[]

Bilgisayar tavsiyesi - indirim zamanı

İş için kullanmalık dizüstü bilgisayar arıyorum. Oyun falan oynamayacağım., Sadece office programları, Uyap kullanacağım bir de dizi film izlerim.

Çok teknik özelliklerinden anlamıyorum maalesef ama kriterlerimden biri ince ve hafif olması ki yanımda taşıyacağım sürekli. Ben Huawei Matebook 14 serisini beğendim mesela. Nasıldır ya da daha başka marka model tavsiyeniz olursa da kabulümdür. Ayrıca yakın zamanda elektronik indirimi vs. olur mu, bekleyeyim mi?

Edit: Bu arada bütçe en fazla 7 bin lira olabilir. O da zorlar.

 
İnce ve hafif olarak Huawei matebook serisi güzel. Bir de Asus Vivobook'lar vardı (Zenbook'lar daha iyi ama daha pahalı olmalı) ama yapım kalitesi olarak eğer bu 14" olanlar metalse, Huawei iyi.

Babalar günü indirimleri var, belki kupon indirim bir şeyler bulursun. Amazon'un prime günü var 21-22 Haziran.
  • nhk ni youkosu  (17.06.21 12:43:54) 
macbook air. tabi tuzlu baya.

amazon prime day kesin bekleyin. şimdiden sepete ekleyip fiyat takibi yapın.
  • xrated  (17.06.21 14:23:50) 
21-22 haziran'da amazon prime indirimleri +1, illa ki bir şey bulursun oradan.


  • Jux  (17.06.21 14:29:52 ~ 14:30:05) 
[]

Yalnızlık ve yalnızlaşmak

Bununla başa çıkabiliyor musunuz ve nasıl ?

Benim hayatta en büyük korkularımdan biri yalnız kalmaktı ve sanırım bu kadar korktuğun için de yavaş yavaş başıma geliyor.

Yalnızlıktan kastım asla sevgilisizlik değil. O da var tabi ama bahsettiğim başka. Öncelikle şunu söyleyeyim tek başına vakit geçiremeyen , yemek yemek için bile tanına birini arayan insanlardan değilim. Tek başıma da pek ala vakit geçirip mutlu olabiliyorum. Ama benim canımı sıkan artık bu tek başınalıklar çoğaldı ve zevkten ziyade mecburiyete döndü. Şöyle özetleyeyim

Benim hiçbir zaman uzun süreli ve düzenli bir ilişkim olmadı. Kısa süreli, bir yere varmayan ve bana hiç de iyi gelmeyen iflört dememeleri yaşadım genelde. Ama sırf bu sebepten kendimi yalnız hissetmemiştim pek. E insanız aşk isteriz tabi ama çok da sorun olmamıştı benim için. Çünkü bir sürü arkadaşım vardı, ailem vardı. Ama sonra iş hayatına atıldık herkes yoğun çalışma temposuna kaptırdı kendini, e sonrasında herkes evlendi çoluğa çocuğa karıştı. Bir de pandemi çıkınca kimseyle doğru dürüst görüşemez olduk. Herkes ailesiyle takılıyor. Bekar olanlar da ilk fırsatta sevgililerine koşuyor.

Ailemde ise 4 sene önce en yakın arkadaşım olan annemi kaybettim. Meğerse ailedeki iletişimi sağlayan annemmiş ve annem gidince aile içi iletişimsizlkler başladı. Kimsenin kimseyle problemi yok ama kimsenin kimseden de haberi yok. Kısacası ailede de yalnızlaştım.

Biraz önce yine 2 hafta evvelden yaptığımız plan içim arkadaşlarım önlerine çıkan başka seçenekleri tercih ettiği için beni ektiler. Tribe girme hemen şöyleydi böyleydi diye açıklama yaptılar ama ben aşırı bozuldum. İkinci seçenek olmak üzdü beni. Biri sevgilisi için biri de ailesi için ekti. Ama hastalık, ya da acil bir durum yok, tamamen keyfi. Biz piknik yapmayı düşünüyorduk bu havada olmaz zaten diyip geçiştirdiler başka seçenek bir aktiviteyi öne sürmediler hemen başla plan yaptılar. Çok kızdım ve bozuldum onlara da söyledim. Abartıyor muyum? Bu arada kendileri karantinalarda sevgilileriyle ufak tatiller yaptılar, görüştüler gezdiler tozdular. Ben ise işten de çıktığım için sürekli evdeyim ve sadece ayda yılda bir onlarla görüşmek için dışarı çıkıyorum. Ve bu plan benim için hem işsizliğim yüzünden hem de uzun süredir evde olmam yüzünden biraz olsun nefes aldıracaktı ve onlar da bunu gayet iyi biliyor. Bu yüzden de çok bozuldum.

Sonuç olarak böyle böyle yalnızlaştım. Benim sevgilim yok ve açıkçası olacağını da düşünmüyorum. Bu konularda çok şanssızımdır. Birlikte vakit geçirdiğim arkadaşlarım kendi ailelerini kurup beni ikinci plana attılar. Ailemden geriye pek bir şey kalmadı. Kalanla da iletişimim yok. Zaman içinde yalnızlaştım ve bu durum beni aşırı üzüyor. Siz bu durumda napardınız ya da napıyorsunuz? Durumu kabul etmek mi lazım? Hep böyle mi devam edecek?

 
öncelikle başınız sağolsun, teyzenin mekanı cennet olsun.

aynı durumdayız, ben de tam olarak sizin durumunuzdayım. tek farkımız sevgilim de var, ailemle de aram iyi, işimi de görece iyi. rahatım yani. ama çok yalnızım. neden böyle hissettiğimi çokça soruyorum ama cevap bulamıyorum.

ben de akışına bıraktım artık. ne enseyi karartıyorum ne de hevesleniyorum. su akar, yatağını bulur diyorum.
  • azzlack  (16.06.21 17:49:23) 
Ben de benzer durumdayım sizinle. Hayatımda sevgili denebilecek biri olduğunda onunla ve onun arkadaşlarıyla vakit geçiriyorum, o kişiden ayrıldığımda tümü hayatımdan çıkıyor ve eski yalnızlığımla tekrar buluşuyorum.

Eskiden bu durumu değiştirmek, belki küçük bir sıcaklık görebilmek için çokça çabalar ve kendime fırsatlar yaratmaya çalışırdım. Bunu yaparken insanlara bir hayli tolerans da gösterirdim, günün sonunda bu sebepten yalnızlığıma ek olarak bir de yıpranmış bir hale bürünürdüm.

Açıkçası artık hiç önemsemiyorum, ben de akışına bıraktım. Eskiden olsaydı sık sık bu durumu düşünüp kendimde bir sorun arayarak üzülürdüm ama artık "Olursa olur, olmazsa olmaz." düşüncesindeyim. Payıma düşeni doğrudan kabul etmiyorum ama onunla ilgilenmiyorum da, önüme bakıyorum.

Ben kesinlikle umutsuz değilim, siz de olumsuz düşüncelere saplanıp onları kendi gerçekliğiniz haline dönüştürmeyin lütfen.
  • kedimedi  (16.06.21 18:06:27 ~ 18:07:26) 
Yalnızlık tercih, yalnızlaşmak ise hayatın doğan bir döngüsü.

Aile üyelerinle yolların elbette günün birinde ayrılacaktı ama bir sevgilin vs. yoksa hâlâ bunu değiştirmek de senin elinde.
  • Avoiding The Puddle  (16.06.21 18:39:10) 
kendimi yalnız hissediyorum öyleyim de zaten. akrabalarımla hiç çok samimi olamadım. zamanla arkadaşım da kalmadı. annemle babam var bir tek. hem bu durum değişsin istiyorum hem de hiçbir şey yapmıyorum. içten içe böyle süreceğini düşünüp kendini gerçekleştiren kehanet olacak diye korkuyorum. bir sevgilim olsa bile günün sonunda yalnız olacağım sanırım ama sevgilim olsun istiyorum falan filan.


  • Sonsuzluk ve Bir Gün  (17.06.21 17:25:43) 
[]

Kan verdikten sonra ...

Yarın ilk defa kan vereceğim. Hastaneye arabayla gitmeyi düşünüyorum da kan verdikten sonra baş dönmesi mide bulantısı vs. çok olur mu? Araba kullanmakta sıkıntı çeker miyim?




 
bi ünite vermedikten sonra bi şey olmaz. hafif tansiyon düşmesi olabilir belki korkudan. bi çikolata götürün verdikten sonra yiyin.


  • jelly bear  (06.09.20 22:50:05) 
kişiden kişiye göre değişiyor etkisi, ben ilk verdiğimde bayılacak gibi olmuştum mesela. ama 30dk sonra filan etkisi geçti


  • aziz dostum jack  (06.09.20 22:53:39) 
1 ay önce test için 9 tüp kan verdim. Birşey olmadı


  • birmilyonunvarmi  (06.09.20 22:56:29) 
kan bağışı değil anladığım kadarı ile.

normalde 2-3 tüp alıyorlar tahlil için bir şey olmaz.

ben kan bağışlarken gözlerim kararmıştı tansiyon düştü heralde.
  • fezagezgini_4  (06.09.20 22:58:44) 
@fezagezgini_4; ameliyat olacak biri için kan bağışlayacağım.


  • proculianus  (06.09.20 23:03:24) 
Tok karna git, bittikten sonra da bir şeyler atıştır. Geri kalanını orda anlatır sağlıkçılar zaten. Yataktan bir kerede kalkma falan diye.


  • pass  (07.09.20 00:19:34) 
şimdiye kadar 14 kez verdim bir şey olduğu yok. tabi bu bir de bünye meselesi. normalde tok karnıma vermem gerekirken aç karnına bile verdim. gittim ardından bir çokoprens ve meyveli suda içtim. doktor sigara içme dedi meyveli soda ile sigara içtim:)

tok karnına gidin, kan verdikten sonra biraz daha dinlenin sedyede. başınızın döndüğünü düşünürseniz sakın kalkmayın.

15.'yi verecekken endoskopi oldum. 1 sene beklemem gerekmiş. yaşadığım müddetçe 3 ayda bir kan vereceğim(L)
  • blue eyes white dragon  (07.09.20 00:30:45) 
Hayatımda birçok kez verdim , bunlardan ikisinde bayılmışlığım var. Elimin üzerinden aldıklarında iğneyi çekince kan fışkırmıştı kan tutması gibi birşey olmuş olabilir.


  • ashleybon  (07.09.20 09:49:57) 
[]

Tek başına takılmak

Diyelim ki bir yere gitmek istiyorsunuz. Bir mekan, bir restoran/cafe, bir müze, veya konser/sinema/tiyatro neyse. Ama çevreniz çok geniş değil. Tanıdığınız 3-5 insan da gelmiyor sizinle. Ya işleri var, ya yorgunlar, ya da başka planları var. Bri bahaneleri var sürekli. Ama siz o an oraya gitmek istiyorsunuz. Ya da haftasonu ya bir çıkayım sahile bir çay içeyim istiyorsunuz. Ama kimse yok, tanıdığınız kimse gelmiyor. Bakıyorum instagramda herkes her hafta pazar kahvaltısında bi yerlerde. Ben de istiyorum arada. Kimseyi bulamıyorum. Siz napıyorsunuz öyle durumlarda? Tek başınıza gidiyor musunuz? Ama bu sürekli böyle. Yani hiçbir zaman hiçkimseyi bulamıyorsunuz takılmak için. Sürekli yalnız takılır mıydınız?
Mesela izne çıkacaksınız ama tatile gidecek kimseniz yok. 2 hafta izin var para da var ama yalnızsınız. Tek başına gider misiniz?
Ben tek başına vakit geçirmekten gayet hoşlanırım aslında. Tek başına oturup bi yerde yemek yiyemeyen insanlar var, tek başına alışveriş yapamayan. Ben öyle biri değilim normalde ama bu bahsettiğim olay biraz başka. Dediğim yerler hep insanların kalabalık gittiği yerler. Herkes bir arkadaş grubunun içindeyken tek başına olunca kendimi çok ezik hissediyorum ve aşırı sıkılıyorum. Bir kere tek başıma tatile gittim. Herkes kalabalık ve çok eğlenirken, ben tek başıma çok sıkıldım mesela. Denize gir çık o kadar. İnsanlarla çabuk kaynaşabilen biri de değilim, gittiğim yerlerde hemen yeni birileriyle de tanışamam.

Sizde durumlar nasıl? Kimse gelmedi diye vaz mı geçiyorsunuz istediğiniz yerleri görmekten yoksa "amaan banane tek başıma da giderim ben"cilerden misiniz?

 
Hocam ben tek gidiyorum ya. İnsanların keyfini beklerken hayatı ertelemeye gerek yok.


  • lcha  (24.07.20 15:37:51) 
Tek başıma gidiyorum:) istediğim bir şeyleri yapmak için kimseyi bekleyemem.


  • pati  (24.07.20 15:42:28) 
tiyatroya tek gitmişliğim çok. bara vs tek gitmedim içmek için. onu aşamadım.

tatile de tek gider miyim emin değilim. gezme amaçlı ise giderim heralde, deniz tatili için zor, sanmıyorum. ama gerçekten gidesim göresim varsa giderim tabii. tatil olsun diye değil.

bir de hiç kimseyi bulamıyor ve oraları görmek istiyorsak zaten yalnız takılmak dışında bir seçenek kalmıyor
  • fezagezgini_4  (24.07.20 15:49:17) 
Ben tatile çıkarım yurt dışında tek başıma. Bence bunda sakınca yok. Ayrıca cafeye gidip ders de çalışırım. Hoşuma bile gider. Spor salonuna da çok gittim yalnız.

Bu arada iyi bir insansanız covid olmasaydı sizinle gezerdim <3
  • howfaristhesky  (24.07.20 15:53:17) 
Tek başıma bara yemek yemeye sinemaya falan giderim ama pazar kahvaltısına gitmem mesela yani sohbetle uzun uzun yapılacak bir şeymiş gibi geliyor kahvaltı. Tatile de tek gitmek zor olur. Gidicek kimse olmasa vazgeçerdim herhalde.

Bence insanlarla kolay kaynaşan tanısan biri değilim vs demek yerine biraz daha deneyebilirsin. 4-5 sene önce bir kızla tanıştım yakın arkadaşım şimdi. Öyle bir gece arkadaş ortamında tanıştık. Hani bir daha görmem diye düşünüyordum. Sonra aralıklarla beni bir yerlere davet etti arkadaş olduk. Fark ettim ki kafasına uyuşan birini görünce takılmaya zaman geçirmeye başlıyor. Çok mantıklı değil mi :) ben de sonradan böyle davranmaya başladım. Düşünüyorum böyle davranarak birçok güzel insan kazandım.
  • turkce konusan uzayli  (24.07.20 16:07:11) 
Tek başıma tatile de gittim, bara da, cafeye, yemeğe de. bir tek konsere gitmedim. Bazen yalnız daha güzel oluyor böyle şeyler ama sürekliyse sıkıcı olabilir. Kimse gelmedi diye vazgeçmezdim sanırım bir yere gitmek istiyorsam. yine de az çok insan edinmek iyidir.


  • aquarium  (24.07.20 16:07:30) 
tek başına barda içmek check
tek başına dışarda yemek yemek check
tek başına sinemaya gitmek zaten check
tek başına yurtdışına gitmek check
tek başına tatile gitmek check

kaldı mı başka ?
gayet de zevk alıyorum. sevdiğim biriyle yapmak kadar zevk almıyorum belki ama gayet keyifli olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.

siz tek başınıza takılırken garip garip size bakanların var ya ta amına koyayım.
ehm evet.
  • kumandanim  (24.07.20 16:08:18) 
En sevdiğim şeylerden biridir barda tek oturup barmenlerle laflamak.


  • zwiegesprach  (24.07.20 16:30:06) 
sevgilim varken bile tek başıma bara müzik dinlemeye / içmeye, sinemaya gidiyordum. spora, bisiklete ( 8 saatlik dağ tırmanışı dahil ) hamak kurmaya yalnız gittiğim çok oluyor. tek başıma tatile gitmedim ama hiç. tatile biraz daha kalabalık eğlence aktivitesi gözüyle bakıyorum sanırım.


  • hasmetizm 2046  (24.07.20 16:35:13) 
Tatil,sinema,konser,kahve-yemek,tiyatro,hepsine tek gitmişliğim var,keyif de alıyorum. İnsanların keyfini bekleyecek kadar uzun değil ömrümüz. Bir bara tek gitmedim,bir de ayakta konsere.


  • asteriks  (24.07.20 17:24:43) 
Tek basima giderim, kendi yapmak istedigim bir sey icin niye baskalarina bagimli olayim ki?

J r r tolkien hayrani +1
  • kuehles blondes  (24.07.20 17:26:55) 
Tatile ya da yeni yerler görmeye yalnız gitmeyi sevmem pek. Ama onun dışında tiyatro, sinema, cafe, yemeğe yalnız başıma çok giderim. Herkes benimle aynı zevkleri paylaşmıyor, hoşlanmayacağını bildiğim arkadaşımı peşimden sürüklemem zaten.

Zaten tiyatro ve sinemaya neden yalnız gitmek istemez insanlar anlamam. İkisinde de diğer insanları rahatsız etmemek ve tamamen odaklanmak için yanımızdakiyle konuşmuyoruz zaten. Filmden çıktıktan sonra film hakkında konuşmak zevkli tamam ama sırf bunun için de yalnız gitmem ben ya deyip kendimi mahrum bırakmak saçma geliyor.
  • black holes in the sky  (24.07.20 17:29:53) 
- 2010'dan beri sinemaya

- 2017'den beri yurtdışına (Öncesinde çıkmışlığım yok)

- 2018'den beri tiyatroya (Çoğunlukla)

Tek başıma gidiyorum. Çok zevkli oluyor. Özellikle yurtdışı gezisi. Sadece birkaç kişi için tek başına olabilme durumumu keserim o kadar.
  • put it in your appropriate place  (24.07.20 17:50:26 ~ 13.03.22 17:00:19) 
Ben de aksine gezmeyi tozmayı tek başıma seviyorum. Daldan dala atlayıp kafama göre karar veriyorum bazen zaman kaybı diye yemek yemiyorum gezmeye devam ediyorum. Yanımda birinin olması bana fazlalık.

Bar ve uzun uzun kahvaltı yapmayı tek yapamıyorum ama. Birileriyle karşılıklı yapılmalı gibi hissediyorum.
  • jazzabel  (24.07.20 23:26:35) 
[]

Sevgisizlikle nasıl başa çıkıyorsunuz?

ve yalnızlıkla? Etrafta herkes çiftken, ailesini kurmuşken siz yalnız olanlar, sevilmeyenler ve büyük ihtimalle de yalnız ölecek olanlar nasıl başa çıkıyorsunuz bununla? Ben kabullenemiyorum bir türlü. Çok zoruma gidiyor.




 
aga neden ya? :D yalnızlık neden eziklik, acınacak şey olarak görülüyor? ne güzel kafamızı dinliyoruz işte. olmaması gereken/anlamsız, içi boş bir birliktelik yaşamaktansa yalnız kalıp kafa dinlemek daha mantıklı. insanın illa ilişkisi olmak zorunda değil ki. ben de bunu anlamıyorum, neden illa sevgili yapmak zorundayız? ben de yalnızlığı savunuyorum ,hadi bakalım :D


  • MtKrt  (25.06.20 11:53:34) 
ben de çift olabilirdim, ben de aile olabilirdim, denedim olmadı diyor günümü yaşamaya çalışıyorum. karşıma güzel bir insan çıkarsa ne ala, çıkmazsa sağlık olsun.

yalnız ölecek olmak? illaki dört duvar arasında, evde kimse yokken, mutfaktan bir şey alamayacak kadar takatsizken yatakta öleceksin diye bir şey yok. yani bu ihtimali düşünüp kafayı yeme. bir saat sonra başına saksı düşerek de ölebilirsin, akşam balkona çıktığında serseri bir kurşunla da ölebilirsin. yarın kalp krizi geçirip de ölebilirsin. ne zaman ve nasıl olacağı meçhul bir olayın ihtimallerinden biri bu "yalnız ölmek".

hem etrafında on kişi olsa ne olur? sonuçta yok oluyorsun :D
parti sensiz devam edecek.
  • tabudeviren  (25.06.20 11:55:54 ~ 11:59:02) 
Zaman zaman çok yoğun bu düşüncelere dalıyorum sonra aman yia sağlığım yerinde,annem babam sağlıklı ve sağ deyip işin içinden cıkmaya calısıyorum.
Ama insan bir süre sonra neden ben hep değersiz hisseden,neden karşıma çıkan herkes şöyle böyle,neden ben böyleyime dönüyor akabinde kendini suçlama ve kapanış

  • chemnil  (25.06.20 11:59:14) 
yalnızlıkla tek başına olma hâli ve sevgisizlik farklı şeyler.
yanımda olan insanın beni (yeterince) sevmediğini hissedersem hayatımdan çıkartırım çünkü yanındakinin seni sevmemesi insanı yıpratan ve örseleyen bir şey.

tek başına olmak sevgisizlik demek değil ki.
bunu kabullenmeyip sorun haline getirene kadar çözüm bulmak daha mantıklı bence.
sevgili istiyorsanız sevgili bulun, sevgili istemiyorsanız kendinize yetin.
melankoli insanı yoran bir şey.

bir de tabii sevginin ve sevgiden anladığınızın ne olduğu önemli.
insanın yanında birinin olması, hatta birinin aile kurmuş olması sevgiye boğulduğu anlamına gelmiyor.
asıl sorun bu algıda bence.
ondan sonra sırf yalnız kalmamak için sevmediğin ya da seni sevmeyen insanların yanında kalıyorsun.
ilişki değil alışkanlık yaşıyorsun, ömür geçip gidiyor.
bazen insanın kendine olan sevgisi diğer şeylerden daha ağır basabilmeli.
  • blatta hiberna  (25.06.20 12:03:38 ~ 12:18:01) 
ben başa çıkamıyorum. sevildiğimi hissetmek istiyorum, sevildiğimi hissedersem herşey daha güzel olacakmış gibi geliyor.


  • mrtkp1234  (25.06.20 12:07:41) 
Herkes sevmek ve sevilmek ister ama bazen de olmayınca olmuyor. Hem insanın kafası rahat oluyor. İşe daha çok odaklanıyorum, kafamı işle meşgul etmeye çalışıyorum.


  • stejerners  (25.06.20 12:11:00) 
sorunda bir suru sey var. her biri icin ayri ayri konusmak gerekiyor.

sevgi, yalnizlik, ciftler-aile, kiyaslama, sevilmemek, yalnizlik, kabullenmemek, zoruna gitmek.

bunlarin her biri hakkinda saatlerce konusulmali ki konu anlasilabilsin. cok yuzeysel yasadigimiz icin kelimeden kelimeye atliyoruz. konudan konuya. kullandigimiz kelimeleri cok ezbere kullaniyoruz. bir yerde durup temiz dusunmuyoruz.
sevgi kelimesi sevgi degil. sevgi; baglilik, arzu ve istek, bilinen sevgi hissi veya kendini ona feda etmek de degil.

soyleyecegim o ki; kafandaki dusuncelerle bogusuyorun. gercek oyle degil. her seyden suphe duy.
  • Leonardo~Da~Vinci  (25.06.20 12:19:19 ~ 12:20:43) 
4-5 samimi arkadaşım var yalnız değilim, sevgilim yok diye yalnız değilim. şu an yok diye (yaş 28 daha gencim:)) yalnız ölecek değilim.

niye yalnız olduğunuzu sorgulayıp ona göre hamleler yapabilirsiniz.
  • fezagezgini  (25.06.20 12:36:59 ~ 12:37:24) 
dertsizlikten oluyor bunlar. başında dert olsa sevgisizlik ya da bir eş bulamaman çok da umrunda olmazdı. belli bir yaştan sonra bu duygu gidiyor.


  • false pretension  (25.06.20 14:15:27) 
ahiret inancı ile


  • bir soru sorcam  (25.06.20 14:20:37 ~ 14:20:51) 
Kendimi yalnız hissediyorum ama sevgisiz hissetmiyorum. Ne zaman, nerede, ne şekilde öleceğimi düşünmedim hiç. Evlenir miyim, hayatıma biri girer mi bilmiyorum. Doğru bir ilişki yaşamanın çok kolay olmadığının farkındayım ama ümitsiz de değilim. Bu saydıkların arasında bence en kötüsü sevgisizlik. Ne olursa olsun sevgisiz kalacağımı düşünmedim hiçbir zaman. Ailem var, yaptığım iş diğer insanlarla derin bağlar kurmama imkan veriyor (öğretmenim), sevgisiz kalmam sanırım. Kimse de kalmasın, en acısı o bence.


  • epistemic_regress  (25.06.20 14:36:43) 
Şu an yalnız olmam yalnız öleceğim anlamına gelmiyor. Ümitsiz değilim. Ayrıca böyle ekstrem sayılabilecek karamsar düşünceleri olan ve sürekli negatif konuşan insanların sevgili bulamamasına şaşırmıyorum.


  • greendo  (25.06.20 17:24:23) 
[]

Seviyorsam gidip konuşayım mi?

Biri var. Ortak yaptığımız bir iş dolayısıyla tanıştık. Şöyle ki patronumun oğlunun arkadaşı. Aynı işi yapıyoruz, patronum ona yardım ediyor o da bize yardım ediyor ara ara. Yani her gün görüşmüyoruz, 2-3 ayda bir. Mesafeli bir ilişki mevcut. Sizli-bizli, hanımlı beyli konuşuyoruz birbirimizle. Yakınlık sayılabilecek tek şey instagramdan takipleşiyoruz. Onu da ben ekledim. Tanışalı da nerdeyse 2 yıl oluyor.
Konuya gelirsek ben kendisinden biraz hoşlanıyorum. Bunu da çok olmasa da birazcık belli ettim gibi. Sizli bizli muhabbetin ve iş ilişkisinin dışına çıkmaya çalıştım ama o çok mesafeli ve bu mesafenin dışına çıkma isteği de yok gibi. Ben de bu konularda karşı taraftan ışık göremezsem hiçbir şekilde devam etmiyorum. Ama öyle olunca da aklıma takılı kalıyor.
Şimdi bu arkadaşımız belli ki bana karşı bir şey hissetmiyor. Ben yazsam mı yazmasam mı çok kararsızım. Yazsam ne yazacağımı bilmiyorum. İki kelime muhabbet denemediğim adama direkt senden hoşlanıyorum denmez konuya nasıl gireceğim kokusunda da aşırı beveriksizim. Karantina döneminde de malum insan her şeyi düşünüyor. Şimdi sorum şu;

1) Ona yazıp da kendisinden olumsuz bir karşılık alıp net bir şekilde reddedilip yoluma devam mı etsem? Ki bu durumda her ne kadar bunu bilsem de kalbim çok kırılacak. Ve en önemlisi de rezil olacağımı düşünüyorum, sanki aramızdaki profesyonellik son bulacak. Şu an bana çok saygılı ve kibar davranıyor. O kalmayacak gibi. Belki şımaracak, havalanacak ve kibirlenicek.

2) Diğer seçenek de hiçbir şekilde yazmayıp bu konuda hiçbir şey yapmayıp aynı bu şekilde onu kafama takmaya devam etmek? Bu durumda özgüvenime bir şey olmayacak belki ama zamanımı boşa harcamış olacağım. Kafamı hep meşgul edecek. Belki yıllar sonra bile belki söylesem bi şans verirdi zamanla severdi ihtimali düşüncesi olacak.(ki hiç sanmıyorum)

Ne yapmamı önerirsiniz? Siz olsanız ne yapardınız?

 
bence bir şey yapma. yani tanışmadan benden nasıl hoşlandın gibi şeyler düşünebilir. Akışına bırak diyeyim ben.


  • bugun hava gunluk gureslik  (07.04.20 17:21:37) 
söylediğinde sana şans verecek olsaydı bunu belli ederdi zaten. bence senden hoşlanmıyor olduğu gerçeğini kabul et ve unut onu. mesaj falan da atma. karantina döneminde olduğundan kafana takıyorsun, başka şeylerle uğraş.


  • pearson  (07.04.20 17:28:22) 
Yazma bacım yazacaksan da öyle yazma. Instagram'dan alakasız bir şekilde rastgele bir konudan gir.


  • bigcaptain  (07.04.20 18:00:58) 
karantinada insanın aklına her şey geliyor. iki yılda bir ilerleme olurdu zaten. elinden geleni yapmışsın bence.


  • not dark yet  (07.04.20 18:07:21) 
Bu insani ne kadar iyi taniyorsunuz da seviyorum diyorsunuz? Sizli bizli konustugunuz, iki kelime muhabbet denemediginiz birisini o kadar da iyi tanimadiginizi varsayabiliriz sanirim. Daha fazla tanimaya calissaniza madem. Siradan seylerle ilgili muhabbet acin, ortak noktaniz isle ilgiliyse onunla ilgili ama ayni zamanda kisisel alana cekilebilecek birseyden bahsedin (birseyler denedim demissiniz ama orasi cok net degil, tam olarak nasil konustunuz?). Islerin bu dönemde nasil etkilendiginden falan lafa girin. Onun bu dönemde ne yaptigini sorun. Her erkek sizin ondan hoslanabileceginizi anlayacak diye birsey yok, biraz yol yapmaniz gerekir bazen. Bodoslama hoslaniyorum senden diye girmeyin ama mesela mesajda sizli konusmayarak ufak bir sinyal verebilirsiniz, bu onu cesaretlendirebilir. Eger beklediginiz tepki gelmezse bunda rezil oluncak birsey yok, yine normal profesyonel iliskinize dönersiniz. Bazen böyle ufak risklere deger.


  • catgroove  (07.04.20 18:25:59 ~ 18:28:48) 
senden hoşlansaydı yüz kez adım atmıştı bu çok net. hoşlandığını sezdirmene rağmen renk vermiyor. instagramdan eklemene rağmen muhabbet açmıyor. 2 yıldır tanıyor herhangi bir adım yok. açılırsan 1. şık gerçekleşecek ve kalbim kırılacak dediğin durumu yaşayacaksın. tercih senin.


  • anais  (07.04.20 18:42:50) 
1. Durum madem bu kadar üzecek yazma. Ama kafanı çok meşgul etmesine de izin verme, başka insan mi yok


  • aquarium  (07.04.20 19:12:29) 
Konusma. Hatta bence instagramdan da cikar. O da seni goremesin. Zaten biseylerden iskillenmis olsa hayirdir niye cikardin diye sorar. Sormazsa da zaten gule gule. Unutursun.. ayrica hic ortak bisey yapmadan nasil hoslaniyorsun, belki tanidikca sevmeyeceksin.


  • füt  (07.04.20 22:31:11) 
[]

Odaklanma problemi

Uzun süre bir şeye odaklanamıyorum. Çalışırken mesela, bir ile başlıyorum hop ordan başka bir işe geçiyorum.
Kitap okuyayım diyorum kitap ne kadar sürükleyici olursa olsun 5-10 sayfaokuyuo sonra bırakıyorum.
Dizi deseniz, bir oturuşta bir sezon bitirenler var. Ben arka arkaya en fazla 3 bölüm izleyebilirim. O da aşşırı merak uyandırırsa falan.
Biraz önce mesela kitap aldım elime sonra pat diye instagramda gezerken buldum kendimi.
Kısacası olmuyor uzun süre tek bi işe odaklanamıyprum. Daldan dala atlıyorum. Sizde durum nasıl? Bu durum nasıl düzelir?

 
Bende de aynı durum var, benimki bayağı anksiyete boyutunda. Günün belli saatlerinde telefonunu bir süreliğine uzağa koyabilirsin. Her yere yaziyorum, buraya da yazicam, spor çok iyi geliyor. Bir de pomodore falan uygulayabilirsen o tarz şeyler yap. Planlı olmak lazım, şu saatlerde şunu yapicam tarzı planlar yapmak lazım.

Kitap okuyamıyorum hala mesela, ben de storytel e üye oldum, dinliyorum.

Ha bir de meditasyon.
  • epistemic_regress  (06.02.20 23:18:34) 
Takip edeyim bende de aynı sorun var.


  • retarder  (10.02.20 01:37:39) 
[]

Hoşlandığınız kişinin...

Sizden daha iyi şartlarda olması sizde de kötü bir hisse (özgüven kaybı, yetersizlik, ona layık olmama vs.) sebep oluyor mu?

Daha iyi şartlardan kastım, sadece mal mülk yani maddi durum değil. Evet ınu da kastediyorum ama bunun dışında mesela sizden daha yetenekli olması, belki daha güzel/yakışıklı olması, ekstra hobilerinin veya ilgi alanlarının olması gibi. Ben hoşlandığım kişinin sürekli seyahat etmesi dünyayı dolaşması her fırsatta gezmesini çok kıskanıyorum mesela. Kesinlikle çok hoşuma gidiyor ama ben bunu istediğim halde bir şeyleri bahane ederek yapamadığım için ezik hissediyorum karşısında. Yetersiz ona layık değilmişim gibi. Ben hiç yurt dışına çıkmamışken o dünyayı geziyor. Napsın ki beni falan diyorum. Ya da onun arabası var mesela Ben metrobüse biniyorum gibi.

Sizde de oluyor mu böyle şeyler? :/

 
Hem de nasıl.

Son hoşlandığım, bayağı hoşlandığım insan biraz gıcık, mesafeli gibi olmasına rağmen inanılmaz yetenekli, zeki, entelektüel, aklı başındaydı. Ailesini bırakıp Türkiye'de gelmiş yıllar önce. Sık sık Avrupa'ya, Hindistan'a gidip geliyordu. Evinde bir balkonu vardı, dünyanın dört bir yanından getirttiği bitkiler, kuşlar. Papağan ı vardı herifin, Yeni Zelanda'dan üşenmemiş getirtmiş. Uyuduğu odanın bile tavanı egzotik otlarla, bitkilerle, çalı çırpıyla kaplıydı. Hiç yeni eşya almazdı, milletin kullanıp attığı sağlam bir sürü eşyayı sokak sokak dolaşıp topluyor, güzelce temizleyip tamir edip evine götürüyordu. Bir müzik grubu vardı, sesi çok iyi değildi ama yazdıkları muazzamdı.

Bense yatak çarşafını değiştirmeye üşenen bir tipim. Kendimi ona layık göremedim. Acısını da çektim bir süre tabii. Ama beni ne kadar yavan gördüğünü bakışlarından okumak kahrediyordu.
  • epistemic_regress  (24.11.19 18:07:53) 
Valla bende olmuyor, dediğin durumlarda da olmadı. Olsa olsa imrenirdim helal be kendini ne güzel geliştirmiş derdim. Tabi bunları kendi dişiyle tırnağıyla yapmadıysa yani zaten çok fazla imkanlara sahip olarak geldiyse dünyaya imrenmeyebilirdim de.


  • Amaranta ursula  (24.11.19 18:18:51) 
Hiç olmaz. Çünkü aksine daha bile güzel, kendime daha çok şey katabilirim.


  • superfluid  (24.11.19 18:42:29) 
Olmuyor. İnsanların "napayım ki bunui" diyeceği bir insan olduğumu düşünmüyorum zira.


  • sopiro  (24.11.19 20:09:26) 
oluyor.

onu haketmedigimi ve uyusamayacagimizi dusunuyorum. beni istemeyecegini, hoslansa bile benden sikilacagini dusunuyorum.
  • batlegolas  (25.11.19 04:13:10) 
[]

Bu kin duygusu mudur?

Merhabalar,
Aklıma bir şey takıldı. Ben fil hafızalı bir insanımdır. Birinin bana söylediği güzel şeyleri de kötü şeyleri de (ama özellikle de kötü şeyleri) hiç unutmam. Daha doğrusu söylenilen şey karşısında yoğun bir şey hissettiysem (mutluluk veya öfke gibi) o olayı unutmam.

Mesela en yakın arkadaşımın bana bundan 10 sene önce söylediği ve çok kırıldığım bir şeyi hala hatırlarım. Ama şu an arkadaşlığıma devam ediyorum. Konusu açıldığında da "Bak sen bana böyle bir şey demiştin, nasıl gıcık olmuştum sana" falan derim hafif sitemkar bir tavırla ama devam ederiz hayatımıza. Yani o olayı tekrar hatırlatıp tavır koymam ya da misilleme yapmam. Arkadaşım bundan dolayı bana kincisin sen diyor. Sizce bu kin duygusu mudur?

Bence kincilik bu değil. Ona kin duymuş olsam intikam almak isterim ya da misilleme yapmak isterim ya da arkadaşlığıma devam etmem. Ben bunları yapmıyorum. Sadece hafızam çok kuvvetli ve insanların bana hissettirdiklerini çok net hatırlıyorum.

Siz ne düşünüyorsunuz? Ben kinci miyim size?

 
Bu benim de kafamı karıştıran bir mevzu. Bence kin birine yaptığı/yapmadığı bir seyden ötürü kötü his/intikam benzeri şeyler beslemek. Yani aklınıza geldiğinde bu yönde bir tavır sergilemiyorsanız bence kin değil.


  • Amaranta ursula  (14.01.19 16:31:22) 
Kinci ne demek bilmiyorum ama takıntılısın. Bence bu bir hastalık.

Ölüp gideceğiz abicim ya kim ne demiş unut gitsin. Biraz gelişigüzel yaşa. İnsanları ve yaptıkları şeyleri umursama.
  • diffarentiationation  (14.01.19 16:31:45) 
@diffarentiationation; aslında takıntılı bir şekilde bunları düşünüp durmuyorum. Ama o olaya benzer bi şey gördüğümde ya da o konuyla ilgili mevzu açıldığında hatırlıyorum bunları.


  • proculianus  (14.01.19 16:33:42) 
bi arkadaşım var senin gibi, seneler önce yaptığım bir hatayı böyle arada bir dile getirir. kinci mi bilmiyorum ama takıntılı geliyor bana.


  • kronik  (14.01.19 16:34:16) 
Sağlıklı bir durum değil. O an tepkini koymuşsan bir sorun yok ama hem o an tepkini koymayıp hem de yıllarca bunu hatırlatıyorsan bütün ikili ilişkilerinde çok büyük sıkıntı oluşturur. Arkadaş neyse de, hayatını paylaşacağın insana büyük işkence.


  • ruhen hastayim ben  (14.01.19 16:38:26) 
Ben de unutamam ama söylemem de.. Yani üstünden geçmişsin, konu kapanmış yıllar sonra hatırlatmak bence kincilik. Söylüyorsun arkadaşını üzüyorsun başka bir amacın yok. Ne kazanacaksın ki yoksa söylemenle söylememen arasındaki fark nedir? bu kin değilse ne?


  • lcha  (14.01.19 16:39:33 ~ 16:40:26) 
kin olmayabilir ama bu tarz bir insanla iliski kurmak cok rahatsiz edici onu soyleyebilirim (diger kisinin penceresinden). normali, bence su olmali, eger kirildiysaniz karsiniza alir konusursunuz, suna kirildim diye, karsidaki hatasini anlar ve hayatiniza devam edersiniz. yapmaya devam ediyorsa ya da yapmaya devam etmiyorsa ama siz bu kirginligi atlatamiyorsaniz iliskiye devam edip etmemeyi gozden gecirirsiniz. eger devam etmeye karar verirseniz artik lafini etmezsiniz.

surekli isitip isitip sen bana bunu demistin demek olmaz, yani ya 'make peace with it' ya da gorusme. ben karsi taraf olsam aynen bunu talep ederim, ozur dilerim ama devam etmek istiyorsan isitip isitip onume getirme derim. getirmeye devam ederse ben iliskimi keserim.
  • kassiopeia  (14.01.19 16:58:35) 
egon cok kuvvetli, hafizan degil.

bas gec soylenenleri. ne isine yariyor kafanda tutman?
  • Leonardo~Da~Vinci  (14.01.19 17:13:32) 
da vinci +1

kindarsin. saglikli degil. keskin sirke kupune zarar, arkadasinin 10 sene once yaptigi sey umrunda olmaz ama sen icin icin yanmaya devam edersin.
  • JohnOakley  (14.01.19 18:23:06) 
Boyle bi kiz arkadasim vardi iyi kizdi ama hayati zindan ediyordu. Her tartismada 3 ay once dedigim seyi onume getiriyordu.

Siz saniyorsunuz ki biz salagiz olaylari hatirlamiyoruz, bir tek sizin hafiza guclu saniyorsunuz.
Biz de hatirliyoruz ama sallamiyoruz.

Boyle hayat gecmez, buna da kindarlik denmez. Ben kindar bi insanim bana pislik yaptiysa unutmam ona da yaparim. Ama hergun kafasini utulemem.
  • acemi  (14.01.19 19:12:54) 
Karşılığını vermiyorsanız kindar değilsiniz. Üstelik hala görüşmeye devam ediyorsanız. Ama arkadaşınıza arada sen bana şunu bunu yapmıştın derseniz kabahatli olmalarına rağmen hoşlarına gitmez.


  • meraklitursucu  (14.01.19 22:21:23) 
[]

İlişkide kadının büyük olması

Hakkında ne düşünüyorsunuz? Ben bu konuda birwz katı ve geri kafalıyım galiba. Benden 1 yaş bile küçük erkeği istemiyorum. Hoşlandığım birinin benden 2-3 yaş küçük olduğunu öğrendiğimde aa olmaz o zaman falan diyorum.

Siz ne düşünüyorsunuz?


 
Bullshit. Büyük olsa nolur küçük olsa nolur? Toplumsal dayatmalar işte..


  • veritaslibertas  (25.12.18 13:03:01 ~ 13:03:17) 
Senin gibi düşünüyorum


  • pati  (25.12.18 13:04:20) 
Senin gibi düşünüyorum+1

Hatta arttırıp erkeğin 2-3 yaş büyük olması bile az bence. Min. +5 ideal.
Edit: Bende toplum dayatması olarak ya da elalem ne der' den ziyade çocukça geliyor küçük ya da yaşıt erkeklerin tavırları, hayat görüşleri.
  • Amaranta ursula  (25.12.18 13:10:06 ~ 13:32:51) 
Benim 5 yas kucuklerim teyze gibi geliyor.


  • acemi  (25.12.18 13:12:14) 
erkeğim, eşim benden 2 yaş büyük.
bir önceki sevgilim de benden 3 yaş büyüktü.

biraz karakter meselesi.
  • işimdeyim gücümdeyim  (25.12.18 13:15:45) 
Esum bende. 1.5 yas buyuk. Gayet de iyi anlasiyoruz


  • tar minastir  (25.12.18 13:22:18) 
Kesinlikle toplum dayatması olduğuna katılıyorum ama böyle düşünmeme de engel olamıyorum. Biraz "elalem ne der"cilik var bende. Aa kız oğlandan büyükmüş yaşlanır bu hemen, ya da adam ilerde genç kız arar napsın karısı yaşlı zaten vs. gibi dedikodulara maruz kalmak istemiyorum.


  • proculianus  (25.12.18 13:22:46) 
Benim hiç olmadı ama olması kadar doğal bir şey yok.


  • lcha  (25.12.18 13:24:20) 
Ben de öyle düşünürdüm, eşim benden 9 ay küçük. Ben kadınım.


  • SiyamkedisiZorro  (25.12.18 13:30:22 ~ 13:30:53) 
Bence problem yok.


  • datnet  (25.12.18 13:42:25) 
Elalem ne der, dedikoduya maruz kalmayayım diye diye bu sefer kimseyi bulamazsın, insanlar naparsan yap konuşacak. Zira kimseyi bulamasan da konuşacak.


  • bugunku antremanda goz dolduran futbolcu  (25.12.18 13:53:09) 
Hic problem olmuyor, bizzat yasadim yaşıyorum super bi sey.

Ha ama sizin yaşınız da önemli. 25 yaşındaysanız; 23 yaşında biriyle birlikte olmak istememek anlasilabilir.

Ama 35 iseniz, 33 ile hic sorun olmaz.
  • fever  (25.12.18 13:55:14) 
biraz katı ve geri kafalı olduğunuzu


  • mirty  (25.12.18 14:23:43) 
Ben de biraz senin gibiydim, kendinden küçük erkeklerle konuşan arkadaşımla şakasına dalga geçerdim kardeşin yaşında diye, şu an kendimden 6 yaş küçük bir erkekle birlikteyim fjfhd.
Kafalar uyuşunca çok da güzel oluyomuş meğersem, büyük konuşma derim ne olacağı belli olmuyor :D

  • zetsuboushita  (25.12.18 14:54:51 ~ 14:59:06) 
Bugüne kadar benden küçük erkeklere hep kardeşim gözüyle baktım. Erkek olarak görmüyorum küçükse.


  • purrty ploop  (25.12.18 15:04:00) 
Hiç katılmıyorum.


  • ravenclaw  (25.12.18 15:11:56) 
Hic umrumda olmaz. Yasa takilanlari anlayamiyorum.


  • mcmc  (25.12.18 18:47:01) 
siz bilirsiniz, olabilir. kadınların kriterleri bitmiyor ki zaten:)


  • nothing in my way  (25.12.18 18:59:57) 
Katılıyorum. Kadın benden genç olmalı. Çer çöp veya doğurganlığını yitirmiş biriyle tek gecelik ilişki dışında birlikte olmam


  • Delay Fuze  (25.12.18 19:56:55) 
2-3 yaşa kadar takılmıyorum, benden büyük de olabilir küçük de. Ama daha fazla yaş farkını pek tercih etmem.


  • i m cool with that  (25.12.18 20:08:36) 
[]

Şu iki mont bu kadar para eder mi?

1) www.trendyol.com

2) www.trendyol.com

Her şey aşşırı pahalı ama yine de bu montlar sizce bu kadar para eder mi? Sıcak tutar mı? Bir de nasıl sizce, güzeller mi?

 
Konu mankenleri gibi vücudun varsa çok da güzel yakışır

Yoksa alma boşuna
  • bana her yer cehennem  (26.09.18 13:07:40) 
bana ucuz gibi geldi ama zaten o mankenler gibi vücudun varsa ne giysen yakışır dert etme


  • captainobvious  (26.09.18 13:09:41) 
Fiyatı gayet uygun bence. Güzellermiş.


  • eazy  (26.09.18 13:10:29) 
manken gibi vucuda gerek yok, montlar güzel, yakışır.
fiyatlar uygun.
çok sıcak tutacağını sanmam.
taba olan daha güzel. diğeri demode duruyor.
  • elorelia  (26.09.18 13:19:52) 
ahah manken olmaya ne gerek var bu paltolar için anlamadım ama mont için fiyatlar uygun. çok sıcak tutacağını sanmam ama.


  • kronik  (26.09.18 13:55:37) 
Kaşe Kaban için ucuz bir rakam 200 tl, en az 500 tl dir iyi bir kaşe kaban. Eğer 200 gibi bir fiyat skalan varsa OXXO'dan falan bakmanı öneririm.


  • perfectum  (26.09.18 13:58:00) 
siyah olan çok çirkin ve sıcak tutmaz gibi görünüyor.

diğeri fena değil ama o para etmez
  • fragile lady  (26.09.18 14:42:26) 
Hatunlar güzelmiş. Lol

İkinci mont da güzel
  • Delay Fuze  (26.09.18 18:47:12) 
açık renk fena değil. istanbul'da isen idare eder. daha soğuk bir yerdeysen değişir.


  • Neill  (26.09.18 19:14:20) 
[]

Bu alerjik rinitin tedavisi yok mu?

Ben bıktım valla bu illetten. Hayat kalitem sıfır resmen. Bir de sanırım benimki ileri seviyede. Gözlerim sürekli sulanıyor, kaşınıyor ve kızarıyor. Burnum hep tıkalı. Sabahları nasıl iğrenç bi şekilde uyanıyorum anlatamam. Ağzımdan nefes aldığım için ağzım açık uyuyorum haliyle ve sabah uyandığımda ağzımda pas gibi bir şey oluşuyor. Cidden öğürerek uyanıyorum. Hapşırık krizi zaten hak getire. Hasta mısın sorularından çok sıkıldım. Ama sürekli hasta gibiyim. İlaç kullanmıyorum çünkü hiçbir işe yaramıyor. Ve bütün sene böyleyim nerdeyse. Bahar aylarında daha fazla olsa da diper aylarda da rahat değilim.

Tıp dünyasında bu hastalığın bir çaresi yok mudur?


 
hazir gidayi kes, abur cubur yeme
spor yap
burun kemigi egriligi ya da konka eti olabilir kontrol ettir
yatak odandaki alerjenleri kontrol et
hava temizliyici aletlerden kaliteli olani butcen varsa al

hepsini yapmiyorum ama azaltiyor
bir de
deneysel igne tedavisi var, 2-3 yil suren
ben usendim yaptirmadim
  • technicalte  (09.09.18 22:18:26) 
@technicalte; ali159+1 kemik eğriliğim vardı ameliyat oldum ama hala bu saydıklarım var.

İğne tedavisi duymuştum nasıldır acaba? İşe yarar mı?
  • proculianus  (09.09.18 22:43:08) 
@ali159; Test değil, ilaç veriliyormuş sanırım. Belirtileri azaltan bir iğne varmış ara ara yapılan bir ara bir yerde okudum ama net bilmiyorum nasıl olduğunu.


  • proculianus  (09.09.18 23:05:08) 
alerji doktoru bulup randevu alın.ben de 1 sene önceye kadar sizin durumunuzdaydım, önce neye karşı alerjim olduğunu belirlediler ve ona göre bir ilaç satın aldırdılar, tedavi başında her hafta gidip ilaç vuruldum, şu an 3 ayda bir iğne oluyorum ve tedavi başladığından beri 1 kere bile burnum akmadı.ilaç da sizin alerjinizin olduğu maddenin yüksek konsantrasyonu gibi düşünün onu vücuda verince artık tepki göstermeyi kesiyor.


  • valkin rockefeller  (09.09.18 23:39:26) 
ben 2 aydan fazla bunu çektikten sonra kbb'ye gittim. gitmeden 2 ay kulaklarım basınçtan patlayacaktı. aircomb diye bir hap ve avamys diye bir burun spreyi verdi. onları kullanınca geçti.


  • nothing in my way  (10.09.18 00:14:32 ~ 00:15:38) 
[]

Yeni birileriyle tanışmayı istemek ama aslında istememek?

Of ben tek başıma tatile geldim ve sanırım depresyona girdim. Çünkü yabaniyim ve çok yalnızım. Tek başına tatile gitmeyin arkadaşlar yalnızlığınızı yüzünüze tokat gibi çarpıyorlar. Herkes çok eğleniyor.

Şimdi efenim ben en son 5 sene önce falan yeni biriyle tanıştım galiba. Ben yeni birileriyle tanışamıyorum. İstiyorum aslında ama istemiyormuş gibi davranıyorum sanki. Tek başımayken birinin yanıma gelip konuşmak istediğini anladığımda hemen telefonumla ilgileniyorum, telefonla konuşuyormuş gibi yapıyorum. Böyle bir salaklık işte. Ki birilerinin benim yanıma gelip konuşmak istemesi durumu da çok sık gelmez başıma.
Niye derseniz bilmiyorum. Panikliyorum. Muhabbeti ilerletemem diye korkuyorum. Karşımdaki sıkılır diye korkuyorum. Benimle ilgili kötü bir şey düşünür diye korkuyorum. Hep başkalarının benim hakkımda ne düşündüğüyle ilgilenen bir insan oldum zaten. Ama hep cool görünmeye çalıştım. Bir de mesela alkol kullanmam ben, ne bileyim herkesin yapabildiği şeyleri yapamam yüzme bilmiyorum, bisiklete binmesini bilmiyorum vs gibi. Muhabbet ilerler de e sen hiçbir şey beceremiyorsun, yaşamıyorsun ki sen yorumlarını duymak istemiyorum ki çok duydum böyle şeyleri. Bu arada kendi arkadaş ortamımda gayet eğlenceli bir tipim aslında. Öyle hiç konuşmayan bir köşede oturup muhabbete dahil olmayan biri canlanmasın gözünüzde. Sadece yeni insanlarla tanışamıyorum. Ve tek başıma yapamıyorum bunu. Yanımda arkadaşlarım olsa yeni biriyle tanışır muhabbet ederim. Daha rahat hissediyorum o zaman çünkü.
Takdir edersiniz ki sevgilim yok ve hiç olmadı da. Yaş oldu 28.
Ben bu yabanilikten nasıl kurtulucam? Ben hayatı yaşamıyor muyum cidden? Niye böyleyim? Nasıl düzelicem? Ya da düzelmesi gereken bir şey mi bu yoksa ben de böyleyim diye kabullenmeli miyim?
Karman çorman bir anlatım oldu kusura bakmayın.

 
Bu yaşadığınız şeylerin aynısını ben de yaşıyorum. Bence bizim gibi olanları toplumdan ayıklasınlar artık :(


  • sacrilegious  (26.07.18 01:11:03) 
baslangic olarak yuzmeyi ve bisiklete binmeyi ogrenebilirsin. hem baskalarinin eksik gorecegini dusundugun seyleri ortadan kaldir, hem de kendine buyuk bi iyilik yapmis ol.

kisa vadedeyse bundan kurtulman cok zor. esek kadar adamin (adam degilsen arda turan beni affetsin) aliskanliklari degismez kolay kolay. bu sebepten onerim: alkole basla ufak ufak. alkolluyken mantigindan arinip alistigin benliginden siyrilirsan, yabaniligini daha rahat atabilirsin yeni insanlara karsi.
  • ateistanbul  (26.07.18 01:19:18) 
bisiklet kolay. kendi başına hallet. sele'yi oturağı yere yakın tut. dizlerine bi şey sar. kendini yere at üstündeyken. bi daha düşmekten korkmazsın. hızlanınca denge kendiliğinden sağlanıyor, fiziken şart bu. senden sebep değil. dikkat ettiysen yere değmeyenler hep hareket edenler, öbürleri cambaz


  • esref  (26.07.18 01:26:16) 
bokunu çıkarmadan alkol al. yardımcı olacaktır.


  • false pretension  (26.07.18 01:35:32) 
benden de tavsiye, tatildesin, dışarı çıkmadan o telefonunu odanda bırak.böylece biri gelince telefonuna sarılmazsın.


  • senolll  (26.07.18 01:54:14) 
Ben de yabaniyim ve bayramda tek başıma tatile gideceğim. İlk cümlelerin korkuttu beni :/


  • pati  (26.07.18 07:08:33) 
Ne tur bir tatildesiniz? Deniz kenariysa durum fena. Deniz kenari tatile gidip yuzme bilmemek?


  • ykyt  (26.07.18 09:55:43) 
Kendini olduğun gibi kabul edip nasıl sevebileceğini öğrenmelisin, ayrıca insanların hakkında düşündüklerini neden önemsiyorsun ki 5 dakika sonra kimse hatırlamıyor bile. Biz insanız düzeltilecek eşyalar değiliz kendi kalıplara sokmaya çalışma, hepimiz farklı renklere sahibiz en güzel tarafı da bu bence. Tek başına tatile çıkmak da çok güzel keşke benim de fırsatım olsa, daha çok yazardım ama toplantıdayım :) iyi tatiller.


  • mirty  (26.07.18 10:39:27) 
Aa ben :) karşındakini sıkarım diye zamanında ben de çok düşündüm, millet çok eğlenceli, ağzı laf yapıyor vuhuu. Bense gereksiz konuşmaları gereksiz bulurum, çok konuşan enerjik insanları da sevmem.

Sonra dedim ki o sıkılıyorsa ben de sıkılıyorum ağbi. O konuşmak isteyip sıkılıyosa ben tanımadığım, konuşmak isteyen bi insan tarafından sıkılıyorum. O zaman o da farklı bi şekilde sıkıcı. Böyle düşününce o özgüvensizlik hali kalmıyor. muhabbet sararsa ben de açılıyorum sarmazsa kestirip atıyorum.
  • olutaklidi  (26.07.18 10:50:54) 
Basit matematikle sizinle konuşmak isteyen birisi sizden sıkılırsa kalkar gider siz de özgürlüğünüze kaldığınız yerden devam edersiniz basit. Siz birileriyle tanışmak isterseniz de durum benzerdir aslında ama tek bir farkla bu durumda gözlemi siz yapmalısınız teklifçi olarak çünkü bu noktada istemediğiniz şeyi yapıp başkalarını sıkabilirsiniz. Bunu fark ederseniz de basitçe iyi günler dileyip odaya geçtiğinizi söyleyip falan gidebilirsiniz. Üstte bir arkadaşın da dediği gibi insanlar yeni tanıştıklarını öyle uzun uzadıya hatırlamıyor, üstüne düşünmüyor. E zaten muhabbet uzuyorsa da arkadaş olmaya başlıyorsunuz yani iyi anlaşıyorsunuz demektir.


  • ghaash  (26.07.18 13:59:22) 
Netten birilerini düşür bence. Beraber tatile gitmek isteyen varsa mesaj atabilir.


  • redskull  (26.07.18 14:12:21) 
benziyoruz demeye geldim. alkol almakla, yüzmeyi öğrenmekle 3-4 günde geçecek şeyler değil bunlar. bol bol keşif yap, gez dolaş, yanında kulaklık, kitap olsun. yeter. insanlar faydadan çok zararlı olabiliyor bazen.


  • shezo  (26.07.18 14:52:56) 
[]

bir küçük tatil meselesi

Merhabalar. Bu sene ilk defa tek başıma tatile gitmeyi düşünüyorum. Biraz geç kaldım ama 20 temmuzla 6 ağustos arası izinliyim.
Kaş'a gitmek istiyorum ama otel pansiyon oalyları nasıl halledilir hiç bilmiyorum. Kazıklanmadan nasıl halledebilirim? Trivago'dan baktım ama emin olamadım. Biraz merkezde bir yer olsun istiyorum ki çıkıp dolanabileyim etrafta.
Biraz kafa dinlemelik bir tatil istiyorum. Öyle çılgınlar gibi eğlenmeli, köpük partileri, barlar diskolar modunda değilim. Denize gireyim, kitap okuyayım, canım sıkıldığında çıkıp çarşı pazar dolanayım falan. Ama mümkünse de gidilebilecek bir yerler varsa oraları da gezeyim. Şimdi;

1) Aracım yok, araba kullanmayı da bilmediğimden kiralayamam da. O yüzden Kaş'ta dolmuş/minibüs vs. vardır herhalde dimi bir yerlere gidebilmek için?
2) Bildiğiniz, kaldığınız otel, pansiyon vs. öenerilerinizi bekliyorum.
3) Kaş dışında benim bahsettiğim tatil anlayışıma uygun başka nerelerde hangi otelleri/pansiyonları önerirsiniz?
4) Gelin bana bir tatil ayarlayalim ya lütfen.

 
Çıralı'ya bir bakın, bahsettiğiniz huzur tatili burada olabilir. Gerçi çarşı pazar yok, köy orası. Alternatif olarak bir bakılabilir diye söyledim.


  • nonik  (12.07.18 16:18:27) 
Ben sana kaş'i degil fethiye yi oneriyorum. Turlarla veya minibuslerle istedigin yere gidersin. Daha cok secenegin olur. Carsi pazarda var.


  • durgunfoton  (12.07.18 16:19:10) 
Daha iyileri vardır mutlaka ama biz booking'den şu butik oteli bulmuştuk. Fiyatı uygundu, temizdi, açık büfe kahvaltısı vardı, deniz manzarası vardı, merkezi bir yerdeydi.
Beğenirseniz zenmate'le booking.com'a girip oradan rezervasyon yapabilirsiniz. Doğrudan oteli arayıp booking'deki fiyatla karşılaştırma yapabilirsiniz.
sardunyaotel.com.tr
  • dento  (12.07.18 16:40:58) 
kaş mükemmel bir seçim

hem kafa dinlemelik, hem kitap okumalık,
hem dalmalık hem yüzmelik

1- araca gerek yok. belki patara ve kaputaş için gerekir, ama onun için de merkezdeki tur firmalarından birinin günlük turlarına katılabilirsin.

2- hermes otel, yusuf pansiyon, hotel puya (hepsi çok güzeldi)

3- kaş'a gitmediysen önceliğin orası olsun.

4- kaaaaaş kaş kaş kaş kaş. bak nasıl özlemişim (kaşa 15 kere gitmişimdir)

5- mutlaka keşif dalışı yap (müracat merkezdeki tur firmaları)

6- derya beach'e git.

7- limanağzına git (nuri beach en sondaki)

8- pasaportun ve paran da varsa günü birlik meis'e de gidebilirsin.

9- mutlaka ama mutlaka günübirlik olan tekne turlarına katıl. kaleköyü falan görüceksin,

10- aylin aslım'ın barı vardı, oraya da git, yeri güzel

11- o tarihlerde iznim olsa ben de gelirdim seninle, olmazsa artık kurbana :D
  • füt  (12.07.18 17:16:55 ~ 17:18:21) 
Caretta caretta pansiyon. Git rahat et. Temizlik gayet iyi. Orta karar pansiyon. Merkeze yurume mesafesinde.

Etrafa dolmus ile gidebilirsin.
  • ykyt  (12.07.18 18:59:42) 
[]

Hayatınızı daha kaliteli hâle getirmek için ne yapıyorsunuz?

Daha yaşanılır kılmak, hayattan zevk almak, ve "yaşıyorum" diyebilmek adına hayatınızda neler değiştiriyorsunuz, neler yapıyorsunuz?




 
Spor?


  • benaslindayohum  (30.04.18 16:48:43) 
Et yiyorum, tatile gidiyorum. Bu ara gidemiyorum gerci.


  • stavro  (30.04.18 16:51:24) 
Maddi manevi bana zararı olan insanı hayatımdan çıkarıyorum


  • purplee  (30.04.18 17:10:37) 
spor : haftada 4-5 gün
beslenme : paket gıdaları, şekeri ve basit karbonhidratları tüketmemeye çalışıyorum. alkolü epeyce sınırlandırdım.
uyku : düzenli en az 6-7 saat uyumaya çalışıyorum.
hobi-tatil : gelirimin içinden bir kısmını tatil ve hobilerim için tasarrufa ayırıyorum ve sonrasında istediğim, hayatımı kolaylaştıracak şeyler alıyorum (kindle, bisiklet, tatil gezi vs) bunu özellikle tavsiye ederim.
az insan : çok fazla insanla zaman geçiriyordum eskiden, şuanda daha az insanla zaman geçirip daha keyif alıyorum. fazla insanların çoğunu hayatımdan çıkarttım ya da bir şekilde onlar çıktılar.

hedef olarak da sigarayı yeniden bırakmak ve dilimi geliştirmeyi planlıyorum.
  • dahili meddah  (30.04.18 17:20:13) 
şekerden olabildiğince uzak duruyorum. abur-cuburu ve ağır hamur işlerini yemiyorum. ayda bir kendimi ödüllendiririm. beslenme olarak bir tek alkolden vazgeçemedim. onun da zamanı gelecek gibi görünüyor.

haftada min. 3 idman yapmaya gayret gösteriyorum. ama futbol ama koşu ama fitness.

denyo insanları ayıkladım hayatımdan. olağanca kafamı dinç tutmaya çalışıyorum.

tatil olayını da çadır-kamp şekline geçirdim. 1 haftalık otel tatilinin yarı parasına enfes kamp malzemeleri aldım. evladiyelik gibi duruyorlar. hem ekonomik hem de insanoğlunun en iyi hissettiği yerle yani doğayla buluşmasını sağlıyor. 1 kere kamp yaptı mı insan, tadı damağında kalıyor.

minimalizmle alakalı araştırma yaptıktan sonra birçok şeyi değiştirdim ve eledim hayatımdan. minimalizm ekolünü araştırmanı öneririm.
  • hemsta  (30.04.18 17:48:37 ~ 17:49:35) 
-Disarida, mevsim elverdigi surece acik havada vakit gecirmek (trekking, bisiklet turu, parkta güneslenmek-kitap okumak)... Ozellikle havanin hep gri ve bulutlu oldugu bir yerde cok onemli benim icin.

-Sade yasam. Cok cok az tüketerek yasiyorum, arasinda kayboldugum kiyafet dolaplarim, ayakkabilarim, makyaj malzemelerim yok. Market alisverisi bile yapmiyorum. Bu konuda aktif calistigim projeler var, sadece kendi hayatimi degistirmedigimi biliyorum ve cok mutlu oluyorum.

-Cocuk yapmayacak olmak. Herhalde bunun kadar hayatimi yasanilir kilan ve hayat standartimi yukselten baska bir karar yoktur.
  • buf-e kür  (30.04.18 18:07:04) 
ciceklerimle evimle ilgileniyorum.
motora binip geziyorum, kamp yapiyorum, iciyorum.
insanlari olduklari gibi kabul ediyorum.
spor da yapiyorum arada.
  • jimicik  (30.04.18 18:14:32) 
Minimalizm, spor, kindle, yemek yapmak.


  • sopiro  (30.04.18 18:29:38) 
az insan, az eşya, az düşünmek, tatil yapmak, kendimi geliştirmek


  • principlei  (30.04.18 18:39:40) 
-Bencillik yapıyorum. Hayatta hep kendimi ön plana koyuyorum. Kendi mutluluğumu devam ettirmek üzerine yaşıyorum. Fedakarlık ve sorumluluk olayına çok gerekmedikçe girmiyorum.

-Aileme çok vakit ayırıyorum. Onların kıymetini biliyorum, gönüllerini hoş tutuyorum. Böylelikle onlar mutlu ve huzurlu olunca evde gergin, tartışma dolu bir atmosfer olmuyor. Zamanında çok çekiştim onlarla sonuç olarak herkes yıprandı.

-Beni üzen biri varsa onu hemen çıkarıyorum hayatımdan. İkinci bir şans vermiyorum çoğu zaman.

-Yürüyebildiğim her yere yürüyorum. Hemen her yere yürüyerek gidiyorum. Arabam yok. Araba alacak imkanım var ama uğraşmak istemiyorum. Toplu taşımaya da çok gerekmedikçe binmiyorum.

-Beslenmeme dikkat ediyorum. Abur cubur, asitli içecekler, hazır gıdalar hayatımda yok. Bir tek şekeri (ev yapımı kurabiye, kek vs.) tam bırakamadım ama onu da çok çok az tüketiyorum zaten.

-Resim yapıyorum. Boş zamanlarımda, kendimi kötü hissettiğimde, bir fırsatını bulduğumda hemen resme sarılıyorum. Saatlerce çiziyorum, boyuyorum, kafam rahatlayana, aklımda hiç negatif bir düşünce kalmayana kadar devam ediyorum.

-Akordeon çalmayı öğreniyorum. Bu sayede daha pek çok şey öğreniyorum aslında. Notaları, farklı müzisyenleri, değişik terimleri... Pek çok şey. Ayrıca onu çalmaya konsantre olduğumda moralimi bozan şeyler de kafamdan uçup gidiyor.

-Her gün kendimle ilgili gurur duyduğum, iyi ki yaptım dediğim şeyleri bir deftere yazıyorum. Her gün en az 3 şey. Sonra geri dönüp bunları okuyorum. Kendimden şüphe duyduğum zamanlarda, kendime güvenimin azaldığı dönemlerde bana inanılmaz yardımcı oluyor bu. İnsanlarla ilişkilerimi, kendime bakış açımı güçlendiriyor.

-Farklı kültürlerden, farklı ülkelerden kişilerle konuşuyorum bol bol. Onlarla konuştukça çok enteresan şeyler öğreniyorum, ufkum genişliyor. O ülkelere dair ilginç bilgiler ediniyorum.

-Keyif pe....enkliği yapıyorum. Hayatım hep keyif üzerine kurulu. Hayatta sadece bana keyif veren şeyleri yapıyorum. Kendimi temizlik yapayım, her yer bal dök yala olsun diye kasmıyorum mesela. Ya da tasarruf yapmıyorum. Dişimden tırnağımdan artırayım da şu kadar para biriktirip bi ev, araba vs. alayım diye bir planım yok. Bugün bulduğum parayı bugün yiyorum. Yarın ölmeyeceğimin garantisi yok. Hazır gençken ve imkanım varken yiyorum, içiyorum, geziyorum, günümü gün ediyorum. Ha, kendimi zora sokmuyorum tabii bunları yaparken. Ayağımı yorganıma göre uzatıyorum.

-Her yıl bir haftalığına hiç görmediğim bir yere gidip orada tatil yapıyorum. Gidip tek başıma kafa dinliyorum.

-Sırf hayatımda biri olsun, sevgilim olsun diye bana hiç uymayan saçma sapan insanlara tahammül etmiyorum. Dertsiz başıma dert almıyorum.
  • i m cool with that  (30.04.18 18:50:24 ~ 01.05.18 09:50:18) 
is yerimin dibine tasidim evi, yuruyerek ise gidip geliyorum. hayatimdan toplu tasimayi cikardim tamamen, gercekten onlarca maddelik listeden daha fazla refah point getiriyor.


  • in vino veritas  (30.04.18 19:12:13) 
spor yapıyorum
yüzüyorum
meditasyon yapıyorum
okuyorum
gülüyorum
arada içiyorum
masaj yaptırıyorum
  • superb  (30.04.18 19:17:18) 
calisthenics'le uğraşmanın ve çalışmamanın daha yaşanılır kıldığını düşünüyorum hayatımı. "yaşıyorum" diyebilmek adına da mevsimleri olabildiğince hissetmeye çalışıyorum. kışın evde kalorifer yakmam, yazın kamp sürelerimi uzun tutarım. ayrıca yaz-kış soğuk suyla yıkanmak da "yaşıyorum" dedirtiyor insana.


  • misterturist  (30.04.18 19:20:25) 
internet ve müzik. bazen bir film.

izin günlerimde özellikle, kendime bayağı kıyak geçiyorum.

düşünmem gereken ve düşünmemem gereken o kadar çok şey var ki... alkol de çok yardımcı oluyor.
  • runagain  (01.05.18 05:36:13) 
1- spor yapiyorum. resmen kendime bir hayat amaci edindim.
2- duzgun besleniyorum. abur cuburu cikardim, sigara-alkol-gazli icecekler-cikolata-cips-biskuvi vs yok.
3- amsalakligi biraktim, tinderi sildim, kizlara artik deger vermiyorum, dating veya online dating tamamiyla erkegi somurme amacli, yozlasmis zaman kaybi araclari. bu kadar emegi hicbir insan hak etmiyor. herhalde gorucu usulu vs evlenirim, her ne kadar cagdas ve bilgili bir insan olarak tanimlasam da kendimi. anneme soylim bari :D hauhasuh.
4- kitap okumaya basladim yeniden. cok zevkli
5- yemek yapmakla kafayi bozdum bu aralar. o da cok zevkli.
6- yeni bir dil veya enstruman calmayi ogrenecegim insallah yakin zamanda.

simdilik bunlar.
  • baldur2  (01.05.18 07:55:07 ~ 07:55:24) 
[]

Yüz temizleme ürünü ve nemlendirici tavsiyesi

27 yaşında kuru ve hassas bir cilde sahibim. Temizleme ürünü ve nemlendirici önerisi rica ediyorum. Hangi markalara bakayım? Sizin kullanıp memnun kaldığınız ürünler nelerdir?
Ufak tefek kırışıklıklar da oluştu göz çevremde.
Bunu da engelleyici etkisi olursa sevinirim.
Nemlendirici ve temizleme ürünü dedim ama genel algılayalım. Cilt bakım ürünü diyelim. Ne kullanmam gerekir bu yaşlarda bu cilt için. Yaşlanıyorum efendim. Bir çare bulalım lütfen.

Teşekkürler şimdiden.

 
Shiseido waso serisine bakabilirsin.
27 yaş kırışmak için erken değil mi?
Yaz kış güneş kremi sürmeyi ihmal etmeyin.
  • marla is in my head  (22.02.18 16:00:48) 
göbekli pis sakallı kilolu adamların dünyasına hoş geldin.
artık o cillop gibi çocuklar yok.
Yaşlanmaya hoş geldin.

cevap: dr renaud paris
  • binder dandet  (22.02.18 16:01:50) 
Rival de loop marka, rossman'larda oluyor.
Bazen kampanya yapıp gece kremi+güneş koruyuculu gündüz kremi+göz çevresi kremi birlikte satıyorlar. Ben uzun süredir kullanıyorum, memnunum. Fiyatı da uygun.

  • peggy  (22.02.18 16:14:58 ~ 16:15:28) 
Temizleme için la Roche posay kullanıyorum 4 yıldır ve çok memnunum

Nemlendiricim de yves Rocher 2 senedir, o da çok iyi geliyor
  • mutlusismankedi2015  (22.02.18 19:11:34) 
[]

Her şeye yorum yapan insanlar

Sizin de etrafınızda var mı böyle insanlar? Özellikle dış görünüş hakkında sürekli yorum yapan insanlar var etrafımda? Her giydiğime, taktığıma vs. Sadece kötü ya da olumsuz yorumdan bahsetmiyorum. Ama mutlaka bir yorum yapılıyor. Montumdan ojeme kadar. Ben biraz uyuz oluyorum. Çünkü giydiğim bir şey hakkında imalı bir yorum yapıldığında hevesim kaçıyor.

Siz ne düşünüyorsunuz?


 
Turkiye'de muhabbet ya futbol ya kadin ya da dedikodu. Sen de bir kadin oldugun icin bir objesin. O ortamdan uzaklas ama is ise zor oluyor biliyorum.


  • Traveller  (23.12.17 22:40:20) 
Ne ben yaparım ne de çevremde bu tarz yorum yapan insanları barındırırım. Herkes istediği gibi giyinir. Açıkçası işi gücü olmayan boş insanlar bu tarz şeylerle muhabbet ediyor gibi geliyor bana. Arkadaş çevreni gözden geçirmende yarar var bence.


  • mr sherlock  (23.12.17 22:52:56) 
iş yerinde oluyor. tahminimce size de genelde iş yerinde oluyordur çalışıyorsanız.


  • dedimmidemedimmi  (23.12.17 23:11:06) 
Aynen iş yerinden bahsediyorum. Arkadaş ortamımda yok o kadar. İş ortamında yaptığım alışverişe de sürekli laf ediyorlar mesela "yine ne aldın?" falan diye.


  • proculianus  (23.12.17 23:15:36) 
cevrenin egitim seviyesi yukseldikce azaliyor bu tur konusmalar. daha donanimli kisilerle calismaya basladiginizda farkedersiniz... makyajsizsan "hasta misin?" degismiyor ama... kayitsiz kalin, cevap vermeyin. konusacak baska sey bulamiyorlardir.


  • e haliyle  (23.12.17 23:35:26) 
hiç sevmiyorum ben de. başkalarının ne giyip taktığına bile bakmıyorum. ben de süzülmekten hoşlanmıyorum. çünkü kadın arkadaşların çoğu albenili bir şey giydiyseniz o gün bunu kıskançlıkla yapıyor ve o samimiyetsizliğe alınıyorum.. ya da gerçekten kıyas için yapıyor yine gıcık oluyorum. çünkü her gün süzüyor bu tipler.. bazısı gerçekten dikkarinizi çektiğinde hoş iltifat ediyor. ya da tam tersi de olabiliyor. genel olarak ben yorumy yapmıyorum, yapılmasını da sevmiyorum. dediğin gibi hevesim kaçıyor.


  • blacksky  (24.12.17 00:46:40) 
[]

Ayaktaki platin çıkar mı?

Merhaba. Duyurunun doktorlarına bi sorum olacak. Ben 5 ay önce bir trafik kazası geçirdim. Ayak parmaklarım kırıldı ve ameliyat oldum. Platin takıldı. Hâlâ uzun süre ayakta kalamıyorum, çok çabuk yoruluyorum ve yürürken topallıyorum. Ameliyatı kazayı geçirdiğim şehirde oldum. Geçen hafta yaşadığım şehirde bir ortopediste kontrole gittiğimde bana "ayağıma takılan platinlerin çok uzun olduğunu, platinlerin kemikle tam olarak kaynamadığını, sorunun aslında küçük vida şeklindeki platinlerle halledilebileceğini, o platinlerin ayağımda kaldığı sürece bana ağrı yapacağını (ki gerçekten cok ağrı yapıyor), aynı zamanda ayağımda halluks valgus olduğunu, ayağımdaki platinleri çıkarırken halluks valgusu da ameliyat edebileceğini" söyledi.

Şimdi ayağa takılan platin çıkarılabilir mi? Başka bir doktora da görünmeyi de düşünüyorum. Ama sağlık hastalık vs konularda zerre bilgi sahibi olmadığım için önce size bir danışmak istedim. Halluks valgus ameliyatı riskli midir? Sonrasında yürüme konusunda bir sıkıntı yaşar mıyım? Çünkü bu yaz 2 ay yerimden kalkamadım ve tekrar öyle bir yürüyememe olayını kaldırabileceğimi zannetmiyorum. Bu ameliyat zorunlu mu yani? Platin denen şey çıkıyor mu? Çıkmazsa gerçekten ağrı yapar mı sürekli? Yürüme konusunda baya zorluk yaşıyorum. Kırıklarda bu durum normal midir? 5 ay geçti. Hâlâ tam anlamıyla iyileşememiş olmam normal mi?

Teşekkür ediyorum şimdiden.

 
1. platin çıkarılabilir.
2. tüm ameliyatlar risklidir.

  • helenart  (17.12.17 21:03:22) 
[]

Kadın gibi hissedememek

Merhaba.
27 yaşında genç bir kadınım ama kendimi kadın gibi hissedemiyorum.(Sorun cinsiyet kimliğiyle ilgili değil bu arada) Öyle erkeksi, maskülen bir havam ya da giyim tarzım yok. Daha çok kız çocuğu gibiyim. Öyle görünüyorum ve ben de kendimi öyle hissediyorum. Yani daha çok 15 -16 yaşında bir çocuk gibi. Karşı cins de dahil olmak üzere herkes de beni öyle görüyor, yeni yeni fark ediyorum. Kadın gözüyle bakmıyorlar bana, çocuk gibi görüyorlar. Şirin, sevimli bir tipim var ve bu zamana kadar "çok sevimlisin, çok tatlısın, çok şirinsin" tarzında lafları çok duydum. Ama hiç "çok güzelsin, çok çekicisin" tarzında laflar duymadım. Çirkinsindir falan diyebilirsiniz o da olası, bilemiyorum ama en azından ben kendimi çirkin hissetmiyorum.

Sonuç olarak ben bu durumdan gayet rahatsızım. Saçma oldu ama napayım ben ya? Niye böyle oluyor?

 
Hiç sevgilin olmadi mi


  • nihilanth  (04.12.17 12:39:36) 
Şirinliğin güzelliğini bastırabilir ama çekici ya da seksi olmak senin elinde. Giyimin, tavrın, konuşman ile tatlılığını çekiciliğinle süsleyebilirsin.


  • japon askeri  (04.12.17 12:40:26) 
giyim ve davranışlarınla alakalı tamamen.


  • elorelia  (04.12.17 12:44:59) 
Stil konusunda profesyonel yardım alarak daha kadınsı bir hale gelebilirsiniz


  • x daemon  (04.12.17 12:48:19) 
Ben de öyleyim ama kendimi kadın gibi hissediyorum. sevgilin oldu mu sorusunu ben de sormak istedim


  • lcha  (04.12.17 12:57:30) 
çok mu zayıf / minyonsun?


  • herhaltibiliyoring  (04.12.17 13:01:12) 
konu muhtemelen ufak tefek olmakla ve çevrenin sürekli olarak şirinlik yakıştırmasıyla ilgili.

nasıl aşılır dersen fiziksel olarak giyim kuşamla bir şey değişmez. cesur ve sana kendini güçlü hissettirecek. kendi kararlarını kendi başına bağımsızca verdiğin adımlar atmalısın.

bu arada dışarıdan çok kadın görünen kişilerin de içinde de çoğu zaman aynı senin gibi hisler var. o yüzden kendini çok da yalnız hissetme.
  • orpheus  (04.12.17 13:05:33 ~ 13:05:57) 
rahatsız olduğun konu tam olarak ne anlamadım. örneğin işyerinde sana sorumluluk vermeleri gereken yerde seni daha çocuk gibi gördükleri için vermiyorlar mı? bu bir problem cidden ve bu durumda işe giderken çok daha kadınsı şeyler giymen gerekebilir.

ama erkekler açısından diyorsan, yani "erkekler beni sevimli buluyor ama çekici bulmuyor, o zaman çekici olmalıyım" diyorsan bu yanlış. seni bu şekilde çekici bulacak adam da vardır. hatta çok fazla vardır manyak mısın, erkekler minyon tipli kadınlara bayılıyor :D sen ilişkin olmamasına bir kulp uydurmuşsun bence. kendin gibi ol, rahat ol. seni beğenen böyle beğensin. diğer türlü zaten tavrını konuşmanı vs değiştirsen üstünde yapay duracak.
  • istanbul kanatlarimin altinda  (04.12.17 13:13:23 ~ 13:14:14) 
Giyim tarzini degistir.


  • stavro  (04.12.17 13:27:22) 
Ben de senin gibi kendimi daha çok ufak hissediyorum. Hem ruhen hem de bedenen. İşve cilve hak getire. Sweatshirt ve kot pantolon dışında bir şey giymiyorum.

Şu sıralar sosyal medyada çokça pompalanan “Etli butlu kadınlar çekicidir; minyon, zayıf kadınlar ölsün! xd” algısının böyle hissetmende payı olabilir diye düşünüyorum. Şahsen ben kendimi gayet orantılı, gayet fit buluyorum ama herkes kilo almam konusunda şu sıralar baskı yapıyor. İş yerimdekiler zorla ağzıma gözleme tıkmaya falan çalışıyor. “Kadın dediğin azıcık kalçalı göbekli olur, sen çocuk gibisin” diyorlar. Halbuki 34 beden gayet normal bir hatunum. Senin çevren de sana böyle bir algı operasyonu uyguluyor olabilir mi acaba?
  • i m cool with that  (04.12.17 13:33:02) 
Bu bir kusur degil ama sahsi olarak benim duygularimi etkilerdi mesela.cok cici kadinlari cekici bulamiyorum. Ama cok soguk ve maskulen duygusuz gibi duran bir kadinin icindeki tutkulu halini ya da cok sefkatli yanlarini kesfetmeyi cok cekici buluyorum.insanlar sasirtilmayi gizemi ve hafif karanlik seyleri cekici bulur.fazla iyilik sıkıci bogucu ve tuketicidir.biraz surprize oynamalisin. Bir kadin bana asilmayi aklinin ucundan bile gecirme ile ah keske suracikta beni ayakta becersen bakisini ayni anda atabiliyorsa o daha kadinsi duruyor. Ama fazla cicilik ben senin sevgilin degil olsam olsam kizkardesin olurum sinyali yayiyor.


  • a r a m i s  (04.12.17 14:23:08) 
Özel mesaj da gönderdim, buradan da yazayım.

İnsanların ne dediğini önemseme. Her insanın sevdiği, istediği farklıdır. Ben senin tarif ettiğin gibi kadınlardan hoşlanırım mesela, kendimi bildim bileli. Ama benim gibi adam sayısı da az, senin gibi kadın sayısı da az. Bu yüzden karşılaşmamız zor oluyor.
  • yirmisantim  (04.12.17 14:28:11) 
ben seni anladım; ama bunun sorumlusu sen değilsin. "kadınsı" giyinmekle, her gün yüzünü boyamakla, etrafa şuh kahkahalar atmakla kadın olunmaz. cinsiyetçiliğin lüzumu yok.

ben de minyonum, sürekli şakalar espriler yapıyorum diye aynen senin gibi görünüyorum ve hissediyorum da. ancak şikayetçi değilim. gayet uzun süreli bir sevgilim de var.
  • piremses  (04.12.17 14:29:18) 
"çok güzelsin, çok çekicisin"

bunu ancak partnerin söyler, arkadaşların ya da çevrendeki insanlar durduk yere söylemez?

böyle hissetmenin nedeni sektör. makyaj malzemeleri almanı, giyim eşyaları tüketmeni, şuh ve çekici görünmek zorunda olduğunu alttan altta pohpohluyorlar. kimse her gün "ben kadınım" diye gezmiyor ki.
  • pinkpeony  (04.12.17 14:55:19) 
kadın gibi hissetme zorunluluğumuz da yok. hissetmeyince bir şeyler yanlış gitmiyor.

ben minyon biri de değilim, türkiye standartlarında bayağı uzun boyluyum ama ben de kendimi kadınım bilincinde hissetmiyorum. erkeğe benzeyen hiçbir tarafım da yok. çocuğa da benzemiyorum ama kadın gibi hissetmiyorum. bunu dert etmiyorum, sıkıntı vermiyor.
  • pinkpeony  (04.12.17 14:56:01 ~ 14:58:00) 
"Sonuç olarak ben bu durumdan gayet rahatsızım"

Peki bunun için neler yapıyorsun? Hiçbir şey.

Böyle devam
  • MaNOfTheYear  (04.12.17 15:14:51) 
black swan'ı izledin mi


  • füt  (12.07.18 17:19:46) 
kadınsılıkla çocuksuluk birleşince daha güzel olur. sevimlisin demek zaten güzelsin demekle aynı bence. türk erkekleri sevimliliği daha güzel buluyorlar. hem her şey görüntü demek değil. karşı cinse ilgi duydun mu kadınsılıkta olur.


  • for day to break  (12.07.18 17:30:00) 
[]

Oxford ayakkabılardan hangisi?

İşe giderken giymek için oxford denilen ayakkabılardan almayı düşünüyorum. (gerçi bot mevsimi geldi ama) Şu ikisinden hangisi olsun? Ya da şu daha güzel derseniz o da kabulümdür.

1) www.hotic.com.tr

2) www.hotic.com.tr

 
ikincisi


  • benaslinda  (22.11.17 17:38:52) 
illa ikisinden biri olacaksa 2


  • elorelia  (22.11.17 17:47:03) 
ikinciye bayıldım.


  • balik kraker  (22.11.17 18:25:23) 
[]

Cilt bakımı yaptırılacak yer?

26 yaşındayım. Suratımda hafif kızarıklıklar, lekeler, ufak tefek pürüzler vs var. Beyaz tenli ve hassas bir cildim var. Cilt bakımı yaptırmak istiyorum, ama güzelleşeyim diye de cildine zarar vermek istemiyorum.
Bu cilt bakımları işe yarıyor mu cidden? Düzenli mi yaptırmak gerekiyor? Bazı kızların ciltleri nasıl bu kadar ışıltılı, canlı, sağlıklı, pürüzsüz ve tertemiz oluyor? Sigara kullanmıyorum ve elimden geldiğince beslenmeme de dikkat ediyorum. Spor da yapmaya çalışıyorum. O yüzden bunlar dışındaki önerilerinizi açığım.

Bütün bu sorularima cevap vermenin yaninda rica etsem bir de Şişli, Taksim, Mecidiyeköy, Beşiktaş yakınlarında güvenilir cilt bakımı yaptıracağım bir yer önerebilir misiniz?

Teşekkürler.

 
açıkçası güvenilir yer = + kadar para
ayda bir yapılması yeterli oluyor yaptıkları şey genel olarak cildi temizlemek sivilcelerini siyah noktalarını sıkmak peeling maske ve kapanış şeklinde

genelde 1 bakım 100 tl den başlıyor 300 e çıkıyor nişantaşında, kullanılan malzemeler çok önemli, bu işleri yapan bi tanıdık var o bile bana güzel bir yer söyleyemedi, doktora git dedi piyaasa bu kadar kötüymüş :F
  • eja  (24.09.16 18:40:01) 
Rene klinik Nişantaşı'nda ancak fiyatlar nispeten yüksek. Tüm hususlarda güvenirim.


  • chipie  (24.09.16 19:20:43) 
[]

Telefonum Wifi ye bağlanmıyor

Cep telefonumla internete ofisteki wifiden baglaniyordum. Ama şu an bağlanmıyor. Şifre değişikliği falan yok. Ofisteki diğer arkadaşlarım kullanabiliyor. Bilgisayarlarda da bi sorun yok. Neden olabilir?
Telefon samsung galaxy s6 edge.



 
have you tried turning it off and on again?

www.youtube.com
  • givemesomesubstance  (25.05.16 11:30:28) 
wi-fi'yi açıp kapatın.
telefonunuzu yeniden başlatmayı deneyin.
olmadı uçak moduna alıp sonra normal haline döndürün.
  • sivil admin  (25.05.16 11:33:09) 
marshmallow güncellemesi aldı mı? marshmallowlarda ola bir sorun. wifi ayarlarında wifi ağını unutup tekrar bağlatın.


  • mimimi  (25.05.16 11:38:37) 
Wifi ağını unutup tekrar bağlanmayı ve kapatıp açmayı denedim olmadı. Ağa bağlanıyor şeklinde bi yazı var ama bağlanmıyor bi türlü


  • proculianus  (25.05.16 11:50:49) 
modemi resetleyin


  • teknikekip  (25.05.16 12:09:21) 
[]

hayata geç kalma hissi

25 yaşındayım. Bu zamana kadar hiçbir şey yapmadım desem yeridir. Üniversite okudum. Şimdi de çalışıyorum. Onun dışında bomboş bir hayatım var.
Hiç sevgilim olmadı. Çok sık seyahat eden biri değilim. Hiç yurt dışına çıkmadım. Hiç uçağa binmedim. Yabancı dil bilmiyorum. Hiçbir enstrüman çalamıyorum. Yüzme bilmiyorum. Bir hobim yok. Yani hayatıma renk katan hiçbir şey yok. Evden işe, işten eve. Daha önce de evden okula, okuldan eveydi. Yaptığım tek aktivite spor yapmak. Onu da zar zor yapıyorum.

Ve sanki bütün bunları yapmak için çok geç kalmışım gibi hissediyorum. Bu saatten sonra yapmak istediklerimi bu yaşa kadar mutlaka en az bir kere yapmış olmam gerekiyordu diye düşünüyorum. Sizde de var mı aynı his? Ne düşünüyorsunuz?

 
önünde büyük ihtimalle 45-50 yıl var. böyle yaşamayı mı tercih edersin 50 yıl boyunca yoksa bir şeyleri değiştirmeyi mi?

bence hiçbir zaman geç değil.
  • king lizard  (16.01.16 12:43:54) 
Yok yaa, ne geç kalması,bir çok insana göre artın bile var, spor yapıyormuşsun en azından.
Okul ve iş ardı ardına geliyor genellikle başka uğraşlara pek vakit ayrılmıyor. Bende de öyle oldu.
Senin yaşlarında filan boş vakitlerimde dikiş dikmeye başladım. Başka uğraşlarım da oldu, kimini sürdürdüm kimini sevmedim yarı yolda bıraktım. Dikiş hep oldu diyebilirim.
Şimdi emekliyim, vaktim bol. Her yıl mutlaka ya yeni bir şeye başlıyorum ya da bir önceki uğraşımı devam ettiriyorum. Dikiş dikmeye devam. Amatör olarak tabii.
Yani ben bu yaşta "geç mi kaldım" demiyorum, sen de deme bi yerlerden başla.
  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (16.01.16 13:28:43) 
sıkma canını. aşağı yukarı aynıyız. yalnız değilsin yani.

içinde ufacık da olsa yaşama sevinci, umudu varsa elbet hepsi olur bir gün.
  • desktopu  (16.01.16 13:30:57 ~ 13:34:18) 
bak şimdi, enstrüman-yüzme-hobi vs için geç değil. Dil de öğrenirsin hatta kesin öğren okuyabileceğin izleyebileceğin şey sayısı manyak derecede artacak. Ben İngilizce biliyorum, bu yıl Japonca'ya mı başlasam diyorum, sırf kişisel merak mesleki falan pek bi getirisi olacağını sanmıyorum.

bi aşk ve yurtdışı seyahat kısmı sıkıntı olabilir o da şöyle, iş var çalışıyorum demişsin. Vakit bulup yurtdışını gezmeyi kafana koyarsan yine bi tatilde gidersin ama diğer türlü ömür boyu ev-iş-ev modunda takılabilirsin. Ha bi sevgilin-eşin olur beraber gezersiniz, daha güzel. Yurtdışı (işten vakit bulamamak dışında) yapılır o da sıkıntı değil. Aşk da olur ama benim aklıma gelen sıkıntı şu, senin hayal ettiğin yapmak istediğin şeyler yaşıtın kıza çok saçma gelen, "yea biz onu 18 yaşında yapıyorduk" diyeceği şeyler olabilir. Sen işte sarılarak uyumak istersin ama o eski sevgilisiyle yapmıştır terlemiştir artık istemiyordur. Bu tür sorunlar olursa olur, diğer türlü yine sıkıntı değil. Bunu aşmanın yolu da kendinden küçük ya da yine senin gibi deneyimsiz kız.

hiç geç değil. Daha 30'a kadar bile 5 yıl var. Benim hedefim 28-29'a kadar ikinci yabancı dil mesela. Yaşıt olduğumuzu belirtmiş miydim? Aşk hayatım benim de pek başarılı değildi. Önemli olan bu durumdan rahatsız olup "ilerlemek-gelişmek istemek".
  • rodriguez2  (16.01.16 13:47:35) 
[]

kulak burun boğazcı

Tanıdığınız, bildiğiniz ve güvenilir dediğiniz bir kulak burun boğaz doktoru var mı? Burnumda kemik eğriliği var, bunun için ameliyat olmayı düşünüyorum da. Nerede ve kime olabilir?Uygun fiyatlı bir özel hastane ya da devlet hastanesi de olabilir, fark etmez.
İstanbul - Şişli civarlarında olursa sevinirim.
Teşekkürler şimdiden.


 
yok ama ben de arıyorum, bir kere deviasyon ameliyatı olmuş biri olarak. burada gördüm, gideceğim. (git: 513903)
önceliğim iyi bir doktor olmaktan önce iyi bir insan olması. en azından yanlış tedavi önermez.

  • sistementegratoru  (15.01.16 14:19:16) 
ben okmeydanı ssk'daki op. dr. mehmet önder doğan'a ameliyat olmuştum deviasyon için. çok temiz bir iş çıkarmıştı. epey kapsamlı bir ameliyattı benimki, özel hastanede yapmıştı ameliyatımı. morarma, ağrı gibi durumlar oluşmadı. ameliyat sonrası da burnumdan nefes almamda bir sıkıntı olmadı.


  • mesglsn sanirm bn yatiyrm  (15.01.16 14:40:04) 
[]

ımeı numarası kayıtlı değilse

Napılmalıdır? Telefon bir vodafone bayiiden gayet yasal bir şekilde alındı ve ımeı numarasının kayıtlı olmadığı sonradan tesadüfen öğrenildi.




 
vodofan yurt dışından ithal ederek kullanıcılara veriyor. herhangi bir bayii ye giderek durumu izah ederseniz çözüm bulacaklardır


  • janavarorion  (15.01.16 11:45:58) 
ürünü satın aldığınızda faturada imei yazması zorunlu. fatura ve fatura sahibinin kimlik bilgileri ile herhangi bir vodafone bayisine giderek çözülebilir.


  • metaroth  (17.01.16 00:01:35) 
[]

Spor salonu müziği

Spor salonunda çalan bir şarkı. O tarz bir şarkı yani. Sözlerini çok hatırlamıyorum ama "say me love me" tarzında bir şeyler geçiyor. Şarkı birden hareketlenip aaaa falan geçiyor. İnce sesli bir erkek söylüyor. Gece gece takıldı kafama,kafayı yicem.
Hiç umudum yok ama bilen var mı?



 
"Love me, love me, say that you love me" ?
www.youtube.com

  • ucan spagetticanavari  (14.10.15 07:36:30) 
@ ucan spagetticanavarı, maalesef bu değil.


  • proculianus  (14.10.15 10:46:56) 
  • superb  (14.10.15 13:35:47) 
@superb, maalesef bu da değil.


  • proculianus  (14.10.15 23:12:25) 
Şarkiyi buldum. Merak edenler için;
youtu.be
Şarkıyı hiç tarif edememişim bu arada.
  • proculianus  (22.10.15 15:02:05) 
[]

Para biriktirmek için yöntem?

Evet, geldik 25 yaşına. Arada işsiz kaldığım dönemler olsa da 3 senedir çalışıyorum ama elimde kocaman bir hiç var. Ayın sonunu zor getiriyorum. Ki öyle kira, fatura falan derdim de yok. Sadece cüzi miktarda bir aylık kredi taksidim var ama o da maaşımın 1/4'i kadar. Çok koymuyor. Yani benim durumum bildiğiniz tüketim çılgınlığı. Artık biraz para biriktirmek istiyorum. Kenarda param olsun, ne bileyim araba neyin alırım belki.
Nasıl para biriktireyim? Siz nasıl para biriktiriyorsunuz? Vadeli hesap açtırıp maaşın bir kısmını oraya mı yatırsam ya da bireysel emekliliğe mi geçsem? Bankalara falan da pek güvenmiyorum ama napsam?



 
Önce tasarrufunu bir kenara atıcan sonra harcamanı yapacan. beceremiyorsan, hacı senin ilacın bireysel emeklilik tarzı bir şey. borcum var mantığı bir şey oluşturmalısı. aksi halde hazıra dağ dayanmıyor..


  • unique hint kumasi  (29.08.15 15:32:29) 
asla bireysel emeklilik kanserine bulaşma derim. ben bu işlere girmeden vadesiz hesaptan ihtiyacım kadar para çekip kalanını ellemedim o şekilde birikti ne biriktiyse, sonra da vadesiz hesaptan hesap işletim ücreti almaya kalkışınca banka, zorunluluktan vadeli hesap açtım oraya yatırdım, en azından aylık bir şeyler geliyor. esnek vadeli bir hesap açtırıp oraya düzenli yatırabilirsin sen de.

bes hk.: çünkü elle tutulur bir katkı sağlamadığı gibi kısa vadede paraya ihtiyacın olduğu zaman bundan yararlanamıyor olman bir kenara üstüne zararlı çıkarsın. eskiden besi pazarlamaya çalıştıkları mantıkta değişik isimlerde uygulamalar vardı ve kesinti olmuyordu. gerçekten karlı olabiliyordu uzun vadede. şimdi aynı parayı vadeli hesaba yatırsan, kesintileri düştüğünde hemen hemen aynı parayı alıyorsun ileride.

ayrıca 10 yıl kalmadığın takdirde, mesela ilk yıllarda paraya ihtiyacın oldu ve çekmek istedin diyelim. daha yeni tanık oldum evrakları da gösterebilirim. kandırmacayla buna soktular birini. bir buçuk yıl kadar beste 1250 lira para oldu, getirisi 48 lira, devlet katkısı da 241 lira. ama bir buçuk yılın sonunda çıkmak istediğinde; bakın getirisi devlet katkısı umrumda değil, 696 lira giriş aidatı kesintisi, 7 lira da gelir vergisi kesintisi yaptılar. Ve neticede 595 lira geri ödendi. başta yatırılan paranın yarısı bile değil. şaka gibi. en azından vadelide o ana kadar kazandığın faizi aldığın gibi anaparan da dokunulmaz oluyor. asla bese bulaşma en az 10 yıl kalmayacaksan.
  • sanguine  (29.08.15 15:34:56 ~ 15:48:49) 
anne, abla, kardeş ya da herhangi bir aile bireyi senin için güne girebilir. ya da varsa çevren bizzat sen girebilirsin.


  • günayyıl  (29.08.15 15:54:49) 
bireysel emekliliği ben de tavsiye etmiyorum, bende işe yarayan şey şu oldu, maaştan ayırmak istediğim tutarı ilk günden vadeliye koyuyorum, kalanı idareli bir şekilde kullanmak zorunda kalıyorum zira kredi kartım filan yok.. çok acil durumlar için 250 liralık bir ek hesap açtım ayın son günlerinde onu kullanmam gerekiyor bazen


  • bcdhms  (29.08.15 15:58:58) 
Kolay acilmayacak bir kumbara ve her ay maas gunu biriktirmek istedigin para kadar doviz cinsi alip o kumbaraya atacaksin. Disini sikacaksin bak sonra neler birikmis olacak.


  • isott  (29.08.15 16:18:33) 
yalnız yaşıyorsan ev arkadaşı bulabilirsin.


  • Traveller  (29.08.15 16:20:29) 
kesinlikle ama kesinlikle, ev araba alicam mantigi ile para biriktirmeyin.

diyelim belli bir birikim istiyorsunuz, ev almak icin , para kazanmaniz lazim, biriktirmeniz degil.

para kazanmanin da tek yolu var, is kurmak.

10-20 bin biriktirip bununla is kurmanizi öneririm, memur, ya da baglayici kontrat sahibi iseniz kardes, anne, baba adina is kurabilirsiniz gayet basit sekilde. bu durumda hem para kazanir hemde gercekten bir katma deger yaratabilirsiniz. ek olarak istediginiz ve seveceginiz , zevkle yapacaginiz bir is oldugundan, hem ciddi bir zevk ve eglence kaynagi olur hem de kendi isiniz olmasi dolayisi ile motivasyon kaynagi.

aklinizda hic bir fikir yok ise, bir kac arkadasinizla deneyebilirsiniz.

bunun yaninda, ev, araba seklinde ciddi baglayici kredili seylere girerseniz hayatinizdan ne zevk alabilirsiniz ne de rahat hareket edebilirsiniz.

isterseniz bir kac tüyo verebilirim özelden. aksama yazabilirim tekrardan.

bunlarin yaninda baska tavsiyem ise egitim, mba, executive programlar gibi programlara da yazilabilirsiniz, hem taksitle kaliteli egitim alir hemde hayatinizi degistirebilirsiniz.
  • kurnaz  (29.08.15 17:19:58) 
ot gibi yaşayarak para biriktirebilirsin ben öyle biriktiyorum.


  • cannibal corpse  (29.08.15 17:21:56) 
Kendinize aylık bir harcama bütçesi belirleyin, borçlarınızı da duşun. Kalan bakiyeyi direk aylık mevduat yapın (enpara). Böylece o paraya dokunamayacaksiniz. Her ay üstüne ekleye ekleye bunu devam ettirin. Bireysel emekliliği sallayın.


  • orient blue  (29.08.15 17:57:12) 
bir bankada vadesiz hesap açıyorsun.
eğer maaşın bankaya yatıyorsa maaş yatan hesaptan açtığın diger hesaba düzenli virman talimatı veriyorsun.
sonra bir de gram altın veya altın fon hesabı açıyorsun.
altının gramı 90 tl nin altına düştükçe birikim için açtığın vadesiz hesaptaki paranın tamamıyla gram altın alıyorsun. altın 91 lira olduğunda alımı bırakıp vadesizde biriktirmeye devam ediyorsun.
90 altına düştükçe biriken parayla altın alıyorsun.
104 lirayı geçince altının gramı altınların hepsini satıyorsun.

bunların hepsini internet bankacılığından yapabilirsin. ayda 2 kez kontrol etmen yeterli.
  • karlmarx  (29.08.15 18:24:01) 
yine bir şeyin borcuna, kredisine gir. borç olmadan bu yaşlarda para biriktirmek çok zor oluyor.


  • kalpsiz mikrop  (29.08.15 19:43:50) 
[]

Torku'nun olayı ne?

Diyet yapanlar da yesin mi?




 
reklamı sağlam tadı da güzel
diyet yapanlar yemesin

  • basond  (24.08.15 22:46:35) 
diyet yapanlar da yemesin, endrüstiyel gıdanın iyisi. yani kötünün iyisi yani kötü.


  • ra amin ka  (24.08.15 22:47:08) 
torku diye bir ürün yok. binbir çeşit şey üreten koskoca bir markadan bahsediyosun. "diyet yapanlar da yesin mi" derken neyden bahsediyosun?


  • cthulhu  (24.08.15 22:48:24) 
Torku 10 ürününden birinde pancar şekeri kullanıyor, diğerleri yine glikoz şurubu ama reklamlarında pancar şekeri kullandığı ürünleri tanıtıp tüm ürünleri bu şekilde hazırlanıyormuş gibi bir algı oluşturuyor. Halbuki ürünleri diğer markaların ürünleri gibi leş. Bir farkı yok.


  • angelus  (24.08.15 22:52:07) 
@cthulhu,Mobilden girdiğim için editleyemedim, çikolata ve bisküvilerinden bahsediyorum


  • proculianus  (24.08.15 22:53:54) 
Valla tadı iyi
Glikoz da yoksa cidden on numara
Ama diyettekiler yemesin
  • isimmisimyok  (24.08.15 22:57:01) 
şeker veya glikozun çok bir farkı yok ki diyet için. şekerden uzak dıracaksan her türlüsünden mümkün olduğunca uzak durman gerek. buna bal, pekmez vs de dahil. bence sadece tadı biraz fark ediyor şeker ve glikozun o da her üründ ebelli olmuyor. şuruplu tatlılarda vs kendini belli ediyor daha çok.


  • april12th  (25.08.15 02:39:19) 
Diyet icin hicbir fabrika urunu kullanmamali zaten. Seker yav bu.


  • dieselsingle2  (25.08.15 07:28:26) 
Paketlenmiş hiçbir ürünü tüketmemek en güzeli.


  • arnold schwarzeneger  (25.08.15 08:39:46) 
[]

alerjik rinit - branş

Merhaba.
Alerjik rinitim var. İlaçlarımı kullanmama rağmen pek bir etki etmiyor. Burnumdan nefes almakta oldukça zorluk çekiyorum. Doktora gideceğim, hangi branşa gitmem gerek? Kulak burun boğaz mı yoksa dahiliye mi ya da neresi?

Teşekkürler.

 
kbb


  • fayfim  (13.08.15 13:20:32) 
alerjik hastalıklarda göğüs hastalıkları uzmanı daha iyi olabilir.


  • wetu  (13.08.15 13:45:15 ~ 13:45:24) 
yahu etmen arkadaşlar. allerjik rinite, burundan nefes alamayan adama göğüsçü ne yapacak? aha ben hali hazırda göğüs rotasyonu yapıyorum, gelen allerjik rinit hastalarını kbb'ye yolluyorum:) kbb'ye gideceksiniz ki her şey yolunda mı diye burna bi baksınlar hele. astım olursa bize gel ama.


  • fayfim  (13.08.15 15:00:39 ~ 15:02:51) 
[]

Duyurunun güzel ve alımlı kadınları bi bakın hele!

Sorum şu:
Bu güzel,bakımlı alımlı kadınlar bütün gün nasıl böyle güzel kalabiliyor? Hele de bu terden sırılsıklam olduğumuz yaz günlerinde?
Etraftaki kızlara bakıyorum; saçlar muazzam, makyaj kusursuz, kıyafetler muntazam, enerji tavan. Ben saçımı kurulurken bile ter içinde kalıyorum, bırakın gün sonunda bozulmasını.
Hadi makyajı tazeliyorlar, e saçları nasıl bozulmuyor ? Hadi bazıları gün içinde öyle koşturup yorulmuyor onları anladık da hiç mi terlemiyor bu insanlar ?
Aynı yerde çalıştığım kızlar var, aynı işi yapıyoruz. Ordan oraya koşturuyoruz hepimiz. Benim gün sonunda şaftım kaymış oluyor, kız ise sanki yeni hazırlanmış da evden yeni çıkmış gibi.
Var mı bunun formülü? Yoksa bu da mı genetik? Her halt genlerle alakalı yeter ya, bozuk genliler ölsün mü? :(

 
sac spreyi?


  • shotgunwoman  (26.07.15 12:13:56) 
Peki saç spreyi terleyen alın yüzünden bozulan perçemde/kakülde de işe yarıyor mu?


  • proculianus  (26.07.15 12:35:39) 
işe yaramaz. bazı kızlar terlemiyor, veya farklı noktalardan terliyorlar. sen kafa ve alın kısmından yoğun olarak terlediğin için derbeder görünüyorsun, saçın tutmuyor vs. buna yapacak bir şey yok.

sıcak havada kaküllerini fönlemek yerine yana doğru örmek, geriye doğru tutturmak, taç takmak, ince pamuklu bandana takmak gibi farklı çözümler bulman lazım. hem senin için daha ferah olur, terlersen kolayca silersin, hem de saçın ıslanıp şekilsiz durmaz.
  • lily briscoe  (26.07.15 13:05:05) 
yazın perçem kullanmak çok sıkıntılı cidden. eğer saçların dümdüz değil hafif dalgalı ise böyle geriye doğru alabilirsin saçını. sonra da spreyle sabitlersin işte. mesele kafana yapıştırmamak :D

www.bakimliyiz.com
  • shotgunwoman  (26.07.15 13:06:25) 
İşte alnım havaalanı gibi geniş olmasa perçem kullanmayacağım ama ona da el mahkum :/


  • proculianus  (26.07.15 13:46:50) 
[]

iş bulamamak-umutsuzluk

Öncelikle (git: 887348)
Şöyle bir duyurum vardı ve ben duygularımla hareket ettim ve iş bulmadan o anki işimden ayrıldım. Yaklaşık 2 aydır işsizim ve parasızım. Borcum var. Hayatımda hiç bu kadar parasız kalmamıştım. En kötüsü de iş bulamıyorum.

Mezun olduğumdan beri doğru dürüst bir düzen oturtamadım. Artık sürekli iş değiştirmek istemiyorum. Bir yere gireyim ve uzun süreli çalışayım istiyorum. O yüzden ince eleyip sık dokuyorum biraz. İş beğenmiyorsun diyorlar. Ki zaten görüşmeye çağıran da yok.

Umutsuzluğun zirvesindeyim. İyi bir okulda iyi bir bölüm okudum. İşsiz kalmam zannediyordum ama baya baya işsizlik çektim ben sürekli. Okul biteli neredeyse 3 yıl oldu ama bende hala hiçbir ilerleme yok. Herkes ne güzel ilerledi. Bütün arkadaşlarıma bakıyorum mis gibi işlerde mis gibi paralar kazanıyorlar. Ben 3 yıldır olduğum yerde sayıyorum. Zaten çok yoktu, ama şimdi iyice öz güvenimi kaybettim.


Bunu bir dertleşme duyurusu olarak kabul edin. Soru yok çünkü.
Canım çok sıkkın.

 
seçim öncesi piyasalar çok durgun. böyle dönemlerde çalışan alımları çok azalır. 1-2 ay daha işsiz kalabilirsin ama sonbahara doğru ekonomi hareketlenir, iş bulma olasılığın yükselir.


  • uzdeniz  (24.05.15 23:10:38 ~ 23:11:31) 
sorunu çözmez belki ama tek sorun sende değil

www.idefix.com
  • freebird5406_2  (24.05.15 23:11:26) 
tamamen aynı durumdayım. işin kötüsü ben bana gelen teklifleri de reddettim istemediğim işler olduğu için. yalnız değilsin yani. :)


  • diggity  (24.05.15 23:21:39) 
ben de aynı durumdayım. arkadaşlarımın çok iyi yerlere geldiği alanda ben işimi sevemedim, işin doğasını sevemedim, bıraktım. aileme bile söyleyemedim. bir hafta oldu. bir şeyler kovalıyorum ama olmuyor.
sonumuz hayrolsun.

  • retiredcolonel  (24.05.15 23:23:07) 
marcus +1 olmakla beraber kölelik değil köpeklik yapıyorum. okuduğum okuyacağım mezun olduğum olacağım işe başladığıma özetle hayatımdaki çaba sarfettiğim tüm günlere lanet okuyorum.
mezun oldum ben de iş bulamadım en son kuş taşa değdi bi iş buldum dedim bulmaz olaydım. yani çalışanında bi bok yediği yok, çok boş duruyorum diyorsan git garsonluk yap limon sat hiç yoktan boş oturmaktan bunalmazsın vakit geçer faydalı hissedersin kendini. tabi iş aramaya devam et dandikte olsa bi yere kapak atarsın diye düşünüyorum en azından iyi okul iyi bölüm falan diyorsun. bizde bunlarda yoktu.

  • bokmuhendisi  (24.05.15 23:29:45) 
o işi bıraktığınız yerinde olmuş. umutsuzluğa kapılmayın. kimseyi kimseyle kıyaslamayın. savaşmaya devam edin.


  • e haliyle  (24.05.15 23:34:46) 
ben bunları yazınca çok fena eleştiriliyorum ama
memleket belli, şartlar belli, bu kadar idealistlik lüks değil mi?
paraya ihtiyacın yoktur, kafan rahattır, eyvallah anlarım. Değilse, iş bulmadan işten çıkılır mı?
işi sevememek, ortamı sevememek, şartların çok kötü olması... hepsi berbat, biliyorum ben de epey zorlanarak bugünkü işime geldim, hala çok emek harcıyorum bilmeden konuşuyorum gibi algılanmasın. Ancak şunu anlamıyorum ya o zorluğa katlanacaksın (ki bu pek çok şeye razı olmayı içerebiliyor, farkındayım), rasyonel davranacaksın ya da sıkıntılıysa, alternatiflerini kendin geliştireceksin, geliştirmelisin.
Gençler beni tefe geriyor bu minvalde konuştuğum, gerçekçi olun dediğim için ama napayım ben de demeden duramıyorum...İyi okul okumakla filan bitmiyor (valla, baya da iyi okuldan mezunum) hatta o çok küçük bir kısmı, emin olun. Mezun olduktan 3 yıl sonra hele artık okulun pek önemi de kalmamaya başlıyor.
  • niye ama  (24.05.15 23:42:26) 
[]

hayat ne kadar şahane değil mi?

ne iş var ne para var ne de aşk. gençlik çürüyüp gidiyor.
aynı durumda olan var mı? napmak lazım?



 
is bulunca gerisi de gelecegi icin is bulmak lazim.


  • baldur2  (21.05.15 23:19:59) 
param yok, sevgilim yok, işim de vardı bugün itibariyle işsiz kaldım.

üstüne deli gibi kilo alıp asosyalleştim.

okulun bitmesini ve daha sağlam adımlarla bir kariyere giriş yapmayı planlıyorum. bakalım kredi kartı da götümde patlayacak gibi ama :)
  • scent of a pastrami  (21.05.15 23:27:04) 
aşk olmadıktan sonra diğerlerinin de bir önemi yok zaten. sevgili bul.


  • fransizkalanadam  (21.05.15 23:28:31) 
iş var, para da var, yalnızım, mutlumuyum?
idare ediyoruz işte,
yani iş iyidir.
  • kahramanikarus  (22.05.15 16:39:52) 
iş var aşk var parada var ama yine mutsuzum hatta daha 10 dakika önce keşke yalnız olsam işimde paramda olmasa kimse benden bişey beklemese sadece kendi başıma olsam diye geçirdim içimden.. hayat böyle heralde neye sahipsen mutlaka diğerini istiyosun. değişik.


  • heee  (22.05.15 16:47:57) 
saadetin elde edilmesi gereken bir mefhum olduğu fikrinden uzaklaşınca rahat ediyorsun. acınası ve zor bir hayat yaşamamak için de gerekli olan tek şey para/iş


  • simbolmina  (27.05.15 23:46:19) 
Misal benim dedem mide kanseri, 5 ay içinde ölecek. Böyle düşününce, ölümün olduğu bir dünyada çok basit konulardan şikayet etmenin esasında şımarıklık olduğunu idrak edebiliyorsun. Düşünsene lan, 5 ay içinde öleceksin. Böyle bir durumda ne aşk hayatından şikayet edebiliyorsun ne de parasızlıktan. İnsan elinde olmayana değil de elinde olana sahip çıkıp mutlu olmaya çalışıyor o zaman. Ben bunu tavsiye ediyorum.


  • angelus  (27.05.15 23:51:35) 
[]

bonusbay kullanımı

Bonusbay nasıl kullanılıyor tam olarak? Ben dün Trendyol'dan bir ürün aldım ama mobilden. Şimdi alışverişten sonra bonus alamam galiba değil mi?
Alışverişi Bonusbay üzerinden yapmam gerekiyordu sanırım? Doğru mu anlamışım?



 
Alamazsınız. Dogru anlamıssınız. Bonusbay'e giris yapıp, trendyolu ya da magazanın sitesini bonusbay uzerınden acmaniz gerekiyor.


  • yuzır  (01.05.15 14:54:28) 
[]

kilo verme

7-8 kiloyu sağlıklı bir şekilde ne kadar sürede veririm ve nasıl? Spor olarak haftada 4-5 gün 1-1.5 saat yürüsem yeter mi? Beslenme konusunda da ne yapmam gerekir? Mesela ne yemeyeyim, atıştırma olarak ne yiyim? Bu şekilde spesifik öneriler verirseniz sevinirim.
İşe yarayacaksa; cinsiyet kadın, boy 1.55 ve kilo 55 :/
Teşekkürler.


 
hızlı ve sağlıklı yanyana zor. zamanla ilgili bir sıkıntı mı var?

vermek istediğiniz kütle vücudunuzun yaklaşık %15'ine tekabül ediyor. su, kemik ve diğer şeyleri işin içine dahil ettiğinizde vermek istediğiniz kilonun gidebileceği yerler çok kısıtlı.

sadece yürürseniz yetmez. sadece "bir" şey yaparak sağlıklı zayıflamak ve hatta zayıflamak mümkün değil. daha önce spor yapmadıysanız profesyonel destek alın derim. öbür türlü vermeye çalıştığınız kilolar gitmeyeceği gibi başınıza başka dertler alabilirsiniz. örneğin sadece yürürseniz bir süre sonra bacaklarınız kalınlaşır veya dengesiz yürüyüşler ve katı diyetlerle sağlığınızı bozarsınız.

bence zayıflama düşüncesinden öte şekillendirme işine girin. 3-4 aylık ciddi bir çalışma ile düzgün bir fiziğe sahip olabilirsiniz. bakın 7-8 kilo verirsiniz demiyorum. bu işte öyle mucizevi yöntemler yok. var diyenler de yalan söylüyordur.

demem o ki vaktiniz varsa ve bir amacınız varsa profesyonel destek alın. gerek diyetisyen gerek spor hocası.
  • entrapmen  (29.04.15 22:02:28) 
Yürüyüş yapacaksan 7 km ve üzerinde yürüyüş öneririm, altındaki mesafelerde yağ yakımı pek olmuyor. Beslenme olarak da günlük 60/70 gram civarı protein, 30/40 gram civarı sağlıklı yağ, sebze kaynaklı olarak da karbonhidrat tüket. Ona bi ölçü vermiyor. Fakat tahıl ya da bakliyat kaynaklı tüketeceksen günlük 150/200 gramı geçmemeye çalış. Abur cubur tüketme, atıştırmalığa da gerek yok fakat illa tüketeyim dersen biraz ceviz veya kavrulmamış badem ye. Bol bol su ve yeşil çay iç.


  • angelus  (29.04.15 22:19:04) 
Yürüyüşün faydası olur. Beslenme için ketojenik diyet. 2 ay zaman var kendine.


  • arnold schwarzeneger  (30.04.15 08:41:19) 
az ye ve koş, bu kadar basit aslında :)


  • nuisance  (30.04.15 08:48:46) 
Diyetisyene gidiyorum ben istersen ogrendiklerimi paylasayim max 1.5 ayda verebilirsin sanirim.sabah az yiyceksin 10.30 da bi ara ogin 12.30 da sebze corba 15.30 da ara ogun 18.30 da yemek et yani 20.30 da ara ogun 23 de sut mesela bana bunu verdi dilersen daha detayli yazarim.o diyorki birincisi hergun yurume 4 gun yuru daha saglikli verirsin.asla ara ogunleri atlama ve zamanlarini kacirma vucud cok yakmaya alisiyor o da 6_7 kmyi oneriyor ama km den daha ziyade 1 saat tempolu yuruyus yani nefes nefese kalicaksin ama kotu hissetmiyceksin kalbin 220-yas in %80 i kadar atacak bu kadar hizli tempolu 1 saat yururs3n istersen 3 km yuru onemli degil sanirim o.

Ogrendiklerim bunlar.1 ayda bu yontemle 4_5 kilo veriliyor daha coku zararli zaten ama kilona da bagli yani 5 kilo fazlan varsa sadece 1 ayda veremeyebiliyorsun ama obezSen 1 ayda 10 kilo bile verenler oluyor...

Kolay gelsin..
  • 00 08  (30.04.15 09:48:11) 
[]

iştah sorunu

Çok iştahlıyım bu aralar. Patlayana kadar yiyorum. Zaten son zamanlarda çok kilo aldım, böyle devam edersem iyice top gibi yuvarlanacağım. Daha biraz önce bir tabak patlamış mısır, ardından da bir paket negro yedim. Ve bunun farkında olmama rağmen yemeyi bırakmıyorum. Sanki kendimi cezalandırırmış gibi yiyip duruyorum. Yerken "amaan koy rahvan gitsin" diyorum. Ama yedikten sonra çok pişman oluyorum.
Çok hareketli bir günlük hayatım da yok, spor da yapmıyorum. Kötü durumdayım yani. Nasıl azaltırım bu iştahı? Napayım? Ciddi anlamda korkmaya başladım.
Önerilerinizi bekliyorum. :/


 
sağlıklısın demek ki. sağlıklı adamın iştahı açıktır. ama sağlıklı şeyler ye, şeker alma.


  • calmdown  (02.04.15 21:21:55) 
[]

profesyonel olamamak

İşimde hiç profesyonel davranmadığımı düşünüyorum. fazla duygusalım sanırım. Mesela moralim bozuk olduğunda işime konsantre olamıyorum, ya da hava kötü olduğunda. Yapacağım işi beğenmediğimde ya da içime bir türlü sindiremediğimde, kabulleneediğimde onu yapmak istemiyorum. Ne bileyim çalışma ortamımı, iş yerimi ve patronumu sevmiyorum şu an mesela (gerçi istifa ettim ama) ve bir türlü verim alamıyorum. Hiçbir şey yapmak istemiyorum, yapsam da yarım yamalak yapıyorum. Ama böyle olmak istemiyorum. İşimi en iyi şekilde yapmak istiyorum ama en ufak bir olumsuzlukta dağılıyorum ve içimden onu yapmak gelmiyor.

Nasıl aşılır bu?


 
Hedefsiz çalışıyorsun sanırım seni motive eden güdüleyeen şeyler olmalı.


  • intern in the house  (25.03.15 14:52:52) 
valla benim de öyle. iş zorsa iyice yapasım kaçıyor.


  • safepassage  (25.03.15 15:29:11 ~ 15:29:19) 
[]

niye böyle oluyor ya? :(

İki insanın aynı anda karşılıklı olarak birbirine aşık olması ve bir araya gelmesi sizce de mucizevi bir olay değil mi?
Eğer öyle değilse niye bu kadar sıradan bir olay benim başıma gelmiyor? Yok eğer öyleyse niye bu kadar insan bu mucizeyi yaşarken ben yaşayamıyorum?
Ben hep birilerinin mutlu ilişkilerini uzaktan izlemek zorunda mıyım? Niye ben hep sevdiğim / hoşlandığım / aşık olduğum insanlarının başkalarına olan aşkını izliyorum?
Ben çirkin miyim, tipsiz miyim, kötü müyüm, neyim ben? Sorun bende mi yoksa kaderim mi bozuk benim? Dünya mı bozuk? Nerde sorun?
Kafam bozuk.

 
Ya cok uzgunum durumuna ama 4s


  • aeroflot  (04.03.15 21:25:22) 
şanssızsın. aynı soruları bende soruyorum kendime. sokaklar, kampüs çift kaynarken nasıl oluyor da hiç olmadı bende anlamıyorum.

ek not: bana sorarsan su doğru zaman falan olayları da avuntu gibi geliyor. hayatın en genç en kıpırtılı zamanları yalnız geçip gittikten sonra gelen aşkın ta bir yerine koyim affedersin.
  • fransizkalanadam  (04.03.15 21:27:36 ~ 21:41:32) 
4s diye bir şey yok, koşullanma var, öğrenilmiş çaresizlik var. Hatayi baskalarinda aramaktan vazgectiginde birçok mesele çözülmeye başlayacak kendiliğinden.


  • damdanakan  (04.03.15 21:27:45 ~ 21:28:42) 
sorun morun yok. sadece doğru zaman doğru insan ve hazır olmak var. bi de sen hazırsan bir ilişkiye/evliliğe karşına çıkan her kimse doğru kişi her ne zaman ise doğru zaman gibi geliyor.


  • kakao  (04.03.15 21:38:04) 
4s var arkadaşlar kesin bilgi yayalım.


  • eloharp  (04.03.15 21:57:01) 
Şimdi emin olmak için soruyorum. Aşık olduktan sonra karşındaki kişinin random olarak sana aşık olmasını beklemiyorsun dimi? Gidip girişimde bulunuyorsun, çabalıyorsun? Yoksa 2 kişinin birbirine aynı anda aşık olması harbi mucizevi.


  • benim adim kerim hepinizi severim  (04.03.15 22:54:17) 
çarşı pazar parktaki çiftlerin çoğunun aşk olmadan vakit öldürmek için birbirleriyle takıldıklarını düşünüyorum, aşık olabilecek insan bulabilmek bu devirde zor be dostum..


  • orijinalinden guzel  (04.03.15 22:55:54) 
Tabi mutlu gözüken çiftlerin çoğunun içten içe mutsuz da olabileceğini de değerlendirmek lazım. Mutlu gözükerek kendilerini de kandırıyor olabilirler.


  • prodeq  (05.03.15 07:20:16) 
Fiziksel çekiciliğin yoksa kimsenin seni tanıyası gelmiyordur.


  • arnold schwarzeneger  (05.03.15 07:54:17) 
Hiç denk gelmemesini bile büyük bir başarı olarak bulmaya başladım. Kaç kişi başarıyor asdgs


  • mandalina kokusu  (05.03.15 09:24:37) 
böyle diyen nice arkadaşım hayatının insanıyla tanıştı sonradan. klişe bir tavsiye: zaman her şeyin ilacı.


  • kedi yavrusu  (05.03.15 09:35:56) 
[]

kırklareli adliyesi'ne gidiş?

İstanbul'dan Kırklareli Adliyesi'ne gideceğim. İstanbul Otogar'dan otobüsle gideceğim. Kırklareli'nde ineceğim değil mi? Yani herhangi bir ara durak falan var mı? Adliyeye nasıl gideceğim? Uzak mıdır? Nasıl gidilir? Bilen varsa aydınlatırsa sevinirim.




 
Kırklareli otogarında indiğiniz taktirde 200metre yürüme mesafesinde.


  • slymnctn  (22.02.15 12:10:54) 
@slymnctn +1


  • penaltikurtaranmelo  (22.02.15 13:56:07) 
[]

mutluluk insanın kendi elinde mi?

İşinden, patronundan, iş arkadaşlarımdan nefret ediyorsa, yalnızsa ve yalnızlıktan sıkılmışsa, asosyalse, özgüvensizse, parası yoksa, borcu varsa, mesleğinde kendini yetersiz ve zaman geçmesine rağmen hala tecrübesiz hissediyorsa yine de mutluluk onun elinde midir?




 
hayatta herşey bizim kontrolümüzde değil. birşeyi çok istersin, uğraşırsın bir terslik olur ve o olmaz. ama herşeye rağmen umudunu korursan, beterin beteri var ben yine iyi durumdayım dersen mutlu olursun. biraz bizim elimizde, düşüncelerimiz bizi çok etkiliyor.


  • rock n roll  (07.02.15 19:50:26) 
Abi bahsettigin durumlarda, sahip olduklarina bakmak iyi olabilir bence. Cok kotu durumda olan insanlar var. Belki ailen var, bilmiyorum. Yazdigin bir cok durumu yasadigimi dusunuyorum bazen. Ama cok sukur de demek lazim. Konusmak istersen yazabilirsin. İyi aksamlar. Sikma canini ama.


  • brad pitt  (07.02.15 19:51:19) 
-Yalnız sorununu zirveler ve sosyal platformların eğlenceli buluşmaları ile ,
-İş arkadaşlarından nefreti , kaliteli kulaklık ve yüksek desibelli kulaklık ile,
-Özgüvensizliği minik başarıları çoğaltmakla
-Para sorununu ek işler ile ,
-Borcunu , hedefler koyarak minik birikimlerle parça parça ödeyerek( ek işten gelen)
-Meslekte kendini yetersiz hissetmeği ise serbest çalışmaya atılmak ile

ÇÖZEBİLİRSİN.

Öncelikle bu tarz olaylarda öncelik herhangi bir kursa yazılmak olmalı. Cinsiyeti ve mesleği yazmamışsın ama fark etmez.Bir kursa yazılmak ve onu başarı ile tamamlamak insanın kendine güvenini arttırı , sosyalleştirir. haftasonuna koyacak bir etkinlik yaratır.

İş hayatında kendini yetersiz hissetmek aslında bir handikap değil , aksine daha çok gelişmek için bir hırs sebebi. ''Ben oldum artık bu meslekte'' diyip yıllarca geriye yaslanıp teknolojiden uzak kalmak yerine '' hala öğrenmem gereken şeyler var hala eksiğim '' diyerek yeniliklerin peşinden koşmak her zaman iyidir.
Fakat tek bir kural var tüm bu olayları içinde yaşaman lazım , nefretini yalnızlığı özgüvensizliğini ve mesleki yetersizliğini ...
Bunları insanlarla paylaşırsan olduğun durumdan kurtulma sürecini uzatırsın.Ne yapıyorsan saman altından su yürüterek yap.Mesleki bir durum olduğunda '' bilmiyorum '' demek yerine '' üzerinde biraz çalışsam hatırlarım '' demeli . ''Param kalmadı borcum var '' demek yerine , '' bu ay yatırımlara öncelik verdiğim için nakit sıkıntısı çekiyorum '' demek seni sosyal yaşamında olağan bir ruh haline sokar ki bu da bizim iyileşme süreci dediğimiz şey.

Tüm bunları her gün 3 kez tok karnına uygula.
Geçmiş Olsun
  • 1tam1ayran  (07.02.15 19:56:03) 
Senin gibi yüzbinlerce insan var. yalnız değilsin. böbrekleri bitip diyaliz makinasına bağlı olmaktan, aşırı derecede astım olup solunum makinasına bağlanmaktan bin kat daha iyidir. birazda sen gayret et. işin varsa para durumun hallolur zamanla. daha sonra tecrübe edindikten sonra başka iyi bi işe geçersin.


  • komando kani var bende  (07.02.15 19:57:29) 
hollywood yalanları bize sıçramaya başladı herhalde. her koyun kendi bacağından asılabilsin diye elimizde olmalı mutluluk.

şark kurnazıysam da gelir atlar di mi diye arabesk yapar, kaderime küfrederim.

arada bir yerde.

mutluluğun tanımı ne bilmiyorum ama güven ve huzur duygusunu elde etmek şöyle dursun her gün ayakta kalmak için kendilerini, onları değersiz kılan, ellerinden her türlü şansı doğuştan alan bir sisteme sürekli ispatlamak zorunda kalıyor insanoğlu.

"sana neden gerek duyayım?" cevaplanması gereken bir soru, ekmek cevap gelirse var.

"ailen çeşmebaşını yüzyıllardır verasetle tutup artıdeğere konmayaydı sonra da kendi statükosunu başkalarını örgütleyip yemleyerek sağladığı yukarıdan aşağıya bir hiyerarşiyi sağlamayaydı sen bu soruyu bana sorabilecek miydin?" kimsenin cevaplama istemediği, cevaplamak zorunda olmadığı ancak duyulmasını dahi istemediği bir soru.

makro dünyanın kaçınılmaz determinizmini quantum yavşaklığıyla açıkladığınız sürece, mutluluk sizden ibaretse bir de, elinizde olma ihtimali daha fazla, ben bu hayattan fazla şey anladığımı sanmıyorum, biraz bunu anladım belki sadece.
  • godoşu beklerken  (07.02.15 20:14:27) 
Neşe ile mutluluğu ayırmak gerek bence. Neşe şen şakrak olma haliyken, mutluluk da biraz hayattan tatmin olma ile ilgili. Mutluluk sanki biraz insanın kendi elinde, biraz değil. Kendimizin olmayan kısmı sanki genlerle ve kültürle ilgili. Genler izin vermediğinde neşeli olsa bile mutlu olmayabilir insan, mutlu olsa neşeli olmayabilir, bunların birtakım kombinasyonları olabilir. Kültüre gelince biz arabesk kültür içinde yoğrulmuş insanlarız, arabesk dinlemesek bile her yerde. Ağlayana sempati duyarız, onun eksiklerini gidermeye çalışırız, acılarımızı madalya gibi taşırız, ağlatan film ve dizileri severiz. O yüzden kültürle birlikte mutluluğa 1-0 yenik başlarız.

Gelelim eldki kısma. İnsanın her zaman mutlu ve neşeli olması veya her zaman mutsuz ve neşesiz olması iki uç. Belki ilki iyi bir şeydir ama ikisi de sağlıklı gelmiyor bana. İnsanız hepimiz, başımıza kötü şeyler gelebilir. Yakınımızı kaybedebiliriz, bir şeyler çaldırabiliriz, istediğimiz şeyleri göz göre göre kaçırabiliriz. Bu anlarda o üzüntüyü yaşayıp da atlatmak gerek bence. Üstünü kapatıp neşeli olmaya çalışıp içe atmamak gerek. Bazen ağlayarak bazen gülerek çıkıyor üzgünlük. Sinirden gülmek gibi. Üzgünse üzüntünün yaşanması, mutluysa onun yaşanması gerek gibi geliyor bana.

Gelelim yukarıda verilenlere. İş hayatı, hayatımızın en büyük kısmının geçtiği yer. Evde ayık kafa ile 8-9 saat geçirmiyoruz ama işte geçiriyoruz. İşe ayaklar ters gide gide gidiliyorsa, tabii ki mutlu olmak veya neşeli olmak daha da zor. Bu bir yakının ölümüne benzemiyor. "Ölüsü olan bir gün, delisi olan her gün ağlar" demişler. İşyeri deliye benziyor bu açıdan biraz. Çünkü atsan atamıyorsun, satsan satamıyorsun. Unutup gidilebilecek bir şey de değil, her gün peşinde. Ama mesleğinde yetersiz hissetme konusunda bir şeyler yapılabilir. Belki gerçekten yetersiz değil, bir fırsat olsa kendini gösterebilecek durumda, sadece o fırsat yok ortada. Belki de gerçekten yetersiz. Bunu neye dayanarak söylediği önemli. Eksik bir alan varsa, kendini nasıl geliştireceğine odaklanabilir. Kendini hiç geliştireceğine inanmıyorsa, başka bir kariyer yoluna odaklanılabilir.

İşte mutsuz olmanın dışında, insanın elinde olan şey iş dışı mutlu olup olmaması. İşinde mutsuz olunabilir, kronik mutsuzluk hayat enerjisini de emebilir ama iş dışı onu şarj edecek bir şeyler olması önemli. Bu bir insan olmak zorunda değil; bir dizi olabilir, bir uğraş olabilir, hatta sadece yatağa yatıp öylece tavana bakmak bile olabilir. Bunları yaparken "Oh, şu an bir ömür sürse" denilen bir an işin kötülüğünü nötrleyebilir. Neşeli olmayabilir ama mutlu olabilir. Bu biraz insanın elinde.

Para kısmı ayrı bir konu. Kalacak bir ev varsa, eve yemek giriyorsa, insan ısınabiliyorsa ve buna ek olarak kişisel düşüncem evde internet varsa devamında her şey yerinde ise mutsuz olmak için bir neden yok. Borçlu çok insan var, borcu boyunu aşan da. Ama borç biraz da alışılabilir ve buna rağmen gülünebilir bir şey. Deli gibi değil de, ölü gibi yani. Bİrtakım insanlar çalışmalar yapmışlar; para, güzellik gibi kavramların mutluluğa katkılarını incelemişler. Bunların insanın ele geçişi bir anda mutluluğu köklüyor ama insan rahata çabuk alışıyor ve daha sonra özü neyse ona dönüyor. Güzel ve mutsuz bir insan ya da zengin ve mutsuz bir insan olabiliyor, kişiliği ve öğrendiği neyse ona dönüyor. Benzer olarak bunları insanın elinden alınca da, duruma biraz uzun sürelerde de alışılsa yine de alışılınıyor. İnsan fakir ve çirkin olmasına rağmen özüne dönüyor. Buradan anladığım şey demek ki bir öz de var. Acaba bu özü neler oluşturuyor? Genler ve kültüre, tecrübeyi de ekleyebiliriz belki. Keşke bunu da doğru düzgün söyleyen bir şey olsa, her insanın kendine göre bir yorumu olabiliyor ancak.

Koşullar gerçekten zor gibi ama anlık mutluluklar, ferahlamalar, rahatlıklar olabilir gibi.
  • aychovsky  (07.02.15 21:31:28) 
Evet, az önce bir duyuruya daha yazdım, victor frankl'in insanın anlam arayışı kitabını okuyun. Toplama kampında dahi kısa süreli de olsa mutluluğu yakalayan insanlar var(mış).


  • babamasoliimbananickaldirsin  (07.02.15 22:20:54) 
[]

samsung galaxy a5 nasıl? alınır mı?

Kullanım amacı; sosyal medya, belki bir iki oyun, bol müzik dinlemek, fotoğraf çekmek. Bir de hızlı olsun.
Alınır mı? Alınmazsa ne alınır?
Bütçe max. 2000 TL


 
s5 al daha iyi


  • thracian  (29.01.15 20:37:57) 
s5 +1


  • rayde  (29.01.15 20:48:40) 
Ben de z3 diyeyim o zaman.


  • yirmisantim  (29.01.15 20:51:22) 
2000 liraya piyasada ki telefonlarin cogunu satin alabilirsin.

Bol muzik ve fotograf icin ben iphone tercih ederdim acikcasi.

Apk ile ugrasirim 6plusa o kadar vermem sosyal medya icin de buyuk ekrandan vazgecmem dersen cogu samsung isini gorur. nexux6 fiyatlari nasil bilmiyorum ama onlarada bakabilirsin.

ayrica kavisli ekranlar cikmaya basladi. "abi onlar hic tutmadi" diyenleri gorebilirsin ama siktir et simdiden sahteleri cikti teledonlarin. su an icin bir sey diyemem ama yil sonuna kadar beklersen samsung s seriside kavisli ekrana gecebilirmis.
  • kutsalbok  (29.01.15 21:50:35) 
[]

işten çıkayım mı? -uzun oldu ama okuyun lütfen-

Çalıştığım işyerinde çok mutsuzum. Eksileri ile artıları karşılaştırıyorum, eksileri ağır basıyor. Hatta artısı yok bile diyebiliriz. Ama belki objektif bakamıyorumdur. O yüzden size soruyorum. Durumumu ve iş yerinin özelliklerini sayıyorum;
Ofiste 5 kişiyiz. Patron ve 4 işçisi. İşçilerden biri patronun sevgilisi. Dolayısıyla torpilli ve aslında o da patron. Sağa sola emir yağdırıyor ve benim ofisim benim işyerim diye dolanıyor etrafta. Ayrıca bu kız tecrübe olarak hemen hemen benimle aynı konumda diyebiliriz.
İki sevgili de pintiliğin zirvesindeler. Ofisten çıktı almaya çekiniyorum. Fazla kağıt gidiyor diye laf ediyorlar. Ofisteki koltuklar, bilgisayarlar ve diğer malzemeler hep ikinci el.
Sabah kahvaltısı ve öğle yemeğini ofiste yiyoruz. Ama yemek yerken rahat değilim. Lokmalarım sayılıyormuş gibi hissediyorum. Doymadan kalkıyorum masadan. Onlar oturuyorsa oturuyoruz masaya. Onlar oturmuyorsa masaya oturup yemek yemeye çekiniyoruz.
Bazen öyle yaptıkları için sabah kahvaltı yapıp gidiyorum, dolayısıyla kahvaltı sofrasına oturmuyorum. Bu sefer de onlarla kahvaltı yapmadığım için surat yapıyorlar. Aynı zamanda bazı günler ofis dışında çalışıyorum akşama kadar ve dolayısıyla dışarıda yemek yiyorum. Yediğim yemeğin fiyatını da masrafa yazıyorum. Ona da surat yapıyorlar, masrafları kontrol ederken.
Normalde mesai saatleri haftaiçi 08.30-18.30, haftasonu 10.00-14.00. Ama tam çıkış saatine yakın bi iş kitliyorlar ve bitiremeden çıkamıyorsun ve bunu kesinlikle bilerek yapıyorlar. Tam saatimde çıktığımda ise sanki işten kaytarıyormuşum gibi hissediyorum. Suratlarından, tavırlarından böyle hissediyorum.
Bir gün öğleden sonrası için izin aldım. Ertesi günü yine ofis dışında olacaktım ve ofisten bir dosya almam gerekiyordu. Bana ofisten o dosyanın içeriğini mail atma olanakları varken beni gecenin bir yarısı ofise gönderdiler dosyayı almam için. Bunu da kesinlikle bilerek yaptılar, sırf yarım gün izin kullandım diye acısını çıkardılar. Normalde asla gitmezdim ama o dosyayla ilgili bilgi sahibi olmam gerekiyordu, kendileri de yardımcı olmadığı için saat 22.00'da ofise gidip dosyayı almak zorunda kaldım.
Gelelim niye dayandığıma. Kredi çektim, aylık kredi taksidim ve kredi kartı borcum var ve belli bir gelirimin olması gerekiyor. İşten çıkarsam 1-2 ay da olsa işsiz kalırım diye korkuyorum ve 1-2 ay da olsa sıkıntıya düşerim. Ailemin bana destek olma şansı yok çünkü onlarında kredi borçları var.
Burada çalışırken başka iş arayamıyorum. Çünkü takdir edersiniz ki böyle bir yerde iş görüşmeleri için izin almam kolay olmuyor. Her şeyi en ayrıntısına kadar irdeliyorlar ve ben yalan söyleme konusunda o kadar becerikli değilim.
Bir de şunu söylemem gerekiyor ki aslında ofisin sahibi gerçek patronum o kadar da kötü biri değil ama sevgilisi olan kız çok sinsi, kaprisli, kıskanç, dengesiz, kompleksli ve ikiyüzlü. Çok oldu belki ama gerçekten böyle. Adam sevgilisinin çok etkisinde kalıyor ve kesinlikle kılıbıklıktan sesini çıkaramıyor. Güya ofis onun, ama sevgilisi yönetiyor aslında ve adam da ona sözünü geçiremiyor. (ki burada erkeklerin bu tür salaklıklarına sinirlenemeden edemiyorum)
Kısacası böyle, çok mutsuzum, huzursuzum. Üzerimde sürekli bir baskı varmış gibi hissediyorum. Bana kendimi beceriksizmişim gibi hissettiriyorlar. Sadece 2 ay oldu burada işe başlayalı ama bana ömür gibi geldi. Sanki yıllardır buradaymışım gibi.
Artısı ne diye soracak olursanız, mesleğimle ilgili yeni şeyler görüyorum ve öğreniyorum. He onlar mı bana bir şey öğretiyor, hayır sadece ortam sağlıyorlar.
Aslında bu hafta maaşımı alacağım. Alacağım maaşla bir en fazla iki ay idare edebilirim. Ama annem çok üzülecek sıkıntıya düşerim diye korkuyor. Ama inanın dayanamıyorum. Diyorum ki maaşımı alıp işten çıkayım. Ama aileme söylemeyim. İşe gidiyormuş çıkarım evden, iş ararım. Bütün gün de kütüphanede takılırım kitap falan okurum. Annem üzülmemiş olur. Çok mu filmvari olur? Napayım kafayı yemek üzereyim. Hayatımda hiç bu kadar mutsuz olduğumu hatırlamıyorum. Kredi borcum olmasa çok çıkmıştım.
Uzun oldu ama umarım okursunuz sonuna kadar.
Teşekkürler.

 
İnceldiği yerden kopsun


  • amator filozof  (05.01.15 22:07:47) 
psikolojin bozulacağına parasız kal daha iyi... git bimde kasiyerlik yap daha iyi..


  • gotic  (05.01.15 22:10:58) 
en azından bir süre iş görüşmeleri yakalayıncaya kadar idare edin derim.


  • dis kapinin mandali  (05.01.15 22:12:09) 
sektor ne? piyasada durum nasil? is sıkıntısı var mı? yok mu rahatlikla is bulabilir misin?


  • crucio  (05.01.15 22:14:05) 
1- Ben herkese iş bulmadan işten çıkma derim. Sana bunu demiyorum. Bırak orayı. (Küfür etmeye başlasam duramayacağım, o yüzden etmiyorum)
2- İşten ayrılırsan annene söylememezlik gibi bir şey yapma. İşten ayrıl ve bunu ailenden saklama. Böyle bir yalana girersen, yalanın kesinlikle ortaya çıkar ve bunun saçma bir hareket olduğunu da o zaman anlarsın.
3- (1) no'lu maddede söylediğimi kredi borcu olana demesi kolay ama uygulaması zor elbette. Ben senin ne kadar zorlanacağını anlayamam. Bir şekilde kredi borcunu ödeyeceğini garnatileyebilirsen, gözünün yaşına bakma ve ayrıl.
  • hiko seijuro  (05.01.15 22:16:24 ~ 22:24:22) 
bende bu hafta aynı soruyu sormuştum, kredin varsa iş bulmadan çıkma. yalan söyleme olayını da geiştir, ofis dışındayken görüşmeye gidebilirsin


  • divit  (05.01.15 22:18:28) 
hiko seijuro +1

ayrıca kredi borcun aylık ne kadar?
  • seoman  (05.01.15 22:20:20) 
Bence iş görüşmelerine gitmeye başla, bunun için de dişine bir kanal tedavisi hikayesi yaz, yalan olduğunu anlarlarsa da anlasınlar, en kötü ihtimalle kovarlar.


  • cokkarisik  (05.01.15 22:21:56) 
Cik git allah askina okurken bunaldim


  • Solem2  (05.01.15 22:22:10) 
mobbing diye şikayet et.


  • tescillimarka  (05.01.15 22:23:45) 
Ne iş yapıyorsunuz ve sektör ne merak ettim?

Nacizane yorumum kendi iyiliğiniz için orayı bırakın.
  • eloharp  (05.01.15 22:27:32) 
Merak edenlere, sektör hukuk. Çiçeği burnunda bir avukatım. Bu arada ben bütün bunlara sessiz kalmıyorum, bunu da belirteyim. Ama insanın kafası rahat olmuyor maalesef.


  • proculianus  (05.01.15 22:37:03) 
oha avukata bunlar yapılıyorsa düz işçi adam napsın. bas git istifayı ya da yırt o diplomayı zikerler öyle işi ya. eşek kadar adamların yaptığına bak hayvan oglu hayvanlar


  • divit  (05.01.15 22:40:18) 
Is gorusmesine gitmenin yasal bir yaptirimi yoksa acik acik de is gorusmesine gidiyorum diye, hatta digerlerini de fisekle got gibi kalsinlar


  • selam  (05.01.15 23:01:10) 
iş bulmadan iş değiştirmemeni öneririm. ayrıldıktan hemen sonra bir yere başlasan bile en azından bir ay maaş alamayacaksın. sabit ödemeler varken para bulamamak inan ki, seni daha çok sıkacak. tazminatımla işten çıkarken, elimdeki paranın bana 5 ay yeteceğini düşünmüştüm fakat anca 2 ay yetmişti yani evdeki hesap gerçekten de çarşıya uymuyor.
ayrıca şu anda çalıştığın yeri gözden çıkardıysan neden canını sıkmalarına izin veriyorsun ki? yakında ayrılacağın ve muhtemelen bir daha suratları görmeyeceğin insanların ne düşündüğü seni neden bu kadar geriyor ya da üzüyor? yeni bir iş bulana kadar öğrenebileceğin kadar işinle ilgili şeyler öğren ve en önemlisi insanları kafana mümkün olduğu kadar az takmayı öğrenmeye çalış. ben henüz yapamadım fakat girdiğim her yeni iş yerinde tahammül sınırımın arttığını hissediyorum. ayrıca o iş yerinde durduğun her gün sana kariyer nette tecrübeli gözüktüğün süre olarak geri dönüyor. bu bile evde oturup iş aramandan iyidir.

  • boyalı kuş  (06.01.15 09:50:33) 
[]

ssk sorunu

Sevgili iş hayatının uzmanları,şöyle bir sorunum var:
Şimdi ben 10 Kasım 2014'te yeni bir işe girdim. Sigortam yapılacaktı. Ben hemen hatırlattım tabi. "Tamam nüfus cüzdanı fotokopisi ile ikametgah getir yapalım hemen" dedi patron. Ben aslında ikametgaha bile gerek olmadığını biliyorum ama neyse dedim. 1 hafta sonra falan istenen evrakları verdim. Muhasebeciye göndereceğiz, o başlatacak dedi. Sonra e-devletten kontrol ettim, girişimi göremedim bir türlü. Sordum, "prim ödemeleri 1 ay sonra gözüküyormuş" dedi. Ona da tamam dedim, ama neredeyse 2 ay oldu hala prim ödemesi ya da işe girişim gözükmüyor. Bu arada benim önceki işimden sigorta girişim var. İlk kez sigorta yapılmayacak yani. Şimdi sorum şu; e-devletten 4a sigortalı tescil kaydı tespitine baktığımda, adım sicil numaram falan çıkıyor. Ama hizmet dökümüne baktığımda eski işimden kalma ödemelerim görünüyor. Fakat bu yeni başladığım işe girişim ya da herhangi bir prim ödemesi görünmüyor. Çok anlamadığım için artistlik de yapmak istemedim. O yüzden soruyorum:
1- Benim sigorta girişim yapılmış da primim mi ödenmemiş?
2- Yoksa sigorta girişim hiç mi yapılmamış?
3- Bu adam beni oyalıyor mu?

 
Aralık içinde başlatmış olabilir. + ikametgah gerekli


  • dokuzonbeş  (30.12.14 09:50:33) 
[]

un mu şeker mi?

Hangisi daha zararlı?
Sadece birini hayatımdan çıkarmak durumundayım diyelim, hangisini hayatımdan çıkarmak bana en fazla yararı sağlar?
Ya hamur işinden vazgeçeceğim ya şekerden ama hangisinden? Niye sadece birisi derseniz, ikisini birden çıkarmak bana zor gelecek ve sırayla yapayım bu işi diyorum. Kısacası önce hangisinden vazgeçeyim?


 
şekeri bırak.


  • bugunku antremanda goz dolduran futbolcu  (04.12.14 09:49:54) 
şeker bence de


  • delicevat  (04.12.14 09:51:14) 
şeker +1


  • rygard  (04.12.14 09:52:05) 
Un, vücuda girince şeker oluyor; ikisi de aynı şey yani.


  • angelus  (04.12.14 09:52:27) 
şekeri bırakmak daha kolay.


  • sir gawain  (04.12.14 09:55:16) 
birini tek başına çıkarmak daha zor.


  • icemint  (04.12.14 09:58:04) 
ikisi de eşit şekilde zararlı çünkü özünde aynı şey. ikisini birden bırak bence. bir anda bırakınca aramazsın ama hamur yediğin zaman zaten şekeri arar olursun


  • sta  (04.12.14 10:26:14) 
Hemen hemen aynidir cok fark yok. Ama sekeri gunde 20 30 gram alirken 400 gram ekmegi goturebilirsin. Yani unu birakmak daha faydali olur totalde.


  • vendorth  (04.12.14 10:41:45) 
"Un, vücuda girince şeker oluyor; ikisi de aynı şey yani." hergün yeni bişi öğreniyom burda

3 sene önce biorezonans diye bi davaya gitmiştim, merak ederseniz netten aratın
orda o naneyi yapan doktor bana 7 ay buğday unu ve buğday unu içeren herşeyi yasaklamıştı. ben hayatımda o kadar zinde olduğum başka dönem hatırlamıyorum. şekeri hiç kesmedimn, kesemedim azıcık azalttım ancak yine o doktor dedi diye. aslında komple kesmek lazımmış. bağırsakları ve devamında tüm organları negatif etkilediği biliniyor. kanserin baş sebeplerinden, ve yayılmasına sebep olanlardan.
  • emirkulu2  (04.12.14 10:45:03) 
Sadece birisini bırakamazsın çünkü vücutta yaptıkları etki ve sebep oldukları bağımlılık aynı.


  • arnold schwarzeneger  (04.12.14 10:50:19) 
[]

çalışırken iş arama olayı

2 aydır işsizdim ve işsizliğin verdiği bıkkınlıkla önüme gelen ilk teklifi kabul ettim ve bu hafta bi yerde çalışmaya başladım. Başladım ama daha 3. gün olmasına rağmen hiç beğenmedim burayı, teker teker saymayacağım nedenlerini ama hoşlanmadım işte. Şimdi ben iş aramaya devam etmek istiyorum, daha iyi bir yer bulur bulmaz da buradan çıkmak istiyorum. Ama şöyle bir sorun var ki, ben iş görüşmelerine nasıl gideceğim? É ben sizden memnun kalmadım iş aramaya devam ediyorum da diyemem adama. Nasıl olacak, nasıl yapayım? Bi akıl verin deneyimli arkadaşlar.
Şimdiden teşekkürler.



 
sanırım yapabileceğin yegane şey rapor - izin vs almak.


  • esex2  (12.11.14 09:16:06) 
Bankada halletmen gereken işin olur.
Diş randevun olur.
Noterde işin olur.
Evde su sızıntısı olur.

Ama bunlar ilk 2 ay içinde dikkat çekmeye başlarsa yarın gelme diyebilirler ve tek kelime edemezsin.
  • cakabo  (12.11.14 09:26:35) 
iş görüşmelerini akşam saatine, cumartesiye, yakınsa öğle arasına almaya çalış.

ve unutma ki daha iyi bir iş bulamazsan, hiç değilse bu iş sayesinde yaşam masraflarını karşılamaya devam etmen gerekecek. bu yüzden işini iyi yapmaya çalış.

belki mevcut çalıştığın ve beğenmediğin yerin müşterisi/tedarikçisi biryerlere geçme durumun da olabilir.

daha sonra "bizi atlama taşı olarak kullandı" şeklinde bahsedilmek istemezsin.
  • fever  (12.11.14 09:36:13) 
mülakatı mesai dışında yapmayı önerebilirsin. kalifiyeli elemansan çoğu firma kabul eder.


  • benaslinda  (12.11.14 09:41:32) 
gizli kapaklı iş yapmanın gereği yok ki.
iş görüşmelesi için aradıklarında şu anda çalıştıgınızı,saati ve gününü düzenleyip geri dönüş yapacagınızı söylersiniz.
şu anki iş yerinizden de izin alıp "görüşmem var" dersiniz.
mevcut işi çok aksatmamak için de haftasonu,öğle saati ya da iş çıkış saatlerine yakın zamanlarda çıkarsınız arada.
  • demoniclewinsky  (12.11.14 11:27:20) 
[]

tansiyon aleti önerisi

Tansiyon aleti almayı düşünüyoruz. Annemin tansiyon sorunu var, onun için. Ne alalım, nerden alalım? Online olsa daha iyi olur, ama gidip şurdan alabilirsin derseniz de kabulümdür.
Link verip direkt şunu al önerilerinize de açığım.
Tansiyon aleti fiyatları nedir bilmiyorum, ama bütçe olarak 100-150 TL ayırabiliriz.

Şimdiden teşekkürler.

 
annem hipertansiyon hastası. doktorlar braun exactfit 5 önerdi. türk kalp vakfı onaylı falanmış hatta. ondan aldık kalp ritmine kadar ölçüyo. hatta meraktan ölçe ölçe her ölçümde bende düzensiz kalp atışı uyarısı çıktığını farkedip kontrole gittim ve ritm bozukluğu olduğunu öğrendim. bu açıdan çok başarılı

150tl civarıydı o da.

işte de linki:
www.bimeks.com.tr
  • kakamelsokoban  (30.10.14 12:52:35) 
Omron intelli sense M2 kullanmaktayız memnunuz, sanırım bu da doktor tavsiyesi ile alınmıştı kalp hastası için.


  • hedep  (30.10.14 13:25:42) 
biraz pahalı olmakla beraber en iyi marka Erke'dir.
not: hipertansiyon hasası hemşire anne tavsiyedir:)

  • no avalon  (30.10.14 14:45:06) 
Medisana diye bi marka kullanıyoruz evde, ama kesinlikle bilekten ölçen alma.


  • dunyatuhaf  (30.10.14 21:36:25) 
[]

sizce bir erkeğin...

Telefonunun elinden düşmemesi, spordan önce düzenli olarak 10-15 dk telefonla konuşup sonra spora başlaması sevgilisi olduğuna kesin kanıt mıdır?




 
Kuvvetli muhtemel telefon konuşması değilde elinden düşmemesi


  • gokhan atestepe  (29.10.14 13:56:44) 
Kötü düsünmeye gerek yok. Spordan önce hocasindan taktik aliyor olabilir. Spor disindada whatsapp ile hocasina performasi hakkinda geri bildirim yapiyordur.


  • VIPCH  (29.10.14 14:00:19) 
Yüzde 99.


  • arnold schwarzeneger  (29.10.14 14:01:24) 
değildir, yakın arkadaşlarımdan biri iş gereği genelde spora başlamadan ve spor esnasında telefon görüşmesi yapmak zorunda kalıyor, kapat gitsin desem de iş bu 24 saat açık durmak zorunda telefonum diyor. ama bahsettiğin kişinin böyle bir iş durumu yoksa vay haline! yazık lan adama, üzüldüm.


  • candanag  (29.10.14 14:04:03) 
yoo olmaya bilir. asıl eğer kızsa yüzde 99 sevgilisi vardır.


  • fransızkalanadam  (29.10.14 14:04:40) 
Adam işkoliktir belki. Ama o kafasını kaldırıp da bakmaz sana üzgünüm. Yaramaz o.


  • ufukcel  (29.10.14 14:09:04) 
%87,7


  • high hopes of the sozluk  (29.10.14 14:11:15) 
Neredeyse kesin. Öyyk en sevmedigin erkek modeli.


  • delifaruk  (29.10.14 14:22:22) 
buyuk ihtimalle evet. ya iskolik, ya sevgilisi var.


  • gerard  (29.10.14 14:23:33) 
Benim de telefonum sürekli elimde ama ekşiye ve duyuruya bakıyorum yani :) spordan önce telefonla konuşma kısmı düşündürücü ama.


  • bugunku antremanda goz dolduran futbolcu  (29.10.14 14:26:50) 
pesine bir delinin takilmasi gerektigine dair bir kanit degildir.


  • ahuzz  (29.10.14 14:34:51) 
ya sevgilisi vardır ya da aşırı meşguldur işle.

sana dönüp bakmaz + 1

sadece spor yapıp gidiyor, amacı kız kesmek değil.
  • neferkitty  (29.10.14 14:47:10) 
kitty +1


  • [silinmiş]  (29.10.14 14:49:20) 
%96,555

5 devrediyor.
  • bira sisesi kapagi  (29.10.14 14:54:43) 
her zaman kesin değildir. spordayken ya da sürekli geyik muhabbeti çevirdiğim, mesajlaştığım kanka mertebesinde arkadaşlarım vardı. hoş değil ama kestiği kızları falan anlatıyorlardı.


  • rayde  (29.10.14 15:06:44) 
[]

pepsi kodu olan var mı?

Pepsi pet şişesinde bulunan kodu istiyorum. Oyun için çip satın alacağım da o yüzden rica ediyorum.Teşekkürler şimdiden.




 
donanımhaber'de bulabilirsiniz


  • bira sisesi kapagi  (28.10.14 16:03:55) 
[]

istanbul barosu genel kurul-sorum avukatlara

Bana gelen mesajda 18-19 Ekim 9.00-15.00 arası gibi bir şey yazıyordu. Ama çok anlayamadım. Ben sadece gidip oy mu kullanacağım yoksa iki gün boyunca 9.00-15.00 arası Haliç Kongre Merkezi'nde bulunmak zorunda mıyım? Tecrübeli arkadaşlar bilgilendirirse sevinirim.




 
İlk gün gidip imza atacaksınız. Kalmak zorunda değilsiniz. İmza attıktan sonra çıkabilirsiniz.

İkinci gün de oy kullanacaksınız. Oy kullandıktan sonra çıkabilirsiniz.
  • m e l t e m  (17.10.14 22:09:00) 
Ilk gun icin baroya mazeret faksi gonderin, o sekilde ilk gun gidilmesine gerek yok. Ben boyle yapiyorum 2 secimdir en azindan. 2. Gun gidip oy kullanilacak tabi.


  • fengari  (17.10.14 23:15:56) 
[]

numara taşıma - uygun tarife

1-Uzun zamandır avea kullanıyorum. Faturalıyım. Ama avea kullanmak istemiyorum. Operatörümü değiştirmek istiyorum. Vodafone'a mı yoksa yoksa Turkcell'e mi geçeyim?
Şu an kullandığım tarifede 500 dk. 5000 sms ve 1 gb internet var. Bu tarifeye aylık 25 tl diye geçmiştim ama meğerse sonradan 47 tl olmuş. Müşteri hizmetlerini aradım, bir insan evladı çıkmadı karşıma. Herhangi bir Avea bayiine gidip konuşacağım ama yine de operatörü değiştirmek istiyorum.

Şimdi aylık 25-30 TL ödeyebileceğim, özellikle bedava dakikası ve interneti olan Vodafone'un herhangi bir tarifesi var mı acaba bildiğiniz? Bedava sms çok şart değil ama 100-200 tane olsa da olabilir.

2- Bu arada hattın sahibi babam. Hat taşıma işlemini onun yapması gerekiyor sanırım değil mi?
3-Ayrıca benim şu an kullandığım tarifeye taahhütlü olarak geçmiştim. Taahhüt sürem dolmadı, numaramı taşıyamaz mıyım?
4-Sonuç olarak napayım?

 
2. hatti ustune almak istiyorsan ya da ilerde almak isteyeceksen tasimadan once babanla git al ustune.. baska operatore gectikten sonra alamiyorsun cunku, tekrar avea'ya gecip oyle ustune alman gerekiyor..
3. taahhut suren dolmadiysa cezasini odemeden tasiyamazsin
4. taahhut suren dolana kadar kullan sonra 2'de yazdigim durumu goz onunde bulundurup oyle gec hangisine gececeksen
  • buzzlightyear  (10.10.14 15:11:25) 
[]

insanlar boylarını neden olduğundan fazla söylüyorlar?

Niye yapıyorlar cidden bunu? Ben mesela 1.55 cm boyundayım. İş yerindeki kadınlar boylarını hep daha fazla söylüyorlar. Benden en fazla 5-6 cm uzun olanlar boyunun 1.68-1.70 cm olduğunu iddia ediyorlar. Topuklu ayakkabı giydiklerinde anlaşılmıyor tamam ama düz ayakkabı giydiklerinde benden 13-15 cm uzun olmaları mümkün değil. Bana zaten hobbit muamelesi yapıyorlar. Ne bileyim niye yapıyorlar ki bunu?




 
erkekler de böyle. ben 1.60 boyundayım, benimle aynı boyda olup da 1.70 olduğunu söyleyen erkek gördüm mesela. benden belirgin şekilde kısa olup da boyunu sorunca (neden sorduğumu hiç hatırlamıyorum), 1.60 diyen hatun da gördüm. gördüm de bi şey diyemedim işte. kompleks deniyor buna sanırım, emin de değilim gerçi eheh.


  • devilred  (21.09.14 19:02:10) 
1.59'um 1.60 demekte bi beis görmüyorum. hem yuvarlak oluyor söylemesi de kolay oluyor.


  • kakao  (21.09.14 19:04:37) 
kompleks


  • naberabi  (21.09.14 19:05:40) 
annem ziyaretime gelmişti, o sırada ev arkadaşım boyunun 1.60 olduğunu söyledi. ama annemin boyu tam 1.60, ayrıca 4-5 santim uzun olduğu da belli. yani kompleks sanırım ama ölçüyü yanlış söyleyince kimsenin boyu uzamıyor, o sırada komik olmuştu mesela, gerek yok böyle şeylere herkes anlıyor zaten.


  • gmzo  (21.09.14 19:09:12) 
Yalan söyleyince boyları uzuyor da ondan.


  • ufukcel  (21.09.14 19:12:18) 
1.81 im 1.83 diyorum 1.85e daha yakın oluyor kendimi iyi hissediyorum.

2-3 cm koyup söylemek güzel oluyor fjsdgnfosd
  • keshdurden  (21.09.14 19:21:22) 
kompleks


  • baldur2  (21.09.14 19:43:13) 
Benim boyum her ölçtüğüm yerde farklı çıkıyor. Hepsinin ayarı birbirinden farklı. Yine de 159-162 arasında çıkıyorum. 160 diyorum daha kolay ve düz hesap olduğu için. Ama çevremde bu kadınlardan çok var. Bakıyorum aramız 5-6 cm, boyuna 170 diyor. Göz var, izan var. Onlar da yuvarlak hesap söylüyor herhalde.


  • aychovsky  (21.09.14 19:43:41) 
1-2 cm yuvarlama anlaşılır bir durum da, 1.60'ken 1.70 diyorsa güldürür kendine insan.
başka insanları güldürerek mutlu etmeyi seviyorlarsa demek ki.

  • yalnux  (21.09.14 19:45:46) 
Ben de 158im (bütün hobbitler bu duyuruda toplanmışız heheh) küsuratlı rakam verince kızan arkadaşlarım var 160 desene niye öyle diyorsun diyolar. Kendi yalan söyledikleri çıkıyor ortaya heheh. Ne gerek var ağa anlamıyorum ben de. Yok yani yok napıyım. Gururla babetlerimi giyip geziyorum.


  • shiranai  (21.09.14 19:50:09) 
Kadınlar topuk payı bırakıyor. Kısalar değil de daha çok tıknaz hatunlarda yaygın.


  • arnold schwarzeneger  (22.09.14 08:51:28) 
  • pangea  (17.07.16 00:58:13) 
123  Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.