Giriş
(1)

blind audition lafının Türkçe'si nedir?

neynep
nasıl türkçeleştirilebilinir? Dıkandım dostlar ya,ne denir ki şimdi buna? Hiçbişey bulamadım.Kör seçim olmaz, ne öyle kör talih gibi.
nasıl türkçeleştirilebilinir? Dıkandım dostlar ya,ne denir ki şimdi buna? Hiçbişey bulamadım.
Kör seçim olmaz, ne öyle kör talih gibi.
0
neynep
(10.11.15)
aslında bilimsel çalışmalarda da kullanılıyor. ne kadar garip gelse de kulağa kör seçim/deneme/görüşme mantıklı. blind için alternatif olarak "tarafsız veya gizli" kelimeleri de kullanılabilir bence.
0
horuseth
(12.11.15)
(4)

"Üst Akıl" tabirinin İngilizcesi?

boshi
...nedir arkadaşlar? Mastermind filan mı? Yoksa tamamen yerli üretim bir tabir mi? Teşekkürler.
...nedir arkadaşlar? Mastermind filan mı? Yoksa tamamen yerli üretim bir tabir mi?

Teşekkürler.
0
boshi
(10.11.15)
Mastermind karşılıyor.
0
6 yasimdan beri metal dinliyorum
(10.11.15)
superior mind
0
holy diver
(10.11.15)
Mastermind veya superior mind demeye gelmistim ben de ama ikisi de denmis. Bunlar kadar bence guzel karsilamasa da bir de mentor var.
0
floydian
(10.11.15)
@floydian, evet medyada "filan pis işlerin arkasındaki karanlık güç" anlamında kullanılanın karşılığı için "mentor" yerine diğer ikisi daha iyi oluyor sanırım.
0
🌸boshi
(10.11.15)
(8)

don't crack under pressure ne demek ki

all girls dream
crack deyince dosya creklemek geliyor aklıma.
crack deyince dosya creklemek geliyor aklıma.
0
all girls dream
(09.11.15)
baskıya dayanamamak patlamak
0
klakie
(09.11.15)
tag heure saatlerinin sloganı bu arada
0
🌸all girls dream
(09.11.15)
Slogandaki gibi, baskılar sizi yıldırmasın diyor.
0
nawar
(09.11.15)
baskı altında catlamaz da diyebilir o zaman
0
🌸all girls dream
(09.11.15)
Baskı altında kendini bırakma" gibi. Örneğin, çok yoğun sınav dönemi olan bir öğrenci bu yoğunluğa dayanamayıp sinir krizimsi şeyler geçirirse "crack under pressure" yapmış olur. Ya da bilgi almak için işkence yapılan biri, bilgiyi itiraf ederse "crack under pressure" olmuş olur.
0
aychovsky
(09.11.15)
"crack" burada "çözülmek" anlamında kullanılıyor.
0
whimsical
(09.11.15)
baskıya dayanamamak
0
386 dx
(09.11.15)
bence bu iş ilanı "baskıya dayanabilir/baskı altında çalışabilir" demek istiyor
0
theconqueror
(09.11.15)
(1)

gramer kitabı

sırtçantalı
önerebileceğiniz türkçe konu anlatımlı bir gramer kitabı var mıdır?teşekkürler
önerebileceğiniz türkçe konu anlatımlı bir gramer kitabı var mıdır?

teşekkürler
0
sırtçantalı
(09.11.15)
(Türkçe anlatımlı İngilice gramer kitabı sorduğunuzu varsayarak) "Proficiency Star" diye bir kitap almıştım ben vakti zamanında, testleri falan da gayet iyiydi. onu bi araştırabilirsiniz.
0
things will never be the same
(10.11.15)
(3)

İngilizce bir cümle?

allstar
Bana bugün gelmem söylenmişti. İngilizceye nasıl çevirilir?
Bana bugün gelmem söylenmişti. İngilizceye nasıl çevirilir?
0
allstar
(08.11.15)
i'm told to come today

oldu gibi
0
liriamer
(08.11.15)
i have been told to come today
0
cokponcik
(08.11.15)
i was told to come today

doğrusu bu. 'söylenmişti' anlamını bu tense (zaman) verir.
0
green green curly fries
(09.11.15)
(1)

Doğru çevirmiş miyim? (1 cümle - İngilizce)

auroraaurora
Birebir çeviri olması gerekmiyor. Cümlenin aslı şu:Birinci bölümde daha önce sosyal sermaye kavramını duyup duymadığı, daha önce sosyal sermayenin ölçümü ile ilgili bir çalışmaya katılıp katılmadığı soruları sorulmuştur.Benim cümlem:The questions in the first part were on whether or not he/ or she h
Birebir çeviri olması gerekmiyor. Cümlenin aslı şu:

Birinci bölümde daha önce sosyal sermaye kavramını duyup duymadığı, daha önce sosyal sermayenin ölçümü ile ilgili bir çalışmaya katılıp katılmadığı soruları sorulmuştur.

Benim cümlem:

The questions in the first part were on whether or not he/ or she has heard of the concept of social capital and has participated in a study on the evaluation of social capital before.

Teşekkürler.
0
auroraaurora
(08.11.15)
whether'dan sonra or not'a gerek yok, doğru.
0
i was made for you
(08.11.15)
(1)

Bu kelime dizisi nasıl çevrilir?

mdmfk
Tıp fakültesinde asistan olan bir abimin tez çevirisinde şu ifade geçiyor. "uzmanlık tezi" bunu nasıl ingilzceye çevirebilirim=? Teşekkürler.
Tıp fakültesinde asistan olan bir abimin tez çevirisinde şu ifade geçiyor. "uzmanlık tezi" bunu nasıl ingilzceye çevirebilirim=? Teşekkürler.
0
mdmfk
(08.11.15)
Dissertation.
0
i was made for you
(08.11.15)
(5)

referee'nin refree'den gelme ihtimali olabilir mi?

qavqaw
sb..
sb..
0
qavqaw
(08.11.15)
refree ne demek sorması ayıptır? referden geliyor

referee
1620s, "person who examines patent applications" (see refer). Sporting use recorded by 1820 (specifically of baseball from 1856).

refer (v.)
late 14c., "to trace back (to a first cause), attribute, assign," from Old French referer (14c.) and directly from Latin referre "to relate, refer," literally "to carry back," from re- "back" (see re-) + ferre "carry" (see infer). Meaning "to commit to some authority for a decision" is from mid-15c.; sense of "to direct (someone) to a book, etc." is from c. 1600. Related: Referred; referring.
0
cokponcik
(08.11.15)
refer kelimesinden geliyor muhtemelen
0
benim adim kerim hepinizi severim
(08.11.15)
referee bildiğiniz gibi hakem. re-play gibi re-free olmuşmudur diye merak ettim.
0
🌸qavqaw
(08.11.15)
@benim adım... evet şimdi baktım. büyük ihtimal öyle.
0
🌸qavqaw
(08.11.15)
Middle English, from Old French past participle of referer ‎(“to relate, to refer”), from Latin referre ‎(“to carry back, to report, to notify”); as if refer +‎ -ee, that is, the person to whom something is referred for consideration.

en.wiktionary.org
0
hot potato
(08.11.15)
(6)

Ingilizce "bi bitmediniz"

ermanen
ya da "bi bitmediniz ha (amk)"ayni etkiyi verecek sekilde nasil soyleriz Ingilizcede? tabii ayni konsept mot-a-mot sekilde olmuyor.sozluk'te baslik acmislar ama ordakiler icime sinmedi:`bi bitmediniz ha amına koyayım'ın ingilizcesi`- enough fuck you- are you retard"get lost already" geldi bi de akli
ya da "bi bitmediniz ha (amk)"

ayni etkiyi verecek sekilde nasil soyleriz Ingilizcede? tabii ayni konsept mot-a-mot sekilde olmuyor.

sozluk'te baslik acmislar ama ordakiler icime sinmedi:
bi bitmediniz ha amına koyayım'ın ingilizcesi
- enough fuck you
- are you retard

"get lost already" geldi bi de aklima ama bi de size sorim dedim.
0
ermanen
(07.11.15)
enough with your fucking problem diyorum ben, anlıyorlar.
0
ripolip
(07.11.15)
i've had enough of your bullshit.
0
timmie
(07.11.15)
@ripolip ve timmie

onlar daha cok "yeter be" gibi...
0
🌸ermanen
(07.11.15)
fuck sake derim ben o tur durumlarda, bana gore benzer ikisi.
yanina bir adet de gtfo koyarsan tam olur akjshdkja
0
chaotic good
(07.11.15)
Enough (with you) already. Go get fucked.
0
whoami
(08.11.15)
enough bullshit
cut the crap
0
masa penisi
(08.11.15)
(4)

Düzgün cümle şüphesi

neynep
"Aslında ikimizin de pakette ne olduğu ve babamın onu neden teslim etmediği hakkında bir fikri yoktu."Bu cümlede "ikimizin de...fikri yoktu." deyince doğru oluyor mu?Yoksa "hiçbirimizin... fikri yoktu." gibi mi kullanılır, pozitif/ negatiflik açısından. Ama "hiçbirimizin" olmaz buraya. Ne olur?Ya bi
"Aslında ikimizin de pakette ne olduğu ve babamın onu neden teslim etmediği hakkında bir fikri yoktu."


Bu cümlede "ikimizin de...fikri yoktu." deyince doğru oluyor mu?
Yoksa "hiçbirimizin... fikri yoktu." gibi mi kullanılır, pozitif/ negatiflik açısından. Ama "hiçbirimizin" olmaz buraya. Ne olur?

Ya bi de belli ki bu konuda bende eksik var. Şu bağlantılı cümlelerde özne, nesne yüklem uyumu konusunda bir kural var mı? Varsa ne diye aranır bu nane? Şu cümleyi öğelerine ayıramadım ki ben ayrıca, o yüzden kuralı aramak için ne yazacağımı bilemedim.
O kadar liseye gittik zamanında :/
0
neynep
(07.11.15)
hiç birimiz olunca 2'den fazla kişi oluyor bence. ayrıca hiç biri olumsuzluk manası katıyor cümleye, fiil de olumsuz olduğu için kulağı tırmalıyor gibi. herhangi birimizin fikri yoktu bu mantıkla doğru olabilir ama o da 2'den fazlayı temsil ediyor. ikimizin de fikri yoktu bence doğru.
0
baba jo
(07.11.15)
Ben olsam Şöyle yazardım.

Aslında İkimiz de paketin içinde ne OLDUĞUNU bilmiyorduk. Babamın bu paketi neden teslim etmediği hakkında da en ufak bir fikrimiz yoktu.
0
ablakadam
(07.11.15)
@ablakadam, dediğin şekilde daha iyi oluyor, evet, burada öyle yazayım. Teşekkürler.

Ama ayrıca, yukarıda sormaya çalıştığım soru devam ediyor: Peki ayıramayacağımız durumda nasıl söylenmeli? cümlenin öğeleri kısmısı, bir de bu durumlarda genel bir uygulama, kural var mı?
0
🌸neynep
(07.11.15)
"Aslında ikimizin de pakette ne olduğu ve onu babamın neden teslim etmediği hakkında bir fikri yoktu."
0
ablakadam
(07.11.15)
(1)

ingilizce

gemc adam
mr. fafu the ostrich türkçe'ye nasıl çevrilir? kafam karıştı.
mr. fafu the ostrich türkçe'ye nasıl çevrilir? kafam karıştı.
0
gemc adam
(06.11.15)
devekuşu bay fafu.
0
baba jo
(06.11.15)
(1)

çeviri

gakgul
Merhaba. Şu aşağıdkai paragrafı çevirebilecek olan var mı? Elektronikle ilgili teknik terimler içeriyor.Şimdiden çok teşekkür ederim.“Spraying - Aerosol When applying HPA in aerosol form care must be taken to ensure the can is not shaken before use. Shaking the can will introduce excessive air bubbl
Merhaba. Şu aşağıdkai paragrafı çevirebilecek olan var mı?
Elektronikle ilgili teknik terimler içeriyor.
Şimdiden çok teşekkür ederim.

“Spraying - Aerosol When applying HPA in aerosol form care must be taken to ensure the can is not shaken before use. Shaking the can will introduce excessive air bubbles and will give a poor coating finish. The can should be held at 45°, and 200mm from the substrate to be coated. The valve should then be depressed when the can is pointing slightly off target and moved at about 100mm/s across the target. To ensure the best coating results are achieved try to use a smooth sweeping motion with small overlap for successive rows. Page 4 To ensure penetration of the coating beneath the components and in confined spaces, spray the assembly from all directions to give an even coating. After spraying, the boards should be placed in an air-circulating drying cabinet and left to dry”
0
gakgul
(06.11.15)
Aerosol formunda HPA uygulamasında, uygulamaya geçmeden önce kutunun sallanmadığından emin olunmalıdır. Çalkalanmış-sallanmış- kutu içerisinde normalden çok fazla havakabarcığı oluşur ve buda kalitesiz-dandik- kaplamaya neden olur. Kutu kaplanacak alt tabakaya 45 derece açıda ve 20cm uzaklıkta tutulmalıdır. Hedefe tarayacak şekilde ve yaklaşık 100mm/saniye hızla hareket edilecek şekilde spreye basılır. iyi sonuçlar almak için spreyleme her defasında üzerine bindirerek ardaşık şekilde ve süpürme hareketi yaparak uygulanmalıdır. parçaların altı ve kör noktalara spreylemenin
gerçekleştiğinden emin olmak ve düzenli bir şekilde kaplamak için montaj parçasını tüm yönlerden spreylenmelidir. spreyleme ardından kartlar hava dolaşımı olan bir yere bırakılmalı ve kuruması için beklenmelidir.

yani git adam gibi spreyle, kaplama güzel olsun diyor.

edit: elektronikle ilgili hiçbir terim içermiyor. anladığım kadarıyla baskı-devre kaplaması için bir kimyasal.
0
allahinadiylaoku
(07.11.15)
(1)

may-might / can-could / will-would

hlt1985
Aralarındaki farkları temel olarak biliyorum. Ama mesela örnek vermek gerekirse türkçede geniş zamana çevrilen bir cümlede might kullanıldığını görüyorum. keza aynı şey could ve would için geçerli. Kullanılan belli bir kaç kalıbı biliyorum mesela bir şey isterken could lu sorulması gibi. Ama biri ba
Aralarındaki farkları temel olarak biliyorum. Ama mesela örnek vermek gerekirse türkçede geniş zamana çevrilen bir cümlede might kullanıldığını görüyorum. keza aynı şey could ve would için geçerli. Kullanılan belli bir kaç kalıbı biliyorum mesela bir şey isterken could lu sorulması gibi. Ama biri bana aptala anlatır gibi anlatabilir mi? BUnları ne zaman nasıl kullanıcaz? yardımlar için şimdiden teşekkürler.
0
hlt1985
(06.11.15)
may - might soru sorarken, kibarlik katar, request yani. ricada bulunursun.
onun haricinde ikisi de olasilik, ihtimal belirtir.

it may be sunny tomorrow. yarin gunesli olabilir.
it might be sunny tomorrow. bu da ayn.
might onun haricinde gecmisi refere eder.
you might have called me before, but you didnt. beni onceden arayabilirdin ama aramadin.

can could da ayni mantik. can i get 2 cheeseburgers?
ya da could i get 2 cheeseburgers? could daha kibarcasi. can siradan bir alabilir miyim ifadesi iken, couldu rica etsem alabilir miyim olarak cevirebiliriz..

ayni sekilde yapabilme olarak can ve could ayni sekilde kullabilir. you could play basketball, you can play basketball. fark yok. bir de culd gecmisi refere ediyor might orneginde oldugu gibi.
i could join you but you didnt let met know. size katilabilirdim ama bana haber vermediniz. elinde olan bir sey.

will would ise biraz degisik ustekkilerden. will gelecek zamandir. i will go to bulgaria next summer. gelecek yaz bulgaristana gitme fikri kafasinda ama kesinlesmemis.
would ise yapardim, ederdim anlaminda. i would immigrate to the usa, if had enough money. param olsaydi, abdye goc ederdim. burada yapardim herhalde gibi bir anlam var. i would never yell at my children, if i were a mother, eger bir anne olsaydim, cocuklarima asla bagirmazdim. bir annelik durumu yok ama olsaydi diyor. will sadece gelecegi kastederken, would dedigin gibi cok genis bir zamani kastediyor. aslinda belli olmayan bir zamani. iste parasi olacagi zaman veya annesi olacagi zaman.

would you live with me?
will you live with me?

would derken eger sana teklif etsem, benimle yasar miydin
ama will derken sanki onceden konusmuslar bu konuyu ve bu da artik soruyor, benimle yasamaya karar verdin mi gibilerinden.

cut the crap, will you?
pass me the newspaper, would you?

ilkinde zirvayi kes, olur mu? anlami var. neden will, cunku zirvayi kesmesi gelecekte olabilecek bir durum. adam soruyor, kesmezse devam edecek cunku, adam da ileriyi refere ederek will you seklinde tamam mi onayi almak istiyor.
would you ise burada rica anlami katiyor, gazeteyi uzatir miydin gibilerinden.

umarim anlatabilmisimdir :)
0
baldur2
(09.11.15)
(2)

İngilizce'den Türkçe'ye 1 cümle

adukyuedines
Calculating the impact of events and actions on one side of the world on the security of the other is extremely difficult, making exaggeration of the threat at least as likely as complacency about it.muhtemelen anlaşılmasın diye yazılmış olan bu cümleyi çevirecek bir ustamız var mı acaba?
Calculating the impact of events and actions on one side of the world on the security of the other is extremely difficult, making exaggeration of the threat at least as likely as complacency about it.


muhtemelen anlaşılmasın diye yazılmış olan bu cümleyi çevirecek bir ustamız var mı acaba?
0
adukyuedines
(06.11.15)
edit: cok yanlis cevirmisim. theconqueror daha iyi seyapmis.
0
bohr atom modeli
(06.11.15)
Dünyanın bir ucundaki olayların ve eylemlerin, dünyanın öbür ucundaki ülkelerin güvenliği üzerindeki etkisini hesaplamak oldukça zordur, tehdidi abartmak ondan hoşnut olmak ile en azından benzerdir.
0
theconqueror
(06.11.15)
(1)

Çok kısa bir soru

zengec
Ödeme açıkalama olmadığından iade edilmiştir. Lüften "Bay David Davidson un borcuna mahsuben gönderilmiştir." şeklinde açıklama belirtiniz bu nu ingilizce olarak nasıl söyleriz.şimdiden çok teşekkürler
Ödeme açıkalama olmadığından iade edilmiştir. Lüften "Bay David Davidson un borcuna mahsuben gönderilmiştir." şeklinde açıklama belirtiniz

bu nu ingilizce olarak nasıl söyleriz.

şimdiden çok teşekkürler
0
zengec
(05.11.15)
Payment has been returned due to absence of statement. Please specify a description such as "It was sent off on the account of (Mr. Davidson's)/(David Davidson's) debt"

diyorum.
0
cokponcik
(05.11.15)
(9)

hocam bu ne demek istiyo

neynep
I bite off each word to keep from spitting them at her.Nasıl çevirilir?
I bite off each word to keep from spitting them at her.

Nasıl çevirilir?
0
neynep
(05.11.15)
Yuzune vurmamak icin diyecegim her seyi yuttum-icime attim.
0
floydian
(05.11.15)
Ya aslında içine atmıyor, söylüyor, ama hani kabızca çevirirsek "tükürür gibi" söylememek için "bite off".
Bite off'u da bulamadım, öbürünün dengini de :/
0
🌸neynep
(05.11.15)
Hocam konuşuyor, söyleyeceğini söylüyor ama hani şey gibi, ona tükürükler saçarak haykırmak isterken, sakin bi şekilde söylemek için kasıyor.

Bunu ifade edecek doğru kelimeleri bulamadım ama.
0
🌸neynep
(05.11.15)
illa kelime istiyorsun yani sen.

dişini sıkarak konuşmak?
0
cokponcik
(05.11.15)
Dişini sıkmak daha iyi oldu evet, spitting kısmını tam kelime olarak söylemesem de bununla birlikte toparlayabilirim.

Teşekkür ederim yardımsever canlar.
0
🌸neynep
(05.11.15)
split değil, sipit yani spit :) Ama öyle olsaydı da güzel bir yorum olmuş. Sağolunuz.
0
🌸neynep
(05.11.15)
Disini sikmak sabretmek demek. Bence daha iyi olmadi. Daha iyisi nedir ben de bulamadim ama.
0
mukrime
(05.11.15)
bence oldu ya. söyleyeceğinin azını söylemek için kendini zorlamak da bir nevi sabretmektir sonuçta:)

daha iyi bir fikri olan varsa öne çıksın!!!!!!
0
cokponcik
(05.11.15)
vurur yüze ifadesi ona söyleyeceklerimi içime attım bitanesi.
0
eindaclub
(05.11.15)
(1)

Buradaki Arapça yazının anlamını bilen?!

Gucci
Tam burada;https://goo.gl/FRVxwi
Tam burada;
goo.gl
0
Gucci
(04.11.15)
ya malik-el mülk

ey mülk sahibi
0
theconqueror
(04.11.15)
(8)

en işe yarar 2. yabancı dil arapça

her gece aç
diye düşünüp aldım ama zor ya baya hoca da sıkıcı işliyor kitapta hiç resim falan yok arap kültürü de ilgimi çekmiyor açıkçası ama ülkemizde arapçadan geçme kelimeler falan var en azından onları falan doğru kullanırım diye avutuyorum kendimi. tavsiyeniz nedir devam edeyim mi sevmeye sevmeye. herkes
diye düşünüp aldım ama zor ya baya hoca da sıkıcı işliyor kitapta hiç resim falan yok arap kültürü de ilgimi çekmiyor açıkçası ama ülkemizde arapçadan geçme kelimeler falan var en azından onları falan doğru kullanırım diye avutuyorum kendimi. tavsiyeniz nedir devam edeyim mi sevmeye sevmeye. herkes ispanyolca çok zevkli diyor da nerde kullanacam bu dili yani zevkli olsa bile. almanca var da o da ingilizcenin aynısı gibi geliyor alfabesi latin olsa hiç durmadan rusça ilk seviye alırdım bi dal ama şansıma arapçaya devam etmek veya 2. yabancı dil öğrenmemek dışında yol yok gibi.
0
her gece aç
(04.11.15)
Kirili iki saatte öğrenmiştim telaffuz da zaten zamanla oluyor bence rusça al en azından eğlenceli
0
yahveyire
(04.11.15)
Kim inandiriyor sizi su arapca cok faydali yalanina ya.
0
floydian
(04.11.15)
yerlileri gibi konuşabilirsen, biraz ayakkabı boyasıyla suriyelilerin faydalandığı imkanlardan faydalanabilirsin. onun dışında yapabileceğin en kral iş, ya tercümanlık ya da otelde resepsiyonistlik.
0
cetoxim
(04.11.15)
mesleğinle alakalı değilse (otel çalışanı, mühendis, mimar vs) hiç gerek yok. durduk yere kasma.

onun yerine başka dillere yönelebilirsin.
0
air
(04.11.15)
anlamadim, almancanin ingilizceye benzemesi ogrenmemek icin bir sebep mi? kaldi ki benzemedigi pek cok nokta da var. ben almanca ya da ispanyolcaya oynardim.
0
hopeless
(04.11.15)
almanca arapçadan kat kat daha zor, en temizi burdakileri dinleme. hele ki ingilizcen varsa buna güvenip sakın sakın almancaya yanaşma. bir dile merakın yoksa o dili öğrenmen 2-3 kat zorlaşır o yüzden işime yarar diye değil ben bunu severek öğrenebilir miyim diye düşün.
0
masa penisi
(04.11.15)
bm'nin bir araştırmasını okumuştum yıllar önce notos'ta. ispanyolcaya son bir yılda çevrilen kitap sayısı arapçaya son bin yılda (yüz değil bin!) kitap sayısından daha fazlaymış. e islam dünyasında da en fazla telif eser üreten ülke türkiye imiş. yani adamlar ne üretiyorlar ne de üretilmişleri çeviriyorlar. dil öğrenirken bu tür verilere de dikkat edin. üretkenlik konusunda mesela ispanyolca çok zengin. diyelim yabancı bir dilden bir kitabı ispanyolca konuşulan bir memleket çevirmiyorsa bir başkası çeviriyor. ayrıca ispanyolca dünyada ingilizceden sonra en yaygın dildir.
0
microfiction
(04.11.15)
dili sevmedigin surece ogrenemiyorsun, arapca kulagina hos gelmiyorsa hic bulasma. arapca ogrenmek icin sarki dinleyeyim, kitap okuyayim dersen bulamazsin. pratik yapacak adam bulamazsin her seyden ote, sana modern standard arabic ogretecekler ama her arap kendi arapcasini konusuyor olacak.

ruscayi seviyorsan gercekten rusca al, kirili iki gunde ogrenir, uc haftada normal hizda okursun.
0
katir cobani
(05.11.15)
(3)

ingilizce öğrenmek

docrivers
üniversite öğrenimim 2 senelik, ve 2 sene sonunda işim hazır gibi ama tek şart iyi bir ingilizcee varsa yanına 2. dil , benim ingilizcem kötü arkadaş ilk senemdeyim vee haftaya kursa yazılmayı düşünüyorum , 2 sene sonra mezun olduğumda ben nasıl ingilizceyi iyi konuşan yazan anlayan biri olabilirim,
üniversite öğrenimim 2 senelik, ve 2 sene sonunda işim hazır gibi ama tek şart iyi bir ingilizcee varsa yanına 2. dil , benim ingilizcem kötü arkadaş ilk senemdeyim vee haftaya kursa yazılmayı düşünüyorum , 2 sene sonra mezun olduğumda ben nasıl ingilizceyi iyi konuşan yazan anlayan biri olabilirim, mükemmel demiyorum bakın sadece çünkü işe girdikten sonra zaten ingilizce ile yaşayacağım o işte ki yurtdışına yollayacaklar zaten belli bir süre sonra , bu yüzden yeterli bir seviyeye gelmek istiyorum, kafaya koydum bu işi sadece burada tecrübeli arkadaşlardan bilgi almak istiyorum, ne yapabilirim , tavsiye istemiyorum adeta yalvarıyorum, haftaya bir dil kursuna yazılacağım kadıköyde , isim öneriside alabilirim aklınızda varsa
0
docrivers
(04.11.15)
Sömestr'da Malta'ya falan gidebilirsin dil okuluna. Türkiye'de de erasmuslu arkadaşlar edin erasmus partilerine git, eğer kendi evinde yaşıyorsan couchsurfing ile yabancıları evine misafir et. Bayağı yarar sağlayacaktır.
0
Wilhelm
(04.11.15)
Öncelikle şuradan her türlü materyale ulaşabilirsiniz: forum.donanimhaber.com

Gramer için Grammar in Use iyidir. Gramerde çok sıkılan benim gibilerdenseniz bu pek sıkmaz.

Bunun dışında bol bol sözlük kullanmalısınız. Özellikle de ingilizce-ingilizce sözlük kullanmak mühim.

Bol bol okuyun. Stage kitapları var. İlk sevite Stage 1. Aşırı basit olur. 6'ya kadar seviyeler var. 1'den başlayıp ilerleyin.

Kitap, gazete, dizi, haber... Elinizden geldiğince pratik yapın.

Başlangıç seviyesinde iseniz en başta Duolingo'dan çalışıp bitirirseniz epey aşinalık kazanırsınız.

Özetle ingilizce öğrenmenin temeli pratik yapmaktır. Özellikle okumak.
0
perferil
(04.11.15)
Yabancılarla online oyun oynamaya çalışın. Ben İngilizcemi yes mi no mu dan bu noktaya WoW ile geliştirdim diyebilirim. Teamspeak sohbetleri, yazışmalar vs.

İkincisi, izlediğiniz dizileri filmleri sadece İngilizce altyazı ile izleyin.

Şu iki yöntem sizi coşturur zaten (adam akıllı emek verilirse tabi. 2 filmden sonra eah denedim olmuyor demek pleblik). Konuşma için yurtdışına çıkma şansınız yoksa gidin konuşma gruplarına takılın. Ücretsiz olanları bile var İstanbul' da.

Şu devirde İngilizce öğrenemk kolay, zira heryerde illaki İngilizce bir materyal insanın karşısına çıkıyor. O yüzden bir değeri kalmadı dilin, ben sizin yerinizde olsam İngilizce nin yanına başka bir dil de koyarım. İkisini birden götürürüm. Örneğin Almanca gibi.
0
liriamer
(04.11.15)
(14)

"hesaplaşma" ingilizceye nasıl çevrilir?

kupigometa
bu kelimeyi sohbet içerisinde değil, bir yerde özel bir isim olarak kullanacağım için çevirisini geçiştiremedim.'hesaplaşma' dan kastım ; bir nevi intikam almak... hesap sormak ... gibi.paycheck ya da payback gibi çevirileri denedim ama olmuyor. direk somut olarak maddi amaçlı anlamına geliyor bu ke
bu kelimeyi sohbet içerisinde değil, bir yerde özel bir isim olarak kullanacağım için çevirisini geçiştiremedim.

'hesaplaşma' dan kastım ; bir nevi intikam almak... hesap sormak ... gibi.

paycheck ya da payback gibi çevirileri denedim ama olmuyor. direk somut olarak maddi amaçlı anlamına geliyor bu kelımeler.
0
kupigometa
(04.11.15)
pay off old scores derdim ben
0
cokponcik
(04.11.15)
"get even with" olabilir..
0
holy diver
(04.11.15)
revenge
0
[silinmiş]
(04.11.15)
Payback diye Mel Gibson filmi var ve hiçte parasal bir payback değil :) Sanki kullanabilirsin gibi geldi.
0
Nocturne
(04.11.15)
pay i görünce geri adım atmıştım ama filmi izlemedim. dediğin gibiyse olabilir tabi.

pay off old scores bir kalıpsa bilemem ama pek oturmadı gibi
get even with daha uygun sanki
revenge de olabilir, intikam almak gibi...
0
🌸kupigometa
(04.11.15)
reckoning
0
the silent enigma
(04.11.15)
kalıp.

hesaplaşma ve intikam farklı şeyler. kastettiğin intikamsa buraya 500 kelime yazılabilir.
0
cokponcik
(04.11.15)
to settle the score.
0
fiorentina
(04.11.15)
reckoning haci.
1 kisi haric kimsenin yazmamasi da ilginc.
0
baldur2
(04.11.15)
payback +1
0
solskjaer
(04.11.15)
payback +1
0
suwat
(04.11.15)
peggy
(04.11.15)
reckoning derdim ben olsam.
burada her iki tarafin da yuzlesmesi var daha cok. hesaplasma yani bu.
kisi "intikam" alacaksa revenge olur.
0
chaotic good
(05.11.15)
bana da revenge gibi geldi.
0
yorke
(05.11.15)
(1)

Burada anlatilmak istenen

dedim dedim de kime dedim
Nedir? Fransizca kelime..Moderasyon turkcesi de soruyorum hemen cevirdin yabanci dile..
Nedir? Fransizca kelime..

Moderasyon turkcesi de soruyorum hemen cevirdin yabanci dile..
0
dedim dedim de kime dedim
(03.11.15)
paille?
0
monsieur turti
(03.11.15)
(4)

Şu ne demek?

bigl0rd
"Pay during order checkout with credit, debit or pre-paid MC, VISA and AmEx. If you can wait a few extra days, mail us a Money Order and receive a 15% discount."Türkçesi nedir?
"Pay during order checkout with credit, debit or pre-paid MC, VISA and AmEx. If you can wait a few extra days, mail us a Money Order and receive a 15% discount."

Türkçesi nedir?
0
bigl0rd
(03.11.15)
checkout esnasında kredi kartı, banka kartı (debit özellikli), ön ödemeli kredi kartı, VISA ya da Amex ile ödeme yapın.
Eğer ekstra birkaç gün bekleyebilirseniz, bize mail order (böyle bir sipariş türü var) yapın ve %15 indirim kazanın.
0
himmet dayi
(03.11.15)
sipariş verme sırasında ödeme yaparken kredi kartı debit kart veya önceden ödemeli MC, VİSA ve AmEx kullanabilirsiniz. Eğer birkaç gün bekleyebilirseniz de bize "money order" yapıp yüzde 15 indirim elde edebilirsiniz.

mail order bir sipariş türü
0
cokponcik
(03.11.15)
mail order ne ki ola, havale mi?
0
🌸bigl0rd
(03.11.15)
posta havalesi kısaca

eksisozluk.com
0
cokponcik
(03.11.15)
(4)

hocam bu ne demek

neynep
His lip curls around the words as they fall like stones between us.(gerilimli bir ortam var, "he" dediği adam zorba kral)
His lip curls around the words as they fall like stones between us.

(gerilimli bir ortam var, "he" dediği adam zorba kral)
0
neynep
(03.11.15)
Onun dudakları aramıza kayalar gibi düşen kelimelerin çevresinde kıvrılıyordu

lip curl bir idiom, karşısındakine saygı duymaksızın gibi bir anlam katıyor cümleye.
0
cokponcik
(03.11.15)
heh, o saygısızlık gibi olunca oluyor,evet.
Bi de falling stones da bir idiom sanırım ama karşılığını bulamadım.
0
🌸neynep
(03.11.15)
falling stones düşen kayalar işte idiom değil. etkili, ağır sözler gibi betimlemiş.
0
cokponcik
(03.11.15)
kral söver gibi konuşmuş 1-1 çeviri istemiyorsanız.
0
o kadar da degil aga
(03.11.15)
(2)

İngilizcede püf noktası

Scruffy
İngilizcede çözemediğim bir durum var.The subscriptions and the average price for notification.diyelim.Bu cümleye bildirim için abonelikler ve ortalama fiyat mı diyeceğizyoksa abonelikler ve bildirim için ortalama fiyat mı diyeceğiz?cümle sadece bir örnek, bu tür cümlelerde önce gelen ifadelerden ha
İngilizcede çözemediğim bir durum var.

The subscriptions and the average price for notification.

diyelim.

Bu cümleye bildirim için abonelikler ve ortalama fiyat mı diyeceğiz
yoksa abonelikler ve bildirim için ortalama fiyat mı diyeceğiz?

cümle sadece bir örnek, bu tür cümlelerde önce gelen ifadelerden hangisinin "for + noun" ile bağlantılı olduğunu nasıl anlayacağız?
0
Scruffy
(02.11.15)
and'den önce ve sonra gelenleri iki ayrı cümle gibi düşüneceksin.

abonelikler. VE bildirim için ortalama fiyat.

(abonelikler ve bildirimler) için ortalama fiyatın ingilizcesi:
the average price for (subscriptions and notification). olurdu
0
kedislike
(02.11.15)
ikincisi.
0
[silinmiş]
(02.11.15)
(1)

Almanca Öğrenmeceler-Ankara

xin zhao
Hacılar sertifika vs lazım değil. Ankarada f/p si en iy kurum kuruluş neresidir. aynı zamanda fiyatın düşüklüğü tercih sebebidir.internetten denedim olmuyor olm lan :( bi yere kadar.
Hacılar sertifika vs lazım değil. Ankarada f/p si en iy kurum kuruluş neresidir. aynı zamanda fiyatın düşüklüğü tercih sebebidir.
internetten denedim olmuyor olm lan :( bi yere kadar.
0
xin zhao
(31.10.15)
evet ben de istiyorum :(
0
meyve parcacikli kadin
(31.10.15)
(1)

Bir cümlelik cevirisi

yuzır
Ne demek? Az cok bir fikrim var ama anlamli bir sekilde cümle olusturamadim kafamda.Sie dient der rechtzeitigen, zweckgerichteten Materialbereitstellung, durch die sich Lager- Fertigungs- sowie Transportkosten infolge mangelhafter Ausnutzung der Kapazitäten vermeiden lassen.
Ne demek? Az cok bir fikrim var ama anlamli bir sekilde cümle olusturamadim kafamda.

Sie dient der rechtzeitigen, zweckgerichteten Materialbereitstellung, durch die sich Lager- Fertigungs- sowie Transportkosten infolge mangelhafter Ausnutzung der Kapazitäten vermeiden lassen.
0
yuzır
(30.10.15)
malzemenin zamaninda ve amacina yönelik hazir edilmesine hizmet eder ve böylelikle kapasiteden yeterince verimli faydalanama sonucu ortaya cikan depo, imalat ve nakliye masraflarini önlemis olur.
0
shi aila
(30.10.15)
(5)

Fransızca kitap

nymphe
Aranızda kullanmadığı fransızca gramer kitapları olup bu garip arkadaşınızla paylaşabilecek olan var mı?
Aranızda kullanmadığı fransızca gramer kitapları olup bu garip arkadaşınızla paylaşabilecek olan var mı?
0
nymphe
(30.10.15)
Pdf mi?
0
i ve been mistreated
(30.10.15)
Pdf te olur basılı da. Hepsi kabulüm
0
🌸nymphe
(30.10.15)
Ne tür şeyler lazım? Tüm isteklerini net olarak aynı mesajda belirtebilen insanlara bayılırım.
0
i ve been mistreated
(30.10.15)
SAT Subject testleri var. Bunlara hazırlık için ileri derecede fransızca gramer de yardımcı olacak kitap arıyorum. Benim için değil kardeşim için tam ne istiyor adı sanı nedir. Bi öğrenirim.
0
🌸nymphe
(30.10.15)
bi 15 sene kadar önce fono'nun basılı fransızca gramer kitabını almıştım kasediyle birlikte :) çok az kullanıldı, çiziği bile olmayabilir, izmirdeyim, ilgilenirsen haber beklerim.
0
kül
(31.10.15)
(8)

can i have or can i take

kupigometa
günlük dilde konuşurken bir şey istendiğinde neden "can i have..." yerine "can i take..." demezler ? ya da take de kullanılır ama nadiren mi görülür?ya da "kalıp bunlar, takma o kadar." mı?
günlük dilde konuşurken bir şey istendiğinde neden "can i have..." yerine "can i take..." demezler ?

ya da take de kullanılır ama nadiren mi görülür?

ya da "kalıp bunlar, takma o kadar." mı?
0
kupigometa
(29.10.15)
Daha çok kalıp gibi, her dilde kendi karşılığını bulan bir şey. Bakkala gidip "Ekmeğe sahip olabilir miyim" demekle aynı şey "Can I take some bread" demek. Örneğin, biz fotoğraf çekerken, İngilizcede fotoğraf alınıyor, İspanyolcada fotoğraf alınabiliyor, yapılabiliyor veya çıkarılabiliyor. Ortaya çıkarken bir mantıkla söylenmiştir mutlaka ama o mantığı bilmiyorum.
0
aychovsky
(29.10.15)
teşekkürler sanırım would like ile want da aynı mantıkta...
0
🌸kupigometa
(29.10.15)
Want biraz daha kullanılabilir bir şey, kullanınca aşırı aşırı garip gelmez; ama would like biraz daha kibar olanı. "I'd like a cup of coffee" deyince, gerçekten karşıdakine "Bir kahve olsa çok hoşuma giderdi" diyorsun ama bu da zaman içinde cümle anlamı kaymış ve ne olduğu düşünülmemeye başlanmış, kalıp olarak kullanılmaya başlanmış bir şey. Bunun yerine want dersen, derdin anlaşılır. Bir "Ekmeğe sahip olabilir miyim" olmaz ama aşırı kaba olduğunu düşünürler, "Niye ilk cümlesinde kızdı ki" derler. Diyelim, sen kahve istedin, yarım saat geçti ve o yarım saatte üç beş kere kahveyi hatırlatmana rağmen gelmedi. O zamana garsona "I want my coffee" diye kızabilirsin, o saatten sonra "would like"ın anlamı yok. Ek olarak bir fast food kasasında hamburger, kola alacaksan sakin sakin "I want a hamburger" da kullanırsan, kimse ne oldu demez. Kullanılır da o durumda ama daha çok "Can I have" kullanılır. Öyle yerlerde pek kimse "would like" kullanmaz. "would like" garsonlu yerler için daha uygun.
0
aychovsky
(29.10.15)
:))) güzelmiş örneklerin. akılda kalıcı, unutmam zaten. ufak detaylar ama çok önemliymiş aslında. sağ ol ;))
0
🌸kupigometa
(29.10.15)
may I have'i öneririm.
0
puc
(29.10.15)
puc+1 may I kalibi daha kibar ve klas oldugu icin ben de tercih ediyorum.
0
mavicorap
(29.10.15)
bir kahve olsa cok hosuma giderdi ne ya :D turkcede boyle bir kullanim mi var ki boyle ceviriyorsun?
i would like to, daha rica minnet, kibar olani.
garsonluk yapiyorum. can i take hic duymadim. can i have ya da can i get dersin mcdonaldstan bir sey alirken.
may da nadir kullanilir, could da nadir kullanilir, acik ara en cok can kullanilir. veya i ll get ya da i ll have de kullaniliyor. sunu alacagim gibilerinden,
0
baldur2
(29.10.15)
"may" demisler, herseyden once gramer olarak "may" dogru, "can" beceri/kabiliyet ile alakali. "may" ise rica icin kullanilir.

gel gor ki, daha cok kullanilan "can"dir. samimi olunan insanlara snob'luk edecek olan yakinlari adice cevaplar verir, ama onun disinda kimse de size bir laf etmez. "may" de, "can" de gayet de kullanilir.

"take", fiziksel olarak almak demek oldugu icin birinden bir sey isterken kullanilmaz. ama birine ait oldugunu bildigin bir seyi alip goturmek istiyorsan kullanirsin tabi.

ayrica daha informal olarak "grab" kelimesini tercih edebilirsin. "can i please grab a cup of earl grey tea?" mesela.
0
whoami
(30.10.15)
(1)

ingilizce birseyleri anlamadim:

Silesius
videoda bir grup seksist sakalar yaparak sarki söylüyor.my japs eye she got kismi ile, lady train kisimlarini anlamadim. https://www.youtube.com/watch?v=IAhckEPFlOU
videoda bir grup seksist sakalar yaparak sarki söylüyor.

my japs eye she got kismi ile, lady train kisimlarini anlamadim.

www.youtube.com
0
Silesius
(29.10.15)
archmage mahmut
(29.10.15)
(4)

ing-tr 4 cümle çeviri doğrulaması

xenophobe
şunları birebir çevirebilecek biri var mı?Football clubs across the globe are realizing that the use of social media is the future in terms of improving and expandingtheir business, whether this be for marketing purposes or as a medium for directly communicating with their fans.(Dünya çapında futbol
şunları birebir çevirebilecek biri var mı?

Football clubs across the globe are realizing that the use of social media is the future in terms of improving and expanding
their business, whether this be for marketing purposes or as a medium for directly communicating with their fans.

(Dünya çapında futbol kulüpleri sosyal medya kullanımının pazarlama amaçlı ya da doğrudan kendi taraftarlarıyla iletişime geçme amaçlı olarak, gelişen ve genişleyen önemli bir araç olduğunun farkına varıyorlar.) sanki biraz farklı oldu gibi?

Although this study found that the majority of European teams researched have a social network presence, there was a
difference in how effectively social media was used between the various leagues.

(Bu çalışmada araştırılmış Avrupa'nın büyük futbol kulüpleri sosyal medyayı kullanmalarına rağmen, bulundukları liglere göre ne kadar etkili kullandıkları değişmektedir.)

This study demonstrates that most
football clubs have some social media presence, such as the number of Facebook likes, Twitter tweets and YouTube
videos.

(Bu çalışma çoğu futbol kulübünün Facebook beğenileri, Twitter tweetleri ya da Youtube vidyolarının olduğunu göstermektedir.)

However, the findings indicate that well-known world-wide clubs don’t always use this commercial potential as
effectively as they might and that teams with lesser prominence sometimes use social media in a more effective way in
order to market effectively to their fan base.

(Ancak, bulgular dünyaca tanınmış büyük kulüplerin her zaman bu pazarlama potansiyelini etkili bir şekilde kullanamadığını ve daha az bilinen kulüplerin onlara göre pazarlama ve taraftarla iletişim anlamında daha etkili kullanabildiğini de göstermektedir.)

bütün cümlelerde biraz anlam farklılıkları oldu sanırım, uzun cümlelerde zorlanıyorum. yanlışları düzeltebilir misiniz?
0
xenophobe
(28.10.15)
Football clubs across the globe are realizing that the use of social media is the future in terms of improving and expanding
their business, whether this be for marketing purposes or as a medium for directly communicating with their fans.

(daha doğrudan: Dünya çapında futbol kulüpleri sosyal medya kullanımının pazarlama amaçlı ya da doğrudan kendi taraftarlarıyla iletişime geçme amaçlı olarak, gelişme ve genişleme anlamında gelecek olduğunun farkına varıyorlar.)

ya da daha hoşuma giden;

(Dünya çapında futbol kulüpleri pazarlama amaçlı ya da doğrudan kendi taraftarlarıyla iletişime geçme amaçlı olarak, gelişme ve genişleme anlamında geleceğin sosyal medya kullanımında yattığının farkına varıyorlar.)
0
sanat guresi
(28.10.15)
Although this study found that the majority of European teams researched have a social network presence, there was a
difference in how effectively social media was used between the various leagues.

(Bu çalışmada, araştırılmış Avrupa kulüplerinin çoğunluğunun sosyal medyada varlık gösterdikleri bulunmuş olmasına rağmen, bulundukları liglere göre ne kadar etkili kullandıkları değişmektedir.)
0
sanat guresi
(28.10.15)
This study demonstrates that most
football clubs have some social media presence, such as the number of Facebook likes, Twitter tweets and YouTube
videos.

(yanlış diyememe de kendi yorumum: Bu çalışma, çoğu futbol kulübünün Facebook beğenileri, Twitter tweetleri ya da Youtube videoları gibi, sosyal medyada varlık gösterdiğini ortaya koymaktadır.)
0
sanat guresi
(28.10.15)
However, the findings indicate that well-known world-wide clubs don’t always use this commercial potential as effectively as they might and that teams with lesser prominence sometimes use social media in a more effective way in
order to market effectively to their fan base.

(Ancak, bulgular dünyaca tanınmış büyük kulüplerin her zaman bu pazarlama potansiyelini en etkili şekilde kullanmadığını ve daha az bilinen kulüplerin taraftar kitlelerine yönelik olarak etkin şekilde pazarlama faaliyetlerinde bulunmak amacıyla sosyal medyayı daha etkin bir şekilde kullandıklarını göstermektedir.)
0
sanat guresi
(28.10.15)
(1)

İngilizce Çeviri (1 cümle)

adukyuedines
"Kıbrıs Türk halkının uluslararası toplumda hak ettiği yeri alması ve öngördüğü AB perspektifi bu çabalarla bütünleşmektedir." şimdi bu cümleyi nasıl bir kurgu en iyi çevirir?
"Kıbrıs Türk halkının uluslararası toplumda hak ettiği yeri alması ve öngördüğü AB perspektifi bu çabalarla bütünleşmektedir."

şimdi bu cümleyi nasıl bir kurgu en iyi çevirir?
0
adukyuedines
(28.10.15)
Taking part of Cyprus Turkish People in international community as they deserve and their foresight of EU perspective become integrated with those efforts

Taking part of Cyprus Turkish People that they deserve in international community and their foresight of EU perspective become integrated with those efforts

diye çevirdim ben. Ama emin değilim, ilki daha doğru gibi.
0
cokponcik
(28.10.15)
(4)

ceviri metni değil de

neynep
Dostlar, bi hikaye çevirisi geldi bana, ağdalı bi dil ve eski zamanlarda geçiyor. Çevirmeye başladığımda farkettim ki hep geçmiş zaman olarak yazıyorum, yani aslında geniş zamanla anlatılıyor metin. Dialoglarda "says" diyor mesela, ben bunu geçmiş zaman olarak çeviriyrum. Yanlış mı yapiyrum?"I use t
Dostlar, bi hikaye çevirisi geldi bana, ağdalı bi dil ve eski zamanlarda geçiyor.

Çevirmeye başladığımda farkettim ki hep geçmiş zaman olarak yazıyorum, yani aslında geniş zamanla anlatılıyor metin. Dialoglarda "says" diyor mesela, ben bunu geçmiş zaman olarak çeviriyrum. Yanlış mı yapiyrum?

"I use the wooden step box to climb into the wagon that waits for us, and reach a hand back to help Oliver hoist himself up as well."
For a moment, I want to burrow in. Soak up the comfort he offers and pretend he can make it better. Instead, I sit up, back straight, just the way Dad taught me."
Bunları, işte "çıktım... istedim" gibi yapmak lazım gibi anlıyorum.

“It’s probably my job to tell you life isn’t fair, but I figure you already know that.” His voice is steady, but his eyes look sad.

...görünüyor. denmez heralde dimi?

Daha önce hep past yazılanı mı çevirdiim nedir, şimdiki zaman Türkçe de okumamışım herhalde . Ne yapacağımı şaşırdım.
0
neynep
(27.10.15)
yoo yanlis degil. turkcede onlar genis zamanda ancak fikralarda falan kullaniliyor. bir de alintilarda. burada olay akisi var. yanlis olurdu sanirim.

misal: nasreddin hoca "gole maya caliyorum" der ve devam eder...

ya da: freud totem ve tabu adli kitabinda soyle der "..."

ama "ahmet kitabini masaya koyar ve devam eder. sonra annesine evde ne yemek vardi diye sorar" diye bir anlatis tarzi yok.
0
bohr atom modeli
(27.10.15)
Kitap yayıncılığında da genelde geniş zaman geçmiş zaman olarak çeviriliyor. Zira bizde geniş zaman kullanımının alanlarıyla İngilizcedeki bir değil.
0
inawen
(27.10.15)
COK ZAMAN(!!!) kafasindan gecen seyleri soylerken genis zaman, tanikmiscasina olan seyleri anlattigi yerde (gerek kahramanin, gerek yazarin) gecmis zaman. zaten kafasindan gecen seyler diyalogla ayni mantik olur.

misal soyle bir sey uydurayim.

"Oh my, he takes his gun out. What will I do now?" - "Eyvah, silahini cikariyor. Simdi ne yapacagim?"
vs.
He takes his gun out and yells: "Stop!" - Silahini cikardi ve "Durun!" diye bagirdi.

Ama tabi yerine gore genis zaman da kullanilabilir, narrative'ine bakman lazim. Her zaman gecerli bir kural yok yani.
0
whoami
(28.10.15)
Çok teşekkürler ya valla, çok makbule geçti. Bi de örnekler vermişsiniz, çok sağolun güzel insanlar.
0
🌸neynep
(28.10.15)
(8)

hatamı telafi etmek istiyorum'un ingilizcesi ne

mhmtt
sbteşekkürler
sb
teşekkürler
0
mhmtt
(26.10.15)
I want to make it up for my error/mistake.
0
cakabo
(26.10.15)
I want to fix my fault??
0
mesudiyeli mesut
(26.10.15)
i want to make it up to you.
0
timmie
(26.10.15)
fix daha yaygın
0
neferkitty
(26.10.15)
"make amend" de denebilir fiil olarak.
0
ron dennis
(26.10.15)
rectify
make it up for mistake
amend
0
harzem
(26.10.15)
www.nasildenir.com

örneklerden anladığım

make (something) up
clean up
0
antepaunovic
(27.10.15)
I'd like to make it up for my mistake.

I'd like to fix this.
0
eindaclub
(27.10.15)
(2)

Cümle çevirmece yardımı

123456
YDS'ye hazırlanırken karşıma çıkan cümlelerden çeviremediklerim mevcut. Özellikle Clauses konusunu tam halledebilmiş değilim. Aşağıdaki cümleleri çevirmede yardıma ihtiyacım var. Anlamadığım ya da bağlayamadığım kısımları bkz olarak gösterdim. As she was bright and ambitious, she became manager in n
YDS'ye hazırlanırken karşıma çıkan cümlelerden çeviremediklerim mevcut. Özellikle Clauses konusunu tam halledebilmiş değilim. Aşağıdaki cümleleri çevirmede yardıma ihtiyacım var. Anlamadığım ya da bağlayamadığım kısımları bkz olarak gösterdim.

As she was bright and ambitious, she became manager in no time.

We like to say that opposites attract and then they attack. And it's not that you have to be similar on everything. It is only those things that are most important to you.

I wanted them to know the vocabulary, the language of text structures, so when they go back into the classroom and work with their peers, they can do this successfully in the classroom.

The Scarecrow and the Tin Woodman stood up in a corner and kept quiet all night, although of course they could not sleep.
0
123456
(26.10.15)
And it's not that=Ve bu şu demek değildir ki
It's only those things="Those things dediği önceki cümlelerde refer ettiği şeyler" Yani <Bunlar senin için önemli olan yegane şeyler değildir>
I wanted them to know=Onları bilmelerini isterim ki bla bla.
So when=Bunu so when olarak değilde so, "when bla bla" diye düşünmen lazım.
0
6 yasimdan beri metal dinliyorum
(26.10.15)
Şöyle çevirdim:

Zeki ve hırslı olduğundan hemen müdür oldu.
Zıt kutupların birbirini çektiğini, sonrasındaysa birbirlerine saldırdıklarını söylemeyi severiz. Ayrıca, her şeyde benzeşmeniz gerekmez. Sadece sizin için en önemli olan şeylerde benzeşmeniz gerekir.
Sınıfa gidip, arkadaşlarıyla birlikte çalışmaya başladıklarında başarılı olabilmeleri için onların kelime dağarcığı ve metin yapılarının dilini bilmelerini istedim.
Korkuluk ve Teneke Adam uyuyamamalarına karşın bütün gece bir köşede sessizce durdular.
0
auroraaurora
(26.10.15)
(1)

"eşsözcü"nün İngilizcesi

denizkedisi
Soru yukarıda, hemencecik bir cevap alabilsem ne güzel olur :)
Soru yukarıda, hemencecik bir cevap alabilsem ne güzel olur :)
0
denizkedisi
(26.10.15)
"co-spokesman"
0
ertalpius
(26.10.15)
(1)

İngilizce eğitim kaynak

kvlknctk
Ukla akademi kursuna gidiyorum. Birinci aşama eğitimden başladım. www.abaenglish.com adresinden eş zamanlı olarak öğrenmeye çalışıyorum. Fakat kurslarda ve bu sitede ingilizce olarak eğitim veriliyor tamam güzel. Sizin bildiğiniz farklı kaynaklardan da yararlanmak istiyorum. İlginiz için teşekkürler
Ukla akademi kursuna gidiyorum. Birinci aşama eğitimden başladım.
www.abaenglish.com adresinden eş zamanlı olarak öğrenmeye çalışıyorum.
Fakat kurslarda ve bu sitede ingilizce olarak eğitim veriliyor tamam güzel.

Sizin bildiğiniz farklı kaynaklardan da yararlanmak istiyorum.
İlginiz için teşekkürler.
0
kvlknctk
(25.10.15)
kaset
(26.10.15)
(3)

Bir çeviri ricası -Türkçe-İngilizce-

ya ben lan neyse
selamlar. ingilizce çeviriye ihtiyacım var. müsait olan bir arkadaştan rica ediyorum:"önce bir hesap açtım. bu hesabımın kullanıcı adı şu:bu hesabımla hiçbir ürün satın almadım. içinde bedava edindiğim tek bir ürün var. onu da hiç kullanmadım. daha sonra bu hesabımın olduğunu unuttum. yeni bir hesap
selamlar. ingilizce çeviriye ihtiyacım var. müsait olan bir arkadaştan rica ediyorum:

"önce bir hesap açtım. bu hesabımın kullanıcı adı şu:

bu hesabımla hiçbir ürün satın almadım. içinde bedava edindiğim tek bir ürün var. onu da hiç kullanmadım. daha sonra bu hesabımın olduğunu unuttum. yeni bir hesap açtım. ürünleri de bu hesabımla satın aldım. daha sonra aklıma daha önce bir hesabım olduğu aklıma geldi.

bu durum yasak mıdır? daha sonra herhangi bir sorun çıkarır mı?

rica etsem ilk açtığım ve sonradan varlığını unuttuğum hesabımı iptal edebilir misiniz?"

evet, gördüğünüz gibi ingilizce yazamadığım gibi türkçe ifade yeteneğim de yok.

saçma-gereksiz görürseniz pas geçebilirsiniz.

çok teşekkür ederim şimdiden.
0
ya ben lan neyse
(25.10.15)
Biraz düzenleyerek şöyle çevirdim:


"I had an account in the system with the user name: ....

I didn't make any purchase with this account. There is only one product which I got free of charge but never used it. Later on, I forgot about this account and created another one. I made purchases with the last account I opened. I remembered my former account only after having the latter.

Is it permittable? Does that create any problem?

Could you please cancel my former account?"
0
lesmiserables
(25.10.15)
lesmis guzel yazmis,o yuzden kendime gore duzenlemeye falan girmeyecegim. yalniz iki sey var. birincisi, permittable o formda kullanilmayan bir kelime, comperative-superlative olarak dogru bir sekilde kullanilabilir, fakat onu bile hayatimda gormedim. permitted (izin verilir mi) ya da prohibited (yasak mi) kullanabilirsin.

ikincisi de, ufak ama
There is only one product which I got free of charge, but I never used it.
There is only one product which I got free of charge but never used.
bu ikisinden biri olacak.

ama tabi ilk halinde bir yerlere gonderdiysen de sorun cikmayacaktir. gayet guzel ifade etmis senin demek istediklerini.
0
whoami
(25.10.15)
@whoami doğru söylüyor. permittable değil, permissable veya permitted olacak. o an ne düşünüyorsam karıştırmışım.
0
lesmiserables
(25.10.15)
(2)

Çeviriye Yardım Edermisiniz

ortabahce
Arakadaşlar aşağıdaki cümleyi çevirmekte zorlanıyorum. Yardım ederseniz sevinirim.Naturally enough, this long period of peace was beneficial for the country in general, but it was a disaster for the army, as the main incentive for keeping it in a state of efficiency was lost. Moreover, in times of p
Arakadaşlar aşağıdaki cümleyi çevirmekte zorlanıyorum. Yardım ederseniz sevinirim.

Naturally enough, this long period of peace was beneficial for the country in general, but it was a disaster for the army, as the main incentive for keeping it in a state of efficiency was lost. Moreover, in times of peace the sovereign deemed unnecessary the heavy burden of maintaining out of his own funds the three new corps.
0
ortabahce
(25.10.15)
Yeterince doğal olarak, barışın bu uzun periyodu genel olarak ülke için faydalıydı ama etkililik (verimlilik) durumunu koruma güdüsünü kaybettiği için ordu adına tam bir felaketti.

gerisini tam anlayamadım.
0
himmet dayi
(25.10.15)
himmet dayi'nin bıraktığı yerden devam ediyorum:

ek olarak, iktidar, barış zamanlarında kendi sermayesi ile üç adet yeni kolorduyu hazırda tutmanın ağır yükünü gereksiz buldu.
0
sen git ben geliyorum
(25.10.15)
(1)

ispanyolca "lo que" hakkında

sheeper
bu ifadeyi kafamda oturtamadım, ne kullanabileceğim bi durum bulabiliyorum ne de gördüğüm an ne olduğunu çıkarabiliyorum. bir iki örnekle açıklayabilirseniz sevinirim.
bu ifadeyi kafamda oturtamadım, ne kullanabileceğim bi durum bulabiliyorum ne de gördüğüm an ne olduğunu çıkarabiliyorum. bir iki örnekle açıklayabilirseniz sevinirim.
0
sheeper
(24.10.15)
İngilizce biliyorsanız oradan daha kolay anlaşılabilir bir kalıp o. Bağlaç gibi kullanılıyor. Oradaki "lo" nun "şey" gibi bir anlamı var. Bunun "la que" ve "el que"si de var.

"Eso es lo que quería saber" cümlesine bakalım. İngilizce "That is what I wanted to know" ile aynı bu. "Bilmek istediğim şey bu" anlamı var.

"Sé lo que hiciste el verano pasado" Bu da "Geçen yaz yaptığın şeyi biliyorum" anlamı taşıyor. Cümlenin object/tümleci bir yerlere bağlanacaksa onu İngilizce'deki gibi sadece "what" ile bağlamıyoruz, onu "lo que" ile bağlıyoruz. Çünkü bir olay/nesne, vb.yi anlatıyor. Tek başına que kullanıldığında ise bizdeki ki bağlacı ile aynı anlama geliyor.

Me dices que no fuiste aquí. --> Bana diyorsun ki burada değilmişsin. Burada "que" iki cümleyi birbirine bağlıyor.
Lo que comí me envenenó. --> Yediğim şey beni zehirledi. Burada "que comí" dersem, İngilizcesi "What I ate" oluyor ve kullanılıyor ama İspanyolca da öyle tek başına kullanamıyoruz. Object varsa, o belirtilecek. Bunun tam İngilizcesi "it that I ate" gibi oluyor, İngilizceye çevirince yanlış oluyor ama İspanyolca kullanımı bu şekilde.
Mi tía, la que me gusta más, me visitará. --> Teyzem, en sevdiğim olan, beni ziyaret edecek. Teyzem, ki en sevdiğim olan, beni ziyaret edecek.
El que madruga, dios le ayuda. --> Erken kalkana Tanrı yardım eder. Kim ki erken kalkar, Tanrı ona yardım eder. (Bu da bir İspanyol atasözü)
0
aychovsky
(24.10.15)
(11)

şekspir amcayı kendi dilinden anlamak

hayat aklini konusacak bir filozof uret
başım dertte arkadaşlar, çok büyük konuştum galiba.ingilizcem çok çok kötüledi. yok sayılır. yaş 56. Shakespeare amcayı kendi dilinden anlamak istiyorum. hem bu nedenle hem zihinsel aktivite de olur bi yandan diyerek ingilizcemi ilerletmeye karar verdim. çocuklara da söylemiş bulundum. "şekspiri an
başım dertte arkadaşlar, çok büyük konuştum galiba.

ingilizcem çok çok kötüledi. yok sayılır.
yaş 56.
Shakespeare amcayı kendi dilinden anlamak istiyorum. hem bu nedenle hem zihinsel aktivite de olur bi yandan diyerek ingilizcemi ilerletmeye karar verdim. çocuklara da söylemiş bulundum. "şekspiri anlayabilinceye dek durmak yok" filan dedim. biraz zor dediler.

kafama ne diyeyim bilmem! söz ağızdan çıktı bi kere, sonuna kadar direnmeden bırakmam ben bu işi.

sizce olur mu kendi başıma yapabilir miyim?

sıfırdan başlayacağımı varsayarsak, günde kaç saat zaman ayırmalıyım. süre kısıtlamam yok 10 yıllar sürse de olur ama ben kafamda bu kış bu işi kolaylayayım seneye cila çekerim (bu kış okuduğumu/dinlediğimi anlama, derdimi tam olarak ifade edebilme, önümüzdeki kış ileri düzeye geçme) şeklinde planlamıştım.

Evde istemediğin kadar kaynak var, dahasını da bulurum. İnternet diye güzel bişe de var, orada da istediğimi bulurum. çocuklar biliyorlar sorarım ederim. neresinden baksan oluru var. bi kafa eskidi haliyle, onda da yapçak bişe yok, balıkyağı malıkyağı takviyeleriz artık.

içimden yaparsın deyin demek geçiyor ama biliyorum siz dürüst olacaksınız. yapabilir miyim?

nasıl bir yol izleyeyim, önerileriniz varsa çok makbule geçer.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(23.10.15)
sekspir amcayi tamamen anlayabilmek kendi basina egitim ile olacak bir sey degil ablacim :(
yani "sadece" ingilizce ogrenmek yetmez zaten.
0
chaotic good
(23.10.15)
orjinalinden herşeyi ingilizler bile anlamaz zaten. ne de olsa dili çok eski.
açıklamalı bir simplified version ile olmayacak şey değil.
zaten oyunlar kısa. roman gibi uzun değil.
önce türkçesini okursun, çözersin. olur olur.
0
titiraprap
(23.10.15)
ingiliz dili ve edebiyatı bölümündeki öğrenciler dahi orijinal dilinden okurken okutman rehberliğine ihtiyaç duyuyorlar, son sınıfa kadar böyle genelde. basitleştirilmiş, yani günümüz ingilizcesiyle okumak diyorsanız normal ingilizce üzerine çok şey katmanıza gerek kalmaz ancak kendi yazdığı dille(thou vs. gibi eski kullanımları içeren) okumak oldukça zor olucaktır. ha, ben derim ki orijinalden okumanın ahenk dışında çook da bi olayı yok, güzel basitleştirilmiş ingilizce versiyonları da katıyor duyguyu.
0
baba jo
(23.10.15)
ingilizceyi yapamassınız diye birşey yok. günlük düzenli olarak çalışırsanız iyi bir seviyeye gelirsiniz ama ne kadar çalıştığınıza bağlı tabi. şekspiri tam anlayabilir misiniz orası için birşey diyemeyeceğim. iş güç çoluk çoçuk derdi yoksa her gün günder 3-4 saat vaktinizi ayırın derim.
0
Bysb
(23.10.15)
shakespeare'in en çok yaptığı söz sanatlarından biri cinas (pun). sırf bu cinasları anlayabilmek için kişisel eğitimin ileri düzey diye bahsettiğiniz ikinci yılı yetmez.

bence yaparsınız. ama buna bir süre hedefi koymamanız ilk kabul etmeniz gereken şey. siz işe odaklanın ve hep zevk alacak şekilde çalışmaya özen gösterin.

her zaman yanınızda bir sözlük olmalı. sizin öncelikle hedeflediğiniz şey normal bir ingilizce sözlüğü, diyelim ki webster collegiate dictionary'yi sorunsuzca kullanabilecek düzeye erişmek olmalı. ondan sonrasını yönetmek sizin için kolaylaşır zaten(hatta shakepeare'e de başlarsınız). neyi nasıl yapmanız gerektiğini biliyor olacağınız bir seviye çünkü bu.

böyle şeyler istemek çok güzel bence ve sabırlı olursanız zor falan olmaz. ama gömülmeniz lazım bu işe. ilk başta grup grup kelimeler öğrenin. hani ingilizce eğitimde ilk bir iiki sene liste olarak verilen tarzda şeyleri. sonra jack london'ın bir karakteri gibi -ernest everhard mıydı martin eden mı hatırlamıyorum everhard olacak- kağıtlara kelimeler yazıp buzdolabının üzerine kapılara falan asın. usage'larıyla birlikte, yani cümle içlerinde, farklı kullanım şekilleriyle falan. kendi kendinize cüümleler kurun. sesli söyleyin. görsel ve duyusal bütünlük olsun; hafızada daha kolay kalır. kendi kendinize konuşun; çocuklarınızla da fırsat buldukça ingilizce konuşun.

kolay gelsin, hatta iyi eğlenceler :)


edit: thou'lar, thy'lar çok önemsiz çünkü bunların karşılığını textten bile anlıyorsunuz, anlamazsanız da internetten öğrenirsiniz zaten ve bunların sayısı az. mesele tamamen kelime dağarcığı. dil thee, thy ye vs dışında öyle eski falan değl yani günümüz ingilizcesi yetiyor. fazla abartmışlar. ama hep sözlüğe intiyaç duyacaksınız. sadece başvurma sayınız epey azalacak zamanla.
0
godoşu beklerken
(23.10.15)
önce şekspire odaklanmayın bence -hayattan soğursunuz belki :)
ingilizcenizi bi canlandırın, başka metinler okuyun buradan okuma listesi isteyebilirsiniz mesela. edebiyat okumuş arkdaşlar var burada çokça onlar da size daha çok yardımcı olabilir yol haritası konusunda. çocuklarınız günlük hayattaki kullanımlar konusunda yardımcı olur da sanmam şekspir anlamak konusunda olsun: yine de başta onların desteği de önemli birlikte dizi filan izleyebilirsiniz.
şekspir içinse -ki soneleri ben de ilk okunca ben de bişey anlamıyorum :P ki ben tercümanım yahu ancak edebi orta çağ inglizcesi ayrı şey dil bilmek apayrı şey (bi de tabi benim alanım bilim, edebiyat çıkışlı değilim) sanırım anlamasan da okuyacaksın başlarda bi süre öyle gidecek, nasıl derler, gözün alışacak :P
bazı sözlükler filan var -okutman bulamazsınız herhalde ama bu sözlükleri bulabilirsiniz gibime geliyor. en olmadı gelecek senelerde gider edebiyat bölümünden bilen birinden rica edersiniz, size derste kullanılan materyallerden verir kimse yok vermem demez sanırım.
aşama aşama hepsi olur neden olmasın, siz yaparsınız
0
niye ama
(23.10.15)
dil dile değmeden öğrenilmezmiş :)
ancak şekspir biraz ağdalıdır, hedefi küçültseniz?
bir uğultulu tepeler yapsanız bile çok. bence tom amca'nın kulübesi

bol bol ing dizi ama ing altyazı ile seyredin.
ing-ing sözlük karıştırın.
en temeli de, ing kökler ve ekleri öğrenin.

örneğin: manuscript
manu: el (manikürden)
script: yazılı belge

sonuç: elle yazılmış belge

kelime öğrenmenin en kolay yolu bu bana göre.

başarılar.
wish you success from the bottom of my heart.
0
janderzel zartanyan
(23.10.15)
cevaplarınız için çok çok teşekkür ederim arkadaşlar.

kaynak, zaman ve dirayet konusunda sıkıntım yok. karar verdiğim her şeyi yaptım şimdiye kadar.

bebek öğrenmesi gibi cümlelerden gitmeyi planladım. iyi demi bu yöntem?
kulağım ezelden zayıftır, okumam iyidir. duyma ağırlığını biraz ilerleyince yapayım şimdilik okumalardan mı gideyim, karma mı gideyim, ne dersiniz?
planım şöyle:
günde 5 veya 10 kelime öğrenme, uzun zaman hafızası için tekrarlar en az iki saat bilfiil çalışma olur. uzun zaman hafızam iyi, orta zaman hafızam kötü o noktada zorlanacağımı sanıyorum. tekrarları diğer bilgilerimle bağlayacak şekilde yapmalıyım. o zaman unutmuyorum.

1 saat kitap veya metin okusam, 2 saat de kitapta yeni karşılaştığım kelimeler ve cümle yapılarını anlamaya ve öğrenmeye harcasam. başlarda metin okuma yarım saat gerisi anlama olur sanıyorum, ilerledikçe süreler değişir.

günde 5 saat çalışırsam iyi yol alırım gibi geliyor bana. seneye şekspir olur olmaz bilmiyorum, olmadı öbür seneye kalır o da olmadı bakarız bi çaresine :)
----/----
burası hikaye bölümü, okumasanız da olur :

ben her sene ya yeni bir şey öğreniyorum ya da var olanı ilerletiyorum. bu benim rutinim.
önceki yıl sıfırdan kukla yapmayı öğrendim. muppet, ipli, gölge, parmak kuklaları öğrendim ve öğrettim. önümüzdeki yıl kendimi bu konuda geliştirme planım vardı.
geçen yıl satrancımı -kendi çapımda- oldukça ilerlettim. kuklaya artılar ekledim. çocuklarla oyun sergiledik.

geçen gün birkaç soneyi değişik çevirmenlerden okudum, her biri kendi yorumuyla yazmış, bu sefer soneden hiç bir tad alamadığımı fark ettim. sonelerin büyüsü kaçtı. şimdiye kadar okuduklarım can yücel çevirisiydi, çok da güzellerdi.
bu durum beni "şekspir gerçekte ne diyor" merakına, merak da böyle büyük laflara sürükledi.

büyük laf ettiğimi kızımın yorum yaparken gözünü yana devirmesinden anladım zaten. (o da çeviri yapıyor da @niye ama'nın belirttiği gibi şekspir düzeyinde değil tabii. alanı fen zaten onun)
işte o an nasıl paniklediysem bi geri çekilip düşünme gereği hissettim. hafta içinde 3 gün iyi çalışma yapmıştım, iki gündür ara verdim. şimdi kaldığım yerden devam edeym bari.

tekrar çok teşekkür ederim.
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(23.10.15)
kolayını söyleyeyim
şekspir ingilizcesi-günlük ingilizce karışımı olan kitaplar var. amcam zaten aynı lafları döndürüp döndürüp kullanmış. 1-2 oyunu o şekilde okunursa, dile hakimiyet oluşursa çok rahat diğerleri de anlaşılır :)
0
la noix
(23.10.15)
@janderzel zartanyan, güzel dileklerin için çok teşekkür ederim:)

mesela son cümlede bottom kelimesi dışındakileri biliyorum. cümleye bağlamakta zorlanmadım. sözlükten baktım, anlamını doğru tahmin ettiğimi gördüm. bundan sonraki adımım bottom kelimesini içeren başka kelimeler bulmak, iyice pekiştirmek.

ben bu yöntemle çalışıyorum. kelimeleri cümle içinde veren site de öğrendim (tabii onu da sizlerden öğrendim) tatoeba.org:3?query=fellow&from=eng&to=tur
buradan değişik kullanımlarına bakıyorum, anlamadıklarımı da "bu neden böyle" diye soruyorum.
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(23.10.15)
Bildiğim kadarıyla Sekspirin kullandığı farklı kelime sayısı 30 bin civarı.Normal düz İngilizce bilen biri 2-4 bin kelime arası kullanır günlük işlerde.Bence hedefini düşür yoksa vazgeçeceksin
0
turkuaz
(23.10.15)
(14)

çeviri yardımı

123456
bir kaç cümle var çevirmekte çok zorlanıyorum. çevirirken nasıl yaklaşmam gerektiği konusunda yardımınızı bekliyorum.1- the theatre company has been given a grant $6000 and is seeking a further $2000 from elsewhere now.özellikle bu cümlede çok zorlandım. mesela has been given diye bir zaman da yok s
bir kaç cümle var çevirmekte çok zorlanıyorum. çevirirken nasıl yaklaşmam gerektiği konusunda yardımınızı bekliyorum.

1- the theatre company has been given a grant $6000 and is seeking a further $2000 from elsewhere now.

özellikle bu cümlede çok zorlandım. mesela has been given diye bir zaman da yok sanırım.

2- television, which dominated the media world throughout the mid-1990s, now competes in an arena crowded with cell phones, ipods and e-mail.
0
123456
(23.10.15)
"has been given"ı normal -dili geçmiş zaman olarak çevir. 6000 dolar bağışta bulunuldu ve şirket şu sıralar 2000 dolar daha bulmak için başka kaynaklar arıyor.

1990'ların ortalarında medya dünyasını domine eden televizyon, günümüzde cep telefonları, ipodlar ve e-postaların olduğu kalabalık bir platformda mücadele veriyor. (bu cümlede "an e-mail" yanlış yazılmış olabilir mi? kaynakta bir saçmalık var)
0
sir gawain
(23.10.15)
İlkinde, Tiyatro şirketine 6000$ hibe edildi/bağışta bulunuldu ve şirket başka bir yerden 2000$ daha arıyor diyorsun.

İkincisinde doksanların ortasına kadar medya dünyasının hakimi olan televizyon, şimdiyse cep telefonları, ipodlar ve e maillerle dolu bir arenada yarışıyor diyorsun.

Edit: Yani, tam olarak nerede zorlandığını anlarsak çeviriden ziyade mantıkta yardımcı olmaya da çalışırız ama ben anlayamadım.
0
pandispanya
(23.10.15)
mesela has been given için hangi tense olduğunu bulamadım. passive dedikleri yapı mı oluyor? elsewhere'i başka yerler olarak mı çevirmek gerekiyor?

ikincisinde ise özne, yüklem vs bunları nasıl ayırıyorsunuz? yani televizyondan sonra virgül koymuş devam etmiş bir daha virgül koymuş.. nasıl yaklaşmam gerekiyor? bir kısmını çeviyorum sonra diğeriyle bağlayamıyorum..

ayrıca @sir gawain orasını ben eksik yazmışım. and olacak.
0
🌸123456
(23.10.15)
has been given evet passive dedikleri.
özne tümleç yüklem bunlar zamanla çevire çevire okuya okuya ayırt edilen şeyler, temel ingilizce kitapları bu sıkıntılarınızı gidermenizde yardımcı olur.

sanırım mecburiyetten size yaptırıyorlar çeviriyi çünkü bunlar gerçekten basit cümleler.
0
theconqueror
(23.10.15)
ikinci cümlede iki virgül arasındaki kısım relative clause. iki cümleyi bağlamak için kullanılır.

television dominated the media world throughout the mid-1990s.
television competes in an arena crowded with cell phones, ipods and e-mail.

relative clause kalıbıyla bu iki ifadeyi tek cümlede veriyorsun. özne değişmiyor.

yalnız bunlar söylendiği gibi çok temel konular. kafan karıştığına göre başlangıç ya da orta altı seviyede olmalısın. bu cümleleri neden çevirmeye çalışıyorsun anlamadım.
0
sir gawain
(23.10.15)
yds sınavına hazırlanıyorum. hazırlandığım kitapta çeviri çalışmaları kısmındaki cümleler. bu şekilde bir müddet devam edersem dediğiniz gibi sıkıntılarımı gidermem daha kolay olacak.
0
🌸123456
(23.10.15)
lütfen daha fazla basit demeyin :)
0
🌸123456
(23.10.15)
basit olsun ne olacak ya :)) halledersin hiç korkma.

has been given filan dendiği zaman aynen edilgen biçimde düşünüyorsun. verildi, alındı, gidildi gibi...

ikinci cümlede, televizyondan sonra virgül tamam = Televizyon,

"which dominated the media world throughout the mid-1990s" bu cümle eklenince 90'ların ortasına kadar medya dünyasını domine eden (televizyon), olarak güncelliyosun.

Sonra tekrar virgül geliyo, "now competes in an arena crowded with cell phones, ipods and e-mail." şimdiyse şunu bunu yapıyor diye devam ediyorsun. Sen bölümleri net olarak çevir, sonra türkçeye uygun biçimde bağlarsın bence.
0
pandispanya
(23.10.15)
@pandispanya haklı zamanla çalışa çalışa oturacak,
şişeye su dolması gibi düşün dibi yavaş dolar ama sonu hızlı yükselir.

burdaki tepki genelde çeviri işi alıp parça parça burada soranlara veya bu tip sonrasında maddi kazanç sağlayanlara

yoksa öğrenmek isteyenlere desteğimiz sonsuz.
0
theconqueror
(23.10.15)
arkadaşlar içiniz rahat olsun. www.kitapyurdu.com&filter_name=yds%20s%C4%B1nav%20stratejileri buradaki kitabın 75. sayfasından sordum. arkasında çevirileri de var ancak açıklama olmadığı için anlaması zorlaşıyor. sizler açıklayınca daha kolay anlaşılıyor.
0
🌸123456
(23.10.15)
hazır herkes buradayken bir sorum daha olacak;

it was only after she had learnt english that she started to make some foreign friends.


after she had learnt english - ingilizce öğrendikten sonra
she started to make some foreign friends. - bazı yabancı arkadaşlar edinmeye başladı.

cümlenin başındaki it was only'yi nasıl yorumlamam gerekiyor. çevirisinde ancak ingilizce öğrendikten sonra bazı yabancı arkadaşlar edinmeye başladı şeklinde verilmiş. it was only demek ancak mı demek?
0
🌸123456
(23.10.15)
1- zaman present perfect tense'in passive hali. "verildi, hibe edildi"

(yanlışsa bilenler düzeltebilir mi lütfen)

- a few rich people have given a grant $6000 to the theatre. (active)
- the theatre has been given a grant $6000 by a few rich people. (passive)

have been given - çünkü a few people "çoğul"
has been given - çünkü tiyatro "tekil"

şurada konuyla ilgili bir örnek irdelenmiş:
www.ingilizcedersin.com

2- television'dan sonra which diyerek televizyon nitelenmiş/tanılanmış zaten. virgül ile nitelenen bölüm ayrılmış. son bölüm de tv'nin şimdiki durumunu belirtiyor..

yani "nınınını olan televizyon, şimdi nınınını"

1990'ların ortalarında medya dünyasına hakim olan televizyon, şimdi cep telefonları, ipod'lar ve e-mail'lerle kaynayan bir arenada yarışıyor..
0
holy diver
(23.10.15)
orada "öğrendikten hemen sonra/çok kısa süre sonra" anlamı var.
0
theconqueror
(23.10.15)
it was only after (time) - den hemen sonra.

***

"it was only after she had learnt english that she started to make some foreign friends."

ingilizce öğrendikten hemen sonra yabancı arkadaşlar edinmeye başladı.
0
holy diver
(23.10.15)
(3)

"Item retained at post office" tam olarak ne demek?

alliswell
Yurt dışına gönderdiğim bir mektup üç gündür postahanede. İnternetten kontrol ettiğimde üç gündür "Item retained at post office" yazıyor. Tam olarak ne demek ki bu acaba? Teşekkürler.
Yurt dışına gönderdiğim bir mektup üç gündür postahanede. İnternetten kontrol ettiğimde üç gündür "Item retained at post office" yazıyor. Tam olarak ne demek ki bu acaba?

Teşekkürler.
0
alliswell
(22.10.15)
postanede tutuluyormus sizin mektup.
0
safepassage
(22.10.15)
@safepassage Tutuluyormuş eyvallah da gitmeyecek mi yani gönderdiğim yere acaba?
0
🌸alliswell
(22.10.15)
orasini bilemiyorum malesef.
0
safepassage
(23.10.15)
(2)

Arapca bilenler bakabilir mi?

bokmuhendisi
Kolyede ne yazıyor acep?Teşekkürler,Tikler gelecek
Kolyede ne yazıyor acep?

Teşekkürler,
Tikler gelecek
0
bokmuhendisi
(22.10.15)
orada noktalar var mı varsa kaç tane var onlar önemli, sanırım net çıkmamış, fe veya gaf olabilir 2. 3. harfler 4. harfin sin veya şın olma ihtimali var vs vs. 8 ihtimal var şu anda

daha net çekebilirseniz bişeyler söyleyebiliriz.
0
theconqueror
(22.10.15)
Arapca degil gibi duruyor sanki yine de mumkunse biraz daha yakindan gormemiz faydali olabilir sol taraftaki kelime de net cikmamis orasi da yardimci olabilir kolyenin hikayesi ile alakali kisiler arasinda uydurulmus bir kelime olabilir pek bilinmedik bir isim olabilir.
Sonuc olarak bakinca hemen anlasilabilen birsey olmadigi kesin
0
kmj
(23.10.15)
(1)

Lazca atasozu?

mutevazi
Nosi şuka varonći megigdaģa gaybanaBu ne demek?
Nosi şuka varonći megigdaģa gaybana

Bu ne demek?
0
mutevazi
(22.10.15)
Akıl hıyar değil ki kırayım da vereyim
0
fanila
(22.10.15)
(2)

school got me like ne demek?

hlt1985
soru başlıktahttp://9gag.com/gag/aGRND1Z
soru başlıkta
9gag.com
0
hlt1985
(22.10.15)
"okul beni böyle yaptı" gibi
0
atary
(22.10.15)
okul beni bu hallara getirdi
0
eindaclub
(22.10.15)
(3)

361 kelime almanca çeviri ne kadar tutar

kupigometa
bir a4 e yakın uzunlukta bir metnin çevirisine ihtiyacım var.kimseye rica da edemem bunun için ama bir tercüman bürosu 80-90 tl arası bi fiyat verdi. bu fiyat normal mi? biraz daha uygun bir şeyler arıyorum.
bir a4 e yakın uzunlukta bir metnin çevirisine ihtiyacım var.

kimseye rica da edemem bunun için ama bir tercüman bürosu 80-90 tl arası bi fiyat verdi. bu fiyat normal mi? biraz daha uygun bir şeyler arıyorum.
0
kupigometa
(21.10.15)
metnin zorluğuna içeriğine göre değişir fiyat sizin metnin alanı ve içeriği nedir acaba?
0
things will never be the same
(22.10.15)
metin, motivasyon mektubu. bir sanat öğrencisinin kendini tanımladığı bir metin . şunu yaptım bunu yapacağım vs. pek ağır bir dili yok. ama basit de değil.
0
🌸kupigometa
(23.10.15)
tercüme bürosu tercümana verse verse 25 lira verecek ama belki de hergün iş verecek :)

şöyle sayfalar var en azından bi bakın, önerilmiş isimler filan oluyor bazen belki öyle birisini bulursunuz. süreniz kısıtlı değilse daha uyguna yaptırma şansınız olur.
www.facebook.com
0
niye ama
(23.10.15)
(1)

gelen mail'de ne diyor? (ingilizce)

mesene
We are very sorry to hear about the encountered inconveniences with your Suunto Core. Please note that we offer 1 year warranty for the accessories such as the straps from the date of purchase. As a unique and goodwill gesture on behalf of Suunto we will send you a replacement strap free of charge.
We are very sorry to hear about the encountered inconveniences with your Suunto Core.

Please note that we offer 1 year warranty for the accessories such as the straps from the date of purchase.

As a unique and goodwill gesture on behalf of Suunto we will send you a replacement strap free of charge.

In order for us to proceed with the delivery, please provide us with the full name, and delivery address.

Looking forward for your reply.



Should you have any other questions, please do not hesitate to reply to this email.

Sincerely,

Liviu

Suunto Customer Support Representative


anladığım kadarı ile şöyle diyor, üzgünüz böyle bir durum için falan filan. normalde saat kordonu gibi aksesuarların 1 yıllık garantisi oluyor ama biz mağdur olmamanız için (ya da iyilik bizde kalsın) size yenisini göndereceğiz ve herhangi bir ücret talep etmeyeceğiz. bize adınızı, adresinizi vs yollamanız yeterlidir...

doğru mu anlamışım? benden garanti belgesi vs istemiyorlar değil mi?
0
mesene
(21.10.15)
doğru anlamışsınız, tam isminizi ve teslimat adresini istemişler sadece.
0
cinsi kisi
(21.10.15)
(1)

whether kullanımı

123456
we asked whether the date was suitable (or not).we asked if the date was suitablewhether the date is suitable will be asked to all parties.If the date is suitable will be asked to all parties.i am going to get married with him whether or not he loves me.i am certainly going to fail whether i study o
we asked whether the date was suitable (or not).
we asked if the date was suitable

whether the date is suitable will be asked to all parties.
If the date is suitable will be asked to all parties.

i am going to get married with him whether or not he loves me.
i am certainly going to fail whether i study or not.

whether or not he loves me, i am going to get married with him.
whether i study or not, i am certainly going to fail.

bu cümlelerin çevirileri nasıl oluyor? anlamakta biraz zorlanıyorum.
0
123456
(21.10.15)
we asked whether the date was suitable (or not).
we asked if the date was suitable

"tarihin uygun olup olmadığını sorduk."

whether the date is suitable will be asked to all parties.
If the date is suitable will be asked to all parties.

"tarihin uygun olup olmadığı tüm partilere (gruplara) sorulacak."

i am going to get married with him whether or not he loves me.
whether or not he loves me, i am going to get married with him.

"beni sevse de sevmese de onunla evleneceğim."

i am certainly going to fail whether i study or not.
whether i study or not, i am certainly going to fail.

"çalışsam da çalışmasam da kesinlikle başarısız olacağım."
0
devilred
(21.10.15)
(2)

volkshochschule (VHS)

kupigometa
bunların eğitim kalitesi nasıldır? (almanya da almanca öğreten halk eğitim kurumları)
bunların eğitim kalitesi nasıldır? (almanya da almanca öğreten halk eğitim kurumları)
0
kupigometa
(21.10.15)
icerik olarak diger almanca kurslarindan farkli degil. Ama bunlarda en büyük problem diger ögrenciler. Almanyada yasayanlar icin devlet, ya da kurumlar VHS egitim masraflarini karsilar insanlarin. Nispeten de ucuzdur. Bu nedenle genelde bunlara almanyada bir süredir yasayan yabancilar gider. Sinif icinde ögrenci profilinde orta yas üstü ögrenci de olabilir, üniversite ögrencisi de. Almancayi konusup, anlayip gramer olarak kötü olanlarda olabilir, hic bilmeyen de. Böyle bir yelpazede dogal olarak ögrenirken sorun olabiliyor cünkü hocanin anlatimi sinifin baskin profiline göre degisiyor. Sinifa bakiyorsun herkes almanca konusuyor, ama gramerleri kötü. ya da siniftakilerin genel egitim seviyesi düsük oluyor, o nedenle yavas ögreniyorlar.

Bu nedenle eger bir VHS siniflari belirlerken üniversite ögrencilerini bir sinifa, uzun süredir almanyada yasayanlari bir sinifa, egitim seviyesi düsük olanari baska bir sinifa alip egitim veriyorsa digerlerinden hicbir farki olmaz. Mesela bir üniversite ögrencisi ve almanya disindan yeni gelindiyse en iyi sinif profili yine kendi gibi olanlarla beraber ögrenmektir. bu durumun kayit yapilmadan önce sorulmasinda yarar var.
0
emrahday
(21.10.15)
Öğrenmek istediğin şey eğer Almanca ise gayet başarılılardır. Ben B2 seviyesine kadar VHS de almanca öğrendim. Sonra üniversitenin C1 almanca kursunu yapıp DSH ve TESTDAF ı geçtim.
Tabi gene de şans işi. Öğretenleri iyidir ancak sınıf karışık olabilir. Benim böyleydi ancak hiçbir sıkıntısı yoktu. Gönül rahatlığı ile git kursuna yazıl derim.
Tabi en büyük artısı ucuz olmasıydı benim zamanımda
0
ibretlik adam
(21.10.15)
(4)

şunu bir çevirin allah rızası için

focke wulf
Mühendislik eğitimi aldım ama Türkiye'de gerçek anlamda mühendislik yapılmadığı için bankacılığa geçmeye karar verdim.
Mühendislik eğitimi aldım ama Türkiye'de gerçek anlamda mühendislik yapılmadığı için bankacılığa geçmeye karar verdim.
0
focke wulf
(21.10.15)
I have majored in engineering but due to lack of engineering practises in turkey I have decided to change my occupation from engineering to banking business.
0
floydian
(21.10.15)
Ucuncuye engineering demeden direkt occupation to banking de diyebilirsin kisacik cumlede 3 defa engibeering demisim
0
floydian
(21.10.15)
türkçe'de de ingilizce'de de bir ifade sıkıntısı oluyor:
sanki daha önce mühendislik ile ilgili bir işle uğraşıyordunuz da şimdi bankacılık alanına yöneldiniz gibi.

bu nedenle "decided to change ..." kısmı "directed myself to ..." ile değiştirilebilir, daha güzel öneriler de çıkacaktır.
0
theconqueror
(21.10.15)
I have an engineering degree, however, I decided to work/move on banking, due to the fact that engineering in Turkey is rarely performed in its true sense/meaning.
0
puc
(21.10.15)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.