Ekşi Duyuru

Selamlar, bir önceki duyuruda kedimin hastalığını anlatmıştım. İnsan lazım olmayınca bilmiyor, izmir'de veterinerlik Fakültesi yokmuş?! Şimdi tanı konulamayan 2 ayrı veterinerin bir kac tedavi deneyip sonuca ulasamadigi kedime detaylı tahlil komple bir baktirabilecegim neresi olabilir? Belediye veterineri falan sokak kedilerine bakıyor ve öyle detaylı imkanları yok diye biliyorum. Izmir'de böyle hani bir üst basamak hayvan sağlık hizmeti nerden bulabilirim?




 

Kusura bakmayın biraz uzun anlaticam ancak 3 aydır ciddi problem yaşıyorum benzeri durum yaşayan ya da veteriner olup şu da olabilir diyecek birini arıyorum.
Kedimiz 8 yaşında bu yaz ilk kez yazligin bahçesine çıkmasına izin verdik.diğer kedim yıllardır yazları bahçeye çıkıyor diye. Haziran başı yazliga geldik. Ağustos sonu bayram dönemi kedimin ishal olduğunu ve dışkısında parlak kırmızı kan olduğunu bazen dışkı yaptıktan sonra poposundan hani bi yeri kesilmiş gibi taze kan damladigini gördüm. Ancak iştahı hareketliliği normal ateş de yok başka hiç bir belirti de yok. Veteriner götürdüm kolit olabileceğini söyledi (27 temmuz) ki kedimiz çok pisbogaz her türlü şey yer yani. Prebiyotik ilaç ve lopermid verdi. Bir hafta preboyotikleri kullanırken kakasi nispeten normaldi ama ilaçlar bittiği anda tekrar kanlı ishal başladı.
Tekrar aynı veterinere gittik (15 eylul) hala hiç bir halsizlik kusma ateş hiç bir şey yok. Bu süreçte evden cikarmadim ama bir iki kez 15-20 dakika müstakil ev olduğundan ikinci kattan falan çıkmış. Veteriner tekrar kolit için Prebiyotik ve lopermid verdi. İç parazit ilaçlarını oldu izmire döndük.
İlaçlar bitince tekrar aynı şekilde dışkıda kan parlak taze kırmızı ve poposundan taze kan damlama başladı burda bir veterinere götürdüm kolit ve ya parazit dışında hayvanda ateş halsizlik vs. Yapmadan böyle devam edecek bir hastalık yok dedi. Kolit için Prebiyotik probiyotik iki ayrı ilaç verdi. İç parazit için tekrar iğne ve ilaç yapıldı. Bu süreçte bana parazit tedavisi için 7 gün sonra bir doz daha alması gerektiği söylendi ancak o dönem kendim rahatsızlandım bir kaç gün hastanede yattım goturemedim annem evdeydi o da kedinin kakasi konusunda yüzeysel bilgi verdi.
Sorun devam ettiğinden 30 ekimde tekrar gittik veterinere parazit olmasi en olası dedi veteriner şimdi bir kere yapicaz sonra 7. Gün tekrar 21. Gün tekrar yapıcaz dedi. 7. Gün evdeki iki kediyi tekrar iç parazit için ilaclattik. (6 kasim)
Kedinin kakasinda parazit konusunda hiç bir bulgu yumurta hareketli bir şey yok. Benim suratimda yatıyor annemle ben kendimize kediden geçebilecek her parazit için tahlil yaptırdık o da yok. 7 kasımda gittiğimizde veteriner ercefuryl diye bir surup verdi. 7 gün kullandım kakasi duzelmisti ancak bıraktığım gün kumları kırmızıya boyayacak kadar yine kanlı dışkı. Şurubu kullanmaya devam ediyorum ama ishal kesici olduğundan içinde kanama devam ediyor da nadiren mi dışkı yaptığında kurumuş oluyor bilmiyorum.

Özet olarak kedimin 3 aydır kanlı ishali var. Ateş halsizlik iştahsızlık hiç bir şey yok. Evdeki diğer kediye de geçmiyor. Annemle bana da geçmiyor. Kilo kaybı vs. yok her zamanki gibi yiyor. Veteriner parazit ve kolit değilse ne olabilir bilmiyor. Parazit olmadigindan baya eminiz ama 20 sinde yine de son dozu için götürürüm. Bu kedinin neyi var bilen yaşayan fikri olan var mı?

 

6-7 ay önce bir arkadaşım spotify premium üyeliğim bitmiş dedi, ben de benim kredi kartı bilgilerini girip onun hesaba üyeliğini yeniledim. O anda kredi kartında boş yer yoktu arkadaşın. Ancak işte baya 6-7 ay oldu, bir noktada kendi kredi kartıyla ödemeye döner diye düşünmüştüm ama arkadaş unuttu herhalde aylardır benim ekstrede her ay üyelik ücreti devam ediyor. Şu anda aramız çok da iyi değil, onun spotify hesap bilgilerini şifresini falan da bilmiyorum doğal olarak.
benim bu kredi kartımda her ay spotify a otomatik ödeme yapılmasını iptal etmem mümkün mü?



 

Üniversiteyi İstanbul'da okudum, İzmir'e döneli 2 sene oldu. Gençliğimde gittiğim mekanlar ya kapanmış ya değişmiş. Alsancak bi tuhaf olmuş. İzmir'de yaşayan, pop müzik dinlemek istemeyen, daha alternatif insanlar nerelere gider? Kadıköy barlar sokağındaki gibi, değişikli müzik dinleyip bira içecek, genel olarak güzel sahaf bulunan ya da sadece bu 3. dalga 5. nesil muhabbeti olmadan güzel kahve içip ev yapımı kek yiyecek yerler arıyorum. Bilen gören var mı?




 

Canınız sıkıldığında arayıp sohbet edebileceğiniz arkadaşınız var mı?
Doğumgününüzü hatırlayan var mı?
Çok hasta olsanız facebook da paylaşmadan kaç kişi geçmiş olsun der, kaç kişi gelir?


 

Karşıyaka çarşı civarından Seferihisar adliyesine gitmem gerekiyor. en kısa en kolay toplu taşımayla nasıl gidilir?




 

toplu taşıma ile nasıl gidebilirim? Fuarın 9 Eylül Kapısına. Basmane'de.




 

benim doktor verdi bir daha içki içersen fazla bunu da iç iyi gelir diye, daha yeni. ama baktım nette mide kanaması yapar demişler. ama bunu içip mide kanaması geçiren bulamadım? deneyip mide kanaması geçiren var mı?




 

Cumartesi akşamı çok fazla alkol tükettim. Öyle ki mide bulantisindan sabaha kadar uyumadim hala da uyuyamadim. Sabahtan beri biraz yoğurt ve bir parça ekmek yedim ancak sabahtan beri içtiğim suyu dahi kusuyorum. Evde tek basimayim dışarda fırtına var. Hastaneye mi gitmeliyim sizce nette baktım alkol zehirlenmesine körlük beyin hasarı koma ölüm falan demiş. Ciddi endişe ediyorum. Sizce kalıcı hasar bırakma riski olan tehlikeli bir durum mu?




 

soru başlıkta.




 

Boya alerjim var, o yüzden hiç dövmem olmadı. Sık sık düşünüyorum ne isterdim diye. Mesela insan hayvan böcek gibi yüzü olan canlılar çirkin geliyorlar bana. Cansız objeleri ve soyut şekilleri seviyorum.

Siz mesela yarın öbür gün iş güç yaşlılık vs. dertleriniz olmasa nerenize ne yaptırmak isterdiniz?


 

vallahi trollük değil. çevremden çok duymaya başladım ve baya baya olan bir şey mi merak ediyorum.




 

Kenarında kariyer.net logosu falan var. bu şekilde gönderilmez di mi?




 

instagramda ya da facebookta kitap fotoğrafı, yemek fotoğrafı, yeni aldığı bir şeyin fotoğrafı falan paylaşan, heşteg yenikitaplarıms heşteg newbooks falan yazanlarla dalga geçiyoruz ya.
sabah kargo geldi, kaç gündür kudurarak beklediğim kitaplar. şu an deliler gibi resimlerini çekip paylaşmak istiyorum. sakinleşmek için bir kahve yaptım 3. sigarayı yaktım ama o his geçmiyor.
o eşiği bir geçersem, bir anda heşteg yeniojemmm heşteg kahvekeyfiii diye devam edeceğim diye korkuyorum. kedi de köşeden bakıyor lan sıra bana gelmese bari diye.
siz bu paylaşma isteğiyle nasıl mücadele ediyorsunuz? bu son kahve keyfi vallaha bir daha paylaşmıycam. sadece bir tane daha. bir tane. falan diyip bağımlı gibi kıvranıyor musunuz?

 

sb.




 

deli gibi içiyorum. ölür müyüm?




 

Geçen yine bir eşşeklik ettim, altıkırkbeşten kitap almış bulundum. Bunun üzerine de, artık okumayı çok istediğim bir kitap bile olsa, bu şekilde saçma sapan çeviri yapan ve Türkçe yazım dilbilgisi bilmeyen yayınevlerinden kitap almamaya karar verdim.

Hangi yayınevlerinin çevirisi, yazımı özenlidir?

Bıktım altıkırkbeşin götü başı oynayan cümlelerinden, en son okuduğum kitabın pdf sini attım kenara anlamadığım cümlenin ingilizcesini okuyup haa bunu demek istiyormuş diyerek bitirdim.

Siz dikkat ediyor musunuz kitap alırken, kim yayınlamış diye? Hangi yayınevlerini tercih ediyorsunuz?

 

kiseijuu sei no kakuritsu, psycho pass, steins gate gibi mecha olmayan bilimkurgu animelerini seviyorum. son dönemde izlediklerimden gakkou gurashi! yi de sevdim bilimkurgu türü dışında.
hngi animeleri izlememi önerirsiniz?



 

sb. derdini sikeyim butonu gönderecekler zahmet etmesin :)




 

hep bana mı denk geliyor bilmiyorum ama, sadece bugün açılan duyuru için söylemiyorum, ne zaman baksam, bende olan ya da zamanında mağazada gördüğüm fiyatını hatırladığım ürünlerin ikinci elini, benim aldığım/gördüğüm fiyattan daha pahalıya satıyorlar?
ikinci el olunca değerleniyor mu? ya da artık mağazalarda bulunmadığı için mi bir değeri oluyor?
geçen biri daha duyuru açmıştı, bir de ucuz giyinirim ben mango, koton gibi markaların ürünleri zaten, ikinci eldeki bazı ürünler daha bile pahalı mağazadan aldığım fiyattan.
acaba hani, indirimli fiyatları yok satıp ilk etiket fiyatına göre mi hesaplıyorlar?
ben de atıyorum, mango indiriminden 30 ar liraya kazaklar alıp, alttaki etiketteki 150 liralık fiyattan yarıya indirip 75 e satsam giydikten sonra?

 

kedimin geçen gün gıdısını severken bir şişlik hissettim, boyu mercimekle bezelye ebatları arasında. tam erkeklerde adem elması olan noktada.
kedinin iştahı enerjisi her şeyi normal. hatta yazlıktan geldiği için, normalden de öte hareketli ve iştahlı.
dün akşam param yoktu ailemden para istedim şu yaşımda, bu sefer de kafese sokamadım. (yazlıkta bahçeye çıktı bir kaç yeni numara öğrenmiş kaplan olmuş)
öncelikli sorum kedilerin bademcikleri var mı, şişer mi? zira 2 gün önce buzdolabındaki mamayı sabah zamanım yoktu beklemeye direk koydum yedi, boğazları şişmiş olabilir mi?
ikinci sorum, hiç bir hastalık halsizlik belirtisi göstermeden boğazındaki şişliğe ne neden olabilir?
üçüncüsü böyle bir durumda, bir önceki sorduğumda, biri kedisinin öldüğünü söylemişti. hiç bir belirti göstermeden ölür mü öyle?


not: normalde kafese annemle birlikte koyuyoruz çünkü annemden tırsıyor. annem de ameliyat olan teyzemle kalıyor bir kaç günlüğüne, ben buna sakinleştirici falan verip mi veterinere götüreyim napayım?

 

kedimin tam çene hizasında gırtlak kısmında hani adem elması olacak noktada, leblebi kadar bir şişlik var. dokununca tepki vermiyor, elimle yokladım böyle derisinin altında şiş bir şey var gibi. iştahı hareketi çişi kakası normal.
geçen buzdolabından çıktığı gibi verdim yaş mamayı, boğazları mı şişti diyorum ama. hapşırık öksürük, nefes almasında bir değişiklik yok.
yalnız purrlamıyor. canı mı yanıyor acaba purrlarken?
veterinere götürebilmek için ailemden para istemem lazım, kötü bir zamana denk geldi.
benzer bir şey yaşayan var mı? neden olabilir bu? bugün para istesem en erken yarın gönderirler, yarın iş çıkışına kadar beklemesi bir risk oluşturur mu?

 

2 senedir ne zaman yazlığa gitsem kollarımda bacaklarımda küçük kırmızı noktalar çıkıyordu, kaşıntısız kabarıklığı falan olmayan.
Cildiyeye gittim alerji dediler ama ilaç flan etkisi olmadı. Burada duyuru açıp da sormuştum hatta bu kırmızı benekler ne olabilir diye.
eksiduyu.ru
bu arada son bir kaç senedir, sivrisinekler herkesi ısırır beni ısırmaz diyordum, zira ne kaşıntılı şişlik ne bir şey. en son ne zaman sivrisinek kaşıntısı yaşadım hatırlamıyorum.
bu yaz yazlıktayken bir akşam, odamda 40 kadar sivrisineğin saldırısına uğradım, o kadar ki bir kaç tanesinin bizzat ısırdığını da gördüm. ve ısırdıkları yerde o kırmızı noktaların çıktığını fark ettim. meğer sinek ısırığı kaynaklıymış yani.
sivrisinek ısırığının, kaşınmaması, kabarmaması, hani küçük kırmızı bir nokta oluşturup öyle 1 aya geçmesi, nedendir yahu?!

 

biraz soru biraz dert yanma olucak ama. iradesi zayıf bir insan değilim düşününce, hani 7 sene evvel günde 2,5 litrelik kola içerken kola içmiycem dedim, daha da içmedim. aynı şekilde 6-7 senedir burger king, mcdonalds, kentucky falan hiç bir fastfood yemedim. şekerli gazoz, starbucks içecekleri falan, şu 5 senede içtiğim toplam 1 litreyi bulmaz. 2 ay kadar önce, et yemeyi bırakıyorum dedim bıraktım. ayda yediğim tatlı miktarı bir porsiyondur, halbuki 2-3 sene önce günde 2 kare çikolata yerdim, bırakayım dedim bıraktım.
ama sigara bırakılmıyor yahu. anlamıyorum. bırakma fikri kararı bile elimi ayağıma dolaştırıyor böyle yoksunluk gibi bir tuhaf oluyorum. resmen hani eroin için evdeki televizyonu satan annesini döven evlat gibi oluyorum. sigarayı bırakmak neden bu kadar zor?!



 

9 Eylül Üniversitesi hukuk fakültesine gitmem lazım. Otobüs dolmuş vapur?! ne olursa artık nasıl giderim ki?




 

tez yazamıyorum. çok incelikli inceliyorlar mı bu tezi? daha doğrusu, okuduğum okulda bitirme tezi falan yoktu, elyordamıyla yapmaya çalışıyorum her şeyi. 3 sayfalık tez yazma kılavuzu verip hadi yaz dediler resmen. patronum da korkutup duruyor bitmez stajın diye.
tezi konusunda sorun yaşayan, stajı uzayan var mı?



 

herkes, sanki şişman insanlar öküz gibi yiyip yatıyor, herkesin metabolizma hızı aynı, vücut da bir makine, kilometrede şu kadar yakıyor gibi konuşuyor.

özellikle kadınlara çemkiriliyor bu konuda, çevremdeki şişman göbekli erkek miktarı çok daha fazla olmasına rağmen.

Kadınlardaki kas sayısı erkeklere oranlara hem az hem de zayıftır. Bu da kadınların daha az enerji harcaması demektir. Kısacası kadınların metabolizması erkeklerin metabolizmasına göre daha yavaş çalışmaktadır.bu bir gerçek. aynı şekilde, genetik faktörlerin metabolizma hızını etkilediği, kadınlarda hipotiroidin korkunç derecede daha yaygın olduğu da bir gerçek.

yıllardır ekmek haftada 2 dilimden fazla yemem, gazlı şekerli içecek, tatlı çikolata pasta tüketmem, bu yaz 2-3 kere dondurma yedim, kahvaltıda bir kase yoğurt bir ayran ya da domates salatalık peynir yiyorum, öğle yemeğinde salata, zeytinyağlı 3-4 kaşık yemek ya da 1 muz yiyorum, akşam yemeğinde de 3-4 kaşık baklagil yada sebze yemeği yiyorum. günde yarım saat spor yapıyorum. ve 1.64 boyla 60 kiloyum. zaten hipotiroid için doktora gidiyorum, sürekli değişken olduğundan sürekli ilaç ayarlaması yapılıyor. kaç kere şeker hastalığı vs. mi var diye tahlil yaptırdım.

Koca götlü hımbıl yağlı iğrenç kadınlar, boğazını tutamıyorlar, bakımsızlar, iğrençler, obezler şeklinde düşüncesizce yazılan bu yorumlar, günlük hayatta yapılan, herkesten az yediğimi bildikleri halde, hahah aç kalmasın bu bizi de yer, ıssız adaya düşsen bu göbekle 3 ay idare edersin lafları, şişman insanların hiç bir şekilde sevilmeye layık olmayan, çirkin, zavallı insanlar oldukları yönündeki genel kanı, sizce de çok acımasızca değil mi?

bir oturuşta 5 lahmacun ve ya bir buçuk iskender yiyen, hayatında spor yapmamış 34 beden kıza övgüler düzerken, sırf genetik ve biyolojik şansından dolayı, benim ayda 1-2 kez, o da biri ikram ederse bir parça çikolatayı ağzıma atmama, çok yeme sen ya iyice şişmanlıycan bak diye tepki veren insanlar, ne kadar iyi niyetli de olsalar, korkunç üzücü değil mi?

insan vücudu bir makina değildir, herkesin bazal metabolizma hızı, genetik faktörleri, vücut tipi aynı değildir. 2 tamamen aynı hayatı süren ve aynı şeyleri yiyen insan, boylarına, genetik yatkınlıklarına, bazal metabolizma hızlarına göre farklı kilolarda olabilir. bunu anlamak bu kadar mı zor?

 

bunu herkes yaşıyor mu ya? içkiye düşkünüm, hiç içmemek de bir seçenek değil o nedenle.

sabah bir kalkıyorum, hayatımı mahfettiğimi, berbat bir insan olduğumu, bundan sonra düzelemeyeceğimi, bu şekilde yaşamaktansa ölmenin daha iyi olduğunu düşünüyorum. ne özsaygı kalıyor, ne kendine güven. yaptıklarımı hatırlayıp mideme kramplar giriyor, diyorum ki işte bu kadarmış, hayatının kalanını mahfettin, bundan bir kurtuluş yok.

şimdi böyle yazınca orgyden orgye koşmuş, adam öldürmüş, satanist ayin yapmış gibi oldu ama. kimi zaman en basitinden söylediğim bir laf bile olabiliyor bu, sarhoşlukla saçmalak bile ertesi sabahında bu etkiyi yapıyor.

 

benim esas kedi kısa tüylü, bu yeni gelen kedi uzun tüylü 1-2 yaşında yani yavru da değil.

arkadaş bir hayvan her sıçtığında bütün popo etrafı tüylerine ille bulaştırır mı ya? elimde ıslak mendille hayvanı taciz ediyorum, poposu yere yakın gezmeye başladı her an göte ıslak mendil atağı gelecek diye. ishal falan da değil, bir de ishal olsa demek ki bok kedi olacak.

napıyorsunuz bu durumda? popo çevresi tüylerini makasla kısaltsam mesela? gerçi hayvan iyice huylandı poposuna yanaştırmıyor.

petshoptan alınmış muhtemelen, anası da kendini temizlemeyi öğretmemiş. nasıl yapayım ben bunu?

 

benim hali hazırda sokaktan gelme, dünyalara değişmeyeceğim bir kedim var. şu an yazlıkta ailemin yanında kalıyor, kaç senedir yazları oraya gitmeye alışkın olduğundan.

geçen gün çalıştığım işyeri sahibi geldi, komşuları taşınmış, taşınırken bu bembeyaz iran kedisini sokağa atmışlar. hayvan perişan olmuş tabi. neyse getirdiler, ben de kediyi eve aldım.

huyunu bilmem suyunu bilmem, iran kedileri de hiç sempatik gelmemiştir. ancak sokaklarda heba olmasın diye aldım bir kere. şimdi ne yapsam cidden bilemiyorum, kısır mı değil mi onu dahi bilmiyorum. sahiplendirmeye kalksam, birisi cins kedi diye heves eder alır sokağa atar, ya da doğurtup yavrularını satmak için kullanır hayvanı falan diye ödüm kopuyor. e 2 ay sonra benim kedi de eve dönecek alışırlar mı nasıl olur onu da bilmiyorum.

1 yaşlarında bu kedi, sahiplendirirsem halihazırda en az 3 yaşında bir iran kedisi olan ve güncel aşı karnesini gösterebilen birine sahiplendiririm diyorum. kısırlaştırma şartıyla sahiplendiririm diyorum. yine de içim rahat etmiyor.

duyurunun hayvanseverleri, ben bu çirkini napayım? daha önce cins kedi sahiplendirmesi gerekenler bu işi nasıl yaptılar? şehir izmir bu arada. yardımcı olabilecek var mı?

 

geçen sene şöyle bir duyuru açmıştım.www.eksiduyuru.com benekler kendiliğinden geçti. geçen haftasonu bu sene ilk kez yazlığa gittim. sabah hatırladığım kadarıyla yoktular, bahçede biraz iş yapıp denize gittim, fark ettim ki tekrar beneklenmeye başlamışım. bitki alerjisi böyle 1 hafta 10 gün süreli kırmızı, çevresinde halka şeklinde soluk beyaz beneklere sebep olur mu? kaşınmıyor etmiyor, bunlara bir şey yapmam gerekir mi? iz bırakmadan da kayboluyorlar. buna sebep olan özel bir bitki var mı kökünü kurutayım?




 

1 aydır lamictal 25 mg kullanıyorum, bu dönemde 1-2 kere ateşim çıktı ama hava malum, önemsemedim, mide problemleri de oldu az şekilde ama onu da önemsemedim.
son 6 gündür lamictal 100 mg. kullanıyorum, neredeyse her gün ateşim çıkıyor öğlene doğru, mide yanması bağırsak krampları mide ağrısı var. 2 gündür doktoruma ulaşamıyorum. prospektüsü okuduğum için ben mi huylandım bilmiyorum ama sanki ensemde kaşıntı ve pütürtü var.
ilacı kullanmaya devam etmeli miyim? bu muhtemelen ilaçtan kaynaklanan yan etkiler gözardı edilebilir mi?


 

hangisi daha az göbek yapar?
içmeden uyuyamıyorum. psikolojik biliyorum ama. kilo da vermeye çalışıyorum. sizce hangisi daha az göbek olarak döner bana? bir de bira içerken bir avuç fıstık da yiyorum genelde, şarabın yanında ise bir parça peynir ya da 3-4 kırma yeşil zeytin. beyaz kırmızı şarap fark eder mi bir de?



 

sizce alınır mı? pek bir bütçem yok, telefon lazım. kamerası olsun internete girsin arada oyun oynayayım yeter. bir de taksit olmuyor telefonlarda değil mi?




 

soru başlıkta. otobüs falan geçiyor mu oradan?




 

dizi falan izlemeye odaklanamıyorum, kafam yorgun. bi bira açtım, yine de sıkılıyorum. biraz da başım ağrıyor. siz olsanız ne yaparsınız? hatta şu an ne yapıyorsunuz?




 

Son zamanlarda penny dreadful, gotham, orphan black izledim. Böyle bizim dünyamızda, gündelik hayatta geçmeyen, bilimkurgu fantastik ve benzeri, farklı bir konusu olan, atmosferi insanı saran bir dizi arıyorum. yalnız uzayda geçen bilimkurgu tarzı değil de, daha karanlık atmosferli olsun, korku da olursa fena olmaz. neler önerirsiniz?

favori dizim x-files dır. GOT izliyorum zaten. Breaking Bad, Better Call Saul, Prison break gibi sadece gerçek öğelerden oluşan dizileri sevmiyorum.


 

Ukrayna'da, rusya nın müdahalesi devam ediyor mu? devam etmekte olan bir savaş ortamı var mı özellikle batı ukrayna da. yoksa olaylar kırım la sınırlı mı kaldı? şu an ukrayna da devam eden rusya ya karşı bir mücadele var mı? rusya orada askeri bir varlık gösteriyor mu?




 

diyet yapanlar bu gevreklerden uzak dursunlar kalorili falan diyorlar da, bunun bir ufak kasesi, içine bir de muz doğruyorum, 4-6 saat tok tutuyor beni. ki bu tok tutma performansı 1yumurtalı omlet artı peynire göre daha yüksek.
1 kasesi 200 kalori olsun, 25 gr. karbonhidrat olsun, kahvaltıda alınan karbonhidrat zaten her türlü yakılmıyor mu? günün doğrudan enerjiye dönüşen besine ihtiyaç duyduğumuz, yağ ve proteinli besinlerin ağır gelebildiği tek öğün. o zaman sırf karbonhidrat diye mi kötü, yoksa kötü diyenlerin başka bir bildiği mi var?
1 dilim kepek ekmeği 15 gr karbonhidrat içeriyor. yani kahvaltıda 2 dilim ekmek sadece nesfitten fazla karbonhidrat?


 

kaçırdım mı yoksa? noooluyorr?




 

saçma sapan bir program izliyorum, evleneceksen gel diye.şu anda 24 yaşında, ağlamaklı bir kız var. saçlarını boyatmış nişanlısına göstermek istemiş, babası azarlamış. evlenmek istediğiyle evlenmesine izin vermiyor babası, açık açık yalan söylüyor adam pişkince. kız neredeyse intihar edeceğini söylüyor, bundan sonra bitecek zaten diyor, artık dinlemeyecek misin babanı diyorlar, hayır bitecek işte katlanamıyorum, açıklayamam yayında diyor, babası pis pis sırıtıyor. bu ne lan.

sinirlerim zıpladı, babasının alttan alta sopa gösterir haline, kızın derdini gözleriyle anlatmaya çalışmasına, özenip boyattığı saçlarını nişanlısına bile gösterememesine.


 

toplu taşımayla tabii ki. Cumhuriyet Meydanı na yakın metro istasyonu var mı?




 

son bir kaç yıldır böyle bir durum var. yalnızca film dizi karakterlerine (onda da oyuncunun kendisi değil) ve ya kitap karakterlerine ilgi duyuyorum. şöyle ağız tadıyla hoşlandığım, görünce heyecanlandığım kimse olmuyor. güzel bir kadın değilim ve tipime göre belki de beklentilerim yüksek, bundan mı kaynaklanıyor acaba? ama öyle bile olsa, benim için fazla düzgün tipli olan gerçek insanlara yine de ilgi duyardım gibi.
yani 19. yy romantik edebiyatı ve batman seven, beyaz tenli koyu renk saçlı falan diye giden bir listem var. acaba beklentilerim nedeniyle mi, yoksa haikaten 25 yaşından sonra hoşlanma ilgi duyma kayboluyor, elimizde olana razı oluyoruz ondan mı?



 

ortamı kadınlar kulübüne çevirmek gibi olmasın ama, sporla, otla bitkiyle bir şeyle göğüs ölçüsünü büyüten ya da deneyen var mı?
ya da kesip silikon yerleştirmek dışında, yarım beden falan büyüme sağlayan estetik bir operasyon, ne bileyim botoks gibi iğneli falan yapılabilen bir yöntem var mı?
kafayı yarım bedene takmış olmak, büyük göğüs istememek ama şu anki halinden yarım beden büyük olmasını istemek, bunu kafaya takmak tuhaf bir durum mu?


 

sizce bir insanın, bir ünlüye aşık olması, boş zamanlarında o ünlüyle ilgili hayal kurması, kaç yaşına kadar normal ve kabul edilebilir bir şey? ergen olmayan birinin bunu yapması normal mi?
bir de mesela, gerçek bir insan bir oyuncu falan değilse sözkonusu olan, bir kitap kahramanıysa örneğin, aynı durum geçerli mi?
ya da mesela, sözkonusu hayranlık/aşk duyulan film karakterini canlandıran oyuncunun, gerçek hayatta evli olduğunu öğrenince, hayal kırıklığına uğramak falan, hastalıklı bir durum mu?


 

1 haftadan fazla oldu, hangi saatte yatarsam yatayım, sabah 4.45-5.15 arası bir saatte, birden dınk diye sözlerim açılıyor acaip huzursuz bir şekilde uyanıyorum. Hala uykum var oluyor ama uyuyamıyorum.
akşamları uyumak için ketilept kullanıyorum, 25 lik kullanıyordum, 100 lük aldım, değişen bir şey olmadı. dün doktor randevum vardı, imovane diye bir ilaç verdi onu da aldım, yine de sabah 5 de kalktım uyuyamıyorum ve ceset gibiyim. böyle bir şey yaşayan var mı ya? korku filmi gibi, cin musallat olmuş uyandırıyor deseler inanacak haldeyim. neden olur ki bu? nasıl geçer? hani baktım şu imovane denilen ilacın minimum, o da minimum 7 saat kesintisiz uyutması lazımmış. 23.30 da uyudum dün gece, en erken 06.30 da uyanabilmem lazımdı oysa ki.



 

5 yaşında bir kedim var, bir kaç gün önce fark ettim ki, şu alt çenedeki ortada bulunan minik dişlerden biri hem sallanıyor, hem de diş etinde hafif kırmızılık var, bugün bir baktım, o diş gitmiş, dökülmüş resmen. diş etindeki hafif kırmızılık devam ediyor. iştahı normal, enerjisi normal, keyif için ısırığı normal, diş etinin kalan kısmı normal, kuru mamayla besleniyor ve yemek yerken tuhaf bir durum yok. oynarken elimi ağzına sokmasam fark etmezdim yani.
bir hastalık falan buna sebep olur mu ya?
ağız kokusu falan da yok.
salonumuz boydan boya cam, 1 hafta önce balkonda kuş görüp cama atlamıştı, suratını çarpmıştı, o zaman dişlerini kontrol etmek aklıma gelmedi. yüzünde gözünde bir şey yoktu, dokununca falan acıyan yeri yoktu. allah allah ya. kedisinin minik dişlerinden böyle dökülen var mı?

 

Toplamda 3 yere sordum, iç dış parazit ilaçları için en az 80 lira dediler.
yani bu fiyatları neye göre belirliyorlar onu da merak ediyorum. zira ailemin yaşadığı şehire gidiyoruz yazları, orda aynı marka ilaçlarla (frontline droncit vs.) 40 liraya yapıyorlar. yani onlar da veteriner bunlar da.
sonuçta 80 liranın altında bunu yapacak bir veteriner bulsam karşıyaka'da çok sevinirim. çok çok büyük bir para değil biliyorum ama, 2 ayda bir, hele ki bu iç dış parazit ilaçlarının birim fiyatını bilince, koyuyor insana.


 

pursuant to this contract, the artists of the works, which are the subject of this licence, certified not to be members of any society handling the management of intellectual property rights.

işin içinden çıkamadım bir el atın lütfen.


 

25 yaşında kadınım, sağlığım yerinde sayılır, sigara günde 2 paket kadar içiyorum, zaman zaman oluyordu böyle son aylarda, son bir haftadır yine, gün içinde durduk yere böyle 3-4 saniye kalbim sıkışıyor, bir ağrı giriyor, kalp atışımın sesini duyuyorum, hissediyorum sanki kalp kaslarının hareketini.
ancak mesela 3-4 kat merdiveni hızla çıkarım ya da günde 2 kilometre acele acele yürürüm, o zamanlar, nefes nefese kaldığımda falan değil, gayet dinlenirken, yemek yerken falan oluyor.
babam aşık olmuşsundur ondandır dedi ama aşık falan değilim, ama hakikaten de aşıkken o aşık olduğunuz kişiyle karşılaşınca kalbiniz bir sıkışır bir kulaklarınızda atar ya, ona benzer bir durum oluyor,tam aynı olmasa da, ama hani o tarz bir sebebi olmadan oluyor.
uyuşma falan yok, neden olabilir sevgili doktorlar? bilenler, yaşayanlar?