Baban da saf olmasın da odemesin. Onu da mı sen düşüneceksin. Ben olsam hiç bulaşmam.

Canını sıkmayacak kadarını ver. Geri gelmeyince üzülmeyecek kadar.

@elorelia, o apayrı bir dert zaten. ne desem işe yaramıyor.
@brkylmz, adam bu sene iki defa tatile gitti. iş bulma, bulamama derdi yok. ben senelerdir doğru düzgün tatil yapamadım.

Ben olsam kimin ihtiyaci varsa arasin kendi istesin derdim.Enisteyi muhatap almazdim

babana para vermem.
sende vermeyeceğine dair söz vermezsen evine icra gelse sanada vermem diyeceksin.
memleketin enayileri oldukca çakallarıda bitmez.

babana "tamam o iş bende sen karışma" de
dayını ara ağız dolusu küfür ve hakaret edip kapat.

ben aynını yaptım,
hiç bir işe yaramadı, o para yine verildi.
zaten o küfür ve hakaretlerden utanacak adam olsalar, baştan milletten para dilenmezler
ama en azından için soğuyor.

babaniz neden kendini vermek zorunda hissediyor anlamadim.

ben sadece kucuk cocuklari var ise ve onlar zor durumda oluyor ise cocuklar icin verirdim sadece. onun disinda asla vermezdim.

verme, baban ödesin, yani sonrasında yapabilirsen de ben demiştim vs diye nutuk çek babana. sonu gelecek şey değil yoksa bu.

Belli ki ödemek istemiyorsun. Vermek zorunda değilsin, kesinlikle verme derim. Borcum var de, baktın çok sıkıntı oluyor git araba falan al, para yine de sende kalsın. Bir kere verirsin devamı gelir.

İnternetten aracınız için polen filtresi hava filtresi yağ filtresi ve yağ fiyatlarına bakıp toplayın. 100-150tl de işçilik ekleyin. Olması gereken rakam o.

Dizel araç yakıt filtresi değişimi de içindeyse çok iyi fiyat. Dışarıda da, 450 civarı tutar.

bakımda neler değişecek onun da listesini almalısınız. öyle ezbere olmaz.

bunu soruyorsanız bakımda size bir boya koruma bir de motor koruma bir de balata spreyi satarlar binlik olursunuz iki dakikada.

yetkili servis için iyi fiyat. dışarda 250-350 tl arası yaparlar.

Yetkili servis için iyi fiyat. Ama yukarıda dedikleri gibi yağ değişimi, polen, hava ve yağ filtreleri dahilse. Bazen bunlardan bazılarını değiştirmiyorlar.

Benim aracım için nette 1100 lira civarı fiyat veriyor firma. Yetkili servise güvenmediğim için, netten en kaliteli filtreleri ve yağı alıyorum. Önerilen yağı(5w20) 180 tl'ye de bulmama rağmen, 300'e daha kaliteli ve aracıma özel üretilen yağı aldım. Filtreleri (hava, polen, yağ) 100 liraya da buldum. Fakat onları da almışken daha kaliteli olsun dedim 180 civarına geldi. Hava ve poleni kendim değiştirdim. Hava filtresini değiştirmek çok kolay. 2 tane klipsi açıp değiştirdim 1dk sürmedi. Polende biraz zorlandım, acemilikten 15-20dk sürdü. Yağ ve yağ filtresini alıp, bir yağcıya gittim. 30 liraya değişimi yaptı. Totalde 500'e mal oldu. Tabi ucuz malzemeyle 250-300'e de olurdu. Bunları size fikir versin diye yazdım. Serviste bakım yapılırken aracı izleyin. Bazı yerlerde polen filtresini değiştirmediklerini duydum.

200 lira için servisten şaşma. Satarken servis garantili diye daha rahat satılıyor. Ayrıca servisin bakım garantisi oluyor.

fiyat iyi 100-200 icin alip gelmesini beklemen, usta usta dolasmana gerek kalmaz. cogu usta da zaten ne yapiyor ne ediyor baska seyler sisiriyor, hele de anlamiyorsan

servisle konuştum yakıt filtresi hariç her şey dahil. yakıt filtresi 40.000 km'de oluyormuş. sanayi bir daha uygun olabilir ama sanayideki abilere güvenim yok. 3 farklı fiat servisini aradım aynı araç ve aynı işlemler için hepsi farklı fiyat verdi :) saçma ama gerçek.

Ya çok sıcak ya da çok soğuk bir yerde yaşamak isterdim. Nordic ülkelerinin insanlarindaki o kibir hoşuma gidiyor mesela, onlarla bir süre yaşayıp saatlerce atışmak sonunda bayılana kadar içmek istiyorum. Ya da İtalya, güney amerika ya da ne bileyim İspanya gibi bir yere gidip full relax yaşamak da cazip geliyor. Bir de İrlanda ya da İskoçya insanlarını seviyorum, orada ömrümün sonuna kadar yasayabilirdim sanırım. Turkiye'de Ankara'yı seviyorum garip bir şekilde, ne zaman gitsem icim tarifsiz bir huzurla doluyor.

İtalya ya da fransa'nin güney kasabalarindan birinde. Sıcak havalarda denize girer, mis gibı bahçelerde gezinir, güzel yemekler yer, şaraplar içerdim. Akşamları arkadaşlarımla bağda, bahçede sofralar kurar; sohbetler ederdim. Kışın da ılıman bir iklimde yaşıyor olurdum.

Yunanistan/selanik.
Atam'ın memleketi.

Cok şehir var ya böyle, bir tane bulamam.
Güney fransa+1
Lyon
Annecy/ aix le bains
Saint petersburg

Düşündükçe daha da geliyor.

ABD. New York, Los Angeles. Sebep çok. Amerikan kültürünü seviyorum. İngilizce güzel dil. Başka bir dil öğrenmek zorunda kalmam. Teknoloji ilk orada çıkıyor. Araba almak Türkiye'deki gibi ölüm değil. Halkı sindirilmiş değil. Kimse bir kişinin ağzından çıkan lafa bakmıyor. Her gün haberlerde Orta Çağ konuları konuşulmuyor.

Viyana/avusturya
Torino/italya

kanada, isviçre, isveç herhangi bir şehir olabilir sıkıntı yok.
kanadaya gitmedim, isveç ve isviçre muhteşem gelmişti bana.

Güney Almanya, Avusturya, Isviçre.
Türkiyede Ankara, Karadeniz, Ege veya Marmara kıyılarında

Amortisör çokta elzem bir şey değil.

yatağın sabit olan noktasına rulman koymanız ve yatak dolap şeklinde kalktığında yan taraftan bir çubuk ile sabitlemiz yeterli olacaktır.

ahanda aynen böyle ; www.youtube.com

janavarorion teşekkürler bilgi için.
evet benimde aklımı bu karıştırdı zaten. yani hazır satılan mekanizmalar amortisörlü satılıyor. en basit haliyle belirttiğin gibi rulman görevi görecek bir şey gerekiyor. videoyu da izledim bu tip bir şeyi nerden nasıl bulabilirim acaba. biraz daha karıştırayım en iyisi.

ben rulman dedim ama her rulman olmayacaktır. Sonuçta bir yük 30 kg bir yatak ve iki kişinin ağırlığı söz konusu. bu yükü taşıyacak bir seçim olmalı.

rulman da koymak zorunda değilsiniz. yatağın baş/alt kısmına sağ ve sol olmak üzere en az 45-50 lik 15-20 santim uzunluğunda çelik boru sabitleyip. dolapta da karşılık gelen yerleri boru çapından 2-3 milim geniş delmeniz durumunda yatak o eksen etrafında yıkarı aşağı 90 derece hareket edecektir. burada dikkat etmeniz gereken husus. dolabın dikme kalınlığı 18 mm dir. borunun geçeceği deliğin sağ ve soluna ekstra 18mm lik parça eklemeniz gerekecektir. yoksa zamanla o bölüm kırılır dağılır.

yatağı dikey konuma geitirp sabitleme pimi takacağınzı yer belirleyip o kısma da bir delik açmanız yeterli olacaktır .

prntscr.com

Baza makasları 90 derece açılmaz yalnız, tam emin olmamakta birlikte 45-50 derece gibi açılıyor.

Ondan olmaz yani, ama illa ki bir mekanizma yapılır, zor bir şey değil.

Nadir kullanılacak bir yataksa @janavarorion'un verdiği youtube linkindeki gibi bir örnek yapılabilir, ama tek kişi zor açar kapatır.

Amortisör yatağı ayakta kapalı tutar, ve de açılıp kapatırken düşmesini engeller.

neden dilenciden beter olsun? gerçekten zor durumda olup son çare olarak bunu yapmış olanlar olabilir.
geçen haberlerde üzerinde sadece 2,5 lira olan bir adam vardı.
twitter'dakilerin çoğu goygoy ama erçekten ihtiyacı olanlar olabilir. tabi onları bulmak mesele.

kırmızı ışıkta dilenenler için başlık açıyor musun? parası olan jest yapmak için ya da farklı amaçlar için birilerine para gönderebilir. bundan bize ne size ne...

yapmayın. bu öyle bişey değil. yazılanlara bi bakın.

eksiciler falan instagram’a kiziyor ama hep diyorum instagram’da neysen onu atiyorsun. Hangi mekandaysan o, tipin neyse o, ne giydiysen o oluyor ustunde. Twitter siyasi trollerin, ilgi icin meme acanlarin, fake hikaye uyduranlarin, dilencilerin dolustugu mekan. Bu iban meselesi bayrama ozel degil, normal zamanlarda kizlar cok yapiyor bunu. iban atiyor, para bekliyor. Bir ara kizin biri iban yazmisti, 2 bin lira para toplamisti ya :d

Yazan tiplerin hepsi uni ogrencisi, bu bayrama ozel demiyorum. Hadi simdi okumuyorlar hastalik cart curt cikti, ailesinin durumu iyi olmayabilir. Herkes sansli olmuyor ama normalde de yapanlar var. girin ise calisinaq, ben unideyken barda calisiyordum. Kusmuk temizlerdim, kadin tuvaletlerinin o pis halini sabaha karsi cekmek zorunda kalirdim. Bunlar bedavadan paraya konma pesinde.

Gecen yine gormustum, bazi takip ettigim salak insanlar var, normal insan ama salak. Boyle insanlari takip etmekten keyif aliyorum :d ayakkabi almis 1200 liralik linkini atmis, ayakkabi geldikten sonra vidyosunu cekmis :d onun havasini atiyor.

Yetistirme abi ya. bize varsa gosterme ayip olur, yoksa belli etme arkandan konusurlar diye ogrettiler.

katılıyorum. hepsi dilenci. sokakta dilenen bari yüzünü kapatıyor, sadece çevresindeki insanlar görüyor kendisini. bunlar cümle aleme utanmadan paylaşıyor.

yardıma muhtaç olan, derdini anlatanları tenzih ederim. bir çoğuna ben de yardım ediyorum elimden geldiğince.

insanların yardıma ihtiyacı olur, zor duruma düşer. bunu anlarım ama yardım istemek böyle olmaz. bunu normal görmek normal değil asıl.

parası olup, yardım etmek isteyen olabilir. gayet normal. ama bunu banka hesabının görüntüsünü paylaşıp, şu kadar param var demek, takip edersen para veririm gibi aptalca bir showa dönüştürmek rezilliktir. bu normal değil. hastalıktır bu.

bir elin verdiğini diğer el görmemeli, diye bişey vardı.

Ben görünce üzüldüm.

eğer mevcut hizmetten memnunsanız taahhüt bitiminde hat taşıma işlem yapın ve turk net e geçin. aynı modemle kullanmaya devam edersiniz modem sizinsse. muhtemelen hızınız da 35 ve üstü olabilir.
bu kodu kullanırsanız 1 ay da bedava hizmet alacaksınız. bu kodun sahibi de tabi.
turk.net

superonline hizmeti de güzeldir ama taahhüt yüzünden huzuru turknet de bulanlardanım.

turk.netten bazıları çok memnun bazıları aman sakın diyor. birde turk.net fiber mi?

24 adı altında 18 alıyorsanız çok da memnun olmayın bence. evet daha kötü durumda olanlar var ancak daha iyileri de var :)

turk.net'ten 35'lik paket alsanız o hızları görebilecek misiniz çok belli değil gibi. ek olarak hipernet de her yerde 35 ve üzeri desteklemiyor sanırım, belki size verebilecekleri max. 24'tür. şu haritadan bir bakın telekom altyapısının size max kaç mbps verdiğine.

kapsamaharitasi.turktelekom.com.tr

ilk yazdığıma bir ekleme/düzeltme yapayım, gönderdiğim haritada max hız yazmıyormuş.

modeminizin arayüzünde dsl stats altında "Attainable Net Data Rate" benzeri bir alanda altyapınızın desteklediği max hız yazar. oradan bakabilirsiniz 24 üstünde hız verebiliyorlar mı anlaşılır.

prntscr.com

öncelikle eviniz yeni mi değil mi, önemli olan o. millenicom altyapı çalışması yapmıyor, olan altyapıyı (türktelekom da olabiliyor, superonline da) kiralıyor ve o altyapı üzerinden hizmet veriyor. dolayısıyla eğer o noktada superonline o hızı vermiyorsa millenicom da sağlayamaz. bir de bu superonline eski binalara tesisat döşemiyor. gidip "parası neyse ben vereyim" ya da "tesisatı ben döşetirim siz interneti bağlayın" deseniz bile alacağınız yanıt "hayır" olacaktır.
ikinci olarak hipernet ve fibernet farklı teknolojiler. hipernet denilen şey aslında vdsl teknolojisi. telefon hatları üstünden çalışıyor.
varsa elbette fibernet kullanın. 16dan 50 mps ye geçmekte, 50 mps den 100 mps ye geçmekte tarifi güç ve olumlu hisler yaşatıyor.
fiber yoksa vdsl de 50 mps destekliyor. memnunsanız devam edin.

firmaların hepsini araştırıyorum. evin önüne kadar gelen hat superonline'ın çektiği fibermiş. yan binalarda var sadece bizimkinde yok. mevcut abonelikten hiç memnun değilim ama idare ediyor.

Lazanya
Karnıyarık

soya soslu yda köri soslu tavuk
güveçte karides
fırında patlıcan patates oturtma
karnıbahar kızartma yoğurtlu

zeytinyağlı börülce
ton balıklı makarna

Kıymayı soğanla kavurun, porsiyonlara ayırıp buzluğa öyle atın. İnanılmaz kurtarıcı.

Ondan sonra kangi sebze olursa olsun koy üzerine 15 dakikada taze yemek.

fırında sebzeli somon

6s icin uygun bir pil alsaniz yeterli. bu biraz pahali gibi.
mah falan takilmayin hepsi ayni.
n11'den de bakin yaninda tornavida ile 10 usd falan civari olmali max.

not: marka temsilcisine kapılıp gitmeye gerek yok 10'dan fazla pil değiştirdim sadece kendi telefonlarımda. pilden pile ne yazık ki fark yok. kendinizi kandırmak bedava. tabi gidip sıfır diye ikinci el pil falan satıldıysa size bilemem.

Ben kendi sitesinden altım iPhone 5S için, hem yüksek kapasiteli olanı hemde normal olanı. İkisinide 1 hafta kadar denemiş biri olarak yukarıda ki arkadaşın dediğine katılmıyorum. Hepsi aynı değil kesinlikle.

Ben size indirim kodu vereyim kendi sitelerinden üye olup sipariş verin, %5 indirimle birlikte 90 liraya almış olursunuz.

Edit: Reklam yapmıyorum, ben çok memnunum bataryadan. Zaten n11, Hepsiburada, Amazon vs. gibi sitelere bakarsanız müşteri memnuniyeti çok yüksek.

Kodu unutmuşum, indirim5.

lana del rey, bikaç forumda pil yü<desin hep %100 olduğundan bahsetmişler. yani pil azalsa bile ekrandaki yüzde değişmiyor mu gerçekten? indirim kodu için çok teşekkürler :)

Bu tip araştırmalardaki saat süresinin 'henüz' kesin bilgi olduğunu düşünmüyorum. Ama evet virüs yüzeylerde bir süre kalıcı ve yüzeylerle temas sayesinde sağlıklı kişiye bulaşabiliyor.

Mesela dışarıdan market siparişiniz geldi ya da siz marketten ürün alıp geldiniz. Sipariş poşetini bir iki saat evde dokunmadan bekletip,ardından ambalajı temizleyebilirsiniz. Ben kolonya ya da dezenfektan sprey kullanıyorum. Bu sırada da ellerimde eldiven oluyor. Ek olarak eve gelen şeyler için kapının girişine iki sıra havlu kağıt dizdim. Ürünleri buraya koyuyorum. Türkiye'de insanlar sıkça yere tükürdüğü içinde, ayakkabıları yere koymuyorum. Altına mutlaka bir şey koyuyorum.

dezenfektan alıp siliyorsunuz.

Meyveleri ve sebzeleri sirke ile yıkayabilirsin. A101 Bim'de 3_4 palet beyaz sirke vardı dün. En kullanışlı ve sağlıklı olan sirke

yenilecekleri sirkeli suyla siliyorum
yenmeyenleri çamaşır suyuyla

poşetsiz ekmeklerde sıkıntılı aslında. meyve sebze için sirkeli su tamam ama ekmek için benzer bir çözüm yok. poşetsiz - ambalajsız şeylerde almamak gerekir o zaman. durum gittikçe b.ka sarıcak.

dezenfektanım yok. her türlü şeyi kolonyalı pamukla siliyorum sürekli, telefon falan da dahil buna. ne kadar faydalı oluyor bilmiyorum.

Kolonya falan hikaye. 1 e 20 çamaşır suyu hazırlıyorsun Olay bitiyor. 1e 30 da yeterli olur. Üzerine sürünse bile sorun çıkarmaz. Anahtarlık, kredi kartı, araba anahtarını o şekilde dezenfekte ediyorum.

Şok çamaşır suyunun kokusu sulandırılınca rahatsız etmiyor. A101 ve bim ürünleri çok beter. 1 e 30 da bile koku rahatsız edici.

Mamasını değiştirdiyseniz ondan olabilir, bi nedenle strese girdiyse ondan da olabilir, ilk aklıma gelen bunlar oldu.

pek eminim değilim fakat egzema olabilir ev yemekleri, işlenmiş ürünler salam sosis, et gibi bir şey verdiniz mi

maması bildiğim kadarıyla hiç değişmedi. ev yemeği vb vermiyoruz hiç.

yağlı kuyruk hastalığına benziyor. erkek ve kısır olmayan kedilerde yaygındır. tehlikeli bir hastalık değil. www.kedimag.com

Stresli mi ya da yalniz kaldi mi bu aralar? 11 yillik bi siyam maması olarak bizimki en ufak bi stres ya da ilgisizlikte direkt tuylerini yok ediyor kazircasina. Direkt deri gorunur hale getiriyor.

Mantar olma ihtimali yüksek. 3 5 gün Topikal tedavi denenip sonuca bakılmalı

kesinlikle değil, aynı durumdayım

"Takım tutmuyorum" ile "futbolla aram yok" farkı söz konusu bana sorarsan.

Takım tutmuyorum demek = vegan
Aram yok = vejeteryan

Garip değil tabi ki

ben de besiktasliyim. idim de diyebiliyorum su an bunu yazarken beremden tut ic camasirima kadar hala kartal yuvasindan aldigim.urunleri giyiyorum. universitede iken kalkar antepe giresuna deplasmanlara giderdim.
sonra dedim ki ben ne malmisim. ki hala malim ahahahah
hele hele su son zamanlari gordukten sonra mac dahi izlemiyorum.

değil ben de ilgilenmiyorum.

şöyle bir şey var. bir insanla müşterinle suya sabuna dokunmadan din siyaset dışında konuşabileceğin bir konu futbol. bir işçi ile bir patronu ortak paydada muhabbet ettirebiliyor. sen de işinde başarılı olmak ve insanlarla iyi iletişim kurmak için futbolla ilgilenmelisin. ben de eskiden bakardım şimdi hiç umrumda değil ama arada bir bakıyorum.

Bu ülkede bu toplumda garip. Ilık derler adam. Acı ama gerçek. Kanser, tansiyon hastası oldum abi bıraktım artık o işleri diye anlatırsan hem samimi gelir, hem de anlayışla karşılanır.

Türkiye'deki futbolla ilgilenmemek kesinlikle garip değil. Sahada oynanan futbol sefil, saha dışı olaylar ve taraftar tepkileri daha da sefil.

Uzun zamandır sadece Beşiktaş'ın maç sonuçlarına bakıyordum. Burak Yılmaz transferi ve bu sene iyice Başakşehir v2 oluşundan sonra artık maç sonuçlarına bile bakmıyorum.

Ama hala yurt dışındaki futbol kültürü ve taktikleri üzerine olan içerileri takip ederim.

Futbolla ilgilenmemek garip değil tabi ki. Kendim fazlasıyla ilgilenirim ama şimdiye kadar biri ilgilenmiyor diye garipsemedim. Bazen şu oluyor, futbol konusu açılıyor biri ben takım tutmuyorum sevmiyorum vs diyor, biz aramızda konuşmaya devam ediyoruz futbol muhabbetine, o dahil olmadığı için kendini garip görüyor biraz. Siz de böylesiniz muhtemelen.

hocam buna ne cevap verilmesini bekliyosun? uçamadığımıza göre başka çaremiz kalmıyor değil mi? trafik sıkışmış, uçamıyorsun. demekki? kaçamıycan. bizden ne beklediğini anlamadım.

binanız yıkılmadıysa neden kaçıyorsunuz?

yürüyebildiğiniz kadar yürüyeceksiniz. sözlükte birisi kocaeliye yürüyerek 2-3 günde varılabileceğini yazmıştı. bir de belli noktalarda bisiklet sürmek çok zaman kazandırır diye düşünüyorum.

sakin sakin kaçacaksınız. arkadan canavar kovalamıyor.
sağ kaldıysanız, eşyalarınızı toparlayıp plan yapacaksınız 2-3 gün, sonra da yavaş yavaş terkedeceksiniz.

@malheiros

Etrafın ölüler ve enkazlarla dolu olacağı bir kaosta cinayete, gaspa, artçılara ve bilinmeyen başka bir sürü tehlikeye kurban gitmemek için olabilir mi

Binam yıkılmadıysa kaçmak için bir sebep yok. Aksine kaçıp evi neden boş bırakayım o kaos ortamında ? Evde otururum hiç dışarı çıkmam evdeki yiyecek içecek bitene kadar da kaos ortamı biter diye düşünüyorum. Yakınlarda yıkılan bina vs olursa da yardıma bile gidebilirim duruma göre.

Niye kacacaksin? +1
Once yakinlarima ulasmaya calisirim, her sey yolundaysa
hic dusunmeden etraftakilerin yardimina kosarim

istanbul depremi sonrasi ben olmeyi tercih ederim. o kaos eminim hicbir seye benzemez, olsek de kurtulsak deriz herhalde, istanbul'dan kacmak sanirim mumkun olmaz, en azindan motorlu arac kullanarak sehir disina cikmak imkansiz gibi gorunuyor, surada hafif yagmur ciselese nasil bir trrafik ve karmasa oluyor, depremi dusunemiyorum bile

öyle durumlar için cross motor olsa elinin altında hiç fena olmaz dağ bayır basar kaçarsın.

50.000 bina yıkılacak gibi açıklamalar yapılıyor. Kaçmayıp ne yapılabilir? Hadi bir süre kaldın şehirde sonrasında kaçman lazım. 50.000 bina yıkılması ve sonuçlarını tahmin etmek bile berbat. Ortaya çıkacak tabloyu da düşünmek lazım.

beklenen istanbul depremi hakkında gerçekçi bir felaket senaryosu yazmış biri. okumakta fayda var.

seyler.eksisozluk.com

deprem 8.55 te oldu annemin 10 da otogarda otobüsü vardı. 10dklık mesafeyi 3.5 saate alamadı. otobüs gittiği için havalimanına yöneldi 1e doğru havalimanındaydı. 400 bini geçik küçük bir şehir elazığda durum buysa diğer şehirlere allah kolaylık versin.

99 dan bildiklerimden bahsedeyim. Gölcük te oturuyorduk ama depreme düzce de yakalandik. Ordaki evde yikilmak uzere oldugundan ve kucuk bi koyde oldugumuzdan gercekleri ogrenmemiz ogleni bulmustu. Bilmiyoruz tabii deprem aslinda nerde oldu durum ne. Buyukler radyo filan bir sekilde ogrenimisler. Telefonla da hic bi yere ulasamamistik. annem ogrendigi gibi Gölcük e gitmek istedi. Buyukler ile gitmeye calistilar yollar berbat. Otobus desen yok bulamıyoruz. Annem yuruyerek gidecegim diye tutturdu. Herkeste bi endise, korku. Daha doguda bi ilden teyzemler geldi ve nerdeyse bir günde bir bucuk saatlik yolu alabilmisler. Gölcük e girilmiyordu. Yol üzerinde aşırı büyük siteler vardi. Baya bursa yolunun uzerinde yani. Hepsi yerlebir olmuş. Cocuktum kaç gun sonra donuldu hatirlamiyorum ama hemen donemediklerini cok iyi biliyorum. bizi aldilar ve bi sure oralari terkettik.

Evimde otururum bir sey olmamissa diyen arkadaslar gorecekleri şeylere katlanabilirler mi gercekten bilmiyorum.

Bizim evimiz yikildi. Hatta mahallemizde bir kac ev filan ayakta kalabilmisti. Babam enkazdan kendi kurtulmus. Halamlar enkaz altinda. Kuzenimin cesedi icin iki hafta o enkazda calisildi ama bulunamadi bile. Diger aileleri bilmiyoruz da.

Maalesef yardimlar aşırı yetersiz kalacak. Kokudan bile durulamiyor olacak. Insana bunlar abartiymis gibi geliyor ama.maalesef degil. Amacim korkutmak ya da baska bir sey de degil. Yeterince ciddiye alinamiyor olmasina sasirip fok üzülüyorum.

Tecrube etmis biri olarak Istanbulun halini hic ama hic ongoremiyorum. Acik kalan yollarla arac bulursaniz aktarma yapa yapa sehirden cikmaya calisacaksiniz ve evet muhtemelen cokca yurumeniz gerekecek.

heidi'nin dedesi, benim uzun uzun yazmak istemediklerimi sıralamışlar işte. film senaryosu gibi görünse de bunlar olacak.

youtu.be

Onu gecicen. Imkansiz.
99 depreminde bile her taraf kitlenmisti ki 21 sene oldu, arac sayisi cok dsha fazla simdi.
Yani unut o isi.

aslında onlar siyah nokta, peeling ya da burun bantları ile temizleyebilirsiniz.

Beyaz pütürlerden kapalı komedon anlıyorum. Yıllardır arıyorum bu sorunun cevabını. En son cosrx markasının whitehead power liquid diye bir ürününü aldım umutluyum.

Esmer seker, beyaz seker peelingi. Zeytinyagi ile karistirip masaj yaparak surersen cildini zedeleme ihtimali azaliyor.

Naçizane tavsiyem bir dermatolog ile görüşün. Onlar bunun sebebine ve yoğunluğuna göre güzel çözümler öneriyorlar

En uygun ABD olur,ama özellikle verginin olmadığı ya da düşük olduğu eyaletlere bakın.

Şu haritada vergi oranları gözüküyor: files.taxfoundation.org

en ucuz abd'de. vergisiz eyaletler var.

Dubai- kuveyt

Abu Dhabi, Doha, Dubai vs gibi vergi olmayan yerler.

dubai için pro 11 max 64 gb, AED 4,639.00 yani 7200tl
(git:www.apple.com)
uçak 1200tl
otel 1 gece 500tl
pasaport kayıt 1500tl
toplam: 10400tl civarı yapıyor.
tr pro 11 max 64gb fiyatı: 12000tl
2000tlye yakın bir ark var arada. ben uçak biletini yakın tarihli baktım ama ileri tarihli daha uygun bilet bulunabilir sanırım.
dubai bana kalırsa çokta gezilesi, görülesi bir yer değil ama tr'den almak yerine başka bir ülke görüp üstüne 2000tl civarı kar edilebilir. mantıklı.

Yalnız yurtdışından alınan iphonelara apple storelar bakmıyor diye biliyorum. Baksa bile 1 yıl oluyor grantisi

dubai apple store'larda satılanlarda facetime yok, olur da almayı düşünürseniz.

En uygunu amerika.

Garanti var ama 1 yıl, apple store’lar bakıyor. Facetime çok önemli bişey değil benim için.

perdeyi actim kendimi 1910 yilinda buldum. cami actim at boku kokusu geliyor.

millet sokaga pisliklerini döküyor.

evde allahtan su tesisati var. elektrik yok.

sokakta at tramvaylari var, tak tak ses yapiyorlar.

penceremin gördüğü duvarda tembel hayvan dolaşıyor.

Dinozorlar yürüyor

Ejderha uçuyor

Dev yarasalar (aslında bunlar var internette bir sürü resim vs var da olduğum yerde yok)

Gökyüzü kıpkırkızı, şimşekler çakıyor

Karşımdaki arazi deniz olmuş. Kalp krizi geçirecek gibi oluyorum ama o kadar güzel ve pırıl pırıl ki sakinleşip manzarayı izlemeye başlıyorum.

reptiliandır o.

yollar binalar yemyeşil sarmaşıklarla kaplı. hafif bir yağmur yağıyor. tüm arabalar kaybolmuş. sokakta kimse yok ama sarmaşıkların arasında hareket eden bir şeyler var. ne onlar ya?

Soruya cevap değil ama tam da bu konuda yazılmış bir roman var: "An Absolutely Remarkable Thing - Hank Green"

Albus Dumbledore dirilmis, Severus Snape'le beraber penceremin onunde bana bakiyorlar.
Marty Mcfly 1985 yilindan gelmis, kapimda DeLorean'la duruyor.

Hava gece gibi karanlik ama hiç görmedigim güzellikte bir gokyuzu tonu ve binlerce parlak yıldız var.

Gorecegim en fantastik sey yanarak dusen ucak olur.
Doğaüstü seylere cok uzagim ben.

her yer pembe pembe karla kaplı!
belki oralardan da bir unicorn geçer.

bu aralar çok fazla pembeli morlu yapay çiçekle haşır neşir oldum, onun etkisi olabilir.

ikisinde de renault motoru var.

0 alcaksan o fiyatlara ikinci el tertemiz f10 hatta g30 rahat bulursun. Tek yazılımla sorunsuz 170 den 250 hp’ye çıkar, üstüne de e sınıf gepgeniş gemi gibi bmwye binersin. yapma etme.

reno motoruyla sorunum yok.

Yenilerinde mercedes kendi 1.3lük motorunu kullanmıyor mu?
Cla coupe gibi daha güzel ama bunla birlikte baş mesafesi üzebilir. Yanyana yapılan bir sürü testi var youtubeda zaten.
Sormamışsınız ama kendi fikrim 300 bin civarına araç alacak olsam ds7'den başka bir şeye bakmazdım. sıfır olacaksa xc40 olabilir.

Cla tartışmasız.

1.3 lt benzinli motor reno ile beraber geliştirildi.
1.5 lt dizel motor reno tarafından üretiliyor.

cla "spor" araba, a serisi standart sedan. spor sürüş istiyorsan cla, konfor istiyorsan a sedan(cla'ya nispeten).

sedan a'yı beğendim ben, cla alırsam coupe alırım ki tam spor olsun. 4 kapılı cla bana ucube geliyor.

bende cla diyorum ama a sedan'da kötü değil sanki.

yelkovan

@goodz, yelkovan böceğin adı mı?

bu açıdan kanatlı tarantulaya benziyor, neden oturtarak çektin ki?

Duruşundan anlaşıldığı kadarıyla:

Sana doğru öfkeyle uçuyorum ve bir saniye sonra ananı laciverde boyayacağım böceği

Marangoz arısına benziyo

www.aribalpolen.com

yaban bal arısı sanki www.google.com

Lost'tan mı Terry?

podrostok, ta kendisi.

Ben Kingsley?

ilk bolumde oynamisti lost'tan terry gayet karizmatik sekilde ama sonrasinda gormedim maalesef. ayrica dizi fena degil evet.

terry abimiz devam ediyor. son yayınlanan bölümde de vardı.

İpuçları için mutfaksırları, genel yemek tavsiyeleri için ise dokuzuncubulut sitelerini öneririm.

Naçizane tavsiyelerim ;

Soğanları ince doğrayıp ya da rendeleyip iyice kavurun

Sulu Yemeklerde zeytinyağı, pilav makarna gibi türlerde tereyağı kullanın. Et güveç falan yapacaksanız sıvı yağa tere yağı da ekleyebilirsiniz.

Yemekleri daha önce yaptığınızdan bir tık daha yağlı yapın

Domatesli bir yenek yapacaksanız domateslerin pişerken iyice öldüğünden ve suyunun kalmadığından emin olun, yine domatesli yemek yaparken 1 tatlı kaşığı domates salçası ekleyin

Karabiber hayat kurtarır. Tadında kullanın.

Etli yemek yapacaksanız etleri tencereye yağ atmadan biraz mühürleyin sonra yağ ve soğan tayfasını ekleyin

Barbunya, taze fasulye, bulgur gibi yemeklerde severseniz hafif acı yeşil biber kullanın

Yemeklerin yanına sarımsaklı cacık yapın

Yemeklerin yanına güzel bir salata yapın

Yemeklerdeki tuz oranını belirleyin ve sürekli aynı oranı kullanın

Makarna severseniz Barilla markasını öneririm. Üzerinde yazan pişme süresinden 1 dk fazla pişirin

Not : menemen soğanlı olur spor taraftarıyım.

Tarif kupu uygulamasini indirin. Sahsen ordan yapa yapa gelistirdim. Notlar kisminda da ipuclari verdigi oluyor.

bence püf noktası anne eli değmiş bir domates ve biber salçası kullanmak.

malzemenin iyi ve taze olmasi cok seyi degistiriyor. pirinc belki dura dura bayatladi. osmancik guzel pirinc mesela digger turlerden. hepsini tuketemiyorsaniz acik pirinc alin guvendiginiz bir yerden.

yag ne koydunuz? mahalle sarkuterisinden alacaginiz guzel bir tereyagiyla tekrar deneyin.

sarimsak atin bir dis icine. (ezmeden) bir tane defne yapragi.

sarimsagin da iyisi kotusu cin mali var. kucuk disli yerli sarimsak alin.

ben yemek yapmayı bilmem fakat yaptığım her yemek efsane lezzetli olur. bence işin sırrı kullandığın malzemeyi ve damak tadını iyi bilmek. ambalajlı gıdalardan olabildiğince kaçınıp her şeyin tazesini, en olmadı cam konservesini (annelerin kavanozladığı domates püresinden bahsediyorum) kullanmak gerçekten dramatik değiştiriyor yemeğin tadını. baharatı yerinde ve tadında kullanmak önemli. hem ondan hem bundan hem şundan katınca yemeğin kendi lezzeti kayboluyor ve baharat yiyorsun. bulgur pilavı domates püresiyle biraz da sulu bıraksan muazzam olur misal. of milyonlarca yıl daha yazabilirim, ama şimdilik burada kesiyorum.

Çok teşekkürler cevaplar için. Efsane nohut yemeği yaptım :)

Bu marka benim de dikkatimi çekti. Piyasaya yeni girmiş. Tip olarak fena değil. Ama ben olsam gider 2. El ktm duke 125 alırım. Veya cbr 125-250. En kötü hyosung gt 250r. Bajaj pulsar 200 ns veya rs de bundan iyidir bence.

İnceleme videolarında motorun frenlerinin sıkıntılı olduğunu söylüyolar.

2013 model çift absli, 20 bin km’de ktm duke 12 bin lira. Kazası değişeni de yok yazmış. Ne kadar doğru bilmiyorum ama. Böyle motorlar varken kim sallar Brixton’un mobiletini?

İlanı paylaşmadım reklam olmasın diye.

saint şimdi yerli yabancı inceleme videolarını da izledim. bi tanesinde motorlu bisiklet demişler hatta :) şekil dışında gerisi yalan gibi. yine gidip bu denemeyi düşünüyorum. ktm duke pek ilgimi çekmiyor. ben daha çok cafe racer vb tipte motorlar ilgimi çekiyor daha çok.

Aslında çok kötü bi motor gibi durmuyo ama o fiyata çok güçlü alternatifler bulunabilir 2. Elde. Bi çırpıda saydım bak :)

7-8 bin lira olsa alınabilir bence. 12-13 çok.

Saint in tutari yazdigini gordum.

12 13 e git cbr 250 al. Daha iyisi yok o fiyata. 25 e falan cikmadikca da gereksiz.

www.sahibinden.com

şuna da göz atmanı öneririm

motorun yapısı aynı benim superlight200'e benziyor. ki onu da vale motor getiriyor. aynı aileden bir araç olma olasılığı çok yüksek. bu 125'lik. kendi motorumla karşılaştırarak sanırım ortalama 70 km hız, max 100 yapan bir motor olur. sadece kısa mesafe olsun ve şekilli olsun diyorsan olabilir. uzun yol düşünüyorsan ya da günlük uzun mesafeler yapacağım diyorsan bence farklı alternatiflere bak.

fiyatlar gerçekten uçtu, çinli motorlarda bile... 12 bin bana da biraz yüksek geldi

edit: şimdi fotolara baktım da motor k light 202 ile kozmetik görünüş ve cc hariç aynı.

yılmaz sisters

Yılmaz sisters
Buaradanianben
Bikotbitişörtmag

yılmaz sisters

old school iş görür mü eda taşpınar (?) yaz da geldi hatta bacakları yeter!

deniz ışın

miray akovaligil
zeynepinharikalardiyari
---
bikotbitisortmag cok mide bulandirici bir hesap, lutfen prim vermeyin.

Buaradanianben

twitch yayını yapan pqueen var.

butgullum djhdjd

zeynebcetin

Ülke bitmiş. bu sorular anlamsız artık.

adalet yok güven yok zorunluluktan bu leş ülke de yaşıyoruz. siyasal islamcılardan iyice irrite olduk.

vallahi bu ülke ile umudum sadece istanbul seçimleriyle yeşermişti biraz ama bu karardan sonra hiçbir umudum kalmadı. vallahi kapatıp gidelim artık bu ülkeyi, ülkede her şey akp lan.

benimde zerre umudum yok ama napıcaz? o kadar sinirliyimki ne diyeceğimi bilmiyorum. bu nasıl bir adaletsizliktir kahretsin ya.

vatandaş nasılsa, devlet de öyle. daha ötesi değil.

ülke hep kötü yönetildi bu yeni değil ki.

güveni hak etmediği sürece güvenmeyeceksin. zaman kötü kolla g*tü.

sorduğum soruya en güzel cevap gerçekten "zaman kötü kolla g.tü" şeklindeydi. aynen aynen.

Kazandiramazsiniz, bence cok da iyi hic degilse yeni nesiller devlet denen kurumun ne kadar yapay bir kurum oldugunu, 'devlet baba' romantizminin nasil bir sacmalik oldugunu ve herkesin kendinden sorumlu oldugunu ogrenmis olur.

oy kullanmayı becerememek salaklıktır, ama kullanmamayı tercih etmek de ayrı salaklık.
konu o değil neyse...

geçen yıl sayımı izlemiştim. biri oy kullanmaya gelmiş, kullanmış, pusulaya rastgele 5-6 kere mührü basıp onlarca kez katlayıp zarfa koymuş. zarfı açan kadın cık cık cık yaptı. böyle mallar da var o geçersiz oyların içinde.

mührü basıp zarfa koyabilecek kadar yetenekliler mi değiller mi bilemem ama pusulalara bişeyler yazıp dikkat çekmek isteyen kişi sayısı bayağı var

eğitmen arkadasım oy basarken önce kagıdın kenarında denemiş diye geçersiz olmuş çok gülmüştüm ona
üşenmeyip gidip hepsine basan teyzelerde tanıyorum tepki olarak
yani olabiliyor böyle şeyler

89 iq gerçeği :(

hatalar, dalgınlıklar olabilir ama 2 milyon ne demek ya, şaka gibi. demokrasi bize çok abi. el kaldırıp sayım yapalım, en temizi.

Boykot için sandığa gidip geçersiz oy atan baya oluyo ya, onlardan da vardır

tepki oyudur çoğu.

Mesela bir arkadaşım oy vermeyeceğim dedi, ben de "bari git geçersiz oy at, sonra yerine oy atma durumları falan oluyormuş" dedim. Bu tür şeyler işte.

rakamlarda bir karışıklık olmuş. toplam seçmen sayısı doğru ama;

kullanılan oy: 48.340.185
kullanılmayan oy: 8.753.225
geçersiz oy: 1.908.571
katılım oranı: %84,67

katılım oranı gayet iyi. avrupa’da ve abd’de bu oran %60’lardadır. ingiltere’deki bretix oylaması bile %72’lerdeydi. geçersiz oylar da tıpkı muhtarlık seçimi gibi hangi partiye oy verilecekse sadece onun kağıdı zarfa konulup, mühürle ilişiğin kesilmesiyle azaltılmalı bence.

Çünkü reis çokomelli.
namaz kılıyor, çalıyor ama çalışıyor.
hdplilere bir şans verdi olmadı, fetöcülere şans tanıdı olmadı. Kandırıldı.

Bunların dışında bir cevap alamazsın.
üretimi, tarımı, ekonomiyi bitirmek üzere çalışan biri olduğuna ikna edemezsin.
en iyisi olduğu gibi bırakmak.

Dedem, verecek başka adam yok diyor. Erdoğan'a da vaktinde baya kızgındı, bir daha vermem diyordu fetö olaylarında uzak bir tanıdık hapse girince.

diffarentiationation,

dedenize saygılar, hürmetler. o zaman oy vermesin lütfen. hem kızıp hem oy veren insanları anlamıyorum, anlayamıyorum.

neymis,

etrafımda hiç akepeli yok. gerçekten hangi mantıkla oy verdiklerini anlamaya çalışıyorum. ezberledikleri şeyler değil tamamen motivasyonlarını anlamak için mantıklı, geçerli nedenler arıyorum. olduğu gibi bırakmakta işe yaramıyor. bu ülke de yaşıyoruz.

oy kullanmayacak bir atatürkçü olarak yıllardır yaptığım gözlemlere göre, cumhur ittifakındaki karakterler ve eylemler halk tabanına daha samimi geliyor. millet ittifakının ise daha lümpen ve yapmacık olduğu kanaati bu coğrafyada hakim. esas konu bu yani. benim görüşümü soracak olursan hepsi lümpen ve oy verilecek bir parti yok şu anda.

kayınpederimin amcaoğlu o taraftan ondan veriyor.

akp'den nefret ederken (ekonomi, yiyicilik) chp'den çok daha fazla nefret etmek ve bunlar (chp) başımıza gelirse bizi rahat ettirmezler, akp'yi mumla ararız düşüncesi. çarşaflı kadınlara ninja diyen beyinsizler, kapalılara nefret kusanlar ve yayılan bu videolar

edit: yanıtlarda tanıdığım hiç akpli yok demişsin, bu yanıtım ona. akp'ye oy ver yanıtı değil yani

makarnavodka,

kesinlikle katılıyorum sana. oy kullanmamakta çözüm değil ama ne yapalım?

lilyb,

cehapeyi geçtim peki iyi parti? muhafazakâr ve milliyetçi bir parti nihayetinde.

eksisozluk.com

şu var,
cumhur ittifakına sadece ezbere giden dedelerin ninelerin ve düşünmekten bihaber olanların oy verdiğini düşünürseniz, her seçim sonrası şaşkınlık içinde oylar çalınıyor dersiniz. öncelikle bu kısmı halletmek gerekiyor. okumuş yazmış, aklı selim insanlar da oy veriyor bu ittifaka ve erdoğan'a. öncelikle, gerçekten anlamak gerekiyor. mesela ben iyi parti'yi sağlam bulmuyorum. şimdi başa geçse, bakanlıklara koyacak yeterli insanı olduğunu da düşünmüyorum akşener'in. ama oy verenleri anlıyorum. hangi kesimin onlara neden kaydığını görüyorum. ve hiçbirini de düşünmemekle suçlamam.
makarna edebiyatını gerçekten geçin. içecek-yiyecek dağıtmak bir gelenek. ecevit'in sigarası, chp'nin yardım paketleri, akp'nin çayı, bunlar olur. bir kesime makarnacı demek de gerçekten işi anlamaya yetmiyor.

yol yaptı kısmı bence birden geçilecek bir şey değil. dile çok dolanması, işin önemini azaltmıyor. araba kullanmak son 10 yıldır daha keyifli halde benim için. öncesinde, ülke yönetiminin bu tarz dertleri yoktu. şehirler arası yolda geliş gidiş ayrı otoban olmadığını biliyorum. yaşlı mıyım neyim. ama konu bu değil.

iktidara gelmesi, yıpranması, yapılan yanlışlar, bunların hepsi konuşulur. burda konuşmam, uzun ve sıkıcı siyaset meseleleri. ama şu bir gerçek ki, insanların nedenleri var.
yani inanç deyip geçiyoruz, ama insanların istedikleri kıyafetlerle üniversiteye gitmesi ve harçların kesilmesi, öğrencilerim öğrenim bursu alma kolaylığı mesela bir üniversiteli arkadaşımın görüp, oy verme nedeniydi. bunu söyleyen arkadaşım deist. ama üniversiteye istenilen kıyafetle gelinmesi ve sırf öğretmen olduğu için birilerinin başını açmasını mantıksız buluyordu.
bunun yanında, daha önceki yıllarda büyük kriz görmüş insanlardan "biz neler gördük" misali sözler duyuyorum. türkiye bir italya değil, ekonomisi gelişiyor. amerika'nın bir hareketiyle ne ülkeler ne hale geldi, adamlar filistin'i gittikçe küçültüyorlar, bize mi sözleri geçmeyecek. ekonomik krizde dış güçleri de etkin görüyorlar. bir de, yaşları büyük olduğu için, gördükleri ve yaşananlar karşısında hemen ülke elden gitti demiyorlar.

ben oy için başka tercihlere sahibim. fakat her düşünceden arkadaşım var. bu durumda da seçim sonuçları beni öfkelendirmiyor, en çok şaşırıyorum, aa bu partinin oylarını böyle beklemiyordum, diyorum en çok.
sorunuzu bu yönde bir anlama çabası olarak gördüğüm için, kendi soruma bulduğum cevapları yazıyorum. yani kendi bakış açımı. insanlar neden şu partiye oy verir ki, diye düşünmüyorum. Hdp'nin temsil ettiklerini de, Chp'yi de anlıyorum.

bunun yanında, yarın hâlâ İmamoğlu seçilmezse öfkelenecek, kabullenmeyecek bir kitle var. çok tartışıldı ama, Muharrem İnce'nin seçim sonrası duruşu bana daha yakın geliyor. oy almışsa, kazanmışsa, nedenlerini aynen sizin gibi sorguluyorum. aşağılamadan, makarna düzeyine inmeden. yoksa karşı tarafı "iyi ki varsın yusuf" dedirtiyor bu tavır. makarnaya oy veren olmaz. hele ki makarnaya muhtaç olan insan, kendisine makarna uzatana asla oy vermez.
güzel bir seçim olsun. cipsleri falan aldım, heyecanla akşamı bekliyorum.

En temel iki neden din ve eski osmanlıcılık

Çünkü bu ittifak kaybedenlerin ittifakı.
Adamların tek motivasyonu 'liderlerinin' başlarında olması. Biz çilemizi çekeriz ama bizim adam bizi yönetir kafasındalar. O ne yaparsa doğrudur modundalar. Çünkü hayatları b*ğ gibi. Üç beş yılda bir de böyle çıkıp oy verip kazandık diye seviniyorlar. 24 haziranı hatırlayın, o akşam dışarıya sevinçle çıkanların hiçbirinin o coşkuyu yaşamaktan vazgececegini sanmıyorum. Yarın da muhalif eşe dosta koyduk mu nidalarıyla gülüşerek kopacaklar. Hadi selametle.

Not: Oy kullanmıyorum, kullanırsam da şansı en az olan partiye vereceğim. Kararsızım gidip gitmemekte. Üşenmezsem giderim.

Arkadaşlar, ailem dahil en yakinlarim asiri bir fanatizmle ittifaka oy veriyorlar. Asil sebep lider sevgisi. Baska bir sebep aramayin. Kararsiz olmayan, net ak parti secmeninin tek sebebi lider sevgisi ve o her turlu belada, musibetten, zorlukta bir yolunu bulur, hepimizi kurtarır inanci. Bu da Erdoğan'in basarisi. Herkes bu duygulari bu kadar buyuk bir kitleye kolay kolay hissettiremez.

Kararsiz veyahut bazi sebeplerden hosnutsuz olup, yine de oy veren bir cogunluk da var. Bu çoğunluğun oy vermesinin kisiye göre degisen iki nedeni var. Birincisi kendisini gercekten sagci hisseden birinin chp vb partilere oy verme ihtimalini bile kendine konduramamak. Tamam abi ak partiye kiziyorum ama chp'ye de oy veren biri olamam dusuncesi.

Diger ve en gecerli ve hatta diger partilerin ciddiye bile alinmamasina, hicbir vaadini, projesini bile dinlenmemesine sebep olan durum ise ak parti hariç diger tum partilerdeki bireysellik ve sistemsizlik. Bakin su yerel secimlerde secim gunune kadar aday belirleyemedilee, heer kongrelerinde kavga var, ilce belediye baskani yeri geliyor genel baskanla d.ssak gecebiliyor, baska bir muhalefet partisi yanlis ismi aday olarak gonderiyor vb. sistemsiz, beceriksizce olaylar ak parti secmeninde "muhahahahah. Mal lan bunlar. Daha şunu sunu beceremediler" fikrini olusturuyor. Bu da aslinda bu secimde karsi tarafa oy vereyim, kaybetmeselee bile oyları duserse guc sarhoslugundan kurtulurlar belki diyen bir ak parti secmenini bile vazgeciren bir sey. Bir de bir onceki sebep de var iste. Chp'ye oy vermis olma fikrini kendine konduramiyor insanlar.

Murat Sevinç Duvar'daki son yazılarında 'karşı tarafın' hayata nasıl baktığını, tercihlerinde nelerin etkili olduğunu anlatmaya, daha doğrusu anlamaya çalışıyor. Kendisinin çocukluğu o çevrede geçtiği için iki tarafın da kırmızı çizgilerinin farkında. Bizim için kabul edilemez gelen şeylerin onlar için hiçbir şey ifade etmediğini ve bunun aslında toplumsal bir sorun (son yazılarından birinde bu "hiç AKP'li tanıdığım yok" meselesine şehirleşme üzerinden giriyor) olduğunu anlatmaya çalışıyor. Bence sonlara doğru biraz halk dalkavukluğu yapmış (yoksul bölgelere yapılan metroyu halkın temiz kullanması örneği vs.) ama yine de okumaya değer.

lviv - belgrad ikisinden birine bence lviv.

Macaristan.

Geçen sene 4 günlüğüne Belgrad'a gittim, bu sene de Makedonya'ya gideceğim. Sırada Beyrut ve son olarak da Ukrayna var.

Belgrad'dan çok memnun kaldım, tam 3-4 günlük yer. Makedonya'da da Üsküp'e 2 gün Ohrid'e 1 gün ayrımayı planlıyorum.

"şuraya gitme" önerisi olarak macaristan diyebilirim çünkü macaristan schengen ülkesi olduğu için vize istiyor.

onun dışında ben şahsen ukrayna'yı severim, eskisi kadar ucuz değil (hem savaş sonrasında ukrayna ekonomisinin toparlanması hem de türk ekonomisinin göçmesi nedeniyle) ama hâlâ bir türk için en uygun fiyatlı avrupa destinasyonlarından biri. kiev ve lviv iki farklı ülke gibi... ikisi de çok tatlı şehirler. hele ki ikinci dünya savaşı'na ilgin varsa kiev'de kendinden geçersin, tek başına rodina mat ve çevresi MUHTEŞEM. genel anlamda şöyle bir "gezdim" seyahati lviv için 3, kiev için 4 günden fazlasını gerektirmez ancak iki şehrin de müzelerinin, anıtlarının altını üstüne getirmek için belki iki hafta bile yetmez.

velhasıl ukrayna'nın batısını ve ortasını şiddetle tavsiye edebilirim. gelgelelim ingilizceleri leş gibi ve özellikle batıda rusça da konuşmuyorlar. öyle bir sıkıntı söz konusu. iletişim kurmak batı'da eziyet olabiliyor. ben bu durumdan bunaldığım için lviv'e gitmeyi pek düşünmüyorum artık yanımda ukraynaca konuşabilen biri olmadığı sürece. "rusça konuşuyorsan ukraynacayı neden bilmiyorsun?" diye lümpenlerden azar yemekten sıkıldım. şaka değil, bunu yapan insanlar var. onun dışında iyi ama. gezmelik, görmelik güzel topraklar. hele ki daha önce yurtdışına çıkmamış biriysen eğer daha bile iyi. neblim orta avrupa'yı görmüş birine lviv pek özel gelmez mesela ama türkiye'den çıkmamış birisi için muhteşem etkileyiciliğe sahip bir yer.

Macaristan denmis. Oyleyse Amerika Birlesik Devleteri.

Paran varsa Japonya'ya git.

Balkanlar.
Karadağ çok güzel bir doğaya sahip, halkı çok cana yakın birkaç gün kafa dinlemelik düşünüyorsanız Budva'yı öneririm, oldukça ucuz bir yer.
Bosna da hoş bir yer. Sarajevo ve Mostar'ı 4 günde gezebilirsiniz toplam.
Sırbistan, Belgrad büyük ve hateketli bir şehir 1-2 günde gezilebilir.
Makedonya, Üsküp ve Ohrid'yi gördüm. Ohrid çok şirin bir şehir. Manastır yani Bitola için de benzer şeyler söyleniyor.

schengen alabilirim sorun değil ama hiç uğraşmadan bir kaç günlüğüne gidip gelmek istiyorum. o yüzden vizesiz diye belirttim. ukrayna, makedonya ve sırbistan harici pek alternatif yok gibi. bosnaya gitmeyi düşünmüyorum.

Makedonya +1. :)

Biraz da nasıl bir yere gitmek istediğinize bağlı. Moldova vizesiz. Kişinov Avrupa'nın en yeşil yerlerinden biri ve şarapları çok güzel. Sakin, küçük ve huzurlu bir şehir. Böyle bir yer size uygunsa tavsiye ederim.

Vizesiz, biletleri ucuz ve hesapli en iyi sehirler kiev ve belgrad. Havalar iyiyken, minimum 4-5 gece kalacak sekilde plan yapin. Kosturmadan sakin sakin gezin. Her yerde farkli bir sey bulursunuz. Bileti ucuz bulursaniz bir de tiflis+erivan oneririm. Ona da 7 gece iyi olur. 3+3 gece seklinde yapilir. Yersiniz, icersiniz.

başkası istediğini yaptırır ve fakat ben kendi adıma gereksiz görürüm. estetik de durmuyor ayrıca.

Senin düşündüğün nasıl bilmiyom ama birinde görmüştüm şöyle parmaklarda arap alfabesindeki rakamlar vardı. baş parmak 1, işaret parmağı 2 gibi. arap rakamlarıyla ama. estetik duruyordu.

aslında karar vermedim ama parmaklarımdan ikisinde kaza sonucu oluşan iz var. birazda onların görüntüsünü kapatmak için düşünüyorum. basit, minimal tipte bişeyler olur.

yara izi kapatacaksan yaptır

ben parmakta dovme istedigimde 2 ayri dovmeci bana kolayca soldugunu ve ya siklikla rotus yaptirmam gerektigini ya da daha farkli bir yere dovmem yaptirmam gerektigini soyledi. düşündüğüm kadar estetik olmazmis. (10 yil uzeri farkli uerlerde 3 dovmem var. )

nötrüm.

Latin drug cartel üyesiysen yaptır.

Cok guzel gorunuyor ama is gorusmesinde sikinti cikar. Yoksa cok istiyorum.

Kartel uyesi olur anca. Cok kotu

is hayatinda sikinti cikartabilir, ele ve yuze yaptirmamak lazim.

Apaçi stayla

fuck you filan yazdırmadığı sürece sorun yok bence.

Rossmann'da vardı uygun fiyatlı, bir bakın çevrenizde varsa. Güzeldi de.

çibo'dan çektiriyorum, 100 gr. 9 lira gibi birsey. yakin zamanda migroslarda çibo'nun 250 gr paketleri 12 liraydi.

Sanalbaharat.com
Fiyat performans oranı güzel bana göre. Etiyopya yigracheffe nin kg fiyati 70-80 tl gibi bir şeydi en son. Ve kesinlikle içtiğim güzel kahvelerden biriydi.
Bir denemeye değer.

Tchibo +1, çeşitleri de var hem, Starbuck'tan daha uyguna geliyor. Turuncu paketli Melange kahvesi muhteşem ama çok nadir bulunuyor.

250 gr'a 34 lira aslında uçuk değil ama starbuck için uçuk. kahveleri bence kaliteli değil ve hangi çeşit alırsan al tatları birbirinin aynısı resmen. ben coffee sapiens'den alıyorum yine bu fiyat civarlarına ve de gerçekten kahvenin tadı starbucks'daki gibi değil, hepsinin farklı bir aroması var.

bi fincan için 12 gr yeterli. 20-21 fincan kahveyi 34 liraya düşününce tanesi 2 liranın altına denk geliyor.

kafeingo.co'dan alıyoruz biz, altı aylık alınca bir aylık kahve bedavaya geliyor.

Cok haklisin. Gecen tchibo'nun kampanyasi vardi. Ondan 1 kilo aldim. Bir de onceden Kahveci Mehmet Efendi kilosunu 40'tan satiyordu. Ondan da 1 kilo aldim. Kampanya takip ediyorum. Ekonomik durumdan oturu kahve bile alamiyoruz artik. Turk kahvesinin bile fiyati ucmus.

karfur kahve alıyorum
15tl

rossmann +1.

Kafeingo +1. Onceden kahhve.com dan aliyordum o da guzel ama kafeingo daha uygun ve taze genel olarak

tchibo gold filtre kahve iki gün önce Migros'ta 12 tl idi (250gr). Tcihibo her ay muhakkak bir çeşit filtre kahveyi indirime koyuyor, ondan alabilirsin.

Sanalbaharat.com'da da güzel kahveler var onları da tercih edebilirsin.

rossman +1 demeye geldim ben de.

kafe krema sı 1 kilogramı 67 tl.

gayet de güzel.

süpersiniz. akşam bütün önerileri inceleyeceğim. bu pahalılıkta umarım başkalarınında işine yarar bu bilgiler.

rossman +1

500gr filtre kahve için 32lira ödemiştim en son..
kahveler almanyadan geliyor..
havası alınmış sıkıştırılmış pakette satıyorlar..

www.rossmann.com.tr

Rossman'dan ya da tchibodan alıyorum. Esas tercihim tchibo, 150 gram taze taze alıyorum.

metrodan alıyorum. mokka marka. kilosu 45 lira mı ne.

Jacops var idareten onu içiyoruz da beğendim ben tadını.

Migros'ta feci güzel bir kampanya ile almıştım. 2 tane 500 gramdan 1 kiloluk paket + french press bardak 32 liraydi :D normalde 70-80 lira. bayağı bir götürüyor şimdilik.

kagit filtre ile yapiyorsan kahveyi, en ucuz filtre kagidi rossman'da. onu da eklemis olayim.

en iyi kahve - en ucuz fiyat konusunda sanalbaharat çok iyi. jacobs falan ben de içiyorum berbat değil ama güzel de değil sadece içilebilir seviyede. mecburen onu içiyorum zaten çünkü vakumlu paketlerle 10-20 tane stoklanabiliyor. ev tüketicisi için sanalbaharat çok mantıklı bence. ki sanalbaharat jacobs'tan da ucuza geliyor.

tahtakale'den alıyorum, minas

kilosu da 70-100 arası değişiyor. bu durumda 250 gr'ı 17,5 tl ile 25 tl arasında değişmekte.

eminim starbuckstaki 35 liralık olan kahvenin tadı, buranın 17,5 olan kahveden kat be kat kötüdür.