ykb world

ykb world

Mil kazanımı açısından en mantıklısı bence Garanti bankasının Shop and Fly kartı. Özellikle kampanyaları da takip ederseniz baya avantajlı olabiliyor.
Onun dışında Türkiye'de her posta geçmese de, ve yüksek kart ücretine razıysanız tabi ki American Express. Her ikisi de garanti bankası alt yapısında.

Onun dışında seyahat temalı, Yapı Kredi Adios önerebilirim.

Bonus/mil/puan kullanımı ve kazanımı açısından en bonkör banka Garanti Bankasıdır.

Kız arkadaşımda Ziraat Bankasının platinum kredi kartı var (devlet memuru ve maaşı yüksek olduğundan dolayı sanırım platinum vermişler) ama puan kazanmak neredeyse imkânsız. Bizim için en büyük artısı asistan hizmeti. Onu da kırk yılda bir kullanıyoruz.

Abimin İş Bankası klasik maximum kredi kartı buna ek olarak Maximiles kredi kartı var. İş Bankası Atatürk'ün mirası olmazsa bir kuruş para kazandırılacak bir kurum değil. Her şeyleri sıkıntılı, gerçekten birçok banka prosedürleri çağ dışı resmen. En basitinden abimin üzerinden anneme ek kredi kartı çıkartılacaktı, limit vs her şey abimin asıl kartına bağlı yani. Red ettiler sebebi ise annemin gelir belgesi olmamasıymış. Ve bunun saçma bir şey olduğuna banka nedense ikna olmuyor. Çünkü zaten limit, borç vs. hepsi abimin asıl kredi kartıyla ortak olacaktı, ek kredi kartının amacı da bu zaten. Neyse biz ne yaptık? Benim maaş hesabım Garanti Bankasında olduğundan hemen anneme ek kredi kartı çıkarttık.

Benim Garanti Galatasaray Bonus kredi kartım ve buna bağlı anneme çıkarttığım klasik Bonus kredi kartı var. Bonus flaş uygulamasıyla her türlü kategoride filtreleyebileceğin onlarca kampanya oluyor. Nereden baksan yıllık toplamda 500+ bonus kazanımım oluyor.

Babam şuan kullanmıyor ama iki sene evveline kadar cardfinans kullanıyordu Finans Bankasına bağlı bir kredi kartı. Onunda pek esprisi yok gibi bir şeydi, belki şimdilerde düzeltmişlerdir.

garanti bankası ek taksit için 1.80 den değerlendiriyor faizini. söylemeden geçmiyim dedim

@hunharca ben, İş Bankası da 2.16'dan ek taksit yapıyormuş şuan. Her türlü Garanti Bankası daha makûl ve mantıklı gözüküyor soru sahibinin isteklerine göre.

miles and smiles’dan çok memnunum ama özellikle thy ile çok uçmuyorsan ya da öyle bir planın yoksa tavsiye etmem. sadece thy’de geçiyor milleri ya da kısıtlı bi katalogdan alışveriş yapabiliyorsun.

iş bankası genel olarak çok iyi bir banka ama hem çok cimriler hem de kredi ya da kart vermemek için ellerinden geleni yapıyorlar. o yüzden onu önermem.

devlet bankalarının da geneli çöp. benim tavsiyem thy ile uçmuyorsan shop and miles olacak.

msj attım duyuruyu silmeyin

selamlar...
mesajınızı [email protected] adresine gönderebilirsiniz.

iptal edilmiyor, oyle bosbos pasaportda duruyor. 6 ay oturum kartinizi gosterip girip cikarsiniz. sonrasinda shengininiz hala gecerliyse onu kullanirsiniz.

boş boş duruyor. iptal olmuyor.
yalnız oturum hakkı sonrasından hemen schengeni kullanmak isterseniz, ilk girişte oturum vizenizle falan girdiğinizi o kapsamda orada bulunduğunuzu ispatlamak gerekebilir. ayni schengenle girdi kabul etmesinler.
çünkü bir yıl içinde kesintisiz turist vizesinin bir sınırı var.

Surekli disarida yemek yemedigin/eve yemek soylemedigin takdirde rahat gecinirsin.

2000 net mi? brüt mü?

Ooo hayırlı olsun. Artistic residency falan mı? Oldukça rahat geçinirsiniz.
Bu ücretin “net” olduğunu varsayıyorum.
Hesabı blue card/yüksek nitelikli göçmen ücretleriyle kıyaslarsak 2700-3000 arası bişey geçecekti net olarak , wgde kalmazsanız bu paranın min 1000 eurosu zaten kiraya gidecekti.
Bu şartlarda sizin durum daha bile cazip oluyor.
Asla endişe etmeyin.

@helenart 2000 euro net. brüt değil.

@rewlack WG nedir?

kira olmadiktan sonra net 2000 ile cok rahat yasanir, hatta istenirse birikim bile yapilabilir

WG: Wohngemeinschaft yani paylasimli daire.

ev masrafı olmadığında 2000 euro ile çok güzel yaşanılır berlin'de.

1200 ile güzelce geçinir, 800 euro da kenara atarsın

Kral gibi yaşarsın. Aylık 1000 euronun üzerinde birikim yapabilirsin.

Kreuzberg'den cevap vereyim, ben aylık 450 euro kira ödüyorum (WG), yeme içme masrafı da aylık 300-350 euro. Onun dışında bişey yapmıyorum, zaten hayat durdu her yer kapalı max 150-200 euro sosyalleşme. Bunlarla bayağı her gün et yiyip, sabahları pastırmalı vs kahvaltı yapabiliyorum, alkol veya farklı şeyler denemek itersen sgsgs neyse işte 50 euro da ona say.
Geçici geleceksin wunderplatz dışında opsiyonun yok. Wunder ile 1200 aylık ödeyen de 800 de var bildiğim, kira işi temel masrafın olacak.

youtube veya instagram'da, berlin'de yaşayan ve çoğunlukla yeme-içme öneri ve fiyat karşılaştırmalarını paylaşan türk çift yoldabiblog'la da iletişime geçebilirsiniz veya videolarından fikir de edinebilirsiniz.

Valla ise gitmekten vazgecer, evde pineklerdim. Sonra da evde curur giderdim saniyorum.

Ben faizi yedikçe anapara değerini günden güne kaybedecek.
Bir kısmı ile ev, dükkan, fabrika binası vs alır oradan kira geliri sağlarım. Çocuğun okulu vs sabit giderleri garanti altına alırım.
Bir kısmı ile altın alırım ne olur ne olmaz parası.
Evde boş oturmam mesleğimi -bilgisayar mühendisi- hobi niyetine yaparım. Mobil uygulama yazar reklam geliri sağlarım. Youtube kanalım var gezer tozar oraya içerik eklerim bol bol. Ordan da reklam geliri ile yuvarlanırım.

Ben çalışırdım. Kendi işimi kurardım. Çalışmak insanı canlı tutar. Bu rahatlığa güvenip üniversite de okuyabilirdim. Örnek olarak arkeoloji okusan işsiz kalabilirsin normalde ama paran olup da arkeoloji okursan profesör olana kadar çalışabilirsin. Yurt dışında eğitim alabilirsin. Buradaki arkeoloji yerine kişinin hayatını adamak istediği bir konu gelebilir. Hayatını müziğe, spora da harcayabilirsin.

Ben kesinlikle tüketim hayatı yaşamazdım. Bunu net şekilde söyleyebilirim. Yani ünlü olsam Bodrum'da plaja lahmacun söyleyen biri olmazdım. Gidip de Apple ürünlerine para dökmezdim. Üretim odaklı bir insanım.

Ana parayı kullanabiliyorsam eğer, aldığım eğitime göre değişmekle birlikte, ABD yatırımcı vizesi alır kendi alanımla ilgili iş kurarım.

Ana parayı kullanamıyorsam aynı şekilde paraya dokunmaz, 10%'luk kısmı ile her ay Ethereum ve Terra Luna alırım. Kalanı dolar veya altın olarak biriktiririm. (o arada kafam rahat istediğim yerde çalışırım) Yaklaşık 2 yıl bunu yaptıktan sonra biriken para ile yine yatırımcı vizesi ile gider kendi işimi kurarım.

Aldığım eğitim iş kurmaya uygun değilse bu pasif gelirle eğitim almak da güzel seçenek.

gelir tl ise hiç bişey ifade etmez, örnek şu yaşadığımız günler.

ha dolar olarak geliyorsa o zaman yine mevcut rutinimi değiştirmem ama iş hayatında da kendimi çok yıpratmam. sigortasım işlesin işte kendi yağımda kavrulayım ama çok da yıpranmıyayım diye çalışırdım.

birikim yapmaya devam eder, akıllı yatırımlar yapardım.

evim yoksa ev alırdım, arabam yoksa araba alırdım araba için lükse kaçmazdım, ayağımı yerden kessin ama yolda bırakmasın misali.

ev bi ömür oturulacak bişey olacağı için arabadan çok daha önemli.

milyonların olsa da boş kaldıktan sonra hiç bişeyin keyfi çıkmaz. milyarder insanlar bile çalışıyor, ha nasıl çalışıyor, gidiyor holdinge çay kahve , yok öğlende şurada yemek, oradan masaj, oradan bilmem ne , dostlar alışverişte görsün misali ::)

10 bin ye. Kalan 40binle kredili ev al.

Pasif gelirden anladigimiz sonsuza kadar gelecek para demek, yani yatirim yapmaya gerek yok.

Antalya'ya yerlesirdim cunku yilin 10 ayi denize giriliyor.

cok sicak oldugunda da eskisehir ankara falan takilirdim.
Ayda 1-2 kere balkanlara falan gidip gezerdim.

Motorla yunanistana gider gelirdim. Her sene birkac kere bati avrupa gezerdim.

seyahat eder, okur, yazardım.

isterse trilyoner olayım 2024e kadar iş hayatımda bi değişiklik yaratmaz bu durum. o yüzden iş kurardım değiştiririm vs demiyorum. ama yaşadığım ev değişirdi, evin içi değişirdi. aileme yarısını gönderirdim ki tam istedikleri evde otursunlar onlar da. bana kalan yarıyla da gezer tozar eğlenirdim valla. kısa vadede durum bu olurdu.

Memlekete döner, her gün en az 1 saat doğada yürüyüşe çıkar ve ömrüm yettiğince okuyup yazardım. Emeklilik hayali :)

Cevaplar genelde şu an ne yapılacağını söylüyor.

Belki biraz daha 30lu, 40lı yaşlarının sonlarındaki arkadaşlar cevaplar:

30'lu yaşların başında aylık pasif geliriniz 3.000 Dolar olsa (50k TL) geri dönüp baktığınızda 'şunu yapardım' dediğiniz ne var?

Madem bütçe sınırın yok ,gerekli tutma aparatlarını ve sehpa aldıktan sonra yürüyüş vs.hariç bu alet ile salonda yapamayacağın hiç bir hareket olmaz çokta yer kaplamaz illa yürüyüşte yapmak istiyorum dersen alırsın bir uzay yürüyüş aleti mis.

minik bir dipnot vereyim etrafım da bu tarz olaya kim girdiyse maksimum 40 gün sonra yüzüne bakmıyor bu bilgiyi de al artık ne yaparsan yap :) sevgiler

www.hepsiburada.com

Kaliteli eliptik bisiklet dışında kardiyo ekipmanı alma. En saglikli ve en iyi yag yakimi eliptik bisikletle mümkün.

Odan zeminine kalin mat tarzı orta yumuşak kaplama malzeme var hem ses hemde yer haraketlerinde işe yarar.

Erkek ise açılı bench press sehpası ile bench istasyonu ( barfiksli ve squat için ayarlılardan ) alırsan mükemmel olur.

Tabi bütçe sıkıntısı yok oldugundan düzgün bir gym istasyonu makine ile çalısırsın.

Ufak tefek ısınma dambılı ile halter plakaları.

Madem uçtuķ. Odan geniş ise sauna tek geçerim yorucu antremandan sonra gir saunaya at terini pasını al soguk duşu zımba gibi olursun.

tüm vücut çalıştıracak bir istasyon al.
Sadece kürek vs. bir işe yaramaz.

www.technogym.com

Gunaydinin yogurtlu mezeleri guzel oluyor, taksimde umut ocakbasi var. Oranin da cacigi guzel

Ayrica iyi cacik iyi yogurt demek. Migrosta cobankaya yogurdu var ya da filenin kendi markasi manda yogurdu. Ikisiyle deneyin cacik yapmayi. Begeneceginizi dusunuyorum

aklıma aydın boysan'ın cacık tarifi geldi. belki yardımcı olur.

www.youtube.com

Bahçede ağaçlarda falan sıklıkla denk geldiğim böceklere benziyor. Karıncanın bir değişik versiyonu gibi. Tabi bu konularda uzman değilim ama bana göre problemsiz bir böcek.

17 yaşında 1500 metre koşusunu tamamlayamayıp sınavdan sıfır almıştım.
23 yaşında uzun mesafe koşuda Türkiye çapında müsabakalara katıldım.
İstedim yaptım. İstersen yaparsın.

son istanbul maratonlarında 5k'yı kaldırdılar yanlış bilmiyorsam, 12 veya 15 koşturuyorlar. eğer bugünden itibaren düzenli antrenman yaparsan, kasım'daki maratonda 10+k'yı en kötü yavaş yavaş koşar bitirirsin. ama 5dk/km altı pace yapacağım dersen zannetmiyorum. hazırlık dönemini de zorlamadan geçirmen gerekli çünkü sakatlanabilirsin. dizindeki çok küçük bir kusur günlük hayatta hiç kendini belli etmezken, koşmaya başlayınca birden sakatlığa dönüşebilir.

hedefinin olması güzel fakat zorlamaya gelecek şeyler değil. uzun vadeli düşün, mesela 5 sene sonra tam maratonu bitireceğim de.

38 yasinda kosuya baslamis, sonrasinda 5klar, 10klar, yari maraton ve full maraton kosmus, su anda da triathlona hazirlanan biri olarak sana onerim su:
hic kosu tecruben olmadan maraton kosmak gercekten cok ama cok zor, 42km'yi idmanli insanlar bile zorlanarak kosarlarken, bir anda maraton hedefi koymak bence hem cok iddali hem de gereksiz. yasin daha cok genc, maraton kosmadan once daha kucuk hedeflerle basla. zaten kucuk hedeflerle baslayip gerceklestirmeye basladigin noktada bir sonraki hedefini daha dogru belirleyip, daha akilli sekilde antreman yapmaya baslarsin.
bence su anda ilk hedefin hic durmadan 5km kosmak olmali. once hic durmadan 5km'yi kos, ondan sonra maraton kosup kosmaman gerektigini bize sormana gerek kalmadan kendin cevaplarsin :)

Bu surede sifirdan maraton zor olur saniyorum ama 15km olur.

Merhaba,
Her seviye için maratona hazırlık programları var, link bulursam yollarım size. O programlardan başlangıç için olana uyarak hazırlık yapabilirsiniz. Kısa zaman var zor gibi görünüyor ama bu sene olmazsa seneye koşarsınız.
Bunun yanında size şöyle bir fikir vereyim. Maraton koşmak ile maraton bitirmek farklı şeyler, benzer ama farklı. Ben yaklaşık 10 senedir koşuyorum, her pazar yarı maraton koşuyorum. 10 km koşmaya çıkmıyorum yani o kadar diyeyim ( artislik olsun diye söylemiyorum ) senede 1-2 maraton koşuyorum ama iş, güç vb. hazırlık sürecini hiç bi' zaman istediğim seviyede gerçekleştiremedim, napıyorum maratona başlıyorum 35e kdr fln koşup kalanını yürü koş yaparak bitiriyorum.
yani ilaa 42 km koşacaksın diye bişey yok, yapsan tabi ki güzel - ki benim de hedefim bu - ama yapamasan da yine de bitirebilirsin arkadaşım.

2 şeye ihtiyacın var; zaman ve istek.

pardon bir de asgari de olsa ekipman.

sanirim kimse yazmamis sanırım ama ayakkabi konusu baya ciddi, bir de maratona kalan sure hic kosu gecmisi olmayan birisi icin biraz kisa bir sure bence.

peru zambağı

hap ortak kararla alınmış. içme kısmı kadına kalır. zorla hap yutmasını isteyemem. tercih tamamen kadının.

bozulurum. içeceksem de bu ricadan sonra asla yanında içmem. ayrıca romantik bir şeye evrilme ihtimali ortadan kalkmış olur.

hapı hiç içmemeyi de düşünüyor olabilir kadın bu arada. sırf için rahatlasın diye aldırmış olabilir. bu da bir ihtimal. ama bunu sorma ve bilme bence, daha iyi.

İçer geçerim. Kötü benzetme olacak ama babamın oğlu değil ya neyime güvenecek? Problem etmezdim.

Tek gecelikse yapılabilir ama zorbalıkla değil tabi ki.
Tek gecelik değilse, bir daha yüzünü görmek istemem o arkadaşın.

Kadının doğurmak gibi bir amacı yoksa bu mevzuyu takmaz ama erkek "illa görcem" diye direttiyse bir daha görüşülmez.

Ben erkeklerin hamilelik konusunda kadın tarafına güvenmemesi tavrını anlamıyorum. Kadının hamile kalmayı senden daha fazla sorun edeceğini tahmin etmek niye bu kadar zor ki? En kötü ihtimalle kaçıp gideceksin, olan kadına olacak.

Ne olacağını sanıyorsun, sırf senin gıcıklığın için mi doğuracak o çocuğu? Ya da sana o kadar aşık ki çocuk bahanesiyle mi yüzüğü takmaya zorlayacak?

Herhalde tuhaf bulup yanında içer paranoyağa bak derim içimden. Bazen benim de kuşkucu düşüncelerim olduğu için yargılamam galiba. Tavır falan da önemli ama burada.

Tanımadığı, doğru düzgün vakit geçirmediği adamdan çocuk doğurmak isteyecek vizyonsuzlukta biri olduğumu düşünmesine yol açacak ne yaptım diye düşünür, kendini kaf dağında gören bu adamla bir daha görüşmezdim. İlacı da imkanım olsa sekiz kere falan içerdim.

Zengin çocuğu değilseniz sorun etmeyin. Zengin dediysem bir marka değerine sahip kişilerden bahsediyorum.

burada kişisel anılara pek girmem ama ben bir kere yaşadım bunu.

kendisi doktordu, birlikte bir gün geçirdik.
ki geçirdiğimiz tek gün de o oldu zaten ama tek gecelik gibi bir tarz da yoktu aslında.
bir ilişki olmasa da, önceden bir diyalogumuz vardı, sonra da devam etti.
neyse, "günün" sona erdiğine karar verince yan yana otururken ilacı istedi, öyle bir ortam oluştu ve ilacı içirdi bana bir şekilde.

böyle yazmam genelde ama büyük öküzlük, çapsızlık, artık ne derseniz.
ki bu genel halinin yanında kibarlık kalmıştı sağ olsun.

ruhen hastayim ben +1000

hamile kalmasından bu kadar endişe duyacağınız biriyle birlikte oluyorsanız kendiniz korunun.

@Jux, anlamayacak bir şey yok. Tamamen orta doğudaki yetiştirme tarzı ile ilgili bence.

Bir kadının günümüz Türkiye'si ve aile yapısında evlilik dışı hamile kalmasını ne kadar istemeyeceğini, korkacağını hepimiz biliyoruz.

Korkmasa bile tek gecelik ilişkiden bir çocuk dünyaya getirmemek isteyeceğini, iki tarafın da rızası olmadan aklı başında kimsenin bunu yapmayacağını da biliyoruz.

Eskiden birini hamile bıraktığında evlenme zorunluluğu gibi saçma bir gelenekten gelen toplumun korkularını hiçe sayamazsın. Erkek çocuklar yetiştirilirken "aman oğlum gül gibi çocuksun dikkat et uçkuruna sahip çık etraf cin gibi kız kaynıyor, biri gelir senden hamile kalır sonra uğraş dur" diye yetiştirildiği için, günümüzde böyle durumlar çok çok nadir de olsa erkeklerin içinde bu tarz korkuların olabileceğini tuhaf karşılamak tuhaf asıl bana göre. Özellikle ergen kızlarımızın ne düşünüp de ne yaptığını kestiremeyiz. Ailesinden ve hayatından memnun olmayan, bir şekilde kaçıp kurtulmayı düşünen bir dünya kız da var. Değişik bir psikolojiyle sevdiği adamın çocuğunu doğurmayı düşünebilir. Adamın mutlu olacağını düşünebilir.

Aklı başında yetişkin insanlar yapar mı.. pek sanmıyorum ama muhakkak yaşanmıştır. Hamilelik konusu evli değilsen ülkemizde ciddi bir konu. İki taraf da gayet korkabilir. İki taraf da bi zahmet iç rahatlatıcı davranmalıdır. Kendi düşüncem budur. Kadınların içi rahat etsin diye normalde "bu bana güvenmiyor mu ya" diye bozulunacak yerde "ya şimdi korkularını anlıyorum neyse yapayım bari" diye alttan alınan ve yapılan çok şey vardır. Kadınlar da yapsın ve bozulmasın bir zahmet. Yine de güven duymayı tercih ederim. Hiç böyle bir teklifte bulunmadım. Güvensiz biriyseniz oldu olacak yuttuktan sonra aç bakıyım ağzını deyin çünkü yutmuş gibi de yapabilir. Te allahım abartmaya gerek yok. Ama bu tarz iç rahatlatıcı isteklere şaşırmaya da gerek yok. Kim ne yaşadı ne gördü ne duydu bilemeyiz.

Aslında her şey gider önemli olan moduna girmek ama spesifik olarak viski veya konyak daha bir iyi olur sanki.

Bence sadece müzik değil ortam belirler. Restoran mı, ev mi, balkon mu, ne yenecek, saat kaç gibi birçok parametreye bağlı. Beyaz şarap olur, viski, tatlı içkiler... Halet-i ruhiyeye göre.

kefir, şalgam, ayran, turşu suyu, boza

Boza güzel ama asıl tadı saleple çıkar diyorum.

Salep tabiki. Üstü tarçınlı.

öyle bir kavram yok tabii ki. ama cazla bir içkiyi eşleştirsem, viski olurdu bu. bir de cazın da çeşitleri var. cool ya da modal jazz dinlenecekse kaliteli bir burbon, hatta bir konyak daha uyuyor gibi geliyor bana.

bebop, hard bop gibi türevlerde vermut daha uyumlu sanki. martini uyar yani.

swing tarzı big band cazlarında şarap ya da şampanya tarzı içkiler tamamlayıcı olabilirdi.

smooth jazz ise zaten malum, blush ya da kırmızı şarap.

tabii ki bir müzik türünü, illaki alkole hasredemezsin. buna yanıt verirken, 'caz bir alkol türevi olsaydı, hangisi olurdu?' mantığıyla ilerliyorum. çünkü cazı da, içkiyi de seviyorum.

eski sevgilinin gözyaşlarını da severim ben celeron 300a'nın saydıklarına ek olarak.

böyle bir kızla görüşmek isterdim. hoşuma da giderdi açıkçası. linkedin harici tek bir sosyal medya kullanmayan arkadaşlarım var. bence çok güzel.

internetten fotoğrafının olmaması bu devirde nimet gibi bir şey.

Nesi garip ki, üç kere öp de başına koy kızı.
Kız değilim ama İnternette bana ait birsey de çıkmıyor. Imbd sayfası var Bi tek. Onda da fotoğrafım yok. WhatsAppta da yok. WhatsApp durumum da "merhaba ben WhatsApp kullanıyorum"

Sosyal medya kullanmayanları garip karşılanması kadar garip bir şey yok aslında. Hiçbir sosyal medya hesabım yok kullanmıyorum kullanmayı düşünmüyorum. Evet google'da da çıkmıyorum, seri katil olabilir miyim acaba.

Gayet normal bir durum altında bir şey aramana gerek yok.

benim de internette fotoğrafım, sosyal medya hesaplarım yok ve üçüncü bir kolum, yeşil renkli suratım yok. normal bi insanım.

Bende kullanmıyorum ve zamanında karşı cinse bu durum hep ilginç geldiği için ekmeğini çok yedim. Bu anlamda bir çabam bile yoktu olaylar kendiliğinden gelişti, sanıyorum gizemli bir hava katıyor insanlar kolayca kesfedemeyince üzerine düşüyor başka bir numarası yok.

Asosyal medya sacmaliktan baska hicbir zey degildir. Helal olsun kiza git evlen birden

Sunu da belirtmem gerekir ki Turk bu tarz kizlar var cok ama hepsi sapik seks bagimlisi kendilerini gizlemeye calisiyolar tek sebebi bu. Yani farkli durum gibi gozukuyor umarim oyledir

gçmişini saklamıyorsa sorun yok

Fransız falan mı? Avrupalıların bazıları kişisel gizliliğe çok önem veriyor ve akıllı telefon vb. şeyleri de çok az kullanıyorlar. Türk için garip (iş hayatının bile whatsappa girdiği bir ülke) ama onlar için normal.

Valla ben korkarım böylesinden

Evet Dünya'da hala sosyal medya ile kafayı bozmamis insanlar var

instagramı boşsa ya da kullanmıyorsa daha en baştan eleyen insanlar var, çok garip görüyorum. instagram kullanmak şart mı? asıl hayatını sürekli diğer insanlara canlı yayın yapanlarda sorun olmalı. bu insanların korkusunun temelinde, dolandırıcı vs olma ihtimali ve eski tecrübesi yatıyor. evli belki ama saklıyor gibi.

Bu tam olarak 3 sene önceki ben. Zaten fotoğraf çektiren bir insan değilim ve whatsapp profil fotoğrafı bile gereksiz geldiği için senelerce öyle kullanmıştım. 3 sene önce ilk kez köpeğimle uzaktan çekilmiş bir fotoğrafımızı profil fotoğrafı yaptım ve hiç değiştirmedim yıllardır.

İnstagram konusunda inanılmaz önyargılıydım çünkü sadece vakit kaybıymış gibi ve insanların abartı mutluluğunu görmek saçma geliyordu. Ama geçen sene vegan birkaç hesap keşfettim ve işime yarayacağı için uzaktan takip etmeye çalıştım ama üyelik olmadan bütün fotoğraflara ulaşamayınca bu sene başında sırf şu birkaç hesabı takip edebilmek için instagram açtım. 1 tane arkadaşımın bile haberi yok hala hesap açtığımdan. Tanıdığım kimsenin ve 1 tane bile kendi fotoğrafımın olmadığı bir hesabım var sonuç olarak.

Facebook hiç kullanmadım hayatımda. Twitter da yine birkaç hesabı takip etmek için açıp bir tane bile tweet atmamıştım.

Yani bana kalırsa son derece normal ve üzerinde düşünmeye gerek olmayan bir durum. Siz sosyal medya kullanmayı tercih ediyorsunuzdur, bahsettiğiniz kişi tercih etmiyordur. Bu kadar.

Benim de Instagram ve Twitter'ım yok, Facebook'um duruyor ama en son 2013'te aktiftim. İnterneti kendi hayatım için değil ilgim olan şeyleri tartışmak için kullanıyorum. Bu nedenle vakit geçirmek için mesela duyuru ve tumblr gibi anonim ortamları tercih ediyorum. Bence gayet düz bir insanım, arıza değilim. Beni birisi bu yüzden eleyecekse demek ki zaten hiç uyuşmazmışız diyerek yoluma bakarım açıkçası.

@IcedFlames +1

Bazı insanlar sosyal medya kullanmayana niye bu kadar şaşırıyorlar anlamıyorum cidden.

Bir de bu grubun yanında sosyal medya kullanmamayı çok büyük bir başarı, fedakarlık ya da sanal dünyaya karşı bir direniş olarak lanse eden sosyal medya kullanmayan grup var. Bana cidden bunu övmek, bununla övünmek oturup tek tek kullanmadığı ya da hiç açmadığı sosyal medya hesaplarını saymak vs çok boş geliyor. Bir de kullanmadığı ile övünüp, kullananları eleştiren hesaplarını kapatmaları için baskı yapan tipler gördüm. X kullanıyorsa ya da kullanmıyorsa şöyledir tarzı tüm genellemeleri çok sığ buluyorum açıkçası. İnsanoğlu çok garip gerçekten.

Ekşi duyuru, ekşi şeyler

reddit :)

eksi chat
donanim arsivi
sci-news.com
youtube
quantumtechhd
hornbach

boardgamearena

face+twi+insta+ekşi yok bende de. gün içinde baktıklarım:
youtube (özellikle kexp, tiny concert gibi kanallar)
1000kitap, goodreads
amazon.com.tr
ekşi duyuru

Quora. Nası bir algoritması varsa artık müthiş alakalı şeyler çıkarıyor karşıma. Redditte ilgi çekecek şeyler bulmakta zorlanıyorum.

twitter, reddit, hackernews, linkedin, ekşi, paticik. özellikle twitter çok vaktimi alıyor çok kişi takip ediyorum.

Bu noktada geri kalan 1 gunu kullanabilirsin sadece,onun disinda kaldigin surece bazi ulkeler sorunsuz gonderir bazi ulkeler ceza keser cikista.bir daha vize alacagin zaman bu sorun olarak onune cikar.yeni vize alman bu sureyi sifirlamaz.

sorumu tam anlatamadım sanırım.

90 gün süreyi doldurup, türkiye'ye geri döndükten sonra geçerli bir sebep için tekrardan yurtdışına çıkmanın yasal bir yolu var mı? yeniden vize almak mı gerekiyor?

e ablacım o zaman herkes bi kere vize alır bi daha hiç gerek kalmadan birer gğn arttıra arttıra onu kullanıp durur:D

vizenizden artan günleriniz, ikinci veya sonraki ziyaretleriniz için yeterli değilse yeniden vizeye başvuracaksınız.
pasaportta geçerli vizenin duruyor olması yeniden vize talebinde bulunmanıza engel değil. başvururken eski vizenin süre açısından yetmediğini görecekler sonuçta. eski vizeyi geçersiz hale getirip yenisini geçerli yapıyorlar.

pasaportun süresi bitmeden yenisini çıkarınca da aynısı oluyor ya, o hesap.

Eğer çift veya çoklu giriş varsa 180 gün beklemeniz gerekir.

Mesela 1 Ağustos 2020-28 Ekim 2020 arasında 89 gün kaldınız, en son çıkış 29 Ekim'de olmak zorunda.

Bundan sonra 27 Ocak'a kadar yani 90 gün Schengen dışında kalmanız gerekli. Eğer başka bir durum var ise yeniden vize almak gerekli, eskisi iptal oluyor. İlki multi ve yıllık geçerli ise bir daha alınana tek giriş ve kalacağınız gün kadar verebiliyorlar.

www.schengenvisainfo.com

yeni vize.

Private tracker'lardan indirdiğin her torrent dosyası sana özel passkey içeriyor. O şekilde zaten sen ne kadar download/upload yapmışsın takip ediliyor.

Burada küçük risk, yani bence çok çok çok küçük ihtimal eğer dizi film müzik paylaşıyorsan salla, eğer arkadaşının bilgisayarına polis el koyar, sonra da şans eseri tracker'a el koyulur ve tüm logları falan ele geçirilirse, o torrent dosyasını senin indirmiş olduğun belgelenir.

Büyük risk ise bunlardan bağımsız olarak tracker'dan ban yersin.

Başka ülkede torrent işlerin problemli olduğunu okudum. Zannımca riskli.

sana bişey olmaz tracker'dan ban yersin, torrent'i indiren arkadaş havuzdan takip edilir ve evine korsan içerikten dolayı tebligat gider.

Etin oksijene maruz kalinca kararmasi normal. Oda sicakliginda beklemediyse, tuketim tarihi gecmediyse ve kokusunda bir sorun yoksa sorun olmaz bence.

hayatta yemezdim. kokmuyor mu??

valla kokmuyor :)

kokmuyorsa gom gitsin

Normal görünmüyor .

Yarın yürümeye başlar bu.

Oksijen sebebiyle. Sıkıntı olmaz, hep oluyor.
meatmythcrushers.com

Bekledikçe kararır zaten, normal. Kasap reyonlarındaki etlerde de olur. Bozuldu demek değil tabii ki, göm gitsin.

et hava ile temas edince kararır ve bu bir bozulma değildir. 2 gün buzdolabından çıkmadan durduysa, koku falan da yoksa hiçbir şey olmaz. afiyet olsun.

siz daha ziyan edin mis gibi etleri tavukları.

Abi niye olmasın böyle bir ilişki? Karşılıklı sevgi saygı ve dayanışmaya bakar ilişki, ikiniz de yaşını almış olgun insanlarıınız. Mis gibi de olur. Seni seven değerli insanları önyargılardan dolayı kaybetme, yazıktır.

mis gibi olur hem de, olgun kadın candır. ne istediğini bilir, dahası ne istemediğini bilir. salak saçma git gellerle uğraştırmaz, net olur, ayakları yere basar. tabii her 40 yaşındaki kadın böyle olacak diye bir kaide yok ama ne olursa olsun 40 yaşında olmanın getirdiği avantajları görürsün.

Bence olmaz. Bir süre sonra bıkarsın. O bıkmaz ama, aksine daha çok ilgi ister sevgili olunca. Ayrıca olgunluklar aşırı farklı, aşağı yukarı standart kültürlerde büyüdüyseniz o ilişki kötü sonlanacak emin ol. Hatunun muhtemelen annelik içgüdüleri kontrolü ele geçirmiş durumda. Ben onun şu anki halinin kadınlık+annelik olduğunu düşünüyorum. İleride bu seni huzursuz edebilir, eğer anaç kadın istemiyorsan.

Bu 4 paragrafla bu soruya cevap verilmemez malesef. yanlis olur.

Iliskiyi bir sure daha iyi arkadaslik seviyesinde tutup gidisatinizi gozlemle bence.

teb bankasından euro hesap açtır, paranı euro hesaba yatır tr den çıkmadan. yurtdışı harcamalar için euro hesabını tanımlat karta. çoğu avrupa ülkesinde komisyonsuz direk kendi hesabından para çekebiliyorsun, ilgili ülkeler listesi teb in sitesinde var.
aynı şekilde gene tebde kredi kartı çıkart ekstre yi euro olarak iste. kredi kartınla yaptığın tüm harcamaları birebir euro ekstre ile öde. bu şekilde hiç bir kaybın olmuyor.

dikkat etmen gereken 2 konu var. 1)debit kartla para çekerken mutlaka teb in sitesinde yazan bankanın atm sini kullan, ülkesine göre değişmekle beraber genellikle bnp paribas ya da deuthche bank oluyor, mesela ukraynada gene bnp paribasın ortak olduğu bir banka var ondan çekebiliyorsun komisyonsuz olarak. Euronet diye dolandırıcı bir oluşum var, euronet atmlerinden uzak dur. 100 euro ya 50 euro komsiyon alıyor şerefsizler.
2)kredi kartı ile alışveriş yaparken bazı poslar yabancı kart olduğu için ödemeyş dolara çevireyim mi diye soruyor, dikkat et kabul etme. hangi ülke olursa olsun pos makinasında çevrim kabul etme, ülkenin para birimi ne ise ondan ödeme yap. eğer euro dışında bir işlem yapıyorsan örneğin çek korunası yada ukrayna grivnası, banka gene mutlaka komisyon yansıtıyor fakat diyelim çek korunası harcadın makinanın dediği şekilde usd yada euro ya çevrim yaparsan 2 defa komisyon giriyor, h.sonu ve mesai saatleri dışında da katlamalı giriyor. ama euro işlem yapıyorsan hiç bir komisyon yok 7/24. ama mutlaka ekstrenin euro olmasını bankaya tanımlat.
ayrıca ek olarak y.dışına çıkarken bankaya 3-4 ay boyunca y.dışında olacağını belirt müşteri hizmetlerine, ona göre sisteme not alıyorlar, aksi takdirde sürekli yurtdışında işlem yapınca şüpheli durum deyip kartı işleme kapatıyorlar bilgin olsun

gideceğin ülke hangisi?

www.cepteteb.com.tr

buraya bakip gidecegin ulkede anlasmali banka varsa, cepteteb hesabi actirip, sonra eur hesabi acarak ve ana hesap olarak eur hesabini belirlersen atm kartinla alisveris yapabilirsin

prepaid kartlar bunun için yokmu? yurtdışında bi ton vardır git ordan al içine para yükle kullan

fotoğraflarını isteseniz ve paylaşırsanız daha sağlıklı fikir verilebilir. Ahşap mı? betonarme mi? kaç katlı? bahçesi ne durumda? çatısı kiremit mi?

bolca böcek ilacı.

Bölgeden tecrübeli birinden tavsiye alarak bilimum böcek ilacı, fare kapanı, bir kedi. Bolca naylon, çivi, vida, dübel.
Açık yerleri kapamalık köpük.
Boru anahtarı, musluk, conta, su sızdırmasın diye sarılan beyaz bant, saç gibi olan şeyden, birkaç boy kelepçe, tornavida, çekiç.

Bagaja bir 4 mevsim çadır, bir mat ve bir uyku tulumu koymanı öneririm.

Hocam herşey sorun yapar hele 2 yıldır kapalıymış.size şöyle örnek vereyim bizim de köyevimiz var 4 ayda olanlar
Leylek yuvası,eve fare girmiş,sansar girmiş bulaşık makinesinin borılarını kemirmiş,akrep kene zaten hep oluyor.
Her türkü böcek oluyor.
Yılan da olabilir bizim ev iç anadoluda karadenizde yılan da vardır.
Baya dikkatli olmanızı öneririm 1 hafta temizlik yapıp her yere böcek ilacını 2-3 kez sıkıp heryere fare zehri veya kapanı kurup öyle oturun derim.
Ben küçükken kafamın yanındaki dolap kapağını tırmalayan fare sesine uyanıp koridorda tahta yere yattığımı bilirim.bir de geceleri çok soğuk oluyordur baya kalın yatak alın biz yazın yorganla yatıyorduk.
Isınma için sobayı kurun.
Yemek depolayın köylere gezici bakkal kışları az geliyor.haftada 1
Böyle benim aklıma gelenler ama düşündüğünüz kadar havalı olmayacağına garanti veririm

Bir de unutmuşum eğer ağaç ev ise bizimkine rüzgar giriyordu içeri amcamlar böyle metal tente çaktırmıştı dış duvara baya ısı tututor onu da öneririm bir de kiremitlerini kontrol edin kışın yağmurda çamurda rezil olmayın

Evin içi böcek ve akrep yapmıştır. Böcek ilacı vs.
Elektrik ve su olmayabilir evde.

@Mirket haklı
Kamp yapacakmış gibi gidin. Çadır , ocak/tüp , içme suyu ve yiyecek.

sanayii de demir parça satan yerlerde olabilir o tarz bir şey lazımsa ya da tornacılarda vs de olabilir. yapı olarak mı inceleyeceksiniz analiz tarzı yoksa elinize parçayı mı alacaksınız fiziksel olarak.


benim evde bundan var paslı halde duruyor :)

productimages.hepsiburada.net

Hurdacılardaki eski demir malzemeler işe yarar mı?

@üğpoıuy+1

Geri dönüşü yok. Ben olsam onun şehrine gidince bile asla geldim/ görüşelim demezdim. Boşa ümitlenme derim ben.

Duyurunun sonuna gelene kadar bunu bir kadın yazmış diye düşünüyordum. Çünkü genelde erkekler bir deneyimleme meraklısı oluyorlar. O yüzden üğpo+1 (kızım bu nasıl nick, yazması çok Zormuş)

Kız arkadaşını dürüstlüğünden dolayı takdir ediyorum. Sende hiç soru işareti bırakmamış böylece. Sana da başkalarını deneyimlemeni tavsiye ederim. Kasım başında kız arkadaşın aklına bile gelmeyecek. Belki 3 ay da orada deneyimlersin.

Ben olsam geri kazanmaya çalışmaZdım. Sessizliğin onu uzaklaştırmamak için değil kafanı dinlemek için olsun.

ey dostlar, sizce bu işin geri dönüşü var mı?
cümlesini okuyunca cinsiyetini anladım, yanılmamışım.

geri dönüşü yoktur kardeşim.
güzel güzel bitirmişsiniz. ikiniz de durumu kabul edip yolunuza devam edin.

6,5 senelik ilişki 6sı long distance olarak devam etti. Güven mevzusundan değil, ama atalet mevzusundan dolayı ayrıldım, kadın tarafıyım. Erkek tarafı, ayrılığı 6 ay kadar kabullenemedi, hatta geldi belki bi yerden döner diye işi evlilik konusuna dahi getirdi.

Arada ciddi bir sevgi ve ilişki varken bu kararlar kolay verilmiyor. Geçmiş olsun, zorlamayın yolunuza bakın.

erkek tarafı olduğunu hemen anladım ben. Geri dönüş olmaz gibi, araya hem mesafe hem de mutlaka başkaları girecek gibi duruyor. Geri dönüş olsa bile bu senin tarafından olmamalı. Sana düşen bundan sonra sessiz kalıp hayatına devam etmek. Olursa ancak öyle olur. senin çabanla tekrar başlasanız bile sağlıklı olmaz o iş.

Hiç ayak yapmamis, açık açık söylemiş derdini. Peşinden gitmenin manasi yok. Bırak.

Bence hiç deneme artık. Kız açık açık boynuz takmak istemiyorum deyip ayrılmak istemiş. Sende yeni yollara sapmaya başla

Bence imkanın varsa gitme. Gidersen haber etme. Açıkçası başta okuyunca ben de kadın tarafı sandım seni.
Gidip de haber verirsen anca kızın ortamında “peşimi bırakmıyor yha pff” “aynen kızım xd” tarzı muhabbetlere konu olursun. (Ne kadar elit bir kız olsa bile kız muhabbetleri bu tarzdır)

Gururlu dur, o oldurmaya çalışsın bir şey olacaksa bile.

He bir de, hiç arayıp sormazsan, takmazsan kısacası egosu zarara görür iletişime geçmeye çalışır.

Sen oraya gidene kadar o başkalarını "deneyimler". Bence geri dönüş olsa bile dönmemelisin.

Ayrılığın geri dönüşü olmaz. Bunu kabullen. Uzak mesafe kadar saçma bir şey yok. Önüne bakıp sağlıklı ilişkiler yaşamalısın.

Tekrar bir ilişki için deneme +1
Mümkünse gitme +1
Gidersen de haber etme +1

Kız ayrılmak istemiş ve açık açık söylemiş her şeyi. Zorlamanın anlamı yok. Siz de kendi hayatınıza bakın. Sizden olmayacakmış demek ki. Nasip.

bir insan en sorunsuz şekilde böyle terk edilir. yazan herkese katılıyorum. geri dönüşü yok, olmasın da zaten. en az güveneceğin insan gözü dışarda ve gözü aç insan modelidir. o arkadaşımız da tam böyle biri. sen onu ne yapıp edip ikna etsen bile asla mutlu bir ilişkin olamaz. çünkü o deneyimleme arzusunu bitiremezsin. bir şekilde o dediklerini yapar, aldatılırsın. çünkü ilk fırsatta yaptığı şey bu.

ilişkiniz çok da sağlam bir temele dayanmıyormuş. o kişi hayatını yaşamak istiyor, sen de öyle yap. o 3 aylık tatilini de imkanın varsa iptal et. kendine çile çektirme boşuna. oralarda tribe girersin. o zamana kadar belki de unutursun bile tekrar aklına getirme. bu süreçte en zararlı düşünceler "aynı evde yaşadık bir sürü şey yaptık beraber hayatımdan 3.5 yıl verdim" gibi şeyler. şunun farkına var, o bu tarz şeylere değer vermemiş. sen de olan oldu diyip başkalarını deneyimle.

Bu arada arkadaşlara ek olurda dönerse sakın affetme olur mu

Geri dönüşü yok bence de.

Ayrıca şu cümleye maruz kalmayı allah kimseye nasip etmesin, be ne yav "açıkçası başkalarını da deneyimlemek istiyorum"

Şu cümlede de bir itiraf var sanki.....

"açıkçası başkalarını da deneyimlemek istiyorum"

Bütün olayın özeti bu hocam, hiç detaylarda kaybolup, şöyle miydi acaba yoksa böyle miydi deme. Tipik Erasmus hikayesiymiş sizinkisi.

Valla çok ilginç ama .. yukarıdaki herkes+1

Bir de şu var. Gerçekten size geri dönse, sizin içiniz rahat edecek mi, onu eskisi gibi kabul edebilecek misiniz? Bence siz de affetmeyebilirsiniz içerlerde bi yerde kalır sanki.

İçiniz yanıyor olması o kadar normal ki, senelerin ilişkisi. Sizde bir şeyler bitmeden bitmiş bi durum, e illa ki acı olacak. Acı çekmeniz demek, ona geri dönerseniz acı çekmezseniz demek değil. Ayrılıkta acı sağlıklı bir şey, onu kabullenin lütfen.

Hayırlısı olsun.

@üğpoıuy +1

Sana saygılı ve dürüst bir şekilde başka kişilerle de tecrübe edinmek istediğini söylemiş. Senin de dediğin gibi ayrılık sebebi onun kendisiyle ilgili olan bir istek ve ben olsam kararına saygı duyardım. Onun ülkesine gidince de mesaj at ama bence fazla beklentiye girme.

belli ki hayatındaki en önemli şey herhangi bir sevgili bulmak ve onla yatakta uzanıp sevişmek gibi basit şeyler değil. kendisini çok iyi anlıyorum. hehehe.

Öncelikle aşırı bencil bir hareket. Bir o kadar da dürüst. Hani milletini bilmesem şu hareketi bir Alman falan yaptı derim yani. O kadar ruhsuz. Hipergamiye yenilmişsin, ağzınla kuş tutsan da fayda etmez. Kazanamazsın. Kadın kişisi seni artık alt seviye görmeye başlamış, mesele onun yurtdışına gidebiliyor oluşu, senin ise Türkiyeye mahkum kalmış oluşun. Hatun başka aşklara yelken açıp deneyimlemek istemiş çok net. Üzülme. Yıllardır yurt dışında yaşayan biri olarak TR'den gelenlerde default hareket oluyor bu, sonrasını kişisel deneyimlerimle söyleyeyim. Aradığını yabancılarda bulamayınca (ilgisizlik, romantizm eksikliği, özel hissedememe) sonucu kadın kişisi bunalıma giriyor. Bu gözler bir gece bunalıma girip ex'ine yalvar yakar önce ist ordan adanaya uçup evinin önünde alkolü basıp ağlama krizlerine gireni gördü. Rahat ol, next'e bas babacım. Şuan dediğim gibi ağzınla kuş tutsan kurtaramazsın, he midesizsen ilerde yine döner mi diyecek kadar gevşeksen, o next'e daha kuvvetli bas hatun kişisi ilerde o dediğim moda girince beyni rewire edip fabrika ayarlarına dönünce seni arayacaktır.

bence kilit nokta domestik kelimesi. bu rolleri istemiyor. istememe hakkı baki, kimse de yargılayamaz bunu. size de dürüstçe ve en yalın şekliyle söylemiş. bence çok rasyonel ve ayakları yere basan bir karar vermiş ve bunu sizinle paylaşmış, başka gerekçeler uydurup sahte davranmamış.

kararına saygı duymalısınız.

erkek milleti ne hale geldi ya, yazık valla :)

kritik kısım: "geleceğimi yalnız planlamak istiyorum. açıkçası başkalarını da deneyimlemek istiyorum"

dönerse senindir, dönmezse hiç senin olmamıştır..

How I met your mother'da lily dönmüştü.. ama reelde oyle olmayabiliyor da o işler.. sen bitmiş say hayatını yaşa...asla ve asla ve asla armaya iletişim kurmaya da çalışma..

yazan herkese çok teşekkür ederim.

zor bir yas sürecine girdim.

her şey zamanla geçer diyerek kendimi teselli ediyorum.

sağolun.

BİR BUÇUK YIL SONRA GELEN EDİT:
Bu süreçte ayrılıktan sonra neredeyse hiç temas kurmadık. Bir iki mesajına ve aramasına kibarca arkadaş olmayacağımızı hatırlatarak, mesafe koyarak cevapladım.

6 ay önce uzun bir mail: mutsuz olduğunu ve her gün uyandığında yarattığı enkazı hatırladığını ve bunu düşünmekten bir türlü kurtulamadığını söylüyor. Sıklıkla ağladığını vs. söylüyor. Maile cevap vermedim.

Bir hafta önce uzun bir mektup: halen bu enkazla boğuştuğunu ve ne yapacağını bilemediğini söylüyor. başkalarının ilişkileri tekrar toparlayabiliyoruz, bizim ilişkimiz neden bu kadar katı ve net, neden tekrar bir araya gelemiyoruz? gibi cümleleri var.

Bu mektubu da şimdilik cevaplamadım.

Bazen gece uyurken, neden tekrar olmasın? diyorum. Sonra hemen bu düşünceleri aklımdan uzaklaştırıyorum. Çok üzücü yine de her şey.

Önerileriniz varsa dinlemek isterim. Siz, sizi terk eden ve geri dönen kişiyle tekrar denediniz mi? Sonuçlar nasıl oldu?

öncelikle üğpoıuy duyuruya dönmüş baya sevindim. (Sonradan gelen edit: Şimdi de üzüldüm çünkü eski başlığı hortlatmışsın)

Cevabım ise bu işin geri dönüşü yok. Başkalarını da denemek istiyorum lafı mideni kaldırmıyor mu? Orada sevgi kalmamış bitmiş gitmiş bak ben 11 yıllık ilişki deneyimiyle buradayım 3 kere affettim. (Sonradan gelen edit: Bilmeden burada cevabı vermişim demek ki ileri görüşlüyüm.) Şu saatten sonra sana dönerse bile sebebi "denediklerinde" tutunamamış olması. Sal dostum ne olursa olsun geçecek ve sen bir başkasını daha çok seveceksin.

Abi sakın yapma aklına da düşmüş neden olmasın diye madem. Ex den next olmuyor muhterem. Hani olanı elbet var ama onlar böyle sonlanmıyor. Çok üzgünüm ama oradan güzel bir şey çıkmaz sal gitsin.

Denedim, canımı yakmak istediğinde kucağında zıplatan erkeklerle kıyaslandım bu oldu. Meğersem 20 cm ve duvarda seviyormuş. Bunu söyleyen kadınla ben hastane hastane dolaşmıştım babası için, ölüm haberini aldığına babasının benim kucağımda yatıyordu.

Yapma dostum. Gerekirse kafanı buz dolu kovaya yok, kendine gel. Senden ayrılıp kimlere gittiyse yine onlara gitsin. Sen ağlama duvarı değilsin. Sana zehri veriyor yavaş yavaş. Zaten 3,5 yıl kaybetmişsin. 6 ay da yas ile kaybetmişsin. Şu an önündeki yıllarda olabilecek güzel şeylerin önünü kapatıyorsun.

Bu arada ayrılma gerekçesinde "başkaları" olmasa tekrar dene derdim ama başkaları olaya karıştıysa tekrar denememelisin.

"başkalarını deneyimlemek istiyorum" çınnnn çınnnn çınnnn.
ne zaman (ne niyetle olursa olsun) seni şu kadar özlediğini, arkandan öyle böyle ağlamadığını yazsa, üstteki cümle kafanda çınlasın.

deneyimlemek, domestik. kalsın.

"Başkalarını deneyimlemek istiyorum" gibi bir laf edebilen birisi hiçbir zaman sevmemiştir. Hiç aklınızı karıştırmayın hayatınıza bakın. Yoksa yine üzülürsünüz.

Erkekleri anlamak zor! Benim ev arkadaşım yabancı, nişanlı gibi bir şeydi. Çocuğa tekmeyi bastı, muhtemelen onun da derdi; başkalarını deneyimlemek. www.eksiduyuru.com

Ben yakından her şeye şahit oldum. Kurtulduğuna dua etmelisin! Bu tarz bir insana nasıl güvenebilirsin ki?

Beton çeker. Yere konmaz o yüzden. Yün değilse tabii.

Özel olarak seçtm yatağımı ve memnunum. Yün yatakta yatmak isterdim ancak temizliği zor ve meşakkatli olduğu için imkansız.

kışın iyi ısıtılmış bir odada da uyusan, normal yatağına nazaran yerde üşüme ihtimalin daha çok.

çünkü ısınan hava yükselir, soğuk hava her zaman yerdedir.

hani beton çekmesi olayı da var ama yatak altına sağlam izolasyon yaptığını düşünüp bu konudan bahsetmiyorum.

benim hiç bir yatağım bazalı yani altına bişey koymalı sistem olmadı, bildiğin yatak altlığı. zaten sağlam bir marka aldıktan sonra çok uzun yıllar götürebiliyor.

bazayı değil yatak kısmını iyi seçmeni öneririm.

ayrıca yatak uykunun ufak bir parçası. dünyanın en konforlu ortamında da uyusan kafanda problemler varsa, bilinç altına işlediyse güzel uyuman mümkün değil.

yatak seçerken deneyip almadım, gördüm iyiymiş dedim, yataş aldım hatta 3 tane aldım 2 tekli 1 çiftli memnunum yani.

tozla sıkıntısı olan bir insanın anti alerjen yatak, nevresim hatta odadaki diğer şeylere çok dikkat etmesi gerekir.

veya çok boğazı kuruyan(kalorifer kışın çok yapıyor bazen çok rahatsız olduğum oluyor) bir insanın oda nemlendiricisi kullanması lazım.

odanın boyutunun m3 olarak uygun boyutta olması lazım ki oksijen yetsiin.(kışın kapı kapalı olarak düşündüm.)

hatta mümkünse periyodik olarak içeri temiz hava pompalanmalı(klima vb gibi cihazlarla)

en önemli etken de beslenme durumu ve yaşadığın yerin havasının temizliği.

iyi yatak sana ne sunar? eğer ortapedik bir sorunun yoksa, uyurken kıçın başın belin ağrımaz, tutulmaz. alerjin varsa anti alerjenik alırsan, alerjini tetiklemez. budur yani. çok da bişey beklememek lazım.

Bazanın sağladığı konfor, yük dağılımıyla ilgilidir diye düşünüyorum. Açılıp kapanma fonksiyonuyla ilgili olduğunu sanmıyorum. Ev hanımları sevdiği için popüler o modeller.

Metal veya ahşap karyolalarda yatak düzgün yayılmıyor. Aradaki boşluklar sebebiyle, yaylar iyi konfor sağlamıyor olabilir.

Bence yatak konusuna insanlar yeterli önemi vermiyor. Günün 6-8 saatinin geçirildiği bir yer. Marka önerisi yapmayacağım çünkü kişisel bir tercih. Görüp, şöyle bir uzanıp (amerikalılar gibi zıplamadan tabi) almak lazım. Bir defa alınıp uzun süre kullanıldığından, kaliteli bir şey almak mantıklı.

@sivrisinek

Yanlış bilmiyorsam genellikle bu tıkaç uyurken takılıyor. Kolay uyanan insanlar dış seslerden etkilenmesin diye. Ben de böyle takmaya başlamıştım. Sonra gün içinde de rahatlatıcı olduğunu fark ettim.

En az 10 senedir her gece kullanirim. Su ana kadar bir sikintisini yasamadim.

Kulak tikaci asrin icadidir.

Online halleri Milli Kütüphane süreli yayinlar katalogunda yok mu diyorsunuz? Ankara Üniversitesi ya da Milli Kütüphane online arsivi sayesinde Almanya´dan bir ton arastirma yaptik, ilk basta sayfa basina ucret aliniyordu, sonra ucretsiz yapildi hatta.

www.toplukatalog.gov.tr adresinden size en yakın hangi kütüphanelerde olduğunu bulabilirsiniz.

tez.yok.gov.tr

buradan ilgili konularda yazılmış tezleri bulabilirsin. arama kısmına konuyla alakalı kelimeler, kavramlar eklersen işe yarar bence.

@silah taciri
Aklıma takılan şeylerde hep tezlere bakmaya çalışırım. Ancak bir iki farklı başlık vs. denesem de 1975-80'e dair pek istediğim türden makale/tez bulamadım. biraz daha araştırayım.

www.tustav.org
www.tustav.org
hatta tüm külliyat için:
www.tustav.org

mayıs diye biliyorum ama emin değilim.

www.agaclar.org

Genelde mayısta daha çok görünürler ama rakıma göre erken ya da geç olabilir tabi.

Sizin Mac eskiyse network kartı yeni yüksek hızları desteklemiyor olabilir (802.11a/b/d/g ... diye gider desteklenen standartlar)

Benimki: MacBook Pro (13-inch, 2017, Four Thunderbolt 3 Ports)

speedtestte aynı hızı mı alıyorsunuz? onu denediniz mi ?

@fezagezgini
Speedtest'te aynı hızı alıyoruz. Garip.

Binbirgece masallarının hepsi:/

Katharina Blum' un Çiğnenen Onuru- Heinrich Böll

sim kart takacaksan aynı telefonlarda olduğu gibi 1500 lira verip pasaport kaydı yapman gerekir. hiç sim kart takmazsan wifi ipad gibi kullanabilirsin.

karışmak gibi olmasın ama.. her yerde wifi var.. wifi olmayan yerlerde de telefonun interneti paylaşıma açıp (hotspot) tabletten internete girebildiğimiz bu takvimde simkartlı tablet almak, hatta yurtdışından almak hiç mantıklı değil.. hem garantisi olmayacak hem de kayıt parası ödeyeceksiniz yok yere..

yurtiçinden normal (wifi) IPAD alın.. garantisi olur başınız ağrımaz..

not:
olmaz olmaz demeyin elektronik cihazlar her an bozulabiliyor.. geçen yıl ps4 almıştım, haftada bir gün oyun oynamama rağmen gamepadin analog kolu bozuldu.. garantiden yenisini verdiler.. piyasada 350liradan satılıyor

Londraya ve New Yorka gitmek istiyorum, aslında büyük bir gezi listem var ama ilk sırada bu iki şehir geliyor

İyi bir yunan lokantasında birkaç saat bizukili klarnetli oturmak istiyorum

seslendirme yapmak istiyorum, çok karakter kaygım yok

iyi bir vücuda sahip olmak istiyorum, aslında çatım iyi ama disiplinim zayıf

tekneyle açılıp birkaç gün kafamı dinlemek istiyorum, bu yunan lokantası hayaliyle birleşebilir

düzgün ve evden çalışabileceğim, haftanın ya da ayın belirli günleri şehirlerarası ya da uluslararası toplantılarına da katılabileceğim bir iş kurmak istiyorum, mümkünse bodrum tabanlı; bunun için öncelikle BIM uygulamalarını obsesif bir şekilde öğrenmem bir köşeden de müellifi olabileceğim işler almam lazım

bisikletle yerkesik yolundan akbükten menteşeye çıkmak istiyorum

ben ölmeden once mutlaka trenle ulkeler arasi seyahat yapmayi planliyorum ama soyle rusya-cin hatti gibi bir hatta. 2 saatlik degil :)

bir de yine uzun sureli bir cruise yapmak istiyorum birkac haftalik. bu ikisini yapmadan ölmem umarim :)

ah eklemeyi unutmusum bir de amerika'yi bastan basa arabayla gezmek gibi bir hayalim var, bu acik ara en ucuk hayal olan tabi :)

bizim burada iki katlı ortası bahçe olan bir kafe var. bahçenin üstüne güneşten korunmak için tente kurmuşlar. 2. kattan onların üzerine atlamak istiyorum uzun zamandır. daha cesaret edemedim.

Yamaç paraşütü de yap :)

Ben de arıyorum ve bulamadım ama şöyle bir şey var.

www.youtube.com

Çok kasmayın bence bu kadar. Ben posta kutusuna bırakıp çıkmıştım. Bi halt yiyemez

kontrat tarihinden en geç 30 gün önce noterden ihtar çekerek çıkacağınızı bildirmeniz gerekiyordu.
anahtar için noter aracılığıyla işlem yapın.

sorun yaratabilir, yaratmış olanı var.

noterden anahtar teslim ücreti nedir? bilgisi olan var mı?

200-300 civarı olabilir, ama emin değilim.
2017 aralık'ta 200'dü diye hatırlıyorum.

10 saat önce geç. bende aynı duruma düşmüştüm. sorun olmadı.

Tr'de birsey demezler. Damgayi basip gectilerdi bende.

Yurtdisinda pasaport kontrolune girecekseniz 12 den sonra. Oradaki polis sorabilir. Sorun olmasi oradaki polise bagli ben 6 saat gecmistim vizeyi, baska biri geldi kontrol etti. 15 dk falan surdu.
Ama sonra pasaportumu verirken ilk polis bunun cezasi var ama biz komsuyuz falan demisti. Hatta ben anlamadim, ne kadar odicem falan diye sacmalamistim biraz.

Daha sonra internetten arastirdigimda 600 euro cezasi oldugunu ve 10 yil şengene giremezmissin diye okumustum. Yanlis hatirlamiyorsam

ben evhamlıyımdır online checkin yapar erkenden geçerdim pasaporttan yoksa mülteci gibi davranılma ihtimalin var ters bir adam baya canını sıkabilir.

Ben de basond'a katılıyorum, zaten Avrupa'da baya sıkıntı oluyor bu aralar, adamlar cinslik yapmak için bahane arıyorlar. Önceden gidip beklemeyi tercih ederim mutlaka.

dediği gibi sizin kullanımınızdan kaynaklı veya ihmalinizden kaynaklı bir su basma hadisesi yaşanmışsa, sizin yaptırmanız; çatı kaynaklı, pencere kaynaklı veya su borularının eskimesinden kaynaklı bir bu basma olmuşsa onun yaptırması ve sizin depozitonuza dokunmaması gerekli.

Konut sigortalıysa sizden para alıp bi de sigortadan da para alabilir. Sigortası var mı yok mu öğrenin

Bir usta çağırıp sorunun ne olduğunu sordum. Beton üstüne dandik parke döşendiği için olduğunu, benim hatam olmadığını söyledi.

Elimde 11 ay kiramı ödediğime ve bir aylık kirayla da eşit depozitomun olduğuna dair kağıt var. (Ev sahibi imzaladı, kağıt onda kaldı-ben fotoğrafını çektim)

Şimdi adam son ayın kirasını ödemezsen dava açıcam diyor. 2000 TL için dava açar mı cidden? Bundan korkmayıp buyur aç dicem sanırım. (+ kirayı elden verdiğim için sanırım bunun vergi cezasını da ödemek zorunda?)

Ne önerirsiniz?

Elden verdiğin kiraya karşılık imza alıyor muydun?

Evet. Kira sözleşmesinde her aya karşılık gelecek 11 imzası var. Tutarıyla. + 11 ay ödediğime + depozitomun olduğuna dair kağıt imzaladı. Ben de son kirayı ödemediğime dair imza attım tutanakta.

Parkeye zarar veren sorunun ev sahibinin sorumluluğunda olduğunu kabul etsek bile, parkelerin zarar görmekte olduğuna dair bir bildirim yapmamış olman nedeniyle bence hatalı sensin. Bence vicdanen ödemen gerekir.
Ama ödemezsen mahkeme yoluyla peşine düşebileceğini sanmam. Hele ki elden ödeme olayının usulsüz olmasını kullanabileceğini hissettirirsen.

Hiç gerek yok, son kirayı ödeme depozitoya say, kırık dökük masrafın varsa elden son gün verirsin. Elinde 2-0 imkan varken neden adamlar para isteme durumuna geliyorsunuz? Hem emlakçı kimmiş kontrat senle ev sahibi arasında elindeki parayı verip sonra geri almaya çalışmak biraz garip dertsiz başına dert alırsın.

emlakçıya falan güvenme. son kirayı da ödeme. evi aldığın gibi teslim et. depozitoyu başka türlü kurtaramazsın. yavşak ev sahibi ve emlakçı birlikteliği.

parayı vereceğim.

20'sinde param ödenmezse anahtarı teslim etmeyeceğim.
elemanın (kirayı alan) babası, aslında evin sahibi. babasını arayacağım. oğlunuzla çözemedik. paramın üstüne yatıyor. 10 gün daha evdeyim. bugün paramı ödemezseniz 2000 liradan daha fazla zarar vereceğim evinize. kusura bakmayın amca dicem.

sonra alt komşumun ev sahibi de, elamanın (kirayı alan) amcası. araları iyi değil. onun da numarası var. onu da arayıp, yeğenin paramı ödemiyor. eve zarar vereceğim, senin evi de etkileyebilir. söyle bugün paramı göndersin diyeceğim.

şenliği izleyeceğim.
nasıl fikir?

pasif agresif saçma sapan bir fikir. kirayı ödemedin diye mahkemeye mi verecek? ödeme para falan

evi aldigin gibi birak, boyali girdiysen boya yapmak veya boya parasini depozitodan dusmek zorundasin. taze boyali eve girmediysen sorun yok.

eve zarar verme, basin belaya girer. internette ara, bu konuda mahkemelik olmus basi agrimis kisiler var.

aslinda son kirayi depozitoya say diye bir sey yasal olarak yok. kiralar duzgun odenir, ev bosalip temizligi boyasi yapilinca ev sahibi gorur, depozitoyu iade eder. veya temizlik / boya fiyati depozitodan dusulur o iade edilir, etmezse mahkemeye verirsin seve seve oder. yasal haklarin var korkman gereken bir sey yok. eve zarar falan verirsen hakli oldugun yerde suclu duruma dusersin hem vaktin gider hem paran gider.

Duyuru sayesinde fikrim değişti. Teşekkür ederim.

Ben kendime ve eve iyi baktığıma güveniyorum.

Ev sahibinen de buyur dilediğin zaman gel birlikte bakalım dedim.

Son kiramı ödemeyeceğim. Telefonda rahatsız etmek dışında ne yapabilir? Kapıya dayanıp tehdit + eve zorla girmeye çalışırsa polisi ararım diye düşündüm. Son ayın kirasını isteyince, ben kendimi önceki konuşmamıza göre ayarladım (son ayı depozitoya sayalım demişti) kusura bakma param yok diyeceğim.

Kötü bir insan olmadan, kibarca hak arayınca olmuyor, olmuyor. nefret ediyorum illa bir tartışmanın içine düşmekten. ancak yapacak bir şey yok. 1 kira bedeli az para değil.

Ev sahibim dün arayıp, senin a.mına korum, sen o mahalleden çıkamayacaksın dedi. Benimle bu şekilde konuşamazsın diyerek telefonu kapadım. Esas ev sahibi olan babasını arayıp, bu türden bir diyalogu kabul etmediğimi söyledim. elden kira aldığını, elimde bunun yazılı-imzalı belgesi olduğunu ve maliyeye gideceğimi söyledim.

nihayetinde mahkemeye gideceğiz gibi görünüyor. benim için sorun yok.

Ev sahibinin oğlunun söylediği: ilk 2 ay airbnb yaptın, elimde kanıtlar var + evdeki sana ait olmayan masrafları da senin üstüne yıkacağım + kefil olan kız arkadaşına yurtdışı yasağı koyacağım ki okumaya gidemesin.

Buyur dedim. buyur aç.

asıl sorum: evden çıkmadan önce mi maliyeye şikayet etmeliyim yoksa çıktıktan sonra mı?

bu beyinsizler neden bu kadar büyütmüş? sinirlenmeye bile değer mi? hayır üstüne yatsa 1 kirayla mı zengin olcakmış? iyi baktıysan temizdir zaten. ya da kirayı öde ama depozitoyu da versin.

böyle yapan adam depozitomu ödemeyecektir.

önceki

bir önceki iş gününü alacaksınız. perşembe-cuma tatilse çarşambayı yani

Cuma kuru. Evds ise duzenlemeye gerek yok. Evds almiyosaniz persembe 15.30 u alacaksiniz. Cuma 15.30 ptesi demek.

en son günün efektif satış kurunu kullanacaksınız.

@cay koy geliyorum
bir diğer sorum da buydu. neden döviz satışı değil de efektif satış kurunu kullanıyorum?

Ben noterden tahliye tebligatında bulundum,çıkmadan 15 gün önce.Tc numarası lazım oluyor evsahibinin bilgi olarak.Dask sözleşmesinde yazıyordu,oradan kopya çektim tc sini.50₺ gibi bir noter ücreti var.Depozitonun üstüne yatacaktı,noterden evrak gelince,geldi depozitoyu vermeye.

@arenas
son ayın kirasını ödemeyip bunu depozitodan saymayı planladığımı söylesem, olmuyor mu?

Olur,çoğu kişi öyle yapıyor.
Benim durum farklıydı,zaten benim evden çıkma sebebim evsahibiydi.Konuşarak anlaşamıyorduk.

teşhir/suç teşkil eder mi? / etmez.

lakin şöyle;
yaşadığınız yer tamamen camlarla kaplı bir site ise; orası, o ev o camlarla kaplı şekilde ruhsatını almış, satışa sunulmuş halde ise. yok değilse evet suç.

Yani siz, XX lira vererek bir evin mülkiyetini aldınız, o ev cam bir ev, o evin içerisinde nasıl dolanırsanız dolanın bu mahkemelerin konusu olmaz, olamaz. şundan kaynaklı olamaz, mülkiyet hakkı vb bunları geçiyorum hiç bir birey evine perde asacaksın diye bir zorlamaya (bildiğimiz hukuk düzeni içinde zorlanamaz) #PerdesizYaşamEngellenemez

Lakin siz yapı imar planına karşı bir şekilde evin duvarını yıktırıp üzerine çıplak gezeyim gibi bir hayal içerisindeyseniz ceza yersiniz ama bu ceza yine çıplaklıktan olmaz :/

Kapina polis gelir, yasanmis cok olay var

@avarel dalton
ben de benzer düşünmüştüm. ayrıntılı açıklama için teşekkür ederim.

@acemi
kapıya polis hangi hakla gelir çok merak ettim. elbette herhangi bir hak ile gelemez de, gelip ne diyecek diye merak ettim.

benim elime böyle bir suc ihbari gelse ve yetkili olsam. cezayi yapistiririm. bazi seyler yazili olmayan kurallara ait. bu da öyle bir sey.

@xv17jds
Yazılı olmayan kuraldan nasıl ceza yapıştırıyorsunuz polis bey? Sizin için uygun gelmeyen şeylere kafanıza göre mi ceza keseceksiniz? Valla iyi ki yetkili olmamışsınız.

barandogan.av.tr
Buraya göre teşhir suçu sayılıyor.
Zaten suç oluşturmasa, burası benim mülküm deyip camın arkasından birçok değişik suç işlenebilirdi.

@mikro patlama
tam olarak merak ettiğim bu. evin salonunda çıplak olamıyoruz ama yatak odamızda olabiliyor muyuz? nedir bunun sınırı? illa perdemiz mi olmalı? çıplak olmak ne kadar suç ki camın arkasından başka suçlar ile analoji kurulabiliyor? merakım çıplaklığın ev sınırları içerisinde hangi şartlarda suç olduğudur. (ya da hiç olmadığı)

@xv17jds hiç bir şey yapmazsın kardeşim, kişilerin yaşam alanı olarak seçtiği yerlerde ne yapacakları sadece kendilerini ilgilendirir, o seçtikleri alan içerisinde "senin yaşamına müdahale etmediği sürece" istediğini yapar, ve sen "gık" diyemezsin.

bu kişiye, ev satıyorken "sana sattığım evin içinde şu şekilde dolaşacaksın" demek gibi bir şansın ve haddin yok, istediği gibi dolanır. bahse konu "ahlaki" değerler, kişisel saçmalamadan öte değildir, senin için değer olan başka bir insan için değer değildir, benim kutsalım bu gibi bir davranış, aklı başında kimse tarafından kabul görmeyecektir.

ve sen yetkili olmadığın için sanırım sevinmeliyiz, ve senin zihniyetine karşı durmalıyız.

bizim kapıya polis geldi. alman ev arkadaşım duş sonrası odasına çıplak giriyormuş. karşıdan biri şikayet etmiş. ben evde değildim, polisle telefondan konuştum. "burada kızlı erkekli yaşanıyormuş" da demişti hatta.

karşı binadan biri “çoluğumuz çocuğumuz var” diye polisi arar, polis kapıya gelir, ikaz eder; tecrübeyle sabit.

Linkte gayet net açıklanmış. Anlamayacak bir şey yok. İlla şu oda bu oda diye bir ayrım da yok. Siz enteresanlık peşindeyseniz başka.

"Teşhircilik suçu, bir kimsenin cinsel organını veya vücudun diğer cinsel bölgelerini belirli bir kişiye yönelik olmaksızın teşhir edilmesi (gösterilmesi) ile oluşur. Teşhircilik yapma, kanunun madde gerekçesine göre ahlak temizliğine aykırı bir hareket olduğu için cezalandırılmaktadır.

Failin belirli bir kişiye karşı cinsel organını veya vücudun cinsel bölgelerini göstermesi teşhircilik suçu olarak değil, cinsel taciz suçu olarak nitelenir. Teşhircilik suçu, fiilin belirsiz sayıdaki kişiye karşı işlenmesi halinde söz konusu olur. Örneğin, cinsel organını camdan göstermek, çıplak bir şekilde sokakta gezmek."

@nihayet
bir hukuk sorusuna 'enterasanlık peşindeyseniz ayrı' diye cevap vermeniz ilginç oldu :)
evde çıplak dolaşmak teşhircilik mi sayılıyor? yasa bunu mu söylüyor gerçekten?
tekrar tekrar okudum ama yazılı metinden bunu çıkaramadım zira.

Öyle diyorum çünkü metin gayet açık.

Yasa maddeleri genel manada cümlelerle kurulur. Usul budur. Siz "evde çıplak gezmek suçtur ve mutlaka perde takmak gerekir" gibi bir madde arıyorsanız bulamazsınız çünkü bu sefer adamın biri şeffaf perde takar kıllık değil mi? Öbürü işyerinde çıplak dolaşır, itiraz edenlere "ama yasada evde diye yazıyordu" der. Kanun koyucu insanın aklına gelebilecek bütün cinlikleri düşünerek o yasak bu yasak diye upuzun bir kanun maddesi yazmaz. Hem pratik değil hem de sonu yok bunun.

Yaşa maddesinden bağımsız olarak bir örnek vereyim:

Müzik dinlemek suç değildir ama siz gerekli yalıtımı sağlamadan yüksek sesle müzik dinlediğiniz vakit (bu müzik değil akşam haberleri de olsa farketmez) insanlar bundan şikayet edebilir ve siz dışarıya taşan sesten sorumlu tutulursunuz. Aynı şekilde dışarıya taşan görüntüden de sorumlusunuz.

Toplumsal hayatın getirdiği karşılıklı bazı yükümlülükler vardır bunu anlamak bu kadar zor olmamalı.

Yapacağınız iki şey var. Ya çıplaklığın normal kabul edildiği kabileler var, oralara gidip yaşayacaksınız, ya da femenciler gibi yasal sonuçlarını göze alarak bir çıplaklık aktivisti olarak zorlu bir hayata baş koyacaksınız. Bu konuda kendinizce bir farkındalık kampanyası başlatıp insanları böyle bir hayatın çok daha iyi olduğuna ikna etmeniz lazım ki işler sizin istediğiniz gibi olsun. Ancak hiçbir özgürlüğün insanlara altın tepside sunulmadığını da unutmayın. Hayatta başarılar :)

Perdem yok, evde genelde cıbıl geziyorum. Henüz başıma bişey gelmedi.

Sanırım biraz da yaşadığınız muhitle alakalı. Bizim burada pek çomar yok çok şükür.

bence kurum aracılığı ile direkt afrika'da kestirin. küçükbaş 600 tl civarı oluyor.

www.kizilay.org.tr

lösev bir seçenek.

kesildiğini görüp löseve bağışlarsan iyi olur bence.

Daha önce de benzer bir duyuruda belirtmiştim, kızılay ve lösev adak olarak kesmiyor. Sizden bir hisse bedeli alıp sayı 7'ye ulaşınca bir büyük baş kesiyor, bu işlem sizin adağınızı yerine getirmez.

Adağın yerine tam olarak getirilmesi gerekir, bir kurban kesmeyi adadıysanız mutlaka kesmelisiniz. Fakir bir çocuğa ayakkabı almayı da adamış olabilirdiniz, bir aileye mutfak erzağı almayı da, 3 gün oruç tutmayı da.

Sizin probleminiz ne adadığınızı hatırlamıyorsunuz, kanaatimce genelde adak denildiğinde bir koyun/koç gelir herkesin aklına. Ama yine de ehli sünnet bir alimden fetva ve bilgi almak lazım. İsmailağa fetva hattını arayabilirsiniz.

Mutlaka cevabı vardır.

Diyanet İşleri Başkanlığı Alo Fetva Hattı olarak daha önce 444'lü bir hat kullanılıyordu. Ancak daha sonra bu hat iptal edilerek sabit hatlardan ve cep telefonlarından ücretsiz aranabilen Alo 190 Dini Danışma projesi yürürlüğe girdi.

Ne olduğu belli olmayan yerleri arama.

bence başının ağrısının nedeni başka şeydendir. sigara varsa onu azalt, su içmiyorsan su iç...

bende sabah içmezsem ayılamıyorumculardanım. hiç bırakmayı düşünmedim. gerek yok sigara varsa sigarayı bırak. günde iki bardak kahve kalbi koruyor bi kere <3

bir kere kahve tiryakisi içtiği kahve miktarını tam bilir. ben 8 g'dan espresso yapıyorum. günde en az 1 içerim. bazen 6 içerim.

kahvenin bırakılması gerektiğini düşünmüyorum. rahatsız ediyorsa decaf deneyin.

size saçma bir hikaye anlatayım. hayatımın bir döneminde dik durunca başım ağrıyıp dönüyordu, yatınca geçiyordu. bu olay yaklaşık 2 ay sürdü. çok araştırdım çok doktora gittim. bir şey bulunamadı. nörologlardan biri kahve için iyi gelir dedi hatta kadın yabancıydı. bu da böyle bir anımdır. kahvenin karaciğere faydalı olduğuna dair de bilgiler var. doğrudur yanlıştır bilemem. içerim içtiririm. miktara bakmam çarpıntı yapınca keserim.

ben günde 1 lt filan americano içiyorum, 5 shot espresso yapıyor.
bırakmayı hayal bile edemem. kahve içmezsem yarı baygın oluyorum.

Cold turkey diyor yanancılar
Kahveyi bırakamam demek komik geliyor. Kötü hissediyorsunuz ama farkında değilsiniz koşullanmışsınız kahve beni uyanık tutuyor yok öyle bir şey.
5 shot espresso içen arkadaşa sormak istiyorum çarpıntın, anksiyeten uyku bozukluğun yok mu?
O kadar kahve içilmez bu bedene yazık

ben biraktim, haftada 1-2 kere decaf iciyorum, porsiyon kontrolu acisindan kafeinsiz turk kahvesi super oluyor. fakat siz bulabilirseniz su teknigiyle kafeini arindirilmis tuketin, mehmet efendininkinde nasil arindirdiklarini bilmiyrum mesela.

Baş ağrınız ya psikolojik ya da bir doktora görünün ki psikolojikmiş gibi duruyor.

ben de günde en fazla 2 bardak içiyorum. 3 sene önce 3'e bile çıkmıştım ama çarpıntı yaptığı için azalttım. ben de çok sevdiğimden değil aslında ama dizi film izlerken içmek çok hoşuma gidiyor. aslında uykusuzluğum var uzun süredir, bundan dolayı mı diye düşünüyorum.

ben önce kitabı okumuştum sonra filmi izledim, bu şekilde çok keyifli oldu. çünkü sahneler ile kitapta yer alan bölümler arasındaki bağlantıları iyi kuruyorsun. bence sen de böyle yapıver.

Kitap, sonra film

Sadece kitap, illa izleyeceksen de film hakkında beklentiyi yükseltme derim.

Sadece kitabı okudum, çok da beğenmedim açıkçası. Biçem haricinde çok orijinal bir tarafı yok bana kalırsa. Ana karakterin içinde bulunduğu durum ve başına gelenler varoluşçu Fransız bir yazarın bir romanından aparma gibi geldi hatta.

Kitabı okumadım ama filmi beğendim, bugüne kadar bir kitap okuyup da filmi çekildiğinde beğendiğim çok nadirdir ama bir filmi seyredip beğendiğimde uyarlandığı kitabı okuma isteği duyarım, o nedenle ben önce film sonra kitap derim.

aliexpress'te dönüşüm kitleri satılıyor. doların uçması yüzünden maliyeti 2000-3000tl civarında geziyor.

Elin tornavida tutuyorsa kendin de yapabilirsin, bisikletçi de rahatlıkta yapar montajını. Genellikle 48V oldukları için 4 adet ufak motosiklet aküsü de alman gerekecek. Tahmini olarak bi 400TL de aküler tutar.

Türkiye'de de ortalama 2500 TL fiyata setler bulabilirsiniz, uzmana gerek yok eli iş tutan herkes yapar montajını. Youtubedan veya kitin üreticisinden video desteği alabilirsiniz.

3000 liraya goccia city zero alın geçin. Elektrikli katlanır bisiklet. Bu commute bisiklet olsun, eski dağ bisikletinizi de dağ bisikleti olarak kullanın.

kendine ince düz tekerlekli bi bisiklet alırsan gerek kalmaz elektriğe, rahat çıkarsın yokuşları.

Bulaşmamayı tercih ediyorum. Bulunduğum yeri değiştiriyorum.

Hiç bulaşmam. Ya kulaklık takılıdır müzik dinliyorumdur ya da arkadaşla muhabbet ediyorumdur.

eğer dakikalarca sürerse, kibarca biraz sessiz olur musunuz diyorum.
zaten ben fitili ateşledikten sonra diğer insanlar da olumsuz bir geri dönüş alırsam bana arka çıkıyorlar.

kulaklık takarak. kendimi korumaya çalışıyorum genelde.

Eger bana yakin oturuyorsa, sanki telefonla konusyormusum gibi yaparak daha yuksek sesle konusuyorum.

Hic takilmam. Insanlar da niye bu kadar takar hic anlamam. Isi gucu yokmus gibi..

bir ara çok kıl oluyordum, uyarıyordum, tepki koyuyordum. paylaştığım arkadaşlar, adımı deliye çıkarttı. tamam, dedim... onlar normal, ben anormalim! kulaklığımı takıyorum, uzaklaşıyorum falan.

bu britanın sadece filtresi, brita sürahi içine takılıyor.

içinde bildiğin aktif karbon var.

evet mesela istanbul şebeke suyunu bununla süzüp çaya kahveye yemeklere kullanıyorum, tadını büyük ölçüde değiştiriyor ama kaynatmadan istanbul gibi yerde bunun suyunu kullanma taraftarı değilim.

@killerbee, bir çok yerde İstanbul'daki şebeke suyunun kaliteli ve güvenli olduğunu duydum okudum. Sorunların genelde bina içi depolardan kaynaklandığını da. Bu söylediğinizi destekleyen her hangi bir şey var mı acaba?

baştan sadece britadan içip motoru bozmam?

kullanım kılavuzunda yazan bakteri ve virüslere dair bir süzme işlemi yapmaması?

istanbulun her yağmurda alt yapı problemi yaşaması, sulara her zaman biyolojik atık karışma ihtimali vb vb...

içme suyu haricinde her şey için kullanıyoruz. memnunuz. lokasyon ankara.

Bulundugunuz yerde cok yaygin bir sekilde musluk suyu icilmiyorsa, uygun degildir.

Tadini yumusatiyor sert suyun. kahve-cay yaparken kullaniyoruz. Avrupa´da suyu cok sert olan kentlerde kullaniliyor, ustte denildigi gibi virus/bakteri vs. temizlemez.

bununla arıttığım suyu çayda kahvede kullanıyorum içme suyu olarak tadını pek sevemedim.

ayrıca su konusunda aşırı titiz değilim şu an çorludayım, burada artezyenden su çıkıyor burada oturanların yüzde90ı çeşme suyu içer, ben de içiyorum 15 20 senedir.

Canım çok sıkılıyor, kalkıp çay mı koysam yoksa intihar mı etsem? İntihar böyle bişi değil.
Pes etme kavramı üzerine biraz düşünelim. Hangi anda insan pes eder? Kazanma umudu kalmadığında mı yoksa oyundan artık keyif almadığında mı? Neden pes eder? İnsanlar arasında pes etme eşiği farklılığı var mıdır? İntihar'ın zıddını survive olarak kabul etsek, biz her gün yaşamayı tercih mi ediyoruz yoksa core programımız buna mı meyilli? Hangi durumda bu core program "intihar et" komutunu veriyor? Bu bir kod hatası mı? Sanmam.

Modern tibba gore intihar etme istegi hastalikli bir durum. Cogunlukla major depresyon eslik ediyor.

OtenaZi va icin psikiayri gorusu isteniyor

psikolojide direkt "hastalık" değil de "bozukluk" olarak geçebiliyor intihara sebebiyet veren durumlar. ve evet, teknik açıdan bakarsak ortada bir bozukluk var çünkü makine çalışmaya programlandığı şekilde çalışmıyor.

öte yandan bilinçli olmak özgür iradeyle tercih yapabilmeyi getiriyor beraberinde, bizi insan yapan şey bilinçse insan olmamayı istememize(en azından yaşayan hali) sebep olan da aynı bilinç. belki burada özgür irade konusuna değinmek lazım çünkü bana kalırsa özgür irade diye bir şey yok ama ortada tamamen "kaotik" bir "düzen" olduğu için iradenin özgür olması durumunu denklem dışı bırakmak gerektiğini düşünüyorum. haliyle ölmek isteyen bir insanın "bozuk" olabileceğini kabul ediyorum ama insanı insan yapan şeylerin içinde bu "bozuklukların" da olduğunu düşünüyorum.

kesinlikle until dawn

Horizon Zero Dawn ilk oynayacağın oyun olmalı.

Sonra da Uncharted serisi.

Uncharted Nathan Drake Collection
Uncharted 4
Last of Us Remastered
Beyond Two Souls Remastered
God of War III Remastered
God of War PS4 -bunun primary hakkını satıyorum almak isterseniz :)-

Uzun lafın kısası Sony Exclusive oyunları kesinlikle oynamalısın. Asla pişman etmezler ;)

uncharted 4 bu oynamayı sevdiğim
god of war buda izlemeyi sevdiğim.

Her ikisi de kısa ve bağımsız oyunlar ama bitirince ağzımı açık bıraktılar:

What Remains of Edith Finch,
Gorogoa.

Exc oyunlar değiller, exc oyunları herkes yazdığı için farklı şeyler yazayım dedim.

24 saat açık olan bir otopark mı önemli olan o. 24 saat açıksa yarın 6ya kadar alırsan 20TL. Sadece gün içinde açık olan otoparksa yarın sabah açılış saatinden sonra ekstra yazmaya başlar. Gerçi sadece gün içinde açık otoparksa senden 20TL almamış olmaları lazım.

dertli olduğum konulardan biri, varsa da ben görmedim. izlediklerimi listeye atıyorum, onun dışında bir şey yok yapılamıyor sanırım.

aslında iki tuş var.

o beğendim ile beğenmedim şeyleri. birine basın geçin; sistem onu izlediğinizi anlayacaktır.

@susadım çeşmeye varmaz olaydım ustte duyuru olarak acmissin hocam, cevap atamadigim icin buraya yaziyorum.

O like ve dislike tuslarinin ihtiyaci tam olarak karsiladigini dusunmuyorum ben. Netflix sevdiginize benzer icerikleri size gostermek, sevmediklerinizi gizlemek uzerine kurulu bir sistem oldugu icin olur olmaz like/dislike atmaktan kaciniyorum.

Esimle izledigimiz son 10 film ve diziye baktim simdi. 3'une like atmisiz, 1'ine dislike. Kalan 6 icerik bizim icin ne cok iyiydi, ne de kotu. Ornegin "Amateur". Yani basketbolla ilgili vs guzeldi, ultra bos vaktim olursa gecirmek icin ideal, ama filmi izlerken zaman zaman uyukladigimiz anlar oldu, senaryoda bosluklar vardi vs (nitekim imdb puani da 5.9)

Simdi ben bunun gibi iceriklere neden like ya da dislike atmak zorundayim ki? Ikisine de uymuyor (bakis acina gore uyuyor)

O yuzden ben de bu konuda dertliyim. "Already watched" gibi bir ozellige ihtiyacim var.

Bu dediklerinin hepsi olabilir ama büyük ihtimalle dediği gibi itiraz edilince kanıt olarak göstermek için almıştır.

sayı tutturmak ve olası durum için fotograf alıyorlar. sizi fişlemek isteyen taraf ysk'da imza attığınızda fişler zaten.

Hocam resmi olarak böyle bir olay yokken, dernek\sendika üyeliğinden, bankada hesabı var diye insanlar hapis yatarken vermesen daha iyi olurmuş.

Dikkat etmek gerek bence.

fişleme neden olmasın ysk kimin elinde rtenin daha ne olması lazım.