Teşekkür ederim, lokasyon köy. Bunun bir avantajı okur umarım tekrar teşekkür ederim

Kafesi varsa gorebilecegi bir acikliga koysan?/belki tanir girer

Fazla uzağa uçamazlar, konu komşunun balkonuna, mahalledeki ağaçlara falan bakarsanız oralarda bir yerlerdedir. Yahut balkonuna konduğu biri çoktan çökmüş olabilir. Sokakta esnaf varsa haber salmanız ulaşmanızı hızlandırabilir. Allah kavuştursun.

E5ten gecen mavi minibusler ile. Otobus duragindan gecip haramidere carrefour dan donup iceri giriyor diye hatirliyorum. Sonra icerde dolasip hastanenin onunden geciyorlar.

Migrosun servisleri geçer kesin.

marmara park tarafinda ki duraga gelin oradan beyaz şapkali minibüsler geciyor esenyurt talatpasa'ya giden şoföre beni esenyurt devlet hastanesi yakininda birakin diyin birakacagi yerden 5dk filan yürürsünüz.
Ya da yukarida arkadasin dedi mavi minibüs kirmizi sapkali olan beylikdüzü duragindan geciyor ona binin. Oda hastanenin önünde birakir.

the tudors var sanırım.

rome

onedio.com

penny dreadful'u izledim, çok beğendim.

rome
the tudors
spartacus

Kesinlikle spartacus ama +18 dir

genelde peşin para çalışırlar. bira isteyecen adıyla ve boyuyla. bana bi regılır amstel ver de sonra hav maç dersin. parayı verirsin. korkçak bişi yok

Aboo, ciddili soru mu cunku beynim yandi. bi' bira soyle, para pesinse barmen soyler zaten.

Regular boyu Amsterdam nedir hocam? Başka bişey sormaz deme İngilizcem pert

olm troll müsün? sen nasıl karnını doyuruyorsun oralarda hayret :)

olm herkes ne söylüyosa onları dinle.

amsterdam demedi, amstel dedi.

o dediği de yetmez zaten. büyük iste.

Telefon tahmin yapmış Amstel onu anladım. Büyük big mi oluyor. Can o take a big beer desem yeterli mi?

Arkadasin alirken tuvalete git gelince onunkini goster same diyiver. sonra acilirsin

O biranin fotosu buraya gelecek! Goreyim seni

can I take a big beer

büyük big evet.

Hangi şehirdesin?

olm al bunu kullan cümle çevir www.seslisozluk.net

Yasak, kurallarda mevcut.

kimse yazmamış ben yazazım.

yasak.

Asagida muhabbet kusu satisi gordum... hala orada...

Satis degildir o satis olsa duramazdi.

Satis var asagida su anda kalkti mi bilemem ama formata uymayan her cevap aninda silinirken halen orada duruyor olmasi cok sacma.

az ac kurallari oku, yasak zaten.

boğaziçi elektrik için işletme kodu ve abone numarası ile girilir.
işletme kodu aralarında noktalar vardır. mantığı şu 1. sırada 3 karakter olacak şekilde sıfır ile tamamlanmalı. diğer sıradakiler de 2 karakter olacak şekilde sıfır ile tamamlanmalı. doğru tamamlanıp noktalar çıkartıldığında 11 hane olmalı.
abone numarası da başına sıfır koyularak 11 haneye tamamlanmalı.
işletme kodunu örnekleyelim;

11.2.3.44.00 diyelim sizinkisi şu hale getirmelisiniz. 01102034400

Ucmakdere nasil acaba bilen birileri yazarsa guzel olur

şileyi geçince woodyville var oraya bakabilirsin

gelir

Ben de gelir diye dusunuyorum.

ahan tam benim müdahil olacağım duyuru.

28 gün önce benzer bir çanta sipariş ettim, 40 dolarlık. gelmedi henüz. 1 hafta daha gelmezse ne yapmalıyım diye duyuru açacam.

20 gune gelirse iyi gelmis diyorum genelde. 1 ay oyle dusunulcek bir sey degil bence bekleyin daha:).

gelir. takipli yollar hatta

gerçekten deri ise gelmeme olasılığı var.

bunun yanında gerçek derinin o fiyata satılma şansı çok düşük, zira çinliler derinin bir kısmını türkiyeden alıyorlar. sadece deri maliyeti en az 30-40 dolar bu çantada bence bu çantayı türkiyede yaptırmayı deneyin. 20 dolar daha verip ne üdüğü belirsiz deri, kimyasallar olan ürünü kullanmamış olursunuz.

gelir gelir.3 dolarlık tırt kolye geliyor bu niye gelmesin.yalnız bi yere ne aldığınızı not edin unutmamak için.

30-40 güne gelir.

dünya ne şartla olursa olsun yaşamaya değer dostum. inişler çıkışlar illaki olacak ama tam dibe vurdum derken bir çıkış yolu bulursun hayata dair daha güçlü olursun. korkaklık yapma hayata elinden geldiğince sarıl ve Şavaş .

ölümün her türü her yolu seni kurtarir ama annen,ikizin,yegenlerine yazık olur...

vicdanini sorgula,bilerek ve isteyerek onlara bu acıyı çektirmeye hakkın yok...

Sevgilinize avukat araciligi ile dava acin evlenme vaadiyle kandirildiginiza dair. İntihar nedir? Kendinize gelin. Hepimiz zor gunlerden geciyoruz kisisel ve ulusal milyon dert sayabilirim.

yav başkası yüzünden intihar etmek nedir allahsen ya?? insanız sonuçta bir dert bitiyor,diğeri geliyor. sevgilinin de aq, ne diyelim yani. her paramız yendiğinde intihar edeydim bende çift haneli canımın olması lazımdı. yapmayın gözünüzü seveyim ya.

Geçiyor bu psikoloji, gerçekten. Seni şu an tam olarak anladığını söyleyen yalan söyler ama gerçekten bunların hepsi geçiyor ve sen geriye dönüp şimdiki haline baktığında sadece gülüyorsun.

3.5 yıl çok zaman değil ki! Hatta gel bunu kutlayalım, bu kişiyle evlenebilirdin de. Ucundan ve parayla kurtulmuşsun. Ömrünü verebilirdin ve kendine nasıl bir kötülük yaptığının hiç farkına varmayabilirdin. Ne güzel, adam defolup gitmiş. İnsanların hayatından ne sapıklar, sosyopatlar geçiyor da, bir de bir ömür kul köle olunuyor onlara. 3.5 yıl hakikaten hiçbir şey. Para da kurtarılmayacak şey değil. Bak, sen mis gibi adamdan kurtulmuşsun, o adam kendinden kurtulamaz. Onu kendisi düşünsün. Sen yanlış bir şey yapmamışsın ki; ilişkiye gerekli emeği vermişsin, alnın ak, cesaretli davranmışsın ilişkide, milletin yaptığı korkaklıkları ve saçmasapan stratejileri yapmamışsın. Senin utanacak hiçbir şeyin yok. İstediğin gibi gururla gezebilirsin. Bundan sonrasını o düşünsün. Sen kendini tebrik et, hatta ben de seni tebrik edeyim: Tebrikler! Aşkolsun!

Bir de her şey bu kadar üst üste geldiğinde artık daha da kötü olamaz zaten, en kötü yerinde gidersen, iyi kısımları kaçırırsın ve o kadar acıyı boşu boşuna yaşamış olursun. Yani, şeye benziyor biraz bu. Yemeği yap yap, uğraş uğraş, fırına ver de ver, bekle de bekle; yemeğin fırından çıkmasına 5 dakika kala yiyemeden kalk git. Olmaz ki!

Ciğeri beş para etmeyen bi insan için intihar edeceksin. emin ol kimsenin umrunda olmazsın ailen dışında. hepimiz öleceğiz. acın büyük ama hayata tutunmak zorundasın. eski sevgilini de mahkemeye ver. köpek gibi gelecek yalvaracak sana.

+ykyt

Artık kadınları güvenilmez buluyorum. Hayatta her şey olabilir. Doğrulur ve sıfırdan başlamasını bilirim. Herkes +1 :)

muhtemelen birine yardımcı olmak istemiş. acelece yazmış. ''pamukkakle'' yazmasından onu çıkardım. belki trombosit, belki kan ihtiyacı, eyyorlamış yani, benim fikrim. modların da 0 rh (+) yı görünce yukarı çekip sabit tuttuğunu düşünüyorum. öyle bir dünya yok yani..

'olen yakinlari/tanidiklari icinde organ nakli icin uygun birileri var mi? varsa organ nakli yaptirmayi dusunuyorlar mi?' diye sormus olabilir ama onda da sira vs var benim bildigim kadariyla. tam anlam veremedim. insanlar caresizlikten mantikli seyler yapamiyor olabilir.

Sozlukte de kalp arabiyordu 1-2 ay once

Parayla mi aliyor acaba yoksa öldürüp mü?

Amerika'da küçük yerlerde böbrek hastası acil bir durumdaysa ve sıra çoksa, uyan başka bir böbrek bulunamamışsa kağıtlara ilan bastırıp komşulara ya da mahalledeki insanlara 'Böbrek arıyoruz. Lütfen şu komşunuz için gidin ve dokularınızın uyup uymadığını test ettirin' diye ilan bastırıyorlar. Tırsıp test ettirmezsen 'Ya böbrek giderse, ameliyat olmak zorunda kalırsam' diye, bencilden öte 'Komşusunun ölmesine razı, katil' damgasını yapıştırıyorlar. 'Sonuçta böbrek iki tane, birini versen diğerinin hayatı kurtulur ve sen de yaşarsın' gözü ile bakıyorlar. Bir de sıra varsa ama sen gidip 'Şu hastaya bağışlamak istiyorum' dersen, o hastaya gidiyor.

Ben buralarda ilk defa böyle bir durumu görüyorum. Bizde böyle bir kültür yok. Benim aklıma gelen kendimizi test ettirmemizi istediğiydi veya gönüllü aradığıydı. fraise'in dediğini okuyunca, o da mantıklı geldi. Kişi çaresizlikle ve üzüntüyle yazıp açıklamaya yapmayı o an düşünememiş olabilir.

Evet. Telefona kaydetmezsen her seferinde tekrar indirmen gerekir.

Ama amac zaten telefonle cektigim.vidoeyu fotoyu falan telefondan baska bi yerde muhafaza etmekdegil mi?

Dropbox internetsiz dosyaları telefona nasıl göndersin? Evet orada depolanacaklar ama erişmek için ya her seferinde tekrar indireceksin ya da telefonda yer kaplayacaklar.

Vizeyle gittigin bir ulkeye hel vize gerekmesi kadar gercek bir durum. Suyu göle koyuyoruz biz her seferinde tesisata ihtiyac oluyo eve ulasmasi icin. Tesisat da internet iste bu durumda.

Patlamasin yalniz ya kaybolur mu videolar falan bana pek guvenilir gelmedi

hiç başlamadıysan onları okuyarak başlarsan soğursun. öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran detaylar başlığında biri paylaşmıştı. celal şengöre mail atmış o da başlaması gereken kitapları yazmış. celal şengör diye arat bulursun.

@bohr atom modeli

yok hocam felsefi altyapım ve epey okumuşluğum var, hatta bu arkadaşların da bir kaçını okumuşluğum var fakat 20.yy felsefesine bütüncül bir giriş yapamadım henüz. o yüzden bilen insanlar varsa bir liste alayım dedim.

Multi-disipliner (sosyoloji, tarih, psikanaliz, retorik vb.) bir okuma yapma gerektiğinin farkına varmışsın, bu güzel bir şey.

eksisozluk.com şu bir kenarda dursun. Yukarıdaki listedeki heidegger, kierkegaard, lacan ve derrida'ya geçmeden önce; sosyoloji, tarih teorisi vb. alanlarda eksiğinin kalmamış olması lazım. Bu isimler oldukça ağır. Sanırım genel hatlarıyla her alan hakkında bir şey okuduktan sonra (sosyolojiye öncelik ver o sırada saydığın son 4 isim hallolmaya başlayacaktır), felsefe tarihi ile işe başlayabilirsin.

Başlangıç olarak, felsefe tarihini ana hatlarıyla görmen ve şekillendirmen için bryan magee felsefenin öyküsünü öneririm. Sonra ciddileşerek david west'ten kıta avrupası felsefesine giriş'e geçebilirsin. Berlin'in romantikliğin kökleri kitabı ana isimlere pek girmeden (kant-hegel) alman felsefesinin başlangıç izleklerini çok iyi özetliyor, bunu okuyabilirsin sonra. Ardından en ağır ama sıraladıklarının çoğunu anlaman için önemli olan kant ve hegel'i atlayarak; deleuze'ün ve heidegger'in nietzsche yorumlarıyla beraber nietzsche'nin iyi ve kötünün ötesinde, ahlakın soykütüğü üstüne, tragedyanın doğuşu ve güç istenci kitaplarını okuyabilirsin. Daha sonra 20.yy felsefesi hakkında bir fikrin olsun diye saul newman bakunin'den lacan'a ve best&kellner'dan postmodern teori kitaplarına bir göz gezdirirsin. Sonra bıraktığın yere geri dönüp kojeve'in hegel üstüne kitapları ve heimsoeth'in ve deleuze'ün kant üzerine yorumlarını okuyabilirsin (ana hegel ve kant metinlerini türkçe'den okuyamayacağın gibi, bu aşamada hala erken olduğunu düşünüyorum).

Belki bu noktada bir frankfurt okulu parantezi açmak iyi olabilir. Giriş olarak martin jay'in diyalektik imgelemini öneririm. O kitaptan sonra hangi sırayla frankfurt okulu içinde gezinebileceğini keşfedersin.

Varoluşçuluk için kaufmann'ın dostoyevski'den sartre'a varoluşçuluk kitabı bir başlangıç olabilir.

Bir yerlere freud'u da sıkıştırman lazım. Rüyaların yorumu ve günlük yaşamın psikopatolojisi kitapları giriş için ideal.

Aşağı yukarı üstteki hat bile yıllar alacak bir süreç ve daha sadece giriş yapmış olacaksın, neredeyse hiç birinci ağızdan metine geçmemiş olacaksın. Bu aşamaya geldiğinde artık hangi kitaplarından başlayacağını biliyor olursun.

Ana metinlerle ilgili 1-2 taktik: Foucault'nun bilginin arkeolojisi ve kelimeler ve şeyler kitapları dışındaki eserleri görece 'kolaydır'. Deleuze'ün felsefe tarihi ile ilgili kitapları başlangıç için oldukça yol kat ettirir. Kant'ta okuma sıran ilk kritik-prolegomena-groundwork-ikinci kritik-üçüncü kritik olursa daha rahat edersin. Kant-Hegel arasında koskoca schelling ve fichte var; onları atlarsan diyalektik kavramını oturtamazsın (yani tez-antitez-sentez üçlüsünde kalırsın). 20.yy'daki sağdığın isimlere geçmeden önce fenomenoloji ve hermeneutik ikilisini çözmüş olman lazım. 20.yy'a gelelim Heidegger'in temel metinler derlemesi başlangıç için ideal. Derrida'nın structure sign and play metni ile başlanabilir. Lacan'ın birçok semineri ingilizce'de bile bulunmuyor, ancak temel yazıları var, onla başlanmalı. Geri kalan isimler için büyük öneriler yapmaya gerek yok.

Bu arada bu isimler türkçe okunmaz. Hem çevirinin imkansızlığı (türkçe'de felsefi bir dil yok, felsefi kavramlar günlük dilde kullanılanlarla aynı ve bu sebeple anlam karmaşası oluyor) hem de birçok metnin çevrilmemiş olması bunu engelliyor. Tekrarlayayım, hobi olarak yapılabilecek bir iş değil bu, bütün hayata yayılacak olan bir meşgale senin anlamak istediğin.

not: bu isimlerle haşır neşir olmak istiyorsan, onları Russell ve Popper'dan okumaman lazım. İkisi de büyük düşünürler ancak yukarıdaki isimlerin bazılarını inceledikleri kitaplarında çok büyük hatalar yapmışlar (Hegelyen diyalektik ve fichteci diyalektiği karıştıracak kadar). Celal Şengör de onları önermiş. Ancak bu isimler ile sordukları sorular ve aradıkları cevaplar oldukça farklı olduklarından, bu uğraşta başarılı olmaları imkansız.

ahmet arslan ın felsefe giriş kitabıyla başla. ilk çağ serisi var 5 kitap onları oku. sonra yol çizebiliriz.

bir felsefe mezunu olarak sana tek bir kitap önereceğim. belki abartılı gelecek ama şu tek kitap, okuyacağın bir yığın kitabın toplamından çok daha fazla açabilir ufkunu:
max scheler - insanın kozmostaki yeri

kitaplarımı saklarım. büyük sayılabilecek bir kitaplığım var. 1000'e yakın diyebilirim. ama birçok kitabı da atmak zorunda kaldım. üniversiteden memlekete dönerken koli koli kitap taşıyordum. bazen elemek zorunda kaldıklarım oldu tabii. hoşuma gitmeyen kitabı kütüphaneme sokmam. hediye bile olsa :) takıntılıyımdır. ama gel gör ki şu an kütüphaneme binlerce kilometre uzakta ikamet etmekteyim. yine kitaplarımı özledim yahu :(

Aralarında para destelerimi saklıyorum.

annem sağolsun çoğu kitabı daha bana okuyup okumadığımı bile sormadan eşe dosta dağıtıyor. hayır ben anlamıyorum yani kime veriyor, kim istiyor bu kadar kitabı? bizim sülalede/çevrede kitap okuyan insan sayısı azdır. karamazov kardeşler'i enişteme vermiş mesela, ben daha okuyordum onu. ya küçümsemek için demiyorum, özellikle çalışma azmine ve iş ahlakına çok saygı duyduğum iyi niyetli bir insandır, onun ötesinde cebime para koyup beni polonya'ya gönderecek kadar da şahane bir adamdır ama eniştem tam olarak "doblo'yu sattın mı enişte" sorusundaki eniştedir yani, üniforması aha şudur: img-s2.onedio.com

bu yüzden hayatımın hiçbir döneminde kitap saklama gibi bir derdim olmadı, en "olmaz" dediğim adamlar gelip bana sormadan annemden kitabı istedi ve alıp gitti. sanırım annem de "al al okumasın pezevenk" deyip eline geçeni veriyo zaten. ben böyle bi şey görmedim. yine sinirlendim bak gelsin de kavga edeyim

elimde sevdiğim az kitap var toplasan 50 var yok. kindle aldığımdan beri de saklamıyorum doğal olarak. ileride göçebe yaşama hayalim var minimalizme de sardım bu nedenle özel olmadıkça kitap tutmuyor, kindledan okuyup geçiyorum.

ilköğretim dönemi kitaplarımın hepsini, lise kitaplarımın çoğunu okullara, kuzenlere falan dağıttım. Evde 1000'den fazla kitap var sanırım şimdi, bir kısmını kolileyip kaldırdım çünkü sürekli yeni kitaplara yer açmaya çalışıyorum.
Bu kitapları artık ne satarım ne dağıtırım, koleksiyona döktüm işi.

Ben hepsini kutuphaneye bagisladim zamaninda. Simdi tekrar biriktiriyorum. Yine bagislarim 3-5 yil sonra. Dunya klasikleriniz falan varsa odunc alabilirim . ayni sekilde iade ederim...

ben de şuan kendi kütüphanemi oluşturmaya çalışıyorum,tam da senin gibi düşünerek. validenin örtmen olup kitap biriktirmesinden alışkanım,bir de ben yapayım. fazla gelirse veya istemediğim kitaplar olursa bağışlarım.

saklıyorum, şimdi ev ancak küçük bi kitaplık alacak boyutta olduğu için bi yerden sonra memlekete götürüyorum, belli başlı şeyler kendi kitaplığımda ama bi gün biraz daha büyük bi ev olunca kütüphaneyi yapcam. ayrıca bence de çocuğa kalması çok güzel, bana babamdan kaldı bi kütüphane mesela çok kıymet veriyorum, ama bizler belki de kitap okuyan son nesil olcaz onu da düşün ve elinden çıkarmak istersen de bağışla, annem bazen "her yer kitap bunaldım" deyip kendi kitaplarını kütüphanelere ya da okullara bağışlıyor, o da okuduğum şeyi tutmak istemiyorum, bunun sonu yok kafasında, farklı bi düşünce ama mantıksız da değil.

Acımam atarım. Dışarıda bitirdiysem bir yerde bırakırım. Evde eşya biriktikçe ruhum daralıyor.

Bayram dönüşü karayoluyla olunca hepsini yanimda getirdim. Isyerimin karşısındaki liseye bagislayacagim.

Meslek gereği sürekli kitap alıyorum ve hem üniversitede hem de evdeki kitaplıklarımda saklıyorum. Kitap sayım sürekli artıyor dolayısıyla kitaplık sayım da. Ölmeye yakın bir kütüphaneye ya da üniversiteme bağışlarım herhalde. Bu mesleği yapmasam da yine saklardım ama çünkü evinde kütüphane olan çocuklar okurlar, araştırırlar buna inanırım. Bir dünya da çocuk kitabı var elimde.

Kütüphanem var yıllardır oluşturmakta olduğum. Çocuk yaparsam çocuklarıma kalır yoksa çok yaşlandığımda İsam'a falan bağışlarım herhalde

arkadaşlar bu mesaj trol değil, gerçekten gözümle gördüm ne olduğunu bilmiyorum bizden başka gören var mı onu bilmek istiyorum sadece.

arkadaşlar gören olmadı herhalde zaten coktan ilerlemişlerdir.
siliyorum başlığı. ne olduğu konusunda hiç bir fikrim yok sadece ülkenin kaos durumundan ötürü tırstım. belki grup halinde yolcu uçağı götürüyorlardır bir yere

dilek balonları?

@shadowcat, nizami bir şekilde ışıkları yanıp sönüyordu, aşırı yüksekten giden uçaklar gibi hatta daha da ilginci, o sırada epey alcaktan yolcu ucagı geçti bilyiorsun izmir üstünde alçalıyorlar. yani dilek balonunun o kadar yüksekte olma olasılığı yok. yani nerden baksan 30bin fit vardır yükseklik, aşırı ufaklardı ve alttan yolcu ucagı geciyordu.

Ayvalik temiz haci kontrol ettim simdi

@kırmızıgözlağaçkurbağaşeysi
bölge tarif etmemişim, baktığımda güneybatı istikametinden kuzeydoğuya doğru gidiyorlardı, yani istanbul trabzon arası, rusya tarafı gibi.
yemin edermi gözümle gördüm

karşıyakadayım hiçbi şey göremedim

arkadaşlar olayı size izah edeyim tam olarak. kesinlikle trol mesajı değil, ne olduğunu bilmiyorum bekli bir ülke toplu halde ucak almıstır onları iade ediyorlardır ülkeye ucuyordur hiç bir fikrim yok. olayı tam olarak anlatıyorum.

annem cagırdı, balkona cıktım, balkon güney, batı ve kuzey cephesine bakıyor. evin konumu itibariyle, güneydeki teleferik dağı tarafı kuzeydeki yamanlar dağı tarafı açık görünüyor ve batı tarafı da açık.


annem panikli biridir, panikle gökyüzünü gösterip "yıldızlara baksana ilerliyorlar" dedi. baktım fakat ilerleme görmedim, anne ne saçmalıyosun ya yerinde duruyo yıldızlar ded. oğlum iyi bak dedi, dikkatli bakınca, bahsettigi şeylerin her zaman görünen yıldızlardan cok daha kücük olduğunu güney batıdan kuzeydoğuya doğru grup halinde ilerlediğini ve ışıklarının düzenli yanıp söndüğünü gördüm. nedenini bilmiyorum epey korktum.

aşırı yüksekteydiler cünkü cok iyi odaklanmadan göremedim. dilek balonu olabileceğini düsündüm ancak istanbul tarafından gelip gaziemire doğru alçalan bir uçak vardı dolayısıyla dilek balonu bir ucaktan daha yüksek olamayacağı için olma şansı yok.
ayrıca düzenli uçluyorlardı ve ışıkları düzenli olarak ynaıp sönüyordu saniyede bir gibi.

bir süre izledim, tanıdıkları aradık. yeşilyurtta oturan bir arkadaşım da gördüğünü söyledi.

başka gören kimse olmadı. ben de birz izledikten sonra buraya gelipo yazdım ancak üzerniden epey vakit geçtiği için ilerleyip gözden kayboldular.
flightradara baktım ve orada göremedim.


şuan belki kütahya afyon eskisehir tarafındaki arkadaşlar karadeniz yönüne doğru bakarsa belki görme ihtimalleri vardır.

gözlerimiz yalan söyleyecek değil....
sivil ucaktır belki hçi bir fikrim yok ne olduğuna dair. ama gözümüzle gördük.

1. sivil uçaklar gösteri filosu gibi yakın düzende grup halinde uçmaz.
2. perseid meteor yağmurunu görmüş olmayın sakın? www.hurriyet.com.tr

flightradar24.com a baktım her yer uçak. seninkileri ayırt edemedim.

@kobuzchu kız hayır meteor olmadığına eminim, ışıkları yanıp sönüyordu diyorum bir uçağın giderken ışığı nasıl yanıp söner? aynı öyle ve oldukca yavaş ilerliyorlardı. yani aşırı yüksekte oldukları için bizim perspektifimize göre oldukca ağır.
3-4 dakika boyunca görüşümüzden cıkmadan ilerlediler ve devam ettiler.

@ykyt flightradar a ben de baktım, görünmüyordu, o şekilde düzenli sürü halinde ucan bir grup görmen lazım nerden baksan 2** 300 tane vardı

biz de zamanında gece halı sahadan dönüyorduk; önümüzde otlanan koyunları uzaylılara benzetmiştik, hatta uzaylılar her yeri istila ediyor diye kaçışmıştık, o son votka enerjiyi içmeyecektik..

izmirdeyim gökyüzü o kadar sessiz ki, hatta yıldızlar bile küsmüş bana..

o zaman undefined flying object. "23 temmuz İzmir'de ufo" diye arattım, ne yapayım. Seferihisar'da biri öğlen fotoğraf çekmiş ama tek bir tane ufo.

arkadaşlar bu olay olalı neredeyse 45 dakika geçti artık görme şansınız yok zaten. saatlere bir bakın. olan oldu. bir arkadaşım daha gördü yesilyurtta oturan.

Bir video veya foto çekmek aklınıza gelmedi mi? Yanlış anlamayın trollsünüz vs demiyorum merak ettim.

@ihanet kac kisilik düsündüm ama ben profesyonel makinaya sahip değilim, elimdeki telefonla fotoğraf ceksem gökyüzündeki yıldızlar dahi görünmez ki bahsettigim ucaklar cok cok daha kücüktü

yahu dilek balonunun gece vakti kaç metrede olacağını nereden tahmin edebilirsin? sana biraz uzaktır sen onu binlerce feet yukarıda sanırsın.

Icinde elektronik kirmizi yesil yanar soner isiklari olan balon onlar.bayram haftasi izmirdeydim.bostanlida yayildigimiz bi aksam salmislardi.dugunlerde saliyolar onlari.

ışıklar sadece beyazdı ve düzenli yanıp sönüyordu, elektrikli olduğu bariz belli.
ikincisi de diyorum ki bu gördüğümüz sürünün altından uçak geçiyordu. dilek balonu uçakların üstündeki irtifaya kadar çıkamaz. söner düşer zaten.
ve dilek balonları turuncu olur. beyaz ışık yakıp söndürerek düzenli sürü halinde ve cok yüksekte ucan ucagların görsel algıdaki hzı şeklind eilerlemez.

14. ayımdayım. kafamı kesesim var. dalgalı saç inmiyor. uzuyor ama istediğin gibi toplanmıyor. köpükle falan arkaya doğru göndermeye çalışıyorum falan ama bir yere kadar. hep paspal görünüyor..

@ykyt

hiç topuz falan olmuyor mu?

dalgalı sanırım her şekilde problem yaratıyor.

1. herkes topuz yapmaya başladı gibi gözüme batıyor.
2. yapsan yapılır da yanlardan çıkıyor .

kafam şuan tam anlamıyla böyle;
s-media-cache-ak0.pinimg.com

edit: geriye yatırmaya çalışınca (sağdaki) buna benzer oluyor ama önlere ben hacim veremiyorum.
lghttp.33667.nexcesscdn.net

14 ayda bile o kadar mı uzadı ya?

daha çok var o zaman. ama sağdaki gibiyse güzel yine de. belki bi saç düzleştirici ile hacim verilebilir? teşekkürler ayrıca.

Her şey sabır işi. Benimki de kıvorcık ve yanlış hatırlamıyorsam 8-9 ayda topuz yapılcak hale gelmişti.

Taç tak saçına uzayana kadar yakışır

iphone icin mi? assistivetouch var?

Lenovo icin android google play den indirecegim

İslem yaptiriyor mu banka?

banka işlem yaptırıyor ama iş bankası kendini çoktan garantiye almıştır, yani bankacıların görüşü altın pazartesi 125'ten fazla olacak olsaydı o fiyatta tutmazlardı, kaos anında ellerinde ki yatırımlara olağan şekilde davranmazlar. mesela dolar al sat arasında 30 kuruş var işbankasında akbankta 70 kuruş var.

Az once deneme amacli 100 tl lik aldim, islem yapti. Sonra 1000 tl denedim vermedi suan 50 tl ye bile vermiyor

Biz otostopla gittik her yere kaş'ta. Merkeze, plajlara, çevre yerlere. Uzaklık sorun değil bence. Herkes duruyor hemen. Can mocamp'ta kalmıştık. Merkeze 1 km. Güzel plajlara, partilere yakın :)

www.hotel-hadrian.de

biz burada kalmıştık ve konum olarak çok hoşumuza gitmişti, ancak merkeze biraz uzak, aracınız yoksa otel dışına çıkacağınız zamanlar biraz zor olabilir...

@Tutesh en ucuz fiyat 150 avro, ne yaptınız hocam?

Ben Kas Camping'i ekledim listeye. Ağustos başı çıkacağımız gezide orada kalmayı planlıyoruz. kaskamping.com

vöööh. güncel fiyatlardan haberim yoktu, bizim kaldığımız zaman fiyatlar bu kadar yüksek değildi, yine euro olarak ödeme alıyordu ama kur da bu kadar yüksek değildi..

Haziranda caretta pansiyonda kaldim cok temizdi. Kahvalti istemiyorum dedim biraz pazarlik 2kisi 50tl tamam dedi.

Mare nostrum apartta kalmistik bir kac kere kaş merkezde guzel bir yerdi,afrodit pansiyon da kalmistim bir kerede de sozlukte cok ovmuslerdi kasa inerken solda kaliyor biraz yokus cikman gerekiyor ancak isleten arkadaslar arac ile istenilen yere birakiyorlardi bir tek banyo tuvalet cok kucuktu onu sevmemistim,onun haricinde kaş komple pansiyon zaten fiyat olarak birkac yeri dolasip uygun bir yerde bulabilirsin,bir cok yere otobus minibus var ulasim pek problem olmuyor.

Buzdolabi magneti him himm olabilir

arkadasim keceden kitap ayraclari yapip satiyor tanesi 5 liraydi yamulmuyorsam. sorup yonlendirebilirim istersen?

Anahtarlık, magnet, kitap ayracı, oldukca ufak süs esyaları böyle minyatür boyutta olan bile var.

4 buyul hediye bence lokumdan ziyade türk kahvesi seti oluyor kahve cezve fincan o daha sempatik

@in vino veritas teşekkür ederim, daha turistik bir şey olsun istiyorum. mesela aşağıdaki gibi. keçede daha çok hayvanları çalışıyorlar.

encrypted-tbn2.gstatic.com

@fosforlu cevriye linki var mı?

Eminonu'nden nazar boncuklu anahtarliklar kurtarici olur. Tanesi 1 lira falan

Daha ust duzey icin ben hep pasabahce'den bir seyler gotururum. Butcene gore ozel koleksiyonlardan secebilirsin, mavili camli biseyi vardi adini unuttum. Kime gotursem evin bas kosesine koyuyorlar. Butcen daha dusukse istanbul temali koleksiyonlari da var

@la noix İzmir'deyim, burada Kemeraltı'na bakayım o zaman Eminönü yerine. Online bir yer bulabilsem çok iyi olurdu. Paşabahçe'ye de bakayım.

güzel bi nazarboncuğu.

N11'den de bakabilirsin. Aslinda bizim mevlud lokumluklarini internetten bulmustum, eminonu'nde yerleri, kesin boncukcularin da vardir :p

Dibek kahvesi götürsene o halde hemde aromalılarda vardı hala var mı bilmiyorum. O kızlarağasının o taraflara da bak güzel dükkanlar vardı hanın dışında ama.

Six feet under. Okuz kadar adamim son bolumunde agladim hungur hungur. Micheal c hall de var. Daha ne olsun

ufak bir kötülükle başlayayım :

www.youtube.com

daha sonra da şuradan puanı 8 ve üzeri olan dizileri araştır, kafana yatan bir tane olursa başla.

Benim önerim izlemediyse house'u bir dene.

edit : link eklemeyi unutmuşum

eztv.ag

house...

bitirmek üzereyim, pişmanım. keşke bi bu kadar daha bölüm olsa izleyebileceğim.

six feet under der kaçarım ben de.

bi six feet under da benden. yazarken bile finali aklıma geldi tüylerim diken diken oldu, gözlerim de doldu hafiften :(

Suç ve Ceza

sefiller.

Orhan Pamuk'un Yeni Hayat kitabı tam bu cümleyle başlar ^^.
Neyse, bir sürü var aslında geriye bakarsak ama en son bunu hissettiren kitap Harari'nin Sapiens'i idi.

Komunist manifesto

Masko muydu orada en ucuz toptan alabilirsiniz. İkitelli yi bilen daha iyi soyler. İkitellideki sanayi sitesi. Bi tanidik yardim kampanyasi icin oradan aldigini soylemisti. Acelesi yoksa pazartesi ogrenirim.

istoç'ta aradıklarınızı uygun fiyata bulabilirsiniz. Tahtakale piyasasındanda uygun.

Ben calisiyorum yarin.

Ben çalışıyorum, bence pazartesi başlamaktansa yarın başlamak daha iyi en azından arada haftasonu var tekrar :)

Tatil yok finans sektorune de. CaliscaZ

Çalışıyorum ben de, pazartesi de çalıştım yarın da iş var.

ben de çalışıyorum,her yaz ve her bayramda olduğu gibi. turizmcinin tatili yok.

butun ozel sektor calisiyor. patronu guzellik yapanlar ayri.

freelancer'ım, her zaman her yerde çalışırım (tatil yok).

@e bana, çalışıyoruz diye hayata mı küselim, mecbur mutlu olucaz :)

Yalnız değilsin ve çalışmak hiçte sıkıntılı bir durum oluşturmuyor benim için, üstelik tatil bana en fazla 1 saat uzakta Cumartesi kaldığım yerden devam edeceğim :)

Ben de çalışıyorum, yarim gün de olsa gideceğim maalesef .

Bir süre kısa dönem vizeler al, her alışında biraz daha fazla vereceklerdir. Bu işin kısayolu var mı bilmiyorum, ticari vizelerle çıkabilirsin belki. Bağlı olduğum ticaret odası 3 gün gibi bir sürede vize veriyor Avrupa için mesela, henüz deneme şansım olmasa da.

Dilekce yaz.
Isinin sabit oldugunu, gezmeyi sevdigini belirt. Turkiye'ye geri gelecegine ikna et.
Spontan kampanyalardan yararlanmak istedigini vb soyle.

Bize yazdiklarinin aynisini yaz bir dahaki turistik vize basvurunda. Mesela italya ise "italya'nin farkli kentlerine promosyon cok oluyor"
Yunanistandan aliyrsan "ulkenin yakinligi ve kulture duydugum sempati sebebiyle" vb gibisinden seyler yaz dilekceye.

Onceden planlamak istedigini vb soyle iste. Isinden oturu de sikinti olmadigini soylersin maddi durumun.

Guzel bir dilekceyle iste. Isteyenin bi yuzu kara, vermeyenin iki yuzu.

En kotu aldikca uzar zaten suresi.
Ama almanya gibi yerlerden alma vizeni :/

Aldıkça uzar benim dünya devi şirketlerden 1 yıl geçerli davetiyeler vardı. 2 ay verdiler.

@mcfly aldıkça uzar da ben nasıl başvurmalıyım, kuehles blondes in dediği gibi mi yapmalıyım. şu tarihlerde gideceğim diyip atıyorum 8 günlük mü istemeliyim? başvururken nasıl başvuracağımı sormak istedim aslıdna

Dedigimi denesen kaybedecek hicbir seyin yok.

Sonra yazdirirken 6 aylik istiyorum diye yazdiracaksin araci kurumdaki calisana.
Kriterleri karsiliyosan en kotu seyahatin kadar alirsin zaten. Sikinti yok yani. Dilekceyi eklemeyi de unutmazsin.

öncelikle şirketinde kaç senedir çalıştığın önemli bir husus. eğer 3-4 senedir aynı şirketteysen ve sgk hizmet dökümün de bunu doğrularsa diğer noktaları yazıyorum.

1- 1 senelik seyahat sağlık sigortası yaptır 100 tl fln zaten ben martta yaptırmıştım o fiyata.

2- vize başvurunda aynı ülkeye 2 veya daha fazla seyahat planı yap (otel rezervasyonu, fake uçak bileti) burda dikkat edeceğin nokta ayarladığın seyahatlarin 1. si ile ikincisi arasında en az 6 aylık bir süre bulunsun, eğer 3. seyahati de ekleyeceksen ki bence gerek yok, onu ilk seyahatinden 1 yıl sonraya planla.

3- alman konsolosluğuna dilekçe yaz başvurun sırasında bu dilekçeyi evrakların arasında ver idata'ya (almanya ve italya için). dilekçe şu şekilde olsun;

alman başkonsolosluğuna;

aşağıda belirttiğim seyahat planına sadık kalmak kaydıyla ülkenize 3 adet turistik seyahat planım bulunmaktadır.

ayrıntıları yaz şu uçakla şu tarihte şuraya gidiyorum şu otelde şu kadar gün kalacağım şu uçakla döneceğim gibi.

her seyahatini bu dilekçeye ekle. seyahat planlarını yazdıktan sonra en alta yukarıda ayrıntılarını belirttiğim şekilde ülkenize 3 farklı tarihte turistik ziyarette bulunacağım için tarafıma verilecek olan vize süresinin buna göre belirlenmesi hususunu tarafınıza arz ederim.

best regards.

bunları yaparsan tamamdır. bi de bankada 15-20 bin para göster senin olmasa bile.

Sağlığa da bakıyorlar polislik sınavında o yüzden sanmıyorum. (cevap kesin değil)

askerden hangi sebeple muaf?

iki kurumun sağlık yönetmelikleri farklı. hangi sebepten muaf olduğuna göre değişir.

Muaf olma sebebi hafif düzeyde hemofili. Kanin geç pıhtılaşması.

bedelli askerlik yapanlar da muaf sayılıyor, yani muaf olman bir engel teşkil etmez ama muaf nedeni önemli.

şartlar burda. destan gibi olduğu için bakamadım. incelersin.

www.pa.edu.tr

çocuk psikolojisini bilmiyorum ama benim psikolojimi etkiledi. tam anlamıyla hiçbir şey anlatmıyorlar. yarısında çıktım. huyum değildir ama cidden çok kötüydü.

içeride epey de çocuk vardı. bi ara ne zaman bitecek diye soranını da duydum ilk yarıda.

Hatırladığım kadarıyla yok, gayet de güzel bir oyun ben olsam götürmekte sakınca görmezdim.

genel yetenek testi

birkaç hafta önce merkezi satış temsilcisi pozisyonu için girdim. kolaydı baya. genel yetenek testi matematik, sözel, mantık sorularından oluşuyor. hatta matematikte dört işlem bile vardı. sözel de noktalama,paragraf vb vardı. genel de mantık zorlayıcıydı. görsel sorular ayrıntılıydı o kadar. ben bu aşamayı geçip 2. aşamaya geldim. orda da 3 soru vardı. neden bu pozisyon? müşteri ilişkleri nasıl olmalı ve kendi fikrinizle birinin hayatına etki ettiniz mi? bunu da geçtim şimdi birebir mülakat aşamasına gideceğim.
iyi şanslar.

çok hızlı çözmeye bakın.
süre önemli.

onu bilmem de bulgaristan'da acayip kar varmış arkadaş dedi. buraya da gelecek kesin.

her ihtimale karşı geçmezdim adaya.

Ben şu forumları falan takip ediyorum da efsane kar. Bekliyor adamlar

ben pazartesi özel sektör bile tatil olacak diye bekliyorum.

Bence sıkıntı olur pazartesi hayatı etkileyecek şekilde kar olacakmış. Ha bide gidiş ne zaman olacak çünkü öncesinde, pazar yani, hava yaklaşık 12 derecelerde olsa bile aldanmayın sıkı lodos olacak diyolla belki lodos yüzünden bile gidemeyebilirsiniz.

şehir planlamacısı arkadasınız şehrin merkezine uzaklıktan habersiz sanırım mimaroba derken.
büyükçekmece dese neyse,
kadıköy den alın.

kadikoy taksimde fiyatlar pahalidir. bir de o kadar shrin icinden alinca trafik ile de ugrasmak zorunda kalior insan.

valla mimaroba dan trafiğe daha çok dalacaksınız.tabi nerede calıstıgınız önemli. şehrin biraz merkezinde olunca ulaşım imkanı daha çok.vapur metro marmaray vs.

avrupayı bilemem de anadoluda alacak olsam caddebostandan alırdım

bostancı

şehrin her yerinden günün her saati tren,otobüs,minibüs,dolmuş,metro,vapur ve helikopter ile ulaşılabilen çogzel bir yer.

Beliktaş çitlenbik sokak

obaaaa alanım.

ilk tercihim kesinlikle çiftehavuzlar-caddebostan-suadiye sahil parselindeki evler olurdu. Evet pahalı ama istanbul'un en güzel lokasyonu. Bisiklete bin caddede kahve iç sahile in hepsi yürüyüş mesafesinde.

ikinci tercihim altunizade'de mesa koru evleri var. eski ama harika bir projedir. bütçen ne bilmiyorum ama bakmanı öneriririm.

üçüncüsü de nispetiye caddesine yakın etiler-akatlar bölgesinden bir ev.

yukarıdaki öneriye uyup sırf kahve içmek için suadiye-çiftehavuzlar-caddebostandan ev alma. abuk subuk rakamlar. ve ulaşım alternatifin yok. araban olsa trafik var araban yoksa sarı dolmuşlara mahkumsun. anadolu yakası düşünüyorsan acıbadem, hasanpaşa, ibrahimağa tarafı olabilir. mimarobayı geç büyükçekme-beylikdüzü ise o trafik yıpratır. 5 kişinin beş tane arabası yoksa hasanpaşa,acıbadem mantıklı olur metro,metrobüs,marmaray hepsine ulaşım kolay.

üstteki arkadaş çok haklı ben saçmalamışım pardon caddebostan yerine ibrahimağa'dan al. evet. kahve de içme.

Şahsen lokasyon için bir şey diyemeyeceğim ama naçizane tavsiyem İstanbul'un deprem tehlikesinde olduğunu unutmadan bölge/bina tercihi yapın.

riva tarafından arsa alın, 3 sene sonra istediğiniz yerden istediğiniz 3 tane ev alın :)
(biraz abartmış olabilirim)

d100 isimli yoldur sanırım kast ettiği.

orası da kilitlidir şu an muhtemelen. istanbula giriş yolları felç an itibariyle.

Yanlis olmasin ama umuttepe'ye giden yolu ben eski istanbul yolu diye biliyorum. Kocaeli unv umuttepe kampusunu aratabilirsin.

yandex navi o anda ne diyorsa onu yapın

bence bugun gelmeyin

benim at şeklinde patronusum var koruyor. tavsiye ederim.

Bende +2 to all skills veren ayetel kürsi charm'ı var. Kilodumu fanilyemi de ters giymezsem takınca işim gücüm rast gidiyor.

öyle olsaydı islam ülkelerinde insanlar iyilikten kanatlanırdı adeta. herkes kötülükten korunmuş olacağı için kötülük kalmazdı. ütopik bi hayat çıkardı ortaya.

ama öyle mi? sizce? öyle? mi?

her yola çıkışımda okurum. yolda işlerimiz hep rast gidiyor allah'a şükür...

okumam. yok.

okurum. kötülükleri engellemek için kesin %100 çalışıyor panpa, diyemem öyle bi garantisi yok ama içini rahatlatır inanıyorsan.

bir şeyleri okumak kötülüklerden korumaz. ayetler sadece okunmak için değil, okunup öğüt alınsın diye gönderildi. anlamadan okumak kuran ın ruhuna aykırı. yemek kitabı gibi düşün.okudukça yemek yapılmaz,okuduğunu uygularsan yemek olur.

Faydası illaki olur ama, bir ayetel kürsi okumayla da olacak iş değil. Din ayetel kürsi okumayı tavsiye ediyor ama akıllı olmayı emrediyor.

Ayetel kürsiyi okudum yeaaa diyip sağa sola bakmadan yola dalan adam 100 kere okusa nolur, 1000 kere okusa nolur.

@ykyt bunu anlatmakdan dilimizde tuy bitiyor. +700
ayrica bubskilde sorarsan alay da edilmesi olasi. alayin da kalitelisi yapilmiş zaten.
ne kadar yavşak insanlariz. oku diye gonderilen bir sey var ama biz ya şunu yapsam işim goruluyor mu derdindeyiz hep.

haçda adamların başına vinç düşüyor ölüyorlar, ayetel kursimi koruyacak seni..

felak ve nas sureleriyle birlikte okuyorum ve koruyucu etkisi olduğuna inanıyorum.

okumam, bilmiyorum zaten, bilseydim de okumazdim.
bana gore "kotuluklerden" koruyucu etki diye bir sey yok.

Aklıma her geldikçe, evden çıkarken, uyurken okurum. Okuduktan sonra başıma bir şey geldiğini hatırlamıyorum, tabi her şey olacağına varır ama yinede işlerimin daha yolunda gittiğini hissediyorum.
En başta kendimi daha güvende hissediyorum, içim ferahlıyor. Bence bu yeterli.

@magoria sence islam'da ölüm bir ceza mı? ölüm bazen bir kurtuluş değil midir?
Bakara-30: “Muhakkak ki ben, sizin bilmediklerinizi bilirim.”
Bu arada "hac" olacak.

Evet ayetel kürsi her zaman okunur.

Namazlarda da okunur. Ayetel kürsi ile ilgili bir sürü sahih hadis var fazieti hakkında

Çocukluğumdan beri her gün muhakkak. Günde kaç defa okuduğumu saymıyorum bile. Sabah evden çocukları gönderirken, kendim evden çıkarken, arabada giderken, akşam uyumadan önce...

Bir de Fatiha suresi. Annem rahmetli olduğundan beri onun için, ama genelde şükür etmek amaçlı okuyorum ben Fatiha'yı.

Edit: Koruyucu etkisi var mı kısmına cevap vermemişim. Ben inanıyorum. Ramak kala kazalarından kim bilir kaç defa kurtulmuşumdur.
Türkçe'sini de öğrenin. Ben okurken aklımdan türkçe mealini de takip ederek okumaya çalışıyorum.

sıkışınca okurum. annem hep evden çıkarken tembihler işe giderken. :)
korur diye düşünürsen içini ferahlatır.

Ne guzel temenniymis palamut olsa:)o da olur insallah bir gun ama galatadan zor olur,bogazda akina denk gelirsen bi ihtimal.

Konuyu dagitmayalim.

Tahtakalede,karakoyde deniz malzemesi satan dukkanlara kisa bir tur at,niyetini anlat.onlar verecegin butceye gore kamis,makine,igne,kursun vs ekipmNi kurarlar.bide ufak canta yaparsin yanina,yedekler vs icin .islem tamamdir.

kazıklamasınlar bizi :( o yüzden sordum. burdan belki tavsiye veren olur diye..

tek çözüm kimsenin yaşamadığı/kimsenin gelir elde etmediği ya da kanuni sınırın altında gelir elde edilen eve ikametgahı aldırmak.

öyle ev bulsam giderim zaten. nasıl bulayım ben öyle ev işsizken. nasıl iştir bu

ilk önce gelir tespiti yaptırıyorsunuz. eve giren toplam para / hane sayısı asgari ücretin 3te 1inden az ise gss prim ücreti ödemezsiniz

sabihadan bolu?

esenboğa'dan aşti'ye shuttle var. belediye'ye bağlı bir şirketin, havaş'ın yerine geldi.

Ankara esenboğadan aştiye ulaşım çok kolay. belediyenin 8 tl ücretli araçları var, ortalama 20 dk da bir hareket ediyor. Aştiden mengen daha kolay sanki...

gayet güzel.

listeyi bilmiyorum ama yazın çok güzel.

edit: liste de güzel

liste güzel, bunları bir ayda bitirirseniz bana mesaj atın lütfen hasetimden çatlarım kenarda köşede :D

2 tane oktay ihsan yerine batı cephesinde yeni bir şey yok u koyun. 24ü çıkarın.

listeni bilmem de yazın güzel. okumaya değer binlerce kitap var, aytmatov ekleyebilirsin bir tane.

murat menteş'in diğer kitaplarını okumadıysanız eğer onları da ilk sıralara ekleyin bence.

Guzel liste. Bir an once basla okumaya tam gaz devam

listedeki 14 kitabı okumuşum.sevgili arsz ölümü de şu anda okuyorum.güzel liste ama ykyt'ye katılıyorum batı cephesi yakışır bu listeye.
1 ayda okursan bu kitapları harbiden helal olsun

1 ayda 25 kitap biraz fazla değil mi?

@kuzey li & @harvey: çok teşekkür ederim.

@ykyt: öyle yapacağım o halde.

@iron nick: daha önce "dublörün dilemması"nı okumuştum ve çok beğenmiştim.

@ne istedigini bilmeden aglayan cocuk: bir ay sadece benim öngörüm. ramazan boyunca evde olacağım ve eklediğim kitaplar genel olarak 200 sayfa ama bitiremezsem de sorun yok :)

kıskandım lan.

Listen çok güzel. Albert Camus yazmışsın Yabancı'yı okuduğunu tahmin ediyorum okumadıysan tavsiye ederim. Onun dışında, Goethe - Genç Werther'in Acıları'nı öneririm.

@bloodymoon: ikisini de okudum, teşekkürler öneri için :)

Körlük'ten sonra "Görmek"i de okusanız iyi olmaz mı ? Liste güzelmiş,kopya çekebilirim ben de :v

@birfincankahvedahaisteyenadam: aynı tarzda mıdır? eğer öyleyse onu buraya eklemesem daha iyi olur. çnükü elimden geldiğince farklı konulardan seçmeye çalıştım da.

aaal. ne var ki hepsiburada'dan almakta?

herkes kötü yorum yazmış sözlükte. arada kaldım. alıyorum o zaman.

hb'den daha önce alışveriş yapmadım, bilmiyorum. ancak şunu söylemeye geldim:

sözlükte yazan insanlar sadece bir sorun olduğunda gelip yazıyor. belki sözlükte hbden alışveriş yapmış 20 bin kişi var. 19bini memnun, bini memnun değil. ama sadece o bin gelip yazdığı için sanki baştan aşağı sorunlu bir yermiş gibi algı oluşuyor. genel olarak sözlüğün yapısı böyle, çok da takmamak lazım.

ack3000 çok doğru demiş. iyiyden kimse bahsetmez. ama kötü hizmeti herkes herkese anlatır. beni hepsiburdadan bir sürü şey aldım. bir tek sorun yaşamadım.

daha önce bu siteden alışveriş yaptım. güvenli bir site. alabilirsin.

hb den bir sürü alışveriş yaptım. bazen gecikiyor ama onun dışında sorun yaşamadım.

amma velakin;

www.sanalmarketim.com

burdan al. daha ucuz. ve kendilerine referans olarak sözlükteki başlıklarını gösterecek kadar güveniyorlar. sanalmarketim kadar mükemmel bi online alışveriş sitesi de görmedim henüz.

edit: stoklarında yokmuş sori. şimdi fark ettim. pc parçaları için şiddetli tavsiyemdim sanalmarketim.

20 TL daha ucuza satan linkteki firma da var, oradan da alabilirsin. Ben bahsi geçen yerden şu anda kullandığım anakartımı almıştım. Piyasada bulabileceğin en uygun fiyata ürün satan yerlerden biri diyebilirim..

www.mikroset.com.tr

webdenalda ramler de acayip indirim var bi bir bak derim. 1666 MHz ddr3 2x4 corsair vengeance ramleri 200e aldım kargo dahil.

cevizlibağ da sanayi siteleri var.

Sanayi tipi döküm tost makinesi alması lazım yanlış bilmiyorsam, 130 lira falan.
Nasıl bir satış bekliyor bilmiyorum ama şu camekanlı dolabı coca-cola veya pepsi ile anlaşarak alabilirsiniz belki, tabi bir firmanın ürünlerine bağlılık şartı gibi şeyler olabilir, en azında o dolapta o üreticinin ürünleri dışında ürün barındırılmasını istemiyor firma genelde.

kosgeb eğitimine gitsin. oradan alacağı parayla sıfırlarını alır. bi tavsiye.

Spam mail/sms kanunuyla ilgili bir yanlış anlamayı düzelteyim; kanun sadece şirketleri düzenliyor. Dernek, vakıf ve kamu kurumlarıyla ilgili bir düzenleme yok. Onları bağlamıyor bu kanun.

belediye başkanı sürekli atabilir yani?

Belediye başkanının statüsünü bilmiyorum. Ama belediye çöp verginiz geldi diye atabilir. x derneği, y vakfı atabilir.

Bireysel olarak atılan spam mesajlara da izin veriyor. Yani belediye başkanı istediği kadar mesaj atabiliyor, onu engelleyen bir düzenleme yok.

3 diye düşündüm. 3.yü bitiremeyebilir.

7 dk da bir ince belli biter. bedava ise

ben üç kupadan fazla içebiliyorum ama ortalama sayılmam sanırım, biraz bağımlı olabilirim.

tiryakiyim :) üç kupa işte. ince belli ile neye denk gelir bilmiyorum, öyle içmiyorum çünkü hiç.

evet 3 gibi ortalama/insani ölçülerde .

@ykyt 7dk da bir bardak biter ayrı her 7 dkda bir bardak ayrı? Sonuç?

tiryaki 1 litre içer. içtim biliyorum

6-7 bardak cok rahat iciyorlar.

10 bardak içer en az

bir saat içinde rahat 6-7 tane içerim. tiryaki miyim bilmiyorum.

benim üst limit 4-5 bardak. o kadar da tiryaki değilmişim demek.

lisede kahvaltıda 10 dakkada 1 lt lik kavanoza doldurup bitiriyordum. yetmiyordu o zaman amk. şimdi 1 su bardağı içsem çarpıntı...

saatte 12 içilir ya, cuğara olacaksa yanında.

sahilde kahvaltı yapabileceğiniz bir çok yer var.

Albatros-Kordonboyu tarafinda Green House Cafe ve Hukilau guzel bir yer olabilir. O yol boyu bircok yer var zaten. Begenir gecersiniz birine. Ne ozledim oralari.

araba ne arka frenler kampana mı

araç ne?
arka frenler kampana mı yoksa disk mi?

Tüm diskleri eritmiş olabilirsin.

araç honda jazz.
balata kokusu duymadım. el freni de sonuna kadar çekili değildi sanırım.

google da honda jazz el freni yazınca kampanalar çıkıyor, kampanalar erimiştir ama frenin boşalmaması gerekirdi.

şimdi aracın frenleri tutuyor mu?

freni dibe kadar basınca tutuyo.

o zaman büyük ihtimalle fren balataları yada fren diski ermiştir hemen değiştirilmesi gerekli.

fren hidroliğinin bitmesi de aklıma geldi ama boruda vs kaçak olmadıkça hidroliğin azalması pek mümkün değil.

arabanın uyarı vermesi herekmez miydi?

h.aonu giriliyor. dslr sorun değil. zincirlikuyu'da levent istikametine bir otobüs vardı ama ben gitmiştim. arkadaşlar şimdi söylerler.

havale yaptıkları dekontu iste. o denkonttaki numaralarla bankadan sorgula. belki yanlış yere göndermişlerdir.

havale yanlış yere gitmiş...

başka şubeye gönderildiyse herhangi bir garanti şubesi bunu göremiyor mu benim adıma olduğu için tc ile sorgulatınca çıkması lazım.

ozalitçiler 50 kuruşa basıyor. örn cağaloğlundaki(adını unuttum) ozalitçi ya da beşiktaş ve kadıköy'deki necdet ozalitler. yapabiliyosan iki sayfayı tek a4'e bastır, yarı yarıya düşer fiyat. bir de bazı ozalitçiler öğrenci indirimi yapıyor, %20 falan. gümüşşuyunda, itülülerin gittiği ozalitçi mesela (bunun da adını unuttum :/

Sıkıntı olmayacağını düşünürsen A5 e bastır. Ben hep öyle yapıyorum kitap bastırırken. Fiyat yarıya düşüyor.

sirkeci cağaloğlu yokuşu ortlama 3 kuruş falan önlü arkalı

arkadaşlar çok teşekkür ederim cevaplarınız için. silmeyin buradan. kullanacağım bu bilgileri.

Oyuncak davul al. Vurunca muzik calan ve isik yanan davullar var.muzikli ben birine almistim.cocik sadece onla oynuyor

erkekse 8-10 tane küçüklerinden oyuncak araba al. döker önüne vın vın vın .

dandik setlerden alma yani. tek tek araba daha mantıklı.

kesinlikle ykyt +1

Baba-oğul pijama takimlari oluyor. İkisi de aynı pijamaları giyince pek bir mutlu oluyorlar.

ses çıkaran bir şey alma da ne alırsan al :)

Lütfen ses çıkaran bişey alma +1
Benim kızda iki yaşında hiçbişeyle oynamıyor. Babası hangi takımlıysa o takıma ait panduf alabilirsin ev ayakkabısı yani bi tek bu aklıma geldi.

kindle paperwhite 2 diye geçer Türkiye'de ama amazon'da kindle paperwhite new der.

bundan alın, arkanıza bakmayın.

istiklalde yürüyüş belki bi kafede kahvaltı yda kahve
ardından galata kulesi
yokuş aşşağı karaköye ordan köprüden balık tutanları seyrederek mısır çarşısına
orayı gezip alış verişfalan yapıp tramvay ile yukarı Ayasaofya, sultanahmet, yerebatan sarnıcı gezmece.
ama tek başına sıkıcı olabilir...

Boğaz turu ve Sultanahmet gibi klasik yerler dışında vapurla Haliç gezisi önerebilirim, Eminönü ve Karaköy'den Eyüp'e giden vapurlar var, Haliç boyunca bir kaç iskeleye uğruyor, Hasköy'de inerek Rahmi Koç Müzesi'ni ziyaret edebilirsiniz, Balat'ı görmek isteyebilirsiniz belki (sümüklü çocuk ve çamaşır asan, halı yıkayan teyze fotoğrafı ekebilirsiniz) Eyüp'ten Teleferikle Pierre Loti'ye çıkabilirsiniz.

süleymaniye tarafındaki mimar sinana gidin o manzarada bi çay için mümkünse:)

vapur ile üsküdar'a geçin. sola doğru yürüyün. fetihpaşa korusu'na çıkın. sosyal tesislerde yemek de aparatifler de çok ucuz. boğaz manzarası falan.

haftasonu öğleden sonra kalabalık oluyor haberiniz olsun. erken gidin.

pierre loti'ye çıkın diyeceğim ama pek bir numarası yok. netten bir bakın öyle karar verin. çıkacaksanız teleferiğe binersiniz.

akşam yemeği için güzel nereleri önerirsiniz yine avrupa yakasında?

Hamdi Restoran' a gidin bence.
İstanbul' da üç gün boş olmayı da fena kıskandım.

eyup mezarligini tirmanip pierre loti'de kahve icin derim.

Arkeoloji Müzesi.

edirnekapinin orada kariye muzesi.
muze cevresinin mahalle olcekli gezimi.
muze yanindaki asitane'de aksam yemegi.

aksam yemegi icin bir diger onerim floryada beyti lokantasidir.

pazar günü avrasya koşusu var köprü trafiğe kapalı olcak karşıya geçerseniz de vapurla filan geçin bu durumda.

Bugün istiklalden galataya yürüyüp oradan Karaköy iskeleden Kadıköy e geçtik. Eski bir arkadasımı gördüm. Simde Taksim'de otele geri donduk. Fakat burası ne hale gelmiş. Inanın otele korkarak yürüyorum. Olabildiğince taksimden uzak durmak gerekli gibi. Yarın nereye gitmeliyim hala bir fikrim yok. Arkeoloji Müzesi'ni daha önce gezmiştim. Nişantaşı'na falan mi gitsem?

internet varsa sıkılmam, bahçeyle uğraşmak yeter zaten, borsayla da ilgilenirim. negzel.

harley motor alırım bi tane, yat falan da olsun bağlarım, önüne. mis.

hacı tek başına yapaman. komünal takıl. open ecology olayına gir. bi fark yarat falan. ama en temizi al bisiklet dolaş dur. bu esnada çerçilik yapabilirsin. ne bilem gazete dağıtabilirsin abonelik olanlardan. tüketim toplumunun mk. sana bir şey olmasın.

yalnız hayal çok güzel be

yalnız değil de, kız arkadaş ile falan gidilecek. bu da bir opsiyon.

@namus ninjası gazete nerede dağıtayım? bisiklet ile gece gündüz bir yerlere gitmek istemiyorum. başımı sokacak yer olsun. sabah 5 te kalkayım. işleri yapayım 8'de kahvemi alıp oturayım, diyorum.


kışlık konserve hazırlayayım. şarap yapayım. bodruma koyayım.
elma ağacı hiç görmedim desem gülersiniz herhalde. olum istanbul'da elma ağacı vardı da biz mi çıkıp toplamadık?

kendinizi besleyeceğiniz kadar bir ekim yapmak nasıl oluyor anlayamadım. Yıl boyu beslenmek mi? yoksa tadımlık mı? Tüm yıl ise çok farklı meyve ve sebzeleri yüklü miktarda ekmeniz gerekecek. dönemlik olarak bu tohumlardan tekrardan almalısınız. (saf tohum artık bulunmuyor bildiğim kadarıyla) Bunun için de geniş bir alana ihtiyacınız var. sonuçta tek çeşit şey ekip tüm yıl onu yiyemezsiniz.

1-2 saatlik çaba ile neyi halledeceksiniz onu da anlamadım. sonuçta ekilen şeyler meyvesimine göre açıyor. Atıyorum bir şeyi ekiyorsun 6 ay sonra meyvesini yiyorsun. "günlük 1-2 saat harcayarak beslenmek" gibi algılanıyor yazınızdan :)

her tiyatro, her konser, her sergi her şehire gitmiyor. eğer kültür insanıysanız bunların çoğunu kaçırırsınız.

ben sıkılırım. çünkü insanların arasında olmayı seviyorum. tabi ki bende metrobüs, trafik falan gibi şeylerle zaman harcamak istemiyorum. bunun için tam şehir merkezinde yaşarsam ve kendi işimi yaparsam daha iyi gibime geliyor kaçmaktansa. mesela beyoğlu'nda oturmak, işimin de civarlarda olması. Şişli, mecidiyeköy, eminönü veya yine beyoğlu gibi. tek başına da yapamam. (belki emeklilikte olur bu)

hacıabiler, baklagiller lütufkardır. aynı alanda ortak tarım yapıp mesela bir sıra üzümü arasına fsülye ekilebilir. ben saksıda bile yetiştirdim. taze taze yemeği bi güzel anlatamam. onu da güllerimin toprağı çok kötü olmuştu aşırı sulamadan, onu düzeltmek için ekmiştik. nohutta yaprağa böcek yumurta bıraktı onu bile izledim yumurtadan çıkarken. bütün bunlar avcılarda oluyor olm. şehrin bi yerindeyiz yani. elma görmezsen de az bi balkonun varsa hirdoponik balık çiftliği bile kurarsın azim olsun yeter.
balık demişken, balık çifliği olur ama oksijen ya da sürekli akan su lazım. bi beton çevirir yaparsın. ama bırakıp gitmek olmaz. o iş sürekli.
bal işi daha iyi mi olur bilmem. abi sana komünal ortam lazım. ya toplayıcı avcı olacaksın ya tarım toplumu. tarım toplumu bürokasi ister. sen öyle toplumsallık nimetleri olsun ama ben mandıra filozofu takılayım dersen olmaz.
sen buşman ol. sttir et. kafan rahat olur.

süper bir hayalin var. ben de böyle birşey istiyorum. kedilerim, köpeklerim olsun bir sürü. bütün gün onlarla uğraşırım, bahçemle uğraşırım. çok güzel olurdu.

türkiyede olmaz.

(bkz: baltalı ilah)

deniz varsa ve yakınsam tekne yapardım bittiğinde de balığa/geziye çıkardım, zıpkınla/oltayla avlanırdım.
hem teknecilik hem balıkçılık hobim olurdu hem de fazla balığı fakir fukaraya verirdim.
hatta fukarayı da tekneye alırdım/teknede çalıştırırdım sonra boş kalınca ikinci tekneyi yapar ikinci garibana da iş verirdim böyle böyle büyür şirketleşir ve hayalimi piç ederdim.

konuyu takip edenlere şöyle bir haber göstereyim.

gençler terk edilmiş bir köye yerleşmiş 2012 haberi;

www.milliyet.com.tr

ama termik santral kurulacak diye kaldırmak istiyorlarmış.

marmaric.org
twitter.com

hayal kuruyorum da, bu ülkede kurmamam gerek sanırsam.

Çok zor değil ama maddi olarak külfetli olur. Maddi olarak tahtadan filan ev bunlar çok gerçekci değil. Geçtiğimiz 5 yılda köye yerleşen 5-6 aile gördüm. Ev yaptılar vsvs filan harcamalarını takip ettim. Ev yapımlarıyla da ilgilendim. Maddi olarak öyle kolay değil malesef. Bir sera yaptırayım dersin 1000 lira gözden çıkar mesela. 2 yılda anca bir düzen kurabilirsin.

Bununla birlikde diğer bir sıkıntı da kafa dengi olmaması. Kimse yok oralarda kimle takılacaksın. Oradaki emekli amcalarla takılamazsın ki. Bilmiyorum gerçi yaşınız nedir filan, evlimisiniz vs. Yalnızlık sıkıntı olur. Arkadaş ortamı yok filan feşmekan.

Maliyet olarak çok fazla değil aslında ev yaptırmak bence. Prefabrik yapılırsa daha iyi. Hem daha ucuz, hem daha dayanıklı, hemde daha estetik.

www.cankiriprefabrik.com

MEsela bakabilirsiniz. Bu sadece bir firma, böyle yüzlerce firma var. dubleksler 34 binden başlıyor. www.cankiriprefabrik.com

örnek verdiğin evler cidden çok pahalı evler. ahşap ev ucuz bir şey değil, prefabrik daha ucuza gelir. en ucuz konteynır ev olur.

az bir bahçeyle gıda ihtiyacını karşılayamazsın bence. 10 dönüm yer olmalı diye düşünüyorum. ayrıca günde bir iki saat çalışmak diye bir şey yok. mevsime göre ektiğin biçtiğin şeyler farklı farklı işler çıkaracak. epey vaktini alacak.

hayvancılık da eklemelisin. keçi, tavuk falan olmalı. onlarla da ilgilenmelisin.

çok düşündüm bahsettiğin hayatı. fikir alışverişi istersen konuşuruz yine.

ne guzel olur. yaptiniz mi acaba?

Tadımlık falan zevkine ekersin ama duyuruda ciddi ciddi kendi kendine yetebilecek adam olduğunu hiç düşünmüyorum. En azından günde birkaç saat ile halledebilecek kimse olduğunu sanmıyorum. Bir de fazla üretip dağıtırım demişsin ki üf.

Spor, bateri, bilgisayar ve sevgilim/eşim olduğu sürece sorgusuz her yere giderim. Son iki tanesi olmazsa olmaz, öbürlerini de düşünebilirim. Ama dördünü de sağlarsan "Antartikadaki buzların arasına yer yaptık, 500 metre altında 500 metre de üstünde buz var." desen giderim.

daha bir ay once arkadasim yapti bu dedigini, hem de sevgilisinden ayrilip gitti. dalyana yakin bir koyde ev tuttu, kocaman bahceli mustakil ev 500tl filan. istanbuldaki evin kirasi burayi karsiliyor ve artiyor bile. cizer kendisi, zaten is geliyor, cizimini istanbulda yapmak zorunda degil.
sen de butun gun yogun olmak zorunda degilsin. arkadas ediniliyor. bi bisiklet ya da mtr alirsin, saga sola kacarsin. bos bos durmak bile ayri keyif. pek aktivite diye gecmese de zihinsel aktivite de birsey. dusun dusun.. kahve gazete. marangozluk isleri yapabilirsin. bir dunya yeni beceri edinebilirsin.

benim de en büyük hayalim bu!!!!
tamamen izole bir yerde olmasını istemezdim ama. neticede sosyal varlıklarız, bir dosta ihtiyaç duyarız ya da bir bakkal amcayla sohbete.
o yüzden lokasyon çok izole bir yerde olmadığı sürece, bence sıkıntı yok.

arazin ne cok büyük, ne de cok kücük olmali. kücük olursa, ekim icin fazla alanin olmaz, büyük olursa, islere yetisemezsin. mesela birisi 10 dönüm demis, bence abarti.konteynir koyabilirsin,evden bir farki olmuyor. ben icine kuzine bile koydum. her ihtimale karsi elinde güvence icin bir miktar para bulunmali. hayvancilik isine de girmelisin düsüncesini destekliyorum. bol sans...

hırsızlık durumunda tümünü kaybedebilirsin.

hırsızlık diye birşey var. geri getiremezsin çalınırsa.

hırsızlık dışında, bozdururken filan bir kaybım olur mu?

niye olsun ki? bu işin büyük bölümü sizin tariflediğiniz şekilde yapılıyor. savaş falan çıkarsa alıp kaçabilir sağa sola rüşvet olarak verebilirsiniz evde tutmak mantıklı bir iş.
hırsız girerse ona da iyilik olur hem yazık adama ailesini geçindirmeye çalışıyor falan..

valla saklamak saklamamak pek önemli değil. zira dedektör ile gezen hırsızlar var.

Çalınmadığı sürece bir kaybın olmaz, annemin evde altın saklamak için çok fantastik yöntemleri var. Her seferinde hırsızların da anne kafasıyla düşünüp ilk o noktalara baktığını söylüyorum ama dinlemiyor beni. Evde saklayacaksanız bu detay aklınızda bulunsun.

hırsızlık dışında kaybın olmaz. hatta daha iyi bile olur. ama hırsız girer hepsini götürürse arkasından ağlarsın.
bende bankalara ayar oluyorum ama eşimin kullanmadığı ziynet eşyalarını ve altınları banka kasasında tutuyorum.

enpara.com da altın hesabı açtır kafan rahat etsin.

evde kasada sakklıyorum düğünden beri (4 sene).
yaptığım hesapta hiçbir yatırım daha fazla kar getirmeyeceğini gördüm.

bir kasa al, evde sakla derim ben.

Altın aşağı yönlü şu anda. Bu yeterli bir maddi kayıp.