Giriş
(4)

ankara anlasmasi ile ingiltere

baldur2
bu zor mu arkadaslar? nedir genel anlamda sartlari? maliyeti? tecrube mi isteniyor? bankada para mi gostermek gerekiyor yoksa bunlar sonraki asamalar mi?meslek olarak uluslararasi taninmisligi veya akreditasyonu mu olmasi gerekiyor?biliyorum cok genel sorular ama ne kadar bilgi verebilirseniz o kada
bu zor mu arkadaslar? nedir genel anlamda sartlari? maliyeti? tecrube mi isteniyor? bankada para mi gostermek gerekiyor yoksa bunlar sonraki asamalar mi?

meslek olarak uluslararasi taninmisligi veya akreditasyonu mu olmasi gerekiyor?

biliyorum cok genel sorular ama ne kadar bilgi verebilirseniz o kadar iyi olur gene de.
0
baldur2
(17.11.20)
zor değil.
beklentilere göre değişir.

ancak an itibariyle kabul almıyorlar, iptal gibi duruyor.
ocak 2021'de ne olacağı ya da neye dönüşeceği belli olacak.
0
jimjim
(17.11.20)
Şu an baya geç kalmış durumdasın.
Meslek, o mesleği yaptığına dair ispat
sonra aynı mesleği ingilterede yapabileceğine dair ikna.

Ankara antlaşması ile gidince maaşlı bir işe giremiyorsun
Kendi şirketini kurup, en fazla contractor olarak girebilirsin şirketlere, onun da kısıtlamaları var.

Bankada para, kendi yaşamın ve işin için yeterli seviyede olsa yeterli
yazılımcıysan, bi laptop bi masa
berbersen, bi berber dükkanı dizebilecek kadar
orada parayı belirleyen şey, yapacağın iş.

Şu an 12 haftada dönerim diyor ingiltere (eskiden 4 haftaymış)
Baya yoğunluk var, randevu almaya kalksanız en az 1 2 hafta sonraya alırsınız
belgeleri hazırlamak, yazıları yazmak da 1 2 haftanızı alsa.
Pek yetişiyor gibi gözükmüyor.

31 aralıkta brexit ile beraber ankara anlaşması da yürürlükten kalkıyor.
0
summatinyourteeth
(17.11.20)
Valla bende merak ediyorum aslında, eskiden baya bi bişey sanardım ama şimdi bakıyorum parası olan çatır çatır gidiyor pek kalifiyeye bakmıyorlar heralde, göstermelik şirket vs açıp sağda solda çalışanlar var.
0
paramolacak
(17.11.20)
maalesef bitti hocam.
0
garavel
(17.11.20)
(9)

Ev geçindirmek

kondansator
Günaydın, evlendiğinizde evin masrafları için nasıl bir yol izliyorsunuz? Maaşın yarısını ortaya atıp masraflardan kalanı birikim yapan duydum.ya da faturaları benzini ayrı ayrı bölüşüp birikim yapmayan. Tam nasıl bir paylaşım yapalım bilemedik. Şahsi harcamalarımızı minimuma indirip masrafları çık
Günaydın, evlendiğinizde evin masrafları için nasıl bir yol izliyorsunuz? Maaşın yarısını ortaya atıp masraflardan kalanı birikim yapan duydum.ya da faturaları benzini ayrı ayrı bölüşüp birikim yapmayan. Tam nasıl bir paylaşım yapalım bilemedik. Şahsi harcamalarımızı minimuma indirip masrafları çıkınca altın yapmak istiyoruz aslında
0
kondansator
(17.11.20)
Kira, kredi, faturalar gibi sabit giderleri bolusuyoruz. Bir kismini eşim ödüyor, bir kısmını ben ödüyorum. Bolusme oranı maaşın yüksekliğine göre tabi. Eşim benden daha yüksek maaş aldığı için büyük gider kalemlerini o ödüyor.

Sabit giderlerden kalan tutar ile de ay içindeki mutfak, gezme, dışarıda yeme içme vs gibi diğer ıvır zıvır şeyleri o an kim müsaitse o ödüyor.

Ben mesela maaşı alır almaz altın alıyorum. Eşim de birikim yapıyor kendi hesabından.

Biz hiç şöyle yapalım böyle yapalım diye konuşmadık açıkçası, böyle gelişti.
0
elorelia
(17.11.20)
Günaydın, yeni evlendiğinizi umuyor, mutluluklar diliyorum.
İlk zamanlar garip gelir para olayları, haklısın. İkiniz de çalışıp kazanıyorsanız süper. Şahsi harcamalarınızdan kısıp hayattan kopacak vaziyette birikime adamayın kendinizi. En kolayı tek bir hesapta parayı toplayıp ordan harcama yapmak. Sabit giderker vs ödendikten sonra kredi kartlarını da aradan çıkarıp bütçenize uygun şaşırmadan aylık harcamalarınızı yapın. Her ay sonu ne kazandığınız ne harcadığınız ay sonu ne kadar kenarda kaldığını net göreceksiniz. Döneme göre, harcamalarınızı ayarlayabilir, birikimlerinize yön verebilirsiniz. Bütçenizin şeffaf olması da çoğu parasal gerginliği ortadan kaldıracaktır. Kadın kısmı için erkeklere saçma gelebilecek harcamaları, erkek için kadına saçma gelen harcamaları tartışmak ya da üzerinden mutsuzluk elde etmek ilişkiye zarar verir. Makul seviyede bunlara devam etmenizde sakınca yok. Toplam maaşınızdan min. %20-25 ay sonu ayırabiliyorsanız sorun yok. Geliriniz iyiyse bu oranın %40-50 olmasını sağlayın. Güzel bir birikime, takı vs de varsa 1-2 yıl içinde erişebilirsiniz. Güzelden kasıt ortalama bir ev almak için peşinat seviyesinde.
Bişeyleri birlikte yapmak, birlikte almak, birlikte kazanıp birlikte harcamak, kısacası aile olup ona göre yaşamak keyifli. Buna odaklanın derim. Ayrı bütçeler, ayrı hesaplar, sen şunu ver ben bunu alayım, şunu öde bende yok vs ilişkileri bana anlamsız ve yorucu gelmiştir herzaman. Art niyet olmasa da sürekli hesap yapıyor olmak mental olarak saçma.
Mutlu ve huzurlu bir birlikteliğiniz olmasını dilerim.
0
erty_ksk
(17.11.20)
Tüm masraf ve birikimler bana ait. Eşim kendi ihtiyaçlarını karşılıyor, benden para istemesin yeter şeklinde plan yaptık, + olarak bazen ondan ihtiyaçlar için az da olsa para alıyorum. Düğün altın ve takılarına da büyük yatırım (ev, araba) olmadığı sürece dokunmuyoruz. Karşılıklı olarak neye para harcadığını tartışmak çok yıpratıcı bir şey, onun kuaförü makyajı bilmemesi bana saçma gelirken benim de bazı harcamalarım ona saçma gelir. Eğer mümkünse böyle herkese imkan tanıyacak şekilde ayırabilmek en temizi.
0
roket adam
(17.11.20)
kredi hesabına her ikimiz de ortak aynı miktarda para gönderiyoruz. onun dışında ev masraflarını bölüştük, doğalgaz senin elektrik benim gibi. ortak bir hesabımız var, her ay para artıran oraya gönderiyor, yatırım hesabı gibi düşündük. onun dışında maaşlarımızı tek bir yere aktarmadık, herkes kendi kredi kartını öder kimse kimsenin alışverişine kuaförü vs. karışmaz yeme içme vb. durumlarda duruma göre o an kim müsaitse o öder. büyük bir harcama olacağı zaman birbirimize danışırız. bence herkesin kendine ait bir hesabı ve bütçesinin olması güzel bir şey. aksi takdirde para muhabbeti cidden ilişkiyi yıpratabiliyor.
0
wendyangelamoiradarling
(17.11.20)
Gelen tüm para bir hesaba yollanıyor ve tüm ödemeler yapılıyor. Kalan paradan cüzdan nakit harçlıkları alınıyor. Geriye kalan tutar da birikim oluyor. Her şey şeffaf, sıkıntı yok.
0
adivar
(17.11.20)
Para ortak havuzda
Kira, bok püsür ödemeleri yapılıyor.
Ek kart var eşimde, ay sonu kart ödeniyor.
Kalan para direk dolar veya pound olarak saklanıyor.

Kartı kontrol etmiyoruz, kim ne almak isterse alıyor.
Bu tabii paran varsa olan iş.
2 asgari ücretli karı koca olsa, ne aldın, ne almadın diye takip eder insan.
Kartlara ortalama 10-12 bin ödeniyor ayda.
0
summatinyourteeth
(17.11.20)
İkimiz de maaşlı çalıştığımız sırada şöyleydi;
herkesin maaşı kendi hesabında duruyordu. Herkes kendi günlük ihtiyaçlarını kendi hesabından karşılıyordu. Faturaları ve mutfak masraflarını genelde benim hesabımdan ödüyorduk. Eşim de maaşından artan parayı kenara koyuyordu. Kimsenin diğerinden para istememesi açısından güzel oluyordu.
Son bir yıldır ortak çalışıyoruz ve ben şahıs olarak fatura kestiğim için neredeyse bütün gelir giderler benim üzerimde toplandı. İşler biraz karıştı. Eşimde benim adıma bir kredi kartı var. Ben hesaptan harcıyorum, o karttan harcıyor. Evden çıkmadığımız için gelirin büüyk kısmı benim hesabımda birikiyor.
0
chavezding
(17.11.20)
genel giderleri kira fatura fln ben ödemesini yapıyorum. market ve pazarada ben gidiyorum. hanımda mayışından kendi ihtiyacı kadarını alıp kalanını bana yolluyor. birikimide ben yapıyorum. tabiki hanımada bilgi vererek. büyük bir kalem bir şey alınacağı zaman mesela telefon gibi birlikte değerlendirip yine ben alıyorum, kampanyaları fln takip ediyorum. ikimizde yaklaşık aynı mayışı alıyoruz. ben biraz daha hangi banka daha çok faiz veriyor, dolar altın ne durumda daha sık takip ediyorum. birde hanımda da herhangi bir acil durum için bir miktar ilave parada(milyor seviyesinde) dokunulmamak üzere birikiminde duruyor.

bu erkek hegomanyası gibi anlaşılmasın, bunun tam tersi olarak annem, babamda bizim 180 derece zıt olduğumuz bir durum vardı. benim yaptığımın aynısını daha ilkel yöntemlerle annem yapıyordu. babam anneme mayışını gönderiyordu. her ay ortaklaşa bir hesap yapıyorlar sonra annemde al bunları yatır diye babamı kurye olarak kullanıyordu.
0
morcivert
(17.11.20)
biz evli değildik ama evli gibiydik. evin masraflarıyla ilgili şöyle bir yol izliyorduk:

ben herşeyi karşılarım aşkım sen merak etme :)

maaş hesabı dışındaki tüm banka hesapları ondaydı. maaş gelir gelmez ona gönderirdim. mobil uygulama onda yüklü. tüm ödemeleri oradan yapar, kalanı da birikim yapardı. benim bir de borsada hesabım var, ben yönetiyorum. ara sıra şu kadar altın, dolar, hisse, nakit var diye özet geçerdik birbirimize.
0
stewie
(17.11.20)
(10)

Miras - Borç - Ne Yapmalı?

jack bauer
Biraz uzun, kusura bakmayın. Ayşe’nin bir abisi var. Abisi ilerlemiş yaşına rağmen hayatında neredeyse hiç çalışmamış. Zihinsel olarak da çok dengesiz. Neredeyse bütün akrabalarına borç takmış. Anne-oğul yıllardır beraber yaşıyorlar. Annesinin emekli aylığı ve kocasından kalan dul maaşı var. Abisi a
Biraz uzun, kusura bakmayın. Ayşe’nin bir abisi var. Abisi ilerlemiş yaşına rağmen hayatında neredeyse hiç çalışmamış. Zihinsel olarak da çok dengesiz. Neredeyse bütün akrabalarına borç takmış. Anne-oğul yıllardır beraber yaşıyorlar. Annesinin emekli aylığı ve kocasından kalan dul maaşı var. Abisi annesinin atm kartını elinden almış. Maaşları kendisi çekiyor. Annesine de idare edecek kadar para veriyor.
Annesi biraz saf ve biraz da iradesiz olduğu için oğluna hiçbir şey söyleyemiyor.
Bir gün anne vefat ediyor. Vefattan 2 ay sonra Ayşe’nin bu hayırsız abisi kardeşi Ayşe’yi arayıp annesi ile beraber zamanında bankadan kredi çektiklerini ve bankanın borç için aradığını söylüyor. Beraber annesinin borcunu ödemeleri gerektiğini söylüyor. Ayrıca bankanın hayat sigortası olup olmadığını araştırdığını söylüyor.
Ayşe kendi çabaları sonucu bu kredinin 3 yıl önce çekilmiş olduğunu ve ödenmeyerek 60 bin tl’ye ulaştığını öğreniyor. Ayrıca annesinin banka tarafından yapılan hayat sigortası olduğunu ama annesinin vefatından 3 ay önce sigortayı iptal ettirdiğini ve geri ödenen 3 bin küsür liranın abisinin hesabına yattığını öğreniyor. Sigorta telefon ile iptal ettirilmiş. Ayşe annesinin normalde telefonda düzgün konuşamadığını, böyle bir şeyi akıl edemeyeceğini o yüzden de tek başına sigortayı iptal ettiremeyeceğini iddia ediyor. Bankaya ses kaydını dinlemek istediğini söylemiş. Banka savcılığa gidip dilekçe vermesini söylemiş.
Mirasçılara kalan 2 arsa var. Biri 60-70 bin lira değerinde. Satışa hazır. Diğeri daha değerli. Ama yıllardır mahkemelik ve ne zaman sonuçlanacağı belli değil. Ayşe ev hanımı. Üzerine kayıtlı sadece birikim hesabı var. Şu sorulara cevap verebilirseniz sevinirim;

1) Ayşe reddi miras yapmazsa, banka doğrudan mirasçılardan tahsilat yapmaya mı çalışır yoksa önce sorunsuz arsayı satmaya mı çalışır?
2) Banka Ayşe’nin eşiyle oturduğu evine gelip eşyaları haczedebilir mi?
3) Banka Ayşe’nin eşinin arabasını ve bilgisayarını haczedebilir mi?
4) Ses kaydı için savcılığa gitse ne kadar sürede sonuç alabilir?
5) Birisi elinde imzalı senetle gelse Ayşe’den para talep edebilir mi?
6) Sizce reddi miras yapmalı mı?
0
jack bauer
(14.11.20)
annesinin borçlarını kapatmak için toplam ne kadar ödemesi gerekiyor.
borçlar ödenince kalan mirastan kendisine ne kadar düşüyor.

bunu oranlayıp karar verebilirsin
0
efruz
(14.11.20)
@efruz. Sorunlu arsayı saymazsak, ilk arsanın satışından sonra geriye para kalırsa 5-10 bin banka iade eder diye düşünüyor. Ama banka doğrudan kendisine ve abisine gelirse 5 kuruş dahi ödemek istemiyor.
0
🌸jack bauer
(14.11.20)
Satışa hazır arsa annenin borcuna yetiyor gözüküyor. Neden satıp borcu kapatmıyorlar ?
0
prizmatik
(14.11.20)
Reddi miras yapmazsanız senet varsa onu da kabul etmiş sayılırsınız. Fakat bunun vefattan itibaren 3 aylık süresi var, siz 2 ayını da geçirmişsiniz.

Bence ikinci arsadan size en azından iyi bir ev parası çıkmayacaksa reddedin gitsin. Dayınız uğraşsın.

Banka veya alacaklılar en kolay nereden tahsil edebileceklerse oraya yönelirler. Yani 5 tane varis var diyelim, her birinden eşit tahsil değil, hazırda nakit sahibi birinden hepsini tahsil etmeye çalışırlar. Bankalar o borç için eve gelmezler, eşin arabasına da dokunmazlar.
0
malheiros
(14.11.20)
Ha senet vardır mesela onlar eve gelirler.
0
malheiros
(14.11.20)
@prizmatik, söylendiğine göre satış yaparken borcu yoktur yazısı isteniyormuş.O aşamada da kredi borcu ortaya çıkıyormuş.

@malheiros, bilgi için sağol.
0
🌸jack bauer
(15.11.20)
ses kaydı için savcılığa gidilmez.
biz kredi çekerken sigorta yapmıştık, sonrasında da poliçeyi iptal etmedik deyip sigorta şirketine dava açılır, sigorta şirketi, poliçenin iptal edildiğini kanıtlamak zorunda. ses kaydı vs her türlü delili dosyaya sunar.
sonrasında -eğer gerçekten anlattığınız gibiyse- dava ayşenin lehine sonuçlanır.
0
de jure
(15.11.20)
of tam anneannem ve dayım.
ayşe reddi miras yapsın.
arsaları da bıraksın.
bilinen 60 bin banka borcuna
bilinmeyen bi dünya başka borç vardır.
arsaların cazibesine kapılıp, abiyle ve borçlarla uğraşmasın
kendi evine, kocasına, çocuklarına birşey gelirse bunun derdi daha fazla olur
ayşe kendini kurtarsın
0
summatinyourteeth
(15.11.20)
ayrıca anne borcu ödedikten sonra dayı kalan mirası anneye kolay yar etmez. kendi hissesini devretmez, kendi hissesine ipotek koyar başka borç çeker vs. o mirası almak için de başka borç ödenir.
0
efruz
(15.11.20)
@de jure, tabi banka haklı çıkarsa karşı tarafın avukat masraflarını herhalde Ayşe'nin ödemesi gerekecek.

@summatinyourteeth, Ayşe'nin eşi Mehmet de sizin gibi düşünüyor.
0
🌸jack bauer
(15.11.20)
(3)

F1 legal bahis

nundu
Bu bahis işlerine uzak biriyim, yılda max 2 3 kupon yapıp toplam 20 lira kaybeder ve gönül rahatlığıyla yerime otururum. Şu yarınki yarışa da gönlümden koptu bi 10 lira yatırayım, kaybedeyim istiyorum. Ama direkt x pilot kazanır şeklinde bahis yapabileceğim bi legal bahis sitesi bulamadım. Bu yaştan
Bu bahis işlerine uzak biriyim, yılda max 2 3 kupon yapıp toplam 20 lira kaybeder ve gönül rahatlığıyla yerime otururum. Şu yarınki yarışa da gönlümden koptu bi 10 lira yatırayım, kaybedeyim istiyorum. Ama direkt x pilot kazanır şeklinde bahis yapabileceğim bi legal bahis sitesi bulamadım. Bu yaştan sonra illegal falan uğraştırmayın beni gözünüzü seveyim, yok mudur f1 bahsi alınabilen bir yer?
0
nundu
(14.11.20)
Legal bahis sitelerinde yok maalesef F1 için bahis.
0
himmet dayi
(14.11.20)
Nesine app de var
0
summatinyourteeth
(14.11.20)
misli.com da var
0
essoist
(15.11.20)
(11)

Boşanma planlayalım

theblizzard
Şöyle kiiii.. boşanıyoruz. Benden 2.000 tl talep etti çocuk için. Makul. Ortalama gelirim 12.000₺Bana kalacak 10.000. Kaçını kiraya vermeliyim?Arabam var. masrafım 0. Benzin, kasko vs ödemiyorum. Sizce çocuğa yakın mı otursam yoksa şehir merkezine daha yakın bir yerde mi?
Şöyle kiiii.. boşanıyoruz.

Benden 2.000 tl talep etti çocuk için. Makul.
Ortalama gelirim 12.000₺

Bana kalacak 10.000.

Kaçını kiraya vermeliyim?
Arabam var. masrafım 0. Benzin, kasko vs ödemiyorum.

Sizce çocuğa yakın mı otursam yoksa şehir merkezine daha yakın bir yerde mi?
0
theblizzard
(12.11.20)
şehir önemli. eğer büyükşehir ise ben şehir merkezinde oturmayı tercih ederim. nasılsa artık bekarsın şehir merkezinde oturman daha iyi sosyalleşebilmen için. çocuğu her gün göremeyeceğin için ve araban da olduğu için oradaki uzaklık çok dert olmaz gibi. basar gidersin. kira için 2500-3000 gibi bir şey düşünürdüm max.
0
amandil
(12.11.20)
Bir çocuğa oda bir de kendinize desek 2+1 ev gerek. Trafik sorunu yoksa çocuğa yakın otururum ben. Varsa işe yakın olmak daha makul.
Kira da 2500 e kadar çıkardım aidat fatura derken ev masrafının kalemi var da var abartmak fuzuli olur.
0
cilekli pasta
(12.11.20)
nasılsa artık bekarsın şehir merkezinde oturman daha iyi sosyalleşebilmen için +1. Ufak ama ici temiz, yapili bir daire tut. spor salonu, gerekiyorsa sac ektirme vb olaylara girerdim herhalde ben olsam. onlara butce ayir bir de biriktir tabi bir kenarda ayda 2-3 bin en az.
0
hot potato
(13.11.20)
2500'i gecmesin.
Niye sac ektiriyor ki, kel oldugu nerde yaziyor adamin?
0
baldur2
(13.11.20)
Bosanmissin artık..üstüne iki bin verip bir de cocuga yakın mi oturacaksan? Ne gerek var ki????
0
elorelia
(13.11.20)
Merkeze yakın otur. "Senin" içine sinen rahat edebileceğin bir ortam kur kendine. Rahat hareket edebileceğin bir miktarda ayır harcamaların için. Bunların miktarını sen biliyorsun. Tertemiz bir sayfa aç kendine.
0
top_secret
(13.11.20)
Bunun sizcesi mi olur yav :)
Çocuğunu sık sık görmek istiyorsan yakın otur.
Çocukla ilişkim de pek matah değil, annesini de görmek istemiyorum.
Yeni hayat kuracağım kendime, sıfırdan başlayacağım diyorsan, istediğin semtte otur.

Kaçını kiraya vermeliyim kısmı da bu üstteki duruma göre şekillenecek
Nişantaşının ortasında oturmak istiyorum dersen 4-5 vermelisin
bebekte oturmak istiyorsan 6 7
Halkalıda oturmak istiyoran 2
0
summatinyourteeth
(13.11.20)
çocuğa yakın oturun. nerdeyse bütün boşanmış kadın ve erkek arkadaşlarımda erkek olanlar kendi hayatlarına dalıp gittikleri için o çocukların sıkıntılarını göremiyorlar. gece çocuğunuz kafasını patlatsa veya annesi düşüp kafasını patlatmış olsa, çocuk sizi arasa şehir merkezinden gitme sürenizle yakın yerden kendisine ulaşma süreniz tek kriteriniz olmalı bence. bir arkadaşımızın eski eşi ben neo köylü olcam dedi çekti urla'nın köyüne gitti. çocuk geçenlerde çok ciddi bir sıkıntısı olduğunda annesi babanı çağırmamı ister misin dediğinde, beni istese oraya mı taşınırdı kendi keyfi için, boşversene anne rehber öğretmenimle konuşurum sen üzülme demiş (sınıfta erkek çocuklarının birbirine zorbalığı ile ilgili). 7. sınıf öğrencisi bir çocuğun düşüneceği ve kuracağı bir cümle olmamalı bu, annesi de çok üzüldü kaç gün. anlayana çok ağır bir cümle.

çocuk sahibi olmak bir tercih. bu tercihte bulunduysanız çocuk belli bir yaşa gelene kadar bunun gereklerini yerine getirmeniz insani ve ebeveyn olarak sorumluluğunuz.
0
Phoebe
(13.11.20)
Phoebe +1

çocuğa çabuk ulaşabileceğiniz yerde olmalısınız.
annesiyle karşılaşmayacağınız ya da sürekli burun buruna olmayacağınız kadar uzak ama acil bir durumda çocuğa hemen yetişebilecek kadar yakın.
dünyanın bin türlü hali var.
bir kaza olur, hastalanır gece doktora götürmek gerekir, annesi hastalanır çocuğu bir yere getirmek/götürmek gerekir vb.
çocuk söz konusu olunca bunları düşünmek lazım.
sadece lojistik nedenlerle değil, genel olarak çocuğa "uzak" kalmayın.
babasının yakında olduğunu bilsin.
0
blatta hiberna
(13.11.20)
phoebe +1 demek isterdim, ancak çocuğunuzu evlilikle birlikte kurtulmak istediginiz bir sey gibi mi goruyorsunuz? sorunuz bile tuhaf geldi ama durum bu demek ki. cocuga mi yakin olayim vs sehir merkezinde mi oturayim... bana acimasiz bir kiyaslama gibi geldi ama kararinizi vermis gibisiniz. bekar bir baba degil de bekar bir erkek gibi yasamak istiyorsaniz sehir merkezinde oturun.
0
hazen
(13.11.20)
Tabiki çocuğa yakın, bu da soru mu..
0
sta
(13.11.20)
(7)

Hiç 'mantarlı şatobiryan' yediniz mi ?

Avoiding The Puddle
Ben hiç yemedim ve tadını çok merak etmekteyim, nasıl bir şey ? Tarif eder misiniz ?
Ben hiç yemedim ve tadını çok merak etmekteyim, nasıl bir şey ? Tarif eder misiniz ?
0
Avoiding The Puddle
(12.11.20)
şatobiryan dediğin şey kalın kesilmiş bonfile. yani dilim şeklinde değil de, küp gibi kesiyon, şatobiryan oluyo. böyle için pembe kalacak şekilde pişirip üstüne de kremalı mantar sosunu dökünce o dediğin oluyo işte.

ben de yemedim ama yesem de fark yaratacak ooo bu neymiş yaa dedirtecek bir şey olduğunu sanmıyorum.
0
kibritsuyu
(12.11.20)
Küp şeklinde falan değil. Şatobiryan bütün bonfilenin daha da yumuşak olan orta kısmından çıkan parçanın pişirilmesinden elde edilir. Ama özünde bonfiledir yani. Mantar sosunun lezzetli olması da mantarın türüne bağlıdır. Y.dışında bazı mantar türleri var ki çakıl taşının üzerine dök onu da yedirir, o kadar lezzetlidir.
0
dougsampson
(12.11.20)
O aşırı lezzetli mantarların hepsi Turkiyede de yetisiyor, ancak bilen yok.
0
JohnOakley
(12.11.20)
Mantarlı Fileminyon daha güzel olur
Bilgisayar mühendisliği okurken, okulun turizm bölününden yemek dersi almıştım seçmeli :)
Orada öğretmişlerdi.

mantar sosu yapmak çok basit
mantarları kes, kapaklı tavaya sığmayacak kadar çok koy
kapağını kapat bekle, suyunu salınca
un, süt, karabiber

eti de yaparken
1 kere çevirmek bu işin püf noktaıs
eti attın, üstü de pişmiş et rengine gelene kadar bekle.
sonra çevir 1 2 dk bekle
0
summatinyourteeth
(12.11.20)
yahu küp dediğim bildiğiniz anlamda küp değil, yani etin sağını solunu doğrayıp altı yüzeyi de birbirine eşit karelerden oluşan geometrik şekil olan küp yapmıyorsunuz. bunu artık anlarsınız sanmıştım ama küp değil denmişse ne demek istediğimi illa açık açık yazdıracaksınız.

yani dilim dilim değil anlamında. böyle o şeklin adı ne olur bilemedim. silindir mi diyeyim, prizma mı diyeyim, ne diyeyim. bütün bonfileden 10-12 cm. genişliğinde bir parça çıkarırsın, o olur. hani nusret böle bonfilenin ortasından kocaman kesip havaya atarak pıçağı saplıyo ya o işte. ben küp diyim siz anlayın artık, dilim dilim değil demek istiyorum yani. dilim yapınca madalyon mu ne oluyor.

aha şu işte: i.ytimg.com küp değil, üçgen prizma. ya da artık ne derseniz adına.

fileminyon da aynı bonfilenin ortasından değil de incelen kuyruk tarafından kesileni. temelde aynı şey. şimdi küp diyince ona da değil dersiniz, onun da şekli koni gibi, piramit gibi bişey oluyor.
0
kibritsuyu
(12.11.20)
Bir gün gerçekten iyi para kazanan biri olursam ilk yapacağım şeylerden biri beş yıldızlı otele gidip, her akşam açık menüde bunu yemek olacak...
0
🌸Avoiding The Puddle
(12.11.20)
chateaubriand su sekilde lop bir et parcasi ve iki kisilik hazirlanir, tadini nasil tarif ederiz bilmem ama kucuk detaylar asagidaki gibi

i.ytimg.com

servis edilirken dilimlenir ve bonfile seklinde tabagina konur,

yaninda garnitur olarak, sote mantar, brokoli, havuc, pataes gibi buharda pismis sebzeler de verilir, sos olarak da bernaise sos ile servis edilir.

afiyet olsun
0
exlibris
(12.11.20)
(8)

Alıngan insanlar

sydney
Alıngan insanlar bana biraz büyüyememiş ya da her şeyin kendi etraflarında dönmesini arzu eden insanlarmış gibi geliyor. Kötü niyetli değiller ama önceki cümlede dediğim gibiler. Sizce?
Alıngan insanlar bana biraz büyüyememiş ya da her şeyin kendi etraflarında dönmesini arzu eden insanlarmış gibi geliyor. Kötü niyetli değiller ama önceki cümlede dediğim gibiler. Sizce?
0
sydney
(12.11.20)
Alındığı konuda gerçekten kendisini eksik hissediyor.
Kompleks yapıyor.

Bill Gates'e fakir desen alınmaz.
Arkadaşına desen alınır
gibi
0
summatinyourteeth
(12.11.20)
attention bunlar hep, attention wh.

kötü niyet değil ama çocuklukta onlara gösterilen ilginin devam etmesini istiyorlar.

bazen eksik hissetme söz konusu olmayabilir. o konuda kendisine çok fazla güvense bile ilgi için özellikle böyle davranabilir. hatta alındığı konuda gerçekten ciddi bir eleştiri almışsa, alınganlığı bırakıp saldırı moduna geçer.
0
stewie
(12.11.20)
En büyük alınganlar anneler, babalar.
Hani evladına yaptığını karşılık beklemeden yaparsın ya, tam tersi. Ben böyle olduğunu evlenince gördüm. Hava yağmurlu desem "sen bana ördek dedin" durumu oluşabiliyor. Biraz ego, biraz da iyi niyetli biriysen yandın. Üzüntüsüyle yönetiyor çevresini.
0
SiyamkedisiZorro
(12.11.20)
çocukluk döneminde ilginin eksik verilmesi ya da inanılmaz derecede fazla ilgilenilmesi gibi durumlarla ortaya çıktığını düşünüyorum.

böyle aşırı alıngan bir arkadaşım var. çocukken gereksiz bir şekilde üzerine titrediler, aşırı müdahaleci bir ailesi vardı yakından şahidim. bu arkadaş ortamda alakasız bir konu konuşulduğunda bile devamlı üstüne alınıyor, kendini sorgulamaya başlıyor. daha sonra da hiç onu kastetmememize rağmen savunma geliştiriyor, surat asıyor ve günlerce alınıyor.

kötü niyetli değil elbette ama çevresindekiler için yorucu bir karakter. her ne kadar onu sevsem de sık görmek istemiyorum mesela.
0
muslugubozukhayrat
(12.11.20)
ilgi sevgi eksikliği ve ihtiyacından oluyor. Ama bunu kendi kontrol edemiyor olabilir. Çok sevdiğim ama aşırı alıngan 2 arkadaşım var. kabullendik :D
0
lcha
(12.11.20)
Eski alınganlardan biri olarak "biraz büyümemiş" yorumuna katılıyorum. Ancak her şeyin kendi etrafımda dönmesini hiçbir zaman arzu etmedim.

Artık neredeyse hiçbir şeyi sallamıyorum. Kim ne derse desin umrumda değil. Demek ki biraz büyümüşüm :)
0
himmet dayi
(12.11.20)
alınganlık eşittir eziklik diyebilecek kadar kaba, gaddar ve terbiyesiz biriyim.
0
d e j i n
(12.11.20)
psikolojik nedenleri değişir kişiden kişiye ama benim herhangi bir ilişki sürdürmekte çok zorlandığım insanlar oluyorlar.
dolayısıyla, bir noktadan sonra çok da sürdürmüyorum, sürdüremiyorum zaten.
çok yorucu.
dünya kimsenin etrafında dönmemeli.
0
blatta hiberna
(12.11.20)
(9)

Pilavin son asamasinda batiriyorum, yardim!

icim urperiyor
Her sey guzel gidiyor, delik delik olup guzelce pisiyor, fakat son asamaya gelince 2 potansiyel senaryo ile karsilasiyorum;Ya ust tarafi kuruyunca hemen karistiriyorum, dibi islak oluyor, sulu pilav oluyor. Ya cok bekleyip dibini tutturuyorum. Bunun tam ortasini nasil bulurum? Altini kisip mi beklem
Her sey guzel gidiyor, delik delik olup guzelce pisiyor, fakat son asamaya gelince 2 potansiyel senaryo ile karsilasiyorum;

Ya ust tarafi kuruyunca hemen karistiriyorum, dibi islak oluyor, sulu pilav oluyor.

Ya cok bekleyip dibini tutturuyorum.

Bunun tam ortasini nasil bulurum? Altini kisip mi beklemek lazim?
0
icim urperiyor
(11.11.20)
alti kisip bekleyin
0
hazen
(11.11.20)
suyunu veriyorum. 5dk daha altı kısık bir şekilde suyunu çekiyor. o sırada karıştıp 5dk sonra altını kapatıyorum
0
sutlu nescafe
(11.11.20)
Pilav karıştırılmaz.

Üstü delik delik oldu güzel bir aşama ama sonuç değil.
başında duracaksın, o delik delikten sonra, bir de çıtırdama sesi aşaması var.
Çıtırdama sesi duyunca kenara alacaksın, üstüne havlu peçete, havlu, bez koyup dinlendireceksin 10 15 dk

sonra karıştırabilirsin.
Bir de pilavın en püf noktası bol yağ ve kavurmaktır.

Zeytinyağı ile kavurulur, tereyağı kavrulduktan sonra verilirse, kavururken tereyağını da yakmamış olursun dip not :)
0
summatinyourteeth
(11.11.20)
altı en kısıkta ağır ağır suyunu çekmeli ve pilav asla karıştırılmamalı. hafif dibi yapışsa bile sıkıntı olmaz sulu pilavdan her halükarda iyidir. 1'e-1,5 kuralı da önemli tabii.
0
anarsika
(11.11.20)
tam olarak summatinyourteeth+1
0
blatta hiberna
(11.11.20)
pilav karıştırılmaz evet, her marka pirincin su çekme oranı da değişiktir, mesela sen bire birbuçuk bardakla yaparken, ötekisi 2 bardak, diğeri de 1.2 bardak suyla olabilir. pirinci tanımak önemli.

altının çok kısık olması gerekiyor, pilavın kapağı açılmaz, buhar çıkışı azalıp üstten de tadına bakıp piştiğinden emin olunca tencerenin üzerine 2 3 kat kağıt havlu koyup altını kapatıp, kapağını kapatıp dinlenmeye bırakmanız gerekir.

pilavın dibi tuttu diyelim, hemen altını kapatıp lavabo gibi çabuk soğumasına yardımcı bir yüzeye koyarsanız eğer dibinin tutması geçer, ayrıca dibini yaktıysanız da dibini kaldırmadan üstten servis edip durumu yine kurtarabilirsiniz.
0
killerbee
(11.11.20)
pilavdan yana çok dertliydim, deneyerek şu şekilde çözdüm.

bir bardak pirince 2 bardaktan birazcık az su koyuyorum öncelikle, onu bilgi olarak vereyim.

suyu ekledikten sonra 2-3 dakika kadar biraz yüksek ateşte kapağı açık pişiriyorum. sonra ocağı normal kısığına alıp kapağı kapatıp 5 dakika pişiriyorum. sonra ocağı en en kısığa alıp (hani yukarı södürmeye yakın kısmına getirip) 5 dakika da öyle pişiriyorum. sonra ocağı kapatıp bazen kapağı açıp şöyle bir kaşıkla ortasından sadece dibini görecek kadar açıp bakıyorum. bazen peçete koyuyorum kapağına öyle dinlensin diye, bazen hiç açmıyorum bırakıyorum öyle. en az 15 dakika kapağı kapalı dinlenmeye bırakıyorum.

bu şekilde yaptığım pilavın tutmadığı olmadı. ki ben hiç tutturamazdım. en önemli şey dinlenmesi. ilk etapta zaten biraz ıslak kalır, dinlendikçe oturuyor.
0
nimberjack
(11.11.20)
Aşçı bir hanfin bana şöyle söyledi yapmadan 1 saat önce ılık suya sal pirinci ve 1/1 oranında yap. Ben öyle yapıyorum pilavı herkes benim pilavıma bayılıyor.
0
guitarissimo
(11.11.20)
yahu pilav karıştırılır mı?

summar güzel özetlemiş.

üstü hafif delik delik olunca minimum ateşe al 10 dk ekle kapat.

kullandığın baldo pirinç ise (suda bekletmiş olsan dahi) 1 e 1,5 su gerekir.
0
lcha
(11.11.20)
(17)

insanlar pahalı arabaları nasıl alıyor?

batlegolas
istanbul'un sıradan, orta-alt maddi duruma sahip diyebileceğimiz türden insanların yaşadığı bir mahallesinde oturuyorum.sokakta geziyorum, bir tarafta bmw, bir tarafta son model nissan, bir tarafta audi... geri kalan araçlar eski model ve ucuz arabalar. üc dört tane pahalı araba var.zengin olsalar b
istanbul'un sıradan, orta-alt maddi duruma sahip diyebileceğimiz türden insanların yaşadığı bir mahallesinde oturuyorum.

sokakta geziyorum, bir tarafta bmw, bir tarafta son model nissan, bir tarafta audi... geri kalan araçlar eski model ve ucuz arabalar. üc dört tane pahalı araba var.

zengin olsalar bu uyduruk mahallede oturmazlar. zengin olmayan da öyle araba alamaz.

nasıl oluyor bu?

hayalimdeki araba 400 bin lira. maaşım 3 bin lira. neden bu kadar imkansız ki? maaşım 10 bin olsa da alamam ki.

insanlar 400 bin liralık arabayı nasıl alıyor?

pencereden bakıyorum, masmavi nissan qashqai. çok güzel. nazarı değen bir insan olsam şimdiye patlamıştı.

lan etraftaki tek düzgün, yeni ev benimki. bizim binadan birine de ait değil. kimin lan bu araba? manyak mısın, bu mahallede işin ne?
0
batlegolas
(10.11.20)
kilit kelime "maaşım" çoğu maaş almıyor maaş veriyor.
mahallemizdeki tavukçu(bildiğin çevirme tavuk) a7 ye biniyor mesela.
0
basond
(10.11.20)
Aylık gelirin belli bi seviyenin üstünde olduktan sonra bir noktada borca girip al-sat yaparak bu rakama ulaşıyorsun. Mahalle uyduruk olabilir ama içinde yaşayanların yaptığı işleri bilmiyoruz. Beyaz yakalı gibi düşünme, esnaf vergi ödemiyor mesela, aylık kemiksiz 10-15 bin lira kaldırıyorsa ki çok normal rakamlar, bir süre önce de borca girdiyse rahatlıkla şu an 350-400 binlik araba sahibi olabilir. 2018 ortası gibi 130 binlere satılan araçlar şu an 300'ü geçti zira. Tavsiyem gücünün yettiği küçük rakamlarla yatırım yapmaya başlaman, zaman içerisinde o para değerlenecek ve yeni aracına sermaye olacak.
0
roket adam
(10.11.20)
bahsettiğiniz paraya sahip olan insanlar pek vizyonlu olmuyorlar. mesela o vizyon buradaki çoğu insan var, paramız olsa nezih bir yere taşınırız, güzel araba alırız, şık giyiniriz, saçımıza başımıza dikkat ederiz vs. ama bahsettiğiniz grup -ki benim yaşadığım yerde de mevcut- kurulu düzenini bozmaz, yaşıyoruz işte diye düşünür. bu tipler için en önemli şey araba olduğu için ona ekstra önem gösterirler. biz mesela yurt dışına gider diyar diyar gezip kültürleriniz, ama onların aklının ucundan geçmez. özetle paranın bir kısmı yanlış insanlarda.
0
rose parks
(10.11.20)
Baba parasıyla alıyorlar.

İçlerinde istisna elbette vardır ancak çoğu aileden zengin. Maaş veriyor, ticaret yapıyor diyenlere bakma. Maaş verecek düzeye gelmek o kadar kolay değil.
0
kickboxer
(10.11.20)
son cümlesi hariç rose parks +1
herkesin ideali kültürlenmek ya da dünyayı gezmek olmak zorunda değil, böyle mutlu oluyorsa doğru insan yanlış insan ayrımı yapmayı doğru bulmuyorum ben. öte yandan bu durum ciddi bir gösterge o insanların hayata bakışı açısından. "araba sevdası" hala bir ülke gerçeği.
0
Bruce
(10.11.20)
Onlar da maaşı 3000 TL olan nasıl geçiniyor diye gıpta ederek düşünüyor olabilirler.
400.000 TL değerindeki hayallerde yer alan araba yerine, ikinci el 60-70bin TL'lik hyundai accent gerçeğini yaşamak için çalışmalıyız.
0
Erva
(10.11.20)
Babam 12 yaşımda vefat etti, 0 baba parası aldım bugüne kadar.
BMW ye de bindim, ülke ülke de gezdim, şimdi daha konforlu bir aracım var.

Maaşlı iş + bol bol freelance iş diyelim.
Yazılımcıyım.

İlla baba parası veya illa yandaş olmaya gerek yok.
Yandaşlığın yanından bile geçmedim, hiç bir zaman.
2002 de destekleyenlerden bile değilim (ki zaten 2002 de öğrenciydim)

3 bin maaşla zor
ama 3 bin maaş alıyorsan, ben neyi yanlış yapıyorum diye sorgulayabilirsin.
0
summatinyourteeth
(11.11.20)
Şimdi aileden zengin olan var.
Onun dışında leasing yapan da var.
Gene aynı şekilde kendi isi olup vergiden düşen vardır (teyzem ve ortağı vergiden düşmek için kendilerine ford cmax almislardi birer tane sirf vergi oduyor).
Onun dışında şirketin verdiği vardir (çalıştığım şirkette düz müdürlerde octavia, üst müdürlerde a5 ve c serisi mercedes vardi. Arkadasim yeni ise başladı müdür olarak yeni kasa focus verdiler).

Bu arada bu Türkiye'de var. Çalıştığım sirket Avrupa'da kimseye araba vermiyor. Belki İsviçre'dekiler alir. Onun dışında müdür diye araba yok. Kendi müdürüm kar payi, aylik 5000€ vs vs derken Citroen c3 kullaniyor. Sefim de 2006 a3'e biniyor. 100 kisilik binada pahali arabasi olan 3 kisi var galiba. A6, 3.20 ve a5. Bir iki tane de eski lexus var ama onun dışında hep normal arabalar.

Ben Türkiye'de çok kafaya takardim araba isini. Şöyle 3 sene geçti mi araba eskimis gelirdi. Vallaha buraya geldigimde hic umursamadigimi fark ettim artik.

Neyse yani, bence kafaniza takmayin. Araba güzel bir şey, özgürlük ama Türkiye'de biraz fazla abartılmış durumda araba/yeni araba/2-3 senede yenileme vs olaylari.
0
logisticsmanager
(11.11.20)
Ha bir de; aldiginiz para düz çalışan parasi. Ama Türkiye üçüncü dünya ülkesi olduğu için amacı düz calisani mutlu etmek degil, düz calisandan daha cok nasil vergi almak. O yüzden sizin araba alamamaniz "normal" oluyor. Ama değil. Ayni tatil yapamamak, et yiyememek, ps5 alamamak gibi şeyleri normallestirilmesi gibi.
2006 clio vardi. 500-1000 euroya satardim satsam. Asgari ücretin yarisi yani.
Kısacası sıkıntı sizde degil, ülkede.
Bir de sukredin lol.
0
logisticsmanager
(11.11.20)
3 bin maaşla cep telefonu bile almak için 6 ay beklemen gerekir arabayı falan geç..

Ben herkes baba parası demiyorum ama çoğunluk öyle. Aile şirketi falan da olabiliyor.

İstanbul'da yaşayan biri minimum 30 bin kazanarak o aracı 2 sene de alabilir. 30 bin demek günde 1000 lira demek. Bu paralara çıkmak için yapılan işte büyük tecrübe lazım. Tabi yapılan işteki vergi, kira vb giderler de var. Elde 30 kalması için 40 kazanman lazım.

Kendi işini yapıyosun diyelim yanında çalıştırdığın elemanın sana maliyeti 5000 lira. Öyle maaş vermek kolay değil.
0
kickboxer
(11.11.20)
"zengin olsalar bu uyduruk mahallede oturmazlar."

cok zengin degilseler bile ticaret gelirleri falan vardir. Bir de varos bir ailenin biraz zenginleyince cart diye elit bir mahalleye tasinacak hali yok zira bu tip insanlar icin ait olduklari bolgeden kopmak zor. Tasinacak olsalar yeni komsularina ayak uydurmalari falan gerekirdi. Ote yandan araba kisa yoldan statu arttiran bir sey. Hic ugrasmadan senin ve diger komsularin kanina girmisler mesela.
0
hot potato
(11.11.20)
2020 model S serisi Mercedes dealerindan satin aldigim yeni bir aracim var, aileden destek hic yok, haftada 7 gun calisiyorum, taseron firmayim buyuk bir firma icin, stres ve problemler cok fakat yasadigim yer Amerika, burada araba fiyatlari daha dusuk Turkiye'ye gore fakat Turkiye'de olsam, buyuk bir sirketin taseron islerini alabilsem burada yaptigim gibi, gene cok rahat binerdim ayni model araca orada da, maasli calismak cok iyi bir secenek degil fakat herkesin patron oldugu, herkesin ust duzey manager oldugu bir dunya duzeni mumkun degil, insanlarin cok az bir kismi digerlerinden siyrilip farkli ust seviye bir hayat kurabiliyor, %10 dan az bence dunya genelinde bu rakam, Amerika'da dogup buyumus fakat zar zor eski model bir Ford alabilen insanlarda var burada.

Kimse baskasi icin is firsatlari yaratmiyor genellikle yakin aile bireyleri disinda(torpil veya zengin bir aileden gelmek), kendi sansini kendin yaratmalisin, oncelikle kendini ve etrafini kesfetmekten baslamani tavsiye ederim.
0
nosmoke
(11.11.20)
Ticaret yapanlar parayı vuruyor ya. Hele ithalat-ihracat yapanlar acayip. İş yaptığımız firmaların sahipleri BMW M5, Audi RS6, Porsche Panamera, Maybach S500 falan biniyor.

Sermayem olsa ben de girerim şu ticaret işlerine. Ama öyle çiğköfte, dönerci değil, elektronik falan.
0
efreet sultan
(11.11.20)
turkiye'de araba konusunda sacma sapan bir durum var, araba fiyatlari abzurdluk derecesinde yuksek. asgari ucret ve civarinda dolasan insanlarin ikinci el bir arac almayi akillarina bile getirme olanaklari yok.

benim kullandigim formul senelik burut gelir/3. Bunun ustune cikinca araba odemelerini yapmakta zorlaniyorsun. Senin burut gelirin 3500x12= 42000 ise mesela, senin aslinda 14000 birim civarinda bir araca binmen lazim.

Bu formul yurtdisinda eli yuzu duzgun ulkelerde isliyor zira araba fiyatlari ikinci elde dusuk, ama turkiye'de islemiyor. En ucuz araba 125bin dersek, senelik 369bin gelir lazim, o da aylik burut 30bin tl yapiyor. 50binlik bir arac alalim desek, ayda 12bin birim gibi bir para yapmak lazim. Dolayisiyla asgari ucretlinin tofasa bile binme olasiligi yok.

eger muhit cok nezih degilse senin gordugun araclar ya sirket aracidir, ya misafirlige gelenlerin aracidir, ya da senin mahallede bazi gizli zenginler var eve degil araca yatirim yapiyor.
0
cooperr
(11.11.20)
standart 2 ev kirası gelirin olsun,2000 x 2=4000
evde 6 maaş olsun ,6x2000 =12000
4 bin gider kalan 12 bin.
tam bir yıl önce ,orta sınıf 520 ve kasaların 2. ellerini biriktirdikleri paralarla alabilirler.
göçmenler, beraber yaşar bu namuslu yolu bu arabalar için.
bide vergisiz ticaret, yasdışı insan-mal satısı var, öle gizli saklı değil heryerde var bu.
ufak mütehitler, kalan arsayı satanlar, zamanında başkası için hapis yatanlar.
zamanında güzel yere dükkan açan yada sabit yerde ticaret yapanlar, çoook çook daha fazla kazanabilir.
ama kültür sabit olduğundan ,mekan da sabit kalır mahalleden gitmezler.
hatta belli bir yıl sonra memlekete bile gitmezler.
0
bugga
(11.11.20)
Kimse değinmemiş ama o arabaların çoğu şirket aracı. Benim eski şirketimde müdürlerin araçları Audi'ydi. Nerden baksan şirkette 10-12 Audi var. Toplam beyaz yaka 60 kişi falandı zaten.
0
himmet dayi
(11.11.20)
Genç yaşta pahalı araba alan tanıdıklarımın çoğu babalarının kurduğu yapım, yıkım, inşaat, petrol, otomotiv firmalarından gelen paralarla alıyorlar.

Maaşlı çalışanlardan sadece pilotlar alıyor. 50.000-80.000 arası kazandıkları için.
0
Pranarian
(11.11.20)
(5)

yazılıma nereden başlanmalı?

mg3929
finans alanında çalışıyorum. çok fazla boş vaktim var. bir programlama dili öğrenmek istiyorum. aklımda java, python ve excel vba var. sizce bunların hangisini öğrenmeliyim öncelikli olarak?
finans alanında çalışıyorum. çok fazla boş vaktim var. bir programlama dili öğrenmek istiyorum. aklımda java, python ve excel vba var. sizce bunların hangisini öğrenmeliyim öncelikli olarak?
0
mg3929
(10.11.20)
python ogrenin. nispeten basit bir dil oldugu icin cok zaman kaybetmeden, detaylarla ugrasmadan isinize yarayacak seyleri uretebilirsiniz. basit ama ayni zamanda bircok sey yapabilecek kadar iyi bir dil.
0
emrahday
(10.11.20)
python +1
0
plutongezegendegilmi
(10.11.20)
Phyton + R
0
bisorumolacaktı
(10.11.20)
Okuldan
Bi 4 sene oku once
Kursla yazilimci.olunmaz
0
summatinyourteeth
(10.11.20)
bence bu egitim iyi

cs50.harvard.edu
0
foster
(10.11.20)
(16)

Yakınlarınızdan corona olup, hayatını kaybeden oldu mu?

silver apple
Önceden genelde haberlerde duyuyordum ama bu sıralar coronaya yakalanan çok duymaya başladım. Komşular, iş arkadaşları vb...
Önceden genelde haberlerde duyuyordum ama bu sıralar coronaya yakalanan çok duymaya başladım. Komşular, iş arkadaşları vb...
0
silver apple
(09.11.20)
evet oldu
0
clones
(09.11.20)
Olmadi. Kuzenimin kayinpederi 17 gun entube kaldi 65+ yasi. Simdi cok iyi masallah. Umarim olmaz. Annem astim hastasi, korkuyorum
0
matilda
(09.11.20)
Eskiden yakınlarda duymazdım ama bu ara çok duymaya başladım ya. Yan binadaki yakın komuşumuz Ordu'da kapmış, hataneye almışlar. Babamın amcası, epey yaşlı o da kapmış durumu kötüymüş. Gidici diyorlardı en son. Bir kız arkadaşımız, bahçelievler taraflarında oturuyor. Kapmış, bütün aile evde 10 gündür.

Ölen olmadı ama çok olan duymaya başladım bu aralar. Dıdısının dısını duyduklarım da ayrı var yani. Bence durum sahiden kötü ya, eskiden burada hep sorarlardı yakınlarınız var mı kapan diye hep yok derdik. Şimdi var diyorum.
0
eazy
(09.11.20)
Is arkadasimin once babasi 10 gun sonra annesi vefat etti
Cok sevdigim bir mihmandarim, ustadim vefat etti
Esimin dedesi vefat etti
0
summatinyourteeth
(09.11.20)
oldu.
0
msb
(09.11.20)
2 kisi var. Biri 80 yasinda hic bir saglik sorunu olmamis/olmayan, eli ayagi tutan, her gun bisiklete binen sapasaglam biriydi. Digeri 45 yasinda, gut hastasiydi.
0
taurina
(09.11.20)
Uzak akrabalardan ölen 4-5 kişi var hepsi yaşlıydı.

Bir de arkadaşım vefat etti 35 yaşında gayet sağlıklıydı inanamadık.
0
jazzabel
(09.11.20)
Yakınlardan şükür olmadı. Babamın Bi arkadaşı öldü.
0
cosmicgadin
(09.11.20)
Maalesef. Uzun yıllardır yakın oldugumuz bir aile dostumuz. Çok üzgünüm günlerdir inanamıyorum. 48 yaşındaydı.

Bir de bir tanıdığımın babaannesi vefat etti.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(09.11.20)
Arkadaşımın eşi 37 yaşında kronik rahatsızlık ve sigara kullanımı yok. Malesef kaybettik.
0
suicides underground
(09.11.20)
Ölen olmadı ama çevremde korona gittikçe yayılıyor. İş çevremden, şirketten ve komşularımdan çok kişi korona oldu, oluyor. Dün yoğunluk haritasına baktım, her taraf kıpkırmızı...

Dikkatli olmakta fayda var.


.
0
kartallar yuksek ucar
(09.11.20)
amcam(75), halam(65), babaannem(99), teyzem,(60 küsür) eniştem(80 küsür), bir tane uzak akraba(o da 70 küsür) vefat ettiler.
0
rahmi pinkfloydoglu
(09.11.20)
yoğun bakımda bir hastamız var şu an, dedem.
0
roket adam
(09.11.20)
Yakın arkadaşlarımdan ve akrabalarımdan olmadı ama daha uzak olduğum arkadaşlarımdan, çevremden, iş hayatından tanıdıklarımdan maalesef 20'den fazla kaybımız oldu. Hele 4-5 tanesi hiçbir bilinen sağlık sorunu olmayan, düzenli spor yapan, sigara kullanmayan, 25-30 yaş arası gençlerdi.
0
iwasbornonamountainside
(09.11.20)
Butun bu Corona karmasasi ilk basladiginda (Nisan) bir arkadasimi (35 yas) kaybettim. Nasil oldu anlamadik, yogun bakim, entube derken cok hizli gelisti.

Annem ve teyzem (65 Yas) Mayis'ta oldular. Annem grip gibi atlatti, teyzem 2 gun hastanede yatti.
0
cleric
(09.11.20)
oldu
0
ehti
(09.11.20)
(8)

Kahve çekirdeği blender ile öğütülür mü?

hadi ya la
Mokapot için kahve öğüteceğim. Evet özel bir ayarı oluyor fakat evde taze kahve içmek için başka seçeneğim yok.Piyasada öğütme ayarlı manuel seramik öğütücüler var fakat hem dakikalarca kol kuvveti istiyor ve seramik mekanizmanın kırıldığını duydum.Elektronik kahve ve baharat öğütücü diye tabir edil
Mokapot için kahve öğüteceğim. Evet özel bir ayarı oluyor fakat evde taze kahve içmek için başka seçeneğim yok.

Piyasada öğütme ayarlı manuel seramik öğütücüler var fakat hem dakikalarca kol kuvveti istiyor ve seramik mekanizmanın kırıldığını duydum.

Elektronik kahve ve baharat öğütücü diye tabir edilen cihazlar pratik ve ucuz fakat kahve çekirdeğinin bıçakla kesilerek değil, ezilerek öğütülmesi gerektiğini söylüyorlar. Tadı çok mu etkiler bu?

Fakat asıl sorum elimde olan Vestel Mix & Go ile bu işi yapabilir miyim?

Ürün: www.vestel.com.tr
0
hadi ya la
(08.11.20)
Kettleda makarna yapmak gibi olabilir.

Vestel güzel çeker mi bilmiyorum. Ama öğütmek yerine bıçakla kesilerek yapınca kahvenin tadının daha güzel olmadığı doğru. Ama o kadar gurme isen al bi öğütücü. Vestel ile kahve çekmeye razıysan zaten o tat farkını alabileceğini sanmıyorum.
0
himmet dayi
(08.11.20)
Bahsettiginiz kol gucu o kadar ahim sahim bir sey degil ve isin keyfini de artiriyor bence. Ben yillardir kullaniyorum herhangi sorunla karsilasmadim. Ust duzey elektronik aletlerin performansini dusuk butceyle ancak iyi bir manuel ogutucu ile alabilirsiniz, hele ki espresso gibi incelik isteyen bir ogutme bicimi icin
0
gibicibicis
(08.11.20)
Kahve toz oluyor ya ufalaninca
Metal bicak da done done surtune surtune isiniyor ya
Bicak degdigi kahve tozlarini yakiyor derler.

O nedenle degirmen gibi 2 disli arasinda ezerek kiran aletler daha iyi
0
summatinyourteeth
(08.11.20)
öğütme işinde asıl problem parçacık boyutlarının aynı olmaması. parçacıklar ne kadar eşitse o kadar eşit bir demlenme-pişme gerçekleşiyor. ince parçalar kalın parçalardan daha fazla gövde bırakır mesela, bu da tat profilinin karışmasına sebep olur. içilir mi içilir ama her demlemede ayrı tat alırsın, bazen acı olur bazen de fazla hafif.

en kaliteli öğütücüler her parçayı olabildiğinde eşit öğütebilenler oluyor. bıçakla öğütmede kahvelerin aynı boyutta öğütülmesi daha zor, bıçakla yapanlar da buna uygun bıçak dizaynına ihtiyaç duyuyor. elindeki blender'ın ne boyut ayarı var ne de eşit öğütecek hassaslığı. elinde parçalanmış kahve parçacıkları olur ama hep böyle kullanacağım diyorsan lezzetten ödün vermiş olursun. ya da uygun bir süzgeç bulup blender'dan çıkanları süzgeçten geçirir belirli bir kalınlık standardı tutturmuş olursun. ama uğraştığına değer mi?

kesme değil ezme-kırma işi de tadı etkiliyor ama yukarıdaki kadar değil. yine en kaliteli öğütücüler kahveyi kesmiyor, sıkıştırarak kırıyor tabii. hem otomatik hem de kesmeyen, burr grinder alabilirsin.
0
Bruce
(08.11.20)
Haftalardır bu yüzden kahve alamıyorum, karar veremedim.

250 gramlık çekilmiş kahve alsam, bir ay içinde tüketsem çok şey kaybeder miyim peki? Kahve gurmesi değilim ama americano şeklinde içmeyi seviyorum. Evde öğütme işi ya pahalıya patlayacak ya da sağlıklı olmayacak gibi duruyor.
0
🌸hadi ya la
(08.11.20)
çekilmiş kahve en en beteri, bayatlıyor çektiğin andan itibaren. çekilmiş kahve alacağına blender'da öğüt daha iyi.
senin için şu anda en mantıklısı 200-300 liralara satılan otomatik öğütücülerden almak. bıçaklı olacaklar ama olsun, ödün veriyorsan bundan ver.
0
Bruce
(08.11.20)
Abicim al bir el degirmeni. Dakikalarca dedigin hepi topu 1-2 dakika. Sonrasında seni 1 saat götürür o kahve. Eğer günde 3’ten fazla içmiyorsan yormaz. Fazlasını içiyorsan da zaten 250 gr kahve 1 ay gitmez sana. Öğütülmüş al.
0
her giriste sifresini unutan adam
(09.11.20)
+1 Bruce

Blender da kahveyi öğütünce kaşıkla bir alıyorsun içinde türk kahvesi kıvamında kahve de var kocaman kocaman parça da var. E o toz halindekiler başka bir tat salıyor kahveye büyükler başka bir tat salıyor.
Ve bu birleşim hiç güzel bir sonuç vermiyor.
2 tane 500er gramlık çekirdek kahve alıp mix n go da çektim. bitirene kadar illallah ettim. Berbat oluyor sonuç.

Çekilmiş kahveye karşı insanların bu tavrını anlayamıyorum. Abi 250 gram kahve zaten öyle çok uzun süre beklemiyor bitiyor hemen. Beklese bile tadından ahım şahım bişey kaybetmiyor.

Taze çekilmiş kahvenin hem zevki hem lezzeti tabi başka olur ama illa da her yudum kahvemizde çıldıracağız diye bişey yok. Kahve abi yani içersin geçersin. Hazır çekilmiş kahveden devam ediyorum ben. Bigün doğum günü hediyesi falan gelir diye bekliyorum evde kahve çekme makinesini de :)

Şu da var. Çekirdek fiyatları çekilmişten daha ucuz oluyor genelde. Sürekli çekilmiş çekilmiş alacağınıza bi makine alırsanız ne kadar sürede amorti edersiniz diye düşünerek de hareket edebilirsiniz.

El değirmenleri de fazla uzun, yorucu şeyler değil ama ben mesela değirmenle uğraşacağıma makine alırım diyorum ve değirmen almıyorum. Bütçe meselesi biraz. Makine bütçesine hiç çıkamayacaksanız değirmen alın keyfini çıkarın. Ben ileride güzel makine alma ihtimaliyle çekilmişten devam ediyorum. Çok da bişey kaybetmediğime inanıyorum.
0
andoreii
(09.11.20)
(6)

Kahve tiryakileri..

nohut
Ne kadar kahve tüketiyorsunuz? (Kahvenin türüyle ve gramaj olarak yazar mısınız? Misal, "haftada 150 gr Türk kahvesi" vs.)edit: ha bir de, kahveye başladıktan (veya kullanımı yoğunlaştırdıktan) sonra kahveyle alakalı herhangi bir sağlık sorunuyla karşılaştınız mı?
Ne kadar kahve tüketiyorsunuz? (Kahvenin türüyle ve gramaj olarak yazar mısınız? Misal, "haftada 150 gr Türk kahvesi" vs.)

edit: ha bir de, kahveye başladıktan (veya kullanımı yoğunlaştırdıktan) sonra kahveyle alakalı herhangi bir sağlık sorunuyla karşılaştınız mı?
0
nohut
(08.11.20)
Ben önce starbucks şekerli içecekleri (2013)
Sonra Starbucks şekersiz içecekler (2015)
Sonra Evde Filtre kahve (2018)
Şimdi de evde mokapot ile espresso durumundayım

haftada 250 gr çekirdek bitiyor, kendim çekiyorum falan.
Çişimin kahve kokması harici bir derdim yok
Uykusuzluk da yapmıyor bende
0
summatinyourteeth
(08.11.20)
Yaklaşık iki yıldır her gün cold brew içiyorum. Haftada 300 gr kadar çekirdek gidiyor aşağı yukarı.
Bunun yanına arada sırada kullanmak için moka pot bakıyorum, amazonda ya da trendyolda falan guzel indirim olursa bialetti alıp geçeyim diyorum.

Saglik sorunu yaşamadım ama vücudumdan cikan her sıvı kahve kokuyor benim de
0
sen de git sen de unut
(08.11.20)
haftada 84 gr filtre kahve.

spora başlamadan önce haftada 3-4 kere türk kahvesi içerdim. spor yoğunlaştıktan sonra filtre kahveye geçtim. son 1 yılda 2 defa detaylı check-up dan geçtim. herhangi bir problem yaşamadım aksine daha önce kötü olan değerlerim bile çok iyi geldi.
0
ada meltemi
(08.11.20)
ayda 1 kilo kahveyi moka potta yapıp içiyorum.

sağlık sorunum yok.
0
alperz
(08.11.20)
30 ile 45 gr arasinda degisiyor. 45 gr üstüne ciktigim nadirdir. Pour over seviyorum evde. V60, klasik Melitta ya da Kalita. French Press cok nadir. Disarida sevdigim kahvecilerden espresso bazli kahveler iciyordum, sadece take away yaptiklari icin onu da biraktim gibi.

Ayda bir kilo kahve bitiyor kesinlikle. Kahve aldigim yerde abonelik sisteminde oldugumdan bundan eminim.

Bir bes senedir tuketimim gunde en az 30 gr seklinde. Buna bagli bir saglik sorunu yasamadim.
0
buf-e kür
(08.11.20)
Birim çevirme olayında hata yapmadıysam günde 40 gram filtre kahve.
(4 kez french presste ikişer kaşıktan)
Sağlık sorunum yok.
0
mutekebbir
(08.11.20)
(2)

alakasız ayrıntıları birleştirip kendi kendine bir neticeye varmak

architects creed
merhaba, bu anlama gelen bir deyim gibi bir şey var mı bildiğiniz? mesela bir şeyler yapılır ama yapılan şeylerin bir amacı yoktur fakat karşıdaki kişi eylemleri birleştirip kendi kendine alakasız bir sonuca varmıştır.
merhaba,
bu anlama gelen bir deyim gibi bir şey var mı bildiğiniz?

mesela bir şeyler yapılır ama yapılan şeylerin bir amacı yoktur fakat karşıdaki kişi eylemleri birleştirip kendi kendine alakasız bir sonuca varmıştır.
0
architects creed
(08.11.20)
götünden uydurmak abi bu, hiç süslemeye gerek yok :)

Demek bende gönlü vardı, o yüzden çöpü bugün 7 de değil de 5 de attı.
Patron beni kesin kovacak, geçen IKcı kızla 2 saat toplantı yaptılar, beni kovmayı konuştular kesin.

Çok ileri versiyonu şizofreni bu arada
0
summatinyourteeth
(08.11.20)
kendi kendine gelin güveyi olmak diyecektim ben de ama "ilgilinin nasıl karşılayacağını düşünmeden bir işi olmuş bitmiş sayarak sevinmek" diyor tdk. tam karşılamıyor yani.
götünden uydurmak da olmuyor, o da karşıdaki kişinin kullandığı teknik; oluşan durumu anlatmıyor yine :(
0
🌸architects creed
(09.11.20)
(11)

Marketteyim ilk defa avokado aldım, şununla daha güzel olur

allahkitapwesli
Dediğiniz bir şey var mı alayım? Nasıl yenir, nasıl daha güzel olur bilmiyorum.
Dediğiniz bir şey var mı alayım? Nasıl yenir, nasıl daha güzel olur bilmiyorum.
0
allahkitapwesli
(08.11.20)
olgunlaştığında dilimleyip üzerine bol limon sıkıp tuz döküp direkt yiyebilirsin. bence başka bir şeye gerek yok.
0
theseachange
(08.11.20)
limona ilave olarak, evde yoksa bir de sarımsak al. avokado + limon + sarımsak + tuz-karabiber karıştır, istersen kahvaltıda peynir-ekmekle yersin, istersen makarna sosu yaparsın.
0
pati
(08.11.20)
Guac yapılabilir.
Ya da süzme peynirle çok şahane bir dip sos olur. Benim klasik bira yancılarımdan biridir.

Her yola gelir neredeyse ya. Ben sandviçin içine bile koyardım eskiden.
0
Giovanni Pipitto
(08.11.20)
avokado'nun kendisinden bir tat bekleme
sağlıklı yağ gibi düşün.

istersen
muz, avokado, kakao, yulaf (belki biraz bal) karıştır tatlı yap
ister yukarıda yazanlar gibi limon tuz ye
ama kendi tadı yok, tek başına yersen bi boka benzetemezsin :)

afiyet olsun
çok da güzel lif kaynağıdır, kaka sorunu varsa iyi gelir
0
summatinyourteeth
(08.11.20)
Avokadoyu dilimleyip, üzerine zeytin yağı ve ceviz ekliyorum. Kahvaltıda beyaz peynirle birlikte güzel oluyor.
0
asteriks
(08.11.20)
Avakado yu dedikleri gibi biraz yumuşadıktan sonra yemeniz gerekiyor.

Benim tercih ettiğim yöntem şöyle.

Ezip püre yapıyorum. Üzerine limon ,tuz ve sarımsak ekliyorum. Benim için efsane bir tat oluyor.
0
emcekare olmadi einstein olsun bari
(08.11.20)
üçgen peynirle ezerek karıştırın. kızarttığınız tost ekmeğine sürün güzelce. üstüne çok az tuz çok az karabiber. mükemmel olyyor. bu arada yumuşamasını bekleyin yemeden önce tabii ki :d kıtır kıtırken yenmiyor acı olur
0
wolgang amadeus mozart
(08.11.20)
Tariflerin hepsini denedim ama pek bana göre bir şey değil bu. 2 tane almıştım biri kaldı. Shake falan yapabilir miyim bunla muzlu sütlü falan?
0
🌸allahkitapwesli
(08.11.20)
ezip pure yapiyor ve baharatlar ve kisnisle pisirdigim bulgur pilavi ustune koyuyorum. bazen haslanmis nohut kavurup ustune yiyorum.

en kolayi sandvice koymaktir. girdigi gibi guzellestirir tadini. olgunlasmamis ise kesip yenir ama elmadan hallicedir yani oyle de...
0
supergirl
(08.11.20)
avokadonun olayı hindistan cevizi ile aynı şekilde beyin zarını geçebilen yağ içeriyor olması, alameti farikası budur, tadı bok gibidir ama ultra sağlıklıdır.
0
marlonbranda
(08.11.20)
Ezip dereotu ve peynirle karistiriyorum
Balla da yoyebilirain
0
nax
(08.11.20)
(11)

Yediğiniz en iyi taze kaşar?

msb
En pahalısı bile plastik yiyormuş hissi veriyor, tat tuz yok. Çocukken yediklerimde harika bi süt tadı gelirdi sanki.Var mıdır tavsiye?
En pahalısı bile plastik yiyormuş hissi veriyor, tat tuz yok. Çocukken yediklerimde harika bi süt tadı gelirdi sanki.

Var mıdır tavsiye?
0
msb
(08.11.20)
Muratbey'in kaşkaval peyniri hoşuma gitti benim en son yediğimde.
0
king lizard
(08.11.20)
Ankara'daysanız, Gençlik Parkı'nın karşısına yapılan caminin altında pasaj, orada Tarım Kredi Kooperatifi'nin satış mağazasında gerçek kaşar peyniri satılıyor. Bu hafta da indirime girmiş, kilosu 30-40 lira bir şeydi...
0
malheiros
(08.11.20)
İçim veya ünal kaşar
0
respect
(08.11.20)
İçim+1
Sebebi de içine tuz koyan tek firma:) başka bir ekstrası olduğunu sanmıyorum
0
Unde bach canim
(08.11.20)
cebel ve teksüt güzel bence.
0
theseachange
(08.11.20)
President
0
primetime
(08.11.20)
Kars Boğatepe köyü tüm süt ürünleri ve özellikle eski kaşarı ülkenin 1 numarası kesinlikle. Gerçek süt ve mayayla, geleneksel yöntemlerle üretim yapıyorlar. Bir çok küçük mandra var bölgede araştırabilirsiniz, ben Koçulu Peynircilik'ten alıyorum.
0
olivia
(08.11.20)
antre gourmet'ninkini beğeniyorum ben.
0
Bruce
(08.11.20)
Metro chief in alıyorum. Fena değil.
0
panamera
(08.11.20)
Ambalajlı marketten alınan kaşarsa
President

Yok özel siparişli, butik kaşarcıysa
elif candar
0
summatinyourteeth
(08.11.20)
tipi.

ambalajlı market kaşarında president +1
0
blatta hiberna
(08.11.20)
(24)

İlişkide kadın ve erkeğin maaşı arasındaki fark

Geceler
Flört aşamasından sevgililik aşamasına geçmek üzere olan bir çift var. Erkek özel sektörde çalışıyor, 4 bin tl maaş alıyor kadın ise pratisyen 7-8 bin falan maaşı var, ileride daha da artar. Bu durum hakkında ne düşünüyorsunuz? Genelleme yaparsam İlişki yürüyüp evliliğe gider mi yoksa egolar devreye
Flört aşamasından sevgililik aşamasına geçmek üzere olan bir çift var. Erkek özel sektörde çalışıyor, 4 bin tl maaş alıyor kadın ise pratisyen 7-8 bin falan maaşı var, ileride daha da artar. Bu durum hakkında ne düşünüyorsunuz? Genelleme yaparsam İlişki yürüyüp evliliğe gider mi yoksa egolar devreye giriyor mu?
0
Geceler
(04.11.20)
Çok büyük çoğunlukla egolar devreye gider. Kadın sorun etmese erkek yetersizlik hissine oradan aşağılık kompleksine kapılır. Gerek yok.
0
1bir1bir1
(04.11.20)
Girmez girmez.
0
all girls dream
(04.11.20)
Eşimin benden daha çok ya da az kazanması sorun oluşturmaz.
0
hayirsiz
(04.11.20)
Tarafların karakterine bağlı. Ben tınlamam böyle şeyleri ama çalışmalar kadınların bu durumu sorun ettiğini gösteriyor.
0
glamdr1ng
(04.11.20)
erkekte oluşmasa bile kadında sorun olur. maaşına göre bir partner arar. Kendisi kadar ya da fazla maaş alan biriyle olsa daha lüks evler, arabalar, tekneler alırdı, çocuğunu daha iyi okula gönderirdi, yurtdışı tatili yapardı. Ama böyle fakirliğe talim :(

Boşver sen bu ilişkiyi, yol yakınken dön.
0
stewie
(04.11.20)
benden fazla kazanan bir suru kadin var. bunlardan birinin benim esim olmasi sorun mu yaratmali? bos isler. birey kendine yetecek kadar kazaniyorsa, digerinin daha fazla kazanmasi sorun degil. hos kendine yetecek kadar kazanmiyorsa da problem degil bence.
0
camussar
(04.11.20)
abi olaya tersten bakarsan mantıksızlığı daha net göreceksin, manzara şu:
ben fakirim o zaman eşim de fakir olsun ailece hep böyle az kazanalım.
0
rewlack
(04.11.20)
Benim icin benim param, benim paramdir, iliski turune bakilmaksizin. "Sikinti icerisindeyim, ihtiyacim var sinyali verilirse", elbette paramin uzerinde uyumam, paylasirim. Saklayacak degilim, ancak bir denge kurulsun isterim. Ego konusu yapilacak tek sey degil para. Iliskinin gelecegini sadece bu belirlemez.

Ancak egitim, sosyal cevre egonun cok daha guclu oldugu konular. Oralarda durum nasil?
0
buf-e kür
(04.11.20)
Benim hayatımda olan şu:

Babam isteği dışında zorla emekli edildiğinde maaşı 10'da 1'e düştü ve annemin maaşının yarısından da az oldu. Annem öğretmen. Babam gittikçe hırçınlaştı gittikçe daha fazla borç yaptı ve sonunda annemi aldattı. Annem babamla parası için evliymişmiş de emekli olduğundan beri babamı istemiyormuşmuş. Halbuki annemin babama olan davranışları hiç değişmedi, bu tamamen babamın kuruntusuydu. O borçları hâlâ ödüyoruz, belimiz doğrulmadı.

Kardeşim ise önüne gelen her işi yaptı. Kokoreççilikten saray restorasyonuna su satıcılığına şantiye şefliğine ve evrak memurluğuna kadar. Karısı onun aldığı hiçbir maaşı beğenmedi (kendisi asgarî ücretle ve haklarını gözetmeden çalışıyor) ve kardeşimi çok büyük borçlara soktu. Kardeşimde ne metabolizma kaldı ne diş ne sağlık hiçbir şey, kardeşim kendi kazandığı parayı artırmayı elbette istiyor ama bunu sen ben davasına çekmiyor, ama kadın götüne bakmadan sürekli daha fazla para diye ortalığı yırtıyor.

Kişilerin karakterine kalmış. Ama olan genellikle bu arkadaşlar. Belki yeni nesil farklıdır. 39 yaştan bikdiriyorum.
0
1bir1bir1
(04.11.20)
Maaşımın 2 katını alan bir kadın bulursam anında evlenirim. Hayalimdeki kadının kriterlerinden biri benden çok kazanması. Hatta öyle çok kazansın ki benim çalışmama gerek kalmasın, evi ben çekip çevireyim; mis!
0
Jux
(04.11.20)
Eşim benim kazandığımın iki katını kazanıyor. Sorun olması aklıma bile gelmedi. Eminim onun da böyle kaprisleri yoktur. Hatta çocuğumuz olduğunda bir süre evde kalabileceğimi bile önermişti.

Ben erkeğim.
0
a man alone
(04.11.20)
Ben problem olarak görüyorum.

Beraber olacağım insanın benden daha iyi bir pozisyonda olmasını istiyorum. Haliyle de bu durum maaşa da yansıyor.

28K
0
purplee
(04.11.20)
Bi arkadaşım bu sebeple boşandı. Kadın sürekli laf sokuyormuş ama demesine göre.
0
sekerse tehlike
(04.11.20)
Sorun olur oluyor. Erkeğin maaşı büyük eşittir kadının maaşı.
0
Hallegadola
(05.11.20)
Tarafların karakterine bağlı. ve kadının beklentisine.

aynı ilişkide kadın olarak, erkek memur 4-5 bin, kadın 10-11 de idim. Ve hiç önem vermezdim. Bilmiyordum o zamanlar bu duruma bakış açımı sonsuza kadar değiştirecek bir ilişkiye başladığımı. Erkek mükemmel bir görünüme havaya ve coolluğa sahipti. Alışmış o, yakışıklılıkla herşeyi karşıdan beklemeye, eski ilişkilerinden biliyorum.. Bana söylediği şey tam olarak "sen ilerde evin masraflarını ödersin ben araba alacağım" Böyle lömp diye ama, tamamen bu cümle ile. Hayırdır hacı. Bunu söylemenin bin yolu var. Sonra ayrılacağımız gün sen böyle dedin dediğimde diyor ki, araba senin üzerine olurdu (ben öyle birşey mi istedim acaba), ki böyle bir muhabbetin içinde de kalmak istemezdim. Ve hayatım boyunca kalmadığım kadar para mevzusunun içinde kaldım onunla olan ilişkimde. Bana dese idi ki, bak benim maaşım bu, ilerde ne yaparız, nasıl yaparız, ev giderleri bana da bir araba fln alırsak nasıl olur ikimizde ortaya birşeyler koyalım vs. Ama onu söyleyiş tarzı.. Bilemiyorum..

Bence kadını beklentileri ve adamın tavrı ve karakteri çok önemli. Erkeğin tavrı aşırı aşırı aşırı önemli.

Şahsen erkeğin bu durumu kafaya benden daha çok taktığını düşünmem, beklentilerim ve daha fazla bu kadar para mevzusunun içinde kalmak istemediğim için ayrıldım.

Beklenti mevzusu. Ben tatile önem veririm. İlk başladığımızda kanada'ya gidecek adam,(sonra iptal oldu), ben sonra yazın kübaya gitmek istediğimde uzattı da uzattı bin türlü bahane buldu en sonunda maddiyat olduğu benim kavga edip olayı derinleştirmemle anlaşıldı. Okey de baştan söylese hiç sorun olmazdı ki küba masraflı bir yerdi anlardım ve onun hakkında düşüncelerim değişmezdi. Sonraki sene gidelim dediğimde olur dedi nereye gidelim fln dedi. sonra zaman geçince ilişkinin bir yerinde dedi ki, ben hiç bir zaman yurtdışına gidemem sanırım. Dalga mı geçiyorsun benimle. Bozcaadaya gidelim dedim, onda bile uzattı da uzattı. Bir tatile bile güle oynaya gidemedim. Elini asla bana karşı açık oynamadı. Asla. Her dediğime yaparız dedi. günü gelince param yok oldu. Şuan maaşını bile tahminen yazdım asla bilmiyorum hala ne aldığını. Benimse açık ve seçik ortada idi. Ama beni bu kadar yıpratmadan en baştan, benim şuan durumum bu şekilde, bir kaç sene tatile gidemem, yurtiçinde gidelim, ne kadar bütçe ayıralım kendimi ayarlayayım, böyle yapsak benim için daha uygun olur dese idi, ona olan sevgim saygım azalmadan belki şimdiye herşey farklı olmuştu. Onunla tanıştığımızda asla takmazdım. ama artık bu durumu inanılmaz takıyorum sağolsun. Bir daha dersen hayır. Kendimi öyle bir durumda bulmak istemem.

Ve saygı. Zamanla ona olan saygım o kadar azaldı ki, bu davranışları söylemleri ile. Onu gerçek bir erkek olarak bile göremedim. Ve o babyface vücutlu vs vs adamla son 3 ayda sevişmedim bile. Hala zaman zaman, fotoğrafına bakıp birşey hissetmemem üzerinde düşünüp duruyorum, okdr yakışıklı bir adamla sevişmek istemeyeceğim denli yalanlarına. Ayrıldıktan sonra annemi arayıp, laf arasında maaşının 8-9 olduğunu söylemiş mesela, bana ne isterse 20 olsun bu saatten sonra. Para mevzusunda yalan berbat birşey. Asla yaşatmayın karşı tarafa.

Saygı biterse ilişki biter. Kadın asla saygısını kaybetmesin, erkek kadının saygısını kaybettirecek şeyler yapmasın. Erkek asla para mevzusunda yalan söylemesin. Neyse o. Azsa az yani, bunu değiştirecek şekilde göstermesin. Ve çok fazla para mevzusu mevzu bahis olmasın.

Ha aslında bakarsın yürümez mi yürür, kadın ortaya 4 koyar adam ortaya 4 koyar. Yaşar giderler, kadının üstü onda kalır. Ama dediğim gibi erkeğin tavrı ve kadının beklentileri çok önemli.

Edit: sonraki sene gidelim dediğinde bana ülke tarih fln seçtirdi, konuşuyorduk yani üzerine, sonra ben bulunca buna gidelim diyince işin rengi değişti. Dalga geçer gibi ben okdr zmn baktıktan sonra, ben hayatım boyunca gidemem demez mi bir de. Baştan söylesene hayatimda en sinir olduğum insan tipi, içinden hesap yapan. Onun haricinde baştaki kanada fayk olabilirdi bilmiyorum artık. Maaşının tutarı hakkında 4 kere yalan söyledi. Okdr çok yalan söyledi maddi mevzuda artık tek cümlesine inanmıyorum hayatının. Bu arada evet çok doluyum bu mevzuda. Ben eski moby, ilk başta aylarca adama hiçbirşey demedim, alınır gücenir diye. Maaşım 2 dedi ona bile tamam neyse yapacak birşey yok dedim. Düşünebiliyor musunuz öyle biri idim ben. Sonra kredi öduyor kalan tutar 2 oldu, sonra krediyi ailesi ödüyor o kredi kartlarini ödüyor oldu, sonra krediyi yine o ödüyor ailesi evlenmesi için para biriktiriyor oldu, sonra ailesi arabası icin para biriktiriyor oldu, sonra evlenince araba için kredi çekecek oldu, bu arada maaşı 2 den 4 5 e ayrılırken de 9 10 a yükseldi. oldu da oldu yani... Ha bir de aynı çocukla çıkarken ilk başta bukdr mükemmel biri bende ne buldu diye aylarca düşünmüştüm ya ne safmışım ya. Cidden ki ne güzel iyi niyetli güzide insanmışım.. Bu arada son söz, bir daha düşünmem. Şöyle ki, bir arkadaşım da maaşı 5 6 olan biri ile çıkmıştı. Kız bütün yurtdışı tatillerine tek çıktı. Ve aralarında laf sokma başlamıştı. Bence olmuyor ya. Ve iyi niyet de bir yerde bitiyor. Ve o kız 2 yıl çıktı, ayrıldıktan sonra ya farklı hayat beklentileri oluyor ya bir daha asla düşünmem demişti ben üzerine cok düşünmemiştim o sırada güzide bir şekilde ilişkim devam ediyordu çünkü. Ah şimdi karşımda olsa ne dertleşirdim o kızla var ya.
0
mobydick
(05.11.20)
mantıklı bakan 2 insan arasında problem yaratmamalı. zaten direk maaş muhabbetinden eziklik açısından bakıyorlarsa yürümez o iş. şimdi benim eşimin maaşı *5 olsa ben memnun olurum daha çok kazansın yani
0
kondansator
(05.11.20)
davul bile dengi dengine
kadın kendisi gibi maaş alan birini bulsa (ki kadın şimdi pratisyen 3 4 seneye uzman olunca 20 30lar alacak) hayatı bambaşka olur
bu devirde 4 bin alan erkek, vasıfsızdır, vasıfsız da kalacaktır
Ne senelik ücreti 100 bin olan fransız okuluna gönderirsin çocuğunu
ne senede 1 2 kere yurtdışına gidersin
bodruma herşey tatil bile zor adamın 3 kuruşu ile

adama hayat güzel de
kadına eziyet

düzgün işi gücü okulu olan adam bulsun
0
summatinyourteeth
(05.11.20)
Oturup konuşulduğunda çoğu insan sorun olmaz diyebilir.

Oturup konuşan insanların bu soruya cevap vermesi için düşündüğü süre bir kaç saniye.

X'i Y'yi sorun etmem deyip de evlendikten sonra tam da X'i Y'yi sorun eden insanlar tanıyorum.

Çünkü evlilik bir kaç saniye düşünülüp veya aynı şeyleri yaşamadan fikir söylenecek kadar basit bir süreç değil. 1 sene içerisinde zibilyon tane konu, iş, tartışma, uyuşmazlık, inatlaşma, alışveriş ve plan yapılıyor. Dengesizlik bir yerde patlak verecektir. Bir taraf kötü hissedecek veya diğer taraf laf sokmaya başlayacaktır. Normalde öyle insanlar olmasa bile ailesi veya arkadaşları gaza getirecektir.

Çok çok az duydum ama ortak havuzda paralarını toplayıp kimseye de kulak asmayıp mutlu mesut geçinen insanlar var. Fakat iki taraf da vizyon sahibi. Parayı kullanan var kullanamayan var.

Yine de güçler dengesinin birbirine yakın olması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü erkek fazla kazanınca hovardalık yapabiliyor, aşağılayıp küçük görebiliyor. Kadın da benzer şekilde laf sokarak hayattan bezdirebiliyor. Sorun aslında çoğumuzun güçlü karakterde olmaması. Başta düşündüklerimiz çok rahat değişiyor ileride. Sonra da diyoruz ki yaşamadan bilemeyiz. Kardeşim sen her ihtimali düşünüp de yola çıkacaksın. Düşünmüyorsanız o sizin plansızlığınız. İyi günde kötü günde deriz ama çoğumuz için fasa fiso. O yüzden bunu düşünerek söylüyorum, çok büyük ihtimalle ileride sorun çıkar.
0
ananiyimioguz
(05.11.20)
Bizim arkadaşlar var oğlan hemşire 5bin tl falan alıyordur, Eşi kadın doğum uzmanı sanırım 20 bin tl falan alıyordur.
Gül gibi geçinip gidiyorlar.Evlilikte 3. yılları....
0
aids rakun
(05.11.20)
Avrupada ve dunyanin medeni ulkelerinde sorun olmaz ama Turkiyede kadinlar kendilerini armagan olarak gordukleri icin cok kucuk bir azinlik disinda yurumez derim.Turk kadinlarindaki bu mantalitenin duzelmesi icin 2-3 kusak daha gecmeli
0
turkuaz
(05.11.20)
Maaşta değil ama eğitimde ve görgüde fark varsa yürümez. Erkekte ilerisi için potansiyel varsa yürür.
0
SiyamkedisiZorro
(05.11.20)
Kadın aldığı maaşı aldığı gibi kocasının hesabına yatırıp kocasının kendisine harçlık vermesini bekler ve tartışma nereye giderse gitsin asla para mevzusunu açmazsa olur.
0
niyeti bozuk http nesnesi
(05.11.20)
İlişki yürür de evlilikte işler değişir. evlilik demek ortaklık demek. sen kendinden az sermayesi olanla ortaklığa girer misin öyle düşün.

Ben erkek olarak benden çok az kazanan kadınla evlenmem. 8 alırsın o 6-7 alır olur ama 8'e 4 olmaz. Bİr de o ilerleyecek, sen de bu imkan yok.

Olaya şöyle bak. Kendi gibi birini bulursa daha hızlı ev alır. Ailenin arabası olur. Çok kazananla az kazananın ilişkisinde bunlar geç olur.
0
OrangeYellow
(05.11.20)
SiyamkedisiZorro +1

evlilik uzun bir süreç.
sürekli power couple olabilenlere ne mutlu.
ama işsiz kalınan dönemler, iş değişiklikleri falan gibi süreçler de yaşanabilir.
bunlar atlatılır.
ama kökten gelen bir fark veya hiç değişmeyecek maddi uçurumlar sorun yaratır.

birinin diğerini hayatın içinde geriye düşürmemesi veya aşağı çekmemesi gerekir.
böyle olunca genelde kadınlar parayla ezmeye ve adama saygı duymamaya, erkekler de para azlığından komplekse girmeye ve kendini erkek gibi hissetmek için saçmalamaya meyilli olabiliyor.
temelden gelen bu tarz bir farklılık olunca karakterlere ve çiftin dinamiğine göre iki taraftan birine doğru denge bozuluyor.
0
blatta hiberna
(05.11.20)
(2)

miles & smiles kredi karti

badseed
Yurtdisinda yasiyorum ve bu kartlar yurtdisinda kullanildiginda mil kazandirmaya devam ediyor mu merak ediyorum. Bir de THY'de yapacaginiz alisverislerde "1 TL harcamanıza 1 mil" kazanır seklinde bir vaat var ama acaba bu sadece turkiye cikisli ucuslar icin mi gecerli. Zira abd cikisli ucuslarda ucr
Yurtdisinda yasiyorum ve bu kartlar yurtdisinda kullanildiginda mil kazandirmaya devam ediyor mu merak ediyorum. Bir de THY'de yapacaginiz alisverislerde "1 TL harcamanıza 1 mil" kazanır seklinde bir vaat var ama acaba bu sadece turkiye cikisli ucuslar icin mi gecerli. Zira abd cikisli ucuslarda ucret dolar olarak hesaplaniyor ve bu kelime oyunu ile acaba mil kazanma yalan mi oluyor?
0
badseed
(04.11.20)
1tl - 1mil cok uzun zamandir gecerli degil malesef
Ben ayda 10-12 bin tl extre oduyorum 2-3bin mil anca aliyorum, onlarin da cogu alisveris mili, bilet alirken ise yariyor ama statu yukseltmekte bi islevi yok
0
summatinyourteeth
(04.11.20)
eskiden avantajli idi, simdilik pek birikmiyor
0
sweetoffice
(04.11.20)
(14)

İşler nasıl (Tüm duyuru kullanıcılarına çok genel soru)

roket adam
Genel olarak herkese sorum: çalıştığınız ya da sahip olduğunuz firmanın işleri, geçen yılın aynı dönemine göre ne durumda? Daha iyi mi, daha kötü mü, ne kadar iyi ne kadar kötü? Bir de hangi sektör.Çalıştığım sektör genel ekonomik kaidelerin tam tersinde ilerlediği için (güvenlik) bunun genel ekonom
Genel olarak herkese sorum: çalıştığınız ya da sahip olduğunuz firmanın işleri, geçen yılın aynı dönemine göre ne durumda? Daha iyi mi, daha kötü mü, ne kadar iyi ne kadar kötü? Bir de hangi sektör.

Çalıştığım sektör genel ekonomik kaidelerin tam tersinde ilerlediği için (güvenlik) bunun genel ekonomiye yansımalarını net bir şekilde yorumlayamıyorum. Böyle bir başlık açıp yorumları dinlemek istedim
0
roket adam
(03.11.20)
Sektör 1 ; özel okulculuk, dershanecilik eğitim sektörü.


Bim mağazaları gibi kurumsallık ayağına mantar gibi türeyen, belirli bir geçmişe sahip olmayan, sadece kurumsallık??? vurgusu yapan orta kesime ve alt kesime hitap eden kurumlar batmak üzere. Hem yanlış planlama hem de covid. Orantısız büyümenin acısını çekecekler. Ultra lüks binalara milyonlar verip öğretmenlere asgarî ücret veren kurumlar batsa umrumda olur mu? Tabii ki olmaz. Ama asgari ücret alan insanlara çok üzülüyorum.

Geçen sene yumruk yemişlerdi. Muhtemelen bu sene nakavt olacaklar. Giderler çok fazla. Gelirler aynı. Orta kesim fakirlesiyor. Herkes dişinden tırnağından arttırıp koleje??? yollamaya çalışsa da pandemi süreci ve online eğitimden dolayı özellikle esnaf kesim öğrencileri okullarından aldı. Geçen seneki uzaktan eğitimden memnun olmayan kesim de öğrencileri okuldan alıp özel ders konseptine döndü.


Dershaneler de en çok bu durumdan nasiplenenlerden. Geçen seneye göre %50 azaldı öğrencileri. Yeni oluşumlar muhtemelen batacak. Krediler patladi sayılır.

Kısacası:
Özel okulculuk sektörü çok ağır darbe yedi. Öğretmenlerin özel ders sayıları arttı parçayı bir şekilde kurtarıyorlar ama kurumlar gidici.


Sektör 2: Psikoterapi. İnanılmaz bir yoğunluk var. Ücretler artmasına rağmen talep çok fazla. Maddi kaygılar başka problemleri tetikliyor şu an. Seanslar full. 2 hafta sonrasına randevular veriliyor.
0
westblack
(03.11.20)
Sektör: Otomotiv

Pandemi başında 1-2 ay bayağı sakindi. Sonrasındaki 4 ay i-na-nıl-maz bir yoğunluk. Son 2 aydır da normal seyrediyor inişler çıkışlar olsa da.
0
Arthur Dayne
(03.11.20)
Sektör: Enerji ve Kimya. B2B

Mart-Haziran arası bazı sektörlerde, özellikle otomotiv sektöründeki düşüş bizi de etkiledi.

Son iki aydır satış rekoru kırıyoruz. Geçen senenin %70 fazlası satışlar. İnanamazsınız, talebe yetişemiyoruz.

Tahsilat sorunu sıfır. Şüpheli alacağımız toplamda 100 bin lira yoktur. Vademiz 38 gün. Eylül'de geçen seneki satışı yakaladık. Ekim'de yine satış rekoru kırdık, Kasım ve Aralık da böyle devam ederse, gelsin primler.
0
stewie
(03.11.20)
İşler Geçen seneye göre daha iyi. Ama ithalatçı firma olduğumuz için şu an ithal malları ülkeye sokmak çok sıkıntı. Mallar geldi gümrükte bekliyor ama çekemiyoruz. Cari açıktan dolayı yukarıdan bayağı baskı var anladığım kadarıyla. Şu an çoğu malı yok satıyoruz ama oldukça talep var.
Sektör; hırdavat
0
etna
(03.11.20)
Sektör: Sigorta

Genele bakınca geçen seneden çok farklı değil. Bazı alanlarda satışlar patladı, bazılarında hiç iş yok. Dengeliyor.
0
jazzabel
(03.11.20)
Sektör: Turizm.

Yabancı turistlere İstanbul ve Türkiye Turu yapıyoruz. İşlerin nasıl olduğunu anlatmama gerek yok. İş yok. Cepten yiyoruz. Cepte kalmadı.
0
habarbey
(03.11.20)
Otomotiv sektöründeyim. Mart-Nisan döneminde epey zorlamıştık ama Mayıs'tan sonra geçen seneden bile iyi hale geldik.Ağustos ayında geçen senenin cirosunu aşmıştık. Şu anda yeni siparişlere 4-5 ay termin vermek durumunda kalıyoruz yoğunluktan ben hayatımda böyle bir şey yaşamadım.
0
iwasbornonamountainside
(03.11.20)
Sektör ; Kozmetik ( kullan at grubu ) , küçük işletmeyim.

Kuaförleri kapatma kararında , beklentim o yönde olduğundan masrafları kısıp , kira eleman ödemelerini yaparak ve bekleyerek atlattık. İzin verilip açılınca siparişe yetişemedik (hammadde kısıtlamasınında etkisi vardı). Bütün yıllık iznimi dükkanda geçirdim (sabah 8,30 gece en erken 23,00 ) , kurban bayramından beri ilk kez bu pazar evdeydik.

Pandeminin bize en büyük iyiliği vade,çek,senet işi ortadan kalktı, her sene bu aylarda elimde tahsilat gününü bekleyen en az 20 yaprak çek senet olurdu.

Her sene olduğu gibi kozmetikte kasım ayında işler %50 daralır , şu anda da öyle olmaya başladı.

Dolar kuru canımızı çok yakmaya başladı , zam demekten bıktık , şu reel piyasayı dolara endeksleyip tahsilatı tl'ye çevirseler bizde müşteride delirmese yeter.
0
synax
(03.11.20)
Sektör : Yazılım - Canlı Skor Müsabakalarının Yayını

Çok yoğun, ocak şubat 60 70 maç civarında yapıyorduk 1 ayda
şimdi 90 ı buldu
nefes alamıyoruz
0
summatinyourteeth
(03.11.20)
Sektör: güç yönetimi

Ikinci ceyrekte etkilendik ama alınan aksiyonlarla (zamlarin ertelenmesi, gelecek seneye sadece 5 gun izin birakmak, müdürlerin bonuslarda %75 düşüş, devletin karsiladigi kisa sureli issizlikleri kullanmak ve bazi yoneticilere de zorunlu ücretsiz izin aldirmak falan) maliyetler düştü+ikinci yarıda fiyatları artırdık. Satislar geçen seneye göre düşmüş olsa da sirketin sıkıntısı yok. Son iki ayda yüksek satış bekliyoruz. Bu sayede geçen seneye oranla daha az kâr olsa da zararla falan kapatmayiz.

Sektör pek etkilendi denemez, tüketici değil b2b bir sektör daha çok. Tek etkilendiği zamanlar ülkelerin lockdowna girmesi ile siparisleri teslim edecek yer olmamasi. Su siralar cok çok yogunuz. Kendi grubumun raporunu dun yaptim; agustos 5.4m euro, eylul 6.3m euro, ekim 8.2m Euro satis. Kısacası isler son ceyrekte düzelmiş gibi ve tahminler de böyle diyor.
0
logisticsmanager
(03.11.20)
sektör: bpo-customer care

işler çok iyi, hatta kapasiteyi aşan büyümeye ayak uydurulmaya çalışılıyor. rekabet çok yüksek pazarda, tepede kalmak için riskli hamleler var. pandemiden beri beklenmeyen talepleri karşılamaya çalışıyoruz, şimdilik sorun yok. bu karlılık çalışanlara da yansıyacak umarım 2021 itibariyle, beklenti içindeyiz.
0
Bruce
(03.11.20)
sektör: sanat eğitimi + atölyeler filan.
2018 - 2018 zamanlarında ayda 8 - 10 atölye X 10 kişi eğitim atölyesi açarken,
2019 son ayları 1-2 atölye açmaya zorlandır. (ekonomik kriz yüzünden)
pandemi sonrası insanlar atölyede bir araya gelemeyecekleri için açamadık. internet üzeri eğitim de biz de mümkün değil. Mayıs ayında fiziksel olarak tüm yerleri kapattık.
Şimdi işsizim. Çalışanlar da öyle :-)
0
ankara06
(03.11.20)
sektör: yazılım
yoğunluk namına değişen bir şey olmadı daha çok çalışıyom hatta, ofiste olsam geyik yapar günün yarısını boş geçirirdim şimdi öğle arasını kendime ayırmayı bile unutuyom çalışırken
0
nahtoderfahrung
(03.11.20)
teknoloji yatırımları danışmanı
sektör / otomotiv, makine, kimya, enerji, IT

kimse yeni teknoloji yatırımı yapmıyor. büyük firmalar dahil. herkes standart üretimini sürdürme derdinde o konuda yatırımlar yapılıyor.
bu sebeple bana çok gerek kalmıyor çünkü standart üretimle işim yok benim. o sebeple kötü. baya kötü.
0
duyurukullanıcısı
(03.11.20)
(11)

Psikoloğa sitem edeyim mi?

damba
Bir psikoloğa başlamıştım, ilk seans çok güzeldi, ikimiz de uyumlandık ve beraber çalışabileceğimize karar verdik. Ben de belirttim, bu sıralar acil destek görmeye ihtiyacım olduğunu ve her hafta görüşmek istediğimi kaydettim, tamam vs ayrıldık. İkinci hafta bekledim bir cevap gelmedi sekreterinden,
Bir psikoloğa başlamıştım, ilk seans çok güzeldi, ikimiz de uyumlandık ve beraber çalışabileceğimize karar verdik. Ben de belirttim, bu sıralar acil destek görmeye ihtiyacım olduğunu ve her hafta görüşmek istediğimi kaydettim, tamam vs ayrıldık.

İkinci hafta bekledim bir cevap gelmedi sekreterinden, mesaj attığımda o hafta psikoloğun yoğun olduğunu ve seans veremeyeceğini söyledi, üçüncü hafta da cevap gelmeyince(üçüncü haftanın sonuna kadar bekledim ve pazar akşam mesaj attım sekteye) ben sordum bu sefer bir gelişme var mı diye, haftaya seans verecek misiniz diye, çevrimiçi olduğu halde cevap vermedi yine ertesi gün boyunca.

En sonunda sekretere kibarca en azından seans verilmeyecekse ve düzenli gitmeyecekse söyleseydiniz ben de ona göre bir düzenleme yapardım, artık seans ayarlamanıza gerek kalmadı diye sitem ve eleştiri içeren ama kabalaşmayan bir mesaj attım. Kadın ona da haftasonu mesajlara pazartesi cevap veriyorum demiş (pazartesi 18.00’e kadar cevap vermedi), bugün beni aradığını seans uygunluğu için ama ulaşamadığını belirtmiş (telefonum kapalıydı) Yine de mesaj atamaz mıydı ya, sizi aradım ulaşamadım telefonunuzu açtığınızda görüşebiliriz diye.

Sonuçta ilk seans da olsa psikologla görüşüyorsun, bi beklentiye giriyorsun ama sana bir cevap gelmiyor, bir atraksiyona girilmiyor. Onlar için sadece iş olabilir ama danışan için çok daha fazlası bence.

Sizce psikoloğa da sitem edeyim mi bu konuda? E-mail yazıp? Son kez görüşüp yüz yüze sitem etmek isterim ama bi seansı 300 TL, sitem etmek ve içimi döküp çekip gitmek için 300 TL verecek kadar zengin değilim. Sinirliyim.
0
damba
(02.11.20)
Sekreter seni sallamadiysa psikologun bundan haberi yoktur. Eminim bundan. Seansa gidersen bu bilgiyi kendisine ver.
0
westblack
(02.11.20)
westblack +1

bir de bu işin en garanti yolu ve kısmen de usulü, seanstan çıkar çıkmaz orada sekreterden sonraki seansın randevusunu almaktır.
tabii covid nedeniyle online seans almadıysanız.

bir de, seans için haber beklemeyin, arayın randevu isteyin.
pasif kalırsanız sekreter için öncelik olmazsınız, unutulabilirsiniz.
0
blatta hiberna
(02.11.20)
@blatta online randevu olduğu için sekreter bana gün içinde ya da bir gün öncesinden randevu verebileceğini söylüyor ve beklememi söylüyordu. Açıkçası ilk seansı alana kadar kadını darladığım için bir daha darlamak istemedim. Bir de ben her hafta bunlara bir sonraki güne randevu versin diye ısrar mı edeceğim?

Uyumlandığın psikolog bulmak kolay değil, galiba biraz çabalamam lazım ama bu armatörlük beni sinir etti. Bu durumu her hafta çekebilir miyim bi düşünebilirim. Keşke sekretere rest çekmeseymişim hemen :D
0
🌸damba
(02.11.20)
öyle şey mi olur ya?
online randevuyla normal randevunun teknik olarak hiçbir farkı yok.
günü gününe ya da ertesi güne randevu alabilirim diye diken üstünde her an randevu mu beklenir?

öyleyse direkt psikologa ulaşıp derdinizi anlatın bence.
çok saçma bir sistem.
0
blatta hiberna
(02.11.20)
Danışan ile bir plan yaptıysa haftalık görüşmeye karar verildiyse bunu düzenlemenin sorumluluğu hem psikologa hem danışana aittir. Sekreter sadece bu işi kolaylaştırmak için var. Asıl sorumluluk o tarafta psikologda. Anlattığınıza göre sorumluluk yüklenemeyen bi psikolog. Ben olsam ben de sinirlenirim, ama gitmem. Paramı başka psikolog denemeye harcarım. Sakıncası yoksa özelden uzmanın ismini de yazarsanız sevinirim. (Ben gidip sitem ediyomuşum, şaka şaka. İsmini bilelim gitmeyelim göndermeyelim)
0
benim bir gizli bildiğim var
(02.11.20)
Psikolog ile iletişiminiz ve uyumunuz iyiydiyse, bence email atıp yazın. Ne kaybedersiniz ki, hiç değilse kendinizi ifade etmiş olursunuz. Ve psikolog kişisi de eğer haberi yoksa sekreterinin vaziyetinden haberdar olmuş olur.
0
fever
(02.11.20)
seansına 300 tl verip, baştan durumu konuşmuş olup, 4 hafta beklemezdim. gider başkasıyla uyumlanırım uzaylı değilim sonuçta. çok kızdıysam emaille kibarca söverim ama artık uyum yoktur ve müşterisi değilimdir.
0
9kuyruklukedi
(02.11.20)
o seni niye arasin? bir suru hastasi var. herkesi arayamaz ya. bosluk olursa haber verir ancak unutmustur sekreter.

bunun takibi psikologa ait degil, sekterek niye var? isleri duzenlesin ve ayarlasi diye.

sen de cok boslamissin, ara sor. her hafta randevu ayarlaman gerekiyor evet. zor bir is degil. ben 2 yildir gidiyorum ve hep de ben arayip gununu saatini belirliyorum. bazen randevular dolu oluyor, ileri tarihe aliyorum ama sekretere diyorum ki eger su gunlerde biri iptal ederse bana bildirin lutfen. o da bildiriyor olursa. basit. her hafta otomatik randevu mu olur? tek hasta sen misin? belki senden once baskasi alacak randevuyu ve sana gun kalmayacak. insanlarin her gunu birbirine denk degil, onlar nereden bilsin senin musait gununu? haftaya carsamba yine ayni saatte randevu verse sonra senin isin ciksa ne olacak? ayarlamasi gereken sensin. seans bitiminden sonra sen istedigin gun ve saate ayarlatacaksin olacak bitecek.

300 de iyi bulmussun. cok pahali artik psikologlar.

sekreter unutmus veya ilgisiz davranmis olarak goruyorum ben burada. sen de mektup bekler gibi bekleme bir daha. ara sor. onlar seni aramaz "x hanim/bey bu hafta bu saatte randevunuzu olusturalim mi?" diye. 495994 tsme hastasi vardir, dedigim gibi hangi birinu arasin?

...
uyumlandiniz diye trip atar gibi mail mi atacaksin? memnun degil misin? arama sorma randevu alma. sen ne turlu mail atarsan at umrunda olmayacak onlarin. bosuna sinir stres yapma.
0
batlegolas
(03.11.20)
Terapilerde seans sonunda sonraki seans planlanır aslında
bu terapist'i sallayabilirsiniz, etik olmayan birisi gibi duruyor
sonraki terapide seans sonu, sonraki seansı planlayın
sizin terapi sürecinizi etkilemesi bu
0
summatinyourteeth
(03.11.20)
Sekretere kendimi ifade etmiştim, sonrasında da psikoloğa yazdım durumu anlattım arkadaşlar. Gerçekten o hafta seans verip vermeyeceğiniz belli olmuyor mu yoksa bu sekreterinizden kaynaklı bir durum mu diye de sordum. Mail adresini bulamadığım için instagram’dan yazdım, yanlış anlaşılmaya sebebiyet vermemek için kendimi uzun uzun ifade ettim.

Sonuç olarak:
Gördü ama cevap vermedi. :(

Etik kurallar çerçevesinde cevap vermemiş bunu seansta konuşmak istemiş olabilir gerçi ama benim yüzleşmek ve tekrar seans kovalamak için bir 300 TL vermeye niyetim yok.

Herkese teşekkürler.
0
🌸damba
(07.11.20)
Hindistan iğne deliğinden görünür diye bi laf var çok severim :)
0
benim bir gizli bildiğim var
(16.11.20)
(16)

zenginler ne yiyor?

Tochinoshin
ne yiyip içiyorlar? ayda 40 bin lira üstü kazananları bu kategoriye sokabilirim. kırmızı et, yumurta mı yiyorlar yine? içecek olarak ne içiyorlar?
ne yiyip içiyorlar? ayda 40 bin lira üstü kazananları bu kategoriye sokabilirim. kırmızı et, yumurta mı yiyorlar yine? içecek olarak ne içiyorlar?
0
Tochinoshin
(29.10.20)
evet beyaz peynir siyah zeytin tereyağı domates salatalık kahvaltıda öğleden sonra da bamya bezelye barbunya vb pilav makarna gibi şeyler.
0
basond
(29.10.20)
Organic sebze meyve ve buna benzer şeyler www.macrocenter.com.tr
0
kaset
(29.10.20)
Simdi tam da Alba trüfü zamani.

Iyi sarap iciyorlardir, icmiyorlarsa kendi suclari.
0
buf-e kür
(29.10.20)
ayda 70-80 bin lira kazanan yakın bir tanıdığım var. emin ol sen daha iyi besleniyorsundur :D

yemeğe düşkün, sağlığına çok dikkat eden küçük bir yüzdeyi çıkarırsan gerisinin senden benden farkı yok. ha tabi arada en lüks mekanda en kral şeyi yer içerler ama onlar ayda yılda bir falan oluyor. bu dediğim parasını kendisi kazananlar için. sosyal medyada nerden kazandığı belli olmayan, her gün restoran restoran gezenler hariç
0
avatar is back
(29.10.20)
Yemekte ciddi farklılıklar olmuyor diye gözlemliyorum ama içecekte, özellikle alkolde çok farklı fiyatlar çıkıyor karşına. Yani aşırı zengin de olsan bal kaymak zeytin arıyorsun, ama şarap dedin mi bambaşka bi seviye farkı çıkıyor.
0
roket adam
(29.10.20)
kazananın sosyal ve kültürel durumuna göre değişir.

önemli olan her gün kırmızı et, yumurta yemek değil.
hangi kırmızı eti hangi yumurtayı yediğin.
gerçi bu kafadaysan 40 bin üstü kazanmasan da yine dümdüz beslenmezsin.

kıyma yemek var, antrikot yemek var.
ıspanak yemeği yemek var, ıspanaklı lazanya yemek var.
istavrit yemek var, ıstakoz, kalkan yemek var.
ki en basit örnekleri verdim, bunlar çok ulaşılamayacak şeyler değil.
sadece mefhum meselesi.

yemek de bir kültür sonuçta.
bazı insan ayda milyon kazansa, yine oturur menemen yer (severek yemekten bahsetmiyorum, öğün geçiştirmek anlamında) çünkü yemek onun için doymak demektir.

ayrıca 40 bin liralık gelir bence de bir zenginlik sınırı değil zaten.
0
blatta hiberna
(29.10.20)
Fine dining restoranda istediğini yiyebilir. Yüksek kalite ürünlere ulaşma imkanı vs. her şey var. Abim fine dining restoranda çalıştı. Ürünlerin çoğunu ortalama bi vatandaş bilmez, erişemez. Evlerinde nabıyorlardır bilemem, çevrem fakir hep xd
0
glamdr1ng
(29.10.20)
et
0
ya ben lan neyse
(29.10.20)
Havyar
0
nickini degistiren yazar
(29.10.20)
zenginler bizim gibi aynı yerden sürekli aynı yemekleri yemez, yemek dener, mekan dener, ülke, lokasyon, lokanta dener.
0
ankara06
(30.10.20)
sen kendi pişirdigin caninin cektigini, o baskasinin pisirdigi caninin cektigini yiyor.
0
tunaktunaktun
(30.10.20)
bahsettigin rakamdan fazlası giriyor evimize
eskiye göre tek farkım (öğrencilik senelerime göre)

Herhangi bir yemeğin fiyatını sormuyorum.
Dubaiye gittiğimde mesela, gordon ramsey'in restoranına gittim, 1 yemeğe 2 kişi 140 dolar verdik, aklıma bile gelmedi vay be gordonda yemek yedik dedim kendi kendime.

ama onun haricinde evimizde
organik sebze, organik yumurta falan pişiyor, tercihen sadece kuzu yiyoruz, tavuk, dana yemiyoruz.
balık alırken de deniz ve mevsim olmasına dikkat ediyorum bu kadar
havyar, o bu yemiyorum, ilgimi de çekmiyor
0
summatinyourteeth
(30.10.20)
Sunset’e gidip Pekin Ördeği yiyoruz. Şişesi 3.500 liralık şarap eşliğinde.
0
stewie
(30.10.20)
Bir ara Türkiyenin sayılı zenginlerinin birinin evinde çalışıyordum. Daha organik şeyler tercih etmeye çalışıyorlar. Aslında orta gelir kazanan bir aile ile çok farkı yok sadece markalar değişik. Örnegin kahvaltıda kaymak bal tereyağı mutlaka olur. Ama artık bir çok insan rahatcana ulaşabiliyor bunlara. Sebzeler marketten veya manavdan değil. Direk lokal yerlerinden seçilerek gelir et de öyle.Tavuk kanser bileşeni oldugu için yemezler. Evde çok iyi bir aşçın varsa zaten dışarıdaki tüm güzel yemekler mutfağında pişer. Onun dışında zaten para sıkıntısı yok gider dışarıda parayı basar yer. Senin benim 1 aylık maaşı akşam yemegine gömer. Yani kişinin beslenme alışkanlıgı önceden ailede nasılsa genelde öyle gider. Mesela bir aile dostumuz var. Bunlar sonradan zengin olan insanlardan. Gelirleri aylık 200, 250 bin civarı. Ama akşam yemeginde yumurta kırıp menemen yerler. Sabahları pastırmalı sucuklu yumurta yerler. reçel zeytin olur sofrada.
0
limonlu eksi
(30.10.20)
çikolatayı vakkodan yiyorlar onu biliyorum
0
ismim ibrahim
(30.10.20)
(12)

Sizce en iyi Netflix dizisi hangisi?

Geceler
Bence Prison break. Sizce?
Bence Prison break. Sizce?
0
Geceler
(28.10.20)
better call saul
0
GreyFever
(28.10.20)
Netflix originals'i soruyorsan prison break diyemeyiz. (Sadece sezonluk yayin hakkini almis)

Black mirror bence.
0
brkylmz
(28.10.20)
Netflix yapımı olmayanlar da dahilse behzat ç.
dahil değilse 1- black mirror, 2- mind hunter
0
onkiloversemtamamım
(28.10.20)
house of cards kesinlikle #1
peaky blinders güzel
you güzel
snowpiercer
0
summatinyourteeth
(28.10.20)
İzlediğim orijinal Netflix yapımları içinde bende en çok iz bırakanlar Russian Doll ve The Haunting of Hill House.

Bir de Bojack Horseman'ı henüz bitirmediğim için kesin bir şey söyleyemiyorum ama +1 yine de.
0
peki madem
(28.10.20)
ilk ve en iyi (bkz: house of cards)

bunun dışında eğlencelik güzel şeyler var. Hounting of Hill House, Stranger Things falan aklıma gelenler.

Prison Break Netflix dizisi değil. Eğer Netflix'te olan dizilerden bahsediyorsak başka şeyler de olur tabii.
0
nhk ni youkosu
(28.10.20)
House of cards hepsini tokatlar.
0
deer hunter
(28.10.20)
Black Mirror, Mindhunter, House of Cards

Prison Break dediğine göre Netflix'teki herhangi bir yapım olabilir ancak ben yine de orijinal yapımlarından seçtim
0
eatpraylaw
(28.10.20)
yazılanlara ek olarak "you" dizisi de güzel.

netflix orijinal içeriklerinden bahsediyoruz tabii.
0
motosiklet burclu adam
(28.10.20)
netflix yapımı olarak house of cards +1
0
blatta hiberna
(28.10.20)
Mindhunter ve Crown
0
EasyTiger
(28.10.20)
house of cards cok iyidir ama son sezonu felakettir. o sezon için diziyi yakabilirim.
0
koela
(29.10.20)
(5)

Bodrum gerçekten güzel mi?

ırene adler
>>> Bu zamana kadar kısmet olmadı, gidemedim hiç Bodruma. Nasıl bir yer sizce? Havası, denizi güzel mi? Güzel deniz anlayışım sırf kum ve berrak deniz suyu olması. Bu beklenti mi karşılar mı?Denize kıyısı olan yerlerden Marmaris,Ayvalık, Çesme,Urla ve Fethiye'yi gördüm. Fethiye çok masalsı geldi ban
>>> Bu zamana kadar kısmet olmadı, gidemedim hiç Bodruma. Nasıl bir yer sizce? Havası, denizi güzel mi? Güzel deniz anlayışım sırf kum ve berrak deniz suyu olması. Bu beklenti mi karşılar mı?


Denize kıyısı olan yerlerden Marmaris,Ayvalık, Çesme,Urla ve Fethiye'yi gördüm. Fethiye çok masalsı geldi bana, doğasını, deniz suyunu çok sevdim. Özellikle Ölüdenizi baya begendim. Bodrum buralardan farklı mı? İnsanları nasıl? Seveni çok fazla anladığım kadarıyla.
0
ırene adler
(27.10.20)
parası olana güzel
merkezde kalıp, denize dolmuşla gidiyorsan çirkin
torbada, turgutreiste, türkbükünde denize 0 butik otelde kalıyorsan güzel
bu sebeple ben de bodruma 30 umdan sonra gitmeye başladım.
öyle otellerde kalınca çok güzel evet
0
summatinyourteeth
(27.10.20)
Bodrum güzelden ziyade çeşit çeşit zevke hitap eden bir yer. Bilmeden, plan yapmadan gidersen merkezde gereksiz bir pansiyonda kalıp müthiş hayal kırıklığına uğrarsın.
0
roket adam
(27.10.20)
Denize bedava girebilme ihtimali cok cok dusuk. Hele de toplu tasimaya bagliysaniz.

Kendi sezlongu, plaji olan otelde kalmasak denize ancak belediyenin oradan filan girerdik cunku her yer ozel mulk, site, otel ya da beach club. Biz arabaya atlayip saga sola, haritada oyle gordugumuz koylara gitmeyi cok severiz ama bodrum’da “kim gider buraya bu kadsr yol gidip” denilen her yer ozel mulk. Giremiyorsunuz bile.
Hatta sey bir tane adam koca koya villa yapmis. Koskoca koyda sadece adamin evi var. bedava girilecek yerler var, mesela gumusluk sahilde 10-20m2 bir alanda hele de sezondaysa milletle ustuste denize girilir, ya da torba’da filan belediyenin yeri var.
yoksa kici kirik oteller bile sezlonga kisi basi min 70-90tl konsumasyon istiyorlar. Bu arada eylul sonu bu bahsettigim, sezonda filan da degil yani.
Ha yapacak cok sey var, cok restoran, cok bar, cok cafe... sikilinmaz ama denize prensip olarak para vermeyi reddeden biriyseniz cok zor.
0
kuehles blondes
(28.10.20)
Çeşme’nin havası çok güzel, bunaltıcı değil. Soğuk deniz sevenler için Alaçatı çok güzel, ama son zamanlarda 1 milyondan fazla insan geldiğinden içine edildi. Fethiye’nin mükemmel bir doğal güzelliği var bence, ben de çok beğenmiştim. Kafamdaki algı Bodrum bunlara bin basar gibi olduğundan, büyük beklentiyle gittiğim için aşırı beğenmedim Bodrum’u. Çeşme’nin daha büyük hali gibi geldi gözüme. Çeşme mi Bodrum mu güzel karar veremedim açıkçası. Denizi çeşmeden daha sıcak, havası çok boğucu değil, çeşmeden oldukça büyük bir yer. Güzel bir otelde kalacaksanız, arabayla rahatlıkla gezebilecekseniz gidilmeli, merkezinde çok bir şey yok. Ben Türkbükü’nde kaldım, gerçekten güzeldi.
0
Hazelelif18
(28.10.20)
Bodrum bence tam bir beton yigini.Kesinlikle gidilesi bir yer degil benim gozumde.
0
turkuaz
(28.10.20)
(6)

Replika Columbia Mont

ırene adler
>>Selamlar, Columbia montları çok begeniyorum. Fiyatları malum. Şu an bir monta o kadar verecek bütçem yok.Gerçeğe çok yakın bir replikasını buldum uygun fiyata. Alsam mı almasam mı diye kararsız kaldım. Sizlere danışayım dedim.Bu ürünler merdivenaltı atölyelerde yapılıyor değil mi? Acaba montlara r
>>Selamlar, Columbia montları çok begeniyorum. Fiyatları malum. Şu an bir monta o kadar verecek bütçem yok.

Gerçeğe çok yakın bir replikasını buldum uygun fiyata. Alsam mı almasam mı diye kararsız kaldım. Sizlere danışayım dedim.

Bu ürünler merdivenaltı atölyelerde yapılıyor değil mi? Acaba montlara renk vermek için kansere(cilt) neden olabilecek boyalar vs kullanıyor olabilirler mi? Kim denetleyecek bu atölyeleri sonucta. Büyük markaların denetlendiğini biliyorum. Replikayla ilgili tek endişem bu şu an. Bu konuda ne dersiniz?
0
ırene adler
(25.10.20)
Colombia'nin esprisi soguga dayanikli olmasi degil mi?

50 lira etmeyecek monta 300-400 lira vermek biraz ilginc bence.

Daha uygun fiyatli bir markanin urununu alip soguklarda sicacik gezin bence :)
0
brkylmz
(25.10.20)
ben olsam almazdim ne ile boyaniyor nasil yapiliyor belli degil. orijinali de tatak zaten. adi var kendi yok.
0
turbo sadık
(25.10.20)
gerçeğini alamıyorsanız, ucuz markalara gidin
hem columbia giyeyim, hem para vermeyeyim yok öyle.

decathlonun aynı işi yapan, ucuz montları var.
0
summatinyourteeth
(25.10.20)
Yani colombia gibi markaların pahali olmasinin sebebi teknoloji vs.
Sirf markasi icin niye alasiniz ki? Gidin Decathlondan alin.
0
logisticsmanager
(25.10.20)
replika yerine daha uygun modellere bakin bence de... hatta amazon da filan ucuza denk geliyor bazen
0
sweetoffice
(25.10.20)
zamanında Çin'den bizzat aldığım görünüşte Columbia olan hiç kullanmadığım (beden sıkıntısından ötürü) bir montum var. içinde polar içliği vb dışı kışlık baya korunaklı.. kışın dağa çıkmayı -10-20 soğukla baş etmesini beklemeyecekseniz, bi bakmanızı öneririm.
0
jeanluc
(25.10.20)
(1)

WiFi Kopma Sorunu

a dost
Merhabalar,Evdeki bilgisayarı kablo ile internete bağlayınca wifi ile internete bağlı olan cihazların internete erişimi kesiliyor. Bu neden kaynaklı olabilir?Kabloyu bilgisayardan ayırında diğer cihazlar tekrar internete erişmeye başlıyor.Cihazlar erişemez durumdayken bile bağlı ağa bağlı görünüyorl
Merhabalar,

Evdeki bilgisayarı kablo ile internete bağlayınca wifi ile internete bağlı olan cihazların internete erişimi kesiliyor. Bu neden kaynaklı olabilir?

Kabloyu bilgisayardan ayırında diğer cihazlar tekrar internete erişmeye başlıyor.
Cihazlar erişemez durumdayken bile bağlı ağa bağlı görünüyorlar ama lokal IP'ye ping atılamıyor.
Modemin ışıklarında herhangi bir anormallik yok.
TTnet'i aradık bir sorun gözükmüyor dediler.

Modem ttnet'in verdiği Zyxel vmg3312 b10b
Bilgisayar masaüstü oyun bilgisayarı
0
a dost
(22.10.20)
1- Başka laptop bağlayınca kabloyla yine aynı kesilme var mı, sorma sebebim bir worm/virüs vardır ve tüm network'ü kitleyecek salak trafik yaratıyordur
2- Başka socket'e bağladıgğınızda aynı sorun var mı, sorma sebebim, ttnet 1.portu bridge ile tivibu için ayırıyor, o bridge bir şekilde trafiği felç edecek bi sebebe yol açıyor olabilir.
0
summatinyourteeth
(22.10.20)
(7)

kıymalı yumurtayı çeşitlendirmek

Tochinoshin
Yapması en kolay protein yemeği bu ve değiştirip yemek istiyorum artık. şartlarım var:1. Baharat, saçla, sos gibi uzun ömürlü yiyecekler olmayacak çünkü hiç yemiyorum.2. Tereyağı, zeytinyağı ve fındık yağı kullanılacak başka yağ yok.3. Sebze olmayacak, olacaksa da blend edilmiş falan olup ağıza gelm
Yapması en kolay protein yemeği bu ve değiştirip yemek istiyorum artık. şartlarım var:

1. Baharat, saçla, sos gibi uzun ömürlü yiyecekler olmayacak çünkü hiç yemiyorum.
2. Tereyağı, zeytinyağı ve fındık yağı kullanılacak başka yağ yok.
3. Sebze olmayacak, olacaksa da blend edilmiş falan olup ağıza gelmeyecek. Peynirin de yakışanını bulamadım, varsa olabilir.

Birinci maddede saydıklarım dışında malzeme katarak veya pişirme tekniğini değiştirerek neler yapabilirim?
0
Tochinoshin
(18.10.20)
Kekik kullanabilirsin. Baharattan saymıyorsan tabii.
0
pass
(18.10.20)
yulaf kepeği koyarsan hem kabız olmazsın
hem baya kıymalı ekmek/pide/poğaça gibi bişi olur
0
summatinyourteeth
(18.10.20)
soğan ve domates. iyice eritirsen ağza gelmez. sarımsak da olabilir.
0
jelly bear
(18.10.20)
Hazır lavaş üzerine kapatıp, lavaş kısmından da biraz tavada bekletirsen börek gibi olur
0
baal
(18.10.20)
Sebze yok demişsin ama altta köz patlıcan da mı olmaz ?
Üzerine yoğurt da iyi gidiyor
Benzer şekilde seviyorsan kabağı çok pişirip iyice ezerek bi eşlikçi elde edebilirsin veya yeşil mercimek + kıyma ikilisine şans verebilirsin
Son olarak kıymalı yumurtalı pilav
0
photo85
(19.10.20)
en leziz opsion kıyma yerine çemensiz pastırma koymak olacaktır.
gerçi "kıymalı yumurta" tanımına uymuyor ama bunuda düşün sen.
0
aslindasorunumpsikolojik
(19.10.20)
- mantar, kabak tadi kokusu olmayan, bilhassa omlete tad veren seyler.

- sogan, karamelize edilerek agir agir pisirilirse, saray mutfaginda yeri olan "soganli yumurta"ya yanasabilirsiniz.

- peynirin her turlusu olmaz. beyaz peynir, feta filan pek gitmez. mozarella pizzanin, yumurtanin costurucusu. erir, suner. (bizim marketlerde satilan plastikli seyleri demiyorum). buradan kendi zevkinize gore 3-4 cesit peynirle acabilirsiniz. ben keci peyniri tadini, kokusunu severim. manda peyniri (paesanella) sevenler var, o da fena gitmiyor. parmesan, ingiliz cheddar'i filan iyidir.

- kiymayi cesitlendirmek icin, ikame etmek icin, kavurma koyabilirsiniz. somon fume iyi gider, ama tadini kokusunu sevmeyip nefret edenleri de var. tabii sucuk, pastirma bunun sahikasi ama, ev yapimi olmazsa kullanmamaya gayret ediyoruz. bitkisel ve proteini kuvvetli bir secenek olarak tofu da dusunulebilir.
0
viva paulista
(19.10.20)
(2)

Altın ve dolar alımlarınızı hangi kanaldan yapıyorsunuz ?

iwillsee
Bankalarda açılan altın ve dolar hesaplarından vergi alınıyor o yüzden karlı değil diye duydum ama ne derece doğru bilmiyorum. Sizce altın ve doları hangi kanaldan almak mantıklı ? Elden alıp evde saklamak da tehlikeli. Siz nasıl yapıyorsunuz ya da elden alıp bankaya mı yatırılmalı mı?
Bankalarda açılan altın ve dolar hesaplarından vergi alınıyor o yüzden karlı değil diye duydum ama ne derece doğru bilmiyorum. Sizce altın ve doları hangi kanaldan almak mantıklı ? Elden alıp evde saklamak da tehlikeli. Siz nasıl yapıyorsunuz ya da elden alıp bankaya mı yatırılmalı mı?
0
iwillsee
(17.10.20)
elde para dolaştırıp döviz bürosundna daha ucuza alınır mutlaka ama, üşengeçlikten garanti internet şubesinden alıyorum ben.
bankaya git, parayı çek, döviz bürosuna git döviz al, dön bankaya yatır
benim aradaki vaktim bu işlemde kazandığım paradan değerli.
ben tabi düzenli 1000$ alıyorum, siz 1 kerede 50 bin dolar alacaksanız değer bu işi yapmaya
200 300 dolarda hele hiç değmez 1 lira 2 lira fark eder.
0
summatinyourteeth
(17.10.20)
Döviz bürolarından ucuz satana denk gelmedim hele ki makas uçmuş gitmiş. Ben Vakıfbank tan alıyorum, Şekerbank ta iyi.
0
Topalordek
(17.10.20)
(8)

bu oled fetişi neden?

avianthem
daha önce nokia n9, samsung galaxy s7 edge, sonrasında da iphone x kullanırken oled ekrandan nefret etmiştim. karanlık ekranda saçma sapan çizgiler, gölgeler, kutu kutu şekiller, titremeler, yanmalar vs. bana kalırsa illa ki bir defo var bu ekranlarda. eğer son bir iki yılda değişmediyse evet, bu ek
daha önce nokia n9, samsung galaxy s7 edge, sonrasında da iphone x kullanırken oled ekrandan nefret etmiştim. karanlık ekranda saçma sapan çizgiler, gölgeler, kutu kutu şekiller, titremeler, yanmalar vs. bana kalırsa illa ki bir defo var bu ekranlarda.

eğer son bir iki yılda değişmediyse evet, bu ekranlar bildiğiniz defolu. renkleri birazcık daha iyi göreceğim, siyahı accık daha koyu göreceğim, pil tüketimi acıcık daha az olacak diye neden defolu, titrek, kafasına göre şekiller oluşturan bir ekrana sahip bir telefon alayım ki? gerçekten anlamadığım için soruyorum, bu oled aşkı neden?

şu anda iphone 6 kullanıyorum, canavar gibi ekranı var. olmaz ya, param olsa gider iphone 11 alırım 12 yerine sırf bu oled muhabbeti yüzünden. ama millet tutturmuş bir oled de oled.

neden?
0
avianthem
(14.10.20)
Olay response time. Yani film izlerken de oyun oynarken de çok daha az "blurry" bir görüntü oluyor. Uzun süredir LCD kullanıyorsanız belki unutmuşsunuzdur ama eski CRT ekranlar bile daha iyiydi bu açıdan. Bahsettiğiniz "titrek" görüntü de bundan kaynaklanıyor olabilir, titrek değil aslında işte çok net olduğu için öyle o. Ben seviyorum OLED'i, keşke ucuzlayıp daha çok yaygınlaşsa.
0
plutongezegendegilmi
(14.10.20)
bu arada televizyonlara falan bir lafım yok, o başka bir konu. benim derdim telefondaki oled ekranlarla.

o blurry görüntü çok eski lcd'lerde kaldı bana kalırsa. ipad pro'nun ekranı da lcd, müthiş görüntü verebiliyor mesela. üzerine bir de 120hz. ya da benzer şekilde oyuncu monitörleri de tepkime süreleriyle olsun, yüksek hz oranlarıyla olsun canavar gibiler.
0
🌸avianthem
(14.10.20)
Daha az pil harciyor
0
summatinyourteeth
(14.10.20)
Tecrübelerim:
Xiaomi mi 6, lcd ekran : iyi ama parlaklığı kısınca olayı bitiyor.
Lenovo moto z : amoled, ekran bayağı kötü. Bol gölgeli.
Samsung Galaxy S3 mini, amoled, kullandığım en iyi ekran idi. Gölge falan yok, cam gibi.
0
prizmatik
(14.10.20)
lcd gelişti diyorsun da, oled de gelişti; titremeler saçma sapan çizgiler kaliteli ekranlarda yok. orta seviye bir xiaomi kullanıyorum oled'li, power user'ım ve bir sorun yaşamıyorum. yanma muhabbeti ise abartılı durumlar haricinde telefonlar için artık bir sorun değil. telefonlarda yanmaya sebep olacak, hareketsiz bir görüntü yok ki, dürekli dinamik olarak değişiyor ekrandaki imgeler. 2-3 sene önceki oled'lerde yaşanan problemler devam etmiyor şu anda.

iphone'u bilmem ama android'deki oled ekranın pile katkısı azıcıktan daha fazla. hele ki karanlık modda kullanınca ben %20'ye yakın pil tasarrufu tecrübe ettim.

bunları geçtim, ben siyahları tam siyah görücem, telefonda hdr içerik yüksek kaliteli video tüketiyorum diyen insan için oled vazgeçilmez. yukarıdakilerin hiçbiri olmasa bile sırf keyif yüzünden alınabilir. mesela ben fotoğraflarım neredeyse çoğunu telefonda düzenliyorum, benim için oled'in renk doğruluğu ve kontrast oranı önemli.

tüm bunları geçsek bile, teknoloji böyle bir şey; oled lcd'den daha iyiyken yakında her ekran oled olacak. bunun önünde durmak ya da "fetiş" diye nitelendirmek teknolojinin doğasına aykırı. oled'in maliyeti azalsın, 2 sene sonra piyasada lcd telefon kalmayacak mesela, o zaman da lcd mi arayacaksın? ortada bir fetiş yok, teknolojik ilerleme var. sırf oled için 5 bin tl fazla vermem diyorsan anlarım ama bunun sebebini oled fetişinde değil apple'ın artık kıçı kırık xioami'lerde bile bulunan bir özelliği segmentasyon için kullanmasında aramak lazım.
0
Jux
(14.10.20)
İlk çıktığından beri X kullanıyorum, siyahların gerçekten siyaha yakın olması çok hoşuma gidiyor. Kutu kutu şekiller, çizgiler, gölgeler, titremeler hiç birini kesinlikle yaşamadım. Bir de mesela XS-XR, 11-11Pro kasalarını yan yana koyarsan, LCD kullananların daha ağır olduğunu ve çerçevenin daha geniş olduğunu görüyorsun.
0
roket adam
(14.10.20)
apple yıllarca oled koymadı teelfonlara ve eleştirildi. halbuki sizin dediğiniz gibi (diğer kullanım alanları bir kenara) telefonda gereksizdi oled ekran. kimsenin telefonda film izlediğini falan da düşünmüyorum. telefondan film izleyen biri varsa zaten oled ve lcd nin arasındaki farkı sallamayan biridir veya çıtır çerez bir şey izliyordur ona da oled lazım değil. ayrıca çok pahalı. apple'ın ekranları zaten pahalıydı, şimdi oled'i değiştir hadi bakalım kim bilir ne kadar isteyecekler, muhtemelen android telefon parası isterler.

özetle oled daha iyi olabilir ama telefonda gereksiz +1
0
jamiro
(14.10.20)
6 yıllık telefon, sanırım en sevdiğim özelliği samoled ekranı. Zaten tüm gün bilgisayar ekranına baktığım için gözler pert, telefonun siyah için pixelleri tamamen kapaması rahatlatıyor gözleri. Mesela benzer şekilde oled ekranlı tablette dizi film izlemek, kimi zaman 4k lcd monitörde izlemekten daha hoş oluyor özellikle karanlık sahneler bolsa.
0
reactionic
(14.10.20)
(14)

Siz olsanız ne yapardınız?

al basmadan donu var
merhaba, uzun mesafeli yolculuklarımda sürücü olarak genelde blablacar dan ilan açarım.Hem muhabbet olur hem de yorulduğumda şoförlüğü olan arkadaşlardan destek alırım.en son yolculuğumda orta yaş üstü bir ağabeyde vardı. Yorulduysan ver ben süreyim diye teklif edince arabayı verdim. Kendisi rent a
merhaba, uzun mesafeli yolculuklarımda sürücü olarak genelde blablacar dan ilan açarım.

Hem muhabbet olur hem de yorulduğumda şoförlüğü olan arkadaşlardan destek alırım.

en son yolculuğumda orta yaş üstü bir ağabeyde vardı. Yorulduysan ver ben süreyim diye teklif edince arabayı verdim. Kendisi rent a carlara araç tahsis ediyormuş tr nin her yerine gidip geliyormuş, radarlara çok hakimmiş vs.

İzmir e gelince hız koridoruna girmiş ve dün e devletten bakınca 288tl ceza kesmişler.

Şimdi bu cezayı ben mi ödemeliyim, O vatandaştan mı istemeliyim?
Siz sürücü olsanız istermiydiniz, yolcu olsanız ödermiydiniz?
0
al basmadan donu var
(14.10.20)
blablacars da aldığınız yolcuya aracı kullandırma izni var mı?
o saatte aracın onda olduğu kayıtlı mı?

eğer blablacars sadece yolcu olarak al diyorsa, siz insiyatif olarak kullandırdıysanız cezadan evvel başka riskler de var, kaza yapsaydı kaskodan para bile alamazdınız büyük ihtimalle.
0
summatinyourteeth
(14.10.20)
Karar sizin, ceza da sizin.
0
Karmaşıklık
(14.10.20)
vermeyecektiniz arabayız, istemeyin.
0
nuisance
(14.10.20)
hacı öde cezayı geç
0
xdenizx
(14.10.20)
Biraz da sen kullansan? Sürücü ehliyetin varsa sürücüye destek olmak için yolun bir kısmında arabayı kullanmayı teklif et. Uzun yol söz konusu olduğunda, sürücünün bu teklife sevineceğine eminiz.
blablacar sitesinde bu yazıyor. demek ki sakınca yok. cezayı isterdim galiba.
0
sutlu nescafe
(14.10.20)
Ben yolcu olsam öderdim ama bu tamamen karşıdakinin karakterine bağlı. İstersen söyle ama sen yine de kendini olumsuza hazirla.
0
Amaranta ursula
(14.10.20)
Karmaşıklık +1
0
roket adam
(14.10.20)
öncelikle hız koridoru neresi ile neresi arasında, bu aranın tamamında bu vatandaş mı sürdü aracı? bunları bilmeden bir yorum yapmak çok doğru olmaz. zira bir kısmında siz bir kısmında diğer yolcu aracı sürdüyse suçu tamamen adama atamazsınız. her halükarda ben olsam istemeye uğraşmazdım. bundan sonra da bence başkasına aracınızı bu şekilde vermeyin. ceza gelse de kendi yediğiniz ceza olduğu için dokunmaz.
0
shadowfollower
(14.10.20)
cezanin adamdan dolayi geldigine eminsen iste tabi, ama nedense odemeye yanasmayacak bir tipmis gibi geldi bana.
0
bay b
(14.10.20)
1- Tanımadığım kişiye arabamı kullansın diye vermem.
2-Ceza yine iyi kaza da yapabilirdi.
3-Cezayı öderdim
4- Bu alışkanlığımdan vaz geçerdim
0
paramolacak
(14.10.20)
hocam istesende adam verirmi cezayı sence? vermemek lazımdı. geçmiş olsun.
0
morcivert
(14.10.20)
Geçmiş olsun, istemeye hakkınız yok :)
0
lcha
(14.10.20)
Kusur başta sizde de olsa ara iste ayıp değil.
Meblağı vermese bile utandığıyla kalsın.
Ben olsam da öderim. Yol durumunu biliyorum diye de sohbet esnasında konuşmuşsam ödemem gerekir mi gerekir.
Güvenerek aracına beni yolcu olarak alan birini yolda bırakmamak mağdur etmemek gerekiyor bu şekilde.
0
Erva
(14.10.20)
Bence istememelisin.
83le radara girmişim.enteresan.adam açıkca özensiz kullanmadıysa isteme.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(14.10.20)
(10)

İş görüşmesinden sonra ofisi gezdirmek

regina phalange
Bitti görüşme gel dedi sana ofisi göstereyim. Şöyle kapısından bak işte burası da bizim ofis arkada da yönetim bölümü var diye kısa bir ofis turu yaptırdı kadın bana. Olumlu mu bu şimdi şımarıyım mı? Kadın c level bu arada.
Bitti görüşme gel dedi sana ofisi göstereyim. Şöyle kapısından bak işte burası da bizim ofis arkada da yönetim bölümü var diye kısa bir ofis turu yaptırdı kadın bana. Olumlu mu bu şimdi şımarıyım mı? Kadın c level bu arada.
0
regina phalange
(13.10.20)
Ben olsam umutlanmam, çünkü bana da yapılmıştı.
0
megalomaniac
(13.10.20)
gecen hafta bana da yapıldı :)
0
boyle buyurdum
(13.10.20)
Umarım olumlu sonuçlanır ama sırf bunun için beklentiye girme :) Ego tatmini için bile gezdirilir
0
th3sus
(13.10.20)
iş görüşmesi bu adı üzerinde, tepkilerin ölçülüyor.
0
cliquot
(13.10.20)
Bence henüz daha değerlendirme sonuçlanmamıştır. Fakat bu iyi bir şey, çalışacağın ortamı görüyorsun.
Sonuçta sadace onların değil senin de kabul edip etmeme kriterlerin arasında ofis ortamı olabilir.
0
kismisolungac
(13.10.20)
açıkcası umutlanma derim. bir keresinde iş görüşmesi sonrası müdürüm olacak kişi ile ofisinde oturduk. hesap cetvellerini aldık ve akşama kadar şöyle yapalım, böyle yapalım. sistemi böyle düzeltelim diye çay ve sıgara eşliğinde tartıştık.

2 gün sonra aradılar ve sonuç olumsuz oldu. tabii bu başıma gelen muhtemelen istisnai bir durum ama olsun.
0
kafa koparan manyak
(13.10.20)
bizde genelde işe alındıktan sonra tur yapılır
0
nahtoderfahrung
(13.10.20)
8 sene önce bir iş görüşmesinden sonra
ofis gezdirildi, masam gösterildi, ekiple tanıştırıldım.
Bilgisayarının siparişini verelim dediler...

Sonra bundan sonra IK ile pazarlıklar başlayacak, siz IK ile anlaşınca başlayacaksın, teknik konular tamam dediler.

Ben de gittim normal işimden istifa ettim gaza gelip (8 hafta kalman lazım diyorlardı, onu kısaltmak için erken davrandım)
Sonra IK hiç aramadı... hiç...
Ben aradım sonunda, proje iptal oldu, alım durduruldu dediler.
Koç Sistem, Pixage
0
summatinyourteeth
(13.10.20)
ofisi gezdirmek çok normal artık, ümitlenme hocam şimdiden.
0
gazozailacatmauzmani
(13.10.20)
en azından gezdirenler açısından o ana kadar süreç olumsuz değil demek, fakat tabi işe alım süreci sadece bir kişi veya bir aşamadan oluşmuyor.
0
nuisance
(13.10.20)
(9)

masum mu daha iyi, şahsiyet mi?

bir garip melek
merhaba, sb
merhaba, sb
0
bir garip melek
(11.10.20)
masum
0
demirKamil
(11.10.20)
Şahsiyetin hikayesi çok daha çarpıcıydı

İkisi de ayrı ayrı çok iyi, izlenmeli
0
data
(11.10.20)
Ikisi de mukemmele yakindi. Ama bence masum bir tik daha iyi.
0
invictae
(11.10.20)
Şahsiyet
0
basaran
(11.10.20)
Şahsiyete iki bölüm filan dayanabildim. Masumu bitirdim ancak amatör eğlendirir bir dizi.
0
elorelia
(11.10.20)
ikisi de 9/10 ama masum daha sürükleyici gelmişti bana
0
neoluyokardesimnebutantantana
(11.10.20)
Masumdaki o psikolojik gerilim bence daha iyiydi, ikisi de çok iyi ama ben masum derim
0
gilly
(11.10.20)
şahsiyette haluk bilginer tek oynuyor
masumda ekipçe iyiler
okan yalabık iyi, serkan keskin iyi, ali atay iyi, mehmet özgür iyi.
0
summatinyourteeth
(11.10.20)
Kesinlikle şahsiyet.
0
rapisa
(12.10.20)
(19)

nereye ne kadar kira veriyorsunuz? v2

dafuq
hadi bir veri tabanı oluşturalımhangi semtte oturuyorsunuzkaç kişi kalıyorsunuzne kadar kira veriyorsunuz
hadi bir veri tabanı oluşturalım

hangi semtte oturuyorsunuz
kaç kişi kalıyorsunuz
ne kadar kira veriyorsunuz
0
dafuq
(11.10.20)
Ankara - Çiğdem Mah. - 3-1 100 Mt2 - 3 kişi - 1.650 kira + 375 Aidat
0
ankara06
(11.10.20)
zekeriyaköy - 5400tl. eşim ve ben.

pandemi sonrası gelirimiz yüzde 60 azaldı. bu yüzden sözleşme bitişi ayrılacağız muhtemelen.
0
manasit
(11.10.20)
İstanbul - Sarıyer 1+1 4.500 TL tek başıma kalıyorum.
0
stewie
(11.10.20)
İstanbul, Marmara Üniversitesi civarında 2+1, tam emin değilim ama 80 m2 kadardır, 1670 TL, tek başıma yaşıyorum
0
peki madem
(11.10.20)
la bu ne la? millet 4k 5k kira veriyor?!

ben yalovada 1100 lira veriyorum, fazla zam yapmasın diye dua ediyorum
0
oekuklu
(11.10.20)
halkalıda bosphorus citye 2400 veriyorum. 1+1 eşyalı. ama burada kiralar astronomik uçtu
0
ismim ibrahim
(11.10.20)
Acıbadem
2900
3+1 2 kişi
0
tuborg yesili
(11.10.20)
İstanbul 5. Levent 4100
Tek
0
catch the arrow
(11.10.20)
Nisantasi 5500 3+1
0
summatinyourteeth
(11.10.20)
Ataşehir 2+1, tek, 1700
0
ruhen hastayim ben
(11.10.20)
erenköy 2+1 1750tl+100 aidat 2 kişiyiz. ancak buradaki kiralar 3000 lira üzeri. bizimki biraz şans.
0
orpheus
(11.10.20)
Ankara bağlum, 12.kat,üstte bi kat daha var, 175 metre kare, geniş kilerli bi üç artı bir. Yalnız yaşıyorum, 850 kira, 125 aidat.
0
antihero
(11.10.20)
ankara - demetevler 670 kira + 220 yakıt+aidat

zemin kat. o yüzden ucuz. ama hiç memnun değilim evden.
0
nickini degistiren yazar
(11.10.20)
Galata
Eşim ve ben
3100
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(11.10.20)
Mecidiyeköy, 2+1 eşyalı 2500, 2 kişi.

Son kirayı bu ay başında verdim ay sonu kontrat bitiyor askere gidiyorum.

Dönünce tek çıkarım artık yaş 30'a dayandı dedim ama kiralar gene mokoko.
0
materyalist imam
(11.10.20)
istanbul - zeytinburnu
5900 tl
3+1, sitede, kapalı havuzlu, otorparklı, spor salonlu, yeni nesil güzel sitelerden biri işte.
anne, baba ve ben.
0
juninho77
(12.10.20)
Eskişehir Odunpazarı 1+1 iki senelik ev 65m2 475 tl kira
0
adventchant
(12.10.20)
izmir balçova'da 2+1 1.500 TL

bir buçuk sene önce eskişehir'de yaşarken 1+1 eve 600 TL veriyordum.
0
gigabyte
(12.10.20)
istanbul, reşitpaşa, 2+1, 1500 TL, tek.
0
Pertev nail
(12.10.20)
(2)

Laptop şarj aleti

advest
Laptop şarj aleti bozuldu yenisi alınacak bendeki 19V 3,16 Amperİnterlinette buldum ama 4,74 Amper yazıyor. Sizce uyar mı?
Laptop şarj aleti bozuldu yenisi alınacak bendeki 19V 3,16 Amper

İnterlinette buldum ama 4,74 Amper yazıyor. Sizce uyar mı?
0
advest
(10.10.20)
19v ise, amper sorun değil.
daha hızlı sarj eder, başınıza bir iş getirmez.
telefonların bile kutusundan 1, 2 amperlik sarj aletleri çıkıyor
3-4lere takıyoruz birşey olmuyor
0
summatinyourteeth
(10.10.20)
Voltu aynı ise amper azıcık yüksek olmasında sorun yok.
0
boray eris
(10.10.20)
(13)

Annenin en az değer gören çocuğu olmak

mobydick
Yaşayan var mı bunu?Şimdi ben dün ameliyat oldum dikiş fln var yani. Anneme gelme dedim sen işinle ilgilen tamam dedi hiç alınmadım ben böyle istedim hem. Böyle birilerine muhtaç olmayı pek sevmem. İşte dün tek başıma ankarada ameliyatımi oldum fln, sonra kalacak yerime geçtim. Yaklaşık bir gündür d
Yaşayan var mı bunu?

Şimdi ben dün ameliyat oldum dikiş fln var yani. Anneme gelme dedim sen işinle ilgilen tamam dedi hiç alınmadım ben böyle istedim hem. Böyle birilerine muhtaç olmayı pek sevmem. İşte dün tek başıma ankarada ameliyatımi oldum fln, sonra kalacak yerime geçtim. Yaklaşık bir gündür de sessizlik ve sükunetle kendi bakımımı yapıyorum.

Yarın erkek kardeşim arkadaşının düğününden dönecek ankaraya, ona da pztsi sen dönünce ameliyat olacağım dedim yoksa benim için düğüne gitmeyecekti.

Neyse.

Şimdi öbür pazar günü benim doğumgünüm. Aracımla ankaradan döneceğim. 10 saat fln yol var. Akşam üzeri yaşadığım şehirde olrum bu arada annem yol üzerinde ve yaşadığım şehre 2 saat.

Annem bugün mesaj atmış kız kardeşimin evine gidecekmiş tam cumartesi günü, 17 sinde. Hayır insan bir merak eder benim çocuğum ameliyat olmuş der, tek başına neler yaptı der, pazar günü benim kızımın doğumgünü der. Göreyim 1-2 gün geç gideyim der. Ama yok. Hayatında varsa yoksa bir kız kardeşim. Hayır ciddi bir doğumgünü fln beklemiyorum. Tek istediğim şey beni düşünmesi ve değer vermesi.

Annenin herşeyiyle ben ilgilenirim bu arada. Vitaminleri, sabahları kara üzüm ekstreleri, çörek otu yağları, keçi boynuzu özleri, tahinleri pekmezleri balları, sporu, ingilizce uygulamalar kurarım telefonuna fln. İlgilenirim yani baya. En doğalından ona da alırım evine taşırım fln. Ceviz ve fındık çiğnemeyi sevmiyor diye mermer dövecek fln aldım. Sağlığına ben olmazsam dikkat eden yok.

Hayır yani kız kardeşim ailenin problem manyağı. Sürekli abuk sabuk kişilerle sevgili olur, sonra depresyona fln girer.

Ben gözümden birşey mi kaçırıyorum, sizce bu bana reva mı. Ve bulunduğum şehirde pek arkadaşım yok son 1 yılda 6-7 arkadaşım birden tayin istedi yeter bu kadar doğuda dedi gitti, ben de pek yeni kimse ile arkadaş olmadım. annem bunu biliyor, muhtemelen doğumgünümü tamamen tek geçireceğim.

Ya bir anne bir çocuğunu bu kadar mı merak etmez ya, ameliyat olup döneceğim üstelik, uzun yoldan. Gerçekten aklım almıyor.

3 çocuğu var ben hayatında ilk 5 e bile girmiyorum sanırım. Gerçekten çok üzgünüm. Bugun ağladım. Ve dikişlerim o bölgede idi. Beni bu halde üzdü ağlattı. Sonra da konuyu değiştirmeye çalışıyor.

Ben de seninle arama artık mesafe koyacağım dedim. Çok üzdü beni. Beni birazcık teselli eder misiniz.
0
mobydick
(10.10.20)
üzgünüm ama sizin anneniz anne değil. mesafe kararı çok doğru olmuş. anne diye de her söylediğine tamam diyecek haliniz yok. biraz kıymetinizi anlasın. erkek kardeşinize aferin ama keşke yalan söylemeseydiniz. ameliyattan sonra dikişler alınmadığı takdirde yalnız kalmanız hiç doğru değil, bu fedakarlık değil cahillik ve kendine değer vermemezlik. önce kendinize değer verin. bu noktada bile dikkat çekiyor bu durum.
0
biseysorucam
(10.10.20)
her ailede ailenin büyüğü gibi davranan bir çocuk oluyor malesef böyle.
Kusura bakmayın sizin özelinizden bahsetmiyorum ama
anne - baba cahil veya bencilse bir çocuk evin büyüğü haline geliyor
diğerlerinin normal çocuk olarak kalması da ona batıyor.

Bizim evde anne - baba tam otorite mesela, ben de kardeşim de çocuğuz
ama eşimin evinde, eşim ailenin büyüğü
Kardeşinin gideceği okul, kalacağı yurt, babasının kardeşine vereceği harçlık
annesiyle babasının birbiriyle konuşmadığı sorunlarının çözümü
anneannesi, dedesinin hastalıkları
herşeyle o ilgileniyor, onun istediği olmazsa da sinirleniyor
İnsanlar da ister istemez ona bırakmış durumda kararları, köyün delisi gibi geziyor yani :)

Ama bu durum, onu çocuk kategorisinden çıkartıyor
Hem pastam dursun hem karnım doysun malesef yok
evin ebebeyni sen oluyorsan, çocuğu olmaya dönemiyorsun.

kendi çocuklarınızı ona göre yetiştirin
ameliyatınızda çok geçmiş olsun
biz burdayız, elimizden birşey gelirse söyleyin lütfen.
0
summatinyourteeth
(10.10.20)
@biseysorucam, doktorum. Belki ondan ameliyat sonrasi için rahat davranmış olabilirim.
0
🌸mobydick
(10.10.20)
haklısın mesafe doğru karar
0
basond
(10.10.20)
Aile arasında evlat olsa sevilmez diye bir tabirimiz var. Öyle olabilir misiniz? Belki siz çok sevimsizsiniz ama farkında değilsiniz.
0
boray eris
(10.10.20)
ben arkadaşlara katılmıyorum. diğer ilişkilerde olduğu gibi, aile ilişkilerinde de garantiye alma durumu oluyor. sen ne kadar olgun olursan, sorunsuz olursan, onlara değer verirsen, seni o kadar garantiye alıyorlar. kardeşin sorunlarıyla ilgi topluyor. annen ilgilendiği zaman annelik duygusunu tatmin ediyor. ama sen öyle değilsin. annen seninle olduğunda bir annelik duygusu yaşamıyor. ona ihtiyacın olduğunu hissetmiyor.

küsme, mesafe koyma. bunu da böyle kabul et. eminim ona gerçekten ihtiyacın olduğunu hissetse yanından ayrılmazdı. zaten doktormuşsun. gelip de ne yapacağım demiştir. ya annene annelik yapması için fırsat vereceksin. bazen elinden gelse de ondan bir şeyler isteyeceksin. yemek tarifi, kıyafetlerle ilgili görüş, temizlikle ilgili görüş isteyebilirsin. ya da arayıp eskilerden bahsedersin, annenin sizin için fedakarlık yaptığı zamanları konuşursun. küçük şeyler tekrar annenin senin için şefkat beslemesini sağlayacaktır. ya da hayatına böyle devam edeceksin ama bu nedenle ailen ile arana mesafe koyarsan sonra çok pişman olursun. dünyada en önemli bağ aile bağı.
0
stewie
(10.10.20)
@boray eris, annemin göz bebeği olmasam da annem tarafının göz bebeğiyim. Hatta geçen annem anneannemin torunları arasında en çok beni sevdiğini beğendiğini kendisi söyledi. Teyzemler fln da öyle. Dayımlar da. sevimsiz bir kişiliğim yok. Ayrıca insanın her durumda kendini suçlamasını da seviyorum. Annemin böyle olması beni azaltmıyor, arttırmıyor da. Daha derin sadece, hüzün veriyor.

@summatinyourteeth, annem cahil bir kadın değil. Hatta arkadaşlarım annemi çok zeki tatlı vs bulur. Beni üzen şey de bu. Çocuğu gibi görmüyor heralde beni, gerçekten. Belki benden kaynaklanıyordur. Ona çok az ihtiyacım oluyor çünkü. Ben söz konusu olunca herşey önemsizleşiyor. Ameliyatıma çağırmadım çünkü aklı işte kalacaktı. İşle ilgilenmem lazım daha iyi olur dedi. Sonra kız kardeşimin psikolojisi kötü imiş diye cart diye uçak bileti alıp gitmeye karar veriyor. Hayır okdr kötü ise hemen gitsin, yok okdr kötü değilse 7 8 gün sonra gidiyorsa, 1-2 gün daha bekleyip mobydick i görüp öyle gitsin. Ben de ne kdr yetişkin de olsam nihayetinde çocuğuyum.

Ama bu kadar düşüncesiz olması bazen gerçekten kırıyor. Gerçekten aşırı kırgınım. Üstüne bir de kendisini haklı beni anlayışsız görüyor. Ameliyatıma çağırmamışım gelmiyor diye trip atmamışım. Cidden çok tek taraflı bakıyor. Varsa yoksa kız kardeşim.
0
🌸mobydick
(10.10.20)
sorunsuz, olgun, başarılı insanlar aileleri tarafından pek sevilmez. muhtemelen sizin durum da böyle. benzer şeyleri yaşıyorum. tek çözümü onlardan uzaklaşıp kendi hayatınızı kurmak.
0
Pertev nail
(10.10.20)
Anneannem de beş çocuğunun arasından en az anneme değer veriyor diye düşünüyoruz biz. Bunun temel nedeni acı çektirene aşık olmaktır. Annem hiç dert çektirmemiş anneanneme. Teyzem ve dayılarımın işlerinden dedem de anneannem de kanser oldu, aşırı sağlıklı insanlardı, dertten hasta oldular, çektikleri acı onları daha da bağladı. Kendinizde sorun yok, dert yaşamayın ailenize de yaşatmayın boş verin.
0
Hallegadola
(10.10.20)
kendimi gördüm sanki. kendi kendine yeten aileye dert olmayan çocuk pek sallanmıyor. benim de kız kardeşim mesela ekonomik özgürlüğü yok, gitti saçma sapan bi evlilik yaptı şimdi de hamile annem deli oluyor ay kızıma şunu götüreyim bana da arabayla bizi götür falan demek için muhatap oluyor mesela nişanımı atmak üzereyim haberi yok :)))

beni evin reisi falan zannediyor sürekli maddi taleplerde bulunuyor bunun dışında hiç ilgilenmiyor. insanı derinden üzen bir şey bu. ama nasıl başedileceğini ben 30 yaşındayım ve çözemedim. diyebileceğim tek şey sorun sende değil. o da bir insan ve hatalı bir davranış sergiliyor bu da seni yaralıyorsa mesafe bence iyi bi karar.
0
ruby elixir
(10.10.20)
@mobydick doktorsanız daha da kötü durum, üzgünüm. keşke söylemeseydiniz. benim de çevrem doktor dolu. kimse bu durumda yalnız kalmıyor. yapmayın böyle şeyler. bu rahat davranılacak bir durum değil. siz temkinli olmazsanız bu halk nasıl olacak? neyse konumuz değil. umarım annenizle aranıza mesafe koymuşsunuzdur. sizi haketmiyor. böyle bir durumda çocuğunu merak etmeyen insan anneyim diye gezmesin ortada yani.
0
biseysorucam
(13.10.20)
Bana sürpriz yapıp gelmiş demin. Kapı çaldı pat girdi. Hem de benimle arabada yolculuk yaparak dönecekmiş 10 saat. Burdan da geçmeyecekmiş daha kısa olurdu aslında. Sonra ertesi gün uçakla kardeşimin yanına gidecekmiş. Gerçi kabul etmiyor ilk başta ciddi düşüncesizlik yaptığını, uçak biletini değiştirirken baya bir tutar ödediğini söyledi de neyse önemli değil. Ama tabi ki şuanki davranışı sonucu ben şok. Neyse baya mutlu oldum. Bilsem burdan geç kardeşimin yanına derdim. önceden de beni defalarca geriye atma huyu vardı çocuklarının arasında, bu ilk olay değildi de, şuan ciddi şoktayım ama.

İyice artık beni yalnız bırakmamak için 10 saat benle yolculuk yapmalar fln. Annemin değer verdiği çocuğu oldum sanırım uzun zaman sonra galiba. Şoktayım net.
0
🌸mobydick
(14.10.20)
haklısınız okurken ben bile üzüldüm.
0
drako
(21.10.20)
(8)

insanların sürekli 1 euro-1 tl-1 dolar karşılaştırması yapması

i ve been mistreated
biri sözlükte ps5 için demiş ki, "italyan bebesinin 500 birime aldığını ben 9000 birime alıyorum, olmaz böyle şey".bu tür karşılaştırmalar anlamsız değil mi? eskiden de 1 milyon, 10 milyon, 1 milyar vardı, o zamanlarda olsak fiyatları nasıl karşılaştıracaklardı bu insanlar? ya da tam tersine, fiyat
biri sözlükte ps5 için demiş ki, "italyan bebesinin 500 birime aldığını ben 9000 birime alıyorum, olmaz böyle şey".

bu tür karşılaştırmalar anlamsız değil mi? eskiden de 1 milyon, 10 milyon, 1 milyar vardı, o zamanlarda olsak fiyatları nasıl karşılaştıracaklardı bu insanlar? ya da tam tersine, fiyat orada 3 bizde de 1 birim olabilirdi ama bu sefer de bizde kazanılan ortalama para 0,01 olabilirdi, onlarda 10 birimken. o zaman gurur mu duyulacaktı ya da ne denecekti acaba? asıl eleştirilmesi gereken alım gücünün düşmesi değil mi? kaçırdığım bir nokta mı var?
0
i ve been mistreated
(02.10.20)
Saçma tabiki, Japonya'da 50 küsür bin birime satılacak PS5, birim olarak karşılaştırmak saçma.

Alım gücü üzerinden karşılaştırılmalı, mesela asgari ücret üzerinden günlük kazanç hesaplanıp karşılaştırılabilir.

Mesela Avrupa'lı bir haftalık maaşıyla alıyoken biz 4 aylık maaşla alıyoruz denilebilir.
0
John Bloor
(02.10.20)
direkt birim karşılaştırmak saçma ama genelde bizden gelişmiş yerler tek haneli olduğu için öyle örnek gösteriliyor. İsveç Kronu falan birim olayının dışında mesela :D Ama aldıkları maaşa bakarsan yine kaç katımız.

Ben şuna bakıyorum ama, mesela geçen Xbox tartışması vardı, adamların 500 euroya aldığı şey bizde 4539 tl olsa tam karşılığı, bunda sıkıntı yok. Onun asgari ücretinin üçte biriymiş bizim 2 katıymış bunlar bizim fakirliğimiz. Fakat bizde bu aletin satış fiyatı 9000 küsur lira. Adamların 500 euro verdiği şeye biz 1000 euro veriyoruz. Hem de onlardan 3-4 kat az kazanarak. Bence bunlar belirtilmeli.
0
nhk ni youkosu
(02.10.20)
Çok mantıksız sayılmaz. Asgari ücret olan bir ülkede, asgari ucret bizimkine yakınsa kolay bir şekilde alım gücü hakkında fikir edinmeye yarıyor.
En azından diğer tür karşılaştırmadan daha mantıklı. Yani adamların 10 euro verdiği şeye bakın orada da pahalı 90 lira veriyorlar, demek.
0
prizmatik
(02.10.20)
Dorğudan karşılaştırmak mantıklı değil tabii ki ama ABD'de senin işini yapan birinin ortalama maaşına bak mesela. Ben baktım benim yaptığım işi yapanlar 100.000 dolar alıyor yıllık. bunun vergisini düşünce 72 bin dolar yapıyor. Yani aylık 6.000 dolar.

Şimdi 6000 dolar maaşım olsa ve PS4'ü 400 dolara alırsam tabii ki Türkiye'ye kıyasla çok çok çok ucuz oluyor. Çünkü burada çıkacak fiyata göre maaşın yarısını bırakmak zorunda kalacağız.
0
himmet dayi
(02.10.20)
Benim de kil oldugum bir davranis. Kisisel olarak Euro 6 civariyken alim gucu oranimi 2.5 - 3 civari hesaplamistim (Turkiydeki maasim vs Avrupadaki maasim) simdi o hesap darmaduman oldu. Yani 10 euroluk bir urunu alirken Turkiyede buna 30 lira oder miyim diyordum o donemde.

Milletin yaptigi hesaplardaki bir sikinti da asgari ucretle x saat vs... tarzi hesap yapmak. Cogu avrupa ulkesinde asgari ucretle calisan insan orani cok dusuk. Turkiyede %50 neredeyse.

Asgari ucret civarindaysaniz standart harcamalardan cok para kalmiyor hicbir yerde. Standart harcamalarinizin ne kadar ustune cikarsaniz o kadar sey alabiliyor veya tasarruf yapabiliyorsunuz.
0
cleric
(02.10.20)
Aşırı derecede anlamsız. Birim para diye bir şey yok. (bkz: birim para/@roket adam).
0
roket adam
(02.10.20)
Yav anlayın işte sizin bu dediklerinizin halk dilindeki basitleştirilmiş hali 1 TL 1 dolar.
0
olaylar olaylar
(03.10.20)
ben alım gücü, çalışma zamanı kısmı diye karşılaştırma yapıyorum.
İngilterede yazılımcılar günlük 300-400 pound arası kazanıyor
2 3 günlük maaşıyla 1 iphone alabiliyor
burada 1 aylık maaşıyla anca

benim karşılaştırma dayanaklarım böyle
0
summatinyourteeth
(03.10.20)
(6)

istanbul bisiklet rotası

mg3929
amatör bisikletçiyim kondüsyonum süper yüksek değil ama fena da değil. beşiktaş-sarıyer arası gidip gelebiliyorum, yaklaşık 45km yapıyor sanırım ama düz yol. Bu şekilde eğlenceli hangi rotaları deneyebilirim? üsküdarda oturuyorum.
amatör bisikletçiyim kondüsyonum süper yüksek değil ama fena da değil. beşiktaş-sarıyer arası gidip gelebiliyorum, yaklaşık 45km yapıyor sanırım ama düz yol. Bu şekilde eğlenceli hangi rotaları deneyebilirim? üsküdarda oturuyorum.
0
mg3929
(02.10.20)
modaya gel oradan kalamış-fenerbahçe-caddebostan-bostancı devam edersin. denemedim ama denenebilir.
0
sutlu nescafe
(02.10.20)
sutlu nescafe'nin soyledigi sekilde maltepeye kadar gitmiştim, daha da gidiyor bisiklet yolu, aralarda yola çıkmak gerek tabi.
0
nilmiye
(02.10.20)
Beşiktaşta oturan biri olarak söylüyorum avrupa yakası bisiklet sürmek için uygun bir yer değildir kesinlikle arkadaşların dediği gibi anadolu yakası bisiklet sürmek için harika yerlere saip. Moda,Kalamış,Bostancı,Maltepe yani kısacası Tuzlaya kadar uzun bir sahil var.
0
tolgame
(02.10.20)
kadikoy'den başlayan yol pendik'e kadar geliyor bildiğim kadarıyla.
0
tabudeviren
(02.10.20)
Ben Florya sahilinde biniyordum, eğer kendinize güveniyorsanız aqua florya önünden 2 tarafa da gidebilirsiniz. (Beylikdüzü yönü biraz daha sakin)
0
summatinyourteeth
(02.10.20)
Ben soyle yapardim, Uskudar'dan Kadikoy'e gecip, Harem sonrasi yokus zorlarsa, vapurla karisya gecip, tekrar bir vapurla Kadikoy'e gidilebilir, sahilden gidebildigim yere kadar giderdim daha onceki cevaplardaki gibi, Tuzla'ya kadar yolu var ya da yine iki vapurla Buyukada ya da Heybeliada'ya giderdim ama oralarda yokus fazla tabii sahile gore, yine de cok zorlayici sayilmaz.
0
(02.10.20)
(12)

İnternette 25 $ Olan Tıbbi Malzeme TR'de 1944 TL?!

pantepember
Malzeme şu:LUPINE LOOP PLUS DUAL SUTURE (DS) ANCHOR W/ ORTHOCORDİnternette bu malzemenin hepi topu 25$ olduğunu görüyorum:https://www.dotmed.com/listing/disposables-general/depuy/210709/lupine-loop-plus-dual-suture-(ds)-anchor-w-orthocord/187420725$'lık malzeme nasıl oluyor da 1944 TL'ye satılıyor?E
Malzeme şu:
LUPINE LOOP PLUS DUAL SUTURE (DS) ANCHOR W/ ORTHOCORD

İnternette bu malzemenin hepi topu 25$ olduğunu görüyorum:
www.dotmed.com(ds)-anchor-w-orthocord/1874207

25$'lık malzeme nasıl oluyor da 1944 TL'ye satılıyor?

Elimde (üzerinde adımın geçtiği) faturası var. Ameliyatımda kullanıldı. 1244 TL'sini ben ödemek zorunda kaldım.
0
pantepember
(02.10.20)
Hangi ülkede 25$
Türkiyeye senede 200 tane geliyorsa, nakliye, getiren şirketin kendi karı gibi konularla oluyor saçma fiyatlar.
çok meşhur bir ayakkabı firması, distribütör değiştirince yarı yarıya ucuzlamıştı.
Yeni firma daha çok adetli alıyordu, başka markalar da aldığı için nakliye işi daha ucuza geliyordu falan.

bir de şunun gibi
Koçtaşta slikon 50 lira, ustaya bana silikon çek desen 300 liranı alır
o silikonu çekmek, çekmeyi bilmek de bir iş.

hele konu hastaneyse, alın bu malzemeyi ben evden getirdim, benim ameliyatta bunu kullanın diyemezsin malesef.
0
Corc
(02.10.20)
"hele konu hastaneyse, alın bu malzemeyi ben evden getirdim, benim ameliyatta bunu kullanın diyemezsin malesef."

@Corc Konu bu değil. 200 TL olsun (veya ben alıp getireyim) demiyorum. Gerçekten 10 katına mı ulaşıyor, evetse neden böyle oluyor diye anlamaya çalışıyorum.

"10 KAT". Bu yetmiyor mu sorgulamak için?
0
🌸pantepember
(02.10.20)
10 dolarlik kozmetik 400 lira
50 dolarlik ayakkabi 1000 lira

akp kendisine oy vermeyen kesimden resmen yillarin intikamini aliyor.
0
baldur2
(02.10.20)
MEdikal malzeme ithalatında çalıstım.

MEdikalciler sevmeyeceği eşşeğin önüne ot koymazlar.

En ucuz malzemeyi ithal edip en fazla karla satarlar.

Parası olmayanı kapılarında ağlatırlar .
0
Techsavvy
(02.10.20)
türkiyedeki ithal her üründe durum böyle değil mi zaten?
0
hadsafhada
(02.10.20)
"değil" demişsiniz ama hangi ithal üründe durum böyle değil ki gerçekten?

gümrüğü, vergisi, dağıtımcısı, lojistiği, kârı...
böyle oluyor işte.
evet, muhtemelen az kâr koymamışlardır ama 25 dolarlık malzemeyi buraya getirmenin maliyeti de 250 lira olmaz.
çok fazla masraf giriyor araya.
0
blatta hiberna
(02.10.20)
İyi tarafına odaklanayım (kendimi zorlayıp):
Neyse ki hala bu durumu "her ithal mal böyle, normal" demeyen, buna alışmayı reddeden bireyleri var bu toplumun.

"Değil" dedim, evet. Öyle ise siz bir-iki örnek verin, fiyatı 10'a katlanmış olan. Ben bilmiyorum.

Konuya dair bildiğiniz bir şey varsa buyrun paylaşın. Mesela medikal sektöründesinizdir ve medikal ürünler giyim ürünlerine göre çok daha x gerektiriyordur, bu da fiyatı bu hale getiriyordur. Ama bu bilgiye sahip olmayıp sadece "her şey böyle" deyip kestirip atmak bu tartışmaya bir şey katmıyor.
0
🌸pantepember
(02.10.20)
@sivrisinek
Pardon, faturada adımı görünce (karalı kısım) bana kesildiğini sandım. Evet, hasteneye kesilmiş. (Durumu değiştirmiyor yine de.)
0
🌸pantepember
(02.10.20)
@pantepember
Kusura bakma, ama bu sessizlik koyunluktan değil de, ne halleri varsa görsünlerden biraz.
18 sene konuştuk da nooldu, hala bugün seçim olsa kime oy verirsinde adamlar önde.
Ben ses çıkartmak yerine ülkeden gidiyorum, o yüzden gerçekten de "ne bok yerlerse yesinler" var biraz.
Bu arada yanlış okumadıysam, ürün ameliyat/dikiş ipliği
Onu bile üretemeyip dışarıdan alıyoruz.
Bence fiyatından önce buna da ses çıkartmak lazım.
Bezdim yav :)
Hırsız diyorsun, "çalıyorsa benden çalıyor sıkıntı yok" diyo.

Para için değil de, ameliyatınız için geçmiş olsun bu arada yazmayı unutmuşum
0
summatinyourteeth
(02.10.20)
araya giren masrafların olması bunu "normal" kabul ettiğimiz anlamına gelmiyor.
eskiden de vardı bu masraflar, vergiler ama yine de bu denli değildi.
normal olan, fiyatın bu hale gelmesi.
anormal olan, aradaki masrafların ve vergilerin aşırı şişirilmiş olması.

tek tek neyin örneğini istediğinizi anlayamadım.
daha geçen gün yurt dışında 7.20 dolar olan bir cilt bakım ürününe 300 küsur lira verdim.
kozmetikle uzaktan yakından alakası olan, parfüm falan alan herkes bu pahalılıktan haberdar zaten, daha neyin örneğini vereyim?
laptop, robot süpürge, mutfak robotu fiyatlarına bakın, hepsi aynı şekilde yüksek.
yani "her şey böyle" derken geçiştirmiyoruz.
gerçekten her şey böyle.
0
blatta hiberna
(02.10.20)
"her ithal mal böyle, normal" demeyen, buna alışmayı reddeden bireyler bizden farklı ne yapıyor peki tam olarak?

sizi rahatlatacaksa malzeme sektörünün değil ama o malzemeyi kullanan sektörün içindeyim ben de. fakat fiyatları benim ne düşündüğüm değil piyasa şartları, kur, vergiler, kar payı, komisyonlar, ihaleler vb değişkenler belirliyor. ancak sadece medikal malzeme ya da ilaçlarda değil bakkaldan marketten aldığınız ithal bisküvide bile aynı durum mevcut. fark 10 kat değildir de 5 kattır, orada da işe ürünün arzı ve talebi gibi faktörler giriyor çünkü devreye. açmak gerekirse ithal bisküviyi almasak da olur ama yerli muadili olmayan veya yetersiz kalan medikal malzeme ve ilacı mecburen alıyoruz ve bunları üretenlerin sayısı da üründen ürüne değişmekle birlikte genel olarak sınırlı. kozmetik, giyim, ayakkabı vb. farklı örnekleri de yukarıda vermişler zaten.
0
hadsafhada
(02.10.20)
Hastane o paradan almamıştır. Hem daha ucuza hem de daha düşük kurdan almıştır. Tahminen 20$'a falan dolar 5-6 iken almışlardır. Yani tl cinsinden bakarsan 1e 20 falan kâr var. Ama anormal bir durum değil. Böyle ne yazık ki.
0
the coon
(02.10.20)
(6)

Türkiye'deki ekonomik kötü gidişatın nedeni nedir?

insomniac
Dolar Euro durmadan artırıyor. İşsizlik tavan. Ne oldu da bu hale geldik? Önceden ne vardı şimdi ne yok?
Dolar Euro durmadan artırıyor. İşsizlik tavan.
Ne oldu da bu hale geldik? Önceden ne vardı şimdi ne yok?
0
insomniac
(29.09.20)
Güven yok, güven olmayan yerde insan da para da olmaz
0
paramolacak
(29.09.20)
Güven yok derken, sana bana değil.
Dış yatırımcıya
atıyorum 10 sene önce türkiyede kaç tane yabancı marka vardı, şimdi kaç tane var.
Son 1 senede kaç yabancı marka türkiyeden çıktı onu düşün.

kanun yoksa, malının canının güveni yoksa, kaddafi libyası gibi oluyorsun.
sen türk olarak gittin ev aldın x ülkesinden.
O ülke 3 gün sonra tamam evine el koyduk, sen dımdızlak gideceksin derse, bu ülke güvensiz ülkedir.
Türkiye böyle bir ülke oldu.
0
summatinyourteeth
(29.09.20)
Kotu yonetim & populizm.
0
dunal
(29.09.20)
pass
(29.09.20)
aslında 2013'lerden beri kötüye gidiyoruz ama o zaman ekonomistlerin dediği şeyler yeni yeni ortaya çıkıyor. (biz sıradan insanlar için)

ABD para basıyor bunu toplayacak dediler, bizde hukuk düzgün işlemezse yatırım gelmez dediler, "bunu da ithal etmeyelim" dediler... neler neler anlattılar yıllarca. Hepsinin tersini yaparsan ülke bu hale geliyor işte.

Kısaca, uzun vadeli düzgün çözümler yerine kısa vadeli "seçime kadar durumu toplayıcı" tedbirler alındı hep. Bir noktada daha da fena patlayacak. Hala en kötü günlerde değiliz.

Bu arada insanları tüketime ve ithal ürünler almaya alıştıran da bu hükümetin kendisi. Zamanında ne güzel alabildiğimizle ilgili güzellemeler yapıyorlardı, para kalmayınca cari açık artmasın diye her şeye deli vergi koymaya başladılar.
0
nhk ni youkosu
(29.09.20)
Önceden de dolar ve euro durmadan artıyordu ve önceden de işsizlik tavandı. 2002-2012 arasında global olarak büyük bir iyileşme yaşandı, biz de biraz faydalandık, şimdi fabrika ayarlarımıza döndük işte.
0
roket adam
(29.09.20)
(7)

eski turk futbolcular

grinito
sizce de eski turk futbolcular gereginden fazla abartilmiyor mu?yok feyyaz gibi golcu nerde yok oguz cetin tam bir maestro yok aykutu izledigimiz icin cok sansliyiz yok ridvan ne adam gecerdi vs.sonucta belli avrupada ve milli takimda neler yaptiklari.haksiz miyim?
sizce de eski turk futbolcular gereginden fazla abartilmiyor mu?yok feyyaz gibi golcu nerde yok oguz cetin tam bir maestro yok aykutu izledigimiz icin cok sansliyiz yok ridvan ne adam gecerdi vs.sonucta belli avrupada ve milli takimda neler yaptiklari.haksiz miyim?
0
grinito
(11.08.20)
O dönem Avrupa kulüpleri neredeyse bugünkü imkanlarla aynı imkanlara sahipti, buna mukabil ben Rıdvan'ın yırtık kramponla maça çıktığını bizzat gördüm, adamlar A takımla maça çıktıklarında sahalarında çim yoktu yarısı çim yarısı topraktı. Biz Avrupa için o dönem amatör lig takımıydık normal yani bi başarı olmaması.
0
angelus
(11.08.20)
Eskiden cok fazla taktik disiplin, oyun bilgisi, sistem, organizasyon yoktu. Yetenekli olan oyuncular bu sayede cok fazla sivrildi. Simdi o ortam yok, yetenekli futbolcuya siki markaj yapiliyor, top aldirmiyorlar zaten. Klasik 10 numara da kalmadi artik. Hiz, fizik, devamlilik on planda. Teknolojiden de yararlaniliyor kim kac km kostu, kim ofsayti bozdu, kim adam kacirdi falan hesabini soruyorlar. Eskiden dogaclama oynaniyordu oyun ve yetenekli olmak yetiyordu. Bu yuzden bu oyuncular bunun meyvesini yediler. Sans meselesi.Ama bugunun kosullariyla gecmisi degerlendirmek de dogru degil. Aykut kendi soyluyor zaten ben bu zamanda Aykut Kocaman'i oynatmazdim diyor:)
0
neverletyougodown
(11.08.20)
eskinin koşullarıyla günümüz futbolunu karıştırmasak/değerlendirmesek iyi olur diye düşünüyorum.
0
ankarakecisi
(11.08.20)
Sadece Türk futbolcular değil bence. Pele’ye tüm zamanların efsanesi denilir mesela ama aynı Pele 2020’nin endüstriyel futbol anlayışında varlık gösteremezdi. Yukarıda da belirtildiği gibi çok fazla teknik taktik uygulanıyor, yetenekten daha çok güç ön plana çıkıyor futbolda. Hal böyleyken bu durum futbolun seyir zevkini ve kalitesi düşüyor gibi iddia edilse de bence futbolun profesyonelleşmesi ve daha da sistemli hale gelmesi açısından da önemli. Futbol robotikleşiyor. Buna en iyi örnek yine futbolun kapitalizmle olan karşılıklı ilişkisini belki de bilmeyerek gösteren ama yine robotikleşmeye en çok neden olan Nike’ın Son Maç temalı reklamı.

youtu.be

Örneğin bir süre fırtına gibi esen “tiki taka” genel olarak paslaşma üzerinden giden ve seyir zevkini öldüren bir taktik olarak görünüyordu. Guerdiola’nın Barcelona’sı ya da işte 2008-2012 döneminde kupaları toplayan İspanya milli takımı buna örnek. Daha sonra neyi gördük? 2014 Dünya Kupasında İspanya ve Brezilya tiki taka ile madara oldu. Özellikle Almanlar Brezilya’yı dümdüz etti. Yeniden atak futboluna dayalı hızlı oyunlar revaçta. Bunu anlatmamın sebebi şu, bir taktik bir süre dünya futbol kültürünü domine etse de bu taktiğin çözülmesi zor değil.
0
Hallegadola
(11.08.20)
Ben de sergen'in abartılmasına hastayım.
bir video var youtube'da
tek tek tüm futbolcular, matheus falan bile sergen övüyor
neymiş arkadaş
izledik senelerce bu adamı biz, ahım şahım değildi bana sorarsan.
(yaş 39)
0
summatinyourteeth
(12.08.20)
Günümüz futbolu ile geçmiş futbol bir değil evet o zamanki futbolu o günün şartları ile bu zmanın futbolunu günümüz şartları ile değerlendirmek lazım yani peleyi bugün koy bi takıma efsane olamaz yada maradona vb.
Ama çok yetenekli futbolcularda harcanmıştır eski zamanda buna katılıyorum.
Eskiden bu endüstri yetenek avcıları vs bu kadar revaçta değildi anca milli maçta kendini gösterecek de araştırılacak gibi.

Eskilerin abartıldığını düşünmüyorum o dönemin yaratıcı futbolu yeni bakış açısı getiren adamları idi onlar. Şimdi işe yaramasada yeni taktikler getirdiler. O dönem izleyenlere efsane gelebilir. Ama günümüze koy madara olabilir.
0
basond
(12.08.20)
bence abartılıyor.
eskilerden sadece top tekniği iyi olan oyuncular varsa onlar fark yaratıyor aksi durumda diğerleri bana sıradan geliyor. maç doldur boşalt ile geçiyor. izlemesi zevkli değil. rıdvan, oğuz bunları hiç sevmedim. taktik ve sistem yoktu eskiden. ve gelmiş geçmiş en iyi topçu MARADONA. şimdi getir koy oynasın yine sahayı falan sker atar. adam dünyada nereye gittiyse o kulüpte fark yaratmıştır. kısaca bana göre yeni futbol daha zevkli.
0
seyduna6687
(12.08.20)
(10)

Altında zarar etme ilüzyonu

marlonbranda
Paranın değerini korumak için altın aldık fakat bir süre sonra aldığımız fiyatın altına düştü, baktığımızda zarardayız fakat paranın değerini korumak için almıştık altını. Dolayısıyla bu durumda bu zararı görmezden gelip hala aynı altın miktarına sahip olduğumuz fikrine mi tutunmamız gerekiyor?durum
Paranın değerini korumak için altın aldık fakat bir süre sonra aldığımız fiyatın altına düştü, baktığımızda zarardayız fakat paranın değerini korumak için almıştık altını. Dolayısıyla bu durumda bu zararı görmezden gelip hala aynı altın miktarına sahip olduğumuz fikrine mi tutunmamız gerekiyor?

durum gerçekten böyle mi yoksa zararı görmezden gelmek için ben mi uyduruyorum bunu?
0
marlonbranda
(11.08.20)
zarar yok.
Dolar olarak düşünelim, çünkü mal olarak karşılığı var
ama altın da aynı

Iphone 1000 dolar
Dolar 1.8 ken de 1000 dolar
dolar 7.5 ken de 1000 dolar

Sen paranı 1.8 den dolara çevirdiysen, o gün de, bugün de iphone alacak kadar paran var.
TL karşılığı önemsiz.
TL'de birşey üretilmiyor çünkü senin tüketmek isteyeceğin
0
summatinyourteeth
(11.08.20)
sen uyduruyorsun. günlük mal alışverişini tl üzerinden yaptığın için zarardasın.

ancak şu var ki, ülke ve dolayısıyla lira gelecek vaat etmiyor. orta uzun vadede lirada kalmamak iyidir.
0
antikadimag
(11.08.20)
Ben sizin gibi bakıyorum. Beni Türk lirası ilgilendirmiyor. Ben cebimdeki döviz ve altın miktarına bakıyorum. Düşmesi çıkması umurumda değil. Bugün 100 dolar daha aldım. Fiyatına bakmadım bile. Umurumda değil. Benim tek hedefim dolar mevduatımı arttırmak.
0
allah yazdiysa bozsun
(11.08.20)
Bu tarz işlerde kar/zarar bozdurduğunuz anda ortaya çıkar.

450'den altın aldınız, 1 sene sonra 400'den bozdurdunuz: zarar ettiniz. 500'den bozdurdunuz, kar ettiniz.

Para acil lazım değilse, günlük iniş-çıkışlara çok takılmayın...


.
0
kartallar yuksek ucar
(11.08.20)
yatırımlarda vadeye bakılır. sen altını 1 hafta paranın değeri korunsun diye mi aldın? min 1 yıl 6 ay korunsun diye mi aldın?
0
tuborg yesili
(11.08.20)
1 yıl sonra pandemi bitmiş ve herkes parasını altından çekmiş olduğu zaman da kiranı gram altınla ödersin kardeş takma kafana.
0
catch the arrow
(11.08.20)
küçük ama düzenli alımlar sizi bu tür yükselme - düşme hareketlerinin etkisinden korur, söz gelimi dün 100 liraya aldığınız ama bugün 95 liraya düşen bir yatırım aracını geçmişte defalarca 70-80-65 gibi rakamlara aldığınız için maliyette önemli bir artış yaşamamış olursunuz ve üzerinde düşünmezsiniz, düşünmemelisiniz. bugün yüksek aldıysanız bir sonraki yatırım döneminizde düşük fiyattan tekrar alır maliyetinizi düşürürsünüz; işte o zaman fiyata bakmazsınız. burada gelirinizin de birikim yapmanıza imkan vermesi gerekiyor.

gelirinize göre çok çok yüksek alımlarda ise elbette giriş fiyatınız bir parça daha önemli olur çünkü yarın o yatırımı yat villa veya termosifon contası olarak realize edeceğiniz zaman satıcısı karşılığında tam olarak sizdeki kadar gram/ons altın istemiyorsa fiyata elbette bakacaktır.
0
engelbert humperdinck
(11.08.20)
Zaten bugünki gibi düşüşler uzun vadeli yatırımcıları bir anda kısa vadeliye çeviriyor.

o altını alırken muhtemelen uzun süre bozdurmayız diye aldınız. o yüzden uzun süre bozdurmayın. zarar etmezsiniz.

bir günde zarar ettim diye bozdurup tekrar alma işine (kısa vadeye) dönerseniz zarar edeceğinizi garanti edebilirim. çünkü kolay bir iş değil + kambiyo vergisi + makas aralığı.
0
himmet dayi
(11.08.20)
Amaç paranın değerini korumaksa altın, döviz, fon vs sepet yapmanız daha uygun olurdu. Tüm parayı o anda yükselişte olana yatırdıysanız risk almışsınız. Zarar edip etmeyeceğiniz, paraya ne zaman ihtiyacınız olacağına ve gelecekteki küresel gelişmelere bağlı, yani bilmek mümkün değil.
0
mikro patlama
(11.08.20)
Bu tür hareketli piyasalarda
1- sepet yapılmalı.
2- sepet ağırlığı değiştirilirken kademeli alım yapılmalı.
0
creedwar
(11.08.20)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.