bir sezon daha uzadı ama adını koydukları feriha bay bay!

29 tl ise sahtedir.

Alman Milli takım forması 110 TL mesela adidasta var.

okulu uzattın işe başlamayı uzatma bari, kes gitsin
:)

keskinoğlu görüşmesinde taktılar benim sakalıma, başlayınca kesersin di mi dediler he dedim.

ayıp olmasın diye gidiyorsan, adamlara işe başlayınca kescem demene gerek yok. Gidersin görüşmene, olay sakala dönerse, teşekkür edip çıkarsın bu kadar basit. Sakal, dövme, küpe genel olarak normal şeyler, tamam görüşmeye parlak ve küpesiz gitmek gerek de bu durumda birşey farketmez

@diesel panpa hedefleri büyük adamım. iş bankası uzman yardımcılığını reddetmiş insanım sonuçta.

sakal zaten işe başlayınca gidecek daha ne zaman sakal bırakacam o yüzden kesmiyorum. bir de çok yakışıyor bana. sakalsız 5 birim yakışıklıysam top sakalla 7 full sakalla 10 birimim.

@bonjurkes aynen öyle bugün araştırmadan evet gelirim dedim. eve de yakın hem ayıp olmasın hem de tecrübe olsun.

@want2die yok yanları falan temizledim zaten yanaklara bakan sabah traş olduğumu anlar zaten sakallar hafif sarı kendimde sarışın bembayaz insanım. kirli sakal falan yok. bildiğin jiletle aldım yanakları boynu.

Hocam kökü baskasindaysa sakalin kesme ama yok sendeyse kes gitsin. 1 haftada uzuyor zaten ve kil tuy yuzunden bosuna negatif izlenim birakma. Bu isin raconu bu. Jilet gibi bir takim elbise + temiz yuz. Baska opsiyonu yok bunun ozellikle de gittigin yer kurumsalsa. O gorusme ise baslama yolunda attigin ilk adim. Verecegin izlenim
Cok onemli.

Top mop kirli keci cember ay bunlarin hicbiri olmaz.
Adam falan gorusmede laf sokar sakalina sonra bosuna tadin kacar kil tuy yuzunden gerek yok.

Ben ik ci olsam ve karsima sakalli gelse adam 1-0 maglup baslar. Hem ozensiz hem de ciddiyetsiz derim. İki dakika tras olmak zor mu geldi diye de sorarim.

top sakal +5 CHR ve +3 INT verir, kesme bence

Sakalla gitme bence. Kiminle nerede karşılaşacağın belli olmaz sektörde. Bakarsın adam sana takar, 6 ay sonra farklı bir görüşmede karşına çıkar.

İş bankasını ne ara reddettin onu anlayamadım. Daha kimseye teklif verildiğini hatırlamıyorum bu dönem. Sınava gitmeyi mi reddettin? :)

aa aynı iş için ben de görüşmeye gidicem bence kesme panpa gerek yok, ben 3 haftalık sakal ve eşofmanla gidicem öyle rahat imaj vermek gerekiyormuş, içeriden bilgi aldım sana da ben tavsiye etmiş olayım.

o da bir sey mi ya, ben ropdösambir ile mülakata gittim. direk adilar.

@lunedor
iş hayatında çok yüksek mevkilere geleceksin emin ol. belki de oralardasın :)

hayatımda girdiğim en kolpa grup mülakatı idi. iyi ki kesmemişim sakalı. grup mülakatı adı altında şirket tanıttılar ya laa abooo.

gazan mübarek olsun, iyi ki uymamışın bize asjdaksl

nasıl bir kurumsallıksa 2 saat sonra sonucu söylediler. olumlu geçmiş :D

pili çıkarıp kullanma işini türkiye'de yaparsan değişken voltajdan alırsın eline makinayı.

Apple ın kendi önerdiği bir şey var. Şarjı mütemadiyen ayda 1 tamamen boşaltman pil ömrünü uzatacaktır. Bu tarz önerileri apple.com da bulabilirsin.

bu kadar kasma, ayrıca doldukça tak çıkar yapman daha kötü. şarj cycle'ı arttırmış oluyorsun, yani pilim ömrünü yiyorsun sürekli. cycle kaçta?

mesela ben ocakta aldım, 113 kere doldur-boşalt yapmışım, 113 cycle gösteriyor. macbook air'in pili 1000 cycle sonrası %80'e düşecek bir biçimde tasarlanmış. yani rahat ol, öyle birden aynı hızla biten bir şey değil bu.

4 dk uzatma verdi.süre bitti.aslında oynatabilirdi.kendini riske etmek istemedi bence

Oynatması gerekirdi. Maçın 4 dakikası o 90 dakika içinde oynanmadığı için uzatıldı. Ama 4 dakikan içinde de duraklamalar oldu. En az yarım dakika daha uzatması ve pozisyonun bitmesine izin vermeliydi.

ortayı açmadan bitirdi hakem.

schweinsteiger in pas vermek yerine uzun göndermesi gerekirdi eğer öyle olsa hakem havada bitirmeyip pozisyonu oynatırdı ama pas verince pası alanda topu 34534 saatte düzeltince hakemde çaldı düdüğü. Yazık oldu panzerlere ama italya da hak etti.

Almanlar adına utandım resmen. Bu ezik oyunla bala göte uzatmaya götürselerdi İtalya'ya çok üzülürdüm. Havadan oynasaydı da bitirebilirdi hakem ki bunda anormal bir şey göremiyorum.

s.ktiminin hakemi bitirmemeliydi. uzatma içinde oynanmayan süreler de eklenir maç sonuna.

gib.gov.tr den şuan ödemesini yapabilirsin istersen.

demek istediğim yarın 0 km araca plaka alırsam vergi ödemek zorunda kalır mıyım? temmuz ayını bekleyecektim.

verirsin, ilk 6 ayınkini veriyorlar çünkü. haziranda almıştık arabayı ama temmuzda biz de vermiştik.

anadolu sigorta. tüm hesap mesap iş bankasında olunca bütün herşeyin tek bir noktada toplanması işime geliyor. emeklilik falanda onlarda hep iyi faiz veriyorlar.

giderim NET

ille de vatanım diyenlerdenim. gitmem.

metrobüsten vazgeçemem.

1 sene önce sorsaydın giderim derdim (yabancı kültür, farklı yerlere karşı inanılmaz bir ilgim vardır- hala da var gerçi) ama şimdi orada ki işin, koşulların, hangi şehir olduğu gibi kıstasları epey değerlendiririm. bir süre yurtdışında yaşadıktan sonra bazı şeyler daha iyi anlaşılıyor.

sen neden tereddüttesin asıl. bence onu bi irdele. gitmek istememe sebebin ne?

giderim.

forlife'ın bahsettiği kriterleri göz önünde bulundurmak lazım. ama her türlü avrupa'da olmak daha iyi bence. kesinlikle giderdim burdan. belçika'yı beğenmediysem başka bir yeri denerdim.

türkiye'de ezilenlerdenseniz zaten hayatınız kayıyor. bu kadar insanın sağlıksız olduğu bir ülkede, zengin olmak da bir şey değiştirmiyor. isterseniz başbakanın oğlu olun, denyonun teki kahve içtiğiniz yeri bombalayabilir burda. akşamüstü beyoğlu'nda gezerken kalbinize bıçak saplayabilirler.

avrupa'da olmuyor mu? oluyor. ama çok daha az. yine de, evden çıktığım anda 3-5 "beyaz"dan türk ve esmer olduğum için sopa yiyeceğim bir belçika şehrini istemezdim. ama avrupa'da olduğum sürece bu sorun değil. toplarım tası tarağı hollanda'ya giderim, ne olmuş.

türkiye'de bir bok yapamazsın. çıkamazsın burdan. o yüzden imkanın varken gidip gelmemek en iyisi.

bu ülkenin keyfini sürenlerden değilsiniz ezilenlerdensiniz.

@aeroflot: sadece fransızca tereddütüm var orada iş bulma konusunda sıkıntı yok sadece oraya uyum sağlama konusunu düşünüyorum.

dünyanın her yerinde geçerli bir meslegin ve dilin varsa
yazılım, elektronik, ingilizcen kuvvetliyse satış

hemen git.

orada markette kasiyer olacaksan
burada düzgün işin varsa gitme.

Gidersen insana verilen degeri göreceksin, kurumların aslında insanlara HİZMET etmek için yaratıldıgını göreceksin. Elektrigin kesildiginde, binbir özür dileyip tamir edecekler, buradaki gibi sen ricacı olmayacaksın.

edit: olumsuz koşulları sorarsan da:avrupa'da yabancılara karşı önyargının ne kadar yaygın olduğunu, (ırkçılık demedim hadi yine), avrupa'nın abd gibi yaşam ucuzluğu sağlamadığı (örneğin amerika'da çok rahat şekilde arabanı satın alıp sudan ucuz benzinle gezebilirsin ama buna karşılık ab vatandaşlarının sosyal güvenceleri daha fazladır ama ''ab vatandaşlarının'', yine vatandaş olmadığın için alacağın bazı hizmetlerin (sağlık gibi) çok pahalı olabileceği, en iyi ihtimalle bir sürelğine yalnızlığa alışabileceğin bir yapının olması gerektiğini bili. şimdilik aklıma gelenler bunlar. iyi yönlerini de başkaları yazsın artık :) zaten genelde herkes kaçmaya meraklı.

türkiye'de asosyalim zaten. bilgi işlem personeliyim türkiye'de ingilizcem çok iyi değildir. web tasarım işlerini yapabiliyorum kendimce. grafikerlik işlerini falan yapabiliyorum. fransızca öğrenmek var kursa falan gidip bu ülkeden çok sıkıldım gerçekten elimde şans var gitmek için 1 yıl fransızca kursuna gidip daha sonra oraya gitme şansım çok yüksek. orada ev konusunda problem yok kalacak yer bile var.

4 yil surekli son 3 yildir da senede en az 2 3 ay yurtdisinda (isvicrede) yasamis biri olarak,gitmem diyenlerdenim.zira ben alisamadim dayanamadim universiteyi geldim turkiye'de okuyorum..oyle turkiyeden bakinca abartildigina bakmayin inanin oraya gidince bir sure sonra cok ozluyorsunuz turkiyeyi..tabii kisiye gore degisir,en azindan ben oyleydim.


edit: burda duzgun bir isiniz varsa ve diliniz cok iyi degilse fransizca kursuyla filan dil ogrenilmiyor heleki sizin yasinizi goz onunuze aldiginizda..hic beklediginiz gibi olmayabilir.bosu bosuna duzeninizi bozmayin derim.sonra bir yerlere gelebilmek icin cok caba sarfetmeniz gerekiyor.kendimden biliyorum.gelebiliyor musunuz?geliyorsunuz ama o 4 yil insana 10 yil gibi geliyor hayattan sogutuyor resmen ha bir de su var ben gittigimde 14 yasindaydim adapte olmasi daha kolaydi.sizin daha farkli olacaktir...

git 2 haftalığına tatil yap. bak gör incele karar ver. yoksa herkes yurt dışından farklı tecrübeler yaşaması ve buna göre yorum yapması normal.

başgan git sen git. bahsettiğin tereddütler 5-6 ayda halledilebilir işler. baktın olmuyor dönersin. türkiye yerli yerinde duruyor her anlamda kaçmıyor ki...

turkler ve diger gocmenler orayi da buraya benzettiyse gitmem

fransizca ogrenceksen fransizca girtlaktan cikar, orenmenin tek yolu ii bir native speaker la girtlak kiss yapmak icab eder, french kiss yetmez

buldugun butun deliklere girip cikman iyice ogrenmen lazim tarzlarini

belkçika'da 5 ay kaldığım için gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki giderdim...eğer flaman bölgesinde anvers gibi brugge gibi şehirlerde yaşayacaksam hiç düşünmeden giderdim...gerçekten insan huzurun ve rahatın ne olduğunu anlıyor orada...

brüksel de yaşayacağım eğer gidersem. fransızca konuşmak içinse nişanlım fransızcayı iyi biliyor zaten o da öğretir bol bol konuşmayı etmeyi türkiye'de temeli öğrenmek yeterli midir bilmiyorum. bir de şu anda cebimde 35 bin euro para var kendisinin de 60 bin euro parası var orada ne kadar idare eder bizi bu para? gidene kadar da biraz birikim yapmayı planlıyorum. istanbulun dandik semtinde 1+1 dairem var yaşanıcak yer değil yani. sordum emlakçıya falan satış fiyatı nedir diye 40 bin lira verilir buraya dedi 12 bin euro da öyle desek orada iş güç bulana kadar fransızcayı iyice öğrenene kadar yetip yetmeyeceğini bilmiyorum. dediğim gibi kalıcak yerimiz var ev araba vs. var orada.

ayda 3000 euro size yeter de artar. ona göre hesabını yap.

ama kime göre ve neye göre diye sormanız lazım. ben 7 yıl yaşadım beljikte, süper de bir işim vardı. şu an vatandaşıyım da aynı zamanda. ama türkiye'ye döndüm. yaşlanınca gidip kışları orada yaşamayı dünüşünüyorum. yazın ege'de

şartlar eşitse türkiye'yi tercih ederim (istanbul dışı)

son olarak bir şey ekliyeyim:insanlar politik açıdan dolu olduğundan türkiye'de durma, kaç diyebiliyor. türkiye kesinlikle tonlarca sorunu olan bir ülkedir ama belli bir düzeniniz de varsa burada (ne bileyim belli koşulların üstünde, örneğin en azından orta sınıf bir aile) avrupa'daki günlük yaşantınız, sokakta sakinlik, daha sakin insan ilişkileri, otobüste ayakta kalmama gibi etkilerinden çok daha fazla bir şey katmayacaktır. bunun yanında türk yemeklerinin yerine garip (ben alışamıyorum :) yemekler, sıkı dostlukların olmayışı gibi dezavantajı olacaktır.

yurtdışında yaşama konusundaki kriterlere çok çok fazla yüksek konulardan bakılıyor. ama hayatınıza, günlük yaşantınıza etki edecek şeyler daha basit görünen şeylerdir. yani basın özgürlüğü, kürtaj yasaları falan :) bunlar bir ülkeden gidip-kalmama olayında birinci etken olmamalı. böyle diyorum çünkü bu denli bakan insanlar var.

yurtdışında yaşam bence dönme imkanım varsa yine deneyeceğim bir şeydir. ama benim durumum kişisel bir durum.

@forlife
tam olarak katılmıyorum, güncel politik olaylar etkiliyor. bence türkiye giderek yobazlaşıyor, eğer bu trend değişmezse ben en azından kışları kaçmayı düşünüyorum. benim gibi düşünen bir çok insan var

Ezan sesinin azami bir desibel limiti var. Eğer o limit aşılmıyorsa sanırım bir şey yapamazsınız.

hayır bi de şöle bi olay var, belediye badem bıyığın allahı olduğu için biyere şikayet falan da edemiyorum..

aranızda 30 - 40 metre varsa normal desibelinde dahi size çok yüksek gelmesi muhtemel ne yazık ki. Aranızda ki mesafe çok yakın çünkü.

şu an anneannemlerin evindeyim. müthiş bir deniz manzarası, harika bir ortam. gelin görün ki, caminin kapısı, evin kapısından taş çatlasa 50 adım.

bir değil iki değil, her gün 5 kez... ben dindar ailenin atayiz çocuğu olarak normalde "ezan okunmasın" demem. ama çevrede yaşayan 200-250 kişi her gün bu sesi 5 kez, dakikalarca dinlemek zorunda değil. düzenlenmesi lazım bunun, nasıl yapılacaksa artık.

uyuyan çocuk var, çalışan insan var, var oğlu var. uzata uzata 6-7 dakikada okuyor bir de. kimisi uykusundan uyanıyor, kimisi konsantrasyonunu kaybedip devam edemiyor.

iş görüşmesi yapacaksın mesela, bir başlıyor okumaya reyiz... ne diyeceksin? ezan okunuyor, 10 dakika sonra arayın mı?

evi taşımaktan başka çare yok gibi maalesef. rahatsız olduğunuz için ezan sesinin kısılacağı bir ülkede yaşamıyoruz. hatta gelip kapınıza "allahsız" diye bir kağıt yapıştırabilirler bile.

hocam, muftulukler bu konuda hassas. belediye veya mahalleli her ne kadar badem biyikli olsa da diyanet ve muftulugun gorevi dini sevdirmek. sikayetini yap. haa sonuc alamazsan dava ac. bizim mahallede reyisin teki mahkeme karariyla kistirdi.

twitpic.com buraya gir hesabına bağla. Buraya yüklediğin resimler twitter'da görünür.

Albüm yapamıyorsunuz. Ancak farklı zamanlarda yüklediğiniz fotoğrafları arka arkaya görmeniz mümkün.
Bodrum 2010, Erasmus ne süperdi ya gibi başlıklar olmuyor..

tivitpic te bütün fotoları tutabilir veya pic.twitter üzerinde ise atıyorum son 20 fotoyu tutabilrsiniz.

Mantık yok, önce bunu kabul etmekle başla. Bu klişe değil gerçek.
Tuvalet düzeni diye bir şey yok. İçtima da veya nöbette değilsen ne zaman istersen gider işer veya sıçarsın kimse bişey demez.
Banyo şans meselesi. Acemilikte haftada 2 kere 5 dakika banyo şansımız varken ustada 24 saat foşur foşur sıcak suyumuz vardı.

Asteğmen olursan Gomtan olursun. Takarsın tek çizgiyi ama takana kadar eğitimlerde biraz yorarlar.

Orada sivil hayatına dair özlemlerinden başka bir şey olacağını düşünüyorsan yanılıyorsun. Sen sadece askersin sana verilen görevi yapmakla yükümlü o kadar. İlk çarşına çıktığında sivil hayatta nasıl koptuğunu kendin gördüğünde bu sözümü hatırlarsın.

Hayatında görüp görebileceğin en karma insan grubuna ev sahibi yapar asker ocakları. her telden her kafadan her çeşit insanı barındırır ve belkide normal hayatında asla konuşmayacağın denk gelmeyeceğin adamla altlı üstlü yatarsın.

Bazı şeyler vardır ne kadar anlatılırsa anlatılsın bir şey ifade etmez. Bir yerden sonra herkesinde askerliği kendisinedir ve kimsenin de askerliği birbirine benzemez. O yüzden yaşayıp görmen lazım.

Nişanlım hakkaride yaptı, sonra ağrıya taşındılar 5 ay kala bitmesine, uzun dönemdi o.

Hakkaride telefon da kullanıyodu, saçına başına pek karışan da olmuyodu, o bi de hizmet takımındaydı, nöbetsizdi ama gece çalışıyodu yemekhanede, hakkaride o da ben de rahattık korku dışında

Ağrıya taşındı aşırı disiplin moduna geçtiler, ne telefon kullanabildi ne rahat etti, orda da nöbetsizdi ama sıkılıyodu canı baya, ne zaman arasa bıktım artık diyodu

banyo şans meselesiymiş tamamen bi de. nöbet öyle sabaha kadar değilmiş sanırım, 3 saat mi ne tutup devrediyolar falan diyodu.

yaptığın yere göre fark var, riskli bölgelerde sanırım komutanlar falan rahat bırakıyolar iyice stres yapmasın askerler diye, ki cidden hakkaride kafası çok rahattı

eğitim sırasında arıza yapmış bir uçağı ceza niyetine direğe zincirleyip, senide başına nöbetçi diye dikerlerse anlarsın mantık olmadığını.

Hala mantık diye cevaplayanlar var. Ben de farkındayım mantık olmadığının. Bunu söylemenize gerek yok. Amuda kaldırıp nöbet de tuttursalar askerlikteki mantığın mantıksızlık olduğunun farkındayım. Kafam şuan reset, gelince de reset olur diye düşünüyorum. Hatta askerden gelince kimseye askerlikten bahsetmeyeceğim, askerlik anımı anlatmayacağım diye kendime sözüm var.

şans işi biraz ama bazıları için oldukça keyifli zamanlar da geçebiliyor. ben yedek subay idim, ankara ve malatya'da yaptım. ankara eğitim idi(mebs) baya kastırmışlardı sonra malatya kara-havacılığa düştüm gayet rahattı sabah 8 gibi ordu evinden çıkıyordum içtima filan olmuyordu pek bizde, akşam 17 gibi kışladan orduevine gidiyordum ayda bir nöbet vs ama oda arkadaşım aynı yerden gelmiştik onun ağzına sıçtılar baya ezdiler mesela, şans işi işte.

tecavüz kaçınılmaz zevk almaya bakmanı tavsiye ederim.

Arkadaslar cok net ozetlemis. Olay lafada bitiyor. Kafayi resetleyip zevk almasini bilirsen 10 numara askerlik gecirirsin. Yaptim ordan biliyorum.

Emir almakta zorlanmıyorsan, insanlar beni genelde sever diyorsan, ağzın laf yapıyorsa, kalabalık erkek gruplarına kolayca kaynaşabiliyorsan hiiç sıkıntı çekmezsin. Askerde en büyük sıkıntı mobbing'dir. Yeri gelir rütbeliler yeri gelir erler yapar. Nöbetmiş temizlikmiş falan bunlar hikaye. İnsan her şeye alışıyor, nöbete de alışırsın, haftada bir yıkanmaya da.

Kalabalık erkek gruplarıyla anlaşıyorum. Çok fena taşşak yaparım arkadaşlarla. Emir almaya alışığım. Zaten kendi kendime hareket edemem ben hiç. Kendi kararlarımı bile almakta güçlük çekerim.

yaparsın hacı merak etme hiç takma kafana. hele sakin yapılı uysal bir adamsan , ki öyle anşılıyor, daha rahat yaparsın.

kardeş, askerliğin en ince noktaları şunlardır; (15ay yapmış biri olarak yazıyorum, ayrıca tuncelide yaptım ) .... sıraya girdiğin zaman misal yemek tuvalet içtima cart curt...kesinlikle sıranın ne başında ne sonunda olacaksın bak buna çok dikkat et! altın kurallardandır!..Öyle çok yetenekliyim şuyum buyum reklamı yapmayacaksın...Durumları olayları iyi tartıp ona göre şerbeti vereceksin....Bu eleman alt takımdan çaycı çorbacı deyip sakın küçümseme moduna girme...öperler...o eleman öpmezse onun devresi arkadaşı öper...İnsani ilişkilerde samimi bir POLİTİKA izleyeceksin, izlemezsen izlettirirler...sonra başına abuk bir şey geldiği zaman Tanrıya küfür edersin ama ilk önce ben hangi garibana ne salladım diye kendine sorman tavsiyedir...Bu gibi durumlarda o garibanlar çok çabuk organize olur öperler seni anlamazsın ... Rütbelilerle olan ilişkin (acemi birliğinden söz etmiyorum) zamanla çıkar ilişkisine döner...anlamazsın bi akşam bi bakmışın istibarat kurmay yüzbaşıyla sigara çay içer bulursun kendini bir bakmışın ertesi gün kıçımdan bir astsubay sana hakaretler ipnelikler yapar yani ne la bu neyin kafası der durursun...Götün kalkıcağı zamanlar olur...Ama rütbelilerle olan ilişkin esnasında (albay binbaşı yarbay pek tabi tümgeneral hariç) rütbesine pek güvenme...senle olan ilişkisinede pek güvneme...o adamın bulunduğu yerde ne iş yaptığı ve yaptığı işte nekadar taşaklı olduğuna bak(tabiki o adamın sana ne kadar ihtiyacı olduğunada bakmayı ihmal etme:P)....Bu çok altın bir noktadır...Birde zorunlu olarak senle askerlik yapan er, poşet(kısa dönem askercik), asteğmen (bazen asker olan) gibi tiplerin zaman içersinde değişeceklerini hatta mallaşabileceklerini asla ve asla unutma! ... Bir poşet olarak askerlik yapacaksın sandığın kadar acı çekmezsin...er olacaksın değişir...asteğmen olacaksan kardeş zaten askerlik değil o kafanı takma derim...haaa olurda bi doğunun en ücra köşesinde bir tim komutanlığı verilir asteğmenken sana o zaman tabi o adamlara laf yok o ayrı...NEyse Allah kolaylık versin...Aslında yukarda arkadaşların özet olarak geçtiği en altın kuralda "takma kafana" olacaktır:)... ne mallar yaptı bu askerliği sen mi yapamıyacan:) "takma kafana:)"

yat yere yat...
uzun zamandır türkiye'de değilim ama 1-2 sene önceki gözlemlerime göre özellikle genç polisler çok naif, görev sorumluluğuna sahip bireylerdi. yaşlı göbekli olanlar sanırım problem çıkaranlar.

3 gün önce taksimde mini bir yürüyüş vardı sendikanın. Grubun arkasında çevik kuvvet ekibiin bir kısmı yüksek tutuşta tüfekleri taşırken geri kalanıda gaz bombası silahı (baya silaha benzeyen bir aparattı) taşıyordu diye bir örnekle sana ekleme yapabilirim mesela.

Ya da sırf tuttuğu takım yüzünden darp ederler,terörist muamelesi yaparlar. Hırsız olsan,çalsan çırpsan kılını kıpırtmazlar ama stadta bibergazı kullanmaktan çekinmeyen,silahsız bir insana silah çekmekten hiç rahatsız olmazlar.

Karakolda kadını tekme tokat dövebilirler,342424 kişi aracın önünü kesip bir adamı ailesinin gözü önünde ağzını yüzünüde kırabilir. Ve hatta karakolda tecavüz dahi edebilirler.

Çünkü onlar polisler.

Ne demişler, Olur böyle Vakalar Türk Polisi yakalar. Yani lafın kısası Asayiş Berkemal

Edit: cok merak ediyorum
Bir polis olduruldugunde uzulen var mi artik? Adamlar resmen nefret ettirdiler kendilerinden

antalya'da da polisler polis aracıyla yakınlarını işe ya da eve falan bırakıyor. görev başındayken.

türk polisi=yozlaşma.

halk da biraz suçlu. çok yaşasın polisimiz diye diye adamları ilah ettiler. feci şekilde tahammül gösteriyor bunlara hem halk hem devlet.

o eski tip toptan açık ile alınan polisler öyle. yenileri gerçekten çok temizler gözlemlerime göre.

1. olay polisi sevmeyenlerin uydurması bence. bunun örnekleri çok.

2. olaya gelince, polis eğer orada birisini vursa o zaman başı çok büyük belaya girer. öyle düşündüğünüz kadar kolay değil bu işler. antalya'daki olayı hatırla, koskoca ilçe emn. müdürü herkesin gözü önünde şehit oldu. orada polisler o adamı vuramazlar mıydı? tabiki vurabilirlerdi. ama eğer vursalardı o zaman polis faşist olurdu, polis katil olurdu, insan hakları dernekleri ayağa kalkardı, eylemler yapılırdı vs vs. peki emniyet müdürü ölünce ne oldu? maalesef 2 günde unutuldu..

@punish polis oluyorsalar o riskleri alacaklar.

riskle alakası yok, polislik filmlerdeki gibi değil maalesef ülkemizde. verdiğim örnek her şeyi yeterince açıklıyor bence.

haberlerde gördüğüm polisle bana denk gelenler bu kadar mı alakasız olur ben de buna inanamıyorum.

her denk geldiğim polis gayet sevecendi, gbt'ye filan bakılırken gırgır muhabbet oldu sürekli, trafik polisi arabamda bi ton cezalık şey olmasına rağmen hadi geç bakalım genç adamsın sen gibi şeyler dedi. alkolden ehliyeti kaptırdığımda polis benden çok üzüldü resmen hatta. ha keza pasaport alırken orada çalışan polisler de öyleydi. yani bir iki kez de olmadı bu, en az 20-30 defa bu tarz münasebetim olmuştur polislerle.

yani evet işte görüntüler apaçık gösteriyor neler yaptıklarını ama ben hala şaşırıyorum bu duruma.

bir insan neden polis olur?

başka bir şey olamadığı için. cevabı bu bence.

polisin cevvalliği normal,efendi,kendi halinde vatandaşa.bizim buralarda kurşun geçirmez yelksizini göremiyorum son 2 haftadır.ezdirme kendini arkadaşım

"ortada hiç bir şey yokken birdenbire güç sahibi olmak."
sorunun ana kaynağı bu bence. bir gün son derece normal bir insansın. herhangi birisin işte. ama bir şey oluyor -yani polis oluyorsun- ve insanlar sana değişik bakıyor, adeta korkuyor. elinde bir "güç" var yani. ve ömrü boyunca bu güce sahip olmamış insan birden bu güce sahip olunca dengesini yitiriyor.

geçenlerde fatihte bi olay yaşanmıştı 10 polis bi sivili dövüyorlardı. youtubedeki videolarından birinde şöyle bir yorum vardı. "Pkk'nın anasını sikeyim'ki şu orospu çocuklarını öldürmediği için"

hocam okul tıraşı en iyisi,bazı yerlerde subay tıraşı diye de geçiyo.daha dün oldum tıraş.oh mis.yağlanma yok kafada,dökülme yok.sende kestir kurtul hocam.

burda ki gibi oluyorsa saçın yap bence.

ama boyun kısaysa kötü durur bence , iyi bir fiziğin varsa yap.

klark geybıl gibi yap sen saçları

saç dediğin budur hocu. ben de çok çeşitli saç stilleri denedim. şu anda bu modeldeyim. yakın zamanda moda olacak, herkes böyle dolaşacak. tarihe not düşülsün.

evet boyum kısa. yakışmaz o zaman tamam aldım cevabımı

kardeşim böyle yapıyor saçını bir süredir, bayılıyorum. kızlar da öyle :)

bi dene bakalım, bi sor çevrendekilere ne düşünüyorlar.

want2die şu an denedim caps bile aldım:) haco bence yakışıyor ama bu boy fizik meselesi var. aslında o acıdan bakınca kısalara hiç bişey yakışmıyo..

sormuşken bi de şunu sorayım. ben gömleği de pantolonun içine sokmak istiyorum lan artık. illa 30umdan sora mı yapabileceğim ben bu işi? şimdi yapınca abi mi oluyoruz yani?

canın nasıl istiyorsa onu giy, öyle giy. kim ne karışır? sen herkesin tarzına bayılıyor musun?

2 dediğinide bir arada yaparsan uuv beybi

velespit +1. bence de seks meşın olursun mazallah

Sen kezbankırıcısın demek ki :) sana kezbanlık yapamıyolar :)

kezbandan bol ne var olm elimi sallasam kezbana gelir şuan.

hacı sen nasıl sallıyorsun o eli bi öğretsene? Bende kezban paratonerimi var nedir anlamadım.Dizi kafası yaşasın ağa dizileri taksici dizileri izlesin böyle bi acayip kafa yaşasın gelsin bana 'üff snn be slq' desin ne biliyim.

emre üff snn be slq demezler. o işin teorisi. onlar uygulamalı daha pisli yılışık şeyler yapalar.

denk gelmiyo diildir panpa, sen de kezban olduğun için farkedemiyo olabilirsin, dikkat.

bulunduğun çevre kültür yer yurt nedeniyle kezban diye nitelendirdiğiniz insanlara rastlamıyor olabilirsin yada sen türk erkeği değilsin ve insanları olduğu gibi kabullenip üstünde kafa yormuyor sana göre değilse geçiniz efendim diyerek yoluna devam ediyorsun takdir edilesi o halde

çevren o tarz değilse etrafında görmen biraz zor, benim de hiç yok mesela öyle arkadaşım ama duyuruda da var bir sürü doğru söylüyorlar, denk gelmemişsin demek ki geçen gün bi arkadaşıma snne be slk demese de çok alakasız bi olaya ona yakın bi tepki vermiş bir kızımız var mesela ben biliyorum eheh.

@chiko pisli yapsınlar hacı bana, pisleşelim böyle yılışık yılışık

@hopeender hacı ben kezban olsam 'sen yazma ayı xD xD' derim ama değilim. burdan bilyorum yani.

@stayout kezbanlık tüm yurdu etkisi altına almadımı?

@rony feysbuk ver panpa hemen

@lunedor ya ne kadar çirkin dedin öyle çok ayıp oldu! Anlarım tabii ki kezbandan neden anlamayayım sözlükte bile var kezbanlığa giriş 101 diye Ama hiç cevahire gitmedim ki. daha doğrusu 1 kere önünde ki starbucksa gittim. hep arap vardı.

sen kezban bulamıyor değilde kezban olduğunu anlayamıyor olabilir misin acaba? :S

direkt adres veriyor, mecidiyeköy cevahir avm'ye git herhangi bir yerde otur kahve iç onlarcasını görebilirsin o zaman :)

bağcılara git :) şanzelize cafe'de olabilir aslında eheh. onu kaldırabilecek melek gibi kızlar talibini bekliyor :D

ben varım panpa. beni seç, beni seç.

kezban olmayan bir kadini ornek olarak bize sunsaniz biz de 'aaa bak kezban demedikleri kadinlar da varmis'desek, nasil olur sizce?

@nehir ben bugune kadar hic kezbanla
Birlikte olmadim diyorum iste sorun orda kezban istiyorum. Bak sen bile herkes kezban diyorsun ama
Yok ben bulamiyorum kezbangüllerimi

tabii ki;
aysel gürel
lale müldür
melisa gürpınar
şebnem ferah
serra yılmaz

çook var yahu

bahsettiginiz kezbanlardan ulkemizde bulundugunu kabul etmekle birlikte bu soylemin biraz abartildigini dusunuyorum ben.

onunuze gelen her kadina ayni yakistirmayi yapmaya basladiniz halbuki bu ulkede gayet kulturlu,bilgili,kendini yetistirmis,nerde ne yapmasi gerektigini bilen kadinlar da mevcut.5 parmagin 5i de bir degil olamaz da. siz ve sizin gibilerin genelleme yapmalari tum Turkiye'deki kizlari ayni kefeye koymalari hos olmuyor .ustelik her biriniz birer aristokrat olarak yetismediniz.

nerde durmaniz gerektigini bilmeniz en dogrusu sanirim..

Ayrica (bkz: Hükümet gibi kadın)

Beni de hep bunlar buluyor. Kezban istiyorum diyorum ulkemizde super hatunlarda var diyorlar! E ben onu bizzat biliyoum
Zaten bana bilmedigim
Seyi soyleyin!

demek ki o kadar cok kezban yokmus,kendini mukemmel sananlarin abartmasiymis.nasil bir cevrede yasadiginda ilgili bu.

zaman geçirdiğim çevre; taksim, mecidiyeköy, beşiktaş, ortaköy, bebek, sarıyer, bakırköy ve evet buralarda her kafede en az on kezban var ve eğer kezban genellemesi diye bir sıkıntı varsa bu genellemenin yanlışlığını savunmak yerine bu kezbanları eleştirseniz türk kadınlığı için daha iyi olur kanaatindeyim.

ve kezban olmayanlar listeme arada yanda çıkan collezione reklamındaki hanım kızımızı da eklemek istiyorum :)

elestirmedigimizi nerden biliyorsunuz?

sanirim burda kadinlarin yaptigi hata sizin bu sekilde konusmaniza prim vermek.turk erkeklerinin durumu da cok ic acici degil halbuki..

dedigim gibi hoslanmadiginiz insanlarla muhattap olmak zorunda degilsiniz ,kendi cevrenizi olusturursunuz olur biter..onunuze geleni agir sekilde elestirmek dogru degil.siz ipin ucunu kacirmaya baslamissiniz.

Nehir kezbanmisin? Acik konus. Boyle offensive bi yaklasimla bi yere varamazsin cunku. Turk kadinlarinin son neferi gibisin ama uzgunum buyuk cogunuz kezban.

Konusmalari olsun hal hareket gidisat olsun disari cikinca bas donduruyorlar ama
Bi turlu tanisip munasebet kuramiyorum sorf uff snn be slq lafindan korkup ama artik korkumu yenmek istiyorum
Cunku onlarda insan onlarda kezban .

bu duyurunun bu kadar ciddi olduğunu fark edememişim :(

o zaman al sana panpa:

kezbanhunter.blogspot.com

bu siteye (tabii ki caps'lerin alındığı siteden bahsediyorum) üye ol en acilinden, üç vakte kadar muradına ereceksin. ha ama bana dediğin gibi arabasızım, işsizim, evsizim deme. hepsi var onların de. yakışıklının şahıyım de bi de. hadi kolay gelsin.

hacı bir sürü buldum sana kezban;
(git: 433858)
videoyu izle var bir sürü.

shell'den alabilirsiniz kgs. kart 2-3tl bir şey. köprü ücretini bilmiyorum. onu öğrenip ona göre bir şeyler doldururursunuz. otobandan gelecekseniz onu da hesaba katın. köprüden alırsanız 50tl vermeniz gerekiyor.

@lemmiwinks e ek olarak, shell de kart 5 lira. ve her shellde yok, once shell in sitesinden hangi istasyonlarda var ona da bakin.

sitesinden baktım şimdi yolumun üzerinde satan shell varmış.
peki otoban için ayrı , köprü için ayrı kart mı alacağız ?
kart için depozite ücreti , başvuru falan var mı ?

farklı kart yok, aynı. 5tl kart ücreti var, bir de içine doldurmak istediğiniz miktarda dolduruyorsunuz. başvuru falan da yok. shell'e girip alıyorsunuz.

işbankası kartı kullanıyorsanız kırkTL karşılığında OGS de alabilirsiniz.

o işbankası sayesinde alınan ogs ücretsiz diye biliyorum ama emin değilim sadece belli bi kullanma limitini aşmanız gerekiyordu sanırım

diyebiliriz

Diyemeyiz.

bence diyemeyiz. yol tutuşu ayrı bir şey. göt kadar araba yere resmen yapışırken, kamyon deli gibi savrulabilir. arabaya göre.

kmg>mv2/r

olacağından araba ağırsa savrulması daha zordur diyebiliriz.

diyebiliriz.

diyemeyiz. tek faktör o değil yani.
ama buzlu yolda ağır araç daha çok kayar ve hızlanması daha yavaştır.

dolaylı olarak evet.

mesela;
-ağırlık merkezi
-araç genişliği

bunlar da etkiler.

diyemeyiz. herhangi bir cip mercedes e 200ten daha agirdir emmeee daha çok savrulur. en azından tek kriter değildir.

dingil uzunluğu da etkili. ağır ama dar bir araç savrulur.

4 tekerleğin yere toplam temas ettiği yüzey alanı ve kullandığın tekerleğin sürtünme katsayısı
Arabanın ve arabanın ağırlık merkezinin yerden yüksekliği
tekerleklerin kanber,kaster v.b. açıları
Ön arka çekiş gibi özellikler sonucu değiştirebilir.

ağırlık arttığı için sürtünme kuvveti artar bu nedenle aynı hızda aynı özelliklerde daha hafif araca göre savrulması daha zordur.

kütlenin hiç ama hiçbir etkisi yoktur...
Hemde hiiiiç yoktur..

Agirlik merkezine gore dengesi olusur aracin. Benim golfle girdigim
Viraja range roverla veya herhangi bi dort carpi dort ile giremeyebilirsin mesela. Araba direkt keser tekerleri ve takla atar

Diyemeyiz tabi ki. Spor arabalar olabildigince hafif yapilir ve yol tutuslari normal arabalardan kat be kat fazladir. Misal F1 araclari 600kg civarindayken (normal araclar 1.5 ton civarinda) yol tutuslari normal bir aracin 4 kati civarindadir. Yani bizim 50km/h ile donebildigimiz viraji adam 200km/h ile donebiliyor ve arabasi 1/3 agirlikta.

Zaten yol tutus formuluyle de ispatlanmis bilimsel olarak daha onceki cevaplarda.

Yani; çok istiyorsan deriz tabii, seni mi kıracağız da; arabanın ağırlığıyla savrulması arasında pek bi' alâka yok.

Tam tersidir, ağır arabayı virajda tutmak için daha fazla mekanik tutuş gerekir.

Örneğin aynı lastiklerle, 900 kiloluk bir araç, 1500 kiloluk bir araçtan çok daha hızlı şekilde viraj alabilir. Virajlarda tutuşu bozan şey lastiğe binen yatay kuuvettir, bu kuvvet de arabanın ağırlığı arttıkça, ağırlığın yere basma kuvvetini arttirdigindan daha fazla artar.

Araba ağırlaştıkça tutuş artsaydı, ağır arabaların daha dar lastikleri olurdu.

böyle bir soru sorduklarına göre en çok satan modelleri bu.

hımmm... 12 yaz sen 12 iyidir.

en dı oskır goo tu deni garsiYa

ben dövmelerimi ekşi tattoo'da yaptırdım, herhangi bir sorun yaşamadım.

danny garcia daha pahalı olacaktır ama yaptığı iş güney'in yapacağı işten daha detaylı olabilir. bilemedim.

danny garcia. ama biraz daha bekleyin 15-16 eylül gibi istanbul tattoo convention diye bi dalga olacak kadıköy halk eğitimde orada başka sanatçıların işlerini görüp öyle karar verebilirsiniz.

dany garcia !

danny garcia mağduru olarak danny'e yaptırma derim.

negatif çağatay +1

danny nasıl bi yer hiç bilmiyorum ama ekşiyi hiç tavsiye etmmem
bu arada arkadasım geçen gün negatifin 3. şubesi olan kilisenin oradaki yerde yaptırdı adam gayet iyi

danny ve ya ekşi'yi tavsiye etmeyenler nedenlerini de belirtirseler daha bi güzel olur sanki..

tabii ki danny yani. 2003te yaptırdım, gerek motif gerek renkte solma dağılma yok. çok temiz çalışmıştı.

ben murat atimtay'ciyim sahsen. harika isler cikariyor. bkz: muratatimtay.blogspot.com

Sim kartı bir telefona takıp da deneseniz?

seçenekler kısmında olması lazım. yanımda değil ezberden bilemedim şimdi.

hangi seçenekler?
4 tane sekme var - Connection,Statistics,Text,Phonebook

taksi ile. çok bişi tutmaz.

Taksi dışında başka bir alternatif varmıdır? Minibüs-dolmuş vs.

dolmuş var. yeri değişmediyse kitapçıların olduğu köprünün orada durakları. ama etraftaki esnafa sormak en akıllıcası olur sanırım.

trende olur

minibüsler aynı yerden kalkıyor, kitapçıların hemen arka tarafında.

yesilkoy tren istasyonundan indikten sonra pazara ücretsiz minibüsler kalkıyor

buralar Game of Thrones ile dolacak.

GoT

mad men'e başlamak zordur ama dizi harika. sabrın varsa tavsiye ederim.
game of thrones daha akıcı ya da şöyle söyleyelim, daha fazla olayın olduğu bi dizi.

Rekalm dünyası ile ilgiliysen madmen i çok seversin. Game of Thronesunda tadı başka. kısaca ikisinide izle.

mad men döver her türlü.

2 bölüm Game of Thones, 1 bölüm Mad Men izleyebilirsin mesela sırasıyla :)

game of thrones ergen ekşicidir. mad men girdiği ortamda karizmasıyla dikkat çeken kır saçlı beyefendidir.

game of thrones'la başla hemen bitirirsin zaten. mad men'i daha geniş zamana yayarak izlemek lazım.

game of thrones ı daha hiç izlemedim. izleyecem ama öncelik 5. sezonunda olan madmen de.

ağır dizi madmen. herkes izleyemez.

Dalga geciyorsun heralde merlini daha mi eglenceli buldun gercekten .bence 4bolum izle sonra karar ver

ekşın yok dizide, beklediğiniz buysa izlemeyin. entrikalar üzerine kurulu daha çok.

evet merlinde her bölümde baska bi olay oluyo izlettiriyo kendini
bu sıkıcı öyle konusuyolar sevişiyolar bişi olduğu yok
bildiğin aşkı memnunun ingiltere versiyonu :/ ama şu beyaz saçlı kızın kocası olan adam güzelmiş

ay napim sevmedim işte. bölüm basına 1 saat oturup sunu izlemek çok sıkıcı
sons of anarchy nasıl bisi onu izliim mi?

merlin selena^dır...

merlin selenayla game of thrones aşkı memnu işte
selenayı askı memnuya tercih ederim

:) ehehe, guzelmis bu ya.

buradan su sonuc cikiyor aslinda neira. bolum ici cozulen olayi olmayan diziler sana gore degil.

polisiye suc dram seviyorsan sons of anarchy'i seversin. hem tek bolumde cozulen seylerde var.

neira, kızım bak git valla. Sons of Anarchy tam hardcore dizidir. Game of thrones izleyemeyen onu hiç kaldıramaz ;)

herkes bayılarak izlediği için beklentim çok yüksekti sanırım o yüzden hüsrana uğradım. yani kurtların gelip sahibini koruması dışında gözümü yaşartan bir sey olmuyor
aşkı memnu daha çok heeyecanlıydı burada frdevs bile yok

perşembe günü işler güçler başlıyor. bu yaz daha eğlenceli bir şey olacağını sanmıyorum.

neira nın içine troll mü kaçmış?
ben o kadar çok duymuştum ki adını en son dayanamayıp bir bölüm izledim bıraktığımda 7.bölüm bitmişti game of thrones un.

sen daha COFFRİ piçiyle tanışmamışsın firdevs yok diyorsan. Sık dışı COFFFRi piçi ile tanış bi ondan sonra tekrar konuşalım

ya 18 liraysa 20 ver kalsın hacı 10 liralık menüye 20 lira bahşiş verilmez ki

hesabin %10 u bahsis birakilmalidir.. genel kurala gore..

ulkemizde cok yaygin degil ama misal kanada da direkt hesabin icine bahsis ekleniyor.. mecbur veriyorsun.. :) ama ben mumkun oldugunca %10 a uymaya calisiyorum.. cunku genel islem su sekilde.. gunluk toplanan bahsisler birikiyor ve isletmedeki hiyerrasiye gore belirlenen puanlar nezdinde bolusuluyor.. ee hizmet iyise benim de katkim oluyor.. cogu da ogrenci zaten..

bir de gece alemden cikip bir bardak ickiye bilmem kac lira verip hesap sormayan ama taksiye gunduz acar misin diyenelr var.. baska konu ama bu.. :)

@dynamo +1 genelde öyle 15 üstü ise 20 veriyorum üstü kalıyor, ha tam 20 ise bir şey vermiyorum 20 verip kapıyı çarpıyorum suratlarına.

fiyatla benim verdiğim para arasında ki fark yuvarlanabilitesi olan bi rakamsa üstü kalsın derim yoksa ver(e)miyorum.

ekleme yapmak isterim;
bana biraz da evime/işime gelmiş misafir gibi geliyor.. benim işimi kolaylaştıran bir aracı..

eve gelen misafire çay ikram etmek gibi.. beşeri ilişkiler adı altında bakıyorum.. ha bire kargo geliyorsa eger ekstradan yararı da oluyor uzun vadede...

lokantada da ayni.. beni rahat ettirmek icin, kafami dagitmak icin ya da isim icin bana yardimci oluyorlar.. ben hep veririm hic de kendimi kotu hissetmedim.. hatta dedigim gibi uzun vadede hep de olumlu geri donusu olmustur.. guzel masa, ekstra ikram vs de cabasi..

haa hizmet kotu ve sorunluysa yien bahsis birakirim ama mutlaka sefe sikayetimi bildiririm..

Ben şahsen utandığım için vermiyorum. Hadi hesap gelince falan içinde kalan bozukluğu bırakıyorum da, genelde kapıya getirenler benden büyük kocaman adamlar oluyor. Ufak tefek bi kadın olarak koca koca adamların eline iki lira tutuşturmaya utanıyorum. O yüzden vermiyorum.

asansörsüz apartmanın 5.katına teslimat yapıyorsa ver bi zahmet

benmi yanlış anlıyorum yoksa siz dalgaya karşı yüzmeye çalışıyorum ama beceremiyorum diyip yardım mı istiyorsunuz?

Dalga eğer çok şiddetliyse suyun yüzünde olduğun müddetçe kıyıya doğru sürüklenirsin istersen Michael Phelps ol farketmez ( ya da dur lan Phelps olsan farkedebilir bilemedim o normal değil)

okyanusta yüzmüş bir insan olarak (kızlar meraba) şiddetli dalgaya karşı yüzmenin tek yolu dipten gitmektir başka yolu yok.Dalga gerdimi gömücen kafayı dibe.

Hayır dalgaya karşı yüzmeye çalışmıyorum. Sahile doğru yüzmeye çalışıyorum. En kolayı oymuş sanırım.

www.uzmantv.com

kafanı suya sokmazsan yüzme öğrenmen zorlaşır. özellikle kulaç gibi şeylerde.
bir de ceset pozisyonuyla başla sırt üstü-yüz üstü. suyun üstünde durdukça cesaretin artar.

bir yüzme tahtası alın onla başlayın.

pek yardimci olmayacak ama o parayla gidip sifir bir mazda 3 ya da muadili bir araba almak daha mantikli, 7 yillik arabaya para yatirmaktansa.

hangi model hangi marka araç olursa olsun ölü yatırımdır araba dolayısıyla 2005 model bir araca 50 bin tl yatırmak pek akıl karı değil bana göre.

opel astra dızel al bence. 0 donanımlı fln guzel araba

marka değeriyle birlikte hakediyor bence. a3, golf ayarında bi araba. passat ı satabilseydik aldırmayı düşünüyorum bende. 1.16 da olabilir ama. ben sadece genç veya bağyanların alması gerektiğini düşünüyorum.

Aynı paraya E46 320D alırsın ağzına kadar dolu. Çok daha iyi bir tercih olur.

kesinlikle katılıyorum taltrapa o paraya sıfır almak daha mantıklı

320 d e 46 kac model pekı o paraya alacak? model degerlerınıde goz onunde bulundurun. bence dızel alman mantıklı. benzınlı alacam dıyorsan bılemem sımdı o fıyata rahat dızel opel astra alırsın. vede guzel araba bence. benzınlısıde 40 mılyar

şu arabada taklalık bi durum yoksa daha uygun gibi.

www.sahibinden.com

galatasaray taraftarıdır.

"Kim başarılı olduysa "beşiktaşın çocuğu" ilan edip kulüpçe vefa ve feda bekledik, göstermeyenleri de yerden yere vurduk"

yalan mı?

doğru aq diyerek katılıyorum. para herşeyi değiştiriyor hacı kimin çocuğu olursan ol

@altinci nesil caylak taraftarlıktan bağımsız bu koyduğumuz sıfat.galatasaraylı olduğu biliniyordu zaten.ayıp etti.

@dampire değil.

Gec bu arabesk ayaklari. Besiktas cocugu ne? Takimda para yok, adam profesyonel hocalik yasaminin en verimli caglarinda. Artik sicrama yapmasi lazim. Kim olsa ayni seyi yapar.

Ergin Ataman, parasizlik yuzunden 5 sene arka arkaya ligin dibine demir atsa, yine Besiktas cocugu diye takimda hocalik yaptirabilir miydin? Gec o ayaklari.

karakteri 0ın altında olan adamlara beşiktaşın çocuğu deme fantazilerinizi bırakın önce bi siz. Başınıza ne geliyorsa bu huyunuzdan geliyor sonra vay arkadaş bizim göt niye gitti diye geziniyorsunuz ortalıkta.

beşiktaşın çocuğu galatasarayın çocuğu san antonio spursün çocuğu diye bişey mi var arkadaş ya? bu adamların işi bu, önemli olan o takımdayken işini hakkıyla yapıyor mu ona bakacaksın. kupayı getirdiğinde canımız ciğerimiz demeyi biliriz, adam gidince itin götüne sokarız. kupa getirdi mi? minnettar olalım adam giderken alkışlayalım.

belki para için gitmiştir, belki sportif imkanlar için, belki yönetimde anlaştığı insanlar için gitmiş, belki evine yakın diye, belki değişiklik istediğinden gitmiştir. adamın sebepleri bizi ilgilendirmez ki. gs liyim, emre belözoğlu para için fenere gittiğinde hiç "gs nin çocuğu değilmiydi nasıl gider" demedim, onun hakkında sevmediğim şey daha sonra gs hakkında atıp tutması ve maçlarda pislik yapması. ama profesyonel hayat bu adam elbet geleceğini, çoluk çocuğunu düşünecek yani.

onları taşıyanlar uluderedeki masum köylüler. pkklı değil onlar.

askerdeyken öğretmediler mi?

hızlı hızlı "asker" deyince sonuç gayet net -last16digits
askeraskeraskeraskeraskeraskeriaskeriaskeriaskersiker

ha basın denen hukumet reklam ajansı da var tabi

doçkanın abartı olduğu kanısındayım,
sende yazmışsın zaten öyle insan taşıyacak gibi değil,
kullanılmış olsa her saldırıdan sonra araziden doçka toplamamız lazım gelir.
mg3 genelde bizde var ama onlarda biksi var, mg3 e göre hem daha hafif hem daha kullanışlı.
zamanında türk ordusu ırak silah pazarından alış yapmıştır.
bunu düşünecek olduğumuzda çok uzak gelmiyor doçka veya doşka.

yaş düzeyi ortaya çıktı, bu kadar mıyız askerlik yapan :)

kısa dönem ve boş şarjörle nöbet tutan yorumu ister misin?:)

tahmin ettiğiniz kadar çabuk intikal edilmiyor çatışma bölgesine. baskın yiyenler saatlerce çatışıyor yardım gelmeden. o arada teröristler kaçıp gidiyor olay bu.

30un üzerinde istihbarati bilgi yapıldığı söylentisi de cabası saldırıdan önce. Kısacası herşey aslında bizim sandığımız gibi değil. Bunu askerliğini yapanlar çok daha iyi biliyorlardır.

neyse sildim simdi oys oss falan

beyaz yaka tayfası her zaman takım elbiseye tapar, sektörde standart kullanım nasılsa bence öyle git.

o işe çok ihtiyacın yoksa başka alternatifler varsa çok kasma, ama orada çalışırken de sürekli takım elbise şartı varsa iş görüşmesine kot pantolonla gidersen son görüşmen olabilir.

ha bana kalsa iş gorusmesi sırasında o şirketin sadece misafirisin ne giydigine ne yaptıgına karışamazlar ama beyaz yaka dediğin şey kıldır attır tüydür takar mı takar

gömlek ceketten şaşma reyiz ilk intiba önemli. ha gömlek kısa kollu olur ya da kıvırırsın gidene kadar şirkete geldiğinde giyersin ceketi zaten klimatik bi ortam vardır çok da sorun olmaz ceket giymek bu havada.

ben şimdiye kadar hep kot-t-shirt gittim, bi etkisi olduğunu düşünmüyorum.

kurumsal bi şirketse hoş algılanmazsın sonuçta iş ne olursa olsun seninle görüşecek kesim İK departmanıdır ve adının yanına alacakları olumsuz bir not bundan sonra ki görüşmelerinide etkileyebilir.


kısacası şekilcilikten vazgeçme,karizmayı çizdirme.

ve daha iyi pozisyonlar için kendini göstermek istiyorsan önce kendini iyi göstermelisin. bununda yolu Takim elbiseden geçer. Üzgünüm ama acı ama gerçek. Sen işi ne kadar ciddiye alırsan işte seni o kadar ciddiye alır.

yaptır git, yok derlerse geri randevu alman gerekecek falan bir sürü uğraş.

1000TL dedi servis, o yüzden hafif bir kusursa yaptırmak istemiyorum :)

bazı arabalarda hiç yok. sorun çıkmaması lazım aslında.

motor devir saatinin aracın yürüyen aksamını etkileyen,trafikte seyri tehlikeye düşüren hiç bir özelliği yok. o yüzden b sıkıntı olacağini bende düşünmüyorum.

surfin' bird

come'n get

hot & cold

hot&ice

takeaway de olabilirdi ama pizzacı var bu isimle

hot&ice olarak kaydetmiştim ben de duyuruyu açana kadar. :)
Başka önerileri bekliyorum yine.

cold shot

temperature

drinkland

fire & ice

worldwide cafe

come'n get'i sevdim.

sunow

özhardrock

Get a'way

Papillion

OPM - One Point More

banada öyle geliyor bide izlediğinde görüyosun ki hep bilgisayar efekti. elektrik parası mı tutuyor bu kadar nedir anlamadım ki. tamam 20 eleman 20 canavar bilgisayar bi ton döküman fotoğraf çekim şu bu desen. 300 milyon dolar arkadaş ya, şunla bunla tutacak şey mi?

bütün set ekibi her sabah donut'a kahveye boğuluyor amk, bizdeki gibi evde yiyip gitme olayı yok orda.

bu paranın en az yarısı kahvaltı beyler, bilinçlenelim.

vallaha bunu ara ara ben de düşünürüm. ve çeşitli tahminlerim var.

- bir kere oyuncular çok daha fazla kazanıyorlar orada diye duyuyoruz. %20 civarı para buraya gidiyordur.

- kamera arkasından gördüğümüz kadarıyla adamlar setlerde insan gibi sürelerde çalışıyorlar ve çok detaylı çalışıyorlar. bu sebeple iş uzun sürüyor. ve uzun sürmesi ekstra maliyet getiriyor. her gün yüzlerce adamın barınma, yeme içme, ulaşım vs. ihtiyacı. ayrıca sürenin uzamasıyla artan başka teknik masraflar da vardır.

- yukarıda bahsettiğin iki film de ortalama bir kaliteyle çekildiği zaman para kazanacağı kesin filmler. tüm dünyaya satabilir bunları. bu sebeple bol keseden harcıyor da olabilirler. ayrıca "300 milyon dolarlık film" de iyi bir reklamdır. gibi saçma bir teorim daha var ama pek emin değilim.

beyler tutuyor tabii ki. bu işler bildiğiniz bilgisayarlarla yapılmıyor artı iş gücü çok yüksek meblalar tutuyor. o filmlerin sonundaki isimleri bir sayın. ayrıca bu filmler dünya filmleridir. tüm dünyaya satılacağı için bu paralar harcanıyor. özel efektler sadece bilgisayar başında yapılmıyor büyük studyoların işlemesi gerekiyor.

ayrıca bu filmler çok detaylı ve işlerinin en iyisi adamlarla çalışılıyor. o gördüğünüz ortamlar efektler hiçbir şekilde eğreti durmuyor dikkat edin. ama bir türk filminde örneğin fetih 1453 görsel efektlerin hepsi belli ama bu adamlar bir dünya yaratıyor ve gerçekten farksız.

Robert Rodriguez El Mariachi filmini TEK BAŞINA çekmiştir ve sadece 7500 Dolara malolmuştur film.

El Mariachi'nin bütçesi 220.000 dolardır. 7.500 dolara tüm adamları beleş çalıştırsanız bile film çekemezsiniz.

35 mm filmin 10 dakikası 150-200$ (ki türkiye fiyatını söylemedim) 7500$a film olmaz. 90 dakikalık filmi bir kerede çekseniz ki mümkün değil, 3600$ eder (1800$ çekim film bedeli, 1800$ baskı film bedeli)
bırakın oyuncuları sadece film bu kadar tutuyor yani.

Animasyon ve efect filmleri için konuşuyorum.
Bu firmalar ve bu teknoloji yarışan bir teknoloji oldugu için.
Kendi enginelerini geliştirip, kendi render sistemlerini falan geliştiriyorlar.

Her filmle ilgili "efectler çok iyi olmuş abi" lafı boşa degil, piyasada hazır bir efect seti var, herkes onu koyuyor gibi bir durum yok.

Baya son kullanıcının kullandıgı maya gibi, 3ds max gibi adamlar Programlar yazıyorlar, ortamlar geliştiriyorlar. Render farm kuruyorlar, orada kendi rende r algoritmalarını kullanıyorlar.

Ar-ge de baya para harcatan bir iş.

abi bir de bunun stüdya kiralaması var. sonuçta o filmi sokakta çekmiolar. stüdyo kiralayıp oraya koca şehri inşa ediyorlar. bence 100 milyonu stüdyo + dekora gidiyordur yani.

el mariachi nin 7000 dolara mal olduğunu bir yerlerde okumuştum. ama o filmi diğerleri ile karşılaştırmamak gerek. oyuncular para almamış, efekt yok vb.
arayınca şöyle bir şey buldum.

www.filmmakermagazine.com

@oda sicakliginda saklayiniz
hocu bu adamlar yemeği cebinden yiyip sete otostopla mı gitmişler? yoksa ekstra masraf çıkmasın diye aynı gün içinde mi halledivermişler bütün çekimleri?

küçük bir kasabada çekmiş zaten filmi. bizde olsa tanrı misafiriyiz deyip yemeğe, kalacak yere para vermezler. oraları bilemedim. filmde bir iki kişi hariç kimse daha önce oyunculuk yapmamış. yerel halk oynamış. bizde de "dondurmam kaymak" bu şekilde çekilmişti. biraz daha ayrıntı;
en.wikipedia.org

sözlükte maliyetin nasıl düşürüldüğü ile ilgili bilgi var, bir göz atın.

Oyuncular çok acayip para alıyorlar.
Set kurma denen olay bedava değil. İç çekimler için set kuruluyor. Dış çekimler içim mekan sahiplerine veya kurumlara iyi paralar ödeniyor.
Bilgisayar efektlerini yapan adamlar pentium 4 makinelerde günde yarım saat çalışarak yapmıyorlar o işi. Hayvani makineler kullanıyorlar. Baya çaba sarfediyorlar ve karşılığını da alıyorlar. Yani bilgisayar efektleri de ucuza gelmiyor.
Özel efektler zaten ayrı bi pahalı.
Dendiği gibi set ekibinin masrafları da var. Johnny Depp gidip de motelde kalmıyor. Paşalar gibi kral mekanlarda kalıyorlar. Sadece başroller değil sette çalışan herkes için mekan, yemek, vs. ayarlanıyor.
Bunlardan da öte film yapımı sadece çekmekten ibaret değil. Reklam giderleri de azımsanamaz.
Kişilerle yaptığı anlaşmalar da keza bedava değil. Adam muhteç olduğu biriyle anlaşma yapıcak diye yemeğe çıkarıyo. 50 liraya kebapçıda yedirmiyo haliyle.

Kısacası çok fazla kalem var. Pek çoğu da pahalı. Nefes:Vatan Sağolsun çıktıktan sonra yönetmenin bi söyleşisine katılmıştım (yalan olmasın) adam sırf 150bin lira sigara parası verdik çekim sırasında demişti. Filmler kısa sürede çekilmediği için ufak meblalar bile toplanıp ciddi paralara denk geliyor.

öncelikle evet El Mariachi 7000 küsür $'a çekilmiş. 1989 yılında, küçücük bi kasabada oyuncular vs kimse para almamış. Ekip yok zaten Robert Rodriguez tek başına çekmiş. Sizin dediğiniz daha büüyk bütçeli olan film Desperado.(7 milyon dolar)

Sinema-tv okuyorum, eğer neye para gideceğini anlamak istiyorsanız 3-5 arkadaşınızı alın ve kısa film çekin. Sette yemek-yol masraflarını karşılamaya kalkarsanız amatör bi filme göre büyük bi para çıktığını göreceksiniz. Ayrıca diyelim evde geçecek bi sahnede arkada birkaç obje istiyorsunuz, onlara para gitti.. Ekipman kiralama olabilir(prof. şirketler hep kira usülü çalışır) Derken küçücük filmde bile 300-1000 lira arası bi bütçeyle ucu ucuna yetinebilirsiniz. Daha rahat olmak için fazlası lazım.

James Bond'u düşünün, Türkiye'ye geldiler, sırf Eminönü'de çekip yapma izni günlük bilmemkaç bin tl. OradaKi yolu kapatıp esnafa günlük kazancını vermek, tüm ekibi barındırmak(Karayip Korsanları da çok farklı değil...)

Hiçbir masraftan kaçmayıp ön prodüksiyona, çekime, post prodüksiyona(efekt-kurgu-ses-vsvs) özen gösterince deli gibi masraf çıkar.

edit: Bırakın Hollywood'u, Nuri Bilge Ceylan bi söyleşisinde dedi, Bir Zamanlar Anadoluda'yı çekerken günlük giderlerine bakınca filmi bir an önce bitirmek istemiş. "Normalde bir sahne olmazsa sonraki gün tekrar çekmeyi denerdim ama bu filmde öyle bi şansım yoktu" dedi lan adam. A tabi boş araziye gidip karavanlar jenaratörler derken deli gibi para gidiyordur..

btw çekilen "sinema" degil filmdir.

tarkan yeni müzigini çıkartmaz, yeni albümünü çıkartır gibi.

değil ama karizmatik. dolayısıyla çirkin güzellerden.

ingiliz yüz hatlarına sahip adam. ee hoş tabi. elmacık kemikleri falan.

yakışıklı değil. kızlar hastası. büyük çoğunluğu diziden kaynaklanan bir karizması var tabi. ama ağzı yüzü çirkin, oran orantısı bozuk belki bir gözleri ve saçı güzel olan bir abimiz. diziye ölürüz o ayrı.

değil,ama sherlock karakterinin zekası,karizmatikliği yetiyor. yeter mi diye soran olmadı evet,yakışıklı değil.

bu fotoğraflarda değil, diğerlerinde evet.

"adam michelangelo'nun davuduna benziyor, daha ne olsun!" ekside bole bi yorum vardi ama bulamadim simdi:)
yenibaslayanlaricinitalya.blogspot.com

tam olarak yakışıklı denmez ama, duruşu tarzı havası var, buda onu yakışıklı sıfatına kavuşturuyor benim gözümde.

er kişiyim. kıskanıyorum. demek ki yakışıklı lan.

elin ayağın düzgünse part time organizasyon ajanslarında çalışabilirsin günlüğü 50 TL den.

www.elemanonline.com gir bak bakalım kafana göre birşeyvar mı

ay heyt yu

bence iyi bir insansın, duyurunun müdavimlerindensin zaten görüyorum hep yazdıklarını falan genelde yardımsever arada şakacısın işte, nays very nays.

burada sormandan ötürü ya çok özgüvensizsin ya da çok meraklı.

dün almanca bişeyler yazdın, almanca biliyor olabilirsin, güzel bişi, takdir ettim.

ingilizce de biliyor olabilirsin. günlük kullanımda ayrıntı sayılabilecek bir soru sormuştun. ingilizcesiz olmaz. birazcık ukala olabilirsin ( bu kanıya nereden vardım bilmiyorum kesinlikle, içimden geldi.) birde espritüellik seziyorum: www.eksiduyuru.com .

www.swfcabin.com

ilk zaman sorularını mı sildin? o sorularına ara ara bakıyordum ben, çok genel şeyler soruyordun. bayağı da hoşuma gidiyordu onlar. şimdi baktım bulamadım onları. bunun dışında öyle duyurudan bi tipsin işte. adın da erman falan olabilir. bilemedim. bi de yurtdışında yaşıyorsun galiba. eyyorlamam bu kadar.

edit: aa duruyomuş, 17. sayfadan sonrasını göstermedi demin. sildin sandım. özürlerden bir demet sunuyorum.

kesin erkeksin, gerçi ben internette herkesi önce erkek sanıyorum nedense, ama sende kesin.

öte yandan oranj kahve'ye çok güldüm, hala gülüyom. bide adın erman filansa hiçbir süprizin kalmaz.

bide çok soru soruyon, bininci duyurum diye başlık açmıştın sanırım, bu da bilgiye aç olduğunu gösteriyor, takdir ettim.

pozitif

sabırsızsın. hemen delleniyorsun.

negatif ya da pozitif bir şey diyemem ama duyurudan göz aşinalığım var. kremler memeler falan

duyuruda görmek istediğim kullancılardansın. soruların da takip edilesi. cevaplar zaman zaman esprili.
bhutan ya da tibet de karşılaşabilme ihtimalimiz var. bol vaktin olduğunu düşünüyorum. zira verdiğin cevaplar bildiğin değil de merak edip araştırdığın cevaplar olduğunu düşünüyorum. buradan hareketle google kullanmayı bildiğini sanıyorum.

burası standart bir soru-cevap sitesinden ziyade insanların yardımlaşmayı sevdiği bir sosyal site olduğunu düşündüğünü sanıyorum. bu sebeple bazen esprili ve cevap olmayan cevaplar veriyorsun. bazen güzel oluyor ama bazen de suyu fazla olabiliyor.
sözlükte yazmayı pek sevmiyorsun sanırım.

bu arada en merak ettiğim duyurucuların başında geliyorsun. özgüvensizden ziyade bende bıraktığın izlenim kendini yalnız hissettiğin oldu. bi arayış içinde olduğunu sanıyorum.

az-biraz komik, biraz ekşici, dalga geçmeyi bilen, ilginç konulara ilginç noktalara barnak basan, duyuru gurmesi, sanırım karı düşürdün burdan bi kaç tane, bu konuda kıskanabilirim seni.
en sonuncusu şakaydı :)

benim de sevdigim duyuruculardansin,hade bakalim!:)

karakter analizi yapmiycam ama bilgisayarda biraz daha az zaman geçirmeni isterdim.

ihtimal hep var da açıkçası zarar etmeyi göte pardon göze alacak kadar sağlamsan sorun olmaz macera olur :))

kıbrıs da bi ihtimal de, ben fon, faiz falan düşündüm.
çekin vadesi 1 ay.
1 ay boyunca çekin olmamasından kimsenin haberi olmayacak.
bi ay sonra parayı koymak lazım yerine.
şeytan çok fena..

1 buçuk milyonu hayatta karşılayamam want2die :)
sonu hapis olur di mi olumsuz bişey olsa.

Siktir et müdür, 900k'lık çeke dilediğinde rahatça ulaşabilecek konumdaysan oradan gelecek paraya ihtiyacın yoktur senin.

evet kanka direk hapis olur. madem hapse giriceksin çeki bozdur sonra ver elini maldivler. girersen en azından sağlam macerayla girersin.

edit: manyakmısın hacı ne işin var,risk alma otur evinde. sonra burda duyuru açıcaksın ''arkadaşlar polis peşimde kalacak yer tavsiyesi lazım'' diye

900 bin doları alıp meksikaya kaçsanız?

bu yapacağın ortaya çıkarsa ve üstüne üstlük zarar edersen seni götten men ederler önce bunu bi iyice bil. ve zaten buraya sormandan anlaşılacağı üzere bu işlerin acemisi olduğun her halinden belli oluyor, bu işi %99.9 sıçışla sonlanır.Olan senin göte olur yazık olur. Deneme bile.

çeki kırdırdığında patronun haberi olursa (ki o miktarda çek alacak patronun olması lazım) çek yerine başka şeyler de kırılabilir.
para bu kimi nasıl konuşturacağı belli olmaz.

900.000 $. bak böyle yazınca daha fazla göründü. bence meksika iyi fikir.

lan öyle bir şey olabiliyor olsa factoring şirketleri keriz mi? onca finans kurumundan hiçbiri mi düşünemiyor yani? elbette ki 1 ayda risksiz olarak getireceği her türlü getiriden daha fazla bir tutara kırarlar o çeki.

ha kırdırırım, sonra da borsaya girer ikiye katlarım dersen yiyorsa yap. batırırsan kan alırlar. yok ben kırdırıp repo falan yapayım dersen, zaten emin ol ki kazanacağından daha fazlasına kırarlar.

o şirketin yöneticisi idi, cartı idi curtu idi onların aklına gelmiyor biz bu 900 bin doları kırdırıp bir an önce kara geçelim deyu ama senin aklına geliyor.
sen de düşünme böyle şeyler. hatta 900 bin doların üstüne bir şeyler koysan bile bence yaptığın şeyden için rahat etmeyecektir.

850.000 e bir ayda faizle fonla 50.000 katabilirmisin?

hocam o işin raconu o. Kapıdakilere de birine bakıp çıkıcam dersen seni buyur etme konusunda ekstra bir ilgi alaka gösterisinde bulunabilirler.

Aracı taksimde bırakıp önünden geçen otobüslerden biriyle ulaşabilrsin Sortie ye.

Sortie'yi geçince onların kendi otoparkları var zaten ,oraya bırak .Ya da en kötü Kuruçeşme'nin ordaki otoparkları kullan.

Edit: Arabayı Beşiktaş ara sokaklarına bırakıp , taksiyle gidiş dönüş en fazla 20 tl ye kurtulabilirsin.Ama Beşiktaş'ta yer bulmak seni yorabilir.

Kapıda tanidik yoksa , araç dandikte olsa vale Ye vermek daha iyi

ya araç iyi de, 50 lira valeye vereceğime başka yere harcarım. cimriyim.

sortie'ye girme devam et, 200 metre kadar ileride otopark var. oraya araci birak, 10 lira gibi bir para ode, geriye yuru.

100 metre gerisinde 17 liraya sınırsız bir otopark varmış oraya bıraktımdı.

kilifindan emin degilim ama fuhusa ozendiriyor diye bile kapatiyor olabilirler.

sacma.

İşin teknik kısmına bakarsak online izlenilebilen bir porno'nun download mı edildiği yoksa site üzerinden mi izlendiği anlaşılamaz.

benim takıldığım husus o değil. Kategorisi vs.. fark etmez. Bu ülkede porno film çekmek, izlemek yasak mı ? Yasak ise neden yasak.

Mesela amatör pornolar niye yasak ? Veren kendi rızasıyla vermiş, çeken kendi rızasıyla çekmiş yasak olmasının amacı ne ?

Misal benim kamerada veya bilgisayarda hatunla olan sevişmelerimin görüntülerini ele geçirseler pornodan beni içeri mi atacaklar ?

öyle bişey olsa seni değil pornoyu ele geçirip film olarak dağıtanlara ceza verirler(özel hayatın gizliliğini ihlalden)

pornonun türkiye'de yasak olmasının sebebi, yöneticilerin garip kafası. her türlüsü yasak pornonun, "günah" diye herhalde, yasak yani.

@megalomaniac: kendi pornosunu çekip internette paylaşan kişilere "özel hayatı ihlalden" bir şey yapamazlar ki? kendileri paylaşıyor?

Hem pornocu hem müslüman olunmaaaz. Adeta ters mıknatıslanma yapar.

İyi de rıza konusu neden sadece pornolarda aranıyor ?

Örneğin Dünya'da binlerce insanın fotoğrafı, videosu kendi rızası olmadan yabancı kişiler tarafından kullanılıyor. Bunlara karşı neden bir yaptırım yapılmıyor da söz konusu porno olduğunda yapılıyor. İşi bu kadar önemli kılan çıplaklık mıdır ?

Örneğin bir mankenin mayolu resmi 1000lerce internet sitesinde yer alıyor eğer manken o resimlerden rahatsız oluyor ise; resmi kullanan her site için suç duyurusunda bulunması gerekiyor ama pornoda böyle bir durum yok. Direk kafadan yasak.

anal porno yasak oral porno yasak misyoner porno serbest. sevişin gari.

yanlış duymuşsunuzdur, 21 yaşında futbola başlanıp o kadar üst düzey futbolcu olunmaz. ha mesela 9 yaşında futbola başlayan adamın önüne geçebilirsiniz; 17 yaşında kulübe girmişsinizdir ama yıllarca başka sporlarla ilgilenmişinizdir, sağlam altyapınız vardır...

21 yaşında futbola başlayarak bir şey yapılmaz. öncesinde de, eğer o kadar yetenekliyse, elbet bir kulüpte oynardı.

hacı arkadaş duymuş ama adamı hatırlamıyo. öyleyse başlıyorum ben de. alman milli takımı tek hedefim. klose podolski filan olmasa bile en geç 30umda mesutlu neuerli kadroyu yakalarım diyorum.

21 yaşında ki adam futbola başlasa ancak ve ancak san marino futbol takımında oynar o da bakkalın manavın yedeği falan olarak. ARtık futbol öyle bi hale geldi ki neredeyse 21 yaşında ki adama Genç demiyecekler.

arkadaş yanlış duymuştur abi mümkünatı yok... kerem gönlüm basketbola 17 yaşında başlamış mesela galiba, ama futbolda olamaz yani. ki 4 yıl daha geç... ı ıh mümkün değil.

as takıma falan yükselmiş olabilir o yaşta. fm oynuyorsan bilirsin, mesela stuttgart'ın 3. ligde oynayan ikinci takımında bile hayvan gibi adamlar olur. görmüşlerdir, "sen as takıma gel" demişlerdir, o şekilde milli takıma kadar yükselmiştir.

futbol oynamadan olmaz o iş, mümkün değil. öyle olsa ben bugün futbol oynamaya başlarım.

Wolfsburg'ta grafite var.san marinoda da oynamıyor.
tr.wikipedia.org
www.youtube.com
bu golu de efsanedir

adam yapmış. zenci ama olsun oluyomuş demekki.p

grafite ilk kontratini 21 yasinda imzalamis, futbola 21 yasinda basladigini kim soyluyor yahu? bir tek tr.wiki'de var bu bilgi.

www.graffa23.com
çok garip. sitelerde doğum tarihi 79 fakat kendi sitesinde 72 yazıyo. 72 değildir heralde adam şuan 40 yaşında olcak değil ya. ama futbola ilkin 99 yılında başlamış benim ingilizcemden(!) de anlaşılana göre..

basketbolda dennis rodman var. 22 yaşında okul takımına girip, 25 yaşında nba e seçilmiş.

Tuncay Şanlı 17 yaşında başlamış sakaryaspor'da.

sergio busquets olablir mi hacı ? o da öyle geç yaşlarda başlamıştı bildiğim kadarıyla.

trolüne bağlı olarak değişir. zaman zaman ben de trollediğim için genelde düz bakıyorum :D

reklam peşinde koşan özenti gereksizler.

her bir trollü tebrik ederim burdan, halen actiklari basliklara entry yazan en az 200 yazar buluabildikleri icin.

want2die +1

Skyrim de ki troller ölmüyor şerefsizler. Ölmeyen troll yapmışlar beynine beynine ok veriyorum banamısın demiyor dallama.

Hugo var tolga abinin trollü o canımız cicimiz.

bi de kalemlerin kafalarına taktığımız troller var onlarda pek şekerdi biz küçükken.

trolüne göre değişir. bazı hatun troller var onları yalayasım geliyor.

düz açıyla bakıyorum.

hadi troller neyse de her daim bunların aslında ne kadar doğru bir iş yapmaya çalıştıklarını anlatmaya ve trollerin yazdıkları boş beleş şeyleri kendi yazdıkları daha boş beleş şeylerle haklı çıkarmaya uğraşan bir mal sürüsü var ya asıl onlara uyuz oluyorum.

önce anlamaya çalışıyordum. artık umursamıyorum. içinde zeka barındıranlar hariç.

bi bitmediniz amına koyim oluyor tepkim siklemiyorum.

inciswf.com

hmm trenle aktarmalı olarak

istanbul- eskişehir (boğaziçi ekspres)
eskişehir-izmir (9 eylül ekspres)
izmir-aydın

aydın'dan da mecburen otobüsle bodruma geçebilirsin

kötü otobüs firmasıyla pazarlık yapılarak, ya da otogarda tanıdık varsa araya sokarak. aktarmalı olursa astarı bezini geçebilir.

idobüs'ün 1 tl'lik biletlerini yakalarsanız izmir'e kadar gidersiniz. oradan bodrum 200 km, çok tutmaz

Kardeşler tur,azrail seyahat tabuttaröveşata turizm gibi dandirik otobüs firmaları var. Onlardan bilet alarak son derece uygun fiyatlara gitmeye çalışabilirsin.Ama gidebilirmisin? Orası şans.

Yokuş aşağı falan giderken boşa almak tehlikeli , çünkü vites de bir nevi fren vazifesi görüyor , araba savrulabilir dik bir yokuş inerken . Ama trafik lambasında beklerken , köşeyi dönmeden hemen önce ana yola çıkmak için beklerken boşa atmak iyidir , mesela yol boşsa 2. vitese atarsın , değilse boşa atıp 1. vitesle çıkarsın yola yol boşaldığında . Genel görüş boşa atmanın tehlikeli olduğudur , bunu da belirteyim .

Araba hareket ederken vites hiç bir zaman boşa alınmamalı. Sadece durmaya yakın boşa alır, frene basar ve durursun. Ya da durduktan sonra boşa alırsın. Tekerleklerdeki gücü kesersen araba üzerindeki kontrolünü de yitirmiş olursun.

yokuş aşağı giderken yapmayınız bunu ivmesi artarak hız kazanır araç zira
tam duruş yapmadan önce debriyaja önce basıp sonra frene basma ile aynı anda basma arasında gözle görülebilen farklar oluşabilmektedir yüksek hızlardan bahsediyorsak
arabanın az yakarak size kazandıracağı 1-2 lira emin olun hayatınızı ve başkalarının hayatını riske atmaya değmez

ışıklara yaklaşıyorken, ana yoldan tali yola döneceğim sapağa yaklaşıyorken,sokaktan aşağı tatlı bir eğimde park etmeye gidiyorken boşa alırım genelde o sana kalmış bir iş keyfin bilir ben vites küçültmem gereken yerlerde kullanıyorum dikkat ettiysen yani yavaşlamak zorunda olduğum yerlerde debriyaj ve frene basmamak sadece frenle işimi halletmek için pratik bir çözüm ama alışmadıysan viteste kalsın araban
edit: fren balatası yeniyor ama debriyaj balatasının yenmesinden iyidir ama dediğim gibi pratik için yavaşlaman gereken yerlerde kullanabilirsin onun dışında boş araba kontrolden çok çabuk çıkar .. emniyet kemeri de hayat kurtarır.. kamu spotu :p

yokuş aşağı boşa attığınızda araba rölantideki kadar yakar, aşağı yukarı 0.8 lt gibi bir şey. viteste tutarsanız yakıt akışını keser ve tüketim 0 olur. kısaca boşa atınca daha az yaktığı yalan.

yokuş aşağı boşa atılmaz.

araba rahatlasın motor freni yapmasın istiyorsanız yüksek bir vitese atın öyle inin.

1- uzun süre yokuş aşağı boşta frenle inerseniz frenlerini şişebilir ve fren tutmayabilir.

2- yokuş aşağı inerken motor stop ederse. frenler tutmaz ve direksiyon kilitlenir ( çok sertleşir ) vitesteki arabada motor stop etse bile hidrolik pompaları çalışacağından frenlerde veya direksiyonda sorun olmaz.

elbette. isminden belli zaten:

(bkz: peygamber vitesi)

otomatik Fitesli arabalar için söylüyorum

eski sistem araçlarda N ye aldığında fren kilidi yoktur ama yokuşta motor devrine göre hız ters oranda hareket edeceğinden D ye aldığında vitesi yada motoru eline alabiliten kuvvetle muhtemel.

yeni sistem araçlarda N ye aldıktan sonra saniyeler içerisinde Fren kilidi devreye girer, sen yokuş aşşağı Nye alsan daha sonra Dye geri almak için önce frene basıp sonra d ye alıp devam etmen gerekir ki bunun türkçesi ya kaza yaparsın ya da arabayı eline alırsın oluyor.

ayrıca araç boşta giderken hızlanması kontrolsüz olacağı için vereceği tepkilerde buna bağlı olarak kontrolsüzleşecektir.

kısacası otomatik viteslerde D ileri gider düz viteslerde de 1,2,3,4,5 ileri gider her ikisinde de R geri gider. bundan gayrisi fantaĞzidir.

1 Dağdan aşağı inmiyorsan, frenaj üstüne frenaj üstüne frenaj yapmıyorsan tehlikeli değil. Frenlerin tutmaması anca uzun süreler fren yaparsan, diskler/balatalar ısınırsa olacak birşey, o da progressive olarak geliyor, çat diye bir anda tutmamaya başlamıyor. Savrulma işi ise sallanabilecek en güzel yalan.
2 Anlık olarak daha fazla yaksa da, yokuş aşağı boşta inerek kazandığın ivmeyi kullanabileceğin bir yol vara önünde, totalde daha ekonomik. Ama yokuş aşağı hızlanıp sonrasında hemen fren yapacaksan viteste in. Rölanti için arabanın harcayacağı benzin çok az, zaten volan'da biriken enerji sayesinde de dönüyor motor.

yeğen ezel bitmedi kalbimizde yaşıyor.

bunca yıldır azerbayjan televizyası izleyicisiyim hastası olduğum dizi sayısı 1 elin parmakları kadar. Süper baba,ikinci bahar,L&M,Ezel ve Kuzey Güney

valla ezel'i özlüyorum ama eyşan aklıma geldikçe özlemekle kalıyorum.
zor dayanıyordum onun olduğu sahnelere.

ben. hala arada rastgele bir bölüm açar izlerim, mükemmel dizi. hele ilk sezonu daha bi efsane.

ne özlücem ya. sik gibi bi ikinci sezondan sonra biterek en iyisini yapmıştı.

ben her daim deli gibi özlüyorum Ezel'i.

not: Ezel sevgilimin adı.

ben müziklerini dinliyorum. ah o karagözlüm gazinosu..
www.youtube.com

ezel ne?

ezeli değil de o günleri özlüyoruz

daha çıkmadı ayrıca günlük tshirt gibi giyersen belirli bir süre sonra leş gibi kokarsın.

oha düşürmeyen var mı esas?

duyuruyu bırak dünyadaki tek erkek bile olsa "kız düşürmeye" çalışırsan elin sonsuza kadar nasır tutmaya mahkum kalır.

Yoktur bence.Sonuçta sözlükteki yazar bayanlarda tırsar.Sekslerini ifşa eder falan diye.Belki tanışarak zaman içerisinde olan vardır

iki tane düşürdüm ben farklı zamanlarda.

komikli yazarım. sandalyeden düşürüyorum.

yok yahu. bir ilan yazdım. cevap geldi işte. bir tanesi 30'lu yaşların üzerindeydi ama.

düşmez kalkmaz bir allah.

sene olmuş 2012 hala insan insanı sikmeye çalışıyor müdürüm afedersin...

ben değil ama bir arkadaşım evet

kesin vardır ya.

Evet.

bugün

hayır bugün.

öyleymiş hatta bu gece de kandilmiş.
ancak ikisi de benim için anlamsız malesef.

sultanahmet tarafında ki butik otellere bakarsanız daha çok memnun kalma olasılığınız var.

pera'da bir otel vardı, adı pera palace gibi bir şeydi. Onun en üst katındaki oda. 250 lira yeter sanırsam. Öyle bir manzara var ki, ağzınız açık kalır. Hem galata, hem haliç.
Edit: The Pera Hotel sanırsam.

the marmara pera iyidir.

Gap,Lacoste,H&M,P&B

Güzel tişört diye bir kavram yok

En azından yaş, cinsiyet, dinlediğin müzik türünü söylesen bir şeyler olabilirdi.

Guzel dedigim iste cok bağrı açık, resimli falan olmasın. 20, erkek