ben hayat üçgenine güveniyorum. tavanımın çökme ihtimaline karşı o dirayeti gösterebilecek yegane sağlam edevat fırın, buzdolabı ve bulaşık makinesi bana göre.

kim diyormuş kolpa diye? bizzat tanışmak isterim kendileriyle.

deprem olmadan önce yapacağın(ız) en iyi şey, binanın deprem tetkiğini yaptırtmak. zaten herhangi bir deprem anında ne yapman gerektiğini o tetkiğe göre belirliyorsun.

diyelim ki tetkik yaptırılmayan bir binadasın. o zaman olabildiğince evin dışına yakın bir kolon-kiriş altında durman.

edit: enkaz halinde en fazla yaşam alanı bırakan yerler kiriş altları. kiriş altı muhabbeti oradan geliyor. ha bana kalırsa balkon kapısının kirişi en hayatisi. enkaz çıkışına da yakın. denedim %100 çalıştı.

gece uyurken başucunda daima küçük bi şişede su bulundur ve şeker, gofret gibi bişey. dursun onlar..

Binanın cok kolpa oldugunu ve kirişlerin çökeceğini varsayarsan evet haklısın. Kirişin ağırlığı çamaşır mak. vb şeyin üstüne binerek döşemeden daha fazla zorlayacaktır fakat eğer binanın yönetmeliğe uygun yapıldığına inanıyorsan kirişlere bir şey olmayacaktır ve bu durumda üzerine düşecek diğer cisimlerden ( tuğla topluluğudur, avizedir vb.) bu şekilde kurtulmuş olacaksın.

hayat üçgeni kolpa değil ama yanına çökeceğin şeyi iyi seçmen gerek. ve binanın kirişinin ne tarafa doğru kırılacağını bilemeyeceğin için %100 değil.
ama bir derste yıkılan bir bina forografı gördük. (mimarlık okuyorum.) en üst katta 2 tane metal dolap tavanı taşıyordu, ama geri kalanı yıkık.
kiriş altının tehlikeli olması, bina kolonların üst tarafının kırılmasıyla çökeceği için olabilir.

hayat üçgeni dediğin şey cenin pozisyonun ta kendisi,burdan ona kolpa diyenler kiriş altında saklananlar veya camdan atlayanlardır.

Hayat üçgeni tek başına işe yaramaz önemli olan doğru noktada doğru şekilde bunu oluşturabilmek. Sana alan yaratacak,senden yüksek,görece kuvvetli ve sabit bir şeyin yanında bu pozisyonu alırsan yaşarsın. Duvara montajlı sabit eşyaların yanında yatarsan yine yaşarsın,cenin pozisyonunda olmanın sebebide minimum alanda maksimum verim alman,küçülerek hedef küçültmen ve başını ve diğer hayati organlarını koruman.

Kirişler eğer yönetmeliğe uygun yapılsaydı arkadaşlarındediği gibi en güvenlisi onların altına yatmk olurdu zira yapıları bakımından zaten olası bi çökmede dahi sana yaşam alanı oluşturma şansları var fakat türkiye'de bu durum pek mümkün değil. en azından genellemesi yapılamaz bina bina değerlendirilmesi lazım.

özet geç piç diyenler için, Duvara sabit,sarsıntı esnasında hareket etmeyecek şeylerin yanında cenin pozisyonu alıınız.

Arkadaşım, rica ediyorum önce yattığın yerin yanında bir deprem çantası bulundur. Sonra kirişin dirayetini hesaplarsın.

Eğer bunlara üşeniyorsan bir adet düdük (biraz sağlam ve güçlü bir düdük tabii ki), tercihen yeşil renkli bir lazer, birkaç tane kraker ve bir miktar su bulundur.

ahmet mete ışıkara da olsan, o pencereden atlayacaksın. içgüdüsel tabi bunlar hep.

çok aksi bi durum yoksa tuttuğum takımın maçını evde izlerim.

Dışarıda izlemeye mecbur kalmışsamda en uygun fiyatlı yerde yada tanıdığım bildiğim bi yerde izlerim arıza çıkmaması için. Para olarakta girdisi maç bedeli + nargile & çay olur.

1) gol atınca üstüme çıkan, ayağıma basan, kendi birasını ya da benim biramı döken ergenlerin, gol kaçırınca ya da rakip takım lehine karar verilince ortalığı ayağa kaldıran, hemen her pozisyonda ağır küfürler eden küfürbaz fanatiklerin olduğu yerlere gitmemeye özen gösteririm,

2) fahiş giriş ücreti ya da belli sayıda mecburi marka satışı yapan yerlere de gitmemeye çalışırım,

3) fenerli değilsem(ki değilim) kadıköy'de, beşiktaşlı değilsem(ki beşiktaşlıyım) beşiktaş'ta maç izlemem.

4) çok duman altı yerlere gitmem,
5) mutlak surette alkol ve yiyecek satması lazım.

param yoksa devre başına birer tane olmak üzere 2 bira içer, yanında da patates falan yerim, yani 15-20 tl civarı, yok param var ise sarhoş olana kadar içer, patlayana kadar yerim, o da yaklaşık 50 tl ve daha üstüne tekabul ediyor.

verir ama %99.9 askeri diş hekimine gönderir seni askeri hastanede ki kendi diş hekimine gidemezsin.

oluyor, Mesaj metnini yazdığınız yerin yanında ki kamera simgesine tıklayın açılan menüden eğer film rulosundan gönderecekseniz varolanı seç deyin ve VOILA!

köstebek

karga, uykusuz shop

güvenliğe söyle bence, bir şey olmaz ama adam bir iki gün o aracı orada görünce kıllanıp polis çağırır, polis te gelir sağına soluna bakar ve tamam keklik düştü deyip çeker aracını, sonra çekici parasıdır falan uğraştırırlar.

Kapalıya koy hocam. Güvenliğede söyle he der geçer zaten. Gerçi terminal otoparkıyla da sözlü olarak haftalık 25 - 30 kağıda anlaşıp bırakabilirsin.

otoparklara ücretsizde olsalar park etme izni 22.00 a kadar diye biliyorum en azından istanbul'da öyle. 22.00 den sonra araç çektiriliyor vs.vs.vs. bi sürü dert.

Bu tarz devasa otoparklara sahip ikea, carrefour, metro gibi mekanlar guvenlikte form doldurtup araci sabaha kadar birakmana izin veriyorlar. bir gun olan iki de olur sanirim.

aksi halde neredeyse hepsi gece birakilan araci cektirir, cektirmeyi dusunebilir.

genelde gece bırakılan araçları çektiriyor böyle otoparklar

Platformlar ödüyor. GS TV sadece Digiturk'te var mesela. Eskiden uydudaydı. Hadi paralı platforma geçelim, üstüne de para verelim demezler heralde.

Bu yüzden HDen digiturk'ten istediği kadar para alamamıştır.

FX ve Fox Life gibi kanallar da uydudan yayın yapmamak için ekstra para almışlardır.

digiturk yabancı kanallara para veriyor,yerli kanallardan para alıyor.hden dsamrtın kendi kanalı

Sizin söylediklerinizde tek ortak nokta yabancılara para verildiği anladığım kadarıyla.

benim bildiğim HDEN doğuş grubunun kendi kanalı Dsmartın değil ama her halükarda böyle ucuz işleri bırakıp her kanal her platformda olmalı. Kanald HD,HDEN digiturkte yok ve çok sinir bozucu. Discovery channel da henüz yok HD olarak digiturkte.

o eds'lerin bazıları 2 mesafe arasını geçiş süresini ölçüyor. yani a noktasından b noktasına işte atıyorum 35 saniyeden önce gitmemek gerekiyor. o da 70 km'ye tekabül ediyor filan. o tarz bi ölçüm olabilir. genelde 1 hafta içinde tebliğ ediliyor cezalar. 1 haftadan daha geç sürede gelirse ödemek zorunda değilsiniz diye biliyorum.

diğer geçiş neredeyse 50-60 km belki daha fazla süre sonraydı.

tekirdağ'da 2 tane eds var.
1tanesi tekirdağ-istanbul yönünde bölge trafik (migrosun karşısı) önünde,
diğeri ise ist-tekirdağ yönü gelip tekirdağ merkeze dönen kavşakta (meydana dönen)
bu iki sistemde de kırmızı ışık ve hız kontrolü yapılıyor(55km) bunun dışında tekirdağ'a giriş ve çıkışta gidiş geliş şeritlerinin üstünde bir direk ve ona bağlı kameralar var ki o da şehre giren çıkan araçların kaydını alıyor, bir nevi mobese.
:)
55'ten hızlı olarak bahsettiğim noktalardan geçmişseniz, aracınızın fotosuna ekli ceza plaka adresinize gelir.
gece de olsa flaş patlıyor :)))

hava çok nemli ondan. benim de kışın veya çok sık yıkadığım zaman çok kuru oluyor. ona çok sinir oluyorum işte.

çözümü varmı peki bunun? sürekli krem mi sürsem ?

aynı sorun bende de var. yazın ellerimi yıkıyorum maksimum 2 dakka sonra tekrar yapış yapış oluyor. bir çözümü olduğunu sanmıyorum.

pudra kullanılabilir aslında ama gerçek hayata nasıl uyarlarsın bilemem :)

filmin FPS si ile altyazının FPS si uyuşmuyor olabilir.

Böyle bi durumda ya uyumlu altyazı indirebilir ya da VLC playerda izlerken tuşlardan birine basarken altyazıyı filme oturtabilirsiniz.(hangi tuşlar olduğunu bilmiyorum yalnız her seferinde tüm tuşlara basmak zorunda kalıyorum)

gom player yükle,noktalı virgül veya nokta tusuyla ayarla altyazıları

Subtitle Workshop

ibooksta ben de hiç türkçe kitap bulamadım ama herhangi bir torrent sitesinden türkçe kitap indirirsen okuyabilirsin itunes üzerinden telefona atıp. ben o şekilde yapıyorum.

A HD
NTVSPOR HD

@skywalkeremre;

ntvspor hd sadece digiturk'te var diye biliyorum?

sorum, digiturk/d-smart gibi bir platforma ihtiyaç duymadan, frekans değeri girilip ücretsiz izlenebilen bir kanal var mı?

ne faydası olacak? yalan onlar. yok yılan yağı yok zeytinli yok üzümlü yok şu yok bu..

saça ne gibi bir faydası olsun istiyosun? uzatmak, bakım? yılan yağı diye bişi olmadığını palavra olduğunu duymuştum da.

Yılan yağı, Argan yağı ve sarımsak yağı son derece iyi geliyor saçlara. Bizzat kendim kullanıyorum. sürüyorsun kafada 2 saat civarı kalıyor sonra duş yapıyorsun.

ne yağı surersen sur deri maksimum %30 emilim sağlıyor :)

illa yılan yağı olmasına gerek yok. saç için yığınla yağ var.

sarmısak en etkin çözüm sanırım, pek çok yerden duydum ama kokusu yüzünden tercih edilmiyor.
hatta bir berberin dediğine göre (berber diyorum bak kuaför değil.) kel olan birinin kafasına ufak çizikler atıp üzerine sarmısak sürünce saçlar çıkmış falan.

sarmısak dışında badem, susam, kayısı çekirdeği, menekşe, hint yağı iyi gelir.

Teşekkürler ancak sarımsak daha önce kullandım. Bir de bunu denemek istiyorum. Bu yüzden yağının mı yoksa şampuanın mı daha faydalı olacağını bilmem yeterli şuanda.

iyi bir eczaneye git, blue cap şampuan al. biraz pahalı ama 2 hafta sonra bana teşekkür edeceksin.

yağ > şampuan ama istersen hem yağğıını hem şampuanını al böylelikle combo yaparsın kafaya.

farkında olmadan ayağını burkmuş olabilrsin. bir ihtimal kırmış olabilirsin.

ayağımı burktuğumu zannetmiyorum. kırık olsaydı da ağrısı çok daha fazla olurdu ve üzerine basamazdım diye kendimi avutuyorum.

bugün gibi yoğun bir günden sonra bu problemin iki ayağımda birden çıkması tek ayaktaki kırık ve burkulma ihtimallerini eliyor bence. ikisini de farketmeden burkmuş veya kırmış olamam sonuçta.

varis şikayetlerine benziyor, gerçi genelde bilekle diz arasında olur varis ama. eve geldiğinde ayaklarının altına yükselti koyup uzanmayı denedin mi? dolaşım sorunu gibi görünüyor bence.

denedim sister blister, ama canım öylesine yanıyor ki, o pozisyonda uzun süre yatamıyorum bile.. şimdi farkettim, tabanımı bir yere temas ettirince de bileğimden bağımsız acayip bir ağrı söz konusu..

geçmiş olsun :( bence de doktoru ihmal etme.

kırık olsaydı duramazdın. incinmiştir.

bileğindeki şiş ve kızarıklığın nedeni şu;eklemlerin çok fazla baskıya maruz kalmış ve eklemlerimizi hareket ettirmemizi sağlayan,kemiklerin birleştiği yerde bir sıvı var.bu sıvı sende artmış ve şişliğe sebep olmuş.aslında bu sıvı eklemleri koruyor.vücut,eklemi korumaya almış kısacası.sinyal veriyor.bir ortopedist anlatmıştı bunu bana.doktora gidip ilaçları ve önlemini almalısın.başka bir nedeni de olabilir.sakın ihmal etme.benim gibi,dinleneyim geçer deme.

düşük ihtimal de olsa, romatizma da olabilir, gut başlangıcı da. ilk fırsatta (etkiler tam geçmeden) tahlil, rontgen için randevu alın. geçmiş olsun.

askerde 3 gün boyunca çok fazla yürüyünce benim de fena şişmiş bottan çıkmaz hale gelmişti galiba sol ayağım. gittiğim tabip yarbay önce yürüme işine inanmadı bilerek ayağımı bir yere vurup bu şekle getirdiğimi düşünüp fırça attı sonra inanınca burkmuşsun haberin yok diye bir fırça daha atmıştı.

askeri hastaneye gittim sonunda.

mantar başlangıcı yüzünden ayakların ikisi de enfeksiyon kapmış, yukarıya doğru ilerliyormuş. geniş spektrumlu antibiyotik (cipra sid), agri kesici/ ateş düşürücü (maxalgine) ve mantar kremi verdi, kullan pazartesi tekrar gel bakalım dedi.

ilgilenen herkese teşekkürler.

cok gecmis olsun.
Zaten kirik olsa duramazdin.

asıl söylenmek istenen cümleden 'de' çıktığında anlam değişmesi değil, cümlenin anlamsız olması. ama 'de'nin bağlaç mı ek mi olduğunu bu şekilde anlamaya çalışmak da pek mantıklı değil.

Dahi(zeki olan değil) anlamında kullanıyorsak -de ayrı yazılır. Mesela ;
Ayşelerde toplanacakmışık.
Ayşeler de geleceklermiş. (Ayşeler dahil bu duruma)
gibi.

-de çıkarıldığında bozulması gereken anlam, bana göre aslında cümlenin "bir anlam ifade etmeyecek şekilde" bozulması.

Yani "bende kalem var" iken "ben kalem var" yaptığında saçmalamış oluyoruz.

Ama "ben de seni seviyorum" ile "ben seni seviyorum" arasındaki tek anlam farkı, birisinde -de'nin olmaması fakat yargı aynı yargı. Bu yüzdendir yani benim çıkarımıma göre.

"Bende kalalım" -> "Ben kalalım"

ben emin olamadığımda içimden okuyorum vurgusuna göre bitişik veya ayrı yazıyorum ki bu durumda sanırım anlamının değişip değişmediği durumu belli oluyor.

Lise öğretmenim şu şekilde açıklamıştı bana hep de işe yaradı.
Eğer bir kelimeye 2.kez de/da gelebiliyorsa o bitişik yazılır demişti ;

Evinde kaldım. Evinde de kaldım.

Türkçe öğretmeni yazmış bunu

blog.milliyet.com.tr

"de" ve ya "-de"nin ayrı yazılması gerektiğini anlamak için, aynı cümleyi "de" kullanmadan düşünüyoruz, eğer anlamda eksilme oluyorsa o hal eki olan "-de"dir ve kesinlikle ayrı yazılamaz. yok anlamda hiç bir düşme olmuyorsa, "de" ayrı yazılmalıdır. mesela;

"ben de okula gideceğim" bu cümleden de'yi çıkarırsak ben yine okula gidiyor olacağım, anlamda eksilme yok.
"kitaplarım sende kalmış" bu cümlede -de'yi çıkarırsak saçma sapan anlamsız bir cümle haline gelir, demek ki çıkaramadığımıza göre bitişik yazacağız.

Şimdi bu önerme sizce doğru mu yanlış mı ?

-de' nin yanına ''ler'' getirdiğinde anlam bozulmuyorsa/ cümle saçmalaşmıyorsa bitişik.

Örneğin ''Benim eşyalarım da evde.'' cümlesi:

- Benim eşyalarımdalar evde. (Bak anlamsız oldu, demek ki ayrı olacaktı.)
- Benim eşyalarım da evdeler. (Cümle saçma olmadı, -de bitişik kalacak.)

hayır yanlış değil.
yılardır bu yöntemi kullanırım, bir kere bile şaşmadı.
-de'yi cümleden çıkarınca anlamsız bir cümle kalması gerek. senin verdiğin örneklerde anlam değişiyor, ama hala bir anlamı var.
ben seni seviyorum. bu doğru bir cümle.
ben severim. bu da doğru bir cümle.

çıkarınca cümlenin anlamı bozuluyor mu vs uğraşmaya ne gerek var anlamıyorum. birleşik yazılan -de ismin bulunma halidir, ayrı yazılan ise değildir. bu kadar basit.

örneğin "ben de seni seviyorum" demişsiniz. birleşik yazarsanız "seni 'bende' isimli bir yerde seviyorum" veya "bir ben var bende benden içeri" sözündeki gibi kendi benliğinizde sevdiğinizi kastetmiş olursunuz.

ayrım yaparken düşünmeniz gereken şey, "de" ismin hal eki midir, değil midir. yok dahi anlamına gelen ayrı yazılır, yok cümlenin anlamı bozulur, yok bağlaçtır gibi boş yere kafaınızı karıştırmaya gerek yok.

baglac olan -de -da cumleden cikarilirsa anlam bozulmaz ama daralir.

sende de kaldim.
sende kaldim.

ilk cumlede baskalarinda da kaldigi anlami var, ikincisinde yok. anlam daralmis gibi dusunebilirsin.

-de bulunma durumu, isime bir yerde, bir şeyin içinde, bir kimsede bulunma hali katar ve bitişik yazılır.

Dahi manasındaki de ise bir ek olmadığı için ayrı yazılır.

Genelde de'nin cümleden çıkarıldığı zaman cümlenin yapısının bozulup bozulmamasına bakılarak ayırt edilebilir. Dahi anlamındaki de çıkarıldığı zaman cümleden sadece dahinin kattığı anlam çıkar. Ek olan -de çıktığındaysa dolaylı tümleç bozulduğu için cümle yapısı bozulur.

Bu yöntemde yanlış anlaşılan şey ise dahi anlamı çıktıktan sonra cümlenin, önceden kastedilen anlamı veremiyor oluşudur. Bakmamız gereken sadece şudur: De çıktıktan sonra kalan cümle gramatik kurallara uygun mu yoksa değil mi.

makina ölmüştür, net.

fişi çıkardıktan sonra tekrar on duruma getir sigortayı.

olmus olabilir.bir de niye her sey seni buluyor ya, bocekleri naptin?

aynısı bana da olmuştu ve bozulmuştu.

aynısı bana da olmuştu ve yangın çıkarma ihtimali olduğundan çöpe atmıştım.

madman,
seçilmiş insanım ben (:
böceği kovdum en son. daha da bir şey olmadı. olursa haber vericem söz.

hope ender,
sigortaları düzelttim.

çöpe gidicek o zaman. elveda felix..

olay benim de başıma gelmişti.tost makinemi attım.yerine pazardan 5 liraya, mekanik,elde çevirmeli,eski sitil,taş han marka,teflon tost aleti aldım.çok rahatım.

@iloushka
hakikaten oylesin. Yarina sineklik taktirmayi da unutmayasin.

rip felix
Long live Tefal

fişte fazla kaldığından kabloların bağlantı yeri cortlamıştır. 1 tlye "globe" marka izolabant alıp tornavidayla makinayı açıyorsun. fişten gelen kabloyu izle ya da kokuyu izle; hangi hislerin daha kuvvetliyse onu kullan. en kuvvetlisi 6. hissinse kabloları tut çek. kopan kısım eline gelecektir.

yerinde olsam elektrikçiden termostat da bağlardım araya.

elin tornavida tutabilmesi ne güzel şey yarebbim.

@harbi light necosh,
fişe takalı 5 dk olmadan patladı. daha tam ısınmamıştı bile.
korkarım ben daha onu kullanmaya. termostat neyim uğraşamam.

kendi whatsapp uygulamanın contact listine bakarsan senin rehberinde whatsapp kullananların tamamını görebilirsin.

@skywalkeremre
beni görebilenleri görmek istiyorum.

sanırım biz o kişilerin rehberinde kayıtlı olup olmadığımızı nasıl anlarız diye soruyosun? fakat böyle bi bilgiye ulaşmak zor. en azından ben bilmiyorum.

@tsubasacandy
evet onu soruyorum.

asıl sorun şu ki, numaramı değiştirdim ve rehberim çok kalabalık ama yeni numaramı bilen az, contact listimde benim gördüğüm kişilerin beni görüp göremediklerini öğrenmek istiyorum.

sonunda anlatabildim galiba...

tek aklıma gelen şu hepsine selam vb yazıp sen kimsin dediklerinde cevaplaman.

kesinlikle jollytur

www.deepnature.com

Tur programlarını incelemedim ama iki tur arasında epey bir fiyat farkı var. Taksitle almak istersen Jolly Tur 970 TL, ETS Tur ise 690 TL. 280 liralık bir fark bence az değil.

Ben geçen hafta ETS'nin GAP turundan geldim ve bir iki ufak şeyi saymazsan genel olarak çok memnun kaldım. Tura katılanlardan birçok kimse de daha önce ETS ile karadeniz turuna katılmıştı ve memnun olduklarını söylüyorlardı (ki öyle olmalı ki GAP turuna da katılmışlar).

Benim turu satın almadan önce yaptığım araştırmalarda ETS dışındaki turlar genelde fiyatlarında "müze-ören yeri girişleri+yerel ulaşım ücretleri vb" eklemiyorlar ve bunun için de 150-180 TL arası zorunlu bir ek ücret talep ediliyor. Halbuki ETS'nin fiyatları ekstra geziler dışında herşeyi kapsıyor. Yani zorunlu ek ücret gibi bir saçmalık yok.

iguanasını gezdiren bir adam görmüştüm, ama muhtemelen o, ihtiyaçlarınızı karşılayamaz.

ev arkadasimi verebilirim istiyorsan sana. ama kargoyla ugrasamayacagim , eskisehir icinden elden teslime edebilirim.

gunde bi paket sigarasi var sadece , baska da sorunu yok.

konusuyo sayilir.

deve

keşkeee...

iamasloth.files.wordpress.com

al yanına televizyon izle bununla sabahlara kadar

ben maymun almak istiyodum eğitirim ev işlerine falan da yardım eder diye, kız arkadaşım bir eve bir tane maymun yeter deyince vazgeçtim hayvan falan beslemekten. gonzales alasım var bu ara.

Yaş kaç? Konaklama şartları? İş güç okul vs. durumu/ayırabileceğin zaman?

Kara kaplumbağası... Ben besliyorum, çok tatlı bir hayvan. Ama ben bahçeli bir evde oturuyorum; kışın hep evde bakıyorum, yazın gündüzleri dışarı çıkarıyorum, akşam eve alıyorum. Eviniz bahçeli değilse pek önermem.

Sen baya insan istiyorsun

maymun zor hocam, iki sene içinde cinsel olgunluğa ulaşıyor, bu sefer acayip agresif oluyor evi dağıtıyor falan.
tavşan derdim, komik hayvan, salak salak zıplıyo, çarşaf düzeltiyo falan. ama antalya sıcağında olmaz yazık hayvana. eğer zamanın çoksa sincap yavrusu al. bebekken alırsan hiç dibinden ayrılmaz, büyükken almayacaksın alışmaz öyle. ama biraz büyüyene kadar çok uğraştırıyormuş.

ördek,arada küveti doldurursun iki batar çıkar.

evlen. kadın besle.

semender al.ara sira yuvasindan falan kacar heyecan olur evde.

bu modeli görmemiştim. bayağı iyimiş evet.

ön kötü,arkası çok güzelmiş. ben bunu beğeniyorum jaguarda tasarım olarak 1.bp.blogspot.com

jaguar x-type her zaman favori arabamdır... yok böyle bir güzellik.

C-X16 da fena olmuş...

aston martin çakması diil mi bu ya?

hak veriyorum abi, jaguar yükselişte. fantastik tasarımları var ve satışa sunmaya da çalışıyorlar sanırım artık. sadece prototipte kalmıyor hintliler sağolsun.

(hint miydi tataydı di mi evet.)

♥ jaguar. @skywalkeremre'ye de katılmamak elde değil senelerdir hastasıyım o modelin.

kıvrımlı hatlara sahip. kadın gibi. o yüzden erkeği cezbediyor.

aston martin db9

çoğunuz öeh diyecek ama istanbul-ankara yolunda ibrahim tatlıses-yetmez mi albümü dinlemek abim ile benim ritüelimiz.

Selda Bağcan diyeceğim, ne kadar uygun olur bilmiyorum ama.

muazzez ersoy nostalji 1...12

bu gece babamla ankara-istanbul yapacağız ve benim planım benzinlikten göksel'in son albümünü almak.

eski şarkılar istiyorsan da "altın klasikler" diye bir cd topluluğu var, o güzel.

bu arada yarın istanbul'dayım sevgili emre :)

Brooklyn funk essential - laco tayfa

uzun yola gideceksen mecbur hareketli birşeyler dinlemen lazım.

mecbur kriterlerine uymayan bir öneride bulunacağım. ama söz olmadığı için yabancı denemez.

www.house-mixes.com bunu indir dinle. dikkat et kaza yapma ama.

bulutsuzluk özlemi tek geçerim seyahat için. hele de güneye gidiyorsan.

uzun yol ve bulutsuzluk özlemi?? :)))

orada kafam kadar Taksim Trio & katibim şeklinde ki maddeleri biriniz bile dikkate almadıya valla hepinizi sevgiyle kucaklıyorum.Bebeğimsiniz.

Uzun yol için: Burhan Öçal

slow müzik dinlenmez. hele hele biryere giderken hiç dinlenmez. indir internetten 2 tane outrunner seti. 2-3 tanede various deep house seti. yap cd ni tak eğlene eğlene git uzun yoluna. link veririm istersen.

Son iki cümleyi okumadan önce ''Ayak serçe parmağı.'' yazmak üzereydim.

ayak parmaklarının hepsi.

kuku organı, çok çirkin ve kötü kokuyor. daha iyi kokabilirdi ya da simetrik olabilirdi.

ayakların tamamı, dirsek, diz, üreme uzuvları, kulaklar.

burun

küçükken ellerime bakaar bakaar sonra da dehşete kapılırdım. tamam çok mübarek çok işlevsel bir organ ama beni çok korkuturdu. parmaklarımı oynatırdım, o el mutasyona uğramış bir tarantula gibi görünürdü bana.

en biçimsiz yer dirsek ve diz kapağı bence.

en işlevsiz de 20'lik dişler.

kadınlarda kuku, erkeklerde testis torbası. bug var oralarda.

Leonardo da Vinci'ye göre dirsekler ve üreme organları

Ayak parmakları. Ama bence en tipsizi serçe değil ayak başparmağının yanındaki tipsizlik abidesi.

beynim. çok buruşuk.

çük - o ne öyle ak ya taşşaklar falan

artık sadece avrupa birliği üyesi ülkeler katılabiliyor çünkü

Türkiye ön elemelerde elendi.

kime elendi?

hirvatistan'a.

Kuala Lumpur ile baraj maçı oynadık. ilk maçı 1-0 kazanıp ikinci maçı 2-0 (yapma hayrettin) kaybedince elendik dolayısıyla bizim yerimize kuala lumpur gitti.

2014 dünya kupasında da yok mesela.

havasını almak lazım hava kalmıştır.

şehir?

aracı daha fazla eline almadan bi yetkili servise gitsen daha iyi olmazmı?

Şehir İstanbul.

Yeni bir araba ise: yeni arabalarda geri lambası tek farda var. Neden, nasıl bir mantık, artistlik yapacağız derken nasıl bu kadar su kaçırırlar bilemedim.

rearazem+1

Vw golf 5 kullanıyorum tek tarafta geri fites lampası var. Yeni nesil özellikle HB araçlarda geri fites lampası tek tarafta genellikle. Yani rearazem artı bir

Bunun nedeni yanmayan kısımda sis farı olması.

Aracın markasını, modelini ve model yılını yazar mısın?

Yine de ben çok saçma buluyorum velev ki arkamdan gelen arabanın bakış açısıyla 45 derecelik bir açı yaparken geri geleceğim ve geri vites lambam onun kör noktasındaysa. Yahut başka bir ihtimal geri vites lambalarımdan bir tanesi patladıysa? Bu benim yaşlı kurt olan arabamda sorun değil ama bu adamın para bayılıp aldığı yeni arabasında sorun.

Estetik kaygıların işlevsel hususların önüne geçmesinden her alanda nefret ederim.

@atmetcan44: citroen c3, 2011 model.

Sol taraftaki lamba arka sis lambası. Yakarsanız göreceksin. Sağdaki da geri vites lambası. Simetrik görüntü bozulmasın diye sol tarafı da şeffaf yapıyor bazı üreticiler. Dikkatli bakarsan sol tarafın içindeki ampul kırmızı renktedir.

Peki + 90 olarak mi gozukuyo yine?

Numaran aynı sana giren farklı olur bu durumda. +90 olarak gözüküyorsa yine öyle devam eder.

Ben de onu sormustum iste.normal turkcell yani +90 olarak kayitli.atiyorum almanyadan aradim annemi yine 0534 xxx xx xx diye mi gozukcek onda numara ben aradigimda?

normal görünür.

her zaman oyle olmuyo, bazen buldugun ülkenin koduyla rasgele bi numara cıkıyo bazen +90la kendi numaran cıkıyo. en azından bugune kadar bana denk gelenler böyle oldu (:

ronaldo erken bir şut çıkaracaktır muhtemelen. 3 diyorum.

oyuna portekiz başlar, ilk hücumda ronaldoyla topluca yüklenmeye çalışırlar ama top neuer'de kalır. o da ilerideki gomez'e degajla topu yollar. dakikalar 1.27'yi gösteriyordur. yersen tabi, bol şans :)

2.30 fln olunca 3. dakika sayılıyor sanırım di mi? ben de 3 diyorum. 2 küsurlu bi şey olur.

santrayı portekiz yapar . Ronaldo da artist ya hemen kaleye vurur topun neure gelmesi ve degajı vurup topun orta sahayo geçmesi tahminen 12.saniyeye denk gelicektir :))

yazı turayı portekiz kazanıcakta , ronaldo kaleyi tutturucakta , neuer elle oyun kurmak yerine degajı tercih edip isabetli biçimde geçiricekte .. :D ama ben inandım hepsi olucak :)

2. dakika

6. dakika gibi geliyor bana.

eğer portekiz önde baskı yapmazsa , neuer degaj yapmaz ayağa pasla başlatır oyunu.

13. dakika da gerceklesti. ben 9 diye tahmin etmistim..

www.frmtr.com bu olaydan sonra M&M tshirtlerinin satışı ulusal tshirtçüler ve satıcılar federasyonu ve Türkiye Pazarcılar Birliği tarafından durduruldu

@skywalkemre hocam yapma yaaa :(( Eminem'i sevmeyen ölsün. :D

ya troll duyurusu mu bu tam anlamadım ama bence böyle şeyler giymeseniz daha şık olursunuz ^_^

@phthalo blue red hocam ne alakası var trollükle.52 kişi tıklamış.ne trollüğü. resimdeki t-shirt örnek.çok güzel tshirtler var.ama yurtdışında tabi.

en kestirme yolu youtube'a "sihir numaraları" veya "magic tricks for beginners"
yazıp çıkan gösterileri çalışabilirsin.

anladığım kadarıyla seninle aynı kafadayız. şu herif gibi olmak istiyoruz. adı derren brown. kaynak yok fakat izleyip izleyip vay muğaki diyebilirsin.

www.youtube.com

Çoğu illüzyon için alet-edevat gerekir. Tam olarak ne istiyorsun bilmiyorum ama şu foruma bakabilirsin-sorabilirsin:
www.themagiccafe.com

Ayrıca malzeme alman gerekirse, penguinmagic(ben buradan alıyorum, aradığım çoğu şeyi buldum ve fedex ile 2-3 günde LasVegas'tan İstanbul'a geliyor), mjmmagic, magicwarehouse vb. satış sitelerine bakabilrsin.

@nikimin evet aynen oyle. mesela izledigim bir video izlemistim. oradaki eleman diyordu ki "simdi benims ag elime bakin desem ama sizin yuzunuze baksam elime bakmak yerime yuzume bakmayi tercih edersiniz. ama size sag elime bakin desem ve elimi kaldirip elime baksam sizde sag elime bakarsiniz. isin garibi size sag elime bakin desem ve sol elimi kaldirip kendim de sol elime baksam cok onemli bor cogunuz benim baktigim ele yani sol ele bakacaksiniz" gibi birsey diyordu. iste benim ogrenmek istedigim bu. bilimden yola cikarak , psikolojiden yola cikarak , hic bir alet edevat kullanmadan , ya da olayi aletlerle susleyerek ama amac alet sihiri olmadan bisiler yapmak. isin o psikoloji kismiyla daha ilgiliyim , ya da bilim kismiyla. iste tamamen atiyorum "insanlar kirmiziyi gorunce aklina genelde ates gelir ,sariyi gorunce genelde gunes gelir" vs gibi seyler. ya da birisine bir takim hileli sorular sorarak o kisinin birseyini bilme. caktirmadan bisiler bisiler yapma , dikakt dagitma falan.

criss angel bazı triklerini youtube da açıklamıştı mesela onu takip edebilirsin.

criss angelın setini alabilirsin.

tv.crissangel.com

illüzyon biraz para gerektirdiği için lüks bir uğraş bence. ben illüzyonun manipülasyon kısmıyla ilgileniyorum. zamanında ana okullarında ufak gösteriler yapıyordum. ilgi alanım daha çok iskambil kağıtları. haliyle tanıyan kimse benimle kağıt oynamaz. okey bile oynayacağımız zaman hile yapmamam için oyundan önce yemin ettirirler. istesem kolay kolay yenilmem zira, hatta hiç yenilmem. ama manipülatör olmak tamamen el çabukluğuna baktığı için yetenek isteyen bir dal.

illüzyonun birçok dalı var. aslında kaliteli illüzyon yapmak için paran olması lazım. hani o kızların kesildiği ya da kaybolduğu aletler falan oldukça pahalı. paran olsa, o aletleri sana verseler sende yaparsın bi şeyler. ama günümüzde illüzyonun en büyük düşmanı haliyle internet. adam 10000 dolarlık alet üretiyor, ikinci gün hilesi internete düşüyor. o nedenle manipülasyonla uğraşanlar kendilerini biraz daha şanslı görürler diğer illüzyonistlere göre. bizim bi mendil kaybetme numaramız vardır mesela, yıllarca insanlar sırrını merak ettiler. daha sonra o numara yetenek sizsiniz türkiye'de yapılınca iki günde herkes öğrendi sırrını.

illüzyonda hemen her gün yeni icatlar çıkıyor ama sonu gelmek üzere olan bir meslek maalesef. o nedenle buradan illüzyon severlere sesleniyorum, izlemesi hoşunuza gidiyorsa lütfen açıp sırını araştırmayın. dünyanın en büyük illüzyonistlerinin yarıştığı fism organizosyonunda bile genelde manipülasyona yönelir oldu herkes. adamlarda haklı ama, kutuyu on parçaya bile bölseler iki gün sonra sırrı çıkıyor piyasaya.

anladığım kadarıyla sen mental illüzyon öğrenmek istiyorsun. hiç uğraşmadım ama uğraşan arkadaşlarım var. mental illüzyoncuların doğa üstü güçleri olduklarına falanda inanmayın, her numaranın sırrı var. yalnız bu işe biraz küçük yaşta başlamak gerekiyor ki ilerleyebilesin.

yeni başlayacağın için sana tavsiye edebileceğim siteler;

www.illuzyonist.com
www.sihirevi.com (istanbul'daysan eğer gidip görmende fayda var)

ayrıca google'ye mental illüzyon yazarsan istemediğin kadar site gelir zaten.

ai se eu te pego
alejandro
fight club
till i collapse
Heavyweight

pitbull - hey baby
www.youtube.com

trance tarzı müzik koy arabana.

www.youtube.com

rafael diye hatırlıyorum.

Kesin bilen çıksa da rahatlasam bende :D

Michelangelo sevmiyor.

şurada yapılan alıntılarda pizza siparişi verirken söylediklerine göre "pizzay ançuez koyarsan külahları değişiriz" diyor.

en.wikiquote.org(1990_film)

Bende Michelangelo sevmiyor diye hatırlıyorum ançuez görünce ağzı burnu kayıyordu.

donetello olması lazım

@el magico
Tamamdır,çok teşekkür ederim yaa =)
Sabahtan beri bunu tartışıoruz arkadaşla başka işimiz kalmadı :D
Aslında ben de ilk önce Michelangelo sevmiyor dedim ama sonra şey dedi arkadaş "la o seviyordu hatta diğerleri,o koyduruyor diye isyan ediyordu" dedi aklımı karıştırdı.
Sonuca kavuştu artık :D

Bu sezon ki fiyatlari bilmiyorum ama 10 kisi giderseniz +- 150 tl olur adam basi

siyirirsiniz da 150 lira vermekle bitmiyor isiniz. yani o paraya yaninda gelen ickilerden anca birer yudum alirsiniz. gerisini yine cepten.

Entrapmen hakli, yaninizda tam parayla gitmek gibi bi hata yapmayin sakin sonra hesabi oderken biz nerde yanlis yaptik sarkisini soylersiniz. Limiti bos ve yuksek bi KK yaninizda bulundurun ne olur ne olmaz.gittiginiz yer istanbulun en A+ eglence mekanlarindan birisi sonucta. Bir de kiyafetleri iyi secin valla kalirsiniz kapida.

1300 tl ye reinada loca bana biraz az geldi.

Birer gazoz içilip kalkılacaksa sorun olmaz.

3.500 loca fiyatı

Madmen.. Ben de bi dizi yolklugunda baslamistin kendisine:)

Breaking Bad'e başlayın ufaktan, 15'inde son sezonu başlayacak. Herhalde siz de finale doğru yakalamış olursunuz. Misler gibi olur.

continuum başladı fena değil gibi gidiyor 2 bölümdür belki fringe'in yerine oynayabilir.

yazını klasiklere ayırmanı öneririm:

*the wire
*oz
*the sopranos
*six feet under
*battlestar galactica

örneğin 5 kişilik bir araca 1 kişinin binmesi. çoğu kişinin bunu yaptığını düşün. sonra da zihninde yer kaplamaları düşün.

tabi daha bir çok sebep var. bence bu önemli olanlardan biri.

Varolan araç sayısını kaldırmayan yollar, dingil şöferler,amacı dışında kullanılan emniyet şeritleri ki artık neredeyse yoklar bile bir işe yaramadıklarını düşünüp kaldırdılar,müşterisi yoksa saatte 5 kmh ile giden dolmuş şöferleri,kurallara uymamazlık vs.vs.

birincisi araç sahibi olmanın oldukça kolaylaşması, ikincisi lüks düşkünlüğümüz. malum altımızda en kötü yeni kasa bi opel elimizde iphone, cebimizde camel olunca kendimizi çok cool olarak tanımlıyoruz. bunun dışında istanbul'un şehir yapısı. o kadar çok bozuk ki hani altında bisiklet olsa onu kullansam desen gideceğin en fazla mesafe 5 km'dir.

bunun yanında insanlarımızın yine keyfine düşkün olması. adalar belediyesi gibi bisiklet sistemini hemen her ilçe yapsa çoğu insan(özellikle genç nüfus) bisiklete biner. ama işte biraz anlayış durumu biraz da ekonomik. bisiklet sistemi çıksa bu sefer minibüsçüler isyan eder biz para kazanamıyoruz diye falan. dolmuş-taksi'ler olsa aslında yine bi nevi biraz rahatlar trafik 1 kişi yerine 5 kişi biner bi araca ama nerede bizde o anlayış. bir takım sebepleri bunlar yani :)

toplu taşımalar rezalet. metro tüm şehri kapsamıyor. böyle olunca da insanlar azıcık para geçse de ellerine kredi çekip alıyorlar bir araba. bir de her şeye rağmen bu şehir bu kadar insana küçük. benim gibi taşradan gelip dolduranlar yüzünden böyle oluyor yani. üzgünüm istanbul yerlileri :(

Londra metrosu 1983 yılında açıldı,ana sebebi şehir içi trafiği hafifletmek için. Bugün ki londra nüfusu 8milyon, o zaman kim bilir neydi. Istanbulun nüfusuna bak, toplu taşımaya bak, metronun, metrobusun vs. yapım yılları ve şehri ne kadar kapsadiklarina bak. Gördüğün sonuç trafik sorunu. Üstüne birde yukarıda da denilen, halkin bilinçsizligi.

15 milyonluk şehirde sadece 10 km'lik metro hattı olursa trafik olur muhakkak. kaçınılmazdır.

ayrica istanbulda trafige her gün binden fazla yeni araç çıkıyor. mevcut yollar yakın zamanda hizmet veremeyecek hale gelecek. o zaman ne gibi bir çözüm üreteceklerini ben de merak ediyorum. büyük ihtimal fahiş geçiş ücretleri uygulanacaktır.

@darknum yanlış yazmışım o bir 9un 8 olması lazım

iron man

Prestige,Batman

thor. kendisi de tanrı ama babası yargılıyor sonuçta haha

unusual suspects

sherlock holmes
gregory house
the joker
jack sparrow
miranda priestly
will hunting
l & kira (death note)
sheldon

naked

limitless

the mask.

nescafe tarzı çözülebilir kahvelerin katkı maddesi içerip içermediğini öğrenmeye çalışıyodm

bunu seyrediyorum. www.youtube.com

Lig Tv de maçı izliyorum, arada survivor arada Skyrim. Evet çok boşum.

mac ızlıom

Yahşi cazibe izliyom reklamda şimdi.

ders notlarımı tasnif ediyorum. bununla uğraşacağıma çalışsam sınavı geçerim.

simpsons s3e8 izliyorum.

söylemesi ayıptır tortellini yaptım onu yiyorum

3 adet kitaptan hangisine baslasam onun kararini vermeye calisiyorum. bas agrisiyla mücadele ediyorum...

Lost ve Six feet under indiriyorum. Popülariteleri geçti keyifle izlicem gece. Bi yandan da arkadaşımla sohbet ediyorum. Duyuruda neler sorulmuş bakıyorum. Cips istiyo canım olsa yicem ama yok :( Yerine ne yesem diye düşünüyorum bi yandan.

ben!ben!ben!ben!ben!ben!ben!ben! diyen insanların soyu hepten kurusun diye yüce alleahüetealadan dilekte bulunuyorum bu ne ego bea!

stumbleupon

ekşi duyuruya bakıyorum

japon airlines 123 numaralı uçuş kazası tek geçerim.

American Airlines ın kalkıştan hemen sonra düştüğü bi bölüm var. Çok etkilemişti beni. Adam sevgiisi ile arkadaşını uğurluyor ve uçağın düşmesine an an tanık oluyor falan. Uçak ağzına kadar yakıt dolu olduğu için herkes yanarak ölüyordu

mısır havayolları'nın yaptığı kaza. palermo'ya düşüyordu uçak. pilot ne yaptıysa da kurtaramadı her şey elinde patladı adamın.

abd ye yiyecek sokmak yasaktır. yakalanırsanız yiyeceğiniz çöpe gidiyor.

el bagajı+laptop çantasına izin var. benim büyük laptop çantama kıyafet de tepiştirdiğim olmadı değil şimdi.

Yiyecek içecek sokmak başınıza dert açabilir. Zaten bu son kısıtlamalardan sonra uçaklara o tarz şeylerin girmesi yasaklandı diye biliyorum bir de ekstradan ABD'nin bu konuda yasakları vardır. Ama belki uçak inmeden önce bilgi formu dağıtıyorlarsa onda bildirebilirsiniz.
Discovery channelda yayınlanan borderline security isimli programda avustralyaya yiyecek içecek ancak uçuşta dağıtılan kartlarda bildirilirse sokulabiliyordu onun dışında para cezası falan varmış.

bende direk sirt cantasi var laptop cantasi olarak. ama bilgisayari goturmeyi planlamiyorum cok vaktimi yer diye. orda elemanlar; noluyoruz genc dese ben de laptop cantam desem acip gostermek gerekir heralde bir de hos olmaz gibi, evet :)

@skywalker peki bahsettiginiz bu olay ucagin ici mi yoksa bagaj kismi icin mi?

yiyecek sokmak yasak abd'ye, ozellikle et ve sut urunleri konusunda ekstra hassaslar. zaten ucakta yesil bir form verip yaninizda yiyecek veya icecek getirdiniz mi diye soracaklar. ayrica pasaport kontrolunde duran adamda cok buyuk olasilikla o yesil forma baktiktan sonra soracaktir. yanimda yiyecek yok demekte ozgursunuz ama bavul kontrolunde yakalarlarsa ceza kesiyorlar, sikinti cikariyorlar. is biraz sansa kaliyor, hicbir sey sormayip direk pasaport kontrolunden cikadabilirsiniz ya da bavulunuzu kontrolde edebilirler. ben farkinda olmadan iki uc defa sucuk sokmusum, sagolsun annemler atmislar bavula benim haberim olmadan. ama yakalansam dayarlardi cezayi. yine sansini deneyip gida sokan insan da var epey ama soyledigim gibi biraz sans isi, bir de kapali kutuda oldugu surece sekerleme veya cukulata tarzi gidalara pek ses cikarmiyorlar. bulguru tarhanayi bilemicem. bir de son olarak gida getireceksiniz bunlarin hepsini teslim edeceginiz bagajda olsun, el bagajina hicbir gida koymayin, yuzde bin cope gider.

@freekara depresyondan son saniye cevirdin resmen :)

herkese cevaplari icin de ayrica tesekkur ediyorum

sırt çantasıyla binebilirsin belirli kiloyu aşmadıkça. yiyecek sakat iş. sıvının da hertürlüsü yasak zaten.

seneye ps3'e gelecek diye duydum ben

ps3 ün sevmediğim tek noktası. Tamam pek çok canavar oyun var ama bazı major oyunlar ne yazık ki gelmeyebiliyor bu da bana koyabiliyor. Bize yine skyrim yolları gözüküyor.

Yüksek olasılıkla gelir ama 1 yıldan önce zor. StarCraft II'ye 1, Diablo III'e 1 ya da 2 , World of Warcraft için de 1 tane ek paket yolda. Hal böyle iken başlarını kaşıyacak vakit bulabilirlerse neden olmasın... :-)

Siz beni güldürdünüz allahta sizi güldürsün :) Gastroloji değil yahu, gastronomi olacak bölümün doğrusu :)Hehe

Eskiden yetenek sınavıyla alıyordu. Şu an değiştimi bilmiyorum.

Gastroloji? asgdahsd neyse açıkçası ben size 7Tepe ile boşuna zaman kaybetmemenizin yolunu söyliyim.

mutfak sanatları akademisi ama görüşmelerde gastroloji derseniz unutun =)

sınavı kolay oluyor diye biliyorum.
mülakatta da bursa ihtiyacın var mı diye sorabiliyorlar, evet demen gerek.
önceden gidip hocalarla tanışman iyi olur. nicolas diye bir hoca var, en toşaklı hoca o, hele fransızca biliyorsan adamın gözünde iyi yere gelirsin. ama bildiğim kadarıyla adama kendini kabul ettirmek kolay değil.

ay cahillik işte ayol :)

Kompleks var biraz. Selam ben ingilizce de biliyorum havası. Halbuki herkes biliyor artık ingilizce, gelip enteresan ve ingilizce / türkçe karşılığı tam olarak olmayan farklı bi dilden kelime kullan, hayran kalalım. Saçma sapan şeyler.

Başlıktaki "deadline" dışındakilere dair eleştirinize katılıyorum, ancak biraz pratik yaklaşmak lazım; en azından benim bildiğim yaygın ve kısa bir karşılığı yok, son x tarihi demek pek pratik gelmeyebilir.

Fokuslanmak saçma evet hatta odaklanmak daha güçlü hale getiriyor bence anlamı ama 'mailing' yerine ne kullanılabilir? Zaten E-Mail olarak yerleşmiş durumda dilimize e-posta diyen neredeyse yok gibi. Deadline da yine kabul edilebilir.

Ama Business developer falan bunlar kartvizitte hem türkçe hem ingilizce yazmıyorsa sadece ingilizce yazıyorsa çok güldürüyor beni.

bu subject üzerine brain storming yapsak bile resultlar bizi satisfy etmez. comes böyle goes this way

"off day" var bir de. sonradan ortaya çıkmış mail atmak, türkçe de tam karşılığı duruma göre değişebilen deadline ı filan zor olsa da anlıyorum ama, izin günü demek bu kadar mı zor arkadaş?

çoğu kullanım abes kaçabiliyor tabii. ama bazı terimleri ingilizce kullanmak daha anlamlı ve terim olarak mecbur kalabiliyorsun. türkçe'nin karşılamadığı yerler olabiliyor. ama bu bahane olmamalı, en az şekilde ve en uygun şekilde kullanılmalı.

Deadline: son gün veya teslim tarihi işte. Çok mu zor yani bunu söylemek de dedlayn diyoruz?

meselenin özentilikle alakası yok bence.
bahsettiğin şeyler genel olarak teknik veya mesleki terimler. bazlarının tam türkçe karşılıkları yok. bazılarının da var ama çok itici. (türkçeleştirilmiş hiç bi program kullanamıyorum ben mesela)

zaten ne kadar türkçeleştirmeye çalışsan da tamamiyle türkçe olmuyor neticede. mesela futboldaki faul, ofsayt terimlerini düşün. ya da mobil, program, kredi, orjinal, marka, şampiyon, disk, market, televizyon gibi sözcükleri. yazılışı türkçeleştirilmiş o kadar. öyle olacağına orjinal haliyle kalsın daha iyi. mailing/mail'leşmek yerine e-posta'laşmak karşılığını kullanalım falan demişler. e-posta'nın neresi türkçe? elektronik kısmı mı, posta kısmı mı? olmayınca olmuyor işte.

ayrıca günlük konuşma dilimizde arapça, farsça, fransızca vb. kökenli çok fazla sözcük kullanıyoruz ve kimsenin gözüne batmıyor. günlük hayatta yalnızca yerine sadece, örneğin yerine mesela, yanıt yerine cevap, belirgin yerine bariz, özgün yerine orjinal, işlev yerine fonksiyon kullanıyoruz ki bu verdiğim örneklerin türkçeleri hem yaygın olarak biliniyor hem de sırıtmıyor. yani buna rağmen bu sözcükler bu şekilde kullanılıyorsa, senin söylediğin sözcüklerin hiç kafaya takılmaması gerek.

dracula-bram stoker

stephen king - misery

Hocam lise öğrencisi diye özellikle belirtmenin sebebi korkunun dozajını ayarlamamız gerektiğini anlatmak mıdır, yani "Aman bu lise öğrencisi çok şaapmayın, az korkunç olsun" gibi ? :D

Hayvan Mezarlığı - Stephen King
Yalnız kitap neyle ilgili diye vikipediye falan bakma, ben daha önce bakmıştım sonunu bile yazmış adamlar :)

hacım şimdi tıvaylayttır falan moda ya. ondan ilgisini de çeker diye düşündüm. drakula korkutucu biraz tamam da lise çocuğunu o kadar etkilemez ben de lisede okumuştum.

@harpp korku romanları konusunda pek bilgili olmadıgım icin bilemedim acıkcası. biraz arastırayım dedim ama konulara bakınca kararsız kaldım :)

Buick 8, gecenin bir karanlığında sessiz ortamda okunursa götüm götüm atarsınız, garantili.

edgar allan poe

stephen king- kujo
gerilim ağırlıklı bi kitap, hemen okuyup bitirirsin garanti:)

istanbul - seul ucusu budur..

sebep hava trafigi ile ilgili ucus hizi duzenlemeleri..

biltek.tubitak.gov.tr

rüzgar hızı ve gidiş dönüş rotasının farkıda etkiler.

Frankfurt LA 11 küsür saat LA Frankfurt 10 küsür saat sürüyordu mesela.

ama bir rus pilot da bana dunyanin donus yonuyle alakali oldugunu soylemisti.. sizin havada kaldiginiz sure boyunca dunya da donuyor belirli hizda ve bu gecikmeye veya erken gtimeye neden olabiliyor demisti..

ama bizim turk pilot onun da etkisi var ama hava trafigi ile ilgili hiz sinirlamalari var demisti..

ikisi de bana mantikli geldi.. :)

great circle route ve jet stream ile alakalı.
en.wikipedia.org
en.wikipedia.org:Greatcircle_Jetstream_routes.svg

@bigman : verdiğim linkte şöyle bir şey var :

"Dünya dönerken etrafını saran havayı da kendisiyle beraber döndürüyor. Böyle olunca yerden bakan birine göre toprak gibi hava da hareketsizmiş gibi duruyor. Böylece aynı yakıtı harcayan uçakların hareketinde de Dünya'nın dönüşünün bir etkisinin olamayacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Kısaca tekrarlarsak, normal, rüzgârsız bir havada değişik yönlere giden uçaklar, havaya göre olduğu gibi yere göre de aynı hızla hareket ederler.
Rüzgârlı havalarda durum değişir. Eğer havaya göre aynı hızla giden uçakları düşünürseniz, (bu her uçak aynı yakıtı harcıyor demek) rüzgârla aynı yönde giden uçak yere göre daha hızlı gidiyordur; çünkü hem uçak havaya göre belli bir mesafe kat eder, hem de rüzgâr havayı ve içindeki uçağı bir miktar ileriye taşır. Uçak, rüzgâra ters yönde girmişse bu uçak yere göre daha yavaştır. Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz. Eğer İstanbul'dan Ankara'ya doğru kuvvetlice bir rüzgâr esiyorsa, İstanbul-Ankara uçuşu daha kısa, Ankara-İstanbul uçuşu daha uzun sürer.
Rüzgârların belki de en ilginç olanı Jet-Stream diye adlandırılan ve yerden 10-30 km yukarıdan esen güçlü hava akımları. Bunlar sürekli aynı yönde, batıdan doğuya doğru ve saatte 100-400 km hızlarla esiyorlar. Yerden hissedilmeyen Jet-Stream ilk defa 2. Dünya Savaşı sırasında bombardıman uçakları tarafından keşfedildi. O zamandan beri bu rüzgârlar üzerinde yapılan çalışmalar bunların Dünya'nın dönüşünün etkisiyle basitçe açıklanamayacak bir şekilde oluştuğunu gösteriyor."

atmosfer de dünyayla birlikte dönüyor, rus pilotun dediğinin olabilmesi için atmosferden çıkmış olmamız gerekir.

her şey çok güzel olacak

Benim tavsiyem "Her Şey Çok Güzel Olacak" olsun. 1998 zamanlarının görüntülerini izlemiş olursunuz, hem "Bu Ne Biçim Hikâye Böyle" dahi tek başına izleme sebebidir.

herşey çok güzel olacak.

her şey çok güzel olacak

herşey çok güzel olacak.

www.youtube.com hasssiktir be rıfat abi diyerek Pardon diyorum.

madem ikisinide izlemişsin o zaman Bizim Buyuk Caresizligimizi izle rahmetli Seyfi Teomanın filmi.

(bkz: güneşin oğlu)

herşey çok güzel olacak.

Pardon

herşey çok güzel olacak.

herşey çok güzel olacak

pardon trajikomik olduğu için can da sıkabilir..

artı servis

www.ipadservis.net

nasıl almıştınız? bazı kredi kartlarının sigortası olabiliyor, kardeşimin başına gelmişti, öyle değiştirtti.

kağıdı ters çevirirsen omega oluyor.

tersi OMEGA işareti

(bkz: mho)
en.wikipedia.org(unit)#Mho

bi de şu varmış:
Omega and agemo subgroup
en.wikipedia.org

Direnç ile ters orantılı olan, adını direnç birimi ohm'un tersinden alan mho'nun işaretidir. İşaret de adı gibi ohm'un tersidir derim ben.

dövme yaptırmış da biri bileğine. dedim felsefikli bişi mi acaba.

yayvan bir göt izlenimi uyandırıyor...

Hacı ben önce kitap okuma alışkanlığına ve zevkine sonra da müzik zevkine bakarım. Star Wars izlememişse de olur. Şaka lan şaka, Star Wars izlememiş insan mı olur, heh.

P.S: Erkeğim ben.

kişilik ve düşünce yapısı uymazsa gerisinin bi onemi yok

o anki boşluk durumuna verilir öncelik. çok boşsan ve çok canın sıkılıyorsa saydıklarından hiçbiri olmasa da olur.

1. Tip
2. Konuşması
3. Ailesi çevresi
4. Kişiliği ortak noktalar düşünce yapısı vs.
* Çok zengin olanlar beni iter. Baştan ayağa marka,son model araba vb. şeyler kişiliği gölgeliyor.

nefes alsın yeter

günümüzde tip daha etkili bence. bak dün gece bi bayan duyuru açmıştı; sevgilisi olan bi çocukla yatmış, sonradan çocuk duygusala mı ne bağlamış, buna şiirler yazıyormuş falan. şiir yazmak ne demek lan? işte böyle ortaokul zihniyetindeki adamlar 2-3 kızı birden götürürken, diğer taraftan sanat, spor, siyaset vs. gibi alanlardaki görüşleriyle eline su dökülmeyecek nice adamlar sırf tipten kaybettikleri için ellerini s..mek zorunda kalıyorlar.

kendi çevremden örnek vereyim; bi arkadaşım var, çuval giyse yakışır yani, o derece yakışıklı. otobüsten bile kız kaldırmışlığı var elemanın ama gel gör ki kafa boş. basit bi örnek vermek gerekirse sözlüğün ne olduğunu bile bilmez mesela, öyle dünyadan haberi olmayan bi çocuk işte. işsiz güçsüz, her gece esrar, o kız senin bu kız benim dolaşıyor ortalıklarda. şerefsizinde önde gideni yani, aklı fikri hep orada. muhabbet ederken sürekli abartarak ve yalanlarla konuşur hatta. sırf bu huyunu bildiğim için bununla konuşurken tartışmaya bile girmem, ne desem anlamayacak çünkü. palavra sıkan adama ne diye laf anlatayım, konuşsun dursun derim içimden.

diğer taraftan en kral üniversitelerin birini bırakıp diğerine giren bi başka arkadaşım var. her konuda söyleyecek bi iki çift lafı vardır yani. gündemi takip eder, sosyal ortamlara takılır vs. üstüne üstlük bi müzik kulağı var adamda, tutar dediği şarkı&şarkıcı patlıyo. bununla tartışırkende konu konuyu açar, dallanır budaklanır ve birbirimize pek belli etmesekte her tartışmamızda ya o benden bir şeyler kazanır ya da ben ondan. gel gelelim bu adamın tek derdide manita yapamaması, tipten kaybediyor çünkü. her şeyi var, kız arkadaşı yok. pırlanta gibide kalbi var yani, ben eminim bi kız arkadaşı olursa ona yamuk yapmayacağına. ama yok işte, kısmetim kapalı diye dolaşıyor ortalıklarda. bütün kızlar en iyi arkadaşı, sevgili olmak isteyen yok ama içlerinden. hayatında bi defa mı ne çıkmış birisiyle, oda nasıl olmuş kendisi bile şaşırıyor.

demek istediğim ben zannetmiyorum yani kızların önceliği düşünce yapısına ya da kişiliğe verdiğine. hea bu ne kadar doğru ne kadar yanlış onlara kalmış artık o, biz bilemeyiz yani onu. ama birlikte olacağın adamın öncelikle tipine bakmak, ay ne kadar yakışıklı diyerek ölüp bitmek, kişiliğini ya da düşünce yapısını sonradan görmek bence biraz saçma. gerçi kızların kafa bizimkinden farklı, o nedenle pek kurcalamamak lazım bu durumu çünkü boşuna olur kurcalamak.

ilk buluşmada anlaşılır bu. muhabbete yedire yedire, star wars izledin mi? denir. kurban hayır diyorsa, biran bitince kalkalım mı denir ve her şey orada netleşir.
ha bir de kızı erkeği yok bu işin, herkesin öncelikleri farklıdır.

Benim önceliğim vermesi.

Veriyorsa sevgili oluyorum, sonra sıkılıyorum bırakıyorum.

anladığım kadarıyla biz tipsizlikten kaybediyormuşuz. canınız sağolsun kızlar

benim önceliğim hep:
1. adamın kafasının çalışması,
2. o çalışan kafayı iyi bir şekilde doldurmuş olması,
3. iyi bir espri anlayışı,
4. kişilik

tip/para yok bile listede..

öncelikle tip gelir tabii ama nasıl. uzun boylu biri olduğum için orta boylu - zayıf erkeklerle ilgilenmem, uzun boylu - zayıf olanlar da itici geliyor. bunun dışındaysa yüz güzelliği(?)ni önemli değil o kadar.

davranışları, konuşması bundan sonraki en önemli etken. ve sohbetinin içeriği tabii ki. öyle yok şu filmi izlemiş olmalı, şunu bilmeli anlamında değil ama benim de takdir edebileceğim beğenilere sahip olmalı. pop kitaplar değil içerik anlamıyla zengin şeyler okumalı, müzik zevki olmalı, ilgilenmese bile genel olarak birikimi olmalı belirli konular üzerinde.

en kısa haliyle böyle.

Zeka + Karizma

aga ben yatarken ayırt etmem :D

dişleri, gülüşü güzel olsun
temiz olsun,
demet akalın, serdar ortaç vs dinlemesin
gamzeleri varsa çok şahane olur

ps: dişi kişiyim

sevgili seçmek ve yatmayı ayrı başlıklar olarak ele alsan daha iyi olurdu. yatarken tipe, kişilik ve düşünce yapısına göre de sevgili olmasına karar veririm şahsen. yıllardır yatarımız çok ama sevgilimiz yok bu arada:))

-balıkçılıktan anlaması yani denizi bilmesi.
-doğu karadenizli olması ve o ağız ile konuşması.

herhalde paraya veriyorlar neye verecekler.saka bir yana tipe ve paraya bakiyor kizlar bu devirde(sanki onceki devirlerde farkliydi da). @eyyorlamam bu gadar durumu aciklamis zaten.

çok klasik olucak ama amelie.

garden state

ikisini de izledim be. :)
başka yok mu? tam da amelie tarzı filmler soruyorum ben de.

once
www.imdb.com

little miss sunshine

(bkz: Intouchables )
(bkz: The Artist )

forrest gump. alternatifsiz.

once kazandı,izlendi. ve bayıldım. teşekkür ederim.
ama diğerlerini de izleyeceğim en kısa zamanda.

lars and the real girl

Mesela orta halli okullar nasl (bilkent,koç sabancı hariç )

cevapları bile veriyorlar

özelde okuyan arkadaşlarım iki konudan şikayetçi. bazıları hocaların yaz okulu vs gibi sebeplerle aşırı zor sorular sormasından yakınıyor ve bazıları da hocaların vizede ortalama sorular sorması fakat dersten kimsenin geçemeyeceğini fark edip finalde yumuşatmasından yakınıyorlar.

tam bir fikir birliği yok yani. fakat bursla giren arkadaşlarımın çoğu ya yüksek yapacak, ya çift anadal yapıyor, ya yandal yapıyor. rahatlar yani. ama pek çoğu inek arkadaşlar.

odtü özel üniversite değil.

Aynen, 1000 lira daha verip büyük seçim yaparsanız final cevaplarını bile alabiliyorsunuz. Sırf keyfinden ortalamasını 2.05 yapanlar var.

Bahçeşehir'de kolay değil.

üniversiteden üniversiteye, bölümden bölüme, hocadan hocaya değişir. saçma sapan genellemeler yapmayın.

her üniversitenin sınavları kendi öğrencisine göre zor. Sınavlar öğrencilere göre hazırlanıyor. X üniversitesi Y den daha iyi olsun. Xin sınav zorluk derecesi 10 Yninki 5 olsun. Xteki öğrencinin kapasitesi 8 Ydekinin 4 olsun. 10/8=5/4 dolayısıyla zorluk göreceli olduğundan her sınav zordur.

aynen hocadan hocaya degısır. yalnız soyle bır durm var. zaten ossye gırerken sınav puanı dusuk ogrencının sevıyesı bellı olur. oda dusuk puanlı ozel unıye gıder. herkesın sevıyesı bellı oldugu ıcın hocada o sevıyeye uygun ders anlatır. sevıyeyı ılerletse herkes kalır. tabı bu hocadan hocaya degısır. bazıları arıza oluyor adamı dellendırıyor. mesela ben atılımda 1 yıl okumustum ıktısat hocamız 10 dk boyunca hıphızlı ders anlattı ılk dersımız dusun kımse bırsey bılmıyor. su an 150 sayfası ısledım sorumlusunuz dedı vede snwlardan 10 20aldı herkes. hocaya baglı hersey. ama bılkent sabancı koc gercekten obur ozellere gore farklıdır. onun dısında cogu hemen hemen aynı kapıya cıkar. amac dıplomaysa almaya bakacaksın ya. bırde cogu devlet unısının dusuk puanlı ozellerden egıtımı kotu. hepsı ıcınd emıorm bakın. daha cok anadolu dogu taraflarında kı okulların. hersey hocaya bakar ıste.

bilkent endüstri için konuşuyorum, çoğu dersimiz çan eğrisine bağlı olduğu açıkçası hocanın ne kadar zor sorup sormadığı hiç bir şeyi etkilemiyor. genellemek çok zor tabi ama ama bana kalırsa hafif zorluyorlar gibi. tam kıvamında. diğer okullara gidip görmediğim için karşılaştırmam ise mümkün değil.

edit: yaz okulu ise bizde çok daha kolay. 4-5 harf notu değiştirebiliyor.

kesinlikle hocadan hocaya değişiyor. finans dersini ilk dönem alan arkadaşım tam bir finans aşığıydı ve götünü yırtarak B (ya da B+) alabildi, bir sonraki dönem ben başka bir hocadan aldım, yaya yaya A- getirdim.

ki kendi okulum için söylüyorum, devlet okulunda okuyan arkadaşlarımın ders konularına, sınav sorularına filan bakıyorum da en azından benim arkadaş çevreme o sınavları versek B+'dan düşük alanı döveriz. ama belki ilk paragrafta yazdığım gibi o da hoca yüzündendir.

yine de, kesinlikle kolay filan değil. 15-30 arası sınav ortalamaları gayet olağan.

Leme Cam ile şansını deneyebilirsin.

powercam işini görür gibime geliyor.

yalnız üstteki efekt asıl mesele, renkler değil.