Giriş
(24)

ülkeden defolup gitmek lazım diyip fırsat ayağına gelince emin olamamak

Bruce
ben hep "ilk fırsatta defolup giderim" diyenlerdendim ama fırsat yaratmak için acele etmiyordum. kariyer planlamamı onun üzerinden şekillendirmeye çalışıyorum, orta-uzun vadede giderim diye düşünüyordum.geçtiğimiz günlerde önüme çok enteresan ve beklemediğim bir fırsat geldi. iş arkadaşım doğma büyü
ben hep "ilk fırsatta defolup giderim" diyenlerdendim ama fırsat yaratmak için acele etmiyordum. kariyer planlamamı onun üzerinden şekillendirmeye çalışıyorum, orta-uzun vadede giderim diye düşünüyordum.

geçtiğimiz günlerde önüme çok enteresan ve beklemediğim bir fırsat geldi. iş arkadaşım doğma büyüme fransalı ve strasbourg'da bir süre önce yaptığı yatırımın işletme ruhsatını almaya çalışıyordu. restoran-kafe tarzı, inşaatı iç dizaynı derken toplamında 200 bin euro'ya yakın yatırım yaptığı bir işletme. artık umudu kesmişken bu ruhsat çıktı. eşiyle beraber istanbul'a taşındı 1-2 sene önce ve geri dönmek istemiyor. ama bu ruhsat çıkmışken oradaki yatırımının da ölmesini istemiyor(orada başka işletmeleri de var uzaktan hallediyor ama verim alamıyor). benim hep gitme niyetim olduğunu biliyordu, bu iş de olunca git işlet orayı dedi bana. işveren olarak çalışma izni ev vs. konularında bilgisi var, daha önce bu şekilde işçi çalıştırmış, prosedürleri vs. her şeyi biliyor.

dedim ben pek anlamam bu işlerden, o da "bana güvenilir adam lazım işlerin başında durup az buçuk hesap kitap bilen" dedi; zaten orada bir çevresi ve işleri yapacak elemanları var.

pat diye önüme çıkınca ne yapsam bilemedim. strasbourg küçük ve istanbul'a göre oldukça sakin bir yermiş. aslında severim sakinliği ama ne bileyim, sıkılır mıyım diye düşünüyorum. kimseyi tanımamak, herkesi ardında bırakmak gibi sosyal çekincelerim yok ama konfor alanı aşma konusunda pek hevesli değilimdir genelde. gidip bir sürü prosedürle uğraşmak korkutucu geliyor. işi yapabileceğime inanıyorum ama biraz üşengeçlik biraz da cesaretsizlik yüzünden ne desem bilemedim. inanılmaz bonkör bir adam, o yüzden 3 kuruşa falan çalıştırmaz beni onu biliyorum. beni çok seviyor ve dahası güveniyor. işletme işlerinden geldiği için kimin kime ne maksatlı yaklaştığını da biliyor, benim parasından pulundan dolayı samimiyet kurmadığımın da farkında. buradaki yatırımları konusunda fikir alır, danışır eder. benim de güvendiğim ve yarı yolda bırakmaz dediğim bir insan.

buralardan gitmeye niyeti olanlara soruyorum, böyle bir fırsat çıksa karşınıza ne derdiniz? kulağa nasıl geliyor?
0
Bruce
(04.11.19)
Ben giderdim. Seni buralara bağlayan bir sey yoksa git bence.
@xportant i okuyunca hak verdim. Dil ve isletme tecrübesi yoksa cok sıkıntı olur.
0
Amaranta ursula
(04.11.19)
@forgi, kalıcı ve düzgün bir işim var ama maaşlı çalışan vahşi beyaz yaka cangılında ormanın kıralı olacak azim ve hırsa sahip değilim.

@amaranta ursula, ailem var ama onlara çok bağlı değilim; 2 ayda 1 gelsem ziyarete sorun yaşamam.

@xportant, arkadaşımın bu tipte işlettiği 2 restoranı var fransa'da. ikisini de gelmeden o işletiyordu, hatta 1 tane daha varmış onu satıp da gelmiş buraya. 1 restoranla başlayıp oranın yemeklerini yapıp sonradan büyütmüş, yani işin mutfağından ve zorluklarından gelen biri. 2 restoranı kendisi buradayken yürütüyor bir şekilde ama ben oradayken daha çok kazanıyordum, sorumluluk verdiğim kişi işleri güzel takip edemiyor diyor. yani 200 bin euro'luk yatırımını bana emanet etmeyi göze aldığına göre bir şeyler biliyordur diye düşünüyorum ben, en azından neyin kötü gidebileceğinin farkındadır. sorumluluk sahibi ve gastronomiye dair ilgisi ve bilgisi olan biri olarak benim açımdan sorun çıkmayacağını düşünüyorum ama ona "sen bana bırak abi ben hallederim uçururum" demedim, demem de.
az buçuk almanca ve fransızcam var günlük anlaşabilirim ama civarda çok türk varmış zaten. bir de ingilizcem var iyi seviyede.
0
🌸Bruce
(04.11.19)
Ulkeden gitmek ya da gitmemem, bu ayri mesele de oyle elin isine guvenerek hayatinda kokten degisiklik yapilmaz. Cok fena canin yanabilir. Sen simdi diyeceksin ki yahu ne eli, arkadasim kankam kardesim falan. Oyle bir apisip kalirsin ki.
"orada kurulu is var, git islet, bana guvenilir biri lazim" bunlar insani kisa zamanda tav eden cok tehlikeli ifadeler. Yani adamin kotu bir niyeti olacak diye bir sey yok. Isler onun da tahmin ettigi gibi gitmez falan, anliyor musun?
Kisacasi tr'den gidip gitmemeyi degil bu ise guvenilir mi mevzusunu olcup tart bence oncelikle.
0
stavro
(04.11.19)
ulan millete ne arkadaşlar var be.
buralarda tutan yoksa git. ama dil ve iş zorluğu var gibi.
0
scudman1
(04.11.19)
@stavro, onu da düşündüm aslında ama kaybedecek bir şeyim yok gibi geliyor. işi bırakmış olacağım en fazla, onu da döndüğümde bulurum. yaşayacağım kötü tecrübeler sıkıntılar arkadaşla bozuşmak göze alabileceğim şeyler; başka da gelmiyor aklıma canımı çok yakacak bir şey.
0
🌸Bruce
(04.11.19)
gitmeyip hayatının geri kalanını pişmanlıkla geçireceğine gidip, pişman olup, geri dön. geri döndüğünde cv'ne yurtdışı tecrübesi bile ekleyebilirsin. kesinlikle git!
0
sinek kral
(04.11.19)
Daha once yurtdisina cikmadiginizi veya en azindan baska bir ulkede bir donem yasamadiginizi varsayiyorum.

1- Fransizca biliyor musunuz?
2- "Orta-uzun vadede giderim"lik bir yani yok ki bunun? Kimse kolay kolay 45 yasinda gidemez, zira "hadi gel istedigin zaman" seklinde islemiyor. Yurtdisina yerlesmenin esas olayi erken gidip ilk 5-10 sene sikinti yasayip sonrasinda sefasini surmek. Ilk kapagi atma olayini da ya evlilik, ya yuksek lisans ve sonrasinda kalma veya turkiye'de iyi bir okuldan mezun olup kisa surede yurtdisinda is bulma seklinde yapiyor bir cogu. Bu yuzden herhalde hic yurtdisinda yasamadiniz dedim.
3- "strasbourg küçük ve istanbul'a göre oldukça sakin bir yermiş." yine buradan da daha once cikmamis pek cikarimi yaptim. Istanbul'a gore kiyaslama yapma hastaligina yakalanirsaniz mutsuz olma ihtimaliniz %100. strasbourg'un buyuk kucuk olmasinin da gene konuyla alakasi zayif, zira burada esas soru dil biliyor musunuz? Bir de oradaki lokal halkla kaynasmak icin ekstra bir giriskenlik ve enerji sarfermezseniz illa ki sikilacaksiniz, bu "istanbula gore kucuk strasbourg"a da gitseniz boyle veya daha buyuk new york'a da gitseniz boyle. her turlu sifirdan bir cevre yaratmaniz lazim.
4- restoran isletme girisimcilik vs konusunda bilgim yok. o da dil bilmeden yol bilmeden nasil yapilacak biraz kafam karisti. duz masa basi maasli is olsaydi atla derdim.
0
hot potato
(04.11.19)
ben de bu aralar yurt dışında yaşam için harekete geçmiş biri olarak size fikirlerimi yazmak isterim.
öncelikle, yazdıklarınızı okuyunca sizin başka bir ülkede yaşam ile ilgili çekinceleriniz olmasından ziyade bunu istemiyorsunuz izlenimi oluşuyor. yani kararsızlığınız orada yaşayacağınız zorluklardan çok türkiyeyi terk etmek ile alakalı gibi görünüyor. eğer işin zorluğu konfor alanından çıkmak ise onu dirayetli bir şekilde aşabileceğinizi düşünüyorum. ben genel olarak görüşlerimi yazayım;

düşünülmesi gerekenleri yazarken türkiyedeki aile, eş, çocuk vs. konularına girmiyorum. bunlar zaten sizin ilk düşündüğünüz şeyler olsa gerek, ailevi koşullar uygun olmasa zaten bu fikre kapılmazdınız. bunun dışında birkaç faktörü dikkatlice ele almanız gerektiğini düşünüyorum;

1. yabancı diliniz orada yaşamak için yeterli mi?
2. daha önce fransada bulundunuz mu? fransız yaşam şekli size uyar mı?
4. orada eşiniz dostunuz, arkadaşınız vs var mı?
5. uzun vadeli olarak kendinizi orada görüyor musunuz?
6. eğer giderseniz yaşam kaliteniz yükselecek mi?

bana sorarsanız en önemlileri 2 ve 5 numaralı faktörler. o yaşam tarzı size uyarsa zamanla yaşam kalitenizi de artırabilirsiniz, dilinizi de geliştirebilirsiniz. eğer uzun vadeli düşünmüyorsanız ise sizi oraya götürecek motivasyonun ne olacağını iyice belirlemelisiniz (çok para kazanıp türkiyede o parayı kullanmak gibi).
çalışma ortamının arkadaşınızın yanı olması avantaj, bürokratik süreci de onunla birlikte aşacağınız için yine şanslısınız. strasbourg neredeyse avrupanın tam göbeği. muhtemelen 4-5 ülkenin en güzel yerlerine istanbul-ankara mesafesinde ulaşıyorsunuz.

son olarak bence bir izin kullanıp gidip orada bir hafta on gün süre geçirin. karar vermenize yardımcı olacaktır.
0
semyasa
(04.11.19)
@hot potato, yurt dışına çok kere çıktım, avrupa'da toplamda 2 ay kalmışımdır çok sefer gidişte. fransa'da 1 hafta kaldım ama strasbourg ya da çevresinde değil. konunun yurt dışına çıkmamakla alakasını da anlayamadım pek; ne kadar çıkmış gitmiş olursan ol kurulu düzen kurmadıkça bilemeyebiliyorsun zorlukları.

istanbul'a kıyaslama yapıyorum çünkü istanbul'da yaşıyorum, hayatımın rutininde ne kadar değişiklik olacak bunu en net bu şekilde görebilirim. bir şeyler kaybedeceğimi biliyorum ama gideceğim yer herhangi bir avrupa başkenti değil, haliyle ayrıca küçük ve sakin olacak. sıkılmamın sebebi insanlarla kaynaşmamak değil yapacak etkinlik olmaması, ben istanbul'da da yalnız takılıyorum genelde.

az buçuk almanca ve fransızcam var günlük anlaşabilirim ama civarda çok türk varmış zaten. işletmede çalışan garson aşçı vs'nin dil sıkıntısı olmayacak, aralarında türkler de olacak. dilimi geliştirmem 2-3 ayımı alacaktır maksimum.

bu adamın orada bir tedarik sistemi, çalışacak profesyonelleri(garson, aşçı, satın almacı vs.) var zaten. ben ise o insanların işlerini doğru yaptığından emin olacak ve muhasebe konusunda doğru bilgi verip arkadaşımın söylediği doğrultuda değişiklikler yapacağım. direkt işletmecilik tecrübem olmamasını bu yüzden çok sorun etmiyorum çünkü aktarımı doğru yaptığım takdirde arkadaşımın bilgisi ve tecrübesi ile hem uygulamayı halleder hem de işi öğrenirim diye düşünüyorum.
0
🌸Bruce
(04.11.19)
yaşını bilmiyorum ama 30 altı ise git dilini geliştir en azından. 3-5 sene kalır dönersin. strasbourg sakin yer ama köy değil en azından. etrafta Colmar, Freiburg gibi gezilecek yerler de var, o bölgeyi gezersin, zaman geçer. zaten Alsace bölgesi, mis gibi doğa, şarap.

ama işletme sahibi olacaksın, sorumlulğun yüksek olacak, muhtemelen haftada 50-60 saat çalışacaksın. esnaf gibi dükkanda durup tüm gün türklerle muhabbet edip bunalabilirsin. ofis işi dğeil sonuçta.

bol şans
0
sttc
(05.11.19)
@sttc, muhtemelen en büyük sorunum da bu çalışma saatleri konusu olacak. iş-özel hayat dengesine önem veren bir insan olarak bu konu çok kafamı kurcalıyor ama getirilerinin yanında götürüleri de olacak bu işin elbet. bunun üzerine biraz daha düşünmem lazım ama, ona katılıyorum; teşekkürler.
0
🌸Bruce
(05.11.19)
Emin olamamanız gayet normal bence. Anlattığınız kadarıyla çok fazla gri alan var. Gitmenin bir sürü yasal vs. prosedürü var. Türkiye'de ev kapatmak bile bir sürü iş. Ben olsam tam karar vermeden önce işverenle gri noktaları gidermek için görüşürdüm. Eğer 1-2 yıl içinde düz beyaz yaka olarak 9-5 mesaili konforlu bir iş bularak gitme ihtimaliniz varsa nispeten düşük ücretli, başka bir iş bulma ihtimalinizin yüksek olmadığı, yoğun mesaili ve stresli bir işi kabul etmenin bir esprisi yok.
0
bruce mclaren
(05.11.19)
@bruce mclaren, eğer mevcut işim üzerinden düşünürsek yine beyaz yaka olarak öyle bir ihtimal var 2021 için ancak orası muhtemelen romanya olacak. bunun için de romence öğrenmem lazım, hem bu dert hem de romanya<fransa.
iş değiştirirsem ne olur bilemem ama o kısım tamamen muallak, o yüzden hesaba katamıyorum.
0
🌸Bruce
(05.11.19)
@el cevap, yok kızmadım tabii ki istanbul karşılaştırmasına. demek istediğim şuydu, neleri kaybedeceğimi görmek adına bu karşılaştırmayı tabii ki yapacağım. belirttiğim gibi istanbul'un muadilini zaten aramıyorum ama bir barcelona, paris, londra'ya da gitmediğim için normalden ne kadar daha fazla şey kaybedeceğim, bunu net olarak anlayıp ona göre kabullenmem gerekecek ya da göze almayacağım; bunu belirtmek istedim. istanbul'un aynısını aramıyorum yani, öyle olsa avrupa'da paris ve londra'dan başka seçeneğim yok bunun farkındayım örneğin.

dil konusunu sorun etmiyorum, dediğim gibi günlük anlaşmayı sağlayabilirim ve kısa süre içerisinde öğrenirim ama bunun önemli olduğunun farkındayım. sosyallik boyutunu özellikle ilk başlarda çok vakit ayıramayacağıma düşünürsek o sürede geliştireceğim dilimle aşarım diye düşünüyorum.
0
🌸Bruce
(05.11.19)
@Bruce, o zaman iş arkadaşımla süreci mümkün olduğunca beyaz yaka-işveren ilişkisi gibi yürütmeye çalışıp şansımı denerdim büyük ihtimalle. 2021'e kadar aynı iş ihtimalinin olup olmayacağı meçhul. Fransa ile Romanya arasında dağlar kadar fark var.

Ben bu sene içinde yurtdışına taşındım. Sakinliği ve düzeni seven biri olarak kolay kolay aynı sürece girmem. Hatta bir süre daha ülkeyi ve şehri geçtim, iş değiştirmeyi bile düşünmüyorum :) O nedenle "önce Romanya ile başlayalım sonra daha iyi ülkelere bakarız" benim için pek cazip bir plan olmazdı (ki sizin de çekinceleriniz benimkine benzer)
0
bruce mclaren
(05.11.19)
"inanılmaz bonkör bir adam, o yüzden 3 kuruşa falan çalıştırmaz beni onu biliyorum. "

bizim insanimiz yurtdisinda birbirini duduklemeye bayilir. bu sekilde yurtdisina cikip ciddi sikinti ceken, saga sola para kaptiran cok insan ile karsilastim. ben bu senaryoda once bir sekilde parayi saglama alirim. gerisi zaten bir sekilde gelir eger yurtdisinda yasamak istiyorsan, yasayarak goreceksin.
0
cooperr
(05.11.19)
@cooperr, tecrübeyle sabit bir yorum yaptın gibi anladım, o yüzden ayrıca dikkate alacağım yorumunu :)
bonkör deme sebebim, biz buradayken bana elimi cebime attırmamaya çalışacak kadar bonkör. herkese karşı böyle, hatta ben diyorum bu kadar fazla verici olma söğüşlerler seni diye. bundan sebep sorun yaşamayız diye düşündüm.
0
🌸Bruce
(05.11.19)
Sadece bir kisiye bagli olarak kalkip baska ulkeye yerlesmezdim. Teklif en yakin arkadasimdan gelse de yerlesmezdim. Ancak siz gittiginiz ulkede, arkadasinizla olan is, diyelim ki bir iki sene sonra bittikten sonra da kalabileceginizi dusunuyorsaniz, gidin kesinlikle.

Sadece bir pozisyon ve bir arkadasa bel baglamak benim gibi hayatinda b, c plani olmasini isteyen bir kontrol delisini cok rahatsiz ederdi. Kendime sorardim: "O is yurumezse planin nedir?" Tatmin edici bir cevabim varsa, giderdim.

Sehir ve sosyal hayat konusunda cekinmezdim. Strassbourg, evet kucuk ama benim ilgimi ceken bircok kente yakin. Dil ogrenmek icin de guzel bir yer. Ayrica Elsass saraplari denilince benim kalbim daha hizli carpiyor. Gastronomisi de fena degildir, oyle olmak zorundadir zaten (EU Parlamentosu nedeniyle). Universitesi nedeniyle de cok duragan bir yer sayilmaz aslinda.
0
buf-e kür
(05.11.19)
Tanidik biri icin calismakla ilgili turnosol kagidi olarak gordugum bir soru var :

Isletmeye ortak olmak. Ben olsam ne olursa olsun bunun benim icin buyuk bir degisiklik olacagini bu yuzden adimlarimi saglam atmam gerektigini izah eder ve boyle bir cozum buldugumu soylerdim ve kendisine ortaklik teklif ederdim. Senin odeyebilecegin bir hisseyle kabul ederim. Atiyorum %10 kar ortakligi gibi veyahut %30 direkt ortaklik. Bunun karsiliginda sadece var olan isletmenin isletmesi degil ayni zamanda buyume hedefleri koyacagimi isletmeyi belki baska lokasyonlarda subelerle gelistirecegimden falan bahsederdim.

Rakamlari salladim benzer bir sey onerilebilir. Buna yaklasimi bence bu konuda ne kadar samimi oldugu hakkinda bence cok bilgi verecektir sana.

Ve tabii ki her seyin sozde degil kagitta olmasi en birinci oncelik olmali. Bu baban olsa da sozler kagida dokulmeli.
0
seksli harf
(05.11.19)
Bir kisiye bagli olarak asla baska ulkeye gidip burdaki duzenimi degistirmem. Baskasinin lafina asla guvenmem. Daha once gittim yasadim orda kuzenim vardi o prosedurlerde yardimci oldu kalacak yer konusunda adaptasyonda vs ama ben ona da guvenerek degil b plani olarak parama guvenerek gittim. B planin varsa git. O is yerinde sorun yasayinca baska is bulabilecek motivasyon ve donanima sahipsen git. Aksi halde hic bilmedigin bi alanda, hic bilmedigin ulke ve baskasina guvenerek gidilmez. Turkiye döndüğünde beyaz yaka olarak tekrar is bulabilmek o kadar da kolay olmayabilir ulkede ekonomik kriz var. O riski de dusun.
0
hindistan cevizi
(05.11.19)
Ben şu hayatta her 5-6 yıla bir düzenimizi kendi isteğimizle toptan sarsmamız veya sarsacak bir durum çıktığında da izin vermemiz, o akışa kapılmamız gerektiğine inanıyorum. Hatırladığım kadarıyla 27-28 yaşında falandınız siz. Herhangi bir dönüş ihtimalinde şu ankine denk bir iş bulmanız mümkün mü? Yani sektörden ayrı kalmanız size ket vurur mu? Misal, ben İngilizce öğretmeniyim, bir fırsat çıktı diye Amerika'ya gidip üç sene kalsam, sonra herhangi bir yerde tekrar iş bulabilirim zira o ara aksine benim yabancı dilimi ve international-mindednesslığımı (!) destekleyen bir şey olurdu. Sizin birkaç sene ara vermeniz telafi edilmesi çok zor bir açık yaratır mı?

Bunun cevabı tahmin edilebilirse, gidin bence.

Ha ama şunu kabullenerek gidin, arkadaşınızla aranız muhakkak bozulacak. Muhakkak olacak bu. İş ortaklığınız tamamen sona ermese de, çok defa "lan ne pislik herifmiş, evlerden ırak" diyeceksiniz. Bu sizin için önemli bir detaysa, gitmeyin.
0
sopiro
(05.11.19)
-gelen malzemenin kalite kontrolü
-faturaların, tehir edilen ödemelerin takibi
-yiyecek ana malzemelerinin, içeçeklerin, kahve şuruplarının vb. stokların takibi
-kağıdından peçetesine, kırılan tabak çanağa, pipete, aşçı önlüğüne sarf malzemeleri
-belediyeye ödemeler, harçlar, elektrik/doğalgaz/su faturası
-işçilere ödemeler/sigorta
-işçilerin shiftleri, izin istemeleri, hastalanmaları, avans istemeleri, bitmeyen istekleri
-servis edilen yemeğin kalitesi
-müşterinin konforu, onları hoşgeldin beşgittinlemek. müşteriye aptallık eden çalışanların ardını süpürmen, toplaman
-müşterilerin güvenini kazanmak, çekirdek müşteri kadrosu için çabalamak
-çevre esnafla ilişkiler
-söylenmiş, (bkz: patrona hesap vermek)
-izne çıkacağın zaman patronla oturup konuşmak
-en önemlisi, adisyon. hesap almayı unutmamak. müşterinin ödemeden kaçmasına mani olmak. günsonunda çıkan yemek kadar adisyon toplaman.
-burada bağlamını herkesin ya da etrafındakilerin anladığı bir espriye orada kimsenin tepki vermemesi
-oraya; esprilerinden, hava durumuna, siyasetine kadar yeniden adapte olman, oriyenteyşın.
şimdi aklıma gelmeyen dahası.
0
esref
(05.11.19)
arkadasinizla oturup dogru duzgun sozlesme yaparsaniz kimse kimseye yamuk yapamaz. her seyin bir cozumu var. yasiniz kac bilmiyorum ama eger gercekten istiyorsaniz, korkularinizin arkasinda yasayarak hayati yasamis olmuyorsunuz, istediginiz yasami degil korkularinizin yonettigi yasami yasamis oluyorsunuz, kendi hikayenizin basrolu degil baskasinin hikayesinin figurani oluyorsunuz. ulkenin %98'i gibi. dedigim gibi eger gercekten istiyorsaniz, once ne sorunlar olabilir, ne kaybedebilirsiniz, ne ters gidebilir bunlari bir gozden gecirin (turkiye'deki isinizden bahsetmiyorum, yapacaginiz isle ilgili) arkadasiniz o kadar yakinsa alin karsiniza konusun, cok sert olmasina gerek yok ama iki tarafi da koruyacak guzel bir anlasma yapin. arkadasinizin belli ki cok deneyimi var bu konuda, bu benim icin bir arti olurdu mesela. baliklama atlayin demiyorum ama yasamdan bu kadar korkmak cok sacma geliyor, almaya cesaret edemediginiz riskleri baskalari aldigi icin istediginiz hayatlari yasiyorlar ve siz de o hayatlara gipta ediyorsunuz (sizin ozelinizde soylemedim ama genel olarak durum bu).
0
kassiopeia
(05.11.19)
ayrica strasburg'da sikilir miyim falan bana biraz komik geliyor, almanya'nin 10000 nufuslu bir koyunden bahsetmiyoruz, AB'nin bir cok organinin bulundugu bir merkezden bahsediyoruz, binlerce expat var, her yere tren var, strasburg stuttgart arasi bir saat, her yere ucak var, Avrupa'nin guzide sehirlerinden birinde sikilan insanlarin ciddi bir cogunlugu turkiye'de kafeye gidip oturmaktan baska sosyal aktivite bilmiyor.
0
kassiopeia
(05.11.19)
(6)

kamuya açık alanlarda diskisini birakan insanlar konik mi?

mayeskuel
ekside givndem olan adam videosunda kimse buyuk tepki gostermemis aksine komikliklsr sakalar. bana çok ilginç geliyor bu durum. en az tecavuzculer kadar igrenc buluyiorum. hatta en az 10 yil hapis cezasi almalilar diyorum. sizce ben mi abartiyorum?
ekside givndem olan adam videosunda kimse buyuk tepki gostermemis aksine komikliklsr sakalar. bana çok ilginç geliyor bu durum. en az tecavuzculer kadar igrenc buluyiorum. hatta en az 10 yil hapis cezasi almalilar diyorum. sizce ben mi abartiyorum?
0
mayeskuel
(04.11.19)
ben de neden yaptıklarını merak ediyorum. böyle bir şeyin istem dışı yapılması mümkün değil. acaba kendileri mi komik buluyorlar.
0
nothing in my way
(04.11.19)
Türkçe yazarsanız sizi daha rahat anlayabiliriz.
0
heidi'nin dedesi
(04.11.19)
"en az tecavüzcüler kadar iğrenç"???
tecavüzü fazla basitleştirmiyor musun?

evet komik değil, açıp izlemiyorum bile ama olayı bu derece basitleştirmek de ne bileyim biraz garip.
0
teritori
(04.11.19)
komik degil igrenc de, 10 yil hapis ne ola ki?
daha neler
0
exlibris
(04.11.19)
sinek kral
(04.11.19)
Osuruğa, dışkıya gülünmesini hiç anlamamışımdır. Sürekli de espri yapmaya çalışılır. Gerçi ekşide herkes herşeyden espri yapmaya çalışıyor.
0
Trene çelme atan adam
(05.11.19)
(8)

motorsiklet hk. - supersport görünümlü scooter

baldan kaymak
neden yok?örneğin Yamaha nmax neden bir supersport kasada daha fazla bagaj vs imkanıyla sunulmuyor?
neden yok?

örneğin Yamaha nmax neden bir supersport kasada daha fazla bagaj vs imkanıyla sunulmuyor?
0
baldan kaymak
(04.11.19)
istediğinize en yakın alet:
honda.com.tr
0
late viper
(04.11.19)
senin aradığın araç honda x-adv

honda.com.tr
0
sinek kral
(04.11.19)
Hiç bir zaman her isteği bir arada tutacak motosiklet olamadı çünkü, bu kadar farklı motosiklet tipinin var olması ve üretilmesinin nedeni de bu.

Size hitap eden, ihtiyacınıza yönelik olan en doğru tipi seçip kullanmanız lazım.

Soruyu diğer taraftan sorayım mesela, siz neden yok demişsiniz üretici de size şöyle sorsun;

Neden olsun? Hatta nasıl olsun?

Scooterın avantajlarını alıp SS'e koyduğunuzda SS olmaktan çıkacak çünkü.

SS veya SB hafif olmalı, ince olmalı, ayrodinamiği mükemmele yakın olmalı, güçlü ve hızlı olmalı vs vs.

Yani istediğiniz şeyi üreticiler ticari kaygılarla yapmıyolar diyelim, elimizde imkan olsa kendimiz bile yapamayız ki.

Ortaya çıkan şey ne scooter olacak o zaman ne de SS, ucube bir şey olacaktır.

Geniş bagaj ve güçlü motor mu istiyorsun? O zaman yan ve arka çantalı bir enduroya (aslında touring) geçeceksin.

Hatta Honda NC alıp bir de ön bagaj sahibi olacaksın, ama o da çok güçlü ve çok hızlı değil.
0
John Bloor
(05.11.19)
maalesef bunların hiç biri değil.

@john bloor
@sinek kral
@late viper

yamah r-25 içine otomatik 250 vc aksamını koysak ayak yeri de bagaj olsa mesela. görünüm tam supersport. ama oto. niye olmuyor? niye ucube olsun? nc integra biliyordum xadv şimdi gördüm ama yine de tam aklımdaki çok farklı.
0
🌸baldan kaymak
(07.11.19)
tarif ettiğin gibi olmaz. scooter'ın ağırlık merkezi geride olduğu için büyük boy teker kullanamazsın. küçük tekerli supersport görüntüsü zaten saçma.

• aracın ağırlık merkezini yani motoru gidon ve sele arasına koyarsan daha dengeli ve daha güçlü bir makine elde ediyorsun. bagaj imkanını aracın gerisine kaydırabiliyorsun.

• aracın ağırlık merkezini yani motoru arka teker çevresine koyarsan daha rahat ve daha konforlu bir makine elde ediyorsun. bagaj imkanını aracın ortasına kaydırabiliyorsun.
0
sinek kral
(07.11.19)
Scooter gibi varyatörlü kayışlı sistem koyman için arkayı genişletmen lazım öncelikle, R25 kasasını olduğu gibi koruyarak bunu yapamazsın.

İlla koyacağım diye uğraşırsak kıçını eşek arısı sokmuş tazı gibi bir şey olur.

Teknik olarak illa ki olur ama kime satacacaksın?

Bak şöyle sorsan biraz daha mantıklı;

"Neden SS motorlara otomaitk şanzıman koymuyorlar?"

Yanlış anlama ama scooter gibi varyatör kayış sistemi değil, otomatik şanzıman.
0
John Bloor
(07.11.19)
@john bloor un söylediğinden.

benim istediğim tam olarak o
0
🌸baldan kaymak
(07.11.19)
Heh işte o zaman da müşteri istekleri ortaya çıkıyor, touring ya da enduro kullanıcıları otomatik vites tercih edebilir. Ama SS kullanıcılarında bu oran çok çok düşük olacaktır.

Yani satamazlar, o yüzden de üretmiyorlar. Yoksa büyük CC olup da robotlaştırılmış şanzıman kullanan modeller var.
0
John Bloor
(08.11.19)
(7)

torpiliyle meşhur bi kuruma sıfır referansla girmek içerde sorun yaratır mı

lucky strike
böyle bir tecrübe deneyimlemiş biri var mıdır? kısa-orta vadede dikkat edilmesi gereken bir şey olur mu? kurum hakkında hemen her sitede "torpilin yoksa giremezsin" yazıyor ama beni aldılar.
böyle bir tecrübe deneyimlemiş biri var mıdır? kısa-orta vadede dikkat edilmesi gereken bir şey olur mu? kurum hakkında hemen her sitede "torpilin yoksa giremezsin" yazıyor ama beni aldılar.
0
lucky strike
(03.11.19)
Yıldırma (mobbing), itibarsızlaştırma gibi şeylere hazır ol. Baştaki orman çocuğunu hal ve hareketlerinden tespit edersin zaten. Çok açık verme ama çok da mesafeli olup düşman gibi de görünme. Selam ver al işine bak.

Ekleme: Aynı durumdayım senle, geçenlerde kurumdan bir tane orman çocuğu diyor ki, senin bu kadroya girmen tamamen şans, hiç tanıdığın falan yok vs. Kendisinin nasıl girdiğini herkes biliyor. Kurumun da yarısından çoğunun kimlerin selamlarıyla girdiğini öğrendim zaman içinde. Sürekli kinliyim ama hareketlerime yansıtmıyorum. Zamanı gelince kullanmak için kenara at yakaladığın şeyleri.
0
yukselen gunes evi
(03.11.19)
yaratır. hırsızlar, yolsuzlar çevrelerinde düzgün çalışan insan olmasına tahammül edemez. sürekli ispiyonlanacakları korkusu yaşar, tedirgin olurlar. ya seni kendilerine benzetmek ya da aralarından atmak isterler.
0
sinek kral
(03.11.19)
Ben zamanında tam böyle bir işe torpilsiz girdim. Üstte yazanların tam aksine içerde herkes birbirinden korkuyordu. Müdür bile kimseye sert çıkış yapamıyordu çünkü kimin kimden torpilli olduğu belli değildi. Bu yüzden çok rahat bir ortam vardı :)
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(03.11.19)
Torpilsiz girdiğini anlarlarsa bütün kurum üstünden geçer, buna hazır ol. Çünkü o dakika itibariyle kurumdaki x kişisinin köyden annesinin dayioglunun güzel kız kardeşi olan oğlunun yerini işgal ediyor olacaksin.

Torpil imalı sorulara kaçamak cevaplar ver, "var işte bir yerlerden karıştırmayalim neresi olduğunu başımız ağrımasın" gibi hem gizemli hem aba altı sopa tarzı.

Cok korkuyorlar bu tarz hareketlerden o tip insanlar.
Ama öğrenirlerse vay haline :))
0
aksi kanitlanmadikca cocuktur
(04.11.19)
"torpilin yoksa giremezsin" demişler ama girmişsin.
"seni fena yıldıracaklar, her yer yolsuz dolu olacak" diyorlar ve bence bununla karşılaşmama ihtimalin de büyük. internet sitelerinde yazmak için okuma yazma bilmek yeterli sonuçta. takma. kazanmışsın, girmişsin, demek ki kurumun sana ihtiyacı var. kimse kimseyi yemiyor.
0
lovemyself
(04.11.19)
çalışıp sivrilmez, içeridekilere tehlike olmazsan çok sorun olmaz.
0
babilbaligi
(04.11.19)
benim başıma geldi, sorun yaratıyor. bu yüzden katiyen "torpilim yok" demeyin. insanlar "torpili var, ama kim bilir kimden" diye düşünecektir. Böyle düşünmeleri sizin için iyidir. bu tarz konuları katiyen açmayın, konuşmayın, politik olun.

bu şirketler olabilecek en berbat çalışma ortamlarıdır. bilginiz olsun.

diğer bir seçenek: her yerde yazılan şey belki de doğru değildir. belki orası da (kısmen) profesyonel yönetilen bir yerdir. onu da zaman içinde öğrenirsiniz.
0
ebabil curnatasi
(04.11.19)
(2)

Burda It's Peter ne anlam katıyor

freedonia
https://youtu.be/Zkfxoadcyc4?t=36 it's Peter – he's feeling blue diyor, gene aynı şekilde https://youtu.be/Zkfxoadcyc4?t=104 It's Peter - his mother's died diyor. Bu "It's Peter" cümlesi nedir ya? Önceden birbirlerini tanıyanlar insanlar zaten hepsi.
youtu.be it's Peter – he's feeling blue diyor,
gene aynı şekilde youtu.be It's Peter - his mother's died diyor.

Bu "It's Peter" cümlesi nedir ya? Önceden birbirlerini tanıyanlar insanlar zaten hepsi.
0
freedonia
(03.11.19)
İzlemedim ama "Peter işte, şöyle böyle...", "sorun Peter, kötü hissediyor", ya da "yine Peter, falan fıstık" şeklinde kullanılıyor muhtemelen.
0
depol
(03.11.19)
soru aşçı karakterine sorulduğu için açıklamayı o şekilde yapıyor.

- sorun ne?
+ sorun peter. falan filan..

gibi düşünebilirsin. peter kısmı konu başlığı, falan filan kısmı konunun içeriği gibi oluyor.

youtu.be
+ look it's me. falan filan...
0
sinek kral
(03.11.19)
(4)

Instagram'da gezi sayfası takip ediyor musunuz?

m e b
Instagram'da ülkemizde gezilecek yerleri paylaşan bir hesap arıyorum. Ama yalnızca ülkemiz dahilinde paylaşımlar yapan bir sayfa arıyorum. Kimi ya da hangi sayfayı tavsiye edersiniz? Siz takip ediyor musunuz? Başka bir mecrada da olabilir, Twitter gibi.
Instagram'da ülkemizde gezilecek yerleri paylaşan bir hesap arıyorum. Ama yalnızca ülkemiz dahilinde paylaşımlar yapan bir sayfa arıyorum. Kimi ya da hangi sayfayı tavsiye edersiniz? Siz takip ediyor musunuz? Başka bir mecrada da olabilir, Twitter gibi.
0
m e b
(03.11.19)
routeinfinite'i takip ediyorum ama gezip tozmalarından çok sempatikliklerinden dolayı.
0
sinek kral
(03.11.19)
kuşbakışı
0
neo
(03.11.19)
Bizevdeyokuz vardı takip edilesi
0
jefferson
(03.11.19)
kusbakisi+1
0
the end of time
(04.11.19)
(6)

Windows 10 orjinal

kozm
Merhaba galyalılar,elimde bir windows 10 usb'si olmadığı için bilgisayarımı, dışarıda format işleri ile uğraşan bir bilgisayarcıya vermek zorunda kaldım. Bir windows10 yükledi fakat crackli.. KMSpico Portable adında crack bir program ile kişisel verilerime ulaşması ve şifreleri elde eltmesi çok zor
Merhaba galyalılar,

elimde bir windows 10 usb'si olmadığı için bilgisayarımı, dışarıda format işleri ile uğraşan bir bilgisayarcıya vermek zorunda kaldım.

Bir windows10 yükledi fakat crackli.. KMSpico Portable adında crack bir program ile kişisel verilerime ulaşması ve şifreleri elde eltmesi çok zor olmasa gerek diye düşünüyorum.

Şu an bilgisyarımda bir keylogger'ın olması bile olası... (ihtimal dahilinde)

hali hazırda bilgisayarımda alışveriş dahi yapabiliyorum. Güvenlik önlemlerini alabileceğim bir durum söz konusu mudur? yoksa tek çare format mıdır?
0
kozm
(03.11.19)
kendin format atsan da aynı programla aktifleştireceksin zaten.
0
sutlu nescafe
(03.11.19)
temiz bir akrifleştirme işlemi için başka bir tool var mıdır?
0
🌸kozm
(03.11.19)
neredeyse tek kullanılan program bu. winloader vardı. o da güncellenmiyor artık. kmspico kaldı.
0
sutlu nescafe
(03.11.19)
iç rahatlatacak çare format.
bir usb flash bellek (4 gb den büyük olması yeterli) bir de w10 lisansı alınır.
rufus (bu opsiyonel. kullanmayabilirsin.) ile usb hazırlanıp usb üstünden sistem kurulur.
selcukarabacak.com

ha rufus olmadan da kurabilirsin
enesbey.com
bu linkteki gibi belleği hazırlayıp üstteki linkteki şekilde w10 kurarsın.

usb yi ikinci linkteki gibi hazırlarsan işe güvenilir kaynaktan aldığın w10 dosyası dışında da bir yazılım karışmamış olur.
0
tururo
(03.11.19)
ben windnows 7'den windows 10'a, microsoft'un kendi sitesinden indirdiğim launcher'la yükseltme yaptım. yükleme tamamlandıktan sonra aktivasyon kodu isteyeceğini düşünüyordum ama yaklaşık bir haftadır kullanmama rağmen hiçbir şey istemiş değil.
0
sinek kral
(03.11.19)
Şöyle çözdüm; USB ile Windows kurduktan sonra internette satılan 12 tl ilk Windows key satın aldım ve doğruladım.
0
🌸kozm
(01.01.20)
(14)

kolpaçino güzellemeleri

kedislike
son zamanlarda kolpaçino filmlerini yere göge sigdiramiyorlar sözlükte.sonuçta şafak sezer içeren bir film, ne kadar iyi olabilir ki?
son zamanlarda kolpaçino filmlerini yere göge sigdiramiyorlar sözlükte.
sonuçta şafak sezer içeren bir film, ne kadar iyi olabilir ki?
0
kedislike
(03.11.19)
Aynı önyargıyla izledim, beni şaşırttı. Absurd bi film gayet iyiydi bana göre
0
olaylar olaylar
(03.11.19)
sözlüğün genel kullanıcı kitlesi ve kalitesizliğini anlaman lazım.

bunu da görüp anlamadıysan diyecek bişeyim yok.
0
hem şişko hem deli
(03.11.19)
Efsane değil ama kafa dağıtmalık bir film.
0
neymis
(03.11.19)
ilk film gayet şukela. guy ritchie tarafından yazılıp çekilse kült olurdu.
0
mutlu yillar sana
(03.11.19)
Şafak sezer malum. Ben de sevmem. Ama kolpaçino 1-2 belki tr tarihinin en iyi komedi filmleri olabilir.
0
the real brad pitt
(03.11.19)
Kolpaçinoya ben de ön yargılıydım, geçen 29 ekim tatilinde oturup 3 filmini arka arkaya izledim ve gayet eğlenceli filmlerdi, vakit geçirmek için ideal.
0
mg3929
(03.11.19)
beklentisiz, eğlenmek için izlenir. diğer mafyalı komedilerin alayından komik o kesin.
0
ya ben lan neyse
(03.11.19)
filmi izlemedim ama sözlükte şöyle bir şey var. sözlüğün kabul ettiği bazı "değerler" var bunlar sürekli övülüyor. sanki sözlük yazarı olmanın kuralıymış gibi. birileri övüyor sonra diğerleri de bu sürüye takılıyor bence. mesela yeşilçam filmleri. herhangi bir başlığın altına gidin övün yarım saat sonra dolar başlık. nutella vs de böyle.
0
black mamba
(03.11.19)
Kötü filmlerde oynamış birisi olduğu için x kişisinin başka bir filmi kötü mü olmak zorunda?
Bunun bir ton istisnası vardır.

Erkan can, pena videosunda buna değiniyor.

Veya ilk istisna olarak çukur dizisinde oynayan ercan kesal'ın bir zamanlar Anadolu'da performansı örnek verilebilir
0
owaki
(03.11.19)
Kolpaçino 1-2 ve Kutsal Damacana filmelerinin senaristlerine bakarsanız filmin arkasında Leman dergisinin karikatüristlerini görürsünüz; Suat Özkan Ahmet Yılmaz ve Kaan Ertem. Bu adamlar döneminin efsane Leman karakterlerini yaratan insanlar, filmler bu nedenle güzel Şafak Sezer’le ilgili değil. Misal Kolpaçino 3 leş bir film, neden? Senaryo Şafak Sezer’e ait.
0
angelus
(03.11.19)
@angelus +1

kolpaçino ilk iki film, kutsal damacana 1 oldukça iyi filmler.
0
mattiadestro
(03.11.19)
tiyatro olsa tavrını haklı bulurum ama sinemada yönetmen, oyuncudan çok daha önemlidir. iyi oyuncu kötü oynayabildiği gibi kötü oyuncu da iyi oynayabilir. önyargı seninki.
0
sinek kral
(03.11.19)
cem yılmaz'ın son dönemde "ağbi göndermeleri yakalamıyorsunuz yauv" dedirten vasat filmleri yerine kolpaçino (ilk film) tarzı alıntılanma özelliğini sağlayan filmleri tecih ederim. tek eksisi türk komedi mizahındaki olmazsa olmaz "mafya"
0
Stoneface
(03.11.19)
Şöyle bir gerçek var ki sokakta büyümeyen, argoya hakim olmayan, gerçek hayatta mahallesinde bitirim abiler tanımamış ve bu ortamlara uzak kişilerin kolpaçino filmlerini gerçekten sevmesi çok zor.

Ulan ne zor bir cümle kurdum öyle!

1970-1990 arası doğan ve izole bir çocukluk geçirmeyen hemen hemen her erkek bu filmleri gülerek ve gerçekten beğenerek izler.

Yazılmış zaten, senaristlere bakarsanız zamanında her hafta yolunu gözlediğimiz karikatür dergilerinde efsane karakterler yaratmış insanlar.

Neredeyse her sahnesi ilmek ilmek işlenmiş, her replik üzerinde uzun uzun çalışılmış, hiç bir yapmacılık içermeyen ve ağıza oturan küfürler hiç sırıtmamış.

Bir filmden bu kadar efsane replikler çıktıysa ve 10 yıldır hala bu replikleri kullanıp gülebiliyorsak bunda bir başarı vardır.

Siz son zamanlarda farketmişsinizdir, ama bu film hakkında sevenleri 10 yıldır böyle konuşuyor zaten.

Düşünsenize filmle alakalı bir başlık açılıyor veya açılmış başlık hortlatılıyor, peşinden film replikleri ezbere yazılıyor yazarlar tarafından.

Bir çok replikte de dolu bknz var.

Bence de "Yeni Türk Sineması"nın en komik filmeridir ilk iki film.

Cem yılmazı çok seven biri olarak, Cem yılmazın komedi filmlerinden daha komikler bana göre. Yanlış anlaşılmasın Cem Yılmaz'ın komedi filmleri dedim, "Pek yakında, Her Şey Çok Güzel Olacak, Hokkabaz" gibi süper ötesi filmleri komedi sınıfına sokmuyorum ben.

"Sabri abi bizim bir arkadaş var, tencere imalatcısı, aynı yaşlardayız. Burdan uçağa atlıyor gidiyor Taylanda, garıya üzerine işetiyor, yıkanmadan geri geliyor"

Ben şimdi bu repliği neden ezbere yazabiliyorum mesela? Yazarken ya da okurken komik değil ama film içinde geçtiği yerde ve adamın ağzında çok güzel oluyor mesela.

Ezbere yazdıma ama doğru yazdım mı bilmiyorum bi kontrol edeyim :)
0
John Bloor
(04.11.19)
(3)

Charlie Chaplin izlemeye baslayacagim .

shiningkid
Hangi filminden baslamaliyim ?
Hangi filminden baslamaliyim ?
0
shiningkid
(03.11.19)
sıra gözetmeden izleyebilirsin bence.

city lights
modern times
the kid
gold rush

izleyebilirsin başlarda.
0
lesmiserables
(03.11.19)
filmlerin birbirleri ile bağlantısı yok ki. istediğin sırada başla.

ama buster keaton'a da bi göz at.
0
sinek kral
(03.11.19)
A Thief Catcher
Between Showers
A Film Johnnie
Making a Living
Kid Auto Races at Venice
Mabel's Strange Predicament
0
bazen
(04.11.19)
(3)

asker öksürüğü

passion rules the game
ya her birlikte %50 adam bu öksürüğü kapıyor. ben de kaptım.ne hastalığı bu, ne almak gerekir, nasıl geçer?danke.
ya her birlikte %50 adam bu öksürüğü kapıyor. ben de kaptım.
ne hastalığı bu, ne almak gerekir, nasıl geçer?

danke.
0
passion rules the game
(03.11.19)
ne hastalığı bilmiyorum hocam 1 ay sonra falan anca geçmişti bende.
muhtemelen toz toprak doluyor solunum yollarına o yüzden öksürüyorduk.
0
ayin yazari
(03.11.19)
Bronşit
0
franz kafka
(03.11.19)
faranjit. kimse boğazını koruman gerektiğini öğretmeyince üşütüyorsun. ayrıca bulaşık konusu çok yalapşap yapıldığı için hastalıklar kolay yayılıyor.
0
sinek kral
(03.11.19)
(3)

Saçı uzatmak ya da uzatmamak

alkolsuz icecek
ne yapayım ben bu kafadaki saçları? dalgalı kabarık oluyor uzayınca. öbür türlü hep asker tıraşı oluyorum. önerisi olan var mı?
ne yapayım ben bu kafadaki saçları? dalgalı kabarık oluyor uzayınca. öbür türlü hep asker tıraşı oluyorum. önerisi olan var mı?
0
alkolsuz icecek
(03.11.19)
3 numara.
0
angelus
(03.11.19)
aynı jude law tipi saç-kafa biçimin var. uzatabilirsin, yakışır.

www.bifa.film
0
heidi'nin dedesi
(03.11.19)
uzatmamak. hatta mümkün olduğu kadar kısa tutmak. bir tywin lannister imajı çizmek. ugh.
0
sinek kral
(03.11.19)
(11)

Hayatta kalma motivasyonunuz ne?

tuborg yesili
anneannem vefat etti, ölü yıkamasına girdim hayatımda ilk kez. Tüm hayatta kalma motivasyonum bitti ve boşlukta hissediyorum.resetlenmiş gibiyim. sizinkilerden kopya çekmeye ihtiyacım var, teşekkür ederim.
anneannem vefat etti, ölü yıkamasına girdim hayatımda ilk kez. Tüm hayatta kalma motivasyonum bitti ve boşlukta hissediyorum.resetlenmiş gibiyim. sizinkilerden kopya çekmeye ihtiyacım var, teşekkür ederim.
0
tuborg yesili
(02.11.19)
hayat her şeye rağmen güzel ve yaşanılabilir. bize verilen ortalama 60 yıl sonrasında zaten yokuz. bunu güzel değerlendirebilmek için yaşıyoruz.
0
jelly bear
(02.11.19)
İnancım.
0
you and me in paradise
(02.11.19)
her şey gibi hayat da limitli. kendi ömrünün kalan limitini, aneannenin doldurmuş olduğu limite üzülerek harcamak mantıklı değil. yas doğal bir duygusal tepkidir. zamanla daha iyi hissedeceksin.
0
sinek kral
(02.11.19)
başınız sağolsun. böyle bir durumda derinden sarsılman ve hayatı sorgulaman çok normal. acı sanırım asla geçmiyordur ama insan adapte olup önüne bakmayı öğreniyor. kuzenim yanılmıyorsam nisan ayında intihar etti. halam hala yaşıyor... acısını hayal dahi edemiyorum ama demek ki insan hayatta kalabiliyor.

kişisel olarak benim spesifik bir amaç ve motivasyonum yok. aslında yok değil de çok dağınık... hem almanya hem de rusya'da yaşamak istiyorum. bunları yaparken ankara'yı çok seviyor ve ankara'da yaşlanmak istiyorum. gençlerbirliği maçlarını iple çekiyor fakat avangard omsk'la aynı şehirde olabilmek istiyorum. öte yandan omsk bence yaşamak için korkunç bir şehir, o yüzden ikinci takımım olan avangard'ı sanırım daima uzaktan sevmek zorunda kalacağım. almanca öğrenmek istiyorum ama vaktim ve beynim yetmiyor. aslında gerçekten insanların huzur içinde yaşayabildiği, sömürünün olmadığı bir düzen istiyorum ama öte yandan havuzlu villamın olabilmesini de istiyorum. çok param olsun, "başarılı" olabileyim istiyorum fakat bunu alışıldık yöntemlerle ve sabah akşam çalışan bir işkolik olarak yapmak istemiyorum. alternatifler hakkında ise fikrim yok.

kısacası "şu yüzden yaşıyorum" diyebileceğim hiçbir şey yok ama bir oraya bir buraya savruluyor ve açıkçası bundan keyif de alıyorum. böyle sağa sola baka baka, bi' şeyler peşinde koşa koşa geçiyor vakit. öyle özellikle mutlu, pozitif, sevimli, hayat dolu bir adam değilim ama açıkçası 100-120 sene yaşayabilmek istiyorum eheh. olduğu kadar, bakalım.

fark etmiş olabileceğin üzere bu hayallerin hiçbirinde "ikinci kişi" yok. kaybı beni çok derinden sarsacak, hayatımı değiştirecek insanlar elbette var ama mutluluğu başkasına bağlamamaya çalışıyorum elimden geldiğince.
0
der meister
(02.11.19)
Başın sağolsun. Motivasyonum sürekli değişiyor, net bi amacım yok. Ama genel olarak başıma daha neler geleceğini merak etmek diyebilirim.
0
noisette
(02.11.19)
'' Alışır her insan alışır zamanla
Kırılıp incinmeye.
Çünkü olağan, yıkılıp yıkılıp
Yeniden ayağa kalkmak ''
0
heidi'nin dedesi
(02.11.19)
Benzer bir soruyu ben de sordum senin duyurunu görmeden önce. Benim de yok gerekli motivasyonum.
0
loae haled
(02.11.19)
annemin cenazemi kaldırmasına izin veremem.
0
charlotte blanc
(02.11.19)
Benim de çok spesifik bir motivasyonum yok hayatta kalmak adına ama birkaç senedir insan hayatının her zaman anlamlı ve değerli olması gerekmediği gibi bir düşünce belirmeye başladı zihnimde. Sürekli bir performans kaygımız var birçok konuda ama şu an yatağa girsem ve ölene dek çıkmasam dünyanın yörüngesi kaymaz, büyük depremler, tayfunlar olmaz. Sadece hayattan çekilmiş olurum. Hayatı yaşamamış olurum. Ve bu da ölümcül bir hata sayılmaz yani. Keyif aldığımız kadar bir şeylere bulaşsak yeterli sanırım.

Şimdi düzenli bir iş ve gelir için atanmaya uğraşıyorum çünkü parasızlık boyundan büyük sorunları beraberinde getiriyor. Artık ailemle yaşamayayım, yaptığım iş bana keyif versin diye uğraşacağım. Onun dışında gerçekten başka bir şey istemiyorum. Hiççi mi oluyorum, bilmiyorum ama bir şeyleri çok fazla önemsemekten ve kendime tutarlı, değerli bir hayat hikayesi yazmaya çalışmaktan yoruldum.

Başın sağolsun.
0
epistemic_regress
(02.11.19)
başın sağ olsun.
annemi yıkamak beni bir anlamda rahatlatmıştı.
tabii ki biraz travmatize edici ve ömür boyu göz önünden gitmeyen fotoğraflar olarak kalıyor zihinde.
ama manevi olarak rahatlatmıştı.
o an "öldüğünü" idrak etmemi sağladı.
bu da hayatıma devam etmemi kolaylaştırdı bir anlamda.
bana sanki ölmüş birini yaşıyormuş gibi özlemek, çıkıp gelecekmiş gibi hissetmek ölümü idrak edememekten gibi gelir.
o açıdan bunu idrak etmek bana iyi gelmişti.
hatta dinibütün bir insan olmamama rağmen, bunun neden yapıldığını ve ritüel olarak "ölü yıkama" işleminin nedenini daha iyi anladım.

sarsıcı bir deneyim de olsa, bunu hayatın döngüsü olarak kabul etmek zorundayız.
tabii ki morg, tabut, ceset torbası, gasilhane, mezarlık vs. bunlar çok soğuk şeyler.
tokat etkisi yapıyor.
ama insan doğuyor, büyüyor, (şanslıysa) yaşlanıyor ve ölüyor.
biz de öleceğiz.

süreci kişiselleştirmeden bu şekilde algılamaya çalışmak lazım.
korkulanın ve belirsizliğin dışında, aslında hayata bağlanabilmek için zaten ölmeye ihtiyacımız var bir anlamda.
sonsuz bir hayat kimseyi mutlu etmez, kimseyi üretmeye ya da yaratmaya teşvik etmezdi.

insanı boşlukta bıraksa da, hayata bu yönden saygı duymak lazım.

kişisel olarak düşündüğün zaman, en azından "anneannem" diyorsun, yani uzun bir hayat yaşamış.
çocuğu olmuş, torunu olmuş, onlarla bir şeyler paylaşabilmiş.
bunlar insana normal geliyor, ama gerçekten şans aslında.
çocuğunu büyütemeden, torununu göremeden gidenler var.
her ölüm erken, ama bazıları daha erken olabiliyor.
anneannenin ölümünden ziyade yaşadığı hayatı düşünebilirsin, belki faydası olur.

benim hayatta kalma motivasyonum, yapmam gereken birçok şey olduğuna inanmam.
yani daha işim var.
ayrıca yaşamayı, canlılığı hissetmeyi de seviyor, bundan zevk alıyorum.
yaşama sevincimi ayakta tutabilen şeyler var çok şükür.

bir süre sonra ölüm kavramına alışıyor insan.
sen de alışacaksın.
0
blatta hiberna
(02.11.19)
son iki sene içinde amcam, dedem, annem ve anneannem gitti. elbette en çok annemin gidişi koydu. zamanla geçer mi bilmiyorum ama çok çok büyük bir travma. hayat her şeye rağmen güzel falan olmuyor. sadece alışıyorsun hepsi bu.
0
scudman1
(02.11.19)
(2)

Ses kalitesi mp3 çalarla mı kulaklıkla mı ilgili?

insomniac
bir mp3 çalar almak istiyorum. bütçeyi kulaklık için mi yoksa mp3 çalar için mi fazla ayırmalıyım?
bir mp3 çalar almak istiyorum. bütçeyi kulaklık için mi yoksa mp3 çalar için mi fazla ayırmalıyım?
0
insomniac
(02.11.19)
büyük kısmı kulaklık, küçük kısmı mp3 çalar.
0
jelly bear
(02.11.19)
ikisi de önemli ama insanların çok azı iyi ses kalitesi ile çok iyi ses kalitesini ayırt edebilecek kulağa sahip.

benim önerim; pahalı kulaklıklar satan bir mağazada sıradan ve lüks kulaklıkları deneyerek o kulağın kendinde var olup olmadığını test et. muhtemelen normal bir mp3 çalar ve normal bir kulaklıkla, kazıklanmadan hayatına devam etmeye karar vereceksin.
0
sinek kral
(02.11.19)
(4)

netflix animeleri: eraser, anjin ve kengan ashura

panamera
Merhaba,Geçen bu animelere hiç bilmeden bir bakayım dedim, bayağı hoşuma gittiler. Tavsiye ederim. Bunlar gibi izleyip de beğendiğiniz, böyle orijinal konulu, yeni veya az bilinen animeler var mı? Alttakiler izleyip sevdiklerim mesela.steins gatehellsingelfen liedghost in the shellergo proxyblack la
Merhaba,

Geçen bu animelere hiç bilmeden bir bakayım dedim, bayağı hoşuma gittiler. Tavsiye ederim. Bunlar gibi izleyip de beğendiğiniz, böyle orijinal konulu, yeni veya az bilinen animeler var mı? Alttakiler izleyip sevdiklerim mesela.

steins gate
hellsing
elfen lied
ghost in the shell
ergo proxy
black lagoon
code geass
attack on titan
samurai champloo
death note
death parade
0
panamera
(02.11.19)
Castlevania
0
kablelvuku
(02.11.19)
death note ve samurai champloo'yu herkese gözüm kapalı tavsiye edebilirim.

attack on titan'ı game of thrones sevenlere tavsiye ederim.

steins gate ve ergo proxy'i hikayede daha fazla derinlik arayanlara tavsiye ederim.
0
sinek kral
(02.11.19)
yakında izlediklerim
Aggretsuko
Dororo

ilk izleyeceklerim
Kimetsu no Yaiba
Vinland Saga
Dr. Stone
0
kafadanbacakli
(02.11.19)
Castlevania efsanedir.
0
halitkin
(03.11.19)
(8)

erkekler niye böyleyiz ?

problem34
Şimdi instagramdan fake bir kız hesabı açtım .Tanıdığım bir kaç kız arkadasın hatta birisi eski sevgilimin hesaplarından takip ettiğim bir kaç erkek .Hepsi geri takip etti .Hep si de dm den yürüdü.Kötü davranmama rağmen hala ısrarla yürüyolar.Niye böyleyiz lan biz ? Valla instagramdan artık bir kız
Şimdi instagramdan fake bir kız hesabı açtım .Tanıdığım bir kaç kız arkadasın hatta birisi eski sevgilimin hesaplarından takip ettiğim bir kaç erkek .Hepsi geri takip etti .Hep si de dm den yürüdü.Kötü davranmama rağmen hala ısrarla yürüyolar.Niye böyleyiz lan biz ? Valla instagramdan artık bir kıza yürümeye korktum.Yani instagramdan bir kız bana dönüyorsa 10 erkekden 1 ine döndüğüm erkeğim.Enteresan niye böyleyiz .Aynısını erkek hesabı açarak yaptığımda olmuyor...
0
problem34
(02.11.19)
çünkü vajina çok pahalı. penis bedava.
0
sinek kral
(02.11.19)
Genelleme yapmak yanlış. Evet dedikleriniz yüksek oranda doğru. Şahsen ben bir takip isteği mesaj vs. aldığım da karşımdakine "sizi tanıyor muyum" şeklinde mesaj atarım. Kaç kişi atıyor bunu? Yüzde olarak %5'i geçmiyordur yüksek ihtimal. Bunu memleketin cinsel açlığından tutup da erkeklerin birçoğunun abaza olmasına kadar birçok yöne bağlayabiliriz.
0
Başkalaşım
(02.11.19)
32 yaşındayım. ne sokakta, ne sanalda hiç böyle olmadım. övünerek söylüyorum.
0
ya ben lan neyse
(02.11.19)
Aynisini erkek hesabi olarak actiginda olmuyor, cunku kadinla erkek bir degil.
Kutuplarda havanın soguk olmasina nasil sasirmiyorsak bu da sasirmamamiz gereken bir tabiat duzeni.
0
stavro
(02.11.19)
stavro +1

aynen katılıyorum, muhtemelen düşünsem 40 yıl aklıma gelmeyecek ibretlik bir cevap vermiş.
0
hem şişko hem deli
(02.11.19)
Ben de sahibindene kadın ev arkadaşı arıyorum diye ilan açtım, gelen mesajlardan biri:

Hello, I hope you're doing very well. I've seen your ad right now. You still looking for a renter? I wasn't planning to share the housing before I came here to Ankara, as I wasn't know the situation. But after I have seen everything, I'm very surprised because there's almost no one here speak other language than Turkish! Life here is very hard without Turkish. I'm sorry for the writing for you in a late time, but I have no other leisure than this time.
0
banacevaplazım
(02.11.19)
"I'm sorry for the writing for you in a late time" kısmında çayı püskürttüm resmen. Türk kafasıyla "engriş" yazma olayı yok mu, bitiyorum :)
0
Avoiding The Puddle
(03.11.19)
Genelleme yapılamaz ama çoğu abaza erkek böyle maalesef, aklı başında olan hiç bir adam bu durumlara düşürmez kendini.

Bedava peynir sadece fare kapanında vardır, zahmetsizce elde edilecek flört normal bir durum değil erkek için, ben olsam kuşkuyla yaklaşırım.
0
John Bloor
(04.11.19)
(2)

neden "meçhul mu?" değil de "meçhul mü?" diyoruz?

ryhmer
"mü" olması için "meçhül" olması gerekmez mi?
"mü" olması için "meçhül" olması gerekmez mi?
0
ryhmer
(02.11.19)
Cunku "ü" ile "u" arasi bir sesle okunuyor. Arapca bir kelime ama direkt o sesi veren bir harf bizde yok, onun yerine yazilista U kullanilmis. Ama soru eki okunusta cikan sese gore geliyor.
0
crown
(02.11.19)
"l" sesi inceldiği için ardından gelen ek de ince okunuyor.
0
sinek kral
(02.11.19)
(5)

Martta kimlik için kullandığım fotoyu ehliyet için kullanabilir miyim

condom kurşunu
Biyometrikte baya iyi çıkmıştım hemen kimlik yenşlettim. Ama sonra göz doktoruna falan gidilşyor diye üşendiğimden ehliyeti yeniletmedim o dönemde. Şimdi aynı fotyu kullanabilir miyim? 6 ay önce çekilmiş yazıyor da kimlikte ne kullanmış diye bakıyorlar mı? Bence bakmazlar ya
Biyometrikte baya iyi çıkmıştım hemen kimlik yenşlettim. Ama sonra göz doktoruna falan gidilşyor diye üşendiğimden ehliyeti yeniletmedim o dönemde. Şimdi aynı fotyu kullanabilir miyim? 6 ay önce çekilmiş yazıyor da kimlikte ne kullanmış diye bakıyorlar mı? Bence bakmazlar ya
0
condom kurşunu
(02.11.19)
bakmıyorlar, kullanabilirsin. 2017'de kimlikte kullandığım fotoyu geçenlerde ehliyet için kullandım.
0
pati
(02.11.19)
şubatta kimlik için çektirdiğim fotoyla 6. ayda B, 9. ayda A sınıfı ehliyet aldım. sorun olmadı.
0
sinek kral
(02.11.19)
Fotonun Boyutları aynı mı peki kimlikle ehliyet için
0
🌸condom kurşunu
(03.11.19)
evet aynı.
0
sinek kral
(03.11.19)
Fotoğrafta seni tanımlayamayacak kadar bir değişim söz konusu değilse (aşırı kilolu olma veya zayıflama gibi, yahut yaşlanma) bunu zaten anlayamazlar asla ve dikkat de etmezler zaten.
0
Avoiding The Puddle
(03.11.19)
(3)

saç sorusu

borisyellnikoff
saçta turuncu mu sarı mı ya. değiştirmek istemiyorum bi yandan da su sac rengi de harika ne diyonuz?stay woth redhead mi sari mituruncu zaten benim saçım. sarıya mi geçsem diyom
saçta turuncu mu sarı mı ya. değiştirmek istemiyorum bi yandan da su sac rengi de harika ne diyonuz?
stay woth redhead mi sari mi
turuncu zaten benim saçım. sarıya mi geçsem diyom
0
borisyellnikoff
(01.11.19)
Irlanda kizili diyorlar sanirim buna. Dolgun sacta guzel duruyor bu bence. Bi de tabi acik ten ama oylesin herhalde sorduguna gore. Sari mi turuncu mu, turuncu derim yani
0
Flipsflops
(01.11.19)
açık tenliyseniz turuncuyla harikalar yaratabilirsiniz. ablam beyaz tenli, yıllarca sarışındı, bu kiralık aşk zamanı turuncu moda olunca boyattı ama nasıl yakıştı, herkes doğal sanıyor. yaşadığı yer doğal ginger'ların olduğu bi yerdi onu da öyle sanıyorlardı hehe. yani sarı da güzel ama yakışınca turuncu bi başka oluyor, havası ayrı yani tasfiye ederim...
0
aydonno
(01.11.19)
ben ya sarı ya kızıl severim. arası tütünden sararmış bıyık rengi.
0
sinek kral
(01.11.19)
(20)

Nakliyeciye ayakkabı çıkarttırmak!?

leper messiah
Taşınıyoruz. Yeni evi haliyle temizlettik.Hanım diyorki ben nakliyecileri ayakkabıyla sokmam eve. Ben diyorum olacak şey mi adamlar sırtlarında bi dolu eşya ayakkabı çıkarıp giymekle mi uğraşacak.Benim bildiğim, taşınmalarda ayakkabıyla girilir çıkılır, sonra da temizlik yapılır tekrar. Ama anlatamı
Taşınıyoruz. Yeni evi haliyle temizlettik.
Hanım diyorki ben nakliyecileri ayakkabıyla sokmam eve. Ben diyorum olacak şey mi adamlar sırtlarında bi dolu eşya ayakkabı çıkarıp giymekle mi uğraşacak.

Benim bildiğim, taşınmalarda ayakkabıyla girilir çıkılır, sonra da temizlik yapılır tekrar. Ama anlatamıyorum.

Ayakkabı çıkarttıran gördünüz mü?
0
leper messiah
(31.10.19)
Mantıklı davranan sensin.
0
angelus
(31.10.19)
tekrar temizlik yapılması lazım. ilk defa duyuyorum ayakkabı çıkarma işini.
0
mattiadestro
(31.10.19)
giy çıkart çok yorucu olur, mecbur bir kez daha silecek yerleri.
0
candide
(31.10.19)
cikartsa da toz olacak o ev yine. anlamsiz bir caba. esya girdikten sonra yine temizlenecek.
0
brkylmz
(31.10.19)
ayak kokar +1
0
Improbable
(31.10.19)
Ayakkabılarını çıkartmaları gereksiz, zaten ev tekrar temizlenecek. Adamların işini daha da zorlaştırmanın lüzumu yok. Evi temizler havalandırırsınız biter gider. Üç kere taşındım, hiç ayakkabı çıkarttırmak aklıma gelmedi.
0
fotrsapka
(31.10.19)
asansörlü taşımacılıkta böyle bir sorun olmuyor, galoş giydiriyorsunuz. içeri gir çık olmadığı için temiz oluyor.

yok asansörlü değil, girip çıkmalıysa yapacak bir şey yok, ayakkabı çıkarmazlar. talep de edemezsiniz.
0
aziz dostum jack
(31.10.19)
sırtında çamaşır makinesi taşıyan adama ayakkabılarınızı çıkartın denilir mi ya, günah.
ayrıca ben olsam ısrar ederlerse valla vura vura taşırım o eşyaları :)
intikam <3
0
matilda
(31.10.19)
Olacak iş var olmayacak iş var.
Serin yere gazete kağıtlarını. İsterseniz kağıt bant alıp bir kaç yerden de bantlayin olsun bitsin.
0
kisa
(31.10.19)
hanimi ikna edin. kendini biraz erken yapmis temizligi.

1 ürün getirseler tamam ama tüm gün mal tasiyan adama bunu diyemezsiniz.

evin icine musamba serin.
0
duygusuzromantik
(31.10.19)
eşya taşıma zaten ister istemez tozlu döküntülü bir olay. taşımadan sonra tekrar bir temizlik yapmadan direkt oturmayı düşünen birinin titizlik şovu yapması ilginç olmuş. Çıkartılmaz tabi. işkence olur
0
aquarium
(31.10.19)
Çare terlik.

Adamlara dışarı terligi vereceksiniz ve eve girerken çıkaracaklar. Sırtta yük dahi olsa terlik çıkarmak kolaydır.
0
msb
(31.10.19)
Adamlar sırtlarında bir sürü yük taşıyacaklar, kat inip çıkacaklar bir sürü emek bir sürü yorgunluk. Ev temizlendi diye her seferinde ayakkabı çıkartmakla uğraşmalarını beklemek büyük şımarıklık olur.
0
chihirovekohaku
(31.10.19)
hanım dibine kadar haksız. ayrıca sırtında ağır eşya taşıyan adamı ne kadar rahatsız edersen eşyaların o kadar çizilir, o kadar yıpranır. siz o işçilere iyi davranmazsanız, işçiler ne sizin eşyalarınıza ne de evinize özen gösterir.
0
sinek kral
(31.10.19)
Plastik örtü, gazete vs olmaz. Sırtında o kadar yükle insanın ayağı kayar, düşer. Aynı sebepten dışarı terliği falan da hikaye, ayağında terlikle sırtında buzdolabı, merdivende kaydı düştü adam sonrası nolcak! O arkadaşlar eve ayakkabıyla girecek başka yolu yok, hoş siz çıkar deseniz bile şöyle bir bakar-içinden de bir okkalı küfreder- sonra aynen yürür geçer ayakkabı falan çıkartmazlar.

Son 10 senede 8 defa ev taşıdım, bu iş böyle. En son adamlar gidince viledayla bir güzel silinecek yerler o kadar, abartmaya gerek yok.
0
zikardo
(31.10.19)
ev tutulunca temizletilir, nakliyeciler gidip yerleşildikten sonra tekrar temizletilir ya da temizlenir.
gazete falan da olmaz, yukarıda yazıldığı gibi kayar düşer adamlar.

kaldı ki, temizlikle ilgili tek sorun adamların ayakkabıları değil, koliler de tozlu ve yere falan koyuluyor.
yani adamlar ayakkabıyla girmese de evin temizlenmesi gerekecek zaten.
0
blatta hiberna
(31.10.19)
Nakliyeci ayakkabı mı çıkartacak her seferinde? Hiç sanmıyorum, o zaman biz kapıya bırakalım siz içeri taşıyın derler. Ayrıca eşyalardan tozlar, parçalar düşecek, ufak tefek tekrar temizlik yapılması gerekecek. Yere naylon falan sermeyin, adamlar kayıp düşebilir.
0
Tutkun
(31.10.19)
Eve girmeden önce tadilat yapılır, sonrasında temizlik yapılır sonra eşyalar taşınır sonra tekrar temizlik yapılır. Süreç böyle işliyor. Eşiniz yorulmuş belli, ama işin akışı böyle.
Sadece yere karton tarzı şeyler seriyorsunuz ki onlar da yerler kirlenmesin diye değil çizilmesin diye.
0
SiyamkedisiZorro
(31.10.19)
Ayakkabısını çıkaran bir nakliyeci yüzünden yerlerin simsiyah ayak izi olduğunu gördü bu gözler. Neyle kirlendiyse zor çıkardım parkeden. Keşke çamur, toz olsaydı.
Siz ısrar etmeyin, kendileri karar versin.
0
master of ceremonies
(31.10.19)
O koliler adamlarin ayakkabisindan daha pistir
0
oscar
(31.10.19)
(2)

Kabin Bagajında Bilgisayar Kasası Taşımak

derbederderbeder
Başlıktaki konu ile alakalı 3 sorum olacak.1-Sabiha Gökçen'den binişli yolculukta kabin bagajında bilgisayar kasası taşımak istiyorum ama bu mümkün müdür? 2-Havaalanı güvenliğinin bu konudaki tutumu nedir? Laptopları açtırıyorlar ancak kasa için bir talepleri oluyor mu? 3-İyi şekilde paketleyip yanı
Başlıktaki konu ile alakalı 3 sorum olacak.

1-Sabiha Gökçen'den binişli yolculukta kabin bagajında bilgisayar kasası taşımak istiyorum ama bu mümkün müdür?

2-Havaalanı güvenliğinin bu konudaki tutumu nedir? Laptopları açtırıyorlar ancak kasa için bir talepleri oluyor mu?

3-İyi şekilde paketleyip yanıma almak istiyorum, paketi yırtmak zorunda kalır mıyım? Açıp bakmak isterler mi?
0
derbederderbeder
(31.10.19)
kabin bagaji 8kg'yi gecemez. bilgisayar kasasi 8kg'dan agirdir. o yuzden kabin icinde tasiyamazsin. asagiya vermen lazim. onun disinda herhangi bir valizden farki yok. kasayi kurmani istemiyorlar senden. x-ray'den gececek o kadar.
0
crucio
(31.10.19)
kasa içindeki parçaların bazılarını(dvd rom, hdd, vga...vb) söküp güzelce sarar ve ayrı olarak taşırsan kasa 8kg'yi geçmez.
0
sinek kral
(31.10.19)
(6)

Susmayi ogrenmek?

engiribord
Merhaba, bir kadin olarak ozellikle erkeklerde yasiyorum bunu. Bir sorun ya da konu var ortada, erkekler konusmaktan ve cozmekten kaciyor, yok sayiyor aylar gecitor vs vs bu iste,evde ya da arkadaslikta olabilir. Bense surekli konusmak ve cozmek istiyorum ya da bir sonuca ermek ama o zaman da circir
Merhaba, bir kadin olarak ozellikle erkeklerde yasiyorum bunu. Bir sorun ya da konu var ortada, erkekler konusmaktan ve cozmekten kaciyor, yok sayiyor aylar gecitor vs vs bu iste,evde ya da arkadaslikta olabilir. Bense surekli konusmak ve cozmek istiyorum ya da bir sonuca ermek ama o zaman da circir konusan kadin uyorum. Ben de susmak istiyorum, her neyse oyle havada kalsin aylar yillar gecsin ama icimde kaliyoe bu sefer kendimi icten tuketiyorum.

Bu susmak, yok saymak nasil ogrenilir?
0
engiribord
(30.10.19)
Hizli yazdim mobilden, yazidaki hatalari duzeltemedim :)
0
🌸engiribord
(30.10.19)
Genellemen hatali. Biz konusmayi cok severiz. Change engiri bord, change the level ...
0
tunaktunaktun
(30.10.19)
susmak ya da içine atmak çözüm değil. karşındakinin seni dinlemesi için konuyu aktarış şeklini geliştirmelisin.

kadınlar bir konuyu giriş, gelişme, sonuç şeklinde aktarıp bitirmek istemedikleri zaman erkekleri bunaltmaya başlıyorlar.

www.youtube.com

www.youtube.com
0
sinek kral
(31.10.19)
durumunu net anlıyorum.
erkekler gerçekten konuşunca sıkılabiliyorlar. elbette genelleme yapmak hata olur ama anladınız işte.
ben bir gün onların gözüyle baktım olaya. misal, bir söz söylemişim, alındı mı diye bakmışım, garipsemiş gibi durumu. oturup anlatmaya çalıştım diyelim. ne söylemek istediğimi, onun yanlış anlayabileceği yerleri falan. baktım karşıdaki sıkıldı. çünkü sonucu görüyor sadece. net cümlelerle ilerliyor hayatta. "bir şey dedi. canım sıkıldı. şimdi de beni ikna edinceye kadar susmayacak" düşündüğü şey buydu. daha sonra başka bir konuda "pardon, öyle demek istemedim tabi" deyip kapattım konuyu. baktım ki, hakikaten mutlu adam. iş büyümedi diye huzurlu.

erkeklerin olayı ele alış şekli daha net. samimi bir erkek arkadaşım yakında bana "eşimin söylediği durum hoşuma gitmedi ama şimdi söylesem yok şu sebepten, yok ben onları şurdan tanıyorum, diye başlayacak konuşmaya. laf etmedim bu yüzden. ama canım sıkıldı" dedi mesela. baktım, gerçekten uzamasından nefret ediyor. yine aynı arkadaş bir yemek davetine gitmedi. evde olacaktı davet. neden, dedim. "muhabbetler kasıyor" dedi. "-ay bu et de iyi pişmedi ama - yok çok iyi pişmiş, deli misin -ne bileyim, tuzu az mı sanki? -hayır canım mükemmel olmuş -tatlıyı bakalım beğenecek misiniz -senin tatlıların güzel oluyor, bu da müthiş olmuştur -ay gerçekten mi -bayıldım yaa" söyle muhabbetler olacak ve sıkılacağım dedi. samimi erkek arkadaşlarımın birkaç tanesi hariç, hepsi yemek yer, teşekkür eder, kalkarlar. sonunu bildikleri, gidişatı tahmin ettikleri konuşmalar saçma duruyor.

ben de tavrımı değiştirdim. bir şey demediğimde içime dert olmuyor artık. zamanla alışıyorsun. hatta, giydiğim kıyafeti nasıl bulduğunu anlatırken pantolonun dikişine kadar irdeleyen kız arkadaşlara artık ben de pek katlanamıyorum :) bu bir alışkanlık meselesi. birkaç defa az konuş, içinde kalacak, kendi kendini yiyeceksin, ama sonra unutacaksın, alışacaksın. bu az konuşma durumu hayatını genel olarak da sadeleştiriyor. sorun mu oldu? konuşmayıver. her şey konuşarak halledilir diye bir şey yok. annenle-babanla konuşmadan attığınız durumlar olmadı mı hiç?

bunun dışında, eskiden beri irdelemekten hoşlanmadım. insanları tanımaya ve hamleleri önceden bilmeye yönelik bir savunma sistemi gibi gelir bana bu durum. artı, söylediğim her cümleyi de savunamam. arkadaşıma kızdıysam, gelip "bir daha yapmam, sen de şunu yapma" demesi yeterli. yok sen şöyle dedin, ben böyle hissettim, şu kelime ağırdı falan, bana ters geliyor. küfür olmadığı sürece, kızgınmış işte, boşver. emin ol hafifleyeceksin. ayrıntıları görmemeyi ve her şeyi yargılayıp/irdeleyip kılı kırk yaran görüntüden kurtulmayı seveceksin.

bu arada yazarken uzun yazdım ama gerçek hayatta sahiden de çok konuşmuyorum. zamanım olunca yazmayı seviyorum sadece :)
0
lovemyself
(31.10.19)
bence genellemenizde dogruluk payi var. sizin gibi kadinlar var, susan erkekler de var. olayi susanlar acisindan dinleyin:
illa her sey konusulacak, her sey desilecek, her sey bir sonuca baglanacak? nedir bu gerginlik, huzursuzluk? neden biraz daha rahat olamiyoruz?
a) bir sorun yasanmis, kavga edilmis ya da tartisilmis mesela, sonra konuyu degistiriyoruz, devam ediyoruz. ufak seyler icin gunlerce kusulmez elbette. sonra kadinlar bu meseleyi konusmak istiyor. dunyanin en gereksiz aktivitesi. baska sey konus, guzel bir sey paylas, iliskiyi (kapsami ne olursa olsun) ileriye gotur. hayat akip gidiyor. neden "su oldu, bu oldu, sunu dedik, bunu yaptik" - ile zaman gecirelim?
b) bir konuyu konusmak istemiyorum, cunku diyecegim her seyi soyledim. diyelim ki fikir ayriligi var. olabilir. o konuyu tekrar neden gundeme getiriyorsunuz? farkli ne duymayi bekliyorsunuz? bazi seyleri zamana birakmak guzel. insan bazi seyleri zamanla ozumser, bazi fikirler, duygular zamanla gelisir, olgunlasir. zaman icinde insanlar bir birine evrilir, ya da uzaklasir. hicbir sonuc kotu degil. kimse salt konusarak baska biri olmaz.
0
ebabil curnatasi
(31.10.19)
susarak öğrenilir nasıl öğrenilecek?
0
inekadam
(31.10.19)
(4)

İngilizce iş mülakatı

diffarentiationation
1-Th'leri peltek söylemek itici mi olur? Native değilim veya süper konuşmuyorum mesela, özentilik gibi algılanır mı?2-Başka yerde yaşamak, çalışmak ister misin diyorlar. İlkinde hayır ben burada mutluyum, başka yerde yaşamak istemem dedim ama bu firmanın başka illerde de fabrikaları var ve oraya git
1-Th'leri peltek söylemek itici mi olur? Native değilim veya süper konuşmuyorum mesela, özentilik gibi algılanır mı?
2-Başka yerde yaşamak, çalışmak ister misin diyorlar. İlkinde hayır ben burada mutluyum, başka yerde yaşamak istemem dedim ama bu firmanın başka illerde de fabrikaları var ve oraya git diyebilirler. Git derlerse giderim ama bunu nasıl ifade etmeliyim?
3-Tavsiyeniz varsa alabilir miyim?
Teşekkürler.
0
diffarentiationation
(30.10.19)
1) kalan kelimeleri bariz bir şekilde hatalı telafuz ederken th'leri peltek söylemeye çalışırsan komik olabilirsin.
2) bu soru daha önce soruldu hayır dedin, şimdi mülakatta tekrar sorulursa ya da sorulmazsa nasıl dile getiririm mi diyorsun? eğer doğru anladıysam; kendinden bahsederken şu kadar zamandır istanbul'da yaşıyorum ama olası bir durumda firmanızın sunacağı farklı bir ildeki çalışma fırsatını da değerlendirebilrim diyevilirsin.
0
reanarchy
(30.10.19)
Abi kasmayin bu kadar. Nasil konusursaniz konusun. Isterseniz hibtli ongilizcesiyle girin mulakata.isinizi iyi yapin sadece. Bunu belirttiginiz gosterebildiginiz surece sorun yok.
0
duygusuzromantik
(30.10.19)
Gramere, cumle yapisina dikkat etmek daha elzem bana gore.. ben bana gelen mulakatlari boyle degerlendiriyorum.

Th'leri native gibi cikarmak istiyorsan bana gore artidir, cikartamiyorsan da ilk cumlem gecerlidir.
0
orion
(30.10.19)
1- nasıl rahatına geliyorsa öyle konuş. kasma. "niye pelteksin" diye soran olursa da three ile tree, third ie turd arasında fark var de.

2- şehir değiştirirsen alacağın maaş farkını, harcırahları falan sor. farksız bir şekilde göndereceklerse baştan bilmiş olursun.
0
sinek kral
(31.10.19)
(9)

gömlek ütüsüz giyilir mi?

insomniac
Ütü yapamıyorum. Günlük giyimde ütüsüz gömlek giyilir mi?
Ütü yapamıyorum. Günlük giyimde ütüsüz gömlek giyilir mi?
0
insomniac
(30.10.19)
takim elbise icine giyilen gomlekler hic hos gorunmuyor. ama oyle bir zorunlulugunuz yoksa utu gerektirmeyen veya yikandiktan sonra duzgun asilirsa utusuz giyilebilen gomlek kumaslari var.
0
tanaka
(30.10.19)
Keten gömlekler ütüsüz giyilebilir.
0
kaptan memo
(30.10.19)
takım elbise içine giyilen klasik gömlekler giyilmez. ama oduncu tarzı, keten vs değişik kumaşlar giyiliyor.
0
mikahakkinen
(30.10.19)
her şey ütüsüz giyilir, gömlek giyilmez. ütüsüz giyilen bazı modelleri ayrı tutuyorum.
eğer ütü yapmakla uğraşmak istemiyorsan non-iron modeller var. onlara bakabilirsin.
0
teritori
(30.10.19)
non-iron modelleri deneyebilirsin, utulu tadi vermez. eger cidden resmi ve sik olman bir yerdeysen kuru temizleme diyorum. kumasina gore duzgunce kuru temizlemeden gecmis bir gomlek 3-5 defa giyilir (kirli, biliyorum).
0
hot potato
(30.10.19)
süveter altına olur
0
bir soru sorcam
(30.10.19)
Kuru temizlemecilerde ütü yapılıyor.
0
sopiro
(30.10.19)
KEsinlikle giyilmez. Aklinizdan bile gecirmeyin.
0
stavro
(30.10.19)
gömleklerim slim fit'tir. 30 derecede, kolay ütüleme modu ile yıkar ve ipe gergin şekilde asarım. ipten alıp giyerim. ütüsüz olduğunu kimse anlamıyor.
0
sinek kral
(31.10.19)
(11)

Kahvaltı da en sevdiğiniz börek?

damladamla
Erken kalktınız ve börek alacaksınız
Erken kalktınız ve börek alacaksınız
0
damladamla
(29.10.19)
Bol kıymalı kol böreği..
0
kaptan memo
(29.10.19)
Patates
0
all girls dream
(29.10.19)
Bol kiymali kol boregi +1
0
kuehles blondes
(29.10.19)
SU böreği
0
coca cola
(29.10.19)
dogu anadolulu vatandas boregi
0
ebabil curnatasi
(29.10.19)
bu hayatta önceliğim her zaman ıspanalık börektir gerisi sonra kendi arasında rastgele sıralanır
0
nahtoderfahrung
(29.10.19)
dışarıdan alınma değil de ev yapımı ıspanaklı+peynirli börek çayın yanında mükemmel oluyor.
0
sinek kral
(29.10.19)
kurt
0
try again fail again fail better
(29.10.19)
Su böreği.
0
meraklitursucu
(29.10.19)
kıymalı kol böreği, ama sonrası mide yanması oluyor bende hep :( ona rağmen dayanamıyorum
0
The_Lollok
(29.10.19)
Valla normalde kıymalı gömülür ama dışarıdan alınca o kıymalı (gerçekten yapıyorlarsa ne ala) kıymalı olmadığından peynirli kol böreği ya da su böreği.
0
faik abi
(29.10.19)
(2)

'Mustafa' filmindeki tarihsel hata (ya da senaryo hatası)

Avoiding The Puddle
Geçen akşam öyle açtım izliyordum, o izleyişimde dikkatimi çekti ki muhtemelen pek çok kişinin daha çekmiştir.Zübeyde Hanım'ın vefatı sahnesinde Mustafa Kemal'in; "dağdan bir taş getirin ve Atatürk'ün anası Zübeyde burada yatıyor diye üzerine yazın" dediği söyleniyor.E iyi de, soyadı kanunu 1934'te
Geçen akşam öyle açtım izliyordum, o izleyişimde dikkatimi çekti ki muhtemelen pek çok kişinin daha çekmiştir.

Zübeyde Hanım'ın vefatı sahnesinde Mustafa Kemal'in; "dağdan bir taş getirin ve Atatürk'ün anası Zübeyde burada yatıyor diye üzerine yazın" dediği söyleniyor.

E iyi de, soyadı kanunu 1934'te çıkmadı mı ? Daha "Atatürk" diye bir soyismi yok henüz ve zaten aynı filmin ilerleyen sahnesinde de bu konudan bahsedilmekte.

Bilemedim...
0
Avoiding The Puddle
(29.10.19)
Sahneyi hatırlamıyorum ama Zübeyde Hanım 1925 gibi vefat etmişti sanırım, dediğiniz gibi Atatürk soyadı 1934.
0
John Bloor
(29.10.19)
o yazıyı içeren taş 1940'da dikilmiş. belli ki filmde dramatik dursun diye eklenmiş.

www.yeniasir.com.tr
0
sinek kral
(29.10.19)
(3)

İçine dönme vs

mariposa
Kendi içine dönme, duygularını kontrol edebilme vs. gibi iç huzuru sağlayabilecek şeyler için hangi felsefeleri veya rutinleri araştırmak gerekir? Her türlü neriye açığım, tasavvuftan yogaya budizme vs kadar
Kendi içine dönme, duygularını kontrol edebilme vs. gibi iç huzuru sağlayabilecek şeyler için hangi felsefeleri veya rutinleri araştırmak gerekir? Her türlü neriye açığım, tasavvuftan yogaya budizme vs kadar
0
mariposa
(28.10.19)
Martıları Seven Adam veya Siddhartha'yı okuyarak başlayabilirsin.
0
rastinon
(28.10.19)
stoicism

dalgaları kontrol edemezsin ama sörf yapmayı öğrenebilirsin diyen düşünce akımı.
0
sinek kral
(28.10.19)
kitapla felsefeyle ogretiyle ic huzur olmaz. olsa olsa feel good movie etkisi ile bir iki gun imitasyon bir nese verir.
ic huzurunuzu kaciran catisma nedir bunu bulup cozmek gerek.
0
orpheus
(29.10.19)
(6)

Orhan Pamuk'tan, Ahmet Hamdi Tanpınar'dan daha büyük bir yazar olmak için

levent bilgen
Ne yapmalı? Nasıl olur bu sizce? Bir okurun gözünde bir yazarı hakiki anlamda "yazar" addeden koşullar nasıl oluşur?Hayalperest yaklaşımlardan uzak tavsiyeleriniz ne olur? Orhan Pamuk hayatının 40 yılını bir odanın içinde yazarak geçirdi. Evet, mübalağa yok burda. Bedeli bu mu işin? Lütfen siyasi ta
Ne yapmalı? Nasıl olur bu sizce? Bir okurun gözünde bir yazarı hakiki anlamda "yazar" addeden koşullar nasıl oluşur?

Hayalperest yaklaşımlardan uzak tavsiyeleriniz ne olur? Orhan Pamuk hayatının 40 yılını bir odanın içinde yazarak geçirdi. Evet, mübalağa yok burda. Bedeli bu mu işin? Lütfen siyasi tartışmalara girmeden cevaplayın. Söylemleri ve ülkesine karşı aldığı yanlış tavır son 40 yılın en iyi yazarı olduğunu değiştirmiyor.

Ya da Türk edebiyat tarihinde sizin için zirve isimler her kimse ya da dünyada. Büyük bir başarının ve unutulmaz olmanın bedelini soruyorum size?
0
levent bilgen
(28.10.19)
Hiçbir büyük yazarın ben büyük yazar olmalıyım diye yola çıktığını düşünmüyorum. Beslendiği koşullar, yaşadıkları şeyler adamı büyük yazar yapıyor. Tabi tüm bunların olması için de yetenek şart
0
olaylar olaylar
(28.10.19)
Merhaba

Benim büyük saydığım yazarlar İhsan Oktay Anar, Ursula Le Guin ve Neil Gaiman. Bana kalırsa hiçbiri büyük yazar olma, dünyaca tanınma motivasyonlarını takip ederek olmadılar. Onlar yetenekli insanlardı, yazmayı sevdiklerine de eminim ve düşüncelerini kağıda döküyorlardı. Bir noktada bu çalışmalarını eser olarak sundular.

Öte yandan, Orhan Pamuk örneğinden gidersek 40 yıl bir odada yazarak geçirdiğini söylüyorsunuz ama o adam orada silah zoruyla oturmadı ki. Kendi isteğiyle gitti ve yazdı. Başarılı ve unutulmaz olmak ise tamamen göreceli kavramlar. Herkesin başarı ölçüsü farklıdır, dünyaca ünlü insanların bile. Unutulmaz olmak ise bence boşa uğraş. Günümüz dünyasında "çıta" sürekli yukarılara çıkıyor ve "unutulmaz" işler yapan birisi 5 dakika sonra çoktan yerini başka birşeye devretmiş oluyor zaten. Örneğin uzaydan dünyaya atlayış yapan adam, Felix. Üzerinden sadece 7 sene geçmiş ve ben adamın soyadını anımsamıyorum örneğin. Üstelik tüm dünya canlı yayında veriyordu.

Başarının reçetesini veremem ama daha iyi bir yazar olmanın reçetesini biliyorum. Sürekli çalışmak, diğer yazarların yazma alışkanlıklarını, tavsiyelerini takip etmek. Sonrasında daha çok yazmak ve buna devam etmek. Çünkü üzerine yazılacak şeyler zaten orada, dışarıdalar. Sen kendi yazma yöntemini, hayalgücün, yaratıcılığın ve yeteneğinle birleştirirsen ortaya bir sonuç çıkacaktır. Bu hiç bitmeyen bir inşaat gibi, sürekli daha iyisini yapabilirsin.

Öte yandan tekrar altını çiziyorum, amacın "büyük bir başarı","unutulmaz olmak" vb. ise bence yıllarına ve sana yazık olur. Ancak iyi eserler vermeyi amaçlayan, daha iyisini hedefleyen bir yazar olma motivasyonuyla yazarsan bu yanında başarıyı ve ünü de getirebilir.
0
burka
(28.10.19)
Orhan Pamuk'un edebi değeri yok demek yanlış. Türkiye'de roman tekniği daha iyi olan bir yazar yok. Üslubu güzel gelmeyebilir, kusursuz roman tekniğine rağmen dili kullanımındaki hatalar şaşırtıcı gelebilir, bu hatalar onu sizin gözünüzde muhtemelen bir romancı da yapmayabilir fakat bunları söylemek yazara haksızlıktır. Orhan Pamuk safi yeteneği olan bir yazardan çok iyi tekniği olan bir yazar olma konusunda çokça çabalamış bir insan. Hayatı boyunca çalışmasa da olur adam, zengin bir aileden geliyor.

Tanpınar da hocası Y. Kemal kadar titiz bir yazar. Çok daha geniş bir külliyatı olabilirdi fakat bazı çalışmalarını bitirmeye ömrü vefa etmedi. Döneminin roman anlayışı Pamuk'la bir değil, teknik açısından aynı kulvarda değiller zaten. Tanpınar'ın üslubuna ve kültür seviyesine erebilecek yazar sayısı çok az. Fakat benim çokça sevdiğim Tanpınar'ın roman üslubu çokça şiirsel olduğu için kimilerince eleştirilmekte.
Tanpınar özelikle bu ara sıkça övülmesiyle ulaşılamayacak bir mertebede artık. Pamuk'un aldığı Nobel'i değersiz gören de çok. Su an en çok tanınan beş yazarımızdan ikisidir muhakkak.

Tanınmak istiyorsanız farklı teknikler denemeniz lazım. Toptaş ve Anar gibi. İkisi de postmodernist. Bin Hüzünlü Haz gibi çok az metin okudum hayatımda. Ya da üslubunuz çok özgün olacak. Metnin içeriğinin bu çağda çok önemli olduğunu dusunmuyorum.
0
black holes in the sky
(28.10.19)
tolkien hayatı boyunca aynı evrenle ilgili hikayeler oluşturdu ve geliştirdi. temel motivasyonu büyük bir yazar olmak falan değildi. önce torunlarına anlatacak bir masal yarattı(hobbit) daha sonra ülkesinin sahip olmadığı bir mitolojiyi oluşturdu. bunların hepsini senin sorduğun soruyu sormadan yaptı çünkü ondan önce böyle bir mitos oluşturan kimse yoktu. aynı düşünceye sahip olsaydı kendi devrinde büyük olarak anılan diğer yazarları taklit etmesi gerektiğini düşünecek, yeni bir şey ortaya koyamayacaktı.

yani bence işin özü yeni bir şey yaratmakta ve rafine etmekte yatıyor. yarattığın şey yeterince iyiyse ve zamanın ruhuyla uyuşuyorsa henüz hayattayken başarıyı tadarsın. eğer zamanının ötesinde bir sanatçıysan öldükten yıllar sonra keşfedilsen bile yine tarihe damganı vurursun ama bunu başkalarını taklit ederek yapamazsın.
0
sinek kral
(28.10.19)
orhan pamuk türkçe yazmıyor arkadaşlar. ingilizce yazıyor önce, karısıyla türkçeye çeviriyorlar sonra. o yüzden o kitaplar çeviri gibi geliyor. zaten dikkat ederseniz bir yabancının doğu, istanbul, türkiye deyince aklına gelecek imgeleri yedirip onlara bir oryantal deneyim yaşatacak kitaplar. türkiyede asla olmayacak şeyler onun kitaplarında oluyor neden çünkü o bunu umursamıyor amerikalı ne bekler onu umursuyor. asıl hedef pazar amerika. sizi ilgilendirmiyor yani.
0
inekadam
(29.10.19)
İçinden alev gibi çıkmalı yazmak, yarattığın dünyanın içinde yaşamalı ve yarattığın dünya ile yatıp kalkmalısın.

Bu neden olur? Onun nedenleri karmaşık, kişiliğin, eğitimin ve başka koşullarla ilgili.

Türk edebiyatı (dünyaya kıyasla) şiir ve düzyazı için çok farklı noktalardadır. Orhan Pamuk büyük romancıdır. Orhan Bey'den önce büyük romancımız Oğuz Atay'dı. (Neredeyse) ilk romancımız Yusuf Atılgan'dır. Yaşayan başka bir iyi romancımız Hasan Ali Toptaş'tır. Türk edebiyatının dünyaya kıyasla en zayıf olduğu tür romandır.
0
ebabil curnatasi
(29.10.19)
(3)

Şunu nasıl çevirebilirim?

İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
Merhaba arkadaşlar,"In order to save Prior James' documents all brothers need to attend the meeting." cümlesindeki "Prior" kelimesini nasıl çevirebilirim? Daha iyi anlamanız açısından söylemem gerekirse bu James denen arkadaş bir manastır görevlisi. Biraz araştırınca manastır başkanı gibi bir anlama
Merhaba arkadaşlar,

"In order to save Prior James' documents all brothers need to attend the meeting." cümlesindeki "Prior" kelimesini nasıl çevirebilirim? Daha iyi anlamanız açısından söylemem gerekirse bu James denen arkadaş bir manastır görevlisi. Biraz araştırınca manastır başkanı gibi bir anlama geldiğini öğrendim. Bu "Prior" ünvanını çevirmeli miyim sizce? Çevirmeliysem nasıl çevirebilirim acaba? Teşekkür ederim.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(27.10.19)
başrahip james'in dökümanlarını kurtarmak için bütün kardeşlerin buluşmaya gelmesi lazım.
0
sinek kral
(27.10.19)
Çevir ya niye çevirmeyecen, konteksi bilmeyen adam Prior'ı adamın adı, soyadını da James zanneder. sinek+1
0
speedy
(27.10.19)
@ sinek kral Aslında "başrahip" aklıma geldi ama "prior" kelimesiyle daha önce karşılaşmadığım için temkinli davranmak istedim. Çok teşekkür ederim.

@ speedy Bazen böyle şeyleri çevirince taşıdığı etkiyi kaybettiğini düşünüyor. Çok teşekkür ederim.
0
🌸İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(27.10.19)
(4)

evcil hayvanınızın size öğrettikleri ya da hayvanlarin

yuvarlanantencereninkapagi
size ne öğretti, öğretiyor ya da neyi hatırlatıyor? bana sabırlı olmayı baya bir öğrettiler keratalar. ve tabi ki merhameti, içimdeki iyiliği, kendi halindeligi unutmamami hatta bilinçli bir şekilde yaşamamı öğretiyorlar. hatta sevmeyi pek bilmediğimi düşünüyorum ve onlarla sevmeyi öğreniyorum ya da
size ne öğretti, öğretiyor ya da neyi hatırlatıyor? bana sabırlı olmayı baya bir öğrettiler keratalar. ve tabi ki merhameti, içimdeki iyiliği, kendi halindeligi unutmamami hatta bilinçli bir şekilde yaşamamı öğretiyorlar. hatta sevmeyi pek bilmediğimi düşünüyorum ve onlarla sevmeyi öğreniyorum ya da belki de sevmeyi aslında bildiğimi düşünüyorum.

işte böyle. aslında sorduğum hayvanınızın içinizde dokunduğu o şey.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(26.10.19)
Her ne kadar bizim ki ile kavgalı olsak ta, karşılıklı pek sevişemesek te aynı evde yaşayan 40 yıllık evli yaşlı çiftler gibiyiz. Atarlanıyoruz bir birimize ama sonunda ben ona '' ulan hasta olduğun zaman ben götürüyorum seni veterinere kimin var benden başka diyorum'' o da '' ne oldu lan morallar sıfır yine hadi gel gel bu sefer pati atmıcam iki okşa da keyfin yerine gelsin diyor'' kısacası zor zamanlarda yanından birsinin olmasının iyi hissettirdiğini öğretti.
0
paramolacak
(26.10.19)
Pür,karşılıksız, koşulsuz sevgiyi öğrendim kedim hanımefendiden. Ayrıca dediğin gibi sabırlı olmayı öğrendim. Azim ve kararlılıkla her hedefe ulaşılabildiğini, pes etmemeyi, gözü kara olmayı, her zorluğa ve hastalığa rağmen hayatın devam ettiğini, sıkıntılar olsa bile eğlenecek şeylerin de tükenmediğini öğrendim. Kendisi sayesinde epey olgunlaştım. Şaka maka beni bayağı eğitti 4 yılda ve hala eğitmeye devam ediyor. Kendisine müteşekkirim.

Tabi bu dediklerimi ancak bir hayvan tarafından eğitilenler anlayabiliyor. Geri kalanlar genelde "sıyırmış bu" gözüyle bakıyorlar. Keşke onlar da eğitilseler. :/
0
siyah noktali film
(26.10.19)
bir papağanım bir de muhabbet kuşum var.

papağan bana aşık. muhabbet de papağana aşık. papağan muhabbetten nefret ediyor. muhabbet de benden nefret ediyor. muhabbeti sevdiğim, ilgilendiğim zaman papağan küsüp sırtını dönüyor. muhabbet beni sevmediği için benden hiçbir şey öğrenemiyor. papağanı sevdiği için onun yine benden öğrenmiş olduğu iki üç kelime ve ıslıkları taklit ediyor sadece.

kuşlarım bana 4s kuralını öğretti.
0
sinek kral
(27.10.19)
Korkak ve saldırgan bir sokak kedisini ehlileştirmiş birisi olarak bu hikayeyi ve bana öğrettiklerini buraya yazsam saatler sürer. Ama hemen hemen bilindik şeyler; merhamet , aidiyet, sorumluluk, sabır,sadakat...

Bundan önce ölen bir kedim vardı, allah günahlarını affetsin, yeni doğum yapmıştı, 2 gün evden çıkmadı hayvan, yavrularının başında oturdu, ve ilk doğumuydu, daha sonra evden çıkmaya karar verince, yavruları tek tek getirip kucağıma bırakıp öyle evden çıkmıştı. Buradan da güvenilir olmanın tatlı gururunu öğrendim mesela.

Şu an bir ördeğim var. O bile bir sürü şey öğretti bana. Arkadaşın dediği 4s kuralı hayvanlarda geçerli değil bence.
0
el conquerador
(27.10.19)
(4)

Bilimle karışık filmler?

megacracker
Selamlar,Butterfly effect'i sözlükten okurken filminin de olduğunu hatırladım, oturdum izledim, çok güzel oldu teoriyi filmde görmek.Bu ilişkide filmler önerebilir misiniz?
Selamlar,

Butterfly effect'i sözlükten okurken filminin de olduğunu hatırladım, oturdum izledim, çok güzel oldu teoriyi filmde görmek.

Bu ilişkide filmler önerebilir misiniz?
0
megacracker
(26.10.19)
aslında çok sayılmaz ama aklıma bu geldi;

A Beautiful Mind: Nash Equilibrium (Oyun Teorisi)
0
AlsterWasser
(26.10.19)
0
sinek kral
(27.10.19)
interstellar da içinde hem bilimi hem kurguyu barındıyor

görelilik, olay ufku, solucan delikleri gibi şeyleri çok basit şekilde anlatmış bu bilimsel kısmı, 5. boyut kısmı ise hikayeye dramatik bir duygu katmak için kurgulanmış öyle bir şey olması mümkün değil spoiler olmasın diye çok da açıklamak istemedim
0
freebird5406_2
(27.10.19)
Contact (kitabı daha güzel)
0
kobuzchu kiz
(27.10.19)
(3)

Apple Watch seri 3 değişim için 1000tl

bilet
Ekranı kırıldı, ekran değişimi yokmuş cihazı komple değiştireceklermiş ve 1000 lira fiyat verdiler. Normalde saat kullanan bir insan değildim, bu da hediyeydi ve seviyordum saatimi. 3.serilerin şimdiki fiyatına baktım 1500 TL (bana geldiğinde 1000liraydı kur nedeniyle).Ne yapsam karar veremedim, siz
Ekranı kırıldı, ekran değişimi yokmuş cihazı komple değiştireceklermiş ve 1000 lira fiyat verdiler. Normalde saat kullanan bir insan değildim, bu da hediyeydi ve seviyordum saatimi. 3.serilerin şimdiki fiyatına baktım 1500 TL (bana geldiğinde 1000liraydı kur nedeniyle).

Ne yapsam karar veremedim, siz ne dersiniz?
0
bilet
(25.10.19)
ben olsam 1000tl vermem.
saat özelinde konuşursak apple watch'a 1tl bile vermem. o parayla casio eqb alırsın. pili bitmez, geri kalmaz, telefonu nereye koydum derdin bile olmaz. hem takımla hem spor kıyafetle güzel görünür.
0
sinek kral
(25.10.19)
Sıfırı 1600 değil mi 2 sene garanti vermeyeceklerse gereksiz sanki.
0
bahoho
(25.10.19)
O paraya huewainin saatini öneririm



m.trendyol.com

Yazdan beri 200 lira koymuş üzerine ama :(
0
westblack
(25.10.19)
(5)

fabrikadaki bu kişinin ünvanı ne olabilir?

diffarentiationation
dıdısının dıdısı bir fabrikada çalışıyormuş, anket yapmaya gittim. adam gri tişört giyiyordu, gayet kötü giyinmişti. müdür ve güvenlik buna abi diye hitap etti. müdürün yanında baya rahattı. işçi değildir demi?
dıdısının dıdısı bir fabrikada çalışıyormuş, anket yapmaya gittim. adam gri tişört giyiyordu, gayet kötü giyinmişti. müdür ve güvenlik buna abi diye hitap etti. müdürün yanında baya rahattı. işçi değildir demi?
0
diffarentiationation
(25.10.19)
Kahyadır o.

Patron taifesi bazen işletmelerine yakinlarindan güvenilir bir adamı koyar, takıl burada göz kulak ol diye. Resmiyette hic bir işi yoktur fakat gayriresmi o an patron odur.
0
aksi kanitlanmadikca cocuktur
(25.10.19)
tipik patron akrabası, hiç bi baltaya sap olamayacakken orada aslında işçi olup sıfatı amir , şef, formen vb vb olanlardandır.
0
hem şişko hem deli
(25.10.19)
Fabrikada çalışıyorsa işçidir.

Ya da fabrikanın sahibidir, sahibinin oğludur vb.
0
crown
(25.10.19)
aksi kanıtlanmaıkça çocuktur +1

firmanın demirbaşlarındandır. şantiyelerde de vardır bunlardan. yurtdışında iş yapan milyar dolarlık firmanın 20 senelik formeninin çekirdek çitler gibi proje müdürü harcadığına tanık oldum. müdür vs tayfası bu tür adamların suyuna gitmek zorunda kalır.
0
temasettin
(25.10.19)
bilgisi, tecrübesi aşmış bir işçi de olabilir. öyle adamlar var ki patron bile abi çeker.
0
sinek kral
(25.10.19)
(4)

Motorcu birine doğum günü hediyesi

takıl yani takmıyo belli
ne alınabilir? ( abartı bütçeye kaçmadan)
ne alınabilir? ( abartı bütçeye kaçmadan)
0
takıl yani takmıyo belli
(25.10.19)
Çok düşük bütçeyse, hediye verilecek kişinin de ekonomik olarak bir şeye ihtiyacı yoksa güzel bir buff alabilirsiniz.

Ama yok elemanın ekonomisi iyi değildir ve ihtiyacı olan bir şey vardır o başka.
0
John Bloor
(25.10.19)
kaliteli polar üst giysi. eldiven de olabilir. bence ceketin, kabanın altına soğuk geçirmeyen bir şey en mantıklısı.
0
diffarentiationation
(25.10.19)
cinsiyet, butce ve motosiklet modeli belirtmediginiz icin karisik yaziyorum.

buff, tshirt, sweatshirt, disk kilidi, bel korumasi, goggle, jersey, bugu onleyici, kask temizleyici, zincir yagi, anahtarlik, pinlock, birtakim reflektorler, bardak alti, kupa, bandana, yagmurluk, dizlik, scottoiler, bagaj lastigi, telefon tutucu, wd40, sol taraf ayakkabi koruyucu


bkz. ridetolove.net
0
jimicik
(25.10.19)
motorcunun ekstrası, masrafı asla bitmez. bir fiyat aralığı vermen lazım. 50tl-150tl gibi.

uğraşamam diyorsan bir zincir bakım seti al gitsin.
0
sinek kral
(25.10.19)
(5)

Evlenen arkadaşa hediyesini sonradan göndermek.

kitap arasında kalmış silgi tozu
Birkaç arkadaşımın düğününe katılamadım.Normalde çeyrek takacağım samimiyetteler ama çeyrek olmuş 455 TL. Hepsine çeyrek alsam göçerim.Hediyelerini kargo ile göndermem gerekiyor. Düğünlerine gidebilsem 300 TL falan takabilirdim ama şimdi ne yapsam? Para gondermek olmaz. Çeyrek göndersem göçeceğim. K
Birkaç arkadaşımın düğününe katılamadım.

Normalde çeyrek takacağım samimiyetteler ama çeyrek olmuş 455 TL. Hepsine çeyrek alsam göçerim.

Hediyelerini kargo ile göndermem gerekiyor. Düğünlerine gidebilsem 300 TL falan takabilirdim ama şimdi ne yapsam? Para gondermek olmaz. Çeyrek göndersem göçeceğim. Kargo ile gram altın göndersem ayıp olur.

İnternette alışveriş yapabilecekleri bir site bulsam hediye çeki göndersem saçma mı olur?

Napsam :(
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(24.10.19)
eğer ihtiyaçlarından veya eksikliklerinden bihaberseniz hediye çeki güzel fikir bence. diğer türlüsü para göndermek, altın alıp göndermek itici geldi bana.
0
aziz dostum jack
(24.10.19)
gram altın ayıp falan olmaz bence.
0
sinek kral
(24.10.19)
Hediye çeki çok güzel fikir. Ben düğününe gittiğim kişilere bile hediye çeki verdim kaç kere. İkisi çek karşılığı evlerine aldıkları ürünlerin fotoğrafını gönderip teşekkür ettiler. Paşabahçe'yi öneririm özellikle.
0
fotrsapka
(24.10.19)
Niye ayıp olsun arkadaş, aynı durumda bende geçen ay 2 arkadaşımın düğününe katılamıştım katılsaydım gram takıcaktım, ilanlarına gram kadar parayı'' çok mutlu olun yanınızda olamadım sizleri seviyorum'' notu ile gönderdim.
0
paramolacak
(24.10.19)
Ben arkadaşı bir kez aradım gelemedim kusura bakma dedim. Altın takacaktim ama kismet olmadi iban ver eft yapayim dedim gerek yok dedi ama ikna ettim. Adam altını bozduracak biliyorum borç için. Bide durum belli düğüne gitsen başka şehirse zaten 1 altında masraf oluyor. Kargoda seçenek ama malum adam dağıtıma çıkmasa adama da bela olacak.
0
Topalordek
(24.10.19)
(9)

Bir başkasının mutluluğundan mutsuzluk duyuyor musunuz?

Cenk Daniels
Lütfen samimi cevap verin, örnek veriyorum çalışıyorsunuz didiniyorsunuz belli bir noktaya gelmek için mücadele ediyorsunuz, ama sonra bir öğreniyorsunuz ki sizinle eşdeğer ama sizden fazla çaba göstermemiş birisi iyi konuma yükselirken (tabi işin içinde torpil vs de var ama yokmuş gibi davranıyor)
Lütfen samimi cevap verin, örnek veriyorum çalışıyorsunuz didiniyorsunuz belli bir noktaya gelmek için mücadele ediyorsunuz, ama sonra bir öğreniyorsunuz ki sizinle eşdeğer ama sizden fazla çaba göstermemiş birisi iyi konuma yükselirken (tabi işin içinde torpil vs de var ama yokmuş gibi davranıyor) siz yerinizde sayıyorsunuz. ne hissedersiniz?

(bu kişinin samimi arkadaşınız olduğunu düşünerek cevap verin lütfen.)

teşekkürler
0
Cenk Daniels
(24.10.19)
Haksız kazanç varsa üzülüyorum tabi ki. Ama çalışıp hakkını alan biriyse ondan çok seviniyorum. Bana da motivasyon oluşturuyor çünkü.
0
bahoho
(24.10.19)
kendimden başkaları ile ilgilenmiyorum
0
dafuq
(24.10.19)
Güzel bir kızla sevgili olan at hırsızlarını görünce üzülüyorum. Lan diyorum bu adam nasıl buldu hatunu? Adamda tip yok, kafa yok., nasıl yaptı bunu diyorum.

Kötü bir düşünce kabul ediyorum ama yapacak bişey yok.
0
komando kani var bende
(24.10.19)
arkadaşlarım isterse uzaya gitsin gram umursamam.. ben kendi hayatıma bakarım..

gerçi çevremdekiler daha ingilizceyi bile sökememişken benim 3.yabancı dile yürüyor olmamdan dolayı onlar bana gıcık oluyor olabilir bilemiyorum :)
0
strobist
(24.10.19)
baskasinin ne mutlu olmasi, ne mutsuz olmasi ya da daha genel olarak baskasi hakkinda hic bisey umrumda degil.
baskasi kimdir dersen, ben esim annem ve babam disindaki herkes
0
try again fail again fail better
(24.10.19)
Çok samimi bir arkadaşım var. Benimle aynı CV'ye sahip. Ben deli gibi çalışıyorum ama konumum aynı, ama o (bana göre) benim kadar çalışmadığı halde yükseliyor.
Öncelikle bunun az önce yazdığım kadar basit olup olmadığını anlamaya çalışırdım. İlla torpil olması gerekmiyor çoğunlukla. Ya da torpil bizim bildiğimiz "hamili kart yakinimdir" şeklinde olmuyor. Çoğunlukla özel sektördeki pozisyonlamalar kişisel ilişkiler, sosyallik vs. üzerinden yürüyor. Yani ben öküz gibi önüme bakıp çalışırken arkadaşım vakit ayırıp "networking" yapmışsa bana da iç çekip kendime küfretmek düşüyor. Üzülüyorum kendi halime ve yine kendime kızıyorum biraz daha sosyal olamadım diye. Arkadaşımın durumundan mutsuz değilim, kendi durumumdan mutsuzum, ki arada bence büyük fark var.
Bunu birebir yaşadım. Sonradan toparlandım ve yükseldim, bunu da belirteyim.
0
SiyamkedisiZorro
(24.10.19)
Yakınım, sevdiğim biri ise başarılı olan mutlu olurum.
Değilse umrumda olmaz.
0
mhm
(24.10.19)
benim üstüme basarak yükselmediyse umurumda olmaz.

ben başkalarının sahip olduklarına özenmem. başkasının mutluluğuna üzülmem. mutluluk hormonal bir durumdur. bu hormonlar dışarıdan vücudumuza giren şeyler değil. kendine odaklanmayı bilirsen umursamazsın.
0
sinek kral
(24.10.19)
üzülürüm tabiki fakat insan belli bir yerden sonra daha duyarsızlaşmaya başlıyor bu tip konularda.Aman bana ne ya herkesin kendi kaderi diyorsun
0
bbb_1
(24.10.19)
(7)

Konuşamıyorum

lonelily
Selam herkese, (özet sonda) benim konuşma problemim var. Aklımda fikirler cümleler çok dağınık. Dikkatim çok dağınık ve neyi önce neyi sonra söyleyeceğim, hangisi gereksiz detay, karşımdaki dinler mi ayırt edemiyorum. Şuanda yazdığım cümlelerden de anlamışsınızdır. Bazen bu durum çok artıyor. Ağzımd
Selam herkese, (özet sonda) benim konuşma problemim var. Aklımda fikirler cümleler çok dağınık. Dikkatim çok dağınık ve neyi önce neyi sonra söyleyeceğim, hangisi gereksiz detay, karşımdaki dinler mi ayırt edemiyorum. Şuanda yazdığım cümlelerden de anlamışsınızdır. Bazen bu durum çok artıyor. Ağzımdan kelimeler aşırı tereddütle çıkıyor. Zaten sosyal anksiyetem, kaygı sorunum da var, bir de kızarıyorum konuşurken. Sizce ben bu durumu çözmeye nerden başlayabilirim? Konuşurken panik oluyorum resmen. Kitap, uzun zamandır okumuyorum biliyorum yardımı olabilir.
Başka öneriniz var mı? Kurs, video vs önerisi olan varsa da olur. İngilizce konuşurken daha konforluyum bu arada. Yani belki de problem Türkçe konuşurken özgüven sorunu yaşamam olabilir. (Türküm)
Saçma sapan bir yere doğru gidiyorum, yakında iyice kekeme olacağım diye korkmaya başladım.

*Özet:
Aklımdaki bir şeyi cümlelere döküp karşımdakine anlatamıyorum. Lütfen öneriniz varsa yazabilir misiniz. Çok teşekkür ederim şimdiden.
0
lonelily
(24.10.19)
psikologla mı görüşseniz acaba? sosyal anksiyeteniz de varsa klinik psikoterapi, ağır bir durumunuz varsa yanında ilaç tedavisi ile birlikte uygulayabilir. ek olarak belki konuşma terapisi de olabilir. ben de çok bilmiyorum ama anksiyete bende de var, psikoterapi tabi ki de iyi geliyor -tabi psikoloğunuzla olan dinamiğinize göre değişebilir, herkes her psikologtan aynı verimi alamayabilir. uygun psikolog bulana kadar devam edilebilir tabi-
0
pasp
(24.10.19)
evet psikoterapi alıyorum pskiyatrik ilaç da kullanıyorum belirtmeyi unutmuşum. fakat konuşma anlamında kötüye gidiyorum. bu bağlamda daha pratik tavsiyeler istemiştim. çünkü psikiyatrist ilacımı değiştirmeyecek veya yeni ilaç ekleyemeyecek (konuşmuştuk) psikolog da bana bu konuda huzursuzsan belki diksiyon kursuna falan gidebilirsin, aklındaki çözümleri deneyebilirsin veya konuşurken daha konforlu olmak adına kendini yargılamayı bırakabilirsin bu noktada terapide öğrendiklerinle yola devam et tarzı mesajlar veriyor. artık konuşurken kelimelerin dağınıklığından yoruluyorum ve bu konuda pratik bi çalışmaya ihtiyacım var.
0
🌸lonelily
(24.10.19)
yazarken de cümle üretiminde zorlanıyor musunuz? yoksa yazmanın daha uzun düşünme süresi sağlaması daha düzgün cümleler kurmanızı sağlıyor mu? uzun uzun yazılar yazmanızın konuşmanıza iyi geleceğini düşünüyorum. gençlikte benzer sorunlardan hafif de olsa dertlenmiş şimdiyse günlük hayatta günde 10 saat İngilizce konuşan bireyim. İngilizce'yi de yaza yaza konuşur hale gelmiştim ve ben de İngilizce'de Türkçeye göre daha rahat olduğumu söyleyebilirim.
0
engelbert humperdinck
(24.10.19)
Dil konuşma terapisi diye bir şey var, dil konuşma terapistleri sana yardımcı olabilir.
0
kırmızıayakkabılıgargamel
(24.10.19)
Önceden yazarken sorun olmuyordu şimdi yazarken de karman çorman yazıyorum. Yazı yazmayı deneyeyim.

dil ve konuşma terapisti de araştıracağım teşekkür ederim.
0
🌸lonelily
(24.10.19)
Ben de aklımdakileri karşımdakilere anlatırken zorlanıyordum. Bir şekilde düşünme hızım konuşma hızımın çok ilerisinde. Tam bir şeyi anlatacağım aklıma olayın başka bir boyutu geliyor. Bu arada aktaracağım diller birbirine karışıyor. Karışmasın diye durup bekleyince duraksamalarım çok oluyor, konu akıcılığını kaybediyor.
Ne yaptım? Özellikle önemli toplantılar öncesinde deli gibi çalışıyorum. Konuşurken düşünürsem ritmim bozuluyor, o yüzden sanki monolog yapıyormuşum gibi (ama ezberlemeden) tekrar ediyorum konumu. Bir akış çiziyorum ve onu elime alıyorum. Size de bunu tavsiye ederim.
0
SiyamkedisiZorro
(24.10.19)
sesli bir şekilde okumalar yapmanı öneririm. hatta mümkünse ayakta, yürüyerek oku. bol dialoglu şeyler tercih et. ağzın, kulakların, beynin...vb alışsın.
0
sinek kral
(24.10.19)
(9)

Allaha inanmayanlar

alvarez
Yakınlarını, sevdiklerini kaybettiklerinde, kendilerini falan nasıl teselli ediyor veya teselli ediliyor?Kendini nası avutuyor yani, hadi inananlar eceldi, azraildi, kaderdi, kısmetti falan filan merak ettim.
Yakınlarını, sevdiklerini kaybettiklerinde, kendilerini falan nasıl teselli ediyor veya teselli ediliyor?

Kendini nası avutuyor yani, hadi inananlar eceldi, azraildi, kaderdi, kısmetti falan filan merak ettim.
0
alvarez
(24.10.19)
ne alakası var ya. insan sevdiği birini kaybedince nasıl kendini "eceldi" "kaderde varmış" diye teselli edebilir?

bir ölüm bir ayrılıktır bir eksilme halidir. ve bence sorduğun şekilde, bu sorunun allaha inanmakla değil bence kadercilik ile alakası var.
0
kablelvuku
(24.10.19)
bunun bir döngü olduğunu düşünüyorum. allaha inananlar da aksini iddia etmiyor zaten. birileri ölecek birileri doğacak vb. çokta kasmaya gerek yok. eskiyi getir yeniyi götür. sistem bu.
0
Tears of Devil
(24.10.19)
yukarıda yazılanlara katımıyorum. dindarlar ahirette yeniden kavuşacaklarını düşünerek kendilerini teselli edebiliyorlar. ölen kişinin aslında ölmediğini, yer değiştirdiğini düşünüyorlar. ölen kişi kaza, ihmal vs. sonucu öldüyse kaderinde bu varmış diyerek yine acıyı hafifletebiliyorlar. ölümün kendisinden çok allah'ın yazgısıyla yani imtihanları. onlara göre ölmek yok olmak demek değil.

inancın yoksa "life is life" diyorsun geçiyorsun, başka bir tesellin olmuyor. bir acı yaşanacaksa da yaşıyorsun. zaten olması gereken bu. hayatta sevdiğinin ölümünü kabullenmen ve yas tutman gereken bir zaman da geliyor, tutuyorsun işte.
0
sir gawain
(24.10.19)
Bir gün ben de öleceğim.
Bu düşünce her şeyi değiştiriyor.
0
dolan dolmuş
(24.10.19)
Çocuklar avutulur gerçekçi olmak lazım
0
owaki
(24.10.19)
Maksat ölümsen sonra yaşamaksa daha mantıklı kavramlar var. Reenkarnasyon gibi.
0
prizmatik
(24.10.19)
Kendimi bildiğim yaştan itibaren hiç inancım olmadı. Dini eğitim de aldım, çok da okudum bu yaşıma geldim hala aynı fikirdeyim. İnanmıyorum.
En çok bahsettiğiniz durumu yaşarsam tepkim ne olurdu diye düşünürdüm.
Yılbaşında ani bir şekilde babamı kaybettim. Ailenin diğer üyelerinin aksine son derece sakin karşıladım bu durumu. Cenazesinde de dua etmedim. Mezara koydular, üstünü örtüler. Hoşçakal deyip çıktım mezarlıktan. Sonra normal yaşantıma devam ettim. Taziyeye gelenlerle ilgilendim, günlük işleri hallettim vb.

Geçen sene de çok yakın bir arkadaşımı aynı şekilde aniden kaybetmiştim. Çok üzüldüm ama aynı şekilde veda ettim. Teselli edilmeme gerek olmadığı gibi ben epeyce insanı teselli ettim.
0
balik kraker
(24.10.19)
hayat dahil her şeyin bir limiti olduğunu gözlerimle görüyorum. allah gibi, ahiret gibi, cennet/cehennem gibi limitsiz şeylerin zaten var olmadığını düşünüyorum.

canlılar biyolojik birer makinedir ve belli parçaları yeterince eskidiğinde ya da hasar aldığında çalışamaz hale gelirler.
0
sinek kral
(24.10.19)
annem inançlıdır, ama erkek kardeşim, babam ve ben ateistiz.

annem ölenlerin "daha iyi bir yere gittiklerine" inanıyor. buna tam olarak ahiret inancı diyebilir miyim, bilemiyorum, kendisi ahiret inancı olarak tanımlıyor. babam ve kardeşim ise kesinlikle sallamıyor, umurları bile değil :))

ben avutulmaya ihtiyaç duyulmadığını düşünmüyorum, insan her yaşta avutulmaya ihtiyaç duyabilir. bu noktada karakterlerimiz, psikolojik durumumuz etkili. karakter ve psikolojik duruma ise beynimizdeki nörotransmitterler, beynimizin fizikokimyasal ve elektrokimyasal durumu, vücudumuzdaki hormonlar vs etkili. bu noktada tam anlamıyla sağlıklı ve mükemmel insan vücutlarına sahip olsak, belki avutulmaya ve haliyle inanç sistemlerine ihtiyaç duymayabiliriz. ama tabi mükemmel insan vücudu neye göre kime göre? dahası insan, yapısından dolayı, mükemmel olsa bile inanca ihtiyaç duyabilir mi? belki buradan konu transhümanizme kadar gider, bilemedim şimdi. çok uzattım. ama kafamdaki fikir şu ölenlerle ilgili: anıları bizde kaldığı sürece, onları hatırlayabildiğimiz sürece, bu benim için onlarla ilgili bir avutmadır. zaten hatırlamazsam da üzülmem artık, çünkü dediğim gibi "hatırlamam". bir de ölüme üzülmek de saçma olabilir bir bakıma, ölüyorsun ve vücudun çeşitli bakteriler vs tarafından parçalanıyor. belli bir noktada moleküler seviyeye kadar parçalanıyorsun. o moleküller her yere dağılıyor -belki de bir sarı çiçekte olacağım şlakjdşajdajlada öyle bir şiir mi ne vardı şimdi aklıma geldi XD - ben unutulmamak, hatırlanmak, ama güzel hatırlanmak ve insanlarda üzüntü yaratmamak için farklı şeyleri hayattayken bizzat kendimizin yapması gerektiğini düşünüyorum. bu bir insana ufak bir iyilik de olabilir, benim kafamda olan şey gibi makale yazıp yayın çıkarmak da olabilir, böylece bilim dünyasına yaptığım ufak da olsa bir katkı, bir küresel atom savaşı çıkıp da tüm databaseler ve kütüphaneler yok olmadığı sürece, orada bir yerde olacak. yaptığım yayınlara atıfta bulunan insanlar sayesinde de dünyada bir ayak izim kalmaya devam edecek. bu beni şu anda mutlu ediyor. ölünce de ben var olmayacağım için, aslında benim açımdan önemli olmayacak :D haliyle şu anda kendimi avutuyor olmak, benim için yeterli. aynı şekilde sevdiklerimi de bendeki anılarıyla, özellikle de güzel anıları ile hatırlıyor olmak, o avuntuyu bana veriyor.

ben bunu daha kısa da anlatırdım sanki ya? XD neyse, bana kalbin kadar temiz bu cevaplama alınını ayırdığın için teşekkür ederim :)
0
pasp
(24.10.19)
(5)

Meryem ve Sümerler

000000
Son zamanlarda Meryem'in Sümer rahibesi oldugu iddiasiyla karsilastim birkac yerde. Sumerler cok daha eski degil miydi? Bu iddianin gercek olma ihtimali guclu mu? Bir kaynak da bulamadim.
Son zamanlarda Meryem'in Sümer rahibesi oldugu iddiasiyla karsilastim birkac yerde. Sumerler cok daha eski degil miydi? Bu iddianin gercek olma ihtimali guclu mu? Bir kaynak da bulamadim.
0
000000
(23.10.19)
sumerler dedigin m.o. yaklasik 4000-2000 yillarinda yasamis bir topluluk. eger Meryem 2000 yasinda degilse boyle birsey mumkun degil.
0
crucio
(24.10.19)
gayet mümkün. sami dinlerdeki bir çok arketipin kaynağı babil ve sümer mitolojilerine kadar uzanır. bu tip şeyleri gerçek kabul edersen tarihsel bir çizgiye oturamazsın. efsaneler ölmez, şekil değiştirir dedikleri mesele bu.
0
sinek kral
(24.10.19)
m. ilmiye çığ şu video'da biraz detay veriyor. ilgilnenen teketek'in 3 saatlik m.i.ç. bölümünü izleyebilir.

www.youtube.com
0
sinek kral
(24.10.19)
Kacinci dk acaba?
0
🌸000000
(24.10.19)
Sinek kral
0 yilinda tanri adina seks yapan sumer rahibeligi olayi devam ediyor muydu acaba?
0
🌸000000
(24.10.19)
(12)

Siz ölünce uzun yıllar çocuklarınıza kalacak

diffarentiationation
Eşyalarınız var mı? Bu kimindi diye sorulduğunda sizin adınızın verileceği, hikayenizin anlatılacağı?Benim bıçağım var adım yazılı, tüfeklerim var. Kitaplarım var birsürü ama pek dayanmaz galiba. Bozuk para koleksiyonum var başka da bir şeyim yok.Bir kılıç, biblo, metalden heykel falan mı alsam acab
Eşyalarınız var mı? Bu kimindi diye sorulduğunda sizin adınızın verileceği, hikayenizin anlatılacağı?

Benim bıçağım var adım yazılı, tüfeklerim var. Kitaplarım var birsürü ama pek dayanmaz galiba. Bozuk para koleksiyonum var başka da bir şeyim yok.

Bir kılıç, biblo, metalden heykel falan mı alsam acaba?
0
diffarentiationation
(23.10.19)
yok.
0
sutlu nescafe
(23.10.19)
madrid'den aldığım el yapımı don kişot ve sanço panza figürlerimi bırakırım sanırım, değerli sayılabilecek onlar var. öyle çok fazla kişisel eşya takıntım yok.
0
Bruce
(23.10.19)
Valla adımın yazılı olduğu bi yarışmadan kalan cam plaketimsi bir şey var. Onun dışında günlüklerim, kitaplarım, biletlerim filan var. Başka da bir şeyim yok.
0
Amaranta ursula
(23.10.19)
dedemden babama, babamdan bana kalanlar var. hepsinin ayrı hikayesi var. ben ölene kadar saklarım çocuklarım ne yapar bilemem.
0
heidi'nin dedesi
(23.10.19)
Günlüklerim, sayfalarca notlarım, gezip gördüğüm yerler, okuduğum kitaplardan öğrenip kendime kattıklarım eğer aktarabilirsem ve çocuğum olursa onlara kalacaktır. Tabi ne olur ne olmaz bilemeyiz, bunlar hep mukadderat elbette.
0
burka
(23.10.19)
çocuk sahibi olmayı düşünmüyorum. ben öldükten sonra kim tarafından, nasıl hatırlanacağımı umursamıyorum. o yüzden bu tip şeyler biriktirmem. hiçbirimiz bir oscar shindler değiliz. eninde sonunda azot döngüsüne karışacağız. kendini fazla ciddiye almamak lazım.

niyetin varsa, paran da varsa bir rolex al. hem kendin kullanırsın, hem mirasçıların baş tacı ederler hem de değerini yitirmez. sıkışırlarsa satıp durumlarını düzeltirler.
0
sinek kral
(23.10.19)
@kayıtsız +1
Maalesef kadir kıymet bilmeyen bir nesil yetişiyor.
Ben de bir şey bırakmayı düşünmüyorum.
0
kirmizipilotkalem
(23.10.19)
Ayrıca ek olarak kendi ailemden falan yemek takımı kalsın çok isterdim şöyle eski ipekli peceteleri, servis takımları, gümüş çatal kaşığıyla. Ne harika olurdu.
Romanlarda falan gorup okuyunca çok özenirim.

Onlarla ne harika sofralar kurulur.
0
kirmizipilotkalem
(23.10.19)
saatim var , para koleksiyonum var,günlüğüm var bu kadar.
0
bbb_1
(23.10.19)
Hicbir seyim kalmaz. Chanel canta almistim ikonik klasiklerden annem kullansin sonra bana ben benimkilere birakirim diyodum. Anenm teyzeme hediye etti cantayi. Planlarim altust oldu
0
hindistan cevizi
(23.10.19)
babadan, dededen el emeği eşyalar var sadece bende de, bir gün olursa çocuklarımda faydalansın isterim.

hayalim bir arsa alıp içine bir ev yapıp 3/5 ağaç dikmek torunuma kadar yolu var o zaman.

bu arada bu kişilerin eşyaları (çeyiz sandığı falan) torunuma bırakırım kafası ile alınmış şeyler değil nihayetinde, bu eşyalara değeri sen/ben veriyoruz aile yadigarı diye, senin de o gün geldiğinde sahip olacakların ie bu gün sahip oldukların arasında fark olacak sonuçta. hayat işte akıp gidiyor bir şeyler kalıyor bir şeyler gidiyor.
0
selam
(23.10.19)
eşya bırakmayı anlamsız buluyorum. kalırsa mücevher kalsın. eşya insana yük oluyor.
0
xvyz
(23.10.19)
(2)

2 tür önerisi

dr doofenshmirtz
film noir/neo noir eserleri ve batı/uzakdoğu'dan dram temalı animasyon filmler önerebilir misiniz? mümkünse sizde etki bırakanlardan olsun.
film noir/neo noir eserleri ve batı/uzakdoğu'dan dram temalı animasyon filmler önerebilir misiniz? mümkünse sizde etki bırakanlardan olsun.
0
dr doofenshmirtz
(22.10.19)
film noir: le samourai
dram animasyon: made in abyss (ilk bakışta minnoş, hikaye ilerledikçe dramatikleşiyor)
0
sinek kral
(22.10.19)
klasik film noir:
sunset blvd

neo noir:
lost highway

dram/animasyon:
batı: mary and max
doğu: grave of the fireflies
0
sir gawain
(22.10.19)
(13)

Hangi whisky?

dolan dolmuş
Jameson Ballentinas Jim beam Grant'sve neden?Çok stresli bir dönemdeyim, kafayı bulmak, rahatlamak ve sıfırlamak istiyorum. Kafa istiyorum, tat değil.
Jameson
Ballentinas
Jim beam
Grant's

ve neden?

Çok stresli bir dönemdeyim, kafayı bulmak, rahatlamak ve sıfırlamak istiyorum. Kafa istiyorum, tat değil.
0
dolan dolmuş
(21.10.19)
Jameson.
0
i want to ride my bicycle
(21.10.19)
Ben para varken chivas regal 12 yıllık alıyorum, biraz para varken de ballantines 12 yıllık. Bu tercihlerimin sabebi tat. Hiç kafayı bulacak kadar viski içmedim. Viski öyle içilen bi içki değil zira.
0
antihero
(21.10.19)
Biz bilmiyoruz tabii sen biliyorsun.
0
🌸dolan dolmuş
(21.10.19)
jim beam al geç hocam. daha ucuz, kafası da iyidir.
0
sir gawain
(21.10.19)
jim beam
0
alperz
(21.10.19)
Jim beam bourbon viskiler arasında favorim.
0
datnet
(21.10.19)
Bir araştırmaya göre insanların %95’i bir viskiyi diğerinden ayırt edemez. Ucuzunu al.
0
rastinon
(21.10.19)
Jim bim bourbon, mısır viskisi.
Jameson, arpa ama acayip bir tadı var beni açmadı. Fakin ayriş.
Grant hakkında fikrim yok.

En iyisi skoç yine. Ballantines rulz söylediklerin icinde. Ofs, canım çekti alayım bari.
0
aksi kanitlanmadikca cocuktur
(21.10.19)
Jameson seviyorum ben, Ballentines de güzel. Gerçi kafa istiyorsan bence şarap iç ama illa viski içeceğim diyorsan bunların tadı da güzel.
0
plutongezegendegilmi
(22.10.19)
sek jim beam dondurma ile çok iyi gidiyor. tam keyif.
0
sinek kral
(22.10.19)
varsa Glenfiddich.

yoksa balentinas. bu ikisinin kafası mükemmel olur. single malt gövdeli viski şahane kafa yapar.
0
babilbaligi
(22.10.19)
Ben viskiden nefret eden biriydim. Chivas, jack daniels ,jb , johannie walker red , jim beam aldığım şişlerin hepsini 2 kadehten sonra eşe dosta dağıttım. Jack daniels double black içtikten sonra müptelası oldum :)
0
Mistyimage
(23.10.19)
Pardon johannie walker double black
0
Mistyimage
(23.10.19)
(7)

Cehennemde mi yaşıyoruz aslında ?

trablon
Çok ciddi soruyorum lan.
Çok ciddi soruyorum lan.
0
trablon
(19.10.19)
bazılarımız evet.
bazılarımız hayır.
0
kamile necaset
(19.10.19)
@kamile +1
0
tabirimekruh
(19.10.19)
Belki de dunya baska gezegenlerin cehennemi dir ...
0
shiningkid
(19.10.19)
Bu sorunun cevabini son nefesini vermeden ogrenemezsinnnn
0
tunaktunaktun
(19.10.19)
mecidiyeköy'de yaşıyorsan olabilir.
1.bp.blogspot.com
0
sinek kral
(19.10.19)
ülkenin genel durumuna bakarsan kesinlikle evet.
0
scudman1
(19.10.19)
Oyle olsa bilmen de lazimdi. Cehennem bilincsizlik degil aksine tam bir bilincle, farkindalikla yasadigin, yasamak zorunda oldugun yerdir.
Ayrica belki ona gelmeden evvel yapip ettiginin de sana gosterilmis olmasi lazim. Var mi oyle bir sey?
0
fempusay
(20.10.19)
(14)

En Sevdiginiz Fransiz Filmleri?

buf-e kür
Fransa yapimi, Fransizca filmler?Biraz uzak kaldigimi hissettim ve daha cok film tanimak istiyorum Fransa´dan. Dili Fransizca olsa da kafi. Dönem siniri yok. Benimkiler:A. Varda filmleri ve belgeselleri: Cleo, Jane Birkin...Truffaut- Day for NightKanada sinemasinda da Jean-Marc Vallee filmleri.
Fransa yapimi, Fransizca filmler?

Biraz uzak kaldigimi hissettim ve daha cok film tanimak istiyorum Fransa´dan. Dili Fransizca olsa da kafi. Dönem siniri yok.


Benimkiler:
A. Varda filmleri ve belgeselleri: Cleo, Jane Birkin...
Truffaut- Day for Night

Kanada sinemasinda da Jean-Marc Vallee filmleri.
0
buf-e kür
(19.10.19)
Bienvenue Chez Les Ch'tis
0
angelus
(19.10.19)
Anthony zimmer.
0
deer hunter
(19.10.19)
le fabuleux destin d'amélie poulain hem de dublajı orijinalinden daha iyi.

sonrasında jean-pierre jeunet filmleri.
0
onemoremile
(19.10.19)
Jean-Pierre Jeunet filmleri, ozellikle delicatessen'i severim ben. ama en bilinen filmi amelie tabii. haha ayni anda yazmisiz :))
0
in vino veritas
(19.10.19)
yapımcısı gürcü ama olsun fransızca olması da yeter demişsin, o yüzden "13 tzameti" diyorum. bayılmıştım. kısa sayılır zaten 1.5 saat bile sürmüyor. çok sayko ve güzel bi filmdi
0
der meister
(19.10.19)
Blue is the warmest colour da fena degildir.
0
hindistan cevizi
(19.10.19)
Kapital
0
stavro
(19.10.19)
Le scaphandre et le papillon
Micmacs
Ne le dis à personne
Şu an aklıma gelenler bunlar

ek olarak yarı ingilizce yarı fransızca olarak starbuck var.

daha da ek olarak ben sormuştum hatta

eksiduyu.ru
0
westblack
(19.10.19)
holy motors www.imdb.com
0
9kuyruklukedi
(19.10.19)
Bir de "le diner de cons" vardı:
www.imdb.com
0
panamera
(19.10.19)
Angel-a favorim.bıkmadan defalarca izlemişimdir.
0
astrid
(19.10.19)
angel-a +1
le samourai
le trou
0
sinek kral
(19.10.19)
tepedeki psychedelic adam
(19.10.19)
L'ennemi public n1

la haine

Les Choristes
0
uzunincemalbrodayim
(19.10.19)
(1)

galata ve çevresinde kahvaltı mekanı tavsiyesi

kutukcu
selamlar,haftaya cumartesi arkadaşımla istanbul'da olacağız. sabahtan galata-karaköy çevresinde kahvaltı yapmak istiyoruz. fiyatı makul, hizmeti güzel ve güleryüzlü bir mekan arıyoruz. fiyat olarak kişi başı 30-50 arası olabilir. tavsiyeleriniz için şimdiden teşekkürler
selamlar,
haftaya cumartesi arkadaşımla istanbul'da olacağız. sabahtan galata-karaköy çevresinde kahvaltı yapmak istiyoruz. fiyatı makul, hizmeti güzel ve güleryüzlü bir mekan arıyoruz. fiyat olarak kişi başı 30-50 arası olabilir. tavsiyeleriniz için şimdiden teşekkürler
0
kutukcu
(19.10.19)
kuleden yukarı, istiklal'e doğru çıkarken ara sokaklara göz at. kahvaltı da veren çok güzel kafeler var.
0
sinek kral
(19.10.19)
(7)

Türkçe ve Farsça telaffuzları birbirine benzer mi?

kedikumunaiseyenadam
Türkçe'nin, Türkçe bilmeyen birinin kulağına güzel mi çirkin mi geldiğini hep merak etmişimdir.Farsça telaffuzlar bana çok rahatsız edici geliyor. İki dile de yabancı biri Türkçe ve Farsça arasında telaffuz yönünden benzerlik kurabilir mi?
Türkçe'nin, Türkçe bilmeyen birinin kulağına güzel mi çirkin mi geldiğini hep merak etmişimdir.
Farsça telaffuzlar bana çok rahatsız edici geliyor. İki dile de yabancı biri Türkçe ve Farsça arasında telaffuz yönünden benzerlik kurabilir mi?
0
kedikumunaiseyenadam
(18.10.19)
istanbul türkçesine benzemez çünkü cümlede vurgunun yeri farklı. azeri türkçesine daha fazla benzeyebilir.
0
sinek kral
(18.10.19)
Yabancılara sorsana hafız. Arapçaya benzetiyorlarmış. Fonetik olarak zerre alakası yok ama ibnelikten sanırım. Bana sorsalar japonca derim
0
glamdr1ng
(18.10.19)
Turkce'nin kulaga guzel geldigini duymustum bir zamanlar. Farsca ile cok ortak kelime var, biri farsca konusurken nerdeyse anliyorsunuz ne dedigini ama bence benzemiyor Farsca ve Turkce. Bu arada Farsca benim cok hosuma gidiyor, bir dilin kulaga guzel gelip gelmemesi kisiden kisiye hatta zamandan zamana degisebilir, mesela ben fransizcayi eskiden begenmezdim simdi cok hosuma gidiyor. Almanca begenen var yahu:)
0
(18.10.19)
ş harfinin bir seyler anlatirken cok kullanilmasi (miş mış vs.) sebebiyle kuş sesine benzettigini soyleyen bir arkadasim vardi, sarki soyluyormussunuz gibi geliyor diyen bir arkadasim da var. bi tanesi de ingilizce konusurken minnoş kizlar olmaniza ragmen turkce konusmaya basladiginizda erkeksi bi tarziniz oluyor demisti. ama bunlarin hicbiri farsca bilmediginden kiyaslamasi hakkinda fikrim yok.
0
in vino veritas
(18.10.19)
Çok farklı tepkiler alıyorum ben.konuştuğumda çinceye benzeten(en alakasız), almanca gibi kaba bulan, komik bulan vs. Özelikle frenchcanadian bir arkadaşım çok komik buluyor, ben konuştukça devamlı gülüyor(ş,r ve ç seslerinin çok fazla olmasından dolayı diye düşünüyorum).ki bence onun dili daha komik(komik değil ama sempatik diyeyim, normal fransızcadan epey farklı) onun dışında şu ana kadar farsçaya benzeten olmadı diye hatırlıyorum.
0
astrid
(18.10.19)
Ben katıldığım bir radyo yayınını yabancı bir arkadaşıma gönderdim. Gayet düzgün bir Türkçe konuşuyorduk yani. Özür dilerim ama kulağa pek hoş gelmiyor dedi. Müzikal gelmiyor gerçekten. Bir İtalyanca, Portekizce gibi değil. Ritmik kesik kesik. Bana Macarca da öyle gelmişti.
0
Lim5
(18.10.19)
Ş, ç harfleri nedeniyle kuş sesine ve rusçanın daha kibarına benzetiyorlar bence kazakça gibidir.
0
filipis
(18.10.19)
(5)

Turk kadini, evlilik mode On

tunaktunaktun
Evlilik hadisesinde, neden bu kadargicik bir hal aliyorlar.Sinir harpleri, afralar, tafralarAnne savunuculugu...Tamam 3. sayfa haberlerine gorebir erkek siddet teroru var amasevgili dostlarim. Murekkep yalamiserkek de evde psikolojik siddete maruzkaliyor.net. Biraz yalniz kalmak istiyorum.O da olmuy
Evlilik hadisesinde, neden bu kadar
gicik bir hal aliyorlar.
Sinir harpleri, afralar, tafralar
Anne savunuculugu...
Tamam 3. sayfa haberlerine gore
bir erkek siddet teroru var ama
sevgili dostlarim. Murekkep yalamis
erkek de evde psikolojik siddete maruz
kaliyor.net.
Biraz yalniz kalmak istiyorum.
O da olmuyor.
Ne soracagimi unuttum. Iyi mi...
0
tunaktunaktun
(17.10.19)
Yilmaz Ozdil kardesim, evlenme madem oyleyse. Pisman olmazsin bence.
0
hot potato
(17.10.19)
şikayet etmek yerine ayrıl. böylece gıcık, afra tafra yapan, annesini savunan birisiyle evlenmemiş olursun.

siz kaşınıyorsunuz sonra da ağlıyorsunuz.
0
ruhen hastayim ben
(17.10.19)
Evlilik surecinde giciklasan kadinlarla evlemneye kalkiyor sonra gelip turk kadini neden boyle diye aglaniyorsunuz.
0
somethinginthewayshemoves
(18.10.19)
hahahah yılmaz özdil harbiden. evlenme bence de çok sıkıntıysa.
0
papuayenigine02561
(18.10.19)
evlilik kadınların zihnine ta çocukluktan beri işlenen bir nevi prenses cosplay'i. bir erkek belki okulu bitirip, askere gidip, işe başladıktan sonra "evlensem olur aslında ha" diye düşünüyor ama kadın bunu yürümeye başladıktan sonra çevresinden etkilenerek planlamaya başlıyor. bu kadar uzun süre tasarlanmış bir plandan sapmayı tolere edemiyorlar.
0
sinek kral
(18.10.19)
(3)

Yün Yorgan kokusu

monkey
Merhaba arkadaşlar,Wellmatt dan yün bir yorgan aldık çok. Normalde bu marka cok iyidir yastık yatak falan cok memnunuz. Yalnız bu yün yorgan da fena bir hayvan kokusu var bildigin kurbanlık koyun yünü kokusu. Yün yorganlarda normal mi kaç günde çıkar ürün bugun geldi eve. El classico internetten ald
Merhaba arkadaşlar,

Wellmatt dan yün bir yorgan aldık çok. Normalde bu marka cok iyidir yastık yatak falan cok memnunuz. Yalnız bu yün yorgan da fena bir hayvan kokusu var bildigin kurbanlık koyun yünü kokusu. Yün yorganlarda normal mi kaç günde çıkar ürün bugun geldi eve. El classico internetten aldık. Olmadı göndereyim geri diyorum sizin fikriniz nedir? Bu koku gider mi azalır mi? Şimdi benim çalışma odama koyduk biraz havalansın diye? Baska taktigi var midir bu yün yorgan olayının ?
0
monkey
(17.10.19)
Ben english home yün yorganı kullanıyorum hiç kokusu yoktu ilk aldığımda da. İsterseniz firmayı arayın veya mail atın, bi çözümü yoksa iade alırlar en kötü.
0
megalomaniac
(17.10.19)
rutubette beklediyse koku sinmiştir. ben olsam iade ederim.
0
sinek kral
(18.10.19)
yün kokusuna yapacak hiç birsey yok en yakın yorgancıya götür bence bir makinadan geçirsinler yününü tekrardan yorgan yaptır daha saglıklıdır.
0
pazarlamacı
(18.10.19)
(8)

Bozuk muz

bisorumolacaktı
1 aylık falan olan kapkara muzu yedim.İçi de kahverengiydi biraz. Bişey olur mu?
1 aylık falan olan kapkara muzu yedim.İçi de kahverengiydi biraz.
Bişey olur mu?
0
bisorumolacaktı
(17.10.19)
Olmaz
0
etki
(17.10.19)
olmaz. Nedne yedin, evde başka bir şey yok muydu?
0
velvetmorning
(17.10.19)
ishal is coming
0
Hakan1980
(17.10.19)
Ya canım acayip milkshake çekmişti bi hurma attım içine biraz da hindistancevizi yağı enfes oldu. Dayanamadım içtim:(
0
🌸bisorumolacaktı
(17.10.19)
1 ay duran şeye hala muz diyebiliyo musun :D Kokladığında asidik asidik kokmuyosa yine bi şey ama ona rağmen yediysen diyecek bi şey bulamıyorum :D En kötü bayağı gaz yapar ve ishal olursun.
0
superfluid
(18.10.19)
Yiyebildiysen bişey olmaz
0
kirmizi baslikli mario
(18.10.19)
olmaz bi şey.
0
sinek kral
(18.10.19)
Olmadı. Teşekkürler :)
0
🌸bisorumolacaktı
(18.10.19)
(1)

Çeviri

samil
Second, the distance between these adjacent redox centers is ideal for an electron jump to occur, which explains why electrons typically don't bypass the bottom redox center.Çeviriyorum ama çok anlamsız geldi bana. Ne diyor tam olarak?
Second, the distance between these adjacent redox centers is ideal for an electron jump to occur, which explains why electrons typically don't bypass the bottom redox center.

Çeviriyorum ama çok anlamsız geldi bana. Ne diyor tam olarak?
0
samil
(16.10.19)
ikincil olarak;
bu bitişik redoks merkezleri arasındaki mesafe bir elektron atlamasının oluşabilmesi için idealdir. bu da elektronların neden alt redoks merkezini bypass etmediğini açıklıyor.
0
sinek kral
(17.10.19)
(4)

İmitasyon ürün satanlar nasıl satıyor?

winston
bugün instagram olsun facebook olsun ya da kendi siteleri olsun adamlar üzerinde nike adidas balenciaga puma vs basıp satıyorlar. kalite muhabbettine girmeyeceğim de bu adamlar nasıl yapıyor abi? kimse bunlara hayırdır demiyor mu? nasıl fatura kesebiliyorlar mesela? vergisel kısmı nasıl oluyor bunla
bugün instagram olsun facebook olsun ya da kendi siteleri olsun adamlar üzerinde nike adidas balenciaga puma vs basıp satıyorlar. kalite muhabbettine girmeyeceğim de bu adamlar nasıl yapıyor abi? kimse bunlara hayırdır demiyor mu? nasıl fatura kesebiliyorlar mesela? vergisel kısmı nasıl oluyor bunların?
0
winston
(16.10.19)
Kimse hayırdır demiyor.
Yaşadığım yerde böyle sahte marka satan büyük bi mağaza vardı. Adamları batırdılar. Yakalamak zor, kanuni açık var, kimse uğraşmak istemiyor.
0
[GODDARD]
(16.10.19)
ülkede denetim diye bir şey kalmadı. eskiden adibas falan görüp dalga geçerdik. şimdi sahteciler o çabaya girmeye bile gerek görmüyor.
0
sinek kral
(17.10.19)
500 tl lik ayakkabıyı 100 tlye veriyor. fiş fatura kimin umrunda ki?
0
mikahakkinen
(17.10.19)
kişinin yaptığı faaliyetin kanunen yasaklanmış olması, vergi mükellefi olmasına engel değil. yani işin vergi/fatura kısmı, yapılan işin yasal olmasını gerektirmiyor (vergi usul kanunu madde 9).

örneğin gelir vergisi kanunu 82. maddesi beyan edilecek arızi kazançlardan bahseder. 2. bendinde şöyle bir cümle vardır: "... ihale, artırma ve eksiltmelere iştirak edilmemesi karşılığında elde edilen hâsılat". yani bildiğin rüşvet. adam diyor ki ihaleden çekilme karşılığı rüşvet alırsan bunu gelir olarak beyan edeceksin.

o yüzden vergi/fatura bu işe engel değil. adam gayet sahte ürünü, vergi kanunlarına gayet uygun şekilde faturalı maturalı satabilir. uyuşturucu bile satabilir.
0
kibritsuyu
(18.10.19)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.