Ucuzluk ve Gaziemir'e yakınlık olarak Buca olabilir. İzmir deyince pek akla gelen bir yer değildir açıkçası ama Şirinyer tarafı sosyal imkan dükkan falan olarak fena değil ve banliyö tren izban ile Gaziemir oldukça yakın.

Kiralar Gaziemir'e göre epey daha düşüktür diye tahmin ediyorum, Gaziemir garip (ve saçma) bir şekilde kopmuştu kiralar en son.

Buca +1

İzban yakınlarına baksın. Buca'dan İzban'la ulaşım kolay ve Şehir merkezine yakın olur. Konağa ulaşım 10 15 dk (trafiksiz), Alsancak İzbanla 5-10 DK falan.

Aydın mahallesi
Eserkent
Evka 7

Gaziemir'de 1+1 full eşyalı ve yeni bir evde 2250 liraya oturuyorum. Aidat vs yok. Çok güzel ve sakin bir mahalle. (Irmak Mah)
Binada boş daire var.

değer 1050 alın.

Oyunlarda 30 ila 60fps arasındaki fark oynarken çok fazla. Ufak fps dalgalanmaları dahi hissediliyor.

Oyun oynarken çok farkediliyor. 60 fps ten 50 fps e düşünce grafik ayarlarını değiştirme ihtiyacı hissediyorum oyun oynarken. Mutlaka 1050 alın.

youtu.be

tam olarak videonun burasında farkı görebilirsiniz.

1030 ve 1050 arasında çok fark var. 1050 alın.

fps denen şey oyunlardaki en önemli farktır. Bisiklet ile motosiklet arasında "birinde motor var sadece, başka fark yok" demek gibidir. 30fps ile oyun oynanmaz, kanser olur çocuk. 60fps bile günümüzde yetersiz, 144 fps hedefliyor yeni kartlar ve monitörler.

sinemanın 24 kare olmasının bütçe ve geçmişten gelen standart gibi temelleri var.

Oyunda 60 kare fark eder, tabii sabit 30 kare falan verebilse o da oynanır ama 1030 ile sabit 30 kare bile alamazsınız bazı oyunlarda. 1050 ile de ayarları düşürmeden öyle sabit 60 kare alamayabilir, arada 30-40'lara düşer o zaten.

80 lerdeki politik ortamı, ırkçılığı, polis şiddettini düşünürsek değil. Hala çok gaz bir şarkı bence.

judasın diğer şarkıları fazla underground ve metal olduğu için. bi tek bu şarkıları genele hitap ediyor. scorpionsun wind of a changei gibi.

breaking the law'un yapısı diğer judas şarkılarına göre daha radio friendly. süresi az ve diğer judas şarkılarındaki kadar kompleks bir riff/solo/kompozisyon yok dediğin gibi.

bu devirde hiçbir elektronik beklenmez hocam. 5 ay önce 450 liraya aldığım modem şimdi 600 TL.

en ufak bir ihtiyaç varsa kesinlikle beklenmez.

dolar alıp bekle riski hedge et.

Community, futurama, the good place

shameless, seinfeld, spaced

Castlevania - izlediğim en iyi animasyon-
Your Honor - Son zamanlarda izlediğim en kaliteli dizi olabilir (bryan cranston var)
Luther - Polisiye
Patrick Melrose - Çok kaliteli bir dram. Dert edineyim, canım sıkılsın her bölümde 1 paket sigara içeyim dersen izle

The night of - Noluyo dayı dedirten bir dizi

Bunlar uzunlukları itibariyle tam olarak 1 haftada izlenebilecek diziler. Hatta bazılarını izleyip araya Patrick Melrose sıkıştırabilirsin, çünkü 5 bölüm.

(bkz: battlestar galactica)

two and a half man
south park
bron/broen
the wire
the last charz
modern family
seinfeld(keşke 2 kere bitirmemiş olsaydım da bir daha izleseydim)
vikings

Kesinlikle Scrubs

House
Office
Karanlıkta Koşanlar

Coupling

office izliyorum şu anda bitince modern family ya da coupling izlicem.

avrupa yakası fanı olarak evet avrupa yakasına başlayın derim, izlediğinizde çok küçükmüşsünüz iyi gelir çerezlik.

friends,modern family, black books, house of cards, westworld, skam, bron/broen, dark, sense 8, queens gambit

the office izlediysen parks and recreations da izlemen lazım

Fringe
Suits

Sennheiser True Wireless çok iyi.

www.amazon.com bu mu? @himmetdayı

Hayır, ilk attığın link. Momentum olan yani.

www.amazon.com

Sürekli müzik dinleyen birinin kendi kulaklık zevki, seçimleri oluşmuştur. Spor yapıyorsa ona göre alır, düşmeyenini alır vs. Bu işler göreceli. Hediye kartı alın kendi kulaklığını kendi alsın.

JBL Almayın sürekli müzik dinleyen biri JBL ürünlerinin ne kadar vasat olduğunu bilir.

Üstteki yoruma katılıyorum Jbl almayın, Sennheiser iyidir.

Daha detaylı bir yorum yapmak istedim. Hediye alacağınız kişi ne tarz müzikler dinliyor? Mesela Sennheiser tizler ve daha temiz bir ses üzerine yoğunlaşır, Bass ve yüksek ses severler Sennheiser'ı pek tercih etmez. Mesela bass seven ve elektronik müizk dinleyen biriyse Sony daha iyi bir tercih olabilir. Ama Sennheiser momentum tws modeline kadar çıkacaksanız kalitesi tartışılmaz, çünkü TR'de biraz pahalı.

@philiptraum bass ve yüksek ses tercihi değil bence. Spor yaparken Sennheiser kulaktan düşer mi? Bunu nasıl anlarım? @not dark yet hediye kartı seçeneğim yok ne yazık ki

Hayır düşmez. O momentum kulağa taktıktan sonra döndürüp kitliyorsun. Momentumu alsan çok beğenir bence. Sennheiser'ın en üst segment kulakiçi kulaklığıdır kendisi.

Zara Homa’dan gift card alın her zaman çalışır:)

şarap olabilir bir iki şişe. hatta şaraplık da olabilir.

Kahve seviyorlarsa ve mutfakta yerleri varsa filtre kahve makinesi. Ben yakın zamanda kendi arkadaslarima aldım, bayağı mutlu oldular.

Mudo ya da paşabahçeden de gift kart olur.

Gift Card olayı çok mantıklı geldi arkadaşlar teşekkür ederim. Mudo, Paşabahçe veya Zara bunlardan hangisinden 350 400 TL'lik bir gift card alsam güzel birşey alabilirler?

Çok değişken bir şey aslında. Ben mesela paşabahçeden bişey bulamıyorum. Yakın arkadaşın tarzını siz biliyorsunuz. Hediye kartı alırken mağazaya göz atmanız iyi olabilir.

Kulağa kıroca gelebilir ama çeyrek altın

Çeyreği düğünde taktım zaten.

Sadece hafta sonu ise endişelenmeyin. Yavru değillerse iki üç gün idare ederler. Bolca su ve mama bırakın yeter.

haftasonu kısa bir süre. 2-3 günden bir şey olmaz. yeteri kadar su ve mama dolu genişçe birkaç kap işinizi görür.

Yalnız yaşadıpım dönemlerde 5 gün bıraktığım oldu. Suyu devirme ihtimallerine karşı çelik tencereye koyuyordum. İdare ediyorlar.

Mama ve su sorun olmaz birkaç gün için. Ekstra tuvalet kutusu tavsiye ederim ben. 4 gün yalnız bırakıyorum benimkileri mecbur kalırsam. Dönüşte en büyük sorun tuvalet temizliği oluyor. :)

psikolojik olarak kötü etkileniyorlar daha çok. 2-3 odaya mama su koymak iyi olur ne olur ne olmaz diye.

su devrilmesi riski olduğu için hem küvet banyo kapısını açık bırakmak iyi olabilir küveti doldurup hem bir kaç su kabı

mama ve su tamam da hava cok sicak, mumkunse pencereleri yukardan acik birakin hava girsin.

arada temizlige falan gelen kadin varsa ona verebilirsiniz belki anahtari. ama sadece haftasonu gibi kisa surelerde sorun olmuyor genelde.

havalar sıcak su hızlıca buharkalabiliyor, olabildiğince büyük kaplarda koyun suyu hocam.

Camları yukarıdan acik bırakın demiş bir arkadaş haklı olarak ama bir yakınımın kedisi o araya sıkışmıştı ve kurtarılamadı.

evde kedi birakirken ben kapilarin kapanmasindan korkuyorum bi odaya girince bi sebepten kapisi kapansa cikamaz odadan diye korkuyom ek bilgi olarak soylemek istedim bi yerin camini acarsaniz vs.
2-3 gun hicbi sey olmaz. oduller falan verirsiniz gitmeden ve geldiginizde. cook korkuyosaniz IP camera onericem 180 tl gibi fiyatlarla.

yoksa aclik susuzluk zorluk cekecek bir durum yok zaten siz yokken bol bol uyurlar

nolur nolmaz diye suyu birden fazla koyun, mama da çok koyun birşey olmaz.

bir de görebilmek için mama su kabını gören bir kamera koyuyoruz biz.

Bütün haftasonu kim ne derse desin aklınız kedilerde kalacak. O sebepten yakın bi arkadaşınızdan rica edin derim.

Sakın gamepower almayın. Ben aldığımda kablosunda temassızlık çıktı direk iade ettim. İade etmeden önce denedim ve ses kalitesi kesinlikle çöp, malzeme kalitesi çok kötüydü. Bi 50 TL daha koyarsan anker strike 3 var. Ben kullanıyorum, çok memnunum.

Siz kaçırmadınız ama jesse asit geçirmeyen kap almaya gittiğinde insanın sığacağı boyutta kap bulamayınca Walter jesse"ye "iki tane alsaydın, bacaklar bir tarafa gövde bir tarafa şeklinde eritirsin" gibi şeyler söylüyordu. Muhtemelen böyle oldu. İkinci erimiş cesedi gösterseler baya gore olurdu. Tek erimiş ceset parçaları bile fazlaydı.

evet tahmin ediyoruz, göstermiyor. sanki bayağı ileri bölümlerde jesse'nin onu hallettiğine dair bir cümle geçecek aralarında diye hatırlıyorum.

Dizinin gore olmama gibi bir derdi yok ki. Gus'ın laboratuvarda gırtlağını kestiği adamı da asitte eritiyorlardı. Yani gore ise bu bin beteri. Efendime söyleyim, kaplumbağaya bindirilmiş muhbir kelleleri, kolu bacağı kopan adamlar, beyni patlayan kuzenler, gus'ın ölümü vs. asitte eritilmiş ceset bunların yanında çizgi film kalıyor.

En azından nasıl eritilmiş olabileceğine dair ortalıkla bit kova mova kap bişey görmeyi beklerdim vince'den.

Evet haklısın. ikinci izleyişimde ben de aynı noktaya takılıp aynı soruyu sormuştum. Birincisiyle bu kadar uğraşıp beceremedikten sonra ikincide en azından her şeyin yolunda gittiğine dair bir iz bekleyip bulamamış, ikinci ceset ne oldu ya diye sorup durmuştum kendime.
Ama genel olarak çok güzel diziymiş gerçekten. İlk izlediğimde neden bu kadar abarttılar bu diziyi diyordum. Yıllar sonra ikinci izleyişimde hayran olmuştum:)

Jesse o sırada evi terk ediyor. Döndüğünde hiçbir şey olmamış gibi buluyor bodrumu. Bu ne demek? Walter kendi kendine cesetten kurtulmuş. Nasıl kurtulmuş? jesse'ye ilk tavsiyeyi nasıl verdiyse o şekilde kurtulmuş.

walter hallediyor

bu herifi yok etmekle walt ilgileniyor. zaten junkie pinkman'ın emilio'yu seramik küvette yok etmeye çalışmasını gördükten sonra tekrar jessi'ye adam yok etme görevini vermiyor walt haklı olarak. bunun muhabbeti geçiyor olmalı diye anımsıyorum.

Modem arayüzünden bağlanan cihazların mac adreslerini görebilirsin. Tarayıcıdan 192.168.1.1 yazarak arayüze girebilirsin.

modem markasını öğrenip youtube'dan bakın. sadece izin verilen cihazların listesini oraya cihazların MAC adreslerini girerek oluşturabilirsiniz.

Modem arayüzünden kontrol edilebilir. Ayrıca keenetic extra dsl modeli var bende mesela bu modemle mobil uygulama üzerinden evde olmasam bile bağlanan cihazları kontrol edip, kısıtlama koyup, cihazları engelleyebiliyorum, ayrıca ne kadar İnternet kullandıkları dahi anlaşılıyor.

Diğer kulaklığı test etmedim ama Jabra Elite 85H 6 aydır kullanıyorum. Ses kaliteli ve yeterli seviyeye sahip. Dış kaplaması çok güzel. Hala yeni gibi duruyor. Tavsiye ederim.

Zaten iyice Jabra almaya ikna olmuştum inceleme videolarını daha detaylı izledikçe. Sizin de yazdığınız cevabı görünce az önce verdim siparişini :)

Piyasada Anker Q30 olsa Q30 alın derdim. 5 Aydır kullanıyorum çok memnunum. Ama Jabra alarak iyi yapmışsınız ama Jabra biraz bass kulaklığı gibi. Bir gidip sony whxm4 almak vardı ama neyse :D

Bu akşam elime ulaştı kullanmaya başladım, açıkçası benim de hoşuma gitti :D uygulamasında farklı ses profilleri var aslında bass ya da tiz ayarlanabiliyor, o açıdan iyi aslında bu kulaklık. sony wh-1000xm4 çok öneriliyor gerçekten ama bin lira fark var arada ve benim gördüğüm kadarıyla en çok karşılaştırılan kulaklık jabra, biraz da o yüzden tercih ettim açıkçası :D

Direk samsung'un kendi sitesinden sipariş verseniz?

sırf istediğim mağazada yok diye beğendiğin modelden vazgeçilmez.
ekşide sallanmayan site yok ki.
daha geçen ay 7000 küsür liralık laptop, ondan önce 150 liralık süpürge aldım hepsiburadadan. xoboxumu 2 ay önce vatanın online sitesinden aldım vs. yani ekşiye şikayetvara falan bakarsan hakkında kötü yorum yazılmamış mağaza yoktur. teknoloji biraz da şans işi deyip bodoslama dalmak lazım. tabii bu demek değil ki 1milyonuncuüyesizsiniz.com dan sipariş verin... ama herkesin bildiği belli başlı markalardan alacağız işte. çok pimpirikliyseniz dediğiniz gibi hepsiburadanın kendi satıcısnıdan falan alın ama bunlar büyük şirketler. internetten aldığınızda da koşulsuz iade hakkınız var diye biliyorum 14 gün (pandemide 30 olmuştu sanırım bir ara) o açıdan yasal haklarınız vs. belli zaten internet alışverişlerinde.
xiaomi çin telefonu mevzusu da bambaşka bir mevzu. neyse hiç girmeyeyim oraya kafanız rahat etsin samsung alın ama nerde ucuzsa ordan alın bence

Direkt Hepsiburada'dan alirsaniz bi sorun olacagini sanmam. (Laptoptan, telefona, akilli saate kadar hepsiburada'dan aldim)

Kenar mahalle saticisi muamelesi yapmisiniz biraz.

İkisi de eski oyunlar, ilki neighbours from hell, diğeri doodle god. ikisini de hala severek oynuyorum.

şehir kurma oyunlarına bakabilirsiniz, sims city vs.

Simcity, citiesskyline, tropico falan sevmedi ya. Nalet olsun:)
Bakayım dediklerinize madem.

''Zekasını kullanabileceği bir şey olmalı, düşünmesini sağlamalı. Doğa, tarih, dinler, kültür falan seviyor biraz'' .

Medieval 2 total war :)

Belki walking simulator tarzı oyunlar olabilir. Aksiyon yok, şiddet zaten hiç yok. Yürüyüp, yer yer puzzle çözüp hikayeyi tamamlıyorsun. Atmosferleri çok güzel oluyor ve hikayeyi sürekli merak ediyorsun. Walking simulator diye aratırsanız kendine göre bir şeyler bulabilir belki.

Red Dead Redemption 2

minecraft aslında uygun görünüyor. her ne kadar simülasyonsa da rollercoaster tycoon 2 de güzel bir oyun.

din ve zeka. the talos principle. bunu da sevmiyorsa zorlamasın.

Ben de oxygen not included demeye geldim.
Kafasını gerçekten kullanması gerekiyor. Bütün sistemi çok iyi tasarlamalı.
Kendisine şimdiden kolay gelsin diyorum.

Aslında dont starve together da var ama ondan emin olamadım.

Ben bu iki oyunu çok severek oynadım.

Ve red dead redemption a da +1 diyorum.

kadınım. ben de aynı şekilde o tür oyunları sevmiyorum. bana da eşim bir şekilde sevdirdi sevebileceğim oyunlar bularak.

bütün dünyada genelde kadınlar stardew valley'yi çok seviyor. pixel art, retro, farming oyunu, kendi içinde bir hikayesi de var, şirin epey. dövüş kısmı da var içinde ama onu yapmak zorunda değilsiniz diye hatırlıyorum. biraz bağımlılık yapıyor, o yüzden ben bi süre sonra bırakmıştım.

point and click türü hikaye odaklı oyunlar sevebilir. the dream machine, machinarium, grim fandango, kentucky route zero filan çok güzel oyunlar.

walking simulator sevebilir, what remains of edith finch, firewatch, the stanley parable gibi. bir de the witness ve the talos principle'ı belki sever, hem walking simulator hem de puzzle gibi.

survival craft sever mi bilmiyorum ama subnautica ve the long dark çok güzel oyunlar.

Roller coaster tycoon tarzı oyunlar olabilir belki.

Portal 2

Caesar
Pharaoh
Civilization 6
Tropico 6

EU4 sevebilir belki. Savaş var tabi de öyle grafik bir şey değil. Dünya haritası üzerinde devlet yönetiyorsun, tarihsel bir yönü var 1444-1821 arasında geçiyor. Öğrenmesi biraz zor ama sever belki.

the talos principle +1 ilgisini çekerse çok güzel sarar.
rdr hayli şiddet içeren bir oyun bu arada.

hikayeli oyunlar olabilir.

bence Detroit Become Human denesin.

-Ori and the blind forest
-ori and the will of the wisps
-Beyond two souls - Şiddet içeriği var ama film tadında oyun olduğu için sevebilir hatta severse Detroit- Become a human ile devam edersiniz.
-The Room serisi - Tamamıyla bulmaca
-The Long Dark
-Far Lone Sails
-Ancestors: The Humankind Odyssey - Baya baya evrim sürecini anlatan bir oyun ama biraz tuzlu

-Satisfactory - Kafasını kullansın iyice manyak olsun kafasını kullanırken diyorsanız bu oyuna bakın. Full problem çözmeye ve çözüm üretme odaklı bir oyun.

Bu oyunlara bakmanızı tavsiye ederim.

Bence insanlar oyunları sadece yıkım ve şiddetten ibaret sanıyorlar. Sadece oturup adam vuruyorsun veya full aksiyondan ibaret gibi. Konu derinliği olan karakterlerle bağ kuracağı oyunlar oynarsanız sevmeye başlayabilir. Hatta kendisi oynamadan önce sizi oyun oynarken izlemekten keyif almalı. Ayrıca tarih seviyorsa savaş olmadan olmaz. Birde Asassins Creed Oddysey Discovery Tour tarzı şeylere bakın tamamen tarihe odaklanmış gezi oyunu diyebiliriz.

Belki interaktif film tadındaki oyunlar oynayabilir. Film, dizi izlemeyi seviyorsa sevecektir. Yürüme simülatörleri olabilir diğer arkadaşların dediği gibi.

The Complex,
She Sees Red,
Life is Strange serisi
Soma

Portal 2
Braid
Limbo
Deponia
Machinarium
Unravel

Dedektiflik seviyorsa Nancy Drew serisi olabilir. Her oyunun farklı teması var ve doğa, tarih, dinler gibi alanları konu alıyor farklı oyunları. Baya da oyun var seride. İlgisini çekebilir.

don't starve (together) keyifli +1, çoklu kullanıcıya da açık, onlinea açık, çok sürükleyici bi oyun, bir aydır oynuyorum daha tam bir seneyi göremedim, otursam saatlerce yine oynarım ama vicdanım elvermiyor yapacak işlerden dolayı. oturup vdeolar izletiyor oyunda ilerlemek için vallahi, baya oyalayıcı. Tropicolar çok güzel onun dışında +1, 3 en iyisi bence, ona da bakılabilir. stardew de baya oyaladı +1, legend of zelda da uzun zamandan beri ilk bitirdiğim oyun herhalde, süper sürükleyicydi, puzzlelar bilmeceler de var içinde, keyif alabilir.

stardew valley
alba: a wildlife adventure

Sony'nin extra bass modelleri işini görür, bütçene hangisi uyuyorsa artık.

bass'da sony cok iyi.
bir de yillar evvel yuin diye japon bir marka kullanmistim. bass'lari efsaneydi.

Anker Q10 tam bir bass kulaklığı istersen kablolu kullanma seçeneğin var.

Ses kalitesini ön planda tutuyorsanız bose 700. Ben olsam bose 700 alırdım.

ses kalitesi en onemsiz kisim benim icin. anlamam zaten.

temel kiyas su sekilde bence.

ses icinse bose
mobilite icinse airpods

ama, nerede daha cok kullanacaksiniz? bence cevap bu soruda gizli. ben surekli disardayim, toplu tasimada, gezerken, cafede takilirken falan airpods'dan cok memnunum. ama evde yada surekli iste kullansaydim kesinlikle bose yada sony whm alirdim.

bu arada surekli ucuyorsaniz bose diyorum; cunku apple yapisi ve mevcudiyeti geregi ans'siyle on plana cikan bir urun degil. gurultulu ortamlarda dinleyecekseniz bose

Active noise cancelling olan kulaklıkları telefonla konuşurken kullanınca bir yerden sonra aşırı derecede bağırmaya başlıyorsun sadece kendi sesini duyduğun için + bluetooth üzerinden hem ses alıp hem iletince mikrofon kalitesi epey düşüyor. O yüzden ben evde harici mikrofon + istediğim herhangi bir kulaklığı kullanıyorum. Böyle bir kulaklık alacaksan bence mikrofon kalitesini kenara at derim şahsi 5 centlik tavsiyem.

fiyat farki cok fazlaydi, bir de kulakici kullanmak daha kolay olur diye dusundum ve airpods pro aldim. simdilik memnunum, toplantilarda benden sikayet eden de olmadi. kullanimi oldukca rahat. yalnizca 2 kulakligi birden art arda uzun toplantilarda takmak isteyince sarji yetmeyebiliyor. bir de bazen gurultulu ortamda calismak istedigimde bose 700 olsa iyi olurdu diye dusunuyorum. ikisi birden olursa daha hos olur gibi. belki ilerde :)

ֵ%50 koruma bize yeter diyorsaniz Sinovac.
%90-95 korunsak daha iyi olur diyorsaniz Biontech.

biontech

twitter.com

Biontech

bunu cevabını prof.lar veremezken buraya gelip kesin bir şey söylemek yanlış olur. sinovac klasik aşı olduğu için yan etkisi daha az. ben biontech oldum halsizlik ve 3 4günlük baş ağrısı yaptı. eşim emziriyor ona sinovac yaptıracağım. yaşlılarda sinovac yan etkisi daha az olduğunu gördüm.

bunun yanıtını ben veremem ama üçüncü dünya ülkeleri dışında sinovac'ı halkına sunan ülke yok. buradan hareketle ailedekilere biontech seçtirdim.

Annemde (62) ileri derecede alerji var, doktorun önerisiyle sinovac oldu.

@bohr atom modeli

aynı şeyi düşündüm bende fakat. bi sıkıntı yaratır mı vs çekiniyorum ister istemez.

Ben yapacak olsam mutlaka biontech tercih ederdim ama mevzu bahis ana olunca olası yan etkileri, -70 derece muhafaza koşulunun ne derece sağlandığı şüphesi ve yeni bir yöntemle üretilmiş olmasının henüz bilmediğimiz ileride sebep olabileceği başka problemleri göze alamadık, sinovac tercih ettik.

tabii ki her bünyedeki etkisini ve her bünyenin aşı olmadan önceki tepkisini de bilemeyeceğimiz için cevaplar biraz farazi olacak ama..

70 yaşındaki babamla aynı anda covid-19 olduk. 2. aşısını olduktan (sinovac) 10 gün sonraya denk geliyor. ben 1 hafta sonra hastaneye yattım ve 1 hafta hastanede tedavi gördüm; babam 2-3 gün öksürdü, ilk gün ateşi 37.2 oldu sapasağlam atlattı. yine de tomografi çektirdik ciğerleri tertemiz.

yine de herhangi bir alerjisi vs yoksa biontech derim ama..

Herkes biontech diyor, sira bana geldiginde bilemiyorum hangisini vurunurum ama etrafimda bizim agir toplar vurundugunda biontechi olanlarda asiri hassasiyet ve abuk sabuk yan etkiler olurken (2-3 gun suren corona olmus gibi belirtiler vs) sinovacta hic olmadi. muhtemelen bunye ve yasla da alakali. Biontech vurunan akrabalarim genlede aldiklari her ilaca karsi duyarli ve hassas insanlardi ama hicbi alerjileri yok, kronik bi rahatsizliklari yok vs.

Ben hep sinovac diyordum çıktı tutamadım gittim pfizer seçtim. Sonuçta İsrail bunu yaptıysa vardır bir bildiği.

bunu ben de dusunuyorum. yasadigim yerde moderna, biontech ve j&j yapiliyordu. sonra kan pihtilasmasi olayindan j&j'in vurulmasini durdurdular.

mrna asilarinin oldukca yeni bir teknoloji olmasindan supheleniyorum sadece. her ne kadar uzun suredir gelistiriliyor olsa da, genis kitlelere uygulanali sadece birkac ay oluyor. aslinda cok umit vadeden bir asi teknolojisi cunku cok hizli uretilebiliyor ve calisma prensibi de cok mantikli.

ama bilemiyorum altan. sanirim biraz bekleyip asilamanin yarattigi suru bagisikligini takip edecegim.

Hunt showdown oynadığım en iyi online oyun. Birlikte kapışmazsınız ama 2 kişilik takımlar yapıp 2 takım halinde oyunda girersiniz

heroes of might and magic 3. 2x2 haritalar vardı

worms

heroes of might and magic'i önermiştim daha önce arkadaşlara ama bayar demişlerdi.

cod2 tabii ki. cod sevmeyen benim gibi bir plaza canlısı bile arkadaşlar çağırınca indiriyor cod2'yi :D


onun dışında chivalry iyidir, rocket league süperdir, eycof/rise of nations/civilization/empire earth var strateji tarafında


gerçek anlamda ağız burun kapışmak isterseniz de gang beasts ilk aklıma gelen önerilerim olur.

kapışmak değilde 4 kişilik takım kurup beraber cebelleşmek için overcooked 2 olabilir. sesli iletişiminiz varsa bir yandan çok keyifli oluyor.

Northgard

@aguen'i overcooked 2 bitirdik :)

Bişey olmaz. Sadece biraz salak eder.

Aramaya inanmak (git: eksiduyu.ru)

hocam gecmis olsun. neydi o cöp olan elektronik?

Sennheiser Cx300s kullanıyorum 1 yıldır. Çok memnunum. Sennheiser'dan şaşmayın. Kulaklık 8 ay sonra bozuldu normal olarak. Sennheiser'a yolladım 2 gün sonra açılmamış kutu elimdeydi. Garantisi muazzam işliyor. Dediğin gibi basslar ve tizler dengeli. Prog rock ve klasik rock için çok ideal bir kulaklık. Detayları vs çok net duyuyorsunuz. Memnun kalacağınızdan şüphem yok. Şuan 368 TL hepsiburada'da.

soundmagic e10

True Detective'in ilk sezonu ve Mindhunter aklıma ilk gelenler. İzlemişsinizdir muhtemelen, bilemedim :)

Bir de The Sinner geldi aklıma. Onu da iliştireyim şuracığa :)

Benim aklıma fargo geldi.

Üşenmedim, izlediğim ve sevdiğim yapımlara şöyle bir göz attım:

- Broadchurch
- Gracepoint
- Broen
- Dexter (bayılırım, ki önceki önerileri izlemişseniz bunu da mutlaka izlemişsinizdir)
- Twin Peaks (old but gold)
- Lilyhammer

Bunların da tamamını izlemişseniz belki de sizin bizlere tavsiyede bulunmanız gerekiyordur.

carnivale

Animasyon olarak Castlevania izle mutlaka.
Patrick Melrose'da izlediğim en sıkıntılı dizilerde ilk 3'e girer.
Luther'de izlediğim en sıkıntılı polisiye diyebilirim. İngiliz polisiyesi sonuçta.

@philiptraum:
Castlevania'yı izlemedim, listeme ekliyorum, teşekkürler.

@ultranil07:

lilyhammer'a bir türlü elim gitmedi nedense şimdiye kadar.
hep "başlasam mı?" dedim, başka şeylere yöneldim ama madem tavsiye ediyorsunuz izleyeceğim.
onun dışındakilerin hepsini izledim maalesef, evet.

çok uğraştınız, teşekkür ederim :)


henüz izlemediğim için tavsiye edemiyorum ama hbo max'in white house farm diye 2020 yapımı bir mini dizisini buldum, sanırım bugün onu izleyeceğim.
belki sizlerin de ilgisini çeker.

herkese teşekkürler tekrar.

Bron/Broen

www.youtube.com

En iyilerini yazayım
The missing
The fall
Bron Broen
Night of
Cardinal

bunu da muhtemelen izlemişsinizdir ama;

babylon berlin

İzlemediyseniz the Leftovers ve Six feet under

The Killing benzeri değil ama geri kalan her şey ve daha fazlası için Six Feet Under +1

kimse de Dark dememiş. ^^

Bron demeye gelmiştim, Dark'ı izlemişsinizdir muhtemelen.

the third day. 6 bölümlük mini dizi. jude law oynuyor.

Knick

cardinal

5ghz wifi destekleyen bir modeli var sadece o da en pahalı olanı, onu almayacaksanız bir önemi yok.

bende var mutluyum zyxelden sonra ilaç gibi geldi sorunuz varsa buyrun

extra dsl ac1200 kullandım bir süre, memnundum fiyatı için iyi bi modem.
sizin beklentilerinize göre değişir ama sadece modem olarak kullanacaksanız belki de o fiyatlara en iyilerinden.

@nahtoderfahrung 5ghz destekleyen modelini aldım fakat en pahalı olanı ultra ac2600 olan modeli. Benim aldığım extra dsl ac1200'de 5ghz destekliyor.

yanlış bilmiyorsam ultra ac 2600 modeli modem değil router olarak geçiyor, dsl modemlerde en yükseği ac1200 gibi aklımda kalmış.

vardi bundan bende kablonet baglatana kadar, memnundum. arada cok duvar yoksa gecer hani iyiydi performansi, bu salonda duruyordu 1 duvar gecip fena gelmiyordu sinyal. tabii su anki modemini bilmiyorum, belki mevcut modemin de iyidir ve bir repeater veya mesh cozer sorununu

şu an bu arkadaşı turknet'le kullanıyorum. 2 yıl oldu üzmedi.

Aradan 3 tane duvar geçiyor. Kendi modemim telekomun verdiği modemlerden gerçekten sinyal stabil değil çok kötü.

iyi bir access point alın. modeme boşuna para vermeyin. ap daha iyi sinyal dağıtır. 5ghz olmasına dikkat edin access pointin

www.howtoread.me sitesinde kronolojik olarak gidişi var kitapların. hangileri türkçe basıldı bilmiyorum.

www.howtoread.me adresinde de klasik okuma sırası var. Sitede de yazıldığı gibi ilk 3 kitaptan sonra durulabilir. Ben ilk kitabı okudum ikincinin başındayım, ilk 4 kitabı okuyacağım. Bir çok kişi ilk kitabın zirve olduğunu, ilk kitaptan sonra sürekli seviyenin düştüğünü, Frank Herbert'tan sonra yazılanların da onun seviyesini yakalayamadığını söylüyor.

İlk 4 kitap:

1. Dune
2. Dune Mesihi
3. Dune Çocukları
4. Dune Tanrı İmparatoru

İthaki yayınlarında paket halinde indirimdeydi bir süre önce, ben indirimden almıştım, belki hâlâ devam ediyordur.

www.ilknokta.com

oha 5. kitabı da ekleyip baya bi zamlamışlar. ben burdan 4 kitabı yanlış hatırlamıyosam 60 lira civarnıa almıştım yazın.

Teşekkür ettim.

tavsiye edilen;
spirulina
omega 3
D vitamini

çörek otu yağı

şahsi tercihim;

sabahları aç karnına
1 çorba kaşığı çörek otu yağı
üzerine ılık yarım litre suya sıkılmış bir limon (45 dk yemek yok)

kahvaltı üzerine 6 adet spirulina (3mga tekabül ediyor)
gün içinde ingiliz karbonatlı su (1lt suya 1 silme çay kaşığı)
akşam da yatmadan evvel bir bardak suya 1 çorba kaşığı organik elma sirkesi

Teşekkür ederim.

Spriluna, şelatördür. Çok yanlış kullanılır. Şelatörler kc de biriken toksinleri hareket ettirir ve bubdaha kötüdür çünkü kafasına göre vücutta başka yerlere taşınabilir sonra bu şelatörler. O yüzden şelatör kullanırken medikil gibi toksinleri attırıcı ürün de kullanmak gerekir.

Glutatyon da şelatördür. Ama ülke fe herkes avuç avuç şelatör içiyor her gün.

D vit ve magnezyum öneririm. Çörek otu ve elma sirkesi de iyidir.

covid spesifik bir vitamin yok ama hastalar arasında yapılan araştırmalarda, d vitamin seviyesinin yüksek olmasıyla, nekahat döneminin kısa sürmesi arasında bir ilişki bulunmuş.

yine aynı şekilde çinko'nunda olumlu yönde etkilediği ile ilgili çalışmalar mevcut.

articles.mercola.com

zaten 16. gününüzmüş, sizi kovup kovmamaları gerçeği neyi değiştirir?

Deneme süresindeymişsiniz zaten, kovulma-istifa hiç mühim değil. 16 günlük ücretinizi verip çıkışınızı yapacaklar.
Ayrıca "çık git" evet hiç hoş değil ama kovulduğunuz anlamına gelmiyordu, maalesef Türkiye'de yaşıyoruz ve bu tarz durumları sineye çekmek zorunda kalabiliyoruz işe ihtiyacımız olduğu için. İş esnasında ağzınıza geleni söylemek size her zaman zarar getirir, size tavsiyem sakinleştikten sonra tepki vermeniz olur.

16. Gün için bir şey ifade etmiyor açıkçası. Ben olsam cebimdeki bozuklukları suratına atar çıkardım.

Deneme sürecinde olduğun için iş mahkemesine gitmeye değmez. Yaptıkları büyük terbiyesizlik. Ağzına geleni söylemen onların anlayacağı dilde yeterli olmuş.

Müşterinin yanında ağzına geleni söylemişsen hakliyken haksiz duruma dusmussun.

Geçmiş olsun. İyi yapmışsınız, müşterilerin yanında yaptığı doğru değil. Ben olsam öyle bir yerden alışveriş yapmazdım tekrar.

Deneme süreci dışında olsa gitme derdim de git artık kurtul uğraşmaya değmez

Benimde market işinde 2 aylık bir tecrübem oldu. Kovulman iyi olmuş o psikoloji o atmosfer seni aşırı yoracak kendine olan bakışını, özgüvenini ciddi manada yaralayacaktı o yüzden kovulman iyi olmuş. Deneme sürecinde olduğun için yapabilecek hiçbirşeyin yok. beş para etmez insanların sana saygısızlık yapmasındansa böyle olması daha iyi emin ol.

kurumsallığına s.çıyım ben bunların işlerine geldiği konuda kurumsal işlerine gelmediğinde hakaret, mobbing ne ararsan.

geçmiş olsun

Tuketici mahkemesine tutanak tutturaral verebilirsiniz. Cihaza cok dokunmadan parmak izleriyle test ettirebilirsiniz. Ugrasmak isterseniz tabi.

Size gelince. Iyi dersin pahalisi makbuldur. Ucuz mal alacak kadar zengin degilmissiniz ama pahali mali ucuz cozumleyecek kadar zengin oldugunuzu gorebiliyorum.

Benim tavsiyem. Sakin olun. Ugrasmayin. Baska bir yer bulun. Temizce halledilmesini isteyin. Isinde iyi olan insanlar var. Hayatiniza devam edin. Bosverin. Bunu da unutmayin, ne yapmamaniz gerektigine dair size ani olarak kalsin.

Not: cizik meselesini gordum. sinirlendim bende. haklisiniz.

ürünler karışmış olabilir mi

Bana da ürünler karışmış gibi geldi hocam. Farklı şifre koyma olayı çok saçma, bunlar yetkili servis yani böyle bir prosedür yok. Adam kafasına göre şifre koyamaz. Ortada farklı bir şey olmalı.

Cihaz benim cihazım hocam seri numarasından baktım. Belli yani. Ya ben bunlara ne yapayım şimdi?

Thh yurtdışından satın alınmış garantisi olmayan cihazlara yardımcı oluyor mu?

Hayatımda gördüğüm en .. servis
Arkadaşımında iPhone'u boydan boya çizik yollamışlardı.

Apple’ı arayabilirsin. Garantisi olmasa da böyle bir durumla ilgilenirler

Hocam Türkiye'deki servislerin hangi markanın olursa olsun kalitesine asla güven olmaz. en temizi servise verirken servis önünde açacaksınız videoyu sağını solunu altını her yerini videoya çekeceksini servis elemanınıda bi yerde kadraja alacaksınız, yarım dakika yeterli olur bu video için. Bu şekilde ürün teslim edeceksiniz. Şahsen ben asla güvenmem. Bu durumda ne yapılacağını bilemiyorum ama bu tarz olaylara en net çözümdür. Geçmiş olsun.

Deniz kestanesi batsaydı nokta nokta olurdu. Bide anlardın yani. Foto falan yok o yüzden tahminen(büyük ihtimalle) taş çizmiş ayağını.

Kestane batsaydı yanma, kaşınma olurdu. Battığı bölge de siyah siyah küçük noktalar olurdu.

Profil resmine tıklayınca telefon numaranın altında kullanıcı adı var. Kullanıcı adına tıkladıktan sonra kullanıcı adı altında da link var.

t.me/kullanıcıadı şeklinde linki karşı tarafa atacaksınız o kişi linke tıklayınca sizi o linkten telegram hesabına ekleyecek. Aynı şekilde sizde karşı tarafın linkine tıklayıp ekleyebilirsiniz.

hazır soru açılmışken ben de bir şey sormak istiyorum. Telefon numaramı her bilen telegramdan bana erişemesin, sadece kullanıcı adımla erişebilsinler diye bir şey mümkün mü?

Maalesef. Telefon numaranızla giriş yaptığınız için mümkün değil. Ayrıca masaüstü uygulamasından falan telefonla giriş yapılabiliyor. O sebepten numaradan bağımsız kullanmak mümkün değil. Çok gerekliyse kontörlü bi hat alırsınız. Numarayı kimse bilmediği için numarayla erişmeleri mümkün olmaz. Ayrıca kullanıcı adıyla eklediğiniz kişilerden numaranızı gizleyebiliyorsunuz.

Ben de gecen hafta arastirdim, fiyat performans anlaminda bu en iyi urun diye soyleniyordu. Yani neredeyse herkes de aynı fikirdeydi.

Turkiyedeki fiyatinin neredeyse yari fiyatina aliexpresste bulmussunuz.

Bence jbl falan denemektense bu direkt alinir.

Bu fiyata ses kalitesi güzel olabilir fakat noise canceling özelliğinden bişey beklemeyin. Mesela yine anker'in space core nc diye bir modelini dememiştim, ses kalitesi çok iyiydi fakat nc sadece uğultuları kesmeye yarıyordu. İnsan konuşmaları falan olduğu gibi duyuluyordu. İyi bir noice canceling için 1500TL'yi gözden çıkartmak lazım.

Fargo'nun hangi sezonu. ilk sezon bugüne kadar izlediğim en iyi dizilerden olabilir fakat diğerlerinden aynı tadı alamadım.

Patriot
Perpetual Grace, LTD

Fringe onerecegim ben de izlemediysen. 2.paragraftaki kriterlerle uyusuyo 3 asagi 5 yukari. :d

(bkz: şahsiyet)

@philiptraum:

İlk sezonu sevmeyen biri, gelip de Fargo gibi dizi önerisi istemez zaten. :) Ben aşırı uç bulmadım sezonlar arası farkını.

@scudman1:

teşekkürler. inceleyeceğim önerilerini.

@The Student:

Fringe'i bitireli yıllar oldu. eşzamanlı izlemiştim onu. ama bence Fargo'dan çok farklı. ben aynı tadı verdiklerini düşünmüyorum. Fringe ayrıca çok güzeldir tabi, ona laf yok. :)

@cekcekli:

İzledim. Ve benziyorlar cidden kastettiğim anlamda.

Microsoft Surface Pro'lara da bak, yurtdışından getirtebilirsen 1000 dolara bulursun güzel bir konfigürasyon. Türkiye'de aynısını 15 bine anca bulursun ama :D (tablet olanda ayrıca kalem alıp vs kullanabilirsin. Bir de Surface Book mu ne laptop olanı var. O ayrı)

Dell XPS'ler güzel ama onlar da 7000'den çok yukarıdaydı. Asus Zenbook'ların iyi versiyonları var, onlara da bir göz atabilirsin. Tasarımları vs çok güzel. Harici ekran kartı da oluyor.

Monster kullanıyorum. Gayet sade notebook diğer oyun laptop u diğerlerine göre.

Thinkpad'ler sağlam ve performansı yüksek gibi duruyorlar. Araştırmanı öneririm.

ben o kadar araştırdım ama yok.
1000 dolara alınacak bir laptop yok.
normalde fiyatı 4 bin olanlar olmuş 6 bin.
beklemek gerek

Benim en alınabilir gördüğüm şu an için bu: m.n11.com

Daha farklı alternatifler varsa ben de yararlanırım

Samsung m20

anneme m31 aldım severek kullanıyor

Oyun oynuyorlar facebooka giriyorlarsa muhakkak sdcard i olan bir telefon al, s7mi anneme verdim candy crushi ancak bu telefon kaldirdi, facebookta oyle deli yer kapliyor

oppo a5s aldık babama, memnun kullanmaktan.

Rtx 2060 ekran kartının witcher 3 ü kaldırmaması imkansız. Driverlar güncel mi kontrol edin. Gtx 1650 ekran kartında bile ultra ayarlarda 50 60 fpsle oynuyorum. Bi yerde bir sorun var mutlaka. Ayrıca yükleme ekranında çok bekliyorsa ssd veya hdd ile ilgili bir problem var demektir.

ya da 2k ingden 2k tebden cekeyim? en dusuk faizli bu ikisini gosteriyor ama yanlisim varsa duzeltin.

Borcun olması birikmiş paranın gitmesinden daha kötü bence.

kredi kartı alıp taksit yaptırsan ?

Ben olsa 2k kredi çekip üstünü altın bozarak tamamlardım. Kararsız kaldığımda hep böyle yapıyorum içim rahat oluyor. Zaten banka da max 2k veriyormuş.

Hocam elinde çok çok eski bir pc varsa bile hiç alma çünkü bugünkü kur + yüzde bilmem kaç vergi ile alacağın dizüstü afedersin çöptür. "Demanding" olarak katagorilendirilen yeni bir program bile kasabilir ve cs go gibi eski oyunlardan başka oynayamazsın zevkle.

İlla alacaksan masaüstü al aynı fiyata biraz daha güçlü bulabilirsin.

Alım konusundada altının değeri 3 aşağı 5 yukarı her zaman aynı. Zor günlere tutmak bence daha mantıklı. Kredi çekme konusunu hiç bilmiyorum gelir durumunu/işsiz kalma ihtimalini bilmediğim için.

en mantiklisi kredi karti almak da o da hemen cikmiyor iste benim hemen almam lazim indirim bitcek diye korkuyorum, link vereyim bakin www.hepsiburada.com son bir gun diyor kesin yalandir ama neblim.

www.cimri.com

25 hazirandan beri 3999tl'ymiş, tekrar ne zaman düşer bilemem fakat masaüstü almayı da düşünün, inte17'ye katılıyorum.

o parayı er yada geç faiziyle ve avukatlık masraflarıyla tahsil ederler.

ttnet çağrı merkezi ödeyin diyor mu
süperonline beni eski evden, yeni eve taşıyamadı diye.
tahahütüm olan aboneliğimi, ceza bedeli almadan, kendi iptal etti.

ttnet çağrı merkezi "olmayan aboneliğin parası" diye söyleyince hala ısrar ediyorsa
mecbur ödeyeceksin, avukat dava o bu uğraşmaya değmez.

tesekkurler. bikac kisi daha fikir belirtirse sevinirim. ona gore cogunlugun dedigi gibi yapicam. en azindan icim rahat olacak.

Şikayetvar gibi platformlarda git derdini detayli sekilde anlat. Genelde firmalar yardimci oluyorlar.

Sanırım probleminiz iletişim kopukluğundan olmuş.

Anladığım kadarıyla siz iptal etmek için bayiye gittiniz, bayi de bir hata ya da umursamamazlık yaptı ve aboneliğiniz iptal edilmedi.

Siz de aboneliğin iptal edilip edilmediği teyit etmediniz, ve interneti kullanmadınız. Kendinizce haklısınız ama maalesef o borç sizin borcunuz, işlemlerinizi takip etmek ve iptal edildiğini teyit etmeniz gerekirdi.

Örnek verelim;

Bir emlakcı aracılığıyla bir ev kiraladınız, 1 yıl dolmadan hemen önce emlakcıya gidip evi boşalttığınızı, bunu evsahibine bildirmesini söylediniz. Evi de boşaltıp taşındınız, fakat emlakcı salaklık etti ve evsahibine bunu bildirmedi.

Ev sahibi de iki ay geçince sizi arayıp neden 2 aylık kirayı yatırmadığınızı sordu, siz de "ama ben evi boşalttım, iki aydır evde oturmuyorum" dediniz.

Hangi mahkemeye giderseniz gidin, bu borç sizin borcunuzdur. Eğer anladığım gibiyse, yani aboneliğiniz iptal edilmemiş ve devam etmiş. Kullanıp kullanmamış olmanız bir şeyi değiştirmez.

john boor tesekkurler. ama cok sacma degil mi? bayii kendi bayisi emlakci gibi tamamen 3. sahis degil. neden kendi anlastiklari bayiinin hatasinin cezasini ben cekiyorum? yani bu bir dolandiricilik yontemi de olabilirdi. bayilerimiz basvurulari degerlendirmeye almasin milleti sogusleyelim.

Ne yazıkki ödemeniz gerekiyor. Süreci uzatmak hiçbir işe yaramıyor en azından ben de hiçbir işe yaramadı. Turkcell ile benzer bir sorun yaşamıştım, bayinin/şubenin hatası yüzünden 55 lira gereksiz yere ödeme yapmak durumunda kaldım. Bu şekilde bayiden kaynaklanan hatalara bakmıyorlar.

220 lira seni çok sarsmayacaksa öde geç. Cidden kendini yıpratmaya, uğraşmaya değmez. Ben elimde belgeyle zor sildirdim.

kapattırmak için uzun uğraşlar verdiğim, en sonunda borcu ödemeyip kapanmasını sağladığım şirket hattı için kalan 50 lirayı ödemedim ve sonunda türk telekom beni icraya vermişti. 50 lira avukat, icra masraflarıyla 350 olmuştu. söyleyeceklerim bu kadar.

tesekkurler, sizlerden aldığım bildirimden dolayı az önce kapattım. ama hiç memnun değilim bu namussuzların sürekli vatandaşı sömürmesine.

bayiden aldığın iptal tutanağı gibi bir kayıt var mı tarihli. varsa oradan kurtarabilirsin yoksa bir ispatın da olmadığı için zor.

Hafta içi 9, hafta sonu 10-11 gibi falan bence normal saatler.

Daha garanti olsun; hafta içinde 10 hafta sonu 12.

biraz uyanma saatlerine bagli. benim ust komsum gece 2de eve gelip 11 de uyaniyodu (ahsap evde malesef adamin eve her gelis- gidis saatini duyuyodum). o yuzden oglen 12den once ses yapmazdim uyusun diye.
simdiki alt komsum 9da evden cikiyo. o yuzden 9dan sonra rahat rahat rahat supuruyorum filan.

genel olarak hafta ici 10'dan sonra, haftasonu 12den sonra uygun bir saat bence.

haftasonu 12:30 diyorum, hafta içi de 10 bence. adam uyandığı gibi de sizi duymak istemeyebilir.

Elektrik süpürgesi, saç kurutma makinesi gibi ev aletlerinin sesinden gereğinden fazla rahatsız olan biri olarak 13.00 diyorum

hafta içi 9, hafta sonu 11 normal.
eve gündelikçi geldiğinde temizliğe 12'de başlamak falan mümkün değil tabii.
temizlik, tadilat vb. işleri sabah başlar, öğleden sonraya akşamüstüne kadar sürer.
öğlen 12'de işe başlanmaz yani günün yarısı gitmiş oluyor.

sürekli alt komşuya göre yaşamak biraz zor bence.
ben de sabahları erken kalkarım ama bazı günler öğlenleri biraz kestiriyorum.
üst komşum evini kaçta süpüreceğini bana mı sormalı bu durumda?
bunun sonu yok ki.

bir de mesela benim üst kat iş yaptığında da duyuluyor ama uykudan uyandıracak bir gürültü de olmuyor açıkçası.

www.hepsiburada.com

kulaklığın yorumları
forum.donanimhaber.com

Detay ve netlik arıyorsanız bass kulaklıklarına bakmayın. Hocam detay ve netlik seviyorsanız sennheiser'a bakın. Hatta almışken biraz daha fazlasını verin sennheiser cx300s modelini alın. Pişman olmazsın uzun yıllar kullanırsın.

AMD ryzen tavsiye ederim az yakar çok kaçar

Sadece işlemci olarak düşünmemek lazım. nesil farkları var.

İşlemci Ön Bellek:12 MB
İşlemci Teknolojisi:Core i7
İşlemci Hızı:2.6 GHz Turbo Boost
mesela bu özelliklere çıkarsan dell g315 de bulabilirsin. çok teknik detaya girmeden vatandan modeli beğenip internette araştır üst modeli bile daha uyguna bulabilirsin.

işlemci karşılaştırma siteleri mevcut.
www.cpubenchmark.net
www.cpu-monkey.com
gibi
Bu sitelerde model model karşılaştırmadan bir şey söylemek yanlış olur.

Bu pcye bu fiyat çok bence. Monster abra a5 v15.5 modelini aldım. Pc özellikleri şöyle i51 10. Nesil gtx 1650 16 gb ram. 7k ya geldi. Her türlü oyunu çok rahat oynayabiliyorum. Pcnin hızı gerçekten çok iyi. Öyle render falan almayacaksan i7 ye çok gerek yok çünkü i7 li bir pc ile i5 arasında 1000 1500 arası fiyat oynuyor. Şahsen Monster ı öneririm. Her şeyi rahatça yaparsın.

10 yıl kullanmayı dusunuyorsan monster' dan uzak dur. Leğen kıvamındaki kasa plastiği 3-4 yıl anca götürür seni.

güç seçeneklerinde yüksek performansı seçtiğinize eminsiniz değil mi ?, gerçi öyle olmasa %100 olduğunda da performans düşer. Hep mi böyle idi ?, belki şarj aletinde sıkıntı var.

Laptop marka modeli ile googlelayın.

edit: 100% değilken, şarj aletinin sağladığı akım/voltaj hem şarj etmeye hem de donanımın istediği gücü karşılamaya yetmiyor gibi.

Marka model nedir?

güç seçenekleriyle alakalı.
şarj ile oyun oynamayın. prize takılı olsun mutlaka.

aslında mümkünse hep şarjda çalışmak lazım.

Pil seçeneklerini iyice kurcala. Cİhazdan cihaza farkettiği için doğrudan yardımcı olamam ancak çözülebilir bir sorun bu.

marka ve model: Monster Tulpar V14.1
şarjda kullanıyorum genelde ama şu sıralar aile üyelerimden bazıları alıp gidiyor ve geri getirdiklerinde şarjı biraz düşmüş oluyor. takıyorum şarja ve oyun açıyorum fakat dps çok düşük. %100 olunca tekrar iyi performans almaya başlıyorum.
internette birkaç yazı okudum buna dair ve yazılanları yaptım ama pek bir işe yaramadı

%100'ün altına düşünce işlemcinin çalışma kapasitesini düşürmesiyle ilgili bir ayar vardır. Bütün güç, pil, sistem ayarlarını kurcalayın.

Aykut Enişte.

How i met your mother.

Aykut enişte +1 bu sene hayvanlar gibi olumsuz önyargıyla izleyip eğlendiğim nadir filmlerden oldu.

ismi ve afişi dolayısıyla recep ivedik gibi işemeli sıçmalı osurmalı komedi sanıyordum ben onu.

alakası yokmuş.

güzel eğlenceli bir film olabilir eğer izlemediyseniz.

Space Force, Steve Carell dizisi, kahkahalarla güldürmez ama eğlenceli dizi.

Brooklyn nine nine

the good place. güzel kafa boşaltıyor.

Peep show. Hayatımda en çok güldüğüm dizi

sex education.

Akşamdan akşama eve gelebilen yolu trafiği iş yerindeki stresi bitmeyen biri olarak evde olduğum sürece çok mutluydum henüz işe dönmedim yine mutluyum. Ki evden çalıştığımız için iş yükü ve baskı artmasına rağmen, her gün 3 saat fazladan uyku uyuyorum, kemiklerim dinlendi. Trafik yok, sevmediğim iş arkadaşlarımı görmek zorunda değilim.
Gereksiz toplantılar yine var ama çıkışında edilen boş muhabbetlerden kurtuldum. Bu süreçte işe gitmek zorunda kalan herkese de çok üzüldüm ve evde kalan bizlerin sıkılmasını şımarıklık olarak görüyorum. 65 yaş üstünün canı sıkılabilir psikolojisi bozulabilir ama genç kimsenin 3 ay evde kaldı diye canı sıkılmamalı, yapacak bir sürü şey var bana göre.

Halen evden devam edebildiğim, çıktığımda da çok fazla dış dünyayla muhattap olmayıp eve döneceğim bir işim var. -yani dışarda çalışma sürem 2-3 gün-

Aslında evde olmak iyi geldi, durmak, sakinleşmek, iş yapmadığım sürece para kazanmıyorum, freelance olmak bu devirde karantinanın vurduğu bir şey ne yazık ki ama buna rağmen duygularınızı ben de paylaşıyorum. kendimize vakit ayıramadığımız işlerimiz ve bir miktar zorlaşan sosyal&şehir hayatımız sebebiyle farkında olmadan aşırı yoruluyoruz ve geriliyoruz aslında, bunları fark edebilmek de lazım.

Aslında böyle devam edecek olsaydı psikolojimiz ona da uyum sağlardı bir şekilde, ben eylül'e kadar bu şekilde yaşayacağımıza inanmıştım mesela ama şimdi bitti dedikleri için 2 günlük sokağa çıkma yasağına dahi tahammül edemeyecek gibi hissediyoruz. Ben yine evden çıkmıyorum ama sokağa çıkma yasağı vs. de olmasın istiyorum saçma bir şekilde. :)

Bana kısa çalışma ödeneği çıktı, şirket sağolsun çalışma ödeneğinin üstünü tamamlayıp maaşımızı tam verdi yine de küçük kesintiler oldu. Bu süreç gerçekten benim içinde güzeldi diyebilirim. Haftada 1-2 gün dışarı çıkıp alkol alan biri olarak bu süreçte 2 2.5 ay boyunca hiç alkol almadım. Hiç para harcamayıp uzun zamandır istediğim ayarda bir bilgisayar aldım. Bilgisayarı aldıktan sonrada 10 gün oynamayı çok istediğim ve her bilgisayarın kaldırmayacağı bir oyuna kitlendim. Sonra 1 Haziran geldi ve ben işe geldim :(

Olumsuzluklarına rağmen evde kaldığım 2 ayı fırsat olarak görüp elimden geldiğince o şekilde değerlendirmeye çalıştım. Yıllar evvel aldığım ancak dev gibi kalın olduğu için bir türlü başlayamadığım iki kitabı bitirdim. İzlemeyeni dövdükleri iki dizinin tüm sezonlarını izledim. Mutfak ve ev işleriyle biraz daha haşır neşir olup yeteneklerini ve pratikliğimi geliştirdim. Hobi olarak öğrendiğim ensturmana daha çok zaman ayırabildiğim için ciddi katkısı oldu. Kilo alamayan bir insan olarak ben bile kilo alabiliyormuşum onu öğrendim. Sevdiklerimi, sosyalleşmeyi çok özlesem de biraz stresten uzaklaşmak iyi geldi.

Az önce haberlerde gördüm.

Metro ve metrobüslerden çıkanlar, "normalde bu kadar insan olmuyordu, bugün daha da ekstra kalabalik" diye röportaj veriyorlardi.

Minibüslerin bazilari yeni döneme uygun yolcu almislar ama bazi minibusler 30-35 kisi gidiyordu. polis hepsini durdurup uyarip, ceza yaziyordu.


Ben bugun disari ciktim.
Bir AVMye gitmek zorunda kaldim bir sey teslim almak icin mecburi (Akasya AVM)

Yemek mekanlarinin cogunun kapali oldugunu gozlemledim. Bir tek kirpi restoran ve tavuk dunyasi muadili bir restoran vardi, green salads miydi, o acikti. baya doluydular. Sosyal mesafeye uygun masalar koymuslar guya ama yine de yakindi bence masalar birbirlerine.

avm nin genelinde cok hazirlik yapmis gibilerdi.

asansorler ayakla cagrilabiliyor, tuvaletlerde 3 lavabo varsa ortadakiler iptal edilmis.

ayrica iceri tuvaletlere sayiyla insan aliyorlardi.


Daha sonra kadikoy rihtim gittim yazicioglu'na. yuzde 90dan fazla insan maske takiyordu. ama cok kalabalikti yine de.

starbuckslarda sira vardi ama izdiham gibi degildi gozlemledigim kadariyla. yiyecek servisi yoktu, sadece kahve ve muadilleri vardi.

İzmirden bildiriyorum. Maalesef toplu taşıma kullanmak zorundaydım. Özellikle insanların davranışlarına dikkat ettim camdan. Durum pek iç açıcı değil. En uyuz olduğum şey maske takıp burunlarını açık bırakanlar. Yolda yürüyerek sigara içenler, Komple maskesizler çok fazla. Kuralları kimse iplemiyor. Toplu taşıma araçları kalabalık değil fakat dikkatsiz davrandıktan sonra bi önemi kalmıyor. Biz işyeri olarak sıkı önlemler aldık. Ateşölçer, maske, eldiven ve en önemlisi direkt kendimiz ortamı dezenfekte edebilmemiz için ulv cihazı gönderildi. Her gün 1 saat boş bırakılıp dezenfekte edilecek iş yerimiz. Fakat toplum dikkat etmedikçe bizim önlemlerimiz neye yarar bilemiyorum.

Berbat! Hoca bizi laba çağırdı zaten otobüs tıklım tıkıştı okula giderken. Ofise girdik her yani afedersiniz de b.k götürüyo. Tuvaletlerde zaten tuvalet kağıdı yoktu şimdi sabun bile yok. Ne dezenfektanı?!! Ofiste yerlere pas pas atsalar öpüp başıma koycaktım. Üniversite de Tr sıralamasında iyi bi yerde güya. Daha yazarzam küfretcem de başlarım böyle normalleşmeye arkadaş!

Konum: İzmir

Ben zaten full çalışanlardan olduğum için bir şey değişmedi.sadece otobüslerde yoğunluk arttı. Üstüne tek koltukta oturma kuralı olduğu için ayaktakiler birbirine yapışık gidip geldik.

Otobüs saatlerini değiştirip daha sık yapmaları gerekirken aynı mantıkla balık istifi taşımaya devam.

Konum:Bursa

www.youtube.com

çok sevdiğim bir oyunun müziği. ilk aklıma bu geldi

(bkz: skinshape)
(bkz: bonobo)

Peder B. Helland’ın Fliying albümü
open.spotify.com

1- evet ama prime status diye bir şey var paralı ve telefon onayı gibi bir olayı var. yani senin karşına çıkan diğer kullanıcılar da prime status hesaplı olanlar oluyor, prime status'e para verince ve telefon onayı olunca hile filan daha az oluyor haliyle. ücretsiz versiyonunda hile kullanılmayan oda bulmak çok zor. o yüzden millet genelde arkadaş gruplarıyla oynuyor.

2- silahlar aynı ama üzerine sticker filan yapıştırabiliyorsun, sanırım ücretli onlar. müzik de benim anladığım kadarıyla eğer raundda senin sayende oyunu kazandıysa takımın o müzik çalıyıor.

3- alışma sürecinde olabilirsin, silahların spreylerine bakmak gerekiyor, her silahın farklı spreyleri var, hedefe tutup mouse basılı tutuyorsan mesela geçmiş olsun, muhtemelen adamın 1 metre üstüne sağına soluna ateş ediyorsundur.
bazıları cidden iyi oynuyor ama bazıları da dediğim gibi nişan hilesi duvar hilesi vs. kullanıyor.

5- sanmıyorum, zaten sesli chat kısmı tamamen çöplük ruslar rusça konuşuyor türkler türkçe, taktik maktik yapan yok, genelde de küçük çocukların seslerini duyuyorum ben hep. yazılı chat'i y tuşuna basıp açabilirsin.

ben de senin gibi sonradan oynayanlardanım, arada oynuyorum evet bazen zevkli oluyor ama ücretsiz versiyonda çok hile oluyor dediğim gibi kimse de banlamıyor sıkıcı ve vakit kaybı oluyor bir süre sonra.

ama ben de pubg'yi sevmiyorum mesela, yok ineceksin silah toplayacaksın hop biri kafandan vuruyor kurşun atmadan oyun bitiyor. cs go'da hızlı hızlı çatışmaya giriyorsun o tarafı iyi bence.

hile pubg'de daha az ise orda takıl ya da para verip prime hesap al. ben almadım.

1-Prime status bilmemne diye bi mevzu var ona geçiş yapabiliyorsunuz. Ama ne işe yaradığını şuan hatırlamıyorum :D
2-O silahlar oyun içinde satın alabildiğiniz silahlar cd ise oyun içinde çalan müzikler. Parayla başka cd alıp oyun içi müzikleri değiştirebiliyorsunuz hatta mesela raunt içinde min 3 adam vurursanız ya da bombayı patlatırsanız o rauntun en iyisi oluyorsunuz falan o sırada müzik çalıyor.
3- Alışana kadar atılman normal. Adam vuramıyorsanız atıyorlar direk bence çok saçma. Yeni başlayanlar ile oynuyorsanız ak-47 ile tek atması pek mümkün değil.
4- (T) tuşu takım içi sohbet (Y) tuşu tüm oyuncular.

cs go bile eskisi gibi değil artık çok fazla hack kullanan var. ben bıraktım oyunu. arada bir girip silah yarışı oynuyorum. Size tavsiyem hiç bulaşmadan baştan geri dönün :D Oyun saçma bir hal aldı.

tek tek atış yaparım, hiç seri modda mouse basılı tuttuğumu hatırlamam.

prime status mantıklıymış ama o da 21. level istiyor. asla uğraşamam. boşa ödediğimle kalmışım demek ki. neyse bulaşmayayım ben pek o zaman

Ben de uzun sure cs 1.5 ve 1.6 oynadim. Ve half life. Genel anlamda iyiydim ama uzun bosluktan sonra cs go deneyince hic isinamadim. Oyunun gorselleri ve mekanigi ciddi anlamda farkli. Bi sure sabredip oynamak gerekiyor alismak icin. Bi de bana da ölmek daha kolay gibi geldi. 1.6 olsa birisi bana ates etmeye basladiginda bi reaksiyon alip en azinda karsi tarafa zarar verebilirdim. Ölmek bile hs yemedikce 1-2 saniye surerdi yogun ates altinda bile. Cs go’da mermi daha havadayken ölüyorum.

ben ilk çıktığı zamanlarda almıştım sonra oynamayı bıraktım. arkadaşlar zaten sorularına cevap vermişler ben başka konulara değineyim.

genelde 2 3 kişi birden giriyor ve sen tek giriyorsun maça

ortalama 25 killim vardı, yani iyi sayılmam ama kötü de sayılmam. atma sebeplerine değineyim.

oyunda konuşanları dinlersin ama mikrofon kullanmazsın, atarlar.
kötü oynarsın, atarlar
iyi oynarsın sana uyuz olurlar, atarlar.
son elde sırf gıcıklığıan olsun diye atarlar.
atmasalar gelir herkes ateş eder 1 kere sana ölmezsin ama armor falan kalmaz.
mesela rush b derler, sen a da beklersin atarlar.
adamlar yenileceklerini anladıkları an oyundan çıkar giderler, tek başına kalıverirsin.
ben eğlenmek için oynuyorum adamlar resmen rage, böyle bir nefret, kin, ne var olm 25 adam öldürmüşüm bi round da kill almadan ölsem ne olcak, yok ne küfürler, ne gerginlikler.

mesela rütbe kasarsın, 1 ay rekabetçiye girmesen rütben sıfırlanır, 10 gün boyunca günde 1 defa rekabetçi maç oynamanı ister senden, tekrar rütbeni belirlesin diye. zaten oraya düştün mü iyice çöplük, rütbe yükseldi mi mesela bilmem ne elit oldun mu daha az dandik adamlar çıkıyor karşına, çünkü hesapları banlansın istemiyorlar, hile falan açmıyolar. oraya gelebilmek özellikle leş, çamur tabakadan kurtulabilmek için, çok emek harcaman lazım, iyi bir bilgisayarın, internet bağlantının olması lazım. ben uğraşamam arkadaşım, her gün 1 saat girip sağa sola sıka sıka zıplaycam diye sinir stres sahibi olamam.

özetle sierra adam gibi bir firma değil, ne hilesi kaldı, ne macro mouse u, ne özel macro mouse komutları, rezillik rezillik hiç uğraşılmaz.

genelde benim karşılaştığım düzgün oyuncu profili sadece %5
son zamanlar sadece botlarla oynuyordum.


ben hala half life (ilk çıkan), opposing force multiplayer oynuyorum, çok güzel serverler var. hl2 deatmatch multiplayer de oynuyorum ara sıra ama hl ve opposing force, özellikle modlanmış serverlerde çok iyi oluyor bin tane server var.

tahmininden de çok daha fazla insan bu oyunları hala oynuyor.

Özetle rekabetçi modda takıma ayak uydurmanız, telsiz konuşması ile info vermek, yine telsiz konuşması ile verilen infolara göre hareket etmek ve en önemlilerinden biri oyunu kulaklıkla oynamak gerekiyor.

Kulaklığın önemi şöyle. Atıyorum oyunda tek sen kaldın takım arkadaşları öldü. Onlar senin ekranı izlerken düşmanın nereden geldiğini duyarak anlayabiliyorlar. Mesela sen sağdan gelen düşmanı kulaklığın olmadığı için anlamayıp sola dönersen direkt şutlanma sebebi.

Takım bir strateji belirlerse (örneğin Rush B) buna göre hareket etmek gerekiyor. 4 kişi B'ye koşarken sen A'ya koşup ölürsen ikinci roundda atarlar maalesef.

Oyunun temel stratejileri de var. Örneğin takım "Eco" derse o round hiçbir şey almayıp para saklaman gerekiyor. herkes pistol ile giderken sen tutup 3-2 falan hafif makineli alırsan yine atarlar. Çünkü o roundu takım feda edip bir sonraki round rifle alarak oyunu dengeleyecek. Sen bir sonraki roundda tüm takım rifle almıken pistol ile kalırsan o round da gidiyor. sonra bir sonraki round yine Eco falan derken 3-4 round güme gidiyor.

Rekabetçi moda girmeden önce biraz aim çalışmanı öneririm. Steam'de aim map'ler var. Bunları indirip biraz antrenman yaparsan oyun içinde daha iyi olursun. En önemli aim hareketlerinden biri crosshair'i düşmanın kafası hizasında tutman gerekiyor sürekli. Yürürken yere bakarsan düşman geldiğinde crosshair'i düşmana doğrultana kadar adam kafaya atıveriyor mermiyi. Buna ilaveten köşe dönerken vs. nasıl hareket edileceği ile ilgili youtube'da temel aim videoları var. Çok faydasını görürsün.

çok ufak bir hatandan dolayı oylama başlatabilirler,
biri de eğlencesine F1'e basar, oylama tutmasa bile mimlenmiş olursun, ileriki bir hatanda daha çok göze batar.

fight'in döndüğü yerden çok uzakta kaldıysan ve harekete geçmediysen başlatabilirler.

cs tarafta pusmak yerine gereksiz açılıp öldüysen,
t tarafta bomba ile en önde gidip ölüp, bombayı saçma bir yerde düşürdüysen başlatabilirler.

ruslar tamamen eğlenmek için oylama başlatabilir, frindly fire yapabilir, defuse ederken seni öldürebilir, adam bıçaklamak için kazanılmış eli satabilir, 1. olduğun oyunda son el seni atabilir ve daha çok çirkin şeyleri yapabilir.
ben bunu başka bir millette görmedim.

tavsiyem, ne yaptığından emin isen, seni oylayan adamın hatasını gözle ve ilk minik hatasında çok geçmeden sen de oylama başlat.

Rekabetçi de takıma ayak uyduracaksın yoksa ya atılırsın ya küfür yersin. O yüzden Death Maç free. Zaten oyunda eskiden beri çözülemeyen bir hile sorunu var. 5 kişiden 3'ü net hile. Hilesiz oyun için ya Prime Status alacaksın ya da 21 level üstü olacaksın ama o da kesin çözüm değil, gene hile var.

Kısacası oyun çok bozdu öyle kafa yorulacak bir yanı kalmadı. Gir Death Maça 10-15 dk stres at çık.

Dayı güzel anlatmış bu arada hepsine katılıyorum, adamlar oyunu çok fazla takıyor, kafayı bozmuşlar. Ayak uydurmak lazım.

Benim zaten prime imiş maça başlarken "seckin etkin" yazıyor. Dediğiniz gibi kafa yormaya gerek yok eğlence modu devam

Ha ben şunu da belirteyim. Ben CS:GO'yu bırakalı yıllar oldu. Adamı kanser eder.
Çok fazla hile var +1
Hile olmasa da çok fazla smurf hesap var. Yani adam atıyorum Global Elite olmuş. Gidip yeni hesap alıyor. Acemilerin arasında takılıp şov yapıyor. 50 kill alıyor falan. Benim takıma geldi. Herif gerçekten çok farklı oynuyordu. Hiç benim aklıma gelmeyecek şeyler yapıyordu hakkaten çok iyiydi.

Neyse özetle kanser olmak istemiyorsan CS:GO'dan uzak duracaksın. Ben PS4'e geçtim. Battlefield V oynuyorum. Kafam rahat. Ne hile var ne de stres var. 32-32 maç zaten bi öldürdüğün adam oyunda bi daha karşına en fazla 5-6 defa daha geliyor.

Hangi kulaklık marka modelini kullanıyorsunuz ? 3 yıl önce Sennheiser kulaklığın yanında hediye gelmişti bunlar. İşe yarıyor evet ama maksimum kullanacağınız süre 1.5 2 ay belki o kadar bile değildir. Çok çabuk parçalanıp deforme oluyorlar. Aynı problemi tanıdığım 3 4 kişiden daha duydum.

comply candır. çok iyi de izolasyon yapar. ama bunlar ömürlük değil plasikler gibi haberin olsun. ama yine de al. her insanın bir kez comply denemesi lazım. başka bir güzellik. ben çok seviyorum.

dilerseniz buna detaylı olarak da yardımcı olabilirim ancak bence şu adımları izlerseniz zaten kendinize uygun bisikleti bulursunuz;

internetten dahi alsanız, öncesinde mutlaka alacağınız bisikletin üzerine oturun.
sizin yerinizde olsam;

1. bütçeme uyan bisikletleri listelerdim,
2. boyuma uyan modellere göre listeyi daraltırdım,
3. donanımlarını karşılaştırır ve listeyi biraz daha daraltırdım.

+. estetik olarak hoşunuza gitmeyen modelleri de eleyin.

zaten sanırım bu işlemlerden sonra elinizde çok fazla seçenek kalmayacaktır. bütün bisikletleri gidip görün, üzerine oturun, oturduğunuzda sizi rahatsız eden şeyleri değerlendirin. hala kafanızda soru işareti kalırsa onlara da elimden geldiğince cevap veririm.

İstanbulda kurtuluş katlanır bisiklette. Zaten sahilde bisiklet yolunda kullanırsınız çoğunlukla. Oraya gitmesi dönmesi en yoğun trafikte bile rahatça olur katlanır ile. Bin otobüse valiz gibi git.

Marka, model ve ekipman konularında yeterli bilgim yok anca kullanım tecrübelerinden naçizane bazı tavsiyelerim;
- Sağlık, kondisyon ve kullanım kolaylığı için kadro boyu önemli.
- Bisikletlerin çoğu tutuşu kötü lastiklerle geliyor, lastikleri değiştirmekte fayda var.
- İşlevsellik, konfor ve güvenlik için çamurluk, aydınlatma ve arka bagaj gerekli ancak bunlar sonradan da ucuza ve kolayca eklenebilecek şeyler, satın alma aşamasında ilk kriter olmamalı.
- Aynı modelin disk ve v fren versiyonlarında fiyat farkı çok ise v fren tavsiye edilebilir.
- Mağazada inceleyip bilgi aldıktan sonra fiyat farkı çok ise online sipariş mantıklı ancak 50-100 TL fark olacaksa mağaza tavsiyedir.

www.giant-bicycles.com

www.corelli.com.tr
Yakınınızda corelli bayi varsa bayağı indirim yapıyorlar bu makine güzel donanımlı bulabilirseniz tercih edin 3bin tl altına.

www.corelli.com.tr

www.corelli.com.tr

www.sedonabisiklet.com

carrarobisiklet.com

www.salcano.com

www.mossobisiklet.com

www.mossobisiklet.com

Edit: fiyat performans ürünü: www.mossobisiklet.com

Size ornek olarak düz masali v frenli makineler seçtim olabildiğine yol bisikletine yakın oturma pozisyonunda düz gidonlu, lastikleri 32 kalınlık civarında bisikletler.
Ben olsam yol bisikleti tercih ederdim bağlantı noktalari islevsel olan. Neden, hafif ve akıcı. İkinci el triban 500-520 alırdım misal, Shimano sora sistemli, şehir bisikleti ayarında bir sürü bağlantı noktası çanta vs için. Millet hevesle alıp kullanmadan satıyor, bir sürü de aksesuarı da yanında veriyorlar.

Mosso legarda 1721 disk frenli modelini 1 yıl kadar kullandım. Çok memnundum gerçekten hem diğer markalara göre fiyatı daha uygun hemde kaliteli bir bisikletti, çok özlüyorum kendisini. Yani Mosso Legarda serisine bakabilirsin. Onun dışında Carraro Sedona gibi markalarda çok iyi fakat fiyatı biraz fazla Mosso'ya göre

şehir tur bisikletleri ile rahat edersin, 27 inç jantlı, ne dağ bisikleti gibi kalın tekerlekli ne de yarış bisikletleri gibi çok ince tekerlekli.

genel olarak ince teker profiline ve yapısına sahip, aluminyum kadro, güzel de bir marka alırsan, o fiyata alacağın bisiklet seni mutlu edecektir.

Rockstar'ın kendi online sunucularında oynayabiliyorlar orjinal olunca. Onun dışında pek bi değişiklik yok. Ama farklı hesap açıp indirme olayı cidden garipmiş. Ama çoğunlukla normalde para verilerek ulaşılan bir şeye, para vermeden ulaşma çabasıdır.

Ayrıca benimde GTA kaldıracak bilgisayarım yoktu ama son 1 2 yıldır steam, epic games, humble bundle gibi platformlardan kampanya ile ücretsiz verilen oyunları topladım. Hatta indirimlerden çok oynamak istediğim oyunları para verip aldım(Witcher 3) şuan oyun bilgisayarı aldım ve oynayacak çok oyunum var :D Yani tavsiyem ücretsiz olarak edinip bi kenara koymanız. Ayrıca indirmenize gerek yok kütüphanenize koysanız yeter.

edit: Epic Games uygulamasını indirin pcnizde dursun. Epic Games her hafta ücretsiz oyun veriyor. Bazen verdiği oyunlar şaşırtabiliyor. Mesela geçen haftalarda Just Cause 4 ve Metro 2033 Redux gibi oyunları ücretsiz aldım.

@philiptraum teşekkürler! Yalnızca kütüphaneye kaydetmenin yeterli olacağını bilmiyordum, 50 GB kotamın bitmesine pek sıcak bakmıyordum hehe.

GTA 5 ps için 7 sene, pc için de 5 sene öncesine çıkmasına karşın, hala popülaritesi yüksek olan bir oyun. 2019 yılında 595 milyon$ kazandırmış. Hala rockstar'a para bastıran oyunun ücretsiz olarak verilmesi şaşırttı insanları. nice oyunlar ücretsiz oldu da GTA kadar büyük değil hiç biri. ve evet online olarak oynayabiliyorsunuz. esas para kazandıran kısmı online tarafı. ve arkadaşlarınızla saatlerce oynayabilirsiniz.

biraz da psikolojik tabi. insanlar duydukça gaza geliyor.

www.trustedreviews.com

tüm banka kampanyaları; www.hepsiburada.com

Teşekkürler

Valla anlayamadım. Ben gayet sorunsuz kullanıyorum. İki wp uygulamasında da aynı hesap mı açık ?

Evet. İkiz uygulamayı aktif ediyorum, yeni açtığımda da, eski WhatsApp açık oluyor.

@etna 2. de Asıl WhatsApp'tan çıkmayı denediniz mi ?