kosmos. (herhalde en ıyı türk fılmleri lıstemde ilk 5 e girer o kadar severım)

izlediklerim arasından:

1-kosmos
2-beş vakit

kosmos ile korkuyorum anne yarisir.

hepsini izlemedim. şimdilik kosmos.

Şarkı söyleyen kadınlar iyiydi

Beş vakit

son filmi hariç hepsini izledim.

1.Kaç Para Kaç
2.Korkuyorum Anne

1- kac para kac
2- hayat var ve korkuyorum anne arasinda kaldim

direkt kosmos. reha erdem bir yana cidden çok önemli de bir film bence.

2- korkuyorum anne (ekran başında kahkaha attığım nadir filmlerden)
3- kaç para kaç

edit: 3 numarayı hayat var'a da verebiliriz düşününce.

beş vakit'i hiç sevememiştim.

neyse sonuçta açık ara kosmos diyorum.

Hayat Var.
Kosmos.

Ben beş vakit'i seviyorum.

insan nedir ki

Geçmiş olsun bro

cok cok gecmis olsun, cok korktuk valla senden ses cikmayinca.
aramiza hosgeldin tekrardan ama olumden donmus biri olarak nekahat doneminde olman lazim, ne isin var bu saatte ayakta.

not: tunel isik yalanmis yani. belki de cem yilmaz'in dedigi gibi pamuktan dolayidir :)

oha! geçmiş olsun.

hoşgeldin yeniden çocuk!

Çooook geçmiş olsun ve yeniden hoşgeldin!

@halanne uyku tutmuyor. yatmadan önce duyuruya teşekkürlerimi bi ileteyim dedim.

geçmiş olsun... hoş geldin tekrardan.

Ben ilk defa görüyorum, ama hayatınızı kurtarmamış olsam da çok çok geçmiş olsun dememe engel değil bu durum:) Çok çok geçmiş olsun!

geçmiş olsun, perhiz yap. yağlı mağlı yeme. bu arada o ışık olayı hikaye demek ki.

geçmiş olsun brother.

Cok gecmis olsun

vay! kendine dikkat et aslanım. çok geçmiş olsun.

doktorlar ne dedi bu duruma? nasıl bir kalıcı çözüm düşünüyorlar?

@divit çok iyi beslenirim sporumu yaparım hocam sadece genetik faktörünün kurbanı oluyodum az kalsın galiba. babam kalp krizinden ölmüştü 40 yaşında

@zazazaraeta genetik olması o şekilde değil. aileden kalan bi kalp rahatsızlığın olursa olur. yani sen doğuştan kalp bozukluğu ile doğmuşsan o genetiktir ne kadar iyi beslnirsen beslen düzenli olursan uyu sadece riski en düşük seviyeye indirmiş olursun iyileştiremezsin hasta kalbi. ama benimkisi genetikse daha önceki testlerde neden hiçbir şey çıkmadığını bilmiyorum.

duyuruyu bir kez daha sevdim. gecmis olsun haci.

geçmiş olsuunn. ışık olmaması beni rahatlattı kendi adıma.

hakkaten çok geçmiş olsun.

Bir mucize yasamissiniz resmen. Cok gecmis olsun.

@zazazaraeta omuz ve bacak günümdü omuza çok ağır girdim 6 hareket yaptım sırf omuz için. bacakta da tüm ağırlıklarımı arttırmayı denedim. gözüm kararıyodu adeta salondan çıkarken süper setlerim falan vardı çalışmada ara vermeden yaptığım hareketler falan. biraz erken olabilir belki ama spora hep yemekten 1.5 saat sonra başlıyorum bu süreyi de biraz artırmam gerekiyodu galiba.

yanıt verenlerden biriyim o gün...

duyurudaki yazılara yanıt yazarken büyük sorumluluk altına giriyoruz aslında.
neyseki hastaneye başvurmanı sağladık. çok geçmiş olsun.

geçmiş olsun kardeşim. bize bir kez daha sağlığın şakaya gelmediğini gösterdin.. umarım görüp göreceğin bu olur ve bir daha yaşamazsın bu tip bir durum.

Vaybe çok geçmiş olsun

Geçmiş olsun.

geçmiş olsun lakin duyurunun nasıl hayatını kurtardığını anlayamadım. zaten ölmüşsün ve dirilmişsin. yazıları sonradan görmedin mi?

çok çok geçmiş olsun kardeşim :)

kardeş çok geçmiş olsun.

hoş geldiniz!
çok merak etmiştik sizi.
büyük geçmiş olsun.

iki bira ısmarlarsın artık.

Çok geçmiş olsun. Süreç hakkında bir bilgim olmamasına rağmen o iki duyuruyu da heyecan ve tedirginlikle okudum az önce.

Bu arada "ama benimkisi genetikse daha önceki testlerde neden temiz çıktı bilmiyorum" yazmışsın. Benim bildiğim genetik olması sizin üzerinize bir hastalık koymuyor, sadece daha meyilli oluyorsunuz. Riskiniz diğer insanlara göre daha fazla oluyor.

Mesela bizim ailede mide hastalığı var. Ben ömür boyu kahve, kola, sigara içmesem mideme baktıklarında bir şey görecekler mi, hayır. Belki de görecekler, bilmiyorum. Ama midede fizyolojik sıkıntılar oluyor genelde. Kalpte bir sorunun anlaşılması daha zor sanırım.

Çok çok geçmiş olsun. Önceki duyuruları görmemiştim, bunu gördüm çok sevindim. O cevapları yazan herkese, arayıp tarayıp seni bulan @memories'e çok çok selamlar, teşekkürler.

geçmiş olsun.

@comptrol O açılmadığın kıza açılmaya karar verdin mi derken duyurumu referans alarak mı sordun bilmiyorum ama senelerdir friendzone'da olduğum yani daha doğrusu açılmadığım kız, bana açıldı ve çıkmaya başladık bu olaydan hemen sonra. muhtemelen hayatımda yamaç paraşütü yapamıcak olmam dışında hayat güzel şu an için. ama o durum kısmen doğru yani kıçını bilgisayar başından kaldırıp zamanını daha nitelikli harcamaya itiyor insanı bu durum.

(bkz: mies vailla menneisyytta)

(bkz: Eastern Plays)

cast away geliyor aklıma direkt ama izlemişsindir herhalde.

nothing personal

happiness
another year

a serious man, a single man.

Moon.

yeraltı (zeki demirkubuz filmi)

anayurt oteli.

(bkz: Gran Torino)

(bkz: lost in translation)

(bkz: die wand)
(bkz: into the wild)

her

(bkz: Mary and Max)
(bkz: Up in the Air)

İngilizce temeli yetersiz kişiler kısa vadede yeterli sonucu alabilmek için sorular üzerinden gidiyor, kendi seviyelerine göre bi nebze başarılı da oluyorlar. Fakat Yıldız'da hazırlık okuduysanız az çok ingilizce biliyorsunuzdur, çalışıp bunu ilerletebilirsiniz. İngilizce hep lazım olacak sadece sınav da değil. Hem de alabileceğiniz puanın potansiyeli artar. Ardından sorulara bakarak da puanda iyileştirmeler yaparsınız zaten.

Nooka saatler

rotring kalem

adidas ve üç çizgisi

olur mu bilmem ama; christian louboutin

wrigley's sakiz
i00.i.aliimg.com

mustang

cocacola contour sise uzerinde adi yazmas bile goren herkes bilir
ecx.images-amazon.com

zippo

Coca cola sisesi

bertoia sandalye

imac G3

casio saatleri, herkes tanır herhalde www.hizlisaat.com

selpak kağıt mendil. marka adı ürünün kendisi oldu.

converse

chanelin tasarladığı kıtafetler moda akımı

Dyson elektrikli süpürge.. Met'te sergileniyor yani, o kadar..

www.ukitap.com var.

ukitap iyiymiş onu da takip edeyim artık :)

hollanda schengen ister. her schengen vizesi için ücret aynıdır. hollanda sıkıntılı bir ülke olduğu için başka bir ülkeden aldığınız schengen vizesi ile ilk olarak hollanda'ya girmeye çalışırsanız kapıdan geri çevrilme ihtimaliniz çok yüksek.

şengen almak zorundasın, hollanda vizesi ne la?

ptesi başvurdum 179 lira(60 euro) (180 lira kabul etmiyorlar elin mahkum çıkıp para bozdurup geliyorsun)
belgelerim tamdı. çarşamba günü verdiler vizeyi.


VFS globale para vermek istemiyorsan konsolosluğu arayıp görüşme ayarlayabilirsin.

VFS global'a gidin, yardımcı olurlar zaten. Onlar üzerinden alınıyor vize.

ispatlayabileceğiniz yani bordrodakini. Gösterebileceğiniz tapu filan varsa onları da ek olarak koyabilirsiniz.

Bu arada ileride kıdem tazminatı söz konusu olursa epey üzülürsünüz bu asgari ücret işine.

asgari ücret bordrosunu koup çalıştığınız yerden de "avontalaogu şu şu tarihten itibaren şirketimizde çalışmakta olup xxxx tl maaş almaktadır" diye bir yazı da alabilirsin. ben almanya için öyle yaptım, kimse bu ne demedi.

Sorunuzu farklı şekilde sorar mısınız? Ne sorduğunuzu anlamadım.

Dava açılmayacağı beliritiliyor.

3 tane telefon çalındı. Bunların biri şitket ismi, diğer ikisi şahıs ismi olan 3 şüpheli tarafından kullanıldığı tesbit edilmiş. O yazıdan benim çıkardığıma göre, bunlardan biri ikisini çöpte bulduğunu söylemiş ve telefonlar bu kişiden alınıp emanete kaydedilmiş.

Dava açılmaması da, bu kişilere hırsızlık suçlamasıyla dava açılmayacağı, bunların hırsız değil, telefonları çalıntı olduğunu bilmeden edinen kişiler olduğu için dava açmama karar verdikleri. Ben öyle anladım.

Yani bu kişilere dava açılmayacak ve bize telefonlardan (hiç olmazsa) ikisi teslim edilecek. Doğru mu anladım? Sorum buydu.

Kararda diyor ki, şüphelilerin hırsızlığa dair olası kastları olduğu delillerle kanıtlanamıyor. O yüzden dava açılmayacak.

2 telefondan bahsediliyor sadece. Sahiplerine teslim edilir.

3. telefondan hiç bahsedilmemiş, o şirket telefonu olduğu için ayrı bir şikayet alınmış olabilir mi?

Sahipleri derken müştekiye, yani telefonu çalınan bize teslim edilecek değil mi?

Yukarıda bahsedilen 3 şüpheliden birinden bahsedilmiş yazıda sadece. 2 telefon emanete alındı diye.

Şirket ve diğer şahısla ilgili bilgi yok. Şirket başka bir şehirde bu arada. Onla ilgili durum var mı bilmiyorum.

Evet, müşteki sizseniz size teslim edilir.

Eyvallah. Savcılığa gidip talep etmemiz yeterli sanırım?

Evet, emanete almışlardır, talep ettiğinizde verirler. Dilekçe ile talep etmenizi isteyebilirler. Adliyenin Baro Odasında yazabilirsiniz.

Çok teşekkür ederim ilginiz ve verdiğiniz bilgiler için.

bu imgur.com

2 hariç bence hepsi güzel. ama en güzeli turuncu olan sonra 1 ve 3 geliyor.

1 yada 6

1-4.

yaş 20 üstü ise hiçbiri. fazla renkli saatler cafcaflı saatler. o bütçede bu tarza yakın casionun edificeları var, daha oturaklı duruyorlar.

@giderbey

hocam naptın ya 17 yaşındaki çocuğa mı takacan bu saatleri. yaş 25.

mavi olanlar güzel. 3 numara bi adım daha önde sanki.

3

5

edit: doğruyu söylemek gerekirse aslında hiçbirini beğenmedim.

fiyatlara baktım da ucuz da değilmiş. bence biraz daha bakın. daha pahalı da alabilecek gibiyseniz kendi unisex model saatimi tavsiye edebilirim: www.triwaturkey.com

4 güzel değil.
bir ve iki iyi gibi. ama dört değil. beşi de pek beğenmedim.

1-2-4 ama 4 daha iyi

illa ki bunlardan biri olacaksa 6. yoksa @giderbey ile ayni fikirdeyim.

hocam zevk meselesi ama yaş 25'se iş ortamına falan hiç gitmez bence bunlar. günlük hayatta bile sürekli eşofman falan takılmıyorsanız zor yani.

bütçenize göre seiko'ya calvin klein'a yada casio'lara falan yönelin derim.

1

lightshot bunları yapabiliyor.
eklenti dğeil, ufak bir programcık.

lightshot'tan alınan görüntüleri upload ettiğimizde sadece resmin değil, bir sayfanın linkini veriyor. yani linkteki resmi açmaya gerek olmadan hover zoom gibi uzantılarla görme şansını kaybediyoruz. imgur'dan bahsetmemin sebebi buydu.

www.idefix.com

Mahfiegilmez.com

ekonomiturk.blogspot.com.tr

mahfi eğilmez +1

chopin raindrop prelude
www.youtube.com

beethoven pathetique sonata
www.youtube.com

gnossienne 1
www.youtube.com

chopin ballade no. 1

www.youtube.com

www.youtube.com

janacek- idyll for string, adagio

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

Marin marais e bir bakin bakalim.

Bach - Air
www.youtube.com

www.youtube.com

bence normali o. zira bir insan eğer kuran okuyup müslüman kalıyorsa bence sorun ordadır.

mantık açısından sıkıntılı olduğu kesin ama olayın islami bakış açısından emin değilim. çocuklar kuran-ı kerim'e dokunmaktan bile sakındırılarak yetiştiriliyor. kuran kurslarında bile kuran'ın içeriğinin ne derecede çocuklara belletildiği de tartışmalı zaten.

mantıklı,hangi din benim derseniz o sizindir. sıkıntı çıkaran ne olabilir ki?
ateistim

mayeskuel'e katılıyorum.

mantıken inandığın şeyi bi bilmende fayda var tabii..

ama güzel de bir söz vardır, "din kitaplarını okuyup anlayana ateist, okuyup anlamayana dindar denir."..

Kuran okumak İslamın şartı değil ki...
İnandığın şeyin ne olduğunu bilmek istersen okursun, sana kalmış.
Arapça bilmiyorum dersen meali var onu okursun.
Ayrıca Kuran'da ibadetin, İslami kurallara göre yaşamanın şekli açıklanmıyor.
Bunlar için Peygamberin yaşamı, alimlerin, evliyaların yaşamlarını okunuyor.

bir makineyi kullanmaya kılavuzuna bakmadan başlansa ortaya cıkacak problemleri düşününce okunsa cok cok iyi olur.

kuran okumak farz değil zaten. okumasan da olur. ama namaz falan kılman için kurandaki bazı şeyleri okuyabiliyor olman lazım.

kuran-ı kerim ile kitab yani arapça ilk metin ya da mushaf farklıdır.
dolayısıyla olabilir yani.
bildiğini iddia edenlerin çoğunu da görüyoruz.
demek ki pek de temel bir ölçü değil.
"onu ancak arınmış olanlar kavrayabilir."(vakıa/79)

kuranı anadilinde okumadan insan müslümanım dememeli. gerçi okuduktan sonra da müslümanım diyesi kalmıyor.

mayeskuel +1

öncelikle

(bkz: yav he he)

sen sabah akşam dalga geç, iğnele, birisi bir şey dedi mi ooo mağdurum edebiyatı. ki bunu diyen ben, dinle minle zerre alakam yok, hatta tam tersi ama biraz adam akıllı olmak lazım.

sonrasında,

bilmemek sıkıntı olmaz tabi ama eğer bir şeye inanıyorsan, onu derinlemesine araştır ve öğren. türkçe olarak tabi.

kur'an okumayı bilmeyen müslüman değildir diye bir hüküm yok, ama bilmeyenlerin öğrenmesi için epey "teşvik" ve "tavsiye" var.

tabi şöyle bir durum da var, türklerin arapça bilmediğini öğrenen tanzanyalı bir arkadaşım çok şaşırmıştı. nasıl yani, kuran'ı anlamıyor musunuz filan diye:) kuran okumayı geçtim, arapçayı öğrenmek bile mümkünse iyi olur tabi.

mayeskuel+1

imanın şartları belli, kuran okumak değil ama namaz kılmak şart. o yüzden en azından namaz kılmaya yetecek kadar(kısa sureler) bilmek şart. tabiki arapçası.

kuran okumak başlı başına bir ibadet(aslı yada türkçesi), kuran okumadan da müslüman olunur ama taklidi imanı aşıp gerçek iman için okumak, anlamak düşünmek, sindirmek şart.

he müslüman değilim bana ne kadar güvenilir o ayrı mesele :)

bazıları da okuyorum kuranı yaa okumaz olur muyum falan diye çıkışır. sonra bi bakarsın herif o dili bilmediği halde orijinalinden okuyor. (ona nasıl bir okumak deniyorsa artık?)

@cigerdelen

atalarınızın dini ayetlerinin tam da dediğiniz şeyi anlattığını düşünüyorum. Yani müslüman ailede doğan birisinin de müslüman "olması" gerekir.

Mantıksız. Kuranı Arapça okuyup, Arapça bilmediği için hiçbir şey anlamadığı halde "Kuran okudum" diyen insan da mantıksız.

@perferil

aslında tam olarak öyle değil. Ailem müslüman diye bende müslüman olayım demek yanlış. Okuyup araştırıp kararı kendisi vermeli.
(bkz: atalar dini )

Edit: ortada ufak bir yanlış anlaşılma oldu,kusura bakmayın.

Yanlış anlaşıldım. Ben de tam olarak sizin dediğinizi diyorum. Tekrardan bir sorgulama şart diyorum.

Sorgulamanın sonucu tabi dediğiniz gibi belli olmaz. Ben eğer müslümanım diyecekse süreç böyle olmalı diyorum, sorgulasın ama illa yine müslüman olsun demiyorum:)

bir de şu var ki, Ateist veya Hıristiyan vs. bir ailede, çevrede büyüyen birinin müslüman olması ne kadar zorsa, islam'da Allah adil olduğundan, haksızlık olmaması için, benzer bir imana erme sürecini müslüman ailede çevrede doğanın da geçirmesi gerekir. Ki "ey iman edenler (...)iman edin" Nisa-136, bunu anlatıyor heralde.

Ama buna rağmen bu sorgulama, hakiki imanı bulma filan meseleleri kişiyi ilgilendirir. Bu yüzden islam fıkhında zahire göre hüküm verme ve taklidi-tahkiki iman ayrımları var.

Islamin ilk emri "oku!" Iken tabi ki okumamak büyük hata. Hatta Kuran'i "yuzunden" okumak da hata. Sadece meal de yeterli değil. Ayetlerin anlamlarını tam anlayabilmek için hangi ayet ne zaman, hangi olay üzerine vahiy olmuş, bilmek gerek. Dolayısıyla tefsir okumakta fayda var. Okumadan da müslüman olunur elbet ama sadece namazda yatar kalkarsiniz. Muhim olan Allah'ı hakkiyla taniyabilmek. Bu da okumadan mumkun değil.

Kuran'da bütün ibadetler detaylı olarak açıklanmıştır.

Açıklanmamıştır diyenlere asla İNANMA. Açıklanmıştır diyenlere de İNANMA. Açıklanıp açıklanmadığını araştır ve gör. Kendi kararını ver, açıklanmış mı açıklanmamış mı.

sinsasaj gibi arkadaşlar "arapça" bilip kuranı orijinalinden okuyormuş. ne güzel, ne hoş. arapça bilip okuyup anlıyorsan buna kim karışır ki?

- bizim bahsettiğimiz çok net bir şekilde "arapça" bilmeyip ezberden ses cıkararak (örneğin 29382139jsdfm3ı4jebrqy3ebqnwılqwıjqwıej bu tip şeyler söyleyerek) ne söylediğini ne anlam içeridiğini bilmeden aksiyona giren ve üstüne bir de buna okumak diyen adamlardır.

sinsasajın da arapçadan anlamadığı ama okuduğu ortaya çıkmış oldu :(

biraz daha ekle nexus 4 al derim.

iraz daha ekleyin g2 satayım size 1200 tl ye

@odiyus

1200 çok yav. değmem öyle telefonlara ben:)

1100 yapayım o vakit :D

s3mini, general mobile discovery.

@odiyus

800'e fitleşelim madem. hiç gıdım gıdım inmeyelim:)

s3'ün mini olması güzel ama gm daha eyi diyorlar. Doğru mudur?

kayserili misiniz diyesi geliyor insanın :) 1100 e getirem teslim edem elden :)

kayserili değilim de, elimdeki telefonu 5 yıldır filan kullanıyorum. onu da benzinlikten vermişlerdi. yani telefona en son para vereli 10 seneyi buluyor. şimdi de 700 civarı para gelecek piyangodan. telefonum da bozuk. telefon alayım dedim. hayat beni bu hale getirdi kayserililikten değil:)

bakalım 700'den çok gelirse ben size haber edeyim, g2'yi alabilirim. siz ne kadar zamandır kullanıyorsunuz?

kasım 17 de aldım telefonu teknosadan. beyaz 16gb. telefondan kesinlikle hiçbir şikayetim olmadan memnunum gel görelim ki nakit ihtiyacı var biraz o sebepten ötürü satıyorum. ilan koydum bi forma daha bakalım kısmetse olur :)

tamam. ben size mesaj atarım niyetlenirsem. satmamış olursanız konuşuruz.

öğretmenleri ne yapacaklar, bu insanlar okumuşlar öğretmen olmuşlar ne yapsınlar?

soruları kime soracağız?

(bkz: okulsuz toplum)

intenetten ders çalış desen, o çocuk belki o disipline giremez, okul bir nevi disiplin kazandırıyor. hergün saatinde okula gidip derse gireceksin. bir de çocuklar için sosyalleşme iki arkadaş ediniyor.

O çocukları sokakta, evde ne yapacağız? Okullar bir anlamda da çocukları gün içinde başımızdan savma ve kapalı bir yerde tutmak için varlar.

Okul sadece toplama cikarma vs ogrenmek degil. Toplum icinde yasama insan iliskileri su bu bir suru detayi var. Siz bu kadar sig yaklasinca icimden bundan detayli anlatmak gelmedi acikcasi.

iş hayatında bol bol çaktırmadan duyuruya, sözlüğe kaçıyoruz. online eğitim olsa hiç sallamazdım dersi.

Okullar sadece öğretim değil aynı zamanda eğitim kurumlarıdır. Dolayısıyla öğretim kısmını internet üzerinden versek bile eğitim kısmını vermek imkansız. Hele ki bunu aileden beklemek günümüz koşullarında hayal kurmak olur.

kusura bakmayın ama çok saçma. üniversiteleri de kapatalım. nasıl olsa internette dersler var.

eğitim veren diğer kursları da kapatalım internette var.

yabancı dil eğitimini de internetten oh mis.

okul sosyal bir ortamdır çocuklar ot gibi mi büyüsün insan ilişkileri zayıf asosyal sadece bilgiyle dolu mu olsun? tabi ki hayır dediğini düşünüyorum..
her yerde biraz goygoy vardır haliyle sınıftada olacak enerjileri tavan yapmış yumurcaklar arasında ders işlemek zor olabilir evet ama o dadı dediğin insanlar sayesinde gördükleri eğitimler sayesinde çocuklar enerjilerini boşaltmayı disiplin altına almış oluyor ve topluluk,sınıf bilinci sayesinde de dışarda başkalarının haklarına tecavüz etmeden yaşamayı pekiştiriyorlar.
konuşmadan önce düşün,yazmadan önce iki kere düşün bence adamım ihtiyacın var gerçekten ;)

Butun goygoy yapilan yerleri kapattiginizi bir dusunsenize. Butun kamu kuruluslari ozel sektorde sabahtan aksama internette takilan insanlar... ayrica ilk defa ogrenecek bir bilgiyi cocuk bunu bir ogretmenden ogrenmesi var bir de internetten kitaplardan.

Ken robinson

okullar yaratıcılığı öldürüyor
www.ted.com

öğrenme devrimi
www.ted.com

Soruyu guncelledim , tekrar okuyun lutfen.

okullar zaman, insan ömrü öğütüyorlar, dişlileri arasında ama sistem şart, yenisi kurulup yerleşene kadar okul olacak.
o kadar zaman ne olacak, bireye güven olur mu, sistemleştirip, paket yaşamlar kimlere satılıp, sunulacak?
evet eğitimin şekli uzunca bir süreden beri değişiyor, insamlar internet erişimi sayesinde var olan uzaktan eğitimin sınırlarını da aştılar, öğrenme aktiviteleri artık sadece okullara mahsus değil, o duvarlar yıkılalı çok oldu.
okulların rolü çoktan değişmeliydi, sadece sosyalleşme adına kullanılabilirler uzun vadede.

%80'i susturarak %20'ye ders anlatıyomuş. veriyi nerden alıyosun. genellemeyi nası yapıyosun. ulan şu ülkede eğitimi bi öğretmenler bilmiyo. herkes herşeyi biliyo. yargı, emniyet, bankalar, karayolları, dsi vs. neyse hepsi süper bi öğretmenler kötü. ne güzel iş lan. her şeyi yık üstüne. 2000 tl imiş.

düzenlenmiş halini okudum duyurunun. hala aşırı saçma kusura bakmayın.

birincisi umarım troll değilsinizdir. gerçi troll olmanız daha iyi. bu kadar kof düşüncelere sahip değilsindir trollseniz.

ikincisi eğitim sistemini yöneten kişiler öğretmenler değil. eğirim sisteminin kötü olması da öğretmenlerin suçu değil.
Sen çocuğunu liseye gelene kadar evde terbiye edemiyorsan lisede öğretmenler terbiye edemez. 5-6 yaşına kadar çoduğun karakteri oldukça gelişiyor. o yaşa kadar annesi babası evde şımartsın, çocuk evde istediği gibi terör estirsin anne baba ses çıkarmasın ama okula verince öğretmen mükemmel bir insana dönüştürsün. oldu başka arzunuz?

okulda verilen eğitim terbiye değildir. terbiyeyi çocuk annesinden babasından alır. okulda verilen eğitim çocuğun aileden aldığı eğitimin sonrasını kapsar. sen aileden teneke devralırsan bir eğitim vadedemezsin. aileden elmas alırsan işlersin.

"Sunni islama inanan insanlar disindaki insanlarin da bu ulkede yasama hakki oldugunu mu? turk iolmayanlarin da en az turk kadar ustun oldugunu mu?" aha bir kavram karmaşası daha. öğretmenler eğitim bakanlığının belirlediği konuları işlerler. öğretmenler kendi kafalarına göre ders tasarlayıp uygulamazlar.

"İnternetten ne ogrenecek yahu diyenler, bu saydigim beyin yikama girisimlerinden arinabildiyse,bu "yha internet rksisozluk, eksiduyurudur" diye kucumsediginz internet sayesinde olmustur," kimse interneti kısıtlamadı yasaklamadı neden öğrenmiyor peki çocuklar şu anda? ellerini mi kırdık çocukların? çocuklar boş vakitlerinde porno sitelere girmekten eğitimle ilgili bir şey yapmaya vakit bulamıyor ki? eğer internetten bir şey öğrenmek istiyorsa çocuk şimdi de öğrenir eğer okuldan bir bok öğrenemiyorsa. ama çoğu çocuğun böyle bir niyeti yok.

"Okuldan sonra evlerde , parklarda, avmlerde bulusuyorlar olmasinlar sakin?" ee internetten eğitim alsalar ne yapacaklar?

"Sanki hepiniz son sene gittiginiz dershane ile universite kazanmamis gibi bana okullarin ise yarar kurumlar oldugunu iddia etmeyin,"

çünkü biz girdiğimizde lise'den sonrası sınavda sorulmuyordu. şimdi de sınavlara hazırlayan bir ton internet sitesi var. herkes hala dersanelere yolluyor çocuklarını. yine bir engel yok. isteyen dersane yerine internetten eğitim almasını sağlayabilir çocuklarının. okulu kapatmana gerek yok.

ben bir üniversite mezununun bu kadar kof düşüncelere sahip olabileceğini düşünmüyorum. muhtemelen trollsünüzdür. ya da 13 yaşında bir atarlı ergen.

yaptığın ekleme üzerine;
(uzatmış ve dağınık yazmış olabilirim)

sistemde ve işleyişte sıkıntı olduğunu hepimiz biliyoruz ama bu dükkana kepenk indirmek için yeterli bir sebep değil. bu aynı türkiye'de yaşanmaz artık diyerek insanların yurtdışına gitmesiyle aynı mantık. birşey çalışmıyorsa düzeltmeye çalışmak yerine çek git. bu iş o kadar basit değil.

herkesin eğitmen olmak için yatkınlığı yoktur aynı diğer meslek gruplarındaki gibi. ama yatkınlığımız olan meslek yerine rahat para getiren mesleği seçmek artık normal olan olmuş. çalışma saatlerinden dolayı yazın evde olmalarından dolayı öğretmenlik kadın için ideal meslek diyen bir kafa yapısı var.
düzgün işini iyi yapan eğitmen ile bak gör o çocukların vakti nasıl verimli bir hal alıyor.

bence okulun gerekli gereksizliğinden çok niye öğretmenlerin sizin bahsettiğiniz şekilde oldukları tartışılmalı.

eğitim konusuna ise gelirsek. okul denilen kurum bu konuda fazlasıyla önem taşıyor, evet insan internetten herşeyi öğrenebiliyor günümüzde. ama insan ilişkilerinde ne kadar gerilediğimizin farkındasınızdır. dinleme konusunda çok büyük bir gerileme var bu da insanların kendilerini dinletememeleriyle alakalı. küçük yaşta bir çocuğun evde internet üzerinden öğrenim gördüğünü var sayalım, bu çocuğun hayatındakiler aile büyükleri varsa kardeşi, kuzen komşu yaşıtları. o kadar. bu çocuk farklı kesimlerden tanımadığı insanlarla iletişim kurmayı internet üzerinden mi öğrenecek? aile büyüğü olmayan tanımadığı büyükleri ile nasıl konuşması gerektiğini, kanından canından olmayan çok fazla tanımadığı bir yaşıtı ile nasıl diyalog kurup birşeyler paylaşıcağını ortak bir şeyler üretmeyi nasıl öğrenecek? ekranın karşısında klavye başında oturmanın insana neler yaptırabileceğini görüyoruz. kendine sanal bir karakter yaratmak çok kolay, daha insanlar toplum içinde oldukları gibi davranmak yerine maskelere vs bürünüyorsa çocuk yaştan bu maskeleri takmaya çok daha fazla elverişli bir ortama girmek ne kadar mantıklı? yazılı iletişim ile sözlü birebir iletişim aynısı değil. toplum karşısında bir şeyler anlatmayı kendisini dinletmeyi internet üzerinden nasıl öğrenecek? video konferansla mı? elinize hiç mikrofon aldınız mı? sahnenin ortasında tek başına durup mikrofonsuz konuşmak ile mikrofonla konuşmak arasında bile fark vardır. sahnede mikrofonsuz kendi normal sesinizi duyarsınız, ama elinize mikrofonu aldığınızda sesiniz tüm salonda yankılanır. bunu internet üzerinden nasıl tecrübe edecek çocuk?
ki daha atladığım sürüyle şey var.

maalesef evet her okulun eşit imkanları yok, imkanları eşitlemek için çaba sarfetmek çok daha yapıcı, çocuğu sokağa salmaktansa. birçok anne baba evladının okulda ne yaptığından habersiz, okul olmasa o çocukla eğitimiyle kim ilgilenecek. nasıl tüm öğretmenler 4 4lük değilse tüm anne babalar da 4 4lük değil.
eğitim sisteminin insanları kalıplara sokmaya çalıştığını tektipleştirdiğini biliyoruz. ama bunun dışına çıkabilmiş okullarda manzara farklı. dayatma yerine nasıl düşünmesi gerektiği öğretiliyor.
internetten çok şey öğrendim ama okuduğum okullardan ve öğretmenlerimden de bir o kadar şey öğrendim. evet ben şanslıyım inkar etmiyorum. önümdeki fırsatları değerlendirmeme, çalışmama beni teşfik eden bir ailem var.
vazgeçmek yerine savaşmak lazım, okullar olmuyor ya deyip internetten öğrensinler demek yerine okulu öğrenci için nasıl verimli hale getirebiliriz deme lazım. eğer sistemin çatlaklarından bri eğitmenlerse o zaman öncelikle onların aldığı eğitim nasıl daha iyi bir hale getirilebilir diye oturup düşünmek lazım. benim anlamadığım yeri sorduğumda arkadaşına sor o anladı diye cevap veren öğretmenim de oldu, fikir alışverişi yapabildiğim, danışabildiğim öğrenim dışında da eğitimim ile igilenen öğretmenlerim de oldu (bu kategoridekiler daha fazla). kestirip atmamak lazım.

ekleme olarak üniversiteye girmemde dershane parmağı olmayıp doğrudan okuduğum lisenin ve kendi gayretimin parmağı vardır. düzgün işleyen bir okulun faydası tartışılamaz bile. 10 kere tekrarladım belki ama kepenk kapatmak yerine imkan sağlamaya kafa patlatmalı.

Yerden göğe kadar haklısınız ancak yaşamın sizden istediği bazı şeyleri okul size veriyor. Sistem sizden etiket istiyor. Okul denen çifliklerde sizi acı bir şekilde, tıpkı Amerikan filmlerindeki hayvanların dağlanması gibi, damgalıyor. Öğretmen damgasını yiyen öküzler de öğretmenlik yapıyor. ( istisnaları tenzi ediyorum ) tıpkı diğer tüm işlerdeki dangozkar gibi. Sistemin itelenesi bu durum. Yapacak tek şey zevk almaya bakmak.

şehir gözetmeksizin kitap okuyabilirsin. hatta arkaplanda klasik müzik de dinlersen 2si 1arada.

sinema bloglarını okuyabilir, yeni bir dil öğrenmeye başlayabilir ya da var olan yabancı dilini geliştirmek adına birşeyler yapabilirsin

www.kitapyurdu.com :)

3 haftada bir 20 lira.

2-3 haftada bir,

40 lira

edit: 3'e vurdurmuyorum artık. 3 numara kestiğim zamanda kendim makinayla kesiyordum

saygılar

edit 2: para benim saç benim, en azından sik gibi bi kafayla dolaşmıyorum hahaha :D

olması gerekn 20 günde bir ama ben 30-40 günde bir oluyorum.
13 tl saç + 7 tl sakal = 20ye parlıyorum.

ayda bir, 25

3 ayı buluyor. bazı bazı 6 ayı geçiyor.

15 tl.

yaptığım tasarruf ile yat almayı düşünüyorum:p

6 ay, 15 lira.

15 gunde bir 30 tel sac bır de her hafta 5 lıra sakal aylık 50 tl

sektirmeden 3 haftada bir 15 lira

3 haftada 1 10 tl

ayda bir 20.

2-3 haftada bir 20 lira.

7 yıldır hiç gitmedim, paha biçilmez, biçilemez.

8-9 aydır olmadım. bundan sonra da uzunca bir süre olmayı düşünmüyorum. o yüzden eğer olursam acımam 200 liraya kadar veririm.

5 hafta/50 lira

Yaklaşık olarak 1,5 ayda 1 traş oluyorum diyebilirim. Ankara'da 12 TL, İstanbul'da 20 TL.

45 gün 13 tl

ayda 1-10 tl

traşa 40 lira veren enayilerde varmış ahahhah.

ben kendim keserim saçımı,makaslan.

öğrencilik zamanımda 2-3 ayda bir,şimdi ayda 1
10 Lira

ayda bir/ kendim kesiyorum.

yıllardır saçımı adam gibi kesecek adam bulamadım. en sonunda aldım makinayı elime, kendi kafama göre istediğim gibi kesiyorum. gören de bu ne lan demiyor. hatta kuaförümü soranlar bile var.

20 ila 100 tl arasında değişen rakamlarda bir çok berber / kuaför denedim. hiç birinden ilk kesiminden sonra memnun kalmadım. Saçlarda hızlı uzuyor. bir kestiğini ikinciye aynı keseni görmedim. hele bazıları kesiyor. çok güzel ilk duşu alıyorsun saçları bir daha eski haline getiremiyorsun. ifrit oluyordum... beceriksizliğe para ödemek çok irrite ediyor beni.

ez cümle, hele ki kısa kullanıyorsan, hiç uğraşma güzel bir makina ile çöz işi. hem gereksiz geyiklerden, hem gereksiz zaman harcamadan, hem de para verip memnuniyetsiz kalkmaktan kurtuluyorsun.

3 haftada bir 10 tl

en sık 2 ayda bir, en nadir senede 1

15 tl.

9 ayda bir 3 numara

40 lira verdiğimden 1-1.5 ayda birkıla 40 lira vermek koyuyor lan

40 lira ne lan? Böyle enayileri görünce insanın berber olası geliyor harbiden.

15 günde bir. tanıdık arkadaş oldugu üçün belirrli bi para yok, bazen iki tıraş üst üste hic vermem üçüncüde 20 lira atarım.

2 haftada bir. 10 kağıt.

2 haftada bir giden arkadaslar, verdiginiz parayi geçtim, ihiyaciniz var mi?
onu da gectim zamaniniz var mi? coh ilginc

ulan ben 40 lira veriyorum millete neden bu kadar koydu? arkadaşlar anlamıyorsunuz sanırım ama para benim saç benim, kan benim damar benim. istersem 400 lira veririm size noluyor?

ve evet ihtiyacım var. 2 haftayı geçince saç çirkinleşiyor o yüzden 2 haftada bir kestiriyorum. vay anasını sayın seyirciler ya kaynanadan beter çıktı bazı yazarlar :)

2 haftada yarım santim bile uzamaz. berber o duyarlılıkta kesebiliyor mu bari?

saçlarım çok hızlı uzuyor ve berber gayette güzel kesiyor :) ayrıca kestirdiğim saç çok basit olmasına rağmen kafa yapımdan dolayı 3. haftayı geçince boka sarıyor(yanlar kısa üst önler uzun). yanlar uzuyor hemen sonra bonusa dönüyor bu yüzden de 2-3 haftada bir aynı moda giriyorum

@cey

bu arkadaşın hayalinde yarattığı karakter ciddiye almayınız.

uluslarası inşaat firmalarına girebilirsin.benim çalıştığım şirketin avukatları her sözleşme ya da dava olaylarında dünyayı gezdiler diyebilirim.

George Clooney'nin bir filmi vardı. Bünyesinde çalıştığı holdingin farklı ülkelerdeki lokasyonlarında işten çıkarma yapan bir insan kaynakları departmanı yöneticisini oynuyordu yanılmıyorsam. O kadar çok geziyordu ki, bilmem kaç mil puanına ulaşabildiği için bir uçak seyahatinde şampanya falan patlatıyorlardı. Buradan yola çıkarak, çok uluslu bir şirkette, nokta atışı kısa zamanlı görevler için üst düzey yönetici olman lazım diye sallayayım.

o senin istedigini herkes istiyor. deliler gibi hem de.

ben yurt dışı satış mühendisiyim. şu ana kadar 97 farklı ülkeye gittim. ama hiç öyle "bir hafta new yowk, bir hafta londra gezmek" gibi olmuyor o iş. şöyle oluyor: gideceğin ülke ve şehri sen belirlemiyorsun. iş için gittiğin için de turistik gezi yapar gibi gezme fırsatı bulamıyorsun. işini yapıp dönüyorsun çünkü başka bir iş seni bekliyor. ayrıca öyle 1 hafta geçirmek yok, tatile mi gidiyorsun? iş bu arkadaşım, iş. bir süre kariyer için gezmek hoşuna gitse de, sonradan bu işten kaçmanın yollarını arıyorsun.

kısaca kafanda kurduğun gibi bir dünya yok.

SAP veya benzeri yazılımların danışmanlıklarını yapan firmalarda danışman olarak çalışarak biraz mümkün, fakat hukuku bırakmanız gerekebilir:)) Gittiğiniz yeri gezme tanıma fırsatı bulursunuz fakat londra beklerken bükreş, tahran filan da çıkabilir, ki türkiye merkezli firmadaysanız londra, new york olmaz..

dışişlerine girer ve yükselirseniz olur. adamlar bir hafta ankarada bir hafta cenevrede bir hafta londrada. tabi işin sıkıntısı şu tüm hayat böyle 35ten sonra gez babam gez. ağzın yamulur sövmekten demedi deme.

dışişlerine girer ve yükselirseniz olur. adamlar bir hafta ankarada bir hafta cenevrede bir hafta londrada. tabi işin sıkıntısı şu tüm hayat böyle 35ten sonra gez babam gez. ağzın yamulur sövmekten demedi deme.

okul bittikten sonra 1-2 sene bir cruise gemisinde çalışabilirsin. hem ingilizce öğrenirsin hem gezersin.

ya of işte skindirik bir hukuk firmasında dirsek çürüteceksin ve orada olduğuna da şükredeceksin her gün hatta çok mutlu olacaksın o işte çalıştığın için hava atacaksın neyin hayali bu...

sadece ders kitapları yeterli olur istisnai bir durum yoksa.

vizeler genelde ünitelerin yarısından olur. tek sayılı ünite varsa yarının bir üstündeki tam sayı. mesela: 8 üniteli kitapta 4, 7 ünitelide yine 4 konudan sorumlu olursunuz genelde.

diğerlerini görmedim ama trilye gayet güzel ve görülesi.

hepsini gördüm. bizans tarihine özel bir ilginiz yoksa, yerel tatlara acayip yatkınlığınız yoksa trilye derim. ama trilye özellikle sabah 5-6 gibi harikulade olur onu da diyeyim.

Doga seviyorsan Iznik, gol kenari sahane

hepsi birbirinden güzel.

Kararsızlığımı daha da arttırdınız sağolun:) malesef birisine gidebiliyorum ve o da yarın öğleden sonra.

ben de cumalıkızık diyim tam olsun.
diğerlerini görmedim ama orayı mutlaka görmelisin.

fotoğraf çekmeyi seviyorsan gölyazı
gözleme kahvaltı vs. için cumalıkızık
Tirilye yazlık mekandır kışın gitme
İznikte bol bol çini görebilirsin ve taihi yerler mevcut

Bana sorarsan hepsini boşver uludağ yolunda güzel bir etmangal yap,sonra dönerken manzaralı biryerde çayını iç :)

ben de şöyle diyeyim eğer araç yoksa biri hanya'da biri konya'da bu yerlerin. eğer gerçekten görmek istediğiniz bi yer varsa ona göre program yapın. oraya gidin. yeme-içme her yerde güzel şeyler bulursunuz.

ne aradığınıza göre değişir, mümkünse cumalı kızık ve gölyazıyı aynı güne sığdırmaya çalışırdım ben olsam..

600 civarı.

o gün açılmaz..

(bkz: orientalism)

(bkz: endoktrinasyon ve türkiye'de toplum mühendisliği)

(bkz: duyulmayan anlam çığlığı)

(bkz: tarih-lenk)

(bkz: isyan ahlakı)

(bkz: blink)

(bkz: cehenneme övgü)

suç ve ceza

yüzyıllık yalnızlık

how to be a woman

goriot baba
kürk mantolu maddonna
suç ve ceza
iki şehrin hikayesi.

kral katili güncesi

ben fantastik öğeler tavsiye ediyorum, valla karakterimi değiştirdi şimdi gökten inşaat malzemesi yerine melek düşmesini, karanlık sokaktan tinerci yerine zombi çıkmasını bekliyorum

cehenneme övgü hayatımı değiştiren kitaptır.

seza sinanlar- atmeydanı.
sevmezdim sultanahmet vs tarafını...bizanstan osmanlıya o bölgenin tarihini anlatıyor az-biraz.
stefan zweig biyografileri ve günlükler, dünün dünyası, satranç adlı kitapları.

portakal kız
ingiliz hasta
dr. jivago
rüzgar gibi geçti
franny ve zooey
kürk mantolu madonna
kırmızı pazartesi
huzur
bülbülü öldürmek
katalin sokağı
iza'nın şarkısı
kapı
imkansızın şarkısı

su seviyesi düşer. su/atılan buz oranına göre 10-15 cm arası bir şey olur. çünkü buzun yoğunluğu sudan küçüktür. suyu diğer sıvılardan ayıran özelliklerden birisi donduğunda hacminin büyümesidir.

"lise fiziği" bilgisiyla tartışıyorsanız cevap aynı kalır. çünkü aradaki sıkışabilirlik/hacimsel değişim küçük olduğu için ihmal edilir lisede. ama gerçekte yada üniversite seviyesinde ihmal edilmez.

Örnekle açıklayayım.. Dışarıda bir şey içmek istersin, bardağın içinde buz da olur.. Buz erirse içecek bardaktan taşacakmış gibi gelir.. Buz erir ama taşma olmaz..
Bu kadar salakça açıklanabilirdi herhalde ama ben bu olayı bu yöntemle test edip anlamıştım..

karikaturmerkezi.com

şimdi su donunca hacimi artar
9 kilo 9 lt su yoğunluğu 1 olan su
9 kilo 10 lt yoğunluğu 0.9 olan buza dönüşür
ha şimdi buzun 9/10 u batar

dereceli kapta su buz karışımı 25 gösterdiğinde kapta buzun 9 ltlik kısmı suda 1 ltlik kısmı suyun yüzeyinde kalmış olur. Buz eridiğinde gene 9 lt suya dönüşeceğinden su seviyesi değişmez.

biz lisede ihmal etmiyorduk vallahi. 4 dereceden asagi da gidilse yukari da gidilse artar diye biliyorum su hacmi. oyle ogrenmistik.

su sekilde de dusunebilirsiniz pet siseyi agzina kadar su doldurup buzluga attiginizda nolur? patlar degil mi? e tam tersinde de yani buz erirken hacim kaybeder.

bunlar lise bilgim. yanlis olabilir o yuzden

edit: olum amma unutmusum ha. basond un dedigini unuttuk. buzun battigini yani. dogru seviye degismez.

bu arada "su seviyesi 15 cm oldu. ben degismez diyorum arkadas 15 cm 14 cm olur falan diyor." degismez demek 15 cm kalir demek iste

olm biz lisede termodimamiğe bile girdiydik ne ihmali.

buz eriyince su ısındığından dolayı suyun seviyesi düşer. salak salak espriler yapar. buzları eritmek deyimi buradan gelir. biz etimolojiye de girmiştik lisede:)

bu arada ingilizce'den epey uzak kaldım neredeyse sıfır sayılır şu anda sadece çok basit cümleleri falan anlayabiliyorum onlarında anlamlarını kelimelerden çıkartıyorum.

ben de aynı durumdayım, buradan bu konuda çok yardımcı olan biri var. önce zamanları öğren az çok, sonra ilgini çeken bir konu ile ilgili ingilizce yazılar oku internette. ben kozmetik blogları okuyacağım mesela.

www.eksiduyuru.com

türkçe gramer kitabından çalışmayın. hatta seviyeniz azcık ilerledikten sonra türkçe sözlük bile az kullanın. bu en önemli tavsiyelerimden biri.

grammar in use var gramer için. ben gramer çalımayı hiç sevmeyen biriyim. bunun tarzı gramer çalımayı pek sevmeyenler için uygun. 1 sayfada bir konu. yan sayfası alıştırmalar. ve grameri çok katı şekilde anlatmıyor. çeşitli seviyelerde var bu kitap. en basit seviyesine çalışabilirsiniz.

diğer önemli tavsiyem ise stage kitapları. stage 1 bir kitapla başlayıp seviyeniz arttıkça artırırsınız. zaten stage 1'i kesin çok rahat anlayacaksınızdır. bunu çoğu kişi ihmal eder ama her seviyeden 'er kitap okusanız bile seviyeniz çok kısa sürede epey artar; dile aşinalık kesbedersiniz.

daha da ilerleyince gazete filan takip etmeye başlayabilirsiniz. internette ilgilendiğiniz konularla ilgili ingilizce siteleri vs kullanabilirsiniz.

ingilizce alt yazılı film ise bence bu seviyeye gelince yapılacak bir şey. yoksa çok zorlanırsınız gibi geliyor.

ayrıca bir thesarus sözlük edinin. faydası saymakla bitmez.

son olarak bir de şu linkteki kaynakları inceleyin: forum.donanimhaber.com

önerileriniz için teşekkür ederim ama ingilizce gramer kitaplarını anlayabilir miyim ki kendi başıma? sonuçta pek bilmiyorum ingilizceyi.

bir yandan öğrendiklerinizi pekiştirmeniz açısından pratik yapmak çok önemli.

www.studentsoftheworld.info buradan mail arkadaşları da bulabilirsiniz. çok etkisi oluyor. hatalarınızı düzeltiyorlar falan rica ederseniz.

Pahalı değil. Daha geçen hafta 80x50 mi neydi; tanıdığa 55 liraya çerçevelettim. Çerçeve biraz kaliteli bir şey olabilir belki, ama çok da kaliteli değildir herhalde.

pahalı değil bence de.

bursa - uludağ gazoz (gerçi yerellikten çıktı artık)

Elimde 3 çeşit Uludağ var. Sade/Sade light/Portakal. Hepsi dönüşümsüz şişede. Tabi depozitolu şişelerde satışı hala yapılıyor mu bilmiyorum. Yapılıyor mu?

İstanbul'a gel ve avam kahvesi'ne git :) www.cukurcumatimes.com

niğde gazozu var burda en sık gördüğüm?

İstanbul'a gittiğimde ilk işim avam kahvesi'ne gitmek olacak zaten. Belki de sırf oraya gitmek için bile İstanbul'a gideceğim. Aklimda hep o:)

Niğde gazozu da Ankara'da belki de en çok satılan gazoz. Teşekkür ederim.

kayısı gazozu-malatya
zaman gazozu-adana

Bursa ve Yenikapı'daki ido iskelelerinde, Atatürk ve Esenboğa havaalanlarındaki "tadında anadolu" mağazalarında bulabilirsiniz..

Ben de kayısı gazozu için Ankara'daki Malatya günlerini bekliyordum. Belki bir umut getirirler diye. Esenboğada satıldığını öğrenmem güzel oldu. Hafta sonu bir gideyim :)

Bu arada elimde Adana'dan alınmış Bade ve Elvan Eralpbey gazozları var. Zaman gazoundan haberim yoktu. Teşekkür ederim.

bir de uludağ'ın "efsane gazoz"u var.. tadı farklı mı bilmiyorum da, onun müdavimleri de ayrıdır..

denizli - zafer gazoz

denizli de bir de "yeni zafer" var. İki kardeş anlaşamayınca zaferler ikiye bölünmüş.

"Yeni zafer"in depozitolu, "Zafer"in de iki tane yeşil donusumsuz sise gazozlari bende mevcut.

önüne yazılır..

bir dilek cümlesi de olsa güzel olur, veya alıntı veya kitapla ilgili bir cümle.

örnek:

Huzur'un kaybettiğin şarkıyı anımsatması dileğiyle..
Mustafa Kandıralı
İMZA

bana bir arkadaşım kitap hediye etti.. daha doğrusu bizim durum biraz karışık o kitabı önce ben almak istemiştim parayı çantamdan çıkartana kadar o kaptı vs. yari antika bir şiir kitabıymış.. her neyse, bu benim bozulmama dayanamadı kitabı bana hediye etti kitabın ilk sayfasına "sevgili dostum, umarım dostluğumuzda bu kitap gibi eskidikçe değerlenir" diyerek adını yazmış..
fakat bu duruma kızdım ben, ciltli güzelim kitabın bütün o havası yok olmuş mavi tükenmez kalemle yazılan bu nottan dolayı..

bir de kitaba imza atılacaksa baş sayfasına yazar imza atmalı (bana göre).. geçenlerde bir arkadaşıma hediye kitap aldım yollamadan önce yazara imzalattım.. eğer ben bir şeyler yazacak olsaydım en sonuna verdiğiniz örnek gibi kısa bir şey yazıp yollardım..

O kadar abartılı şeyler yazmaya gerek yok bence hadi kendi yazdığınız bir kitap olsa tamam ama diğer türlü hoş olmuyor..

bence ufak bir post-it'e notunuzu yazın ve kapağa ya da ilk sayfaya iliştirin.

benim gitme-bekleme-dönme toplamda 2 saatten biraz fazla sürmüştü.

sınav 30-45 dk sürüyor, eğer sıran belli ise kaçta başlayacağını öğrenip o saatte gidersin de öğle arası çay molası falan derken yine bir iki saat bekliyorsun..

en son kişi isem sınavda,en geç kaçta girerim?

4-5 gibi heralde, daha erken de olabilir duruma göre

mazlum beyhan
nihal yalaza taluy
ergin altay

hepsi birer tane çevirmiş ve iş bankası yayınlarından. özellikle mazlum beyhan hakkında güzel şeyler duydum. iş bankası yayınlarından al rus klasiklerini.

karamazov kardeşleri iş bankası yayınları nihal yalaza taluy çevirisini okudum güzeldi tavsiye ederim

ergin altay'ı daha çok sevsem de nihal yalaza taluy da iyidr.

eksisozluk.com

bu entry yardımcı olabilir biraz..
nihal yalaza taluy çevirisini tavsiye ederim. ama hepsi iyi çevirmenler..

suç ve ceza çok çok iyi onunla başla.. bu arada rus edebiyatıysa ilgilendiğin, ben şu anda oblomov okuyorum kesinlikle mükemmel ve tavsiye ederim okumanı. onun da hasan ali yücel yayınları çok iyi.

tıraş bıçağı kullanırsan daha iyi, tahriş etmez. tabi ki güzel bir tıraş jeli de alman gerekir. tavsiyem ise şu olur, gillette fusion proglide. ben kullanıyorum oldukça memnunum.

tıraş bıçağı biraz kaliteli bir şey ise tahriş etmiyor, güzel oluyor. makine çok çok kaliteli değilse tahriş ediyor.

bence degil. konustugum bir cinli sunu soylemisti ki arabayla carptigin adami oldurmen daha iyiymis. yoksa omur boyu ona bakman gerekiyormus. dolayisiyla birine arabayla vurunca geri gelip bir daha eziyorlarmis falan.
ne kadar dogrudur bilemem.

şangay'da gül gibi yaşıyor arkadaşlarım.

hiç bulunmadım. ama aynı güvensizlik izlenimi bende de var. geçen bir haber okumuştum. halk sokakta gaz maskesi ile dolaşıyormuş aşırı kirli gaz salınımı yüzünden. temiz oksijene bile ulaşamayan insanlar nasıl güvenli bir yaşam vadedebilir? ayrıca AVM çılgınlığı orada TR'den daha ileri boyutta. Toplu konut yapımlarında TR'den yine daha ileriler olumsuz manada. Geçen bir haberde görmüştüm, penceresi olmayan evler satmışlar maliyeti düşürmek için. Tabi binayı pencere var görüntüsü vererek boyadıktan sonra. buna benzer bir çok haber görebilirsin. birbirlerine olan güveni bu denli düşük olan bir halkın mutlu olduğunun iddia edilmesi bana hiç inandırıcı gelmez açıkçası.

o kadar büyük bir coğrafya ki, her kısmı farklı sanırım. benim tanıştıklarım gayet de arkadaş canlısı ve sosyal insanlardı. ahlak anlayışlarını ağzım açık dinlemiştim. bence yaşanır.

çin'e gitmedim fakat özellikle son aylarda dota yüzünden çin, singapur, filipinler taraflarıyla daha bir yakından ilgiliyim.

adamların meclisleri falan şahaneydi. tescillimarka ve perferil'in de söylediği gibi, büyük şehirlerinin de muazzam güzellikte ve zenginlikte olduğunu gördüm. bence türkiye gibi çin. çok büyük bir coğrafya. bir yerde inanılmaz bir nüfus, iğrenç toplu konut şeysileri ve berbat bir hava kirliliği varken diğer yanda rahat yaşayan, bol bol temiz hava alan bölgeler vardır muhakkak.

yurtdışında yaşamayı çok isteyen birisi olarak, ben şu an çin'de yaşamayı kesinlikle istemezdim. tatile gidebilirdim ama.

(bu düşüncelerim biraz araştırma yaptıktan ve çinli elemanları tanıdıktan sonra gelişti. bundan 1 yıl kadar önce, hiçbir zümreye karşı ayrımcılık yapmamama ve kin gütmememe rağmen "çin'de tren kazası: 82 ölü" haberine sevinir haldeydim, o derece kıl oluyordum adamlara)

televizyonda gösterilenler olası bir savaşta birilerinin istediği safta yer almamız için verilen telkinler

malum rusya, çin, suriye aynı tarafta görünüyor şu an

ben böyle düşünüyorum, bu sadece medyadakilere yorumum çin hakkında bir fikrim yok

yabancılar için güvenli kendi halkı için güvensizdir. çin'de bir yabancı her zaman yerli halktan kat kat değerlidir.

bunun dışında her ülke-şehir gibi güvensiz ve güvenli bölgeler mevcut. turistik yerlerde genelde sorun olmaz. yaşanacak yer konusu yaşayacağım şehre ve beklentilerine göre değişiyor.

kimse asiri doz esrardan olmez. onu soyleyeyim once. sen duyuruda esrar demistin o adamlar o yuzden savundular. ayrica esrar kullanmak baska uyusturucular kullanmanin on hazirligi degildir.
bu o kisinin kendi tercihi olmus. sorumlu hissetme. yapabilecegin bir sey yok.

aşırı doz esrardan değil başka bir maddeden ölmüştür muhtemelen. ama esrarı masum göstermeye çalışanlar hakkındaki yorumuna katılıyorum. esrara başlayan adam esrarla noktalamaz uyuşturucu serüvenini.

suç sosyoloisinde, özellikle de uyuşturucuyu ilgilendiren bir terim olarakmerdiven etkisi vardır. esrar'ın yasak olduğu ülkelerde yasak olmasının en temel sebebi esrar kullanan insanların öldürücü uyuşturuculara geçme eğilimidir. bu eğilim ispatlanmıştır ve istatistiksel olarak önemli bir oranda gerçekleşmektedir.

siz çok doğru davranmışsınız, fakat hem kişinin ailesi hem de burada bi bok bildiğini sanan gerizekalılar sizi suçlamış hem de akıl vermeye kalkmışlar.

artık olan olmuş. başınız sağolsun. allah ailesine sabırlar vesin.

önceki duyuruya cevap verenleri boşuna suçlamayın, herkes fikrini yazıyor ve kimse olayın bütün yönlerini bilemez. bence sorudaki üslubunuz hatalı, sanki üstünüze vazife olmayan bir şeye karışıyormuşsunuz izlenimi veriyor. ayrıca sadece esrar dediğiniz için kimse ağır uyuşturucuları düşünerek cevap yazmamış. öte yandan yardımcı olmaya çalıştığınız insanın vefat etmesi tabii ki çok kötü, başınız sağ olsun.

bu duyuruya önceki duyuruya cevap yazıp benim üstüme gelen kişilerden bi cevap bekliyorum. bunun haricinde ben esrar yazmışım diye takılanlar olmuş. ben nerden bilebilirim kullandığı şeyin esrar yada sentetik birşey olup olmadığını?

internet aleminde geri zekalı çok. başınız sağolsun mayday. her yazılanı ciddiye almamaya çalış. sokakta görsen yüzüne bakmayacağın insanlar cem yılmazın deyimiyle excaliboor_84 diye nick alıp sallıyor internette.
sen elinden geleni yapmışsın, allah rahmetlinin tahsiratını affetsin.

Duyuru açmışsın ve milletten yorum beklemişsin. Şimdi de yorumlar için hesap soruyorsun. Hakkın yok.

Başınız sağolsun.

esrar değil, başka bir şey kullanıyormuş demek ki.

Anlamadığınız şey şu: Alkol de bir uyuşturucudur. Esrar ile alkol kıyaslanırsa, artı ve eksileri ortaya dökülürse, esrar daha zararsız bir madde olarak sınıflanabilir. Kendi adıma alkol için de, esrar için de "müthiş, herkeşler her saat içsin" demiyorum. Ama esrarı ölümcül bir şeymiş gibi de sunamazsınız, cahil cahil. Rahmetli belli ki, başka şeyler kullanıyormuş. Şimdi durduk yere esrarı şeytanlaştırmanın bir alemi yok.

eski duyuruya cevap verenlerdenim , sordun fikrimizi yazdik birader bunda garip bisey yok ki.. esrar dedin , ispatlarsan cocugun ailesiyle olan tum baglarini kopartacagini , cocugu zor durumda birakacagini belirttin , belki de ispatladin bunu ve cocugu daha buyuk bi buhrana surukledin o da kurtulusu bu tarz seylerde aradi nerden bilelim aq ? pislik pesinde kosan sendin..

kimyasal desen cok daha farkli seyler yazardik .. tamamen bambaska seyler.. olayin sorumlusu biz degiliz birader bosuna gorusunu yazanlari sucluymus gibi lanse etme .. ne seni ne de cocugu taniyoruz .. onun biseyi kullanip kullanmamsinin da bize bir etkisi yok .. fikrimizi sordun yazdik , sormasaydin biseyler yapsaydin madem cok dusunuyordun cocugu ? misal oncelikle ne kullandigini bi ogrenseydin hani cok ilgilisin ya ? hani biseyler yapmaya calisiyosun ya .. gelip duyuruya soru sormakla cocuk icin bisey yaptigini dusunuyosan , vicdanini rahatlatabilecegini dusunuyosan yaniliyosun ..

belli ki sorunlari vardi , oturup onu ogrenmeye cocugu dinlemeye calissaydin belki de bi faydan olacakti.. bunun yerine cocugu ailesine sikayet etmekkle tehdit edip bunu ispatlama gayretine dustugun icin otur kendinle gurur duy..

öncelikle başın sağolsun. O zaman da aynı şeyi düşünüyordum, şimdi de aynı, bu yüzden kennym +111

esrarın zaten ölümcül olmayacağını söylememe gerek yok, yurtdışında kanser tedavisi görenlere dispanserlerden verilen bir şeyden bahsediyoruz. artık böyle saçma şeyleri tartışmayalım bile. esrar içen başka şey de içer falan filan, bu tamamen kişinin mallığından ve cahilliğinden kaynaklanır. böyle bir kişiyi anca bilgilendirerek uyarabilirsin.

zaten anladığım kadarıyla arkadaşın esrar değil, bonzai tarzı sentetik bir uyuşturucu kullanıyormuş. içinde AM ve JWH maddelerinin bulunduğu ot karışımları (esrar değil çeşitli otların içine karıştırılmış toz).

1. esrar içen birini şu anda öldü işte şeklinde gösteriyosun. belli ki başka bir şey içiyormuş.

2. bunu düşünerek, burdakilere bok atıyorsun.

yani kısacası bu konuda haksızsın.

adam esrarın zararları olmadığını bildiğini zaten yazmış. ama o duyuruda yine yazmış ki esrarla başlayan esrarla bitmiyor. çoğunlukla diğer uyuşturuculara geçişte bir basamak oluyor. nitekim de öyle olmuş, arkadaşımızı kaybetmişiz. o sırada ailesi bunu ciddiye alsaydı belki çocuk şimdi bir psikiyatri kliniğinde gözetim altına alınmış, yaşıyordu. çok mu güzel bir şey lan esrar içmek? nesini övüyorsunuz? benim de tecrübelerim var ama en azından güzel bir şey olmadığını bilerek bunlar. bi de utanmadan, sıkılmadan alay ediyor, küçük görüyorsunuz. utanacağınızı bilsem yüzünüze tükürmek isterdim ama ondan da anlamazsınız ki siz.

@fayfim, sen kimsin de, kime ahlak dersi veriyorsun?

1. Esrar doğrudan ölüm riski yaratmaz.
2. Esrar yasadışı yollarla alındığı için, başka uyuşturucu maddelere ulaşma riski doğurur. Bu nedenle, eğer böyle bir sorun varsa sorumlusu esrarı yasaklayan devlettedir.
3. O kadar cahilsin ve cahil cesareti ile konuşuyorsun ki. O duyuruda "esrar içiyor, ailesine söylemek istiyorum" yazıyordu. Bu çözüm mü? Onunla konuşmak, onu anlamak, çözüm üretmek yerine, "ailesine ispiyonlamak". Belki denilen gibi, ailesi daha çok baskı yarattı, ne malum? Ayrıca, çocuk 15 günde esrardan başka maddelere geçmiş falan değil belli ki. Belli ki, sorun esrar değil. Şimdi siz hala esrarı suçlayın. Sorun sizin kafa yapınızda.

@ben bizzat kendim
muhattapım değilsin kardeşim. yaşın kaç bilmiyorum ama kendi kendine sinirlenip de karşındakilere cahil vs diye hakaret etmekle bir yere varamayacağını, haklı olamayacağını öğren. bildiğin hayatında yaşamaya devam edebilirsin. inşallah bir gün pişman olmazsın.

@fayfim.

muhtemelen senden büyüğüm, ayrıca meselenin yaşla ilgisinin olmadığını bilecek kadar hayat tecrübem de var. Sinirlenmedim. Yersiz ve izansız "yüzünüze tükürürdüm" diye biten mesajına yanıt verdim.

Cahil yazmamın sebebi, önceki mesajda yazılan içeriği ve bağlamı göz ardı etmen ve esrarı sorumlu göstermen. Bunların üstüne de "esrar öldürmez" diyenlere "çok mu iyi lan esrar" dedikten sonra hakaret etmen.

Kendim bir esrar tüketicisi miyim? Devlet otoritesi tarafından yasaklandığı için asla. Eğer yasak olmasaydı, "kırk yılda bir" derdim. Bu bağlamda, alkol de iyi bir şey olmamakla beraber, her olayda suçu yüklenecek bir sorumlu değil.

Velhasılı, her konuda çözümün diyalog ve hoşgörü ile olacağını bilecek kadar da hayat tecrübem var. Olmayan bir olay üzerinden insanlara hakaret etmeden evvel, bir soluklanmakta fayda var. Neticede, olay olmadı. O çocuk esrardan ölmedi.

Ayrıca, "muhattabım değilsin" yazınca, bir anda kendini bir dağın tepesinde bulmuyorsun, aklında olsun.

"yüzünüze tükürürdüm" ile biten cümlenin hababam sınıfındaki ahmet'in repliği olduğunu bilmeyecek birisi olduğunu sanmazdım. hele ki yaşı benden büyük birinin bilmeyeceği hiç aklıma gelmezdi. gerçekten bilmiyorsanız o konuda bir yanlış anlaşılma olmuş.
öldürmeyen her şeyin iyi olmadığı konusundaki ısrarım sürüyor ayrıca. çok da doğru yazdığımı düşünüyorum. dünyada öldürmeyen ama kullanılması doğru olmayan pek çok madde var. eroin de bunlardan birisidir mesela. "fiziksel" sağlığa ciddi herhangi bir zararı yoktur. şaşırtıcı değil mi? güzel bir şey mi peki eroin kullanmak? hayır. tıpkı esrar gibi. kullanıp kullanmadığınızla hiç ilgilenmiyorum.
derdini insan gibi anlatan insanları muhattap alırım ben. tepeden bakmakla alakası yok. cahil vs diye hakaret eden bir mesajı ne ciddiye alırım ne de ayrıntılı bir cevap veririm. bakın normal bir şekilde yazdınız, cevap verdim.
hakaret etmeyince muhattap alınıyorsunuz yani.

Olm gel anlatayım sana, Esrar kullanıyorum, ailem de arkadaşlarım da iş arkadaşlarım da biliyor, tahmin edeceğinden çok daha iyi bir işte, çok iyi bir gelirle çok iyi bir hayatım var, çevremdeki insanlar arasında benimle birlikte ya da ayrı olarak esrar kullananlarda var. Başladığımda da sonrasında da ince ince araştırdım, aşırı dozu nasıl oluyor, merdiven etkisi nedir diye.


Esrar, yasak olduğu için kötüdür. Esrar ile ilgili suçların tamamı bulundurmak, üretmek, kullanmak ve satmakla ilgilidir. Bunlar dışında hiç bir suç esrar etkisi yüzünden değildir, "esrar kullanmıştım o yüzden adam öldürdüm/hırsızlık yaptım" diyen kişi yalan söylüyordur, türk kanunlarında ya da hakimlerin görüşünde hafifletici sebep olduğu için uydurulan şeylerdir.

Esrar ya da diğer hafif uyuşturucuların kullanımının ya da legal satışının yasak olmadığı yerlerde hem ağır uyuşturuculara geçiş hem de uyuşturucunun yasa dışı ticareti sonucu ortaya çıkan suçların oranı çok düşüktür.

Esrarın yasak olması dolayısıyla torbacı tabir edilen kişilerden satın alınması ve bu alışverişin şehrin gettolarına ya da gözlerden uzak noktalarına itilmesi dolayısıyla o ortamlardaki ya da torbacıların elindeki diğer ağır uyuşturuculara geçiş olmaktadır. Merdiven etkisi diye dilinize doladığınız durum tamamıyla bununla ilgilidir.

Yoksa bir kişi uyuşturucu/uyarıcı madde etkisine girmek isterse esrar kullanması şart değildir. Gidip bally ya da tiner alıp kafasını bulması zor değildir.

Ağır uyuşturucuların yolunun esrarla kesişmesinin tek sebebi torbacılar, tarlabaşı - hacıhüsrev gibi ortamlar ve bu kişiler üzerinden gidilmesidir.

Ha bir de bir kişinin aşırı doz uyuşturucudan ölmesi için ya yıllardır ağır uyuşturucular (LSD bile ağır uyuşturucu değil bak) kullanması gerekiyor ya da yeni başladığı bir uyuşturucuyu hiç ön araştırma/fikir edinme olmadan zart diye yüklemesidir. O durumda da zaten kendine faydası yoktur. Bırakın ölsün bence.

ben de cumle cumle gorusumu yazayim.

1) Esrarin zararsiz olduguna katilmiyorum. kola kadar zarari olsa bile bu zararli demektir. Ayrica oldurmemesi onu cok guzel bir sey yapmaz.

2) Rahmetlinin esrar kullandigini dusunmuyorum, adli tip dersinden taze bilgilerimle esrarin oldurmedigi kesin. ancak istanbul'da zaten o oldurmeyen esrari satan torbacinin kalmadigi soyleniyor. yani muhtemelen bonzai falan kullaniyordur, veya sentetik baska bir seyler. Kubar vs. tam emin degilim adindan simdi. hocamizin dedigi laf bonzai oldurur idi.

3) Esrarin boyle cicek bocek gibi gosterilmesini mantikli bulmuyorum. Mantikli bulan da bence anguttur veya eksi sozlukte cok takilip surekli amerikan dizisi izliyordur.

4) Son olarak basin sagolsun fakat onceden actigin duyuruyu okuyunca sanki arkadasini kurtarmak degil de cevresine rezil etmek istiyormussun gibi bir intiba uyaniyor insanda. O yuzden farkli tepkiler almis olabilirsin. Bence artik ugrasma, merhum da ailesi de huzurlu kalsin en azindan.

ton balığı.

hergün sandvic de bıktırır. kaşar morul salam klasiktir ve güzeldir.

amerikan salatası veya tonbalığını da düşünebilirsiniz.

Şu amerikanlarım popüler peanutbutter-jelly'si de güzel oluyor. Epey de besleyici ve yapması kolay.

tavuk fileto yağsız, ekmek arası, yanında salça ya da domates..

Evet salam sosis biraz sağlıksız olur. Şöyle söyleyeyim, bizim ailenin baba tarafı nesillerdir et işiyle uğraşıyor. Babam hayvanın her yerini her şekilde yer ama salama sosise hiç bulaşmaz.

Salam yine belki bir yere kadar gider, ama özellikle sosisler hayvanın yenebilecek her yerini çıkardıktan sonra kalan deri kemik vs kısımları öğütüp ilaca basarak yapılıyor. Özellikle bu tip et ürünlerinin Türkiye'deki standartları pek iyi değil. Bence yemeyin.

Ton balığı, somon, yeşillik, roka, avokado, tavuk, haşlanmış yumurta, ıspanak yaprakları, mayonez, zeytin, hıyar, kara lahana, mantar, biber, brokoli, pancar, limon, maydonoz... Sandviçe koyacak malzeme çok.

unonun tam tahıllı bir sandviç ekmeği var, kepek gibi görünüyor esmer ama tadı beyaz ekmek gibi çok güzel. üzerinde susam falan tarzı şeyler serpili.
çok tahıllıymış adı premium diyo

ton balığı ağır kokar. illa koyacaksanız lightlarından koyun daha az kokar.

dilimlenmiş hindi füme satılıyor pınar'ın namet'in falan. onları deneyebilirsiniz. hem salam, sosis gibi ağır olmuyor hem de soğuk tükegtildiğinde tadı kötü değil.

asla termodinamikten bahsetme.

Elini kaynar suya sokarsan yanar, yani yanma olasılığı yanmama olasılığından çok yüksektir. Mantık budur.

entropi=düzensizlik

bir maddedeki, ortamdaki ya da herhangi bir "şey"deki düzensizlik asla azalmaz. ya aynı kalır ya da artar.

ek olarak, bunun sebebi de maddenin en kararlı hale geçme eğilimidir. bunun için de enerjisini en aza indirmeye bakar. minimum enerji de maksimum düzensizlik getirir. hayat üzerinde dahi bu böyledir.

bela ders!

Yunus Çengel.. gidin anlatır:)

Peki o zaman şöyle sorayım, besin zincirinde besinler üreticiden bir üst basamağa doğru çıkarken, var olan enerjinin bir kısmı her basamakta ısı olarak dışarı veriliyor, bununla termadinamiğin 2. kanunu arasındaki bağlantı nedir? Ben orayı çözemedim.

Enerjinin bir kalitesi olduğu, form değiştikçe kalitesinin düştüğü, kalitedeki azalmanın entropi üretimi ile orantılı olduğu, entropinin zaman gibi her zaman artma eğilimi gösterdiği...

Birinci yasa sadece miktara bakar. Isıymış, işmiş bu yasa bakımından hiç bir farkı yoktur. Ama ikinci yasa işe hakettiği değeri verir.

Yapacağın şey şu isimlerin kitaplarına bakmak olmalı
1 yunus çengel -
2- michael moran
3- adrian bejan
4- lynn d russel
5- kenneth wark

bir odada soba var. sobanın ve odanın ısısı aynı olana kadar soba ısı vermeye devam eder...

@puc bu güzeldi, teşekkürler

ortada bir enerji türü değişimi var ve bu değişim düzensizliği artırıcı yönde dikkat edersen. formülleri ya da terimleri tam hatırlamıyorum ama besinin ilk başta sadece sabit bir enerjisi varken, sonradan bir de ısı enerjisi çıkıyor ortaya ve bu ısı enerjisi bir daha asla o sabit enerji cinsine döndürülemez. çünkü yakalanabilen bir şey değil bu sistemde. bu yüzden düzensizlik de sürekli artıyor oluyor.

@devilred biraz daha anladım sanırım,thanks:)

Aynı aplikasyonu kullananlar arasında belli bir güzergahta olanların vasıtalarına binerek toplu taşıma sorununu ortadan kaldırmak gibi bir şey mümkün olsa.
Diyelim x sokağından y caddesine gideceğim ama x sokağına gitmeden bir toplu taşıma aracına binmem mümkün değil. Varış noktası y olan kullanıcılar arasında bana en yakın olanını belirlese sistem ve oraya yönelip onun arabasıyla y sokağına gidebilsem. Tabi sistem kullanıcı bilgilerinin doğruluğu üzerinden güvenlik sağlayacak.

@kalemdefter'in tavsiye ettiği şeyi yine bir proje dahilinde arkadaşlarım yapmıştı. işlerlik ve güvenlik açısından çok eleştiri almıştı. söyleyeyim dedim.

mesela bir dersteki öğrencilerin yoklamasını alan application. sınıftaki öğrenciler foursquare'a benzeyen bu app üzerinden check in yapar. hocanın telefonuna da bu check in yapanların listesi düşer.

düdüt: bunun üzerinden para kazanırsan komisyonumu isterim.

@zgrydn
Akıllı telefonu olmayan öğrenciler ne yapacak peki?

@jacque, asgari ücretle çalışanların bile ayfor'larla dolaştığı böyle bir dönemde parmakla gösterilecek, toplum önünde aşağılanacak, örselenecek, el ele tutuşularak etraflarında daire oluşturulup dans edilecek sevgili aynştayn.

şaka bi yana devlet üniversitelerinde söylediğin sebepten ötürü pratikte uygulanması zor olabilir ama özel üniversitelerde gideri var bemce.

abi bunlar hep kuru içerken akla gelen sorular. evde şokelladır, bisküvidir yiyecek bir şeyler vardır umarım.

hafızan ile birlikte değer yargılarını, empati yeteneğini ve diğer tüm yazılı-sözlü bilgilerden gelen hayat karşısındaki tavrını kaybettiğin için, eğer farklı bir çevrede yaşarsan farklı bir algıya yeniden sahip olabilirsin gibi.

tabula mı rasa diyorsunuz yani:) tam tabula rasa değil diyolla okumuş adamlar..

dindar olabilirsin bence öyle bir durumda. ihtimal dahilinde yani.

şöyle düşündüm bak. sen din hiç görmemişsin, dolayısıyla hiç sorgulamamışsın belki de. yani belki de müslüman bir ailede doğsan o sana öğretilen dini sorgulamaya cesaret edemeyecektin, bunu bilemeyiz. belki de yani dindar bir ailede doğsan gerçekten dindar olacaktın. çünkü o çocuk yaşta öğretilen şeyleri kırmak, onları sorgulamak, karşı çıkmak gerçekten çok zor.

o zinciri bir kere kırmışlığın olsa, bir kere daha yaparsın derdim. ama şu an ateist olman bir gösterge değil, çünkü dinin sana verildiği bir ortamda yetişmiş birisi değilsin. yani dini sorgulayabilecek kadar meraklı, zeki veya cesur musun bilemiyoruz.

anlatabildim sanırım.

-bana kalırsa- muhtemelen olmaz.

çünkü, dini inançlar çocuklara, çocuklar soyut-somutu ayırt edemezken yerleştiriliyor. belli bir düşünce yetisine sahip yaşa gelen bir çocuğa (örneğin 17-18 yaşları diyelim) dindar olmasını sağlayacak şekilde eğitim vermeye kalkılırsa sonuç muhtemelen başarısızlıkla sonuçlanır.

o yüzden dinlerin bireylere yerleşmeleri için, birey henüz çocuk yaşta iken, düşünce yetisi yok denecek kadar gelişmemişken, her duyduğuna inandığı bir çağda dini eğilim yerleştirilir.

yani sonuç şu oluyor. hafızası ile birlikte düşünce yetinizi de kaybetmedikçe, örnek olaydaki insan -bence- dindar olamaz.

inanç sahibi olmanız için hafızanızı kaybedip herşeyi yeniden öğrenmenize gerek yok. şöyle bir söz vardır; müslüman olmayanlar okudukça dine yaklaşır müslümanlar okudukça dinden uzaklaşır diye.

geçen tam bunla alakalı sayılabilecek bir makale gördüydüm de, hatırlayamıyorum kim yazdıydı. zaten biraz bakıp geçmiştim. orda doğuştan sahip olduğumuz bazı potasnsiyellerin filan olduğunu söylüyordu sanırsam.

bir de hafızayı dışarıda tutarak çalışabilecek bir organ beyin. yani hafıza diye adlandırdığımız yerde depolanmayan, ama hayat içerisinde kazandığımız "zımni" bilgi ve mekanizmalar var.

bir de bir de, memetik diye bi şey var. ona bir bakın.

olursun. hafızanı kaybettiğinde ateist bir ailenin yanındaysan ateist de olabilirsin.

english grammar in use

trade surplus/deficit
GDP artış hızı
cari açık/GDP
İnovasyon yatırımı/gdp
dış sermaye dağılımı (kısa dönemli-portfolyo-doğrudan yatırımlar)
lorenz eğrisi-gini katsayısı
MB rezervleri
Kur hareketleri
yabancı para/M2y
.
.
.

purchasing power parity

road fighter mi? konami tesislerinin onunden filan geciyoduk. hey gidinin.

Eveett.. Road Fighter'mış adı, hiç hatırlamıyormuşum ben adını. unuttum sanıyorum. Eyvallah, sağolun varolun..

sanki değil, bizatihi kontrolünüzde olması gerekiyor diye biliyorum. en son kanunda bir değişiklik yapılmadıysa öyleydi.

rüyadayken; gördüğünüzün rüya olduğunun bilincinde olup rüyanızı kontrol edebiliyorsanız o lucid dreamdir.

@biyik gayet net açıklamış. senin kontrolün"deymiş" gibi değil, direk senin kontrolünde olması lazım. zaten olunca hissediyorsun

ikisinde de siz doğru yapıyorsunuz. cevaplar hatalı.

Sorular Gazisem'in hazırladığı bu seneki Ulusal Ajans uzman yardımcılığı sınavından Ekonomi soruları. Cevaplar bu şekilde verildiği gibi benim bulduğum cevaplar seçenekler arasında dahi yok! Hiçbi şey anlamadım.

ben lösev'e bağış yapmayı düşünüyorum. şu an en güvenilir ve gerçekten fayda sağlanabilecek yer orası gibi geliyor bana.

@arma aski +11111 LÖSEV

Aynen ben de afişlerini görüp orayı düşünmüştüm.
Teşekkürler.

yeryüzü doktorları: yyd.org.tr

nesin vakfı

kelime bilgini arttırarak kolay yoldan 20-30 puan arttırabilirsin.
bunun için cesur öztürkün kelime kitabı var (vocabulary gibi bir şeydi) onun ilk bölümünü (1200 kelime, ki zaten 40 puanı bilerek yaptıysan 500 tanesini biliyorsundur) çok çok iyi ezberlemeni öneriririm.böylece yds de en fazla 5-6 bilmediğin kelime çıkar. kitabın ikinci kısmında (2000) daha teknik kelimeler var. orayı da bitirirsen çok çok iyi bir kelime bilgin olur. ama dediğim gibi ilk kısım yds için yeterli...

gramer için english grammar in use.

reading, vocabulary filan için cesur öztürk'ün building skills for proficiency. bu kitap seviyenize göre zor, ama merak etmeyin çok faydası olur.

onu ezberleyerek yaptım kardeş zaten. başka yöntemler lazım

pardon benim ezberlediğim kurgusal ingilizceydi

öncelikle kendini bazı konularda geli..

çıplak gözle tam mesafe tayin edebilmen ve rüzgarın hızını ve yönünü yine alet kullanmadan hesaplayabilmen lazım. ayrıca nefesine ve vücuduna hakim olmak gerek.

doğuştan birçok reflekse ve silah becerisine sah..

John Plaster Ultimate Sniper okursan sen de bir gün juba olabilirsin.
yetenek ve eğitim de önemli ama juba bir kitaptan öğrenmiş sadece.

Pahalı ve meşekkatli bir uğraştır. Bir havalı tüfek alarak başlayabiirsin. Çok çalışma gerektirir.

bir belgeselde izlemistim, her sicakliga gore kalp atis hizini ayarlayabilmen, atisi kalp atislarinin arasina denk getirmen falan gerekiyor. cok cok fazla degisken var. bu yalnizca biri.

komando astsubayların yeteneklilerinden seçiyorlardır bizim memlekette. tabi bu ordu için. özel sektörde çok zor. öncelikle topuğa sıkma işlerine filan veriyorlar, ölmeyip yükselebilirseniz sniper olabiliyorsunuz. ama sniper olsanız bile tahsilat işine kadar çeşitli işleri yine size kilitleyebiliyorlar. özel sektörü tavsiye etmem.

askerde "yonca yapragi" yapabilenlerden, askeri pentatlon yarismasina gonderilenler ve onlardan keskin nisanci durbunu kullanmaya hak kazananlardan olmak lazim.

Allah vergisi kartal goz, yani 20/20, yuksek konsantrasyon kabiliyeti, kipirdamadan, nefes almadan "tetik dusurebilme" becerisi, cok saglam bilek, omuz ve kas egitimi gerekiyor.

Bin kiside bir kisi filan cikiyor bu ozelliklerde...