Giriş
(1)

borsada

mantık
holding ve iştirakleri nasıl ayrı ayrı bulanabiliyorörneğin hem koç holding var hem tüpraş ford ..zaten bilançonun içinde yer alıyor alt şirketler
holding ve iştirakleri nasıl ayrı ayrı bulanabiliyor
örneğin hem koç holding var hem tüpraş ford ..
zaten bilançonun içinde yer alıyor alt şirketler
0
mantık
(11.07.25)
İştirakte Holding'e ait olmayan kısma ortak oluyoruz hisse ile. Dolayısı ile holding bilançosunda olan halka açık olan veya başka ortaklara ait olan paylar değil, holdinge ait paylar var. Örneğin ford'un %41 küsuru Ford Almanya'nın, %38 küsuru Koç Holding'in (holding bilançosunda bu var sadece), %20 civarı da halka açık. İşte biz hisse alırken o kısımdan alıyoruz.
0
perferil
(11.07.25)
(8)

1.75 milyona araç önerisi

estranged
1.75 milyona (artı eksi 100 bin) hangi aracı alırdınız?
1.75 milyona (artı eksi 100 bin) hangi aracı alırdınız?
0
estranged
(01.06.25)
pejo 308 t-roc corolla cross skoda kamiq
0
mikahakkinen
(01.06.25)
%10 ÖTV'li bir elektrikli alırdım.
0
perferil
(01.06.25)
tesla model y
0
jelly bear
(01.06.25)
sıfır olmayacaksa mercedes c180 2016-2017 model w205 kasa bakardım.
0
archmeister8
(02.06.25)
Yeni Tesla Juniper. Tam da ucu ucuna denk gelmiş. Bu fiyata daha iyisi yok eğer sıfır diyorsanız.
0
messor
(02.06.25)
skoda fabia monte carlo veya kia xceed
0
iwasbornonamountainside
(02.06.25)
2022-2023 Honda HRV hibrit
0
merhum
(02.06.25)
Şarj sıkıntısı yoksa Ioniq5
0
datnet
(03.06.25)
(24)

Sirri sureyya onderin olumu

Kittie
Kendisi ne ara pkk ile olan baginin disina cikti da herkesin sevgilisi haline geldi? Instagramimda herkes adama guzelleme yapiyor.Yoksa hep mi oyleydi de ben kacirdim.
Kendisi ne ara pkk ile olan baginin disina cikti da herkesin sevgilisi haline geldi? Instagramimda herkes adama guzelleme yapiyor.
Yoksa hep mi oyleydi de ben kacirdim.
0
Kittie
(04.05.25)
çok terör destekçisi varmış etrafta demek ki.
0
jelly bear
(04.05.25)
Bunu ben de merak ediyorum. Sözlük'te biri "üslûbunu, edebî hazinesini, meddahvârî tavrını" beğeniyormuş", öldüğüne göre artık hesabı allah'a verecekmiş.

Ne güzel memleket. Kişisel beğeniler kişisel görüşler ülkesinin ve insanının güvenliğinden çok daha önemli, bu kişi öğretmen bir de.

Ben insanları çok fazla sığlaşmış, çok fazla unutmuş görüyorum. Ne yaşandı neden yaşandı herkes unutmuş, bilmiyor kimse. Fena halde bozuğum.
0
muhayyer divan
(04.05.25)
ak troller "yeni barış sürecinin" propagandası için herifi cennetten düşmüş bir melek yaptılar.
0
parka
(04.05.25)
Hayır bir de Türk Bayrağına sarmışlar ya. Rezilliğin dik âlâsı.
0
muhayyer divan
(04.05.25)
Güncel süreç zaten malum, ancak Sırrı Süreyya Önder'in esas popülaritesi HDP'nin ilk kez parti olarak seçime girdiği zamana dayanıyor. Yanlış hatırlamıyorsam 2015 zamanı. HDP o dönem bağımsız adaylarla değil de ilk kez parti olarak seçime giriyordu ve Batı illerinde popülariteyi artırmak için baya bir kampanya yürütmüştü. Bu da baya başarılı sonuç vermişti ki oyu MHP'yi geçmişti. En çok öne çıkan yüzleri de Sırrı Süreyya Önder ve Selahattin Demirtaş'tı. Her yerde Sırrı Süreyya'nın esprili videoları falan paylaşılıyordu, Demirtaş'ın "Selo" lakabını aldığı zamanlardı. Hatta o dönemde adı sık sık Kamer Genç'le birlikte "Meclisin renkli simaları" başlıklarında geçerdi.
0
akhenaten
(04.05.25)
Gezi döneminde çok popüler olmuştu bir kesim sol cenahta ve sempati toplamıştı.
0
efreet sultan
(04.05.25)
Türkiye milletvekilini Şili bayrağına mı sarsınlar?
0
sekizdokuzon
(04.05.25)
5 yaşında mısınız ya? SSÖ Gezi Parkı'nda daha infial olmadan, orada toplam 100 kişi bile yokken bizzat iş makinalarının önüne geçerek ağaçların sökülmesini engelledi. Gezi'ye insanları çağırdı ve tüm süreçte Gezi direnişine en çok destek veren siyasilerdendi.

Hopa vb çevre direnişlerine de Gezi gibi katıldı, destek verdi. LGBT+ yürüyüşlerine katıldı, destek verdi. Milletvekili olmadan önce de sonrasında da her zaman halkla iç içe oldu.

Birkaç tane film çekti, filmlerde oynadı, TV programları yaptı/katıldı.

Yıllardır milletvekili, meclis başkanvekili. Mecliste tüm partilerin sevip saygı duyduğu nadir kişilerdendi.
0
perferil
(04.05.25)
sırrı süreyya aslında hdp cizgisinde bir politik gecmise sahip degil. selahattin demirtas'ın türkiyelileşme projesi kapsamında partiye katilmisti. parti icinde dönen dolaplara ses cikarmadigi icin pragmatik olmakla suclayabilirim kendisini ama bunun disinda kendisini hak mücadelesinden vazgecmeyen, adaletli bir insan olarak anacagim. hastaneye kaldirilmasi ile birden sırrı abeci kesilenler bir yana, bircok insan gibi benim de hep sevdigim, varligi ile mutlu oldugum bir insandi.
0
deckard
(04.05.25)
hiç bir zaman kendisini samimi bulmadım. toprağı bol olsun.
0
mikahakkinen
(04.05.25)
perferil+1

en son ne zaman aglamisimdir hatirlamiyorum iki gundur sessiz sessiz gozyasimi tutamiyorum. turkiyede aydin diyebilecegimiz hak ehli kac kisi kaldi? ya surgunde ya hapiste simdi son nefer de mezarda. barisin sehidi. sesimize ses olabilecek birileri olmali. aci sizin olmayinca bu topraklarin derdi oldugu gercegini degistirmiyor. oyle bir cenaze ki geri donusum iscileri dernegi, lgbti+lar, ic işleri bakanlığı dahil celenk yolluyor. bu bile bir seyler anlatmali. hak, hukuk, denokrasi mucadelesi story atmakla bitse keske
0
ala09
(04.05.25)
Türk siyaseti tamamen ideolojik bir çizgiyle aktif olunabilecek ve destek bulunabilecek bir atmosfere sahip değil. Yüzde 1den fazla oy alamayan bir partinin, düşüncenin geçerliliği ne yazık ki yok.
Sırrı ne kadar barışçıl, ne kadar kürtçü, ne kadar terör destekçisi bir adamdır bilmem. Samimi olduğunu ve bu kadar farklı cenahtan insanın haklı olduğunu bir anlığına düşünürsek; peşinde olduğu türk kürt barışı için, yüzde yüz desteklemiyor da olsa öcalan'la iş tutarak hareket etmesini anlayabilirim. Hayat da siyah beyaz değil, politika da. Barış için öcalan'la görüşmesi gerekirse öcalan, rte'yleyse rte yapmasını; varmak istediği yoldaki engellerden biri görüyor olabilir.

Amacının bu olduğunu, kürt olmamasına rağmen barış için kürt tarafına etki edebilme gücünü kullanmayı tercih etmesini onu tanıyan kişiler samimi buluyor muhtemelen. Kürtlerin bile önemli kısmının apo çıksın pkk'yla savaşa devam etsin demediğini düşünürsek, bu adamı da politikanın gereği yaptığı işleri yapmasını anlamsız bulmayanlar vardır. kürtlerin siyasal varlığını demirtaşla beraber pkk'dan bağımsız bir zemine oturtmak istemiş ama günün sonunda, akp'nin zorlamasıyla beraber; oyunu, çözümün apo'da olduğu kuralını kabul ederek oynamaya çalışmış bir insan olduğu fikrine sahip bu insanların önemli bir kısmı.

Kendisinin muhtemelen insani açıdan iyi niyetli, romantik ve bir noktada naif bir insan olduğunu düşünüyorlar sanıyorum.

Ben kendisini gezi'nin önderlerinden olması sebebiyle saygıyla anacağım ama öyle ya da böyle, barışı getirecek olanın akp olduğuna ikna olup asıl rte ile iş tutması sebebiyle samimiyetini sorgulayacağım.
0
Bruce
(04.05.25)
@sekizdokuzon

Kurmaya çalıştığı "devletin bizde geçerliliği olmayan flamasına sarmalılardı. Ne Türklere hizmet ediyor ne Türkiye Cumhuriyeti devletine. Ve bu gün gibi ortada. Şehit aileleri başta olmak üzere bütün Türk milletine hakarettir bu yapılan.
0
muhayyer divan
(04.05.25)
Türk milletine senden benden büyük hizmetleri olmuştur, sen içini ferah tut.
0
sekizdokuzon
(04.05.25)
Sırrı Süreyya Önder bu ülkeye çok güzel işler yaptı, kişilik olarak da çok iyi bir insandı, onunla biraz muhabbetin olsa emin ol böyle bir duyuru açmazdın, bu ülkenin en büyük sorunlarından biri faşistlerin kendi gibi düşünmeyenlere hemen terörist demeleridir. Oysa bu faşist arkadaşların ülkeye herhangi bir faydası yok, hep zararları var.
0
blue rebel motorcycle club
(04.05.25)
Kendisi mecliste en olmasi gereken vekildi.

Ülkeyi bu hâle getirenlere ses çikarmaya büzügü yemeyenler 15 gündür adamin arkasindan sövüp durdu alçakça.

Bu adam ömrünün yarisini hapislerde geçirmesine karsin gene de davasindan hiç geri adim atmamis. Ilik götlü ulusalcilar ve muhalif postlu ülkücülerin kuyruk acisi bundan.
0
feastofthedamned
(04.05.25)
Ben anlamıyorum, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde "pkk"yı temsil edeceksin, onu savunacaksın, onu destekleyeceksin, onun ülkeden toprak koparması için çalışacaksın ve @sekizdokuzon onun hakkında diyecek ki "ülkeye senden benden çok hizmet etmiştir" desin. Hiç çekinmeden, utanmadan, hiç içi sızlamadan ya. Öteki de sanki pkk bir terör örgütü değilmiş gibi, konuyu sadece "kendi gibi düşünmeyenlere hemen terörist demek" olarak yansıtsın...

Siz galiba film izliyorsunuz. Hayatı film izlemek sanıyorsunuz. Belli oldu.
0
muhayyer divan
(04.05.25)
apoyla kol kola giren adamı, ben sonsuza kadar apocu kalacağım diyen adamları övmüşler de övmüşler inanılmaz :D

yazık size çok yazık. daha başçavuş söylemi var, ben bu cumhuriyetin ne hayrını gördüm söylemi var. ki saymakla bitmez.

aponun köpeği olan adamı ne hakla böyle övebiliyorsunuz? sempatikmiş aydınmış pehhh

umarım ortalıkla ben atatürkçü ya da milliyetçiyim diye gezmiyosunuzdur.
0
jelly bear
(05.05.25)
Ben de instagram'da gördüm birkaç arkadaşımdan şaşırtıcı bir şekilde. Gidip Gezi fotoğrafını paylaşmışlar. Resmen post-truth dönemde yaşıyoruz. Sanki son 12 yıldır hiçbir şey yapmadı. Kimse saymıyor onları bak. Sonra pkk'nın türk solunu davar güder gibi gütmesi deyince kızıyor insanlar. Ahahah

Bak bir kısmını yazmışlar şurada eksisozluk.com
0
nawar
(05.05.25)
sehirlerde bazi sevmediginiz cirkin binalar olabilir, ama o binalarin bazilari sehrin dokusunun bir parcasidir. senin cirkin bulman o binalarin yikilmasini zorunlu kilmiyor.

sirri kafali biriydi, ilerlemek istiyorsak bize surekli istedigimiz seyleri degil, bizi sasirtacak seyler soyleyecek insanlara ihtiyacimiz var. yoksa olay turk'un turk'e propagandasindan oteye gitmiyor, kendi kendimize calar soyler, en sonunda da ortadan yok olur gideriz.

ortada bir problem varsa bu problem gormezden gelinerek, yok sayarak cozulmuyor. ha bunun karsiligi tabiiki toprak vermek olamaz. toprak isteyen varsa bu cografyada savasir, alabiliyorsa alir.

ama sen anavatan olarak, o topraklarda yetisen cocuklarindan bir ya da birkacini gormezden gelemezsin, otekilestiremezsin. sirri'nin bence dikkat cekmek istedigi nokta basindan beri buydu.

ha gidip terorist maymuna agam pasam cekmesi bence de rezillik, ama orta godu insani malesef reisci, bu adam da marsli degil bu topraklarin cocugu. herkes bir limana siginmaya calisiyor.

ezcumle, sen seversin sevmezsin ama sirri gibi insanlara ihtiyacimiz var. meclis dedigin yerin ortalamasi "Yeliz" olmamali, olursa iste bu dustugumuz cukurdan 100 sene daha cikamayiz.

olaya "filtresiz" bakin biraz.
0
cooperr
(05.05.25)
Vatan haini. Keriz gibi inanan beyaz yakalı dünya gerçeklerinden uzak duyurucu arkadaşları da gördük.
0
Shepard
(05.05.25)
1 yıl önce vefat etse medyada hdp'li pkk'lı oldü diye haber yapılacaktı ve mesaj yayınlayan oyuncular terörist ilan edilecekti. Şimdi şartlar gereği her yerde övülüyor.

Bu arada tanıyan(birlikte iş falan yapan) arkadaşlarım gerçekten sevmişler, çevresine iyi bir insan galiba (ve sanatçı kişiliği iyi) ama yine de siyasetçi tarafı bence hoş değil ve "cumhuriyetin ne hayrını gördüm" diyen buna rağmen meclis başkanı falan olan ve apoyu babası gibi gören bir adamı ben pek ciddiye alamıyorum. Yine de genç yaşta kimse ölmesin tabii zeus rahmet eylesin.

son söz olarak, bence Sırrı Süreyya'nın ölümü ve medyadaki yansıması üzerine çok güzel iletişim tezi yazılır. Ben doktora terk biriyim ama iletişim bilimleri çalışan arkadaşıma bi söyledim belki bunun üzerine giderler. Çünkü gerçekten acayip yönlendirme dönüyor.
0
nhk ni youkosu
(05.05.25)
genjler, olaya konjonkturel bakmamak lazim, sirri 20 yasinda olmedi, turkiye'de son 20 seneden ibaret degil. adamin zaten cevresi genis, seveni cok.

"sikintilara bir de soyle bakin" diyen herkes terorist degil.

adam lisede ogrenciyken 12 eylul darbesi sonrasi 7 sene yatiyor. bugun hangimizi lisede alip iceri atsalar, en guzel genclik yillarini 4 duvar arasinda sikimsonik bir sebeple gecirsen, cikinca "bu cumhuriyetin hastasiyim" diye demec vermezsin.
0
cooperr
(05.05.25)
Sanat sepet işlerinde suyun başını tutanlardan biriydi muhtemelen.
0
luluki
(05.05.25)
(9)

Penaltı + Kart cezası ??

eisberg
Dünkü bilbao manu maçında da oldu. Adam ceza sahasında faul yaptı hakem hem penaltı verdi hem de kırmızı kart. Penaltı zaten o hareket için ceza olmuyor mu neden bir de kart veriliyor üstüne? Teşekkürler
Dünkü bilbao manu maçında da oldu. Adam ceza sahasında faul yaptı hakem hem penaltı verdi hem de kırmızı kart. Penaltı zaten o hareket için ceza olmuyor mu neden bir de kart veriliyor üstüne?

Teşekkürler
0
eisberg
(02.05.25)
hareketin siddetine gore %100'luk gol pozisyonunda kirmizi kart verilir.
0
buenosdias
(02.05.25)
Abi penaltı zaten cezalandırmıyor mu neden bir dw kırmızı hatta sarı verilsin ki? Sportmenliğe aykırı bir durum yoksa tabi
0
🌸eisberg
(02.05.25)
Eğer futbolcunun hareketi net şekilde diğer futbolcuyu indirmeye odakliysa (gole giden adamı çekmek. Gol atacak adama arkadan dalmak) kırmızı verilebiliyor.

Misal futbolcu bir anda topu sola çekti, diğer eleman düşürdü. O zaman dediğiniz oluyor.
Gene sola çekti, bu sefer diğer futbolcu atladi sirtina düşürmek için. Kırmızı yiyor çünkü topla alakası yok.
0
logisticsmanager
(02.05.25)
bariz gol pozisyonunu engelledi diye. artık bunlara sarı veriyorlardı. ancak 6 pasın içinde olduğu için kırmızı olabilir.
0
mikahakkinen
(02.05.25)
Hemen kuralı da atalım;
DENYING A GOAL OR AN OBVIOUS GOAL-SCORING OPPORTUNITY (DOGSO)

Where a player commits an offence against an opponent within their own penalty area which denies an opponent an obvious goal-scoring opportunity and the referee awards a penalty kick, the offender is cautioned if the offence was an attempt to play the ball or a challenge for the ball; in all other circumstances (e.g. holding, pulling, pushing, no possibility to play the ball etc.), the offending player must be sent off.

www.thefa.com

Bahsettiğiniz olay internette gördüğümse son kısımda yazan pullinge giriyor yani kırmızı+penaltı.
0
logisticsmanager
(02.05.25)
pozisyonu izledim. eğer faul, ele çarpma vs olsaydı sarı + penaltı olurdu. ancak bilbao'lu topla alakası yokken, topla oynayan kişiyi direkt olarak çektiği için kırmızı + penaltı olmuş. yine çizgide bekleyip kaleye gelen topu elle çıkarsaydı da penaltı + kırmızı olurdu
0
avatar is back
(02.05.25)
ifab'da şu yazıyor;

Ceza sahası içinde bariz gol şansını engelleyen faul (elle müdahale, tutma, itme vb.)

Faulün topa müdahale niyeti olmaksızın, bariz bir ihlal olması (örneğin elle tutup çekme, rakibi kasıtlı olarak düşürme)

Agresif veya ciddi faul oyunu (sert müdahaleler veya kasıtlı ihlaller)

bu 3'ünden biri olursa penaltı ve kırmızı.

bazen normalde kırmızı olabilecek grimsi fauller bile penaltı olunca sarı ile geçiştiriliyor ama bu 3ünden biri olursa direkt kırmızı da geliyor
0
avatar is back
(02.05.25)
Hocam futbolda en temel beklenti goldür, bu tip pozisyonlarda penaltı verilmesinin nedeni, ortada bariz gol şansı olup bu kurallar haricinde engellendiği için rakip takıma "bu davar senin gol atmanı kurallar çerçevesinde engellemedi, bu gol senin hakkındı, o nedenle sana bir şans veriyoruz" anlamına geliyor, o nedenle penaltı veriliyor; kırmızı kart da kural dışı harekette bulunan futbolcuya ve takıma verilen bir ceza. Mesela düşün, ben altıpasta kaleciyi geçip boş kaleye plase yaptım ama kale dibinden biri yere yatıp eliyle topu çıkardı, halbuki o pozisyon %100 gol ama adam eliyle çıkardı, sen o pozisyonda gol veremeyeceğin için penaltı veriyorsun, topun da kurallar haricinde gol olmasını engelleyen futbolcuya kırmızı kart gösteriyorsun, sadece kırmızı verilirse adalet sağlanmamış olur.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(02.05.25)
İnsanlar kendi kafasından kural uyduruyor (hem penaltı hem kart olmaz), bu kuralı da bir mantık çerçevesine sokuyor (2 tane cezalandırma olmaz) sonra da pozisyonları vs buna göre yorumluyor. Aksi olunca da şaşırıyor. Oysa acaba böyle bir kural olmayabilir mi? "Bu kuralı ben uydurmuş veya uyduranlardan duymuş olabilir miyim?" diye düşünmek yerine bu uydurma kuralın dayandığı mantık çerçevesine büyük bir inanç duyuyorlar. Size şahsen demiyoruma ama hem spesifik olarak bu örneğe hem de benzeri başkalarına çok rastlıyorum. Apaçık kuralı belli veya kuralı muğlak olan durumlarda insanlar bambaşka uydurma kurallar üzerinden kanıya varıyor ve tartışıyor. Çok garip bir durum.

Sizin sorunuza gelince, bazı kişişler cevap vermiş zaten ama ben de ekleyeyim: 2 kere cezalandırma olmaz diye bir kaide yok. Bariz golü engelleme, tehlikeli faul vb durumlarda hem kırmızı hem penaltı olabilir.

Ek olarak, ceza sahası dışında kırmızılık olan hareket ceza sahası içinde penaltı+sarı olur diye bir kural da yok.

Son olarak hem gol hem penaltı da yok:)
0
perferil
(02.05.25)
(4)

borsa anlık veri

bay b
aracı kurum anlık fiyat bilgisini paralı yapmış, fakat şimdi bakıyorum portföye girdiğimde ordaki hisse fiyatlarını da gecikmeli veriyor yani ben anlık portföy büyüklüğünü bile gecikmeli görüyorum.bunla ilgili bir kanun yönetmelik vs vardı diye hatırlıyorum bulamadım ama, portföy sayfasındaki fiyatl
aracı kurum anlık fiyat bilgisini paralı yapmış, fakat şimdi bakıyorum portföye girdiğimde ordaki hisse fiyatlarını da gecikmeli veriyor yani ben anlık portföy büyüklüğünü bile gecikmeli görüyorum.

bunla ilgili bir kanun yönetmelik vs vardı diye hatırlıyorum bulamadım ama, portföy sayfasındaki fiyatları aracı kurum banka anlık göstermek zorunda diye yanlış mı hatırlıyorum bilgisi olan var mı?
0
bay b
(02.05.25)
Her zaman ücretliydi zaten. Yeni bir şey değil. 15 dk gecikmeli veriyorlar ücretsiz olarak.
0
perferil
(02.05.25)
@perferil karma düzey 1 çoğu bankada ücretsiz.
0
zakk
(02.05.25)
@zakk: %100 indirim yapıyorlar işte. Yoksa her zaman ücretli olan bir şeyi banka ve aracı kurumlar müşterilerine %100 indirimle verebiliyor. Soruda anlık veriyi bedavaya vermek zorunda diye hatırladığını söylemiş, öyle bir zorunluluk olmadığını söylüyorum ben de. Yoksa ben de ücret ödemediğim için genelde müşterilerden para alınmadığını biliyorum. Belki bunu ayrıca belirtsem daha doğru olurdu, şimdi belirtmiş oldum bu vesileyle:)
0
perferil
(02.05.25)
arkadaslar ben ondan bahsetmiyorum, onlari biliyorum zaten.
banka portfoyumde bulunan hissenin fiyatini, portfoy sayfasinda gecikmeli gosteriyor.

zorunlu oldugunu dusundugum, hatta emin oldugum kisim buydu. bende olmayan bir hisseyi gecikmeli gosterirsin standart olarak ama elimdeki hisseyi de gecikmeli gostermezsin, veri paketimin olmadigi baska bankalarda da islem yaptim/yapiyorum boyle bir seyi ilk kez goruyorum.
0
🌸bay b
(05.05.25)
(3)

Vergiden düşme ne demek?

antheros
Mesela şahıs şirketi sahibi bir insan şirketi için iki ürün aldı.İki ürün de 100 TL diyelim. Birinin KDV'si %8, ikincisinin %20 olsun. Vergiden düşerse 28 TL mi (8 TL + 20 TL) daha az ödemiş gibi olacak?Ya da 10000 TL kazandı, 2000 TL başka giderlerİ olsun. 200 TL de bu harcama göz önünde tutulup
Mesela şahıs şirketi sahibi bir insan şirketi için iki ürün aldı.
İki ürün de 100 TL diyelim. Birinin KDV'si %8, ikincisinin %20 olsun. Vergiden düşerse 28 TL mi (8 TL + 20 TL) daha az ödemiş gibi olacak?

Ya da 10000 TL kazandı, 2000 TL başka giderlerİ olsun. 200 TL de bu harcama göz önünde tutulup 10000 TL - 2000 TL - 200 TL yani 7800 TL üzerinden mi vergisi hesaplanacak?

Öğrenmek istediğim şey ürünlerin KDV oranının vergiden düşme olayına bir etkisi olup olmadığı.
0
antheros
(25.12.24)
Bu kadar komplike hesaplara gerek yok. Yıl sonu geldiğinde 100bin satış yaptın %20 KDV ile diyelim. 20k devlete borcun var. Bu 20k’yi yaptığın giderleri belgelendirerek KDV’lerinden mahsuplaşabilirsin.

Denetimlerde bu giderlerin senin yaptığın satışlarla ilgili olmadığını tespit edilirse ceza yersin.
0
Mcfly
(25.12.24)
Daha az ödeme yok hocam. Bir kere ödeme var. Sen 100 TL + 8 TL KDV olarak bir ürün aldın diyelim. 8 tl'sini ödemiş oldun. Sen bunu ödediğin için artıya geçtin. Dolayısıyla sen bir fatura kestiğinde gelecek KDV borcundan 8 tl düşecek.

Aldığınız ürünü tekrar satacaksanız KDV oranının bir etkisi yok. Çünkü aynı oranda alıp aynı oranda satacaksınız.
10000 TL kazanırken ne kadar kdv'li fatura kesti, 2000 giderin ne kadar kdv'si vardı o önemli.

Örnek olarak; Toplam 10.000 + 2000 KDV fatura kesti diyelim. 2000 TL + 400 TL KDV'li de gideri var.

2000-400 TL 1600'lük KDV borcu çıkacak. 10000 - 2000 de gelir olarak görünüp vergilendirilecek.
0
nickini vermek istemeyen uye
(25.12.24)
@nickini vermek istemeyen üye de belirtmiş ama ben de vurgulamak istedim: KDV ve gelir/kurumlar vergisi 2 ayrı şey.

KDV için her ay yaptığın satışlardan tahsil ettiğin KDV tutarı ve yaptığın giderlere ödediğin KDV tutarı tahsil ettiklerin + ödediklerin - olacak şekilde toplanır. Bu durumda bu 2 kalem giderden 8+20=28 liralık kdv eksi yazılacak. Yani KDV'ye düşürücü etki edecek.

Ayrıca gelir/kurumlar vergisi var. Bu da KDV hariç gelirlerden-giderler düşülerek bulunan vergi öncesi net kar üzerinden hesaplanıyor. Tabi ki amortisman, dönemselleştirme, kanunen kabul edilmeyen giderler, vergi istisnaları şu bu gibi ayrıntılar var ama buradaki örnek için önemli değil. Burada dediğiniz gibi 7800 üzerinden vergilendirilecek. Dolayısıyla bu 2 gider vergi matrahına 200 liralık bir düşürücü etki yapacak. Vergi oranı %25 olursa, kabaca 50 liralık bir vergiden düşme sözkonusu oluyor diyebiliriz.

Totalde de 50+28=78 liralık "vergiden düşme" oluyor takribi.
0
perferil
(25.12.24)
(3)

Tefas befas fonları görülen son gün değişimi hangi güne ait?

avatar is back
Mesela en son bir önceki günün getirisine bakılabiliyor. 9 aralık - 10 aralık arası değişimleri filtreleyip inceleyince mesela kıymetli madenler -%0,6’dan fazla düşmüş. Oysa dün altın gümüş %1 üstü artış gösterdi. O zaman bunlar dün yayınlanan ama çok daha öncesine ait günlerin getirisi mi?
Mesela en son bir önceki günün getirisine bakılabiliyor. 9 aralık - 10 aralık arası değişimleri filtreleyip inceleyince mesela kıymetli madenler -%0,6’dan fazla düşmüş. Oysa dün altın gümüş %1 üstü artış gösterdi. O zaman bunlar dün yayınlanan ama çok daha öncesine ait günlerin getirisi mi?
0
avatar is back
(10.12.24)
Her gün bir önceki işlem gününün getirisi raporlanıyor. 10 Aralık olarak görülen getiri 9 aralık. 9 9ralık olarak görülen de 6 Aralık ve eğer haftasonu da getiri elde ediyorsa 6-8 aralık toplam getirisi.
0
perferil
(10.12.24)
Fon fiyatlamaları günlük yapılıyor, belki başka aralıklarla hesaplanan fonlar varsa bile dikkat etmedim/bilmiyorum. Demek istediğim evet gördüğünüz değerler anlık değil, ancak "çok öncesinin" de değil. Bir önceki iş günü hesaplanan fon fiyatına göre oluşturulmuş bir karşılaştırma.

E tabi bir de fonun kendi yönetimi dolayısıyla kar zarar spot kar zararla aynı olmayabilir. Tabi zıt yönlerde grafik eğrilerinin oluşması daha az rastlanan bir durum ancak olmaycak şey de değil. Her halükarda fonlara günlük bakmak çok doğru değil zaten, fonun spot fiyatlarla günlük uyuşmazlıklarından ziyade belli bir periyottaki davranışının ne olduğu önemli.
0
akhenaten
(10.12.24)
Teşekkürler. Yani şu an 9 aralık görülebiliyor en son ama o bir önceki günün yani 6 aralık (cuma) grafik ve dalgalanma sonucunu gösteriyor. Çok teşekkürler anladım
0
🌸avatar is back
(10.12.24)
(6)

Mac cihazda Windows uygulama kullanmak

perferil
Yeni mac kullanıcısıyım ve sadece windows'ta yapabileceğim işler var. Muhtemelen uzun süre düzenli olarak lazım olacak windows uygulamalar, geçici bir ihtiyaç değil. Sorularım ve maddelerim fazla ama her türlü görüşünüz için müteşekkir olacağım. Hiç okumadan da görüşlerinizi bildirebilirsiniz, veya
Yeni mac kullanıcısıyım ve sadece windows'ta yapabileceğim işler var. Muhtemelen uzun süre düzenli olarak lazım olacak windows uygulamalar, geçici bir ihtiyaç değil.

Sorularım ve maddelerim fazla ama her türlü görüşünüz için müteşekkir olacağım. Hiç okumadan da görüşlerinizi bildirebilirsiniz, veya sadece tek madde için görüş bildirebilirsiniz vs.


Bunun için gördüğüm kadarıyla alternatiflerim şunlar:

1- Parallels desktop gibi sanal makine hizmetleri: Parallels'i denedim. Bana uygun gibi geldi ama korsan kullanmak epey zor anladığım kadarıyla. Windows'a ve Parallels'e para vermem gerekecek. Bu da 2 yıllık filan sürede ucuz yollu bir bilgisayar parası eder gibi geldi.

Sanırım bunu her türlü Mac cihazla kullanabiliyorum. Öyle anladım.

Benzer açık kaynak hizmetler de var. Mesela Virtual Box'a baktım. M2 ve M2 Pro işlemcilerde normal x64 Windows olmuyormuş gibi anladım.

2- Mac'de windows uygulaması açan programlar var. Denedim ama uyumluluk sorunları vs oluyor. Gördüğüm kadarıyla genel olarak belli bazı uygulamalarda hatasız çalışsa da çoğu uygulamada uyumluluk şüpheli.

3- Mac'e windows kurmak. Bu konuyu araştırmadım. Dezavantajları nelerdir?

Sanırım M2/M2 Pro işlemcili cihazlara windows olmuyormuş. Doğruysa bu alternatif düşüyor.

4- Windows olan ayrı bi bilgisayar almak. KDV iadesi ve gider gösterme avantajım da olduğundan 2/3'üne filan geliyor fiyat. Lenovo Thinkpad E14 16 GB RAM, 512 GB SSD bir cihaz almayı düşünüyorum. İşimi fazlasıyla görür şu an için. 2 yıl idare etse ve 2 yıl sonunda ikinci el değeri 0 olmayacaksa satıp yenisine geçip devam edebilirim diye düşünüyorum.

Şu an 4. maddeye yakınım. Mac'e windows kurmanın da pek dezavantajı yoksa ona da yönelebilirim kişisel cihazımı bu iş için de kullanabileceğim için.
0
perferil
(06.11.24)
aynı durumda iken ayrı bir bilgisayar aldım. en doğrusunu yapmışım.

4 diyorum.
0
babilfish
(06.11.24)
bootcamp adında bir uygulaması var mac'in.
ama intel işlemcilerde çalışıyor. yeni bir mac aldıysanız ve m işlemcisi varsa bunu elemeniz gerekiyor. sanırım 3 numarada bahsettiğiniz bu.

1'i methediyorlar ücretli. windows lisansını bilmiyorum ama paralels'in kendisi lisans gerektiriyor. belki edu indirimi falan vardır ama yine de ödeme yapmanız gerekir.

4 mantıklı. 30bin lira civarına güzel bilgisayarlar alabiliyorsunuz.

5 - iyi ve sürekli internetiniz varsa cloud hizmet veren bir yerden windows makine alın, teamviewer gibi bi sistemle uzak masaüstüne bağlanın ve oradan kullanın. ama uzun süreli ve sürekli ise o sistemi sürekli açık tutmanız gerekecek ve onun için de bi bedel ödemeniz gerekiyor.
0
biseysorcaktim
(06.11.24)
@biseysorcaktim: Teşekkürler 5. alternatif için. Kullandığım uygulamadan muhtemelen başka sanal makinalara bağlanacağım. O yüzden localde olmayan bir şey olursa muhtemelen lag'in lag'i durumları olacaktır:) Bir de bu tip hizmetlere çok zam geliyor. Üstüne yerli bir yer değilse kurumsal fatura vs almak zor olduğundan gider göstermek zorlaşıyor. Şu an hala 4'e yakınım. Teşekkürler fikir için.
0
🌸perferil
(06.11.24)
hocam unix sistemlerde wine ile yapilir bu isler. ben de bazi projelerim icin mbp aldim notepad++ lazimdi, wine ile ugrasmak istemedim sunu buldum:

www.portingkit.com

bunun sayesinde notepad++ yukledim guzelce kullaniyorum. -kisa not: bu da wine kullaniyor zaten ancak daha user friendly.- baska hicbir uygulama denemedim cunku ihtiyacim olan baska program yok. zaten evdeki bilgisayarima her yerden erisimim oldugu icin windows ihtiyacim olursa oradan hallediyorum.

bence once bunu dene, olmazsa dorduncu secenek en mantiklisi olur. zaten e14 guzel makine. degil iki yil alti yildan fazla rahatca kullanirsin onu.
0
arakaali
(06.11.24)
Yani aslında en iyisi 4, zira yeni apple işlemciler ile parallels bile pek çok programda cortlayabiliyor, ya da performans vermiyor. Vine ve benzerlerinin sağlayabileceği de kısıtlı sayılır. Yani notepad++ kullanacaksanız, tabiki vine etkilemez, ama her programda da böyle olmayacaktır.

İntel işlemciler varken, windows kurmak vs. kolaydı, ama şimdi windows kullanmak için en iyisi yeni bir intel işlemcili bilgisayar almak. (Bu girdiyi, windows ve mac iki bilgisayar yanyana açıkken yazıyorum :D )
0
yeninesiltupcu
(06.11.24)
@arakaali: Kullanacağım uygulamalar kurumsal uygulamalar ve bir tanesinin resmi java sürümlü gui'si var. O bile çalışmıyor, çalışsa bile eksik çalışıyormuş. O yüzden unix system üzerinde işim olmayacak gibi geldi bana. Bir de kurumsal client'ların VPN vs uygulamaları olacak muhtemelen. Her seferinde bi ayrı sıkıntı yaşamaktan korkuyorum.

E14 Ryzen 5 24 GB siparişi verdim bile:) Daha önce müşteri vermişti kullanmam için, çok memnun kalmıştım o seriden. Gider yazması vs ile 20 binden ucuza geliyor. Ben buna değerim dedim diğer alternatifleri zorlamaktansa:)
0
🌸perferil
(06.11.24)
(3)

yenidogan cetesi nedir

robert bosch
biri aciklayabilir mi?neyi takip edecegimi sasirdim artik
biri aciklayabilir mi?
neyi takip edecegimi sasirdim artik
0
robert bosch
(18.10.24)
kısacası sağlıklı bebekleri uzun süre 15-20 gün mü ne hasta diye küveze alıyorlar. sgkdan günde bebek başına günlük 11 bin mi ne para alıyorlar. sağlıklı bebekler bakımsızlıktan ve diğer hasta bebeklerden dolayı birbirlerinden hastalık kapıp ölüyorlar.
0
sizofren06
(18.10.24)
-Sağlıklı bebekleri devlet hastanelerinden kendi anlaşmalı hastanelerine sevk ettirme. (tedavi masrafları ve teşvikler için)
-Sağlıklı bebekleri sağlıksız gösterip yoğun bakıma yatırma.
-SAğlıklı bebekleri yoğun bakıma yatırmak için gerçekten hasta etme.
-Sağlıklı bebeklere yoğun bakımda kullanılmaması gereken ilaçları vererek hasta etme.
-Hasta bebeklere kullanmaları gereken ilaçları kullanmış gib gösterip kullanmayarak el altından yurt dışında satma
-Ağırlıklı yenidoğan bebekler üzerinden yürüyor ve soruşturmalar oradan açılmış ama yaşlı hastalara vs de benzer şeyler yapıldığına dair iddialar var.

Bu faaliyetler sonucunda epey kısmı sağlıklı olan birçok bebeğin ihmaller, bakımsızlık, yanlış ilaçlar, ilaç verilmemesi vb sebeplerle öldüğü ortaya çıkmış. Şimdi gündem olunca çok daha fazla ölümün bu sebepli olduğuna dair bilgiler gelmeye başladı. insanlar kaybettikleri çocuklarının öldürüldüğünü öğreniyor, seslerini duyuruyor.

Çetedekilerden biri savcıyı tehdit etmiş. Savcı tehdit sırasındaki görüntüleri kameraya almış. Onlar yayıldı, asıl gündem olmasını o sağladı.

Çetenin başındaki doktor 90'larda PKK üyeliğinden hapis yatmış.

Çetedeki birçok kişinin MHP ve AKP ile bağlantısı çıktı. Özellikle bi adamın AKP'li üst düzey siyasetçilerle görüntüleri var. Ayrıca Bahçeli'nin eski koruması vs de sanıkmış. Çetedekilerden birinin CHP Esenyurt belediyesinde çalıştığı ortaya çıktı.

Çetenin kullandığı hastanelerden biri eski sağlık bakanınınmış. Şu anki sağlık bakanı da çetenin faaliyetleri sırasında İstanbul İl Sağlık Müdürüymüş.

Daha önce ilgili kişiler için sağlık bakanlığına şikayetler yapılmış, sağlıkçılar arasında bilenler varmış, şikayetvar vb yerlerde bu doktorlar vs şikayet edilmiş ve bir işe yaramamış.
0
perferil
(18.10.24)
@perferil, detayli cevap icin cok tesekkür ederim.

ben hala sasiriyorum.
0
🌸robert bosch
(18.10.24)
(4)

Ozark izleyenlere soru

nhk ni youkosu
Birkaç bölüm izledim ama bir şeyi gerçekten anlamadım.Sözde kara para aklayacak ama mesela motel alıyor okey. Kalan kişi sayısını şişirse anlarım belki yapıyordur ama kadın "5 klima alınmış burada 20 yazıyor" diyor. E buradan para aklayabilmesi için klimayı satan taraf olması gerekmiyor mu? 5 sattı
Birkaç bölüm izledim ama bir şeyi gerçekten anlamadım.

Sözde kara para aklayacak ama mesela motel alıyor okey. Kalan kişi sayısını şişirse anlarım belki yapıyordur ama kadın "5 klima alınmış burada 20 yazıyor" diyor. E buradan para aklayabilmesi için klimayı satan taraf olması gerekmiyor mu? 5 sattı ama 20 satmış gösterdi para cash geldi gibi. Ama adam alıyor! Kilise yaptırıp aşırı halı bilmemne alıyor. Alarak nasıl aklanıyor yav?

Mesela Breaking Bad'de oto yıkamacı veya güzellik salonu laser tag vs ile normalden çok kişi geliyor gibi fatura keserek aklıyorlardı o okey. Gidip de milyon tane temizlik sıvısı almamız lazım demiyordu. Şu dizide kilise yaptırarak nasıl para aklamayı hayal ettiler merak ediyorum. Gelen bağışları yüksek gösterip ona çökecek desek adam peder falan değil sadece bitmeyen bir inşaattan para aklayacağını söylüyor ve inşaat şirketi yok.
0
nhk ni youkosu
(19.09.24)
Dizide amaç her kuruşu aklamak değil, öyle bir para ki %20sini saçsalar bile sorun değil. Zaten ilerleyen bölüm ve sezonlarda göreceksin ki hostel kilise bar bunlar paravan hep, sürekli daha büyük bir aklama ihtiyacı oluyor ve bir sonraki basamağa gidene kadar atılacak adım gibi düşün. Cenaze evi de satın alacaklar(almak durumuna kalacaklar) mesela, sırf para saklamak ve cinayetleri yakmak için. Gelir beklentisi yok çoğundan, hatta aslında işleyen bir gelir olduğunda oradan temiz para kazanan kişiler de bela olmaya başlıyor.
0
Bruce
(19.09.24)
Diziyi yıllar önce izledim o yüzden detaylar aklımda değil ancak, supplier ile nihai kullanıcı arasına paravan bir şirket kurmuş olabilir. Bir otel almıştı yanlış hatırlamıyorsam. Şöyle yani, 4 klima satın almıştır bu paravan şirket ile, sonra da otelin hesabından bu paravan şirkettenı 25 klima almış gibi göstermiştir ve bu şekilde fatura kesmiştir. E bu şirketler de kamuya açık (publicly traded) olmadığı için audit zorunluluğu da yok, denetim olmayınca da tespit edilemez.
Bu bahsettiğimiz yöntemde arada kalan “shell company”, ki bu şirket büyük ihtimal kartele hizmet ediyor, bol bol para kazanmış oluyor.
Yani bakış açını Marty kardeşin aldığı ürünlere değil de, bu ürünleri nereden aldığına yönlendirirsen daha kolay oturur kafanda sistem.
0
irene
(19.09.24)
Elimde kara para var ve bunu sisteme sokmak istiyorum. a. Hayali gelir üretebilirim ve kendi nakit paramı müşteriden gelmiş gibi gösterebilirim. b. Hayali gider üretebilirim ve tedarikçime veriyormuş gibi yaptığım nakitimi yine kendim alırım. Tedarikçinin de farklı sebeplerden gelir faturasına ihtiyacı olabilir, şirketi zararda olduğu için vergi ödemeyecek olabilir o yüzden beli komisyon karşılığında bu hizmeti sağlar veya tedarik sürecine yine bana ait başka shell veya legitimite şirketler koyabilirim.

Ayrıca hayali gider üzerinden para aklamak hayali gelirlele akladığım paraların karşısına gider olarak geleceği için karın çok şişmesini önler, böylece bi nebze maliyenin radarından korur. Üstüne de vergi matrahını azaltır.

İlla kara para da değil, böyle düzenekler birçok amaçla yapılabilir.

Türkiye'de niye bu kadar çok holding var sanıyorsunuz? :)
0
perferil
(19.09.24)
maksat trafik olsun gelir gider dengesi olarak bakma para işine.
müthiş diziydi ya hiç izlememiş olmak isterim şu an.
0
jamswety
(19.09.24)
(4)

Tek kişilik limited şirket kurduğumda kendime maaş ödemek zorunda mıyım?

robokot
ltd. sti. kuruldugunda bir ortagin mudur olmasi zorunlulugu var. ben bir sirket kurmak istiyorum ama herhangi bir calisani yok, arkasinda sadece ben varim (yazilim yazip satiyorum) - hic bir calisanim yok. bu durumda sirketin müdürü de ben olmak zorundayim. bu durumda her ay kendime şirketten maaş m
ltd. sti. kuruldugunda bir ortagin mudur olmasi zorunlulugu var. ben bir sirket kurmak istiyorum ama herhangi bir calisani yok, arkasinda sadece ben varim (yazilim yazip satiyorum) - hic bir calisanim yok. bu durumda sirketin müdürü de ben olmak zorundayim. bu durumda her ay kendime şirketten maaş mı ödemek zorundayım?
0
robokot
(16.09.24)
hayır maaş ödemek zorunda değilsiniz. ama maaş ödeyip stopajını ödemek suretiyle gider yazabilirsiniz (sgk'ya tabi değildir, şirket ortağı kendi şirketinden sigortalı olamaz, şirket ortaklığından dolayı bağkur'lu olur).
0
kibritsuyu
(16.09.24)
Huzur hakkı diye bi şey var ama sizin sorunuza cevap mı bilemedim.
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(16.09.24)
ltd. şti. tek kişi de olsa dediğiniz ya siz ya da başkası müdür olmak zorunda. ortağa ve müdüre huzur hakkı ödemesi ise alınacak karara bağlı, zorunluluk değil
0
sweetoffice
(16.09.24)
@kibritsuyu açıklamış, maaş ödeme zorunluluğu yok. Ben de şunu ekleyeyim: Maaş ödemezseniz şirketten huzur hakkı, temettü dağıtımı vb olarak para alabilirsiniz. O durumda stopaj ödersiniz. Ayrıca şirketten avans/ortaklara borç alarak para çıkartabilirsiniz kendinize. Bu stopajsız ama bir gün bu "borçları" ödemek veya varlık alımı, sermaye artırımı şu bu gibi şeylerle şirkete döndürmeniz gerekiyor.
0
perferil
(16.09.24)
(4)

Osmanlı dönemi sıradan insanların sıradan yaşantıları günlük

iddaaci
Merhaba, Osmanlı döneminde sıradan günlük hayatı anlatan bir kitap var mı? Lokantalarda şöyle yemekler vardı. Çocuklar için parklar vardı. Evlerinde yaşamlar şöyleydi. Filan. Askeri ve ilmiyenin tarihini okumaktan gına geldi.
Merhaba, Osmanlı döneminde sıradan günlük hayatı anlatan bir kitap var mı? Lokantalarda şöyle yemekler vardı. Çocuklar için parklar vardı. Evlerinde yaşamlar şöyleydi. Filan. Askeri ve ilmiyenin tarihini okumaktan gına geldi.
0
iddaaci
(06.09.24)
Tam istediğin şey değil ama, okumadıysan diye
iyi ki okumuşum diyeceğin bir kitap

www.iskultur.com.tr

Kazım Karabekir, Hayatım adlı kitabında çocukluğunun geçtiği yerleri ve aile düzenlerini bir çocuk gözüyle anlatmış. Özellikle Mekke'deki yaşantıları çok ilginç gelmişti bana.

Memduh Şevket Esendal'ın Sıdıka Hikayesi Görücü usulüyle yapılan bir evliliği anlatır.

Aynı yazarın ve çağdaşlarının hikaye ve romanlarında Türk, Rum, Ermeni, Yahudi içiçe uyumluğuğunun nasıl güzel resmedildiğini görürsün. Hepsi çok güzel yazmış.

Bence Türk klasiklerinin epey hakkı yenmiş.
0
Mirket
(06.09.24)
Cenap şahabettin'in gezi yazıları.
İçeriğinin ne kadarı sizin aradiginiza tekabül eder bilemiyorum ancak unsurlar vardır diyebilirim. Ama tabii servet-i funun dönemi onunkisi.
0
encokbenisevinnolur
(06.09.24)
Bence kültür tarihinin en güzel örneklerinden biri Reşat Ekrem Koçu'nun İstanbul Ansiklopedisi

Şuradan pdf halini bulabilirsiniz. Basımı maalesef yılan hikayesine döndüğü için basılı olarak mevcut değil.

archive.org
0
thracia
(06.09.24)
Tam dediğinizi karşılamıyor olabilir ama mikro tarih temalı olmaları ve konu olarak sizin aradığınıza yakın olduğu için şu 2 kitaba bakabilirsiniz:

Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İken, Cemal Kafadar
Osmanlı Kültürü ve Gündelik Yaşam, Suraiya Faroqhi

Suraiya Hocanın benzer bağlamda başka kitapları da var. Bazılarını okudum bazılarını okumadım ama büyük bir tarihçidir Suraiya Faroqhi.

Osmanlı'da Kentler Kentliler
Osmanlı Dünyasında Üretmek, Pazarlamak, Yaşamak
Osmanlı İmparatorluğu’nda Yollara Düşenler
Soframız Nur Hanemiz Mamur:Osmanlı Maddi Kültüründe Yemek ve Barınak
Orta Halli Osmanlılar
Osmanlı Şehirleri ve Kırsal Hayatı
Osmanlı Zanaatkarları
0
perferil
(06.09.24)
(4)

CCOLA türk hissesi nasıl sürekli yükseliyor ?

HellKeePer
İsrail dediler, boykot dediler teknik olarak bu hisse nasıl sürekli yükselişte olabiliyor?
İsrail dediler, boykot dediler teknik olarak bu hisse nasıl sürekli yükselişte olabiliyor?
0
HellKeePer
(03.06.24)
Protesto etmek için alıp döküyorlar ya.
Satışı artıyor. Ondan öyle.

Şaka bir yana, sağlam şirket, enflasyonist ortamda da yiyecek, içecek ve perakende sektörü iş yapar.
0
Mirket
(03.06.24)
Bireyselde boykotun çok bir etkisi olduğunu sanmıyorum. Coca colayı bugün boykot eden insanlar zaten benim çocukluğumdan beri boykot ediyor. Haliyle ani bir etkisi olsun sanmam.

Siz herhangi bir orta karar ve üstü restorana gidip kola isteseniz boykot ediyoruz onu gibi bir söz duyabiliyor musunuz? Ben denk gelmedim hiç. Bütün marketlerde de raflarda.

Ancak bist hisselerinin yükselmesi ve düşmesi için çok bir nedene de ihtiyaç olmayabiliyor her halükarda.
0
akhenaten
(03.06.24)
O işler öyle olmuyor hisse senedinin değerini belirleyen bir çok etken var karmaşık bir konu. Boykot yüzünden bir çok şirket ciddi anlamda pazar kaybetti ve kaybetmeye devam ediyor.
0
doharkoman
(03.06.24)
Coca Cola Türkiye sadece Türkiye'de faaliyet göstermiyor, Türkiye dahil 12 ülkede faaliyet gösteriyor. Diğer ülkelerde yatırımlar yaptı-yapıyor ve faaliyetlerini genişletiyor.

Bunların yanında iyi yönetilen bir şirket. Arkasında da yine iyi yönetilen ve finansal olarak iyi durumda olan Anadolu Efes ve Anadolu Holding var.

Dönemsel olarak boykot sebepli satış düşüşü yaşıyorlar ama kötü ekonomiye vs de diğer şirketlere göre çok daha dayanıklı bir şirket. Büyük ihtimal bunlardan dolayı boykotların etkisi çok olmuyor. Yine muhtemelen yatırımcıları böyle boykotların genelde bir süre sonra sönümlendiğini ve yine öyle olacağını düşünüyor.
0
perferil
(03.06.24)
(9)

"ekonomi iyiye gidiyor" haberleri

biseysorcaktim
ben vatandaş olarak cebime girene, çıkana, kredi kartı taksitlerini öderken çektiğim zorluklara ya da dışarı çıkarken bir sürü düşünüyor olmama bakıyorum ve "çektiğimiz zorluklar ve kamuda tasarruf meyvesini vermeye başladı", "bakın dış ticaret açığı azalıyor, bakın merkez bankası rezervleri artıya
ben vatandaş olarak cebime girene, çıkana, kredi kartı taksitlerini öderken çektiğim zorluklara ya da dışarı çıkarken bir sürü düşünüyor olmama bakıyorum ve "çektiğimiz zorluklar ve kamuda tasarruf meyvesini vermeye başladı", "bakın dış ticaret açığı azalıyor, bakın merkez bankası rezervleri artıya geçti" laflarına pek itibar etmiyorum.

ancak yine de tarafsız şekilde olayı yorumlamak istiyorum.

mesela enflasyon artış hızı azaldı şeklinde bir açıklama yapıldı bugün (enflasyonun kendisi değil, artışı). bu durum önü alınmayacak bir yangının artık kontrol altına alındığı anlamına mı gelir?

ekonomi konusunda az da olsa bi iyileşme var mı? yoksa artık zaten alıştık bu sürece, kanıksadık, o yüzden mi böyle geliyor bize.
0
biseysorcaktim
(03.06.24)
Şu an dövizi baskılayarak ekonominin doğal gidişatına engel olunuyor ve bu çok çok kötü sonuçlar doğrur. Bir anda olur ne olacaksa.
0
numlock
(03.06.24)
2023 Mayıs ayı itibariyle yıllık enflasyon %40 iken 2024 Mayıs itibariyle %75. Bunlar resmi rakamlar olduğu için 2 ile çarparak gerçek enflasyon değerini tahmin edebiliyoruz. İyiye gitmenin tam tersi yani. Ekonomi bakanı bile iyiye gitmenin başlayacağı tarih olarak 2026 ortasını "vadetmişti" zaten.
0
otonomo
(03.06.24)
1.dünyanın en yüksek faizini veriyoruz.
2.belli ki, birileri borcumuzu ödeyeceğimize ve devaluasyon yapmayacağımızın garantisini almış.
3.hal böyle olunca ülkeye sıcak dolar yağıyor. (carry trade)
4.halk fakirleştiği için ithal azaldı, cari açık kapanıuyor.
5)döviz düşük tutulduğu için ihracatta rekor kırıyoruz gözüküyor.
6)reel ekonomide bir iyileşme yok.
7.tefeci faizini biz (halk) ödeyeceğiz.
0
parka
(03.06.24)
Sonuçları henüz hissedilmedi ancak ekonomik program planlandığı gibi devam ediyor. Olumlu etkileri olacaktır, daha kötüye gitmeyiz diye düşünüyorum.
0
abelardo
(03.06.24)
Bakın diğer her şeyi bir kenara bırakın.
Ekonomide bir tane temel kural vardır.
Piyasada bir şey çoğalırsa değeri düşer.
Pazara gittiniz. Bütün tezgahlar domates doluysa domates ucuzdur.
Bakın şurada da ay ay Merkez Bankasının piyasada bulundurduğu TL nin grafiği var.
Para da bir maldır o da ne kadar bollaşırsa o kadar değersizleşir.

x.com
0
Mirket
(03.06.24)
"...dövizi baskılayarak.." , "Bunları yiyorsanız afiyet olsun."

bu kadar cehaletin, ergence konuşmanın olduğu yere cevap verilmez. youtube'da çeşitli ekonomistleri izleyebilirsiniz. atilla yeşilada vs ile başlayarak
0
avatar is back
(03.06.24)
mirty
(03.06.24)
Şimdi bunu size izah etmesi çok zor. Bu bakış açısını kazanıp konuyu kavramanız için en az 6 ay geçmesi lazım. Kısacası evet makro ekonomik veriler iyiye gidiyor zamana ihtiyaç var. vatandaşın hissettikleri bir kriter değildir. Verilen örneklerin çoğuda safsata. Vatandaş olarak yüzyılın felaketini yaşayan 11 şehri yıkılan 50 binden fazla insanı enkaz altında şehit olan bir ülkenin nasıl bu yükün altından kalktığınıda sorgulamanızı tavsiye ederim.
0
doharkoman
(03.06.24)
"Ekonomi iyiye gidiyor" çok genel bir ifade. Çünkü tüketici/vatandaş olarak bizim bir geçim-birikim-iş-sosyal devlet getirileri-belediye ve hükümetin yaptığı şeylerin pozitif dışsallıklarından yararlanma vs gibi bir çok şeyle ölçebileceğimiz (kimisini ölmenin zor olduğu) bir ekonomik faydalarımız var. Bunların bazılarında iyileşmeler, bazılarında kötüleşmeler olabilir. Ayrıca bunlar da yaşımıza, memur-emekli-özel sektör maaşlı çalışanı-esnaf-kobi sahibi-büyük şirket sahibi vb olmamıza, mevcut servet durumumuza, mevcut gelir grubumuza, yaşadığımız şehre vs göre değişiyor. Bir böylesine kompleks bir yapı olarak "vatandaşın ekonomisi" var.

Bunun yanında devletin/hükümetin bütçesi-geliri-ödemesi var. Ödemeler dengesi var. Yaptığı, yapmadığı, yapamadığı yatırımları var. İktidarını sürdürmesi için para harcayabilmesi, yatırım yapabilmesi gereken alanlar var. Dağıtılması gereken rantlar var. Bu rantların oluşabilmesi için yapılabilmesi gereken "projeler" var. Mutlu etmesi gereken çıkar grupları var. Buna da "devletin ekonomisi diyelim".

Sonra yatırımcılar var. Bunun yerlisi yabancısı var. Yerlisinin küçüğü, büyüğü, çok büyüğü, kurumsalı var. Yabancısının kısa dönemli düşüneni (sıcak para/carry trade etc.), orta vade düşünüp biraz daha "derin" alım yapanı ve uzun vade düşünen, direkt yatırım yapmış veya yapmayı düşünen, ülkede fabrikası olan veya almayı-kurmayı düşüneni var. Yatırımcılar yanında yine çıkarları yatırımcılara benzer olan sermaye kesimi/"iş dünyası" var. Buna da "iş dünyası ekonomisi" diyelim.

Son olarak da bu grupların hepsini ilgilendiren. Ülkenin total ekonomisi ile ilgili makro perspektif var. İstihdam-işsizlik, enflasyon, ithalat-ihracat-dış ticaret açığı, merkez bankası rezervleri, para arzı-krediler vb bir sürü makro parametre ile takip ediliyor. Buna da makro ekonomi+ekonomi politikası düzlemi diyebiliriz.

Şimdi, fark ettiğiniz üzere iyi deyince kim için, o kimlerin içindeki hangi alt-kimler için, o alt-kimler içindekilerin hangi vadeyi düşününleri için iyi diyoruz onu tartışmak gerekir. Ve her alt katmanda daha da kompleks bir yere gidiyoruz ama kabaca bazı tarifler yapıp, onlar üzerinden değişimi de konuşabiliriz. Buna göre de totalde iyiye mi kötüye mi gidiyor diye kabaca bir fikre sahip olabiliriz.

2023 seçimleri öncesinde Türkiye düşük faizle piyasaya TL arz eden, yani kabaca sürekli deli gibi para basan bir merkez bankasına sahipti. Merkez bankası Tayyip'in saçma sapan gerekçelendirmeli fikirlerine hiç itiraz edemeden ne derse yapıyordu. Faizin artırılaması ve deli gibi TL basılması döviz kurlarını artırıyordu (aslında TL'nin değerini düşürüyordu). Siyasi rejim sebepli instability, hukuk-demokrasi yokluğu, istihdamdaki bozulma vs vs gibi bir sürü şeyin de etkisiyle tl'nin değeri düşüyordu. Ara ara büyük kur şokları yaşıyorduk. Kuru tutmak için bu sefer merkez bankası rezervlerini yani dolar-euro-altınları "yaktılar". Rezervler eridikçe hem etkisi azaldı hem de kırılganlık daha da arttı.

Yine 2023 öncesi TCMB, ekonomi ve maliye yönetimi tamamen tutarsız, hiçbir bilinen kurala uymayan, şeffaf olmayan, kişilere bağlı, çok temel bilgileri inkar edip, bu bilgilere savaş açan, adeta dünya düz diyen ve buna göre davranan, yerli yabancı tüm paydaşlara tuzaklar kuran, şark kurnazlıkları yapan bir yönetimdi. Yani itibarları yoktu. Ekonomi beklentidir, itibardır. Merkez bankalarının en büyük gücü beklentileri yönetebilmeleridir. Bunu da tutarlı adımlarla, sinyallerle, bağlayıcı planlarla vs yapılır. Bizde bunlar yoktu.

Vatandaş olarak sürekli kur şoku yaşadığımız için fakirleştik. Devlet sürekli bedava, negatif reel faizli kredi dağıttı. Dolayısıyla alabilen ev kredisi, araba kredisi, ihtiyaç kredisi aldı. Alabilen beyaz eşya elektronik, tüketim ürünleri her şeyi aldı. Bunların hepsi savunma mekanizmalarıydı. Yapabilenler yapamayanlara göre daha az fakirleşti. Tabi hepsinin de komplikasyonları oldu. En büyüğü de enflasyon. İşsizlik düzelmedi, kötüleşti. Maaşlar kuş oldu.

Hem vatandaş hem de iş dünyası bu belirsizlik ortamında dolara yüklendi. bu da TL'yi daha da kırılgan yaptı. Daha kırılgan oldulkça daha fazla rezerv yaktılar. DAha fazla rezerv yakınca daha fazla kur şoku yaşadık. Böyle bi faist daireye girdik. Çünkü negatif faiz vererek ekonominin gerçeklerine uymamayı böyle şeylerle kompanse etmeye çalışıyorduk ama olmuyordu. Bu süreç sonunda rezervler eksiye indi. KKM ilan edildi, dövize fahiş faiz verildi. Döviz bulmak için her şey yapıldı. Katar, Suud ve BAE'den döviz dilenildi. Seçimlerde seçim ekonomisi uygulandığı yani maaş artışı, saçma yatırım harcamaları vs yapıldığı için de devlet bütçesi de gittikçe kötüleşmeye devam etti.

Tabi ki kronik problemlerimiz olan vergi adaletsizliği, gelir adaletsizliği, servet adaletsizliği, hukuk sorunları, istihdam-işsizlik-genç işsizliği, emeklilik ve sağlık sigortası sistemi vb gibi her şey düzelmek bi yana da da kötüye gitti.

Sürecin sonunda dış ticaret açığı ve rezerv düşüklüğü çok büyük bir sorun haline geldi. Artık ödemeleri yapamayacak duruma geldik. Katar-Suud vs paraları da geç geliyor veya çok daha büyük şeyler istiyorlardı karşılık olarak. Ve yetmiyordu birkaç milyar dolarlık enjeksiyonlar.

Ekonomide bir şeyleri değiştirmenin gerekliliğine Tayyip'i ikna eden en önemli şey bu döviz sorunu oldu. CDS puanımız zaten çok kötü haldeydi. Artık yukarıdaki fasit daire ile ekonomiyi çevirmenin sonuna geldiğini anladı.

Bu ve diğer etkenlerin de etkisi ile seçimden sonra direksiyonu kırdı ve yeni bir yöne döndü.

Kabaca Mehmet Şimşek'i getiriyorum, TCMB'ye az çok bu işi kitabına göre yapacak kişiler getiriyorum ve bunlara otonomi veriyorum dedi. Mehmet Şimşek ve TCMB de gelir gelmez saçma düşük faiz ısrarını bitireceklerini, artık işi kitabına göre yapacaklarını söyledi. Bunun yanında maliye tarafında da adımlar atacaklarını, vergileri artıracaklarını, kredileri kısacaklarını, bu gibi şeyler sayesinde de ekonomiyi soğutup enflasyonu azaltacaklarını söylediler. Şeffaf olacaklarını söylediler. Vs vs.

Tüm bunların temel amaçları döviz krizini çözmek, enflasyonu düşürmek, kurları stabilleştirmek, yabancı yatırımcı getirmekti. Yabancı yatırımcının geleceği ve kalacağı kurallara dayalı, birkaç ayda bi ters yüz olup bakanların vs değiştiği, Tayyip'in birilerine savaş açtığı vs tarzı bi ekonomi olmayan bir ortam olacağını vadediyorlardı.

İlk yaptıkları faizleri artırmak ve devam edeceklerini sürekli söylemek oldu. 1 yıldan kısa sürece 8'den 50'ye çıktı. Kredi musluklarını kapattılar. Taksit sınırlamaları, nakit avans sınırlamaları, kredi limit sınırlamaları vs gibi şeylerle tüketimi "dizginlemek" isteyen adımlar attılar. Bir sürü ek vergi getirdiler. Kurumlar vergisini artırdılar. Tayyip'i arkaplana çektiler, ekonomiyi biz yönetiyoruz dediler.

Bu süreçte rezervler arttı, kur stabilleşti, enflasyon düşmedi, istihdam düzelmedi, yabancı yatırımcı bekledikleri seviyede olmasa da az buçuk geldi, CDS primleri düştü. Kabaca yabancı yatırımcı ve kuruluşları az çok bir şeylerin değiştiğine ikna ettiler. Ama onlar da her seferinde kazık yedikleri için ve zaten global konjonktür karışık olduğu için hemen alın size milyarca dolar deyip girmediler. Ama 1 yıl içinde peyderpey para soktular. Bazı kuruluşlar not artırdı. Birçok farklı kanaldan olumlu raporlar geldi.

Tekrar söylemek gerekirse ilk amaçları olan döviz krizini engellemeyi başardılar gibi. Enflasyonu düşüremiyorlar.

Şimdi... Vatandaş olarak enflasyon düşmedi. Memurlar ve bi nebze asgari ücretliler hariç maaşlar kuş olmaya devam etti. Gelir adaletsizliği, işsizlik vsde düzelme olmadı. Kredi muslukları kapandı, bu da bizi daha da zor duruma soktu. Yani her zamanki gibi acı reçete vatandaşa kesildi. Enflasyon bi noktada düşerse, kur stabil kalmaya devam ederse faydasını görmeye başlayacağız bi noktada.

Devletin gelirleri bi nebze düzeldi. Kanal istanbul çeşitli sebeplerle yapılmadı. Deli gibi para yiyen KKM sönümlenmeye başladı. Garantili köprü, havalimanı, hastane vsler karadelik gibi para emmeye devam ediyor. Kabaca devlet/hükümet açısından geçen seneye göre daha iyi durumdalar. Tek sıkıntıları bu yerel seçimlerde seçim ekonomisi yapamadılar ve kötü oldu kendileri için. Ayrıca negatif reel faizli beleş kredilerle besledikleri müteahhit, yiyici takım vs ağlıyor ve bu gidişatı değiştirmek istiyorlar. Bir erken genel seçim senaryosu konuşuluyor 2025-26 için. Öyle bi seçimden önce tekrar faiz düşürüp para basma moduna geçebilmek isterler. Hala gidecekleri yol var.

İş dünyası vs açısından genel olarak iyileşme var olarak görülüyor. İşletme sermayesi az olan ve krediye bağlı olan şirketler, ihracatçı şirketler vs sorunlar yaşıyor ama genel olarak olabildiğince az maliyetle kaos ekonomisinden daha düzgün bi ekonomiye geçiyoruz diye düşünüyorlar ve şimdiden alınan meyvelerden -daha fazlasını beklemiş olsalar bile- memnunlar.

Ben kendi adıma genel bir değerleme yapacak olursam, totalde eski kuralsız, ona buna bedava kredi verilen, sürekli para basılan, bunların maliyetini de vatandaşa yükleyen, birkaç ayda bir ekonomi yönetimi değiştiren, en basit ekonomi kurallarına savaş açan yönetime göre bu yeni yönetimi ve gidişatını tercih ederim. Acı reçetenin her zamanki gibi vatandaşa patlaması, kalan çoğu paydaşın pek ırgalanmadan yoluna devam etmesi benim için olumsuz. Eğer AKP gitmezse eninde sonunda bir şekilde eski usule döneceklerini düşünüyorum, bu yüzden eğer sonunda AKP giderse bu 1 yıl ve önümüzdeki 1-2 yıl iyi sonuçlar üretecektir. Eğer AKP gitmezse bu 1-2 yıl krizleri çözmüş olur AKP açısından ama aynı krizleri doğuran yola yine girerler. Kabaca daha iyi bence ama iyi oldu, süper oldu, kurtulduk değil.
0
perferil
(04.06.24)
(13)

Borsadan hisse senedi alınca nasıl ortak oluyoruz?

ya ben lan neyse
ben bir şirkete 1/1000 oranında hisse yoluyla ortak olduğumda o şirket 1000 dolar kar etse bana 1 dolarını vermiyormuş. canı isterse temettü adıyla veriyormuş. e bu nasıl ortaklık? ben kardan pay almıyorsam neden hisse senedi diye bir şey var? ben o hisseyi neden alıyorum?
ben bir şirkete 1/1000 oranında hisse yoluyla ortak olduğumda o şirket 1000 dolar kar etse bana 1 dolarını vermiyormuş. canı isterse temettü adıyla veriyormuş. e bu nasıl ortaklık? ben kardan pay almıyorsam neden hisse senedi diye bir şey var? ben o hisseyi neden alıyorum?
0
ya ben lan neyse
(11.05.24)
yani...
0
malheiros
(11.05.24)
kurallar öyle

zaten kar dağıtsa da şirketten para çıkışı olduğu için hissenin fiyatı sistemsel olarak düşürülüyor
0
bir soru sorcam
(11.05.24)
Ortak degil hissedar oluyorsunuz, adi ustunde hisse senedi - hissedar.

Ortak olsaniz sirket yonetiminde karar alma yetkiniz de olurdu.
0
sertac akin
(11.05.24)
Çok bilmiyorum ama şirket hissedarlara kar payı dağıtmıyorsa patrona da dağıtmıyor diye tahmin ediyorum.
Yani kazanılan paranın tamamını şirketi büyütmek için şirket içinde tutuyorlar.

Şirketin yarısının sahibi patron da bir kuruş almıyor bin liralık hisse sahibi de bir şey almıyor.
Öyledir herhalde.
0
michael_knight
(11.05.24)
temettu finansal tablolara bakılıp verilen bir şey. Buna da şirketin yönetim kurulu karar verir. Yani şirketin paraya ihtiyacı varsa sırf temettü vermek için temettü vermek demek geleceği satmak demek. Temettü çok onemliyse sürekli temettü veren sirketlerden hisse alınabilir. Misal benim çalıştığım şirket 100 yıldır her sene temettü vermiş.

Hissedar olmanın kuralları önceden belirli. Sizin mantığıniza göre şirket zarar ederse de sizden para istemeliydi ama yapmiyor.
Siz ortak degilsiniz yani, share owner. Piyasada 10 milyon hisse varsa ve siz 10 milyonda bir hissenin sahibisiniz.

Neden aliyorsunuz? Ileride temettu oder diye, ileride hisse fiyati degerlenir diye. Başka bir şeyden alınmıyor.
0
logisticsmanager
(11.05.24)
@logistic: aydınlandım resmen. yani temettü vermeyen şirketin hissesi aslında deniz kabuğu gibi bir şey. sadece kendi aramızda "bu da değerliymiş meğerse" diye ortak karar verdiğimiz bir şey doğru mu?
0
🌸ya ben lan neyse
(11.05.24)
Temettü dağıtmak yönetim kurulunun keyfine kalmış birşey.
Edilen karı şirkette tutup yatırımda kullanmayı tercih ederler genelde. Böylece şirket büyür. Senin hissen de daha çok para eder.
0
parka
(11.05.24)
Yok aslında o kadar basit değil. Şöyle ki sizin dışınızda aslında şirketin elindeki kapitallere vs bakarak da şirketin piyasa değerinin olup olmadığına bakilabilir.
Misal bugün koç şirketinin hissedi düşse 100 milyon lira olsa; bu koc'un değeri bu mu demek? Ya da Yükselse 100 milyar dolar olsa bu mu demek? Birincisinde şirketin karina, cash flowuna, elindeki malzemelere bakarak ucuz olduğu soylenebilir. Ikincisinde de bunlarla alakasız piyasa fiyati denebilir. Misal tesla'nin fiyatinin şirketin elindeki fabrikalar, inventory, cashflow hiçbir şey ile alakası yok. O tamamen sizin dediginiz "beyler Tesla çok iyi hisse" diyip yükselttiği bir fiyat.

Misal sirketler satilirken de bu piyasa fiyatı olmuyor her zaman. Misal bugün nvidia almak isteyecek biri tabiki 3 trilyon dolar ödemeyecek.

Bu arada şirketin hisse değerini etkileyen çok şey var ama evet sizin benim gibi insanlarin psikolojik fiyatlamasi var. Ama tabiki büyük oyuncularin yaptıkları asıl bizi yonlendiriyor.

Bu arada temettu vermeyen hisse kötüdür denemez. Misal teknoloji şirketleri yeni vermeye başladı çünkü hayvan gibi para birikti. Ama vermeyen sirketin finansal tablolarina bakmak lazım. Şirket gelen parayı kendine yatırıyorsa ve bir planı varsa neden olmasin? Ha sirket temettu verememe sebebi hayvan gibi operating expense olduğundan zarar edecek olmasiysa bu noktada şirketin iyi yönetilmedigini anlayabiliriz.

Yani aslında deniz kabuğu değil. Misal bugün temettü vermeyen ama füzyon enerjisini planlayan sirket sizce deniz kabuğu mu? Yoksa belki de gelecekte çok değerli olacak bir hisse mi? Misal kontrolmatik yeni veriyor galiba ama vermiyor diyelim.
2021 yılında 10 bin lira kontrolmatik alsaydıniz (1100€) su an elinizde 163bin lira (4674€) olacakti. Buradaki sebep sizin ne düşündüğünüz değildi, firma hayvan gibi iyi yönetilen, geleceği iyi olan, çok iyi yatırımlar yapan, finansal açıklamalari iyi olan bir firma. Kısacası deniz kabuğu değil yani, siz olmasaniz da bu firma başarılı olurdu ama belki de hisselerini satması ile yarattığı kapital sayesinde iyi yatirimlar yapti ve hisse fiyati daha da artti haliyle win-win oldu.
0
logisticsmanager
(11.05.24)
borsadaki hisseler adi hisseler. bir de bunların imtiyazlıları oluyor. kurucu hisseler gibi. işte onlar asıl ortaklığa eşit hisseler fakat artık bu hisseleri görmek zor. borsamızda sanırım 3 hisse bunu sağlıyor, gerisi adi hisse.
0
false pretension
(12.05.24)
Hisse alınca gerçekten o şirketin sahipliğinde bir pay sahibi oluyorsunuz. Tabi büyük ortaklarla veya nitelikli hisse sahipleriyle aranızda farklar var ama genel kurulda oy hakkınız vs de oluyor. YK üyesi, %5'ten fazla pay sahibi ortaklar, A imtiyazlı hisse sahipleri ve sizin gibi borsadan hisse alanların hepsi kelime anlamıyla ortak ama hukuki anlamda, hak ve sorumluluklar anlamında farklılıklar nüanslar var. O yüzden kabaca ortaksınız, bunda bi yanlışlık yok.

Asıl sorunuza gelince: Adı üstünde şirket. Kendi tüzel kişiliği var. Diyelim biriyle ortak market açtınız. Yıl sonu geldi, kar etmişsiniz. Karı şirketten çıkarıp kendinize almak yerine, yandaki dükkanı da alalım, ya da biraz fazla mal stoklayalım, şirkete bi araba lazım veya önümüzdeki dönem riskli, şirketin kenarda güvencesi olsun mevduata ve dövize koyalım vs vs diyebilirsiniz. ya da şirket zarar da edebilir, o zaman eğer şirketin ihtiyacı yoksa şirkete ek para koymanıza gerek olmayabilir, içerideki parayla karşılarsınız. Aynı mantıkla, temettü (kar payı) dağıtmak da şirketin duruma göre vereceği bir karar. Şirket 100X kar ettik ama 20X'i dağıtalım, kalan 80X'le yeni fabrika yatırımı yapalım diyebilir, borç ödeyeceğiz diyebilir vs. Bunlar şirketin stratekik ve finansal kararlarıdır. Kar payı dağıtma kararı verilirse tüm diğer pay sahipleri gibi siz de sahipliğiniz oranında alırsınız. Ömer Koç da kar payı dağıtma kararı almayan şirketlerden temettü almıyor, siz de hisse sahibiyseniz siz de almıyorsunuz. Anormal bir durum yok.
0
perferil
(12.05.24)
Hissedar olmanın kuralları>
hissedar olmak ortak olmak zaten, ortaklık dediğimiz şey bu. sözlükteki teknik anlamının dışında bir hissedarlık nasıl oluyor. adamlar bunu soruyor. bir dükkana ortak olup, sermayesine para koyup* nasıl gerçek hissedarlar gibi aylık kazançtan bir meblağa kendi namıma el koyamam. soru bu.
yönetim kurulu için kurallar farklı, bu anlaşılabilir de.

şirket zarar ederse de sizden para istemeliydi> hissedarın parası zaten eriyor?
hangi şirket zarar edince hissedarlardan zarara mukabil para istiyor, sermaye mi artırıyor. rutin kazancından mı ödüyor. 2si denk şeyler mi
örnek: aylık 50 liralık iş yapıyor ve para kazanıyor. bunun haricinde 100 liralık kredi alıp yatırım yaptı ve o işi batırdı. batmasaydı kendi kendini öderdi*. şimdi 100 lira kredi borcunu gerçek hissedarlar cebinden mi ödeyecek.

ortak degilsiniz yani, share owner> arkadaşlar hadi doğruyu söyleyelim, paydaşlarının gönüllü savunusunu yaptığı bir sanal ve hülyalı ortaklık icad edilmiş. bana para ver, spkda fazla fazla kıymet biçilsin, ben de kolayca kredi bulayım= borsa.
buna da adi hissedarlık ve imtiyazlı hissedarlık gibi bir şekilde kıvam vermişler

ileride hisse fiyati degerlenir diye> gerçek hissedarlar cebine harçlık da koyuyor. hatta borsadan toplaya toplaya bir şirketin 50%+ hissesiyle sahibi olanlar var. sanaldan gerçek ortaklığa geçiş oluyor demek ki.

son bi deney yapalım. birisi A şirketinin 4% ortağı olsun borsa üzerinden. temettü de vermiyor. 10 sene para kazansın şirket. 11. sene batsın. gerçek ortaklar çocuğunu okul ayağına ingilterede tatil yaptırtmışken 4%lük ortağımızın elinde ne var
0
lambırcek
(12.05.24)
şirketin zararına ortak olmuyorsun diye bir durum yok
şirket kapanıyor hiçbir hak iddia edemiyorsun
ya da bedelli sermaye arttımınında cebinden para çıkmak durumunda
0
bir soru sorcam
(12.05.24)
"Doğuş grubu, geçen yıl, yine yasal ve meşru olan ‘vergiden kaçınma’ amacıyla Doğuş GYO’yu @dogusotomotiv’e sattılar.

Elbette bu işlemin bir diğer amacı da borsadaki ortaklarıyla kârı minimum derecede paylaşmaktı."
x.com

:ddd
ortak oluyoruz kardeşim aynen
0
lambırcek
(23.05.24)
(33)

hayatim kaydi...

jacoba benzer jojuk
Arkadaşlar, ben 27 yaşındayım. Geçen sene ulkenin en iyi universitelerinden birinde Elektrik Elektronik Mühendisliğinden mezun oldum. Şu anda İtalya'da yüksek lisans yapıyor, aynı zamanda İtalya'nın en büyük holdinglerinden birinde part-time olarak gömülü sistem mühendisliği işiyle uğraşıyorum. Okul
Arkadaşlar, ben 27 yaşındayım. Geçen sene ulkenin en iyi universitelerinden birinde Elektrik Elektronik Mühendisliğinden mezun oldum. Şu anda İtalya'da yüksek lisans yapıyor, aynı zamanda İtalya'nın en büyük holdinglerinden birinde part-time olarak gömülü sistem mühendisliği işiyle uğraşıyorum. Okulum yemeğimi içmeğimi, ulaşımımı karşılıyor, üstüne bir de yılda 5500 euro harçlık veriyor. Part-time çalışsam da, maaşım aylık 1100 euro ve İtalya koşullarında bu çok iyi bir rakam. Her şey yolunda gibi görünüyor, değil mi? Aslında harika bir hayatım olması gerekirken, hiç bu kadar intihara yaklaşmamıştım. Bunun sebebi tamamen aç gözlülük, aşırı kazanma hırsı ve kumarbaz dürtülerim.

Hikayemi biraz geriye sarayım. 2020'nin sonlarında Ukraynalı çok güzel bir kız arkadaşım vardı, o bir dis hekimiyken ben hâlâ öğrenciydim ve bu zoruma gittigi icin ilk defa hayatimda gelir elde etmenin yollarını aramaya baslamistim. Korona krizini fırsata çevirip, online sınav ve ödev yardımı yaparak iyi paralar kazandım. Paranın tadını aldıktan sonra duracak değildim ya; nasıl daha çok kazanırım diye araştırmalar yaparken kripto paralarla tanıştım. İlk başlarda herkes gibi kaybettim. Saçma sapan al-sat işlemleriyle paramı eritiyordum. O sıralar kaldıraçlı işlemlerle tanıştım ve tüm yatırımımı kaybetmem sadece 10 dakika sürdü. Sonra oturup işin ilmini öğrenmeye başladım. Temel analiz, grafik analizi, haber analizi... Günlerce, haftalarca bu konularda kendimi geliştirdim. Bir yandan çalışmaya devam ediyordum. Yaklaşık 1000 dolar gibi bir sermayem birikince piyasaya yeniden girdim. Ama artık spot kesmiyordu, kaldıraçın zehrini bir kere almıştım çünkü. Mahvolmuş bir psikoloji, uykusuz geceler, istahsizlik ve hayalet gibi günler geçirdikten sonra, kaldıraçtan kazansam ne olacaktı ki? Sermayem yine erimişti. Sonra kaldıraçtan tövbe ettim, daha çok çalışıp bir süre sonra tekrar 1000 dolar civarı sermaye edindim. Spottan doğru yatırımlarla sermayemi biraz artırdım. Sonra gem coin avcılığına başladım ve doğru stratejilerle uzun vadede çok büyük kazançlar sağladım. Para arttıkça borsa dışına alıp araba satın alarak realize ediyordum. Prime zamanıma ulaştığımda yaklaşık 300 BNB'm ve 2 arabam vardı. Öğrenci halimle aylık en az 2 bin dolar harcıyor, lüks bir hayat yaşıyordum. Ta ki gem coin piyasalarında hacim ölene kadar. Fiyatlar kımıldamamaya başladıkça benim sabrım tükeniyordu ve artık adrenalin ihtiyacımı karşılayamıyordu. Kaldıraçın zehri tekrar etkisini göstermeye başlayınca, kazandığım her şeyi yeniden kaybettim. Bir bağımlı gibi davranıyor, her kayıp sonrası telafi etme çabalarıyla daha da çok kaybediyordum. Her şeyimi kaybedene kadar durmadım tabii ki. Arabaları sattım, onları da kaybettim. Sonra yine tövbe ettim, biraz huzura kavuştum; okuluma odaklanıp mezun oldum ve İtalya'ya geldim. Burada her şeyin normal ve harika olması gerekiyordu ama ne maaşımdan ne de bursumdan tek kuruş harcayabiliyorum, çünkü bu bataklığa yeniden battım. Varlık içinde yokluk çekiyorum. Üstelik artık bankalar da bana çocuk muamelesi yapmıyor; 200 bin TL kredi kartı limiti ve 100 bin TL kredi bir anda veriliyor. Tabii ki onları da kaybettim. Sacma sapan igneler, binance botlari, girdigim islem yonunun tersine haber gelmesi hep beni buluyordu. Zaten hep oyle olurdu... Hep oyle derler...

Şu an borçlarım var. 5500 euro bursum yattığında borçlarımı kapatacaktım, ancak 5500 euroyu da kaldıraçla iki günde kaybettim ve borçlarım yüzünden ortada kaldım. Mecburen ailemle konuştum ve yer yerinden oynadı. Çünkü daha önce defalarca söz vermiştim ama kayıplarım hep kazandıklarımdan fazlaydı. Borçlara daha önce hiç bulaşmamıştım. Cok kotu durumdaydim. Canım annem altınlarını satıp borc verdi, kredi kartı borçlarımı ödedim. Artık sadece 11 ay kredi taksidim kalmıştı. Sadece 11 ay sıkıntıya katlanacaktım ve sonra her şey bitecekti. Ama dayanamadım; annemin ödediği borçlardan acilan limitle tekrar girdim ve yine kaybettim. Bu utancla yasayamiyorum

Şu an hiç param yok, yuklu borcum oldugu gibi duruyor ve artık aileme de söyleyemem. Hayalet gibi yaşıyorum, yemek yemiyorum, okula gitmiyorum. Bu utançla yaşayamıyorum ve intihar etmek istiyorum. Birkaç kez çok yaklaştım ama cesaretim olmadı. Ama yüksek bir yerden atlamak ya da kafama sıkmak gibi anlık fırsatlar elime geçerse, ne kadar düşünürüm bilmiyorum. Bunun sebebi, artık bir çıkış yolumun olmadığını düşünmem. Üç gün sonra maaşım yatacak, ancak kredi kartı borcum 165 bin TL, ek hesap borcum 35 bin TL, kredi taksidi 13 bin TL. Anneme de 65 gram altin... Bunları nasıl ödeyeceğimi bilmiyorum, nasıl bir strateji izlemem gerektiğini de bilmiyorum. Henüz öğrenci olduğum için çalışma iznim 20 saatle sınırlı, o yüzden ek iş de yapamıyorum. Belki burada bana yol gosterecek yada motivasyon saglayacak birileri vardir. Hicbir sey cikmasa en azindan mevcut durumda en az aci ve izdirapla bu borclari nasil bir sistemle odemem en mantiklisi bununla ilgili bir plan onerisi sunacak olanlar vardir. Cunku ben isin icinden cikamiyorum... Muhtemelen beni aşağılayacak, küçük görecek, hakaretvari konuşacak insanlar da olacaktir. Onlara peşinen söylemek istiyorum, insan kınadığını yaşamadan ölmezmiş. Umarım sizin başınıza gelmez. Kumar o kadar kötü bir şey ki, uyuşturucudan kötü. Allah düşmanımın başına vermesin.
0
jacoba benzer jojuk
(09.05.24)
Geçmiş olsun. Üzülmeyi kesip bunu bir hastalık olarak görüp tedavisine başlaman lazım.
0
parka
(09.05.24)
Ricky gervaisin dizisinde İntiharı bir çeşit süper güç gibi görünüyor istediğini yapıyordu. Bu vakte kadar istediğini yapmışsın kanki zaten, borç yaptın diye niye tribe sokuyorsun kendini. Hayatının dibini arıyorsan eğer daha yaklaşmış bile değilsin emin ol. Para alt tarafı ödenir. Bu noktada kumar bağımlıları yakınlardan aileden destek alır sonra ödemez, hala keyfine bakar. Kimisi de gider psikiyatriye tedavi görür, gider bankaya borçları yapılandırır. Şımarık kalmaya devam etmek de senin seçimin, ağlayıp intihar etmek de, yetişkin gibi sorumluluk almak da. Keyfine göre. Kimsenin umurunda değil açıkçası ailenden başka senin dertlerin. Yanımda olsan iki tokat atardım kendine gel diye. Benjm yerime sen yap
0
hasmetizm 2046
(09.05.24)
Sağlığına kavuşursan ödenmeyecek borç değil.
0
parka
(09.05.24)
kapatılamayacak büyük bir borcun yok, yapman gereken çok kolay ve çok açık bir şey var sadece, kaldıraçlı işlemlerden ve borçlarını kapatana kadar genel olarak investment'tan uzak durmak.

sonra da her ay ne kadar biriktirebiliyorsan sp500'e at.
0
king lizard
(09.05.24)
Yani üzülsem de hasmetizm'in direktligi size lazım gibi. Çünkü hastasiniz ve canım cicim olur halledilir ile olmaz sizin işiniz.

Burada kim size ne derse boş çünkü zaten bu yollardan 50 kere geçip 51.ye çıkış ariyorsunuz. 52 olmama ihtimali düşük. Bence olay borç nasıl ödenir değil siz nasıl hastaliktan kurtulursunuz, doğru soru bu olmali.

Borç ödenir, ben burada bunun kaç katı borcu olanlar okudum ki eski paralarlaydi. Ama siz duzelecek misiniz? Okuduklarimdan onu göremedim pek.

Okurken streslendim.
0
logisticsmanager
(09.05.24)
tedaviye basladim ancak bu uzun vadeli bir cözüm. zaten kaybedecek hic param kalmadı ve uzunca bir süre de olmayacak. borc gelirlerimin cok üzerinde nasıl ödeyeceğimi bilmiyorum ama teşekkür ederim görüşleriniz icin.
0
🌸jacoba benzer jojuk
(09.05.24)
Durumunuzu anlatan bir e-postayı yakınınızda hizmet veren psikiyatristlere gönderin.
5 yıl sonra ödemek üzere seans talep edin, yardım isteyin.

Profesyonel yardım almadan değişmeniz mümkün görünmüyor.
Bunun bir hastalık olduğunu kabul edin. Grip bir insan burnunun akmasını nasıl engelleyemiyorsa siz de kumarı engelleyemiyorsunuz. Bunu düşünerek sorumluluk hissinden kurtulun demiyorum, tedavi olmak için acele edin diyorum.

Maddi olarak altından kalkamayacağınız bir durum değil. İyileşince halledersiniz. Özellikle de Avrupa'da 3-5 maaşlık bir borcunuz var. Halledilir.
20-30 maaşlık borçlar bile hallediliyor, o kısmına çok takılmayın.
0
michael_knight
(09.05.24)
Bir tane sorunun var, başka da bir sorunun yok. Kumar bağımlısısın ve bundan kurtulana kadar ucu kumara çıkan her şeyi bırakmalısın. Bu tekrar ettiğine göre basit tavsiyelerle bırakabileceğin bir şey gibi durmuyor. Profesyonel destek alman lazım. Kumar bağımlılığı konusunda destek veren dernekler, kurumlar mutlaka vardır. Onları araştır.

Kumarı bırakabildiğin takdirde gayet güzel bir hayat var önünde. İntihar mintihar sakın düşünme. Çaresiz bir durumda değilsin. Kumarı bırakıp mevcut borçlarını eritmek için bir süre zorluk çekeceksin. Sonrası için mesleğin var, ailen var vs vs.

Kumarı bırak. Başka bir şeye odaklanma. Senin ana sorunun ailene karşı olan utancın, kendine karşı özsaygını yitirmen, bu borcu nasıl öderim derdi vs asıl sorununun komplikasyonları. Kumar bağımlılığı sorununu çözünce onlar da hallolacak. Kumar bağımlılığına odaklan.
0
perferil
(09.05.24)
olan olmuş, biz de gençken az bok yemedik. totalde borcun ne kadar delikanlı? her ay totalde ne kadar ödeme yapman lazım onu de sen bana?
0
numlock
(09.05.24)
Bir daha en ufak bahis, iddia dahi oynamayacagina dair kendine yemin etmekle basla ve asla oynama.
Yaz geliyor okulun bitmek uzeredir. Sana receteye mavi yaka, beden isi yaziyorum. Bulundugun ulkede bulabilirsen kacak gocek ya da Turkiye'de gunde en az 10-12 saat fabrika, insaat, mutfak isinde calisman lazim tatil boyunca. Ki hem helal yoldan para kazan ama asil onemlisi paranin, emegin degerini ogren. En buyuk terapi budur, odanda 4 duvar arasinda durur, surekli dusunur, stres yapip, pc'ye telefona gomulursen kafayi yersin. Isten geleceksin kafayi devirip sizacaksin, sonra ertesi gun 5'de kalkip gene isine gideceksin yaz boyunca. Bunu uygula duzelmezsen gene sorarsin.
0
freedonia
(09.05.24)
evet ozellikle ailemin de artik sabri kalmadi ve kahroldular. son kez yardim eli uzattilar ve bunda da onlari dinlemezsem bir daha onlara ulasmamam gerektigini ve artik benden vazgececeklerini soylediler. ben de son kez soz vermistim ama nasil oldugunu bile anlamadan kendimi kaybedip yine bu boku yedim. onlari da kandirmis oldum. artik kesinlikle soyleyemesem de bunun utanci ve kahri beni mahvediyor. ozellikle onlarin da ekonomik olarak iyi durumda olmadigini bildigim icin...
0
🌸jacoba benzer jojuk
(09.05.24)
iki sey soyleyecegim. biri duymak istemeyecegin biri duymak isteyecegin.

1. kaldirac, coin falan zehir degil. maalesef o zehir senin icinde. hirsini, benligini tetikleyen boyle seylere karsi zaafin var. borctur odenir, biter ama yarin obur gun alkol, kumar, iddaa bagimliligi olarak geri donebilir. oncelikle bu hirsini, sevkini, enerjini dogru seylere kanalize etmesine ogren.

2. daha 27 yasindasin. gencsin. borc, harc, hatalar elbet yapilir. bunlar duzelmeyecek seyler degil. onunde kocaman bir hayat var. hala herseye sifirdan baslayabilirsin. her hafta kemoterapiye giren yada diyalize giren bir hasta oldugunu dusun. tatile gidemiyorsun, calisamiyorsun, gelecek plani yapamiyorsun, gunbegun eriyorsun. cok sukur oyle bir durumun yok. hersey duzelir.
0
dokunmakalbime
(09.05.24)
@numlock yazida da belirttigim gibi aylik 13k kredi taksidi odemesi, bu aya toplam 140k kredi karti borcu, 35k da ek hesap borcu var. gelirim 1100 euro.

@freedonia hocam zaten calisiyorum sabahin 6'sinda kalkip ise gidiyorum ama gelirim borclari kapatmaya yetmiyor.
0
🌸jacoba benzer jojuk
(09.05.24)
Öncelikle diğer herkesin dediği gibi kumarı bırak. Sen yatırım adı altında kumar oynuyosun. Yatırım yapmak, paradan para kazanmak bu değil.

Psikiyetrik tedaviye ve psikoterapiye ihtiyacın var sanırım. Online psikolog dolu her yer.

Sen iyi ol her şey düzelir. Bu cümle sana ne kadar inandırıcı geliyo ne kadar samimi geliyo bilmiyorum ama ben çok samimi söylüyorum. Sen sağlıklı oldukça para kazanılır, ki sen gayet güzel eğitimli birisin.

Borçlar da gerçekten kendini bataklıkta hissedeceğin boyutta değil. Asla ödenmeyecek rakamlar değil.

Öncelikle kredi kartı ve nakit hesap borçlarını her ay asgari tutar ödeyerek ilerle. Kredi borcunu da bankayı arayıp yapılandır. ayda 13 bin değil de ayda 7-8 bin olacak şekilde vadeyi uzatsan daha iyi olur. borçlu olduğun bankalar Türkiyede değil mi?

Sen kumar oynamaktan kararlı bir şekilde vazgeçersen ve elindeki parayı sadece borçlarına ödemek için kullanırsan bu yolla ödeyebilirsin.

elinde ekstra para kalırsa onu da hemen bankadan gram altın almak için kullan. Bu arada annene vereceğin para da birikmiş olur. Yani elimde 100 euro kaldı hemen onu da katlamaya çalışayım deme sakın.

Zaten mezun olduğunda daha yüksek maaş alırsın. o maaşınla da yatırım danışmanlığı hizmetini profesyonellerinden alarak değerlendirirsin. sen kendi kendine yapmaya çalışınca kendini durduramıyorsun anladığım kadarıyla.

bir de bence kendine öğrenci bütçesi ile takılınacak ortamlar bul. mesela lüks mekanlara gitmeye çalışacağına öğrenci arkadaşlarınla öğrenci mekanlarında takıl. Gidip de saçma sapan insanlara özenme.

Kendini iyileştirecek olan sensin. Kendine bu kötülüğü yapmayı bırak. Önünde çok güzel bir hayat var bunun farkına var bir an önce ve kendine acımayı da bırak. zavallı falan değilsin. zaaflarını kontrol etmeyi öğrenmelisin sadece.
0
turuncu tonlarda
(09.05.24)
7 senedir kripto borsasının içindeyim, kazanırken yatırımcısın, kaybederken kumarbazsın..böyle iki yüzlü bir şey bu para, adamı vezir de eder rezil de.

sizin durumunuza gelelim, ne kumarbazsınız ne yatırımcısınız..sorun bağımlılık, dediğiniz gibi yatay seyreden piyasada volatileye alışmış bünye için durmak çok zor. bu kadar kaybın açıklaması da plansızlık olabilir sadece. bu plansızlığın sebebi de denildiği gibi içinizdeki zehir yani başka işle uğraşsanız da işin ucuna gidip batma noktasına getirecek, bu zehri yönetebilmenin yöntemlerini arayın +1

borç kısmı denildiği gibi halledilebilecek seviyede insanlar cep telefonundan aranmayla 15-20 maaş dolandırılıyorlar, asgari ücretle çalışmalarına rağmen beden gücüyle ödüyorlar.

kripto borsasında spotta kalabilmek için kaldıraçlı işlemlerde trade yapmak gerekebiliyor yoksa %15 karla spotu bozup büyük yükseliş kaçırılıyor. bunu yaparken de futures'da anaparanın %10'unu geçmeyecek bakiye bulundurmak, pozisyona futures bakiyesinin %20'sinden fazla girmeyek(likidite tutmak) ve yüksek kaldıraçtan(4x+) kaçınarak yapmak lazım, başlarda belki daha düşük yüzdelerle. ve tabii ki en önemlisi borç olmayan parayla yapmak.
0
gule gule
(09.05.24)
Öncelikle hayatınızın kaydığı yok endişelenmeyin.

Ancak upuzun yazınızın hiçbir yerinde "bu sorunumla ilgili olarak bir uzmana başvurup terapi süreci başlattım" gibi bir şey göremedim.

"Ve artık adrenalin ihtiyacımı karşılayamıyordu." demişsiniz. Siz bir şey kazanmaya ya da geleceğinizi kurtarmaya çalışmıyorsunuz. Siz kumar da oynamıyorsunuz, oyun oynamak gibi bir niyet göremedim ben. Siz sadece heyecan peşinde koşuyorsunuz. Şu an yaşadığınız bu çöküntü bile sizin için bir çeşit heyecan anlamına geliyor olsa şaşırmam. Finansal piyasalar kazansanız da kaybetseniz de bir "zehir" değil. İsterseniz yastıkla adam boğabilirsiniz. Bu yastığı tehlikeli bir şey yapmaz, sizin davranışınız tehlikeli olur. Sizin yaptığınız daha çok sosyal medyada gökdelenlere tırmanıp, binaların çatılarında sağa sola atlayarak video çeken insanlarınkine benziyor. Ancak ekstrem sporlarla uğraşan insanlar için ölüm-kalım çok daha somut bir kavram olduğu için muhtemelen onlar sizden daha tedbirli ve eğitimlidir.

Çok açık konuşacağım, normalde insanlar çok sık şekilde birilerine bir psikiyatri uzmanına danışın diye öneri veriyor ama sizinki böyle sıradan bir senaryo değil, bu kapsamda düşünmeyin.

Gidip bir psikiyatriste danışın. Bütün bunlar hiç normal değil, sözü uzatmanın çok anlamı yok. Hayatınızın kaydığı falan yok, ancak eğer bu durumu bir psikolojik bir rahatsızlık olarak görüp önlem almazsanız kayacağı kesin. Şu aşamada çözülmeyecek bir sorun yok.
0
akhenaten
(09.05.24)
Şirketinizden avans isteyebiliyorsanız borçlarınızın bir kısmını yatıştırabilir ve ödeme yaptıkça limit düşümüne giderek süreci toparlayabilirsiniz. Kredi taksidiniz aylık ücretiniz karşısında çok bir meblağ değil. Borcunuz rakamsal olarak büyük değil fakat öğrenci bir insan için hayli fazla. İntiharı aklınıza getirmeniz bile saçma bu durumda. İntiharın arkanızda bırakacağı enkazı düşünün sizi seven insanlar için. Yakın bir arkadaşınız varsa durumu iyi olan ufak miktarda kısa vadeli borç alarak ailenizi haberdar etmeden üstesinden gelebilirsiniz. Bankalarınızı arayarak adres değişikliğini yapın ve ailenizin olduğu adres olmadığına emin olun bu durumda aileniz haberdar olmaz ve sizi daha kötü bir buhrandan uzak tutar. 1 seneye kalmaz ben bu düşünceye nasıl kapılmışım diye hayıflanırsınız. Hayat böyle maalesef. Ben 26 yaşında -560bin ile başladım hayata ve şu an + olarak çok daha fazlasına sahibim. Riskli işlerden uzak durun yaptığınız şey ile aylık kazancınız 20bin euro olsa bile aynı durumu tekrar edersiniz. Bir uzmandan destek almayı en önceliğiniz yapın. Hayat her şeye rağmen yaşamaya değiyor.
0
odiyus
(09.05.24)
Bu kadar okuduktan sonra cidden milyonluk borçlar var sandım. Bahsettiğiniz borç ödenmeyecek bir şey değil. Tabi öncelikle bir şekilde tedavi falan olmak ve tekrar bu işe girmemek. Sonrasında her türlü ödenir. Benim mevcutta daha fazla borcum vardır, evliyim ev geçindiriyoruz üstüne. Aramızdaki tek fark kendi işimi yapıyor olmam ama son 3 ayda 2 asgari ücret tutarında para kazanabildim, ama bir şekilde çeviriyorum. Napayım borç yüzünden hayatımı karartacak değilim. Kimse paramı ver diye canımı almayacağına göre, bir şekilde öderim ben de. Ama öderim her türlü geç de olsa. Sizin durumda en büyük sıkıntı mevcut alışkanlığınız. Onu bıraksanız ve kendinize artık yapmayacağınıza dair güvenseniz, borçlar bir şekilde ödenir. Bankalar kimsenin peşine tetikçi takmıyor borç yüzünden. En fazla 3-5 sene bankalardaki siciliniz kötü görünür o kadar.
0
pianeta
(09.05.24)
Borcun ödenmeyecek bir şey değil. Farz et ciddi bir rahatsızlığın oldu ve tedavisi için bu borçları yaptın.

Gerçekten ciddi bir rahatsızlığın da var ancak aldığın bu ders ve travma iyileşmenin başlangıcı olabilir.

Borsa denilen saçmalığı siktir edip elle tutulur emtialara, her şeyden önce de kendi yetkinliğine yatırım yap. Kazandığın parayı borçlarını kapatmak için kullanırken bir yandan da her gün kendine bir yatırım yap örn. dil öğren ya da derslerine çok daha fazla yoğunlaş ya da bir yetenek edin.


Paradan para kazanılmaz. Para mal ve zaman edinmek için kullanılan bir mediumdur.

Benim yaşıtlarım zamanında finansal okuryazarlık (çok önemli bir yetenektir, kesinlikle edin.) konusuna dalıp sonra borsa oynamaya başladı. Paradan para kazanırlarken ben kendime yatırım yaptım. Çok para biriktiremedim evet ancak şu an yurtdışında çok uluslu bir şirkette astronomik maaş ile çalışıyorum. Yurtdışında yaşıyorum ve vatandaşlık yolundayım. Borsacı tayfa da istanbul'da ev kredisine girmiş. Ben burada 2. arsayı nereden alsam diye bakıyorum. :) Paran ve borcun seni tanımlamaz yeteneklerin, prensiplerin önemli. Para gelir gider.
0
ThomasJefferson
(09.05.24)
Şu kadarcık şey için intihar mı edilir? Aslında hiçbir şey için edilmez de, abartılacak bir durum yok. Annen zaten o borcu geri istemez, isterse de süresiz bir borç almışsın, 3 sene sonra ödesen yine problem olmaz. Varsın bankalar da haciz göndersin, ne yapabilirler, canını mı alacaklar ki sen zaten ondan da vazgeçmişsin?

Az para alsan ya da TR'de olsan farklı iş bul derdim ama gayet iyi yerdesin, burada kalıp devam etmen lazım. Daha yüksek ücretli iş bulman ya da gerekiyorsa git akşamları kaçak çalış, bulaşıkçılık yap, yerleri süpür ne gerekiyorsa yap derim ama anlaşılırsa oradan şutlarlar seni, bu yüzden otur ayda kaç TL ödeyebilirsin onu hesapla, kiranı, mutfak masrafını ayır, geri kalan para ile kartlarının ve kredinin asgarisini öde ama en önce bunları öde ki cebindeki parayla yine saçma sapan işlere bulaşma. Üstüne faiz biner ama yine de biter o borç. Ama tabii ki bir daha o kaldıraçlı işlemlere bulaşmaman lazım, bunun için destek alman lazım.

Utanılacak bir durum yok, bu bir hastalık, kimse de bu yüzden seni aşağılayamaz. Sıkıntılı 2-3 seneden sonra bu günlerini hatırlayıp gülersin.
0
Tutkun
(09.05.24)
@pianeta @tutkun hocam 10 yil once karti alirken babamin da imza attigini hatirliyorum. babama bulasirlar diye korkuyorum. o zaman intihardan daha kotusu olur benim icin
0
🌸jacoba benzer jojuk
(09.05.24)
dostum geçmiş olsun ama diğer arkadaşlara katılıyorum, senin yapman gereken tek şey eline geçen parayla oynamayı bırakmak. yavaş yavaş düze çıkacaksın, çıkarsın. belli ki kafası da çalışan bir adamsın. yeter ki hırs yapma, kumarı bırak, cebine giren paraya göre yönetmeye çalış hayatını. eğer bir noktada "ulan böyle yaşanır mı" dersen kendine şunu sor: çok kazandın, çok lüks yaşadın, her şey çok iyiydi, madem öyle niye bu noktaya geldim?

"bırakamıyorum" diyorsan kesinlikle profesyonel destek al çünkü kumar bağımlılığı az buz bir şey değil. utanacak, sıkılacak bir şey yok. hastaysan eğer hasta olduğunu kabul edip tedavi yoluna gireceksin.

saydığın miktar hele ki avrupa'da yaşamaya devam edip euro üzerinden kazanırsan inan kapanmayacak borç değil. kapanmamayı geçtim görece rahat kapatırsın yani, yeter ki cebine giren parayı RİSKLİ İŞLERLE arttırmaya çalışma.

intihar etme. sen kendi hayatını kendi yanlışlarıyla bozmuş genç birisin. yaşadığın utancı, mutsuzluğu anlıyorum, buna saygım var ama öyle 50 yaşında çoluğunu çocuğunu sokaklara atmış ve onlarca insanın ahını almış biri değilsin en azından bak. kendin düştün, kendin çıkarsın. sen eğer bu yola girer, borçlarını yavaş yavaş kapatmaya başlarsan zaten ailen de çok mutlu olacaktır eminim. annen senden yarın 65 gram altın istemeyecek. ama onlara ihtiyacı varsa bile senin düzgün yaşaman, yavaş yavaş taşları yerli yerine koyman onu mutlu eder. ya hepsini geçtim olm intihar diyosun, düşünsene, sence annen "iyi oldu paramızı yiyodu şerefsiz" deyip senin ölümüne sevinecek mi?

sen de biliyorsun şu an sadece çıkmazda olduğun, utandığın için böyle düşünceler içerisindesin. hayatının geri kalanında bu borcundan ÇOK DAHA FAZLA para kazanabileceğini de, kendini de aileni de toparlayabileceğini biliyorsun.

ailen şu zamana kadar zaten senin yanında durmuş. onlara sarıl, kendine gel, kumar gerçekten durduramadığın bir hastalık haline gelmişse tedavi gör.

senin farkında olabileceğin üzere en başta bu büyük deliği kapatman lazım. gelen para kumara, kaldıraca, coin'e gitmeyecek abi. şu kısmını bir hallet hele. emek edip çalışarak para kazanma konusunda sorun yaşayan biri değilsin belli ki, o yüzden bu deliği kapattığın zaman alıp yürürsün, her şey yoluna girer.
0
mark greg sputnik
(09.05.24)
bazi yorumlar beni mental anlamda gercekten cok etkiledi. acikcasi bu postu acarken hic bu kadar yapici yorumlar beklemiyordum. sonucta kumar borcu edip bunu kapatabilmek icin anasina altinlarini sattirip onunla tekrar kumara giren bir adamim. bunun yuku de bana bir omur yeter heralde.
0
🌸jacoba benzer jojuk
(09.05.24)
noteri dolandırıp üstüne mal geçireni, iddaa bağımlılığından çalıştığı bankayı dolandıranı, kumarda söylemesi ayıptır eşini masaya koyanı çalıştığımda yer de gördüm. bunların hepsi bağımlılık tedavisi gerektiren durumlar. senin de artık profesyonel yardıma ihtiyacın var. bu dünyada temiz kalmak en zoru. ben hiç bir insan görmedim çalışarak zengin olsun.

yaşayacağın hayatı yaşamışsın, artık durup tedavi görüp bir yerden gtü toparlamaya başlamalısın.
0
mikahakkinen
(09.05.24)
Babanız ne için imza attı tam olarak bilmiyorum ama banka tutup da sizin borcunuzu babanızdan istemez.
Ama şu olabilir evet: bankanın telefonlarını açmazsanız aile bireylerinizi arayabilirler. Ben daha önce çok da büyük olmayan bir meblağdan dolayı icralık olmuştumi kara listeye girmiştim. En son banka köydeki dedemlerin evini aramış. Ne alaka, nerden buldular, neden orayı aradılar bilmiyorum tabi. Annem babam varken tutup da orayı aramak garipti, ama aramışlardı ulaşamıyoruz kendisine diye. Onun dışında iletişimde kaldığnız sürece banka sizi atlayıp ailenizi aramaz ya da para istemez.
0
pianeta
(09.05.24)
gabe h coud
(09.05.24)
Tedaviyi uzun vadeli bir çözüm olarak görüyorsanız geçmiş olsun, tedavi olmak istiyor musunuz? Önce buna bir karar vermelisiniz.
Hiç endişe etmeyin , bu mutsuzluk hali bir yerden para bulup borçlarınız bir bölümünü ödediğinizde , tekrar kumar oynadığınızda geçecektir. Bir yerlerden para bulmaya çalışın, tek çözüm bu mutlu olmanız için.
0
peri harfler narla
(09.05.24)
Valla Allah etrafındakilere sabır versin kendin etmiş bulmuşsun üzülme çözüme odaklan aman aman çözülmeyecek bir para değil tedavi olmaya bak+1

Haşmet+1
0
basond
(09.05.24)
Ysiniz genc.Bu hatalar normal.Onemli olan hatalardan ders almak
0
turkuaz
(09.05.24)
Kumar bir hastalıktır iradeli olun uzak durmayın tövbe edin hayatınızdan tamamen çıkarın kumardan kimse kazanmaz bu size beyninizin oynadığı bir oyun. Beyninizin ödül mekanizmasını değiştirip kumar yerine başka bir şey koymalısınız ya da bu güdünüzden bastırmalısınız. Başa çıkamayacak kadar iradesizseniz tedaviye başlayın. Para ödenir zararın neresinden dönerseniz kardır. Hayatınızdan kumarla ilgili her şeyi çıkararak başlayabilirsiniz. Gerekirse farklı bir yere taşının.
0
doharkoman
(10.05.24)
Yorumlara baktım da, "üzülme, ödenir" tarzı yorumlar yaşanan süreç içinde iyice anormal hal alan bir durumu basitleştirmek normalleştirmek gibi ele alınmış sanki.
Oysa daha ihtiyatlı düşünme gayreti içerisinde olmak lazım.

Zamanla gittikçe daha fazla risk ve borç içine girmenin temelinde aile gibi bir yerlerden maddi destek alma hususunda güveninin olduğunu düşünüyorum.
Kısaca,
- evet bu dertlerim borçlarım var ama şuradan/şunlardan zaten karşılarım.. gibi bir düşünce ile hareket ediyoruz sanırım.
Eşin veya ailenin yardımını hazırdaki bir bonus gibi görüyoruz.

Oysa yapılması gereken, tammen kazanma hırsı içinde risk alarak uçurumun başından aşağı doğru bakmak değil, uçurumun başından da uzak durmak olmalı.

Ömrümde dolar almadım,
borsa, kripto para işlerine girmedim, kredi kartım yok, masada kumar hayatımda da olmadı. Bankanın bir kaç ay sonra vereceği maaş promosyonunu bile şimdiden belirleyeceğim fakir ailelere paylaştırmayı düşünen asgari ücretli biriyim.
Başkasının aldıklarına yaptıklarına trend de de takılmam.

Maddi kayıpları derinden yaşadıktan sonra aldığımız nefesin bile değerinin farkında olmalıyız.

Maneviyata ağırlık ver.
Kazanmayı, tamamen yaşamın amacı olarak düşünme.
Başkalarına destek olmayı da öne al.
Fiziki manada alım satım işleri herhalde sana çok daha uygun olur.

Ayrıca böyle borçlar veya arkası karanlık sözde ticari işler için değilde hastalık vs hayati durumlar için hiç dokunmayacağın bir birikimin kenarda fiziki altın olarak dursun.

İntihar mı? O da çözüm değil.
İntiharla sadece bu dünyadan uzaklaşıyorsun belki ama diğer taraf daha fena.
Kendimizi düzeltmeden, ahirete gitmenin ne anlamı var?
0
diyecevaplandı
(10.05.24)
Hasmet +1

Kripto ve benzer konular disinda kaldiracli isteme benimde cok kayiplarim oldu.

Kredi ve kredi karti borcu ailemin paralarini kaybettim.

Bu bagimliliklarin ailemini cok uzuyordur oncelikle.

Bedava peynir fare kapaninda olur sozunu avuc icinde dove yaptir.

Kolay para kazanma hirsi seni bu hale getirmis.

Bulundugun konusma geldigine gore akilli adamsin. Var olan borcununda 1-2 senede odersin.

Bu enflasyonist ortamda zamanlar TL borcun eriyecektir.

Fakat bu yaptigin sacmaliklara bir son verdigin surece.

Bu enerjini farkli konular yogunlastir.

Ben yaklasik 3 senede borcumu bitirmek uzereyeyim. Bu enflasyon sayesinde odedigim taksitler devede kulak kaldi.

Ticarete yogunlastim. Maasli bir iste calismak istemiyorum.

Kendi projelerim var. Bunlari nasil gerceklestiririm bunun yollarini arastiriyorum.

Emir cumlelerime lutfen takılma sabah sabah afyonum patlamadı henuz.
0
kaiserr76
(10.05.24)
sende öyle bir irade var ki, tekrar yükselirsin.

sorunun olduğunu kabul etmiş olman zaten en büyük adım. bundan sonra tıbbi/profesyonel destek alman iyi olur.

vent etmek istersen yaz. konuşuruz.
0
janderzel zartanyan
(10.05.24)
(6)

Birikimlerinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?

dedeminhirkasi
1 milyonunuz varsayalım, bunun yuzdesel olarak dağılımı nasıl olmalıYani %50 hisse senedi % 30 altın %20 doviz gibi. Temkinli fakat yavaş yavaş sağlam ilerlemek isteyen birisi için bunun dağılımı nasıl olur
1 milyonunuz varsayalım, bunun yuzdesel olarak dağılımı nasıl olmalı
Yani %50 hisse senedi % 30 altın %20 doviz gibi. Temkinli fakat yavaş yavaş sağlam ilerlemek isteyen birisi için bunun dağılımı nasıl olur
0
dedeminhirkasi
(03.05.24)
Haftadan haftaya değişmiyorsa zarar edersin.
0
Mirket
(03.05.24)
Herkesin yatırım stratejisi farklıdır fakat olması gereken kullanacağınız para ile yatırım yapmayın kenara atıp unutacağınız para ile yatırım yapın. tavsiye olarak yatırımı en az 5 yıl olarak düşünün bana kalsa tamamı ile hisse senedi alırdım kısa sürede biri beş yapardım. Döviz bir yatırım aracı değildir.
0
doharkoman
(03.05.24)
XBANK yani Bankacılık endeksi:
1 Kasım 2010 tarihinde 996,31 Dolarmış
Bugün, 412,97 Dolar.

Yani bankacılık endeksine yatırılan para 14 yılda Dolar bazında %50'den fazla erimiş.

TCELL 3.12.2007 tarihinde 5,72 Dolarmış.
Bugün, 2,54 Dolar.

Yani o tarihte TCELL'e yatırılan para 17 senede Dolar bazında %50'den fazla erimiş.

Uzun vadede Hisse mi Dolar mı diye bir kez daha düşünmek için iki tane örnek. Yorumsuz örnek.
0
Mirket
(03.05.24)
%100 borsa (turkiye hisseleri degil). nakit/faiz'de para hic yok, tum para birimleri dahil. maasimin buyuk bir kismi ev odemelerine gidiyor su siralar, bir sure daha boyle olacak gibi. o yuzden borsa yatirimim her ay ufak bir miktar artiyor sadece. her ay ayni fonu aliyorum, uzun suredir herhangi bir satis islemi yapmadim.
0
hot potato
(04.05.24)
tüm parayı altcoinlere yatırıp batırıyoruz
0
abelardo
(04.05.24)
1-2 aylık ihtiyacım olabilecek kadar döviz; az az para piyasası fonu/mevduat, eurobond fonu, altın-emtia fonu/altın-döviz byf/altıns1; biraz yabancı hisse fonları; kalan çoğunluk yerli hisse senedi veya hisse senedi fonları. Şu an birikimimden para çekme ihtiyacım yok. Öyle olursa borsa ağırlığını azaltıp altın-döviz-para piyasası fonu ağırlığını artırırım.
0
perferil
(04.05.24)
(9)

Bir plaza çalışanının bir günü nasıl geçiyor?

nundu
Şimdi bu sorunun benzerini bir iki yıl önce yine sormuştum ama yeterli detay vermediğim için yanlış anlaşılıp biraz tepki almıştım. O yüzden elimden geldiğince açıklayıp soracağım;Ben, ailem, akrabalarım, arkadaş çevrem ve hatta yakın arkadaşlarımın ailelerini kapsayan geniş küme çevremde herkes ya
Şimdi bu sorunun benzerini bir iki yıl önce yine sormuştum ama yeterli detay vermediğim için yanlış anlaşılıp biraz tepki almıştım. O yüzden elimden geldiğince açıklayıp soracağım;

Ben, ailem, akrabalarım, arkadaş çevrem ve hatta yakın arkadaşlarımın ailelerini kapsayan geniş küme çevremde herkes ya memur ya da söylendiği zaman ne yaptığı az çok kafada canlanan işlerde çalışıyor. Ben doktorum, arkadaş çevremin zaten %90'ı doktor, doktor olmayanlardan bi iki avukat, birkaç tane mühendis var ama mühendisler de akademide şu an; annem hemşire babam öğretmen, arkadaşlarımın aileleri yine doktor, öğretmen, asker vs diye gidiyor.

Kısacası hayatımda hiç satın almacı, pazarlamacı, ne bileyim satış müdürü tarzı görevlerde çalışan beyaz yakalı kimseyle tanışmadım. Bu ve bu tarz diğer titre'a sahip insanların işte bir günü nasıl geçer diyince aklıma

Excel
Mail
Toplantı

üçlüsü dışında bir şey gelmiyor ama mesela excel'de ne yapıyorlar ya da gün boyu kiminle ne mailleşiyorlar konusunda da bilgim yok.

Bunları küçümsemek için kesinlikle söylemiyorum yanlış anlamayın, gerçekten saf bir merakla soruyorum. Misalen, bir satın almacının ortalama bir günü nasıl geçiyor? Yarın bir gün bu tarz pozisyonda çalışan biriyle tanışırsam saf saf sorular sormamak için buraya yazıyorum.

Cevaplar için şimdiden teşekkürler
0
nundu
(30.04.24)
Misal ben tedarik zincirindeyim (satin alma yaptım önceden, simdi yoneticiyim);
- satin almacilarin portfolyosuna bakip garip bir şey var mi diye göz gezdiriyorum.
- siparis gecikmesi sebebiyle ay sonunda fatura edilemeyecek siparis var mi ona bakıyorum (ki hep var), varsa satın almaci ile konuşuyorum.
- ay basiysa geçen ayın on time to request/promise, stock fill rate, non stock on time to request/promise, tedarikçi on time to request gibi kpilari hesaplayip corporate sistemine giriyorum.
- musteriler tarafindan escalate (Türkçesi yok bunun :/ edilmis seylere bakiyorum.
- ay sonunda ayın stock, intransit, days on hand gibi stok verilerini corporate sistemine giriyorum. Ay başında o ayin tahmini verilerini veriyorum.

Satin almaciyken yaptiklarim;
- sabah mrp tarafından yaratılan siparişleri tedarikcilere yollamak (edi denilen sistem varsa direkt sap üstünden yoksa pdf)
- onaylanmamis po'lara bakip tedarikcilerden yola cikarma günü onayini istemek
- gec onaylananlarda erkene almaya calismak, mrp'nin istemediklerini ertelemeye calismak.
- sistemde takılı kalan tedarikçi faturalarina bakmak
- idoc denilen sap sistemindeki mesajlarin sikintilarina bakmak
- tedarikçi ile aylık talep tahmini performansi ve tedarikçi performansi görüşmesi yapmak
- tedarikciyr 24 aylık talep tahmini yollamak
- gün içinde tedarikçilerden, musterilerden gelen maillera cevap vermek.
- hazir olan mallarin yola çıkması. Misal benim organizasyonun aylık x anda 70 konteyneri var. Haftada 4 kamyon, ufak tefek de hava kargo.

Toplanti deme ya çok var lanet olasilar. Misal bugünkü toplantilarimi yaziyorum;
Yeni çıkacak ürün grubu için cin'deki fabrika ile üretim kapasitesi, malzeme yeterliliği vs görüşüyoruz çünkü proje kötü geçti fabrika yetisemiyor siparislere.

Sonra başka bir ürün grubunun müdürü ile konusup benchmarking yapacağım.

Sonra emea bölgesinde aylık konteyner ihtiyacı tahmini toplantisi

Bir satin almaci ile 1to1

Amerika'daki ic tedarikci ile onlarin asya'daki tedarikcilerinden drop ship nasıl yapariz konusmasi

Bir adet lanet olasi musterinin escalation toplantisi
0
logisticsmanager
(30.04.24)
plaza çalışanı değilim ama ucundan sayılabilirim belki. sizi anlayabiliyorum :) benim arkadaş çevremde de mühendis ve doktor çok var, onlar da aynı şeyi merak ediyor :)

bir doktor, mühendis, marangoz gibi meslek sahibi olmayan çalışanlar hem yaptıkları iş açısından hem de hiyerarşik açıdan çok çeşitli malum. yani bunun satın almacısı olduğu gibi satın alma müdürü de var. o yüzden yaptıkları iş elbette aynı değil ama çok genel hatlarıyla birkaç şey karalayayım.

satın almacı dediğiniz için onun üstünden gideyim. adı üstünde zaten; işletmenin ihtiyaç duyduğu mal ve hizmet alımlarını yapar basitçe. bunu yaparken gün boyu tedarikçilerle görüşür/konuşur/yazışır, alternatifler arar, fiyat alır, bu verileri saklar, karşılaştırır, yetkisi dahilinde karar verir ya da amirine danışır ve nihayetinde satın alımı gerçekleştirir.

her işletmenin günlük bir rutini vardır. örneğin her gün üretim birimiyle görüşüp ihtiyaç kontrolü yapılabilir ya da önceden her bir malzeme için alım takvimi oluşturulmuştur, o takip edilir, aksaklıklara müdahale edilir, vesaire.

excel, mail ve toplantı demişsiniz ya, aslında doğru bir özet olmuş. yukarıda saydıklarım ve benzeri ve işler temelde kayıt altına alma (excel vb.), haber verme/alma (mail) ve istişare (toplantı) ile yürütülüyor. yani böyle bir çalışanın günü ağırlıklı olarak monitör karşısında veri girip o verileri analiz ederek, sürekli telefonla ya da mail ile haberleşerek geçiyor.

örnekler çok çeşitli ama bence hangi işkolunu merak ediyorsanız önce kafanızda o işin tanımını canlandırın, sonra nasıl yapılabileceğini az çok çıkarırsınız. oradan hareketle de o kişinin günü nasıl geçiyor tahmin edebilirsiniz.
0
orient blue
(30.04.24)
Ofise gittiğim dönemlerde ve pandemi öncesi şu şekilde, alan yazılım:

Ekibin %90'ı sigara içiyor. Yemek öncesi sigara, yemek sonrası sigara, toplantı sonrası sigara. Saatlik sigara molası 10-15 dk civarı. Yemek 1 saat yaklaşık. Yani 8 saatlik mesainin 5 saatinde çalışılıyor. Burda da günlük 1 saat minimum toplantı var kaçamadığın. Dün mesela 3 saat toplantıydı benim.

Mail çok kullanılmıyor, slack gibi araçlar yaygınlaşmaya başladı şirket içi işlerde. Bizde şu şekilde:

Kodlama/Tasarım
Toplantı
Sigara -içmiyorum ama ekip içince sen de içmiş sayılıyorsun :D
0
sarahkerrigan
(30.04.24)
Bir tanıdığım raporlamada çalışıyor

Şirketlerin söz konusu dönemlerde ve yıl içinde yaptığı bütün datayı okunur hale getirip bilanço, gelir tablosu, nakit akış tablosu gibi şeyleri üretiyorlar. Bunların da belli detaylı ulusal ve uluslararası standartları var tabi, ayrıca vergilendirme ve muhasebeyle alakalı belli bir takım ek faktörler oluyor. Aynı zamanda bu süreçte irili ufaklı birçok problem ortaya çıkıyor. Örneğin günümüzde enflasyon düzeltmeleri gibi sorunları oluyor, gibi.

Ama ne iş yapıldığıyla ilgili bir konuda "beyaz yaka" çok geniş bir çerçeve olmuş. Bu yüzden çeşitli alanlardaki insanlar ne diyebileceğini şaşırıp soğuk yanıtlar vermiş olabilir. Sonuçta farmakoloji uzmanları, halk sağlığı uzmanları ve genel cerrahlar temelde doktor olsalar da çok farklı çalışma hayatlarına sahipler değil mi? Birisi size bir doktor ne iş yapıyor diye sorsa buna genel kullanılan anlamda doktoru tanımlamanın ötesinde, sağlık sektöründe çalışan bir eleman olarak mesleğin her yönünü kapsayıcı bir cevap vermeye çalıştığınızda çok yüzeysel kalır. Sizin sorunuzdan anladığım kadarıyla, sizin merakınızı giderecek cevaplar aslında baya detay istiyor. Bu yüzden beyaz yaka diye genellediğinizde çok tatmin edici yanıtlar almanız zor olsa gerek. Önceki soruda öyle bir problem yaşamanızın sebebi bu olsa gerek.
0
akhenaten
(30.04.24)
meseleye plaza çalışanı olarak değil de, büyük şirket çalışanı olarak bakmak lazım. (büyük derken ciro olarak değil, organizasyon olarak) çünkü excel-mail-toplantı şeklinde özetlediğimiz şey, kişilerin/departmanların yaptığı işlerin üstlere ve şirketin geri kalanına raporlanması amacıyla oluyo çoğunlukla. yani şöyle ki, normalde bir kişi 100 birim iş yapabilecekken, 2 kişi toplamda 190 birim iş yapıyor çünkü zamanlarının belli bir bölümünü de, birbirlerinin ne iş yaptığını konuşmakla harcıyorlar.
0
co2s2
(30.04.24)
@edmond honda

İlk sorduğumda küçümsüyormuşum gibi anlaşılmıştı, "Siz de excel mail dışında bir şey yapmıyorsunuz" demişim gibi tepkiler gelmişti. Ben de öyle bir anlaşılmaya neden olmamak için belirteyim dedim ama yine böyle anlaşılmaktan kurtulamadım gördüğüm üzere :)

Diğer bölümler tıp fakültesine uzak konumlandığı için pek diger bölümlerle sosyalleşme imkanı olmuyor. Ayrıca bence asıl sizin doktorlara karşı önyargınız var ama gereksiz sert bir üslupla yazmışsınız o yüzden konuyu uzatmak istemiyorum.

"Öğrenmek isteyen öğrenirdi" öğrenmek istiyorum işte buraya sordum, bu sitenin amaçlarından biri de insanların merak ettiklerini öğrenebileceği bir platform olması değil mi?
0
🌸nundu
(30.04.24)
10 senelik beyaz yaka bilgisayar mühendisiyim.
sabah gidip masama otururum çay kahve yan masadakilerle sohbet filan. sonra ufaktan işlere başlarım. işlerim zaten jirada task olarak bellidir. sırayla çözerim. yapabildiğim kadarını yaparım, acilse zorlarım acil değilse yaya yaya yaparım. öğlen çevrede arkadaşlarla yemek yemeye gideriz. o da ayrı bir sosyallik oluyor her gün yeni yer seçiyorsun filan. sonra kahve alırız bir kahveciden, ofise döneriz.
benim işim yazılım yani genel olarak. iş analisti bana ne iş verirse o işi yaparım. ama genelde ne kadar sürede, ne tempoda çalışacağıma kendim karar veriyorum. 3 gün evden 2 gün ofisten çalışıyorum.

merakını da anlıyorum, abim de doktor/cerrah o da hep ofiste napıyorsunuz ki yani bilgisayar başında tüm gün napılır diye sorup durur.
0
yenibirgüzelnick
(30.04.24)
E-ticaret alanında çalışan, ekip yöneten bir beyaz yakalı olarak ortalama bir günümü yazayım. Haftanın 1 günü sadece ofise gidiyorum. Evde olduğum günlerden örnek vericem.

-Sabah mesaiden 10 dk önce kalkıyorum, teams'te ekibe ve ekip gruplarına bir göz atıyorum.
-Ardından mailleri kontrol ediyorum.
-Günün toplantılarına göz atıp varsa hazırlık, onları yapıyorum.
-Ekipten beklediğim konular varsa, deadline gelmişse onları yokluyorum.
-Kendi iş planımda yapacaklarım var mıydı takvime bakıp onları ilerletiyorum.
-Saat 9-10 itibariyle toplantılar başlıyor onlara giriyorum.
-Toplantılar sonrası/esnası ordan burdan bir şey geldiyse o konulara bakıyorum. Gerekliyse devreye gidiyorum, değilse eskale ediyorum ekibe.
-Aylık ve haftalık sunum datalarını değiştiriyorum bu aralar. Formatta oynamalar yapıyorum.
-Bizim işte operasyon da çok olduğu için operasyonel konulara bakıyorum, satıcıların aksiyonlarını takip ediyorum.
-Kullandığımız tool'u ve ortaktaki dokümanları bol bol inceliyorum.
-It geliştirme yapmış olabiliyor veya ongoing bir proje olabiliyor aynı esnada, UAT testleri yapıyoruz development ortamında.
-Kendi yöneticim veya yönettiğim ekiple kısa catch up'lar yapıyorum uzaktan çalıştığımız için anca öyle bir araya gelebiliyoruz.
0
mor oje
(30.04.24)
Yazılım danışmanlığı yapıyorum.

Mevcutta yaptığım işte uluslararası bir şirketin merkezinin ve tüm ülkelerdeki şubelerinin kullandığı bir yazılım sistemleri bütününün içerisinde çalışıyorum.

Bu tüm sistemler bütünü bir ürün ama arkadasında birçok teknoloji ve ekip var. 2,5 ayda 1 herkes bir araya gelip 3 gün boyunca sonraki 10 haftada neler yapılacak, neler öncelikli, kimin yapacağı şey kiminkinin ön şartı şu bu gibi şeyler konuşuluyor ve her ekip kendi 2,5 ayını elindeki kaynaklar (insanlar, onların bu ekip için çalışacakları zaman vs) gözetilirek planlar. Ayrıca son 10 haftalık dönemde neler yapıldı, ne eksikti, ne iyiydi, ne sorunlar vardı vs konuşulur.

Sonra da bu 10 haftayı 2 haftalara bölerek, her 2 haftanın başında o 2 hafta ayrıntılı planlanır. Ne yapılacak, kim kimden ne bekliyor. Kim test edecek. Testin kapsamı ne olacak. vs vs.

Buraya kadarki işlerin olduğu ekibe proje ekibi deniyor. Bir de destek ekibi var. Orada da 3 iş yapılıyor:

1-Artık belirli bi şablona bağladığımız, çok uzun uzun tartışmadan mevcut yapıya eklemleyerek devreye alabileceğimiz projeler oluyor. Mesela X ülkesindeki şube de bu ürüne dahil olmak istiyor. Onlarla ön toplantılar organize edip ürünü, onlardan ne beklediğimizi, projenin nasıl olacağını vs anlatıyoruz. Sonra onlara doldurmaları gereken şablonları veriyoruz. Onlar doldurunca bi toplantı daha yapıp üzerinden geçiyoruz. Anlamadıkları veya onların ülkesine özel farklı yönetilen şeyler vs varsa onları konuşuyoruz. Onlarla ilgili kararları veriyoruz. Her şey netleştiğinde çalışmaya başlıyoruz. Çalışma bitince testçiler test ediyor. Hatalar düzeltilince test sonuçları ürünü kullanacak ilgili kişilere sunuluyor ve ok devreye alalım denirse devreye alma planlanıyor ve yapılıyor.

2-Üründe çeşitli hatalar, bazı ek talepler, ufak projecikler, bazı bilgilerin güncellenmesi vs gibi rutin destek işleri oluyor. Kimisi doğrudan kullanıcıdan geliyor kimisine biz kendimiz karar veriyoruz.

3-Ürünün amacına göre yapılması gereken bazı şeyler var. Mesela bizim üründe müşteriler tırların ve otobüslerin üzerinde bulunan çeşitli donanım ve yazılımlarla farklı hizmetler alıyorlar. Bu hizmetlerin aboneliği, faturalanması şu bu yapılmalı. Müşteri app'ten kendi abone oluyor. Faturalama vs'yi merkezden tüm ülkeler için biz yapıyoruz. Bu süreçte çıkan hatalar olabiliyor. Ay başlarında ay sonlarında yapılması gereken işler oluyor. Yapılan işlerin takibi, sistemler arası senkronizasyon, mutabakat vs için de bir şeyler yapılması gerekiyor. O tip şeyleri yapıyoruz.

Böyle uzun uzun anlattım ki temelde ne yaptığımız biraz kafanızda canlansın.

Sıradan bir günde ne yapıyorum:
-proje sorumluluklarımdan planlanmış bir işim varsa onu yapıyorum. Gerekirse ilgili takım arkadaşlarımla veya diğer takımlardan insanlarla iletişime geçiyorum.

-destekte yaptığımız projelerle ilgili bir işim varsa onları yapıyorum. Bazen 2 veya 3 kişi beraber çalışabiliyoruz.

-Acil hata varsa onlarla ilgileniyorum. Çözmek için bir sürü değişik ekiple görüşmem gerekebiliyor.

-Rutin işler varsa onlar önceden planlanmış oluyor. Mesela tüm ülkelerin ön ödemeli aboneliklerin faturalanması, fatura pdflerinin ilgili sistemlere yüklenmesi ve müşterilere gönderilmesi, e-fatura süreci olan ülkelerde devlet portaline e-faturaların yüklenmesi, faturaların ve ertelenmiş gelir kayıtlarının muhasebeleştirilmesi, holding merkezi ile şubeler arası masraf kayıtlarının muhasebeleştirilmesi gibi şeyleri cuma günleri yapıyoruz. Cuma sabahı önce faturalanacak her şeyi kontrol ediyorum. Hata, eksik gedik var mı diye bakıyorum sonra gerekli işleri yapıyorum.

Tüm bu işleri yönetmek için ara ara ekip içi toplantılar yapıyoruz. Mesela X projeler grubu için 2 günde bi 15-20 dk, Y projeler grubu için haftada 1 holdingdeki bir ekibin de dahil olduğu bir toplantı, genel rutin destek işleri için her gün 15 dk napıyoruz ne ediyoruz problem birinden bi ihtiyaç var mı toplantıları vs vs.

Toplantılar dışında aramızdaki iletişim için mail, teams kullanıyoruz.

Yaptığımız işleri dokümante etmek için sharepoint, confluence vs gibi şeyleri kullanıp güncelliyoruz.

İş takibi, planlar, kimde ne iş var vs vs için Microsoft Azure DevOps'u kullanıyoruz.

Tabi bir de yaptığımız iş gereği şirket içi veya ürünler teknolojilerle ilgili okuma araştırma yapmamız gerekiyor.

Excel'i de bi şeyi analiz ederken filan kullanıyoruz. Ya da mesela ülkelere şablon verirken excel olarak veriyoruz filan filan.
0
perferil
(30.04.24)
(2)

derece yapmak tyt/ales/kpss vb.

bir soru sorcam
belli bir soru zorluğundan sonra tıkanıyorumörneğinpermütasyon olasılık filan olmuyor çok basit tip soruları çözebiliyorumbu sınır nasıl aşılıyor bu konu benim zaafım deyip kabullenmek daha çok soru çözmekdaha kolay aşama kaydedebildiğim fonksiyon türev'e yüklenmekbu sayısal kısımdızeka, hafıza fakt
belli bir soru zorluğundan sonra tıkanıyorum
örneğin
permütasyon olasılık filan olmuyor çok basit tip soruları çözebiliyorum
bu sınır nasıl aşılıyor bu konu benim zaafım deyip kabullenmek daha çok soru çözmek
daha kolay aşama kaydedebildiğim fonksiyon türev'e yüklenmek

bu sayısal kısımdı
zeka, hafıza faktörleri da var illa ki

diğer branşlar biraz daha konu çalışma eksiğine bağlayabiliyorum
0
bir soru sorcam
(23.04.24)
Bol bol zor soru çözmek ve belli başlı şeyleri sadece soru çözecek kadar değil mantığını anlayacak şekilde öğrenmek. Zaaf deyip kabullenme işine katılmıyorum, çok yıllar geçti ama ben sınava hazırlanırken biyoloji ve kimyada zayıftım ve üzerine gitmiştim, ikisini de fullemiştim sınavda.
0
perferil
(23.04.24)
Universitede bir elemanla ders calisirdik, ben cogunlukla B civari takiliyordum, bu A altinda not almazdi. kafali bir cocuktu. Okul bitmek uzereydi, hic ondan yuksek not alamamistim. Ulan dedim bunu bir kere gecmeden mezun olamam.

Normalde ders calisirken "burdan sormazlar yaw" der gecerdim, bu sefer onu demedim, ne var ne yok ezberledim, calistim vs..Ben 97 aldim, eleman 94, delirmisti :)

Ozetle, seninle derece yapan adam arasindaki fark adamin "bu cikmaz yaw" demeyip yardirmasi. Egitim sistemi "direnc" uzerine kurulu, bir nevi "buzuk" testi diyebiliriz.

O yuzden de global olarak egitim sisteminden nefret ediyorum, ogretme amacli degil, stres testi sadece..
0
cooperr
(23.04.24)
(5)

Maaş mı şirket sahibi olmak mı daha kazançlı?

michael_knight
Ayda 100 bin lira brüt maaş alan bir çalışanla ayda 100 bin lira kar eden bir şirket sahibini karşılaştırsak hangisinin cebine bir yılda daha fazla para girer?Şirket sahibinin sadece yeteneği ve zamanını sattığını, herhangi bir malzeme masrafı olmadığını ve 10 bin lira iş yeri kirası ödediğini varsa
Ayda 100 bin lira brüt maaş alan bir çalışanla ayda 100 bin lira kar eden bir şirket sahibini karşılaştırsak hangisinin cebine bir yılda daha fazla para girer?
Şirket sahibinin sadece yeteneği ve zamanını sattığını, herhangi bir malzeme masrafı olmadığını ve 10 bin lira iş yeri kirası ödediğini varsaysak.

Maaşı çalışanın aylık ortalama kazancı 65 bin lira oluyor. Şirket sahibi için nasıl bir tahmin yapabiliriz?
(Pek çok harcamasını masraf yazabilecek ama mesela muhasebeci parası, defter masrafı vs. ödeyecek)
0
michael_knight
(22.04.24)
Şirket sahibi olursanız, hukuki olarak işçi değilsiniz ve işveren olursunuz. Dolayısıyla bazı avantajlarınız olur, ancak örneğin SSK primi yerine BAĞKUR primi ödersiniz ve daha yüksektir. Ayrıca muhasebeci tutmanız ve her ay devlete vergisel konuları iletmeniz gerekir. Bu süreçte hata yaparsanız ceza ödersiniz vs. Yani işveren olmanız çok daha fazla efor ve risk içerir.

Tek müşteriniz olacaksa maaşlı devam edin. Birden fazla müşteriniz olursa zaten fatura düzenlemeniz gerekecek, ve işveren olmanız gerekecektir.
0
alfired
(22.04.24)
Vergilerle ilgili kabaca bir fikir edinmek için sormuştum.
Maaşlı çalışanın eline 65 bin lira geçerken şirket sahibinin eline 80 bin lira mı geçecek mesela?
0
🌸michael_knight
(22.04.24)
Şirket şahıs şirketiyse gelir vergisi oranları ve dilimleri aynı şekilde. Avantaj olarak olarak yemek, benzin vb giderlerinizi vergiden düşebileceksiniz. Dezavantaj olarak muhasebeci ücreti, bağkur primi vb ücretler olacak. KDV konusundan bahsetmemişsiniz, eğer %20 KDV ile fatura kesip brüt 100 bin lira alacaksanız vergi matrahınız düşük olacağından ekstra avantaj olur. 100 bin net üzerine kdv kesecekseniz de o kdv'nin bir kısmını giderlerden dolayı ödemeyeceğiniz için yine ufak bir avantaj olur.

limited şirketse şu an %25 kurumlar vergisine tabi. giderlerinizi de yine düşeceksiniz vergiden. Dolayısıyla 80 bin gibi bir şeye gelecek. sanal ofis ücreti ödemeniz veya ofis olarak kullanabileceğiniz bir adresiniz olması gerekecek. Muhasebe ücreti biraz daha fazla olacak. Bir de ticaret odası aidati var. Ayrıca şirketten kendi hesabınıza para çekerken kar payı ödemesi olarak çekerseniz %15 stopaj var sanırım. Avans olarak çekerseniz yok vergi.

Her iki alternatif için ayrıntılı hesaplama yapmak gerekir ama gider gösterebileceğiniz giderlerinizin büyüklüğüne göre şirket daha avanajlı olur muhtemelen.

tabi diğer arkadaşların da ilettiği gibi kıdem tazminatı, işsizlik ödemesi vb gibi özlük haklarınız olmayacak, yıllık izin, resmi tatil izinleri gibi konular da müşterinizle sözleşmenizin konusu olacaktır.
0
perferil
(22.04.24)
şirket sahibi olmak daha iyi. bankalarla anlasırsın calısanların promosyonuna cokersın :)
0
sizofren06
(22.04.24)
100k maaşı brüt değil net olarak varsayarsak aynı karı elde etmek için en az 2 kat kazanç lazım. İşverenlerin sabit giderleri var, kira, stopaj, muhasebe vs vs. kar oranına göre cironuzun da en az 3-5 kat olması lazım. Özetle ayda 400-500k döndürebilecekseniz şirket açmak mantıklı.
0
kimlanbu
(22.04.24)
(2)

31 mart seçimi için görevlendirilmişim?

baldan kaymak
iki polis geldi, kağıt imzalattılar evrak teslim ettiler.sandık kurulu seçme üye gibi birşey yazıyor. nedir bu?görevim nedir? ücret alacak mıyım? eğitim alacak mıyım? sandık sayılınca bitecek mi?
iki polis geldi, kağıt imzalattılar evrak teslim ettiler.

sandık kurulu seçme üye gibi birşey yazıyor. nedir bu?

görevim nedir? ücret alacak mıyım? eğitim alacak mıyım? sandık sayılınca bitecek mi?
0
baldan kaymak
(21.03.24)
Sandık kurulunda başkan, partili üyeler ve partisiz üyeler oluyor. Başkan genelde öğretmen, doktor vs gibi memurlar olur. Partili üyeler büyük partilerin belirlediği kişiler. Bazı sandıklarda da sizin gibi bağımsız üyeler olur. Ben de seçilmiştim bir kere.

Göreviniz seçmenlerin kimliklerini kontrol etmek, usüle uygun olarak oy kullanılmasına yardımcı olmak ve oy kullanım sürecini takip etmek, sayım bittiğinde sandığınızdaki oyu başkan ve diğer üyeler ile beraber saymak.

Ücreti var.Sanırım 2000 liraya yakın bu seçimde. Ben önemsemedim kimseye IBAN filan vermedim, o yüzden ücret almamıştım. O yüzden sorabileceğiniz kişilere sorarsınız nereye IBAN verilecek veya nasıl ödeme alınacak vs diye.

Eğitim almayacaksınız büyük ihtimal. Bana kimse eğitimden bahsetmemişti. Eğitim verirlerse de çok kapsamlı bir şey olacağını sanmıyorum. En azından bir eğitim broşürü vs bulabilirseniz güzel olur. Ben daha önce müşahitlik yaptığım için hakimdim kurallara ve işleyişe.

Sandık sayıldıktan sonra oylar yola çıktığında sizin işiniz bitecek. Oyları sandık başkanı ilçe seçim kuruluna götürecek.

Kolay gelsin şimdiden.
0
perferil
(21.03.24)
sandık kurulu üyesi seçilmişsiniz. sandık kurulu başkanı görev dağılımını yapar o gün. kimlik kontrol, imza attırma, pusulalara sandık kurulu mührünün vurulması, sayım, döküm vs.
2.088 tl ücret alacaksınız.
bize eğitim vermişlerdi bir okulun konferans salonunda toplayıp. ama çok zor bir iş değil. sabah oy sayımı başlamadan önce sandık kurulu başkanı da sizi bilgilendirir. sayım ve tutanakların tamamlanmasından sonra sizin işiniz biter. sandık kurulu başkanı oy pusulası ve tutanakları ilçe seçim kuruluna teslim edene kadar devam eder göreve.
0
mustafakesekci
(21.03.24)
(3)

ziraat bankası dolar

charlotte blanc
tanımadığım birinin adına 1510 dolar yatırıcam. adam ziraat kullanıyor. bende ziraat yok enpara var.masraf almayacakları yöntem var mı?atmden yatırma?enpara dolar hesabımdan ziraat e gönderme?hangisinde masraf almazlar. benim için en basiti enpara hesabından yollamak.
tanımadığım birinin adına 1510 dolar yatırıcam. adam ziraat kullanıyor. bende ziraat yok enpara var.

masraf almayacakları yöntem var mı?

atmden yatırma?
enpara dolar hesabımdan ziraat e gönderme?

hangisinde masraf almazlar. benim için en basiti enpara hesabından yollamak.
0
charlotte blanc
(05.03.24)
Hepsinden masraf alınır da en ucuzu Xiraat Şubesinden yatırmakla olur.
0
Mirket
(05.03.24)
Döviz transferi farklı bankalara olunca 2-3 gün sürebildiği oluyor. En iyi çözüm Enpara'dan Enpara'ya, ya da Ziraat'ten Ziraat'e havale olur. Atm'lerin günlük para yatırma limiti var, birçoğu döviz de kabul etmiyor. Onlara bi bakmak lazım. Aynı bankalardan hesabınız yoksa en garantisi gidip şubeden yatırmak gibi gözüküyor.
0
fobfilm
(05.03.24)
Enpara para almıyor döviz transferinden.
0
perferil
(05.03.24)
(5)

Yorgos Lentimos vs Nuri Bilge Ceylan

nundu
Az önce Poor Things'i izleyince aklıma geldi. Yorgos Lenthimos'un ilk duyduğum filmi Dogtooth Yunanca, Yunanistan'da çekilen bir filmken şimdi çektiği film yıldızlar karması, hollywood ünlüleri filminde oynamak için peşinde sıra olmuş gibi duruyor. Nuri Bilge Ceylan da Avrupa'da gayet bilinen, çekti
Az önce Poor Things'i izleyince aklıma geldi. Yorgos Lenthimos'un ilk duyduğum filmi Dogtooth Yunanca, Yunanistan'da çekilen bir filmken şimdi çektiği film yıldızlar karması, hollywood ünlüleri filminde oynamak için peşinde sıra olmuş gibi duruyor. Nuri Bilge Ceylan da Avrupa'da gayet bilinen, çektiği her filmi Cannes'da dakikalarca alkışlanan ve ödüller alan bir yönetmenken niye hiç uluslararası film çekme gayretinde bulunmadı? Böyle bir niyeti olsa böyle hollywood ünlüleriyle çalışabilir miydi mesela? Gerçi genelde Anadolu hikayesi anlatan biri gidip Amerika'da Arkansas'ın köyünü mü çekecek ayrı soru da şu an ülkedeki en kariyerli yönetmen o olduğu için kıstasa onu koyuyorum.

Bu arada sinefil biri değilim kesinlikle, Lentimos'un ilk izlediğim filmi Poor Things oldu, NBC'nin hiçbir filmini izlemedim. İkisi arasında kıyas yapma gibi bir derdim de yok da merak ettiğim NBC böyle bir işe niye girmiyor, girse de yapabilir mi?
0
nundu
(04.03.24)
"Gerçi genelde Anadolu hikayesi anlatan biri gidip Amerika'da Arkansas'ın köyünü mü çekecek"

Nbc'nin çekmek istese çekeceği en yakın amerikanvari film nomadland gibi bir şey olurdu sanırım. Yani evet, gidip oranın da yerel hikayelerini anlatmak isteyebilir ama buradaki kadar başarılı olabilir mi emin değilim. O yüzden heveslenmemiştir. Ama hadi dese, iyi de bir senaryosu olsa popüler amerikan oyuncuları toplayacak bir yapımı yönetebilir. Bağımsız çekemeyecek bile olsa A24 gibi indie destekçisi bir dağıtıcı/yapımcı bulur.
0
Bruce
(04.03.24)
Dogtooth Yunanca bile olsa evrensel bir hikayeydi. Konu, filmin dünyası ve karakterleri milliyetsizdi. Anadoluyu ve Türk insanını anlatan NBC'nin hikayeleri belli bi zümreye hitap ediyor. Bu açıdan Hollywood bir teklifle gelse bile o NBC'nin istediği iş olmaz bence. Özgürce istediğini de yaptırmazlar tahminen. Mesela Lanthimos'a yaptırıyor olabilirler çünkü adamın doğal modu evrensel ama garip hikayeler. Ki İngilizce yapınca da Lobster vs. beğenilmişti, sonra Oscar'a kadar gitti.

Bu arada haklısın, Hollywood ülkelerin en başarılı yönetmenlerini alıp devşirme konusunda ustadır bir hocamın bununla ilgili kitabı vardı hatta.
www.aup.nl
0
nhk ni youkosu
(04.03.24)
lantimos başta yunan yeni dalga denen yönetmenlerdendi, son iki filmiyle birlikte kendini hollywood'a attı, yani kendi isteyerek böyle yönlendirdi kariyerini

nbc hem böyle bir şey istemesi hem de esnemesi gerekir ama böyle bir şey yapacağını sanmıyorum
0
grimavi
(04.03.24)
NBC kendi+eşi ve bazen bir kişi daha ekleyerek yazıyor, kendi yönetiyor, görüntü yönetimi-ses-cast vs.'ye aşırı dahil oluyor, kurguyu yine bizzat kendi yapıyor. Yapımcılığını da kendi yaparak başladı, birkaç film bir yapımcı ile çalıştı, sonra onunla bile devam edemedi. Sadece sponsorluk için bakanlıktan ve Avrupa'daki kurumlardan para alıyor ama kimseyi filmine karıştırmıyor. Yani kısaca auteur yönetmen. Hollywood'un film yapım yöntemleri ile taban tabana zıt bir yaklaşım. Adamlarda yapımcının çok büyük gücü var. Senaristler birden çok oluyor ve yönetmenden ayrı. Senaryoya marketing vs araştırmaları sonucunda müdaheleler oluyor. Görüntü yönetimi, ses vs tamamen ayrı kişi/ekiplerde. Kurguya yönetmen karışamıyor. NBC bu şekilde film yapmayı istemez. Zaten Uzak filmine kadar tek kamera, 2-3 kişilik ekiple film çekiyordu. Uzak'tan sonra 3 Maymun ve İklimler'i, ünlü olmasına rağmen küçük ekiplerle çekti. İlk defa Bir Zamanlar Anadolu'dada büyük ekiple çekti. Onda da bu kadar büyük ekiple çalışmanın, büyük prodüksiyon yapmanın kendisini çok gerdiğini vs söyledi. O filmde bile sesçisini değiştirdi. Kurgusunu yine kendi yaptı. Cannes'ın ısrarlarına rağmen kurgu sürecini acayip uzun zamana yaydı içine sinmesi için. Adam bu şekil mutlu oluyor.

Lanthimos öyle değil. O kafasındaki bazı fikirleri anlatmak istiyor. Hollywood tarzı yapımcı çok müdahele etmediği ve senaryo/kurguda da biraz söz hakkı olduğu sürece onun işine gelir. Hem ekonomik açıdan hem de iş yükü açısından rahatlatır.

Bu arada bu bağlamda İtalyan yönetmen Paolo Sorrentino da ilginç bir örnek. O da İtalya'da yaptığı, bazısı çok yerel, bazısı yerel olmayan filmlerle ünlü oldu. Sonra hem Hollywood'la hem İngilizlerle filan filmler yaptı. Döndü yine Hollywood işbirliği ile yerel İtalya filmi yaptı vs.
0
perferil
(05.03.24)
nbc her filminde mühendislik bitirme projesi yapıyor

bi de ödüllü kısa filminden beri para işini fransızlara havale ediyor. kendi söylüyo. emerikanların değil filmi çektiren parayı veren firansızların beğenisine yakın filmler çekiyor. üsttekiler+1
0
lambırcek
(05.03.24)
(5)

Dolar altın nereden alınır?

birmilyonunvarmi
Bankalarda makas çok fazla. Buna rağmen dolar ve altını bankadan mı yoksa kuyumcu/döviz bürosundan mı alıyorsunuz? Bir de kuyumcu ve döviz bürolarında haftasonları fiyat daha pahalı olur mu?
Bankalarda makas çok fazla. Buna rağmen dolar ve altını bankadan mı yoksa kuyumcu/döviz bürosundan mı alıyorsunuz?

Bir de kuyumcu ve döviz bürolarında haftasonları fiyat daha pahalı olur mu?
0
birmilyonunvarmi
(15.02.24)
1. b şıkkı
2. Evet
0
Mirket
(15.02.24)
Altını altın sertifikası (altıns1) veya altın byf'si (zgoldf) olarak alıyorum. İlkinde alırken biraz pahalı alma veya satarken biraz ucuz satma olabiliyor dönemsel olarak. İkincisinde de çok cüzi bir yönetim bedeli var. İkisinde de makas yok.

Döviz de pek almıyorum ama alırsam byf olarak alıyorum. Makas yok.

Haftasonu makas artar.
0
perferil
(15.02.24)
Döviz için laleli ve kapalı carsi'ya gitmek lazım. Altın için de kuyumcu. Daha önce hep bankadan alırdım ama çok zarar ettiğimi anlayınca yöntem degistirdim.
0
prole
(15.02.24)
Kuyumcudan alıyorum ben.
0
drako
(15.02.24)
Yıllardır banka makasının kuyumcudan daha dar olduğunu gözlemlemişimdir. Makasları tekrar kontrol edin bence.
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(16.02.24)
(4)

Netflix ile İngilizce öğrenme?

coder85
B1 seviyesi ingilizcem var. Netflix'ten izleyebileceğim beni çok yormayacak dizi önerisi alabilir miyim?
B1 seviyesi ingilizcem var. Netflix'ten izleyebileceğim beni çok yormayacak dizi önerisi alabilir miyim?
0
coder85
(13.02.24)
Friends, brooklyn nine-nine, young sheldon, lucifer baya popüler ve çok kişi tarafından sevilen ağır olmayan diziler.
0
akhenaten
(13.02.24)
Belgesellerle başlayabilirsin. Kurgu yapımlara göre daha anlaşılır olur.
0
perferil
(13.02.24)
dizi degil de baska tavsiye vereyim. dizi izleyerek ingilizce ogrenilmez. 2193921 yildir dizi, film izliyorum. hic bir katkisini gormedim. ders izler gibi sahne sahne durdurup, not alip izlemedigin surece bi faydasini gormezsin.
0
buenosdias
(14.02.24)
@buenosdias: Yani tek başına dizi seyrederek tabii ki olmaz ama başka yöntemlerin yanında katkısı olur. Bilgisayar oyunundan ve şarkılardan öğrenen çok. Lakin oyun oynarken biraz daha aktif oluyor insan, kelimelere dikkat etmesi gerekiyor çünkü.

Soru sahibine: Film-dizi izleme ile yabancı dil öğrenimini birleştiren Lingopie diye bir uygulama görüyorum internette bu aralar. Paralı ve fiyatını bilmiyorum ama nedir ne değildir bir bakabilirsin. Başka diller de var. Rusça için bakayım diyorum ben de.
0
d max
(14.02.24)
(3)

ilk kez konut almak

Pertev nail
merhaba, evin fiyatının üçte biri kadar konut kredisi kullanarak nasipse ev satın almak istiyorum. daha önce böyle bir tecrübem olmadı dikkat etmem gereken hususlar nelerdir?önce kaparo verilip bi sözleşme yapılacak, akabinde bankaya kredi için başvuru ve ekspertiz süreci. daha sonra tapuyu almadan
merhaba, evin fiyatının üçte biri kadar konut kredisi kullanarak nasipse ev satın almak istiyorum. daha önce böyle bir tecrübem olmadı dikkat etmem gereken hususlar nelerdir?

önce kaparo verilip bi sözleşme yapılacak, akabinde bankaya kredi için başvuru ve ekspertiz süreci. daha sonra tapuyu almadan önce parayı satıcının hesabına gönderip tapudan satışı almak.

öncesinde tapu üzerinde şerh vs var mı diye kontrol etmem gerekiyor sanırım.

yardımcı olur musunuz?

teşekkürler
0
Pertev nail
(13.02.24)
Bankanın tapuda bir avukatı oluyor. Bankadan kredi onaylandıktan sonra tapuda o kişiyle buluşmanız gerekiyor. Siz peşin kısmı satıcının hesabına gönderiyorsunuz. Kredili kısmı tapu devrinden sonra banka satıcıya gönderiyor.

Emlakçı komisyonu ve tapuda vergi ödüyorsunuz. Bunlar için hesapta veya nakit para bulundurmanız gerekiyor.

Emlakçı komisyon oranını netleştirin çünkü yarısını alıcı yarısını satıcı öder. Satıcının kısmını size kilitlemeye çalışabilirler.
0
perferil
(13.02.24)
pratikte alıcı ödüyor emlakçı komisyonunu şuana kadar 4 ev alışına şahit oldum etrafımda, yalnız emlakçı ile iyi pazarlık yapın baştan % kaç istiyorsa onun üzerinden indirin.
0
eja
(13.02.24)
bankanın avukatı olmuyor artık tapularda.

Eksper başvurusu sonrası krediniz onaylanırsa bankaya gidip bazı evraklar imzalıyorsunuz. Tüm başvuruları -tapu için- evrak işlerini banka sizler için hallediyor. Daha sonra size "xx tarihinde şu tapuda olun" diye mesaj geliyor. Bu tarihe kadar size gönderilen linkten harç vb ödemeleri yapmanız lazım. Normalde satan, alan bölüşülmesi gerekirken daha bunu ödeyen bir satıcı görmedim. Siz ödersiniz diye düşünüp devam ediyorum.

Tapuya gittiğinizde sıra geldiğinde kağıt imzalanırken parayı göndermiştim ben satıcıya. Daha sonra beraber bankaya gittik, banka parayı bana yatırdı ben de satıcıya havale ettim işlemimiz bitti.

Ben satıcıya emlak borcu yoktur vb yazı için belediyeden yazı almasını istedim ama kimse sormadı. Galiba o iş biraz otomatik ilerliyor artık. Yine de belediyeden kontrol ettirmekte fayda var.
0
kablelvuku
(13.02.24)
(4)

Yöneticimin bu davranışı normal mi ?

dostsuz dostoyevski
Arkadaşlar şimdi ben 3 kişilik bir ekipte çalışıyorum. Çoğu zaman 2 kişi aynı zaman mesaide oluyoruz. İş bölümünü kendi aramızda yapıyoruz. Yönetici orasına pek karışmıyor. Olay şöyle oldu. 2 farklı işlemimiz var. Ben nispeten daha çok yoğun olan kısma bakıyorum ama sistem gün içerisinde yaptığım iş
Arkadaşlar şimdi ben 3 kişilik bir ekipte çalışıyorum. Çoğu zaman 2 kişi aynı zaman mesaide oluyoruz. İş bölümünü kendi aramızda yapıyoruz. Yönetici orasına pek karışmıyor.

Olay şöyle oldu. 2 farklı işlemimiz var. Ben nispeten daha çok yoğun olan kısma bakıyorum ama sistem gün içerisinde yaptığım işlemi saymıyor. Diğer kısma bakan arkadaşın yaptığı işlemler sisteme giriliyor. Arada sırada çalıştığım arkadaş ile aramızda değişiklik yapıyoruz. Ama haliyle onun yaptığı işlem sayısı daha çok gözüküyor. Normalde ikimizin de iş yükü eşit sayılır.

Neyse bugün yönetici bunu gündeme getirdi. Benim yaptığım işlem sayısı daha az diye ortalığı ayağa kaldırdı. Açıklamasını da yaptım. bakın ben burada işlem yapıyorum ama sisteme girilmiyor diyorum. Ama günün sonunda ayağımı denk almam gerektiği söyleniyor, iş yapmadığıma inanılıyor.

Sürekli bu şekilde davranışlara maruz kalmasam da hiçbir zaman yaptığım iş için ne bir takdir gördüm ne de tebrik. İşimi düzgün yapsam bile sadece eleştiri ve tepki görüyorum. Ofiste beraber çalışsam çoktan istifayı basmıştım ama evden çalıştığım için bir nebze olsun alttan almaya çalışıyorum.
0
dostsuz dostoyevski
(03.02.24)
Normal değil. Yönetici muhtemelen tecrübesiz, üstüne de kötü bir yönetici.
0
perferil
(03.02.24)
Bir yönetici "ayağını denk al" gibi bir şey söylüyorsa dangalağın tekidir. En kibar haliyle böyle söyleyebiliyorum.
0
fadetoreality
(03.02.24)
Yöneticiniz işi bilmiyor demek ki. Üstelik insan yönetmeyi de bilmiyor. Ben sizin yerinizde olsam yaptığınız işin yönetime raporlanmasını en geri zekalı insanın dahi anlayabileceği bir seviyeye getirirdim. Bu sayede yöneticiniz de performans takibini düzgün yapabilmiş olur. Kim ne kadar performans veriyor ölçülmüş olur.
0
pispinti
(03.02.24)
bayağ skandal.
0
atacaksinfinke
(04.02.24)
(9)

Calisirken bi sey izliyor musunuz ya da dinliyor musunuz

Kittie
Calisirken dedigim normal mesai isi.Dersten bahsetmiyorum veya zaman siniri olmayan bir proje calismasi degil. Duz 9 -6 arasi islerIzliyor, dinliyorsaniz nelerYok izlemem, dinlemem ise nedenTesekkurler
Calisirken dedigim normal mesai isi.
Dersten bahsetmiyorum veya zaman siniri olmayan bir proje calismasi degil. Duz 9 -6 arasi isler

Izliyor, dinliyorsaniz neler
Yok izlemem, dinlemem ise neden

Tesekkurler
0
Kittie
(28.01.24)
Bi ara yerli filmler izliyordum. Kemal Sunal filmleri vs. Şu an çok fazla toplantı yaptığım/2-3 kişi beraber çalıştığımız için dinlemiyorum. Tek başıma çalıştığım günlerde belgesel, TV veya podcast açtığım oluyor.

Eskiden hep müzik dinleyerek çalışırdım, onu bıraktım ama niye bıraktım bilmiyorum.
0
perferil
(28.01.24)
Son zamanlarda sesli kitaplara sardım.
0
Mirket
(28.01.24)
Değişiyor, bilgisayarda çalışırken genelde dosya, belge işleriyle uğraşıyor oluyorum o zaman sessizlik istiyorum yoksa kafam karışıyor. Çizim yapıyorsam müzik açıyorum.

Bilgisayar başında değil de labda malzemeyle uğraşıyorsam bilgisayardan bi bir tv kanalı falan açıyorum arkada ses yapsın diye. Bazen de podcast ya da sesli kitap dinliyorum.
0
akhenaten
(28.01.24)
Ben sizi psikolog ya da pdr gibi bir mesleğiniz var sanıyordum. Yanlış hatırlıyor olabilirim. Bunu neden dedim diye sorarsan bu sorduğunuz sorunun cevabını belki siz daha iyi bilirsiniz diye yazdım. Yanlış biliyorsam da kusura bakmayın, aklıma gelmişken yazmak istedim.

Müzik dinlerken çalıştığını sanarsın. İnsan sevdiği şeye odaklanır. Olay "müzik dinlerken çalışmaya çalışmak" olur. Bazen çok nadiren yaparım. O da aklıma şarkı takılmıştır ya da keyifliyimdir, işim azdır. Bu dediğim ayda bir olur. Onun dışında asla müzik dinlemem.
0
sevilen progressive türkücü
(28.01.24)
sabah fatih altaylı'yla başlıyorum akşama kadar bişeyler dinliyorum. hem izleyip hem dinleme olmuyor bende izleyemiyorum.
0
naksidil
(28.01.24)
Podcast ya da youtubedan video.
0
mikahakkinen
(28.01.24)
evden çalışırken, salondaki tv'den appletv üzerinden youtube'da yer alan aşağıdakine benzer müzikler açık durur. salondan çalışma odama hafiften gelmesi yeter.

www.youtube.com
0
gabe h coud
(28.01.24)
late viper
(28.01.24)
Müzik dışında bir şey dinleyemiyorum. Izlemek söz konusu bile değil. Podcast ya da olay örgülü dinleme kanallarında oraya odaklaninca işimi yapamıyorum.
0
Amaranta ursula
(28.01.24)
(5)

Bankadan nakit çekmek

kondansator
Selamlar, bir arkadaş bankadan 20milyon tl çekmek istediğini ama bankalarda para olmadığını biçe vermediklerini söyledi. Böyle bir durum var mı gerçekten ?
Selamlar, bir arkadaş bankadan 20milyon tl çekmek istediğini ama bankalarda para olmadığını biçe vermediklerini söyledi. Böyle bir durum var mı gerçekten ?
0
kondansator
(28.01.24)
şubeler mümkün olduğunca az nakit tutmak ister. böyle bir rakamı çekecekseniz en az 1-2 gün önceden haber vermek gerekir.
0
orpheus
(28.01.24)
orpheusun dediği gibi. Haber vermek gerekiyor.
0
Tina
(28.01.24)
Dünyanın hiç bir yerinde “sa benim 650k$’ı cash verin” diye bankaya girip alamazsın zaten. Paranın hazırlanma süreci var öyle miktarlar için.

Türkiye bu konuda fazlaca özgür ve free takılıyor. Bir kaç milyonu pat diye gidip alıp dönersiniz mesela ama avrupa’nın çoğu ülkesinde 100k€ / 100k£ civarını çekmek için neden çekiyorsunuz ne yapacaksınız diye uzun uzadıya sorarlar adama. Ne 100k’sı ya 10-15k’da bile soruyorlar :D

Haber versin, bir kaç güne alır.
0
avatar is back
(28.01.24)
Bana geçen kuveyt Türk 40 bin TL veremedi nakit yok diye
0
fistikthecat
(28.01.24)
Türkiye'de 10 bine yakın banka şubesi var. Hepsi bu şekilde gelebilecek her ani talebi karşılayacak kadar para tutarsa, mesela 30 milyon*10 bin=300 milyar lira para tutması gerekir. Ki mevduatı büyük olan şubelerin filan çok daha fazla tutması gerekir o düzende. Ülkede dolaşımda olan tüm banknotlar 400 milyar lira zaten.


Döviz tevdiatlar için de yine epey para lazım olacak.

Tabi bunun para aktarımı, güvenliği, şusu busu daha da baş ağrısına sebep olacak.

Böyle bir şey mantıklı duruyor mu?
0
perferil
(28.01.24)
(12)

Şirketin savunma istemesi ve uyarması

ShadowOfMoon
Merhaba. 2.5 yil calistgim sirketim performans dusuklugu icin savunma istedi. Iddialar asilsizdir reddediyorum dedim savunmamda. İddialar saymışlardı çünkü. tek tek cevap vermedim.Yazılımcı olarak işleri geç bitirme veya eksik yapma gibi şeyler ama bunları kanıtlamaları zor tabi. Ve herkes en iyi şe
Merhaba. 2.5 yil calistgim sirketim performans dusuklugu icin savunma istedi. Iddialar asilsizdir reddediyorum dedim savunmamda. İddialar saymışlardı çünkü. tek tek cevap vermedim.

Yazılımcı olarak işleri geç bitirme veya eksik yapma gibi şeyler ama bunları kanıtlamaları zor tabi. Ve herkes en iyi şekilde bitirecek diye de bir şey yok. belki yavaş yapıyorum.

SOnrasında Uyari vermisler, bir daha olursa kovacaklarmis. Bu uyariya cevap vermeli miyim, cevap vermezsem kabul etmis sayilit miyim cunku uyari verirken "iddialara tek tek cevap vermemissin, redetmissin" yazmislar. İmzalayıp yollamamı istiyorlar.

%10 zam yaptılar bir de. buna dayanarak haklı fesih vs yapabilir miyim?
0
ShadowOfMoon
(25.01.24)
İddiaları bilmeden kimse cevap veremez ki

Evden çalışırken çamaşır yıkadın da bunu mu farkettiler?
İş yerinde iş bilgisayarından porno mu seyrettin?
İşe gelmiş gibi kart basıp dışarıda kişisel işlerini mi yaptın?

İddiaları da yazarsan insanlar fikir belirtebilir
0
tavish11
(25.01.24)
Evet üstteki arkadaşa katılıyorum çok yüzeysel bir soru olmuş hiçbirşey anlaşılmıyor.
Ama iddialara tek tek cevap verseydiniz keşke. Sonuçta birşeylerden rahatsız olmuşlar performansınızla alakalı direk dümdüz reddetmektense detaylı cevap vermek daha etkili olabilirdi.
Olayın içinde birebir siz olduğunuzdan siz daha iyi bilirsiniz ama süreci uzatmak aleyhinize sonuçlanabilir. Bence bundan sonrasında nasıl toparlayabileceğinizi düşünün ya da iş aramaya başlayın eğer çok içerlediyseniz durumu.
0
nuevo
(25.01.24)
İstenmediğin yerde durulmaz, %10 maaş zammı zaten küfretmekle eşdeğer olmuş. Haklı olup olmadığın tam anlaşılmıyor ama önemi yok, yeni iş bakıp verin tazminatımı çıkarın demek en mantıklısı.

Bir kere insanın canını sıktıklarında çalışacağın varsa da içinden gelerek çalışamazsın.
0
kimlanbu
(25.01.24)
Kovarsak tazminat ödemeyelim/işe iade davasında kaybetmeyelim diye şimdiden kanıt topluyorlar muhtemelen. İşin hukuki yönünü bilmiyorum, iddialara cevap vermeden reddetmek direkt kabul etmek anlamına gelmese de onların elini güçlendirebilir.
0
perferil
(25.01.24)
%10 zam - seni istemiyoruz, git demektir.

İş bulun ve konuşarak tazminatınızı alıp, çıkın. Bu saatten sonra uğraşırsanız, canınız sıkılır. Bir de işten çıkış olarak sisteme negatif bir kod girerlerse ileride sorun olabilir.


.
0
kartallar yuksek ucar
(25.01.24)
işleri geç bitirme için yazıyorum. işi aldığınızda eğer adam/gün üzerinden bir proje bitiş tarihiniz varsa ve buna uymadıysanız ellerinde done vardır iddia dışında. eksik de projeden sonra açılan ek geliştirme maddeleri /ticket vs buradan takip edilebilir.
haklı fesih olmaz da istifa sonrası işe iade davası olabilir ama çok umut vermediniz bana. bu konuda rahat olsanız iddiaları tek tek kolaylıkla savabilirdiniz.
0
delidiyorum
(25.01.24)
@thetrue +1
0
digits
(26.01.24)
Evet tecrübem yok. İddiaları redederek mahkme süreci olursa orda reddettiğimi gösteririm diye belirtmek istedim. Tek tek cevap verip istediklerini yapmak istemedim. kanıtlamayacakları çok şey yazıyordu da. Bazılarını blki kanıtlayabilirler . savunma istemeden öcne bildirim yapıldı vs ve beklediler de. %10 zamma dayanıp haklı fesih yapılır mı. yasaya ayrkırı bir durum var mı.
0
🌸ShadowOfMoon
(26.01.24)
ben bunu karsi taraf savasa hazirlaniyor seklinde yorumlarim, muhimmat stogu yapmaya baslarim. hemen git bir avukatla konus, gardini al. Sepet havasi calarlarsa mevzilerin hazir olsun, ki calacaklar gibi duruyor. Bir yandan da kendine bir is bak bence.
0
cooperr
(26.01.24)
aylar geçti ve çok umursamadım ve çıkardılar haklarımı vermeyi teklif edip. ben daha fazlasını istedim haklarımdan. göreceğiz ne olacak mahkemede :)
0
🌸ShadowOfMoon
(31.03.24)
Arabulucuya gidin. Neden savunma vermediniz ki? Ben bir avukat arkadaşın dediğini yazmıştım ama şu an hatırlamıyorum.
0
Kahvedesu
(31.03.24)
savunma verdim iddiaları reddederek ama mutlu değildim. düzgün iş yoktu bana göre. savunma verdiğim. uyarı verdiler. sonra aynı şeyler devam edince, 2. kez savunma istediler ve sonra çıkardılar işte.
arabulucu için 30 gün vakit var. daha pazarlık yapacağız haftaya :) 8 maaş istedim.
0
🌸ShadowOfMoon
(31.03.24)
(3)

Macbook ve Ipad kullanmış olanlar sorum size

cavelier
bir süredir macbook air m2 modelini kullanıyorum iş dışında kişisel çalışmalarımı da bu laptop üzerinden ilerletiyorum. İpad'lerin not alma pdf çalışma kalem kullanma ve taşıma kolaylığı ilgimi çekmeye başladı. Macbook üzerinde çizim vs gibi ağır bir program kullanmıyorum. Sizce macbooku satıp ipad
bir süredir macbook air m2 modelini kullanıyorum iş dışında kişisel çalışmalarımı da bu laptop üzerinden ilerletiyorum. İpad'lerin not alma pdf çalışma kalem kullanma ve taşıma kolaylığı ilgimi çekmeye başladı. Macbook üzerinde çizim vs gibi ağır bir program kullanmıyorum. Sizce macbooku satıp ipad almalı mıyım? pdf ve not için kalem klavyeden daha kullanışlı olur mu? Macbook ve ipad kullananlar hangisini daha çok kullandınız ve daha çok verim aldınız?
0
cavelier
(14.01.24)
Önce Macbook almıştım ve PDF vs okuyordum ama highlight, not alma vs için Ipad aldım ve şu an o işler için sadece Ipad'i kullanıyorum. Bu konular için Ipad kesinlikle çok daha iyi ama diğer ihtiyaçlarınızı da gözden geçirin. Örneğin MS Excel vs kullanıyorsanız Ipad'de zor olacaktır muhtemelen.
0
perferil
(14.01.24)
Mac kullanıyorum, araştırmacıyım. Yoğunlukla makale okumak ve yazmak için kullanıyorum. Makale okumak ve zaman zaman not almak için 2 yıl önce ipad aldım kalemiyle birlikte. Çok nadir akademik işler için kullandam da ipad yemek yerken falan bir şeyler izlemek amacına hizmet ediyor. Asla mac’in yerini tutmaz bu arada. Bunun mailleri var, diğer yazılımlar var. En basitinden bir sunum hazırlayacak olsanız ipad ile zor olur. Hiç tavsiye etmem.
0
but that was just a dream
(14.01.24)
ipad ile işlerinin %95'ini (bazılarını zorlayarak da olsa) halledersin, kalan %5 için bilgisayar ararsın, bilgisayar hep lazım.
0
kanepeee
(15.01.24)
(5)

Yaşlanınca paraya daha çok önem veriliyor mu?

alpergoker
Mehmet Demirkol'un Socrateste yaptığı programa konuk olan Engin Günaydın'ın programda kendisi ile ilgili yaptığı bir itirafı var. '' Ben yaşlandıkça parayı daha çok sevmeye başladım. Eskiden hiç öyle duygularım yoktu. Eskiden çok iyi paralar kazanabilirdim ama o zaman o ukala tavırlarım yüzünden çok
Mehmet Demirkol'un Socrateste yaptığı programa konuk olan Engin Günaydın'ın programda kendisi ile ilgili yaptığı bir itirafı var.

'' Ben yaşlandıkça parayı daha çok sevmeye başladım. Eskiden hiç öyle duygularım yoktu. Eskiden çok iyi paralar kazanabilirdim ama o zaman o ukala tavırlarım yüzünden çok büyük paraları reddettim ve bu duygu canımı sıkıyor.

Ben para kazanama hırsıyla gençliğini harcayıp sonrasında hayatı ıskaladığının farkına varma duygusunun daha çok canını acıtacağını düşünürdüm. O yüzden bu itirafı görünce biraz şaşırdım.

Peki siz ne düşünüyorsunuz? Şöyle biraz hayat tecrübesi olanlar yazarsa güzel olur.

A) Ulan gençliğimizde hayatı ıskalamayalım diye az kazanalım ama iş-ev çemberinde ömrümüzü harcamayalım dedik. Keşke gücümüz varken kazanabildiğim kadar çok kazansaydım, bu yaşlarda rahat ederdim.

B) Ömrümüz birikim yapmakla geçti. Evim, arabam, gelirim var ama hayat akıp gitti. Bu saatten sonra ben neyleyim parayı.
0
alpergoker
(27.11.23)
hangisini yaparsan öbürüne "keşke" diyeceksin :D

Bir yönetmen hocamız vardı 80'lerde güzel filmler yapıp iyice para kazanmış, "şimdi olsa ikinci filmi yapmaz Galata'da apartman alırdım" dedi :D Evi vardı ama aslında komple apartmanı alacak parası varmış, o gidip film yapmış. O yaşta idealinin peşinden gitmiş, yaşlanınca anlamsız diyor aynı Günaydın gibi.

Fakat tam tersi full para biriktirip sonra harcayamadık şurayı gezemedik diyen de var.

edit: mesela George Lucas da bir röportajında özet olarak "ulan Star Wars'un peşine kapıldık gittik aklımdaki deneysel işleri yapamadım" diyordu. Dünyaya hayvan gibi büyük bir marka kazandırdı, 4 milyar dolara her şeyi Disney'e sattı, ILM gibi Pixar gibi şirketleri kurdu ama yapamadığı filmler hala aklında.
0
nhk ni youkosu
(27.11.23)
eh yani, bence bunun çözümü şu: 20 yaşında o an kendi canının istediğini bilinçli bir şekilde yapmışsan 50-60 yaşına gelince pişman olmaman gerekir. "o zaman onu istiyordum demek ki, geçmişe gitsem muhtemelen yine o şekilde yapacağım" diye düşünüyorum ben.

eğer 20 seneni zengin olmak için heba edersen 50-60 yaşına gelince "bütün hayatımı zengin olmak için heba ettim, şimdi ekrandaki rakamlara bak dur" diyeceksin belki de. para sana rahatlık verecek ama yaşadığın stresler belki de gezip tozmanı engelleyecek vs.

dengeli yaşamak önemli bence. bir de, bir kişinin düşüncesini bütün insanlığa genelleyemeyiz.

ben de mesela bir kitapta sıradan birinin hikayesini okumuştum. o da bir restoranı için gece gündüz uğraşıyordu, zengindi, ünlü kişiler geliyordu restorana. tabii psikolog, adamın bunu hayattan kaçmak için yaptığını görüyor, bu ayrı bir konu ama adam, psikoloğa "şimdi görüyorum ki hayatım boyunca yaptığım tek şey bir restoran idare etmekmiş" diyor.

edit: bu arada programı izledim. adam evet aptal kafam falan diyor ama espri yapıyor olabilir, bir de 1-2 cümlesinden sürekli buna hayıflandığı sonucunu çıkaramayız. hepimiz, mesela ben de arada öyle laf olsun diye bir şeyler söylüyorum, şimdi 2 cümlemi cımbızla çekip unutmamış biri gelip "ama sen 3 sene önce böyle demiştin, hayata böyle bakmıyor muydun" dese ben "ohooo, onu öylesine laf arasında söyledim, o günden sonra fikrim çok değişti" falan derim.
0
ahm1
(27.11.23)
o adamin durumu senin sorundaki gibi degil ama. o biraz enayilik yapmis gibi olmus.

normalde iki sik da mantikli olabilir. bazilari risk alabilir, bazilari ise memur kafali ve garantici olmayi sever. ikisini de abartmamak ve orta yolu bulmak lazim bence. bircok seyde oldugu gibi. yine de bir tarafi sececek olsam A sikkini secerdim. hayati olmeyecekmis gibi yasamamak lazim. gunlerimiz sinirli. bunun farkina varmak kolay degil tabii. farkindayim desen de gercekten o moda girmek farkli bir olay.
0
bohr atom modeli
(27.11.23)
şu an 34 yaşındayım. 20'li yaşlarda para sevgim yoktu. üniversite okurken 3 yıl çalıştım ama çok para kazanabileceğim işler yerine bir şeyler öğreneceğim işleri seçtim. paramla her ay 15-20 kitap alıyordum. yeteneğim olmamasına rağmen merak ettiğim enstrümana, fotoğraf makinesine vs para veriyordum. genel olarak yemeğe ortalama öğrenciden daha fazla para harcıyordum. öğrencilik sonrası da bu şekilde devam etti. Daha prestijli ve maaşı yüksek şirketler ve işler yerine sevdiğim işe girdim. rahatlıkla araba alabilecekken, ev taksidine girebilecekken bu işleri boş buldum. har vurup harman savurmadım ama para biriktireyim diye de kasmadım. iş değiştirirken maaşı pek önemsemedim, seveceğim şirketleri maaşa pek bakmadan tercih ettim. borsa vs'ye vakit ve motivasyon ayırmayı da hayatı kaçırma ve para sevgisini abartma olarak gördüm.

tüm bunlarda temel varsayımım da emeğimle her zaman kendime yetecek kadar kazanacağım ve fazlasına da ihtiyacım olmamasıydı. hastalık vs gibi durumları, TR'deki berbatlaşan emeklilik şartlarını dikkate almıyordum.

evlenirken aynı zamanda yeni bir işe giriyordum. o süreçte bir ailenin sorumluluğunu almak vb şeylerden dolayı ilk defa maaşı önemsedim ve 8 ay önceki işimdeki maaşımın 2 katından azını kabul etmedim. ufaktan birikim yapmaya başladım ama biriktirdiğimi dolar yapıyordum sadece.

pandemi ve sonrasında hem pandemi psikolojisi, hem yaşımın ilerlemesi, hem emlak piyasasının kötü olması-kiraların uçuşu vs sebeplerle ev ve araba alma fikirlerine yatkınlığım artmaya başladı. yine aynı süreçte serbest çalışıp az daha az öğretici, dinamik olsa da daha fazla kazanabileceğim işlere evet dedim. sonra da normaldeki iş yükümden daha fazlasını almaya başladım enflasyonla baş edebilmek için. bunun sonucunda bir araba aldık. ev hala uzak bir şey gibi düşünürken geçen sene ev sahibi evi satıyorum dedi. kira 3 bin veriyorduk ama çıkıp aynı eve girsek 10 bin olacaktı. gözümüzü karartıp krediyle ev aldık. kredi taksidi 20 bin. aynı evin kirası şu an 20 bin.

eve gözümü kararttıktan sonra bu konulardaki cesaretim çok arttı. Aynı şekilde geleceğimi garantiye alma konusundaki kaygım daha fazla arttı. geçen sene bu zamanlarda borsa yatırımına başladım.

hedefim 10-12 yıl içerisinde hiç çalışmasam da geçinecek kadar birikim yapmak. 5-7 yıl içerisinde de tam zamanlı çalışmayı bırakacak lükse sahip olmak.

özetle, geriye dönüp bakınca çok pişman değilim, çünkü ilgilendiğim alanlarda okuma yaptım, ilgilendiğim şeyler üzerine çalıştım vs. Bunlar beni şu anki ben yaptı. emeğimle çalışabildiğim teknik bir iş yapıyorum, sosyal bilimler konusunda birikimim var az buçuk vs. Diğer yandan da tamamen kendimi kaptırma şeklinde olmasa da keşke biraz birikim ve yatırım eğilimim olsaydı diyorum. Ucuzundan da olsa bi araba, bi ev alsam, biraz kenara atıp yatırım yapsam şimdi daha iyi durumda olurdum.
0
perferil
(27.11.23)
(3)

statü mil biriktirme

kent sakini
selamlar, kısaca sorum şu; yılda 3-4 defa yurtdışı, 10-15 defa yurtiçi uçak seyahati yapan birisiyim. her zaman thy ile uçmasam da bir m&s classic kart sahibiyim. geçen gün bir arkadaşımın misafiri olarak istanbul havalimanı cip lounge'a girdim ve müthiş bir kalabalık vardı.buraya girmek için busine
selamlar, kısaca sorum şu; yılda 3-4 defa yurtdışı, 10-15 defa yurtiçi uçak seyahati yapan birisiyim. her zaman thy ile uçmasam da bir m&s classic kart sahibiyim. geçen gün bir arkadaşımın misafiri olarak istanbul havalimanı cip lounge'a girdim ve müthiş bir kalabalık vardı.

buraya girmek için business uçmak veya m&s elite kart sahibi olmak gerekiyormuş. kendi birikmiş statü millerime ilk defa bir bakayım dedim, 11.000 mil yazıyor, 29.000 mil daha lazım diyor.

bu kadar statü mili kazanmak için ortalama ne kadar uçmak gerekiyor senede? veya bu kartı almanın başka bir yöntemi mi var?

cip lounge'daki kalabalığı görünce açıkçası bu karta erişimin daha kolay olacağını düşünmüştüm, pek öyle bir manzarayla da karşılaşmayınca şaşırdım doğrusu.
0
kent sakini
(25.11.23)
Ben bir yıldan az bir süre her hafta 2 yurtiçi uçuş yaparak olmuştum 2015'te. şu an biraz daha zorlaşmış olabilir yurtiçi uçuşla almak çünkü gittikçe verilen miller "reel olarak" azaldı yıllar içinde. parayla da alınabiliyor statü milleri. bir de kredi kartından gelen millerle filan da alınabiliyor olabilir.
0
perferil
(25.11.23)
haftada bir uçuşla olabiliyor gibi. şirketler çok uçan çalışanlara alabiliyor. insanlar parasını ödeyip giriyor ya da kartı alıyor da olabilirler. bana saçma geliyordu fakat geçenlerde sürekli ertelenen ve totalde 4-5 saate denk gelen bir rötar yaşayınca tek seferlik alım dahi mantıklı geldi. elzem değil ama hakkını veriyor.
0
sparkle kiddle
(25.11.23)
Net olarak gereken uçuş sayısı verilemez. Gideceğiniz rota, bilet tipi vs oldukça etkiliyor puan durumunu. Kontrol etmek istersen eğer, mil hesaplama makinesi var THY'nin sitesinde.
0
nhtzmc
(26.11.23)
(4)

Fon Alıp Satarken Bankanın Gecikme Uygulaması Yasal mı?

pantepember
Yani, fonu alma/satma emri verdikten x gün sonra alış/satışını yapması yasal mı? Bu süreler neye göre belirleniyor? Arkasındaki mantık nedir?Mesela az önce (Finansbank Teknoloji Sepeti Fonu) fon satışı emri verdim, 4 gün sonra gerçekleşecek.Özellikle satış aşaması sorun olabiliyor. Nakite ihtiyacın
Yani, fonu alma/satma emri verdikten x gün sonra alış/satışını yapması yasal mı? Bu süreler neye göre belirleniyor? Arkasındaki mantık nedir?

Mesela az önce (Finansbank Teknoloji Sepeti Fonu) fon satışı emri verdim, 4 gün sonra gerçekleşecek.

Özellikle satış aşaması sorun olabiliyor. Nakite ihtiyacın varken çekememek gibi. Paran varken parasız kalmak.
0
pantepember
(20.11.23)
t+2 fon satıyorsanız, saat 13:30'dan önce emir geçmeniz gerekli. getirisi en düşük olanlar yani likit fonlar sadece aynı anda alım satıma uygun; diğerleri borsa, emtia ve diğer fonlar içlerinde karışık olduğu için böyle. fon alırken zaten yazar alırken t+1, satarken t+2 falan diye. onlara uyacaksınız.
0
malheiros
(20.11.23)
evet yasal,
mesela sattığın fon valör tarihleri bu şekilde
Alım - Satım Valör Tarihleri T+1/T+3
her fon için ayrıdır ve hepsi belirlenmiştir.
www.qnbfinansbank.com
0
abelardo
(20.11.23)
yerli hisselerde zaten t+2 uygulaması var. hisse bazlı fon aldıysanız doğal olarak aynı süreye bağlı kalınıyor. yurtdışı hisse aldıysanız yine ilgili ülkenin çalıma günleri ve valörü bağlayıcı.

onun haricinde bu hangi fonun ne kadar valörü var bilgisine tefas'tan ulaşabilirsiniz.
not: işlem saatini geçirmemeye dikkat etmekte fayda var.
0
zakk
(20.11.23)
sorularınıza cevaplar verilmiş ama bir şey eklemek istedim: para piyasası TL fonları ve bazı TL kısa vadeli borçlanma fonlarının valörleri T0 oluyor. olası nakit ihtiyaçları için onlardan bulundurabilirsiniz.
0
perferil
(20.11.23)
(9)

Bireysel emeklilik mantıklı mı?

tchuck
bir süredir kenara para ayırıyorum. hisse senedi, ethereum falan olarak biriktiriyorum. işimle ilgili bir sorun yaşamazsam da uzun yıllar böyle devam etmeyi düşnüüyorum. bu yatırdığım paraları da minimum 4-5 yıl tutmayı düşnüüyorum.bir yandan da ayda 250 lira atıp durduğumuz önemsiz bir birysel emek
bir süredir kenara para ayırıyorum. hisse senedi, ethereum falan olarak biriktiriyorum. işimle ilgili bir sorun yaşamazsam da uzun yıllar böyle devam etmeyi düşnüüyorum. bu yatırdığım paraları da minimum 4-5 yıl tutmayı düşnüüyorum.

bir yandan da ayda 250 lira atıp durduğumuz önemsiz bir birysel emeklilik var eşimle.
yaşım 34 bu arada (yaş önemli olabilir diye eklemek istedim)

bunu eşimle benim için ayda 200'er dolar atacak şekilde planlasam, 10 sene atacağız desem mantıksız mıdır?
yani halihazırda zaten biriktirebiliyorken, BES'in genel tek pozitif yanı "birktirmeye zorlamak" ise, bu durumda mantıksız mı olur? hisse fonuna vs. bağlarım o sorun değil de, genel olarak sormak istedim.
0
tchuck
(20.11.23)
tek pozitif yanı "biriktirmeye zorlamak" değil. siz 100 koyunca devlet de "aferin al 30 da benden" diyor. devlet katkısı fonları biraz tırt, o ayrı konu.
0
zakk
(20.11.23)
@zakk,

yok ona baktım enflasyona karşı erimeyen hiçbir fon yok.

üstelik onu kazanmak için de galiba 56 yaşına kadar devam etmek gerekyior. bu matematikle bakınca, o %30, 20 yıl sonra %2ye falan düşer.
0
🌸tchuck
(20.11.23)
Sepet yapmak, her zaman daha karlı. Altın, euro, dolar vs. gibi.

Bireysel emeklilikte, eğer fonları kendiniz yönetmezseniz, paranız eriyor. Geçen sene 100 bin TL ile, bu sene 100 bin TL aynı para değil. Para heder olup gidiyor.

Fonları, kendim yönetip iyi kazanıyorum diyenler var. Ancak çevremde görmedim ben. En güzeli yine sepet gibi geliyor.

Borsadan uzak durun.

NOT: Yatırım tavsiyesi değildir!


.
0
kartallar yuksek ucar
(20.11.23)
devlet katkısı fonlarında yönetmelik değişmediği sürece ve enflasyon etkisinde yalan olabilir. şartlar değişirse olmayabilir de.

normal emeklilik fonlarında 1 yılda %100+ yapan çok fon var.
www.tefas.gov.tr
0
zakk
(20.11.23)
aracı kurumlar devlet katkı payını kendilerine mâledecek kadar çok hizmet ücreti alarak devlet katkı payını iç ediyorlardı. o zaman da (2016 filan) mehmet şimşek bakandı ve bu noktaya değinmişti. Sonra ne oldu bilmiyorum.
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(20.11.23)
sürekli fon takip edebilirseniz güzel hoş yılda 3 kere fon değişimi izni veriyorlar, ben bireysele attığım paraya ölü para olarak bakıyorum. son 7 senede getirisi döviz artışı ile karşılaştırılamaz bile, düşen fonlarda çok takip etmek lazım hep
0
eja
(20.11.23)
BES'te en önemli mevzu, devlet katkısını alabilmek ama genel anlamda da paranızı değerlendirebilmeniz lazım. BES'inizin olduğu/olacağı firmadaki fonları ve geçmişe yönelik performanslarına dikkat etmeniz gerekir. genel olarak takip edip fon dağılımınızı doğru yapacaksanız, iyi bir yatırım olabiliyor. ama sistemin size otomatik atadığı fonda dümdüz kalırsanız, enflasyon karşısında erimemesi mümkün değil.
0
co2s2
(20.11.23)
Artısı devlet katkısı ama diğer cevaplarda da konuşulduğu gibi onun da kazancı az ve almak için şartlar var. ben de 34 yaşındayım. planım 46 yaşında BES'e başlayıp 56'da almak. O zamana kadar kendim biriktiririm fon, hisse vb olarak.
0
perferil
(20.11.23)
türkiye'de vatandaşın %95'i falan BES'i bir yatırım aracı olarak görüyor ama değil. bes bir emeklilik sistemidir. bunu anlamadıktan sonra ne girin ne bulaşın. benim 2 bes hesabım var birine aylık 1000, diğerine 3000 atıyorum her ay.

28'de başladım, hesaplarım ve geçmiş yılların getirilerine bakınca her ay yaptığım 100-150$ civarındaki yatırımım sayesinde 60 yaşından itibaren bugünün parasıyla aylık 32bin tl maaş alabilecem.

geliriniz ne kadar bilmiyorum ama benim için 150$ para değil rahatça atıyorum. siz 400$ atacaksanız toplamda, bu gelirinizin düşük bir bölümü olmalı. yatırım yapmak ve BES farklı şeyler. 400$ tüm birikiminiz ise ya da çoğu ise o zaman yatırıma yönlendirin daha mantıklı olur.

tekrar ediyorum yatırım ile bes farklı şeylerdir.
0
avatar is back
(20.11.23)
(11)

Hic hamama gittiniz mi

Kittie
Nasil bir sey biraz anlatir misiniz?Otelde gitmisler de cagaloglu hamami gibi yerlere gitmisler de anlatsin ama ben bi otele gitmeyi dusunuyorum. Daha hijyenik geliyor ama hijyenik bi deneyim degil di mi aslinda?Bi de kese yapan biri oluyor mu yoksa kendi basimiza miyiz?Sert bir islem mi dogasi gere
Nasil bir sey biraz anlatir misiniz?
Otelde gitmisler de cagaloglu hamami gibi yerlere gitmisler de anlatsin ama ben bi otele gitmeyi dusunuyorum. Daha hijyenik geliyor ama hijyenik bi deneyim degil di mi aslinda?

Bi de kese yapan biri oluyor mu yoksa kendi basimiza miyiz?
Sert bir islem mi dogasi geregi? Yoksa o filmlerde mi oyle?

Bu arada cagaloglu gibi bir yere gitmeyi otelden daha cok isterim ama cesaretim yok ona utanirim :) (cagaloglunda da hamam var diye aklimda kalmis ama iste tarihi bi yerden bahsediyorum)

*hamam diyince benim aklima direkt tosun pasa filminde iki ailenin atismasi geliyor :D

Biraz aydinlatir misiniz.
0
Kittie
(16.11.23)
cemberlitas'ta dikilitasin karsisinda var tarihi bir hamam, liseme yakinken gitmistim. onun disinda bir de florya'da xx health club adinda bir yere gittim havuzundan, tuz odasina bayagi seyin bulundugu.

bana kalirsa ikisi de ayni hamam olarak bir fark yok, ben arkadasimla gittim isteyen icin keseleyen de vardi. tecrube olarak iki hamamdan da cikarken uzerime ceketi giydigim zaman inanilmaz bir temizlenmis modundaydim. tabii ne kadar hijyenik ya da ne kadar temizlendim bilmiyorum, 8-10 sene yurtta dus alinca onemini yitiriyor zaten hijyen. denk gelirse tekrar dusunmeden giderim.
0
gule gule
(16.11.23)
Hijyenik olduğu söylenemez bence ama bazı hamamlar daha temiz, bazıları daha pis oluyor. Temizlik konusuna bakarak giderseniz çok rahatsız olmazsınız bence.

Kese paralı olur. Özellikle istemezseniz kimse yapmaz. Kendi başınasınız.

Bazı hamamlarda ortada havuz oluyor bazılarında olmuyor.

Nemli, buharlı bir ortam. İçerideyken biraz bassa da çıkışta çok rahatlamış oluyorum ben. Özellikle çıkınca havlulara sarılı olarak ayran, soda filan içmek çok iyi geliyor.

Maraş'ta çıkışta çiğ köfte ikram edildiğine denk gelmiştim. Bursa'da da bazı hamamların çıkışında turşu suyu satılır. Böyle hamam çıkışı ritüelleri güzel oluyor bence.

Bir de tek başına zevkli olmaz gibi, bir arkadaş grubuyla daha eğlenceli.

Son olarak bazı hamamlar suyu ısıtır, bazı yerlerde de doğal olarak sıcak olan kaplıca suyu olur. Doğal sıcak suları tercih ederim.
0
perferil
(16.11.23)
üsküdar'da adini unuttugum tarihi bir hamama gitmistim. bölme gibi yerlerde killi göbekli ciplak dayilar tellaklara kendini dövdürüyordu, icerisi asiri sicak ve havasizdi. bir de ortam pis gelmisti. yarim saat sonra kendimi disari atmistim.
0
sir gawain
(17.11.23)
Bir kere şu tarihi çemberlitaş mıydı tam ismi neyse oraya gitmiştik. Bizim dışımızda herkes yabancıydı. Yağlı masaj,kese vs değişik türlü ücretlendirme vardı. Kese çok sert değildi ama belki yapana göre değişiyordur. Kese deriye iyi gelen bir şey ama hamam ortamını genel olarak hijyenik bulmuyorum. Çıkışta da gazoz,kahve filan içmiştik. Deneyim olarak güzeldi ama tekrar gitmeye gerek görmedim.
0
asteriks
(17.11.23)
Kese köpük 300 tl çoğu yerde.
Kendi kesenizi aktardan veya mağazalardan alıp gitmeniz daha hijyenik olacaktır.
Ciltte ki ölü derilerin tellak marifetiyle temizlenmesi işlemine , "kese-köpük" derler ve keyiflidir :)
keseden sonra,Göbek taşında biraz dinlendikten sonra , taze portakal suyu veya soda ikram edilir.
Bebek gibi olursunuz :)
0
redlabel
(17.11.23)
Valla gitmedim ama merak ediyorum. Annem "git bi kendini çitelettir" deyip duruyor :)
0
halitkin
(17.11.23)
Antakya' da askerde iken arkadaslarla gitmistim.

Kese falan olayı istemediğin sürece yok. Yani kesinlikle sağlam bir temizlenmiş olma hissi veriyor ama tek gitmem istemem cok sıkıcı gelir.
0
wilhelmwasmuss
(17.11.23)
pek matah bulmuyorum.
0
estranged
(17.11.23)
Eskiden çok giderdim pandemiden beri hiç gitmedim. öyle aman aman bir şey yok. Bazı yer daha temiz bazısı pis gelebiliyor. Kese yapacak birileri olur muhakkak. Bazısı şov yapmaya kalkıp canını yakarsa yavaş lan dersin dikkat eder. Ben baştan uyarırdım diz kapağımdan yukarıya geçme diye mesela. Ayarsızlar oluyor haldır huldur dalıp huylandırıyorlar insanı. Git bi tecrübe et kötü bir şey değil.
0
dunden beri dimdik
(19.11.23)
bir cok hamam deneyimledim, bence temiz hamam diye bi sey yok. temizdir de, gerek yok

kesinlikle cok havasiz. ve icerdeki kitleye gore durum cok degisiyor

su israfindan baska bir sey degil

birde ben iceride konusulan seyleri gram anlamiyorum. muhtesem bir yanki var
0
foster
(19.11.23)
Hamamda büyüdüm denilebilir.
Annemlerin nesil de öyle büyümüş. Hijyen konusunda bir sıkıntı olsa idi o zamanlarda çıkardı diye düşünüyorum kaldı ki onların gittiği hamamlar sıcak havuzlu.
Ama şu an gittiğimde bana da pek hijyenik gelmiyor :D
Gidilir yani iyi gelir gevşersin temizlenirsin.
Sıcak havuzlu olanlar daha bir rahlatıyor. Ayrıca kaplıca suyu ise bir çok hastalık ve rahatsızlığa faydası da olduğu da söyleniyor.

Annemlerin Amasya'lı Havza ya çok yakın oturuyorlar. Sabahtan gidip akşam dönerlermiş bizi de öyle yetiştirdiler.

Havza'da kaplıca suyu var. Atatürk de gittiğinde girmiş, fotoğrafları falan vardır.

İstanbul'a yakın tuzla taraflarında ve yalovada kaplıca ve hamamlar var. Oralardakiler denenebilir.

Ben sıcağı çok sevmiyor çok duramıyorum ama insan yine de yumuşuyor rahatlıyor ne yalan söyleyeyim.
0
ananiyimioguz
(19.11.23)
(1)

Laptop ekran tamiri istanbul.

duptıs
MerhabalarGecen ay buradan sorarak bir lenovo laptop almıştık ,bizim ufaklık ekranı kırmış şimdi.tavsiye edebileceğiniz ekran değişimi yapan bir yer varmıdır,istanbul her iki yakada olabilir.
Merhabalar

Gecen ay buradan sorarak bir lenovo laptop almıştık ,bizim ufaklık ekranı kırmış şimdi.tavsiye edebileceğiniz ekran değişimi yapan bir yer varmıdır,istanbul her iki yakada olabilir.
0
duptıs
(13.10.23)
Ekran değişimi yapıyorlar mı bilmiyorum ama başka bir sorun için Google'daki yorumlara bakarak Kadıköy'deki HS Bilgisayar'a gidip memnun kalmıştım.
0
perferil
(13.10.23)
(7)

türk filmi önerisi

mark greg sputnik
merhaba,geçenlerde pardon'u izleyip çok sevmiştim. ülkemizin çıkardığı en iyi veya en azından "ikonik" diyebileceğimiz işlerden ne önerirsiniz? açıkçası çok az türk filmi izledim, haliyle "bunu kesin izlemişsindir" diye düşünüp en bilinenleri önermezlik yapmayın. mesela gemide geldi aklıma malum o d
merhaba,

geçenlerde pardon'u izleyip çok sevmiştim. ülkemizin çıkardığı en iyi veya en azından "ikonik" diyebileceğimiz işlerden ne önerirsiniz? açıkçası çok az türk filmi izledim, haliyle "bunu kesin izlemişsindir" diye düşünüp en bilinenleri önermezlik yapmayın. mesela gemide geldi aklıma malum o da izlemeyenlerin bile sahneleriyle çok duyduğu bir film. benzer tadı, havayı verir mi sizce?

yıl olarak da çok eski olmasın ama son 10 yıldan da olmasın istiyorum, o açıdan 90'lar veya 2000'lerin başı civarında geçen bir film olursa daha iyi olur ama bu kısmı şart değil.
0
mark greg sputnik
(15.09.23)
tabutta rövaşata.
gemide'yi de izle tabii.
0
tepedeki psychedelic adam
(15.09.23)
Mubi' ye ümit ünal'ın 9 diye bi filmi geldi, malum sitelerde de bulunuyor
0
freebird5406_2
(15.09.23)
Ah belinda
Arkadaşım şeytan
Masumiyet
Ağır roman
Duvara karşı
Polis
Fasulye
0
alimcgraw
(15.09.23)
beni şimdiye dek en çok etkileyen türk filmi tabutta rövaşata'dır. aylarca yansımalar bab-i esrar dinleyerek gezmiştim. ama içinde zerre mizah olmayan, ağır depresif bir filmdir. ona göre izlemeye karar ver. gerçi zamanın ruhunun çok gerisinde kaldı, şu anda bir şey ifade etmeyebilir.

eşkıya ve ağır roman türk sinemasını yeniden dirilten iki film. ikisi de epey iyidir.

pardon gibi trajikomik olsun dersen aşırı underrated bir film olan: inşaat

son yıllardan da sarmaşık'ı beğendim.
0
sir gawain
(15.09.23)
Muhsin Bey (Plase olarak: Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni, Gölge Oyunu)
Hayat Var
Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak
Hacıvat Karagöz Neden Öldürüldü
Her Şey Çok Güzel Olacak
Bir Zamanlar Anadolu'da
Çoğunluk
Sarmaşık
0
perferil
(15.09.23)
izlemediysen kesinlikle eşkiya ve ağır roman.
0
etna
(15.09.23)
Kaç para kaç
Korkuyorum anne
0
alimcgraw
(16.09.23)
(2)

Yabancı hisse senetlerine yatirim yapan fon önerisi

applebite
Merhaba. Var mi şu an veya gelecek için takip ettiğiniz/yatırım yaptığınız fonlar? Merak ettim. Teşekkürler. Ytd.
Merhaba. Var mi şu an veya gelecek için takip ettiğiniz/yatırım yaptığınız fonlar? Merak ettim. Teşekkürler. Ytd.
0
applebite
(13.09.23)
AFA, AFT, AFV, YAY, AOY
0
perferil
(13.09.23)
GPG'yi inceleyebilirsiniz. Yönetici Eral Bey'in yazdıklarına X'ten veya konuşmalarına YouTube'dan ulaşabilirsiniz.
0
loras
(18.09.23)
(1)

tarihi kitap

zulender
osmanlı tarihini içinde barındıran roman tavsyesi istiyorum.gerçekten beni o dönemlere götürecek nitelikli bolca sayfa çevirten türlü.ayrıca ayrıca başka başka türlü tonlarca kitap tavsitesi de alırım okunası.
osmanlı tarihini içinde barındıran roman tavsyesi istiyorum.gerçekten beni o dönemlere götürecek nitelikli bolca sayfa çevirten türlü.ayrıca ayrıca başka başka türlü tonlarca kitap tavsitesi de alırım okunası.
0
zulender
(10.09.23)
Kuruluş devri: Devlet Ana

16. yüzyıl: Benim Adım Kırmızı

Osmanlı'nın son dönemi için: Sultan Hamid Düşerken
0
perferil
(10.09.23)
(5)

Bu yöntem borçlarımı ödemek için mantıklı mı?

skr1292
Aylık 8 bin lira kredi ve kart faizi ödüyorum. Maaşım 12 bin lira.Şöyle bir şey düşündüm ;kredi kartlarımda toplam 40 bin tl limit var. Ben bu parayı çekip 5 ay boyunca kredi ve kart faizlerim için ayırabilirim.Maaşımdaki paraya da borçlarım için dokunmamış olurum.Amacım yeni yılla birlikte zamlanan
Aylık 8 bin lira kredi ve kart faizi ödüyorum. Maaşım 12 bin lira.
Şöyle bir şey düşündüm ;

kredi kartlarımda toplam 40 bin tl limit var. Ben bu parayı çekip 5 ay boyunca kredi ve kart faizlerim için ayırabilirim.

Maaşımdaki paraya da borçlarım için dokunmamış olurum.

Amacım yeni yılla birlikte zamlanan maaş ile borçlarımın değerini azalana kadar zaman kazanmak. Örneğin maaşım 2024 te 15 bin lira olursa maaşımın yarısı borçlara gidecek artık.

Ne diyorsunuz ?
0
skr1292
(01.09.23)
Anlamadım.
Şu anda kredi ve faize 8bin ödüyorsan 5 ayda 40bin eder.

Kart limitinde 40bin varsa ve bunu çekersen muhtemelen 5 ayda toplam geri ödeme 44.437 olur. Bu da aylık 8.887 lira ediyor. Zararda olmuyor musun?
0
prole
(01.09.23)
@prole

hocam amaç sadece borcu birkaç ay ötelemek. ödeyeceğim faiz umrumda değil. bu sayede hem yeni yılı beklemiş oluyorum hem de maaşıma dokunmamış oluyorum.
0
🌸skr1292
(02.09.23)
Geç kaldım hocam o yöntem için düşük faizkem yapacaktin onu bu ay2.89 ödeyeceksin öbür ay 3.57 faiz olacak. Sen o parayı cekip yani 40 k yi ne zaman ki faizden fazla kazanirsan o zamn mantıklı olur
0
bepicolombo
(02.09.23)
@bepicolombo'ya katılıyorum. eğer kredi kartının faizi borçlarının faizinden yüksek olacaksa, ki muhtemelen olacaktır, bu borcunu daha da derinleştirmek olur.

Zam inş daha çok alırın ama 15 bin olacağını varsayarsak, o zamanki 15 bin şimdiki 8 binden az olacak.

toplamda da borcunu ne kadar ötelemiş olacaksın? Sonuçta kredinin taksitleri de yakın zamanda başlayacak.
0
perferil
(02.09.23)
15 de yetmez bu mantğa
0
jamswety
(02.09.23)
(4)

Yatırım Yapmayı Öğrenme

giovanne
Merhaba, birikimlerimi değerlendirmek için yatırım yapmak istiyorum. Bunun için bankadan bir yatırım hesabı açtım :). Mesela fonlar, eurobond, tahviller (ekonomik okuryazarlık deniyor sanırım) vs. hakkında bir şeyler öğrenmek istiyorum. Sizce nasıl başlamalıyım? Önereceğiniz YouTube videoları vs. va
Merhaba, birikimlerimi değerlendirmek için yatırım yapmak istiyorum. Bunun için bankadan bir yatırım hesabı açtım :). Mesela fonlar, eurobond, tahviller (ekonomik okuryazarlık deniyor sanırım) vs. hakkında bir şeyler öğrenmek istiyorum. Sizce nasıl başlamalıyım? Önereceğiniz YouTube videoları vs. varsa makbule geçecektir.

Teşekkürler,
0
giovanne
(01.09.23)
İlk iş olarak bugün Yatırım Hesabı/ Borsa / Halka Arz bölümüne girip bir miktar EBEBK alabilirsin. Uzun süre tutma ama.
0
Mirket
(01.09.23)
Şu video ve bu kanaldaki diğer videolara bakabilirsiniz: youtu.be

Ayrıca şu kanallar:
Son zamanlarda fon konusunda çok video çekti. Genel olarak nasıl yatırım yapılamsına dair şeyler anlatıyor. www.youtube.com


uzun vadeli borsa yatırımcılığı, bilançolar, şirketler hakkında yorumlar yapıyor. www.youtube.com

fonlar için: www.tefas.gov.tr
0
perferil
(01.09.23)
belki daha ilerleyen zamanlarda daha anlaşılır olur ama şiddetle öneririm: www.youtube.com
0
gergedan
(01.09.23)
İlk iş olarak "şunu al şunu sat" diyenlerden uzak durabilirsin. Youtube'da Zengin Muallim diye bir kanal var, öğretmen maaşıyla yatırım yapan ve deneyimlerini paylaşan sıradan bir insan, yani profesyonel değil. Takip etmeni öneririm çünkü bence bir işi profesyonel olarak yapan insanların kaçırdıkları pek çok şey olabiliyor o işin doğrudan içinde olmayanlara göre. Ayrıca bayağı keyifli de bir kanal.
0
psipsipsi
(01.09.23)
(1)

vergi matrahı, musahebesel düzenleme/hukuk sorusu

selam
1 - X vergisi matrahına KDV dahil edilmemektedir.2) KDV matrahına da X dahil edilmemektedir.anladığım kadarı ile verginin vergisini almayacağız, toplam değer üzerinden iki vergi ayrı ayrı hesaplanacak, doğru mu anlıyorum acaba?
1 - X vergisi matrahına KDV dahil edilmemektedir.
2) KDV matrahına da X dahil edilmemektedir.


anladığım kadarı ile verginin vergisini almayacağız, toplam değer üzerinden iki vergi ayrı ayrı hesaplanacak, doğru mu anlıyorum acaba?
0
selam
(30.08.23)
Evet, baz tutardan ikisi ayrı ayrı hesaplanacak demek.
0
perferil
(30.08.23)
(2)

bankacılık uygulaması komisyon alıyor mu?

0zlem
sözlükte midas uygulaması için komisyon almıyor yazmışlarda bankacılık uygulamasıyla yatırım işlemleri yapınca komisyon mu alınıyor?
sözlükte midas uygulaması için komisyon almıyor yazmışlarda bankacılık uygulamasıyla yatırım işlemleri yapınca komisyon mu alınıyor?
0
0zlem
(14.08.23)
Evet. Her işlemde işlemin büyüklüğüne oranla komisyon alınıyor.

Midas da alıyor, sadece daha az alıyor.
0
perferil
(14.08.23)
Yabancı borsalar için bankaların aldığı komisyonlar midas gibi uygulamalara kıyasla daha yüksek olabiliyor.
0
anten
(15.08.23)
(10)

BIST ve fonlar

14
Abim hisse senetlerine yatirim yapmak istiyor. Ben Turkiye'de yasamiyorum, uzun suredir Kanada'dayim. Burada finans sistemi ABD'ye entegre oldugu icin bu isin normali olan hep 50 dolarlik VOO (etf) aliyorum. Neden? Tum S&P500 endeksini takip eden endeks fonu, yonetim ucreti cok dusuk ve icerik olara
Abim hisse senetlerine yatirim yapmak istiyor. Ben Turkiye'de yasamiyorum, uzun suredir Kanada'dayim. Burada finans sistemi ABD'ye entegre oldugu icin bu isin normali olan hep 50 dolarlik VOO (etf) aliyorum. Neden? Tum S&P500 endeksini takip eden endeks fonu, yonetim ucreti cok dusuk ve icerik olarak da otomatik olarak cesitlendirilmis. Genel gorus budur.

Bu yaklasimin Turkiye'deki eslenigi nedir? Mesela su fon www.ziraatportfoy.com.tr mantikli degil mi? Direkt BIST'teki en buyuk 30 sirkeye yatirim yapiyorsun, fon yonetim ucreti de dusuk gozukuyor.

1) Kacirdigim bir sey var mi?
2) Siz ne onerirsiniz?
0
14
(06.08.23)
Bir soru daha: www.garantibbvaportfoy.com.tr bu da BIST30 endeks fonu degil mi? Neden yonetim ucreti yukaridakine gore cok daha yuksek?
0
🌸14
(06.08.23)
fon ücreti yöneten firmaya göre değişmekte, "a kola b koladan neden daha pahalı?" demek gibi bir şey.
www.tefas.gov.tr burada işlem gören tüm fonları görebilir, yönetim ücretine göre kıyaslama yapabilirsiniz.
0
late viper
(06.08.23)
Birincisi likit olmadığı için hemen satamıyorsun. Bazen bist30 dan daha fazla dramatik düşüşler yaşatabiliyor. Nedenini bilmiyorum. Belki bilen biri izah eder. 2. Özel banka fonu olduğu için yönetim ücreti yüksek. Etf gibi anlık alıp satamıyorsun 1 gün alış be 2 gün satış valörü var. Yönetim ücreti daha düşük olanı kesin vardır. Bu arada hvs, ak3, hkh gibi fonlar bu endex fonlarını hep geçiyor galiba.
0
Mistyimage
(06.08.23)
Afa ya da aft.
0
zeleno
(06.08.23)
ziraat'in zpx30'u bildiğiniz etf ama garanti'ninki tefas fonu. late viper'ın bahsettiği çok likit olmama ve farklı fiyat oluşumu konusu doğru, uzun süre tutulacaksa bence bunlar sorun olmayabilir, ben az bir miktar almıştım memnunum ama doğrusu endeksle kıyaslamadım. farklı hareketlerin sebebi şu pdf'te 4. bölümde olabilir.

www.ziraatportfoy.com.tr

özetle etf'in varlık dağılımı her zaman yüzde yüz hisse senedinden oluşmuyor, para piyasası işlemleri ve diğer enstrümanların varlık payı yüzde yirmiye kadar çıkabiliyor, belki teknik sebeplerle belki yönetimsel insiyatiflerle.
0
engelbert humperdinck
(07.08.23)
1) turkiyedeki hisse fonlarinin bir cogu aktif yonetiliyor yani aydan aya pozisyonlarda radikal degisiklikler olabiliyor ayrica yonetim ucretleri cok yuksek ve uzun vadeli yuksek meblag pozisyonlarda bu miktar can sikiyor bence. ayrica turk hisse fonlari ETF'lerle ayni sey degil ama senin attigin link ETF mantiginda

2)yazildigi gibi tefas uzerinden getiriler incelenebilir yonetim ucretine bakilir ona gore karar verilebilir. bir de fon piyasasinda cok populer bir kac fon var zaten onlara bakilabilr.
0
bay b
(07.08.23)
Cok tesekkurler cevaplar icin.

Temel bir soru:
Bu tefas fonlarinda getiri/kar/zarar olayi nasil isliyor? Yani asina oldugum ETF mantigi (100 dolara aldin 90 dolara sattin 10 dolar zarardasin) gibi bir durum mu var, yoksa fonlardan aylik/uc aylik veya senelik odeme mi geliyor performansina gore?
Atiyorum, Istanbul borsasi cakilirsa ve fondaki hisse fiyatlari duserse fonun ettigi zarar yatirimciya nasil yansiyor?
0
🌸14
(14.08.23)
Kar-zarar günlük hesaplanıyor. Her gün yönetim ücretinin o günlük karşılığı düşülüyor. Alım satımda T+1, T+2 valör oluyor. Yaptığınız işlem valördeki değerinden gerçekleşiyor.

Örneğin;

100 yatırdınız. Fon kar etti, 101 oldu. O güne düşen yönetim ücreti de 0,01 olsun. Satış emri verirken 100,99 olarak göreceksiniz. 2 gün valör var. Valöre kadar 50 kuruş daha kazanmış olsun. 0,02 de yönetim ücreti kesilecek, size 100,99+0,50-0,02=101,47 gelecek.

Bu arada ilk attığınız direkt ETF, burada konuşulan tefaş fonları mutual fund, serbest fon denen kategoridekiler de hedge fund oluyor. İlki aktif yönetilmiyor, bağlı olduğu endekse göre şekil alıyor. Son ikisi aktif yönetildiği için yönetim ücreti yüksek. ETF maalesef çok az şu an Türkiye'de.
0
perferil
(14.08.23)
@perferil,

yonetim ucreti dusuk oldugu icin uzun vadede o aktif fonlar/mutual fundlar yerine yukarikdaki etf gibi pasif bir fona yatirim yapmak daha mantikli diyebilir miyiz?

Veya bu sekilde dusuk masrafli, kemiksiz baska hangi ETF'leri tavsiye edersiniz?
0
🌸14
(14.08.23)
Teorik olarak denebilir ama sorun Türkiye'de çok çok az ETF olması. Sadece Ziraat'inkiler ve 4 tane QNB Finansbank'ınkiler var. Bu endekslere denk gelen hisseler ve emtialar için bu ETF'ler mantıklı olabilir ama bence hisse senedi, eurobond, yabancı hisse/yabancı fon sepeti fonları mutlaka tercih edilmeli. Ben de ETF almaya yeni başladım, amacım belli oranda bunların hepsinden kumbara mantığıyla ara ara almak ama asıl ağırlığımı aktif yönetilen fonlarda yapmak istiyorum. Yönetim ücretleri yüksek gibi ama TR gibi enflasyonist ortamda getirilerine göre düşük kalıyor yine. TEFAS'ın sitesinde getirilerini inceleyebilirsiniz.

www.ziraatportfoy.com.tr
www.qnbfinansbank.com
0
perferil
(15.08.23)
(2)

Gram altın mı ons altın mı?

personaa
Her ay azar azar birikim yapmak için bankada hangi hesabı açmam mantıklı?
Her ay azar azar birikim yapmak için bankada hangi hesabı açmam mantıklı?
0
personaa
(03.08.23)
altıns1 almayı da düşünebilirsiniz. 0,01 gramlık birimler halinde alınabiliyor ve makas yok, sadece işlem komisyonu var.
0
perferil
(04.08.23)
Altıns1 +1
0
primetime
(04.08.23)
(8)

Ev sahibinin ölmesi

itsonlyhumannature
Merhaba,başlıkta da belirttiğim gibi ev sahibim vefat etti. normalde kirayı ev sahibimin banka hesabına gönderiyordum. şu an mirasçıları oğlu ve ikinci eşi. kendi aralarında henüz bir anlaşma bulunmuyor. hatta anlaşacağa da benzemiyorlar. bu durumda benim kirayı nereye yatırmam gerekiyor. bilgisi ol
Merhaba,

başlıkta da belirttiğim gibi ev sahibim vefat etti. normalde kirayı ev sahibimin banka hesabına gönderiyordum. şu an mirasçıları oğlu ve ikinci eşi. kendi aralarında henüz bir anlaşma bulunmuyor. hatta anlaşacağa da benzemiyorlar. bu durumda benim kirayı nereye yatırmam gerekiyor. bilgisi olan varsa çok sevinirim.

teşekkürler, iyi akşamlar.
0
itsonlyhumannature
(29.07.23)
Sen aynı hesaba göndermeye devam et. Geri dönmezse dönmez, dönerse de dönsün. Ama gönderdiğine dair kayıt bulunsun. Kimse ev sahibi öldü mü sağ mı onu takip etmek zorunda değil.
0
mordorlu ziya
(29.07.23)
basiniz sagolsun. hayir hesaba gondermeyin. bence bekletin. uygun bir zamanda sorarsiniz.
0
exlibris
(29.07.23)
Beim ev sahibim ölmüştü ve haberim olmamıştı. Aylarca aynı hesaba göndermiştim. Bir gün eşi arayıp kocam vefat etti artık bu hesaba gönder demişti.
0
perferil
(29.07.23)
aynı hesaba göndermeye devam et. sana noter kanalıyla yeni hesap bilgileri gönderilmedikçe aynı hesaba gönder. öldü diye göndermemezlik yapma yeni varisler kira gelmedi diye dava açar evden çıkarırlar. haksız duruma düşersin.
0
mr.goodcat
(29.07.23)
mr.goodcat + 1

mirasçıları, sizin kirayı yatırdiğınız hesabın kanunen ortaklaşa sahibi olurlar zaten.
0
alfired
(30.07.23)
mr.goodcat +1
göndermezsen, paraları kenara ayırıp dolarda, euroda, eltında, borsada bile tutup fazlaca değeklendirip öylece versen, gününde ödemediğin için suçlu duruma düşersirn. ölüp ölmemesi değil, sözleşmedir esas olan
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(30.07.23)
aynı hesaba gönder, nasılsa veraset ilamı verince oradaki parayı alırlar. belki aralarında anlaşamayacaklar, sen yatırma kenarda tut diyince zaten yatırmadı diyip dava bile açabilirler.
0
liberal
(30.07.23)
bizde de perferil'deki gibi olmustu. ayni hesaba gondermeye devam edin sizi ilgilendiren bir durum yok.
0
in vino veritas
(30.07.23)
(1)

vergisini ödemeyen bu adam şimdi ne kadar ceza yer sizce?

avatar is back
https://twitter.com/memetsimsek/status/1685214782440218625çok duyuyoruz görüyoruz bunun gibileri. sık sık ceza haberleri de geliyor ama mesela bunun gibi nispeten işlek bir dönerci ne kadar ceza yer? bakana kadar gündem olunca en kallaviden ceza kesiyorlar da rakamsal olarak nasıl hesaplanacağını me
twitter.com

çok duyuyoruz görüyoruz bunun gibileri. sık sık ceza haberleri de geliyor ama mesela bunun gibi nispeten işlek bir dönerci ne kadar ceza yer? bakana kadar gündem olunca en kallaviden ceza kesiyorlar da rakamsal olarak nasıl hesaplanacağını merak ettim. sallıyorum son 1 seneki faturalarda 100 liranın 50 lirasını böyle %1'den girmişler, 50 liradan kayıp olan vergiyi faiziyle mi alıyorlar ne yapıyorlar? cevaplar için teşekkürler
0
avatar is back
(29.07.23)
Uzmanı değilim ama kabaca bildiklerimi yazayım: Yapılacak incelemenin niteliği değişebiliyor. Mesela matrah artırımı kanunundan yaralandıysa bu fişler geçmişe dönük incelenemiyor olabilir. Matrah artırımı=Devletin şirkete "Şu dönem için şu kadar vergi hesaplamışız sana. Bunu biraz artıralım, bana peşin haraç ver, bunun karşılığında ben o dönemi incelemeyeyim." demesidir. Naylon fatura vs bunun dışında kalıyor ama KDV ile ilgili şeyler dahil olabilir.

Bu tarz incelemelerde kabaca dediğiniz tarz bir şey yapılıyor. Faturaları fişleri inceleyip şu kadar oranda yanlış kesilmiş deniyor. Sonra o orandan hesaplanan tutar 1,5, 2 vs gibi belirli bir sabitle çarpılıyor. Üstüne faiz eklenebiliyor. Bir de yapılan usülsüzlüğe dair sabit para cezaları olabiliyor. Hepsini ekleyip borcun bu diyorlar.

Şirketler bu borcu ödemezse faiz işletiyorlar ama ara ara vergi yapılandırması, vergi affı vs geliyor.

Özetle, eğer bu adamlar için özellikle inat edilirse canını acıtacak kadar ceza kesilebilir fakat büyük ihtimal çok büyük bir şey çıkmaz.
0
perferil
(29.07.23)
(2)

karadağa giden var mı nasıl bi yer

evrem
gezilesi yerleri güzel mi? yüzme odaklı olmayan bi gezi için 4-5 gün yeterli mi? bir de tirandan kotora otobüsler varmış sanırım, tecrübe eden oldu mu?
gezilesi yerleri güzel mi? yüzme odaklı olmayan bi gezi için 4-5 gün yeterli mi? bir de tirandan kotora otobüsler varmış sanırım, tecrübe eden oldu mu?
0
evrem
(24.07.23)
Tara Kanyonu ve Durmitor Ulusal Parkı (o çevredeki yollar), Ostrog Manastırı, Çetinje'deki Lovcen dağı, Kotor-Cetinje yolu (burası müthiş) ve Virpazar ve civarındaki İşkodra gölü-otoyol olmayan yollar. bufva ve kotor'da az vakit harcayacaksanız ve podgorice'ye gitmeyecekseniz 4-5 gün yeterli olur.
0
perferil
(24.07.23)
budva ve kotor harika yerler. hem deniz hem kültür açısından tatmin edici özellikleri var. ben bu yıl gittim ve keyif aldım. ve 4-5 gün için gayet iyi bir süre diyorum.
0
ezkaza
(25.07.23)
(12)

neden tablete ihtiyaciniz var?

Kittie
almayi dusunuyorum da kullanimi kisitli gibi geldi bana.sirf yatakta daha buyuk bir ekrandan birkac site bakmak icin alinir mi?gece cep telefonunu karistirmadan uyuyamiyorum ve ekran daha buyuk olsa iyi olurdu. gerci iyi olur muydu onu bile bilmiyorum, yoksa gozlerim mi bozulur iyice?kisacasi laptop
almayi dusunuyorum da kullanimi kisitli gibi geldi bana.
sirf yatakta daha buyuk bir ekrandan birkac site bakmak icin alinir mi?
gece cep telefonunu karistirmadan uyuyamiyorum ve ekran daha buyuk olsa iyi olurdu. gerci iyi olur muydu onu bile bilmiyorum, yoksa gozlerim mi bozulur iyice?
kisacasi laptop ve cep varken neden tablet ?
0
Kittie
(23.07.23)
Tabletim yok ama ders çalışmak için kalemli tablet almayı düşünmüştüm. Kâğıt harcamaktan kurtuluyorsun. Büyük lüks. Tablette oyun oynamayı sevmiştim. Bir de tablet kullanınca telefonu daha az kullandığın için telefonun şarjı daha çok gidiyor. Laptop bambaşka bir şey.
0
dissendium
(23.07.23)
Aslında pek ihtiyacınız yok. Bişiler izlemek için kullanıyorum ama yatarken bu mereti internette gezmek için kullanmak zor tek elle tutulmadığı için. Sırf o yüzden alacaksınız almayın hatta bazen hala lap top da alıyorum kucağıma tablet klavyesinde bişi yazmak telefondan da laptopdan da zor.
0
playing star again
(23.07.23)
tablette instagram kullanmak telefondaki kadar pratik değil ama twitter a bakıp youtube izliyorsan kullanışlı, film dizi izlemek de güzel oluyor laptoptan daha pratik
0
freebird5406_2
(23.07.23)
iş için PDF okumam ve not almam gerekebiliyor. O yüzden aldım. Aldıktan sonra ek olarak bi şeyler izlemek ve podcast dinlemek için de kullanmaya başladım.
0
perferil
(23.07.23)
Yoldayken çalışmak, ucuz, pratik, hafif, az yer kaplıyor
0
from where i ride
(23.07.23)
Benim tablete ihtiyacım yoktu. Bir yakınım kendine alırken bana da armağan etmek istedi. 4 yıl oldu IPAD kullanıyorum. İhtiyacın var mı dersen gene olmasa da olur ama kendi adıma gerçekten de kullanışlı bulmadım değil. Daha ziyade ben işlevlerinden yararlanıyorum diyebilirim.

Ben telefonu çok yoğun kullanan bir insan değilim, sosyal medya hesaplarım filan yok. Ama çok fazla şey okuyan biriyim, bu açıdan tablet ile internette sörf yapmak çok kullanışlı oluyor. Elbette film, dizi izlemeyi tablet ile yapmak çok daha keyifli. Uzandığın yerden istediğin gibi kullanabiliyorsun. Bunu kesinlikle laptop ile bir tutamam ki zaten dizüstü bilgisayar ile birşeyler seyretmekten keyif almıyorum. İhtiyaçlarımı (bookmark uygulamaları, çevrimiçi notlar, çevrimiçi dökümanlar vb.) olabildiğince dijitalize eden birisiyim. Bu açıdan tablet çok işime yarıyor, herşey birbirleriyle eşleştiğinden hemen erişiveriyorum. İş sebebiyle sık seyahat ettiğimden tüm gerekli belgelerimi elimin altında taşıyorum. Tüm bunlar birleştiğinde tablet benim işimi gören bir cihaz. Ama bu kadar mobil bir yaşamım olmasaydı yokluğunu hiç hissetmezdim. Zaten şimdi de ihtiyaçtan ziyade faydasını görüyorum diyebilirim. Eksilse üzülmem.
0
burka
(23.07.23)
tablet benim için twitter makinesi gibi bir şey.
0
biergarten
(23.07.23)
İhtiyacım yokken almıştım. Kullanmam,öyle köşede durur diyordum en çok onu kullanıyorum. Telefonun ekranı küçük geliyor. Bir şeyler okurken ya da araştırırken tableti tercih ediyorum. Oynadığım bir oyun var,onun için de pratik oluyor. Bir ara dil de çalışmıştım. Seyahatte de taşımak kolay oluyor. İşe dair bir şey yapacaksam dizüstünü kullanıyorum. Tablet daha ziyade kendi keyfi işlerim için.
0
asteriks
(23.07.23)
Asteriks +1. Aldikca kendinize uygun kullanim alanlari da bulabiliyorsunuz. Su ara en cok piyano calarken nota calismak icin kullaniyorum. Pdf okumak icin ideal. Bazen evde tv falan da izliyorum odada tv yokken. Cok farkli kullanim alanlari var yani.
0
gibicibicis
(23.07.23)
ben yolculuk yaparken işlerime ulaşmak için almıştım zamanla eşim el koydu artık yemek yaparken bir şeyler izlemek için kullanıyor ben de arada yatakta uzanırken youtubedan bir şeyler izlemek için kullanıyorum, onun dışında hiç bir işe yaradığı yok. bir şeyler yazmak çizmek fevkalade zor tek avantajı bir şeyler izlemek, ya da çocuklar için oyun oynamak.
0
solo
(23.07.23)
spor ve mutfak için ideal
telefonun laptopun kirlendi derdi var
0
mantık
(23.07.23)
Kpss çalışırken kullanmıştım pdf okurken ve slaytları kullanırken çok işime yaramıştı.
Şimdide iş için notları tutuyorum iclouda tabletten bakıyorum
0
kararsızataletfilozofu
(23.07.23)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.