bundan sonra düşer artık bence. ben satışı 2.24e gerilediğinde elden cıkarttım hepsini.

yatırım tavsiyesi değil tabii. su an 2.18 oldu bile mesela.

Düşmez, yatırım tavsiyesi değildir.

Düşmez bence de.

düşer. yatırım tavsiyesidir.

düşmez bebeto

Dusmez. Kur, hakki olan 2.30 lar a oturacaktir.

bence seçimlerden önce ortalık karısınca artar gene hiç anlamam gerçi bu işlerden..

Düşmez. Artabilir.

I love rock'n'roll mu acaba?

overprotected

www.youtube.com

evet bulundu

britney-zılgıt. link bulamadım

gss yi ödersen istediğin devlette olman lazım

altta daire yoksa alttan soğuk gelebilir. yalıtımla çözülüyor gerçi.

hırsız girebilir.gürültü olabilir.

düşebilirsin

yukarı balkonlardan halı masaörtüsü fln sey ederler

Yazın bahcede oynayan çocukların yaptığı sese maruz kalırsın

alttan soğuk yiyor ve sokağa bakan cephedeyse ve de sokak çok hareketliyse ses olabiliyor. manzaran yok; çoğunlukla problem değil ama insan arada istiyor kapıdan başka şeyler görmeyi.hırsızlar her eve giriyor ama giriştekilerde risk daha fazla. ha bir de binanın çok gireni çıkanı varsa sürekli kapı sesi rahatsız ediyor bir süre sonra.

ama kat çıkmama durumu muhteşem bir olay gerçekten.

borular tıkanırsa evi su basabilir, tuvaletten sıçan gelebilir, rutubeti çok olur, sokağım tüm gürültüsü egzoz gazı filan eve gelir.

tablette yazı yazmak işkence.

ben laptop diyorum.

vınn sorun olur mudan kastını anlayamadım.
tabletlerde 3g yok demek, internete sadece wireless ile bağlanabilirsin demek. 3g'li olan tabletlere sim kart takıp internete bağlanabilirsin.
3g olmayan tabletlere bildiğim kadarı ile vınn bağlayamıyorsun bu arada bildiğim kadarı ile.
onun dışında bilgisayarda bunları yapıyorsan vınn işini görür, zaten bilgisayarın varmış. gerek olduğu durumlarda bilgisayarı da kullanırsın. bir de dropbox vs kurup ortak dosyaları oraya attın mı senden iyisi yok.

Klavyeli olanlari var yazmak icap edince öyle birşey kullansam ??

bence laptopunuz iyi kötü var, tablet alın. bu işler için yeterli olur.

vınn'ın içindeki sim kartı takacaksınız oh mis.

bence ipad. ama klavyeli modeller de olabilir. (ipad için de klavyeli kılıflar var)

www.teknosa.com

Hem laptop hem tablet olan yeni nesil pclere bakın bence .. İşinizi çok rahat görecektir

Vinn hani usb ye takılıyor ya, tabletlerin usb girişi yok mu, gerçi sim kart takılcak denmiş,vinn modeme gerek yok o zaman? ? Bi de tabletin özelliğinde kesinlikle 3g olmali mi o zaman? ?

tez yazmak için eski laptop yeterse tablet alırdım.
ama bozuksa falan laptop

3g olması lazım direkt hattı takacaksın evet modem işe yaramaz

Bozuk değil laptop sadece nette kasiyor yavaşladı ,ama word filan çok rahat kullanılıyor

anneme s3 mini aldık.ilk gün kafayı yedi kadın.2 hafta sonra boncuk patlatma oyunları oynuyodu.

yazılar büyük fotosu iyi ama şarjı normal.

anneye ram aslında çok lazım olmaz lg l7 II de alabilirsin.bataryası daha büyük.kabuğu daha sağlam.ekranı da biraz daha büyük.

yazılar hepsinde buuyutelebılıyor

Dizini yormadan karin bolgeni çalıştıracak egzersizler yapman lazim. Spor olmadan bolgesel zayiflama olmaz.

sekeri birak, unlu gidalari azalt, tuzu azalt.

belden saga sola donus hareketlerini yapabilirsin ayakta iken. diz icin ise fizik tedavi bence.

Mekik çekebilirsin

oturarak dambıl kaldırabilirsin

Sadece diyetle kilo verebilirsin.ben 95ten 69 kiloya indim. Sarkma falan da olmadı öyle spor yapmadığım halde. Ama tabi diz için fizik tedaviye gidebiliyosan git, mutlaka faydası olur.

@freekara malesef şuan yüzebilecek bir ortam yok :( uniden mezun oldugum ıcın havuza giriş yapamıyorum dışarı içinde şuan maddi olarak sıkıntıdayım ..

(bkz: intermittent fasting) + 0 karbonhidrat.

adam smith de sormus bu soruyu kendine. isin icinden cikamayinca gizli el demis.

ahmet rothschild

piyasadaki doviz arz ve talebi döviz kurunu belirler.

Şu borsa broker denen sıkıcı herifler var ya, hani yüzlerde bilgisayar yanyanadır, karşıda bir tane büyük ekran vardır. Oradaki sıkıcı herifler işte. Bunlar öyle can sıkıntısından değiştirip duruyorlar değerleri.

Bir de ayrıca amerikan merkez bankası belirliyor tabi. O banka amerikan hükümetinin kontrolünde olmadığı için özel kişiler belirliyor. @partizan +1

Duşta şu an yan odada

değil

paşa gönlün ne istiyorsa onu yap, hayat senin, o da 1 tane.

değer

abi her şey de yolo değil ya. duruma bağlı eğer 1. sınıfta falansan pekala ama 3. sınıfsan bitmesine az bir şey kalmışsa bitir sonra masterını american studies'de falan yap gitsin.

bir de "dili ve edebiyatı" bölümleri sadece ingilizceden zevk alındığı için seçilecek bölümler değil, sürekli bir şeyler okuyup araştırman gerekicek ve bir kısmı da hiç ilgi alanına girmeyen şeyler olacak. tercümanlık falan olur da, onların puanı daha yüksek tabi, onu yapabilir misin o da önemli.

Hayir asla yapilmaz. Sen isletmene devam et ama elbette ingilizceyi cok iyi ogren. Sadece ingilizce bilerek veya sadece isletme okumus olarak gelecekte mutlu olamayacagini dusunuyorum. Okulu birakma bence.

ben de dilden cok zevk aliyorum da edebiyatini okumak cok ayri be. ceviri de bambaska mesela. onu da yapamam.. ama sor dil manyagi adamimdir. yani bu farki bi anlamak lazim. isletmeden memnun degil de orada memnun olacak mi?

bir de suna 4 sene okumak degil de sonraki 40 sene ne meslek yapmak istiyorum olarak bakin.

programdan çıkmadıysan ctrl z yap

başka birşey yazıp defalarca kaydettim.
sonra fark ettim üzerinde çalıştığım dosya olduğunu.
gelmez mi bu şimdi yaa
günlerce çalışmıştım üzerinde, ağlamak istiyorum

bi kere basıma gelmişti sag tıklayıp yapıstır dedim hepsi gelmişti geri tabi şans işi

Office2010 ve sonrasinda sanirim belli araliklarla dosyayi kaydediyor bir yerden de o kaydedilenlere donus yapabiliyorsun iyice bir goz gezdir bence onemliyse.

bilgisayarına keylogger kurabilirsin, böylece yazdığın hiç bir şeyi kaybetmezsin.

tabii ileriye yönelik bir çözüm bu.

Teknolojinin çare olamadığı şeyler var sanırım hala:)
Neyse "daha güzelini yazcam işte" diyip kendimi avutayım
uyku haram bana:(

support.microsoft.com

teşekkürler..
buna çara yok anladığım kadarıyla, çünkü bir kaç dosya açıktı önümde,
bana lazım olanı, lazım olmayan birşey zannedip, üzerinde 2 saat çalıştım
yazdım sildim kaydettim defalarca.
sonra eve gelince fark ettim ki asıl üzerinde çalıştığım dosyada yapıyormuşum tüm bunları.
neyse

ya acaba sistemi belli bi noktadan geri yüklesen bir şey olur mu? tahmini saat verip en son o dosyayı kaydettiğin saate sistemi geri alsan, ne olur acaba? ben de merak ettim

dosyayı daha önce kaydettiysen (bok etmeden önceki halini kaydettiysen)

onun için uğraşabiliriz bi mesaj at.

sistem geri yüklemeye güven.

naaptın la?

Tekrar yazdım!
Teşekkürler

1 hamlık
2 depresyon
3 iksi birden.

Hleb sendromu

sigarayı bırak. bir numaralı düşman. ben de içiyorum ve aynı problemleri yaşıyorum. bir de uykuna baktır, uyku merkezleri oluyor, kalitesiz uyku uyuyor olabilirsin.

yavrucuğum bir yarın hastaneye git hemogram yaptırt. ok mi?

"with whom are you going" doğru olanı sanki.

kime verdin ise: "to whom did you give it?"

diyorum ben. yanlışım varsa birazdan birileri düzeltir kesin. ermanen falan aktifti sitede az önce.

Her ikisi de kullanılabilir, bir sorun yok. Whom daha "formal" durumlarda/cümlelerde kullanılır ki zaten siz de belirtmişsiniz. whom'un cümlede özneye dair bilgi vermediğini unutmamak yeterli. Verdiğiniz örnekte, Who did you give it to? Whom did you give it to? To whom did you give it? - hepsi kullanılır.

For whom the bell tolls diyorum:)

whom kraliçe elizabeth falan değil hocam. with whom are you going olması gerekir ikinci yazdığın. ama ilk yazdığın da doğru. çoğu kişi de who are you going with diye sorar. who did you give it to da doğru.

edit: bi with fazla yazmışım klavye sürçmesi. düzelttim pardon.

Prepositionı başa alarak kullanıyorsak, fiilden sonra tekrar preposition kullanılmaz. With whom are you going with? denmez, sondaki with fazla.

with whom are you going ?

Senin cümlelerdogri

görmedim ve duymadım.

milletin bunlara yamukları oluyor ama bunların kimseye yamukları olmuyor.

ben cidden bu adamlara asiri sempati besliyorum. cunku bir cok kisi burun kivirir ama adamlar cevreye duyarli bir is yapiyorlar. ha tamam cevre icin yapmiyorlar amac para ama, yaptiklari is bir amaca hizmet ediyor. o yuzden evde topladigim ambalaj atiklarini haftada bir bizim sokaktan gecen cocuklara veriyorum.

bir yamuklarini gormedim. deli oglanin dedigi gibi kafasini kaldirip yan bile bakmiyorlar. adamlar islerine konsantreler

çok üzülüyorum onlara, çok zor hayatları

onlara hayranim. bi yamukluk yapanini gormedim. hayranligimin sebebi, dilenciler gibi gotu serip para dilenmiyor, geri donusumle dunyaya fayda sagliyor,, ustelik karakter olarak da minibuscu, taksici gibilerinden daha duzgun insanlar.

hiç bi yamuklarını görmüşlüğüm yok, nerde görsem selamımı verir geçerim, kendini insan zanneden çoğu insandan daha insan hepsi amk.

eksisozluk.com

görmedim açıkçası, hayatları zor. üstte yok başta yok...

(bkz: çöpte dostoyevski buldum)

yamuk yapacak olsalar kağıt toplamazlardı bence.

çöpleri karıstırıyolar daha ne yamugu olacak

ne duydum ne gördüm, zaten yamuk adam olmadıkları için, "dilencilik, hırtlık, serserilik yapacağıma emeğimle paramı kazanırım daha iyi diyen insanlar olduklarından" bu işi yapıyorlar, çıkardıkları bir fanzin tarzı dergileri bile vardı hatta, saygı duyarım her zaman kendilerine.

ben de görmedim duymadım, yan gözle bile bakmıyorlar.

ufakken beni koşturmuşlardı. bir kere sadece.

Belediyenin alması gereken kutudan alıp kendi çalıştıkları firmaya götürüyorlar. Şimdi diyeceksiniz ki sonuçta o atıklar dönüşüyor, ne fark eder? Belediye o iş için bir sürü atık kutusu yapıp mahallelere koyuyor ve onların her hafta düzenli olarak toplanması için eleman alıyor, toplama ağı kuruyor. (Eleman, kamyonet, zamanlama) Haliyle belediyenin bu işten kar etmese bile biraz para kazanması lazım. Ama bu hizmetin belediye tarafından sunulmadığı şehirlerde sıkıntı yok, oralarda da bu dediğiniz kişilerin olması iyi oluyor.

Bir tek bana mı denk geldi yahu bu "yamuk"? 3 4 sene önce bisikletliyken birisi düşürmeye çalışmıştı beni. O gün bugündür de bi çekinirim. Ancak yolda gördüğüm kadarıyla bağzı insanlar yanlarından dahi geçmiyor. Oyle bi saçmalık yapmam ama dediğim gibi o olaydan sonra hep önyargılı oldum.

kaldırımı kullanmayıp yoldan gidiyorlar ya, kenara kaymıyolar bi gün arabayla giderken vurucam diye korkuyorum.
bu yamuk sayılabilir. gibi.

A.S

bizim de okulda bi eleman var. devamlı che şapkasıyla dolaşıp duruyor. ayar oluyorum elemana.

resmen ben bir ideolojik kalıbım diye bağırıyor.

not: benim de lafım ateist ve anarşitlere değil, itinayla komün kurulur devrim yapılır. valla lan.

boz

Karı kaldırma derdinde kamil

duzgunce konussana abi. niye direkt dovme falan olaylari geliyor akliniza ben anlamiyorum ya. medeni olmayi denesenize biraz?

Müslüman olmamama rağmen sürekli islama saldırması benim bile canımı sıkıyor. Zira prim yapmaya çalışıyor durduk yere.

Önce konuşup sonra dövsem?

a.s. sik götünden. bu ne lan. kronstadtta ne oldu diye sor ona. nestor makhnoya nasıl kıydınız zalım koministler de. staline söv troçkiye say. la troçki ne bakunin ne. bookchin felan dese bi nebze.

@newbie işin yok mu oğlum git haydi otuzbir falan çek. Geçen gün duyuruna yazdığım cevaba içerleyip beni takip ederek başka bir nickle aynı cevabı atıyorsun. Ağır işsizsin :)

döverken konuş. sen'pat' ni'pat'ye böy'pat'le dav'pat''pat'ranıyon lan'pat' hıa'pat'mınnna'pat'aa kk'pat'ooduu'pat' şeklinde.

o kadar çok tip var ki böyle, biri elinde kalır.

anarko primitivistim, kendimi bildim bileli ateistim, daha bir kere olsun din/politika tartışmasına girip kimsenin kalbini kırmışlığım yok, kaldı ki bunlarla prim yapmaya çalışayım.

eğer yapabiliyorsan görmezden gel, ama olmuyorsa(ki olmaz biliyorum :)) şakayla karışık laf çarp sürekli, her ağzını açıp 'şimdiiii bakuniiiin bu konuuu hakkındaa demiş kiiiğğ' dediğinde taşağa vur, suratına gül, parmağınla onu işaret ederek gözlerinden yaşlar gelene kadar kahkaha at, kır onun plastik özgüvenini, yaptığı şeyin çok komik olduğunu görmesini sağla.

bundan da anlamazsa eğer(ki anlamaz), çek kenara konuş, 'bak kaç yaşında adamsın kişiliğin karakterin yok kendine çeki düzen ver, ağzından düşürmediğin o adamların yarattığı ideolojiyi takip edeceksen de önce bil, sonra konuş' minvalinde bir konuşma yap, şöyle bir iki sars omuzlarından, az zaman tanı, gözlemle.

daha da düzelmezse etrafındaki hatunları, bunu kaale alıp dinleyen insanları örgütle, toplu halde mundar olana kadar taşak geçtir elemanla, domine et, bastır, sustur, konuşmadan önce düşünmesini ve aynaya bakmasını sağla onu manipüle ederek, tamir et, sonra sal kampüse düzeldiğine inanana kadar gözlem altında tut.

ama kesinlikle böyle bir insana şiddet uygulama hakkın yok, haklıyken haksız olursun, azıcık vicdan sahibiysen de kendini kötü hissedersin zira o adam hiç bir şeyi olmadığından dolayı böyle davranıyor, kendini ne kadar aksi yönde gösterirse o kadar saklayabildiğini sanıyor ve bunu bile beceremediği için ortada error vermiş şekilde dolaşıyor.

bu tür insanlara kişisel nefretim dağlar kadar olmasına rağmen bunlardan biriyle karşılaştığım zaman, gelip benle konuşmaya çalıştıkları zaman gülümsüyorum suratlarına, saçlarını okşuyorum, çene altlarını kaşıyorum, zira zavallı durumdalar ve ben merhamet göstermezsem hiç kimse merhamet göstermeyecek.

belki de ergenliğini atamamıştır üstünden, öyle bir garip halde kalmıştır, çok da takılmamalısın.

not: şimdi buraya bir kaç teknik yazdım diye manyak damgası yedim, açıklama gereği duydum;

ben böyle bir durumda elemana bakıyorum, kapasitesi varsa eğer 3-5 bir şey öğretmeye çalışıyorum, yoksa da kendimden uzaklaştırıyorum.

eğer beni dinlemiyosa ve hala böyle gudik davranışlar sergileyip uğruna çabaladığım her şeyi soytarılıklarla rezil ediyorsa, bana her yol mübahtır, bu da bence manyaklık filan değil, insan gayet manipüle edilmeye yatkın bir hayvandır, manipüle edilmekten hoşlanmayan insanlar bana değil, her gün suratına suratına çarpan 20 küsür bilboardı oraya dikenlere tepkilerini yöneltmelidir.

şunu da ekleyeyim, bu tür insanları manipüle ederek, kafalarını kurcalayarak daha katlanılabilir hale getirmek, büyük bir toplum hizmetidir, zira bendeki de kafa yani :)

ideolojik tabanda tartış sakin sakin. Ama sen de öyle boş klişe laflar kullanma, ondan daha çok bildiğini hissetsin, bilginle döv. Verdiği cevapları beğenme, hafif bulduğunu söyle. Onun tarafında olacaksın ama bu sırada, aynı görüşü ondan daha temelli savunacaksın, sana karşı siper almasına sebep vermeyeceksin. Sonunda da 'e hacı bi şey bilmeden ne bu özgüvenin sebebi artisliğin kime' diyeceksin vuracaksın masaya. 'Böyle koftiden anarşikliğin yüzünden gerçek anarşizmi lekeliyorsun lanet olası pislik. Şimdi git, oku, öyle gel' diyeceksin. Dövmek yok.

sana ne, niye dövüyosun adamı?

sana zararı yoksa elleme yahu. bırak kendi halinde çalsın söylesin. karı-kız peşinde olduğu çok belli zaten. her okulda var böyleleri.

bu Mackinaw denen manyağı alın buradan. vur diyip öldürmüş. manyak mısın lan sen?

kız kaldırıyorsa da kendine, gıcık olunuyorsa da kendine. sana giren çıkan yoksa -olmadığını umuyorum- karışma adama. muhabbetini beğenmediğin yerden uzaklaş. eğer o ortamda ondan başka arkadaşların varsa ve sırf onun muhabbetinden hoşlandığın için uzaklaşmak istemiyorsan da gene onu uzaklaştırmaya çalışma. kendi arkadaşlarına söyle durumu, onlar ikna olursa gene siz uzaklaşın.

ateist olduğuna dair kuran'a el bassın yoksa inanma.

Mcdonalds'a gotur ibneyi. Bi Double Quarter yesin kendine gelir

önce konuş, sonra dövme ama dövecek gibi yap böyle boş adamlar kesin tırsar korkar iki höh desen hemen geri adım atar. okuldaki korkulu rüyası ol. korkmuyosa direk döv.

ayrıca şunu belirtiyim ki şiddet yanlısı biri değilim hiç de olmadım ancak bu adamlar savundukları sandıkları düşünceye en çok zarar veren tipler aslında. goministim dediği için bence dövmeli.

Yatmadan önce Friends, Community, Aliens in America veya Monk izliyorum. Supernatural'in ilk 5 sezonunu yeniden izleyebilirim.

house
doctor who

Seinfeld
Games of thrones
Dexter

doctor who. cnbc-e'de ne zaman denk gelsem on kere izlemiş olsam da yine izlerim. şimdi de izliyorum :)

the office
it's always sunny in philadelphia

arrested development
it's always sunny in philadelphia

yemek yerken falan south park açıyorum rastgele bir bölüm.

Uskudar'a giderken

Seinfeld
Cye
Louie

game of thrones

Seinfeld.

friends'i en çok izlediğim dizi sanırım. onun haricinde community, fringe ve house da sürekli izlediğim diziler.

cevapları gördükçe aklıma geliyor. sex and the city de ara ara açıp izlediğim bir dizi. bir de sıdıka ve tatlı hayatı da izlerim sıkıldıkça.

nedense the sex and the city 4-5 defa bitirmişimdir.

Friends, six feet under, son zamanlar tvde rastladığım için 24. Sex and the cityyi de rastladıkça izlerdim.

Bir de Şaşıfelek Çıkmazı.

yemek yerken falan açar rastgele friends izlerim. onun dışında tekrar tekrar yok hiç.

(bkz: lost)
ilk seferde dikkat etmediğim o kadar çok şey fark ediyorum ki aydınlana aydınlana bir hal oluyorum.

friends, tbbt, the office

Doctor who ve stargate

friends. 10 sezonu 5 kere baştan sona bitirdim. arada sıra açarım rastgele bölümü.
boş insanım o ayrı konu ama friends hayranı tanıdığım herkes benim gibi.

hayatımda ilk defa bir diziye yeni baştan başladım. how I met your mother. bu dizi hiç bitmesin istiyorum. son sezonunu da özellikle izlemiyorum. bitsin tadını çıkara çıkara izleyecem. birkaç yıl sonra da ezel'i yeniden izlemeyi düşünüyorum bu arada. tonla dizi izledim ama ezel'in yeri her zaman ayrıdır.

not: türk dizilerinden nefret eden, ama ezel hayranı izleyici.

fringe ve doctor who

black books,
spaced,
md house,
it's always sunny in philadelphia,

californication

That 70's show, Scrubs.

general mobile discovery
üçü de var. sanirim 600 civariydi.

sıfır olması zorunlu ise gm discovery yok zorunlu değilse donanımhaber'den ikinci el temiz s2 400 civarı

Arc s

evet, öteki türlü bazı kelimelerin nasıl yazıldığını bilmezsin. bu şekilde daha iyi hem bi süre sonra daha çok keyif almaya başlarsın.

diziye bağlı aslında. bi friends'i ingilizce altyazı olmadan bile anlayabilirsiniz. ama söylediğiniz gibi izlerseniz faydası olur.

önce ingilizce altyazılı izle osnra altyazısız

Ben bildigimin 80inini izleyerek ogrendim..

evet. ayrica önemli bir nokta olan telafuzu da gelistirir. arada söyleyin replikleri falan hosunuza gidenleri not dusun. böylece kaliplar vs de yerlesir.

Şu anki bilginize bağlı. Başlangıç seviyesinde bir bilgiye sahipseniz, altyazı çok hızlı akar ve sürekli durdurmak zorunda kalırsınız; hem olayı kaçırırsınız ve dizi murdar olur, hem de çok bir şey öğrenemezsiniz.

Ortanın üstüne doğruysanız, o zaman işe yarar. Hem de çok işe yarar. Bir süre sonra öğrendiğinizin çoğunu diziden öğrenmiş olursunuz.

safsafinaz ve aychovsky +1

baslangic seviyesindeyseniz sikilirsiniz ama obur turlu en iyi yontem bence.
ama cok zamaniniz yoksa iyi degil. cook uzun suruyor cunku boyle gelismesi. ama konusmaya dinlemeye en iyi etki eden de bu

kilodan nasıl rahatsız olunmaz yahu? milleti siktir et. insan kendisine değer vermeli önce.

Değilsin. Sağlığını etkileyecek kadar kilolu olmadığın sürece de sıkıntı yok, sen nasıl istersen öyle. Yemek yemek güzeldir.

değilsin, herkes de miranda kerr zaten

kilo insan doğasına aykırı bir durum. nefes alamazsın, hareket edemezsin, terlersin... kötü bir şey lan.

kilo verebilmek için yeterli disipline sahip değilim o yüzden kendimle barışayım bari demekten başka bir şey değil bence bu.

Saglik acisindan tehlike olmamasi için zayiflaman gerekiyor,başka bir sebepte yok bence.

sen hastasın.
fazla yağlanma ve ilerisi obezite bir hastalıktır.
nasıl ki başımda bir ağrı var diye doktora gidiyoruz, kilomuz fazla diye de doktora gitmeliyiz.

hastalığımla mutluyum gibi bir durum yok.

tabi tedaviyi reddetme hürriyetin var. peki. ne diyek.

Sağlığın için zayıflamalısın.kilo vermek insan için inanılmaz bir motivasyon.kadınsan güzelleşirsin, erkeksen daha yakışıklı olursun.

yanlış anlama, kilolu olmana hiçbir şey demiyorum. orası benim haddime değil.

ama şu dış görünüş estetik saçmalığını bir kenara bıraksak artık? aşırı kilo insan doğasına aykırıdır ve zararlıdır. benim için ideal kilo 65-80 arası falandır örneğin, 90 kiloysam bu sağlıksız olduğum anlamına gelir.

bırakın artık şu mankenlere, medyanın pompaladığı insanlara sataşmayı, herkesin zevkinin öyle olduğunu zannetmeyi.

kusura bakmayın ama insanlar her zaman fit olanları çekici buluyor. çöp gibi olmaya gerek yok. "sağlıklı" insanın vücudu zaten güzel görünür. sizin yaptığınız sadece kendinizi rahatlatma çabası.

tabii ki zayıflamak zorunda değilsiniz, buna da sizden başka kimse karışamaz. ama "başkalarına güzel görünmek için mi zayıflıycam yea" diye buraya soruyorsanız, kafanız karışık bence.

cidden ifrit oluyorum şu tavra ya. kilolarla barışmak kadar aptalca şey yok herhalde. kilolu olduğunuz için aynaya bakıp ağlayın, kendinizi yerden yere vurun, özgüveninizi kaybedin demiyorum ama barışmayın ulan şunlarla.

kimse sizi "taş gibi" olmaya zorlamıyor. olmayabilirsiniz. ama bırakın insanlar düzgün vücutlu olanlardan etkilensin. onlara bu hakkı tanıyın yani. benim estetik algım yüzünden zayıflamak zorunda değilsiniz. ama ben de sizi fiziksel olarak beğenmek zorunda değilim.

başta da yazdığım gibi, kilonuz hakkında yorum yapmak başkasının haddine değil. ama insanların estetik anlayışlarına bok atmaya başladığınız yerde "beğenmek zorunda mıyım lan" denilir.

Kilolu derken ne kadar kilolusun onu belirtmemissin. boyun ve kilon kaç? Hemen hasta diye yapistirmislar, zayıf olmak zorunda değilsin. Kilonun normal sınırlar içinde olmasi bazı hastalıkların görülme ihtimalini azaltır. Kilolu olmak bir hastalık değildir, başka hastalıkları tetikleyebilir veya bir hastalığın sonucu olarak ortaya çıkabilir. Obezite bir hastalıktır o ayrı. BKi ve yağ oranı önemli göstergelerden.

gençken sorun yok ama yaş ilerleyince bel fıtığı gibi sorunlar olabilir. alacağınız ilaçlar kilonuza göre olduğu için daha çok içmek zorunda olacaksınız, ilaçlar hızlı etki etmeyecek. iyileşmeniz zor olacak.
bunlar sağlıkla ilgili.
konfor olarak da bazı yönler var, toplu taşımadaki zorluk var mesela.

insanlar önem veriyor diye tabi ki bir şey yapmak zorunda değilsin. ama zor olan bu insanların düşüncelerini beyinlerinde tutmamaları, sana da hissettirmesi. buna direnmek zor.

ben de aksi, zayıf olduğum için hasta muamelesi görüyorum. oysa nezle bile olmam, cyborg gibi vücudum var. kilolu adama olmadığı kadar zayıf adama sataşıyo insanlar. tanımadığım adam bile bana spora gitsene, kilo niye almıyosun, niye yemiyosun bıdı bıdı bi ton şey söyleyebiliyor.

hiçbir şey için zorunda değiliz bence.

yaşlı olmadıkları halde kilolu olan insanları sevmiyorum. zayıfla bence.

En önemli sebebi görünüş ve estetik değil sağlıktır. Rahmetli ananem de kilosuyla hep barışıktı. Bütün telkinlere rağmen gece gizlice dolaptan yemek aşırıyordu. O kadar düşkündü midesine. Ve bir zaman sonra vücudunda sağlam tek organ mide kaldı. Her türlü hastalık geldi yakaladı. Şeker, kalp büyümesi, tansiyon, damar tıkanıklığı, dizlerde aşırı kilodan romatizma ve kireçlenme... 3 defa kriz geçirdi 2 defa felç. 3. felçi kaldıramadı ve göçtü gitti. 63 yaşındaydı. Başka bir akrabam var 100 yaşına girdim giriyorum diyen. Zayıf bir kadın. 2 sene önce köyde gördüm onu. Traktörün remorkuna kimsenin yardımını almadan çıktı. Ananem minibüsü otobüsü geçtim hususi araçlara bile binebilmek için 2-3 kişiden yardım alıyordu.

Şimdi gençsin. Vücudun dinç ve güçlü. Ama hep böyle kalmayacak. Hayatını sağlıklı bir şekilde sonlandırmak istiyorsan kiloyu düşürmeye ve sağlıklı olmaya çalışmak zorundasın. :)

göbeğim üç yerinden katlanmaya başladığında ben rahatsız oldum. sen olmuyorsan sorun yok. koşarken geri çekti, bisikletle tırmanırken nefesimi kesti, kaburgalarım göbeğime batar oldu otururken. ama sende bunlar olmuyorsa sorun yok.

kanzuk gibi misin?
öyleyse ver mutlaka.
kanzuk gibi olma

kilondan rahatsız değilsin,belki de zayıflamayacağını bildiğin için ya da zayıflamak için çaba göstermek istemediğin için bu düşünceyi kabul etmişsin.

doğru veya yanlış ama çevrendeki çoğu kişi sana saygı duymayacak.

kesin bilgi.

insanoğlu ön yargılıdır kilosunun hakimiyetine bile sahip çıkamıyor demek ki kontrol mekanizması güçlü değil diye iş görüşmesinde buna dikkat eden psikopatlar bile var.

sağlıklı değil, estetik değil.

evet herkes güzel olmakla zorunda değil ama bence herkes sağlıklı olmalı.

o yüzden evet bence zayıflamak zorundasın.

Kiloluyumun kastı nedir? BMI'da normal ve hadi hafif ucundan fazla kilolu sınıfı olduğunuz sürece sorun yok. Ama orada obez sınıfında iseniz, sağlık açısından sorununuz var demektir. Bu da sadece sizi ilgilendirir.

"Amanın sağlık. Kendine saygın da mı yok. Sağlam irade" diyenlerden sigara tiryakisi de çıkabilir ya da haklı olsalar bile şişman faşizmine kurban gidiyor da olabilirsiniz. Aynı tepkiyi sigara içen bir zayıfa vermeyebilirler, veriyorlarsa zaten bir lafım yok.

İsterseniz sağlıklı olursunuz, isterseniz olmazsınız. İster sigara içersiniz, ister içmezsiniz. İster uyuşturucunun dibine vurursunuz, ister vurmazsınız. Kendinize güzelseniz, bu da size yetiyorsa, umurunuzda da değilse, ne güzel. Milletin yarısına bir, öbür yarısına iki; kime ne?

dış görünüş, estetik, insanların seni beğenmesi, sevgili bulmak-evlenmek, iyi bir işe girmek vs bunların hiç birisi önemli değil. eğer aklı başında birisi ise ve özgüvenin varsa bunların hepsini en güzelinden yapabilirsin.

ancak bu yukardakilerin hiç biri önemli değil. önemli olan sağlık. fazla kilo her açıdan zararlı. obezite artık dünyanın her yerinde bir hastalık olarak tanımlanıyor. yani kanser, ülser gibi bir hastalık.

fazla kilo şeker, yüksek tansiyon, kalp, kollestrol ve aklına gelebilecek hemen her hastalığın sebebi ya da oluşmalarında kolaylaştırıcı.

bunun dışında fazla kilo omurga ve iskeletin için ağırlık, kalbin için çok büyük bir sorun, enerjin her zaman vücuduna yetersiz kalır ve kendini dinç hissedemezsin. hareket alanın, hareket kabiliyetin hep kısıtlıdır.

en önemlisi kalp. kalbimiz boyumuza uygun ideal kilomuza uygun bir vücuda göre kan pompalayacak kapasitededir. eğer fazla kilon varsa kalp daha büyük bir alana durmadan kan pompalamak için kapasitesinin üstünde çalışarak kısa sürede yıpranacaktır.

işte bu sebeplerden fazla kilolarımızı vermemiz gerekiyor.

ancak kilo alınınca ve bu kilolar yerleşince beraberinde gelen birçok rahatsızlıkla birlikte kiloları geri vermek çoğu zaman imkansız oluyor. yani ne yazık ki bir çok insan için boğazını tut, disiplinli ol demekle zayıflama olmuyor.

lütfen bütün bunları göz önüne al ve kendi sağlığın, dinçliğin için zayıflamayı düşün. hiç olmazsa içinda sağlıklı beslenme ve bol hareket-spor içeren bir yaşantıya geç.

Kilolu yeterli bir tanım değil, sıfır bedenin yanında 38 beden kadınlar bile kilolu olarak anılabiliyor, sağlık riskine girmediği sürece kilo vermen gerekmiyor, hele de sadece görünüm için kilo verme zorunluluğu çok saçma, görünüm sadece modadan ibaret, yeri geliyor dolgun kalçalar moda iken yeri geliyor sopa gibi vücut moda oluyor.

Doğru söylemişler sağlıklı vücut güzel gözükür, bunun için de çöp gibi olmak gerekmiyor ama şu var ki zayıflık pek çok insana daha çok yakışıyor hafif kiloluluğa göre, tipik türk vücudu kilo kaldırmıyor, kısa boydan ötürü olsa gerek.

Astim yuzunden.kendimi bildim bileli.kiloluyum 23 yasndayim genetigi cok dandik akraba cevrem var kalp seker vs. Yillarca kilomla mutluyum vs dedm kilo verme cabalarm bosa ciktti. Bu sene sac rengimi cok iddali bi renk yaptm makyqj yapmaya basladm mesela kirmizi ruj kullancaksam, hafif surerdm.pembemsi bisi olurdu bu sene inadina daha belirgin ruj renklerm. Hal boyle olunca aynada daha guzel gelmeye basladm tek bi farkla kilom var. Elalemin ne dedigi beni hic ilgilendirmez ben kesseler takmam ki neler neler dediler kilo vereym diye. Bu sene karar berdim bu sac rengi ile ben zayiflarim. Spora basladm bakalim bu sene cok iddaliyim bence herkesten cok kendin icin sagligin icin kilo vermelisin.
H
a bide ek olarak meniskus on capraz bag ameliyati oldum topukluyla hic yuruyemedm bel agrm var bunlar tetikledi daha cok

Değilsin. İnsanların seni beğenmemesine başka kılıflar uydurma yeter. O komik oluyor.

12 yaşındayken takıyordum.

çocuk saati.

bunu alacağına casionun asker saatini al en azından hipster durur.

bencede tam çocuk saati ama beğenen var mı merak ettim, bir sürü modeli varda illaki alıcısı vardır.

www.traxnyc.com

şu modelini gayet severek ve beğenerek kullanıyorum. diğer çoğu modelinin de hastasıyım, dünyada da hastası ve fanı baya çok olan bi saat. çoluk çocuk saati değil kesinlikle.

Apaci degil de cocuk saati.

Çocuk apaçilerin saati...

ben 14 yaşımda takıyordum 27yim hala takıyorum.
harika bence..
cocuk saati diyenler cahil bu konuda.
bu saati takan adam iyi adamdır.

öncelikle; saat fena değil fakat daha güzellerini bulabilirsin.
sonralıkla; g shocklara çocuk saati diyen insanla(!) diyaloga girme. sadece saat konusunda değil, hiçbir konuda girme.

vacheron constantine'den swatch'a kaç saat kullandım bilmiyorum, saymadım. fakat gshock'un yeri çok ayrı. şundan var bende; img.photobucket.com

spor kıyafetler ile müthiş uyum yakalıyor. yakında kırmızı renklisinden alacağım bir tane de.

insanlar klasik kıyafetlerle de spor kıyafetlerle de klasik saat taktıkları için g shocklara bok atabiliyorlar. kale alma.

g shocklara laf ettirmeyenlere sorum var: bu saatin ne özelliği var da bu kadar hayransınız bunlara? g shock sevenler kusura bakmasın ama tip olarak pazarlarda 10-15 TL'ye çocuklara satılan ben10 saatlerinden bir farkı yok.

lütfen bu cahili aydınlatın. neymiş bu g shockların hikmeti?

çocuk saatiyle alakası yok kesinlikle, tarz meselesi.

misal arkadaşımda şundan var;
is4.revolveclothing.com
gayet şahane, yakışıyor ona. mütemadiyen spor giyinir çünki.

klasik giyineceğin vakit metal kordonlu takarsan işi öğrenmişsin demektir.
linkteki modelin çeşitleri mevcut göz gezdir derim.
özetle gayet hoş.

bizim zamanımızda çok afbuyurun zengin pici saatiydi. bizim zamanımız dediğim 94-95

yok herkes çocuk saati diyenlere bok atmışta, çocuk saati gbi duruyor arkadaşım bilmiyorum g-shock falan ama gördüğümde yapıştırırım çocuk saati diye. adam sordu cevapladım. ama bak teoridefeminist arkadaş paylaşmış al sana saat hangisi daha güzel ? bu da mesela benim kullandığım saat www.skywatches.com.sg

çocuk saatimi, saçmalamayın. g-shock modellerinin hedef kitlesi askerler ve doğa sporları ile uğraşan insanlardır. pahalı modelleri çok çeşitli özellikler içerir.

pilotlara, denizcilere vs göre çeşitli özellikler barındıran modeller var. çeşitli modellerinde pusula, gps, barometre, yükseklik ölçer, ay döngüsü, sıcaklık ölçer vs tonla özellik barındırıyor.

klasik modelliri bile çok dayanıklıdır;
www.gshock.com

eğitim ve araştırma hastanelerinde vardır o. devlet hastanesine gitme.

acibadem kozyatagi ve yeditepe universite hastanesinde var.

o bolumde sıra oluyor
goztepe egim arastırma da var

ikinci el iphone 4-5

s4 mini olabilir.

GM Discovery.

nokia 920

nokia lumia 720. hepsi buradada indirimli 700 tl

ikinci el temiz iphone5. kardeşini dinle abidik gubidik telefonlar alırsan, millet kullanırken sende bu da iyi olm aslında kafasında olursun.

birileri general mobile dicek aldırma dicektim denmiş.

Üstüne x lira daha köy z al
Xperia z

şimdi tel alınmaz 2-3 ay bekle.

nokia lumia serileri, 925 iyidir mesela.

350 daha koy note 2 al.

onlar senin(ve belki benim) gibi düşünmüyorlar. farklı işliyor beyinleri. o yüzden;

(bkz: cevab veremedi)

20'lik dişlerde gereksiz mesela.

Sanatta her sey gerekli mi olmak zorunda

incil'e göre dünya 6000 küsür yaşında falan değil.

kaynağın ? istersen ben sunabilirim ama ortadaki bir düşünceyi çürütmeye çalışan sen olduğuna göre kaynak sunması gereken kişi öncelikle sensin, tabii sunabilirsen, en basitinden hangi incili geçerli kabul ettiğini merak ediyorum, ya da bu kadar ukala konuştuğuna göre kaç tanesine vakıf olduğunu.

bodlaender'ın yazılarını okumanızı öneririm.

o kim ? ortaya bilmememizin kuvvetle muhtemel olduğu bir isim atarak bizi küçümseme ve kendini baskınlaştırma çabası mı ? söylenecek bir şey varsa özetle anlatabilirsin eğer gerçekten bize bir şey anlatma derdindeysen, yoksa şu adamı oku geç oh ne güzel nasıl olsa bilmiyoruz, sen bilgili donanımlısın biz de cahiliz di mi ?

cueva de las manos'taki el izlerinin de evrimsel süreçle ilgisi yok. "tanrı onları oraya bizi sınamak için koydu, inancımızı sınıyor" şeklinde bir argüman duymamıştım, kendi kendinize çalıp oynamanız hoşmuş. kısacası, dalga geçtiğiniz salaklar kadar dahi entelektüel olmamanız hoşuma gitti açıkçası.

diyecek söz bulamıyorum. bir kere bütün dinlerin her yeri her şeyiyle zaten inanç sınamak üzere kuruludur, kimileri de bazı olay veya olguları da buna bağlayarak değerlendirebilir, ki bu da sadece alıntılanmış bir şey. en basitinden evrimsel süreç diyen yok zaten bir örnekle açıklamış adam argüman sunmuyor sadece genel olarak söylenen bir şeyi alıntılamış senin duyup duymamanın emin ol bir önemi yok hatta sadece o duymuşsa bile yeterli çünkü ben ne cevaplar verdiklerini merak etmiştim ve sormuştum o da kendi bildiği şeyi söylemiş. bir de belki fark etmemişsindir konusma ben konusuyorum evrimi savunmamış; benim merak ettiğim ve sorduğum şey olan evrime karşı kişilerin yaklaşımlarıyla ilgili bir örnek vermiş, sense işi faşoluğa dökmüşsün resmen.

kendi kendine bir şeyler demişsin, denemişsin akşam akşam gaza gelip ama olmamış hocam kusura bakma, klavye üzerinden bu şekil eleştiriler yapmak çağımız entellerinin vazgeçilmez tutkusu oldu resmen, belki buralarda ahkam kesmekten vazgeçip gerçek hayatta bilgili insanlarla tartışırsın da ağzının payını şöyle kalabalıkça bir ortamda alırsın, o zaman sadece bildiğin kadar konuşmayı öğrenirsin işte.

bazı gerçekler:

her mümin şakirt değildir.

her mümin evrimi reddedecek diye kaide yok.

her mümin biyolojiyi bilmek zorunda değil.

her "ben donanımlıyım" diyen ateist bilhassa biyolojiyi bilmek zorunda.

tırt argümanlara cevap vermek gereksiz. önce yöntemi sorgulayın. mükemmel düzen dendiğinde "mükemmel" ve "düzen" derken neyi kastediyorsun diye sormak şakirti (ya da diğer müddeiyi) hiç bilmediği bir okyanusa sokmak olacaktır. bırakın debelensin.

bir inançlıyla evrim vs tartışmak için belli yeterlilikler isteyin. bazı kavrmları bilmesi gerektiğini ima edin. kırmadan incitmeden bunları öğren de gel demenin bir yolunu bulun.

El Bulli: Cooking in Progress
Ferran Adrià'yi anlatiyor.

schindlers list

control: ian curtis

www.imdb.com

www.imdb.com

www.imdb.com

www.imdb.com

(daha çok var istersen mesaj at yollayayım)

schindler's list +1

Enemy at the Gates.

Güzel film olmakla birlikte aynı zamanda güzel de bir biyografi.

a beautiful mind

www.chasingice.com
almadık ödül bırakmadı,izle ve geleceğimizin ne kadar boktan olduğunu gözlerinle gör.
çesitli torentlerde mevcut.

@sirena izlendi

two guys, a girl and a pizza place

@late viper bahsettiğim sitelerde yok malesef, sadece ilk sezonun altyazısı çevrilmiş divxplanet'te de. teşekkürler yine de

Shameless.

Çok şey kazandırır sana..

@öyle meme böyle her şeye burun kıvırıyormuşum gibi gözükecek ama shameless'a bir önyargım var ya ingiliz yapımı olup sonra amerikalıların çaldığı diziler pek güzel olmuyorlar malesef ama bulamazsam eğer bir şans veririm. teşekkürler

wrong mans

Workaholics izle
its always sunny izle(kesin izlemissindir belki de)(anlatim bozuklugunun farkindayim)
the office izlemezsin ingiliz-amerikan olayindan dolayi ama izlemelisin bence de neyse
e2 de flight of the conchords mu ne diye bisi var ilginc birsey o da

scrubs!

2 broke girls

Sherlock

Person of İnterest

2 broke girls

The 4400

Lie to me

Da vinci demons

Fringe

Bizzat şahit olduğum örneklerden yola çıkarak tüm sorulara net bir şekilde "evet" diyebilirim.. 1. dereceden tanıdığım kadın değil ama, bizzat parayı yiyen erkek.. Zamanında tüm evini bir hatuna düzdüren, ötekine de diğer ihtiyaçlarını karşılatan biriydi bu.. Hayret ederdim nasıl yapıyorlar bunu diye ama yapıyorlar işte.. Hatunlardan biri evliydi..

gorgulu biriyse daha cok kariyerine, egitimine, evine, giyimine ve bakimina harcar diye dusunuyorum. sevdigi erkekle guzel yerlere gitmek, kaliteli yemekler yemek, degisik aktiviteler yapmak icin de harcar. "yedirmek"ten cok "paylasmak" seklinde yorumlamak daha dogru olabilir.

bir de en cok cocuguna harcar aslinda.

erkek yapınca yedirmek, kadın yapınca paylaşmak mı oluyor? yedirmek işte.

zengin kadın zaten bi erkek sayesinde olmustur yuzde 90

Evet yediriyorlar.

Yediriyorlar derken, ne aliyorlar? Araba mi, ev mi? Yani erkek hangi hediyeye tav olur onu merak ettim, belki cebine dogruca para koyarsa tav olabilir tabi. Onu da gider kadinlarla yer yine o erkek :/

Saat (orjinal), cep telefonu, beyaz eşya vs. Doğruca para almanın bir yolu mesela; tefeciye çok borcum var ve tehdit ediyorlar şeklinde olabilir :) Erkeğin yaratıcılığından çok kadının zekasıyla ilgili bir durum bu, mesela bir kadın tefeci masalına inanmazken, başkasına telefon edip " bilmem ne kadar borç yüzünden beni kaçırdılar, hesap numarası şu" denip inandırılabilir..

aga soruna tam olarak cevap mi bilmiyorum ama basimdan gecen bir iliskiyi anlatayim.

2 sene kadar once sehrin sekilli bir restoraninda calisiyordum asci olaraktan. yogun bir cumartesi gecesi. servis bitmis, ben bitmis. mutfagi kapamaya baslamadan once arka kapinin orda sut kasasina oturmus sigarami iciyorum. o sirada 2 tane 35+ (ben o zaman 28, sonradan ogrendim o 38) tas otesi hanim bizim restorandan cikmis arkadaki park yerine, arabalarina gidiyorlar. beni gorduler, muhabbet basladi yemek nasildi falan klasik iltifatlar vs. bindiler gittiler. sonra bizde mutfagi kapadiktan sonra yakindaki her zaman gittigim lounge tarzi bir yere gittik. orda bunlarda vardi. selamlastik falan muhabbet basladi, gece bunun evinde bitti haliyle. kendisi yilda 250k+ yapan bir avukat. bense o aralar 5 gun 75 saat olumune calisarak yilliga vurursan 60k civari para yapiyorum. plajda guzel bir evi, altinda porsche boxster'i olan, kafasi zehir, kaliteli yasiyan biriydi. erkek avcisi falan degildi, isinde gucunde, iyi para yapan, iyi harcayan biriydi. biz bununla 6 ay kadar cok guzel vakit gecirdik. isim ve benim de kendi hayatim dolayisiyla her gun beraber degildik ama haftada 2 kere falan gorusuyorduk. en super restoranlarda yemege gidip en pahali saraplari iciyorduk. o 3 oduyorsa ben 1 oduyordum, hic bir zamanda ne o ses, sorun etti, ne ben. bir kere 3 gunlugune sosyete bir yere tatile gittik o karsilamisti herseyi. ayrica bir kere davete gidecegimiz zaman bayagi guzel bir kol dugmesi hediye etti. bir de muhabbet icinde lafi gectiginde, ben iyi scotch hastasiyimdir, sacma pahalilikta 40 yillik bir scotch almisti bana. yani sadece yemek, icme, eglence konusunda "yedirdi - yedim" onu da sanirim hakkaniyet olcusunde yaptik. ben de cogu zaman gucumu asicak kol gibi yemek-sarap faturasi odedim. ben hic bir zaman "yedigimi" onun da "yedirdigi dusuncesinde" oldugunu sanmiyorum. isteseydim belki avci olsaydim daha cok yerdim ama sanmiyorum onun da o kadar aptal olup yedirecegini. bense kayda deger olarak ona gayet pahali bir esarp almistim bir vakti oldugunda, bir de babaannemden kalan gumus tesbihimi hediye etmistim :) helal olsun.

sonra zamanla ben sikildim bu 35+ yas ustu wine&dine muhabbetinden. ayrica gonul baskalarini da istedi, kacamaklar yaptim. gece hayati, agir kumar, uyusturucu derken uzaklastik zamanla. oyle agir bir ayrilik olmadi. haliyle anlayisla karsiladi. belki o da menundu, belki o da sikilmisti. bilmiyorum bir sekilde bitti. guzel bir 5-6 aydi.

Bodrum'da babadan zengin bir dul hatunun uzunca bir süre parasını yiyen bir arkadaşım vardı. Kadın herife hem para yediriyordu, hem de bakımlı ve güzeldi. Arkadaş da barlarda bouncer'lık yapan ağır bir apaçi. Olabiliyor bu da.

Özel okulda burslu okuyorum. Çok zengin kızlar var hala beni yiyorlar !

merhaba,
kullandım, bozdum, tekrar kullandım ve bıraktım. telefon iyi fakat dayanıksız. parasına göre bir telefon diyebilirim özetle. çok bir şey beklememek gerekiyor.

bozulmadıgı muddetce iyi ama bozulası var

biraz daha üzerine koy iphone 5s al.

nokia...connecting people.

nokia 1020

z1'in teki kötü yanı ekranın altında ve üstünde gereksiz fazlalıklar-boşluklar olması,ki bu da birazcık "kalas gibi" görüntüsü veriyor.Ama bence yine de mükemmel.Yazdığınız 4 telefondan en iyisi,alınabilir yani.

sizden çıkan cevaplar da zaten olmadığını gösteriyor.

note 2 nin ekranı çok büyük ekranda donma ve kendini resetleme var

s4 kalıyor geriye bi tek.

Onda da bi sıkıntı bulursun zaten. Sen kusursuzu arıyorsun ama yok öyle bişi.

En iyisi 5S gibi duruyo şuan. Ekranı gayet iyi boyutta, zarif ve donma tarzı bişi yok.

htc one yinede.

lumia 920 kullanıyorum memnunum, takılma vs bişey olmadı 2 aydır. Alacaksanız 925'i tavsiye edebilirim, 1020 alacak parayı verecekseniz iphone 5s sizin için daha iyi olabilir.

hocam senin istediğin nedir? hangi amaç içi akıllı telefon alıyorsun ? ne içi kullanacaksın ? Önce bunları belirle, sonra bu telefonların artılarını ve eksilerini belirle kendince.
LG G2 : satış hedeflerine ulaşamadıklarını yazmışsın,bu telefonun kötü olduğu anlamına mı geliyor ? Özellikleri de araştır iyice. teknik olarak eksiklikleri nedir?
Iphone 5S : iphone iyi hoş donmuyor,ios app olarak gayet zengin bir sistem ama ekran küçük.artık küçük ekran da yetmiyor,küçük ekran devri bitti ve bu yüzden de iphone severler biraz soğumaya başladı bu durum yüzünden.
HTC One : işlemcinin düşük olduğunu yazmışsın, evet uzun vade de pek de akıllıca olmayabilir.
Sony Z1: Snapdragon 800 mevcut. Kamerası da gayet iyi.Su geçirmezliği ve 3000 mah pil kapasitesi de gayet iyi ve ilgi çekici.Yukarıda yazdığım gibi ekranın altında ve üstünde fazlalıklar var evet ama ele alınca kullanımı rahat,cebe koyunca da rahatsız etmiyor samsung galaxy ler gibi.

ne yapacağın konusunda biraz kararsız ve beğenmeme gibi bir durumun var sanırım :) ama şuan tamamıyla %100 mükemmel bir telefon yok piyasada.isteklerine en yakın en uygun telefonu belirleyerek mükemmele yakın bir telefona sahip olabilirsin.bu konu da da biraz yardımcı olacağını düşündüğüm için bende yukarıya düşüncelerimi yazdım telefonlar hakkında. kolay gelsin, bol şans :)

Senin icin nokta atis yapiyorum.

Nokia lumia 925

bu ne lan, adam gelip bizi azarlamaya kalkmış "g2 dediniz tutmadı, 2 milyon satmış hedefi 10 milyondu" diye. dalyarağa bak, git kendin telefon üret o zaman, kimsenin fikrini de alma.

5s al rahatına bak. ekranı küçük dersin 3 gün kullan alışırsın.

zaten android ios blackberry windows phone seçeneğin var.

androidi elemişsin ios için de tek şansın iphone 5s onu da elemişsin.

geriye blackberry ve windows phone kalmış.

5s+1

Nexus 5

Kurtlar İmparatorluğu'nda vardı galiba ya da Da Vinci Code.

eyes wide shut

star wars

and grasped the millenium's spirit?

zeitgeist

Ben komplo olduğuna değil de şu anda yaşanan olayların hepsinin daha önce yazılmış bir senaryodan ibaret olduğuna inanıyorum. Senin, benim, onun, bunun desteklediği, inandığı kim varsa o kişilerde birer figüran bu olaylarda. Biz anca birbirimizi yeriz bu tür olaylarda.

olaylar olmuş,rüşvet alınmış verilmiş,yolsuzluk yapılmış...
bunların adı geçmiyor.bakın erdoğanın sözlerine,odaklandığı şey bu olaylar değil; operasyon.

operasyon komplo,operasyon dış güçlerin işi,operasyon cemaatin işi vs vs diyor erdoğan başta olmak üzere diğerleri ve seçmenleri.

yani olanlar zaten var ,olmuş hepsi. ama erdoğan'ın yaptığı odağı yapılan yolsuzluktan öte cemaat vs in yaptığı operasyona çekmek ve başarılı da görüldüğü üzere bence (hala %40 alır en az diyoruz malum).

yahu zaten komplo olduğuna inanan insanlar yolsuzluk, rüşvet vs yok demiyor,
operasyonun amacının hükümeti devirmek olduğunu anladı birçok kişi.
millet akp gidecekse seçimle gitsin istiyor o yüzden normalde artık akpye oy vermeyecek olan insanlar bile bu operasyonu görünce yine akpye oy veriyor.

yani yorumlardan anladığımız üzere "tüm partiler yolsuzluk yapar, yolsuzluk ortaya çıkınca da yokmuş gibi yapmakta bi sakınca yok".

sizin mantığınızla, zamanında chp'nin maltepe, kadıköy belediyelerine yapılan soruşturmalar da gözardı edilmeliydi. ama asla bunu yapmadınız, yargıya karışılmaz dediniz. ak parti aynı şeyle karşılaşınca elindeki gücü sonuna kadar kullanıp herkesi görevden almaya çalıştı, vs. nedense unutuluverdi yargının bağımsızlığı, soruşturmaya saygı, vs.

açık açık desenize "bizim partimiz soyguncu" diye. ne diye kıvırıyosunuz? yaptığınız savunma "dünyada bi sürü katil var, o yüzden bizimkiler insan öldürse de bi şey farketmeyecek" demekten farksız. bu kadarcık zekayla nasıl hayatta kalınır, hayret.

gercek olması komplo oldugu gercegını değiştirmez.
akp nin yaptıgı ulke menfaatineydi.
rothshield ve faiz lobisi taseronları hocaefendi üzerinden yaptı komployu.

akp'lilerin büyük çoğunluğu yolsuzluk yoktur demiyor. olabilir vardır diyor. ama operasyonların dershane sürecinde başlaması hatta birbirleriyle alakasız olayların aynı süreçle işlenmesi bu tezi destekliyor. fatih belediye başkanının olayı tamamen farklıyken o da operasyona aynı gün katılıyor...
bunlar cemaatin bildiğimiz operasyonları. kaldı ki cemaatçi gazetecilerin bu operasyonları bir sene önceden bilmesi de bu olayın komplo olduğuna dair fikirleri destekliyor...

@divit 3 kere falan izledim onu. gerçekten efsane.

pursuit of happiness

21

the worlds fastest indian

spor kategorisinden ilintili
remember titans
moneyball
rookie
we are marshall
coach carter

@serabaten öneriler çok güzel ben anthony hopkins diyorum :)

glory road- keanu reeves'in, hatırladğım kadarıyla sporla alakalı

esaretin bedeli izlemissindir kesin.

(bkz: anti silence)

ahaahahasha biliyorum; 2 bira.

carrefour

(bkz: delirium cafe)
deliriumcafe.be
en.wikipedia.org

biraoyu.blogspot.com Daha çok Türkiye de nerelerde bulabileceğinizi anlatan ama üşengeçlikten yazılmayan blog.

birasevdasi.blogspot.com Acayip kültürlü bir beyefendiden farklı türleri keşfetme imkanı

Mimart (zaten varmış pardon)

MimArtium

Sven

myert diron & zechariah

serabetan:
myert diron & zechariah -- nece bu?

anlami yok, yabanci 3 ana ortakli basta ama sonradan gelismis köklü sirket gibi dursun diye öyle yaptim, ben karizmatik ve kurumsal buldum ismi.

hatta bak hikayesi bile oldu 3 ortakla baslama seklinde.

saka yapmiyorum bir de ciddiyim :)

Ark Yapı
Helik Mimarlık
Lento Dizayn
Tegre Tasarım

Ne olur şirket ortaklarının isimlerini - ile ayırıp yapmayın. Gına geldi.

Çızgı

1/1 (1bolu1)
hani "biz insan olceginde calisiyoruz" dercesine :)

edit: bu ismi ben kendi ofisime koyacagim sanirim.

sizin için değer ifade eden şeylerden yola çıkıp isim türetseniz?

ya da buraya yazın bulalım. daha kıymetli olur.

sıralı olarak RMY harflerini kullanmak önemli. hatta sadece RMY düşünüyordum ben. daha sonra serabetan'ın tavsiyesini revize ederek myert dyron & RMY" geldi aklıma

müşteri memnuniyeti. özel bir şey yok yani.

Mesaj falan vermedi, emlakçılık network işi olduğu için ilişkisini sıcak tutmaya çalıştı. Altında bir mesaj arama.

"şansını bi' dene istersen delikanlı, bu işler kısmet" mesajı vermiş olabilir.. böyle konularda çok da düşünerek davranmamanı önerebilirim.. mantık işin içine girince "ulan yoksa para mı sızdırmaya çalışıyor benden, kullanmaya mı çalışacak beni acep?" gibi abuk subuk fikirlere kapılabilirsin.. istiyorsan boş zarfı doldurup geri verebilirsin..

hem ask hem is olabilir; bir seyler olsun istiyorsan, yetenekliysen oldurabilirsin.

denemedigin her atisi bastan kacirdin unutma.

tavsiye; cok dolayli olma kadindan hoslandiysan, cok direk de olma. hoslandigin birine nasil yaklasiyorsan oyle yaklas.

edit: kadin bastan boyle dusunmediyse bile sen "ben buradayim!" de gerisi gelirse gelir yani.

Madem siz de buralardasiniz size danisayim dedim, cok da tanidigim yok etrafta temali bir soru ile zarf gonderebilirsiniz.

Ama musteri memnuniyetidir aslinda bu.

Kadınlığı kullanıyor. Ama yine de bir zarf at, zararı olmaz.

gulumsuyo muydu bi de

gidip saçını çek. kısa saçlıysa kaynak yaptırmasını söyle, "sana bir sürprizim olacak sonrasında." de. kaynaktan sonra, saçını çek.

the sopranos'ta böyle bi' şey vardı. Dene şansını.

"of" olur.

Buğday çuvalı of 10 kilos...

10 kilos of bugday cuvalı

senden biraz yüz bulmuşlar.

dava açarsan o işyeri sana haram, bunu bilerek aç açıcaksan.

çok iğrenmiş yahu. okuyunca sinirlerim hopladı. hiç tahammülüm yoktur bu tür şeylere. ben topum diye yazmak nedir abi bu nasıl bir lauabilik. değil dava falan o kişiyi güzel bi sopa paklar ancak.

senin uyarmana rağmen yapmışlar. muhtemlene sen yeni oldugun için seni bi güzel ezebileceklerini sanıyorlar ve ses çıkarmaya çekineceğini düşünüyorlar. ben olsam orta yerde laflarımla ağızlarına sıçardım. gayet sakin bi ses tonuyla onlara bu yaptıklarının çok aptalca olduğunu onları yerin dibine sokarak anlatırdım. her kimse bunu yapanın gelip yüzüne karşı topsun demesini iste. götü yiyorsa gelsni desin.

ama şöyşle birşey var. eğer ofisteki herkes böyle ise, sana karşı tavır almaları kesin. patrona da şikayet etsen, ofisin ortasına geçip konuşsan da herkes sana tavır alır.

bu tip durumlarda ben kendi bildiğimi söyleyeyim, kim yapıyorsa böyle işleri ibreti alem olsun diye herkesin ortasında ona bağırır çağırırım. bir daha yapan olursa da iş güç dinlemem girişirim. giden iş her zaman bulunur, ama öyle tiplerle uğraşmakla geçen ömrün kolay kolay geri gelmez.
özet : düşünen olma, tavrını koy karşı taraf düşünsün.

www.youtube.com şöyle bir şey de seçenekler arasında tabii :)

direkt kufret herkesin içinde bunu yapanın anasını sikerim diye bagır

dava acmak nedir ya heyallam. adam gibi sertce herkesle birlikteyken tavrini koy boyle gerizekali sakalar yapmayin bana amk de. pc ni de birakip giderken kilitle. dava acarsan actigina pisman olursun bu burokraside. ya da cok istyosan git ustlerine ya da insan kaynaklarina sikayet et falan ama dava nedir?

Yazının içeriği ağır olmuş hayvanlık etmiş ancak bilgisayar açık bırakılıp gidilmez mutlaka şifreyle kilitlenir. Hatta amerikan şirketleri bu tür örnekler kullanarak, bilgisayarı kilitlemeden bırakmayın diye eğitim bile veriyorlar. Böyle saçma içerik olmadan bir çok şirkette benzer şaka yapan tipler gördüm. Hatta ve hatta bilgisayarı açık unutanın bilgisayarından çalışnlardan bu durumu gören herhangi birinin ofistekilere mail atıp bugün size x(tatlı,meyve, vs insafa kalmış) ısmarlıyorum vesaire yazdığı ve bunu da genel olarak uygulayan şirket de biliyorum.

@mayeskuel herifler berbatmış ama ciddiye alırsan daha çok üzerine gelirler. yerinde olsam bu tip hareketlere tepki vermezdim. muhtemelen elemanlar bu şakayı yeni keşfetmişler. başka şirketlerde 'bugün tatlıları ben ısmarlıyorum' falan yazarlardi eskiden... yazdıklarından bu olayın sana özel bir durum olmadığını çıkarıyorum dolayısıyla kişisel almana da gerek yok. sen terslersen (hele ki bunun için dava açıcam diyorsun) bu sefer de arkandan atıp tutarlar daha çok gıcık olursun, paranoyaklaşırsın. bırak takılsın gençler.

@partizan koptum :))

iş yerinde bilgisayar açık bırakılmaz, ekran koruyucuyu 5 dakikaya falan ayarla, ekran koruyucudan çıkarken şifre sorsun.

bana da işe başladığım zamanlar yapmışlardı, dersimi aldım artık yan odaya gitsem bile kilitliyorum. win + l

bunu alışkanlığı kazandırdıkları için minnettarım tabi. iyi bişey.

sende bilgisayarı kilitlemeden kalkma hocam.
windows+l yani o kadar zor değil. bizde açık bırakanın ekranından herkese pasta falan yazıyorlardı, şirkette de 100 kişi vardı düşün durumun vehametini.

manyağı oyna, onlar piskopatsa sen 2 kat piskopat ol, korkma it iti ısırmaz, korkarlar sataşmazlar, sonra da sende onlara uyum sağlarsın. ha bi de unutmadan ekranı kilitle hocam cidden.

erkek olmadığın sürece (yani askerlik derdin yoksa)
bence çok mantıklı bir karar. Ancak zaten lisans diploman var ise yüksek lisans okuyup devam etmeni öneririm hem girmen daha kolay hem de yıl konusunda avantajlı olur ve kendi yaşındaki kişiler ile okursun.

başvuracağın bölüme danış lisansın farklı bir bölümden olsa bile bilimsel hazırlık okuyup yüksek lisansa başlamana izin verebilirler.

okudugum universitenin yok denkligi yok malesef. erkek degilim bu arada.

denkliği de yoksa diyebileceğim tek şey.
go girl go...

bence hiç durma başvur. (başvurular yılbaşından sonra başlıyor diye duydum.)

ilk 200e falan girmen lazım

500,21882 puanla 640.'yı almış en son Boğaziçi İngiliz Dili ve Edebiyatı. 52 kişi alıyor Dil-1 puanıyla. Aşağıdan hesaplayabilirsiniz hangi netleri yapmanız gerektiğini.

www.birey.com

Özel ders piyasası ingilizce için düşük, çok umutlu olma. Ders bulusun iki üç tane de eğer şanslı değilsen pek fazla para kazanamazsın. Network bulmak önemli özel ders için. Arkadaşların paslar falan öyle. Benim o bölümden mezun arkadaşlarım öğretmenlik için kpss peşine düştüler. Akademisyenlik için gereken disipline ve azme sahip değilsen boşver derim. Entellik için güzel bölüm de sonrası meçhul. Ekstra bir dil de bilmiyorsun, önceden de öğrenmediysen ne var elinde anca ingilizce. Akademisyen olucam kafaya koydum diyosan dediklerimi boşver kolay gelsin.

betebet veriyor ama cevirme sartı var

çevirme şartı olmayan bonus mu var hacı zatenç

fifa 13 al bence.

14 çok zor :( 13+1

niye 14 değil 13 ?

13 de takım kadroları güncel midir ?

güncellemez. 13'ün son kadroları güncel halde olur. 14'ün kadroları 13'te yok yani.

13 almam o zaman 14 çok mu kötü ya pes 14 oynanacak gibi değil. monitörü kırmak üzereyim. tüm zamanların en kötü oyunu resmen

pes 14 ile şöyle bi anım var. belki çok yerde muhabbeti geçmiştir bilmiyorum ama bir de ben anlatayım. oyunun yeni çıktığı günler arkadaşla ps kafeye gittik oynamaya. baktık bütün masalar pes 13 oynuyor. arkadaşla birbirimize baktık. dedik 14 çıkmış millet 13 oynuyor ne ayak diye. neyse başladık 14'ü oynamaya. arkadaşım bu kadar kötü bir oyun olabilir mi ya? o vakit anladık milletin neden 14 değil 13 oynadığını. cevaba gelecek olursak; fifa 14 alabilirsin. şu anda piyasanın en iyi oyunu. pes ile fifa kıyaslanmayacak derecede. arada uçurum var.

Pes 14'ün neyini sevmediniz? Herkes itin götüne sokup çıkartıyor oyunu,bir tek ben sevdim galiba. Tamam saha,çimler bok gibi görünüyor olabilir fakat kontra atakta oyunun hızlanması, ceza sahasında ise ortalık karıştığında oyunun yavaşlaması çok iyi bir şekilde eklenmiş oyuna. En azında pes13 gibi cinayet sebebi karambol anları olmuyor :D

fifa 13 kadro guncelleyebiliyosun

götü sikilse de önüne birkaç parça kemik atılan insanlar bunlar işte. komodinin üzerine para bırakılmış. bunlar da zengin olduk sanıyorlar.

3 olasılık var

1 Yolsuzluk yapanların adamıdır

2 Yalakadır

3 Trolldür

olur öyle bazen çok takılmayın.

bu arkadaşlar rte'ye aşık kardeşim. nasıl falan demeyin aynen böyle.

hani sevdiğin adam kazık atsa da seversin, kondurmazsın, görmezden gelirsin ya. o işte. marmaray'ı otoyolu ekonomisi falan hikaye abi. tayyip'e aşıklar. aç kalsalar da yine onu sevecek ona oy verecek, onu destekleyecekler.

edit: tabi troll olma ihtimali de var ama bu tip düşünen insanlar neredeyse toplumun yarısı, hadi %30'u olsun. var böyle insanlar yani.

chpli calacagina müslüman adam calsin

sonuna kadar erdoğan ın yanındayım. o akp başında olduğu sürece oyum akp ye gidecek. ama ortada bir yolsuzluk varsa değil 87 milyar euro, 8 euro bile olsa bunun yapanın gözümde hiçbir farkı yoktur. ikisi de haysiyetsiz ve şerefsizdir benim için. dolayısıyla savunulması saçmalık tamamen...

ama arkadaşın söyleminde haklı olduğu yerde var, mesela:
"ulan şerefsizler ergenekon davası devam ederken içeri alınan herkes için suçsuzdur yazmadınız mı?"
bu cümlesine sonuna kadar katılıyorum. yargı kararını vermeden bunlar hırsız diyen soysuzdur, şerefsizdir.

ayrıca hemen bu şekilde yaftalamamak lazım. ben de birkaç şey yazdım bu yolsuzlukla ilgili vay hırsızları savunuyormuşum da bilmem ne! ulan dediğim de ortada belge yok ve ben bunun bir fetoş operasyonu olduğunu inanıyorum.

@ne nicki be

ben o başlığa da yazdım zaten, suçsuz olduklarını savunabilirsin, yargı sürecinde olduğundan sonuçlanana kadar masumlardır diyebilirsin ama "çalmışlarsa da helali hoş olsun" demek neyin kafasıdır abicim?

benim takıldığım nokta orası. dikkat edersen operasyonla ilgili bir yorum yapmadım.

çünkü bu kafalar operasyondan da yolsuzluktan da çok daha tehlikeli malesef..

hem fakir hem mutlu hem de senheiser'li olabilirsin dostum:)

www.akakce.com

Sennheiser demeyin demişsin de şu var olmaz mı? (Gerçi kulakiçi değil gibi fotoğraf ama) www.dr.com.tr

creative ep630

urbanears bagis aldım geçen gün gerçekten baya iyi ama 80 tlydi.

sony mh650c
donanım haberde, sanal pazarda ve sahibinden de satılıyor.
ya da ebay.

o zaman partizan +1 ep630

panasonic tavsiye ederim. teknosa'da 30 küsür liraya satılıyordu, gayet güzel.

hah şuymuş hatta:
www.teknosa.com
30 liraya düşmüş fiyatı da.

dogville
sadece bi sahnede geçer.

(bkz: the last supper)

2009 yapım "Moon" olabilir.

Dog Day Afternoon
www.imdb.com

naked

the limits of control

temple grandin
tek mekanda geçmiyor ve gerçek bir kişi üzerine. ama düşündürüyor.

La habitación de Fermat

the big kahuna.

Rope.
Madem Naked söylenmiş, o zaman Spoorlos

Persona
No Man's Land
Bitter Moon
Das weiße Band

dark city

peter heppner iyi gider

kein zuruck
care for you
i feel you

falan ilk aklıma gelenler

şöyle yaklaşık 500 şarkılık bir liste versem. içinde popüler şeyler de var.

(bkz: #33999680)
entry'min de reklamını yapmış olayım:D

fever ray dinlesene. çok güzeldir.

www.youtube.com

Her Şey Çok Güzel Olacak OST

uzun yollarda -türkiye içinde olduğunu ve taşra olduğunu varsayarak söylüyorum- şahsen gittiğim yörenin türkülerini falan dinlemeyi çok severim. bu da bir fikir verebilir size.

ücretsiz kadın ve cocuklara sadece

ben ana kaynakların kendisini okumaktan çok özetini okuyup sonra eser üzerine makaleler, analizler falan okuyarak, ilgili teorileri okuyarak güzel notlar alıyordum öğrenciliğimde. sınavlarda intihal de olmaz zaten.

araştırmayı sevmen lazım. google, jstore, abd üniversitelerinin siteleri falan çok işine yarar. bir de özet falan okumak için sparknotes, gradesaver vardır.

bir de sırf okumuş olmak için mi girdiniz bölüme, puanınız tuttuğu için vs. yoksa merağınız var mıydı bu da bir mesele bence.
örneğin üniversiteye başlamadan önce açıp mina urgan'ın ingiliz edebiyatı'nın tarihi'ne bakmışlığınız var mıdır, ya da finnegans wake'in neden böyle bir yapıya sahip olduğunu merak etmiş miydiniz. yoksa puanınız tuttuğu için mi girdiniz?

çünkü ikinciyse, alışma sürece biraz uzun sürebilir.
bölümün öğrencisi değilim bu arada.

ilk dönem alışma süreci oluyor öyle düşük notlar.ben de geçen sene ilk dönem baya düşük notlar almıştım fakat ikinci dönem biraz fazla çalıştım ve geçtim.
hocalarının sınav tekniklerini tanıman gerekiyor.Bir metni veya şiiri okurken onu %100 anlayıp kavramaya çalışma bol bol türkçe ingilizce analiz oku.
yazarları tanı.hepsi birden olacak iş değil zamanla oturuyor.dediğim gibi kalıcam diyip bırakma derslerin peşini asıl biraz zorluk çekeceksin ama seneye bunun faydasını çok göreceksin.

ilk dönemde olabilir zamanla düzelir bence. kitapları sadece okuyarak bir yere varamazsın, bol bol araştırman lazım sağlam kaynaklardan. aslında hocaların da sizi yönlendirmesi gerekiyor bu kadar zorlanman tuhaf geldi açıkçası. eserlerin özetlerini, yorumlarını, bir de eserle ilgili bazı makaleleri okursan yeter. daha iyi anlamana, farklı yönlerden konuyu değerlendirebilmene faydası olur. güzel bir "literary terms" sözlüğü de çok iş görür. son olarak sparknotes nedir biliyorsun herhalde :)

Cevaplariniz icin tesekkur ederim. Eserlerin sadece özetini okuma hatasini birkere yaptim o yuzden tamamini okumaya basladim. Sparknotes resmi sponsor zaten :)

gul receli

domates reçeli, karpuz kabuğu reçeli, ceviz reçeli (bu pek enteresan değil gerçi sanırım artık)

karpuz reçeli.tadına bakmadım.çilek ve vişne reçeli dışında reçel yemem.

turunç reçeli

nar reçeli için güzel şeyler söylüyorlar.

bir de patlıcan reçeli vardı sanırım.

benim şahsi favorim kirece yatırılmış balkabağı(kıtır kıtır) ve bergamot.

karpuz jabugu

reçel pek sevmem fakat incir reçeli hariç.