yavru çok küçükse sıcaklığa ihtiyacı olacak. vücut ısılarını ayarlyamıyorlar..

ben izmir'deyim, kedi yavrularından birisini eve alıp büyüyene kadar bir müddet bakabilirim ama çalışıyorum tüm gün evde yokum nasıl olur bilemedim. kaç aylıklar?

Yavrunun annesini ve diğer yavruları bulduk, birkaç apartman ileriye taşınmışlar. Yarın yavruyu annesine götürmeyi deneyeceğiz. Eğer yine olmazsa o zaman uygun bir ev bulmaya çalışacağız.

Kediler bir buçuk - iki aylık civarı bu arada.

bol bol kahve iç , uyumazsın hatta uyuyamazsın

depresyondasın sanırım.veya vitamin olarak supradyn iç sabahlari.ayık tutar.

bol bol enerji votka iç, uyuyamazsın hatta uyuuamazsın

depresyonda olduğumu sanmıyorum. bu senelerdir böyle. kalabalık arkadaş ortamında herkes sohbet ederken ben uyuyup kalabiliyorum mesela. elbette bunu sokak ortasında ya da bir mekanda otururken yaşamıyorum ama azcık yayılayım, hop uykudayım.

kahve ya da enerji içecekleri işe yarayabilir. öyle olunca da hergün kahveye enerjiye dayanmam lazım. ben bunun altında yatan sebebi merak ediyorum aslında. kim bilir?

troid problemi olabilir kan testi yaptırıp dahiliye yada endokrin uzmanına göster.

ben de sürekli uyuyorum. yapacak fazla bir şeyim olmadığından sanırım. ama altta yatan psikolojik bir problem (depresyon ya da bişilerden kaçma gibi) vardır mutlaka. kendinle çok konuş, problemi bulmaya çalış. işe yarıyor bak benden söylemesi.

bari sırtüstü yat yüzün kırışmasın

geç yatıyorsan, uyku saatlerin düzensizse, gece geç yatıyorsan, düzgün beslenmiyorsan, sabahları güneş ışığı almıyorsan (yani uyandığında odan karanlık oluyorsa), B12 eksikliğin varsa hatta kansızlık da olabilir, gün içinde fiziksel yada mental olarak yoruluyorsan, depresyondaysan, uyuduğun yatak rahatsızsa; bunların biri yada birkaçı biraradaysa çok uyuman normaldir.
Bunun dışında sabah hafif spor yapmak, soğuk duş almak(buz gibi değil ama tabii ki), düzgün kahvaltı yapmak (mümkünse meyve ile desteklenmiş), gece belli bir saatten sonra ağır bir şey yememek hatta hiç birşey yememek (çünkü sindirime harcayacağınız enerji uyurken toplayacağınız enerjiden gidiyor), bol su içmek sabah daha enerjik olmanıza yardım edebilir.

tam tersi, sigara, kahve, cay, bunlardan uzak dur. kullaniyorsan tamamen birak.
spor yap, gunduz gunes isigina cik. ofisin evin nerede oluyorsan artik, iceri isik girsin. gece mumkun oldugunca karanlik bir ortamda yat, uyu, gec yatma, bilgisayar karsisinda cok durma. uyumadan once ilik dus yap, odani havalandir, ilik sut ic...

mesele DERİN uyuyabilmekte. bir paket sigara arti bes kupa kahve ustune 15 saat uyusan yine dinlenemezsin.

bir uyku klinigine görünebilirsin. demir eksikliği olabilir. ayrıca uyku apnesi huzursuz bacak sendromu gibi hastalıklar var olabilir.

burun tıkanıklığı veya geniz et şikayeti varmı ? uyurken horlarmısın ?

hocam.com'a takılın. orada daha sık oluyor böyle ilanlar.

ODTU de ilanlara bakinin...

5 katlı işçi bloklarına bakmanızı öneririm. güneye bakan arakat ve L salonu bölünmüş ise 3 kişi için tadından yenmez olur ev. 265 blok var illa bulursunuz(:

2 lt suyu kaynat,kaynayınca makarnaları at 7-8 dk haşla,sonra ayrı bir tava da yağı ve salçayı pişir,üstüne isteğe göre baharatlar ekleyebilirsin.ekstra bilgi olarak ta su kaynadıktan sonra makarnaları ekle,su kaynamadan tuzu ekleme süz sosunu dök,afiyet olsun

makarnaları süz. süzdükten sonra mutlaka soğuk suya tut.

pizzalı makarna sosu:
sırasıyla: tava, yağ, domates püresi, ton balığı, ketçap, mısır, kaşar.

bunun ideali her 100 gr için 1 litredir, makarnayı ne kadar iyi kaynamış çok suda haşlarsan o kadar kaliteli olur. su kaynadıktan sora kaynayan suyun tadı deniz suyu gibi olana kadar tuz at sora, öle 7 8 dakika değildir makarnadan makarnaya değişir paketin arkasında aldante ve normal süreleri yazar onlara bak hiç bakamıosan arada bir bi parça ağzına at.

sosa gelince 3 kaşık zeytin yağına bi orta boy soğan doğra onları hafiften bi çevir sora 2 domatesi küp küp doğra içine at domates böle kendini bırakıncaya kadar pişir sora lor peyniri at içine. en son süzdüğün makarnayla aynı tencerede karıştır.

ya tabi bide her şeyden sos yapabilirsin kafana göre ama makarna haşlamanın ideal yolu ilk paragraftır

edit: sakın soğuk suya tutmak gibi saçma işlere girme bu arada kaynar sudan aldığın pişirdiin bişeyi tekrar soğuk suya sokmak kadar saçama bi iş olamaz, makarnayı dakkasında haşlarsan zaten yapışma olmaz

Mantarlar ince ince dogranir. Bir tavaya azicik zeytinyagi, sonra sarimsak, sonra mantar eklenir. Mantarlar pisince uzerine yarim bardak krema ve taze feslegen eklenir. Haslanmis makarnanin ustune bu sos dokulur. Uzerine kara biber, rendelenmis kasar falan...guzel gider.

şimdi anlatırken biraz ilginç gelebilir. risk almak istemeyebilirsin. ama benim uydurduğum ve çok sevdiğim bir sostur, ayda 1-2 kez yaparım. şöyle;

soğanları küp küp doğrayıp(dondurulmuş doğranmış soğan da olur) sıvıyağda 10 dakika filan çevir, üzerine hafif sulandırdığın salçayı at. böyle de bi 5 dakka filan pişsin sonra bir zeytinden 4-5 parça çıkacak şekilde doğradığın siyah zeytinleri koy. 7-8 tane zeytin yeter heralde. bunlar pişerken tonbalığının kapağını elini kesmeden aç, yağını süzüp at karışımın içine. yüksek ateşte 5-10 dakika daha pişir, son olarak tuz ekle ve süzdüğün makarnanın üzerine koyup ye. her tür makarnaya uyar. yağ ve salçayı ayarlamak önemli yalnız. ikisini de fazla koyma.

makarnanın pişirilmesi de üsttekilerin söylediği gibi.

koca bir tencereye 3litre falan su koy, ağzını kapat kaynasın. kaynayınca üzerine 1-2 yemek kaşığı kadar tuz ve 2yemek kaşığı kadar da sıvı yağ dök ki birbirine yapışmasın. sonra 1 pk makarnayı tencereye dök. ideal ne hamur ne diri bir makarna 12dk.da pişer. ocakların en büyüğü hayvan gibi büyük olanı değil de onun bir küçüğünde pişirirsen bu süredir. ayrıca ocağı tam açtığında yani kısık olamyan ateşte pişirdiğinde bu süre söz konusudur. arada makarnalar kaynarken karıştırılmalı ki altı üstü iyi pişsin, diri makarna kalmasın. makarnan mümkünse barilla, pastavilla gibi pahalı olanlardan olsun. cidden diğerlerine göre çok daha iyidir tadı, pişmesi vs.. onları alamam her zaman dersen filiz ve ankara iyidir. eskiden piyale iyi değildi ama şimdi piyale de güzel. diğer markalardan makarna değil cacık olmaz.

şimdi makarnayı bu süre sonunda ocaktan alıp süzgece boşalt. üstünden iki bardak kadar soğuk su gezdir ki canlı dursun makarnalar. bu sırada tencere dibine yapıştırdığın makarnalar varsa onları karıştırdığın kaşıkla kazı ve ocakta suların çekmesini bekle. bir fincan ya da yarım çay bardağı kadar (şu ince belli olanlardan) sıvı yağ dök. istersen 1yemek kaşığı biber salçası ile karıştır. öze (özlü olsun). sonra dilersen kekik kuru nane biraz pul biraz başka biberlerden vs dök. bir iki kere çevir, yakmadan. üstüne de hemen makarnalarını dök. kaşık yardımıyla çok çok çevirmeden ama bütün salçayı makarnaya yedirecek şekilde kavur iki üç dk. ocağın altını kapat. makarna hazır. afiyet olsun. çocuğa anlatır gibi oldu mu?


edit büdüt: makarnayı kavururken tuz koymadık çünkü biber salçasında var.

Oldu oldu,mis gibi oldu hem de.Sadece yarım saatte(yaklaşık) hayallerimdeki makarnaya kavuştum.Damak tadınız,yaratıcı zekanız dert görmesin.

bişey olmaz, itiraz edersiniz. evi görmeden incelemesinin sağlıklı bir rapor oluşturmayacağından bahsedersiniz.
bu konuya hakim kişi davayı başından beri takip edip konuyu bilen avukatınızdır.

yapı kredi kendi bilirkişisinin verilmesini istedi ama hakim tarafsız bilirkişi olsun dedi ve o atadı. dava tutarı avukatlık ücretinden küçük olduğu için avukat tutmadım. yani avukatlık ücreti dava bedelinden daha fazlaydı.

bilirkişinin 3 kişiyi incelemesi lazımdı ama diğer kişi ve bizi inceleyemedi bir kişiyi inceleyip sigortanın ekspertiz raporunu esas alarak rapor hazırlamış. saçma sapan bir şey.

Bilirkişi, uzmanı olduğu konuda bilgi, tecrübe ve görüşünü beyan ederek hakimin fikir sahibi olmasına ve davaların sonuçlanmasına yardımcı olan kişidir. Hakim rapora uyup uymamakta serbesttir. Yani rapor bağlayıcı değildir. O rapora uymadı diye hakim suçlanamaz, çünkü hakimler vicdani kanaatlerine göre karar verirler.

Sizin duruma gelince davayı bilmediğimiz (ve yabancı olduğum bir konu olduğu) için yorum yapamam ancak hakim bilirkişi raporunu tüm taraflara gönderir (ki size gelmiş zaten), siz kabul etmezseniz itiraz edip tekrar rapor düzenlenmesini isteyebilirsiniz.

ben mahkeme kalemınden kendım aldım bılırkısı raporunu. mahkeme bılırkısı raporu ıstedı ama mahkeme tarıhı henuz gelmedı. aslında bilirkişi raporu bir yere kadar haklı ama sonunda enteresan bir şey yazıyor ve bunu anlamadım. sanırım benden 9.000 lira ödememi istiyor ya da davanın toplam bedeli 9.000 lira. çok karışık yazdığı için anlayamadım. hasarı 2 ye böldükleri için bu 9.000 liralık hasarın kime ödetilmesi gerektiğini söylemiyor. kafamı çok karıştırdı.

bilirkişi raporuna itiraz hakkın var. sorun değil yani.
bilirkişi ne için geldi yani konu ne?

surda aciklamis biraz:

genealogy.familyeducation.com

musevi o zaman?

peyman diye iranlı ev arkadaşım vardı.

dünyadaki bütün yeşiller solcudur

@ali11 o zaman bütün irlandalılar da solcudur. (iğrendim kendimden)

homeless sen ev, kafe falan bulma aga.

@baldur sen de mi yeşilsin?

sonuç?

sol eğilimli ama humanist

www.yesiller.org tüzükte açıkça belirtiyorlar zaten

bence birilerine getirtin yurtdışından ve yeşilçayı yaprak için

aktarlardan aldığın da çok güzel olabilir bence

doğadan ballı yeşil çay seviyorum ben

büyülü bohçanın yaseminlisi de güzeldir.

yaseminli olanları içebiliyorum sadece. lipton güzeldir.

müdür soldaki resim bir kere kesinlikle deve. sağdaki resimde de iki yol çıkmış karşına ve köpek var. senin dediklerini göremedim ben.

yanlış görmediysem o haç ters duruyor.

@anarche bana da ters gibi geldi. fotoda pek net çıkmadı ama görünce şok oldum resmen net bir şekilde katedral ve tepesinde haçı duruyordu aman tanrım

2-3 aya kadar avrupa semalarında bir geziye çıkacaksınız. yanınızda sürpriz birisi olacak. gezeceğiniz yerlerde muhtemelen eski ortaçağa kalelerine benzer yerlerde bulunacak. romantizm dolu bir tatil geçireceksiniz. Siz tatildeyken arkanızdan konuşulacak. Dönünce bu dedikodulardan ötürü sorunlar yaşayacaksınız. Fakat tatil size o kadar iyi gelecek ki bu sorunları bile gözardı edebileceksiniz.

isaretlesene panpa çok merak ettim neresinde. askeri az buçuk denkledim ama haç falan hikaye.

vampir olacaksın

ovov, için kabarmış. birbiriyle bağlantılı yolların var bisürü lakin bazılarının sonları kapalı, sanırım gidemeyeceksin onlara. o haç dediğin daha çok kuş gibi duruyor gelicek haberin var deyip öyle onu da sallarım. 5tl

yüreğin kabarmış.

beni rahatsız eder, izin alınsa ve ne için kullanılacağını bilirsem daha iyi olur.

fotoğrafımın çekilmesi beni rahatsız etmez. niye etsin ki?

İzin isterse vermem, izinsiz çekerse de kavga ederim.

çok rahatsız edici.

Ticari bir projede kullanılacaksa zaten işin yasal sorumlulukları var ekstradan.

fotoğrafın konusuna bağlı. beni güzel anlattıysa, kaliteli bi fotoğrafsa ( fotoğrafçıysa) kızmam.
yani benimle ne anlatmaya çalıştığı önemli.

15 yıldır şekersiz çay içerim, hafızam arada tekliyor. demek sebebi şekersiz çay içmemmiş, şaşırdım.

şöyle bir şey var; beyin bir tek glikoz yakarak enerji oluşturup harcayan bir organdır. dolayısı ile doktorun dediği muhtemelen doğru ancan şekersiz çay içip yeterli glikoz kaynakları ile beslenildiğinde bu tür bir eksikliğin hissdilmemesi normal olabilir.

şöyle birşey duymuştum tamamen sallama olabilir. yemekten hemen sonra çay içmek yediğiniz yiyeceklerdeki demir emilimini engellemekteymiş. eğer bu çay şekersiz ise demir emilimi engellemesi daha da artıyomuşmuş da muşmuş.

bence çay şekersiz içilir. koyver gitsin :)

hafızayı destekleyen fosfor diye biliyorum--ama biraz da yapıya bağlı, ben mesela ne şeker kullanırım, ne balık yerim, ama bendeki hafıza kimsede yok (böyle de iddialıyım).

Tuzdan ne haber?
Eğer halihazırda fazla tuz kullanıyorsanız, tuzu sıfırladığınızda hızla kilo verirsiniz. Kendimden bilirim, çok yüklü kortizon alırken sıfır (+her öğün bir dilim normal ekmek. o da mutlak sıfırın tansiyonu düşürmesine karşı) tuz gittim ve 8 kilo vermiştim bu şekilde.

kan tahlili falan yaptırın. kilo verememenizin tiroid vs. gibi başka nedenleri olabilir.

overdose'a katılıyorum. Şeker ve çikolatayı kesmek, üstüne söylediğin gibi tıka basa yememek kesinlikle iki haftada sonuç vermesi gereken bir hareket. sporlu veya sporuz. kontrolden geçmende fayda var.

valla bu da güzelmiş. şeker yemeyince kilo verilir diye nerde yazıyor? ben de öğrenmek isterim.

demek ki bir faydası olmuyormuş. sağlıklı beslenme ve egzersiz gibi klasik reçeteler var. bence onlara bir bakın.

bir de iki haftada sonuç bekleniyormuş. bazı arkadaşlar masal dünyasında yaşıyor yeminle.

@ mea maxima culpa eger soruyu bastan sona kadar okusaydin durumun sekerle ilgili oldugunu gorurdun.

yok ben gayet doğru okudum ve anladım. ona göre de cevabımı verdim.

bence siz benim yazdıklarım doğrultusunda birşeyler düşünün.

@mea maxima culpa dusunulcek birsey olmadigi ortada. ben durumun seker ve cikolatadan kaynaklandigini soylerken siz ''seker yemeyince kilo mu verilir" diye bir cumle kurmussunuz. garip.. cok garip..

şeker yedim kilo aldım, şekeri kesince bunları hemen veririm diye birşey yok. böyle basit bir denklem olabilir mi?

pardon geri zekalı filan değilim. biraz rejim nasıl yapılır, nasıl kilo verilir biliyorum.

yukarda baskalarinin verdigi cevaplara biraz baksaydin olayin sekerle alakasi oldugunu gorurdun. olay gerizekali olmak degil efendim, olayin okudugunu anlamak, kavramak. ondan sonra gereksiz mesajlar yazmamak.

1.5 kg'lık mama yetişkin bir kediye iştah durumuna göre bir hafta ile bir ay arası yeter. kediler sık ve az yemeyi sever. günde üç öğün normal, ama o bunla yetinmeyecek sürekli yemek isteyecektir. en iyisi mama tabağını dolu bırakın. ( kilo problemi yoksa) sürekli aynı mama sıkılacaktır, arada yoğurt süt falan da verebilirsiniz.

- bir sokak kedisi sahiplenmeniz çok güzel olur fakat sokak kedileri uçabileceklerini ispatlama konusunda çok ısrarcılar. kapı-balkon açık bırakırsanız gördüğü her kuşa zıplayacaktır, benim +1 kedim 4. kattan aşağı 5 kere atladı, her seferinde aşağı inip eve geri getirdim, 6. atlayışında, çimenler üzerindeki mutluluğunu görünce, dışarıda daha mutlu olduğunu görüp bıraktım. dolayısıyla sokak kedilerini evde tutmak bir süre sonra gerçekten zor oluyor.

- güzel bir veterinere götürüp, kimliğini çıkarttırırsanız, o kimliğe tüm aşı zamanları işlenir, size sadece hatırlamak kalır. bu açıdan bir sorununuz olmaz. yiyecek konusunda şeker yememesine özellikle dikkat edin. siz dondurma yerken "abi n'olur bir parmak alayım ya n'olur ya" diye bakacaktır, vermeyin. ben ne zaman kıyamayıp verdiysem, ertesi gün gözleri kapandı. nedense tatlı bir şey yedikleri zaman gözler kapanıyor. evinizde mama yapabilecekseniz ve buna alıştırabilirseniz, kedi için en iyisidir. eğer buna ayıracak vaktiniz yoksa proplan gibi kaliteli mamaların 15 kiloluklarından almanızı öneririm. hem kedinizi kaliteli beslemiş olursunuz, hem de daha ekonomik olur. büyük marketlerdeki adı-sanı duyulmamış mamalarla beslemeyin. en iyisi whiskas diye düşünüp aylarca whiskas'la besledim kedimi, sonra veterinerim yasaklı mamalar listesinde en üste koydu whiskas'ı. mama değişimi yapmayın, ani mama değişikleri kedilerin sindirim ve boşaltım sistemlerini mahvediyor.

- ankara kedisi önerebilirim, dünya üzerinde bu kadar şapşal, hantal ve sevecen bir kedi ırkı görmedim. sizi öldürmeye çalışmaz, bunu yapmak istese de hali olmaz. tırnakları dışarıda uyuya kalır. günde minimum 17 saat uyuyorlar.

- 12 aylık bir kedinin size alışması biraz zaman alabilir ama çok minik bir kedi almaktansa (kendinize de çok güvenemiyorsanız) daha sağlıklı bir hareket olacaktır.

- mama kabında mama olduğu sürece gidip-gelir tıkınacaklardır. o yüzden belli saatlerde belli miktarda mama verip, kediyi de buna koşullandırırsanız, sağlıklı bir kediniz olur. (diyen adamın da kedisi kemiksiz 6 kilo, günde 3 ton fare çevirme yiyor.)

Cevaplar için teşekkürler arkadaşlar.
Anladığım kadarıyla maddi olarak sıkıntıya sokmayacak beni kedi bakmak.

Irk ayrımcılığı yapmayayım diyordum ancak huy açısından düşünmemiştim hiç. Madem konusu açıldı, bir kaç tavsiye daha alabilirim bu konuda. Ne kadar sevecen ve dost canlısı olursa o kadar iyi.

Ayrıca cinsiyet konusunda bir şeyler eklemek isteyen var mı? Erkek şöyle olur, dişi şöyledir şeklinde. Düzenli çiftleştiremeyeceğimi düşündüğümden (hayvana da eziyet olmasın, o durumlara düşmesin) direk kısırlaştırılmış olmasından yanayım ben. Yani o tip bir zorlukla karşılaşmayacağımı düşünüyorum yaşı da göz önüne alarak.

Sanırım bir derdim şu aşağı zıplama konusu kaldı. Sokak kedisi değil direk evcilleştirilmiş düşünüyorum ancak yine de aklımın köşesinde o risk. Kedi sonuçta.

kendi karlarından feragat ediyorlar.

Su karıştırılmış kalitesiz yakıt

sürümden kazanma

ötv'siz mazot alan vapur gemi sahiplerinden alıp satıyorlar. dolaysıyla daha ucuz ama haliyle yasak...

tahmin üzerine konuşuyorum;
-kendi kârları yanlış hatırlamıyorsam %3 gibi bişeydi,
-yeni bi düzenleme çıktı, eskiden kırsal motorin satılırdı, ucuz, şimdi onlar kaldırdılar. belki depodakini bitirmek için kırsalı kaktırıyo olabilirler
-kamyoncuların yaptığı gibi motor yağı katıyo olabilirler
-ama benzine birşey diyemeyeceğim.

sutlu nescafe>>>>>> bu kadar kar bırakıyorsa bir an önce benzin istasyonu açalım :-D....
overdose>>>>> bu riske gireceklerini sanmıyorum.....mahallenin delisi>>>>yasak olan birşeyi istanbulun göbeğinde nasıl yapabilirsin ki?

10 numara motor yagi karistiriyorlar. bazi kamyon ve otobusler, sadece 10 numara motor yagi ile gidebiliyorlar

@overdose +1 kesinlikle alma. çünkü onlar traktörler eski tip kamyonlar için falan ama şimdi yeni katkılı yuro dizeller arabalara göre. yanlış hatırlamıyorsam indirimli akaryakıtlar arabaların motorlarını falan bozuyo uzun vadede. yanlışsam uyarın tabi.

akaryakıta su karıştırmak imkansızdır.

hayır yasak

götürürsün. profesyoneller yasaktır. ki iyi bir saklama ya da kafalama ile onları da sokabilirsin. sonisphere'de fotoğraf makinesi kullanamayacaksak nerede kullanacağız di mi?

Geçen gidişimde ben götürmedim makinamı ama slr makinayla birini görmüştüm, sordum içeri sokarken sorun oldu mu diye, yanında başka lens var mı diye sormuşlar sadece, sorun çıkmamış. anladığım kadaryıla telephoto lensli slr götürmezsen sorun olmuyor. gerçi bu sene göt kadar alanda olduğu için telefotoya da çok ihtiyaç olmaz.

ha tabi bu sene prosedür değişebilir, organizatörlere sormak lazım. festival kurallarında yazar zaten.

profesyonel degilse her turlu goturursun hicbir sey olmaz, profesyonelse bile sokabilme ihtimalin yuzde 50den cok, gecen sene cok gordum profesyonel kamera

Sonisphere'de trübün sorumlusu olarak çalıştığım için biliyorum,

Fotoğraf makinesi her türlü yasak. Zaten biletin arkasında da yazılı. Bilet alan bu şartı kabul etmiş sayılıyor.

Ama, compact makine denilen ufak el makinelerine karışılmıyor. İsteseler almazlar ama karışmıyorlar.

SLR'a gelince kesinlikle yasak, ama stadta 65 kapı olduğunu düşünürseniz biri ben geçtim dedi diye diğer 64 kapı aynı olacak diya birşey yok..

Kesin sonuç için compact getirin slr getirmeyin

tamamen yavru kedi bakışı yapabilmenize bakıyor. bir önceki deep purple konserine slr sokmuştum. güvenlik bıdı bıdı yaptı sonra yanımdaki hatun arkadaşın yavru köpek bakışı ve mıymıylamasıyla çatır çatır geçtik. hatta fotoğraflar hala duruyor facebookta.

Herkes makine sorusuna cevap vermiş, ben de bilet kısmını tutayım bari. Tabii ki hepsi bir tahmin ama normal biletler birkaç haftaya bitmez. Mayıs sonuna doğru tükenir gibi geliyor bana. Yine de belli olmayabilir durum, siz erkenden almak için çabalayın.

peki küçükçiftlik park gerçekten söylenildiği kadar kötü mü? Aşırı dar olduğu ve hiçbir şeyin görülmediği söyleniyor. Bazıları hiç almayın paranız boşa gider diyor. Bu yüzden sahne önünden alayım diyordum ama bu kadar kötüyse hiç bulaşmayayım abi. Sonuçta Iron Maiden var işin ucunda ama terasta çok pahalı be

abi küçükçiftlik park bok gibi. zemin kötü, etrafta aletler filan var salak salak. tıkış tıkış. bi de 17bin kişi diyorlar... sahne önü diye işaretledikleri alan, konser alanının yarısı. normal bilet alsan bile 175 lira verilmez. gerçekten doğru düzgün tad alacağımı bilsem hiç çekinmem basarım parasını ama geçen seneki problemlerin de tekrarlanacağımı düşündüğümden tek günlük boktan bir organizasyona o parayı vermem. bir de biletin 150 lira olduğu yanılgısı var, hizmet bedeli+kredi kartıyla alırsan 5 lira daha 175 e denk geliyor.

Bir de gerçi ben eylülde toronto'ya gidiyorum, orada iron maiden'ı izleme şansı bulmam çok olası ileri bir tarihte biraz da ona güveniyorum.

Bu aralar onarım calışması vs yapılacakmış, her şey yeniden düzenlenecekmiş gibi söylentiler var biraz da ona güveniyorum almak konusunda. Alırsam da ay sonu alabilirim zaten ama gidersem iron maiden dan supriz bi seyler beklerim açıkcası o kadar para veriyoruz lan gerçi görmek bile yeter ya sorunda o iste ya adam gibi göremezsem

abi kaşarlı menemen yap?

sosisli kaşarlı yumurta olabilir?

ricotta üstüne reçel, bal vs
kurutulmuş domates,
yumurtalı patates

oha ben senin italyaya gitmeden önceki halini biliyorum vay anasını. hayat çok garip lan. neyse vol au van gibi bişey vardı yazılışını unuttum. ondan al içine mozzarellayı daya ver fırına çayla yi. nutella kruvasan artı capuccino gayet iyidir. markete git bisküvi vardı türü cantuccini, bademli ve sertt bişey onunla kahvaltı edebilirsin oda güzel olurdu. ayrıca nassı zeytin, beyaz peynir yok. feta greca al beyaz peynirin aynısı. sıkıldım yazmaktan işin felsefesini yapamıcam daha fazla :P

beyaz peynir yerine feta?
ama kapali ambalajlarda olanlar degil de marketlerdeki gastronomi bolumlerinde acik olarak satilanlarla idare edebiliyorum ben..

leon. konu kapanmıştır:)

un prophete.

hemen kapadın konuyu. neyse bu da iyidir. naif bi film. gürültü şamata arıyorsan tavsiye etmem: les choristes

(bkz: le scaphandre et le papillon)

la mome
la science des rêves

Une Vieille Maîtresse

birisinin amelie yazmasını beklerdim :)

(bkz: Les Choristes)
Jeux d'enfants
Le Dernier métro
La Cité des Enfants Perdus
La Haine
Angel-A
He Loves Me... He Loves Me Not
La promesse

Hepsini beğenebileğiniz gibi hiçbiri de sizi tatmin etmeyebilir.

un prophete +1
ne le dis a personne

haneke'nin tüm filmleri muhteşem bence. ama en iyisi (bkz: le temps du loup)

Kesinlikle "Les Choristes"

taxi serisi, bence yani =)

monsieur ibrahim et les fleurs du coran

mouchette
pickpocket
400 blows
daha yenilerden nicmacs

amelie en güzeli, hatta hiç biri amelie nin aynından geçemez.

ama başka güzel;
jeux d'enfants
le pact des loups

les choristes, la haine, le scaphandre et le papillon

Souhaitez-moi bonne chance.

keskinlikle (bkz: ils se marierent et eurent beaucoup d'enfants)

(bkz: Jules et Jim)
(bkz: Trois couleurs: Bleu)
(bkz: La Double vie de Véronique)
(bkz: Le Herissón)
(bkz: Au revoir les enfants)
(bkz: Le Souffle au coeur)

amilie

sara

dizi hastalığı sanırım birazcık da. senaryoya göre oluşturulmuş kombine bir hastalık:)

"şimdi sonerin yatalak bi kardeşi olsun, ama ara ara düzelsin, ölümcül gibi olsun, kriz geçirsin arada falan..."

sara değil ya

bir ara evlenmezse ölecek hastalığına kapılmıştı. şimdiki durumunu bilemicem :)

kesinlikle haklısın. özellikle bu mesaj sonrası ortadan kaybolmalar bikaç kez başıma gelmişti. niye ha niye?

reel hayatta olduğu gibi ekşide de seni gıcık eden insanlar olması doğal, zira burada da reel hayat sakinleri bulunuyor. Günlük hayatta, birine iyi günler dediğinde karşı taraf iplemezse nasıl tepki veriyorsan burda da benzer duruma aynı tepkiyi verirsin. Olay azıcık da iyi niyetli olmaktan kaynaklanıyor.

Bas küfrü geç içinden, takma kafana

başıma hiç gelmedi aksine mesajlaştığım insanlar aşırı kibar ve yardımseverdiler denk gelsem köpürürdüm herhalde. ama toplumda belli bir aşağılık insan oranı var ve bunun da sanala yansıması kaçınılmaz.

herkes hassas davranmayabiliyor buradaki yardımlaşma konusunda. adam "gönder el atalım" diyor, sonra unutuyor gidiyor falan. aynı düzeyde önemsememeden kaynaklanıyor sanırım buradaki konsepti.

yine de o kadar fazla denk gelmediğim için genelleyemem. denk gelsem ben de sinirlenirdim ama "gavura kızıp oruç bozmamak" lazım:P

haklısın bazen adamın sorusuna cevap bulayım diye ondan daha çok nette araştırma yapıyorum, kendi işim olsa bu kadar kovalamam benim ki de saçmalık tabi de bi teşekkür et, tik at di mi yok..

katılıyorum, var böyle bi olay. sorumsuzluk tamamen. halbuki cevap yazılan duyuruları sürekli kontrol etmek lazım.

bana da iyileri denk geldi heralde hep :)

ben mümkünse özelden teşekkür mesajı ve cevabına tik atıyorum. yardımcı olması beni mutlu ediyor bende böyle bir teşekkür etmiş oluyorum o kişilere.
senin dediklerine de kesinlikle katılıyorum.

(bkz: çeşit çeşit insan var)

www.izmirdesanat.org

facebook grubundan takip edebilirsin

www.izmir.bel.tr

ben burdan da faydalanıyorum bolca. derli toplu geliyor bana.

bende geçen sokakta yürüken marty friedman'ın afişini görmüş şok olmuştum alsancakta. ve aynı şekilde soru sormuştum burada. malesefki tüm etkinliklerin derli toplu olduğu bir ortam yok henüz izmir için.

ödemeyecek.

beş yıl içinde başka bir suç işlemedikten sonra ödemeyecek.

ben de aynı durumda iken bir gün kedime veterinerden aldığım ilacı içirmiştim. ama hayvan 14-15 saat boyunca kendi gelemedi, gözlerini açamıyodu, ayaklarını sürüyerek yürüyordu falan. bu nedenle pek tavsiye etmem.

@overdose
overdose?

@overdose:
ilacı kedinin kilosuna göre birkaç damla vermek gerekiyormuş, sanırım sizinkinde dozunu fazla kaçırdılar, hoş olmamış, üzüldüm.
şu plegicil denen ilacı veterinere danışarak kullanmayı düşünüyorum. umarım işe yarar ve yolculuğu eziyete dönüşmez.

bence dozu iyi ayarlarsan sorun olmaz... aslında bu cevabı laf olsun diye yazıyorum sadece eleman çok iyiymiş hayran kaldım... maşallah...

karşılaştırmalı kanunlar vardı bi ara, hala kaldı mı bilmiyorum.
benim aklıma gelenlerden bi tanesi bilge öztan'ın karşılaştırmalı medeni kanunu.

Eski Türk Medeni Kanunu yerine Türk Kanunu Medenisi diye aratırsanız bulabilirsiniz.

tr.wikisource.org

Ayrıca Başbakanlık mevzuat bilgi sisteminden de mülga kanunlar kısmından ulaşabilirsiniz kanun numarası ile.

mayıs 10 gözükmeden istikrarlı bir güneş sağlanacağını sanmıyorum :)) onun dışında bence evet, ekime kadar çok sıcaklar yaşayıp sonra havalar birden soğuyup sonra son bir iki haftalık daha sıcağı yaşayıp, aralık ayında yine aniden kışa geçeriz. diye düşünüyorum.

önümüzdeki 5 gün aynı görünüyor. 14-19 derece arasında gidip gelmelerde. ondan sonrası büyük bi ihtimalle yine öyle olacak. mayısın ilk haftasından itibaren bir kaç derece bir kaç derece artmaya başlayacak ve 30'lara kadar gidecek bu. sıcaktan yerimizde duramayacak kendimizi buzdolaplarına hapsedeceğiz.

Ben de pek anlamam ama yanımdaki hatun arkadaş pastayı görünce eridi o pastayı bana getirsin ben evlenirim dediğine göre pasta güzel seçenek gibi gözüküyor kanımca ve nutella aşkına pasta iyidir.

pasta yeter bence.çiçeği sonra götürürsün.

sadece pasta. çiçeği salla abi.

pasta al. çiçeği de es geçme. çiçek, güzelliğin ve nezaketin sembolü olduğu için o an, aile bireylerinin gözünde "kibar ve temiz" bir insan olarak yer edineceksin. ama sonra çay gelince nerde lan pasta'm 100 lira verdim ben ona. tadına bakmadan şurdan şuraya gitmem. dersen yalan olursun:)

kafam karıştı şimdi ama bakın. tek pasta yeter diyenlerle çiçek diyenler 2=2 eşit :)

@snowflake: şimdi bişi aklıma takıldı anneyi hesaba katınca. hani çiçeği aldım diyelim; kime nasıl vericem ki ben onu, aldığım çiçek sevgilim için değilmiydi ya :) gidip annesine bu da sizin için deyip uzatırsam kayınpeder dalmasın bana :D

Pasta yeter. 3-2

eğer çiçek götüreceksen ve muhafazakâr bir aile ise, evsahibi takımın genç oyuncusu olarak kız'a ver. aslında takım kaptanına vermek daha uygun olurdu; ama kültürümüz müsaade etmiyor.

@mayeskül: süper :) bir anda samimiyet kurma adına birebir

büyük ihtimal kapıyı baldızlardan biri açacak, ben onların eline tutuşturup kaçmayı düşünüyorum :)

erkek arkadaşım benim anneme orkide getirmişti. bende onun annesine orkide götürmüştüm. aslında çok ucuza almıştık ama adı çıkmış çiçeğin pahalı diye. etkisi büyük oluyor. güzel bir saksı almıştık bir de. her açtığında annem nişanlımı arayıp "ayy, ayyy orkidem açtıı. ayy ayyy bu ne güzel bir çiçek" diyor. bence saksıda küçük ve şık bir çiçek

gayet sade bir pasta. 4-2

öyle sade olsun ki, tadına bakılınca oha densin, hiç dışardan böyle şahane bişey gibi durmuyordu. öyle meyveli filan alayım deme. ne o öyle renkli renkli. çikolata asildir.

Herkes çikolatalı sevmez, yengeye sorun bakalım ne seviyorlar. En önemli olan kaynananın ne sevdiği. Kaynata sizi kesmekten ne yediğini bilemeyecek zaten :)

ilk tanışma için sadece pasta yeterli :) çikolatalı olursa bence de gönülleri fetheder :) ikinci kez evlerine gideceğinizdeyse saksı çiçeğine +1 :)

pastanın yanında çiçek de olmalı öteki türlü çok teklifsiz olur.

ben çiçekle pastayı nasıl aynı anda taşıyacağım, elde mont falan yok pasta ezilmesin falan diye sıkıntıya gireceksen çiçeği boşver. bu konuda sıkıntın yoksa al çiçeği.

kimse çiçek getirdin diye bozulmaz.en kötü ihtimalle artı puan alırsın.

Olacaksa saksı çiçeği olsun. Buket değil.

bir elinde pasta bir elinde çiçek komik olur bence. bu sefer zevkli bi pasta götürün, bi dahakine çiçek götürürsünüz.

bunda pasta
sonrakinde saksıda çiçekli bitki

pastayı boşver. bir kilo baklava her zaman daha fazla iş görür. çiçeğe hele hiç gerek yok bende.

bunların zeytinyağlılar kursu var İstanbul'da.

www.chefsistanbul.com

yky ve istabul bb kitapçısında çok güzel ot çöp yemekleri kitapları var. ordan da takılabilirsiniz.

@pyro onu ben de buldum ama kontenjan dolmuş maalesef

www.msa.tc
buraya baktın mı?
italyan yemekleri var seninkine en yakın.

ck euphoria.

bahsettiğin adamlar şişeyi boşaltıyordur üstüne. yakın çevrede hissedilmek istiyorsan boyna sıkılır parfüm, o adamlar gibi olmak istiyorsan mevki farketmez, her yere sıkacaksın.

boyun, bileğin iç kısımları, koltuk altı gibi terlemeye müsait bölgeler.
kıyafetlerin üstüne 4-5 cm. uzaklıkta

parfüm kokusu yukarılara doğru yayılırmış. aşağıda bir yerlere sıkmak gerekliymiş bilekler felan hem sıcak hemde aşağıda olduğu için sıkmak makbulmüşş
ben öyle duydum

issey miyake.

Parfum atar damarlarin oldugu yerlere sıkılmalıymıs yani mesela boyuna sah damarinin oldugu yere bi de bileklere falan ben boynuma sıkıyorum. Bunu da bana Victoria's Secret magazinda soylemislerdi

bence para hesabı yapmakla başlasın yavaştan. günlük para vermeyin, haftalık verin, ekstra da para vermeyin, makul olun. haftasonunu tutturabilmek için mecbur hesap yapacak, belki tutumlu ise biriktirecek, almak istediği şeyler olacaktır vs. bunların hepsi hesapla. sonra kafası pratiklik kazanınca matematiği de benimseyecektir.

aynı zamanda ödül gibi bir şey de olur hem çocuğunuza. kendi parasını yönetir, kendi kendine bişeyler yapar, mutlu olur.

Uğraşma bence. Herkes matematik sevecek diye bişi yok. Çocuğun sözeli kuvvetlidir ona yönelik bişiler yapar. Hayatı zindan etme çocuğa matematik sevsin diye. Sevmiyorsa sevmesin ama derslerini geçecek kadar bilsin bari.

Bende sevmiyordum (hala çok sevmiyorum aslında) üni. sınavlarında baktım oluru yok it gibi çalışmıştım olmuştu. Tak edene kadar senin yapacağın bişi yok yani.

Şu kitabı okusun birde güzel hikayeler var ben sevmiştim.

www.tubitak.gov.tr

herkesin sevdiği ders vardır ama insan en çok yapamadığı şeyi sevmez. yıllarca matematikten nefret ettim ve yapamadıkça daha da kabusum haline gelmişti. üniversiteden mezun olabilmek için sıkı bir çalışma dönemine girmiştim. bir tek matematik dersini veremiyordum. neyse bir arkadaşım sürekli özel ders verdi bana. yapabildikçe zevk almaya başladım, kaç yaşında düşünün yani. yapabildiğini görürse heveslenmeye başlar bence.

mufredattan cok da haberdar degilim ama, ilkokul matematigi, daha cok carpma/bolme, kesirlerle alakali falan saniyorum. sayilarla, matematigi kagit uzerinde ogrenmekle alakali sanirim sorun, eger ona gunluk hayatta aslinda ogrendigi seyleri ne kadar cok kullanildigini/kullanabilecegini mumkun oldugunca basit ve eglenceli bir yolla anlatin. anladikca sevmeye baslayacaktir.

ayni soruyu abim bana 9 yasindaki yegenim icin sormustu, cocuga bi türlü matematigi sevdiremiyordu o da.

kendimi hatirlattim ona, lise 2 ye kadar matematikten sadece dersi gececek kadar not almistim, hep nefret etmistim, üniversite sinavinda bana gerekli oldugunu anladim lise sonda ciddi sekilde calismistim ve öss tek sinavdi o zaman 44 soruda 43 net yapmistim.

yani su an sevmiyor diye karamsar olmayin, isine yarayacagini anladigi an zevk almaya basliyacak, sonrasi kendiliginden geliyor.

(bkz: sudoku) (ben demiyorum uzmanlar diyor)

yay burcu o. sevmez. muhtemelen de aralığın ilk haftasıdır :) benim 1 aralık mesela.

çocuğun sevmeme nedeni türk eğitim sistemi bence."Matematik çocuklarımızı mutlu etmek yerine mutsuz ediyorsa, düşünmeyi öğretmeyi değil de düşünmeden kaçışı körüklüyorsa, matematik korkusu toplumlarda bir hastalık konumuna gelmişse, bir yerlerde yanlış yapıldığı anlaşılmaktadır."
www.annebabaokulu.net
buraya bi göz atın bence

1. Kullanırsa anlar, anlarsa sever. Adını matematik koymadan işlemler yaptırın. Mesela yoldan beş dakikada geçen arabaları sayın, buna göre bir saatte kaç araba geçer diye sorun. Yolda bir şeyler taşıyan birilerini görürseniz bir adamın bir koliyi ne kadar zamanda taşıdığına bakın, adam sayısına bakın, koli sayısına bakın, ne kadar zamanda işi bitireceklerini hesap edin, sonra, bunlara biri daha katılsa zaman ne kadar azalır, onu hesap edin. Örnekler çoğaltılır. Matematik bir düşünce şeklidir, akıl yürütme şeklidir. Eksikliğinin nelere sebep olduğunun örneği içinde yaşadığımız dünyadır. Herkes matematiği anlayıp sevebilir, sözel kafalı diye kestirip atmayın

2. pposeidon_1'in önerdiği kitap ona ağır gelebilir şimdi ama siz okuyun, ona anlatın. Tübitak'ın ona göre de bir kitabı mutlaka vardır.

allah allah benim de burcum yay ve ömrüm boyunca matematiği hiç sevmedim.

(bkz: #22570116)
++
(bkz: sudoku)

yok panpa yalancıyı sikmiyolar valla bak yalan söylüyosam ne olıyım amk

kurban kesenler oluyor diet babında. ufak seylerde tavuk fln yetiyormus.

kurban da kesmezsek ne oluyor peki? yemin ettik, bozduk ve hiçbir şey yapmadık.

çarpılma olarak tanımladığın şey bir şekilde gerçekleşiyor aslında ama tamamen psikolojik olarak tabii ki.

yanıbaşında hazır bekleyen olumsuzluklara daha çok kafa takıyor, dibinde "gör beni gör beni" diye bağıran diğer tüm olumlu şeyleri göz ardı ediyorsun. sonrasında, hayatım berbat, kesin o geçen söylediğim yalandan dolayı başıma geldi filan diyorsun.

googleda "islamiyet yemin" diye aratınca aşağıdaki siteyi buldum

www.msxlabs.org

öyle değil de, bu konuya yakın olduğunu düşündüğüm bir anımı paylaşmak isterim.

üniversite yıllarında kontorümün gani olduğu bir dönem birisi yanlışlıkla bana 30 kontör atmış, sonrasında yanlışlıkla gönderdim lütfen geri gönderin gibi bişey yazmıştı. bense dikkate almamış, kontörü iç etmiştim.

çok değil bir kaç gün sonrası, kontörümün bitmeye yakın olduğu bir gün 100 kontör civarı kontör kartı aldım ve daha paketini açmadan cebime koydum ama 5-10 dakika içinde tekrar cebimi yokladığımda kontörü bulamadım. cebim derindi, bişey pek düşecek gibi değildi ordan.

işte bu ibretlik olay bana ders oldu, bi daha kimselerin kontörünü iç etmedim. yalandan dolandan sakındım. sır kapısı ve büyük buluşma gibi programlarla asla dalga geçmedim ve tayyib'in şu lafını hatırladım " men dakka dukka"

kurban kesecek paran yoksa üç gün oruç tutuluyomuş ama verdiğin ilk örnek sanırım yemin değil ..yine sanırım yemin olması için birini şahit tutman ya da allah şahit falan demen gerekiyo..öyle yemin edip, tutmazsan, tutmadın diye bişey de yapmazsan buna yalan yere yemin etmek, yalanına allahı şahit etmek ve bundan da pişman olmamak deniyo..ahiret gibi bi inancın varsa burda olmazsa öbür tarafta alırsın cezasını (bunların hepsini sanırıyorum)..zaten inancın yoksa no problem. yemin etmek iyi bişey değildir her lafın başında valla billa dememek lazım..

Yalnız şu "yalan söylüyorsam/yapmazsam etmezsem vs beni siksinler" diyenleri bir kere sikseler dünya çok güzel bir yer olacak.

velet yaştan beri bana yemin edenlere yeminlerinin yetersiz olduğunu vurgulamak üzere "bende uçuyorum, yemin ederim" derdim. Henüz bir yaptırımını görmedim. Ya çarpılmıyoruz yada havada durdum, şahitlerim var.

gods of arena o. 2. sezon.

oha crixus saclar uzamış, spartacus yok. spartacus yerine gelen biri var mı?

crixus değil panpa o yiyiştiği. panpa o spartacus'ten önceyi anlatıyor. sonrayı değil. la olum piç etmek istemiyorum dizini çok soru sorma :D

-spoiler-
o doctorenin karısı. uzun saçlı adam dediğin gannicus. doctorenin karısı köle(özet geçicem beğenmiyosan git izle adam gibi) eve godamanın biri geliyo buna böle bi seks şov düzenleyelim diyolar batiatus ailesi olarak. gannicus kime kaysın diyolar adam şuna kaysın diye doctorenin karısını seçiyo. onla sevişiyolar ondan sonra unutamıyolar birbirlerini aşık oluyolar falan filan işte.
-spoiler-

Polis,belediye,meclis,asker vb. farketmiyor. Resmi kurum kartı olduğu sürece sorun yok.

ben de merak ediyorum acaba arka camın oraya filan polis şapkası koysam etkili olur mu çevirmelerde filan?

çakmasını koyarsak sıkıntı olur mu acaba

çakmasını koyarsan 'kan alırlar.' şapka falan etkili olmaz bir de.

edit: yalnız sadece araç çekilme durumunda işlevsilliği olur, eds falan kart tanımaz kitler cezayı...

adalet bakanlığı stickeri işe yarıyormuş

eds den zaten kaçış yok da ben hani çevirmede filan arkada duran polis şapkasını görüp cam filmine, app plakaya filan laf etmezler belki diye düşündüm :D

valla dün siyah plakalı arabayı kaldırıp götürdüler yaya geçidinin üstünden. havada olduğu için görmedim camında bir şey var mıydı ama siyah plakalı bildiğin resmi araçtı.

yatak, karyola, dolap: 1000 TL (ikea)
koltuk takımı: 1000 TL (mobilyacılar çarşısı)
halı:100 TL (ikea)
evi boyatmak:500 TL
temizlik: 150 TL

bu koltuğun aynısını hepsiburada.com'dan almıştım. 5-6 yıldır da kullanıyorum. pek kırılacak gibi durmuyor. yalnız sitenin ürün teslimat süresi sorunlu. orada belirttikleri süreye genelde uymuyorlar. eğer acil gerekli değilse alın.

birisi vardı duyuruda da kendisini kadavra olarak bağışlamıştı, öyle yapan insanlarda vardır belki.

ölen kişi (ölmeden önce) veya merhumun ailesi, medikal kuruma vücudu bağışlarsa veya kimliği belirsiz kişilerin öldükten sonra ölü bedenlerini belli bir süre kimse sahip çıkmazsa, ölü bedenleri vilayet tarafından medikal kuruma bağışlanır ve kadavralar temin edilmiş oluyor.

mesela ben.
ekaterina demiş ki birisi vardı bağışlamış diye. o benim (başkaları da varsa bilmem tabi :)
tıp fakültelerinin anatomi ana bilim dalı bölümüne başvuruyorsunuz. 2 şahitle bir form dolduruyorsunuz. (şahitler yanınızda olmak zorunda değil) siz öldükten sonra bedeni alıp değerlendiriyorlar. kullanım süresi dolunca da gömüyorlar. gömmekten kasıt okulun arka bahçesine değil tabi, inancınız ne ise ona uygun şekilde tüm kurallara uyacak şekilde.
şuna bakarsanız ayrıntılı bir diyalog var. bana mail ile ulaşırsanız size kadavra bağışı ile ilgili yapılmış bir araştırmayı da gönderirim. (tıpçılar tarafından yapılmış bir çalışma. anket değil)
www.eksiduyuru.com

evsizler kullanılıyor olabilir (ki sanmam) ama mahkumların kullanıldığını düşünmüyorum. onların da bedenleri ile ilgili söz söyleme hakları var. eğer onlar da bağış yapmamışsa kullanılabileceğini sanmam yasal olarak.

kimsesizler ve sahibi olmayan ölüler

bi yerde çok az kadavra bağışı olduğunu duymuştum, hatta bi ara kampanya gibi bişey vardı kadavranızı bağışlayın bari bi işe yarayın gibisinden. yıllık 10-12 kişi arası çıkıyormuş kadavrasını bağışlayan. onun dışında sahibi çıkmayan cesetleri kullanıyorlardır.

Cahit Yılmaz adında bir iş adamı

ilk ve bizi umutlandıran haber buydu:
www.sabah.com.tr

daha sonrası:
www.vuslathaber.de

benim aklıma gelenler keçe yapımı, latin kaligrafisi kursları..
keçe yapımını araştırdım biraz, kurs veren bi yere rastlayamadım. (izmir'de)
latin kaligrafisi kursları da aylık 250 TL civarı.

maket yap mesela. figür boyamak ta el becerisi için iyidir.

maket benim de ilgimi çekti evet. ne önerirsiniz, nereden başlamalı?

şu tarz bir şeyle hem saatlerinizi geçirebilir hem de kendi eserlerinizi ortaya çıkarabilirsiniz. eğer zevkinize hitap ediyorsa böyle bir şey hem çok çok uygun maliyetli olacaktır hem de güzeldir tavsiye ederim. tabi yanına ufak testereler, yakma aleti v.s de olursa tadından yenmez :)

www.sanatmalzemeleri.com

powerball. kesinlikle..

tchibo'da bulunur.

bende bayılırım onlara. genelde lux şarküterilerde, ve macro center da bulunuyor.

normal süt kreması işini görürse bütün marketlerde mevcut

yogunlastirilmis sutu (condensed milk) tam yagli sutle cozundurup elde edebilirsiniz.

ben bunun yerine yemeklere konan kremayla yağlı sütü karıştırdım hemen hemen kahve kremasına benzedi. tavsiye ederim.

Tabii artış olacaktır. Krema aşırı yağlı.

kahveye o kremayı karıştırırsanız bir yudum bile içemezsiniz. kahveye konulan krema (yurt dışında cream veya half and half dedikleri) bizdeki tam yağlı süte yakın. süt kaymağı ile tam yağlı sütün %50 %50 karıştırılması half'n'half oluyor. adamlar skim milk'e alıştıkları için tam yağlı süt "krema" gibi geliyor!

@ben smyrna, içtim valla çok güzel oldu.

kalori çılgın atar gibime geliyor.
ama bir ara benim de vazgeçilmezimdi, özellikle öğrenciysen kahve için ayrı bir krema alamıyor insan :)

benim tavsiyem kremayı iyice çırptıktan sonra buzdolabında bekletmen. hatta buzluğa da atabilirsin kısa bir süre. krema kahvenin üstünde yavaş yavaş erirken içmek ayrı bir keyifli oluyor benden söylemesi :)
hatta misafirlerini etkilemek içün süsleyerek abartabilirsin de. ben yaptım oluyor, daha çok ben etkilenip mutlu oluyorum ama olsun.

ne mide varmış sizde! :D kaç kilosunuz? :))

yapamaz, çünkü avukatlık kanununa göre adliye stajını yapmakta olan stajyer avukat mesai saatleri içinde adliyede bulunmalıdır. stajyer avukatın tutanağa imza atması, mesai saatlerinde adliyede olmadığına delil teşkil eder. şikayet eden olursa sorun çıkar.

peki bu işlemlerin geçerliliği ne durumda olur? dosya borçluları veya iş yerlerinde/evlerinde arama yapılan şüpheliler bu işlemlere karşı herhangi bir şey yapabilirler mi? avukat, böyle bir şey yaptırdığı için disiplin cezası alabilir mi?

STAJYERLERİN YAPABİLECEĞİ İŞLER
Madde 26.- (Değişik madde ve başlığı: 4667 - 2.5.2001 / m.15) Stajyerler, avukat yanında staja başladıktan sonra, avukatın yazılı muvafakati ile ve onun gözetimi ve sorumluluğu altında, sulh hukuk mahkemeleri, sulh ceza mahkemeleri ile icra tetkik mercilerinde avukatın takip ettiği dava ve işlerle ilgili duruşmalara girebilir ve icra müdürlüklerindeki işleri yürütebilirler.
Bu yetki, staj bitim belgesinin verilmesi veya staj listesinden silinme ile sona erer.

Bu maddeye göre yalnızca stajın 2. altı ayında avukatın sorumluluğu söz konusu. bu konuda disiplin kararı var mı bilmiyorum ama ilk altı ayda yaptığınız işlemlerden siz sorumlu olmalısınız. Haciz tutanağında stajyer avukat sıfatıyla borçludan taahhüt alırsanız bu geçersiz olur.

CMK'nın aramayla ilgili hükmünün 4. fıkrasında ise " İstemesi halinde, bu yedekten bir kopya çıkarılarak şüpheliye veya vekiline verilir ve bu husus tutanağa geçirilerek imza altına alınır." Burada şüphelinin vekilinden bahsediliyor. Buna göre aramada hazır bulunacak ve tutanağı imzalayacak kişi avukat ya da onun yetkilendirdiği bir başka avukat olabilir. Bence stajyer avukatın böyle bir yetkisi olmamalı. ( Bu benim yorumum)

Yuvarlak yuvarlak kesip bir tabağa koyup, tuz karabiber pulbiber zeytinyağı gezdirebilirsiniz

+1 ama yuvarlak kesmek kasabilir kup kup dogra iste. bir de ben zeytinyagi koymuyordum dusununce guzel olur aslinda. olmazsa olmaz karabiberle pulbiber.

Patates püresi yapabilirsin veya patates salatası...

Yok ben uğraşamam diyorsan, tuz-karabiber serp üstüne yanına da peynir (lor peyniri varsa güzel olur) güzel oluyor.

dominos pizza sosu + zeytin yağı kombosu yaptım. muazzam oldu.

yumurta da haşlanır. patatesler yumurtalar küçük küçük dogranır. taze soğan ve marul, dere otu gibi yeşillikler de eklenir, zeytinyağı, limon eklenirse öğrenciler için akşam yemeği aileler için salata olur.

istediğin şekilde doğrayıp üzerine tuz, karabiber, kimyon ve sumak serpip biraz da zeytinyağı gezdirirsen güzel olur. bonus olarak ince kıyılmış maydanoz diyorum

yoğurt da iyi bi kanka olabilir patatese.

domatesleri doğra, salatalık, yeşil-kırmızı biber, zeytinyağı nar ekşisi limon salla, bir kaç kaşık köri oldu mu sana körili patates salatası.

patatesleri cok da duzgun olmayan sekilde bir ters bir duz bir lokmalik hale getirin, ustune biraz zeytinyagi gezdirip biraz da biberiye serpince gayet guzel oluyor.

~555 ahahah.... Attim! :P

salla aldığın kaloriyi, afiyet şeker olsun...

abi overdose olmuş biraz bu ya :)
midene yazık.
sorunun cevabını da diyetisyen bir arkadaş verecektir burada diye düşünüyorum.

@mattbarlow, bunlar bütün gün yediklerim, siz bir öğün sandınız galiba.

Etsiz Dürüm Çiğ Köfte (3 çiğköfte ile) 262 kalori
100 gr ıspanaklı börek 323 kalori (60 gr yaklaşık 194 kalori)
100 gr sucuk 452 kalori (2 dilim sucuk 40 kalori falan eder heralde)
yumurta 80 kalori
1 dilim kepekli ekmek 69 kalori
1 mcdonalds külah dondurma 150 kalori

toplam: 795 kalori

ustune de 100 kalori yanilma payi koyabilirsin.

@overdose

yok ya tek öğün sanmadım. zaten bu yelpazede tek bir öğün pek sağlıklı gelmiyor doğrusu.

onu geçtim, bugün kendi yediklerimi saysam çarşaf gibi liste çıkar. gelmiş burda yorum yapıyorum :)

akşam 7den sonra yemeyi kesmediğiniz sürece kilo veremezsiniz. yoğurt moğurt da değil hiçbişi yenmicek.

boy 1.70'e kilo 83 kilo olduğunuza göre normal zamanda bu saydıklarınızdan çok daha fazlasını yiyordunuz, ve spor da yapmıyordunuz. eski yediklerinizle karşılaştırın eğer yarısı kadar yiyorsanız ay sonunda bir-iki kilo verirsiniz.

tempolu yürüyüş iyi hoş ama ben koşmanızı öneririm. şınav, mekik, barfiks gibi ev ortamında da yapabileceğiniz sporlara da ağırlık verin. vücudun kilo verirken bir yandan sıkılaşması ve incelmesi için şart bunlar. koşuya başlamak için kendinizi zorlamadan uygulayabileceğiniz bir program: i56.tinypic.com

ayrıca "pilates for dummies" diye bir video ders var. onu btjunkie.org gibi bir siteden bulup indirebilirsiniz; pilates günde 20 dk. çalışarak vücudu gerçekten şahane sıkılaştıran bir egzersiz yöntemi.

bunun dışında diyetinize kesinlikle et dahil edin. beyaz, kırmızı ve balık; hepsinden yemeniz gerekiyor. öğünleri sıklaştırın, az ama sık sık yeyin. şu anki diyetiniz son derece sağlıksız ve kilo vermekten ziyade sizi bitkin düşürmeye yönelik bir program. yapmayın etmeyin, bu kadar da kötü beslenmeyin.

katılırsın, bişey olmaz. adliyeye girerken birilerine açıklama yapman gerekmiyor sonuçta. konferans salonuna geç otur.

iyi yanları da var kötü yanları da. ama siz iyi yanlarından bakın.

İyi yanları kötü yanlarını götürüyor, merak etmeyin :)

kel kalmamaya çalışın, ufaklıkların sözüne de (karşı cins olanlar hariç) fazla aldırmayın, haa unutmadan sempatik bir gülüş edinebilirseniz tam süper olur:)

kime karşı karizmatik görünmek için çaba harcadığınız önemli? yakın arkadaşlarınız aileniz sevgiliniz filansa bunlar, zaten sizi olduğunuz gibi kabul edip, sizdeki bu değişime bir kaç içinde alışacaklardır.

hiç tanımadığınız insanlara karşı karizmatik olmak istiyorsanız, bu saçla sakalla değil iki dudak arasındaki dille olur :D

boyatsanda parlak parlak mustafa keser gibi saçların olacak, sen en iyisi sıfıra vurdur gitsin kafanda çok yara yoksa :D

iyi mi kötü mü orasına karışmam ama boyatmak üstteki arkadaşın dediği gibi absürd bir durum oluşturmuyor.en ufak bir rahatsızlığınız varsa bu konudan,boyatın,rahat rahat gezin...

yakışıklıysan karizmatik olabilir.
değilsen, pek işe yarayacağını sanmam.

tamamen beyaz değilde aralarda duruncu hoş bir olgunluk katıyor kanımca

yarın gideceğim ben bakıp söyleyeyim size. ama eski sezon olduğu için bulunacağını pek sanmam.

teşekkür ederim ya eski sezonlardan beğendiğim bikaç şey daha vardı onlar gözüme çarptı ama bunu farketmedim varsa da

izmir, forum accessorizeye baktım bugün. bir sürü terlik çeşidi vardı buna benzer ama aynısını görmedim.

aynısı var hala, arayan varsa haberi olsun!

dürüm, yaklaşık 400-450
bisküvi, iki tanesi yaklaşık 50-70
ıslak hamburger, 300-400 arası
meyve salatası o da 100-150 arası eder

yaklaşık değerler tabii.

@groove salad, çok söyledin dürüm küçüktü bi kere. ıslak hamburgerse ev yapımı hamburger, kendim imal ettim sosuna falan yağ koymadım.

boyutunu bilemem tabii dışardan yediğini varsayarak söyledim :)

et döner: 400-500
iki bisküvi: 80-90
hamburger: 200-250
salata: 100-150

groove salad ile aynı hemen hemen.

stajyer avukatın yanlış kısaltılmışıdır.

stajyer avukat olarak kartvizit bastırana da ilk kez rastlıyorum. arkadaş biraz görgüsüzmüş galiba.

stajyer olduğunu sanmıyorum pek kartviziti veren kelli felli orta yaşlı bir avukatmış

serbest avukattır heralde.

sonradan başlamıştır avukatlığa. ancak bitirmiştir okulu. çokca oluyor öyle. hiç rastlamadım ben serbest avukat diye kart bastırana.

sitenin kapatılma nedenlerini ve mahkeme sürecinde yaşananları bilmeden bişeyler söylemek zor ama sitenin kapatılma nedeni tck kapsamında suç ise ve bu suçu ikinci kez başka bir site adı altında da işlesen tekerrür nedeniyle daha ağır bir cezaya çarptırılacağın aşikar.

Hosting sözleşmelerini başkası adına yap, ödemeyi de anonim olarak nasıl yaparsın bilmiyorum, anca o şekil.

@roket adam, baskasi adina yaptigimda da baskasinin cani yanacak? Ben yurtdisinda host ettigim sitemin en fazla youtube'a yapildigi gibi yasaklanmasini istiyorum; hukum giymek degil. Bunun oluru yok mudur?

giovani benim dil partnerimdi.

eat pray love kitabından

malzemede çekme emniyeti 10 N/mm^2 olduğuna göre t kalınlığını hesaplayınız.

mukavemet dersi alıyorum 3.kez. baya bi bağlıyız yani uzun süredir.

''Neyse, bu saatte arama, yüreğine inmesin. Anası babası nerede?''

(bkz: her temas iz bırakır)

Macondo 'da dünyaya gelen ilk insan sıfatını taşıyan Aureliano, martta altısına basacaktı.

Evet, ben de mart ayında doğmuşum.

"nehlüdov kadına kur yapan bir subaydan söz edildiğini duyuyor ve bu durum onu bir yandan kıskandırarak üzüyor, öte yandan da boğazına kadar battığı bir yalandan kurtulma umudu vererek sevindiriyordu."

tolstoy-diriliş

adam terazi burcu büyük ihtimalle.

"doğum sancıları içinde yatarken, açık bir pencereden gece boyunca akapella şarkılar söyleyen delikanlıların seslerini duyabiliyordum."

hmm benimle pek bi bağlantısı yok, evet :)

Brian, "Gerekli Şeyler"in açılışından önceki gün eve dönerken bisikletine binmedi.
Ruhlar Dükkanı, Stephen King

hiçbir ilgisi yok :/

ingilizde bol gelirli bir bay sarki soyluyor
sevda sözleri c. sureya

"orada çekiçle-örs arasında farkında olmadan çelikleştik."

alev coşkun - hasan ali yücel

olmadı bende. pek alaka bulamadım :)

"Von dem Typ, der mir gestern seinen Helm ins Gesicht gefeuert hatte."

anna gavalda'nin bir kitabindan.

değişip duran seyircilerden ayrı bir de onların seçtiği sürekli gözcüler vardı ki, ne tuhaftır, hep kasaptı bunlar ve görevleri üçer üçer açlık şampiyonunun başında beklemek, kimse görmeden bir şey yememesi için onu göz altında tutmaktı. (kafka, akbaba)

:)) benimle olan bağlantısı şu an diyet yapıyor olmam olabilir ve dolayısıyla kendi kasabım oluyorum.

Oppenheimer tarafından yapılan bir diğer deneyin sonucu ise şu faydalı tavsiyeyi ortaya çıkardı:Daha akıllı görünmek için eş anlamlı kelimelerin daha karmaşık olanını seçmeyin.

"gündelik hayata dair 104 garip bilimsel gerçek, ntv yayınları" :)

çağrışım: kelime süslemeye gerek yok, sade yalın anlatımın iyi olduğu çağrışıyo:)

"Estragon: Bekliyoruz."
Godot'yu Beklerken - Samuel Beckett (Kabalcı)
ben de bekliyorum

Dear Nikki,
Because we don't like it.

(bkz: He's just not that into you)

"Greklerin içine değin girmiştir."

Tragedya'nın Doğuşu, Friedrich Nietzsche, Say Yayınları, 2. basım, 1994.

''Sonra kanı gördü''.
Ken Grimwood-Kayboluş

This book will touch on some aspects of systems in state-space form, but a through study of linear systems, including state-space concepts, is beyond the scope of this book.


Mathematical Methods and Algorithms for Signal Processing.

en yakinimdaki kitap buydu. durum-uzay'i salla sen nabican demis, salliycam demek ki.

Unutmak, olağan karşılamak istediğim çarpıcı gerçek gene içime işlemişti.

masumiyet muzesi.

afrikalı leo

"doğumumdan bir hafta sonra babam berber hamza'yı beni sünnet etmesi için çağırdı ve bütün arkadaşlarına bir şölen verdi."

In this text, three factors are derived for arithmetic gradients: the P
G factor
for present worth, the A
G factor for annual series and the F
G factor for future
worth. There are several ways to derive them.
engineering economy 6th ed.

Kısacası, güneşin büyüleyici bir biçimde aydınlattığı bu salonda, çevresinde bulunan herkesle kusursuz bir biçimde bağdaşsa da, toplumsal kökeni gizemli.

Teorema - Pier Paolo Pasolini

ayrıksılığı, merak yaratmayı, çağrıştırıyor. kendini tümüyle göstermemek (paylaşacakları olmasına rağmen etraftakilerin çoğuyla paylaşacak şeyler bulmakta zorlanmak, gündeliğin basitliğinden sıkılmak yüzünden ise eğer) bana pek yabancı diyil.

böyle şeyler söyleme bana.N'olur böyle şeyler söyleme
C.Süreya/Onü. Günün Mektupları

"Kamulaştırma bedeli ile kesin hükme bağlanan arttırım bedeli nakden ve peşin olarak ödenir."

mahkeme taşınabiliyor. mahkeme açılan ildeki adliyeye gidip sorarsa yönlendirirler. dosya numarası falan elinde olsun ama.

Mahkeme taşınır doğru, adliyeye gidin yardımcı olurlar fakat ilk duruşmaya girecek demişsiniz, zaten 2.duruşma olacağını sanmıyorum. Bir arkadaşımın başına gelmişti, ilk duruşmada para cezası (ertelendi) + denetimli serbestlik vermişlerdi, geçmiş olsun.

üniversiteden alınan şu öğrencinin şu tarihlerde sınavı vardır mealindeki bir yazı işe yarayabilir. gidememesi durumda

Davaya bakmak yetkisi, suçun işlendiği yer mahkemesine aittir. Bu durumda mahkemenin taşınması mümkün değil. CMK sanığın talimatla ifadesinin alınmasına cevaz veriyor. Ancak yargıtay kararlarına göre "Talimat mahkemesinde ve müdafi olmaksızın alınan sanık ifadesi ile yetinilerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır." Bu nedenle mahkemeler sanığın ifadesinin talimatla alınmasına genelde sıcak bakmıyorlar.
Arkadaşınız davanın görülmekte olduğu mahkemeye dilekçe yazarak duruşmanın atılı olduğu tarihte sınavlarının olduğundan bahisle ifadesinin ikametgahının bulunduğu yer mahkemesinde alınmasını talep edebilir. Dilekçenin akıbetini mahkeme kalemini arayarak sorabilirsiniz. Kabul edilirse zaten Kuşadasındaki adliyeden ifadenizin alınacağına dair celp gelir.