taksim'de nardis olabilir.

Ağaç Ev var Taksim'de. Sahte Rakı çıkıyor ara ara. TNK falan da çıkıyordu bildiğim kadarıyla.

mitanni var. çok küçük bir yer ama iyi caz müzisyenleri çalıyor.

The Wall Rock & Blues. Hafta arası daha sakin olur, oturarak keyfinle blues dinlersin. Cuma-cumartesi kalabalık olur, erken gitmezsen oturacak yer bulmak zor.

Kum Saati var bir de.

ortaköyde bir jazz club vardı ama ismini unuttum ya. girişi paralıydı diye hatırlıyorum

izlemediysen memento ve seven

spoiler--

el cuerpo: www.imdb.com

spoiler--

www.sigortam.net

ya da bir acenteye gidin, anlatsınlar uzun uzun.

yaşın genç, sık sık hastalanmıyorsan bence ayakta tedaviye gerek yok. sgk anlaşmalı özel hastanelerde zaten 30-50 tl fiyat farkı verip muayene olabilirsin. ben o yüzden axa'nın sadece yatarak tedaviyi kapsayan bir ürününü kullanıyorum. yıllık 500-600 tl civarı. yaş 36. ayakta tedavi dahil istersen yıllık 1800-2000 tl civarı olur tahminimce.

sigortam.net gibi sitelere telefon numarasını kaptırınca mesajlardan ve aramalardan kurtulunamadığı için onu geçiyorum.

Duyurucular arasından yaptıran var mıdır? diye sormuştum.

Özel sağlık sigortası devlet güvencesinin yanında ek yapılmaktadır. Aradaki farkı ödemezsiniz yani.
Sağlığınıza göre 600 liradan 2000 liraya kadar çıkan bir üründür.

Sigorta acenteliği işletiyorum bu yüzden biraz hakim olduğum bir konu.

twitter.com

konsolos araciligiyla noter onayli yetki belgesi verilirse olur. spesifik olacaktir, o yuzden konsolosluga 200-500 Tl arasi para verebilirsiniz.

evin tapusunu üstüne geçirebilir mi derken satın almayı kastediyorsun sanırım.
bulunduğun ülkedeki Türk konsolosluğundan ilgili kişiye vekaletname çıkaracaksın. vekaletnamenin içeriğinin nasıl olması gerektiğini tapu dairesinie danışırsanız iyi olur. sonra "vekaletnamede şunlar eksik" demesinler.

bu kadar kriter için kira bütçesini yükseltmen lazım.

yenikapı-hacıosman metro hattı üstündeki yerlere bak. osmanbey metro durağında inip yürürsün.

ayrıca çatı ve terası olan üst katlar genelde yazın çok sıcak kışın da çok soğuk olur diye tercih edilmez. çatı katında yaşamış biri olarak tavsiye etmem.

meşrutiyet mahallesine bak. nişantaşına yürüyerek gidersin. istanbulu bilen bir arkadaşın ile gez, aynı mahallede belli sokaklardan sonrası kötü olabiliyor. bende çok iyi bilmiyorum.

ama oralarda 1400'e yazdığın gibi bir yer bulabileceğini sanmıyorum. adamlar utanmasa otopark'a konteyner koyup 1000 liraya kiraya verecekler.

1400'e kadar yolu var değil, 1400'den başlıyoum demelisin.
beşiktaş senin için ideal mekan.
istenye ne alaka nişantaşı ne alaka?

o kadar yol gideceksen, sraıyer var daha ucuz.

mecidiyeköy var metroyla geçersin.

ama yaşanacak yer: beşiktaş,
karşıdan gelirim diyosan kadıköy.

kurtuluş a bak muhakkak. sana en uygun adresı orası. ofise de yürüme mesafesnde

kesinlikle kadıköy'e bak derim. kurtuluş falan sakat yerler. uzun vadede ''ne iyi etmişim'' diyeceğine eminim.

"dikilitaş" diyecektim de oralarda kiralar uçmuş.
1700lere cıkmak gerekiyor galiba orası için.
güzel yerdir,üniversitedeki eski mahallem:)

kurtuluş fln o taraflara girmeyin derimn.

bi de ilan var sahibinden.com'da ama emlakçı foto koymamış çok ama yeni bina,teraslı fln diyor.bi bakın derim.
www.sahibinden.com
konum kısmından binanın yerini görebilirsiniz.

Pangaltı'da ana caddeye yakın bu tarz evler bulabilirsiniz.

anadolu yakasına bakma, hiç gerek yok

kurtuluş son durak ya da dolapdere demedim kurtuluş dedim.

kurtuluş-pangaltı ya hangi mantıkla 'sakın' diyosunuz merak ettim. Kurtuluşu bilmediğiniz belli. İstanbul un en yaşanılası semtlerinden biri.

kadıköy den ulaşı rahat olmaz vvapur+otobüs gerekir. dikilitaş çok yokuş evin barborası yakın olması düşük ihtimal. Kurtluştan ise eğer metro ya yakın bi ev olması takdirde nşantaşı 10 dk sürmez yürüyerek.

ev bulabildin mi? ayni kosullarda levent'teki isime gidebilecegim (ozellikle metro ile) bir yer bakiniyorum. Bilgine..

Pangaltı- kurtuluş'ta yıllarca yasadım hatta barda garsonluk yaptıgım dönem gecenin bir yarısı taksimden yürürdüm hiç bir şeycikler de olmadı. ama mecidiyeköy bence çok daha güvensiz bir yer. istinye çok uzak kalır hiç düşünme osmanbey kurtuluş bence senin için gayet ideal
edit: kadınım

İlgilenirseniz, şişli'de yeni kiraladığım eve ev arkadaşı arıyorum. (kadınım)

Ortakoyde hazir eve ev arkadasi ariyoruz ilgilenirseniz guncel bir ilan var ilk sayfada

herkese ilgisi için teşekkür ederim. taşınma olayını bir süreliğine ertelemek zorunda kaldım. daha sonra lazım olur diye duyuruyu silmiyorum.

Böyle mutlu olanı görmedim.
çok arkadaşım vardı bir dargın bir barışık, hiçbiri mutlu sonu göremedi.

ne kadar süredir böyle olduğuna bağlı. 2-3 aylıksa geçici olabilir ama en az 1 yıldır böyleyse görünen köy kılavuz istemez.

çok görmedim, bir ihtimal, ayrılıp kendi hayatlarına bakıp bir süre sonra (bir ay demiyorum birkaç yıl sonra) tekrar görüştüklerinde akılları başlarına gelmiş olabilir. ikinci bir kez deneyip belki tutturabilirler.

yok.

@corneillus: eşya taksidi falan olmayacak, öğrenim kredileri de düşülmüş gelirimiz bu. başka ekstra giderimiz yok yani.

temkinli olmak için kredi taksitlerinin gelirinizi üçte biri olacak şekilde düşünün. zaten 250 binlik ev için 65-70 bin para lazım size.

bence evlenip 1- 2 yıl kirada yaşayın. hayat bu ne getirip götüreceği belli olmaz. ayrılma ihtimaliniz de var.

2015 yılı emlak piyasası için çok parlak görünmüyor. rte nin "faizleri düşürün" diye yırtınmasının sebebi inşaat sektörünü ayakta tutmak. olası bir kriz durumunda zorluk yaşayabilirsiniz. bu konu daha önce tartışılmıştı. okumanızı öneririm.
www.eksiduyuru.com

yine de en iyisini siz bilirsiniz. müstakbel eşinizin ve sizin gelirinizi garanti görüyorsan, alacağın evin değer kazanacağına eminsen, hayırlı olsun.

tiflis. kış hariç her zaman.

balkan ülkeleri için genelde bahar sonu/yaz basi uygun olur.
kisa surede bir kac ulke/kent görebilirsiniz.

Yazın Rusya... Özellikle beyaz geceler dönemi St Petersburg muhteşem. Uyumayan şehir. Moskova'da muhteşem tabi. Şu an ruble değer kaybettiğinden dolayı biletler de çok ucuz. 260 TL'ye tekrar Moskova için bilet aldım geçen gün. Geçen sene gittiğim fiyatın neredeyse 3'te 1 fiyatı. Tavsiye ederim.

1-2 saat içinde podcast olarak çıkar program, tekrar dinleyip bulabilirsin sanırım.

yüklenince podcast'ten dinlersin.

acikradyo.com.tr

şurdan kontrol et bi de. ne varsa çıkıyor: intvd.gib.gov.tr

burda çıkmazsa eski sahibine aittir.

maalesef çok sık olan bir durum. postacı seni evde bulamayınca muhtara bırakıyor. tebliğ edilmiş sayılıyor. haberin olmadan faize girmiş ceza.

iptal için itiraz etmen lazım. cezayı yazan birimi ara. tutanak numarasından sorarsan hangi maddeden ceza yazıldığını öğrenirsin. kırmızı ışık yada hız ihlali cezalarında kamera/radar kaydı olduğu için mahkeme iptal etmez. hiç uğraşmadan yatır cezayı. ama başka bir madde ise şansını deneyebilirsin.

edit: şimdi baktım da. 222 tl lik ceza hız ihlali. radara girmişsin. 444 tl faiz olduğuna göre 2 yıl üstü gecikme var. geçmiş olsun. yılbaşında faizlere af gelmişti ama başvurusu geçmiştir herhalde.

bilimsel çalışmada kullanım alanı dışında çocuğu olan bir yakına verilebilir

süt bankacılığı yok maalesef

kadınlar kulübü gibi sitelerde falan ihtiyaç sahipleri yazıyor. sütü gelmeyen anneler falan. bir de kanserli hastalara da iyi geliyor diye okumuştum. mutlaka isteyeni çıkar.

şu forumda bi sor: www.nurturia.com.tr

belki alan olabilir ama tanıdık birine verseniz daha iyi olur çünkü insanlara bilmedikleri birinin sütünü vermektense mama vermeyi tercih ederler bence. şahsi algılamayın ama anne ilaç, alkol vb. almış olabilir diye herkesin aklına gelir.

Doğum hastanelerine sorsanız. Annesiz bebekler olabilir.

Hastaneler almıyor, forumları deneyeceğim. olmadı çöpe gidecekler artık :( bu arada ilaç, alkol, sigara kullanılmadı. Anne bir mandıra ineği özeniyle bakıldı.Hiçbir sağlık sorunu yok. burada dursun bu bilgiler. belki ihtiyacı olan görür. Cevaplar için teşekkürler.

hiç bir durumda atmayın. en kötü sokaktaki kedilere verin, süt kardeş olsunlar. ;)

hangi şehir bu arada?

kediler içer mi ya? denemek lazım :) istanbul.

Yapilandirma hakkin oluyor genelde. Ancak duser mi onu bilemiyorum.

merkez bankası toplantılarından çıkan faiz kararlarını takip et. faiz düşürme kararından bir kaç ay sonra kredi faizleri de düşer genelde.

merkez faizi yorumları için: www.bigpara.com

Yakında düşmez
Sen kafana yatan evi bulduysan al
Sonra yapılandırırsın.

siyasi duruma göre değişebilir ama yıl içinde düşmesi bekleniyor.

Deniz ucagina binersiniz.En kisa ve temiz. Ama pahali olur.
Onun disinda otobusten indiginiz esenler otogarindan metro ile direk havaalanina kadar gidersiniz.

Deniz yoluyla gelirseniz, Zincirlikuyu ya giden bir otobuse binersiniz indiginiz Kabatas iskelesinden. Zincirlikuyu dan metrobus, sirinevler duraginda metrobusten inip yine metro. Deniz ucagini saymazsak en hizlisi bu.

mudanya-yenikapı deniz otobüsü. sonra yenikapı'dan metroyla havalimanı.

mudanya daBUDO var Kabataş a götürür. Güzelyalı dan İDO ya binilip yenikapıda inilir. 1 saat 45 dk. Yenikapıdan 5 dk yürüyüp havaalanı metrosuna binersin.yarım saatte ordasın.

Deniz yoluyla geldiginde yenikapi dan iniyorsan, yukaridakiler +1

şu anda 220 cm görünüyor. kar ve hava durumu için şurayı takip edbilirsin: www.skiciyiz.biz

bu arada ben her ikisinde de kaymış biri olarak uludağı daha çok seviyorum. sen nerede ve ne zaman uludağ'da kaydın bilmiyorum ama 2. bölge pistleri daha iyi ve kartalkaya'ya göre daha sakin. her sene 3-4 defa giderim.

Hafta içi gideceğimden aslında şu an için uludağ mantıklı gelmeye başladı. Gecen sene bi haftasonu gitmiştim. Bilgi ve öneri için teşekkürler.

ben her gidişimde 2. bölgedeki kuşaklıkaya ve maden'den başka yerde kaymam. yalnız uyarayım orta ve ileri seviye içindir. 1. bölgede kaydıysan çok kalabalık olabilir.

Çünkü o haberlerin hepsi balon. Kaldı ki dolara hücum bile olsa doları artıracak düzeyde bir hücum olmaz.

Şöyle söyleyeyim, dolar rezervinin çok çok büyük bir bölümü dünyada birkaç kişinin elinde toplanmış durumda. O adamlar piyasaya hakimler, biz gidip milyon dolar satın alsak bile piyasa etkilenmez yani.

Ayrıca böyle spekülasyonlar çok oluyor. FED faiz artıracakmış falan gibi yani. Mesela en son 'mortgate' krizi patlak verdiğinde Microsoft Yahoo'yu satın alacağını açıkladı. Piyasalar bir anda hareketlendi, günü kurtardılar. Sonra satın alma falan olmadı.

himmet dayı yaktın bizi :)

o zaman dolar almayan kafamı sikeyim. seninle alakası yok tabii.

an itibariyle 2,62. soruyu sonradan okuyacaklara ibret olsun.

şuraya ver bi baksınlar:www.diskanaliz.com
zaten veriyi alabileceklerse arızasına göre fiyatını söylerler. ben geçen ay 400 tl'ye 500 gb veri aldırdım.

veri kurtarma şirketlerinden haberdarım. ancak 500 gb 400 lira ise benim arşivin maliyeti 700-800 lirayı bulur. öğrenciyim maalesef.

R studio ile kontrol et. İçinde eski veri kalmış mı. Daha doğrusu veriler hala duruyor mu yoksa bellek tamponu mu uçmuş.

Birde sonuç çıkmaz ise hddregenerator kullanıp tekrar test et.

1.2 terabayt ne vardı sorması ayıptır

700 800 lira bulan arşiv nedir ?

quick format atip format recovery ile kurtarmaya calismak da bir yontem. dosyalarin buyuk cogunlugunu geri alabilirsin.

yine de fazla kurcalamadan en iyi yontemi arastirip oyle islem yapmani oneririm.

Aynı durumdaki 1TB'lık harici diskime format atıp sonra recovery programları ile tek tek tarattım, en güzel r-studio kurtardı. Dizin yapısı bozulmuştu ama neredeyse her şeyi kurtardı.

salt galata kütüphanesi güzeldir. kafesi de var.

aha şurası: plus.google.com

biz de salt galatayı düşündük de gürültümüzden rahatsız olmazlar mı acaba

tamam o zaman orayı bir deneyelim, olmazsa o zaman bakarız.

evet telaşlısın. o zaman sokağa da çıkmasın. bu tür insanlar sokakta da var.

bi de eşin şöförlük tecrübesinin olması iyidir. yoksa her yere senin götürmen gerekir. bazen üşenirsin, bazen işin olur vs.

cevap: evet kullandırtıyorum. cevabı verirken maço olduğunu farkettim. benim ne haddime, isterse kulllanır isterse kullanmaz.

selam. çok telaşlısın evet. eşin yeterince tecrübe, sabır, özgüven sahibi olana kadar sen yanında seyahat et. destek olursun. bu çok işime yaramıştı benim. şak diye tek başına kalınca afallıyo insan. o yüzden alışana kadar sen ya da sakin biri olsun yanında. bi iki aya kalmaz kurdu olur :) ayrıca o magandalar falan her yerde. sakınan göze çöp batar biraz gevşe :)

BEnce de telaşlı ve paranoyaksın kardeş. İnsan içine çıkmak zorunda herkes yani. Kendini bu fikre alıştır derim.

telaşlısın evet.
eşimin kendi arabası var, kullanıyor. onun arabasıyla biyere gidersek kendi kullanır, ben alayım süreyim demem. başka türlü öğrenemez trafiği.

Ben büyük bir ameliyat geçirdikten sonra eşim gözünü karartıp İzmir trafiğinde önce babasıyla sonra tek başına trafiğe çıktı. Bu sayede ben de bundan faydalandım, ameliyatlı olduğumdan dolayı araç kullanmam yasaktı ve muayene için sürekli beni eşim götürdü.

Yeri geldiğinde çok güzel kavga eder, korna çalar, selektör yapar ve acayip makas atar. Evet tüm bunları 6 ay içinde kendi başına öğrendi.

çok telaşlısın.

eşim 4 yıldır tek başına trafiğe çıkıyor ve iddia ediyorum bir çok erkek şoförden çok daha iyi ve seri araba kullanıyor. bahsettiğin konuların alayı senin de başına gelir ve sen de bir halt edemezsin.

başından 3 tane kaza geçirdi kendisnin 0/8 hatalı çıktığı ve hepsi ticari araçların karıştığı kazalardı. hiçbirinde de panik yapmadı ve tutanakları tutup yoluna devam etti.

burada bu sakinliği aşılama konusunda sana da iş düşüyor.

bırakın kadın çıksın dolaşsın. ileride çocuk olduğunda eşinin araba kullanmasının ne kadar müthiş bir şey olduğunu göreceksin.

Bu arada başlığın açılma şekli çok yanlış. Eşiniz malınız mı sizin? Sizin izninize mi bağlı araba kullanıp kullanmaması?

Ha keza sokakta düz yürürkende bunlar başına gelebilir. En iyisi siz evden çıkarken evin kapısını kitleyip gidin, evde otursun kadın, ne gerek var dışarı çıkmasına.

telaşlanmakta haklısın. ben bundan yıllar önce küçükbakkalköyde sokakta kız arkadaşımın arabayla gelmesini beklerken (ki 1 saat falan bekledim ve telefonunu da bende unutmuştu) sonunda geldi ve arabanın içinde korkudan tir tir titriyordu ve konuşamıyordu. 5 serseri önünü kesmiş (artık bali mi ne çektilerse), kız da yavaşlamış, sonra ortaları biraz açılınca basmış gaza geçmiş, geçerken bildiğin 30 santim uzunluğundaki kaldırım taşını camdan içeriye atmışlar, araba yamulmuş ve camlar tuz buz olup aracın her yerine yayılmıştı. Saatlerce kendine gelemedi bu olayın üstüne. Tabi korkutmak gibi olmasın, bu belki de milyonda bir yaşanacak bir olay ama olabiliyor.. Ben de o kaldırım taşı kafasına gelseydi de olay yerinde bayılsaydı neler olurdu düşünmek bile istemiyorum. Ağır travma.

Not: gece vakti ve arabasında en az 2 numara cam filmi vardı. Bu hem taşın içeri girmesini engelledi (ki arabanın kapısı yamuldu) hem de görünmemesini sağladı. Kız olduğunu görmedikleri halde bu şekilde davrandılar yani. Karakola gittiğimizde ise polisler "esmer vatandaşlar işteh.." tarzında konuştular. İfade verip çıktık.

abartmışsın.

İzmir'deyim, kız arkadaşımın arabası var, benim yok. Birlikteyken arada ben kullanırım, ben kullanırken sıkıştırmaya çalışan, muhabbet açmaya çalışan denyolar yokken kız arkadaşım tek kullanırken sıkıştıran mı ararsın, üstüne kıran mı ararsın her türlü mal çıkıyor.

Korkunda bir nebze haklısın ama bu amına kodumun çocuklarına karşı güçlü durabilmesi için alışması lazım. Sadece nasıl davranması gerektiğini öğütle, kısa sürede taksici kıvamına gelir :)

Abartma bence, korkar eli ayağına dolaşır nazlı çiçeğimim edebiyatini bırak. Vahşi doğada hayatta kalmayı öğrensin. Kullanıp kullanmamak ona kalsın.

eşinizi taksiciye ya da minibüsçüye ve dolayısıyla minibüs ahalisine emanet etmek daha rahat mı geliyor?
açıkçası ne zaman minibüse binse bir olay oluyor, otobüs çok uzun sürüyor, arabayla bir yere gidip gelmesi kesinlikle daha mantıklı. akacak kan damarda durmuyor zaten o sıkıştırma vs. dertlerini de daha büyük bir araç alarak çözdük. artık bizimki milleti sıkıştırıyor. a ve b sınıfı araçları kadın arabası olarak gördüklerinden kendilerini ayarlıyor bu şerefsizler ama c ya da d sınıfı bir aracı tahmin edemediklerinden aynada kadın gördükten sonra iş işten geçmiş oluyor.

Abartmayın bu kadar

İşine servisle gitme şansı varsa onu tercih etsin. Toplu taşımaya göre bir kadın için araba daha güvenli bence. Kadın şöför kitlesinden illallah etsem de gerçek bu.

eşiniz, "eşiniz" olacak yaşa geldiyse kendini magandalardan koruma yöntemleri geliştirmiştir çoktan, boşuna endişe ediyorsunuz. arkadaşların dediği gibi, bunların hepsi sokakta da var. sen "bile" erkek "başına" bazılarıyla başedemiyorsun ya, biz kadınlar çok erken yaşta öğreniyoruz baş etmeyi.

he önlem olarak camlara film çektirirsiniz, o mantıklı olabilir.

imza:10 senedir aktif araç kullanan kadın şöför.

abartıyorsunuz 19 yasımda ehliyet aldım ilk 4 ay kadar babam yanımdayken şehir içi ve uzun yol kullandım. özellikle hatta liseye giderken sabah trafiğine sokuyordu beni. o gün bu gündür istanbulda, yurt içi uzun yol yurt dışı uzun yol vs kullanırım. özellikle gece çıkacaksam çok rahat ediyorum sabahın köründe taksiyle eve dönmek zorunda kalmıyorum.
eşiniz de hevesliyse kullanmak istiyorsa fırsat tanıyın ne zaman ne olacağı belli olmaz, kendisine de size de kolaylık olur.
29k

eşim değil ama ablam kullanıyor. çok da iyi kullanıyor arabayı, erkek gibi yani öyle "ay kedi geçti" falan değil çoğu erkekten de iyi kullanıyordur. hatta kadınlar erkeklerden daha iyi araba kullanıyor. istanbul trafiğinde sinyal verene, diğer insanlara saygılı olan kişilere çok az rastlıyorum. en azından kadınlar biraz daha insaflı oluyor. yaya geçidinin sembolik olduğu memleketimizde inadına yaya geçidine atıyorum kendimi. erkekler üzerime sürüyor ama kadınlar duruyor mesela

endişe tabii ki var ancak bu herkesin başına gelebilir. hayatta araba kullanmayı bilmek bir ihtiyaçtır, hobi falan değil. yarın öbürgün ne olacağı belli olmaz eşinin arabayı kullanması gerekir ama sen ona kullandırtmadığın için şoförlüğü körelir ve öyle kalırsınız. örnek vereyim, arkadaşımın babası ailede tek ehliyeti olan kişiydi. kaynak işi yapmış bir gün, gözlük takmamış herhalde gözleri yanıyormuş eve geldiğinde. adamın gözleri yanıyor, hastaneye gidecekler ve arabayı da adam kullanıyor. düşün daha kötüsü de olabilir

eşin trafikte abuk subuk hareketler yapmadıkça kimse tepesine binmez. tepesine binse bile arabadan aşağı inmeyecek, pek sorun olacağını düşünmüyorum. türkiyedeki erkekler sadece sözde erkektir gerçi, karşısında güçsüz birini veya bir kadını görünce horozlanmaya başlarlar ama öyle abarttığın kadar da bir olay olacağını düşünmüyorum. ablam 5 senedir kullanıyor arabayı, henüz bir şey olmadı

noter aracılığıyla evin eksiklerini bildirin. ev sahibi makul bir sürede (mesela 1 ay. bunu ihtarnameye de yazdırın) yaptırmazsa haklı olarak çıkabilirsiniz. ayrıca evde hasar yoksa ev sahibi depozitoyu da vermek zorunda.

not: avukat değilim. ben olsam böyle yapardım.

1 ay daha tahammülümüz yok. Yeni de bi ev bulduk hemen geçmek istiyoruz.

ev sahibi temel işleri yapmıyorsa evden çıkma hakkın var diye biliyorum ama parayı almak için avukata gitmen gerekir diye düşünüyorum. ya da ev sahibini seni şikayet ederim diye korkutup paranı alma olasılığın da olablir.3.şık olarak.

hemen çıkacaksanız depozitoyu unutun bence. ev sahibi zaten verecek bi tip değil.

bir de siz "resmi olarak" haksız olarak çıktığınız için ev sahibi evi kiraya veremezse yasal olarak kalan ayların kirasını sizden talep edebilir. ev sahibi avukatla falan uğraşır mı, mahkemeye verirse ne olur bilemem ama bilginiz olsun.

Resmi olarak nasıl haksız çıkıyorum?
Bana suyu kaçak kullanacağımızı elektriğin aşağıyla ortak olacağını söylemedi ki kimse. Öğrendikten sonra da vermedi şerefsizler paramızı.
Üstüne evi yaşanabilir hale getirmek için bi dünya para harcadık.

sen haklısın ama her şeyin bi usulü var. şimdi yarın sen çıkarsan ev sahibi diyecek ki benimle kontratı var ve haber vermeden çekip gitti. sen buraya yazdıklarını noter aracılığıyla ihtarname çekeceksin. şu şu nedenlerden dolayı kontratı tek taraflı fesh ettim evi bolaştıyorum, depozitoyu 3 gün içinde şu hesaba yatırın vb. diyerek çıkacaksın. resmi olarak haksız dediğim bu. bi avukata danışsan daha iyi olur.

yok noterle falan uğraşamam ben, illa hemen çıkıcam diyosan. anti silence'ın dediği gibi ev sahibini şikayet etmekle tehdit edip depozitonu almayı dene. işler çirkinleşebileceği için depozitoyu bırakıp çıkman gerekebilir.

Peki noterden bunları içeren bi ihtarname çeksem, kesin çözğm olur mu? Yapmak zorunda kalır mı yani?

olmayabilir. ev sahibi ihtarnameye rağmen depozitoyu vermezse dava açman gerekecek.

o yüzden her şeyden önce tanıdık bi avukat bulup ona denışmanda fayda var.

ev sahibiniz aradığında veya siz arayın, evdeki eksiklikler ve olumsuzluklar nedeni ile mağdur olduğunuzu ve bu durumun tespiti için noter getireceğinizi söyleyin. evin ayıplı olduğunu ve bunu düzeltme yoluna gitmediğini beyan edin. ya depozitonuzu iade ederek çıkmanızı kabul etsin, ya da diğer türlü başına gelecekleri kabul etsin. bunları sakin sakin söyleyin. eğer depozitonuzu iade edip, çıkmanızı kabul ederse elinden kendi rızası ile çıktığınız ve bir talebinin olmadığına dair belge alın.

bundan sonra tutacağınız evlerde aile büyüklerinden birisi yanınızda olsun. onların tecrübeleri önemli. hem de sahipsiz olmadığınızı anlarlar. bir de sizin görmediklerinizi görürler. çıkan kiracı, komşular, yakındaki esnaftan ev sahibi ve evle ilgili bilgi alın.

oinone pe+1

doğru hukuki terim "ayıplı mal".

matematiksel ifadeler evrenseldir R çap r yarıçap olsa gerek.

@prez+1

ingiltere kendine has metrik sistemi kullanır ama matematiksel ifade heryerde aynıdır. R çap, r ise yarıçaptır.

1 m = 39.37 in = 3.28 ft gibi.

teknik resim caps'i eklersen daha iyi olur. çap D (diameter) veya Ø işaretiyle ölçülendirilir.R veya r radius'un kısaltmasıdır diye düşünüyorum. yani her halukarda yarı çap gibi geliyor bana.

arkadaşım şimdi çapın ingilizcesi diameter iken yarıçapın ingilizcesi radius'tur
matematikte d=2r diye geçer. büyük R küçük r olayına girilmez yani.
en.wikipedia.org
en.wikipedia.org

sonuç: küçük bir hata yapmış olabilirsiniz talepte.

büyük R çaptır diye bir şey yok arkadaşlar. Çap 2r'dir. Ayrıca matematik'de kavramlar o kadar da evrensel değildir ayrıca. Örn: Doğal sayılar'ı 1'den de 0'dan da başlatanlar var.

teknik çizimde RAD, r ve R yarıçapı, d, D, dia, DIA ve ⌀ çapı temsil eder. mahfolunmuş. Neticede gönderdiğiniz belgede ilk satırda " ⌀25.4" diyerek, çap sembolünüzü ifşa etmişsiniz zaten.

Bence resim hatalı. hem u dönüşündeki radyüs R olarak ölçülendirilmiş hem de sağdaki iki delik ekseni arasındaki mesafe R olarak... Sağdaki D, Ø, Dia veya başka bir harf olmalıydı.

Böyle bir şeyi bana gönderip sipariş etmek istiyoruz deseydiniz ben tablodaki R hangisi diye sorardım. Aldığınız yerin hatası ancak sormadan yapmış olmasıdır.

@ateyist sorun Ø25.4'den kaynaklanmıyor bence. o boru çapı zaten.

sakın atarlanmayın, adamlar haklı, bir de teknik olarak kepaze olursunuz.

aşağıdaki çizimi incelerseniz nedenini görürsünüz,

imgur.com

@ekmek arası evet öyle görünüyor. şimdi siz sağdaki R'yi gösterip itiraz etseniz onlar da soldakini gösterip cevap verecek. yani iki tarafın da hatası var. bu durumda zararı bölüşmek mantıklı.

tabi bu arada şöyle bir durum var;

orada soldaki R radyus ifade ediyor ama sağdaki r neyi ifade ediyor bilemiyorum. Orada iki R eşit olmaz.

@merhum bey,

ben de onu diyorum zaten, aynı belgede boru çapını ⌀25.4 diye verip, aşağıdaki çizimde çapı R ile göstermeye çalışırsan olacağı budur.

bu arada kkdf ödememek için boruların parası da ödenmiştir kesin :) krize bak hele.

R veya r Radius, yarıçap
D ise Diameter, çaptır.

başka bir ülke, ışid mevzularının en sert olduğu dönemde özel önlemler alarak bazı vatandaşları geri çevirmişti. bu olay nasıl bi etki yaratır bilmiyorum ama anlattığım gibi bir olaya şahitlik etmişliğim var.

olabilir, türkiye'den gelenleri almamak için her türlü sebebe sahipler şu durumda. 11 eylül sonrası abd vize uygulamaları nasıl ciddi şekilde değiştiyse, avrupa ve özellikle fransa için de aynısını beklemek lazım.

Yunanistan'dan schengen vizesi alıp önce Yunan adaları sonra Fransa'ya gitmeyi deneyebilirsiniz.

eğer ismin cihat, ahmet, mehmet, muhammet vb. ise o vizeyi unutabilirsin.

Olabilir elbette ki de ihtimal yani. Red ihtimali her zaman var.

arkadaşlar bu kadar mı kötü bir durumdayım ya :( ?

daha önce aldığın vizeler varsa, paran varsa, çalışıyorsan sorun olmaz bence. sonuçta bir alarm durumu varsa tüm schengen ülkelerinde geçerlidir. o zaman hepsi mi reddedecek?

ilk vizeyse sıkıntı olabilir.

www.khanacademy.org.tr

yeni yeni fb'ta incredible turkish technology diye bişe buldum on numara :D

o saatte normalde de trafik oluyor zaten. yılbaşı ve hava durumu eklediğimizde ben trafik olmama ihtimalini 0 görüyorum

yolluk hazırla kardeş aç kalma yollarda. en aşağı 3,5 saati gözden çıkar

şimdiden geçmiş olsun. varmanız 10'u bulur.

uçan bir araban, ya da motosikletin yoksa bence hiç çıkma yola.

saat 5 gibi çıkarsan belki tem den kapatır gidersin.

yeni yıla arabada girersin :D

Bosuna cikma gelemezsin

uçakla git en iyisi.

geri döneceksen arabayı metrobüse yakın bir yerde bırakıp metrobüsle git.

Beylikduzu'ne vardiginda varis saatini yazar misin? Merak ettim de :)) ben 9.30 10 gibi diyorum.

@merhum'un teklifi mantıklı söğütlüçeşme'deki otoparka bırakıp metrobüsle gidebilirsin. İlk duraktan bineceğiniz için oturabilirsiniz de.

çanakkale üstünden geç daha çabuk olur :))

şaka bir yana; arabayı es geç. hızlı trenle pendiğe gel. bir taksi tut kartal metro istasyonuna git. kartal kadıköy metrosuyla ayrılıkçeşme istasyonunda marmaraya aktarma yap. yenikapıda aksaray-havaalanı metrosuna geç. ataköy-şirinevler istasyonunda inip beylikdüzü metrobüsüne bin. 21:30-22:00 gibi beylikdüzünde olursun.
Mutlu yıllar :)

izmit-kurtköy 35-40dk
kurtköy-1. köprü çıkışı 1-1,5 saat minimum
devamı allah kerim. ki yağmuru ve yılbaşı trafiğini hesaba katmadım. klasik cuma trafiği bu ki yılbaşında da en az bu kadar olur

ibbceptrafik kur derim. anadolu gişelerinden çıkar çıkmaz bak ki ne taraftan daha hızlı gidebilirsin gör. servis yollarını biliyorsan onları kullan daima. ne zaman hangi şeridin aktığını gözlemle. oralardan bir kaç dakika kazana kazana gidersin işte.

Evdeyim saat 8.50 :)

eh 40 dk ladar hatalı ama kızılacak bir hata değil :)

later with jools holland ?

genel destek kapsamında görüşüyoruz biz ya :(. ama genel destek yerine genel köstek olmak için ekstra çabaları var resmen.

bildiğim kadarı ile kosgeb'in genel durumu bu tarif ettiğiniz şekilde. değişiklik çözüm olmayabilir.
işim icabı farklı yerlerde, farklı firmalarla görüşmekteyim daha bir tane kosgeb'den memnun olanını görmedim; işlerin sürekli aksadığını, bilgi almanın, bir şey sormanın çok zor olduğunu söylerler hep.

Kosgeb danışmanınızı değiştirebiliyorsunuz, öyle bir şey mümkün. Ama oradaki çalışan profili genelde bu şekilde.

paranızı 3-5 ay içinde alabiliyorsanız değiştirmeyin. arkadaşların dediği gibi hepsi aynı. 1 yıldan fazladır para alamıyorsanız değiştirin.

bende hyper cvt şanzıman var, primera elegance, hiç bi sorun yaşamadım.

Bizde 2007 otomatik city var lpgsinin markasını bilmiyorum ama iyi bir marka taktirmistik. Hiç sorun çıkmadı. Sadece 130la birini sollamaya falan kalkınca ivmelenmesi yeterince hızlı değil diyor babam. Dizeller çat diye basıp geçiyor. O da arabanın kendi teknik özelliği olabilir, City yani şehir içi araba.

yılda kaç km yapacaksın?

@merhum

Yılda 10'bin anca. Eksiği olur, fazlası olmaz.

bence 10 bin için lpg taktırmana gerek yok. Jazz şehir içinde 6,5-7 lt ile en ekonomik otomatik viteslerden biridir. 15-20 bin km yapsan taktır diyecektim. bende de 2012 model var. bir de vitesle şanzımanın pek alakası yok bildiğim kadarıyla. önemli olan motor uyumu ama jazz'a takanlar var, özellikle ankara'da.

gıdana dikkat ediyor musun? yeteri kadar meyve sebze protein alıyor musun, çabuk gıda tarzı mı besleniyorsun? yürüyüş/spor yapıyor musun?

grip nezle gelince daha doğrusu geleceğini anladığın zaman hemen birkaç şey yapmanı tavsiye ederim.
vücuduna mücadele etmeyi hatırlatacaksın ve yardımcı olacaksın.
o da söyle oluyor:

* terlemek lazım. vücut ısın yükseliyorsa mücadele başlamış demektir. bırak yükselsin. yükselmiyorsa yükselmesine yardımcı ol. yani yat ve terle.
limonu ikiye böl. yarım limonun içine bir aspirin sıkıştır. küçük ocağa koy pişsin. aspirin şişip limon cızırdamaya başlayınca ocağın altını kapat. elinle alacak kadar soğusun sonra bir çay tabağına limonun suyunu sık. aspirinli limon suyunu soğutmadan sırtına el ve ayak bileklerine ayak tabanına sür.
nane ve limonu kabuğuyla yavaş ateşte pişirip yatmadan önce iç.
sonra yanına değişmelik çamaşır koy yat ve terleyinceye kadar kıpraşmadan yat.

*birkaç diş sarımsak çiğne ağzının içi yansın bir güzel.
*bol taze veya kuru soğan ye.

*burun tıkanıklığı için de hafif tuzlu su yapıp burnuna çek, burun tıkanıklığına birebirdir.

adaçayı da bu anlamda faydalıdır. belirtiler başlayınca hemen bir adaçayı içebilirsin, gargara yapabilirsin.

devamlı dediğin ne kadar sıklıkla? alerjik olabilir, test yaptır.

Ben de bir dönem kronik farenjitin dibine vurmuştum, 4-5 yıl önce. Şu an atlattım.
*Sarmısak-soğan ile vitamin almaya çalışılabilr. Meyveye abanmaktansa, bunlara abanmak biraz daha evla.
*Tipik Duyuru cevabı olacak ama sporla bağışıklık sistemim ciddi derecede güçlendi. Eskiden İmuneks veya vitaminlere ihtiyaç duyuyordum; artık duymuyorum.
*En büyük katkıyı şu sağladı. Toplu taşıma veya arabaya bindiğinde ne kadar soğuk olursa olsun paltoyu çıkar. İçeride ısınıp dışarıya çıkıp donunca vücut çarpılıyormuş asıl. Bunu keşfetmek de bir dönüm noktası oldu. Otobüste, dolmuşta, metroda, vb. palto ile oturup ısıtma vücudu. Hafiften üşüsün ama terlemesin. Çok soğuklarda üstündeki buz çözülene kadar otur ama alıştırma vücudu o sıcağa. Terlemek sadece ateşin varsa iyidir. Motto şu, "Ateş varsa terle, yoksa terleme".
*Bu arada İmuneks süper bir yardımcı. 4-5 yıl önce kışın 8-9 kere hastalanmıştım. İmuneks ile onu 2-3'e düşürmeyi başarmıştım.
*Ağzı karbonatla çalkalamak, karbonatla gargara yapmak iyidir yatmadan önce, ortalığı bakteriden, pislikten arındırır.
*hayat ablam, "burun tıkanıklığı için de hafif tuzlu su yapıp burnuna çek, burun tıkanıklığına birebirdir" demiş. Burada ondan biraz farklılaşacağım. Tuz burundaki sümüğü pişirir. Eğer tıkalı burna tuzlu su çekersen, oradaki sümüğü beton yapıp çıkmasını engellersin. İyice tıkanır ortalık bu sefer. Önce burnu Buğuseptil, vb. ile iyice açıp ondan sonra burun açıkken kenarlardaki sümüğü pişirmek gerekiyor. Olay da şu, nezle virütik bir durum. Tuz da virüsleri öldürüyor.
*En önemli şeylerden biri besin. Hazır yiyecekleri kullanmamak, her şeyi olabildiğince elde yapmak gerek. At hazır çorbaları; internette milyon tane basit çorba tarifi var. Mis gibi oluyorlar.
*hayat ablama adaçayında çok katılıyorum ama adaçayında östrojen yoğunluğu var. O yüzden erkeklerin çok fazla tüketmesini önermiyorlar. Adaçayı tabii ki günde bir-iki içilebilir de, zaman zaman onun yerine zencefil-limon, ayvalı ıhlamur gibi şeyler kullanılabilir.
*Sonu -it ile biten birtakım üst solumun yolu hastalıkları allerji veya reflü kaynaklı olabilir. Bunu kontrol ettirmek gerek.
*En önemli şeylerden biri burun açılması. Burun açılmayıp ağızdan nefes aldıkça, ağız burun gibi havayı temizleyemediğinden daha fazla hasta ediyor. Burun açılmadıkça hastalık uzar da uzar.

ayçacım, tuzlu suyun sümüğü pişirdiğini bilmiyordum. hiç öyle de olmadı açıkçası. çok sık kullandığım bir yöntem değildir ama kullandığım her seferinde başarılı sonuç aldım.

adaçayı antioksidan özelliğe sahip. ağız yoluyla alınan zararlıları içeri gitmeden engellesin/azaltsın diye kullanıyorum. çok steril olmadığını düşündüğüm bir yere gidince de yanıma adaçayı alıyorum. içmesem de gargara yapıyorum. depo suyu kullanan yerlerde, otellerde, dışarıda yemek yediğimde orman yürüyüşlerinde kullanıyorum. benim bağışıklık sabıkalı biliyorsunuz, her zaman kullanmıyorum da duruma göre ayarlıyorum işte.

immuneks'i ben de geçtiğimiz iki-üç yıl kullandım, bu yıl almadım. aldığım günler zıpkın gibi yapıyor akşamın nasıl olduğunu anlamıyordum bile. immuneks'in böyle bi olayı da var. ve evet hastalanmadım.
bu sene kendi halime bıraktım bakalım n'olcek. kış başından beri nezle iki defa kapımı çaldı, geri yolladım:)

cenkist, arkadaşların dediği gibi alerjik veya başka bir nedenden olma ihtimali de var. sıklığını ve neler yaptığını yazmamışsın, biz de en olası şeye göre cevapladık. mesela ben üşüyorum dedin diye nezle grip olasılığını düşündüm. başka bir durum da olabilir. doktora gitmek her zaman en doğru olan biliyorsun.

yeni vergi gelecek, yukselecek diyorlar.

artıyor hep. döviz de artıyor bu arada. ben 2010'da 26 bine aldığım polo'yu 2 ay önce 29 bine sattım. temiz makul araba bulursan kaçırma.

1. Evet gariplik var ama böyle devam eder.
2. uzun süre binmek istiyorsan chevrolet yeni aveo 1.3 al bak keyfine. en full donanım. 8 hava yastığı, abs, esp, asr, start stop, yokuş kalkış desteği. yakıt inanılmaz iyi. tip desen süper. fiyatlar düşmez, artar yine.
3. ortalama 600 vergi desek (motor ve yıla göre değişir), 1500-2000 arası kasko sigorta desek, bakımlar da nerede yaptırdığına göre değişir. ortalam 500 de ona desek. 2500 civarı olur.

2007 model, otomatik full (tek eksiği sunroof ve deri döşeme) honda civic.
32'ye satim sana?

ben de 5-6 yıldır sürekli sahibinden de takılırım fiyatların hiç düştüğünü görmedim. son 3 aydır felanda alıcı olarak bakıyorum ama malesef şuan fiyatlar yazdan çok da yüksek ve düşecek gibi de durmuyor nalet olası.
arkadaş chevrolet demiş ama aveo küçük cruze daha güzel ama onunda lpg de uyum sorunu var. sübapları eritiyor 1000-1500tl gibi bir masrafla ömürlük oluyor. ama japon arayan adama gitmez tahminimce.
yada gene piyasada 32ye titanyum ford focuslar var ama bunların da bir çoğu (özellikle de gri ve beyaz olanlar) firma çıkması sahibinden düzgününü denk getirip alınabilir. o fiyata dolu ve modelli başka araba aklıma gelmedi şimdi

@teritori araç manuel olsaydı bugun noterde buluşurduk herhalde :D

yeni yılda ötv ye zam gelme ihtimali çok yüksek, bu 2. elleri de etkiler.

bende küçük bir 2. araba alma peşindeyim, hızlandırdım arayışlarımı. yılbaşından önce almalıyım.

Ben de hyundai i10 elite bakıyorum sıfır eşim için.çok artmış fiyatlar.

@genc irisi, bende cruze var zaten lpg takılı bir sıkıntı yok uyum konusunda. sadece bazı araçlarda olduğu gibi cruze'da da bahsettigin subap sorunu var, 1000-1500 arası bir maliyetle celik subap sorunu cozuyor. b segmentindeki en iyi arac bence yeni aveo. dizel ve multijet motoru olması cok cazip kiliyor. hele ki soyle ltz alabilirsen 6 ileri 95 beygir super olur.

@mystb chevrolet düşünmüyorum hocam honda veya toyota daha makul geliyor bana satması vs kolay olur.
@teritori premium mu araç ? km boya vs detay verirsen görüşebilir yakında

satmayı düşünüyorsan evet 2.el piyasası çok canlı değil o konuda haklısın. daha çok uzun süre binmeyi düşünenler için iyi bir tercih. toyota ve honda bu konuda daha iyi tercih olur. hayırlısı olsun şimdiden.

durumu açıklayıp en olabileceklerden bir tanesini seçmesini rica et bence.

Kişiliğini o fark etmeden veya istemeden değiştiremezsiniz, "Bu olmuş mu?" yerine "bu şimdilik iyi mi?Üzerinden yine geçeriz." şeklinde yaklaşmayı deneyin. Tekrar geçmeyin ama :D
Gerçi bunu kaç kez yer bilmiyorum.
Belki de şunu diyebilirsiniz "Geç kalmamızdansa 10 üzerinden 8lik bir şey vermek istiyorum, bu 10 üzerinden 8 olmuş mu? Olmadıysa ne eklememiz gerekiyor sence? Lütfen 8 lik bir seviyede düşün." Kabul ederse rahat rahat gidersiniz bu 8 ile :)

önceki çalışmalarında o problemi nasıl halletmiş getirip örnek göstersin, onun üzerinden tartışın.
yani tamam senin yaptığını beğenmiyor, o halde beğendiği nedir? nasıl olmalı?
ortaya somut bir fikir koyamıyorsa ve yük senin üstündeyse o kişiyle çalışma fikrini gözden geçirmelisin.

mükemmelliyetçi olduğunun farkında, kendisi de bir şeyler araştırıyor, bir konu, ölçek belirliyoruz sonrasında vazgeçiyor. En büyük sorun da bu, sonradan vazgeçmesi.

sıkı bi kavga edin bi rahatlayın önce. ondan sonra işler yoluna girecek bak.

@merhum, bugün kavga etmeyi düşündüm valla :)

bugün okula gelmedi, gelse kesin kavga ederdim :) yarına sinirim kalmaz ama sert ve net bir şekilde konuşmayı düşünüyorum artık :)

sonu depresyona kadar gidebilir. en büyük zararı budur. çünkü mükemmeliyetçilik beraberinde tatminsizliği de getirir.

başkalarının yaptığını beğenmediği için ya herşeyi kendi yapmaya çalışır ya da kontrol manyağı olur. bu da başkalarını rahatsız eder. insanlar kendilerine güvenmediğini düşünür.

Mükemmeliyetçilik tatminsizliktir aslında, Ya daha iyisini yapabilirim diye görevin olan bir şeyi bitiremezsin, teslim edemezsin, başlayamazsın, içine sindiğinde vakit geçmiş olur ya da vaktinde başlarsın,teslim edersin vb. ama beğenmeye beğenmeye yaparsın bunu, içine hiç sinmez.
Diğer açıdan, hayatta doyuma ulaşamazsın. Daha iyi sevgiliyi/eşi/işi/kıyafeti/evi/arabayı bulabileceğine inanırsın, durmadan koşarsın tekerlekteki hamster gibi, seni hiç bir şey memnun etmez. "Yeterli" yeterli değildir senin için, hayır. Hayatını yaşayamazsın.
Mükemmeliyetçi insanın ana sorunu/hstalığı migrendir. Kurdukça, aradıkça, yetemedikçe o kafa çatlayacak gibi olur.
Psikolojik olarak şöyle bir şey fark edilmiş, genelde mükemmeliyetçi insanlar arabada giderken bir radyo istasyonu bulduklarında ve o sırada çalan şarkı da hoşlarına gitse dahi "Daha iyisi var mı?" diye geziyorlarmış diğer kanalları da. İnsanları/kendinizi böyle test edebilirsiniz. Bu kanal işini hayattaki herşeye uyarlayın işte.

sürekli kendi içinden sorular sorarak etrafını değerlendirip, bulduğun kusurlar eşliğinde sinir hastası olmaya kadar gider.

başarılı(göreceli) ama mutsuz bir insan (görecesiz).

bazı şeyler için gerektiği kadar enerji harcamak gerekir

örneğin 60 alıp geçebileceğin bir sınavdan 100 almak için buna daha fazla ayırmak gerekir, bu zamanı başka bir alanda kullanabilirsin

burada tek değişken zaman gibi, fakat enerji, motivasyon gibi şeyleri de ekleyebilirsin neticede biyolojik varlıklarız hem bedenen hem zihnen de bir sınırımız var yoruluyoruz

yayın var. dinliyorum şu anda. başka bir browserda dene (firefox vs.). şirketten dinliyorsan engellenmiş olabilir.

internet explorer denedim olmadı. sadece bunun için başka tarayıcı yüklemek istemiyorum. chrome'un ayarlarıyla ilgili olabilir mi?
üniversiteden bağlanıyorum, engellenip engellenmediğini nasıl anlarım? ama engelli olduğunu sanmıyorum.

Yayın var, flash player'ı güncellemekle başlayabilirsin. Adblock vs. gibi bir eklentin varsa o sayfa için onları devre dışı bırakabilirsin. (Bende Adblock da Ghostery de açık olmasına rağmen açıldı ama farklı eklentiler farklı davranabilir.)

wifi varsa akllı telefon uygulamasını indirip dene. ordan anlarsın engelli olup olmadığını.

güncelledim, yine olmadı. eklentilerimde engelleyici bi şey görünmüyor ama bilmediğim şeyler de var: s15.postimg.org

vlc playerın var mı? varsa şu url'yi yapıştırıp dinle: 68.168.101.146

Your input can't be opened:
VLC is unable to open the MRL '68.168.101.146'. Check the log for details.
:(

byük ihtimal engelli. ama sen yine şunu dener misin: www.youtube.com

olmadı, engelli olduğunu kabul edeyim o zaman

ama aynı sitedeki podcast'leri dinleyebiliyorum, engelli olsa onları da dinleyememem gerekmez miydi?

radyo mood'u da dinleyemiyorum mesela

podcastleri mp3 olarak siteye eklemişler. bunlara ulaşman sıkıntı olmaz zaten. www.aycaevhali.com

sizin sanırım SHOUTcast'i engellemişler.

fransız arabası alma özellikle pejodan uzak dur.
bu saydıklarından i20 veya corsa alırdım ben olsam.

İ20

Paran varsa direk al. Arabanın masrafı da olur benzini vergisi.

i20

2. el sıfır farkeder mi?

Aslında faiz ödemektense sıfır mı alsam diyorum.

şunun için sordum ; çoğu arkadaşım arabasını satıyor bu bedelli yüzünden, evet araç fiyatları arttı fakat bu bedelli olayı çok iyi bir fırsat bir yandan. müthiş temiz bir araba denk getirebiliriniz. Fakat anlamak lazım yani her bedelli için satıyorum diyene kanmamak gerek. fransız arabalarından bence de uzak durun reno pejo girmeyin.

Astra. 2 mi?
Bir de yaris nasıl sizce?

ben sahsen 208 kullanıyorum, bir sıkıntısını görmedim. 20 yıl önceden kalma ''fransız arabasından uzak dur'' lafını hala tekrar tekrar söyleyen andavalları da dinleme.

@fransız, andaval sözünü keşke karşıma geçip söyleyebilsen.
benim fikrim fransız arabası alınmazdır, sen alınır dersin. biter gider. hakaret edince nereye varıyoruz bi anlatsana.

Ben de megane3 kullanıyorum çok memnunum ama bakış açısı herkesin farklı

Bir de 208 nasıl yakıyor ?

megan alma da..

ne alırsan al bir şeylerden fedakarlık edeceksin.

Bu araçlardan birini kullanan yok mu? Almayacaklarımdan ziyade almamı tavsiye edeceklerinizi belirtseniz daha faydalı olur...

kullanma fırsatın var ise hepsini kullan, kesinlikle ona göre seç.

corsa kendini ispatlamis bi arac.
i20 dandik.
dayim 308 den 207 ye bindi adam hayattan sogudu.(edit: 308 degil 307)
digerleri hakkında fikrim/yorumum yok.

--

sıfır alacaksan "kesinlikle" test sürüşü yap.
fransızdan uzak durun diyenler sokaga cikinca hangi markayı goruyorlar acaba? piyasanın 3 te 1 i alman 3 te 1 i fransız ülkede. o kadar abartmayın.

@sage, sokaktaki araçların 3'te 1'i tofaş kuş serileri olsa en iyi araba o mu diyeceğiz? ki 10 sene önce öyleydi.

suan piyasada hala kuş serisi araba goruyorsan eger, bu arabalar uzun vadeli kullanılabiliniyor demektir. ki hala görüyoruz, istanbul dısında cok daha fazla hatta.

yani "kotu" araba klasmanınız nedir ben anlamiyorum. dandik dediginiz renault su an mercedes ile motor üretiyor; nissan ile ortak şase yapiyorlar. dandik dediginiz peugeot/citroen serisi de bmw ile motor üretiyor.

biraz abartıyorsunuz onu demek istiyorum :)
sonucta clio ya rakip corsa çekiyorsunuz, ben bu karsilastirmadan clio almistim, ve en azından arka camları otomatik aciliyordu, o zamana göre corsadan baya iyiydi arabanın ic donanımı. bi sorun da yaşamamıştım acikcasi keyfi sattım.

ben 1.6 benzinli allure modelini kullanıyorum otomatik, arabada aradığın her şey var acıkcası. ama dürüst olmam gerekirse benzin olarak müthiş ekonomik diyemeyeceğim, yani ''içiyor'' denmez ama süper cimride değil yani.

honda jazz veya polo

i20 ya da megane-clio

erzurum plaerium avm 100000 lira yıllık peşin kira alıyorlarmış diye duydum. çalıştırsan da çalıştırmasan da o parayı peşin alıyorlarmış.

bir de büyük mağazalardan kira almayıp "bokunuzu yiyim gelin avm mizde dükkan açın, kira istemezük üstüne bi de para verelim." diyorlarmış. buralarda konuşulanlar bunlar.

bkz sapphire avm. teknosa, ykm, turkcell fln hepsi kaçtı. şimdi para almıyorlar büyük markalardan. aklında bir fikir var ise ve istanbuldaysan kesinlikle git sappihre ile konuş.

AVM içi dükkanlar için tek gideri kira olarak düşünmeyeceksin. Avm'nin trafiğine göre aidat bedelleri de kira kadara denk geliyor.

ortalamada bir avm'nin mt2 fiyatı 135$ ise, 10 mt2 bi dükkan tutmayı düşünüyorsan bunun sana maliyeti (aidatı da dahil) 5000 lirayı bulur. yapamazsın ama 2000 lira cironun 400 lirası (%20) kar olarak sana kalsa ayda 12 bin lira net para elinde kalır. böyle bi satış yapacağını da sanmıyorum.

avea, turkcell vb. markaların 1 ay tadilatının sürmesi dükkan sahibi açısından bi gider sayılmaz... avea, turkcell gibi markalar kendi shoplarının kira giderini karşılıyorlar.

dükkan açma isteği neden? ne üstüne dükkan açacaksın? kaça alıp kaça satacaksın? basit bir şahıs şirketiyle internetten satışa başla?

yok illa dükkan lazım internet satışıyla olmayacak bişey, olsa da maliyeti kurtaracak kadar müşteri bulamam

bu arada genelde avm sözleşmelerinde tazminat vardır. 3 ay sonra batarsan "ben dükkanı kapattım, hadi eyvallah" diyemezsin. bilgin olsun.

Kulube hosgeldin,

Olayin gelisimi buyuk olasilikla soyle,sen bu evi alirken kredi kullandin ve kullandigin kredi rakami evin satisinda gosterdigin degerden fazla,devlette senin kredini %75 kabul edip bunu %100 e tamamladi,gosterdigin satisi rakamiyla arasinda farkin vergisini,faizini ve cezasini senden talep ediyor.ve bunu her zaman yapildigi gibi 5 yil dolmadan 1 ay evvel yapiyor ve itiraz hakkin kalmiyor,resmi rakamlar uzerinden yurudukleri icinde belgeli bir sekilde bu parayi tahsil ediyor.

Ben bu cezayi ilk uygulama basladiginda 4 gayrimenkul icin odedim ki o tarihlerde uygulamasi bu kadar net degildi,tapuya ne dersen o yaziliyordu,kredi yoktu ama devlet gecmise donuk istedi ve rakamlar avukata verecegim rakamlardan dusuk oldugu icin itiraz sansimda olmadigindan gidip odedim.o tarihten sonra yaptigim butun alim satimlarda belediye rayici veya kredi rakamindan gostererek bununla karsilasmadim.aracilik yapan arkadaslar bir an evvel komisyon almak adina alici ve saticinin yanmasina goz yumabiliyorlar.

Bildigim kadariyla bu cezayi odemek zorundasiniz.rakam buyukse bir vergi uzmani avukatla gorusmenizde fayda olabilir en azindan su anki af vs bunu kapsiyor mu ogrenilir.

Gecmis olsun

Ps.lutfen bu duyuruyu silmeyin bununla alakali burada cokca soru oluyor,arkadaslarla paylasiyoruz,duyuru durursa faydali olur.

satış tarihini kontrol et. satış tarihinden itibaren 5 yıl içinde tebliğ edilmezse zaman aşımına uğruyor olmalı. yamuluyorsam biri beni düzeltsin.

zaman aşımı dolmuşsa dava açman gerekiyor.

edit:cevabı başka sorular için silmiyorum ama "zaman aşımı hesabı bir sonraki yıldan yapılırmış" diye düzelteyim.

5 yil dolmadan 1 ay evvel cezayı çakmalarına ağzım açık kaldı.

Bu arada şurada zamanaşımının takip eden yıldan hesaplandığını söylüyor
www.hukuki.net

Corsa 1.2 triptonik kullandım.Yakıtı fazla geldi bana,kalkış desteğide yoktu bunların dışında güzeldi. Ama aynı şartlarda olsam fiesta alırdım ford her zaman daha sağlam gözüküyor gözüme.Yakıtı hesaba katarsan puntoya da bakmanı tavsiye ederim.

polo.

nissan note 1.5 dci

Jazz

2010-2011 model yaris alırım. küçük falan.

micraların da ikinci elleri 2010-2011 modellerinde bu civarsa onlara da bakabilirim. yeni olmasını tercih ederim yani arabanın.

yaris kullandım bir de, bence güzeldi ama anlamam ilk ve son arabamdı :/

Walla bu işi epey araştırmış bir insanım , durum önceliklerize bağlı biraz.

öncelik konfor ve kalite mi , ekonomi mi , görsellik mi ?

şahsi fikrim otomatik araçlarda şanzıman kalitesi dolayısıyla 2009 ve öncesi Polo'lar ve Honda (muhtemelen o paraya Jazz)'lardır .

Diğer markalarda da sorunsuz araçlar bulabilirsiniz ama şanzıman teknolojisi bakımından en başarılılar bunlar.

tam otomatik ya da yokuş kalkış destekli bir araba olsun. yoksa yokuşta geri kayıyor...

jazz'dan şaşma.

opel corsa

şanzıman kalitesi diyerek polo (dsg) önermek cidden ilginç. ne olacağı belli olmayan bir şanzımandan bahsediyorsunuz burada.

biraz önce nissan note dedim mesela. gerçi unutmuşum dci'ın otomatik seçeneği yok. ama benzinli-otomatik isterseniz gayet kullanışlı bir araç ve tek rakibi de bana göre honda jazzdır.

bir anne için yerden biraz yüksek olması iyidir aracın ki note'un oturma pozisyonu diğer araçlara göre biraz daha yüksek kalır. kullanılabilirliği iyidir. sonuçta nissan.

diğer taraftan tek rakibi olduğunu düşündüğüm jazz. yine benzinli cvt şanzıman ki on numara şanzımandır. vites geçisi olmayan rahat kullanıma uygun çok iyi bir araç.

benim jazz dememin sebebi aynı fiyatlar göz önüne alındığında note daha düşük km/yaş'ta bulunur.

@c1b2k3: note'un otomatik dizeli var mı yahu? eğer yoksa benzinlisi çok fazla yakıyor. öyle hatırlıyorum.

sahsen ilk arabamı jazz aldım, şuan corsa ya ya da fiestaya geçmeyi planlıyorum ama arabamı bırakamıyorum. dolayısı ile anneye jazz öneriyorum o fiyata.

jazzz.

Sakın benzinli Corsa alma. Bizde bir adet 1,4 - 100 HP mevcut; aldığımız günden beri benzinliklerden geçerken selam duruyor pompacılar...

Edit : Otomatik Vites

micra

fiesta yada jazz arasında kal ama fiestalar bence göze daha güzel geliyor.

civic, corolla

opel corsa al geç çok araştırma. sıkıntı çıkarmayacak taş gibi araba.

Mevcut araç, aveo 2012 sedan otomatik vites..
Yılda ortalama 12 bin km yol yapıyorum.

civic 1.4 hatchback.

hm. kriterlere tekrar bakınca olmuyor gibi duruyor bu civic hb. silmeyeyim de kalsın yine. çogzel araç.

Şuna ne dersiniz?
www.sahibinden.com

C4.

@lim : Sahibinden'de bu fiyatlara c4 yok..

rocket jump varken ne aracı quaker? bir de quad damage aldın mi kimse tutamaz seni.

bu arada c4 alma, sana gitmez bence o. alternatiflere yönel.

@devorgilla : hanım rj'den korkuyor.. ikna edemedim..
c4'de ne sorun var? ek olarak alternatif de beklerim..

2012 model, 5-10 bin km'de, adam gibi otomatik bakıyorsan 40 bin tl'nin üstüne çıkman lazım.

fed yüzünden artmıyor dolar şu an. çok etkisi olmaz o yüzden.

şu anki dolar krizini aylar öncesinden arkadaşlarıma söyledim kimse inanmadı.

aylar önce, federal reserve para basmayı durdurduğunu açıklamıştı (para basarsan fiyatlar artar) e bunun sonucunda piyasada azalan dolar bolluğu, doların yükselmesine neden olacaktı. e petrol fiyatlarının düşmesiyle de ortadoğu ve rusyayı etkileyen kriz bizi de vurmuş oldu.

kısacası doların ateşini konut satışları ya da buna benzer rutin açıklamalar durduramaz.

firstbiz.firstpost.com

bu da link, iyi anlatmış.

rte'nin "merkez faiz düşür" açıklaması da etkili diyorlar.

ben dresden'in övüldüğünü biliyorum, hatta almanya turu için dresden'i rotamıza koymuştuk. (sonra gidemedik gerçi) prag'a gittiğimde karlovy vary'e uğramadım, aramadım açıkçası. bildiğime göre ucuz içki almak gibi niyetiniz yoksa karlovy gereksiz diyorlar.

dresden tabiki. gidince keşke burada daha çok kalsaydım diyeceksiniz.

biz dresden'e gitmiştik. arkadaşlar kv'de pek bi şey yok demişlerdi o yüzden gitmedik. güzel bir alman şehri. diğer alman şehirlerinden çok farkı yok açıkçası. yol tek yön 1,5-2 saat sürüyor diye hatırlıyorum. o yüzden 1 gün gider dresden'e.

Karlovy Vary. Keşke bi daha gitsem. Masal şehri gibi.

karlovy vary tabiki. dresden'de gorulesi bir sehir fakat karlovy vary'nin o dinginligi ve mimarisi muhtesem.

aylardan ocak. ben dresden diyorum.
terezinden geçersiniz zaten dresdene. 3-5 saat takılırsınız. almanya görüldüyse ya da başka bir zaman tekrar gitme şansı olacaksa o zaman karlovy vary.

karlovy vary için bir bütün gün gerekir sanki. yarım güne de belki sığdırılır gerçi.

dresden: fbcdn-sphotos-h-a.akamaihd.net
kv: scontent-a-ams.xx.fbcdn.net

dresden'e gitmedim ama karlovy vary'e gittim. karlovy vary'nin güzel olduğunu söyleyebilirim ama dresden'e gitmediğimden karşılaştırma yapamam.

ben kesinlikle dresden derim. ikisine de gittim karlovary de sıkıntıdan patladık. 6 kişinin 6sı da hem fikir. karlov vary nin doğası güzel yemyeşil huzurlu tamam da 60 yaş için güzel bunlar. dresden aksine almanyanın floransası.

chesky krumlov
net!

unesco dünya mirasına alınmış bir orta çağ şatosu ve omega harfi şeklinde akan nehrin çevresine kurulan küçük bir köy. emekliliğimi orada geçireceğim.

ayrıca illa bu 2sinden 1 i olacaksa ikisine de gittimcilere +1 e ek olarak karlo vary +1

İkisine de gittim, fırsat bulabilirseniz ikisini de tavsiye ederim,2si de güzel bence ama ocak ayı için de düşündüğümüzde karlovy+1 diyorum
bu arada 2011 temmuzda dresdende donmuştuk resmen ufolarla,şallarla ısınabilmiştik cafelerde; ocakta buz tutabilirsiniz orda.

secilmis uye + 1
Karlovy Vary çok güzeldi bence ama bütün gün dışarıda idik, hiç içeri girmedik. Ocak ayı için önerseler, bilcümle dağcı kıyafetlerimle giderdim. Temmuz'da bile montu bir giyip bir çıkarıyorduk.

oyun, film, müzik yeniden biriktirilir de fotoğraflar ve videolar için geçmiş olsun. ben de tüm el emeği göz nuru yazılarımı kaybetmiştim öyle, insanın içine oturuyor.

tesellisi yok, adam gibi backup almak gerekiyor.

ha bekara karı boşaması kolay diyecek olursan, bir server dolusu datayı kaybettikten sonra deliren. Sonra sil baştan başka şeylere başlayıp, bu sefer yedek aldığı diskte aslında yedeklerin olmadığını fark edip yine elinde bişey kalmayan biriyim.

teselli yok kısaca, yedek almak şart. teselli edildikçe tekrar aynı hata yapılıyor çünkü

ulan şu hayatta beni en mutlu eden şey bi insana yardımcı olmak, birisini hiç bir karşılık beklemeden mutlu etmek.
eğer zor durumda birisine zerre kadar faydam dokunacaksa onun için saatlerce günlerce dahi çalışırım
ama yine de şu tür olaylar benim başıma gelir ya, vallahi anlam veremiyorum.
6-7 saat boyunca bir hard disk kurtarmaya çalışıyorum. kurtarılmıyor. dünyadaki neredeyse tüm çözümleri deniyorum. bunalımdan bunalıma giriyorum ama hiç bir işe yaramıyor. herşeyi bırakıp formatlıyorum. sonra windows yükleyeceğim cd sürücüm bozuluyor. kaplumbağa hızındaki internetle saatlerce bekleyip windows indirip usb'den yüklenebilir hale getiriyorum, yüklerken dosyalar bozuk diyor.
bir anda tüm anılarım yok oldu. şu ana kadar kaydettiğim her şey.
yemin ederim karıncayı dahi incitmemek için kırk takla atıyorum ama gelip beni buluyor bunlar. hem de ne kadar düşünsem de ne hata ettiğimi bulamıyorum.

geçen arkadaşa oldu, 7 yıllık verilerini sakladığı harici bellek gidiverdi. Teselli için söylenecek bir şey yok, yeniden başlamak için şans falan dedik. Tabii 10 yıl yas tutulmuyor, fotoğraftır videodur nihayetinde. Unuttu üzüntüsünü kısa sürede.

her şeyin silindiğinden emin misin? şuraya (www.diskanaliz.com) ver hardiski, bi baksınlar. en azından kurtarılma şansı varsa fiyat verirler.

benim de 2 harddiskim psu göçtüğü için sizlere ömür oldu ve içinde bir sürü çalışmam vardı (müziktir fotoğraftır)
büyük oranda yedeğim olduğu için kurtardım ama o diskleri bekletiyorum. harddiskçiye götürüp diskleri (harddiskin içindeki diskler) başka bi kasaya aktarmalarını rica edeceğim.
@merhum'un verdiği linkteki şirketler de bu şekilde veriyi geri getirebiliyor, eğer diskler zarar görmediyse hiçbir şey olmamış gibi devam edebilirsiniz.

akşamları mesut süre dinliyorum rock fm'de. tarzı biraz değişiktir ama alışınca çok komik.

Cem Ceminay zaten var. Hangi radyo olduğunu unutmuştum, baktım, Radyo Viva'da imiş.

sabah nihat sirdar, aksam mesut sure dinliyorum ben de.

akşam rock fm 94.5 mesut süre, sabah radyo eksen 96.2.

Sabah akşam nihat sırdar

Sabah da akşam da Rock FM dinliyorum. Sabahları Metehan Mert Çakır idare ediyor, çok güldüğüm oluyor, akşamları da Mesut Süre var baya eğlenceli geçiyor programları :) Baya geyik dönüyor iki programda da.

Pascal kadir Siker 1. Zaten dinlenme de

sabah kadir çöpdemir - pascal

ya da nihat sırdar

tek üçgen kaba işleme anlamına gelir.
diğerleri için bkz.
www.muhendislikbilgileri.com

Tölerans seviyesini gösterir. Genelde teknik resimlerin antetinde bu üçgenlerden kaç tanesinin ne kadar mm töleransa denk geldiği belirtilir. Yani farklı sektörler/uygulamalar için üçgen sayısının tekabül ettiği tölerans miktarları farklı olabilir.

alma benzinli ve bu km de getz icin pahalı.

ben olsam o fiyata getz alacağıma polo alırım. bence getz dandik.

şunun gibi bir şey mesela:

www.sahibinden.com

o fiyata fiesta bak çok daha memnun kalırsın.

ford fusion veya nissan note.

emin ol çok çok daha memnun kalırsın.

nerdeyse 11 senelik araba 110 bin km ve kilometre fazla diyenler var. ondan sonra da millet neden kilometre düşürttürüyor diye herkes veryansın ediyor. kilometre orjinsalse 110 bin kilometre hiç bir şey değil. altta linkte verilen polo da toplanmış yoksa o paraya o model polo bulamazsın.

Km çok iyi. 10 yaşında arabaya göre Az bile. Fiyat yüksek bence. 2010 1,4 getz 45bin kmde 22ye alıyordum . kıyaslayınca çok geldi. 20ye falan pejo 307 bulabilirsin. 1,4 hdi (dizel) çok az yakar.

san sebastian'a gidin.

granada tabii ki. oraya kadar gidip el hamra sarayını görmeden dönmeyin. vıcık vıcık turist görmek istemiyorsanız sabah erkenden gidin. sevilla'dan hızlı trenle madrid'e gitmiştim. uçaktan konforlu. kişi başı tek yön 60-70 euro vardır.

Günübirlik Madrid'de pek bir şey göremezsiniz, en azından 3-4 günü hak eden bir şehir Madrid. Öyle yapacağınıza bulunduğunuz yeri adamakıllı gezmeyi tercih edin bence.

bir kaba sıcak suyu ve kahveyi koyup beklet, sonra da bardağa süzerek koy.

Bi bardakta karistir kahveyle suyu, demlensin onda. Sonra mutfakta bulabildigin en ince suzgeci kullanarak diger bir bardaga aktar.

süzmeye gerek yok aslında. taneler bir süre sonra dibe çöker. ama içerken ağzına gelen olur tabii. özellikle son kısımlarda.

www.instructables.com

lovato. golfe taktırdım. 3 yıldır sıkıntısız kullanıyorum.

atiker iyi değil diyorlar brc taktırdı etrafımdaki herkes. Bir de honda fabrika çıkışı lpg li araç üretiyor onlar da brc, honda'nın bir bildiği vardır diyorum.

Usta farkı var bu işlerde.

eski aracım honda'da BRC, yeni araç Pejo'da Lovato var. İtalyan'dan şaşma dediler, abilerimizi dinledik.

Senin sayende forumları biraz araştırdım. Atiker taktıran 10 kişiden 3'ünün motor arıza lambası yanmış, BRC canavar gibiymiş.

brc ama 1500'e felan bulabilirsen. 1700 çokmuş.

aslolan işi bilen usta diyorlar markadan çok.

işçilik üründen daha önemli imiş.

3 sene oldu taktirali. brc pahali ama daha kaliteli dedi herkes biz de brc'ye gittik. memnunuz da.

yalniz soyle birsey de var, arabanin markasina gore hangisinin daha iyi oldugu degisiyor demislerdi bize. japon abalarinda atiker daha iyiymis, fransiz'da brc mesela. bir de cok iyi bir usta bulup yaptirmaniz lazim, bu is standart bi is gibi gorunse de sonucta el emegi ve ustalik giriyor isin icine. iscilik, markadan daha onemli.

taktirdiktan sonra da unutmayin, yaginizi ve filtrenini normalden daha sik degistirmeniz gerekecek. yilda bir kere veya her 10 bin kmde de bilgisayarli gaz ayari yaptirin ki bunun icin de iyi bir usta bulmaniz lazim.

2005 polo'da 3 sene atiker kullandım.
ilk birkaç ay alışana kadar sıkıntılıydı sonra misler gibi oldu.

2011 hondam var sıfırdan itibaren brc kitli. kilometre 60000. hala kit le ilgili hiç bir sorun yaşamadım. maşallah demeyide ihmal etmeyin

Ben de BRC tavsiye ederim, ancak arkadaşların dedikleri doğru. %50 kalite %50 işçilik. Usta çok önemli. Ben de Cruze'a Landi Renzo kit taktıracağım.

2007 otomatik polo'ya Topkapı teknik oto'daki Emkar'a BRC taktırıp 80 bin km yaptım. bir sorunla karşılaşmadım. tavsiye ederim.

denildiği gibi montaj lpg kiti kadar önemli. emkar sana uzaksa forumlardan servis taviyesi araştır.

şehirlerarası çok seyahat ediyorsan lpg'de servis ağı da önemli.

Aracı daha yeni aldım yol bilgisayarını henüz sıfırlamadım ancak şu anda 10.6 litre gösteriyor ortalama tüketim. sanıyorum lpg ile 12-13 arası olacak. Bu da Ortalama 2.20'den hesaplandığında 26-28 kuruş civarı yapıyor. Şu anda 45 kuruş yakıyor neredeyse.

arkadaşlar tüpü taktırdım bakalım
brc'nin 1500tl olan modeli ilgilenen varsa ileride detayları paylaşırım.

minerva'yı bilmiyorum ama çelik jant meselesi yalan olmuş. belki başka bir şey demek istemiştir yanlış anlamış olmayasın.

neden takılmasın? ben kullanıyorum gayet kış lastiklerini çelik jantlarla

minerva`yı boşver. lastik önemli paradan kaçamayacak. kış lastiği için bütçen yeterse continental yoksa petlas. başkasına bakma

lastik ölçülerin nedir?

Bak aşağıdaki listeden. minervaya vereceğin parayla en azından petlas alırsın. Kış lastikleri iyidir petlasın

www.hepsiburada.com


www.hepsiburada.com

@merhum yanlış anladığımı sanmıyorum, çünkü lastikleri değiştirme konusunu birkaç kişiye sordum ve dikkatle dinledim. araba konusunda pek bir şey bildiğim yok ama erkeklerde de şunu fark ettim ki; konu araba olunca her erkek diğerinin dediğini yanlışlıyor, kafam karıştı artık.

çelik janta yeni kış lastiği takılabilirliği konusunda herkes hemfikir. lastikçi sana yeni jant da kakalamak istemiş.

adam uğraşmak istememiş bariz. jant çizilir falan ondan tırsıyordur veya. 4 tane uyduruk jant alıp lastikleri de onlara taktırıp jant değiştirme muhabbetinden kurtulabilirsiniz ama gerek var mı bence yok.

Ben daha dün değiştirdim. Ben de böyle saçma bir şey duymadım.

Önceden lastiklerin karşılaştırıldığı yazılar okudum. Minerva'yı hatırlamıyorum. Vardı büyük ihtimalle ama hafırlamıyorum. Bu yüzden de tavsiye etmiyorum. Kış lastiği bu, paraya kıyıp almanız lazım.

jantlarda öyle bir şey yok. gayet kullanılıyor. yanlış bilgi bu.

lastik olaraksa kesinlikle petlası öneririm. daha da iyisi olsun derseniz continental olsun. başka markalara çok da gerek yok bu ikisi varken.

kış lastiğine çelik jant takılır tartışmaya lüzum yok.
125 liraya onu alacağına sana good year ug9 öneririm. Ben kullanıyorum çok memnunum.

www.hepsiburada.com
burda hem kargo bedava hem de world kartınız varsa 50 tl world puan veriyor. Lastik tarihi konusunda endişeyeliysen de lastikler 2014 44. hafta geldi bana, gayet yeni yani.

Ben de kis lastigi konusunu arastiriyordum ve gecen hafta taktirdim. Arkadasin.bambaska.bir sey soylemis veya bu isten anlamiyor.

Gidip taktiracagin yerlerden alman pahaliya gelir. Kalitesiz lastigi pahaliya takarlar. Ben kis lastiginde en iyi marka diye bilinen nokian marka 4 lastigi internetten 535 liraya aldim. 30 liraya da taktirdim. Celik jantlari kullaniyorum hala.

Atatürk oto sanayi sitesinde goodyear bayisi ile görüştüm @nuevo önerisi olan GOODYEAR 185/60 R15 84T UltraGrip 9 Kış Lastiği (Üretim: 2014) 160TL bedelle takacak. yoruldum, bu işe daha fazla enerjimi tüketemeyeceğim, elin kızı inernetten elbise bakar biz kış lastik bakıyoruz. cevaplayan herkese teşekkür ederim.

aradaki farkı vermeyin ve yeni bedele razı olun.

ya da tefe tüfe oranında %5-6 bir şey yapın ama aradaki farkı verin.

www.emlaxell.com

www.milliyet.com.tr

aradaki farka dair hukuken olması gerekeni bilmiyorum.

ek: sözleşmede yazdığını bilmiyordum. şayet yazıyorsa, aradaki farkı ödemeniz gerekir.

aradaki farkı vermeyin. siz araöadoysanız ikinci ayda kendisi arasaydı o zaman. hazirandan bu yana yatırdığınız kiralara o an itiraz etmediyse artık itiraz etmesinin bi manası yok.

100 tl artış da çok fazla. kontratta bi artış oranı varsa onu uygulayın. yoksa prodeqin dediği oranda bi artış yapın.

kontratta tefe tüfe toplamının yarısı şeklinde yazıyor artış.

aradaki 20 tl'de de değilim, önceki farkları istemesi doğru/etik gelmedi.

kontratta enflasyon oranına göre yazıyorsa sizin o kadar zam yapmanız lazımdı. çünkü taraflardan biri bitirmediği sürece kontrat otomatikman yenilenir. siz de yeni dönemde enf. oranında artış yapacağınızı taahhüüt etmiş olursunuz. 100 tl çok. haziran'daki yıllık enflasyona bakıp ona göre bir artış yapın ama geçmiş ayları da ödemeniz lazım. ha ev sahibinin sonradan bildirmesi takozluk ama resmen bildirmesine gerek yok çünkü kontratta yazıyor.

not avukat değilim sadece en makul çözüm bu şekilde olur gibi geldi. eğer ev sahibi 100 tl'de ısrar ederse "mahkemeye ver deyip" çamura yatabilirsiniz. büyük ihtimalle sizin lehinize sonuçlanır ama bi avukatla görüşmek lazım. yalnız mahkemede haklı olmanız için geçmiş dönem zammını (enf. göre) ödemiş olmanız lazım.

Baharda sat.

ben daha yeni sattım. ikinci eli güçlüyse her halukarda satarsın. kasım aralık gibi piyasa düşer diye bekleyip alanlar da var sonuçta. ilanı koy, gelen tepkilere göre karar ver. istediğinden çok düşük teklif geliyorsa bahar veya yazı bekle. ama sen de ikinci el alacaksan piyasa yine yükselmiş olacak. onu da düşün.

bence şimdi satılmaz.

vergiler artacak dediler motor hacimleri için, askerlik satışları var, bayilerin de kampanyaları var.

takip etmedim ama düşmüştür piyasa.

en azından sahibinden.com'da takip ettiğim ilanların sahipleri devamlı fiyat kırıyorlar.

günlük ideal su tüketimi kişinin kilosuyla alakalıymış. kilolu insanların daha fazla içmesi gerekiyormuş. su içmek için de suyun içine limon koyabilirsin, nane yaprağı da olabilir.

1,5 litrelik olmak üzere şişeleri yatağın yanında, arabada ve ofiste masamda bulunduruyorum. diğer türlü ben de unutuyorum.

sürekli yanınızda su olması, içmenizi kolaylaştırır. ofiste masanızda gözünüzün önünde olsun, evde televizyon izlerken bilgisayarda takılırken yanınızda olsun.. ben resmen su içmeyi unutan bir insan olarak böyle yaşıyorum, fark ediyor.
miktar olarak da günde 2 litre iyidir diyorlar.

onun da uygulaması vardır. kur bi tanesini. hatırlatıp dursun.

valla ben de senin durumdaydım, cam su şişesi aldım bi tane masamın orta yerine koydum. gördükçe içiyorum, günün 8-9 saati masa başında geçtiği için de susuz kalmıyorum hiç.

hiç içmeyen birisi için 1 bardak su bile iyi, illa 1.5 litre su içicem diye kendini kasmana gerek yok bence. ben günde 2 litreye yakın su içiyorum ama bu kadarına gerek var mı emin değilim.

outlook varsa yarım saatte bir hatırlatma koyabilirsiniz.

kilolu insanların daha çok su içmesi gerekiyor diye biliyorum ben. sanırım sizin günde 2.5 litreden çok su içmeniz gerekli. 25 kiloya 1 litre su tekabül ediyor diye biliyorum ben ama emin de olamadım tam.
su içme alışkanlığı kazanma konusuna gelince, telefonunuza hatırlatma ekleyebilirsiniz yarım saatte bir, bir bardak su tüketmeniz iyi olacaktır diye düşünüyorum veyahut da 2,5 - 3 litrelik bir cam sürahiyi çalışıyorsanız masanıza koyabilirsiniz yanınızdan su şişesini eksik etmeyin lütfen.

valla 1,5 litre yetmez, hele kütle büyük sende, 2,5 litreden asagi icmemen lazim.

kahve icmek, peynir yemek gibi aliskanliklarinda varsa, müjde cok ideal bir böbrek tasi potansiyel hastasisiniz.

cekmediyseniz hic böbrek tasi agrisi, o bazen ufak ayak parmagi carpar ya mermere filan, öyle degil, tüm parmaklari elde ayakta carptigini ayni anda bir de yumruk yediginizi düsünün karniniza, bunun 30 ar dakika arayla 30 ar dakika sürdügünü düsünün.

suyun üstüne kamu spotlari yapistirin böbrek tasi agrisinda yerde kivranan adamlarin fotolarini koyun su siselerinin üstüne, hatta ben size video cekiyim yüzüm karanlik, kanal 7 gercek kesit stayla, onu seyredin 5 vakit günde.

kisaca icin su arkadasim, dünyada hasta olunca doktora gidince hepsi extreme bir durum, aksi bir durum yok ise, bol bol su icin der, her derde devadir su.

Gunluk icilmedi gereken su miktari kilonuzun yaklasik yuzde 30'udur.. 2,5-3 lt yeterli senin icin.. Ben 79 kiloyum. Gunde 3 litre iciyorum (eskiden hic icmezdim) .. Her gun sabah 1 lt lik bir sise al.. topu topu gun boyu bunu 3 defa bitireceksin. Bi dikiste iciyorsun ilkini zaten, son iki postayi da icersin. Vucut alisiyor zaten..