Giriş
(8)

Yemekteyiz?

comptrol
Selamlar,Efendim bu yapimi izlemiyorum, zaten toplasan en fazla 10 dakika izlemisimdir. sozlukte bunun `lost` gibi fenomen olmasi nedendir? ne buluyor sozluk yazarlari bunda? kisaca cevap verirseniz cok sevinecegim. he gerci lost'u da izlemiyordum ama oyle iste...Tesekkurler
Selamlar,
Efendim bu yapimi izlemiyorum, zaten toplasan en fazla 10 dakika izlemisimdir. sozlukte bunun lost gibi fenomen olmasi nedendir? ne buluyor sozluk yazarlari bunda? kisaca cevap verirseniz cok sevinecegim. he gerci lost'u da izlemiyordum ama oyle iste...

Tesekkurler
0
comptrol
(21.11.08)
izleyerek malzeme ariyorlar sanirim.
bir de sinir oluyorlar ama sirf buna inat izliyorlar gibime geliyor benim.
0
trimpot
(21.11.08)
bence asıl olay yemek.

şöyle açıklayayım: benim annem de merakla izliyor bu programı. sebeplerinden birisi şu; onları yemek yaparken görünce annem de yemek yapmak için hevesli oluyormuş. sadece o da değil arkadaşları da böyleymiş. işin içine her zaman rating getiren tartışmalar da eklenince izlenen bir yarışma oluyor.

yani takip edilmesinin sebebi herkesin yemekler hakkında bir fikir sahibi olması ve yarışmacılar arasındaki gerginlikler bence.
0
rectoa
(21.11.08)
Yemekteyiz programının yemekle alakası yok ki :)

İzleyenler BBG tadında olduğu için izliyorlar yarışmayı. Entry'lerin tamamı kişilere yönelik. Yemeklerle alakası yok. Keza yarışmacılar da aynen yemeklerden çok birbirlerini yemekle ugraşıyorlar. Kısacası hâlen içimizden atamadığımız bir BBG ruhu var. Birilerinin hayatlarını gizli gizli izlemekten hunharca bir keyif alıyoruz.

Yemekteyiz programının tutma nedeni budur.
0
ataturkiye
(21.11.08)
Sevgili comptrol,
Ben neden izlediğimi söyleyeyim: Gülmek için. Gerçekten gülmek için izliyorum. Genelde gergin havada ilerleyen bölümler olunca izlemekten kaçınıyorum. Zaten şu aralar da programdan soğumuş vaziyetteyim. Habire gerginlik olunca, beni baydı. Sıkılıyorum izlerken.
Yemek memek bahane kısacası. Ben yemekten zerre kadar anlamam.
0
nuage
(21.11.08)
televizyondan nefret ederim, sırf bu program için 17'de tv başında oluyorum..
kendimi baz alaraktan cevaplayayım..

bi kere doğal..
pazartesi günü elemanların hepsinin üzerindeki çekingenliği, hareket etmede zorlukları görebilirsiniz.. onca yapay şey izledikten sonra sadece bunu görmek bile iyi geliyor..

yemek falan bahane.. aynı şekilde mesela bi heykel yapma yarışması olsa, diğer tüm format aynı olsa yine tutardı bu.. yemek sadece ortak nokta.. bbg gibi başı boş değil bunlar.. yoksa sen 5 yıldızlı şefi getir yemek yaptır, nika hatunu 3'ten fazla verirse firefox'u yirim..

muhabbeti nedense sarıyor adamı.. yarışmacıları özellikle ve çok başarılı bir şekilde çok farklı karakterlerde seçiyolar.. biri ak diyosa biri kara diyor, diğeri gri derken birinin fikri bile yok, diğeri gökkuşağı.. bu da acayip bi sohbet ortamı yaratıyor, komik de oluyor felç edici cinsten sinir bozucu da..

ekrana kazandırıp kazandırabileceği en süper insan, tahmin edilebileceği üzre, hasan bey oluyor.. en güzel 5 günümü geçirdim desem hayat yönünden fakir bi insan gibin gözükücem sanırsam, ama ben bi daha geçen haftaki 5 bölüm gibi bi şey izleyemem televizyonda..

izlemediyseniz bi-iki bölümünü izleyin, sosyal tespit yapma yeteneği geliştirmekten değişik yemekler öğrenmeye kadar faydası var..

bi de o naim ne yavşak herif lan..
0
thefalloftekin
(21.11.08)
çünkü çok komik. toplasan 10 dakika izleyerek birşey anlaşılmıyor kusura bakmayın.
bu arada ben lost'u toplasanız 10dk izledim ve bir daha da izlemedim buyrun? ve çokafedersiniz bok gibi dizi olarak nitelendiriyorum. birileri adaya düşmüş. koş babam koş biri kovalıyor garip garip şeyler oluyor. anlamayıp kapatmıştım. gayette ciddiyim.
sonuçta 10 dakika izleyerek bu kanıya vardım ben lost için.
benzer bir kanıda sizden geliyor yemekteyiz isimli absürt program için.
0
winsome
(22.11.08)
alışveriş bölümü başka, yemek hazırlama bölümü başka, yemek bölümü başka, puanlama bölümü başka güzel.

bbg tadında olmasının yanısıra yarışma konusunun "yemek" olması programı daha çok izlettiriyor. yemekle ilgili herşey her zaman dikkati çeker. genelde herkes de en iyi yemeği kendisinin yaptığını iddia eder filan. aile içinde olsun, misafirliğe gidince olsun, lokantaya gidince olsun yemekleri hep eleştiririz. şöyle olaydı da böyle olaydı deriz.

bu tip yarışmalarda her zaman olduğu gibi yarışmacı seçimi çok önemli. yani hasan amcayı bulup seçen ve o grubun içine koyan prodüksiyonu tebrik etmek lazım.
0
mea maxima culpa
(22.11.08)
sagolunuz arkadaslar cevaplariniz icin, yarindan tezi yok ben de izliyorum bu programi :)
0
🌸comptrol
(22.11.08)
(3)

doğumgünü (hediye diil)

erostrada
istanbullu!şimdi bugün benim doğumgünüm, yok hayır reklam yapmak için değil, bi şeyi meraktan söylüyorum..eskiden mesela tatilya'ya doğumgünü çocuğu beleş giriodu, bazı barlar bahçeler giriş ücreti almıodu falan,benim bu şekilde yapabileceğim neler var şimdi?seneye kadar beklemeyelim..
istanbullu!
şimdi bugün benim doğumgünüm, yok hayır reklam yapmak için değil, bi şeyi meraktan söylüyorum..
eskiden mesela tatilya'ya doğumgünü çocuğu beleş giriodu, bazı barlar bahçeler giriş ücreti almıodu falan,
benim bu şekilde yapabileceğim neler var şimdi?seneye kadar beklemeyelim..
0
erostrada
(21.11.08)
body shop'un kartını alınca doğumgününde %25 indirim oluyordu...
0
kahvegibi
(21.11.08)
@kahvegibi body shop 2009'a kadar yeni kart vermiyor.
0
quasiromantic
(21.11.08)
yves rocher 2 senedir müşteri kartı olanlara doğumgününde kolye gibi bir hediye artı bir seferliğine bir ürün aldığında aynısından bedava gibi bir güzellik yapıyor.

misal banyom bu sayede yarı fiyatına alınmış çeşit çeşit duş jeli dolu :))

yılbaşında filan da bu şekilde olmasa da indirimli promosyonlar oluyor. siz de şimdiden bir kart alın, gelecek sene yararlanırsınız hiç değilse diyorum.
0
mea maxima culpa
(21.11.08)
(3)

2 aydır aynı iş

quinza
Müdürüm yaklaşık 2 - 2,5 ay önce bi iş verdi, bazı firmaların finansal bilgilerinin araştırılmasına ilişkin..2000e yakın firma var ve yarısından fazlasının bilgilerini buldum. ama eksikler de çok tabi. dediğim gibi 2 aydır bu iş bana geri dönüp duruyo, bulamıyorum sonuçta bazı firmaların web sitesi
Müdürüm yaklaşık 2 - 2,5 ay önce bi iş verdi, bazı firmaların finansal bilgilerinin araştırılmasına ilişkin..2000e yakın firma var ve yarısından fazlasının bilgilerini buldum. ama eksikler de çok tabi. dediğim gibi 2 aydır bu iş bana geri dönüp duruyo, bulamıyorum sonuçta bazı firmaların web sitesi bile yok.. bir de bazı finansal kurumların sitelerini inceledim, yine bulabildiklerimi yazdım ama siteler devamlı güncellendiği için benim bulamadım deyip boş bıraktığım firmaların bilgileri de ekleniyor, o siteler güncellenince bu sefer benim listemde boş kaldığı için çalışmayı atlayarak ve eksik yapıyormuşum gibi gözüküyor..benim çalışmayı yaptığım zamanda bu bilgilerin yeralmadığını sonradan güncellenmiş olabileceğini müdürüme söylemeli miyim? başka daha bir sürü işim var ve bu çalışmayı yapmak bir o kadar daha zaman istiyor. aynı şeyi devamlı bikez bikez daha yapmaktan çok sıkıldım..firmaları arasam diyorum herkes finansal bilgilerini şak diye vermez ki..uff ne yapsam??
0
quinza
(20.11.08)
bunlara kafa yormak durumunda olan sen değilsin, müdürün. tamamladığın işi kendisine ver, durumu da anlat. daha iyi bir iş yöntemi varsa zaten bunu müdür olarak düşünmesi gereken kendisidir.
0
desdinova
(20.11.08)
@want2die, ya hem dediğin gibi, bi de kendimi kötü hissediyorum şimdi yine baştan aşağı yaptığım şeyleri tekrar yapmak zorundayım.sonuçlanan bişey yok ortada asıl sıkıcı olan bu..

p.s. kızım ama olsun, sağol:)
0
🌸quinza
(20.11.08)
@quinza akademik bir yazı yazarken kaynak olarak internetten bir şeyleri referans veriyorsan dipnotta o yazıyı bulup da kullandığın tarihi yazmak zorundasın. mesela www.ekşisözlük.ekşiduyuru.htm sayfası, erişim tarihi 20 Kasım 2008 gibi.

sen de ciddi bir iş yapıyorsan bu şekilde yapmalısın. o şekilde bir dipnot koy ki hem ciddi olsun, hem de dediğin gibi müdür vb bu çocuk bu işi sallamış demesinler.
0
mea maxima culpa
(20.11.08)
(5)

Tsihrtlerim yıkanınca neden çarşaf gibi oluyor ?

solo
Arkadaşlar benim başımı ağrıtan ama bir türlü çzöüm bulamadığım bir sorun bu, yeni bir tshirt ya da herhangi bir kıyafet annem tarafından makinayla yıkandıktan sonra çarşaf gibi oluyor sadece bir kez yıkansa kendini salıyor giymek istemiyorum en son yıkanıp çuvala dönen güzel bir hediye kıyafetten s
Arkadaşlar benim başımı ağrıtan ama bir türlü çzöüm bulamadığım bir sorun bu, yeni bir tshirt ya da herhangi bir kıyafet annem tarafından makinayla yıkandıktan sonra çarşaf gibi oluyor sadece bir kez yıkansa kendini salıyor giymek istemiyorum en son yıkanıp çuvala dönen güzel bir hediye kıyafetten sonra pes dedim annem nerede hata yapıyor ısı konusunda annemi uyardım ama en fazla 30 derecede yıkıyorum dedi sorun makinada mı ? deterjan mı yanlış suyumuz da mı sorun var yoksa bunu herkes yaşıyor mu ?

bilenler bir el atarsa sevinirim.
0
solo
(20.11.08)
yaninda yumusatici kullaniyor musunuz?
0
trimpot
(20.11.08)
kuruturken etek kısmından çok gererek asılınca da oyle laçka olabiliyor tshirtler dikkat etmek lazım. ya da utulerken cok gere gere utulememek lazım aynı şekilde.
0
random blonde
(20.11.08)
kuruturken koltuk altlarından asıyor ondan da şüphelendim hatta inanmadım belki belinden asıyordur diye ama baktım koltuk altlarına yakın yerlerde maşa izleri var gerçekten, ayrıca annem genellikle tshirtlerimi ütülemez. çok nadir ben istersem ütüler
0
🌸solo
(20.11.08)
kaliteli ve değerli giysileri makineye atmamak gerekiyor. ne yazık ki narin çamaşırlar, özellikle t-shirtler makinede yıkanmamalı.

ben sadece evde giyindiğim uyduruk t-shirleri makinede yıkıyorum, diğerlerini hep elde yıkıyorum.

1. makinenin kalitesi önemli. bazı makineler giysileri rezil eder. bu bir gerçek.
2. makinede kullanılan program önemli. bu çeşit giysileri makinede yıkayacaksanız narin çamaşırlar için hafif programlar var.
3. deterjan olarak narin çamaşırların yıpranmaması için çıkarılmış sıvı deterjanlar var. (örneğin lovela, perwoll gibi) bunların kullanılması çok faydalı oluyor.
4. çamaşırın yıkandığı sıcaklık derecesi önemli. yüksek ısılarda giysiler ya bollaşıyor, bozuluyor.

anlattığınız kadarıyla anneniz pek narinmiş, kaliteliymiş ayrımı yapmadan makinede yıkıyor, normal deterjan kullanıyor ve kıyafetler bozuluyor.

tavsiyem narin çamaşırlarınızı sıvı deterjan ile elde yıkamanız. gayet güzel tertemiz oluyor, yıpranma olmuyor. biraz zahmetli ama naparsınız. yoksa sonuç sizinkiler gibi oluyor. belki o giysileri anneniniz yormamak için siz yıkasanız daha iyi olur. yazık ona da çünkü.

elde yıkamak çok zor değil. ılık suya basıyorsunuz çamaşırı 20-30 dakika sonra biraz söyle çitiliyorsunuz abartmadan, eğer gerekirse yakasını ve koltuk altını fazla çitileyin veya beyaz sabunla ayrıca sabunlayın, sonra durulayın ve yumuşatıcıya koyun. burda yazarken uzun görünebilir ama 1-2 dakika sürmüyor bu. gözünüzü korkutmasın.

böylelikle çamaşırlara, giysilere birşey olmuyor.

böylelikle 15-20 senelik kıyafetlerim dolapta duruyor, artık sıkıldığım için giyinmiyorum. evet, başak burcuyum, bazı şeylere takarım böyle.:))

EK: Kendi yazdıklarımı okuyunca ben bile kendimden korktum. Yok valla temizlik manyaa filan değilim, hatta yazlık t-shirtlerim poşette henüz yıkayıp kaldırmadım bile. Aralık ayına gireceğiz ama hala duruyorlar.
Ama @solo oturup nasıl oluyor da oluyor diye düşünüp düşünüp duyuruya yazıyorsa, ihtiyacı varsa bu bilgilere ben de değer verip ayrıntılı açıklarım.
0
mea maxima culpa
(20.11.08)
düşük ısıda (30-40 derece uygun aslında sizin yaptığınız gibi) ve düşük devirde yıkamak lazım.
kuruturken de asla ipe mandalla asmayın, askıya asıp ipe takın, hatta mümkünse serin, mesela portatif çamaşırlıkların üstüne serebilirsiniz yani asmayın üzerine koyun iplerin.

aslında bu işleri anneye bırakmayıp kendiniz yapsanız, en azından hassas giysileriniz için, daha iyi olur. anne, bunca ev işi arasında bir de sizin giysinize özen göstermekle uğraşamayabilir.
0
zen spider
(21.11.08)
(4)

ingilizce özel ders fiyatları ne civarda bu devirde?

24th fret
alan, veren, bir bilgisi olan var mı?piyasa kaçtan açılıyor, kaça kadar çıkıyor? Çeşitli faktörlere göre fiyatların epey değiştiğine eminim, ama genel bir bilgi olması açısından soruyorum. Şimdiden teşekkürler.
alan, veren, bir bilgisi olan var mı?

piyasa kaçtan açılıyor, kaça kadar çıkıyor? Çeşitli faktörlere göre fiyatların epey değiştiğine eminim, ama genel bir bilgi olması açısından soruyorum. Şimdiden teşekkürler.
0
24th fret
(20.11.08)
kısa bir süre önce ben sormuştum. cevaplar işine yarayabilir.

(git: 40800)
0
mea maxima culpa
(20.11.08)
oha 10 milyona verilen dersten gelecek hayrı merak ettim doğrusu. :)

teşekkürler. sanırım 2 saati 60 milyona rahatlıkla ders verebilirim bu durumda. daha fazla istemeye utanırım. :)
0
🌸24th fret
(20.11.08)
işte bu üniversite öğrencilerinin ne iş olsa yaparım abi tipi işlerinden. dediğin gibi nasıl bir hayır gelir ben de bilemiyorum. o paraya ders verdirenler düşünmeli bence.
0
mea maxima culpa
(21.11.08)
2 saati 60tan ogrenci bulmanız cok rahat olabilir. fiyatlar biraz, herkes ne kakalayabilirse şeklinde işliyor cunku. benim bir tanıdıgım 14-15 yasındaki cocuguna sırf "bogaziciliden" diye saati 250 ytlden ders aldırıyordu gecen sene, ögrenince deli misiniz divane misiniz diyerek durdurduk, baskasının ekmegine mani olduk ama insanlar iceriğine bilmediklerinden aman bi faydası olur diye sacma sapan şeylere inanabiliyor.

bence biraz adamına gore muamele yapmak kacınılmaz olmakla birlikte, fiyatı calısacagınız kesime göre ayarlamak daha dogru bir yaklaşım. Yetişkinlerle calısacaksanız daha yuksek, cocuklarla örnegin ödeve yardım olarak ders verecekseniz cok daha dusuk, sadece konusma dersi verecekseniz daha makul bir fiyat ayarlamak iyidir.

kaldı ki saati 60'a bile (callısacagınız bolgeye gore) ogrenci bulmanız kolay olur bence.
0
sopiro
(21.11.08)
(9)

Spor/ Yemek/ İçmek Ne Zaman?

think martini
Spordan önce mi yemek yemek lazım, spordan sonra mı? Akşam gidebiliyorum spora anca, onda da akşam yemeğini hangi araya sıkıştırıcağımı ve ne yiyeceğimi şaşırdım:( Bir de portakal suyu içme konusunda da aynı soruyu sormak istiyorum. Spora başlamadan önce enerji olsun diye mi içmek gerekir yoksa spor
Spordan önce mi yemek yemek lazım, spordan sonra mı? Akşam gidebiliyorum spora anca, onda da akşam yemeğini hangi araya sıkıştırıcağımı ve ne yiyeceğimi şaşırdım:(
Bir de portakal suyu içme konusunda da aynı soruyu sormak istiyorum. Spora başlamadan önce enerji olsun diye mi içmek gerekir yoksa spordan sonra mı içilir? Öncesi daha mantıklı geliyor ama bir de sizin fikrinizi alıyım dedim.
0
think martini
(19.11.08)
genelde metabolizmaya bağlı fakat spordan 1-2 saat önce karbonhidrat ağırlıklı yiyip spordan 1 saat sonra falanda protein ağırlıklı yemek en dogrusu olacaktır diye düşünüyorum. çünkü karbonhidrattır çabuk yakılır spor vesilesiyle çalışan ve yırtılan kasların içini doldurmak içinde yapı taşımız olan protein yemek fevkalade mantıklı geliyor.
0
onlygodjudgeme
(19.11.08)
spordan sonra yiyin her zaman.spora da çok aç karnına gitmeyin düşer bayılırsınız.ayarlayın işte :)
0
szqnn
(20.11.08)
bir animla cevap vereyim:

lisede hentbol takimindayiz. maci sabahin korune koymuslar, saha da karsida... kahvalti hak getire. yolda arkadasla kiymali borek aldik. maca iki saat vardi. macta bayagi bi goz goze gelip kusma hareketi yaptik sonra.

spordan iki/uc saat once hazmi kolay enerjisi bol (= makarna) gida alin... sonra da ne yerseniz yiyin.
0
no avalon
(20.11.08)
spora ve spor yapmandaki amaca gore degisir, ama en genel haliyle soylemek gerekirse spordan en az yarim saat once, hafif ve araliklarla ye, spordan sonra daha iyi yiyebilirsin.. portakal suyu da farketmez bana gore.
0
ermanen
(20.11.08)
öncelikle aç ya da tok karna spor yapmak tavsiye edilmez bu kişiyi tamamen negatif yönde etkileyen faktörlerin başında gelir. spordan ya da müsabakadan 2.5 ile 3.5 saat önce yemek yenmesi tavsiye edilmektedir. kişisel değişkenler ve spor branşına göre ufak farklılıklar olsa da bu genel itibariyla böyledir. yani yemeğinizi sindirmiş olarak spora başlamalısınız.
yapacağınız spora yönelik yemeğin içeriği değişebilir, bu ayrıntılı bir konudur çok fazla değinmiyorum. sadece glikojen depolarınızın doygunluğu açısından karbonhidrat içeren(makarna, haşlanmış patates, pirinç pilavı, vb.) besinlere ağırlık vermeniz performansınıza olumlu etki yapar onu söyleyeyim.

bunun dışında sporda sıvı alımı performansı çok kısa sürede pozitif ya da negatif yönde etkileyebildiği için önemli bir konudur. siz spor yapmıyorken bile gün içinde alacağınız sıvı miktarı sizin yapacağınız egzersize/spora etkide bulunacaktır. bunun yanı sıra antrenman yada egzersizinizden 1 saat önceye kadar içebildiğiniz kadar su tüketebilirsiniz. egzersiz sırasında da sizi rahatsız etmeyecek şekilde 15-20 dakika aralıklarla küçük bir pet şişenin yarısı ya da 1/3'i kadar su alabilirsiniz. eskilerde öğretildiği üzere müsabaka ya da spor sırasında su alınmaz zırvasının yanlışlığına burada değinmeden geçmeyeceğim. sakın sıvı almaktan çekinmeyin, aksini söyleyenleri de budaklı meşe odunuyla kovalayın efendim.
portakal suyu yazmışsınız öyleyse sıvının içeriğini es geçmeyeyim. öncelikle egzersiz öncesi ve sırasında gazlı içeceklerden uzak kalmayı tercih edin. bunun yanı sıra ayrıntı ama önemli bir konu (teknik detaya girmeden anlatmaya çalışacağım) eğer su harici sıvı almak istiyorsanız aldığınız sıvının şeker oranının çok fazla olmamasına dikkat edin. bu emilimde sorunlar yaratacağı gibi ihtiyacınız olan bileşenleri almanıza da çok yardımcı olmayacak belki de dehidrasyona sebep verebilecektir. siz en iyisimi suyu ya da ağır egzersiz yapıyorsanız piyasada güvenirliliği kanıtlanmış sporcu içeceklerini kullanın. konuya vakıfım diyorsanız kendi sporcu içeceğinizi de hazırlayabilirsiniz tabi..
0
o ben degilim
(20.11.08)
spordan sonra bildiğim kadarıyla mineral (ve belki vitamin) kaybı olurmuş.Portakal suyu onu gidermek için spordan biraz sonra içilebilir.
Önce hele bi duşunuzu alın tabi
0
natnan
(20.11.08)
spordan önce bir meyve artı meyve suyu ve su iyidir. enerji verir.

başka şeyler yerseniz rahatsız ediyor. (yapacağınız sporun zorluğuna göre bu değişir tabii) ağırlık yapıyor mideye, bir de gaz yapabiliyor. oysa meyvenin hazmı kolay ve ağırlık yapmıyor.
0
mea maxima culpa
(20.11.08)
Öncelikle verilen cevaplar için çok teşekkürler:) buradan şu sonuca vardım ki spordan birkaç saat önce karbonhidrat almak lazım, spordan sonra da belki salata ve ızagara et filan mı? Bir de şu soru takıldı aklıma; spordan önce karbonhidrat alıcaksam öğle yemeğinde almamak daha mantıklı değil mi? Yani spordan önce makarna yiyeceksem öğle öğününde salata filan yiyip günde iki defa karbonhidrat tüketmemiş olmak daha doğru galiba değil mi?
0
🌸think martini
(20.11.08)
portakal suyu fruktoz içerir. spor sonrası için yeterince yüksek bir glisemik indeksi yoktur. üzüm suyu tercih et.
fruktozun zararı yavaş kana karışmasına rağmen hala şeker olduğu için kas glikojenine çevrilemeyen kısmının sana yağ olarak dönmesi.
öğleden sonra kompleks karb ve protein açısından zengin bir öğün tüketirsen işten çıkmadan yiyeceğin bir avuç fındık senin için yeterli olacaktır. antreman sonrası da üzüm suyu ve bence aminoasit desteği alsan yarım saat sonra da yemeğini yesen süper olur.
0
arnold schwarzeneger
(20.11.08)
(2)

AsyaCard kredi kartım çıktı mı, çıkacak mı?

ataturkiye
Merhaba Aborjin kardeşlerim;Yaklaşık 1 hafta önce "belki bize de çıkar, şansımızı denemekte ne zarar var" diyerekten Bank Asya'nın xyzt numaralısına TC kimlik numaramı göndermiştim. 2 gün önce aradılar, bazı bilgiler sordular (adres, kaç para maaş alıyorsun vs).Telefonu açan hanfendi 0216 xxx xx xx
Merhaba Aborjin kardeşlerim;

Yaklaşık 1 hafta önce "belki bize de çıkar, şansımızı denemekte ne zarar var" diyerekten Bank Asya'nın xyzt numaralısına TC kimlik numaramı göndermiştim. 2 gün önce aradılar, bazı bilgiler sordular (adres, kaç para maaş alıyorsun vs).

Telefonu açan hanfendi 0216 xxx xx xx numaraya kimliğimi fakslarsam işlemimi yapacaklarını söylediler.

Bugün yine bir mesaj geldi telefonuma: "Başvurunuz 0216 xxx xx xx numaraya kimliğinizi fakslarsanız işleme alınacaktır. Bank Asya".

Daha önceki kredi kartımda (işbank) ödeyemediğim (daha doğrusu geciktirdiğim için) evime noterden kağıt gelmişti. Gidip hemen kapatmıştım borcumu. Lakin orada çalışan veznedar da "kara listeye girdiğimi ve en az 5 sene kredi/kredi kartı alamayacağımı" söylemişti.

Şimdi durum nedir arkadaşlar? Acaba kara listede miyim? Öyleysem başvurum nasıl kabul oldu? Kara listede değilsem kimliğimi fakslasam direkt gelir mi kredi kartım?

Kestane kebap acele cevap... Lan kestane dedim canım çekti. Şöyle közlenmiş bi kestane olsa da yesek...
0
ataturkiye
(19.11.08)
borç ödemesini geciktirmek ve eve sadece bir noterden kağıt gelmesi ile borcu kapatmış olmakla kara listeye girilmez. kara listeye girmek için icra mahkeme filan olması gerekir.

sen faksla kimliği. zaten kart vereceğiz dememişler, başvurunu işleme koyacağız demişler. belki çıkar belki çıkmaz kart.
0
mea maxima culpa
(19.11.08)
@htf teşekkürler bilgi için.

ataturkiye ayrıntı yazmamış ama, ben nedense öyle 3 dönem filan uzatmamış gibi anladım. öyle düşündüm. hemen biraz gecikince bu işler olmaz diye yazdım. sizin kadar ayrıntılı bilmiyorum zaten.
0
mea maxima culpa
(19.11.08)
(8)

Kuzenim yavruladı, ne alsam?

tembel degilim useniyorum
Kuzenimin nurtopu formunda bir erkek bebeği oldu. Hediye olarak yeni doğan bebeğe ne alınır? Nerelerden alınır? Dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir?
Kuzenimin nurtopu formunda bir erkek bebeği oldu. Hediye olarak yeni doğan bebeğe ne alınır? Nerelerden alınır? Dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir?
0
tembel degilim useniyorum
(19.11.08)
yeni doğmuş bebekler için böyle yataklarının başına asılan yanar döner şeyler var. bebeklerin dikkatini çeksin diye. bir de onlara benzer yumuşak oyuncaklar var, sallayınca içinden çıngırak sesi geliyor.

bunlar alınabilir. bunun dışında elbette ki çeşit çeşit bebek giysisi. yeni doğmuş olanlar için olanları da alabilirsiniz, 1 yaşında olan için de. sonuçta giysi çok kirleniyor ve çocuk da çabuk büyüyor.
0
mea maxima culpa
(19.11.08)
altın fiks hediyedir aileye destek olma babında ama samimiyet fazlaysa gerek yok destek zaten baska türlü de olunur.

ben en son fanatik galatasaylı bir babanın oğluna taraftar store dan orjinal bir alt üst forma alıp (küçüktü tabi 2 yaşında falan giyebileceği cinsten) sırtına da çocuğun ismini yazdırmıştım altından pahalıya geldi ama baba aldığım en güzel hediyeydi demişti.
0
agk
(19.11.08)
Annem altın alıyor zaten. Şöyle kullanışlı, marjinal faydası yüksek bir şey almak istiyorum...
Bu arada öneriler için teşekkürler.
0
🌸tembel degilim useniyorum
(19.11.08)
bebek havlusu alabilirsiniz, ya da battaniye, soyle sarip sarmalamak icin bebegi. nasilsa kis geldi. olmazsa boyle tulum gibi penye/pamuklu kiyafetler var, surekli kirlendigi icin ne kadar cok olsa o kadar iyidir, zaten vardir ama fazlasi hic gereksiz olmaz. mama onlugu, bere ve eldiven de guzel.
bir de halen tutan var midir bilmiyorum ama, anneler icin bebek gunlugu oluyor, ilk dis, ilk bilmem ne, yaziyorlar. aslinda hamileyken baslaniyor sanirim ama, anne boyle bir sey tutmamissa o da guzel bir hediye olabilir.
eger almamislarsa, bezleri falan steril hale getirmek icin bir alet var, adini bilmiyorum; ya da havayi nemlendiren bir alet var, o ikisi de cok ise yariyor.
0
nazenin
(19.11.08)
Ana kocağı denilen bişi var, işe yarar, ondan alınabilir. Annenin bebekle ilgilenmesi sırasında delirme katsayısının azaltılması işine yarıyor.
Bebek arabası alabilirsiniz eğer almadılarsa.
Alt değiştirme takımı olabilir.
0
sui
(19.11.08)
henüz almamışlarsa bebek telsizi alabilirsiniz.

bi de şöyle bi site buldum belki fikir verir:
www.bebekmarket.com
0
quasiromantic
(19.11.08)
yanında "yavruladı" falan dememen bile yeter bence :))
0
balpeynir
(19.11.08)
bence gelecekte kullanabilecegi bir hediye alin, degisik olur. zaten bebek anlamiyor ne aldigini, akli erdiginde anlar en azindan:) hem aile hem de cocuk icin anlamli olur yani.
0
ermanen
(19.11.08)
(3)

çıldırmak üzereyim. direk turkcell müşteri hizmetlerine nasıl ulaşırım?

passion rules the game
genpa'dan telefonumu değiştirdim. eskiden avea ile aktive etmişken şimdi olmuyor. aradım turkcell müşteri hizmetlerini arayın dediler ama illa turkcell hat numarası soruyor. bi elimden tutuverin.
genpa'dan telefonumu değiştirdim. eskiden avea ile aktive etmişken şimdi olmuyor. aradım turkcell müşteri hizmetlerini arayın dediler ama illa turkcell hat numarası soruyor. bi elimden tutuverin.
0
passion rules the game
(18.11.08)
sürekli "0" a bas eskiden müşteri hizmetlerine bağlanıyordu. yani operator bir şey dediğinde bas, yine mi dedi bas.. olmadı sallama bi numara gir çok acilse..
0
only
(18.11.08)
evet, tuşladığın numara önemli değil. zaten operatörler o numarayı görmüyor bile, çoğunlukla neydi numaranız diye soruyorlar.

bir arkadaşının numarasını tuşla :)) olmadı onun telefonundan ara. hatta yakında olsa gel benim turkcell gold hattından beklemeden ara dicem.
0
mea maxima culpa
(18.11.08)
sağolun. çözüm bütün numaralara sallamakmış. rastgele 30 sayıya bastıktan sonra operatör bağladı. ben telefonu aktive edebildim mi, hayır :)
0
🌸passion rules the game
(18.11.08)
(1)

Öğrenci affından yararlanma

kirmizi gul demet demet
üniversite öğrenci affından yararlanmak için nereye,nasıl ve hangi süre içinde başvurmak gerekiyor?
üniversite öğrenci affından yararlanmak için nereye,nasıl ve hangi süre içinde başvurmak gerekiyor?
0
kirmizi gul demet demet
(18.11.08)
Af yasası 28 Ekim günü resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi. başvuru süresi iki ay. yararlanmak için 29 aralık tarihine kadar başvuru yapmak lazım.

nereye başvuracağına gelince ayrıldığın okuluna başvuracaksın. öğrenci işlerinden bir dilekçe veriyorlar, onu dolduruyorsun.

birçok okul neler yapılması gerektiğini internet sitesine koydu. o yüzden gitmeden önce okulun internet sitesine bak, öyle git. olmadı telefon aç. bazıları resimmiş, yok ikametgahmış bişiler istiyor.

başvuru süresi olan 2 ayda genelde sadece başvurularu alıyorlar. bir işlem yapmıyorlar.

bir de önemli şey başvuru yaptığında başvuru yaptığına dair bir yazı, veya başvuru numarası al. o da çok önemli
0
mea maxima culpa
(18.11.08)
(19)

sütlü gofret aranıyor

insanimsi
geçenlerde reklamlarda izlemiştim. markasını/modelini unuttum. reklam şöyle gibiydi:buzdolabında bir cam surahi süt ve sütle aynı rafta, ambalajının yarısı soyulmuş bir şekilde iki gofret arasında kalın bir tabaka beyazlık (süt) duruyorlar. sonra aralarında rekabet mi desem, arkadaşlık mı desem öyle
geçenlerde reklamlarda izlemiştim. markasını/modelini unuttum. reklam şöyle gibiydi:
buzdolabında bir cam surahi süt ve sütle aynı rafta, ambalajının yarısı soyulmuş bir şekilde iki gofret arasında kalın bir tabaka beyazlık (süt) duruyorlar. sonra aralarında rekabet mi desem, arkadaşlık mı desem öyle bir muhabbet dönüyor işte. sanırım bu kadar yeterli. var mı bilen?
0
insanimsi
(18.11.08)
www.sweetstall.com
kinder bueno?
0
buffy de vampir sayilir
(18.11.08)
alpella üçgen daha güzel. hem onunda reklamı var.
0
onlygodjudgeme
(18.11.08)
yok bueno değil. sanırım kinder süt dilimiydi. ama o kadar migros tansaş dolaştım bulamadım.
0
🌸insanimsi
(18.11.08)
vampyria
(18.11.08)
ta kendisi!
görür görmez pavlovun köpeğine döndüm:)
0
🌸insanimsi
(18.11.08)
o ne ya ilk defa gordum, orgazmik birseye benziyor, almali...
0
ermanen
(18.11.08)
İnceden bi de limon tadı var ki çok başarılı.
0
kabal
(18.11.08)
ankara içerisinde gören var mı bundan?
0
🌸insanimsi
(18.11.08)
bunları ararken marketlerde çikolata reyonuna bakmayın. dolaplarda muhafaza edilir bunlar. dolaplara yönelin. yani hiç almadım ama yurtdışında dolaplarda muhafaza ediliyor, burada da öyledir sanırım.
0
teritori
(18.11.08)
Eşim için aradım bunlardan. Bayrampaşa CarrefourSA, Beylikdüzü CarrefourSA, Vatan Migros devasa ve orta ölçekli alış-veriş merkezlerini dolaştım sırf bu süt dilimi için. Hatunun çocukluk tutkusuymuş.

Onu bulamadık ama bu arada dolaşırken dolaşırken eve bir sürü gereksiz ıvır zıvır aldığımı fark ettim.

İstanbul'da bu gavur icadının nerede satışa sunulduğunu gören bilen varsa insanlık namına bi' yazıversin. Reyon görevlilerine soruyoruz, sipariş listesine girmedi henüz diyorlar...
0
sen dururken annenmi gidcek ekmek almaya
(18.11.08)
süt dilimi değil de, başka isimli olan bir tane daha var.
adı neydi onun ya, süt dilimden KAT BE KAT daha güzel. mutlaka deneyin.
piglui miydi neydi ya.
0
head
(18.11.08)
ahahah. şimdi uykudan uyandım ve dun akşamdan zulaladığım iki adet süt dilimini kahvaltı olarak yerken yazdıklarınızı okudum da vicdan azabı çektim. ama nazar etmeyin, çok aradım ben de onu. kaç gündür bulamıyordum.

sözlükte de yazmışlardı. migros, macro gibi büyük marketlere bakın öncelikle, ama oralarda da bitmiş olabiliyor. sonra eve kös kös dönebiliyorsunuz.

bir de böyle orta büyüklükteki marketlerde oluyor. dün akşam öyle bir yerde buldum.

yoğurt reyonunda oluyor. hani çocuklar için meyveli yoğurtlar oluyor ya danino filan, onların yanına koyuyorlar kutusunu, yanında da pingui olabiliyor.

ben çok sevdim, eşiniz de sever umarım. bazı arkadaşlar da sözlükten okuyup bir heves alıyor ama sevmiyor.
0
mea maxima culpa
(18.11.08)
tansaşta dondurma dolabında oluyor. belki gofretlerin oraya baktınız ama bulamadınız?
0
merope
(18.11.08)
su anda ithalatta bir sorun varmis, marketlere yeni mal yollamiyormus ferrero, biraz bekleyeceksiniz...bütün marketler (tansas migros carrefour real kipa vs.) "siparisi verdik ilk 2 günde bitti" diyorlar. Olanlar da önceden stoklanmis olanlar.
0
the man who hears deepest inquisitions
(18.11.08)
ben çağdaş markette buldum,ankara da sormuşsunuz ya,yakınlarda varsa bi bakın.
0
elbar
(18.11.08)
caddebostan migrosta var.
0
susannah
(18.11.08)
kinder süt dilimi'ni mmm migroslarda bulailirsiniz. ben $i$li migros'ta bulmu$tum.
0
robinbook
(18.11.08)
hem süt dilimi hem pingui kanyon makrocenter'da bissürü var!
0
bordeaux
(19.11.08)
anakara'da bahçelievler emek tansaş'ta buldum, yedim, emdim, yuttum. arayıpta bulamayanlara ilan olunur.
0
🌸insanimsi
(20.11.08)
(8)

el öpmek

orange coffee
kimisi eli öpüp alına koyuyor, kimisi çenesine değdirip alnına koyuyor. hangisi doğru?hiç de haz etmem el öpmekten.. neyse..
kimisi eli öpüp alına koyuyor, kimisi çenesine değdirip alnına koyuyor. hangisi doğru?

hiç de haz etmem el öpmekten.. neyse..
0
orange coffee
(17.11.08)
öpmekten haz etmeyip el öpmek zorunda olanlar çenesine değdirip alnına koyuyordur belki de.
0
ymerdiveni
(17.11.08)
gercekten opmeyeceksin, dogrusu ve sagliklisi bu zaten, vucudun en cok kirlenen yeri ellerdir. O yuzden, hic yoktan ceneye degdirilebilir.
0
ermanen
(17.11.08)
''öpmek'' olduğu için doğrusu dudağa değdirmek.
0
insanimsi
(18.11.08)
çenesine değdirip alnına koyanlar dudaklarında ruj olan kadınlardır. dikkat ediniz. yoksa benim bildiğim böyle bir adet yok :))
0
mea maxima culpa
(18.11.08)
buyukbabanin elini opuyosan cenene degdiriceksin tabiki, el opulurmu hic hehe. bir bayaninkini opuyosan o farkli
0
jay kay
(18.11.08)
doğrusu öpmek hatta öptürmemek için kasarsa karşıdaki - ay ben o kadar yaşlı mııım! diyerekten daha eğlenceli oluyor. öpüyormuş gibi de yapılabilir hani boyle - ay şeyma naber? diip havaya öpücük atılıyormuş gibi. insan kendi dedesinin ninesinin anasının babasının elini öpebilir iğrenmez o kadar ama ne biliim bayramlarda falan maksat mikrop alışverişi olabiliyor bazen. çoluk çocuk cümbür cemaat. en güzeli böyle havadan, öpüyormuş gibi, ruju da bozmadan. öpme sesi de çıkartıp. gerçi mikroplardan bu kadar kaçıp sonra yılda 5 kez de hasta oluyoruz ya o da ayrı birşey.
0
random blonde
(18.11.08)
el öperken iki ayrı baskı hissediliyor. biri öpülecek eli tutan elinin baskısı, ikincisi dudak ya da çene hangisini kullanıyorsan onun baskısı. ilkini biraz daha yüksek uygularsan ikincisi için temas gerekmeyebiliyor. böylece şekil şartı da yerine gelmiş oluyor, herkes mutlu sen mutlu.

Yine de söylemeliyim, anne ve babamım dışında kimsenin elini öpmem ben. tavsiye ederim.
0
trocero
(18.11.08)
El öpmedeki amaç senden yaş ya da statüce büyük kişinin önünde saygıdan eğilmektir. baba, dayı, hala, amca, kadın... Başını eğdikten sonra istersen öp, istersen çenene değdir, istersen parmak aralarını em; eteğini öp bir farkı yok.

seçtiği millet vekillinin elini öpen zihniyet var bir de.
0
sen dururken annenmi gidcek ekmek almaya
(18.11.08)
(8)

Alınık Golden Retriever yavrusu

sakingittarist
Evet bunların yavrularından arıyorum... Erkek dişi farketmez, bahçeli evim var ister bahçede ister evde, istediği gibi koşar oynar, çok nefis bakarım kendisine, masraftan kaçınmam, okul öncesi eğitimine dikkat ederim, altını temizlerim, sinemaya falan götürürüm, gondola bineriz beraber... Noolur la
Evet bunların yavrularından arıyorum... Erkek dişi farketmez, bahçeli evim var ister bahçede ister evde, istediği gibi koşar oynar, çok nefis bakarım kendisine, masraftan kaçınmam, okul öncesi eğitimine dikkat ederim, altını temizlerim, sinemaya falan götürürüm, gondola bineriz beraber... Noolur lan, varsa köpeciği yavruliycak olan, yavrulara iyi bakabilecek birini arayan köpesever arkadaşlar bi taane yavruyu versin bana... Yok evlatlık vermem satarım diyen olursa o da uyar konuşur anlaşırız parası neyse veririm... (500'den fazla istemeyin lan, memur adamız).

İletişim bilgilerimi vereyim:

[email protected]
[email protected]
0
sakingittarist
(17.11.08)
hayvan barınaklarına baktınız mı hiç? çoğu zaman cins köpekler oluyor. hem de hiçbir ücret ödemeden alıp köpüşlerden birini yuva sahibi yapabilirsiniz... golden en çok bakılan cinslerden biri olduğu için, sokağa atılanı da fazla oluyor ne yazik ki. belki bir fikir olarak benimkisi =)
0
random blonde
(17.11.08)
@random blonde
istanbulun nerelerinde barınaklar var? bi de orda bakımları nasıl oluyor, aldığımda kanlı ishal vs. ölümcül bi hatalıkla beraber alırsam ve bende ölürse acaip pis üzülürüm ben...


@snowflake

ilk linkteki süper bişeye benziyo. yarın telefon edicem ilgili kişiye. çok saol:) olmazsa tekrar bi duyuru yaparım da hani olur da golden'i yavrulıycak olanlar olur, barınakta bi taane gördüm çok nefis bişe diyenler olur, aga bizim köyde bi köpekler var, dayıoğluna sööliim getirsin diyenler olur... :)))
0
🌸sakingittarist
(17.11.08)
zen spider'a mesaj atin eger bir sonuc alamazsaniz. barinaklarla baglantisi var, yardimci olacaktir.
0
la traviata
(17.11.08)
yeri gelmişken ben de sorayım. ben de köpek arıyorum yavru yetişkin farketmez ama bahçede yaşamaya uygun bir köpek olması lazım. abantta yaşayacak köpekcik zira. iki tane bile olabilir. tek şartı saldırgan ve hastalıklı olmaması tabi. boyle buyuk kocaman kaslı olursa daha iyi olur. dayanıklı olması açısından. sozlukten ulaşabilirsiniz.
0
likeinme
(18.11.08)
minikpati.com

bu siteye de muhakkak bakın. güzel ve kullanışlı bir site.

lütfen barınaklara da bakın. yazıktır cahil ve kötü kalpli insanlar cins kedi-köpekleri alıp sonra da sokağa atıyorlar. bir yavrunun hayatını kurtarırsınız.
0
mea maxima culpa
(18.11.08)
Köpek konusu açılmış ben de yazayım. bu arada golden a para vericekseniz 200 hadi bilemedin 300 den fazla vermeyin sakın. hatta golden a para mı verilir lan :) her yer golden.

www.sahibinden.com
0
rurouni
(18.11.08)
barınak konusunda korkunuzu anlıyorum şöyle diim kanlı ishal bile olsa ki benim kedilerim yavru iken olmuştu doğru tedavi ile hayat kurtarılabilir. ama bu zaten dışarıdan belli olan bişey. o kadar hasta görünen bir hayvanı almayabilirsiniz. birinin süper sağlıklı görünen yavrusunu alıp 2 sene sonra allah korusun kanser de olabilir o köpek çok gördüm böyle olaylar. bu biraz şans meselesi önemli olan bahçeli eviniz de varmış ne güzel. saldırgan olmayan iyi huylu bir köpek edinmek. bir hayvanın hayatını değiştirmek.

www.i-gunler.com
burda istanbulun belli başlı iyi kötü barınakları var gidip görmek lazım. hangilerinde golden var bilemiyorum. aslında gidip görünce kesinlikle barınaktan almak isteyeceksiniz. zaten aşıları tam mı vs. öğrenirsiniz gerekirse yaptırırsınız.

www.fatihbelediyesiyedikulehayvanbarinagi.com burada golden varmış mesela hala varsa... bi de hayvanların barınaktaki fotografları halleri sizi korkutmasın. ben sokaklardan ne haşat hallerde kediler kurtardım bir ayda pamuk gibi oluyorlar =)
0
random blonde
(18.11.08)
süpersiniz:) hepinizi öpüyorum:)))
0
🌸sakingittarist
(23.11.08)
(5)

Makyaj sorunsalı

cy7
Selamlar, şöyle bir olay var: benim gözüm çok hassas ve sık sık enfeksiyon vs kaptığı için makyaj malzemesi vs kullanırken çok tırsıyorum. Mesela her fiyattan maskara var, zaten çok ucuz falan alayım demiyorum ama bu pahalı markaların gerçekten farkı var mı? Ne bileyim hipoalerjenik vs olsun deniyor
Selamlar, şöyle bir olay var: benim gözüm çok hassas ve sık sık enfeksiyon vs kaptığı için makyaj malzemesi vs kullanırken çok tırsıyorum. Mesela her fiyattan maskara var, zaten çok ucuz falan alayım demiyorum ama bu pahalı markaların gerçekten farkı var mı? Ne bileyim hipoalerjenik vs olsun deniyor ama ne kadar güvenebilirim? Ya da şu marka iyidir, zararsızdır falan diye tavsiyeleriniz var mı?
0
cy7
(17.11.08)
id bare minerals
0
kahvegibi
(17.11.08)
benim de gözlerim ç. hassas,üstelik lens kullanıyorum clinique biraz pahalı ama bana iyi geliyor. bir de temizleyici olarak lidcare öneririm, eczane de satılıyor. avon dan da şiddetle uzak derim...
0
cikolatalisut
(17.11.08)
eğer bahsettiğin şekilde alerjin varsa, burdan tavsiye alma, direk sevil parfümeri veya tekin acar gibi büyük parfümerilere git ve orda bizzat malzemeleri kendin dene. durumunu da anlat ordaki uzmanlara ona göre malzemeleri denesinler. yani almadan önce muhakkak üzerinde dene. malzemeyi sürsünler, çık ordan üzerinden zaman geçsin bak bakalım sende bir reaksiyon oluşuyormu. yani paran boşa gitmesin.

pahalı markaların gerçekten farkı var, evet.
0
mea maxima culpa
(17.11.08)
clinique ürünleri anti-alerjikdir ama pahalıdır.hiçbir alerjik vakalaya rastlamadım kendi gözlerimde.
0
screamofthebutterfly
(17.11.08)
stila smudge pots. üstüne tanımam. hipoallerjenik midir bilmiyorum ama hayatım boyunca kullandığım ilk ve tek akmayan - kokmayan - rakun etmeyen eyeliner kendileri. öyle ki, sürüyorum, tüm gün duruyor, akşam çıkarmadan yatıp uyuyorum, ertesi sabah hala akmamış. amazon'dan getirtebilirsin.
0
zkurmus
(17.11.08)
(5)

Kedi-Kedi-Kedi Acil

kahvegibi
Selamlar,Nihayet hayatımın ilk evcil hayvanı olan bir british short hair'i aileme dahil edeceğim. Acayip heyecanlıyım. Tavsiyelerinize ihtiyacım var. Kediler yaklaşık 2,5 - 3 aylık ve şu anda ev ortamında annesi babası ile birlikte yaşıyor. 1. Bugün kediyi alacağım yere gideceğim 3 yavru var. Erkek
Selamlar,

Nihayet hayatımın ilk evcil hayvanı olan bir british short hair'i aileme dahil edeceğim. Acayip heyecanlıyım. Tavsiyelerinize ihtiyacım var. Kediler yaklaşık 2,5 - 3 aylık ve şu anda ev ortamında annesi babası ile birlikte yaşıyor.

1. Bugün kediyi alacağım yere gideceğim 3 yavru var. Erkek yavru mu, yoksa dişi yavru mu almalıyım?

2. İlk etapta bir taşıma kabı (veterinerden eve getirmek için) bir yatak ve kum kabı alacağım. Acil alınması gereken başka neler var?

3. Evde geçireceği ilk gecede neler yapmalıyım? Halıları topla diyenler filan oldu. Tek odada geçirsin ilk gecesini diyenler oldu...

Her türlü tavsiyeye açığım. Helpppp!!!!!!!!!!!!!!!
0
kahvegibi
(17.11.08)
1- disiler daha sıcak olur derler ama degil kendimden biliyorum, yavru istiyorsan disi al ama gözgöze geldiginiz de ancak karar verirsin buna.
2- yok .
3- kediler zekidir kumu varsa, karnını da doyurdun mu tamam.İlk etapta saklanıp daha sonra da tanıma turlarına baslayacaktır.
Sen bilirsin bu yasanacak bi asama istersen ilk gecesini bi odada gecirsin ama ne gerek var kaynasin, oynasin.
0
gdduman
(17.11.08)
kediyi kucağına alıp kumunun üstüne koy. bi koklasın keşfetsin. hatta o anda ihtiyacı varsa hemen yapar. yoksa da bir iki koklayıp gider. ihtiyacı geldiğinde gider kuma yapar. ortalığa yapsa da alıp kuma götürürsen çabuk öğrenir.

ben dişi tavsiye ederim. kısırlaştırmasan da en kötü ihtimalle azınca bağırıyorlar. erkek kedi bir de çişiyle işaret koyuyor (kuyruğu havaya kaldırırp titreterek fışşşk diye işiyor oraya buraya. "siymek" deriz buna genelde). kısırlaştırana kadar lağım gibi kokutuyor evi. erkek kedi beslemedim ama besleyen arkadaşımın evi leş gibi kokardı.

acil olarak kum kabıyla birlikte bir de kum al :P
0
kibritsuyu
(17.11.08)
1-cinsiyete göre seçmeyin. bi süre kedilerle vakit geçirin, "ben bunu istiyorum" dediğinizde onun cinsiyetini öğrenin. size de sürpriz olsun. :)
2-tek acil ihtiyaç kum ve kum kabıdır. siz istediğiniz kadar yatak alın, kedi evde kendi beğendiği yerde yatar. :)
3-hiçbirşey. zaten bebek olduğundan yeni evine çabuk alışacaktır. evin şeklini şemalini değiştirmeyin, ilk gün nasıl gördüyse öyle alışsın. ayrıca sakın öyle bir odaya falan da tıkmayın yavrucağı. eve girer girmez serbest bırakın. yolda geçireceği zamanın tedirginliği ile önce bir yere saklanacaktır. burdan çıkması bikaç saat sürebilir, endişelenmeyin. hatta köşe bucak arayıp onu daha çok tedirgin etmeyin. bir süre sonra çıkıp evi turlayacak. kumunun ve mamasının yerini öğrenecek. sonra usul usul gelip yanınıza sokulacak. :) böyle de naif hayvanlar işte...

sağlıklı uzun ömürler dilerim :)
0
robin crusoe
(17.11.08)
Hayırlı olsun, sağlıklar, mutluluklar.

Şimdi kedi için özel birşey yapmaya gerek yok da yavru olduğu ve ilk kez geleceği için ilk 1-2 gün azami dikkat gösterin. Merakla onu bunu karıştırırke başına bişi gelmesin.

Sokak kapısı, balkon kapısı ve pencereler kapalı olsun. Pencerelerden birisine tel taktırın ki pencere açtığınızda kedi düşmesin. Bu çok önemli.

Geceleri nasıl alıştırmak istiyorsanız o şekilde uyutun. Kendi odanıza almak istiyorsanız öyle uyusun, yoksa koridora koyun yatağını orda uyusun. Küçükken nasıl alışırsa hayat boyu o şekilde uyumak istiyorlar.

kapalı kum kabı alsanız en iyisi.koku yapmıyor. ama bu aralar piyasada yok. bulabilirseniz ondan alın. ilk başlarda alışana kadar kapağını kaldırırsınız, sonra koyarsınız.

mama için 1 yaşına kadar filan bebek kedi maması alın. kitten mama diye geçer. ve lütfen marketlerde satılan ucuz mamalardan almayın. o tür mamalar kedilerin sağlığına zararlıdır. kaliteli mamalar veterinerlerde veya pet shoplarda satılır. (royal canin, hill's, proplan vb.) pahalıdırlar ama kediniz hastalandığında yaşayacağınız üzüntü ve veterinere ödeyeceğiniz yüklü faturalar daha kötü.
0
mea maxima culpa
(17.11.08)
bu başlık çook lazım olacak bana 1 ay sonra. bookmark olaraktan yazayım şuraya bir mesaj :)
0
arnatuile
(17.02.12)
(10)

Ultra? Extremely?

MaraudeR
Ultra rare'mı daha nadirdir extremely rare mı? Yani çok çok zor bulunan birşeye ultra rare mı desem extremely rare mı? Karışık bi soru oldu ama hadi bakalım.
Ultra rare'mı daha nadirdir extremely rare mı? Yani çok çok zor bulunan birşeye ultra rare mı desem extremely rare mı? Karışık bi soru oldu ama hadi bakalım.
0
MaraudeR
(16.11.08)
extremely uygun gibi geldi bana. ultranın cümle içinde kullanımına pek şahit olmadım.
0
rectoa
(16.11.08)
Şöyle açıklıyayım aslında her ikisininde kullanımı var, hangisinin daha nadir anlamında kullanıldığını çözemedim.
0
🌸MaraudeR
(16.11.08)
ultra kelimesi bu şekilde kullanılmaz gibi geliyor. extremely daha uygun.

ayrıca çok çok zor bulunan şey için scarce kelimesini de kullanabilirsin.
0
mea maxima culpa
(16.11.08)
Z Tuna - 13-17 lbs - Rare
X tuna - 12-18 lbs - Very Rare
Y Tuna - 12-18 lbs - Rare
T Tuna - 12-18 lbs - Extremely Rare
Q Tuna - 16-20 lbs - Ultra Rare

Şu örnekte olduğu gibi. Q Tuna mı daha nadir, T tuna mı??
0
🌸MaraudeR
(16.11.08)
Verdigin ornege baksam Q tuna'nin daha az bulundugunu dusunurum, ama @mea'nin dedigi dogru, normalde ultra sozcugu bu sekilde kullanilmaz. Yani iyi Ingilizce degil.
0
wpi
(16.11.08)
dünya üzerindeki insanlar, google göre 3.25 milyon sayfada extremely rare ı tercih ederken ultra rare 1.3 milyon sayfada kalmış.
0
mrtksn
(16.11.08)
Birebir Disney'in sitesinden aldım. Ordaki kullanımı bu...
0
🌸MaraudeR
(16.11.08)
Kullanımı var ama bu yazı dilindeki sıralamalardan biri değil, yani yazıdaki hangi nicelik anlamından daha fazla olduğu bilinemez. Mesela 100 mü daha büyüktür, "çok fazla" mı? Yine de "ultra"nın genelde yazıya "extremely"den daha büyük anlamda geçirileceğini düşünüyorum. Dahası da "mega" falan olur herhalde; Unreal Tournement'tan biliyorum, "ultra kill - mega kill" gibi. Yazarken "ultra" demek ama hoş değildir. İlle "extremely"den büyük olacaksa mea'nın dediği gibi "scarce" ya da artık "very"li başka tamlamalar bulunabilir.
0
danimarkaprensi
(16.11.08)
burada ultra'nın kullanımını türkçe'ye çevirirsek "afedersiniz ama yuh denecek kadar" gibisinden bir şey elde ederiz. yani formal konuşmanın arasına bu tarz informal bir şeyler döşetecek kadar abartı bir durumdan bahsediyor yani.
0
co2s2
(16.11.08)
Ultra Latince'de beyond anlamında bir ön ek. Bunu da Türkçe'ye aşırı olarak çevirebiliriz. Aslında ultra ile extremely'yi karşılaştıramam ben ama örneğe bakacak olursak kesinlikle Q tipi Tuna daha az bulunuyor.
0
paranormal
(16.11.08)
(7)

Yemekteyiz Hasan Bey

mea maxima culpa
Arkadaşlar bir arkadaşım Hasan beyin evindeki bölümü kaçırmış, seyretmek ister. Netten biraz baktım dizi sitelerine filan bulamadım. Youtube'a da sadece sofrada yemek yerkenki bölümlerini koymuşlar. Asıl market alışverişi ve yemek pişirme bölümü en önemli bölüm. Tamamını seyredebileceğimiz bir yer b
Arkadaşlar bir arkadaşım Hasan beyin evindeki bölümü kaçırmış, seyretmek ister.

Netten biraz baktım dizi sitelerine filan bulamadım. Youtube'a da sadece sofrada yemek yerkenki bölümlerini koymuşlar. Asıl market alışverişi ve yemek pişirme bölümü en önemli bölüm.

Tamamını seyredebileceğimiz bir yer bile var mıdır?

Arz ederim. Doğru mudur? Doğrudur.
0
mea maxima culpa
(16.11.08)
diziport da olabilir bi bakın derim
0
buffy de vampir sayilir
(16.11.08)
o yemek yerkenki bölümleri bile internete düşen ilk yemekteyiz görüntüleri.. önceki bölümlerden eser yok nitekim, varsa bilelim..
torrent aleminde vardır varsa..
0
thefalloftekin
(16.11.08)
bir sitede gördüm. 2. haftanın galiba. krem şantili tortellini yapan çocuğu yarıştığı haftadan birkaç video var. vidivodo'muydu sitenin adı.

bir de üzüm var üzüm bölümü var, gözüme çarptı :))
0
🌸mea maxima culpa
(16.11.08)
soruyla alakasız ama çok tehlikeli bir program olduğunu düşünüyorum. hatta insanları antisosyalliğe sürüklediği için gösterimden kaldırılmalı bence.
0
insanimsi
(16.11.08)
asagı yukarı tüm bölümleri izledikten sonra hasan bey'in yemek yaptıgı bölümü bir türlü denk getirip izleyemedim ben de. ama aramıyorum artık, bunun ilahi bir müdahale oldugunu düşünüyorum.
0
patricia teyze
(16.11.08)
Hasan bey'in evindeki bölüm inanılmaz ötesi bir şeydi, korku filmi gibiydi. marketteki alışverişi, sonra içinde sadece bir musluk ve tezgah olan mutfağı, yemek pişirmesi anlatılacak gibi değil.
0
🌸mea maxima culpa
(16.11.08)
böyle bir şey var ama

www.facebook.com
0
sherlotte holmes
(21.11.08)
(6)

Uyku-Rüya problemi! (Çıldırıyor muyum?)

ataturkiye
Merhabalar Tuna nehrinin Oğuz Boyluları;Aslında sorunum ciddi. Biraz ön bilgi vermekte yarar var.5-6 senedir `lucid dream` görmekteyim. Kendi isteğimle olmadı, nasıl oldu bilmiyorum ama başladı işte. Ayda 1-2 kez görüyorum lucid dream. Son zamanlarda oldukça uzadı bu deneyimler hatta. 1-2 dakika kad
Merhabalar Tuna nehrinin Oğuz Boyluları;

Aslında sorunum ciddi. Biraz ön bilgi vermekte yarar var.

5-6 senedir lucid dream görmekteyim. Kendi isteğimle olmadı, nasıl oldu bilmiyorum ama başladı işte. Ayda 1-2 kez görüyorum lucid dream. Son zamanlarda oldukça uzadı bu deneyimler hatta. 1-2 dakika kadar lucid dream görebiliyorum.

Uyku düzenim yok gibi bir şey. Uyuyamıyorum. En uzun uykum 2 saat kadar ki ondan da kabuslarla uyanıyorum.

Yine son 1 aydır garip bir şeyler oluyor bende. Uyuyorum vakitli vakitsiz. Derken bir kulak uguldaması, bir uyku felci geçiriyorum. Ardından rüyamın içinde uyanıp yatağımdan kalkıyorum ya da yatakta etrafı izliyorum.

Bilgi 1- Farklı yataklarda da böyle oldu birkaç kez. Mesela kanepe'de yatıyorsam rüyamda kanepe'den kalkıyorum; yatakta yatıyorsam yataktan kalkıyorum. Hem de yattığım yönlerde.
Bilgi 2- Astral seyahat değil çünkü rüya gibi devam ediyor gerisi, yani saçmalamaya devam ediyor.
Bilgi 3- Psikolojik durumun şu sıralar saçma ötesi, dipte bile değilim dibin altındayım. Siz hesap edin artık.

Sorunum ne olabilir sizce?
0
ataturkiye
(15.11.08)
geçmiş olsun dostum.
ünv'de iken bende de çoğunluğu karabasan olmak suretiyle zaman zaman lucid rüya oluyordu (1-2 dk'dan fazla da görüyordum üstelik). ilk olarak vize dönemlerinde başlamıştı, az uyku, düzensiz beslenme ve yoğun zihin kullanımı bunları tetikliyordu. ama uykuya daldıktan sonra uyuyordum seninkinden farklı olarak. dalana kadardı benim işkencem.
sonraları azalmaya başladı (ki genelde öğrenciyken vardı). belki işine yarayabilecek bir bilgi şöyle verebilirim, bir dönem antidepresan kullanmıştım ve sonra birden de bırakmıştım. bu birden bırakma ile yılların karabasanları (karabasan dediğime bakma çoğunu da ben yönlendirdiğimden lucid kapsamına alabilirsin yani) geri döndü ve bu sefer uzun seriler halinde görmeye başlamıştım.
sonra doktorun yolunu tuttum ve bunun ilacın geri çekilme sendromunun sonucu olduğunu söyleyip bana basit bir ilaç verdi(atarax). ben de üç-beş gün kullandım sonra geçti. yıllardır da karabasan, lucid rüya vs görmemekteyim.

özetle bir doktora danış diyeceğim.

bu arada bir şey daha soracağım sana, sözlükte baktığımda çaylak görünüyorsun ama sözlük nickinle burdasın nasıl oluyor? bende niye olmuyor diye de sormadan edemiyorum :)
0
tranko buskas
(15.11.08)
bak buraya doktora danış diye yazıyorum. belki doktor uygun görürse anti depresan iyi gelebilir. sinirlerin yatışır, moralin düzelirse uykuların da düzene girebilir.

ayrıca doktor kan tahlili yaptırır, belki başka bir rahatsızlığın da çıkabilir. misal ben geçen sene 4-5 ay feci bir uykusuzluk çektim, bunalıma yorarken hyper troidi çıktı. ilaç alıyorum ve düzeldim. başka rahatsızlıklarım da vardı, hepsi geçti.
0
mea maxima culpa
(15.11.08)
@tranko buskas Teşekkür ederim önerin için. Bahsettiğin şeyler olabilir.

Ticket hesabıyla giriyorum işte. bryan fury sagolsun.

@mea maxima culpa en iyisi gidip ıncık cıncık ne var ne yok baktırmak. Teşekkür ederim.
0
🌸ataturkiye
(15.11.08)
Çıldırdığınızı düşünmüyorum. Belki uykusuzluğunuzdan kaynaklanan bitkinliğiniz olabilir ama yazdıklarınızda pek absürd şeyler yok. En azından yaşadıklarınızı yarı ciddi yarı gayri ciddi bir dille olsa bile kaleme alıp rüyalarınızın ne çeşit olduğunu belirleyebiliyorsunuz. Belki içki kullanıyorsanız miktarını azaltmanız yerinde olacaktır. Bunlar bir uzman tavsiyesi değildir, kendi tavsiyelerimdir.

(git: 47037)
0
tubytube
(15.11.08)
lucid dream guzel bir seydir, eskisi kadar cok yapamadigima uzuluyorum ben sahsen.

fredi'nin kabuslari'vari durumunuz gelince; bana da olur o belirli zamanlarda, bilhassa ilk deniz kenarina (dusuk irtifali, sicak, yuksek nemli ortam) gittigimde. tansiyonunuzun oynuyor olma ihtimali var mi? imkaniniz varsa olcun bu durum gerceklestiginde.
0
lykos
(15.11.08)
sözlükten mesaj attım ama çaylakmışsın :) valla bende de olmuştu zamanında, paşa paşa doktoruma gittim, ilacımı aldım, şimdi mutluyum.
(bkz: paxil)
0
bulanti
(16.11.08)
(4)

vikipediden kopyalama sorunu

denize karsi icen keci
arkadaşlar vikipediden worde kopyaladığımız metinlerde arkada oluşan açık mavi fon rengini nasıl giderebiliriz?
arkadaşlar vikipediden worde kopyaladığımız metinlerde arkada oluşan açık mavi fon rengini nasıl giderebiliriz?
0
denize karsi icen keci
(15.11.08)
bu sadece internet explorer kullanilarak yapilan kopyala+yapistir da oluyor. ben opera ile yaptim arkada mavi fon olmadi ama ie ile girip kopyala yapistir yaptigimda oldu.


1- word'e aktardigin metnin tamamini secip (ctrl+a) sol üst menüde "stil"den "bicimlendirmeyi temizle" dersen fon rengi kaybolur.

2- kopyaladigin yaziyi önce not defterine, oradan da kopyalayip word'e yapistirirsan sadece text yapisir, fonu almaz.

3- opera kullanarak kopyala+yapistir yaparsan fon rengi yapismaz.
0
trimpot
(15.11.08)
yapıstırdıktan sonra metnin en altında ufak bi klasör resmi olacak. ona tıkla, en altta 3. ve sonuncu seçenek "sadece metni sakla" yaparsan sadece metin kalır.
0
ymerdiveni
(15.11.08)
yazıyı kopyalayın. sonra "paste special" yapın. unformatted text diye seçerseniz sadece yazıları yapıştırır.

(benim word ingilizce, yardım da ingilizce oldu, kusura bakmayın.)
0
mea maxima culpa
(15.11.08)
notepad'e yapistirin, sonra oradan kopyalayip word'e yapistirin.
0
desdinova
(15.11.08)
(5)

(davetiye değil) demonoid

sanal uyku
bir kaç gün önce buradaki duyurulardan birinden aldığım kodla üye oldum fakat upload ve download bilgilerim hala 0. tracker olarak da demonoid görünüyor. nedir ne değildir bu iş?edit: aklımdaydı unutmuşum. şimdi bu demonoid cidden çok avantajlı mı? yani mininova ve thepiratebay'e basabilecek nitelik
bir kaç gün önce buradaki duyurulardan birinden aldığım kodla üye oldum fakat upload ve download bilgilerim hala 0. tracker olarak da demonoid görünüyor. nedir ne değildir bu iş?

edit: aklımdaydı unutmuşum. şimdi bu demonoid cidden çok avantajlı mı? yani mininova ve thepiratebay'e basabilecek nitelikte mi, yoksa adı mı çıkmış bir kere?
0
sanal uyku
(14.11.08)
demonoid'in ul/dl sayacları epey bir suredir bozuk ya. takmıyor zaten kimse upload download falan. ratio derdi yoksa indirin anasını satayım modunda abanıyor herkes.
valla benim gördüğüm kadarıyla tpb'ye düşen herşey kısa süre sonra demonoid'e de düşüyor. ama sadece demonoid'de bulabildiğim torrentler de oldu. mininova'yı bilmiyorum 1-2 kez kullanmışımdır en çok
0
kisisel bir ileti yaz
(14.11.08)
güncellenmiyo bayadır onun sayaçları. 2de 1 bakıma giriyo zaten site hayvan gibi dolmuş. geçen haftaya kadar davetiyeyle bile kayıt almadılar.
0
alperen4
(15.11.08)
güncel diziler ve filmlerde mininova çok iyi,ancak mininova'da bulamadığım bi sürü filmi de demonoid'de bulabiliyorum ben.

yeni ve cahilim, başka siteleri pek bilmiyorum :))
0
mea maxima culpa
(15.11.08)
eski seylerin demonoid'de hala seed'i vardir. zaten uyelik isteyen de o eskiler... yenilerde mininova'yi kullanirim.
0
no avalon
(15.11.08)
ratio ile ilgili şöyle birşey yazmıştım geçmişte; (bkz: #13978166)
ben son 10 gündür sürekli upload yapıyorum ve hiçbir sorun çıkmadan hesabıma işleniyor. burada dikkat edilmesi gereken IPniz değiştiğinde verdiğim linkten ulaştığınız yerdeki yöntemi uygulayarak sitenin IPnizi tekrardan kaydetmesini sağlamak. Ayrıca ratio düşük olduğu için adam uçurmuyoruz diyorlar, bunu da dikkate alabilirsiniz.
0
sonsivri
(15.11.08)
(4)

32. Gün

huleyn
Bu günün ilk saatlerinde yayınlanan turgut özakman,can dündar,baskın oran'ın bulunduğu 32.gün capture edilmiş midir, nasıl izleyebilirim bunu ?
Bu günün ilk saatlerinde yayınlanan turgut özakman,can dündar,baskın oran'ın bulunduğu 32.gün capture edilmiş midir, nasıl izleyebilirim bunu ?
0
huleyn
(14.11.08)
bitturk ve torrent arena ya bakın bi. sharebus'a da tabi.
0
oceano
(14.11.08)
desdinova
(14.11.08)
pogramın sonunda tekrar seyretmek isterseniz diye internet sitesinin adresini yazmışlardı.

32. gün programının internet sitesine bakarsan ordan seyredersin.
0
mea maxima culpa
(15.11.08)
videoizle.yayinakisi.comün/

link'i kopyalayıp tarayıcıya yapıştır direkt tıklayınca olmuyor.
0
o ben degilim
(15.11.08)
(6)

ders çalışmayan çocuğa ne yapmalı

geldiler
öğretmenler, pedagoglar, dünya vatandaşları;orta 2'ye giden bi kız çocuğunun ders çalışması, okula ilgi göstermesi nasıl sağlanır? ergenlik kaynaklı asiliği dışında bi problemi yok. gayet zeki, istediği konuda çılgın atıyor. ama okulda önemli derslerin tümünde vasat. yediği önünde yemediği arkasında
öğretmenler, pedagoglar, dünya vatandaşları;

orta 2'ye giden bi kız çocuğunun ders çalışması, okula ilgi göstermesi nasıl sağlanır? ergenlik kaynaklı asiliği dışında bi problemi yok. gayet zeki, istediği konuda çılgın atıyor. ama okulda önemli derslerin tümünde vasat. yediği önünde yemediği arkasında. odasında bilgisayar, tv var. bol miktarda nasihat ya da kızma formunda konuşma yapıldı ama haliyle hiç bi yararı yok. her ne kadar onda aynı etkiyi yaratsa da ben de geleceğiyle ilgili konuştum çok defa. şunu seçersen şöyle bi hayatın olursa yoksa ev hanımı olursun, kendi işin olmaz. kendi kariyerin olması şöyle iyi böyle güzel. şu kadar gelirin olur kendi araban olur. istediğini alırsın vs. gibi. haliyle ben konuşurken de nasihat gibi geliyor, bitse de gitse diyor içinden elbette. ama konuşurken beni gayet iyi anlıyor, yetişkin bi insanla konuşuyormuş gibi karşılıl alıyorum. sonuç aynı, dersleri vasat. evde biricik aktivitesi dizi seyretmek. malum her kanalda her gün ikişer dizi var. tvyi bilgisayarı odasından kaldırmak denendi faydası yok. isteği hevesi yok çocuğun.

kendisi yeğenim, gayet iyi empati kurabiliyorum. ben de aynıydım. aynı çağlarda okulu sallamaya başladığımda odamdaki 37 ekran tv alındı defalarca. aynı nasihatler çekildi ama sonuç değişmedi vasat bi öğrenci oldum hep.

sorum: bu devirdeki çocuğa fayda edecek, danışman olur, psikolojik destek olur, rehberlik hizmeti olur bildiğiniz bi yol var mı? falanca dersane filanca rehber öğretmen şöyle iyi yararlı dediğiniz. ya da kafa açan kitap, cd her türlü görsel işitsel materyal olur.
0
geldiler
(14.11.08)
(şimdi eğitim uzmanı, pedagog filan değilim. en başta belirtelim ki sonra kimse çemkirmesin uzman değilsin diye.)

anlattıklarından sanki çocuğun hayatında ders ve tv dışında birşey yokmuş gibi geldi. o yaşlarda ergenlik dönemine girmiş bir çocuğu eğitimmiş kariyermiş pek düşüneceğini ve takacağını sanmıyorum. bu şekil konuşmalar bir yere kadar etkiler. ve herkesin bir kapasitesi, ilgi alanları ve başarılı olduğu konular vardır. herkesi derslerde süper çalışkan olmasını bekleyemeyiz.

sanırım bu dönemlerde çocuğun arkadaşları ve arkadaş çevresi önem taşıyor.

çocuğa okul ve ders dışında hobi olsun, sosyal faaliyetler olsun, kurs olsun, bir spor dalı olsun meşgale olabilecek birşeyler bulun bence. ve bu ortamlarda kendisine faydalı olabilecek, rol model oluşturabilecek arkadaşları ve hocaları olsun.

hep ders hep ders, sonra evde de ders çalışmalısın vaazları ile nereye kadar gidecek bu çocuk?
0
mea maxima culpa
(14.11.08)
@mea: evet haklısın.
sürekli telkin ederseniz çocuk sizi duymamaya, dinlememeye başlayacaktır. en iyi yapılacak şey onun çevresini değiştirmeye çalışmak.
0
alperen4
(14.11.08)
hayatının 2,5 yılını bu tip sıpalara vakfetmiş bir insan olarak;

odasında sınırsız kullanım olanağına sahip tv ve bilgisayar olması büyük bir hata bence. bu aygıtlar odada ve bunları almak da sorun olur. haksızlığa uğradığını, burada çok ciddiyim, kazanılmış haklarının gasp edildiğini düşünecektir. bence çocuğun duygularını kırmama çabası onu arsızlaştıran bir hadise. çocuklar bilinçli ya da bilinçsiz olarak kendilerine yönelik bu opsiyonu kullanma eğilimindedirler maalesef. burada çocuğun haksız olduğu ve çözülmesi zor bir durum var.

çocuğun haklı olduğu bir konuya bakalım. nasihat ediliyor bu çocuğa ama bu yaşlarda çocuklar "dinime küfreden müslüman olsa" felsefesini bedenlerinin her hücresinde duyarlar. bir çok çocuk odasında ders çalışırken içeride ailesinin kahkahalarla dizi izlemesini kaldıramaz. bu iki bakımdan yaralayıcı bence de; öncelikle çocuk şöyle bir mantık kuracaktır, dizi izlemek zevkli, ailem dizi izliyor, hayat standartları iyi demek benim de dizi izlememde bir sakınca yok. ikinci olarak çocuk sürekli dizi izleyen ailesinin haklı gerekçelerle verdiği nasihati tutmayacaktır. çünkü ainesi iştir kişinin lafa bakılmaz sözü önemlidir çocuk zihninde.

bence kısa dönemli ödüllerle çocuk ders çalışma disiplinine alıştırılmalı ilk evvel. eğer bu konuya gerçekten önem veriliyorsa çocuk ders çalışırken yanında kitap okunmalı vs. ödüllerin kısa dönemli olmasının sebebi çocuğun zaman algısının henüz gelişme aşamasında olmasıdır. bir saatlik çalışma karşılığında verilecek bir dizi izleme hakkı, sene sonunda gönderilecek bir yurt dışı tatilinden daha etkin bir motive aracıdır kanımca. burada çocuğu gelecekteki kötü ve iyileri göstermeye çalışarak etkilemeye çalışmanın boş olduğunu da hatırlatmak isterim. çocuk o kadar uzak geleceği endişe edecek kadar iyi göremez.

bu arada kitap okuma alışkanlığının kazandırılması da ders çalışma disiplini açısından önemlidir. bu anlamda seçilecek kitapların başarı ve başarısızlık öyküleri içermesi ebeveyne yardımcı olur. maalesef çocuk için hariçten bir insanın söylemi ailenin söyleminden daha etkileyici olmaktadır. zaman zaman yanında geğirdiği ailesinin önünde utanç duyma endişesiyle dışarıdan bir insan karşısında utanç duyma endişesini bir tartın isterseniz. tüm bu sebeplerle dışarıdan yardım almaya da çalışabilirsiniz. çocuğun saygı duyacağı bir eğitim koçu, mentor ya da adına her ne derseniz, sizin vereceğiniz nasihatlerin aynısını verdiğinde daha faydalı olacaktır.
0
tannhauser
(14.11.08)
yasam seklinizi degistirebilirseniz basarirsiniz
hayattaki pratiklerinin sonucudur bu cocuktaki davranislar
etrafindaki model aldigi insanlarin diger aktiveteleri neler
sorunun cevabi sanirim burada
( elestirmek icin yazmiyorum sadece durumu daha net görmeniz icin)
neye ve nasil motive oluyor gözlemleyin
0
gdduman
(14.11.08)
valla orta 2'de derslerle alakasızdım, lise 1'i zar zor geçtim, öss'ye 1 ay ama isteyerek çalıştım. matematiği tama yakın yaparak çok da kötü olmayan bir yere kapağı attım.(fen kötüydü tabi)

diyeceğim odur ki matematiği falan sevdirmeye bakın. en azından ilgi alanını saptmasına yardımcı olun. matematik değilse elbet bir kimya, biyoloji, müziğe falan ilgisi vardır. okulu sevmezse bu iş zor bence. çevre bence de önemli. dostane bir şekilde yarışırsa birileriyle faydalı olabilir.
0
passion rules the game
(14.11.08)
-çocuğun hayatında başka hiçbişey yok değil elbette. ama arkadaşları ve ilgi alanları kendisine faydalı olacak aktiviteler değil.
-bahsettiğim telkinler de "ders çalış ders çalış" diye başının etini yemekten ibaret değil elbette. sadece ders/okula şartlandırmıyorum ben de. ille öğretmen, doktor vs. ol demiyoruz.
-çok uç örnekler de veriyorum ben. ister müzisyen ol, istersen al eline elbise çiz modacı ol ne istersen o yönde destekleriz gibi heveslendirmeye çalışıyorum.
-okuldaki dersler harici malum oks sbs falan sınavlar var. soru çözmesi, testlere alışması için yırtınıyoruz. misal üst sınıflardaki arkadaşlarından akrabalarından kalan hazırlık kitapları soru bankaları veriliyor. sorular işratelenmiş, sayflarda işlem dolu diye mırın kırın ediyor. götürüyorum dev bi kitapçıya istediğini alıyorum. o şekilde bi süre kontrol ede ede hergün türkçe mat fen sosyal birer test yaptı hergünbi kitabı bitirdi.
-kitap okuma alışkanlığını biz de düşündük. yine götürüyorum kitapçıya sol ayağım'ı ödev vermiş hocası, başka ne istersen al diyorum. sırf kapağını beğeniyor gidip agatha christie'nin kitabını alıyor hiç müdahale etmiyorum. ayrıca kendisi ipek ongun kitaplarını almış severek okudu hepsini.
- performansına ödül olarak olmasa da sık sık gezmeye sinemaya bowlinge alışveriş merkezlerine götürüyorum kardeşiyle.

maalesef ben aynı şehirde değilim artık. denetleyemiyorum çalışmasını. hayatını zaman açısından disipline etmek lazım herhalde. çok sağolun efenim.
0
🌸geldiler
(14.11.08)
(4)

Kan tahlili

trendkill
Merhaba canlar ben şimdi kan tahliline gidicem ama bu tahlil öncesi aç kalma sınırları nedir acep?kimi diyor sadece 8 saat olur. öncesi zaten olmaz. sonrasında da değerler değişir falan filan. bu işin doğrusu nedir?bir de sigara içmek sonuçları etkiler mi?
Merhaba canlar ben şimdi kan tahliline gidicem ama bu tahlil öncesi aç kalma sınırları nedir acep?
kimi diyor sadece 8 saat olur. öncesi zaten olmaz. sonrasında da değerler değişir falan filan. bu işin doğrusu nedir?
bir de sigara içmek sonuçları etkiler mi?
0
trendkill
(14.11.08)
ne tahlili olduğuna göre değişir, kimisi için 1.5 iskender yiyip bile gidebilirsin, kimisi de dilin gırtlağına yapışsın ister. laboratuara sormalısın bunu.
0
kurukafa
(14.11.08)
özel bir şey değilse, şeker, kolesterol vs rutin şeylere baktıracaksanız sabah kalkıp aç susuz gideceksiniz. işte akşam normal yediklerinizi yiyip yatın. sabah da kalkın gidin. tokluk kan şekerine de bakılacaksa ilk kan alımından sonra yemek yiyip, iki saat sonra bir daha gideceksiniz.
0
kibritsuyu
(14.11.08)
sabah aç kalınarak gidilecek tahlil ise 7-8 saatlik bir açlık gerekiyor. yani gece 24'ten sonra birşey yemeyin. ayrıca suyu da çok içmemek gerekiyor. birkaç yudum içebilirsiniz sadece.
0
mea maxima culpa
(14.11.08)
bu link faydalı sanki
www.bilim.gen.tr
0
mermaid
(14.11.08)
(4)

sirkeci-acıbadem

denizin kulleri
efenim taze istanbul çocuğu olarak soruyorum, acıbademden sirkeciye en kolay nasıl giderim? kadıköyden vapur dediler baktım ido'nun sitesine yok.otobüs çok sürmez mi?sirkeci-harem arabalı vapuru var işime yarar mı?
efenim taze istanbul çocuğu olarak soruyorum, acıbademden sirkeciye en kolay nasıl giderim?
kadıköyden vapur dediler baktım ido'nun sitesine yok.
otobüs çok sürmez mi?
sirkeci-harem arabalı vapuru var işime yarar mı?
0
denizin kulleri
(14.11.08)
Kadıköy-Eminönü vapuruna bineceksiniz. İskelenin karşısı Sirkeci.
0
gulden kale
(14.11.08)
istanbul için baya yenisin sanırım.. sirkeci eminönünün içinde ve kadıköy-eminönü vapuru var ona bineceksin. kadıköy-sirkeci diye bakarsan olmaz tabi..
0
hayo
(14.11.08)
bi ay oldu geleli. karşıya sayılı geçtim:)
tamamdır efendim teşekkür ettim çok :)
0
🌸denizin kulleri
(14.11.08)
eminönünde vapur iskelesinde indiğinde üst geçitten yolu geçip içeri doğru yürümeye başladığında orası sirkeci'dir. hemen karşıda sirkeci tren istasyonunu göreceksin. :))
0
mea maxima culpa
(14.11.08)
(27)

AŞKK

SERKİLL
eğer bir kıza aşıksanve kız sana yüz vermiyorsa ve durum umutsuz bir hal aldı isene yapmalıyızzzz?
eğer bir kıza aşıksan
ve kız sana yüz vermiyorsa ve durum umutsuz bir hal aldı ise
ne yapmalıyızzzz?
0
SERKİLL
(13.11.08)
DAHA KESKİN Bİ CEVABI OLMALI
0
🌸SERKİLL
(13.11.08)
unutmaliyiz ya da sharpness'imizi artirmaliyiz (igrencim ne var)
0
paradoxical
(13.11.08)
Başka kızları bakmalıyız, "bana kız mı yok, boşverim, kız kendi kaybeder, elimi sallasam ellisi" diye gaza gelmeliyiz...
0
crown
(13.11.08)
önümüzdeki maçlara bakmalıyız.
0
robin crusoe
(13.11.08)
@serkill şöyle bir cevap mı bekliyorsun acaba?

bir kamyon gül alıp penceresinin altına dökmelisin, gece vakti kaldırıma mumlarla seni seviyorum yazmalısın, 300 tane üzerinde seni seviyorum yazan pembe balon göndermelisin. böylelikle kız seni sever gibi mi?
0
mea maxima culpa
(13.11.08)
yok ya hep aynı cevaplar ama bunlar ya
0
🌸SERKİLL
(13.11.08)
hep aynı cevaplar olacak tabi, aklın yolu bir. yapacak birşey yok.
0
robin crusoe
(13.11.08)
olurmu beyin fırtınası yapıyoruz neden aynı cevapla olsun
0
🌸SERKİLL
(13.11.08)
"umutsuz bir hal aldı" kısmını açabilir misin? çünkü sorun orada yatıyor gibi geliyor bana!..
0
tranko buskas
(13.11.08)
Özel bir solüsyon var, onu kıza içirirsen sana aşık oluyor onu dene bence işe yarıyor...
0
crown
(13.11.08)
bu iyiydi...
0
🌸SERKİLL
(13.11.08)
ama ben kızı unutmak için diyorum ...
0
🌸SERKİLL
(13.11.08)
Denize bak. Denizi kokla. İmkanın varsa bi' scuba kursuna yazıl. Denize dal...

Ağaca bak. Ağacı kokla. İmkanın varsa bi' tracking organizasyonuna katıl. Ormana dal...
0
fataliyev
(13.11.08)
seks
0
blackdog
(13.11.08)
tek ve etkin çözüm -telkin-
anahtar cümle "aşık değilim" kendini buna inandır
çeşitli yöntemler mevcut, bıkısmını kendin yapabilirsin bi kısmı için destek alman lazım misal beyin yıkama
en.wikipedia.org

slogan: porçöz gibi siler atar
0
magoria
(13.11.08)
KIZI BÜYÜK ABDESTİNİ YAPARKEN HAYAL ETMEK ÇÖZÜM OLABİLR Mİ???
0
🌸SERKİLL
(13.11.08)
Her şeyde olduğu gibi, bu işinde belki ilerde bize problem oluşturacağını; problem derken daha kötü durumlara sürükleyeceğini seni üzeceğini belkide seni gizlice aldatacağını, kızın seni hem etinden hem sütünden faydalanacağını bilemediğimizden, belkide daha kötü sonuçlar doğurmaktansa, böyle olmasının, senin açından birçok yeni belkide senin hak edeceğin daha güzel şeylere vesile olacağını ümit etmeliyiz.
Saygı, sevgi ve muhabbetle kalınız...
0
onyetele
(13.11.08)
kavun.
0
ermanen
(13.11.08)
Aynı ortamdaysan oluruna bırak, kızı korkutma, olacağı varsa olur. aynı ortamda değilseniz ısrar etmeye devam et, en fazla "sittir len beni rahatsız etme artık" der.
0
kimlanbu
(13.11.08)
şu ana kadar diyen olmamış, dayanamayıp diyeceğim o halde;

montla sıç.
0
lovemyself
(13.11.08)
bağcılar'a git, kamil insan ol.
0
coffee and cigarettes
(13.11.08)
Tabi ki "42"...
0
crown
(13.11.08)
bi klasik de benden gelsin madem

"Allah başka dert vermesin"
0
kojiro
(13.11.08)
italyanca öğren..
0
thefalloftekin
(13.11.08)
kız senin farkındaysa ve yüz vermiyorsa başka kızlarla ilgilen ve bunu ona hissettir.her kız beğendiği/beğenmediği her erkeğin ilgisinden hoşlanır ve ilginin hep üzerinde olmasını ister.bu ilgiyi başka hemcinsleriyle paylaşmaktan hoşlanmaz.dolayısıyla ilgiyi üzerinde tutmak için sana yüzvermeye ve seninle ilgilenmeye başlaması kaçınılmazolacaktır derim ben.
bu arada altı defa ilgi kelimesini kullandım.mal mıyım neyim?
0
cukkalambo
(13.11.08)
pazara gideriz,
bir tavuk aliriz.
0
bitterlemon
(13.11.08)
1 parça tahta al, oraya bir çivi çak.
O çiviyi sökmek için ne yapmak lazım?

tahtanın arkasından aynı delige başka çivi çakman lazım
Yani başkasını bul, ona aşık ol.
0
cruseo
(14.11.08)
(7)

bayanlar baylar çok basit bir soru defalarca da duydunuz. Sevgiliye sürpriz :)

e.ozen
bayanlar baylar çok basit bir soru defalarca da duydunuz. Sevgiliye sürpriz :)şöyle bütçeyi yormayacak öğrenci işi :) bir sürpriz lazım. google a çok baktım google da çare yok derdime....2,5 sene oldu ve hala sevgilim kaldığı için hediyeyi hak ediyor.önerilerinizi bekliyorum....
bayanlar baylar çok basit bir soru defalarca da duydunuz. Sevgiliye sürpriz :)


şöyle bütçeyi yormayacak öğrenci işi :) bir sürpriz lazım. google a çok baktım google da çare yok derdime....

2,5 sene oldu ve hala sevgilim kaldığı için hediyeyi hak ediyor.
önerilerinizi bekliyorum....
0
e.ozen
(11.11.08)
az yakması açısından şeyettiydim :)

yok mu başka fikrin.
0
🌸e.ozen
(11.11.08)
ya arkadaslar editleyecem o olacak. araba alacak para nerde? :)

20-30liraya nasıl kapatsam olayı diye dizel yazdım :D yani ekonomik.

öğrenci paso su neyime yetmiyor hem ::D

puzzle güzel fikir ama pahalı mı ki?
0
🌸e.ozen
(11.11.08)
@want2die
söylediğin şeyi o bana yaptı :D

bu aralar burs bulamadığımdan dolayı kaynak sıkıntısı çekiyorum arkadaslar.
o yüzden 50 ytl'ye kadar çıkabilirim.

ayrıca şemsiye çok güzel bir fikir fakat kendi şemsiyesi çok güzel ondan daha iyisi de 100 ve üstü maalesef :(
0
🌸e.ozen
(11.11.08)
şemsiye yanlış bir mesaj vermez mi durup dururken!?
ben bir sevgililer gününde gümüş bir broş almıştım, iki de taksit yaptırmıştım.60 lira falandı ama çok güzel bir şeydi, onun çok önem verdiği bir figürdü. öyle kullanacağı birşey alırsan değerini bilir kadın milleti. yüzük, kolye ucu, broş falan yani fazla ipin ucunu kaçırmadan...
ha bu arada ben o sevgilime hediyeyi veremeden ayrıldık biz. manyaktı biraz. sonra sevgililer günü olunca ben yine de vermiştim, yaktir edersiniz ki bir tarafıma mı sokucam. hem gümüş falan geri verince değerinden çok düşüyor...
0
tranko buskas
(11.11.08)
hediye herşey olabilir ilgi alanına gore ya da kullanacağı birşey fln super ama bence boyle kendinin yapacağı birşey inanılmaz olurdu. biyerden alamayacağı. senin elinden cıkmış. hani boyle sevgililer gunu furyası puzzleın kupanın tshirtun ustune resim kalpler falan bastırmaktan bahsetmiyorum. ama mesela takıları için ahşap kucuk bi kutu hatta marangozluğun iyiyse bi kahve sehpası bile olabilir bu, el yapımı baharat seti rafıyla birlikte, daha da ucup seramikten saksı yapıp içine çiçek dikebilirsin ki cok cılgın bi hediye olur ya da yapabileceğin başka aklına gelen birşey. burda hiçbiyerden alamayacak olması başka bir insanın aynısını hediye alamayack olması gibi şeyler kilit nokta. ve kendinden emekle bi hediye tasarlamış olursun.
0
random blonde
(11.11.08)
kendi kullandığım bir hediye. memnun kaldım sen de dene.

şimdi photoshop bilen bir arkadaşına rica ediyorsun. ortalama bir romantik komedi filmi seçiyorsunuz birlikte ve filmin afişine sizi koyuyor. böyle music and lyrics tarzı veya ne bileyim tavsiye etmesem de afişi güzel olduğu için city of angels gibi bişiler seç. bu işi arkadaşına yaptırdığın için şu ana kadar cebinden lira çıkmadı bak. sonra bunu gidip bir matbaa'da çıkartıyorsun. 50 70 gibi boytlar 10 15 liraya kaliteli bir şekilde basılabilir. sonra bunu çerçeveletiyorsun. 20 lira da buraya gider. kesmedi biraz daha süslerim ben bunu dersen bir de git filmin dvd'sini al tam olsun.
0
tai
(11.11.08)
@e.ozen çok klasik olur, sürpriz bunun neresinde demezsen yargıcı accesories'de güzel kolyeler, fularlar filan var. her zevke uyabilecek hem klasik hem de spor giyinenlerin takabileceği kolyeler filan. her mağazaya çeşitlerden azar azar gönderdikleri için başkalarında olması da zor. fiyatlar 20-30 lira arası bir kolyede. ve gerçekten kaliteli duruyorlar. istanbul'da birçok yerde şubeleri var. mağazanın ismini yazdım, çünkü bir erkeğin takı filan seçmesi zor, eğer özel bir ilgisi yoksa.

veya biraz bahsetsen nelerden hoşlanır kız arkadaşın. onun nelerden hoşlandığı önemli ama sanki takı özel ve güzel olurmuş gibi geldi bana.
0
mea maxima culpa
(11.11.08)
(6)

Bir haftadır buzdolabı dışında bekleyen açılmış mayonez.

babatema
bozulmuş mudur?
bozulmuş mudur?
0
babatema
(10.11.08)
muhtemelen bozulmuştur. tam bozulmamışsa bile tadı değişmiştir. ama tavsiye etmem sonuçta yumurta akıyla yapılan bir şey mayonez. yumurta da çabuk bozulur.
0
ymerdiveni
(10.11.08)
antalya'da yaşıyorsanız bozulmuştur. istanbul için de öyle diye düşünüyorum. yok ben kars'ta yaşıyorum derseniz ve evinizin ısıtma sistemi de yoksa bozulmamıştır.
0
kafa radyo
(10.11.08)
Belli olmaz. Kapağı açık bırakılmamışsa ve daha yeni açıldıysa bozulmamış olabilir.
0
paranormal
(10.11.08)
hemen çöpe.
0
mea maxima culpa
(10.11.08)
mayonez en çabuk bozulan gıda ürünlerinden biri, denemeye değmez. 3 lira hepi topu.
0
tannhauser
(10.11.08)
bozulmuşsa affetmez zehirler. o yüzden atın bence.
0
s e ff a f
(11.11.08)
(8)

Kıvırcık, Sert ve Elektriklenen

shangrilla
Tahmin edebileceğiniz gibi "saç"tan, daha doğrusu saçlarımdan bahsediyorum. Başlıktaki kelimelere haiz saçlara sahibim. Bir çok şampuan, saç kremi vs. denedim ama nihayetinde yine aynı yine aynı.Kuruduktan sonra elektriklenmeyen, yumuşak ama kabarmayacak kadar da sert ve bukleleri belirgin saçlar is
Tahmin edebileceğiniz gibi "saç"tan, daha doğrusu saçlarımdan bahsediyorum. Başlıktaki kelimelere haiz saçlara sahibim. Bir çok şampuan, saç kremi vs. denedim ama nihayetinde yine aynı yine aynı.

Kuruduktan sonra elektriklenmeyen, yumuşak ama kabarmayacak kadar da sert ve bukleleri belirgin saçlar istiyorum. Tiril tiril olsun saçlarım. Şampuan, saç kremi, bakım ürünü, vb. tavsiyelerinin yolları hasretle gözlenmektedir. Fikir vermesi açısından ufak da bir foto ekliyor ve şimdiden teşekkürler ediyorum.
0
shangrilla
(10.11.08)
ben gliss'in silk satin filan gibi bir saç kremini ve tigi'nin bed hair peppermint treatment saç maskesini kullanıyorum. çok memnunum. gliss süpermarketlerde bulunuyor. tigi için ise kuaföre gidebilirsiniz, ya da strawberrynet.com'dan sipariş verebilirsiniz...
0
kahvegibi
(10.11.08)
ben piyasaya çıktığından beri pantene'in "mükemmel bukleler" serisinin ürünlerini kullanıyorum. çok memnun kaldım. şampuanı, saç kremi, 7/24 bakım kremi var, hatta jölesi de vardı ama piyasadan kalkdı :( son dönemde şampuanı ikisi birarada yapınca şampuan olarak elidor'un "hareketli bukleler" şampuanını kullanmaya başladım o da iyi.

şu an saç şekillendirmek için l'oreal'in "curl power" isimli köpüğünü kullanıyorum.

bu ürünler kıvırcık-dalgalı saçlar içn yapıldığından elektriklenmeyi ortadan kaldırıyor. hatta saçı dalgalı olmayan arkadaşlarım bile benim evimde kaldıklarında şampuanı kullandıktan sonra ne güzel birşeymiş, saçımı çok iyi yaptı dediler.

banyodan sonra saçını kurutmadan 7/24 bakım kremini unutma, o çok iyi geliyor.
0
mea maxima culpa
(10.11.08)
@snowflake; frizz ease serisini nerede bulabiliriz? sen yazınca merak ettim şimdi.
0
think martini
(10.11.08)
herşeyi denedikten sonra bambaşka bir amaçla sadece sabun( zeytinyağlı) kullanıyorum ve artık biraz kabarsınlar bile istiyorum o denli etkili oldu ben de, hatta saclarım yaglandi ben de inanamiorum ama böyle
0
gdduman
(10.11.08)
toni & guy'ın ürünleri watsons da 3 al 2 öde. biraz pahalı ama ben beach curl spreyini pek beğeniyorum, ıslakken sık, öyle kuruyor bukle bukle kuzu kibin.
0
zkurmus
(10.11.08)
@zkurmus watsons neresi?

bahsettiğin ürünleri sen nereden alıyorsun?
0
mea maxima culpa
(10.11.08)
tşk. benim gezdiğim yerlerde yokmuş, o yüzden farketmemişim.

ordaki markalara da bakmak istiyorum.
0
mea maxima culpa
(11.11.08)
Saolun, var olun. İstanbul'a döndüğümde yardıracağımdır.
0
🌸shangrilla
(16.11.08)
(8)

bu stres beni öldürcekmiş (!)

ali87
triod bezinde oluşan bir kütle için geçtiğimiz günlerde biyopsi oldum. oradaki doktor arkadaş bu oluşumun yüksek ihtimal genetik olduğunu başta stres olmak üzere çok şeyin bunu tetiklediğini söyledi. bi psikyatre gitmemi filan istedi.doktora gitmeden bunun bi çözüm yolu yok mudur?
triod bezinde oluşan bir kütle için geçtiğimiz günlerde biyopsi oldum. oradaki doktor arkadaş bu oluşumun yüksek ihtimal genetik olduğunu başta stres olmak üzere çok şeyin bunu tetiklediğini söyledi. bi psikyatre gitmemi filan istedi.
doktora gitmeden bunun bi çözüm yolu yok mudur?
0
ali87
(10.11.08)
o doktor psikiyatrist diyerek işi abartmış. psikiyatrist sana dayayacak ilacı sersem olacaksın.

psikoloğa gitmen yeterli.

onun dışında bunun sihirli reçetesi yoktur. yani hap gibi yutup da sabah stressiz kalkamazsın. ne yapacaksın psikoloğa gidip bazı sorunlarını halledeceksin, kendine hobiler, değişik meşgaleler bulacaksın, spor yapacaksın (vücut seratonin salgılayacak), efendime söyleyeyim stresle başa çıkma, gevşeme ile ilgili çalışmalar yapacaksın (meditasyon, yoga)

ama bunların hepsi emek ve zaman ister.

aynı dertten bende de var. hipertroidi var bende de, ve stresten oldu. düşünce gücü ile tedavi kitabında hastalıkların psikolojik sebeplerini anlatan bölümde troidin büyük hayal kırıklıkları yaşayanlarda olduğu yazıyor.
0
mea maxima culpa
(10.11.08)
benim hastalığımda kronik triodid imiş genelde kadınlarda görünüyor dediler genç yaşımda ben de çıktı. be özellikle maddi konuları deli gibi takıyorum ona çare bulsam yeter.
0
🌸ali87
(10.11.08)
doktor abartmis denilmis, kitaptan tavsiye verilmis. ben de 80 yasinda nineme sorayim, aksama onun tavsiyesini de yazarim buraya.

bilincli olmak gerek, doktor birsey dediyse bir bildigi vardir sanirim. bosa 10 yil okumuyor adamlar.
0
fdegir
(10.11.08)
@tribal enfexion psikiyatristler daha ağır vakalara bakıyor, ve çoğunlukla sizinle görüşmeden ilaç yazıp gönderiyorlar.

o kadar ağır bir vaka olmadığını düşündüğümüz için psikoloğa git dedik biz. çünkü ağır bir durumu olsa @ali87 de yazardı.

zaten @ali87'nin yazdığını okursan beni muayene eden doktor demiyor, ordaki doktor arkadaş diyor.
0
mea maxima culpa
(10.11.08)
duyuru'daki yazar arkadaslari da dinlemek gerek. dogru, oradaki doktor arkadas da kim oluyor.

unutuyordum, nineme sorarken oradaki bir arkadasi duydu beni, bir gripin alsin gecer dedi.
0
fdegir
(10.11.08)
@fdegir o zaman sormasın kimse :)) biz doktor değiliz, tecrübelerimizden konuşuyoruz.

ben psikoloğa gidiyorum, çok memnunum.

ancak örnek olarak kardeşim de panik atak çıktı, psikiyatriste sadece bir seferliğine gitmiş ilaç vermiş hemen, bir daha da gitmeyecekmiş. ilacı alınca fiziksel rahatsızlıkları geçti ama düşünce şekli ve davranışları ile ilgili bir değişim geçirdiğini sanmıyorum ben.

arada böyle bir fark var, bilmem anlatabildim mi.

stresten troid oldun psikiyatriste git lafı çok ezbere geldi bana. bir insana stresi var diye psikanaliz mi yapılcak?

psikolog diyoruz ayrıca, çoğunlukla master da yapmış tecrübeli kişiler bunlar. eğer arkadaşın önemli bir rahatsızlığı varsa psikiyatriste yönlendirirler.

bence biraz olayı abarttınız. arkadaşın kolu kırılmış da biz çıkıkçı adresi vermiyoruz yani.
0
mea maxima culpa
(10.11.08)
@tribal enfexion nasıl bir yanlış yönlendirme yapıyoruz anlamadım ki? burdakiler doktor değil, yanlış yönlendiriyorlar, başına bişi de gelirse sorumluluk kabul etmezler filan yazmışsın.

arkadaş sadece stresliymiş. başka bir rahatsızlığını yazmamış.

sanki çok önemli bir psikiyatrik rahatsızlığı varmış da acil psikiyatriste gitmesi gerekirken biz uyduruk psikoloğa göndermişiz, psikolog arkadaşı oyalamış sömürmüş, arkadaş da tedavi edilmeyen ciddi psikiyatrik rahatsızlığından sinir krizi geçirmiş, yok intihar etmiş gibi filan yazıyorsun.
0
mea maxima culpa
(10.11.08)
@tribal enfexion. niye psikiyatristleri bu kadar savunuyorsun anlamadım? her stresi olan psikiyatriste gitseydi o zaman psikiyatristler stresli insanlarla uğraşmaktan şizofreni hastalarını tedavi edemezlerdi.

sen beni yanlış anladın. ben doktorlara çok güvenirim, ve birçok insanın aksine sözlerinden bir milim dışarı çıkmam, ama gerekmediği zaman niye doktorları meşgul edelim?

ha diyorsan ki, benim bu konuda bilgim var, senelerce okudum. böyleyken böyledir, budur şudur. birkaç cümle de olsun biraz yaz buraya. böyle dalga geçer gibi olmuyor yani. ben ne diyorum, bunlar ne diyor, cahil cuhela takımı der gibi yazmışsın.

yazarsan buraya iki satır şu şartlarda psikoloğa, şu şartlarda ise psikiyatriste gitmek daha uygundur. biz de memnun oluruz. aşağılar gibi konuşmaktansa, böyle yapman daha uygun olur sanırım.

biz sadece fikir beyan ettik. arkadaş herhalde aptal değil, bizim doktor olmadığımızı, kendi tecrübelerimizden bahsettiğimizi anlar herhalde.

ayrıca olaydan çok uzaklaştık, dikkatinizi çekerim. @ali87 sormuş ki doktora gitmeden bunun bi çözüm yolu yok mudur demiş.
0
mea maxima culpa
(11.11.08)
(9)

Deniz Mahsullerini Haslamaca

ermanen
Deniz mahsullerini haslayinca niye bu kadar fazla kopuk cikiyor, ozellikle karides mesela..
Deniz mahsullerini haslayinca niye bu kadar fazla kopuk cikiyor, ozellikle karides mesela..
0
ermanen
(09.11.08)
iç organları ile birlikte haşlamandan kaynaklı olmasın?
0
alkolik imam
(09.11.08)
yok yav, temizlenmis ve dondurulmus
0
🌸ermanen
(09.11.08)
karidesi haşlamamak gerekli diye biliyorum.
0
mea maxima culpa
(09.11.08)
@mea maxima: neden ki?
(bu arada verecek bir cevabım yok, ama merak ettim )
0
neverending nightmare
(09.11.08)
eğer daha sonradan tavada filan yapmayı düşünüyorsan önceden haşlama yani, ona gerek yok diye yazdım.
0
mea maxima culpa
(09.11.08)
Bence tam tersi karides haşlanmalı. Etin kızartmadan önce haşlanması yumuşamasını ve tad vermesini sağlıyor. Direkt kızartırsan çiğ kalma ihtimalide var ayrıca.
0
alkolik imam
(09.11.08)
karidesi haşlarken suyuna azcık sirke katınız.
0
susannah
(09.11.08)
(bkz: tuz)

amacınız karides tava yapmak ise karidesi haslamayınız , zaten sulu bir yapısı oldugundan tava ya koydugunuz anda zaten ılk basta kendı suyunu salacak sonra toplayacaktır .
hayvan karides deme kıvamına geldıyse zaten haslayıp yazık etmeyın lezzete ama dondurulmus urun dedıgınıze gor ebuyuk ıhtımalle cımcımden bahsedıyoruz.

ayrıyetten karidesi kopugu cıkacak kadar cok haslamak fazla gibi geldi bana genellikle kaynayan suya atılıp cok gecmeden alınır.
0
dodocan
(09.11.08)
karides, üzerine hoh dediğiniz an pişen bişeydir hatta çiğ de yenebilir. pişirmeden önce haşlamaya gerek yoktur ama sadece haşlanarak da pişirilebilir. haşlanırken biraz fazla küçülür ama. deniz ürünleri, üzerlerindeki denizsel kalıntılar yüzünden köpürür haşlanırken.
0
cereal killer
(09.11.08)
(7)

göbek-yürüyüş ilişkisi?

karamell
şimdi efendim bendeniz haftanın en az 4 günü 40-45 daika hızlı tempoda yürüyüş yapıyorum.hatta bazen hızı epey abartıyorum ki bacaklarıma kramp falan giriyor.neyse bu kısmı önemli değil zaten.boyuma göre kilom normal,amacım kilo vermek değil yani,göbeğimden kurtulmak.şimdi bu tempoda yürüyüşe devam
şimdi efendim bendeniz haftanın en az 4 günü 40-45 daika hızlı tempoda yürüyüş yapıyorum.hatta bazen hızı epey abartıyorum ki bacaklarıma kramp falan giriyor.neyse bu kısmı önemli değil zaten.boyuma göre kilom normal,amacım kilo vermek değil yani,göbeğimden kurtulmak.şimdi bu tempoda yürüyüşe devam etsem göbeğim erir mi?ekstra bişeyler de yapmak lazım mı?
0
karamell
(08.11.08)
düz yolda yürüyünce göbek erimiyor, yokuş yukarı yürümek işe yarıyor (denenmiştir)
0
zen spider
(08.11.08)
yürüyüşe ek olarak biraz da beden hareketleri yapın bence. dumble alın, çalışın falan filan. kas yaparsınız.
0
mea maxima culpa
(08.11.08)
mekik cekiniz evde.
0
chrome
(08.11.08)
koşu göbekten eser bırakmıyor. yürüyüş işe yaramaz. toprak bi pist veya yürüyüş yolu daha da işlevsel olur. tecrübeyle sabit.
0
beastangel
(08.11.08)
mekikle göbek erimez.

benim tavsiyem biraz mekik çekip sonra hızlı tempo yürü.

tabi diyet ve spor %50 %50'dir. birini yapmazsan diğeri hiç bir işe yaramaz.

dur şu yazdıklarımı not alayım...
0
desdinova
(08.11.08)
yuruyusun insan bunyesine neredeyse hicbir faydasi yok. tamam hic yoktan yine de iyidir ama gercekten gobegi eritecek bir spor degildir. sirf gobegi eritmek icin spor yapiyorsaniz da bastan yanlis. gobegi eritmek icin ilk basta duzenli bir hayatiniz olmali ki bu zamanda cok zor. beslenmenizi, uykunuzu ve sporunuzu duzenli bir hale getirmeniz lazim. doktora basvurup diyet yapmaniz da lazim.
size tavsiyem hizli tempoda yuruyus yerine jogging temposunda ve ilerleyen zamanda iyi bir tempoyla kosarsaniz daha iyi olur. suresi onemli degil. ilk ay 15 dakika kosarsaniz duzenli bir sekilde ilerleyen zamanda bu sureyi kendiniz daha da yukarilara tasiyabilirsiniz.
0
hollandabocegiilesevismek
(08.11.08)
zayıflamak ve sağlıklı yaşam için doktorlar ve diyetisyenler sadece yürüyüş ve yüzme öneriyor.

jogging ve koşu sağlığa zararlı.

zayıflamak için ilke sağlıklı yiyerek, metabolizmanızın yaktığından daha fazla kalori harcamak. o yüzden yürümek göbek eritmez filan demek komik yani.

ayrıca bana sorarsanız yüzme diyorum.
0
mea maxima culpa
(08.11.08)
(6)

panik atak mi oluyorum lan yoksa?

osuruklu
ogrenci oldugumdan, master icin ortalamami(2.66) yukseltmem gerektiginden, hayatim ders ders ders olmus durumda. daha once aldigim dersler olmasina ragmen ve ayni zamanda ne kadar ustune dussem de ilk sinavlarim sk gibi afedersin. bazen her sey guzel gibi giderken birden salak bi endiseye kapiliyoru
ogrenci oldugumdan, master icin ortalamami(2.66) yukseltmem gerektiginden, hayatim ders ders ders olmus durumda.

daha once aldigim dersler olmasina ragmen ve ayni zamanda ne kadar ustune dussem de ilk sinavlarim sk gibi afedersin. bazen her sey guzel gibi giderken birden salak bi endiseye kapiliyorum; sictim, master yapamicam, got gibi ortada kalicam. bi dakika sonra geciyo bu durum; hallederiz aq, atla deve degil ya...

boyle "git-gel"ler yasiyorum bazi bazi. neler oluyor bana. normal miyim?
0
osuruklu
(08.11.08)
hiç utanmadan git hocalarla konuş. hocam master istiyorum. yüksek not almak için ne yapayım de. iyi davran hocalara, peşlerinde dolaş.

kastırma kendini. nerde master yapmak istiyorsun. git o bölümün hocaları ile de tanış bişiler yap.

gitme gelme. rahat ol :))
0
mea maxima culpa
(08.11.08)
2,5 civarı bir ortalaman varsa fizikte gayet güzel master yaparsın. hatta daha düşük ortalamaya sahip bir arkadasta su anda u.s.a de phd'sini yapıyor. bu kadar çok takılma bence ortalamaya. ama senin istediğin okul öyle bir şart koyduysa birazcık kas ama abartma atla deve değil ya :)

şaka bir yana da dediğim gibi 2,66 ya takılma, olabildiğince yüksek tutmaya çalış ortalamanı ama olmuyorsa da master yapamıcam falan diye üzülme yapılıyor, sonuçta mezun oldugun okula da bakıyorlar.
0
light beam
(08.11.08)
gayet normal.. bende sıçtım, naapçam ben diye diye uykularımı kaçırıyordum.. nooldu? geçti giti.. hallolur herşey, hocalarınla konuş sen :)
0
metox
(08.11.08)
bu panik atak değil de anksiyete sorunu olabilir. panik atakta endişelerin "ulan ölüyor muyum yoksa, nefes de alamıyorum, lan!" falan gibi olur.
0
kurukafa
(08.11.08)
hocalarimla da aram iyi aslinda. beraber calismak istedigim hocayla simdiden proje yapiyoruz. ama bilemedim iste. ustune dusmeyince belki daha iyi olur. en azindan belli bi sure.
0
🌸osuruklu
(08.11.08)
hah işte tamam. hocayla arayı iyi tut sen, sonra üçtü beşti ortalamaya bakmazlar. kanaat çok önemlidir.
0
mea maxima culpa
(08.11.08)
(10)

Eti Yumuşatmak

vecna
Şöyle pilavın yanına kuş başı et yapayım dedim. Eti aldım, derin çelik bir tavada ağzı kapalı şekilde kısık ateşte pişirdim. Önce suyu saldı sonra attı falan. Güzel de pişti ama nedense sert oldu. Gırç gırç ediyordu yerken. Acep et mi kötü yoksa kaçırdığım bir nokta mı var?
Şöyle pilavın yanına kuş başı et yapayım dedim. Eti aldım, derin çelik bir tavada ağzı kapalı şekilde kısık ateşte pişirdim. Önce suyu saldı sonra attı falan.
Güzel de pişti ama nedense sert oldu. Gırç gırç ediyordu yerken.
Acep et mi kötü yoksa kaçırdığım bir nokta mı var?
0
vecna
(07.11.08)
Eti geceden zeytinyağı içine koy ve bir gece bekledikten sonra ertesi gün nasıl biliyorsan öyle yap ama dediğim gibi eti bekletmelisin. Zeytinyağı yerine alternatif sunanlar da olacaktır mutlaka.
0
wahrsager
(08.11.08)
metox
(08.11.08)
Hımm deneyeyim bir ara. Bizim valide hiç öyle et bekletme olayı falan yapmazdı ama et de gıcırdamazdı. Az pişirmediğime de eminim. Kısık ateş? Kapalı/açık kapak? Tuzu son koymak? Su eklemek?
Bunlar gibi daha pratik öneriler var mı?
0
🌸vecna
(08.11.08)
ramazan'da bi tane adam cikti televizyona. yemek programi. aynen aktariyorum.

"bazi insanlar etin kisik ateste pisirilmesi gerektigini saniyorlar. ete harli ateste "muhurleme" islemi yapilmasi gerekir. bu icindeki oz suyunu saklamasina yarar. tamamen pistiginde ilik gibi olur. tadindan yenmez."

son iki cumle bana ait. oburlerini adam soyledi ama allah carpsinki.
0
osuruklu
(08.11.08)
benim de yemekle ilgili öğrendiğim püf noktası et pişirilecek tava veya tencerenin iyice kızgın olması gerektiği.

sıcak olduğunda et yumuşuyor. sıcaklık düşük olursa et sert oluyor.

marine etmek de faydalı.
0
mea maxima culpa
(08.11.08)
demeden geçemeyeceğim, soru başlığı sanki eti (marka olan eti) "yumuşatmak" adlı bir ürün çıkarmış, onun hakkında soru varmış gibi duruyor. reklam gibi okursanız, anlarsınız bak.

bunu yazmışken, tecrübeyi belirteyim. böyle şeylerde önce beş-on dakika kadar harlı ateş, sonra kısık ateşte uzun sürede pişirme önemli. ki, denmiş bu cevap. ama çoğunluğun böyle düşündüğünü belirtmiş olayım.
0
lovemyself
(08.11.08)
bir antepli arkadaşım, koyun etini sulandırılmış yoğurt ve çeşitli bahartlardan hazırladığı bi karışıma yatırmıştı. tadını unutamam.
0
geldiler
(08.11.08)
önce bir süre harlı ateş kullanırsanız, etin dışındaki gözenekler kapanır ve ette bulunan su hapsolur, böylece et sertleşmez. pişirme işlemine kısık ateşte devam ederseniz de etin yumuşak olmasını sağlarsınız.
eti yumuşatmak için önceden dövebilirsiniz. ayrıca elbette tuzu sonradan atmalısınız aksi halde tuz suyu çekeceği için sert olur.
0
flyalone
(08.11.08)
vay be tuz olayı iyiymiş!
vecna arkadaşımız kesin tuz kısmını atlamıştır ve bu yüzden etler sertleşip ağızda gırç gırç etmiştir. taşlar yerine oturuyor.
0
crystalsoul
(08.11.08)
evet ben de tuzdan şüphelenmiştim. et suyunu saldıktan, kısa bir süre çorbamsı bir yapıya sahip olduğunda tuz atmıştım. aa aklıma geldi bir de pişerken arada açıp kaşıkla suyunu içiyordum, "ufff ilaç bu ilaç" diye mırıldanıyordum kendi kendime. ee noldu? et susuz kaldı lastik gibi oldu.
teşekkürler herkese.
0
🌸vecna
(08.11.08)
(5)

sokak köpekleri ve belediye

oddity
birkaç gün önce önümde yürüyen birine saldıran birkaç köpek bu akşam da bana saldırdı. çok şükür bir yara almadan kurtuldum (köpek saldırırsa dur ve çömel taktiği ile) ama çok yakındı.kulaklarında marka var bazılarının ama bana ziyadesiyle tekinsiz göründüler ve bu durumu belediyeye bildirmek istiyo
birkaç gün önce önümde yürüyen birine saldıran birkaç köpek bu akşam da bana saldırdı. çok şükür bir yara almadan kurtuldum (köpek saldırırsa dur ve çömel taktiği ile) ama çok yakındı.

kulaklarında marka var bazılarının ama bana ziyadesiyle tekinsiz göründüler ve bu durumu belediyeye bildirmek istiyorum. bu işlerle uğraşan bölüm nedir, kimleri aramam gerekir? genel bilgi vermenin dışında izmir-bornova için bilgisi olan varsa ekstra şukela olur.
0
oddity
(07.11.08)
çevre hizmetlerigibi bir birim olması lazım. belediyeyi arayıp sokak köpeklerine hangi birim bakıyor derseniz daha iyi olur. mesela belediyelerin kendi barınakları da oluyor. her belediyenin olmuyor tabi. o yüzden barınak ya da çevre diye sormaktansa sokak köpekleri diye sormak en doğrusu.
0
oceano
(07.11.08)
kulaklarında küpe olan köpekleri şikayet etmeyin. yazıktır.

neden derseniz küpeli köpek kısırlaştırılmış, kuduz aşısı yapılmış ve saldırgan olmadığı için sokağa geri bırakılmış köpektir.

bence oyun yapmışlardır, saldırmamışlardır.

şikayet edilince o köpekler ya kötü koşullarda barınaklara atılacak, üç gün sonra başlarına ne gelir bilinmez, ya da direk itlaf edilecek, öldürülecekler.

:(( yazıktır.
0
mea maxima culpa
(07.11.08)
belediyeyi aramak en mantıklısı. gerekenide yapmaları normal. çünkü yarın bir gün kendini korumaktan bi haber bir bebeye saldırdığında çok geç olabilir. kulakları markalı da olsa bildirmek gerek.
0
beastangel
(08.11.08)
belediyeyi boşuna aramyın arkadaşlar çünkü ilgilenmiyorlar. bizim burdaki köpekler 20 li gruplar halinde gezip, dehşet saçmaya başladıklarında beşiktaş belediyesine telefon açmıştım ama havayı aldım. sanırım bana çevre bakanlığı ilgileniyor gibi bişeyler söylemişti.ilgilenmekten kasıt nedir bilemiycem ama gece dışarı çıkamıyorum, o kadar gına geldi ki artık..
0
jade
(08.11.08)
ne yazık ki belediyeler hayvanların korunması ile ilgili kanunlara hala uymuyorlar ve kanunla yasaklanmasına rağmen hala itlafa devam ediyorlar, bir yandan köpekleri barınaklara atıyorlar ve o barınaklara ne yemek ne veteriner ne de personel göndermeyerek resmen ölmelerine sebep oluyorlar, bir yandan istanbul'un dışında ormanlara bırakarak ormanlarda aç bilaç dolaşan ve sonunda ölen köpek sürüleri yaratıyorlar.

çoğu yerde duyduğumuz küpeli köpeklerin bile belediye tarafından alındığı ve akibetlerinin belli olmadığı.

oysa ki bu köpekler düzenli olarak birkaç sene boyunca düzenli bir şekilde kısırlaştırılırsa ortada sokak köpeği sorunu kalmayacak. belediyeler ise kanunlara uymayarak itlafla ve ormana atmakla yine bunların çoğalmasını sağlıyor. yani sorunlar devam ediyor.

elbette ki sokakta başıboş gezen köpeklerden rahatsız olmakta haklısınız.

ancak şikayet ettiğinizde belediye gelip o köpekleri alacak ve sonları kötü olacak.

aman da ne güzel köpekler barınaklara gitti demeyin, en güzel barınaklarda bile aşırı kalabalık nüfusla beton veya fayans üzerinde ıslak zeminlerde aç bilaç yaşıyorlar.
0
mea maxima culpa
(09.11.08)
(5)

diyabet olsam farkederdim değil mi?

madik atak
merhaba değerli ekşi duyuru takipçileri. ben bir ay önce bir kan testi yaptırmıştım. kan testinden 8-9 saat önce yemeyi kestim. ancak bol bol su içmiştim. her neyse kan testi sonucuma göre açlık kan şekerim 126 çıkmış. internette yaptığım araştırmaya göre 126 ve üzeri diyabet teşhisi konuyormuş. paz
merhaba değerli ekşi duyuru takipçileri. ben bir ay önce bir kan testi yaptırmıştım. kan testinden 8-9 saat önce yemeyi kestim. ancak bol bol su içmiştim. her neyse kan testi sonucuma göre açlık kan şekerim 126 çıkmış. internette yaptığım araştırmaya göre 126 ve üzeri diyabet teşhisi konuyormuş. pazartesi tekrar test yaptıracağım. bu sefer 12 - 14 saat bir şey yemeyip içmemeyi düşünüyorum. diyabet teşhisi için bir kaç kez kan testi yapılıyormuş ama içim hiç rahat değil. sağlık raporu almaya çalışıyorum. sorum şu, tok karna kan testi yapılsa bile bu değer 126'nın altında çıkar mı yoksa, gayet sağlıklı bir insanda da 126 ve üzeri değer görülebilir mi.. durduk yerde sıkıntı yaptım.. neyse sağolun...
0
madik atak
(07.11.08)
diyabet olsan farketmezsin.

test yaptırırken kendi kafana göre davranma. testten 7-8 saat önce yemek yemeyeceksin, su da içmeyeceksin. ancak birkaç yudum su içebilirsin diye biliyorum.

birkaç kez kan testi yapılıyormuş dediğin sanırım yüklemeli şeker testi olarak bilinen oral glukoz tolerans testi 12-14 saat filan aç kalma, 7-8 saati geçirme, labaratuvarda da en az 3-4 saat aç kalacaksın, feleğin şaşıyor zaten. ayrıca testleri de yanıltırsın.

126'nın altında çıkar ama bu değerler bişi ifade etmez. oral glukoz tolerans testine göre doktor karar verir ne olduğuna.

sağlıkla ilgili bu kadar duyarsız olunmasına ve kafaya göre davranılmasına şaşıyorum.

ve eğer diyabet veya gizli şeker çıkarsa doktorun söylediklerini dikkatle yap.
0
mea maxima culpa
(07.11.08)
126 pek riskli bir rakam değil gibi 180 e kadar yolu var

yine de peşini bırakma
0
hela gozlum
(07.11.08)
@mea maxima culpa, hasta olmaktan korkan birini azarladığınız için teşekkür ederim, şaka bir yana sormak istediğim şöyle makul bir soruydu: "sağlıklı bir insanın kan şekeri 126 çıkabilir mi?" az evvel diyabet konusunda bilgili komşumdan öğrendiğime göre çok aç iken test yaptırılırsa sonuç yine yüksek çıkıyormuş.. neyse bilgilendirmeler için sağolunuz...
0
🌸madik atak
(07.11.08)
@madik atak tıp dünyasına, diyabet hastalığına ve kan testlerine kendince getirdiğin yorumlar beni benden aldı.

kendi tecrübelerime de dayanarak biraz bunlara dikkat et diye yazdım.

hastalanmaktan korkmak bir işe yaramıyor. korkunun ecele faydası yok ne yazık ki.

açken benim şekerim 50'ye düşebiliyor, buna komşun ne der acaba?

diyabet olmayabilirsin ama gizli şeker olabilirsin. o sebepten oral glukoz tolerans testi yapılıyor. gizli şekere de dikkat etmek lazım, dikkat etmezsen diyabete çeviriyor.

bence doktorların dediklerini yap, kan testinden önce de ne çok aç kal ne de çok su iç.
0
mea maxima culpa
(07.11.08)
evet.
0
rentts
(07.11.08)
(4)

kedi maması vol:II

forumtrak
Merhaba arkadaşlar, daha önce de sizlere kedi mama markasını sormuştum, öneriler dahilinde Hill's almıştım. Nitekim kedim bu mamayı hiç bir zaman iştahla yemedi. Bugün kedimin maması bitti ve markette sadece whiskas bulabildim. Kedim daha önceleri whiskas'ın kuru mamasını yemediği için konservesini
Merhaba arkadaşlar, daha önce de sizlere kedi mama markasını sormuştum, öneriler dahilinde Hill's almıştım. Nitekim kedim bu mamayı hiç bir zaman iştahla yemedi. Bugün kedimin maması bitti ve markette sadece whiskas bulabildim. Kedim daha önceleri whiskas'ın kuru mamasını yemediği için konservesini alayım belki bunu yer dedim. Neyse, eve gelip konservenin kapağını açtığım anda kedim adeta çıldırdı! çoğu yemeği iştahsız ve zorla yiyen kedim bu mamaya resmen bayıldı. Soruma geçeyim hemen,

1)Bu mamayı kediye vermem doğru mudur yanlış mıdır? Bu mamanın tam olarak zararı nedir?
2)Kedimin böyle iştahla yiyebileceği başka mama biliyor musunuz?
0
forumtrak
(07.11.08)
bir kereliğine vermiş ol. başka verme. çünkü her yerde söyleniyor ki marketlerde satılan ucuz ve kalitesiz mamalar ileri yaşlarda özellikle böbrek rahatsızlığı yapıyormuş.

konserve dersen hill's in ve diğer kaliteli mamaların da konservesi var.

hill's in başka çeşit mamaları olduğu gibi başka markalar da var. ben açık olarak kilo ile royal canin'in fit 32'sini ve proplan'ın somon balıklısını alıyorum. arada da ton balığı veriyorum kedilerime. maşallah diyeyim hepsin hapur hupur götürüyorlar.

bence bulabildiğin başka kaliteli mamaları dene. kedin neyi en çok severse onunla devam et.

yalnız burdaki önemli nokta kedinin reklamlardaki gibi atlaya zıplaya mama yemesi değil, kaliteli ve sağlıklı mama yemesi. bunu unutma.

yemiş bitirmiş işte hill's i. daha ne istiyorsun :))
0
mea maxima culpa
(07.11.08)
Benimki de çok yemek seçer ama deneye deneye Nutrience'da hemfikir olduk kendisiyle. Denemediyseniz Nutrience deneyin ve Whiskas gibi market mamalarından uzak durun...
0
crown
(07.11.08)
şimdi bir anımı paylaşmak isterim: bir buçuk yaşındaki kısırlaştırılmamış erkek (hatta errrrrrrrrrrkek eheh) kedimin kuyruğunda böyle bildiğiniz bir parmak kalınlığında bir boşluk oluşturacak şekilde baştan uca kadar tüyler dökülmüştü. korkunç bir görüntü, böyle kedi var normal gözüküyo ama bakıyorsun kuyrukta kocaman bir sıra tüy eksik. neyse veterinere götürdük, ne veriyorsunuz hayvana mama olarak dedi. ben de normalde iams'la beslerim ama o ay feci parasızdım hayvana whiskas'ı dayadım, dedim. veterinerin tepkisi: "neden, kedinizi sevmiyor musunuz?" yani demem o ki sağlıklı bir kedi için whiskas'a hayır.

akabinde,

ben genel olaram kedilerin iams hastası olduklarına kanaat getirdim ama, birçok petsshopta düzgün markaların devasa paketlerini açıp kiloyla mama satıyorlar. böyle bir petshopa gidip düzgün mamalardan küçük birer örnek alıp denemek mantıklı olabilir, hayvan hangisini beğenirse onunla devam edersiniz.
0
myriamonde
(07.11.08)
acaip mama secen, begendigi mama olmayinca yemeyip elden ayaktan dusen bir kedim var. son umit aldigim eagle pack hollistic select serisinin tavuklu olaniyla ask yasiyor valla. paketi actigim anda etrafinda donmeye basliyor. kimbilir, belki sizinki de sever.
0
no avalon
(08.11.08)
(6)

Galatasaray Universitesine nasil gidilir ?

no christ requiress
Avrupa Birligi ile ilgili bir sertifika programina kaydoldum. Merter'den oraya nasil gidilir en rahat ?Aksaray'a metro ile gidip ordan besiktas otobusune binsem, besiktas'da kaliyorum, ordan uni.ye mesafe cok.Metro+tramway ile kabatasa gitsem yine mesafe cok. Aylik -sinirsiz- akbilimin oldugu dusunu
Avrupa Birligi ile ilgili bir sertifika programina kaydoldum. Merter'den oraya nasil gidilir en rahat ?

Aksaray'a metro ile gidip ordan besiktas otobusune binsem, besiktas'da kaliyorum, ordan uni.ye mesafe cok.

Metro+tramway ile kabatasa gitsem yine mesafe cok.

Aylik -sinirsiz- akbilimin oldugu dusunulurse ne sekilde gidebilirim ?
0
no christ requiress
(07.11.08)
aylık sınırsız akbilin varsa, beşiktaş'tan tekrar bir otobüse bin, üniversitenin önünde in.

düşündüğün kabahat :))
0
mea maxima culpa
(07.11.08)
en güzeli metro+tramvay -> beşiktaş, oradan sahil sarıyer otobüsleri.
0
dehri
(07.11.08)
taksime gitmek için pratik bi yolun varsa taksimden funikulerle kabatasi ordan da sahilden giden otobuslerle ortakoy.
0
bordeaux
(07.11.08)
taksimden finüküler filan binmesin aman diyeyim ne gerek var.

taksimden boğaz otobüslerine bin, ilk durak olduğu için paşa paşa oturursun, şimdi kış mevsimindeyiz ortaköy yolu açık mis gibi gidersin. (boğazdan geçen otobüsler akm'ye en yakın duraktan kalkar.nedir bunlar dt1, sahilden giden sarıyer, istinye dereiçi falan filan. sorarsın yani, şimdi aklıma gelmedi)

dönüşte otobüsler kalabalık olur ama.

taksime kolay gidebiliyorsan en iyisi bu aslında. tramvay yolu, kabataş ortaköy yolu filan yorar insanı.
0
mea maxima culpa
(07.11.08)
aa evet ya cevabımı değiştiriyorum ve mea maxima culpa'ya katılıyorum. böylece kabataştaki kısacık yol olmasına rağmen mevcut olan korkunc trafigi de atlatmış olursun.
0
bordeaux
(07.11.08)
sabah - akşam trafiğin yoğun olduğu zaman için:
en güvenli yol metro ile aksaray, oradan dolmuş veya otobüsle taksim, oradan da beşiktaş veya ortaköydür. (beşiktaş'tan gsü'ye yürümek 10 dakika.) aksaray'dan geçen topkapı-beşiktaş otobüsü eminönü'nden geçiyor ve o yol sıklıkla tıkanıyor. o nedenle taksim'den şaşmayın derim.
0
sare
(07.11.08)
(7)

ekmek ve küf

kibritsuyu
arkadaşlar geçen gün bir ekmek aldım (bildiğin normal beyaz ekmek). birazını yedim. kalanı 4-5 gün durdu. dün bir aldım ki yemyeşil küflenmiş.ama kimi zaman da ekmek alıyorum. ufak bir parça kalıyor mesela 1 hafta da dursa, 10 gün de dursa küflenmiyor. sadece bayatlayıp kuruyor.niye kimi zaman küfle
arkadaşlar geçen gün bir ekmek aldım (bildiğin normal beyaz ekmek). birazını yedim. kalanı 4-5 gün durdu. dün bir aldım ki yemyeşil küflenmiş.

ama kimi zaman da ekmek alıyorum. ufak bir parça kalıyor mesela 1 hafta da dursa, 10 gün de dursa küflenmiyor. sadece bayatlayıp kuruyor.

niye kimi zaman küflenip, kimi zaman da küflenmeden bayatlıyor? iki şekilde de naylon poşeyin içinde duruyor ekmek.
0
kibritsuyu
(07.11.08)
Küflenme ekmekteki su oranıyla ilgili. Şöyle anlatayım; mesela normal aldığınız ekmeği direkt poşete koyarsanız 3-4 gün içerisinde küflenmeye başlar. Yok eğer kuruduktan sonra (yani dışarda bekletip kuruttuktan sonra) poşete koyup saklarsanız 10 gün filan dayanır. Yok ikisi de aynı koşullardaydı diyorsanız mayasıyla ilgili bir şey olabilir.
0
ataturkiye
(07.11.08)
okurken bayılayazdımm. yapmayın etmeyin öyle şeyler. fırın ekmekleri saklanmak için üretilmiyor. gün içinde tüketilme için üretiliyor.

al bir tane uno-muno hazır pişmiş ekmek. poşeti ile koy buzdolabına. mis gibi küflenmesi filan yok. bir hafta filan çok güzel kalıyor. ilk günkü gibi. grekirse ısıtırsın taze gibi olur.
0
mea maxima culpa
(07.11.08)
@mea: böhü böhühü haklısın gün içinde tüketilmek için ama biz de çok ekmek yiyen bir aile değiliz. hatta eşim neredeyse hiç ekmek yemez. ama canım çekiyor ulayn. kurufasulyenin suyuna taze ekmek banmak istiyom. uno falan hiçbir zaman o çıtır ekmeğin tadını vermiyor. e en ufak ekmek de o dediğim işte. bir öğün yiyoruz. ertesi gün de yiyoruz, yemek bitiyor, sonraki yemek sulu olmuyor, biz evde olmuyoruz 4-5 gün kalıyor, sonra da küfleniyor ühühüüü.
0
🌸kibritsuyu
(07.11.08)
Benim düz mantığıma göre, bekleyince küflenmeyen şey gıdadan çok plastiğe daha yakındır. Gıda dediğin küflenir bozulur, küflenmiyosa bozulmuyosa demek ki adamlar öyle bi kimyasal basmışlar ki bakteri bile yaşamıyor.
Bu görüşler hiçbir bilimsel veriye dayanmamaktadır.
0
mabl
(07.11.08)
yarım ekmek satan bakkallar çıkabiliyor (valla)
0
kimlanbu
(07.11.08)
ben de tek yaşıyorum. aynı dertten muzdaripim, epey bir ekmek küflettikten sonra bunu buldum.

bir de şöyle yapabilirsin. küçük ekmeklikler oluyordu, hani ekmek kutuları. ekmeği koyuyorsun, kapağı var kapıyorsun. naylon torbaya koymadan bu ekmekliklere koyarsan küflenme oranını azaltırsın.

ama dediğim gibi fırın ekmekleri bir gün içinde tüketilmek için yapılıyor, küflenmeleri büyük olasılık. önüne geçemezsin.
0
mea maxima culpa
(07.11.08)
mesela o gün alıp yarısını yediğiniz ekmeği dilimleyip buzluga atın. orda süresiz kalabilir. sonra pazar kahvaltılarında filan kızartır ya da kaşar sucuk filan fırına sürersiniz, papara bile yapılır hatta. siz sonra yine taze ekmek alabilirsinz, öbürleri kalsın buzlukta. en azından değerlendirilme şansları olur hemen küflenip atılmasındansa.
0
bordeaux
(07.11.08)
(11)

Manyak Kedi

kahvegibi
Merhabalar,Sevgili arkadaşımın 3 aylık erkek kedisi var. 1 aylıkken geldi eve. Acayip mülayim ve tatlı bir kediydi. Kediydi diyorum çünkü artık kedi değil, canavar. Attığımız her adımda bacağımıza zıplıyor, sürekli olarak ıssırıyor ve tırmalıyor. Yavru bir kedi olduğu için oyuncu olması normal ve bu
Merhabalar,

Sevgili arkadaşımın 3 aylık erkek kedisi var. 1 aylıkken geldi eve. Acayip mülayim ve tatlı bir kediydi. Kediydi diyorum çünkü artık kedi değil, canavar. Attığımız her adımda bacağımıza zıplıyor, sürekli olarak ıssırıyor ve tırmalıyor.

Yavru bir kedi olduğu için oyuncu olması normal ve bu özelliğini tatmin etmek için arkadaşım da ben de kediyle hep oynadık. Sert de davranmadık. Herhangi bir travması da olmuş değil. Issırma huyundan da vazgeçiremiyoruz. Hayır dememize, bağırmamıza, odadan çıkartmamıza hatta bazen ufak şaplaklar atmamıza rağmen fena halde, hatta kanatacak kadar ıssırıyor.

Bu ıssırmaların, tırmalamaların bir çözümü, çaresi var mıdır? Teşekkürler
0
kahvegibi
(06.11.08)
:) sanirim benimki ile akraba o. çözüm mözüm aramayin. bi müddet sonra azaliyor. çook normal o sekilde davranmasi. şu petşoplarda satılan tırmanma hedeleri filan var ama ben bi b.ka yariyacagini sanmam cünküm o ona diil istedigi yere tirmanir, isirir, cirmalar. allah ecir sabir versin ne diim :)
0
palyacopapi
(06.11.08)
yavru kedinin 1 yaşına kadar hareketli hatta hiperaktif olması çok normal.

bende de bunlardan 1 tane var. 6,5 aylık oldu şimdi az önce yanından geldim kolum ısırık dolu. :))

burnuna ufak şaplaklar vurmanız, sözle ve mimikle çok acıttın, canımızı acıtma diyerek fark ettirmeniz gerekli. zamanla öğreniyorlar.

ısırarak oynamak kedilerin doğal bir davranışı, bunu yoketmeye çalışmayın. ancak zamanla canınızı acıtmamayı öğrenecektir.

1 yaşını geçtiksen sonra da tembel tembel oturmaya başlayacak, siz ara ara gidip dürteceksiniz hareket etsin diye. doğaları bu bunların.
0
mea maxima culpa
(06.11.08)
@palyacopapi haklı. tırmalama tahtası ve oyuncak alın. oyuncak fareler ve ayılar filan var, onları çok seviyorlar. (gerçi 5-10 dakika sonra yatağın altında kayboluyor onlar ama neylersiniz)

küçük oyuncaklara ip bağlayıp oynatın filan. enerjisini alın yani onunla oynayarak.
0
mea maxima culpa
(06.11.08)
mea yazinca benim de aklima geldi. en kolay ve ucuz oyuncak naylon poşet. poşeti tortop ediniz. ve bir sekilde baglayiniz. sonra kedinin önüne atiniz. acaip egleniyor benimki. ya da normal ağzi acik poşette olur içine giriyor filan. bir de sonrada temizlemeyi göze alirsaniz kağit peçete ile de çilgin atabiliyolar. haaa pinpon topunu da unutmayalim. iyi eglenceler pisicik :)
0
palyacopapi
(06.11.08)
kendisinin şu an deli gibi dişleri kaşınıyor ve enerjisini ancak sizinle oynayarak atabiliyor. yapacağınız en güzel şey büyükçe bir fırın eldivenini elinize geçirip onunla çılgınlar gibi 30 dk geçirmektir. bırakın enerjisini atsın pambık gibi olur.
0
atrin
(06.11.08)
o dişler düşecek ayrıca. dökülüyor. yenileri çıkıyor.
0
mea maxima culpa
(06.11.08)
şaplak atmayın çünkü anlamaz. psikolojisi bozulur bu sefer hayvanın.
0
chavezding
(06.11.08)
bazı kediler çok oyun oynadıkça da daha çok azıyor mesela bi arkadaşım ayağıyla oyun yapıyordu hep kediye kedi şimdi gelen giden herkesin ayağına saldırıyor. cok elinizle oynarsanız elinize kolunuza saldırmaya alışabilir. hedef olarak görmeye başlıyorlar. o yüzden oyuncak gibi, ip gibi vs. şeylerle oynarsanız hedefi siz değil oyuncaklar olarak belirleyebilir. bağırmayın, odadan cıkarmayın daha asabiyet sinir yapar hayvan. yavruyken iyice hareketli olmalı ki kasları reflexleri iyice gelişsin zamanla geçiyor zaten yaşlandıkça. bu sefer de hadi oyna diyosun bitarafını kaldırmaya üşeniyo=)
0
random blonde
(06.11.08)
vallaha kendi kedim gibi söylemiyorum hayvan sevilmek isteyince geliyor sevdirip gidiyor. ben sevesim geldiğinde de katlanıyor bana napsın =). kesinlikle ısırmak vs gibi huyları yok ve çok haşin oynarım öyle böyle değil. kendisi 6 kiloluk bir leopar çakması olduğu için oyunlarımız da çok vahşi hatta bazen kendimi serengeti düzlüklerindeki antiloplar gibi hissettiriyor. ama oyun haricinde saygıda kusur etmez hatta acıkmadığı ya da oyunu gelmediği sürece miyavlamaz bile. kediden kediye değişir ama benim önerim kesinlikle fırın eldivenidir.
0
atrin
(06.11.08)
Bir kaç ay sonra düzelir, bizim canavar yüzünden evde yürüyemez hale gelmiştik. Adım attığımız anda düşmanına saldırır gibi tırnaklarını geçirip ısırıyordu. Bağırırsak veya vurursak daha da hırslanıyordu. Mümkün olduğu kadar ip, top vs ile oynatın enerjisini atacak başka şeyler de olduğunu görsün.
0
kimlanbu
(06.11.08)
şu bahçıvan eldivenlerinden alıp elinize geçirip kediyi saldırtın. iyice saldırsın. sarılıp fittin fittin yapsın, tırmalasın, ıssırsın. yorulana doyana kadar parçalasın. hatta yetmedi, kızdırın (bizimki arka patisine dokununca delirirdi mesela, gıdıklanıyodu rahmetli), poposuna dürtün, sinirden sallamaya çalıştığı kuyruğunun ucunu tutun falan. kıhhlasın saldırsın. tatmin olunca yorulup gider zaten.

aha atrin fırın eldiveni demiş, okumamışım. o da olur tabi :)
0
kibritsuyu
(07.11.08)
(12)

Sozluk moderatoru [kimi raikonen] saka mi yapiyor?

comptrol
malumunuz caylaklar icin olan bitenden yeni bir duyuru girildi. `#14333666`kimi raikonen adli moderator asagidaki kosul ile saka mi yapiyor?" zira noktalama işaretlerinden sonra boşluk bırakması gerektiğini hala öğrenememiş bir adamın sözlük yazarı olarak işi ne? "semantik, gramer, cumle yapisi, anl
malumunuz caylaklar icin olan bitenden yeni bir duyuru girildi. #14333666
kimi raikonen adli moderator asagidaki kosul ile saka mi yapiyor?

" zira noktalama işaretlerinden sonra boşluk bırakması gerektiğini hala öğrenememiş bir adamın sözlük yazarı olarak işi ne? "

semantik, gramer, cumle yapisi, anlatim bozuklugu vs. bitti de noktalama isaretlerinden sonraki boslugu onemsemeye siranin geldigini mi anlamaliyiz bundan? oss'de bile bu denli dikkat etmiyorduk sorulara.

tesekkurler.
0
comptrol
(06.11.08)
bence hakli. en azindan 154.648 caylak ve 40.524 onay bekleyen caylak oldugunu dusunursek; onlarinda isi zor be abi.

ben bile dogru duzgun kurallari ogrenememisken/bilmiyorken, olaya boyle yaklasmasi bence normal.
0
trimpot
(06.11.08)
hiç şaka yaptığını sanmıyorum. hele ki kimi raikkonense bunu yazan.
0
mea maxima culpa
(06.11.08)
kimi'yi tanirim iyi cocuktur. bu konuda saka yapmaz! normal sartlarda olsa bu gormezden gelinebilirdi. ama denildigi gibi bu kadar cok kisinin basvurdugu bir sitede -ki tum olayi yazi yazmaktir, dikkatinizi cekerim- elbette bu tarz seyler onem kazanmaktadir.
0
darth maul
(06.11.08)
allah caylaklarin yardimcisi olsun o vakit. bu kurali onca senelik sozluk kullanicisi olmama ragmen yeni duyuyorum. 1 sene once girdikleri entrylerin noktalama isaretlerinden sonra bosluk koyup , tekrar beklemek zorunda kalacak nice caylak vardir bence.

ama moderatorlerin bu tutumunu da islevsel buldum bir acidan. yukarida iddia edilene gore, caylak entrylerinde yazilan metinden ziyade, noktalama isaretlerinden sonraki bosluklara bakarak nice caylak elenebilir ve bu da hem zamandan hem zihinden kazanc saglar.
0
🌸comptrol
(06.11.08)
cevabı hayır olan soru.çübnkü nedenmi anlatayım.entrilerde gözlenen yaygın özensizlik zaten uçma sebebidir yazarlar için,yeni bir yazar alacakken neden bunu önemsemeyelim?on tane gelişigüzel tanım yapmış,içeriğini özgünce doldurmamış,imlaya noktalamaya tikat etmemiş bir yazarı niye alalım?hele sırada 40bin onay bekleyen çaylak varken?

dedirten duyuru
0
kimi raikkonen
(06.11.08)
birak allahini seversen demek istedigim cümle kimi ! ben daha gecen ay tum entryklerimi gözden gecirdim.conku okadar yildir sozluk de yazmama ragmen ozellikle notalama siaretlerin de bir suru hata yatigimi gordum.
gercektende eger zamaninda boyle nedenlerle yazar yapmasalardi bende bugun sozluk yazari olamayacaktim dedigim soru
0
darth maul
(06.11.08)
aslında boş vakti olan varsa yazarlar da okusa fena olmaz hani. zira görünce kafayı yediğim hatalarla karşılaşıyorum çokça.

ayrıca şansıma 10 entry i tamamladıktan sonra bekleme sürem fazla olmamış. yazar olmak gittikçe zorlaşıyor.

ama kimi haklı kalifiye insanlar lazım sözlük e..
0
dambil
(06.11.08)
olan biten yerine hatalı entry örnekleri başlığını okuyun falan dese daha doğru olurdu bence. olan biten'de bir sürü alakasız duyuru var. kim okumuş onların hepsini de yeni çaylaklar okuyacak?
0
386 dx
(06.11.08)
Çaylaklar için yazarlardan farklı kurallar zaten var. Modlog'u incelerseniz çaylakların, sadece bakınızdan veya dedirtenli tanımlardan dolayı da entryleri siliniyor. Noktalama kurallarına uyulması gereği şaka mı yoksa ciddi mi bilmem ama gerekli bir önkoşul. Çünkü toplamda zaten 10 tane entry yazmaları gerekiyor. O on entryde dahi özen göstermemiş birinin yazar olduktan sonra da özenli olmadığı sonucu çıkaırlabilir. Çeşitli atraksiyonlara girmeden kısa tarafından salt kelime tanımı yaparlarsa onlar için çok daha sağlıklı olur gibi. Ben onlarca entry girdiğim için 8 ay bekledikten sonra ancak miferdibi ile yazar olabilmiştim. Yapmayın:)
0
gulden kale
(06.11.08)
noktalama işaretinden sonra boşluk bırakmak çok temek bir bilgi. bence garip bir talep değil.
0
cereal killer
(07.11.08)
soyle demek isterim:acikcasi,noktamala isaretlerinden sonra bosluk birakmamak okunurlugun icine eden bir sey.sizce de oyle degil mi?yani baksana,boyle bitisik bitisik.acayip oluyor ve bence kimi'nin dedigi dogru...
0
compumaster
(07.11.08)
adet döneminde o normaldir biter yakında.
0
noliy
(18.01.09)
(6)

yeni çorabın içinden çıkan kağıt niye var ?

deahy
evet her yeni çorap alışımda çiftin tekinin içinden hışırdayan bir kağıt çıkıyor ve her seferinde aklıma takılıyor, ayağımı sokacağım bir şeyin içine neden kağıt koyup da satarlar ?buyrun efendim aydınlatın lütfen:
evet her yeni çorap alışımda çiftin tekinin içinden hışırdayan bir kağıt çıkıyor ve her seferinde aklıma takılıyor, ayağımı sokacağım bir şeyin içine neden kağıt koyup da satarlar ?

buyrun efendim aydınlatın lütfen:
0
deahy
(05.11.08)
çok basit gelebilir ancak çorap buruşmasın diye. o kadar basit bir kağıt parçası mı tutacak koca çorabı diye düşünmek beyhude, sinek de küçüktür ancak mide bulandırır.
0
co2s2
(05.11.08)
ambalaj o. güzel güzüksün, tok dursun, kendisini göstersin, kaliteli dursun diye. başka bir anlamı yok.
0
mea maxima culpa
(05.11.08)
kirismasin diye.
bazi ayakkabilarin icine de cokmesin\yuzeyi bozulmasin diye kalip koyarlar.
0
lejant
(05.11.08)
kırışma değil onun gerekçesi kırışmayı engelleyecek bişi değil zira. çoraba karşı direnebilecek bir yapıda değil bildiğin incecik kağıt.

hadi şimdi benim de kafama takıldı...
0
agk
(05.11.08)
asıldığı zaman dik dursun diyedir belki de. yapılmadık spekülasyon da kalmadı zaten başka.
0
babatema
(05.11.08)
bir süre çorap sektöründe çalışmış birisi olarak mea maxima culpa'ya katılıyorum.
0
insanimsi
(06.11.08)
(5)

Kambu Çayı nerden bulunur?

asden
Bir arkadaşımın annesi kanser. Bir yerden duymuş Kambu çayı diye bir şey iyi geliyormuş. Konuyu bilen var mı? hakikaten iyi mi gelir yoksa safsata mı? İstanbul'da nerden bulunur?
Bir arkadaşımın annesi kanser. Bir yerden duymuş Kambu çayı diye bir şey iyi geliyormuş. Konuyu bilen var mı? hakikaten iyi mi gelir yoksa safsata mı? İstanbul'da nerden bulunur?
0
asden
(05.11.08)
kambu cayı hakkında hic bir fikrim yok, ama kanserde hastanın psikolojisinin ve iyilesmeye inancının coook onemLi oLdugunu gayet iyi biLiyorum, bunun olumlusuna da olumsuzuna da ornek tanıdım.

bence gidin aktardan tadı tanıdık olmayan bir cay alın, kambu çayı diye verin...
hatta kambu cayı hakkında uydurma makaleler yazıp, hastaya gosterin fln.

etkiLi olacaktır .)
0
zillosh
(05.11.08)
iğrenç ekşi kokulu bişey o, biz de bi ara merak saldık ama içemedik hiç :( arkadaşın söylediği gibi moral en büyük ilaç, bol bol kitap okusun gezsin eğlensin ve kanseri düşünecek vakti olmasın. kendimizden biliyorum yengem bu yöntemle turp gibi oldu valla:))
0
yazbitmesinsipidikterlikdolabagirmesin
(05.11.08)
hocam, arkadasinin annesine gecmis olsun öncelikle.

Her ne kadar dogada hemen herseyin tedavisi olsa da, maalesef hepsini bilemedigimiz icin bitkisel tedavilere süpheyle yaklasmak gerekir. Nolcak bitki deyip gecmemek lazim, en güclü toksinler bitkilerde var.

Kanser denen sey sadece vucüt ile alakali degil, zihinsel de bir olgu oldugundan ötürü, bu kombuydu brokoliydi limondu patatesti bunlar ancak plasebo etkisi yaratir yani icince iyi olacagini düsünmekle ilgili. Ha aktif maddelerinden biri iyi geliyordur onu bilemem. Moral ve siki medikal takip cok önemli, bunlari bir kere astiktan sonra farkli arayislara girilebilir.
0
the man who hears deepest inquisitions
(05.11.08)
kambu çayı maddesini alıyorsun ve kefir gibi kendin üretiyorsun. bu maddeyi suya koyuyorsun birkaç günde oluyor. bu maddeden bulup yapmanız lazım. aktarlarda bulunur mu onu bilemiyorum. bence bir sorun aktara, veya olmadı kambu çay olan birisinden bir miktar madde alacaksınız.
0
mea maxima culpa
(05.11.08)
kambu çayı temin etmeniz için msn adresim : [email protected]
not:msn eklemeden önce mail yoluyla ulaşmanız tercihimdir.
0
kambu şifası
(25.12.08)
(23)

ailevi problemler (ustte kalirsa bir muddet, super olur)

saramara
konu biraz uzun ve karisik, elimden geldigince tum detaylari anlatmaya calisacagim. ben 21 yasinda bir kizim. 22 yasinda askerligini yeni yapmis bir kuzenim var. bu kuzenim cok kotu bir aile ortaminda hicbir zaman dogru duzgun bir yonlendirme gormeden buyudu, liseyi devamsizliktan bitiremedi, alkoll
konu biraz uzun ve karisik, elimden geldigince tum detaylari anlatmaya calisacagim. ben 21 yasinda bir kizim. 22 yasinda askerligini yeni yapmis bir kuzenim var. bu kuzenim cok kotu bir aile ortaminda hicbir zaman dogru duzgun bir yonlendirme gormeden buyudu, liseyi devamsizliktan bitiremedi, alkolluyken arabu kullanip birisine carpti vs. Ama aile icinde onun hep cok zeki ve iyi kalpli olduguna, icinde yetistigi sartlar yuzunde boylesi davranislara yoneldigine inanildi. askerligini bitirip donunce, benim aileme yaptigim baski sonucu kuzenimi universite sinavlarina hazirlanip hayatini bir duzene sokmasi, o aile ortaminda uzaklasmasi icin istanbul'daki evimize cagirdik. kuzenim o doneme kadar orta anadolu'da gayet tutucu bir kentin gayet tutucu bir ilcesinde yasiyordu.
normalde cok sabirli ve hosgorulu bir insan degilim, ama ona elimden geldigince anlayisli olmaya calistim. dersanesi baslamadan kitaplar alip ben calistirmaya basladim, kendi arkadas grubumla tanistirdim, normalde odama kapanip film seyredip kitap okumak gibi seylerden hoslanirken onunla vakit gecirmek icin ozellikle caba sarfettim. ozellile diyorum cunku hic ama hicbir ortak noktamiz yok (abartmiyorum) ve onu 5 senedir filan gormemistim zaten. bu surede gosteridigi ve bana cok ters gelen, butun arkadaslarima bunun saci uzun, bunu kupesi var diye bir kulp bulmasi, yeni erkek arkadasimin yaninda eski erkek arkadasimdan surekli onunla gorusuyormusum ve onun hakkinda konusuyormusum gibi bahsetmesi, ben msn'de yazisirken gelip yazdiklarimi okuyup yorumlar yapmasi gibi davranislara da bunlarin yanlis oldugunu ogrenecek bir ortamda buyumemis diye ses cikarmadim. normalde bu tur macoluklara sinir olmama ragmen isanbul'da bulunan diger kuzenime hemen erkek arkadasimdan bahsedip "ifadesini aliriz" seklinde konusmasina da iyi niyetli oldugunu dusunerek gulup gectim.
ramazan bayrami arifesinde baska bir ilde oturan amcamin yanina gidecegini soylerek babama otobus bileti aldirdi, ertesi gun ogrendik ki bursa'a kiz arkadasiyla bulusmaya gitmis once. donuste de dogrudan eve gelmek yerine yine eskisehir'e gidip kiz arkadasiyla bulusup sonra istanbul'a gelmis. bizi bu sekilde salak yerine koymasi, gozumuzun icine baka baka yalan soylemesi acikcasi bana cok koydu. kizdigim bir diger nokta ise ben ogrenci olmama ragmen aileme yuk olmamak icin calisip kendi parami kazanirken, kuzenimin babamdan aldigi paralarla gidip kiz arkadasiyla gonlunu eglendirmesi. butun arkadas ortamindan kopup tek basina hic bilmedigi bir yere, hic bilmedigi insnalarin arasina geldi, eskiden kafasina gore takilirken kati kurallari olan bir ev ahalisinin arasina karisti diye dusunerek yaptiklarini kendime maruz gostermeye calistim.
ama bu olaydan sonra kendisinden baya sogudum. kendisiyle ilgili baska kimi problemlerimiz de var. mesela bizim eve iki paket cikolata alinmissa ve ben birini yemissem oburunu muhakkak kardesime birakirim ya da nezaket geregi yemeden once iizn alirim. bazilarina bu gereksiz ya da aile icinde olmamasi gereken bir sey gibi gelebilir ama bizim evde alistigimiz duzen bu. babam mesela parasini kendisi odemis bile olsa bizim kitaplarimizi bizden izin almadan alip okumaz. oyle olunca onun dan diye odama dalip kafasina gore bir sey almasi, babamin parfumunu izinsiz kullanmasi gibi seyler sesimizi cikarmasak da baya tuhafimiza gidiyor. annemin yaptigi hicbir yemegi begenmiyor (adam domates, icinde domates olan yemekler, patates, herhangi bir sebze, tarhana corbasi, hatta genel olarak corba,salata yemiyor. bunlar ilk aklima gelenler, durumun zorlugunu takdir edersiniz) ve hatta 'bu ne bicim sey yenir mi be' diyerek annemin kalbini kiriyor. bu sebeple de sadece sucuk, kasar, muz ve cevizle besleniyor. gecen gun diger kuzenim bizdeyken annem yine 'hic yemek yemiyor' diye dertlenirken mesela, benim gordugumun farkinda olmadiigindan annemle alay ediyordu. oss'ye hazirlansin diye burda ama sabahtan oglene kadar dersanede, ogleden aksama kadar uyuyor ve aksamdan sabaha kadar da kiz arkadasiyla telefonda konusuyor, yani ders calismak icin ekstra bir gayreti de yok, odevlerini bitirdiginden bile emin degilim. halbuki durumu cok kotu, carpim tablosunu bile bilmiyor, ben de matematik nazisi gibi surekli pesinde ogrendin mi ogrendin mi bak beraber calisalim diyorum ama kendisi bir gayret gostermezse aklina akitamam herhalde 7*4'u.
bizim evde herkes her gun dus alir, kuzenime pazar gunu artik bir yikansan dendiginde daha sali yikandim temizim diyor, evde o yuzden surekli agir bir koku var. onemsiz gibi gorunebilir ama surekli ya tirnak yiyor ya da disini karistiriyor ve benim de icim kalkiyor, sofra adabi rezalet. 22 yasinda kazik kadar adam oldugu icin bazi konularda kirici olmadan uyarida da bulunulamiyor, hepimiz rahatsiz rahatsiz susuyoruz yani.
iste basta anlattigim olay ve ev icindeki hali tavri yuzunden ben kuzenimden sogudum. karsilastigimizda nezaketen sordugum bir kac soru ve bazen oturutup calistirdigim matematik konulari haric hicbir iletisimimiz yok. arkadaslarla cikarken onu da davet ediyorum ve gelmesi icin israr ediyorum ama gorev duygusuyla. bazen ona daha iyisini dogrusunu gosterecek kimse olmadigi icin boyle, kendini onun yerine koysana, hic tanimadigin, aliskanliklari bambaska olan insanlarin arasina gidiyorsun ve annen baban aramiyor bile (uc aydir filan bizde kuzenim, annesi daha yeni yeni arayip halini hatrini sormaya basladi) diyorum kendime. beni sevdigini ve deger verdigini dusunuyorum ama ben iletisim icin bir adim atmazsam onun da atmadigi bir gercek. adil olmam gerekirse, bendeki isteksizligi sezdigi icin cekiniyor olabilir ama.

simdi durumlar boyleyken boyle. ben takintili bir insan oldgum icin onemsiz seyleri mi buyutuyorum ve daha anlayisli mi davranmam lazim, yoksa o verilen sanslari kullanamadi deyip artik ona yaklasmaya calismaya bosvermem mi?

her turlu fikir ve yorum makbuldur.
0
saramara
(05.11.08)
soyle ki aslında benimde benzer bir kuzenim var bende once esitlerin iliskisini kurmaya calıstım onunla ama olmadı benim suistimal dedigim baskalarının asırı samimiyet diyebilecegi durumlar olustu.
sonunda bende esitlerin iliskisi durumundan vaz gectim. artık onunla farklı oldugumu dusunuyorum. hatta bunu ona bir kac defa kırıcı olmak pahasına gosterdim.

burda onemli olan kimsenin hayatını kendisine ragmen degistiremeyecegini anlamak. sonucta bu adam 22 yasına yasına gelmis ve hala degismek istemiyorsa bırak istedigi gibi yasasın sende akrabalıgını surdur ama arkadas olma. hatta bi adım daha ileri gidip iddia ediyorum bu adamın hayatına mudahil olmak hakkın degil.
0
hellcaraxe
(05.11.08)
22 yaş, bir insanın yetiştirilmesi, değiştirilmesi için oldukça geç bir yaş. Belli ki karakteri bu şekilde oturmuş ve zorlamayla, dayatmayla değiştiremeyeceksiniz. Yetiştirilme tarzı -yetişme tarzı diyelim, pek yetiştirilmemiş- kendi memleketinde, kendi çevresinde yaşamasını gerektiriyor. İstanbul'da, sizin yanınızda kalmaya devam etmesi hem kendisinin hem de sizlerin kötülüğüne olur.
Yetiştiği şehire gönderildiğinde tamamen ilgisiz bırakın, terk edin demiyorum lakin her koyunun kendi bacağından asıldığını, bu günlerin onun geleceği için önemli olduğunu saygı duyduğu bir büyüğü uygun bir dille anlatırsa kendi kararını vererek üniversiteye gidip gitmeme seçimini yapacaktır. Üniversiteye gitmeye karar verirse girdiği yeni çevrenin etkisiyle iyi yönde şekillenecek, üniversiteye gitmediği takdirde yine çevresinin etkisiyle farklı yönde şekillenecek ve olgunluğun vermiş olduğu havayla iyiye gidecektir.
Her ne kadar 22 yaş çok geç demiş olsam da artık çocukluktan çıkma yaşı biraz yükseldi. Şu anda yoğun gel-gitler yaşaması, etrafından gördüğü, televiyondan gördüğü hayatları kıskanması, taklit etmek istemesi gayet normal, askerliğini de yaptığına göre sosyalleşmekten artık korkmuyor ve dışarı daha rahat açılabiliyor. 2-3 sene içerisinde toplum içindeki kendi konumunu anlayacak ve buna göre hareket etmeye başlayacaktır.
Kendinizi yıpratmanıza gerek yok.
0
inshroud
(05.11.08)
universite sinavlarina girmek universiteye hazirlanmak kendi secimiydi bunu belirtmem gerek diye dusundum. ve bize gelmeden once cok sevdigi amcasindan, dedeme herkes onunla oturup konustu; kararli oldugunu, onunde uzanan zorluklarin farkinda oldugunu ve bunlari goguslemeye hazir oldugunu kendisi defalarca soyledi, ondan bagimsiz alinmis bir karar degildi yani bu.
0
🌸saramara
(05.11.08)
sen şimdiye kadar gayet doğru ve güzel davranmışsın. arkadaş ise şımarık büyütülmesinin etkisi ile iyice yayılmış ve gemi azıya almış.

bence hiçbir gerginlik yaratma. üzerine de gitme. gerekirse onun olmadığı bir ortamda rahatsızlıklarını anne babana söyle. onların da çok üstüne gitme.

arkadaşla arana mesafe koy. sınırlarını belirle. hiç değilse seninle olan ilişkisinde haddini hududunu bilsin.

ancak bunu gerginlik yaratmadan yapacaksın. ve önemli olan sinirlenmeyeceksin.

onun dışında okulun var, arkadaşların var, erkek arkadaşın var. onlarla ilgilen, kendine meşgaleler bul.

dikkatini çocuk üzerinden çek. sonuçta anladığım kadarıyla sizde kalmaya devam edecek. sokağa atamazsınız, yani atmaz annenler.

çocuğu da düzeltemeyeceğine göre sen sinirlenmeyip, kaale almayacaksın. belki senin rahatsızlıklarını belirtmen üzerine annenle çocuğu bir hizaya çeker ama takılma bunun üzerinde.
0
mea maxima culpa
(05.11.08)
bence yollarınızı bir şekilde ayırın. neticede siz elinizden geleni yapıyorsunuz. bu olay tedaviyi kabul eden veya tedaviyi reddeden bir hasta gibidir. ya fişinin çekilmesi gerekir, ya da tedaviyi daha da sürdürmek.

şu anda kendi hayatınızı başkası için yaşar moda girmişsiniz, planlarınız, bütçeniz, pek çok şeyiniz kuzeniniz üzerine kurulu, neden? yani 10 yıl sonra pişmaniyet duyacağınız bir şeyi, en güzel zamanlarınızı neden böyle harcıyorsunuz? eğer bunun vicdani bir yanı varsa, yazdıklarınıza göre yeterli vicdani sınırları geçmişsiniz.

bu tip insanlarda, rest çekimi genelde işe yarar. çekin konuşun. benim şartlarım tarzım bu, uyarsan uy, uymazsan kendi yolunu çiz demelisiniz. neticede 22 yaşında bir insan sokakta kalmaz, en kötü şey gider ailesinin yanına.
0
galahad
(05.11.08)
Kuzeninle ilgili sorunlarini onunla paylasmazsan degismesini bekleyemezsin ("Paylasirsan degisir" demiyorum). Sizin adetlerinize uymayan bir sey yaptiginda, "kuzen, boyle boyle yaptin ama bizde bu hos karsilanmaz, su sebepten dolayi. Onun yerine soyle yapar misin?" diyebilirsin. Bu arada sizin adetlerinizin de baska ortamlarda hos karsilanmayacak seyler olabilecegini fikrini aklinin bir kosesinde tut.

Anlattigin zor bir iliski. Verdigin caba da takdire edilir. Eger cabana devam etmek istiyorsan bahsettigim sekilde devam etmeni oneririm. Sabrinin sonuna geldiysen kibar ama kesin bir sekilde iliskini kesmen en iyisi olur.
0
wpi
(05.11.08)
Kuzenin senin anlattigin haliyle degerlendirirsek yuzsuzun teki gibi gorunuyor... Yani insan en azindan minnet duyar... Velev ki kuzenin amcanin ogluysa ve o amcan vaktiyle babanin himayesinde buyuduyse falan anlarim ama oteki turlu ise siz zaten yeterince katlanmissiniz... Iki sorum olacak -ucuncu soru da yukaridaki cumlede gizli: "Amca oglu mu, amca yukaridaki gibi mi?"-
soru 1:
Kuzeninizin kardesleri var mi? Varsa onlar da oyle mi?
2:
Alkollu olarak kaza yapinca pismanlik duydu mu? Duyduysa ne kadar surdu, kalici etkileri oldu mu?

Eger yukaridaki sorular isiginda cevaplanabilecek kisimlari saymazsak; kuzeniniz yanci, belesci, yuzsuz ve pis (hijyenik olarak)... Yani tek kelimeyle "katlanilmaz!"... Katlanamamaniz cok, cok dogal...
0
thunder thunder thunder thundercats
(05.11.08)
Terbiyesizlik sınırları dahilindeki hareketleri, kuzeninin iyi niyetli olmadığını açıkça gösteriyor. Sadece akrabalık bağınız olduğu için onunla ilgilenmeniz, iyiliğini istemeniz, her türlü terbiyesizliğine, densizliğine, patavatsızlığına katlanmanız sizin müthiş derecede iyi niyetli olduğunuzu gösterdiği gibi, onun bunlara layık olmak için hiçbir çaba sarfetmemesi de kötü niyetini çok açık ortaya koyuyor. Sonuçta bu adam dağdan gelmedi, sizin yaşam tarzınızdan daha önce hiç haberdar olmayan, anlam veremeyen birisi değil. Eğer gerçekten farklı bir yaşam tarzınız olduğunu anlayacak kapasitede değilse, afedersiniz ama zaten üniversiteye girebilmesi, girse de başarılı olması mümkün değil.
Ancak dediğim gibi, bence kendisi bunların gayet farkında ve kötü niyetinden dolayı o şekilde davranıyor. Hatta bence İstanbul'a gelmekteki amacı okumak felan değil. Üzgünüm ama adam sizi, ailenizi kullanıyor. Ve gösterdiğiniz iyi niyet ve serbestlikten güç alıyor. Bu tip insanlara karşı bir miktar baskı kullanmanın, azıcık korkutmanın ayaklarını yere basmalarını sağladığına şahit oldum çok defa. Unutmayın ki fevri bir hareketi başınıza dertler açabilir. Çektiğiniz sıkıntıya değmez.
0
mabl
(05.11.08)
bazi seyler soyleniyor kendisine yani sorunlar dile getirilmiyor degil, gerek annem gerek babam gerekse ben tatli dille mesela kiz arkadasiyla gunde 5-6 saat telefonda konusmanin bu donem icinde ona zarari olabilecegini, biraz daha derslerine odaklanirsa kizla iliskilerinin uzun vadede daha saglikli olacagini filan soyluyoruz (kiz universitede okuyor ve kizin annesi diplomasiz bu kizi sana vermem diye resti cekmis). yikanma konusunda da hadi bir gir yikan istersen rahatlarsin filan deniyor hayir ben yikanmayacagim dedigi zaman yapilacak bir sey kalmiyor.
@thunder thunder thundercats: amcamla o sekilde bir iliski soz konusu degil ve evet amcamin oglu. kardesi de sanirim onun gibi olma yonunde hizla ilerliyor. kazasindan sonra da bir uzuntu pismanlik benim bildigim kadariyla olmadigi gibi mahkemedeki umursamaz tavirlari, olayi ciddiye almayisi nedeniyle ekstra ceza yedi.
0
🌸saramara
(05.11.08)
bence ilişiğinizi kesecekseniz bile,bunu yapmadan önce kesinlikle kendisine; durumu,hissettiklerinizi ve düşündüklerinizi açıklayan net bir konuşma yapın. eğer bunu yapmadan pat diye bitirirseniz,zaten gerek insani gerek sosyal yönden eğitimini iyi alamamış bir insana,siz de aynı muameleyi yapmış olursunuz ve belki de ilerde vicdan azabı çekersiniz...

en azından sizin ne düşündüğünüzün ve niye böyle davrandığınızın sebebini bilmek hakkı. ha sonra yine adam! olmazsa o zaman istediğinizi yapın. ama öncesinde kesinlikle net bir konuşma yapıp herşeyi açık açık anlatın...

çünkü böyle arkasından üzülüp,ondan soğumaktansa, herşeyi açık açık konuşmak daha faydalı olacaktır.
0
brkylmz
(05.11.08)
bunu söylemek aslında ne denli acı bende farkındayım fakat durum şu ki "bu zamanda" bir akrabadan beklenmeyecek ölçüde sabırlı ve anlayışlı davranmışsınız. bahsi geçen arkadaş belli bir yaşa gelmiş olduğundan mütevellit bazı alışkanlıklarının değişmesi zor. aslında kimsenin kimseyi değiştirme gibi bi görevi de yok fakat burada, siz, bariz etkilenen tarafsınız. böyle birine tahammül etmek cidden zor. kendi hayat tarzını size uydurması yada başka tabirle bu şekilde evrilmesi gerekirken, size bazı dayatmalarda(erkek arkadaş, uzun saçlı, küpeli arkadaş vs.) bulunuyor ve bunu da gayet gamsızca ve fütürsuzca yapıyor. siz de direniyorsunuz ve bi kriz doğuyor.

kendimi sizin yerinize koyuyorum da ben olsam bu vakte kadar çoktan konuşurdum. 3 ay diyorsunuz, 3 ay ne demek? bahsi geçen konu ruh sağlığınızı etkilemiş durumda(lütfen yanlış anlamayın) ve sadece sizi değil aile içi ilişkilerinizi de zedeleyebilir git gide. alın karşınıza bi konuşun. böyle böyle deyin. bi süre gözleyin, tutumlarınızda siz edilgen değil, etken taraf olun. "kuzen kızma ama bu böyle" deyin, -abartmadan- dominant olmaya çalışın. yanlış/hatalı gördüğünüz davranışlarını anında-hemen uyarın. üstünden vakit geçmesin.

tabi tüm bunlarla birlikte kökten bi değişim beklemek biraz hayalci bi yaklaşım olur. dediğim gibi fazlasıyla iyi niyetli ve toparlayıcı davranmışsınız bu zamana kadar. kendinizi suçlamayın, "hiç tanımadığı şehirde, hiç tanımadığı insanlarla birlikte, olur böyle şeyler" demeyin. siz değilsiniz o kentin zaptiyesi. ne insanlar var taşradan gelip -karşısındakine hiç sıkıntı çektirmeden-uyum sağlayan.

öte yandan bu sınav süreci* öyle birilerinin dayatmasıyla olabilecek bir şey değil. siz üsteledikçe o boşlayacak, umursamayacaktır. siz, anneniz veya babanız, faketmez hiç, onun gözünde hepiniz -bu sınav sürecinde- bi otorite gibisiniz. siz çalış dedikçe kayda değer bi sonuç alamazsınız. ancak ve ancak kendi kulvarında biri, kendi ayarında bi arkadaş, bi sevgili onu yönlendirebilir. başka çaresi yok gibi bi şey ne yazık ki.

sözün özü, siz -bi akraba olarak-üzerinize düşeni fazlasıyla yapıyorsunuz. bu süreci bitirmek sizin elinizde, unutmayın ki kendi aile düzeninizden önemlisi yok. bi şekilde konuşun ve yollarınızı ayırın.
0
crayze horse
(05.11.08)
Ailecek gösterdiğiniz hoşgörü, empati, sabır ve yardım isteği takdire değer gerçekten.
Öte yandan bu kişi istanbula "güya" üniversite kazanmak için gelmiş ama bir çabasının olmamasından anlıyoruz ki bunu başaramayacak ve görünüşe göre böyle bir niyeti de yok. Şehirde yaşamak için üniversite sınavını bahane ediyor ve evinizi kullanıyor. Ekmek elden, su gölden. Üstüne yüzsüzlük var. Hem kaynaklarınızı hem ev huzurunuzu kendi keyfi için tüketiyor. Bu kaynakların tükeneceğini farkettiği durumda muhtemelen biraz agresifleşecek ve sizin kontrol edemeyeceğiniz ve hem kendisi hem başkaları hem de sizin için tehlikeli olabilecek yollara sapacaktır. Çocuk olsa birisi 24 saat özveri ile üzerine eğilebilir ancak bu yaştan sonra çok güç, üniversite de okuyamayacağına göre ve şehirde kalmak için böyle bir yol uydurduğuna göre bunu devam ettirmek için gerekli maddi kaynağı bir dönemde "yaratmaya" çalışacaktır. İki adım sonrasını pek düşünmez bu tipler, prototipleştirmek istemiyorum ama çok görüyoruz.

Benzer bir durumda olan ve olması gerektiği gibi yaşayan kişileri de gördüm. Bir aile dostumuz 3 sene önce Van'da rastladığı 8 çocuklu imkansızlıklar içinde yaşayan bir ailenin en küçüğünü istanbulda yalnız yaşayan birinin evine yerleştirdi, çocuk yemedi içmedi kendini derslerine verdi, okulunu kazandı ve birincilikle devam ettiriyor. Tek hayali de önce kendine sonra da doğduğu topraklara yardımcı olabilmek. Bu süre zarfında şehir hayatını öğrendi ve sosyal faaliyetlerde şehirde doğup büyümüş benden bile daha uygun davranışlar sergilemekte. Bu süre zarfında artık okuma şansı olmayan iki abisi daha buraya getirildi çalışmaları için ve canlarını dişlerine takarak hem de birbirlerine destek olarak burada hayatlarını sürdürüyorlar.

Bu kişilik ile alakalı bir şey, belli bir yaştan sonra pek düzeltmenin mümkünü yok. Üniversite sınavının nasıl bri sınav olduğunu hepimiz az çok biliyoruz. Ders çalışmıyorsa, sadece kursta oturup (ki bunu acaba yapıyor mu gerçekten?) sınavı kazanması pek mümkün değil, ki çarpım tablosundan biel bihaber diyorsun. Eğer üniversite kazanmak gibi bir niyeti yok ise ve istanbulda kalmak için sizin kaynaklarınızı yalanla dolanla sömürmeye devam ediyorsa, siz bu duruma iyi niyetle karşılık verdiğiniz sürece o da "iyi o zaman" deyip aynen devam edecektir. Çünkü davranışını mükafatlandırıyorsunuz bir nevi. Ve biraz daha uzun vadede başınıza daha büyük işler bile alabilirsiniz.

Şimdi tanımadan etmeden bu yorumları yapıyorum ama, ben anlattığın durumda olsam tecrübelerime göre bunları düşünerek hareket ederdim. Açık açık söylerim, böyle üniversite falan kazanamazsın, ve böyle bir niyetin yoksa yol verelim sana derdim. Büyük ihtimalle "aa yok olur mu çalışıyorum ben kazanıcam" falan der, tamam dersin, aynı halin devam ettiğini gözlemlersin, bu konuşma bir daha tekrarlanır, ondan sonra da başının çaresine bakar.
0
kurukafa
(05.11.08)
Troll kokusu alıyorum...
0
sheba and the albino girls
(05.11.08)
troll kokusu derken bunlari uydurdugumu kast ediyorsaniz gercekten yaniliyorsunuz.
0
🌸saramara
(05.11.08)
bence öncelikle annenizle ve babanızla bu durumu konuşun. yemeği beğenmiyor diye anneniz boşuna kendini üzmesin örneğin. benim çok sevgili kardeşim bile bazen "ay şunu yemem ay bu iğrenç" diyordu ilk başta ama "ye nesi var" vs. diyorduk sonra "tamam sen bilirsin" diyip tabağı onunden almaya başlayınca, sonunda aç kalınca yemeye başladı. neyse beslenirse beslensin 22 yaşındaymış. sizinle beraber sofraya oturmaya bile zorlamayın.

sormadan eşyaları kullanıyorsa demek ki yetiştirilirken hiç görmemiş bazı şeyleri. ya da örneğin babanızın parfümünü vs. kullanması parfüm gibi şeylerden yoksun olarak büyüdüğünün de göstergesi olabilir. aslında bu bütün ufak tefak anlattığınız, yıkanmaması, paylaşmaması, izin almaması, parayı çarçur etmesi vs. sizi ne kadar sinir etse de o kadar büyük sorunlar değil aslında. doğru düzgün bir aile ortamında büyümediği için büyük ihtimalle sosyal davranışları zayıf. siz bazı konularda uyardığınızda da kendini ezik hissedip üste çıkmaya çalışacaktır. o yüzden en iyisi kendi haline bırakmak. ufak şeyleri siz de o kadar kafanıza takmayın. bunlar kardeşler arasında da sıklıkla olan şeylerdir.

arkadaşlar konusunda sizin arkadaş grubunuzla o kesinlikle uyuşmuyor anladığım kadarıyla. kendi arkadaş grubunu yavaş yavaş oluşturmasını bekleyin derim. yine o sizin arkadaşlarınızın yanında onların fiziksel ozelliklerini eleştirmesi ya da maço tavırlar sergilemesi kendini aşağı hissettiği için olabilir.

evet şımarıklık, terbiyesizlik vs. var ama bunların yanında kuzeniniz bence depresyon da geçiriyor olabilir. sürekli uyuması, etrafına ilgisizliği, kendini aşağı hissettiği durumlar, yalan söylemesi gibi şeyler bunun da belirtisi olabilir. bir süre uyarıda bulunmayı bırakın ve üstüne gitmeyin. iyi günlerinde napalım bugün ne yapmak istersin gibi onun fikirlerini alın ve daha çok onun yapmak istediği şeyleri yapın. hoşuna gidecek ufak tefek hediyeler alın arada örneğin en sevdiği şarkıcının albümünü ya da telefon için kontör vs. gibi. karşılığında birşey beklemeyin. sizin onu önemsediğinizi belki de ilk defa hayatında birinin onu önemsediğini hissetmesi lazım.

ona açılın. sanki çok yakınmışsınız gibi. çok kişisel sorunlarınızdan bahsedin, dertleşin bakalım nasıl tepki verecek. yavaş yavaş bir süre sonra o da içini açmaya başlayabilir ama burda korkmuş bir kişilik var en dipte bence o yüzden sabırlı olmanız gerekiyor.

bir de illaki uyarmanız gereken ya da söylemeniz gereken şeyler olduğunda. odanı topla, yıkan, ders çalış gibi emir cümleleri yerine düşüncelerinizi belirten cümleler kurun ve sen ne düşünüyorsun diye karşılık bekleyin. kendi planlarınızdan bahsedin ve senin planların ne gibi onun düşüncelerini önemsediğinizden bahsedin. öss dersane test test test diye onu daha çok germeyin. arada aslında üniversite okuyorsun da ne oluyor, üniversiteyi kazanmamak yolun sonu değil bir arkadaşım vardı yine de başarılı oldu gibi şeyler diyerek bu gerginliği üzerinden almaya paylaşmaya çalışın.

yalan soylemesini de çok kişisel algılamayın. sanırım kuzeniniz 22 yaşında olmasına rağmen hala ergenlik problemleri yaşıyor. yalan soylemesi de size sorup izin vermeyeceğinizi düşünmesi öyle ortada bir durum olmamasına rağmen bunu kafasında büyütmesi sonucu olmuş olabilir. bu tür yalanlar bir çok insanın kendi ailesine bile söylediği yalanlardır. nasıl tepki verdiğinizi bilmiyorum ama bir daha böyle birşey olduğunda yakaladığınızda düşünmeden tepki gösterip kızıp alınmayın. neden söylemedin ki, söylesen izin verirdik gibi yalan söylemesine gerek olmadığını ve ona güvendiğinizi anlamasına çalışın.

en önemlisi de güven işte. kendine güvensiz, siz de ona güvenmiyorsunuz bunun bir çıkış yolu yok. önce siz ona güvendiğinizi hissettirmelisiniz. kuzen de olsanız ailenizin bir parçası olduğunu hissettirmelisiniz. üzerine gitmeden, abartmadan, ona açılarak yapabilirsiniz bunu. katı kuralları olan bir ev ahalisi diyorsunuz. bu kuralları biraz esnetin. yoksa kuzeninizin davranışları herkesin canını sıkmaya ve huzuru bozmaya daha beter neden olacaktır. ondan ekstra şeyler beklemeyin. para konusunda asla ben çalışıyorum sen yiyorsun paraları gibi bakmayın olaya. onun da zamanı gelecektir. ya da durumun farkına varması için durumunuzun iyi olmadığına dair ufak sinyaller verin. ya da ailenizin kuzeninize aylık belli miktar bir harçlık vermesi ve bununla idare etmesi gerektiğini söyleyin. arada da senin harçlık azalırsa bana gel ben yardım ederim gibi açık kapı bırakın ki onu düşündüğünüzü anlasın.

ailenizle bu konuda neler hissettiğinizi eğrisi doğrusuna konuşun ve onlardan da yardım isteyin. örneğin anneniz ona özel bir yemekte sucuklu yumurta yapsın, babanız kendi oğluymuş gibi bir berbere gidelim desin ya da bir işi için yardım istesin ve sonra "aferin" desin. siz ona yardım etmek yerine yardım taleb edin. onun varlığının önemli olduğuna ve başarabileceği katkısı bulunabileceği şeyler olduğuna inandırın. biraz yüreklendirerek davranış bozukluklarını çözebilirsiniz diye düşünüyorum. adım adım.

tabii bu bir tercih meselesi. beni ilgilendirmez ben onun için bu yaştan sonra çaba gösteremem vs. demek de sizin seçiminiz. ama eğer onu kazanabilirseniz bence bu sizin hayatınızda da önemli bir yer tutacaktır. farklı olmanızdan korkmayın. herkes farklıdır birbirinden. herkesin sevdiği yemekler, renkler, müzikler, hobiler farklıdır. bu farklılıkları paylaşmayı deneyin ve onun kendiniz gibi olmasını beklemeyin. siz onu değil o kendini değiştirmeli. bu da ancak empati kurarak olabilir.
0
random blonde
(05.11.08)
@saramara,

"yikanma konusunda da hadi bir gir yikan istersen rahatlarsin filan deniyor hayir ben yikanmayacagim dedigi zaman yapilacak bir sey kalmiyor" demissin.

Bu, yikanmasini onermek icin yanlis bir yol bence. Onun yerine, "kuzen, daha sik yikanmak temizlik acisindan iyi bir aliskanliktir. Kisi kendi farkina varmasa bile 1-2 gun sonra kokmaya baslar. Bak biz ve cevremizdeki bir suru insan da boyle yapiyor. Sen de boyle yap lutfen" demek daha cok ise yarayabilir. Bunu denedikten sonra "lutfen daha sik yikan, kokuyorsun ve kokun cevrendikleri rahatsiz ediyor" diyebilirsin.

Kuzenin cok farkli bir ortamdan geliyor, senin de belirttigin gibi. Sizin ona yeni dunyasini anlatmaniz lazim. Kisiligi, davranis bicimleri, aliskanliklari hep yetistigi yerden geliyor. Simdi bambaska bir yerde ve yeni aliskanliklara ihtiyaci var. Bircok aliskanligini birden degistirmek cok zor. Degismek gerektiginin farkina varmak daha da zor. Bu konulari bu sekilde onunla konusmayi da deneyebilirsin.

Bir sonuc cikmayabilir. Ama bence dogruya en yakin yollardan biri bu.
0
wpi
(05.11.08)
ailenin kurallari kesinlikle onu icin esnetiliyor, bana ve kardesime gosterilmeyen hosgoru ona gosteriliyor (bunu kiskaniyor ya da bundan rahatsiz oluyor degilim). kendisine hicbir sekilde ders calis vs gibi baski uygulanmiyor hatta mesela annemle okey oynayacaksak bak iki saattir odandasin gel biraz kafan acilsin deniyor, onun ailece yapilan her etkinligin bir parcasi olmasi konusunda ekstra caba gosteriliyor, yemek konusunda da dedigim gibi gayet rahat, sevmedigi hicbir seyi nezaketn de olsa agzina koymuyor zaten, gidiyor kendisine sucuklu yumurta yapiyor, annem mesela o yesin diye sadece onun sevdigi hicbirimizin yemedigi seyler yapiyor yine de yaranamiyor. hicbir hobisi ve ilgisi de yok, beraber sinemaya filan gittigimizde de bu ne bicim filmmis diye soyleniyor genelde.
kisisel meselelerimi gerekmedikce en yakin arkadasima bile acmam, sirf o kendini bana yakin hissetsin diye yukarida belirttigim gibi eski erkek arkadasimdan vs bahsettim ve az kalsin simdiki erkek arkadasimdan ayriliyordum, onun o tavri yuzunden bize oturmaya gelen cocuk resmen evi terketmisti. babamin oyle seylerden hoslanmadigini bildigi halde babamin yaninda x'le mi konusuyorsun selam soyle ehehe seklinde tavirlari da cabasi.
kendi parfumu yoktu, maddi sikinti cekti gibi bir durum da yok, onu ailesinin durumu bizimkinden oldukca iyi. yine de ailesiyle arasi bozuk oldugu icin harcligini babam veriyor ama gunde 6 saat kiz arkadasiyla cep telefonunda konustugu icin yetiremiyor. diger amcamlardan filan istiyor bu sefer. maddi konulardaki rahatsizliklarimi burada dile getirsem de ne ben ne de ailem asla va asla kendisine yansitmiyoruz.
yine de yeterince anlayis gostermedigimizi dusunuyorsaniz biraz daha denemeye calisirim ama gelen diger ogutler haddinden fazla taviz verdigimiz yonunde sanki?
0
🌸saramara
(05.11.08)
yani taviz diye düşünmemek lazım işte. bazı şeyler zaman alır. neredeyse erkek arkadaşınızdan bu yüzden ayrılmanız da gereksiz geliyor bana. erkek arkadaşınızın sizin yanınızda olması lazım, bu kadar kolay siniri bozulmaması lazım. isterse kavga etsinler, atıyorum kuzeniniz üstüne atlasın falan. sizi anlaması lazım. bence bu konu yüzünden zaten kuzeninizden ayrı bir soğumuşsunuz. ortada bir sorun yok aslında sizi bu kadar gerecek.

sinemaya gidince bu filmi beğenmediyse beğenmeyebilir. nezaket göstermesini beklemeyin. herkes kibar olmayabilir. ailesinden hiç görmemiş demek ki. ne kadar süredir birliktesiniz bilmiyorum ama böyle bir insanın önceki aile hayatı kötü olduğu için şu an böyle bu insan. hiç kimse anne karnından böyle doğmaz. seçim sizin ya buna alışıp yavaş yavaş değişmesini bekleyeceksiniz ya da taviz diyorsanız bu işe ne yapmayı düşünüyorsunuz. onu geri göndermeyi falan başka çözüm yok o zaman. bu da ne değiştirecek?

bırakın kendi halinde yaşasın biraz. bu kadar gözünüze batmasın. ev arkadaşınız olabilirdi bu insan daha beter de olabilirdi. psikolojisinin normal olmadığı belli. para dertse dediğim gibi harçlık verin ve fazlasını istiyorsa bişekilde de buluyorsa bulsun o zaman. telefonda 6 saat konuşuyorsa tek bir insanla daha uygun tarife birşeye geçmesini önerin. tek kişiyle tüm gün beleş konuşulabilen sabit faturalı hatlar var. hem ona daha fazla harçlık kalır. hayır yani telefona para harcıyormuş bi sanki. klasik olacak ama içkiye kumara kötü alışkanlıklara para harcıyor mu? zaten bunun gibi şeylere harcarsa o da başka bir sorun ya. para da çalmıyor sanırım. kötünün kötüsü değil şuan yani. babanıza erkek arkadaşınızı ispiyonlayabilir. bunu kardeşiniz bile yapabilir. bunlar çocukça şeyler, bunu yapmak da çocukça bunu kafaya takmak da çocukça.

kuzeniniz kapalı bir ortamdan geldiği için sizin yaşantınız ona çok acayip geliyor olabilir. ve cehaleti yüzünden her zaman sizin yaşantınızı eleştirecektir. ancak bu şekilde iletişim kurabiliyor aslında bence. bu da birşeydir.

ailesiyle arası kötü diyorsunuz. görünüşte kabalığı kini kötülüğü bu yüzden ama ben kişisel bir kötü olma çabası göremiyorum. ailesine olan hıncını sizden çıkarıyordur belki de. karşılıksız ilgi göstermek çok zor değil. çok daha kötü art niyetli insanlar var ama tercih sizin, sizin hayatınız bence dayanamayacak gibiyseniz ve aile huzurunuz giderek kötüye gidiyorsa o zaman onu geri gönderin dicem ama bu onun yaptıklarından daha beter olur gibi geliyor bana.

bir de ya aileniz hepinize aynı davransın ya da kimseye özel kuralları esnetmesin. ne ona sizden daha farklı olduğunu hissettirin ne de şımartın. hem kardeşinize gösterilmeyen şeyler ona müsamma ediliyor diyorsunuz. bu kardeşinizi de üzebilir. aileniz elinden geleni yapıyorsa devam etsinler ama yaranamıyor annem diyorsunuz. yaranmayı beklemeyin. binkez iyi olun bir kere karşılık bekleyin. ve zaman tanıyın.

ben biraz bu tür olaylara sabırlı bakma yanlısıyım biraz dalaylama sabırı =) çünkü başka yöntemler daha büyük sorunlara neden olabiliyor zamanla. bir de gerçekten inanılmaz büyük anlaşamamazlıklar göremedim ben ama bu bana göre olabilir belki sizin hayatınızda çok önemlidir bunlar. önce kendinizi bir dinleyin...
0
random blonde
(05.11.08)
@saramara burda sizden çok ailenizin çocuğa karşı tavirları önemli. onlar ne düşünüyor? böyle devam mı edecek çocuk?

eğer anne baban her halukarda sonuna kadar çocuğu destekleyelim diyorlarsa çaresiz sen biraz görmezden geleceksin.

ama çocuğu biraz hizaya çekmek lazım. ne demek annenin pişirdiği yemeği yememesi. dolapta sucuk, muz vs bulamasın aç kalsın, bakalım bir daha yapıyor mu böyle bir şeyi.

kendi anne babası ile arası bozuk bir insana annenlerin iyi davranması çok zararlı. ailecek (kendi ailesi, amcanlar ve siz) bütünsel olarak disiplinli davranmak lazım. yani kendi anne babasından yüz bulamazsa seninkilerden buluyor, olmadı amcanlardan buluyor.

bu böyle gider yani. annenlerle konuş bence.
0
mea maxima culpa
(05.11.08)
cok tesekkur ederim random blonde, benim icin sagduyunun sesi oldunuz adeta:)
0
🌸saramara
(05.11.08)
"takintili bir insan oldgum icin onemsiz seyleri mi buyutuyorum" demşsin ya hah işte ondan. bu duyuruya harcadığın eforla bir kısa öykü ya da deneme çıkartırdın bir de. muhtemelen yazılmış en uzun duyuru bu olsa gerek.

bir de şu paragraf işine alışamadınız bir türlü. yediniz bitirdiniz yorgun gözlerimi.
0
blackdog
(05.11.08)
saramara, sen detay verdikçe ben burda çileden çıkıyorum, sinire strese giriyorum. evlat olsa sevilmez dicem ama, zaten evlat olarak sevilmemiş.
random blonde'un tavsiyeleri gerçekten sağduyulu, ve sizin sağduyu, hoşgörü ve sabrınız da onu yola getirmeye yetecek gibi görünüyor. inşallah başarılı olursunuz da ben de sabır ve hoşgörüyle insanların yola getirileceğine inanmaya başlarım.
hak hukuk dağıtmak bana düşmez tabi ama, bu kadar ilgiyi hakeden, hakkını verebilecek milyon insan varken haketmeyen birine bu kadar enerji harcanması zoruma gidiyor.
0
mabl
(06.11.08)
Derslere ilgisizliğinden, kız arkadaşıyla daha fazla ilgilendiğinden, daha çarpım tablosunu bile bilmediğinden bahsetmişsiniz. Bence de üniversiteyi kazanması bu şartlarda hayal gibi... Ayrıca anlattıklarınızdan anlaşıldığı kadarıyla siz ev sahibi/sahibesi olarak elinizden geleni yapmışsınız/yapıyorsunuz. Kendinizi suçlamanız yanlış.
Ancak Allah size kolaylık ve sabır versin diyebilirim...
0
mim
(09.11.08)
(6)

internet kullanıcısı istatistiklerini yazar kaydına taşıma olayı

deckard
herkese günaydın. bu sabah tam bir yıllık beklemenin ardından yazarlığım onaylandı. şimdi ben 1,5 yıldır bu sitede `sofistike maymun` nickiyle kayıtlıydım ve bir sürü soru sorup, başkalarının sorularına cevaplar verdim. e artık internet kullanıcısı hesabı ile pek işim kalmadı. benim merak ettiğim o
herkese günaydın. bu sabah tam bir yıllık beklemenin ardından yazarlığım onaylandı. şimdi ben 1,5 yıldır bu sitede sofistike maymun nickiyle kayıtlıydım ve bir sürü soru sorup, başkalarının sorularına cevaplar verdim. e artık internet kullanıcısı hesabı ile pek işim kalmadı. benim merak ettiğim o hesap ile sorduğum soruları cevapları falan bu deckard nickimdeki hesaba aktarabilir miyiz? var mıdır böyle bir opsiyonumuz?

not: hehe buranın hep görünmeyen yüzünü merak ederdim, hagaten çok acayip şeyler varmış.
0
deckard
(04.11.08)
sözlükten ekşiduyuru moderatörlerine bi mesaj at istersen, sözlüğün nimetlerinden de faydalanmış ol böylece:)
0
jangara
(04.11.08)
hayırlı olsun. bence iki hesabında senin olduğunu kanıtlarsan yapılabilmesi lazım.
0
blackdog
(04.11.08)
hoşgeldin.

ekleme: aslında biz gizli bir araştırma grubunun üyeleriyiz, akşama kapı çalınca siyah giyinmiş adamları görürsen çok korkma tamam?
akşama görüşürüz.
0
lejant
(04.11.08)
tebrikler efem. artık senden gizlediğimiz başlıkları görebileceksin. :)) dikkatli olmamız lazım.
0
mea maxima culpa
(04.11.08)
sofistike maymun ayni anda yazar olmusuz desene:)
hayirli olsun
0
ermanen
(04.11.08)
@want2die, yav sonradan aklıma geldi o, editleyip "görsünler" kutucuğunu işaretledim ama yine görülmemiş. bug mıdır acaba? geldiğim yere burun kıvırmışım gibi oldu ahah.
0
🌸deckard
(04.11.08)
(6)

Ğı ğü

ermanen
Ğı ğü kelime midir? Turkce anagram ararken diger anlamli kelimlerle birlikte ciktilar..edit: link'i de verim ayip olmasinhttp://project.orsada.com/anagram/burda "çığöşü" sorgulayin mesela
Ğı ğü kelime midir? Turkce anagram ararken diger anlamli kelimlerle birlikte ciktilar..

edit: link'i de verim ayip olmasin
project.orsada.com

burda "çığöşü" sorgulayin mesela
0
ermanen
(04.11.08)
türkçede ğ ile başlayan kelime yok diye biliyorum
0
patricia teyze
(04.11.08)
kelime midir bilemiyorum da türkçe olmadığı kesin. türkçe'de ğ kelime başında bulunmaz.
0
robin crusoe
(04.11.08)
Ben de oyle biliyorum, o yuzden sasirdim, birseyin okunusu diye yazilabilir mi yine de?
0
🌸ermanen
(04.11.08)
ğı?

tdk sözlükten bakarsın, kelime ise yazar orda.
0
mea maxima culpa
(04.11.08)
yok canım neyin okunuşu olabilir ki. türkçe olmayan bir sözcüğün okunuşunu temsilen yazılmış desek, fonetik alfabe diye birşey var, veya bir sözcüğün değil başka bir sesin yazılarak temsili söz konusuysa o da yansıma sözcük olur zannediyorum. ama türkçe bir kelime olmayacağı kesin.
0
robin crusoe
(04.11.08)
yumuşak ge ile başlayan kelime olmaz. Türkçede böyle bir kelime yoktur, var olduğunu savunanlar hayal görmektedir. zira "ğ" harfi arapçadaki "gayın"(ğayın) harfinin karşılığıdır. Tdk'da bile aratıp buldurursanız, o kurumun güvenilirliğini sorgulayacak bir koz elde etmiş olursunuz.
0
trawmatolog
(04.11.08)
(13)

Nemlendirici Aranıyor

kahvegibi
Selamlar,cildime uygun nemlendiriciyi bir türlü bulamadım. kozmetikçilerdeki tipler de eczacı kalfaları da tatmin edemedi beni. çünkü genelde daha yüksek komisyon aldııkları ürünleri satmaya uğraşııyorlar...cildim karma denilen tipte. yani t bölgesi (alın burun çene) yağlı hatta hafif siyah noktalı,
Selamlar,

cildime uygun nemlendiriciyi bir türlü bulamadım. kozmetikçilerdeki tipler de eczacı kalfaları da tatmin edemedi beni. çünkü genelde daha yüksek komisyon aldııkları ürünleri satmaya uğraşııyorlar...

cildim karma denilen tipte. yani t bölgesi (alın burun çene) yağlı hatta hafif siyah noktalı, yanaklarım kuru. bunların arasında birşey bulmak istiyorum. her türlü tavsiyeye açığım.

teşekkürler
0
kahvegibi
(03.11.08)
her türlü tavsiyeyi yaparız da bütçe önemlidir.

:)) eczacı kalfalarını geç. kozmetikçilerde de sevil parfümeriye gidersen her markanın kendi uzmanı var, kendi ürünlerini satmak isterler. tekin acarda ise markanın çalışanları yok, sadece mağazanın elemanları var. orası daha iyi o açıdan.

önereceğim makyaj malzemesi de yapan markaların ürünlerini almaman. sadece cilt bakım ürünü yapan markalar daha ciddi yaklaşıyorlar işe. (örneğin la colline, la praire gibi)

hatta daha bir kalitelileri özel olarak güzellik ve esterik merkezlerinde satılıyor. ordaki estetisyenler tavsiye ediyor. ben böyle bir yerden amerikadan gelen bir markanın ürünlerini alıyorum.
0
mea maxima culpa
(03.11.08)
benim cildim de sizinkine benzer

ben babe aloe gel kullanıyorum
www.farmasaglik.net
aha şurada gorduğunuz reklam gibi olmasın ama. bir kere hem güneş sonrası için hem de genel nemlendirme için inanılmaz. çok az miktarlarda çok uzun süre gidebiliyor. asla yağlı bir his bırakmıyor. onun yanında temizleme vs gibi şeyler için de neutrogena şimdiye kadar en memnun kaldığım marka. alcohol-free toner la da mükemmel bir üçlü oluyor.
0
random blonde
(03.11.08)
nivea visage young serisinin control it nemlendiricisi baya iyi idi
0
sleep may be the enemy
(03.11.08)
shiseido - skincare serisi. pahalı ama yüzyıllarca gidiyor.
0
pyro clustic flow
(03.11.08)
aynı cilt yapısına sahibim, daha dün akşam diadermine'in bi nemlendiricisini aldım. su bazlı bir nemlendiriciymiş. bir kere kullandım bu sabah ilk izlenim güzel..
www.pinokozmetik.com
0
girl in a coma
(03.11.08)
aynı cildin extradan hassasına sahibim. Clinique - 2.nolu cilt tipi için olan seriyi kullanmaya başladım, memnunum. nemlendiricisi hafif ve güzel.
0
islakkedicorbasi
(03.11.08)
excipial hydro'yu denemenizi tavsiye ederim. kozmetik değil, medikal su bazlı bir nemlendirici bu. yüzünüz de dahil olmak üzere tüm vücudunuzda kullanabiliyorsunuz. eczanelerde 4-5 liraya filan satılıyor olması lazım.
0
kıpkızıl
(03.11.08)
pahalıca ama bence la roche posay'ın effeclair'i güzel, bi de dermalogica active moist. yurt dışından tanıdık varsa stila tinted illuminating moisturizer ın üstüne hiçbişi yok ama bu dünyada - gündüz için muhteşem.
0
zkurmus
(03.11.08)
ben de clinique 2 numaralı seriyi kullanıyorum, nemlendiricisi çok hafif.
@kıpkızıl;excipial hydro'yu cilt doktorları vucut için veriyorlar genelde, belki yüz için de kullanılır bilmiyorum ama kokusu fenadır:)
0
think martini
(03.11.08)
l'occitane, creme de miel. çok hafif tabaka yapmıyor ve doğal malzemeden üretiliyor.senelerce heves edip aldığım kremlerin hiçbirini bitiremedim, bozuldu attım. üç yıldır bunu kullanıyorum. neredeyse mükemmel.
0
synick
(03.11.08)
eğer yağlı bölümlerdeki parlamalara da engel olsun ama kuru yerleri de nemlendirsin diyosanız kesinlikle shiseido!

www.cosme-de.com linkinden satın aldım ben, türkiyeye ücretsiz gönderiyo hemi de.
0
charm
(03.11.08)
bir de ben bulaşayım hepten kafanız karışsın:)
la roche posay veya avene iyidir, kokusuz ve antiallaerjiktir. ne çok pahalı ne de çok ucuz segmenttedir. bunlardan bağımsız olarak, 50ml'lik bir nemlendirici kullanım sıklığına bağlı olarak 6 ile 1 yıl arası kullanılabilmektedir.
0
susannah
(04.11.08)
avène cleanence emulsion muhteşem bir nemlendirici. t bölgesini yağlandırmadığı gibi kuruyup irrite olmuş yanak ve burun kenarlarını da yatıştırıp nemlendiriyor.
0
sare
(22.11.08)
(5)

Blender Temizligi

ermanen
Blender nasil temizlenir? Cam surahisi var, dip kisminda tortu birikiyor hep. Bulasik deterjani kullaniyorum, iyicene calkaliyorum falan, olmuyor yine de...
Blender nasil temizlenir? Cam surahisi var, dip kisminda tortu birikiyor hep. Bulasik deterjani kullaniyorum, iyicene calkaliyorum falan, olmuyor yine de...
0
ermanen
(02.11.08)
sıcak su doldur ve içine bulaşık deterjanı koy, kirleri yumuşasın. sonradan yine sıcak su altında temizle.
0
mea maxima culpa
(02.11.08)
içinde suyla bekletirken birkaç damla da çamaşır suyu koyun. özellikle cillitbang tavsiye ederim.
0
kahvegibi
(02.11.08)
cok iyi yikayin yoksa zehirlenirsiniz.
0
compumaster
(03.11.08)
Cam veya plastik olsun, surahinin alt kismi cikiyor olmali. Alt kismini ayirinca da istediginiz gibi temizlersiniz guzelce bulasik sungeri ile.
0
wpi
(03.11.08)
sıcak su ve deterjan koyduktan sonra yerine takıp çalıştırmak da elle çalkalamaktan iyi sonuç verir.
0
kibritsuyu
(03.11.08)
(3)

adam smith, cantillon, william petty, physiocratslar

passion rules the game
ekonomi tarihi almış, tepediklerle ilgili "aha en önemli özelliği şudur!" diyebilecek var mı..oku ezberle bıktım ama bu adamlar en çok hangi noktalarla hedefi vurmuşlar?
ekonomi tarihi almış, tepediklerle ilgili "aha en önemli özelliği şudur!" diyebilecek var mı..oku ezberle bıktım ama bu adamlar en çok hangi noktalarla hedefi vurmuşlar?
0
passion rules the game
(02.11.08)
Var, ama kıllığına söylemiyorum. : ) Bu kadar da hazırcı olmayın yahu.. Gülten Kazgan'ın iktisadi düşünce tarihi üzerine çok güzel bir kitabı vardı, onu tavsiye edebilirim. Olmadı google'a girin, wiki'yi ziyaret edin, yığınla bilgi vardır..

İktisadi Düşünce tarihi (bunu kastettiğinizi sanıyorum, yoksa ekonomi tarihi başka bir alandır) şeker gibi ders halbuki. Uzun okumalar gözünüzü korkutmasın. Ayrıca uzun metinler içerisinden önemli yerleri, keyword'leri filan çekip çıkarabilmenin önemli bir özellik olduğunu düşünüyorum; bu vasfınız da gelişir hem bu sayede, fena mı?
0
atomic punk
(02.11.08)
problem şu ki 100 sayfa okuyup 11 sayfa not çıkarttım ama atladığım bir detay var mı kontrol etmem lazım, klasik bilgiler dışında hocaların anlattığı önemli noktalar gibi şeyler lazım..
0
🌸passion rules the game
(02.11.08)
ben de yazdıklarını okuyunca dondum kaldım valla.

100 sayfa okumak ne ki? genç nesil çok tembel olmuş, onu söyleyeyim.

ayrıca adam smith iktisat tarıhi dersinin konusu değil, iktisadi düşünce tarihi, iktisat kuramı gibi bir dersin konusu olabilir ancak. iktisat tarihi dersi almasak yicez yani :))

ayrıca ekonomi tarihi değil, iktisat tarihi.

daha ne diyeyim.

ha bu kadar kolaycıysan öncelikle wikipedia'ya bak derim. birçok konuda güvenilirdir. özet bilgi bulursun.

ayrıca aha en önemli özelliği şudur: ezberleyerek olmaz. çalışıp anafikrini anlamak lazım.
0
mea maxima culpa
(02.11.08)
(3)

diyabet

sleepy99
şeker hastası olmaya (kalıtım dışında) neler neden olur? mesela zırt pırt çikolata gofret yiyen adam insülin dengesini bozar mı? `bir arkada$ım` hazır meyva sularının diyabete neden olduğunu söylüyor mesela.
şeker hastası olmaya (kalıtım dışında) neler neden olur? mesela zırt pırt çikolata gofret yiyen adam insülin dengesini bozar mı? bir arkada$ım hazır meyva sularının diyabete neden olduğunu söylüyor mesela.
0
sleepy99
(02.11.08)
kalıtım dışında benim bildiğim en önemli etki büyük bir üzüntü ve depresyon.

ben de böyle bir dönemden sonra gizli şeker oldum. başka insanlardan da duydum başlarına böyle şeyler geldikten sonra şeker hastası olduklarını.

ayrıca düzensiz yemek yemek ve uzun süre aç kalmak insülin dengesini bozuyor, toleransı düşürüyor. bu da hastalığın gelişmesinde ve ilerlemesinde önemli bir erken.

fazla şişmanlık da bir süre sonra metabolizmayı etkileyebilir. ancak şeker, meyve suyu vs yemek ile şeker hastası olunur mu onu bilemiyorum.
0
mea maxima culpa
(02.11.08)
Kalıtım dışındaki en büyük neden dengesiz ve yağ ağırlıklı yemek yemek, ve yeterli egzersiz yapmamaktır.

"Bir arkadaşınız" bu konuda haklı.
0
hlathguth
(02.11.08)
metabolik sendrom. şöyle ki:
aşırı kilolu olmak, her şeyi şekerli yemek, hareketsizlik. kilo demiş miydim?
arada bir meyve suyu içmek zararlı olmaz ama günde bir litre içmeyin, içi fruktoz dolu onun. doğal, %100 bilmem ne denenlerin dahi.
0
no avalon
(03.11.08)
(3)

Öğrenci Affı basitçe nedir?

late viper
Burada farklı farklı sorulmuş:http://getir.net/ylrO sorularda yönlendirilen http://www.ogrenciaffi.org/ adresi ise çok karışık.ilgili kanun şurada:http://rega.basbakanlik.gov.tr/eskiler/2008/10/20081028M1-1.htmHatta bizim okulun duyurusu da şurada:http://docs.google.com/View?docid=dcwm4rdn_0cf462wf4
Burada farklı farklı sorulmuş:
getir.net
O sorularda yönlendirilen www.ogrenciaffi.org adresi ise çok karışık.
ilgili kanun şurada:
rega.basbakanlik.gov.tr
Hatta bizim okulun duyurusu da şurada:
docs.google.com

Benim merak ettiğim; bu aftan faydalanınca okulun normal öğrencisi mi olunuyor? Yani derslere, arasınavlara, finallere giren öğrenci mi olunuyor? Yoksa bu af ile kalan derslerden geçebilmek için sınav hakkı mı veriliyor?

Not: Verdiğim resmî gazete linkinde sınav hakkından bahsediyor ama çok uzun ve karışık geldi. Kısa yanıtını aramaktayım.
0
late viper
(02.11.08)
ilginçtir ki öğrenciaffi.org sitesini her gün okuyorum ve senin sorduğun soru ile kaç kere karşılaştım. niye böyle bir karışıklık yaşıyorsunuz onu da anlamıyorum. o sitede defalarca açıkladım, tekrar açıklayacağım.

herkesin okuldan ayrılma veya atılma nedenleri farklı. bir kısım herhangi bir sebepten dolayı öylesine bırakmış durumda. yani her hangi bir sınıfa kaydını yaptırmış, sonra bırakmış. veya yazın bırakmış. sınavlara filan girmemiş.

ikinci kısım ise okullarının ders geçme yönetmeliklerinde bazı koşulları yerine getiremedikleri için ör. not ortalaması, örneğin alt sınıftan kalan dersleri verememeleri gibi sorunlardan okuldan atılmış durumdalar.

af ile dönünce elbette ki herkese aynı muamele yapılmayacak. ne yapılacak? okuldan ayrılma veya atılma sebebin ne ise ona göre uygulama yapılacak.

uygulamalara geçersek kendiliğinden normal bir şekilde ayrılmış, derslerden kalma durumu olmayan öğrenciler direkt ve normal olarak sınıflarına gidip derslerine başlayabilecekler. (ancak bu okulların uygulamalarına göre 2. dönem olabilir. çünkü birçok okul 2 ay başvuru süresi geçsin de öyle bir değerlendirme yapıp açıklama yapalım diyor.)

birkaç dersten kalıp da okuldan atılanlar için ise bu dersleri vererek normal sınıflarına dönebilmeleri için bir "intibak" süresi veriliyor. kaldıkları derslerden geçebilmeleri için her ders için 4 sınav hakkı tanınıyor. ancak bu dersleri verdikten sonra okulda derslere girebilecekler.

bu olay bu kadar basit. uzun ve karmaşık değil.

neden karıştırılıyor onu hiç anlamıyorum.

artı kanunlar basit ve kısa olur. o kanunun uygulanması daha sonra ilgili bakanlık veya kuruluşların hazırladığı yönetmeliklere göre olur. ayrıntılı uygulama ve açıklamalar uygulamayı yapacak kuruluşların yönetmeliklerinde olur. kanun çok kısa açıklama yok demek abesle iştigal sevgili arkadaşlar.

okullar başvuruları aldıktan sonra senatolarını toplayacaklar ve başvuran öğrencilere göre nasıl uygulama yapacaklarına dair yönetmelik ve kurallar hazırlayacaklar.

bu her zaman böyle, okulların sınıf geçme yönetmelikleri, tez hazırlama yönetmelikleri vs o okula özeldir. kanunla belirlenen maddelerdeki hususlar çerçevesinden okullan yönetmelik hazırlar. bazı okullarda sınıfta kalmak varken, bazı okullarda dersten kalmak vardır. falan filan.
0
mea maxima culpa
(02.11.08)
Öncelikle çok teşekkürler...
Ancak savımın halen arkasındayım, zira dediğim gibi karışık bir site değilse neden benim sorduğum soru ile defalarca karşılaşılsın ki? Bence af hakkında ilk akla gelen soru bu olacaktır, o zaman sizin verdiğiniz gibi bir açıklamanın anasayfada kolayca farkedilecek ya da ulaşılabilecek bir yerde olması gerekmez miydi? Naçizane fikrimdir...
0
🌸late viper
(03.11.08)
valla ordaki arkadaşlar kendi çabaları ile biraraya gelmiş, siteyi kurmuş, meclise defalarca gidip milletvekili ve bakanlarla görüşüp af sürecini epey hızlandırıp kapsamı genişletmiş insanlar.

bunun için para almıyorlar. ellerinden geleni yapıyorlar. o yüzden öyle olmalıydı, böyle olmalıydı gibi laflar anlamsız. istersen onlara yaz siteye ekleme yapsınlar.

forum alanında da herkes birbirine yardım ediyor. oraya yazıp sorabilirsin. önceki aflardan yararlanan tecrübeli insanlar var.
0
mea maxima culpa
(03.11.08)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.