ben de takipteyim başlığın. benim de tv koltuğu ihtiyacım var vivense'de vardı ama 3500 tl filandı fiyatı biraz uçuk.

Bende var bundan. Rahat ve geriye yatırınca gayet güzel oluyor ama sanki fazla yatırırsam durmayacakmış ve kırılacakmış gibi oluyor. Onun dışında kumaşı kaliteli ama birkaç yerinde defosu var.
Uzun süre hareketsiz oturunca rahatsız etmeye başlıyor, haliyle uyuklamak için uygun değil. Yan tarafında bir cebi var ama kullanmıyorum ben, telefonu bacağımın yanına koyuyorum, o da aradan yere düşebiliyor, ara boşluğu biraz fazla yani. Ama pek sorun değil çünkü hafif koltuk olduğu için hemen kaldırıp alabiliyorum.
Kumaş yerine suni deri daha iyi olabilirmiş bence.

@ejderha

aslında çoğu zaman tam yatırmayacağım için o kısım sorun değil ama uzun süre hareketsiz olunca rahatsız ediyor kısmı kötü oldu. ikea'dan aldığım 3lü kanepe inanılmaz rahat ve saatlerce de otursam sorun olmuyor. ben onun gibi olsun istemiştim ama olmayacağını da tahmin etmiştim.

yarın sabah ikea'da deneyeceğim saat 11.00 gibi. buraya eklerim deneyimlerimi elektr10 için.

ayrıca 3500 yine iyiymiş. bellona ve benzeri sitelerde 8e 10a bile var : ))

@la traviata benim baktığım 4-5 ay önceydi vivense'de baya güzel modeller var ama dediğin fiyatlarda da var tabii :)

teşekkürler bekliyorum yorumlarını :)

bugün gidemedim. yarın sabah gideceğiz bir ihtimal.

sorununuzu ingilizce arattığımda şöyle bir cevap buldum

--
Another user found the solution. If you find the video in your dashboard under live videos, you can manually edit the video and save as new. Somehow the recording is not processing and posting to the channel. But, once you edit and save, the video will begin processing and show up in the channel. I've only experienced this for the first time today. Thanks to another user ??? who discovered the solution
--

yayın bittikten sonra manuel olarak edit diyip yeni olarak kaydet dediğinizde proses oluyormuş ve kanalınızda videolar bölümünde görünüyormuş.

Ben kışın polonezköyü sevmiyorum. Soğuk (ruhen) ve karamsar geliyor.
Ağva, şile gibi yerleri bence tercih edin.

ama illa polonezköy olacaksa, country club a yakı bir yerde bir otel ayarlayıp orada yürüyüş yapabilirsiniz. türlü türlü hayvanlarla iç içe olursunuz. (giriş paralı)

River Angel - Ağva

Ayca Sen dinliyorum ben bazen. sabah canli yayin yapiyorlar sonra onu podcast olarak yukluyorlar.

soundcloud.com

burda olan burda kalır serisi. gerçi ben podcastte değil, youtube'da izliyorum. burada bölümler eksik sanırım.

O dediğin podcast'i dinlemedim ama sanırım ilk öneri ona benziyordur,

Odadaki Fil
Kalt'ın Podcast'i
İşte bu bizim hikayemiz (Kalt)

Dünya Nereye Gidiyor
Lafola
Katılırsın Katılmazsın
Deniz Göktaş'a Ayıracak Vaktim Yok

kellerin savaşı,
şen dullar,
mikrofonika (yılların radyocusu ege kayacan konuşuyor. keyifli)
mrdivenaltı terapi

bunları keyifle dinliyorum. tavsiye ederim.

Öğrencisi Serkis Barış.

seboreik dermatit başlığında serkis barış'ın çare olmadığını söylemişti birisi.

İzmir, Füsun Arda.

oğlu aynı konuda uzman, aynı muaynede devam ediyor

evet kendileri bestelemişler. yalnız baya iyi olmuş

öğreticiliği tamam. bilişsel bilgileri şarkı aracılığı ile vermek tamam.

ama sağlam diyemem. prozodiye pek dikkat edilmemiş şarkıda. bazı kelimeler kulak tırmalıyor o halleri ile.

İyi diyemesem de temel seviyede klasik gitar çalmayı biliyorum. Bence müzik dinlemek daha zevkli. Çünkü şarkılarda birden fazla enstrüman duymak mümkün. Ama gitar çalarken sadece gitar sesi duyuyorsunuz. Şu şarkıyı dinleyesim geldi cümlesindeki şarkıda belki klarnet bile var. O klarnet sesi hem kendi başına hem de diğer enstrümanlarla birlikte şarkıya bir katkı sağlıyor, şarkının ruhunu oluşturuyor. Sadece bir enstrümanla o ruhu yakalamak zor bana göre. Ama enstrüman çalmanın farklı bir zevki var.

iyi çalanlar için her ikisi de zevklidir bence ama yeni öğrenen için öğrenmesi zulüm olduğundan dinlemek daha zevklidir. bir süre sonra sıkılıp enstrümanı bırakıyor çoğu insan bu sebepten bence.

parça bittikten sonra güzel tabi.

mesela ben bir klasik müzik parçasını 1 ayda falan bitirebiliyorum. o bir ay eziyet.

bir aydan sonrası keyif, zevk.

2 hafta çalma yine başa dönersin yani eziyet.

Dinlemenin ve çalmanın zevki farklı ikisi de zevkli

Zevk almak için çok iyi çalmak gerekmiyor kendine koyduğun hedefe ulaştıysan tatmin ediyor

@freebird5406_2 bahsettiğim şey çalarken melodiyi duyabilmek ile alakalıydı aslında. tabi ki çalıyor olmak da zevklidir ama asıl müziği duyup ondan zevk alınıyor mu?

Konservatuar okudum. Klasik kemençe çalıyorum biraz. Diyebilirim ki enstrüman çalmak zevkten çok gerilim sebebi benim için. Çünkü benim sazım birçok enstrümandan çok daha gerilim verici yapıda bir saz. Telleri tırnakla iterek çalınıyor ve ses sahası çok küçük, üstelik hafif hafif çalınamıyor yapısı gereği, bağırgan bir saz, en ufak bir hata yapmak çok çok kolayken bunun bir de kocaman bir sesle kendiliğinden ilan olunması cidden çok geriyor. Ama ezberden ve sevdiğiniz/kafadar diğer sazlarla beraber çaldığınızda muazzam bir mutluluk oluyor evet. Yine de onun içinde o gerilim oluyor. O yay vıyklaması her an olabilir.

ön bilgi: konservatuvar mezunuyum ama enstrüman mezunu değilim.

işin teknik kısmını yiyip bitirdikten sonra ancak duyguların ön plana geçebildiğini ve o bahsettiğiniz zevkin geldiğini düşünüyorum.

piyano çalıyorum. ne kadar ama ne kadar iyi çalışırsam çalışayım bir parçayı, gerçek piyanist tekniğim olmadığı için şarkının içine giremiyorum çünkü şarkıya hissi vermemi sağlayan bazı öğeler tekniğin içinde saklı. (dinleyenlerin çok güzel çalmışsın demesi bir kriter değil bence)

misal: parmak numaralarını doğru bağlayamadığın bir parçada istediğin duyguyu da veremezsin misal. ya da tuşen çok çok iyi değilse, nüansları iyi yapamıyorsan, pedal kullanımın çok iyi değilse bu karşılaştırmayı yapmak zor.

kendi adıma cevabım: o parçayı profesyonel birinden dinlediğimdeki kadar haz almıyorum. haz aldığım kısım, onu çıkarabilmek ve çalabilmek. (profesyonellerin hepsi bu tadı veriyor demiyorum... kimileri çok mekanik çalıyor. tuşesi, nüansları vs. çok önemli)

bence bu sorunun gerçek muhatabı, profesyonel enstrümanistler. burada da kaç tane vardır onlardan bilmiyorum.

ayrıca "şekil-zemin ilişkisi" konusu da bu konuyla bağlantılı okunması/araştırılması gereken bir konu diye düşündüm formasyon dönemi konularım aklıma gelince.

keman mezunu ve opera bale keman sanatcisi sözlükçü jeanluc mesela bu soruyu cevaplarsa okumayı çok isterim.


ek: şunun karıştırılmasını istemem cevabımla. bir enstrüman öğrenmek çok güzel ve çok haz veren bir şey başlı başına. ama soruyu farklı açıdan değerlendirdim.

Enstrüman çalmak şarkı söylemek gibi bişey, sevdiğin bir parçayı icra etmek elbet keyif veriyor. Ancak enstrümanın ne olduğu da önemli verdiği keyif için. Komple şarkıyı hissettirecek enstrümanları çalmanın verdiği keyif ayrı, mesela gitar. Tabii tek enstrüman asla yetmez, yanına en kötü şarkıyı söylemek lazım. Çalıp söylemek ise bambaşka bir yetenek.

Benim sesim kötü olduğu için ben grup içinde çalmayı seviyorum. Hep beraber icra edilen bir şarkı beni enstrüman çalma keyfine en yaklaştıran şey. Bunu her zaman yapamadığın için genelde bir şarkı açıp ona eşlik ederek tatmin ediyorum Bu kısmı.

Ama olay hiçbir zaman dinlerken çaldığın zevki almak değil bence. Tabii çok iyi bir çalgıcı isen iş değişir.

Bir de enstrüman çalıp kendi besteni yapma kısmı var ki en özgür hissettireni o. Ama orada da besten elle tutulur değilse biraz şevkin kırılıyor. Partisyonlar besteleyip asla bir "şarkıya" dönüştüremediğim çok olmuştur.

Enstrüman öğrenme aşamasındayken çalmak veya bir şarkıyı çıkartmaya çalışırken çalmak eziyet bence.

Zevkli tarafı; çektiğin acılar ve gösterdiğin sabır sonunda ortaya çıkan ürünü görmek/dinlemek.

Ama diyelim ki bir parçayı çıkarmak için uğraşmıyorsun, zaten bildiğin bir şeyi çalacaksın; tabii ki o müziğin içinde olmak ve bir yandan söylemek insana huzur veriyor, rahatlıyorum, kafamı boşaltıyorum, yeri geliyor stres atıyorum.

Bunu ancak deneyerek anlayabilirsin. Bir gün saksafon dene.

kendi basina degil de birileri ile beraberken daha zevk aliyorsun ya da konserde iken kesip insanlarin sana eslik edisi alkislamasi konserden sonra yanina gelmesi ne bileyim alakasiz bir yerde bi avmde aaa siz x degil misiniz demesi. bunlar hos seyler. zamanla yasayanlar iyice unlu olanlara bunlar basit geliyordur da ilk zamanlar hos oluyor.
ama bi sikintisi var. bir yerden sonra muzigi dinlemeyi kaciriyorsun. yanlis akor basacak mi ne basti. is muzikten cikiyor. muzige kapilamiyorsun. artik baslakalarinin hatalari direkt kulaginda bitiyor.
ya bir de buna en gec 15'te falan baslamak lazim 20'den 25 sonra enstrumani ele almak da afedersiniz biraz komik.

la traviata arkadaşımın dürtmesiyle gördüğüm konunuza, naçizane ben de bir kaç satır ekliyorum.. bilen bilir, bilmeyen az sonra öğrenecek; profesyonel müzisyenim (keman, orkestra şefi, besteci, aranjör) en baştaki "profesyonel" tabiri kendimi kastığım için değil, hayatımı bununla idame ettirdiğim veya daha çok hayatımı buna adadıdığım gibi bir anlamın karşılığındandır..

öncelikle şunu belirtmek isterim, müzisyenlik, belirli bir seviye bir enstrumanı icra etmeyi, ettirmeyi gerektirir. sahil gitarcılarına müzisyen denmeyişinin sebebi budur. enstrumanı hobi amaçlı çalıyorsanız ne güzel, devam edin lütfen. ama o enstrumanı çalıyor olun, ötesini bırakın biz yapalım..
çalmak ile dinlemek arasındaki haz farkına gelince, dinlerken zaten her enstruman ayrı parti biçiminde dinleyebiliyoruz. ama daha çok bu yapabilmekten öte, bir meslek hastalığı. tek tek duyuyoruz ve irdeliyoruz. sizin komple ses frekansları bütünü olarak algıladığınız şeyi, biz döküm döküm her frekans, her nota, her enstruman, her enstrumanın ayrı tınısı, her enstrumanın ayrı müzik cümlesi, akorları, kontrpuanları vb. layer layer irdeliyor, dinliyoruz. dolayısıyla biz müzisyenlerin de sıradan dinleyiciye kıyasla aldığımız haz da farklı..

bazı arkadaşlar şundan bahsetmiş; tek başına şarkısı çalınabilinen bir enstrumanı çaldığımda keyif alıyorum ama aynı anda şarkı söyleyince daha zevkli oluyor.. o iş öyle değil tabi.. istersen kilise orguyla çık karşıma, kemanda 3 nota ile senin anlattığından katbekat şey ifade edebilirim.. yani olay çok nota, polifonizm değil. öyle ki gerçek müzisyen, kendi enstrumanını çalarken, önce dinleyen müzisyendir.

bir başka arkadaşa ithafen, enstruman çalarken diğer ensturmanları duymuyorsan zaten çalmamalısın. müzik enstrumanı icra etmek, dinlemeyi gerektirir. dinlemelisin ki kendini ona göre ayarlayabilir, ona göre çalabilirsin. uyum bu şekilde oluşmaya başlar.

şimdi gelelim asıl konuya. elbette dinlerken de çalarken de aldığımız hazlar birbirinden farklı.. ama çalarken daha öznel olduğumuzdan, çaldığımız o yüzlerce yıllık eseri bile, bizden önce milyonlarca kez konserlerde çalınmış, binlerce kez albümlere kaydedilmiş, yüzlerce kez dinlenilmiş, herkesin ezbere her notasını bildiği eseri bile çalarken kendimizden bir şeyler katmayı düşünerek çalarız. zaten olması gereken de budur. müzisyenlikle operatörlük arasındaki fark gibi diyebiliriz. hatta samimiyetle şunu söyleyeyim. bazen teknik sebeplerden (sakatlık, lojistik sıkıntılar, seyahatler vb.) enstrumanımızdan uzak kaldığımız bazı zamanlarda, ya da en basidinden enstrumanımız yanımızda yokken karşımızda enstrumanımızı çalan birini gördüğümüz bir performansı izliyorsak, ve eğer o sahne iyiyse (hatta kötüyse de bile, başka nedenlerden ötürü...), parmak uçlarımız kaşınır. orada ben olsaydım keşke, ben çalsaydım'lar başlar.. o anı kıskanırız. o enerjiyi. sahnedeki meslekdaşımızın sonsuzluk denilen o kara boşluğa yolladığı notalarını kıskanırız tek tek, frekans frekans... bazen de sizi tanırlar ve sahneye çağırırlar, o enerjiyi paylaşmak için... zaten enstruman çalarken alınan haz dediğin şeyin büyük bir yüzdesi yine insandan, dinleyiciden geçen enerjidir esasında.. evet sevdiğin ensturmanı çalıyor olmaktan ve eğer iyiysen iyi olmaktan dolayı bir mutluluk vardır içinde. keza sevdiğin bir melodiyi tınlatıyor olmanın da getirdiği haz... jeneratör hesabı sürekli ürettiğin bir haz üretirsin enstrumanından ses çıkartırken. ama o ses frekansları, seyirciye saniyenin bilmem kaçta kaçı (bildiğin ses hızı işte) ulaştığında seyircinin enerjisi değişiverir. en somurtkanının kafasına soru işaretini bırakırsın, en gevezesi bi anda susuverir... aşık olanı daha aşık, bekar olan kadını kendine aşık edersin bazen.. o yüzden bu haz durumu bi farklıdır. anlatılmaz yaşanır dicem ama..

kelimeler anca böyle dökebildim..
sürçi lisan ettiysem affola, kalın sağlıcakla..

yazın 200 civaerıydı. Şu an 550 geliyor.
Göztepe'de bir site.

bu seneki zam daha belli olmadı. belli olana kadar eski aidatı toplayıp belli olunca geçmiş farkları yansıtıyorlar.

670 liradan 790 liraya çıktı.

%21.5 + pandemi sonrasi havuz ve sosyal tesisler acildiginda tekrar zam yapilacakmis

%20.


.

nonik ile aynı yerde oturuyor olabiliriz. 670 liradan 790'a çıktı.

yönetim kurulu toplantısı koronadan dolayı yasak olduğundan ertelendi. geçen senenin ücretinden topluyorlar

%26

Kendi aralarında yaptıkları toplanti ile %35 e karar vermişler

16

%10

%20

artık GİB üzerinden ödeniyor, e-devlete girin kyk borç ödeme yazın sayfaya yönlendirir.

veya; intvrg.gib.gov.tr

Neden bilmiyorum ama artık ziraat'dan ödenemiyor. E devlet'te kredi geri ödeme diye bir sekme var oradan internet vergi dairesine yönlendiriyor, oradan ödeyebilirsiniz. Bu arada ödemediğiniz günlerde faiz binmiştir :(

İvd.gib'ye e-devlet şifresi ile giriş yapın. Borunuza öde tuşuna basınca, taksitle öde seçeneği çıkıyor. Oradan istediğiniz taksidi seçin.

teb banka kartımla ödeyemiyorum şaka mı bu? devlet bankası diyor benim sadece teb hesabım var, ne yapacağım şimdi?

banka kartından ödeme almıyor, kredi kartı olması lazım.

@tochinoshin

birisine para yollayın. o kişi kredi kartı ile ödesin.

Season 6 | Episode 14

olabilir mi?

www.youtube.com
chase burada "video oyunları oynarım" falan diyor bir speed date akşamında.

ümraniye mithatpaşa caddesi üstünde petrol ofisi var. onun karşısında bir yere tamir ettirmiştim sandalyemi. sadece tekerlekleri değişti. o kadar kırılmış bir ürünü yapabilirler mi sormak lazım.

modoko'da bunu tamir edecek bir dolu yer var ama isimlerini cisimlerini hatırlamıyorum.

bence sokağa çıkın 1-2 mobilyacıya, özellikle ofis mobilyası satanlara sorun. birisi yol gösterir.

Tanimadigim bir yerden kaziklanmiyim diye öncelikli olarak deneyimli biri varsa bu konuda diye sorayım dedim.
Birazdan çıkayım o halde.

Bir yerden fiyat aldım.

Alt tarafın komple değişmesi gerekiyor.
150 tl yerli olan
250 tl yabanci olan dediler.
Yabanci olanin bilmemne onayi ve garantisi varmis.
Bilemedim.

Fotoğraf net değil ama anladığım kadarıyla amortisör borusunun girdiği metal kısım kırılmış ya da kaynağından ayrılmış. Dikkatlice bak, dediğim gibiyse mahalledeki kaynakçı 5 dk yapar.

Daha önce 2 kere bu tür koltuk arızamı kendi kaynak makinem ile düzelttim.

Kırılıp eğilen kısmı doğrultup kaynatacaklar, bir kaç da destek atarlarsa şahane olur. Bariz mühendislik hatası aslında.

Şuna dikkat et ama, koltuğu doğrulttuklarında kaynatmadan önce sağa ve sola terazili dursun. Eski yerine getirseler yeterli, hatta biraz geriye doğru eğik kaynatsan daha rahat bir koltuk olur :)

150-200e yapıyolarsa yaptır o mekanizmanın kendisi zaten 200 liradan fazla.

sjcamtr.com

sj cam serisi. go prolara alternatif olarak çok daha ucuz modelleri var. arkadaşlarım çok memnundu ama ben hiç kullanmadım.

İyi bir psikologla online seanslar yapabilirsiniz. İşe yaradığını görürseniz devam edersiniz.

Muhtemelen bulunduğunuz ilde psikolog vardır da, ilçenizde yoktur. Hangi ilse yazın, arkadaşlar birilerine yönlendirirler sizi belki.

www.eksiduyuru.com

bu duyuruda istanbulda olduğunuzu belirtmiştiniz. hangi ara taşındınız?

yalnız değilsin :’) yazdıklarının hepsini birebir ben de yaşıyorum.
hiçbir şeyden keyif alamıyorum. işimi çok seviyorum, yaptığım zamanlar iyi geliyor ama parmağımı oynatasım olmuyor çoğu zaman. bu yüzden birçok şey aksıyor. mesela şu an.
eskiden girdiğim ortamlarda çok konuşurdum, hatta gereksiz konuştuğumu düşünürdüm. şimdi ise aklıma anlatacak bir şey gelmiyor. sessizce oturup ne kadar sıkıldığımı düşünüyorum. silik birine dönüştüm.

korona psikolojisi olduğunu ve zamanla geçeceğini düşünüyorum. eskiden ne kadar enerjik ve mutluydum, bir gün gene öyle olacak. kolay değişimler değil yaşadıklarımız. bazılarımız için daha da zor demek ki.

Pademi nedeni ile memleketime geldim uzaktan çalışıyorum @latraviata teşekkür ederim yönlendirmen için.

Bence birşeyin yok bana göre. Demir, b12, magnezyum ya da erkeksen testosteron düşmüş olabilir.

@komando kani var bence evet erkeğim, ay inşallah yoktur :)

aynılarını son aylarda ben de yaşıyorum. eylül ayında 4-5 günlük tatil ile baya toparladım şimdi yine aynı moddayım. yasaklar falan bitsin tekrar düzelirim diye bekliyorum. psikoloğa ihtiyaç duymadım ama umarım kalıcı şeyler bırakmaz bu pandemi psikolojisi

delirmiyorsunuz.

yaşadığınız sosyal değişim ve uyum problemlerine bağlı minör depresyon tarif ediyorsunuz. sosyal şartlarınızla ilgili belirsizlik bir süre daha devam edeceğinden yeni yaşamınıza uygun çözümler üretmek için yardım almanız yararlı olur.

Bu arada Korona pozitif olup atlatmıştım geçtiğimiz aylarda bilmem bu bilgi bi işe yarar mı sizin için ama belirtmek istedim

delirmiyorsunuz, şu an içinde olduğumuz şartlar (sokağa çıkma yasakları, evden çalışma, sinemaya gidememek vb.) bunlara neden olabilir. Bir çoğunu ben de yaşamaktayım. özellikle pandemi nedeni ile memlekete dönmek vs. bunları tetikleyen durumlar. size iyi gelecek bir uğraş bulmak bunları hafifletecektir. Alkol veya diğer zararlı alışkanlıklar asla çözüm olmuyor, onu denemeyin :)

ben evden çalışmanın getirdiği imkanlar sayesinde öğle araları 1 saat müzikli yürüyüş yapıyorum, konsantre olmama yardımcı oluyor.

corona sonrası etki de olabilir o zaman, BBC'nin haberi vardı, nadir kişilerde bilinç bulanıklığı vb. olabiliyor ve birkaç ay sonrasına kadar sürebiliyormuş.

Fakat bundan bağımsız olarak, sürekli evde aynı şeyleri yaparak kalmak da psikolojik olarak etkiliyor tabii çoğu kişide az çok oluyordur bence.

@the cat in the at O kadar özledim ki arkadaş sohbetini, hiç tanımadığım insanları yolda çevirip sohbet etmek istiyorum ama linç edilip show habere çıkmaktan korkuyorum. ki ben insan sevmezdim öyle düşünün :)

merhaba, bu pandemi döneminden önce aynı şeyler bende de vardı. psikiyatrımla konuştuğumda, yaptırdığım tahliller sonucunda demir ve d vitamini değerlerimin çok düşük olduğunu, özellikle demir rezervlerimde sorun olduğunu söylemişti. yanlış hatırlamıyorsam 4-5 ay kadar demir ilacı ve aralıklarla d vitamini ampulü kullandım, şikayetlerimin büyük bir kısmı ortadan yok olmuştu (odaklanamama, unutkanlık, işleri sarkıtma gibi durumlar)

tabi doktor değilim, bütün olay kan değerlerinizdendir diyemem ama baktırmakta fayda var, ben büyük ölçüde faydasını görmüştüm.

Sabah bi psikolog ile görüştüm bir test yollayağını sonra başlayacağımızı söyledi, şuraya yazıp sizlerden fikir ama bile bi nebze rahatlattı gibi geldi çok teşekkür ediyorum her birinize ayrı ayrı

Ben yazdıklarınızdan daha çok evden çalıştığınız için böyle hissettiğinizi düşündüm. Corona yüzünden eskisi gibi insanlarla yüzyüze görüşemiyoruz ve tabii bununda bazı götürüleri oluyor. Bende normalde sosyal biri olmasamda, konuşurken kelimeler aklıma gelmiyor ve çok unutuyorum. Unutkanlık yeni bir şey değil benim için. Unutkanlığın pek çok sebebi var bir tanesi hayatınızda kaybettiğiniz birileri olduğu zaman beyin unutmayı seçiyor. Diğeride üzüldüğüm bir şey olduğu zaman daha çok unutuyorum. İnsanlarla iketişimde olmayı ve beyin gelişimi için birşeyler yapmanızı tavsiye ederim. Dil öğrenmek, gitar çalmak veya yeni bir şey öğrenmek gibi. Kitap okumakta konuşurken kelimeleri hatırlamak açısından iyi oluyor.

Bu arada psikolojik bir rahatsızlığınız olduğunu düşünmüyorum. İnsan hayatında her zaman aynı olmayabilir bunlar vücudun verdiği tepkiler. Youtube da bu konularda sinan canan ın videoları bilgilendirici oluyor. Bir bakın isterseniz

Kan değerleri yazmış bir arkadaş evet b vitamini, d vitamini, demir eksikliği bu gibi rahatsızlıklar yapıyor. Mutlaka bunlara baktırtın. Ben olsam önce psikoloğa gitmek yerine önce kan değerlerime baktırırdım. Yani önce psikoloğa değil nörolojiye giderdim

ambulans görevde iken ışıklı uyarıları daimi olarak yanmak zorunda. sesli uyarı ise trafiğin durumuna göre kullanılıyor. kavşak içi sende ise öncelik sende görevde olduğunu belli etmeden geçiş üstünlüğü yok.

Yıllardır trafikteyim, ışığı yansın-yanmasın her türlü yol veririm.
Fakat bir kere benim de kaza yapmama sebep oluyordu. Tüm ambulans şöförlerinin harika trafik eğitimi olduğunu düşünmüyorum bu sebeple.

www.memurlar.net

mevzuat bu.
4'üncü maddede geçiş üstünlüğü bulunan araçları söylüyor.
fakat 5inci maddede ayrıntılarda şu var.

"Bu hak, halkın can ve mal güvenliğini tehlikeye sokmamak, ışıklı ve sesli uyarı işaretlerini
bir arada vermek şartı ile kullanır. Sesli ve ışıklı uyarı işaretleri, zorunlu hallerde en az 150 metreden
duyulabilecek ve görülebilecek şekilde kullanılır."

Sıkıntı burada.

trafikte yeniysen bir numaralı kural her şeyin kurala uygun olmasını beklememek. kendinden büyük araçlara kesinlikle yaklaşmamak, iş gereği aşırı stresli olan adamlardan uzak durmak (ambulans, servis, polis vs). haklı ya da haksız olmak bi yana, oturup kazayla falan uğraşmamak için olayı bu şekilde değerlendirmeni öneririm. zira "kurallara göre yol benim" gibi bi yaklaşım insana kesinlikle kaza yaptırtıyor çünkü haklı olduğunu düşündüğün için (ya da haklı olduğun için) sorumsuz sürücülerle kafa kafaya geliyorsun.

Dun aksam benzeri bir durumu Florya'da yaşadım. Kavsak olmayan, U çekmenin yasak olduğu bir yerden kontrolsüzce ve isik/siren kullanmadan U donen bir ambulans büyük bir kazaya sebep olacakti. Butun olay önümde oldu ve ambulans kesinlikle haksizdi. Dondukten birkaç saniye sonra yedigi haltin farkina vardi ve sonra isiklarini açtı. Sirenleri açmadı bile.

Herhalde kirik kullaniyorsun bunlari. addictive dandik. madem yasadisi takiliyorsun superior drummer falan kur. kirigi vardi onun da.

turkrock.com

şuradakilerle çözülür mü?

Lisanslı al vardı çok kısıtlı geldi. O yüzden kırık kullanıyorum. Dediklerinizi tek tek deneyeyim ben bi.

facebooka video eklenince editlenebiliyormuş bu thumbnail sanırım?

Steps to Change the Thumbnail:
Upload Video.
Find Video in your album.
click on the pencil to edit.
Scroll through thumbnail to choose picture.
Save your edits.

daha önce yüklediğiniz videolardan birinde deneyin isterseniz

@la traviata sanirim guncel bilgi degil ya da bendeki surumde cikmiyor

Grup ve sayfalarda "icerik studyosu" var, ordan ekleyince bahsettiginiz opsiyonlar cikiyor.

Siz kisisel sayfaya mi ekleyeceksiniz?

@brkylmz evet

support.spotify.com

www.webtekno.com

(yapmak istediğiniz şeyin spotify'daki adı "yerel dosyalar". masaüstünde eklemek kolay da.. telefondaki spotify a da eklenmesi için sanırım premium üyelik gerekiyor. ikinci linkte öyle diyor)

ya premium değil üyeliğiniz ya da bilgisayarınızla telefonunuz aynı wireless üzerinde değil diye anladım ben.


edit: şöyle demişler.

Olmadı mı?
Şunları kontrol et:

Masaüstü uygulamanda ve cep telefonunda aynı hesapla oturum açtın
Cihazların aynı Wi-Fi ağına bağlı
Uygulama iki cihazda da güncel
Cihazın güncel

burdakilerin hepsini yapmıştım zaten; ama sizin bu cevabı görünce tekrar kurcaladım sağ solu. :)

masaüstü uygulamasında ses düğmesi yanında "kullanılabilir cihazlar" düğmesi var. onu cep telefonum olarak seçtim ve öyle denedim ilk kez.

oldu sonunda :D

çok teşekkürler. çok sağ olun.

iko iko

www.youtube.com


yorumlarda var zaten.

ben de bir ek yapayım. "rain man" adlı film ile meşhur olmuştu bu şarkı.

www.youtube.com

çok sigara içiyor olabilirsiniz? : )

Şakası bir yana forumlarda "kapaktan veya bir yerlerden boşluk-sızıntı vardır uçuyordur demişler. Olay iç aksamda değil de, kapakta falan olmasın?

zippo.com.tr'de şu cevap verilmiş

"Zippo çakmağımın benzini neden çabuk bitiyor ?

Çakmağınızı yakmak dışında açıp kapatmak ve uzun süre kullanılmadığı zamanlar; çakmak içindeki benzin, doğası gereği buharlaşır.

Her uzun süre dışarı çıkmanızda veya yolculuklarınızdan önce Zippo çakmağınızı doldurmanızı öneriyoruz."

Zippo’nun iki özelliği var. Biri kolay kolay sönmemesi, diğeri hemen bitmesi.

Geriye sadece kapak ihtimali kalıyor. Bir ara tekrar göstereyim servise.
Dediğim gibi hemen bitmesine alışığım ama bir haftaya yakın sürerken 1 güne düşmesinden bahsettim. Teşekkür ederim cevaplar için :))

Nette şunu buldum;

The most common reason is overfilling it. So always try to fill your zippo a little low than the required amount. ... The second reason why your zippo dry out or leak is the shell or the insert of your zippo is deformed. If your zippo gets deformed then the gas will store in it and it will be dry out in less than 1 week.

Benim tahminim sızıntı/kaçak vb var. Zippo benzini de uçucudur tahminen. 3 ay gidiyormuş normal kullanımda.

Çıkışı sen yapacaksın telefonundan.

Nereden yapiliyor bu çikiş

whatsapp'taki whatsapp web bölümüne girip tüm aletlerden çıkış yap diyeceksiniz.

--
Ortak kullanılan bilgisayarlar üzerinden WhatsApp Web'i kapatmayı unuttuysanız hemen panik yapmayın, telefonunuzdan WhatsApp menüsüne erişip tıklayın orada bulunan bütün bilgisayarlardan çık seçeneğini tıklayın WhatsApp Web otomatik olarak kullanılan bütün cihazlarda kapanacaktır.
--

Oraya girince qr kod taradan baska bisi cikmiyor ki

o zaman zaten çıkış yapılmış, yoksa o ekran çıkmazdı

Zaten tekrardan whatsapp webden giriş yaparsa telefonunuzun bildirim çubuğunda "whatsapp web şuan aktif" şeklinde bir uyarı kalıyor ve çıkış yapılana kadar o uyarı gitmiyor. Bir giriş olursa anlarsınız yani ama çıkış olmuştur zaten, içiniz rahat etsin diye diyorum.

dezenfekte işlemi uygulanması gerekiyor mutlaka deniyor.
ama bunda bile belli ki bazı konularda belirsizlik var.

sorunuz sebebiyle merak edip şu sitedeki uzun yazıyı okudum maddeler halinde ben de bilgi edineyim diye.
siz de dilerseniz bir okuyun.
www.drozdogan.com

nemli nefesinizin, takıp çıkarırken verdiğiniz yapısal hasarın etkisi de bekletince geçecek mi? Saçma bir iş. Yalancı bir güven duygusu yerine tak cerrahi maskeyi geç işte.

@latraviata onu okumuştum ama onlar dezenfekte etmekten bahsediyor. Virüs 1 hafta boş bir odada duran maskenin üstünde hayatta kalır mı acaba onu sordum aslında. Tabii bir de @catchthearrow'un dediği gibi maskenin fiziksel yapısına yönelik problemler de olabilir. Bilen biri aydınlatsa güzel olurdu

Ders gibi olur mu bilmiyorum ama pearl jam’in jeremy isimli şarkısının güzel bir hikayesi var. Evde anne babadan ilgi görmeyen, okulda diğer çocuklardan şiddet gören jeremy en sonunda elinde silahla sınıfa girer. Öğretmeninin ve öğrencilerin önünde intihar eder...

ders olur mu bilmem ama dert olmuş :-)
Beethoven Giulietta Guicciardi'ye aşıktır. Ama babası Beethoven'dan daha zengin biriyle evlendirir. Beethoven'e dert olur tabi ki. ortaya Moonlight Sonata çıkar.

www.eksd.org.tr

ogrencikariyeri.com

www.hurriyet.com.tr

Shostakovich 7. Senfoni, leningrad senfonisi?

Peşin ödediğinde ana parayı çok geçmez. Tahminen 4100-4200 civarı bir şey ödersin. Taksitlendirdiğinde elbette biraz fark oluyor. Ama banka kredi oranları kadar değil. Mesela 15K borcu olan biri 18 taksitte (2ayda bir yani 3 yılda) 17.5K olarak geri ödüyor. Sen de 4500 olarak taksitlendirirsin tahminen.

daha yeni yapılandırarak ödedim.
peşin olarak yaptığında gecikme zammını neredeyse yok say.
yapabiliyorsanız mutlaka peşin yapın.

"Yarın gitsem vergi dairesine toplamda 1500-1600 liraya bitirir miyim bu işi sizce?"

evet.
sadece süreye dikkat edin, yapılandırmadan sonra en erken ödeme ne zamanmış diye.
bir de yapılandırmanız onaylanınca yazıyor olacak zaten nakit tutarınız.

elalemin ne vergileri siliniyor, bizim garibanlar harç borçlarını taksitlendirme derdin de hahahhaha

kolay gelsin..

rewlack

yarin yeditepeye gidiyorum. zaten o anda tamam derlerse yarin o anda odeyecegim icin kacirma durumum olmaz sanirim.

theunderdog

: )
normalde bu taksitle odenen biseydi yillar once. sonra ara odemeleri unutunca bu hale gelmis. cok garibanlik bir durum yok sadece unutkanligimin bedelini 1500 lira ekstra vererek odemek istemiyorum.
gerci tabi trilyonluk vergilerin silindigi yerde garibaniz o ayri : ) eyvalla

gib.gov.tr

e-devlet ile giriş yapabiliyorsunuz bu linke girip.

İvd.gib ye e-devlet şifresiyle girdikten sonra soldaki seçenkler arasında en alttaki yapılandırma ile ilgili olana girin.

emekli olmadan hangi aylığa karşılık kredi verecekler?

32bin yatirilinca hemen emekli oluyor hocam.

babanız şu anda sistemde emekli görünmüyor banka kontrol ettiğinde. parayı yatırdıktan sonra hemen emekli oluyor olması bankanızı bağlamıyor. şu an güncel duruma bakıyorlar.

Üzerine bir tane ev var teminat gösterebilir.

e söylememiş mi kabul edilmediğinde başvurusu?

yakın bir dostundan borç alsa kısa süreli. böylece öder, sonra da emekli olup krediyi çekip aldığı kişiye geri verir?

Evi teminat göstermek masraflı, eksperdi tapuya şerh koymaydı vs.

Araba varsa arabayı ipotek edebilir.

fut denen (fifa ultimate team) bölümü var. istediğin oyuncuları satın alıp (oyun coinleriyle) oyun kurduğun.
orada "icons" yani ikonlar arasında ronaldo, ronaldinho gibi futbolcular da var.
tüm ikonların listesine bakabilirsiniz internette.

www.futbin.com

misal henry'nin 3 ayrı ikon kartı var. linkte yukarıda arama bölümünde oyuncu aratıp bakabilirsiniz özelliklerine. fakat oyuna yeni başlayanlar için ikonları almak kolay değil. ya milyonda bir ihtimalle kartlardan çıkacak, ya da ticaretle veya başka şekillerde satın alacaksınız ikonları.
(arsenalin eski formalarından varsa eğer o formayı takımınıza satın alabilirsiniz)

@la traviata teşekkür ederim
şimdi baktım coin fiyatlarına, para verip almak çılgınlık olur herhalde henry çok pahalı çıktı. Sıyırmış gibi oynamadan bu kadar coin kazanmak mümkün mü peki?

Sıyırmış gibi oynamadan mümkün ama çok şanslı olman lazım. Oyunda içinden oyuncu, kulüp öğesi, antrenman öğeler vs. çıkan paketler var. O paketlerden pahalı oyuncular çıkması lazım (Messi, de Bruyne, Ronaldo, Mbappe, Neymar vs.) Ama bu oyuncuların çıkma olasılığı da oldukça düşük. İkon oyuncu almak oyunda temel amaç haline gelince oyunun çok afedersin b*ku çıkıyor. Ya deli gibi oynaman lazım ya da para basıp coin/paket alman lazım. Aksi halde zaten birçok oyuncuyla yarışamıyorsun.

YouTube'da paket açma videoları falan oluyor. Ben birine denk geldim. Adamın hesabında 12 Milyon coin vardı yaklaşık (FIFA19 zamanı). Paketten Gareth Bale çıktı diye adam ortalığı yıktı. Kulağımızın da ırzına geçti. Gareth Bale dediğin oyuncu FUT pazarda 200 bin coin falan. Böyle manyaklara karşı oynuyorsun işte düşün.

Oyuna çok çok zaman ayırırsanız ve biraz ticaretten anlıyorsanız yapabilirsiniz. Paket şansı da önemli tabii.

Bende Neymar var. İkon Hagi ve İkon Hernandez var. Bunların toplam fiyatı 2m üstünde. Al satlar ve biraz da paket şansları ile harika bir takım kurabilirsiniz.

Tabii fut'un içeriğini iyi öğrenmeniz ve "squad battles", "weekend league/champions" ve "rivals" gibi şeylere zaman ayırmanız lazım.
tavsiyem bulaşmayın : ))

FUT modu dışında santra kısmında da eski oyuncularla da oynayabilirsiniz. Herhangi bir turnuvaya ya da lige katılamazsınız tabii ama örneğin arkadaşlarınızla local multiplayer oynamak istediğinizde bu oyunculardan kurulu bir klasik takımı seçerek arkadaşınıza karşı mücadele verebilirsiniz. FUT kısmı çok keyifli ama ciddi emek, yetenek ve şans istiyor.

benim tanıdıklarım genelde gittiler ve yaptılar, güzel memleket, ben eğitim sonrası kalabilecekken döndüm aklıma geldikçe ağlayasım gelir. yaparsın yani, ne tipler yapıyor. ilk 1-2 ay alışma süreci olur, sonra da süreç devam eder tabii ama adapte olmak kolay zaman ilerledikçe.

iş konusunda bilmiyorum sektörü ama ingilizce ister istemez gelişir.

hadi her şey olumsuz gitti diyelim, gitmez de, dönmek de dünyanın sonu değil.

kolay gelsin, orada zengin ol da gelirken çikolata getir :)

Yaparsın. Başarırsın. Şu yazdıklarının endişeden çok ayrılık üzüntüsü olduğunu varsayıyorum. Başarılar.

napacaksin? tebrikleri kabul edeceksin (:

yolunuz acik olsun!

oraya gidenlerle bi ag kurup, onlarin deneyimlerinden faydalanmak guzel olabilir. gormus gecirmis, sizin gectiginiz yollardan gecmis olmuslardir neticede, bence bu durumda onlardan yardim almak cok mantikli

Hiç korkmayın. Her şey ters gitse bile (ki bence gitmeyecek) "en azından denedim" diyeceksiniz.
Sorduğunuz tüm soruların cevabı "Evet hepsini yaparım" olsun.

Sözlükten oraya gidip yerleşen arkadaşlarımız oldu ve hepsi memnunlar. Eğer izin verirlerse, sizle iletişim kurdururum.

simdi normalde
"iş yapabilecek miyim, ingilizcemi ilerletebilecek miyim?" gibi sorulara net evet yaparsin, evet edersin diye cevap verirdim ama "alışacak mıyım" sorusundan biraz killandim. yani nasil bir rahatlama bekliyorsun ki? kafanda "alismama riski" diye bir risk varsa buradan ingiltere'de yasamaya cok ilgili olmadigin sonucu cikabilir, o durumda da karsina cikan gunluk zorluklar gozunde buyuyebilir, bahane haline gelebilir vs vs. o bakis acisi biraz sikintili.

Korkutumayayim ama piyasa berbat. (AKPli gurbetci girisi yaptik ama durum gercek yani :) Ab'den cikiliyor yeni gocmenlik sistemi gelecek diye can havliyle bir suru ab vatandasi geldi, Ankara Anlasmasi bitiyor diye gene rekor sayida Turk geldi, ustune pandemi, Brexit belirsizligi istihdam cok kotu durumda. Kendinizi en kotusune hazirlayin hesabinizi kitabinizi ona gore yapin, sonra supriz olmasin

eğer erteleme durumun varsa ertele, ankara anlaşmasının şartlarında, bir yılın ne kadar zamanını orada geçirmen gerektiğini falan belirlemişler. bence kış kıyamet gitmek sana çok da bişey kazandırmıycak. net bilmiyorum ama lockdown olayının olduğunu söylüyordu oradaki arkadaşlarım. yani sokağa çıkma yasağı. bu sürede türkiyede ingilizceni geliştirmek için uğraşabilirsin. tabi türkiyedeki şartlarını da bilmiyoruz bilsek ona göre cevap veririz atıyorum, yalnızsan, kira veriyorsan, gelir yoksa , oraya gidip orada bişeyler üstünde çalışmaya başlayacaksan, bu ingilizce olabilir, korsan şekilde çalışmak olabilir, eş dost yanında oryantasyon olabilir.

eğer yalnız gidiyorsan en ucuz konaklama şeklini seç. öğrenci ve çalışanlar için oda kiralama sistemi var. aile yanı falan değil, işte aylık parasını veriyosun, odan var, içinde eşyası var, mutfak banyo ortak.

olmaz dersen şehrin dışında ve ucuz bi yer bul, arakdaşlarımdan duyduğum kadarıyla 1+1 yere veya odaya 1000 pound falan veriyormuşsun merkezi yerlerde , ona karşın merkezden uzaklaştıkça fiyatlar ciddi oranda düşüyordmuş. az buz paralar değil sonuçta, toplu taşıması da çok iyiymiş diye duydum arkadaşımdan, 15 senedir orada vatandaş, işi gücü de var, ev alcak kadar para da biriktirdi buna karşın araba almıyor mesela, toplu taşıma ve tren olayı çok iyi çok memnunum hiç öyle haftasonu 2 tur atıcam diye araba almam diyor.

onun dışında orada yeme içme ucuz, türk parasına vurunca tabii ki pahalı gelir ama oraya göre bakınca ciddi şekilde ucuz yani.

bu geçen nisan mayıs ayında ingiltere hükümeti bu ankara anlaşmasıyla gidenleri de kapsayan bir destek paketi çıkarmıştı, 50 bin sterline kadar bilmem kaç sene geri ödemesiz kredi gibi düşük faizli bişey.

bunun kuralını kaidesini bilmiyorum tabi de ankara anlaşmasıyla giden bir arkadaşım 5bin pound almıştı ve sonra millet 50 bin 50 bin çekti keşke ben de çekseydim diye hayıflandı.

araştırıp öreneceğin binlerce şey var ve bence sen bunları pek iyi araştırmamışsın. bunları araştır kafanda plan program tam otursun ki ona göre hareket et. karambole hareket edersen zararın olabilir.

böyle tekinsiz bir yerde oturursan ufak bi çakı taşı, zenciler böyle yol kesip para isteme olayları falan yapıyormuş ama bıçağı gösterince arkasında bakmadan kaçıyormuş, çünkü tenleri koyu diye bıçak yarasının izi çok belli oluyormuş. bunun dışında ingilteredeki mafya türklermiş, eğer öyle bir olayda türkçe konuşursan bile arkasına bakmadan kaçıyormuş. türk mahallesi vb vb gibi yerler varmış. bunlar da aklında olsun.

yaparsınız, yapacaksınız. alışırsınız da. çok özlerseniz uzakta da değilsiniz, hafta sonu atlar gelirsiniz. sonra dönersiniz yine Ingiltere'ye. buradakinden daha güzel bir hayatınız olacak. heyecanlı olmanızsa normal. başkalarının yapıp sizin beceremeyeceğiniz hiçbir şey yok. girişimci olun, kabuğunuza çekilmeyin yeter. zor olan kısım bitmiş zaten. yolunuz açık olsun.

ingiltere iyidir, hiç dert etmeyin.

Enflasyonu hesaba katarsan zaten aradan zaman geçtiği için daha fazla isteyebilirsin.

yerine seçtikleri adami beğenmeyip sana gelmişler. ücreti arttır. geri dönmenin bir bedeli olmalı.

Aynısı başıma geldi, ücreti %30 artırdım, tamam dediler. Gerçi ilk seferde çok düşük söylemiş de olabilirim ama şu var: sıfırdan yeni ilan açmaları, milletle yeniden mülakat yapmaları, değerlendirme süreçler vs. derken bir sürü masrafları olacak. Sen hazırsın, o yüzden daha yüksek ücret istemen çok mantıksız değil.

ik'cı arkadaşıma sordum az önce laf arasında. kesinlikle fiyat artırsın der.

sevgili değil ki bu naza çekesin.

demek ki zamanında senin yerine düşündükleri kişi ya vaz geçti ya da bekledikleri gibi çıkmadı.

profesyonelce git görüş bence. gerekiyorsa maaşta vs. biraz naz yap veya salla "şu an çalıştığım yer zam yaptı/yapacak, o yüzden artık maaş beklentim bu" diye.

iyi bir doktorun anca karar verebileceği, testler önerebileceği bir şey tabii bu.

mesela MS'te de kas kaybı, konuşma bozuklukları, istemsiz hareketler vs. var. Ama bu siz MS'siniz anlamına gelmez. Kimse de bilemez.

Bu olan şeylerin devamlılığı varsa mutlaka bir hastaneye danışın. Artık iç hastalıkları mı bakar buna, yoksa nöroloğa mı yönlendirilirsiniz bilinmez.

Doktor görmeden, tahlil vs. yaptırmadan anlaşılmaz. Bahsettiğiniz semptomlar yorgunluk sonucu ortaya çıkan geçici rahatsızlıklar olabileceği gibi MS gibi ciddi hastalıkların belirtisi de olabilir.
Maalesef doktora gitmeden olmayacak.

İlk etapta güzel bir istirahat ve uyku düzeni. 1 hafta gibi geçmezse doğru doktora.

don't starve oynayın. aynı anda 6 kişi oynayabiliyordu galiba.

arkadaşlığınız sağlamsa among us :)

steam'den counter strike veya half life alırsınız, cayır cayır oynarsınız. sesli chat'i de discord üzerinden halledersiniz. biz öyle yapıyoruz genelde.

maksat sadece sohbet ise haxball bile oynayabilirsiniz sesi yine discorddan halledip. sarıyor.

among us.

hem arkadaşlığınızı da test etmiş olursunuz.

Makineleriniz sağlamsa battlefield V alın oynayın. İnanılmaz keyifli oluyor takım ile oynamak.

Ekleme: İletişim için biz skype kullanıyoruz. Ama discord da çok yaygın oyun.

@roket adam +1

Biz de 30 yaş civarı adamlar olarak covid sürecinde bir süre counter oynadık. Telefonlardan discord grubu kuruyorduk. Oldukça zevkli oluyordu.

discord kullanmaya karar verdik, bu cepte tamamdır.

oyunun pahalı olmaması gerekiyor. oyuna çok konsantre olmamız gerekmiyor.
herkes her şeyi kaldırabilecek yaşta ve bilinçte. eğlenceli tipler.

pintipanda'da şimdi uno ve risk gördüm. onlar da olabilir.
among us da bir alternatif oldu.

fps tarzi oyun çok istemiyoruz.

başka öneri?

Masaüstü oyun seviyorsanız steam'de tabletop simulator var, içinde çeşit çeşit masaüstü oyun var, catan falan oynarsınız.

Minecraft önerebilirim. Fazla basit geliyorsa modlu minecraftı daha da öneririm. Mesela Tekkit isimli modda petrol, güneş enerjisi, çeşit çeşit makineler falan var. Roket yapıp aya falan gidebiliyorsun. Zevkli bir oyun, özellikle çok kişi ile oynanırsa daha da zevkli oluyor.

Killing Floor. Her türlü bilgisayarda çalışır. Ucuz. Oyuncu sayısı ayarlanabilir (maksimum 6 idi sanırım) Hamachi ile kendi aranızda oyun kurup oynamak çok kolay. Farklı karakterler seçip yardımlaşmak mümkün (biri medic olup diğerlerine yardımcı olabilir mesela)

gameranger üzeriden age of empires oynanabilir. ya da steam'de risk var bedava, o da bayağı eğlenceli.

risk'in online versiyonu bir nevi, at war: atwar-game.com

yıllar önce 5-6 arkadaş deli gibi oynardık bunu bir ara. inanılmaz keyifliydi. kavga dövüş eksik olmazdı herkes birbirini sürekli arkadan vurduğu için. nefis oyundur, çok fazla detayı olmadığı için baş da ağrıtmaz.

rocket league
standart 3vs3
oyun içi konuşma/yazışma seçenekleri var.
epic games store üzerinde ücretsiz ancak mac desteği bitmiş.

Yememişsindir.

Yemezsin.

"yaptığını yemedik ama iznin olduğu için de bişey yapmıyoruz, yoksa kanını emmeyi çok isterdik" demişler meali.

yemeliydin ancak yemedin. ceza kesmeleri durumunda tebligat verirlerdi. ya daha inandırıcı yalan söylemeyi öğren veya şansını zorlama.

ben de izin belgesi ile geziyorum, bakıyorlar ama ne ettin ne yaptın diye kimse sormuyor, doğrudan geç diyorlar.

@co2s2 bizde de normalde öyle oluyordu ama bu sefer baya şüphekendiler bizden. Arabayı aradılar, bizi aradılar 2 araba dolusu polis geldi baya detaylı baktılar bize. Birine vursak bu kadar polis toplanmazdı herhalde.

PS5 çıktığı için ps4'ler deli gibi satılıyor. 2 kollu olanlardan birinin satıcısı ile iletişime geçip tek kolu almak istediğini belirtirsen belki satabilir.

Merhaba.
Geçen ay mediamarkt'ta satılan yan sanayilerden aldım. (2 ayrı markanın 3 ayrı modeli vardı sanırım)
700 tl vermek istemedim sizin gibi. Satıcı çocuk abi onlardan alma, hepsini geri getiriyorlar dedi. (299 ve 399 tl idi fiyatlar)
Hadi dedim para cebimde kalsın, deneyeyim.

Gerçekten de hem takoz gibiydi orijinale göre, hem de bir zaman sonra çapraz yönleri algılamamaya başladı.
Ben de iade edip orijinali aldım. İade ederken sebep bile sormadılar, öyle baymışlar artık bence.

Bir ara bu black friday mi nedir artık 500 tl ye inmişti bir yerlerde, bulamadınız mı öyle?

Sağlam bir 2. el, kesinlikle yan sanayiden iyidir.

Kara cuma haftası turkcell 400 tl'ye dağıttı o kadar stok bitmedi, arçelik 429'a dağıttı keşke alsaymışsınız, bence böyle alıp satanlara bakmaya çalışın belki ucuza verirler.

Driver'ı silip tekrar yüklemeyi denediniz mi?
apogeedigital.com

@kadera
deneyeyim.

@kalt
e işim bitince aleti kapatıyorum akşam? :)


edit:
sürücüyü kaldırdım. programı da.
hepsini baştan güncel olarak yükledim düzeldi. teşekkürler.

Eğer yanlış bilgi paylaşıyorsam bilen biri daha doğrusunu bizlere anlatabilir.

Bilgisayarı açıp kapatmak iyi bir şey değil, uzun süre bunu yaparsanız soğuk lehime maruz kalabilir. Bu ne demek, işlemciler gpu chipsetler ortalma 50/60 derecede çalıştığını varsayarsak her bilgisayarı açıp kapattığınızda sıcak soğuk ilişkisi chipsetlerin bağlandığı noktalarda etki edecektir. Aynı zamanda bir forum sitesinde okuduğum bir yazıyı sizinle paylaşayım:
Macbookun optimizasyon icin calistirdigi UNIX scriptleri var (gunluk, haftalik ve aylik olmak uzere 3 tane) ve bu scriptleri genellikle belirlenmis bir zamanda calistiriyor (genelde cuma aksamlari) eger bilgisayari surekli kapatirsaniz surekli olarak bu vakitleri kaciracagindan duzenli yapilmasi gereken bakimlari da kacirmis olacaksiniz ki bu ileride performans problemleri de yaratabilir. Bilgisayar uykudayken calisiyor bu scriptler. Sirf bu sebepten bile surekli uyutarak kullanmanin daha saglikli olacagini gorebilirsiniz (bu arada bu scriptleri Onyx uygulamasi ile manual olarak da calistirabiliyorsunuz)

Şarkı olanı bilmiyorum.
Uzun zaman önce okumuştum, soneler is bankası yayınlarında vardı. hem Türkçe hem İngilizce aynı kitapta. çevirisi güzeldi

Yorumsuz mota mot çeviri doğru çeviridir diyemeyiz bence soneler söz konusu ise.
düz türkçeye çevirince anlam yitebiliyor.

konservatuvarda çok sonesini canlandırdık tiyatrocu arkadaşlarla ortak derslerimizde.
sorayım bi hangi çevirileri en çok kullanıyorlar şu an.

Talat halman çevirileri güzel, can yücel çevirileri bana aşırı yorumlu geliyor

can yücel çevirilerinde 'türkçe söyleyen: can yücel' görürüz. hatta meşhur hsmlet tiradı 'to be or not no be'yi, 'bir ihtimal daha var o da ölmek mi dersin?' diye çevirir. özel tiyatrolar çevirmene telif ödememek için, genelde oyunlarını kendileri çevirirler. haluk bilginer'in şarkı yaptığı sone muhtemelen şekspir müzikali oyunlarından. doğru/yorumsuz çeviri tabirine bir çevirmen olarak katılmasam da, bülent bozkurt çevirilerini tavsiye ederim.

www.facebook.com

ayarlar - gizlilik - en altta sessize alınan hesaplar var. oradan hesaba gir. takip'e bas, sessize al satırından kaldırabilirsin.

Bence hiç açma o kızgınlığın sonu yok.

www.sahibinden.com

2367 seviye 500 tl ise, sizin de bi 600 tl'niz var demektir piyasaya göre : ))

@la traviata utandığım için kimseye göstermeden yıllardır oynadığım hesabı tam silmeye karar verdiğim gün böyle bir piyasası olduğunu öğrendim sayende, teşekkürler:) 4500. bölümle ilan koyum ben de hadi hayırlısı :)

Speedtest'te hangi sunucuyu seçiyorsunuz? Misal fifa sunucuları Amsterdan, Frankfurt veya Paris'tedir belki. Yine Speedtest üzerinden ordaki sunucularla test yapınca ping kaç çıkıyor denediniz mi?

@glam

sabit ip aldim zaten. ve nat2. ama ping degerim dusuk oyunda (hep 70-80 ms. arasi)

@reactonic

hayir acikcasi. bir de oyle yapayim ama nerededir sunuculari

futbola siyaset bulaştı başka neden yok

endüstrileşme.

erkek egemenleşme.

siyasileşme.

İkincinin, üçüncünün takdir edilmemesi. Şampiyonluk dışındaki sonucun başarısızlık sayılması. O gitsin bu gitsin falanca adam değil şeklindeki toxic medya ortam. Kardeşim alt tarafı oyun bu yenilmek de var yenmek de, Biri hakem odası basar ötekinin hocası sahaya girer. Fatih terim mesela. adam her sene şampiyon oluyor ama her sene ona operasyon çekiliyormuş, lig bitince konuşacakmış yer yerinden oynayacakmış, sürekli gerilim kavga, bu adamlar, bu medya temizlenmedikçe Türk futbolu düzelmez

www.youtube.com

bana göre dün yayınlanan bu programda pek çoğunun cevabı var. mehmet demirkol'u beğeniyorum. 45 dakika ayırırsanız dinlemenizi tavsiye ederim.

futbola siyaset karışmış olmasının önemi olduğunu düşünmüyorum. ülkenin futbol adına 5 tane başarısı var zaten, ki ilk ikisi siyasete bulaşmanın kitabını yazmış bi kemik kadro ile sağlanmış başarılar;

99/00 galatasaray uefa şampiyonluğu
2002 dünya kupası üçüncülüğü
euro08 yarı final
07 fenerbahçe şl çeyrek final
12/13 fenerbahçe uefa yarı final

siyaset ve şehir takımlarının desteklenmemesi.

size Karşıyaka üzerinden örnek vericem. 3.ligde olup 9 amatör branşta yarışan tek takımdır. Alt yapı tesisleri yıllar önce yapılmış bu klüp sırf siyaset yüzünden dışlanmıştır. 2008 yılında Kasımpaşa ile Süper Lige yükselme final maçını kaybettikten sonra 3.lige kadar düşmüştür. Bu ülke de futbol geleneği olmayan şehirlere bile stad yapılırken Kskya bir çivi çakılmamıştır. Tabi sadece hükümetim suçu yok. Karşıyakalı esnaflar ve zenginler klüpten çıkar sağlamış klübü borçlandırmıştır. Ksk halen daha borçlarını ödemeye devam ediyor.

Ksknın ve Türk futbolunun kurtuluşu şirketleşme ve şehir destekli takım olmakta yatar. Premier Lige bakıldığında takımlar ortalaşa lig kurar, federasyon bağımsız, hakem kurulu bağımsızdır. Takımlarımız her şeyi devlete bıraktığı için siyaset girmekte ve kalite düşmektedir.

biz aynıyız da dünyadaki diğer kulüpler olayı geliştirdi bence. bizim yerimizde sayıp ayak uyduramamamız geride kalmamıza neden oldu.

futbol artık başka oynanıyor. hızlı oynanıyor bir kere. bizim ligde hala oyuncular maçın başından sonuna kadar sakat numarası yapmaktan medet umuyor. rakipler kalitesiz olunca sen iyiysen bile seviyen düşüyor. millet birbirini yukarı çekeceğine aşağı çekiyor.

biz 2008'de şampiyonlar liginde çeyrek final oynarken maldonado önder gibi adamlar vardı kadroda. şimdi böyle bir kadronun çeyrek final oynaması pek mümkün değil gibi.

Türk futbolu varlıklı insanların oyun sahası. Bu insanların futbola dair bilgileri yok, sadece popüler bir alanda fantezilerini gerçekleştiriyorlar. Bunun sonucunda da bir ilerleme ya da sürekli bir başarı gerçekleşmiyor.

bence daisydisk depolama düzenlemesi için çok iyi. aldigimdan beri bilgisayar rahat çalışıyor. oncesinde bi teklemisti, daisydisk kurtardı. ben alirken 10 dolar (50 küsür liraydı), şimdi durum ne bilmiyorum. ama verilen paraya değiyor diye düşünüyorum.

@hazen
90 tl olmuş.

ayrica stremio var. şahane. her şey var. arayip bulamadığım dizi, film yok şahsen. istediginiz kalitede, çeşitli büyüklüklerde secenekler sunuyor. ücretsiz üstelik.

little snitch, a better finder rename, toast titanium, parallels desktop, iStat menus, BBEdit, AdGuard, Battery Health 3, drivedx, tuxera NTFS, cinch, pitstop pro, fontlab, carbon copy cleaner, alfred, The Unarchiver

Bunlar hep makinemde yüklü olanlar. Tek tek ne işe yaradıklarını yazmaya üşendim kusura bakma.

vlc player, entropy, easyfind, jdownloader, handbrake, mkvtoolnix, xld, onyx, virtual box name changer, ultracopier, limechat

CleanMyMac X

haftada bir çalışır ve diskten 1-2 GB yer açar mutlaka. Gereksiz dosyaları silmekte üstüne yok. Kullanmadığım zamanlar disk boşuna doluyordu.

(git: au.finance.yahoo.com)

haberlerde gördüm bende. geleneklerde askerlerin first lady lere refakat etmesi var ama bu gibi durumlar da değil. kadın yıllardır modern külkedisi gibi. sırf başkanlık prestiji düşmesin diye zorla evli tutuyorlar kadını. beyaz sarayda köle gibi. habere göre trump ile arasına sosyal mesafe koyduğu söyleniyor.

başkanlık olayı bitince direk boşar zaten.

yağmurda şemsiye tutarken askerlerin, ladylerin yürüyüş şekli odur belki.

Veterans Day idi amerikada. Anma toreni oldugu icin belki protokol icabidir.

Özel anlamı olan bir şey değil yav. Davetlerde, balolarda, törenlerde hanımefendilere eşlik edilir. İlla eşi olmak zorunda değil. Mesela bu törende kocasının koluna girmesi abes kaçardı.

aynı videoda hemen arkalarında trump'ın yardımcısının eşi de başka bir askerin koluna girmiş görünüyor. muhtemelen protokol böyle.

çünkü yağmurda şemsiye tutan bir asker eşlik etmek zorunda ve o zaman da koluna giriyorlar. michelle de öyle yapıyordu. koluna girmeyip askerle dip dibe dursalar komik durur.
www.defense.gov

Kalpsiz görünmek istemem ama insan eniştesi ölünce neden ayılıp bayılır ki?
Ayrıca eniştesi için o kadar ayılıp bayılan insan evde ki 7 ve 9 yaşlarındaki iki çocuğu bırakıp eden bu ortamda şehir değiştirip cenazeye gider?
Özür dilerim yargılamak değil bu ama düşüncesizlik eşinizin yaptığı.
Ya ona da bulaşsa ve o da gelip size ve çocuklara bulaştırsa o siz ailesisiniz neticede.

Söz dinlemiyorsa ve dşnlemeyeceğini de biliyorsanız bırakın gitsin, umarım sorunsuz sıkıntısız gelir.

Bir insanın eniştesi için bu kadar tepki vermesi beni de şok etti. Ne diyelim herkes bir değişik.

Gitmekle kötü etmiş. Halamın gelini böyle bir korona cenazesine gitti. Şu anda kocası ve iki çocukları ile halam ve eniştem pozitif. Enişte ölünce kendisini kaybedip mantıklı düşünme yetisi de gitmiş anlaşılan.

az once tel geldi yolda bayilmis
112 cagirmislar. ozel saglik sigortasi var ama ne yapabilirim

Telefonunuzu kapatın.
Boşanmak başlığını okuyun.
İyi bir avukat araştırın.
Dizi izleyip yatın.
Yarın öğleden sonra telefonu açarsınız, soran olursa şarjı bitmiş hiç farkına varmamışım dersiniz.

enişteyi çok seviyor olabilir bunda problem yok.

serbest şiir gibi yazmışsınız. enter'lara basış sıklığınızdan sizin de şu an elleriniz titriyor olmalı. bir sakin olun önce. sonrasında da "gitmek isteyeni kimse tutamaz" kısmını kabullenin eğer konuşmanıza rağmen ısrarcıysa.

sonraki mesajınızı şimdi okudum, geçmiş olsun. abisi yanında olacaktır, siz çocuklara sahip çıkın yeter, abi ilgilenir. olaylar yatıştığında karşınıza alır konuşursunuz bu tip durumlarda verilecek tepkiler ile ilgili konuları.

abisi yanında olmalı şuanda bence panik yapmayın...

Kızkardeşinin yanında bugün olmayacak da ne zaman olacak. Yalnız mı bıraksın kardeşini. Yani normal bir ölüm de değil yazık 48 yaşındaymış. Ani ölümlerde olur böyle şeyler. Zaten artık cenazelere kimsenin gittiği yok kalabalık olmaz endişelenmeyin.

içimi dökeceğim : Abisi, eşim yolda bayilinca 112 ambulans aramis. Esim de yari baygin ozel sigortasi oldugu icin devlet hastanesine gitmek istememis. yolun öbür tarafinda avibadem kocaeli hastanesi oldugunu ogrenmisler. ambulans ozele goturmeyince abisi taksiye bindirip hanimi yollamis hastaneye, kendisi de cenaze yoluna devam etmis. inanamadim. yolda kedi kuş bulsam basinda bekleyen ben eşimin izmitte tek başina birakildigini ogreniyorum. aklimi kaciracak gibi oldum. cok sukur hastaneye varmis.
dizaem ve serum vermisler. o civardaki bir aile dostumuzu aradim sagolsun alip getirdiler. bundan sonra nasil bir tavir takinayim bilemiyorum. ama bir 10 yil yanlis oldugumu dusundugum icin kendime kizdim. sagolun iyi ki varsiniz

gayet basit bişey aslında.

arduino mesafe sensörü + en basit arduino (veya işlemci kartı) bir tane buzzer ve bir tane de 5 volt regülatör. ancak sistem önde olduğu için sudan tozdan korunması lazım yoksa sensörler bozulur. bu işlerden anlayan bir lise öğrencisi yapabilir.

ikinci seçenek ise en basitinden bir park sensörü alıp aküden bir anahtar ile besleyecek. buzzer çıkışına da bir röle bağlayıp ters mantıkta ötecek şekle getirecek. bir oto elektrikçi vs yapabilir.

Trafikteyken bekleme anında ani uyku atakları mı yaşıyor bu arkadaşınız .? Ben mi yanlış anladım ?

@erva

sira beklerken diyor, trafikte değil.

hani dizilir ya taksiler durakta, sirasi gelen hareket eder. orda sabit dururken, öndeki hareket edip etmediğini anlamak istiyormuş.

bir elektronikciye cüzi ücret ödeyip basit bir park sensöründen istediği alarmı yaptırır.

iki gündür vardı ama şu an yok
'buraya bakarlar' yazacaklar diye düşündüm o alana :D

Evet reklamla ilgili bir sorun var gibi.

bende de var

Bende de halen var

bende de devam ediyor.

"chrome"

aynı sorun benim içinde geçerli.

yaşıyorum ama daha farklı problemlerim olduğundan ona sıra gelemedi.
atel işe yaramıyorsa cerrahi olarak müdahale ediliyor.

Bende de var, silikon aparat kullanıyordum bir süredir. Bu aralar bıraktım ama, çünkü uzun saatler takınca acıtıyor. Bu aparatlar parmağın daha fazla yamulmaması için diye biliyorum. Kesin çözüm için cerrahi müdahale gerekli. İlerde düşünüyorum ameliyatı ben şahsen.

Valla bir doktor tek gerçek çözümün ameliyat olduğunu söylüyordu. Atel falan esas sorunu çözmüyor hatta kötülestiriyormuş. Evet muş.

ameliyattan sonra ilk günler inanılmaz sancılı. iki ayağını aynı anda bu sebeple ameliyat olan tanıdığımız, uzun süre yürüyemedi haliyle. 6 ayda tam eski verimle yürüyorsunuz dendi biraz abartıldı ama o 2 aya rahat yürüdü, 3 aydan itibaren de her şey eskiye döndü.
(iki ayakta birden varsa aynı anda da ameliyat olabiliyor, farklı zamanlarda da. bir anda olup tamamen kurtulmak bir düşünce ama ilk aylar zor oluyor)

üsküdar devlet hastanesinde bununla ilgili çok uzman bir doktor var ama adını hatırlamıyorum. teoman bey diye hayal meyal aklımda kalmış ama tekrar sordurtmalıyım, uyduruyor olabilirim.

eğer çok ağrı yoksa şu an, sadece görüntü için olmazdım.

atel ilerlemeyi onlemek icin takiliyor. rahat ayakkabi ve cok ayakta durmamak oneriliyor. basparmagina yonelik egzersizler var; onlar da yapilabilir.

iyi bir doktor icin tahir ogut'u oneririm.

m.trendyol.com
Linkteki masaj aletini düzenli Kullanınca ağrısını azaltıyor, belki zamanla şeklinde de ufak bir iyileşme olabilir fakat tamamen düzeleceğini sanmam. İnternete halluks valgus için masajlar var onları denesin. Plastik parmağa takılan aparat çok rahatsız boşuna almayın.

karadeniz yemeği severseniz "ataşehir muhlama karadeniz mutfağı"na bakabilirsiniz.

3lü adlı yemeği (pilav fasulye et tabii ki) güzel ve sütlacı harikadır.
pideleri de güzeldir. bir de yoğun kıvamlı yoğurdunun tadını çok severim.

tabi ben en çok kahvaltıya gitmeyi seviyorum oraya.

Fikirtepe'de oturmak için üstüne para vermeleri lazım bana kalırsa. Fikirtepe, Kadıköy'ün pek iyi bir semti değil. Kiralar daha ucuz, genelde öğrenciler tercih ediyordu. Eğer kadınsanız akşam karanlıkta, geç saatlerde tek başınıza, kız kıza rahat, güvenle yürümeniz zor. Benim gündüz vakti markete giderken söz ile taciz edilen çok arkadaşım oldu orada. Eskiden tamamen gecekondu mahallesi gibiydi, yeni yeni siteleşmeleye başladı. Orada site içersinde kirada oturmak yerine başka semtlere bakılabilir. Kuyubaşı, Göztepe'ye bakabilirsiniz.

Kadıköy kentplus nasıl bir yer. Pek bildiğim bölgeler değil.

fikirtepe iyi bir semt değil ama kadıköy'deki kentsel dönüşümden sonra "site" olayını burada yaptılar daha çok.

sitede oturma isteğinizin nedeni nedir?
imkânlarından dolayı illa site diyorsanız ataşehir'e bakın.
ya da akasya'ya falan bakabilirsiniz rezidans tarzı bir şey istiyorsanız.
ama onun dışında anadolu yakasında sitede oturmak şart değil.
özellikle kadıköy-maltepe civarında yaşayacaksanız hiç gerek yok.

Fikirtepe, İstanbul'un en boktan bölgelerinden biri. Kentplus ise varoşluğun ortasında yer alan bir rezidans. Evden-işe, işten-eve giderim, yüksek aidat da bana koymaz dersen Kentplus değerlendirilebilir ama sokağa çıktığında huzurlu hissetmek istiyorsan önermem.

Merdivenköy'de oturuyorum. Fikirtepenin yanı diyelim.
Çok kötü Fikirtepe. İstediği kadar yenilensin, dönüşüme girsin, siteler açılsın. Devamlı bir karamsar ortam, varotik bir hava var Fikirtepe'de.

Ama insanlarının hiç kötülüğünü görmedim. Tam Fikirtepe'de değilim diye belki.

Parada problem yoksa Acıbadem'e bakın. 5-10 gömlek üstün bir yerde oturmuş olun.

Fikirtepe iyi bir semt değil. Sitelerle dolu ancak sokakları kapkaranlık, garip bir bölge. İşyerin leventteyse de anadolu yakasında oturmanı önermem, istanbulun en problemli trafik hattını çekersiniz. Avrupa yakasında levent civarında oturmak çok daha mantıklı.

fikirtepe baya kotudur. cemenzar, sahrayicedit merdivenkoy taraflarina bakin

Anladığım kadarıyla Fikirtepe'de kentplus ve yeni binaları soruyorsunuz gayet merkezi ve yaşanabilecek bir yer anadolu yakasının en merkezi yerlerindwn biri ve geleceği çok parlak. Fikirtepe neredeyse baştan aşağıya değişti bir kaç yıla mandıra caddesi çok prestijli bir cadde olacak.

fikirtepe benim bildiğim bir çingene mahallesi. sonradan birtakım şeyler yapılmış ama o insanlar hala orada yaşıyorlar.

eksisozluk.com

Semantik Doygunluk ve Dönüşüm Etkisi denmiş şurada

evrimagaci.org

sozlukte de su baslikta

(bkz: semantik doygunluk)

bunu ilk olarak "küçük" kelimesinde keşfetmiştim. var böyle şeyler.

piliç kelimesinde keşfetmiştim ben de ilk kez. hehehehhe yalnız başkalarına da olduğunu bilmiyordum. bilimsel açıklaması bile varmış aydınlandım şimdi.

Dior Homme Intense.

Kadın? Erkek?

Erkek

Ben roschas man seviyorum kışın. çok şekerli bir koku diye sevmeyen de var ama seveni de çok. değişik...

hayir naked gun değil, airplane'dendi. Eğer şuysa kastettiğiniz.

www.youtube.com