Yılda 1 ya da 2 kere bozma hakkınız zaten vardi.
Vergi dairesine gidin, gayet de anlarlar, imkan varsa yardımcı olurlar.
Eskisi gibi değil vergi daireleri (oradaki kaos büyük korkularından biriydi de)

Ibb haritası D var aynı şekilde.
İstanbul ise

Normalde bu düşünce tarzı ile yetiştirilmemiz gerekiyor, bunu karantina döneminde yani ancak başımıza gelince kendimizi o dezavantajlı grupta hissedince anlıyoruz maalesef. Ben o tepsisiz sunulan taraftaydım işe girene kadar, ama şimdi altın olmasa da altın karışımı bir tepsim var :) Bu durumun toplumsal olarak hazmı yok bence, bireysel olarak pek mümkün, şükür ki bireysel olarak hazmettiğimi düşünüyorum. Altın tepsi hep olacak, zaten onların normal dünya ile hiç alakaları yok o nedenle tepsisi altın olanları sil at zaten. Bireysel olarak alışkanlıklarımızı değiştirdiğimizde ( ki bu çok zor ama inkansız değil) o zaman anlamış oluyoruz işte tepsisizleri.

Bence bişeyleri değiştirmek büyük ölçüde kişinin kendi elinde. Doğuda bir köyden çıkıp muthiş kariyer yapıp 5 farklı ülkede yaşayan bir tanıdığım var. Kilit nokta erken yaşlarda işi sıkı tutmak. Erken dönemde farkındalık. 25'e kadar çok verimli bir süreç yaşarsan hayat senin sonrasında.

kapitalizm bahsettiğiniz gelir uçurumunu yarattı.
ama tüm insanlık bazında fakirlik oranı son 200 senede %95'den %10'lara düştü (tam rakamları hatırlamıyorum). yani siz 300 senedeki avrupa krallarından daha yüksek kalitesinde yaşıyorsunuz. daha uzun yaşıyorsunuz. çok çooook daha iyi tıbbi imkanlara ulaşabiliyorsunuz. sadece krallar kadar kolay seks yapamıyorsunuz muhtemelen :)
kapitalizm abd kapitalizmi gibi vahşi değil ama avrupadaki gibi sosyal devlet şeklinde olmalı. hepten sosyalizmi getirirseniz zeki ve çalışkan insanlar motive olup üretmez ve insanlığın ortak yaşam kalitesi ilerlemez.

Hayat herkese eşit davranmıyor. Icerisinde bulunduğun durumu kabullenecek ve iyileştirmek icin elinden geleni yapacak, bu sirada da yasamini ıskalamadan devam ettireceksin.

Huzur ve sagligini koruyacak, gelecegini planlayacaksın.

Keşkelere takılmayacak, eğer boyle olsa şu olurdu gibi hiçbir faydası olmayacak düşüncelerden uzak duracaksın.

Isyerinde bir arkadaşım var. X liradan X tarihte X miktarda bitcoin alsam simdi bunlar bunlar olmustu hipotezleri uzerinden 6 saat aralıksız konuşabilir ama yıllardır hiçbir ise yaramadigi gibi bunları dusunme ve dusuncelerini dokme zamani bosa akip gidiyor. Bunun da farkında degil.


Her zaman bizden çok daha iyileri vardır. Erisilemeyecek hedeflerle ilgilenmemek lazım.

Hiçbir şey altın tepsisiyle gelmiyor. Kuşaktan kuşağa aktarılan mal mülk için millet ne çileler çekiyor. Festivalde hoplaya zıplaya olmuyor

Kendi standartlarini sende olmayana gore belirlersen altin tepsin de olsa hazim sorunu yasarsin.

yok. düşünecek bir şey de yok. yüzyıllardır böyle bu durum. hırslı biri olmadığım için kafaya takmıyorum.

hiç bir tutumum yok. overrated bir konu

Öncelikle 1,6 Milyar çinli ya da 1,2 milyar hintliden biri olmadığın için şükret :)
2 mirasın var: Birisi finansal diğeri genetik. Genetik olana malesef bişi yapamazsın. Adam atanamamış dexter gibidir. Hiçbir yöntem seni bu adamla yarıştıramaz.
TR'deki %1'lik gelir sahibi ailede doğmuştur. Sıksan taşı yetişemezsin.
Sorgulaman gereken şey sana bu rekabet hissini, kıskanma/haset hissini (ben de kıskanıyorum dibine kadar) yaratan şey nedir? Onu araştır. Seni mutlu edecek şeylerle mi meşgulsün yoksa seni mutlu gösterecek şeylerle mi?
Çok iyi sevişen ama herkesin seni kötü sevişen biri olduğunu düşünmelerini mi istersin yoksa çok kötü sevişen ama herkesin seni iyi sevişen biri olduğunu düşünmelerini mi istersin?

Hayat çok adaletsiz değil.

100 yıl evvelki bir kral veya padişaha göre çok daha sağlıklı, zengin yaşayabiliyoruz. Daha çok partnerimiz daha çok yemeğimiz daha rahat hayatlarımız var.

Herkes söylediklerinde işin bir ucunda haklı.
Ben de şunu ilave edeyim, hayat zaten bu. Adil ya da adaletsizlik iyilik kötülük gözetmez.
Bunu insanlar yapıyor. Erken farkındalıkla cesaret ve Bira şansla (gerçekten gördüğüm. Kadarıyla biraz şans yeterli) insan durumunu değiştirebiliyor ancak asıl değişim insanın iç dünyası ile İlgili olmadıkça sıkıntılardan ne yazık. Ki kurtulamıyor.
Bunu şükret evladım diyen Nihat hatiooglu söylemleri gibi algılamayın tabi.

yukarıda yazılanların çoğu durumu açıklamış. ulaşılmak istenen durum nedir? tabi ki çevresel faktörler önemli ancak işin çoğu insanın kendisinde bitiyor. maslow'un hiyerarşi piramidini açıp kendinizin nerde olduğuna bakın.

bu hazmedilecek bir şey değil.
başkalarının hayatına bakarak, başkalarıyla rekabet ederek yaşayarak kendimiz olamayız.
her zaman daha iyisi vardır.
çok zengin olursun, yanındaki senden daha mutludur.
çok mutlu olursun, yanındaki senden daha sağlıklıdır.
çok başarılısındır, anan baban görmüyordur.
her şeyin vardır, ama yanındaki senden daha güzeldir, daha beceriklidir, daha zekidir, daha başarılıdır vb.

hayatın altın tepsiyle gelmesi diye bir şey yok.
bu çok yanlış bir düşünce.
şu anda "yaa o kadar param olsun, onların derdini yaşayayım, benim şimdiki derdimin yanında o ne ki?" diyorsunuz belki bazıları için ama işin aslı öyle değil.
hayatta herkes sahip olduğu şeylerin bedelini öder.

para ölçüsü üzerinden konuşuyorsak, murat övüç de, ali koç da kişisel hayatlarında kendilerine göre bedeller ödüyorlar.
ya o noktaya gelene kadar kendilerine göre ödünler veriyor, fedakarlıklar yapıyor, zorluklardan geçiyor, ailevi sorunlar yaşıyorlar ya da sahip oldukları imkanların dayattığı sınırlarla yaşıyorlar, büyük sorumluluklar alıyorlar, beklentileri karşılamaya çalışıyorlar.
yani birileri yatarken üzerlerine bir yerden bir şeyler yağmıyor.
kimsenin hayatı kolay değil.

zaten bizim ülkemizdeki temel sorun da budur.
herkes her şeye sahip olmak ister, ama kimse bedel ödemek istemez.

kendi hayatınıza bakacaksınız, kendi yolunuzda gitmek istediğiniz yeri belirleyeceksiniz.
herkes her şey olamaz ama kendinizi tanıyıp kendi potansiyelinizi maksimize etmek için uğraşacaksınız.
hayat sizin hayatınız, başkaları düşünülerek yaşanmaz.

Hayatın adil olacağı veya olması gerektiği önkabulüyle hareket edince tabii ki bir hazımsızlık oluşuyor doğal olarak ancak hayat neden adil olmalı? Yani eğer adalet olacaksa bir kere dünyaya gelmek istiyor musun istemiyor musun diye sorulurdu önce, "bak kardeşim şartların şu olacak, var mısın yok musun" gibi bir seçme yapılsa bir nebze adaletsizlikten dem vurabilirdim ama fırlatılıp atıldık işte. Hiçbir mantığı yok bana göre.

hayatın maddi olarak bir adaletsizlik yarattığını sanmıyorum, herkes tam olarak kendisinin (ve önceki nesillerinin) tercihlerini yaşıyor denebilir. benim hayatla ilgili gördüğüm tek adaletsizlik sağlık ve ömürle ilgili olanlar. sağlık sorunları yaşayan yaşıtlarım mesela çok üzüyor beni.

Yarı. Hepsi burada da xiaomi için indirim olacak ona bakın bence

xiaomi huwaei

Bim iadede sorun yaşatmaz genelde. Alıp denerim dersen bak derim. 20binlik Xiaomi olabilir kalitesi belli zaten markanın.

baya ağır olacak almadan önce bir bak derim.

Selamlar,
Yazilim mühendisliği oldukça farklı olacaktır. Amaç nedir?
Mühendislik olunca teori çok olur. Pratik bir uygulama için programcılık yeter udemy bile iş görür ama mimari öğreneceğim algoritma öğreneceğim dersen (bahsettiğim algoritma basit algoritma mantığı değil) o zaman mühendislik gerekir.

yazilim ogrenmek icin bi universiteye gitmene yada para harcamana gerek yok. internette binlerce ucretsiz cok kaliteli egitimler/kurslar/bloglar mevcut. madem profesyonel olarak da dusunmuyorsun bu kurslar ile basla. coursera yada udemy'den istedigin programlama dili ile ilgili baslangic kurslarindan basla

@kısa konuya uzağım anlamak için soruyorum. şöyle diyebilir miyiz? inşaat ustası olmak için üni. okumaya gerek yok ama inşaat mühendisi olmak için gerek var. alaylı bir şekilde öğrenen google'da büyük bir projede yönetici kısmında çalışamaz değil mi? sonuçta direkt kod yazmaktan ziyade biraz daha bir inşaat gibi yapı tasarlıyor sonuçta. yanılıyor muyum?

"alaylı bir şekilde öğrenen google'da büyük bir projede yönetici kısmında çalışamaz değil mi? " bu soruna cevap vereyim. gayet de calisabilir ve calisiyorlar da. buyuk sirketler icin diploma onemli degil. mulakatlari gecebilen herkes ayni seviyede. gerisi sirket icinde yaptiklarinla alakali.

Blackmamba dediğin doğru gibi ama crucio daha doğru.
Yabancı firmalar özellikle okula değil o ana kadar yaptığın işlere, online platformlardaki puanına, katkina, iştirak ettiğin projelere vs bakıyorlar.
Ama okul alegorisi kısmı doğru gibi.

İnşaat mühendisi nasıl projeyi ciziyorsa yazılım Mühendisi de işi projelendirebilir.
Nasıl bir yapı kullanılacağı, hedefleri, ilerleme takvimini, çeşitli sistemler arasındaki entegrasyon için tanımlamalari, olceklendirilebilmeyi vs tanımlar, gerekirse kodu da yazar.
Ama kursla vs programcılık öğrendiniz diyelim (aslın da bu tabi de hoşuma gitmiyor ama detaya girmeyelim) bunun çeşitli dereceleri var. Kendi başınıza ufak proje yapabilirsiniz ya da sadece sıvacı gibi uzmanlasip tek bir konuda iş yapabilirsiniz.
Nasıl herkesin mühendis olmasına gerek yok diyorsak yazılım mühendisliği için de aynı bakabilirsiniz.

Her zaman olduğu gibi, benden daha çok söz söyleme hakkına sahip insanlar var! Yanlışlarımı düzeltebilirler.

yani aslında merak ettiğim o. mühendislik okumadan bir insan o organizasyon kısmını yapabilir mi? mesela şu çocuğun çalıştığı projede alaylı biri çalışabilir mi? boğaziçi bilg. mezunuymuş. ama diğer yandan bu bölüm sanırım türkiye'de var sanırım. yanılmıyorsam yurtdışında computer science diye bir bölüm var.

www.youtube.com/watch?v=f0r1bEfvF-M&t=

Linke tiklayamadim ama yurtdisinda bir çok yer alagli/mektepli yerine yaptığın işe bakıyor. Ya da yerine demeyeyim de, yaptığın işlerle değerlendirilme ihtimalin daha çok.
Bu tabi okul önemsiz demek değil. Okulsuzlugun eksikliğini dışarıdan kapatabilirsin demek olarak düşünülmeli.

Ve 35 inden sonra yazılımcı olacağım deyip alaylı olarak birden bire çok iyi yerlere gelebilmek pek olası değil.

Yurtdisinin avantajlarından birisi insanların hobilerine vakit ayırabilme serbestliğidir.
Bu da kodlamaya ilgi duyan bir çocuğun lego mindstorm ile büyüyüp İnternette kendi dile ile forumlarda takılıp çok şey öğrenip çok kişiye yardımcı olmasını, kendi grubunu oluşturmasını, bu gruplarda aktif rol alıp. Projelere dahil olmasını vb getiriyor.
Dolayısı ile bu çocuk 22 yas na geldiğinde, bir işe basvurdugunda şu programları ben yazdım, bu programların bu kısımlarında katkım var. Github da yer aldığım projeler bunlar, stackoverflow da şu kadar puanım vs diyebiliyor.
Bu da başvurulan iş içim yeterliliğiningosteriyor.
Ama burada durum şu şekilde bile tikanabilir, anlatayım.
İşe alımı ik yapar bir şeye sinir olur ve teknik müdür ile gorsuemeye gidemeden ilk adımda Eler.
Şirket politikasıdır sadece uni. Mezunu calistiracaktir, başvurun alınmaz bile.

Nemi artıracağı için bir süre sonra dayanılmaz olur iyice muhtemelen

Yedi tepe üniversitesi hastanesi

Acibadem-acibadem hastanesi, doktor Suna Yapali.

m.youtube.com

dolgu verniği diye bişi var, amacı ahşapda bulunan gözenekleri kapatmak, çok ince bir katman olarak uygulanır ve çok ince zımpara ile bastırmadan zımparalanır, bir kaç kez tekrar edilir. ahşap hissiyatını kaybetmezsin.

elindeki ahşabı önce çok ince zımpara ile bastırmadan zımparala sonrasında tozlarını fırça, kompressor vs ile iyice temizle sonra dolgu verniği sür, 1 saat bekleyip bastırmadan zımparala, 3 kez tekrar et. bu işlemi istersen önce tersinde dene nasıl bir hissiyatı olacağını gör hoşuna gitmezse yapmazsın.

editi gör: denemek için kısım kısım yapabilirsin bir tarafa tek kat yanına çift kat yanına 3 kat atıp aralarındaki hissiyat farkına bakabilirsin.

Bu tezgahlar icin ozel yağlar ve sıvılar var. Suya dayanıklılık kazandirip sertli sağlıyordu. Onlara bakmanı oneririm. Ahsap tezgah satan magazalarin sitelerinde bilgileri bulabilirsin

müşteri hizmletierini arayıp atar yapıp sorsana?

hem firmayı yazarsan daha çok insan fikir beyan edebilir gibi geldi bana.

Daha ince bir gün ötelenen uçuşumun tan iadesini almıştım.

Daha önce 2 saat erkene alınan uçuş için tam iade almıştım.

Thy.

sunexpress

Kat mülkiyeti kanununa göre aidat ödemekte aslında evsahibi yükümlüdür.

Kontratta yazan yöneticiyi bağlamaz.

Valla bizde de ödemeyen bir tip var 80 yaşında. Apartman karar defterinde aidat ödemeyenleri icraya vermek gibi bir madde olmadığı için harekete geçmedim ama ilk toplantıda halledeceğim. Bu konuda bilgisi olanlar yazıp bilgilendirirse

hahaha kocalara fena kitlemişler. ben de ev sahibi sorumlu biliyorum.

yalnızca ev sahibi sorumlu değil aslında. kmk md 22 "Kat malikinin, 20 nci madde uyarınca payına düşecek gider ve avans borcundan ve gecikme tazminatından, bağımsız bölümlerin birinde kira akdine, oturma (sükna) hakkına veya başka bir sebebe dayanarak devamlı bir şekilde faydalananlar da müştereken ve müteselsilen sorumludur." şeklinde. yani ev sahibinin evinden yararlananlar da bu borçları ödemekle yükümlü. bu maddeden yürüyerek evde yaşayanların sorumluluğuna gidebilirsiniz.

yine ihtar çekmeniz zorunlu olmamakla birlikte noterden ihtar çekebilirsiniz tabii ama bir işe yaramayacaksa gereksiz masraf yapmış olursunuz.

şimdi saat geç olduğu için çok detaylı yazamıyorum ancak başka bir sorunuz varsa mesaj atarsanız müsait olduğumda dönerim.

@x571: aslında icraya vermek için bir karar alınmasına gerek yok. ancak maliklerin tepkisinden çekiniyorsanız bir toplantı düzenleyip durumu izah edip karar aldırarak takip başlatabilirsiniz si

ihtarname yerine tebligat gönderseniz pttden ucuz olması açısından?

1 adwt msata portu var. Elinizdeki ssd msata ise sata bir ssd almanız lazım değilse msata alabilirsiniz
Montajı kolaydır ama. Mevcut durumu bilemiyorum

Evet ama neden?
Direkt sata tipinde bir ssd alsanız?

Elimdeki SSD yi çöpe atmak istemedim :/

Adaptör o iş için var . Ama ssd hızınız sata'nın hızını geçmez.

Geçmiş olsun.
Kuzenimin bir ufak fabrika /atölyesi var ve italyadan bir kaç makine almıştı.
Kurulumda sorun çıkardılar. Arızalar düzgün müdahale etmediler vs hep zarar.
Geliyorlar güya yapıyorlar bir hafta sonra tekrar bozuluyor vs. Herkes suçu başkasına atıyor.
Bir gün servis ücretini ödeyerek çağırdı (garantili makine ama aynı şeyi dediler, yasal yolla çöz istersen diye)
Bunları kuzen kapattı makinelerin olduğu odaya kilitledi kapıyı. Dedi size günde iki sefer yemek, bu iş düzgün bitmeden sopa yemeden çıkamazsınız. Ya makine çalışacak ya da hastane. Sonra polise gidip şikayet edersiniz.

Bir daha rutin dışında servis ihtiyacı olmadı :)

@kisa iste ne gerek var yani 2020 yılında boyle seylere, herkes isini layikiyla yapsa nolur sanki, yollasa keske makineyi, satışlara baslasak, hem ulkem kazansa hem ben kazansam ayrıca bu tarz bi is yapiyor olmanın da kisisel tatmini var tabiki benim açımdan.

2000 küsür euro için dava açmaya değmez cidden. bi şekilde adamdan makinayı alıp alternatif tedarikçi bulsanız ?

italyanlar da sağlam kazık değildir bu arada. çok da güvenmeyin.

@kvelduv herhangi bi milleti genellemekten çok hoşlanmıyorum o yüzden durumlar uzerinden gidersek su an hem italyanlar hem ben mağdurum yani adam makinanın fotosunu, videosunu yollasa, su aşamadayız, su sekilde calisacak, su tarihte yollicam vs dese ben de isime bakıcam ve calismis olucam. ama yapmıyor. tabiri caizse sikine takmiyor.

slalom hocam
ticari müşavirliğe yazın roma ticaret müşaviri adama ulaşsın
insan gibi neden teslim edemediğini söylesin
parayı iade etsin adam gibi yaptırırsınız baska yere

Bu arada son çare olarak ita konsolosluk ticari ateşe fln deneyebilirsiniz, ordan gelince tırsar biraz da, o kurumlar da uğraştırıcıdır. Bence tatlı dille sorunu öğrenmeye çalışın, şu devirde kimse ihracat fırsatını tepmez, altında ne sebep var bi bakın. Daha para isterse vermeyin. Bi dahaki işlerde de güvenilir ödeme yöntemleri tercih edin ilk kez iş yapıyorsanız. L/c vb

türkiye'de bağlı olduğu ihracatçı birliğine şikayet dilekçesi yazın, telefonla arayın

Linkedinde rezil etmek en güzeli.

herkese çok teşekkür ediyorum <3

verip vermeme konusunda bir şey diyemem ama pişmanlığını geçirmek için annanenle konuşsan onun sana saati gönüllü verdiğini duysan falan rahatlarsın belki.

Sayını unutmamistir ki
Hatırlatmış Olmazsın
Ayrıca bencillik değil yaptığın. Hoşuna bile gitmi. Olabilir.
Gecmis olsun.

iki kere okudum anca anladım yazdığınızı.

yani şimdi hatırlatmaktan ziyade covid olmuş bir insana bunu yaparsanız insan öleceğini falan düşünür. durumu iyiyse şimdi değil ama iyileştikten sonra verin. sonuçta onun oğlu sizin dayınız. iyi bile olur.

Hocam çok uzakta yaşıyorum zaten. Istesem de hemen veremem. Iyileşince giderim anca. Yasak vs var ya zaten. Sormak istediğim şeylerden biri şu; saati alınca dayımı hatırlayıp çok üzülür mü?

Diğeri: büyük bir bencillik mi yapmışım zamanında saati isteyerek.

Edit: bu arada durumunun iyi olduğunu tahmin ediyorum dedim ama şöyle; anneme sordum durumunu tabii ama bizde uzakta olan birine hastalık veya vefat hemen söylenmez bilirsiniz. Survivor yarışmasında bile bir yarışmacının köpeği mi ne ölmüş onu bile söylemişler.

"bugün annemi aradım, o laf arasında söyledi."

anneannen saati mi istemis? annenin laf arasinda soyledigi ne?

ozellikle istemediyse saati vermene gerek yok. saati atsan veya alakasiz birine versen/satsan sorun olurdu ama saat hala ailede, o cocuguysa sen de torunusun. saatin sende olmasindan zaten rahatsiz degil. vermene gerek yok. verince de ekstra bir mutluluk veya mutsuzluk yasamayacaktir.

Laf arasında söylediği şey ananemin hasta olması.

Respect+1

Tam aynı değil ancak Luther i tavsiye ederim

Beğendim.

Beğendim. Aynı tür değil ama Bodyguard gibi çok uzun olmayan ve gerçekten güzel Taboo var.

Luther
Line of duty
Broadchurch
Happy valley

İngiliz polisiyelerin hastasıyım

begenmistim.

Broadchurch +1

orta seviye denebilir bodyguard'a ama crime ingilizlerin işi bence de:
sherlock
luther
line of duty
the fall
gangs of london

ayrıca kuzeyden bir başyapıt: bron / broen

Beri gel ikcı, aradığın şey tam olarak şu:

The Night Manager

Neler var içinde; tom hiddleston, hugh laurie, suç, aşk, aksiyon, dram, entrika, yalan, isviçre alpleri, egzotik kıyılar, lüks, Suç demiş miydim?

Ramen gibi olur sanırım :)
Haşlama zamanlarını denk getirseniz neden olmasın.

yutubda one pot pasta recipes diye aratırsan bulabilirsin örnek youtu.be

fakat malzemelerin pişme süresi birbirine yakın olanlardan olmalı

brokoli için 3 dk haşlanma yeter, makarna 13-15 dakika, havuç bundan da uzun sürer

yani ya brokoli dağılır ve makarna hamur olur ya da havuç diri kalır

Ben yapiyorum :) Eger sebzeleri de pelte gibi yumusacik seviyosan super oluyo! Tatlari karisiyo ve baska sosa ihtiyac yok :) Ama sebzeleri sert seviyosan makarnanin en son altini kapatcagin zaman ustune ativer sebzeleri. Onlar buharda pisiyo. Ama bence ilki daha guzel :)

Altta makarna kaynarken üstte sebzeyi buharda pişirmek de mümkün. Buharda pişirme zımbırtıları yoksa metal süzgeçle bile olur ama derince bir tencere lazım tabii. images.app.goo.gl

Süzgeçim olmadığı için o şekilde yapamıyorum ama hepsini içine atıp deneyeceğim artık :)

30 lira ateşle işte bi iskender yesin.

20 lira yeter

20 yeter

20

burada yasak masak yok, günde 5 defa polis geliyor, çocukları, çocukların ailelerini, teyzeleri, gençleri, aklına gelen yüzlerce insanı kovalıyor.

gidin virüs var, hastalanırsınız, bize cezai işlem uygulamak zorunda bırakmayın, kendinizi düşünün, sağlığınızı düşünün, ailelerinizi düşünün diye günde en az 5 sefer geliyor, tek tek göndermeye çalışıyor.

burası da 20 konutluk bir site , yani öyle dehşet büyük bi yer de değil.

polis arabası sitenin alt caddesindekileri kovalıyor, adamlar lütfenden kalkıp gidermiş gibi yapıyor, polis sitenin üst caddesine geçtiğinde oradan kalkıp aşağı iniyolar.

sabahın 9undan gecenin 3 üne kadar, akşam iftardan sonra bir de çay muhabbetine başlıyolar.

bu dediğim insanların arasında akp seçmeni olmayan tek kişi bile olduğunu sanmıyorum, malum kesim çünkü.

bence yasağı kaldırsınlar. benim için yasağın kalkması demek evden çıkmak, fink atmak, milletin kalabalığın ortasına dalmak, denize havuza gitmek, yazlığa gitmek değil, yine haftada 1 gün markete gideceğim. yine çok sıkılırsam maskemi takıp kimseye yanaşmadan bi tur atıp geleceğim.

benim gibi düşünen çok insan vardır burada.

Yasak kalkınca kendinizi. Kollayaniliyorsaniz 1hem şişko hem deli gibi, kalkması avantaj.
1 ayda (tabi sallıyorum) hayvan gibi yayılır virüs. 2 3 ayda da ölen ölür kalan sağlar bizimdir olur. Sonra hastalanirsaniz da (yine bence) daha tecrübeli ekip tarafından daha sakin zamanda tedaviye alinirsiniz

Kalksın ya da kalkmasın demiyorum. Tedbiri bırakmadan gevsetilmesi taraftarıyım ama tedbiri denetleyecek mekanizma olmadığı için böyle bir şeyin mümkün olduğuna inanmıyorum.

Yasağın bilinçli insana faydası yok anlayın. Zaten dikkwt ediyor. Sosyo ekonomik seviyesi düşük muhitlerde kimsenin dikkat ettiği yok. Misafirlikler, iftarlar gırla gidiyor. Bu saatten sonra sokağa çıkma yasagini savunan kendine işkence eder.

Yasak gelmemesi demek, toplum baskısıyla herkesin dışarı sürüklenmesi demek. Bayramda yasak olmazsa aileler ağlaya zırlaya herkesi iftara, bayram muhabbetine çağıracak. 3 kişi hayır diyebilse 5 kişi mecburen gidecek. Gitmek istemeyenler de mecburen sürüklenecek. Yasak olursa en azından herkes mecburen evde oturuyor, sokağa çıksa bile ilçe değiştiremiyor, vs vs. O yüzden kesinlikle yasağı savunuyorum ben de yoksa temmuzda bunun önünü almamızın imkanı yok. Sırf git dedenin elini öp muhabbetlerinden ciddi kıyım olur.

"İki aydır dışarı adımını atmamış Ayşe teyze bayram ziyaretine gelmiş yeğenine kapıyı açmayacak mı? Yeğen sonra "ya biz bayramda gittik bir şeyi yoktu, apar topar gitti, yaşlıydı, şekeri de vardı, hem Ahmet amca yanına çağırdıysa demek" diye anlatacak başka birini öptükten sonra." +100

Tam olarak böyle olacak yasak olmazsa. Sokağa çıkma yasağı en azından mobiliteyi kısıtlıyor, arabaya doluşup kapı kapı bayram ziyareti falan yapamaz insanlar.

Konunun o parti bu parti ile ilgisi yok, cehalet ile ilgisi var. Eğitimsiz, cahil kitlede Akp desteği çok daha fazla, bu gözlemlerin nedeni o olsa gerek.
Mesela isveç'te hiç yasak yok, ama toplum bilinçli, eğitim seviyesi bize göre çok yüksek, insani gelişmişlik indeksi almış yürümüş. Bu yüzden az vaka var. Bu yüzden orası İsveç, burası da Türkiye.

camsil

Kova kova camsil kullandıklarını pek sanmıyorum, başka bir şey olmadığına emin misiniz.

Aslında olayın en büyük numarası kaliteli çekçek kullanmak.

Çekcek için tavsiye var mı peki?

Bir bocalama dönemi oluyor. So taşında ise davranışlarin belirler. Kontrolü ele almaya çalışabilirsin. Bunun için hobiyle ilgilenmek ye i bir şey öğrenmek mevcut bilgileri geliştirmek gibi şeyler olabilir. Yapmak kolay değildir. Ben pek başaramadım mesela.

Salgın döneminde işten çıkarmalar yasaktı diye biliyodum. Neden çıkarıldınız bununla ilgili şikayette bulunabilirsiniz. Tazminat hakkınızı ve işsizlik maaşı alabiliyorsanız başvuruda bulunun. Kenarda durup olanı biteni seyretmekle insanın eline bi şey geçmiyo kolları sıvayıp harekete geçmek lazım.

Kişisel gelişim ile kriz sonrası daha iyi bir iş bulma icin hazırlık. Film, dizi, kitap, spor.

İşten çıkarılma sonrası bunalıma girmenin esas sebebi çevrendeki insanlar.
Bizim çocuk gül gibi işinden oldu diye yaygara yapan annen,
Nasihat etmek için tetikte bekleyen baban,
İşten çıkarıldığın için senin başarısız algılayan arkadaşların,
Artık çalışmadığın için senden soğuyan (aslında hiç sevmeyen ama bunu bahane eden) sığ sevgilin.
Aylarca kuyunu kazıp sonunda seni işten attırmayı başaran ve arkandan kıs kıs gülen eski iş arkadaşların.
Seni çıkarıp yerine manitasını almak için aslında baştan beri sana tuzak kuran eski patronun.


İşten çıkarılma sonrası bunalımın etrafındaki insanlarla ilgilidir. İş dediğin şey tek başına bir kontrat ve maaş kartından ibarettir. Kontratın sürebilir de bitebilir de. Hayatı çekilmez kılan şey insanlardır.

Seni dandik bir bordrodan ibaret gören herkesi hayatından çıkar. Bu kişiler sana akıl vermeye kalkan öz annen ya da öz babansa bile bunların ağzının payını ver. Hiçbirisi senden daha akıllı, üstün ya da başarılı değil.
Mobbing denen şey, bu insanlar yüzünden var.

Goztepe medipoint cengiz bey. (soyadını hatırlayamadım ama ararsanız zaten randevu alırsınız)

Cagatay ulucay, istanbul

Medicana - romatolog Seval hnm.
soyadini hatirlamiyorum ama bulursunuz bence.

Migrosta falan 30 40 TL ye oluyor ve iş görür.

Karfurda migrosta zaman zaman Sinbo indirimi olur. 10-20 lira arası elektronik baskül alabilirsin.

Linkteki tefale sahibim. Sık kullanınca pili hızlı bitiyor onun dışında bir sıkıntısı yok. Alınır yani.

Mevzuat bilmiyorum ama gördüklerim hep kanalizasyona baglilardi.

Evet mevzuat var. Sokağa akmalı. Kanalizasyona bağlamak yasak normalde.

Not: inşaatçı

aslında mevzuvat var. yağmur hattı var yağmura bağlanmalı. İstanbul'içi konuşuyorum, bazı yerlerde 2 ana boru var. biri kanalizasyon. biri yağmur. yağmur hatta varsa bağlamak zorunlu. yoksa da apartmanın vs deposuna bağlasan çok güzel tasarrıf etmiş olursun

Balkon giderleri kanala, çatı oluğu sokağa.

Bir tarihten sonra inşa edilmiş binalar hep bu şekilde.

Yağmur sularını sokağa akıtmaz, kanalizasyona bağlarsanız iskan için incelemeye gelindiğinde iski onay vermez ruhsat almanıza.

Hatta kottan dolayı binanın arka tarafından sokağa yağmur suyunu ulaştıramıyorsanız;

bir kuyu açıp suyu burada biriktirmeli ve motor ile sokağa/yağmur suyu toplama hattına basmalısınız.

Ben diyetisyenle yaptım dr can ciftçi, kitabı var okuyabilirsiniz. İstanbulda muayanesi 650 tl ücreti vardı randevu + kontrol. Kilo verme amaçlı yaptım insülin direncim olduğu için diğer diyetler başarısız oluyordu kısmen başarılı oldu diyebilirim 20 kg verdim. İnsülin direncim kayboldu süreçte. Diğer sağlık sorunlarıma da ufak tefek destek oldu diyebilirim ama mucize beklemeyin. Uzun süreli yapması zor, ilk başta motiveyken oluyor da 3 ay sonrası haftada bir bozarak falan devam edebilirsiniz.

Bana da ünlü/medyatik bir doktor önermişti kronik hastalığım nedeniyle. Ayrıca sıfır gluten diyetiyle birleştirmişti. Doktor önerisi olmadan ve kendi kafanıza göre yapmamanızı tavsiye ederim. Beni yaşayacağım farklılıklar konusunda bilgilendirmişti. Uzun vadede ketojonik diyetin böbrek sağlığına dost olmadığını kanıtlayan çalışmalar da var. Doktorsuz girişmeyin bence.

Yapılabilirliği yok benim için. Karbonhidrat (elbette iyi kaynaktan gelenler) bence kötü ve sağlıksız değil. Beyin şeker istiyor. En iyi ve sağlıklı yolla şekere dönüşen şey iyi karbonhidrat. Aşığıyım, kölesiyim, bağımlısıyım. Ben birkaç gün bile sürdüremedim. Sürdürülemez beslenme şeklinin ne kadar sağlıklı olursa olsun bir manası yok benim için.

Facebook da ketojenik diyet dayanışması adlı grup var. Oraya üye olup ilk bilgileri oradan okuyabilirsiniz.
Hemen her şeyi detaylı şekilde aciklamislar.
Kendi adıma, ben yapamam :) ama yapan bir kaç kişiyi tanıyorum onlar için mucize oldu diyebilirim.

Ben şu an görev almayan bir hekimim, lakin ne yazık ki hiç bilgim yok bu diyet hakkında.hastalığımın net bir tedavisi olmaması beni alternatif yollara sevkediyor.ben de ne yazık ki şeker , hamur işi aşığıyım ama bu ağrılarla yaşamak istemiyorum, katlanmaksa birkaç ay bile olsa katlanırım, yeter ki işe yarasın.böbrek etkisini bilmiyordum teşekkürler, diyetin içeriğini bilmiyorum hiç.

Ankilozan Spondilit hastalığındaki asıl olay gluten ve süt ürünlerine karşı vücutun hassasiyet gösterip inflamasyonu artırması. Yediğiniz şeylerden bunları ve şekeri çıkarırsanız zaten çok daha sağlıklı beslenmiş olursunuz ve muhtemelen çok rahat kilo vermeye başlarsınız.

O yüzden bence ketojenik diyet diye zorlamayın kendinizi çünkü ketojenik diyet gerçekten zor bir şey. Tabi bu gerçek keto diyetinden bahsediyorsak geçerli. Gerçek ketojenik diyette yediklerinizin %70'i yağdan %30'u proteinden oluşur. Ketojenik diyette dengeyi iyi sağlayamazsanız ya da takviye almazsanız folik asit gibi vitaminlerin eksikliğini yaşayabilirsiniz.

Synthetic a prion teşekkür ediyorum, yapma isteğimin sebebi şu biraz, florayı değiştirmek.klebsiella bakterisinin bu hastalığa neden olduğuna dair teoriler var, onun bağırsaktan temizlenip yenilenmesi adına yapmayı düşünüyorum , uzun vadede yapamayacak olsam bile deneyeceğim en azından.

Ketojenik diyet yapmadım ama low-carb dedikleri çok az karbonhidrat almalı yaptım, epey faydasını gördüm.

günlük karbonhidrat alımını 70-90gr arasında tutuyordum ve mümkün olduğunca da erken saatte olmasına dikkat ediyordum. şekerli herhangi bir şey tüketmeyi de kestim.

bir de aynı sırada aralıklı oruç (intermittent fasting) çerçevesinde 8 saat beslenip, kalan 16 saatte hiç bir şeycikler yemiyordum.

bu ikisini bir arada yapınca hem kolayca kilo verdim, hem aç kalmadım, hem de bedenim daha dinç ve enerjik oldu. inisülin direnci diye bir şey kalmadı. epey rahat ettim, öneririm.

Yok la normal ses işte.

bu senin ses kaydın sanırım. ben bir anormallik göremedim ama konu sesin değil onu nasıl kullandığın gibi.

do re mi fa sol la si falan şeklinde bir kayıt yapıp gönderir misin? sesin inceyse kadın sesine yakın bir sonuç almalıyız. ama bana sesin tenor ile bariton arasında gibi geldi. o yüzden daha detaylı kayda ihtiyaç var.

youtube da aratırsan konuyla ilgili örnek videolar var.

edit: bence tenör değilsin. bariton gibi duruyor. normal yani.

Ses tonun degil de konusma seklin belki. O da illa bir sey bulmaya calisirsak. Ozellikle yilanlar diyisin.

Ama tiksinme falan yok niye olsun hem, normal erkek sesi iste.

telefon ya da kayıt kısmını bilmiyorum fakat başkaları sesimizi nasıl duyuyor diye öğrenmek için şöyle bir yöntem var, buna göre ses yüksekliğini tonlama çalışabilirsin istersen

youtu.be

sesin normal de konuşma tarzın biraz şey. mesela ''yılanlar'' derken o r harfini o kadar bastırınca fatih ürek'imsi bir hava oluşuyor açık söylemek gerekirse. bu tarz konuşan onur özdemir var, adamın sesi normal ama böyle konuştuğu için garip bulanlar oluyor falan. çok kafaya takılacak bir şey değil yani iki cümle söylesen kimsenin dikkatini çekmez normal hayatta.

sesin baya normal. hic çekinme.

Gayet normal, hatta oyun videoları , komik videolar çekebilirsin :)

ses fena değil de konuşma tarzın biraz kırık gibi :)

Hocam ses fena degil ama R gibi sert sesleri iyi telaffuz edemiyorsun bence. Diksiyon duzgun olduktan sonra eger ses sanatlarinda bir iddianiz yoksa sorun olacagini dusunmuyorum

Ben de komple +1 diyeyim.
Ses normal ancak tonlama sorunlu gibi

Ses tonu normal, son dönemde R harfini Amerikalıların Türkçe konuşurken telaffuz etmesi gibi seslendirmek modası var. Ünlülerden Kaan Sekban mesela böyle konuşuyor. Kızların tamamı da böyle. Sadece doğru bas hocam harfleri başka sıkıntı yok.

O zaman bitmeye çalışma milleti batırmaya çalış, eşin biter belki ahahaah
:) elinde hep alakasizlari topla. (şimdi aklıma geldi)

çok dert etme bence şans işi. ben geçen sefer 2 kere okey attım, 1 kere normal bittim. diğerleri bi şey yapamadı benim yüzümden :d olur yani

Üzen şey kaybetmekten de öte, her akşam, hadi kızım bu akşam şans sana dönecek diye ele başlıyorum. Her alakasız gelen elden sonra, bir sonraki el güzel olacak diyorum. Ama yok.

Gece boyu son ele kadar direniyorum demoralize olmamaya çalışaraak. Ama yok. Tabiki de evren benle dalga geçiyormuş gibi geliyor. Bu kadar olamaz diyorum. Sonra ertesi gün oynayalım mı dediklerinde, yine içimden diyorum ki tamam bu akşam şansım döner, en azından dün kadar kötü olamaz biraz daha normal olur, ama yine yok. Aslında üzen şey bu galiba. Taşların bana her seferinde acımasız davranması. Bir bakıma evrenin..

çıkma olazsa da şunun gibi ürünleri bilen varsa bilgi alsak ta iyi olur.

www.trendyol.com

Istanbul Anadolu yakası için güvendiğim bir ustanın telefonunu verebilirim. Elinde. Çıkma. Klima vs oluyor.

@kisa maalesef, bursadayım.

uygun klima olayını bilmiyorum ama linkini attığınız alet 17x17x17 cm boyutunda el kadar bir şey. Yarım litre su alıyor. Bilgisayar başındayken soğuk hava gelsin diye yapılmış bir alet. Hiç bir işe yaramaz yani.

Bunun yanında klima fiyatlarına baktım şimdi 2 senede %100 zamlanmış neredeyse. Siz Bursa'da bir kaç esnaf gezin. Letgoya ve sahibinden'e bakın.

Pencereleri acinca havalanmiyor mu :( ya da cocugu ince giydirseniz ve pencereleri acsaniz olmuyor mu?

Öğlen saatlerce esmiyor, çocuk zaten zıbınla duruyor. :(

istanbul'da olsanız ben de kisa gibi birini tavsiye edebilirdim ama bursa'daysanız iyi bir klima ustası bulun.
ellerinde muhakkak oluyor çıkma klimalar.

valla ülkede o kadar paraya ihtiyacı olan insan var ki çoğu insan yapar. bana versen para güzelse ben de yaparım.

armut.comda bakınabilirsin belki. ama en iyisi çevrende tanıdığın birine para teklif etmek.

Yetkili servisten hizmet alıyorsanız genellikle gelip alma ve bırakma hizmeti sunuyor olabilirler.
İstanbuldaysanız Alfred Concierge hizmetlerine bakabilirsiniz tam olarak ihtiyacınıza yanıt veriyor olabilir.

Bir ogrenci falan bulun verin anahtari yaptirirsiniz bence oyle bi meslek dali aramaya gerek yok. Guvenilir olmasi lazim sadece, o yuzden sosyal cevrenizden biri olsa daha iyi olur. 60 liraya yaptirip 100 e yaptirdim diyebilir yoksa.

Armut.com da sofor ilanlari var boyle cok. O kisilerden birine verebilirsin bence. Bi kac saatlik is vs yazip

Apartman görevlisi yapabilir ur çoğunu

Bu arada bir tavsiye, mutlaka bir kağıt imzalatın şu saatte arabayı şu iş için teslim aldım diye.
Olmayacak şey değil çok başınız agriyabilir birine çarpıp kaçsa ilk sizi alırlar içeri.

hayat rehberi diye bir firma var etilerde, genelde zengilere iş yapıyorlar. yurtdışı vize işleri, everindeki yerli yabancı yardımcıları, bu tür araba bakımı, evcil hayvan bakımı vs. her türlü işlerde ücreti karşılığı yardımcı oluyorlar. kurumsal da bir yer. güvenilirdir.

Bu internetten arayabilecegin birsey degil.

Bizim arabalardan sorumlu devlet bakani lastik rot balans yapan bir arkadas.araclarin yaz kis lastik islerini yapardi evvelden beri, zamanla bakim,onarim,muayene,eskidiginde satma vb butun isleri o yapar oldu.ben agir zamanli yurtdisinda oldugum icin bu kismi onunla hallettik.

Tanidiklariniza bir danisin derim.

sanayideki güvenilir bir ustanın çırağı veya kendi çocuğu.

gezenadam diye arat google’da.

Facebook da bir grup vardı bu işleri yapanlardan oluşan

lokasyon?

amacı açın halinden anlamak falan değil sevap kazanıp farz olan bir şeyi yerine getirmektir. hangi aç her gün akşam ziyafet çekeceğini bilerek aç kalıyor?

Oruç tutmanın amacı açın halinden anlamak olsa fakirlere farz olmazdı. Zekatın yalnız zenginlere farz olduğu gibi belli bir zümreye farz edilmediğine göre bunun açlıkla alakası yok. Kesin şu yüzden farz kılınmıştır gibi bir şey de yok benim bildiğim. Ama nefse hakim olarak irade güçlendirme eğitimi gibi geliyor bana ve ramazan ayı da kendini ibadete vererek maneviyatını güçlendirmek için bir fırsat gibi.

Bu arada dini bütün değilim ama idare et :)

orucun amacının açları fakirlerin halinden anlamak olduğu nerde yazıyor. ramazan programlarında mı yoksa kuranda mı yazıyor

Orucun ya da diğer farz olan dini görevlerin mantığı aranmaz. Bunu aşağılamak için yazmıyorum.

Orucun sebebini açın halinden anlamak derseniz, fakirler tutmaz.
Namaz için bak aslında spor oluyor derseniz fit olan kılmaz vs.
İnanıyorsanız bunlar emirdir. Aç da olsan tok da olsan emir.
Tutmama engelmdurumlar zaten yazıyor. Ya da inanıyorum tutmuyorum sonucu beni ilgilendirir dersin o da tamam. Ama fakire farz değil demek öyle kolay bir iş değil.

Mantık için oruç tutmuyoruz emir olunduğu için ibadet olduğu için oruç tutuyoruz.

"bu dunyadan bize hayir yok bari farzlari yerine getirelim de obur tarafi garanti altina alalim" kafasi.

Oruç tutmanın amacı ibadet. ibadetin amacı Allah'ın rızasını kazanmaktır.
Açın halinden anlamak diye bir amaç yok. Yanlış varsayımla yanlış sonuca ulaşırsın.

Oruç tutmanın tek amacı inancın emrini yerine getirmek, yani müslümanlar için Allah'ın onlardan istediği şeyi yapabilmek. Allah rızası için aç kalmayı bile göze alabilmektir.

Hocam bende de var bir suru. Malesef durum boyle, arada sıkıyorum ama zamanla tekrar oluyo.
Bu metal olan parcalarda yok ama normal mobilyalarda vs var ozellikle sandalye masa gibi.

Bu tip demonte ürünlerin çoğu ekstra güçlendirici elemanlara ihtiyaç duyuyor. ayrıca tutkal olur, ekstra köşebent olur...

Ahşap tutkal ile beton gibi olur :)
Arkada kontrplak varsa onu da düzgünce çakmış olmanız lazım. Tutjaldan sonra bir daha sokulmez bu arada

duran şeyleri güzel yapıyolar da (konsol, tv ünitesi, dolap...), koltuk, yatak gibi şeyler beş para etmez

en hafif çekmede itmede hafifçe öne doğru düşer gibi olmasından bahsetmiyorsunuz di mi? çünkü sorduğunuz şey buysa gayet doğal ölçü ve ağırlığıyla ilgili bir durum ama mesela yan panellerden sağa veya sola doğru hafifçe ittiğinizde yaylanması ise bahsettiğiniz durum evet tutkal yardımcı olur. arkasına çivilenen 3 mm'lik bi mdf plaka da olması lazım onu da minimum bombe ile bol bol çivilerseniz o da çok iyi bir direnç sağlıyor. duvara monte ile uğraşmayın çocuk falan yoksa süpürgeliği kesmeden çok uğraştırır.

masa hangisi bu arada? çünkü sallanması fıtratında olan hemnes de var sallanmaması gereken de. şifonyerin de pek sallanmaması lazım aslında ama bu ürünler sunta o yüzden her sök takta ömürleri kısalır o delikler yalama olur mukavemeti azalır panellerin bağlantı noktalarının.

@logisticsmanager: ben de arada sıkıyordum, sonra sıka sıka poang koltuğum kırıldı... o yüzden sıkmaya da çekiniyorum gevşemişse sıkıyorum anca, sallanınca ellemiyorum.

@Unde bach canim mdf olsa korkmayacağım da masif ahşap olunca ona da korkuyorum. çatlamaya çok yatkın gibiler çünkü :/ sanırım en sağlıklısı tutkal olacak...

@kisa: bir daha sökmeyi düşünmüyorum, ev içindeki yerini belirledikten sonra duvara da sabitlemeyi düşünüyorum kullanma kitapçığında belirttikleri gibi. nihai konumlarına son bir defa yerleştireceğim, fakat vidalama yerlerinden değil de birleşme yerlerinden yapıştırsam zorlasam da ayrılmaz mı ki?

@proletarier aller lander vereinigt euch şifonyer net bir şekilde yaylanıyor, sanki yıkılır gibi oluyor sonra geri toparlıyor,arka mdf plakası sağlam olmayabilir, sökerken gevşek gelmişti, hoş 3-4 yerden vidalanıyordu sadece, sanırım bol bol ufak çivi ile çivilemek gerekli belirttiklerinin aksine.
masa da hemnes, sallanmasını şöyle tarif edeyim masaya dayanmış ayağı çok hafif bir şekilde sallasam bile monitör sallanmaya başlıyor hemen, halbuki masada bol bol eşya da var, ağırlık var üstünde. ayaklarını kontrol ettim, zemini kontrol ettim düzgün basıyor da masa :/ ilk defa söktüm, yıllarca sinir oldum bu durumlarına o yüzden kurarken düzgün kurup bu işi bitirmek istiyorum. duvara monteyi de deprem güvenliği ve biraz daha sağlam durur diye istiyordum.

@biber: koltuklarında ne sıkıntıları var ki? bana güzel göründüler, türk tipi yaylı koltuklardansa minderli koltuk tercih etmeleri hoşuma gidiyor, almayı da düşünüyordum kanepe ikeadan.

Ben normal kullanımda hiç yaşamadım.

Aşırı yüklediğim bazı dolaplarda zamanla yanlara açma başladı. Yapı marketlerde satılan küçük L tutuculardan vidaladım.

Siz de alıp yapabilirsiniz. Çok sağlam olur.

kendileri kurdugu zaman sorun olmuyor ama biz kurunca dedigin durum oluyor. ahsap tutkali is gorecektir mutlaka ama sokerken sikinti olur sanki o da.

Ayrılmaz :)
Tutkal gerçekten iyi bir yapıştırıcı ve sunta da birazını emdiği için içine işliyor

Acikcasi sallanmamasi lazim.
Malm, brimnes ve hemnes sifonyerlerim, ayakkabi dolabim var,yatagim malm’in bazali modeli hatta 5-6 yildir. hepsi demonte/tekrar monte oldular tasininca.
Hicbir sey hicbir sekilde sallanmiyor.
Hepsini kendim arkadaslarimla kurdum.
Sifonyerlerin arkasindaki mdf icin bi suru ufak civi cikiyor, onlari belki umursamayip eksik cakmissinizdir.

Bizdeki ikea ürünleri cok zorlamadikca sallanmiyor ayaklarinda ayarları oluyir bazilarinin onu atlamış olabilirmisin? Yada ayari yoksa bile kurulumda bir noktada once ayaklari guzelce bas ondan sonra bu vidalari sık falan diyor belki o kisim atlanmistir ha hepsini yaptım hala sallanıyor diyorsan duvara sabitlemek kesin çözüm depremde de devrilmez

ikea malindan masif mobilya performansi beklemek hata olur.

bu kadar kişi memnunken benim bu sorunları yaşamamın kötü kurulum yapmaktan başka açıklaması yok sanırım.

bir daha kurarken daha dikkatli kuracağım ve arkasındaki mdf suntaya bol bol çivi çakacağım. kitaplığın ayak yükseklik ayarı olsa bile sallanıyor, demek ki bir şeyleri yanlış yapıyorum...

O ayakları demirci de yaptırabilirsiniz.. 100 TL den de fazla vermeyin.
O masanın üzeri gibi bauhouseda satılıyor. 300 TL olabilir emin değilim. Onu alıp üzerini elle zimparalarsaniz sonra da bulaşık süngeri ile vernik surerseniz olur.
Daha ucuza da çıkar. Ağaç yerine mdf yapabilirsiniz.
Ama bunun ugrasi gittisi geldisi vs bunlar da maliyet.
İkea da hazır bacak ve masa tablası da var.

sırf size cevap yazmak için girdim. bu masa tam keriz avıymış. mdf ebatlama diye aratın bulunduğunuz yerde. 2 katlı mdf den yaparsınız yarı fiyata çıkar üzerine bir sürü de mdf artar ondan da raf falan yaparsınız. şu masanın maliyeti seri üretimde en fazla 200 tl dir.
masif malzeme=lüks başka da bir numarası yok. masiften kaçının maliyet ön planda ise.

(bkz: ikea)

Çift tıklayınca winrar mi açılıyor?

evet winrar açılıyor.

Normalde winrar kullanıyordum. Dün winzip indirdim, ücretli olduğunu görünce geri kaldırdım. Dosyalarım sırasıyla önce bu hale www.logolynx.com
sonra da bu hale geldi: prnt.sc

Winrar baştan yüklerseniz duzebilir.
Elimin altında su an bilgisayar yok ama. Sağ tıklayıp özelliklerden simge değiştirebilirsiniz

Tertemiz. Kuflenmediyse kullanılır.

ev yapımı hakiki salça çabuk küfleniyor; ben küf kısmını atıp kullanıyorum valla, şu ana kadar başıma bişey gelmedi. bunda da o kısımlar haricinde kullanırdım ben olsam.

küflü yerleri temizle ve salçayı kullan :) hiçbir şey olmaz.

küflenmiş salça da kullanılır ya. küflü kısmı yemeyin kalandan devam.

Ustunu duzeltip, ustune zeytinyağı katın. Bu şekilde o şeyler olusmuyor.

sağlıklı değil ama yenir

Kuf yerinde agirdir diye bir soz var. Her besinde olmasa da salca icin gecerli kufu siyirin ve tuketin hicbir sey olmaz. Uzerine tuz dokun kuflenmeyi engeller veya yag da olur

Herkese aynı öneriyi yapıyorum.
Apple almayacaksaniz YouTube da teknoseyir kanalında her ay telefon önerileri yayınlanıyor her bütçe için. Onu izleyin 10 dakika derim.

Kisa +1
Teknoseyir'in f/p canavarı olarak önerdiği xiaomi mi 9t'yi kullanıyorum ben de, onu öneririm. 2500 civarına bulunuyor. O civara birkaç seçenek daha var, videoyu izle ve önerdiklerinden ihtiyacına göre olanı al.

Arkadaslar yazmışlar. Xiaomi Mi9t, mi9lite, note8 pro. Realme xt, samsung a51. Geçen hafta ülkeye gelen xiaomi redmi note9s ve haftaya geleceğini düşündüğüm note9pro'yu da degerlendirmeye alın.
P30 lite'ı geçin işlemcisi eskidi. Zaten iyi değildi.

Bunlardan paket olarak fiyatı da göz önüne alındığında en iyisi note8 pro diyebilirim. Büyüklük evet başta sorun olabilir ama alışılıyor çünkü artik telefonlar daha da büyüyor. Amoled panel istiyorsanız -ki ne demek bu daha canlı renk gamı daha parlak ekran, her piksel kendini aydinlattığından ufak bir iki avantajı daha var bir de pili daha az tüketir- mi9t, mi9 lite, realme xt veya samsung a51 bakacaksınız. Islemci sizin için önemliyse mi9t, realme xt ve mi9lite sıralaması var. Mi9 lite'ın avantajı işlemcisi bir tık düşük versiyon olmasına karşın bence selfie kamerası. Mi9t de aşağıdan çıkıyor popup seklinde ve çözünürlüğü düşük mi9lite a gore. Bir de mi9t'de hafıza kartı destegi yok. Realme xt de tam ikisinin arasında. Yani bu 3 telefonun hangisini alırsanız alın pişman olmazsınız tabi yine de kullanıcı deneyimlerini okuyun. Realme de oppo'nun markası şu reklamlarında sıla'nın oynadığı. A51 ise samsung garantisi ve desteğinde iyi bir alet ama bu bahsettiklerimin gerisinde.

Bunun dışında geçen hafta ülkeye gelen xiaomi note9s 2799tlden giriş yaptı ama düşecek kanaatindeyim. Note9pro da 3bin küsürden gelir. Beklerseniz bunları da düşünün. Bir de realmenin yeni telefonu 6 pro var. 3200tl. Kamerasında 2x optik zum farkı bulunuyor bunların dışında.

Ekleyeyim note8pronun ips lcd ekranı takıntılı değilseniz amoledi aratmaz.

Xiaomi Redmi Note 8 pro almıştım, 5 ay oldu. tavsiye ederim.

Kesinlike türk YouTube kanallarını izlemeyin, bende sizinle aynı durumdaydım 2 ay öncesine kadar. Her biri aynı telefonlara aynı yorumları yapıyorlar çünkü telefonları ajanslar gönderiyor, kötü bişey söylemeleri imkansız. Yabancı youtuberları inceleyin derim. Ben Samsung a71 kullanıyorum oldukça memnunum

@paramolacak, bu dediğiniz teknoseyir için geçerli değil.

Duvar delme giriyorsa işin işin içine pillilere para vermeyin (pahalisini almak zorunda kalırsınız)
Bu işler icin ger hangi bir markanın darbeli matkabini alın geçin.
Yılda toplamda 15 kere kullanacağım derseniz ucuzlara bakın.
Einhell in şarjlısini aldım çok memnunum ama siz bu markanın darbeli kablolu bir modelini alabilirsiniz.
Sadece duvar derlerken darbeli kullanın onun dışında darbesiz ayara getirin.
Duvar için matkap uçları küt şekilde olur. Ağaç ve sac için ise keskin tipidir.
Metal için direkt matkap uçlu (akıllı vida) vidaları kullanabilirsiniz

Koçtaşın uyduruk markalarını da kullandım ama bu işin yapanı bosch. Ev kullanımı için mavi seriyi aldım gayet tatminkar

katmer :)

Şarap olabilir ama bu da birden kardi hediye ile başka bir şeye yol açabilir.
Servis sonrası bir yemek ısmarlayın çözülsün?

durum malum, nasıl yemek ısmarlayayım :( normal koşullarda olsak öyle yapardım. oruç tutuyor zaten.
katmeri kendime bile bulamıyorum, ama yakın zamanda bulursam iyi fikir. bulamazsam başka içki artık.

ben evde kek, borek, pasta, kurabiye vs yapip, bir de guzel kart yazip tesekkur ediyorum genelde.

C’yi silmek yerine biçimlendir demem mi gerekiyordu? Hatam buysa çözümü nasıl olacak? Kaldım ortada ya :/

sen C'yi silmemissin o partition'i ucurmussun. ilk once orada partition olusturman lazim. partition olusturduktan sonra D'ye dokunmadan oraya windows yukleyebilirisn

Partition nasıl oluşturulur hocam? Bilgim yok pek.

Çok emin değilim ama hiç bir şey yapmamış olabilirsin.
Yani ileri demediğin için işlemler yapılmamış olabilir. Bir ihtimal kapatıp açarsan düzelebilir. (emin değilim)
Epeydir uğraşmadim bu işlerle ama recovery partion
Ya da rebuild partition diye Web de aramakta fayda var.

panik yapacak bir şey yok dostum, birimi sil demişsin sadece. onu yeniden oluşturman lazım. ondan sonra c ye kurabilirsin. yani o c kısmı şu an tanımlı değil önce tanımla sonra next next next :)

@respect hocam, yeni deyip kalan kadar alan da seçsem 50 gb’de seçsem yeni alan oluşmuyor fotodaki hata oluşuyor. 350 mb alan oluşturabildim sadece o duruyor fotodakinden ayrı olarak

uyarı penceresini tamam diyip kapa, o ayrılmamış yazan diske tıklayıp aşağıda 'yeni' yazan butona bas, sonra uygula diyip geç. ondan sonra kurulum yapabilirsin. birimi tanıtmazsan kurulum yapamazsın.

harddisk 0 mı? harddiskte sıkıntı olabilir. sorunsuz halletmesi lazım. yeni butonuna basınca hiçbir şeye dokunmadan uygula diyince olması lazım.

o ekranda sağ altta sarı yıldız gibi bir simgesi olan "new" diye bir tuş olacaktı sanki.

aynen varmış: www.howtogeek.com

alperz ve respect ;

Şöyle bir hata alıyorum: “windows bu diske yüklenemez. Seçilen diskte MBR bölüm tablosu var. EFI sistemlerde, Windows sadece GPT disklere yüklenebilir”

Gpt disk ne yahu? Ne yapılır buna. Yeni desem de oluştursam da ileri butonu hiç bi şekilde aktif olmuyor.

Son olarak sanırım dosyalarım silinmemiş görünüyor. Burdan geri dönme yolu ne peki? Bios’ta görünmüyor windows. Sadece dvd var

@avatar

şöyle yapacaksın dostum. bios ayarlarından uefi yi aktif edeceksin. ayrıca windowsu usb ye yazma kısmında da uefi modda yapacaksın.

google ye uefi kurulum falan yazarsan bulursun.

@respect

Gözlerinden öpüyorum <3 sen çok güzel bir insansın

docs.microsoft.com

Grupta calacagim demiyorsan öğrenilir. Her gün saatlerce çalışırsan grupta da çalarsın.

Marka olarak roland tavsiye ederim. İkinci elleri biraz bekleyince iyi fiyatlara yakalanıyor

elektronik olandan alıp evde takılmasına var..ogrenilir bence

Şunu da diyebilirim, haftada 4 saat + hergun 15 dakika çok fark eder. Her gün davul şart değil pad ile de calisilabilir TV izlerken

@kısa grupta çalmak için her gün kaç saat sence?

bir de 2. mesajında bahsettiğin haftada 4 saat + her gün 15 dakika ne kadar etkili olur?

@black mamba
İşin profesyoneli değilim yanlış yönlendirmeyeyim.

Grup var grup var. Artık eskisi gibi değil, çoğu kişi küçük yaşta başlıyor ve güzel çalan çok insan var.

Haftada 4 saat ve her gün 15 dakika çalışma başlangıç anında kısa sürede baya yol aldırır. Çalan kişiyi baya tatmin eder. Bir çok parçaya eşlik ettirir. 3 ay gibi bir sürede bunlar olur sanırım.
Drumeo diye bir YouTube kanalı var. Meraklı olanlara tavsiye ederim.
Ayrıca başlangıç için bir ay kadar ders almanız da iyi olabilir.

Öncelikle herhangi bir enstrümanı (ne olursa olsun) çalmak için kas hafızası denen şeye ihtiyacın var, kas hafızasını geliştirebilmek için ise çalışmak şart, ne kadar çalışacağın ise beyninin nasıl çalıştığı ile alakalı. kimi insan günde bir saatte kas hafızasını geliştirebilirken başkası 3 saat başkası da 10 saatte geliştirir, dolayısı ile çalışmadan olmaz. ne kadar çalışılması gerektiği ise tamamen kişiye ait bir durum. Ne kadar küçük yaşta başlanırsa o kadar kolay öğrenilir bu nedenle, ancak öğrenmenin de yaşı yoktur.


AC/DC diye bir grup var mesela yada Airbourne gayet basitdir davul kısımları (dup tak dup tak dışşş diye gider) ama eğlencelidir, shantel'in disco partizani albümünün davullarıda çok basittir. (dup tıs tak tıs) bir kaç haftada bunları çalabilecek duruma gelebilirsin basitliği nedeni ile ama dedikleri gibi grup var grup var. müzik var müzik var. sana ne lazım kısmı önemli.

davul çalışmak çok sıkıcı, dakikalarca aynı hareketi hiç üşenmeden devam ettirmen lazım, genelde padler üzerinde çalışıp tatsız tuzsuz tık tık diye vuruyorsun bagetlerle. bu nedenle müzik eşliğinde çalışmak, yada senin seviyenden bir tık (çok tık değil ama) iyi kişilerle müzik yaparak çalışmak lazım. evet evde her gün 1 saat çalışabilirsin ama 2/3 günde bir arkadaşlarla takılıp çalmadığında sıkıcı oluyor. en önemlisi eğlence, eğlenyorsan neden olmasın, 65+ bir tanıdığım var senelerdir (ben tanıdığımda 45+ idi) bas çalacam diye uğraşıyor, bir kaç parçayı çalabiliyor sadece ama uğraşmaya devam ediyor adam seviyor bunu, eğleniyor kendisi ile. 60 yaşında konsere çıktı 3/5 parça çaldı.

Bende senelerdir uğraşırım davul çalmak için evde davulum falanda var ama disiplinli biri değilim sabırsızım iki dakka bişi çalışsam hemen müzik içinde kullanmak istiyorum falan bu nedenle o kadar da beceremiyorum, sabır burada en önemli şey.

ama diğer aletlere göre çalışması en ucuz aletlerden biri davuldur, 1 çift baget ve bir yastık ile çalışmaya başlayabilirsin, kaç para ki bir çift baget?. Yine çalışması en rahatsız edici aletdir davul, tık tık tık habire vurursun bişiylere alttan üstten insanlar bıdırdamaya başlar falan.

buradaki tek unsur sabır. öyle hayvani yatırımlar yapıp olmayınca dünyanın parasını kaybetmiyorsun. çalışma düzeneğin zamanla gelişiyor yapabildikçe ihtiyacın oldukça genişletiyorsun zaten. olmadı mı, beceremedin mi, sıkıldın mı, satarsın en fazla 2/3 çift baget parası kadar zararın olur.

yukarıda da belirtmişler internette bir sürü ders var bunların bazıları bir yere kadar ücretsiz dersler. full ücretsiz ders bile bulabilirsin. instagram üzerinde falan bile dersler var. davul tek başına çalışılan bir alet ancak çalıştıktan sonra oldumu hocam die birine sorman lazım, buna para veriyorsun sadece, skype üzerinden vs. ders verenler var. hoşuna giderse onlardan birini deneyebilirsin.

çok paran varsa senin çalışmanı kontrol eden elektronik davullar var, çalışıyorsun, çalıyorsun alet saan aferim sonraki derse geçebilirsin yada geçemezsin diyor.

Ezbere hatırlamıyorum ama sütun u seçip filtre den text filter
<*
Yazıp filtreleyip çıkanları ayrı bir sayfaya kopyalayabilmelisiniz

B1 hücresine;
=if(Left(A1,1)=="<", A1)
Bunu liste boyunca sürükleyin.

Var :)
Odada yuvarlak elektrik kutuları vardır duvarda ve yukarıda (buat) oradan avizeye doğru dik çizgi çekin. Oralarda elektrik olabilir.
Salıncak için çelik dubel kullanın. Normal dübel salıncak ile gevseyebilir.

Ve derlerken olur da demire denk gelirseniz (belli olur delinmez kolaydan) zorlamayın başka delik delin

matkapta devir ayarı varsa önce en yavaştan başlayıp tavanda küçük iz oluşturarak referans oluşturabilirsiniz. yoksa da çivi ile yapılabilir.

Tavanı derlerken toz gözünüze gelebilir, ona da dikkat edin.. Bir anda sandalyeden falan düşmeyin ah gözüm Diye.

delerken 90 derece tutmaya çalışın.

Yolu kapatamaz tabi ki. Beyaz masaya şikayet edebilirsiniz.

İstanbulda işletmeler önlerindeki park alanlarını ispark dan kiralayabiliyordu. Olay İzmir de, İzmir’de de benzer durumlar var mı acaba

İnsan hata yapar. Yine yapacaksınız. Önemli olan ders çıkarmak.
O zaman neden yaptım diye hayiflanmayin, bir daha yapmayın.

daha gençtin, oradan aldığın başka bir şey vardı ve bazı şeyler yaşanmadan öğrenilmiyor. yaşadığın şeylerden pişmanlık duymak yaşadığın şeyden daha da çok zarar verecektir sana. o zaman o gerekliydi de geç.

Bazı insanlar bizi güçlendirmek, başka aşklara hazırlamak, ne kadar çok sacmalayabilme ve kendimizi rezil etme potansiyelimiz olduğunu gosterip bundan ders almamız için hayatımiza girer. Dersini almış gibi göründüğünü gore minnet duymalisin o kişiye. Onlarca sacmasapan ilişkide azar azar kaybolup gitmekte de bir tanesinde sert düşüş yaşayıp aklını başına almak iyidir.

İnsanın zaafları gerçekten hatalar yaptırıyor. Zamanında umut verilip sonra itiraf edilip en son da inkar eden birine ilgimi açıkça itiraf edip götünde dolanmıştım. Hayatımda kendimi küçük düşürdüğüm en acı tecrübeydi. Yıllar sonra başka bir iş ortamında karşılaştık ve onu gördüğümde eski anılardan dolayı tekrar utandım. beni son gördüğünde “yok artık yaa” demesi ve kısa bir muhabbetin sonunda sanki ona tekrar ilgi duyacakmışım gibi garip tavırla oradan ayrılması yeniden aynı utancı yaşamama sebep olmuş olsa da o an farkettim ki, aslında o zamanlar duygusal boşluğum ona bu tip aşağılayıcı durumlar yaşamama sebep olmuş. İkinci karşılaşmamızda hem kız arkadaşım vardı ve bu zaaflarımın beni küçük duruma düşüreceğini o zamanlar kendime çok kızarak öğrenmiştim.

Bir zaman sonra bu tip şeylerden ders çıkardığın zaman ileride aynı hatayı yapmamaya çalışıyorsun (yapmadım da).

İleriki yaşlarda bu yanlışı yapmaktansa daha erken yaşlarda bununla karşılaşmak daha hazmedilebilir oluyor. En azından bu yaşıma geldim hala çok salağım dedirtecek bir ögeyi ortadan kaldırmış oluyorsun.

aynı bu durumdayım, kendine yüklenme, tek sen yapmıyorsun bunu. en kötüsü buna alışmak, ben alıştım mesela böyle davranılmasına. sen yapma. kendini affet ve sev. kurtulmuşsun işte

hepimizde vardır böyle şeyler. yokluktan, yalnızlıktan vb.baska seylerden dolayı normalde kabul etmeyecegimiz seyleri kabul eder ve istemediğimiz şeyleri yaparız. sonra bu durumlar geçtiğinde gözümüz açılır ve nasıl olmuş, nasıl kabul etmişim diye düşünürüz.

karantina sürecinde evde eski fotoğraflarımı düzenlerken üniversite yıllarında hayatımda olan bazı tipleri gördüm. kendime kızdım bir kez daha.

ama olur öyle. çok kafana takma, dönüp dönüp aynı yere gelme. unut gitsin. yapmışsın bir hata. olabilir. şimdi bir daha aynı hatalara düşmeme, suistimal edilmeme zamanı.

O insanlar da işe gitmiyorken tadilatı bitirmek istemiş Olabilirler. Şikayet edebileceğiniz bir yer olduğunu sanmıyorum sabahın 6 sonda. Baslamiyorlarsa.
3m in turuncu kulaklıkları vardı kulaknici
En ucuz hızlı çözüm O olur.

Normal zaman için haklısınız ama online eğitime geçmiş milyonlarca öğrenci var, online sınavı olan üniversiteliler, migreni olanlar, +65 olduğu için rahatsız olsa bile adım atamayacak olan. Binaya dışardan birilerinin sürekli girip çıkmasının sağlık açısından yarattığı riski de düşününce böyle bir zamanda şikayet edilebilir bir durum olması gerekirdi.

İdeal dünya için haklısınız ama apartmana giren çıkan ustalar direkt asansörle o daireye giriyor. Apartman içinde zaten hijyene dışarıdan biri girse de girmese de dikkat etmeniz gerekir. Riski arttirsa bile usta yerine sucu da giriyordur binaya.
Gürültü ile İlgili olarak binada milyonlarca öğrenci yoktur. Her zamanki apartman sakinleri var. Bu tadilatı yapmak için normalde yaptıran da işte olacağını varsayarsak onlar için de en uygun zaman bu olabilir.
Yani herkes kendine göre haklı.

Bu tip bir şey de sonuç alamayacağınızı bile bile etik ahlak vs hakkında tartışıp kendinizi yiorstmayin. Online dersleri kulaklıkla dinleyin. Saatlere dikkat ettiği müddetçe yapacak bir şeyiniz yok Malesef.

Ama bildiğiniz biri ise kendisine tadilatı ne kadar süreceğini ya da gürültülü işlerin sabah saatlerinde yapılmaması için sorabilirsiniz.

Siz ne zaman yapılmasını isterdiniz o tadilatın? Bir de böyle düşünün.

Bu arada sinirbozucu oluyordur. Buna hiç bir itirazım yok.
Yani rahatsız oluyor ve bundan şikayet edebilirsiniz tabi. Ben. Olsam ben de rahatsız olurdum.
Demek istediğim onlar için de bu uygun zamandır muhtemelen.

Yasal olarak haftaiçi gündüz yapılan bir tadilat işi için herhangi bir hakkınız olduğunu düşünmüyorum. Ancak akşama sarkar veya pazar da devam ederse tabii ki beyaz masayı arayın.

Duvarda basan profiller mutlaka vida ile tutturulmuştur. Yoksa silikon tek başına onu ayakta tutar, fakat banyoda dengenizi kaybedip cama yaslanır veya güç almaya çalışırsanız, 1-2 kez sonra bırakır veya en iyi ihtimalle su kaçırmaya başlar zaten. Siz yine de vidalanmış mı kontrol edin, eğer öyle ise ilk önce eski silikonları temizleyin, kurutun ve sonra da yeni silikonları çekin.

Geçmiş olsun.
En azından duvara vidalamakta fayda var ancak belli ki onu yapabilecek durumda değilsiniz.
Silikonu profil ile duvar arasına sikarsaniz baya tutar ancak tavsiyem şu,
1. Montaj Silikonu alin. İnce bir şekilde profile sıkın sonra duvara yapıştırın. Mümkünse tahta ya da koli bandı gibi bir şeyle duvara doğru biraz bastıracak şekilde 1 gün kalsın.
2. Normal bir mastik ve kağıt bant alınm (maskeleme bandı)
Duvara ve profile arada 2 3 mm Aralık olacak şekilde yapıştırın. Üzerine mastigi sikin, parmakla üzerinden geçin sonra da kağıt bantları sökün.

Vidalamaları yapmış tutturulacak yer fayans. Banyolar komple fayans yani. Dediğiniz gibi yapayım o zaman. Teşekkür ederim

Duvara vidaladiysa tabana vidaya gerek yok. Ama yukarı kaldıramayacağınız için altına ya da araya montaj silikonlu sikamazsiniz. Sadece 2. Maddeyi yapabilirsiniz bu durumda.
Bir kaç tane silikon çekme vidyosu izleyin.

Küflenmeyen kaliteli silikon alın, e tabi tabancası da lazım, plastik olan tabancalar sizi idare eder.

Ayakta durduğuna göre vidalanmıştır +1

Sadece silikon çekin yeter, çok fazla sıkıp silikona bulamayın ortalığı.

Avukat değilim ancak ben olsam kesinlikle ihtar çekerdim. Elinizde delil olsun, ister kullanın ister kullanmayın ama öncesinde kiraciniza durumu söyleyin.
Kiralarla avukatım ilgileniyor./prensip meselesi vs baştan söyleyin sonra da yapın. Tahliye davası için bir takvim yılı içerisinde iki kere kirayı ödemeyip ihtar yemiş olması gerekiyor diye biliyorum.

www.ekonomist.com.tr
Alınan karar ile birlikte de 1 Mart – 30 Haziran tarihleri arasında işyeri kirasının ödenmemesi tahliye nedeni sayılmayacak.

Ancak ödemeyecek gibi bir durum söz konusu olamaz. Siz ödeme kolaylığı sağlayabilirsiniz. O ayrı konu. Kira sözleşmesinde mücbir sebep ile ilgili bir ifade var mı onu da dikkate alıp ihtar gönderebilirsiniz.

Avukat daha doğru yönlendirecektir tabiki ancak bildiğim kadarıyla sadece kamunun kiracılarında kira alınmıyor. Diğer gayrimnkul sahiplerine kiraları almayın diyemez hiçbir hükümet. Kiracılar için durum ne yazıkki böyle.

Sizin yapacağınız bir şey gözükmüyor şu anda. ileride ödemezse dogrudan icra takibi yapabilirsiniz.

Mesken iş yeri değil, konut. Teşekkürler

İhtar çekmenize gerek yok, icra takibi de iki haklı ihtar nedeniyle tahliye davasında ihtar yerine geçer.

Kiracınız kirayı ödediğini ispatla yükümlü olacağından endişelenmenize gerek yok.

Kiranın ödenmemesi konut kiralarında tahliye nedeni olmaya devam ediyor.

www.gittigidiyor.com kapsülü

İşe yarar mı?

Aman link olmadı.
İlaç kapsülü diye aratin

Tablet formunda olursa, hatta ortasından kırılabilir falan olursa çok daha iyi olur.

c vitamini var işte?

boş kapsül istersen internette var ama pahalı

1 bildiğimiz kapsül ilaçlar gibi
www.gittigidiyor.com

2 sığır jelatininden yapılmış şeffaf

www.gittigidiyor.com

Bonibon ver

Placebo olduğunu bilirsen placebo etkisi yapar mı ki?

Placebo olduğunu bilirsen placebo etkisi yapmaz. Arkadaş başkasına verecek belli ki.

placebo olduğunu bile bile kendim içecek halim yok elbet. tabii ki başkasına vereceğim. bunu belirtmek aklıma bile gelmemişti.

o da yanlış galiba. Plasebo olduğunu "bilsen bile işe yarıyor" diye yazılar çıktı bir ara.
www.health.harvard.edu

küçüklüğümüzden beri beynimiz "hap=tedavi" olarak kodladığı için, boş hap içtiğini bilsen bile plasebo etkisi görebiliyormuşsun.

soruya cevabım yok, boş olmasa da basit vitamin falan verilebilir belki.

Görünür ama pahalıya geleceğine eminim.

Kendiniz de deneyebilirsiniz. Daha yeni iki masa zımpara ve vernik yaptım.

Aynı rengi kullandığım için ahşap rengi görünene kadar zimoaralamadim. Üstün körü hızlıca makine ile geçtim. Sonra bulaşık süngeri ile vernik sürdüm kuruyunca daha ince zımpara ile elle yine hızlıca geçip iyice tozunu temizleyip yine sungerle bir kat vernik attım şahane oldu.

Zımparalanınca yüzeydeki cila/boya/vernik kalkar, ağacın ham haline döner. Sonra tekrar cilalarsınız.

Amacınız rengi açmak di mi?

Kartal oto sanayi barış oto

merhaba, kendi fiestam için gittiğim Barış Çer Beykozlu özel servisini önerebilirim. Kendisi fiesta fan club'ın servis sponsoru. İsterseniz görüşüp bilgi alabilirsiniz.

tel: 0536 418 98 21

Neden güzel olsun ki bu?
Orada ölünce ne olacak? Başka dünya da kaşıkla yumurta taşıyarak mı giclenecegiz?
Yaşlı ölenler ne olacak?

Bunlar hep orada başarılı olacağına inanınca güzel gelebilecek şeyler. Orada başarılı olacağına burada ol.

yaşlı ölenler de ilk başta zorlanmalarına rağmen yaratık öldürdükçe onlar da güçlenecek.

bu arada yaşlanma da duracak o dünyada

Ölüm?

Als hastası felçli ya da çocuk. Bunlar zorlanarak bile bir şey yapamazlar mesela

Çok ergence bir düşünce :) çok oyun oynamaktan oluyor işte.

hayır olmazdı

ama ben mesela 1600 lerin karayiplerinde korsanların altın çağında resurrect olmak isterim, sıcak iklim severim şimdi kim karda buzda deneyim puanı kazanmak için yaratıkların peşinden koşturacak

als ya da felçli hastalar oraya gittiğinde bekleme odasında(yaratıkların bölümüne gitmeden önceki oda) otomatik iyileşecekler. bekleme odasının özelliği ne kadar yaralanırsanız yaralanın iyileştiriyor

ölüm ise maalesef var. hayatta kalıp güçlenmek şart

olmaz. millet ölsem de kurtulsam diyor. öldükten sonra yeniden mücadele etmek yorar adamı.

Ama insanüstü güce kavuşacaksın savaştıkça.ödül olarakta 100. levelden sonra o güçlü halinle geri dünyaya yollayacaklar seni

ben almayayım. alana da mani olmayayım.

Belki öyledir zaten.

Ahiret hayatı ya rahatlık ya ceza yeridir .
Bu dünyada mücadele ediyoruz.

bizim simülasyon daha güzel değil mi ya? bu bilgisayar oyunu gibi çok insansı bi şey. sıkılıp kendini öldürürsün bi süre sonra.

dark souls oyna

çünkü bizim dünyamıza farklı evrenlerden geçitler açılmış ve geçitlerden gelen yaratıklar dünyadaki insanları yiyor.bunu biz oraya geçtiğimizde fark ediyoruz.
bizim ölüp gittiğimiz yer bir nevi tutorial orada güçlenip dünyaya geri dönüyoruz.
ayrıca tutorialin zorluk seviyeleri var öldüğünüzde dirilmeden önce birini seçmenizi istiyorlar oraya girerken . easy normal hard ve hell

hell modda 100 level bölümü bitiren supermen kadar güçlü oluyor hatta daha fazla.

bir süreliğine savaş becerilerini geliştirmeye odaklanacaksın.
dünyaya geçince izlersin hem bölümler de birikir

Organizasyon yapılacaksa iade olmaması normal değil mi?

Normal olmayan etkinliğin iptal olmaması.

kisa +1