yasamaz.

pilini çıkar,tamamen kuruduğuna emin olmadan (en az 12saat) sakın takma.

absinthe75c +1

ben kurutamamıştım üstüne çok fazla miktarda gazoz dökmüştüm, bozuldu. sonra tamire verdim 3 sene oldu hala kullanıyorum.

ilk yapılması gereken pili çıkarıp kurutmak, ters çevir de demişlerdi bana. bir de 1 gün falan tamamen kuruyuncaya kadar açmayın.

pili cikardigimda acildi bilgisayar neyse ki. sonra hemen kapadim.
yoksa simdi gosterip de vermeyecek mi, yani bu saatten sonra bozulur mu? cok dertlendim ya.
12 saat hicbir sey yapmadan birakayim yani degil mi?

bence açmayın, kurutun sonra bırakın öyle.

bi gösterip vermeme durumu oluyo ben de ipodu düşürmüştüm. bi süre daha kullandım daha sonra wifi ve dokunmatik gitti. siz pirinçte bekletin bence bilgisayarı ciddiyim bu konuda

aslında açılıp tek tek kurutulması lazım su şekerli veya tuzlu ise hemen müdehale edilip aseton alkol ile yıkanması lazımdı pili kurut

ayrıca bulunduğun ortamda klima varsa sağı solu kapat nem alıcı konumunda çaliştir oda içersindde açıkta su ve benzeri hiç bi şey olmadan yarım saat çalıştırdıktan sonra uzaktan fön makinesi ile bilgisayara 10 dakika sıcak hava tut

pirinç derken metal olan pirinç değil, bildiğimiz baldo olan pirinç. artık laptopa yetecek kadar pirinçte 5 kilo yapar. baktın olmuyor etli pilav yapar dağıtırsın artık 40 nda.

güldürdün valla :) olmazsa asturias a da geç. elin değmişken bunu da aradan çıkar. youtu.be

bi dur ya acelen ne :) yavaş yavaş her şey

no:3 daha güzel

www.youtube.com

buda güzeldir

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com (bu parça çok kız kaldırıyo diyollağ)

www.youtube.com

www.youtube.com

bu yukarıdaki parçalar orta seviyenin üzerinde olanlar, bunlardan çok daha zor klasik gitar eserleri mevcuttur.

biliyorum ya acele etmiyorum sadece nereden başlanacağını bilmiyorum :)

yukarıda sevdiğim bazı gitar eserlerini paylaştım, umarım sende beğenmişsindir, bence bir gitar metodu alarak başlayabilirsin.

tabi imkanın varsa, bir gitar hocası metoddan çok daha fazla işe yarayacaktır.

hamburg

Çanakkale..

Türkiye de olsa

istanbulu çok seviyorum,ama yaşamak istemem.izmir olabilir.

miami

St petersburg / helsinki

Turkiye'de gocek'te yasamak isterdim. Is, es karisirsa istanbul.

yalova. belki merkez, belki çiftlikköy.

izmir, edirne, muğla

türkiye'de istanbul
avrupa'da hamburg +1, amsterdam, barcelona, fransız polinezyası, marsilya.
amerika'da los angeles

barcelona

Almanyada bence berlin :D hic kocaeili diyen yokmu izmit felan ?

antalya ya da muğla olabilir. ya da aydın. her yerı gezıp karar verıcem

izmit iyi bana.

Sen uyurken :) sana katiliyorum

melbourne

bursa ya da sinop

@kenar orası benim memleketim. bir gün gidip yerleşeceğim inşallah.

çok kötü olmuş.

gayet hoş. Bmw'nin yaptığı bütün seriler 1 3 5 6 7 farketmez hepsi gayet başarılı fakat şu afedersin amele gibi i ve 1 serisini dışlayıp 3 , 5 ve diğer serisi fanboylarından kurtulsak ne güzel olacak. Yenilikci olmak lazım

bmw fanboy olmuş birinden güzide tavsiyeler. yenilikçi olunur, konsept araçlara bakıyoruz, gelecek arabası diye yaptıklarına bakıyor, beğeniyoruz. tamam da bu araç yarın bir gün yolda olacak bir araba.

bmw ne yapsa yerim demek yenilikçilik değil.

ben beğendim gayet. çıksa ve enerji dolum istasyonları az bi yaygınlaşsa alırım hani o kadar.

Tasarımcısın sanırım?! bmw ne yapsa yerim demek yenilikcilik değildir doğrudur fanboy değilim fakat aracın nasıl olmasını bekliyordun? Elektrikli olduğu için kücük motor hacmine ancak böyle bir kasa yakışabilir.

sanıyorum ki özellikleri ile fark yaratacak hybrid bir araba, zaten şehir içi mobilitede çığır açacak diyor.

tipi çok kötü değil, fakat sanıyorum bmw tasarımcıları bu aracın bu renklerle dikkat çekmesini istiyor.

ha şimdi bu araç 10 liraya 100 km yaparsa kimsede tipine bakmaz, doblolarla dolu bir dünyada bence modeli güzel. hele hele satışa sunulacak normal renklerde olunca, sırıtmayacaktır.

benim aşırı hoşuma gitti tipi nedense. bilimkurgu filminden fırlamış gibi duruyor. gayet şık bence.

bu arabayi fabrikada incelemistim ben, o zaman daha bi prototip modundaydi, sonradan su gercek modelini cikardilar, ki o zaman fabrika testlerine yeni yeni geciyordu,

ilk test araclarindan biri,

www.google.at

www.google.at

testin gecen ve onaylanip sizmis kisimlari
www.google.at

bunlar bitince yavas yavas o sansürlenen stickerli kisimlar aciliyor.

ilk test araci cok daha basarisizdi. arkasi degisti sonradan.

ben sahsen i3 ün stratejisini begendim ama stil olarak basarisiz, i8 cok basarili olucak gibi geliyo bana.

cliomsu olmus i3.

tasarımcı değilim. mesela mercedes'in eski a serisini de hiç beğenmezdim. sadece estetik üzerinden gidiyorum. ve estetik de öznel bir alan.

yenilikçi kişiliğe, ancak böyle bir şey yakışırdı da yakışmadı bence, daha yeni neler çıkacak..

ayrıca elektrikli araçlar keşke yaygınlaşsa, onla ilgili bir sorun yok.


ben sadece dış tasarımını zayıf buldum. önü ticari araç gibi olmuş, fiat fiorino'ya benziyor hatta. bagaj kapağının cam olması çok estetik olmuş bence. arka koltuk hizası olmamış, aracın içi de güzel ama bence biraz daha geliştirilmesi gerekiyor. çok tutacak bir tasarım değil.

4 serisini bekliyoruz almak için gençler bunlara kafa yormayın. değişik olmuş bunu da alan çıkar muhakkak

4 serisi de vergi kurbani oldu. Yoksa nerdeyse bir cla satışı olurdu.

4 serisi 200000 220000 tl arası olacak. Fiyat alanlar olmuş.

Bence bu sene 1.6 motorlu 5 serisi çok satcak gibi.

www.bmw.com.tr

Fiyati aciklanmis. 1.6 motor e ve 5 satacak bence de çokça.

Bir bmw aşığı olarak olmamış diyorum. Tabiki çevreci araçlar daha minimal daha değişik yapılarda olucak ama bmw'nin yıllardır bozmadığı agresif çizgileri vardır tüm modellerde. Bu o çizgilere hiç uymuyor daha çok sevimli, alçak gönüllü bir tasarım bu :) . Bence compact kasalarda bir revizyona gidip onlar üzerinde çevreci araç tasarımlarını uygulamaları daha iyi olabilirdi.

git media marketlerden birisine al eline metreyi tek tek ölç. buradan dimensionslara ulaşabileceğimizi sanmıyorum.

@killerbee, Tabiki yapacağım onu da. Ama ön bilgi olarak bilenlerden yardım almak istedim.

Şöyle bir şey buldum. Buna göre 40" değil de 46" mi almam gerekiyor.

img.donanimhaber.com

yalnız o verilenler çerçevesiz boyutudur. çerçeveyi de katmanız lazım.

puroda tütün var, tütünde nikotin var, nikotin bağımlılık yapar.

5 günde bağımlılık yapmaz. altyapı da yok zaten, olmaz öyle şey.

abi sararsın tek tek streç filme o zaman kuruması yavaşlar. çok satılan bir ürün olmadığı için paketini açar açmaz kuru olarak görmenizde mümkündür, başıma gelmedi değil.

aslında soru yanlış bir soru. çünkü kişiyle alakalı. ben sadece alkol aldığımda falan sigara içiyorum ya da keyif olsun diye ara sıra içiyorum hiç bağımlılık falan yapmıyor. ayrıca backwoods içerken içinize çekmeyin. sigara gibi içilmez o. yani ben içemiyorum öyle güzel olmuyor. ağızda dolaştırıp üflüyorum yavaş yavaş. bu şekilde çok fazla nikotin falan alacağınızı da sanmıyorum kaynak:kıçım tabii

he bi 5 günde kurumaz. düzgün saklayınca 2 hafta gidiyor. kurumaya başlayınca içmeden önce nemli-ıslak arası bir peçeteyle sarıp ıslatıyorum güzel oluyor

5 günde 5 tane içmekle bağımlı olmazsın. ve purolar açıkta durmazsa kolay kolay kurumaz.

@killerbee aldığımda kuru çıkarsa kafayı yerim lan. cafe creme nasıl o da mı ıslak puro?

@ack3000 alkolle içicem ben de. güzel kapatırım paketi iyi bari

@neil manke 5 günde 5 tane az gibi geliyo bana da evet.

cafe creme mi backwoods mu peki? yeni başlayan birine

backwoods honey berry içebileceğin en güzel puro bence o fiyata

puroyu içinize çekerseniz ölmeseniz de sürünürsünüz. Ağzımıza alıp üfleyin bu da bağımlılık yapmaz

david blaine, ve blainthologyistlerin olduğu bölümdü.

images2.wikia.nocookie.net

bölümün adı super best friends

25.media.tumblr.com

parayı çekerlerken 32.5 tl olarak yazmış olabilirler. belki dikkat etmemişsinizdir şifre girerken.

kucuk bi benzinlikten aldiysan, kredi karti kullandin diye komisyon almistir benzinci.

yanında kola vs aldın mı? : )

belki 32.5 luk doldurmuştur bazen ayarları kaçabiliyor.tabi bir de hesapda açık varsa onu kapatmak için ufak ufak tırtıklıyor olabilir.tabi günahını almamak lazım hemen.

Ben direk bankadan şüphelendim, komisyon felan alıyor mu diye ?

yoksa benzinlik küçük değil merkezi bir yerdi, kola vs.. almadım, 32,5 tl dolduramaz çünkü ilk önce 30 tl diyorsun daha sonra fiş göstermen gerekiyor.

Aynı yerden tekrar benzin almam gerek anlaşılan :)

dikkat etmekte fayda var, bi kere 50 liralık benzin alırken, kasa başına gittim, adam 50 lirayı benden aldı, fakat pompaları karıştırmış, 20 liralık bana koymuş, 50 liralık olanıda 20 liralık benzin isteyen adama. benim problemi çözdülerde öteki adamda basmış gitmiş.

komisyon alması mümkün değil, taksit falan olmadığı sürece kredi kartından komisyon almak yasal değil.

sms ile taksit yaptırma özelliği olabiliyor.
o da ücretli
yanlışlıkla 2 taksit yapmış olabilirsiniz?

@vadidekikaktus öyle bişi yapsam zaten sorgulardım.

hiç kimse bakmadı. ikiside tek başlarına yalnız yaşamak istedi ve ben görmeye bile o kadar az gittim ki ve de çok yakın olmasına rağmen evi kendimden tiksiniyorum. iğreniyorum çünkü neden aklıma bile gelmiyordu. şimdi babanemi kaybettim diye yarın ananeme gidicek olmam da iğrenç. daha çok gidebilirim . daha çok gidebilirdim onun yanına

4 büyüklerden sadece anneannem hayatta. büyük dayımla beraber yaşıyorlar. dayım bekar.

hayatının hiçbi evresinde çok sorumluluk sahibi bi insan olduğunu düşünmüyorum büyük dayımın. şu an da öyle zaten. +60 ama tam kaç bilmiyorum yaşı.

küçük dayım zaten hafiften sıyırdı gibi, şehir dışında, ayda bir falan arıyor anneannemi.

teyzem de şehir dışında ama o maddi ve manevi olarak hep yanında anneannemin.

biz aynı şehirdeyiz, bir sorun olduğunda anneannem annemi arıyor, sorunun şekline göre ben, annem veya babam -bazen de (evli) ablam- ilgileniyoruz. ilaçlarını bile (birlikte yaşadığı büyük dayım sağlıklı ve araba sahibi olmasına rağmen) biz yazdırdık her zaman. büyük dayım aynı evde yaşamak dışında pek ilgilenmiyor.

böyle yani. herkeste olabiliyormuş demek ki.

@queensalvoo para varda ben güvenmiyorum ya. güvenmiyorum derken içim el vermiyo.

babanem büyük halamla kalıyor, arada amcam alıyor, küçük halam nadiren ilgileniyor kendi havasında. biz farkı şehirde olduğu için alamıyoruz ve iki günde bir diyalizi olduğu için gelemiyor, arıyoruz, maddi imkanlar el verdikçe gidiyoruz. ananemle dedem kendileri takılıyor, öyle mick jagger gibi dinamik değiller ama kendilerine yetiyorlar.

insanın halası olması artı puan bu durumda. bende de hala yok. olmasın gerçi bi de onunla mı uğraşcaz.

eyyor adlı kullanıcı herşeyi kanıtlıyor aslında.. uğraşmak gibi geliyor yani.. bu iş sevgiye samimiyete bakar. sen evi gibi olmaz diyorsun da demek ki ona evindeymiş gibi hissettirememişsin.

babaannem ve dedemle aynı evdeyiz, bizle beraberler yani, müstakil ev onlar altta. Yemekler birarada yenir, çoğunlukla akşam yemeği sonrası da birarada otururuz. Kimse de niye böyle çok kalabalık falan demiyor (içinden memnun olmayan varsa da ben bilmiyorum) üst katta da amcam var, üç kuzen ve hanımı. Yemeklerde 11 kişiyiz yani. Evler ufak sayılır da o bile sorun olmuyor. Babaannelerin evdeki kendi halledemedikleri bir çok işe de biz koşarız, ya da hastalık vb. durumlarda. Ne bileyim,doğal akış bu işte. Ama bu durumlar babaanne/anneanne dedenin çocuk ve torunların küçüklüğündeki onlarla ilişkileriyle de ilgili biraz. Vefasız olanlar var mı var ama genelde o tutum belirliyor bence bunu.

@urnganic

apartman dairesine tıkılıp kalmak istemiyor oldu mu? kendi evi müstakil ondan dolayı daha rahat hissediyor kendi evinde. apartman dairesinde bütün gün pencereden dışarıyı seyretmek nasıl bir duygudur düşün, empati kur. ve ben o duyguyu o sıkıntıyı yaşamasını istemiyorum.

anneannemle dedem sağ. köydeki bakıcıları işi bırakınca 2 sokak ötemizde bir ev bulduk, oraya taşıdık (aynı şehirdeyiz). ne yazık ki doğru düzgün halledemedi ailem bakıcı işini bir sürü bakıcı gitti geldi falan, son gelen bakıcıyı da dayım birkaç aylığına geldiği için işten çıkardık, o ilgileniyor şimdi. annemden başka da kimse gerçek anlamda ilgilenmiyor. 4 kardeşin 3'ü farklı şehirlerde zaten ve 2 dayımın da teyzemin de kafası gidik desem yeri. sırf kalan tek ev için tartışma dönüyor. küçükken her haftasonu giderdim köye annemle, liseye geçiş sınavıydı ottu boktu derken ailenin kalan üyeleri gibi bayramdan bayrama gider oldum. ve 2 sokak ötede oturmalarına rağmen taşındıklarından bu yana (bir sene oldu neredeyse) on kereden fazla gitmemişimdir ellerinde büyüdüğüm insanların evine. ama bu sene ablamın sıkıntılı geçen hamileliğiydi, diğer yeğenimle ilgilenmeydi şuydu buydu derken o kadar yoğun geçti ki. şimdi de küçük yeğen var, ablama yardımcı olabilecek tek insan benim, tüm günüm onlarla geçiyor. yine de tiksiniyorum kendimden amk. neyse içimi döktüm buraya gereksiz yere ama kusura bakmazsınız umarım. en iyisini yapmışsınız. insan böyle bir imkanı varken gitmedikten sonra kafasını duvarlara taşlara vurabilir.

babam en küçük çocuk babaannem ve dedem ömürleri boyunca bizimle kaldılar. bizimle derken, onları dışlıyormuşum, ayrı görüyormuşum gibi anlaşılmasın. o günleri hatırlattın şimdi. şimdi ikisi de yok..

dedem ve anneannem(ikiside 95 yaşında fakat anneannem 4 ay önce öldü.)

şimdi kesinlikle evlatlarının yanına gelmek istemiyorlar, kesinlikle bakıcı tutulmasını istemiyorlar, maddi durumları oldukça iyi, anneannem ileri derecede anzeymer hastasıyd, hatta bu yüzden öldü.

tabi dedem öldükten sonra yanlız kaldı, gene inatla kimsenin yanına gitmek istemedi, ve bakıcı tutulmasınıda istemedi, hatta zaman zaman annem ve teyzemide yanında istemiyor, ama tek başınada yapamıyor, annem bakıyor.

ben bakıyorum aynı durum.

gittigidiyor

gittigidiyor

gittigidiyor

Gittigidiyor'dan araba alamazsınız ama Sahibinden'den alırsınız. Bu yüzden ürüne\hizmete bağlı olarak tercih etmeli. Değeri çok yüksek (mesela 100.000 liralık arsa) olanlar için Sahibinden en iyi tercih ama elektro gitar alacaksanız 1000 lira verip Gittigidiyor'dan almanız güvenliğiniz için daha iyi.

*Gittigidiyor'dan alırken satıcının önceki satışlarının olumlu\olumsuz yorum ve yüzdelerine bakınız.

sahibinden hem kurucusu hem arayüzü bakımından çok makul mükemmel bi site, ayrıca güvenilir. gitti gidiyorun ismi bi kere güven vermiyo bi kere, gitti gidiyor, sattı gidiyor, bul bulabilirsen.

ikisini de farklı durumlar için yıllardır aktif kullanıyorum. buluşup elden alabileceğin şeyleri sahibinden üstünden almak mantıklı. yani arayıp buluşmak. ya da seri satış yapanlardan online da satın alınabilir. ama sahibindende dolandırıcılık yüksek seviyede, dikkatli olmak, yüksek meblağlı ürünleri online almamak lazım. elden alırken bile sıkıntılar yaşayabiliyorsun. gg'de güvenlik ön planda. ama ikisinde de yaşadığın sorunda genelde siteler aradan çıkıyorlar. riski her zaman almak lazım. gg'de kargo dışında satın alma şansı yok. yani yan dairende otursa adam, gg üzerinden işlem görmeniz ve sisteme geçerli kargo bilgisi girmeniz gerekiyor.

biriyle buluşarak alacağınız zaman yanınızda birinin bulunmasına özen gösterin. hem güvenlik hem de tanıklık açısından, sıkıntı oluşturabilecek bir duruma karşı. tabi herkes sorunlu çıkmıyor ben çoğu satınalımımı ya da satışımı kendim buluşarak yapıyorum ama çok değerli birşey için yanımda büyük para götürmem gerekiyorsa büyük avm'lerden birinin yemek katında bir dükkanda ya da kendi arabamda açıklık kalabalık bir noktada buluşuyorum. genelde de para götürmüyorum, anlaşırsak atm'ye birlikte gidiyoruz falan.

Geçici ehliyet diye bir şey yok diye biliyorum. Ehliyet varsa kullanabilirsiniz yoksa kullanamazsınız.

*Belgelerin hazır olması, sınavın verilmiş olması ya da bla bla hiç farketmez. Elinizde ehliyetiniz yoksa öperler. (o kart olacak! ^^)

eğer ehliyet dosyan hazırsa, yanında taşıyabilirsen sıkıntı yaratmaz diye düşünüyorum.

@killerbee yaratır.
o kart basılı ve cebinizde olmak zorunda.

o dosyayla arac kullanabilirsin. ehliyet alana kadar o dosya senin ehliyetindir.

adana

çanakkale

izmir, edirne, muğla

eskişehir

ankara hiç değil

cevap veriyoruuuuum:
KAŞ

adana değil.

Trabzon değil. İnsanı gıcıktır. Trabzonluyum üstelik :)

çanakkale +1

sonra izmir geliyor

istanbul

ç.kale yaşancak bi yer değil. rüzgarı, esnafı, kışın berbat, 1 saat otobüs beklediğim oldu.
eskişehir, muğlanın ilçeleri bence fethiye
bir de mersin demek isterdim bozmamış olsalardı

muğla çok pahalı diyorlar :)

walla benim kuzenim fethiyede öğretmen,eşi de öğretmen ve ayrıca fethiyeli. yemin ederim hayat onlara hayat yaw. kuzen erkek, kendine tekne almış, haftasonları hele şimdi yaz ve tatil olduğu için neredeyse her gün balığa çıkıyor, evlerinde havuz var, çocuklar denize gidemediklerinde bütün gün havuzdalar. marmaris mesela pahalıdır, onlar daha önce de oradalardı ama fethiye ucuz ayrıca... onları gördüm, istanbuldaki hayatıma ağlayarak döndüm yemin ederim. saçma sapan yaşıyoruz hakkaten.

yok ya başlangıç için değil gayet profesyönel, 7 seneden beri bu raketi almak için para biriktiyorum, beğenmiyosan bana ver


edit: resim yok hacı.

butterfly bayağı iyi diye biliyorum

bahsettiğin raket gözükmüyor bu arada, göremiyoruz

butterfly iyidir ama cesitleri var tabi.. ne kadar para o kadar kalite :)

ekledim raketi.

80 dolar mı biriktiriyosunuz :). raket güzelmiş güle güle kullanın.

kesinlikle iyi bir raket. ama kesmezse sakın gidip raket alma hazır. raket yaptırmak en mantıklısı. biraz araştırman gerekecek ama en mantıklı ve yararlısı raket toplamak

Soundcloud mu?

voocaroo var bir de kaydedip gönderiyosun hemen böyle.
vocaroo.com

picocong, aralarında en basit olanı.

Verebileceğin en fazla parayıda söylersen modelde de yardımcı olabilirim. Bu halde genel olarak v-fren amörtisörsüz ve ya kilitlenebilir ön amörtisörlü ( dağa bayıra gideceğim dediğin için yoksa bence hiç gerek yok) orta halli bir bisiklet senin işini görür. Tabiki aldığın markanın önemi de büyük. Kadronun sağlamlığı vs. Ama önceliğin nasıl bir bisiklet istediğine kadar vermek olmalı.

Bence git en ucuzundan amortisörsüz hatta vitessiz bir bisiklet al. pedalı bile olmasa o bisiklet bisikletsizlikten daha iyidir. ayağını yere basa basa gene gider 2 teker.

benim tavsiyem salcano city sport modelinde(örnek alın bu modeli) fakat salcano değilde aynı fiyata daha çok kalite sunan geotech, kron, scott gibi(uygun fiyatlı olanları vardı şimdi bilemedim) markaları tercih etmenizdir.

@naylonlee: 300TL ile 500TL maximum verebilirim gibi. daha çok şehirde olacağım dağ bayır dediğime bakmayın. sadece bol yokuş var benim mevkiide diyelim.

bisiklet uzmanınız geldi... sedona 321 diyorum noktayı kapatıyorum. haaa, arkadaşımın satılık bisikleti de var whistle miwom 1162 hidrolik disk fren, 24 vites, 2011 model, güzeldir, yenidir, kız gibidir.

1 çok eğlenceli, iyi bir dost, yanlızlığa birebir, köpek, sokakta buldum aldım, 5 senedir bakıyorum.

2- gözlerimi açar açmaz evde kedi vardı, hep bu kediler falan oldu 7 8 yaşına kadar. ondan sonra köpeklere merak saldım zaten, hayvan sevgisiyle tanışmamın kötü bir yanını görmedim, çocukluğumda falan kediden köpekten hasta olmadım hiç.

1- evcil hayvanla birlikte yaşamak insanı psikolojik, sosyal, duygusal vs. anlamlarda değiştiren bir şey.
empati yapmayı, size muhtaç olan bir canlıyı besleyip yaşatmayı, kendinizden farklı bir canlıyla iletişim kurmayı öğreniyor, dolayısıyla insanlarla olan iletişiminizi ve gözlem yeteneğinizi de geliştiriyorsunuz.

doğaya ve çevrenize bakış açınız değişiyor, saygı duyuyorsunuz.

eğer ihtiyaç halinde olan bir hayvanı sahiplendiyseniz manevi tatmininiz ve ona verdiğiniz güven duygusu, sağladığınız şartlarla iç huzurunuz artıyor.

bunların da dışında, zor olabildiği kadar eğlenceli bir şey.

1 köpeğim, 8 kedim var. 6'ydı, 8 oldu bir süre önce.

çocukluğumdan beri köpek istiyordum.
ben 13-14 yaşındayken köpeğim evimize geldi, şimdi 15 yaşında.
birlikte büyüdük diyebilirim.
onunla geçen süre içinde kedileri de tanıdım, çok da sevdim.
kedilerimin hepsi sokaktan ve hepsinin bir tür hastalığı vardı, o yüzden sahiplendik.

hayvanları kendimden ya da herhangi bir insandan farklı görmüyorum.
insanları hayvanlardan üstün de görmüyorum.
yani hayvanların içinde büyüdüğüm için çok mutluyum ve çocuğum da kesinlikle en azından bir köpekle büyüsün istiyorum.

annemin köpeğimizden sonra başka biri olduğunu söyleyebilirim.
"normal"leşti yani.

2- kesinlikle sahiplenmeli. annemin psikologunun tavsiyesi üzerine (annemin takıntılı davranışları için tavsiye etmişti. aşırı titizlik, düzen manyaklığı vs.) bir köpeğim oldu.

kedilerin davranışları çok kestirilemeyebiliyor.
o yüzden bebek-çok küçük çocuk için belki uygun olmazlar.
ama bebekliğinden itibaren bir köpekle birlikte büyütebilirsiniz.
önce saydığım maddelerin hepsi burada da geçerli.

duyarlı, sevmeyi bilen, sorumluluk sahibi, empati-gözlem yapabilen, başkalarına ve kendinden daha farklı olanlara saygılı, genel olarak daha yapıcı ve daha yumuşak mizaçlı bir birey yetiştirmenin en iyi ve sağlıklı yolu bence.

ayrıca bir tür kardeşlik duygusunu da geliştirebilir bir nebze de olsa.
çünkü size hayatınızın her döneminde, her olayında eşlik ediyor.

bir çocuk için belki de en gerekli şey bir köpekle/kediyle büyümek bana göre.

ben can yoldaşı, hayat arkadaşı, ailenin bir bireyi olarak adlandırıyorum kedilerimi.

kedi bakacağına çocuk yap, çocuk yapamadığın için mi kedi bakıyorsun gibi sözlere hepsinin yeri ayrı. ne kedi çocuk yerini tutabilir, ne de çocuk kedinin diye cevap verebilirim.

kedilerle aynı evde yaşamak bambaşka bir deneyim. hiç uzaktan göründüğü gibi değil. inanılmaz bir karşılıksız sevgi gösteriyorlar. size çok düşkünler.

hiç öğretmediğiniz halde eve geldiğinizde kapıda sizi bekliyor, öpücük veriyorlar.

kedinin çocuk üzerinde olumsuz etkisi olacağını sanmıyorum. her yaşta olabilir.

çocuklarına kedi ve köpeklerden korkmayı, kaçmayı öğretenlerden, evde beslenmez diyenlerden hoşlanmıyorum.

şunuda çok gördüm, çok köpek bakılan bir sitede yaşıyorum, bu sahiplerin arasında sadece kendi köpeklerini seven, diğerlerinden nefret eden tiplerde var, bu olayı çözemedim nedense, mesela ben bütün hayvanları severim kedileri köpekleri, burada gezmeye çıkınca mesela bir sürü köpek gelir etrafıma onlarla oynarım ederim de, ne alaka bu sade kendi hayvanını sevip ötekilerden nefret etmek falan...

@buhebu:

hayvanat bahçelerine hapsedilen hayvanlarla köpekleri bir tutmak cahilliktir.
köpeklerin evrimsel gelişimiyle ve sosyal zekalarıyla ilgili araştırma yapmanızı öneririm.

köpek ormanda, bozkırda bulunan ve insanların zorla evlere hapsettiği bir hayvan değildir.
köpek, insanla birlikte gelişmiş ve insanla yaşamak üzere evrilmiştir ve o yüzden köpeğe "insanoğlunun en iyi dostu" denir.

insansız köpekler sizin sandığınızın aksine mutsuzdur.
bunu afrika düzlüklerinde yaşayan kaplanla karşılaştırmanızı nasıl bir mantığa oturttuğunuzu bilemiyorum.


köylerde serbest bırakılan köpeklerin tecavüze uğrama, ateşli silahla vurulma, bilinçsiz çocuklarca işkenceye uğrama gibi şeylerden çektikten sonra bizim tarafımızdan veterinerlere taşındığını söylemeye gerek var mı bilmiyorum.
ki türkiye şartlarında özellikle anadolu köylerinde yaşayan köpeklerin çok büyük çoğunluğunun hali içler acısıdır.

sanki çok medeni ve çok bilinçli bir hayvan besleme şekliymiş gibi yansıtmanın anlamı yok.
koyun, sığır mı bu ortalıkta dolaşsın?

hangi köpek soğukta-sıcakta, aç susuz, itilip kakılarak yaşayarak mutlu olabilir?
"evcil hayvan" kavramından haberiniz yok mu?

önüne mama koyduğunuz bir köpek bile 1-2 kereden sonra gece gelip sizin apartmanınızın önünde yatmaya başlar.
yani istediğinde gider, istediğinde gelir diye bir şey yok.
köpek, insanının yanında yaşamak ister.

insanla birlikte barınıp, insanla birlikte savaşıp, insanla birlikte beslenmiştir.
bu yüzden köpek sürekli insanladır ve insanla olmak ister.

@buhebu:

maalesef her köy sizinki gibi değil.

yine de bakış açınızı mantıklı bulmuyorum, kusura bakmayın.

1. yasattigi duygu annelik duygusu ile ayni sanirim ondan
2. kopekler cocuklarin egitiminde cok onemli bir yere sahip. avrupa'da ebeveynler daha cocuk dogmadan kopek sahibi oluyorlar.

1- Kötülük denen şeyden haberi olmayan masum ve de hayatı boyunca masum kalacak bir canlıyla yaşamınızı paylaşıyorsunuz. İnsana inanılmaz huzur veriyor. Çocuk bile anne babasından veya çevresinden kötülük yapmayı öğreniyor ama hayvan öyle değil. Doğasında yok. Tertemiz.

2- Aile kendisi de hayvan seviyor ve beslemek istiyorsa bence sıkıntı yok ama evcil hayvan dediğimiz mal olmadığı için hediye olarak "çocuk oyalansın" diye alınacak bir şey değil. Ama aile zaten hayvan besliyorsa bence çok güzel bir şey.

1) hayvan asla satın almam diye düşünüyorum. barınaktan yada sokaktan açlıktan yada arabalar vs yüzünden ölecek bi canlıyı beslemek ve gözlerinizin önünde büyüdüğünü görmek harika bi duygu. ay işedi üü temizleyemem üf pire eşyalara gelirmi tipindeki insanlar hayvan besleyemez bence.
2) hayvan sevgisi kesinlikle aşılanmalı ki vicdanlı biri olsun yaş farketmez bence kist hastalık falan faso fiso! araştırın 3 ayda bir tablet verirseniz yada parazit aşısı yaptırırsanız saçtan bi farkı yok tüyün. içiniz bu konuda rahat olsun.
saygılar :)

istanbulda honda motosiklet egitimi veriyor, ankarada da varsa o tarz bir yer once oraya git.

daha sonra vitesli kullanacaksan bence 100cc lik vitesli birsey dusunulebilir. cbr125, ybr falan

bildiğim kadarıyla ankara'da o tarz bir kurs yok. 100cc dememin sebebi ehliyet gerekmiyor 100cc nin altındaki motosikletler için, 100cc nin üzerindeki motorlarla polis çevirmesine girersem ceza yerim.

ehliyetsiz kullanmak riskli, polise yakalanmasan bile kazaya filan karışırsan problem olabilir. yakalanırsan da 700 tl ve motor bağlanması gibi bir cezası var.
vitesli motor kullanmayı öğrenmek kolay değil, kurs vs almak iyi olabilir.birlik mahallesi tarafında motoankara ve ulusan motor kurs veriyor. motoankara'da, a2 sınavı için olan kurs 200 tl filan idi.
scooter kullanmak da motorsiklet seviyorsan, çok anlamlı olmayabilir, vitesli motorsikletle keyfi çıkar bence.
bir de ehliyet sınırı 50 cc olabilir, tam hatırlamıyorum.

100 cc ye ehliyet gerekmiyor diye bir şey yok. onu kim dedi?

100 cc den daha düşük hacimli motorların mtv si yoktur.

ehliyet her motorlu taşın için vardır.

motosiklet için A2
motorlu bisiklet için A1

ama ikiside aynı zorlukta ve pahada alındığı için kimse A1 almaz direk A2 alır.

tamam bu konu da netlesti eyvallah @cokilgincbinikarayanadam

ybr 125 yada cbf 150 tavsiye ederim.

Judas Priest - Dreamer Deceiver

solo şuradan dinlenebilir: www.youtube.com

tüylerimin en fazla diken diken olduğu solodur.

ozzy osbourne - mr. crowley ben en çok bunu beğeniyorum birde neden bilmiyorum ama limp bizkit - shotgun şarkısının solosu da çok güzel geliyor bana.

sad but true'nun solosu da güzeldir.

en iyiyi söylemek çok zor tabii ama bu üçü arasından stairway to heaven bence. bir de şu var çok sevdiğim: youtu.be (metallica - the four horsemen)

Benim için en iyisi* November Rain sololarıdır. Slash içini dökmüştür.

*En iyi solo insanda en çok iz bırakandır bence.

pearl jam - alive

bu da iyidir www.youtube.com

www.youtube.com

bb king - sweet sixteen değilde nedir?

megadeth hangar 18

comfortably numb+1
metallica - master of puppets
pantera- floods
3ü de iyi gözümde.

hocam şu varken hepsi boş geliyor be...

www.youtube.com

ney alırken ney metoduda al cd li.

ikincisi bence şu plastik 20 liralıklardan al, entonasyonu falan bozuktur ama çalan onuda çalıyor,

kaliteli bir ney 250 lira civarı diye biliyorum fakat bildiğin üzere bunların bir sürü çeşidi var,

Bolâhenk Nısfiye (Ana âhenk)
Bolâhenk-Sipürde Mâbeyni (Ara âhenk)
Sipürde (Ana âhenk)
Müstahsen (Ara âhenk)
Yıldız (Ana âhenk)
Kız (Ana âhenk)
Kız-Mansur Mâbeyni (Ara âhenk)
Mansur (Ana âhenk)
Mansur-Şah Mâbeyni (Ara âhenk)
Şah (Ana âhenk)
Dâvud (Ana âhenk)
Dâvud-Bolâhenk Mâbeyni (Ara âhenk)
Bolâhenk (Ana âhenk)

(bkz: kız ney)

konya ya da adana'dan alınır iyisi.
bulması kolay olsun dersen d&r'da eğitim seti görmüştüm.

kullanmadığım bir adet kaliteli kız ney var. heves etmiştim, hiç kullanmadım. ben 250'ye yaptırmıştım. 180'e falan veririm sana.

40 derece bişey değil, 80 90 a kadar yolu var.

Diğer sıcaklıklar nasıl? Everest Ultimate Edition kur ve diğerlerine de bir göz gezdir. İşlemci sıcaklığında sıkıntı yok çünkü. Diğer sıcaklıklar da normalse sorun donanımsal olsa gerek.

Şu da olabilir geçici internet dosyaları şişmiş yani boyutları çok artmış olabilir İnternet explorer-internet seçenekleri-genel sekmesi-gözatma geçmişi-ayarlar-geçici internet dosyaları ve geçmiş ayarları bölümüne ulaşarak, kullanılacak disk alanını düşür, ve bilgisayarı kapatmadan önce veya ilk açtığın zamanlar cclener programıyla gezinme geçmişini, çerezleri ccleaner da önce analiz sonra temizliğe başlayı tıklayarak bilgisayarını temizle

Hayır, geçici internet dosyaları böyle bir soruna sebep olmaz.

kalınlık farklı olduğu için filtre kahve makinasına göre çektirirseniz gönül rahatlığıyla yapabilirsiniz (daha doğru olur- elinizdeki haliyle de kullanabilirsiniz ama kalınlığı uymadığından tam demlenmeyebilir belki). sonuçta türk kahvesi diye bir kahve yok o pişirmeden gelen bir adlandırmadır :)

denedim, beğenmedim. Ozdek'in dediği gibi hazır Türk kahvesi çok ince çekimli, belki ondandır ama yok, pek tavsiye etmiyorum.

demlenmeden ziyade taşıyor hemen, çünkü çok ince çekimli olduğundan filtreden geçmiyor.

çok ince şekimli oldugundan asıl filtreden geçer, kahvede telveler yüzer sacma olur.

yokluk zamanında epresso için çekilmiş kahveyi filtre kahvede kullanmıştım. pek iyi olmamıştı. aroma kayboluyor ve acılaşıyor.

timex expedition (ebaydan alınacak, çok çeşitli renk ve kayış şekilleri var)
s162.photobucket.com

bunu burada çok yazdım

bıkmam yine yazacağım

www.pirlant.com.tr

dip: +500 için öbür modellere bak baba saat bir adamın en ala aksesuarıdır ona göre de seç

swatch guzeldir
www.swatch.com

buradan yasina giyim tarzina gore secersin. zipir saatler de var, agir abi saati de var. var oglu var.

Yalnız ben her şeyi olduğu gibi saati de hor kullanacağım. Böyle ağır saatlerle girmesem mi ki? :|

www.saglikkutuphanesi.com

İkiside aynı ilaç

ne yapıştıracaksın bununla onu söylersen başka alternatifleri söyleyebilirim.

sunfix al ya metal plastik seramik yabıştırcam diyosan eğer.

www.darendelilerrehberi.com

www.hepsiburada.com

alüminyum armatür yapacağım stop motion film için.
onun eklemleri dışındaki bölgelerini bununla sabitleyeceğim.

edit: detayın detayı için şuna bkz; www.youtube.com

sunfix son derece güvenilir ve sağlam bir yabıştırıcıdır, fakat şöyle kötü bir şeyi var 2 sarı ve mavi hamuru birleştirip yapıştırdığın zaman taş gibi olur kalır ikincisi görünür.estetik amaçlara hizmet etmez yani. ve yabıştırırsan sökemez kıramazsın, en azından yabıştırdığın malzemeye zarar vermeden.

"plastik-çelik macun" olarak hemen hemen tüm yapı marketlerde var diye biliyorum.

@division,

aha evet türkçesi buymuş.

çok geçmiş olsun :( ilaçları olduğuna göre veterinere götürmüşsünüzdür. ne yapmanız gerektiğini söylemedi mi?

yemek yerken sorun oluyordur, biberon gibi bir şeyler besleyebilirsiniz. ağzına süt filan damlatarak.

iyileşecektir. ben küçükken bizim komşunun çocuğu bizim yeni yavrulamış kedi yavrusunu 5. kattan aşağı beton zemine atmıştı, çenesi kırılmıştı ağzına enjektör yardımıyla süt beslemek suretiyle iyileştirmiştik. suyunu ihmal etmeyin özellikle, kendi içemeyeceği için sık sık vermek durumundasınız, çok ısrarcıda olmayın, istemiyorsa zorlayıp işkence etmenin manası yok.

şırıngayla süt veriyorum kaşıkla ıslak mama veriyorum o kadar

ben sonar x2 kullanıyorum fakat 1996 senesindede cakewalk kullanıyordum, sanırım alışkanlıklarla ilgili bu. evet pro tools u çok met ettiler kurdum baktım, vst desteği yok sadece rtas(sanırım) var oda bana gelmedi.bunun dışında ne zaman cubase kullansam çogacaip hata mesajları ile karşılaştım.

protoolsun en büyük özelliği mimarisi, diğer programların hepsi işlemcin 12 çekirdekse bile tek parça olarak kullanıyor, fakat protools 12 çekirdeği ayrı ayrı kullanacak mimariye sahip ve tüm zamanların en gelişmiş, en çok güvenilen ve en stabil programı.


sonar x2 ile yaptığım çalışmaları buradan görebilirsin eğer merak edersen.saygılar

www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com

denver tabiki

i41.servimg.com

Raptor idi adı sanırım.

pterodaktil. uçuyor amk bundan büyük karizma olabilir mi:D

velociraptor'un daha iri bir türü vardı ismi d ile mi başlıyordu bence odur

Stegosaurus alayına gider. Velociraptor da iyidir severiz kendisini.

Beyler caps ile konuşun. Mobilde aratmayın bana hepsini :/

utahraptor

brachiosaurus tabe lan.

hem devasa hem karizmatik hem de yanaklari sikilmalik.

bir de otcul tabii diger pezevenglere zarari yok.

www.wikidino.com/wp-content/uploads/Brachiosaurus-un2kmu.files_.wordpress.jpg

Suya dayanıklı kağıdın varsa, içine kahveyi koy. Katla, kenarlarından dik ya da zımbala. At suyun içine.

sıcak su içinde demle kahveni(kaşıkla at bildiğin içine) sonra çay süzgeci ile süz, baktın olmuyor poşet çayın poşedini yırt süzgecin içine koy.


benim dikkat ettiğim şey suyun fokur fokur kaynamıyor olması gerektiği, tercihen 80 derecede 3 4 dakka iyidir.

urun.gittigidiyor.com

ben bundan kullanıyorum pratik ve ucuz. ama yukarıda yazdığım sistemlede yapmışlığım çok vardır.

kahve dükkanlarında satılan french presslerin aynısı bi milyoncularda 7 lira. neticede hiçbiri cam değil. hepsi çin malı.

starbucksa 15 lira diye gidip yormayın kendinizi en uygunu 60 lira. bodum marka ve cam.

kesin bilgi değil ama bildiğim kadarıyla zaten tek ehliyet üzerinde a2/b yazıyo'. her türlü kayıp ilanıyla gitmen lazım ama. matematik problemi gibi görünebilir ama evet, böyle olmasıl azım.

evet tek ehliyet üzerinde a2 b yazıyor onu biliyorum, ama b ehliyetim olmadan gitsem, orada sistemden vs. gözükür mü b ehliyetim olduğu, direkt çıkartırlar mı a2+b'yi acaba? yoksa kayıp ilanıyla gitmem yeterli olur mu?

zaten eski ehliyetini alıp yenisini basıp veriyolar, her halukarda karakola gidip kayıp tutanağı tutturman şart.

mesela plakamı kabettim gittim trafiğe adam sordu tutanak tutturdunmu diye hayır? deyince git şuraya kayıp çalıntı tutanağı tuttur öyle gel dedi. zaten 2 dakikalık bir işlem.


yoksa düşünsene cebinde 2 tane ehliet var bir tanesi b öteki b+a2 alkollü araç kullanırken yakalandın arabayla verdin b sınıfını sonra 50 kere çevirme yaptılar sen a2+byi gösterdin geçtin.

tabı kı gorunur sıstemde. b ehlıyetımı kaybettım dıyceksın. paşa paşa cezayı odeyeceksın. sonra adamlara a2 sertıfıkanı verıp ıkısını tek ehlıyette cıkarıp gıdeceksın

ybr al, daha güzel duruyor.


hem başlangıç için daha iyi.

İkinci el cbr 250 r

ikisi de seni 2 haftada sıkacaktır. alma. az daha sabret

2007 den beri cbf 150 kullanıyorum genel olarak memnunum detaylar için.

antik.eksisozluk.com

ilk seferinde hazır yoğurt kullan zaten beğenmeyeceksin tek kelime ile söyliyeyim. ha oldu beğendin ilk yaptığın yoğurttan ayırıp ikinciyi mayalarsın böyle böyle has yoğurda ulaşırsın.

zekeriyakoy, bahcekoy, resitpasa civarlarinda dogal sute de yogurda da ulasabilirsiniz. adres veremeyecegim ne yazik ki ama varsa bi tanidik o taraflardan sorun sorusturun derim.

"doğal maya nasıl elde edilir" şeklinde ararsan çıkıyor bir şeyler. tuhaf tuhaf yöntemleri var. incir sütüyle maya elde etmek gibi...

şişe günlük sütlerde de ısıl işlem var bildiğim kadarıyla. köyden gelen arabalar var çoğu yerde, trakyadan geliyorlar, çorludan, sapancadan dahi gelen var. onlardan kiloyla süt alıp kaynatıp soğumaya yakın mayayı katıyorsun. mayayı direkt katma, mayayı ayrı bir kaseye al, içine ılık sıcak arası olan sütten birkaç kaşık al yedir iyice çözünene kadar karıştır sonra yoğurda kat. oluşan karışımı battaniye yastık vs arasına koy, yavaş yavaş soğumalı bir gün sonunda soğumuş olur git al ye.

Mayaları da süt alanlara ücretsiz ay da cüzi bir şey karşılığında veriyorlar.

yeni süte eskisinden aldığın bir parça yoğurdu katarak süreci devam ettirebilirsin. cıvık, ekşi olabilir. ekşidikten sonra aynı yoğurdu katarsan yine ekşi elde edersin. alışması çok kolay gelmeyebilir ama bizim evde şu an satın yenmiyor yenemiyor.

marketten alınan yoğurdu maya olarak kullanmak olur mu bilmem ama süreç devam ettikçe katkısı azalmış olacak. bir noktada da minimuma inecek zaten. dışardan alınan süt de çok sağlıklı değil özünde ama tadı çok daha mükemmel. 1 ay bozulmadan duran yoğurda karşılık bu yoğurdu kavanozda yapıyorsanız açtıktan sonra 1 hafta falan var ortalama. sonra ekşiyor. daha doğal geliyor.

bulursanız manda inek karışımı yoğurtlar var. onların mayaları da çok iyi sonuç veriyor. sonrasında inek sütüne katıyor olsanız dahi.

onu bunu bilmem ama yapacağın yoğurdu activia probiyotik yoğurtla mayala.

tadından yenmez.

çam kozalağı, nohut, tarhana suyu, karınca yuvası toprağını ilk defa duyuyorum ama denemeye korktum şimdi ne yalan söyliyim:)

ustalık eserim olur onlar da artık ileride, şimdi önce şu mayamı bir bulayım da hele..

yahu hiçbiriniz de demiyorsunuz ki; adamlar senin yerine düşünmüş, evde yoğurt yapma kiti çıkarmışlar diye.

www.aoc.gov.tr

yapan arkadaştan da sağlam referansı var, duyurulur!

sapının atık olup olmadığı, perdelerin aşınıp aşınmadığı, manyetiklerinde switchlerinde elektrik tesisatında problem olup olmadığı gibi şeyler önemlidir.
bunun yanında ikinci el alıyorsan eşantiyon olaraktan kılıf, askı, pena, kablo, tuner, yedek alt 2 tel gibi şeylerde önem kazanır(hemen hemen her gitarcı bunlara zaten sahiptir.)

ha birde sap ile gövdenin birleştiği yerde çatlak, vidalarda sökme takma izide çok pis kazık yiyebileceğine delalettir, şimdi herşeyin made in çaynası var, alırsın fender adam gider ona sahte manyetik takar, ne bileyim squier manyetiği takar iteler sana kafadan 300 400 dolar geçirir mesela.

iyi bilmedikten sonra girmemek lazım derim.

aklında marka model varsa, yada fiyat aralığı ve tarz belirtirsen duyuru ahalisi olarak sanırım yardımcı olabiliriz sana.

duyuru, garaj.org, turkrock.com gibi internet siteleri.
kadıköy, taksim tünel gibi müzik aleti satan dükkanlar.

gitarı çalmak denemek lazım. @killerbee nin dediği gibi perdeler, manyetikler ve tesisat çok önemli. dış görünüşte vuruk çizik var mı diye bakabilirsin, satarken sıkıntı olmaması açısından. ben şahsen dış görünüşe önem vermem ama çoğu kişi alırken çiziksiz olsun istiyor. gitarın modelini internetten araştırıp üzerindeki manyetiklere dikkat et, orjinal manyetikleri çıkarılıp dandikleri takılmış olabilir veya sapı falan değiştirilmiş olabilir. öyle orjinal fender sapları falan iyi para edebiliyor yerine göre, herif orjinali satıp kolpayı takarak kakalamasın.

Belki senin mallığındır,bilemeyiz.

ben unutulmaz diye bir şey bilmiyorum ama, gayet de unutulur bence :d

vitesli bisiklet iyidir, koldan çevirmeli olanlar var onlar kolay ama sende ki kol üstünde ittirmeli bi şey olabilir. bisikletin markası Kron dedin zaten. teorik olarak çok bilgili değilim ama çok iyi ve bilindik bir marka olduğunu biliyorum.

her şey zaman istiyo abi, binmekten başka çaren yok :)

doğruluğunu vs. bilmem de duymuştum, okumuştum birkaç kez unutulmaz diye :D
edit:i.imgur.com varmış böyle birşey evet...

@degisim90 o da mümkündür neden olmasın? 10 yıl yapmadığı birşeyi 10yıl önceki şekilde yapabilmeli herkes... yapamıyorsa pratik eksikliğinden değil mallıktandır eminim...

bir süre sonra neredeyse hergün kullanmayı düşünüyorum bakalım hatırlayabilecek miyim eskisi gibi :D eski vitessiz salcanom böyle karışık değildi :D


bilenler söyleyebilirse güzel olur, şehir içi ama çok da düzgün olmayan yerlerde ince tekerlek mi olmalı kalın tekerlek mi? belki de tekerlek ince olduğundan zorlamıştır denge kurmayı... amortisör nasıl olmalı bir de? ön mü çift mi hiç mi?

salcano city sport gibi olmalı fakat salcano değil daha kaliteli bi marka olmalı.

dans etme bisiklete binme vb denge koordinasyonlari ogrenirken beyin tarafindan yurutulur. ardindan omuriligin yonetimine gecip ogrenilmis kordinasyon olarak kalir ve unutulmaz.

bisiklet butce isidir biraz. butcen dahilinde sahip oldugun bisiklet en iyisidir.

azcık geç kaldıın bir günü düşün, pedallara asılırken sırılsıklam olacaksın. öyle derse girip bi bok da anlamayacaksın. akşama kadar yıkanamadığından bir süre sonra mantar enfeksiyonu pişik mişik de olacaksın. bence olmaz.

8 km bir şey değil , gidilir gayet.

@herp
lan gören de ölüme gidiyoz sanıcak:Dvalla metrobüsle giderken de erken uyanıyom erken uyanırım yavaş yavaş tıngır mıngır giderim:)

8 km hicbir sey degil, keske ben de gidebilsem.

ben bu şekilde bir ortamda bisikletle işe gitmek için canımı bile veririm, arkadaş yollar müsait değil burada, hava aşırı rüzgarlı 4 senedir pisiklete binemedim bu bu yüzden ha motorum var da bisikletin yerini hiç bişey tutmuyor, pekala süper gidilir, bir süre sonra baktın iice hoşuna gitti, alırsın bir yağmurluk tulum ne var yani?

hem 8 km de insan terlemez bile tabi kaz dağlarına tırmanmayacaksan.

gidilir.
soğuk olsa da gidilir

10 km gidiyorum ben

ben her gün 25+25 km yol yapıyorum. soğuk havalarda uygun kıyafetlerle oluru var. ben de kışı merakla bekliyorum bakalım ne kadar devam edebileceğim.

bu arada, bisiklet olayı seni sararsa 8 km az bile gelir alternatif yollar aramaya başlarsın.

yokuş yoksa amına bile konur. yokuşlu yollarda 5 kilometre bile beni neredeyse bayıltacak kadar yorabiliyorken, dümdüz yolda 15 kilometre bile çok rahat bir şekilde gidersin.

reklam müziği jingle ı olarak üretildiğini düşünüyorum, zira casperın soluk, sönük tarzı gibi , cins bir müzik.

yani bir gruba, sanatçıya ait değil diyorsun.. Tüh be.. Eyw.

kampta kullanmak için şişme yatak yerine şişme mat almalısınız. o alacağınız yataktan hiç bir fayda görmeyeceğinizden emin olun. 3 gün sonra hava kaçırmaya başlarlar. o yüzden şişme mat alın. husky'nin şişme matlarını tavsiye ederim. şişirme derdiyle falan uğraşmazsınız. yatak için pompaya para vereceğinize mata para verin uzun yıllar kullanın derim.

www.atlaskamp.com
www.atlaskamp.com

mat, üstüne de uyku tulumu... soğuk günler için. yatak ben de tavsiye etmiyorum.

mat+ tulum var bende de ama böyle sıcak günler için biraz daha rahatlık sağlayacak bir şeyler arıorm..

mat + süper rahat pike battanie karışıı yazlık geniş tulumlar var, mumya kesimli falan değil.

www.hepsiburada.com

bende bu yataktan var, 2 yil kullandim cadirda. cok rahatti acikcasi :)

en mantiklisi deniz yatagi + uyku tulumu.

deniz yatagi yer de kaplamiyor, tasimasi kolay, gece uzerinde yatarsin gunduz cikarip denizde kullanirsin.

ben de tam tersi,karanlıkta içim sıkılıyor.

sevmeyiz. gecenin yeri ayrı, gündüzün yeri ayrı.

hastası mıyım bilmiyorum ama yazdıklarının hepsi kulağıma çok hoş geldi, hiç rahatsız olmadım. Özellikle otomobil ve deniz cümlelerine olduğu gibi katılıyorum, bi de müzik..ooo...

geceler ayrı bi güzel, severim.

ben de los isik severim mesela.

sunu bir arastir:
nyctophilia

ben de tavan lambasını haftalardır açmadım. yemeği bile yarı karanlık, loş ışıkta yerim. ekran ışığı+masa lambasıyla otururum. tavan lambası açıkken bildiğin geriliyorum. yıllardır böyle bu. anormal değilsin yani.

ışığı hiç sevmiyorum. odamda da genelde loş ışıkta ya da mum ışığında otururum. daha rahatlatıcı/dinlendirici bi havası oluyor sanki.

ben bu konuda o kadar abartıyım ki, odamda karartmalı stor perde kullanıyorum. gündüzleri de karanlık odam, gece kadar olmasa da. çok severim ben de.

bende çok severim karanlığı, loş ortamı fakat gel görki pcde önemli birşey falan yakarken aydınlatma çok önem kazanıyor, öteki türlü gözleri çöpe atma olayları oluyor.

James Blake - Limit your love, bu klibi seveceksin.

tetanos aşısı tetanos şüphesi olmayan yaralarda yapılmaz. ben korunayım diye yaptırmak istiyorsanız da acilde yapılmaz. sizin durumunuz hangisi?

Sokak kedisi ısırması fakat hayvanın kuduz olmadığını bildiğimiz için sadece tetanos yaptırmak istiyoruz. Evde şu anda kedicik. Veteriner de gördü. Sadece tetanos yeterli dedi. Doktora böyle anlatınca kuduz da yapmak isteyecektir diye sadece tetanos olmanın bir yolunu arıyoruz.

herhangi bir eczaneye gidip tetanoz aşısı alıp, en yakın sağlık ocağında sorgu sual olmadan vurdurabilirsiniz, normalde sağlık ocakları ücretsiz vuruyor fakat ne zaman gittiysem aşı yok deyip eczaneye yolladılardı beni.

pahalı bişey değil 5 6 lira diye hatırlıyorum.

Butun ozel hastanelerde ucretsiz yaparlar

doktora tanıdığımız kedi, aşıları var ve gözümüzün önünde derseniz kuduz aşısı yaptırmaz. Ama öyle değilse kendiniz gidin kuduz aşısı olun. Onun dışında acilde tetanoz aşınızı yaparlar.

yapiliyor.

kerhane açarım. yalnızca paralı kimselere akıl almaz hizmetler sunarım. vakti gelince para karşılığı sırlarını satarım veyahut şantaj yaparım.

yazılım işinde çok para var. e-ticaret işi kurardım.

çok ünlü bir markanın türkiye isim haklarını alır, pazarlardım.

göbek yapardım. baya baya göbek yapardım.

kurmazdım. yerdim. kefenin cebi yok. çocuklarıma da milyon liralar bırakmama gerek yok, hayata 1-0 önde başlasalar yeter. asıl miras çocuklarımı iyi yetiştirmem olur. yerim yanı çoğunu. işime geldiği gibi yaşardım.

emlak alır satardım. iyi muhitlerde 5-6 ev alıp kiraya verirdim, hiç bir iş yapmasam ayda 8-10 bin lira getirisi olur zaten. ondan sonra bilimsel çalışmalara falan yönelirim herhalde, ar-ge merkezi kurar patent üzerine patent yapıştırırım.

Gıda sektörüne girerdim.Özellikle dönerci açardım kalabalık bir meydana.Ya da otoparkçılık işi de çok iyi,giderin yok bir ton para kazanıyorsun.

organize sanayiden arsalar alıp fabrikalar inşa ettirir sonra da milyon dolarlara satardım.

@hayt deli oglan harbiden ha.. bi sürü emlak alıcaksın hepsinin kiracısıyla uğraşacak bir adam. o adam komisyonunu alıp kalan parayı hesabına yatıracak. o paranın yarısını biriktireceksin, yarısı ile sevdiceğini alıp o diyar senin bu diyar benim acayip acayip gezeceksin öyle harbiden lüks içinde olmasına gerek yok. deli uzun bir rota çizeceksin. yunanistan, portekiz, ispanya, fransa, almanya derken ingiltere, derken amerika, arjantin falan...

bu anlattığımızı acun yaptı ya la.

müzik stüdyosu. az da olsa kar bıraktığı sürece sadece kaliteye çalışan bir stüdyo. bıktım amına koyim ankaradaki bu dandik yerlerden, en kalitelileri bile rezalet. ben yaşadım evlatlarım yaşamasın.

iş kurmaz yerdim.

trakyalı mode on

sadece belirli bir dalda uzmanlaşmış hastane kurardım. ortopedi, onkoloji, kardiyoloji. ya da fizik tedavi ve rehabilitasyon hastanesi.

valla ben de bi dolu şey alıp gitmiştim ama acemiliğe gidince ne aldıysam aynısını orda verdiler. her yerde öyle mi bilmiyorum.

o dediklerin dursun, zaten bir o kadarını da ordu sana veriyor, dandik mandik idare ediyor, ama diş macunları tırt, at gitsin :) bu yaz gideceksen gideceğin yer pek önem teşkil etmiyor, usta birliği önemli, o vakit o bölgeye özel spesifik şeyler götürebilirsin.

askeriye veriyo ama yeterli miktarda vermiyordur. ustabirligine giderken nerden alabilir peki? kısa donemlere izin bi gün galiba

2 tane de askeriye veriyor. yanında yinede büyük torba götür 5-6 tane. iğne,iplik götür. bide en önemlisi bozuk para götür.

yeterli ben giderken 3 tane atlet,3 tane don götürdüm ikişer tane de oradan verdiler,bana yetti,hafta sonu çamaşır yıkanıyordu,eksik olan birşey varsa çarşıya çıkan askerlerden istiyorduk alıyorlardı hiç sıkıntı olmadı.

askeriyede aklına gelen herşey var fakat sorun şu

şimdi arkadaş diyelimki büyük biyere düştün benim acemi birliğinde 8bin asker vardı ve bu 8 bin asker 1 hafta gibi bir sürede kışlaya giriyor, o kadar kalabalık ki kantin sırası saatlerce sürüyor, oradada stoklar falan çok çabuk tükendiğinden 1 hafta 15 gün gibi bi süre sıkıntı çekebilirsin. o yüzden yanında götürmende fayda var. baktın ihtiyaç duymuyosun atabilr yada sivil eşya deposuna kaldırabilirsin.

bu olay genelde şöyle oluyor kışlaya girdin, işte çantana falan baktılar, elinde celp kağıdın, topladılar sizi bi yere ilk önce elbise verirler, bot kamuflaj 3 tane çorap 3 atlet, pijama,temiz çamaşır torbası,kirli çamaşır torbası,spor ayakkabı,eşofman, şort,kep ve diş macunu. bunların dışındakileri kendin alırsın vs vs. bazı yerlede 20 30 lira karşılığında neredeyse zorla resim falan çektirirler herkeze, hatta aynı filmi(vizontele tuğba) 20 kere izlediğim bile oldu, 1 lira verip sinemada uyumak varken kim gereksiz işler yapmak ister misali.

mame?
mamedev.org

@musella değil maalesef. böyle siyah bir ekran ikiye bölünmüş düşün sol kenarında sırasıyla oyunlar vardı geri kalanında ne vardı hatırlamıyorum..

neogeo neoragex'i soruyosun sanırım, hani king o fighters, metal slug, street hop falan olan emülatör bu(zamanında atari salonlarında hit olan oyunları barındıran emulatör)

ısırılmadığın sürece, ellerini yıkadıktan sonra bir şey olma ihtimali yüksek değil. sokak kedileri içinde büyüdüm ben. Bilerek tüy yemişliğim bile var. 20 yıl boyunca karşılaştığım tek sorun bileğimde çıkan büyükçe bir yaraydı.

rahat ol.

köpeklerin saldırma ısırma olayını geçtim, uyuz yok ise(zaten uyuz köpek belli olur her tarafı kıpkırmızı olur yara olur), köpekleri severken ağzına burnuna dokunma(kendi ağzın burnun) eve gelincede antibakteriyel bi sabunla iyice yıkarsan el ve kollarını bi sıkıntı olmaz.

hem kendi sağlığın için hem de köpeklerin sağlığı için arada pire tozu alıp köpeklerin ensensinden kuyruğuna kadar düz bir çizgi halinde dök. imkanın varsa sokak hayvanlarına ücretsiz bakan ya da çok az para alan veteriner klinikleri var. oralarda aşılarını yaptırt.

köpekten sana bulaşabilecek şeyler kurt-tenya vs dir. onlar da ağzını burnunu hayvana yalatmadığın, aynı kaptan yemek yemediğin (!) ve ellerini iyi yıkadığın sürece sorun olmaz.

Veterinerimiz sokak köpeklerinin tüylerine dikkat edilmesi gerektiğini söylemişti. Bu yıllardır geyiği dönen hayvanın kılı kist yapar muhabbeti, aşısız ve sokaklarda çiğ sakatat falan yiyerek beslenen köpekler için geçerliymiş sadece. O nedenle tüy yutmamaya dikkat edersin. Ama ben yıllardır gördüğüm her köpeği öperim, koklarım, daha bir şey gelmedim başıma.
Hayvandaki uyuz insana geçmez. Hayvandaki pire insana geçmez, insanda bit olur zaten.
Pire tozu öyle hayvanın tepesinden aşağı dökülüp bırakılacak bir şey değil. Onu döktükten sonra sık dişli bir tarakla pirelerin dökülmesi için epey bi taraman lazım. Ayrıca hayvanın yalamamasına falan dikkat etmen lazım. Ayrıca çok etkili de değil. Onu boşver o yüzden, pire olur sokak köpeğinde engelleyemezsin. Yalnız kene görürsen bir peçete ile tutup çıkartabilirsin, bi sıkıntı yaratmaz.
Eve gelince de elini yıka işte. Bu kadar. Hiçbir hastalık bulaşmaz.

yapmış işte kadın.

evet yapılabiliyor.. eski sevgilim stüdyoda albüm kaydında çalışıyor.. ondan duyduğum kadarıyla gayet de oynuyorlarmış ünlülerin sesleriyle..

konserlerde bile yapılabiliyor, stüdyo kaydında neler yapılır sen düşün.

www.youtube.com şu video herşeyi özetliyor.

overclock yapıp zarar vermediysen, kasa üzerindeki vidaları açmaya çalışıp izler çizikler bırakmadıysan, olası kasa kenarındaki etiketi(açılmasın diye koydukları) yırtmadıysan bir problem olmaz

benim bütün işletim sistemi korsandı bir şey olmaz:)

en kısık ateşte, küçük ocakta kapağı tam kapalı olacak, dakka olarak bilemem(pirinçten pirince değişir), fakat göreceksin suyu çekilecek, hafif sulu kalabilir,soğuyunca(demlenince) kendini toparlar.

altını kapattıktan sonra tencernin üzerine 2 kat kağıt havlu koyup kapağını kapat
bi dahakine 2 ye 3 yap ölçüyü.

yalnız o ölçüler prinçten prince değişir bazı prinçler çok su kaldırıyor. kimileri için dediğin ölçü ideal.

suyu az olmuş, yarım bardak daha kaynar su ekle. suyunun tamamını 15 dk civarı çeker, altını da çok kısma.

o pirinci bir gece önceden ıslattın mı?
bütün sorularının cevabı burada gizli..

soğanları kavur, domatesini(salçada ilave edebilirsin biraz ama ayarı kaçırırsan ekşi olabilir) koy karıştır, sonra bi yandan kaynatmış olduğun sıcak su dursun şimdi elleme, bamyaları içine at 3 tur çevir hafif ısısını kazansın, sonra üstünü örtecek kadar sıcak su koy kaynat. piştiğini anlarsın zaten.

sümüklenmesin diyede bişey yapıyolardı ama unuttum onu dur bakayım.(bulamadım)

bağyan değilim, yanlız yaşadığım için yemek yapmayı örendim o kadar. oburluk var o bakımdan yani

Bamyaları atınca hemen limon sık üzerine. Yarım limon kadar. O zaman sümüklenmez. Bir de çok fazla karıştırma hırpalama.

kitap değilde, gazete büfelerinde falan, dergi şeklinde olanlar var.

bu tarzda images.gittigidiyor.com

tebrikler, ilerleyen aylarda kilo vermek daha zorlaşacaktır, bence kiloya kafayı takıp kendinizi üzmeyin, zira irade ettikten sonra gerisi teferruat.

@sormaktan boyum 198 - 199 falandı. üniversiteyi bıraktığım için o dönem bir şeyleri kafaya takarak kilo aldım. ( üni öncesi 110 kiloydum ) aldığım kiloyla birlikte ister inan ister inanma vücudum çöktü. ondan dolayı yeniden toparlanır mı diye sordum...

sigara hiç kullanmadım, alkol belli zamanlarda.. yaş 25...

@karakteristik göz yamışması ne hacı?

@killerbee üzüleceğim bir olay yok ya eskiden kilolu değildim. eski günlere dönmek için uğraşıyorum..

Arada 1-2 kilo alabilirsin bu normaldir. Alırsan moral falan bozma normal olduğunu bil.

o boyu geri kazanmak için bir miktar spor yapmak gerekebilir
(bkz: postür)

tebriği kesinlikle hak ediyorsun hocam. sağlıklı beslenmeyi alışkanlık haline getirmen gelecek için daha faydalı olur. o değil 196 ya 143, çokta şişman göstermiyorsundur haksız mıyım? bir varsa göbek vardır bence.

@dirildimde geldim sağolasın. boydan kazanıyorum zaten yoksa halim kötüydü. aynen dediğin gibi göbek var sadece...

(bkz: stumbleupon)

dışarı çık.

dışarı çıkıp nereye gideyim?

yürüyüş yap,hava al.

yok yahu ne işim var dışarda

bana ne kızıyosun yahu :)

çok sıkılıyorum kafam bozuk

Sokağa çık. Bi dolaş bakalım, kaç gündür insanlar ölüyor falan. Belki ilgini çeker.

diren

az önce yaptığım şu kaydı dinleyerek olabilir :)
www.youtube.com

güzel olmuş neyle yapıyorsun bunu

sonar x2 ve çeşitli synth sesler

birde şuna bakın derim ben

www.youtube.com

ve tabi kanalıma buyrun www.youtube.com

stumbleupon yazana şaşarım la. adam muhabbet istiyor, sen hala kedi, köpek videosu gönderiyorsun adama. tamam sakinim.

aslında fena olmadı stumbleupon, bi yarım saatimi kurtardı, sonra o da baydı tabi.

ben bulamadım fakat
www.youtube.com
şu tarz videolar mevcut.

mecbur kaldığım zamanlarda yıtıb downloader ile indirip çalıştığım oldu bi kaç parçayı.

@killer o tarz videolar olduğunu biliyorum zaten. how to play tarzı bir şeye ihtiyacım yok teşekkür ederim. sorum gayet açık :)

picosong.com hocu oluyomu :)

sardın şarkıyı başıma uğraş uğraş dur şimdi, sallamasyon forever:)