hayalini kurduğum biriyle tanışıyorum, o da benimle tanışmak istiyormuş, öyle msn mesaj felan gayet hoş gidiyordu muhabbet, sınavlar dolaysıyla da yüz yüze görüşemedik, ki henüz tanışalı 1 hafta oldu. temkinli bir kız, öyle hemen gel buluşalım tanışalım cinsten değil. işe yaramayabilir ama (bkz: akrep burcu kadını)

neyse efenim asıl mevzu bu kişi benim yazdığım notları görmüş facebook'da. küfür ve argo az değildi bu notlarda..
-ne sabırsa- hepsini okumuş. onları okuduğundan beri soğuk davranıyor, hatta beni siktiretmiş olma olasılığı yüksek.
nasıl bir kıvırma yöntemi izlenmelidir?
aslına bakılırsa benim ilk kıvırma girişimim şöyle idi: "günlük hayatta pek kullanmıyorum, ancak denemelerimimin sokak ağzına yakın olması babında kullanıyorum" vs vs..
kendisini tanıtmadım ve baya bi özet geçtim ama genel kaidelere dayanaraktan; geri dönüşüm kutusu'n'dan çıkma olasılığım var mı?

eşimin bazı testleri yaptırması gerekiyor fiyatlar biraz pahallıymış doktor öyle dedi.
aşağıya hangi testleri yaptırmamız gerektiğini yazıyorum.
uygun fiyat verebilen yer ve tanıdıklarınız varsa seviniriz.

Faktör V Leiden
Protrombin (Faktör II)
Gen Mutasyonu
MTHFR 1298 + 677 (ikili)
Kromozom Analizi

Anti Kardiolipin Antikor IgG

Lupus Antikoagülan Ekran

APTT

araç ile topkapı yönünden gidiş lütfen

bi okula ingilizce bişiler yazıyorum mektup gibi, ve mektuba bişiler zımbalayacağım ek gibi. böle bir şey için mektubun altına ne yazılıyor? burda "ekler" deyip "1" falan denir ya, orda nasıl oluyor bu işler? "attachments" yazıp, altına "1", "2" diye sıralasam olur mu?

Saatlerden biri baverly hills polo club

www.sahibinden.com

SAAT ÖZELLİKLERİ

» Kasa Şekli : Yuvarlak
» Kadran İçi : Iskelet
» Kadran Rengi : Beyaz
» Kordon Tipi : Deri
» Kasa Tipi : Bakır Kaplama
» Kordon Rengi : Siyah
» Saat Tipi : Klasik
» Çerçeve Tipi : Standart
» Mekanizma : Otomatik
» Cam Tipi : Kristal
» Kilit Sistemi : Emniyetli Klips
» Cinsiyet : Erkek
» Takvim : Var
» Alarm : Yok
» Kronometre : Yok
» Gece / Gündüz Modu : Yok
» Su Geçirmezlik : 100 M Su Geçirmezlik (Derece III)
» Garanti Süresi : 2 Yıl



diğeri de orient.

videomix.ru

SAAT ÖZELLİKLERİ

» Kasa Şekli : Yuvarlak
» Kadran İçi : Index
» Kadran Rengi : Beyaz
» Kordon Tipi : Deri
» Kasa Tipi : Çelik
» Kordon Rengi : Kahverengi
» Saat Tipi : Spor
» Çerçeve Tipi : Tachymeter
» Mekanizma : Pilli
» Cam Tipi : Kristal
» Kilit Sistemi : Standart
» Cinsiyet : Erkek
» Takvim : Var
» Alarm : Var
» Kronometre : Var
» Gece / Gündüz Modu : Yok
» Su Geçirmezlik : 100 M Su Geçirmezlik (Derece III)
» Garanti Süresi : 2 Yıl

türkçe'de böyle bir kullanım var, 25 yaşımda öğrendim ben bunu. "ayşe'den için" diyor mesela adam, "ayşe hakkında" demek istiyor. bu kullanımı son zamanlarda sözlükte de görmeye başladım. doğru mu bu kullanım, yöresel mi? komik mi? ne bu? niye kullanıyor bunu insanlar? daha saçma daha cahil bir kalıp olamaz gibi geliyor bana. sorun bende mi kullananlarda mı bilemedim.

Aşırı ısınıyor bu. 900 lira verdim de aldım da getirdim de beğenmedim de şimdi geri vermek istiyorum. şöyle ki, konuşurken rahatsız edecek derecede kulağa denk gelen bölgede sıcaklık artışı var. bi hata sözkonusu yani. mediamarkt'tan alalı 9 gün oldu. parayı geri alma diye bi olasılığım kaldı mı? çek mi verirler ne yaparlar? üzerine 500 daha koyup iphone alasım da var çok feci. ne yapsam?

Ömrünün son günlerini yaşayan babamın canı kiraz istiyor, ne yaptık ne ettiysek bulamadık. Akıl akıldan üstündür derler, var mı bir hal çaresi? Bir avuç dahi olsa yeterli.

İkamet İstanbul ama yeter ki bulalım memleketin neresinden olursa olsun.


Not: Birkaç gün üstte kalırsa sevinirim.

olay şu ki
dün beşbuçuk ay sonra alsancağa sarhoş olmaya gittim
mekanda da çok çok uzun süredir görmediğim çok çok sevdiğim en önemlisi saygı duyduğum bir arkadaşımı gördüm
iki kişilerdi
yanında izmirin en güzel hatunu desem
değme mankenlere iltifat etmiş olurum
gemi kaptanıyım işte dünya kriterleri dahil
ukrayna bile buna dahil buna
alabildiğine sarışın
deniz den daha derin mavi gözler sahip bir hatun vardı....

2 kadeh bişeyler söyledim
içelim az da muhabbet edelim diye
elaman bu arada yarın için yani günün ilerleyen saatlerinde
mekanın birinde gerçekleştirecekleri oyununa davet etti beni
gelmez isem benle bütün irtibatını kopartacağını söyledi ve masadan lavaboya
etin suyunu sıkmak amaçlı (bkz: işemek )uzaklaştı
giderkende abi hatun yalnız kalmasın ben gelene kadar eşlik et dedi
ettim
bu esnada hatun mesleğimi ve mekandaki bana gösterilen saygının samimiyetin nedenini sordu
hepsi samimiyetten dedim
ben onları onlar beni sever dedim
telefonumu istedi
çıkışta ne yapacağımı sordu
eve gider uyurum dedim
yarın gece gösteriden sonra beraber takılalım gibisinden bir takım
muhabbetler gerçekleşti olabilir dedim

sonuçta yalnız bi adamım yani
neden olmasın değil mi duyuru?

bu gün sabah saatlerinde o arkadaşım msn de online oldu
ve bana dün konuda adı gecen hatuna aşık olduğunu
ağazımın iyi laf yaptığını
ve bu hatuna bunu ayarlamamı rica etti
senden başka kimseye güvenemem dedi

çok seygıdeğer ekşi duyuru
verdiğim bilgiler ışığında
yarın ben gösteriye gitmez isem
eleman baya baya bozulacak
eğer gidersem
o hatunu istemeyerekten de olsa kaldırmış olacağım

olay şu ki efendi ve kaptanım
kaptanlığım tüm dünyaya belge ile ispat edilebilir
efendiliğimi ise
27 yıldır korumaya çalışıyorum

yarın benim ne yapmam gerekiyor

tanıdığım tüm hatunları mekana çağırdım bana yavşayın ulan kız benden soğusun
elemana ayıb olmasın dedim en olmadı kız kardeşimi götüreceğim yanımda takıl abicim
olay böyleyken böyle diyeceğim

en olmadı eski numaramı yapıp ben gayım bebeğim
erkeklerden hoşlanıyorum diyeceğim

en kötüsünü düşünerek size soruyorum ekşi duyuru ben
ne yapayım yarın
bana bi akıl verin....

çok büyük çıkmazlardayım...
efendiliğimin gitmesi götümün gitmesinden daha büyük bir kayıp...

Merhaba sevgili evrensel enerji yüklü Romalılar,
İzmir'de geçmiş yaşam regresyon analizi yapan hacı hoca cinci takımı olmayan,eğitimli birilerini aramaktayım.
Bileniniz var mı acaba?

izmir'de otizm üzerine makalesi olan hekim aranmaktadır.bilen duyan yada görenlerin yardımlarını esirgememesini arz ederim sayın dostlarım

Soru üstte yardım lütfen. Lütfen.

Sevgili duyuru insanları,
Öncelikle konuya biraz kendimi tanıtarak başlamak istiyorum, ben 23 yaşındayım, üniversiteyi 2 sene de olsa yurtdışında okudum, istanbul bağdat caddesinde ikamet ediyorum annem babam halam teyzem hepsi üniversite mezunu aklı selim kişiler,iyi bir ailem var, mavi gözlü ve sarışınım çoğu insan baya güzel oldugumu söyler.
2 aydır liseden arkadasım olan birinin abisiyle çıkıyorum. Çocuk 28 yaşında, lise mezunu 1 ve 2'şer sene olmak üzere 2 kere ceza evinde yatmış (2si de kavgada adam yaralamaktan) şu anda parasını illegal yollardan kazanıyor. Aslen insan olarak çok çok iyi biri anlattıklarına ve benim de gözlemlediklerime göre hayat onu bazı şeyler yapmaya zorlamış. Ben bi de şunu söylemek istiyorum ben salak biri değilim, gözlem ve olayları yorumlama yeteneğim hayli gelişmiştir, çogu şeye sadece insanların anlattıklarına göre yargılamam mutlaka kendi iç sesimin ne dediğine bakarım. Neyse ne diyordum, ben aslında çocukla ilk başta arkadaşlık falan değil, bi tadilat işi için millete birini aradığımı söylüyordum, işte bu liseden arkadaşım da benim abimin bi tanıdığı var sana çok ucuza halleder falan diye bizi tanıştırdı, ilk tanıştıgımda bi garip hissettim çünkü hakikaten cocuk acayip yakışıklıydı, sonra kendi kendime - ki başından neler geçtiğini lisedeki arkadaşımdan biliyordum- kızım saçmalama senin elin serserisiyle ne işin var kendine gel dedim.
Gel zaman git zaman bizim bu evdeki tadilat nedeniyle -çok da yakın oturuyoruz kendisiyle- bakayım işi nasıl yapıyorlar bahanesiyle bi kaç kere gidip geldi. Ben bi baktım benim gönlüm buna akıp gitmiş. Kendi kendime yapma etme dedim, sen nerdesin o nerde dedim, bir türlü dinletemedim. Ben de bir salaklık mı var? Sizce bizim ilişkimiz yürür mü? O her defasında beni çok sevdiğini, bana aşık oldugunu daha önce yaşadıgı hiç bir şeye benzemediğini söyleyip duruyor, bir keresinde birbirimiz için uygun olmadıgımızı söyleyip ayrılmaya çalıştım, iş yerime ayrı oldugumuz her gün çiçekler gönderdi, arkadaşlarından duyduğum çok üzgün olduğu, evden çıkmadığı ve benden başka bişey konuşmadığı haberlerine dayanamayıp barıştım ve yürütmeye çalışacağımızı söyledim. Aklımın %85'i ayrı dünyalarda yaşayan insanlar oldugumuzu ilişkimizin asla yürümeyeceğini söylerken %15'i de beni bu kadar çok sevip el üstünde tutan birini neden bırakacakmışım diyor. Ne yapacagımı bilemiyorum.
Kendisinin de normal bir hayatı olan normal bir insan olmasını çok isterdim, ama işlediği suçlar yüzünden beraber oldugum adamla bi yurtdışına bile çıkamayacak olma düşüncesi sinirlerimi bozuyor, sicili affa uğramazsa hiç bir zaman dogru dürüst bir işe giremeyecek - nasıl oluyor bilmiyorum ama daha hiç para sıkıntısı çektiğini görmedim, yaşadıgı evin de maşallahı var - kariyer falan hak getire yani, üniversite desen zaten ayrı bir hayal, ben bu sene master hayalleri kuruyorum yanımdaki adam lise mezunu, nasıl olacak bu iş diye düşünüyorum. Diğer yandan sadece 2 ay olmuş olmasına rağmen gözüme bir baktıgında neye canımın sıkıldıgını anlıyor, istemediğim bişeyi kesinlikle yapmıyor, canımın sıkıntısını geçirmek için elinden geleni yapıyor, annesi ve ailesinin büyük bir kısmıyla tanıştım (babası vefat etmiş), arkadaşlarının nerdeyse tamamıyla tanıştım ve hepsi ondan duyduguma göre beni çok beğenmişler, en önemli şeyse onun yanında kendimi iyi hissediyorum. Normal bi arkadaşımmış gibi onunla muhabbet edebiliyorum, onu yapma bunu giyme şuraya gitme diye beni asla kısıtlamıyor, saçma kısakançlıklar yapmıyor. Beraber içip içip sokaklarda saçmalayıp gülebiliyoruz, çogu şeyi beraber yapmak çok daha eğlenceli geliyor. Bir yandan da şu anda yaptıgı şeyden dolayı her an evi polisler basacakmış gibi diken üstünde yaşıyorum, her an hapse girebileceği düşüncesi sinirlerimi allak bullak ediyor. Etrafımdaki hiç bir kimseye onu anlatamıyorum, nasıl biriyle beraber oldugumu anneme anlatmaya kalksam heralde kadın kalp krizi falan geçirir, arkadaşlarıma da anlatamıyorum allah bilir neler neler söylerler bana. Aslında buraya da neden yazdım bilmiyorum ama en azından kendi kendime ölçüp tartmaktan sıkıldım, başka insanların fikirlerini duyarsam kendimi bu garip ilişkiden daha çabuk kurtarırmışım gibi hissediyorum, fikirlerinizi bekliyorum.

sorum şudur ki, öğrendiğime göre eğirdirdeki zorlu eğitimden yırtmanın tek şartı refüze olmak ve tuzlaya geri gönderilmekmiş. bir insanda alerjik astım, migren, sinüzit ve derisel alerjinin tamamı var ve fekat bunları ispatlamak için bir doktor raporu bilmemnesi yoksa bende bunlar bunlar var diyerek doktorları ikna edebilir mi? yoksa hadi lan yeme bizi turp gibisin işte deyip alıkoyarlar mı? nedir ne değildir?

bir diğer sorum da şu; eğirdirden refüze edilince direkt tuzlaya mı gönderiliyorlar? çünkü kıbrıs lafı da geçiyor sürekli, refüze edilip kıbrısa gönderilme durumu da var mı yoksa refüze olunca tek istikamet tuzla mı?

ve gelelim son soruma, refüze olup tuzlaya gönderilen kişinin kalan bir yılını tuzlada geçirme ihtimali var mıdır? tuzladan illa sınır karakollarına gönderiliyor diye bir kural var mıdır? nasıl oluyor? üff :( bilgi verin filan işte :(

Kısa film çekmeyi düşünüyoruz; benim karakterimin saçları simsiyah olmak zorunda. Ama ben kumralım, siyah ve yıkayınca geçicek saç boyası bulabilirmiyim ? Veya bana önerebileceğiniz başka bir çözüm varmı?
Örneğin: Siyaha boyayıp sonra yine kendi rengime boyasam işe yararmı?

Sevgili duyuru ahalisi

migreni çeken bilir. türkiye en iyi tedavinin cerrahpaşa hastanesinde yapıldığını söylediler. hazır hastaneye gitmişken bu konunun uzmanlarından birine tedavi olmak istiyorum. bunun içinde bir fiyat farkı vermek gerekiyormuş. bu verilecek farkın ne kadar olduğunu bilen biri var mı acaba orada?

istanbul avrupa yakası, mümkünse bahçelievler civarı önerebileceğiniz sgk anlaşmalı, memnun kaldığınız hastane var mıdır? sözlükte dünya göz hastanesi için pek iyi şeyler yazılmamış o yüzden gidesim kaçtı.

thy ve diğer havayollarındaki hostes maaşları hakkında bilgisi olan var mı?

İçimde inanılmaz bir elektrik süpürge alma aşkı var anlatamam.
Sorun şu ki, neye dikkat edeceğimi bilmiyorum, dyson lara ilk gördüğüm günden beri hastayım ama namussuzlar çok pahalı. (gerçi 650-700 tl ye kadar ayıracağım sanırım)

Şimdi, neye dikkat etmeliyim? emiş gücü motor gücünden farklı gördüğüm kadarıyla, iyi denebilecek güç nedir? sessiz olsa süper olur tabi, hepa filtresi yıkanabilir mi olmalı, (torbasız olsun evet) rowenta ya da diğer markaların siklonlu makinelerinin dyson dan farkı nedir? hepsi aynımıdır?

24 saatin gunune gore 5 ile 10 saat arasını uykuda gecırıyorsam, geri kalanı oturarak geciyor. sandalyem gayet rahat, aynı sandalyeyı kullanan ve benım kadar cok oturan ınsanlar tanıyorum; onlarda hıc boyle bır problem yok.

oturma pozisyonumdan mı kaynaklanıyor anlamadım ama mumkun degil sopa yutmus gıbı oturamam devamlı.

ne yapmak lazım bel ağrısı için, basit hareketler var mı gunde 10 15 dk ayırsam faydası dokunacak?

ozellikle sabah yataktan kalktıgımda cok uyumus da olsam az uyumus da olsam, cok agrıyor, bı el atın efenim - bu arada yatağı değiştir demeyin, değiştiremem. :))

118 80-118 24 filan diye bişeylerin reklamları çıkıyor devamlı. nedir bunların olayı? eski 118 ile aynıysa niye bu kadar reklam filan kasıyolar? kaç kişi arayacak ne kadar para kazanacaklar ki?

ist.bilişim'den geliyorum. iş görüşmesine gittim, görüşme olumlu geçti ve ikinci görüşme için bana 4 sayfalık bir laptop listesi verdiler. bu listede 300'e yakın laptop'un modeli, işlemcisi, rami, harddiski, ekran kartı, ağırlığı, fiyatı ve bazı laptopların da özel nitelikleri yazıyor. haftaya tekrar gideceğim görüşmeye ve hepsini ezberlemem gerekiyormuş.

bu bir yıldırma taktiği mi yoksa ciddi ciddi böyle bir koşul olabilir mi sizce? özellikle model isimlerini ve fiyatlarını ezberlemek imkansız resmen. mesela 556 dolar, LG2203-ABRR gibi hepsi de.

yardımcı olun lütfen, bu konuda fikri ya da düşüncesi olan var mı?

Var mıdır?

arkadaşlar,

italyan kültür
pianeta
pronto

bu üçü hariç dil kursu var mı istanbul içi? özel ders değil yalnız.

Semih Kaplanoğlu hocanın bu filmini nereden bulabilirim? bir şekilde izlemem gerekiyor. çok merak ediyorum.

(belirtmeyi unutmuşum ankara'dayım)

doktorlardan tatmin edici bir yanıt alamadığımız için merak ettim; umarım buradan yardım edebilecek birileri çıkar;

bir tanıdığım, puslu görme şikayeti ile ve gözlük numarasının artmış olabileceğini düşünerek göz doktoruna gittiğinde kendisine başlıktaki teşhis konulmuş ve daha teşekkülü bir hastaneye yönlendirilmiş.

merak ettiğim göz arkası iltihaplanması nedir ve neden olur????

not: bu güne kadar gözlük kullanıyor olması haricinde bir şikayeti yoktu.

nişanlınızın, en yakın dostunun sevgilisine aşık olduğunu bilseydiniz ne yapardınız? düpedüz platonik aşk olayı yaşanmakta yani. sizse nişanlınıza köpek gibi aşıksınız. bu duruma nasıl dayanır ki insan?

en üst katta çılgınlar gibi kasırgalarla, aşırı sıcak ve soğuklarla boğuşan evimizin panjurları tabi ki bakımsızlıkla da beraber iflas ettiler. çok büyük çoğunluğunun açıp kapamak için kullanılan ipleri koptu. bu iplerin tamiri (değiştirilmesi) falan olur mu? tamiri için üstteki kutuyu mu açmak lazımdır? çok masraflı bir iş midir? bir bilen var mıdır?

Şimdi gençler benim böyle kocaman iğrenç bir burnum var. Hem kemerli, hem büyük, hem de sola doğru bir yamukluk var. Geçen yaz kbb doktoruna gittim göstermek için, problem yok dedi. nefes almamda da hiç bir problem yok. şimdi ben bida gidip nefes almada güçlük çekiyorum falan desem doktor yer mi bunu? yoksa rahatça ben demeden anlar mı? burnumda deviasyon varmış gibi gidip doğrultmak istiyorum şunu. sinirimi bozuyor aynaya baktıkça.

Merhaba,

Salvador Dali'nin bir tablosu var, tarif etmeye çalışayım: Salon gibi bir yerde, ortada yarım bir kadın eğilmiş kitap okuyor, sağ tarafta deniz var, gemi geliyor, şömine var ateş yanıyor. Hatırlayabildiklerim bunlar. saatlerdir arıyorum bir türlü bulamadım. Yardımınıza ihtiyacım var.


Çok teşekkür ederim.

Şaka len herkes yazabilir tabikide :)

1-bayanlar; sevdiğiniz size evlenme teklifi yapsa ve bunu güzel ve sürpriz bir şekilde çevrenizdeki samimi olduğunuz kişiler ile birlikteyken yapsa hoşunuza gidermi gitmezmi nasıl olur? erkekler; siz öylemi yaparsınız nasıl yaparsınız? bir deyi verin yahu.

2-bi düşüneyim filan deme olasılığını çok azaltırmı bu durum hani çevre kalabalık utanır vs..

Not: zaten kabul edecekte sorayım dedim yinede...
Not2: bu şekilde yapacağım diye bişide yok aklıma geldi nasıl olur diye düşünceleriniz öğrenmek istedim...

benim bir botum vardı, çalındı. gidip aynısını almayı düşünüyorum. istanbul'da beşiktaş, şişli, kadıköy falan civarında nerede satılıyor bunlar? ugg'lar yedi mi hepsini :/

Ya, tam da bu yeni Muş olayları patlak verdiğinde bir yazar kardeşimiz Muş'la ilgili bir entry numarası göstermiş ve sırf olaylardan dolayı Muş'u istenmeyen bölge ilan eden, 3-4 kişiden yola çıkarak oranın halkını genelleyen kitleye giydirmişti epey. Refere ettiği entry'de sanırım doğu görevine giden bir arkadaş Muş'la ilgili gözlemlerini anlatıyordu. Nerde yemek yenebilir, nerden ne alınabilir falan gibi şeyler. Beni bir yönlendirseniz o entry'ye, vallahi çok sevinicem.

efem sözlüğümüzde de pek bi sevgiyle muhabbetle anılmış bu ot.. sozluk.sourtimes.org edinmeye karar verdim ama hap map olarak değil. bildiğiniz düz çayını yapacağım. aktarlarda vardır herhalde ya da var mı hazır marka satılanı? en bi süperi şu diyeceğiniz?

selamlar herkese, kısaca özetleyeyim. 3 buçuk yıllık evliyiz. bir buçuk yıldır bebek sahibi olmak istiyor ancak fazla da paniğe kapılmıyoruz. ama olmuyor... en son bu ay çok ümitliydik ama yine olmadı. eşimi çok seviyorum onunla alakalı bir sorun olursa hiç önemli değil. aslında ben rahatına çok düşkün özgürlüğüne düşkün bir adamım ve bebek olmasa da çok dert etmezdim. ama eşimin ailesi ve benim ailem artık torun istiyorlar onun üzerinde çok fazla baskı var bunu hissedebiliyorum. her ay ağlıyor. bana doktora gitmemiz için yalvarıyor. bense hep savsaklıyorum..bunun da nedenleri şunlar..

1. eşimle evlenmeden önce de bir başkasıyla ilişkim oldu, hiç korunmadık, hiçbir tedbir almadık uzun süren bu ilişkide hiç gebelik falan sorunumuz olmadı.

2. benim fazla kilolarım var, kardeşim de benimle aynı durumda kilolu yani. erkek kardeşim de iki yıldır evli ve çocuğu olmuyordu. o doktora gitti. varikosel ameliyatı oldu. ve hala çocuğu olmuyor.

3. eşimin beni çok sevdiğini biliyorum ama ya benim hiç çocuğum olmayacaksa ve o da üzerindeki aile ve toplum baskısından bunalıp bunalıp da beni bırakırsa. bundan çok korkuyorum..

4. bende herhangi bir kısırlık falan varsa o zaman da tüp bebek yapılıyor mu? bu işi bilenlerden bu konulardan anlayanlardan rica ediyorum. hatta daha olmazsa anadolu yakasında bir tüp bebek merkezi falan önerebilirlerse, çok sevinirim. eşimden haberli mi gitmeliyim ona söylememeli miyim buna daha karar veremedim.

siz olsaydınız napardınız...

Merhaba arkadaşlar :)

Hamileyim ve birkaç ay sonra bir kızım olacak inşallah..
Tanıdığım hamilelere falan bakıyorum da, herkes ismini çoktan bulmuş. Biz çocuğu hala mercimek, boncuk, cücük diye seviyoruz. Odasını sipariş vermemiz lazım, kapı süsüne adını yazdırıcaz, bunun için de ismini belirlemek lazım ve biz hala başladığımız yerdeyiz.

Ben adı "Nisan" olsun istiyorum, eşimse "Leyla" diyor. Ben Leyla'yı istemiyorum, o da Nisan'ı :(

Ortak düşündüğümüz, eh olabilir dediğimiz isimler şunlar..
Nihan, Cemre, Derya, İdil, Melis, Sıla, Pelin, Benan, Beren

Sizce hangisi daha güzel? Ya da "bunlardan bi cacık olmaz şu isim daha hoş" dediğiniz bir şey var mı?

Fikirlerinizi paylaşırsanız çok sevinirim :)

(( Belirtmeyi unutmuşum tabi, hayırlısıyla nisan başında doğacak kızım, o yüzden içim ısındı Nisan'a. Hem "bolluk, bereket" de demekmiş, ama evde rağbet görmedi bu isim işte. peh. ))

kısa ve öz olmasına gayret edicm(benzer bi sürü duyurudan gaza geldim, umarım bi sonuca ulaşırım ben de) :

- s*kitiri yemiş olmasına rağmen hala unutamadığını düşünen, düşündükçe morali bozulup canı sıkılan erkek: x
- gerçekten kırmadan reddetmeye çalışıp, arkadaş kalmak isteyen kız: y



x, 2 yıl önce sarhoşken çok iyi arkadaşı olan y'yi arayıp ne kadar sevdiğini anlatır, red cevabı alır (tabi y bu sırada başka bi şehire gitmiş ve okumaktadır). sonra y ile yine arkadaş olurlar. y sene içinde, tatillerde ailesinin yanına geldikçe ortak arkadaş grubunda buluşurlar (yılda max. 10-15 kere). bu arada x, çok konuşkan, espirili ve mutludur normalde. ama buluştuktan sonra eve gelince resmen depresyona girer. onun dışında hala y'nin resmini görmek bile x'i çok üzer. reddedilişi aklına gelir hep. bazen tek kaldığında, neden y'yle olamadığını saatlerce düşünebilir. tabi tüm bu olanları kendi içinde yaşar. arkadaşlarının ve y'nin gözünde hala konuşkan, esprili, mutludur fln..

* peki 2 küsür yıldır x neden hala unutamamıştır? acaba y, x'i gurursuz olarak görüyor mudur? ya da siz okur bağyanlar, böle x gibi birini gurursuz olarak görür müydünüz? konuşmamasını mı tercih ederdiniz? gerçi x, zaten kendini artık çok gurursuz hissediyor. bunun dışında, başka kız önermeyin. 2 yıldır x kimseye, en ufak bi şey bile hissedemedi, hissetemek istemiyor. ayrıca spor yapıyor..

merhabalar ben 3. sınıf kimya bölümü öğrencisiyim. kimyayı sevmiyorum ve ilerde mesleğim olmasını istemiyorum. kimya ile ilgili hiç bir alakam olmamasına rağmen notlarım çok iyi. sadece 3. sınıfa geldiğim için bari üniversite mezunu olayım diye devam ediyorum. lise 2 de istanbulu( istiklal caddesi) ilk defa görmemle beraber içine düştüğüm sanat aşkı her saniye daha fazla büyüyor. normalde tarihle alakası olmayan ben o günden sonra dünya tarihi edebiyatı mimarısı gibi konuları araştırmış öğrenmiştim. avrupa şehirlerine bakyor tarihini mimarisini okuyor ve çıldırıyordum. kiliseleri ohannes nidalarıyla inceliyordum. nerde bir tarihi yapı görsem her tarafını en ince ayrıntısına kadar inceliyorum. ve bu zamana kadar da bu aşkı içimden atamadım. ama gel gör ki ne yapabileceğimi bilmiyorum. acaba mezun olduktan sonra yüksek lisansımı sanat tarihi ile ilgili yapabilr miyim? sanat tarihiyle ilgili hiç bir ders almamama rağmen yinede kabul edilirmiyim? yurt dışında da okuyabilirim belki. ne yapmam gerekiyor? biliyorum sanat tarihi okuyıp ne yapcan diyen çok olacaktır, hatta bunu ailemde yapacaktır. fakat insanın sevdiği bi konu hakkında çalışarak yükseleceğine inanıyorum. mucitler içlerindeki kendi bilimlerine olan aşk olmasa tanınmazlardı. belki kimyada yüksek lisans yapıp çok iyi bir işte bulabilirim. ama mutlu olamayacağımı eminim. biraz dershane rehberlik hocaları gibi konuştum ama doğru olan bu.

biraz üstte kalırsa sevinirim.

türkiye için soruyorum tabii ki. hangileridir sizce? bildiğiniz, tecrübe ettikleriniz... çalışmaksa çalışılan ama aynı zamanda insanın kendini değerli hissetmesini sağlayan şirketler?