Yapıcı bir doğruculukla söyleyecekse güzel ama 'Lafımı soktum ve moralini bozarak kaçtım' tarzı yıkıcı gerçekliğe sahipse güzel değil bence. Bir de gerçeklikle patavatsızlık arasında ince bir çizgi de var.
Birkaç sene önce halama gitmiştik ve çok özene bezene yemek yapmıştı ama yemeğe kuşburnu koyuyorum diye bütün topak topak karabiberleri atmış. Sonuçta yemek çok acı olmadı da, tadı biraz kayık oldu. Hani, o yemeğe 'Ne güzel olmuş, ohhh' diye yalan söylemesini beklemem kimsenin ama kadının o kadar uğraştığı yemeye bir akrabamın 'Çok iğrenç olmuş, leş gibi olmuş' demesi de gerçekçilik değil, başka bir şey bence. Hoş olmayan başka bir şey; patavatsızlık olabilir, düşüncesizlik olabilir. 'Tamam, pek güzel olmamış da bu da böyle olsun artık, ne yapalım. Ellerine sağlık' demek varken, kadın senin gözünün içine bakarken, sonucu değiştiremeyecekken birini üzmenin hiçbir anlamı ve gereği yok. Öyle bir durumda arkamdan konuşulmayacaksa, yüzüme yalan söylenmesini tercih ederim. Eğer boş umut peşinde koşuyorsam veya üzülmem sonucu değiştirecekse, hayatımı kendi elimle batırıyorsam ve doğrunun söylenmesi bir şeyleri değiştirecekse, saçmalıyorsam tabii ki acı acı vursun yüzüme.
Bir de acı bir gerçeği söyleyince, onu sindirdiğin anda o arkadaşın yanında olmak gerek. Örneğin, sınavdan kalacak bir kişiye 'Sen bu sınavdan kalırsın' demek %3-5 olan geçme olasılığını da moralini bozarak engellemek ve potansiyelini kullanmasını engellemek demek. Ya da kısa boylu ve basketbolcu olmak isteyen birine 'Sen basketbolcu olamazsın' demek, basketbolcu olmasa bile moralini bozarak sevdiği hobisini elinden almak demek. Birisi söylemişti 'Kanada'da kendi ülkesinin yasadışı göçmenini ihbar eden iki ülke vatandaşları var: Yunanistan ve Türkiye' diye, gerçekten kültürümüzde gerçeklik ile birini al aşağı etme arasındaki ince çizgiyi geçmek bol bol var. 'Hayatta yapamaz'lar, ciddiye almamalar kültürün parçası ve genelde gerçeklik adı altında 'Ben senin iyiliğin için söylüyorum' kisvesinde bu var bol bol. Tabii ki bu kısa boylu arkadaşımıza 'Çalışırsan basketbolcu olabilirsin' diyerek boş umut peşinde geçirmesine neden olmamak gerek ama aynı zamanda insanı hobisinden de etmemek gerek. 'Sen basketbolcu olamazsın' deyip gitmek yıkıcı bir gerçeklik; eğer gerçekten arkadaşsan bunun peşinden ya bir alternatif önerilir ya da bu sorunu nasıl çözeceği söylenebilir. 'İstatistikler şunu şunu gösteriyor; 1.60 boyunda şu var basketbolcu olan. Bu asla olamayacağın anlamına gelmez ama gerçekten zor, bu eforu göstermeye şu şu zorluklara rağmen hazır olup olmadığını bir düşün. Çalışırsan basketbolcu olamasan bile bir takımın koçu olabilirsin" deyip bir yandan işin zorluklarını ve neden olamayacağını göstermesi ve yapabiliyorsa alternatif önermesi, o da olmazsa moral bozuyorsa bunun önemli ve gerekli bir nedeninin olması önemli. Karşımızdakini 'He anam he' diyerek aptal yerine koymaya ve içinde bulunduğu yalanla vakit geçirmesine izin vermemek ne kadar önemliyse, motivasyonunu yıkıyorsak bunun bir nedeni olması da önemli. 'Kendi kafanda kurduğun bir gerçekle yaşıyorsun, kendine gel' deyip tokatlamak var, insanın potansiyeline çelme takmak var.
İnsanın yıkıcı gerçekliğe ihtiyacı olduğu anlar veya dönemler de oluyor, ara ara moral bozulmasına ihtiyaç var ki hayatımıza devam edip başka seçenekleri keşfedelim ama bunun arkadaşlığın en önemli tabanına tek başına ve yıkıcı şekilde oturması güzel değil bence.
0