magnezyum al, potasyum da almak için brokoli, yeşillikler ve kuruyemiş tüket.

Aklıma ilk gelen bel fıtığı oldu.
Ama 'bu sabah' deyince,
sabahlara özel bir durumsa yatağın değiştirilmesiyle çözülebilir diye de düşündüm.
Bazı yataklar eskiyince 'Değiştir beni' mesajını bu yolla verebiliyorlar.

Son dönemde spora abandin mi? Bana benzer bişi olmuştu ama iki bacağımda da... Çok spor yaptiim donemdeydi

Moda olursa an Cafe yi bul, tam çaprazındaki yerse çiftlik burger

Zapata burger,

Caferağa spor salonun sokağın bitiminde yer alıyor. Rexx sinemasının aşağısında.

catchy bbq hamburger

daha klasik ama carl's junior

2bites, afiyetolsun.

Supradyn focus
Venatura ultra omega 3
Magnimore plus

b vit complex bişi al
www.amazon.com.tr
magnezyum denediklerimin en iyisi
balık yagı al dha bol olsun tercihen sıvı ve küçük balıklar hamsi istavrit sardalya ye.
kışın her ay 1 d3vit ampülü iç.

Evet değerler iğneye rağmen o şekilde seyrediyorsa bağırsak emiliminde sorun var demektir. Aynısını bana da söylediler. Ama kurcalamadım, kendi boşvermişliğimden. Yoksa baktırmakta fayda var.

Bende de yıllardır B12 çok düşüktü, aralıklı olarak ilaç kullanıyordum. Günde 1 tane haşlanmış yumurta yemeye başladım, şu an 300-400 seviyesinde çıkıyor. Yeterince et tüketmiyorsanız her gün yumurta yemeye çalışın.

İlk hafta her gün iğne, sonra haftada bir 4-5 hafta iğne ve sonra ayda bir iğneye geciliyor. depolar bomboş olduğundan ancak 160 olmuştur. İğne barsaktan emilmeye uğramaz, kas dokusundan doğrudan dolaşıma geçer, barsak emilim sorunu vardır diye bu yol tercih edilir. Yeterince yakselmemiş diye erken kelaş edilmişe benziyorsunuz. Haftada bir iğne kürünü de bitirip baktıraydınız b12 düzeyine

dil altı b12 ler de al zaten fazlası suyla gider.

Önce bir kan değerlerinize baktırın bence.

@anon1m, onu dikkat sorunu içini gittiğim psikiyatr da istemişti, bir sorun yok demişti

her gün omega 3 takviyesi alın. uykunuzu falan düzenleyin. spor yapın, kan gezsin vücutta doğru dürüst, beyne kan gitsin. yani hayatı bir düzene sokun. rutinleriniz olsun, kitap okuyun, bence abartın biraz, 30 la başlayın, günlük 50'lere çıkarın. sağlam okuyun. her açığı kapatalım, hala sorun varsa artık demek ki beyinle ilgili veya ruhsal bir problem var. fazla izolasyon size hiç yaramamış olabilir. sosyalleşirsiniz arttırarak, insanların içine karışır konuşursunuz. belki iyileştirir yavaş yavaş bu da.

d vitamini alıni balık yağı düzenli alın ve hamsi istavrit sardalya yiyin. b1 b6 b12 vitaminleri alın da kimyasal vitaminlerin çok faydası olmaz nutritional yeast yiyin diyorlar. citicoline diye bişi var günde 500mg 750 mg deneyin. günde 2 yumurta yiyin sarısı daha önemli. son olarak eksersiz ve güneş.

bu tavsiyelerin yanı sıra şunu eklemek istedim. çocuk doğduktan sonra benzer bir durumu yaşadım. hala tam eskiye dönmüş sayılmam da neyse. elbet hormonların da etkisi vardır ama araştırdığım kadarıyla beyin kullanılmadıkça geriye düşüyor. sürekli beyni meşgul edin, kitap okuyun, sevdiğiniz bir bulmaca varsa onu çözün, bir şeyler öğrenin gibi.

Covid geçirdikten sonra arkadaşım uzun süre bu şekilde oldu. Emin değilim ama beyin sisi denilen şey galiba onun başına gelen. Bu anlattıklarınla onun anlattıkları çok örtüştüğü için beyin sisi konusuna bi bak derim.


Ayrıca psikiyatriye gittiğini yazmışsın. gitmediysen bi nörolojiye de git onlar da bi baksınlar mutlaka

teşekkürler bir yazar da özelden yazıp beyin sisi dedi. hazır gıdalar ve aşılardan bahsetti.

nöroloji de fena olmaz tamamdır.

kısa süreli hafızanın anahtarı dopamin. dopamin düşükse hafızanda 3-4 adım tutabilirsin. yüksekse bu 7-8 adıma kadar çıkabilir.

zararın neresinden dönersen kârdır. altın ve dolar yatırım aracı değildir.

evet gayet mantıklı. hisse senedi fonlarını al hiçbir şeyle uğraşma.

Borsada milleti çok kötü kandıracaklar. Dikkatli olmakta fayda var.

İlla da "ben borsaya girmek istiyorum" derseniz, kaybedince üzülmeyeceğiniz miktar kadar girin. Hele hele ev, araba vs. satarak hiç girmeyin.

Mart 2024 (Yerel seçim)'e kadar altın ve dolar böyle gider, sonra coşar.


NOT: Yatırım tavsiyesi değildir. Kendi düşüncemi yazdım. Siz dilediğiniz gibi yapın.


.

risk arttıkça kazanç ihtimali artar ama kayıp ihtimali de o ölçüde artar. Şu sıralar en alakasız kişi bile borsaya giriyor ben korkmaya başladım.

Her ay hisse-fon almak bence iyi bir yatırım (çünkü ister istemez dollar cost averaging denen şeyi yapıyorsun) ama var olan şeyi satıp girmek için iyi düşünmek lazım.

Borsada insan mı kandiriyorlarmis? Bir yaşıma daha girdim. 28 yıldır hiç karşıma cikmadi onlar.

Altın dolar yatırım falan değildir. Arsa ve borsa dışında hiçbir şey yatırım değildir. Tabi ki emek verip araştırıp doğru hisseleri alıp sabırla bekleyecek karakterdeki kişiler için. Halaoglundan duyduğu hisseyi alıp ilk düşüşte eyvah batıyoruz diye satacak kişiler için değil.

bana kalırsa fiziki altında kalmak en mantıklısı. kıyamet kopsa altın, elinin altında...

fiziki altında kal saklayacak yerin varsa az zbir kısmını fiziki gümüşe çevir.

@alimcgraw, evet kandırıyorlar lafı absürt duruyor ama önceki ifademi moderasyon pek beğenmedi :) Mesaj silinince, en kibar bu şekilde ifade edebildim...



.

doviz burosunda elden yaparsiniz ancak, banka makaslari yine fazla acildi.

Aradaki makas derken, serbest piyasadaki fiyattan 1,5 tl daha mı pahalıya satıyor banka?

Eğer öyleyse çaresi gidip şubeden nakit çekip, dövizciye nakitle gidip, dövizi alıp, geri şubeye gelip döviz hesabına nakit yatırmak.

Toplam fark bu maliyete ve işçiliğe değecek gibiyse yapılır, yoksa uğraşılmaz.

aksaray döviz fşyatları usd 27110 - 27220

tariş güvenilirdir.

Biz çok uzun zamandır yerinden alıyoruz, zeytin bahçesi olan birinden. O zamandan beri de market yağları makine yağı gibi geliyor. İmkan varsa lütfen yerinden alın, market yağları ne olsa paketli üründür.

bir sürü zeytinyağ firması var. köklü,semercoğlu,özem,kilye vb.

carrefour sa zeytin iskelesi var.

bazen görüyorum satılıyor sağda solda kamyonet kasalarında

Dalında kurudu ve abi ne yaşı, bu arada seni Mehmet Sarıkaya ustamıza sevk ediyorum o abimize Facebook tan ulaş sanada detayını verecektir diye umuyorum

aslındam bu zamanlar ama kurumuştur biraz.

kuru cevizi su dolu bi kavanozda bekletince(ceviz tamamen suyun icinde olmali) yine yas ceviz oluyor.

Agustos da başlıyor mevsimi, çok hassas bişi hemen alıp buzdolabında saklayınca bile kuruyor bazen küfleniyor.

web.telegram.org
bu grupta çok kitap post ediyor.
www.youtube.com
youtube kanalında canlı sohbette veya instagram da izin iste ekler.
Katılmıyorum dediklerine ama oku videolarını izle.

Köşebaşı hala var. Kapandı mı dedi?

yani kapanmış olması lazım öyle konuşuyordu.

Köşebaşı nişantaşı güzeldi.

glazeleli balıkları genelde suya tutarak çözdürmeyi öneriyor üreticiler. suyun altında 3-5 dk'da çözülüyor.

Sıcak suyun altına tutmayın ama. Bir de bir kere direkt buzluktan ızgaraya attım ben bir fark olmadı gayet güzel pişti.

ben genelde çıkarıp bir tabağa koyup buzdolabında 2-3 saat çözülmesini bekleyip sonra fırında yapıp yiyorum.

cyberghost'un 1 günlük deneme sürümü var.

tunnelbear'in ilk 500 mb'si ücretsiz

chrome eklentisi windscribe ayda 10 gb free veriyor

Kanal FETÖCÜ , büyük ihtimal ile dediğin durumdur, ama videolarının nasıl çıktığı konusunda fikrim yok. Kanalı yasaklamışlar heralde içeriklere dokunmamışlar

youtube da sanırım sag ustten your country yi degistirirsen gorebilirsin.
tr da olmana ragmen kanalı diil de tam video linkini yazarsan da çalışıyor

Kanal Türkiyede engelli. Facebookta videolar var

İtalya’da yaşamış ve en iyi lokal pizzaları yemiş biri olarak zincir pizzacılarda yediğin şey pizza değil diyeceğim üzgünüm:)

Eately'yi zincir sayarsak orasi :)

Dominos vs'de imkansiz. Cogu butik pizzaci bile yapmiyor

Aralarinda en sevdigim papa johns. Domates sosu cok guzel.

papa john's u en son yıllar önce yemiştim ama zincir pizzalar arasında tartışmasız en iyisiydi.

tabii hayvan gibi pahalıdır şu an.

pekiyi sorumu değiştireyim o zaman. yukarıdaki kritere uyan ist avrupa yakası paket servis olan pizzacı tavsiye eder misiniz?(git: )

upper crust'tan harvard street söylüyorsun, tarif ettiğin pizza geliyor.

Miss Pizza?

pizza il forno

Pizzeria Pera ama paket servis konusunda emin değilim.

Nappo. Ama paketi varmi bilmiyorum.

Zincirler rezil ya. Moda ya yakınsan beppe pizzeria, avrupa yakası piola pizzeria.

sadece kumar için gidiliyorsa batum, yok arada gezelim ufaktan derseniz tiflis.

soruyu biraz değiştirdim, tiflis'i deneyeceğim, kalacak yer airbnb önerisi olan var mıdır? kriter şehir manzaralı balkon /teras

tiflis in kültürel tarihi daha derin sanırım ama ben batum u seviyorum.

Birden fazla maçlı kuponlarda 0 ve 2'yi ayrı ayrı eklemek mümkün.

Eski kuponda 0 ve 2'yi aynı anda işaretliyordunuz ama çifte şansı seçmiyordunuz. Böylece kupon bedeli (ödeyeceğiniz para) ikiye katlanıyor ama tek kupon üzerinden maç sonucu 0 da bitse 2 de bitse ilgili oranla çarpılmış şekilde kupon tutuyor. Yeni kupon çok değişik geldi. Hala aynı şekilde mi işaretleme yapılıyor bilmiyorum.

Bir maçı ayrı ayrı satırlara 0 ve 2 olarak yazmanın zaten mantığı yok. Kupon başlamadan yatmış demektir. Asıl kısıt bir maçın hem maç sonucu için hem gol sayısı için ya da ilk yarı sonucu için yazamamak. Onun bu konuyla alakası yok zaten.

Asıl soruya gelecek olursak iddaa'nın çakallığı. Senin yaptığın hesabı yapamayacak insanlar 02ç oynuyor. Böylece iddaa daha fazla kâr ediyor.

Bu kadar akıllı biri olarak iddianın saçma oranlarında oynamamanız gerektiğini bilmelisiniz.

Valla ben kendimi bildim bileli ana tarayıcı olarak Firefox kullanıyorum. Yalniz öyle illa birisi olacak tarzı bişey değil ki browserlar. Yükle, kullan ikisini aynı anda, kurcala biraz sonra kararını ver. Bende şu an 4 browser var misal.

gizlilik takıntımdan ötürü kullanıyorum ve memnunum, akarı kokarı yok. arada bir bazı siteler sıkıntı çıkaracak gibi olduğunda edge ya da brave açıyorum. tavsiye ederim ama neticede bu zımbırtıların birini diğerine tercih etmek tamamen neye daha çok önem verdiğinin bir sonucu. o yüzden takıl kafana göre, istersen biraz yükle, kullanmayı dene, sevmezsen google chrome'un yerine chromium tabanlı başka tarayıcılar da denersin.

@tolkien hayranı +1
Firefox kullanıyorum, bilgisayarda opera, edge ve galiba chrome da var.

firefox kullanıyorum genelde, ama ekte başka şeyler için yedek chrome var.

Karmaşıklaşan herşeyi sıraya koyuyoruz yani planlıyoruz. Böylece rahat rahat çalışmaya devam ediyoruz. Birisi araya girmeye çalışınca da bunu kibarca öteliyoruz.

Bu bende de oluyor, öncelikleme doğru ancak benim gibi tipler için pek faydası olmuyor yani en azından mesajım dursun belki bir öneri alırım. Yani verilen öneriler genellikle zaten normal halinde olan insanlar için, mesela "pomodoro yap 25 dk odaklan" diyorlar halbuki adam 3-4 dk bile zor odaklanıyor.

İçsel motivasyonda zorlandığın zamanlarda dışardan birinin sana müdahale etmesi gerekebilir. En pratik çözüm www.rescuetime.com

b6 vitamini

Ssosyal medya bağımlılığı olabilir mi? Film izlerken bir yandan da telefondan internete baktığınız için dikkatiniz dağılıyor filme giremiyorsunuzdur.

Ya da film izlerken aklınız sürekli sosyal medyadadır, kapatıp sosyal medyaya girmek istiyordur bilinç altı.

Filmi kapatınca ne yapıyorsunuz mesela?

Kisa icerik tuketmeye cok alistik. 1 dklik video bile uzun geliyor bazen.

Netflix bile hizli oynatma tusu ekledi yogun talebe dayanamayip, ki bir eseri yarim izlemek neyse de hizli izlemek cok daha sacma?

b6 vitamini al, tekrar dene.

bence en buyuk sebebi: endless scroll teknolojisi.

twitter'in baslattigi bu sonsuza kadar kaydirma ozelliginin beyinde yarattigi hasar(tatminsizlik, gecistirme) cok buyuk bence.

Süresinden bağımsız olarak film izleyesim gelmiyor, konsantrasyon sorunu sebebiyle. Filmleri sinemada izlemeyi özlüyorum. Bir yandan hayat akarken film izlemek cazip gelmiyor, telefona bakmadan, biri seslenmeden, sadece film izleme amaçlı karanlık bir salonda üst üste yine film izleyebilirim. Bir de kendi adıma çok fazla içerik tükettiğim için artık bir şeyler izleyesim gelmiyor, sanırım ekran yorgunluğu oluştu, göreceli olarak daha yeni bir mecra olduğu için dinlemek izlemekten daha cazip geliyor şu ara bana.

Söylediklerinizin de muhakkak etkisi vardır.

220'ye aldığınız bal normal süzme bal değildir herhalde. aoç balını deneyebilirsiniz.

Normal çiçek balı ama ham bal diyorlar herhangi bi işlemden geçmediği iddia ediliyor. Markette satılan balparmak bala göre misal daha yoğun daha güzel. 220ye almadım işte 180e alıyordum.

egrcayir ürünleri güzel ama aşırı pahalı
www.bitlisbakl.com
un süzme çiçek balını aldım bence egricayır in aynı ürününden daha güzel.

Soru/nick uyumu olmuş :)
Tanıdığım arıcılar var. Onlardan
Anladığım kadarıyla doğala en yakın bal şu zor süreç ile birlikte 100tlyi rahat geçiyor olmalı .

Doğrusu arıların emeği ile yapılan kilosu 100-150 liralık doğal bir bal , arılara iş çıkışı verilerek, dört kavanozu 100 TL olan ve insan emeğiyle(!) yapılan baldan daha iyidir.

@r evolution: ben farklı düşünüyorum :) iyisiyle kötüsünü ayırt etmek lazım

Erva +1

Doğada bozulmayan tek besin. İçeriği çok ağırdır ki günümüzde her yer kimyasal bal dolu.

Evvelden tanıyıp güvendiğimiz yerel üreticilerden alıyoruz. Güzel bal olmadı mı bunu göndermeyelim size diyorlar.

Kimyasal bal, islemden gecmis bal, dogal olmayan bal nasil oluyor hele bi anlatin da bilelim? Migros bal alip geciyorum.

Migros’ta kooperatif bal var onu alıyorum mis gibi. Gerçekten ben de kimyasal bal nedir merak ettim. Bal ya, yediğin zaman anlarsın dandik mi değil mi.

kendimiz üretiyoruz, şekersiz glikozsuz misler gibi:)

bozcaada'ya gittigimizde bu abiden aliyoruz:
sarikayaaricilik.com

en son turkiye'nin heryerine kargo ile yolladigini soylemisti. simdiye kadar yedigim en iyi bal bu diyemem, ama is gorur.

@proletarier aller lander vereinigt euch,

kimyasal'dan kasıt bal : arıcı alıyor 2 ton şeker, 2 ton da suya katıp şerbet yapıp arıya veriyor. şeker de pancar değil gdo'lu mısır filan. arı da bunu alıyor kendi yaptığı 1 ton bala katıp peteğe dolduruyor. al sana mis gibi 5 ton bal (şerbet).

doğal bal : arını çiçeklerden topladığı polenleri özümseyerek yaptığı, içerisinde şerbet olmadan peteğe koyuyor. al sana mis gibi doğal bal.

arıcılığı sırf kendisi ve akrabaları için yapanlar var. misal babam böyle yapardı. şimdi de memlekette güvendiği arıcılardan getirtiyor.

siz 5 kavanozu 100 lira olan ballardan yemeye devam edin.

bu arada, balın kalitesine göre fiyatı pahalı olabilir. kimi yerde sırf karakovan balından 100 kilo gibi az miktarda üretim satan/tüketen arıcılar mevcut.

karakovan balı nasıl olur derseniz, peteği bile arının kendisi üretir, herhangi bir şekilde petek dahi verilmez arıya. ki, arının 1 kg petek üretebilmesi için 6 kg bal tüketmesi gerekir.

bizzat tanıdığınız balcı varsa ondan alabilirsiniz. çünkü doğal diye satılanların hemen hepsinde üçkağıt yapıldığını söyledi bu işten anlayan arkadaşım.

yoksa anavarza bal iyidir. www.balgurmesi.com buradan 4-5 kiloluk olarak alınca daha uyguna geliyor

hala aktifseler (pandemi vs) bukoop.org

civa gibi ağır metaller barındırdığı için önerilmiyor.

Konserve ton balıklarında ağır metal oranı çok yüksek diyorlar. Kendim test etmedim. Diyenlerin yalancısıyım.

ton balıgı zaten omega 3 u fazla bir balık diil hamsi istavrit sardalya daha saglıklı ayrıca daha az civa içeriyorlar.
kuzu yurek bence antrikot kadar lezzetli çok daha ucuz mesela.

Bence yeme her şeyin fazlası zarar

Ödemek zorunda.

ödemeli
o zaman kirayı da ödemesin mesela

Illa her sey mantik cercevesinde olacaksa, sabit miktsrlari odesin, kullanim bedellerini kullanan odesin.

isterse 6 ay gitsin, yine de ödemek zorunda.

Yani bence ödememeli. Özellikle elektrik doğalgaz gibi kullanmadığı şeyleri ödemesi çok abes. Ama internet fix mesela, kullanımla artan bir şey değil, o ödenmeli.

başıma geldi böyle bişey. ev arkadaşım 8 aylığına başka ülkeye çalışmaya gitti. bu süre boyunca sadece kiranın yarsını ödedi. geri kalan tüm masrafları kendim karşıladım. bana göre böyle olması gerekiyor.

Bölüşülür. Ama doğalgaz vs. gibi şeyler için %30-70 gibi bir oranda da anlaşılabilir. Bence 2 kişi konuşarak netleştirmeli.

en iyisi en basta konusulup kararlastirilmasi.

ama adil olan giden kisinin fatura odememesi bence. kira ile bir tutulamaz. sonucta esyalariyla evi isgal etmeye devam ediyor. ama faturada sabit bir tutar yok. 5 birim kullaniyorsun, 5 birim oduyorsun. sabit internet disinda evde kalan odemeli bence.

iyi de faturaların sabit tutarları da var ki elektrikte vs fazla bunlar. bence onların yarısını ödemeli en azından.

bi de bir süreliğine nedir? tam bir fatura dönemi ise hesaplanabilir yukarıda dediğim gibi. ha yok 15 günlüğüne gidiyosa uğraşmaya değmez bence ödesin işte he zamanki gibi.

bu, kaldığım paylaşımlı 5. evim. önceki ev/oda ilanlarını internetten bulmuştum. bu arkadaş tanıdık :) daha önce muhabbetim olmayan insanlarla böyle bir problemim olmamasına rağmen, bu arkadaş bu sabah bir de sert bir uslupla "şimdi bu faturaları ben olmadığım süre içerisinde de bölecek miyiz?" dedi. "evet" dedim gülerek, neyse ya...

tanıdıkla bir daha tövbe, çıkıyorum zaten bu evden de.

evde kalmak ya da bir süreliğine uzak kalmak senin tercihin. daha önce 3 ay evde kalmadığın olmuş, memleketine gitmişsin. ev sahibine diyormusun o süreyi düşelim diye?

hoş olmadı hasılı... buna da fazlasıyla odeyip çıkacağım.

İkiye bölmek bana insafsız geliyor. Bir kısmı sabit bile olsa 20-30%'den fazla da ödememeli evde oturmayan taraf.
Örneğin
Elektrik - kullanan öder
Doğalgaz - bir odayı ısıtmasan da ortak kullanım alanlarının ısınması gerekiyor
Su - kullanan öder

her şekilde bölünmeli. mesela binada otursun oturmasın ev sahibi nasıl aidat ödüyorsa o şekilde.

apartman aidatiyla bir tutamazsiniz ki. apartmanda kim ne kadar sure evde kim disarda takip edilmesi mumkun degil.

evin kira parasiyla da ayni sey degil. cunku evi isgal etmeye devam ediyorsun.

fatura bolunmeliyse mutfak parasi da bolunsun mesela. adam gitsin 100tl alisveris yapsin. yesin icsin, yarisini da evde olmayana odetsin. olur mu oyle sey?

yıllarca evimi paylaştım, hala paylaşıyorum ama hiç böyle bir durumda kalmadım. oyumu "evde kalmayan kişi faturaları ödemez" den yana kullanacağım sanırım. kirayı ödemeye devam edecek tabi çünkü kendisi gitse de eşyaları, yatağı vs hala odasında duruyor. o odayı "kullanıyor" yani. tutup başkasına kiralayamazsın. ama kullanmadığı elektriği doğalgazı niye ödesin?

sadece sabit miktarları ödemesi en mantıklısı olabilir belki ama onlar da kaç para tutar bilmiyorum. hesaplamakla uğraşmaya değmeyecek kadar az tutarlar bence. ben olsam hiç bu muhabbete girmezdim.

kendimden pay biçiyorum. öyle bir şehirdışı durumum olsa sadece kirayı ve sabitleri öderdim. örneğin apt. aidatını. onun dışında bişey ödemezdim. eğer ısrar ederse, faturalar benim üstümeyse elektrik su ve doğalgazı kapattırır tüm eşyamı çıkartır bir depoya kaldırtırdım. kendi naparsa yapsın iki gün uğraşsın elektrik suya.

dediğim gibi en mantıklısı kira artı sabit giderlerdir. faturaları paylaşmak insafsızlıktır. belki %10 sabit alabilirsin tüm faturalardan. o da geldiğindeki kullanım bedeli gibi olur.

Biraz da süreye bağlı, 1 haftalığına gidecekse fatura her zamanki gibi bölüşülür. 1-3-5 ay boyunca hiç eve uğramayacaksa kullanmadığı suyu elektriği ödememeli bence. Kirayı her türlü ödeyecek tabi evde hala yeri duruyor olacak.

Elektrik faturasinin yarisi buzdolabi. 7*24 çalışıyor.

Evde kalan buzdolabını mi kapatacak? Tabii ki ödemeye devam edecek.

Belki su faturasını odemese olabilir ama ve fakat o da zaten diğerlerine göre cüzi miktarda.

Ahahah gerçi düşündüm de ben de son 3 ayın en az yarısında evde yoktum, arkadaşlarla faturaları normal bölüştük gayet :D

Bilemiyorum altan..

kaç aylık bir gidiş bilmiyorum da, doğalgaz yakıyorsanız kış ayları falan o evlat acısı gelebilir arkadaşa. orda bi pazarlık yapın bence.

orasi depo degil ev. ikiye bölünmeli yine.
ayrica fever +1.
ev arkadasi bir ay yok diye buzdolabinin sadece yarisini mi calistiralim, holün lambasinin voltunu mu düsürelim? ikinci kisinin kullanimi o kadar cok fark yapiyorsa o fatura o zaman zaten daha düsük gelir, yine daha az ödemis olur. yok ben ödemem diyorsa kusura bakmasin ama esyasini alip depoya kaldirsin, ben yeni ev arkadasi bulurum.

Hep, birilerinin evinde oda kiralamis biri olarak, daha once hic sorun olmamisti böyle bir sey. Muhabbeti bile olmadi.

Dediğim gibi ben de eski ev arkadasim da bir süreliğine durmadik evde. Bir ayi da bulmustur belki arada.

Mantiken, kullanmadigi suredeki faturalari odemesi sacma eyvallah, düşününce cok vicdani de durmuyor. Ama ben hep o sekilde odedim.

Gidecegi sure belirsiz ve tabii ki fatura donemlerine denk gelmiyor elbette.

Persembe sabahindan bugun oglene kadar elektrik yoktu 9 ay kacak kullandigi icin. Ben bunu mesele etmemisken...

Ayrica kombi su anda da calismiyor zaten isitma amacli. Ve o gidince kopuk partisi verecek degilim evde.

Neyse zaten boyle uc kurusun lafinin edildigi yerde durmam artik.

ben ödetmezdim, ödememi de kimse istemedi fatura senin kullanımın doğrultusunda değişen bir şey bu sebeple sana ait diyorum.
Ama kira aidat ödemeli.

bence senin yaklaşımın yanlış. "üç kuruşun lafını ediyor" diyorsun ama arkadaşın da aynı şekilde senin için "üç kuruşun lafını ediyor, kullanmadığım faturaları bile istedi" diyebilir. sonuçta sen bugüne kadar kaldığın evlerde, evde olmasan da faturaları hep ödemişsin. öyle alışmışsın. ama o da bugüne kadar evde olmadığı zaman faturaları ödememiş. böyle alışmış. gördüğün gibi duyuruda bile bir kısım insan "ödenmez" diyor bir kısım "ödenir" diyor. yani evde yokken faturaları ödemek istemiyor diye atar gider yapılacak kadar net bir konu değil bu. oturup konuşun aranızda anlaşın, olsun bitsin. "daha da bu evde durmam, parası neyse fazlasını veriririm çıkarım" diyip ego savaşına döndürme böyle küçük mevzuları.

@istanbul kanatlarimin altinda... tam tersine, bunu atarli giderli söyleyen, bu arkadas. Tamam ben oderim dedim nihayetinde.

Daha once hep tek basina kalmis bu arkadas. Bir yasamisligi yok yani. Dedigine gore 3 ay eve gelmedigi de olmus.

Ev sahibine bir yillik kira, apartmana 9 aylik aidat borcu vardi ben geldigimde. Aidati odedi, kira duruyor.

Elektrigi 9 aydir kacak kullaniyormus, bes gundur elektriksizdik.

Odamda ne bir yatak var, ne bir masa.

Geldigimde ben kendisine bayagi yardimci olmusken bu sartlari bilip de evet geldigimde, bugun damdan duser gibi ve atarli giderli muhabbetini yapmasi canimi sıktı sadece.

Uc bes kurus evet oderim nolcak.

Ben daha once de bunun mihabbetini yasamadigim icin duyurudaslarin fikirlerini ogrenmek istedim sadece.

@ugpo, nerden bileyim ya. Eve girdikten sonra ogrendim ben de.

şimdi ben olaya başka bir açıdan bakayım.

arkadaşın doğu kültürüyle yetişmiş biriyse kredi kartı numarasını falan al. sonradan yan çizmesin. doğu derken buralar yani. burada işin başında pazarlık çok önemsenmez. işin ortasında ya da sonunda hep yan çizilir. batıda işin kavgası baştan yapılır. ama sonra verilen sözler ne olursa olsun tutulur.

benim fikrim adam bir ay ve üzeri süre olmayacaksa doğalgaz hariç bir şeye karışmamalı. doğalgaz da iki oda arasında ısı transferi muhakkak olacağı için... doğalgazda da fifti fiftide hak geçer. 20-80'den aç pazarlığı 40-60 oranına kadar yolu var.

Ödemek zorunda ama bence doğrusu sabit olanlar bölüşülmeli, aidat, internet vs. Kullanıma bağlı değişken olan faturalar kullanan kişi tarafından ödenmeli.

Düşündüm de, öncekiler bir tarafa... arkadasin da haklilik payı var. Ha, ona da oyle dedim zaten, tamam ben oderim dedim. Oderim de ne tutacak ki.

Kombi su an acik degil zaten, idare ediyoruz. Internet yok. Buzdolabi calismiyor.

Karışımın iyisini bulmuşsun. Eğer siyah haşhaş ezmesi ise toz şeker de dökebilirsin üzerine. Hatta seversen pudra şekeri. Sarı haşhaş ise şeker olur ama bal daha çok yakışır. Ayrıca çok yeme. İshal yapar.

Evet çok güzel. Hele tahinle daha da bir orgazmik oluyor.

katılmıyorum haşhaş ezmesi kendi içinde süper bir tat sade yerim nie balla karıştırayım.

cocukken ananem hashas tohumlarini tas uzerinde ezerken dibiinde bekler, ezdigi kisimlardan parmak parmak yerdik. cig tohumu da guzel yeniyo bu arada. kuru kafanin icinden ciki ciki yapan kisim.

Balla çok güzel olur da, tahin zaten çok yağlı, haşhaş da çok yağlı. Bal kaymağa tereyağ eklemişsin gibi olmuş.

ben de balla veya tahin+pekmezle yemeye bayılıyorum.

dün bir yerde kahvaltıya gittik, orada getirdiler. masadaki kimse yemedi. sevmiyorlarmış. herkes süper bulmuyor yani, biraz farklı bir tadı var. olsun daha iyi oldu, hepsini ben yidim.

haşlanmış patates
kola
leblebi derler ama işe yarar mı bilemem.

keçiboynuzu

Muz , patates haşlama, kuru kahveye limon sıkıp bi kaşık yemek.

5 tane karanfil yutun

Karanfil demeye gelmiştim ben de. Ortasından kırıp bol suyla yutun iyi gelecektir. Patates ve muz da iyi geliyor evet.

kuru kahve + limon kesin cozum

@acemi, kolayca bosaltım yapabilmesi için soruyorum cunku agrı var hareketlilik var sonuc yok

kefir yogurt

Bigflor prebiyotik ve probiyotik olduktan sonrada olur
Ve bol sıvı

Bol su +1

Gismotal varsa iyidir. İshali de kabızı da düzeltir

Su , yoğurt , yağsız veya az yağlı peynir, açık çay, muz , kabugu soyulmuş şeftali, yağsız veya çok az yağlı princ lapa, patates haşlama. Gazi kaçmış maden suyu, bunun haricinde yağlı şekerli gazlı içeceklerden falan uzak durun derim.

cevapların hepsini uygularsan 1 haftalık kabızlık yolda demektir. :)
hepsinden abartmadan...

Elma? Yoğurt?

Ben diyetteyken bunlarla beslendim. 96 dan 76 a düştüm.

Cok sulu bir ayran. Bol salata. Sekersiz limonata.

Bence asiriya kacma yoksa bir yerde patlar tek ogunde 2000 kalorilik yemek yersin. Psikolojik olarak kendini zorlama.

su içeceksin.

kuru yemiş yiyebilirsin.

IF yaparken çok da aşırı aç hissetmemen gerekiyor. Yediğin öğünler zaten doyurucu şeyler oluyor.

Abi anlatamadım bana gıda tavsiye ediyorsunuz. Ha, ben anlatamamışım. Yediğim zamanlarda yediğim şeylere müdahale edemem. Bana gıda dışı açlıkla mücadele yöntemleri gerekiyor. Konu sağlık, diyet falana indirgenecek bir mevzu değil...

Özetle, karna taş bağlamak, bilgisayar oyunu oynamak, kahve-su-soda içmek vs. çözümler arıyorum.

Zaman. Bir yerden sonra beynin hasarlanıyor. Sonra hiç hissetmiyorsun. Kalp kasına kadar eriyor. 35 kilo hastaneye yatırılıyorsun. Sonra da ölüp gidiyorsun işte.

Karbonhidratı kesersen mücadele edecek derecede bir açlık çekmezsin bence.

su iç bol bol. bir de zihnini meşgul edecek bir şey bulursan etkisi azalır.

Namaz kıl, dua et. Hristiyansan kiliseye git. Ateistsen tüm paranı harca, gez dolaş falan. Birkaç ay sonra ölüp gideceksin @Lim5'in dediği gibi.

bol bol su. bir de yesil cay da kesebilir. bol su ama mutlaka. mideni sis hissetmelisin ki yemege yer bulamayasin, canin isteyemesin.

Bol sütlü kahve ve ayran/kefir tok tutar aslında.

Çözüm:kendini meşgul tutmak. Bu ders çalışmak da olur kanaviçe işlemek de. Ama en pratik şey güzel bir dizi seçip onu izlemek sanırım.

Düşünme. Kafandan atacak, yemek düşünmeyeceğin uğraşlar edin.

herkes götüyle okumuş:)

iğrenç liveleak videoları izle.

Hepsinin temelinde özgür düşünce yatıyor. ABD, bunu düşünme ya da şunu yapma gibi baskıcı bir yönetim uygulamıyor. Böyle bir ortamda fikirlerin doğması ve gelişmesi anormal bir durum değil.

Ben ABD'de egitim aldim. Orada cahillige ovgu de var ama calisanin onu de acik.

Bir de bilim uretiyorlar. Daha akilli bir cep telefonunun bilgisi 1 milyar cep telefonunun toplam maliyetinden daha pahali. ABD bilim uretiyor sonra Banglades Turkiye Pakistan bu bilgiye gore cep telefonu araba buzdolabi kopyaliyor. O cep telefonunu daha etkili hale nasil gelistiririz hic dusunmuyoruz. Ornegin kimya biyoloji bolumleri mezunlari burada issiz. ABD'de 4 yillik kimya bolumu mezunuysam kesin iyi bir is bulurum.

Beni bir fikir verir

nordic.businessinsider.com

ek olarak. Senin klasik olarak adlandırdığın kriterler aslında gayet cevabın kendisi. Bakalım ;

www.oecdbetterlifeindex.org

Şimdi bu grafikte "batı" diye gruplandırabileceğimiz ülkelere baktığımızda kriterlerler dolayısıyla bu tarz durumların buralarda parlama olasılığının daha yüksek olduğu ortada.

Burda ayrıca dikkat edilmesi gereken durum eğer bu tarz nadir beyinler grafikte aşağıda kalan ülkelerden çıktığında da bu ülkere beyin göçü yapabilmesi için her türlü ortamın kuruluyor, sağlanıyor olması..Bu konuya ekonomik olarak oldukça yüklü bir yatırım yapılıyor olması.

bunun cevabını verebilmemiz için de batı'da eğitim görmüş olmamız gerek sanırım.

Doguda projeyle "cikariliyor" birileri, batida kendiliginden yetişiyor.

"Cunku erkek erkege evlenebiliyorlar, ondan mi?" Demisti bir hocamiz. He amk ondan!

Adam baskanla sabah aksam dalga gecebildigi icin.
Dinimiz aaameeeen diye mışıl mışıl uyumadigi icin.
11 eylulun misal devlet komplosu oldugunu konusabiliyorsun orada...
Milletce birlik beraberlige en cok ihtiyac duydugumuz... gibi bir perde yok,
Yayin yasagi da yok.
Siyah baskan gelince su kadar yillik white sea'yi, ah pardon sarayi black house yapamıyor a me ka!
Kabile devleti degil cunku! Uc yuz yillik gecmisi var binlerce yillik degil ama alabildigine fikir, ifade, inanc, girisim ozgurlugu.

Yok mu hic yamugu, yalanci cennet mi? Ooo cok ama kopekler serbestse taslar da bagli degil yani.

bu arada steve jobs un biografisini ve amazon'nu anlatan everything store kitaplarını tavsiye ederim.

smile.amazon.com

smile.amazon.com

bence egitim tabi ki, artı genetik miras olarak da ortalama iq yüksek olabilir. artı gelişmeleri için fırsat buluyorlar, wozniak türkiyede bu kadar başarılı olabilir miydi. Mesela internette teknik bir foruma bakıyorum çogunluk amerikalıların tartıştıgı konularda yazdıklarını okuyunca bu insanlar niye bu kadar akıllı diye inanın komplekse giriyorum.

bilim müzesine gitmiştim yurtdışında dudağım uçukladı. kaç yıl öncesinde adamların o şartlarda sahip olduğu deneysel aletler, imkanlar bugün bizim üniversitelerimizde olanlardan daha çoktu.
ve torpil yok, ben görmedim, dolayısıyla çalışan insanlardaki umutsuzlukta yok.

Why nations fail? Daron acemoğlu

1) Teknoloji uretimini yapacak adamlar zeki adamlardir. Bugun zeki adamlari Turkiye'de gorenler ilk olarak niye yurt disinda degilsin de buradasin diye sorar. Bu sorunun nedenleri senin sorunun dogrudan cevaplari.
2) Ulkendeki zeki adamlari diger herkes gibi yeteri kadar iyi yetistiremiyorsun. Onlar yetistiriyor.
3) Meyve vereni taslayan, ortak hicbir konuda bir araya gelemeyen, yalanci, cikarci, yagmaci, ahlaksiz bir insan cogunlugu var. Bu bir bataklik. Orada yok.
4) Ayni sekilde vasatligi kutsayan bir resmi sistemin var. Ulkende kalan zeki/egitimli adamlarin inisiyatif almasini kostekliyorsun. Kendi basina bir sey uretmeye calissan onunde sacma sapan engeller cikar. Hatta sonucta bir sekilde suclu cikarsin. Yani bu isi yapabilecekler icin yapmamak en iyi secenek. Orada yeter ki sen yap.
5) Is yapma ortami Turkiye'de yok. Is yapmak icin guven ortamin yok. Burada yarin sebepsiz yere tepene binebilirler, birak hukuki bir konunun cozumlenme suresini. Servetin yok ve ic pazarin kucuk. Dolayisiyla dunya capinda buyuyecek bir sirketin yeri Turkiye degil; kanunlari belli, bugun a dedigine yarin b demeyecek yerler.
6) Yolsuz bir sistemin var. Bu isler icin ayirdigin ayirmadigin tum maddi kaynaklarin yanlis yerlere akiyor. Orada hem kaynak var hem kaynaklar cok daha iyi kullaniliyor.
7) Bilim ve teknoloji uretmek her seyden once bir kultur birikimi isidir. Kosulsuz ifade ozgurlugu bunun temelidir. Cunku gelisme, populer olmayan fikrin ortaya atilmasiyla tartisma uzerinden saglanir ve ifade ozgurlugu bunun yapilabilmesini garanti altina alir. Bu, yasal oldugu kadar kulturel bir sorun. Turkiyede annesi babasiyla dahi olgun bir fikir alisverisine giremez insanlar. Orada farkli fikirler tesvik edilir, ifade ozgurlugu one cikarilir.

Yukarıdaki hemen hemen her şeye katılmakla ve en önemlilerin onlar olduğunu bildirmekle birlikte, iki ek yapmak isterim.

İlki, insanların posasını çıkararak çıkarıyor bu insanları. Girişimcilere de geçeyim, öncelikle akademiden bahsedeyim. Gelenlerin hepsi dünyanın en seçmeceleri. İyi yerdekiler çok daha seçmece, kaymak tabaka, lordlar kamarası. Onlar da 'Haftasonu olursa, şöyle tatile giderim. Böyle eğlenirim' demiyor. Örneğin, bir arkadaşıma hocası 16 haftasonunu okulda geçirmesini ve deneyler yapmasını istedi; o da hafta içleri ve ehafta sonları okulda. Geceleri 3-4'te çıktığım oluyor ve tek değilim; çıkıp binaya dönüp baktığımda sabahlayan en az 5-10 kişi oluyor. 3-4 saatlik uykularla dayanıyoruz. Haftasonu tek istenebilen tek şey uyku haline geliyor. Çinliler ve Hintlilerle yarışıyorsun ki, ülkelerinde bir sınavda 100 üstünden bir puan düşseler önlerine yüzbinlerce kişi geçiyor ve hayallerine elveda diyorsun. O yüzden, acımasız ve yarışmacı oluyorlar. Haliyle, onların olduğu ortam da acımasız ve yarışmacı oluyor. Haliyle doğuştan dahi olup her teoremi şıp diye ispatlayamıyorsan veya o zorluğa gelemiyorsan, sistem seni eliyor zaten. Hiçbir şey olmadan geldiğin yere dönüyorsun. Bundan geçsen bile ne işin garanti, ne yerin, ne yurdun. Dolayısıyla, çok çalışan başarılıdır diyemem ama başarılı olan mutlaka eşşekler gibi çalışmıştır, sen ben dizi izlerken, 'Stranger Things'in ikinci sezonu çıktı' derken, o arkandan 'Haa, izle, izle de ben seni geçeyim' diye bakar. İş hayatı buna göre rahat ama çok farklı değil. Zalimdir; ona dayandığın veya bu bakış açısına sahip olduğun sürece seni göklere çıkarır, dayanamazsan veya reddedersen seni yerin dibine gömer.

Hobiler için çok çelişkili bir durum var mesela. Öğrencilik boyunca 'extra-curricula' adına çok yönlü bir insan olduğunu hobilerle göstermen gerekiyor, iş hayatına geçince de 'benim zaten en büyük hobim işim' modunda olman bekleniyor. Ki başarılı olanlarda hobisi işi oluyor gerçekten. İş vaktinde de, hobi vaktinde de gerçekten severek çalışıyorlar. Yani, durum %100 şu:
scontent-sea1-1.cdninstagram.com

İkincisi de, girişimcilik ve risk endeksi. Amerika'nın 'Belirsizlikten kaçınma' endeksi %46 iken, Türkiye'de %85.
uzumc.files.wordpress.com
Neredeyse iki katı. Türk birinin yazdığı bir kitap vardı ama adını da yazarını da unuttum şimdi. Yukarıdaki veriye bağlı olarak iki şey çıkıyor. Bizim ülke 'Memur ol, maaşını ve emekliliğini garanti altına al. Geleceğin garanti olsun' ya da 'Yapma demiyorum, hobi olarak yine yap' ülkesi. Amerika ise 'Haydi, ben bir daldım, dalıyorum. Rasgele' ülkesi. İkinci olarak da Türk kültüründe, bir kere battın mı; milletin ağzına, diline sakız oluyorsun. 'Öyle açmıştı ama beceremedi'ler gırla gidiyor. Amerika'da ise batmak zaten çıkmanın bir parçası olarak çoğunluk tarafından kabul ediliyor. 'E batmadan, nasıl çıkacaksın ki' anlayışı hakim. O yüzden, bizdeki gibi bir kere battın mı, seni daha da tutup çeken olmuyor.

Bir de aslında, yukarıdaki tablodaki çok kötü bir şeyin iyi olan bir sonucu bu: bireysellik endeksi. Türkiye'nin bireysellik endeksi 37, Amerika'nın 91. İki ülke için de iyi değil bu sonuçlar. Bunun anlamı şu, Türkiye'de millet senin iç işlerinde, yukarıda anlattığım durumda olduğu gibi ama düşersen tutacak birileri de belki olabiliyor. Akrabalık ilişkileri güçlü. Atıyorum, senin borcu kardeşin, annen, baban, vb. ödeyebiliyor. Türkiye bu konuda bazı istisnalar dışında el bebek, gül bebek resmen. Amerika ekstra bireysel; kişisel alanın varlığı güzel ama yalnız ve korunaksız. Düştüğünde seni tutacak ailen yok ve her koyun kendi bacağından asılıyor. Dolayısıyla, risk çok yüksek. Battın battın, çıktın çıktın. Dolayısıyla, Steve Wozniak'tır, Bill Gates'tir; bir yandan bunları görürken; bir yandan da yüzbinlerce evsizi, otobüs durağında otururken ölüp 2 gün fark edilmeyeni de görmek gerekiyor. Bunlar birbirinden ayrı değil. Yani, başardın mı tam başarıyorsun ama çakıldın mı da iyi çakılıyorsun ve daha fenası, yalnız çakılıyorsun. Dolayısıyla, başarısız olma şansın yok, asılıyorsun. Başarı özgürlük, eğitim, para, vb. gibi güzel kaynaklardan da geliyor; iş güvensizliği, yalnızlık, korku gibi negatif kaynaklardan da geliyor. Madalyonun 'Bizim ülkemiz çok kötü, onlar bilimi destekliyor' dışında, aslında diğer yüzü olan, kimse seni desteklemediği için başarmaktan başka çarenin olmadığı bir sistemden de geliyor. Bir yandan bilime, sektöre destek tamken, bir o kadar da acımasızlığı var. Akademisyenin değeri bölümüne aldığı proje kadar, iş hayatındakinin kazandırdığı para kadar; ötesindekiler genelde tırı vırı. Bu sistemi içselleştirip kucaklarsan, başarıya daha yakın oluyorsun haliyle. Özetle de, vahşi kapitalizm sadece şekil değiştirmiş olarak devam ediyor. Değerli olmak, değerli kabul edilmek istiyorsan para kazanacak ve kazandıracaksın; bu kadar net. O yüzden de 'Başarılı olmanın 10 yolu', 'Aşmış insanların 5 alışkanlığı', '3 saatte 6 saatlik iş yapın' gibi kitaplar en çok satan oluyor; üniversite öğrencileri kaçak Adderall alarak çalışıyor. Gerçi son yıllarda Ferrari'sini Satan Bİlge tarzı bir iki isyankar bakış açısı popülerlik kazandı ama o da anlık rahatlatıcı olarak iş görüyor.

Bir de eğitim sistemi için şunu eklemek isterim. Daha dün ya da önceki gün PISA direektörü Türk öğrenciler için 'Ancak ezberciler, hiç yaratıcı değiller' dedi ve sistemi yerin dibine soktu.
t24.com.tr
Yaratıcılık bu tür girişimlerin en büyük parçalarından biri ve öğretilmiyor, aşılanmıyor. Dolayısıyla, öyle ete böyle yahni. Bu da öğretmenin veya öğrencinin suçu değil; müfredatın ve yaklaşık 50 küsur yıldır Milli Eğitimi tutkuyla değil de, ezberden yönetenlerin suçu.

Oku

Yazari arkadasim diye soylemiyorum ama o kitabi 18 yasinda yazdi ve hicbir ergen oyle bir kitabi yazamaz da asil ozunu kavrayamaz da.oku.

ben okuyalı çok oldu okuduğumda 17-18 yaşında falandım o zaman beğenmiştim çok ama şimdi bilemedim. yine de okunur bence yani şimdi çok boş vaktim olsa bi daha okumayı düşünürdüm.

İlk 50 sayfa sıkacaktır, sonra 'noluyoruz lan' demeye başlayıp sonlara doğru duyuruya gelip ''Kinyas ve Kayra'dan sonra Hakan Günday'ın hangi kitabını okumalıyım?' diye başlık açacaksın.. Bende sana ''Piç'' diye cevap verecem..

bazı kısımları biraz zorlama geliyor bana. Belki de ben liseli erkeklerle çok vakit geçirdiğim için öyle düşünüyorumdur ama biri bana “liseli bir erkek ne hakkında kitap yazmayı düşünür?” diye sordaydı, “ya böyle hayatla, düzenle derdi olan iki genç düşün...” falan diye başlardım muhtemelen. (Liseli erkeklerle vakit geçirme sebebim öğretmen olmak, manyak değilim yoksa.)

Ama ortaya çıkan ürünün birçok yönden başarılı olduğunu görmemek için de ısrarcı bir kötümser olmak gerek herhalde. Ben Piç’i daha çok severim, ama Kinyas ve Kayra’yı okuyayım mı diye sorana da okuma demem açıkçası.

Kendisine göre macera kitabı yazıyor. Aslında gerçekten macera kitabı sanırım lan.

Yazarin soyle bir fotografi var, artik sen dusun ne kadar derin yazilar yazan bir ustad oldugunu :D
pbs.twimg.com

kinyas ve kayra benim kutsal kitabımdır. ilk baskısı elimde, itinayla saklarım. ara ara açar okurum. bazı kimseler beğenmiyor ama tam olarak kitabı anlayamadıklarını düşünüyorum. çünkü içinde aforizmadan çok fazla şey var.

ilk okuduğumda ben de 19 yaşında falandım. kitaptaki sözleri odamın duvarına falan yazmıştım.

sonra gel zaman git zaman 25 yaşında iken bir daha elime geçti. bir arkadaş bu nasıl kitap be demişti. ağzına vurdum iki tane. sonra son sayfayı açtım direkt. yıllardır aklımda kalanları görünce yırttım direkt son sayfayı. çerçeveye koyup odama astım.

kesinlikle okunması lazım. ama bunalımda isen eğer intihara sürükler. dikkat et.

tamamen kendi fikrim
nietzsche seven birine
castaneda ixtlan yolculugu oku.
foucault ne bulursan oku
anlayabilirsen heidegger oku bana da anlat.

D vitamininin fazlasi toxic olabiliyor, bu yuzden lutfen doktorunuza danisin. Benim D vitamini seviyem 5 oldugu zaman bile doktor bana ilaclarimi bana belirttigi araliklardan daha once almamami ya da daha fazla almamami soylemisti

kaç gram oluyordu günlük 5teykn*

doktor diilim 20 çok az 60 optimal deniyor en az 40 üstü ol
westonaprice.org a göre ki kendileri taşdevri diyeti paraleli bir beslenme sistemidir, d2 vitamininin bir faydası yok saglıgına sadece d3 faydalı artı d2 molekülleri testlerde d3 e benzediği için yanıltıcı sonuçlar verebiliyorlar.
dvit 3 ampul al bir tane iç 15 günde bir bence.
Yazın özellikle güneş ışınlarının dik geldiği saatlerde 12:00 14:00 arası yürürsen yüzün kolların bacakların açık vücut d vitamini yapar onun dışında besinlerden d vitamini alman zor balık ciğeri tereyağı yumurta sarısı filan çok fazla tüketmiyorsan.
Yumurta özellikle sarısı, peynir kefir tüketirseniz hem d vitamini hem de vücutta onun sentezi için gerekli kolestrolü alırsınız.
ayrıca vejateryenligin saglıklı oldugunu iddia edenlerle uzun bir zamanda
epa - dha , k2 ve a vitaminlerini nerden aldıklarını tartışmak isterim. insanların bir kısmı bitkisel kaynaklardan omega 3 kullanamıyor k2 ve beta caroten olmayan gerçek a vitamini de sadece hayvansal kaynaklarda.

derler ki;
d vitaminin fazlası zararlıdır ancak vücutta k vitamini varsa fazlasını alır.
o yüzden yalnızca d vitamini içeren takviyelerden ziyade, hem k hem d vitamini içeren takviyeleri tavsiye ediyorlar.

öğlen vakti 15 20 dakika güneşlenmek 5000iu yapıyor ki bu da 125ug eder.
ben kendi adıma iki tane içmenin zararlı olduğunu düşünmüyorum. bir gün tek, bir gün çift şeklinde içerdim.

ben dekinon d3+k2 aldım yakın zamanda;
inkphy.com
------
gelen bir mesaj üzerine edit:
"güneşten d vit üretimi için hayvansal kolesterol gerekiyor."

d vit hariç eksik yok vücutta. o da daha çok güneşten kçmamdan kynnklı. veganlıkta eksik hormon protein mineral sorunu yok.

b12 hariç, o da bakteri kynklı bir şey, vegan olmynlarda da eksik olblyr , bnde sadece d düşük zaten.

şu an kemiğim kırık olduğu için d vit yükselltmem gerekiyor, o yüzden abanmaya çalışıyrum.

ekimden itibaren türkiyede d vit sentezleyen ışınlar olmuyor.

çevremdeki veganlara ve araştırmalra göre veganlıkta sıkıntı olmuyr sağlık açısından.

örnek www.sbnation.com

buraya cvp yazmştım.

raydingoz madem o kadar sağlıklısın, kan testi değerlerini göster de insanlar emin olsun.

kadınlara tecavüze son, asla tecavüz edilmemeli diyen kişiler nasıl bağnaz değilse, hayvanlaras tecavüz edilmesin, söürlmesin demek de bağnazlık değildir. vicdanda bağnazlık olmaz. Ortada birey var, o bireylere yapılan haksızlık var.

1 tane 60lık d2 almaya kara verdim günlük.

100 ml'yi geçmemesi gerekiyor tek bir kutunun.

sorun yaratır 100ml lik ufak kutuya koyarsan ancak kabul edilir.

uçak kabinine sıvı konusunda sorular hiç bitmese de aslında denklem çok basit:

- bir şişe maksimum 100 ml olabilir (içinde 50 ml de kalsa şişe hacmi 100 ml olmalı)

- toplam sıvı 1 litreyi geçmemeli.

kural bu kadar net.

valizde tek goze carpmıyor başka şeylerle karışık oluyorsa genelde göremiyorlar sorunssuz geçiyor. ama görürlerse çöpe atma riskini göze alcan ben o yüzden yarım kutu kalınca deniyorum.

iherb bildigim kadarıyla turkiye ye göndermiyor hiçbişi.

Adidasın kalıpları (modele göre değişir elbette)ancak bana nike kalıplarından daha küçük gibi geliyor. Nike modelinde küçük numara kalmamışsa adidasa bakıyorum ve bana normalde büyük olan numaralar bile tam gelebiliyor.

Normalde eskiden beri 42.5 giyerim. Adidasta 42.5 olurken nike de 43 hatta 43.5 olabiliyor. Nike kalıpları bayağı küçültmüş eskiye göre.

adidas 42.5 43 uyarken bana nike 44 uymuyor.

Temizleyebilirsiniz bir şey olmaz ama balıkların süreleri değişiyor onu iyice sorun alırken. Küçük balıklar daha kısa süre bekliyor, büyükleri biraz daha dayanıklı olabiliyor. Unutmamak için paketlerin üzerine tarih yazın çok mühim.
Bir de ben şey okumuştum balığı önce tuzlayın, derin dondurucuya koyduktan birkaç saat sonra çıkarıp suya tutup yeniden dondurucuya koyarsanız o üzerinde oluşacak ince buz tabakası daha iyi durmasını sağlarmış.
Aynı kıyma gibi porsiyon porsiyon ayırın, kullanacağınız kadarını çözdürün ve çözülme süresi de önemli, buzluktan dolaba geçirip kendi halinde açılmasını bekleyin.

Bireysel olarak balığın dondurulup bekletilmesini tavsiye etmiyorum çünkü kısa süre de kalmış olsa lezzeti farklı oluyor.

ben realde somon görece ucuz olunca 2-3 parça fazla alıp buzluğa atıp 1-2 ay içinde yiyordum somonda hiç tad kaybı olmuyordu.

840m yerine gtx860m olsaymış tam oyun bilgisayarı olurdu. 4700mq olduğundan performanslı fakat şarjı kısa giden bir bilgisayar olur. eğer şarj konusunda sıkıntın yoksa gayet ideal bir bilgisayar olur.

yazdığın işleri bunla rahatça yaparsın da ben olsam 17.3 inç ekranlısını alırdım

1000 GB, vay anasını

Bilgisayar hp envy 15-j142 mi neydi... Touch screen vs. özelliği var. Quadcore islemci olabilir, dogrudur. Cevaplar için teşekkürler.

fan sesi geliyor mu? geliyorsa kirlenmiştir. temizlettir. bi de güzel bi format at. gene tatmin etmezse yenisini almaya meyledersin.

aşırı ısınma, format atmayı denediysen muhtemelen fan temizliği ve termal macun yenilemeyle düzelirdi mecidiyeköy de 40-50 tlye yapıyorlar ama mavi ekran sonrası tamir etcen sonra başka şey çıkcak yenisini dene bence.

hocam aynı alet bende var, dediğin gibi özellike yazın ısınmadan dolayı kapanıyordu. termal macun aldım, kendim açıp uyguladım canavar oldu. youtube de bi abi nasıl açılıyor kısmını gösteriyordu, kendin yapabilirsin sanırım.

Cevaplar icin tesekkurler, tamire verdim ananakrttaki toplar mi yanmis bir sey olmus, yarin cikack alet bakalim. Macun ile halledilebilecek bir sey ddgilmis malesef.

şunu görmüştüm geçen gün. ama gitmedim, bilmiyorum.

(bkz: kadıköy satranç merkezi)

tepedeki psychedelic adam +1
Ben de önünden geçiyorum bir iki seferdir, bir türlü içeri girip merhaba diyemedim. Ama bir arkadaşım sanırım düzenledikleri turnuvalardan birine katılmış, çok keyifliydi diye anlatmıştı.

www.isd1943.org.tr

hayır yok manat değerli bi para

Bi tek taksi daha ucuz sanırım :p şaka bir yana, Azerbaycan pahalı bir ülke. Eski şehire gidersen qosa qala kapısının orada ilk gördüğün değil de ondan sonra göreceğin magnetçiden magnet alabilirsin. 1-2 manat arası magnetler. 1'e bulursan kaçırma. Bi de yine orada çok güzel şallar var. Aynı marka şalları Taksim'de de bulabiliyorsun gerçi ama 5-10 manat arası şallar da alabilirsin boş dönmek istemezsen.

manat tl'nin 4 katı falandı bi ara

3.2 katı civarındaydı, tek ucuz şey sigara ve alkol. Bir de bir spor mağzasının %70 indirimi vardı hala bitmediyse, bütün markalar uygun sayılacak fiyata geliyordu. Adresini öğrenip atarım.

feioja diye bir meyve var guava nın daha güzeli onu al

Müsli yerine peynir/zeytin ve çok az ekmek daha sağlıklı diye düşünüyorum. Hem de daha uzun süre tok tutar. Siz en iyisi karatay diyeti kitabını alın ve uygulayın. Gerçekten işe yarıyor. 110 dan 100 kg ye düştüm ve düşüş devam ediyor.

tost müsli doyurmaz.

zeytin peynir domates ceviz salata 2 dilimde tam buğday ekmeği yiyin, birde haşlanmış yumurta. daha sağlıklı doyurucu

copernic +1
zeytin peynir tereyağı yumurta yeşillik
illa müsli tarzı bişi istiyorsan ceviz badem kuru incir yoğurt bunlara göre daha az faydalıdır ama müsliye göre candır.

Sen ikisini de yeme ve ketojenik diyete geç.

elbette. ekran kartinin kendi programi olur, onda ayari oluyor. program yoksa da ureticinin sitesinden model girerek indirebilirsin. bilgisayarin kendisinde de oyle bi ayar oluyor ama nerden bilmiyorum. how to turn off second graphic card falan diye google'larsan cikar muhtemelen iyi bi rehber

kontrol panelinden yalnızca harici gpu(nvidia) seç. olur.

cetoxim daha biraz daha açabilir misin hangi sekme altından yapabilirim bu işlemi?

nvidia kullanıyorsan nvidia denetim masası yaz arama yerine yani başlat çubuğuna veya işte metro arayüze yaz çıkar. ondan sonra 3d ayarların yönetilmesine tıkla. orada çıkan listeden chrome'u seç yüksek performanslı nvidia işlemcisini seç uygula de tamamdır.

eski toshiba da amd mi var tümleşik intel ekran kartı olmadığına nasıl emin oluyorsunuz. bence pcnizin termal macununun yenilenmesi gerekiyor olabilir veya fan temizliği

eski toshiba'da amd 3650 var evet, ama samsung'da gt 520mx olmasına rağmen chrome'da (mesela sıradan bir flash ya da java açıldığında) haağlıyor makina. oyunları sorarsan call of duty ghost'u açıyor.

başka tarayıcı ile denediniz mi peki ?

denedim hepsinde aynı. windows 8.1 kurup deneyeceğim bir de.

Calve.

sarelle!

polmak gold krem fıstık

polmak muhteşem ama çoook zararlı bildiğim kadarıyla. pek doğal bir ürün değil. ama tadı müthiş. bir kavanoz yediğimi bilirim. korkunç güzel. hatırlatmayın plz tşk

Başka bir marka denememiş birisi olarak "en beğendiğim"den ziyade "beğendiğim" fıstık ezmesi olan Gold'u önerebilirim.

Keza ilk tattığımda tadı oldukça değişik gelmişti hatta ağzımın tadını bile bozdu diyebilirim ama ikinci sefer ve sonralarında tadı gerçekten güzel geldi.

Fiskobirlik

%100 fistik ezmesi ola, icinde katki maddesi, seker vb olmayan cogu fistik ezmesini seviyorum. Yedigim en boktan fistik ezmesi Kraft'in fistik ezmesi. Bir de smooth degil, crunchy olacak.

fortisvita peki hangisi? şekersiz, katkısız olanı tercih ederim elbette.

fıstık ezmesi yerine ceviz badem fındık yoğurt karıştırıp yesek şeker ve gereksiz katkı maddeleri almasak.

Ben kanada'dayim :/ bir secenek, mutfak robotu varsa fistik alip kendin cekmek olabilir.

ev yapımı gayet iyi, katkısız

önce evde yapmayı deneyeyim bakalım, nasıl olacak. herkese teşekkürler.

www.mistikfistik.com bunu tavsiye ve tercih ederim.

hazır, sağlıksız ve hamur işi olmadan kahvaltı edeceksin ama temel kahvaltılıkları yemiyorsun. insan gerçekten hayret ediyor.

yulaf ezmesi tariflerine bak hangisi senin zevkine uyuyorsa, meyveli ve sağlıklı

o yok bu yok...

sütlüleri seviyorum diyorsun peynir türevleri ve tereyağı yemediğin konusunda kararlı mısın? türevleri diyorum bak, belki doğru peynir ile aşk bile yaşayabilirsin

Bizim memlekette kahvaltıda çorba içilir senin yemediğin kahvaltılıkların yanında, çorba iyi de gelir sabah sabah mideyi yumuşatır, tok tutar bir süre ama herkes yapıp yemez o ayrı. krep diyeceğim ama o da hamur işi sayılır. bence kahvaltı yapma, ben yapmıyorum mesela, alışılıyor bir süre sonra zaten :D

Bu aradana feel the blanks güldürdün :D

Parça, dilim olarak kesin yemiyorum ama arada bazı şeylerde eridiğinde, karıştığında yediğim oluyor. Yoğunluğuyla alakalı gibi.

ton balığı da yiyebilirsin arada, genelde sandviç olarak yapıp yiyordum ben ama sen sade de yiyebilirsin.

ama senin durumunda olsam ben çorbayı tercih ederdim arkadaşın söylediği gibi. ohhh miss gibi bir mercimek ya da işkembe, sabah içini de ısıtır.

Kahvaltı yapma? Meyve suyu ic oglene kadar bekle. Sagliksiz diyenlere de aldirma

ceviz badem yoğurt

Yulaf ezmesi, kuru üzüm, süt, çok az tarçın.

Gayet güzel oluyor.

universitede gordum birkac kere, oyle ahim sahim guzelligi yok.

turkiye guzelini bilmiyorum, gormedim.

Bence güzel. Boyu çok uzun değil sanırım ama onun dışında ortalamanın üstünde bir güzelliği var diyebilirim.

güzel bence.

@hep mutlu olmak istedim'e ek olarak beyaz ten diyorum.

tabiki güzel

Bence gayet güzel bir kız. Ben beğeniyorum.

yüzü beyaz, saçları siyah, gözleri boncuk.. doğal bi güzelliği var. sarışın olsa sarışın olduğu için beğenilirdi, renkli göz olsa... ama değil işte.

pamuk prenses çekilse oynayabilir.

bence guzel.
dunya guzeli demeyelim ama guzel. beren dogulu!dan daha guzel

bazen çok güzel görünüyor bazen poğaça gibi eblek suratlı ve donuk bakışlı. deyişik.

Ben cok begeniyorum, sadece saclarini kabartip geriye tarayinca alni ortaya cikiyor, soyleyin oyle yapmasin.

Haricinde aylecek begeniyoruz.

çirkin değil ama güzel de diyemiyorum fahriye evcen'e.
miss turkey 1. img6.mynet.com.tr
miss turkey 4. fotocdncube.gazetevatan.com

sıralama yaparsak 4.> 1. > fahriye evcen

fahriye >> miss 4. > miss 1.

benim türk ünlüler arasında beğendiğim tek kız. baya hastayım kendisine açıkçası. www.youtube.com tatlılığa baksana

bence oldukça güzel hatta benim kuzenim buna benziyor ama benim kuzenim daha güzel..

walla onu bunu bilmem de, estetik yaptırmak hayatında aldığı en isabetli kararlardan biri olmuş. özellikle çalıkuşu'nda baya güzel, kilo vermesinin de etkisi var bunda. eskiden daha yuvarlak geniş yüzlüydü, zayıflayınca yüzü de küçülmüş. dudakları, saçları, gözleri zaten çok güzel. sesi bi tuhaf. neyse genel olarak değerlendirirsem, gayet güzel, hoş bi kızımız.
edit: @cecilia'ya katılıyorum, saçını tiki bombesi gibi kabartmamalı. bi de kahverengi saç daha çok yakışıyor.

istediği kadar güzel olsun o ses tonuyla çok itici geliyor bana.

Ben inanmadım şahsen,bu sefer harbiden montaj,düblaj olabilir.

"Ben aslinda kavas demistim" diyebilir, daha once ise yaradi.

tam bir kasımpaşalı. bu adam o kadar şey yaptı. buna niye şaşırdık?

www.youtube.com

bi s***m geri dönüşü olmaz. bunun şerefsiz seçmeninin hoşuna gidiyor zaten israil'e küfür etmek.

akif beki başbakanın ne demek istediğini açıklamadan yorum yapmak yanlış olur.

ben ilk kez şimdi dinledim çünkü zerre ihtimal vermiyordum.
gerçekten demiş amk, şuan hala şoktayım. deli kral. yemin ederim ki deli kral.

Ya halkın hoşuna gitse ne olacak? bir ülkenin başbakanının "israil" kelimesini hakaret olarak kullanmasının illa ki uluslararası platformda etkisi olur. sıradan bir ülke ismi de değil dikkat çekerim "israil" diyor.

ne kadar istiyorsunuz?

Tarım kredi kooperatiflerinde olabilir.

kanola yağı pek önerilmiyor ya reklam dampingi ile meşhur oldu
google da bir search edin zararlarını.

ne iş için kullanacaksın bilmem ama canola, soya gibi yağlar zararlı, nette araştırabilirsin.

1-2 litre alacağim normal kizartma yapacagim evde denemek istiyorum bir degisiklik yapacak mi gorelim

1 milyon lira falandır ya yüksek oluyor onlar.

sadece markalar. tatlısesi hatırlamıyorum ama hacıoğlu lahmacunu çöp. öyle ufak yerlerde iş yapmaz yani insanlar iyi yapan yerel dükkanları bilirler zaten.

hacıoğlunun kötü olduğunu ve lahmacun için tercih etmediğimi yazdığım bi cevap vardı silinmiş fsdadsd. hacıoğlunun sahibi geldi sanırım :D iş yapar bence, çok kötü ama menü konsepti olduğu için ucuz ve öğrenci tarafından tercih edilebilir.

konu dışı biraz ama hacıoğlu lahmacunu idare eder bence, beşiktaş levent filan civarında kebabını çok sevdiğim mekanlarda bile lahmacunlar çok kötü hatta % 80 i hacıoğlundan daha kötü 2 kat pahalı olmasına rağmen. tatlıses lahmacun da daha kötü bence.

uniyi kasmadan uzata uzata bitirirdim ve gene unide çap yapardım

aşk hayatıma biraz daha dikkat ederdim.

kariyer olarak bir şeyi değiştirmezdim, istediğim yerdeyim.

30/e

yurtdışına kaçardım

elimdeki fırsatları tepme eşekliği yapmazdım. erasmus'a giderdim.

veya komple okulu bırakıp başka bi yol, başka bi bölüm seçerdim.

eski sevgilimle tanışmazdım.

birine saplanıp kalacağıma karşıma çıkanları denerdim. belki de denemezdim, pek bana göre değil sanırım öylesi ama hiç değilse denemeyi denerdim.

erasmus yapabilmek için daha çok çaba sarfederdim.
mutlaka 1 aydan fazla yurtdışında kalabileceğim ailemden ayrı yaşayabileceğim bir şeyler bulmaya daha inat ederdim.
1. sınıfta derslerimi daha sıkı tutardım. hazırlıkta daha iyi dil öğrenmeye çalışırdım.

sevgilimden ayrılırdım. tek olmak en iyisi.

her boş vaktimde yurtiçi-yurtdışı bir yerlere gitme şansı kovalardım. interrail yapardım misal. gezgin arkadaşlar edinirdim bolca.
spor yapardım.
daha az yerdim.
daha çok okurdum.
daha çok dinlerdim.
daha az uyurdum.
daha çok kaydederdim.
daha az kaybederdim.
daha çok gülerdim.
daha az konuşurdum.
daha çok önemserdim kendimi.
daha az önemserdim diğerlerini.

beni sürekli engelleyen aileme karşı çıkardım. dıcem ama yapabılsem zaten o zaman yaparmışım. bocek olmaktan kurtulurdum belki.

icemint herşeyi yazmış aslında eklemek istediğim tek şey , yapamam edemem deme birileri birşey yapabiliyorsa sen de yapabilirsin. cürret edenlerin kazandığı bir dünyada yaşıyoruz. ilk işim satış müdürlüğüydü ve kibrit bile satmamıştım. iş görüşmesinde teklif edilen işi beğenmedim tam kalkıyordum masadan patron biraz şaka biraz ciddi " gel seni satış müdürü yapalım " dedi.tamam dedim oturdum . o da "ben insanı gözünden anlarım" dedi ve işi bana verdi 21 yaşındaydım.
fırsatları iyi değerlendir derim .

yeni şeylere hep evet derdim. çünkü reddedilme ve başaramama korkusu hayatın en büyük engellerinden. klişe bir örnek olacak ama hayatın geri kalanına da uyarlayabilirsin bunu: hoşuna giden birini görürsen git konuş. dünyadaki en salak insan konumuna düşecek (bundan korkuyor) olsan bile konuş. çünkü kötü tecrübeleri ileride çok eğlenceli hatırlayacaksın. çok şey öğreneceksin onlardan, farkında olmadan. ki bazen de beklemediğin kadar iyi şeyler yaşayacaksın. kilit nokta bu, yaşa! iyi ya da kötü ne kadar çok şey yaşarsan, ne kadar çok yer görürsen, ne kadar çok kişiyi tanırsan o kadar dolu olacak hayatın. o kadar büyük bir yaşamın olacak.


ve merakını da asla kaybetme. yeni sorular yeni yollar açacak sana. korkmadan hepsine gir, her şeyi dene. uyuşturucu hariç ama dfgdfg yani onu da illa denemek istiyorsan 60 yaşından sonra dene. (ot çok gereksiz, amelelik resmen)

iş hayatını, geleceğini düşün. sigortandan emeklilik yaşına kadar her şeyi hesap et. hayatının merkezine oturt demiyorum ama hazırlıklı ol bu konularda.

spor yap, sağlığına dikkat et. sadece göbeğin ya da selülitlerin için değil ama. sağlıklı yaşamak en çok da sağlıklı bir kafa için önemli. zeka, bakmazsan gidici/azalıcı bir şey. dikkat et buna.

çevrenin/ailenin/toplumun kurallarını siktir et. bunun için karşılacağın baskıdan korkma. unutma ucube olarak görünsen bile bir gün insanlara, iki gün sonra anormal, bir hafta sonra değişik, bir ay sonra da pozitif anlamda çok farklı geleceksin. kalıplara saplanma, isteklerini önemse ve yaşamaktan asla korkma! ismini de bora yap. gerisi gelir zaten fkdjgh

onunla sevgili olup 4 yılımı çöpe atmazdım

sevgilimle evlenir onunla eve cikardim. uni bitince zaten evlendik, bosu bosuna uzak kaldik birbirimizden. bir de bolumumu degistirirdim. cunku sonra zaten ikinci diploma yaptim ilk okudugum bolumun boktan oldugunu anladiktan sonra.

Her yaz work and travel'a giderdim misal. Bir kere gittim ama gittikten sonra keske hazirliktan itibaren her sene gitseydim dedim kendi kendime. Üniversitenin kültürel aktivitelerinde daha çok yer alirdim. Erasmus'a kesin giderdim. Bir de iş konusunda daha atak olurdum. Tüm okul hayati boyunca yatilir mi ya? Kafama sicayim.

Toronto'ya daha erken gelirdim.

okula daha çok özen gösterir, okul dışında da mesleki anlamda bilgimi artırmaya çalışırdım.
düzenli bir spora başlardım.

yurtdışı olayını abarttığım için o konuda değiştirmek isteyeceğim bir şey yok. ama diğer arkadaşlara katılıyorum.

3. bir dil öğrenmeye kasardım.

erasmus yaptım, staj yaptım, okulu uzattım, gezdim tozdum, kariyerle ilgili yapacak bir şeyim daha kalmadığı için aklıma sadece şu geliyor: daha çok sevişirdim sanırım.

herkes söylemiş olum aklını başına devşir ve dil öğren canavar gibi. genel kültürün olsun. bir ensturman çalmayı öğren hatta. boş boş geçiyor zamanın. spor yap. düzenli beslen. üniversitenin seminerlerini kovala. alabildiğin kadar sertifika al. hobi edin (mesela ok at, ata bin, fotoğraf çek) sonra 25-30 yaşlarına gelince aklıma sıçayım deme. sevgili muhabbeti şart değil. bu aktiviteleri yaparsan illa çıkar karşına. alkol, sigara ve uyuşturucudan uzak dur. ayrıca siyasete falan da bulaşma. boş işler. couchsurfing falan bir yerlerden yabancılar bul ve misafir et. çevren gelişsin.

daha sosyal olurdum, daha çok insan tanımaya çalışırdım. insanları tanımıyorum çünkü. iyi dediğim insanlar kötü, kötü dediklerim iyi çıkıyor. bu çok kötü bir durum. anne olsam çocuğuma sürekli bunu öğütlerdim, 'insanları tanı' derdim ona.

icemint +1
+ yurtdışına nasıl kapağı atabilirim planlardım.

gelecekte kariyer planın varsa ücret talep etmeden bir iş bul. boş zamanlarını işte geçir. 5 sene sonra benim gibi yaşıtlarının 2 katı maaşla çalış.

Uni 2. Sinifim. Hmmm.

Aynen yasardim. Hicbir animi degistirmem. Gayet guzel bir yildi.

0 karb beslenirdim.

The Grand Budapest Hotel: www.imdb.com
Nebraska: www.imdb.com
The Book Thief: www.imdb.com

adult world

raid 2, itirazım var, the grand budapest hotel, captain america 2

Prisoners

the wolf of wall street

dallas buyers club yazan olmamis. redirected'i da ekleyeyim, okuyan olursa arsiv olsun, tesekkurler.

Çıktıkları sırayla izle. İmdb'den bak. En son kış askeri, ondan önce Thor iki diğerlerini sayamiyorum.

en.wikipedia.org

şunlar da bu evrenle alakalı kısa filmler.

en.wikipedia.org

en.wikipedia.org

Iron Man 1-2-3 çok güzel.

Kaptan Amerika güzel. 2. film yeni gösterime girdi hatta.

X-Men First Class ve The Wolverine çok güzel.

izleme!
çizgi romanlarını oku.

müsli sevmem. kadın

Ara sıra tüketiyorum. Meyveli veya kuru meyveli olarak. Kışsa günkurusu, kuru incir, vb. ile karıştırıyorum; bazen mandalina ve elma ile. Şu mevsimde çilekle; yazın şeftali ve erik ile karıştırabiliyorum. Çok yoğun müsli tadı da kabus gibi, o yüzden meyve yoğun olmasına özen gösteriyorum. Diyetten ziyade iş yerindeki yemek seçeneğim çok kısıtlı. O gün sevmediğim bir yemek çıktığında ve dışarıdan toplu yemek söylemediysek müsli yiyorum. Kadınım. Rica ederim. :)

evet.
bazen yoğurt, bazen sütle; ikisinin de yeri ayrı.
Allah ne verdiyse. muz, elma, mandalina, avokado, havuç, çilek, kivi, armut.. hakikaten ne varsa azar azar doğruyorum. bazen kuruyemiş, kuru meyve falan da katıyorum.
başlarda pratik ve sahip olduğum alternatiflere göre daha sağlıklı diye yiyordum, ama bayadır bayılarak yiyorum.
kadın.

evet haftada 2-3 sabah.
sütle.
spordan sonra yanına 2 yumurta, yeşil biber, peynir ve zeytin ile götürüyorum.

30, erkek

evet.
süt.
meyvesiz.
hayır normal kahvaltımı vitamin ve lif açısından besleyici olduğu için öyle yapıyorum.
erkek.

evet,
sütle ve çilek ya da muzla tüketiyorum,
tok tutuyor ve hazırlaması az zaman alıyor,
kadın.

evet
genelde sütle, çok nadir yoğurt.
muz veya çilek
diyet, pratik ve tadını sevdiğim için
kadın.

çok severim ama tüketmiyorum çünkü düzenli hiçbi şey yapmıyorum
sütle seviyorum ben
kendim meyve katmadım hiç, hazır meyveli olalardan aldım. (eti form mesela)
tabi müsli olduğu için yiyoruz ama tadı da güzel ya :)

30k

ha bir de; kışın bazen portakal suyuyla yapıyorum, tavsiye ederim mükemmel oluyor.

Müsli, reklamlar vasıtasıyla pompalanan çok gereksiz bir karbonhidrat kaynağı. 100 gramındaki şeker ve yağ oranına dikkat ederseniz eğer bunun sağlıklı beslenmeden kilo vermekten çok tersi etki yapacağını görebilirsiniz. Bir de içine meyve koyup yediğinizde ondan gelen fruktozla birlikte şeker oranı da iki üç katına çıkmaktadır. Egzersiz falan da yapmıyorsanız eğer o ihtiyaç fazlası şeker direkt yağ olarak depolanıyor vücudunuzda. Soruya gelirsek eğer tüketmiyorum.

*spor yaptığım dönemler tüketiyorum.

*ucuzunu tercih ediyorum. bildiğin paketli arpa a.q

*içine kendim taze meyve doğruyorum. muz, çilek, kivi üçlüsü. yımışak meyveler. meyvelerden bulamıyorsam kuru meyve alıyorum malatya pazarından, önce sıcak sütte bekletim öyle içine katıyorum.

*yoğurt veya sütle, canım hangisini istiyorsa.

*spor yaptığım dönem çok fazla et tükettiğim için sindirim sistemi problemi oluşmaması için tüketiyorum

*pipim var

angelus +1
ceviz badem fındık kuru incir kuru kaysıyı yoğurtla tüketirim beslenme olarak çok daha dengeli ki yine de yumurta tereyağı zeytin in besin değerini vermez.

Angelus +1
Ben her sabah 100 gr yulaf ezmesini 2 tam 4 yumurta beyaziyla blendirdan cekip tavada krep tarzi pisiriyorum. Yaninda lor domates biberle yiyorum. Tatlandirmak icin de bazen fıstık ezmesiyle abartilmadan yenilebilir. Erkegim.

Evde aplam almış olursa bir iki otlanıyorum o kadar. Neskuik daha güzel bence. -kardeş

1 kase yagsiz yogurdun icinde pazardan aldigim osmanli cerezinden bir avuc karistirip yiyorum haftada 2-3 kez.

diyet ya da sağlıklı beslenme ile ilgisi yok bu tip yiyeceklerin.

içlerinde glikoz şurubu olduğunu öğrendiğim günden beri tüketmiyorum.

yine ve yeniden ben, müsliden kasıt hazır müslilerse onlardan yemiyorum yanlış olmasın. ve tavsiye de etmiyorum. yulaf ezmesi/kepeğinden 1-2 yemek kaşığı koyuyorum ben, yetiyor. sağlıklı yaşamlar efenim ^_^

hahne marka, çünkü şekersiz.
laktozsuz sütle götürüyorum. sabah kahvaltı imkanı olmadığı için iş yerinde yiyorum ayrıca sağlıklı olduğunu düşünüyorum. erkeğim.

Tüketiyorum, sütle asla sevmem sadece yogurtla. Tadini begeniyorum. Icinde olan kuru meyveler disinda varsa cilek veya muz ekliyorum

Kadin bu arada

Hayir.
Kadin.

Haddini asan not; yemeyin soyle sacma sapan seyler. Paketli gida tuketmeyin, mumkun oldugunca.

Tahıl tüketmem. Ama eskiden bir ara çok az yemiştim. Süt ile. Çok gereksiz bir ürün bence. Erkek.

Kahire degilde millet hurghada ya surekli gidiyor yada diger tatil beldelerine butun kls boyunca da gittiler. turistik bolgelerde sorun olmaz diye biliyorum

yazın kahirede dilediğiniz gibi gezip tozamazsınız.
çok sıcak.

abi ortam istanbulun tehlikeli semtleri gibi düşün kahire de + daha kalabalık biraz fakir. mısırlılar biraz üçkağıtçı ayrıca. ama bana bişi olmadı çok gezmesem de. 2 haftada sıkılmıycak mısın.

Ailemle beraber orada yaşıyordum şuan sadece ailem yaşıyor.

Dilenciler ne olursa olsun gelir 1.86 boyum var öyle tıfıl bir şeyde değilim ama bana bile fenalık geldi.

Pislikler çünkü Araplar(evet ırkçılık yaptım inanmayan gitsin görsün)

Yine de halkın %30u filan harika insanlar ben tek başıma 120 km yol yaptım felaket yardımcı oldular.(Arabasız)

Kapalı çarşıda turistlere davranış nasılsa orada bize öyle.

Tek cümle var Türk olduğunu anlarlarsa:yavaş yavaş hasan şaş.

Sonuç olarak pek sıkıntı çekmezsiniz gerçekten güzel ülke ama piramitleri filan istediğiniz gibi gezemezsiniz.

Polis molis demeyin polisler oradaki satıcılarla asıl iş birliği içinde olanlar.

haşhaşı boldur haberiniz olsun.

başka sorunuz olursa beklerim.

NoT:ben orada olduğum bir zamana denk gelirse misafirde ederim