chet faker - no diggity
chet faker feat. kilo kish - melt
tom odell - another love
she wants revenge - sister
zero 7 - home
florence and the machine - never let me go
emily wells - juicy

sana küçük bi yol playlisti yaptım, ben son yolculuklarımda hep bunlar arasında gittim geldim ^^

kalben - sadece
kalben - fırtınalar
kalben - saçlar
sia - breathe me
yeni türkü - aşk yeniden
levent yüksel - medcezir albümü full
Sertab erener - lal albümü full

Tesekkurler

siyah stiletto

stiletto

siyah stiletto +1 boy da varsa on numara.

siyah stiletto +1. en temizi, sadesi, risksiz ve şık olanı.

kardeşinin düğünüyse yabancı birisiymiş gibi çok sade gitmeyin derim ben. elbiseniz zaten çok sade, iş yemeğine çıkmıyorsunuz sonuçta siyah stiletto değil bordo-lacivert veya zevkinize göre daha başka renkler de olabilir.

Siyah elbisenin altına bir de siyah ayakkabı giyerseniz normalde boğmaz ama bu tip organizasyonlarda boğar. Sanki eğlenceye değil de matem evine gelmiş gibi olursunuz. Pudra, bej veya bordo rugan stiletto bu elbiseye çok yakışır bence. Ama sakın gidip dallı pullu boncuklu taşlı bir model almayın. Elbise zaten dantelli, yani elbisede hareket var. Bu tip ayakkabılar bu elbise ile çok ucuz durur.

bence hala siyah stiletto. hatta üzerinde bir kaç tane taş olsa. şöyle kibar. bu elbiseyle çok şık olur gibi.

ama esas fikrimi sorarsan kardeş kınası için fazla sade bi elbise. daha iddialı ve gösterişli olunmalı

zorunda kalsam 1

2

d-hic biri

Hiçbiri. :(

3

1

3

1 - 3

3

3

Jamiryo

koreografi denmez de sahne düzeni farklıdır tabi. sahne düzeni yönetmenin yorumudur, kimi vinç koyar kimi ağaç koyar. kendisi nasıl hayal ediyorsa sahneyi artık.
oyucular da farklı zaten aynı tadı almayı bekleme.

@cekilmis gayfe ben eylüldekinden bahsediyorum,belki tarihi belirtmeliydim.

Erdal Beşikçioğlu oynuyor. farklı değil.

aynı oyun geliyorsa dekoru da gelir zaten

yönetmen de aynı, cem emüler. aynı yani merak etme.

Maddi gücünüz yetmiyorsa Devlet hastanesine gidip oradan destek alabilirsiniz. SGK bunun için var.

Valla ciddi bir handikap bu mesele. ben iyi kazandığım dönem düzenli gittim. ama şimdi şehir değişikliği nedeniyle yarım kaldı. burada birine başlayayım dedim. minimum haftada bir görmem lazım süre 15 güne çıktı mı etkisi kalmıyor terapinin araya çok vakit giriyor dedi iç mimara düzenletilmiş ofisindeki tasarım sandalyesi üzerinden, dedim ben veremem 200x4=800 asgari maaş vereyim oldu olacak amk. tatile çıkarım heray o paraya sülalem raad olur. şaka bi yana zaten iyi bir terapist bulmak çok zor iş, bi de o kadar para bayılmak akıl karı değil. inanın bu konuda yterince deneyime sahibim.

4 yılda klinik psikolog olamazsınız. 4 yıl üzerine 2 yıl daha okumanız lazım. zaten klinik psikolog değilse gitmeyin


6 yıl tıp 4 yıl uzmanlık 2 yıl zorunlu hizmet yaparak da psikiyatrist olabilirsiniz

Aynı paraya psikiyatrist var, gelsene çok eğleniyoruz. :))

Istanbuldaysan Ücret normal hatta az bile. Zaten 250 den başlar 400 e kadar yolu var. Prof ya da ünlü biriyse alanda kendini ispatlamışsa 400 den aşağı danışan-hasta kabul etmez. Kısacası Ücret normal. Maddi durum yoksa devlet hastahanelerini öneririm. Ama fayda göremezsiniz pek

@ceyhun

4 senede psikolog olacağım demedim psikolojiyi bitirsem dedim;)

@cok istenen felaket
olmadı senin tavsiyene uyacağız.

psikiyatrist bulunursa daha mantıklı olur. mesleki açıdan daha ileri seviye olması, daha zorlu ve uzun eğitim alması, genel tıbba hakim olması açısından.

sağlığın yerinde olmazsa ne para kazanacak durumun olur ne de kazandığın paraları yiyecek enerjin. açık ve net. hak eden iyi bir uzmansa parayı düşünme imkanları zorla derim

2

2, ama sonsuza kadar yapmam yani 2-3 sene calisir cikarim.

2. Genclik enerjim varken is icin kullanirim. Para biriktiririm.

2'yi şu an yapıyorum. 10 bin mi veriyorlarmış benim işe?

2'yi seç. çok eğleniyoruz. paranın birazını da bana yolla ama.

2 haliyle.

ikinci işin koşulları önemli. hiç haftasonu olmayan, bayram tatillerini bile bölük pörçük yapan, gecelere kadar çalışan ama parası çok iyi olan böyle işler var. genelde finans sektörü. ancak benim yakından gördüğüm kadarıyla çoğu kişi 6 ay filan anca dayanıyor sonra basıyor istifayı. kolay değil, çok mutsuz oluyor insan. işe başlarkenki yaparım, gencim motivasyonunu anında bitirirler adamın onu söylim.

Dayanabildiğim kadar 2yi. Bıktığım anda 1e benzer bir iş aramaya başlarım.

1
harcamaya vakit olmadıktan sonra o kadar parayı ne yapacaksın

2 tabi ki. çoğumuz tatillerde mail cevaplıyoruz, bu ekstrem birşey değil dostum.

bence 1.
şu an 1'deki gibi bir işte çalışıyorum. her sene en az bir kere yurtdışı tatili yapıyorum. izin günlerimde, tatillerde mutlaka bir yerlere kaçıyorum. hobilerim var, onlarla uğraşıyorum. deşarj oluyorum, kafam rahat.
para her şey değil, bu gençlik yıllarınız bir daha gelmeyecek. evet diğer türlü bankada daha fazla paranız olacak ama bir 10 yıl sonra geriye dönüp baktığınızda en güzel yıllarımı non-stop çalışarak geçirmişim diyeceksiniz.
karar sizin.

Kesinlikle 2.

2'deki iş imkanını bulsa hemen zıplar 1 diyenlerin hepsi (çoğu demiyorum, hepsi!)

2'yi yap, 1 sene mi 6 ay mı neyse yap. zaten harcayacak vaktin olmayacak gibi. sonra dayanamaya yazarsan 1 çıkar gibi bi işe girersin.

2 numaradakine yakın bir iş yapıyorum ve kazancım 1 numaradakinden bile az amk.

2 numaraya yarı fiyatına fitim.

2.

@animalman, bulmadığımı nereden biliyorsun?
şu anki kazancımın iki buçuk katını kazanabileceğim bir iş buldum, kabul edildim ancak şartları ağır, tatili belli değil, bayramlarda da çalışıyor diye gitmedim.
bazıları paraya o kadar tapıyor ki aksi gibi bir durum olabileceğini kabul etmek bile istemiyorlar:)

Dayanabildiğim yere kadar 2, devamında da 1'e benzer bir iş.

2. En azından birkaç yıllığına.

2'de çalışırım. Haftasonları yaparım tatilimi. Tatillerde mail cevaplamakta bir şey yok açıkçası, söz ve yetki sahibi olduğun her pozisyon için geçerli bir durum o. Kendi işini yapan adam da aynısını yaşıyor.

2'nin maaşı 1'in maaşı x 2 + 2000; 2 hafta yıllık izin olmayabilir/tatillerde mail trafiği yok diye 1'i seçmek için "salak" olmak lazım. 2'deki yıllık izni de kullan(a)masanız bile sonraki seneye birikiyor.

Edit: Yanlış anlaşılmaya yol açtığını fark ettiğim kısımları düzelttim. Teşekkürler @peggy.

@whimsical adam 1-2 sene yıllık izne çıkamayabilirsiniz yazmış. yanlış okudun sanırım.

edit: ok ben de tam anlamamışım. o zaman işveren ile görüşüp kullanmadığın yıllık izinlerinin yanmayacağına dair garanti al derim. yoksa, "sen 2 sene izin kullanmadın, hadi bu sene 45 gün kullan" falan diyecek kadar rahat bir firma gibi gelmedi bana. kanuna göre her şey ok ama pratikte deli gibi hak yeniyor. yoğunluktan öğle iznine dahi çıkamayan, ofiste sandviç ile idare eden insanlar tanıyorum.

Doğru okudum. Adamın hakkı yok değil, var. İş Kanunu'nda var o hak, işverenin bir lütfu değil yıllık izin; ama kullandırmayacaklar/çıkamayacak 1-2 sene (o da belki), o zaman o izin yanmayacak sonraki seneye aktarılacak. Açıklayabilmişimdir umarım.

Bir de önceki cevapta yanlış anlaşılan kısımları düzelttim.

para gençken kazanılır.Hiç şüphesiz 2.

Bir de şuna inanıyorum iş yaşamında çok çalışanlar genelde sistemsiz olup da verimli çalışmayanlar, hantal çalışanlar oluyor hep.

Çok para alıp sisteminizi oturtabilirsiniz

en son saçlarım tutam tutam döküldüğünde bi bokluk var dedim ve tiroid çıktı. önce bi dahiliye uzmanı ya da aile hekimine gidin, kan tahlili yapsın, değerlere bi baksın nedir ne değildir diye. geçmiş olsun.

mutlaka doktora görünsün. yani acildeki doktordan çok normal servise. çünkü doktor hem alerji testinin önemini anlatıp, gerekiyorsa isteyebilir hem de semptomatik etkisi olan (yani şişleri indirecek, babanızı rahatlatacak) yardımcı ilaçlar verebilir.
alerji testleri her zaman tam olarak ne olduğunu bulamayabiliyor. ama bu durumda da doktor rahatsızlığın nasıl takip edilmesi gerektiğini anlatabilir.

gönül koyun, kolundan tutup sürüyün ama mutlaka götürün derim ben.

Tansiyon ilacı kullanıyor mu?

@lim5 evet ama onunla ilgisi yokmus. kullanmayi biraktiktan sonra da oldu cunku.

Skeckers memory foam.

spor olarak new balance.

gunluk camper ve adidas'in bi tane modeli tam adini bilmiyorum.

su : www.boyner.com.tr

new balance 993 (tam ortopediktir), beta

New balance

Spor skeckers memory foam. Klasik ayakkabi inci

merell'in tüm ürünleri

skechers air.

Nike Air Max.

Skechers memory foamli her model. Inanilmaz, boyle bisey yok. Havada yuruyosun sanki.

Onun disinda nike airmax ve nike pegasus.
Gunluk olarak vagabond rahat bence.

nike 6.0 net.

nike. ama model falan anlamıyorum,geçen sene aldım.air değil ama havada zıplıyor hissi veriyor.
ne kadar yürüsem bana mısın demiyor. ki ayaklarım hemen ağrır.
canlarım benim.
adamlar niye takım elbisenin altına bile spor ayakkabı giyiyor anlıyorum.

nike lunar lite

Skechers memory foam.

şirketlerin merkezleri var heralde oralarda, satın alma, finans tarzı daha fabrikasız yapılacak işleri yürütüyolar. bu işleri de mühendislik, işletme dahil pek çok lisans mezunu yapabiliyor. hiç plazada çalışmadım benimkisi tahmin sadece :)

reklamcı, grafiker, pazarlamacı, marka yöneticisi, yönetici, bankacı...

(bkz: beyaz yakalılar)

(bkz: iibf)

ben örnek olarak medya planlamacıyım. tüm gün bilgisayar başındayım. markanın medya bütçesinin yönetiminde çalışıyorum reklamcılık mezunuyum.

yönetim kadrosu, mali işler, satınalma, lojistik, satış-pazarlama, yönetim ve ofis asistanları, planlama beyaz yaka departmanları

Bulundugum insaat sirketi plazanin 4 katini kapatmis, bastan asagi bir bina ile ilgili aklina ne gelirse butun departmanlar var. Yer alti, yer ustu, tasarim, insaat, enerji, cevre, akustik, lojistik, planlama, pazarlama vs vs. O kadar cok departman ve insan var ki, etrafimdaki 5-10 kisi haricinde kimin ne yaptigi hakkinda benim de hic bir fikrim yok acikcasi.

e-mail cevaplıyorum ben. harbiden e-mail diye bişi icat olmasa nasıl yürürdü işler çok merak ediyorum.

Hic deneyimlemeseydim cok ozenirdim sanirim ama igrenc bir ortam

yani sürekli okuyorum böyle sürekli ekşi'de, feysbukta, twitter'da takılıyorlar gibi konuşuyorlar @acemi'nin yazdığı gibi. peki ne yapıyor bu insanlar cidden. amaçları ne. onu saptamaya çalışıyorum. merak ediyorum gerçekten. içeriden biri gelip beni aydınlatsın.

reklamcıların ağzına sıçıyorlar. sabah 9'da girip gece 3'te çıktıkları çok oluyor. diğer sektördekiler de kendilerine göre bir yorum getirir.

acemi +1 .normal bir ofis, işyerinden farkı yok. üretimden çok yönetim işinin yürütüldüğü yerler.

mühendisliklerin proje departmanları da plazalarda olabiliyor. fabrikaya gerek yok, bilgisayar başında simülasyonlar yapılabiliyor, sahadaki bilgisayarlara uzaktan bağlanılabiliyor. ayrıca bilgisayar mühendisleri de zaten genel olarak 1 masa 1 bilgisayar ile tüm işlerini halledebiliyorlar. her şirketin bi ofisi mutlaka olmalı ayrıca. genel olarak görevi sahada olan insanların bile ofiste bi masası vardır, masabaşı işlerini oradan yürütür. plaza çalışanı tanımı meslek olarak sınırlandırılamaz bence.

Her meslekten adam olur delikanlı. Yeter ki isyeri plazada olsun. Bankaci, yazılımci, muhendis, mimar, pazarlamaci, reklamcı, hatta insan kaynaklari sirketleri.

gemi inşaatı ve gemi makineleri mühendisiyim,
gerisini sen düşün

e mail, toplantı, kahve

Burası dünyanın cehennemi.
Bilmeyin,
Merak etmeyin.
en kesin ifadem ise,
bir gün yolunuz düşerse gelmeyin,

Sevgiler.

bazı mühendislikler, işletme, iktisat, çeko falan filan. firmaların beyin takımları diyebiliriz. bence insanları o ofislere getirmek bütün gün oralara tıkıp hantal bir şekilde çalıştırmak yerine home ofis şeklinde çalıştırılabilir. o plazalarda çalışan insanların en az %70-80'inin yaptığı iş buna müsait. böylece şirketlerin maliyetleri de azalacağı gibi çalışanlar da daha verimli olur. bazı yabancı menşeli firmalar ufaktan bu tarz çalışma sistemine geçiyor ki yine bence çok doğru bir karar. zamandan ve paradan tasarruf edip edilen bu tasarruf çalışanlara yansıtılsa sonuç mutlu çalışan mutlu işveren verimli şirket olur.

tatil köyü olayını sevmesem de ben rixos premium belek'e gitmiştim. memnun da kaldım. adam&eve falan da tercih ediliyor balayında..

adam & eve tabi ki ama güzel ve seksi dansçı kızlar falan yüzünden olay çıkabilir derseniz bilemem :D

amara dolce vita cok güzel. cok lüks

maxx royal

olympos lounge. gitmedim, ama param olursa bir gün gitmeyi istiyorum. her şey dahil tadında bir yer değil, nitekim mekan çok süper.

Cornelia diamond. Açık ara tek geçerim.

şöyle birşey okudum internette;

Lâik sistemde sahitlerde aranan nitelik meselâ, T.C. vatandaşı olmaktan ibarettir.

benim bildigim bir sakinca yok, bizim sahitlerden biri cifte vatandasti ama yurtdisinda yasiyordu, hatirladigim kadariyla yaninda sadece pasaport vardi, hicbir sorun olmamisti ama belediyeden belediyeye degisiyor da olabilir, en saglikli bilgi nikah dairesinden gelir.

Belge lazım mı bilmiyorum ama kuzen amerikan vatandaşı amerikaliyi şahidi yaptı

Ablamın şahitlerinden biri yabancıydı. Sıkıntı yok, pasaport yetiyor sanırım.

köri soslu tavuk, bilav.

fırında tavuk, haşlanmış brokoli

Karnıyarık + Pilav + Cacık. Yok bu benim en sevdiğim yemek kombinasyonuydu.

Fırında balık.

karnıyarık yada taze fasülye

patates püresi.

bu aralar çok canım istiyor öyle böyle değil :/ içine de incecik ödemiş tulum peyniri attın mı üf.

tonbalıklı makarna

ya da makarna salatası


ne kadar kalorili şeyler :(

yaprak sarma, içli köfte reyhanlı ayran

somon yanında bol limonlu marul salatası.

etsiz bir şeyler yap. sıcakta güzel oluyor.

Közlenmiş patlıcan salatası, kuzu pirzola, tavada patates

yap bi menemen yanına da soğan kırarsın.

yoğurtlu sarımsaklı brokoli, yanına cevizli kuskus
üzerine hafif kuru nane ve su

suyu iççen üstüne dökmücen :)

musakkaaaaaaaaaa :(

soslu kıymalı makarna.

bizim menuyu yazayim.

et yemeyen ben icin; domates corbasi, semizotu yemegi yaninda da bol yogurt.

erkek arkadasim icin; tavuk sinitzel, patates puresi, domates corbasi, salata.

mantarlı tavuk sote

patates,kabak,patlıcan,biber bunları ince ince doğra üzerine az bi zeytin yağı gezdir koy fırına şahane oluyor yanına da sarımsaklı yogurt ufffh mis

en.wikipedia.org

Herkes yanlış cevap vermiş

dereotlu köfte + elma dilimli patates + cacık

resme ilginiz varsa düşünebilirsiniz: www.studiomasterpiece.com

karanlık restoranda yemek.

manyaklık veya değil, gitmelisiniz.

Tabii ki değildir. HArcayacak paranız varsa sevdiğiniz şeye harcamayıp ne yapacaksınız?

Değil. Ben hasta olmasam sırf bir konser için kıtalar arası yolculuk yapabilirim.

Manyaklik siniriniz bu mudur :/

para varsa değil yoksa manyaklık

- en sevdiğiniz grup
- yıllardır tekrar gelsinler diye bekliyorsunuz
- bileti almak bütçenizi sarsmıyor

bu durumda manyaklık değil, niye manyaklık olsun?

herkes tüm grupları sevdiğinden gitmiyor ki festivallere zaten. biletler kaç grubun sevildiğine, merak edildiğine göre fiyatlandırılmıyor. mecburen o fiyata alıyorsunuz. manyaklık olan bu fiyatlandırma politikası olur olsa olsa.

hak veriyorum.

grup çok mu gizli

az once sadece bir konser icin 576 lira odeme yaptim, ilk defa gidecegim bir konser ama dunyaya bir kere geliyoruz. guzel anilar gercekten paha bicilemez oluyor.

değildir yahu. gidin eğlenin. fazla da sorgulamayın :)

Değil. Alınır. Belki istemeden de olsa dinleyerek beğenmediğiniz grupları da sevmeye başlayabilirsiniz.

"bileti almak bütçemi sarsmayacak."

bu kadar. sorun yok.

haha cansınız ya, içimi ferahlattınız ^^ konsere verilen paraya hiiç acımam, sevdiğim gruba sahne önünden izlemek için bin tl de veririm de festivalde tek bu grubu dinlemek için bu kadar para vermek nedense içimi kurcalıyodu ama saçmalığını farkettim sayenizde :D



@iyidereikizdereispiryolununovitdagimevki, hayır yazmayı gereksiz bulmuştum fakat grup apocalyptica, festival de rock off :)

@mornie'ye çok geçmiş olsun bu arada :(

(git: 942026)

her gördüğümde sövüyorum. "tıklarsam o.çocuğuyum" diyorum her seferinde.

girin okuyun abi, adamlar siteye gir diye teaser reklam vermişler. tıkla siteye, yazıyor orada. linke tıklayıp adamın sitesine para kazandırmaktan niye korkuyorsunuz ki. her linkten dedeler fırlamıyor merak etmeyin. hayır yani şu soruyu defalarca açacak kadar merak edip linke tıklamamanızı anlamıyorum.

anca oturduğunuz yerden sövün, merak edip araştırmayın, işiniz gücünüz küfür.aman hiçbir şeye tıklamayın mazallah birinin verdiği reklama yanlışlıkla tıklarsanız ayıp olur, incileriniz dökülür.


not: reklam veren siteyle hiçbir alakam yok, o yüzden tıklattırmaya çalışmıyorum. sadece anlamadım, tek tık uzağınızda açıklama varken neden olduğunu anlamadığım bir nedenle öcü gibi tıklamaktan çekinmenizi ve meraktan da kurtulamayıp defalarca sorulmasını.

al bu yazıyor tıklamaya tırsıp da küfür ettiğiniz sitede. tıklamayın diye

------------

Tuvalette Borçlanmak

İnsan nesli olarak uzayın varlığını anladığımız günden beri, orada hayat olup olmadığını merak ediyoruz. Acaba sonsuzluğun derinliklerinde bizden başka canlılar var mı? Yoksa bu uçsuz bucaksız evrende yalnız mıyız? Henüz bu soruların kesin bir cevabı yok. Uzaylı gördüğünü, onlarla konuştuğunu ve hatta oturup çay içtiğini iddia edenler olsa bile henüz bu görüşmelerden hiç biri kanıtlanmamış. Uzaya giden hiçbir astronot da bir uzaylı tarafından karşılanmadı. Elbette arayışlarımız sürüyor. Bilim insanları her geçen gün yeni teknikler ve araçlarla uzayda canlılık arıyorlar. Aslında aradıkları tek şey ise su.

Biliyoruz ki su yoksa canlılık da yok. Bu yüzden uzayda bizden başka canlılar olması için önce su olması gerekiyor. Gezegenimizde bol miktarda bulunan bu kaynak, bizi ayrıcalıklı kılan şey. Yaşamımızı başlatan ve sürdüren büyük güç. Ona canlılığı borçluyuz. Peki borcumuz ne kadar? Bunu hesaplamak herhalde mümkün değildir. Ancak dünya nüfusunun ve sanayileşmenin artmasıyla borcumuz olmadık bir hızla çoğalıyor. Su kaynaklarını kirletmeye ve suyu boşa harcamaya devam edersek, borç batağında boğulmamız kaçınılmaz olacak. Üstelik bu durum sadece biz insanları değil, dünyayı paylaştığımız bütün canlıları etkiliyor. İşte en çok bu sebepten suyu tasarruflu kullanmak insani bir görev niteliği taşıyor. Bununla beraber israftan kaçınmak bütçemize de olumlu yansıyor.

En çok su kullandığımız alanların başında banyo ve tuvaletler geliyor. Evlerde kullandığımız suyun %60’ını buralarda tüketiyoruz. Dolayısıyla en çok israf da buralarda oluyor. Bu israfın önüne geçmek için biraz dikkatli davranmak yeterli olacak.

Eğer küvet doldurmayı ve oyuncak ördekleriyle beraber, köpüklü köpüklü yıkanmayı sevenlerdenseniz bu pek hoşunuza gitmeyecek ama küvet gerçek bir israf canavarı. Küvet doldurmaktan vazgeçerek ya da bunu sadece ara sıra yaparak bu israfı önleyebiliriz. Kovaya su doldurup, bu şekilde yıkanmak da fazla tüketimine neden olur. Varsa bu alışkanlığımızdan da vazgeçmemiz gerekiyor. En verimli yıkanma yöntemi duş almaktır. Hele suyu eşit ve tazyikli püskürten duş başlıklarından kullanırsak, bu alandaki su masrafını epeyce düşürmüş oluruz. Ama ne de olsa tasarruflu diye duş süresini de uzatmamak gerekiyor. Duş süremizi sadece bir dakika kısaltmak bile, yılda beş ton daha az tüketmemizi sağlar.

Muslukların kullanmadığımız halde açık olduğu her an israf anıdır. Çok kısa sürelerde açık kalsa bile bu böyledir. Bu yüzden muslukların açık olduğu zamanlar, doğru değerlendirilmelidir. Örneğin duş almadan önce musluğu açıp bir süre suyun ısınmasını bekleriz. Bu esnada akıp giden sular o an size önemsiz görünüyor olabilir. Ama şunu unutmayalım; o an boşa akıp giden şey yaşamın temel kaynağı. Bunu önlemek için bu suyu bir kovaya doldurabilir ve daha sonra temizlik işlerinde ya da çiçek sulamada kullanabiliriz. Böylece bu sıkıcı bekleme anı da biraz renklenmiş olur. Benzer şekilde diş fırçalarken ya da tıraş olurken boşa akan sular da ciddi miktarda israfa neden olurlar. Kişi başına yıllık 12 tonluk bir ciddiyet bu. Önlemekse çok basit: Sadece dişlerimizi fırçalarken musluğu kapatmamız ve tıraş olurken musluk yerine su dolu bir tas kullanmamız gerekiyor.

Gelelim tuvalete. Tuvaletlerde kullandığımız rezervuarların çift kademeli olması daha tasarruflu bir kullanım sağlayacaktır. Bu tür rezervuarlar sayesinde her seferinde ihtiyaç duyduğumuz kadar su kullanırız. Eğer böyle bir olanağımız yoksa, rezervuarın içine su dolu bir plastik şişe koyarak hazneyi küçültebiliriz. Ayrıca tuvaleti çöp olarak kullanmamalı ve gereksiz yere sifon çekmemeliyiz. Bu şekilde yıllık 3 ton suyu boşa akıp gitmekten kurtarmış oluruz.

Başta da dediğimiz gibi, canlılığı suya borçluyuz. Onu kullandığımız her an suya yaşam borçlanıyoruz. Biraz dikkatli davranarak, tüm canlılar adına bu borcu hafifletmiş olacağız.

------------

adam sana kendi çapında tasarruf önerisi vermiş, sen otur söv. aferin.

reklamı veren belli oldu. bu kadar kudurduğuna göre... :)

yapıştırdığını okumadım ve bir kez daha sövdüm. bir şeyi beğenmemek gibi bir lüksümüz var. başlık çok itici, tiksinç bu yüzden tıklamıyoruz, okumuyoruz bu kadar basit.

eksiduyuru arama kutusunda arama yapmama rağmen bulamadım @teknikekip, teşekkür ederin.

@yazar yazmaz yazan yazar + @kibritsuyu beyler sakin :)

ben bunu bi kalıp sandım, site içeriğinin bununla ilgili olduğunu anlamamıştım.

yani sevgili galyalılar vs gibi herkesin bildiği bir benim bilmediğim bir kalıp diye düşündüm.

çok detaylı ve çok büyük , isim yapmış bir dövmeci seçmen gerekir 5000 tl civarı fiyat verirler gerisi senin pazarlık yeteneğine kalmış

sleeve diyorlar bunlara, tüm kolu kaplıyor sweatshirt kolu gibi. işinin ehli bir dövmeciye yaptırmak lazım kesinlikle, hepsinin fiyatları farklı farklı. 5000'in üstüne çıkabilme ihtimali bence bayağı yüksek, ama tüm kol olacağı için ilk verilen fiyattan düşeceklerdir.

bu arada bakımı da çok zor olacaktır, iyileşene kadarki bakımdan sonrasında da bayağı dikkat edilmesi lazım. sana da bayağı bir sorumluluk düşecek yani, aklında bulunsun.

çok güzelmiş yalnız çek kredi yaptır! :)

10.000 diyorum ben de.

bir gün boyunca sokaktaki suriyeliler gibi yaşamaya ve hissetmeye çalışın, yarım gün bile olur. sonra sorunlarınız o kadar da rahatsız etmeyecek sizi.

@givemesomesubstance Allahım dertten ölüyorum demedim zaten, sorunlarımın ufak olduğunu ama üstüste gelince sinirimi bozduğunu anlatmaya çalıştım.

- millet ne acılar çekiyo ne kadar zor yaşıyoo taam mıaaa? ya bağlanmasın diye kastım ama demek ki yeterli olamamış.

plasebo etkisi isteyen sizdiniz.

her terslik gerçekleştiğinde içinden ya da sesli olarak 5'e kadar say. en azından anlık bir rahatlama sağlar.

Para çoksa İstanbul.
Yoksa veya ortalamaysa Mersin, belki İzmir.

edirne - kırklareli - çanakkale - balıkesir'in bir kısmı - artvin - erzurum

(dediğim şehirlerin çoğunda merkezi kastetmedim. ilçe ve kasabalarda yaşamayı daha çok seviyorum)

izmir izmir izmir

Prens adalari. Hem istanbul hem de tasitsiz falan ada

Birkaç büyük şehirde yaşamış biri olarak para varsa da İzmir. İstanbul dünya kültürünün bir parçası. Ama uçakla gidip 10 gün durup dönerek her daim güzel anabilirsiniz kendini.

Not: İzmirli falan değilim.

sinopluyum. sinop lan.
şaka lan şaka.
beşiktaşa gel.hayatını yaşa.

bodrum-izmir

Bolu'da bol yeşillik bir yere ya da Balıkesir taraflarına. İzmir tek bir ilçede yaşayıp başka yere işim düşmeyecekse olur ancak, yoksa ne işim var.

divriği olmadı datça o da olmadı izmirde güzelbahçe seferihisar falan

Bolu. Boluluyum diye söylemiyorum ne alakası var?

Canakkale

Laikçilerden arındırılmış İzmir.

Melihsiz Ankara.

İnsansız İstanbul.

İzmir izmir izmiiiiir.

Balıkesir Altinoluk bölgesi, kaz dagları yamaçları. İzmir'e ve istsnbul'a araba ile gidip gelecek kadar yakın. Bence en guzel yer o bölge, yemeği suyu havası...

IStanbul

Kesinlikle marmaris.

1. Sıkılır, özellikle yavruysa baya sıkılır. Ama ileri yaş bir kedi alırsan daha iyi olur. Hem yaşlı kediler yuva bulmakta zorlanıyorlar, bir hayvana da yardım etmiş olursun.

2. Bende iki adet var, gayet uslu benim minişlerim. Evi birbirine katmazlar. Sadece uzun tüylü olduklarından tüy problemimiz oluyor.

3. Her kedi yapmıyor onu.

4. Olmuyor.

5. Bebek alma demiştim. Bakınız 1. madde.

Yavruyken alırsanız herşeyine alışırsınız, ürkmezsiniz.
evet sıkılır ama kediler günün çoğunu uyuyarak geçirirler zaten.
kısırlaştırdıktan sonra o sesleri çıkartmıyorlar ama zaten dediğim gibi yavruluktan itibaren elinizde büyüyünce hiçbirşeyinden korkmazsınız.
evi birbirine katabilir, koltuklarda-halılarda tırnaklarını törpülemeye kalkabilir.
alacaksanız sokakta büyümekte olan, sokağa alışkın yavru değil de, evde büyümüş ve sokakta yaşamayı bilmeyen bir yavru sahiplenir.
nerede yaşadığınızı bilmiyorum ama Kaputt arkadaşın yavrulardan birini sahiplenebilirsiniz mesela.

1- evet biraz sıkılır ama en oyuncu zamanı en fazla 1 yıl sürecek zaten. evi sizin evi sahiplendiğinizden çok daha fazla sahiplenecek. alışacak eve. işten geldiğinizde biraz oynatsanız yeter. oynamak da çok eğlenceli zaten. size de faydası olur :)

2-birinci cevaptan yazdım. öyle çok özel ilgi istemiyor bu hayvancılar. biraz enerjisini attırın ama çocukken.

3-çocukken hareketli, şımarık olacak biraz. bi keresinde dışarda yün bırakmıştım. akşam gelince tüm evi yünle kaplanmış olarak bulmuştum :) böyle ufak yaramazlıkları oluyor. deli deli koşuyor bazen. ama siz de ona alıştıkça hoş görüyorsunuz bunları. :)

4-alışıyorsunuz. elinizle sizi farklı canlılar olarak algılıyor zaten. size güvendikçe tırnak çıkarmıyor zaten.

5-asla olmuyor. kızgınlığa girmeden kısırlaştırın. ilk aldığınızda veteriner size ne zaman gelmeniz gerektiğini söyler zaten.

6-kesinlikle sokaktan alın. inanın alışıyor.

istanbul'da isen kaputt'un son bi tane yavrusu kaldı sahiplendirmek istediği. anne sokak kedisini yavrularıyla beraber eve alıp baktı, yavruları büyüttü, sahiplendirdi. şimdi son bi yavru kaldı. onu sahiplenirsen hem yavruya da büyük bi iyilik yapmış olursun.

www.eksiduyuru.com

kedi korkusundan 20li yaşlara kadar yavru kedilerden bile kaçan insandım. geçen seneye kadar alerjim de var sanıyordum. geçen sene eve yetişkin kedi aldım. bizim bahçede takılıyordu bu kedi, acayip uysal ve sevecen, benim köpek dahil her canlıya sevgi gösteriyor. neyse, yavru kedi alsan o yanında büyüdüğü için zaten korkmazsın, ama yetişkin bir kediyle de deyim yerindeyse uyuştuğunda ondan da korkmuyorsun.

- sıkılır mı? kedinin huyuna bağlı biraz. benim kedi evde kendi seçimiyle belirli bir odadan çıkmıyor. hatta günün çoğunu aynı pencerede geçiriyor. 4-5 defa köpekle beraber parka götürmek istedim, apartmanın köşesinden dönemedik, öylece durdu eve dönmek istedi. bu arada iki kedi almayı da düşünebilirsin. onlar birbirleriyle meşgul oluyor. aslında bu nedenle maddi olarak problem yaratmayacaksa herkese iki hayvan öneriyorum. onlar birbirleriyle meşgul olduğunda sana yapacak daha az iş kalıyor, seninle tek yaşadıkları zaman sevgi, oyun..vs her şeyi sadece senden bekliyorlar.

- sen dışarıda ol, evde ol fark etmez. evi birbirine katabileceği bir durum varsa katabilir. o durumu yaratacak şeyleri yapmazsan bir şey olmaz.

- ani hareketlerde ben de sıçrarım, ister kedi olsun ister başka şey. valla ben bir senedir alışamadım, evde sıçrayıp duruyorum, kedi de bana "gene ne oldu yav, benim ben" diye bakıyor. heyecan oluyor.

- bizim kedide ses ile ilgili bir problem yok. çok sessiz zaten. her kedi aynı değildir, ses ile ilgili kimse sana garanti veremez. ama kedi senin kedin olunca korkmuyorsun.

- yavru kediyi yalnız bırakırsan saatlerce miyavlayabilir. korkuyorlar. bizim sitede iki tane yavru vardı, anneleri bırakmış gitmiş, biberonla besliyorduk. eve alana kadar ağladılar. sanmıyorum ki 3-4 aylıktan küçük kedi evde yalnız kalabilsin. iki aylık falan oldukları zaman kendilerinden büyük bir koruyucu arıyorlar sanki.

Maalesef izmirdeyim. Apartmanin kapisinda gordugum minigi almak istiorum ama isteyken miyymiyy aglarsa hem cok uzulurum hem de komsular beni uzer.

Tabi ki anne koynundan koparip almam..

Yazdiklariniza cok tesekkurler hepsi cok bilgilendirici ve samimi.

Iyice heveslendim :) bu arada hidirelleziniz kutlu dilekleriniz gercek olsun

1) Kedi uyumludur her yere adapte olur. sen rahatsan 1+1 ile o da tamamdir.
2)Hocam kedilerin cogu gunun %80'i uyur. Isten gelince oynarsin, sabah kalkinca, (zaten o kaldirir seni) bir 5-10 dakika oynarsiniz. Hafta sonu da var...
3)Bizim eleman uyuyor biz yokken. Kenid kendine kosturur ama oyle yikip dokme yok pek
4)ani hareketler bir sure sonra sana eglenceli bile gelmeye baslayacak.
Kizginlik donemi vs. eger kisirlastirirsan olmuyor. Kisirlastirma konusunda bir de su avantajlar var. Kedinin omru acaip uzyor. Erkekse saga sola cis yapmiyor. Kisirlastirma yapmazsan evi les gibi koku goturuyor soyleyeyim. Ne evde tutatbilirsin, ne de sakin olmasini saglayabilirsin. 8-9 aydan sonra tavsiye edilir.
5) Hafta sonuna ya da tatiline getir kediyi eve getirme olayini. Ilk 1-2 gun hic ayrilma yanindan. Sana iyice alissin. Kumunu tanit, mama yerini, su yerini tanit... O takilir.

bunlar haricinde;

Senelik asisini, Bagirsak kurdu ilaclarini (ki yavrularda tabiati ile var bu zimbirti), kene pire ilaclarini ihmal etme...

Yavru iken sut urunlerinden uzak tut. Kedi sutu diye satilanlardan bile uzak durmani tavsiye ederim. Yavrulari da 12 haftaliktan once alma. Hala anne sutune muhtac onlar.

Bu arada eger butcen musade ediyorsa, alabiliyorsan filtreli kedi sebili al. Kediler akan suyu daha cok seviyor. hem hijyen acisindan, hem de pek iyi calismayan bobrekleri acisindan iyi oluyor.

Kediler superdir. Ben hergun hayran hayran bakiyorum bu tuy toplarina... Kopekleri de cok severim ama kopekler o kadar sana baglilar ki sen gidince acaip tribe giriyorlar, uzuluyorlar. Kediler de degisik bir sekilde sana cok baglilar goreceksin ama kopekler kadar derbeder olmuyorlar yalniz iken. o acidan biraz daha rahat oluyor kafan kedilerle...

terk edilmiş bir bebekse alın onu. çünkü sokakta hayatta kalma şansı çok az. evde sıkılabilir ama alışır. siz de alışırsınız. bide ufak bir ricam lütfen pet-shop benzeri yerlerden almayın. sokakta yardım bekleyen bir sürü kedi var zaten. eve alıştıktan sonra dağıtma sıkıntısı da azalacaktır. zaten 1 yaşından sonra yerinden kalkmaya tenezzül etmez. bebekken tırmalar, ısırır ama bu canınızı acıtacak kadar değil. kötü niyetinden de yapmaz zaten oyun istiyordur. kediler belli bir aylıktan sonra kısırlaştırılabilir. mesela dişi kedi ilk kızgınlık dönemini geçirmeden önce kısırlaştırılmaz. ama bizimki o kadar uysal ki kızgınlık döneminde olsa bile gıkı çıkmıyor böylesine de denk gelebilirsiniz. kedi çok minikse çook uyur. ayy bir de nasıl tatlı olur nasıl tatlı olur oo :)

fecaaaat

dandik

yaz reklamı değil bu müzikle ancak sonbahar reklamı olabilir. şarkı genel olarak berbat.

çekim kalitesi falan güzel, film tadında ama,

- özcan ve sıla beraber olmamış. sılayı gördüğün an etrafta uçuşan dolarlar görmeye başlıyo insan. samimi değil. ne kadar para aldıysa demek ki diye düşündüm hemen.

-biz hintli miyiz?

garip yani. ama yine de bi şekilde özcan denizin özgüveni beni benden aldı.

rezillik.ben bugüne kadar hep beğenirdim hatta çok duygulandığım olmuştur bi turkcell bide colanın reklamlarını hep severdim bu resmen bi facia olmuş.

hiç beğenmedim. gerçi hedef kitlesine sormak lazım. cola tüketmiyorum.
ayrıca colayı ayran gibi sallamasalar iyiymiş!

Biri yorumlarda yazmış ya bırak Sıla'dan soğumayı ülkeden bile soğudum diye. O derece kalitesiz olmuş. Bir şeyin bokunu çıkarmada üstümüze yok zaten.

Özcan Deniz olmamış, yakışmamış hiç. Ama adamlar bok gibi para harcamışlar valla. Bir kere yayınlanması bile tahminen 1.5 milyon lira filandır. Kaldı ki çakimi falan filan var daha.

www.youtube.com
www.youtube.com

coca-cola aklımda yukarıdaki reklamlarla kalmalıydı.

İlk gördüğümde bu neymiş diye izlemeye çalıştım ama sonuna kadar izlemek imkansız. Bir yerden sonra işkenceye döndü. Yorumum: Özcan Deniz dede olmuş, Sıla da Serenay sarıkayaya benzemiş.

adamlar milyon dolarlık reklam çekiyor. her ülkede müşteri profiline göre çalışıyorlar.
ona göre planlama yapıyorlar.

sözlükte ve duyuruda beğenilmemiş genel olarak. ama halkın çoğunluğu bu tür reklamlardan hoşlanıyor. yakında sağda solda "uuaaağğç bir coca cola" diye duymaya başlarız.

@hushhush - biz hintli miyiz +1

sarhoş olunca genelde vücut yağlı yiyeceklere yönelir. vücuttaki fazlalıkları dışarı atmak için iyidir çünkü.

benim canım genelde köfte çeker. istanbuldaki kovalaklar ıslak hamburgercide soluğu alır.

ha bu arada sarhoş olduğum bir gün acayip şekilde arnavut ciğeri aramışlığım var.

illaki bi et isteği oluyor bende. genellikle junk food dediğimiz şeyleri çekiyor canım. alkol ve et isteği ile ilgili bişey okumuştum ama unuttum :/

pizza +1

aynen ben de sarhoş olunca pizza isterim, neden bilmiyorum. yani normalde çok sevdiğim hamburgerdir dönerdir kebaptır sarhoşken aklıma gelmez. pizza istiyorum. kokoreç de olabilir. böyle yağlı, tuzlu, hamurlu bi' şeyler. gerçi hamburger ve döner de öyle ama canım çekmiyor. pizza abi. ninja törtıllarınki gibi böyle benekli benekli sadece sucuklu falan da olabilir yani malzemesi hiç önemli değil o yuvarlağı ve üçgeni görücem o önemli.

@der meister sadece sucuk sosis ve peynir olacak ama dimi?! aynen aynen.

işkembe, midye, kokoreç, tantuni.

İştahım kesiliyor + 1
Ertesi güne zorla yoğurt yerim en fazla. Sarhoşkense yemek aramam hiç.

çiğ köfte tarzı şeyler canım çekiyor genelde benim, misal bu cevabımı çiğköfte dürüm yiyerek yazıyorum. sarhoş filan değilim, bir kafa güzelliği yok ama, alkol açlığı var. karnım acıktı, yine çiğ köfte çekti canım, çiğ köfte söyledim.

kokoreç ve midye dolma..

midye tava / ıslak hamburger
havuç elma suyu

edit: sarhoş olmam ama çok içersem mutlaka acıkırım. saat de geç olur, doğru düzgün yemek yenecek yer olmaz. canım ondan bunları çeker. :)

Kokorec +1

ıslak hamburger.

valla tüm klasikler. kokoreç, midye, ıslak hamburger, dilli kaşarlı tost, kelle paça vs.

Ozellikle canim birsey cekmiyor ama acikip yedigim herneyse tatini alamiyorum normal halimdeki gibi.

tuzlu, limonlu bir şeyler ister hep, kokoreç ve midye dolma başta gelir.

kefir içip yatıyorum, temiz uyuyorum.

kimse aspava yazmamis.

Pizza ne lay, italya mı burası.

kokoreç, işkembe, kelle paça, midye, çiğköfte.

kadıköy kimyon dürüm - kelle paça. her sarhoş olduğumda uğrar reset atarım.

İzmir soğuk, izmir hüzünlü.. Şehrin güzelliği hüznünde yatar.

İzmir'e yıllardır düzenli olarak gidip gelen ve son birkaç yılını öğrenci olarak İzmir'de geçiren biri olarak değerlendireyim,

Çocukluğum İzmir'in bir güneyinde, küçükşehirde geçti.
Küçük şehrin ucuzluğuna, ulaşım kolaylığına, basitliğine çok alışmıştım.
İlk başta beni vuranlar kira, gürültü ve bazı saatler yaşanan trafik çilesi vurdu.
Ama İstanbul ve Ankara'ya göre kıyaslarsak fiyatlar ve ulaşım konusunda oralar kadar sıkıntılı olmadığını görüyorum. Hatta şu an memnunum, çünkü bir yere ne zaman varacağımı hemen hemen net biliyorum ve pek değişmiyor.

İzmir'de gidecek sayısız mekan yok, ama normal biri için yeteri kadar var. Çevre ilçeleri de çok güzel. Çok sevdiğim köfrezi de önemli bir değer.

Diyecek çok şey var aslında. Bir de İzmir'e oluşacak bakış açısının en önemli etmeni oturulan yer ile iş/okul arasıdır. İşine en fazla yarım saatte giden, kordona 20 dakikada inen, otogara havaalanına ulaşımı kolay olan biri şehri çok daha fazla sevecektir.

İnsanları da genel olarak iyi. Nüfusu bol yerde özellikle Türkiye gibi bir yer olunca kötülük de bol olur ama İzmir'de keyfim yerinde bu konuda. Bazı bölgeler vardır ki oralara normal şartlarda pek uğranmaz, türlü insan doğal olarak bol olur.

Ben İzmir'in hafiften üvey semti Buca'da yaşıyorum. Kıyı semtlerden gelince fark anlaşılıyor. İnsanlar biraz daha mutsuz, bir an önce para kazanmak için kurulmuş her türlü plansız kalitesiz dükkan, ticaret yeri, üst üste evler. Ama durum İstanbul'dan vahim değil. Doğduğumdan beri kuzey güney doğrultusunda bölünmüş caddeler içinde sitede büyüyünce bu tür yerler çok garip geliyor bana, tuhaf hissediyorum.

Doğa olarak çok güzel yer ama yatırım eksikliği de göze çarpıyor zaman zaman. Çok çok güzel şeyler yapılabilirdi. Şu haliyle de güzel işlediğini düşünüyorum. "Boku çıkmış" bir hali yok yani. Sevilesi şehir. Kıyılara ve metroya yakınsanız keyfini daha çok çıkarabilirsiniz.

evet yazın lütfen
duyuruyu takipteyim ben de
bi de bu aralar istanbul 'daki 35 plaka mı arttı nedir yau her yer de 35 görüyorum :)

nereye yaşayacağınıza ve işinize bağlı.
genel olarak herhangi bir şehirden farkı yok (istanbul hariç). zorlukları ve kolaylıkları var.ne açıdan değerlendirme istediğini yazsan daha güzel olurdu.
ben urla/gülbahçe köyünde yaşıyorum.burası sessiz sakin bir yer.denizi temiz.havası güzel.doğası güzel.

Bana göre İstanbula göre imkanları çok kısıtlı, gezebileceğin yerler çok kısıtlı. İstanbul gibi çok farklı kültürden insanlar yok. Belli kanıksanmış fikirler hakim çoğu kişide. Eğer alsancak gibi daha merkezi yerlerde yaşanacaksa güzel olabilir ama beni tatmin etmiyor yine de. Ve bu birazda sana bağlı. İstanbul Ankara gibi şehirlerde yaşamadıysan küçük şehirlerde büyümüş biriysen pekala mutlu edecektir seni.

yeni taşındım. çok mutluyum. karşıyakayı çok sevdim.

Ağustos'ta Istanbul'dan İzmir'e taşındık, gayet mutluyuz. Kalabalık değil, bir yerden bir yere gitmek kolay. Son 4 hafta hariç geldiğimden beri bisiklete binebilidim. Çarşı pazar daha ucuz, ürünler daha kaliteli

dahiliyeci neden tansiyon konusunu ele almadı ki acaba? holter mi bi alet var, düzenli tansiyon ölçüyor. ondan niye takmadı ki?

moralimin çok bozuk olduğu bi ara bana da olmuştu.baş dönmesinden artık günde 12 saat uyuyordum.acile gitmiştim bi iğne yapmıştı doktor geçmişti.neyse sıkıntılı bi dönemden geçiyor isen olabilir belki

sinirsel kaynaklıdır muhtemelen. aynı şeyleri bikaç defa yaşamış biri olarak söylüyorum. baş dönmesi ara sıra ama uzun bir süre özellikle yatakta yatarken sallanma hissi mevcuttu. hatta sinir bozucu hale gelmişti bu sallanma hissi. gerçekten sallanıyorum gibi geliyodu hatta nörologu ikna etmeye çalışıyodum muayenede:) adam da evet hı hı diye bakıyodu suratıma sedyede.
sonra her zamanki gibi anti depresan verdi. hatta bir de bi ilaç daha verdi lacrimal sanırım ama almadım. prospektüsünde epilepsi hastaları için falan filan diyordu.
tüm bunlar aslında ne antidepresan ne başka bişeyle geçti gitti. sorun sanırım şu ki insan kendini vücudunu dinlemeye bir kere başladı mı böyle çok semptomlar yaratıyor kendi kendine. ne zaman ki hayatım işlerle yoğun şekilde uğraşma yönünde seyretmeye başladı o zaman kendimi dinlemeyi de unuttum ne baş dönmesi kaldı ne sallanma hisleri.
panik de mevcuttu ben de hala vardır ama artık panik geldiği zaman biliyorum ve kısa sürede kontrol altına alabiliyorum.
tavsiyem kendinizi unutacağınız bir meşgale , ilişki veya ortam içine girmeniz. hepsi geçip gidecektir.

Bunun gibi bende bikaç kez ikilemde kaldım ve senin düşündüğünü düşündüm. Sonrası hep pişmanlık.

düşündüğünü yapmamakla doğru yapmışsın.

Yapmamak gerekiyor. Adam kadına karşı, kadın adama karşı utanabilir.

(bkz: acıklı olaylar/@hiko seijuro)

kendi yaşadığım şu olaya benzettim.

üzülme.. ne yapalım hemen karar veremiyor insan ne yapacağına kimi zaman..

bi dahakine yanlarına gidip merhaba teyzecim, amcacım. var mı bi isteğiniz, ihtiyacınız gibi güzel güzel sorabilirsin.

veya balıkçıya para bırakıp bi dahakine biraz fazla vermesini isteyebilirsin o çifte.

under the dome var ama bi fringe değil tabi ki..

fantastik değil ama sonuçta kurgu; person of interest.

@hushhush under the dome izledim sarmadı. person of interest nasıl bir şey acaba? @esmer

person of interest +1 :)
ilk 6-7 bölüm sabret ama hemen kaçma... ilerledikçe içine alacak seni... yeni bölümü heyecanla bekliyoruzz... 4. sezonda şu an bu arada

fringe bilimkurgu değil. gizem üzerine bir tutam bilimimsi. allahcc jj abrams denen piçi cehennemde yakar umarım.
gizem unsurları barındıran ama aslen dramalı bilimkurgu olan yapım ararsan battlestar galactica izlemen gereken şey.

@namusninjası fringe çok sevmiştim ama ben ya :) walternate, folivia :) kalbim cosmos'ta kaldı asıl, yerini dolduracak bir şey olsa keşke.

Tansas, migros vs

Avm'ye git. La Senza falan açıktır bence.

avmlerdeki intimissimilar acik

kırmızı don hangi durumda acil olabilir. avm denmiş ama bence don hikaye yılbaşı şahane.

Uyduruk dandiklerden alma bari. La senzadan şaşma

akşam sevişcen di mi :) ondan acil

doğmayacak çocuğa bu kadar don biçtiğine göre büyük ikramiye çıkarsa kafayı yiyeceğine bahse girerim :)

şaka bir yana, biletin arkasını imzalamak lazım diyorlar ama emin değilim.

eğer bu kadar eminsen çekilişten önce notere gidip isminle tastik ettir bileti. eğer ikramiye çıkarsa senden başkası kullanamasın.

ayrıca ikramiye tutarına kadar bayiler, belirli bir tutardan sonrasını genel müdürlükler veriyor. milli piyango idaresinde parayı teslim aldıktan sonra da bankaya yatırırsın. aylık faizini çekersin. bize de bir paket sigara ateşlersin.

Bir de bankaların kendilerini seçmesi için büyük ikramiye kazananlara ev araba gibi hediyeler verdiği doğru mu acaba.varsa böyle bi imkanım kullanmak isterim ^^

paranın hepsini bi bankaya yatırma banka batarsa sadece 100bin e kadar olan kısmını alabiliyorsun

edit: ayrıca bana çıkacak :)

Vekaletle halledebiliyorsun işini. Bankalar para için promosyon mahiyetinde güzellikler yapmakta. Bi tanıdığımıza 0km araba vermişlerdi bundan yıllar yıllar önce. Büyük bi banka şubesine gidip doğrudan müdürün odasına girip mevzuyu anlattığın zaman adam önünde şükür secdesine kapanır..

Biletin arkasına ad soyad tc kimlik no yazıp imza at. Sendan başka kimse tahsil edemez, vekalet verirsin banka müdürüne, şu banka hesabına yatırılmak üzere şu banka şu şubesi müdürü xxx'e vekalet verilmiştir diyerek, ondan sonra keyfine bak.

abi ben bu biletin arkasına ad soyad yazıp imza atma işini anlamıyorum. bunu yaptıktan sonra bileti herhangi birine teslim etmek bu kadar kolay olmamalı. herif benimkinin üstünü silip kendininkini yazarsa ne olacak? ya da sırf ibneliğine karaladı orayı diyelim. ya da ne bileyim manyak herif gitti çöpe attı, "bana çıkmıyorsa kimseye çıkmasın" dedi. nasıl yapcaz?

ben bana çıkarsa direkt devlet bankalarından birinin müdürüne gidicem dicem abi böyle böyle. bu kişiler güven konusunda daha sağlam oluyomuş, yani piyango buna çıktı diye seni reklam etmiyolarmış. gizli tutuyolarmış.

@der meister, internette şöyle bir yorum gördüm, çok mantıklı geldi.

"Bileti banka müdürüne vermeyeceksin. Bileti banka müdürüne satacaksın.
Git konuş banka müdürüyle, bankadan ikramiye tutarınca para çeksin ve sana versin sen de bileti banka müdürüne ver. Sonra müdür ikramiyeyi gider teslim alır ve bankadan çektiği paranın yerine koyar. Bir miktar da müdüre verirsen sorun çıkartmaz :)"

ev, araba gibi şeyler doğru mu bilmiyorum ama yüksek faiz oranı vermek için yarışırlar.

@yatagants öyle kafalarına göre para çekebileceklerini sanmıyorum :)

diğerlerini okumadım. net bilgiyi verip kaçıcam. en yakın notere gidiyorsun tasdik ediyorsun bir şeyler yapıyorlar onlar işte büyük ikramiye demene gerek yok bu bileti tasdiklemek istiyorum dersen yaparlar iki dakkalık iş sonra bi bakıyolar onlar büyük ikramiye hemen her yere haber salıyorlar -dedikodu" bu haber ilk hangi bankanın kulağına giderse seni hemen alıp bir otele yerleştirip her masrafını karşılayıp paranı senle beraber gidip alıp gelip bankalarına yatırtıyorlar. senin elin sıcak sudan soğuk duya değmiyor.

Konuyla direk alakali degil ama mafya varmis bu piyango kazananlari takip eden, bi sekilde belirleyen, sora ciktigina cikacagina pisman eden. Duydunuz mu siz de bole bisey?

bana mesaj atıyorsun, sana sınırlandırılmış bir yetki belgesi imzalatıyorum ve silahlı güvenlik hizmeti dahil senin adına yapıyorum işlemleri.

yapacağım işlem de kabaca teslimat anında ve sonrasında güvenlik ve paranın bir çok bankada açılacak hesaplarına daha küçük rakamlar halinde aktarımı.

Tamamdır yarın görüşürüz :D

veraset ve intikal vergisi beyannamesini unutma :D

@proletarier, duyulması problem olmayacaksa neden kassın adam zaten, gider "bana ikramiye çıktı paramı verin" der merkeze. kimsenin haberi olmadan, ortalık velveleye verilmeden para nasıl alınacak onu merak ediyoruz. senin elin sıcak sudan soğuk suya değmiyor diyorsun da onu notere tasdiklettiğin an telefonun susmayacak, millet peşine düşecek.

@hushhush, bu hikayeleri çok duyduk ama büyük ikramiyeyi çatır çatır yiyip batan bir sürü insan da var. o yüzden ben inanmıyorum açıkçası. yani böyle bir mafya olsa, takip etse kimse kazandığı ikramiyeyi yiyemezdi gibime geliyor. kendi halinde amcalara çıkıyor mesela para. mafya o adamdan gelip para alamayacak mı yani sanki.

piyango kara para aklamada kullanılıyor zaten. o gücü olan mafya piyangoyu direkt kendisine çıkartıyordur, uğraşmazlar tutturanı kovalamakla.

bence tabii, düşünce bu sadece. sedat peker'in yeğeni değilim.

eğer çıkarsa (10 milyonda bir ihtimal ama) sırf böyle kıllı işlerle uğraşmamak için bilyonerden aldım bileti. bilyoner %10 veraset ve intikal vergisi alıp parayı hesaba keş olarak gönderir.

@zibidigibi 1 bucuk milyonu sırf bu işlerle uğraşmamak için mi kullanıcaksın yani? :D ben sana 50 bine yaparım :)

kalp ve damar hastalıklarına git.

koşarak değil ama sakin sakin gitmen iyi olur. çok endişelenecek, korkulacak bir şey olduğunu sanmıyorum çünkü bu tip ağrı-kasılma-hissizlik durumlarının pek çok sebebi olabiliyor. ama ciddi bir şey çıkması ihtimaline karşılık nöroloğa gitmek, gerekli tetkikleri yaptırmakta fayda var. muhtemelen birkaç fiziksel testle birlikte EMG isterler, işin içinden çıkamazlarsa belki beyin MR'ı. ama tiroidden tutun da şekere kadar bir sürü sebebi var bu tip sorunların. korkmamak, aynı zamanda ihmal de etmemek lazım. geçmiş olsun.

***

edit: silver apple'ın söylediği daha mantıklı aslında. sorun sadece sol koldaysa, başka bölümde fiziksel veya genel olarak zihinsel bir problem yoksa kalp ve damar hastalıkları öncelikli tercih olabilir. ama his ve güç kaybı hissediyorsanız muhtemelen onlar da nöroloğa yönlendirir.

huzursuz bacak olunan sendrom, artık kol ve bacak olarak kabul edildi.
son zamanlarda yoğun bir kaygı durumu var mı?
kalp damardan sonuç çıkmazsa, bu ihtimali de değerlendirin derim.

@hushhush çalıştığım bölümden rotasyon istedim. o dönemin sıkıntısı vardı, bir kaç gün önce çözüldü. ama o ağrı ve uyuşukluk hala devam ediyor.

başka bir nörologa daha git hacı

kaç saat ayıracaksın bu işe. 9/12 yapacaksan az bence.

tek başına isen en iyisi bira değil mi? zevk meselesi tabi ama öğrenci + tek başına + viski olmuyor sanki.

yüksek alkollü seçenek için 35-50 cl votka + tamamlayıcısı

düşük için bira diyorum.

rakı olmaz, vodka veya viski bakıyorum. black&white diye bi viski var fiyatı uygun ama kendisi hakkında türkçe yorum bulamadım

ben olsam şarap alırdım, bi şişe kafayı bulmaya yeter bence tek başına. güzel güzel şarkılar da açtın mı, bi kaç parça da peynir. mis.

al bi 35 lik jager yanına 2 red bull, jagerbombunu iç tüm gece, tertemiz

bence senin moduna göre şekillenir alkol. burdan şunu iç bunu iç demekle olmaz.

2(bir önce bir arada) majezik+bir şişe meyveli şarap. Bünyen sağlam ise 2 şişe şarap derim.

Tabiki evde denemeyiniz sadece uç bir öneri bu alkol fiyatlarına sitem olarak

Baileys, sheridan's iyidir fikrimce.

şargoz için migros'tan 75'lik beyzade beyaz şarap 10,90 tl + 1,5 lt çamlıca gazozu 1,5 tl. cila olarak da 4'lü tuborg gold şişe 18,90.

i557.photobucket.com

Biz gerçekten millet olarak alkol kültürüne çok uzağız. Normalde 2 biradan fazla içemiyorum, bu rakıda olsa toplamda içebileceğim litre ölçütü 1 litreyi geçmiyor fakat resmen galonla alkol tüketen arkadaşlarım bile(Avrupalı) ne zaman tek başıma şarap ya da bira içerken görseler bana her zaman "tek başına içmek alkolikliğin başlangıcıdır" derler. Sana tavsiyem alkolün bir sosyalleşme aracı olduğunu, keyiflenmek için bile içilecekse bir kadeh şaraptan fazlasının çok gereksiz olduğunu unutma.

Küçük bir şişe kırmızı kavaklıdere şarap ile yanında çok az badem/fındık karışımı ve küflü peynir(1 porsiyon) yeterli olur. İyi seneler.

yapmış olduğum mini araştırma sonucu ipli rozet, rozet kravatlık, ipli arma şeklinde geçiyor.
henüz okul tipi dışında bulamadım aksesuar olarak.

alıp yapıştırabiliyorsun direk. dozları var diye hatırlıyorum. yan etkisini bilmiyorum.

hayatımda toplam 1.5 gün çalıştım onu. dışında hep boş geziyorum. bence işsiz olmak dünyanın en güzel şeyi keyfini çıkart

ben de iş arama sürecindeyim şu an. biraz depresif bir hal aldı. bol bol uyuyorum. fotoğraf çekmeye çıkıyorum. arada kahve içmeye gidiyorum. ama onun dışında bi aktivite yapmak gelmiyor içimden. kariyer sitelerinde açık pozisyonlara bakmaktan midem bulandı artık.

ben varım. bir yandan iş arıyorum, bir yandan doktora ile ilgili işler peşindeyim. işsiz olmak dünyanın en sıkıcı işi.

hayırlısı olsun hepimiz için, ne diyelim.

çalışma siktir et. sonra çalışıp, bok kokulu marinalarda iki kahveye 50 lira veriyonuz. oturamıyoruz aq

1,5 sene işsiz kalmıştım ama benim o dönemde hem param vardı hem de çocuğu okula götürüp getirmek, kazanı temizlemek-yakmak, köpekleri, ördekleri yemlemek-sulamak, film indirip izlemek vb mesgalelerim vardı, sıkılmıyordum ama iş bulamadığım için dertleniyordum tabii. İnşallah kısa zamanda gönlünüze göre bir iş bulabilirsiniz.

(amarikanların aa toplulukları gibin ne güzel)
merhaba işsiz arkadaşlarım. ben fuckinginthebilmemne. 3 aydır işsizim. linkedin'de milletin marifetlerine denk geldikçe ağlıyorum(hani hepimiz ipsiz sapsız insanlardık, nerden öğrendiniz o kadar boku?!), kariyer.net morunu gördüğümde migrenim tavan yapıyor. secret cv var bir de, dertleştiğim kankamdır. elinden bişey gelmiyor ama uğraştığını biliyorum.
ailem günde 20 saat uyumaya bayıldığımı sanıyor.
insanlarla pek iletişim kurasım gelmiyor benim. zira aklımda iş dışında bişey olmadığı için kafa şişircem anca.
neyse devam etmek istemiyorum :(
bok gibi bir dönem yani. biraz kafa dinleyim diyenler, net bir tatil ya da bişey bişey planınız yoksa boş durmayın. ucu her türlü depresyon. prozac'ın da allah belasını versin.
iyi geceler.

Ben de işsizim, canını sıkma. Ben askerlik de yapmadım henüz. :)

yazın hem işsiz hemde parasızdım, çok mutluydum şimdide işsiz ve parasızım ama mutlu değilim, kışın işsizlik kötü, yazın güzel.

Bende istifa etcem daraldim lan

"Birkaç yere iş başvurusunda bulundum, haber bekliyorum şimdilik."

şu cümle ne anlama geliyor, çok merak ettim. iş başvurusunda bulunup da haber beklemek nasıl bir şey olmakta? hani kariyer.net'ten filan ben de başvuruyorum ama hiçbir şekilde "haber bekliyorum" deme rahatlığına sahip olamıyorum. bu rahatlığın, bu tuzu kuruluğun kaynağı nedir? sahiden meraktayım. öğrenelim de biz de yapalım aynısını.

sefa pezevenkliği yapılır. ondan çalısmıyoruz. su sehirden iki gün gidicem diye görüsmeye çağırmayan kalmadı. alayı pis bu isverenlerin.

siz kafayı mı yediniz işsizlik dünyada ki en güzel şey tabiki cebinizde idare edecek kadar paranız varsa..

her sabah işe gelirken ağlıyorum.. emeğimin karşılığını alsam neyse derim ama.. yatın uyuyun bugünlerin keyfini çıkarın nasılsa bi gün çalışmaya başlayacaksınız ve uzunca bi süre çalışmak zorunda olacaksınız.

İş deneyimin var ve askerliği hallettin, demek ki artık daha iyi bir iş bulabilirsin :)

Isten ciktim 3 is gorusmesine girdim 2sine kabul edilmedim digeri de o kadar dusuk bi ucretti ki hakaret gibi biseydi o paraya 6 gun calismak. Kendi is yerimi actim ve o begenmedigim rakama muhtacim gizli issizim. En azindan vaktimi kendimi gelistirmeye harciyorum su an.

Genelde 1 numara büyük almak gerekiyor.

markaya göre değişiyor

markaya göre değişiyor ama numara kısmında cm birimi olarak değer yazar.ben ona bakarak alıyorum.

daha yeni 37 olan ayağıma, yurtdışında 36 numara ayakkabı aldım. nike.
bence şansınız varsa bi mağazada deneyin o modeli ya da yakın bi modeli, öyle sipariş verin internetten.

Oyy, 36'dan başlamam gerekiyor demek ki şüphelenmeye. Sağolsun site cm ile numaraları ilişkilendirmiş. Şimdi evde metre, mezura, cetvel, vb. arıyorum.

Sadece ayağın boyu değil taraklı olup olmaması da önemli. Denemeden alma.

@cosmicstring Oda arkadaşım markafoni'den yaptığı alışverişte yapmıştı onu, 3 numarayı birden satın aldı. Olan ayakkabıyı aldı, olmayanları da geri gönderdi. Geri ödeme için sadece 5 TL bir kargo ücreti ödedi. İki ayakkabının parasını iade ettiler. Böylece ayakkabı 100 Tl ise, 105 TL'ye 3 tane ayakkabı getirip, hepsini denedikten sonra beğenmediklerini göndermiş oluyorsun. Ama baktığım sitede iade koşulları ile ilgili bir şey bulamadım.

Ölçtüm 37'nin sınırlarına girdi. Kısmet artık gerisi de herhalde.

@arnold En iyisi ben mağazaya gideyim bir zaman.

Evdeyim, sınav ve makale okuyacağım.

Evdeyim kahve içip internette takılıyorum. 2 saate evden çıkmam lazım.

şu an evdeyim 1 saate seminere gitmek için çıkacağım.

Evdeyim. Annem ayagi kirik yatiyo .Bi ara calistigi yere gidip bazi isler varmis onu halledicem. Sonra gelir kahve + dizi yaparim. Black mirror yılbaşı bolumunu izlerim.

aksama kadar evdeyim. kitap okuyup ders calisacagim. aksam alisveris yapmamiz gerek, saate gore bakacagiz artik.

Clouds of Sils Maria filmini izlemeye gideceğim. Bir sürü sinema var sadece Caddebostan'dakinde vizyona giriyor niyeyse. İşin yoksa oraya git şimdi.

Tiyatroya gididecegim ogleden sonra.

@Rayde geçmiş olsun

@Delifaruk oyun ne , hangi oyuna gidiyosun

Istanbul'a gidip gitmeme arasinda kaldim.karar verirsem 1-2 saate cikarim,yoksa evdeyim.
Kahve+ kitap+tv.

Arkadaşlarla Beyoğlu na gideceğiz. Mısır Apt da birkaç sergi gezeceğiz, sonra da İşte Benim Zeki Müren sergisini :)

Ben de dershanede velilerle ve öğrencilerle cebelleşiyorum. Gayet sıkıcı burası da. -_-

Kütüphanede cebir çalışıyorum. Eve gidip temizlik yapmam lazım. Uykum var, hava çok güzel.

doğumgünümü kutlucam

İyi yıllara Sta :)) kaça girdim bakalım

@sta kutlu olsun ;)

hiiç

31 :(

@ sta 31 iyidir ;))

evde finallere çalışıyorum.ayrıca yarın part time bir iş için görüşmem var biraz heyecan var bugünden.

sinemaya gidicez galiba. neye gitsek ki? yürürüz bir de. akşama da black mirror izlerim.

bugün kendime yılbaşı hediyesi almaya gidicem. Jackson beni bekler ^^

ikea gideceğim

Sabah 7.30'da uyandim, 9'dan beri ders calisiyorum, aksama kadar da calisacagim.. Midterms are coming.

yeni bayiliğini aldığım markanın botunu hazırlayıp ürünlerini kendi databaseime aktarıp satışa aktaracağım.

yıl ortasına kadar alfa romeo mito hayaline yaklaştıracak beni inşallah.

Kahvaltımı yaptım, yukarıda da ev arkadaşı ilanımı verdim. sizden gelen yorumları okuyup ona göre ben de bir tanesini çalmayı düşünüyorum. en olmadı kadıköye iner biraz dolaşır bir kitap alır dönerim.

doomgünü kutlucam +1, gerçi yarın ama cumartesi kutluyorum ben de :P

@passion nerde kutlucaksınız? :)

@sta tunalı :)), siz?

Passion sanada iyi yıllar :)

@rayde geçmiş olsun

@sta @passion rules the game nice mutlu yıllara :)

ben de duyuru zirvesine gideceğim

@ Çok iyi bugun mu zırve +30 muydu

@john ankara zirvesi bizimkisi.

İyi eğlenceler size :) tanışın bakalım darısı izmir dekilerin başına :)

@john teşekkürler :) sen organize edersen o da olur :)

taksimde:)

Sabah 8 de kalktim kahvalti yapmam bu saati buldu.
Yapacak çok isim var. Nereden baslayacagimi bilemedigim için kaldim öyle.
Camasirlar yikanacak, öncekiler kaldirilacak, utu desen dağ gibi, evi temizlemek lazim. Banyoya derz dolgu cekecegim, alisverise gideceğim, yemek yapmam lazim salça yok.ayrıca evi de toplamam lazim valizler, kutular...
Oh!

hamama gideceğim!

ben bu başlığı artık güncellerim sık sık :)

yeni fotoğraf makinemin gelmesini bekliyorum (bkz: samsung nx1000) bir heyecanla.

çalışıyorum biran önce akşam olsa da eve gitsem diye saate bakıyorum.

Ofiste çok bunaldım, birazdan çıkcam Çengelköy'e gidip, muhasebeciye uğrayıp faturaları bırakıcam. Sonra , kargo firmasına gidip, "duyuru hediyesi"ni göndericem. Sonracımaa, hediye bakıcam evdekilere.

çok erken uyandım, uykum var.

www.youtube.com

şimdi yatıp uyuycam, haydi iyi geceler.

pazar günkü duyuruma hala cevap geldiğine göre ben haftalık açayım ohalde duyurularımı :)

@mantarliborek bende o konumdayım merak etme :)

branş ne ? özel okul kas benım ogretmenlık stajım falan bıtsın oyle yaparım heralde

@john "ikinci dereceden issizlik yanigi" idi oyun.

kalmıyorum çünkü tütüne geçtim. adıyaman tütünü alıp bittikçe kendime sarıyorum. öneririm, ekonomik olarak da çok büyük fark yaratıyor (bir paket sigaranın maliyeti 1.5 liraya düşüyor).

hemen yat uyu. kafayı takarsan en yakındaki büfeye gece soğuğunda küfrederek yürümeyle sonuçlanır.

yerde kırtık* arıyorum. samimiyim. o kadar leş bir tiryakiyim maalesef.



(+2 fırtlık tütün bulunduran izmarit.)

gecenin bir vakti sokağa çıkıp yürümek çok zevkli gelir bana hep, ne kadar soğuk olursa olsun. o yüzden gidip alırdım, hiç üşenmezdim. ama bi anda bir aydınlama yaşayıp sigarayı bırakmayacağımı bildiğim için sigarayı hep fazla fazla alıyorum. 4-5 paket vardır şu an evde.

uyurum direkt, bu saatte açık bakkal bulamam biliyorum

alışkanlıktır bence, bırakamamıştır. kendini daha güvenli hissediyor olabilir. ya da ben daha ölmedim,burdayım gibi olası bi olaya müdahale etme güdüsü taşıyor olabilir. çok şaşırtıcı gelmedi bana.

birinin silah taşıması iyi bişi olamaz, polis, asker, veznadar vs. farketmez amma velakin polis özelinde mesleği gereği sağlam düşman edinmiş olabilir, mesleki alışkanlık olabilir, bence taşımaması daha normal tabii, ben yazılımcıyım diye yanımda klavye taşımıyorum misalen.

Silah garip bisey ben askerden sonra cok aradim sanki hep dusurmusum gibi geldi. İnsan kendini ciplak hissediyor

normal değil ama ben emekli polisleri normal olarak adlandırmıyorum. emekli olduktan yıllar sonra dahi polislik kalıbından çıkamıyorlar yürüyüşleri, duruşları bile polis.

allah aşkına görevinde kaç tanesi düşman kazancak iş yapıyor. sanki bütün polisler rıza baba ve ekibi. büyük çoğunluğu bütün gün çay içip hırsızlık, adam yaralama, kavga vb... ihbarı gelicede önce (en az) 10-15 dakika bekleyip, olay sakinleştikten sonra olay yerine giden adamlar.

not: emekli polis çocuğuyum çıkarımların hepsi kendi gözlemlerim

edit: babam emekli olduktan sonra hiç silahını beline takmadı. bazanın altına kaldırdılar yıllardır orada duruyor.

Onlarda taşıma izni var. Gayet normal. Normal derken yasal yani. Yoksa 25 yıl mecburen taşıdığın bir şeyi mecburiyet kalkınca hala taşımak garip tabii.

Emekli olunca o yetki biter. O silahın resmi adı artık beylik tabancası olarak geçer.

dora genelde kadın ismidir ya, erkete pek duymadım,destansa pek beğenmedim; bence mete, teoman falan gibi isimler koyun illa bu tarz olacaksa

farklı olacağız diye bokunu çıkartmak niye?

hayırlı olsun diyeyim önce.

ama isim hoş değil. zorlama sanki. birine destan diye seslendiğimi süşünemiyorum ben. ya da dora diye. ne bileyim. son karar sizinn tabi ki ama ben olsam biraz daha düşünürdüm.

çocuğa neden bu kötülüğü yapmak istediklerini sorabilir misin lütfen.

Yazık

ben aracıyım, doraya ben de karsıyım sadece kamuoyu yoklaması icin bu mesajım. ben normalmisim burdan bunu anladım :)

dora diyince benim aklıma çocuk değil mobilya geliyor.
destan da biraz garip evet kelime bu garip.

ayrıcı fallthepieces'a katılıyor. yazğınız isimler bana ağağıdaki başlığı hatırlattı.
eksisozluk.com

bence berbat.
bir de satılmış, durmuş, durdu, döndü gibi isimleri koyan anadolu insanlarını beğenmeyen "elit" kesim de onlardan farklı değil.

çok saçma adam gibi isim kalmadı mı Allahasen

Destandansa dora benim daha çok hoşuma gitti. Lisede dora isimli bir erkek arkadaşım vardı hatta. Anlamlı falandı böyle. İyiydi. Güzeldi.

bir taraf türk, bir taraf rum ise olabilir, değilse aşırı derecede zorlama.

haldun koysunlar, haldun isimli birinin fakir olma/kalma ihtimali çok düşük.

çocuğu sevmiyolarsa bıraksınlar bi camiye. abidik gubidik isim verip hayatını karartmak da neyin nesi?

attila ekrem çağan alper

kaya koyup kayahan yapmaları "bile" daha hayırlı olur çocuk açısından.

kötü bence
ayrıca bi psikoloji makalesi okudum ve çocuklara toplum tarafından kabul görmüş isimler koyun diye öneriyordu.

Kız ismi bildiğin. :)

Arkadaşınız bu ismi çocuğa koyarsa, dua etsinler de çocuk iri yarı ve çok girişken birisi olsun. Yoksa sürekli alay edip dururlar.

Dora diye üst sınıfta bi çocuk vardı lisede, taş gibiydi Allah sahibine bağışlasın hastası çoktu. Ondan mütevellit dora ismi bende çok yakışıklı adam intibası yaratıyor. Ancak düşününce arkadaşlar haklı yani, dora ne lan dicem çarpılmaktan korkuyom çok yakışıklıydı yav. Adam dede olmuştur şimdi neyse

Destan çok acayip ya. Mis gibi soyadı var her şeye uyar, daha güzel değerlendirilebilir. Güzel değil bu

dora deyince aklıma deodorant kelimesi geliyor direk.

çocuğa bu kötülüğü yapın evet ikisi de güzel isimler, nasıl olsa ergenlikte dünyalarını sikecek. benim anlamadığım çocuğu yaptık, otantik isim de koyduk e neden beklenen ürün çıkmadı diye bekleyen ebeveynler. o çocuğun adı hıdır da olsa destan dora da olsa ürün hep amet lan işte. hepimiz birer amet olmadık mı? birisi bana çıkıp ben amet olmadım diyebilir mi şurada? isimle bi bok olmaz, olsa olsa bunun arkadaşları okul hayatının ilk 8 yılını bununla daşşak geçerek geçirir. yalnız bu isimden vazgeçince bu anne babanın daha sıradan isim koyacağını uman saf arkadaşlar var, yapmayın. bundan vazgeçse winnie the poh koyar, elmer fund koyar. bırakın koysun gıcık herif.
dipnot: bu tür isim koyan insanlar nedense bana çok itici geliyorlar, ben sevemiyorum. seveninin de olduğunu düşünmüyorum.

İsa Dora han nasıl diye espri yapmak istedim ama yok görüldüğü üste kız ismi.
Ama Dora karizmatik de bir isim yani tek başına Dora Han da güzel olur jön ismi gibi yani unisex bir isim aslında da genelde kızlar kullanmış işte.
Önerim tek başına Dora Han isim enerjisi olarak da güzel ve Dora enerjisi yüksek bir isim bunu önerebilirim sadece Dora.
@emirkulu dorayla bağlantılı olduğu için dedim.Bu arada bana kısaca Dora diyebilirsiniz:))))

Emir Kulu Han da olabilir o zaman isadora :))))

Emir Han böyle baya battal gazi oldu hee

engin altan duzyatan geldi aklima.
begenmedim.

(Bkz: dora the explorer)

Hahahaha. Lütfen koymayın çocuğa böyle bir ad, yazıktır.

yazık günah çocuğa, bu isimleri vermesinler.

destan ne kadar iddialı ya. psikopat anne baba olmayı mı hedefliyorsunuz yoksa "destan yazdık" mı diyeceksiniz? biraz megalomanlık mı var? çocuğa konulan isimden anne babanın karakter tahlilini yaparım da ben daima. eheh :)

dora ismini kendi çocuğuma koymazdım ama bu isim hoş. yine anlamı itibariyle iddialı bir seçim. sizin çocuktan beklentiler çok yüksek, daha doğmadan ana baba baskısı var, işi zor.

edit: dora, tdk'nın isimler sözlüğünde erkek ismi olarak görünüyor arkadaşlar. bilginize.

cemalettin, husamettin, necip falan bile bunlarin yaninda daha normal daha guzel.

soyadi han ise kaya han +1

Doruk

lan bahsettiğiniz benim yeğenim galiba. ay durun özel mesaj atayım.

edit: değilmiş beyler -_-

hayırlı olsun diyerek başlayalım. dora kız ismidir. yunanistan dışişleri bakanı vardı dora bakoyanni diye en.wikipedia.org
destan ismi de amiyane olacak ama bok gibi bence.

Dora kız ismi benim bildiğim. Onun yerine aynı anlama gelen doruk ismini verin daha uygun.

Korkunc tek kelimeyle. Iki isim de fiyasko.

* kendi fikrimi yazayim daa icimde kalmsin kizim olursa zeynep koymak istiyorum.

Annesi de diyo ki ahu zeynep olsun ama herkes

Herkese bora diyorum erkek ismi diye. Ama boyle bir olaya adimin karismani istemem acikcasi. Borahan bile olabilir de bora dora han ne ya tekerleme gibi :)

Sen bi daha dusun abi :)

destan diye arkadaşım var, ancak kendisi kız. unisex bir isim galiba, olabilir, çok da güzel bir isim bence. de dora olmamış orda. -kafiyeli oldu-

c/p

yarak kürek isim takıntısı nedir arkadaş. hastalık resmen. binlerce gayet güzel isim var. sözde özgün olsun farklı olsun diye sikim sikim şeylerden çocuklarınıza isim yapmayın.

soyadın han'sa eğer boğaç koymak iyi olabilir. boğaç han olur. destanlarda vardı sanırım tam bilmiyorum anlamını