aslında akp'den çok chp'den sayı gider, çünkü hdp'yi barajı aştıracak kesim chp'ye oy veren yüzde 1-2 lik kesim olacak.

kelebek etkisi d'hondt sistemi ile 60 değil 100 sandalye dahi kaybedebilir.

%49
edit: firma komple sana aitse ve iş bağlantıları için sadece ona ihtiyacın varsa %51

%10- 20 bandında. sizin koşturmanız mesai harcamanız şirketin size ait olması çok önemli değil. o bağlantı olmadan nereye koşuyorsun. yani adam olmadan sizin şirket hiç kar etmeyecekse siz 2. adamsınız. eğer yukarıdaki gibi 49 51 falan yapabiliyorsan hiç ses etme.

Sermaye orani nasil, emegin kalitesi nasil bunlar onemli. Bunlar olmadan cevap olmaz. Vergi yuku niye bir tek sizde? Tek ortak sizseniz niye kardan pay vermek yerine kardan pay istiyorsunuz?

oses.

bu arada etli cikofte kalmadi zaten

5 liralik al yeter de artar diye dusunuyorum.
Komageneden alma bence. Ben pek sevmiyorum. Su an devamli aldigim yerin adini unuttum.....

7 liralık porsiyonları oluyor tek basına rahatlıkla gömersin

etli çiğköfte yapımı yasak. varsa bildiğin bir yer sipariş vermen lazım.

Hacı ilk önceleri sanırım daha manuel işler olduğu için lezzetliydi. Şimdi zincir olanların hepsi tatsız geliyor bana.

Çiğköftem var, Komagene ikisini de seviyorum.

ben en çok uyum marketlerde satılan çiğ köfteyi seviyorum. markasını bilmiyorum ama bi uyum markete git bulursun muhtemelen. güzel temiz de. günlük yapılıyor. bayat da olmuyor

cemil meriç oku. ama bu ülke'de bu bölüm okunmaz bence. sen karar ver.

Okuma sakin. Git sosyal hizmet oku.

Anthony Giddens la başla.

sosyoloji okuma düşünceni tekrar gözden geçirmeni tavsiye ederim.
gerçekten sosyoloji okumak istiyorsan kim ne derse desin kimseyi dinleme ve istediğin bölümü oku.
açıköğretimde sosyoloji bölümü okunabiliyor artık hem de sınavsız
-ki ben de bunlardan biriyim-
bu daha fazla rakip demek ve bölümün daha da sıradanlaşması demek.

neden okumamam gerektiğini de söylerseniz sevinirim. Ayrıca gideceğim bölüme sadece meslek ve kazanacağım para olarak bakmamaya çalışıyorum.

Sosyoloji dışında psikolojiyi de düşünebilirim. Bu ikisi dışında eşit ağırlıktan hangi bölümler tercih edilebilir?

Odtü sosyoloji iyidir. Mezunlar kısa sürede iş de bulur. Akademik kariyer yapmak da mümkün.

illa sosyoloji okumak istiyorsan boğaziçi, koç, galatasaray, odtü en kötü ihtimal bilgi. buraları düşün. sağlam yabancı dil eğitimi almış olursun, zor bir yol ama akademisyenlik düşünebilirsin, bu saydığım okulların mezunları başka alanlarda da iş bulabiliyor. en azından orta sıra bir üniversitede işletme vs. okumaktan iyidir.

1)Sosyoloji güzel bir bölüm ama direkt mesleğim olsun tarzı üniversiteyi iş bulma kurumu olarak görürsen okunacak bölüm değil, kendini ve genel kültürünü geliştirecek bölüm olmalı, bence seversen iyi bir akademisyen de olabilirsin nilüfer göle gibi,cinsiyetini bilmiyorum ama kadın yoğunluklu bir bölümdür
2)İlk 5 bin -10 bin hele günümüzde gerçekten zor bir sıaralama değil, düzenli çalışırsan ve sosyal bilimlere ilgin varsa rahat yaparsın, boğaziçi, gsü, odtü tavsiye ederim ,diğerlerinde okuyacaksan açıktan oku daha iyi bence de.Gsü de ağır bir fransızca vardır sosyolojide hatırlatayım
3)Emile Durkheim , Albert Camus bunların makale ve kitaplarına yönel
not: annem sosyolog, kendini iyi yetiştirirsen donanımlı bir şekilde ve bu saydığım üniversitelerden bu alanı da seviyorsan ki ben de çok severim kesinlikle tavsiye ederim.

iş meslek kazanç konularına girmiyorum. 42 yaşında işi gücü yerinde biriyim. kendimi bilgili görgülü olarak bilirdim ! hatta entellektüel bir kişiliğim olduğunu söylerler. neyse şunun için anlatıyorum; sosyoloji açıköğretim son sınıftayım. sınavlara test çözerek öylesine giriyorum ama okulun bölümün bana kattığı değer inanılmaz. tonlarca kitap okusam anlayamayacağım şeyleri öğrendim. bildiğim şeylerin aslında öyle olmadığını anladım. ufkum katlandı büyüdü vesaire. yani keşke zamanında iş güç kaygım olmasa imiş. bu bölümü güzel bir üniversiteden bitirip kafa dengi insanlarla sabahlara kadar konuşsam tartışsam diyorum. eyyorlamam bu kadar.

birim!!!!!!!!!1bir

18 bin ver bana

ikiii!!! (ezik gibi hissettim kendimi)

ben de o zaman bana 5 bin lira hediye edersen. buradan 5 kişiye 1000 tl veriyorum. (promosyon böyle olur.)

üçüm bak. çıkarsam üçüm birini vermek yok ama.

@fukka onlar da 100'er lira dağıtsa ohooo ne güzel olur

araya kaynak yapmayalım, c1b2k3'ü de unutmayalım :)

saadet zinciri gibi olur sizin iş, ben diyeyim :D

Bana şu kitabı alsan yeter www.pandora.com.tr

beşbin lütfen,
İyi çalışmalar,

@for day to break kalanını ihtiyacı olan birilerine dağıtırsın :)

@buff orta halli bir ikramiye çıkarsa alır yollarım :)

@buff, ikramiyeden amorti çıkarsa ben de kitabı alıyorum sana :) herkesin kendisi değil de hayalleri bonkörmüş :))

Ayyy gençler valla beni çok mutlu ettiniz ya:D
@sen de git ve çok iyi yol çok teşekkür ederim, kitabı almasanız da sevindirdiniz beni:)

@buff gönül ister ki her koşulda hediye edeyim ama hala öğrenciyim :(
hayaller hayaller :)

@buff, rica ederim. 1 ocakta unutturma bana :)

benim hakkimi baskasina verebilirsin. sagol yine de.

@sen de gitme, düşünmen, inceliğin yeter:)

@cok iyi yol 1 ocak sabahında mesaj atıyorum o halde:)

@buff, tamamdır :)

Ben de yazıyorum ama benim hakkımı Atatürkçü Düşünce Derneğine bağışlamanı istiyorum. Makbuzu da buradan yayinlarsin artık.

çekilişe katılmak istiyorum.

KAyıt nerden?

@ground 5 bin sizin adınıza bir miktar da kendi adıma memnuniyetle bağışlarım :)

@mattiadestro sırayla yazıyorum :)

Bana da bi binlik yeter ama hibe istemiyorum borç olsun düze çıkınca ödemeye başlayım sana..

@EkimBebesi bir gün sen de bana bir konuda yardımcı olursun ödeşiriz :)

Kitap ben de alırım ya buff
Maksat gönüller hoş olsun :)

katılmak istiyorum

Bana da littmann cardiology iii alırsan yeter, ısrar edersen 5 bini de kabul ederim dershaneye para gerek :/

www.sahibinden.com
Fazla bi şey istemiyorum :) Borç olarak :))

@cunupkral istediğin mercedes olsun :)

umut dünyası. varım diyorum!

ok reserved

Benim 9 bin lira KYK kredi borcum var, 5 bin lira işimi görmez. 9 bin lira alabilir miyim karşim? Eyvallah sağolasın şimdiden.

Bi beş binini alırım bende

bana 5 bin yetmez, yurtdışı eğitim masrafımı karşıla yeter:/ istediğim okulda yaparsam 2 seneye faiziyle öderim zaten...

Bedelli bedelini daha yatırmadım:/

herkes listeye eklendi 2 bedelli 21 de diğerleri olmuş :D
bu yardımlara 400 binden fazlasını ayıramam ama :/ hepsinin yeri hazır :/

@merveyasar gittiğin her yerden bana da birer küçük minik şeyler alacaksın ama?
resmen ruhum fakir sanki kendim dünya turu vs yapmayacağım da :(

@merveyasar odamın duvarını metal ile kaplatır orayı doldururum ^^

muhtemelen 3-5 saat kendimde olmam sonrasında ilk iş buradan yazarım işlemleri halleder parayı alır, buradan sizlerle iletişime geçip banka hesaplarınızı alırım sonra da banka müdürüne talimat veririm işler hallolur :D

planlar hazır tek gereken ikramiye :D

@sen de git sen de unut Burası senet niteliği görmez ama SS aldım :D istediğim sadece eski bi mercedes :)

üzülerek söylüyorum ağlayarak yazıyorum bana çıkmadı sevgili duyurucular :(

Mahvolduk :(

bakalım diğer ikramiyelerden çıkarsa sizlere küçük hediyeler alırım :(

Bana para ver

@cok iyi yol o da olur :/

@merveyasar hayallerimin yıkılmasının hayaller yıkacağını kim tahmin edebilirdi ki :(

Mercedes gitti fav dan çıkardım :(

yeni kutularda wifi seçeneği var. onlardan birine sahip değilsen ara verirler muhtemelen. yoksa kablo şart.

20 metreye kadar ev içi kablolamayı ücretsiz yapıyor digiturki gelip kroşelerle vs çekiyyorlar kabloyu. eve gelen adam zaman zaman taşeron olabiliyor ve dtden parasını alacağı halde iş zor geldiğinden yapmak istemeyebiliyor. o durumlarda bayiyi arayıp böyle böyle oldu diyorsun, bir iki gün içinde kendi teknisyenleri gelip hallediyor.

20 metreyi geçiyorsa bence en iyi seçenek ev içi elektrik tesisatını network için kullanmak.

Kablo sorun değil ben de çekiyorum ama duvarlar tavanlardan gitmese görüntü çok kötü oluyor.

www.tp-link.com.tr böyle bir şey kullanabilirsin. burdan da nedir ne değildir öğrenebilirsin: teknoseyir.com

Hah böyle bir şeyler soruyordum. Teşekkürler @1003

o TP link gibi olan şeyi digiturk servisi 70 TL'ye filan satıyordu galiba, faturaya yansıyordu

Ürünü de yazsan ya.yarin bir ihtimal gideceğiz.

@batu

internette gözüken stoğu telefonla soruyorsun yok deniyor. gidiyorsun bakıyorsun var. değişik yani.

Yeşilini İzmir'de bugün gördüm sanırım. Siyah file bir tanesine oturdum ama onun kolçakları buna benzemiyordu.

Bu ikea'nın stok sistemi'ne laflar hazırladım.
Bir ürün beğendim. ankarada mağazasına gittim stokta yok, internetten sipariş verin dediler.
Girdim internete, bu ürün sadece mağazadan alınabilir yazıyor. Sadece Ümraniye şubesinde stokta var görünüyor. O da kritikmiş.
Aradım telefonla, la parasını yatırıyım gönderin ankara ikea'ya ordan gidip alayım diyorum. o şekilde olmuyormuş benim gidip ümraniyeden almam gerekiyormuş. Başka yolu yokmuş.
Bu kadar aptalca bir mağazacılık sistemi görmedim.

nisan

339 kd gaziemir ve alaşehir deki tertiplerime selamlar..

Benim dönemimden sonra kısa dönemler Afganistan'a gitmedi, benim dönemim sondu (Barış Gücü). Zaten bu hafta itibari ile NATO Afganistan'dan çekildiği için Afganistan meselesini unutun.

Ayrıca TSK, askerleri bilgi ve becerilerine göre yerleştiren bir kurum değil. O yüzden şu dili biliyorum, şuraya giderim diye düşünmeyin.

Kışın gitme sadece. Eğitim döneminde çok zor olur.

dil biliyosan zaten kafadan sanslisin sacma sapan isler yerine masabasi bi ise dusebilirsin. ben bile isteye aralik gbi gitmistim, yedek subay olarak yaptim ama 20 gun kogusta kaldim acemilikte. yazin kogustaki ter kokusunu dusunmek bile istemiyorum. ve ayrica her daim usumeyi terlemeye tercih ederim

Kasim'da gidersen iyi olan tarafi gunler kisa olur, zaman daha cabuk gecer. Nobet zor olur, soguklar yuzunden. Hastalik daha cok olur. Ama dedigim gibi daha cabuk safak atar :)

Ben subatta gittim. Kotu tarafi yaz sicaklarina denk geldim ve baharda tam havalar guzellesirken askerde olmak kotuydu. Iyi tarafi onun da pek yok aslinda. Gittigin yere gore degisir belki ama geceleri yine soguktu, temmuzda bile (malatya). Biz hep "keske kasimda gelseydik" dedik.

@rentts

Ben de zannediyordum ki kış şartlarında askerlik yapıp nöbet tutmuş herkes, sıcağın değil soğuğun öldürdüğünü anlayacağı için yazı tercih eder. Ama görünüşe bakılırsa öyle değilmiş. Belki asteğmen olma farkıdır.

Ben arkadaşın yerinde olsam, yaz aylarındaki ter kokusunu karda intikale çıkmaya tercih ederim. Hele başınızda OÇ bir binbaşı varsa ve koca bölüğü zevk için karın içinde 500 metre süründürüyorsa.

Askerlikte en kötü şartları görebilirsiniz. Bu şartları yazın mı yoksa kışın mı yaşamayı tercih edersiniz diye sorun kendinize. Ben çektim, bari şu soruyu soran kişi çekmesin.

soğuk yerlere düşeceksen yaz, sıcak yerde kış. elinde olmadığından fark etmez

her geciken gün için bir mermi yerleştiriyorlar bünyene, bacaklardan başlıyorlar. ona göre hareket edelim

ya abi siz de bu admaları iyice pislik lanet yaptınız bu adamlar borc veren insanlar tahsil edecekler tabii ama peşin mi sitiyolar yoksa banka gibi mi

peşin sitmiyorlar da taksit taksit sitiyorlar adamın belasını.

banka gibi ama daha fena. yani 100.000 lira aldıysan bankadan kredi çeksen 150.000 geri ödersin, ödemezsen evine haciz gelir ya, bunlar senin zor durumundan faydalanıp 100.000 lirayı ne bileyim 250.000 lira olarak geri istiyorlar, işine gelirse. banka falan kredi vermediği için mecbur alıyorsun nasıl olsa öderim diye, ödeyemezsen de evine haciz gelmiyor, iki tane silahlı adam geliyor. istedikleri parayı istedikleri vadede ödersen gelip vurmazlar merak etme.

bizzat tanıdığım tefeci yok da bu adamların hepsi yan mahalle mafyası değil aq ya geciktirdin diye sıkacak halleri yok. tayyip olsa bile yine öyle borcunu geciktirdi bacağına bi tane sıkın deyip sıkamaz. dünyanın hiçbi yerinde o kadar rahatlık yok.

aklı başında mafya gerektiği zaman sıkar sadece. kendi şanına zeval gelmesin diye. tefeci de kendisini sıkıntıya sokacak miktarı borç vermez zaten, yani borç verdiği adam "abi 3 gün sonra verebilirim olur mu" dediği zaman "ya şapşik o parayla iş yapcaktım uff bugün vermen lazım yhaa :((" diye mızmızlanmaz. bu işler teminatla oluyor zaten, referansla oluyor. bana para vir deyince tefeci para vermez. senin işleyen bi fabrikan falan varsa örneğin, sen 3 gün sonra mal alacaksan, tefeci o gün eline para geçeceğini bildiği için müsamaha gösterebilir.

bugün vermedi tak tak kafasına sıkın öyle bi dünya yok. tamam mafya devletle iç içe, mafya babaları yargıyı bile kontrol edebiliyor tamam ama canım sıkıldı bunun kafasına sıkayım öyle bi olay hiçbi yerde yok. gerçekten sorun teşkil eden adama sıkılır sadece.

dediğim gibi bizzat tanıdığım tefeci yok, kimseye hiçbir şekilde tefeciyle muhatap olmasını da önermem ama önüne gelenin kafasına sıkan manyaklar gibi de görmeyin bu adamları. sizin benim gibi insanlar. sadece zenginler ve silahları falan var.

Bıçaklıyorlar genelde. Bizim tanıdık vardı bu işleri yapan. Evine filan gelip eşyalarını alıyordu. Kolaylık sağlamıyordu sanırım.

ya abicim kursun sıkılacak bi para istemicem zaten efendi gibi aylık 650 650 öderim tanıdığın olan yeşillendirsin :D

bizim yan apartmanın altındaki kebapçı aslında tefeci. kebabı yan iş olarak yapıyor. küçük esnaf. o tanıdıklarına güzellik yapıyor. tanımadıklarına vermiyor.
bir de kredi borcu öteleyen tefeciler var. ödeme günü gidiyorsun. yatırıyor hesabına. posu var, para hesaba girince çekip işlemi tamamlıyor. işlem ücretini peşinen girişte alıyor.

aynen hacı böle bakkal makkal oluyolar esnaf oluyolar da adres var mı bildiğiniz

o işi ben yapıyorum da kesin sıkarım sana ben dayanamayıp şu tipe baq

Dağılın yetkili abi geldi.
Şimdi faizciler çeşit çeşit. Kumarhanelerde falan olanlar ölücü boş senede de imza artırırlar her boku da yaparlar. Ama genelde faizciler eskisi gibi değil. En başında herkese vermiyorlar artık öğrenci işsiz asgari ucretle çalışan vs. Bir depolis hakim avukat vs ye de vermiyorlar kesinlikle.
Sistemleri şu şekilde aylık % 5 ile 15 arasında faiz uyguluyorlar. Mesela 10bin lira 1 aylık istersen 1 ay sonrasına 11bin tlik senet yazyazıyorlar %10 ise. Piyasa genelde aylık yüzde 10. Tarih de atmazlar. Yamuk yaparsan 1-2 sene oncesini yazıp extra faiz de alıyorlar. Eğer boş senede imza at derlerse atma. Direk arkanı dön eğil. pantolon kilot çıkar adam işini hemen görsün.

@ground cok yuksek abi faizler olmaz öle daha makulu yok mu

@emo sen naber ya

abi gözünü seveyim makul tefeci mi olur? yüksek işte faizler onu diyoruz ya zaten.

bankanın risk grubu görüp kredi vermediği kişiler için adamları bankadan ayıran taraf tam olarak bu işte. banka sana kredi vermiyor, para lazım, o zaman gel ben vereyim ammaaaaaa faizi yüksek olur ona göre. ödeyemezsen alırım minibüsü abbas kardeş.

Çok sağlam biri isen madden veya teminat ipotek verirsen %3 e kadar bulabilirsin.

Doktora falan görün kardeşim. Iyi değilsin.

@ground

öneri için teşekkürler :)

hayy canını yiyim senin. sırf biz kurucaz diye aptal saptal mobilya almaktan sıkıldık ablamla. babaannemin gümüşlüğünğ satıp yerine kitaplık aldırdık falan. evin her odasına paralel hat çektik. ahahaha. acaba klüp falan mı kursak?

server farm kurmak için ankara'ya gideceğim yakında, kabinetler dolusu rack sunucu montajına yardım etmek istersen gel.

1200 m2 çadır kurulumu var. Gel para da veririz:)

oha benim de canım çekti, iş çıkarsa beraber gidelim haber et elim iş tutar.

banada çok zevkli geliyyor demonte mobilyaları birleştrmek demek ki benim gibi çok varmış hakketten böyle bir klüp kurulur.

Selam, 17 yıldır marangozluk yapiyorum, sizi temin ederim bi noktadan sonra sıkıyor.

fransızlar ucuzdur. reno, peco, citroen genel olarak ucuzdur ama çok da kötü değildir.

araba ufak ve genelde bekar kişiler kullanılıyor. o yüzden de çok piyasası yok. arkaya insan biraz zor oturuyor.

altı yere çok yakın, yollarda haşat oluyor

fransız piyasası düşük aynen, ben de c4 var mesela sınıfına göre ucuz 5 senedir bi sorun çıkarmadı

Çevik bir vardı bir ara. Ama o da tutuklandı en sonra.

kış lastiğin yok mu peki? yoksa taktır ilk fırsatta pek bir şey olmaz. ani hızlanıp ani duruşlardan kaçın. zaten o kadar buzlu olmaz yollar.

var mı bilmiyorum ama varsa da nasıl takılır hiç bilmiyorum. arabayı yeni aldım zaten, daha kendisiyle çok içli dışlı olmadık. :(

düşük devirde kullanırsan işi halledersin, ani hareketlerden kaçın, kalkışta 2. vitesle hareket et..

Bugun icin biraz bekle, trafik gecsin en azindan. Sikinti olmaz merak etme.

Karda, ozellikle de istanbulda, araba kullanmak pek zor degildir cunku ana yollari hep tuzlarlar, buz-kar tutmaz o yuzden. Ne olursa olsun bu tur havalarda freni mumkun oldugunca az kullanmak gerekiyor, hizlanirken de yavas yavas hizlanmak en iyisi, birden gazi koklemeyin.

Bir de dikkat edilmesi gereken bir sey de diger suruculer :)

ana yollardan kalabalıktan ayrılmadığın sürece kolay kolay bir şey olmaz.

fakat çok nadir olsa da otobanlarda ana yollarda yerlerin bir anda kar kaplandığı ve trafiğin durduğu oluyor.

Risk varsa arabayı bırak, yollar çarpışan araba pisti gibi olur çünkü.

kar lastiğin olması ya da zincir takman da fayda değil, herkes takmadıktan sonra senin ki bir işe yaramaz.

Aracın otomatik ise. Nasıl desem. Ekonomi modunda degilde diğer spor veya seri vites atan moda getir. Gaz ve freni ani kullanma. Takip mesafelerini uzat.

Ay geldim eve arkadaşlar, cok tesekkur ederim. Epey panik yaptım ama trafikten milim milim ilerledigimden yagmurdan farki yok gibi geldi. Ah su meteoroloji bir defa da duzgun tahmin etse, yasamayacagim boyle stresler ama iyi oldu, biraz da olsa tecrube kazanmis oldum. Yoksa bile bile zor cesaret ederdim :)

aynısı yazın başıma geldi.3 ay öncesinden planlarını yapıp hazırlandığım bi etkinlik iptal oldu. evlat acısı derler ya, onu yaşadım ya ajsagad. ne güzel de hayaller kurmuştum . yeni etkinlik yeni hayaller çözüyor bu durumu anca.

Anlat dinleyelim. Vaktimiz var. Bir daha ne zaman göreceksin o kişiyi?

aynisi bu yaz oldu. hatta 1,5 ay degil, 1,5 yil hayal etmistim.
her iste bi hayir vardir demek, iptali mantiga burumek lazim. ilerid daha guzelleri, daha iyileri olur diye dusunmek lazim. isin ucunda hastalik olum olmadigi surece herseyin bir telafisi vardir.

ağlardım

bir 35 lik tekirdağ paklar bu durumu. acılar hayal kırıklıkları çok da kötü değildir. hayatın bir parçasıdır. tamam .ikilmiş sıpa gibi ortada kalmak çok kötü ama biraz halil cibran oku rahatlarsın.

Neşeniz maskelenmemiş kederinizdir.

Ve içinden kahkalarınızın yükseldiği kuyunun ta kendisidir çoğu zaman gözyaşlarınızla doldurulmuş olan.

Ve başka nasıl olabilir ki?

Keder,varlığınızı ne kadar derin deşerse kadar çok neşe sarmalarsınız.

Şarabınızı tutan kadeh çömlekçinin fırınında pişirilmiş olan kadehin ta kendisi değil mi?

Pürneşe olduğunuzda kalbinize derinlemesine bakın ve yalnızca şunu bulacaksınız kidaha önce size heder veren şimdi size neşe bahşediyor.

Kederli olduğunuzda kalbinize tekrar bakın ve göreceksiniz ki hakikaten daha önce sizin mutluluğunuz olan şey uğruna şimdi gözyaşı döküyorsunuz.

Bazılarınız ‘Neşe kederden büyüktür’der ve diğerleri ‘yoo,keder daha büyüktür’der.

Fakat ben size derim;onlar ayrılamazlar.

Halil Cibran / Ermiş

1.5 ay boyunca sadece tek bir şeyi düşünüp ona odaklanmış olmak büyük bir hatadır. dolayısıyla yoğun bir pişmanlık yaşar, hem iptal olduğuna hem de gerizekalı olduğuma üzülürdüm. bir daha da tek bir şey için böyle deli gibi beklemez ve heveslenmezdim. büyük hatadır bu. manyak gibi beklediğin zaman, gerçekleşse bile asidi kaçmış kola tadı alırsın. saçmasapan bir şey.

1.5 ay bir sey degil.

der meister +1
Beklentilerini büyütmemen gerektiğini öğrenmişsindir inşallah? Olmayacağı ihtimaline kendini hazırlayarak beklemeli insan bekleyecekse.

Islatmadan, teflon tavanın ya da tencerenin dibine çok az yağ koyarak ve tuzlanarak yapardık biz.

Falafel olabilir mi?

haşlanmış nohut tavada kavrulur çerez gibi yenirdi. tuz da konurdu.

sabahtan ıslatacakmışsın sonra az biraz yağ ve tuzla tavada kavuracakmışsın...
nereden mi biliyorum?
canım çekti ve aradım sordum! :(

evet evet kuruyemiş gibi yemek için yapıyordu. haşlıyım mı o zaman?

@sen de git teşekkür ederimmmm. benimde çok canım çekti. nohutu 4 saat önce ıslatmıştım. ama sonrasında yağ var mı yok mu emin olamadım. yarına kadar bekliyemicem. yapıyorum şimdi :)

@Sheridans afiyet olsun :) ben de suya koydum yarına artık nasipse :)

ama önceden ıslatmak lazım. bu gece ıslatıp yarın sabah haşlayabilirsin.
edit:
ben yazıncaya kadar sen ıslattığını yazmışsın:) tamam o zaman haşlayıp kavurun.

bir de ayrıca haşlanmış nohuta kimyon ve tuz atarak ye. adanada yıllardır bunu satarak geçinennler var. kemunlu (kimyonlu) diye bilinir.

kaç saat ayıracaksın bu işe. 9/12 yapacaksan az bence.

tek başına isen en iyisi bira değil mi? zevk meselesi tabi ama öğrenci + tek başına + viski olmuyor sanki.

yüksek alkollü seçenek için 35-50 cl votka + tamamlayıcısı

düşük için bira diyorum.

rakı olmaz, vodka veya viski bakıyorum. black&white diye bi viski var fiyatı uygun ama kendisi hakkında türkçe yorum bulamadım

ben olsam şarap alırdım, bi şişe kafayı bulmaya yeter bence tek başına. güzel güzel şarkılar da açtın mı, bi kaç parça da peynir. mis.

al bi 35 lik jager yanına 2 red bull, jagerbombunu iç tüm gece, tertemiz

bence senin moduna göre şekillenir alkol. burdan şunu iç bunu iç demekle olmaz.

2(bir önce bir arada) majezik+bir şişe meyveli şarap. Bünyen sağlam ise 2 şişe şarap derim.

Tabiki evde denemeyiniz sadece uç bir öneri bu alkol fiyatlarına sitem olarak

Baileys, sheridan's iyidir fikrimce.

şargoz için migros'tan 75'lik beyzade beyaz şarap 10,90 tl + 1,5 lt çamlıca gazozu 1,5 tl. cila olarak da 4'lü tuborg gold şişe 18,90.

i557.photobucket.com

Biz gerçekten millet olarak alkol kültürüne çok uzağız. Normalde 2 biradan fazla içemiyorum, bu rakıda olsa toplamda içebileceğim litre ölçütü 1 litreyi geçmiyor fakat resmen galonla alkol tüketen arkadaşlarım bile(Avrupalı) ne zaman tek başıma şarap ya da bira içerken görseler bana her zaman "tek başına içmek alkolikliğin başlangıcıdır" derler. Sana tavsiyem alkolün bir sosyalleşme aracı olduğunu, keyiflenmek için bile içilecekse bir kadeh şaraptan fazlasının çok gereksiz olduğunu unutma.

Küçük bir şişe kırmızı kavaklıdere şarap ile yanında çok az badem/fındık karışımı ve küflü peynir(1 porsiyon) yeterli olur. İyi seneler.

Idare mahkemesine dava açman gerekiyor.

kitap okumaktan fazla ruhuma iyi gelen, geçen vaktime değen bir şey daha olmadı açıkçası.. bol bol oku.. insanlara kendi derdini anlatamıyorsun(ben anlatamıyorum şahsen) , bari insanların ne derdi varmış onu anlayayım diyip okuyorum..

Okul bittikten sonra sürekli çalışır oldum, hayatım iş resmen... yaşamak için çalışmıyorum, çalışmak için yaşıyorum ya. kız arkadaş da bulamıyorum bu yoğunlukta.

şuan hayatım çok boktan ve boktan olunca çok daha çabuk geçiyor ömür.

bizim lise sonda ümit besen mi cengiz mi paradoksu vardı (ms. 1991) şimdilerde hala kaybetmedik yaşamdan tad almayı. kendini ruhsal olarak geliştirmek için kitap dene şeyden asla kopmayacaksın. her şey bozuldu kitaplar bozulmadı hacı.
şu kalan ömrümü bazen her gün içerek, bazen ara verip (daha da çok içmek için) spor diyet vs yaparak geçiriyorum. seks denen illeti dibine kadar elimden ne geliyorsa yaşayarak. ama çalışmayı para kazanmayı asla ihmal etmeyerek. beni koca olarak kabul eden kadına saygımı sevgimi asla azaltmayarak hayata devam ediyorum. hayat güzel. nefes almak güzel.

fazla mana yukmemek gerek. geldik, yaşıyoruz, gidicez.

bok gibi bomboş geçiyor. insanları cok kıskanıyorum.

Kolayı katmasak her yere, hayat daha güzel olacak..

komik.

Kola veya elma suyu ile iyi gider. Sprite da koyabilirsin

viski kola çok yaygın bi kombinasyon değil mi zaten?

sorgulanan ne tam olarak?

yahu ben yukarıda da viski ile ilgili ilan verdim severim mereti. su ile soda ile buzla falan içilir de kola ne hacım. bakın günaha giriyorsunuz. hele balllantines dediğin züğürt ağadan beridir göbek hizasının üstünde tutarım. nolur bira ile falan değiştirin. ama böyle içmeyin. bakın iyi değilim böyle sorularla daha da sıkıntıya giriyorum.

viskeye kola karıştırmak nedir mk ?

Kesinlikle izmir.çünkü kışın da güzel bir şehir.

izmir antalyadan her yönden daha üsttedir benim gözümde

antalya şehir merkezi aşırı nemli. ben bir ankaralı olarak katlanamıyordum.

Ben de İzmir'i seçerdim, beldeleri güzel. Antalya'dan daha gelişmiş. Ayrıca Ege kıyılarını Akdeniz'den daha çok severim.

antalya yazın çok nemli oluyor sırf bu yüzden bile izmir'i tercih edebilirim.

izmir.
14-15 yıl önce sadece yazın çalışıp karnımı doyurayım diye geldiğim yerde kök saldım. çok sevdim gittikçe daha da seviyorum. izmirin doğası şehri binaları denizi metrosu otu boku her yerde var. insanı yok hiç bir yerde. gerçekten hepsi olmasa da ortalama alsak bile burayı tercih etmek için yeter sebep.

pahalılığı da biraz kıyaslayabilirseniz harika olur?

antalya. daha ucuz, daha sakin, daha güzel. bikere kaleiçi var antalyada.

antalya leş. okulu bitirip izmir'e yerleşebilmek için yaşıyorum şu an şehirde. sekiz yıl oldu.

izmir'de yaşıyorum, antalya'da 5 yıl üni okudum ve samimi arkadaşlarımın hepsi antalya'da olmasına rağmen,

insan kalitesi, hava şartları, ekonomik görmüşlük, sosyal yapı vs vs vs için her türlü izmir diyorum.

benim lisedeyken yazdığım bazı şeyler var, buraya yazsam kapıma özel tim gönderirsiniz.

normaldir.

havuç yakmak: osbire fazla asılmak
sarelle sırt: vazelin simgesel olarak kullanılmış.

bir küçük iskender, bukowski çıkabilecekken ido tatlıses çıkmış sanırım. shfhshf.

Sandro diil mi la bu

"tavuklar cıcek acmıs ellerınde pogaca
madem yüzme bılmıyordun nıye cıktın agaca"

yaygın bır güzellememız.

şair burada adeta gelecekti haline sesleniyor adeta!

Ceyhun Yılmaz tarzı şiir yazmışsın, o olmasaydı ünlü olurmuşsun
Ben beğendim saçma gelmedi bilmem :)
Biz de lisedeyken rızazizm diye felsefik akım kurmuştuk, düşmanlarımız sofistlerdi :) kendimize göre anlamları vardı bütün bunların :D

Eserine sahip çık, hiç küçümsenecek şeyler değil :)

benim de "afedersin karınca, seni maymun zannettim" tarzı şiirler yazdığımı düşününce sanırım genel bir sorun var. belki de o dönemin çitoslarında arızalı bir mineral vardır, o kuşağı etkilemiştir, kim bilir :)

insanların sanat adı altında saçmalamalarına bir başkaldırı göstermişsin bence, onları kendi silahlarıyla vurmuşsun. sevdim bu mantığı.

sürrealist olmaya çalışıp bim realizminin tam ortasına düşmüşsün.

1lt dikmen? şu an fiyat/performans en iyi o 17,9 TL

buzbağ öküzgözü-boğazkere

canım çekti fena. afiyet olsun :)

Frontera merlot tavsiye ederim.

(bkz: tılsım)

Migros diil ama Carrefour'da indirim vardı, Terra Kalecik Karası 26tl, tavsiye ederim.

Villa doluca neo. Migroslarda indirimdeyken 17 tele indirimsiz hali 26 27 falan.

güzelmarmara

carrefourda satılan sava yı tavsiye ederim

Buzbağ klasik. diğerlerini bedava verseler de gider Buzbağ alırım.

katip çelebiye bak bazen (bazan) fiyatlar düşük oluyor.

Kiymik falan batmasın. Mikrop kapmasına neden olabilir.

ben olsam 1-2 gün beklerdim ama rahatsız oluyorsanız gidin görün başka bi doktor daha.

Ortopediden randevu alayım o zaman. Kıymık değildir, eklemi acıyor ve üst kısmı tamamen şişti. Doktora göre az, bana göre baya çok şişti.

ASPİRİN KULLAN,DOLAŞIMI İYİLEŞTİRİR, AĞRIYI KESER

araçla düşersen araç senden önce suya çarpar sen de aracın içinde bir yerlere çarparsın.

Araç düşerken içinde öyle rahat hareket edemezsin. Bu asansör yere çarpmadan zıplamaya benziyor, mümkün değil.

Uyumadan önce inception mı izledin? Semptomlar onu gösteriyor.

Ahahahah hayır ama bu aralar uyumadan önceki favorim investigation discovery:)))

Rüyanızda yaptığınız pek münasip bir davranış olmuş. Tebrik ederim.

it's not evening vlad nezhnyy diyor shazam

bazılarında o şanssızlık oluyor be abi, ben de bir ara çok giriyordum (istanbul/kadıköy'deyim).

ama polisimizin gözünde muhtemelen allahsız bir vatan hainisin. küpen, sakalın ve sırt çantan yüzünden. haberin olsun.

edit : bi kere eve dönerken, polis arabası uzaktan farları yaktı. sonra yanıma yanaştı. 5 polis birden inip üstümü aradı. iki kol, iki bacak, biri de öhöm... şaka lan, diğeri de sırt çantamı aradı.

kızılay civarında sıklıkla taciz etmek için yapıyorlardı önceki aylarda (son iki aylık durumu bilmiyorum) izin vermemek, bağırarak teşhir etmek gerekiyor genel olarak. faşizmin normali anormali yok sonuçta.

tam bir "gezici" tipi bu. normal değil ama normal. anla işte.

tipine bakıyor amuadsnajndj tipine sokdsoada diye küfrediyor sonra napsın adam o da öyle tatmin oluyor gbt soruyor.

şimdi bu adamlar genelde muhafazakar oldukları için yaşam tarzını temsil eden görüntünden pek haz etmiyor olabilirler. saçını sakalını kes, küpeni çıkar, sigortalı bir iş bul hiç gbt bakmazlar.

ben üniversite döneminde senin gibiydim. okul bittiğinden beri hiç gbt'ye girmedim. nerdeyse özleyeceğim artık.

evimin sokağında gece vaktı eve doğru yürürken eve gidiyorum diyince inanmıyorlardı hangi sokakta evin apartmanın adı ne falan diye sorup bir de girerken kontrol ediyorlardı.

Istanbulda tren istasyonlari ve metrobus duraklarinda cok sorgulandim ogrenciyken. Saclar bele kadar sakallar orman gibi boy da uzun olunca cevirip cevirip sorguya aliyolardi.

Nornal yani alisiyosun bi sure sonra rutine bagliyor. Polis gorunce cuzdani cikariyodum ben direk aha simdi durdurcak diye.

sen polis olsan kendine gbt uygulaması yapar mıydın ona göre düşün

bana da oluyor o yatagan. ben de küpeli dövmeli sakallı bir insanım ama "kimliği görelim" deniyor. hatta biri cep telefonumun kapağına kadar açıp bakmıştı, oluyor öyle, istanbul da farksız.

uzun saç, küpe, sakal, sırt çantası şeklinde beni de kızılay tarafında çok çeviriyorlar, haftada en az 1 sefer gbt ve üst araması yapıyorlar. normal bişey artık benim için, sen de alış hacı.

küpe - sakal mevcut ve 3 ay öncesine kadar uzun saç vardı. geceleri kadıköy'de çok gbt'ye girdim. hatta bir keresinde ekip arabası yanımdan geçti, geri gelip de kimlik sordu. bir kere de gündüz vakti gbt yapmışlardı. bu arada saç gittikten sonra da 2-3 kere gündüz vakti gbt aldılar. yani yalnız değilsiniz bu konuda.

Normal değil onların orrrrrroospu çocukluğu dostum. tiksiniyorum amk ülkesinden artık.

İyice saçmalamaya başladılar,sınırlar zorlanıyor.Oy verenler acaba hiç utanıyor mu faizi ile iade edilen paraları görünce? Sanmam.Bizi hiç iyi günler beklemiyor bence.

biri çekecek o el frenini de bakalım.

Adam oyunu kurallarına göre oynuyor. Çalışan sistemi görmüş.

aynen böyle düşünüyorum, sonra sokağa çıkıyorum. Herkes kanıksamış herşeyi hacı. Hayvan gibi tepişe tepişe metrobüse biniyor milyon insan, lan biri de demiyor ki aga bu ne iştir. Biz hayvan mıyız. Niye bu haldeyiz.

Her konuda aynı. Gemisini yürüten kaptan :)

@pardonan +1

bu sikko millete bu adamlar yakısır. ne bekliyordun?

Bu arada adam kuran açmış ama kuran okumuyor, subaneke, fatiha devam etti :D

o değil de kitabın ortasını açmış ama ilk okuduğu fatiha kuranın ilk sayfasında sonra okuduğu ise en sonlardaki surelerden biri. subhaneke zaten kuranda geçen bir ayet veya sure değil. okuduğundan bile değil. ama millete kapak olsun.

adamın süphanekeden başlamış olması hayret uyandırıcı. dur daha osmanlıca öğrenecek bu salaklar. bak sonra ortalıkta ne saçmalıklar dönecek.

ben misafir yatağını hazırladım abi buyur gel

sana dokunmayan yılan bin yaşasın.

kaderin püsküllü belan demek ki, yılanı deliğinden çıkarmışsın.

bu kadar tatlı dilli olmamalıydın :(

zararsızdır bence. sürüngenlere karşı ilgin varsa besleye bilirsin.

ona küçük sürprizler hazırla.

spor yap

Korkma ondan, yalandan kork.

sevgi göster.

nadir bi türse çok para eder, sat.

sarımsak varsa sos yap, tavada kavur ye. :D

adını hatırlayamadığım brad pitt'in bir filminde yılanın bu şekilde hazırlanmasını istiyordu. onun etkisinde kaldım galiba.

besle

Ayrıl!

koynunda besle

"peki" de.

vatsap widget'ı var ana sayfada vatsabı açmadan bütüüün mesajları okuyabiliyorum cevap vermek istemezsem vatsabı açmıyorum zaten birkaç saat sonra zaman aşımına uğruyor. ha başka biriyle konuşmam gerekiyorsa da hiçbir şey demiyorum öküz değil ya anlar.

başkasıyla yazışacaksam "abi arkadaşla önemli bir şey konuşuyoruz" - malum son görülme zamanı vs vs - eğer kimseye bir şey yazasım yoksa da abi dizi/film izliyorum sonra konuşuruz.

biraz işim var, sonra görüşürüz yeterlidir. işin içeriğine dair açıklama da yapmamak lazım

duşa gircem yazarım çıkınca kesin çözüm.

önce birden bire hızlı yazmış gibi "bi snye" falan yazıp ara veriyorum. az sonra da "sonra devam edelim bye" diyip sonlandıtıyorum. anlıyor ki işim var müsait değilim.

":)"

çok ısrar ederse "heheh"

daha da sürdürürse "canım sarjım biti"

karsi taraf selam yazar.
8 saat sonra selam diye cevap verilir.

bugün bir arkadaşa sonra konuşuruz bu konuları dedim, trip attı, "seni meşgul etmeyeyim" diye, yani çok zor bir iş gibi, bundan sonra "artık biraz işim var sonra devam edelim diyeceğim" bakalım ne olacak.

"konuşmak istemiyorum" diyorum. net.

medreselerin (a.k.a. kuran kursu) kapatılmasını ve devlet onaylı dini eğitim almayı büyük kafirlik gören insanlar var. bunlar diğer meselelerde de kemalist rejimle uyuşamayınca evet bir mağduriyet doğuyor onların açısından. din sorunun temeli oluyor.
siyasal islamın belli başlı temsilcileri (bunlar kendi aralarında anlaşıyor ya da anlaşamıyor olabilir, birlik değiller yani her konuda) bu konuda bir tavır sahibi ve toplumda böyle bir görüşün yayılmasını onlar sağlıyor.
doğrudur yanlıştır demiyorum. o tabanın dinamiğini alatmaya çalışıyorum.

bu ülkede toplumun hemen hemen her kesimine belirli dönemlerde mağduriyet yaşatıldı. en az mağdur edilen kemalistlerdi, ergenekon balyoz derken onlar da nasibini aldı. hak yemek, aykıyırı ezmek bu devletin genetiklerinde var, sadece cumhuriyet dönemini de kast etmiyorum.

dindar kesim de elbette mağdur edildi. ha, akp kanadının sürekli zırlayarak anlattığı kadar mı, bence değil. ama ajite edecek, son derece uygun, toplum nezdinde hassas konuma sahip ve temelleri de yalana dayanmayan böylesi bi konu bulduktan sonra oradan nemalanmasını garipsemiyorum, siyasetin doğası bu.

üstte örneğini gördüğün malların cevaplarına bakarak boyutlarını anlayabilirsin. iskender pala-iki darbe arasında okuyabilirsin konuyla ilgili.

comptrol'e katılıyorum. kafa yapıları hep bu. aynı sebepten metro kapıları açılır açılmaz da oturabilmek için inenleri beklemeden milleti yara yara geçenler de genelde türbanlı bacılarımızdır.

gerçekliği şu yalnızca, Sunni İslamcı kesim devlet tarafından belirlenen çerçevenin dışına çıkarılmadı cumhuriyetin ilk yıllarında - neden, hakeza yeni yönetim şekli inşa edilirken, diğeri yıkılıyordu. cumhuriyetin ilk yıllarında, modernleşme adımları ile çelişen yahut ulus inşası ile çelişen herşey çerçevenin dışında idi.

sonrasında ise o çerçeve oldukça gevşetildi git gide, bolca serbesti sağlandı o geniş çerçevenin içerisinde durduklarınca da. ha serbesti sadece orada da kalmadı, şiddet serbestisine ve desteğine varıncaya kadar da her türlü olanak önlerine serildi işbu yığınların. başkalarını da bolca ezdi gene İslamcı kesim, devlet desteği yahut devletin serbestisi olarak da en uç şeyleri bile yaptı kendisinden olmayanlara da.

sıralamaya girişeceksek de, İslamcı kesim sonda gelir. emin ol, ilkokulda hocasının taktığı öğrenci ile yarışacak durumdalar üç aşağı beş yukarı.

maydanoz. neden samimiyetine inanamıyorum?
haa şeyden olmasın.. birincisi şu sıra nurcu değilsen ve sağcıysan nurcuya giydirmek serbest.
ikincisi de şu meşum 28 şubat zamanı ve öncesi ve sonrasında her daim yani, sizin cenahın, misal tesettürsüz müslümangillerden olan anneme bakış açınıza yakından şahidim.
çok dolusunuz da, abartmayın. cevap botu demiş. size zamanında kuran okutmadılarsa benim güzel babama da sendikalaşma için imza topladığından falakayı layık görmüşler. bu siktimin devleti böyle. zırlaşmayın. artık sizin. gönlünüzce özgürleştirin :P

şu andaki dallamaları ve siyasette kullanılmasını geçersek; geçmişte gerçekten de inançlı insanlar hor görülür açıkca olmasa da 2. sınıf insan muamelesi yapılırdı. gerçekten devlet daireleri bazında başörtüsü inanılmaz bir tabu idi.hemen hepsi bir irtica tehdidi olarak algılanırdı. ve esasen de öylelerdi ki günümüzde görüyoruz. ben bu devletin afedersiniz kafasını sikey,m. kürt açılımı direkt terörden önce adam akıllı yapılsaydı türban kademeli olarak serbestleşse idi bu günleri görmezdik. ha ne olurdu demirel falan başta olurdu. yine cahil cühela takımının dilinden konuşanlar iktidar olur ilerleme gelişme anlamında bir gram bile farklılık olmazdı.

İslamcılarda mağdur olduysa kürtler veya sosyalistler ne yapsın? :) Benim ailem gayette muhafazakar olmalarına rağmen, devlette iş buldular. Ticaretle uğraştılar. Çocuklarını okuttular. Öyle abartıldığı kadar olduğunu sanmıyorum.

ben ateist biri olarak hayatım boyunca başörtülülere yapılanın korkunç bi şey olduğunu söyleyeceğim. ama bahsettikleri kadar mağduriyet yaşadılar mı emin değilim. cumhuriyetin ilk dönemlerinde baskı gördüklerini de düşünüyorum.

keşke kendileri de biraz olsun ateistlere, alevilere, eşcinsellere yaptıkları zulümleri kabul edip adım atsalar.

islami kesimin mağduriyetleri eyfel kulesi kadar, ssangyong actyon kadar, cemil ipekçi'nin bıyıkları kadar gerçek. bu gerçekliklerden bihaber olmamızın sebebi ise resmi ideolojinin bizi gerçeklerle değil kendi yalanlarıyla yetiştirmesidir. hitler'e brifing verecek kadar faşist olup da yıldırım hızıyla hümanizme evrilmesi bir güneydoğuda askerliğe bakan ne cengaverler tanıyorum. bu adamların değişimi sihirli değnekle olmadı, bölge insanıyla bir kaç hafta geçirmesi ve gerçekleri gerçek ağızlardan dinlemesiyle oldu. neyse konu çok dağılıyor, sadede gelelim.

arşivlerde ufak tefek araştırmalar yapan bir insanın okuldaki türkiye tarihiyle gerçek türkiye tarihi arasında milyonlarca ışıkyılı fark olduğunu anlamaması için öküz olması gerekir(yanlış anlamayın lütfen, burada spesifik birine hitap sözkonusu değil). esas olarak kurucu felsefenin "arap oğlunun yavelerini (saçmalıklarını) türk oğullarına öğretmek için kur’ân’ı türkçeye çevirttireceğim" şeklinde cümleler miras bırakması bile pek çok şeyi açıklar ama yine de yazayım.
hakaretyokhakikatvar.wordpress.com

dindarların mağduriyeti arasında ilk akla gelen ezanın türkçeleştirilmesidir. laiklik hassasiyeti olan kesim için bu bir mağduriyet değil bir "upgrade"dir, bilakis iyiliktir. ama dindarlara sorarsan doğrudan kendilerini ilgilendiren bir meselede kendilerine söz hakkı tanınmadan işin "yaptım oldu"ya getirilmesidir, bana sorarsan "kaz bilmez, ben bilirim" diyerek kazın kolunu-bacağını kesip "şimdi kuşa benzedin" demektir vs.

ikinci husus haccın yasak olması durumu. şaka gibi ama gerçek. bir dönem bu ülkede hacca gitmek yasaktı. üzerine çok konuşmak istemiyorum.
belgelerlegercektarih.com

üçüncü husus alfabe meselesi. bugün her ne kadar olay ulusalcılığa dökülmüş olsa da zamanında anadolunun dört bir tarafından gelerek milli mücadeleye katılan grupların en temel hassasiyeti milliyet değil din idi, cihat anlayışı idi. hatta bu konuda fransız birliklerinden ayrılıp türk tarafına geçen tunuslu, cezayirli hatta moritanyalı gruplar vardı.
dolayısıyla bu "cihat" anlayışıyla gelen insanların eski alfabeden vazgeçmesi söz konusu olamazdı. ancak alfabe meselesi de ezan meselesinden pek farklı gelişmedi. üstelik bu oldu-bitti icra edilirken "arap alfabesi okuma yazmaya engel oluyor yæ" masalları sıralandı;
www.ekrembugraekinci.com

bir diğeri kılık-kıyafet olayı. bu olay sadece "şapkanın getirilmesi :)" kadar masum ve romantik bir süreç değildir. dahilinde isyanlar, katliamlar bulundurur. en meşhurlarından biri rize'nin bombalanması hadisesidir. hoş bu tarz hadiseler de resmi tarih savunucularına göre "efsane"dir ama kaynaklar öyle demez.
belgelerletarih.com
4.bp.blogspot.com
belgelerlegercektarih.files.wordpress.com

liste böyle uzayıp gidiyor ama hepsini yazmaya gerek görmedim. bu kadarının sorunuza cevap olması için yeterli olacağı kanısındayım. gerçi bu mağduriyeti anlayabilmek için öyle çook eskilere gitmeye gerek yok. yakın zamanlarda bile namaz kılmak suç olarak lanse ediliyor, kimi çocuklar milli eğitimin çiğnenmedik kuralını bırakmamalarına rağmen tepki görmezken namaz kılma "haşarılığı" yapanlar terörist gibi gösteriliyordu;
www.youtube.com

bir de altı çizilmesi gereken çok önemli bir nokta da şu ki odaklanmamız gereken cümle "müslümanlar mağdur oldu"dan ziyade "mağdur olmayan kalmadı" cümlesidir. çünkü sünni-dindar kesim özelinden ziyade aleviler katledilmiş;
www.cnnturk.com
galeri2.uludagsozluk.com
t2.gstatic.com

kürtler ve kürtçe "temizlenmeye" çalışılmış;
www.zerkaya.com
(bkz: atatürk döneminde kürtçe konuşmanın yasak olması)

sosyalistler işkence deneylerinden geçirilmiş;
www.sosyalistzemin.com

ermeniler hakkında "bişeyler bişeyler" söylenmiş;
(bkz: ermenilerin bu feyizli ülkede hiçbir hakkı yoktur)

azınlıkların mallarına el koyulmuş;
www.demokrathaber.net

ve daha nice baskılar, hukuksuzluklar vuku bulmuştur. neredeyse mağdur olmayan kesim kalmamıştır. bence önemli olan geçmişteki baskıların ne kadar gerekli-gereksiz, orantılı-orantısız olduğunu irdeleyip durma yoluyla konudan uzaklaştıkça uzaklaşmak, meseleyi demagojiye kurban etmek değil; bu tarz hukuksuzlukların son bulması için çözümler üretecek cesareti ortaya koyabilmektir.

selametle.

islami kesim rahatça insan kesip öldüremediği için çok mağdur. ne zaman ki rahatça sübyancılık yaparlar, adam öldürürler, kadına hayvandan daha az değer verirler işte o zaman gönülleri rahatlar ve mağduriyetleri biter.

dindarlar mağdur falan edilmediler(suçladıkları kesime göre söylüyorum bunu). eğer oldularsa da kendilerini mağdur ettiler. din tüccarları ile gerçek dindarları ayırt edemeyen, etmek istemeyen kendileri idi. sadece masum din duygularına sahip olmak haklı olmaya yetmiyor. hıı, bu katı kemalistleri de savunmak anlamına gelmiyor, onlar da sözde atatürkçülük yapıyor. din tüccarı olmakla kemalist tüccar olmak arasında fark yok.

din tüccarlarının peşine takılan dindarlar mağdur ise sebebi kendileri veya peşlerine takıldıkları tüccarlar, kemalist tüccarlar veya solcular değil. ancak kendileri bu mağduriyetlerini bunlara yüklüyorlar, çünkü din tüccarı iyi pazarlama yapıyor. olmayan bir sol kesime suçu yüklemek garip. bunu deyince de sol kesim devlet içine sızmış, temizlenemedi bi türlü diyor.

neyse. türk toplumu laikliği ve önemini kavrayamamış bir toplum. laikliği dinsizleştirmek olarak anlamak, laikliği savunanları düşman olmak ya aptallara ya da kindarlara mahsustur. neden aptallık? çünkü laiklik lafını duyunca karşı tarafı elit sanmak, zengin sanmak anca aptallık olabilir.

www.cumhuriyet.com.tr

ilk okulda başörtülü velilerin istiklal marşı sırasında okul dışına çıkarıldığını hatırlıyorum. saçma ve üzücüydü.

Yaşandı tabii ki. Sadece TSK değil, devletin tüm kademelerinde yaşandığı dönemler oldu. Başörtüsü meselesi zaten yumuşak karın. Tayyip bunları sömürüyor diye olanları yok sayamayız.

"İbadetlerini yapamayacak, çocuklarına dinlerini öğretemeyecek duruma gelen bir zümre oldu mu gerçekten?"

evet oldu. herkes islami bilgiyi evinde öğretmiyordu çocuklarına, kurslara falan yolluyorlardı. onlar yasaktı. dindar insanlar bir bahaneyle gece evleri basılıp götürülüyordu (erkekler). toplumda, şu beyaz türk denilen ya da kendini beyazlaştırmaya çalışan onlara özenen kesimlerce aşağılanıyorlardı. şimdi en lüks mekanlarda bu kişilerin çocuklarını, kızlarını moda kıyafetleri içerisinde bir şeyler içerken ya da en iyi markadalardan alışveriş yaparken görebilirsin fakat bu eskiler için geçerli değildi. bir akmerkez'e gittiklerinde insanlar eskimo görmüşçesine bakıp duruyorlardı, saygı göstermiyorlardı. kapalı kadınlar üniversitelerde eğitim alamıyorlardı, üniversite alanına bile kapıdan giremiyorlardı. gerici, yobaz olarak adlandırılıyorlardı.

tayyip'i zerre kadar sevmesem de şu an bu insanların güce sahip olmasına seviniyorum. onların da büyük kesimi malla parayla bozdular kafalarını, çocukları da islami simge olmaktan öteye gidemedi ama şu an aşağılanmadıkları, hor görülmedikleri için gururluyum. bunca madur edebiyatı da annelerinden babalarından geliyor.

guzelmiş

Ilk foto da aynadaki yansıma ile 2. Fotodaki çizimler sanki ürünü daha cazip göstermek icin yapılmış hileler. Onlar olmadan benzerleri ile kıyasla yın. Bence sıradan standart bir gardrop işte. Fiyatına gore degerlendir.

Sol alt bölüme düz askilik yerine pantolonluk koysalar kullanisliligi artar bence.onun dişinda güzel.

güzel bence. ama fiyat belirtirsen daha iyi olur.

fiyatı iyi. 1000 tl civarı oluyor zaten sürgülü dolaplar. göründüğü kadar geniş olduğunu varsayıyorum tabi.

yalnız yerin genişşse bence kapaklı al. sürgülüler şık duruyor ama daha çabuk bozuluyormuş kapaklı dolaplara göre. ayrıca dolabın içini tümden görme imkanın yok. ben de kullanıyorum ama sevemedim bi türlü.

baya pahalıdır bu. ama güzelmiş

fiyat 1050 tl, nasıl?

Icine çekmece şart. O kare gibi bölümlere pratikte ne koyabileceginizi düşünün.

ikramiye kesin bana çıkacak.

2014 benim için süperdi. Bunun en büyük sebebi de 2014 e girerken 2015 e şu sekilde gireceğim diye plan proje yapıp uygulamakti. Simdi de hedefim 2016 ya girerken şu şu şu şeyleri yapacağım diye düşünerek girmek olacak.

Yeni yildan kisa bi sure sonra dogum gunum var. Her sene oldugu gibi bu sene de yalniz gecirecek oldugumu bilerek bari bu sene hatirlansin ulan temennisi 2015ten beklentim

eşimle huzurlu bi hayatım olsun..

hepsini ben alıyorum pampa. kereviz sapının bendeki anısı büyük.

pazara erken gidersen bulabilirsin. tezgahta temizleyenleri görüyorum çünkü.

Kereviz sapında uyuşturucu madde varmış o yüsden satmıyollamış.

saplı satılıyor ancak o yabancı yemek programlarında gördüğümüz başka bir cinse ait olsa gerek, onlardaki gibi saplara sahip kereviz görmedim ben daha.

taze değildir, ondan sapı keserler

Semt pazarlarına organik pazarlara git. Izmirdeyim genelde sapı ile satılıyor
Göçmenlerin yogunlukta olduğu yerlerden bak bir.

Ben sapiyla aliyorum hep pazardan..zaten kerevizi yapraginin kokusu icin aliyorum desem yalan söylemiş olmam.

Amerikan filmlerindeki kereviz sapi konulmuş domates suyu bardağı ambiyansini yaşamak için arıyorum ben de ama bulamıyorum.

www.google.com.tr

şu

benim alıveriş ettiğim markette sapı yaprağı her şey oluyor. yemekte de güzel oluyor.

bizim bildiğimiz kereviz "root of celery" diye geçiyor İngilizcede.

o senin aradığın kereviz sapı ise "head of celery"

bunlar işte hep amerikanın oyunu. ama orda nefret ederlerdi bundan ki

Çünkü benim gibi ipneler saplarını koparıp cebine atıyor da ondan. Sonra gelsin çorbalar...

Tr yi istanbuldan ibaret sananlar icin evet tr'de satilmiyor ama diger tum sehirlerde pazarlarda var

carrefour'da var, migros'ta var. daha dun aksam corbasini yaptım :)

nası yani, siz kerevizi sadece kök olarak mı alıyorsunuz? mareketlerde, pazarlarda hep kökü ve yaprakları birlikte satılıyor burada. (izmir)

@filozof bunlar kerevizlerin üzerindeki yapraklar değil.

mea, aynı şey onlar. kökü yapraklardan ayırıp ayrı olarak da satılabilir, saplarıyla birlikte bütün olarak da.
bizim geleneksel olarak alıştığımız sistem bütün satılması. ayırıp satmak yeni moda oldu, son zamanlarda büyük marketlerde bir iki defa denk geldim.

google bile şaşırıyor, kereviz diyorum araya enginar resmi koyuyor te allam.

kereviz şu:
www.hepsitaze.com

enginar da şu:
www.google.com.tr

linki ikinci kere veriyorum. bizde bu kadar uzun saplı kereviz yok. bunlar ayrı satılıyor. bunlar kerevizlerin üzerindeki cılız yapraklar değil.

www.google.com.tr

bakın şu şekilde kereviz var mı sizin pazarda?

www.google.com.tr

benim gördüklerim böyle cılız oluyor

www.google.com.tr

bu arada ekleme yapayım. hiç merak edip almadım poşette ayrıca satılan bu kereviz saplarını.

bu duyurudan sonra farz oldu. bulursam alıp tadına bakacağım. 3-4 liralık bir şeymiş zaten.

evet mea'cım bizdeki kerevizler tam da www.google.com.tr deki gibi. sapları uzun. yeni pişirmesem resmini koyardım. kökünu rendeleyip yoğurt+mayanez+cevizle karıştırıp salata yaptım, saplarını atmadım iki gün sonra etli terbiyeli yemek yaptım.

bizim kadınlarımız o sapları pek kullanmadığı için sapsız almaya çalışıyorlar. eskiden "sapları koparmayalım hanımlar" diye uyarırlardı hatta satıcılar. kadınlar saplara boşuna para vermek istemez koparıp ataya çalışanlar olurdu. şimdilerde satıcılar da sapları atmaya başladı demek ki. kökün üzerinde bir iki dal bırakıyorlar. bir iki markette gördüm ben de. halbuki sapı çok lezzetli ve faydalı kerevizin.
bizim kadınlar kereviz sapını patlıcan turşusu kurarken kullanırlar bir de izmir'de etli yemeğini yaparken bir iki dal eklerler.

şimdi baktım da bir de sap kereviz diye yetiştirilen, kökü saçaklı bir kereviz çeşidi varmış. (ilk linktekiler) onun sapları daha enli, daha sulu kütür kütür oluyormuş. sanırım senin bahsettiğin kereviz sapı o.
o bizim buralarda pek olmuyor olsa olsa ithal ürün satan yerlerde olur veya kendin yetiştircen.

yalıtım olsa olmuyor muymuş?

O içi sert kablolar kolay soyuluyor. Direkt çıplak olsun dersen bobin sökebilirsin ama ince olur. Havya için lehim var çıplak ama elektromanyetik özelliği belki olmaz.

bauhausta vardı o sanırım.. ben bi ara biquad wifi anten yapacam diye çıplak bakır tel aramıştım baya ordan hatırlıyorum.

eddy current olayı gibi mi? öyleyse bakır boru da olur, alemüyon da. klima tesisatçılarında bulunur bakır.
tam olarak bahsettiğim şu:
www.youtube.com

bildiğin 3 telli elektrik kablosu al, uzatma kablosunda kullanılandan içindeki damarları çıkar ve izalasyonu sıyır, yazması zor oldu ama yapması kolay emin ol, dikkat et elini kolunu kesme sıyırırken

4*2,5 kablo 1 metre soy.. hes yada nexans al marka olarak... ttr dersin sorarlarsa :)

Telin dışındaki kaplama verniktir, elinle soyamazsın belki ama yakabilirsin. Bu da bir seçenektir.

şu olur mu?

ticiz.com

daha kalın gerekiyorsa, filmaşin olarak ara.

hahaha ne adamlarsınız. güldürdünüz ha.
izolasyonsuz bakır teli spiral yaparsan.spiral birbirine değdikçe kısa devre yapar.
mecburen izolasyonlu kablo kullanacaksın.

dışı plastik kaplı olan kablo da, (manyetik alan plastikten geçer çünkü)
dışı emaye kaplı olan bobin kablosu (emaye bakır kablo dedikleri, bakır renkli olanlar) da işini görür.
ucundan izolasyonu sıyırıp kullacaksın.

hadi senin bilmemen normal de, gezdiğin o elektrikçi ve bobinajcılara diyecek laf bulamıyorum. hep latin alfabesine geçmemizin sonucu bunlar ahahaha.

teli yakıyorsun. yalıtım yanar bakır kalır. imza; hurdacı muharrem

Bauhaus'da var.

ipotek fek ücreti veya ipotek kaldırma ücreti adı altında alınan haksız bir ödemedir. dosya masraflarının geri alınması gibi bu da geri alınabilir. 2310 tl için il hakem heyetine başvurup geri iadesini isteyeceksiniz. bir de bazı bankalar daha kısa sürede verebiyor.hangi banka acaba?

bu arada tapuyu neden yeni alıyorsunuz soru mu yanlış acaba?

sonuncuda 7 tane yol var :)

Uzun soluklu bir yola cikiyorsun. Heyecan, sevinc ve biraz teridginlik goruyorum!
Kizgin ve icten pazarlikci insan goruyorum ama goz onunde omayan biri. Siki baglar goruyorum insanlar arasinda, icli disli. Ve tirmanis goruyorum, yukari tirmanis, ama iyi degil.

ikinci fotoda köpek var kurbağa var bi de çok afedersiniz penis gibi bişi var.köpeğin kafası yukarı bakıyor. ortada aleni bi şekilde görebilirsin. karnı içeri göçük azıcık, o yüzden dalmaçyalı demek istiyorum. onun hemen solunda kurbaga ve hemn üstünde de penis var. mantar da olabilir ama penis daha ilgi çekici bence. ayrıca yine sol sütünda iki adet uzun yengeç ya da akrep pençesi var. bak sol tarafta hemen ingiliz anahtarı gibi.

yorum: sana arkandan konuşan, uluyan bi pezevenk var. erkek çünkü penis resmi gördüm orda. kurbağayı hastalığa yordum, allah gecinden versin, egzema olabilir. yenceç kıskaçları ise birisi seni himayesine almaya çalışıyor ama es geçiyor seni. sol tarafta saçma bi yere uzanmış gördüğün gibi. allah ıslah etsin bunu yapanları ne diyeyim, şerefsizler.

üçüncü fotada altta semazenler var. 3 tane sayabildim. telvenin hemen üstünde sola biraz daha yakın. semazen ne anlama gelir, konya geldi benim aklıma hemen. konya'ya mı gitcen artık, haber mi gelecek ordan. yoksa mevlevi tarikatına mı gircen. bilemiyorum.
ayrıca telvenin üstünde sağ tarafta beyaz bir at var. kemal sunalın da dediği gibi at murattır. beyaz da at. güzel. muradına erebilirsin. muradın eğer konyaya gitmekse cuk oturuyor ama iki ayrık olay da olabilir. murat cepte yani.

birinci fotoda da fincanın hemen ortasında ters bir üçgen figürü oluşmuş. onu da vajinaya benzettim ama onun bi anlamı yok sanırım erkeğim ben genelde çoğu şeyi vajinaya benzetirim. büyük ihtimalle vajina değildir o. ama ben benzettim. telvenin üstünde sol atta deniz dalgası gibi bir olay var dikkatimi çeken. su iyidir sanırım. deniz de ferahtır. ama dalgalanması da hayatında dalgalı bir döneme girdiğine yorulabilir belki.

için kararmış bi de . telve lop diye ortada kalmış. naptın sonuna kadar sömürdün mu kahveyi hiç su kalmamış. yetmediyse ikincisini pişirseydin.

bi de vajinaya benzettiğim ters üçgenin üstünde hobbit'te geçen yalnız dağın kitap arkasındaki ilüstrasyonuna benzer bir dağ şekli var sanki, üstünde de ejderha uçuyor gibi hissettim. hobbit vizyona girdi ona bir gönderme olabilir.

ayrıyetten klasik olarak kesin yol vardır falında, bakmadım bile vardır o kesin. para vardır, isminin içinde s harfi olan birinden iyilik göreceksindir. fix bunlar hep daha çıkmayan fal görmedim.

bu saatlerde kahve iyi değildir, çarpıntı yapar.

Uzun bir yol veya uzun bir sıkıntı var. Sıkıntı ise sonunda rahatlik yol ise sonunda kötü bir olay olacak. Seni seven insan sayısı aslında çok az ama bir elin parmaklarindan da az olanlar daha fazla yarar sağlayacak. Bir meyveye benzer. Bir şey var ama yuvarlak hatlı değil taş da olabilir yani bu bir engel demek. Büyük taşa daha uzaksin. Yani küçük bir kazancın olacak ama asıl büyük fırsatı kaciracaksin veya küçük bir baďire atlatacaksin ama bu sayede çok büyük bir felaketten kurtulacaksınız. Sır vermek konusunda dikkat edin anında başkalarına iletiliyor ve hakkınızda yogun bir dedikodu var. Şu anda yaninizda olan veya olmasını istediğiniz kişi aslında doğru insan değil. Ama size zarar da vermeyecek.
Bu arada resimlerin hiç biri açılmıyor.

www.google.com.tr

Walter mitty filminde patlama vardı. Daha çok kül, duman falan vardı, lavi hatirlayamadim. Filmlere de bak derim.

Lavin içinde kalan koka kola kutusu videosu vardı. Lav coca cola yazınca çıkması lazım.

yazmaz

nolur yaaaaa

bora ben.

Yazmam. Iyice ifsa olmayalim. Resimli tamamda, isimlide olmaz.

cazorla

farukcuum ifsa dedin de aklıma geldi ifşa mı yapsak

Raconu bilmiyorsun:)

sebep?

zattürcan

ooo ermancım da gelmiş

a..a

b...b

anadolu ajansı?

emir nerlerdesin muhtar

Burdayım hurşitim

leeroy

harun

hurşit çok komik bi isim iyiki ahmet adım

hg harun abi

Hurşit farsçada güneş demekmiş be hurşitim deme öyle

İlkay

ersin olmadığını söyleyebilirim

zubizaretta

b.s.b

jacob

Takma ismimle gerçekten aynı: Mahsus

hayret hala kimse yazmamış bari ben yazayım;

ismini

Benimki de hayrullah. Hadi bakalım. Bu arada son zamanlarda bir kipirdanma kendini gösterme çabası var. Eller kollar saçlar pazular falan derken facebooka dönecek diye korkuyorum. Bir keresinde elemanın biri tam da götünün deligini çekip sağlıkla ilgili bir şeyler sormuştu. Bekliyorum merakla ne olacak diye.

@bekçi hurşit ben sizi çok merak ediyorum caps de koyar mısınız?
tşk

@rain, Meriç?

E..f Z....p
anladınız bence. çok klasik şeyler.

samuel

Lerzan Mutlu.

@hesabım silindi kırgınım modlar geçenki ifşadan var capsim hacı

hurşit ceps koysana bak görmeyenler var

benim ismim bir takım yıldıza, bir prensese, bir plaja, birkaç yazara, şaire, filme, şarkıya isim olmuş. takım yıldızdaki yıldız sayısıyla ismimdeki harf sayısı aynı.

orhan pamuk, yaşar kemal, daron acemoğlu, ulus baker ilk aklıma gelenler

"üniter yapıyı savunur durumda olmak" bir aydınlık göstergesi midir diye düşündüm okuyunca. biraz şey gibi olmuş, siz doğru gördüğünüz şeyleri aydın olmak için şart koşmuşsunuz gibi.

neyse, bir sürü isim sayılabilir. ama siz daha siyasileşmiş figürleri soruyorsunuz anladığım kadarıyla (sıraladığınız özelliklere bakarsak). bu durumda ecevit diyebilirim. siyasetin doğası gereği getirdiği bazı yanlışlarını (örneğin, türban meselesinde merve kavakçı'ya tutumu) bir an için gözardı edersek, gerçekten aydın bir insandı. örneğin, daha hiç kimse dillendirmemişken kürt meselesine atıfta bulunup "türkiyeli" sıfatını şiirlerinde kullanmışlığı vardır.

edit, üşenmedim şiiri buldum getirdim:


Pülümürün bir dağ köyünde gördüm onu
yaşını sordum bir giz gibi güldü
kimi seksen dedi köylülerden kimi yüz
yüzüne baktım bir giz gibi güldü

bir asa vardı elinde
bir solmuş kırallığın
kadifeden harmanisi üzerinde
bir hititliydi o bir selçukluydu
bir ermeniydi bir kürttü
bir türk

yaşını sordum bir giz gibi güldü
koluma girdi bir soylu kadınca
tozlu köy yolunda sürüyerek eteğini
beni tek gözlü sarayına götürdü
köy yapısı kulübesinin

zamanı onda yitirdim ben
yitik zamanlara onda eriştim
en soylu yoksulluğun toprak döşeli sarayında
bir taç gibi kondu başıma Türkiyeliliğim

Aziz nesin

attila ilhan bunlardan biridir bana.

orhan pamuk, sevan nişanyan diğer aklıma gelen isimler...

çakayım üniter yapıya. fikret başkaya, ismail beşikçi, sevan nişanyan ve daha bilumum sakıncalı. ne bilem, hikmet kıvılcımlı, vedat türkali. dücane cündioğlu ve celal şengörü de severim diyeyim de bir sağdan bir soldan karıştırıp aklımca ne mal olduğumu gizleyeyim.

üniter yapıyı savunup, halktan yana, bağımsızlıkçı, ırkçılık karşıtı olamazsın. soru hatalı.

Ben de Aziz Nesin diyorum. Sadece yazdıklarıyla, söyledikleriyle değil, kurduğu vakıfla da o çok bilir solcu rakı masası aydınlarının "iki çocuğu eğitmekle memleket mi kurtulacak" laflarını bir güzel kendilerine yedirdiği için.

kuşum aydın (yapasım geldi kusura bakma)

ama bence de aziz nesin

hasan ali yücel

en büyüğünü bilmem. çok önemli de değil şu yaşadığımız mezbelede.

şu an "hayrettin karaca" islamın işine yarar kaidelerinin göz önüne konduğu yarı şeriat ülkesinde yaşıyoruz. şu an en büyüğü o.

Alakası yok. Alırsınız üzerinize ama maliyeye olan borçlar sebebiyle tapuya haciz konur. Siz aldıktan sonra yani.

üzerinize alırsınız ancak daha sonra yapacağınız tasarruflarda sıkıntı yaşayabilirsiniz.

satımda sıkıntı var alımda sıkıntı yok. Hatta alman maliyenin işine gelir. :)

düşük

monogami.

balkonda kuruttuğun zamanlar olduysa uçup gitmiştir toparken farketmemişsindir

Toplamda 49 çift çorabım yok ama oran oldukça yüksek. Ben hepsini bir yere tıktım. Daha sonraki yıkamalarda da teki çıkanları oraya atıyorum. Arada güncelleme yaparak çift olanlar var mı diye bakıyorum. Yalnız olanlara da Barış Manço'dan Kol Düğmeleri şarkısını hediye ediyorum.

hepsini aynı renk ve desen alıyorum.

allah'ım iyi ki erkeğim dedim fotoyu görünce. bütün çoraplarım son 5 yıldır simsiyah. hiçbirinin eşiyle uğraşmıyorum

başlığı okuyunca, bir adamın 50 tane karısı vardı ve 49' u kaybolmuş diye anladım. hala gülüyorum.

soruna gelince, aychovsky gibi yapıyoruz. bu anlaşılır bir konu değil. bilim insanları çözsün diye bekliyoruz.

şiddetli geçimsizlik var. çiftleri öpüşüp barıştır. iç içe geçsinler ki ayrılmasınlar.

makineye atarken çiftlere dikkat ederek atıyorum, kurutmak için asarken zaten eşli asıyorum, rüzgarda yağmurda filan balkona çıkartmıyorum çamaşır askısını, çünkü madallamıyorum genelde- çoğunlukla da evde kuruyor. böyle böyle bizim çiftler bir arada mutlu ve mesutlar.
ama annem her makineden sonra 2-3 çiftin ayrıldığını fark edip hüzünlere boğulur 49baya yüksekmiş.

bende hepsini aynı renk aynı desen (hatta desen filan yok dümdüz siyah) alıyorum. başka türlü çözümü yok bu işin.

ehehee başlığa çok güldüm yalnız :) çamaşır makinasının tamburunun kenarına köşesine de sıkışabiliyor bazen, oraları da bi kontrol et çamaşır yıkadıktan sonra.

aynı şekilde yorgan yastık kılıflarıyla beraber yıkıyorsan onların da içine girebiliyorlar, onları da bi kontrol et derim :)

bende 0 bu oran. bu arada neden bu kadar çok çorabın var? her gün bir çift giyiliyor desek; 7 haftada bir falan mı çamaşır yıkıyorsun? KOKUŞUR ONLAR BE.

Yahu tek seferde makinadan kurutulmuş şekilde çıkan corap tekleri bunlar. 30 tane falan eleştirdik. Bunlar yok. 4 kişilik bir aile normal bu arada corap sayısı.

Ah ben bic cozsem bu coraplarin nereye gittigini. Tamam geri istemiyorum onlari ama lutfen biri ciksin soylesin o coraplarin akibetini, sadece merakimi gidereyim.

Bu arada coraplarla ilgili bir arastirma vardi. Dunya'da yilda ortalama bilmem kac cift corap kaybolup gidiyormus. Toplam bilmem kac milyar dolar maliyeti varmis yillik, duyunca dusup bayilacaktim. Evet tum Dunya'da coraplar kayboluyor, nereye gittigi bilinmiyor. Kayboluyorlar bir sekilde. Yani bilim, "uctu benim coraplar" olayinin gercek oldugunu soyluyor.

Öncelikle pazartesi öncesi tebessüm için teşekkürler.

Cevap olmasa da şahsi yöntemim, eşi olmayanı doğrudan doğal seleksiyona maruz bırakıyoruz, 2 hafta içinfe eş bulamayanı atıyoruz.

kedi filan var mı evde, kaçırıp kaçırıp saklıyor olmasın?
bir de bazı çamaşır makineleri yutuyor çorabı, eski makinemizden bilirim. 49'unu nasıl yuttuğunu bilmesem de makinenin en altımdako kapağı açınca sağ köşede su boşaltma kısmı olmalı. oradan çıkabilir

ayrılın