Farenin nereden girmiş olacağını çözüp ona göre bir önlem almanız gerekir. Bahçe katında iseniz sokaktan girme ihtimaliniz yüksek.

Bu şekilde hijyen açısından sıkıntı olur. Nerede gezdiğini bilmediğiniz için sürekli bardak, tabak, masa temizlemek lazım.

Yapıştırıcı tuzaklardan alın. Evin her yerine dağıtın. Onlar işe yarıyor.

Geçmiş olsun, küçük bi hayvan ama aşırı tiksindirici... Geçtiğimiz aylarda apartmanın dördüncü katında aylardır boş duran dairenin içinde fare çıkınca bizim apartmanda da ufak yollu bir heyecan oldu. Bizim bina eski olduğu için banyo ve tuvalet havalandırması eski tip küçük pvc pencereler kullanılmış, onlar da hep yaklaşık bir karış aralık duruyor, farenin oradan girmiş olabileceğine kanaat getirdik, sonra apartmandaki hemen hemen herkes banyo ve tuvalet pencerelerine menfez aldı ve taktı... Siz de bir önlem olarak düşünebilirsiniz...

Annemin apartmanının 7. katında görülmüştü ve kapıcının cevval karısı ayağıyla ezmiş (duyduk).
Ben bahçeli evdeyim. Muhtemelen bizimkilerin dikkatsizliğiyle bahçeden girmiş sanırım geçen yıl. Maalesef geç fark ettik. Bir yerlerden kemirme sesi geliyordu, tahta kurdu mu diye epey oyalandık. Bir gece salondan mutfağa geçtiğini gördük. Yerini bilmek önemli. Mutfak kapısını devamlı kapalı tuttuk. Rodilon pasta zehir aldım, buzdolabının altında olduğunu biliyorduk. Dolabın çevresine alüminyum folyo üzerinde zehir koydum. Zehirleri her gün dolabın altına çekiyordu. Yenilerini koyuyordum ama ölmesi bir hafta falan sürdü. Bir gün mutfakta ayakta zor duran bir fare gördüm, üzerine kova kapattım. Ertesi gün zaten ölmüştü. Neyse ki tekmiş.
O dönemde bulaşık bırakmadık ya da kirliler varsa torba geçirdik. Çöp bırakmadık ki beslenecek bir şey bulamasın. Yerini bilseniz keşke, orayı izole edip zehirlerdiniz.

Ben üniversitede okurken kaldığımız yurtta vardı, dışardan geliyodu yan binanın çatısından filan büyük ihtimalle. Öncelikle @cruyff' nin de dediği gibi nerden girdiğini tespit etmek lazım. Eğer camlarınızda sineklik teli yoksa hızlı ve ucuz bi çözüm olarak tüm pencerelere şundan takın;

ty.gl

En azından bu yolla dışardan girişler önlenmiş olur. Evin her yerine dolapların arkalarına vs fare zehri koyun. Ben fareli yurtta 2 ay filan yaşadım bi sorun olmadı, yani tabi ki çok huzursuz edici ama bişiy olmaz o kadar korkmanıza gerek yok.

annemin evi kentsel dönüşümde yenilenemden önce bir gece eve geldim ve asansörün kapısını açmamla devasa bir fareyi asansörün içinde buldum.ağzında karafatma.
ilaçlamacı çağırdığımızda karafatma,tüm haşereler,fare asansöre girip üst katlara çıkar dedi şaşırmadan.
asansör varsa mutlaka o kısmı sağlam ilaçlatın

Ne kadar huzursuz olduğunuzu tahmin edebiliyorum.
Fare zehirlerini, kapanları herkes zaten tavsiye etmiştir de edecektir de. Mutlaka uygulayın.

Gece odaları açık bırakıp her oda kapısına yapışkan sürülmüş kağıttan koyun, yatak odasının kapısını da kapattıktan sonra içinizin rahat etmesi için altına havlu gibi bir şey tıkayın. Gece mümkün olduğunca rahat uyumanızı sağlar bu umarım.

O yapışkanlara mutlaka yapışacaktır. İlk defa sesini duyup gördüyseniz bir tane olma ihtimali çok yüksek. Bu gece onu yakalarsanız bir süre de sinyal görmezseniz rahata kavuşursunuz umarım.

Kolay gelsin,

Yapışkan gibi şeylere benim gönlüm asla el vermiyor, n11'de vs. satılan canlı kapanlar var. İçine peynir-salam vs. asıyorsunuz gelip alınca kapan kapanıyor ve yakalanıyor. Gidip dışarı bir yerde de salarsınız. Bir kez uyguladım bunu, yapışkanla öldürmek çok canice yapmayın mümkünse.

Bir arkadaşımın evinde su gider borularından çıkmıştı. İki kez bulaşık makinesinin kirli su hortumunu kemirip eve girmişti sıçan ya da sıçanlar. Bulaşık çamaşır makinesi bağlantılarını ve giderleri de kontrol edin.

Teşekkür ederim cevaplar için çok sağ olun <3. Binqda asansör yok. Yarın tuzak koyulacak. Evde kalamıyorum. Yatağa filan tirmanabiliyormus pencerelere yapiskan sineklik de alacağım. İse yarıyor mu bilmiyorum ama

Güllüoğlunda baklava ye.

Valla öyle gurme işi, deniz kenarı restoranı değil ama Haliç metroya taraf giderken Hür Süper Mario isminde bir balıkçı vardı. :) Ufak bir yer, isterseniz yanında biranızı da alıp yudumlayabilirsiniz. Çok lezzetli geliyor bana özellikle balık ekmekleri. Bir deneyebilirsiniz küçük, tatlı bir yer.

Köşkeroğlunda vali kebabı ye.

Hemen sahilde akın balık var, fena değildi ben 1 kez gitmiştim. Gündüz dem karaköye kesin gitmeni tavsiye ederim. Karaköy güllüoğlu baklavacısı var, faruk güllüoğlu olan değil ama ona dikkat et, karaköy olanında baklava yenilebilir. Ortadoks kilisesi var dem karaköye yakın, mensupları biraz muhafazakar ama izin verirlerse içine girebilirsin, küçük ama güzel bi kilise.

Bi de yeraltınde bi cami vardı adını unuttum, oranın içini şöyle bi dolaşabilirsin.

Bankalar caddesine git, tarihi filan, orda fotoğraf çektirirsin, caddenin girişe yakın orda büfe vardı en son duruyosa bi sosisli goralı göm.

Galata kulesine çıkan merdivenler var, ordan kuleye çıkarsın, kule en son tadilattaydı da bilmiyorum içi geziliyorsa yukarı çıkarsın manzara güzel. Ben onca merdiveni çıkamam yorulurum dersen tarihi "taksim tünele" binersin, 1 dakkada istiklal caddesindesin.

Ordan taksim yakın, sultanahmet yakın ohoo gezilecek yer çok.

İyi gezmeler.

ben bu kablo işlerinde kalite/fiyat olarak yan sanayide ttec'i tercih ediyorum.

Ugreen en iyisi yan sanayide.

ben baseus kullaniyorum. yakin bir arkadasim anker tercih ediyor. genelde 2m'lik modelleri kullaniyoruz.

ttec veya baseus iyidir aynı şekilde.

nedense benim aldığım yan sanayi kablolar orijinal kablolardan erken çöktüler.

2016 model iphone se'nin orijinal kablosunu, 2 sene sonra yanına 2 metrelik bir kablo alarak yedekledim. geçen seneye kadar bantla yamaya yamaya kullandım.

bir tayvanlı firmanın 2 metre kablosunu aldım sonra. kablo üstten temassızlık yaptı. garantiden parasını aldım.

6 ay önce orijinal 2 metre kablo aldım. hala kullanıyorum. iphone 13'ü de onunla yavaş şarj ediyorum.

şarj girişlerim hala iphone se'den (hatta biri iphone 4s'ten - 2012 modeldi) kalma.

tayvanlı cihazı aldığım marketteki müşteri ilişkilerci, para iadesi yapan çocuk "orijinal al ya en iyisi onlar yine" dedi. bu arada hama'nın falan da iade kutusu çoktu.

mekan romanya, market altex.

mfi lisanslı olmayan iphone kablosu kullanmayın öncelikle.

önerim şudur ki asla orijinal olmayan kablo kullanmayın. letgoda özellikle kutudan çıkan kabloyu ucuza satan çok oluyor onla alabilirsiniz. aldıktan sonra da makaron alın (ısındıkça daralan). bunla kabloyu güzelce kaplayın, ömürlük olur.

tam bilemiyorum ama denizbank'ın yapı kredi ve garanti'ye göre daha düşük olduğunu biliyorum, bir bakmak lazım.
en azından ben çekerken öyleydi.

Finansbank Enpara'da 1.79'dan kullandım geçen hafta.

ing uygun oluyor genelde. min 1.59 var faiz.

%14 devletin kendi borçlanma faizi, bankalar için bir sınır değil.

Bence gösterge bu olacak zaten. Gelirse Ekim-Kasım gibi seçim geliyor demektir. Gelmezse 2023 hatta daha ilerisi belki de.

son yıllarda her şey beyaz yakalıya patladı zaten :/

Gelmesi şart, 4 aylık enflasyon %30'u aşmış durumda resmi rakamlara göre korkunç bir oran bu. Ama bana yapmayacaklar gibi geliyor, para musluklarını kısmaya çalışıyorlar gibi. Emekli ikramiyesine zam yapılmaması, kredilere karşılık zorunluluğu getirilmesi gibi şeyler piyasadaki tl arzını kısmaya çalıştıklarının göstergesi. Asgari ücrette de şu an şey kafasındalar, geçen sene enflasyon 36'ydı biz %50 zam yaptık şu anki enflasyon asgari ücretli için 4 aylık %30 değil de %15. Sürekli aralık ayını da işaret etmeye başladılar. Görüntü olmayacak gibi yani.

Muhtemelen gelir evet. İşte sizi ezdirmedik muhabbeti filan yaparlar, sonra da 2023 baharı için seçim kararı alırlar.

Eğer seçimi bu son bahar yapmak isterlerse, bu ay içinde (Mayıs) bir zam gelebilir ve Kasım ayı için seçim kararı alınır.

bana yapmazlar gibi geliyor. bu kadar yüksek enflasyona rağmen faiz artırmıyorlar. saçmasapan da olsa bir planları var.

seçime bir yıl kala erken seçim kararı alınamaz. o yüzden artık bunu düşünmenin çok bir manası yok. en geç temmuza kadar erken seçim kararı alınmazsa seçimler vaktinde olur.

Asıl gereken derece ne ise ona göre gözlük camı vermeliler diye biliyorum. ayrıca sormak gerekiyor kendisine neden böyle dendiğini.

Uzak derken de miyopi rahatsızlığı olduğunu anlıyoruz buradan.
Bu derecedeki göz bozukluğu için gözlüğün zaruri olarak kullanılması durumu da evet, yaklaşık olarak belirtilen metrelerden sonra tam netlik isteyenler için söz konusu.

Gözlüğü de alın diyebilirim. Yaşa bağlı olarak miyopi artabilir.

Diğer yandan bazı göz egzersizleri ile böyle rahatsızlıkların giderildiği yönünde bazı kaynaklardan da bahsediliyor. Ne kadar fayda veriyor bilmiyorum.
Düşünüldüğünde bu egzersizleri yapmak doğrusu mantıklı da geliyor.
Bir benzetme:
www.hihonor.com

Benim gözler ileri derece bozuk,ayrıca göz tansiyonum da var.Doktorlar olması gerekenin altında numara yazıyorlar.Çünkü tam numarayı alırsam baş ağrısı,gözde kanlanma gibi sorunlar oluyor.Sizin durumunuzda neden düşük yazdıklarını anlayamadım.
Uzak gözlüğü gün içinde kitap okuma,telefonu kurcalama dışında her zaman gözünüzde olmalı.Özellikle dışarda sürekli kullanmalısınız.

muayene ederken harf okutmadı mı? öyle yarım derece üstü yarım derece altını denetip hangisinde rahatsınız diye sorması lazımdı.

benim de göz derecem gözlüğümden 0.25 yüksek. gözlük gayet yeterli geliyor. senin de numaran düşükmüş. o yüzden gözlüğü ne kadar çok takarsan o kadar alışırsın

@astronom bey okuttu hocam, hatta 5-6 farklı mercekle okuttu. en sonunda dedi numaran 1 ama 0.75 veriyorum diye.

Eksper değil de raic değeri önemli. Raic değerinin az yukarısında işlem yapılırsa sorun olmama ihtimali büyük (hiç bir şekilde kesin konuşulmaz:) )

200ü elden nakit verirsen sorun olmaz. O evin rayic bedeli 500 600dur zaten.

(Ha en guzeli satisi normal bedelden yapmak ama adam satmiyor sizin senaryoda)

hiç bi sorun olmaz bahsettiğiniz senaryoda.

niye bu fiyata sattın/aldın diye bir soru serbest piyasada olamaz. isteyen istediği fiyata satıyor. belirtildiği gibi, belediyeden alınacak rayiç bedeli altında olması sıkıntı.

Bildiğim kadarıyla kredili ev alımlarında çekilen kredi miktarının altında satış göstermek sıkıntı oluyor. eksper evi 1m değerledi ama siz 700K kredi çektiniz ve satış fiyatını tapuda 700 ve üstü gösterdiniz sorun değil. Ama 700 kredi çekip 650 gösterirseniz ilerde sorun yaşama ihtimaliniz var.

Kredili alımlarda, 500 bin lira üzerindeki evler için %20 peşinat zorunluluğu var bildiğim kadarıyla. Yani satış bedeli 800 görünecekse, sizin 160 bin lira peşinat vermeniz gerek. Çekilebilir kredi miktarı 640 bine düşüyor yani.

Çektiğiniz krediden sonra gelir idaresi sen 500lük ev alıp 800 kredi kullanmışsın diyor. Açıklamasını yapamazsan aradaki farkın vergisini ve cezasını istiyorlar.
arkadaşımın başına geldi. 3 yıl sonra 8.000 civarı bir bedel ödedi. Ayrıca satıcı da ödedi.
Kredi rakamını rayiç bedel civarında göstermeniz gerekir.

Çekilen kredi, veya bankadan ödenen tutardan daha düşük satış bedeli göstermeyin asla. 5 yıl dolmadan ceza yersiniz maliyeden, kesin olmasa da kesine yakın ceza yeme ihtimaliniz.

Hatta çekilen krediden bi çıtır fazla gösterin satışı garanti olsun. Kredi 800 ise 850 tapu satışı yapın, 800 kredi + 50 bankadan havale + 150 elden ödersiniz.

Bir yerinden sallamış
Pasif abonelik diye bişi var
Ayrıca telefon penetrasyonu inanılmaz artan bir oran
En son 7 yaşındaki kızına cep telefonu aldı arkadaşım
Ez cümle Saçma sapan bir hesaplama

abartmış ama bakış açısını sevdim, böyle farklı sayılara istatistiklere bakarak çıkarım yapılabilir bence.

fakat örneğin ben askere giderken ikinci bir hat aldım hala aktif duruyor, kardeşim ve nişanlımın ikinci iş hatları var. İlla sığınmacı değil o yeni hatlar.

26 milyon değildir de olacak ama sonuçta.
Afgan, pakiler ve yeni doğan suriyelilerle birlikte 20 milyona yaklaşmıştır sayı.

(bkz: Korelasyon nedensellik değildir)

Saçma. Toplam sığınmacı nüfusunun yüzde 80’den fazlasını okuşturan Suriyelilerin (neredeyse) tamamı parmak izleriyle birlikte kayıtlı. Çünkü geçici koruma altındalar. Kayıtlı olmamaları eğitim sağlık gibi hizmetlerden fayalanamamaları anlamına geliyor. Kayıtlı olmayanlar Doğu sınırından kaçak giriş yapanlardır. Bu konuda da eğer yakalanmışlarda anında parmak izleri ve kendi beyan ettikleri bilgilerle kayıt altına alınıyorlar. Yakalanmamışlarsa zaten devletin henüz haberi yok demektir.

Hesap dogru, cunku 2011 yilina gelindiginde telefon alabilecek herkes almisti zaten.
Ondan sonra ani bir artis normal degil. Hele son yillarda hat almak pahalandi, telsiz vergisi de pahali.
oyle keyfi alan kalmadi.

yaklaşım mantıklı sonuç doğru olmayabilir. yanlış diyenler neye göre diyor bilmiyorum ancak sınırları açık bir ülkede sığınmacı-yasa dışı göçmen sayısını bilmek tahmin etmek olanaksız. 26 milyon değilse de 20 milyon vardır.

Şöyle bir hesaplama yapanın da, buna doğru diyen insanın matematikten gram haberi yoktur. Suriye'nin savaş öncesi toplam nüfusu 22 milyon civarıydı zaten, lübnan'da 1 milyon, avrupa'da 1 milyon, ürdün'de 600-700 bine yakın mülteci var. ırak, iran gibi daha az rakamlarda alan ülkeleri de toparlarsak yaklaşık 1 milyon mülteci de oralarda var. ee suriye'nin kendi nüfusu da şu an 16-17 milyon olarak belirtiliyor. daha azdır kalan nüfus ama sonuçta ülke komple göç etmedi. mümkün mü böyle bir şey? insanlar çok abartıyor mülteci sayısını. resmi rakam gayet gerçekçi bence, ki hiç az değil 4 milyona yakın mülteci sayısı. bunun yarısı kadar da (ki bence o kadar yok) afgan ve pakistanlı desek 6 milyon eder. ki bu maksimum rakam bence.

istatistikle, datayla yalan da söylenebiliyor doğru olan bu

suriyenin telefon altyapısı çöktü
bütün "idlib" türk hattı kullanıyor(4 milyon nüfus)
1 geçici koruma statülü(suriyeli) maksimum 3 hat alabiliyor. 3'ünü de alıyor çünkü
suriyede kalan eş dostuna da yolluyor, hatta 3.den sonrasını etrafındaki türklerden istiyor, oraya yollamak için. çarp buradaki 3,75 milyon suriyelinin büyük bi kısmını da 3 hat ile. suriyedeki milyonlarca hattı da kat.

bunları bi suriyeliyle konuşsa bilirdi, ajanstan çıkan haber bu kadar oluyor

geçici koruma 3,75 milyon, hepsi kimlikli
www.goc.gov.tr

ikamet izinli yabancı 1,5 milyon(suriyeli değiller)
www.goc.gov.tr
www.goc.gov.tr

+kaçaklar
www.goc.gov.tr

üsttekiler +1
+ örneklem yanılgısı ve genelleme.

Rapor ödemeleri ayın 8-18i arasında yapılır, raporun bugün veya yarın bittiyse firmada vizitten onaylarsa alırsın pazartesi. Ama raporun daha devam ediyorsa bir dahaki aya kalır.

E devletten SGK ödemeleri için iban bildir gibi bi seçenek var, onu yap. Banka hesabında görürsün yatınca. Yoksa PTT’den elden alıyorsun

Rapor bittikten sonra takip eden 15 gün içinde ptt ye yatar. Ptt ile uğraşmak istemiyorsanız e-devlete girip "şahıs ödemeleri banka hesabı tanımlama" yazıp ödemenin kullandığınız iban adresine gelmesini sağlayabilirsiniz.

10unda bitti raporum. Şirket onayladı mı onu nerden anlıycam? İbanım tanımlı zaten sgkda.

2 senede dolar bazında %40 civarı prim yaptı. bazı amerikan teknoloji hisseleri dışında bu kadar kazandıran bir yatırım aracı olmadı son yıllarda. ama tabi pandemiydi, savaştı tüm bunları göz önüne alınca çok daha fazla yükselmesi gerekirdi ama yine de gayet iyi.

2 sene önce 323 tl den altın almıştım. Şu an 920 bandında. Kararı sen ver

Ajansspor'da sanırım nba hakları.

okuma odası, projeksiyon vs. sinema odası...

tabii ki spor odası <3

sırf bunu yazmak için online oldum.

airbnb'den kiraya verirdim sdjfsgjh

spor-hobi odası olurdu onun dışında.

Walk-in closet, giyinme, çamaşır asma, ütü odası.

Allam 4+1 evim olsun da giyinme odası yapayım.

Tarım yaparım ya da trendyol dükkan için depo

bira yapardım.

hobi, çalışma, oturma, okuma, oyun odası. Bunların hepsini içinde bardıran bir oda.

Sana özel bir davranış şekli mi bu, umarsız ve şikayetçi tarzı yoksa genel olarak herkese karşı böyle bir adam mı? İlki gibi hissediyorsan 1 saniye bile beklememek gerek. Ha ikincisi olsa bile yanında değersiz hissettin bir insan kendine olan saygını, hayata olan umudunu da tüketir. Yani herkese karşı böyleyse bile, sanane sen mi çekmek zorundasın? Erkek olarak yaşadım böyle bir ilişki, toleransı düşük, hoşgörüsüz insan ömür törpüsüdür, neşeni alır götürür.

belli ki devamlı şikayet eden, negatif, enerji emen biri.
kendi de mutlu olamaz, seni de mutsuz eder.
sal gitsin.

Sorunlarının tamamen maddi kaygılar olduğunu söyledi..

daha bu sabah baktım sabah uyanır uyanmaz hapşırmak nedendir diye. hanım 1 haftadır her sabah 6-7-10 allah ve verdiyse sallıyo her sabah.
bahar alerjisi sanırım. hani şu polenler vs. sebep olanlardan. büyük ihtimalle sizde de öyle bir şeyler olabilir. hafif alerji ilaçlarıyla kontrol altına alınabiliyor. dr a başvurun. size uygununu önersin.

@erty_ksk ama sadece bahar aylarında değil, yoğun olarak kışın oluyor. daha doğrusu mayıs-eylül dönemi hariç, yani sıcak olmayan her gün yaşıyorum nerdeyse.

Merhaba, tıpa tıp aynı durum bende de var. Toza oluyor zannettim ama temiz yere geçince de aynı şey oluyor, mekan değiştirince değişiyor durum vs.

Eşimin de başka bir alerjisi vardı ama test yaptırdı neye alerjisi olduğunu kestirmiyorlar. Metin Abdullah Telli’ye gitti iç hastalıkları uzmanı, o sindirim sisteminde, sorunun kalın bağırsakta olduğunu söyledi. Kalın bağırsakta düzgün sindirilemeyen ya da senin alerjin olan besinler sindirilirken bir gaz çıkarıyor, o gaz burnuna zarar veriyor ve alerjik reaksiyonlara sebebiyet veriyor diye bir teorişsi var. Biz bunları yabancı YouTube kanallarında da dinledik. İnsanlar uzun süre probiyotik takviyesi alıyorlar mesela, böylece bağırsaktaki kötü bakterileri öldürmek için vs. O sırada çıkan gazlarla yeniden hasta oluyorlar. Ben de Metin Bey’e gittim, bana da farklı bir sindirim sisteminden kaynaklanıyor dedi ve ilaç başladık, şu an hapşırırlarım daha da hassas mesela, azıcık soğuk alayım hemen sizin dediğiniz gibi oluyorum. Bence sorun bağırsaklarda olabilir cidden çünkü sindirim sistemi her şey demek.

İkinci teorimse şu: Aidin Salih diye bir kadın var, alternatif tıpla alakalı kitap yazıp burada bir sürü öğrenci yetiştirdi ama bazıları şarlatan tabii şu an, hiçbirine güven olmaz hemen, neyse. Onların bi teorisi var: mesela senin mizacını ayırıyorlar, soğuk-kuru, kuru-sıcak vs diye 4 mizaç var. Ben bu hapşırma olayını baharda yaşıyorum bu arada. Benim mizacım onlara göre SICAK VE NEMLİ, sıcak ve nemli olan bahar ayında vücudum kendisiyle aynı bir havayla birleşince alerjik reaksiyon veriyor onlara göre. Peki ne yapacakmışım? Soğuk ve kuru gıdalarla beslenecekmişim mesela. Bunu araştıracağım yeni okuduğum bir şey ama şöyle mantıklı, ben gerçekten sıcak ve nemliyim, mesela kimseler içmezken soğuk şeyler içerim, soğuk yemeği çok severim vs vücut istiyor herhalde. İşte bana göre hava sıcak ve nemli vücudumu bir şekilde tetiklediğinde ya da yediğim şeylerden alerjik reaksiyonlar veriyor. Çünkü çok saçma yani 7-8 kere hapşurmak:(

Ben araştırma aşamasındayım, eğer siz şifa bulursanız bana da söyleyin, ben de bulursam size söylerim :) geçmiş olsun

Eğer siz bu durumu sıcak olmayan her gün yaşıyorsanız, sizde durum mesela siz soğuk ve nemli olabilirsiniz, soğuk ve nemli havalar sizde bu şekilde reaksiyon verebiliyor olabilir mi diye düşündüm? Bende baharda olan sizde kışın oluyor çünkü. Bence mizaçları bir araştırın.

Mobilden yazdım. anlatım bozukları için özür dilerim

@damba gerçekten hiç düşünmediğim ve aklıma gelmeyecek şeylerdi. bir alerji testi yapmayı düşünüyorum öncelikle, herhangi bir şey çıkmazsa dediğiniz adımları da uygulayacağım. çok sağolun, size de geçmiş olsun.

bu durum bende de var, kendimi bildim bileli sanirim. normalde pek usuyen biri degilimdir ama bazen aniden vucudumun bir bolgesi usur ve hapsurmaya baslarim, 3, 5, 8... degisiyor, art arda hep. tabi burun akiyor, temizliyorum falan. cok terleyen de bir insanim, genelde terlemeye bagli olabilecegini dusunuyorum benimkinin. ama neden o kadar cok hapsuruyorum bilmem.

37 erkek.

Bu sorun bende de vardi. cok uzun sure cektim. hatta bu olay yuzunden kendimi soguga alistirmak icin yaz kis soguk dus almaya basladim. buz gibi su ile dus alinca hicbir sey olmuyor ama hafif ayaklar ususe ya da yel esse direk hapsurmaya basliyordum. Sorun yukarda bir arkadasinda belirttigi gibi sindirim temelli. Benim anladigim kadariyla isin altinda karaciger yatmakta. Sindiriminizde sorun olma olasiligi cok yuksek. Sindirimde sorunlarinin bir cogunun temelinde ise karaciger var. Ben de ketojenik diyet ise yaradi su orucu da cok ise yariyor.

Bence açık oynamışken yine açık oynayın, şimdi bir zam yaparsanız askerlik dönüşü devam etmek için düşünebilirim deyin. Askerlik sonrası için herhangi bir taahhüt vermeyin ama kesinlikle. Tazminatınızı alıp gidin. Dönüşteki tekliflerini uygun bulursanız girersiniz.

Senin üstünü çizmişler gibi geldi. Ne de olsa ayrılıcam dersen git konuş bi kaybedecek bi şeyin yok.

kardeş askere giderken zaten tazminat alacaksın. sanan bir de zam mı yapsınlar. askere git gel zamlı işe başlarsın

Kimse 4 ay sonra tüm haklarını alıp çıkacak adama zam yapmaz. Siz de patron olsanız siz de yapmazsınız şimdi kendimizi kandırmayalım.

İster şirketle konuş şimdi kabul ederlerse çıkışını al, askere kadar takıl biraz kafa dinle. Ya da 3 ay daha çalış, askerden geldikten sonra kim daha iyi teklifle gelirse siz de onu değerlendirirsiniz.

Zam işi olmaz bence . Konuşsan da olmaz. Denemesi bedava.

@perferil ben de öyle yapmak istiyorum ama o tren kaçmış gibi hissediyorum sanki başta demediğim için.

@tavish11 & @Arthur Dayne açıkçası normalde ben de böyle düşünüyorum ama maaşım gerçekten yıllardır çok standart altı, şu an çıksam yarın %50 yukarısına iş bulurum ama işte hem tazminatımı bırakmak istemiyorum hem de askerliğin dezavantajı mevcut. firma da her yıl ek zam yapıyor ama ilk işyerim olduğu ve ilk girişte asgari ücret ile başladığım için halen düşük. şu temmuzda asgari ücrete %40 falan zam yapılsa kafa kafaya gelicez asgari ücretle. ve öyle bir şey olsa bile beni o 1 veya 2 ay asgari ücretle çalıştıracak olma ihtimalleri zoruma gidiyor.

Ben de işverene bu tarz zam konularında sinir olurum ama zaten 4 ay sonra tüm haklarınızı alıp gideceksiniz. İstifa etseniz zaten 2 ay ihbarınız var.

Gitmenize bir şey kalmamış, o yüzden de uğraşmamaları normal.

bizde o ayın son günü, gün içinde yatar. son gün hafta sonuna denk gelirse cuma günü yatar. hiç sekmez.

yıllardır her ayın son günü yatar. bir kere 1-2 gün sarkma olmuştu o da banka kaynaklıydı.

Maas bi kere gecikti toplam calisma hayatimda(10+ sene)

Mesai almiyoruz, bi kere vermislerdi burnumdan getirdilerm

Zam ve prim her zaman gecikir ya da iptal olur.
Toplamda 2 kere prim aldiysan 6 kere iptal olmustur, ben cikmisimdir vermemislerdir vs..
Ocak zammi nisana sarkar aradaki farki vermezler.

maaşların yatması bana bağlı. ayın son günü, dakikası dakikasına aynı zamanda yatar.

zam ve prim de aynı şekilde.

bir is yerinde maaslar gecikiyorsa en kisa sureden oradan uzaklasmak gerekir. ilk once birkac gun/ hafta aksar. sonra bir/iki ay aksamaya baslar, sonra bi bakmissin hayrina calisiyorsun

genellikle ayın 1i, ayın 1i tatile geliyorsa önceki ilk iş günü yatıyor. daha geç kaldığı çok nadir.

Her ayın son günü aynı saatte yatar, ancak prim durumu değişebiliyor.

2008'den beri hiç bir şirketimde maaş gecikmedi.

yaklaşık 6 yıldır çalışıyorum. tamamı aynı şirkette geçti bu sürenin ve asla 1 gün bile gecikme olmadı.

1 gün rapor almış olma ihtimaliniz var mı? örneğin covid testi olunca otomatik 1 gün rapor veriyordu sanki bir dönem. öyleyse o 1 gün raporu girmişlerdir, ay 31 gün çekiyorsa da bildirim yine 30 gün yapılmıştır. 31 gün olan aylarda bu durum oluyor, rapor 2 gün olunca da 29 gün bildiriliyor örneğin.

Hayır rapor da almadım test de yaptırmadım. Raporsuz istirahatim olmuştur belki onu hatırlamıyorum ama rapor almadığımı biliyorum.

bu arada asıl sorunuza da cevap vermiş olayım, staj sürelerinde prim günü esas alınır. yani toplamda 360 gün priminiz olursa hiçbir sorun çıkmaz.

Hepsiburadadan filan bir sey alip sonra iade edebilirsin. Bi sonraki ay iade oldugunda gecmise yonelik islem yaparlar mi bilemedim.

Temelli tasinmadiysan tanidik birinin evine yag vs yollayip dondugunde kullanabilirsin.

bi siteden hediye çeki al.

yurtdışından da ihtiyacın olan bir şeyler alabilirsin tr şart mı?

Türkiye'ye ne zaman döneceğinizi bilmemekle beraber tek tavsiyem skt'si uzun tarihli olabilecek, paketi açılmadığı müddetçe taze kalacak temel gıda ürünlerini almanızı tavsiye ederim. Birincisi tahminlerime göre ülkemizde özellikle kısa vadede ciddi bir gıda enflasyonu olacağını düşünüyorum. İkincisi temel gıda her zaman en önemli ve her zaman öncelikli ihtiyaçtır. Tabii anlık olarak teknolojik ürün ihtiyacınızın olmadığını varsayıyorum.

iade olursa bonus ları geri alıyorlar diye biliyorum

Hunharca ben+1

Ayrıca sanıyorum ki Bonus flaş uygulamasından size özel harcama hedefi kampanyası gelmiş. Bonus fırsatı kaçar diye düşünmeyin hocam, Garanti o kişiye özel harcama hedefi kampanyasını her ay yapıyor. Hatta bazen bana bir ay içinde farklı tutarlarda iki defa kampanya veriyor.

Elektronik bir şeyler olmaz mı?
Kulaklık, saat, hdmi kablosu, güneş gözlüğü, şarj aküsü, harici hard disk, mouse, toner, akıllı eve uyumlu things (philips hue lamba, hoparlör), kombi sıcaklık kumanda sistemi, el/sırt çantası, kitap, deterjan, şemsiye, maske, kettle...

altın falan satılıyor onlara bi bak

Amazon hediye çeki alabilirsin. 50-300 TL aralığında istediğin kadar alabiliyorsun.

trendyol, hepsiburada cüzdanlarına para atabilirsin sonra kullanmak için. onlar da kart harcaması olarak geçiyor. amazon'dan hediye çeki alabilirsin.

Gramaltin.com'dan altin alabilirsin (nakit odemeye gore 100-150 fazla odersin ve kuyumculuk faaliyetlerinde bonus kazaniliyor mu detaylara bakmaniz lazim)

Netflix, Spotify vs. abone olduğunuz platformlar varsa hediye kartı alabilirsiniz. Nasıl olsa gelecekte harcanacak şeyler.

1 yıl tam dolmadan ne yıllık izin ne de kıdem tazminatı hakkınız var. kısacası ücretiniz hariç isteyebileceğiniz hiçbir ekstra hakkınız yok şu durumda.

10/12 oranında izin ve prim hakkınız var. Çıkarken mutlaka yazılı isteyin.

iş kanununa göre, istifa dilekçenizi verdiğiniz günden sonra günde 2 saat iş arama izniniz var. işveren bunu kullandırılmazsa, kullandırmadığı saatleri %100 zamlı ödemesi gerekir.
1 seneniz dolmadan yıllık izin hakkınız yok, 10/12 izin veya prim gibi bir şey talep edemezsiniz. ücretiniz dışında alacağınız bir şey yok.

Iyi niyeti suistimal sinirinda bir istek. Eger ciddiyseniz ve karsi tarafin da durumu varsa bir odeme plani cikarin. Bankaya borc oder gibi odeyeceginizi taahhut edin.

Fakst maasin yuzde 75'i ile geri odeme cok da ayaklari yere basmayan bir teklif.

eğer planlı bir ödemeyi kesinlikle kararlaştırdıysan tl faizi bazında senet teklif edebilirsin ilgili kişiye.

ben borç verdiğim zaman unutabileceğim miktarları veriririm. onun üzerine çıktıklarında ise karşı tarafın bir güvence ile gelmesini beklerim ne kadar yakın olursa olsun.

o sebeple atıyorum 100k tl mi isteyeceksin? ve bir yılda mı ödeyeceksin işte 120ktl /12 ayda 10k tl sana öderim ben bak bunlarda senetlerin.

demenin bence bir mahsuru yok özellikle karşı tarafın maddi durumu iyi ise.

İlk etapta kulağa kötü gelen bir şey, isteyeceğiniz kişi de bir ufak huylanır ama ödeme konusunda direkt tavrınızı koyarsanız, şu şu şekilde kısa vadede ödeyeceğim diyerek döviz şeklinde alırsanız parayı karşıdaki kişinin de şüphesi kalmaz gibi. maaşın %75'i ile ödeme fikri ise maaşınız 50.000 lira falan değilse pek iyi bir fikir gibi durmuyor. kendinizi yeniden bir darboğaza da sokmayın bu borç biterken.

Bence burada aslolan üç kriter var. Birincisi sizin karşıdaki insanda bıraktığınız intiba,
İkincisi karşıdaki insanla aranızdaki yakınlık derecesi (hem akrabalık hem de aranızdaki samimiyet)
Üçüncüsü istenen paranın miktarı.

Mesela istese canımı vereceğim akrabalarım (hem uzak hem de yakın) ve arkadaşlarım varken sokakta görsem bir yudum su vermeyeceğim akrabalarım var.

O zamanki sıkışıklık bir süre sonra geçtiyse- ama geçtikten sonra karşılıksız demiş olsa da parayı vermeyi bir kez bile dile getirmediyseniz bence çok yanından geçmeyin.


O sıkışıklık hiç geçmediyse bu cevabım iptal tabii.

@lcha, o sikisiklik gectiginde birkac kez teklif ettim odemeyi kabuk etmedi. Onun yerine destek olmak istedigi birine ben destek olayim madem dedim. Onu kabul etti. Ben de onun adina onun destek olacagi bir baskasina destek oldum.

350 lirayı taksitlendirmişim, 6 taksit yapmış.
En fazla 3000 i vade farksız taksitlendiriyor ve meblağ yükselince vade 3 e düşüyor diye biliyorum.

2, 3, 4 veya 6.

Max 6 çıkıyor bendeki harcamalarda.

Sağlık harcamalarında 9 yapıyor, Hb'den telefon almıştım 4 taksit yaptı. Değişiyor yani. Genel geçer şeylerde 6 oluyor normalde.

ben açıkçası pek fayda görmedim onlardan, sürahi vardı brita bir umut musluk filtresi aldım ama yine aynı. su içilebilir ise ki muhtemelen öyledir öyle ciddi bir fark yaratmıyor.

şu tds cihazlarıyla da baktım daha kötü çıktığı bile oldu nedense

Ben çay kahve için yarı yarıya musluk suyu-içme suyu kullanıyorum, çok bir tat farkı hissetmiyorum. Sağlıklı mıdır araştırmadım ama.

Musluk suları klorlanıyor, dinlediğim bir uzman klorunun uçması için ağzı açık bir şişede birkaç saat beklettikten sonra tüketebilirsiniz demişti musluk sularını. biz tabi direkt tüketmiyoruz da, çay için bu şekilde kullanıyoruz. öyle bir koku, bir tat farkı da gelmiyor. direkt musluktan su ekleyip demleyince kokuyor tabi ama dinlendirince olmuyor bu sorun.

Her şey böyle güzel gidiyorken bi açılıyorsun hatun ben seni arkadaşım olarak görüyorum diyor. Bence tavırlarını iyi analiz edin bakışlarını falan yoksa duvara toslarsınız.

neden bir aktiviteye birlikte gidelim mi diyemiyorsun, anlamadım. sevdiği bir şarkıcı, grup olur, tiyatro olur, havalar düzelince yakın mesafe bir gezi olur, hiç olmadı kahveleri alıp sahilde yürüyelim mi ne dersin, diyebilirsin.

dümdüz açılma. önce birlikte bir şeyler yapın, yakınlaşın.

böyle biriyle sadece arkadaşlık seni ileride kesin üzer. hiç girme salt arkadaşlık işine.

ne kadar güzel hislerin var, yapacağın bir hamle ile ne kadar mutlu olacağını düşün. hadi biraz cesaret.

@gabe mevcut durumda iş arkadaşı olarak zaten bunların hepsini yapıyoruz bazen ikimiz, bazen diğer bir kadın arkadaş da dahil oluyor.

tiyatro, konser, klasik müzik dinletisi, kahveleri alıp yürüme hepsi yapıldı. o yüzden sonraki adıma nasıl taşırım bilmiyorum.

Ben bu işlerde gaz verme taraftarı değilim. Önce onun ilgisi var mı yok mu onu ölç. Ne bileyim, Instagram'da bir kız fotoğrafına bak onun yanında. Belki "yakışır kardeşimeee" deyip enseni tutacak. 5 yaş da az değil. Sana bakıyor mu, kıskanma belirtisi var mı, akşam, gece WhatsApp'tan yazıyor mu, bunları bir düşün. Açılacaksan da etkinliği falan bırak. Sakin bir yere davet et.

moral bozmak gibi olmasın ama sizin iş olsaydı şimdiye dek olurdu gibime geliyor.
ama yine de bunu öğrenmeden rahat edemeyeceksiniz.
o nedenle direkt açılmak yerine yoklama çekin. o genellikle gelen kadın arkadaşın olmayacağı başbaşa bir etkinliğe çağırın. içinde az biraz romantik ortam barındırsın. yani tiyatroya gidelim değil de hafta sonu sadece ikimiz gezmeye gidelim gibisinden.

Abi 31k'nın 26e'de gönlü olsaydı 26e'yi 10 kez falan tavlamıştı şimdiye kadar. Unut bence..

kadınlar, kendilerinin yaşça büyük oldukları ilişkilerden bir nebze çekiniyorlar ama yine de belli sinyalleri alıyor olman gerek. almıyorsan cidden hiç öyle bir şey düşünmüyor olabilir. kadınlar nasıl beceriyor bunu bilmiyorum ama çok denk geldim, bildiğin sevgililerden daha çok takılıyor bir kadın bir erkek, erkek açılınca "ama arkadaş olarak görüyorum ben seni .ss" diyebiliyor kadın tarafı. kadınların duygularını kestiremiyor insan. kendinden yola çıkarak çıkarım yapma bence. direkt ilişki niyeti olsa mutlaka sinyalleme yapar. bir süre daha devam edin bence o sinyali almıyorsanız zorlamayın.

Güzel cevaplar gelmiş, ikna olmaya yaklaştım gibi :(

Öte yandan daha kendisi başlayalı 2 ay oldu ve işini öğreten kişi ben olduğumdan ekstra saygılı davranmak zorundaydım etik olarak. O olay yeni yeni bitti ben de sinyal vermedim tbh.

Kafa dengi olduğumuzu o da biliyor, diğer arkadaşa kendisi anlatmıştı da neyse. Redpillciler dışında herkesin tüm yorum ve mesajlarını ciddiye aldım teşekkürler.

- - - - - - - - - -

Ama asıl sorum şeydi, bu ortamda crush kişisine "kahve içelim mi" diyerek yürüyemem, nasıl açılabilirim o konuda bir beyin fırtınası yapalım yetişkin kişiler halp.

yaş farkını problem etmesen çoktan yürümüştün zaten
önce kendi içinde ya ben ilerde daha kafa dengi yaşıma uygun birine denk gelirsemi çözüp gerçek duygularını paylaşırsan şansın olabilir

yani her zaman en oluru kahve teklifidir de öyle bir ortam olmuyor zaten sürekli gittiğiniz için. hoşlandığı tarzda veya sevdiği bir oyuncunun olduğu bir film vizyona girdiğinde, şu film çıkmış gidelim mi de diyebilirsin. öncesinde de oturur bir şeyler içer konuşursunuz.

Her şey böyle güzel gidiyorken pat diye dudaklarına yapışıyorsun

"senden hoşlanıyorum" fln bunlar lise seviyesi unutun. size gönlü varsa zaten her türlü olur.
31 yaşındaki kadınla daha açık konuşabilirsiniz. mesela böyle üç kişi takılmak değilde sadece ikimizin olduğu bir ilişki istiyorum ne dersin gibi.

Ben ehliyeti alalı 10+ yıl oluyor, o yüzden sadece 3 ve 4'e cevap vereceğim.

3- Teorik derslere kimse gitmiyor. Kitaba 1-2 saat bakıyorsun geçiyorsun. Direksiyon dersi opsiyonel. Öğrenmek istiyorsan gidiyorsun, süresi de yine sana bağlı.

4- Eskiden her başvurana veriyorlardı ehliyeti, artık sınav zorlaşmış. Dolayısıyla ehliyet alıyorsan biraz daha iyi durumdasındır. Yine de bi 2-3 ay bilen biriyle trafiğe çıkmak lazım diye düşünüyorum. Araba kullanmayı bilmek başka şey, trafiğe alışmak başka.

1. kurs ücreti + sınav ücretleri + ehliyet harcı. Ehliyet harcını, sınavları geçtikten sonra bir sene içinde yatırıp ehliyetini alabilirsin, acil değil. Herhangi bir kursa gidip "ehliyet elime geçene kadar cebimden ne kadar çıkacak" diye sorarsan tane tane anlatır zaten.

2. Direksiyon derslerinin sayısı ve süresi ne? 40 dk mı, 60 dk mı? Birer birer yapılabiliyor mu? Mesela toplamda 8 saattir, ama 2şer saatten 4 defa gidiyorsundur, bu kötü. Çünkü önemli olan 8 farklı günde gidip ders almak, o yetenekleri canlı tutmak. Bir de ard arda olunca hoca 2 saatlik dersi erken bitirmeye çalışabilir. Bir de direksiyon dersi senin saatlerine göre ayarlanabilecek mi, bir işin çıkarsa önceden haber vermek şartıyla başka bir güne aktarılabiliyor mu, bunları da sorabilirsin.

3. teorik derse kimse gitmiyor, direksiyon dersi yukarıda anlattığım gibi.

4. artık sınavlar zor ama yine de trafikte insanın sonradan öğrendiği birçok şey oluyor.

5. zannetmiyorum

1. Ehliyet işi pahalı hacı. Ben sadece kursa 1700 ödedim geçen sene. E sınav 100 TL'ydi. 3.'de geçtim direksiyon sınavını. Her sınav için sınav ücreti ve bir özel ders ücreti ödüyorsun. Sertifikamı aldım ama onu ehliyete dönüştürmedim acil ihtiyaç olmadığı için. O da şu an 1500 lira kabaca. Kısaca zamlarla beraber cebinden 3500 4000 arası para çıkar.

2. Kursun ilgili olması önemli. Bizim eski komşumuzdu. İlgi gösterdi her aşamada.

3. Teorik ders 5 gün. Akşam online olmuştu. O dersler kolay.

4. Buna güldüm. Komisyon üyeleri sınavdan para alıyor. Bu yüzden F1 pilotu olsan da bırakabilirler. Kardeş bura Türkiye ne bekliyon.

5. Benim ilk dersim kötüydü. Daha önce hiç kullanmamıştım. İkinci gün çağ atlamıştım. Debriyaj mantığını anlarsan kolay.

ben de aynı şekilde sıfır olarak, 26 yaşımda bu sene aldım ehliyetimi. biraz yardımcı olayım. ilk kurstan önce araba kaldırmayı öğreneyim diye bir arkadaşın arabayla yarım saat kullandım öyle, çok bir katkısı olmadı ama varsa böyle bir imkan iyi olur. sorulara gelecek olursak;

1- bir arkadaş vasıtasıyla kursla epey ucuz fiyata anlaştım, 1100 tl verdim. sınavları tek seferde verirsen (yazılıyı verirsin) bu yaz için yaklaşık 2000-2500 civarı bir para sadece kurs + sınavlaraa gider. ayrıca kazandıktan sonra da bir harç ödemesi yapılıyor yaklaşık 1500 lira. 4000'e yakın diyebiliriz yani, ama 0 biri için ilk seferde geçmek zor. ben de, kardeşim de, kuzenim de aynı durumdaydık hiçbirimiz ilk seferde geçemedik direksiyon sınavını.

2- bence aynılar ama tabi biraz araştırma yapmak iyidir. dersleri çok sallayan, vermemeye/eksik vermeye çalışan kurslar oluyor.

3- teorikleri boşver hocam, uygulamalar var teorik sınav çıkmış sorular şeklinde. sadece 1 - 2 saat civarı bakarak rahat geçmiştim. direksiyon dersleri ise kurstan kursa değişebiliyor, anlaşacağınız paraya göre kimi 12 saat, kimi 14, kimi 16. alabileceğiniz kadar fazla saat alın bence, kalınca tekrar dersleri çok pahalı. yapabildiğiniz kadar pratik yapın. dersler genelde 2'şer saatlik belirleniyor, haftaiçi gündüzler boş. akşam ve haftasonuna çok talep oluyor. erken konuşup programı belirlemek gerek. toplam 6-7 sefer gidersiniz yani derslere.

4- sınavlar artık öyle düz yolda sürünce geçtin şeklinde olmuyor. l parkı, paralel parkı, ani freni, yokuş kalkışı gibi direkt yapılan uygulamalar var. youtube'da sürücü kurslarının videolarında görebilirsiniz. sinyal çok mühim, unuttuğun an çek sağa diyorlar, çok moral çökertici bir şey o cümle. :) ha tüm bu zorluklara rağmen ehliyeti aldım trafiğe çıkabilir miyim diye sorduğumda ben çıkamam dedim. ehliyeti alalı 2 ay oluyor ama daha hiç çıkmadım. çekiniyorum da açıkçası. aracım yok, bence en ideal öğrenme şekli bir araç bulup/alıp geceleri yollar boşken yakın çevrede arabayla turlaya turlaya alışmak-ısınmak. sonrasında da hafif hafif normal vakitlerde trafiğe çıkmak. 2 arkadaşım da bu şekilde denedi ve gayet iyi durumdalar şu an, şehirlerarası gidip geliyorlar.

5- oyunla ilgili hiçbir fikrim yok ama şöyle söyleyeyim, benim kursum dersimin ilk 2 saatini bu tarz bir konsolda simülasyon olarak vermişti. keyifli gelmişti ama faydası oldu mu emin değilim. tabi yıllarca oynamış olmak başka bir şey. faydası olur bence az da olsa.

Sertifikayı aldıktan sonra ehliyeti almak için 2 yıl süreniz var aksi takdirde hakkınız yanar tüm süreci baştan alırsınız.

ben de aynen boyleydim ehliyete yazildigimda. ilk kursum sinifi surekli erteledi ben de baska bir sahtekar kursa yazildim. onlar da surekli oyaladi ama allem edip kallem edip aldim sonunda. fiyat konusunda pazarliga aciklar. yeni ehliyet alan bir tanidik varsa o faydali olabilir indirim konusunda "bak birini getirdim" babinda...

teorik ders ne kadar suruyordu hatirlamiyorum ama kursa teorik dersler icin hic gitmedim. giden de gormedim. bir kere simulasyonda araba surdum, bir de pratik dersler icin gittim.

dersleri yaptigimiz yer tirlarin gectigi bir yoldu ve dolayisiyla cok saglikli degildi. daha direksiyon, pedal hakimiyetim yokken aynalara bakmaya calistigim icin hep urkek sekilde surdum. (yani ok yolda da oyle olacak ama once bi hareketleri otomatige alayimdi di mi) zaten hocam surekli pedala abandi o acidan geri kaldim. direksiyon sinavinda 4 kisiydik sadece ben gectim. bence sordugu teorik sorular sayesinde oldu biraz. ona bile sevinemedim cunku diger kalanlar hep arkadasimdi...

yazili sinav darbe gununde oldugu icin 2 ay ertelendi, kursun da ertelmesi derken 1 yil rahat surdu kursum. yani sinavlar boyle ertelenebiliyor. kurs kafasina gore de erteleyebiliyor.

ben basili karti alamadan yurtdisina yerlestim. sansima burda da hicbir ise yaramiyor, hani yurtdisina yerlesme gibi bi fikrin varsa, aklinda olsun. ulke Yunanistan, burda sadece turist olarak o ehliyeti kullanabiliyorsun, yasiyorsan buranin ehliyetini alman gerekiyor. donusturme yok. diger bazi ulkeler de ayni... TR'ye ilk ziyaretimde aldim ehliyeti elime ama bir kere bile Turk ehliyetini kullanmis degilim. keske hic almasaydim cunku bana stresten baska hicbir faydasi olmadi Turk ehliyetinin...

Bosver b sinifini. Nasil olsa bu neslin arabasi olmayacak. Tir ya da otobus ehliyeti al. Maas garantin olur.

Kurs ücretleri 2500den başlayıp 5binlere kadar gidiyor. Tabii bu şu anki durum,2022 yazında ülkemizde o ücretler kalmaz gibi. Teori sınavı 160 sanırım,direksiyon sınavı da. Olur da kalırsanız her sınav için 500 daha ödüyorsunuz. Ehliyet çıkartmak için de 1500 ödüyorsunuz. Bunlar da her an değişebilir.

Manuel ya da otomatik diye ikiye ayrılıyor ehliyet. Başvururken iyi karar verin,sonra değiştiremiyorsunuz. Teori derslerinde genelde devamsızlık sorun olmaz derler ama benim kursa dil dökmem gerekmişti. Yani onu da baştan konuşun,devamsızlığı takan kurslar da var. Sanırım 7-8 gün,günde ikişer saatti teori dersleri. O sınavı geçince direksiyon dersleri başlıyor. 14 saat direksiyon dersi var,ders saati denilen 45 dakika. Blok yapıyorlar gibi düşünün,saatleri beraber ayarlıyorsunuz. Sınav eskiden çok kolaymış. Şu anki durum 0dan başlayan biri için çok kolay değil. Geri gitme,l park,paralel park,yokuşta kalkış,ani fren kısımları var. Sınavın %80ini yaparsam geçtim gibi bir durum yok ve esas insanı geren bu. Genelde ilk hatada sınav bitiyor. Kaportada bilmediğiniz bir şey olursa sınav devam eder ama sinyal,duba,yok tekrar manevra filan kırmızı hata olarak geçiyor.

Kurstan kursa da değişiyordur ama esas hocadan hocaya değişiyor. Sabrı,ciddiyeti,yaklaşımı etkiliyor.

@halk, benim isteğim zaten mezun olduktan sonra tır şoförlüğünü denemek. şu an ne arabam var ne de alacak imkanım, B sınıfıyla önümüzdeki 6-7 sene işim olacağını sanmam.

yalnız tır şoförü olabilmek için önce B, sonra C, en son CE almam gerekiyor. haliyle önce minnak binek arabaları sürebilmem lazım. sonrasında C ve CE'yi sadece direksiyon sınavıyla alabiliyormuşuz.

1.5 sene sonra mezun olacağım. baktım alanımla ilgili bir şey bulamadım, tır işine gireceğim direkt. zaten çocukluk hayallerimden biriydi.

bir sene çalışıp Belçika'ya yerleşen bir sözlükçü tanıyorum mesela. ben yıldım artık o kadar okuduk bir halt olmuyor yani açıkçası, plaza hayatı filan da hiç benlik değil, en azından bir alternatifim olsun diye bu yolu denemek istiyorum. ilk 1-2 senede ölmezsem yurtdışına yerleşme şansım da olur hem.

Belli olmaz.

Kanka bizim bina 99 depreminde yıkılmadı. Şiddetli yağmurda korkuyorum. Travmatik bir durum mu yoksa bina gerçekten çürük mu emin değilim ama az zaman geçmedi. Güven vermiyor. Yeni ev alacak olsam 99 depremini görmüş bina almam.

Beton zaman içinde aşınıyor, çelikler küflenebiliyor diyorlar. www.youtube.com

Gözle görülür hasar almasa bile, taşıyıcı elemanlarda çatlaklar olmuştur. 23 sene içinde yapı iyice eskidi, beton zamanla dayanım kaybeder. Güçlü bir depremde yıkılmaması/ ağır hasar almaması için hiçbir sebep yok. Yıkılmaması birçok pozitif faktörün beraber olmasına bağlı, yani tamamen şanş. Afad sayfasına girin, deprem risk haritasını açın, evin bulunduğu adresteki deprem riskine bakın. Kırmızıya doğru deprem kuvveti artıyor. Ev eğer kırmızılı alanda ise, beklenti ağır hasar almasıdır.

Bina nerede? 99 depreminde istanbulda yıkılmayan bir binanın hissettiği deprem büyüklüğü ile gerçekleşecek adalar depreminde hissedeceği büyüklük çok farklı olucak. İlk deprem 100 km uzakta iken beklenen depremden 20-30 km uzaklıkta olacak yapı.

99 depreminde bir parça hasar almış ve yeni bir depremde yıkılmaya hazır olabilir.

Bir tanıdığımın oturduğu 40 yıllık binadan belediye karot aldı ve acilen boşaltılması gerektiğine karar verildi. Eğer endişeniz varsa muhakkak baktırın.

22 yil olmuş. 22 yılda insan yaşlanıyor. beton mu ayni kalacak. zatenin betonun ömrü 50 yıl diyorlar. 50 yıldan sonra muhakkak yenilenmeli.

hiç ilgisi yok.
99 istanbul merkezli değildi, beklenen istanbul merkezli bir deprem.
99da yıkılmayan "yepyeni" bina minimum 25 yaşında bir bina anlamına geliyor. aynı zamanda beton kalitesi kötü, şu anki yönetmeliklere çok uzak standartlarda yapılar anlamına geliyor.

ayrıntılar ve uzman yorumu için;
www.youtube.com

deprem bu sefer istanbul merkezli olacak, buradan bir eksi. 22 yılda daha da eskimesi ve aşınması var, ikinci eksi.

bir de naci görür birkaç yıl önce söylemişti, 99 depremini yaşayan binalar 7. 8.raunddaki bir boksör gibi, aldığı darbeler yüksek ve yıkılma ihtimali epey güçlü.

bunu buradan konuşmak boş hareketten başka bir şey değil.

sadece şunu söyleyebilirim ortalama 5 katlı bi bina için zemini uygunsa zaman şartlarına göre üst kalitede yapıldıysa o zaman şansı var. aksi halde pek şanslı değil. bina yoruluyor. çelik ve beton zamanla yorgun düşer.
ben 2008 sonrası binaları oldukça beğeniyorum. güvenli bölge oldukça geniş.

asla net bir şey söylenemez, allah bilir yani. ayrıca deprem gölcükte oldu + aradan 23 sene geçti. çok da güvenmeyin.

Bizim bina veya çevresindeki hiç bir bina 99 ve 01'de yıkılmadı ama tahiminim İstanbul depreminde ayakta kalamazlar ki bu binaların bazıları 30 senden fazla.

www.hurriyet.com.tr

aydinveyildirirhukukburosu.com

bedelli düzenli hale geldiğinde tazminat alma hakkı kalkmıştı sanki. süreç de kısa diye sanırım, işyerinizle konuşsanız verirler bence. tazminat tutarına gelecek olursak. kaç yıllık bir kıdeminiz var, mühim olan o. örneğin 5.5 yıldır çalışıyorsanız 10 bin brüt maaşa 55 bin lira kıdem hesaplanır. ufak bir damga vergisi kesintisi olur. yıl başına 1 aylık brüt maaş veriliyor.

Deplasman taraftarı yasak maçlarda.

zorunluysa bile kimse takmıyor. bu sene 3 kez maça gittim, 1 dk bile takmadım. yanımda çevremde de kimsenin taktığını görmedim.

Bir fark yok aslında. Paraya hangi dönemde ihtiyacı olacağına bağlı bu durum. Şu an para ihtiyacı yüksekse hem maaş hem de işsizlik ödeneği ile epey rahatlar. Ama askerlik dönüşünde aynı yere başlamayacak ve hemen iş bulamayacaksa, sıkıntı yaşar. İşsizlik ödeneği sınırlı. Şu an tamamını kullanırsa (6-8 veya 10 aylık olur) askerlik dönüşü alamayacak.

Evet ikisi aynı anda geleceği için rahatlar. Onun dışında, askerlik dönüşünde de iş değiştirmeyi düşünüyordu zaten.O yüzden şuanki çalıştığı yerle alakası kalmayacak askerlik dönüşünde.

Ne kadar geç çıksa o kadar fazla askerlik tazminatı alir

Küpe

aldığınız hediyeye "niye aldın gelecek ay X'e alıcaktım sen XX verdin, boşa fazladan para" diyebilen biri küpeyi de beğenmeyip " ben kendim seçmek istiyordum bu istediğim gibi olmadı. Tam da uymadı" vs diyebilir.

küpe de bence kendi seçmesi daha kritik. Mont en azından kesin beğendiği model olur.

@zimbirik yok öyle memnuniyetsiz biri değil, fazladan para harcama konusunda hassas. hediyeler konusunda da özellikle nispeten pahalı bir şey aldığımda kızar eder. Daha ucuza alınabilecekken fazla para verdiğim için hayıflanabilir.

küpe

Fazladan para vermek yerine kupe alın bence. Hem anısı varmış hoş olur

küpe tabii ki. montu almak için indirimi bekliyor ve alacak zaten. ki altın aksesuar bence her zaman her yaşta güzel bir hediyedir

Küpe almanız çok şık olur. Mont fikri de kötü değil bence.

Kartları kapatacağınız ve KMH limitini düşüreceğiniz durumda mantıklı aksi durumda ikiye katlarsınız borcu.

butun borclar icin plan yapmaniz lazim, @atom'un dedigi gibi hepsini teke indirip, aninda tekrar kredi kartina dusmeyeceginiz kadar krediyi yapilandirip stratejinize 18 ay boyunca sadik kalmalisiniz. geliri arttiramiyorsaniz giderinizi mecburen kismaniz lazim, kredi cekmekle bu aliskanligi degistirmek yan yana olmali.

Yapılandırma düşündünüz mü? İleride elinize para geçince yapılandırmayı toplu olarak kapatabilirsiniz, faiz indirimi uyguluyorlar.

3 kez deneyip üçünde de hüsranla sonuçlandırdım. ilk başta çok ferah geliyor, ilk ayın ekstresi de fena olmuyor ama sonra anlıyorsunuz ki 2 aya yine kart borçları asgari ödemelik hale gelmişken bir de üstüne nur topu gibi krediniz var. kartları iptal edip/kırıp cidden kullanmayacaksanız, aldığınız nakitle idare edeceksiniz olur ama aksi halde sonuç kaçınılmaz gibi bir şey. kart da iptal edemiyor işte insan telefon, mobilya, beyaz eşya gibi şeyleri alırken şart. olmadı fiziken kırın, büyük şeyleri sanal kartla alırsınız.

Kesinlikle yapma.

Gelir gider oranını bilmeden yorum yapmak zor. Kartlardan birinin borcu bittikten sonra maaş hesabınız eksiye düşmeye devam edecek mi? Diğer kredi kartlarının aylık gecikme faizi ne kadar?

Borçlu kartları ikiye düşürdükten sonra maaş hesabını artıda tutabiliyorsanız ve kredi kartlarının aylık gecikme faizi kredinin faizinden düşükse (muhtemelen düşüktür) bence mantıklı.

ilk 19 gün yansıyor sisteme sonra 10 düşürüyolar.

O ne demek anlamadım. 10 gün karantina mı yani?

Bize fabrika doktoru "Delta veya değil karantina süresi 14 gün olarak uygulanacak, sonrasında test yapılmayacak, yeni uygulama bu" diye bilgi verdi. Kendim başka bir kaynaktan teyit etmedim.

@anatomik,
kayın peder senin söylediğin aşı durumundaydı (2 Sinovac + 1 Biontech aşısını uzun zaman önce olmuş, )
pozitif çıktı. hes uygulamasına 19 gün karantina yazdılar birkaç gün sonra gün 10 a düştü.

14 gün. 1 hafta önce çıktım karantinadan.

abi hic arastirma zaten hes kodunda yaziyor hergun 1 kere baksan yeter

bir arkadaş 17 gün kalacak.

14 gün. babam pozitif. hep birlikte karantinadayız.

Çiçeklerin şekli ve linkinin önemi yok. Tek bir yerden çıkmıyorlar dağıtıma, o görüntüdeki çiçeği 1000 ayrı çiçekçi birden yolluyor. Lokasyona göre yorumları kontrol edin. Örnek beşiktaştasınız, istanbul-avrupa yorumlarını dikkate alın sadece.

Çiçeği adrese en yakın şube/depo götürdüğü için farklı insanların farklı yorum yapması normal. Benim Eskişehir'e gönderdiğim ve şahane olan çiçek sizin gönderdiğiniz yere şahane gitmeyebilir.

Aynı gün aynı çiçeği iki farklı ile gönderdim. Antalya'ya giden fotoğraftakiyle aynıyken Ankara'ya giden tamamen farklı bir çiçekti (solgun, eksik). Kısacası biraz şans işi. Dağıtıma çıkmadan fotoğrafla onay aldıklarını söylüyorlar ama her zaman bu uygulamaya denk gelmedim.

Genelde lilyum buketleri daha risksiz oluyor. Güller, vb. görünenden çok çok daha küçük ve solgun olabiliyor. O nedenle lityum aranjmanlarından seçmenizi öneririm.

çiçeksepeti yerine "aa ne hos" un kağıt çiçeklerinden gönderebilirsiniz, hem çok güzeller hem atılmıyorlar.

bloom&fresh

gönderdiğim her çiçek birbirinden güzeldi. turkcell platinium indirimi vardı.

Farklı yerlerden gittiği için biraz şans cidden ama yorumları dikkate almak iyidir. Ben olumsuz yorumları ciddiye almadan gönderdim birinde, malesef haklı çıktılar rezil oldum :)