Giriş
(2)

Kelimelik pro hesabımı yeni telefona taşımak

mezarkabul
Mümkün mü?
Mümkün mü?
0
mezarkabul
(18.02.22)
mümkün. uygulamaya kullanıcı adı ile giriş yapıp satın alınanları yükle demeniz yeterli. ters bir durum olduğunda kendilerine mail atarsınız çok hızlı dönüş yapıyorlar.
0
foolrules
(18.02.22)
Satın alınanları yükle dediğimde hiçbir şey olmuyor, iletişim kurayım o halde. Teşekkürler.
0
🌸mezarkabul
(18.02.22)
(1)

karantina süresi

passione
15.02.2022 - 21.02.2022 tarihli izolasyon sürem var. Merak ettiğim şu: 21 şubatta bitiyor mu yani dışarı çıkabilir miyim? yoksa 21 şubatta da evdeyim ve sonraki gün çıkabiliyorum. Hangisi doğru acaba?
15.02.2022 - 21.02.2022 tarihli izolasyon sürem var. Merak ettiğim şu: 21 şubatta bitiyor mu yani dışarı çıkabilir miyim? yoksa 21 şubatta da evdeyim ve sonraki gün çıkabiliyorum.
Hangisi doğru acaba?
0
passione
(18.02.22)
22 şubata kadar karantinadasın. Hatta teknik olarak 21.02.2022 23:59:59'a kadar
0
foolrules
(18.02.22)
(4)

Sigara ve kilo

tamam sakinim
Sigarayı bırakanlar veya çok azaltanlar hızlı bir kilo artışı dönemi yaşadınız mı?
Sigarayı bırakanlar veya çok azaltanlar hızlı bir kilo artışı dönemi yaşadınız mı?
0
tamam sakinim
(18.02.22)
bu tamamen senin elinde. daha önce iki teşebbüsüm oldu, biride ciddi kilo aldım çünkü kendimi sigaraya karşı oyalamaya çalıştım ve resmen inat ettim. ikincisinde hiç kilo almadım çünkü kafamda bitirmiştim 2.5 yıl sürmüştü o süre, zaten ilk3-5 ay içinde kilo almazsanız sonrası çok daha kolay olacaktır.
0
foolrules
(18.02.22)
Sigarayı bıraktığımda kilo almaktan o kadar korktum ki yürümeye ve daha sağlıklı beslenmeye başladım, bir yılda 8 kilo verdim. Sonraki yıllarda hareketsizlik ve beslenme değişikliğiyle kaç kilo aldığımı söylemek istemiyorum ama onun sigarayla alakası yoktu artık :D
(Sigarayı bırakalı 7-8 yıl oldu.)
0
kobuzchu kiz
(18.02.22)
3-5 kilo alsam iyi olur açıkçası, son dönemde stresten ve sigaradan ölüm diyetine girdim sanki. Bıraktığımda biraz kilo alır canlanır mıyım diye sormuştum
0
🌸tamam sakinim
(18.02.22)
Derdiniz oysa muhtemelen hem iştahınız açılır hem de sigaranın yerine oyalanmak için bir şeyler yemeye sarabilirsiniz. Öyle olursa kuruyemiş falan gibi sağlıklı abur cuburları tercih edin.
0
kobuzchu kiz
(18.02.22)
(4)

dünyevi zevklerden kurtulmak

northern eagle
hayatıma dair ettiğim bir yeminin gereği olarak artık öleceğim güne kadar dünyevi zevklerden uzak duracağım (flört, cinsellik, içki, kumar, lüks...) ve oldukça sade bir şekilde yaşayacağım. Bu konuda kendini geliştirebilmiş olan, yardım edebilecek olan var mı?
hayatıma dair ettiğim bir yeminin gereği olarak artık öleceğim güne kadar dünyevi zevklerden uzak duracağım (flört, cinsellik, içki, kumar, lüks...) ve oldukça sade bir şekilde yaşayacağım. Bu konuda kendini geliştirebilmiş olan, yardım edebilecek olan var mı?
0
northern eagle
(18.02.22)
İnsan doğasına aykırı bir şey. Bir an bunu yapabileceğinize inanmış olabilirsiniz ama bunun gerçekçi olmadığının siz de farkındasınızdır. Ne kadar bastırırsanız bastırın bir yerden patlar.

Bu dediklerim cinsellik için bu arada kumar falan tabii ki bırakılır.

Tavsiye: herman hesse - siddharta
0
but that was just a dream
(18.02.22)
En kötü ihtimalle birkaç seneye geçer genco. İlk gençlikte oluyor böyle şeyler. En azından çilecilik, ascetism diye arayabilirsin.
0
prole
(18.02.22)
diogenes ve kinizm felsefesini, hatta stoa felsefesini biraz incelemeni öneririm.
0
levendis
(18.02.22)
lüks haricinde hiçbir şey dünyevi zevke girmiyor, lüks dediğin de kişiden kişiye değişir. senin için lüks olan benim rutinim olabilir ya da tam tersi..

zaten bu zamanlarda insanca geçinebilmek büyük bir sınav. kafanı ve bakış açını değiştirmeni önerebilim.
0
foolrules
(18.02.22)
(21)

Kadir kıymet bilmeyen arkadaş

Mirabel
Konu 1. Bir arkadaşım var annem yaşinda neredeyse. Eski patronumdu simdi komsu ve arkadas olduk. Cok zengindi ama biraz fakirlige dustu surekli biseylerinin olmadigindan yakiniyor.Ornegin parfumu bitmis. Bunun icin sizlandi. Kendi kullandigim parfumumu verdim yazik kadin amma sizlandi ben sonra kend
Konu 1. Bir arkadaşım var annem yaşinda neredeyse. Eski patronumdu simdi komsu ve arkadas olduk. Cok zengindi ama biraz fakirlige dustu surekli biseylerinin olmadigindan yakiniyor.

Ornegin parfumu bitmis. Bunun icin sizlandi. Kendi kullandigim parfumumu verdim yazik kadin amma sizlandi ben sonra kendime baska alirim diye. Chanel bi parfumdu. Cok begendi guya. Sonra birisi gelmis parfumu ona vermis. Ama anlatirken benim ona verdigimi unutmus su sekilde anlatiyo "zavalli kiz burda parfumu kokladi ben de verdim napayim ben o parfumu" diyor.

Sonra zeytinyagim yok dedi agladi sizladi cok pahali dedi. Kendi zeytinyagimin yarisini verdim. O da urladan alinan asiri butik soguk sikim bi zeytinyagi. Markettekilerden pahali. Aylar sonra unuttu onu diyor ki annenler bana bi zeytinyagi vermisti cope attim kokuyor, cok kotu bi zeytinyagi diyo.

Iste kurban bayrami niyetine et falan veriyoruz bi gidiyorum bahcedeki kopeklere vermis. Et konusunda cok seciciymis yagli et yemezmis.

Bi elbise gosteriyo cok guzel diyo. Dogum gunu hediyesi aliyorum ertesi hafta sutcu kadina veriyor bir kere bile giymeden. Bana verse degistiririm en azindan.

Arabasi yok sen zamanini ayirip gidiyosun aliyorsun. Baska zaman birisini anlatiyo onu almis falan benzin ne kadar ki ordan oraya 25 tl ancak diyor. Onun icin yapilan biseyi kucumsuyor

Yani sen iyilik yaptim zannediyosun, kendinden fedakarlik ediyosun oysa ona bi katki yokmus gibi davraniyo.

Soru: Boyle kisilere ne denir sifat olarak? Kadin zorla bisey yaptirmadi tabii ki o yuzden bisey demeyecegim ama surekli kendini acindiriyor. Aglamasina dusmemek icin ne yapmali?


Konu 2. Tansiyonu varmis gece olse kalsa ne yapacakmis falan diyordu. Sen bende kal kal kal israr etti. Ailem de o ay memlekete gitmisti. Ben sabah ise gittim sadece aksam onda kalmaya geri dondum 7-8 gibi. Asla evininde durmadim tek basima. Bulundugumuz yer biraz yuksek ve dogal gaz yok. Bunun evinde koskocaman bir klima var. Butun gun o acik. Ben kendi yattigim odada klima falan calistirmadim hatta o calistiralim dedi kesinlikle calistirmadim. Elektrik faturasi 3000 tl geldi ona.

Gecen annemlere gitmis, annemler elektrik faturasindan yakinmis bu da kendisine 3000 tl geldigini benim hep onda kaldigimi soylemis, size nasil o kadar gelir mirabel surekli burdaydi gibi. Sizce elektrik parasina katki vereyim mi? Abi ben ona iyilik olsun diye kaldim bi de ustune borclu ciktim. Vereceksem ne kadari vereyim. Dedigim gibi sadece uyumaya gittim yalniz kalmasin diye.

Soru 3. Cok mu kucuk hesapciyim? Yani para kolay kazanilmiyor ben de asiri calisiyorum. Maddi konularda hem sizlanip hem aman bunda ne var canim gibi tavir takinmasi beni rahatsiz ediyor.
0
Mirabel
(17.02.22)
Sonuna kadar okudum. Sen haklisin (ve elbette iyisin, bunu tartisma bile) panpa.
Kadinim halet-i ruhiyesinin yerinde olduğuna emin misin?
Ben biraz yasiyla beraber yaşadıkları münasebetiyle biraz bozmuş kendini diye düşündüm (Allah affetsin).
0
fempusay
(17.02.22)
Siz bu kişiyle niye arkadaşsınız, onu çözemedim. Siz hep veren tarafsınız. Anası babası değilseniz bence bu kadar verici olmayın.
0
dissendium
(17.02.22)
Benim eski patronum zor zamanimdi ve yeni mezundum ve o is verdi gibi bisey oldu. Biraz onun ezikligi var.
O da cok sey yapiyor. Surekli benim sevdigim yemekler vb.ama yapmasin istemiyorum. Ben o uzulmesin diye yiyorum.
0
🌸Mirabel
(17.02.22)
"arabası yok" kısmının devamında "araba aldım" yazacak diye çok korktum.
0
makarnavodka
(17.02.22)
Lütfen kendinize gelin, şu yazdıklarınızı tekrar tekrar okuyun. Sizce normal mi tüm bunlar? Kadınla tüm münasebetini kesmek için gayet yeterli nedenler. Yeni mezun işe aldıysa da o onun sorunu, kaldı ki işine gelmese hiç bir patron hayrına eleman almaz.
Rica ediyorum kendinize değer verin.
0
Gradient_tabanlı_mor
(17.02.22)
bu kadında bir kişilik bozukluğu var gibi geldi bana.

sizdeki bir şemadan dolayı mesafe koyamıyor olabilir misiniz?

hayatı yeniden keşfedin isimli kitabı öneririm şemalar üzerine.
0
la lykia
(17.02.22)
siz vermeye devam ettikçe o da dolaylı yoldan istemeye devam edecek. kaldı ki sizi maddi olarak bu kadar sömüren biri manevi olarak tüketir yakında (hala tüketmediyse)

anlattığınız şeyleri düşününce hanımefendi bana da pek sağlıklı gelmedi. bu artık onun problemi ama siz kaçın ve kendinizi kurtarın. "mirabel hep bendeydi" şeklinde yalan söyleyebilen biri çok daha büyük dertler de açabilir başınıza.
0
south park in kapusonlu uyesi
(17.02.22)
tencere kapak gibi birbirinizi çok iyi bulmuşsunuz. elektrik faturası için kendi payına düşeni mutlaka ver bence. hatta yarın yine küçümsediği zaman sizin hiç aldırış etmeden, yüzüne vurmadan sanki karşınızda yaptığınız iyilikleri hak eden biri varmış gibi aldırış etmeyeceğiniz bir rakam olsun ki kadınla aranızdaki hikayenin tadı kaçmasın, şu an olduğu gibi mutlu mesut geçinin.
0
IncredibleMau
(17.02.22)
Kadın sağlıklı değil tamam ama kimsenin değinmediği birşey var;
Bir zamanlar hali vakti yerinde hatta bir de sizin patronunuz olan bi insana kızılaya bağışlar gibi kıyafet, et falan verilmez. Her ne kadar “artık arkadaş olsanız da” bir zamanlar as üst ilişkisi içinde olduğunuzu unutmayın. Gerçekten sizden başka kimsesi yok ve hali yürek parçalayacak durumdaysa bi gün yemeğe götürür bişey ısmarlarsınız mesela. Yardımın, desteğin de bir usulü adabı var.
Belki sadece gururundan bile bu “bağışladığınız” şeyleri ona buna verdim demiş olabilir veya yine sırf bu yüzden vermiş olabilir. Öte yandan hayatı boyunca rahatlık içinde olmuş, etraftan hep karşılıksız hizmet almış biri bunu olağan karşılar ve biz emekçiler gibi ekstra bir minnet duymaz, bu anormal bir durum değil.

Yetişkin bi insan olarak böyle birinin evinde bir ay kalmamızaysa hiç anlam veremedim. Sağlık problemini öne sürmüşse de toparlayana kadar 1-2 gün kalınır maksimum, bir bahane bulmalıydnız. İyi yani benim sevgilim veya kardeşim falan olsanız sinir olurdum, ne münasebet.

Kadın kaba, hareketlerine sinir oldum ama sizin bu yaptıklarınız da başkasını sinir edebilecek cinsten. Böyle insanların gelip size sızlanmasına duygusal olarak manipüle etmesine izin vermeyin. Bunun için de ilişkinizi kesin direkt.
0
rewlack
(17.02.22)
ablanın kişilik bozukluğu var gibi geldi +1

İşler çığrından çıkmadan ilişkinizi kesin diyeceğim de çığrından çıkmış aslında. Bakın benzer bir komşu bizde vardı, 15 sene önce falan. En son kadın bize hediye ettiği ufak bir hediyeyi unutup, bizi hırsızlıkla suçladı da artık işler iyice cozutunca bağı kesebildik. Uzak durun.
0
uvcray
(18.02.22)
kusura bakma ama güldüm okurken.

bir tane olay yazsan kızardım kadına ama 10 tane olay yaşamışsın suçun yarısı senin, kadına kızmadım izin verende eşit suçlu.

neden kendini bu kadar kullandırıyorsun, ezdiriyorsun, başkalarına verdiğin değeri vermiyorsun sen bunlara odaklan boşver kadını.
0
hopp
(18.02.22)
faturayi olayini bir firsat olarak gör, atiyorum 500 lira ver, güzelze lafini söyle, bitir. bunun sonu gelmez.
0
spherical
(18.02.22)
Peygamber sabrınıza ve saflığınıza hayran kaldım.

Böyle kişilere ne denir bilemiyorum ancak resmen çok yakınım olan birini anlatmışsınız ve maalesef bu sorunun tek çözümü o kişiyi hayatınızdan çıkartmak.

Bu gibi insanları ağzınızla kuş tutsanız memnun edemezsiniz çünkü muhtemelen psikolojik sorunları var ve desteği siz değil profesyoneller verebilir ancak.
Bunca mevzu dönerken ve niyetine hakimken bir de fatura matura desteği diyorsanız biraz da kendinizi sorgulamalısınız tabi.
0
foolrules
(18.02.22)
yazınızı sonuna kadar okudum. bu kişi ile kendi akıl sağlığınız için hayatınızdan çıkarmanız gerek. zor zamanınızda size iş vermiş olabilir, ama siz yan gelip yatmadınız o işte. yani size babanızın hayrına para ödemedi. o yüzden ezikliğinizi bırakın. eğer bu kişi hayatınızda kalmaya devam ederse olan size olacak.
0
wendyangelamoiradarling
(18.02.22)
Delirdim okurken bu ne böyle.
Size de kızmak istemiyorum ama kusura bakmayın sizde de suç var.

Böyle insan karşımda susuzluktan ölüyorum dese bir bardak su vermem.
Arkadaşı bırak annem olsun siler atarım. Bir de tekrar tekrar yardımcı olmaya çalışmışsınız, delilik.

Acil bir şekilde bitirin ilişkinizi.

O kadar sinirlendim ki şu an anlatamam.
0
mutekebbir
(18.02.22)
İlişkini kestirip at bi an önce, kanser olursun.
0
antihero
(18.02.22)
okurken ben darlandim. size zamaninda yaptigi iyiligi fazlasiyla geri odemissiniz bence bir borcunuz kalmamis ona. ben olsam birakirdim gorusmeyi. en fazla ne olabilir ki ya? ay valla icim daraldi okurken siz bi de yasarken sıkılmadiniz mi bunlari?
0
in vino veritas
(18.02.22)
mirabel, en büyük umudum troll olman, lütfen troll ol ya :).

o kadını geçiyorum. dönüp kendinize bir sorar mısınız ben bana bütün bu saygısız ve dengesiz davranışların yapılmasına neden izin veriyorum diye? mutluluğun anahtarı içinizde, yeminle öyle...
0
Phoebe
(18.02.22)
hediyeyi hediye etmek sünnettir, o yüzden sütçü kadın bahsini kapayalım
çöpe atmak veya bu bollukta* köpeklerin önüne löp et atmak :D
ne denir sıfat olarak? parazit
0
comp
(18.02.22)
rewlack durumu tam olarak özetlemiş.

1- kadının gözünde hala o işe ilk aldığı çömezsiniz dolayısıyla hizmet etmenizde minnet duyacağı bir şey yok. O sizi işe alarak zaten ömür boyu sürecek işveren kimliğini üzerine geçirmiş,
2- Ona bir şeyi "iyilik" olarak yapmanız onun içini acıtıyor ve tekrar size kimin patron olduğunu göstermek istiyor.

Yaşlı ve huysuz insanlar her şeyden şikayet eder. Siz onun kalemi değilsiniz, akranı değilsiniz, arkadaşı değilsiniz. Onda kalmayın. Ölse-kalsa durumu için olmadı birbirinize anahtar verirsiniz (böyle bir insanın anahtarının sorumluluğunu alır mıydım, onu bile bilmiyorum) - vazgeçtim anahtardan, her gün yoklarsınız kapıdan. Dahası olmamalı. Kadın bütün ruhsal çöpünü size boşaltıyor yahu. Bu elektrik meselesine çok gücendiğinizi söyleyin. Verin 500 kapınızı kapatın. Valla ayağınıza gelmiş fırsat.
0
SiyamkedisiZorro
(18.02.22)
gel hele gel buldum ilacını
bu meseleye cuk diye oturan bi vidyo var diyordum
video.twimg.com
0
comp
(19.02.22)
(12)

Monogami

tamam sakinim
Tek eşliliğin insan doğasına uygun olmayışı bir taraftan doğru gelirken, bir taraftan da doğamız ve içgüdülerimiz dışında, insanın doğal olmayan bir çok şeye de uyum sağlayıp benimseyebilme özelliği konuyu tartışmalı hale getiriyor. Bu tarz konularda insanlarla sohbet ettiğimde yeterince objektif ce
Tek eşliliğin insan doğasına uygun olmayışı bir taraftan doğru gelirken, bir taraftan da doğamız ve içgüdülerimiz dışında, insanın doğal olmayan bir çok şeye de uyum sağlayıp benimseyebilme özelliği konuyu tartışmalı hale getiriyor. Bu tarz konularda insanlarla sohbet ettiğimde yeterince objektif cevap alamıyormuşum gibi geliyor, özellikle ilişkisi olan insanlar bu konu hakkında tartışma açılmasından bile haz etmiyorlar. Ancak ben merak ediyorum, uzun soluklu bir sadakat ne kadar mümkün? Siz buna ne kadar yatkın olduğunuza inanıyorsunuz? İlişki içerisindeyken başkasını arzulama durumu hiç yaşamıyor musunuz? Neden evli erkekler evlilikten ciddi şekilde yakınıyor, büyük sebeplerden biri bu olabilir mi sizce?

Kafama takılan başka bir şey, türkiyede kadınların evlenme yaşı ortalaması 25 erkeklerin 27. 25-30 yaşında toplumun da baskısıyla insanlar aşık oldukları anlaştıkları kişileri aramaktansa elindekiyle yetinip evlilik adımı atıyor gibi. Bu yaş aralığında ciddi yığılmanın olması düşündürüyor, kararların ne kadar sağlıklı ve düşünerek verilmiş olabileceğine dair.
0
tamam sakinim
(16.02.22)
Benim gözlemim şöyle. Erkekler de erken evlenebiliyor. 20 ile 25 yaş arasında. Yaş 30 40 arası olunca da erken evlenmiş olduklarını fark edip maddi durum düzelmişken serbest olamamanın rahatsızlığını yaşıyorlar. Hayat boyu sadakat mümkün.
0
dissendium
(16.02.22)
İnsanın doğasına uygun olmayışı geçerli bir argüman değil bence. İnsanın doğasından kasıt neslini sürdürmek için olabildiğince fazla yavru yapmak ise bulduğumuz her karşı cinsle çiftleşmeye çalışmamız lazım. Ciftlesmekten kastım disiyi hamile bırakmaya yönelik seks. Bunu yapmayacak kadar gelişmiş canlılariz ama tek bir insana sadık kalacak kadar gelişmiş degiliz düşüncesi çok saçma. Kimse hareketlerine insan doğası bu diye bahane bulmasın bence. Kimi insan sadık değildir, kimi insan sadıktır. Ömür boyu da sadık kalır. İki seçenek de mümkündür, biri diğerinden üstün değildir.
0
sckxyss
(16.02.22)
sizin oneriniz ne burda? evlenmemek mi yoksa ciftlerin birbirine haber verip baskalariyla iliski kurabilmesi mi? cok evliliklik mi? evliliksizlik mi?

ben duzenli iliski yasadigimda ilgimi ceken insanlar olsa dahi alistigim seye daha bagli hissediyorum kendimi. cunku duygusuz sadece seks icin seks yaptigimda bir doyum hissetmiyorum hemen puf kaybolup gidiyor ama paylasimim olan, duygusal baglilik ve sadakat besledigim kisiyle beraber yatmak bile daha fazla tatmin sagliyor.

erkeklerin mevzusu su bircok temel ihtiyaclari ve bireysel karsilanmasi gereken isleri kadina yikiyor kadin da canim kocam diyerek sirtliyo bu gorevi. sonra onla ugras bunla ugras derken kocasiyla ilgilenecek enerji ve motivasyon kalmiyor. he bi de toplum var ona da bir seyler kanitliyo kadin. doguruyo falan. erkege olan ilgisi sevgililik donemi gibi olamiyor erkek de karsisinda amele gibi calisan bi insan nasil olursa oyle birini goruyo ve hayal kirikligi yasiyor. nacizane fikrim de duzenli hayata basliyosun evlenince aksam
ayni saatte yemek, tv(netflix falan ne diyosaniz artik tvye) bu biraz libidokillerlik yapiyo insanda. isten gelip yiyosun ve tv karsisinda siziyosun. bekarkenki bos kafan ve rahatligin yok. her an sevisebilirim diye cikiyosun disari, bara, konsere. evdeyken o heyecani bulamiyosun vs.. sebepler cogaltilabilinir.

hayat boyu sadakat %90 mumkun olabilir ama olmasi icin biraz da ruhunu hafiften öldurmen lazim
0
ala09
(16.02.22)
2. bir eş ihtiyacı arap şeyhleri, aileden zenginler, part-time çalışanlar gibi bol vakti olanlar filan için bi şey ifade eder

daha çok dargınlık ya da yaşlanma kilo alma sağlık vs. gibi vicdansız sebeplere dayanıyor başkası da olsun

fiziksel olarak uslu durmak zor bir mesele değil

zihinsel olarak uslu durmak ya da sosyal medya başkalarına ilgi duymamak ise çok büyük irade
eşler arasında karşılıklı fedakarlık ve özveri bağları sağlam tutuyor
arada bastırılmış duygu patlamaları olur
en basitinden bir ünlünün fotoğraflarına bakar geçer
ya da random biriyle dertleşir
tabi bunlar da hoş değil
0
bir soru sorcam
(16.02.22)
Mevzuya olabildiğince objektif yaklaşmaya çalışıyorum ve ben de merak ediyorum bunu.

Tek eşliliğin insanlara uygun olmayışı, özellikle de erkekler için; çoklukla erkeklerin tohumlarını olabildiğince saçarak daha çok çocuk sahibi olarak nesli devam ettirme iç güdüsünün bir sonucu olduğu savunuluyor.

Avcı toplayıcı zamanlarda, insan ömrü çok kısa ve hayat tehlikelerle doluyken fena da olmayan bir (içgüdüsel) strateji olabilir.

Şimdilerde genel olarak insan ırkının çok artmış olması, belki bazı insanlar için (içkin) türü sürdürme iç güdüsünü biraz törpülemiş, yoluna koymuş olabilir. Bazıları için de hala daha çok üreyip, genlerini sonraki nesillere aktarmak ve “kaybolup gitmemek” motivasyonu sürüyor olabilir.

Bu, en ilkel nesli sürdürme tarafından bakışım.

Öbür yandan, artık eskiye göre çok ama çok daha fazla hazcı insanoğlu. Çok büyük tehlikeler yok ve en basitinden yaralandığımızda bir ambülans gelip hastaneye götürüyor ve sorgusuz sualsiz tedavi ediyorlar!?

Haz ve deneyimler çağında pek çokları da deneyim ve hazlarını çeşitlendirmek istiyor. Bu da başka bir tarafı.


— Kendi bakış açım ve ne hissettiğime geçmeden önce; evli erkeklerin neden yakındığına geçeyim: Erken yaşta aile baskısı, ya da genel bağlam içinde bir şekilde evlenmeye kendini zorunlu hissetme; daha iyisini nasılsa bulamam, zaten kör-topalım, diğer yandan hormonlar derken birden bire, çok olgunlaşmadan, etraflıca düşünmeden kendilerini evliliğin içinde bulabiliyorlar.

Biraz “büyüyüp” de maddi olarak da rahatladıktan sonra; acaba doğru mu yaptım, bir sürü de seçenek varmış niye kendimi kapana kıstırdım ki vs. vs. gibi bir takım ah-vahlar oluşabiliyor.

Bunu etrafımda birkaç kadında da gözlemledim. Aman bu sünepeyle mi uğraşacağım, çocuk da peydahladım ele gelir oldu sepetleyeyim diyip (benim çıkarımım değil, kendilerinden dinlediğim) herifi boşayıp, çocuğun babasında kaldığı günler keyif çatan özgür ruhlu kadınlar da olabiliyor.

Herkesin şeysine kimse karışamaz :)



Kendi adıma kararsızım. Bir ilişki içine girdiğimde genelde gözüm başka bir şey görmez oluyor. Yani nebleyim, bildiğiniz bütün güzel kadınlardan oluşan bir karmayı evime doldursanız çıkın dışarı manyak mısınız diye kovalarım.

O duygusal yoğunluk pek iyi pek hoş. O sırada tek eşliyim ve sadakat sorgulamaya bile gerek yok.

Fakat “ilişki” ile “aşk” başka şeyler. Bir noktada “cepte bu” fikri oluştuysa ilişki içinde, merak ve yoğunluk duyguları kaybolmaya başlıyor. Çözdüm ben bu adamı/kadını duruşu işleri çok bozuyor.

Oradan sonra benim için yokuş aşağı gidiyor işler. Ama bunu çok eşlilikle çözmek de pek hoşuma gitmiyor. Aldatmaktan bahsetmiyorum, mesela bunu karşımdaki insanla konuşsam vesaire vesaire. I-Ih.

Ama mesela üç kişilik bir duygusal ilişkiyi merak ediyorum. Mümkün mü? Mümkünse nasıl? Bu fikri ilk kafama sokan da meşhur Vicky-Cristina-Barcelona filmi olmuştu.

Çok eşliliği daha çok bu bağlamda düşünüyor ve irdeliyorum.



Ömür boyu sadakat olur mu? Bahsettiğim merak/ilgi bitmezse, taraflar bunu besleyecek şekilde farkındalık sahibi olursa neden olmasın diyorum.

Diğer yandan, “zorunda mıyım”!? Ya da “zorunda mıyız” (insanlık olarak) —neden bir ömrü tek eşle geçirmek, katolik nikahıyla evlenip mezara kadar diye yeminler etmek zorundayız diye de düşünüyorum.

Yani insan değişiyor, bir yerden sonra iki kişi de başka insan olmuş oluyor. Başka yollarda, başka insanlarla devam etmek ve ‘no-hard-feelings’ pozisyonunda olmak da mantıklı geliyor.

Böyle.
0
kaptankedi
(16.02.22)
"25-30 yaşında toplumun da baskısıyla"
buu toplumun baskısından azadelik yaşı kaç acaba 68 mi?
kaç yaşında bu sosyolog/psikolog modern söylem insanları olgunlaşmış saymaya başlayacak
0
comp
(16.02.22)
Bu konularda asla objektif cevaplar alamazsın evet. Hatta herkesin anonim oldugu bunun gibi sitelerde bile. Bu konularda insanlar daha kendine karsi objektif değil ki sana objektif fikirlerini sunabilsinler zaten. Gercegi kendine bile itiraf etmez bazı konularda insanlar, kendini kandirirlar. Sen de ben de.

Uzun soluklu sadakat ne kadar mumkun? Bana sorarsan pek de mumkun değil.
Soyle bir durum var, gozu disari kayan aldatan insanlar ve yıllarca sadik kalan insanlar var. En azından bildigimiz kadariyla sadık olanlar diyelim. Burada direkt sonuca bakıyorz adam/kadin sadık kalmis mi kalmamis mi. Ama hayatinin geri kalanjna bakmıyoruz. Sadakatsiz olanin hayatinda neler oldu bitti kimlerle hangi ortamlarla karşılaştı, sadik olanda durum nasıl? 8milyar kusur farkli hayst var dunyada, bir tanesi bir tanesiyle aynı değil. Bir takım sartlar olustugunda veya bir takim firsatlar olustugunda durum degisebilir. Demek istedigim 30yil boyunca hic aldatmamis ama sadece firsatini bulamadigi icin yapamamış olan milyonlarca insan da vardir.

Ben sahsen kimsenin ama hiçkimsenin uzun soluklu sadakat sahibi olacaginin garantisi olmadigina inaniyorum. Evet buna tanıdığım tanimadigim herkesi ailemi esi dostu hatta kendimi de katiyorum. Herkes yapar değil, herkes yapabilir yani bu herkes için mumkun. Ahmet asla yapmaz Mehmet asla yapmaz Ayşe Fatma kesinlikle yapmaz falan boyle bir sey yok.

Uzun soluklu sadakat bazi sartlar gerceklesmemesi sayesinde oluyor biraz da. Yoksa kime sorsan onun kocasi asla yapmaz, onun karisi asla yapmaz, öbürünün anne babasi icin boyle sey soz konusu bile olamaz ama eminim bu talihsizligi yasayanlarin da hemen hepsi esleri icin ayni düşünüyordu.

İnsan dogasi bana sorarsan gozu disari kaymaya yatkin ama buna etki eden milyon tane değişken var. Kisinin is hayati, kariyeri, cevresi, toplumun kulturu, yetistigi ailede benimsediği ogretiler, dini inanci, eşinin kiskanclik ve kontrolculuk seviyesi, fiziksel cekiciligi, milyon tane değişken var kisinin sadakatsizlik yapmasina imkan veren veya mani olan. Atıyorum kadinin is ortaminda birilerone gozu kayiyordur ama kariyeri tehlikeye gireceginden hamle yapmaya cesaret edemiyordur bu sayede sadakatini bozamamistir. Yeryüzünde kimse de bu insanin aklini okuyamayacsgi icin bu kisi de sadakat sahibi olan veya "en azından bildigimiz kadarıyla sadakat sahibi olan" sinifina girer.

"Tek eslilik insan doğasına uygun degil"den ziyade "tek esle yetinmemeye egilimli olmak" insan doğası diyorum ben.

Ve bu gozler neler gordu. Neler gordu. Asla dusunmeyeceginiz, konduramayacaginiz, hatta yapacagini dusunmek bir tarafa dursun gozunuzle gorseniz ulan ben yanlış görmüşümdür diyip kendizi sorgulayip gordugunuze bile inanmayacaginiz insanlar neler yapıyor.
Ve gercekten esini seven ve sevmeye devam eden, onunla yasamaya devam etmek isteyen ondan ayri kalmak istemeyen ama gozu de disari kayip baskalariyla bir seyler yasamaktan da geri durmayan milyonlarca insan var. Olay sevmemek deger vermemek veya size gerçekten değer vermeyen sizi gercekten sevmeyen biriyle hayatini birlestirmek de değil. İnsanlarin filmlerden romanlardan ogrenip gercek hayata uyarladigi ve gercek olduğuna inandigi bir ideal sevgi sadakat olgusu var. Buna gore "gercekten" biririni sevdiğinde gercekten deger verdiginde boyle seyler olmaz, yapmazsin böyle seyler. Sadakatsizlik oluyorsa gercekten sevmemistir, deger vermemiştir, ahlaki degerlerini kaybetmistir soyledir boyledir. Yani normalde boyle seyler olmaz, o iliskide o insanlarda sorun vardir cunku idealimizdeki iliski boyle değil. Belki de idealimizdeki gercek değildir? Gercek dunya, gerçek insanlar oyle degil belki.

Gercek hayat su ki 15 senedir hergun gordugun beraber yatip kalktigin aynı sofrada yiyip kalktigin tuvalette isini yaparken zatirt diye cikardigi gazin sesini duydugun kisiye kiyasla isyerine 1 ay once giren eli yuzu duzgun vatandasin daha cekici gelmesi isten bile değil.
Ve bana sorarsan insanin konusmaya başladığı andan itibaren öğrendiği ahlaki degerler ve/veya dini inancinin getirdigi sorumluluklar, toplumun bu konudaki bakis acisi ve diger degiskenler ne olursa olsun nefsine tatlı gelen karşı konmasi zor yasak elma karsisinda bir istisna yapıp kendine bir takim mazeretler uretme ve tum bu ahlaki degerlere kisisel degerlerine karsi olan yasak elmayi yemesini kafasinda kendince kabul edilebilir bir istisnai durum haline getirip nihayetinde onu yeme isinde cok iyidir.


Bu kafayla nasıl evleneceksin sen, yalniz kalacaksin o zaman diyenler olacaktir, oluyor.
E evlenecegim ve bir hayat kuracagim diye kendimi kandiracak değilim, tabiat gerçeklerini kabul ederek ve farkinda olarak yasayacsgim yuva kursam da kurmasam da. Dunyanin en sadik kadinini bulup evlenecegim ve kendimi garantiye alacagim falan yok. Beni deli gibi seven birinin 30 yil sonra da ayni seyleri hissedecegine emin olamam. Evlendigim kişinin omur boyu sadik kalacsginin yüzde yuz garantisi olmadigi gercegiyle yaşayacağım. Bu bilince hayatımi birleştiriyor olacagim ve bu ihtimali dusunup geceleri uykularimi kaçırmayacsgim haliyle.
Ya kaybedersek diye dusunup maca cikmayan futbol takimi olur mu?
0
stavro
(16.02.22)
Evlilik bir kurum ve bir noktada "profesyonel" olarak yaşanması gerekiyor. Evlenmek demek yapısı gereği bazı şeylerden vazgeçmek demek.

İş hayatı gibi düşün, para kazanmak için hayatımızın önemli bir kısmını başkalarına kiralıyoruz. Hadi bundan bağımsız olsun, yaşamın dengesinde trade-off'lar var. Bazı şeylere sahip olmak için bazı şeylerden vazgeçmek gerekir.

Evlilik bu anlamda iş hayatından bir tık daha kolay bir kurumsal yapı çünkü kimse evlenmek zorunda değil. Bunu yapıyorsan da o kurumun kurallarına uyacaksın. Uyumayacağına inanıyorsan evlenmezsin. İş hayatında nasıl ki gereklilikleri yerine getirilmeyince yaptırım oluyor, evlilikte de olmalı. Bu anlamda sosyal yaptırımlar var, aldatmanın çok pis kötü bişey olması da bu yüzden belki de. Çünkü bunu yaptığında kimseye hesap vermeyecek, kimsenin sorgulamayacağı insan daha kolay yapar.

İşin patladığı nokta insanların evliliğe böyle bakmaması. Evliliğin bireyin hayatında zorlaştırdığı şeyler kolaylaştırdıklarından daha fazla. ve bunun gözardı edilebilmesi için süslenip püslenip anlatılıyor; dahası başarı gibi gösteriliyor. Ayrıldığında tazminat ödeyeceğin bir işe başlayıp, tazminat ödememek ama bir yandan da şirketin istediklerini yapmamak için çırpınmak oluyor aldatmak.

Yukarıdaki ruhu öldürmek benzetmesine katılıyorum, evlendiğinde vazgeçeceğin şeylerin senin hayatında pek bir önemi kalmaması lazım ki ruhunu öldürmek fikrine razı olasın. Ya da evlenmek için başka zaruretin varsa da, ruhunu öldüremesen bile canlı canlı gömmelisin, zamanla ölür.
0
Jux
(16.02.22)
1- insan, zihninde tamamen özgürdür. düşünceyi değerlendirmeye başlayacağımız nokta, işin icraate ya da söyleme döküldüğü aşamadır. dürtülerinizin hayatınızı, aldığınız kararları ne kadar etkilediği durumunuzu belirler.

insanı diğer canlılardan ayıran özelliklerinden birisi, dürtülerine ket vurmayı becerebilmesidir. bunu yapabilen var, yapamayan var, bilinçli olarak kendini kısıtlamayı reddeden var. üç durum da gayet doğal ve mümkün. sadece seçiminize uygun sosyal ortamı bulmanız/yaratmanız lazım. yoksa işin sonu yalnızlığa ve/veya mutsuzluğa çıkacaktır.

2- yaştan ziyade boşanma istatistikleri, şiddet vakaları ve terapiye yönelenlerin yüzdesi belirttiğiniz konuda daha çok şey söyler. evlilik dışı cinsel ilişkinin baskılandığı bir toplumda belirttiğiniz yaşlar evlilik için yüksek bile kalıyor.
0
zgrydn
(17.02.22)
Tekesliligi hayat boyunca tek bir es olarak alirsak insan hayatina uygun olmadigi belli tabii ki. Evlilik kurumu asktan sevgiden degil isortakligi ve mal dagilimi gibi kavramlar icin ortaya atilmis bir sey, Eskiden insan omru ortalama 45 yil iken mantikli olabilirmis, fakat gunumuzde olene kadar tek bir kisiyi ayni askla sevmek ve luzumsuz bir cok stresi ustlenmek cok akil kari gelmiyor bana.

Ama tek esliligi tek partnerlilik olarak degerlendiriyorsak dogru oldugunu dusunuyorum. Sadece cinsel yolla bulasan hastaliklar riski bile, hadi kendinize bulasmasina okaysiniz diyelim, baskasina bulastirma riski vs korkunc bir sey bence. Bu sebeple cok yatkinim ve buna yanasmayan biriyle herhangi bir romantik veya cinsel iliski yasama arzum yok. Kimse o kadar kiymetli veya ozel degil bence.
0
sopiro
(17.02.22)
Bahsettiğin konu genel bir kanun net bir denklem olmadığı için objektif cevaplar bulamaman normal ve zaten bu konu çok kişisel. Kişiden kişiye değişir görüşler ve cevaplar.

Uzun soluklu sadakati (40+ yıl vs..) ben de merak ediyorum, etrafımda tanıdığım ve yıllardır gözlemlediğim 65+ yaş ve hala mutlu insanlar, aileler var.
Onların ortak yanı, karı koca olarak kendilerini ciddi anlamda işlerine adamış olmaları. (ki maddi kaynaklı değil, bu insnalar işini iş olarak da görmüyor..) Muhtemelen sevdikleri işe sahip oldukları için iş düşünürken alt beyin farklı bir dürtü üretmiyordur.
Uzun süreli sadakatin ayrıca kişilikle ve daha çok yaşam tarzıyla ilgili olduğunu düşünüyorum. Örneğin ben ev kedisi gibiyimdir, benim yaşam merkezim, rahatlık alanım ve kendimi özgür hissettiğim tek yer evimdir o yüzden biri beni kapıdan kovsa bacadan geri girerim evime. Ama çok yakın arkadaşım ki evlenip boşanmış birisi, beni her zaman garipser. Nasıl oluyor da kendsi gibi dışarı çıkmak, gezmek eğlenmek istemiyorsun vs şeklinde. O benim eğlenmediğimi düşünüyor ancak ben evimde kendimle ve eşimle yaptığım ev içi aktivitelerden gayet keyif alıyorum ve aklımda "yahu şunu da yapmadık.." dediğim bir durum oluşmuyor. Çünkü zamanında onun kastettiği yaşam tarzının içinde çok zaman geçirdim ve öğrenciydim. şimdiki sorumluluklarımla aynı hayata sahip değildim ve belli ki bir doyuma ulaşmışım artık cazip gelmiyor bana. Ama aynı arkadaşım boşandıktan sonra tekrar ciddi bir ilişki yaşayamıyor, sebebiniyse ciddi bir ilişki sırasında başka bir kadını görüp ondan etkilenmesi ve keşke demek durumunda kalması olarak tanımlıyor. Bu da bana garip geliyor haliyle. Bu konuların haricinde sadakat için insanların hayattan beklentileri de çok etkili. Uzun lafın kısası kişilik ve hayat beklentileri bu konunun anahtarı ve ben kendimi sadakate yatkın olarak görüyorum.

Sadece evli erkekler ya da kadınlar yakınmazlar. Henüz kendini keşfedememişken başkası ile evlenip karşı tarafı keşfetmeye çalışan insanlar doğal olarak karşısındaki insandan beklentilerini belirleyemiyor. Güven arıyor ancak yeteri kadar güven veremiyor mesela ya da işin içine çok fazla eşlerin aileleri karıştırılıyor, bir taraf için olmazsa olmaz olan şeylr diğer taraf için gereksizlikten başka bir şey olmuyor vs vs.. bu örneklerle çoğaltılabilir. Bunun çözümü de insanların önce kendilerini tanıması sonra da karşısındaki insana kendini ifade etmesiyle gerçekleşir. Bunun olması için de temelde özgürlük kavramına sahip olmak, kendine saygı duymak ve karşındakine saygı duymak gibi davranışlar var olmalıdır. Diğer toplumları bilmemekle birlikte bizim toplumumuzda bu işler çok kolay değil. Bu yüzden de kadınlar kadınlara, erkekler de erkeklere sürekli yakınır. Evliyken evliliğini, ilşkisi varken ilişkisini, hiç bir şeyi yoksa ailesini ya da çevresini yakınır durur. Zaten az muhabbetleri incelersiniz " o bana bunu dedi", "o bana bunu yaptı" ve maddi mevzular ötesine geçmiyor yakınmak dediğiniz şey.

İlişki içinde başkasını arzulamak diye bir durum olmaz. başkası arzulanıyorsa yaşanılan şey de karşılık bir "hayat birleştirme" ilişkisi değildir zaten..
birisi ile tanışırsınız ve hoş/güzel/yakışıklı vs gibi bir değerlendirmede bulunursunuz ama bu insanlığın doğasıyla alakalı bir durum. hiç ilişkiniz olmasa dahi bu, temelde var olan bir şey. ilişki içinde tam bu noktada alt beyin kocaman bir tampon koyuyor, ilk izlenim ve buna bağlı düşüncenin üstüne sadece karşıdaki insan güvenilir ya da güvenilmez sinyali gönderiyor ve bunun üzerine çıkamıyor. Yani kişisel olarak ben hayatımda hiç yaşamadığım ve hiç sahip olmadığım duyguları vs arzularım ve bana başka bir insanın sağlayacağı duygu yok.

25 yaş dediğin çeyrek asır, kaç yaşında evlenmeli sence insanalar? 40 mı bunun doğalı peki? Kediler de doğdukta 10-12 ay sonra çiftleşmeye başlıyor ve yavruları olabiliyor, o yaştaki kedilerin istatisksel olarak yığılması da mı düşündürücü? Ya da askere giden erkelerin büyük çoğunluğunun 20 yaşında olması?
Eskiden evlilik yaşı daha da küçükmüş çünkü tarım toplumunda daha çok birey daha çok iş gücü demekmiş. Artık şehir ve eğitim hayatı olduğu için yaş ortalaması buralarda. ilerde bambaşka bir yaşam biçimi benimsenir o ortalama tekrar değişir.
İnsanlar hangi kültürden hangi eğitim seviyesine sahip olursa olsun -kendince- hayatı ertelemeyi sevmiyor, bir an önce evleneyim, yoluma bakayım, olacaksa çoluğum çocuğum olsun şeklinde düşünüyor.
0
foolrules
(17.02.22)
tek tip monogami yok onda bi karar vermek lazım
monogaminin 9 türü var şu an sayabildiğim

sabit çokeşli erkek - tekeşli kadın
değişken çokeşli erkek - tekeşli kadın

sabit çokeşli erkek - sabit çokeşli kadın (sabitler, kadın ve erkek için aynı kümeden)
sabit çokeşli erkek - sabit çokeşli kadın (sabitler farklı kümeden)

değişken çokeşli erkek - sabit çokeşli kadın
sabit çokeşli erkek - değişken çokeşli kadın
değişken çokeşli erkek - değişken çokeşli kadın

sabit çokeşli kadın - tekeşli erkek
değişken çokeşli kadın - tekeşli erkek

*sabit çokeşlilikte hivden sözedemeyiz mesela
0
comp
(17.02.22)
(7)

Yetişkinlikte kardeş kıskançlığına maruz kaldınız mı?

psmstc
Abla, abi, kardeş kıskançlığı. Nasıl baş ediyorsunuz?
Abla, abi, kardeş kıskançlığı. Nasıl baş ediyorsunuz?
0
psmstc
(27.01.22)
evet. fazlasiyla mesafe koydum ve kendi hayatinda "super" gelismeler oldukca benle olan durumu hafifledi. kiskanclik probleminin sebebi bireyin kendisini yetersiz hissetmesi veya ozguvensizlik olunca o sorunlar duzeldikce kisi de degisti takintisi azaldi
0
ala09
(27.01.22)
gozlemledidimi soyliyecegim
gorusmeyerek bas ediyorlar
0
all girls dream
(27.01.22)
Evet görüşmeyeceksin maalesef
0
kediperili
(27.01.22)
evet. hayati bir durum olmadıkça görüşmüyoruz zorunlu durumlarda da minimum temas ile görüşüyoruz ve böylece sorun yaşanmıyor.
0
foolrules
(27.01.22)
Kalmadim.
0
j r r tolkien hayrani
(27.01.22)
Yani küçükken illa ki olmuştur, kendim de kıskanmışımdır. Ama geçiyor demek ki, kardeşlerimle aram süper.
0
d max
(31.01.22)
(17)

gun boyu en ne iciyorsunuz (icecek)?

my pink
ne kadar iciyorsunuz? ne zaman iciyorsunuz (kahvaltidan once, sonra, aksam vs) ve toplamda ne kadar kahve tuketiyorsunuz?ornek:sabah sukahvaltidan sonra kahveaksam yatmadan bitki cayitoplamda 2 kupa americano
ne kadar iciyorsunuz? ne zaman iciyorsunuz (kahvaltidan once, sonra, aksam vs) ve toplamda ne kadar kahve tuketiyorsunuz?

ornek:

sabah su
kahvaltidan sonra kahve
aksam yatmadan bitki cayi
toplamda 2 kupa americano
0
my pink
(26.01.22)
Sabah spordan ve is hazirligindan sonra iki kupa sade filtre kahve - bu hergun
Iste ogle yemeginden once veya sonra bir latte veya cappuccino (sadece is gunleri)
Haftada birkac gun aksam yemegi ile bir kadeh sarap, genelde bitirmiyorum bile (genelde cuma ve cumartesi aksamlari)
gun boyunca su
kirk yilin basi aksam yemeginden sonra ihlamur

Saat 2'yi gectiyse kahve veya kafeinli seyler icmiyorum.
0
sopiro
(26.01.22)
1-2 turk kahvesi
Her gun kahvaltida cay
Gun icinde latte
Yazin soda
0
mor oje
(26.01.22)
Gün boyu su, akşam da 6, 7 bardak çay.
0
ruhen hastayim ben
(26.01.22)
bol bol soguk su iciyorum, ozellikle ilk kalktigimda su icmeye dikkat ediyorum. bu aralar rooibos cayina sardim ondan iciyorum. bazen de gun icinde veya aksamlari sprite/soda vs iciyorum.

arada bir canim kahve cekiyor kahve iciyorum, sanirim canim ne isterse onu iciyormusum.
0
eksi sozlukte eksiyen adam
(26.01.22)
1 veya 2 kupa filtre kahve
1 soda
haftada 3-4 kere zencefil ve ıhlamur çayı
sabahları çay
ve su
0
axl
(26.01.22)
sabah kahvaltı 1 kupa çay,
iş yerine gidince sabah 1 kupa çay,
öğle yemeği sonrası 1 kupa çay,
akşam yemeği sonrası 2 kupa çay
en sonra 1 şişe beypazarı sodası.

cuma akşamları depressive times ile 1 şişe ucuz şarap.

gün içinde suda içeye çalışıyorum ama çok değil.

Tam fakir işi.
0
morcivert
(26.01.22)
uyanır uynamaz 0.5 litre su
öğle yemeğine kadar bir büyük filtre kahve
0.5 litre su
öğle yemeği sonrası bir büyük filtre kahve
zaman zaman ek olarak çay x 2-3
0.5 litre su
keyifliysem akşam yemeği öncesi ya da hemen sonrası bira ya da viski
0.5 litre su
Alabildiğince çay. (~ 3-4 kupa)
0
foolrules
(26.01.22)
sabah soguk sutlu cortado (double espresso+espresso kadar sut)
aksama kadar bol bol su (3-4lt) ve cay (1.5lt)
eve gelince veya hic cikmadiysam yatmadan once yine soguk sutlu cortado
eve geldiysem caya devam
0
nibba
(26.01.22)
3 litre su, 300-400 ml kahve, 1,5 litre çok açık çay (3 kupa 450 ml)

evden çalıştığım için tuvalete gitmek kolay :)

çaylar şunlar:
KLOOF Rooibos Tea Earl Grey
KLOOF Rooibos Tea Vanilya Aromalı
KLOOF Rooibos Tea Bal Aromalı

çok nadir ıhlamur kaynatırım ama baş ağrısı yapıyor bende. bir sürü çeşit bitki çayı karışımı var, onları da nadir de olsa demlerim.

bazı yemeklerin yanında cola zero içiyorum. ayda 4-5 kutu içiyorum sanırım.

ağır kardiyo yaptığım zaman da 1 litre soğuk suya 2 tane soğuk beypazarı maden suyunu ekleyip onu içiyorum pipetle, yavaş yavaş. damardan serum alıyormuş gibi bir his oluyor :)
0
gabe h coud
(26.01.22)
sabah kalkar kalkmaz bir bardak su
öğlene kadar iki kupa kahve, bir bardak su
gün boyu su, nadiren saat 3 olmadıysa buna bir fincan da türk kahvesi eklenir
suya devam
haftada iki üç gün akşam yemekten sonra bitki çayı

en çok su içiyorum, kahve ikinci en çok tükettiğim içecek. iki kupadan fazla tüketmemeye dikkat ediyorum, çok stresli ve yoğun bir günse bu sayı çoğalır ama nadiren. günün ikinci yarısı benim için saat 3 itibariyle başlar, o saatten sonra kahve içmem.
0
evde liyakat kalmamis
(26.01.22)
kahvaltıdan önce bir çay bardağı kefir.
gün boyunca bol bol ama gerçekten bol su.
kahvaltıda çay ama bununla ilgili de aralar vermeye çalışıyorum, örneğin 10 gün hiç çay içmiyorum.
öğlene doğru bir türk kahvesi veya filtre kahve. çay için uyguladığım ara vermeler kahve içinde geçerli.
öğleden sonra bitki veya meyve çayı ama poşet çaylardan değil. ya kurutulmuş bitkilerden (biberiye, rezene, melisa, ıhlamur gibi) ya da doğrudan meyveleri (ayva, elma, mandalin vb) demliyorum. yazın da bunların soğuk versiyonlarını yapıyorum.
alkol hiç kullanmıyorum.
0
Phoebe
(26.01.22)
sabah kapsül kahve
öğleye kadar, öğleden sonra kekik,ıhlamur,yeşil çay ve türk kahvesi
bazen akşam eve gidince kapsül kahve.
0
mikahakkinen
(26.01.22)
gun boyu su min 3litre.
IF yaptigim ve ac karnina cay midemi bulandirdigi icin ozellikle soguk havada 1 siyah 1 de meyveli cay vs tarzi seylerden.
aksam yemekten sonra da yesil cay.
kahve icmiyorum.
0
bay b
(26.01.22)
sabah 1 bardak su
kapsül kahve
işe gelince efervesanla yarım litre su
gün içinde filtre veya türk kahvesi 1 bazen 2 adet
gün boyunca su
akşam eve gelince hafta içi 4-5 haftasonu 8-9 bira
0
kumandanim
(26.01.22)
Sabah su
Kahvaltıda çok az çay
Kahvaltıdan sonra kahve
Gün içinde 3-4 kupa filtre kahve bazen 1-2 nescafe
Akşam 1-2 bardak çay veya bazen bir kupa bitki çayı
Günde 2 litre su
0
sevilen progressive türkücü
(26.01.22)
filtre kahve.
su.
bulursam americano.
evde ve kışın boş günse bira.
0
rewlack
(26.01.22)
sabah kahve
gün boyu 2 litre kadar su
akşam yemeğinden sonra türk kahvesi
akşam rakı
0
brakgn
(26.01.22)
(7)

Neden değer veren değer görmüyor?

butikcenk
Yanlış kişilere mi değer veriyoruz, hiç kimseyi hayatımızın merkezine koymamalı mıyız? Seven sevilmiyor mu?Hayal kırıklığına uğramamak için en fazla ne kadar fedakarlık yapılmalı?
Yanlış kişilere mi değer veriyoruz, hiç kimseyi hayatımızın merkezine koymamalı mıyız? Seven sevilmiyor mu?

Hayal kırıklığına uğramamak için en fazla ne kadar fedakarlık yapılmalı?
0
butikcenk
(18.01.22)
Çünkü aynı degeri gormedigin anda birakip gidecek cesaret gosteremiyorsan zaten o değeri hak etmedigini ispatlamis oluyorsun. Kısır döngü
0
abuzer
(18.01.22)
karşılıklıysa, değer vermek güzel, hayatın merkezine koymak, koyulmak çok güzel bir duygu. dış politikada mütekabiliyet diye bir kavram var. "Mütekabiliyet; Devletler arası ilişkilerde maruz kalınan davranışa aynı şekilde karşılık verme prensibini tanımlar."

Sana 1 adım gelene sen de 1 adım gideceksin. Sen 3 adım attın, ondan 1 adım bile gelmediyse olduğun yerde bekleyeceksin, gerekirse geri adım atacaksın.

Suriye'nin karıştığı dönemlerde bize bir tane top düşüyordu, aynı şekilde cevap veriyorduk, karşı tarafta can ve mal kaybı olacağını bile bile top atıyorduk. neden? yoksa devlete saygı kalmaz. bir şey yaptıysan karşılığını bulacaksın, bunu bilecek komşun. iyi ya da kötü. insani ilişkilerde de öyle. karşı tarafın sana saygısı, daha önemlisi kendine saygın azalmaması için istemesen de geri adım şart.
0
gabe h coud
(18.01.22)
Başlık da dahil sorunların her biri çok bilinmeyenli ve formüle edilebilir değil ancak ilk olarak değer veren değer görmüyor diye bir durum yok.

Yanlış kişilere değer veriliyor olabilir ancak bu aslında kişinin kendisiyle ilişkili bir duumdur. Henüz kendini tanımayan birey karşısındaki insan hakkında öngörülebilir teşhislerde bulunamayacağı için büyük olasılıkla değer verebilecek doğru kişiyi seçemez. O yanlış tercihi hayatının merkezine koyar, sever ama sevilmez ve sonrasında da hayal kırıklığına uğrar.

Daha fazla hayal kırıklığına uğramaak için beklentiler minimumda olmak üzere özünden başlayarak farkındalığın maksimum olması gerekiyor.
0
foolrules
(18.01.22)
bu bir inanış.
değer verip değer gören milyonlarca insan da var.

ilişkiler ve ilişki yaşadığımız kişiler kendimizin aynası çoğu zaman.
siz kendinize ne kadar değer verirseniz, karşınıza size o kadar değer veren insanlar çıkar.

yani bakış açınıza ve bilinçaltınızdaki kodlara göre ilişki yaşarsınız.
ilişkileri hayal kırıklığı ve fedakârlık ekseninde değerlendirir, öyle yaşarsanız, ilişkileriniz bunun üzerinden yürür ve sınanır.

kaza anında oksijen maskesini önce kendine takmak gibi, zaten birini gerçekten sevebilmek için önce kendini gerçekten sevmen lazım.
yani birini sevmek, onu hayatının merkezine almak demek değil zaten.
herkesin hayatının merkezinde kendisi olmalı.
0
blatta hiberna
(18.01.22)
değer verilir ancak doğru insana. insanoğlu açgözlü olduğu için hep daha iyisini ister, insana değer verirken de durum böyledir. hep kendisinden "üstün" olanın peşindedir, bu yüzden hep hayal kırıklığına uğrar. mühim olan dengini bulup, birbirine karşılıklı değer vermektir.
0
rose parks
(18.01.22)
Deger verenin değer gormesi gerektigi on kabuluyle hayata baktiginiz icin boyle olmayınca sasirip anlam veremiyorsunuz. Halbuki boyle bir tabiat duzeni yok. Bu sizin idealiniz sadece. Size böyle öğretildi, dogrusu bu ve olmasi gereken de bu diye sartlanip etrafinizda da bunu gormeyi bekliyorsunuz ama realiteyi etkilemiyor bu. Bunu bir asmak lazım once. Tabiat ve içindeki insanlar ideallerdeki yuksek erdem standadtlsdina gore şekillendiriyor kendini.

Cok buyuk iyilikler yaptığınız dostunuz zor zamaninizda sizi umursamayabolir, cok değer verdiginiz biri sizin yoklugunuzu bile farkmetmeyebilir, severek evlendginiz esiniz muthis bir soğukkanlılıkla duzenli olarak aldatabilir. Bunlar daima gercrklesebilecek ve ilk insanin nefes almaya basladigindan beri de gerceklesen seyler. Bu gibi erdemsizliller hep gozunuzun onunde gerceklesmedigi icin "bunlar hep baskalarinin basina gelir, bu istisnalar her zaman olmaz bunlar nadir sanssizliklardir" on kabuluyle yasiyorsunuz.

Birinin size verecgi degeri sizin ona verdiginiz degerin belirleyecegini dusunuyorsunuz ama genel olarak insan ruhunun boyle bir mekanizmasi okmadigi gerceginin bilincinde olmayacak kadar gaflet icinde yasiyoruz. Sizde olan vefa mekanizmasinin, idealinizde olanin digerlerinde de olacağı beklentsiyile yasiyorsunuz. Genel olarak hepimiz boyleyiz. Bu insanin - en azindan modern insanın - zayif noktası. İnsanlar size verecegi degeri belirlerken ona ne kadar deger verdiginize paralel hareket etme gudusuyle yasamaz size olan duygularını. Gonlunden gectigi kadar deger verirler size. Verdiğiniz deger goreceginiz değerden cogu zaman bagimsizdir esasında.
Yani diyecegim o ki ne yapmaliyiz ne kadar dever vermeliyiz konusunda her seyden once ise önce daha realist bir bakis kazanarak baslamak lazim.
0
stavro
(18.01.22)
Yanlış kişilere mi değer veriyoruz

yanlış kişi diye bir şey yoktur, herkes doğrudur. bu doğruluk kısa sürebilir, uzun sürebilir, ömür boyu sürebilir ama doğrudur. ilişkin iyi gitmeyebilir, kötü durumlar yaşanmış olabilir ancak sana bir şeyler öğretir, öğretmiyorsa o halde sorun karşı tarafta değil sendedir ve zaten o nedenle bunlar tekrar ve tekrar yaşanır.

hiç kimseyi hayatımızın merkezine koymamalı mıyız?

elbette kendinden başkasını merkeze koymamalısın, buna annen babanda dahil, nesin sen başkalarının etrafında gezinen uydu falan mısın? neden merkezde başka bir şey var da sen onun etrafında oluyorsun? senin zevklerin, arkadaşların, kendine göre durum ve olayları yorumlaman yok mu? bunların hepsi sende var, o halde neden başkası merkezde? tabii ki hastalıkta, kara günde o başkası merkezde olabilir ancak bu belirli bir süre olmalıdır.

Seven sevilmiyor mu?
kedileri seviyorsun ama mahallenin kedileri yaklaşmıyorlar, üzülecekmisin bu duruma? sevmeyecek misin? dövecek misin? sövecek misin? sen birine bir şey veriyorsun diye o kişiden bir şey isteme hakkın yok ki? bu bir şeyi karşılık bekleyerek yapmaktır ki sonucunda vermeseydin, bana mı sordun derler adama. sevmenin pazarlığı olmaz. karşı tarafa verdiğin şey maddi olabilir, manevi olabilir ancak pazarlık malzemesi olmamalıdır. Ancak ve anca:İ duygularının ve düşüncelerinin tek sahibi sensin, bir başkasına vermiş olman geri alamayacağın anlamına gelmez. tıpkı bundan öncekiler gibi yine zamanla geri alacaksın. bu tam soruna cevap değil ama isyanlardasın, isyan etmene gerek yok.


Hayal kırıklığına uğramamak için en fazla ne kadar fedakarlık yapılmalı?

gerçekçi olmak ve gerçekleri fark etmek hayal kırıklığı yaşatmaz. adı üstünde hayal, senin zihninde kurduğun, bu kurdukların için danışmanlık dahi almadığın gerçek dışı şeyler. aksiyon hollywood filmi gibi, gözlerinden ateş çıkan adamlar, uçanlar, görünmez olanlar, çok güçlü olanlar vs. bunlar gibi aynı, neden gerçeklikten çıkıp hayal kuruyorsun ki? romantik hollywood filmleri hayal, uydurma, birinin kafasında kurduğu bir kurgudan ibaret. romantik romanlar (iki kelimenin de ses benzerliğine dikkatini çekerim) birinin kafasında kurduğu bir hayal, şairlerin şiir yazdığı kadınlar/erkekler onların hayalinde. öyle hissetmiyorlar öyle hissetmek istiyorlar sadece ve gerçek değil, olsa olsa süslü laflardan ibaret. hayal kırıklığı istemiyorsan hayal kurmaktan vazgeç, bunun fedakarlıkla bir ilgisi yok.

son olarak:
Neden değer veren değer görmüyor?

değer veren değer görüyor, sadece sen karşı tarafa olması gerektiğinden daha fazla değer veriyorsun, o kişi bu kadar değeri hak etmiyor, bunun da farkında bu nedenle de vermiş olduğun değer ona yük geliyor. bir nevi vicdan yapıyor seni terk ediyor çünkü sanki onun hayatında başka yükleri yokmuş gibi bir yükde sen ekledin. onun sana verdiği değer seninle aynı olmadığı için de daha çabuk atlattı.

not: bir sonraki ilişkinde baktın ki durum iyiye gitmiyor, ne kadar değer verirsen ver, ne kadar seversen sev, giden sen ol.
0
selam
(18.01.22)
(15)

sirket telefonu veri kontrolü

kaputt
selamlar, benim bir sirket telefonum ve sirket hattim var. sirketin güvenlik veya IT ekipleri isteseler bu telefonda ne yaptigimi ne kadar görebilirler?tahminimca indirilen uygulamalari filan görüyorlardir. ama mesela whatsapp icerigi, internette gezdigim sayfalar, fotograflarima filan da ulasabilir
selamlar, benim bir sirket telefonum ve sirket hattim var. sirketin güvenlik veya IT ekipleri isteseler bu telefonda ne yaptigimi ne kadar görebilirler?
tahminimca indirilen uygulamalari filan görüyorlardir.
ama mesela whatsapp icerigi, internette gezdigim sayfalar, fotograflarima filan da ulasabilirler mi? teknik olarak evetse de yasal olarak bu kadar inceleme haklari olabilir mi?
tesekkürler
0
kaputt
(12.01.22)
iphone mu android mi?
0
aeroknight
(12.01.22)
iphone, ikisi fark ediyor mu?
0
🌸kaputt
(12.01.22)
androidse rootlu ise evet. iphoneda jailbreak vb yoksa hiçbir şey yapamazlar.
0
aeroknight
(12.01.22)
biraz daha acabilir misiniz? jailbreak nedir kisaca, ve var diyelim neye ulasabiliyorlar?
bir sey yaptigimdan degil de 3 senedir tek telefonum bu, ve haliyle tüm hayatim icinde. simdi de sizmalar nedeniyle güvenligi arttiriyorlar ve bu zamana kdr neleri görüyorlardi onu bilmek istiyorum.
0
🌸kaputt
(12.01.22)
merak etme kendi icloud'un açık büyük ihtimal hiçbir şey olmaz. ayarlara geldiğinde en üstte herhangi bir şirkete bağlı telefondur yazıyor mu? yazıyorsa bile izleyemezler.
0
aeroknight
(12.01.22)
ilk olarak bu dediğiniz şey teknik olarak mümkün. @aeroknight'ın dediği gibi cihazlar root/jailbreak durumundaysa çeşitli uygulamalar ve ayarlamalarla yapılabilir ancak çok ciddi ve kanuni sorumlulukları olan, riskli bir durumdur. Kolay kolay yapmayı yemez.

Ayrıca takip edilebilse dahi IT ekibinin işi gücü yok, isanların hangi programı indridiğine vs mi bakacak? Bu acayip bir işsizlik gerektirir.

Hukuki bir durum olursa ve telefon verilen çalışan bir şekilde o cihaz üzerinden kanunsuz bir işlem yapmışsa durumla ilgili prosedürleri uygulamak dışında hiç bir şeyi kimse yapamaz.
0
foolrules
(12.01.22)
@aeroknight, yok kendi emailim ve adim var. sirket degil.
0
🌸kaputt
(12.01.22)
@foolrules evet ben de ayni dediginiz sekilde düsünüyorum onun icin rahatim aslinda. peki teknik olarak meraktan soruyorum, gercekten ne kadar ileri gidilebiliyor, özellikle sunlari merak ediyorum:
whatsapp icerigi, internette gezdigim sayfalar, fotograflar
0
🌸kaputt
(12.01.22)
Şirket telefonunu şirket işleri için kullandığın ve üzerinde kişisel veri tutmadığın varsayılır. Kendi evinde ve kendi internetinle internete çıksan bile tüm internet trafiğin izlenebilir ve girdiğin web sayfaları takip edilebilir, kısıtlanabilir. Kullandığın ve kullanacağın özellikler, uygulamalar vs hepsi kontrol edilebilir. WhatsApp içeriği ve fotoğraflar da "teorik olarak" erişilebilir ancak custom çok iş gerektirdiği için kimse uğraşmaz diye düşünüyorum (uğraşan görmedim şimdiye kadar). Ama mesela teams kullanıyorsundur, orada yapılan tüm yazışmalar a'dan z'ye kaydedilir.

Buna mobile device management deniyor, buradan basit bir MDM ürününün özelliklerini görebilirsin, bundan çok daha gelişmiş ürünler de mevcut: support.kaspersky.com

Kabaca tüm bağlantıyı şirket ağı üzerinden gerçekleştirmeye zorlayıp kendi SSL sertifikasını basarak tüm internet trafiğini izleyebilir şirket yani. Bunu da %100 yasal olarak gerçekleştirebilir.
0
roket adam
(12.01.22)
@roket adam, oo bayagi her sey mümkünmüs.. yani tek telefonum bu oldugu icin bu kadar yilda tikladigim milyonlarca siteyi oturup arastirmazlar diye umacagim bu durumda :)
0
🌸kaputt
(12.01.22)
muhtemelen loglanıyordur yasal bir durumla karşı karşıya kalınırsa diye ama kimse oturup da takip etmiyordur diye tahmin ediyorum.
0
argent dawn
(12.01.22)
Hocam için rahat olsun, tr'de bu düzeyde bu uygulamaları kullanan şirket sayısı bir elin parmağını geçmez :) Teknolojik olarak mümkün dediğim gibi, çok maliyetli de değil ama genelde it'ciler sallamaz bu kadar yani.
0
roket adam
(12.01.22)
iste sikinti o aslinda, türkiye'de degilim ve global bir sirketteyim, konu burda bayagi ciddi :)
0
🌸kaputt
(13.01.22)
Global şirketteysen dikkatli ol derim hocam. Telefonu kapalı kutu alıp jelatinini sen açmış olsan bile önceden şirket ayarları yüklenmiş olarak gelebiliyor (Apple'ın böyle bir hizmeti var), o yüzden en temizi şirket kaynakları ile bireyseli tamamen ayırmak.
0
roket adam
(13.01.22)
Daha önce ben de benzer bir durumu merak etmiştim:
www.eksiduyuru.com

O yüzden demin bu duyuruyu görür görmez de hemen ilgiyle takibe geçtim.

Anladığım kadarıyla şirket telefonunu kullanırken bu anlamda bir temkinli olma payı bırakmak gerekiyor, öyle verilere asla ulaşılamaz gibi bir durum söz konusu değil sanırım.
0
jonas
(13.01.22)
(4)

Özel okulda bu durumda ne oluyor?

bugun hava gunluk gureslik
Merhaba. Özel bir okulda 3 senedir çalışıyorum. Gelecek sene için imza atmayacağım. İmzalarımız kadrolu olduğumuz için 1 senelik. Temmuz’a kadar okula gidiyoruz. Bu yaz yine de maaşım yatar mı? Ekim yeni dönem sayılıyor bu arada.
Merhaba.
Özel bir okulda 3 senedir çalışıyorum. Gelecek sene için imza atmayacağım. İmzalarımız kadrolu olduğumuz için 1 senelik.

Temmuz’a kadar okula gidiyoruz. Bu yaz yine de maaşım yatar mı?

Ekim yeni dönem sayılıyor bu arada.
0
bugun hava gunluk gureslik
(30.12.21)
Merhaba, bu durum tamamane sizin sözleşmedeki anlaşma maddelerinizle alakalı. Yaz maaşını kapsıyor mu kapsamıyor mu ya da hangi aydan başlamak üzere 1 yıl olarak görünüyor bunu netleştirmeniz lazım.
0
foolrules
(30.12.21)
sözleşmeleriniz 1 yıllık ise,
her sene yeniden imza atıyorsanız,
bu imzayı da okullar tatil olduğu sıralar atıyorsanız,
yeni dönem ekim sayılıyor ise,

yeni dönem için imza atmasanız, eylül ayında okullar açılınca okula gitmeyecek olsanız bile, en son eylül maaşını alırsınız ve biter.

1 senelik dediniz diye böyle yazdım. eskiden dershanelerde 10 aylık ücret ödenirdi, onun gibi bir durum olup olmadığını sadece siz bilebilirsiniz.
0
kibritsuyu
(30.12.21)
normalde yatar anormal bir madde yoksa. yaz dönemini kapsar anlaşmanız. başka okulla anlaşırsınız. o sözleşmeniz de eylül itibariyle başlar zaten, normal olanı bu.
0
adivar
(30.12.21)
Normal şartlar altında yeni bir okulla anlaşma yapsanız ve ağustostaki seminer döneminde o yeni okulun seminerlerine bile gitseniz, eylül ayına kadar eski okulunuz para yatırmaya devam eder kadrolu olarak tam zamanlı atandıysanız. ekim ayında alacağınız maaştan itibaren yeni okul yatırmaya başlar.

sözleşmenize bakın son imzalayıp aldığınız, orada eylüle kadar gözüküyor olmalı.

tabi bizim ülkemizde ne kolejler gördüm yazın para vermemek için türlü çakallıklar yapmaya çalışan. (tek taraflı fesihler, kavga gürültü vs.)
kurumsal firmalarda ama bu olmaz.

3 senedir oranın öğretmeniyseniz sorun yaşamadan parayı almaya devam edersiniz diye düşünüyorum.


niyet mektubu ve sonrasında istifa dilekçesini vereceğiniz zaman geldiğinde ikinci dönem, istifa cümlenizde "Eylül 2022'den itibaren" ibaresini geçirmeniz en önemli şey. yoksa dilekçeyi verdiğiniz günden itibaren sayılır, çakal okullar hemen devreye sokar bunu, yazın para vermez.
0
la traviata
(30.12.21)
(13)

çok mutsuzum, ümitsizim

ufockinwotm8
iç dökesim geldi sadece. 27 yaşındayım, üç kuruş maaşım var. 4300 lira tam olarak yan haklar hariç olarak. asgari ücret olacak 4000 lira. yani aslında asgari ücretle çakışıyor olacağım resmen. illa ki zam olacak ama ne fark eder ki? yüzde 50 zam yapabilirler ama yüzde 50 zam bile hiçbir şey ifade et
iç dökesim geldi sadece. 27 yaşındayım, üç kuruş maaşım var. 4300 lira tam olarak yan haklar hariç olarak. asgari ücret olacak 4000 lira. yani aslında asgari ücretle çakışıyor olacağım resmen. illa ki zam olacak ama ne fark eder ki? yüzde 50 zam yapabilirler ama yüzde 50 zam bile hiçbir şey ifade etmiyor bu ekonomide. şu anki maaşım zaten yok gibi bir şey. hayatta kalabiliyorum sadece. iş değiştirerek maaş arttırmaya bakıyorum ama piyasa korkunç, iş yok zaten doğru düzgün olanlar da zaten 8-9 bin talep etsem dönüp bir daha aramazlar bile. işimde iyiyim, kafam çalışıyor kalifiye biriyim ama işte iş hayatına birazcık geç girdim. 1,5 yıldır çalışıyorum sadece.

hiçbir gelecek göremiyorum gerçekten, evden çalışıyorum. son 1 aydır falan resmen depresyonda gibiyim. yataktan kalkamıyorum, pc başında ekrana boş boş bakarken buluyorum kendimi. hiçbir şeye odaklanamıyorum doğru düzgün. yaptığım işe artık hiç sahip çıkmıyorum çünkü motivasyonum yok. napacaklar ki en fazla kovarlar diyorum yeni bakan gibi kaybedecek sadece maaşım var diyorum. benzer maaşa başka iş de bulunur nolacak diyorum.

ücretsiz izin falan mı alsam acaba diyorum kafa dinlemek için biraz. ne dersiniz? ücretli iznim de var baya ama onları iyi günlere saklasam daha mantıklı olur gibi geliyor.

son sorum mantıklı mı sizce siz olsanız yapar mıydınız? sizde durumlar nasıl genel olarak? nasıl dayanaıyorsunuz?
0
ufockinwotm8
(13.12.21)
Pişman olursun. Net. Bu şekilde ortada somut bir sebep olmadan iş bırakılmaz.
0
dissendium
(13.12.21)
Bence biraz dinlenmek iyi fikir izne ayrıl.
Yaşına hatta kazancına kadar şu an aynı durumdayım ama daha şiddetlisini de yaşadığım olmuştu üstelik o zaman maddi sıkıntım da yoktu. İki sene önce istifa etmeden evvel yani iyi kazanıp yine de istediğim iş olmamasından dolayı böyle bi çıkmazdaydım, napıyorum ben burda demekten kafayı yemiştim, o stres sonra abuk subuk yerlerden patlak verdi aniden kilo verdim iştah bitti, durduk yere ağlamalarım başladı, anksiyete aldı yürüdü, titremeler, günlerce uykusuzluk vs. Sonra istifa edip baya boş kaldım ama kafam geçici de olsa rahatladı. Kısacası demeye çalıştığım şey taşacak gibi hissediyosan bence biraz boşta kal, şu şartlarda işi bırakma tabii ama biraz kafa tatili, iş ve maddiyat odaklı olmayan şeylerle uğraşmak, sevdiğin birleriyle olmak hatta dağ bayır gezip dolaşmak bile iyi gelebilir, hiçbi şey huzurdan önemli değil. Hala bazen rüyamda o hissi yaşıyorum, uyanınca şaşırıyorum etkisinin böyle devam etmesine. Bizim gibi çok var ve böyle yaşamak büyük oranda bizim seçimlerimizle/ kabiliyetimizle alakalı bile değil, iyi bi fırsat çıkana kadar kendini yeme.
0
kulaktan dolma biber
(13.12.21)
iş bulmadan iş bırakma. benzer maaşa başka işeler de bulursun ama evden olmayabilir, işin içine fiziksel başka yorgunluklar girer, vs vs..

yaşadığın durum genel ve çoğu insan aynı durumda emin ol buna, şuan bu zaanlara sabretmekten başka ne yapılabilir bilmiyorum ama iş bırakılmaz ona eminim.
0
foolrules
(13.12.21)
çok benzer durumdayız. ben önce son kalan izinlerimi kullanıp biraz dinlendim. sonra da iş buldum. 8-9 bin talep etmek yerine mevcut maaşınıza göre daha makul maaş talebinde bulunmanızı öneririm (5.5-6 gibi). tl erirken çok anlamlı bir miktar gibi gelmiyor olabilir ama hiçbir şey birden olmuyor. kendi değiştirebileceğiniz şeylere odaklanın bence. yeni bir şirket hem ortam değişikliği açısından iyi olur, hem de cv'nizde farklı bir tecrübe yazması açısından.
0
slow like honey
(13.12.21)
Daha 1.5 yıl olmuş, herkes iş hayatına atılınca ilk 3-4 sene çile çekiyor. Buna yapabilecek bir şeyin yok. Eğer gelecek vaad eden bir kariyerdeysen aynen devam et.

Ben olsam iş dışı hayatıma odaklanırım bu noktada. Yeni başlayan kimse 15 bin lirayla başlamıyor. İş işteyken bulunur.
0
roket adam
(13.12.21)
9 ay gurbette aylık 3000 liraya çalıştım. yeni mezun muhendisim. eylul ayının sonunda bulunduğum yerdeki işin biteceği anlaşılınca patron başka bir ildeki şantiyeye gitmemi söyledi. maaşı sordum, ocağa kadar aynı parayla çalışacağımı, ocakta elbet zam olacağını söyledi. zammı sordum. ne kadar maaş istiyorsun dedi, o zaman da daha asgari ucret zammı gundemde yok. 5500 dedim. sen ne kadar zam istediğinni farkında mısın dedi -2500 lira yani dasfdgfhgfdsfdgfh- evet dedim. sonra da biz o maaşı veremeyiz dedi. işten çıktım 2-3 gun once. şu anki gundeme bakıp ince ince guluyorum sadece. 5500 e evet deseymiş bile ben 1-2 ay sonra kafamı duvara vurmaya başlayacakmışım cunku bu asgari ucret ve dolar gundemiyle birlikte.

bunları neden anlattım, ben de aynı umitsizlikleri çekiyordum. hem de gurbette. şimdi hala çekiyorum. hem de işsiz bir şekilde. he çok salladığım söylenemez bu da benim yapım ayrı konu.

sana tavsiyem, eğer gurbette çalışmıyorsan, akşam çıkıp evine gelebiliyorsan yani, yaşadığın şehirde çalışıyorsan yeni bir iş bulana kadar dayan, en azından alacağın zammı bi gör. o zaman kadar bu ruh halini atlatmak için izin al. hava değişimi olsun.

allah yolunu açık etsin. guzel olur umarım her şey.
0
fyodor fyodorovic
(13.12.21)
valla benzer durumda insanları görmek çok saçma belki ama mutlu ediyor. en azından yalnız değilim diyorum. işten zaten çıkmam öyle bir düşüncem yok. kafa izni alsam diye düşünüyorum.

bir de canımı sıkan kız arkadaşım euro ile maaş alıyor. işe aşağı yukarı aynı zamanlarda başladığımızda ve euro en son atakları yapmaya başlamadığında benden biraz fazla alıyordu ama şu an fark o kadar yükseldi ki kendimi kötü hissetmeye başladım. bin fazla, iki bin fazla, üç bin fazla, x2 x3 diye diye gitti euro kuru yüzünden.

insan kendini kötü hissediyor hak verirsiniz ki, en yakın akranım da o sonuçta dolayısıyla kendimi kıyasladığım ilk insan da o. mesele onun benden fazla kazanması değil tabii ki bu arada asla, mesele aramızdaki farkın sürekli açılması ve bunun aslında onun yukarı çıkması değil benim aşağı inmemden kaynaklanması. yoksa keşke o yukarı çıksa ben yerimde saysam zerre gam yemem daha çok çabalar uğraşırım.
0
🌸ufockinwotm8
(13.12.21)
böyle kriz zamanları küçülmek iyidir. büyük kiralar vermeyin, küçük bir yere geçin ya da aile yanına veya ev arkadaşı. araba varsa küçültün, az yakanını alın. kuru temizleme, ev temizliği gibi masraflar varsa durdurun, kendiniz yapın. eşya alınacaksa 2. el bakın, pazarlık yapın, tamir edin. kıyafetleri diktirin. netflix'i iptal edin. amazon + spotify + netflix yılda 1000 lira tutuyor olabilir. 3-4 koldan tasarruf ve küçülmeyle elinizde kalan parayı artırıp onu da dolar bazlı birikime çevirin. her zaman düşüncem, elinden geleni yapıyorsan kendini rahat hissedersin ve başarılı da olursun. dünya ve ülkemiz ortalaması çok düşük, her konuda. biraz kafası çalışan ne yapsa başarılı olur.

bütçe ve actual çalışması yapın. giderlerinizi sizi yormayacak sayıda ana başlıklarda toplayın. sonra 1 yıllık bütçe yapın. her ay ne kadar plan var görün. sonra ay sonlarında yanlarına gerçekte ne olmuş yazın. planı aşanları kırmızıya boyayın. gelirinizden giderinizi çıkarın. net elinizde ne kalmış görün. sonra altına kredi kartı borcunuzu, hesaplardaki bakiyeleri yazın. bütçe - actual ile her ay olmayan masraflarınızı önceden görmüş olursunuz, sürpriz olmaz. örneğin diş temizliğine 3 ayda 1 500, eğitime altı ayda 2000 vereceksiniz, bunları o ay karşıladığınızda eksiye geçeceğinizi önceden bilmek, daha önceki aylarda hesabı sıkı tutmanızı sağlar. bütçe actual çalışması olmazsa, her ay gelen parayı harcayıp böyle dönemsel harcamalarda şok yaşarsınız, kredi kartına abanırsınız ve git gide borcunuz büyür.

ücretsiz izin almak, kafa dinlemek için dayanacağınız bir şeylerin olması lazım. birikim, aile vs. sizde var ki böyle rahatlıkla ücretsiz izinden bahsedebiliyorsunuz. imkan varsa tabii kullanın.

ben çok iyi kazanıyorum ama ben de yeni iş bakıyorum. her hafta 2-3 bazen daha fazla headhunter ulaşır bana. iş çok, ücretler de yükseliyor son zamanlarda. normalde kabul etmezdim ama son gelenle biraz ilgileneyim dedim. çok beğendim. bana iş yerinde verilen bir söz var, onu ertelemeye çalışıyorlar, o yüzden biraz da duygusal bir kararla şirketi cezalandırmak istiyorum. kolay lokma olmadığımı, verilen sözün tutulmamasının sonucu olduğunu görmelerini istiyorum. her insanın alternatifi vardır, yerine başkasını bulursun ama gerçekten öyle mi görsünler. milyonlarca lira zararla oturmazlarsa ben de bir şey bilmiyorum.
0
gabe h coud
(13.12.21)
27 yasindayim, asgari ucretin yarisindan az kazaniyorum, hala ogrenciligim devam ediyor ve bitirdikten sonra (iki yil icinde) ne yapabilecegime dair hicbir fikrim yok. ev arkadasi konusunda cok sansliydim, barinma isini ucuza hallettim diyebilirim. hicbir sosyal aktivitem yok, mercimek yiyip oturuyorum oyle.

"haline sukret" diye yazmadim, herkesin derdi kendine, baskasinin kotu yasamasi seni daha mutlu etmeyebilir ama yalniz degilsin onu bil en azindan. hepimiz degilse cogumuz ezilmis, aptal yerine konmus, umitsiz, caresiz, korkak... adina ne dersen. oyle hissediyoruz.
0
der meister
(13.12.21)
Once yuzde elli zammini alirsan sonra 8-9bini ya da fazlasini kendinden daha emin talep edersin. Yuzde elli az degil, bir sey ifade eder. Kolay gelsin.
0
dunal
(13.12.21)
aslinda senin durumunda kötü birsey yok gibi yani saglik, aile sorunlari gibi, ülkenin durumu kötü. bence biraz yürüyüs yap, hobi falan bul. moralini düzelt, is ara.
0
Ley
(13.12.21)
aynı durumdaydım istifa ettim 2 ay önce. işsizlik maaşı alıyorum 1.515 tl.sende istifa etsen işsizlik maaşı alırsın büyük ihtimalle şartları bir oku.. paran varsa bence istifa et, masraflarını kıs. huzurlu yaşa bir süre. sağlığından önemli değil. maaşın 8 binlira olsada değişen bir şey olmayacak yine yoksulsun.
0
ayseee
(13.12.21)
Asgari ucret aciklamasi sonrasi nasil hissediyorsunuz? Ben artik asgari ucretli bir calisanim :)))
0
🌸ufockinwotm8
(16.12.21)
(6)

Sizce Çeyrek Altın Almak Mantıklı Mı?

pangea
Sizce her ay maaşın bir kısmıyla çeyrek altın alıp, yastık altı yapmak mantıklı bir yatırım mı şu kriz ortamında?
Sizce her ay maaşın bir kısmıyla çeyrek altın alıp, yastık altı yapmak mantıklı bir yatırım mı şu kriz ortamında?
0
pangea
(30.11.21)
konserve turşu alıp yastık altı yapsan bile mantıklı.
0
foolrules
(30.11.21)
evet
0
sormayageldim
(30.11.21)
Gram altın - dolar ikilisi de olabilir her ay. Altının TL fiyatı dolara da bağlı zaten biliyorsunuz.
0
pispinti
(30.11.21)
Ons altın fiyatını göz önünde bulundurun yeter. Ola ki ons 2k dolar'ın üzerinde falansa bekleyin düşünce alın onun dışında evet mantıklı tabiki.
0
lappuntamento
(30.11.21)
bankadan gram altın olarak alın.
kuyumcularla uğraşılmaz, altının yükseliş zamanlarında para yok deyip nihai tüketiciden 1 tane çeyrek altın bile almıyorlar. sadece satıyorlar.
0
dadasalon
(30.11.21)
Onun yerine bankadan gram altın hesabı açmanı öneririm. Herhangi bir ekstra masrafı yok, vadesiz altın hesabı açıp eline para geçtikçe gram altın yaparsın. Ons bazında artmasa bile dolara paralel artıyor zaten.
0
halitkin
(30.11.21)
(5)

Eski Sevgilime Benziyorsun

the man with no name
Şöyle bir gönül işi durumum var. ayrıntılı anlattım, uzun oldu, dilerseniz okumayın :)İnternetten bir kadınla tanıştım, tanıştığımız sıra o yıllık izin için şehir dışındaydı. Biz yaklaşık iki hafta görüşmeden yazışarak sohbeti sürdürdük. Başta çok mesafeli dursa da sohbet giderek yükseldi. Döndüğünd
Şöyle bir gönül işi durumum var. ayrıntılı anlattım, uzun oldu, dilerseniz okumayın :)

İnternetten bir kadınla tanıştım, tanıştığımız sıra o yıllık izin için şehir dışındaydı. Biz yaklaşık iki hafta görüşmeden yazışarak sohbeti sürdürdük. Başta çok mesafeli dursa da sohbet giderek yükseldi. Döndüğünde bir cuma akşamı 22.00 gibi Suadiye sahilde görüştük. Onun orada bir işi vardı, hızlı gelişen bir date oldu ve buluştuk. Ben vardığımda bira içiyordu, ben de evden bira götürdüm ve sohbet yüz yüze de çok iyi gitti. Sonra onun tuvaleti geldi ama tuvaletler kapalıydı, ben de "ev yakın, evde devam edelim ardından ben seni bırakırım" dedim. "tamam" dedi.

Eve geçtik, bira içmeye devam ettik. evde epey duygusallaştı, çok içsel bir sohbet oldu, hatta sohbetin bir yerinde ağladı ve ağladıktan sonra bana daha da yakınlaştı ve usul usul sevişmeye başladık. o kadar uzun bir ön sevişme oldu ki çok güzeldi. sonra sabaha kadar seviştik. her açıdan çok iyiydi, bir yerde "aşkım" filan demeye bile başladı sevişirken. uykuya daldığımızda saat altıydı ve iki saat sonra uyanıp işe gitmesi gerekiyordu. zorla da olsa uyandık ve onu işe bıraktım.

sonraki yazışmalarda bir soğukluk sezdim ve net olmak adına iki gün sonra sordum, "iyi misin" diye ve aynen şöyle dedi: "sen eski erkek arkadaşıma çok benziyorsun, çok etkileyici ve hızlı oldu her şey. devam edip etmemesi adına tedirginim ve arkadaş olarak görüşmeyi tercih ederim sanırım." ben de asla ısrar etmeyi tercih etmediğim için ben devam etmek istediğimi söyledim, "eğer seslenmek istersen bekleyeceğim" dedim ve bir daha yazmadım. o da yazmadı. ama hala takipleşiyoruz. iki ay oldu neredeyse.

normalde tek gecelik çok ilişki yaşadım, ondan sonra da yaşadım. hangi odakta görüşüldüğünü az çok anlayabiliyorum ama bu kadının hali hala kafamı karıştıyor. ondan çok etkilendim elbette. ancak neden öyle bir geceden sonra devam etmek istemedi çok şaşkınım... çünkü asla tek gecelik bir gece gibi düşünmediğini düşünüyorum. belki de kendini o kadar açması, onu rahatsız etmişti, savunmasız hissetmişti gibi deli sorular aklımda dolanıyor. en son buraya yazmak istedim. belki dinleyip yorum yapmak isteyen olur.
0
the man with no name
(26.11.21)
bence eski sevgilisini unutamamış. Bi an sende eski sevgilisinden aldığı vibeı almış. Bu nedenle kendini yakın hissetmiş, alkolün verdiği samimiyetle de hiç bi problem olmamış. Ama uyandığında eski sevgilisini hatırladığını, özlediğini farketmiş olabilir.
0
zimbirik
(26.11.21)
muhtemelen unutmaya çalıştığı kişiyi ister istemez daha çok hatırlatmışsın ve sonlandırmaya karar vermiş.

bir süre arkadaş olarak görüşerek sana şans verirse sende farklı bir şeyler arayıp bulabilirdi ancak yazışmayı/görüşmeyi bıraktıysanız bu kapıyı da kapatmış demektir.
0
foolrules
(26.11.21)
Ciddi bir ilişki istemiyor. Ama sizin onunla ciddi bir ilişki yaşamak istediğinizi düşünüyor. Bu yüzden sizinle iletişime geçmiyor.

Benim tahminim böyle.
0
pispinti
(26.11.21)
Ciddi bir ilişkiden çıktıktan sonraki "Çivi çiviyi söker" mantalitesi, erkeklerde olduğu gibi kadınlarda da olabiliyor haliyle.

Söylediklerinden anlaşıldığı üzere "unutulmayan" bir eski sevgili durumu söz konusu. O türde iz bırakıcı seviyede bir sevgiliden ayrıldıktan sonra, iyi geleceğini umarak başka birileriyle takılıp yatarsın ama nedense çoğu zaman iyi gelmez, hatta daha da tatsız hissettirir insanı. Bence bu da öyle bir durum olmuş.
0
norules
(26.11.21)
aga iyi hoşta hemen olması gözünü korkutmuştur. Zamana bırakmak en iyisi hem daha tam birbirinizi tanımadan kolay değil olmaz bence
0
Efespilsen
(27.11.21)
(3)

FreeDos bilgisayarlar hakkında

akhenaten
İki sorum var;1- Bunlara bootable usb üzerinden normal kurulum yapabilir miyim bir farklılık olmadan (win10 pro)2- Kurum sonrası üzerine lisans tanımlanmış microsoft hesabımla oturum açarsam lisans geçerli olur mu?
İki sorum var;

1- Bunlara bootable usb üzerinden normal kurulum yapabilir miyim bir farklılık olmadan (win10 pro)

2- Kurum sonrası üzerine lisans tanımlanmış microsoft hesabımla oturum açarsam lisans geçerli olur mu?
0
akhenaten
(25.10.21)
1. evet
2. lisansın boştaysa, başka bir pc ile ilişkilendirilmemişse olabilir.
0
foolrules
(25.10.21)
Ek olarak free-dos diye satılan cihazların bir bölümünde windows 10 kurulu geliyor. Sadece lisansı olmuyor. foolrules'un dediği gibi başka bir pc ile ilişkilendirilmemiş lisansınız var ise kuruluma gerek kalmadan direkt aktivasyon yapabilirsiniz. lisansınız yok ise kms pico...
0
himmet dayi
(25.10.21)
1-evet
2-başka bilgisayardan kalma lisans numaram vardı. onu girdim orjinal olarak kullanıyorum.
0
morcivert
(25.10.21)
(14)

Sizin de evli arkadaşlarınız böyle mi? Her şeye eşini katan arkadaş sorunu.

ms brownstone
En yakın arkadaşlarımın 2’si evlendi. Ben evli değilim ve erkek arkadaşım işi sebebiyle yılın yarısını falan yurt dışında geçiriyor. O burdayken de değilken de asla arkadaşlarımı eşleri olmadan göremiyorum. Bu arkadaşlardan biri 2 senedir evli ve sevgilisiyle 8-9 senedir birliktelerdi zaten öncesind
En yakın arkadaşlarımın 2’si evlendi. Ben evli değilim ve erkek arkadaşım işi sebebiyle yılın yarısını falan yurt dışında geçiriyor. O burdayken de değilken de asla arkadaşlarımı eşleri olmadan göremiyorum.

Bu arkadaşlardan biri 2 senedir evli ve sevgilisiyle 8-9 senedir birliktelerdi zaten öncesinde de. O zamanlar da sürekli sevgilisine göre planlarını ayarlardı. Mesela kız kıza tatile giderdik o 2-3 gün sonra bizden ayrılırdı ve sevgilisi gelirdi birlikte kalmaları için. O zamanlar da biraz bıktığım olurdu her şeye dahil etmesinden ama aynı şehirdeydik ve baş başa vakit geçirebiliyorduk yine de. Şimdi farklı şehirlerdeyiz ve kocası olmadan görmedim 2 senedir.

Diğeri de haftanın 3-4 günü benimle aynı şehirde oluyor ve diğer günler başka bir şehre gidiyor. Bu yüzden çok sık görüşemiyoruz ama ne zaman görüşecek olsak 3 kişiyiz. Kendisi, kocası ve ben. Çocuğu seviyorum bu arada ben de ama bazen de kız kıza oturmak istiyorum yani arkadaşlarımla. Düşündüm de en son kız kıza vakit geçirebilmemiz bundan 4 sene önce falanmış.

Yani ikisinin de eşlerini seviyorum aslında ama sürekli geçireceğimiz vakti kocalarına göre ayarlamalarından ve asla tek başlarına buluşmaya gelmemelerinden sıkıldım artık. Bugün 2. bahsettiğim arkadaşımla buluşacaktık ve yine kocasına uymayacaktı. Ben de en son dayanamayıp “bir kere de sen tek gel, onunla sonra da görüşürüz” dedim. Önce olabilir falan dedi ama dün gece iptal etti yine.

Sizin de evlenen arkadaşlarınız böyle mi? Eşlerinden ayrı vakit geçiremeyen tipler mi oluyor yani insanlar evlenince? Yani biz evli değiliz ama erkek arkadaşım burdayken de o ve diğer erkekler olmadan kız arkadaşlarımla vakit geçirmek isterim bazen. Sonuçta yakın arkadaşım ve daha özel şeylerimi de paylaşabileceğim kişiler onlar. Ama onlar için böyle bir şey ihtimal dahilinde değil ve bu yüzden sinir oluyorum biraz. Haksız mıyım sizce?
0
ms brownstone
(25.10.21)
ben evli değilim, sevgilim de yok ama benim çevremde durum tam tersi diyebilirim. özellikle eşlerle birlikte olacak şekilde bir plan yapılmamışsa kimse eşini getirmez, eski zamanlardaki gibi sohbet edilir, eğlenilir herkes evlere dağılır. eşlerle birlikte bişeyler yapalım planı da çok olmaz açıkçası.

ablam da eşiyle birlikte çok fazla plan yapmaz mesela, eşinin haftada bir gün üniversite arkadaşları ile düzenli buluşmaları olur, onun dışında da çıkar arkadaşlarıyla görüşür, tatillere gider gelir, aynı şekilde ablam da öyle yapar. sizin arkadaşlarınızın davranışları bana pek normal gelmedi açıkçası. ben bozulurdum ve görüşmek istemezdim sanırım.
0
hypathia
(25.10.21)
Öyle çiftler var maalesef. Yapışık ikiz gibiler. Haklısınız. Bunu bence erkeğin düşünmesi lazım "benim ne işim var?" diye. Ben evli olsam, eşim kız arkadaşıyla buluşacak olsa, "iyi ben de evde PS oynarım" falan derdim. Ama en büyük hata kızda. Dünyada sanki sadece kendisinin eşi varmış gibi davranıyorsa bence hayatınızdan çıkarın gitsin.
0
dissendium
(25.10.21)
Böyle. Eşlere uymadan plan bile yapılamıyor, hatta evlendikten sonra tamamen yokolan arkadaşım var. (Bekarım)
0
dreamnesiac
(25.10.21)
evleneli 6 yıl, ilişki başlangıcı ise 14 yıl olan ben için anlattıklarınız çok ilginç geldi.

bir erkek olarak bana göre eşimin hemcins arkadaşlarıyla olan ortamına girmek aşırı sıkıcı. Hani eşlerle katıldığımız bir ortam olsa ve kafa dengi olsa yine neyse ki o bile çok kafa açıyor.

Evet, birlikte vakit geçiririz, genelde beraber hareket eder, planlama yaparız ancak ben arkadaşım / arkadaş grubumla takılırken, o da kendi arkadaşlarıyla takılırken kimse kimseye "sen gelme" demez ama bir zincir varmış gibi de sürüklemez.
0
foolrules
(25.10.21)
evliyim, etrafımdaki de 1 arkadaşım hariç herkes evlendi neredeyse.
buluşma öncesinde eşli ya da eşsiz olacaksa bu konuşulur, herkes ona göre hazırlık yapar.
erkek erkeğe de buluşuyoruz, eşim de arkadaşlarıyla kız kıza buluşur, bazen de toplu olarak buluşuruz. sürekli eşli buluşmak aşırı saçma.
senin arkadaşlardaki sıkıntı bence kocaları ile alakalı. kıskanıyorlardır, izin vermiyorlardır vs vs. saçma ama böyle, gerici kafalarda herkes maalesef.
0
roket adam
(25.10.21)
benim eşim çağırdığında kız arkadaşlarıyla olan planlarına genelde "ne işim var benim gelmiyorum" derim :)
0
xrated
(25.10.21)
arkadaşının yaptığı tamamen saçmalık

(evliyim ve evli arkadaşlarım var)
0
xdenizx
(25.10.21)
Hocam valla açık açık talep etmekte fayda var. Bazen don sütyen muhabbeti yapmak istiyorum yapamıyorum, tamam eşli de olsun ama birbirimizi tek görmeyeli 4 sene olmuş düşününce de. Bence bi bilsin, eğer yok "ben eşimsiz görüşemem" diyorsa, sen de ona göre beklentiye girmezsin.

bende eşli-eşsiz görüşmeler baştan konuşulur. Kızkıza olmanın keyfi başka.
0
lcha
(25.10.21)
Evli değilim, bende de tam tersi.

Sık görüştüğüm arkadaşlarımın da buluşmalara eşleriyle geldiği oluyor. Ama daha sık eşleri olmadan geliyorlar. Ben de bu arkadaşlardan biriyle 3-4 yıl eşi olmadan görüşemeyecek olsam soğurdum biraz.
0
himmet dayi
(25.10.21)
evliyim. dışarıda çok plan yapmıyoruz zaten ama diyelim ki yaptık, diğerimiz davet edilmediyse o plana dahil olmaz ve bundan rahatsızlık da duymaz. bence de her yere kuyruk gibi eşli gidilmez ama herkes için bu böyle olmalı diyemeyiz. belki sizin arkadaşınıza dümdüz senle tek konuşmaya ihtiyacım var bana vakit ayırır mısın demeniz gerekiyordur. bunu bu düzlükte ifade etmedikçe arkadaşlarınızın tutum değiştireceklerini düşünmüyorum.
0
evde liyakat kalmamis
(25.10.21)
xdenizx +1
ama aynı zamanda
lcha +1

Evliyim, en yakın arkadaşım evli ve çocuklu, farklı şehirlerde yaşıyoruz. Kısıtlı zamanlarda görüşebiliyoruz artık çoğunlukla. Bir araya gelebildiğimizde önce çocukları babaanneye bırakıyorlar, sonra buluşuyoruz. Arada "ne zamandır baş başa kalamadık ya yeter" deyip eşlerimizi bırakıyoruz, kısa süreli olsa bile en azından bir kahve içiyoruz ikimiz.

Bulunduğumuz yerdeki arkadaşlarımızla da bazen çiftler halinde, bazen kendimiz program yapıyoruz, genellikle önceden belli oluyor zaten plan yaparken. Bu arkadaşların da çoğu evli, bazıları çocuklu.

Yani bütün evli çiftler böyle değil ve sinir olmakta haklısınız. Ama kendi kendinize sinir olacağınıza "bu sefer kız kıza buluşalım, ne zamandır yapamıyoruz özledim," deyin. Yine de olmuyorsa artık zorlamazsınız siz de.
0
kobuzchu kiz
(25.10.21)
Eşiyle kararlaştırmadan plan yapmak benim zihniyetime ters açıkcası. Ben pazar kankilerimle program yaparım ama eşimin benimle yapmayı planladığı bir aktivite vardı mesela benle henüz paylaşmadığı olmaz benim gözümde. Çevrem de bu kafada.
Ama kadın kadına veya erkek erkeğe olan plana siyam ikizleri gibi eşini getirmek bana çok abes geldi. Benim maç muhabbetinde ne işim var ne halt yerlerse yesinler erkek erkeğe.
0
cilekli pasta
(25.10.21)
Evliyim, evli-bekar-boşanmış arkadaşlarım var ve onlarla (eşlerden ayrı) buluşabiliyoruz. Tatil deseniz hadi bir nebze ama yemeğe / çay içmeye de eşinle beraber gitme adam/kadın!

Tatili ayrı tutma sebebim eşler çalıştığı zaman birbirlerine ayıracak vakitleri kalmıyor, e tatil de sayılı gün, o sebeple şeettim.
0
SiyamkedisiZorro
(25.10.21)
2 çocuk babası, 6 yıldır biri olarak, zırp pırt ota boka karısını getiren adam ya maldır yada sünepenin tekidir...
Her yere eşle gitme, eşe saygı göstermek anlamına gelmez.
0
maksat muhabbet
(26.10.21)
(4)

Iş yerlerinden alınan kredi kartı komisyon oranı ne kadar?

ilkinci
Merhaba. Samsung yetkili servisine ödeme yapmamız gerekiyor ama kartla ödeme yaparsak yüzde 7 komisyon ücreti almaları gerektiğini söylüyorlar.Benim bildiğim bu oran yüzde 1.6 ile sınırlandırıldı, daha fazlası alınamıyor.Benim eksik bildiğim birşey mi var, bilenler paylaşabilir mi?
Merhaba. Samsung yetkili servisine ödeme yapmamız gerekiyor ama kartla ödeme yaparsak yüzde 7 komisyon ücreti almaları gerektiğini söylüyorlar.
Benim bildiğim bu oran yüzde 1.6 ile sınırlandırıldı, daha fazlası alınamıyor.
Benim eksik bildiğim birşey mi var, bilenler paylaşabilir mi?
0
ilkinci
(19.10.21)
Nakit odersen fatura verecek mi?
Muhtemelen ona da %18 isteyecektir.

Kredi kartina mirin kirin eden herkes vergi kacirma pesinde.
0
divit
(19.10.21)
Samsung yetkili servis birkaç hafta önce evime geldi, gerekli onarım ve servis işlemlerini yaptı ve nakit mi kredi kartı ile mi ödeme yapmak istersiniz diye sordu, komisyon vs olmaksızın kredi kartından ödememi yaptım.

Ankara yetkili servis bu konuda çok ilgili.
0
foolrules
(19.10.21)
Normalde kredi kartı için eksra ücret almak yasal değil. Bir ürünün fiyatı ödeme yöntemine göre değişemez. Ama nakit ödediğinde iş yeri vergi kaçırıp daha ucuza verebiliyor.

Yetkili serviste böyle bir durum olmasını beklemezdim. Ben sizin yerinizde olsam şikayet ederim samsunga.
0
zimbirik
(19.10.21)
@zimbirik

Twitter'dan şikayet ettim, irtibat numaramı istediler. Bakalım ne olacak, daha arayan olmadı
0
🌸ilkinci
(19.10.21)
(21)

akp'li dayılar haklı mı?

yazar yazmaz yazan yazar
öncelikle "dayı" diyerek sempatikleştirmek zorunda kaldığım için üzgünüm. çünkü başka türlü açsam duyuru silinirdi.ekonomi bu kadar kötüyse (kötü değil berbat) halk çok fakirleşmişse bu kadar araba nasıl geziyor yollarda? dünyanın en basit ara sokağında bile park edecek yer yok. tüm otoparklar tıklı
öncelikle "dayı" diyerek sempatikleştirmek zorunda kaldığım için üzgünüm. çünkü başka türlü açsam duyuru silinirdi.

ekonomi bu kadar kötüyse (kötü değil berbat) halk çok fakirleşmişse bu kadar araba nasıl geziyor yollarda? dünyanın en basit ara sokağında bile park edecek yer yok. tüm otoparklar tıklım tıklım. 50binlik araba olmuş 250bin lira ama hâlâ patır patır satılıyor.

kahvecilere gitsen aynı şekilde 3 fırtlık kahve 20 liradan başlıyor ve kasada kuyruk var o kahve bir gecede 40 liraya çıksa o kuyruğun yine olacağına adım gibi eminim. çoğu da öğrenci bu arada.

bu nasıl olabiliyor? günübirlik mi yaşıyor insanlar? bugün buldun bugün ye mi diyorlar? herkesin bir ek geliri, babadan kalma arsası mı var nedir yani fiyatlar ne kadar artarsa artsın bu kalabalıkların azalmama sebebi?
0
yazar yazmaz yazan yazar
(18.10.21)
sığ düşünme ile alakalı.

ekonomi, ortalıkta bukadar çok arabanın olması, park edecek yerlerin olmaması ya da kahvecilerde sıraların olmasına göre iyi ya da kötü olarak beirlenmiyor. o yüzden cevap aslında burada gizli.

hangi ortama girerseniz o ortama göre kriterlerle karşılaşırsınız. parası olmayan kimseyi kahvecide göremezsiniz, tıpkı kahvecinin kapısından çıktıktan sonra karşılaştığınız ya da gördüğünüz insanların ancak %1'inin kahvecide olması gibi. Aynı şekilde, parkı, bahçesi çevre düzenlemesi olmayan bir şehirde daracık sokaklarda iki üç arababının bile tüm sokağı kaplaması gibi.
Ya da 15 yaşında 250 bin km üstü arabasına neden insanlar 100 bin liradan fazl istiyor sence? Ekonomi iyi olduğu için mi? Eli bol da ancak malı mı kıymetli sadece? Eskiden neden böyle değildi?

eskiden aldığın bir hizmeti aynı kalitede aynı fiyata alabiliyor musun bunu sorgulayarak başlamalısın sorularına.
0
foolrules
(18.10.21)
arabasi olmayanlar ne olacak?
siraya girmeyenler ne olacak?
akpli dayi gibi bakarsan akpli dayi gibi gorursun
0
nibba
(18.10.21)
İstanbul veya Ankara gibi bir büyük şehirde yaşıyorsan bunun en önemli sebebi şu yanılgı: Şehirler çok kalabalık ve çok fakir olduğu gibi çok da zengin var.

Akp'nin zengin ettiği kesim de hiç azımsanacak seviyede değil. Birileri fakirleşirken onların cebindeki parayla zengin oldular ve son model BMW'lere, Range'lere, Porsche'lere biniyorlar.

Orta sınıf (kaldığı kadarıyla) da lan üç günlük dünya biriktiriyorum biriktiriyorum ne ev ne araba alabiliyorum moduna giriyor bence ve gerekirse o zengin hayatını yaşıyormuş gibi yapmak için borçlanıyor. Bir hafta Bodrum'da tatil yapıp senenin geri kalanını kredi kartlarına çalışan çok insan var.

Bir de araba özelinde artık millet arabayı yatırım aracı olarak gördüğü için anasının altınını, babasınının birikmişini falan toplayıp krediyle vs. alıyor arabayı üç ay geçmeden o yılki maaşından artıracağından fazlasına satıyor. Sonra başka araba alıyor, onu satıyor. Önceden öğretmenler falan yapardı bunu artık eline biraz para geçen herkes al-satçı oldu. Devlet de sağ olsun bunları göt etmiyor yönetim anlayışıyla fiyatları yukarı tırmandırmaya devam ediyor. Daha bugün sıfır arabalara %15 civarı zam gelecek haberi vardı kurdan dolayı. İkinci eller de değerlenecek bu durumda örneğin.
0
chicha_v2
(18.10.21)
haklılık payın var; ama şöyle bir durum da var. o arabaları alanlar, kahvecileri dolduranlar da fiyatlardan şikayetçi. tam tersini düşünelim. arabaların hiç satılmadığı, kahvecilerin bomboş kaldığı bir durum olması için ülkede kıtlık olması yada afganistan gibi olmamız lazım. benim için kriter araba yada cafe değil. yurtdışına çıkabilmek, rahatça tatil yapabilmek, istediğin şeyi alabilmektir.
0
buenosdias
(18.10.21)
yüzdeci kesim geldi. aramızda kim her gün kahveye 20 lira veriyor? çoğu ayda 3-4 kere kahve içiyor. kim her ay tatile gidiyor? bir yıl önceden erken rezervasyon yaptırıp yılda 1 hafta tatile gidip bütün yıl ödüyor insanlar. ayda 3-4 kere kahve alanlar bile kahvecileri kalabalık yapabiliyor. yılda 1 hafta tatil yapanlar kısıtlı tatil mekanlarında yoğunluk yaratıyor. şimdi git datça'ya bak, insan göremezsin. ülkede çalışanların yarısından fazlası asgari ücret kazanıyor. 2800 lira kazanıp da 250 bin liralık araç almıyor tabii. hangi araçlar hangi yolda geziyor? istanbul'dan tüm ülkenin geneline yorum yapılamaz. istanbul'da ülkenin tüm araç sayısının yarısı var. son bir kaç senede yoldaki araçların modellerine bakarsan hep yerinde sayıyor eskiye göre çok daha az yeni model araç var.

orta kesim için, 30-50 bine aldığı araç 100-150 bin oluyor. o zaman maaşı 3-4 bin şimdi 7-8 bin, 100 bin kredi çekiyor 250 bine yeni aracını alıyor.

evini 2012-2015'te 200 bine almış. şimdi oradan 3 bin kira alıyor. vaktinde mallananlar bu zamanları daha az kayıpla atlatıyor.

ben 2007'de ilk işe girdiğimde 2 bin lira maaş alıyordum. 10 maaşımla araba alabiliyordum. iphone bir maaş ediyordu. şimdi aynı yerde yeni işe girenler 3-4 bin alıyor, 10 aylık maaşlarıyla toros bile alamazlar.

en yoğun dönemde bodrum'a 1 milyon insan gidiyor, e hepsi bu işte. sen de ben de oradayız temmuz'daki bayram tatilinde.
0
gabe h coud
(18.10.21)
ben akademisyenim, eşim öğretmen. ikimiz de devlet memuruyuz, ek gelirlerimizle birlikte ülke şartlarına göre iyi kazanıyoruz. pandemiden önce her yaz 15 gün yurtdışında tatil yapıp, tüm ihtiyaçlarımızı hiç düşünmeden satın alıp, dışarıda her keyfimiz istediğinde arkadaşlarımızla bira içmeye gidiyorduk. ki o zamanlar da ekonomik daralma başlamıştı. ona rağmen 3 sene önce ayda 6 bin tl kenara koyabiliyorduk.

şimdi ne oldu? 200 bin tl kadar biriktirebilmiştik 3-3 buçuk senede. araba fiyatları fırladı. çocuk yapmak istediğimiz için arabaya ihtiyacımız olacaktı. arabalar her ay 10-15 bin tl zamlanıyor, fakat biz her ay 10-15 bin tl kenara koyamıyorduk. sonunda tüm altını, dövizi satıp, acil durumlar için kenara 3-5 bir şey ayırıp, kredi çekip araba aldık. 4 ay önceydi bu. şu an sarı siteye koymaya kalksak, satın aldığımız fiyattan 40 bin tl daha fazla yazacağız (diğer ilanlardaki emsal fiyatlara göre).

peki kenara 6-7 bin tl koymaya devam edebiliyor muyuz? işte burada koca bir kahkaha atabilirim. 3 sene önce 6 bin tl koyabiliyorsak, şu an en azından bir 8-9 bin tl'yi bulmuş olmalıydı kenara attığımız para resmi enflasyona göre. en son ne zaman arkadaşlarımızla buluşup dışarıda bira içtik, hatırlamıyorum. en fazla ikimiz gidip birer tane içip kalkmışızdır. kimse arayıp dışarı çıkalım demiyor bile, evlerde takılıyoruz bir araya gelirsek de :) ayakkabı mont alırken eskiden düşünmezken (aşırı pahalı markalardan satın almıyorduk zaten), şimdi ortalama ürünler için 3 defa düşünüp alıyoruz. market harcamamız 3 katına çıktı. aylık 1900 tl kredinin üzerine 2500 tl arttıracağız diye göbeğimiz çatlıyor.

siz bir de esnafa sorun, gelen giden sayısı aynı mı pandemi öncesine göre diye. ya da gelenler aynı parayı bırakıyorlar mı kalkarken acaba? kadıköy'ün ortasındaki avm'de mağazaların 3'te 1'i boş, baya dükkanı kapatıp gitmişler. kadıköy diyorum. yukarıda biri inditex gömlekler 400 tl olmuş, hala satıyor diyor. napsın herkes pazardan mı giyinsin? çıplak mı gezsin? inditex dediğiniz nedir ki? o sizin gördüğünüz insanlar da mekânda iki kahve içmese, 1 tişört almasa ülkeyi kapatıp gidelim zaten.
0
gmzo
(18.10.21)
önceki cevaplar +1

"bu nasıl olabiliyor? günübirlik mi yaşıyor insanlar?" sadece bu kısma cevaben yazacağım, evet. çünkü yıllarca çalışsam da aldığım maaşı hiç hiç hiç harcamadan biriktirsem de bir mülkiyet sahibi olamayacağımı düşünüyorum. belirsiz bir geleceğe yatırım yapmaktansa yaşadığım şu anı keyifli geçirmek istiyorum. tamamen şahsi bir durum tabii.
0
south park in kapusonlu uyesi
(18.10.21)
nüfus fazlalığı (biri almasa/gitmese öbürü alıyor) ve aile desteği bunu yaratıyor. Çevremde birkaç arkadaşım evlendi, aileleri + kredi desteğiyle ev aldılar mesela. Kendi maaşlarıyla almaları imkansızdı ama şu an bu şişen piyasada bile ev alabildiler. Arz az olduğundan onlar ev alarak ev fiyatlarının daha da artmasına katkıda bulunmuş oldular mesela.

Ben yıllardır direnip araba almıyordum, artık "ya şimdi alıcam ya da ömür boyu alamayacağım galiba" kafasına geldim. Şu an alabileceğim araba da 150-200 bin lira civarı bişey ha. Patır patır satılmasının sebebi bendeki bu düşünce, eskiden "eskiyen şey ucuzlar ikinci el alırız" kafasındayken artık "almadığın her gün zarardasın, alabiliyorsan anında al" kafasına geldik. Babam anlatırdı eskiden de enflasyon bu şekildeymiş herhalde.

Kahveci örneği, e bugün gitmedin yarın 50 lira olacak o kahve? Gençliğimizi yaşayalım biriktirip ne yapacağız diyor o gençler. Mesela biz zamanında euro 2,5 lirayken Avrupa'ya gidip gezebildik, şimdiki gençler onu da yapamıyor oturup Beşiktaşta kahve içiyor ne yapsın.
0
nhk ni youkosu
(18.10.21)
Ülkede ekonomik sıkıntı var mi yok mu diye bakmak istersek bir şehir bir ilçe "burada araba var o zaman sıkıntı yok" ya da "kahveciler dolu o zaman nerede sıkıntı" acayip sığ bir düşünce olur.
Bir kere Türkiye kişi başı araç sayısında baya geride bir ülke. Bu veri eski de olsa hadi 20 sıra atlasın;
www.nationmaster.com

Benim ailemde bir araç vardı ben okurken.
Benim şu an yaşadığım ülkede iş arkadaşlarım çocuklarına araba lease ediyor okurken rahat gitsin diye.

Buna ek olarak kahveci dediğiniz yeri doldurmak o kadar da zor değil. Kahve şu an alkolden daha ucuz ve 20 lira kahve alıp bir kaç saat gecirebilirsiniz; çünkü ülkede kahveci/avm dışında yer kalmadi. Yeşil alan yok, tenis alani yok, park yok hiçbir şey yok. Insanların yapabileceği şey bu. Hobi desen binlerce lira.

Ekonomik kriz var mi diye bakmak gerekirse hane borçlanması, kredi kartı borçları, ozel/devlet kredi oranlari vs bir sürü şey var. Böyle gözlemler hiçbir şey aciklamaz anca AKP'li dayılar arasinda ya da günlerde falan konusulur.
0
logisticsmanager
(18.10.21)
Ekonominin psikolojik boyutuna da bakmak lazım. Tüketici psikolojisi, alım gücü ve yaşam standartları kapsamında da düşünmek lazım.

Son 2-3 yılda alım gücünde ve yaşam standartlarında düşüş olmayan kaç kişi var?
Benim çevremdeki gözlemim herkesin alım gücü de yaşam standartları da az ya da çok düştü. Tabii ki benim çevremdeki gözlemim bilimsel ve geçerli bir veri değil ama işin bir de bu kısmı var demek istiyorum.

Yaşam standardından kastım sadece et, peynir almak değil. Her sosyoekonomik, sosyokültürel kesimin kendine göre bir yaşam standardı var.

Farklı açıdan bakalım; daha üst sosyoekonomik kesimden aklıma gelen, çevremde de ya aynısı ya benzerini gördüğüm birkaç örnek:

Her ay yurt dışına tatile giden adam onu yılda 2-3'e düşürdü.
Audi'ye binen adam şu an Toyota'ya biniyor.
Teknesi, yazlığı olan adam satmak zorunda kaldı.
İkinci fabrikasını kuracak olan sanayici vazgeçti.
Çocuğunu özel okula gönderen aldı, devlet okuluna verdi.
En pahalı özel okula gönderen alıp daha ucuzuna verdi.
Her hafta sonu dışarıda rakı-balık yapan ayda 1'e düşürdü.
x şirketinden genel müdür olarak emekli olan adam freelance danışmanlığa başladı.

Örnekler daha da artırılabilir.

Bu örneklere bakınca amaaan derde bak da diyebilirsiniz ama hayatı boyunca bolluk ve lüks içinde, para derdi olmadan yaşayan bir insanın o hayatını tamamen kaybetmesi de bir travma.

Ekonomik ve kültürel seviyeden bağımsız olarak ne olursa olsun hayat standardını kaybetmenin insanda farkında olsa da olmasa da travma yarattığını düşünüyorum. Ve bu çabuk alışılabilen, hemen uyum sağlanabilen bir travma da değil bence. İnsanlar ucundan kıyısından eski hayat standartlarını devam ettirmeye çalışıyorlar. Kaybettiklerini kabul etmek veya görmek istemiyorlar. En basitinden onun için deli gibi faiz oranları ile kredi çekip tatile çıkıyorlar.
0
la lykia
(18.10.21)
Okyanustan bir bardak su doldurup, " ee hani bunda balina yok?" demeye benziyor bu bakış açısı.

Büyük şehirlerdeki alışveriş merkezlerinin bulunduğu semtlere bakarak ülkenin ekonomik durumu hakkında çıkarım yapmanın bundan hiçbir farkı yok.

Herhalde ekonomik kriz dendiğinde ortamın "i'm lagend" filmindeki gibi olmasını, böyle post apocaliptic, nükleer savaş sonrası madmax ortamı falan olmasını bekliyordunuz. Ancak o zaman ikna olunacak kriz olduğuna sanırım.

Ülkenin %40'ından fazlası asgari ücretle geçinmeye çalışıyor. Eğer bir çıkarım yapılacaksa buyrun buz gibi bir istatistik. E o zaman nasıl herkesin altında gıcır gıcır arabalar dediğinizi duyar gibiyim. Bir kaldırsanız mı kafanızı acaba biraz daha yukarı doğru? Yaşadığınız şehrin kenar mahallelerine doğru bir bakın isterseniz orada da latte'lerini almak için kuyruk bekleyen insanlar görebilecek misiniz? Akşam üzerine doğru semt pazarlarına bir inin isterseniz. Karşılaştığınız insanlara bir sorun, nasıl alıyorsunuz bu arabaları diye.

Bu ülke sadece sizin gittiğinizde gözünüze çarpan yerlerden ibaret değil. Yoksulluğun, fakirliğin en sert yaşandığı semtlere zaten sizin yolunuz düşmüyor diye o yoksulluk yaşanmıyor sanıyorsunuz. Bu ülke sizin tahayyül ettiğinizden çok daha büyük bir yer, hatırlatmak isterim. Bir de böyle düşünün.
0
thracia
(18.10.21)
ekonomi kötüleştikçe orta sınıf azalır, alt ve üst sınıf artar. bu cümlem üzerine düşünün.
0
candide
(18.10.21)
akp'li dayılar dünya gerçeklerinden kopmuş durumdalar.

evde pazardan alınmış bir demlikle çay demlediğinde keyfi yerine geliyor adamın. çıkıp güzel bir yerde iki çay içmeyi kendine hak görmüyor.

ayağımızı yerden kessin yeter mantığıyla araba alıyor (alabilirse). doblo gayet yeterli geliyor. almanya'daki muadili station passat'a biniyor, ama türkiye'deki akp'li dayı bunu kendine hak görmüyor.

ayda yılda bir tavuk alınca et yedik diyor. kırmızı eti kendisine hak görmüyor. öyle bir bilinç yok.

pazardan kıyafet alıyor, gidip düzgün bir alışveriş yapmayı kendine hak görmüyor.
0
co2s2
(18.10.21)
çok ciddi bir nüfus (20 milyondan fazla insan yani) ufacık bir alanda (istanbul) sıkışmış durumda. istanbul dediysem de şile de istanbul çatalca da, oralar değil, bildiğin e5 hattında belçika'dan, hollanda'dan fazla insan yaşıyor. bu kadar insan arasında zengini de var tabii ki. zengini de çok daha fazla zengin. mutlaka kasada kuyruk olacak, mutlaka trafik olacak. zaten 50 araba arka arkaya gelse istanbul'un her yerinde trafik kilitlenir, e 50 arabayı da arka arkaya getirirsin koskoca türkiyede yani. artı üstüne bir de gelen göçmen, turist kalabalığı var, deli gibi para eziyorlar orada burada. e tabii ki kalabalık olacak.

bu arada ciddi bir fomo etkisi de var. şu an devlet en ufak bir kampanya yapsa gider dişimden tırnağımdan artırır arabamı yeniler, bir ev daha alırım. aç kalırım belki ama yaparım bunu. neden, devlet orta sınıftan topladığı vergilerle piyasa koşullarının tersine aşırı avantajlı şekilde para dağıtıyor. bu şartlar altında maaşını ipotek ettirip ev araba almayan adam ekside kalıyor. devlet senden çalıp, kredi kullananları besliyor yani.
0
roket adam
(18.10.21)
ya ben de şunu anlayamıyorum mesela. toplumun her kesimi aynı oranda tasarruf etmek zorunda mı? yukarıda da dedim, kriz beni bir asgari ücretli kadar etkilemiyor. belki 5 tane değil ama 3 tane inditex ürünü almaya devam edeceğim. yılda 5 kere değil 2 kere yurtdışına çıkacağım. iphone'umu 2 sene değil 3 sene kullanacağım. ee, ne şimdi ülkede genel bir kriz yok mu demek bu? benim gibi insanların varlığı; herkes rahat, refah seviyede, sıkıntı yok anlamına mı geliyor? herkes kendine göre tasarruf yapıyor, benim de tasarrufum bu. uygun bir şey arayışında olmak zorunda değilim, benim keseme uygun. peki ya geri kalanlar?

üstelik tüketim çılgınlığının bir sebebi de para biriktirerek yapılabilecek hiç bir şey kalmaması. adama kazak alma diyorsun ayda 200 lira biriktirsin. hadi 2 bin tl de kenara koysun. yılda yaptı 25 bin tl. kendine bir iphone alır anca. onun dışında para biriktirip, tasarruf yapıp ne alacak bu adam? eskisi gibi değil ki 6 ay kendini kasıp araba peşinatı yapasın. z kuşağı da vuruyor kendini tatile, ne yapsın adam. kardeşim benden daha kalifiye bir çalışan, aramızda 6 yaş var, benim kariyerimin başlangıcındaki fırsatları, ekonomik durumu hayal bile edebilecek durumda değil. hep tasarruf et diyordum ona da. artık gez diyorum. ayda 2 bin tl biriktirsen ne olacak.

ekonomiyi anlamaya çalışmak istiyorsanız zenginlerden değil, kenar mahallelerdeki ailelerden başlamanız gerekiyor. restoranları değil, mahalleleri analiz edin. o zaman daha net bir tablo çıkıyor ortaya. ortalama insanı o zaman görüyorsunuz. yoksa 2 milyon adamın yaşadığı mahallede 30 kişi kapasiteli bir restoran dolmuş diye bir analiz sağlıklı olmaz. önemli olan 2 milyon haftada kaç kere et yiyebiliyor? insanlar ekmek, makarna yiye yiye aptallaştılar resmen, yazık günah.
0
roket adam
(18.10.21)
@roket adam +1

Mesela birkaç sene önce filtre kahve makinesi alırken, Delonghi'nin en iyilerinden birini almıştık, bozulduğunda gittik Carrefour'dan kampanyalı en basic Philips makineyi aldık birkaç ay önce. Bu görüşe göre krizin kabul görmesi için illa ki Sinbo kettle ile su kaynatıp ne idüğü belirsiz Nescafe 3ü 1 arada içiyor olmamız lazım.

Öte yandan lise son sınıf kızı için dershane parası toparlayamayan akrabam var. Kendi işleri de pandemi sebebiyle oldukça sıkışık olmasına rağmen sevgili babam destek oldu da, çocuk geleceğe dair hayal kurmaya devam edebiliyor bir nebze. Yoksa hayal kurma hakkı bile olmayacaktı, bence bundan ağır kriz olamaz.
0
gmzo
(18.10.21)
bahsettiğiniz fakir, kenar mahalleli kesimin %99'u akpli ama o iş nasıl oluyor o zaman?

yani ekonomik krizi iliklerine kadar hissedenler akp'li, teğet geçenler akp'li değil. tamtersi olması gerekmiyo mu? neden böyle bu ülke ya:(
0
🌸yazar yazmaz yazan yazar
(18.10.21)
öncelikle türkiyede nüfusuna oranla düşük seviyede araç satılıyor. medya avrupa'da 6.7. sıradayız diye övünüyor ama nüfusu hiç söylemiyor. türkiye eğer avrupalı sayılacaksa almanya ile birlikte avrupanın en kalabalık ülkesi ancak almanyada 6 kat daha fazla araç satılıyor. örneğin aşağıda verdiğim linkte görüleceği üzere bizim nüfusumuzdan çok daha az sayıdaki ülkeler bile bizi geçmiş durumda.

(git: www.aa.com.tr)

(git: eksisozluk.com)

peki kim alıyor bu araçları? aslında büyük oranda araç alanlar değişmiyor bana göre. zaten halihazırda otomobili olan insanlar araç değişimi yapıyor.. eşine, oğluna kızına araç alabilen kaç aile vardır ki? trafiğin olması veya parklarda çok araç varmış gibi görünmesi de otopark sıkıntısı ve yanlış planlamadan dolayı bir ilüzyon sadece.

şunu da belirtmek isterim ki ülkeler geçmiş yıllara göre değil o anki dünya sıralamasına göre değerlendirilmeli. türkiyede gençler akp öncesi de dünyada ne popülerse o ürüne sahipti zaten.. örneğin yaşı yetenler hatırlar herkeste bir walkman vardı ya da levis pantolon satışı revaçtaydı vs.
0
jepa
(18.10.21)
karapara aklama ekonomiyi ayakta tutuyor, hepimiz neoliberal sistemdeyiz olmayan parayı harcıyoruz. tamamen subkektif yazdım ekonomist değilim.

toplumun orta üst ve üst zengin kesimi etkilenmiyor çünkü bu adamlar zaten her halükarda para kazanbiliyor ve mal varlıkları var. ancak orta alt alt kesim gayet fakirleşti. peynir alırken sebze alırken artık daha da fazla düşünüyor insanlar. akpli dayılar için bir şey değişmiyor, bu dönemde mal varlığı edindikleri için akp döneminde hep böyle olacak sanıyorlar.
0
mikahakkinen
(18.10.21)
Bence bu ülke bu yönetimi dibine kadar hak ediyor. Ülkedeki gelir dağılımı belli ekonomi böyle gittiği sürece de trafikte araç sayısının azalması gerekmiyor hatta ekonomi böyle giderse araç sayısı artabilir bile. Ekonomide kişi başına düşen gelirin artması da araç sayısını artması anlamına gelmeyebilir önemli olan gelirin dağılımıdır ve bu ülke ile birlikte dünyada da gelir dağılımı felakete doğru gidiyor.
0
bartholomew87
(18.10.21)
ekonominin iyiligi bunlara endekslenemez ki.

haftada 1 cikip kahve icen ogrenciler var ama, biriktirdigi parayla yurtdisina tatile gidebilecek veya araba alabilecek ogrenciler var mi? veya 2-3 kursa yazilip kendini gelistirme imkani olan? yok. ekonomisi iyi olan ulkelerde bunlar var.

luks araba olayini ben de anlamiyorum, benim butun sulalem senelerdir hep ikinci el b en fazla c sinifi arabaya biner. yani cidden kimler nasil aliyor bu arabalari bilmiyorum. bana cogunlugu ak parti yandasi gibi geliyor. 5 bin nufuslu ilcede 1500 oyla secilen belediye baskani, kendi kayinbiraderine 1.5 milyonluk ihale verdi diye cikti gecenlerde. 1.5 milyonu bulan afedersin anadolu comari gidip bi bmw cekiyor tabi altina.

asil bakilmasi gereken orta ve alt sinifin ne kadar et yedigi, ne kadar tatil yaptigi, araba ve elektronigin ne kadar ulasilabilir oldugu, haftada kac saat calistigi, ne kadar kendini gelistirdigi-kitap okudugu vs. asil zenginlik budur.
0
icim urperiyor
(18.10.21)
(4)

Ev satışı gelir vergisi?

blackidom
1-Ticaret yapan birine çıkacak vergi ile maaşlı çalışan şahısa çıkacak “gelir vergisi” aynı mıdır? (5 yıl içinde yapılan satış kârının %35inin vergi olarak kesilmesi maaşlı çalışan için mi geçerlidir?)2-Nasıl hesaplanır?
1-Ticaret yapan birine çıkacak vergi ile maaşlı çalışan şahısa çıkacak “gelir vergisi” aynı mıdır? (5 yıl içinde yapılan satış kârının %35inin vergi olarak kesilmesi maaşlı çalışan için mi geçerlidir?)
2-Nasıl hesaplanır?
0
blackidom
(18.10.21)
bu hesaplara girmemek için, emlakçılar, genelde bu işlerde tapuda evin belediyece belirlenmiş rayiç bedeline göre satış rakamı yazdırıp para transferini de elden ele şeklinde yapıyorlar.

%35 işi için ben de bir kaç kişiye danıştım ama kimse bilerek iş yapmıyor..
0
foolrules
(18.10.21)
5 yıl içinde yapılan satış karını beyanname ile bildiriyorsunuz. bu da sizin o seneki gelirinizle birlikte geliriniz olarak yazılıyor ve ona göre vergi veriyorsunuz.

ticaret yapanla maaşlı çalışan arasında fark yok.

hesaplanması :

24.000 TL'ye kadar %15
53.000 TL'nin 24.000 TL'si için 3.600 TL, fazlası için %20
130.000 TL'nin 53.000 TL'si için 9.400 TL, fazlası için %27
650.000 TL'nin 130.000 TL'si için 30.190 TL, fazlası için %35
650.000 TL'den fazlasının 650.000 TL'si için 212.190 TL, fazlası için %40
0
co2s2
(18.10.21)
nuisance
(18.10.21)
Aldığın fiyatla sattığın fiyat arasında bir kazanç varsa (5 yıl içinde) o farka vergi çıkar ve bu belirli kadmeler ile hesaplanır +1

Yıldan yıla enflasyon hesabı da var bunda, atıyorum 100 bine ev aldınız bir sene sonra 110 bine sattınız, 10 bine vergi çıkmaz enflasyon farkından dolayı. Ya da enflasyon 7-8 ise 2 bin liraya vergi çıkar.

Tabi bu basit bir örnek, yoksa belirli bir limite kadar vergiden muafsınız.

Aldığınız fiyat ile satacağınız fiyat önemli, paranın yarı kadarını nakit alacaksanız tapu satışını düşük gösterir genelde emlakcılar vs. +1
0
John Bloor
(18.10.21)
(3)

Ankara OR-AN'da çalışacak biri nereden ev tutmalı?

fitillidaniyal
İş yerim OR-AN'da olacak. Ankara'nın hemen her yerine servisi olduğu söyleniyor. Bu bilgilere dayanarak nerede ev tutabilirim? İstediğim şeyler; ev çok eski olmasın. Kirası maaşımın yarısı olmasın ve oturulası bir semt olsun.
İş yerim OR-AN'da olacak. Ankara'nın hemen her yerine servisi olduğu söyleniyor. Bu bilgilere dayanarak nerede ev tutabilirim? İstediğim şeyler; ev çok eski olmasın. Kirası maaşımın yarısı olmasın ve oturulası bir semt olsun.
0
fitillidaniyal
(07.10.21)
Yine oran ve çevresinde bakabilirsiniz.

daha uygun kirası olan yerler için yine oran mahallesinde bulunan atatürk sitesi ve civarını düşünebilirsiniz. trafik, gürültü patırtı vs olmayan sakin bir muhit.
ya da keklik tarafları olabilir. Keklik'in handikapı kuş uçuşu oldukça yakın olmasına karşın yol güzergahı zorlaştırır.
0
foolrules
(07.10.21)
Yine Oran'da ev bulamıyorsanız veya bütçenizi aşıyorsa, ilk etapta Yıldızevler ve İlkbahar mahallelerine bakın. Eğer oralar olmuyorsa Dikmen Caddesi üzerine ve Birlik Mahallesi'ne bakabilirsiniz.
0
malheiros
(07.10.21)
Sorunuzun cevabı ilker, yukarı dikmen, sinan caddesi.
0
kibritsuyu
(07.10.21)
(3)

170.000-180.000 civarına dizel otomatik araç mı

hrvl
Yoksa daha uygun fiyata benzinli otomatik araç almak mı mantıklı sizce? Ben hep dizel baktım, korka korka binmeyeyim, yakıtı üzmesin diye. Ama yılda 20.000 km yapmayacaksanız dizel mantıklı değil diyor herkes. Muhtemelen yapamayız o kadar km, eşim de ben de haftaiçi çalışıyoruz zaten. Şimdi ben dize
Yoksa daha uygun fiyata benzinli otomatik araç almak mı mantıklı sizce? Ben hep dizel baktım, korka korka binmeyeyim, yakıtı üzmesin diye. Ama yılda 20.000 km yapmayacaksanız dizel mantıklı değil diyor herkes. Muhtemelen yapamayız o kadar km, eşim de ben de haftaiçi çalışıyoruz zaten.
Şimdi ben dizel otomatik auris bakıyordum, 175.000 civarıydı fiyatlar. Km de düşük tabi. Ama bugün düşündüm de aynı ayarlarda 150.000’e herhangi bir benzinli otomatik araç alsam, aradaki 25.000’i de yakıta versem daha mantıklı değil mi? Çekeceğim kredi miktarı da düşer.

Var mıdır fikir vermek isteyen, şunu al şunu alma diyebilecek. Aklımdaki araçlar hatchback hepsi,
Opel astra
Ford focus
Toyota auris
Peugeot 308
Seat leon.
0
hrvl
(04.10.21)
Hatchback egea düşünebilirsiniz. Ben olsam peugeot ve opel'den uzak dururdum.
0
dora
(04.10.21)
Fiat ve renault hiç düşünmüyoruz malesef. Ailem yıllardır opel kullanıyor, hiçbir sorun yaşamadılar aslında.
0
🌸hrvl
(04.10.21)
Kesinlikle çok mantıklı düşünüyorsunuz. Ben de aynı düşüncede olduğum ve fazla km yapmadığım için asla dizellere bakmadım. Evden işe işten eve, ve yılda iki üç defa şehir dılına çıkma için dizel araç almak mantıklı gelmiyor bana. Dizelin kendine özgü masrafları ve partikul filtresi mevzusu gibi bakımları da var ayrıca. Benzinli motorda yağı suyu olsun zamanında servis bakımları olsun mutsuz etmiyor.

araç için fikir istemişsiniz, temiz bir ford b-max 1.6 titanium plus otomatik alırsanız üzülmeyeceğinize eminim.

Hem hatchback, hem görüş açıları çok iyi, hem de sürgülü kapılar hayat kurtarıyor. Ayrıca diğer alternatiflere göre oldukça donanımlı olmasına karşın daha uygun fiyatlı.
0
foolrules
(04.10.21)
(4)

Evliler; eşinizle ne şekilde tanıştınız?

norules
Evlilik şüphesiz ki bir insanın en önemli yaşam kararlarından birisi. Size evlenme fikrini düşündüren, akabinde düşündürmekle de kalmayıp beraber bu fikri uygulamaya koyduğunuz insanla nasıl, nerede tanışmıştınız?
Evlilik şüphesiz ki bir insanın en önemli yaşam kararlarından birisi.

Size evlenme fikrini düşündüren, akabinde düşündürmekle de kalmayıp beraber bu fikri uygulamaya koyduğunuz insanla nasıl, nerede tanışmıştınız?
0
norules
(30.09.21)
2006 Ekim ayında turkrock.com forumunda geyik yaparken tanıştık, haftalarca müzikti, enstrümndı oydu buydu derken yine o forumda sohbet ettik; sonrası msn ve 2007 yılında yüzyüze görüşmeye karar verip sevgili olduk, 2015 yılında maddi olaylar/askerlk o bu gibi muhabbetleri aşınca evlendik.
0
foolrules
(30.09.21)
Tinder'daki çok da güçlü olmayan adaylardan biriydi. Pandemi öncesinde yurtdışına gidecektim 1 seneliğine, hiç ciddi ilişki/sevgililik kovalamadığım bir dönemdi yani. En kötü ihtimalle yemeğime eşlik eder, beğenmezsem bir daha aramam diye düşünerek başlamıştım ama iş nerelere geldi. 2020 mart ayında evlendik.
0
marla is in my head
(30.09.21)
arkadaşım "arkadaşlarla oturuyoruz gelsene" dedi, gittim orada tanıştık tesadüfen.

2. ayda evlenmeyi dusunmeye baslamıstım. birlikte cok eğleniyorduk, aile yapılarımız, kafa yapılarımız uyusuyordu, kültürü, zekası, espri anlayısı hosuma gidiyordu, kişisel alanıma saygısızlık yoktu, asık olunca yapılan sacmalıkları hiç düşünmeden yapıyorduk. dedim olur.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(30.09.21)
Halasinin evinde tanistik. Gorucu usuluyle evlendik. Ben pek gorusmek istemiyordum biraz soz agizdan bir kere cikti diyerek gitmistim gorusmeye. Sac, bas daginik ustum, basim pejmurde. Ne konusacagim, ne soracagim hic dusunmemistim. Odada bitsin de gidelim diye mustakbel esimi beklerken, kapi acildi ve odaya lady di'ye tas cikartan zariflikte beyaz bir kugu girdi. O ani hayatta unutamam. Beynimden vurulmusa donmusdum, hem de ilk anda. Ben oldukca muskulpesent biriyim, esim de fiziksel olarak dikkat ceken biri degil ama siz bir de benim gozumden gorun. aradan gecen 8 yil gecti. Iki tane cocugumuz var. Iyi ki sozumu tutmak icin hic istemedim halde o gun ayaklarimi suruye suruye de olsa o eve gitmisim. Yol boyunca Telefonu 3-4 defa elime alip ben vaz gectim beklemesinler diye arayacaktim. Iyi ki aramamisim.
0
Kirmizibavul
(01.10.21)
(12)

Size zarar veren ailenizle tüm iletişiminizi kesmek ister miydiniz?

vestasy
Size psikolojik olarak büyük zararlar vermiş (şiddet uygulamış) ve vermeye de devam eden, hayatınızı zorlaştıran, baskıcı, ama zor anlarınızda yanınızda olan (fiziksel olarak), ihtiyacınız olduğunda maddi olarak da belli bir seviyede destek olan ailenizle tüm iletişiminizi kesmek ister miydiniz imka
Size psikolojik olarak büyük zararlar vermiş (şiddet uygulamış) ve vermeye de devam eden, hayatınızı zorlaştıran, baskıcı, ama zor anlarınızda yanınızda olan (fiziksel olarak), ihtiyacınız olduğunda maddi olarak da belli bir seviyede destek olan ailenizle tüm iletişiminizi kesmek ister miydiniz imkanınız olsa?
İletişimi en aza indirmek gibi bir seçenek bulunmuyorsa ve başka yanınızda olacak kimseniz yoksa, maddi olarak da sıkıntı çekme ihtimaliniz büyükse mesela.
Bunu yapsaydınız sonrasında pişman olur muydunuz? Her şeye rağmen içteki onlara karşı duyulan o küçücük sevgiyi atamamak, hala onların iyiliğini ve mutluluğunu arzulamak enayilik midir?
0
vestasy
(30.09.21)
Taciz-tecavüz vb bir durum yoksa bence aileyle iletişim tamamen kesilmemeli. Bunu yaptıktan sonra yine üzüleceksiniz, bişeyleri illa ki özleyeceksiniz.. En iyisi kendi elinizi güçlendirip onların sizi üzme ihtimallerine karşı hazırlıklı olmak, güçlü olmak ve biraz da umursamaz olmak.
0
megalomaniac
(30.09.21)
Babamla ilişkimi 18 yaşımda kestim. Ben 23 yaşındayken öldü o zamana kadar sadece bi kez yolda gördüm, şu an 30 yaşındayım ve 18'e şu anki bilgilerimle gitsem yine tüm ilişkimi keserim.
0
noluyo yaa
(30.09.21)
Keserdimi geçtim, kestim bile.

Yazdıklarından farklı olarak ben kardeşlerim ve annemden manevi kısmın ötesinde maddi olarak da hayatım boyunca destek görmedim, üstüne destek olmaya çalışırken buldum hep kendimi. Bu durumda bile en ufak şeyin dahi de hep lafını duydum onlardan.

İletişimi en aza indirmedim, hadi bana eyvallah diyerek doğrudan kestim. Ama bunu yapabilmek için yaşanmışlıklar kadar yaş, çevre ve öngörebilme durumları da var. (Evliydim ve düzenli maaşlı işim vardı, aynı şehirde değildim, borç içinde yüzüyordum ve vakit sorunum da vardı vs. gibi..)

Sonrasında kafam o kadar rahat ki.. İpe sapa gelmez işler ya da muhabbetlerle boğulmamak maddi sıkıntıların yanında nefes alacak kadar özgürlük sundu bana.

Geçen yıllar sonrasında maddi sorunlarım kalmadı, üstesinden geldim. Bunu yapabilmenin de tek yolu var o da duygular ile aklı birbiri ile karıştırmamak. Beni sokacağını bildiğim arılarla dolu kovana nasıl yaklaşmıyorsam onlara da yaklaşmamayı öğrendim, öğrettiler sağolsunlar.

Mesela bu yıl annem yıllar sonra ilk defa mesaj attı, doğum günümden 4 gün sonra "doğum günün kutlu olsun" gibi. Özrü kabahatinden daha büyük. Bencilliğinin farkındayım, benim doğum günümü boşverelim de insan kendi doğruduğu günü de mi bilmez hatırlamaz.. Boyle durumlarda insan ne diyeceğini, nasıl tepki vereceğini de düşünemiyor çünkü az önce akıl dedim ya, bu durum akıl ve mantıkla açıklanabilir bir şey olmuyor. Teşekkürler demekten başka cevap hakkın da olmuyor haliyle.

Yukarıda anlattıklarım seni heveslendirmek için değil, problemlerin nerelere kadar uzanacağını da görebilmen içindi. Demir gibi bir bünyen olması lazım. Başka türlü kaldırması zor ama o özgürlük hissi var ya; paha biçilmez.

Umarım ailenle problemlerin çözülür.
0
foolrules
(30.09.21)
bizim toplumda aileye atfedilen inanılmaz bir kutsallık var, zarar vermeye devam etseler bile hayatından çıkarırken suçluluk hissediyorsun yabancıların bu no contact dedikleri olay güzel bence
0
freebird5406_2
(30.09.21)
keserim, kestim de
0
ala09
(30.09.21)
keserim, kestim.

psikolojik şiddet, travmalar, huzursuz ortam, toksik davranışlar sizin kişiliğinizi, yaşam görüşünüzü, kendinize değer vermenizi, özgüveninizi vesaire vesaire toptan etkileyeceği için, bir süre sonra zaten hayatınızın bütününe yayılacak. bu durumda sallıyorum ödemenize katkı sağladıkları kredi kartları huzur sağlamayacak size, yaşattıkları zibilyon tane zorluğa karşın yanınızda oldukları 3-5 zorlukta bir şey ifade etmeyecek. hayat bunun için çok kısa ve çok kıymetli.

iç huzur bence bir insanın sahip olabileceği en büyük servet. buna taş koyan herkes, her olayla ilişki kesilmeli. gereksiz melodram yüklemeye de lüzum yok. her çocuk sahibi insan ebeveyn olamıyor, hayatın yalın bir gerçekliği bu, dramatize etmek veya etmemek sizin elinizde.
0
Phoebe
(30.09.21)
@megalomaniac Aslında ''Ya bizim istediğimiz gibi yaşayacaksın, ya da tüm iletişimi keseceğiz ve artık bizim çocuğumuz olmayacaksın.'' diyen taraf aile aslında. Kendi istedikleri hayat tarzı da çok ağır maalesef, sözlü şiddet de bolca.
0
🌸vestasy
(30.09.21)
benim ki daha ilginc, annemle görüsmüyorum, bakmadi vs degil. teyzemleri doyurmaya doymadi, kadin bagimli gibi. ben kendimi bildim bileli birsey istedigimde hep bagirisma. para meselesi gibi duruyor ama degil. ben yoruldum ve uzaklastim. acikca yazip sorsam mi diye de düsündüm ekside falan, bosver deyip gectim. anneme ya onlar ya ben dedim annem onlari secti yani ne yapayim.
üzülmüyor muyum, üzülüyorum ama, eve her gittigimde moralim daha cok bozuluyordu.
0
durgunfoton
(30.09.21)
@vestasy
Öyle derler, sözlü şiddete devam ederler ama sen yolundan sapmadıkça zamanla kabullenirler. Onaylamazlar ama değiştiremeyeceklerini anlarlar. Konu şu, sen halinden memnun musun? Onların sözlü saldırıları özgüvenini zedeliyor mu, kendinden emin olamıyor musun? Bunlara bak, kendini gerçekleştir, kendini güçlendir. Sonra seni öğrenecekler ve sana alışacaklar, zamanla saygı bile duyabilirler kim bilir:) ama duymasalar da olur, yeter ki sen kendine saygı duy ve kendini beğen.
0
megalomaniac
(30.09.21)
Ben olsam orta yol bulmaya çalışırdım. Sizin onlara ihtiyaç duymadığınızı, onlarsız yapabileceğinizi, onların siz olmadan yapamayacakları, yani onların hayatında ne kadar önemli olduğunuzu belirtmeniz, göstermeniz lazım. Bence sizinkilerde umut var. Size sundukları maddi destek var, zor gününüzde iyi kötü yanınızdalar. Bunlar küçük ama böyle aileler için önemli şeyler. Siz genç olan tarafsınız. 5-10 yıl sonra onların size ihtiyacı olacak. bugün belki sizi kendilerinin küçük çocuğu sanıyorlar ama 5-10 yıla onların çocuk gibi ilgilenilmesi gerekecek belki de.

Mesela diyelim iletişimi kestiniz, ne kadar süre keseceksiniz. 10 yıl, 15 yıl, ee sonra? Hayat boyu görüşmemek gibi bir şansınız yok. Er ya da geç yine yüze yüze geleceksiniz. Hastalık olur, kaza olur bir şekilde birbirinize ihtiyacınız olur yüz yüze gelirsiniz.
0
GoodMorningTeacher
(01.10.21)
Evet ya da hayır demek zor dışarıdan ama her halükarda bence size verdikleri sıkıntıdan kaçmak için değil de size verdikleri sıkıntıları vermelerine müsaade etmemeyi ve onları bir bakıma "sindirebilmeyi" başardıktan sonra yine iletişimi kesmek başka yere çıkarır sizi.

Çünkü o kadar yıl maruz kalınan bir şey illa ki bir yara gibi dövme gibi yer ediyor insanda. Onu değiştirmek için de farklı bir karşılık vermek gerek herhalde. Sizdeki etkilerini değiştirmeden terketmeyin onları :) yoksa yine içinizde etkileriyle sizinle yaşayacaklar, pek istediğiniz gibi de olmayacak iletişimi kestikten sonrası belki de.
0
encokbenisevinnolur
(01.10.21)
Kesmem, kesmedim. Temelde yatan şey sevgi olunca geriye kırgınlığın verdiği mesafeler kalıyor. Ne olursa olsun aileni seviyorsun. Ama belli bir mesafeden.
0
ruhen hastayim ben
(01.10.21)
(1)

zoom

black mamba
bir zoom bağlantısına tıklıyorum ancak katılımcılar olarak 1 kişi görünüyor ve o da benim. neden girememişimdir? nasıl girerim?
bir zoom bağlantısına tıklıyorum ancak katılımcılar olarak 1 kişi görünüyor ve o da benim. neden girememişimdir? nasıl girerim?
0
black mamba
(30.09.21)
henüz senin haricinde toplantı odasına giren kimse yoktur o yüzden katılımcı olarak sadece kendini görüyorsundur. emin olmak için linki kontrol et ya da biraz zaman ver ki insanlar katılsın.
0
foolrules
(30.09.21)
(18)

mutsuzken, depresifken veya tükenmiş hissettiğinizde ne yapıyorsunuz?

dnzy 1
bu gibi durumlarda kendinizi toparlamak, kendinize gelmek, daha iyi hissetmek için neler yapıyorsunuz?
bu gibi durumlarda kendinizi toparlamak, kendinize gelmek, daha iyi hissetmek için neler yapıyorsunuz?
0
dnzy 1
(28.09.21)
Dua ediyorum, yüzüyorum, yıldızları seyrediyorum, ağlıyorum, odun kırıyorum
0
cosmicgadin
(28.09.21)
Dışarı çıkarım. Film izlerim.
0
dissendium
(28.09.21)
Spor ile ter atmak, efor harcamak bana iyi geliyor. Özellikle de 10-15 tur koşmak.
0
burka
(28.09.21)
O haldeyken insanın hiç bi şey yapası gelmiyor işin özü ben de bu yukarda yazılanlara inanasım gelmiyor. Ben daha da dine çöküyorum dostum. Gülme garantili eş dost varsa o an onu arıyorum yoksa sevdiğim belgesel ya da tv programı bulmaya çalışıyorum. Bu da yoksa uyurum.
0
fıytfıyt
(28.09.21)
Uyuyorum.
0
data
(28.09.21)
Yürüyorum, uyumak da bir çözüm ama hayatı boşa yaşıyor hissi veriyor bana.
0
neymis
(28.09.21)
insanların ne şartlarda çalışıp nelerle mutlu olduğunu görmek açısından iyi oluyor;

www.youtube.com
0
onemoremile
(28.09.21)
kedi köpek videoları izliyorum. tatlı, komik, awww anları olsun hepsi işe yarıyor bende.
0
yviene
(28.09.21)
Yürüyorum. Son bir aydır imkanım varsa pilatese gidiyorum, ter atmak, spor yapmak iyi geliyor.

İçinden çıkamıyorsam terapiste.

Çok fenaysan psikiyatriste gidiyorum :)
0
ruh i tibbiye
(28.09.21)
komik video ve dizi izliyorum. dua ediyorum, aileme ya da sevgilime ağlayıp sonra gözyaşlarımı siliyorum ve sen neleri başarmadın üstesinden gelmedin ki diyerek yoluma devam ediyorum.
0
Hallegadola
(28.09.21)
Uyuyorum +1
O kadar fazla uyuyorum ki uyandığımda bu işin sonu artık depresyon hemen toparlanmalısın deyip yapabileceğim ne varsa saldırıyorum;
-Yemek yapıyorum
-Kahve yapıyorum
-Önümdeki süreç için yeni planlamalar yapıyorum
-Sürükleyici olduğunu bildiğim ve sevdiğimi bildiğim bir dizi ya da filme sarıyorum.
-Kulaklığımı takıp yürüyüş yapıyorum

--Üsttekilerin hepsini yapıyorum ve anca toparlıyorum.
0
mutekebbir
(28.09.21)
icip sarki dinliyorum, soyluyorum ve uyumaya calisiyorum. ama uyyuyamiyorum
0
ala09
(28.09.21)
sevdiğim müzikleri/grupları dinliyorum, bateri çalıyorum.
0
foolrules
(28.09.21)
sevdiğim, iyi hissettiren dizileri 153.kez baştan izliyorum.
0
gmzo
(28.09.21)
Gidip cocugumun saclarini kokluyorum
0
turkuaz
(28.09.21)
Depresyondan kaçmıyorum/ kaçamıyorum. O anki hüznü yaşayıp kafamı biraz toplayınca elimde ne var, neden memnun değilim, ne yapabilirim, neden yapmıyorum konuları üzerine düşünüyorum. Eğer çözüm bulamazsam, ki bu dönem öyle oldu, içinden çıkamadım. Yardım almayı deniyorum şu an.
0
curukturpkokusu
(28.09.21)
İçiyorum
0
vedatchilipeppers
(28.09.21)
ormanda yürümek veya 24 saat uykusuz kalmak bilimsel olarak depresyon üstünde hafifletici etkisi olduğu ölçülebilen aktiviteler. bunları yapıyorum. kaçık prens podcast dinlerim (konu psikoloji üstüne, kendimi anlamamı sağlıyor). çok çok ciddi bir konu değilse mutsuzluğumun sebebi stand-up falan izlerim (halim varsa gidip canlı izlerim yoksa netflix).
0
elvan abeyiylegezse
(01.10.21)
(43)

evlilikte ekonomi

alex_pearson
yakın bir zamanda evleniyoruz. süreç şöyle gelişti. gelinliği, damatlığı ben aldım, düğün yerinin ücretini (yemekli) ben ödedim. bugün müzik işini konuştuk, caz grubu istedi. onu da ödedim. fotoğraf çekimini ben ödedim. nişanlım için unutulmaz ve keyifli bir hatıra olsun diye elimden geleni yapıyoru
yakın bir zamanda evleniyoruz. süreç şöyle gelişti. gelinliği, damatlığı ben aldım, düğün yerinin ücretini (yemekli) ben ödedim. bugün müzik işini konuştuk, caz grubu istedi. onu da ödedim. fotoğraf çekimini ben ödedim. nişanlım için unutulmaz ve keyifli bir hatıra olsun diye elimden geleni yapıyorum. kredi kartı borcum bu ay maaşımın 1,5 katı geldi. bütün birikimlerimi bu düğün için sonuna kadar kullandım. ama davetli sayısı anlaştığımız sayının üzerine çıktı. ek ödeme yapacağız. araba kiralama, düğün çiçeği, bahşişler falan gibi masraflar da olunca acaba kredi mi çeksem dedim. sonra sordum, kredi çeksem geri ödemede bana şu kadar destek olur musun diye. sorduğum rakam maaşının 1/10’u bu arada. suratını astı bana. çok bozuldum. bir yanım, bunu sorun ettiğim için beni suçluyor, diğer yanımsa para mevzusunu konuşmak ayıp değil, bunlar hayatın gerçekleri diyor. ne yapacağım bilemiyorum.

not: nişanlım balayı için uçak biletletini aldı ve kalacak yeri ayarladı. hiç masraf yapmamış gibi algılansın istemem. ama benim iki yıllık birikimim tamamen bitti. o ise bir aylık maaşının sadece bir kısmını harcadı.
0
alex_pearson
(16.08.21)
Hâlâ geç değil. Kıps. 1/10 için şimdiden surat asıyorsa evlendikten sonra da böyle devam eder.
0
dissendium
(16.08.21)
Yerler o işi, kimse kusura bakmasın valla ben bunu sorun ederdim
0
olaylar olaylar
(16.08.21)
ben de ediyorum, üzerine bir de sorun ettiğim için suçluluk hissediyorum
0
🌸alex_pearson
(16.08.21)
Hiç bir şey için geç değil kardeş.
0
lion de la Turquie
(16.08.21)
Destek olur musun dersen surat asar tabi.

Bende para bitti haci bundan sonrasi finito diyeceksin. Oyle her seyi al al diyemeyecek.
Dugun isinin sonu yok ki, sonsuza kadar ekleme yapabiliyorsun durmasinu istiyorsan ona odeteceksin.

Mesela damatligi ona aldiracaktin, kendi alyansini, cicegini...

Davetli sayisi mi cok mu geldi 5 benden 5 senden kesiyoruz de.
0
divit
(16.08.21)
Geç değil +1

Bu kadar borcun altına sırf o istediği için girdin ve hesaplar tutmadığı için fazladan ödeme gerekti. Maaşını vermeyecekse takılacakları versin, ama bunu sormaya bile çekinirsin eminim.
0
1bir1bir1
(16.08.21)
Neden herşey yarı yarıya yapılmıyor? O kız diye mi?

Caz grubu ha?

Geç değil+1
0
sorularimicinfeykhesap
(16.08.21)
Düğün masrafını erkeğin yapması gayet normal. Yarın siz kredi öderken o da mutfak masrafını ödeyecek zaten
0
photo85
(16.08.21)
Düğünü siz yapıyorsanız siz ödeyeceksiniz burada sıkıntı yok. Sıkıntı bütçeniz neyse orada duramamanızda. Para bitti bunu aşmayalım dersiniz. Ayrıca bu hatun maaşı müzeye koymayacak ya :) kredi ödenirken o da eve harcama yapacak elbet.
Kendi ailesi nişan yaptı da sizin aileniz düğünde elini cebine atmıyorsa benden isteyene kadar ailenden iste de demiş olabilir içinden.
0
cilekli pasta
(16.08.21)
Olay evlilik sürecinde ekonomi değilki? Hele bir dur soluklan yeğenim. Gereksiz kaygı yapmışsınız paralar azalınca (muhtemelen şimdiye kadar hiçbişeye -kendiniz için bile- bu kadar para harcamadınız diye iyice stres oldunuz)

1. Her şeyi yaparım ona da koşarım bunu da alırım modunda bütçenizin çok üstüne açıldıysanız böyle olur tabi. Ne kadar fakir veya zengin olduğunuzu karşı tarafa net hissettirmelisiniz. Siz benim birikimim var düğünü de yaparım krallar gibi yaparım bi tanem diye hava atarken kimse ayy yazık kredi kartı esktresi noldu acaba, telefon faturasını ödeyebilecek mi bu ay diye düşünmez. Bu kadar açılmadan önde konuşsanız daha iyiydi. Hayatım müzik istiyorsun da bizim veya “benim” maaşım belli bunu yaparsak şundan kısmanız şart gibi..

2. Açık iletişimin (hem siz hem karşı tarafı kastediyorum) olmadığı ilişkiler zorluk yaşar. Ayrıca sizin şu aşamada eşlerden biri olarak finansal dengeyi/planlamayı tutturamadığınız görünüyor. İleride ne olacak? Hep böyle kötü finansal yönetimler mi yapacaksanız siz veya eşiniz?

3.canım destek olur musun yanlış. Ben bu kadar harcadık, gelecek altınlardan da şu kadarını öderiz artık daha doğru. Veya en baştan bu düğün bütçesi beni çok aşıyor şimdi veririm ancak ve ancak düğün sonrası şu kadar krediyi şöyle şöyle öderiz demek en doğrusu idi.

Sakin olup empati yapın belki o da sizi tahmin ettiğinden daha beceriksiz daha çulsuz buldu ve buna kırıldı?
Yani olduğunuz gibi görünün, gerçekçi olun ikiniz de.
Mutluluklar.
0
rewlack
(16.08.21)
+1 rewlack adam her şeyi özetlemiş zaten. Yalnız arkadaşlar iyimser yaklaşmış. Sen bu kafayla devam edersen o kız ev geçim masrafına filan da katılmaz, maaştan koklatmaz; trendyol alışverişini de senin karttan geçer.
Durumunu anlat, planlamalarını açık bir şekilde yap o da bilsin. Böyle kredilerle filan başlarsan patlar o iş. Kızın bunlardan haberi yok bence. Bu ekonomi işi senin darmadağın eder, ne cazdan ne balayından zevk alamazsın.
Şimdi duygu yoğunluğu yüksek tamam ama gerçekte her evlilik bir proje gibi. Böyle değerlendir lütfen.
0
adivar
(16.08.21)
Düğün için çekilen krediye destek olmayacaksa evlendikten sonra da elini cebine atmayacak mı geçinmek için? Sordunuz mu?
0
elorelia
(16.08.21)
Hiçbir şey için geç değil. +1
0
allah yazdiysa bozsun
(16.08.21)
Nişanlınız, nişan için harcama yaptı mı?
0
buffy de vampir sayılır
(16.08.21)
sonradan senelerin gittikten sonra ağlamaktansa şimdiden üzülmek daha iyidir, kaç.
0
orpheus
(16.08.21)
maaşlardan bahsetmemişsiniz?
kız 15 bin alırken siz 3k alıyorsunuz belki biz ne bilelim?

maaşınızdan ve birikiminizin tutarından haberi var mıydı kız arkadaşınızın?
yoksa yiğitlik yapıp hallederim dediniz ve sonra da içiniz mi acıdı harcadığınız paraya? yani neye söz verdiniz? davetli sayısını arttıramayız deyin açıkça. son param buydu deyin yani ne var?

siz söz verdiniz ve asla destek talep etmediniz de sonradan kredi çekecem bana maaşından verirsin artık diye emrivaki yaptıysanız çok haklı sayılmazsınız. gidin ailenizden isteyin+1 ama yok her şey açık herkes herkesin bütçesini biliyor da kız arkadaşınız bunu da isterim şunu da isterim diyorsa o haksız.

yani nasıl söz verdiniz kim sözünden caydı? davetli sayısı sizin aileden dolayı mı çıktı mesela? bütün bunlar belirsiz..

bu işler veya bu kızın dünyası size uygun değilse bence de ayrılmayı düşünün. o da belki istemez çünkü.

bi de son olarak düğün sanki sizin düğününüz değilmiş, müzisyenler sizi neşelendirmeyecekmiş gibi bir tavırda yazmışsınız. ha eğer öyleyse daha kötü. yani sanki sırf o istiyor diye yapıyorsunuz gibi. bu sonradan işler yolunda gitse bile onun kafasına kakacağınız sinyalini veriyor. balayını falan da e sen istedin benim için hava hoştu gitmezdim diyecek gibi yani.

zorlamıyorlar yani, ayrılın o zaman.
0
jimjim
(16.08.21)
of içim sıkıldı okurken, iki yetişkin insan evleniyor ama evlilik masraflarına ilişkin aralarında konuşmuyor (en azından biz o izlenimi ediniyoruz) sonra da her üç evlilikten biri boşanmayla sonuçlanıyor. kardeş, evlilik her şeyden öte tek bir ev ortak bir bütçe demek, siz ve nişanlınız bunun farkına varamıyorsanız gerçekten mutsuz olursunuz bak. en kısa zamanda konuşun, düğün unutulmaz bir hatıra olsun diye beraber bir yaşam ziyan edilmez.
0
evde liyakat kalmamis
(16.08.21)
tüm parayı tüketmişsin. evlenince taş mı yiyeceksiniz? hayat arkadaşı olacak insanlar birbirlerini bütçeyi aşan masraflara sokmamalı. bencillik yapıyorsa onunla hayat arkadaşı olunmaz.
0
lazpalle
(16.08.21)
Birbirinizi ne zamandır tanımıyorsunuz siz?
0
ckgoneforawhile
(16.08.21)
Güven,özveri, samimiyet uoksa diğer ilişkilerin de bir anlamı yok.
Neden evlilik için büyük masraf yapılır spor yük altına girilir hiç anlamam. Başkasını taklit etmek ve özenmek bize yaramaz yaramıyor.

Anladığım kadarıyla karşı tarafın, yakın zamanda ailesinden birinin kredi borcuna destek olma zamanı da yaklaşıyor gibi.
Hani hiç sözü edilmesiyle ben etmiş olayım yine de.

Bu arada ayrıca eşi olacak kimse maaşlı diye evlenen erkek hata yapar.
Geçim yükü erkeğe aittir.
Kadının kazandığı kadınındır.
Hayat müşterek dendiğinde de kadının ömürlük nafaka konusunda diretmesi çok anlamsız kalıyor.
0
Erva
(16.08.21)
öncelikle bence sen kadının maaşına göz dikmişsin. nasılsa onun maaşı var, onun maaşının şu kadarı gibi hesaplamaları kadın yapsa onun yaptığı da göz dikmek olurdu. fakat sana sürpriz son: evleneceğin kişi maaşına seni ortak etmek istemeyecek. bana kalırsa para konusunda tartışmalı olacaksınız evlilikte. ayrıca kafın hiçbir şey yapmamış da değil, her şeyi erkek yapar kafasında olsaydı balayını halletmezdi. şu an düşünüyor ki “düğün için bile benden istiyor”.
0
anais
(16.08.21)
yanıtları okudum, jimjim +1
düğün ikinizin düğünü, istemiyorsanız açıkça istemiyorum diyecektiniz. damdan düşer gibi krediye ortak edilmek herkesi rahatsız eder.
0
anais
(16.08.21)
üstad kusura bakma da hata sende. kendi boyunu ölçünü bilmeden fazla açılmışsın, sonra da senin karşılaman gereken bir şey için para istemişsin. düğün gibi şov bir şey için kredi çekmek zaten saçma bir hareket. kızın bunu paylaşmak istememesi de ofsayt ama ilk baştakiler daha büyük problem. yeterince paranız yoksa caz grubu, araba kiralama, ıvır zıvır işlere girmeyecektiniz bu kadar basit. düğünü baştan sona erkek tarafı yapar, yani düğün gibi şov bir şey yapacaksan ben düğün yerinin ücretini ödedim gibi bir lafın anlamı yok çünkü zaten ödemen gerekiyor.

daha evlenmeden kızın maaşına ipotek koydurmak saçma bence, ve senin bu parayı yönetememe durumunun evlilikte problem olacağı %100 kesin. iki yıllık birikimini şova harcayıp, yeni evli olarak eşine kredi borcu yükleyen bir adam birkaç seneye ya iflas eder ya da boşanır.
0
roket adam
(16.08.21)
jimjim +1
anais +1
roket adam +1

paranız her şeye yetiyor, artıyor ve evi de geçindirebiliyorsa parayı konuşmazsınız.
ama borç harç, kredi, kredi kartı işlerine girecekseniz parayı konuşmalısınız.
şu anda sizin birikiminizin sıfırlandığından ve kredi borcuna girmeye bir anlamda mecbur kaldığınızdan haberi var mı?
çünkü bu durumda borçlar bitinceye kadar evi kadın geçindirecek demektir zaten.
bence haberdar olması lazım bu durumdan.
belki de muhtemelen bozuluğu şey bu ve buna bozulmakta da sonuna kadar haklı.

benim de karşımdaki adam her şeye tamam dese, karşılanabiliyor demek ki sorun yok diye düşünür ve sonra birden bire bana kredi borcu falan derse "ne yapıyor bu adam?" diye tedirgin olur, bozulurum.
iletişiminiz yok gibi.

bence bu konuyu oturup etraflıca konuşun ve geri alabileceğiniz ödemeler varsa alıp, masrafları biraz kısmaya ve yeniden düzenlemeye çalışın.
0
blatta hiberna
(16.08.21)
divit gibi düşünüyorum.

yani yancı gibi değilde doğrudan söylemeniz daha iyi olur.

ayrıca herkesi olduğu gibi kabul etmek lazım, bazı kadınlar bu tip para muhabbetlerini sevmez, yapabiliyorsan yaparsın yapamıyorsan benden bu kadar dersin.

kafaya takacak bir şey yok. bir sonrakinde daha net olun.
0
nuisance
(16.08.21)
yol yakınken +1
0
lcha
(16.08.21)
Adam düğün için bütün masraflara göğüs gelmiş zaten. Ekstra çıkan misafir sayısı için destek istemiş. Bu ekstra misafirler gerçekten ekstra ise ve kız tarafındansa adam tabi ki soracak nişanlısına bunu. Yahu evlenecek iki insan bunu konuşmayacaksa zaten neyi konuşacak. Eve giren para da ortak değil mi zaten.
0
bigcaptain
(16.08.21)
evlilik krediye "yardımcı olmak" değil, o krediyi "birlikte ödemek"tir.

evlilik eşim çektiği krediyi nasıl öderse ödesin demek değil, o krediyi nasıl ödeyeceğini dert edinmektir.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(16.08.21)
evlenmeden böyleyse evlendikten sonrasını sen düşün..

hala geç değil + 100
0
foolrules
(16.08.21)
Senden ders alıp , benimde bu işi halledip bırakmam gerekiyor.
0
kleider
(16.08.21)
ayrıl coco.

evlendikten sonra daha da boka batabilirsin.bir de çektiğin kredi de üstüne kalır.

ya da benden bu kadar de çekil.ben okurken sinir oldum.
0
drako
(16.08.21)
ben anlamıyorum ki, insanlar birbirleri hakkında hiç bir şey bilmeden mi evlenmeye karar veriyorlar. nişan, düğün mevzuları açılınca herkes bir şoklara giriyor. birinin gelirini, gösterişle lüksle olan ilişkisini, para harcama eğilimlerini, geleneklere bağlılığını vs ilişki sırasında anlarsınız.

düğün kadının delicesine şımardığı, adamın tokat manyağı olduğu, paraların anlamsızca saçıldığı saçma sapan bir etkinliğe dönüyor herkeste. yazık valla.

okurken fenalık geldi. aranızda çok büyük bir iletişimsizlik var bence. kadın sizi çok zengin sanıyor olabilir, istiyordur da istiyordur etraftan ne duyduysa. yine de kredi çekeceğinizi duyunca mahcup olmasını beklerdim ben zorlandığınızı anlayıp. siz de son ana kadar hiç bir şey çaktırmayıp birden destek istediyseniz o da acayip. niye konuşmuyorsunuz her şeyi açık açık. ben şiştim valla.
0
şarkı güzel ama ingilicce
(16.08.21)
Çoğu kişi aynı şeyi söylemiş zaten; maddi durumunuz konusunda müstakbel eşinize açık olun. Biz nişanı evde yapmıştık, hali,yle düğünü de ortak bütçeyle yaptık. Benim (kız tarafı) düğün davetli sayımız biraz daha fazla olunca sadece o kısmı benim ailem ödedi. Anne-babama dedik ki bizim bütçe 100 kişilik, 120 kişi istersen davetli başına şu kadar ilave. Onlar da buna uydu.
Eşim benim gelinliğimi aldı, ben onun damatlığını. Sınır belirtmeyip hesabı sonradan çıkartırsanız güven kırıcı olur. Ancak yine de geç değil. Evlilik öncesi bu gibi gerginlikler maalesef hep olur. Beraber çıkıp oturun bir yerde, konuşun bu durumu. Ama sakın "senin maaşının bu kadarı, benim maaşımın şu kadarı karşılaştırmasına girmeyin.
0
SiyamkedisiZorro
(16.08.21)
nasıl boyun eğiyorsunuz anlamıyorum. bu kız ilerde paran olmazsa seni bırakır başını ağrıtır ben söylim. sen sormadan teklif etmesi lazımdı. maaşının 1/10unu vermeyen evlilikte her şeyi sana harcattırır. şimdi de nerdeyse her şeyi harcatmış zaten.
0
jelly bear
(16.08.21)
kaç yaşındasın?
madem paran yok niçin bu kadar açılıyorsun, niçin bu kadar gereksiz harcama yapıyorsun?
para mevzusu konuşmak niçin ayıp olsun?
böyle davranman çok yanlış.
0
dafuq
(16.08.21)
yol yakınken +1
0
since1907
(16.08.21)
Vazgeçerim.
0
hayirsiz
(16.08.21)
Millete nasıl kocalar rastlıyor, ben benim nişanlıma asla böyle uçan kaçan şeylerin masrafını yaptırmazdım yaptıramazdım. Yemekli düğündür caz grubudur abi ben anlamıyorum herkes mi milyoner biz mi fakiriz. Özellikle klipli fotoğraf albümü aşırı komik oluyor inş yaptırmamışsınızdır. Annem gelinliğini zamanında sattığı için kayınvalidemin gelinliğini yaptırıp giyeceğim. Düz nikah yapıp geçmeyi düşünüyorum Türk Japon vakfında. İkimizde kariyer memuruyuz ailelerimizin de durumu iyi sayılır bu arada.

Nişanlımla ikimiz şimdiden ekonominin birliğini uyguluyoruz bazı zamanlarda. Yeni evli çifte en büyük zulümdür kredi borç ödemek. İkiniz tekrar her şeyi konuşun kimse olmadan iletişim çok önemli bu zamanlarda. Yoksa Trendyol masraflarını da size ödetir +1
0
Hallegadola
(16.08.21)
ayrıl, çekilecek çile değil, yakma geleceğini.
0
bugisme
(17.08.21)
Evlilik oncesi mali islerin nasil yurutulecegini cok detayli konusmak gerekir. Bir felakete suruklenmeden mali isleri nasil halledeceginizi iyi planlayin.
0
cleric
(17.08.21)
muhtemelen evlenir evlenmez nişanlının kredi borçları olduğu ortaya çıkacak. muhtemelen ufak ev aletleri senetleri ödemeye başlayacaksın ..
yüz ekşitme varsa bu işe girmeden bir caz kulube git ve biraz viski iç .. bu saçmalığı bitir
0
taylor durden
(24.08.21)
Öncelikle yorum yazan herkese teşekkür ederim. Çok geç yazdığımın farkındayım ama cevapsız kalmasını istemediğim için yine de bir şeyler yazmak istedim.

Bir anlık moral bozukluğu ile yazdığım entrye dönüp tekrar baktığımda kendimi haklı çıkarmaya çalıştığımı ve birçok detayı aktarmadığımı görüyorum. Sanıyorum hafif bir sırt sıvazlaması ve "para mevzusunun canını sıkması seni kötü biri yapmaz" gibi bir onay bekliyordum bu mesajı yazarken. Ama bugün bu mesajı yazmış olmaktan utanıyorum. Para mevzusunun can sıkmasının sebebi, birçok yazarın belirtiği gibi para planlamasını iyi yapmamış olmak. Bu işin altına ben girdim, yaparım dedim ve sonra panikledim. Oysa para ve maddi meseleler, kolay çözülebilecek meseleler, yeter ki sağlıklı olalım, çalışıp ayaklarımızın üzerinde durabilelim. Gerekirse kredi çekerim ve paşa paşa öderim. Benim hatam ben bu düğünü yaparım dedikten sonra hesabım şaşınca bundan şikayet etmek oldu.

Nişanlımla daha sonra oturup konuştuk. Hesabım şaştığı için paniklediğimi söyledim. O da gece gösterdiği tavır için özür diledi. Bu meseleyi unutup birlikte iyi vakit geçirmeye odaklanmaya karar verdik.

Herkese sevgiler...
0
🌸alex_pearson
(29.08.21)
sizin adınıza sevindim, bazen iç dökmek te gerekiyor. sonuç iyi olmuş önemli olan bu.
0
nuisance
(01.09.21)
(8)

anksiyete atağı geçiriyorum sanırım

kakamelsokoban
günlerdir, hatta haftalardır üst üste felaket haberleri duymaktan psikolojim çok kötü bozuldu. 4 yaşında bir kızım var. zaten o doğduğundan beri sürekli korku halindeyim ona bir şey olursa diye. durduk yere aklıma kötü ihtimalleri getiriyorum şöyle olursa naparım, böyle olursa naparım diye çözüm yol
günlerdir, hatta haftalardır üst üste felaket haberleri duymaktan psikolojim çok kötü bozuldu. 4 yaşında bir kızım var. zaten o doğduğundan beri sürekli korku halindeyim ona bir şey olursa diye. durduk yere aklıma kötü ihtimalleri getiriyorum şöyle olursa naparım, böyle olursa naparım diye çözüm yolları üretiyorum. yolda giderken araba caddeye azıcık hızlı girse bi anda yoldan çıkacak bizi ezecek gibi geliyor, ya da kızım elimi bırakıp birden caddeye fırlayacakmış ve ben tutamayacakmışım gibi hissediyorum bazen. evdeyken de şu anda deprem olursa ne yaparız korkusu var. çok şükür evi olabildiğince korunaklı hale getirdim her türlü ev kazası ve depremde devrilebilecek şeylere karşı ama zihnim sürekli alarm halinde. genel olarak sakinleşemiyorum, gece yatağa yattığımda bile saatlerce uyuyamıyorum bazen olabilecek kötü şeyleri düşünmekten.

önce ülkeye mültecilerin dolması, kızım genç kız olduğunda sokakta rahatça dolaşabilecek mi endişesi, ya yolunu keserlerse, ya zarar verirlerse, nasıl korurum, dışarı çıkma diyemem ama çıkınca da hep bir risk vs. önceden korkularım nispeten önceye aitti. sonra yangınlar, yanan insanlar, hayvanlar, evsiz barksız kalanlar... tam yangınlar söndü yardımlar yerine ulaşıyor derken suriyeliler yetmezmiş gibi tipi bozuk afganlar doluştu ülkeye. on sene sonra naparım derken şimdi bile kızımı okula götürüp getirirken huzursuzum. oturduğum yer istanbul, fatih suriçi. buralar zaten birleşmiş milletler gibi her milletten insan var. hep diken üstündeyim, hep gergin ve savunma halindeyim. ülkenin durumu zaten belli ekonomik ve sosyolojik çöküş hali ayrı geriyor. ben çok mutlu bir çocukluk ve gençlik yaşadım ama kızım benim o yaşlarıma geldiğinde başka ülkede mülteci olmak zorunda mı kalacak, iç savaşın ortasında mı yaşayacak diye düşünmekten delireceğimden korkuyorum.

şimdi de bozkurttaki sel videolarına denk geldim salak gibi oturdum izledim bir de. videonun sonunda biri "çocukların cesetlerini poşetlere dolduruyorlardı anne" dediği yerde videoyu aniden kapattım ve nefesimin kesildiğini hissettim.

direkt sahne geliyor aklıma kızım sokakta oynarken sel sularına kapılıyor ve bir şey yapamıyorum. yazdıkça biraz daha nefes alabilir haldeyim ama ofiste yalnızım, dışarı çıkma şansım yok ve bu duyuruyu yazmaya başlayalı yaklaşık 25 dk oldu ben ara vere vere yazıyorum. nefes alamıyorum kalbim çok hızlı atıyor. bağıra bağıra ağlamak istiyorum içim yanıyor. o annelerin yaşadıklarını, o çocukların yaşadıklarını düşünüyorum elimde olmadan.

düşünmemi durduramıyorum! zihnimi susturamıyorum kendime de kızıyorum benim daha empati yaparken fenalaştığım şeyi insanlar yaşadı, yaşıyor. daha başımıza neler gelecek belli değil üstelik başımızda beklenen büyük istanbul depremi var.

bilmiyorum yazarak rahatlayabiliyorum şu an çünkü konuşabileceğim kimsem yok, sanırım en kısa zamanda da psikolojik yardım almaya başlamam lazım. sıtma tutmuş gibi titriyorum şu an, dişlerim bile birbirine vuruyor, sakinleşemiyorum, ağlamaya başlarsam susamayacağımdan korkuyorum.

hiç mi güzel gün göremeyeceğiz artık, bir daha gülüp eğlenemeyecek miyiz? evde bile 1 2 dk mutlu olsam vicdan azabı gibi oluyor insanlar ne halde ben burda gülüp eğleniyorum tuzum kuru tabii diye. hayatı kendime zindan etmeye başladım.

üstelik sosyal medya olmasa bunların hiçbirinden haberimiz olmayacak. haberlerde şöyle bi kısa özet verip geçiyorlar sanki ufak bir şeyden bahseder gibi. durumun vehametinden çoğu kişinin haberi yok!

ben artık kafayı sıyırıyorum diye eşim kafamızı dağıtmak için tatil ayarladı, yola çıktığımız andan eve girinceye kadar da haber izlemek, sosyal medyaya bakmak yok dedik. normalde yolculuğa gideceğimiz zaman aşırı mutlu olurdum, müzik açıp valiz hazırlardım güle oynaya. onu bile yapmak gelmiyor içimden.

sürekli kötüyü düşüne düşüne kötüyü çağırıyorum gibi geliyor. elimden geldiğince felaket bölgesindeki insanlara yardım ediyorum, kendi çevremde de çantamda mamalarla, su kaplarıyla geziyorum ama benim etim ne budum ne elimden gelin sadece bu kadarı.

bu kadar üzüntü yeter, ben artık mutlu olmak istiyorum diye düşünmek bencillik midir? elimden gelen yardımı yaptım bundan sonrası beni aşar zaten diyip içimi ferahlatmak istiyorum ama olmuyor. sosyal medyaya giriyorum bakıyorum kimsenin umrunda değil o tatil storisi atıyor, beriki yediği yemeği paylaşmış, ötekisi birilerine atarlı giderli laflar sokarak gönderi paylaşıyor. ya son 10 günde yüzlerce belki binlerce can öldü bu ülkede. ben mi abartıyorum nasıl bu kadar umursamaz olunabilir?

nolur arkadaşlar gelin dertleşelim, konuşup rahatlayalım, ben en büyük derdimin yuh 450 lira doğalgaz faturası mı olur olduğu günleri çok özledim. çocuğum diş çıkardığı için günlerdir uyumuyor diye dünyamın karardığı günleri çok özledim. dertsizlikten sikko sorunları büyütüp aşılmaz dağlar gibi şımarıklık yaptığım günleri çok özledim. işyerindekilerle takışıp iş üstüne iş kitleniyor diye söylenmeyi özledim.

sizin psikolojileriniz nasıl?

edit: gerçekten bok gibi bir psikolojiyle ve nefes alamadıkça dura kalka yazdım. bazı yerlerde saçmaladıysam ya da kendimi tam ifade edemediysem kusuruma bakmayın lütfen.
0
kakamelsokoban
(13.08.21)
hepimizin psikolojisi böyle. ben ve eşim de tam olarak böyle hissediyoruz. özellikle pandemi ve sonrasındaki süreç hepimizi etkiledi. ama bu süreçte mesela twitter'ı kaldırdık, ekşiye girmemeye çalışıyoruz, instada haber paylaşan siteleri engelledik, yani bilmemnerdeki afganın bilmemnesine maruz bırakmıyoruz kendimizi, bunları bilmek zorunda da değiliz esasında. eğer bu uyaranlardan uzaklaşmazsanız psikolojik problem yaşamamak elden değil. 7 24 olumsuz haberlere maruz kalan bir insan normal kalamaz. gerekirse gidin bir 3310 telefon alın, bilgisayarda bu siteleri engelleyin ama bu haberlere (ve özellikle video - fotolara) maruz kalmayın derim.
0
roket adam
(13.08.21)
Twitter ve Instagram'ı kaldırdım. Twitter hesabımı dondurdum hatta. Ekşi'deki haber başlıklarını okumuyorum. Ankara'daki saldırıdan dün arkadaşlarım konuşurken haberdar oldum, sel felaketini de ailem söyledi. Duymak, bunlardan kaçınmak mümkün değil gibi ama sosyal medyadan kaçınmak kesinlikle işe yarıyor.

Ben henüz üniversite öğrencisiyim, TR'de önü açık 2 3 bölüm var bence ve onlarda okumuyorum :D Yeğenim 2.5 yaşında, yaz aylarında vakit geçirme fırsatımız oluyor ve ona baktıkça hem onun hem kendim için güzel bir gelecek pek hayal edemiyorum ben de...

Bütün bu felaketler yaşanırken insanların normal hayatlarını sürdürmesine bir şey diyemiyorum ben. Evet belki hiçbir şey yokmuş gibi davranmak duyarsızlık çoğumuzun hayatı zaten kötü. İnsan başına gelmedikçe bilmez böyle şeyleri ama şahsen benim yapabildiğim tek şey bağış oldu. Afet bölgelerine gidip yardım etme imkanım olmadı ne yazık ki. Birçok insan da sosyal medyada bağış kampanyalarını vs paylaşıp bağış yapıp vicdanını rahatlatıyor ben de dahil olmak üzere. Bir insana ufak bir yardım bile önemli sonuçta.

Ben kendimi sizin kadar yıpratmazdım ama. Hakikaten zor günler geçiriyoruz ve kendiniz için daha da zorlaştırmayın :(
0
black holes in the sky
(13.08.21)
Sizin durumunuz cok kotuymus, bence bir psikiyatra gorunun. Evet herkesin psikolojisi cok bozuk ama siz bu olaylardan once de anksiyeteli bir insanmissiniz (kizim elimi birakirsa, tutamazsam vs yazmaniz bana bunu dusundurdu) o yuzden hayati kendinize ve sevdiklerinize daha da zorlastirmamak adina modern tiptan yararlanin derim. Gecmis olsun.
0
kuehles blondes
(13.08.21)
psikolojik olarak benzer bir durumdayım. neyse ki çocuğum yok, ama olmamasının en büyük sebebinin çocuk istemeyişim olmasını isterdim. ülke bu haldeyken, biz bu psikolojideyken çocuk sahibi olmak çocuğa haksızlık gibi geliyor artık. en çok da bu sebeple aile kurmak istemiyorum. zorlasam yurt dışına gitme şansım var ama ya geride bırakacaklarımız? ailem, kardeşlerim. küçük kız kardeşimin çocukluğu pandemiye denk geldi mesela, ne okula gidebildi ne dışarı çıkabildi. gençliğinde kim bilir nelerle uğraşacak. her şey hep kötüye evriliyor gibi geliyor. hiçbir sorunu sağlıklı bir ortamda tartışamıyoruz. kim olduğu belli olmayan insanlar hiçbir sağlık veya kimlik kontrolü olmadan yaşam alanlarımıza yığılıyor, ama "bu iş normal değil, olacaksa da bir uyum politikası/eğitim programı vs olsun" diyorsunuz ne hikmetse ırkçı oluyorsunuz. tecavüz-taciz korkusu çok gerçek bir korku benim için, ama bu veya benzeri kaygılar en ummadığımız insanlar tarafından 3 kuruşluk konfor olarak addediliyor. kaldı ki, ülke doğalında da güvenli bir yer değil zaten. devlet mevlet de yok. herhangi bir şeyi paylaşıp tartışamadığımız ortamda neye nasıl çözüm üretilebilir onu da bilmiyorum. ne kendim güvende hissediyorum ne de yakınlarım için olduğundan daha güvenli bir ortam sağlayabileceğimi sanıyorum. keşke hiç doğmasaydık gerçekten.
0
kimberly
(13.08.21)
Öncelikle bütün bu konularda endişelenmekte son derece haklısınız. Ancak yorumlarda yazdığı gibi haber siterlerini onu bunu engelleyip "olanı görmezden gelmek" sadece kafanızı kuma gömmekten ibaret olur. Evet daha az kötü habere maruz kalırsınız ve bir miktar psikolojiniz rahatlayabilir ancak etraftan haberiniz yokken nereden nasıl bir tehlike geleceğini de kestiremeyip hazırlıksız yakalanma ihtimalleriniz her bir olay için artar ve en önemlisi de gerçeklerden nereye kadar kaçabilirsiniz?

Gün içinde o kadar çok habere olaya maruz kalıyoruz ki herşey artık anlık gibi geliyor. Biri yangınla boğuşurken diğeri selle boğuşuyor başkası ise denizde keyif yapıyor ve diğer yandan günlük çalışmalar, koşturmalar, zamlar vs vs.. Normal bir psikoloji zaten bu kadar şeyi dengeleyemez. Sağlık bakanı son bir yılda artan antidepresan kullanımı ve psikolojik tıbbi destek alan hasta sayılarından bahsetti bu çok normal. Diyorlar ya avrupada sıradan bir ülkede bir yılda yaşacanacak gündem bizde 3-5 günde yaşanıyor diye, tam olarak öyle gibi hissediyorum.

Eşimle yıllardır çocuk sahibi olmama sebebimiz tam olarak bugünleri ve daha ilerisini öngörmemizle alakalı. Eminim çocuğumuz olsa şu an kafaları yiyor olurduk. ben küçük çocuklara, yiğenlerime vs bakarken bile üzülüyor, üç gün sonası dahi bu kadar belirsizken onlarca yıl sonrası nasıl olur kestiremiyorken
kendi çocuğum olsa ne olurdu hiç tahmin edemiyorum. Akıl işi değil çünkü. sizin adınıza üzgünüm.

Diğer taraftan 20 yıl önce var olmayan şeyler şu an hayatımızın olmazsa olmazlarıyken bir 20 yıl sonrasını düşünmek gerçekten çok zor. Hele ki küresel ısınma etkisinin her geçen gün artacağı, iklim ve su krizlerinin kapımızı çalacağı gerçeği karşımızdayken ben huzurun geçmişte kalıp artık oradan bize el salladığını düşünüyorum. Günden güne borçlarımız artıyor ve fakirleşiyoruz ve anlık kısmi mutluluklar yşarsak onunla avunuyoruz.
0
foolrules
(13.08.21)
Herkesin psikolojisi son donemde olan olaylardan cok etkilendi.
Ama sizin durumunuz sadece bu durumdan etkilenmek degil, zaten oncesinde de farkinda olmasaniz da bir seyler varmis.

Profesyonel yardim alacaginizi soylemissiniz zaten, bir an once baslayin bence.
0
blatta hiberna
(13.08.21)
medyadan uzak durulmalı haber medyası insanların korkularından beslenir.
0
aegina
(14.08.21)
okuduklarınızdan fazlasının yaşandığının - tamamını okumanın ya da birazını okumanın hangi niyetle hizalndığını gözden geçirmeli. ve olayların temelde iyi ya da kötü değil yalnızca olaylar olduğunu göz önünde bulundurmak gerekir. kontrol alanınız dışında zuhur eden bu olaylar, varoluşunuzun tek değişmez unsuru olan bilincinizi etkiliyor ve bilinciniz üzerinde gerçekten tahakkümünüz olan tek yer. şayet bedenimizin, uzuvlarımızın dahi kontrolünü yitirebiliriz fakat zihniniz size ait. ilaveten, bu olayların ifade ediliş şekli yani medyanın üslubu da bir yerlerde sizin gibi birinin bu yaşadıklarınızı yaşamaması gibi onurlu emellerden uzak işliyor. habercilik felaketi normalleştirmeye, romantize etmeye, çözüm yerine teslimiyete temel hazırlıyor. yani, bu hislerinizden yalnızca siz sorumlu değilsiniz.
0
Etanglement
(31.08.25)
(4)

İphone ahize sorunu

neysene
Telefonun kulağı koyup konuştuğumuz yerinde ilk zamanlarda çok yüksek ses gelirken şu an zar zor duyuluyor. Sanırım orada bir mikrofon da varmış, hoparlörü açıp konuşunca o mikrofon da çalışıyormuş ki karşıdaki kişi bu halde beni zor duyuyor. O ahizenin değişmesi mi lazım? Telefonu açmak açtırmak is
Telefonun kulağı koyup konuştuğumuz yerinde ilk zamanlarda çok yüksek ses gelirken şu an zar zor duyuluyor. Sanırım orada bir mikrofon da varmış, hoparlörü açıp konuşunca o mikrofon da çalışıyormuş ki karşıdaki kişi bu halde beni zor duyuyor. O ahizenin değişmesi mi lazım? Telefonu açmak açtırmak istemiyorum ama bu sorunu halletmem gerekecek. Ayrıca bu problem neden oluyor? Alt mikrofonda bir problem yok. Yağmur suyu falan giriyor ya da toz kaplanıyor da ondan mı?

Not: kulaklık takıp konuşmak zorunda kalıyorum çok gürültü varsa, hiç duyulmuyor.
0
neysene
(13.08.21)
hoparlorun iç kısmında toz/kir birikmiş olabilir.

www.hepsiburada.com bu ürünü alıp içine doğru ağda yapar gibi yapıştırıp çekerek kirlenme varsa yaşadığın sorunun önüne geçebilirsin.

bu işlemi yaparken eğer ekran koruyucu kullanıyoran ekran koruyucuyu tutarak yap bu işlemi, ekran koruyucu kalkıp geri yapışırsa kabarcık vs oluşmasın.
0
foolrules
(13.08.21)
Eski bi diş fırçasıyla temizle geçer. Cebe vs çok konulduğu için pisleniyor.

Hala devam ederse su teması olmuştur. Hiç bi şey dökmeseniz bile Fazla terleyen insanlarda oluyor sık sık.
0
Mcfly
(13.08.21)
Arkadaşımın farklı model telefonu bu vaziyetteydi ipa ve diş fırçası ile 15 saniye temizledim inanılmaz fark yarattı. Tıkanmış olabilir.
0
hedep
(13.08.21)
toz ya da su teması. eğer telefon çok eski değilse, hala garanti dahilindeyse hemen apple store'a gidin.
0
co2s2
(13.08.21)
(10)

Seni yeniden tanımak istiyorum

encokbenisevinnolur
Bu cümleyi bir hanım arkadaşım bana söylüyor. Yakın bir arkadaşlığımız var hem. Ben ona yormak istedim ama emin de olamadım, öyle hop soyleyiverdi telefonda konuşurken.Kendisinin sevgilisi var. Ben yakın zamanda ayrıldım sevgilimden.Başka ayrıntıya gerek yok gibi ama verebilirimAslında sorma sebebim
Bu cümleyi bir hanım arkadaşım bana söylüyor. Yakın bir arkadaşlığımız var hem. Ben ona yormak istedim ama emin de olamadım, öyle hop soyleyiverdi telefonda konuşurken.

Kendisinin sevgilisi var.

Ben yakın zamanda ayrıldım sevgilimden.

Başka ayrıntıya gerek yok gibi ama verebilirim

Aslında sorma sebebim de ona göre bir tavır alayım diye. Diyorum ya yakınız ve kendisinin bir sevgilisi de var ve kafası karışık bir dönemde olabilir ilişkisini biliyorum çünkü.

İstemeden de olsa kırıcı olmak istemiyorum.

Soru da tam ne bilmiyorum, yorumları alabilirim
0
encokbenisevinnolur
(13.08.21)
Yürümüş sana. Sevgilisini bırakıp boştaki seni elde etmek istiyor.
0
westblack
(13.08.21)
Senden hoşlanıyor. Ufaktan yürümüş. Sevgilisinden ayrılıp sana doğru koşacağım diyor. İzin istiyor.
0
zimbirik
(13.08.21)
Ayrilirsam mutlu bir gelecege yelken acabilir miyiz diye sormus lisani haliyle.
0
brkylmz
(13.08.21)
Işık görmeden sevgilisini bırakmak istemiyor diye yorumladım.
0
eatpraylaw
(13.08.21)
sizden hoşlaşıyor.
0
naksidil
(13.08.21)
gss.gs

Yürümüş.
0
logisticsmanager
(13.08.21)
ilişkisi halen devam ediyorsa seni resmen can simidi olarak görüyor ya da stepne. ne dersen artık, daha sağlam bir dal bulmadan üstünde durduğu dalı kesmemek işte..

bu bir alışkanlıksa bir kaç zaman sonra şimdiki sevgilisinin hislerini zamanı gelince sende yaşarsın.
0
foolrules
(13.08.21)
Tabi şimdi koşulları, bağlamları falan bilmeden çok da konuşmak istemem ama aynı durumda biri bana bunu dese hakikaten çok gerizekalıca bulur ve bunu diyebilen insanla hiçbir şekilde kafamın uyuşmayacağıni düşünürüm. Muhtemelen dalgamı da iyi geçerim. Hafızanı falan mı kaybettin yiğido, aynı insanım işte, farklı bir şey çıkmayacağım sonuçta derim. Vallahi derim bunu. Yeniden tanımak neymiş. Bir yürü git (*-*)/
0
velvetmorning
(13.08.21)
Gayet yürümüş hatta taksiyle gelmiş sana bence. Sanırım uzun zamandır senden çok ciddi oranda hoşlanıyormuş ama bastırmış, bu durum ve bu söz bana böyle düşündürdü.
0
1bir1bir1
(13.08.21)
yürümüş ve biraz da nabız yoklamış ama "seni yeniden tanımak istiyorum" nedir yahu?

çok kötü bir ifade şekli.
bari "daha farklı yönlerinle tanımak istiyorum" falan deseymiş.
0
blatta hiberna
(13.08.21)
(1)

İş değiştirirken / başka yere transfer olurken aşamalar nedir?

cocukadamin kuzeni
Merhaba, soru başlıktaki gibi.diyelim aktif çalışırken görüşmeler oldu, olumlu sonuç için aradılar ve rakamda anlaştık. sonrası nasıldır?yazılı teklif, çalışılan yere bildirme, ihbar süresi, yeni yere imza süresi gibi..bildirdikten sonra yeni yerin dönmeyip ortada bırakması riski var mıdır örneğin?
Merhaba, soru başlıktaki gibi.
diyelim aktif çalışırken görüşmeler oldu, olumlu sonuç için aradılar ve rakamda anlaştık. sonrası nasıldır?

yazılı teklif, çalışılan yere bildirme, ihbar süresi, yeni yere imza süresi gibi..

bildirdikten sonra yeni yerin dönmeyip ortada bırakması riski var mıdır örneğin?
0
cocukadamin kuzeni
(12.08.21)
süreç şuşekilde ilerler,

1. iş görüşmesi yapılır *2(ik - departman yöneticisi + bazı durumlarda üst yönetici ile ayrıca görüşme[ler])
2. ik tarafından istenen ek bir belge, sınav vs varsa bu sürecin tamamlanması ya da belgenin verilmesi ( iş yerinin belirlediği ve anlaşmalı olan bir kurum tarafından yapılan dil sınavı gibi..)
3. İk tarafınan yazılı bir iş teklifi
4. Çalışılmakta olan yere durumun bildirilmesi ve çıkış zamanının netleştirilmesi (duruma göre çalışılan yer ertesi gün dahi çıkış işlemlerini yapabilir ya da tazminat süresine göre son güne kadar çalışılmasını isteyebilir; ben her iki durumu da yaşadım)
5. Yeni işyeri tarafından istenilen belgelerin listesi paylaşılır
6. işe ilk giriş günü gerekli belgeler paylaşılır, imzalar atılır.

Şimdiye kadar 3 iş yeri değiştirme deneyimim oldu, hiç yamuk yapan olmadı.

ortada bırakılması riki çok çok düşük bir risk, çünkü iş yeri sizinle
paylaştığı tarihe göre kendisini de ayarlıyor, sizi ortada bırakırsa ya çok ciddi bir plan değişikliği olur ki bu değişiklik kendilierinin de istemediği bir durum doğurmuştur (normal bir yerde bu oldukça düşük bir ihtimaldir) ya da kurumsallıktan aşırı derece uzak bir yerle iletişim kurmuşsunuzdur. )
0
foolrules
(12.08.21)
(6)

Eve hangi interneti baglatayim

sckxyss
Şu anki evde türk Telekom var. Yeni eve taşınacam, yeni nternet baglaticam. Türk Telekom'dan memnunum ama paketleri pahalı geldi. Vodafone, Turkcell, türknet, Türksat vs çok fazla seçenek var. Tercihen 100 mbps bağlatmak istiyorum, altyapı var. Siz hangisini önerirsiniz?
Şu anki evde türk Telekom var. Yeni eve taşınacam, yeni nternet baglaticam. Türk Telekom'dan memnunum ama paketleri pahalı geldi. Vodafone, Turkcell, türknet, Türksat vs çok fazla seçenek var. Tercihen 100 mbps bağlatmak istiyorum, altyapı var.
Siz hangisini önerirsiniz?
0
sckxyss
(09.07.21)
Ankara Çankaya bölgesinde benim en memnun kaldığım, sorun çıkartmayan, sorun oluşsa da hemen müdahale edilip düzeltebilen tek servis sağlayıcı Türksat Kablonet oldu. 100 Mbps genellikle 98-101 arasıçıkıyor tüm cihazlarımdaki ölçüm programlarında.

Bölgeyi özellikle belirttim, çünkü bazı bölgelerde (Mamak, keçiören vs gibi..) kullanıp memnun olmayan insnalarla da karşılaştım. Muhtemelen o bölgelerdeki altyapı nispeten daha eski.
0
foolrules
(09.07.21)
Altyapı varsa en sorunsuzu Türksat
0
westblack
(09.07.21)
Kablonet +1
0
peki madem
(09.07.21)
ben türknet kullanıyorum. Taahhütsüz olduğu için bi deneyeyim dedim. Sorun çıkarsa geçerim başkasına dedim. Ama 5 aydır problemsiz çalışıyor. 90 üzeri alıyor.
0
zimbirik
(09.07.21)
i.ibb.co

Paketim Superonline Fiber 100 MBit DL, 10 MBit UL.

Nedense 200 civarına çıkıyor böyle.

10+ yıldır Superonline kullanıyorum. Memnunum.
0
himmet dayi
(09.07.21)
Bölgedeki insanlara sormanı tavsiye ederim. Özellikle yakınlarda internet kafe falan varsa daha sağlıklı cevap alırsın. Artık Türkiye'nin çoğu yerinde neredeyse tüm servis sağlayıcıları hizmet sunuyor ama hizmet verdikleri her bölgede aynı kaliteyi sağlayamıyorlar. Söylediğim gibi bölgedeki insanlardan bilgi alarak seçim yapın.
0
bir peynir kutusu kibrit
(09.07.21)
(3)

Robot süpürge fiyatlarının asla düşmemesi

jacque
Fiyat karşılaştırma sitesinde Xiaomi Mop Pro 2 ve Dreame D9 için fiyat alarmı kurmuştum. Düşmek bir yana 1 ay içerisinde %8 ve %5 oranında fiyatları artmış.Daha da artmadan alayım mı yoksa bir bayram indirimi falan olur mu sizce? :(
Fiyat karşılaştırma sitesinde Xiaomi Mop Pro 2 ve Dreame D9 için fiyat alarmı kurmuştum. Düşmek bir yana 1 ay içerisinde %8 ve %5 oranında fiyatları artmış.

Daha da artmadan alayım mı yoksa bir bayram indirimi falan olur mu sizce? :(
0
jacque
(09.07.21)
Dövizde bir düşüş olmayacağı için pek indirim olacağını sanmıyorum. Olsa bile 100-200 lira en fazla. Kasım ayında ciddi indirim olabilir Black Friday yüzünden ama o zaman kadar indirimsiz fiyatı ne olur bilemeyiz. Yakında merkez bankası faiz indirime giderse dolar yine tırmanacak.
0
himmet dayi
(09.07.21)
Hepsiburada da sepet indirimi var ondan yararlanmaya bakın.
Şu anda kara cumaya kadar dövizin artmayacağına inanırsanız anca o zaman iyi fiyatlar görürüz gibi yoksa düşemez, fiyatların düşeceği bir ortam yok.
0
atom karincanin torunu
(09.07.21)
Tıpkı tüm evlere CRT televizyonlardan LCD televizyonlara geçilme dönemi gibi bu robotlara geçiş dönemi yaşanmakta ve son zamanlarda en çok satılan trend olan ürünlerden birisi bu. Sanmıyourm büyük inişler geleceğini.
Döviz konusuna katılmakla birlikte dolar durgun bir şekilde seyretse bile, düzenli zam gelmeye devam edecektir ve kasım ayında anca bugünki fiyatlarına düşecektir.
0
foolrules
(09.07.21)
(4)

windows xp açılış şifresi kırma

remixtherobot
laptopum bozulduğu için eski laptopumu kullanmak istedim ancak açılış şifremi asla hatırlamıyorum, güvenli mod'dan açmayı denediğimde de hata veriyor, şifreyi atlamanın başka bir yolu,yordamı var mıdır?
laptopum bozulduğu için eski laptopumu kullanmak istedim ancak açılış şifremi asla hatırlamıyorum, güvenli mod'dan açmayı denediğimde de hata veriyor, şifreyi atlamanın başka bir yolu,yordamı var mıdır?
0
remixtherobot
(02.07.21)
passcope gibi uygulamalar kullanabilirsiniz ya da harddiski çıkartıp başka bir bilgisayara harci olarak bağlayarak dosyaları görüntüleyebilirsiniz.
0
foolrules
(02.07.21)
şifre ekranında iken ctrl+alt+delete tuşlarına iki kez basın,
kullanıcı adı yazılacak gibi bir ekran geliyordu sanırım,

orada kullanıcı adı kısmını administrator yazıp şifre boş şekilde oturum açmayı deneyin. özellikle şifre koymadı iseniz oturum açılacaktır.
0
gerenkyok
(02.07.21)
Xp'de bios'tan şifre kaldırılıyordu yanlış hatırlamıyorsam.
0
materyalist imam
(02.07.21)
www.lazesoft.com

başka bir bilgisayarda yukarıdaki yazılımı cd'ye veya usb ye yazdırıp bu cd veya usb ile xp laptopu boot etmeniz sorunu çözecektir.
0
faithless
(02.07.21)
(8)

Mesleğiniz dışında

adwokat
1-Hangi alanda iyisiniz?2-tekrar 20li yaşlara dönseniz mesleğiniz dışında başka hangi alanlara kanalize olmak isterdiniz?
1-Hangi alanda iyisiniz?

2-tekrar 20li yaşlara dönseniz mesleğiniz dışında başka hangi alanlara kanalize olmak isterdiniz?
0
adwokat
(13.09.20)
Çok iyi yemek yapıyorum zaten 20’li yaşlarımda aşçı olmak istiyordum. Olmadığıma üzülmüyorum ama.

Hukuk bilgim iyidir. Bazı kanunlara hakimiyetim işimden kaynaklı ama genel olarak ilgimi çeken bir alan olduğu için hukuk okumamış insanlardan daha hakim olduğumu düşünüyorum çoğu konuya. Mezun olduktan sonra hukuk okumadığıma pişman olduğum bir dönem oldu ama pandemi döneminde avukat arkadaşlarımın çalışamadığını görünce o konuda da bir arzum kalmadı :)

Tekrar 20’li yaşlara dönsem ne iş yaptığımdan bağımsız olarak beni yurtdışında yaşatabilecek bir iş sahibi olmak isterdim. Ama ilgi alanı olarak soruyorsan, şu ana kadar yaptığım her iki işimi de çok zevk alarak yaptım.
0
irene
(13.09.20)
Felsefe ve sosyal bilimlerde tercümanlık, ya da sanatsal işler. Ama bu işler para kazanma aracı olarak yapılınca istediğim şeyleri yapıp tatmin olamazdim, yani farklı bir meslek secmezdim.

Mesela şöyle örnek vereyim, çeviri sadece; bir YouTube kanalim var orada ilgi duyduğum felsefeci, şair yazar sinemacı psikoloji teorisyeni kişilerin video ya da ses kaydına altyazı hazırlayarak yapiyorum. Ancak iş olsaydı istemediğim şeyleri de az ya da çok çevirmek zorunda kalacaktım ve çeviri işini o zaman sevmezdim.

Ya da kısa filmler çektiğim oluyor yine YouTube kanalına yüklüyorum, ama sinema işinde olsaydım çok şanslı değilsem en azından ömrümün bir aşamasında reklam filmi çekmek, bir TV kanalında kurgucu vs olmak vb. işlerle ugrasacaktim ve bunu istemezdim ancak mecburen yapardım.

Velhasilikelam insan sevdiği şeyleri iş olarak ve gecimini sağlama amaçlı para kazanmak için yapmamali, yaptığı şeyi mesleğini de aşırı sevmemeli diye düşünüyorum bu konuda.
0
encokbenisevinnolur
(13.09.20)
prof. iş olarak, yönetmenlik, reklam alanlarında hala çalıştığıma ve kazandığıma göre iyiyim.
amatör olarak, her çeşit alkol yapımı, fermente, distilasyon, icki + yemek yapımı konusunda çok iyiyim. damak tadım da çok iyidir.
20’li yaşlara dönsem b.t yazılım + b.t. donanım konusuna yönelirdim. 1-2 dil daha öğrenmek isterdim.
0
ankara06
(13.09.20)
1-kamyon vs ağır vasıta kullanmak.
2-tır şoförlüğü, özellikle uluslararası
0
lostys
(13.09.20)
1.

Müzik / Bateri

Zamanında sahne, konser vs gibi profesyonele dönük işler yapmışlığım var ve kendimi hiç bir zaman yeterli görmemiş olsam da grup arkadaşlarım ya da çevremdeki insanlar iyi olduğumu söylerler.

2.

El ustalığı gerektiren işlerle uğraşmış olmayı çok isterdim. Marangozluk ya da demir işleme işleri vs gibi.. Şimdi düşününce tarımla alakalı işler de olabilirdi sanki..
0
foolrules
(13.09.20)
simdiki aklim olsa lise bile okumaz,direkt meslek falan ogrenirdim,kendi isimi kurmak mantikli olurdu
0
kreatin
(13.09.20)
1- Bazı spor dallarında (futbol, yüzme, jimnastik).
2- Mesleğim dışında başka bir alana kanalize olmak istemezdim.

Meslek: Elektrik-elektronik mühendisliği.
0
vhdl
(13.09.20)
Çok iyi masaj yaparım. Bel boyun sırt omuz kafa bacak, ayak hariç komple. Ama öyle amatörler gibi değil, önüme yatan kulak memesi kıvamına gelmeden kalkmaz. Kırk yılda bir görüştüğüm akrabalar arkadaşlar ortam müsaitse hadi bi masaj derler. Asker arkadaşımla konuşuyorduk, "olm senin yaptığın masaj hala aklıma ankara'ya biletini alıyım gel bana masaj yap" diyor. Mesleğimde bile bu kadar iddialı değilim bu arada, o derece.

Mesleğime de çok kanalize olarak başlamadım aslında, bişeylere kanalize olmayı çok sevmiyorum. Gezmeyi gezdirmeyi seviyorum, özel turist rehberi olmak güzel olurdu.
0
Bruce
(13.09.20)
(7)

dizüstünden masaüstüne bluetooth

fosmodern
öncelikle başlık için yeterince açıklayıcı bir şey bulamadım kusura bakmayın.elimde eski bir laptop var, bunun bluetooth kartını çıkarıp masaüstü bilgisayara takma gibi bir şansım var mı acaba? masaüstü bilgisayara kablosuz kulaklıkla bağlanmak için.
öncelikle başlık için yeterince açıklayıcı bir şey bulamadım kusura bakmayın.

elimde eski bir laptop var, bunun bluetooth kartını çıkarıp masaüstü bilgisayara takma gibi bir şansım var mı acaba? masaüstü bilgisayara kablosuz kulaklıkla bağlanmak için.
0
fosmodern
(13.09.20)
Masaüstü bilgisayarlar için bt dongle satıyorlar. En hızlı çözüm o olur. Laptop wifi ve bt kartı garip bir arabirimle bağlı ondan anakartta varsa olur belki ama araştırmak lazım.
0
ozdek
(13.09.20)
aslında 50 tl civarı para verip dongle almadan bu işi çözebilir miyim diye merak ediyordum açıkçası. bağlantı, 3-5 tl'lik dönüştürücü ile halledilirse masrafa girmeyeyim diye bir sorayım dedim.
0
🌸fosmodern
(13.09.20)
Tam cevabını bilmiyorum sorunuzun ancak Bluetooth desteği anakarta entegre oluyor. Bir de biri masaüstü biri eski laptop olunca eğer takilabiliyorsa bile bir şeyleri kesin uymaz.
0
encokbenisevinnolur
(13.09.20)
en iyisi söküp denemek. umarım bir şeyleri bozmam. :)
0
🌸fosmodern
(13.09.20)
bunu denemeden bilemezsin. çünkü anakart ve ilgili soketle alakalı bir durum mevzusu var işin içinde.

hiç zahmete girmeden şunu almanı öneririm. sorunsuz kafa rahat mis gibi bir cihaz.

www.hepsiburada.com
0
foolrules
(13.09.20)
Teknil olarak mümkün olup , pratikte ek bir cihaz kullanmadan imkansız diyebilirim :)

Laptop un ne kadar eski olduğuna bağlı oalrak genelde o kart hem wifi hem de bluetootth olabilir. üzerinde nerden baksan 20 dan aşağı pin yoktur. Bunların hangisi wi-fi, hangisi bluetooth için onu bilmen lazım. hadi bildin diyelim. mevcut pinleri bilgisayar kasasında hangi soket ile eşleştireceksin? hadi onu da bir şekilde öğrendin.

Lehim aleti, havya, kablo mevcut mu ? tamam onlar da mevcut olsun bir şekilde. olası kısa devre önüne nasıl geçeceksin?

onun da önüne geçtin bir şekilde dediğimizde , bu sefer de anten işini çözmen lazım .



Laptop çalışıyorsa; masasütünün ses çıkışı ile laptopun ses girişini birleştirip kulaklığı laptop a bağlayabilirsiniz. kısaca laptop amfi gibi görev görecek. bunun için iki ucu erkek stereo jak almanız yeterli olacaktır
0
janavarorion
(13.09.20)
Cevaplar için teşekkürler arkadaşlar. Anlaşılan donglea para vermeden bu işi çözemeyeceğim. :)

Laptop çalışıyor ama amfi olarak kullanmak yük olur. Pratik olmayacağı için uğraşmaya değmez. :(
0
🌸fosmodern
(13.09.20)
(8)

Youtube, spotify dilenciliği

i ve been mistreated
MerhabaBunu yapanları görüp şaşıran ve garipseyen bir tek ben miyim? Günde muhtemelen saatlerini geçirdiği platforma 1 paket sigara parasını feda edememek çok tuhaf değil mi?
Merhaba

Bunu yapanları görüp şaşıran ve garipseyen bir tek ben miyim? Günde muhtemelen saatlerini geçirdiği platforma 1 paket sigara parasını feda edememek çok tuhaf değil mi?
0
i ve been mistreated
(13.09.20)
Dilencilik olarak nitelemem ama 15 lira vermemeyi "garip" buluyorum :) yani ortak olmak için harcayacagim mesai o paraya degmiyor bence. Ver 15-20 lira geç
0
abuzer
(13.09.20)
Ben kendi arkadaş çevreme sormuştum ortak girelim mi diye, öyle bir imkan varken tek vermeye gerek yok ama bu tarz platformlardan uğraşmam.
0
fezagezgini_4
(13.09.20)
ben garipsemiyorum. para zor kazanılıyor. 15 lira vermek istememek de bir tercihtir. bugün kim kime 15 lira veriyor :D

ama bir ayrım yapmak gerekiyor. ikisinin de üyelik planlarını bilmiyorum. eğer birinin aldığı grup üyeliğinde boşta kalan üyeliği parayla satın almak istiyorsa normal bir şey bence. sonuçta tek başına aldığı zaman daha pahalıya geliyor.

internette grup üyeliklerinde kullanılmayan boşta kalan hesabı dilenenler varsa bunu garipserim. aslında eskiden olsa garipsemezdim. günümüzde çok fazla leşçi ölücü var. senden ücretsiz hesap aldı mı sana keriz muamelesi yapan tipler. böyle insanlara çöp bile vermek istemiyorum. gerçekten ihtiyacı olan birine vermek rahatsız etmez ama. üniversite öğrencileri gibi...
0
tabudeviren
(13.09.20)
Çok çok fakir değilse gitsin kendi üyeliğini alsın.

Ailedir ortak arkadaştır toplu üyelik mantıklı, anlarım da, tanımadığın dört adamla 5₺ vermemek için grup kurmak çok saçma geliyor bana, bir nevi dilencilik sınırında bir ucuzculuk. Tabii gerçekten parası az olup öğün yemeğin bile zor yiyen insanları hariç tutuyorum
0
KaraSakall
(13.09.20)
Dilencilik ile alakası yok siz zenginsiniz belli ki, bunun ekonomik kriz yok herkesin arabası var demekten ne farkı var
0
olaylar olaylar
(13.09.20)
Katılıyorum, dilencilik bir tarafı ugrastigina değecek bir şey degil yani aşırı aşırı değilsen. Zaten o kadar fakirsen youtubea spotifya nereden gireceksin :)
0
encokbenisevinnolur
(13.09.20)
Kesinlikle tuhaf.

Ben 90'lardan 2000'lere kadar harçlığımdan biriktirerek ayda bir ya da iki tane kaset/cd alabiliyordum ki yabancı albümler türkçelerin nerdeyse iki katı fiyatlı oluyordu, ya çekme alıyorduk ya da boş kaset alıp arkadaş çevresinden kayıt yapıyorduk..
şimdi bir kaset/cd fiyatına her şey önümde diyorum ve insanlar buna bile para vermek istemiyor. Aldığın şey rakı olsa, şarap olsa tamam, ikişer bira içene kadar ortak rakıya girelim denir de yani çok garip geliyor bana.
0
foolrules
(13.09.20)
ne alakası var ben aile üyeliği kullanıyorum misal ve ailemde 3 kişi var. o yüzden ihtiyacı olan 3 kişiye de aileme katılma imkanı sunuyorum. 2 seneyi geçkindir böyle takır takır işliyor sistem. spotify aile sistemi çok izole olduğu için bu mümkün.

mesela apple'da kimseyi aileme almam.

youtube üyeliği gerekecek kadar kullanmıyorum niye de satılıyor daha çözemedim. ileride ona da bulaşırsak ailesi de varsa bir aile kurarız.
0
ozdek
(13.09.20)
(12)

iki gün önce yaptığım mantarlı kremalı tavuğu yiyim mi

soru
dün değil ondan önceki akşam yaptım. dün akşam yiyemedim, dolapta duruyor. bu akşam yiyim mi? mantarın son kullanma tarihi bugündü, 12'si. mantar, tavuk sakat bi kombinasyon hem de mantarın son günüymüş yeme, mi dersiniz, yoksa bi gün dolapta durmaktan bi şey olmaz mı?
dün değil ondan önceki akşam yaptım. dün akşam yiyemedim, dolapta duruyor. bu akşam yiyim mi? mantarın son kullanma tarihi bugündü, 12'si. mantar, tavuk sakat bi kombinasyon hem de mantarın son günüymüş yeme, mi dersiniz, yoksa bi gün dolapta durmaktan bi şey olmaz mı?
0
soru
(12.09.20)
dolapta olduüu için yerim.
0
sutlu nescafe
(12.09.20)
Bir şey olmaz göm.
0
bahoho
(12.09.20)
Bence çok riskli tavuktan korkarım. Ben olsam yemem
0
umutsuzevjınıkı
(12.09.20)
Krema eksitiyor yeme
0
optimistbakunin
(12.09.20)
Yeme. Zaten ortalık karışık, hastaneye seruma gidip corona olma durduk yere.
0
foolrules
(12.09.20)
yeme +1
0
since1907
(12.09.20)
önce bir kokla koku var mı, sonra küçük lokmalar al tavuktan mantardan, kremadan, eğer ekşi tat geliyorsa yeme, gelmiyorsa ye.

ama dolaptaysa bir şey olacağını sanmıyorum.

bir de mantarın son kullanma tarihi mi oluyormuş?
0
issiz karga
(12.09.20)
+1 foolrules. besin zehirlenmesi ciddi konu, ayrıca dediği gibi hastaneye gidip korona kapmak var. ben hayatta yemem.
0
mrtkp1234
(12.09.20)
Dene bi. Ekşimediyse göm
0
glamdr1ng
(12.09.20)
iki günlük yemeğe ne olacak yahu? taze pişmiş, piştiğinden beri buzdolabında durmuş, arada çıkarılıp, ısıtılıp soğutulmamış.

ne kadar ziyan seven milletsiniz. "marketten geldim, yarım saat içinde pişirdim" dese, "tavuk yarım saatte bu sıcakta bozulur ben olsam yemem " dersiniz.

ye afiyet olsun. hiçbir şey olmaz. taptaze duruyordur o.

hatta görüyor ve arttırıyorum. bütün tencereyi değil de sadece yiyeceğin kadarını ısıtıp yersen, o tencere yarın da yenir, öbür gün de yenir. bir fincan soğuk su içince dört gün ishal olan nanemolla bünyelerden değilsen hiçbir şey olmaz.
0
kibritsuyu
(12.09.20)
Mantarin son kullanma tarihi pistikten sonra muhim degil. 2 gun boyunca tekrar da ısıtılmamis sorun olmaz. Denklemde sadece kremayi tekrar isitmayin derler ama defalarca isitip yedim bisi olmuyo. Yiyin gitsin.
0
red g
(13.09.20)
al bak ben ne dedim? aradan sadece iki hafta geçti. yoksa ben müneccim miyim?

(git: 1445970)
0
kibritsuyu
(28.09.20)
(12)

pandemi yalan diyenler var?

ShadowOfMoon
aslında korona yok bunlar uydurmaaslında maske işe yaramıyor gereksizaslında doğal bağışıklık olsun ne gerek var karantinayagibi çok şey görüyorum.insanların pandemi olmadığını düşünme sebebi ne olabilir.komplo teorilerine çok kaptırmaları mı kendilerini?
aslında korona yok bunlar uydurma
aslında maske işe yaramıyor gereksiz
aslında doğal bağışıklık olsun ne gerek var karantinaya

gibi çok şey görüyorum.insanların pandemi olmadığını düşünme sebebi ne olabilir.komplo teorilerine çok kaptırmaları mı kendilerini?
0
ShadowOfMoon
(12.09.20)
Gerizekalı olmaları.
0
bahoho
(12.09.20)
gerizekalı olmaları
0
basond
(12.09.20)
Gerizekalı olmaları.
0
hayaletimsi
(12.09.20)
Bilgi kirliliği, çelişkili açıklamalar ve eylemler, gizlenen veriler, plansızlık, belirsizlik, keyfi olarak gelip giden yasaklar, medyadaki aşı ilaç haberleri. Daha devam edip bu başlıkları açabilirim. Gerek var mı?

Edit: Ben yalan demiyorum elbette, hastalığı atlatmış tanıdıklarım var. Ama insanların neden inanmadığını veya abartıldığını düşündüğünü gayet iyi anlıyorum.
0
the coon
(12.09.20)
Çember bu kadar daralırken ve günden güne sayılar artkarken pandemi olduğu gün gibi ortada. şüpheyle yaklaşmak enteresan..

iki kere iki dört yani..

gerizekalı olmaları + 1
0
foolrules
(12.09.20)
gerizekalı olmaları +2 -diğer 1'i benim muhabbet kuşu verdi, o da aynı fikirdeymiş-

bu inançsızlık sevdikleri biri hatalanıncaya kadar sürer ondan sonra zırlamaya başlarlar kimse kurallara dikkat etmiyor diye.
0
issiz karga
(12.09.20)
Gerçeği sadece senin bildiğin hissi bence çok tatmin edici. Grup içinde yalanın doğrusunu sadece sizin bildiğinizi düşünün. Öyle bir haz.
Bana sorarsanız ise; çok da geri zekalı görmüyorum.
Corona yok bunlar uydurma tezini hiç canlı kanlı görmedim. Bu biraz fantastik olmuş.
Maskenin ise yaradığını düşünmüyorum. Ama doktorların dediğini yapmayı uygun buluyorum.
Aslında karantina uygulamasının da ise yaradığını düşünmüyorum. Daha doğrusu zararının yararından fazla oldugunu düşünüyorum.
0
allah yazdiysa bozsun
(12.09.20)
Koronanın varlığından ziyade önlemlerin işe yaramazlığına sarılıp aman sendecilik görüyorum. Mesela;
-Dışarıdan hava alan bir klima yasak fakat sirkülasyon sağlayan camlar açık ne farkı var diyor.
-Doktorlar korona olanların yanına tam techizat gidiyor, maske taktığı halde iş yerinden korona kapan adamı duyup ne anladım bu işten diyor.
-Toplu alanlarda tuvalet kullanımı serbest ama şampuan gibi temizlik maddelerinin kullandığı duşlar yasak deyip ne anladım bu işten diyor.
Bu tutarsız davranışlar umursamazlığa neden oluyor haliyle.

Ama bunu çin üretmiş, amariganin oyunu bunlar klasik komplo teorileri ve gerizekalılık unsuru. Tüm dünya ülkelerinin ekonomisini yerle bir etti, üretilmiş olsa üretene yılın malı ödülünü vermek lazım
0
Unde bach canim
(12.09.20)
Etrafımda totalde 4 kişi öldü, gerizekalılar
0
mirty
(12.09.20)
Ben konuyla ilgili dusuncelerimi daha once ekside yazmistim.

Garip olan tek sey bunun bir grip oldugunun unutulmasi. Evet cok kisa surede cok fazla kisiye bulasabiliyor ve cok agir seyrediyor lakin olduruculugu hala %20'yi gecebilmis degil.
0
Avoiding The Puddle
(12.09.20)
Size absurd gelen herhangi bir sava inanabilmek icin organize ve kurumsal soylenen yalanlarin buyuklugunu bir kere fark etmek yeterli. Gerisi odaginizi nereye verdiginizle ilgili. Koronavirus salgini konusunda da sorulacak soru cok aslinda fakat sorumlu bir muhattap bulmak zaten zorken korku ve panik bazi seylerin konusulmasini hepten engelliyor.
0
dunal
(12.09.20)
Okumadan herşeyı biliyor olmaları ve iki uyduruk internet yazısını " bilgi " zannetmeleri
0
photo85
(13.09.20)
(5)

sevgiliniz size aşık olmadığını söylese?

Transa
daha önce aşık olduğunu da biliyorsunuz. siz aşk nedir bilmiyorsunuz (belki de aşka tam olarak inanmıyorsunuz) ancak karşınızda bunu yaşadığını söyleyen biri var. sizi çok sevdiğini de biliyorsunuz. bu durumda ne düşünürdünüz? ilişkiniz de iyi ilerliyor, bir sıkıntısı yok. yaşlar 27-30 arasında.
daha önce aşık olduğunu da biliyorsunuz. siz aşk nedir bilmiyorsunuz (belki de aşka tam olarak inanmıyorsunuz) ancak karşınızda bunu yaşadığını söyleyen biri var. sizi çok sevdiğini de biliyorsunuz. bu durumda ne düşünürdünüz? ilişkiniz de iyi ilerliyor, bir sıkıntısı yok.

yaşlar 27-30 arasında.
0
Transa
(12.09.20)
benzer bir ilişkim oldu, seviyorum ama aşk mı emin olamıyorum filan derdi. ben de öyle aşka çok çok inanan biri değildim. ilişkinin 4. yılının sonlarına gelirken evlilik konuşulmaya başlayınca terk etti.. ayrıldıktan 1 sene sonra belki tekrar olur diye dönüp baktığımda benden ayrıldıktan 2 ay sonra bir başkasıyla çoktan başladığını öğrendim. işte o zaman aşkın ne demek olduğunu öğrendim, aradan 2 yıl geçti, tüm bunlara rağmen dön gel dese koşa koşa giderim. meğersem ben aşıkmışım o değilmiş.
0
aziz dostum jack
(12.09.20)
Bu durum kaç yaşında, kime, hangi durumdayken aşık olduğuna göre değişkenlik gösterir. Daha önceki 3-4 sevgilisine aşık olup, size aşık olmadığını söylüyorsa bir gariplik vardır. Ama lise yıllarında, 20lerinin başında aşık olup, daha sonraki ilişkilerinde aynı heyecanı hissetmediyse bence gariplik yok.

Tabi size direkt ben sana aşık değilim demek yerine, aşık olduğum zamanki gibi heyecanı, coşkuyu hissetmiyorum dese daha kibar olurmuş. Sana aşık değilim,demesi kaba olmuş. Benim güzel giden, sevdiğim, sevildiğime dair somut davranışlarını gördüğüm sevgilim ben daha önce aşık olmuştum ama sana aşık değilim dese kırılırdım.
0
GoodMorningTeacher
(12.09.20)
ilişkiden sıkılmış bahane arıyor.
0
ekşi duyuru sever
(12.09.20)
Dürüst olduğu için sevinir yolları ayırırdım.
0
ruhen hastayim ben
(12.09.20)
Aşkın boyle yıllar yıllar boyu süren bir durum olduğuna inanmıyorum. ilşkinin onuncu yılı ile ilk yılı arasında o heycanları vs konularında feci farklılıklar var. Gibi gibi..

Gayet normal olabilir ve sevginin ulaştığı boyut aşktan daha derin ya da büyük olabilir.. Ben de bir kaç ay önce bu tarz bir konuşmayı eşimle yaptım. ve evet öyle sanki..
2006'dan bu yana süren ve son 6 yıldır evlilikle devam eden ilişkimde benim de eşiminde ilk zamanardaki gibi karnımızda kelebekler uçup el ele tutuşunca avuçlarımız terlemiyor ve mal mal birbirimizin suratına bakmıyoruz çok çok uzun yıllardır. ama canımızı veririz birbirimize o ayrı..
0
foolrules
(12.09.20)
(2)

Ankara Iphone Ekran Değişimi

amonaki
Iphone 8 imi ekrani kırıldi güvenlir ve uygun nerede yaptırabilirim bu işlemi ?Daha önce yaptırıp memnun olanlar?Ankara/Çankaya
Iphone 8 imi ekrani kırıldi güvenlir ve uygun nerede yaptırabilirim bu işlemi ?Daha önce yaptırıp memnun olanlar?
Ankara/Çankaya
0
amonaki
(12.09.20)
cinnah caddesinden atakuleye çıkarken, güllüoğlunun olduğu köşeden hoşdere caddesine girin. Caddenin sağında üç beş bina geçtikten sonra bir apple servisi var. Yetkili servis değil ancak işlerinde çok iyiler.
Üç yıl önce bir iPhone 6 plus ekranını ve pilini değiştirttim ve o telefon hala sorunsuz kullanılıyor.
0
foolrules
(12.09.20)
Ekran değiştirmedim ama soket girişi değiştirmiştim 2 kere. Cepa-Kentpark zemin katındaydı dükkan
Ben memnun kalmıştım hizmetlerinden. Fiyatları da uygundu.
0
yüzyıllık yalnızlık
(12.09.20)
(10)

2010'dan beri pc oyunu oynamamış birine

amusan
hangi oyunları önerirsiniz?Not: Ekran kartı kısıtlı nvidia mx serisi bir ekran kartı.
hangi oyunları önerirsiniz?

Not: Ekran kartı kısıtlı nvidia mx serisi bir ekran kartı.
0
amusan
(10.09.20)
Ben bir frostpunk oynamak isterdim
0
freebird5406_2
(10.09.20)
BioShock Infinite store.steampowered.com
0
perrin
(10.09.20)
kaldirirsa skyrim.
0
ateistanbul
(10.09.20)
world of tanks
0
foolrules
(10.09.20)
World of tanks
0
dakota
(10.09.20)
Bioshock Serisi (3 oyun birden)
Portal 2

en sevdiğim 2 seridir bunlar.
0
nhk ni youkosu
(10.09.20)
portal 2
0
orpheus
(11.09.20)
Borderlands de fena değil
0
i ve been mistreated
(11.09.20)
Civilization V, assasin's creed (hangilerini kaldırır bilmiyorum, eskiler olur sanırım), gta
0
the coon
(11.09.20)
- Spec Ops: The Line: Bunun hikayesi güzeldi. İlerlemeli oyun ilgini çeker mi bilmiyorum ama dediğim gibi hikayesi/senaryosu güzeldi. Sonunda birkaç seçeneğiniz var bitirmekten için.


- Life is Strange: Bu oyunun da hikayesi güzel. Bundan karşınıza sürekli seçenekler çıkıyor ve hikayesi buna göre gelişiyor.
0
put it in your appropriate place
(11.09.20)
(16)

Bu elbise şık mı sizce?

kostüm çok güzel prenses misiniz
SbYorumlarınızı bekliyorumm
Sb

Yorumlarınızı bekliyorumm
0
kostüm çok güzel prenses misiniz
(09.09.20)
Valla elbiseye genel olarak bayılırım. (erkek)
Ama bu tip şeylerde kesinlikle kişi önemli. Bazıları tshirt giyse harika durur bazılarına ne olursa olsun eğreti durur.

Tek başına o elbiseye bakarsam da, ne kadar güzel demem diyemem
0
kisa
(09.09.20)
kisa+1

elbise güzel de, sonuç elbisenin içindekine bağlı.
0
synesthesia
(09.09.20)
Değil. Renklerden ve desenden dolayı.
0
velvetmorning
(09.09.20)
Nerde giyeceksiniz?
0
elorelia
(09.09.20)
şık
0
foolrules
(09.09.20)
Pek değil. Renkleri güzel de deseni gündelik duruyor.
0
miyav lan miyav
(09.09.20)
bence değil. eğer trendyoldaysa trendyolda göğüs kısmı bu şekilde olan ne kadar elbise aldıysam hiç birini giyemiyorum oturunca pörtlüyo tadilat gerektiriyo o da iyi durmuyo vs.
0
matilda
(09.09.20)
@elorelia ben giymeyeceğim, hediye olarak alma niyetindeyim. Günlük kullanılır diye düşündüm.
0
🌸kostüm çok güzel prenses misiniz
(09.09.20)
Hediye ise alma.
0
elorelia
(09.09.20)
Haa
Hediye olmaz bence de
Elo+1
0
kisa
(09.09.20)
kötü
0
basond
(09.09.20)
Kötü. Güzel olabilecek tek şey modeli ama kumaş ve desen kötü.
0
loverdose
(09.09.20)
Değil. Fotoda öyle. Deseni basma gibi. Fotoda güzel çıkmış. Canli gorsen dönüp bakmazsin.
0
mobydick
(09.09.20)
Akşam kafe - bara giderken giyilir
0
otopsicocugu
(09.09.20)
Hediye ise almayın +1

Günlük böyle işe giderken vs elbiseler giyiyorum ama zevk meselesi. Herkes giymez, herkese yakışmaz vs
0
Hallegadola
(09.09.20)
muhteşem :-)
0
ankarakecisi
(09.09.20)
(20)

Görümcesiz plan yapamama hastalığı

Sakinolmamlazim
Merhaba!Eşim kişisi kardeşi olmadan bir plan yapamama hastalığına tutuldu.Bu sadece yazları görülen bir hastalık ama.Hemen anlatayım durumu. Pandemi sebebiyle uzun süre ailemizi göremedik ve İzmir'e yanlarına geldik. Urladayiz şu an. Burnumuzun dibinde deniz var. Eşime gel biraz dolaşalım diyorum ho
Merhaba!

Eşim kişisi kardeşi olmadan bir plan yapamama hastalığına tutuldu.

Bu sadece yazları görülen bir hastalık ama.

Hemen anlatayım durumu. Pandemi sebebiyle uzun süre ailemizi göremedik ve İzmir'e yanlarına geldik. Urladayiz şu an. Burnumuzun dibinde deniz var. Eşime gel biraz dolaşalım diyorum hoppppp kardeşi de geliyor eğer kardeşi gelmezse o da yok.

Mesela bugün gel biraz dolaşalım sahilde dedim, kardeşi gelmeyecek diye çıkmadık . Kardeşimi yalnız bırakamam diyor. Kardeş de sadece telefonla oynayan ya da uyuyan bir tip. Obsesif kompulsif bozukluk ve depresyon tedavisi görüyor bu arada. Sürekli bir gerilim, sürekli mutsuzluk içinde gecen bir gezi oluyor o plana salça olunca. Ben çok bunaldım bu durumdan.

Eşimin kardeşi yüzünden yazın doğru düzgün plan yapamamaktan bıktım. pandemi yüzünden zaten burnumu dışarı çıkarmıyorum Ankara'da ama burnunun dibinde sahil varken insan bı karımı alayım demez mi?

Ailesinin yanında sürekli temizlik, bulaşık yıkamaktan çok bunaldim. kayınpeder dünyanın en dengesiz adamı. Sürekli pasif agresif haller, akrep gibi laf sokmalar. Size anlatamam o adamı, kelimeler yetmez. Ama kayınvalidem de dünya tatlısı. kimseyi kırmak gücendirmek istemiyorum ama çok sıkıldım. Konuşacak kimsem de yok

Eşime açıyorum konuyu ama asla ailesine toz kondurmuyor.

Ben ne yapayım Allah aşkına

Edit: benimki gezemedim edemedim tribi değil bu arada. İt gibi çalışmaktan başka hiçbir şey yapamadığımı gören adamın bir şey yapmıyor oluşu
0
Sakinolmamlazim
(09.09.20)
ayrıl
0
ayrıl coco
(09.09.20)
(Bekar erkeğim) Eşimin kardeşi ile çok iyi anlaşsam da her defasında gelmesinin lüzmu yok. İnsan eşi ile başbaşa kalmayacak mı. Bence mevzuya buradan girebilirsiniz eşiniz ile konuşurken. Ben kocamla başbaşa plan yapamayacak mıyım diye.

Gerçi normalde aynı şehirde değilsiniz galiba geçici bir durum değil mi ? ( geçici olsa da normal değil kabul ediyorum)
Geçici ise bir nebze daha tölere edilebilir.

Ama onun dışında

ayrıl coco +1
0
fezagezgini_4
(09.09.20)
Bu tarz problemleri aranızda aşabiliyor olmanız gerekirdi. Hatta ileriye gidip şunu söyleyebilirim ki böyle bir problemin en başından çıkması absürt. Sizi zihinsel anlamda yoran biriyle birlikte olmayın.
0
ruhen hastayim ben
(09.09.20)
Ben olsam öyle bir konumda olmayı kabul etmezdim. Eşin ailesiyle tatil yapmak, beraber yaşamak zor. Üstüne eşimin babasının triplerini, laf sokmalarını saygısızlığını asla kabul etmezdim. Ev işine elbette yardım edilir ama evin tüm işini geline yüklemeyi doğru bulmadım. Siz baya saf, iyi niyetlisiniz gibi duruyor buradan. Sizin yerinizde başkası olsa o evde tabak bardak bırakmazdı. Kocasıyla kardeşini bir kaşık suda boğardı.

Kayınvadeliniz gerçekten dünya tatlısı, iyisi olsa siz böyle şeylerden şikayet ediyor olmazdınız. Hadi oğlum kardeşin evde kalsın sen eşinle bir hava al, gez derdi. Siz bir eşinizle kötü olun bakın o kayınvalide nasıl kötü oluyor. Sizin bir şekilde evde kendi ağırlığınızı hissettirmeniz lazım. Geç kalmışsınız gibi duruyor. Ama deneyebilirsiniz. Eğer olmuyorsa boşanın. Cidden hayatınızı kendi elinizle mahvedersiniz. Resmen günlerinizi başkalarına harcıyorsunuz.
0
GoodMorningTeacher
(09.09.20)
5 tane halam var, hepsi kaynana onlari gozlemleyebildigim icin iyi kotu atlyrimini yapabiliyorum. Sizin ki malesef bencil. Valizini topla, annenlere tasin. Ozur dilenmeden geri donme.
0
wishmaythşngs
(09.09.20)
Hepinize tamamen katılmakla birlikte, asla arkamda durmayacak bir öz aileye de sahibim.

Yaklaşık 2 senedir de işsiz olduğum için boşansam da kendi ayaklarımın üzerinde maddi olarak duramam.

Boşandim diyelim, dediğim gibi kendi öz babam daha beter.

Hayatımı çok feci cikmaz yola soktum gibi hissediyorum.

Ayrıca gerizekalılik derecesinde iyi niyetliyim
0
🌸Sakinolmamlazim
(09.09.20)
bu konuyu eşinizle neden paylaşamıyorsunuz acaba?
0
mcsword
(09.09.20)
Paylaştım, ailesine toz kondurmadi. Dertlesecek kimsem de olmadığı için Buraya yazmak istedim
0
🌸Sakinolmamlazim
(09.09.20)
@Sakinolmamlazim

O zaman ev işi yaparken dikkatsizliğiniz sonucunda ayağınızı incitmiş gibi yapın. Ev işi yapamazsınız. Yürürken tek yürüyemezsiniz, mecburen eşinizle kol kola yürüyeceksiniz. Hem belki deniz, sıcak, kum ayağınızın daha çabuk iyileşmesini sağlar.

Bunun dışında eşinizle aranızı daha iyi yapmaya, beraber yalnız zaman geçirmeye çalışın. Daha doğrusu onun sizinle yalnız kalmak için uğraşmasını sağlayabilirsiniz.

En önemlisi alacağınız kararlar için yanınızda, arkanızda ailenizin, birilerinin olması gerektiğini düşünmeyin. Bunu da eşinize ve onun ailesine hissettirmeyin. Eğer bu durumun farkındalarsa belki size bu yüzden böyle davranıyor olabilirler. "Bu kızın zaten kendi ailesi sahip çıkmıyır, gidecek yeri yok, benden/bizden başka kimsesi yok" dedirtmeyin. O kadar okumuşsunuz, şuam işsiz olsanız bile belli ki önceden çalışmışsınız. Kendinize o kadar emek vermişsiniz. Ezdirmeyin kendinizi.
0
GoodMorningTeacher
(09.09.20)
Başınızı alıp ben sahilde yürüyüş yapıcam, plaja gidicem vs. diyemez misiniz?
Mesela sabah erkenden kimse kalkmadan siz denize gitseniz, sonra belki onlar da size eşlik etmeye gelirler vs.
Gelmezlerse de kendileri bilirler ayol... Ankara’dan Urla’ya gitmişsiniz, kimseye takılmayın tadını çıkarın bence. İsteyen de laf soksun, benim burda sayılı günüm var ofisten uzak kalmışım bunu değerlendirmem lazım kusura bakmayın, isteyen eşlik edebilir memnun olurum diyip geçin.
0
megalomaniac
(09.09.20)
Tabii ki gidebilirim ama dediğim gibi Ankara'da yalnızım hadi biraz eşimle vakit geçireyim istedim.

Yok yok insan en çok kendisiyle mutlu oluyor arkadaşlar. Ankara'da bol bol Kendi kendime yürüyüş ve spor yapıyordum nereden çıktı bu romantiklik
0
🌸Sakinolmamlazim
(09.09.20)
çoluk çocuk yoksa kısa yoldan boşanın rahat edin..

Öyle bir dünya yok; aileme toz kondurmam, sen konuş dur..

ne güzel dünya. anlattıklarınıza göre, bulaşıklar vs. resmen sizi hizmetçi gibi kullanıyorlar (ailecek) ve siz bunun farkına bile varmıyorsunuz.

(36 E / Evli)
0
foolrules
(09.09.20)
Şöyle bir şey olabilir mi; Ankara'da hep sizinle olduğu için, ailesinin yanına gidince de onlarla vakit geçirmek istiyordur. Hemen kötü düşünmeyin.

İmza: Yengesine kuyruk olmayan görümce.
0
geçerkenugradım
(09.09.20)
İşte bu yüzden evlenmiyorum.

Şunu yap değişir değişsin diyemem. Kolay gelsin, iyi dileklerim sizinle.

Ha bu arada alttaki yoruma katılıyorum, boşanınca herşey daha iyi olmayacak. Elbetteki konuşun, çözmeye çalışın. Benim canım sadece aranızdaki iletişimsizliğe sıkıldı.
0
mobydick
(09.09.20)
Bekara karı boşamak kolay derler anadoluda. Bir yuva var ortada. Bir tek sorunla hop ayrıl bitsin dersek evli çift kalmaz dünyada.
Biz de gurbetteyiz (hanımımın memleketinde yaşıyoruz ailesi vs çoğunluk akraba-i taallukati yakınında) yazları memlekete geliyoruz benim ailem için. 4-5 gün antalya vs bir tatil ayarlıyoruz ancak memlekette olduğumuz sürenin çoğunluğunu ben kardeşlerimle geçiriyorum. Senede 20 gün sonuçta. Eşim de aynı sizin gibi serzenişte bulunuyor. Kendisi haklı fakat ben de haklıyım. Başka şekilde gönlünü yapmağa çalışıyorum. Sonuçta fazla kavga gürültü tartışma olmadan bitiriyoruz tatili.
Onbir yıllık evliyim. On yıldır iznimiz böyle geçiyor.
0
manimani
(09.09.20)
Hep mi böyleydi yeni bir durum mu? Belki de kardesinin gercekten de abisine ihtiyaci var siz de soylediniz problemleri varmis belki de esiniz sizden de daha yapici bir tutum sergilemenizi bekliyordur, bukadar dolduysaniz muhakkak siz de gergin davraniyorsunuz ve o da icten ice size kiriliyor olbilir kardesinin durumunu anlamiyorsunuz diye. Bu arada sizi tamamen anliyorum hak da veriyorum ama soyle dusunun gecici bir durum bu, ayni yerde yasamiyorsunuz dönunce hersey yoluna girecek.
0
carmenta
(09.09.20)
Sakin olman lazım
0
primetime
(10.09.20)
Hocam tek çıkmana karşı değillerse tek çıksan?

Belli ki eşin kardeşinin psikolojik rahatsızlığı sebebiyle de biraz fazla aileye düşmüş durumda. (Belki de komple aileci bi tiptir) Evlenene kadar bunu anlamadıysan ayrı, anladıysan da kazık kadar adamı değiştiremezsin.

Birey olmak önemli. Sen birey olmazsan kimse elinden tutup seni gezdirmeye çıkarmaz. (Edit: hah burda diğer cevaplarını okudum. Zaten tek de çıkıyorum demişsin, boşver sen çık ya. Eğer kopacaksanız da böyle kopun. Seni yalnız bırakan bi adamla ne kadar sabredebilirsen o kadar sabredeceksin zaten)

(Not: Amacım kötülemek vs. değil, sadece bu metinden anladığım bu oldu. Altta başka mevzular vardır onu bilemem. O nedenle yanlış anlaşılmak istemem)
0
lcha
(10.09.20)
Bu görümcenin tedavisi yeniyse belki biraz da yanında olmak istedi adam. Açıkçası kayınpederi görümceden daha büyük sorun olarak görüyorum ben.

Bu arada "ayrıl coco" demek için hususi olarak duyuruda hesap açılmış olması...ölene dek bu sitedeyim :)
0
d max
(18.09.20)
Hepinize çok teşekkür ederim çok destek oldunuz bana bu süreçte. Mesajlarına cevap veremediklerim kusura bakmasın
0
🌸Sakinolmamlazim
(19.09.20)
(22)

Sevgilinize telefonunuzu verir misiniz ?

lawyerk34
Sevgiliniz yada eşinize telefonunuzu verir misiniz ? Bakarlar mı ?
Sevgiliniz yada eşinize telefonunuzu verir misiniz ? Bakarlar mı ?
0
lawyerk34
(06.09.20)
Evet, hatta telefon ondayken başka bir yere giderim/tuvalete giderim, hiç umrumda olmaz
0
kojonotsuki
(06.09.20)
Kontrol amaçlı bakıyorsa o iş olmaz.
Al bak diye ya da ver bakayım diye olmaz yani.
Ama telefonunu versen fotoğraf çekicem vs. Olabilir
0
kisa
(06.09.20)
soru geniş olmuş ama

kisa +1
0
fezagezgini_4
(06.09.20)
karşılıklı olarak birbirimizin sınırlarını bildiğimizden telefonlarımıza bakabiliyoruz, ama telefonda bakmayacağımız yerler olduğunu ikimiz de biliriz. bunu da özellikle konuşup üzerinde karar verdiğimizden değil, insanın özeli nedir, birbirimizn rahatsız olacağı şeyler nedir bildiğimizden.

birbirimizde şifrelerimiz var. bir acil durum bile olsa gerekebilir sonuçta. ortamda onun telefonu yoksa benimkini alır internetten bişi bakacaksa bakar, aynısı benim için de geçerli. bir oyun oynayacaksa oynar, x bir app'te bir şey bakacaksa bakar. ama ben "mailime girip şuna bakar mısın" ya da "mesajlardan şunu söyler misin" demeden bu tür şeyleri açmaz. ben de onunkileri açmam.

karşılıklı rıza ve güven meselesi. bişeyleri kontrol etmek için almak istese hayatta vermezdim, saklayacak bir şeyim olmadığı halde vermezdim yani.
0
nimberjack
(06.09.20)
Vermezdim. Genel olarak da telefonum herhangi bir baska kisinin elinde oldugunda, bir an once geri alma istegiyle doluyor icim, kisisel alanim ihlal edilmis gibi hissediyorum.
0
yuzır
(06.09.20)
Veririm bakmaz
Verir bakmam.
0
Hallegadola
(06.09.20)
istemeye utanmıyorsa veririm. ben hiçbir zaman birinin telefonunu isteyip kontrol ettiğimi hatırlamıyorum ama benim telefonumu isteyip mesajlarıma falan bakmak isteyenler oldu. bir şey demeyip verdim çoğunlukla. kendileri düşünsün. ben zaten aldatsam bile başkasının mesajını telefonda tutacak kadar denyo değilim. hele ki birlikte olduğum kişi telefonumu isteyip mesajlara bakacak kadar düşebilecek potansiyeldeyse.
0
bohr atom modeli
(06.09.20)
telefonlar evde hep ortalikta duruyor bunca yildir birlikteyiz bi kere ben onun/o benim telefonlarimizi dur bakim sunu bi kurcaliyim diye elimize almamisizdir. benim eski telefonun hafizasi cok doldugu icin gittigimiz tatillerde onun telefonundan cekeriz mesela fotograflari. sonra alir fotograflarimiza bakarim ara ara ama bir kez olsun baska bir seyi kurcalamadim. arada benim telefonda oyun oynarken uyuyakaldigim zamanlarda da o telefonumu alip kaldigim yerden oyunu oynar bazen ya da alarmimi kurar filan ama o da bir kez olsun bir seyleri karistirmamistir. bu tarz sinirlari bilmeyen ya da bunlara saygi gostermeyen insanlarin iliskileri iki taraf icin de cok yorucu ve yipratici oluyor.
0
in vino veritas
(06.09.20)
alsin baksin sorun degil, guvnemedigim kisiyle neden evlenim. kontrol amacli bakmasi hosum gitmez tabi.
0
fakyoras
(06.09.20)
Baksın, seffafim ben. Şifre bile koymam.
0
superfluid
(06.09.20)
Yuzır +1
Telefon çok özel bir alan, ben de kimsenin kurcalamasını istemem.

Bunun sebebi sevgiliden bir şeyler saklamak değil ayrıca. Benim sevgilimden ayrı da bir hayatım var ve oraya ait bilgiler de telefonda. Mesela arkadaş grubunda birinin attığı, gruba özel fotolar olabiliyor. Empati yaptığımda, benim oraya attığım bir fotonun gruptan birinin kız arkadaşı tarafından görülmesini istemeyebilirim. Bu kadar basit aslında sevgiliye telefon paylaşmak istememe noktası.

Telefonumu bi işi için eline aldığında panik olmamı hissettirecek kadar özel hayata saygısız biriyle sevgili olacağımı sanmıyorum. Daha önceki ilişkilerimde bu yönde bir sıkıntı yaşamayacağımı bildiğim için telefonumu özellikle sakınmadım. Zaten telefonu eline alınca panik olma hali ilişkideki diğer kişi için kırıcı bir tavır bence, onu yapmam. Burnunu sokmaya meraklıysa genel tavır olarak da sürdüremem ben o ilişkiyi. Meraklı değilse en baştan sınırımı çizer, bu konudaki düşüncemi belirtirim, sonra da bunu anlayacağı için panik olmama gerek kalmaz.
0
Bruce
(06.09.20)
Vermem.
Fotograflar, mesajlar, notlar, arama motorunda gecmisler vs benim icin cok ozel ve baskasini asla ilgilendirmeyen seylerle dolu.
Bunu sorun gormeyip paylasanlara da ayri sinir olurum ama kendi ozellerini acik ettikleri icin degil, benim saklayacak bir seyim yok diyerek arkadaslarinin ve aile uyelerinin ozelini de onlarin rizasi disinda ucuncu bir kisiyle paylastiklari icin.
0
pike
(06.09.20)
Veririm tabi neden vermeyeyim.
0
sta
(06.09.20)
İnsanın eşinin bakmasindan daha doğal ne var ki. Bakar tabi
0
all girls dream
(06.09.20)
eşim haricinde kimseye vermem çünkü gizlim, saklım, sırrım olmayan tek insan o.

eşimle birbirimiz arasında telefonlarımız hiç dert olmadı. Ergenliğini atlatan, kişiliği ve karakteri oturmuş, kendine ve karşısındakine güveni tam olan insanlar için telefon alma verme gibi bir durum olmuyor.

Bazen kısadan google'lamak gerekiyor ve o an kimin telefonu yakınsa o kullanılıyor. Ya da market alışverişi gibi uygulamalar karttan dolayı benim telefonumda yüklü, eşim alıp içerde kafasına göre takılır sonra getirir telefonumu. Tam tersi bazen ben de onun telefonundan oyun vs oynarım, ya da takıldığı bölümü geçmeye çalışırım.

Ama harici bir insana asla telefonumu vermem, çok acil bir arama yapacak olsa bile bir an önce alma moduna geçerim.

Ekleme: Bu arada eş veya sevgiliye karşı özel alan nasıl oluyor onu da anlamıyorum. Yani takılmalık ve yeteri kadar özel olmayan insanlar zaten sevgili kategorisine de girmez; fuckbuddy gibi bir durum olsa anlarım. neyimi bilmesine gerek var vs moduna girerim de.. Çok enteresan kafalar.
0
foolrules
(06.09.20)
Bakan (ya da baktigini fark ettigim) biri olmadi simdiye kadar. Bakmak ya da bakmak icin istemek benim icin ayrilik nedeni. Ben de bakmadim kimsenin telefonuna simdiye kadar.
Tabi telefonu bozulmus da benimkini kullanmak icin isterse veririm. O da bi kere iki kere. Telefon ozel bi sey bence.
0
Kittie
(06.09.20)
Veriyorum ben de. Bir şey yok zaten telefonumda kafa rahat. Ha ama telefonumu benden kontrol etmek amaçlı istese canımı sıkardı. Neyse ki böyle boş işlerle uğraşmıyoruz.
0
ravenclaw
(06.09.20)
sevgiliye ve ilişkiye göre değişir, her ilişkinin dinamiği ayrı oluyor sonuçta.
10 yıllık insanla, iki aylık insan aynı olmaz tabii.

bir kere beraber "kimler var telefonunda?" diye tek tek bakıp, "o kim? bu kim?" diye soran, geyik yapıp gülüp eğlenen olmuştu ama zaten kaç yıllık ilişkiydi.

büyük bir ciddiyetle incelemek falan isterse, "n'oluyoruz?" diyebilirim.
ben rahat insanımdır, telefonum falan ortalıktadır zaten genelde.
o yüzden öyle özel ve ciddi incelemeler beni gerebilir.
bakmak istiyorsa alıp bakabilir, merak ettiğini de sorabilir tabii ki.
ama eski sevgilinin telefonunu görünce gerilen, her şeyden nem kapan insanla olmaz zaten.
çünkü eski sevgililerle aktif olarak görüşmeyi onaylamasam da, ayrıldığım insanın telefonunu silmek aklıma gelmez mesela.
ya da facebook'ta 20'li yaşlarımdayken çıktığım 2-3 kişi ekli duruyor.
ne bileyim, inbox'ımda gerilere gidilse kim bilir ne mailler vardır.
sonuçta benim de yaşanmışlıklarım var, o yüzden çok steril bir şey bekleyen hayal kırıklığına uğrar.
bunu normal karşılamayan zaten paranoyak olur.

ama bir şeyden şüphelenip de baktığını ya da yokladığını, kontrol ettiğini hissedersem olayımız büyük ihtimalle biter.
neyse ki bugüne kadar hiç teftiş edilmedim, başıma gelmedi.

ama yani gelen mesajı gördü ya da telefon çalınca arayana normal refleks olarak baktı diye olay çıkartılmasını da mantıklı bulmuyorum.
yani bunun bir dengesi olmalı.
evet, şifre paylaşmak falan saçma ama insanların arasında "özel alanım" diye gizledikleri bir şey de olmamalı.
yani ortak bir rahatlık düzeyinde olunmalı.

kontrol amaçlı telefon karıştırma meselesi insanın aklına normalde gelmez bence.
muhakkak huylandığı bir şey olmuştur da bakmak ister.
o yüzden ortada bir şey yokken bu şekilde kontrol etmek istemesi başka bir sorun var demektir zaten.
yani huylanmakta haklı değilse, paranoyak ve ayak uyduramayacağım kıskançlıkta biri demektir, o yüzden yürümez.
o tip insanlar da zaten aradıklarında muhakkak aslında önemi olmayan ama kendileri için kafaya takılacak ya da sorun olacak bir şey bulurlar.
0
blatta hiberna
(06.09.20)
veririm de alırım da sevgilim adı üstünde.
0
drako
(06.09.20)
karşılıklı güven olmadıktan sonra ne yapsan boş. Arkadaşım yedek telefon kullanıyor ve onu başka yerde tutuyor. Elinden bir uçan bir kaçan kurtuluyor. Ben vermem
0
deepfear
(08.09.20)
Kontrol amaçlı bakmak istiyorsa, o iş o dk biter.

Ama diyelim chrome a girecek, çekilmiş videolara fotoğraflara bakacak;
Eskiden umrumda olmazdı, tuvalet vs giderdim takılırdım.

Ama malesef insanlar beni çok yıprattı. Adam bir kavgada sinirli iken 6 ay öncesinin konuşmasına o sinirle atıfta bulununca böyle bir dank ediyorsun. İnsanlar düşündüğümüz kadar saf, iyi niyetli, kendimiz gibi hiç değiller. O sebeble hayatta eskisi gibi relax olmam. Mümkünse de başka seçenek sunmaya çalışırdım ama bunu sinsice yapmak yerine, sempatik ve dürüstçe ya ne yapacaksın telefonumu, seninkinin şarjı bitmiş diye böyle de olmaz ki, itira et kurcalamak için istiyorsun fln der gülerim. O da güler. Tatlıya bağlarız.
0
mobydick
(08.09.20)
Bu sohbetin döndüğü bir ilişki bana ters.
0
hayirsiz
(08.09.20)
(10)

çok sıkıldım ne zaman bitcek bu covid?

duyurukullanıcısı
ya yurtdışına gidemiyoruz. iş alamıyoruz. networklerden siliniyoruz.toparlamak en az 2 yıl.bugün sona erdi deseler toparlamam en az 2 yıl.nasıl olcak bu işler ya? düşünmekten uyuyamıyorum.
ya yurtdışına gidemiyoruz. iş alamıyoruz. networklerden siliniyoruz.

toparlamak en az 2 yıl.

bugün sona erdi deseler toparlamam en az 2 yıl.

nasıl olcak bu işler ya? düşünmekten uyuyamıyorum.
0
duyurukullanıcısı
(05.09.20)
Herkeste aynı dert... seneye ilkbaharda biter sanıyorum
0
megalomaniac
(05.09.20)
2022 yılbaşı civarları. (en iyi ihtimalle)
0
foolrules
(05.09.20)
Pfizer’ın ilaçları olumlu sonuçlanmış. Geçenlerde abd’de tüm eyaletlerle aşı dağıtımına hazır olun, ekipleri hazırlayın denmiş. Kasım ayında halka ilaç ve aşı dağıtımı yapılabilirmiş. Ruslar zaten başladı ama hiç kimse güvenmedi başlarda. Şimdi dsö sonuçları olumlu diyor ama bilmiyorum bakalım. Ben Ocak Şubatta aşı olacağımızı tahmin ediyorum en geç.
0
avatar is back
(05.09.20)
Sal gitsin. Düşünce olmuyor.
0
superfluid
(05.09.20)
Abdde eczanelerde şu an kilitli dolapta aşı varmış
Kasımda abd aşılanmış olacak 2021e dek aşı anlaşması olan çoğu ülke aşılanmış olacak.
Trye ne gelir ne zaman gelir bilinmez
0
photo85
(05.09.20)
türk halkı polyannacılığı sever. millete söyleyince kuduruyor ama ben uzun yıllar biteceğini düşünmüyorum.
0
nothing in my way
(05.09.20)
yurtdışına gidip de n'apacan
0
in a world of magnets and miracles
(05.09.20)
türkiye'de para mı var?

yurtdışına gidip adamın yaptığı işi daha ucuza yapıyoz diyorum 3-5 damlıyor.

damlıyordu.
0
🌸duyurukullanıcısı
(05.09.20)
aşı olayı yalan, tek umut tedavi yöntemlerinin geliştirilebilmesi.
0
nuisance
(05.09.20)
türkiye'de para yok da türkiye'de yurdışında olduğu kadar yüksek hayat masrafları da yok. kendi habitatından uzak olmak da cabası. neyse ayrı konu. aklı olan tr'den ayrılmaz düzgün işi varsa.
0
in a world of magnets and miracles
(06.09.20)
(6)

7000tl bütçeyle Lenovo mu Dell mi?

tiyamin
Öğretmenim, malum evden eğitim devam edecek, canl dersler için yeni laptop şart oldu, eskisi 12 yılı devirdi. Lenovo Yoga dokunmatik bişey düşünüyordum ama air bar diye bir zımbırtı varmış, işimi görür, fazladan 3-4 bine gerek yok. Beni uzun süre idare etsin istiyorum. Oyun oynamam, ancak film izler
Öğretmenim, malum evden eğitim devam edecek, canl dersler için yeni laptop şart oldu, eskisi 12 yılı devirdi.
Lenovo Yoga dokunmatik bişey düşünüyordum ama air bar diye bir zımbırtı varmış, işimi görür, fazladan 3-4 bine gerek yok. Beni uzun süre idare etsin istiyorum. Oyun oynamam, ancak film izlerim en fazla.

İkisinin de fiyatı aynı gibi. Lenovo thinkpad, thinkbook 400-500 TL fark ediyor, gerekli mi değer mi?
Linkleri aşağıya bırakıyorum. İkisinin hakkında da kullanıcı yorumu pek yok. Oylarınıza sunuyorum:

Lenovo 15 Intel Core i7 1065G7 16GB 1TB + 512GB SSD Freedos 15.6" FHD Taşınabilir Bilgisayar 20SM003ATX10

(git: www.hepsiburada.com

Dell Inspiron 3593 Intel Core i7 1065G7 16GB 512GB SSD MX230 Freedos 15.6'' FHD Taşınabilir Bilgisayar FB65F165C

(git: www.hepsiburada.com
0
tiyamin
(05.09.20)
hocam eski laptopu bir yaz
belki rami yükseltir ssd takar kullanırsın
paran dursun
0
kingcyrax
(05.09.20)
Lenovo thinkpadi, garanti süresi bittikten sonra serviste tamir ettiremezsin. Bana sıfırı kadar fiyat verdiler. Genelde kurumsal çalıştıkları için bireysel müşteriyi umursamıyorlar.
0
Piukh
(05.09.20)
@kingcyrax iki kez yükselttik RAM'i ama çok donma, takılma ve mütamediyen baş ağrıtıcı dozda ses yapıyor. Acer idi markası.
0
🌸tiyamin
(05.09.20)
Dell al, ardına bakma. Satış sonrası himetleri çok çok iyi. Lenovo, laptoplarda garantili servis için sadece istanbulda iletişim kurup kargo ile gönderi yapılabilen bir yetkili servis sunarken, Dell yetkili servis ağına sahip.

BU rada ne alacaksan bir an önce al ki her geçen gün fiyatlar uçuyor. Birkaç ay önce bunların fiyatları 5000-5500 bandındaydı.
0
foolrules
(05.09.20)
tiyamin
islemcinin macununu yenilettir
ve
lütfen 240 gb bir ssd al tak
göreceksin hayat kurtaracak
yeni aldıgın pc ye takarsın en kotu
0
kingcyrax
(05.09.20)
hocam cok temiz ikinci el thinkpadler var piyasada, istersen onlara bak. uretim yili 2016-2017 olsun, sikinti cikmaz. ram'i azsa ram'ini arttir, hafizasi azsa ssd takarsin. bu paylastigin iki cihaz da 2-3 yil sonra sorun vermeye baslar.
0
ubi dubium ibi libertas
(05.09.20)
(8)

Iphone kiri pası nasıl temizlioz?

tchuck
direkt soru ekte aslında.
direkt soru ekte aslında.
0
tchuck
(05.09.20)
Elektrik süpürgesiyle emiklerim ben olsam, çünkü bişeyle kurcalasan içe kaçar iyice.
0
John Bloor
(05.09.20)
Ben çok hassas olmak şartıyla iğneyle temizliyorum.
0
irene
(05.09.20)
ben de sormustum ayni soruyu

patafix onermislerdi, boyle ciklet gibi olan yapiskanlar var ya, onu sokup yapistigi kadar kiri alabilirsin demislerdi.
0
exlibris
(05.09.20)
benim öğrenciler alıp iğnenin veya kürdanın ucuna kolonya ile ıslattıkları kağıdı (havlu kağıt veya peçete) dolayarak, dikkatlice temizliyorlar sağ olsunlar :D
0
invictae
(05.09.20)
Eski dis fircasi hoparlor ve mikrofon delikleri icin. Sarj deligi icin de kurdan. Hatta ahize icin de dis fircasi oneririm biraz kolonyalanmis. Ses kalitesini arttiriyor resmen.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(05.09.20)
patafix + isopropil alkole batırılmış kulak çubuğu.
0
orient blue
(05.09.20)
Patafix dışıdnda başka birşeye ihtiyacın yok. İğne, kulak çöpü ya da kürdan zarar verme olasılığını çok artırır.
0
foolrules
(05.09.20)
istanbuldaysaniz Apple Store'a goturunce ucretsiz temizliyorlar. orasini burasini delince patlak hoparlore maruz kalmayin.
0
yoggi
(05.09.20)
(7)

8gb ssd?

sutlu nescafe
hepsiburadada denk geldim. ne işe yarar acaba? 2.5inç.https://www.hepsiburada.com/arealer-2-5-kati-hal-surucu-sata3-0-ssd-kati-hal-yurt-disindan-p-HBV00000W0JY2?magaza=Buyfun
hepsiburadada denk geldim. ne işe yarar acaba? 2.5inç.
www.hepsiburada.com
0
sutlu nescafe
(05.09.20)
Artık sığar mı bilmiyorum ama işletim sistemini sadece bu disk üzerine kurunca sanırım işletim sistemi çok hızlı çalışıyor. Diğer programlar normal diskten çalıştığı için aynı yine. Tek başına bir işe yaramaz.
0
himmet dayi
(05.09.20)
Hiç bi şeye yetmez, 120 gb 200 tl 240 gb 250 tl iken buna ne gerek var?
0
John Bloor
(05.09.20)
daha büyük ssd'ler benzer fiyata. gerçekten kim neden tercih eder?
aklıma yıllar önce üretilmiş olması geldi sadece. üretim tarihi eski ise anlamlı olabilir.
0
biseysorcaktim
(05.09.20)
anca koleksiyon değeri varsa, dünyada yanlışlıkla 10 tane üretildiyse falan alınır. ssd dediğin 120 gb'dan başlar çünkü.
0
sir gawain
(05.09.20)
Fiyati cok uygun olursa kucuk bi linux surumuyle sanal makine amacli kullanilabilir. Ama fiyati uygun degil.
0
icim urperiyor
(05.09.20)
Flaş disk al daha iyi.
0
kumulatifvergimatrahi
(05.09.20)
çöp. para verilmez bunlara.

kumulatifvergimatrah +1
0
foolrules
(05.09.20)
(2)

printer problemi- sayfada cizgiler- fotograf ekli

seljax
merhaba sl-m2078f samsung marka bir yazici buldum. sayfalara bu cizgileri ciziyor. sizce sorun neden kaynaklaniyor? tonerden ise yenisi alabilirim. ama tonerden degilse bosuna almayayim diyorum. daha once karsilastiniz mi?
merhaba
sl-m2078f samsung marka bir yazici buldum. sayfalara bu cizgileri ciziyor. sizce sorun neden kaynaklaniyor? tonerden ise yenisi alabilirim. ama tonerden degilse bosuna almayayim diyorum. daha once karsilastiniz mi?
0
seljax
(04.09.20)
Muhtemelen Drum unitesinde bir sorun var ya da temizlenmesi gerekiyor ancak bunu herkes yapamayabilir.
0
foolrules
(04.09.20)
drum +1

çok sorun oluyorsa tonerini değiştirin gitsin.

toner dolumcularında bunun tonerini götürüp yeni toner alabilirsiniz.
0
tabudeviren
(04.09.20)
(2)

WiFi Sinyali Güçlendirme

a dost
Merhabalar,Evdeki kaplosuz internet ile ilgili sıkıntı yaşıyorum. Modem salonda duruyor. Salon, mutfak, balkon ve kolidorda gayet iyi çekerken. Yatak odasında sinyal gücü çok zayıf.Salonla yatak odası arasında 2 duvar var. 13 metre kadar da mesafe.İnternetten araştırdım. Repeater, mesh gibi cihazlar
Merhabalar,

Evdeki kaplosuz internet ile ilgili sıkıntı yaşıyorum. Modem salonda duruyor. Salon, mutfak, balkon ve kolidorda gayet iyi çekerken. Yatak odasında sinyal gücü çok zayıf.

Salonla yatak odası arasında 2 duvar var. 13 metre kadar da mesafe.

İnternetten araştırdım. Repeater, mesh gibi cihazlar var sinyal güçlendirmek için. Birçok da model. Kafam karıştı.

Bu konuda bilgili,tecribeli olan biri tavsiyede bulunabilir mi?
Hangisi daha kullanışlı olur benim bu durum için?

Teşekkürler
0
a dost
(04.09.20)
www.hepsiburada.com

bende bundan var. Gayet iyi. Modeme bağlandığımdaki hıza çıkamıyor ama eskiden yatak odası ve mutfakta internete hiç giremiyordum (çekiyor görünse de bağlantı olmuyordu). Şimdi gayet iyi.
0
himmet dayi
(04.09.20)
repeater al.

www.hepsiburada.com

bunlar çok iş görüyor.
0
foolrules
(04.09.20)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.