Giriş
(5)

Üniversitede kayıt dondurmak ?

hickiran karasinek ve uyuyan karinca
Hamile olmamdan mütevellit, okulu dondurmam lazım bu sene..Daha evvel kayıt dondurma ile alakalı sorulara baktım da, böyle bir gerekçesi olan yokmuş :)Ben ne yapmalıyım şimdi ? Okuluna göre usül değişiyor mu bilmiyorum ama,İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde okuyorum bu arada. Bir yolunu bulup
Hamile olmamdan mütevellit, okulu dondurmam lazım bu sene..
Daha evvel kayıt dondurma ile alakalı sorulara baktım da, böyle bir gerekçesi olan yokmuş :)

Ben ne yapmalıyım şimdi ?
Okuluna göre usül değişiyor mu bilmiyorum ama,İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde okuyorum bu arada. Bir yolunu bulup kesinlikle dondurmalıyım çünkü son hakkım artık, bu sene de diplomayı alamazsam koyacaklar kapının önüne.

Yönetmelikte, "sağlık sebeplerinden ötürü dondurulabilir" gibi bir şey yazıyor, gebelik bu sebeplerden biri sayılıyor mu ?
Yoksa ben başka bir yolunu bulup, başka bir gerekçeyle falan mı dondurmayı denemeliyim ?
0
hickiran karasinek ve uyuyan karinca
(08.09.09)
Hamilelik bir gerekce olabilir elbette.

Hic olmadi "Maddi nedenlerden oturu kaydimin ... okul doneminde dondurulmasini arz ederim" yazili dilekce ile basvurursaniz isleme alinir.
0
msb
(08.09.09)
doktorunuzdan sürekli yatmanız gerektiğine dair bir rapor alabilirseniz olur herhalde. preeklampsi, düşük tehdidi, vs.
0
yumusakdiken
(08.09.09)
doktorunuzdan rapor aldığınızda sorun çıkartmazlar, ayrıca kayıt dondurmak için 300 tl gibi bir para vermiştim ben özel üniversitede.
0
madrigal
(08.09.09)
tamam uygun bir cevap vermeyeceğim ama sormadan da geçemeyeceğim: kız mı erkek mi?
0
fempusay
(09.09.09)
daha belli değil cinsiyeti fempusay. :)

şimdilik tek bildiğimiz anasının üniversite eğitimini yüzüne gözüne bulaştırmış tembel bir teneke olduğu :)
0
🌸hickiran karasinek ve uyuyan karinca
(09.09.09)
(3)

İlçelerle ilgili bilgi aramaktayım (Ordu/Giresun/Konya ağırlıklı)

sezercik yavrum benim
Selamlar. Bu cuma sona erecek olan öğretmenlik atamaları için tercih yapıyorum. Şu ilçelerle ilgili bilgisi olanlar varsa yardımlarını beklemekteyim:Ordu: Akkuş, Aybastı, Çamaş, Çaybaşı, Gölköy, İkizce, Kabataş, Korgun, Kumru, Mesudiye.Giresun: Bulancak, Dereli, Eynesil, Piraziz, Şebinkarahisar.Kony
Selamlar. Bu cuma sona erecek olan öğretmenlik atamaları için tercih yapıyorum. Şu ilçelerle ilgili bilgisi olanlar varsa yardımlarını beklemekteyim:

Ordu: Akkuş, Aybastı, Çamaş, Çaybaşı, Gölköy, İkizce, Kabataş, Korgun, Kumru, Mesudiye.

Giresun: Bulancak, Dereli, Eynesil, Piraziz, Şebinkarahisar.

Konya: Çeltik, Yunak, Bozkır.

Tokat: Sulusaray.

Niğde: Çiftlik.

Çankırı: Yapraklı.

Afyon: İhsaniye.

Hacı geçen sene ablam Sinop'un ilçesine atandı, google'dan araştırınca sürekli şelale resimleri çıktı önümüze, sonra kız köyün ortasına düştü :) Onun için oraları gidip gören, gitmediyse bile bilgisi olanlardan bilgi istemekteyim.

Teşekkür edenzi...
0
sezercik yavrum benim
(08.09.09)
giresunun bulancak ilçesi giresuna çok çok yakın nerdeyse bitişik, piraziz ve eeynesil de yakın, zorluk çekmezsiniz.

deniz kenarında olmayanları bilmiyorum...
0
kabablanka
(08.09.09)
sezercik en akla yatkınları: giresun (dereli, ş.karahisar hariç), öankırı yapraklı (kaymakamı tanıdık).
ordunun o ilçelerinin çoğu uzak ve gelişmemiş.
afyon zaten kendisi çok iyi değil.
konya ilçeleri küçük.
niğde fikrim ilçesi fikrim yok. kendisi eh işte
tokatın o ilçesini duymadım bile.
allah yardımcın olsun.
0
fempusay
(09.09.09)
itiswonderfullife, teşekkür ederim bilgilendirdiğin için.

niye tavsiye etmediğini de kısaca yazarsan sevinirim. mesela ilçe halkı kötü diyosan tercih etmeme sebebim olur ama çok küçük biyer, yolları kötü falan diyosan şu an için pek de umrumda değil öyle şeyler :) sen de öğretmen misin yoksa?
0
🌸sezercik yavrum benim
(09.09.09)
(6)

gurbetçiler

alokozay
gurbetçilerimiz saolsun gerek müzik gerek tv programları olsun ekranlarda görüyoruz. bu adamlar neden acayip acayip sakalları olup , korkunç aksesuarlar takıyor? almanyada bu mudur olay?alman gençleri var mı böyle yoksa sadece türklermi bunu yapıyor?
gurbetçilerimiz saolsun gerek müzik gerek tv programları olsun ekranlarda görüyoruz. bu adamlar neden acayip acayip sakalları olup , korkunç aksesuarlar takıyor? almanyada bu mudur olay?

alman gençleri var mı böyle yoksa sadece türklermi bunu yapıyor?
0
alokozay
(07.06.09)
bence marjinal görülmeye çalıştıklarından yapıyolar. 'bakın ben almanya'ya gittim sizin gibi değilim, farklıyım' mesajı veriliyo olabilir. özetlemek gerekirse kroluk işte.
0
spirit crusher
(07.06.09)
ben biraz abd'deki zencilere benzetiyorum durumu. zencilerin sürekli spor salonunda gezmesi, dövme yaptırması, foucault sarkacı gibi sallanarak yürümesi vs. gibi kendilerini ispatlama çabasına benzer bir durum. alman gençleri de var tabi böyle ama ekonomik ve sosyal açıdan iyi durumda olmayanlar genelde böyle yapıyor.
tabi şu da var, marjinallik dışında kendi tarzını oluşturan insanlara da saygı duymak lazım. zira türkiye'de kendi tarzını oluşturmak, abd veya almanya'ya göre yazılı olmayan katı toplumsal kurallar yüzünden daha zor.
0
papado
(07.06.09)
almanya'da böyle bir şey yok. hani tipler var ama bu bizim türk sanatçılar gibi kendini bozana denk gelmedim. zira genelde estetik oluyor almanların yaptığı mevzular.
bizim elemanlar sanıyorum bir tarz olarak kendilerini kılıklardan kılıklara sokuyorlar. yakışmıyor evet!
0
fempusay
(07.06.09)
cankan, ismail yk, salim böyle diye bütün gurbetçiler böyle mi yani??
neden genelliyosunuz?
ben gurbetciyim, gayet normal tipim var :D
0
ismo
(07.06.09)
@ismo yazıcaktım sözüm sözlükten dışarı diyede gereksiz olur dedim:)
0
🌸alokozay
(07.06.09)
yanılmıyorsam $u sıralar avrupalı türklerde 3. nesil yeti$iyor. bunlarda dejenerasyonu en yoğun halini ya$ıyorlar. iki arada bir derede kalınca ortaya 3. nesil gurbetçi türk tipli bu insancıklar çıkıyor. bizimkiler de gurbetçidir, yaban elelrdedir türk kültürünü yayma misyonun üstlenmi$lerdir diye dü$ünerek albümlerine ve konserlerine abanıyorlar. sonra fazla havalanan baıları vatanda$lıktan bile çıkabiliyor . ws.ws.
0
robinbook
(08.06.09)
(13)

kız mevzuu

kyo44
(olayda kndi yerim sizi koyucam, ona göre cevap verin)şimdi başka bir memlekete taşındınız. taşındığınız evin alt katında bir bakkal var, ve bakkalın güzel bir kızı var. oraya geldiğinizin ilk saatinde aldığınız sigaradan itibaren kız size "gel beni ye" dercesine kesiyor sizi. 1 hafta geçiyor ve dur
(olayda kndi yerim sizi koyucam, ona göre cevap verin)

şimdi başka bir memlekete taşındınız. taşındığınız evin alt katında bir bakkal var, ve bakkalın güzel bir kızı var. oraya geldiğinizin ilk saatinde aldığınız sigaradan itibaren kız size "gel beni ye" dercesine kesiyor sizi. 1 hafta geçiyor ve durum hep aynı, ama konuştuğunuz tek şey, "bir sigara alabilir miyim?" "2 ekmek verir misin?" şeklinde.
şimdi soru geliyor;
hatunla sohbete ilk ne diyerek başlarsınız?

(şöyle sorsam daha iyi anlarsınız;
kızı tavlamak için nerden başlamak ve ilk hangi mevzudan girmek lazım)

eyvallah

edit; kız profesyonel değil, ev kızı (hatta bakkal amcanın kızı) takribi 22-26 yaş aralığında.
0
kyo44
(04.06.09)
kızın profesyonel olmadığından emin olun önce. tavlayıp işinizi bitirdikten sonra "100 dolar aslanım" demesin. işi bu olabilir.
0
kibritsuyu
(04.06.09)
bakkal amca'dan peynir bıçağı darbesi yemek gibi bir tehdit yoksa bodos dal işte. teallam.
naber de, şuradan geldim buraya taşındım, şunu yer bunu içerim, işim gücüm şu, sen ne yaparsın ne edersin falan de işte birader.
madem seni "yercesine" kesiyor. takıl kafana göre.
0
arigold
(04.06.09)
Bakkalın duvarında tüfek asılı olup olmadığından emin olun bence önce.
0
sui
(04.06.09)
çok basit ve doğal bir giriş seçin, bakın bakalım ummuduğunuz gibi mi?

şu marka meyve suyu yok mu, cappy markası meyve suyu değilmiş sırf konsantreymiş coca cola pazarlaması sayesinde yutturuyolarmış bize gibi mevzu iyidir..
0
kabablanka
(04.06.09)
yabancisin oraya soyle yol yordam gostersin.
0
kurukafa
(04.06.09)
buralarda gençlik nerelere takılır deyü sorun, daha sonra pek arkadaşım yok olayına girin, beraber gitmek isteyin. ısrarcı olun, eğer gelmek istemezse; o zaman ne bakıyorsun lan habire diye sorun.
0
galahad
(04.06.09)
bakkaldan alınan ürünler ilgili konuşur gibi yapıp başka muhabbetlere dalmak çok basit olabilir. mesela "bizim orada (nereden geldiyseniz) bu ekmekler böyle değildi, buranın ekmekleri daha güzel/kötü." ya da "sigara alıyorum ama evde çay bitmiş, sigarayı da çaysız içmekten nefret ederim. hangi çay en güzeldir? sen nasıl demliyorsun çayı? burada neden çay yok? ee varsa ben de içeyim"

ya da benzeri bir şeyler. bunun sonrasında kızla muhabbete devam edip yavaş yavaş onun "kim" (ya da "ne") olduğunu öğrenmek mümkün olacaktır.
0
co2s2
(04.06.09)
nispeten küçük yerlerde (büyükşehirlerin yerlilerinde de olur) "umut vadeden" (işi gücü olan veya olma potansiyeli olan) genç erkekler, bir kurtuluş umududur. yani o "gel beni ye" bakışının anlamı "gel beni ye, sonra evlenmeye mecbur bırakayım" anlamı taşıyor oolabilir, çok çok büyük ihtimalle.

benzer bir durum ankara'da üni. okurken ev arkadaşımın da başıma gelmişti. sonra mahallede sevdiğim bir abi beni bu konuda uyardı. ve aynen söylediği şeyler çıkmaya başladı. kız resmen motor çıktı, derdi birine yamanmaktı. ailesi de kıza damat bulduk diye atladılar hemen olaya. çocuk okul bitince kaçtı resmen ankara'dan.

bu yüzden benim tavsiyem başınızı yakmayın. peşinizi bırakmayabilirler. mahallenin motorunu size kızoğlankız diye ittirmeye çalışırlar. en iyisi kıza bakıp azınca eve gidip asılmak ;))))
0
lancelot du lac
(04.06.09)
amman kacin, arkaniza bakmadan kacin, kizin motor olma ihtimali var ya, kasar olma ihtimali var ya, dusunebiliyor musunuz, kizoglankiz olmama ihtimali var, iyyy dusundukce bile tuylerim diken diken oldu. hem kucuk yerden bir kiz, hem karsi tarafa ilgisini belli ediyor, kesin ya profesyoneldir, profesyonel degilse de bakire de degildir, o da ayni kapi. patlamis mal almayin, alanlari uyarin. tobe tobe.
0
okuryazar
(04.06.09)
sorunun cevabı olmayacak ancak bir şekilde sohbete başlarken mümkün olduğu kadar temkinli konuşmakta fayda var.hatun gerizekalı veya bir şekilde sana hiç uymayacak bir şey çıkarsa çok çekersin baştan temkinli olmazsan. bir alt kattaki hatun kişinin manyak çıkabileceğini ve ikinizden biriniz oradan taşınana kadar problem yaratabileceğini de göz önünde bulundurmanı tavsiye ederim.

şimdi düşünüyorum da hiç uzatmaya gerek yok. şahsi tavsiyem bir üst kata çıkmakla sana ulaşabilecek hatun+hatun babası kombosu ölümcül olur. en iyisi sen yine sigaranı al, ekmeği yi! muhabbeti boşver.
0
trick style
(04.06.09)
(bkz: fahriye abla)
0
andy kaufman 2
(04.06.09)
babasına iş çıkartmak için böyle davranıyor da olabilir. ava giderken avlanma mevzusuna gelebilirsin. tam iş tutayım diye donu gömleği çıkarttığında, bakkal amca kapıdan girip "eh şimdi benim sıram" deyiverse...
0
fempusay
(05.06.09)
@okuryazar
keke valla ben başımıza geleni anlattım. kız tabi ki de gayet temiz olabilir, hiç de söylediğim gibi olmayabilir. ama ya tam da söylediğim gibiyse?

benim uyarımın amacı bu riski alıp almama konusundaydı. ben 5 yıl en büyük 3 şehirde de anlattığım durumu gördüm ve ben olsam bu riski almazdım. kaldı ki arkadaş, kızın bakışlarını "gel beni ye" olarak değerlendiriyorsa amacı "kıza olan aşkını anlatmak" değil "kızı en kısa sürede yiyebilmek"tir. bu durumda senin de söylediğin gibi "amman kaçın" :)))
0
lancelot du lac
(06.06.09)
(3)

başarılı şirketlerin tarihçeleri ile ilgili kitap..

gergedan55
şöyle ki; bu şirketlerin nasıl büyüdükleri ve ayakta kalabilmek için ne gibi stratejiler izledikleriyle ilgili, kendi işini kurmak isteyenler için yeni ufuklar kazandırabilecek kitaplar arıyorum. var mıdır acep bildiğiniz?
şöyle ki; bu şirketlerin nasıl büyüdükleri ve ayakta kalabilmek için ne gibi stratejiler izledikleriyle ilgili, kendi işini kurmak isteyenler için yeni ufuklar kazandırabilecek kitaplar arıyorum. var mıdır acep bildiğiniz?
0
gergedan55
(03.06.09)
ansitu
(03.06.09)
zafer toprak'ın akbank hakkında bir kitabı vardı. bir de sümerbank hakkında da yazmıştı sanırım.
0
alkolikfedai
(03.06.09)
İktisat Fakültesi öğrencisi olan Deniz Şenokur'un “Başarılı Kariyer Öyküleri Bağlamında Başarıyı Yönlendiren Faktörler” isimli kitabı Türkiye'nin önemli 21 iş insanı (Koç, Sabancı, Boydak, Zorlu, Doğan, Eczacıbaşı, Kiğılı, Özyeğin gibi iisimler) ile yaptığı mülakatları içermekte. sanıyorum işine oldukça yarayacaktır.
0
fempusay
(03.06.09)
(5)

Araba Alım Satım İşlemleri - Fiyat

tannhauser
19.000 tl değerinde ikinci el bir araba alırken, noterdi şuydu buydu, toplamda ne kadar masraf gider?örn. cevap: geçen bizim bi' arkadaş aldıydı, şu kadarlık arabaya şu kadar vergi, harç, zart zurt, toplamda da şu kadar para verdi...şimdiden teşekkür ederim.
19.000 tl değerinde ikinci el bir araba alırken, noterdi şuydu buydu, toplamda ne kadar masraf gider?

örn. cevap: geçen bizim bi' arkadaş aldıydı, şu kadarlık arabaya şu kadar vergi, harç, zart zurt, toplamda da şu kadar para verdi...

şimdiden teşekkür ederim.
0
tannhauser
(02.06.09)
noter ve ruhsat islemleri icin ben yaklasik 450 lira harcamistim.

bir de trafik sigortasi var tabi
0
mat couthon
(02.06.09)
ben geçen sene araba aldığımda masrafları aşağı yukarı şöyle olmuştu:

-noterde satış işlemi 200 tl (yalnız bu şık marka model ve yaşa göre değişiyor, benim araç noterdeki listede yer almadığında bu kadar ödedim. sanırım bundan biraz daha az oluyor normalde)

-trafik sigortası 170 tl. bunu herhangi bi sigorta acentesinden yapabilirsiniz taksitle de yapıyorlar. yalnız araba alırken bunu da pazarlık konusu yapabilirsiniz, yani aracın devam etmekte olan sigortasını kullanmak isteyebilirsiniz. aracın önceki sahibi sigorta parasını geri almadığı sürece sigorta devam eder.

-muayene 90 tl (bunu tam olarak hatırlamıyorum biraz sallamış olabilirim) ama tabi aracın muayene süresi geçmemişse gerek yok.

-ruhsatı emniyette üstünüze alma masrafını hatırlamıyorum ama 100 civarında bişey olabilir. yalnız emniyette bu ruhsat eskimiş yenisini çıkar gibi bi gıcıklık da yapabiliyolar onun için de bi 15 lira kadar ödemek gerekiyor.

-kendi aracınızı camlarını açıp püfür püfür sürmek paha biçilemez.
0
johan sebastian
(02.06.09)
geçen sene aldığım, fiyatı o civarda olan arabam için harcadığım masraf aşağı yukarı 400-500 civarıydı. yanılmıyorsam 250 lira civarı noter masrafı tuttu. 130 lira falan trafik sigortasıydı. gene 150 lira civarı da ruhsat devir işlemleri tutmuştu. aracınızın modeline ve motor hacmine göre sigorta bedeli değişecektir. diğer devir işlerine fark geldi mi bilmiyorum. ayrıca ruhsatı kendiniz çıkarmanız ile muamelecinin çıkarması arasında da maliyet farkı olacaktır.
0
hevipeyra
(02.06.09)
sigirtayi devir alamiyorsunuz. eski sigorta eski sahibi tarafindan iptal ettirilip iadesi aliniyor. her halukarda yeni police yaptirmaniz lazim. plaka ve sirkete gore fiyatlari da degisiyor. 170-250 arasindadir
0
mat couthon
(02.06.09)
19 bin TL ye aldığım araç için 650 TL cibvarında masraf yaptın. tarih 2 ay 15 gün öncesi.
0
fempusay
(03.06.09)
(6)

insanlar plan yaparken tanrı yukarıdan gülümsermiş.

uçamayan haşere
hayatımın tamamını planlıyorum kendi çapımda, ve mutlaka mutlaka pratikte bir farklılık, bir aksaklık oluyor. sizin hayatınız da böyle mi? benim gibi plan manyağı insanlarla tanrı alay ediyor olabilir mi?ben temiz bir 10 yıl sonrasında şunu şunu yaparım diyorum. şimdiye kadarki deneyimlerimden yola
hayatımın tamamını planlıyorum kendi çapımda, ve mutlaka mutlaka pratikte bir farklılık, bir aksaklık oluyor. sizin hayatınız da böyle mi?
benim gibi plan manyağı insanlarla tanrı alay ediyor olabilir mi?
ben temiz bir 10 yıl sonrasında şunu şunu yaparım diyorum. şimdiye kadarki deneyimlerimden yola çıkarak artık bunu dememeliyim sanırım. sonra hep bir şeyler yolunda gitmiyor, moral bozukluğu çöküntü vs..
plan yapmayı, hayal kurmayı bırakmalı mı insan?
0
uçamayan haşere
(21.05.09)
Kısa vadede plan yapmak güzeldir; yarın şuraya gidelim; haftaya o ödevi/raporu teslim ederim, gibi. Ama uzun vadede plan yapmak hem genel olarak hem de Türkiye gibi bir ülkede neredeyse imkansız. Okulu bitirip yurtdışında master yapmak istersiniz, dolar fırlayabilir, yurtiçinde master yaparsınız. Bitirdiğim gibi askere gider 6 ay sonra bir yere kapak atarım dersiniz, askerlik herkese 1 sene olur, askerden gelirsiniz, kriz olur. Sizi beklediğini zannettiğiniz kız arkadaşınız aslında beklememiş olur. Gibi gibi.

O yüzden en güzeli, her ihtimalde kazançlarınızın kayıplarınızdan daha fazla olacağı planlar yapmak olacaktır. Master yaparken her ne kadar bitirince işe girmeyi düşünseniz de, doktora yapmaya hazır olmak, askerlikte birşeylerin yolunda gitmeyeceğini göze alarak gitmeden yarım planları tamamlamak, geldiğinizde siz bekleyen birinin olmayacağını düşünerek o 1 sene boyunca bağları kafanızda biraz gevşetmek gibi.

Elbette yine kayıplarınız olacaktır, ama daha az üzülecek, yeni planlara daha hazır olacaksınız.
0
guzelmarmara
(21.05.09)
bence hedef olmalı da plan yapmaktan vazgeçilebilmeli. benim planladığım şeyler yılda 2-3 kere değişebildiği için artık hayatı planlamak yerine önüme çıkan fırsatları kaçırmamayı istiyorum. hayat planlamaktan çok doğru zamanda doğru yerde bulunmak ve insiyatif almakla ilgili bence. hayat satrançtan çok tavlaya benzer diyebilirim.
0
ozdek
(21.05.09)
ilahi komedya'da temsil edilir bu tanrı'nın insana gülüşü. ancak tanrı plana değil de biraz biraz insanın "ulan bütün bu olup bitenleri nasıl da yapıverdim. adam oldum, cin oldum, patron oldum, müdür oldum, baba oldum, zengin oldum, ot oldum bok oldum vd." böbürlenmesine kahkaha ile güler. yoksa plana neden gülsün ki tanrı? o zaten plan yapmamızı ister. bence umudunu kaybetme. hepimiz 3 aşağı 5 yukarı senin geçmekte olduğun yollardan geçtik/geçiyoruz. ne diyorz spinoza: "üzülme, öfkelenme anlamaya çalış!" öyle yap hocam sen de. acaba nerede ne hata yaptım? nasıl oldu da bu planda muvaffak olamadım? sanıyorum daha az acı çekeceksin.
bir şey daha eklemek isterim john lennon'dan bu da: "hayat başka şeyler planlarken, başımıza gelen şeylerdir."
0
fempusay
(21.05.09)
yeni baslayanlar için hayat.
0
bryan fury
(21.05.09)
bende matematik olarak deyiniyim bari;
efenim biraz olasılık teoremine deyineyim, yaptığınız planlarda aslında düşünebidiğinizden cok daha fazla değişken mevcut, atıyorum 1 adet plan yapıyosunuz ama bu plan ufak/buyuk sizden başka 10 yüz bin milyon baloncuk ile etkileşim içindedir. ve bu değişkenlerinde cok az bir kısmı üzerinde kontrolünüz var , amacınıza ulaşmak için oluşması gereken durum için ne kadar kontrol sağlamaya çalışırsanız çalışın tamamını kontrol edemezsiniz, malumunuz insansınız ve yapabilecekleriniz sınırlı.
birisi santraçtan bahsetmiş yukarda, o oyunda bile olasılıklar bir tahta üzerindeki 32 taşla sınırlı olan işler, istediğiniz gibi gitmezken , hayat dediğimiz sallıyorum 10 yüzbin milyon taslı oyunu planladığın gibi oynamayı bekleyemezsin,
sonuc olarak ister şans de ister kader bir çok sey senin kontrolünde değil.
ha eşşeği sağlam kazığa bağla gerisini takma kafana o ayrı :D
0
magoria
(21.05.09)
plan yerine hedeflere yönel. şu kadar sene içinde şu noktaya geleceğim şeklinde hedefler. mümkünse gerçekleşebilir hedef olsun bunlar.

eğer tanrı varsa çok gülüyordur eminim.
0
ency
(21.05.09)
(2)

1980 lerde polis olabilmek

entrapmen
80 lerde ve hatta 90 larda polis olabilmek icin yeter ve kafi sartlar nelerdi bilen eden var mi?eskiden sanki bir yazili sinav vardi ve o sinavda basarili olanlar mulakatla polislige girilebiliyordu gibisinden bir seyler hatirliyorum, yoksa yamuluyor muyum?yeri gelmisken, polis memurlugunda yukselme
80 lerde ve hatta 90 larda polis olabilmek icin yeter ve kafi sartlar nelerdi bilen eden var mi?

eskiden sanki bir yazili sinav vardi ve o sinavda basarili olanlar mulakatla polislige girilebiliyordu gibisinden bir seyler hatirliyorum, yoksa yamuluyor muyum?
yeri gelmisken, polis memurlugunda yukselme, asayisten cinayet masasina gecme, oradan nerelere gidebilme gibi genel gecer bilgileri nereden bulabilirim? biraz baktim ama polis akademisi vs nin icinde kayboldum, bilgiler cok daginik.
0
entrapmen
(07.05.09)
söylediğin doğru. yazılı sınav, spor sınavı, mülakat ve sağlık sınavı. tabi özel şartlar; yüz kızartıcı suç, sen ailen vs. işlememiş olacak ve devamı şartları kapsayan bir tahkikat.
polis memurluğunda yükselme diye bir mevzu şöyle var; üniversite mezunu olan polisler dönem dönem açılan komiser yardımcılığı kursu sınavına girerler. kazananlar sanıyorum 6-9 ay arası bir süre eğitim alırlar. sonra komiser yardımcısı olurlar. rütbeli yani. çok eskiden herkesin ilkokul mezunu ancak olabildiği zamanlarda, ortaokul ve sonraki dönemlerde lise bitirmiş polisler de bu imkandan yararlandırıldılar.
polislerin yatay ilerlemeleri, tamamen öznel değerlendirmeler, nepotizm, iltimas vb. ile gerçekleşmektedir, bildiğim kadarıyla. tanıdığınız kelli felli bir polis memuru, bir şube müdürü, emniyet müdürü, siyasi vd. yardımıyla ve onun gücü nispetinde arzu ettiğiniz kısıma geçebilmeniz olası.
0
fempusay
(07.05.09)
80'ler öncesinde şöyle bir hikaye duymuştum eniştemden. bi arkadaşıyla polis olmak için başvuru yapmaya gidiyorlar fakat orada burada bekleyen, nöbet tutan polisleri görünce eniştem arkadaşına "yaw biz de mi böyle orada burada bekleyecez polis olunca?" der ve arkadaşından de evet cevabını alınca ben bu işe gelemem diyip vaz geçer. ondan sonraki 30 35 senesi kamyon şoförlüğü ile geçer.
0
parapanna
(07.05.09)
(7)

Madeni Euro

thefalloftekin
saygıdeğer imf kurul üyeleri..geçen gün evde madeni 2 euro buldum.. yok, ev para sıçmıyor, büyük ihtimalle geçen yaz gelen almancı kuzenler unuttu..neyse, attım ben bunu cüzdana duuruyodu.. geçen gün bozuk para ihtiyacı oldu, tam da döviz bürosunun önündeyim, bozdurayım dedim..ordakiler madeni para
saygıdeğer imf kurul üyeleri..

geçen gün evde madeni 2 euro buldum.. yok, ev para sıçmıyor, büyük ihtimalle geçen yaz gelen almancı kuzenler unuttu..

neyse, attım ben bunu cüzdana duuruyodu.. geçen gün bozuk para ihtiyacı oldu, tam da döviz bürosunun önündeyim, bozdurayım dedim..
ordakiler madeni para bozamadıklarını, hemen karşıdaki bürodan bozdurabileceğimi söylediler, eyvallah dedim çıktım gittim oraya..

verdim 2'yi, 4 lira alacam diye bekliyorum.. adam çıkarıp 2,5 lira verdi..
"ee?" deyince de "madeni para olduğu için bu kadar verebiliyoruz" dediler..
"neden?" deyince de sahte olabileceği için böyle bi yönteme başvurduklarını söylediler..
dedim "o zaman ben de senin bana verdiğin bu 2,5 liranın gerçek olduğundan emin değilim, 2 katını istiyorum." dedim, olmaz dedi.. aldım euro'cuğumu geri, çıktım..

şimdi üç beş kuruşun hesabını yapan bi adam değilim.. kızdığım şey 1,5 lira az almak değil, enayi yerine konmam.. herif bana kalpazan muamelesi yapmaktan çekinmeyip bi de kafasından oluşturduğu yüzde değeri üzerinden paramı eksik veriyor, baya kazık yiyorum yani..

bunun zaten yasal bi dayanağının ya da odalar birliği gibi bi şeyden çıkan kararın sonucu olduğunu sanmıyorum..

kafasına göre iş yapabilir mi bu döviz bürosu? belli bi kur vardır ve bu adamlar bu kura göre bana para vermek zorunda değil mi? dolandırıcılığa ya da işi kötüye kullanmaya girmez mi bu? şikayet etmeli miyim?

hayır, g*t kafa "madeni para almıyoruz." dese ne güzel olucak.. üzerimden kar etmeye çalışıyo lan..

o değil de, allah daha büyük dert vermesin bana..
0
thefalloftekin
(06.05.09)
madeni para almayanlar çokta kafasına göre kur yaratanları ilk kez duyuyorum.
0
darknum
(06.05.09)
nihayetinde adam bir işletme sahibi, bir tane döviz bürosu yok memlekette. istediği fiyatı çekmekte serbest bence, bence diyorm bak.
kanunda ne yazar bilemem, bir regulasyon var mı haberim yok.
ama zaten adamlar arasında deli rekabet var banknotlar için. ayrıca piyasada madeni euro sahteciliği de var.
adamın yaklaşımı biraz bodos olsa da haksız değil kanımca.
0
arigold
(06.05.09)
sanırım bankalar alıyorsa daha iyi bir çözüm olur. bu şimdi aklıma geldi cünkü bende bozdurmaya çalıştım, hiçbir büro almamıştı.
0
alchemistt
(06.05.09)
sanayi ticaret il müdürlüğü'ne bir yol uğrayıver. böyle bir uygulama yapamaz hiçbir kurum/kuruluş.
bir de merkez bankası temsilciği var ise bulunduğun yerde onlar bozarlar paranı sanıyorum.
0
fempusay
(06.05.09)
ya böyle madeni paraları shell de fln bakkalda da olur. öyle kullanın.
0
radikalherif
(06.05.09)
amaç zaten "nerden bozdurayım bu parayı" sorusunun cevabını almak değil yahu, taş çatlasa 4 lira sonuçta.. adamın kafasına göre iş yapmasıydı beni fıtık eden..

teşekkürler herkese..
0
🌸thefalloftekin
(06.05.09)
bunlarin hepsi yasal. istedigi fiyattan alma hakkina sahiptir herhangi bir doviz burosu. eger soyledigi fiyat ile verdigi miktar uyusmuyor ise, ya da fiyat ayarlamasi bir scam yaratiyor ise, sizden madeni parayi alip bunu defterlerine islemiyorsa, ya da buna benzer sekillerde bir is yapiliyorsa o zaman yasal degil denilebilir.

simdi "madeni para oldugu icin bu kadar verebiliyoruz" demesi biraz dogru, cunku doviz burosu alim-satim arasindaki kardan calisir: yani bir gun elemanin teki elinde bond cantayla gelir bir milyon turk lirasi vardir icinde, bunu dolara cevirmek ister, doviz burosu ya adamin istedigi fiyattan alici bulacaktir, ya da adamlarina hemen soyleyip bulundugu yere gore maksimum yarim saat icinde bunun piyasa fiyatini (bkz: tahtakale borsasi) bulacaktir. eger alici bulmus ise alicinin fiyatiyla saticinin istedigi fiyat arasindan kar yapacak, "ben sonra satarim bunu" diyor ise de kasasina koyup en kisa zamanda aldigi fiyattan daha yuksege satmaya bakacaktir. doviz burosu bu sekilde kar yapar. herhangi bir dovize ya da altina vb. ye cekecegi fiyat da bu baglamda talebe gore belirlenir. eger para kasada durursa kaybeder, kasada yalnizca reserv durmalidir, geriye kalan para her gun aktif olmalidir, "working capital" "working" olmazsa kazanamadigi kazanc aslinda bir kayiptir. bu baglamda ne aliyorsa en kisa zamanda elden cikarmalidir, ve aradan kazanc saglamalidir. yok "x haftaya kriz olacak, dolar stokluyorum," ya da "fazla dolar var elde, altin alayim hedge olsun" vb.. falan diyorsa o da olur, yani stratejik tutma da yapilabilir..

neyse madeni para olayina geri donersek, madeni paraya talep yoktur. (yani kimse senden 1 saat sonra oraya ugrayip "madeni 2 euro istiyorum, aliniz 4.2tl" demeyecek, eger oyle olsaydi umurunda olmazdi..) madeni paralarin basildiklari ulkelerin disinda tutmamasinin nedeni guvenliktir, yabanci madeni paralarin orijinalligini kontrol edebilecegin arac-gerec cogu doviz burosunda yoktur. (agirliginin, elektrik rezistansinin ve manyetiginin, bu sekilde yapiminda kullanilan maddelerin ne oldugunun vb. nin kontrol edilmesi lazim, bunlari yapan aletler orta boy bir buzdolabi buyuklugunde, pahali, ve her degisik ulkenin madeni parasi icin en azindan software lazim) bu demek ki o parayi satmasi icin aktif olarak onu satin alan / kontrol eden, veya yine bu riski kabul eden bir yere gitmesi gerekiyor. eh masraflarini da senden cikariyor, olay bundan ibaret.

ayrica eklemek isterim ki ben de doviz burosu olsam, eger yakin zamanda avrupa'ya giden bir tanidik yok ise, ya da eninde sonunda degerinden de fazla bir fiyata eritecek birisine falan satamayacak durumdaysam, (ya da eritmesi icin satacagim kisinin verecegi fiyattan daha ucuza musteriden alamiyorsam) ben de madeni para almazdim. elden cikaramayacagim seyi niye alayim ki ben, elden cikaramiyorsam da bir degeri yok o madeni paranin, aldigim kisiye bedava para vermis oluyorum..
0
bunubenyazdim
(06.05.09)
(10)

2 ayda tamir edilemeyen ürün

co2s2
5 mart'ta elektronik ürünümü veriyorum adamlara.5 mayıs'ta gelen haber, ürünün power jakı kırık olduğu için garanti kapsamı dışında kaldığı ve onarımının mümkün olmadığı. (ki aslında böyle bir şey yok)1- bu kırık için en başta tutanak tutulmadığına göre, bu adamların bunu kırık diye garanti kapsamı
5 mart'ta elektronik ürünümü veriyorum adamlara.
5 mayıs'ta gelen haber, ürünün power jakı kırık olduğu için garanti kapsamı dışında kaldığı ve onarımının mümkün olmadığı. (ki aslında böyle bir şey yok)

1- bu kırık için en başta tutanak tutulmadığına göre, bu adamların bunu kırık diye garanti kapsamı dışında bırakması mümkün değil. ya da mümkün mü?

2- 2 takvim ayı geçti ürün verileli. ürünün garanti kapsamı dışında kaldığını söylemeleri için bu kadar zaman geçmesi çok saçma değil mi? benim ürünümü yenilemeleri gerekmiyor mu? eğer benim ürünüm garanti kapsamı dışında kalacaksa da, neden 2 ay sonra söyleniyor bu bana? en baştan söylenmesi gerekmez mi?

bu konuda önerisi olanları dinliyorum.
0
co2s2
(06.05.09)
hepsine birden önerim; garanti belgesindeki size taahhüt edilmiş garanti şartlarını hıfzetmenizdir. firmadan firmaya genel garanti şartları değişiklik gösterebilmektedir. buna göre vereceğinzi kararda tüketici hakem heyetleri var. eskiden sanayi ticaret il müdürlüğü bünyesinde idi sanıyorum. bir de onlara danışabilirsiniz.
0
fempusay
(06.05.09)
bildiğim kadarıyla 30 iş günü geçtikten sonra ne olursa olsun değiştirmeleri gerekir, tatilleri falan çıkarınca 30+ gün kalıyorsa garanti kapsamı dışında demelerini önemsemeyin, ısrarcı olun, kabul etmezlerse tüketici hakem heyetine falan başvurun..
0
sharpenter
(06.05.09)
kullanıcı hatası olan ürünleri değiştirmeleri falan gerekmiyor lütfen kanunu kendinize göre yorumlamayın. adamları sürekli sıkıştırdınız mı yoksa 5 martta verip 5 mayısta haber mi aldınız sadece? arayacaksın soracaksın gidip bakacaksın bu işler böyle. zaten sizinki tüketici heyetlik olmuş bozuk olmayan şeye bozuk demişler uğraşacaksınız. tabi bir de: belki de adamlar doğruyu söylüyor.. bilemem.
0
ozdek
(06.05.09)
adamlara gayet sert üslupla bir mail yaz. aynı olay benim de başıma geldi, ipod servise gitti ve 40 gün boyunca ne aradılar ne de sordular. açtım tüketici haklarını, oradan 30 gün koşulu ile ilgili madde ve birkaç madde daha belirledim ve mail olarak adamlara yolladım. mailin sonuna da "şu şu maddelere binaen 2 gün içinde ürünü sorunsuz şekilde yollamazsanız ya da muadili olan yeni bir ürünle değiştirmezseniz gerekli tüm mercilere başvuracağım" yazdım. bir gün sonra direkt aradılar ve ürünü tamir edilmiş vaziyette geri yolladılar. üstelik garanti belgesi de yoktu:)
0
ecnebi
(06.05.09)
ürün gönderdiğimde kırık değildi. buna eminim. mail falan yazmak yerine doğrudan kendim gidip bu işi halletmem daha doğru olacak.
0
🌸co2s2
(06.05.09)
tam olarak nereye teslim ettiniz bilemiyorum ama olay şöyle gelişir; philips, vestel gibi firmalar, yerel teknik servise yetki verir, eğer orda yapılabilecek bir şey ise yerel servis orda yapar parasını alır. yapamayacağı bir şey ise bölgeye yada genel merkeze gönderir.
şimdi şunu demek istiyorum, siz onu mahallenizdeki servise verdiğinizde o süreç hemen başlamaz, ilk önce ne olduğuna bakarlar, sonra yapıp yapamayacaklarına karar verirler yada kargoya verip bir üst servise gönderirler. eğer siz ürünün üreticisne yada dağıtımcısına ait bir alındı kağıdı almadıycasnız, teknik olarak hiç bir şey teslim etmediniz demektir. o işlem hiç başlamamış da olabilir.
ürünün üstünde kırık varsa, sorun başka yerde olsa dahi yapmadan geri verebililer. doldurulmuş kartuşlu yazıcılara elini bile sürmezler misal.
0
hollowlife
(06.05.09)
@ozdek: yanlış anlaşılma olmuş sanırım, kullanıcı hatası olan ürünü değiştirmeleri gerektiğinden bahsetmiyorum, 30 iş günü içerisinde müşteriye dönüş yapmadıkları takdirde değişim talep etme hakkı bulunduğunu söylüyorum. en azından servisten bana söylenen bu..
0
sharpenter
(06.05.09)
firma size 30 iş günü içerisinde (yaklaşık 6 hafta) geri dönüş yapmazsa yenisini vermek zorunda. firmayı sert bir dille uyarıp 30 iş gününü çoktan aştığını, gerekirse tüketici haklarına başvuracağınızı falan da ekleyin. elinizde, ürünü servise verdiğinize dair belge de vardır umarım.
0
sanal uyku
(06.05.09)
şöyle bir şey de var, ürünü servise almadan önce incelerler, kırık çıkık çizik ne varsa not ederler ve sana imzalattırırlar. en azından bende hep öyle oldu. power jak kırıksa bunu da not etmeleri lazımdı, bunu siz kırdınız da diyebilirsin o yüzden.
0
kenarortay
(06.05.09)
ürün ben gönderdiğimde kırık olmadığı gibi, adamların da böyle bir notu yok zaten en baştan. eğer madem böyle bir olay var, bunu görmeleri iki ay mı aldı?

neden 2 gün sonra, "abi senin ürün kırıkmış" gibi bir şey söylemediler? ben bu adamlara çok kızdım ve açıkçası, bir dolu laf edeceğim şimdi kendilerine.
0
🌸co2s2
(08.05.09)
(4)

Yüksek Lisans Jürisi

bir zamanlar cocuktum
Sevgili 1 mayıszedeler,arkadaşımın yakında yüksek lisans jürisi var anck gel görki bu konuda cahil iki insan olarak ne sorulur, ne yapmak gerekir, jüriden ne gibi tepkiler beklenmelidir, bu konuda bizi aydınlaacak her türlü bilgi kırıntısı şukela olcaktır, şimdiden yardımcı olan tüm master öğrencisi
Sevgili 1 mayıszedeler,
arkadaşımın yakında yüksek lisans jürisi var anck gel görki bu konuda cahil iki insan olarak ne sorulur, ne yapmak gerekir, jüriden ne gibi tepkiler beklenmelidir, bu konuda bizi aydınlaacak her türlü bilgi kırıntısı şukela olcaktır, şimdiden yardımcı olan tüm master öğrencisi severlere teşekkürlerimizi sunarız:).
0
bir zamanlar cocuktum
(01.05.09)
Tezi neyle alakali?

Genel olarak tezinin kapsadigi her konuyu bilmen lazim. Onun haricinde bolumunle alakali genel konulara hakim olmalisin.
0
badseed
(01.05.09)
bir kere danışmanıyla arası iiyi olsun. danışman harika bir referanstır, kolaylaştırıcıdır, yumuşatıcıdır.
ikincisi, tez konusuna hakim olsun. özellikle uygulama kısmı varsa, oraya daha bir özen göstersin. uygulama konusu (deney, araştırma felan gibi) çok dikkat çekici ve can yakıcı olabilir. zira teori geliştiremeyeceğinden, ancak senin ne olduğunu uygulama kısmında anlar hocalar.
üçüncüsü, savunma sınavına girerken rahat olma. biraz kas. kılık kıyafetin düzgün olsun. saygı hürmet kelimelerini ihmal etme. teze hakim olduğunu göster.
jüriden her şey beklenir. zira tez konusundan sizin her şeyi bildiğiniz varsayımıyle hareket edilir. jüri her türden soruyu sorabilir. ancak o durumda da tezin diğer sahibi olan danışmanınızın devreye girmesi beklenir. buna karşın jüri başkanı mevzulara çok farklı bakıp kastırabilir. örnek kardeşimin danışmanı aynı zamanda jüri başkanı idi ve kendi yönettiği tezi reddetmişti. oyun bozuyorlar tabi sizi de.
neyse kolay gelsin. ayrıntılı bir şeyler sormak istersen mesaj atabilirsin.

ayrıca savunma sınavları; üniversiteye, enstitüye göre değişir.
0
fempusay
(02.05.09)
Jürideki hocaların kişiliğine, senin tez danışmanın delikanlılığına ve taşşağına göre değişir. Eğer kıl kişiler karşına çıkarsa çok üstüne gidip ağlatabilirler bile (gerçek bir olay) veya geçemeyeceğim diye düşünürken uzatmasız kabul edebilirler. Hocalar üstüne gelmeye başladığında danışmanın araya girip seni kurtarabilir ve hatta sikko bi tezi bile ağırlığını koyup geçirtebilir ya da direk seni satıp ben sana öyle yap demedim mi, hiç yanıma gelmedin tez zamanı cart curt diyip seni aanında satabilir...

Bi kere danışmanla aran dedikleri gibi çok önemli. Danışmanla aran iyiyse jüride olacak diğer üyeleri de sen seçebilirsin kıl hocaları istemezsin jürinde. Jüri belirlenirken fazla etkin olamadıysa jürideki adamlar konusunda biraz araştırma yap nasıldır iyi midir kıl mıdır, tam uzmanlığı ne, verdiği dersler ne? bunlara göre olası sorulara karşı cevaplar geliştir.

Bu arada tezi okumayan/anlamayan mal hocalarda çıkabilir arada onlarda mal mal sorular sorabilir tezle alakasız onlara da hazır ol...

Bunun literatüre katkısı nedir? Bu tezin sonrasında ne yapılabilir? Yok şurası böyle değilde şu şekilde olsa ne olur? Varsayımların varsa bu varsayımları neye göre aldın? gibi sorular Standart sorulardır her jüride çıkar kessin...
0
selimse
(02.05.09)
şunun farkına varsa ciddi bir rahatlama yaşayabilir.

tezi yazandan daha iyi kimse o konuyu bilemez.
0
can see
(02.05.09)
(6)

Ben askerdeyken sure degisirse..

bluewhale
simdi ben askere agustosta kısadonem olarak gitmmeyi dusunuyorum..oyle bisey olacagını sanmam ama diyelimki 2010 basında kısadonem suresi 12 aya cıktı yani benim teskereye 2 hafta kala,ozaman benim askerlik 6 ay daha mı uzar yoksa yeni teslim olan hukumluler icin mi gecerli olur bu durum..olayın huk
simdi ben askere agustosta kısadonem olarak gitmmeyi dusunuyorum..oyle bisey olacagını sanmam ama diyelimki 2010 basında kısadonem suresi 12 aya cıktı yani benim teskereye 2 hafta kala,ozaman benim askerlik 6 ay daha mı uzar yoksa yeni teslim olan hukumluler icin mi gecerli olur bu durum..olayın hukuksal boyutu nedir?
0
bluewhale
(01.05.09)
valla orduda mantik yok derler ya hani..

bir vakitler 18 ay askerlik yapan kisiler, askerdeyken sure 15 ay'a dusunce hemen terhis olmuslardi. buradan yola cikarak duz mantikla uzayacagini soyleyebiliriz ama adi ustunde "mantik" ile. varin gelin siz hesaplayin ya da tsk'ya sorun.
0
kobrettii
(01.05.09)
iyide yasayı cıkarıcak olan askeriye degil meclis. ohalde yinede hukuki bir boyutu olmalı olayın..Gerci boyle birsey soz konusu degilmis ama yinede bilmek isterim.
0
🌸bluewhale
(01.05.09)
''oyle bisey olacağını sanmam'' demişsin sanmamaya devam et çünkü olmaz öyle bir olay.
0
imparatorolmayikolaymisandin
(01.05.09)
vaktiyle 15 aya düşürülmüştü galiba tansu çiller zamanı.sonra tekrar 18 çıkarıldığında şafak 100 diyenler 190 demeye başlamıştı.
yani her şey olabilir.
0
bdivrik
(01.05.09)
senin elindeki hak budur normalde verilen haklar alınamaz vs vs ama bu memlekette bu gecerli değil.. hiçbir planın tutmaz.. birileri karar alır senin hayatının ebesi bellenir..
0
maxpainn
(01.05.09)
bu kısalma/uzama hadiseleri kanunla düzenleneceğinden; kanun koyucu, halen silah altında olanlar başlığı altında sizin durumunuzu kurala bağlayacaktır. bundan evvel kim ne derse desin yalandır, uydurmadır.
askerliğin hem bir hak ve hem de bir yükümlülük olduğunu unutmayın derim ben.
0
fempusay
(02.05.09)
(4)

kıyafet seçimi

chen_2
selam.18 yaşında bi kzım.bir düğün için kıyafet seçimi konusunda zorlanıyorum.etek veya elbise yakışmıyor.pantolon giycem mecburen.ama nası bi pantolon ve üstüme nasıl bişey giyebilirim? çok sıradan olsun istemiyorum...
selam.18 yaşında bi kzım.bir düğün için kıyafet seçimi konusunda zorlanıyorum.etek veya elbise yakışmıyor.pantolon giycem mecburen.ama nası bi pantolon ve üstüme nasıl bişey giyebilirim? çok sıradan olsun istemiyorum...
0
chen_2
(01.05.09)
paçası dar olmayan bir kanvas pantolon (muhtemel gri veya siyah) üzerine uzun kollu dar kesim (muhtemel beyaz üzeri ince sihay çizgili) gömlek idealdir. alta da bir çift babet tarzı bapuç; renk siyah tabi.
0
fempusay
(01.05.09)
En azından boy, kilo, vücut tipinizi yazın ki daha kolay cevap alın bence. Ya da en güzeli dilerseniz yüzünüzü sansürleyip bir kaç fotoğraf yükleyin. Ayrıca etek veya elbise nasıl yakışmaz ki, vücut tipinize uygun modeli doğru belirleyemediniz herhalde.
0
crown
(01.05.09)
düğün yaza doğruysa şöyle uzun, çiçekli böcekli bir elbise alıverin, o da mı yakışmıyor?
ayrıca düğün sahibiyle ne kadar yakınsınız? ona göre daha şakırdaklı giyineceksiniz sanırsam.
0
aithra
(01.05.09)
aynı durumdan ben de muzdariptim ama bugun şoyle bi alışveriş merkezlerini turlayınca guzel fikirler edindim
mesela gogus kısmı dar altı ise full bol diz ustu bi tunik tarzı bişi buldum sandık yaka sıfır kol..acık tonlar alın sıradan olmasın diyorsaniz..onun altına boru kesim keten bipantolon muhtemelen gri yada krem olabilir..ayakkabi olarak da mavi yeni şık sandeletler cıkarmiş bi bakın derim yada illa marka olması şart degil babette giyebilirsiniz..saclar uzunsa duzleştirilip tunikle uygun bi bandaj:)
0
voodoo 007
(01.05.09)
(3)

Topluluk/Kulüp Kurma

mavi karanlik
Arkadaşımla yürürken bir fikir geldi aklımıza ancak nasıl hayata geçirebileceğimizi bilmiyoruz. ADD yada X Derneği/Topluluğu tarzında bir şey kurmayı düşünüyoruz fakat nerden başlayacağımızı bilemedik. Bunun için belli bir yerden izin mi alınmalı, nereye başvurulmalı kısacası nerden başlamamız lazım
Arkadaşımla yürürken bir fikir geldi aklımıza ancak nasıl hayata geçirebileceğimizi bilmiyoruz. ADD yada X Derneği/Topluluğu tarzında bir şey kurmayı düşünüyoruz fakat nerden başlayacağımızı bilemedik. Bunun için belli bir yerden izin mi alınmalı, nereye başvurulmalı kısacası nerden başlamamız lazım bilen varsa yardımcı olabilir mi?
0
mavi karanlik
(17.04.09)
önce güzel bir tüzük yazmak lazım. tüzük örneklerini internette bulabilirsin. sonra da valilik bünyesindeki dernekler masasına gidecek ve onaylanmasını bekleyeceksin. eskiden bu işi emniyette yapıyorduk, ama iki senedir filan valilik altına alındı. ancak izmit iin konuşuyorum, emekli bir polis getirilmişti o dernekler masasının başına. kurulacak dernekle aynı isimle başka bir dernek kurulamaz diye bir madde hatırlıyorum. ayrıca yönetim ve denetleme kurulu da gerekiyor. adreste isteniyor, dernek binası tarzında. bildiklerim bunlar, bilinç akışı oldu biraz.
0
derectus
(17.04.09)
dernekler il müdürlüğü vardır bu işlere bakan her ilde. oraya gideceksin, bizim böyle böyle bir olayımız olacaktı diyeceksin. onlar da sana yardımcı olacaklar dipten tırnağa.
0
fempusay
(17.04.09)
bir üniversitenin ögrencisi isen eger işin biraz kolay olacak okulunun sks bölümüne gidip yapman gerekenleri anlatan bir a4 alabilirsin. arkana sağlam birde hoca aldıgında herşey dahada kolaylaşacaktır ama üniversite ögrencisi degilsen biraz işin zor gibi. üniversitelerde de en kolay olması için eylül ekim aylarını seçebilirsiniz kısa sürede olayı çözmen açısından.
0
halinin ucundaki toz parcasi
(17.04.09)
(2)

bu amcaların telif hakları? kanuni durumları? serbest meslek sahipleri bakabilir mi

oldu görüşürüz
Yandaki resimdeki meşhur kafaları ticari bir projemizde kullanmak istiyoruz? mümkün müdür? değilse, örneğin kırmızı kafanın farklı renkte olan fakat birebir aynı özelliklerdeki benzerini kullanabilir miyiz?teşekkürler.
Yandaki resimdeki meşhur kafaları ticari bir projemizde kullanmak istiyoruz? mümkün müdür? değilse, örneğin kırmızı kafanın farklı renkte olan fakat birebir aynı özelliklerdeki benzerini kullanabilir miyiz?

teşekkürler.
0
oldu görüşürüz
(17.04.09)
bunlar pac mandeki yaratıkların kafası di mi? t shirtlerde falan goruyorum bunları. sorun olmaz bence.
0
emcedeltate
(17.04.09)
kullansan en kötü ikaz gönderirler, bizim bunlar izinsiz kullanmayın kıllandırmayın adamı diye. tabi bu arada bunların türkiye temsilcileri olcak, o temsilciye birisi ulaşçak da sizi şikayet edecek felan filan. uzun iş yani.
ha bunları dedim diye 2 gün sonra başına bir iş gelirse de seni tanımıyorum. nickini bile bilmiyorum, o denli kaçarım.
0
fempusay
(17.04.09)
(7)

Dolar niye artmıyor?

ilkdefa
Merkez Bankasının ilk faiz indiriminde dolar 1.80 kadar fırlamıştı.Şimdiyse tık yok. Mantıklı olan doların artması değil mi? Not: "For dummies" tarzında olursa yanıtlar çok iyi olur
Merkez Bankasının ilk faiz indiriminde dolar 1.80 kadar fırlamıştı.Şimdiyse tık yok. Mantıklı olan doların artması değil mi?

Not: "For dummies" tarzında olursa yanıtlar çok iyi olur
0
ilkdefa
(17.04.09)
dolarin degerinin belirleyicisi faiz degil. 1.80 olmasinda da faiz indiriminin hicbir etkisi yoktu. o olumsuz havada %3 de arttirsa doviz cikacakti. nitekim Macaristan bunu yapti ve 1 gun dusen doviz kurlari ardisi gun geri gelmisti.

doviz kurlarini genel piyasa "havasi" etkiler. Mart basindan beri borsalar ve geri kalan piyasalar cok iyimser havada. TCMB ister %1.00 arttirsin ister %1.00 dusursun; bu dovizin dususunu engellemezdi. simdilerde ise yavas yavas durulma bekleniyor. bu olursa da dovizin artik dip yaptigi ve tekrar yukari donebilecegine isaret eder.

Faiz kararlari orta vadeli ekonomik degiskenleri etkileyerek kurlara etki eder.
0
507
(17.04.09)
1. faizden çıkan paranın (faizi yatırım aracı olarak kullananlar var ise), dolara yönelmesi lazım. talep fiyatı arttır. faizden çıkıp dolara yatırım yapmak isteyen ne kadar çok olduysa, dolar fiyatı da o kadar çok olmuştur.

2. bir de daha evvelki faiz indirimlerinde, dolar endeksli yatırımcılar sistem dışına çıkmışlardır. böylece kıt kalan dolar miktarı nedeniyle dolar fiyatı o dönem itibariyle artmış ve sonra mb nın dolara müdahalesi (piyasaya dolar aktarması) ile yeni bir denge durumu oluşturulmuştur. demek ki, o dönemden sonraki faiz indirimlerinde, faiz yatırımından çıkışlar dolar fiyatını etkileyecek miktarda olmamıştır.
0
fempusay
(17.04.09)
@fempusya:

Yani zaten kaçan ilk faiz düşümünde kaçtı, bu düşümle kaçan yok ondan dolarda bir oynama olmadı.??
0
🌸ilkdefa
(17.04.09)
"Düz adam" olarak soruyorum:
Doların artması nasıl mantıklıdır? Adamlar ağlıyor "enflasyon hiç olmadığı kadar yüksek, paramızın değeri kalmadı." diye. Bizdeyse bu ağlanılan paranın değeri fırlıyor ve daha da artması bekleniyor. Nasıl iştir bu?
0
late viper
(17.04.09)
piyasadan dolarlar finans kriziyle buhar olup uctugu için. olmayan sey lazım olunca kıymete biner malum
0
zapake
(17.04.09)
@late viper:

amerika krizde bile olsa dolar dünya parası olmaya devam ediyor. yani krize karşı duyarlılığı diğer paralara kıyasla daha az.
0
zihua
(17.04.09)
soru sahibine:
ben öyle anlattım. kaçak varsa da sisteme etki edecek düzeyde değil. süreüç içerisinde oldukça fazla kaçak olduğunu zaten diğer iktisadi göstergelerden de anlıyoruz. sıcak para bitti, yatırımlar düştü, istihdam azaldı, faiz düştü, enflasyon düşüyor, para bitti; çok afedersin ama sanırım nobel ödüllü iktisatçı haklı: türkiye sıçıyor amman dikkat üzerinize bulaşmasın!

bir de şöyle bir şey var: bak şimdi abd zaten durumu öngörmüştü. yani kriz mriz olaylarını. sivilce patlayacaktı ama bunu tek başlarına üstleneceklerdi. neden böyle olsun? dediler ve krizi hepimizin krizi yaptılar. bu nedenle brezilya devlet başkanı'nın dediği gibi dememiz lazım: "bu krizi fakirler yaratmadı. neden onlar sonuçlarına katlansın?" ama benim sözüm şudur: "amerika kapitalizmin tanrısıdır. ve kapitalizm amerika'nın kırbacı!" hizaya çekti elemanlar hepimizi, şimdi ister beğenelim isterse beğenmeyelim, hepimiz amerikan sivilcesinden üzerimize düşen payı almak durumundayız. bir yiyecek olarak sivilce artığı, normal bir insan tarafından asla beğenilmez.
yani daha bunlar bir şey değil diyorum. anladın?
0
fempusay
(17.04.09)
(3)

telefonda mülakat

please touch the art work
selamlar! yuksek lisans icin basvurdugum okul yurt disinda oldugu icin ikinci eleme olan mülakati telefonda yapacaklar.. telefonda mülakata giren yada girmiş olan birini taniyor musunuz? telefonda nasıl olacak bu is hic fikrim yok.. aranizda bu islerden anlayan akademisyen-ögrenci ya da bi-bilir kiş
selamlar! yuksek lisans icin basvurdugum okul yurt disinda oldugu icin ikinci eleme olan mülakati telefonda yapacaklar.. telefonda mülakata giren yada girmiş olan birini taniyor musunuz? telefonda nasıl olacak bu is hic fikrim yok.. aranizda bu islerden anlayan akademisyen-ögrenci ya da bi-bilir kişi tanıdığı olan var mı? //sevgiler, iyi baharlar!
0
please touch the art work
(16.04.09)
hangi memleket ise onun dilini iyi biliyorsundur sanırım. bu durumda kendi bilimsel aktivitelerinden bahsetmen gerekli. ne tür bir insan yapısında olduğundan. hani girişimciyimdir, notlarım da hep yüksektir, öğrenmeye, takım çalışmasına hevelisiyimdir. kolay kolay çatışmam süpper de yaratıcıyımdır. alana hakimim (burada 2-3 de referans vermek gerekir. hani şunlara bunlara hakimim gibi).
iyi giyinirim, insan ilişkilerim mükemmeldir, zor şartlarda hayvan gibi çalışırım hiç umursamam felan işte.
gerisini akışına bırakIRSIN. saygı hürmet kelimelerini esirgeme; yalamalık değil ama kastım ;)
0
fempusay
(16.04.09)
sosyal oldugunuzu da vurgularsaniz iyi olur sanirim, gavurlar icin her sey hayvan gibi calismak ya da 120 cekmek degil sinavlardan. ayrica arkadaslarla alisveris merkezi gezerim gibi degil de boyle duyuldugunda himm denilecek sosyallik, "kitap okuma gunlerimiz vardir, ulysses okuruz arkadaslarla 2 haftada bir toplanip, okurken de bach dinleriz." mesela. abartmamak lazim ayrica.

ben duyarsam himm der miyim buna bilemiyorum, tahminimce hurriyet web sitesi'nden magazinde 48 saat'i acip birilerinin en seksi fotograflarina bakmaya devam ederdim.
0
fdegir
(16.04.09)
adamlara basvururken vermis oldugun SOP uzerinden yapilir genelde. o yuzden o SOP'da -sallamadiysan- ne yazdiysan onlari destekleyecek seyler soylemen gerek.
0
nochristrequiress
(16.04.09)
(10)

Romanlardaki bas/karakterlerde cekici gelen hususlar

entrapmen
Okudugunuz herhangi bir tur romandaki baskarakterin ozellikle neleri hosunuza gidiyor? Bu karakter herhangi bir romandaki karakter olabilir. Elbette her romanda cizilen farkli unsurlarin, anlatim biciminin karakterden hoslanma/hoslanmama hususunu degistirdigini biliyorum ama sonucta kendi adima dusu
Okudugunuz herhangi bir tur romandaki baskarakterin ozellikle neleri hosunuza gidiyor? Bu karakter herhangi bir romandaki karakter olabilir. Elbette her romanda cizilen farkli unsurlarin, anlatim biciminin karakterden hoslanma/hoslanmama hususunu degistirdigini biliyorum ama sonucta kendi adima dusundugumde karakterlerde belli basli hoslandigim seyler var.
Ornegin bir karakter merakli, detayci ve biraz vurdum duymaz ise o karakteri daha kolay seviyorum. Ayrica bazi durumlarda kahrami yanlari yerine zayifliklarinin oldugunu bilmek, zaaflari karsisindaki tutumlarini gormek de hosuma gidiyor. Ornekler cogaltilabilir, sanirim demek istedigimi anlatabilmisimdir.
Bunlar gibi akliniza gelen seyler varsa dokseniz suraya, sevindirseniz su garibi.

Not mot: En sevdiginiz roman karakteri, en su bu seklindeki forum seyleri gibi sirf sormus olmak veya hadi post kasalim diye sormuyorum, bir konu hakkinda gerekli bu bilgiler bana.
Neme lazim, belirteyim istedim. Tesekkurler.
0
entrapmen
(15.04.09)
soğukkanlı olması beni çeker efenim. hatalarını, insanî yönlerini açıkça ifade etmesi mesela. siz bu ülkede şizofren romanları ve ahmet altan nasıl tutundu zannediyorsunuz? aldatan kadının "evet, şöyle hissettim ve aldattım" demesi güzel geliyor. hani ekşi sözlükte bazı başlıkları görürüz, ya da umut sarıkaya nın karikatürlerinde "aha, bu benim başıma aynen gelmişti lan" dersiniz ya, o duyguları ve olayları çıkarıp sunmak güzeldir işte.

sanırsam anlatabildim.
0
lovemyself
(15.04.09)
hem meraklı hem de vurdum duymaz olmaları biraz zor değil mi? bana da vurdum duymaz, soğukkanlı ve detaycı karakterler karizmatik gelir. az konuşup lafı gediğine koyanlar da yine önemlidir. aklıma gelirse detaylandırırım.
0
tahsin sutcuoglu
(15.04.09)
benim hoşuma giden, böyle gizemli, loş ve köhne, gözlerden uzak bir yerlarde yaşayan, uzunca boylu, dehalık düzeyinde zeki ve güçlü bir ser'i katil mesela.
0
fempusay
(15.04.09)
cok zeki ve bol referansli konusan karakterler, bu referanslar ayni anda hem populer kulturu hem bati kanonunu icinde eritsin. dunyamiza bizim baktigimizdan farkli baksin, esprili olsun, saklaban olmasin, her zaman boyle bir mustehzi hava icinde olsun, herkesin salak oldugunu dusunsun, bana da boyle karakterler cazip geliyor nebilym. yalniz son zamanlrda bu tur tipler oldukca stereotiplesirildi. zeki oldugu iddia eidlen karakter beni zeki olduguna inadirsin bi zahmet, ben zekiyim kafamdan 19 basamakli sayilari carparim demekle bitmiyor o isler, zeki adam kitabin geri kalaninda ortazekali yazarin ikamesi olarak davranmasin mumkunse.
0
okuryazar
(15.04.09)
Bir karakterin başarılı/iyi özellikleri, romandaki diğer karakterler tarafından tepki/hayret ile aktarılırsa amacına daha fazla ulaşır. Örnek olarak herkesin diline pelesenk olmuş Nicholai Hel'in bu kadar tutulmasının nedeni esasında giriş bölümünde düşmanlarının onun hakkında uzun bir değerlendirme yapmasıdır. Hayvani özelliklerine bir bilgilendirme toplantısında bulunan düşmanları hayret ederken okur da aynı hayreti benimsiyor. Yoksa tepkisiz verilen karakter profili pek işe yaramaz. Genel mantığı bu şekilde özetleyebilirim.

Detay olarak karakterin genç göstermesi diyebilirim. Hayran olduğum iki roman karakterinde bu böyleydi. İkisi de 50'lerinin başlarındayken 35 gibi orta yaşlı imajı çizerlerdi. Mesela karakterin geçmişindeki bir kesitte 24 gibi bir yaştayken 16 olduğunu zannedenler ve çocuk diyenler olursa bu özelliğin etkisini arttırır. Geçmişinde de aynı tılsıma sahip olması bir nevi özelliğin karaktere yedirilmesi demektir. Bu özelliklerin kahramana havadan serpiştirilmiş gibi durmaması için bunlar yapılır.
0
hiko seijuro
(15.04.09)
Ben süperötesi yenilmez cesur bilmemne tiplerini değil de, daha normal tipleri seviyorum, gündelik hayatta karşımıza çıkabilecek, biraz sakar, biraz ödlek, biraz obsesif, biraz tuhaf, biraz da esprili tipler hoşuma gidiyor ana karakterlerde, zamanla adapte olmasını seviyorum duruma, daha ilginç geliyor böyleleri.
0
beatlephan
(15.04.09)
okudugum donemde nasil degilsem oyle tipleri severim..
ama genel olarak yasami bi sekilde tehlike altinda olan ve yasayabilmek icin ellerinden ne geliyorsa yapan, adam olduren, hirsizlik yapan, vs her turlu boktan pozisyona giren tipleri seviyorum. skerler modunda olcak biraz da. hayran kaliyorum diym daha cok.
0
cisterna
(15.04.09)
Ben pipisini kestirip pişman olan travestileri, kitap içinde kitap içinde kitap içinde kitap yazan karakterleri, duşa attırıp üzerine işemekten zevk alan asosyel nerdleri, gerçek adı bülent olan neo-rönesans okültisti hans von aiberg'i, kendini allah sanan 9 yaşındaki otistik veletleri filan sever gibi oldum bir an. Nedense.

Ha, ama ne olursa olsun geri zekalı olmalı. Geri zekalılığın karmaşıklığında boşalmak istiyorum!
0
carcass
(15.04.09)
Sorunun tam cevabı değil ama belki yardımı dokunur konuya:

Baş karakterler çekici gelmez, sadece senaryonun ilerlemesi için bir araç gibi gelir bana. Yan karakterler, öyle arada bi başını uzatıp ce-ee diyen karakterler çok ilgimi çeker. Ve bir hikayede yan karakterler önemli konuma geldiğinde bundan çok zevk alırım, ama sonra ona olan ilgim azalır.
0
mabl
(16.04.09)
efenim ben kitaplarda da filmlerde de
- şaşkın, dalgın ve çok zeki karakterlerin
- doğal halleri içinde, herşey doğalmışçasına absürtlükler yapabilen, konuşabilen ama zeki tiplerin
ve
- muhafazakar olmayan, genel verdiği izlenimin aksi davranışlarda bulunabilen ve yine zeki karakterlerin
hastasıyım.
fringe'deki profesör ilk söylediğime
otostopçunun galaksi rehberi'ndeki ford prefect ikincisine
rüzgar gibi geçti'deki rhett butler (ya da christie romanlarının madam murple'ı)üçüncüsüne örnek olabilir.

dikkat ettim de hepsinin ortak noktası zeki olmaları.
0
saryade
(16.04.09)
(7)

ayakabı almak ama nerden almak

trypana
sevgili duyuru okuldaki bir organizasyon için bir günlüğüne takım elbise giymem gerekecek, takım kısmını hallettik ama superstardan başka ayakkabıyla rahat edemeyen birisi olarak ayakkabıyı nerden alayım bilemedim.Öğrenci bütçesini sarsmayacak ucuz ve şık bişeyler nerden bulabilirim ? Mekan İstanbul
sevgili duyuru okuldaki bir organizasyon için bir günlüğüne takım elbise giymem gerekecek, takım kısmını hallettik ama superstardan başka ayakkabıyla rahat edemeyen birisi olarak ayakkabıyı nerden alayım bilemedim.Öğrenci bütçesini sarsmayacak ucuz ve şık bişeyler nerden bulabilirim ?
Mekan İstanbul
0
trypana
(08.04.09)
hotic'e bakabilirsin, gnctrkcll liysen indirim var.
erkek ayakkabilarini bilmiyorum ama adidas bagimlisi bi kiz olarak ordan aldigim iki ayakkabinin da cok rahat oldugunu soyleyebilirim
0
cisterna
(08.04.09)
ucuz diyosun ya, hotiç gittiğinde zor çıkarsın elinde ayakkabı ile. zamanın varsa, gittigidiyor'a bak hem şık hem ucuz ama kalitesiz ayakkabılar bulabilirsin.
0
fempusay
(08.04.09)
flo' ya bi' bak derim. Takımın altına giyilecek rahat ayakkabılar mevcut ( spor tarzda klasik değil ama takımın altına giyilir daha 2hafta önce aldım ) gitmeden önce sitesine uğra flokart formunu doldur kartın gelsin %10 indirimli al. Bu kıyağımı da unutma:p
0
charlesbukowskiineksi
(08.04.09)
ayakkabı bazında kozyatağı optimum ve kurtköy via port AVM'leri candır benim son 1 yılda gördüğüm. hem ucuz, hem kaliteli, hem seçenek bol.
0
delikan76
(09.04.09)
bağdat caddesi üzerinde çiftehavuzlar civarında rrm diye bir dükkan var. eski ismi mrm idi, deriden mamul her türlü ürünü (ayakkabı, palto, mont, çizme, cüzdan) ucuz ve kaliteli olarak orada bulabilirsin.
0
justaddwater
(09.04.09)
adam ucuz diyor, öğrenciyim diyor.. :)
pazardan bak kardeşim, böyle spor gibi rahat klasik ayakkabılar mutlaka vardır, dene dene beğen.
0
aithra
(09.04.09)
bir günlüğüne giyceksen kesinlikle pazardan al. ben misal bi keresinde düğünde giymek için 5 ya da 10tl'ye almıştım. kimsede anlamadı pazar malı olduğunu. işin bitince de atarsın ya da ihtiyacı olan birine verir sevaba girersin. eminönü'nde var dediğim ayakkabılardan.
0
spirit crusher
(09.04.09)
(3)

Sirket Bulteni icin Yaratici Fikirler

ermanen
Sirkette her ay bir bulten yayimlaniyor ve ben de bu bultenin hazirlanmasi icin olusturulmus komitedeyim. Bu bultende yazilabilecek/kullanilabilecek yaratici fikirlere/onerilere ihtitacim var. Paylasirsaniz cok mesut olacagim. Tesekkurler.Not: Sirket, telekomunikasyon ve bilgi teknolojileri uzerine
Sirkette her ay bir bulten yayimlaniyor ve ben de bu bultenin hazirlanmasi icin olusturulmus komitedeyim. Bu bultende yazilabilecek/kullanilabilecek yaratici fikirlere/onerilere ihtitacim var. Paylasirsaniz cok mesut olacagim. Tesekkurler.

Not: Sirket, telekomunikasyon ve bilgi teknolojileri uzerine kurulu. Bulten, butun sirket icin degil sadece kendi departmanim icin yayimlaniyor ve ingilizce. Genelde departmanla ilgili yenilikler, calismalar ve aktiviteler yayimlaniyor. Ama sistemin disindan bakabilen fikirlere de ihtiyacim var.
0
ermanen
(07.04.09)
şirketle ilgili pek bilgi olmadığı için net bir şeyler öneremeyeceğim ama genelde sektörle ilgili çalışanların en azından şöyle bir fikir sahibi olması gereken yeniliklerden bahseden makaleler, yeni yatırımlarla ilgili şişirilmiş umut verici haberler, şirket içi sosyal faaliyetlerden haberler ve resimler, şirketteki yüksek mevkii terfileri, atamaları vs ve bu pozisyona gelenlerin özgeçmişleri olası şeylerdir bu bültenlerde. genelde sıkıcı oluyor bu bültenler, ne kadar yaratıcı olunabilir bilemedim :)
0
simona
(07.04.09)
tatil yöreleri, sosyal kültürel faaliyet alanları gibi yerlerin resimli tanıtımları ve hatta anlaşma da yapabilirsiniz bunlarla (indirim mindirim gibi).evet iddialı olarak salt bir bölüm için ama iddialı olmak her zaman iyidir.
0
fempusay
(08.04.09)
teknik bolumler olacak falan. iste su eleman bu ay sunu basardi vs gibi. trend'ler olabilir.

10 fiks geyik soru secilir, her ay departmandandan biri bu sorulari cevaplar, konusan misiniz dinleyen mi, yoneten mi yonetilen mi vs. bunun haricinde bu ay doguranlar bunlar, doganlar da bunlar gibi resimler koyulabilir. yemek tarifleri olabilir. sonra vizyona yeni giren populer bir film varsa ondan bahsedilebilir, ya da tiyatro etkinligi. diger departmanlarla cesitli musabakalar oluyorsa (sportif vs.) nasi koyduk onlara bolumu olabilir.

bizim bultende olanlar bunlar en azindan.
0
fdegir
(08.04.09)
(3)

Şikayetçi olduktan sonraki prosedür?

beni birak saraba bak dayi
4 nisan 2009 saat 02:30 saatlerinde bir bar çıkışı güvenlik görevlisi birisine vururken, neden vuruyorsun dediğim için bana da tokat attı. ben de karakola gittim ve şikayetçi oldum, davacı olduğumu bildirdim. prosedür gereği hastaneye gidip kontrol oldum. ama herhangi bir yaram berem yoktu. o saatte
4 nisan 2009 saat 02:30 saatlerinde bir bar çıkışı güvenlik görevlisi birisine vururken, neden vuruyorsun dediğim için bana da tokat attı. ben de karakola gittim ve şikayetçi oldum, davacı olduğumu bildirdim. prosedür gereği hastaneye gidip kontrol oldum. ama herhangi bir yaram berem yoktu. o saatte bar kapandığı için bana vuran kişinin kim olduğu belli değil. bunun için polisler ifademi aldıktan sonra 6 nisan' da saat 20:00 gibi karakola gelmemi ve ekiple bara gidip şahsı teşhis edeceğimi, karakola gidip karşı tarafında ifadesinin alınacağını sonra da dava sürecinin başlayacağını söylediler. bugün erkenden 18:30 gibi gittim ve karakolda polisler çok meşgul olduklarını başka bir gün gelmem gerektiğini söylediler. ben durumdan sıkıldım, peşini bırakacağım, şikayetimi geri çekmek istediğimi söyledim. onlarda başka gün gel bakarız dediler. gece ben dışardayken evi aramışlar ve karakola gelmem gerektiğini söylemişler. bu saatte gitmek istemiyorum. sorum ise şu: karakola gidip davacı olmaktan vazgeçtiğimi, ifademi geri almak istediğimi söylediğim anda iş kapanır mı? yoksa yine de bara gidip teşhisi yapıp karşı tarafın da ifadesi alınmak zorunda mı? o kadar sıkıldım ki gideyim, vazgeçtiğimi, şahsı teşhis etmek istemediğimi söyleyip olayı kapatmak. bu mümkün mü? (olayı daha önce burada anlatmıştım. fakat durum değiştiği için tekrar yazdım. acele cevap alabilirsem çok mutlu olurum)
0
beni birak saraba bak dayi
(07.04.09)
$ikayetini geri alsan da savcilik kamu davasi diyip olaya el koyabiliyor. umarim boyle bir durum ya$anmami$tir da iptal edebilirsin $ikayetini.
0
astaroth
(07.04.09)
birazcık geç kaldım ama umarım yılıp da şikayetinizi geri almamışsınızdır:S bugün siz haklı olduğunuz konuda yılıp hakkınızdan vageçerseniz yarın başkası aynısını yaparsa ertesi güne bu adamlar hiç korkmadan hiç bir çekinge yaşamadan çocuklarımızı dayaktan komaya sokarlar, evet farkındyaım biraz idealistçe bir yaklaşım ama vazgeçmeyin sonun kadar gidin haksızlığı yapanı cesaretlendirmeyin.
0
bir zamanlar cocuktum
(07.04.09)
şöyle olacak o iş:
sen polise gideceksin. böyle iken böyle diyeceksin. polis de senin 2 satır ifadeni alacak. daha evvel bilgi vermişlerse eğer -ki anlatımından anladığım kadarıyla sanırım vermemişlerdir- sonra savcıyı arayacak, böyle iken böyle diyecek; savcı da tamamdır diyecek. seni sepetleyecekler. bilgi vermemişlerse de bu sefer polisler, "yau kardeşim ne uğraştırıyorsun bizi " felan ağzı yapıp gene bırakacaklar seni. ifade vermişsen daha evvel, bu sefer "ben şikayetimden vazgeçmek istiyorum" dersin.
0
fempusay
(07.04.09)
(7)

yollarin kapanmasi ve tazminat olayi

kartonpiyer
simdi misal obama geliyo diye yollar kapaniyo ya, ben de bi sekilde o yollarin kapanmasi nedeniyle isimin aksadigini ve para kaybettigimi, zarar ettigimi belgeleyip mahkemeye versem birilerini.. 1. kimi mahkemeye vermek gerekir ki..2. tazminat alinabilir mi sizce?3. turkiyede de boyle seyler olabilm
simdi misal obama geliyo diye yollar kapaniyo ya, ben de bi sekilde o yollarin kapanmasi nedeniyle isimin aksadigini ve para kaybettigimi, zarar ettigimi belgeleyip mahkemeye versem birilerini..
1. kimi mahkemeye vermek gerekir ki..
2. tazminat alinabilir mi sizce?
3. turkiyede de boyle seyler olabilmez mi? hani gastede okuruz ya hep..
0
kartonpiyer
(04.04.09)
kişisel fikrim:
3. şıkkı!!!
0
follus cerebralis
(04.04.09)
dostum yurtdışında çok kaldın yeni dönüş yaptın türkiye'ye sanırım.ne davası ne tazminatı. burası türkiye bi de borçlu çıkarsın devlete :)
0
roadrunner merlin
(04.04.09)
çok iyi bi avukata ihtiyacın olur. davayı kesin kaybedersin diye bir şey de yok. kazanma ihtimalin de azın çoku.
0
teritori
(04.04.09)
denemekten bir şey çıkmaz. yanız iki şeyin çok olması lazım: 1. para, 2.zaman. bunları geçtiysen istanbul valiliği muhatabın. ancaaak, işlerinin bu kapanmalara bağlı aksadığını bir şekilde tespit de ettirmen lazım. benim aklıma gelen, yanına bir noter (veya yetkilisi) alıp tespiti bununla birlikte yapman. daha sonra da hukuk mahkemelerine müracaat edersin, ama o kısmında iyi bir avukat lazım sana.
0
fempusay
(04.04.09)
kabaca şöyle bir savunmayla karşılaşacağınız bir dava olur diye sıkıyorum.. "bu bir güvenlik önlemidir ve ardında kamu yararı vardır"(abd başkanının türkiyede suikasta uğraması uluslar arası kamuoyunda bizi göt eder vs vs)kırmızı ışıkta beklemeniz nasıl kamu yararıysa ona bağlarlar muhtemelen..
0
pascha d
(04.04.09)
Filmlerden gördüğüm kadarıyla bu güvenlik tedbirleri sadece bizim memlekete has bir uygulama değil.Kendi ülkelerinde de çok sıkı tedbirlerle korunuyor bu devlet başkanları.Ha biz abartıyor muyuz?Ben ikilemde kaldım.Bir yandan bize eziyet oluyor diye kızıyorum diğer yandan adama burada bir şey olsa bunu kime nasıl izah ederiz diye dişimi sıkıyorum.Hukuki açıdan da dilekçeni alırlar,arkandan gülerler,sonuç olarak da minareyi kılıfa uydururlar sanırım.(Hukukçu değilim;hukuki değerlendirmemi kaale almayın.)
0
vasıfsız eleman
(05.04.09)
hukukla uzaktan yakından alakası olmayan biri olarak 3. şık diyorum.
0
bordeaux
(24.04.09)
(5)

sözlükten birini bir üniversiteye davet etmek istesek kiminle irtibata geçmeliyiz?

paranoyak kedi
sözlükten birini [tabii ki herhangi birini değil, artık bu tip konularda sözlüğü temsil eden biri var mı bilmiyorum ama] bir üniversite etkinliğine davet etmek istesek kiminle irtibata geçmeliyiz?bu konuda nasıl bir yol izlenmeli?
sözlükten birini [tabii ki herhangi birini değil, artık bu tip konularda sözlüğü temsil eden biri var mı bilmiyorum ama] bir üniversite etkinliğine davet etmek istesek kiminle irtibata geçmeliyiz?

bu konuda nasıl bir yol izlenmeli?
0
paranoyak kedi
(21.03.09)
hayırsever birisi o yazara mesaj atabilir, e-mail adresi alınır, ayarlanır.
en basit bu geldi aklıma.
0
sanal uyku
(21.03.09)
yazarlar kendilerini temsil ediyor, eger onlardan birisini davet edecekseniz ona ulasmaniz gerekiyor. sozluk adina birilerini cagirmak istiyorsaniz iletisimden irtibata gececeksiniz.
0
entrapmen
(21.03.09)
duyuru'ya kontak bilgilerinizi yazarsınız, hayırsever bir yazar ulaştırır..
0
surtunme kuvveti
(21.03.09)
yamuluyorsam düzeltin, genellikle bu tip konularda sözlügü temsil adına ssg yada guru cıkıyor diye biliyorum.
0
scp
(22.03.09)
beni davet edin para da istemem. kimseye de başvurmanız gerekmez. bana başvurun yeter. karın tokluğuna altınıza sıçana kadar güldürürüm sizi ;)

demedim mi? bak zorlama sıçarsın :P
0
fempusay
(22.03.09)
(10)

Yabancı dilin geleceği?

late viper
Gelecekte(ben görürüm inşallah) yabancı dilin sorun olmaktan çıkacağını düşünmekteyim(ummaktayım), siz ne dersiniz?Şu an emekleme aşamasındaki "google translate" ve benzerleri yeterli seviyeye geldiğinde, okunanları yazıya döken ve yazıyı da okuyan(ki bu var) bir zımbırtıyla birleştiğinde rahata ere
Gelecekte(ben görürüm inşallah) yabancı dilin sorun olmaktan çıkacağını düşünmekteyim(ummaktayım), siz ne dersiniz?

Şu an emekleme aşamasındaki "google translate" ve benzerleri yeterli seviyeye geldiğinde, okunanları yazıya döken ve yazıyı da okuyan(ki bu var) bir zımbırtıyla birleştiğinde rahata ereriz gibi geliyor bana...
Sizce?
0
late viper
(21.03.09)
yapay zeka'nın gelişimiyle ilgili bir süreç bu bence.

sonuçta iki dıl arasındaki her türlü olasılığı bugün bir çeviri cihazına aktarır ve alternatifleri de sunarsanız, şu anda zaten bir makina mükemmel bir çeviri yapma yetisine kavuşabilir.

tahmin edilenden çok daha büyük bir uğraş bu ama. olasılıklar çok fazla. düşünsenize, aynı cümle iki farklı anlama gelebilirken bunu çeviri programının algılaması bile başlı başına bir iş.
0
andy kaufman 2
(21.03.09)
katılıyorum, bir fikir ortaya çıktıktan sonra, devamını getirmek insanoğlu için çok kolay. star trek filmlerindeki cep telefonlarını hatırlayalım. ışınlanma daha gelmedi ama olsun...
0
kabablanka
(21.03.09)
ha bir de, dünya üzerindeki diller zaten azalıyor.

çooook çok ilerde, bundan belki bin yıl sonra, dünya üzerinde sadece bir dil konuşuluyor olabilir.

o da muhtemelen ingilizce değil, yapay bir dil olacaktır. öğrenilmesi ve konuşulması daha da kolay bir dil.
0
andy kaufman 2
(21.03.09)
bi alet var sen konusurken konustuklarini ayni anda karsi tarafa kendi dilinde iletiyor. amerika'da bi konferansta gormustum cok basariliydi...
0
terp
(21.03.09)
katılmıyorum. asla insan kalitesinde çeviri yapan bir makine yapılamayacak. kaldı ki yapılsa bile bu işin bir de yeminli tercüme boyutu var. ama andy kaufman 2'nin dediğine de kısmen katılıyorum. küreselleşen dünyada günün birinde kendimizi tek dille bulabiliriz. lakin sanmıyorum ki bu dil yapay bir dil olsun. ingilizce olmasa bile doğal bir dil olur.
0
ttg
(21.03.09)
babel fish. olsa da kulağımıza soksak.
0
electropie
(21.03.09)
@ttg
çok negatif gördüm sizi;) Ya da çevirmensiniz işler kesilsin istemiyorsunuz;)
Burada kıyasım insan değil, resmi işlerde yine çevirmen kullanılır elbet, ancak ben gündelik hayat için, temel ihtiyaçlar için, ne bileyim "aç bırakmayacak" bir şeyden bahsediyorum, yoksa 7/24 çevirmenle mi gezecek herkes...
0
🌸late viper
(21.03.09)
"yabancı dilin sorun olmaması"ndan kastınız gerek yazılı metinlerin, gerek de sözsel iletişimin herkesin birbirini anlayabileceği bir düzeye gelmesi ise zaten gidilmeye çalışılan nokta bu. şu anda basit bir düzeyde kelime bazlı çalışan otomatik çevirmenler ileride farklı tekniklerle daha gelişmiş bir şekil alıp, siültane bir şekilde karşımızdakinin ne konuştuğunu da bize -mükemmel olmasa da- anlayacağımız kadarı ile çevirecektir, benim de bundan bir kuşkum yok.

fakat dil kavramı sadece günlük konuşmada kullandığımız ya da hadi onun bir üst aşaması olarak teknik bir bilgi paylaşımında ihtiyacımız olan bir kelimeler silsilesi olduğuna inanmıyorum - böyle diyerek koca bir edebiyatı yok sayarız. ingilizce bilen herkesin shakespeare'i anlayamaması ya da türkçe konuşan herkesin saatleri ayarlama enstitüsü'nün neden bahsettiğini kolay kolay kavrayamaması gibi dile ve o dili kullanan topluma özgü bazı farklılıklar var olmaya devam edecektir. o yüzden de dilin kullanımı yavaş yavaş yok olmaz, en azından onu kullananlar yok olmadığı sürece. gerçi şimdi bile dilin yozlaşmasından bahsederken o dili kullanma yetimizi de kaybetmekten bahsedebiliriz. ben o kadar kötümser değilim, elbette bunu hatırlayanlar olacaktır ve de -her ne kadar sözlük bünyesinde bazı yazarların, "sana ne kardeşim, istediğim gibi yazarım ben" nidaları duyulsa da- düzeltmek için çaba göstereceklerdir.

son birşey de gelecekteki tek dil oluşumu ile ilgili söylemek isterim (fazla uzattım, biliyorum). bence de bu dilin oluşumu doğal bir oluşumdan çok yapay bir oluşum olarak önümüze geleceğini düşünüyorum. örneğin cep telefonu mesajlarının kısaltma zorunluluğu tamamıyla belirli bir karakter sınırlaması ve bunun aşılması durumunda atılacak mesajın bedelinin daha fazla olması ile ilgiliydi. dolayısıyla teknolojinin kısıtlamaları yüzünden (ki buna doğal bir süreç olarak bakamıyorum ben ama o da tartışılır) böyle yeni bir dil kullanımı ortaya çıktı. ileride tasarlanacak olan (öyle birşey olursa) dilin de yapısının newspeak gibi oluşturulacağını düşünüyorum, eskiyi tamamıyla yitirmeden, ortak noktalar ele alınarak ve "fazlalıklar" elimine edilerek oluşturulacak bir dil tasarımı düşünüyorum.
0
demcan
(21.03.09)
ibm in bir chip geliştirdiğini duymuştum bundan bayağı bir zaman evvel -ki bak hatırlamıyorum tarihi-. doktorada bir hocamız bahsetmişti. chip sana eklendiğinde 4 saniye içinde istediğin dili öğrenebilecekmişsin. kaç sene geçti bekliyorum hala. arada çince kursuna bile gittim, ama hala bir gelişme olmadı bu chip işinde. olur mu dersen? olur tabi: birileri hayal edebiliyorsa, mutlaka bir gün gerçek olacaktır. neden olmasın?
0
fempusay
(22.03.09)
yapay zeka espri anlayışı kazanana kadar, tercüme işi en verimli manuel yapılacaktır. yapay zeka mizah duygusu olacak kadar geliştiğinde zaten isyan edip ağzımıza sçar.
0
mabl
(22.03.09)
(10)

Wireless Sinyal Güçlendirme (Anten Tavsiyesi de Olabilir)

ataturkiye
Arkadaşlar merhaba;Elimde bir adet wireless'lı laptop var. Önceden kendime ait özel bir adsl hattım olduğu için (evet yalnız yaşıyorum, zenginim, züppeyim, eşek-kırbaç kombinasyonuyla sado-mazo ilişkiler yaşıyorum) bu wireless denen naneden pek anlamam.Şimdi mesele şu; orda bir köy var uzakta misali
Arkadaşlar merhaba;

Elimde bir adet wireless'lı laptop var. Önceden kendime ait özel bir adsl hattım olduğu için (evet yalnız yaşıyorum, zenginim, züppeyim, eşek-kırbaç kombinasyonuyla sado-mazo ilişkiler yaşıyorum) bu wireless denen naneden pek anlamam.

Şimdi mesele şu; orda bir köy var uzakta misali uzaklarda bir yerlerde şifresiz bir ağ var. Normalde salonda oturduğumda arada sırada bağlanmaya çalışıp nanik yapıyor şerefsiz. Çünkü sinyal çok az.

Diğer odaya geçtiğimde ise koltuğun üzerinde amuda kalkarak sol elimde tutarsam laptop'u sorunum yok, paşalar gibi bağlanıyorum bu wireless ağa.

Tahmin edeceğiniz gibi bu pozisyonda 45 dakikadan sonra insan yorulmaya başlıyor. Kendimi cine-5 izlerken gözlerimi kısıp amuda kalktığım ergenlik günlerdeki gibi aptal hissediyorum.

Acaba bu sinyalleri daha çok çekebilir miyim bilgisayarıma? Wireless antenler varmış mesela; bu notebook'lara olur mu (not: elimdeki alet HP NC6120, arkasındaki wireless karta ulaşm şansım var, anten tellerini çıkarıp istediğimi bağlayabilirim).

Ya da usb den veyahut pcmcia girişlerinden bağlanan wireless adaptörler varmış, bunların antenleri daha iyi çekiyormuş, doğru mudur?
0
ataturkiye
(21.03.09)
el yapimi wireless anten işini görür belki. cantenna diye aratırsan (ya da el yapımı anten) nasıl yapılacağını öğrenebilirsin. bunun dışında uzunca bi usb kablo ve bi de usb wireless adaptör alıp, wireless adaptörü daha iyi çeken bi yere koyarsan da olur gibi.
şurda örnek bi anten var :forum.pclabs.com.tr
0
Poly
(21.03.09)
hatta usb anten almayı düşünürseniz iyi bir fiyatla stokta bitmezse bugün için fırsat:
www.bendeistiyorum.com
stokta biterse aynı ürün tekmarda da var
0
prodeq
(21.03.09)
wireless güçlendirici aletler de var. şunlar onlardan oluyor sanırım:
www.hepsiburada.com
www.hepsiburada.com
0
sanal uyku
(21.03.09)
@sanal uyku; yanılmıyorsam bunlar pc'ye bağlanıyorlar, değil mi? Bu pointleri kullanmak için karşı tarafın modeminden izin almak lazım mıdır?
0
🌸ataturkiye
(21.03.09)
valla bu aletlerin kullanım şeklini bilmiyorum hiç.
0
sanal uyku
(21.03.09)
bence deneme. başkasının bağlantısını izinsiz kullanmak iyi bir özellik olmasa gerek. bunu yazdım çünkü kendi vicdanımda yazmadığımda rahatsız olacağımı biliyordum ve anladım.
izinsiz başkasının bağlantısını kullanmak, adil değil en azından. benim bağlantımı da birisi kullanmasın isterim.

önerim bu benim de...
0
fempusay
(21.03.09)
benim bildiğim wireless güçlendirici alet modeme bağlanır, modemin kapsama alanını arttırır. bu sizin işinize yaramaz.

ya da şöyle yarar. wireless modemin konumu ile bulunduğunuz konum arasında bir yere, ağaca falan bağlarsanız olabilir. yani

A-------B--------C

siz A'dasınız, modem de C'de ise, B civarlarına access point'i konumlandırıp C'deki modeme tanıtırsanız olur. lakin çok fantastik olur.
0
kibritsuyu
(21.03.09)
@fempusay zaten halka açık bir bağlantı, şifre yok; tahminimce kız yurdundan geliyor. Cayı cayır film indirip milletin bağlantısını yemedikten sonra niye sorun olsun ki?

@kibritsuyu maalesef modemle temas kurma şansım yok. Daha nerede olduğunu bile bilmiyorum. Tahminim kız yurdu ama "merhaba komşu ben geldim azcık internetinizden şeedecedim " diyemem heralde :)

@divit uzatmalı kablo mantık iyi aslında. Hatta araştırdım, anteni perdeye takanlar bile var :)
0
🌸ataturkiye
(21.03.09)
baska bir seyden bahsedecegim, sifresiz baglanti uzerinde alip yolladigin her seyin networke bagli diger kisiler tarafindan cok guzel bir sekilde izlenebilecegini unutma. secure baglanti kurulamayan sitelere sifre falan girme (eksi sozluk dahil).
0
kurukafa
(22.03.09)
@kurukafa: Haklısın, sniff olayı var; ama bunu burada yapabilecek kimse olduğunu sanmıyorum
0
🌸ataturkiye
(22.03.09)
(9)

annemi nasıl ikna ederim

aaayce
son 7-8 senedir sürekli kilo alan, sürekli atıştıran, obezite sınırına çok yaklaşmış tansiyon hastası canım annemi rejim yapmaya olmadı yediklerine dikkat etmeye ikna etmem gerekiyor. sürekli mutfağın ışığını gözetlemekten, biri bir şey mi yiyor diye koşturmaktan bitap düştüm. kavga ettim, sakince a
son 7-8 senedir sürekli kilo alan, sürekli atıştıran, obezite sınırına çok yaklaşmış tansiyon hastası canım annemi rejim yapmaya olmadı yediklerine dikkat etmeye ikna etmem gerekiyor. sürekli mutfağın ışığını gözetlemekten, biri bir şey mi yiyor diye koşturmaktan bitap düştüm. kavga ettim, sakince anlattım olmadı. fikri olan?
0
aaayce
(21.03.09)
sosyal izolasyon falan varsa ortadan kaldır.
0
can see
(21.03.09)
öyle bir sorunumuz yok kendisi bir avukat. aslınta temel sorun boşboğaz olması yemeğe 10 dk kala bir şeyler yiyor, bahane olarak da acıktım nası bekliyim diyor.
0
🌸aaayce
(21.03.09)
düşünmek, insanı yemeğe iten faktörlerden biridir. kendisinin bir derdi, bir sıkıntısı olduğunu düşünüyorum. bu giderilirse, mutlaka sürekli bir şeyler atıştırmaktan vazgeçer. bunu kilolarıyla sürekli problem çeken biri olarak söylüyorum. insanın kafası rahatsa yediklerine daha çok dikkat ediyor.
0
zipirinsan
(21.03.09)
destek almayı denesen bir profesyonelden? ona kolayca ikna edebilirsin sanıyorum.
0
fempusay
(21.03.09)
onun arkasında olma, daima yanında ol. rejim yapmalısın deme, beraber sağlıklı beslenelim de. önce gaza getir, planı programı her şeyi sen yap ve ikiniz de uyun.
0
desdinova
(21.03.09)
Ahmet Maranki filan izlet...
0
detroitli kizil
(21.03.09)
tatsız bir şekilde gireceğim ama bence tek gerçek şudur.
hayatta şiar edindiğim en güzel temennilerden birisi aşağıdadır:

- allah herkese sıralı ölümler versin...

yani her kuşak dünyay geldiği sıra ile ebedişyete göçsün. ama tabi her ölüm erkendir ve mümkün mertebe geç olmalıdır. gene de yazgı bilimmez tabi... anneler babakar evlatlarından önce ölmelidir. kimse evladını gömmek zorunda kalmasın.

işlemen gereken tema ölümdür arkadaş.
onunla uzun süre beraber olmak istediğinden bahset.
0
delikan76
(21.03.09)
yedigi seyler abur cubur mu, hazir yiyecekler mi, nedir? bu konuda bir formulum var ama daha ikna edip de denettigim olmadigi icin sonucu bilemiyorum. acliktan nevri donmesi cok normal, bence karisma. bazen acikinca yemek yemeyedebiliyoruz, o zaman nasil dayaniyoruz. var iste bir fark.
0
bir varmis bir yokmus
(21.03.09)
babam aynı durumda annenizle çok uğraşıyoruz hatta ciddi bir rahatsızlığı da var ama dinletemiyoruz hep yiyor. geçenlerde bir arkadaşı aramış bunu rahatsızlanmış konuşuyorlar ve arkadaşı rahatsızlandığında 3 kişinin bunu evden çıkaramadığını, konukomşudan yardım istediklerini 6 kişinin arabaya zor bindirdiğini ölümlerden ölüm beğendiğini anlatmış. babam şok olup kilosunu sorduğunda adam 90 kilo yanıtını vermiş.

babam o gün bugündür rejime başladı dikkat ediyor. (kendisi 135 kilo) diyetisyene gitme konusunda ise nazlı olmasına rağmen olumlu yaklaşıyor. benim yıllardır anlatmaya çalışmama, kavgalar etmeme rağmen anlamayan adam arkadaşının bir anısıyla bu hale geldi.

kıssadan hisse; bir musibet bin nasihattan iyidir.
0
atrin
(21.03.09)
(4)

osym sınav merkezinde şifre almak için 3 tl?

hicazkar
nedir bunun sebebi? bugün üsküdar ösym sınav merkezinden internet şifresi almak için istediler de? bana biraz hava parası gibi geldi. hiçbir metni olmayan bir de liste yapmışlar, imzalıyoruz filan...
nedir bunun sebebi? bugün üsküdar ösym sınav merkezinden internet şifresi almak için istediler de? bana biraz hava parası gibi geldi. hiçbir metni olmayan bir de liste yapmışlar, imzalıyoruz filan...
0
hicazkar
(19.03.09)
Ben de Ankara şubesinden almıştım . Tek yaptığım güvenliğe nüfus cüzdanımı vermekti. O da iki dakika sonra elinde şifremle döndü.
0
paddle steamer
(19.03.09)
bu islem ucretsizdir. osym'nin kagit gondermedigi birimler sadece kagit parasi alabilirler. o da 10-20 kr gibi bisey olur. bence durumu osym ye dilekce ile bildirin.
0
helenart
(19.03.09)
başvuruyu ordan yapacaksan veriliyor 3ytl diye biliyorum şifre için gerekmese gerek.
0
kofteburger
(20.03.09)
bağlantı ücretidir o kesin. devlet işte bir iş yapıyorsa alıyor parayı. ben de ödemiştim geçen sene :(
0
fempusay
(20.03.09)
(7)

Einstein'ın öyle bir laf etmesi ki okuyanın afallaması

lhun
Einstein bey "No problem can be solved from the same level of consciousness that created it." diyerek ne demek istemiş olabilir? En ufak fikri olan bile sallamaktan çekinmesin.Bilhassa çevirmedim, ama çevirisini sormuyorum elbette. Dileyen 4000 kelimelik makale bile yazabilir.Tşk.
Einstein bey "No problem can be solved from the same level of consciousness that created it." diyerek ne demek istemiş olabilir? En ufak fikri olan bile sallamaktan çekinmesin.
Bilhassa çevirmedim, ama çevirisini sormuyorum elbette. Dileyen 4000 kelimelik makale bile yazabilir.
Tşk.
0
lhun
(09.03.09)
"sorunu yaratan zihin onu çözemez" gibi bir anlamı var bence. yani diyor ki: "dışardan bakan daha iyi görebilir senin içinde bulunduğun sıkıntıyı, durumu" vs. mühendis gözüyle bakıp diyecem ki; sistem yaklaşımı.
0
electropie
(09.03.09)
diyor ki aynı bilinç düzeyine sahip iki varlıktan biri bi problem oluşturdu ve ortaya attı, diğer aynı düzeydeki varlık bunu çözemez.

tam bunu sormuyorsun tabi. sallamaktan çekinmeyin dediğin için devamını yazıyorum;
şimdi tanrı insanı kendi bişeyinden yarattı derler ya hani(o kelimeyi hatırlayamadım) öyle olsa bile, bizden üstün değil de bizimle eşit bir bilince sahip bir varlık olsa bile, ortaya attığı problemi, evrenin, dünyanın, insanın yaratılışı problemini çözemeyiz tarzında bişeyler diyor. bence bu konuyla alakası vardır bu sözün.
0
tepedeki psychedelic adam
(09.03.09)
"Hicbir sorun onu yaratan bilinc seviyesinden cozulemez" diyor.
0
wpi
(09.03.09)
burada paradigmalara atfediyor iste. bir problemi, o problemi yaratirken sorgulamaya basladigin perspektiften cozemezsin diyor. cunku ne denmis:

"since the measuring device has been constructed by the observer ... we have to remember that what we observe is not nature itself but nature exposed to our method of questioning." -heisenberg

(bkz: sair burada bayraga seslenmis)
0
kurukafa
(09.03.09)
bence cok derin bir anlam yok. misal, bazen öyle profesörün ugrasip ugrasip bulamadigi seyi sokaktan gecen bir adam "aa bu böyle lan" der, adam afallar ya.[ böyle bir sey yasanmis mi bilmiyorum ama yasanmistir illa]
fikra vardi bir adet; matematikci, fizikci, filan sobanin neden tuglanin üzerine koyuldugunu tartisiyorlardi, köylü de gelip boru yetmedi diye cevap veriyordu, o olay anlatilmak isteniyor bence.
cok zeki de olsan kitlendiginde kitleniyorsun, o kilidi mal bir adam aciyor ancak filan.
0
zeykur valekov
(09.03.09)
gayet açıkca belirtmiş, bir sorunu yaratan bilinç seviyesi -ki burda zeka seviyesi de diyebiliriz- o sorunu çözemez demek istiyor, yani bir sorunu çözmek için onu yaratan bilinç seviyesinden daha yüksek seviyede bir bilince sahip olmak lazımdır.
0
alkolikfedai
(09.03.09)
sorun yaratanın bilincinden çözüm üretme çabası; sorunu yaratan, "o bilinç düzeyinde durmasaydı zaten sorun olmazdı" eşitliğini sağlamayı amaçlıyor burada einst. biraz bütüncül bakmış ilk cevapta ileri sürülen sistem yaklaşımı felan gibi. holistik bir anlayışla mevzuyu yaklalayan; oluş nedenini, bunu tetikleyen faktörleri vs. kavrayabilen sorunu çözer; aksine sorunu yaratan onu çözer değil.
söylediği şey çok basit -ki gündelik yaşantımızda hepimiz yarattığımız sorunları zaten başkalarına devrediyoruz çözmeleri için. budur.
0
fempusay
(09.03.09)
(6)

bir garip sual??

annemadamolgeldedi
merhaba duyuru insanı??? benim garip sorum biz insanoğlu ve ilişkileri ile ilgili...ben evli değilim.. ama evlilik konusunda merak ettiğim bi husus varki( affınıza sığınarak çekinmeden açık açık soruyorum)insanlar sevgilileriyle evlendikten sonrada ateşli bir şekilde sevişebiliyorlar mi?? bana sanki
merhaba duyuru insanı??? benim garip sorum biz insanoğlu ve ilişkileri ile ilgili...ben evli değilim.. ama evlilik konusunda merak ettiğim bi husus varki( affınıza sığınarak çekinmeden açık açık soruyorum)insanlar sevgilileriyle evlendikten sonrada ateşli bir şekilde sevişebiliyorlar mi?? bana sanki hiç öle olcakmiş gibi gelmiyo.. böle bi tecrübesi yada bi fikre sahip olan arkadaşlar yardım ederlerse sevinirim.. saygi ve sevgilerimle...
0
annemadamolgeldedi
(05.03.09)
bunun bir sabitinin olması mümkün değil ya da bu konuda genelleme yapmak. kısa vade için konuşuyorum tabi. sonrasında yaşlanmadır, bazı sağlık sorunlarıdır derken daha sakin geçmesi konusunda genelleme yapabiliriz.
0
emrag
(05.03.09)
ergenligin ilk yillarindan sonraki 4-5 yila kadar erkek olarak bizler elimiz cukumuzde dolasiriz. hep azgin olunabilir ama o ilk yillardaki gibi durmadan ureten bir organizma olmaz.

evlilikte de boyle olsa gerek. hep ayni kisi ile seks yapmak bir yerden sonra o kisiyle ilk kez yapilan kadar heyecanli olmayacaktir.
0
nochristrequiress
(05.03.09)
dondurmayı çok seviyorsunuz ve dondurma çok zor alabildiğiniz, her zaman elde edemediğiniz bir şey. ve gün geliyor ki ne yaparsanız yapın dondurma her daim buzdolabınızda yer alıyor. hem de sürekli çikolatalı. dondurma yeme isteğiniz ilk günkü gibi olur mu sizce? evlilik de onun gibi aynı. her gün aynı dondurmaya ne kadar sos dökerseniz dökün, türlü tatlılarla birlikte yerseniz yiyin dondurma aynı dondurma. o yüzden de elde etmenin, sahip olmanın rahatlığı tutkulu sevişmeleri zaman içerisinde yok ediyordur.
0
holly golightly
(05.03.09)
bu konuda bi etken varsa o da birlikte olunan süre sadece. 2 aylık evli bi çift, 3 yıllık sevgili olan bi çiftten daha aktif olur. evli olup olmamakla ilgili diil yani. 6 yıldır beraber olan sevgililerin cinsel hayatıyla, 6 yıldır evli çiftin cinsel hayatı arasında bi fark olmaz. yani kişilere göre değşir tabi de, sadece evli olup olmama sebebiyle bi değişiklikten bahsediyosak, bence olmaz.
0
cereal killer
(05.03.09)
ama bu normal. geleneksel bir bakışla izah etmeye çalışıyorsun sen kendi kendine. zira eş kutsaldır, hani çocuklarının anası, yuvanın kurucusu felan. gelgelelim eskiden olmasa da şimdilerde kız arkadaş olarak kabullenilen -ki gelecek planları yapılmayan kişi anlamı taşıyor çoğu kere-, anlık haz sağlayıcısıdır. işlevi haz sağlamakla sona erer. ona karşı herhangiş bir sorumluluk hissedilmediği gibi, ortalama bir rol bile biçilmez. eğreti gelin misali, sadece belirli bir ödevi üstlenicidir.
sonra sonra yaşam kendini 50, 60 ve nispeten 70 li kuşakların gelenekçi tutuculuğundan kurtarıp 80 li 90 ateşli ve sınır tanımayan genç dimağlara bırakınca, hemen her şeyde olduğu gibi evlilik veya ilişkilerimn biçim veya niteliği ile işleyişinde de sınırların ortadan kalktığı görülmektedir. hal böyle olunca, gelecek 10 yıl içinde hemen her türlü ilişkiyi çember içine alabilecek kısıtların mevcut olabileceğini sanmıyorum ve beklemiyorum. endişeliyim: evet!
0
fempusay
(05.03.09)
duruma evlilik acisindan degil beraberlik acisindan bakmak lazim, simdi "evlilik" deyince sanki evlilik kurumu cinsel hayatin icine ediyormus gibi goruluyor, olayin evililikle alakasi yok tamamen beraberligin suresi ile alakasi var, bence.

o baglamda birak sevgili ile evlenmeyi, ilgili sevgili ile daha ilk cikmaya basladiktan iki hafta sonra bile kendisiyle sevismek ilgincligini yitiriyor bana kalirsa..

hem cok da mantikli boyle evolusyon gecirmis olmamiz, hayatta kalabilmemizin genetik varyasyona bagli oldugu donemlerde herkes tek esli gecinseydi su anda yoktuk ortada.. (ve bu butun gen paylasimi yolu ile cogalan canlilar icin gecerli) dogum kontrolu, tek eslilik falan tamamen yerlesik hayata gecmemiz ve yerlesilen yerin cevresindeki hammaddelerin, topraklarin vb. yerlesik nufusu gecindiremeyecek kadar az olmasi ihtimaline karsi, gelisim tarihinde cok yeni cikmis bir sey.
0
bunubenyazdim
(05.03.09)
(5)

türkçeye çevirilen kitaplanın orijinal dilindeki ismini bulabileceğim site?

surtunme kuvveti
aradım mamafih bulamadım.not: sözlük'te kitap/film vb entryler, orijinal dilindeki ismiyle girilmeli! ey bu kuralı bilmeyen yazarlar, 3 vakte kadar mesaj ışığınız yanacak..
aradım mamafih bulamadım.

not: sözlük'te kitap/film vb entryler, orijinal dilindeki ismiyle girilmeli! ey bu kuralı bilmeyen yazarlar, 3 vakte kadar mesaj ışığınız yanacak..
0
surtunme kuvveti
(25.02.09)
oyle bir site bilmiyorum ama ben kitabinin orijinal ismi lazim olan yazarin yazdigi tum kitaplari aratiyorum google dan ingilizce ya da hangi dilde yaziyorsa, bi sekilde cikiyor
ornegin "virginia woolf bibliography" diye arayinca tum kitaplarini buluyorsunuz.
yazar hic oyle neyin ne oldugu tahmin edilemeyecek bir dilde yaziyorsa da tarihleri ipucu olarak kullanabilirsiniz
0
cisterna
(25.02.09)
ben de öyle yapıyorum. dedim varsa öyle bir site öğreneyim çünkü bazen türkçe kaynaklarda kitabın ne zaman basıldığı da olmuyor.
0
🌸surtunme kuvveti
(25.02.09)
türkiye'de herhangi bir üniversitenin kütüphane veritabanında aratın.
0
fizikopat
(25.02.09)
ideefixe.
0
rygard
(25.02.09)
orijinal isimlen genelde iç kapakta yazar. yazmıyorsa yayın evi ile irtibatlanıp öğrenme şansın her zaman var.
0
fempusay
(25.02.09)
(4)

kalça problemlerinde çürük raporu alınabilir mi?

asabi
sağ kalçası doğuştan çıkık biri olduğum düşünülürse ve 27 yaşıma girdiğim şu günlerde sağ ayağım sol ayağımdan daha kısa ve hareket kabiliyeti sol ayağıma göre çok düşükse, ayrıca sürekli bir ağrıya sahipsem çürük raporu alabilir miyim? bulmaca gibi bir soru oldu ama böyle bir sıkıntısı olan insanı
sağ kalçası doğuştan çıkık biri olduğum düşünülürse ve 27 yaşıma girdiğim şu günlerde sağ ayağım sol ayağımdan daha kısa ve hareket kabiliyeti sol ayağıma göre çok düşükse, ayrıca sürekli bir ağrıya sahipsem çürük raporu alabilir miyim?

bulmaca gibi bir soru oldu ama böyle bir sıkıntısı olan insanı askere alırlar mı acep. bir aziz yıldırım emsali var aslında kalça rahatsızlığından çürük almış ama o aziz yıldırım tabii ki..

nice elemanlar var biliyorum ne haldeler askerlik yapıyorlar ama ben gene de bir sorayım dedim..
0
asabi
(22.02.09)
fizken hiçbir sorunu görünmeyen ama ayak tabanındaki bir rahatsızlıktan ötürü koşamayan bir arkadaşım askerlik yapamaz raporu almıştı. sanırım sen de alırsın. yalnız çürük raporu demeyelim askerliğe elverişsizdir raporu falan diyelim, çürük bir yanın yok gibi.
0
agk
(22.02.09)
asker hastahanesi nin vereceği rapor belirler bunu. buralardan bir tanıdık felan bulabilirsen gitmeden evvel, bir baktırırsın kendine. zira bildiğim kadar bu işler için belirli bir oranda zaafiyetin veya özrün olması gerekli.
0
fempusay
(22.02.09)
bir bacağı ötekinden çok az kısa olan arkadaşım askerlikten muaf oldu.. öyle ki normalde yürürken bunu farketmeniz pek kolay değildi. mesela ben bir kaç ay sonra farketmiştim.
0
rodeocu
(22.02.09)
büyük ihtimal olursun.1 tane arkadaşım küçükken eşekten düşmüştü bacağına platin falan taktılar çürük aldı.

bi tanesi de göt kemiğini kırdı patenden düşüp bi ton ameliyat falan o da çürük aldı.
0
szqnn
(22.02.09)
(3)

internetten giyim alışverişi

sanal uyku
şimdiye kadar internetten elektronik alışverişi yaptım birkaç kez, bir problem de yaşamadım. yani soracağım soru kredi kartı güvenliği ya da firmalara güvensizlikle falan alakalı değil.seçilen kıyafetin, ayakkabının... vücut ölçülerinize tamamen uygun olacağını ve fotoğraftakiyle birebir aynı olacağ
şimdiye kadar internetten elektronik alışverişi yaptım birkaç kez, bir problem de yaşamadım. yani soracağım soru kredi kartı güvenliği ya da firmalara güvensizlikle falan alakalı değil.
seçilen kıyafetin, ayakkabının... vücut ölçülerinize tamamen uygun olacağını ve fotoğraftakiyle birebir aynı olacağını nasıl kestirebiliyorsunuz da rahatça alışveriş yapabiliyorsunuz?
0
sanal uyku
(21.02.09)
bazı siteler vardı. misal resmini gönderiyorsun o sana giydiriyor veya bir manken üzerinde görebiliyorsun çok boyutlu olarak ürünü.
ondan ötesi bazı siteler ölçüleri verebiliyor onlara bakabilirsin. bazısı da kesimin ne tür olduğundan muscle, slim gibi bahsediyor. bunlar genel şeyler.
ancak ne kadar bahsedilirse bahsedilsin kesinlikle canlı olarak denemk gibi olmuyor. gerek kumaş kalitesi ve gereklse duruşu açısından bir takım sıkıntılarla karşılaşmak olası.
0
fempusay
(21.02.09)
Genelde fotoğraftakiyle birebir aynı olmuyor çünkü çoğunluğu editlenmiş vs ürünün katalog fotosunu koyuyor. Kendi çektikleri fotolardan da zaten hiçbişi almazsın okdr kötü yani :D onun dışında bazı satıcılar ölçü veriyorlar. Kol uzunluğu şudur omuz genişliği şudur gibi. Bunlardan değerlendirebilirsin
Benim tavsiyem kıyafet almayın netten. Hele ayakkabı başka bi muamma.. Pek mümkün değil ki cukk diye otursun ayağına.

Ben netten bu tip alışveriş yapmıyorum tüm bu nedenlerden.
0
Merwish
(21.02.09)
bu işin en kolay yolu mumkunse aynı ürünü burda bir magazada denemek :)
0
rurouni
(21.02.09)
(11)

Demir attım yalnızlığa!

lovmore
ilk cumlem moderator arkadasim için ;lutfen silmeyiniz sorumu izin verin 1 gun kalsin ,ihtiyacım var çok merak ediyorum gelecek cevaplari,cevremde kimseye paylaşamayacağım şeyler,tesekkurlerya arkadaslar anlayamıyorum yaş 26 oldu şu yaşıma kadar daha hiç kimse benden hoşlanmadı,walla çirkin tipsiz ş
ilk cumlem moderator arkadasim için ;
lutfen silmeyiniz sorumu izin verin 1 gun kalsin ,ihtiyacım var çok merak ediyorum gelecek cevaplari,
cevremde kimseye paylaşamayacağım şeyler,tesekkurler

ya arkadaslar anlayamıyorum yaş 26 oldu şu yaşıma kadar daha hiç kimse benden hoşlanmadı,
walla çirkin tipsiz şişman bodur şapşal gerzek ...vs değildim ve şuanda da değilim.
tamam yakışıklı cool karizmatik olmasam da başarılı ve zeki sayılırım,
fakat biraz utangaç,çok beceriksiz ve şanssızım bu kız olaylarında.
ilk ilkokul birinci sınıfta aşık oldum
ta o zamandan beri kızlara ilgi duyuyorum.
başka da hiç bir ilgilendiğim alışkanlığım yok,bilgisayar ,PS oyun oynamam TV izlemem,vakit kaybi ve zevk de almıyorum.
kahvehane okey sigara kotu arkadaş alkol gece hayatı vb alışkanlıklarım yok.
bu yaşıma kadar surekli bir aşkı,sevip sevileceğim bir sevgili arama bulma ve
okuyup aileme vatana millete dunyaya faydalı bir birey olma çabası amacı içerisindeyim.
çocukken çok utangaçtım ,hoşlandığım kıza bir kelime bile edemedim 5 yıl beraber aynı okulda okuduk
hergece ruyamda gordugum ,100 metre oteden gorunce kalbimin kütküt attığı kıza
gerçek hayatta cesaret edip tek kelime konuşamadan kız uçtu gitti başka diyarlara,
mahallede vardi yine ayni şekilde bir çitf cumle edemedim,fakir varoş muhafazakar insanlarin oturdugu bir yerdi oturdugumuz semt,
o zamanlar şimdi ki gibi değildi tabi 15 yıloncesi anlattığım nasıl desem kız erkek ilişkileri bu kadar rahat değildi.

lisede yatılı okulda okudum azıcık da olsa açılabildim kızlara karşı fakat çok az kız vardı lisede,sınıfta yoktu mesela.
universitede daha rahattım en azından konusabiliyordum
yine çok az kız vardı fakultede ve evet sınıfta yine yoktu bir tanecik bilem kız,
ve yetim oldugum için ,o zamanda çok parasız pulsuzdum sefil giyiniyordum,
cafede kantinde oturup çay içip piyasa yapacak kadar bile yoktu, kendime hiç bakmıyordum,
çok zevksiz giyiniyordum, jöle parfum almak çok lükstü.
bir kot bir kadife pantolon 3 kazakla kışı ,5 tshirt ilede yazı geciriyormuşum ,
fotolara bakınca şimdi hakveriyorum niye hiç bir kız unideyken benimle ilgilenmemiş.
neyse şuan da çok iyi bir işim var şükür askerlik de tamam.

çok dertliyim bu konuda henuz daha hiç bir karşı cins ile opusmedim elele tutusmadım bile,bırakın aynı yatağı paylaşmayı.
burada ve tiraf.com da sevgililer gunu hakkında ve korunma gebelik ilişki ...vs hakkındaki
yazıları okuyunca çok garip duygular içerisine giriyorum.
ben başka gezegende mi yaşıyorum diye soruyorum kendi kendime.

hiç kimseyle çıkamadım bu nasıl mumkun oluyor ,olmuyor birturlu,kafam basmıyor etrafım,internet sevgi poturcukleri dolu.
ne kadar guzel bir şey olsa gerek bir kız tarafından aşkım diye hitap edilmek,ne biliyim sarılmak bir kıza tatmadığım duygular,
bu kızlar nasıl hoşlanıyorlar kime neden aşık oluyorlar?bana niye aşık olmuyorlar veya en azından ilgi duymuyorlar.
...geçenlerde bir dergide okuduğuma göre...Turkiyede 5 milyona yakın...bekâr kadın yaşamaktaymış.
Neredeler peki?kaç senedir,ben yalnızım.
Söylemek istemiyorum,ama artık bıktım usandım.
tek başıma aylak aylak geziyorum...televizyondaki saçma sapan programları izliyorum.
Böyle hayat mı olur!
kutup ayısını bile kıskanıyorum onun bile bahtsız bedevisi var benim kimsem olmadı ve
ciddi ciddi endişe duymaya başladım ben bu işten.
yani tek başıma bu dunyadan gocup gideceğim gibime geliyor.
3 yılı geçkindir facebooka uyeyim çok istikrarlıyım değiştiremedim relationship statusumu birturlu
arkadaslarımın bir ilişkisi yok tan nişanlılığa oradan evliliğe geçtiği haberlerini
takip etmek sevindirici olduğu gibi aynı zamanda çok moral bozucu.
fırlamanın ipsiz sapsız tipsiz serseri adamlar var çevremde hepsinin var bir seveni.

nerelerde yaşıyorlar bu ucuncu sayfaya konu olan kızlar,
itiraf.com da okudugum eşini aldatan kadınlar.
(yanlış anlaşılmasın boyle bir şey istemem zaten sadece çok garibime gidiyor aklım almıyor)
evlendikten sonra mı aldatıyorlar kimden hoşlansam,
kibarca yaklaşsam,muhabbet açmaya başlasam, posta koyuyor dolaylı dolaysız bana benim sevgilim var vs... diyor
tamam ama sevgilisi olmayan bile posta koyuyor,hayır çok tipsiz de değilim,
kafayı çiziyorum zaten yolda gorunce çirkin erkek guzel kız ikilisini.
kız kaçıran gibiyim kime yaklaşsam sonu husran,
kendime guvenimi kaybettim hiçbir kıza yanaşamıyorum,korkuyorum yine terslenmekten.
internette TV de haberlerde okudugumuz 17 yaşındaki kız 35 yaşındaki evli adama kaçtı,
çevremdeki arkadaslarimin anlattiği yok şu aynı anda 3 kızı idare ediyorum ,,
evli ama gözü hala dışarıda olan kocalar bekarım diyerek kız peşinde koşan adamlar,
yok internetten tanıştım geldi ben de 1 hafta kaldı dondu evine vs..gibi binlerce hikayeler gerçek mi,
gerçekse benim niye başıma hiç gelmedi.
esra erol programına katılmayı dusunmeye basladim.

durumumun ne kadar vahim oldugunu anlatmak için yazıyorum bunları ve daha fazla anlatmayayım ,anlatsam roman olur zaten.
nedir benim bu turk erkeklerinden ve turk kızlarından çektiğim ,internetten sevgili bulanlar şehir efsanesi mi?
msn den konustuggum ta sibiryadaki rusyadaki taylanddaki kızın bile benim sevgilim var turkiyede demesi
ve bana rastlaması ayrı bir bahtsızlık.
sizden istediğim yanlışlarım neler ve ne yapmam lazım nerelere takılmam lazım yani internetten olmuyor tam 3 senedir uğraşıyorum,
o kadar guzel sozler soyluyorum ama kimse ilgilenmiyor.
saolsun abaza yurdum insanı yuzunden bana sıra gelmiyor.salsa ya gittim yok oyle denildigi gibi erkek sıkıntısı 1 kıza 3 erkek düşüyordu,
hadi partnerleri alın dedi hoca herkes atik tabi ben boşta kaldım iyice moralim bozuldu caktirmadan WC ye gider gibi yapıp kaçtım o ortamdan.
ingilizce kursuna gittim 5 kişilik erkek kursiyer ve erkek hoca vardı benim seviyem için açılan kurda.
bana kızlarla tanışmama vesile olacak bir olay kurs ortam vb tavsiye edin.
ve de mumkunse turk erkeğinin ve turk kızının en az olduğu bir ulke adı soylermisiniz temelli oraya tasınmayı dusunuyorum olmadı.

PS: şuanki ruh halimi psikolojimi yazıya tam dokemememiş olabilirim,ama bilin ki iyi niyetle yazılmış şeyler,
vereceğiniz olumlu olumsuz butun cevaplar bana yol gosterecektir okuyan cevap yazan herkese şimdiden çok teşekkurler.
0
lovmore
(15.02.09)
bu tip şeyler planlı programlı şeyler değil. şu an sözlü olduğum ve evleneceğim insanla 6 yıl önce tesadüf olarak icq vasıtasıyla tanıştım, o ana kadar varlığından haberdar değildim. üstelik uzunca bir süre ilişki yaşamama kararı verdiğim anda şekillendi her şey. yani hayatın insana ne an ne getireceğini bilemiyorsunuz. o yüzden ingilizce kursunda metrekareye 3 hatun düşüyor, yemek kursunda sarışınlar var, hayvansever derneklerinde genelde balık eti aybalalar mevcut gibi kriterlere girmeyin. belki de salsa kursu çıkışında otobüs durağında olan birisi ile ilişkiniz olabilir.

dert tasa etmeyin demiyorum, neticede 26 yaşına kadar bir insanın ilişkisi olmaması kötü tabiki. ancak bunu bir takım planlı hareketler sonucu başarısız olduğunuz eklenen hayal kırıklığı ile katmerlemeyin. ha ne yapılabilir?

etrafınızda mutlaka bir kız arkadaşınız vardır, kanka vaziyette veya çok samimi olduğunuz. bu konuda kız milleti çok becerikli. benim hatun misal olarak esra ceyhan' dan beter. milleti evertip evertip duruyor. arkadaşınıza açılın, böyle bir sıkıntınız olduğunu bilsin. mutlaka bulur size birilerini.
0
galahad
(15.02.09)
biraz asosyal tip izlenimi edindim. öyle direkt teklif ile arkadaş sevgili olma çok nadir durumlarda olur, çok yakışıklı ya da çok güzel olma durumlarında, genelde bir ortamda ne kadar zeki esprili, ne bileyim etrafınla ne kadar çok pozitif enerji alışverişi olursa kızların o kadar dikkatini çekersin. bu da herhangi bir sosyal faaliyette olur.

yaşın için endişelenme, okulu askerliği bitirip güzel bir işe başlama için müsait bir yaş bu yaşın.

tekrar ediyorum görücü usulü ya da eş dost tavsiyesi ile olmayan bütün ilişkiler sosyal ortamlarda oluyor. o yüzden insanlarla çok vakit geçirmeye çalış. ortamda kız olması şart değil, erkek arkadaşının sevgilisin arkadaşı bile bi şekilde haberdar edilebilir senden. biraz kültür edin, biraz dikkat çekici olaylara eğil, senin bulunmadığın mekanlarda dahi senden bahsedilebilir.
0
efruz
(15.02.09)
mevzu henüz geyiğe dönmeden bi kaç deneyim ve bilgimi paylaşmak isterim arkadaşım;

bende 26 yaşında bir erkekim, uzun yıllar belkide 22 yaşına kadar doğru düzgün bir kızla çıkmadım yani evet kız arkadaşım oldu ama öyle efendim 1-2 mekana gidip gelmekten başka bir olayım olmadı, bırak böyle bir öpmeyi filan el ele tutuşmadık bile desem yeridir ve ciddi anlamda bir elin parmaklarını asla geçmez. bilgisayarcı olmamdan dolayı internetten kız kaldırma olayıda çok oldu hatta ve hatta evli 35 yaşında bir kadınlada görüştüm mektuplaştık filan zamanında ama oda benim istediğim değildi. sonra sabretmeyi ve kendimle mutlu olmayı becermeye başladım hiç bu kız olaylarını kafama takmadım hayatımda biri olsun diye düşünmedim aksine arkadaş ortamlarında kendimle mutlu bir şekilde harika zamanlar geçirmeye başladım yaklaşık 1 sene boyunca böyle oldu bu durum yaş 23 oldu, sonra birgün daha önceden tanışık olduğumuz ama merhabalaşmadan öteye gitmediğimiz bir kız karşıma çıktı ve bana aşık olduğunu söyledi ve o itirafın üstünden 3 sene geçti, hergün aşık olduğunu tekrarlayarak hayatımın tek sahibi ve evleneceğim insan oldu. çok mutlu ve evliliğe doğru giden bir beraberliğimiz var, uzun yıllar yaşayamadığım herşeyi her duyguyu onunla yaşıyorum şimdi. bende senin gibi yakışıklı olmayan ama sıfatsız bir insan değilim, extra özelliklerim yok misal osurmayla ateş yakamıyorum. sen türkiye'de tek değilsin hatta şu koca dünyada tek değilsin, senin gibi milyonlarca erkek var. yıllarca bir kızla çıkmayı bırak iki cümle kuramamış adamlar evlenip aile kurabiliyor. sadece sabret doğru zamanda doğru yerde olursan karşına aradığın insan çıkacaktır. öyle yeni yetme kız bozuntusu abuk subuk kişilerlede sırf birileriyle çıkmak adına birlikte olma zamanını ve enerjini boşa harcamış olursun. yani nokta atışı yap hayatında biri olsun ve o hayat boyu yanında olması gereken kişi olsun. bak senin açtığın bu başlığa aynı durumda olan birçok kişi cevap yazmicak, çünki erkekler arasında 18 yaşı dolduğunda genel evde milli olmamış adama top gözüyle bakarlar, sende bilirsin erkeklerin muhhabetinde şu kızı şöyle götürdüm böyle anuna koydum gibisinden muhhabetler çok olur. bir çok arkadaşım var her gece ayrı bir kızla evli barklı kadınlarla bilikte olan ama hayatlarında onları anlayabilecek ve içine düştükleri yalnızlık duygusundan çıkarabilecek bir kız yok.

naçizane tavsiyem bu duruma kafanı çok fazla yorma kendi kişisel gelişimine daha fazla önem ver ve kendinle mutlu olmayı öğren ki sonradan hayatına girecek kişiyide mutlu edebilmesini öğrenmiş ol. ayrıca günlük hayatta silik ve ezik biri gibi görünme sırf bu konu yüzünden, çünki genelde kadınlar güçlü ve kendinden emin aynı zamanda babalarına benzeyen erkeklerden hoşlanırlar. sen sırf bu yaşına kadar bir kızla çıkmadın diye silik görünürsen kadınlar sana çok fazla yaklaşmazlar.

umarım bir yardımım dokunmuştur.
0
snow bros
(15.02.09)
yazını okumaya başladığımda acaba kafaya mı alıyor bizi diye düşünmedim değil aslında ama bu kadar uzun bir yazı yazdığına göre demek ki gerçekten çok dertlisin. "şuanki ruh halimi psikolojimi yazıya tam dokemememiş olabilirim" demişsin ama paragraflarca yazman bile ruh halini ortaya koyuyor güzelce. kendi adıma, ben de dertli olduğum konularda uzuuun uzun yazıyorum ve sonra kendime şaşıyorum bunca şeyi nerden bulup yazdım diye.

neyse... senin konun hakkında şahsi yorumumu yapayım. sakın beni yanlış anlama! sana herhangi bir yafta yapıştırmaya falan çalışmıyorum ama bence işe psikolojik yardım alarak başlamalısın. evet, çok klasik bir tavsiye oldu biliyorum ama yazdıklarından da anlaşılıyor ki kendine güvenini tamamen kaybetmişsin. önce kendine güvenini sağlaman gerek. bu ruh haliyle karşına fırsatlar çıksa bile sağlıklı bir şekilde değerlendiremezsin zaten. kendin de söylemişsin artık kızlara yanaşmaya cesaret edemediğini. eskiden param yoktu ama şimdi çok iyi bir işim var demişsin. öyleyse psikolojik yardım almak için mali açıdan da bir engelin olmayacaktır. insanlar hala önyargıyla yaklaşıyor bu terapi olaylarına. kişi, kendi kabullense de acaba çevresindekiler hakkında ne düşünür diye tereddüt edip bir psikoloğa gitmekten çekinirler. ama bence senin şu anki ruh halin (yazdıklarını okuyunca berbat durumda olduğu anlaşılıyor) "elalem ne der"lere takılacak durumu aşmış çoktan. önce kendinle olan sorunlarını halletmelisin ki asıl sorununa dönebilesin.

çok klişe bir tavsiye oldu ama 10 kişiye sorsan bence 8'i sana psikolojik yardım alman konusunda tavsiyede bulunur.
yalnızlık çok zordur bilirim. seni çok iyi anlayabiliyorum. umarım sorunlarını halledersin.
0
daysleeper
(15.02.09)
kötü bir şey değil ki şu yaşına kadar birileriyle birlikte olmamış olman. önemli olan senin kendini nasıl hissettiğin. kaldı ki, bence vatana millete dünyaya yararlı bir birey olmak yönelimli hedefin daha anlamlıdır, bir iki kızla birlikte olmaktan.
ancak çok endişe edilecek bir durumda değilsin. kadın erkek ilişkisinden beklentin ne tabi bunu sorgulamak lazım. yani sikerim olayım budur polemiğe girmem gibi düşünüyorsan, zaten bu sağlıklı bir ilişki arayışında olduğun anlamını taşımaz (verdiğin birkaç örnekten anladığım bu).
birilerinin bir şeyler yapmış olması seni rahatsız etmemeli bence. önemli olan senin yaşam karşısındaki duruşun nedir? sen kendine nasıl bir rol biçiyorsun? buna bak derim ben.
ha evleneyim artık yaş oldu diyorsan, bu sefer sana söyleyeceğim şey şu olur: annene danış, o yoksa kız kardeş abla felan. eş dost akraba sana en uygun düşecek insanı bulacaklardır. bu kötü bir şey de değpildir üstelik. kadın erkek ilişkisinde rumuz mutluluksa, önemli olan onu sana sağlayacak olanı nasıl elde ettiğin değildir. şu halde bence biraz da bu alanlara yönel. biraz geleneksel bulabilirsin, ama dediğim gibi kimin sana ne sağlayacağı bilinemez.
kasma ayrıca bu kadar. bu sefer de lan bende bir bok mu var da kimse bana yanaşmıyor? düşüncelerine paranoyalara kapılabilirsin. onun sonu daha kötü olur. rahat ol, zamanı geldiğinde şu veya bu şekilde nasibin neyse o seni bulur!
0
fempusay
(15.02.09)
Author'la konuşun, o sizi kanatları altına alsın. Tabi ta kendisi değilseniz.
0
endless dream
(15.02.09)
yazıyı okurken duygulandım. herşeyi açık seçik anlatmışsın. istediğini açık seçik belirtmişsin. bunları söylemek birçok insana o kadar zor gelir ki, söyleyemez. bu yüzden tebrik ederim seni.

yukarda da belirttikleri gibi bu işler öyle hadi tanıştık çıkalım mantığıyla olmuyor abicim. örneğin herhangi bir kızla tanışsan büyük ihtimalle onu potansiyel kız arkadaşı/sevgili olarak göreceksin ve kız senden ilk etapta soğuyacak. erkeklerle nasıl arkadaş oluyorsan kızlarla da öyle ol. sanki onlar senin için farklıymış gibi davranma. çok seri bişekilde soru sorma hatta hiç sorma. bak göreceksin onlar sana soracak. biraz sabır biraz gizem katsan olaya nasılda aranan insan olacaksın. ilk başta ilgilenme yani tanıştığın biriyle çok ilgiliymiş gibi davranma. mesela bir olumsuzluğun var (atıyorum ayakkabın yırtık) bunu ondan utanarak sıkılarak gizleme. direk söyle. bak gülcihan ayakkabım yırtık görüyormusun. sende yeni yeni ayakkabılar giy. hiç düşünme bizi. gibilerinden. bu onun çok hoşuna gidecek. bu verdiğim sadece saçma sapan bir örnekti. bu herşey için geçerli. kızlarla kanki olmayı malesef beceremiyoruz. yapamıyoruz. direk sevgilimiz olsun istiyoruz. hemen çıkalım öpüşelim sevişelim istiyoruz. ama önce arkadaş olsak şakalaşsak yeri geldiğinde önemsemesek yeri geldiğinde ciddi ciddi tartışsak bak nasılda kendileri gelecek. kendileri arıyacak. kkendileri isteyecek.

tanışma olanakları hakkında bi fikrim olamıyacak malesef. ben daha çok tanıştıktan sonra izleyeceğin yolları söyledim.
0
guess
(15.02.09)
çok teşekkurler gerçekten çok guzel tespitlerde yorumlarda tavsiyelerde bulundunuz.ekşi duyuruyu bu yuzden çok seviyorum,biraz olsun içim ferahladı ,çok ümitsiz değilim aslında dün 14 şubat dolayısıyla duygu yogunluğu diyelim :)
0
🌸lovmore
(15.02.09)
slm
öneri maddelerimiz aşağıdadır:

1. hergün tanımadığın en az 10 kişiyle, bahaneler yaratarak sohbet etmek,

2. ilk başta iyi kötü demeden herhangi bir arkadaş grubu edinmek (erkek arkadaş bulamayana kız arkadaş hiiç yok) ,

3. evet, kız arkadaş aramayı bırakmak, iyi yemek yapmaya başlamak,

4. kendine güvenme konusunda eksikleri saptamak ve çözüm yolları bulmak,

5. asla ve kat'a ezik ve silik bir tip olmamak,

6. hiç tv izlememek, başkalarıyla (mesela iş arkadaşları) sohbet etmeyi engelliyor mu diye düşünmek,

7. bayan iş arkadaşların da içinde olduğu partiler ya da öğle yemekleri vs ayarlamak, varsa katılmak,

8. evrenin yasalarının istedeğimize göre çalışmadığını unutmayarak, "ille de şimdi olsun" düşüncesinden vaz geçmek,

9. üniversitelerin gerçek amaçlarından birinin, kişilere eş bulma fırsatı tanıdığını unutmamak,

10. aranan "özel" kadınların sayısının pek az olduğunu unutmadan "aramaya inanmak".

bir yastıkta kocamanız dileğiyle...
0
kabablanka
(15.02.09)
Amaca yonelik davranmalisin;
1-Amac ureme disi coitus ise: aksamlari baykus olacan
2-Amac ureme amacli ise: carsi pazar dolasacan. Arkadas gruplarina katilacan, ve elegini duvara asacan. Insanlara farkli gozle bakmayi ogrenmelisin. Cok guzel bir kadinin yatakta put gibi kalabilme ihtimali ile normal bir ablanin azgin bir kediye donusmesi arasinda tercih yapabilecegini hic unutma. Cocuklarina iyi bakabilecek bir kadin bul ve ailesini tanimadan kesin bir iliskiye -uzun vadeli- girme...
Bu nasihatlari cok genc ogrenmek var -deneye yanila cok sancili oluyor soyliyim- veya paramedic abini dinlemek var adamim.

en onemlisi, let it flow kiddo, her sey zamanla en iyisine varir be kardesim. sabir etmelisin.. dediklerimi unutma, fazla dusunme.
0
paramedic
(15.02.09)
bende yalnızım!çok ortama gitmeye çalıştım.aynı senin gibi kurslar aktiviteler falan..ama sewgili bulmayı geç sıkı muhabbet edebilecek birileri bile bulamadım.kalıcı arkadaşlık istedim hep ama olmuo bi türlü.herkes kendi derdinde.senin itiraf.com gibi oldu ama:D yalnız değilsin.ben varım:)
0
esintube
(27.08.09)
(19)

nefes alamıyorum. içim yanıyor. ne yapacağımı bilmiyorum.

seytanmelek
şuan konuşabileceğim kimse yok. çaresizim. kendime güvenimi kaybettim. berbat haldeyim.1 yıldır hayatımda biri var. evli. yaş farkı çok. ilk başta her şey güzeldi. sonrasında ben ona kimi yanlışlar yaptım, onu aldattım. sonrasında bunu bir şekilde telafi edeceğimi söyledim. çevremdeki herkesten uzak
şuan konuşabileceğim kimse yok. çaresizim. kendime güvenimi kaybettim. berbat haldeyim.
1 yıldır hayatımda biri var. evli. yaş farkı çok. ilk başta her şey güzeldi. sonrasında ben ona kimi yanlışlar yaptım, onu aldattım. sonrasında bunu bir şekilde telafi edeceğimi söyledim.
çevremdeki herkesten uzaklaştım. kendi -erkek- arkadaşlarımdan korkar oldum. o da yaşananlardan sonra paranoyaklaştı, çevremde yakın-uzak herkesi sorun eder hale geldi, telefonu geç açsam sorun etti, yani her adımım sorun oldu. ben de panik hale büründüm. neredeyse kronikleşti. her saniyemi anlattım, her arkadaşımı açıkladım. her şey düzeliyor derken.. ondan önceki sevgililerimden biri bir akşam bi iş için aradı. ama gerçekten iş içindi. bu da sorun oldu. akşam araması başka bir şeye işaretmiş vs. sonra ondan önceki sevgililerim ve onu aldattığım kişiyle tekrar görüştüğümü iddia etti. aslında yok öyle bişi. kafasında senaryolar yazıp onlara inandı. şimdi de onları arayıp olayı anlatıp gerçeği öğrenecekmiş.
bir yandan hakaretler.. küfürler.. ne kaltaklığım kaldı, ne şerefsizliğim. ama ben kaç aydır onunla yeniden bir şeyler kurmak için çabalıyordum. dışarı bile çıkmıyordum arkadaşlarımla. herkesten korkar hale geldim. her gün bi kavga yüzünden gözlerim şiş zaten. şimdiyse tamamen kopma noktasındayız.
oysaki işin bir de başka boyutu var. evli ve her akşam düzenli olarak eve gidiyor, o görevlerini hiç aksatmıyor. karısını aldatmadığını düşünüyor çünkü karısı ona sevgi ve şefkat vermiyormuş. eve karşı çok dikkatli. belki tırsıyor karısından belki de başka bir şey ama aralarında aşk yok en azından onu biliyorum. karısına ne kadar açık vermemeye çalışıyorsa ne kadar özen gösteriyorsa bana o kadar saldırgan davranıyor.
"sen bana şunu yaptın bunu yaptın sen artık geçmişim bile değilsin. kimse senin kadar iğrenç davramnmadı" diyor ama ben son aylar için söylediği şeyleri yapmadığımı bi şekilde kanıtladım. ama sallamadı bile.

korkunç haldeyim. gözlerim şiş. ağlamaktan helak oldum. yemek yiyemiyorum. bir işim var ama kafamı toplayamıyorum.
o bana her küfrü edebiliyor ama ben en ufak bişi desem sen görürsün deyip saldırıyor.
ben korkunç bir haldeyim.
ailem bile bana böyle davranamazken, ben.. bazen allahım öldür beni diyorum. dayanamıyorum sanki. nefes almak bile zor geliyor.
ben naptım bu kadar? ben napıcam şimdi?
0
seytanmelek
(08.02.09)
evli birisiyle bir senedir ilişki yürütüyorsunuz, zaten yeteri kadar yanlış. işin içinde fiziksel şidet ve hakaret var bir de. bunları da tolere ediyorsunuz. ağlamaya devam edin bence.

aşk falan deyip tüm bunlara meşruiyet yaratmayın bir de.
0
coffee and cigarettes
(08.02.09)
kendi yazdıklarını bir kez okuman bile ne yapman gerektiğini gayet açık gösterecektir. eğer yapman gerekeni yapamıyorsan bu konuda doktor yardımı almanı tavsiye ederim.
0
principia
(08.02.09)
bizim işimiz sizi yargılamak değil, orası net. herkes yaşadıklarından kendi mesuldur. ancak sadece şunu sorabilirim; bu kadar sağlıksız bir şeyin içerisinde bulunmayı nasıl reva görüyorsunuz kendinize? adam evli, evine gidiyor, karısı var, kadıncağızın haberi yok ve onlar "birlikte uyuyorlar" ve aynı adam kendi yaşadıkları son derece normalmiş gibi sizin hayatınıza yoğun müdahele içerisinde.

her şeyi bırakın hadi, bu adamın bekar olduğunu varsayalım, ee? hala her şey berbat ve sağlıksız?

bunu buraya yazmaktaki amacınızı da anlamadım, burada yapılacak tek bir şey ver bu ilşkiyi acilen ve sonsuza dek bitirmek, başka bir cevap verebilecek olan olduğunu düşünmüyorum.

şimdi başa dönelim, evet biz sizi yargılayamayız, ama bence siz kendinizi yargılayabilirsiniz, tekrar düşünün en adil olanı bu olacaktır bence.
0
desidire
(08.02.09)
insan yargıladığı, karşı çıktığı, olmaz dediği durumlarla karşılaşabiliyormuş. anafor gibi içine çekince çıkamıyorsunuz işte.
ben vicdanen hiçbir zaman zaten doğru olduğunu savunmadım. karşımda da her zaman karısı çocuğu bilmemnesi vardı ister istemez.
ister buna sevgi deyin ister bencillik ister alşkanlık isterseniz de zayıflık. bırakamadım, yapamadım, duramadım.
şimdi öyle noktaya geldik ki benden iğreniyor, bana karşı hırslanıyor. ama ben bu kadar kötü bir şey yapmadım ki..
iddia ettiği şeylerin çoğunu çürüttüm. her akşam saatinde eve gitmesine göz yummak zorunda kaldım. her gün onunla uyumasını sindirmek zorunda kaldım.

ben bu kadar hakareti nefreti küfrü hak edecek ne yaptım?

ben ne yapabilirim şimdi?
ne beraber ne ayrı olabildik biz bugüne kadar. ama özellikle son aylarda hep ağladım hep yalvardım hep kendimi anlatmaya çalıştım.
yaşım genç olmasına rağmen 50 yaşında gibi hissediyorum. hayatımı daha yeni kurmam gerekirken hayatım bitmiş gibi hissediyorum..
ben napıcam şimdi? yokluğu o kadar korkutucu o kadar garip geliyor ki. alışamam gibi sanki. o hayatını yaşarken ben onsuz yaşayamam gibi.

benden nefret etmesini, beni hayatından çıkarmasını ve sevgi dolu ilk günlerimizden bu noktaya gelmemizi sindiremiyorum. sindiremiyorum.sindiremiyorum.

ailem durumu bilmiyor. profesyonel yardım alacak param yok.
çaresizim. savaşmak zorundayım.
çıkmaz bir sokakta gibiyim. kuyunun dibinde gibiyim.
kendime güvenim sıfır. onun dediği gibi kendimi iğrenç, kanıbozuk, aşağılık gibi hissediyorum. güvenimi sıfırladı yani. gerçekten bu kadar iğrenç olup olmadığımı düşünmeye bile başladım.

ben ne yapmalıyım?
0
🌸seytanmelek
(08.02.09)
tamamen o adamı hayatından çıkartıcaksın. en fazla bir yıl daha ağlarsın. o adamı, o adamın arkadaşlarını, yani onu görme konuşma ihtimallerini tamamen kaldıracaksın, 2 yıl sonra ağlamayı bırakıp bana dua ediceksin. seni düşünmeyen karısına değer vermeyen insandan sineğe bile fayda gelmez.

kendine sosyal hobiler edin, tamamen yeni bir hayat kur. hayatının bu kısmını hiç yaşamamış gibi düşün. hayat o kadar kısa ki, hiç gurur yapmaya değmez. sana kaltak, şerefsiz, töbe töbe, ne demişse halt etmiş demiş, salla gitsin. bak farkındaysan seni yargılamıyorum sadece diyorum ki ne yaşadıysan unut, o adamı da bir daha görme duyma, kendine yeni telefon numarası, yeni çevre vs. edin... herkes hayatında bir kere hata yapabilir, bu çok büyük bir hata da olabilir, ama ölüm olmadıktan sonra dönüşü var. emin ol şuan kafan sağlıklı değil, böyle tavsiyelere sinir de olabilirsin ama hepsi geçicektir. bu konularda fazla da açık vermesen iyi olur. yani çok fazla arkadaşlarına çevrene yaşadıklarından bahsetme. ne kadar çok kişi bilirse, geçmişinden kurtulman o kadar uzun zaman alacaktır. dünyada ne kadar iyi insanlar var yahu, neden kendini böyle hasta ilişkilerle harap edesin ki?
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(08.02.09)
Bana hala ilişkinizi kurtarmaya çalışıyormuşsunuz gibi geldi. Ahlak polisi değilim, olanlardan da hiç hazzetmem ama bırakın aşık olmayı, en başta evli birine yaklaşmanız bile bu yaşananları ve hatta bin beterini kendinize layık görmeniz demektir. diğer hakaret, haksızlık olaylarına değinmeye bile gerek yok. "Bunları hak edecek ne yaptım" diyorsunuz ya, sert bir cevap yazmamak için kendimi zor tutuyor ve burada bitiriyorum.
0
tavsan hummasi
(08.02.09)
hatalı olduğunun farkındasındır sanırım. evli biriyle olman, aldatman, seni aşağılayan biriyle beraber olman öncelikle kendine saygısızlıktır. umarım beni yanlış anlamıyorsundur.

herkes hata yapabilir, herkes kötü zamanları olduğunda yanlış bir şeyler yapabilir. çok normal. bu dakikadan sonra bence onu hayatından çıkar. kendine çeki düzen ver. bir süre hiçbir ilişkiye başlama. kendine meşgul olabileceğin güzel şeyler bul. emin ol bir süre acı çekersin ama ondan sonra hayatını normal bir şekilde devam ettirirsin. yaşının genç olduğunu söylüyorsun, bence gençliğini böyle şeyler için harcama derim.
0
trista
(08.02.09)
git yalvar. "kulun köpeğin olayım" de. seni affetmesi için ne gerekiyorsa yap. bağırsın, çağırsın, vursun, kırsın hiç sesini çıkarma.

dememizi mi bekliyorsun?

ya yaşadığın bunca saçmalığa rağmen hala "ne yapmalıyım ben?" diye kendine soruyorsun ya buna şaşırıyorum ben. çıkar hayatından gitsin. yeni ufuklara yelken aç.
0
cruor
(08.02.09)
o olay biteli çok olmuş.
"zamanında böyleydim, şimdi böyleyim" numaralarını ancak gariban halk yer, onu da tayyip'ten yer. erkek 1 kere yer, ikinci kere yemez.
0
head
(08.02.09)
ben zamanında yalvaracağım kadar yalvardım çabalayacağım kadar çabaladım. gururumu da ayaklar altına aldım, onurumu da kişiliğimi de. her şeyimi.
kendime güvenimin kalmaması da zaten bunların sonucu.

evet yardıma ihtiyacım var. yanlış biriyle yanlış bir ilişki yaşadım ve sonucunda yapmadığım şeylerden dahi suçlandım. o kendine toz kondurmadı ama ben her şeyin sorumlusu oldum.

evet yardıma ihtiyacım var. toparlanmam lazım. depresyona girmek bütün gün mal gibi oturup durmak sürekli ağlamak istemiyorum. kurtulmalıyım. bu ruh halinden bu hayattan bu başağrılarından bu aşağılamalardan kurtulmalıyım.
yardım istiyorum sadece. nasıl barışmalıyım ne yapmalıyım değil ki sorduğum.

sakinleştirici mi alayım, bitki çayları içip bitki mi yutayım ne yapayım..
evet korkunç bir bir yıl yaşadım ama bunu en sağlıklı şekilde atlatmalıyım. ve kendimi çok güvensiz çok kötü hissediyorum bu yüzden de yardıma ihtiyacım var.
çünkü bir hayatım bir işim bir ailem var. hayatımda bir şeyleri geç de olsa kurmam lazım.
hatalarımın da farkındayım yapmadığım ama suçlandığım şeylerin de..
içinde bulunduğum ruh halimin de..

bu yüzden yardım istiyorum.
tabi ki bu adamı hayatımdan atmam lazım "bir kavanoz recel bunlarda gecer" ne güzel yazmışsın. evet bir süre ağlıycam içim yanacak ama sonra unutucam değil mi? beim buna inanmaya ihtiyacım var. hayattaki tek umudum, şuan o var dediğin iyi insanlarla da karşılaşabilmek ve yaşayabilmek. eskisi gibi, ondan öncekinde olduğu gibi yaşayabilmek.
ama ne yapacağımı bilmiyorum.

güvensizlik ve umutsuzluk işte en kötüsü. ve ben şuan tam da bunları yaşıyorum. ama toparlanmam lazım.
toparlanmam lazım.
0
🌸seytanmelek
(08.02.09)
1-telefonunu değiştir.
2-evini değiştir.
3-mümkünse işini değiştir.
4-bu adamdan (adam olduğunu var sayıyorum) koşarak kaç!
5-arkadaş çevreni değiştir.
6-düşüncelerini değiştir.
7-ne yaptım ben diye sor; ne yapacağına, bir önceki soruya verdiğin cevaba göre karar vereceksin!
0
fempusay
(08.02.09)
git karısıyla tanış konuş hatta 3'ünüz buluşun..iyice boqa sarsın ilişkiniz..bakarsın boşanma davaları falan açılır, mahkemeler..ailen olayı öğrenir..

ya da henüz bu duruma gelmemişken hazır, eski arkadaşlarını geri kazanmaya bak..tek başına kalmamaya çalış çok fazla..istiyorsan dua et, soğuk suyla duş al sürekli..

en önemlisi bu olaydan bi ders al..
0
noctiluca
(08.02.09)
onunla bağlarını tamamen kopardıktan sonra,

otur 1 ay ağla. ama emin ol geçer. geçmeyen hiçbir aşk acısı yoktur. böyle diyorum çünkü ona gerçekten aşık olduğunu sanmıyorum. sadece ilgiye ihtiyacın olduğunu düşünüyorum. içinde bulunduğun boşluk senin hata yapmanı sağlıyor sanırım. mantıklı düşünmeye çalışırsan çabuk atlatırsın. unutma ki aşk çift kişilik bir mutluluktur; tüketebileceğin acı çekeceğin bir şey değildir.

hayvanları seviyorsan barınaklara git, kedilere köpeklere mama dağıt, onlarla vakit geçir. onların mutluluğunu görmek inan seni çok rahatlatır. biraz spor yap, hayata pozitif bak, bir kursa yazıl. ücretsiz kurs dolu etrafta belediyenin. aşkla ilgili hiçbir şey düşünme. veya al bir arkadaşını beraber atla trene, türkiye'yi dolaş. yapabileceğin o kadar çok şey var ki...
0
trista
(08.02.09)
vah yazık sen ikinci olmayı kabul ederek baştan bu yolu kendin çizmişsin, ne kadar ağlasan da faydası yok.
0
alkolikfedai
(08.02.09)
dur madem pas atmışsın cevaplayım yine. unutursun kardeşim, garantisi benden. unutmazsan ikinci yıl bana dua etmezsin (beddua filan aman aman, sakın:)), hadi izin verdim adam tutar dövdürürsün. ne diim ben sana daha ya. bu kadar garanti verdim. yeter ki kurtul o adamdan.

bak şunu unutma ki, her normal ilişki de sorunlar olur. ama bu sorunları mantıklı insanlar aşarlar. burda normal ilişki eşiyle adam arasındaki ilişki, seni kastetmiyorum. öyle eşim beni sevmiyor, benimle ilgilenmiyor filan saçmalığına kanma. eşine ilgi gösterse, ilgi görür. yok eğer böyle bir şeyin olmayacağına inanıyorsa da o kadınla neden evlenmiş, evlenmiş hadi sonradan kadın değişmiş diyelim düşük bir ihtimalle, o zaman neden boşanmıyor? bırak o kendi kendini kandırsın, ne yaparsa yapsın, sen kendi hayatını düşün. değmez yavrum değmeeeezzzz, eşini aldatan erkeğe değmez.

inan sen daha iyi birisini bulacaksın, seni daha çok seven birini bulacaksın. şuan öyle zor bir dönemden geçiyorsun. olur böyle şeyler, çok insan bu hataya düşüyor. hayvanları seviyorsan hayvanlarla ilgilenmek ilgini biraz dağıtabilir. bir sürü şey yapabilirsin bu süre zarfında.. çok kısa sürede aklından çıkacak. emin ol sen ona tahmin ettiğin kadar aşık değilsin. kadınlar biraz onları şımartmayan, kovalayan erkeklere ilgi gösterir. bu yıllardır böyledir. bu da normal. yaşadığın şeyleri çok kişi yaşıyor malesef, çoğu insan da atlatıyor. ilaçlara filan bulaşma. en büyük çözüm yine senin beyninde. sakın anti depresan, alkol, sigara gibi ikincil sorunlara bulaşma. kitap oku bol bol. dil öğren, hobi edin. ne bileyim böyle şeyler yap. ağla bol bol açılırsın, ağlamaktan zarar gelmez. ama haplar işine yaramaz, öyle şeylere bulaşma.
bazen bazı şeyleri sindirmek en iyisidir. iyileşmek için bazı ilaçları bitkileri, burnumuzu sıkar yine içeriz ya. bu gibi:S yani idare et bu benzetmemi artık. sindir gitsin. ne demişse ne yapmışsa cehennemin dibine. o senin böyle olacağını bile bile bu işe başladı. onun eninde sonunda sarılacağı bi eşi de var. burda sen çok genç olduğun için aldanmışsın. şimdi ne dediyse ne yaptıysa göm onu bi yere. nereye gömdüğünü de hatırlama bi daha. foto filan varsa notlar başka şeyler yak sil hepsini. biraz ağlarsın belki ama sorun değil. ağlaya ağlaya yok et herşeyi. azcık ağlamayla bişey olmaz. hadi canım güveniyoruz sana bak hepimiz bu kadar yazdık, bildiğini okuma yine emi:)

bu arada dikkatini çekiyorum hiç birimiz git eşine anlat demiyoruz. başına yeni işler açma yani. bir an önce olayı kapatman senin için en güzeli. yoksa toplum önünde suçlu sen olursun. birde onun derdini başına sardığınla kalmış olursun.
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(08.02.09)
Yasaman gerkiyormus boyle birsey. Odaklanman gereken sey bu durum icin cektigin uzuntu, bunları haketmedigin halde yasıyor olmandan mı kaynaklanıyor, yoksa zaten olay zinciri icinde icinden cıkmak iztemedigin iliski icinden mi uzuluyorsun?
Daha acık konusayım, kurban mısın, yoksa kutsallastırma cabası icinde misin yasananları?
Yapılacak sey bu konuda ne istediginize karar vermek gibi. Bunu yasamaya devam edebilirsiniz; bir sekilde devam eder sizin tarafinizda.. ya da askiya alır biraz dinlenirsiniz. Etrafinizdaki insanlardan destek alin. Yalniz kalmayin ve bu konudaki yogun dikkatinizi dagıtmaya calısın; anlatmak zorunda olmadan yardım isteyebileceginiz biri yoksa psikolojik danısma talep edin; cozum de en az icinden cıkamadıgınız sorunlar kadar yanıbasınızda duruyordur eminim. Bazen insan zihni kendine boyle oyunlar oynar; sanki acı cekmeyi haketmisiz gibi; ama yasam da kişiler de ve kurdugumuz ilişki degerleri bizim kurdugumuz seyler.
Zor donemecler, iyisi ve kotusuyle hepsi sizin ve degerli deneyimler.
0
eleazenon
(08.02.09)
dışarıdan bir şeyler soylemek baskalarına hep kolaydır. dolayısıyla burada soylıyecegımız pek cok sey sana acımasız ve anlamsız gelebılır. ama sunu bılmelısın kı yasadıgın sey yanlıs, hem evlı bırıyle bırlıkte oldugun hem de bu kısının sana her turlu hakaretı etmesıne ve senı assagılamasına ızın verdıgın ıcın. hala onu ıstemekle ve sana gerı donmesını beklemekle bu yanlısı devam ettırıyorsun. o adamdan sana hayır gelmeyecegını zor da olsa, acı da verse kabul etmen ve kendını ondan uzak tutmaya calısman sart. varsa yakın oldugun bır arkadasın onunla konus, ondan senı bıraz olsun oyalamasını sana destek olmasını rıca et. tek basına ustesınden gelmek cok da kolay olmayabılır. ama oncelıkle bu adamdan uzak dur! calısıyor olman guzel, en azından gun ıcınde oyalanacak bır seyın var. Psıkolojık destek alıp bu donemı ılac takvıyesı ıle belkı daha kolay atlatabılırsın. bence bır psıkiyatrla gorus. herkesın sorunlarla bas etme gucu aynı degıldır, sen ılacsız atlatamayacagını hıssedıyorsan bu konuda yardım alabılırsın. ayrıca her sey zamanla gecıyor ama sımdı, acın tazeyken bunu anlaman bıraz zor. yıne de aklının bır kosesınde bulunsun. yanlıs yolda yurumeye devam etmek ıcın dırenme, acı cekersın falan fılan ama sonra hayatın bır sekılde duzene gırer. obur turlu zamanla daha fazla boka batmaktan baska bır sey yasamazsın.
0
think martini
(08.02.09)
anlık ağlamalar, öfke nöbetleri, geçmeyen asabiyet, sanki bir rüyadaymış gibi hissetme hali. yiyememe, içememe, nefes alamama.. sanki bundan sonra hep daha kötüsü olacakmış gibi hissetme..
allahım noluyor bana diye düşünmekten başımın ağrısı dinmiyor.
beni yargılamadan yorum yapıp halimden anladığınız ve yardımcı olmaya çalıştığınız için teşekkür ederim. gerçekten.

inanın konuşacak bir arkdaşım var başka kimsem yok bu konuda. sanki bir kabusun içindeyim ve uyanamıyorum. yıl dönümü planları yaparken -ki onu da tek başıma yapıyordum gerçi!- şimdi ne haldeyim.
şimdiye kadar bırakacak cesaretim olmadı onu. her şeyi bile bile, göre göre cesaret edemedim. yaş farkını bilmemneyi geçtim de evli olması hep canımı yaktı, hep utandım insanlardan.
ama yapamadım. şimdiyse güçsüzüm. tek başına hissediyorum.
ama toparlanmalıyım bir şekilde.

@eleazenon: haklısın. ben onu ilişkimizi yaşananları hep kutsallaştırdım. tanrılaştırdım. şimdi ise tanrısını dinini yitirmiş biri gibiyim. ne saçma halbuki değil mi? o da bir insan!
@think martini: şimdiye kadar sesimi çıkarmadan her şeye bana her türlü davranışına izin vermem zaten bu şekilde olmamın sebebi bugün. her şey onu hayatıma sokup sokmamamla ilgili di mi? her şey benim iznime bağlı..
@trista: bana ne kadar yardımcı oldun bilsen. barınakların adreslerine baktım. gidip kedi köpek sevicem. iş yerimdeki köpeklerimizi sevicem. minik yeğenimle oynıycam. bu kalbimin üstündeki kocaman ağırlığı atıp rahatça nefes almak için her şeyi yapıcam.
@bir kavanoz recel bunlarda gecer: yok yok eşine anlatmayacağım merak etme. eşi, hayatında biri olduğunu bi şekilde biliyor. en son msn de beni sorgularken eşi yazışmaları gördü. daha önce de kimi şeyler oldu zaten. adımı sanımı bilmiyor ama biri olduğunu biliyor. hiç de bişi yapmıyor. daha önce de yaşamışlar bu tip şeyler.
1 yıl sonra sana mesaj atıcam ya da buraya yazıcam. umarım gülümseyerek yazarım. umarım kalbimin üstündeki bu ağırlık kalkar, nefes alabilmeye başlarım.

bana hala "ben bunları hak etmedim" dedi ya. ya ben? ya ben o kadar şeyi hak ettim mi? of. bu acı nasıl geçecek.
0
🌸seytanmelek
(08.02.09)
yazılacak hemen herşeyi suser lar yazmışlar..tek diyebileceğim rahatlamaya çalış ve bundan bir kaç hafta sonra bu olayı zihninde canlandırdığında şu anki kadar seni korkutmayacağından ve önemli gelmeyeceğinden emin ol...o evli adamdan kurtul.kendini işine eşine dostuna ver.sosyalleş.bir hobi edin....biraz rahatla....
0
rosencruz
(09.02.09)
(9)

Anahtarim kayboldu !!

ermanen
Disarda degil evin icinde kayboldu, ev de kucuk birsey zaten. Normalde masanin ustunde veya yatakodasinda her zaman koydugum yerde olmasi gereken anahtar yok oldu. Aslinda kapiyi actiktan sonra nereye koydugumu %100 hatirlamiyorum ama koyulabilecek cok da fazla biryer yok evde. Sonucta evi de 1 saat
Disarda degil evin icinde kayboldu, ev de kucuk birsey zaten. Normalde masanin ustunde veya yatakodasinda her zaman koydugum yerde olmasi gereken anahtar yok oldu. Aslinda kapiyi actiktan sonra nereye koydugumu %100 hatirlamiyorum ama koyulabilecek cok da fazla biryer yok evde. Sonucta evi de 1 saat aradim nerdeyse. En garip yerlere bile baktim. Simdi tek bir secenek daha vardi aklimda. Aksam bir arkadas gelmisti eve, sonra bu bana oyun mu oynadi acaba diye dusundum. Aradim bu arkadasi, yanlislikla anahtari almis olabilir misin falan dedim (bu kismi da zorla soyledim zaten), yok dedi, uykuluydu zaten bir de. Ama aklima hala baska birsey gelmiyor, yani iyi bir arkadasiniz boyle bir saka yapabilir mi? bu arkadas aldiysa ve soylemiyorsa baska nasil bir yontem uygulayabilirim? Aldigindan da emin degilim cunku gunahini da almak istemiyorum. Muallakta kaldim yahu...

edit: cope bile baktim yahu:(

edit2: kapi disina, ayakkabi iclerine, yatak altina, nevresimlerin icine, cope, banyo klozetine, kuvete, torbalara, yahu heryere baktim heralde, ev buyuk degil zaten, mobilya falan da yok..

edit3: buzluga bakmadim, aklima gelmemis o, evde de degilim su anda, gidince bakarim, isyerindeyim, kapiyi da guvenlige kilitlettirdim
0
ermanen
(05.02.09)
Koltukların arasına sıkışmıştır, cebinizdeki delikten astarın arasına düşmüştür, eve gelirken yanınızdaki alışveriş torbalarının içine koymuşsunuzdur, ayakkabının içine düşmüştür.

Öyle deli yerlere girmeye çok meraklıdır bu anahtarlar.
0
sui
(05.02.09)
Ayakkabının içine bak
0
sheba and the albino girls
(05.02.09)
ben benzer bir durumla karşılaştım mı bütün odayı salona çıkarıyorum. sonunda çıkıyor bir yerden.
0
emrag
(05.02.09)
ceplerine bak (gömlek cebi dahil), elinde çantan varsa mutlaka içine bak. elinde poşet moşet varsa onun içine de bak. eve gelişinden itibaren bütün olaylarını yeni baştan yaşa. naptın nettin evin nerelerine gittin felan gibi.
neden diyecek olursan:
ben bazen o kadar salaklaşıyorum ki (seni tenzih ederim); elimdeki anahtarı alış-veriş poşetinin içine, çantama, cebime felan koyuyorum. bazen gözlüğüm gözümde iken saatlerce gözlüğümü arıyorum.
0
fempusay
(05.02.09)
buzdolabının buzluk kısmında olabilir.
eve girdiğiniz sırada ne düşünüyordunuz?
0
milistroke
(05.02.09)
Dışarıda kaldı galiba...
0
sheba and the albino girls
(05.02.09)
disarda kalidysa kim alacak ki, alsa alsa arkadasim almistir iste oyun yapmak icin, ama masanin ustuden almis olma ihtimali daha yuksek, aradigimda yok dedi, baska nasil taktiksel birsey desem de o alidysa geri alabileyim. (nasil birsey denir bilmiyorum alip almadigi da mechul)
0
🌸ermanen
(05.02.09)
ben de geçen gün evden çıkmadan önce öyled bi şeyi kaybettim, saatlerce aradım sonra evin içinde, bi de sinirlenio insan aptal gibi..

Bir şey kaybedince en işe yarar arama yöntemi bence ne yaptıysan aynısını tekrardan yapmaya çalışmak. Yani işte böyle eve girdim, ayakkabılarımı burda çıkardım, çantamı şöyle koydum, önce tuvalete girdim ellerimi yıkadım filan gibi... Belki bi telefon çalmıştır, yere düşmüştür filan , normalde koymayacağın yere koymuşsundur. Anahtarı en son gördüğün yere geri sar, baştan oynat bence..
0
sayinseyirciler
(05.02.09)
kaybolan şeyin nereye bakılırsa bakılsın aramakla bulunma ihtimali düşüktür. zamanla kendi kendine çıkar ortaya. arkadaşının da günahı alma lakin kilidi değiştirmek de kalp kırmayıcı ve içini rahatlatacak bir çözüm olur.
0
zengin mineralli maden suyu
(05.02.09)
(2)

insan kaynakları ile ilgili sunum...

gijilti
bir insan kaynakları sunumu hazırlamam gerekiyor ve bu konuda pek tecrübeli olmadığımdan örnek sunumlara ihtiyacım var. elinde bu tarz sunumlar olan var mı ya da nereden bulabilirim örnek sunumlar bilginiz var mı?Teşekkürler...
bir insan kaynakları sunumu hazırlamam gerekiyor ve bu konuda pek tecrübeli olmadığımdan örnek sunumlara ihtiyacım var. elinde bu tarz sunumlar olan var mı ya da nereden bulabilirim örnek sunumlar bilginiz var mı?

Teşekkürler...
0
gijilti
(04.02.09)
insan kaynaklarına nereden yaklaşım? insan kaynaklarının nesine yaklaşacaksın ki? bunları ortaya koymadan insan kaynaklarına yaklaşacam ben diyorsan, zor olur o biraz.
0
fempusay
(04.02.09)
slideshare.net
0
x daemon
(04.02.09)
(5)

Tez Savunması

kahvegibi
Selamlar,Cuma günü tez savunmasına gireceğim. Ama biraz formaliteden olacak çünkü tezim tamamlanmadı ve hoca 3 ay ek süre vereceklerini söyledi. Şimdi sorulara geçelim:1) Genel olarak tez savunması ile ilgili önerileriniz nelerdir? 2) Nasıl giyinmek lazım? Yani böyle takım elbise, etek ceket mi, yok
Selamlar,
Cuma günü tez savunmasına gireceğim. Ama biraz formaliteden olacak çünkü tezim tamamlanmadı ve hoca 3 ay ek süre vereceklerini söyledi. Şimdi sorulara geçelim:

1) Genel olarak tez savunması ile ilgili önerileriniz nelerdir?

2) Nasıl giyinmek lazım? Yani böyle takım elbise, etek ceket mi, yoksa biraz daha smart casual takınılabilir mi?

3) Babam, tez savunmasına giderken yiyecek bir şeyler alınır, çıkışta bir kokteyl verilir diyor. ama bu tez savunması gerçek değil ve bana süre vereceklerini biliyorum. gene de böyle bir şeyler götürmem gerekir mi?
0
kahvegibi
(04.02.09)
1) savunmaya kadar jüri üyeleriyle aranızdaki ilişkiler, danışmanının sana bakışı, tez izleme komitesindekilerin sizin hakkınızdaki görüşleri çok şeyi belirlemiş olacak.

2) resmiyete önem vermek gerekebilir.

3) tez kabulu sonrasında hocaları biryerlere götürmek çoğu yerde adettendir. ancak giderken kuru pasta kısır falan alındığını ilk kez duyuyorum.. zaten kabul edilmeyeceği için ikrama gerek yok.

önceden savunmanın yapılacağı odayı öğrenip, şartlar hakkında bilgi edinmek faydalı olabilir. kantine yakın değilse, hem kendinize hem de hocalara birer şişe su, mümkünse savunmanın belli bir zamanında kapının çalınıp kendiliğinden çaycının gelmesi gibi atraksiyonlar denenebilir.

hayırlı başarılar...
0
kabablanka
(04.02.09)
2. smart casual olacağını sanmıyorum. yani olur da hoş görmezler pek. etek ceket veya pantolon ceket tarzı öneririm. ben tez savunma sıramı beklerken diğer odalarda savunma bekleyen hanımlar hep öyleydi.

3. üç ay süreyi aldığım savunmada da, üç ay sonraki savunmada da kokteyl falan olmadı. "tezin kabul edildi tebrikler" dediler, el sıkışıp çıktım gittim. varsa danışman söyler zaten. söylemediyse yoktur öyle bir şey.
0
kibritsuyu
(04.02.09)
1-2-3: Tamamı ile jüri ile senin arandaki ilişkilere bakar. Dışarıdan yüksek lisans / doktora yapıyorsan biraz daha resmi, daha kuralına uygun olabiliyor. Yok içerideysen zaten (araş gör vb.) o zaman daha relax.
0
sui
(04.02.09)
1- teze hakim olduğunu her şartta göster. düzeltme alacak olsan bile, "efenim aslında ben şöyle iken şöyle böyle iken böyle de çalışmalar yaptım. ancak şurada da şu eksikliğimiz bulunmaktadır. bu nedenle de çalışmamızdaki eksiklikleri gidermek adına şöyle böyle işler yapacağız, edeceğiz" tadına mevzulara gir. tabi sana konuşma fırsatı verilirse. bazen danışman önden olayı hallettiği için savunmacıya pek söz düşmez. o ayrı bir hadise ki, içeri girdiğinde jüri başkanı, sürecin nasıl olacağını sana bildirir.
saygı hürmet kelimelerini eksik etme hocalar hodbindir genelde.

2-ne bir düğüne gider gibi abartılı ne de turistik bir geziye gidermiş edasında rahat ol. genelde bir takım elbise o olmadı, etek ceket (pantolon ceket) gömlek işini görecektir. aşırı makyaj yapma, kızabilirler (bilim nosyonu koklamış insanların daha bir einstein tarzı olmalı hesabı).bir de bizde bazı bayanlar vaardı; özel saç-maç yaptırırlardı. aman diyim böyle bir hataya düşme. ne isen o ol!

3-yiyecek işi bir nevi kutlamadır. tatlı felan götürülür. ben y. lisansta ilk savunmada geçmiştim. hiç de bir şey götürmemiştim. kaldı ki, sen mezun da olmuyorsun bence götürme bir şey. düzeltme sonunda yeniden savunmaya gireceğin düşünüldüğünde; o zaman ne götürmek istersen götürürsün.
0
fempusay
(04.02.09)
formalite?
otomatik 3 ay ilave?


kahvegibi
tezin doğrudan yetersiz bulunabileceği gibi bir olasılığı göz ardı etmeyin.
tamamen lay lay lom bir hava + adamların tersinden kalktıkları bir gün = süpriz şekilde sonlanmasın.
0
can see
(04.02.09)
(4)

İki Baskı Sorusu

eftalit
Değerli yurttaşlarım;1)Elimde 1000 sayfayı geçkin e-booklar var. Bunlar herkesin kullanımına açık e-booklar yani suç işlemiyorum. İsteğim bunları bastırmak. Nerde ve ne kadara bastırabilirim?2)Okuldaki bir etkinlik için a4 bóyutunda renkli bir el ilanı hazırladım. Çift taraflı. Bunu kuşe kağıda 500
Değerli yurttaşlarım;

1)Elimde 1000 sayfayı geçkin e-booklar var. Bunlar herkesin kullanımına açık e-booklar yani suç işlemiyorum. İsteğim bunları bastırmak. Nerde ve ne kadara bastırabilirim?

2)Okuldaki bir etkinlik için a4 bóyutunda renkli bir el ilanı hazırladım. Çift taraflı. Bunu kuşe kağıda 500 adet bastırmak istiyorum. Maliyeti ne olur sizce?
0
eftalit
(03.02.09)
Bastırmayın, bilgisayardan okuyun bence.
Yazık kağıda.
Hem ne güzel aratabiliyorsunuz edebiliyorsunuz.
0
386 dx
(03.02.09)
ebooklar renkli mi siyah beyaz mi?
kac tane ebook bastiracaksiniz?
0
terp
(03.02.09)
matbaalar halleder o işleri. yaşadığınız yerde sorun soruşturun matbaa var mı yok mu. fiyatlar hakkında yorum yapamam maalesef..
0
dambil
(03.02.09)
e-book diye arattır sözlükte. orada bir arkadaş kendi yöntemini anlatmıştı. lazer yazıcı, tel sprial felan gibi. maliyeti sanıyorum 5-8 arası bir şey veya biraz daha fazla diye yazmıştı.
sölük için: (bkz: e-book)
0
fempusay
(03.02.09)
(14)

Bankamatik fazla para verdi

abtash
az önce bankamatikten 200 tl çekmek istedim 300 tl verdi bug var sanırım bi el atın, iş bankası sakarya kampüs şubesi..şaka şaka..sorum şu bug var doğru 200 tl istedim 300 tl verdi de bişi yapmam gerekir mi, bi haberde rastlamıştım bankalar bu durumda bişi yapamıyorlarmış sanırm. bugüne kadar çok çe
az önce bankamatikten 200 tl çekmek istedim 300 tl verdi bug var sanırım bi el atın, iş bankası sakarya kampüs şubesi..


şaka şaka..

sorum şu bug var doğru 200 tl istedim 300 tl verdi de bişi yapmam gerekir mi, bi haberde rastlamıştım bankalar bu durumda bişi yapamıyorlarmış sanırm. bugüne kadar çok çektirdi bana. diğer hesapta 400 tl daha var, tekrar gidip 200, 200 halinde çekmeyi deneyeceğim,(okul harcını yatırıcam suserlar, o olmasa faizle borç alacaktım zaten, param olunca veririm, kötü düşünmeyin hemen)

dışarı kapalı ne olur ne olmaz.
0
abtash
(30.01.09)
şans böyle bir şey işte. bizim harf notları açıklanıyor. gg geliyor hepsi. insanlara bankamatikten 100 lira fazla para geliyor. afiyetle yiyin efendim.
0
dambil
(30.01.09)
Banka onu geri ister senden, kaydın var kuydun var. Ben diyeyim yani de sen bilirsin gene.
0
sui
(30.01.09)
verdik ya adresi:) sakarya/ sakarya üniversitesi kampüs şubesi beklerim hepinizi şimdi gidiyorum bankamatiğe. banka da yanında hemen yatır çek yaparsam sezerler mi diye tırsıyorum ama paraya ihtiyacım var denemeye gidiyorum sonuçları yazıcam:)
0
🌸abtash
(30.01.09)
ingilteredeki olayda paralari geri istemeyecegini aciklamisti yetkililer. "sizi vicdaninizla bas basa birakiyoruz" un ingilizcesi yani.
0
la traviata
(30.01.09)
geri ister, ya da hesabından çeker
0
thefirstfbli
(30.01.09)
haramdır geri götür derim. bana olsa, zirilyon verse geri götürmezsem insan olmiyim.
0
fempusay
(30.01.09)
o kampüsteki atmlerden bıktık walla. ulan bir tanesi de düzgün olmaz mı..bir işin olunca ya bozuk ya para yok...hele yapı kredininki illallah dedirtti. hocam arkadaşımla para çekerken parayı hesaptan düşürmesine rağmen vermedi. sanırım yapı kredinin atmsiydi. bankaya gidip böyle böyle dedik. "biz zaten her akşam kayıtlara bakıyoruz anlaşılması kolay oluyo o tür şeylerin, eğer doğru söylüyorsanız yarın alırsınız paranızı" dediler. arkadaş ertesi gün aldı parayı. sanırım anlaşılır senin olay... ama salağa yat bence..bir de o bankamatiğin yüzünden sigarasız kalmıştım bi' gece, para yoktu alette :).
0
rodeocu
(30.01.09)
babama iş bankasından olmuştu aynen. götürdü geri verdi ama canından bezdirmişlerdi diye hatırlıyorum dilekçe doldur bilmemne doldur vs.
0
black wings gray eyes
(30.01.09)
"hesaptan düştü ama para vermedi" derseniz jurnale bakarlar 200 çıkmış gözüküri parayı sayarlar 200 fazla gözükür, öyle anlaşılır. dalgının bir memur banknotların ayrı ayrı konulduğu banknot kutusuna yanlış para koymuşsa ve sana o denk gelmişse (50'lik kutusuna iki tane 100 koymuştur mesela, makine sana 2 tane 50 verdiğini zannederken 2 tane 100 vermiştir) kime denk geldiğini nasıl tespit etsinler. sayılıp konuyor gerçi ama olur mu olur.
0
kibritsuyu
(30.01.09)
neyse gittim verdim bug da geçmiş zaten, kötü niyetim yoktu sadece harcı yatırmak için boşuna kredi çekmeyeyim diyordum.

rahatım şimdi.

edit: di mi kibrit suyu:)
0
🌸abtash
(30.01.09)
sakarya diyor abicim ne ankarası. sakarya diye bir ilimiz de var. ankara'daki sakarya caddesinde kampüs falan yok. iş bankası da yok. birahane meyhane falan var.

insan geri verince "ah, dürüstlüğünüz için teşekkür ederiz, kalsın, bu da size hediyemiz olsun" falan diyeceklerini bekliyor hep. ama alınan da hep "baba" oluyor. banka tabi bu boru değil. kendi parası değil sonuçta.
0
kibritsuyu
(30.01.09)
kibritsuyu'nun dediği hesaptan düşüp para vermeme bana da olmuştu iş bankası atm'inde. önce yarım saat kendimi inandırmaya çalıştım sonra da kasayı açtılar saydılar filan iki saat fuzuli beklemiştim. koskoca iş bankası bile ne yanlışlar yapıo. cık cık..
0
spirit crusher
(30.01.09)
Tam tersi "parayı vermediği halde hesaptan düşme" olayı Ziraat bankası şubesinde başıma gelmişti. İçeri sorduğumda "önemli değil, program kendini belirli saatlerde güncelliyor, o zaman düzelir." dediler. O an için çok fazla paraya ihtiyacım olmadığı için üstelemedim bende, herhangi bir form da doldurmadım. Ertesi gün hesabımı kontrol ettiğimde tastamam hesaptaydı param.
0
iustitia omnibus
(30.01.09)
bizim kampüsteki atm de olmuştu,ziraat bankası herkesten teker teker aldı ....güvenip harcama bence.....
0
rosencruz
(31.01.09)
(8)

Şairin adı

sui
Hatırlayamıyorum delireceğim. Çok ünlü bir şair değildi muhtemelen, Türk, aynı zamanda reklamcı olduğunu hatırlıyorum. Bir veya en fazla iki kitabı vardır, Atilla İlhan'ımsı bir tarzı vardı, aşk-ya da ayrılık üzerine çooook uzun, karanlık, adamı darmadağın eden bir şiiri var, böyle yirmi bölümden fa
Hatırlayamıyorum delireceğim. Çok ünlü bir şair değildi muhtemelen, Türk, aynı zamanda reklamcı olduğunu hatırlıyorum. Bir veya en fazla iki kitabı vardır, Atilla İlhan'ımsı bir tarzı vardı, aşk-ya da ayrılık üzerine çooook uzun, karanlık, adamı darmadağın eden bir şiiri var, böyle yirmi bölümden falan oluşuyor olabilir. Bazı kısmında fahişelerden, gösteri yürüyüşlerinden, hapishanelerden bahsettiğini hatırlıyorum hayal meyal.

Ve kendisi 2-3 sene önce öldü sanırım, intihar olabilir.
0
sui
(30.01.09)
intihar deyince aklıma gelen:
(bkz: zafer ekin karabay )
0
fempusay
(30.01.09)
Yok değil. Sanki soyadında öz falan vardı. Komple atıyor da olabilirim.
0
🌸sui
(30.01.09)
(bkz: kaan ince) var bir de intihar eden?
0
fempusay
(30.01.09)
Yok o da değil. Belki de intihar etmemişti, eceliyle ölmüştü. Genç ölmüştü ama onu iyi biliyorum.
0
🌸sui
(30.01.09)
Arkadaş Z. Özger

reklamcı değildi, sadece ölüm ve öz soyadı çağrışımyla yazdım
0
cutterfly
(30.01.09)
belki biraz tuhaf gelecek ama aslında tuna kiremitçi reklamcı bir şairdir. üstelik de birer komedi olan romanlarını yazmadan önce ciddiye alınan başarılı bir genç şairdi. akademi diye bir şiir kitabı vardı ve dahası varlık dergisi'nden ödül almıştı. öte yandan özdemir ince olabilir mi diyorum? veya yakın zamanda orhan duru toprağa verildi. o da reklamcılık yapıyordu aynı zamanda sanırım.
0
beccaria
(30.01.09)
Yok değil arkadaşlar maalesef ya. Sözlükte başlığı bile var aslında, orada okumuştum hatta öldüğünü.
0
🌸sui
(30.01.09)
Kendim ettim kendim buldum, cevap uğur özakıncı olacaktı.
0
🌸sui
(30.01.09)
(4)

şarkı, türkü, eser...

v4vendetta
(bkz: anket)Aşkı en güzel anlatan Türkçe eser hangisidir sizce? Bir iş için lazım, teşekkürler :)
(bkz: anket)

Aşkı en güzel anlatan Türkçe eser hangisidir sizce? Bir iş için lazım, teşekkürler :)
0
v4vendetta
(30.01.09)
cemal süreya'nın aşkı (bkz: #1298689) ile atilla ilhan'ın ben sana mecburumu ilk beşe oynar.
0
sui
(30.01.09)
(bkz: senede bir gün)??

gerçi hala onun bi aşk mı, takıntı mı olduğunu tartışırım kafamda ama.. aşksa helal olsun :)
0
lovemyself
(30.01.09)
justaddwater
(30.01.09)
(3)

office word.de metinleri eğmek mümkün mü?

gijilti
mesela bir satırı bir dikdörgenin köşegeni konumuna getirmek.
mesela bir satırı bir dikdörgenin köşegeni konumuna getirmek.
0
gijilti
(29.01.09)
word art dışında mümkün gözükmüyor.
0
desdinova
(29.01.09)
doğru anladıysam önerim şu:
2 adet metin kutusu içlerine gerekli metni yaz. köşelere göre konumlandır ve metin yönü değiştir seçeneği ile metin yönünü istediğin gibi ayarla. (evet süperim)
0
fempusay
(29.01.09)
metin kutusu içindeki metne, metin yönü değiştir deyince bende 90 ve üstleri şeklinde oluyor.
0
desdinova
(30.01.09)
(2)

Kazak Örücü

tcyx
Öncelikle (git: 56341)Bu kazagı maalesef bulamadım. Peki kazak ördürebileceğim bir yer biliyor musunuz? ben boyle tarif etsem, ya da çizsem mesela, bana git iki gün sonra gel kazagını al diyecek birilerini ya da bi yerleri biliyor musunuz? Not : İstanbulda yasıyorum.
Öncelikle (git: 56341)

Bu kazagı maalesef bulamadım. Peki kazak ördürebileceğim bir yer biliyor musunuz? ben boyle tarif etsem, ya da çizsem mesela, bana git iki gün sonra gel kazagını al diyecek birilerini ya da bi yerleri biliyor musunuz?

Not : İstanbulda yasıyorum.
0
tcyx
(28.01.09)
Yapıp yapmadıklarını bilmiyorum hiç ama, Bakırköy'de kıl yün şiş bilumum örgü malzemesi satan bir dükkan var, örgü dersleri filan da veriyor burası hatta. Orda şansını deneyebilirsin. Dükkanın ismi "Moda" idi sanırım. Meydanda, Burger King'in ordan girip sola dönüyorsun, yolun sağ tarafında kalıyor. Açık adresi de bu.
0
peki
(28.01.09)
geçen bir duyuru vardı. birisinin kayınvaldesi örüyormuş böyle böyle şeyler. bir arattır olmadı modlardan birine sor. belki bir bilen çıkar. veya ilan sahibi çıkar "evet benim" der.
0
fempusay
(28.01.09)
(6)

orjinal midir?

pembeli kiz
soru baslikta link asagida.http://urun.gittigidiyor.com/Bvlgari-Voile-Jasmin-100-ml-Eau-de-Toilette-Sp_W0QQidZZ15517223
soru baslikta link asagida.


urun.gittigidiyor.com
0
pembeli kiz
(28.01.09)
adama yapılan yorumlara bakılırsa değil;

"Ürün hızlı geldi ama orjinal değil,ne şişesi ne içi.Ürünü iade etmek için 21.01.2009 dan beri 4 kez mail attım hala cevap yok."

bi de daha önce gg'dan parfüm alınır mı diye sorulmuştu. yani bence alma. parana yazık.
0
deckard
(28.01.09)
şöyle de bir şey var:


geronimo1974 ( 16 ) Calvin Klein Euphoria Intense Men 100 ml Eau de 07/01/2009
Yorumu Parfüm eksik geldi...en az 10 ml..şişesi biraz hırpalanmış ...sanırım bu işte bir bit yeniği var çünkü kokusu da kalıcı değil
geislingen cevabı : TERBİYESİZLİK YAPIYORSUN GÖNDER DİYORUZ HEMEN ALALIM 3 HAFTA SONRA YAZIYORSUN 130 KİŞİDE SORUN YOK SENDE VAR HAYRET YA SAYGILAR - 08/01/2009

ilginç ama. hem terbiyesiz hem de saygılar. saçma bu!
0
fempusay
(28.01.09)
gittigidiyor dan parfüm alınmaz. sahte olmasa bile kesin bir bokluk vardır.
0
cilgin fantezilerin adami
(28.01.09)
büyük ihtimal değildir. ben birinden almıştım. şimdi ismini hatırlamıyorum ama çok satış yapan biriydi. 300 yorum filan vardı. bunların içinden 5 tanesi sahte demiş ürünlere. dedim herhalde o beş kişi gıcıklık yapıyor. ürünü aldım çok bariz sahteydi. ürünü iade ettim. bir başka arkadaşım da aldı. o da değildi. yani %100 orjinal, yok %100 orjinal tester lafları hikaye. gg dan orjinal olduğunu düşünerek parfüm almak mantıklı değil yani. onun yerine açık parfüm satan yerlerden alın daha iyi. kokuları gerçeğine daha yakındır.
0
philosophia
(28.01.09)
yurtdışı satış fiyatı 69$ (110 tl civarı), freeshopta 40 $ civarına alınabilir.
0
xyoney
(28.01.09)
her parfum sahte diye de bir sey yok yalniz onu da belirtmek lazim. aqua bvlgari kullaniyorum parfum olarak. 2 kere havaalani duty free'den almistim 140tl -guya duty free-. sonra gg'de tester satiliyordu, 70 liraya aldim ve parfum tamamen orjinal, kokusu, kaliciligi..

arastirmak lazim iyice, nasil olur o tabi zor. oyle bi milletiz ki cakma mal aldigimizda bile tesekkur ediyoruz. sans biraz
0
no christ requiress
(28.01.09)
(3)

dostoyevski acaba kaçında

jack of hearts
ekteki ilk (sağdaki) resim nerede ve hangi tarihte çekilmiş?resimdeki adam kesinlikle dostoyevski midir?bizim bildiğimiz dostoyevski kel, uzun sakallı, molla bir adam değil miydi? o güzelim saçları ne ara döktü? yoksa sibirya'daki kürek cezasında mı? (...)bu soruların cevaplarını biliyorsanız veya e
ekteki ilk (sağdaki) resim nerede ve hangi tarihte çekilmiş?
resimdeki adam kesinlikle dostoyevski midir?
bizim bildiğimiz dostoyevski kel, uzun sakallı, molla bir adam değil miydi? o güzelim saçları ne ara döktü? yoksa sibirya'daki kürek cezasında mı? (...)

bu soruların cevaplarını biliyorsanız veya en azından bir fikriniz varsa lütfen yazmaktan çekinmeyiniz. dostoyevski'nin genç yaşlarındaki görünüşünü hep merak etmişimdir. işin aslı tam da böyle bir tipte bekliyordum. ne derin bakışlardır onlar öyle.. dediğim gibi konu hakkındaki en ufak bilgi zerreciğinize dahi açığım.
0
jack of hearts
(23.01.09)
de.wikipedia.org

burda da 2 resim var. senin eklediklerinin 2 sinden de farklı saçları. doğuştan kel olmayacağına göre vardır saçları. saçlı resim gerçek olabilir yani. ayrıca yüz hatlarını felan inceledim saçlı resim kendisidir diyebilirim.
0
fempusay
(23.01.09)
teşekkürler ama takıldığım nokta saçtan öte yaşıydı.
0
🌸jack of hearts
(23.01.09)
tahminimce geç yirmili yaşlardadır o saçlı resimde. 26 felan olabilir.
0
fempusay
(23.01.09)
(6)

almanya´dan ne alinir?

swallowed arsenic
daha uc hafta almanya´dayim. kaldigim yer augsburg. buralardan ne, nasil ve nereden alinmali? her turlu bilgiye acigim efenim.
daha uc hafta almanya´dayim. kaldigim yer augsburg. buralardan ne, nasil ve nereden alinmali? her turlu bilgiye acigim efenim.
0
swallowed arsenic
(19.01.09)
elektronik mevzulara ilgin varsa mediamarkt a bir bak derim. bir de alış veriş komplekslerine uğrarsan süper indirimli kılık kıyafet bulabilirsin. gezmen lazım.
0
fempusay
(19.01.09)
sıradan ama gerekli. çikolata almayı unutursan hiç gelme derim turkiye'ye. hemide alkollüsü daha bir hatıra geçer.
0
guess
(19.01.09)
hefe weizen ve bilimum cesitlerinden olabilir. ayrica freeshoptan bi karton west ve bir sise cekdenyils.
bende zamaninda cok düsündüm ne getirsem diye sora kalkdim ferero cikolatalarindan aldim. nerden bileyim kosebasindaki arif bakkalda bile ferero satilir.
en iyisi freeshop...
0
sioxis
(19.01.09)
bence kesinlikle media markt a uğramana gerek yok. fiyatlar aynı boşu boşuna hammallık yapma.
0
imparatorolmayikolaymisandin
(19.01.09)
4.5 kg lik gold whey protein alinir. hatta 2 tane alinir teki burda 300ytl den satilir.
0
no christ requiress
(19.01.09)
saturn ve media markt'a uğra kesinlikle.aşağı yukarı aynı olan fiyatlar çoğunlukta bile olsa çok çok daha ucuz olan bi dolu ürün var.fotoğraf makinelerine bakabilirsin, aciyip farkediyor türkiye ile arasında
0
vampyria
(20.01.09)
(5)

resimdeki şeyin adı nedir?

unusual
merhaba,1. ekte resimleri olan şeyin ismi nedir? kep mi? 2. gitti gidiyor'da bu şeyi satmak istiyorum, sizce ne kadardan açık arttırmayı başlatayım? sizce nedir bunun ederi? bir tarafında armalar, diğer tarafında da rozetler var.teşekkürler
merhaba,
1. ekte resimleri olan şeyin ismi nedir? kep mi?
2. gitti gidiyor'da bu şeyi satmak istiyorum, sizce ne kadardan açık arttırmayı başlatayım? sizce nedir bunun ederi? bir tarafında armalar, diğer tarafında da rozetler var.
teşekkürler
0
unusual
(16.01.09)
(bkz: Kayık Kep)

Türkiye'de satacaksan armaları, rozetleri sök ayrı ayrı sat. Bu devirde askerlerden başka kayık kep giyen yok.

Belki ebay'den yurtdışına iyi fiyata satabilirsin.
0
sheba and the albino girls
(16.01.09)
fazla alıcı bulamayacağını düşünüyorum nedense. öte yandan, fiyat belirlemede esas alacağımız herhangi bir kriter koymamışsın. örneğin, sana maliyeti neydi? malzemesi nedir? arkası gelecek midir? yeni sezon eski sezon mudur? bütün bunlardan sonra diyeceğim o ki; asgari bir limit koyarak bence açık artırmaya başla. örneğin, 5 lira de başlangıç fiyatına. almak isteyn olursa üstüne koyar ve nihayet arttırım olursa olur. olmazsa en kötü 5 liraya satmış olursun.
böyle iken böyledir.
0
fempusay
(16.01.09)
@sheba and the albino girls: e-bay aklıma gelmemişti, teşekkür ederim.
@fempusay: hiçbir fikrim yok malzemesi ile ilgili. bana hediye gelmişti, belki öyle şeylere ilgi duyan birileri olabilir diye satmayı düşündüm. çekmecede duruyor çünkü.
0
🌸unusual
(16.01.09)
rusyada sokak tezgahlarında yüzlercesi satılıyor bunların. çok özel bir şey değil yani. oradaki fiyatını hatırlamıyorum ama burada da 15-20 den fazla etmez herhalde.
0
domine deyus
(16.01.09)
50 liraya anlaşalım (:
0
05
(17.01.09)
(11)

Felsefe okuyup üstüne bir işletme ya da ekonomi masterı çaksak bişeye benzer mi?

noliy
zevk için felsefe okuyup üstüne ekonomi masterı yapsak iş alanı olarak seçenekler genişler mı?(tabi yabancı dilde okunacak diye düşünürsek)
zevk için felsefe okuyup üstüne ekonomi masterı yapsak iş alanı olarak seçenekler genişler mı?(tabi yabancı dilde okunacak diye düşünürsek)
0
noliy
(13.01.09)
çok güzel şeylere benzer...
0
alkolikfedai
(13.01.09)
Yapabilirsen gayet güzel olabilir aslında. Piyasa analisti vs. olarak iş de bulabilirsin; ama Türkiye koşulları göz önüne alındığında biraz zorlanırsın gibi geliyor. Üstelik felsefeden mezun olup ekonomi yüksek lisansına girebilmen de mümkün olmayabilir. Bence ekonomi okuyup üzerine felsefe masteri yapman sana daha çok fayda sağlar..
0
meursaults
(13.01.09)
felsefe üzerine ekonomi çok kasar. birbirinden çok bağımsız şeyler sonuçta. ama ekonomi lisansı üzerine felsefe ok meursaultsun dediği gibi. felsefede kendini arıcılık okusan da geliştirebilirsin sonuçta.
0
krasotkin
(13.01.09)
Bence önce girmeyi planladığınız okulların master programlarına bakın bakalım felsefe mezunları başvurabiliyor mu? Ayrıca felsefe mezunu birisi sanırım matematikle haşır neşir bir master yaparken zorlanacaktır...
0
crown
(13.01.09)
ben de bu başlıkta şöyle bişey sormak istiyorum ki: bilgisayar mühendisliği bitirilip felsefe masterı yapmak gibi bi imkan var mı? varsa yapmanın bi faydası olur mu, yoksa sadece zevk için yapılmış gibi mi olur? bana pek bi faydası olmazmış gibi geliyor. bi de master yapabilmek için 2.5 ortalama olması lazım gibi bişey var mı? soruyu biraz gasp etmiş gibi oldum ama, pardon.
0
tepedeki psychedelic adam
(13.01.09)
@tepedeki psychedelic adam: ahmet inam elekt. muhendisligi mezunu filozof. 2.5 ve uzerini cogu okul ister. bi de gercekten istiycen ki beseri mezunu ogrencilerin arasindan siyrilabilesin disiplin disi bi ogrenci olarak. bu durumda ortalamani ve ales'ini de elinden geldigince yuksek tutmanda fayda var.

@noliy: lisans donemi insana nosyon da kazandirdigi icin olmak istediginiz seyi olabildigince erken olmaya calisin derim. felsefe sizin icin arada ugranacak bir ilgi alaniysa 4 senenizi felsefe okuycam diye harcamayin, tirt bi bolum de diildir zaten felsefe (gozlemledigim kadariyla), okumalari falan cok boldur, kastirma kabiliyeti vardir.
0
boshi
(13.01.09)
hakikaten çok çakma olur. (istihza yok)

ille de bu olasılığı zorlayacaksanız lisansınızın üzerine felsefe yük.lisansı yapmanız daha iyi bir fikir. İşin aslı küçük olasılıkla çok iyi bir sonuç bile çıkabilir entelektüel anlamda.

ama bunu para kazanır bir kaynağa dönüştürmek yalçın bir kayadır mütevazi görüşüm.
0
can see
(13.01.09)
şu tür bir şeyler olur herhalde, bıyır:

en güzel duygularla yuvamızı kurmuştuk
en tatlı hayallerle karı koca olmuştuk
birimiz peri kızı birimiz padişahtık
bir masal dünyasında ne güzel yaşamıştık
büyü bozuldu birden hatıralar ağladı
mazi kalan günlerden bizde sevgi kalmadı

evimiz kuzu gibi gönlümüz bir saraydı
ne olurdu ah tanrım aşkımız yaşasaydı
birimiz peri kızı birimiz padişahtık
bir masal dünyasında ne güzel yaşamıştık
büyü bozuldu birden hatıralar ağladı
mazi kalan günlerden bizde sevgi kalmadı


ha afedersin sen yabancı dil demişsin. ben orayı anlayamamışsım (özellikle -s-) tam olarak. yapabilirsen tadından yenmez bir hadise gerçekleştirirsin. yapanlar yok mu vardır. bir de sen olursun ki sonraki nesillere hep senden örnek veririz.
0
fempusay
(13.01.09)
@crown; baktım başvuru koşulları ve yönetmeliğe. eğer farklı bir alandan giriliyorsa master programına bilimsel hazırlık yılı denilen bir olay var.zaten ilginç bir şekilde 1.yıl yoğun matematik diğer yıllarda da mantık dersleri var.
@meursaults;zorlanma olayının haricinde ben de iş alanı olarak öyle ihtimalleri düşünmüştüm.benim için çalışılabilecek eğlenceli ve fikir gerektiren meslekler verdiğin örnekler.
@fempusay;hacı şiiri okuduktan sonra olayın hayallerde güzel gelen fakat realitede sıfırlanan güzelliğini bir daha vurguladın ama napalım. ben şuanda üniversitede okuyorum zaten hem de mezun olsan çok sağlam para kazanabileceğin bölümlerden. ama bir öğreti yok burada bilineni al uygula mezun ol git orda da uygula.olayı buna çevirmiş piyasa.akademik kariyer desen bu ünide(mimar sinan)hiç olmaz. herkes ayrı hırslı en kıdemli hoca bile boş anında sevmediği araştırma gör. ayağını kaydırıyor. okuyacaksak zevkli bişeyler okuyalım biraz görüş katsın biraz da düşündürsün.başka bir isteğim yok açıkçası.bir türlü çalışmak gerekir diye o ekonomi masterı da yoksa çok da fifi. okumam bile yani paşa gibi otururum kalırım ünimde arş.grv. olarak geyik yapar dururum.
0
🌸noliy
(13.01.09)
--->noliy
hocayım ben hoca. ayrıca o şihir değil kibariye ablamın bir parçasının sözleridir. ha sen dersin ki o şihir değil midir? işte felsefe de zaten tam burada başlamaktadır.
ankara'da kitaplarını satan bir insanımız ile tanışmıştım: yunanistan memleketinde kendisi felsefe doktorarsı yapıyormuş! dedim ki, hacım, felsefe doktorası yapsan ne yazar! kitaplarını satıyorsun ulan! (tabi içimden)
felsefe illa mektepte öğrenilmez yani anlıyacağın. ben yönetim felsefesi okumuştum doktorada. hoca bir bayıltıyordu görsen. ondan sonra azmettim okudum bayağı felan. baktım iş sen de. hani diyor ya: "hararet nardadır sacda değildir, marifet baştadır tacda değildir; her ne arar isen kendinde ara, kudüs'te, mekke'de hac'da değildir!" olay budur hafız. başka bir şey bilmem ben!
0
fempusay
(14.01.09)
@fempusay
güç içinde diyosun. o da güzel tabi:))
0
🌸noliy
(14.01.09)
(2)

Sanal Kimlik

kisaltma kablosu
Sevgili suser arkadaşlarım,internette bürünülen kimlik, sosyo-ekonomik nedenleri, gerçek kimlikle, nette oluşturulan kimlik arasında farklarla ilgili soru cevap bir tezim var.ben sorumu sordum, bi zahmet cevaplayıverin be.vizesinden de 20 aldık zaten.
Sevgili suser arkadaşlarım,

internette bürünülen kimlik, sosyo-ekonomik nedenleri, gerçek kimlikle, nette oluşturulan kimlik arasında farklarla ilgili soru cevap bir tezim var.

ben sorumu sordum, bi zahmet cevaplayıverin be.

vizesinden de 20 aldık zaten.
0
kisaltma kablosu
(12.01.09)
şimdi olayı hangi dal açısından incelediğini bilmiyorum. öyle bir ayrıntı yok bu nedenle ben biraz sosyoloji yönelimli laflar edeyim:



sanal ortamda kurulan ilişkilerin yüzyüze olmamasının vermiş olduğu bir güvenle gerçek kimliğinde bir çok bastırılmış duyguya sahip olan bireyin, sanal kimliğin sağlamış olduğu güven duygusu vasıtasıyla bilinç altında yer alan bu örtük dürtüleri açığa vurduğu veya vurma eğilimi gösterdiği açıktır. bu yönüyle sanal kimliik daha çoğunlukla psişik bir alt yapıyı kullanır. belki zorlama ile bağdaşık sosyal yapının da sanal kimliğin oluşturulmasında etkisi vardır.
gerçek kimlik özellikle sosyal statü ve bağlaşık rollerin ifadesi olurken sanal kimlik elbette sanal statüye dayalıdır. üstelik statü veya rol çatışmalarının geçek kimlikteki karşılığı ile sanal kimlikteki yansıması da birbirinden farklıdır. gelgelim sanal kimlikle karşı karşıya kalınacak olan sosyal yaptırımların çoğu kez akim kaldığı da söylenmelidir.
sanal kimlik biir bakıma kişilerin -her türlü kısıta bağlı olarak- sosyal kimlikleri ile ifade edemedikleri yüzleyeşemedikleri gerçeklikleri ifade etme olanağı da sağlar. ve belki bundan öte asla biraraya gelme olanağı bulamayacağı kişilerle sanal kimlik örtüsü altında kolaylıkla yüzleşebilir. bu noktadan bakınca da sanal kimlik birçokları için sınıf atlama sosyal katman değiştirme aracı olarak değerlendirilebilir.

not. görüşlerim eğer kullanılmaya değer görülürse atıf isteyebilirim. 2 gün sonra ben bunları bir yerde yazacak olursam "vay efenim benden apartılmış, arak" felana gelemem. kolaylıklar ve başarı dilerim.
0
fempusay
(12.01.09)
ingilizce varsa bu konu ile ilgili yazilmis bir sürü makale var. virtual identity cyber identity diye aratin bulacaksiniz.
0
atmacaged
(13.01.09)
(9)

Göz altı morluklarına ne yapılabilir?

genc irisi
Gözlerimin altı feci şekilde morarıyor.daha doğrusu o dönemdeki uykusuzluk/alkol/stres oranlarına göre açık kahverenginden mora doğru renk değiştiriyor.normalde kafama takmam ama son zamanlarda kardeş fazla cigara içmek iktidarsızlık yapıyomuş sende içme fazla şu tipine bak diyenler felan türedi ki
Gözlerimin altı feci şekilde morarıyor.daha doğrusu o dönemdeki uykusuzluk/alkol/stres oranlarına göre açık kahverenginden mora doğru renk değiştiriyor.normalde kafama takmam ama son zamanlarda kardeş fazla cigara içmek iktidarsızlık yapıyomuş sende içme fazla şu tipine bak diyenler felan türedi ki ben normal sigara dahi içmeyen biriyim.bu olay yeni değil uzun zamandır var.hatta daha az olsada annemde de var.nette bi kaç yere baktım en iyi çözüm lazer tedavidir demişler ama ugraşamam tedaviyle.basit yöntemler varmıdır tavsiye ettiğiniz.patlıcanı dilimle koy gözlerine felan tadında.
0
genc irisi
(12.01.09)
pamugu caya batir, gozlerini kapatip cayli pamugu gozlerine koy, dinlen

edit: osurulu iyi hatirlatti, cayin ilik olmasi gerekiyor:)
0
ermanen
(12.01.09)
ilimis poset caylari goze bastirmanin faydali oldugunu duymustum.
0
osuruklu
(12.01.09)
aşırı kansızlıktan da olabileceğini duymuştum. Eğer yorgunluk ve halsizlik gibi şikayetlerin de varsa bir kan testi yaptırmakta fayda var.
0
yellow brick road
(12.01.09)
göz altı morluğu kapatıcıları var veya tam ismini bilmediğim o malzeme işte. herhangi bir kozmetikçiye başvurursan kolaylıkla satın alabilir ve mutlu mesut yaşantına devam edebilirsin.
0
fempusay
(12.01.09)
sağolun dostlar ılık çay denemeye başlıycam hemen.
@fempusay öle kapatıcı felan delikanlıyı bozar bi gören anlayan felan olur karizmayı çizdiririz sonra :)
@sleep may be the enemy yosun yağını not aldım ilk fırsatta soracam aktarlara
0
🌸genc irisi
(12.01.09)
(git: 15908)
0
ainothia
(13.01.09)
genetikse hiç bişey yapılamaz :) kendimden biliyorum cocuklugumdan beri farklı renkte göz altlarım. ama yorgunlukta daha da artıyor o zaman da kivi koyacaksınız efendim. suna dumankaya mı ne oyle bi kadından öğrenip denedim işe yarıyor. kiviyi dilimleyip koyun bekletin biraz. bi de aynı zamanda şişlik falan da oluyorsa ona da çiğ patates koyacaksınız.
0
likeinme
(13.01.09)
hemoroid kremi göz altı torbalanması için yanlışlık olmasın.
0
likeinme
(13.01.09)
sağolun dostlar nette aramıştım ama asıl duyuruda aramayı unutmuşuz.hemoroid kreminide fi filmde görmüştüm bende hakkaten gerçekte süren varmı ya :)
0
🌸genc irisi
(13.01.09)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.