Giriş
(4)

Hayat paradoks mudur?

ermanen
Hayat paradoks mudur nedir. Dusundukce ayrintilara gomuluyorum, icinden cikamiyorum, kisir dongulere giriyor bazen, bazen de dusuncelerim fraktallar gibi sonsuza yakinsiyor. yoksa cok mu filozofik dusunuyorum, ama basite indirgiyorum yine karmasiklasiyor. psikolojik bir problem olamaz, kendimin fark
Hayat paradoks mudur nedir. Dusundukce ayrintilara gomuluyorum, icinden cikamiyorum, kisir dongulere giriyor bazen, bazen de dusuncelerim fraktallar gibi sonsuza yakinsiyor. yoksa cok mu filozofik dusunuyorum, ama basite indirgiyorum yine karmasiklasiyor. psikolojik bir problem olamaz, kendimin farkindayim. aslinda kendi icimde halledebiliyorum sonra yine kordugum oluyor, dusunmek istemiyorum bazen, o da imkansiz. kafami dagitacak bircok degisik seyle ilgilendigim halde boyle, yoksa kendim mi paradoksum bilemedim. boyle iste, nedir sizce, napayim?
0
ermanen
(09.01.09)
Evet dostum maalesef.
Hayır dostum degil.
Muhahahaaaa uhahaha muhahahaaaa ("M. Jackson-Thriller" sonundaki gulen adami dusunun)
0
paramedic
(09.01.09)
Bu cumle yanlistir.
0
lightblue
(09.01.09)
aklındakileri yazıya dökmenin, yukarıda yazdıklarından çok daha açık ve net bir yolunu bulursan, ve bunu sürekli bir alışkanlık haline getirirsen, sonra da bunları en baştan sona doğru okursan, bazı şeyleri yerli yerine koyabileceğini düşünüyorum.
0
andy kaufman 2
(09.01.09)
lennon j. der ki; "hayat, biz bir şeyleri planlarken belki de olup biten şeylerdir."
0
fempusay
(09.01.09)
(3)

ne demek

galak
paye verip de paya pay katmak. şair burda ne demek istemiş?
paye verip de paya pay katmak. şair burda ne demek istemiş?
0
galak
(07.01.09)
içinde geçtiği metini yazardan belki daha açıklayıcı olur.

paye:değer, rütbe
0
kaleci makabayasi
(07.01.09)
gereginden fazla deger vermek
0
ermanen
(07.01.09)
ben şöyle anladım: birine bir paye verip o paye verilen üzerinden kendi menfaatini katlamak ama neye göre verilen payeye göre. örneğim de şu: diyelim ki, fortingia memleketi ile bir ilişkimiz var ama kazancımız düşük. ve biz de güçlüyüz hani bir admamımızı başkan yapacak kadar. o zaman, adamımızı fortingia memleketine başka yaparız. ondan sonracıma o memleketin nesi var nesi yok sömürürüz. ilk durumumuza göre paye verdiğimiz kişi üzerinden,payımıza pay eklemiş olmaz mıyız?
0
fempusay
(07.01.09)
(3)

canavar gibi powerpoint sunuları yapmak istiyorum

atrin
başlıkta derdimi anlattım. böyle flash animasyon gibi etkileyici sunular yapmak istiyorum. office 2003le olmuyor tabi ama 2007nin baya bi desteği var diye duymuştum. elinde kaynak gibi bir şeyler olan ya da şuraya bak diyebilecek olan var mı? şimdiden teşekkür ediyorum.
başlıkta derdimi anlattım. böyle flash animasyon gibi etkileyici sunular yapmak istiyorum. office 2003le olmuyor tabi ama 2007nin baya bi desteği var diye duymuştum. elinde kaynak gibi bir şeyler olan ya da şuraya bak diyebilecek olan var mı? şimdiden teşekkür ediyorum.
0
atrin
(04.01.09)
(bkz: ovation)
0
44
(04.01.09)
ovation hazır bir tema içine atıyor diye biliyorum. benim istediğim kendi isteğim doğrultusunda iyileştirmek.
0
🌸atrin
(04.01.09)
2007 de flash eklentisi yapabiliyorsun. çok da zor değil üstelik. ben yapmıştım geçen sene (2008). gaayet çalışır ve etkileyici sunumlar olmuştu. çalışmayabiliyor versiyon uyumsuzluklarında. dönüştürmesi veya uyumlaştırılması olur mu bilmiyorum ama tahminim olmayacağı yönünde. çok da basit eklemesi. 2007 yüklersen tekrar görüşebilir ve menü üzerinden tarif edebilirim. ha ben nasıl öğrendim, doğrusu sordum mühendis arkadaşlarım vardı. onlar da çok hakim değillermiş. ben de google araması yaptım. sonuçta kendi kendime çıktım işin içinden.
0
fempusay
(04.01.09)
(7)

Ev sahibine evden çıkıyorum deme süresi

merope
kiracıydım, ev aldım. ev sahibine çıkıcam dedim, 3 ay daha kirayı verirsin, yasal açıdan 3 ay onceden bildirmen gerekirdi dedi.işin aslı nedir, kiracının hemen çıkma hakkı olması bana da saçma geldi, yani muhakkak belli bi süre önceden soylemek gerkiyodur herhalde. ama bu süre ne?babam 1 aydır diyo,
kiracıydım, ev aldım. ev sahibine çıkıcam dedim, 3 ay daha kirayı verirsin, yasal açıdan 3 ay onceden bildirmen gerekirdi dedi.
işin aslı nedir, kiracının hemen çıkma hakkı olması bana da saçma geldi, yani muhakkak belli bi süre önceden soylemek gerkiyodur herhalde. ama bu süre ne?

babam 1 aydır diyo, kimisi de mahkemeye verse kontrat bitene kadar alır kirayı diyor.. kontrat mayısta biticek.
nerden ögrenebilirim bu bilgiyi?
0
merope
(03.01.09)
google bir cevap olabilir. ben mesela şöyle arattım: "kiracının çıkarken haber vermesi" ve tam olarak 2.660 sonuç buldu. bunları 30 sn. içinde bulmakla kalmayıp içlerinden 10 tanesini de hemencecik gösterdi.
0
fempusay
(03.01.09)
www.hukuki.net

Bir ay galiba. Ben de evden çıkarken babama sormuştum (avukattır), bir ay demişti, ben de noterden ihtar çekmiştim 1 ay öncesinden.

Bu da ilgili kanun:
www.hukuki.net
0
sui
(03.01.09)
fempusay google in cevap oldugunu ben de biliyorum herhalde. ama çıkan sonuclardaki kanun su an geçerli mi?? bu belli degil. kanun değişmiş kasımda. kesin gerçegi bilen bir avukat yanıtlar umudu ile yazdım bu soruyu ben.
0
🌸merope
(03.01.09)
Şimdi şöyle bir şey var tabi sizi mahkemeye verecek kadar olayı abartacak mı? 1 ay önceden haber vermeniz genelde yeterli olur çünkü burası Türkiye. Adam sizi korkutup para almak isteyecektir ama siz iç ferahlığıyla bye bye dersiniz sonra mahkemede uğraşırsınız. Açıkçası başıma 2 kere geldi iyi niyetle çözdük işi. Ha bastırsaydı ne yapardım mahkemeye ver orda görüşürüz derdim. Nereden baksan 18 ay sürer.
0
ozdek
(03.01.09)
ya bizim ev sahibi iş adamı gibi bişey biz onun vekilinin vekili ile gorusuyoruz adam 3 ay dedi bize yani.. ama ben ihtar ceksem de cıksam da yani kalkar mahkemeye verir yani öyle bi tip. yani öyle karşılıklı anlaşma imkanım yok pek yasa ne diyosa o olcak ben de yasal hakkım neyse onu ögreneyim derdindeyim.
google dan buldugum sonuclar hep çelişkili, kimisi 1 ay demiş, kimisi diyo ki mahkemeye verse kontrat sonuna kadar alır. kimisi diyo evi kiraya verene kadar boş evin kirasını alır. aslını gene bi avukata sormak gerekicek herhalde.

www.uzmantv.com
www.hukuki.net
www.hukuk.gen.tr
www.hukuki.net
0
🌸merope
(03.01.09)
sözleşmede yazar bununla ilgili bir madde ve sanıyorum 2 aydı.
0
darknum
(03.01.09)
aynısı benim basıma geldi. eski ev sahibim kontrat sonuna kadar diyordu. kalktık bir avukata danıştık. bir ay önceden söylemeniz yeterli dedi. hemen aradım ve avukatın böyle dediğini söyledim. bir ay sonra kaporamı da alarak ayrıldım evden. buradaki önemli kural avukata sorduğunu belirtmek. yoksa arıza çıkarıyor ev sahipleri.
0
ayiadam
(03.01.09)
(4)

akademik kadro sorusu

dehri
de ki bir ademoğlu okutman oldu, kadrolu görev aldı. fekat askerlik hizmetini yapmamış. askerlik zamanı gelince bu vatandaşın durumu ne olur? kadrosu ölür mü? kadro başvurularında askerlik şartı (tecil süresi vb.) aranıyor mu? yök'ün sitesinde görünmüyor.
de ki bir ademoğlu okutman oldu, kadrolu görev aldı. fekat askerlik hizmetini yapmamış. askerlik zamanı gelince bu vatandaşın durumu ne olur? kadrosu ölür mü? kadro başvurularında askerlik şartı (tecil süresi vb.) aranıyor mu? yök'ün sitesinde görünmüyor.
0
dehri
(23.12.08)
kadrolu olduktan sonra askere gidip geldiğinizde kadronuzun sizi güler bir yüzle bekliyor olması gerekmekte normal şartlarda, ancak burası ne yazıkki her zaman olması gerekenin olması gerektiği biçimde olduğu bir ülke değil.
0
bir zamanlar cocuktum
(23.12.08)
askere gider gelir, işine devam eder, hiç bir sorun olmuyor.
0
opucuk baligi
(24.12.08)
yalığız diyelim ki, üniversite açtığı kadro ilanında böyle bir şeyi kendiliğinden talep edebili rki, bu şartı önden yök'e de onaylatmıştır.
diğer yönlü askere üzretsiz izinliymiş gibi gidebilir ve süresi sonunda geri dönebilirsin gibi diyebilirim. (benim olayım buydu)
0
fempusay
(24.12.08)
50/d'liler doktorayı dondurup askere gidebiliyor. dönüşte hem doktoraya hem ar.gör'e devam ediliyor. daimi kadroda zaten bir sıkıntı yok diye biliyorum.
0
marido
(26.12.08)
(6)

Askerlikle ilgili giderayak son bir iki soru

kilroy
Kısa dönem askerlik için genel sorular,1) Ne kadar para götürmek gerekir?2) Sözlüğü dinleyip silikon taban aldım, diyelim ki bir boy büyük aldığım postallar bana büyük geldi. Bunları değiştirme şansım var mı? Yoksa sadece numara söylüyoruz ve verdikleri ile kalıyor muyuz?3) Havlu götürmeli mi? Zaten
Kısa dönem askerlik için genel sorular,

1) Ne kadar para götürmek gerekir?
2) Sözlüğü dinleyip silikon taban aldım, diyelim ki bir boy büyük aldığım postallar bana büyük geldi. Bunları değiştirme şansım var mı? Yoksa sadece numara söylüyoruz ve verdikleri ile kalıyor muyuz?
3) Havlu götürmeli mi? Zaten orada vermiyorlar mı? Bir de neden mavi renk?
4) Silikon taban, jelli yarabandı, vitamin hapı, eşofman ve bilimum diğer malzeme götürüyorum. Muhallebi çocuğu damgası yer miyim?
0
kilroy
(13.12.08)
1) acemilik 28 gün sürüyor. 28 gün yetecek kadar para yeterli. her gün kantinden yemek yesen 10 ytl falan harcaman lazım. 300 ytl bile gerçi çaldırma riski olan bir para. 1000 ytl falan götürme de sorun olmaz. acemilikte birliğine göre değişmekle beraber para çekmek sorun olabilir. birilerine kartını verip para çektirmek zorunda kalabilirsin. kendi hesabını yap işte.
2) postal dağıtımı sırasında hemen ayağına giyip bakacaksın. uymadıysa değiştireceksin. gecikirsen postal kalmaz açıkta kalırsın.
3) havlu götürmüştüm ben. verdikleriyle bir nane olmaz zaten bir de kısa döneme veriyorlar mı emin değilim. bize vermemişlerdi misal. (deniz) Nereden bileyim neden mavi onu orada komutanına sorarsın. (Heheh)
4) Eşofman götür tabi. Silikon taban da rahatın için iyi olabilir. jelli yarabandı nedir ya? vitamin hapı falan da yasak ancak kaçak sokarsan sokarsın. genel olarak ilaç sokmak yasaktır bilgine. kaçak sokabilirsen sokarsın ama sonuçlarına da katlanırsın bir aramada falan bulunursa sorun çıkaran kılın biri çıkabilir.
Gitmeden bu kadar dertlendiysen seni süper bir askerlik bekliyor. Bütün beklentilerini sıfırla ve öyle git derim yoksa çok rahatsız olursun.
0
ozdek
(13.12.08)
peki havlunun mavi olması şart mı cidden?
0
🌸kilroy
(13.12.08)
mavi v eya yeşil renkler kir göstermediği içindir sanıyorum. ancak yeşil iç çamaşır zaruretine riayet etmemiştim ve sorun olmamıştı. bu nedenle mavi olmayan havluya (pembe , fuja, lila felan gibi değilse) mesele çıkaracaklarını sanmıyorum. (ha bu arada ben yazıcı bölük çavuşu felandım.) kısa dönem askerlere genelde iyi davranılır endişe etmemelisin. bir de hani insanın kendi ağırlığı var onu da gösterip muhafaza ettin mi mesele kalmaz. paranı çaldırma hadisesi her zaman olabilse de benim 8 aylık sürecimde, hatırladığım bir kez para çaldırma işi oldu. postal işi doğrudur ancak genelde ayak numarasına uygun verilir postallar. zaten usta birliğinde depocu ile kafayı uydurursan yenisini alırsın. askerde işler hep askerlerin üzerinden yürür (tamam herkes asker ancak kast ettiğim rütbesiz askerdir). izindir, yoldur, depodur, çaydır, çorbadır felan. bu nedenle iş ocaklarında ve yazıhanelerde çalışanlarla aranı iyi tut. fazla da kasma. göz açıp kapayıncaya kadar bitiyor. daha evvel bileydim alay marşı vs. gibi marşları ezberle derdim. ehehehe :D (şaka lan şaka)
0
fempusay
(13.12.08)
açık mavi havlu şart. bütün dolaplar aynı olacak çünkü. koyu mavi bile olmaz. katlama şekli bile herkesin aynı olacak. yeşil havlu götürmeyin kullanamazsınız. illa açık mavi.
0
kibritsuyu
(13.12.08)
Havlu mutlaka götürün. Ordakiler bi işe yaramıyor. Rengi mavi olursa iyi olur çünkü öyle bir teamül var. Ben mavi götürmüştüm ama başka renk olsaydı birşey olmazdı çünkü herhangi bir kontrol vs olmamıştı. Sizde olur mu bilmem.

Sigara içiyorsanız parayı ona göre hesaplayın. Yoksa günlük 10 lira çok büyük para askerlik için. Hele de bu dönemde. Yazın gitseniz sıcaklarda parayı kolaya fantaya yatırırsınız.

Parayı hesaplarken orda yapacağınız ekstra masrafları da düşünün. Ben eşofman götürmüştüm ama orda da mecburen aldırdılar. Kitap aldırdılar. Herkesinm aynı olsun diye terlik, sabunluk, kambaj vs aldırıyorlar.

Şampuan vs unutmayın. Bir de kemer götürün. Asker tipi yeşil olursa iyi olur. Orda da bulunabilir. Muhtemelen verilen pantolon 5 beden büyük olacağından mecbuen kemer kullanacaksınız. Ben ilk günlerde mecburen siyah kemer kullanmıştım.

Saydığınıza benzer bir sürü malzeme götürmüştüm koca bir valizle. Çoğunu da kullandım. Zaten acemilikte herkes sizin gibi olacaktır. Takmayın kafanıza, neye ihtiyaç duyuyorsanız götürün, tuvalet kağıdı, sabun, mantar merhemi, belki güneş kremi, kolonya vs.

Mavi rengin nedeni tek tip olma şartı. Eşofmanı bile tek tip olsun diye orda satıyorlar.
0
44
(13.12.08)
herkes havlu olayına mavi demiş..ilginç nisanda gittim 2-3 ay oldu geleli..benim havlu turuncuydu..hatta çeşit çeşit havlular vardı..hani mavi görmedim desem abartmış olurmuyum..dolaba koyarkende büyük poşet içerisinde koyuyordum..poşette renkli bişeydi hatta..leş gibi dolap açık koyamam zaten..havlu götürün ama renk konusunda bizim orada çok fark etmiyordu.

bot konusunda da 1numara büyüğünü alın.demişlerdir nasıl olsa..ben yazın yaptım bi numara büyüğünü aldım pek iyi olmadı..ayağım terledikçe içinde kayıyordu pek koşamıyordum..ama siz kışın yapacağınız için kalın çorapla rahat edersiniz..bu arada botu değiştiremezsiniz..anca arkadaşınızla falan.

vitamin hapını içeri sokmazlar..ila. götürmen yasak.

eşofman verirler size muhtemelen..mavi beyaz renkte..biz yazın yaptığımızdan bide denetleme görmeyeceğimizden ötürü vermemişlerdi. ama kışın gidenlere veriyolar..
0
copy paste
(13.12.08)
(13)

Ailenin battikca batmasi

ohoo
Babam elektrik muhendisi(master i da var hatta), annem de universite mezunu ebe-hemsire,onun da kadin hastaliklari konusunda ek egitimi mi ne varmis. Yaslari daha 50 yok ama yaslilarin yapmayacagi seyleri yapiyorlar bir suredir. Babam 7-8 sene once gecici diye girdigi bir iste yaklasik 1000$ gibi bi
Babam elektrik muhendisi(master i da var hatta), annem de universite mezunu ebe-hemsire,onun da kadin hastaliklari konusunda ek egitimi mi ne varmis. Yaslari daha 50 yok ama yaslilarin yapmayacagi seyleri yapiyorlar bir suredir. Babam 7-8 sene once gecici diye girdigi bir iste yaklasik 1000$ gibi bir maasla calisti durdu.Ustelik isi Muhendisten cok Teknisyen isiydi. Yeni bir is aramadi, para yetmedikce masraflari kistikca kistik. Bi noktadan sonra annem dellenip istan cikip kendi isini kurmasina ikna etti. Cikti ama sacma sapan seyler yapti. Tum karsi cikmalarima ramen araba aldi, tum karsi cikmalarima ramen plansiz programsiz milletin sozune guvenerek islere kalkisti ve batti. Aslinda kalkisti diyorum ama kalkismadi, sadece makineleri satin aldi 5-6 ay boyunca banka kredisinden elimize gecen parayi carcur etti. Tatile falan da gitmedi, sadece dusunulmedik sacma sapan harcamalar yapti ve su an araba da makinalar da elimizde, kendisi daha da dusuk bir maasla bir ise girdi. Makinalar satilamiyor(alma dedigim, alirsan soyle soyle olacak dedigim makinalar) araba zaten 2. ci el ve zaten satilsa da ele gececek para araca yapilan masrafin yarisi. Dolayisiyla banka evi cok yakinda alacak ve bu konuda hic bir sey yapmiyor, onun yerine hepimiz biraz daha kemer sikiyoruz.

Annem ayri alem, kadin son 7-8 senedir hep is arar gibi yapti. Cok is degistirdi, coguna sadece 1 ay gitti. Digelim ki babam israr etti, eve para lazim kolunu sakatladigini iddia etti, gunlerce kanser oldum ben diye agladi. Kanser bulunamadi, kolunda sislik vardi ancak doktorlar herhangi ciddi bir sey bulamadi.

Annemden biraz daha bahsetmem lazim. Bu kadin ben bildim bileli babamla devamli bir seyler icin kavga ediyor. Babam gayet buyuk bir sirkette gayet iyi bir pozisyonda calisirken de devamli bir seylerden sikayet etti devamli agladi devamli bir memnuniyetsizlik.Dedem(annemin babasi) vefaat ettiginde yine bir sekilde babami ve beni sucladi(en azindan bizim yuzumuzden babasini goremedigini falan hep soyledi). Annem ayrica benimle de her zaman kavgali. Asla ama asla sucunu kabul etmez. Eger tartismada ben ustun gelirsem yatagin ustune bayilir ve oluyorum diye aglar. Tartisma mi ne?Mesela ben sigara icmemesi gerektigini soylerim, o bunu "sen kimsin ki bana sigara icme dersin,evin tum silerini yapiyorum bana bir sigarayi cok mu gouyorsun" a cevirir. Artik bayilma numarasini yemez oldugumda, gun icerisinde baslayan kavgaya ara verir, alisverise falan gider TV izler ve babamin isten gelme saati yaklastiginda tekrara somurtmaya hatta aglamaya baslar ve babam geldiginde beni babama sikayet eder ve babam "anne kutsaldir,annene karsi cikamazsin" argumaniyla yep yeni bir kavga baslatir. Ara sira beni dinledigi oldu ve bu kez annemle cok ciddi kavgalar etmeye basladilar. Galiba benimle kavga etmek daha kolay gelmeye basladi ki dinlemeden etmeden benimle kavga eder oldu. Evde huzur yillardir yok anlayacaginiz uzere. O kadar kavgali o kadar igrenc bir evde daha fazla duramadigim icin sadece istanbul disi tercihler yapip kapagi onlardan uzak bir universiteye attim. Burada major depresyon tedavisi gormeye basladim. Tatilde eve geldigimde herhangi bir sekilde baslamis olabilen bir kavgada ne kadar kotu oldugumu hangi ilaclari kullandigimi anlatmaya ve bunun sebebinin kendisi oldugunu soylemeye calistigimda beni dinlemek yerine acaba derserimde mi basarisizim da o yuzden mi boyle oldum diye arastirmaya basladi. Sucu kendisinde gormesine olanak yok. Bu arada not duseyim, ben lisedeyken kavgalar annemin aldigi tshirt u degil de kendi aldigim tshirti giyimem, sacimi annemin begenmedigi sekilde kesmem gibi basit seylerden baslar ve benim nekadar hayirsiz oldugum konusuna geip oradan dallanip budaklanir. Babamla olan kavgalari da o sekilde,cok basit bir seyden baslar ve babamin nekadar beceriksiz oldugunu, onun yuzunden nasil dedemi son kez goremedigi gibi hassas konulara gelir ve babam karsi koymaya kalkarsa evde kiyamet kopar.

Bu arada ailem iflas ettiginde bana aylarca para yollamadilar, degisik isler yapip kendimi bir sekilde gecindirdim. Yine de o zaman hayatimin en guzel zamaniydi, annemden "oglum bu ay sana para yollayamiyoruz,sen hakliydin, cok utaniyoruz,seni cok seven annen" gibisinden bir mesaj aldim. Benden ilk kez ozur diledi. Tabi bu babam is bulana kadar surdu, sonrasi ayni tas ayni hamam.

ben lisedeyken olan bir kavgamizdan da bahsedeyim. Dogum gunumda ben bir yere gitmek istemiyordum, daha yeni annemle kavga etmistik ve kutlamak istemiyordum ve bu kavgaya sebep oldu her ciddi sorunda oldugu gibi. Bizimkiler kolumdan tutup beni bir restorana goturduler, sonra tum gece somurtmama taktilar ve akabinde cok buyuk bir kavga cikti. Kavgada babam kalp krizi gecirir gibi yapti, ben oldu saip evden kacip saatlerce babasiz kalmis olmanin acisini tattim. Eve donmeye cesaret ettigimde babamin annemle kanepede oturup beni bekledigini gordum. O gun bugundur ne zaman kavga etsek babam kalp krizi gecircek gibi yapar. Ben bu yuzden son bir kac senedir yaptiklari sacmaliklara sesimi cikaramadim ve aile bu hale geldi. Bu arada ben coktandir okuldan iyice sogmus durumdayim, her an sokakta kalacakmisim gibi geliyor,o yuzden ufak uafk isler yaparak para biriktirmeye calisiyorum. annem olacak o kadina anne demek istemiyorum. Bayramlarda falan kavga etmemek icin eve gitmiyorum. Kavgalarda annem beni o kadar asaglar ki, daha once hic kimseden duymadigim hakaretlere maruz kaliyorum ve ben okula dondugumda hic bir sey yokmus gibi arayip konusuyor. Sismanladigimdan tutun da kizlar tarafindan begenilmememe,salakligimdan tutun da beceriksizligime kadar her turlu hakareti duydum ben bu kadindan.

Su kalp krizi numarasindan sonra babami da affetmedim, kabuslarima girer,uyandigimda kendimi babasiz hissederim. Son zamanlarda aileme karsi durduk yere ofkelenmeye basladim, ya yaptiklari yada bana soyledikleri aklima gelip inanilmaz bicimde sinirleniyorum: Cevremdeki insanlarin bana bakmasindan farkettim ki kendi kendime konusuyorum. Ev arkadaslarim gece neden kufrettigimi soruyor, saba uyandigimda agzimdan cikan ilk laf kufurmus.

Artik kafami hic bir seye toplayamaz oldum, ne zaman ki ders calismak gibi ciddi bir ise kalkissam ailem aklima geliyor, sinirleniyorum ellerim titremeye basliyor sonra dalip gidiyorum.

Sonra farkettim ki anne baba dedigim bu kisilerle aramdaki tek iliski verdikleri 400YTL para. Onlari gormek istemem icin bir sebep bulamiyorum. Yani bir yerden aylik 400 lira sabit gelirim olsa onlara artik hic bir sekilde ihtiyac duymayacagim. Ama icimde bir de inanilmaz bir aile ozlemi var. Kazik kadar adam oldum, kiz arkadaslarimin anne babasiyla tanismak icin can atiyorum, yani sanki onlarin yeni anne-babam olacakmis gibi hissediyorum. Boyle iste. Su 400 lirayi keske vermeseler, kendimden git gide daha cok odun veriyorum ve oldugum yerde bitki gibi yasiyorum. Bu yasamdan kopmak istiyorum ama hic bir sey yapacak gucum de yok.
0
ohoo
(12.12.08)
hangi şehirde olduğunu söylersen sana iş bulunabilir belki, yardımcı olacak arkadaşlar olur diye düşünüyorum. nerede okuyorsun?
0
enola gay
(12.12.08)
@boilteau,

şimdi burayı foruma çevirmek istemem ama çok doğru söylüyorsun. kötünün kötüsünü görmeniz ve ona göre hareket etmeniz adına iki örnek vereyim:

1) Annemi 11, Babamı da 12 yaşında kaybettim. Birinci kaleyi kaybetmemin şaşkınlığı içinde 2.si'de gitti. Buna rağmen nasıl oluyorsa hayata sarılıp bugünlere kadar geldim. İyi sevgilim, işim var şeklinde uzatmayacağım ama insanı bu tür sorunlar yenilmez yapabiliyor.

2) Arkadaşımın babası (aile dostumuz) eşini senelerce aldattı ve sonunda batmak üzere olan dershanesinin borcunu çocuğunun üstüne verip evi terk etti. Çocuk 300 küsür milyarla tek başına kaldı.

insanın neler yaşayabileceğinin sınırı malesef ki yok. önemli olan bi nbc koruması olan hamamböceği gibi sorunların üstesinden gelebilmek.
0
enola gay
(12.12.08)
Allah kurtarsın diyeyim, aile gerçekten atsan atılmaz satsan satılmaz bi durum, bu konuda şanssızsan yapabildiğin kadar onlardan uzak durmaya çalışmaktan başka bir şansın yok.

Özel ders verebilirsin İngilizce biliyorsan. Ya da ortaokul - lise seviyesinde matematik - fizik artık ne biliyorsan o konuda ders verebilirsin. Aklıma ilk gelen şey bu ders verme olayı ama öğrenci de ha deyince bulamıyorsun, bulsan bile bir süre sonra bırakabiliyorlar. Düzenli ve garanti bir gelir değil yani.
0
joelskellington
(12.12.08)
Öncelikle Allah kolaylık versin hakikaten. Şimdi biz burada sadece sizin anlattıklarınız kadarını ve işin, sizin anlattığınız boyutlarını biliyoruz, dolayısıyla sanırım aileniz hakkında yorum yapmak bize düşmez. Sorunuz, sorununuz konusunda benim söyleyebileceğim; kendinizi sadece 400 YTL için ailenizle görüşmek zorunda hissediyorsanız bu parayı kazanabileceğiniz işler bulabilirsiniz. Yarı zamanlı olarak bir yerlerde çalışabilirsiniz, sanırım üniversitede okuyorsunuz, dersleriniz el veriyorsa part-time bi işe girin derim. Şimdi söyliyeceğim biraz tepki toplıyabilir belki ama bir süre daha, yapabiliyorsanız dişinizi sıkın derim. Bu süre zarfında da kendinize bir iş arayın, kafanızda da bu aile meselesini netleştirmeye çalışın. Boilteau'nun da dediği gibi ailelerimizi seçemiyoruz, ancak onların bizler için kurmuş oldukları düzende -en azından bir süre- yaşamak zorunda kalıyoruz. Kendi kararlarımızı alıp kendi yolumuza gidebilmemizin en önemli şartı da çoğu zaman ekonomik özgürlük oluyor. Mezun olduktan sonra sizin için pek çok şey daha kolay olabilir.
Ayrıyeten sizin bu durumunuz vasıtasıyla şunu da nacizane yazmak isterim ki hissettikleriniz çok normal. Hem bir aile özlemi içerisindesiniz, hem de kendi ailenizden soğumuşsunuz. Pek çok insan için aile, özellikle anne-babalar eleştirilmez olarak kabul ediliyor ve onları sevmek adeta bir mecburiyete dönüşüyor. Oysaki arada kan bağı olması bence insanların birbirlerini koşulsuz sevmelerini sağlamıyor. Çok insanca bir duyguyla hem bu sıcaklığa ihtiyaç duyup hem de beklediğinizi kendi ailenizden göremiyorsunuz. Umarım eşinizin ailesi size hayal ettiğiniz gibi bir aile sıcaklığı verebilir.
0
think martini
(12.12.08)
enola gay ve boilteau güzel şeylerden bahsetmişler. benim de sana tavsiyem anne ve babana tekrardan anne, baba ve bir aile olduklarını hatırlamalarını sağlayacak kitaplar yolla okusunlar. sonrasında iş bulma konusunda canını çok sıkma bulabilirsin, bir çok insanın ailesinde zaman zaman ekonomik batma durumları oluyor ama bu zamanlarda iradesini ve soğukkanlılığını koruyan insanlar gerçekten kendi geleceklerini çizebiliyorlar.

sana hiç tavsiye etmediğim bir şey var, bunu yapma tabi ama yine de muhattap olmak zorunda kalırsan ailenle, ve yine üstüne çok gelirlerse bence çak ikisine de birer tokat akılları başlarına gelebilir...
0
fedaialkolik
(12.12.08)
iş bul evet kesinlikle hatta yurt kur un kredisine başvur diyeceğim ama kesin alıyorsundur o yüzden sen iş bul ders verebilirsin olmadı cafe lerde ya da bar da falan garsonluk yapabilirsin haftanın belirli günleri cok yorucu olacaktır ama sen de demişsin kendin calıştığın zamanlar hayatnının en mutlu günleriymiş... ankara da benim bir arkadaşım bestekar sokaktaki barları tek tek dolaşıp haftad bi kaç gün calışmak istiyorum demişti gayet de iş ilanı olmamasına bakma sen de git sor.
0
sleep may be the enemy
(12.12.08)
Annem, baba tarafinin tum akrabalariyla kavgali, anne tarafindan akrabalarla da tartismasi sonucu onlar da uzun suredir misafirlige geldikleri yok. Gecen bayram da bu bayram da evde oturmuslar. Para harcamamaik ici oyle yaptik diyorlar ama bence ziyaret edecek kimseleri kalmadigi icin.


babam zeki adamdir, bazi zamanlar anlar gibi oldu beni ancak annem o zaman babamla kavga ediyor, babam bi kac kez beni korudu ama annemin cenesine dayanmak zor. En son kavgada annem iyice cirkinlesti, tum bunlari okuldaki basarisizligima mazeret olarak sundugumu iddia ediyor. Babamin kalp krizi numarasini hala atlatamadigimi anlatmaya calismam ise bos cabayla sonuclandi. "ne olmus yani" diyorlar ben israr edince numara olmasigini babamin orada kalp krizi gecirdigini iddia ediyorlar.

Oysa ki durum su, ben artik eskisi gibi degilim. Hic bir seyi yapamiyorum. Ne ders calismak ne de baska bir sey. Okuldan atilmak uzereyim ama bunu dert edemiyorum bile, tek korkum okuldan atilip o eve donme ihtimalim. Vizeler finaller geciyor ama ben hicbirini umursayamiyorum. Aklimda ailem var sadece. Kavgalar devamli aklima geliyor. Lisede Olimpiyat madalyasi aldigim bir alanda 1. sinif derslerini veremedim hala. Sabah uyandigimda hava kararana kadar bilgisayar basinda bekliyorum. Sanki zaman gecsin diye bekliyorm sanki. Derslere gidemiyorum. Hic bir sey yapamiyorum, hatta batak bile oynayamiyorum cunku o sirada aklimi kartlara veremiyorum.

Galiba zaman gecsin, ne olacaksa olsun diye bekliyorum. Anne ve babam tum varliklarini batirdiklarini gormezden geliyorlar. Babam isine gidiyor annem evde oturup is arar gibi yapiyor. Babam eve gelip yatip uyuyor. Bankadan konu acmaya calissam "biliyoruz" diyorlar bazen de kavga cikartiyorlar(benim yuzumdenmis tum bunlar, annem ben kucukken isten benim yuzumden ayrilmis o zamandan beri iyi bir is bulamiyormus) kendimi gectim 10 sene sonra bu insanlar ne yapacak bilmiyorum. Kendi adima zaten bir umudum kalmadi. Okuldan atacaklar ben mecbur eve donup lise zamanindaki kavgalara donecegim. Oyle olacagini biliyorum cunku yazin olan sey bu. Annem her hafta 2 tane buyuk kavga cikartiyor.
0
🌸ohoo
(13.12.08)
merhaba,

öncelikle zor bir durum ama içinden çıkılmayacak diye de birşey yok. kendin söylüyorsun okuldan atılırsan yine aynı ortama döneceğini, belki karşıdan demesi kolay gibi gelebilir de bu senin için bir motivasyon olmalı, kavgalı ortama girmemek için derslerine sarıl. "atılacağım nasıl olsa, umurumda değil" diyebilirsin şu anki ruh halinle ama sonradan pişman olacağın şeyler yapma derim. zor olacak ama birazcık kasmaya çalış, belki düzenli bir iş bulursan o 400ytl nin baskısı da olmaz üstünde. şehir ya da ünv. söylersen iş konusunda gerçekten yardımcı olabilecekler çıkar bence de. belki senin aklına gelmeyen çalışma imkanları vardır bulundugun yerde.
0
light beam
(13.12.08)
cevapların tamamını okumadım ama diyeceğim birkaç şey var. gerekçelendirmeyeceğim;

1. yok okulu dondur full time iş bul vs geç bunları. BİR AN EVVEL OKULUNU BİTİR!

2. ailenden nefret etme, affedilmez hataları olabilir ama onlardan nefret etme, klişe olacak ama anne baba çok farklı. onlara karşı hesabı kitabı bırakmalısın bazı şanslı çocuklar annelerine babalarına borçlu çıkarlar bu hesapların sonunda senin durumunda ise anne ve baban sana borçlu çıkabilirler ama bu hesabı yapmak, yapmış olmak ilerde çok acı verebilir insana. az görüş, yaz aylarında kendine bir iş bulmaya çalış, iş bulamasanda bir yerde gönüllü ol sabah çık evden akşam gir bir şekilde beraber yaşayın az paylaşın vs ama düzeni tutturun.
0
agk
(13.12.08)
aslında baban öncesinde normal bi adamdı, ama annen sürekli a$ağılaayarak onu da seni de sindirdi değil mi? bir benzeri bizim evde de var. allahtan ev hanımı ve eğitimi ilkokuldan ibaret. bu yüzden babamı ikna etmeye çalı$mak için aptalca $eyler iddia ediyor bize kar$ı doldururken; ama buna rağmen babamın inandığı oluyor. babanla konu$maya çalı$ derim. çünkü kan emen sülük gibi bi$ey bu. sürekli huzursuzluk çıkarma çabasında, ki ben evden ayrılabilmeyi göze alamıyorum da. buna gücün varsa, yani o gücü kendinde bulabiliyosan arkana bakmadan kaç derim. çünkü ya$anmadan bilinemeyecek bi$ey bu, her hakareti yiyip yine de suçlu kabul edilmek ki hayatta seni en çok sevmesi gereken ki$&ki$iler tarafından. bir i$ bul, kpssye gir, bankalar filan alıyo bazen eleman hep ara$tır bunları gir bi i$e ve onlara izini kaybettir. biraz acayip gelebilir dediklerim biçok ki$iye ama, çözümü sadece kaçmak için bi yol bulmak. ancak kaçmayı göze alırsan kurtulursun, ben pes ettim okuldan atılmamak için daha az dersten kalmaya çalı$ıyorum sadece.
bir de evcil hayvan al derim ku$ filan gibi -yurtta kalmıyosan- çünkü cidden enerji ve moral veriyolar insana.
0
ari maya
(13.12.08)
şu yazdığın yazıyı alıp ebeveynlerine göndermiş olsan öyle sanıyorum ki, sorununun üstesinden gelmen için ciddi bir adım atmış olurdun. sorunun diğer tarafı senin yaşadıklarından bile haberdar değilken burada 2-3 cümlene bakıp sana hazır çorba tadında cevaplar verecek insanlardan sihirli değnek beklemekte hatadır.
yaşam senin, aile de problem de...
madem ipler bu düzeyde koptu kopacak, onların kendilerini bir anda savunmalarına ve kavgaya mahal vermeyecek bir yöntem olarak ailene adam akıllı bir mektup yazıp şu olaylarını ve dahasını anlatmanı şiddetle salık veririm. ve posta ellerine ulaştığında, mektubunu tam anlamadan seni hemen arayacakları için, eğer mümkünse bir süre de telefonlarına çıkma felan.
kolay gelsin.
0
fempusay
(13.12.08)
anne ve babanın yaşadığı olumsuzluklar anlattıkların kadarıyla maalesef ruh sağlıklarını bozmuş görünüyor. ve tedaviye ihtiyaçları var. evliliklerinin ilk dönemlerinde, gençliklerinde elbette böyle değildiler. bir yuva kurmaya cesaret edip bunu başardıklarına göre ve de ikiside iyi mesleklere sahip olduklarına göre iyi ve başarılı insanlardı. dediğim gibi evliliği baltalayan en büyük etkenlerden biri maddi sıkıntılar. "iki gönül bir olunca samanlık seyran olu" lafları hikaye. iyiyi yapmaya çalışmışlar toparlamaya çalışmışlar ama karşılaştıkları sıkıntılar onları sağlıklı düşünemeyecek hale getirmiş. tavsiyem anne ve babanın olumsuz hareketlerinin bir hastalıktan ötürü olduğunu, özlerinde iyi insanlar olduklarını ama bu rahatsızlıkları sebebiyle mantıklı hareket edemediklerini düşün. maalesef ki sen tedavi görün desen kabul etmeyecekler büyük ihtimal. yaşadıkların senide üzmüş ve yıpratmış. iyi bir psikoloğa gitmeni tavsiye edicem ama maddi sıkıntı var. o yüzden güvenebileceğin, derdini dinlemekten bıkmayacak insanlara sıkıntılarını anlat. ve konuş. sıkıntılarını içinde biriktirme. gerekirse burada paylaş. reklam ajansları vs. var. buralara gidip cvni bırak. muhakkak anket, stand görevlisi vs. bir sürü iş oluyor. hafta sonları olsun, boş günlerin olsun çalışırsın. fast food firmalarıda olabilir. gidip cv doldur. bir üniversite kazanacak kadar zeki, becerikli bir insansın. özgüvenini kaybetme. birçok başarılı insanın geçmişine baktığında gençlik çocukluk yıllarında birsürü sıkıntı çektiklerini görürsün. bunlar seni güçlü kılar. ve inançlı birisen tavsiyem ve söylemim su olacak ,dünya imtihan dünyası. hepimiz hayatımızda birçok sıkıntı çekiyoruz. kimimiz eşimiz kimimiz ailemiz kimimiz çocuklarımızla ilgili sorunlar yaşıyoruz. en büyük dünya imtihanı aileyle olan ama. çünkü bizim tercihimiz değiller. allah kolaylık versin.
0
philosophia
(13.12.08)
ayrıca kariyer.net vs sitelerden çağrı merkezi ilanlarına bakabilirsin. insan kaynakları firmalarına cv. gönder, bırak. dönemsel olarak çağrı merkezi işleri olabildiği gibi, devamlı olarak özellikle akşam 6 dan 12-1 e kadar, gece çalışmak için eleman arıyorlar. okulunu gece etkileyebilir ama akşam olanlara başvurabilirsin. kendine yetecek kadar parayı bedensel olarak fazla yorulmadan kazanabilirsin böylece.
0
philosophia
(13.12.08)
(17)

Ekşi Duyuruda ev arkadaşı arayanlar.

flawless victory
Bulabiliyor musunuz bari? Bulduysanız da memnun kaldınız mı buluduğunuzdan? O kadar duyuru açıyorsunuz merak ediyoruz sonra(tamam lan tamam sadece ben merak ediyorum)
Bulabiliyor musunuz bari? Bulduysanız da memnun kaldınız mı buluduğunuzdan? O kadar duyuru açıyorsunuz merak ediyoruz sonra(tamam lan tamam sadece ben merak ediyorum)
0
flawless victory
(05.12.08)
buna cevap veren bir de otostopçu veya birlikte başka şehirlere gitme duyurularının da amacına ulaşıp ulaşmadığını yazsın bari.
0
rectoa
(05.12.08)
o zaman kan duyurulari ise yariyor mu onu da yazsinlar, ben de hep bunu merak ettim

siradaki?
0
ermanen
(05.12.08)
benım en cok merak ettıgım şey bayan ev arkadası arayan bayanlar cep telefonlarını yazıyor internet kullanıcıları bolumune.ırtıbat için..rahatsız edilmiyor mu aceba onlar? tuvalette yazan numaraları bıle arayan bir milletten bahsedıyoruz sonucta burada..
0
isott
(05.12.08)
benim de merak ettiklerim var. misal sevgilisi ile barışmak için akıl soranlar veya sevgilisi için hediye soranlar ne hediye alıyorlar, bizim tavsiyeleri dinliyorlar mı, sevgili memnun kalıyor mu falan filan.
0
mea maxima culpa
(05.12.08)
bende bişey sorcam;
kedileri için daimi/geçici barınak arayanlarda bulabiliyorlar mı?
nedir bu kedi furyası anlamadım gitti.
0
etna
(05.12.08)
ekşi duyuru danışma bürosu açılsa fena olmaz hani.
0
papaz efendi
(05.12.08)
ekşi duyuru meraklı melahat köşesi açılsın :))
0
mea maxima culpa
(05.12.08)
cacık ev buldu hisarüstünde, taşınıyor bayramdan sonra. hemen de yetiştirdim ama :)
0
kompos
(06.12.08)
herkes gibi bende merak ediyorum. bukadar insan ev arkadasi soruyor, saglik ile ilgili sorular soruyor. aslinda herkesin istedigi gibi bi yenilik yapilsa cok hos olur yahu. mesela duyuruyu acan derdine derman buldugunda duyuruyu kapayabilsin, kapatirken not eklesin soyle soyle buldum, soyle yardimlariniz oldu diye. hem biz seviniriz bak abi yardimci olduk adama diye, hemde milletin meraki gider.
0
sanio
(06.12.08)
beşiktaş'ta bulmamış mıydı o? öyle hatırlıyorum. beşiktaştaki eve 3. kişiyi arıyorlardı
0
mea maxima culpa
(06.12.08)
evet. mesela sol taraftaki ikon duyuru kapatılınca turuncu filan olsun. arkadaş da yazsın. doktora gittim ikiz çocuğum olacakmış, patlıcanlarla karnıyarık yaptım parmaklarınızı yersiniz filan gibi.
0
mea maxima culpa
(06.12.08)
ben bulamadım ankara'da 3 aylığına her türlü masrafa katlanarak sığınılacak bir çatı. sanıyorum oranı düşüktür bu merakı pozitif yönelimli giderebileceklerin.
0
fempusay
(06.12.08)
mea maxima culpa,
cacık beşiktaşta buldu, sonra ona henüz taşınmadan hisarüstünde başka bi tane buldu ve onda karar kıldı, hem arkadaş arama zahmeti de yok, 3. olarak oraya taşınıcak.
0
kompos
(06.12.08)
okula gittiğimde kendisini ziyarete gideyim bari :)) kedisini de seveyim. rıfkı mıydı, ismail miydi öyle bir ismi vardı keratanın.
0
mea maxima culpa
(06.12.08)
ben eksiduyurudan buldum ev arkadasi, mutlu mesut yasiyoruz gayet.
0
twodimensionprism
(06.12.08)
@twodimensionprism

ise yariyormus demek ki, vay be
hayirli olsun diyelim
0
ermanen
(06.12.08)
kan içinde işe yarıyordur bence, zira bir kere beyazıttan kan vermek için karşıya marmara üni hastanesine gitmiştim trombosit falan uymuyor denildi olmadı bir kerede çapaya gittim o oldu kaı verdim geldim.mutluyum huzurluyum, roacutane kullanmaya başlamasam gene verirdim.
ama kan verdigim kişinin babasını aramaya çekiniyorum hala kayıtlı telefonumda çocuga kötü bir şey olduysa adamın acısını hatırlatmayayım diye.
0
amarat
(06.12.08)
(1)

Sarıkamış' ta kayak.

cimbombomsun sen bizim canimiz
Arkdaşlar, vatandaşlar, dostlar, romalılar.Sarıkamış' a kayağa gitmeye niyetlendik. Ama internet üzerinden pek te düzenli bir bilgi akışı sağlayamadık. Bir Cıbıltepe yazıyor, bir Çamurludağ yazıyor. Çamkar Oteli deniyor. Fena halde dezenformasyon durumuna düştük. Benim okuduklarımdan anladığım kadar
Arkdaşlar, vatandaşlar, dostlar, romalılar.

Sarıkamış' a kayağa gitmeye niyetlendik. Ama internet üzerinden pek te düzenli bir bilgi akışı sağlayamadık. Bir Cıbıltepe yazıyor, bir Çamurludağ yazıyor. Çamkar Oteli deniyor. Fena halde dezenformasyon durumuna düştük. Benim okuduklarımdan anladığım kadarıyla iki tane lokasyon var. Bunlardan hangisi daha uzun ve zor pistlere sahiptir. Lift durumları nedir. Liftler otellere mi aittir. Yoksa devlet malı mıdır. Paralı mıdır. Nerede kalınır. Ne yenir. Ne içilir. Gidenler, görenler, bilenler, duyanlar varsa noolur bir yardım ediverin. Sözlükten özel mesaj olur, buraya cevap olur.
0
cimbombomsun sen bizim canimiz
(05.12.08)
geçen sene itibariyle ziyaret ettiğim sarıkamış'ta mevcut pistlerin -bölge trafik biriminin bulunduğu yolun karşı tarafı; çamkar'ın sağrısı - hepiciği (hatırladığım kadarınnan) devlete (gençlik spor) aittir. oteller bilindik kartlar vermekle ekstra biniş kartı vs çıkartmak için çaba sarf etmenizi önlüyor.
pistleri oldukça çeşitli. zirveden -ki tek bir teleferik sistemi vardı- aşağıya inişte, çeşitli eğim ve uzunluktaki pistlere, ormanlık alanlara vs karışabilir ve keyifli kayışlar yapabilirsiniz. teleferik sisteminin 0 noktasından ilk intikali, nispeten eğimi daha düşük ve acemi pisti olarak isimlendireceğim pistin başınadır. buradan takribi 50-75 metre güneybatı istikameti yaparak ana zirve teleferiğine erişebilirsiniz.
benim gördüğüm 2 adet otel ve bir kaç kurum misafirhanesi mevcut idi. ayrıca bildiğim kadarınnan türkiye'de eğimi en fazla olan pist sarıkamış'taki ana zirveye intikal eden teleferik hattını takip eden pisttir.
palandöken, erciyes, nemrut gibi kayak merkezlerinde kayak&board yapmış olan birisi olarak diyebilirim ki, en keyif aldığım kayak merkezi olmuştur sarıkamış.
çevresel güzellikleri de cabasıdır. yalnız sabah saatlerinde kayak yapılacaksa özellikle ilk -acemi- pistin, geceden ezilmesi nedeniyle buzlandığı gözden kaçırılmamalıdır.
0
fempusay
(06.12.08)
(9)

koltuk altını traş etme

p shadow
ilginçtir kimse bunun nasıl yapılcağını vs bana anlatmadı.. kendi kendime uydurduğum şekilde yaşıyorum.. rahatım mutluyum.. ama az önce duyurular arasında gezinirken tuvalet kağıdı kullanımı hakkında bir yazı okudum da ilgimi çekti herkesin farklı farklı.. bu da benzer bi konu hani.. merak edenler i
ilginçtir kimse bunun nasıl yapılcağını vs bana anlatmadı.. kendi kendime uydurduğum şekilde yaşıyorum.. rahatım mutluyum.. ama az önce duyurular arasında gezinirken tuvalet kağıdı kullanımı hakkında bir yazı okudum da ilgimi çekti herkesin farklı farklı.. bu da benzer bi konu hani.. merak edenler için (git: 38894)

merak ettiğim; mesela koltuk altınızı nasıl traş ediyorsunuz, ne marka jilet alet vs kullanıyorsunuz, kıllarınızı sonra nereye atıyorsunuz o bıçağı nasıl traş ediyorsunuz o kılların gittiği yer hiç tıkanmıyor mu vs vs vs.. tüm senaryolar..

hem yeni kılları çıkan arkadaşlarımıza yardım eder belki ne bileyim..
0
p shadow
(29.11.08)
banyo için özel imal edilmiş traş bıçakları var. onları kullanabilirsin. banyonun akarının ağzını açarsan, yani o elek gibi malzeme akarın üstünde olmadığı bir anda, tıkanma olmaz. gelgelelim yıllardır kesmiyorsa bırak banyoyu kanalizasyonu bile tıkayabilirsin. traş köpüğü kullanıyorum ben mesela. başka şeyler de kullanabilirsin sabun vs gibi. bazen klozete attığım da oluyor misal tüyleri. odur budur.
0
fempusay
(29.11.08)
yeni nesil tüy dökücü krem kullanıyor. eski adamlar her sabah aynanın karşısında traş olurken jiletle koltuk altını da alırmış. tıkanmıyor tabii küçücük şeylerden. ben normal traş olmaya üşendiğim için öyle bir şeyle uğraşamıyorum. duş alırken tüy dökücü krem kullanıyorum. suyun gittiği yerde bir şey var, onu çıkarınca tıkanmadan gidiyor kıllar. sonra yerine takıyorsun şeyi.
0
mevta
(29.11.08)
bu arada şunu da belirteyim, ben mesela permatik kullanıyorum, ama hiç diğer markaları kullanmadım bilmiyorum farkı varmıdır? kılları kesince jileti su dolu küçük bi kapta çalkalıyorum, kabı sonra tuvalete döküyorum banyo tıkanır diye korkuyorum.. hani bi seferde iki sefer de tıkanmaz belki ama zamanla tıkanır gibi geliyor yok saçlar yok kıllar vs... hep öyle bi izlenim oluştu..

bide tüy dökücü kullanan arkadaşları daha bi merak ediyorum daha mı rahat daha mı az çıkıyor? hep heves ettim hiç cesaret edemedim.. hep çok kompleks gelmiştir..

edit:
o giderin üstündeki zımbırtıyı da temizlemekten hiç haz etmem..
0
🌸p shadow
(29.11.08)
cilet bulu iki plus.tek gecerim..genel olarak klozete atıyorum ben kılları.sorun olmuyo.sıfonu cekınce gıdıyolar..
0
isott
(29.11.08)
Yüzümü traş etmek üzere kullandığım jileti hemen çöpe atmak yerine bu şekilde değerlendiriyorum. Yani yeni jileti önce sadece yüzüme kullanıyorum, bir iki hafta sonra yeni bir jiletle yüzümü traş etmeye devam edip eskisini koltuk altı traşı için değerlendirmiş oluyorum. Koltuk altınızı sık sık traş ediyorsanız çıkan kıllar tıkanma sorununa yol açmaz.
0
tubytube
(29.11.08)
Permatik Banyo vs. diye adlandırımış bu iş için özel jiletler var. Ağzı geniş aralıklı taraklı.
Giderdeki elekte takılıyor kıllar, sonra eleği alıp banyodaki çöp kutusuna boşaltıyorum. Bizim giderler biraz nazlı, kıla tüye tıkanıyorlar.
0
mabl
(29.11.08)
Burda yazan kisilere de baskasi gostermedi heralde, herkes kendi kendine ogreniyor sonucta, ama aileler de bazen kucuklukten tembih eder koltuk altini tiras et diye.
0
ermanen
(29.11.08)
yüzde kullanılmaya değmeyecek eski jiletleri kullanıyorum ben de.
aslında küvette "lavobo aç" kullanmak da çok zevkli ama o gider çubuklarınıa giren kılları parmakla kaldırmak kusturucu bir durum dolayısı ile kıllar uzunsa klozete atmak daha mantıklı.
0
yuto
(29.11.08)
Uzunsa önce makasla falan alın bence. Jiletle girişirseniz bitmez.
0
386 dx
(29.11.08)
(2)

Ussallığın Yönetimi vs Gerçekliğin Yönetimi

iqt
Nedir, ne değildir, aralarında nasıl bir bağ bulunmaktadır?İçinden çıkamadım..
Nedir, ne değildir, aralarında nasıl bir bağ bulunmaktadır?
İçinden çıkamadım..
0
iqt
(28.11.08)
ussallık dediğin şey rasyonalite. gerçeklik dediğin ise hakikat. hakikat epistemyolojinin konusudur. ussallığı ise her yerden bulursun. ara tara.
0
fempusay
(29.11.08)
Ussallığı her yerden bulamadım söyletilerin aksine.. Ayrıca 3 end.müh. arkadaşa da danıştım, o ne ki diyen dahi oldu..

Artık ihtiyacım kalmadı açıklamalarına ancak aklımda kalmasın yine de öğrenmek isterim bilen varsa..
0
🌸iqt
(04.12.08)
(2)

rusça ve tömer

hamza
tömerde rusça kursuna başlamayı düşünüyorum nasıl olduğu hakkında bir fikri olan yada alternatif rusça kursu önerisi olan var mı?
tömerde rusça kursuna başlamayı düşünüyorum nasıl olduğu hakkında bir fikri olan yada alternatif rusça kursu önerisi olan var mı?
0
hamza
(25.10.08)
ben çince kursuna başladım tömer'de 20 gün kadar oldu. gaayet bir iyi gidiyoruz. rusça kursuna giden arkadaşlarım da var. anladığım kadarıyla onlar da memnunlar kurstan. ama detay ver hocam dersen, p. tesi'nden sonra ancak diyorum. il neresi diyecek olursan -ki sen dememişsin- ankara derim.
0
fempusay
(25.10.08)
doğru onu unutmuşum istanbul tömer benim dediğim
0
🌸hamza
(25.10.08)
(5)

yazıcı teknolojisi neden yavaş ilerliyor?

demlikposet
bakıyorum da yazıcı teknolojisine,gerçekten yavaş ilerlemiyor mu?geçen senenin fiyat performans ürünleri canon mp 610dubu senin fiyat performans ürünü gene canon mp 610fotoraf yazıcılar hala yeteri kadar kaliteli değilalınacak gerçekten değer bir yazıcı yok piyasada uygun fiyata?Yok yazıcılar cici c
bakıyorum da yazıcı teknolojisine,
gerçekten yavaş ilerlemiyor mu?

geçen senenin fiyat performans ürünleri canon mp 610du
bu senin fiyat performans ürünü gene canon mp 610

fotoraf yazıcılar hala yeteri kadar kaliteli değil

alınacak gerçekten değer bir yazıcı yok piyasada uygun fiyata?
Yok yazıcılar cici cici çıkıyorda türkiyeye mi gelmiyor?

(değer yazıcı= uygun olucak, kartuş dolucak, fotoğraf kaliteli basıcak, scanner varsa bonus)

neden printer piyasası böyle yahu göremediğim yazıcılar mı var yoksa
0
demlikposet
(25.10.08)
bence de yazıcı piyasası kesinlikle çok yavaş. fiyatların makul düzeylere düşmesi çok uzun sürüyor. geçenlerde a3 yazıcı fiyatlarına baktım. ağzım açık kaldı. tamam 70-80 lira olmasını da beklemiyodum ama 400'den kapı açılıyo anasını satim.

bir de bana kalırsa laser yazıcılara çok erken ağırlık vermeye başladı firmalar.
0
teritori
(25.10.08)
büyük ölçüde ticari; zira firmaların 10 hatta 20 yıllık planları çoktan yapılmış durumda. Misal "yeni" teknoloji bile hazır; lazerden ucuz, püskürtmelilere alternatif olacak bir sistem var. Şu an kullandığımız püskürtmeliler gibi hareket eden kafa yerine, tüm kağıdı kaplayan bir şerit var, böylece kafanın tüm kağıdı gezerken harcadığı zamandan kurtuluyorsun ayrıca mürekkep püskürten noktalar sabit olduğu için renklerde/çizgilerde kayma olmuyor falan filan...
0
late viper
(25.10.08)
ucuz alternatif varsa neden eskisini üretmeye devame diyorlar
bu teknolojiyi geliştirmiş insanlar piyasa sürseler de parsayı toplasalar ya

mantıksız gibi geldi bana
1 senedir yazıcı alıcam kumlu kumlu veya mat foto baskısı verdiği için yazıcılar,almıyorum ben de.. çıkmış olsa çat diye alırdım

öyle güzel yazıcı olsa başkalarını da almaya teşvik ederdi belki de

bu biraz saçma değil mi

200 liraya veya civarına yazıcı alamıyorsam, lanet olsun canon a epson a hp e
0
🌸demlikposet
(25.10.08)
konuyla pek alakalı olmasa da şöyle bir haber var:
www.radikal.com.tr
0
dinomazu
(25.10.08)
sözlükten ara: moore kanunu
0
fempusay
(25.10.08)
(7)

izmitliler, izmiti bilenler!!

ravioli
izmit'te waffle nerde yenir?
izmit'te waffle nerde yenir?
0
ravioli
(11.10.08)
ben olan yerleri söyliyim denemek sana kalmış dörtyoldan sonra yürüyüş yolundan giderken solda kırmızı neonlarla yazılmış büyük bi WAFFLE yazısı var orda var aynı yolun daha ilerisinde green cafede var starbucksda var fethiye caddesinin sonunda sağda pasaj içinden girişi olan girişi gözlükçü falan onun üst katında cafe break var orda var yürüyüş yolunun devamında dolphine giderken solda cafeler var orda joven var orda yaparlar onun yanındakilerde de yaparlar asso falan karşısında barista var orda belki olabilir mado cafe var yine dörtyolda orda var hatta burger king mc donaldslarda falan bile vardır yani
0
buffy de vampir sayilir
(11.10.08)
değirmendere'de sahil yolunda bir wafflecı (wafflecı ne lan?) var. gayet güzel, gayet lezzetli. şehir merkezinde hatırlayamadım su an. hatırlarsam eklerim.
0
patricia teyze
(11.10.08)
starbucks'ın yanında green cafe var , bir kez orda yemiştim. baya güzeldi.
0
alwaysdrunk
(11.10.08)
@patricia teyze
Bahsettiğin yer edificious(yanlış yazmış olabilirim)olabilir mi?Oranın waffleları sağlamdı baya..
0
flawless victory
(11.10.08)
-direkt cevap değildir-

2-3 sene evvel o greencafe'de waffle yiyen bağyan arkadaşımızn ağzına bir anda 3-5 cam parçası geldiydi de tırstıydık. ha iş yeri sahibi gaayet sakin davrandı olgun mu ne de diyorsunuz siz. başka bir yerde de gözüme çarptı ama hatrıma gelmedi nedense. şu yeni açılan cafelere sor bence.
0
fempusay
(11.10.08)
starbucks'ın yanındaki mekanda yedim, beğenmedim. teşekkür ederim herkese

@nemtersis: onun yeri ayrı bunun yeri ayrı olm
0
🌸ravioli
(11.10.08)
Fethiye Caddesi'nin yukarsındaki merdivenlerin köşede Çillim Pizza'da varmış. Pizzası güzel waffleını yemedim. Belki de yoktur artık.
0
mabl
(12.10.08)
(1)

Pansiyon açmak için ne tür bir resmi prosedür var?

seen sea
Biz tapusuz bir arsadaki pansiyonumuzu açmak istiyoruz. (Ev pansiyona dönecek)Bunun için resmi olarak neler yapılmalı ve ne ödenmeli?Örneğin tabela asmak için yıllık bir harç varmış galiba o ne kadar? Yazar kasa lazımmış, şart mı? Bilgisayardan fatura verip imzalasak olmaz mı? yani en az masrafla na
Biz tapusuz bir arsadaki pansiyonumuzu açmak istiyoruz. (Ev pansiyona dönecek)
Bunun için resmi olarak neler yapılmalı ve ne ödenmeli?
Örneğin tabela asmak için yıllık bir harç varmış galiba o ne kadar? Yazar kasa lazımmış, şart mı? Bilgisayardan fatura verip imzalasak olmaz mı? yani en az masrafla nasıl açarız?
İşte vergisiydi, maliyesiydi, temel olarak neler yapmak gerek ve bize kaça patlar?
0
seen sea
(03.10.08)
tapusuz arsa denilince benim aklıma ilk sorulan soru geliyor/ o arsadaki evin iskanı var mı? yok ise eğer biraz zordur onda oturması. hadi diyelim elleşmediler oturdun ama sonuçta açacağın yer bir pansiyonsa, sanmam kimsenin iskansız bir yere iş yeri açma ruhsatnamesi vereceğini. kaldı ki, iş sadece belediye ile bitmez, turizm müdürlüğü, sağlık müdürlüğü vs. de durumunuza göre denetleyebilir. (etfaiyeyi felan geçtim bak belediye deyince)
diğer harçlar ise kesinlik arz etmez. bakmak lazım ilgili yerlerden. belediye gibi.
0
fempusay
(03.10.08)
(10)

Lisede Saçlar

yuto
Şimdi lisede depresyona giriyorum denerek saç kestirmeden muhaf tutulma gibi bir olay vardı. Bu konuda bilgisi olanınız var mı? Ne şekilde nerden alınır onun için gerekli belge diye. Şimdiden teşekkürler..
Şimdi lisede depresyona giriyorum denerek saç kestirmeden muhaf tutulma gibi bir olay vardı. Bu konuda bilgisi olanınız var mı? Ne şekilde nerden alınır onun için gerekli belge diye. Şimdiden teşekkürler..
0
yuto
(11.09.08)
olsa olsa psikiyatristen alınır belgesi de, müdürler genelde odun olur anlamaz belge melge.
0
darknum
(11.09.08)
rapor mapor alabilirsin psikologdan veya psikiyatristten. vardı bizim bi arkadaş, adam fena kıllıydı, sabah keserdi öğlene uzardı, rapor alıp rahatlamıştı herif, kesmiyordu sakal falan. 1-2 günde bir anca. ki bizim okul da bayağı disiplinliydi, müdür çok katıydı.

(bkz: mustafa dursun kortikoğlu)

dene bir şansını derim.
0
suursuz deve
(11.09.08)
sakal için bizde de rapor alanlar vardı ama saç olanını ilk defa duyuyorum. mantıklı ama güzelmiş. verirse psikyatr verir herhalde.
0
geldiler
(11.09.08)
Astım hastalığımdan dolayı uzun bir süre berbere gitmem yasaklanmıştı. Müdür yardımcısının haberi vardı. Bir gün rutin saç kontrolünü yapıyordu müdür efendi. "müdür yardımcısının haberi var gidemiyorum hastalığımdan ötürü" filan dediysem de davar herif tam şakaktan makası vurduydu saçıma. ortaokuldu tabi o zamanlar. liseyi bilmem. ama tahminimce pıştluk yapar birisinden birisi.
0
teritori
(11.09.08)
araya giren zenci rapçi olucam izninizle
şuursuz deve: kortikzede misin sen de ? hangi okul? hasan polatkan mı?
0
felina
(11.09.08)
@felina
çengelköy lisesi. asıl terörü burda estiriyor adam :D
0
suursuz deve
(11.09.08)
buradan tüm lise gençliğine seslenmek istiyorum!!

lise gençliği!!

saçlarınızı kestirin. liseden çıktığınızda önünüzde yaklaşık 60-70 seneniz olacak saçlarınızı istediğiniz gibi uzatabileceğiniz ama şu anda kurallar ne gerektiriyorsa onu yapın. çok zor bir olay değil gerçekten. lise son'da öss'ye girdikten hemen sonra başlayın uzatmaya, bütün üniversite boyunca kestirmeyin. ne haliniz varsa görün o zaman ancak lisede kesin efendim.

ben size ne olacağı da söyleyeyim. o hevesle uzattığınız saçları, üniversitede kızlar beğenmediği zaman çatır çatır kestireceksiniz. hatta doğrudan kendiniz kestireceksiniz. biz de lisede zorladık saç uzatalım diye, sakallarımızı kesmedik ancak şimdi her gün traş oluyoruz. iki haftada bir saçları düzelttiriyoruz.

yapmayın etmeyin. saç uzatınca ne olacak
0
co2s2
(11.09.08)
ben de kestirecektim ama baktım hocalar bile kıyamıyor. ve de saçlarımı kestirince gerçekten depresyona giriyorum ve bu şekilde belge alabileceğim bir yer arıyorum bildiğiniz birileri varsa lütfen paylaşın =/
0
🌸yuto
(11.09.08)
ayrıca o 'muhaf' değil 'muaf' bilgin olsun!
0
fempusay
(11.09.08)
ufkumu açtın fempusay teşekkürler
0
🌸yuto
(11.09.08)
(8)

güçlü bir karakter yaratmak

uz
hobi olarak birşeyler yazıyorum.hikayemin kahramanı sağlam karakterli, güçlü, kolay kolay boyun eğmeyen ve biraz da korkusuz olmalı. sin city'deki çavuş hartigan gibi mesela.hikaye çocukluğundan başlıyor. şimdi nasıl yapmalıyım da o küçük çocuk büyüyünce böyle bir insan olsun?getto'da-varoş'ta büyüm
hobi olarak birşeyler yazıyorum.

hikayemin kahramanı sağlam karakterli, güçlü, kolay kolay boyun eğmeyen ve biraz da korkusuz olmalı. sin city'deki çavuş hartigan gibi mesela.

hikaye çocukluğundan başlıyor. şimdi nasıl yapmalıyım da o küçük çocuk büyüyünce böyle bir insan olsun?

getto'da-varoş'ta büyümüş, yemek için dövüşmüş bir çocuk değil bu. (gerçi dayak yiyebilir, atabilir)
sıradan orta sınıflı bir ailden gelecek.

her türlü öneriye açığım. aklıma yatan üç-beş olayı uc uca ekleyerek bu adamı ortaya çıkaracağım ve asıl hikaye ondan sonra başlayacak. hayalgücünüzü zorlayın ama metafizik olmasa süper olur :)

not: çok parlak bir şeyler bulamazsam çocuğumuz askeri okula gidecek.
0
uz
(07.09.08)
güçlü bi karakter için (ruh+beden) zorluklar yasamıs olmalı ki olsun yani sevdiklerini ytirimiş olabilir mesela atıyorm trafik kazasında ailesini kaybeder bu sayede hem tek kaldığı için zorlu bi hayat yasar ve kendisini korumak için güçlenir hemde "tek tabanca" kaldığı içind korkusuz olur. hafifte arıza olabilr.
0
humin zararlisi
(07.09.08)
en sona yazdiginiz not'u okuyana kadar aklimda asker bir babanin yatili olarak askeri okulda okumu$ evladi hikayesi vardi, notu okuduktan sonra beynim durdu acikcasi. sanirim bu askeri okul olayi ilk aklan gelenlerden biri olacagi icin pek tercih edilmemesi lazim. ailesini kaybetmesi de yine kli$e bir$ey olur gibi geldi. sevgili manita olaylarina da baglamamak lazim. off.
0
dengesiz pamuk
(07.09.08)
kahramanını toplumdan ayrı kılan ancak ya$amını aslında o kadarda etkilemeyen bir özellikle doğurabilirsin. johnny cash'in parçalarından birinde adı sue olan bi adamın hikayesi anlatılırdı mesela.

a boy named sue
0
the neutron bomb
(07.09.08)
neden bu çocuk evden kaçıp kendince bir yol çizmenin derdine düşmez? sonra o yolu çizerken türlü zorluklarla karşılaşmak yerine adamakıllı bir insan evladı ile karşılaşmaz? ve o adamakıllı i nsan evladı bu çocuğun kendini fikren, ilmen ve ahlaken geliştirmesinin olanaklarını yaratmaz? bu arada çocuk kendi ailesini neden silmez? o nları neden zihinsel ölüme sokmaz?
ve sorunum şu: güçlü olması için asker vs mi olmalı? zorluklara mı gereksinmeli? bağımsız geliştirilen bir karakter etiği insanı güçlü yapamaz mı?
0
fempusay
(07.09.08)
daredevil, blade kokusu aldım ben o üsttekinden =) ya artık özgün karakterler yaratmak zor bea abi her$eyi kullandılar. film falan değil kitaplardada.
0
the neutron bomb
(07.09.08)
Özgün karakter yaratabilmenin en kolay yolu kendini objektif bir biçimde izlemektir.Büyük üstad Goethe "Benim eserlerim büyük bir itirafın parçalarıdır" der.Mesela Goethe'nin hayatını ve eserlerini okursan bunun zaten çok çabuk farkına varırsın(kendini taklit et demiyorum).Ama diyorsan ki yok ben tamamen ayrı bir olay sentezleyip farklı bir kişilik kurgusu oluşturucam o zaman bazı edebi kavramlar üzerine çalışman ve denemeler yazman lazım.
0
halef
(07.09.08)
the fountainhead oku bence
0
chavezding
(07.09.08)
mesela bu çocuğun sürekli rakip halinde olduğu bir sınıf arkadaşı ya da hep övülen bir abisi olabilir. bu çocuk da, o arkadaşını geçmek ya da abisini geçip ailesinin gözüne girebilmek için güçlü bir karakter yapmış olabilir kendine...

ayrıca ufak bir not haddim olmayarak: bazen olayın ne olduğu değil, senin onu nasıl anlattığın önemlidir. bunun en basit örneği masumiyet mmüzesi sanırım. basit bir aşk hikayesi çok iyi detaylar ve iyi bir dille süslenmiş...
0
kahvegibi
(07.09.08)
(7)

bordo siyah yayınları

v4vendetta
bordo siyah yayınlarının internet sitesinden bir kaç kitap almak istiyorum.bununla ilgili sormak istediğim bir kaç soru var. daha önce bu siteden kitap alan var mı? siparişi verdikten kaç gün sonra kitapla elimde olur? ödeme şekilleri nasıl, ayrıca kargo parası yayınevine mi yoksa bana mı ait olur?
bordo siyah yayınlarının internet sitesinden bir kaç kitap almak istiyorum.bununla ilgili sormak istediğim bir kaç soru var. daha önce bu siteden kitap alan var mı? siparişi verdikten kaç gün sonra kitapla elimde olur? ödeme şekilleri nasıl, ayrıca kargo parası yayınevine mi yoksa bana mı ait olur?
0
v4vendetta
(06.09.08)
sorularınızın hiçbirinin cevabını bilmemekle beraber, bu yayınevinin kitaplarının çevirilerinin hiç de hoş olmadığını söylemek isterim. okumak işkenceye dönüşebiliyor bazen.
0
tannhauser
(06.09.08)
tannhauser'e kesinlikle katılıyorum. bu yayınevinin çevirilerine temkinli yaklaşmanızı tavsiye ederim.
0
think martini
(06.09.08)
yukaridaki arkadaslarin iddialarini goruyorum ve arttiriyorum: bordo siyah'tan uzak durunuz ve dunya klasikleri icin o yayini tercih ediyorsaniz iletisim yayinevi ne bakin derim. hem cevirisi cok basarilidir, hem de cemberlitas'taki merkez subesinden kitaplari %40 indirimle alabilirsiniz.
0
egotm
(06.09.08)
@tannhauser ve @think martini uyarılarınız için teşekkürler.

dünya klasikleri için hangi yayınevinin çevirileri iyi? bunun için bir yayınevi önerecek olan var mı?

edit: @egotm tavsiye için tşk. diyarbakır'da olduğum için çemberlitaş'a gitme imkanım yok ne yazık ki :) burdaki kitapçılardan yayınevinin kitaplarını bulabilirim, gözüme çarpmştı bir kaç yerde.
0
🌸v4vendetta
(06.09.08)
Guzel ceviri icin Yapi Kredi Yayinlarini tercih edin. Beyoglu/Galatasaray'daki kendi magazalarindan her kitabi %20 indirimli alabilirsiniz. Ayrica son gittigimde 4 kitap alana 1 kitap hediye ediyorlardi. Gidin alacaginiz butun klasikleri ordan alin; ustune de kitap hediye etsinler.

Biraz daha pahalidir ama %20 indirimle filan iyi oluyor.

Not: Simdi gordum Diyarbakir'daymissiniz. Internetten alisveris yapacaksaniz da Yapi Kredi'nin yayinladigi klasikleri tercih etmeye calisin. Bu arada evet, Iletisim de kesinlikle cok iyidir. Onu da es gecmeyeyim, saygisizlik olmasin.
0
vita vinum est
(06.09.08)
v4vendetta, iletisim yayinevi'ne gaziantep'de oldugunu soylersen kitaplari yine ayni indirim+kargo ucreti ile gondereceklerini umuyorum; calisanlari yardim sever insanlardir , bir sansini dene derim :)
0
egotm
(06.09.08)
bense bordo siyahı severim, çevirileri de canımı hiç sıkmaz. satın almak içinse internet değil ama sahaf veya 2. el kitap satan dükkanlara bir uğrayın derim. bu türden ticaret erbabları çoğunlukla emsallerine göre oldukça ucuz olan bordo siyah yayınlarını bulundururlar. yoksa bile talep ile getirtmeleri muhtemeldir.
0
fempusay
(07.09.08)
(3)

Bu bayrak neden böyle?

kahvegibi
Amacım polemik yaratmak vs değil. Sadece şu linkte görülen PKK bayraklarının neden bu şekle girdiğini (önceden normal sarı kırmızı yeşildi, şimdi gamalı haç gibi olmuş) öğrenmek istiyorum. TeşekkürlerNot: Her ihtimale karşı dışarıya kapalı (kol kırılır yen içinde hikayesi)http://www.milliyet.com.tr/
Amacım polemik yaratmak vs değil. Sadece şu linkte görülen PKK bayraklarının neden bu şekle girdiğini (önceden normal sarı kırmızı yeşildi, şimdi gamalı haç gibi olmuş) öğrenmek istiyorum. Teşekkürler

Not: Her ihtimale karşı dışarıya kapalı (kol kırılır yen içinde hikayesi)

www.milliyet.com.tr
0
kahvegibi
(27.08.08)
biz aryanız ayağı yapmaya kasmışlar sanırım.
0
arnold schwarzeneger
(27.08.08)
gamalı haç değil de malta haçına benziyor bu. ne alaka bilemedim.
0
dursunkaptan
(27.08.08)
bu aslında takiyyesini gösteren bayrağıdır örgütün.sırf bilgi olsun diye yazayım:
normalde örgütün bayrağını sağda solda polisler görünce aldıklarından ve işlem yaptıklarından dolayı, sempatizan kitleler bu resimde görünen ve hiç de çakma olmayan bayrakımsıyı oluşturdulaR. bu bayrakımsının özelliği şu: üzerinde sizin gamalı haç dediğiniz ama 4 kanatlı sarı kırmızı renkten oluşan bu ikon; suriye, iran ırak ve türkiye olarak örgütün toprak talep ettiği veya sistemini tasarladığı 4 ülke veya oradaki kürt halkı temsil etmek üzere oluşturulmuştur. ayrıca bu yeşil zemin üzerinde bu 4 kanatlı ikondan 4 adet bulunur ki, bu da yine 4 değişik coğrafyadaki kürt halkı temsilen kullanılır. gel gör ki ülkemiz hakimi savcısına bu hususu izah etmek sarih delillerle olası olmadığından, bu bayrağı taşımak maalesef geçen dönemlere kadar suç oluşturmamaktaydı. tabi sonralaRI yorum faRKLArı gelişti, şimdilerde durum biraz farklıu olabilir.
0
fempusay
(27.08.08)
(6)

Sözlük sorusu

hickiran karasinek ve uyuyan karinca
Son dönemde denk geldiniz mi bilmiyorum ama sözlükte birkaç arkadaş, envai çeşit başlık açıp ya da mevcut başlıkların altını doldurup "bilmemkaçıncı nesil çaylak" şeklinde entryler yazıyorlar..Şimdi ben şunu merak ediyorum , bu arkadaşlar kim çaylaktır kim kaçıncı nesildir nereden biliyorlar ?Böyle
Son dönemde denk geldiniz mi bilmiyorum ama sözlükte birkaç arkadaş, envai çeşit başlık açıp ya da mevcut başlıkların altını doldurup "bilmemkaçıncı nesil çaylak" şeklinde entryler yazıyorlar..

Şimdi ben şunu merak ediyorum , bu arkadaşlar kim çaylaktır kim kaçıncı nesildir nereden biliyorlar ?
Böyle bir yerde bir liste var da adamlar takır takır copy paste mi yapıyorlar ?
Ama moderatör falan da değiller yani, senin benim gibi yazarlar bunlar.

Çok basit bir şey mi sordum , böyle benim bilmediğim bir yerde bir buton var da vöşt diye tüm çaylakları listeliyor mu bilemiyorum ama bu arkadaşlar bin ayrı yazarın nickini neslini nereden buluyorlar öğrenemezsem çatlicam.
0
hickiran karasinek ve uyuyan karinca
(12.08.08)
0
robin
(12.08.08)
federal
(12.08.08)
nası ya :)
bu mudur yani :)

böyle mi yapıyorlar :)
ehe yapıyorlar derken , robin , merhaba , selam ederim :)

ama hiç mantıklı değil ki yani bu..
gayet abuk nickler de buluyorlar yani , sıradan şeyleri aratmak akıllarına gelmiş olabilir ama öyle abidik gubidik nickler nasıl gelir ki insanın aklına ?

gezgözarpacik diye bi arkadaş varmış mesela ,yani ben ömrümün yarısını bu işe adasam , gene o arama butonuna gezgörarpacik yazmak gelmez yani benim aklıma..

bu çaylakbulangillerin beyinleri mi farklı çalışıyor yani ?

yok artık lebron james
0
🌸hickiran karasinek ve uyuyan karinca
(12.08.08)
ben buttonuna basip ordaki alana kullanici adini yazip bak derseniz ordan cikiyor. Soruna cevap olmadigini anladim simdi.
0
badseed
(12.08.08)
ben yazdım mesela. sonradan tanıştığım bir arkadaştı kendisi. öyle olunca hadi senin için bir şeyler yzayım dedim ve yazdım. böyle olması normal değil mi? yoksa ben mi soruyu anlamadım. yani şöyle düşün sen yazarsın arkadaşın çaylak felan .
0
fempusay
(12.08.08)
fempusay , tabii ki onu kastetmiyordum. :)

burcix diye bir arkadaş var mesela..
onun son entrylerini aratırsan göreceksin , sebatla onlarca yüzlerce bu tip entry giriyor.

yoksa bizim tanıdığımız insanlara,arkadaşlarımıza,nickini bildiğimiz insanlara başlık açmamızdan bahsetmiyorum tabii ki.
0
🌸hickiran karasinek ve uyuyan karinca
(12.08.08)
(5)

gittigidiyor psp alışverişi (biraz acil)

swallowed arsenic
gittigidiyor'dan açık arttırma yoluyla bir psp edindim. satıcı memory stick ve şarj aletinin orijinal olduğunu yazmıştı. psp elime geçti, kargodan teslim aldım. ama akşam incelerken memory stick ve şarj aletinin orijinal olmadıklarını tesbit ettim. ürün sayfasında da dikkatli bakıldığında özellikle
gittigidiyor'dan açık arttırma yoluyla bir psp edindim. satıcı memory stick ve şarj aletinin orijinal olduğunu yazmıştı. psp elime geçti, kargodan teslim aldım. ama akşam incelerken memory stick ve şarj aletinin orijinal olmadıklarını tesbit ettim. ürün sayfasında da dikkatli bakıldığında özellikle şarj aletinin orijinal olmadığı görünüyor.

esas problem şu: elimde henüz oyun olmadığı için bir kaç mp3 dinledim, cihaz çalışıyordu. geceden de şarja taktım ama sabah cihazı açamadım. power ışığı sürekli yanıyor ve ekrana görüntü gelmiyor. cihazın versiyonu 3.80-m33 idi.

iade etmelimiyim / edebilirmiyim, veya çözülecek bir şey midir?
0
swallowed arsenic
(01.08.08)
(bkz: #9727816)
0
trimpot
(01.08.08)
eğer ürüne ilişkin onay vermediyseniz iade etmeniz mümkün görünüyor. yok vermişseniz yapılabilecek bir şey yok. bir yerlerden uygun şarj aleti edinmeye bakın. gg alıcılara para aktarılana kadar sahip çıkıyor. para aktarıldıktan sonra herhangi bir itiraz hakkı bulunmuyor-ki en başta kargo görevlisinin yanında açmanız ve arıza, hata, orijinal olmama gibi sorunlaır tespit etmeniz gerekir.
aklıma geldi şu an:
satıcı ile irtibata geçerseniz, belki hatasını kabul eder ve bir şekilde orijinal şarj aleti gönderir.
0
fempusay
(01.08.08)
elime ilk geçtiğinde çalışıyordu ama şu an cihaz çalışmıyor. yaptığım tek şey mp3 çalmak ve şarja bağlamak oldu dün gece. daha evvelden brick edilmiş bir cihazı bana satmış olabilir mi?
0
🌸swallowed arsenic
(01.08.08)
pili cikarip geri takmayi denediniz mi? psp bazen kilitlenebiliyor oyle..
0
locutus
(01.08.08)
denedim olmadı. peki gayet güzel çalışan bir psp durduk yerde brick olabilir mi?

(cihaz bomboştu ve sadece mp3ler vardı)
0
🌸swallowed arsenic
(01.08.08)
(5)

duyuruya eklenmis fotolar hakkinda

hayatacaylakkaldim
goremiyorum efem bu ekli fotolari. ie kullaniyorum, uzerine tikladigim zaman acmiyor kisacasi sana yok foto moto anca gidersin bile demiyor...adres satirina aldigim zaman da miniminnacik aciyor, farkli kaydet diyorum misal gene kucuk buyutunce netlik metlik kalmiyor, firefox kuramam makine accaip ag
goremiyorum efem bu ekli fotolari. ie kullaniyorum, uzerine tikladigim zaman acmiyor kisacasi sana yok foto moto anca gidersin bile demiyor...

adres satirina aldigim zaman da miniminnacik aciyor, farkli kaydet diyorum misal gene kucuk buyutunce netlik metlik kalmiyor, firefox kuramam makine accaip agir onu da yuklersem daktilo olarak bile kullanamayacagim aleti.

ne yapmak lazim bir el ativerin

not: aradim taradim konu basligi bulamadim ( foto - resim v.s. ) eger varsa simdiden ozur dilerim, var aha burda diyene ergenekon mergenekon bulasmasin ( bu da duamdir evet ), lotodan 6 ciksin iste ne istiyorsa o olsun.
0
hayatacaylakkaldim
(31.07.08)
pop-up olarak görüp engelliyor mu acaba? Ctrl ye basarak tıklayınca açılır mı ki?
0
const ant
(31.07.08)
ben de açamıyorum. eskiden en azından iş yerinden açabiliyordum ama şimdi ne ev, ne işte..
0
oceano
(31.07.08)
ben bir keresinde sayfanın en altında gördüm bu türden bir resmi. olabilir mi acaba? kaydırıverin en aşagıya belki size de çıkar :P

eklenti:
resmi üzerine tıklayacaksın, sonra aşağıya doğru kaydıracaksın sayfayı. sonra görebilirsin. ben öyle görüyorum valla...

2.
bir de örnek veriyorum. mesela aşağıda bir köpeğin cinsi sorulmuş. o soruyu açıyorum. küçücük görünen resmin üzerine tıklıyorum. sayfanın açılmasını bekliyorum. gerekli işlemleri yapıyor bir de bakıyorum aaaa aşağıda köpek var yanında da birisinin yarı resmi. böyle ya!
0
fempusay
(31.07.08)
asagida cikmiyor sayfanin her tarafina baktim. popup engellemeyi de kaldirmistim zaten belki ondandir diye yok arkadas cikmiyor. ozurlu bu ekran bohu
0
🌸hayatacaylakkaldim
(31.07.08)
assert h ye tesekkurler, hallettim sayesinde
0
🌸hayatacaylakkaldim
(31.07.08)
(2)

Elçiliğe dilekçe

luin 41
Yurtdışı öğrenci vizesi için başvuru yapıcam ama bir de vize başvuru dilekçesi yazmak gerekiyormuş. Ne yazıcam ben bu dilekçeye? "ülkenizde doksan günün üzerinde öğrenci olarak kalmaya talibim" falan mı?
Yurtdışı öğrenci vizesi için başvuru yapıcam ama bir de vize başvuru dilekçesi yazmak gerekiyormuş. Ne yazıcam ben bu dilekçeye? "ülkenizde doksan günün üzerinde öğrenci olarak kalmaya talibim" falan mı?
0
luin 41
(31.07.08)
hiç yazmadım daha evvel ama ortalama bir akıl yürütme ile şöyle yazardım ben olsam:

.......... baş/konsolosluğuna

ülkenizde kurulu bulunan ...dil okulundan/üniversitesinden kabul almış bulunmaktayım. dolayısıyla ülkenizde öğrenim maksatlı bulunmak üzere 3 ay /125 yıl vize almam gerekmektedir. ilgili evraklar ekte sunulmuş olup gerekli vize işlemlerimin bu doğrultuda yapılmasını
arz ederim.
xy z(isim bu sağa yanaşık olmalı)

adres:
felan filan
e-mail.
tel.
0
fempusay
(31.07.08)
resmi listedeki istenen belgelerde yoksa böyle maymunluklarla uğraşmanıza gerek yok. genelde vize şirketlerinin saçmalaması oluyor bunlar.
0
386 dx
(31.07.08)
(9)

kargo

goodbyecruelworld
önemli bir evrak göndermem gerekiyor kargoyla... en güvenilir kargo şirketi hangisi?
önemli bir evrak göndermem gerekiyor kargoyla... en güvenilir kargo şirketi hangisi?
0
goodbyecruelworld
(31.07.08)
teoride hiçbirisi. kargo firmaları gönderdiğiniz şeylerin sağ salim teslimatını garanti etmez. sadece faturalı bazı ürünler için sigorta yapar.

çok önemliyse özel kuryeler belki daha iyi bir seçim olabilir.
0
babatema
(31.07.08)
evraga bir sey olmasi durumunda, asla evragin ederi kadar bir hasar kaybi alamazsiniz. o yuzden cok onemli bir sey ise ya elden verin, ya da birisi ile gonderin.
ben ucuncu ihtimal olarak ptt diyorum.
0
la traviata
(31.07.08)
illa kargo diyorsanız yurtiçi ya da aras cargo kötünün iyisidir.
0
rurouni
(31.07.08)
bende bu gece araştırdım gerçekten önemli ups(ama çok tuzlu)
0
enter saltman
(31.07.08)
Yurtici gonderiler icin benim gozumde yurtici kargo her zaman en iyidir. Surat, fillo, aras ise her zaman basimi agritmistir.
0
arche
(31.07.08)
amerikan büyükelçiliği falan pasaportları UPSle gönderiyor, pahalı ama çok güvenli bişi aranıyorsa en iyi çözüm sanırım.
0
luin 41
(31.07.08)
ben ay içerisinde ptt kargo ile altın gönderdim, ulaştı yerine sapasağlam olarak. bir de malzemenin cinsini de yazabiliyorsun felan. ayrıca özel kargolar kabul etmediydi altı diye. bence ptt kargo hem ucuz hem güvenilir.

unutmadan:
belgeye bir şey olur şu olur bu olur yan yatar çamura batar; sorumluluk kabul etmem abicim!
0
fempusay
(31.07.08)
mng değil.
0
boshi
(31.07.08)
mng verdiğiniz evrakları denizi doldurmak için kullanıyormuş.
0
godless commie
(31.07.08)
(1)

Noter ve Adliyeler Kacta kapanır?

bubez laab
evet kaçta açılır ve kaçta kapanır bu kurumlar?öğle tatilleri hangi saatler arasındadır?
evet kaçta açılır ve kaçta kapanır bu kurumlar?
öğle tatilleri hangi saatler arasındadır?
0
bubez laab
(30.07.08)
adliye kapanış saati 17.00 dır. geçen 17.02 gibi gittim müstendik efendi ile kapıştık bu yüzden aman diyeyim!
0
fempusay
(30.07.08)
(2)

pocket pc (wm6) için gps

yuto
windows mobile 6 için önerebileceğiniz bir gps yazılımı var mıdır kendi içinde igo ve navturk var ama imperial uzunluk ölçülerini vs kullanıyor vede navturk için lisans vs istiyor sizin kullanıp ta önerebileceğiniz bir program var mı?lüzumsuz bir ek bilgi olarak gsmart i300 kullanıyorum
windows mobile 6 için önerebileceğiniz bir gps yazılımı var mıdır kendi içinde igo ve navturk var ama imperial uzunluk ölçülerini vs kullanıyor vede navturk için lisans vs istiyor sizin kullanıp ta önerebileceğiniz bir program var mı?

lüzumsuz bir ek bilgi olarak gsmart i300 kullanıyorum
0
yuto
(30.07.08)
igo 2008 gibi bir şey var sanırım hafızamda. forumları gezinsen sanıyorum kolaylıkla bulabilirsin. ayrıca yazdığım igo hp pda leri için için oldukça başarılı bir uygulama.
0
fempusay
(30.07.08)
igo en iyisi ve de güzeli bence.
0
hububrad
(30.07.08)
(1)

altunizade araba pazarı

mandayuvasi
hangi günler açık oluyor başka güvenilir pazar nerelerde vardır
hangi günler açık oluyor başka güvenilir pazar nerelerde vardır
0
mandayuvasi
(30.07.08)
kartal'da varıdı eskiden açık oto pazarı.
0
fempusay
(30.07.08)
(4)

Ürgüp/Göreme - Mersin İlişkisi

hareket saati gecmis otobus kaptani
geçen hafta sonu ürgüp - göreme bölgesine bi gezi yaptım. harika yerler.. öncelikle gitmeyen herkese tavsiye ederim.. yalnız gezi boyunca dikkatimi çeken 33 plakalı araçların yoğunluydu. neredeyse şehrin kendi plaka numarası olan 50 ile yarışacak kadar çoktular. nedir bunun nedeni? mersinlilerin öze
geçen hafta sonu ürgüp - göreme bölgesine bi gezi yaptım. harika yerler.. öncelikle gitmeyen herkese tavsiye ederim.. yalnız gezi boyunca dikkatimi çeken 33 plakalı araçların yoğunluydu. neredeyse şehrin kendi plaka numarası olan 50 ile yarışacak kadar çoktular. nedir bunun nedeni? mersinlilerin özel bi ilgisi mi var bölgeye yoksa tam tersi vakti zamanında mersin'e çok mu göç verilmiş? bi bilgisi olan var mı?
0
hareket saati gecmis otobus kaptani
(30.07.08)
nevşehir, niğde dolaylarından istihdam alanlarının yetersizliği nedeniyle mersine göç etmiş yurttaşların, yaz tatilini geçirmek için memleketlerine dönmeleri nedeni ile oluşmuş bir tablo olabilir. panik yapmayınız. (siz de benzeri bir akıl yürütme yapmışsınız zaten) askerde iken böyle birisi ile tanışmıştım. ailesi mersinde eskicilik yapıyordu. kendileri niğdeli idi.
0
fempusay
(30.07.08)
bir de mersin'liler için tatil anlayışı bu tarz yerler olduğu için normaldir. yani bi ankara'lı bi konya'lı tatilde denize gitmek ister, sahile inmek ister ama adam zaten mersin'li nereye gidecek? tabii ki bu tarz yerleri tercih ediyorlar. ayrıca iç anadolu bölgesi ile çok içli dışlı bir memleket olmasının karşılıklı göç durumlarının olması da bir başka etken.
0
sijwocaq
(30.07.08)
mersinden hacıbektaşveliye giden çok insan olur. onlar da olabilir. ama ilginçmiş cidden durum.
0
krasotkin
(30.07.08)
hacıbektaşveli değil hacıbektaş olacaktı =)
0
krasotkin
(30.07.08)
(6)

tükendim kaldım....

cold
bi internet sitesinde öykü-roman-deneme yarışmasıyla ilgili ilan gördüm.bende katılmaya karar verdim.konu çok farklı,çok ilginç değil.psikopat bi erkek eski sevgilisini sürekli tehdit ederek egosunu tatmin ediyo.eski sevgilide kurtulmak için artık ne olsa yapacak.ama burda biraz enteresan bilindik o
bi internet sitesinde öykü-roman-deneme yarışmasıyla ilgili ilan gördüm.bende katılmaya karar verdim.konu çok farklı,çok ilginç değil.psikopat bi erkek eski sevgilisini sürekli tehdit ederek egosunu tatmin ediyo.eski sevgilide kurtulmak için artık ne olsa yapacak.ama burda biraz enteresan bilindik olmayan bi sonla hikayeyi bitirmek istiyorum.aynı silahla kız psikopat sevgiliyi tehdit ederek kurtulmayı deneyecek.Ama nasıl tehtid etmeli.etkili ve kendini kurtarabilecek bi şey bulması lazım.ben bi şeyler düşündüm ama sizlerinde fikirlerini almak istedim.
ne olabilir???
0
cold
(30.07.08)
ya başka şeyle ilgilensen mesela? dark nayt vizyonda şimdi. güzel film diyolar.
0
jfk
(30.07.08)
şöyle ki: kız la erkek ayrılır.erkek kıza ailene benimle birlikte oldugunu(sevıstıgını) soylerım vs gıbı seyler soyleyebılır.kızda eve yerlestırdıgı ve kayıt yaptıgı kamera goruntulerını erkegın ailesine verecegını soyleyerek tehdit edebilir.tabi erkegin babası imam anneside hatip ve yasadıgı cevre bu tur olayları olumlu karsılamayan bir cevre olmalı.kızın aileside geniş ve kesinlikle onemsemeyen bir aile yapısında olması gerekır sanırım..
0
isott
(30.07.08)
kendi silahiyla vursun. eve cagirsin romantik bir aksam yemegi gibi baslasin sonrasinda hannibal lecter'e baglat konuyu.

gerci bildik senaryo gibi durdu

bir de yarisma icin dil bilgisi kurallarina da dikkat etmen lazim.
0
hayatacaylakkaldim
(30.07.08)
dahi anlamındaki de'yi ayrı yazarak olabilir mi acaba?

"bende katılmaya karar..."

"eski sevgilide kurtulmak..."
0
fempusay
(30.07.08)
1. okuyucu kız intikam alcak diye beklerken ve hanım kızımız o süreçteyken işte kız cart diye ölsün, bi trafik kazası mesela. sonra da çocuk vicdan azabı yapar, ömür boyu kurtulayamacağı bi şey olur bu.
2. fantastik olsun biraz dersek, kızımız afrika'ya gidebilir ya da anadolu'da da çoktur vodoo olmasa bile. büyü yaptırır ya da kızımız ah eder ve çocuk büyünün etkisiyle ( ya da kendisi zaten manyak bi tip olduğu için ekistiradan sıyırması normal kaçar sanırım, büyü olmadan da olabilir yani bu ) kafayı yer ve kızdan büssürü görür. onlarla konuşur, uğraşır. kız da paçayı sıyırır ve intikamını sonsuza kadar almış olur.
3. bu kızın psikopat sevgilisinin ayarında bir tanıdığı başka bir hanım kızımız olabilir. bunu kızımız daha önceden tanıyor ya da yeni tanıştırabilirsin. sonra işte çocuğu anlatır, över, fotosunu gösterir vs.. bu piskopat kızımız da bu manyağa sarar. piskopat bi erkekle, sanırım piskopat bi kadın başedebilir. yani bumerang çocuğa döner. sanırım en çok bu fikrimi beğendim.
0
pyro clustic flow
(30.07.08)
hocam filan sahnesine gelene kadar, gecen olaylar boyunca karakterin siradan gorunen ama aslinda finalde anlam kazanacak davranislar sergilemesini sagla. final sahnesine geldiginde de bu davranislarin hepsini bir araya getirerek tehdit et ve hem okuyucuyu hem de erkek eski sevgilisini sasirt. tam kesin ornekler veremeyecegim ama demek istedigim kurgu 6th sense'de mevcut-izlediysen anlarsin. ama kadinin bu siradan gorunen ama finalde anlam kazanacak davranislari, durup dururken baslamasin; eski sevgilinin buyuk bir hayvanlik yapmasi ile tetiklensin. ayrica, dedigin gibi kadinin pat diye final sahnesinde tehdit unsuru bir oge bulmasi bence hikayeyi turk filmlerinden oteye tasimaz. basarilar , bol sans.
0
egotm
(30.07.08)
(3)

Hukukçu arkadaşları ilgilendiren bir soru

karga tdi
Merhaba, şimdi mesela bir komşumuz veya bambaşka biri bizden evde yaptığımız bir şey ile ilgili şikayetçi oldu, örneğin "yüksek sesle müzik dinliyorlar" diye bir şikayeti var ve kapıya polisi getirdi. Bizim: "öyle bir şey yok memur bey zaten bizde müzik seti de yok" dememize karşı polis biz istemedi
Merhaba, şimdi mesela bir komşumuz veya bambaşka biri bizden evde yaptığımız bir şey ile ilgili şikayetçi oldu, örneğin "yüksek sesle müzik dinliyorlar" diye bir şikayeti var ve kapıya polisi getirdi. Bizim: "öyle bir şey yok memur bey zaten bizde müzik seti de yok" dememize karşı polis biz istemediğimiz halde eve girip müzik seti olup olmadığına bakabilir mi? Yani olay müzik seti v.s değil tabi, asıl sormak istediğim benzer bir durumda polis, biz istemediğimiz halde eve girebilir mi? Yoksa bunun için resmi bir evrak mı göstermesi gerekir?

Teşekkürler
0
karga tdi
(25.07.08)
arama emri gibi seyler var. dalamaz herhalde oyle sizin rizaniz olmadan.
0
osuruklu
(25.07.08)
Nöbetçi hakimden/mahkemeden giriş izni alması gerekir. Siz davet etmedikçe giremezler.
0
colg fusion
(25.07.08)
devam etmekte olan bir suçun - eski durumda meşhut suç- takibi için girebilir. ancaaak sizin bahsini ettiğiniz durum bu anlamda değildir karıştırılmasın. polis mahallede kovaladığı bir hırsızın sizin apartmanınıza ve sizin dairenize girdiğini görürse evinize girer. bunun dışında girebilmesi için arama kararına gereksinir. bunu herhalde hakimden ve fakat acele hallerde savcıdan alır. savcınınki aslında bir talep yazısıdır ki 24 saat içinde hakime onaylatılmalıdır.
0
fempusay
(25.07.08)
(11)

muslumanliktan hiristiyanliga gecen yakinlariniz falan oldu mu?

banuolcay
nasil din dgistirilir, nasil muslumanliktan hiristiyanliga gecilir bilen var mi? kiliseye gidilip basvuru yapiliyor ama sonra?
nasil din dgistirilir, nasil muslumanliktan hiristiyanliga gecilir bilen var mi? kiliseye gidilip basvuru yapiliyor ama sonra?
0
banuolcay
(22.07.08)
Öyle kiliseye filan gitmene gerek yok. Biraz İncil karıştırıp iman edersen tamamdır. Tabii dini daha doğru öğrenmek için kilise şart. Onlar gerekli öğretileri doğrudan sana öğretirler.
0
ataturkiye
(22.07.08)
banuolcay, din degistirme genelde kisinin sevdicegi baska bir dinden olursa, kisi de sevdicegini mutlu etmek/kirmamak icin dinini degistiriyor. bu zamana kadar en yaygin din degistirme sebebi budur. ama ben insanlarin bir dini hangi birikimle bir dini digerine gore ustun bulduklarini anlayamiyorum. benim icin hepsi ayni martaval. want2die'in da dedigi gibi, siz hangi dine inanmak istiyorsaniz ona inandiginizi bilmeniz ve kabul etmeniz yeterli olacaktir; haci, hoca, peder, rahip vs. nin bilmesine gerek yok.
0
egotm
(22.07.08)
aradığınız soruların tüm cevaplarını şu adreslerde bulabilirsiniz:

www.hristiyanforum.com

www.hristiyanolmak.com

okuduktan sonra da anlayacağınız gibi birilerinin salladığı gibi hristiyan olmak için ben oldum demeniz yetmeyecektir. nasıl ki müslüman olmak için kelime-i şahadet şartı vardır benzer şekilde hristiyan olabilmeniz için de bir takım sorumluluklarınızı yerine getirmeniz gerekmektedir.
0
sijwocaq
(22.07.08)
ben olsam din değişterecek kişi, bunu faaliyete girişmezden evvel şu soruları kendime sorardım:
-kendimi cari (mevcut)inanışımda ifade edebiliyor muyum?
-bu inanış beklentilerimi karşılıyor mu? (dinden ne bekleniyorsa)
-bu inanışın eksik, hatalı, arızalı bulduğum yönleri var mıdır?
-varsa bunları giderebilir miyim? giderebilir isem nasıl?
-mevcut inanışımı tamamen sorguladım mı yoksa bir hevesin peşinden mi kanatlanıyorum?
-mevcut inanışımın benden beklentilerini tam olarak yerine getirebildim mi?

diyelim bunlara ortalama cevaplar verdim. sonra yine diyelim yeni inanışım olacak olana ilişkin bir takım sorulara cevap arardım. bunlar da şöyle olabilirdi:

-peki bu yeni kabul edeceğim inanış benim arayışıma ne denli cevap olabilecek?
-bu yeni inanışı tam olarak araştırdım mı? ona tam olarak hakim oldum mu?
-yapacağım iş sonuçta çocuk oyunu veya yap boz değil. bu nedenle bir süre sonra sıkılıp geri döner miyim?
-dönersem kendimle çelişkiye düşer miyim?
-bu yeni inanışın ritüellerini tam olarak biliyor muyum?
-eskisininkilere riayet etmediğim gibi bununkilere de etmeyebilir miyim? etmezsem sıkılır mıyım? rahatsızlık duyar mıyım?
-yeni bir inanış yeni bir gruba aidiyet demekse, bu yeni gruba kolaylıkla uyum sağlayabilir miyim?
-bu gruba uyum sağlayabilirsem bile kendi ait olduğum gruplarca yadırganır mıyım?
-bu konuda yaşayacağım sorunları etraflıca tartıştım mı?
sorular muhtelif olabilir. ben olsam bunları düşünürdüm. bir çok din hakkında bir çok şey okuyan bir müslüman olarak demek isterim ki, din evet belki miras olarak atalardan bizlere geçiyor ama, mirası bir anda harcamak kolaylığında bir alan olduğunu söylemek zor. insanın arayışı tatmin ise eğer, mevcut durumdaki eksikliklerini gidererek belki bu arayışını karşılayabilir. değilse bilinmedik denizlere, üstelik denizciliği sonralardan öğrenerek çala kürek açılmaya çalışmak üstesinden her insan evladının kolaylıkla gelebileceği bir husus olmasa gerek -ki eğer arayış içinde olan sizseniz size de üzülmeyeceğiniz, pişmanlık duymayacağınız bir seçim yapmanızı temenni ederim.


ayrıca islam dini için kelime-i şaadet değil kelime-i şahadet elzem olan hususlardan birisidir -ki tek başına da yeterli olduğunu hemen bir çırpıda söylememiz zordur. kaldı ki diğer dinler açısından da uyulması gereken bir çok emir yasak ve kaide mevcuttur.
0
fempusay
(22.07.08)
bu iş için para verenler var. geçecekseniz üstüne birazda nakit fena olmaz.
0
uz
(22.07.08)
evet esim yabanci ve hiristiyan, evet hiristiyanliga daha cok inaniyorum, evet nufus cuzdanimda da yazmasini istiyorum. bunun icin de incil okuyup 'inaniyorum' demekten fazlasi gerekli sanirim. su linkler faydali gibi. bu arada... ben hiristiyanliga geceyim mi diye sormamistim. :))) ama dimag acan yorumlar ve bilgiler icin hepinize tesekkurler. burasi evim gibi. :)
0
🌸banuolcay
(22.07.08)
bulunduğunuz çevrede kilise varsa muhtemelen haftasonları konuşmalar olur. (bilindiği gibi hristiyanlıkta ortodoks, katolik, protestan, gregoryen gibi mezhepler var. ilk önce farklı mezheplerden kiliselere gidip haftasonu yapılan ayinlere katılmanızı, bu mezhepler hakkında bilgilenmenizi ve seçiminizi ona göre yapmanızı öneririm. gittiğiniz kiliselerde yetkililerle konuşabilirsiniz.(bunun için oradalar zaten) bazı cemaatler kendi aralarında konuşmalar, söyleşiler düzenlerler. bunlara da katılabilirsiniz eğer boş vaktiniz varsa. acele etmeyin, kimse size sen hristiyan mısın diye sormaz.
en önemlisi de kimsenin sözünü takmayın.para veriyorlarmış hede hödö.. her dinde var böyle safsatalar. ülkemizin halkı bile kendi içinde misyonerlik yapıyor yeri geldiğinde türban takanlara maaş bağlayarak. para karşılığı bir prosedürü yerine getirmek kimi tatmin ediyorsa artık..

bir dini benimsemek, yapılması gereken prosedürlerden daha önde gelir. bu islamda da hristiyanlıkta da böyledir.(temelde aynıdır zaten amaç, tanrıyı benimseyebilmek, onu kabul etmek vs)
içiniz rahat ettikten sonra gidersiniz vaftiz, kutsanma, nüfus cüzdanında din hanesi değişimi.. ne gerekirse yaparsınız.
en önemlisi iç huzurunuz. yoksa çokda farketmiyor hangi din olduğu.
0
exexex
(22.07.08)
Bu arada, diğer dinlerden müslümanlığa geçenlerin tecrübelerini okumak da faydalı olabilir. Bu arada sozluk.sourtimes.org adresine bak istersen: zeitgeist the movie.
0
efx
(22.07.08)
benim anlamadığım soruyu soran arkadaş :" acaba hristiyanlığa geçmeli miyim?" diye sormuyor ki? ne diye toplanıp "bak hristiyanlığa geçsen ne olacak bikbik" diye cevaplar veriliyor ki?

prosedür sorulmuş,söyleyecek birşeyiniz varsa bilgi sahibiyseniz aydınlatırsınız,yoksa da kontra-misyonerlik yapmanın alemi yok
0
october swimmer
(22.07.08)
presbiteryenliğe geçiş için şöyle bir prosedür varmış:

www.presbiteryen.org
0
gulden kale
(22.07.08)
allaha dilekçe vercen diye espri yapmak istemiyorum ama eşin hristiyansa o anlatsın sana dini varsa bir cemaati girersin onla beraber olur biter.
0
agk
(23.07.08)
(1)

elin ayari

hayatacaylakkaldim
tokat atmak icin degil yanlis anlasilmasin, efenim hani bazi zamanlar olur yaptiginiz hicbir seyi begenmezsiniz, size gore igrenc olur. ama sizin haricinizdekiler guzel oldugu konusunda hemfikirdir ( misal yemek, sac, makyaj v.s. ). ama yok arkadas bir halta benzememis bu dersiniz ve soyleyenler ici
tokat atmak icin degil yanlis anlasilmasin, efenim hani bazi zamanlar olur yaptiginiz hicbir seyi begenmezsiniz, size gore igrenc olur. ama sizin haricinizdekiler guzel oldugu konusunda hemfikirdir ( misal yemek, sac, makyaj v.s. ). ama yok arkadas bir halta benzememis bu dersiniz ve soyleyenler icin de nezaketen yapiyorlar bunu v.s diye dusunursunuz

nedendir bu durum? genellikle guzel yemekler ya da baska bisiler yaparken birden kabusa donusur mu her sey? sonra da kendi kendine birden duzelir, zaten sorunu anlamamis birisi olarak duzelme isini de cozemezsiniz. ayar dugmesi nerededir? niye olur ? niye duzelir ?
0
hayatacaylakkaldim
(22.07.08)
estetik kaygısı hemen herkeste vardır. estetik deneyimsel olduğundandır ki herhangi bir şeye ilişkin estetik yargı, çoğunlukla kişiden kişiye değişir, bazen de benzer olabilir. yemekten alınan tat, bir sanat eserinin değerlendirilmesi vb. bununla birlikte şunu da ifade etmek gerekir ki, herhangi bir şeye ilişkin kuracağımız estetik yargıları, genellikle daha önceki benzer tutum veya davranış kalıplarımıza yahut düzden yargılarımıza benzeterek veririz. dolayısıyla bir el ayarından daha çok sanıyorum ki, estetik ayarınızın o anki durumu (ruh haliniz, daha iyisini yapabilecek olma ihtimaliniz, daha önce daha iyilerini yapmış olmanız, aynısının daha iyisinin yapıldığını görmeniz vb.) belirleyici oluyor somut olaylarınızda. eleştiri, daha iyinin var olabilmesi iddiasıdır. bu iddiaya ilişkin olasılık ortaya çıktığı anda, daha öncekilerin hepsinde hatalar, arızalar bulunabilir.
dert etmeyin hemen herkese olur böyle şeyler. misal ben bu yazıyı yazdım beğenerek, bitti şimdi ama bak beğenmedim hiç. ay ne iğrenç yazmışım. umarım anlatabilmişimdir.
0
fempusay
(22.07.08)
(8)

Vize basvurusu ve red ?

no christ requiress
Gecen hafta Italya vizesi icin basvuru yapmistim, kiz arkadasimin yolladigi davet mektubu ve onun bankadan yapmis oldugu teminat mektubunu koydum, ogrenci belgemi v.s koydum. Ama anne ve babamla ilgili bir belge koymadim ya da maddi durumla ilgili belge.Gorusmem carsamba gunuydu. Sali aksami saat 17
Gecen hafta Italya vizesi icin basvuru yapmistim, kiz arkadasimin yolladigi davet mektubu ve onun bankadan yapmis oldugu teminat mektubunu koydum, ogrenci belgemi v.s koydum. Ama anne ve babamla ilgili bir belge koymadim ya da maddi durumla ilgili belge.

Gorusmem carsamba gunuydu. Sali aksami saat 17.15 de Idata dan bir kadin aradi ve anne babamla ilgili evrak goturmemi istedi. Ne evragi dedim, bilmiyorum goturunsiz dedi. Calisipcalismadigina dair falan mi dedim. Maddi gelirle ilgili ise zaten karsi tarafin karsilayacagina dair teminat mektubu var dedim. Siz goturun bir kac sey dedi.E mesai saati bitimi oldugundan babamin isyerinden herhangi bir belge goturmedim. Evde annemin emekli karti, banka karti, babamin ssk sicil kartini buldum, bunlari, bir kac tane tapuyu ve anne babamin pasaportlarinin fotokopisini goturdum.

Gittim ertesi gun, kadin ille dondu dolasti banka cuzdani yok mu dedi. Dedim banka teminati var ya ne gerek var. Bir sey demedi dondu durdu yine sordu, yine soyledim teminat var, yine bir sey demedi, boyle kisir dongude ilerledik.

Anne babamin isiyle ilgili belgeleri sordu, babamla ilgili bir sey vermeyince hangi sirkette calistigini, ne is yaptigini sordu killanmis sekilde. Neyse ben cevap verdim, Italyanca bilip bilmedigimi sordu, Italyanca cevap verdim, nerden bildigimi sordu.

Bir de davet eden kisiyi sordu, kiz arkadasim aslinda davet eden, ananemle onunki arkadas diye salladim nedense. Kiz arkadasim demek sakat geldi (ne islerle ugrasiyoruz).

Daha onceki 2 schengen vizeme bakti (italya ve ispanya) daha once de gitmissiniz yine ayni kisi mi davet etti diye sordu, yok dedim teki interrail teki turistik. Ogrenci belgeme bakti, tipime bakti (elim yuzum duzgundur :/ )

Ne kadar kalacagimi sordu, biletimi 5-24 arasi aldigimi ama uzatabilecegimi bu yuzden 1 ay sure icin basvurdugumu soyledim. "ama olmazki" diyip kafasini salladi.

Peki tamam bir kac gun sonra tekrar gelin dedi kafa salliyip yine. ne zaman gelsem olur dedim, cuma dedi.

Yarin sabah erkenden gidivercem -ailemin yanindayim su an tekirdag-.

Neyse kisaca maceram bu. Sormak istedigim su, vize reddi nasil oluyor ? Rejected diye damga mi vuruyorlar bos sayfaya, yoksa vizeyi yapistirip da ustune mi basiyorlar o sirada ? Yani vize alip almadigimiz o sirada mi belli oluyor, onayliyorlarsa o sirada mi basiyorlar ? Yani daha once aldigimda ordan 3 soru sorup hemen pasaportu vermislerdi, yani vize zaten basiliydi. Duruma gore tanidik falan sokucam da Italyan Ticaret Odasindan falan, beni gorusmeden evvel ara demisti birisi. Fakat iste eger sonuc zaten belli ise aramaya luzum yok. Her sey belli olduktan sonra arayayim diyorum, o zaman da aradigim kisi ne yapabilir bilmiyorum..

Neyse cabucak bir cevap bekliyorum. Stresliyim cok. Davet mektubu ve Teminat mektubu killandirtti adamlari. Her zamanki gibi basvursaydim bir sey olmazdi ama madem oyle basvurmami istiyorlar, o zaman ne skime teminat mektubu aliyorum ben ? Bir de ustune her ay icin 50€ para oduyoruz ve bankadaki paraya bloke koyuyorlar.
0
no christ requiress
(17.07.08)
bildigim kadariyla herhangi bir damga vurulmuyor. buna benzer 1-2 tecrubem olmustu. ama herhangi bir red damgasi vurulmadi.

ancak bu vize islerinde senin vize basvurunun reddedildigine dair kendileri kayit tutuyor olabilirler ve bir dahaki herhangi bir schengen vize basvurusunda, basvuru formunda bulunan "daha once vize basvurunuz reddedildi mi?" sorusuna yanlis cevap verirseniz sikinti olabilir.
0
fdegir
(18.07.08)
vize verirlerse vizeyi pasaportun bir sayfasına tatbik ederler. etiket suretiyle olur damga suretiyle olur vs. vize vermezlerle başvurunuz kabul görmedi der yollarlar. rejected falan olmaz. o oldukça olağandışı bir durum. mülakattan bir kaç gün sonra tekrar gelin dedilerse o vize büyük ihtimalle verilir. tabi durum nedir ne değildir bilemiyorum ama genelde oyle olur.
0
agk
(18.07.08)
Tüm schengen ülkelerinde aynı mı bilmiyorum da ben Avusturyadan red almıştım. Şöyle oldu, ilk görüşme günü bir mühür basıyorlar (kaşe gibi, günün tarihi ve konsolosluğun adı yazıyor), vizeyi alınca üstüne yapıştırıyorlar, olmazsa o şekilde veriyorlar. Yani bir vize sayfasında "Italya konsolosluğu dd.mm.yyy" şeklinde bir kaşe oluyor. Yani başvurup alamadığın belli oluyor. Gittiğinde vize talebiniz reddedilmek üzere, 2 hafta içinde itiraz etme hakkınız var diyorlar, bir belge veriyorlar. Ona yazılı olarak cevap veriyorsun. ama işler çok saçma yürüyor hakkın falan dravdan, yok öyle bir şey. Bana iki hafta içinde başvurmazsanız reddedilecektir diye mektup yolladılar. Zarfa baktım çıkış tarihi bir hafta öncesi. Faxla itiraz dilekçemi (sebeplerini falan) gönderdim. Birkaç gün sonra reddedilmiştir diye mektup geldi, çıkış tarihi ilk mektuptan iki gün sonra. Yani iki hafta süre veriyorlar, sen daha cevabını vermeden onlar çoktan reddetmiş oluyor.
0
neronas
(18.07.08)
almanya memleketi konsolosluğundan bir ret almıştım. şöyledir olay:
pasaportunuzun bir vizelerin basıldığı boş bir sayfasına talebinizin reddedildiğine dair reddedildi' şeklinde kaşe basılıyor. bu sisteme de işleniyor. ne zaman gitsen tekrar tekrar soruyorlar 'vize talebin reddedilmiş olay neydi?' diye. ancak ben bu ret işleminden sonra gayet bir güzel yazı yazıp insan hakkı hukukundan girip itiraz etmiştim ve ondan sonra almıştım vizeyi -ki ilk vize talebim olduğundan (sene 95) acemiliğime denk gelmişti, senin gibi 20 günlük iznim olmasına rağmen 30 gün vize istemiştim.
diyeceğim o ki italya için de farklı değilse eğer, ret kaşesi basılır eğer alamazsan. yok alırsan da vizen paşa gibi oturtulur pasaporta. vize alamayınca sanırım paranın bir kısmını geri ödüyorlardı.
0
fempusay
(18.07.08)
valla şu zaman a kadar italyadan vize alamayan insan gördüm desem yalan olur senın daha önceden de vize varmış bence alırsın sadece biraz yormuşlar senı o kadar.
0
imparatorolmayikolaymisandin
(18.07.08)
merak edenler icin; aldim vizeyi. herhangi bir sey demediler hatta gyet cana yakindi kadin.

evet italya konsoloslugunun boyle killik yapmasi ender gorulen bir olay. almasi en kolay yer herhalde ispanya ile birlikte, belgeler tam olduktan sonra.
0
🌸no christ requiress
(18.07.08)
benim red edildi bende dilekce yazdım ama pek umit degılım acıkcası ustelık tur paramda yandı.Eger fransa vizes,, alacaksanız aman 3 nolu giseye dusmeyın tam bır ocuuuuuuuuu
0
anoush
(21.07.08)
arkadaşlar bende size olayı şöyle anlatıyım geçen 3 kere gidişimde 6 aylık schengen ım vardı her basvurdugumda okadar verdıler ve tekrardan yuksek lısans ıcın yer arastrmaya gtmek ıcın basvuru yaptıgımda babam emeklıdır ve hesap ını benım nısanım ıcın bozdurdu ve gerı kalanını 4000dolar gıbı bı kısmını gerı yatrdı yenı hesaba(diğer banka ile anlasamadı)bu yenı dedı ıdata tekrar gonderdı bu sefer su eksık ıkı kez idata ya gittim en sonunda aldılar sonra 2 gün sonra ıdata dan belge geldı maddı kısım yeterlı deıl gorusmeye caırıolar ben dedımkı baska yok bende konsolostakı kadın bana teyzemın evı arsası bılmemnesı ıstedı p.tesi hemen gittim busefer dedıkı ben senın teyzen olacagını nerden bıleyım bende dedımkı bunu daha onceden solemedınız kı dedım ıstese ıdınız o belgeyıde getırırdım nese yetıstrdık 1 dk için bizi içeri almadılar yarın gel dediler bu sefer erken saatte gittik bunlarda yeterli değil dediler senin hesabın yokmu dediler ben size ilk geldiğimde söyledim hesabımı getireyimmi hayır dediler bende iyi demiştim bunu söyleyince çabuk git getir dediler nese salı günü verdik ve benim uçağım(alınmış bilet)27 ocak 2010 da dedim akşama kadar sizi arıcağız dediler aramadılar biz yine bastık gittik dedilerki kapattık sabah gel nese sıraya girdik 6 saat sonra uçağımız var dedilerki kurulda daha diye çıkarmı bugün bekleme boşuna dediler nişanlımın kırmızı pasaportu olduğundan dolayı gitti ardından 17 ocaktan beri koşturan ben kaldım neyse bugun yada yarın için haber bekliyordum telefonlarada bakmıyorlar hani neyse idatada bi kadına ulaşmıs nişanlım ordan durumu anlatmıs hala bekliyor beni 4 gibi arayın demiş aradı ve haftaya persembe gelsin demişler ben zaten gitsem cuma günü dönücektim pasaportumu alayımd edim damga yersin dediler nasıl sinir olduğumu size anlatamam elim ayağım titriyor yarın gidicem pasaportumuda alıcam 12 gündür beni uğraştırdıkları içinde sayıcam ve sövücem orada damga yersemde yeni pasaport çıkarttırıcam önceki 3 schengenim(hemde onların ülkesinden)gözükmücekmiş ama sorun değil yada bana başka bir fikir vermek isteyen varmı?(20 milyar hesap 5 ev bütün evraklar tmam )
0
nijel
(28.01.10)
(21)

sosyal soru: biz niye böyleyiz?

neronas
Türklerden bahsediyorum. Biribirimize olan saygısızlığımızın, kavga edemeden duramamamızın, sinirli yapımızın nedeni nedir?Youtube'da çok amatör bir kısa film denemesinin yorumlarını okuyunca aklıma geldi bu sorular. İki tane genç arkadaş yapmış. Adamlara öyle bir küfretmişler ki inanamadım. Ellerin
Türklerden bahsediyorum. Biribirimize olan saygısızlığımızın, kavga edemeden duramamamızın, sinirli yapımızın nedeni nedir?
Youtube'da çok amatör bir kısa film denemesinin yorumlarını okuyunca aklıma geldi bu sorular. İki tane genç arkadaş yapmış. Adamlara öyle bir küfretmişler ki inanamadım. Ellerin g*tüne girseydi de yapamasaydın diyen vardı yahu. Beğenmediysen olmamış de, neden beğenmediğini yaz da işe yara, adam da feedback alsın senden. Çoğu videonun yorumunda huysuz bir türk yorumu bulunuyor illa ki. Benzer bir durum da, netten counterstrike oynayamayınca sorunu araştırırken karşıma çıkan bir sitede vardı. birisi netten conter-strike 1.3 oynayamamış, sorun ne olabilir diye adam gibi sormuş. Tam 4 sayfa cevap yazılmış adama, hepsi de dalga geçme maksatlı. meğer 1.6 çıkmış da bu adam neden hala bunu oynuyormuş, komikmiş, cevap bile verilmezmiş buna, salak da demişler adama.
birkaç örnek daha var,
Geçen sene öğrenci değişimiyle gittiğim okul için bir andaç dvdsi yaptım, introsuna slayt ekledim bunu da youtube a koydum. Anında yorum gelmiş, "hahahah you all look so gay, faggots. that blond hair girl looks like a bitch" falan diye. adamın niki **turk şeklinde. Türk olduğumu gösterir hiçbir belge yok videoda, demek ki bunu herkese yapıyorlar.
Yaşadığım şehirde çilek bahçeleri var. girip kafana göre toplayıp çıkıyorsun, çıkarken ödüyorsun. içerde yediğin bedava. Türkler tarlaları istila ettiğinden beri uygulama kalktı.
Devlet ücretsiz almanca kursu veriyordu, kursa gidene de işsizlik maaşı gibi bir maaş veriliyordu. Türkler ana bacı kardaş işi gücü bırakıp (varsa tabi) kursa yüklenince uygulama kalktı.
Çiçek bahçeleri vardı, gidip istediğin çiçekten toplayıp, buket yapıp çıkışta kutuya para atıyordun. başında bekleyen yok tabi ki. bahçeler türkler tarafından yağmalanınca uygulama kalktı.

Daha birçok şey var anlam veremediğim ve utandığım. Merak ettiğim şey de şu; bunun sebebi ekonomik mi, eğitim mi yoksa yetişme tarzı mı? barbarmıyız biz? Hani bizim büyük türklüğümüz, efendiliğimiz, anlayış dinimiz? Neden nefret ediyoruz birbirimizden?

Not: Genelleme yapmak elbette yanlış. Bahsettiğim çoğunluğu anlamışsınızdır. Müthiş insanlarımız var elbet ama malesef azınlıkta.
0
neronas
(10.07.08)
(bkz: lümpen kültür)
(bkz: lümpen)
0
annem bana kiz bul evlen dedi
(10.07.08)
gene genelleme olacak ama cahillik, görgüsüzlük ve patavatsızlığın simgelerinden biridir o yutuptaki küfürler. bir de gelişmişlikle doğru orantılı tabii, insanlar önce rahatça geçinmeyi, sonra kendilerini kişisel olarak geliştirmeyi düşünürler. bu hep böyledir. zengin olmayan adam gidip romana mı para versin yoksa kışın yakacağı oduna mı? tabii ki oduna. ilk çağda da böyleydi bu, roma gelişmişken sanat, kültür bilim faaliyetleri falan yapılabiliyordu, tiyatrolar vardı. neden? çünkü ekonomik bir rahatlık vardı ve insanlar diğer faaliyetlere zaman, para, ilgi ayırabiliyorlardı. türkiye'de okuma yazma oranının yüzde 85 olduğunu da söyleyeyim bu arada. ekonominin yıllardır kötü olmasından, gelişmemişlikten kaynaklanıyor bu da sonuçta. gelişmiş bir ülkede en az yüzde 99'tur bu oran.
0
baldur
(10.07.08)
Bence en büyük sorun ileriyi ve toplumu düşünerek değil bugünü ve sadece kendimizi düşünerek hareket etmemiz. Bu neden böyle derseniz bilemem, toplumsal bilinç mi denir yetişme tarzı mı denir orasını psikologların incelemesi daha doğru sanki.

Misal çiçek örneğinde yabancı adam mantıklı düşünerek diyor ki "ne güzel sistem, hem taze çiçeklere istediğim zaman ulaşıyorum hem de bedelini kendim belirlediğim için kazık yemeyeceğim garanti. Ama bedelinin altında ödeme yaparsam da bu hizmetten zarar ederler ve kaldırırlar ben de mahrum kalırım." Biz gidince diyoruz ki "Vay salaklar başında adam bile yok, madem beleşe işime yarayacağından fazlasını da toplayayım eşe dosta dağıtırım eheuh". Çİlek örneği de aynı şekilde tabi.

Küfretme olayında ise malesef hiç bir fikrim yok, bu yaşıma geldim hala durduk yere küfreden insanları anlamıyorum. Ama şundan eminim ki askerde burnum çok fena sürtülecek küfür konusunda :)
0
crown
(10.07.08)
sanırsam bahsettiğiniz tüm özellikler milletçe çok rahat olmamızdan kaynaklanıyor. yani aşırı rahatız. her şeye verecek cevabımız olduğunu düşünüyor, her şeyi biz biliyoruz sanıyoruz. youtube olayı ayrı mesele, ordaki örnek internetin bir maske olmasından kaynaklanıyor.gerçi burdan da rahatlık sonucuna varabiliriz.

bir de yapılan şeylere değer vermeyi bilmiyoruz galiba. her şey ve herkes fırsat bizim için. aslında ben de sizin gibi doluyum bu konuda da şimdilik böyle özetleyebilirim kendi açımdan.

dediğiniz gibi genelleme yapmak yanlış.
0
rectoa
(10.07.08)
Engin Ardıç:

"Bizim ülkemiz bir doğu ülkesidir. Doğu toplumları “suçluluk yönelimli” değil, “utanç yönelimli” toplumlardır. Batı insanı vicdan azabı çeker, doğu insanı alay edilmekten, rezil olmaktan korkar. (Sosyal psikoloji biliminde bu ayırımın iki kanadına “guilt oriented” ve “shame oriented” deniyor.)

Hani şair Eşref’in “ibne dersin kızar da, sikersin aldırmaz” dediği cinsten...

Rodyon Romanoviç Raskolnikov gibi, yaşlı kadını öldürdükten sonra gidip karakola teslim olana da, bizde “enayi” derler. Bizde ilke şudur: Çarpıp kaçacaksın. Suç işlemek değil, yakalanmamak esastır."
0
annem bana kiz bul evlen dedi
(10.07.08)
Biz millet olarak bir rönesans yaşamadık, o yüzden böyleyiz.
0
felina
(10.07.08)
dusuk iq ya baglı olarak muhakeme yetenegindeki zayıflıklar angutluklar fln.
0
bryan fury
(10.07.08)
felina noktayı koymuş olaya. daha söylenicek bi laf yok. bazı şeyleri çabuk ve rahat elde etmenin meydana getirdiği garip bi zihniyet hakim toplumumuza...
0
la grande
(10.07.08)
Efendiliğimiz, büyük türklüğümüz zartlığımız zurtluğumuz sanırsam sadece kitaplarda yazıyor. Din konusunda ise yapılacak birşey yok. Her nekadar insanlar pek anlayamasa da iyi niyetli olmak allah korkusuyla olan birşey değil, insanın içinde, toplumsal yapıda olması gereken bir durum. Ne kadar dine bağlı olursak olalım. Toplumsal olarak bazı şeyleri aşmadığımız sürece bu böyle gider..
Çok güzel konuya değinmişsiniz. Genelde diğer insanlar bu tarz olaylara "çok güzel bir faaliyet, hepimiz desteklemeliyiz" gibi bir mantıkla yaklaşırken bizler "enayi" kekleme peşinde koşuyoruz adeta. Tek akıllı biziz çünkü.
Bu durum her alanda böyle. Bir keresinde hollandada, içinde bulunduğumuz otobüs parkederken bir bisikleti devirmişti. Bisikletin sahibi gelip sakince konuşmuş ve şoför ile güle oynaya el sıkışıp gitmişti. Bu olayı bizim nasıl yaşayacağımızı bir düşünelim. Bisiklet sahibi gelir "la hırbo sen nasıl çarparsın bisikletime körmüsün hede hödö" der başlar ana avrat küfre, şöförde "bisikletini yanlış yere koymuşsan banane lan deyyus" diye adama güzelce dalar..

Artık ne denir, toplumsal yapı mı, ekonomik standartlar mı, milletteki aşırı güvensizlik duygusu mu.. bilmiyorum.

Tek bildiğim bir şey varsa o da Avrupa ülkelerinin özellikle bizim bu tarz tavırlarımızı gördükten sonra haklı bir önyargı sahibi olduğudur.
0
exexex
(10.07.08)
moruk o degil de, bizim memleket gibisi yok be di mi ?

bu ulkeyi, oldugu sey yapan bazi ozellikler vardir ki bunlari degistiremezsin. bunlar olmadan turkiyeyi dusunemezsin (laiklik sorunu, kurt sorunu, ermeni sorunu, vatan millet sakarya -fasistlik sorunu, kendi kendine yetemeyen kucuk, sunepe, bir baltaya sap olamamis, kendi capinda takilan bir ulke olmana ragmen tum dunyanin turkiye etrafinda donudugunu sanma sorunu, herkesin bize dusman olmasi sorunu gibi..)

soyleyecek cok sey var da soyle soyle bir cozumu olmuyor ki, sikinti veriyor artik..

hic bir zaman rahata eremeyecek bir ulkede yasadigini bilmek gibisi yok. bos umutlar yok.

senin sorduklarinla alakasiz gibi gorunebilir ama oyle bir alakali ki..
0
no christ requiress
(10.07.08)
ben butun bunlari felsefe egitimine bagliyorum. felsefe egitimi ortaokulda verilmeye baslansa, (ve klise bir soylem de olsa) koy enstitusu denilen kurumlar tekrar kurulsa bunlar cok daha azalacak.
0
vita vinum est
(11.07.08)
Herkes gayet yerinde tespitler yapmış. Aslında senin sorudan tez konusu bile çıkar, burada 2–3 kelam etmekle geçiştirilebilecek kadar basit değil mesele. Nedenler ve sonuçlar da oldukça kompleks. Ex çok yerinde bir noktaya temas etmiş. Bugün dini bütün diye geçinenler bile rüşvet veriyor veya yeri geldiğinde haksız kazanç elde ediyor. Hobbes'un, İnsan İnsanın kurdudur derken Türkleri yakından tanımış olabileceğine inanıyorum. Genelleme yapmaktan bende hazzetmiyorum ama bu konuda beis görmüyorum; Türklerden bir halt olmaz. Devletin en yüce kurumunda yer alanların bile birbirini yumrukladığı(silah bile çekildi bildiğim kadarıyla), en saygın tartışma programlarında birbirlerine hakaretler yağdıran 'elit' akademik şahsiyetlerin çıktığı ülkede, bilgi birikimi ve genel kültür düzeyi muayyen olan(bunu asla küçümsemek maksadıyla belirtmiyorum) Bakkal Amcanın,kahvedeki ali abinin veya ev hanımı Semra teyzenin bunlardan çok farklı davranışlar göstermesini beklemek abesle iştigal..

Hollanda'da emniyet şeridine giriliyor, ecnebinin verdiği ilk tepki; şuna bakın bir Türk. Yaya geçidinden geçen tek bir yayayı bekleyen onlarca arabanın olduğu ülkeyse sümüğümüzü silmediğimiz Romanya.. Gerçekten maddi imkânsızlıklar içinde yüzenleri tenzih ederek şunu da rahatça söyleyebilirim ki parası da olan da okumuyor bu ülkede. Taksimde her Allahın günü hırpani bir kılıkla(moda galiba bu)avare avare gezen gençlere ne demeli peki? Kaç tanesi aldığı harçlığını 2–3 kitap almak için harcıyor? Bebekte turlarım diyen sanatçının CD’sine 20 milyonu düşünmeksizin veriyor ama… Aptal gazeteleri okuyarak elde ettiğimiz engin bilgi birikimi ile işte ancak yukarıda sözünü ettiğim yüksek felsefi münakaşalara gireriz. Bu ülkeye de bu müstahak. Ondan sonra Sarkozy çıkıp Türkiye Avrupa ülkesi değil deyince herkes dövünüyor, öfkesinden kuduruyor. Bu ne yaman çelişki böyle?

Günün sözü: Kitap okumuyorum, eksikliğini hissetmiyorum.

İyi geceler herkese.
0
villeneuve
(11.07.08)
türkiye ye türk insanina mahsus degil bence bu söyledikleriniz. yani gidisat ne yazik ki bu yöne dogru ve entropik bir devinimle hizlanarak cözülüyor insan evladi. ama türk insani özelinde ben modernleşme sürecini atlamis olmamizi görürüm. cünkü modernlesme herseyden önce kurumsallasma ve disiplin demektir ve bizde eksik olan da bu ne yazik ki. batı da bir işçinin kolay kolay işten atılamamasından tutun da kırmızı da durma aliskanligina kadar özendigimiz bir cok batılı uygulama da batı da kolay kolay yerlesmemistir. zygmunt bauman calisma, tüketicilik ve yoksullar kitabinda mesela batı insaninin islah edilisinde nasil sıkıntılar cektiklerini anlatiyor. sorun bizim o evreyi atlamis ve bunu da acikcasi pek dert etmemis olmamizdir.
0
atmacaged
(11.07.08)
dinamik sistem ve protesto refleksi altinda yazmistim alakali birseyler.
0
sethi
(11.07.08)
peki kent soylu olmayışımız ve göçebe kültürün etkisinde aşırı derece kalmış olmamız ile hala sözlü kültür ögelerinin (destan, masal, kahramanlık hikayeleri gibi) derinlemesine boyunduruğu altında olduğumuz, buna uygun yetiştirildiğimiz, bilinçaltımızın bunlardan beslendiği gerçeğine ne dersin? dostum!
0
fempusay
(11.07.08)
Sadece Türkler degil akdeniz iklimine sahip bütün ülkeler böyle.

Yunanistan, İtalya, Türkiye.
Yani nasıl bize
Rus, Slovak, Çek, Hırvat, Sırp aynı geliyorsa
Nasıl
Alman, Hollandalı, Danimarkalı gözümüzde aynı kişilerse

Türk Yunan Italyan da aynı yapıya sahip insandır.

Ülkemizi ve ırkımızı bu kadar aşşagılamaya çalışmak belki sırf bize aittir gerçi bilemem.
0
cruseo
(11.07.08)
hic yunanistan veya italya gormemis olsak inanacagiz. turklerdeki kabalik ve anlayissizlik bu 2 millette %30 bile yok. sicakkanlilik ve yuksek sesli konusmakla, kufurleri noktalama isareti olarak kullanmak cok farkli seyler.
0
507
(11.07.08)
@cruseo

yunanistan, italya, ispanya hepsine gittim. kiz arkadasim italyada yasiyor ve italyayla saglam bagim var, cok defa gittim, uzun sureler kaldim. dusundugun sekil de bir benzerlik bizle yok malesef. evet italyada ucak sirasinda onune gecmeye calisabilir 1-2 dangalak, ama insanlar baskalarini gorunusuyle, fikirleriyle, tercihleriyle yargilamaz, baskalarina maliyla mulkuyle hava atmaya calismaz -elbet istisnasi da var- cunku bir temizlik iscisi anneye, copcu babaya sahip italyan arkadasin ailesinin bile bir range rover bir de mercedesi vardir. fast food da calisan bir erkekle, firinda part time calisan bir kiz arkadas, aylik gelirleri 1200€ olmasina ragmen evlenebilir, rahatca yasayabilir. onlarin da kendine gore sorunlari var ama turkiyeyi onlarla kiyaslamak ve genelleme yapmak bosa caba.
Turkiye kendine ozgu, nereye ait oldugunu bilemeyen, tum dunyanin kendi etrafinda dondugunu sanan, insanina hic bir sey vermeyen, aksine devamli isteyen, orta sinifin olmadigi, sadece zengin ve fakirin oldugu, gorgusuzlugun, egitimsizligin kol gezdigi, neresinden tutsan elinde kalan, hic bir zaman sorunlarini halledemeyecek olan -cunku bu sorunlar onun ozunu olusturuyor- sacma sapan bir ulke. Evet aynen boyle.

Saydigin ulkelerden tek ustun oldugumuz yer yemeklerimiz. Aci ama gercek. Ha bir de yurtdisinda yasiyorsan burasi tatil icin bir cennet.

ps: ya sev ya terk et diyecek ilk kisiyi alnindan opecegim
0
no christ requiress
(11.07.08)
ben soru olarak sormuştum onu, herhangi bir art niyet yoktu, gerçekten başka ülkeler de bu konuyu tartışıyor mu diye merak ettim sadece hem bizim açımızdan hem de kendi açılarından
0
ermanen
(11.07.08)
hemen sıcagı sıcagına bir ornek vereyim;
az evvel -20 dakika kadar once- cuma namazından geldim.mahallemizdeki pastane yeni sube acmıs ve bunun serefine de cuma cıkısı pogaca-ayran dagıtıyordu.getirmisler baya bi.namaz oncesinde de dısarı koydular.maksat cıkısta alsın insanlar falan filan.basında da yaslı bi teyze.neyse efendim biz de malum sıcaklardan oturu biraz gec giriyoruz iceri.bi tane seyyar satıcı -balık satıcısı- geldi aldi bi iki tane.sonra onları yedi yine aldı,sonra geldi iki tane daha aldı,bu esnada pişkinligini ispatlarcasına teyze cok yedim parasını vereyim diyerekten kadıncagıza para verdi,kadın yavrum onlar parasız dedi falan ama bu adam 7-8 tane aldı toplamda...

kısa bir ornek,insanımıza dair...
0
lurgee
(11.07.08)
en azından yunanlar, küfür ve şiddet konusunda bizim kadar ileriler. kavga konusunda da. hatta diğer bir çok konuda da. bizden bir farkları yok. öyle 1-2 kişiyle yapılmış bir gözlem değil bu.
0
co2s2
(11.07.08)
(6)

davranıştan kişilik analizi sorusu...

denize karsi icen keci
iki farklı davranışa takılmış durumdayım bu aralar bu insanların bu davranışları yapmasının altındaki nedenleri arıyorum...1. grup: 2-3 cümlesinin sonuna "anlatabiliyormuyum" getiren insanlar2. grup: her söylediğini 2 kere tekrarlayan insanlar "ben bu işi yaptırmam, ben bu işi yaptırmam kardeşim" şe
iki farklı davranışa takılmış durumdayım bu aralar bu insanların bu davranışları yapmasının altındaki nedenleri arıyorum...
1. grup: 2-3 cümlesinin sonuna "anlatabiliyormuyum" getiren insanlar
2. grup: her söylediğini 2 kere tekrarlayan insanlar "ben bu işi yaptırmam, ben bu işi yaptırmam kardeşim" şeklinde...
birde 1 ve 2. grubun yaptıklarını bir arada yapanlar var ki tadından yenmiyor "ben bunu yaptım, ben bunu yaptım anlatabiliyormuyum" diyen grup...

2 grupta sürekli ilişki içinde olduğum/olacağım insanlar sinirlerimi bozmaya başladı, laf soksam olmaz... normal davranışlarmıdır bunlar? yok normal değil derseniz anormallik bende mi söyleyin bileyim ona göre davranayım? ne diyeyim bu insanlara?? (siniri bozuk gülme) :))
0
denize karsi icen keci
(10.07.08)
1.grup kendine güveni olmayan, yanlışlanabileceği veya anlaşılamayacağı kaygısı yaşayan dolayısıyla kaygı bozukluğu olan birisi olabilir gibi geliyor bana.
2,grup ise tahakküm kurmak, etki altına almak isteyen ve bu noktada kararlılığını göstermeye çalışan bir model gibi anladım.
(veya bunların hiç birisi değil tamamen yanıldım)
0
fempusay
(10.07.08)
1. grubu da ikiye ayırmak lazım. -2-3 cümlenin sonunda değil tabiki sadece birşey anlatma derdine düşüldüğü zaman- benim gibi "anladın mı" yerine "anlatabiliyor muyum"u tercih edeneler (tevazudan dolayı) ve çoğunlukla anlaşılamamış olmanın verdiği rahatsızlıkla herkesi kendini anlamadığını sanarak "anlatabiliyor muyum" diyenler.

neyse soruna bir kıssadan hisseyle cevap vereyim (zamandan bol ne var anasını satiyim) -ömer baba mode on-

hz. hasan ve hz. hüseyin bir gün yürürlerken derenin yanında abdest alan bir adam görürler. ama farkederlerki adam yanlış abdest alıyor. ona doğru abdest almayı, kendisini kırmadan nasıl anlatacaklarını düşünürler. ikiside gider adamın yanına ve sorarlar "amca bir baksana hangimiz doğru abdest alabiliyoruz?". önce hz. hasan alır bir abdest sonra da hz. hüseyin. ikiside aynı şekilde ve doğru olarak abdest alırlar. sonrasında adam hatasını anlar ve "siz ikinizde doğru abdest alıyorsunuz, yanlış alan benim" der.

diyeceğim o ki, herkesin bir kusuru olması çok normal insan fıtratı gereği. bu hatasını onun anlayabileceği şekilde anlatmakta çok normaldir. yeterki başlangıç noktasını bulabilin.
0
etna
(10.07.08)
farkli komplikasyonlar ortaya surulebilir bu durumla ilgili.
1: "anlatabiliyor muyum" kismi, karsindaki insana bi seyi anlatirsin anlamaz, kufretmek yerine soylenir
- ya da kisi yalan soyluyordur, onay alma ihtiyaci hisseder
- teatral bir halet-i ruhiye icindedir, coskuyla sorar "anlatabiliyor muyum?!" seklinde. bu bahsedilen konuya gore degisir

2: tekrarlama da, tahminimce "cok buyuk is yapmis" olma veya "buyuk bir seye engel olma" hissi sonucu ortaya cikabilir. karsisindaki insandan onaylayici tepki bekler bazen.. "ben bunu yaptim, zor oldu baya kastim, baskasi olsa yapamazdi" gibisinden. bu durumda "helal olsun abi/abla en iyisini yapmissin, senden de bu beklenirdi" gibi bi sey soylenebilir, gerci daha bi suslu soylenmesi daha guzel olur.
- tekrarlamada onleme ya da zorlama varsa, guc gosterisi tavri ortada olabilir. "yaptirmam tamam mi, yaptirmam!" ya da "yapacaksin anladin mi, yapacaksin!"
bazen bu duygusallik olcutu de olabilir, "seviyorum abi, seviyorum!" yani icgudusel beslenimlerin dis dunyaya coskuyla cikmasi gibi bi sey.
anlatabiliyor muyum? (eheh saka)
0
paradoxical
(10.07.08)
2. grubu köprü dizisinde yazıcıoğlu'nu canlandıran adam teşkil ediyor, bir gün dalacam bu gruba, benim de sinirlerimi bozmaya başladı. artist oluyorlar sanırım.
0
boshi
(10.07.08)
kişisel görüşüm, her iki grubun da farklı şekillerde özgüven sıkıntısını saklamak için bu kalıplara başvurduğu şeklinde. 1. gruptakiler "genel manada" bilgi eksikliği, yalan söyleme, karşı tarafı ikna etme eksikliğinden korktuklarından her cümle sonunda onay alma ihtiyacı hissediyor.

2. grup ise, belki yine 1. grubun temel sıkıntılarıyla aynı, ya da güç/otorite ihtiyacından hem dolaylı yoldan onay bekliyor, hem de bu şekilde o güç odağını üzerinde kurmaya çalışıyor.

eğer sürekli iç içe olduğunuz ya da çıkarınız için yüzüne gülmek zorunda olduğunuz zatlarsa, ihtiyacı olan ilgi, otoriter ilişki, inanç vs her neyse, sizin egonuzu ezmeyecek şekilde verin. sonuçta, ne onlar farkında yaptıklarının ne de herhangi bi kusur söz konusu.

ha, sinirlerinizi yersiz geriyorsa, tabii ki konuşup üstü kapalı, onu anladığınızı, bi susması gerektiğini, onun aslan, koç, yürü be vs. olduğunu söyleyip yolunuza devam edebilirsiniz.

ama annemin çok sevdiğim bir lafı vardır: "görme çocuum, konuşsun."
0
schimsonique chaiselongue
(10.07.08)
çok yardımcı bi cvp olmayacak belki fakat, 1. gruba giren insanlarda bu her zaman özgüven eksikliğinden olmayabiliyor, tamamen konuşma alışkanlığı olduğunu da gördüm. Mesela eski işyerimdeki genel müdürüm, her birşey anlattığında sonunda ne demek istediğimi anlatabiliyor muyum derdi kafasını eğip psikopat bakarak :) artık belki siz de karşınızdaki bu şekilde konuşurken ona aynısını yaparsanız accık farkeder... belki....
0
islakkedicorbasi
(10.07.08)
(15)

son kulllanma tarihi geçmiş tavuk..!

point guard
geçen hafta tavada kızartmalık tavuk göğsü almıştım ama bu sabah baktım ki tarihi geçmiş...(3 gün)ben aldığımda geçmemişti ama buzlukta durduğu 1 hafta içinde geçti işte..yani aldığım marketin hatası değil..ben bunu suda haşlasam..bi güzel yesem...bişe olur mu acep ?
geçen hafta tavada kızartmalık tavuk göğsü almıştım ama bu sabah baktım ki tarihi geçmiş...(3 gün)
ben aldığımda geçmemişti ama buzlukta durduğu 1 hafta içinde geçti işte..yani aldığım marketin hatası değil..


ben bunu suda haşlasam..bi güzel yesem...bişe olur mu acep ?
0
point guard
(07.07.08)
Aldigin zaman hemen dondurduysan ve simdi hala donuk ise yenebilir haldedir.
0
wpi
(07.07.08)
hiçbir şey olmaz, zaten o son kullanma tarihinii bu tür unutkanlıklara karşı tedbir olsıun diye erkene çekiyorlar, mesela ekim son tarihse adamlar temmuz yazıyor ki işi sağlama alıyorlar.

bi güzel hüplet, afiyet bal şeker olsun
0
marmara34
(07.07.08)
@marmara34: son kullanma tarihini erken yazdiklarini sanmiyorum. Nerden duydun bunu?

Buzluk deyince benim aklima donduran kisim geliyor, normal buzdolabi kismi degil. Eger donmamis halde buzdolabinda sakladiysan o tavugu yeme.
0
wpi
(07.07.08)
buzluk derken, dondurucuyu kast ettim
0
🌸point guard
(07.07.08)
tavuk eti bozulmaya daha eğilimli olduğu için şansını hiç zorlama derim.
0
thalamus
(07.07.08)
verecegim cevap kimseyi baglamamakla beraber tamamen kisisel deneyimler uzerine kuruludur, dogrulugu veya sagliga zarari kesinlikle kuskuludur :)

Valla acikcasi zaten donmus halde ise gonul rahatligiyla ye, ustunden 1 ay gecmis donmus tavugu gayet guzel yemistim pisirip,

dolabin normal kisminda ise de, 3-5 gunu gecmemek kaydiyla yenebiliyor, ancak daha fazlasina ben dahi cesaret etmedim

yani eger 3 gun gecti olur muyum diyorsan, kicima gore hic bir sey olmuyor :D
0
enedwaith
(07.07.08)
benim de elimde herhangi bir kaynak olmamasına rağmen marmara34 e katılıyorum. Şirketler riske girmemek için son kullanma tarihlerini belli bir miktar geriye çekiyorlar. Bu asansör ün atıyorum max 300 kg ile çalışır diyip 500 kg la da sorunsuz çalışması gibi bir olay...

Bu arada seni bilemem ama ben olsam yerim...
0
selimse
(07.07.08)
olabilir yeme derim. tavuk eti dayanıksızdır, bakteri üreyebilir -üremiştir demedim dikkat edersen.
0
fempusay
(07.07.08)
walla ben yiyecem birazdan...sofrayı hazırladım bile..

bünyem dayanklıdır..öyle tarihi 3 gün geçmiş tavuk eti komas gibi geliyor bana..


bide yine böyle bi olay olmuştu 3-4 ay önce.. yine yemiştim bi güzel..hiç de bişe olmamıştı hatırladığım kadarıyla...dediğim gibi tavuğu alır almaz buzluğa koydum zaten..
0
🌸point guard
(07.07.08)
@selimse: sirketlerin 500kg tasiyabielecek asansoru 300kg diye pazarlamalari, 10 gun sonra bozulma ihtimali olan tavugu 5 gun sonra bozulur diye satmalari cok mantikli degil. Bu sekilde para kazanmak cok zor olur.

Bu "tedbir olsun diye" oalyi tamamen geyiktir. Son kullanma tarihi birkac gun gecmis tavugu yediginde bir sey olmamasindan hic bir cikarim yapamazsin. Son kullanma tarihi yiyeceklerin aniden zehirli balkabagina donustugu tarih degildir.
0
wpi
(07.07.08)
Olabilir. Risk almaya değecek bir durum da yok zaten, birkaç gün tuvaletten çıkamadığınızda üzülürsünüz yemeseymişim diye. Hastalık yapıcı bakteriler açısından tavuk en riskli gıda ürünleri grubundadır ve 3 gün tolere edilebilecek bir süre de değil.
0
paranormal
(07.07.08)
@mvpatakan: son kullanma tarihi buzdolabinda saklama icin gecerlidir. Eti aldiktan sonra hemen buzluga atarsan 1-2 ay dayanir. O durumda son kullanma tarihi konu disi kalir.

Konu acilmisken, donmus eti cozdukten sonra bir daha dondurmamayi oneriyor uzmanlar. Onun icin eti, yemegi vs yenecek porsiyonlarda donduruyorum ben. Hem cozerken hizli cozuluyor, hem de yemeyecegim tarafi buzlukta kalmaya devam ediyor.
0
wpi
(07.07.08)
yazın en çok gıda zehirlenmesi tavuk ürünlerinden gerçekleşmekte, nedeni ise soğuk zincirin kırılması ya da ürünün kötü koşullarda üretilmesi.
ürün bilinen marka ise, aldığın market ciddi bir fima ise ve eğer üründe sulanma, kokma yoksa tüketebilirsin demek istiyorum ama işin içinden gelen biri olarak tüketmeni tavsiye etmeyeceğim.
0
acpi
(07.07.08)
tavuk ÇOK tehlikeli, hele yazın. Açlıktan ölme durumu söz konusu değilse riske girmeye hiç değmez.
0
kurukafa
(07.07.08)
yedigine degmez bence.herhangi bir zehirlenme durumunde hastaneye en az 200ytl vereceksin ve olan sagligina olacak. bunun yerine 20 ytl- ya da kac liraysa- daha verip bir tavuk daha alabilirsin. bundan sonra da zamaninda tuketmeye ozen gosterirsin olur biter.
0
kayranin kedisi
(07.07.08)
(3)

susma hakkı (hukukçular bi zahmet)

tiny axe
merak ediyorum bu hak ne zamana kadar kullanılır ve sonucu ne olur?yani susmak suçlamaları kabul etmek midir yoksa reddetmek mi?ya da sanık devamlı susarsa yargılama süreci kendi kendine devam eder ve verilen cezaya razı mı olur?yani ben birini öldürsem ve yakalandığım andan itibaren tek kelime konu
merak ediyorum bu hak ne zamana kadar kullanılır ve sonucu ne olur?
yani susmak suçlamaları kabul etmek midir yoksa reddetmek mi?
ya da sanık devamlı susarsa yargılama süreci kendi kendine devam eder ve verilen cezaya razı mı olur?
yani ben birini öldürsem ve yakalandığım andan itibaren tek kelime konuşmasam sonucunda ne olur?
suçum ispatlanır da ceza mı alırım yoksa başka bir yaptırımı mı var bunun

susma hakkını kullanan biri savunma yapar mı/yapabilir mi daha sonradan vs vs?

açıklık getirebilecek biri var mıdır buna?
0
tiny axe
(05.07.08)
hukukçu değilim ama bildiğim kadarıyla susma hakkı emniyetteki sorguda kullanılıyr. demek oluyor ki "benim size söyleyeecek bir şeyim yok. söyleyeceklerimi savcıya/mahkemeye söyleyeceğim". susma hakını kullanan bir kişinin daha fazla emniyette tutulmasının gerekli olmadığını düşünerek daha çabuk bir şekilde adliyeye sevk ediyorlar.
0
kibritsuyu
(05.07.08)
susma hakkı, sınırsız değildir. kişi şahsi haline ilişkin hususlara doğru cevaplar vermek durumundadır.
ancak suçlama ile ilgili soruların istediğine cevap verir istediğine vermez. bu hak sınırsızdır. soruşturma veya kovuşturma (polis, savcı, hakim karşısında) bu hakkını kullanabilir gönlünce.
susma hakkı, kişinin korunması amacını taşır. kaldı ki karşı tarafın -polisin, savcının vd.- işini zorlaştırır. ancak iyi bir soruşturma hazırlayan polis, susma hakkının arkasına sığınan şüphelinin, maddi deliller karşısında bu susmaklığını anlamsız kılabilir. soruşturma veya kovuşturmada önemli olan suçun ikrarından öte, maddi delillerin -suçun işlendiğine dair bilgi, belge, bulgu vd.- bihakkın toparlanması, suçla ve şüpheliyle irtibatlanmış olmasıdır. dolayısıyla salt delil durumu, ikrar olmaksızın kişinin ilgili suçu işlediğine kanaat getirilmesinde yardımcı olacağından, susma hakkının sonuna kadar kullanılması kimseyi suçtan kurtarmaz.
daha sonradan istediği kadar sussa bile savunmasına geri dönebilir. savunma hakkı kutsaldır ve sınırlandırılamaz meşru olduğu müddetçe.
sanırım ben bunlara açıklık getirebiliyorum bu şekildre oldu mu?
0
fempusay
(05.07.08)
susma hakkını sonuna kadar kullansan bile deliller fln var csi var bunun.
0
bryan fury
(05.07.08)
(9)

Yüksek Lisans Mülakatı: Ne Giyilir?

boshi
Takım elbise mi giyilir? Kot & t-shirt gidilir mi? Gidilmezse nasil gidilir? Acil yanıt.
Takım elbise mi giyilir? Kot & t-shirt gidilir mi? Gidilmezse nasil gidilir? Acil yanıt.
0
boshi
(30.06.08)
İş yerinde her gün takım giydiğim için master mülakatına çok şık bir şekilde kot+kısa kollu gömlek+kravatla gittim, baktım bi de insanlar zevksiz zevksiz iğrenç takımlarla gitmiş. Mülakat öncesinde en önde olmama rağmen, mülakattan sıfırı yedim üstüne de 21.'liğe düştüm. Tahmin edersiniz ki 20 kişi alıyorlardı.
0
desdinova
(30.06.08)
t-shirt , kot, kirli sakal ve uzun saç kombinasyonuyla siyaset bilimi mülakatına girmiştim.benden başka herkes cillop gibiydi.erkekler takım elbise,bayanlar etek tayyörlü.hepsinin saçı yeni yapılmış vsvs.
les-mezuniyet-üds ortalamasıyla sıralıyorlardı mülakata girecekleri.
ortalamada 1. olmama rağmen mülakattan 10 almıştım.
sonuç:hocaları tanıyorsanız şortla bile gidebilirsiniz,hocaları tanımıyorsanız ne giydiğinizin bir önemi yok.
0
marcelorios
(30.06.08)
lisans eğitimini yaptığın yerde y.lisans'a başvurmuşsa çok da önemli değil aslında zaten senin ne olduğunu biliyorlardır. aksi bir durum ise de neresi olduğuna göre yine değişir.
0
kafa radyo
(30.06.08)
bölüme ve üniversiteye göre çok değişir. iü hukuk fakültesinde mülaata takım elbise giymezsen isterse allame-i cihan ol adam muamelesi görmezsin. boğaziçinde ise adama gülerler.
0
calendil
(30.06.08)
bir kaç üniversite görmüş birisi olarak takım giy derim. mülakatın bir amacı da öğrenciyi / katılanı gözlemektir.
0
fempusay
(01.07.08)
aman mutlaka takım giy.. ben gomlek kot giymiştim bilkent mba için kötü olmuştu.. :)
0
kokomichu
(01.07.08)
kot giyince kötü oluyor ama takım elbise-kravat giymiş insanlar da kötü duruyor.
kötü bir şey olduğunun farkındayım ama takım elbise ile tiril tiril gelmiş gençlerle biz dalga geçerdik. kötü şeydi yaptığımız.

gerçekçi olmak lazım. kot giyecek kadar da değil ama keten falan takıl. öyle bir tişört giyersin ki çok spor da durmaz, güzel olur. yeni alınınca izi oluyor ya hani kollarda, ona dikkat et sadece.
0
lovemyself
(01.07.08)
boğaziçi üniv. ing. dili ve edebiyatı master mülakatında kimse takım elbise giymemişti. herkes spor ayakkabı ve rahat kıyafetler giyiyordu. gideceğiniz üniv.nin hocalarının kıyafet tarzına bakıp bence mülakata öyle gidin.
0
aptallarin pin kodu
(01.07.08)
takım. yazın ceket çok zorluyorsa en azından kumaş pantolon-gömlek-kravat. öyle ağır bir takım değil, yaza uygun, keten, açık renk bir pantolon ceket takım gayet $ukela olur. düzgün, ütülü bir kıyafet mülakatı ciddiye aldığınızı gösterir, iyi bir izlenim yaratır hocalar üzerinde. alışık değilseniz bile katlanıverin, ne olacak ki, 1 saat bile sürmez nasılsa. bir de ne bileyim, yazın terli terli hocaların karşısına çıkmamakta fayda var. t-shirtle gidilip mülakat öncesi yakınlarda uygun bir yerde gömlek giyilebilir.
0
zen spider
(02.07.08)
(14)

vicdan rahatlatma sorusu

kibritsuyu
şimdi ben çocukluğumdan beri bir barış manço hayranıyım. sadece 45'lik olarak yayınlanmış, kaset, cd ortamında yayınlanmamış eserleri dışında barış manço'nun bütün albümlerini para vererek satın aldım zamanında. ama bunların hepsi kaset formatında. malumunuz ne kaset kaldı, ne de kasetçalar. pratik
şimdi ben çocukluğumdan beri bir barış manço hayranıyım. sadece 45'lik olarak yayınlanmış, kaset, cd ortamında yayınlanmamış eserleri dışında barış manço'nun bütün albümlerini para vererek satın aldım zamanında. ama bunların hepsi kaset formatında. malumunuz ne kaset kaldı, ne de kasetçalar. pratik de değil üstelik. şimdi ben barış manço'nun full albüm mp3'lerini indirdim. bu yaptığım emek hırsızlığına, korsana falan giriyor mu? yani sonuçta para vererek yasal yollardan edindiğim albümleri dinleme şansım olmadığından yeni teknoloji versiyonunu korsan yollardan indiriyorum. yine de emek hırsızı oluyor muyum?
0
kibritsuyu
(23.06.08)
ben de bilemedim simdi ne diyecegimi. obur tarafta alirlar hesabini merak etme. yani album elindeyse sorun degil. fakat mp3 olarak indirdiysen 5846 sayili fikir ve sanat eserleri kanunu'na gore suclu sayiliyorsun her zaman icin. bende de kaseti olan ama kasetten dinlemeyip mp3'unu dinledigim bir suru album var. yani su durumda ikimiz de ayni sucu isliyoruz. allah yolumuzu acik etsin.
0
n tee
(23.06.08)
Oluyorsun. Rahmetli mezarında ters dönüyor sizlerin yüzünden... Sizler varya...
0
sheba and the albino girls
(23.06.08)
şimdi iş biraz karışık ama sen kendin 45'likten o kaliteye dönüştüremezsin nasılsa yani adamlar buna emek harcamışlar ve bedel biçmişler farklı bir bedel..yani pek rahatlamasın vicdanınız. :)
0
prodeq
(23.06.08)
bu arada 45'lik olarak yayınlananların mp3'leri de yok. yani şu anda elimde bulunan mp3'lerin hepsi bir zamanlar parası verilip yasal olarak satın alınmış şarkılar. artısı yok, eksisi bile vardır belki. ben para verip dinleme hakkını yasal olarak satın aldığım albümü teknolojik gereklilik nedeniyle farklı formatta dinleyince niye emek hırsızı oluyorum? walkman mi dinleyim yani illa ki? ipod'a kaset takılıyor mu?
0
🌸kibritsuyu
(23.06.08)
CD elinizdeyse kendi kullanımınız için yedek CD yaratma hakkınız var orijinal CD'ye zarar gelme olasılığına karşı. mp3'e de karışmazlar sadece format farkı. Kaset işi çetrefilliymiş ama.
0
montreal
(23.06.08)
için rahat olsun.
0
co2s2
(23.06.08)
girer. olursun. bir daha yapma. satın al. herkes kazansın.
0
fempusay
(23.06.08)
kasetleri cd ye çektir, mp3 leri sil, ölünce de cennete git. en kolay yolu bu herhal:)
0
rpmcmurphy
(23.06.08)
internetten indirilen her türlü emek, korsana girer. dolayısıyla emek hırsızlığına da girer. zaten herkes en az bir defa yapmıştır ama önemli olan senin gibi en azından vicdan azabı çekme erdemini göstermektir.bir daha yapmazsın olur biter.
0
rectoa
(23.06.08)
internetten indirilen her tür emeğin korsana girdiği olayı doğru değil. bir kaset aldığınızda o kasetin kalitesindeki müziğin hakkı sizin oluyor. kasedi kaybetseniz de telif hakkını satın almış olduğunuz için kaset kaydı kalitesinde bir kayıda sahip olma hakkınız var. ama sizde kasedi varsa ve siz de cd kayıtlarını indiriyorsanız bu olay korsan olur.

ancak o kasetin hakkı yalnızca size ait olduğu için sadece yedek alma amaçlı kullanabilirsiniz.
0
tom riddle
(23.06.08)
hala "korsana girer, parasını verip al" diyenlerin cevabını hiç dikkate almadığımı belirteyim. zira okumamışsınız bile soruyu.

bir de bu albümlerin cd'leri veya cd kalitesinde olanları zaten yok sanırım. zira en yeniler dışında mp3'leri bile cızırtılı, boğuk.

yani anlamadım "PARASINI VEREREK" aldığım kasetleri daha rahat dinleyebilmek için başka bir formata çevirmekle, bu işi becerebilecek teknolojiye sahip olmadığı için hazır çevrilmişini bulan adamın ne farkı var? oturup tek tek mp3 yapsaydım olacaktı da, bununla uğraşmayıp hazır indirince korsan mı oldu?

aradaki kalite farkına verilen parayı düşünmeyelim. çünkü arada kalite farkı yok.
0
🌸kibritsuyu
(24.06.08)
rahmetli olduğuna göre kendisi , telif hakları da rahmetli olmuştur gözümde..

sorun yoktur kanımca

esas o bi albüm yaplp torunun torunlarının da para kazanması olan amerikan sistemindeki olay haksızlıktır
0
demlikposet
(24.06.08)
bırakınız bu saçma düşünceleri. dinleyiniz rahat rahat şarkıları.

illa rasyonalize edilecekse de, zaten para kazandırmışsınız bu eser sahiplerine vakti zamanında. bi şarkı için 30 kere mi para verceksiniz. sonuna kadar hakkınızdır o şarkılar. sürekli yeni teknoloji bi'şeyler çıkıyor neticede. dün kaset vardı sonra cd geldi sonra dvd. ee bize soruyolar mı kasetçalarları kaldırırken filan, hayır. tüketmeye zorlanıyoruz yeni ürünleri. ayak uydurmamız gerek çünkü.
dinleyin gitsin yaa.. vermişsiniz bile parasını, düşünmeye değmez. yeni albüm olsa anlicam..
0
insensitive
(24.06.08)
Çetrefilli bir soru olmasına karşın, hem legal hem de değil... "Nasıl yani?" diyecek olusan: Eğer sen tutup o kasetleri bir şekilde optik ortama aktarıp mp3'lerini elde etmiş olsaydın bu bir sorun olmazdı; indirdiğinde dahi aynı "düşük" kalitede. Ne var ki CD denilen teknoloji için bunun yapımcısı ve dağıtımcısının pekala biz zaten o CD'yi siz yüksek kalitede dinleyin diye ayrıca çıkardık deme hakkı vardır ve burdan yola çıkarak da kasedine sahip olduğun şarkıların CD'den çekilmiş mp3'ünü indirmek suç oluyor. Dikkat edersen 2 ayrı üründen bahsediyoruz, biri kaset diğeri cd. Sen bunlardan birisini alarak tüm ses kayıt formatlarının tamamının kullanım haklarını satın almıyorsun. Pek çok kişinin de bildiği gibi bu tür işleri denetlemek pek mümkün olmadığından format eskidikçe üzerindeki yasal yaptırım da eskiyor. En son bundan 4-5 yıl önce kasetlerin bireysel kullanım amacıyla amatör olarak (yani bildiğin evlerimizdeki eski kaset çalarlar ile) kopyalanması suç kapsamından çıkarıldı. Önümüzdeki 10 yılda aynısı CD'de de olabilir. Mp3 daha karışık bir mevzu olsa da onda da bir legalleşmeye elbet gidilecektir. Budur...

Not: Soruya cevap verelim diye sözlükteki gibi giri kastık iyi mi? :-)
0
metal revolution
(24.06.08)
(1)

İzmit Bac

darknum
İzmitte Bac denen yer tam nerede? Kanal 41'de ilanlarda akşam 1-2 ev görüyorum bac diyor da ben izmitte oturmama rağmen bac neresidir bilmiyorum. Google maps'te de çıkmadı.Tam olarak tarif edebilecek var mıdır?
İzmitte Bac denen yer tam nerede? Kanal 41'de ilanlarda akşam 1-2 ev görüyorum bac diyor da ben izmitte oturmama rağmen bac neresidir bilmiyorum. Google maps'te de çıkmadı.

Tam olarak tarif edebilecek var mıdır?
0
darknum
(19.06.08)
devlet hastahanesinden çocuk parkı istikametine giderken 250 300 m. ilerisi. bir de kavşak var orada meslek lisesi istikametine dönebileceğin ve ileriye parka istikametine devam edebileceğin. umarım şimdi bulmuşsundur.
0
fempusay
(20.06.08)
(6)

gariban homeless sorusu

insanimsi
kimi, kimsesi, parası, evi, barkı ve herhangi bir sağlık güvencesi olmayan bir t.c. vatandaşı ciddi bir hastalığa yakalandığında ya da sakatlandığında nereye başvurmalıdır? nasıl yapmalıdır?
kimi, kimsesi, parası, evi, barkı ve herhangi bir sağlık güvencesi olmayan bir t.c. vatandaşı ciddi bir hastalığa yakalandığında ya da sakatlandığında nereye başvurmalıdır? nasıl yapmalıdır?
0
insanimsi
(10.06.08)
herhangi bir hastaneye başvurarsa, oradan yönlendirilir başka hastanaler. sevk edile edile, tedavi görmeden de ölme ihtimali var tabii.
0
baldur
(10.06.08)
herhangi bir saglik kurumuna basvurdugunda tedavisi ücretsiz yapilir, eger sürekli tedavi ya da operasyon gibi ciddi (ve masrafli) durumlarda yeşil kart cikartilir(di). hastane de ücretini devletten tahsil eder. buraya kadar işin olmasi gereken kısmı. ama bu tahsil süreci sıkıntılı oldugu icin mesela üniversite hastaneleri kapıdan cevirebilir hastayı (kac kere sahit olduk intern lerin kapida bekcilik yaptigina/yaptirildigina). özel kurumlar hic ugrasmaz, genelde bu tür vatandaslarin kisisel bakimi/akil sagligi yerinde olmadigi icin doktor hemsire ugrasmak istemez başından savabilir.
söyle bir örnek ile tadlandıralim bu güzel yaz aksamini. bir gece 50 yaslarinda dogulu bir amca ile 15 yaslarindaki kizi bayrakli semtinde yolda yürürken bir grup it ugursuz kiza laf atarlar. amca da ayip olmuyor mu sizin ananiz baciniz yok mu diyerek genclere çıkışır. gencler de sen kimsin uleeen diyerek amca ya girerler ve kafaya göze girisirler. amcanin kafasinda 3-4 cm lik ufak bir kesi oluşur. yakin diyerek minibus e atlar ve karsiyaka devlet hastanesi ne gider. orada daha görür görmez kesi yi saglik memuru "oooo hemen tomografi cekilmesi lazim dogru üniversiteye" diyerek kuru (batikon bile sürmeden) bir tamponu bant ile amcanin kafaya koyarak amcayi gönderir. kizi ile minibus e binen amca üniversite kapisinda 3 saat bekledikten sonra güvencesi olmadigi icin yesilyurt taki devlet hastanesine gönderilir. amca cebindeki son parayi yine minibus e vererek hastaneye gelir, gece 12 yi gecmistir, amca 6 saatten beri yollardadir, açtır, üzgündür, kızı ile perisan olmustur, yesilyurt vardiginda birseyi olmadigi anlasilir, bes dakika süren bir dikiş ile işi halledilir. kızı ile sandalye üzerinde sabahlar amca, sabah da acil servis calisanlarinin verdigi otobus parasi ile bayrakli daki evine varir.
umarim aciklayici olmustur.
0
atmacaged
(10.06.08)
peki bu senet yapma olayı nedir?
0
🌸insanimsi
(10.06.08)
sayet herhangi bir sosyal guvencesi yoksa ( ssk, yesil kart vs), trafik kazalari disinda parasiz bakilmiyor diye biliyorum. hatta gecenlerde okudum, keneden olen sigortasiz bir ciftcinin aliesinden 7,5 milyon ytl para istemis hastane. senet yapip vermisler naasini. devlet az biraz ilac parasi karsilamis sadece, o da kene olayi diye sanirim. Neyse, sevgili insanimsi; bu tanima uyan birini mi taniyorsun yoksa genel bilgi edinmek icin mi soruyorsun? benzer bi durum yasadigim icin genel hatlariyla yazcam ama iste yol yordam bilen birilerinin elinden tutmasi iyi olabiliyor.
1. sosyalhizmetler mudurlugu aslinda bu tip durumlarda yardimci olmayi amac edinmis bir kurum. akil sagligi yerindeyse ve de sanirim madde bagimlisi vs degilse yardimci oluyorlar. bunun icin oraya gidip yuzyuze gorusme istiyorlar.
2. istanbul'daysan. ist. buyuksehir belediyesinin de benzer bir kurumu var ve saglik giderini karsilayabilirler.
3. valiye gidip yardim isteyebilirsin, daha dogrusu vali yardimcilardan birisinin halk gunu var, sosyal hizmetlerden sorumlu olani. istanbul'daki epey yardimci oluyormus.
0
pyro clustic flow
(11.06.08)
ilçelerde kaymakam illerde vali yardımcısı (sosyal yardımlaşma dayanışma vakfından sorumlu) ve yine sosyal hizmetler il müdürlükleri bu işleri yürütürler.
bahsini ettiğiniz vatandaş sosyal güvencesi olmadan tedavi olabilir de olmayabilir de. şöyle ki; eğer vicdani kanaatleri yerinde bir hekime denk gelirse -bu sözün zıddı ülkemizdeki herhangi bir hekimi işaret edici değildir- bila ücret tedavi edilebilir. değilse edilmeden kapı dışarı da edilebilir.
bu nedenle tedavi için tek geçerli araç 'yeşik karttır' ve bunu almak için bulunduğunuz yere göre kaymakamlığa valiliğe başvurmalısınız. sosyal hizmetler il müdürlüğü tedavi ile ilgilenmeyebilir (tam emin değilim bu fonksiyondan). kaymakamlık veya valilik kesinlikle çözüm üretebilir. tedavi giderleri fazla olmayacaksa o halde prosedürlerle boğulmak yerine, herhangi bir hayır kurumuna veya sivil toplum örgütüne müracaat da etmeniz olası.
başkaca bir şeyler soracak olursanız [email protected] 'dan maillere cevap veririm. kolaylıklar dilerim.
0
fempusay
(11.06.08)
yeşil kartı kaldırıp nüfus cüzdanıyla tedavi olayını getireceklerdi. o gelince biter herhalde bu çile ama şu an yeşil kart veriyorlarsa ondan almalıdır. sakatlanma olunca belediye bir engelli maaşı gibi birşey bağlıyor olabilir.
0
ozdek
(11.06.08)
(4)

tez yazmak yada yazmamak

biglebowsky
şimdi ishal gibi bir kadrosu olan bir bölümde master yapıyorum, sunduğum konuyu sırf kendi aralarındaki ayrılık yüzünden kabul etmeyeceklerini açık açık söyledi adamlar.bu sene tez yazmam istendi ancak ben bu heriflere değil tez mesaj bile yazmam yazamam onu anladım. bu sene tez yazmama gibi bir seç
şimdi ishal gibi bir kadrosu olan bir bölümde master yapıyorum, sunduğum konuyu sırf kendi aralarındaki ayrılık yüzünden kabul etmeyeceklerini açık açık söyledi adamlar.

bu sene tez yazmam istendi ancak ben bu heriflere değil tez mesaj bile yazmam yazamam onu anladım. bu sene tez yazmama gibi bir seçeneğim olabilir mi?
0
biglebowsky
(03.06.08)
bildiğim kadarıyla master tezi öncesinde bu konuda master tezi olur mu olmaz mı diye bölüm hocalarına sormana gerek yok. yani danışmanın bu konuda tez olur diyosa tezi yazmaya başlayabilirsin. tez bittikten sonra karşına çıkan jüri de tezi kabul ederse geri kalanlara hiçbirşey demek düşmez. yani sadece danışmanınla olan ilişkine bağlı. doktora tezi olsaydı bu dediklerimi söyleyemezdim antiparantez bunu da belirteyim.
0
nickim neyim yok benim
(03.06.08)
kayıt dondurmaktan başta çare yok gibi görünüyor. kayıt dondurmanın da çeşitli gerekçelere bağlanmışlığı var. orası size kalmış.
bundan başka tez önerisini hazırlamak için zamanı esnetirsen, bu sefer de tez yazımı için gerekli olan süreden yemiş olursun. eninde sonunda o tezi de yazdırırlar adama. en iyisi uzlaşmak olabilir bu durumda da. onların istediği bir şeyi yazarsın, sen memnun olmazsın ama sonuçta diploma alırsın.
0
fempusay
(04.06.08)
yazımı oldukça meşakkatli olan bir makaledir kendileri. belki aylarca süren yoğun bir mesai gerektirir ki hocalar bu emeğe rağmen beğenmedim diyebiliyor.

mastertezmerkezi.com
0
cancansu
(22.05.25)
yatay gecis yapamaz misiniz? benim bildigim boyle bir opsiyon var, tez yazim asamasina geldiginiz icin de arada bir gidip gelmek yetecektir.
bu sene degil seneye yazarsaniz ne degisecek? hocalar gitmis olacak mi o onemli?
ayrica nickim yok'a katiliyorum, danismaniniz kabul ettiyse genel olarak alti ustu bir master tezi sorun olmamali.
0
kassiopeia
(22.05.25)
(7)

ebayden fosil almak

badfan
bayadır ebayden resimdeki gibi bir fosil almak istiyorum. ama başım belaya girebilir diye de korkuyorum. sonuçta yasak olabilir bu tür şeyleri gümrükten geçirmek. ayrıca gümrük mevzuatı da bu konuda açık değil. yardımcı olabilecek başka bir kaynak da bulamadım. var mıdır bunun bir oluru?
bayadır ebayden resimdeki gibi bir fosil almak istiyorum. ama başım belaya girebilir diye de korkuyorum. sonuçta yasak olabilir bu tür şeyleri gümrükten geçirmek. ayrıca gümrük mevzuatı da bu konuda açık değil. yardımcı olabilecek başka bir kaynak da bulamadım.
var mıdır bunun bir oluru?
0
badfan
(02.06.08)
mrblar...
öncelikle bu ürün hakiki midir!? zannetmem! Çinli gardaşlarımız böye şeylerin canına okuyor! ayrıca mevzuatta tarihi eserler, sanat eserleri, antikalar ve canlı hayvanlarla ilgili bilgiler var! Sanırsam bu hiç birine girmiyor! Ayrıca neye gümrük alacaklar! tık versen veya fiyat belirtsen iyi olurdu!
Tamahın varsa al gitsin! postayla al! ama iyi paketlenmiş olsun.! çok iyi paketlenmiş...
0
allop
(02.06.08)
fosilin gerçekliği konusunda şüphem yok.
zaten satıcısı da sırf bu tür şeyler satıyor ve feedbacki de çok iyi.
linki;
cgi.ebay.com
fiyatları da çok makul.
şansımı denesem mi acaba.
0
🌸badfan
(02.06.08)
hımmm! fiyatlar uygun gönderim de açık! fiitbeğlere bakma, ancak alınabilir ne olursa olsun zati evrimi yeniden düzecek halimizde yok ya:D! ödemediğim onca iteme...

bi şiy olmaz zannımca arkadaşım da dümen almıştı ankita-hediyelik eşya babına eline ulaştı, hem de kocaman bi şeydi!
0
allop
(02.06.08)
umum hıfzısıhha kanunu gibi bir şey vardı. buna, o olmadı genel sağlığa aykırı bir unsur olabilir bu fosil. tespit edilirse, sıkıntı çıkarırlar kesinlikle eminim. gümrüklerde, geçirmek istediğiniz malın özniteliklerini de bildirmek zorundasınız. böyle bir ürünün -ki ürün müdür o da ayrı bir tartışma-, genel sağlığa tesir edecek risklere sahip olmadığını ispat etmeniz lazımdır diye düşünüyorum.
tabi bunlar yakalanmanız durumunda başınıza gelecektir. yakalanmadan sokabiliyorsanız bir şey diyemem -ki yakalanmadan yurda eşya sokmayı da tavsiye etmem zaten suç olabilir durumuna göre.
0
fempusay
(03.06.08)
Türkiye'de birçok mermer ocağı var. Biriyle iletişime geçerseniz yardımcı olurlar diye düşünüyorum.
0
paranormal
(03.06.08)
Gift yazsın üzerine gönderen hediyelik mahiyetinde gelsin kullanın,inceleyin
0
mikelarteta
(03.06.08)
bu kadarcık şeye kimse bişey demez. açıp bakmazlar bile zaten. antika değeri yok, organik bir şey değil. basit bir hediyelik eşya sonuçta. dert etmeyin.
0
386 dx
(03.06.08)
(8)

tüfekler hakkında bilgi sahibi olan birileri?

24th fret
1. dünya savaşı ile ilgili bir roman çeviriyorum. Çavuş taarruz öncesi askerlerine, "make sure you've all got a full magazine and one up the spout" diyor.yani şarjörleri dolu olacak, ayrıca bir mermi de tüfeğin .....inde olacak. spout kelimesinin "fıskiye, hortum ucu" gibi anlamları var. arayıp tara
1. dünya savaşı ile ilgili bir roman çeviriyorum. Çavuş taarruz öncesi askerlerine, "make sure you've all got a full magazine and one up the spout" diyor.

yani şarjörleri dolu olacak, ayrıca bir mermi de tüfeğin .....inde olacak. spout kelimesinin "fıskiye, hortum ucu" gibi anlamları var. arayıp taradıktan sonra "up the spout" diye bir deyim olduğunu, bunun da silahın dolu olması anlamına geldiğini öğrendim. Ama şarjör dolu olduğunda silah da dolu sayılıyor zaten?
Uzun lafın kısası: tüfeklerde, şarjördeki mermiler dışındaki merminin durduğu yere ne denir? (namlu diyesim var)
0
24th fret
(21.05.08)
hocam burda iki dolu şarjörün olsun biri tüfekte biri de elinin altında olsun demek istememiş mi
0
ophelia
(21.05.08)
hocam türkçesi şu beyler şarjörlerinizin dolu olduundan ve bi mermiyi de ağzına verdiiinizden emin olun. tüfeğe şarjörü takıp kurma kolunu çekersin ve ancak ööle atışa hazır hale gelir. zaman kaybetmemek için de çavuş dooru olan emri vermiş. afferm çavuş bundan sora seni tokatlamadan önce 2 hatta 3 kez düşünelim ehe.
0
rentts
(21.05.08)
Found in the Military(Canada's, The US's and Elsewhere) This means to load your weapon, or denote that your weapon is already loaded...
E.g, The Glock-17 holds 16 rounds: 15 in the magasine and 1 up the spout.
0
babatema
(21.05.08)
silahın haznesi denir.
0
theunforguven
(21.05.08)
namluya sürmek de kullanılır.
0
karapolisnas
(21.05.08)
oraya tam da fişek yatağı denir. halk arasında ağız veya hazne dendiği sıklıkla duyulursa da teknik olarak ismi fişek yatağıdır. fişek yatağına fişek sürmek fiili ile kullanmak gerekir ki bu durumda mermiyi de dilinizden uzak tutmalısınız. mermi değil fişek demelidir.
0
fempusay
(21.05.08)
@ophelia: hayır yavrucuğum, öyle demek istemiyor çavuş. öyle demek istese benim burada işim ne eheheh

@babatema: o verdiğin örneği ben de bulmuştum, teşekkür ederim, ama bana türkçesi konusunda fazla fikir vermedi açıkçası.

diğer arkadaşlara çok teşekkür ederim. Rahatlattınız, aydınlandırdınız.
silahsız günler dilerim :)
0
🌸24th fret
(21.05.08)
mermi yatağı/haznesi
kovan yatağı/haznesi
fişek yatağı/haznesi

bunlar hep aynı şeyler..

birde yanlış bilmiyorsam eğer şöyle bişi var; up the spout tam olarak silahın dolu olduğu anlamına da gelmiyor kimi zaman. silahın kapasıtesi hakkında bilgi verirkn de kullanılıyor..

misal; x tabancası / 1 mags 15 rounds each + one up the spout = 16 rounds

''mags'' magazine'in kısaltması.

yani diyor ki; 15 tane şarjörde bir tane de namluda toplam 16 mermi...

böyleyken böyle işte...

böyleyken böyle işte..
0
ayanux
(22.05.08)
(4)

durgun suya taş toplamak

efruz
bu deyim ne demek?galiba biz senle durgun suya taş topluyoruz.
bu deyim ne demek?

galiba biz senle durgun suya taş topluyoruz.
0
efruz
(12.05.08)
Durgun denizde dalgakıran bir işe yaramaz denmek isteniyor olabilir mi?
0
fredi
(12.05.08)
"beyhude çabalıyoruz" demek istenmiş sanıyorum. bunun birinci yönü her iki tarafın gösterdiği çabanın bir yararı, anlamı olmayacağı, bir işe yaramayacağı gibi bir anlam doğururken ikinci tarafında ise, bu deyimin söylendiği şahsın yeteneksiz olduğu anlamı çıkartılabilir.
0
fempusay
(12.05.08)
durgun suya taş atıp yüzeyi dalgalandırmak için taş topluyoruz.

sakin giden işi karıştırmak için hazırlık içindeyiz gibi bir anlama gelebilir.
0
raj
(13.05.08)
fredi'e katılıyorum. azgın suyu durdurmak için taş toplayıp çaba harcanabilir ama durgun suyun buna ihtiyacı yoktur. bir sorun varsa başka bir yerde vardır. boşuna birbirimizle uğraşmayalım demek istiyor olabilir mi?
0
SoLfej
(13.05.08)
(7)

Güneydoğu Anadolu Gezisi

artan
Bir kaç arkadaş Güneydoğu gezisi yapmayı planlıyoruz.Çok vaktimiz olmadığı için ancak 2 gün ayırabildik.Biz bu iki günü çok iyi değerlendirmek istiyoruz.Zamanı iyi kullanabilmek için düzgün bir rota çizebilmemiz lazım.Kayseri üzerinden gideceğiz.Planlanan son varış noktamız ise Mersin.Bu iki şehir a
Bir kaç arkadaş Güneydoğu gezisi yapmayı planlıyoruz.Çok vaktimiz olmadığı için ancak 2 gün ayırabildik.Biz bu iki günü çok iyi değerlendirmek istiyoruz.Zamanı iyi kullanabilmek için düzgün bir rota çizebilmemiz lazım.Kayseri üzerinden gideceğiz.Planlanan son varış noktamız ise Mersin.Bu iki şehir arasında Güneydoğu da nerelere gidebiliriz/gitmeliyiz?Nasıl bir güzergah izlemeliyiz?Aklımızda Antep,Adıyaman ve Şanlıurfa var.Buralarda nerelere gitmeliyiz.oraya kadar gitmişken şuraya da uğramadan gelmeyin diyebileceğiniz yerler varmıdır?Ayrıca çok gezen mi bilir çok okuyan mı?
0
artan
(06.05.08)
2 günde 5-6 şehir perişanlıktır.
hangi ülke hangi şehirler olursa olsun...
0
ezeriko
(06.05.08)
bence zamanı uzatamıyorsanız şehir sayısını en fazla ikiye indirin bunlar da bence antep ve urfa olmalı. antepte yemek urfa'da tarihi güzellikleri bol bol bulursunuz.
0
cinematography
(06.05.08)
kendi aracınız ile gidecekseniz, antep olur malatya olur elazığ olur sonra urfa olur ve belki mardin (urfadan önce mardin sonra urfa gibi) sonra urfadan adıyamana geçersiniz. ben geçen hafta cuma cumartesi adıyaman, urfa ve diyarbakır yaptım ve üstüne bir de bulunduğum ile geri döndüm. toplamda iki günümü aldı ama kendi aracımız vardı.
yapacağınız yolculuk ve ziyaret edeceğiniz iller de sizin kendi aracınızla veya umumi seyahat vasıtalarını kullanıp kullanmayacağınızla alakalıdır derim ben.
çok gezen gezdiği yerleri çok okuyan da okuduklarındaki nitelikli enformasyonu bilir.
ayrıca yolculuk esnasında lütfen trafik kurallarına uyalım uymayanları uyaralım.
0
fempusay
(06.05.08)
bence de 2-3 günde en fazla gezebileceginiz sehir ikidir. bana kalirsa kesinlikle urfa ve mardinolmali.
0
pembeli kiz
(06.05.08)
kendi aracımızla gideceğiz.aslına bakarsanız bir iki yeri adam akıllı gezme daha mantıklı gibi dursa da cumartesi sabah başlayacak gezimizi pazar gecesi mersinde sonlandırmak durumundayız.madem yolumuzun üzeri en azından yolumuzun üzerinde olan yerlerin kısada olsa havasını solumayı, lezzetlerinden birinin tadına bakabilmeyi kar sayıyorum.
planda yaklaşık olarak netleşti,cumartesi öğlen maraşa varış.dondurma ve öğle yemeğinin ardından kahta(adıyman) sanırım nemruta çıkmak biraz vakit alıyormuş.güneşi batırdıktan sonra, adıyaman merkez ve bir kaç lezzet çeşitlemesi, yorgunluk ve kalacak yer durumumuza göre geceye veya sabah urfaya geçiş,ertesi gün urfa gezisi ve kebapları üzerine denemeler.öğleden sonra antep, oradanda mersin diye planlıyoruz.altından kalkabilecekmiyiz veya yaptığımızdan birşey anlayacakmıyız bilmiyorum ama kesin olan bol yollu, bol kebeplı ve peygamberler diyarında tarih kokulu bir gezi olacak.
0
🌸artan
(06.05.08)
urfadan diyarbakıra geçin güzeldir.
0
05
(06.05.08)
bence ne yapın yapın mardini görün. aslında biraz daha vaktiniz olsa hasankeyf derim, sular altında kalmadan iyice görümeli. ama batman biraz uzak kalabilir.
0
istanblue
(06.05.08)
(9)

küçük şirin kasabalar

SoLfej
resimlerde gördüğünüzün aynı olmasa da dünya üzerinde bildiğiniz yada duyduğunuz veyahut gidip bizzat gördüğünüz kendine özgü böyle küçük ama şirin kasabalar var mıdır? ayrıca bizim de görebileceğimiz veya tanıyabileceğimiz resimleri, linkleri ve her türlü sizden gelen bilgiyi de öğrenmek isteriz...
resimlerde gördüğünüzün aynı olmasa da dünya üzerinde bildiğiniz yada duyduğunuz veyahut gidip bizzat gördüğünüz kendine özgü böyle küçük ama şirin kasabalar var mıdır? ayrıca bizim de görebileceğimiz veya tanıyabileceğimiz resimleri, linkleri ve her türlü sizden gelen bilgiyi de öğrenmek isteriz...

bütün duyuru sakinlerine şimdiden teşekkürler...

edit : mümkünse yaşamak maksadıyla aradığımız bi yer.
edit2 : resimde gördüğünüz yer, pennsylvania/shanksville.
0
SoLfej
(30.04.08)
www.fotografligezirehberi.com
bir daha gidip bir kac ay kalmayi planliyoruz.
0
pyro clustic flow
(30.04.08)
amerika bunlarla dolu.
özellikle abd'nin kuzeydoğusunda new england bölgesinde her 50-60 km bir böyle kasabalara rastlamak olası. çok güzellerinden bir örnek, new hampshire - Meredith.
new hampshire, vermont, maine...
0
uz
(30.04.08)
tatvan, ahlat, adilcevaz
0
fempusay
(30.04.08)
uppsala (isveç)
safranbolu
0
ezeriko
(01.05.08)
valla vermonta giden 2 arkadaşım vardı. 1'i new yorka taşındı kurtuldu, diğeri depresyondan depresyon koşmakta delirdi, kiloyla esrar içmekte sıkıntıdan öyle boktan bir mekanmış (amerikada ve kanada da (vermont baya kuzeydedir) esrar taşımak gayriresmi yasal gibi bişiy u arada.
0
darknum
(01.05.08)
cinque terre ; beşi bir arada.
0
kantelem
(01.05.08)
kemerburgaz yolundan eski trakya yolunu kullan... saray-vize, yüzlerce kasaba var, git gör geze geze.
0
pain
(01.05.08)
avusturyanın her yeri böyle.
0
neronas
(01.05.08)
ingiltereden iskoçyaya girdikten sonra da böyle yerler var...
0
mentirosa
(01.05.08)
(4)

[ THY ] İçki şişesi kırarsa..

enola gay
Ne olur? Bir uçuşum sırasında çantaya içki şişesi koymuştum ve çantada "kırılabilir" ibaresi olduğu halde uçaktan indiğimde şişenin kırıldığını ve çantada bulunan laptop ın sırılsıklam olduğunu gördüm.. kıyafetler vs. cabası. bana bi hasar raporu yazıp bi kod verdiler aramamı söylediler.. hala arama
Ne olur? Bir uçuşum sırasında çantaya içki şişesi koymuştum ve çantada "kırılabilir" ibaresi olduğu halde uçaktan indiğimde şişenin kırıldığını ve çantada bulunan laptop ın sırılsıklam olduğunu gördüm.. kıyafetler vs. cabası.

bana bi hasar raporu yazıp bi kod verdiler aramamı söylediler.. hala aramadım. ne gibi haklarım vardır? neler yapabilirim?
0
enola gay
(06.04.08)
zararın tazmin edilir. benim valiz kaybolmuştu. bana da verdiydiler böyle bir form doldurdum. bayağı bir zaman geçtiğinde iyi bir para vermişlerdi. (ama ilgilenmek gerekiyor)
bana sorarsan ara sor. ilgilen takipçisi ol. zarar ziyanına karşılık yeteri kadar para vermeyeceklerse tazminat davasından bahsedersin unutmadan.
0
fempusay
(06.04.08)
bence de vakit geçmeden ilgilenmek sorunu çözecektir.
pegasus genel md.nde çalıştım bir süre. kayıp eşyalar için belirledikleri bir miktar var onu veriyorlar. tatmin edici bir miktar...
bunda da zararını tazmin edeceklerdir.
0
supergirl
(07.04.08)
tazmin edilecek zarar ücreti bilet ücretinin bilmemkaç katı kadar olamaz gibi bir madde vardı sanki.
0
tom riddle
(07.04.08)
thy kayıp eşya prosedüründe pek iç açıcı şeyler yazmıyormuş bu arada.
www.thy.com
0
supergirl
(08.04.08)
(11)

çocuğun pasaportu

madeath
selamlar sevgili selin karacehennem severler,bu soruyu selin hanıma sormak isterdim ama ismini vermek istemeyen izleyici damgası yemeyi gururum kaldırmaz. eğer ki siz yada karınız hamile olsaydı ve çocuğu bir deniz yolculuğu sırasında yada uçakta doğursaydı, çocuk hangi milletin pasaportuna sahip ol
selamlar sevgili selin karacehennem severler,

bu soruyu selin hanıma sormak isterdim ama ismini vermek istemeyen izleyici damgası yemeyi gururum kaldırmaz. eğer ki siz yada karınız hamile olsaydı ve çocuğu bir deniz yolculuğu sırasında yada uçakta doğursaydı, çocuk hangi milletin pasaportuna sahip olabilirdi?

örneğin ortak sular bulunuyor okyanuslarda ve birden fazla ülkeye ait bu bölgeler. gemi tam buradan geçerken tüm bu ortak sulara ortak olmuş ülkelern pasaportlarını mı alıyor? yada çocuk tam olarak doğum anında nerden geçildiği nasıl ve kim tarafından tespit edilerek bu hak çocuğa verliyor? ona göre çocuk yapcaz da. sevgiler.
0
madeath
(06.04.08)
dünya vatandaşlığını nasıl kazanıyor peki bu sabi?
0
🌸madeath
(06.04.08)
Dünya vatandaşı derken sanırım haymatlos olmayı kast ediyorsunuz, vatansız olabilir insan ama dünya vatandaşı gibi bir hukuki kavram yok, bebek haymatlos olmaz. Öncelikle anne babasının vatandaşlığını alır. Sonrası biraz karışık, doğduğu sırada hangi ülkenin toprakları üzerinden geçiliyorsa o ülkenin vatandaşlığını alır yönünde bir görüş var veya uçağın kalktığı ya da indiği yerin vatandaşlığını alır da denilebilir. Bu genellikle ülkeler arasında yapılan ikili anlaşmalarla belirlenen kurallara göre olur. Kesin bilgi için bi devletler özel hukuk kitabına bakmak lazım.

Ülkelerden birinde aksi yönde bir kanun yoksa çocuk çifte vatandaşlık alır diyebilirim.
0
gulden kale
(06.04.08)
uçağa 7 aydan uzun süredir hamile olanlar binemiyor diye biliyorum.
0
bulanti
(06.04.08)
Bir de uçak şirketleri doğan çocuğa ömür boyu bedava uçuş hakkı veriyor. düşünmek laım.
0
gulden kale
(06.04.08)
yıllar önce dünyayı dolaşan bi çift vardı kızlarının adını deniz koymuşlardı, denizde doğmuştu çocuk. onlara sormak lazım yada nette onları aratmak lazım.
0
sourlemonade
(06.04.08)
havada doğan ilk bebeğe virgin(!) adını vermişler ve 21 yaşına kadar bedava uçabilecekmiş. buyrun burdan:
www.telegraph.co.uk
0
supergirl
(06.04.08)
bahsedilen belgesel (bkz: uzaklar)
çiftin adı da osman ve zuhal atasoy.
0
anatomik durus
(06.04.08)
hala net bir yanıt bulabilmiş değilim. her ülkenn vatandaşına göre farklı muamele mi uygulanıyor bu gibi durumlarda bunu da merak etmiyorum. örneğin bir fransız çift paristen new york'a giderken -denizden yada havadan- atlas okyanusunun ortasında kadın 7 aylık da olsa erken doğum yapsa, bu çocuk o anda bulunduğu yer ortak sularsa, örneğin kanadanın izlandanın, ispanyanın veya başka bir ülkenin bilemiyorum o ülkenin yada ülkelerin mi vatandaşı oluyor? atasoyların günlüklerine bakmadım orada ne yazıyor bilemiyorum. ben şu anda başımıza gelse böyle bir durum ne olur onu merak ediyorum. araştırmaya devam.
0
🌸madeath
(06.04.08)
efsaneden ibaret o durum.
okyanusun ortasında doğsa ve vatandaşlık için x ülkesine gitseniz, bu velet burda doğru verin pass diye muhtemelen büyük bir el hareketi çekerek baş parmağı ortaya alırlar:) abicim olay basit, abd'de doğarsa abd kanunlarına göre vatandaş olur ama almanyada doğarsa yaşı/2 yaşadığı süreyi geçmiyorsa alıyor tabi 6 aylık hamieyken gider ve orda doğum yaparsa ki mmkündür, uzun süreli vize, vizesiz kalıp doğurma falan.
b dünya vatandaşlığı diye bişi yok, bm pasaportu var o da kötü bir durum gene yaşadığım ülke için vize alıyorsun, piç olmanın legal hali, misal arnavutlar öyleydi.

kanunlar her ülkede farklı gerçekten, eu da birçok ülke çifteyi vermiyorken böyle durumlar nasıl türemiş hayret.

abd'de doğurcam bende veledimi, en yisi.
0
alchemistt
(06.04.08)
medeni kanuna bakmakta fayda var. belki orada bulunabilir. elektronik olarak arama motorları vasıtasıyla bulunabilir medeni kanun. ordan bakarsınız.
0
fempusay
(07.04.08)
her ülkenin farkli, ama prensip olarak her zaman ebeveynlerin vatandasligini alir.hukuken de buna Jus sanguinis denir. Senin dedigin Jus Soli ye girer, o da ingiltere, avustralya vs. gibi ülkelerde gecerli degil.
0
the man who hears deepest inquisitions
(07.04.08)
(7)

hangi cerrah? - ne, nasıl, kim -

sirrikadem
bir vatandaşın gövdesine kurşun isabet etti diyelim. ağır yaralı kendisi. bununla hangi cerrah ilgilenir? ilgilendi diyelim, kendi muayenehanesinde de aynı müdahaleyi yapabilir mi? aynı müdahale olmasa bile ne kadar yaralı olmalı ki vatandaş, ona yardımcı olabilsin...
bir vatandaşın gövdesine kurşun isabet etti diyelim. ağır yaralı kendisi. bununla hangi cerrah ilgilenir? ilgilendi diyelim, kendi muayenehanesinde de aynı müdahaleyi yapabilir mi? aynı müdahale olmasa bile ne kadar yaralı olmalı ki vatandaş, ona yardımcı olabilsin...
0
sirrikadem
(04.04.08)
öncelikle acil cerrahide müdahale ediliyor, ilk müdahale sonrasında duruma göre bir cerrah ekibi, duruma göre sadece konuyla ilgili tek bir cerrah operasyonu gerçekleştiriyor...
0
martenit
(04.04.08)
nöbetçi doktorun ilk müdaheleyi yapması lazım zannedersem eğer durum ağırsa alanına göre gerekli bölüme sevkediyorlar diye biliyorum.
0
yuto
(04.04.08)
acil cerrahide bulunan plastik cerrahi-ortopedi-nöroşirurji-genel cerrahi uzmanları oluşan hasarın bölgesine göre işin içine girebilir.
0
anatomik durus
(04.04.08)
hiçbir cerrah olağan durumlarda kendi muayenehanesinde, bir adli vak'a (kurşun çıkarma) işini yap(a)maz. yapmamalıdır. yapmaya niyetlense bile, evvela polise/jandarmaya haber vermelidir. verir. yasal zarirettir.
bunları düşünmek yerine elinizdeki -eğer gerçekte ver ise-yaralıyı, derhal bir acil servise götürüp tedavi ettirin. kurşunun isabet ettiği yere göre cerrahi müdahale yapacak uzmanın branşı değişecektir.
0
fempusay
(04.04.08)
öncelikle vurulan kişinin acil müdahelesi yapılır. büyük kanamaların durdurulması, nabız tansiyonun çok zararlı olmadığı bir seviyede olması ve nörolojik aciliyet gerektirecek semptomların görülmemesi, vb. durumları içinde eğer hastanın ameliyat olması gerekirse, gerekli olduğu müddetçe film çekilmesi için acil radyolojisine gider. daha sonra da yaralanmanın gerektirdiği cerrahlar tarafından ameliyat olması gerekliyse ameliyat edilir.
0
tom riddle
(04.04.08)
elinizde böyle bir hasta varsa ya da yakınınız ise muayenehanede böyle bir uygulama yapılması teknik olarak doğru değil.
0
betty puf puf
(04.04.08)
lakin dizi senaristi iseniz, -konuyla alakasiz bir yer olan eksi duyuru'da bile- arastirma yaptiginiz kafaniza gore kimseye danismadan yazmadiginiz icin tebrik ederiz, o ayri.
0
disq
(05.04.08)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.