Giriş
(1)

dünya bankası

f1
selam millet!bana dünya bankasının kurumsal yapısı,yaptığı çalışmalar,faaliyetlri,kuruluş ve tarihçesi hakkında çalışmalar veya dökümanlar gerekli.acaba elinde olan varsa bana yollayabilir mi??ekşiden mesaj atarsanız süpper olur!!
selam millet!bana dünya bankasının kurumsal yapısı,yaptığı çalışmalar,faaliyetlri,kuruluş ve tarihçesi hakkında çalışmalar veya dökümanlar gerekli.acaba elinde olan varsa bana yollayabilir mi??ekşiden mesaj atarsanız süpper olur!!
0
f1
(03.04.08)
kendi sitesi var bunların belki yardımcı olur.

www.worldbank.org
0
fempusay
(03.04.08)
(16)

tek kişi için film oynatılmaz mı?

quadropol
bugün kozyatagı cinepole gittim tek başıma, bi filme gireyim dedim. 1 kişi için oynatamıyoruz dediler. var mı böyle bi hakları? oynatmak zorunda değiller mi?
bugün kozyatagı cinepole gittim tek başıma, bi filme gireyim dedim. 1 kişi için oynatamıyoruz dediler. var mı böyle bi hakları? oynatmak zorunda değiller mi?
0
quadropol
(03.04.08)
"top benim oynatmıyorum" deme hakları var bildiğim kadarıyla. Yalnız 3 kişi film izlediğimi hatırlıyorum. Görevli "kimse olmasa bile oynatmamız gerekiyor" demişti. Özetle sinemasına göre değişir.
0
kimlanbu
(03.04.08)
20 kişi olmadığı için izleyemediğimi bilirim.
0
alkolik imam
(03.04.08)
Ben de tek başıma izlediğimi hatırlıyorum.
0
fredi
(03.04.08)
oynatmayabilirler ama bileti iptal etmemeleri lazım.
0
insanimsi
(03.04.08)
3 kişiden az olduğu zaman oynatamıyoruz denmişti bana ama ısrar edince izleyebildim.
0
phoera
(03.04.08)
Oynatmıyor vicdansızlar, ben çok döndüm sinema kapısından.
Bazen 2 kişiye oynattıkları oluyor, o da şansa...
0
late viper
(03.04.08)
Tek kişiye oynatmamanın mantığı ne peki?
0
ermanen
(03.04.08)
değişiyor bu olay. mekanın müşteriye tavrına bakar. capitolde paşa paşa oynatırlarken, izmitte hiç bir yer oynatmıyor.
0
darknum
(03.04.08)
ben izmir-kipa cinecity de defalarca 2 kişi film izledigimizi biliyorum şaşırdım valla ne yalan söyleyeyim?
0
merope
(03.04.08)
cinepol öyle ya zaten etrafta başka sinema yok. heveslenip gidiyosun bide. yok efendim oynatamıyoruz. gidipde kaç kere istemediğim bir filmi izledim belki güzeldir diye.
0
thinkbeforedoing
(03.04.08)
@ermanen



"içerde ölürse kimsenin haberi olmaz!" değil tabi tek kişiye oynatmamanın mantığı olsa olsa tamaaamen duygusal (para işte anla), tek kişi masrafları karşılamaz, uğraşmaya değmez felan filandır diye düşündüm.
0
fempusay
(03.04.08)
bir keresinde abimle tek başıma film izlemiştim koca sinemada. işin ilginç kısmı ise biz salona geç girmiştik. yani gerisini siz düşünün.
0
deckard
(03.04.08)
Küçükken ucuz fiyatlı sabahtan akşama kadar eski, türk erotik filmleri yayınlayan pespaye bir sinemaya gitmiştim. Sabah 9 dan akşam 18 e kadar filmler oynuyordu. Sinemaya girdim, yaşlı bir adam geldi ışıkları söndürdü, baktı salon bomboş bir tek ben varım, önce kendi kendine mırıldan dı sonra: -ooohh salon bolboş rahat rahat osbir çekersin dedi ve filmi oynatmaya gitti. tam iki film izledim "rahat rahat":D... sonra da askerler geldi!
Diyeceğim o ki o adam o seansta bilet alıyor ve filmi izlemeye hakkediyor, ya seansı kaldır ya promosyon yap mağdem insanların vakitlerini telef etme, eski pornocular kadar yok şimdikiler....
0
allop
(04.04.08)
düzcede üniversitedeyken tek kişiye (yani ben :) oynatmamışlardı, bende evden arkadaşımı çağırdım iki kişi izledik filmi.
0
vincenzo
(04.04.08)
Ölsen kimsenin haberi olmaz deyince aklıma düştü...

M.Köy Profilo'da DeathProof'u izliyordum. Arkada köşede de bayan ve erkek bulunmaktaydı (Toplamda üç kişiyiz yani). Herif film başlar başlamaz kadını dövmeye başladı, çaat çaat ses geliyor. Neyse fantezi yapıyorlardır belki diye pek oralı olmadım. Uzadıkça uzadı... Müdahale ettim sonunda kestiler... Ters bir durum da yaşanabilirdi açıkçası...

Normal şartlarda müşteri olarak kızarsın duruma, ki etik olarak doğru değil oynatmamaları, salt ticari olarak düşünmeleri açısından. Ama bu gibi durumlar da aklınızda bulunsun...

Ha bir de bu izlediğim Grindhouse'daki Fake trailer'lardan "don't" geldi aklıma tabi... "If you want to.... watch this film alone.... don'T"
0
narquis de sade
(04.04.08)
madem öyle olcak, 2 bilet alırdım gişeden..
birini kendime saklar, diğer bileti de orda olan herhangi birine yarı fiyatına satardım..
maksat gıcıklığa gıcıklıkla karşılık vermek, eheh..
0
t3
(04.04.08)
(4)

free youtube to mo3 converter sorusu

terp
giriyorum izledigim youtube linkini, url doesn't contain video diyor. eskiden yoktu boyle bisi yeni cikti nedendir ki?
giriyorum izledigim youtube linkini, url doesn't contain video diyor. eskiden yoktu boyle bisi yeni cikti nedendir ki?
0
terp
(01.04.08)
bende de oldu bu hadise. öyle sandım ki, youtube işi uyandı ve ilgili programın çözemeyeceği bir şekli soktu urllerini. bu nedenle ben de sildim programı başka bir porgram buldum çatır çatır indiriyorum arzu ettiğim biçimde.
0
fempusay
(01.04.08)
www.techcrunch.com buradan indirilebiliyor . tabii flv olarak ancak vlc sistemde olursa winampta ta dinlenebilir veya izlenebilir.
0
ccompiler
(01.04.08)
soyle bir baktim goz ucuyla flvto.com sitesinde dogrudan cevirebiliyorsun
www.emreipek.com programi bir turk yazmis ben virus taramasından gecirdm bisey cıkmadı da download ettigin flv dosyasini mp3 ceviriyor. online olan daha mantıklı indirmene gerek kalmaz . www.bildirgec.org istersen bir bak ... eksi sicinca buradan yazdim.
0
ccompiler
(02.04.08)
google de videoget isimli programı aratın bulun indirin işinizi görür, programın demosu aynı anda 2 url e izin veriyor. ayrıca indirdiği videoyu avi e çevirmekte.ptogram her açılışta kendini gücelliyor.
ve bildiğim tüm video sitelerini destekliyor.
eğer beğenirseniz cracklersiniz.
0
2day2die
(02.04.08)
(4)

sokakta yasayan bir kadina hangi kuruluslar yardim edebilir?

pyro clustic flow
bazen rastliyorum ama polisler yardimci olur seklinde bahaneyle ya da ne diyecegimi bilemedigimden kafami cevirip yurumeye devam ediyorum evsiz bir kadin gorunce. bu kez bir kadin var camiye yakin bir yerde yasiyormus basina bir sey gelmesin diye. erkek arkadasim rastlamis dun. gencten birisiymis vs
bazen rastliyorum ama polisler yardimci olur seklinde bahaneyle ya da ne diyecegimi bilemedigimden kafami cevirip yurumeye devam ediyorum evsiz bir kadin gorunce. bu kez bir kadin var camiye yakin bir yerde yasiyormus basina bir sey gelmesin diye. erkek arkadasim rastlamis dun. gencten birisiymis vs.. simdi yarin ziyaretine gidip, kalabilecegi yerlere dair bilgi vermek istiyorum. bu konuda bilgisi olan var midir? telefon ve adresi bulurum sanirim, isim, kurulus yeterli olur kanimca.
not: bugun cok sey arastirip okudum, bunu arastirmaya mecalim kalmadi da, tembellik ettim.
tesekkurler
0
pyro clustic flow
(01.04.08)
Kadın sığınma evleri vardı ve hala var büyük ihtimal. Geri çevirmezler herhalde? Mor çatı vardı;

www.morcati.org.tr

bi şekilde geri çevirseler bile nerelere danışmak gerektiğini belirtirler, yardımcı olurlar sanırım. Prettyinpink'in blog'undan buldum adresi; )
0
colonizer
(01.04.08)
sosyal hizmetler il müdürlüğü bu ve benzeri işler için vardır. bir uğrayıp durumu bildirin ilgileneceklerdir eminim. devlet bakım evlerinin ilk basamağı sosyal hizmetler il müdürlüğüdür. sokakta yaşamayan ancak kendisine bakamayacak düzeyde yetersizlikleri olan bir bayan için ben başvurmuştum. ordan biliyorum.
kolaylıklar
notum şu:
kadın sokakta yaşıyorsa, belki bir akli özürü vardır. bu nedenle kendisi sizi ne kadar ve nereye kadar anlayabilecektir? anladı diyelim sorunu çözmek için verdiğiniz adrese nasıl gidecek, nasıl başvuracak vs. bütün bu işleri nasıl çekip çevirecektir. ancak siz eğer bizzat kendiniz gidip şu adreste şöyle birisi var derseniz, sosyal hizmetler il müdürlüğü yetkilileri konuyla ilgileneceklerdir diye düşünüyorum.
0
fempusay
(01.04.08)
kadinin akli melekelerinde sorun yok, o nedenle iste arastirip kurumlarla gorusup sonra kadina gitcem. kosullari anlatip adres ve telefon bilgilerini vercem, bir de telefon karti. en azindan nerelere siginabilecegini ogrenmis olur, sonrasi ona kalmis. tesekkur ederim yardimlariniz icin. yarin sabah bi konusayim ikisiyle de. iyi aksamlar
0
🌸pyro clustic flow
(01.04.08)
belki size de bir gun lazim olabilir diye son durumu yazmak istedim.
1. morcati siddet goren kadinlara destek veriyor, sadece evsizse yardimci olamiyorlar, zaten konukevleri de yokmus.
2. il sosyal hizmetler mudurlugu: kadinla gorusup duruma gore konukevinde misafir ediyorlar.
3. belediye ya da kaymakamlik da yardimci olabilirmis ama o secenek simdilik beklemede.
0
🌸pyro clustic flow
(02.04.08)
(7)

nüfus bilgilerinde değişiklik mümkün mü?

demlikposet
nüfusa kayıtlı olduğu yer ve kütük bilgileri gibi bilgileri değiştirmek istiyorum mümkün mü?
nüfusa kayıtlı olduğu yer ve kütük bilgileri gibi bilgileri değiştirmek istiyorum mümkün mü?
0
demlikposet
(29.03.08)
buraya değil de bir muhtara baş vurmak gerekir gibi geliyor bana hiç şüphesiz!
0
fempusay
(29.03.08)
doğum yerimi de değiştirmek istiyorum..
@fempusay
bizim mahallenin muhtarı 70küsür yaşında ve sürekli uyuyor , kulakları da az işitiyor(ciddiyim)
o yüzden buradan sordum sizi de yordum, okudunuz zaman ayırdınız tabi
0
🌸demlikposet
(29.03.08)
doğumyeri değişmez mahkeme falan lazım onun için. ama kayıtlı olduğu yer değişiyordu eskiden, şimdi durum ne bilmiyorum.
0
sourlemonade
(29.03.08)
kütük bilgilerini değiştirebiliyordunuz eskiden ama artık yapılmamakta.
0
phoera
(29.03.08)
hayır ne doğum yeri ne de diğer bilgiler değiştirilemez. evlenilmediği müddetçe elbette.
0
nesilsiz
(29.03.08)
güzel ülkemde değiştirilir. bir arkadaşımın başına geldi, aynen kütük bilgilerine müdahale edildi. yeterli "güç" varsa yapılabilir
0
kimlanbu
(29.03.08)
son yıllarda değişiklik olduysa bilemiycem ama kütüğünüzü taşıyabiliyosunuz bi şekilde. araya torpil filan sokmadan, sırf işlemlerimde kolaylık sağlar diye kütüğünü yaşadığı şehire aldıran insanlar var ailemde.
0
cereal killer
(30.03.08)
(5)

Contractubex'i nasıl bilirsiniz?

endless dream
Merhaba,Direkt mevzuya gireyim. Contractubex adlı jeli kullanan, kullanıp da benimle izlenimlerini paylaşacak olan birini arıyorum fellik fellik.Hayır yani, eğer bir halta yaramayacaksa uğraşmayayım masajla, kremle falan. Ümitlenmeyeyim boş yere... Kendimi olduğum gibi, kocaman yara izimle kabul ede
Merhaba,
Direkt mevzuya gireyim. Contractubex adlı jeli kullanan, kullanıp da benimle izlenimlerini paylaşacak olan birini arıyorum fellik fellik.
Hayır yani, eğer bir halta yaramayacaksa uğraşmayayım masajla, kremle falan. Ümitlenmeyeyim boş yere...
Kendimi olduğum gibi, kocaman yara izimle kabul edeyim... Veya para biriktirip lazer tedavisi göreyim...
0
endless dream
(24.03.08)
genel cerrah arkadaşımın tavsiyesi ile kullandım. gerçi arkadaşım yaramın üzerinden epeyi zaman geçtiği için başarılı sonuç alamayacağımı da söylemişti önden. netice vaz geçtim. hatta geçenlerde attım tüpü. sonuç: olumsuz, hiçbir değişim olmadı.
plastik cerrah yarayı biraz küçültebileceğini söyledi. ona da diğer doktor arkadaşlar boş ver dediler. böylece ben bana karizma yaptığı söylenen alnımın sağ üst köşesindeki yaramla mutlu mesut hayatıma devam ediyorum.
çok rahatsız oluyorsan. diğer yolları ve hatta belki sende olumlu bir etki yapacak olması ihtimali ile contractubex i bile dene. bir yank etkisini kendimde görmedim ama seni bilemem.
yardımcı oldum mu? olamadım galiba.
neyse mutluluklar...
0
fempusay
(24.03.08)
ben deri alınan ve ütü basmış gibi görünen bölgeye kullandım düzenli. ki normalde günde bi defa sürülür ben iki defa sürüordum doktorun tavsiyesi üzerine, anlayacağınız zor bi izdi.
kendisi baya etki yarattı. yani hakkaten kurtarıcı diyebilrim! 10 tüp filan kullanmışımdır toplamda ve müthiş ilerleme kaydettim. yalnız bu jelin olayı uzun süre kullanımda sonuç alabilmektir. yani bir ayda filan sonuç beklemeyin. inatla kullanın.
bi de sağlık güvenceniz karşılamıyorsa geçmiş olsun çünkü bayağı pahalı bişi.
0
oceano
(25.03.08)
10 tüp?! Sabır gerektiren bir tedavi süreci sanırım.
Belki de memnun kalmayanların açıklaması da budur...
Ben 1 haftadır kullanıyorum, günde iki kere. Denemekten zarar gelmez o zaman. Sağlık güvencem var, çok pahalıya mal olmuyor o yüzden.
Teşekkür ederim.
Her iki cevap da 'devam et' mesajı verdi... sonuç alırsam paylaşacağım.
0
🌸endless dream
(25.03.08)
merhaba. göğsümdeki dikiş izleri için contractubex jeli, ameliyattan yaklaşık 20gün sonra başlayarak, doktorumun tavsiyesiyle 6 ay boyunca sabah akşam hiç aksatmadan kullandım. Pek faydası olduğunu söyleyemeyeceğim malesef. özellikle yara eskiyse, faydası daha da az oluyor. ama yine de kullanın diyeceğim, belki az da olsa faydası olacaktır, hiç kullanmamaktan daha iyidir ne de olsa. ben izlerime alıştım, seviyorum artık onları ;) siz de sevmeye çalışın, size ait ne de olsa.
0
pain sustains
(25.03.08)
Teşekkür ederim cevabınız için. Yalnız biraz yanlış anlaşıldım sanırım. Ben de dikiş izlerimle barışık bir insanımdır, hayatta takacağım en son şey bu izler. Ve fakat benim muzdarip olduğum iz bileğimden dizime kadar kocaman bir iz. Çalışıyorum, özellikle toplantılar ve resmi davetlerde etek giymem gerekiyor. İnsanların beni görür görmez bacağıma odaklanmalarından ve yüzlerindeki acımayla karışık merak ifadelerinden biraz bunaldım.Çok beyaz tenli olduğum için elim kesilse yıllarca izi kalıyor, buna alışığım. Ama bakışlara alışamadım. Bacağımı yaralı 1 yıl olmadı, sanırım çok geç kalmış sayılmam...
0
🌸endless dream
(25.03.08)
(10)

Bembeyaz Dişler

inatci kahraman aga
Dişlerimi hergün en az bir defa fırçalamama rağmen, gün boyu içtiğim kahvelerin ve sigaraların etkisiyle dişlerim kesinlikle bembeyaz inci gibi olmuyor, olamıyor.Diş beyazlatma ürünlerinden (toz olur, jel olur) tavsiye edebileceklerinizi, nerelerde bulabileceğimi de ekleyerek (market olur, eczane ol
Dişlerimi hergün en az bir defa fırçalamama rağmen, gün boyu içtiğim kahvelerin ve sigaraların etkisiyle dişlerim kesinlikle bembeyaz inci gibi olmuyor, olamıyor.
Diş beyazlatma ürünlerinden (toz olur, jel olur) tavsiye edebileceklerinizi, nerelerde bulabileceğimi de ekleyerek (market olur, eczane olur, int. olur) belirtirseniz, ağanızı dişlerini göstermeden gülmeye çalışmaktan kurtarmış olacaksınız.
Teşekkürler.
0
inatci kahraman aga
(30.01.08)
günde 1 kere diş fırçalayarak inci gibi dişlere sahip olmanız haliyle biraz zor.
sensodyn gentle white kullanın ancak sigara ve çayı çok tüketiyorsanız günde en az 3 kere dişlerinizi fırçalamanız, ayrıca diş ipi kullanmanız diş beyazlığı açısından elzemdir.
ha bu arada önden bi dişlerinizi temizletseniz de fena olmaz hani.
0
insensitive
(30.01.08)
sert diş fırçası ve smokers tadında diş macunları ile günde 1'den fazla fırçalamanız, hatta insensitive'in dediği gibi denk gelirse bir de dişlerinizi temizletmeniz gerekebilir.

bu yöntemler dişleri "kazıyarak" temizleme metoduna girer. bu tür yöntemler de iki ucu boklu değneklerdir, zira kazınan diş eskisinden daha fazla "kirli görünmeye" adaydır. sürekli fırçalamak icap eder.
0
gxix
(30.01.08)
Uzun süreli (sigara kahve kullanmıyorsanız kalıcı) çözüm için (bkz: opalescence)
0
crown
(30.01.08)
gittigidiyor'da lazerli diş beyazlatma ürünleri gördüm. işe yarar mı bilemiyorum. bakmak lazım:

urun.gittigidiyor.com
0
tabudeviren
(30.01.08)
bundan bende de var. bir zaman evvel yaptırdığım temizleme işlemini, ne hikmetse hekim kardeşim basınçlı ve ilaçlı su diye tarif edebileceğim bir sistem ile yapıvermiş idi. çook eskilerden de kazımı yöntemini denemiştik ki hala dişlerimde çizikler var, belli belirsiz.
ancaaak bu ara yine oluştu bu kir-pas. çözüm şu ama denemedim. danıştığım doktor arkadaşlarım, olabileceğini garanti ettiler. şöyle ki; bir miktar sigara külü, bir miktar limon damlatılarak lapa kıvamına getiriliyor. ondan sonra da dişler bir güzel bununla fırçalanıyor. (sözlükte de buna ilişkin bir başlık olabilir. ayrıca youtube'da buna ilişkin bir de video izlemişliğim var: nasıl yapılır edilir gibi anlatıyorlardı.)
böyle iken böyle. ama henüz denemedim, zamansızlıktan.
yazdığım önerinin bir zararını gören olursa hiçbir yükümlülük kabul etmem peşinen söylerim.
0
fempusay
(30.01.08)
benim bildiğim genetik olarak zenciler hariç öyle aşırı parlak dişler ilaçsız yapılamıyor bildiğim. ben de jel kullanmıştım ama sonra baktım gene oluyor gereksiz. bembeyaz olmasına gerek yok, sarı olmasın yeter diye düşünüyorum.
0
passion rules the game
(30.01.08)
benim diş hekimi tozların dişi çizebileceğini, daha çabuk kirlenmeye sebep olacağını söylemişti, limonla, karbonatla fırçalamanın da öyle

hatta portakal suyu vs aitli şeyler içtikten sonra 20 dakika dişlerin fırçalanmaması gerektiğini, yoksa dişe faydadan çok zarar verildiğini de söyler
0
mermaid
(30.01.08)
ha bir de porselen diş taktırabilirsiniz süper beyazlık için. ötesini bilmiyorum zaten..
0
gxix
(30.01.08)
Herkesin dis rengi bembeyaz degildir. Kimininki kemik rengi tonlarindadir. Disinizin bembeyaz olmasini istiyorsaniz disciye gitmeniz lazim. Ama once temizletip dislerinizin dogal rengini gorun. Begenmezseniz bembeyaz yaptirin derim cunku bembeyaz dis bence cok guzel bisey degil.
0
arche
(30.01.08)
bir diş hekimi olarak kısa ve öz: sakın beyazlatıcı aşındırıcı macunlara abanmayın dişlerinizin canına okursunuz. yani fırçalama ile bir yere kadar beyazlık elde edilir daha sert fırçalayarak dişlerinizin ön yüzeylerini traşlarsınız. diş taşlarınızı temizlettirip diş hekiminizden klinikte veya evde hasta tarafından uygulanabilen beyazlatma yöntemleri ile ilgili bilgi edinin. Gidip piyasada elden ele dolaşan dandik,uyduruk beyazlatma yöntemlerini sakın ama sakın denemeyin. sonra üzülürsünüz. hem de çok. yani kısacası diş hekimi kontrolunde olmadan uygulanacak bir beyazlatma sistemi tüm dişlerinizin zarar görmesi ile sonuçlanacaktır. Literatürde bu şekilde belki binlerce vaka mevcuttur. Yaşananlardan ders alınız.
0
fearfactor
(31.01.08)
(7)

iyi insan olunmaz iyi insan doğulur (mu?)

theripperknownasjack
şimdi efendim ne zamandır birileriyle şöyle etraflıca oturup tartışmak isterim bu konuyu ama yaban ellerde olmamızdan gayrı ve insanın kendini en iyi anadilinde ifade edebilmesinden dolayı bir türlü fırsat olmadı.Öncelikle soru belli? iyi insan olunur mu yoksa doğulur mu? ya da her ikisi mi?Ama bu k
şimdi efendim ne zamandır birileriyle şöyle etraflıca oturup tartışmak isterim bu konuyu ama yaban ellerde olmamızdan gayrı ve insanın kendini en iyi anadilinde ifade edebilmesinden dolayı bir türlü fırsat olmadı.

Öncelikle soru belli? iyi insan olunur mu yoksa doğulur mu? ya da her ikisi mi?

Ama bu kadar basit değil işte, altını biraz açmam gerek zira çok genel bu...

Şimdi bir insanı ele alıyoruz, ben olabilirim başkası olabilir, ibnenin teki olabilir orası çok önemli değil. Bu eleman şu zamana kadar yaşadığı hayat boyunca sürekli birilerinin yardımına koşmuş ve bu yardımlar hem küçük yardımlar hem de kimi zaman lafı edilebilecek yardımlar, makbule geçen yardımlar. Yani öyle bir şey ki bu, kişi ayırt etmeksizin yapıyor bu yardımları. en iyi arkadaşı da olduğu oluyor, sokakta hiç görmediği bir adam da olabiliyor hatta ve hatta nefret ettiği adam bile ondan bir şey istese hayır diyemiyor. cevap her zaman evet ve elinden geldiğinin en iyisini yapmaya çalışmak oluyor. belki bu yardımları yaparken kimi zaman da sövüyor, küfrediyor, ne gerek vardı amına koyim diyor, ama bir şekilde karşı taraf memnun oluyor sonuçtan, çünkü sonuç olarak yapıyor karşı taraf için gerekli olanı hem de her zaman aynı titizlikle, baştan savma olmadan... Hatta küçük bir örnek vermek gerekirse mesela bir arkadaşı bundan bir cd çekmesini istiyor onca işinin arasında ve elemanımız iş güç demeden olur diyor çekiyor. ertesi gün bu kişiyle önceden planlanmış bir randevusu var oraya götürürüm cd'yi diyor ama randevuya giderken yarı yolu geçtikten sonra cd'yi evde unuttuğu aklına geliyor. ve onca yolu geri dönüp cd'yi tekrar alıyor. halbuki cd'yi unuttum dese bişi olmicak belki haftaya vericek karşı taraf da bişi demicek ki cd'de öyle çok önemli bir cd felan değil. ama dönüyor işte dönüyor ve alıyor, bir iş yapılacaksa tam yapılsın istiyor belki de. Ama bu adam bunları gerçekten içinden gelerek yapıyor yani kimseye yaranma derdi yok artı yukarda dediğim gibi belki de hayatında 1 günlük yer kaplicak ve bir daha görmeyeceği bir adama bile aynı muamele...

şimdi gelelim işin diğer yönüne. bu eleman çevresinde herkesçe iyi olarak biliniyor yani kime sorsan iyidir, kalbi temizdir diyor hatta bazen bu iltifatlar kendine bizzat söyleniyor. söylenmedi diyelim direk karşı tarafın sözlerinden, hal hareket ve davranışlarından da anlaşılıyor kolayca bizim elemanı sevdikleri ya da takdir ettikleri. şimdi bu eleman herkes tarafından iyi bilinen bu elemanın diğer yönleri de var ama. kendi içinde kopan fırtınalar, belki de özel bir olay yüzünden duyduğu pişmanlık, ya da şöyle yaşamını gözden geçirip bugüne geldiğinde kendi kendine ben iyiyim diyemediği anlar. işi biraz dini yöne çekersek "benim cennete girmem hayal, cehennem göz kırpıyor" dediği anlar. hatta biraz daha dine yönelecek olursak allah bu adamı neye göre değerlendirecek? adam kendinden memnun değil, ama çevresi tarafından takdir gören sevilen bir adam. kriter nedir? bu adam iyi midir? kötü müdür? içten pazarlıklı sinsi, (nihat genç'den sevenlerine geliyor)isimleri olmayan yılansı fare'nin teki midir? nedir amına koyim nedir?
0
theripperknownasjack
(28.01.08)
rasyonalistler, bütün bilginin doğmadan önce zihnimizde olduğunu söylerler,
tabula rasa demiş ampirikler, yani bir sürü görüş mevcut
0
nomukasonduka
(28.01.08)
şiii bak bi:
iyi nedir iyi? sonradan toplumların ezberlettiği düşünüş, tavır, davranış, tutumlardaki beğeni, kabul edilebilirlik vs. durumu değil mi? (tanımı aklında kurcala biraz) sonuçta iyi sonradan bilinebilir. henüz bilinçli bir varlık haline gelmemişken -bebek çocuk deli gibi- bir şeyin iyi olup olmadığı hakkında fikir beyan edemeyiz. demek ki iyi kötü kavramları toplumların yarattığı kavramlar. misal borunun öbür tarafından bak: bazı toplumlarda iyi denilen bazılarında iyi olmayabiliyor illa kötü denmese de. demek ki iyiye ilişkin konuşulacaklar algısal o da demek oluyor ki biçimsel -ezber- bilgisi ile deneyimsel bilgilerden kavrananlar bir şeyin iyi veya değilliği hususunda bize fikir veriyor yönlendiriyor. hiç kimse doğuştan kötü doğmaz. kötünün babası şeytan bile henüz doğuşta iyidir. felan filan. eminim düşünsen sen çok daha iyi anlatırsın. bak misal burda benim dediğim iyi anlatımdaki iyi bile göreceli. belki sana göre iyi anlatmışımdır belki bir başkasında göre atmışımdır gibi.
0
fempusay
(28.01.08)
insanın davranışına yaşam koşulları, eğitimi, çevresi vs. nin de etki ettiği bilimsel bir gerçektir lakin insanlar farklı karakterlerde doğarlar yahut yaratılırlar diyelim. henüz anne karnındayken gelişir bu karakterler de. örnek vermek gerekirse ikizlerde bile anne karnında ikizlerden biri saldırgan diğeri uysal davranışa sahip olabiliyor. doğduktan sonra bu ikizlerin aynı davranışları sürdürdüğü görülüyor.
0
nihilanth
(29.01.08)
belki şu başlık da faydalı olur fikir edinmek açısından:

elyse schein ve paula bernstein

"Kişioğlu, bir yandan genetik geçmişinin bir yandan da içinde doğup büyüdüğü toplumsal ve fiziksel çevresinin ürünü. Başka bir deyişle, hem maddî ve hem de manevî yapısı bu iki etkenin sonucu. Hangisi daha ağır basar diye sorulacak olursa, yanıt, “çevre” olmalı. Kişinin genetik geçmişi çok önemli ama, birbirlerinden ayrı çevrelerde yetişen aynı yumurta ikizleri üzerinde özellikle kriminolojik açıdan yapılan araştırmalar çevrenin daha baskın olduğunu ortaya koymuş bulunuyor. Öyle ki, “iyi” bir çevrede yetişen ikiz kardeş genelde suça yönelmezken, “kötü” çevredekinin suç işlemeye daha çok yatkın olduğu saptanmış. Kuşkusuz bu bir genelleme, tümüyle tersi durumlar da yok değil, ama sayısal bakımdan yine de çevre daha baskın olarak karşımıza çıkıyor."


"Tek ve çift yumurta ikizleri ile yapılan bir çalışmada, birlikte ve ayrı büyümüş ikizlerin, kendileri ile ilgili mutluluk ölçümlerinin karşılaştırılmasının sonucunda, mutluluk algılayışının yüzde 80 düzeyinde genetik olduğu saptanmıştır. Genetikle kast, aile kalıtımından öte, genlerin biraraya gelip oluşturdukları “karakteristik” olarak düşünülmelidir. Birbirlerine genetik olarak bağlı olmalarına rağmen, birbirinden farklı mizaç ve kişiliklere sahip olan çekirdek bir ailenin bireylerini düşündüğümüzde de şu sonuç ortaya çıkıyor: her bireyin belirlediği mutluluk düzeyi, sahip olduğu kişilikle doğrudan ilintili."
0
ermanen
(29.01.08)
(bkz: x iyiydi de cevresi kotuydu)
insan iyi veya kotu dogmaz bence. yasadigi cevrenin etkisiyle -ozellikle aile bireylerinin- kisiligi gelisir. mesela turkiyede dogan bir insan evladı hic itiraz edemeden musluman oluyor gibi.
tabi birde iyi niyetli olmak var ki, aslında bir çok seyin anahtarı budur.
mesela ben dedigimi yap ama yaptıgımı yapma olanlardanım.
0
etna
(29.01.08)
şu da fikir verebilir:

(bkz: otomatik portakal)
0
paranormal
(29.01.08)
(bkz: my name is earl)

bu da fikir verebilir.
0
imparatorolmayikolaymisandin
(29.01.08)
(6)

Süet ayakkabı temizliği...

sirrikadem
Bu süet ayakkabıları neyle silmek gerekiyor? 1 ay olmadı alalı, paçavraya çevirdim ayakkabıyı. Normal bezle de silemiyorum. Ne yapmam gerekiyor? Bir de tavsiye edeceğiniz şeyi nereden bulabileceğimi de söylerseniz sevinirim dostlar...
Bu süet ayakkabıları neyle silmek gerekiyor? 1 ay olmadı alalı, paçavraya çevirdim ayakkabıyı. Normal bezle de silemiyorum. Ne yapmam gerekiyor? Bir de tavsiye edeceğiniz şeyi nereden bulabileceğimi de söylerseniz sevinirim dostlar...
0
sirrikadem
(27.01.08)
"stil" in vardı galiba, böyle ağımsı bi şekle sahip. biraz büyük ayakkabıcıların hepsinde, flo da falan bulursun, işe yarayan birşey.
0
asfalt
(27.01.08)
bakır tellerden oluşan bi fırçası var, üstüne sprey boya.
0
sourlemonade
(27.01.08)
Bunun özel bezleri ya da süngerleri oluyor, şunu gibi mesela:

www.devsepet.com
0
ermanen
(27.01.08)
şampuan köpüğü + diş fırçası --> bulunabileceği yer: genellikle banyo dolaylarında bulunurlar! ;)
0
fempusay
(27.01.08)
uygulama olarak bir tek annemde gördüm, o başarıyla uyguluyordu ancak ben yapınca beceremedim.

mumun isiyle karartıyordu yakınında gezdirip. sıfır oluyordu tekrardan.

ama ben yapınca, mum damlattım, eskisinden beter olmuştu.
0
cedilla
(28.01.08)
süet sprey boyaları var fakat nalburlarda surup şişesi gibi şişelerde sıvı halde satılanları vardı yanındaki çubuklu süngeri daldırıyorsun sonra ayakkabıya sürüyorsun,spreylerden daha verimli, tel süet fırçaları var sonra da hafifçe fırçalarsın cillop gibi olur.
bir nalbura sorarsan bulursun,tavsiye ederim.
0
silensio
(28.01.08)
(4)

mezunlara 2 yıl tecil hakkı

atesadam
kimleri kapsıyor? temmuz 2007'de, askerliğimi 1 yıl tecil ettirdim. 2007 mezunuyum. temmuz 2008'e kadar tecilliyim. beni kapsar mı acep? tekrar bir yıl daha tecil ettirebilir miyim askerliği? aman tertip, can tertip, derdime derman tertip!
kimleri kapsıyor? temmuz 2007'de, askerliğimi 1 yıl tecil ettirdim. 2007 mezunuyum. temmuz 2008'e kadar tecilliyim. beni kapsar mı acep? tekrar bir yıl daha tecil ettirebilir miyim askerliği?
aman tertip, can tertip, derdime derman tertip!
0
atesadam
(21.01.08)
ben de aynı durumdayım aşağı yukarı, kasım 2008'e kadar tecilliyim. daha önce ben de dahil birkaç kişi tarafından soruldu tekrar tekrar, ama bir yanıt gelmedi. Kimsenin bilgisi yok sanırım..

Bu sefer bilen biri bir çıkar da aydınlanırız umarım
0
reeper redeemer
(21.01.08)
şurayı biraz kurcalamak ve ilgili mevzuata da bir göz atmak da fayda vardır:

www.asal.msb.gov.tr
0
fempusay
(21.01.08)
teşekkürler... aramaya inanmadığım bir anıma denk gelmiş.
0
🌸atesadam
(21.01.08)
baktım ama anlamadım desem çok mu odunluk etmiş olurum
0
reeper redeemer
(22.01.08)
(9)

dünya ekonomisi

reeper redeemer
diyorlar ki amerika ekonomisi çöküşte, diyorlar ki tüm dünya da bu çöküşten etkilenebilir.ben de soruyorum öyleyse, nasıl oluyor da bir ülke batarken diğer tüm ülkeleri de yanında çekebiliyor? birileri kaybederken birilerinin kazanması gerekmez mi? bütün dünya fakirleşecek mi yani şimdi?eğer gerçekt
diyorlar ki amerika ekonomisi çöküşte, diyorlar ki tüm dünya da bu çöküşten etkilenebilir.

ben de soruyorum öyleyse, nasıl oluyor da bir ülke batarken diğer tüm ülkeleri de yanında çekebiliyor? birileri kaybederken birilerinin kazanması gerekmez mi? bütün dünya fakirleşecek mi yani şimdi?

eğer gerçekten bütün dünyanın fakirleşmesi gibi bir ihtimal varsa bunu tersine çevirip tüm ülkelerin ferah içinde yaşamasını sağlamak da mümkün değil midir?

-mikro makro geçmiş olmasına rağmen ekonomiden zerre anlamayan rr sordu.
0
reeper redeemer
(21.01.08)
amerika'nın dünya ekonomisini domine etmesiyle ilgili. bir çok ülkenin baya sağlam dolar rezervi var, dolar uluslararası bir çok işte kullanılıyor. değer kaybedince otomatik olarak çoğu ülke zarar görüyor. ayrıca amerika'nın kontrol ettiği bir çok sektör bilişim, borsa vs. vs. en ufak bir yerel dalgalanmada tüm dünyada etkileniyor. amerika'nın bir çok konuda alternatifi yok dünya çapında, o yüzden diğer ülkeler peşinden gidiyor.
0
passion rules the game
(21.01.08)
dünya globalleştiğinden beri tüm ekonomiler birbirine bağımlı ve bağlı hale geldi. eğer basitçe bir malın ya da hizmetin izini sürebilseydik heralde en azından 3-5 ülke ziyaret ederdik. bu yüzden dünyanın en büyük hizmet ve mal alıcılarından birisi olan amerika ekonomisinde yaşanacak bir resesyon (durgunluk) üretimlerinin düşmesine, bu da mal, hizmet alımlarının azalmasına, bu da bizim ya da diğer ülkelerin amerikaya ihracat yapamamasına sonunda da amerikadaki ekonomik durumdan kötü bir şekilde etkilenmemize yok açar; işsizlik artar, milli gelir düşer, enflasyon artar vs. sadece tek bir pencereden baktım, uluslararası para piyasasındaki hareketlenmelerin (borsamızda bulunan yabancı paranın çıkmasından vs.) yol açacağı etkilerden bahsetmek bile istemiyorum.
endişelenmeyin, amerikan merkez bankası bu durumun olmasına izin vermez zira faizleri düşüp para arzını arttırarak bu durumun önüne geçebilirler ki başkanları da geçenlerde öyle bir şeyler söylemişti.
0
thechosenone
(21.01.08)
kisa ve net: dunyada uretilen mallarin yarisi ulke disina gonderiliyor: yani international trade.
bu ticareti %3 sakatlarsan (e.g: abd resesyonu), cumle alem bundan guzel pay alir.

son 7 yilda tum dunyanin buyumesinin destegiyle ne de guzel %6x7=%42 reel buyuduysek, simdi pasa pasa birlikte yavaslayacagiz. ekonomik sistem uzun vadede ya enflasyona kayar ya da daralmaya. ara dengeyi tutturmaya calisirsin (goldilocks). yumurta kasiktan dusende kirildiginda, birinden birinin maksimumundasindir.
0
507
(21.01.08)
piyasaların birbirine bağlılığı ve ottan boktan etkilenmesi,
dolara endeksli ekonomik sistem,
ithalat-ihracat mevzuları
0
fempusay
(21.01.08)
abi iyi de toptan batıyor olmanın mantığını çözemiyorum ben yine de.. madem herkes zararlı çıkıyor, niye bi allahın kulu çıkıp da "yahu giren hepimize giriyor, bi el atalım şu işe" demiyor
0
🌸reeper redeemer
(21.01.08)
dolar değer kaybediyor diyorsunuz ama demek başka bişey değer kazanıyor. kimse uzaya bişey götürmüyor sonuçta herşey dünyada. kaybolan şey ne ve nereye gidiyor. misal benim 10 portokalım var. buna 15 domates alabiliyorsam portakalın değeri düşüp artık 10 domates alabiliyorsam demek domates değerlendi. portakalcılar batabilir ama domates değerlenir.

bunun gibi birileri batarken birileri değerlenmeli bence de. he ne olur petrole yatırırlar, altına yatırırlar. tahvile yatırırlar. olan dolar rezervi olanlara olur. ama külliyen batma olmaz bence
0
efruz
(21.01.08)
"dur diyelim su ise" demek icin, once yonunu kesin olarak karar vermelisin. ekonomi enflasyona mi gidiyor, resesyona mi? senaryolara bakalim:

- resesyon geliyor. ne yapabilirsin? faizleri acaip dusurebilirsin. Fed (Bernanke) su anda bunu zaten yapacak. ama bu etkisi ancak 6 aydan sonra gercek anlamda etkiliyor ekonomiyi. tren gibi dusunelim. frene veya gaza (oduna) ne kadar erken basarsak o kadar iyi olur.

amma, merkez bankalarinin ana gorevi buyumeyi (ve borsalari) yukseltmek degil. oncelikli is: enflasyondan kacmak. 2007'nin basina kadar fed'in kastigi sey buydu. bu nasil yapilir? faizleri yukselterek veya yuksekte tutarak. yani kirilgan bir ortamda resesyona yol acarak.

arti, tum ipler bir kisinin elinde degil. ekonomik buyume hukumetlerin, enflasyon ise merkez bankalarinin sorumlulugunda aslolarak. genelde hukumetler mb'lerin faiz kesmesini ister. mb'ler de "hoca iyi de enflasyon var?!" diyerek buna engel olup faizi yuksek tutmak ister.

tum bunlarin ustune: bolge ekonomileri birbirinden farkli ozelliklerde. petrolden zengin olan araplar ayri, turkiye ayri. cin'den zarar eden batililar ayri, cin'e hammadde veren afrika/japonya ayri.

yani o kadar cok ip var ki dunyada, her birini dogru yone cekmek olasi degil. ekonomik olarak daralmak elbette kotu bir sey. ama yuksek enflasyon da o kadar kotu. bu arada bu olaylarin etkilerini acikca yazmak gerekirse;

enflasyon = fiyat seviyesinin nominal olarak yukselmesi = cepteki paranin deger kaybi
resesyon = ekonomik daralma = sirket kapanmalari, isten cikarmalar = asiri resesyonda deflasyon sarmalina girme

her birkac ayda bir nehir 2 kola ayrilir. dogru yolu bilsek, "sap usta oraya!" dersin. ama bunlar ekonomideki binlerce veriden toparlaniyor. hem gecikmeli hem de alfabenin harfleri kadar "net ve anlasilir" degil. sonunda, zarar verecek boyutlara geldikten sonra fark ediyorsun.

netekim tarihte "icine girilmeden fark edilmis" resesyon yok. hepsini en erken girdikten 3 ay sonra anliyorsun. ahan da simdiki gibi.

not: efruz'un mesajini simdi gordum: derivative kontratlarin degeri dunya ekonomisinin boyutundan daha buyuk artik. derivative dedigin sey "havada duran bir kontrat" demek. yani alti bos. karsilayan bir mal yok. sen bir kagit yazip bunu birine 1 liraya satiyorsun. 3 liraya baskasi aliyor. 5 liraya da baskasi. sonra bir gun kriz cikiyor kontrat 0 ediyor. ekonomik deger kaybi yasaniyor. elbette o paralar birilerine odendi. ama mal olarak degil. birileri zengin edildi ama global olarak yavaslama baslatti. yani elma-armut hesabiyla kiyaslanacak bir konu degil
0
507
(21.01.08)
tüm dünya ekonomisinin tamamen iflası gibi bir ihtimal var mı peki bu durumda? eğer varsa sonrasında yaşanacaklar nelerdir, yeni bir düzen mi kurulur, ne olur?
0
🌸reeper redeemer
(21.01.08)
bence dunya ekonomisinin cokmesi gibi bir sey olmaz. en azindan piyasa kendi kendini yok etmez. 3. dunya savasi, suyun/petrolun bitmesi, endemik virus vb dissal faktorlerin etkisiyle oyle bir cokus yasanir anca.

bunun nedenini de soyle izah edeyim kendimce: 1950lere gelinceye kadar merkantilizm vardi. yani, mal uret sat para kazan. aldigin para da devletin kasasinda altin olarak tutulurdu. yani "bu para yaramaz artik" dediginiz anda altina cevrilebilirdi.

sonra Bretton Woods falan oldu isler degisti. altinin "koruyuculugu" iptal edildi. Merkez bankalari devri basladi. Bunlarin bastigi "fiat money", yani gorunurde hicbir teminati olmayan bildigin seluloz, dunyanin deger olcutu haline geldi.

bu verinin ustune, son 10 yilda gelisen "turev urunler" piyasasi geldi. basilmasi, yayilmasi, dolasim hizi, nominal vs reel degeri vb pek cok konuda binlerce teze konu olmus kagit paranin ustune kuma geldi diyebiliriz. o kagidin %x kadar daha degerlenecegine dair iddia iceren bir baska degersiz kagit. 2. kagidin degeri de 1. cinsinden hem de. suyunun suyu.

peki aslinda ne oluyor?

dunya 100 saat calisiyor, 100 birim mal uretiyor.
para dedigimiz hede bunu bir yil 1000 liraya satiyor.
sonraki yil 1100 liraya. burda bir dalga var.
sonra turev urunler onu aliyor 2000 yapiyor.
guzel oldu bu diyen para 3000 yapiyor.
turev urun bos kalmiyor 10000 yapiyor.

bu degis tokusun 2 ana aktoru var: 1- finans sektoru 2- bu isi bilen sermaye sahipleri (para veya makine fark etmez)

bu 2 kesim, bu dev hacimden kendine %1-2 yontuyor. urettigi turev urunler %50 deger mi kaybetmis bakmiyor. o alacagi komisyonda.

goldman sachs'in gecen yil 40 bin calisanina dagittigi ortalama bonus: 650,000 amerikan dolari. maaslari ayri.

sonuc: dunya hala 100 birim mal uretiyor. cokme ihtimali bulunan sey: teminatsiz kagit (fiat) para ve merkez bankasinin faiz silahiyla mudahalesinden olusan para sistemi. bu sistem cokerse de ekonomilerin sonu gelmez. halen 100 birim uretmeye devam ederler. belki bir sure toz duman olur. ama sonra yeni bir sisteme gecilir. en zor sartlarda bile onumuzde bir ornek var: bagla paranin degerini altina, eski yuzyillardaki gibi; dusunme faizleri vesaireyi.
0
507
(21.01.08)
(10)

kalorifer böceği

pain
evin sadece mutfak kısmına musallat oldular. lakin geçen sene yaptırdığım gibi tüm evi ilaçlatmak (ki herif evin içine etti) istemiyorum. kendi başıma ne yapabilirim?
evin sadece mutfak kısmına musallat oldular. lakin geçen sene yaptırdığım gibi tüm evi ilaçlatmak (ki herif evin içine etti) istemiyorum. kendi başıma ne yapabilirim?
0
pain
(21.01.08)
haşlanmış patates ile eczaneden alacağın borik asiti ezerek karıştırıp küçük parça kağıtların üstünde oraya buraya koy.
0
kibritsuyu
(21.01.08)
raid böcek tabletleri var, siyah küçük kutucuklar, onları gizli kapaklı bir kaç yere koyuyorsun, kokmuyor bulaşmıyor, görünmüyor bile. böceği de direk öldürmüyor, saklandığı yerde ölüyor. hiç görmüyorsun etrafta ölülerini dahi. 6 ay kadar kullanılabiliyor bir tablet.
0
smoker
(21.01.08)
o sekizgen böcek kutucukları malesef işe yaramıyor.
0
🌸pain
(21.01.08)
raid böcek savar alıyorsun bir adet. ucunda böyle bir de böyle ince uzun bir püskürtme haznesi var. o biçim kesin ve direkt çözüm. böcekler acaip tırsıyor. öleni ölüyor ölmeyeni zaten korkup kaçıyor. olay bu. ;)
0
fempusay
(21.01.08)
raid böcek savar speyi yalan. işe yaramıyor. 2 kutu boca ettim ibişler halay çekiyor karanlıkta.
0
🌸pain
(21.01.08)
bendekiler kaçıyordu amaaa. neyse o zaman şu var: pazarlarda böyle kıpti (çingen diyorlar) teyzeler vardır böcek ilacı felan satan onlara müracaat. ama kullanırken dikkat etmeli. başka da fikrim yok.
0
fempusay
(21.01.08)
detan ın yeşil beyaz fıs fıs şişesinde 6-7 liraya satılan böcek ilacı var. ondan dolap arkalarına kapı eşiklerine vs. nerden çıkıyosa sıktım işe yaradı geçen sene otruduğum evde.
0
geldiler
(21.01.08)
detan işe yaramyor ben şişeyi üstüne boşalttıktan sonra ölmedi. şişeyle kafasına vurmak daha işlevsel. borik asidi çok öneriyorlar deneyemedim bi türlü. bir de benim elektrik verme projem var bi gün biterse buradan satıcam inşallah.
0
sourlemonade
(21.01.08)
asit borik/patates karışımını önerir büyükler, ama sizinkilere ne diyeceğimi bilemedim. radyasyona mı maruz kaldılar? :)
0
mermaid
(21.01.08)
(8)

alkol nefes soluma falan

agk
ben şimdi galiba yine çok içtim neyse eskiden de olurdu da böyle olmazdı artık çok içtiğimde nefes nefese kalıyorum. niye ki çok merak ettim.
ben şimdi galiba yine çok içtim neyse eskiden de olurdu da böyle olmazdı artık çok içtiğimde nefes nefese kalıyorum. niye ki çok merak ettim.
0
agk
(21.01.08)
beraberinde sigara?
0
pascha d
(21.01.08)
olma mı paşam...
0
🌸agk
(21.01.08)
ciğere bir şeyler dokunuyor olmasın sakın :S
0
fempusay
(21.01.08)
Yüzde ve vücutta kızarma?
0
inatci kahraman aga
(21.01.08)
valla aslında tam tersi olması lazım, alkol kana geçtiğinde kan dolaşımını yavaşlatır çünkü, dolayısıyla solunum hızın da azalır. ama alkolden çok sigara yüzünden nefes nefese kalıyor olabilirsin, o da erken dönem emphysema (amfizem) olabilir, doktora gitmekte fayda var.
0
tom riddle
(21.01.08)
"çok içtim" dediğin limitlerinin üstünde içmek sanırım, ben de komaya girecek kadar içtiğimde oluyor, derin derin nefes alma ihtiyacı hissediyorum. Nefes yoğun bir şekilde alkol koktuğu için yeterli oksijeni almak için daha fazla havaya ihtiyacım olduğu çıkarımına varmıştım.
0
kimlanbu
(21.01.08)
tırnakların etle birleştiği noktalarda kızarıklıklar? hafifcecik tepecikler? üzerlerinde renk farklılaşması?
0
can see
(21.01.08)
bunu buraya yazdığımı hatırlamayacak kadar içmişim
tırnaklar sağlam gibi
alkol oranı yüksek şeyler içiyorum genelde fiski olmadı kanyak kızarma olmuyor ama şiddetli şekilde nefes alıp vermem düzensizleşiyor.
0
🌸agk
(21.01.08)
(6)

htc tytn II kaiser

sf arjuna one
6 senedir 8850 kullanıyorum. telefon artık geberdi. tamir ettirmeme rağmen konuşulmuyor. bu vesileyle gözel bi telefon almaya karar verdim. parayı da biriktirdim ve bu tytn 2'de karar kıldım.genel olarak özellikleri şöyle3mp kamera (flaşı yok ki benim için tek önemli eksisi budur)görüntülü konuşma v
6 senedir 8850 kullanıyorum. telefon artık geberdi. tamir ettirmeme rağmen konuşulmuyor. bu vesileyle gözel bi telefon almaya karar verdim. parayı da biriktirdim ve bu tytn 2'de karar kıldım.

genel olarak özellikleri şöyle
3mp kamera (flaşı yok ki benim için tek önemli eksisi budur)
görüntülü konuşma ve kendini görerek çekmek için önde de kamera
kaykılıp açılan q klavye (hastayım buna)
gps(navigasyon özürlü bi insan olduğum için oldukça işime yarayacağını düşünüyorum ama kontür yer mi yoksa direk aylık uydu üyelik parası mı vermek lazım bilmediğimden size soruyorum)
windows mobile (bu iyi mi yoğsam kötü mü bilmiyorum aslında arkadaşımın babasında var aynı telefon arada bir çöküyor ve resetlemek gerekiyor aleti windows işte napıcan:))
toplum içindeki bedava interneti mobil olarak da sömürebilmek için wireless (bu wireless ile cepten girilen netten hayır gelir mi? yani mail atıp bakmak dışında mesela sözlüğe veya haber sitelerine girip faydalı bi şekilde gezebilir miyim?)
neyse uzatmıyım. bu telefona göre piyasada benzer özelliklerde aha bu daha iyi lan diyebileceğiniz bir telefon varsa lütfen bildiriniz.
windows mobile wireless vss konularında da yorumlarınız entrylerinizin tarafımdan itinayla şukelanmasıyla karşılanacaktır.
0
sf arjuna one
(18.01.08)
sorularınıza bilgim dahilinde cevap vereyim.
1 gps navigasyonu için para ödemezsiniz.
2 wm2005 kullandım bana çok hantal ve gereksiz geliyor yazılımı gereği ama içinde yok yok hakkını vermek lazım. çökme kalkma karşısında korkmadan ne yapacağınızı bilmeniz lazım.
3 wireless hotspotlarda bu aleti kullanabilir içindeki browser ya da kendiniz yüklediğiniz browserlarla(opera gibi) sözlüğe ya da haber sitelerine girebilirsiniz.
4 piyasada benzer olan ürünleri tam bilemiyorum benim konum değil elimden gelen bu kadar =)
0
atrin
(18.01.08)
bahsettiğiniz cihazı bilmiyorum ama kendi kullandığım hp cihazın windows ve wireless' ı için diyebilirim ki; bazen laptopın iş görmediği yerde bu cihaz iş görüyor. kablosuzu iyi, işletim sistemi canavar. benim bir şikaşetim yok. sözlüğe de giriyorum, youtube a da. ancak bir kaç eklenti yapmak lazım bazı şeyleri seyretmek, dinlemek için.
çökme işine gelince, bende de oldu bir iki defa. ama epeyidir kullanıyorum -ki pc bile çöküyor arada, el kadar makine de çöksün müsaade et. reset işi kötü de değil. bir zararını görmedim şimdiye değin.
diyeceklerim bunlar.
0
fempusay
(18.01.08)
tytn ii dediğiniz gibi şu an piyasadaki en iyi cihaz, ama biraz daha beklemeye değebilir. çünkü (bkz: i mate ultimate 9502)
0
crown
(18.01.08)
merhaba,
yaklaşık 3-5 aylık bir araştırma sonucu piyasadaki en iyi aletin bu olduğuna kanaat getirdim. ve de yurtdışından allem ederek kullem ederek getirttim bir tane. alet çok başarılı çok şahane. her yerde wireless'ları buluyor, bulabiliyor. windows mobile 6.0 sorunsuz çalışıyor. program yükleyerek htc touch da bulunan küp özelliğini telefona kazandırabiliyorsunuz. dokunmatik ekranını ister kalemle ister parmakla kullanabiliyorsunuz. hız olarak piyasada hemen tüm telefonlar 200 mhz işlemcili bu alette 400 mhz işlemci var. benim gördüğüm tek eksisi biraz ağır. ama üzerinde klavye falan olduğu için normal. bildiğim kadarıyla 1-2 hafta içinde türkiyede satışa sunuculacak. 1350 gibi bir fiyat öngörülüyor. yurtdışında tanıdığınız varsa hatrı sayılır bir farkla yurtdışından getirtebilirisiniz.
0
parantez
(18.01.08)
bu telefonu seçmekle doğru ettiğimi onayladınız hepüğüze çoh tenşkür iderün.
bu arada ürün bir iki hafta içinde değil zaten 1 ay önce geldi türkiye'ye. ilk sorduğumda 1buçuktu şimdi 1350 olmuştur heralde. (doğubankta)
i mate ultimate'e de baktım onun tipi pek hoşuma gitmedi. bi de marka ismi dandik gibi duruyo biraz hi mate! want some beer? gibi
0
🌸sf arjuna one
(18.01.08)
Electroworld gibi teknoloji mağazalarında 1.100 civarında daha dün baktım. i mate'in başlığında artılarıyla eksileriyle kıyaslamaya çalıştım iki cihazı ama son karar sizin tabi, güle güle kullanın :) htc'de hatice'ye benziyor denebilir isim benzetme yoluyla :)
0
crown
(18.01.08)
(7)

Neon tablo.!

dersimli
şimdi bizim orda bi tane hediyelik eşya satan bir mağaza var. bu mağaza kapanıyor. ondan kelli indirime gitmişler. ben de bayağı bir zamandır görüp beğendiğim neon ışıklı tabloları ucuza alma hevesiyle girdim mağazaya. resimdeki gibi çeşitli modeller var. 20x15cm boyutunda tablolar. fakat bunlar sür
şimdi bizim orda bi tane hediyelik eşya satan bir mağaza var. bu mağaza kapanıyor. ondan kelli indirime gitmişler. ben de bayağı bir zamandır görüp beğendiğim neon ışıklı tabloları ucuza alma hevesiyle girdim mağazaya.
resimdeki gibi çeşitli modeller var. 20x15cm boyutunda tablolar. fakat bunlar sürekli yanan neonlardan değil. yanıp sönüyor neon tüpleri yavaş yavaş dolarak yanıyor falan. adam 95'ten 60 liraya düştü dedi. ama ben bunu biraz pazarlıkla 50'ye alabilirim. sizce alayım mı? değer mi? bence çok dekoratif ve hoş bir zımbırtı kendisi ama...
0
dersimli
(14.01.08)
çok sevdiysen al. alış-veriş insanın kendini güncellemesi ile ilgili. bu bahsini ettiğin materyale ilişkin bir açlığın varsa neden olmasın?
ama bir de düşün ki; ekmek bile bulup yiyemeyen insanlarımız var. evet bu da biraz acı verecek gibi ama yaşamın da ta kendisidir.
0
fempusay
(14.01.08)
evde nasıl durur bilmiyorum ama değişik ve hoş bir ortam yaratabilirsin. ha kendim almam o ayrı.
0
atrin
(14.01.08)
Bence de al. Arada insan kendini şımartmalı. Ona koş, buna yetiş vs.. Odada asacağın duvar ve çevresi dekorasyonu önemli tabii ya da dekorasyona uymayıversin canım, noolcak! Rock rulzzz!
0
pyro clustic flow
(14.01.08)
paran varsa al tabi. içinde kalmasın. 50 ytl neye vermiyoruz ki.
0
temizkopat
(14.01.08)
neonların sadece güç kaynakları 60-70 ytl eder, bu hesaba göre alacağın fiyat çok uygun ve sanırım sürekli yanar hale getirmek mümkündür sonradan.
0
gaia
(15.01.08)
özellikle konuslandıracağın yer koyu renk (tek renk sabit olmalı tabiğ) ise dekorasyonda güzel olur, fiyat da uygun.al bence :) hatta şimdiden güle güle kullan...
0
betty puf puf
(15.01.08)
yanıp sönmesini istemiyorsan kontrol kutusunu bilen bir arkadaşına modifiye ettirerek düzeltebilirsin.

bir kaç sene önce kız arkadaşıma güzellik yapıp Star Wars yazan bir tane yaptırma araştırmalarına girişmiştim, şu fiyatın yanına bile yaklaşamıyordu.

Bir de yanıp sönme nedeninin güç kaynağından veya neonun bitmesinden kaynaklanmadığına emin ol derim.
0
kimlanbu
(15.01.08)
(6)

saat pili (öyle basit göründüğüne bakmayın)

sizont
yıllar önce adidas marka kol saati alma gibi bir gaflette bulundum. bu aletin haliyle pili bitti. internetten araştırdım ki adidas'ın türkiye sitesi bile yok. saatin yanında teknik servisler şurdadır yazan bir kağıt da vermemişler (ya da vermişler ben atmışım). peki diyeceksiniz, ne uğraşıyorsun ser
yıllar önce adidas marka kol saati alma gibi bir gaflette bulundum. bu aletin haliyle pili bitti. internetten araştırdım ki adidas'ın türkiye sitesi bile yok. saatin yanında teknik servisler şurdadır yazan bir kağıt da vermemişler (ya da vermişler ben atmışım). peki diyeceksiniz, ne uğraşıyorsun servis mervis diye. lakin 40 yıllık saatçiler bile bu saatin arkasını açamadılar. vida mida yok. kanırttırıyoruz olmuyor. çöpe mi atayım saati?
0
sizont
(13.01.08)
karaköy'deki saatçileri dene bence. onlar babadan saatçi. Seiko'nun da öyle bir saati bende var, adam kırk yıldır açıyormuşcasına açtı :)
0
thefirstfbli
(13.01.08)
sokak saatçisine değilde adam akıllı bir yere gidersen sorunun kalmaz diye düşünüyorum. 1800 yıllardan kalma bir cep saatini şak diye yapabiliyorsa adidas saatide yaparlar:)
0
rurouni
(13.01.08)
swatch saatlerin de arkaları açılmamak üzere blok olarak kapalıdır. ama türkiye'den başka bir yerde tamir edilmezler(miş), içleri açılarak. 2000 yılı civarında aldığım swatch için saatçi söylemişti, istanbulda camından açıyorlar diye. ben de istanbul diyorum. mutlaka birini bulursun ama tuzlu olabilir birazcık.
olmadı gaziantep sanayiine gönderirsin; onların da her şeyi tamir edebildiklerini duymuştum. (ciddiyim!)
0
fempusay
(13.01.08)
Bahsettiginiz tip saatleri acmak icin bir aletleri var saatcilerin,onunla kolayca acıyorlar,presli sistem mi havalı sistem mi ne diyorlar ondan bahsederken,aynı anlattıgınız gibi bir seiko saatim vardı,ozel servisi dısında acılmaması gereken,oradan biliyorum.

rurouni'nin dedigi gibi kaliteli bir saatciye gidersen hemen yol gosterirler.
0
im2shy
(13.01.08)
şu anda adidas saatlerin servisini distribütör firma saat&saat veriyor. 0212 328 3222 numaralı telefona danışabilirsin. Aklıma gelmişken ben de tekrar arayıp beklediğim parça gelmiş mi bir sorayım. =)
0
carc
(13.01.08)
vakum sistemi ile açılıyor diye biliyorum. diğer arkadaşlar gibi "eski" bir saatçiye gitmen lazım.
0
dalamar
(14.01.08)
(3)

Recm hakkında

coolcatisi
Şimdi efendim hazırlamakta olduğum bir ödev dolayısıyla monty python biraderlerin Life of Brian filmini incelemekteyim. Filmde, izleyenlerin bileceği bir taşlama sahnesi vardır. Orada Brian, annesine kadınların neden taşlayamadığını sorar. annesi de kitapta öyle yazıyor der. Eski Ahit'i araştırdım
Şimdi efendim hazırlamakta olduğum bir ödev dolayısıyla monty python biraderlerin Life of Brian filmini incelemekteyim. Filmde, izleyenlerin bileceği bir taşlama sahnesi vardır. Orada Brian, annesine kadınların neden taşlayamadığını sorar. annesi de kitapta öyle yazıyor der. Eski Ahit'i araştırdım lakin bir şey bulamadım. Bu konuda bir bilgisi olan var mı acaba? Yani kadınlar neden suçluları taşlayamıyordu?
saygılar sevgiler.
0
coolcatisi
(12.01.08)
Valla burada prosedüre ilişkin birşeyler buldum ama dediğin şey burada yok. Belki buradan yola çıkarsan bir yerlere gitmek mümkün olur:

www.law.umkc.edu
0
sui
(13.01.08)
direkt recmle ilgili olarak bir şeyler aramaktansa, kadının ilgili dinlerdeki hukuki konumu üzerine araştırmalar yaparsan, öyle sanıyorum ki bir şeyler elde edebilirsin.
musevilik ve islam açıcından derinliğine bir araştırma iş görür.
0
fempusay
(13.01.08)
"ilk taşı günahsız olan atsın" geyiğine müteakkip olarak kadınların günahsız olmadığı yargıs falan olabilir sallamasyon bir mantık yürütme ile
0
zbam
(13.01.08)
(4)

yumusak doku zedelenmesi

isleten adam
sevgili arkadaslar bu yumusak doku zedelenmesi ne menem biseydir yahu. cuma gunu bacagin on bolumunu (kaval kemigi ust tarafi) guzelce vurduk, kirik cikik yok cok sukur. doktor yumusak doku zedelenmesi dedi. 15-20 gun yatacaksin falan fistik. iyide benim sinavlar yaklasiyor kalkmam lazim kisa zamand
sevgili arkadaslar bu yumusak doku zedelenmesi ne menem biseydir yahu. cuma gunu bacagin on bolumunu (kaval kemigi ust tarafi) guzelce vurduk, kirik cikik yok cok sukur. doktor yumusak doku zedelenmesi dedi. 15-20 gun yatacaksin falan fistik. iyide benim sinavlar yaklasiyor kalkmam lazim kisa zamanda. adama telefonla arayip soramiyorum bikti herif benden. bir de bu agrilar normal mi yav. bacagi asagiya sarkitinca feci agriyor. nedir?
0
isleten adam
(03.01.08)
kırık kadar acır namussuz. otur evde sıcak sıcak işte.
0
tiny axe
(03.01.08)
çok acıyor.

godless commie bir gole sevinirken, bana sarılmıştı da, ertesi gün yerimden kalkamayınca gittiğimiz hastanede doktor, "kızım ne çarptı sana" demişti, yumuşak doku zedelenmesiyle öyle tanıştım. 3 gün rapor yettiydi gerçi.

geçmiş olsun. yarın bir haftası geliyor, pazartesiye yavaştan toparlanır.
0
cedilla
(03.01.08)
doku zedelenmesi endişe edilecek bir durum değildir. önden darbe almışsın zaten, bağ sorunu veya menisküs gibi bir şey değildir diye düşündüm. ayağa kalkarsan bir şey olmaz. yapman gereken doktorun verdiği pomadı sürmek, bandaj ile sarmak ve ayağa fazla yük vermemektir.
sınavlara girmekten bizi kim alıkoyabilir şaşarım o denli...
0
fempusay
(03.01.08)
halı saha maçında sağ ayak bileğimi sakatladım, teşhis aynı : yumuşak doku zedelenmesi. Ayağımı kıpırdatmayayım diye 2 hafta alçıda kaldı. Devamlı ağrı kesici alıyordum yoksa hareket ettirir ettirmez ağrı yapıyordu, zonklama da diyebiliriz. koltuk değnekleriyle gezdim 2 hafta.

alçı çıkarıldıktan sonra da bileğim davul gibi şişmişti,o şişlik oyun hamuru gibiydi, bastırdığım anda göçüyordu ve eski haline gelmesi çok uzun zaman alıyordu.

alçı çıktıktan sonra 2 gün daha yürüyemedim, ağrısı sızısı anca geçti. esas önemli olan sonrası. aynı noktadan bileğin dönmeye yatkın oluyor. 1 sene falan esnek ayak bantlarından kullandım, şu giyilenlerden. diz için de var, yürürken rahatsızlık hissedersen giysen iyiolur, destek olur dizine.
0
kimlanbu
(04.01.08)
(7)

Teknokentler

onsra
Teknokent'lerde ofis açmış ya da açma girişiminde bulunmuş birileri var mı aramızda? Süreçle, karşılaşılan sorunlarla ilgili bilgi almak istiyorum. Arz ederim efenim..
Teknokent'lerde ofis açmış ya da açma girişiminde bulunmuş birileri var mı aramızda? Süreçle, karşılaşılan sorunlarla ilgili bilgi almak istiyorum. Arz ederim efenim..
0
onsra
(03.01.08)
teknokentler için özellikle arı teknokent için oldukca uzun bi sıra var , henüz sıraya girmemişsen yer bulmak için oldukca beklersin hiç uğraşma derim.
Kirası senelik alınır ve oldıkça yüklü bir miktardır şimdi tam rakamı hatırlamıyorum.

diğer yandan teknokentler yasası 2007 itibari ile miyadını doldurdu ve meclis yasanın süresini uzatmadı dolyısıyla artık o kadar karlı değil , belki bi kaç ay içinde tekrar gündeme alırlar belki
0
magoria
(03.01.08)
arı teknokent için durumu öğrendik. nerdeyse imkansız. zaten biz de GOSB teknokent için uğraşmayı planlıyoruz. GOSB'la ilgili bilgisi olanlar varsa ve yazarlarsa çok memnun oluruz.
teknokentler yasası ile ilgili durumu bilmiyordum. bunun için ayrıca teşekkürler. bir araştırma konusu daha çıktı.
0
🌸onsra
(03.01.08)
şöyle bir şey var belki yararlı olabilir.
www.gosb.com.tr
0
fempusay
(03.01.08)
teşekkürler. ama bu link GOSB'da yer alacaklar için. Ben GOSB Teknokent'e başvuru süreci ile ilgili bilgi arıyorum.

Başka ilgilenenler ya da sonradan burayı okuyacak olanlar için aşağıki linki yazayım;
www.gosbteknopark.com

Buradan formu temin edip, dolduruyorsunuz gönderiyorsunuz filan. Ama sonraki kısımla ilgili bilgi maalesef yok. Yakında yaşayıp göreceğiz ama eğer yaşamış ve görmüş olanlar varsa bu aşamada bana yardımcı olabilirler belki diyorum.
0
🌸onsra
(03.01.08)
ben olsaydım, bu gebzeye açardım telefonu. ilgili kişi ile babalar gibi konuşur, kafama takılan soruları sorar, rahatlardım. korkma kızmazlar, ondan çekinirsen mail at. cevap yazarlar diye düşünüyorum. sonuçta onların da size gereksinimi var. hizmet talep eden/hizmet veren ilişkisi...
0
fempusay
(03.01.08)
:)
evet güzel fikir.
üstad sorun zaten burda başlıyor. telefonda doğru dürüst cevap vermiyorlar. "formu doldurun gönderin"den başka bişey de söylemiyorlar. hiç de öyle bize ihtiyaçları varmış gibi davranmıyorlar nedense..
0
🌸onsra
(03.01.08)
bundan gayri teknokentlerle ilgili sorusu olana babalar gibi cevap verebilirim. başından sonuna sürece dahil oldum. her türlü olayını öğrendim. zor oldu ama başardık da ayrıca çok şükür.
0
🌸onsra
(17.02.08)
(10)

Sürekli kanıyor efendim durduramıyoruz

kurukafa
Sağ burnum 2 aydır falan bir yerinden boyuna kan üretiyor(hayır iki burnum yok). Sanırım noktasal bir yara değil de genel bir yüzey hassaslaşması durumu söz konusu. Kendi kendine kabuk falan bağlıyor ama burun içinde sürekli bir nem durumu olduğundan kol bacak yarası gibi olamıyor haliyle... eninde
Sağ burnum 2 aydır falan bir yerinden boyuna kan üretiyor(hayır iki burnum yok). Sanırım noktasal bir yara değil de genel bir yüzey hassaslaşması durumu söz konusu. Kendi kendine kabuk falan bağlıyor ama burun içinde sürekli bir nem durumu olduğundan kol bacak yarası gibi olamıyor haliyle... eninde sonunda o kabuk iyileşmeden açılıyor ve yine kanama oluyor.

Bu kanama dediğim, burnumdan şapır şapır damlayan bir kan değil. Fakat misal hayatta adetim değildir benim ama diyelim bir arkadaşım tuttu parmağını burnuma soktu parmağı kırmızıya boyanıyor haliyle. Veya sümkürdüm diyelim selpağa, sağ taraf kırmızı sol taraf normal renginde olabiliyor falan filan.

Zerre acı vermiyor(bu kadar açılıp kapanan bir yaranın acı vermemesini de anlayabilmiş değilim). Ama açıkçası burnumda bir yerde sürekli bir açık yarayla yaşamak da tedirgin ediyor.
Napayım şimdi ben? Mesela burnumu tıkasam bişeyle, 2 hafta öyle gezsem falan gibi bişeyler düşünüyorum. Yoksa hiç bir iyileşme ve kötüleşme yok gidiyor bu böyle.
hı?
0
kurukafa
(03.01.08)
bende de kanama vardı. ist'un neminden polatlı nın kuru soğuğuna oradan izmir'in sıcağına oradan ist'e döndüğüm 1 senelik askerlik dönemimin sonunda olustu. devamlı kanıyordu hatta seninkinden de kötü halde sıpır sıpır kanıyordu. doktora gittim olecek miyim diye. burun içinin kuruduğunu söyledi. nemlendirmek için de 1 tane krem 1 tane de sprey verdi. ondan beri de kanamıyor. hani tecrübe olsun diye anlatayım dedim.
0
eleventh american esme has met
(03.01.08)
ileri derece sinüzitten kaynaklanıyor olabilir, ilk verilerinize göre.
az ihtimal kılcal bir yırtılma vardır. ama bu yok denecek kadar az bir ihtimaldir. bir kbb uzmanına danışın. ilaç versin, buğu versin, sprey versin, muayene ücreti alsın, eczacı ecza parası, devlet sigorta felan filan...
0
fempusay
(03.01.08)
bir hafta kadar her gün yatarken burnunu temizledikten sonra pamuklu kulak çubuğu kullanarak terramycin göz merhemi sür (deri merhemi olanı da var, o değil). bir haftayı geçirme. sulfarhin falan kullanıyorsan derhal bırak.
0
kibritsuyu
(03.01.08)
ilk iki paragraf aynen başıma geliyor(du) belirli aralıklarla. gerek parmak darbesi yediğinde gerekse kaşıntı (kabuk rahatsız edici oluodur sanırım sende de) vb. bi durumda dışarıdan oynadığımda kanama artıyordu, 11th'ın dediği gibi şıpır şıpır.

darbeden ve parmaktan mutlaka koruman gerek en başta kanamaması için. benim gibi normalden daha sık burun temizleme takıntın varsa o anda bile kanla karşılaşabilirsin.

amma uzattım ya... bana da sprey verdi doktor kısadan böle diyim ben :) tam da hatırlayamadım ama bi şeyde zedelenme demişti sanırım, dediğin sebeplerden de bi türlü adam gibi geçemiordu. spreyden beri yok. ayrıca geçmiş olsun.
0
infernal majesty
(03.01.08)
bir kılcal damar yırtılması söz konusu ise tedavisi için sana güç kuvvet diliyorum yöntem değişmemiş ise...
0
ayanux
(03.01.08)
derim ki doktora git. nolur nolmaz.
0
ari maya
(03.01.08)
Hemofili benzeri bir hastalık var çok fazla bilinmez, von Willebrand hastalığı (veya eksikliği) bunun ismi. Ama bu genelde doğuştan gelen bir hastalıktır, mesela düşünce dizlerin kolay morarması veya sık burun kanaması gibi şeyler karakteristiktir ve toplumda da çoook sık görülür (yüzde 10 civarı) merak edilecek bir şey değildir yani.

Ayrıca trombositopeni rahatsızlığınız da olabilir. Bir hastanenin dahiliye bölümüne gidip kan örneği verirseniz ve şikayetinizden bahsederseniz tanınız netleşir.
0
there is nothing left for me
(03.01.08)
aynısından ben de de var hem de 2 aydır..
burun damlası kullanmıştım 3-4 gün üstüste ve ondan şüpheleniyorum..
yıllardır bu türden kanamalar olmazdı..acaba nedir bu..
0
porsgemsheniark
(03.01.08)
Tamamen aynı semptomlar, hatta sağ delik dahi aynı, son 2 ay içinde geçirdim. Aynı vaka olduğunu tahmin ediyorum.

Burun içinde bir yara olsa gerek. Dediğin gibi ana problem devamlı sümük üreten bir yüzey olduğu ve kılla da kaplı olduğu için kabuk bağlamanın uzun sürmesi ve sümkürürken/karıştırırken devamlı deforme olarak yeniden açık yaraya dönüşüp habire ufak ufak kanaması.

Unutmayalım ki kabuk bağlayıp, bir süre öyle kalmadan bu yara geçmeyecektir.

Çözüm:
Durum bu ise

Bir kere ister istemez elinin burnuna gittiğini, eskisinden çok daha fazla burnunu karıştırdığını tahmin ediyorum. Hatta yaralı bölgeden kabuk, kan ve sümük çıkarınca muhtemelen (hah bu sefer kanamayacak, acaip rahatladı hissine kapılıyorsun, ama yanıldığını 2-3 saat içinde anlıyorsun.) Bunu yapma, bırak içeride kalıp şeklinde kalsın kabuğu. Bu zaman zarfında burnun suyla yıkama(kabuğu yeniden ıslatır), içeride fazlalık olduğu için uyuz olacaksın ama dayan, sümkürsen bile hafifçe sümkür kabuğun bozulmasına meydan verme. Yara kabuk bağlayacak, kabuk daha fazla sümük toplayacak ve bu nefes almanı dahi zorlaştırabilecek, nasılsa ağzın ve sol burun deliğin var, dayan dayan dayan...

Yeterince dayanıp kabuğu kuru koruyabilirsen o açık yara alttan iyileşecek ve kurtulacaksın.

Bende devamlı sümkür, tatak yap şeklindeki döngü ile 1-1,5 ay geçmedi. Çünkü rahatsızlık hissi dolayısıyla bir türlü kendi haline bırakmıyordum. Tam doktara gideyim artık diye karar vermişken, oturup durumu yeniden tanımladım ve "karıştırmadan sabır" reçetesini denemeye karar verdim. 7-8 günde geçti.

NOT: Bunun açık bir yara olup olmadığı için de kaynak götüm olmak üzere şunu söyleyebilirim. Yeni sümkürüp kabuğu attığında, veya tatak yapıp elinle aldıktan sonra, üst dudağını yapabildiğin kadar aşağı ittir. (Sakal tıraşında, burun altını alıyormuşsun gibi) Bu hareket burun içindeki deriyi de kısmen gerer ve yara açık bir yaraysa, böyle çatlak deriyi sağdan soldan geriyormuşsuncasına hafif sızlar. Böyle bir olay varsa sanırım konu burun iç yüzeyinde bir açık yaradır ve söylediğim şekilde davranarak, sadece sabırla halledilir derim.

Hiç randıman alamazsan, tabi ki doktor.
0
delikan76
(03.01.08)
Öncelikle neden acı vermediğini söyleyeyim; o yara bir 'açılma'değil, muhtemelen çatlak sadece. Ve kabuk bağlayıp, kuruyup burnunu germediği sürece (burun germek?) canın acımaz.

Birkaç yılımı o şekilde geçirmiş bir insan olarak söylüyorum ki; sebebi alerji bile olabilir. İki aydır hayatında değişen bir şey var mı ona bir bak, ne bileyim yeni bir kazaktır, yeni bir halıdır, yeni bir muhittir, evdeki çiçektir... Mümkün.

Bir de doktora gidersen burnunu yaktırabilirsin. Bu işlem bir damla gümüşün eritilip kanayan yaraya yapıştırılmasından ibaret, kesinlikle canın yanmıyo (benim yanmamıştı) ama işe yaradığından emin değilim (bende yaramamıştı)

Sanırım sendekinin nedeni burun içi kuruluğu değil, ama yine de bir burun içi merhemi alıp sürebilirsin.
0
aysegulnazcan
(04.01.08)
(7)

islik nasil calinir?

terp
ama soyle okkali bir islik, hani maclarda kulagi belleyen turden? elle o yapiyorum dilime bastiriyorum huff diyorum ama olmuyo. arkadas ben de plajda turist kizlara islik calip "oh baby what a beauty" demek, macta rakibi baski altina almak, fasilda kanuncuyu isligimla costurmak istiyorum.var mi bir
ama soyle okkali bir islik, hani maclarda kulagi belleyen turden? elle o yapiyorum dilime bastiriyorum huff diyorum ama olmuyo.

arkadas ben de plajda turist kizlara islik calip "oh baby what a beauty" demek, macta rakibi baski altina almak, fasilda kanuncuyu isligimla costurmak istiyorum.var mi bir taktik verecek babayigit?
0
terp
(03.01.08)
deckard
(03.01.08)
dilin ucu üst tarafta kalıcak şekilde kıvır, ön dişlerinin arkasında kıstır üstüne çalmak istediğin parmağı koy,parmağı ağzına oturut,dilini parmağa bastır ıkın ıkınabildiğin kadar.bende pek özenirdim sonra ıkına ıkına her parmak çalışır oldu.

hanım koş tutorial veriyorum
0
aysiku
(03.01.08)
önce ellerini bolca yıka yara oluyor yoksa.
0
sourlemonade
(03.01.08)
Marifet dilde
0
ermanen
(03.01.08)
baş ve işaret parmağını köpek dişleri hizasında hafif ısır, dilini de bu pozisyonda üst damağın ön kısmına doğru değdir ve sertçe üfle. bir kaç denemede sağlam bir ıslık çıkarabilirsin; gün sonunda da tribünlerdeki yerini alabilirsin.
0
skulletoon
(03.01.08)
önemli olan dilin orta kıvrımından, üflediğin havanın üst dudak ile ön üst dişlerin baskılamasına bağlı olarak dışarı çıkartılmasıdır.
şöyle de tarifim var becerirsin beceremezsin bilemem:
dili tersine kıvırıp ucunu dil altına yerleştir. sonra ortadaki iki üst diş ve dudakların yan kısımlarıyla ucu altına kıvrık dile baskı uygula. (kanatma, hafif bir bansınç, öyle zorlama fazla). sonra bu şekilde biçimlendirilmiş dilin orta kısmından hava yolla ama bu hava öyle füüü değil bayağı basınçlı olsun. ciğerden gelsin. öyle çalıxş mutlaka başarırsın.
ıslıkta önemli olan azimdir. kimse ilk seferinde en iyisini yapamaz. ıslık sesini yakaladığın yeri unutma. oradan ve o pozisyondan devam et. ayrıca el kol parmak vs. kullanmana gerek yok. salt dil ile de yukarıdaki tarife uygun harika sesler çıkartabilir, arkadaşlarını kendine hayran bırakabilirsin.
evet john söz sende...
0
fempusay
(03.01.08)
sana kolay bir yol: elini ıslık çalanların yaptıı gibi koy ağzına sonra da viyakla. ben beceremiyorum da karde$im iyi beceriyor, kimse ıslıktan ayırdedemiyor.
0
ari maya
(03.01.08)
(7)

cep telefonunun çalınması durumunda...

tabudeviren
cihazın imei numarasını biliyoruz. cihaz da üzerimize kayıtlı.bir şeyler yapıp, bir yerlere başvurup telefonu bulabilir, alabilir miyiz? nasıl?
cihazın imei numarasını biliyoruz. cihaz da üzerimize kayıtlı.

bir şeyler yapıp, bir yerlere başvurup telefonu bulabilir, alabilir miyiz? nasıl?
0
tabudeviren
(20.12.07)
polise başvurman lazım.
0
sourlemonade
(20.12.07)
telefonunu alabilirsin. şöyle ki; seneler evvel karakoldan çağırmışlardı çalıntı bir telefona hattımı taktığım için. eğer sahibi olduğum telefon ile çalıntı telefonun imei numaraları tutsaydı elimden alacaklarını söylemişleri. ancak ben burda potansiyel suçlu durumunda olduğum için, prosedürü nedir, nereye başvurulur orasını bilmiyorum. geçmiş olsun bu arada.
0
mc r 9
(20.12.07)
trimpot
(20.12.07)
hadisenin meydana geldiği yer cumhuriyet savcılığına dilekçe ile ve ilgili dökümanlarınızı eklemek suretiyle başvurunuz. savcılık gerekli işlemleri başlatıp bir gelişme olduğunda mümkün olan en kısa zaman ve uygun yolla sizi bilgilendircektir.
0
fempusay
(20.12.07)
sanirim farkli uygulamalari var bu isin.

Evim soyuldu, telefonum da calindi. Gittim, polise tutanak tutturdum, savcilik kanalina calinanlarin listesini ilettim, imei numaralari aktarildi. Aylarca ses cikmadi

1 yil sonra bir kagit geldi, telefonumu benden sonra kullanan kisilerin listesi ve son kullanici ile ilgili tahkikat vardi. Telefonumun kullanicisi belli olmasina rgmen (konya'ya kadar gitmis). yapilan ythkikat osnunda kullanicisi sucsuz bulunmus ve ben hic bir sey yapamiyordum. Postaciya kufrettim.
0
rygard
(20.12.07)
rygard: son kullanıcının suçsuz olması doğal, çalandan satın almıştır muhtemelen.sizden sonra ilk kullanan kişiyi araştırmamışlar mı? bir de, çalıntı malı elinde bulunduran hüsnü niyet nedeniyle suçsuz olsa da çalıntı malın alınıp sahibine teslim edilmesi lazım, sizinkini geri alamadınız mı?
0
lykos
(20.12.07)
hayir geir alamadim. Dilekcemin sonucunda cep telefonunu kullanan kisiler hakkinda herhangi bir yaptirim uygulanmasina gerek olmadigina ve benim telefonu geri alma hakkim olmadigina karar verildi. Tuhaf ama boyle.
0
rygard
(21.12.07)
(5)

sosyal hizmetler sorusu

denize karsi icen keci
durum şudur: elimizde 6. sınıfa giden bir eleman var, elemanımız belinde sustalı çakı taşıyor. sağı solu rahatsız ediyor, ortalık yerde çakıyı çekip duruyor...işin daha beter yanı ailenin durumdan haberi var "daha beterini yapsın" "herkese çektirsin" gibi laflar ediyorlar... sağı solu dürtmeye başla
durum şudur:
elimizde 6. sınıfa giden bir eleman var, elemanımız belinde sustalı çakı taşıyor. sağı solu rahatsız ediyor, ortalık yerde çakıyı çekip duruyor...
işin daha beter yanı ailenin durumdan haberi var "daha beterini yapsın" "herkese çektirsin" gibi laflar ediyorlar...
sağı solu dürtmeye başladım ama sosyal hizmetlerle ilişkili olan birileri bi el atarsa çok sevinecem be sözlük ahalisi..
0
denize karsi icen keci
(19.12.07)
bulunduğunuz yerdeki çocuk polisi -çocuk şube müdürlüğü- (emniyet müdürlüğü) ve/veya sosyal hizmetler il müdürlüğüne müracaat ederseniz onlar size dilediğinizce yardımcı olacaklardır. gidemiyorsanız maille ulaşabilme şansınız da vardır (özellikle emniyet müdürlüğü için)
0
fempusay
(19.12.07)
emniyet müdürlüğünün web sitesinden en yakın çocuk şubeyi bulman lazım. hatta direkt emaili de yazıyordur orada.

bi de kişisel notum bunu tanımadığı kişilere dövdüren öyle adam olunmaz diye. ana babasını da öldür gitsin. gerek yok böyle oksijen tüketen şahıslara.
0
darknum
(19.12.07)
bu yaklaşıma karşıyım ama gözümle gördüğüm ve çocuğu tanıdığım için söylüyorum potansiyel suçlu şu durumda. fiili bir suç yok, ama 5 sene sonra olması çok muhtemel, şu an için çevreye rahatsızlık, arada 1-2 kavga, gördüklerini hırpalama falan var... çocuk polisi bu durumda da ilgilenir mi?
0
🌸denize karsi icen keci
(20.12.07)
zamanında milli egitimde görev yaparken bu türden genclerin bulundugu bir okulda calisiyordum. belki maksadini asacak söyledigim ama sosyal hizmetler ve rehberlik bu anlamda fonksiyonsuz türkiye de ve sosyal güvenlik görevlisi birsey yapmak istese de aile sen ne karisiyorsun dedikten sonra cok zor bir müdahale de bulunmak. cocuk polisinin oldukca aktif ve etkili oldugunu da gördüm o zamanlar ve her ne kadar tasvip etmesem de bu durumu cocugun ve ailesinin polislerce korkutulmasindan baska bir care yok gibi.bir suc islemedikten sonra polisin de daha fazlasini yapabilecegini sanmiyorum. sayet cocuk caki ile okula geliyorsa okuldan uzaklastirilir ama 6. sınıf oldugu icin baska bir okula gönderilir ve baskasinin sorunu olur artik.
0
atmacaged
(20.12.07)
yeni sistemde gerek çocuk polisi ve gerekse sosyal hizmetler çocukla her yönüyle ilgilenirler. çekinmeyin bir uğrayın veya haber edin yeter.
0
fempusay
(20.12.07)
(3)

Sahte doktor raporu ?

ir0n
Bir doktor raporunun sahte olup olmadığı nereden anlaşılabilir?Ayrıca protokol numarası ne anlama gelir?
Bir doktor raporunun sahte olup olmadığı nereden anlaşılabilir?
Ayrıca protokol numarası ne anlama gelir?
0
ir0n
(11.12.07)
protokol numarasi, hastanin hastanedeki tahlillerine vs. kolayca ulasabilmek icin hastane sisteminin kendisine verdigi bir numaradir. sahte raporu anlamak icin jack bauer'in doktu sorgulamasi gerekebilir. anlamak zordur.
0
hlathguth
(11.12.07)
sahte raporun da çeşitleri var..

(mesela hastalık için diyelim)
- hastalık yokken var diye mi rapor yapıldı?
- hastalık var olduğu halde hastanenin kayıtlarına geçilmeden mi rapor çıkarıldı?

şu yukarıdaki 2 seçenek için,
1. seçenekte sahte raporun sahte olup olmadığının anlaşılması için doktorun şikayet edilmesi ve bilirkişiye danışılması gerekir. meşakkatlidir, gayet zordur.
2. seçenekte ise (hlathguth'un dediği gibi) hastane kayıtlarına girip protokol numarasına bakıldığında karşınıza çıkan boş bir sayfa raporunuzun sahte olduğunu kanıtlamaya yeter..
0
gxix
(11.12.07)
şimdi her şeyi kuralına uydurdun -giriş kaydı, ilgili yerlere sevk derkenarları felan filan- birisinin çıkıp bu elindeki raporun sahte olduğunu iddia etmesi gerekir. bu durumda iddia üzerine araştırma/soruşturma başlatılırsa o zaman işte sahtecilik ortaya çıkar. şöyle ki; adli tıp kurumu kriminal laboratuarlar bu sahte imza, yazı vs. işlerini araştırmak için kurulmuşlardır. el yazısının grafolojik tetkikleri raporun sahte olduğunu ortaya koyar. tabi önden raporda ismi geçen doktorların izmaları da alınır ki; bir karşılaştırma yapılsın. böylece ekspertiz raporu denen belge raporun sahte olduğunu gösterir.
yukarıda sayılanlar dra doğrudur. bir de böyle imza, yazı taklidi konuları vardır vesselam.
ha aklıma geldi birden. misal uydurmu bir hastalık tanımlandı sizde. yani uydurma derken, hasta olmadığınız halde hastaymışsınız gibi gösterildiniz. bu durumda hakem hastahaneye sevkiniz yapılır. işte öyle bir şey olduğunda da ne süreçte olursa olsun geçmişe dönük böyle bir hastalığınız olup olmadığı tespit edilebiliyor.
yani yapmayın etmeyin uzak durun.
0
fempusay
(12.12.07)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.