48 olur bence

Takım elbise için söylüyorum.
boy, göğüs çevresi, kalça çevresi, bel bandı, adım uzunluğu, yan uzunluk dereceleri için olan ölçüm bedendir.
göğüs, bel ve boy arasında genel denge ise droptur.

Yani basitçe ceket için gögüs, bel, arka ceket boyunu
pantalon için kemer, basen, pantalon boyu, baldır genişliklerinizi,
ölçerek, bakıp alacağınız ürünün kesimine göre markanın sitesinden veya ürün bilgilerinden karşılaştırarak tam beden ve drobunuzu belirlemeniz sizi kurtarabilir.

Her markaya, kesime göre ölçülerin değişebileceğini, sitelerde yer alan bilgilerin doğru olmayabileceğini göz önünde bulundurmalısınız.

Tahmin etmek gerekirse slim fit yani 0 drop 48 olabilir veya 48 6 drop.

takım elbise bedeninizi bilmiyorsanız önce bir avm'ye gidin oradaki arkadaşlar size yardımcı olsun, hem ufak bilgilerde verirler daha iyi olur. ama benimle aynı boydasınız sizden 17kg fazlam var 50 giyiyorum. 48 slim fit gayet uygun olacaktır bence. gündelik hayatta çok kullanmıyorsanız ilk başlarda biraz bol olması sizin için daha iyi olacaktır.

her websitesinde olmayabilir ama üreticinin kendi sayfasına giderseniz, bedenleri nasıl ölçmeniz / belirlemeniz gerektiği yazar. bu arada takım elbiselerde beden bir değil, iki rakamla belirlenir. bir beden vardır, bunu kilonuzla alakalı gibi düşünün. size herhalde 46 ya da 48 olur. bir de drop vardır, bunu da boyunuzla alakalı gibi düşünün. size 6 drop olur gibi. slim fit / regular fit / comfort gibi ibarelerin bedenle alakası yoktur. kesimi anlatır. siz yine 48/6 alacaksınız mesela ama slim fit alınca dar kesim olur, regular normal kesimdir, comfort geniş geniş kesimdir. yani aslında 50 slim yerine 48 comfort almamanız gerekir.

diğer bir ihtimal de, gidin markanın bir mağazasında elbiseyi deneyin, bedeninizi öğrenin.

ilerde kilo alırsın 48 al geç
(omuzlar darsa 46 da olur ama 2-3 kilo alsan takım patlar)

dolgunun adı üstünde, dolduruyor sadece, yapıştırmıyor. benim başıma da aynısı geldi, dolgu yapıldı ama bikaç ay sonra o da ayrıldı. sonra mecburen diş çekildi. iyileşince implant yaptırdım.

agri sizi yoksa cektirme üstüne kaplama yapiyorlar bir süre daha öyle gider. son care cektirir implant yaptirirsin ileride hemen cekelim diyene atlama yani

dişin kurtarılma ihtimali varsa sonuna kadar gidin.

Kanal tedavili diş beslenmediği için belli bir süre sonra kırılması normal ama seninki erken kırılmış. Dişçiye göster ama canlı diş olmadığı için dolgu tutması zor olabilir.

Biz 2016 senesinde datça ve marmaris’e gitmiştik nisan ayında. Eşim ikisinde de denize girdi. Ayrıca iki yer de çok sakindi.

Kabak/Olimpos ikilisinden birini seçebilirsiniz.

izmir-canakkale arasi girilmez, izmir-mersin arası girilir.

datcayi öneriyorum, ovabükü.

Marmaris’de kasım ayında denize girmiştim nisan’da da girilir diye düşünüyorum.

izmir'den güneyde bir yer olmalı. mersin'de çok acayip yerler var. iş nedeniyle gidip geliyorum, deniz çok güzel ama yazın çoooooook sıcak oluyor. nisan ayında gidilir, denize de girilir. hem de ucuz. erdemli - kız kalesi tarafları özellikle muazzam güzel. taşucu'na doğru gelince kum mahallesi diye bir bölge var, denizi ve kumsalı türkiye'nin en temiz deniz ve kumsalı olabilir.

hava açıksa çeşme ılıca'da girilir.

sözlük değil forum.
(bkz: behzat ç. dizi ve film müzikleri)
(bkz: behzat ç.'de çalan şarkılar)

peki neyi soruyorsunuz ?

"yüzde yüz İngilizce bir okulda olmama rağmen (ki en zor profa sahip)"
> o sekil bir okulda okuyo olman senin ingcenin otomatik olarak iyi oldugunu gostermez. keza prof da oyle. profla koskoca donem iki dakika muhabbet etmeyenler de var.

"tamam kelime eksiği bunda bir etmen ama cidden sanki rusçaya bakıyorum güzelce okumam lazım o rahatlık yok"
> evet kelime eksigin var ve oturup kelime calisman gerekiyor. ruscan daha iyi olabilir ingcenden bilemem. herkese kendi dili rahat.

"Bir konuda İngilizce kaynak buluyorum çevirisini arıyorum mesela çok fazla kelime var"
> cok kelime yok. sen kendini ing ifade etme konusunda yetersizsin. ne kadar fazla ogrenirsen o kadar derin konusursun.

"halbuki İngilizcesi benden daha kötü olanlar oturup okuyorlar"
>bence onlarin ingceleri senden daha iyi.

kolayına kaçıp çeviriden yararlanmaya çalışma alışkanlığınızla başetme için öncelikle sevdiğiniz konularla alakalı okuma ve dinleme tavsiye ederim.

@emininsel +1

bir dili öğrenirken dille ilgili her yeteneğiniz aynı mükemmellikte olacak diye bir kaide yok. ilginizi çeken konularda sabırla okuma yapmak kelime öğrenmek için, aksanlı bir podcast yerine daha temel seviye dinleme egzersizleri yapmak (mesela yavaş okunan sesli kitapları dinlemek) iyi olacaktır.

zamanla kelimeleri gördükçe alışacaksınız ama bu süreçte bilmediğiniz kelimeye sözlüğü açıp bakmanız en önemlisi. sonuçta bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp.

@groove +1

@groove +1

Dil ogrenmek buyuk emek ister. Senin sorunun emek vermeden yemek istemek gibi. Ne derler: el kirlenmeden agiz tatlanmaz.

Simple Wikipedia ile başla, her gün 2 makale oku. Youtube Etkili Pratik İngilizce düzenli takip et ve kurslarına katıl, yöntemi çözdün mü gerisi kolay.

Arkadaşlar bahsettiğiniz gibi sanırım olay biraz alıştığım yerlerden alanlardan çıkıp dediğiniz gibi ufaktan ufaktan kendimi alıştıra alıştıra o korkuyu yenmek. Bunun zihinsel bir kalıp, bir korku olduğuna inanıyorum çünkü kendimi verdiğim zaman gayet akıcı okuyabiliyorum, sadece başta o ürkeklik var, o da bahsettiğiniz antrenmanlarla aşılabilecek sorunlar, çok teşekkür ediyorum.
@groove, ben sanırım tam ifade edememişim.
1. o şekil bir okulda olmam otomatik olarak iyi olduğunu göstermez ancak bütün ödevler sınavlar tartışmalar ve benim kendi güncel hayatımda yaşadığım şeyler, örneğin çalıştığım yerde italyan bir müşterimizle boş bir zamanda 4. haçlı seferi üzerine uzun uzun konuşmuştuk, ingilizceme çok iyi demiyorum ancak iyi, prof konusunda dediklerine katılıyorum o profu geçip her şeyi translateden anca yapanlar da var muhabbet edemeyenler de var, o bir kıstas olmaz evet.
2. Rusçadan bahsederken rusçam daha iyi demedim, rusçayı alfabesi dahil tamamen yabancı bir dil olarak söyledim yani sanki önümdeki yazı flulaşıyor anlamında, oturup yoğunlaştığım zaman ingilizceyi okuyup anlayabiliyorum ancak oturup yoğunlaştığımda, öbür türlü sıkılıp dağılıyorum, bu zaten türkçede de yaşadığım bir şey ama dilde zihnimde çözemediğim bir kalıp mı bir engel mi var acaba diye merak etmiştim.
3. Çok fazla kelime var. Şöyle ki, NGSL'deki kelimeler İngilizce'nin aşağı yukarı %85ini oluşturuyor, bunda bir sorun yok ancak tarihidir psikolojisidir mühendisliğidir normal kelimeleridir çok fazla kelime var. Yani atıyorum NGSL 3000 kelime olsun, tak tak konuşmak okumak yazmak için gereken sayı herhalde 5000den daha fazladır.
4. İnan ingilizceleri benden iyi değil, genel olarak da üslubunu hiç beğenmedim, fazlaca artist. Tanımadan etmeden üstten üstten konuşmalar bunları sevmiyorum, ben dille alakalı bir zihin kalıbından bahsediyorum sen üstten üstten "ganga bırah bi poh bilmion onnar senden daa iyi .d" demeye getiriyorsun, objektif olarak gerçekten öyle olsa bunu dile getirmekten inan çekinmezdim, bu tür ortamlarda bir faydası olmayıp üstten konuşma fırsatına hıyarım var diyene böyle tuzla koşan biri mutlaka oluyor maalesef yani onca şey yazmışsın faydalı tek satır yok, "kelime çalış" dışında, anca trip.

Kablosuz Çalışma Süresi(Orta Güç) daha uzun olması, filtre ve hafif olması olabilir mi?

ikincisi yaklaşık 1.5 kg daha hafif.
ve görünüş olarak daha şık. şık da demeyelim de tasarım olarak daha güncel gibi.
ayrıca orta güç'te 4 dk daha fazla çalışıyormuş.

Eğer soru arçelik özelinde değilse Xiaomi Mi Handheld 1C kullanıyorum, çok memnunum. Daha uzun çalışma süresi çok da şart bir şey değil çünkü priz çıkar tak olmayınca 20 dakikada tüm ev bitiyor.

Az önce Bim'den şunu aldım:

ty.gl

İlk izlenimlerim epey olumlu, fiyat 799 TL. Malzeme kalitesi falan iyi. Çekiş gücü de tatmin etti. Çalışma süresi konusunda ise whoosie'ye katılıyorum.

Yani sizin yolladıklarınızın 4'te 1'i fiyatına. Değerlendirilebilir.

iki sorunun da cevabı değil ama ilk modelde haznenin, motorun alt kısımda olması kullanımı zorlaştırır. mobilyaların altını süpürmek mümkün olmaz.

Askere giderken tazminatını vs. alıp mı ayrıldın, yoksa ara mı verdin çalışmaya?

var.
tazminatı alıp almamanın izin hakkıyla bir alakası yok. Yasa belli bir çalışma süresi için bir defa kıdem tazminatı alınmasını öngörmüştür, kıdem tazminatı almak geçmiş kıdemi sıfırlamaktadır. Yasada yıllık izin ücretleri için geçmiş kıdemlerin sıfırlanması gibi bir düzenleme yoktur. Bu açıdan belli bir çalışma süresinin kıdem tazminatının alınması, ayrı bir düzenleme olan yıllık izin kıdem süresini sıfırlayamaz.

aşağıdaki karar işinize yarayabilir.

4857 sayılı Kanunun 54 üncü maddesinde, yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında, işçinin aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştığı sürelerin birleştirilerek göz önüne alınacağı hükme bağlanmıştır. Bu durumda, işçinin daha önce aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerinde geçen hizmetlerinin yıllık izne hak kazanma ve izin süreleri hesabı yönlerinden dikkate alınması gerekir. Yıllık izin, özde bir dinlenme hakkı olup, aralıklı çalışmalarda önceki dönem zamanaşımına uğramaz. (Yargıtay 22. Hukuk Dairesi – 28/02/2018, 2017/11325 E., 2018/5256 K.)

Alo 170'i aramıştım bununla alakalı. Aynı şirkette parça parça çalıştığında da izin hakkın toplam olarak hesaplanıyor. Yani 6 yılın bittiyse 21 gün iznin var. Nasıl ayrıldığının önemi yok.

askere giderken kıdem tazminatı alarak gittiyseniz süre her şey sıfırlanır. yani yıllık izin süreniz dönüşte iş başı yaptığınız tarihten hesaplanır.

kıdem tazminatıyla izin kıdem hakkının alakası yok diye biliyorum.

@emininsel'in dediği gibi.

kıdem izni ne demek? Yok böyle bir kavram iş mevzuatında. Yıllık izni kastediyosanız @burfak'ın sorusu önemli. Eğer ücretsiz izin verdilerse askerlik süresinde sıkıntı yok, süreler birleştirilir, 6 yıl hizmet süreniz var gibi muamele görürsünüz. Ha yok, ücretsiz izin vermeden çıkışını yapıp işçilik alacaklarınızı ödedilerse (yıllık izin ücretleriniz somut olayda), o zaman 2 yıllık eski çalışma tasfiye edildiğinden askerlikten sonra hizmet süreniz tekrardan hesaplanmaya başlar, bu durumda 4 yıl hizmet süreniz var gibi muamele görürsünüz.

Bir de 21 gün değil, 20 gün, 6. senenizde 20 günü kullanmaya başlarsınız.

Ah-shop

sowood
sloganınız da şey olur so wood, so good :)

Ağaç Evi

kabuk, atölye kabuk, kabuk atölye, atelier.

Pasha ahsap (tersten okununca da aynı)

sowood'u çok beğendim. düşünebilirsiniz gerçekten:)

Hepsini sunacağım erkek arkadaşıma:)
@kahir aynı örneği ben vermiştim de ciddiye alınmadım:) teşekkür ederiz

uzun demezseniz "rahatı kaçan ağaç" :)

Gepetto

KlasKalas

Woody
Rustic

Sehir disini serbest biraktilarsa ayni sey. Ama korona yokken ayni sey. Bir gunde sinirlar acilip kapaniyor. Oyle bir durum olursa ne yaparim kismini dusunun bence..

Ayrica artik herkes covid19 testi istiyor. Cogu yerde bunu 3 gunden once alamiyorsunuz. Lanet olsun korona dostum.

Sinirlar ani kapanirsa patlarsin +1 Bir ihtimal kibris riskine girilebilir.
PCR testini Turkiye'den cikmadan 24 saat once yaptirdi arkadas gecen hafta ozelde, para pesin kirmizi me$in..

VPN ile bağlanıyorsanız yurtdışı IP kontrolü olabilir.

ben şu an danışmanın danışmanı gibi bir şeyim. yurtdışından bağlansam bile asıl şirket, danışmanlarına sormaz. sorsa bile arada bir şirket daha var.
covid testini hiç duymamıştım.altta biri sormuştu benzerini ama cevap gelmemiş

Yurtici ile yurtdisi vergilendirme ve guvenlik acisindan farkli oluyor. Eger size maas veren bir sirketse yurtdisina cikmamanizi isteyebilirler, oncesinde bi sormak lazim. Hele danismansa guvenlik acisindan istememe ihtimalleri yuksek

gittiğin ülke vizesiz derken tam anlaşılmıyor. kapıda vize veriyorlar ve belli bir süresi oluyor.

saglik.gov.ct.tr
bu sayfada yazana göre, kuzey kıbrıs şu an gidersek 7 günlük bir karantinaya girmemizi istiyor, ve bildiğim kadarıyla rastgele belirlenen bir otelde ve otel ücretini bize ödeterek.

Bazi ulkeler Turkiye'den gitmeden covid testi istiyor. THY ile ucuslar dahil Turkiye'ye donerken de covid testi isteniyor artik.

Ayni halti tam 5 sene bilfiili yurtdisinda gecirerek yemistim ama bence covid zamani bu riske girilmez.

Patates kızartması koyan da var, turşu koyan da var. Bana göre en lezzetlisi kuru soğan ve domatesli versiyon. Etin yakında soğan olunca tadı bir başka oluyor. Akabinde diş fırçalamak önemli :)

@himmet dayı biliyorum ama bunun usulü nedir sorusuna yanıt var mı mesela? eski bir tarif gibi bir şey?

Soğan soğan. En iyi giden şey iiiinncecik doğranmış soğan.

Eski olan ekmek arasi doner degil ki, tabakta doner. O yuzden bi usulu yoktur bence.

Tombik doner: patates
Lavas: sumakli sogan
Tabakta: sade

Bayramoglu'na gidip yemek vardi

iyi dönerse bişey konmaz

ortalama/kötü dönerse patates,turşu, sumaklı soğan,domates. hepsi ya da ayrı ayrı.

çok kötü dönerse mor lahana, soğan, acı sos, beyaz sos, marul. hepsi.

Sade
Sogan
Kozlenmis biber

Biz domates ve patates koyuyorduk. Isteyene sogan tursu da ekliyorduk

Patates dönere yapılan en büyük ayıptır. Ekmeğin içine patates koymayı ilk akıl eden terbiyesizdir.

Gelenekselde ekmek arası olduğunu düşünmüyorum. Geleneksel porsiyon halidir. Yanına soğan ve domatestir. Belki çok az marul.

turşu mutlaka olmalı

Patetes kizartmasi ve tursu. Istege bagli sogan.

Herhalde son donerimi 20 sene once falan yemisimdir. Incecik kiyilmis kivircik, domates ve tam hatirlamamakla birlikte sogan..

4x10 yerine 5x5 yapınca arttırdım ben biraz

'6 tekrarla başlayıp her antrenmanda bir sayı arttırıyorum,
12 tekrarı bulunca ağırlık arttırıp 6 tekrar yapıyorum.'
şeklinde olabiliyor.

@alperz' in dediği husus çok önemli tabii.

off günlerinde şınav çek. hafif kilolarda form çalışarak başla. yavaş yavaş her ufak ağırlıklarla ağırlaştır ve formunun nerede kaybolmaya başladığını gör. yardım eden yoksa kaydet kendine bak neyi düzeltmen gerektiğini gör. son setlerinde gerekirse 3 tekrar veya 1 tekrar artık ne çıkıyorsa maksimumu dene. her antreman günü maksimumunu 1-2 kilo arttırmaya çalış. artmazsa dur sakatlanma bir süre aynı şekilde devam et. olmadı biraz düşür tekrar arttırmaya başla. bas!

Kalori fazlasını unutma. Mideme iki ana yemek girmişse ben daha ağır kaldırıyorum mesela.

Basic tişört yerine gömlek en iyisi olur ama illa tişört derseniz de , o zaman polo yaka tişört giyin derim.
sneakers ise olur renk uyumu olduktan sonra niye olmasın tabi ki.

gömlek olur kemerle takacan
ar. gör. tarzı ya da hafif klasik ayakkabın olacak

bi de ceket uydur

yani house md. tarzı giyin
chinoyla uğraşmana da gerek kalmaz

3 diyorum. basic tshirtte yaka önemli. diğer konu pantalonun içi veya dışı hakkında
www.permanentstyle.com

slim fit basic tshirt, chino pantol üstü çok da güzel olur ama etek uzunluğu önemli. şaldır şaldır dökülmesin. otururken ayakkabı bağlamaya eğildiğinde belin açılacakmış kadar kısa olsun veya ayaktayken sadece kemer tokalarını örtsün. (bu daha kısa aslında)

gece çıkmalı ama nereye gitmeli bu event?

@eurhka
bar mar

En iyisi gömlek olur. Tişört de olacaksa polo yaka slim fit daha hoş olur. Sneakers da olur bence sorun yok. Gömlekle loafer da olur.

basic tisortu icine ceksem peki kot mu giyeyim chino mu?

legal bankalarden az da olabilir, sonuçta takipten kaçırılan kara para söz konusu.

bahse konu para. kara para. sanırım o dönem (yanlış anımsıyor olabilirim) usd bazında %10 ile faizli para sağlıyordu isteyene. tahminim %2-%5 civarında olduğudur. ben yurtdışınma çıkmadan evvel euro hesabı açtığımda enpara %0.8 veriyordu euro'ya

iplikçi tefeci veya bankerdi diyelim. kara paranın 2. planda olduğunu düşünüyorum. sonuçta verdiği borçtan aldığı paraya göre mevduat sahibine verdiği faizi belirliyordu.

olay değerlendirilecek olan paranın kara para olması değil, borç alanların işleri. kv evreninden konuşuyorum, norma tefeciye düşen insan için değil.
gidip kumarhane açmak için, uçaksavar ithalatı için bankadan para alamazsın.
yoksa zaten kara para aklamak 40 yıldır falan bu memlekette pek dert edilecek iş değil. kvdeki kimselerinde böyle bir derdi yoktu zaten polata baronluk sonrası verilen brifinglerde de geçiyor.
ne kadar fazladır o muallak işte ama elbette fazladır. kikmse yarım puan için tefeciye para emanet etmez.

Haylou T15

basesus w01

araçta kullanmak için aldım geçen hafta. beğendim. 4,5 - 5 saat kadar dayanıyor ve 1,5 saatte %100 şarj oluyor. müzik performansı beklediğimden iyi çıktı. basslar başarılı. tavsiye ederim.

T15 +1

chrome grafik işlerinde muadillerine göre iyi değil. mozilla ve edge ile aynı problemi yaşamıyorsanız sorun chrome kaynaklı olabilir.

vpn ile dene. geçmişi silip gizli sekmeyle dene.

Aynı şey Arçelik tvde oluyor ne yaptımsa çözemedim. Netflix Tv ye Tv Netflixe sorun diyor :)

benim eski bilgisayarda da vardı aynı sıkıntı. HP.
mac'e geçtim, hala aynı tarayıcı kullanıyorum problem yaşamıyorum.
kendi tekniğim, takıldığında klavyedeki yön tuşlarıyla seri şekilde bir sola, bir sağa basmak.

geçici çözüm yolum buydu.

geçmiş olsun.

Her gün en ufak bir şey için bile tartışırlar. Bence normali bu:)

size göre aşağılama olan sözler veya hareketler onların rutini haline gelmiş olabilir mi? Bunun dışında ilişkide tartışmasa olmasa muhtemelen birbirlerini boğazlayabilirler.

Normali bu +1

Bence sizinkiler tartışmaktan zevk alıyor. Ve hayır normali bu değil. Bizimkiler 5 6 ayda bir anca tartışır onda da küslük vs uzatilmaz.

Çocukluğumuzu, ergenliğimizi, gençliğimizi zehir ettiler. Sağolsunlar evlilikten soğuttular.

Günde 1-2 heralde.

Benimkiler anlaşmazlık yaşadıklarında susmayı biliyorlar. Tabi tartışıyorlar ama seslerini yükseltmeden ve hakeret etmeden. Baktılar olacak gibi değil susuyorlar, bir süre sonra normale dönüyorlar.

Ben çocukken (20 yıl kadar önce) çok tartışırlardı, sonra azalmaya başladı. Ben de zaten yıllardır onlarlar oturmuyorum o yüzden kesin bir şey diyemem ama çok ender tartışıyorlar artık sanki.

Normali o değil elbette. Annem hayattayken bizimkiler çok sık tartışmazdı, en azından ben çok sık şahit olmazdım. Evde bağrış çağrış kavga olduğunu sadece iki kez hatırlıyorum. Onun da biri annemle babam arasındaydı, nedenini bilmiyorum; diğeri geniş aileyle ilgili bir meselede babamın telefonda bağırmasıydı, babam çok haklıydı. Bunlar dışında bağırıp çağırmadan konuşabiliyorlardı çoğunlukla, ufak tartışmalarda da asla aşağılama hakaret falan duymadım ikisinden de.

Hergun amansızca. Yarınlar yokmuscasina. Bence babam çok lafa salça oluyor. Yoksa çözülmeyecek meseleler değil.

kucuk ama hemen hemen her gun. konular bir turlu degistirilmeyen aliskanliklardan veya onu niye oraya koydun, kapiyi niye sert kapattin tarzi kucuk seyler. bence bu tartismalar da bir nevi aliskanliga donmus artik vazgecemiyorlar.

Tartıştıkları belli konular vardı. Evirip çevirip aynı konularda yıllarca nerdeyse her gün tartıştılar. Sonunda boşandılar da rahatladık.

Yani herkes demiş ama "bağırarak ve birbirlerini aşağılayarak sonlandırıyorlar." normal falan değil onu belirteyim.

Bir iki ayda bir falan derdim ben. Bu da olmasın isterdim ama ortalamaya göre iyi yine de.

Büyük ihtimalle anne-babanızın yaşındayımdır. Valla en son ne zaman tartıştığımızı hatırlamıyorum, 2 yıl olmuştur her halde. Tartıştığımız zaman da çocukların yanında tartışmayız. Genel olarak ortak zevk, düşünce ve hedefleri olan insanlarız. Bir de ben kadın tarafı olarak hiçbir zaman ekonomik sorumluluğun tamamını eşime yükleyip gerçekçi olmayan bir beklenti içine girmedim.
Benim anne-babam da çok tartışmazdı, ama büyüdüğüm zaman aslında birbirlerinden çok farklı ve maalesef birbirlerini sevmeyen insanlar olduklarını gördüm. Başta sevmişler ama sonra o beklentiler ve hayal kırıklıkları...
Eşimin anne-babasında fark ettiğim daha pasif agresif tavırlar var mesela. Baba bildiğini okuyor, anne durmadan konuşuyor, biz geldiğimizde babayı şikayet ediyor vs. Ama onlarda da bağırmak yok. Ben çok rahatsız olurdum herhalde bağırış-çağırış olsaydı. İki tarafın ebeveynleri de iletişim konusunda iyi değiller gördüğünüz gibi ancak en azından çocuklara travma bırakmamışlar.

peki madem +1.

ben küçükken çok kavga ederlerdi, hatta hafızamda tekme tokat bir kavgaları da var nasıl yerleştiyse bilincimden çıkmıyor o görüntü. ben gelince sonlandırmışlardı.

ama şu an neredeyse hiç kavga etmiyorlar.

aşağılama ve hakaret normal değil +1

haftalık olarak ufak tefek atışmaları olur bizimkilerin. yaklaşık iki ayda bir gibi de tartışma olur. aşağılama, küfür ve hakaret olmaz.

Bizimkiler normalde pek tartışmaz, annem arada söylenir ki genelde hep haklıdır, ufak ufak sitem eder. Çorap niye burada, neden geç hazırlandım, aradım niye açmıyorsun neden geri dönmüyorsun gibi. Şimdi pandemide ikisi de evde tartışmaların dozu biraz daha arttı normal ama ikisi de çok sıkıldı :)

diabet olasılığı?

şeker, hemoglobin yüksekliği gibi sebepler olabilir. basit bir test yaptırabilirsiniz.

Sağlık ocağına gidip test yaptırın. En azından aile hekiminiz ciddi bir durum olma olasılığına karşı uyarır. Belki de hastaneye gitmeniz gerekiyordur. Ama direkt gitmek bence de doğru değil önce bi sağlık ocağına gidin

Kadın kişisinde menopoz sürecinde olan bir şeydir.
Veya ağrılı ise ve uzun süre ayakta kalındığında artıyorsa venöz yetmezlik mi acaba denebilir.

Benim ayaklarımda da sıcaklık ve kaşınma vardı, varis çorabı giydikten sonra düzeldi

QCY T1 Pro tam olarak aradığınız kulaklık. Belirttiğiniz bütceden daha aşağıda da bulabilirsiniz. Bu arada orta üzeri bir ses kalitesi var incelemelere bakabilirsiniz. Telefon görüşmelerinde düşük bütçeli tüm kulaklıklarda olduğu gibi bunda da gürültü karşı tarafa fazla gidiyor. Ev içerisinde yapılan telefon görüşmelerinde en ufak bir sıkıntı yok. Koşudan çok daha hareketli bir şekilde ip atlıyorum; denendi, onaylandı.

Qcy t7 demeye geldim bende. Gürültü karşı tarafa gitmiyor

Haylou t15 gaming kullanıyorum. tam dolu pil 1-1,5 saatlik bir koşuyu rahat çıkarıyor. düşmüyor, yanınızdan geçenler ses almıyor.

Senyoraj olabilir mi?

Denomination ?

böyle bir terim hatırlamıyorum. nominal ile reel arasındaki bir fark gibi bir şeyse para enflasyonu gibi bir tanım olabilir.

teknik terim bulamadım. bozuk paranın madeni değerinin nominal değerinden fazla olması?
sanki yabancılar coinflation diye birşey uydurmuşlar.

Açıkcası yine net bir şekilde budur diyemiyorum. Cevaplar için teşekkürler. Sanırım senyoraj'dı kullanım.

Negatif senyoraj

hic memnun degilim.

Şişelenmiş su almak istemeniz yaşadığınız yerin özel bir durumu ile ilgili değilse bulgaristanda çeşme suyu içililiyor diye biliyorum.
Çeşmeden direk içmeme alışkanlığı varsa bence filtreli sürahilerden kullanabilirsiniz.

Sofyadayız ama çeşme suyu maalesef paslı içilecek gibi değil :(

eve arıtma cihazı kurdurabilirsiniz bence, tr’de yıllardır öyle su içiyorum çok memnunum.

Brita kahve-cay suyu elde etmeye yarar, suyu musluktan icilir olan yerlerde. Türkiye´de sari sari akan, ishal yapan mikroplu suya bir sey yapamaz mesela.


Eger su kaynaginizin saglikli oldugunuzdan eminseniz, sadece sertlik sorunu varsa, isinizi gorur.

İngilterede brita kullaniyoruz, oldukca memnunuz

çek giriş bordrosu ya da alındı belgesi olabilir.

Keşide mi?

Çek teslim / tesellüm tutanağı

çek tevdi bordrosu

ben new balance aldım memnunum

bir tane alacağınıza bu fiyata 5 - 6 tane kinetix alabilirsiniz tabii tercih sizin.

Ucuz mal alacak kadar zengin değilseniz, 1 tane asics almanızı tavsiye ederim. Ben bu hataya düşüp aldığım nispeten ucuz ayakkabıyla ilk yol yarışı koşumu ayakkabıdan ötürü zor tamamladım. Ayakkabı ayağımı kestiği için 1 hafta antreman yapamadım.

Asfalt için sert tabanlı olması gerektiğini unutmayınız.

Nike free RN kullanıyorum. 3.0 ve 5.0 modelleri var, 3 km ve 5 km için kullanılabiliyor. Belki en iyisi değil ama benim en rahat ettiğim koşu ayakkabıları bunlar oldu. ayağı çok iyi sarıyor. Yağmur için ise shielded versiyonları var.

işe dışa basma sorununuz varsa stability birşey almanız gerekecektir
bu konuda bilinçliyseniz es geçebilirsiniz burayı :)

benim var mesela böyle bir ihtiyacım;
ben nike zoom winflo kullanıyorum baya memnumum
coachım under armour destekli, giysilerden çok memnun ama ayakkabılar eh diyor.
adidas o konuda baya iyi ama bütçenizi aşabilir.

ultra boost 945'e düşmüş, azıcık daha eklerseniz bütçeye.

asfalt zeminde koşmak için destekli bir şey almanızda fayda var. nike zoom pegasus olabilir.

ıslak zeminde koşacaksanız iki tane öneririm. biri decathlon long run bilek destekli sert zemin performansı iyi. bir tane olsun sağlam olsun derseniz asics gel 2X' ler.

co2s2+1

1 ay önce aldım, hiç fena değil.

en büyük boy bi tane jack daniels al gitsin

single malt. mesela talisker, coal ila, lagavulin, laphroaig. 70cl. bunlar pahalı daha ucuz bişey var mı diye bakarsan bulabilirsen ardbeg. hatta 5 yıllığı tr'ye gelmiş diye okudum daha uygundur diye düşünüyorum.

ben gentleman jack almıştım.

Woodford reserve şık durur alabilirsin.

Chivas 12 yıllık al geç

Grappa alin degiisklik olsun

tamamen butcen ile alakali; bende az once hediyelik icki alisverisi yaptim en uygunlarindan yine de 4.500 gibi bir rakam tuttu.

single malt 12 ya da 18 yillik guzel bir sey alabilirsin (talisker ya da lagaluvin olabilir) para muhim degilse blue label oneririm

Ben bahsettiğiniz kontrata imza attım. Kafamı toplayamıyorum sürekli bu soru aklımda. 1 yıl sonra ne olacak?

işçi işveren sözleşmelerinde sözleşmenin süreli olabilmesi için objektif neden gereklidir. Mesela mevsimlik bir çalışma gereksinimi, dönemlik proje (turizm, tarım sektörleri, bilişimde süreli bir proje olabilir vs.) öncelikle bu sebep mevcut mu? Yani işveren sırf fesih şartlarından kurtulmak için böyle bir sözleşme imzalamıyor olması gerek.

sorunuza cevap olarak:
bir işe ihtiyacınız varsa çalışmaktan başka tercihiniz görünmüyor. En azından 1 sene sonunda işsiz kalabileceğinizi biliyorsunuz böylelikle sözleşme süresince aktif iş arayışınıza devam edebilirsiniz.
İşe çokta ihtiyacım yok diyorsanız. beklentilerinizi arttırın. Mesela daha fazla özlük hak, 1 yıllık veya 3 parçada ödenecek peşin ücret gibi.

resimde silinen bir kabariklik farkettim. sanirim DK yaziyor. danimarka'da benzer plakalar varmis.

www.olavsplates.com

eger degilse fikir yurutuyorum. turkiye'de oldugunu ve alman markasi oldugunu dusunursek,

%80 alman
%20 isvicre
%20 avusturya

edit:

Direksiyon sağdaysa İngiltere derdim. Değilse Irak falan olabilir. Avrupa böyle standart dışı plakaya izin vermez bence.

Almaya ya da isvec %50 %50. Fonta bakarak tahmin ettim, 0'daki centik ve P'deki serif.

0'daki çentikten hareketle almanya diyorum.

upload.wikimedia.org

kktc

Almanya'da MP plaka yok gözüküyor. @avatar +1 KKTC olabilir.

%1000 kıbrıs

kıbrıs
www.gundemkibris.com

danimarka

yerler. kedi için hatırlamıyorum ama köpek için bir sürü haber gördüm böyle. normal bişey aslında hayvan aç. içgüdüsel olarak yiyebilir. ben ölsem, kedim evde bi başına kalsa yesin tosunum.

Köpek kişileri, mendebur kediler ise daha çok yaşadıkları çevreyi sahiplense de, evcilleştirilmiş tüm hayvanlar doğalarında sergiledikleri davranışları gösterebilirler. Nasıl insanlar aç bırakıldığında kanibalizm ortaya çıkabiliyorsa, hayvanlarda da görülmesi çok normal diye düşünüyorum.

insan bile yer +1

10 lira olur

50 kuruş düşer. 1 yıla kadar 10 olur. istifa etmese sadece 50 kuruş düşmez. ytd:)

dramatik şekilde artar bir süre. sonra yavaş yavaş düşüşe geçer eğer düzgün bir hükümet gelirse.

damattan sonra 1 lira düştüğüne göre tayyip'ten sonra 5 lira olur.
(*Kaynak: g*tüm. Yatırım tavsiyesi değildir tabi ki ceza yemeyelim birde yok yere :))

İstifaya neden olacak bir durum sıkıntıyı akıllara getirir. Ayrıca ortada iyi veya kötü giden bir düzen varken kısa süreli de olsa bir belirsizlik oluşacağı için yatırımcı beklemeye geçer ve güvenilir bir iktidar rüştünü ispatlayana kadar girişler zayıflar. İlk tepki dramatik artış olur diye düşünüyorum. Ağacın kökü derin.

@reanarchy +1

Eğer cumhurbaşkanımız görevinden istifa ederse dolar kuru ne kadar olur bilmiyorum hiç bir fikrim yok ama şöyle söyleyeyim Türkiye'de ve gelişmekte olan ülkelerde USD iç faktörlerden çok dışardaki gelişmelerden kaynaklı olarak iniyor veya yükseliyor. Ayrıca döviz kuru bir bakanın veya hükümetin başarısı hakkında bir ölçüt değildir.

“Sky is the limit” tabii ki.

18 anlamlı bir yaş, kendisini daha bir yetişkin hissedeceği hediye olmalı.

motorunda daha güvenli seyahat etmesi için kask ve ceket olabilir, vardır belki ama daha kalitelisi. ya da bu tarz malzemeler satan bir dükkandan bir hediye kartı. artık büyüdün ne istediğine kendin karar ver istedim gibi.

dolaşıp uğraşmak istemezseniz.
www.playstation.com

Oyundan ziyade sürekli kullanabileceği bir şey olursa daha iyi olur bence. PS oyunları hem pahalı hem de 2 gün sonra oyunu bitirip bir daha selam vermeyecek veya belki beğenmeyecek.

Bütçenize uygun güzel ve kaliteli olur mu bilmiyorum ama şef bıçağı olabilir.

Ibıza Fr en fazla sokaklarda gazlanan modellerden. Fotoğraflardan belli birşey yok ama sağ arka çamurluk ve kapıda farklı renk gözüme çarptı ilk bakışta. iyi bir ekspertizde baktırmak gerekli

çift kapı arabayla kardeş olursun. özellikle araca yatırım gözüyle veya gün gelir elimden çıkartır farklı bi şey alırım gözüyle bakıyosan 5 kapıya yönelmeni tavsiye ederim. fr modelleri seat'ın en agresif kullanılan araçlarıdır ki km 114 binde. birde üzerine dsg'nin hassas bi şanzuman olduğu faktörünü eklersek yanından bile geçilmez.

bu tip bi araç kullanmak gibi bi hevesin varsa mini cooper modellerine yönelmeni öneririm. onların çift kapılarını elden çıkarmak emin ol ibiza'dan daha kolay olacaktır.

seat trim sesi diye google da ara istersen.

ben kesinlikle almazdım.

1) araba apaçi arabası.
2) 114 bin km çok fazla. özellikle bu paraya
3) altı üstü bir ibizaya bu para verilmez.
4) dsg eli kulağında, patladı patlayacak

ayrıca spor araba olduğu için bu yakıtlar normal demiş de, bu bildiğin b sınıfı hb araba, neresi spormuş jantları boyalı ve üzerinde fr logosu var diye mi?

jognnie w lker +1 (mini cooper önerisi hariç)

iki kapılı araca bu kadar para imkanı yok verilmez. bi de 7 yaşında ve 114 bin km'de araç. ayrıca apaçi arabası yapmışlar bunun alıcısı çok az olur.

Ibiza'nın sıfırı şu an 161.500 lira. Maalesef otomatiği yok Türkiye'de şu an.
www.seat.com.tr

Aynı donanım değil ama 7 yaşında 114 binde araba sıfır fiyatından 19 bin lira daha ucuz sadece (şanzımanı otomatik gerçi)

Şimdi ben sana sorayım. Alınır mı?

apaçi stayla +1

siyah araba alınmaz hemen toz kapar, çizik vs görünür insan aldığına pişman olur, apaçilik zaten söylenmiş. Şahsen ben siyah renk araba almam modeli falan geçtim.

Çakal arabası, temkinli yaklaşmakta fayda var. İki kapılı araba konusunda üstteki arkadaşlara katılıyorum.

elden yıkama veya soğuk suda çamaşır makinesine atmayı deneyebilirsiniz.

silmekle olmaz yıkanması lazım, süngerleri iyice çıkabilir tabii ama her türlü yıkayıp kalorifer üzerinde 1-2 gün beklemesi lazım kuruması için.

Bence son olarak makinenin elde yıkama programında yıkayıp. Kalorifer peteği yanında kurutun. Koku hala geçmemiş ise maalesef ki çöp ayakkabi:(

Hızlı kurutma da önemli makinenin yıkama işlemi bittikten sonra ekstra sıkma işlemine atıp kurutmayi bir nebze kısaltmis olursunuz.

(bkz: lostra)

Şimdi hatırladım. Ayakkabıya küvetin içinde uzunca bir süre su tutmuştum yazın. Sonra balkonda kurutmuştum ama kokusu gitmemişti. Hatta sanki içindeki koku dışına da geçmiş gibiydi :) Ama sabun sürmemiştim.

Bir gün baya bir yağmura yakalanmıştım afedersin donuma kadar ıslanmıştım ve ayakkabımın içi su dolmuştu ve çoook iğrenç kokuyordu. giyilmeyecek durumdaydı ayakkabım üstelik 1 senelik bile değildi.

baya araştırmıştım ne yapabilirim diye. İşe yarayan reçeteyi yazayım size de.

Tea Tree Oil (Çay Ağacı Yağı) bir kaç damla ayakkabının içine damlatın. Elinizi korkak alıştırmayın baya ayakkabının içine damıtın (15-20 damla ayakkabı başına makuldur).

Sonra ayakkabınızı bir torbaya koyun ve torbayla sarın. Bunu buzluğa atın ve 24 saat beklesin orada.

Çözülmesi için ayakkabıyı ertesi gün çıkarın. Kokudan eser kalmayacak göreceksiniz. Bende işe yaramıştı en azından. Umarım sizde de yarar.

Eczaneden borik asit alın. İçine dökün, torbaya koyup ağzını bağlayın 2 gün bekletin.

bu bilgilerle cevap vermek zor. pozisyon nedir, orada kazancin nedir vs.. ama kabaca soyle dusun. orada maasin tl olarak 30.000'e gelse burada verecekleri 12 bini gecmez. bi de referansini abartmissin ama o cok onemli degil. isi yapacak referanslarin degil cunku.

A1/A2 düzeydeki yabancı dili ben CV'ye yazma taraftarı değilim. O dilde bir metin ya da e-posta geldiğinde işini halledemiyorsan ve o dilde cevap yazamıyorsan yabancı dilim var demek bana abartılı geliyor.

Aylık brüt olarak 16-18 bin diyorum.

@buenosdias referanslarım aslında çalıştığım kurumları anlatıyor bence önemli bir kriter. en azından hakkımda bilgileri olur nasıl bir çalışan olduğumla alakalı. Almanya'da yaşıyorum asgari ücret zaten 1550 euro brüt. o kıyasa girersem işi vermezler bana :) aylık 12 bin brüt mü demeliyim?

@himmet dayı o dilde bir e-posta gelirse cevaplarım gibi ya ama tabii gidip o adamla stratejik konuları konuşamam :)

aylık 12 brüt demeyin tabi, o para sene başı 8000 civarı sene sonları gelir vergi diliminden dolayı 7200 falana denk geliyor. 800 euro'ya çalışacak halin yok. sen neden brütü söylüyorsun bilmiyorum, şirket mi istedi? bilmiyorsanız uyarayım, brütü söyleseniz de o parayı almıyorsunuz, vergileri falan şirket ödüyor hocam, elinize net geçecek.

şimdi oecd'den baktım almanya ve türkiye yaşam maliyetleri olarak, almanya 2,87 oranında daha pahalı. euro farkını göz önünde bulundurursak karşımıza 3,36 oranında daha pahalı bir türkiye çıkıyor. teknik olarak almanya'da 3000 euro net kazanıyorsanız türkiye'de aynı standartlar için 10.080tl net maaş almanız gerekiyor.

tüm bunlar genel aylık masraflara göre kıyaslanmış hesaplamalar. faturalar mutfak masrafları ulaşım toplu taşıma kira vs.

ancak birikim, teknolojik ürünler araç vs sahipliği isterseniz konu değişiyor. yaptığım hesaplamaları "almanyada 1500 euro aylık giderin türkiye karşılığı 5040tl" olarakta görebilirsiniz.

@avatar is back genelde brüt soruyorlar yurt dışında ondan burada da brüt söylemek uygundur diye düşündüm. o zaman net söyliyim 9k-10k arası düşünüyorum diyeyim.

çok teşekkürler detaylı bilgi için.

12bin brütle istanbulda orta halli bir hayat yaşayamazsın.

orta seviye Kadıköy-Maltepe arasında bir 2+1 ev 2-3bin kira
orta seviye yaşam şartlarında yiyecek masrafın aylık 2-3 bin
sosyal hayattı tatildi ihtiyaclardı derken gidecekler derken aylık 7 liradan aşağısı seni orta direğin altına götürür.

3 dil biliyorsan fb gibi globallerde çalıştırysan 20 brütten aşağı kapıyı açma.

Türkiye'de aylık net maaş konuşuyoruz. Bir de isteyenin bir yüzü, vermeyenin iki yüzü... 15bin - 20bin gibi olur mu mesela?

yurtdışı maaşını tl olarak yaz %50 arttır.
örn: 3000.eur ise aynı pozisyonda birinin maaşı 4500 tl diyebilirsin bence. tr den yurtdışına gidenlerde maaşlarında bunun tersi değişim olduğunu gördüm genellikle.

Bu tarz bir pozisyonda aylık net 15 binden aşağı adam çalıştıracaklarını sanmıyorum. Ben olsam brit 22-25 bin seviyesine çıkardım. Zaten şirkete fazla gelirse, sana döneceklerdir. Kapıyı yüksekten aç, onlar düşürsünler öyle pazarlık yapın. Ancak bu işi istiyorsan almanyada asgari ücret şu kadar, siz ne veriyorsunuz tarzı bir muhabbete girme. Buna verilecek tek cevap o zaman almanyada çalışmaya devam et olur. Ülkeler farklı.

- her türlü net maaş üzerinden anlaş. (tr'de genelde -yönetici pozisyonlarına temettü dağıtan şirketler hariç- aylık net/brüt üzerinden konuşulur.)
- ortalama hesaplaması şu şekilde olabilir: pozisyonun (jr.) başlangıç maaşı + her tecrübe yılı başına x 1000/1500 -tl (bunlar hep net)

sadece bir yoruma yorum yapmaya geldim. adamların kafasında 12 vermek varsa; ben 22 istiyorum dersen... pazarlık falan etmezler, böyle fark kapanmaz diye düşünüp eyvallah ugurlar olsun derler. pazarlık %15-25 için yapılır %70 için değil.

asıl soruyla alakalı: bu sektörde linkedin'de bir dolu adam bulmanız mümkün. 1-2 sine sektör maaşları ne civarda diye sorsanız elbette biri yorum yapar. bu kadar kör şekilde dalmamış olursunuz. ülkelerin pahalılık kıyasıyla maaş mı belirlenir. niş, beyaz yakalı bir iş bu. hamburger almıyorsunuz.

Görüşme teklifi direkt firmadan mı geldi, yoksa headhunter mı kullandılar? Headhunter aracılığıyla olduysa, görüştüğünüz kişiye çalıştığınız firmaya benzer firmalarda, benzer pozisyon için nasıl bir aralık olduğunu sorabilirsiniz.

Direkt bu modeli bilmiyorum ama şekil itibariyle benzer bir fossil saatim var. Fossil'lerde hiç bu özelliğe denk gelmedim.

luminova deniyor. fossil ve benzeri markalar hiç kullanmadım bilemiyecegim

aradığınızın türkçesi kadran fosforlu saattir. sonradan kullanılmaya başlanan bir madde olduğu için luminova derseniz bazı saatçiler bile anlamayabilir. Resimden beyaz kısımları bu işleve sahip gibi görünmekle birlikte almadan önce satışını yapan firmaya veya yetkili servisin müşteri hizmetlerine sormanız bence işinizi görecektir.

gosteriyordur. akrep ile yelkovan'i goruyor musun, onlarin ici daha beyazimsi, dislarinda cerceve var gibi. iste o beyaz kisimlar gece parlayacak.

1-Im just plugging along

2-try to make do

1) Böyle motamot bir çeviri var mı bilmiyorum ama "Not too bad", "meh", "it's OK" gibi terimler kullanılır. Bir de "better than a kick in the balls" gibi hikayeli söylemler var. Hiç yoktan iyidir gibi bir anlamı var.

2) Bunun için de "you have to manage with the books you have" gibi bir şey denebilir. Eğer yetinmelisin gibi bir anlam aranıyorsa "you should be contended with the books you have." daha doğru olur.

1. Not too bad, I'm just hanging in there.

Small talk için not too bad diyince çok small bir talk oluyor. Biraz daha böyle idiom'lu ifadeler arıyorum. Hanging in there olmaz muhtemelen. Vakit geçiriyoruz, takılıyoruz gibi bir anlam çıkıyor.

1- bizim dilde pek acik degil o idare ediyoruz, yani eksin yok monotonluk var anlaminda soyleyebilir, filler olarak da kullanabilir, sikinti, sorun yok anlaminda da soyleyebilir. O yuzden ingilzceye cevirmek mantikli gelmedi
2- get by

you know up and down, up and down

manage diyorlar sanki. im managing. idare ediyorum. you should manage with those books.

"what's up?" diye sorarlar genelde.

genelde de "not much" denir.

1- I'm doing OK diyorlar genelde
2- Manage kullanıldığını gördüm ama (zorlukla) idare ediyorum şeklinde. Should'lu hiç duymadım

Bir için birebir tek bir çeviri olmadığı belli zaten. Benim yukarıdaki önerilere ek olarak önerim "It could have been worse." olacak. İyiyim diyemem ama ölmüş bitmiş de değilim gibi geliyor bana. Bir de "I've been better." var ama o idare etmekten çok kötüyüm ama şimdi kafanı onunla şişirmeyeyim anlamı veriyor benim kafamda.

İki için bugisme ve neverletyougodown +1 diyorum.

1) so far so good (alternatif olarak samimiyet varsa olabilir. aynı anlama gelmeyebilir.)
2) get by on/upon

1. I had better days olabilir -Karşıdaki ne oldu hayırdır vs deyip devam etsin diye-
2. Make out kullanılabilir phrasal verb olarak veya idiom lazımsa “...books should fill the bill for now”denebilir

30 bitiyor, 31'e giriyor.

30’u doldurup 31’den gün alıyor. Soranlara da 30 yaşında olduğunu söylüyor.

Yeni doğan bebekler için 1 yaşında demediğimize göre yaş için dolan yılı söylüyoruz.

Yani 15 Ekim 1991 tarihinden sonra 1 yaşında diyorsak, 15 Ekim 2020'den sonra da 30 yaşında deriz. 15 Ekim 2021'e kadar yaş 30.

@pide +1
sayma sayıları 1 den başladığı için doğduğun an birinci yaşındasın. 1 yıl sonra ikinci yaşına girersin. bu sene 30. yaşındasın. 15 kimden sonra 31. yaştasın.

19. yüzyıl 20. yüzyıl da öyledir

onu deneyeyim tesekkurler

@efruz

kaç ile kaçıncı soruları farklı anlamlara geliyor. bu yüzden yanılgı oluşuyor. yeni doğan bebek ya da 2020 model bir araç için "1 yaşında" dersen doğumdan/üretimden sonra 1 yıl geçmiş olarak anlaşılır.

"bu araba kaçıncı yaşında?" diye sorulsaydı "daha ilk yılında." derdik ki bu da birinci yılında anlamına gelir.

birinci yaşında ve bir yaşında söylemleri aynı şeyi ifade etmiyor ve ben hiç "kaçıncı yaşındasın?" diye soru duymadım. "kaç yaşındasın?" diye sorulur. 15 Ekim 2020 öncesi cevap 29'dur, sonrası 30 olur.

dünyadaki 31. yılını (30 yıl 2 ay) yaşamaya başladın. yani 30 diyebilirsin. beğenmezsen 27 veya 31 dersin. kim anlayacak?
nice yaşlara.

Kampanya hakkında pek fikrim yok.

Marka: Bosch

yıl sonu kampanyaları daha iyi oluyor. profilonun model yorumlarını araştırmanız kaydıyla f/p olarak öneririm.

marka olarak bosch aldık, memnunuz.

siemens tavsiye ederim ben de. bizde giriş seviye bir modeli var çok fazla fonksiyonu yok ama taş gibi çalışıyor bir 5 yıldır.

Bu arada önerilen 3 marka da aynı kalitede. Onu belirteyim de :)

Bosch Siemens ve Profilo BSH'ta üretiliyor. Kullanılan malzemeler vs. birebir aynı. Fiyat farkı marka değerinden geliyor.

Makinenin yürümesi bozulduğu ya da eskidiği anlamına gelmez. Dengeli yerleştirilmezse yeni makina da yapabilir aynı şeyi. Ayaklarını ayarlayın.

Makinenin amatisörlerini degistirsen sorun ortadan kalkar. Yılların getirdiği yük ve makineye battaniye gibi ağır şeyler yüklendiği için oluyor. Buna ek vakumlu ayak da takabilirsin ama o ne kadar ise yarıyor bilmiyorum.

samsung'dan çok memnunum ama kampanyalarını falan bilemiyorum.

Kampanyayı bilemeyeceğim. Benim çamaşır makinem Siemens - 23. zafer yılındayız. Bir defa kapak değişti ( temizliğe gelen hanım kapaktan güç alarak ayağa kalkınca elinde kalmış. Süper über memnunum.

Sırf yürüyor diye makineye küsmeyin.
Memnunsanız ayaklarını ayarlatın derim, o olmazsa amortisör.

Bosch Siemens gibi markalar çamaşırlara masaj yapıp öpücük kondurarak yıkamıyor. Grundig veya arçelik öneririm. 9 kg grundig kurutma makinesi aldım bire bir aynı özellikte bosch marka olanı 6.500 tl iken ben 3.000 tl verdim. Yaptığı iş aynı, servis daha yaygın. Evdeki bütün beyaz eşya, klima arçelik ve tek sorun yaşamadım 8 yıldır.

banyo zemini düz değilse başka makinelerde de aynı sorunu yaşabilirsiniz. Öncelikle onu kontrol edin bence.

yukarda da yazmışlar; siemens-bosch-profilo aynı fabrikadan çıkar. birebir herşeyiyle aynı cihazı profilo markasında daha uygun bulabilirsiniz.

aynı şekilde, arçelik-beko-grundig-altus da aynı fabrikadan çıkar. hepsinin hedefi farklı, beko daha çok yurtdışına pazarlanır, altus daha bütçe dostudur fakat üst segment modelleri içermez.

bsh grubu ve arçelik grubu markalar, ülkemizdeki en yaygın ve iyi servis ağını sunarlar. bunlardan herhangi birisini alabilirsiniz.

koreli ürünlerde servis sıkıntısı çok yaşanıyor, çevremde epeyce kişi sıkıntı yaşadı.

Makinenin naltında ayakları var. Evde bu işlerden anlayan kimse yok mu?

Alttan makinenin ayaklarını zemine göre ayarlarsanız makine yürümez.

Boş.

Şu andaki seviyenin 4 yıldır var olduğu bilgisi ne gibi bir avantaj sağlayacak ki zaten?

Boş+1

Komik olur, kaile almazlar

kaile alınsa bile bence şöyle olabilir. '4 senedir hiçbir yere girememiş.'

en yükseği iyi. hem de 2020'de daha iyi. o yeterli.

torpil yoksa, hangisini yollarsan yolla.
işe alınacaklar çoktan belirlenmiştir.

Güzel bir dolma kalem, bir viski kadehi, güzel bir single malt viski, kullandığı hakkında bilgi sahibiyseniz güzel bir puro çakmağı, bir kutu premium puro. Kol düğmesi veya şık bir yaka iğnesi, kravat tutucu.

Cikolata. Fazlasina gerek yok. Gelen hediyeleri zaten genelde onlar da başkalarına veriyorlar. Amac eli boş gitmemek.

çiçek

Adına bağış yapın. Bağış sertifikası çok anlamlı bir hediye olur. Acikacik.org tavsiyem

viski içiyorsa single malt. mesela talisker, coal ila, lagavulin, laphroaig.

çikolata. ötesi kişisel alana girer.

mekap - policap, pontiac, pawne, comache, montreal, oslo modellerinin bot serileri.

www.spx.com.tr

www.sekercilergroup.com
ve irish setter

ürün skalası düşmüş ama bu model bence bir erkek için harika.

O bütçeye salomon, north face, jack wolfskin vb. markaların yeni çıkan modellerinden şaşma. Goretex olsun yeter. Zaten giydiğin an spor ayakkabı gibi olduğunu görüp harley'le geçen yıllarına yanacaksın.

Harley aynı motorunda olduğu gibi özellikle rahatsız olması için satılan bir kültür. Olayı bu.

Lowa

bende bundan var çok memnunum.
hatta beğenince indirimleri kovalayıp farklı renkten bir tane daha aldım.
www.sportive.com.tr

bir de şundan var, memnunum sadece ilkine göre model olarak biraz kaba.
www.sportive.com.tr

Goretex alırsanız su geçirmez
Vibram taban alırsanız buz, kar kaymaz
bu ikisinin birleştiği columbia, northface modelleri fazlasıyla işinizi görür

2000 lira bütçe ile düzgün bir bot bulamamış olmanız çok ilginç.

columbia - north face - merrell - jack wolfskin - salomon gibi markalara bakın.

hatta bir yandan da nike ve adidas'ın bazı botları var. onlar da gayet güzel.

ben 5 aydir ariyorum hala bulamadim. iki tane begendim ecco ya da timberland. ama onda da numara yok

Belki daha fazla zaman harcamak daha iyi bir yoldur, x miktar ateş harıyla 3 dkda patlamayan mısır daha az harda 10 dk'da patlayabilir?

o biraz mısırın kalitesiyle ve tazeliğiyle de ilgili.
biraz bayatlamış olabilirler mi?
ya da aldığınız yeri veya markayı değiştirmeyi deneyin.

Hocam ben yayla aliyorum. Biraz da tereyagi koyuyorum baya patliyor.

bayatsa ya da rutubetli yerde kaldiysa patlamaz.
gidip taze misir alin..

Ben de ek yapayım? En lezzetlisi hangisi oluyor bunun?

Yayla marka yeni mahsul mısırdan çok memnunuz. Patlamamış mısır çıkmıyor tencereden.

reis mısır iyidir.

başta yüksek ateşte kapağı kapatmadan kaşıkla kavurun. ilk patlama olunca kapağı kapatın ve ateşi ortaya getirin ve diptekiler yanmasın diye sürekli sallayın. hatta sonlara doğru iyice kısın. ateşle sürekli ayar çekmek lazım.

xrated +1
malzeme kalitesiyle birlikte pişirme de önemli.

mısırların taze olması önemli. sirkülasyonu iyi olan bir marketten/kuruyemişçiden/aktardan az az miktarlarda alın.

tencereye az bir yağ koyun, tabanını ıslatacak kadar. mısır miktarını da aynı şekilde az koyun. benim ölçüm, tencerenin tabanına bir sıra mısır olacak gibi. yani hiç bir mısır diğerinin üzerinde kalmasın. böylelikle hepsinin ısı aldığına emin olun. bir tencereden "avuç avuç" mısır çıkartıyorsanız , bazı mısırların diğerlerinin üzerinde kaldığını ve ısı almadığını düşünüyorum. daha çok mısır patlatmak için aynı tencereye daha çok mısır koymak yerine, daha büyük bir tencereye yine tabanda bir sıra mısır olacak şekilde koyun.

bir de özellikle patlama başladıktan sonra tencereyi ara ara şiddetli bir şekilde sallayın ki, patlamamışlar aşağı insin, patlamışlar yukarı çıksın. patlamışlara ısı verip yakacağınıza , patlamamışlara ısı vermiş olursunuz.

büyük oranda mısırın kalitesi ve tazeliğiyle alakalı. ben çarşıdaki kuruyemişçiden cin mısır alıyorum, hiç özenmeden yapıyorum ve deli gibi patlıyorlar.

En son tenet var, izleyince de anlaşılmıyor

la tormenta

Knife out.

La grande bouffe

Predestination

36 yaşında 20 senedir kullanmadığım temel html bilgim olmasına karşın yazılım okumaya başladım. Bilmem daha açık olunabilir miydi?

yazılım sırf dil bilmek değil.
Algoritma vs vs bilmek de gerektirir
Bi yaştan sonra zor.

Derme çatma kendi appinizi yazarsınız ama 10k alan yazılımcı olmak zor.

Kursla falan insanlar yazılımcı olunur sanıyorlar.
Kursla doktor olunmuyor, anca baka baka kırıkçı çıkıkçı olunuyor
askıya asılıp sopayla bele vuruluyor ya
o hesap.

"10k maaş alan yazılımcı" olmanız için (mid-level diye düşünüyorum) günde 8 saat çalışsanız en iyi ihtimalle 3-4 yılınız var. Zor ama imkansız bir şey değil tabi ki.

Asıl soru niye böyle bir şey istiyorsunuz ki? Yani uygulama fikriniz varsa yaptırın ve oradan para kazanın mesela. Para kazanmak için kod yazmak çok iyi bir fikir olmayabilir. İyi "maaş" alıyorlar ama harcanan efora değiyor mu diye sorguluyorum sık sık.

kendini yazılımın peygamberi sanan ve bu doğrultuda size geribildirim yapacak olanlara aldanmayın bence :) veya çok görmüş geçirmiş, her şeyin doğrusunu bilen boomerlara da inanmayın. hedefiniz var, eğer azminiz de varsa ve motivasyonunuzu yüksek tutan inatçı bir yapınız varsa kurs alarak kendinizi eğiterek "doktor" dahi olabilirsiniz!

yolunuz açık olsun. yeterli zamanınız var her şey olabilmek için.

31'imde yazilimci oldum ben, tabi oncesinde testciydim, okulda da alakali derslerim vardi.

iyi bir calismayla ve yol gosteren birileri de olursa 1 sene bence yeterli olur 10k alan bir yazilimci seviyesine gelmek icin. tabi bu islere icten bir merak, azim, biraz da yetenek gerekli. bir de ders calisir gibi calismak yetmez, gercekten bir seyler uretmek lazim ayni zamanda.

bir de yapacagin app'in server tarafi da olacaktir. sadece uygulama yapmayi ogrenmek yetmez hepsini kendin yapmak istersen.

boyaları, kaplamaları ve parçaları yenilenebilir. mesela 3d printer çok işinize yarayacaktır.

@bartebly pek benzemiyor sanki Hocam

ebebek mağazalarında oyuncak kutusu var örneğin. sorduğumda köylere falan gönderdiklerini söylediler. herhangi bir bilgim yok ama yenileyip mi gönderiliyor nasıl oluyor.

bir oyuncağı kaç günde yenileyebileceğini düşünüyorsun?

@duyurukullanicisi en fazla bir günde olması lazım, kullanılabilir durumda yani yeniye yakın olması gerekiyor zaten

1 tür oyuncak seçebilirsiniz. Mesela lego. Sadece hani bu tak çıkar yaptığımız legolardan. Öteki türlü her tür oyuncak yenileme diyince işin içinden çıkılmaz bir hal alır gibi.

Olur. Yeni pistiyse disarida tamamen sogusun. Sonra dolap bolumunde sogumaya birakin. Ardindan Ihtiyaciniza gore dilimleyip ayri ayri veya butun halde buzluga atabilirsiniz. 1 ay ideal maksimum 2 ay dayanir.

sınav formatına çalışırsan 8,5 bile alırsın.

Öncelikle size yapılan haksızlığa karşı, daha iyi bir iş fırsatı yakalayıp daha iyi bir teklif almanız çok sevindirici.

Şirkete 9 yıl boyunca emek vermişsiniz. Üstelik anlattığınza göre diğer çalışanlara kıysla oldukça gayret etmişsiniz. Ama pandemi koşullarını öne sürerek yine de sizi mağdur etmişler. Şimdi ise iki katını teklif ediyorlar. Bence bu yeni rakam bu zamana kadar sizden kıstıkları, aslında bu zamana kadar almanız gereken miktardan başka bir şey değil.

9 yıllık kıdem tazminatı bile gözardı edip istfa kararı almışsınız. Ben yerinizde olsam yeni şirkette devam ederim.

Gidiş geliş dört saat mi???? 9 sene boşuna bile çekmissin. Cumartesi pazar dahi çalıştım diyorsun. Senin gibi kırbaç vurup çalıştıracak başka eleman bulamayız diye kosuyolardir peşinden. Geri dönmem çok manasız olur.

Her şey para değil. O cumartesi pazar çalışmaların, her gün 4 saat yol çekmen, vücudunda bir şeylere sebep olursa o zaman bunu anlarsın. Sağlık, dinlenme, kafa dinginliği filan aylık 1500 liradan daha değerli.

Biraz uzun yazacağım. Kusura bakmayın. O yüzden şunu aradan çıkartayım:
@elorelia 4 saat istanbul için çok da abartılı değil.

Soruya cevap: Şu anlanttığınız o kadar tipik bir durum ki. Mevcut durumdan daha iyi teklif aldığınızı okuduğumda ben rahatladım açıkçası.

Maalesef kurumsal olmayı beceremeyen neredeyse tüm firmalarda bu "ağlamayana meme yok" yaklaşımı söz konusu. Ne zaman istifa etseniz hemen kesenin ağzını açıyorlar. Ama firmaya bağlılığınızı gösterirseniz hemen kırbacı çıkarıp sırtınıza vurmaya başlarlar.

Ben de 4 yıl önce benzer durumu yaşadım. Ayrılmak istediğimi ve iş teklifi aldığımı bana çok yakın olan müdürüme söylediğimde "gitme, seni ekip lideri yaparız. maaşın da 7,5K olur." dedi. O zaman aldığım maaş da 4,5k idi ve aldığım iş teklifi de 5k idi. %50 daha fazla maaş ve ekip liderliği olduğu için kalmayı tercih ettim. Sonuçta ne mi oldu? Maaşımı 6,1K yaptılar. İtiraz edince 6,75K yaptılar. Ama söz verilen 7,5K hiç olmadı. Ben gelen teklifi de reddettiğim için bu şekilde 1 yıl daha çalıştım. Bu 1 yıl ekip liderliği süreciydi ve verilen diğer sözlerin hiçbiri tutulmadı.

Ekip lideri yaptıklarında diğer ekip liderleriyle aramızda iş paylaşımı yaptılar. Resmen bir arkadaşa 1 müşteri, bana 5 müşteri verildi ve gerekçe olarak o 1 müşteri için "ama o müşteriye ait işler çok yoğun biliyorsun" dendi. Halbuki ekip lideri olmadan önce o müşteri de bendeydi ve tam aksine bende kalan müşterilerden daha yoğun değildi. Neyse ben bu durumu "bu 5 müşteriyi kabul ederim ama o arkadaş işten ayrılırsa sakın bana gelip o müşteriye de sen bak demeyin." dedim. "Yok canım olur mu öyle şey." deyip paylaşımı yaptılar. O arkadaş 1 ay sonra istifa etti ve onun müşterisini de bana verdiler. Ben daha önce söylediğimi hatırlatınca "ya zaten o müşterinin işleri daha rahat biliyorsun sen çalıştın vs." dediler :) O işi de aldım ama daha bir sürü verilen söz tutulmadı. O sürecin sonunda ben yeni bir iş buldum. Maaşı 6K idi, yani daha düşük. İstifa ettim. İki tane patron var. İkisi ayrı ayrı konuştu. Biri ayrılmamam için 9K maaş teklif etti. Tesadüfen o da aldığım tekliften %50 fazlaydı. Ancak bu kez kabul etmedim. Aldığım en doğru kararlardan biriydi istifa.

Özetle: size o 10K maaşı verdiklerinde kırbacı da eline alacak amirlerin ve "o kadar maaş alıyorsun bu işi de yap." diye her şeyi sana kitleyecekler. Ben olsam diğer işi seçerdim.

yeni işinizde başarılar dilerim.

bu işlerden pek anlamam, maaş haricinde 'tazminatı yakmamak' beni cezbediyor.

değiştirin, 9 sene emeğinizi sömüren bir yer siz gitmeye karar verince mi emeğinizin karşılığını vermeye karar vermiş?

ayrıca gidiş geliş süresi baya fark ediyor, ben kesin değiştirirdim. zaten iş arkadaşlarınız da iş arıyormuş, sürekli artan bir iş yükünüz olacak.. kesin değiştirin.

Cok net yeni ise gecerim.

Tebdili mekanda ferahlık var. Hayırlı olsun yeni işiniz. Başarılar..

Umarım yeni iş teklifini değerlendirirsiniz. Beden ve ruh sağlığınız paradan çok daha önemli, kıymetli.

Yeni is cok daha iyi. 10K ile 8K arasinda fark var ama
1) Hem gunde 4 saat yol icin degmez
2) Hem de ben olsam o aradaki farki gereksiz harcamalardan sundan bundan kisarak tasarruf seklinde karsilarim. Bos zamaniniz artacagi icin harcamalarinizi daha zinde ve rahat bir sekilde planlayabilirsiniz. Yani onceki isinizin bir artisi yok.

Arkana bile bakma, öncelikle hem para herşey değil, mevcut tempoyla çalışmaya devam edersen sağlığından kaybedeceksin bir müddet sonra. Ayrıca benzer hikayeleri çok duydum, daha öncesinde sana insanca davranmayan şirket sonrasında da değişmeyecek, şu an muhtemelen paçaları tutuşmuş durumda ama seni yedekledikleri ve sana ihtiyaç kalmadığı anda direkt mobbing başlayacak. o duruma gelene kadar da günde 15 saat çalıştırmaya devam edecekler, itiraz edersen sana o kadar zam yaptık hala şikayet ediyorsun diye her seferinde aldığın parayı başına kakacaklar.

merhaba hayirli olsun

10k gercek olsa bile is gunu izin gunu ayrim yapmaksizin calisiyorsunuz. aradaki 2k (hatta 1,5) icin dusunmeye karar verdiyseniz yukardaki cevaplar gibi siz kabul ettiginiz anda sozunde durmamasi durumunda bir sey yapamazsinuz ve size su an cok kiymet veriyor gibi gorunseler de aninda degisecektir durum.

neyse diyecegim suydu aradaki fark sizi kiskirttiysa kalmak icin, haftasonu baska iste calisin o mesailerin yerine ek is bulsaniz inanin bin kat daha iyidir.

yukarıda belirtilenlerin hepsini geçseniz bile en önemlisi bence iş ahlakı bakımından etik değildir. yeni işinizde başarılar.

böyle durumlar dahil, iş hayatında duyguya yer yok. kin tutmayın, önünüze bakın. size şöyle yapmış, ee ben de böyle intikam alırım, demeyin.

burada zaten yeni işin şartları daha iyi. 4 saat yol, maaş farkıyla ödenmez. ya şirkete yakın yere taşınacaksın, ya da olmaz o iş.

bu arada, bu şekilde tehditle maaş artışı yapan yerler çok. kurumsal olanı da olmayanı da yapar. ben mesela geçen sene böyle yaptım. ben giderim demedim ama maaşlar çok düşük, işten ayrılmalar başlarsa ne yaparız, çok zorlanır şirket dedim :) kendim için, şurası şu kadar maaş teklif etti kabul etmedim dedim. herkese %x yapılan zam bana 2x yapıldı.

yani, to sum up; diğer şartlar aynı, maaş 8k vs 10k olsaydı olduğum yerde kalırdım. anlattığın şartlarda, yeni işe geçerdim.

10k maaş ile max 1 ay daha mutlu olursunuz. çekin gidin yeni işe. iş yükünüz yarı yarıya azalınca çok daha huzurlu mutlu olursunuz emin olun

benzeri sorulmuştu, cevapsa şuydu:
sana, vaktinde kötü davranan, iyi davranma vaadinde bulunursa inanır mısın

Ikilemde bulunacak bir sey yok. Cumartesi pazar calisma ve yolda gecen 4 saatin parasal karsiligi olamaz. HIc bir isinizde bunlari kabul etmeyin.Bunlari cekmek zorunda kalirsaniz da hemen kacin o isten. Kesinlikle yeni is.

Cevaplar için çok teşekkür ederim. Ist8fami verdim almadılar. Pazartesi noter üzerinden göndereceğim.

Ayrıl coco. Hayırlı olsun

Her odanin esiginde 2.5 cm mermer mi var cidden? Saka gibi. O kosullarda olmaz tabii ama ise yaramiyor diyenler neye dayanarak bunu söylüyorlar anlamak güc, en fazla kötü bi ürün tercih etmislerdir.
Her neyse bugüne dek hep cesitli model xiaomi'lere denk geldim ve insansiz bir elektrik süpürgesi bir evi ne kadar iyi temizliyorsa o kadar iyi bu aletler, benim o kadar temiz süpürecek sabrim olmuyor bazen.

xiaomi roborock s5 max

imkanı olan herkese tavsiye ederim. bence bu robotların en büyük olayı haftada 2-3 toz alıp mop attığından dolayı toz kalkmıyor yukarı. küçük dostum aramıza katıldığından beri eşyalar daha az ve geç tozlanıyor. temizlik yapmaktan ve etrafımda yapılmasından nefret eden birisi olarak sürekli çalışsın istiyorum. aynısından temizlik takıntılı halama da aldık o da çok memnun.
bende eşik olmadığı için o konuda bir yorum yapamacağım. nette 2 cm kadar zıplıyor falan dediler ama hiç denemedim.

mükemmel bir alet, bugün hatta bir arkadaşımla konuştuk, onda da var, o övdü ben övdüm.

ama size gitmez, her odada 2.5 cm eşik varsa bir işe yaramaz açıkcası. sürekli oradan al buraya koy yapılacak iş değil.

tavsiye olarak çağırırım bir fayansçı yada parkeci, o eşikleri kaldırtırım, mutlaka da akıllı robot alırım.

dediğiniz modeli kullanıyorum. proyu. çok memnunum. sözlüğe de yazmıştım. ama olumsuz ne var dİye düşününce aklıma gelenleri söyleyeyim;
koltukların üstünü falan almıyor tabi. elektrik süpürgesinden farkı olarak söylüyorum.

halı üstüne rahat inip çıkıyor. bende eşikler yüksek değil, sadece balkona çıkamıyor, orada basamak kadar yüksek zaten eşik, e gitmesin diyorum. birkaç defa üşendim silmeye, kucağımda götürdüm yine de, süpürüp sildirdim. bir arkadaşımın eşiği yüksekti, eşik önüne tahta koydu. nasıl anlatsam bilemiyorum, eğimli bir tahta. eğimli tahtayı eşeğin iki tarafına da koydu, inip çıkıyor robot. "iyi bulmuşsunuz bunları, mutfak da eksik kalsın dememişsiniz" dedim. "bu kolaylığa alışınca her yer temiz olsun istedim" dedi.

filtresini altı ayda, olması senede bir yenilemelisin. çakmaları var, bir sorun yaratmıyor dediler. orijinalleri pahalı ama yan sanayide gerçekten iyiyiz, ben de çakma almayı düşünüyorum bundan sonra. çok pahalı değil onlar.

başka kötü yan bulamadım.
ben inanılmaz memnunum, bir sene olacak neredeyse. sadece yerde aksesuar bulundurmuyorum pek. saatim vardı yerde, düşürdü onu. normal mobilyalara falan çarpmıyor, ama yumuşak ya da iktirilebilecek bir engel olduğunu düşünürse dokunuyor ufak ufak.
elektrik süpürgesi ile geçmeden önce etrafı bi toplarsın ya, yerde kıyafet falan varsa süpürgenin borusuna tıkanır, burda da robotun süpürgesine takılıyor. geçen balon varmış yerde. ama şişmemiş balon. takılmış ona. bu durumlarda sana mesaj atıyor sorun var, bi gel diye. olduğu yerde duruyor. dibine kadar zorlamıyor yani.

toz-saç falan topluyor. eğer istersen "iki kere geç üstünden" diye ayarlıyorsun, bir kere daha geçiyor her yerden. ha, eksik olan yer var mı? duvarın tam dipleri ve köşeler belki 2-3 santim kadar çok gıcır olmuyor. çünkü malum robot yuvarlak, köşelerde altındaki güçlü süpürgesi ile değil, kenardaki minik fırça ile alıyor ve çok iyi olmuyor.

ben memnun muyum? evet. anneme aldım, akrabalarıma aldım-aldırdım. müthiş bir rahatlık. eğer "ay ben aşırı titizim, başkasının süpürmesine bile güvenemem" diyorsan uygun değil. ama "normal süpürüyorum işte" diyen biriysen yetiyor.

silme özelliğini özellikle yazın kullandım. halıları kilimleri kenara atıp, suyunu doldurup saldım eve. sildi. silme kalitesi süpürme kadar değil. paspaslıyor işte.

hasılı, beğenemeyenler biraz Masumlar Apartmanı Safiye tiplemeler olabilir. Ya da robot halıyı silkelesin, şöyle bir tozunu da alsın istemişlerdir. uzun yazdım ama, bu harikulade şirin şeyi herkes bilsin istiyorum. bi de, başka markaları incelemiştim, onların sensörleri iyi değil, o yüzden Xiaomi tercih ettim.

Bizde de roborock s5 max var.

Valla bizce gayet işe yarıyor. Hatta haftada 1 -2 kere filtresini toz tankını falan değiştirirken hayret ediyoruz ne kadar toz topladığına.

Bu arada bizim de banyo tuvaletin girişinde var eşik 2 santim falan. Tuvaletinkinden kendi atliyordu, banyodaki den atlayamiyordu ben her ihtimale karşın ufak bir rampa yaptım geçici çözüm olarak kirada oturduğumuz için. Şimdi kendi kendine takılıyor. Biz suyunu doldurup makineyi temizliyoruz sadece.

robot supurge'yi alip da ovmeyen insan gormedim.

O modeli kullanıyorum. Günde bir saatimı supurgeye harcamadigim için gayet güzel

Roborock S5 kullanıyorum ben de. Ben "ödediğime en çok değer ürün budur hayatımda" diyen tayfadayım. Yaklaşık 1 yıldır kullanıyorum ben de. Evde 2 kedim var. Robot yokken (tek kedim vardı o zaman) Yerde mutlaka kedi tüyü olurdu özellikle yaz dönemi. Çalıştığım için her gün süpürmem imkansız. Hafta sonuna kadar da mutlaka yerlerde, duvar diplerinde kedi tüyü olurdu çok fazla. Şu an hiç yok.

Süpürgeyi tek sefer çalıştırdığında çıkan kire toza inanamazsın zaten. Çok iyi temizliyor. En sevdiğim yanı ise yatağın ve salondaki kanepenin altını temizleyebilmesi. Normal süpürge ile oralar çok zor oluyor. Kediler de altlara girmeyi çok sevdiği için toz nedeniyle kirlenirdi. Şimdi öyle bir dert de yok. Pırıl pırıl oluyor.

Bende çok fazla halı olduğu için mop özelliğini nadiren kullanıyorum ama ona rağmen gayet temiz ev. Evli çift arkadaşım bana geldiğinde kadın olan "senin evin ne kadar temiz böyle" demişti :)

Aynı model bende de mevcut.
* Süpürgesi fena değil ama bazı ince şeyleri bazen bıraktığı oluyor (susam gibi).
* Sürekli şarjda kalması gerekiyor, eğer şarjda durmazsa bataryası bir çabucak boşalıyor, temizlik gerektiğinde öyle kalıyorsunuz.
* Süpürmesi tabii ki bizim süpürmemize nazaran daha uzun sürüyor. Arkada çalışsın kendi kendine derseniz tamam. Biz bazen pratik ve hızlı olmak adına kendimiz süpürüyoruz.
* Alan sınırlandırmaları getirerek belirli yerleri süpürtmesini sağlayabiliyorsunuz.
* Mop özelliğini hiç kullanmadım, kronik su kaçırma problemi var diyorlar. Bilemedim.
* 1-1,5 cm lik halılara çıkabiliyor. banyo eşiğimiz de salondan 1,5cm kadar yüksek. Sorunsuz çıkıyor.

Yani bir (bkz: irona) değil ama idare eder bir ürün.

xiaomi'nin en basit ve ucuz süpürüp silen modeline sahibiz. (düşük modeller en farklı özelliği batarya ve toz haznesi kapasitesi. ev küçükse tek şarjda sorun olmuyor.) bence tek eksiği kendi toz haznesini boşaltıp temizlememesi:) (evet duvar dipleri ve şarj istasyonuna çok yakın kısımlarını çok iyi temizleyemiyor)

m-pt.gearbest.com şurada çart halinde modellere göre engellerin bir karşılaştırması var. genelde almak istediğin modelin özelliklerinde bu bilgiler olur.

Akıllı telefonun ev hali, olmazsa olmaz

sanırım bulaşık makinesinin 25-30 yıl önceki durumu gibi. o zaman da "iki kişinin bulaşığından ne olacak, iki tabak iki çatal elde yıkayıveririz, bunun için makine mi alınır" diyen herkesin evinde, tek kişi bile olsa bulaşık makinesi var.

bizde henüz yok mesela. hala "sadece süpürge tutmak için ne gerek var, 15 dakikada süpürgeyi çıkarıp süpürüyoruz" diyorum. hala da gereksiz görüyorum ama alıp koysam büyük ihtimalle "ulan ne büyük rahatlıkmış" diyeceğim.

Kübizm olmasından ötürü picassoya baktım uyum olarak the dance resmini andırmıyor değil. Daha sonra translatele sizin de bulduğunuzu düşündüğüm portekizce makaledeki creditlere baktığımda Diana Ejaita ismine ulaştım.

www.instagram.com

Çok teşekkür ederim :)

Format boyle puanlama degisebiliyor. Sonuca Itiraz etsen dahi (neredeyse sinav ucreti kadar olabiliyor) bircok sey tutorun takdiri olmasindan oturu birsey farketmiyor.

evet ben de youtubedaki örnekleri izleyip girdim, öyleydi sınavda da.
ama önemli olan konunun denk gelmesi.
sana son gezdiğin sanat galerilerini anlat derse anlatablecek misin, onu düşün.
bilgin olan bi konu denk gelmesi lazım.
ben inşaat mühendisiyim, sınavda biraz tanışmadan sonra direkt olarak alanımla ilgili soru denk geldi.
sınav sonucum 8.

evet genel olarak bu düzeyde, aslında bence bu elemanın aksanı çok iyi olmasa da düzgün cevaplar vermiş ve takılmamış 7 de alabilirdi.

az buçuk derdini anlatana 6 üstü veriyolar zaten. taksimde girdim ben 8.5 verdiler birkaç sefer teklememe rağmen

Kendilerini tıp doktoru olarak tanıtmadıkları müddetçe Dr. unvanını serbestçe kullanabilirler. Haklarıdır. Bileklerinin hakkıyla o unvanları almışlardır.

Doktor unvanı zaten bunun için var. Kullanabilir.

Adam bir tarafından kan çıka çıka doktorasını yapmış paşa paşa kullanır ünvanını elbette. Ne aykırılık olacak.
Yurtdışında bir form doldururken Mr. Mrs. Dr. diye seçtirirler hatta bu dr illa ki medikal doktor değil. Kredi kartlarında bile görebilirsin bu dr ünvanını.

Ikisi de Dr zaten. birisi MD oteki PhD ama bizde boyle harf kullanimi acisindan bir ayrim yok sanirim.

tabii ki serbest. bu o kişinin hakkı.

yalnız apartmandaki amcalar teyzeler "yavrım sırtımın şorası tee kalçama kadar ağrıyor bi bakıversen" diye kapıya geliyor iktisat doktorası yapan adama.

ona göre kullanın.

Ben olsam apartmana filan yazmam +1
Şirket yazışmalarında kullanılmasında fayda var. Güven veriyor karşı tarafa.

Unvanların sadece konusuyla alakalı özelliğin ortaya konması gereken yerlerde zikredilip, yazılmalı. Tıp doktorluğu dahil tüm unvan kullanımının doğru, 3. şahısları hataya sevketmeyecek şekilde olması gerekmektedir.
Mesela ekonomi alanında doktoranız var birine bu konuda görüş verirken bunu kullanabilirsiniz. Ancak tıp doktorluğunuz varken tarih alanında görüş verdiğinizde unvanınızı kullanarak karşı tarafın sizin tarih alanında etkinliğe sahip olmasına sonuç verecek şekilde güven kazanmanız, bundan fayda elde etmeniz halinde cezai sorumluluğunuz bile doğabilir.

Bir de cezai ehliyeti olmadan kullananlar var:) Bir uçuş sırasında fenalaşan yolcuya açılın ben avukatım diye mudahale etmeye çalışan meslektaşımı düşündükçe mütemadiyen utanmaktayım.

Tanımlarlar. Hatta bi doktora mezunundan konferans dinlemistim. Hep doktor olma hayalim vardı.. O şekilde olmadı bu şekilde oldu demişti.

trafik cezasının sebebi nedir? ZTL ihlali gibi birşey mi?

sebebi hız aşımı, 90kmh yolda 113 kmh yapmışım diye

Art. 201 of the Italian Road Traffic Code foresees a time limit of 360 days for the notification of the fine departing from the ascertainment of the infringement. From the context of the article, one can deflect that if the foreign driver of an Italian rental car who was photographed while speeding, might receive the notification even after 360 days, if the fine was notified to the car rental company within the limit of 90 days foreseen for national notifications, and the company had yet to disclose the identity of the driver.

www.euroconsumatori.org

Bildirime ilişkin zamanaşımı konusunu tarihlere göre hesaplamanızı öneririm. Eğer zamanaşımına girmiyorsa Türkiye'de dava konusu yapıp size alacak davası açılabilir.

bi daha italya'ya gitmeye kalkarsanız sınırda üzerler sizi. keşke ödeseydim dersiniz.
ödeyin geçin.
nisan 2019'da kredi kartına yansıtılan bedel ceza değil, kiralama firmasının processing fee adı altında aldıgı ücrettir. cezalar otomatik olarak çekilmiyor. sizin ödemeniz gerekiyor.

avukat degilim ama basima benzer bir sey gelmisti.

hiz sebepli degil ama bilmeden arabayla girilmesi yasak yere girdigim icin italya'da ceza yemistim ben de. ceza yaklasik 1 sene sonra gelmisti ve ödedim.

gelen cezada da olasi yaptirimlar ile ilgili bilgilendirme oldugunu hatirliyorum. ayrica bu cezayi aldigim zamanlar ülke disindaki trafik cezalarinin yaptirimi ile ilgili birkac haber okumustum. oradan hatirladigima göre cezaniz belli bir limitin altinda ise cezayi size teblig etmek cok masrafli olacagi icin cok pesine düsmeyebiliyorlar diyordu. limit de sanirim 70€ idi. o limitin üzerinde ise ödememe durumunda basiniza is acilir diyorlardi.

yerinizde olsam miktarina bakmadan cezayi öderdim, ki sizin durumunuzda cezaniz nispeten yüksek ve riske girmeye degmez bence.

bu klasik İtalya taktiği dostum. Geçmiş olsun. Bir daha italya’ya girmek istiyorsan ödeyeceksin.