valla bence çok mantıklı. çünkü her şeye her an zam geliyor.
ben olsam şimdiden alırdım.
bu arada tebrik ederim. umarım sağlıkla kucağınıza alırsınız.

cuma gunu enflasyon aciklanacak o zaman bakarsin mantikli mi degil mi :) hem tuik hem enag rakamlarina bakacaksin ama.

kesinlikle cok mantikli. burun acma spreyi aliyordum duzenli olarak. fiyati ortalama 50 liraydi 2 gun oncesine kadar. bldun bir baktim 180 diyor. dumur oldum. 50 lira olsun 70 80 hadi 100 olsun. 180 olmus 2 gunde saka gibi :s o yuzden ben de su an birkac yil sonranin montunu filan stoklayasim geliyor esim sacmalama demese alicam gordugum her seyi :s

cok cok hayirli olsun bu arada :) saglikla kavusun <3

oncelikle tebrikler.
bebek arabasi ve oto koltugu en buyuk masraflar. fiyatlari kesin artar dovizle beraber. ucu bir arada modeller var ozellikle ilk aylar cok rahat. o koltukta hem eve gidiyor sepet gibi, hem daha sonra bebek arabasina takliyor o koltuk.

onun disinda 2-3 numara bebek bezi stogu yapardim ben. ph uymaz sorun cikarsa satilir ileride.

kiyafet ya da kuvet gibi ucuz plastik urunleri stoklamanin bence pek bir anlami yok.

Sağlıklı bir doğum nasip etsin Allah, size de bebeğe de.

Kesinlikle bez alın, ama numaralarını mantıklı alın. Yeni bebeği olmuş birinden hangi numaradan kaç paket harcadığını, hangi aylarda hangi numaralar kullandığını öğrenin.

Beşik, yatak, yastık, battaniye vs şimdiden alın.

Unisex kıyafetleri alabilirsiniz, ama abartmayın, bu konuda çok hediye gelecektir.

Ekonomik olarak cok mantikli ama insani olarak tavsiye etmem. Allah korusun aksi bu durumda o esyalar kotu seyler hatirlatabilir.
Daha cok erken bence

yılbaşından önce büyük alınacakları alın. anne yanı beşiği oto koltuğu ana kucağu bunları alın.

bence almayın henüz.
Doğum yaklaştıkça nelere ihtiyacınız olduğunu, akrabaların-tanıdıkların size neler vereceklerini daha iyi anlarsınız.
Duygusal olarak hoşunuza gidecek birkaç parça kıyafet alın elbette ama geri kalanı için bence alıyormuş gibi düşünerek altın veya dolar olarak bir hesaba koyun.

5 bin liralık bebek arabası alacaksanız mesela 5 bin liralık doları atın hesaba. Zamanı gelince o dolarla o araba yine alınır zaten. Hem belki de bu 7 ay içerisinde bir tanıdığınızdan o araba gelecek veya bir firma dev ötesi indirim yapacak.

bebek araçları gereçleri ortalama 6 ay 1 yılda işlevini kaybettiği için zibiliyon tane letgoda malzeme var.

ben doona bebek arabası
chicco anne yanı
maxi cosi ana kucagı
ikea beşik aldım yarı fiyatından daha ucuza. siz de şimdiden buradan eksikleri tamamlarsınız

Öncelikle çok tebrik ederiiim! ^_^

Birkaç gün önce dinlediğim bir haber programında tekstil ürünlerinin yeni yıldan itibaren yüze 50 civarı zamlanacağı konuşuluyordu. Şimdiden almaya başlamak mantıklı olacaktır diye tahmin ediyorum.

Tekrar tebrik ederiim! ^_^

şubatta ebebek indirimleri oluyor. her gün 1 kategoride. söyledikleri kadar olmasa da gerçek piyasa fiyatının altına oluyor o gün. ben onu bekliyorum :)

23.haftasında bir gebe olarak @michael_knight +1 diyorum ben buradakilerin aksine. Ben de geçen gün Mart'ta doğacak bebek için aynısını sordum, sizi de kesinlikle endişelendirmek istemem ama 8 hafta çok erken. 12.haftadan itibaren riskler çok azalıyor, dilerseniz 10.haftada fetal dna testini veya en azından sonrasında ikili testleri de yaptırıp, içiniz rahat ederek alırsınız bebeğin eşyalarını. Zaten araştırma yapmak gerekiyor, herkesin ihtiyaçları, gereksinimleri farklı. Birine mantıklı gelen bebek arabası diğeri için uygun olmayabilir. Bence önümuzdeki haftalarda araştırmanızı yapıp 12.haftadan itibaren almaya başlayın. Sağlıkla kucağınıza almanızı dilerim bebeğinizi :)

Kendimi yerinize koyup bir düşündüm ve parayı dolar olarak kenarı koymaya karar verdim. :)

Sağlıkla ve huzurla büyütün bebeğinizi:))

Michael knight +1
Hem çevrenizdekilerden de illa hediye bir şeyler gelecek, onlara bakar ona göre eksiklerinizi tamamlarsınız.

Kendi adıma ben bebeğimin neredeyse ilk 8 ayını arkadaşımın bebeğinin küçülen eşyaları ile geçirdim. Dev bir valiz dolusu kıyafetin içinden bebeğimin doğduğu aya göre uygun olabilecekleri seçtim(yaşadığımız yer farklı olunca mevsim farkı) ve o kıyafetleri kullandım. 7.ayında da yıkayıp ütüleyip geri gönderdim arkadaşım 2. Bebeğine hamileydi. Kısacası 1 kıyafet 3 bebek büyüttü çünkü hızla büyüyorlar, aynı kıyafeti gelecek ay giydiremiyorsun. Doğumda sadece anı olsun diye 1 hastane takımı almıştım. Battaniyeler, yelekler hırkalar, park yatak... Hep hediye geldi.
Oto koltuğu, beşik vb hep ikinci el aldım. Tertemizdi ben de öyle kullandım.

Tebrik ederim. Sağlıkla, mutlulukla alın kucağınıza...

İlanın herhangi bir yerinde bu pozisyonun sadece US vatandaşları için olduğu notu var mı?
Anladığım kadarıyla 'Security Clearance' sadece US vatandaşlarının edinebileceği bir şey. Sizin vatandaşlığınız var ise ama daha önce SC edinmediyseniz No Clearance seçmeniz gerekir.

Detaylar şurada var: www.thebalancecareers.com

İş ilanı şurada => careers.pipercompanies.com

Apply deyince aşağıda geliyor bu seçenek.

Sağlık sektörü için ilan. US vatandaşlarına yönelik diye bir ibare yok. Vatandaş değilim ama Green Card'im var. Bana da No Clearance mantıklı geldi şimdi.

security clearance yoksa no clearance.

ulusal bi gazete sart mi ki? ben ogrenci karti icin yerel gazetede ilan vermistim 50 lira gibi birsey tutmustu.

Kimlik ehliyet kaybı için bile o iş zorunluluktan çıkarıldı. Kimlik ehliyet ise buna gerek yok.

benim aklıma maddi boyutu geliyor, şimdi m1i lanse ettiler, başarılı olduğunu da gördüler kalkıp 10 bin lira m1 için fark isterlerse ve o zaman yani istediğin modelin m1li versiyonu çıktığı zaman dolar euro da alır başını giderse hiç alamayabilirsin bile.

türkiyede yaşamanın sıkıntıları işte.

Maddi acidan zorlamayacaksa, ben olsam m1 islemciyi beklerdim. Hem de bu sure zarfinda m1 islemci kullananlarin geri donuslerini de gormus olursunuz.

intel icin gec apple silicon icin erken cok pis bir donem. m1'in her ne kadar performans ustunlugu olsa da eksikleriyle bir 1. nesil urun oldugu bariz. yerinde olsam 2. nesil urunleri beklerim.

@eksimtrak +1, gundelik hayatta kullandigin app'lerin performansina gore karar ver. mesela henuz blender c4d falan calistiramiyor bildigim kadariyla, o app'lerin uyumlu hale getirilmesi lazim. veya yazilimcilarin kullandigi docker vesaire. ben de 2. nesili beklerdim acil alman gerekmiyorsa. ha ama benim acil almam gerektigi icin intel islemcili macbook'u aldim, su an gumrukte. birkac sene icinde m1'in gidisatina gore eldekini satip uzerine biraz koyup alirim. su anda gelen incelemeler cok iyi ama hala net degil, tam performans degil, uyumluluk yeterli degil. benim icin. kendi kullanim aliskanligina gore incelemelere bakip karar ver derim.

açıkcası 1-2 sene bekleyecek lüksüm yok çünkü ağırlıklı olarak apple motion ve final cut pro kullandığım ana programlar zaten. 2021'in ikinci çeyreğine kadar idare edebilirim. araştırmaya devam edeyim ama 16 inçlik m1 modellerini bekleyeceğim gibi duruyor. cevap veren herkese teşekkürler.

Apple Motion ve FCPX zaten Apple Silicon'un en çok fark yaratacağı uygulamalar olacak deniyor. Ben olsam ben de beklemeyi tercih ederdim.

coconut battery indir, pil yüzdesine bak. döngü bi şey ifade etmez tek başına.

eksiup.com

şarj durumu iyi olmasına rağmen nasıl bu kadar sürede bitebilir. Fabrikanın ön gördüğü saat 10. Arka planda çalışan ağır bir şey yok ve 3 saatte bitmesi normal mi?

Macbook air, Catalina 10.15.7 (19H2) sürümündeyim. Son güncelleme sonrası pil, servis öneriliyor uyarısı vermeye başladı. Öncesinde çok rahat 7+ saat kullanım vardı. 1154 cycle ve pil sağlığı %68e düştü. Şu an 3 saat civarı gidiyor. Pil sağlığı baya düştü ama kullanım süresinin bu kadar düşmesi son güncelleme sonrası oldu. Big Sur'a yükseltmeyi düşünüyordum ama şimdilik vazgeçtim.

pil ikonuna tiklayinca hangi uygulamalar fazla enerji tuketiyor gosteriyor, bir fikir verebilir.

Şener Şen var.

Erkan Yücel-Doğu Yücel var mesela, aynı sanat dallarında çalışmasalar da.

Bence başarı olsalar da onları ortaya çıkaran sebebin ebeveynleri oluşunun gölgesinde kalacağından başarılı olmalarına ket vuruyorlar. Yani başarılı olmak için cabalamaya ihtiyaç duymuyorlar bilinçaltı olarak, nasılsa ben bu başarıyı babam sayesinde elde ettim belki de istemedim, babam bu olmasaydı ben bu olmayacaktım falan filan

asım can gündüz-evren can gündüz
küçük asım resmen, hata babasından daha çok biliniyor olacak muhtemelen.

timur selçuk

lloyd bridges - jeff bridges

Nick Clooney - George Clooney
Martin Sheen - Charlie Sheen

Evrencan gündüz var. Babasını çok severdim, küçük gitarist ama büyük şovmendi. Evrencan tam tersi büyük gitarist küçük şovmen. Bence olması gerektiği gibi.

John Voight angelina jolie

Leöan sam sevval sam

Steven Tyler- Liv Tyler var bir de.

Julio İglesias - Enrique İglesias, hatta babası bir ara oğlunu kıskanıp konuşmamıştı bile.

Cesare Maldini - Paolo Maldini ve 3. generasyon olan oğul Daniel Maldini

olmaz, server yoğunluğu ile ilgilidir donmalar. bahsettiğin şeylerin konuyla alakası yok.

Ne satın almalı? sadece bazi platformlar donma yapiyorsa baska yerden iptv satin almali.

isp kaynaklı donma olabiliyor. Kayınpederde superonline var aynı iptv'den üyelik aldık bana mısın demiyor, ttnet zırt pırt donup duruyordu. Vodafone'a geçtim şimdilik bebek gibi, donma takılma yok.

garantinin flash uygulamasıyla ben de yapıyorum arada. worldcardda da var sanırım

Temassız kredi kartıyla aynı mantık. NFC'li cep telefonu ve google pay gibi bir ödeme programına ihtiyacınız var. Kredi kartını programa tanıtıyorsunuz sonrasında çalışıyor sanırım. Hatta e-simli(Türkiye'de çalışmıyor bu sistem) bir saat ile(ebıl woç gibi) sadece saat ile de ödeme yapabilirsiniz.

Temazsız ödeme özelliği olan bir kartı telefon kılıfının arkasına koyarak da yapılabilir :)

A101lerde fastpay ile o sekilde odeme yapilabiliyordu, telefonda nfcye gerek olmadan. Sonra sistem değişti, QR kodu istemeye başladilar telefon okutmak yerine.

apple pay. tr dahil temassiz pos cihazlarinda geciyor fakat trden aktivasyon almiyorlar sanirim.

Türkiye'de büyük bankaların cep telefonu uygulamaları bu hizmeti sunuyor. Sadece Android telefonlarda geçerli.
Apple telefonlarında NFC teknolojisi olmasına rağmen mevzuatlar sebebiyle Türkiye'de bu hizmeti vermekten kaçınıyor.

(bkz: host card emulation) işin altındaki teknoloji.

Bu oyuna 10 yılını vermiş biri olarak birkaç kelam edeyim. (2007-2017)

İtemi tl'ye dönüştürme işlemi şu şekilde oluyor: Elindeki itemi oyun içi pazarda satıyorsun. Piyasadaki sitelerden birine üyelik açıyorsun. Zaten sitede server gb alış-satış fiyatları bellidir. Ona göre sitenin canlı desteğinden vs. anlaşıp oyunun bir köşesinde onların kurduğu pazardaki çöp itemi çekiyorsun ve sitedeki hesabına tl olarak yatıyor. Ardından banka hesap numarana yatırıyorlar. Pazar açmak için evet np yüklemen lazım. Başka bir yolu yok. Şunu söylemekte o kadar eminim ki bu oyunda dolandırmamak için hiçbir yöntem yok. Gm'lerin bile hırsızlıkta çığır açtığı bir oyundur USKO. Naçizane size tavsiyem iteminizi bilindik siteye satıp, bir an önce şu nefretten kurtarın kendinizi.

cok tesekkurler. peki bilindik siteler hangileri?

Rica ederim. Hocam gerçekten uzun zaman oldu. Benim en çok alışveriş yaptığım site oyunbayisi.com'du. Binlerce liralık alışveriş yaptım ve hiçbir sorun yaşamadım. Tabii bu dediklerim 2012-16 yılları. Oyunbayisi.com'a şu an baktım da kapanmış heralde. Kopazar.com da sağlamdır defalarca alışveriş yaptım. Tabii şu an ki durumunu bilemiyorum.

Oyun içinde elde ettiğiniz GB'yi satacağınız 4-5 büyük firma var bunlara satış yapmanızı tavsiye ederim. Geriye kalanlar merdiven altı dükkan gibi sitelerdir.
bynogame.com
gamesatis.com
oyunfor.com
mtcgame.com
kopazar.com

Bu sitelere satış yapman durumunda sorun yaşamazsın. Ancak bynogame ve gamesatis kimlik teyidi gibi şeyler istiyordu. Onu desteklerinden bilgi alarak öğrenebilirsin.

deterjanın markası ne?

Parfumlu Yumusatici kullan. Tekrar yika.

@tears of devil, omo galiba

boron ise olur diyecektim. boron toz deterjan ile tüm kıyafetler tezek kokuyor, yumuşatıcı koyunca geçiyor tabi.

Bunu seversin.
montagcoffee.com

İlla ki Etiyopya olsun demiyorsan amaç narenciye aromalı kahve içmekse;

www.kronotrop.com.tr

narenciye aromali olan kenya diye biliyorum.
www.starbucks.com.tr

Etiyopya yirgacheffe olabilir. Deneyip yanılarak bulursun

tam da bu aralar ictigim kahve.. adi djimmah / jimma, kaffa bolgesinden

Beşiktaşa yakınsan balmumcu'da "at origin coffee" var, çekirdeklerini afrikadan kendi getirtiyor adam. tarih ederek istediğin kahveyi bulabilirsin. tavsiye ederim.

aynı kahvecinin şubesi göztepede nidakulede de varmış

edit: atorigin.coffee

yetiştirilme olarak sesli burun silme normal bir davranış. çocukluktan öyle alışıyorlar ve normal geliyor. jant kapakları hakkında fikrim yok.

Jant kapaklari su anda kislik lastikte olduklari icin. Yazin gittiginizde jant kapaklarini yerli yerinde gorursunuz.

Burun silmek ise, turkiye’deki normal degil, burnunu temizleyemeyeceksem ne isime yariyor silmek degil mi?

Onun disinda mesela Ispanya’da da garip bakarlar sesli burun silmeye ama orta/orta-bati avrupa’da normal.

1- kis lastikleri 3-4 ay dandik jantlarla, yazlik lastikler duzgun jantlarla tutuluyor ondan.
2- bunlar hep kulturel farklilik.

hem kış lastiği olduğu için hem soğuk olduğu için avrupada fazla tercih edilmez. yazlıklarda jant kışlıklarda eski jant olur. bazı araç modellerinde motor koruyucu plastiği olur Trde olmaz çünkü sıcak memleket. fransada gaz çıkarmak falanda normaldi. ama avrupada burun silmek insanı bir durum sayılıyor.

Kislik lastikler jantli olarak satiliyor genelde.Tuz ve buz eritici kimyasallar aluminyum jantlara zarar verdigi icin (bence alasim jant pahali oldugu icin) eski tip celik jant kullaniliyor. Daha onemlisi arabanin iyi gorunmesi prestiji arttirmadigi icin jant kapagi falan ugrasmiyorlar. Oldugu gibi kabul ediyorlar.

Burun silme sesine alirmak icin iki seneyi devirmek gerekiyor. Sonrasinda duymuyorsun zaten.

ben ps4 slim aldım idareten bu sürede, sonra ps5'e geçerim 2 sene sonra diye. tabii pro da alınabilir.

genel yorum ps5'in çıkmasına en az 1 sene var ve ilk 1 sene hem oyun anlamında kısır oluyor, hem de ilk seriler riskli oluyor yönünde. bu sebeple özellikle pro alırsan 2 sene çok rahat kullanırsın.

Ps5in oyunları çıkana kadar 2 sene geçer. 1 2 tane oyun için bu neslin oyunlarını da bekletmeyin bence. Ps4 slim alın sonra satarsınız 2 sene sonra. Bu sırada bu neslin exc. oyunlarını oynarsınız. Bu sene mesela bomboş geçti oyun anlamında.

Ps4 slim +1

Pro'da olup slimde olmayan oyun yok zaten. İlla 4K da olsun demezsen slim yeter.

yani 4k onemli degil de almisken 1-2 sene degil daha uzun idare etsin diye pro dusunuyorum

2020 Kasım da çıkacak %90. ilk başta stok sorunu olur tahminen Ocak Şubat gibi her yerde bulunmaya başlar.

oyun konusunda diğer arkadaşlara katılmıyorum, büyük ihtimalle PS4 oyunlarını oynatacak. ayrıca last of us 2, samurai exclusive oyun iki konsola da çıkacak.

"yani 4k onemli degil de almisken 1-2 sene degil daha uzun idare etsin diye pro düşünüyorum" yorumunuz biraz garip olmuş. pro'nun ekstra özelliği 4k televizyonda 4k görüntü vermesi. 4k televizyonunuz yoksa anlamı yok. "idare etmek"ten kasıt nedir bilmemekle beraber pro olmayanı 1-2 sene idare eder, pro daha fazla idare eder diye bir mantık oluşmuyor yani. ikisi de bire bir aynı oyunları oynatıyor zaten.

xiaomi m365

scooter dedim, kısmet motosikletmiş :)
teşekkürler

telefon iphone'sa ikinci el apple tv bakabilirsin hocam. bozulacak aletler degiller zaten. oylece duruyorlar evde. (garantisinin bitmesine 2-3 ay kalmis bi tane denk getirirsen daha iyi olur)

kendi ekosistemi icinde cok kullanisli oluyor apple tv. en basitinden kullanici adi sifre yazmak/yazi yazmak bu tarz cihazlarda iskenceyken apple tv'de text box'a tiklayinca hop telefonda klavye acilmasi falan guzel rahatliklar. ha fiyati cok, sifirina gerek yok (tr fiyatlariyla)

he yazmamisim, evde telefonlar ve tablet appledan o yuzden apple tv dusundum

cevap belli. artık apple ekosistemindesiniz. hayırlı olsun.

2. el almanızı öneririm.

Cok pahali bir sony smart tv almistim. Üzerinde Android TV isletim sistemiyle gelmisti. Hayatimda bu kadar pisman oldugumu hatirlamiyorum. Simdiki aklim olsa sadece Ekran kalitesine parayi yatirir, yaninada bi apple tv alirdim.

4k tv+roku yada chromecast
smart tv alacaksan, LG'lere bak mutlaka. LG'nin WebOS'i en kullanisli ve en hizli smart tv arayuzu.

bence akıllı tv almanız daha iyi. daha öncede yazmıştım bunun hakkında. bende iphone, ipad, mac, airpods kullanıcısıyım. ama apple tv benim için çok gereksiz. hediye gelmemiş olsa almazdım. çünkü sadece netflix, youtube vs için kullanıyorum. youtube da çok girdiğimden değil öylesine takılmak için. sadece bunları yapmak için o kadar para vermek bana mantıksız geliyor. akıllı tvler rahatça hallediyor tüm işleri. apple tv nin tek ve küçük artısı airpodsları bağlamak. para verip bir cihaz alacak olsam android tv box alırdım. yeni televizyon alacak olsam kesinlikle akıllı tvlerden alırdım.

Bu durumun Bulgaristan versiyonu yaşıyorum. Böyle durumlar için aile oturum izni alınıyor. Evli olduğun için kimse sana ne ayaksın diyemiyor yani rahat ol. Ama işlemler vs. var.

@jenasinans, tesekkur ederim cevap icin. Peki bu gecici oturum iznini kaybetmemek icin ne yapmam gerekiyor? polonya'da kalmam gereken minimum bir sure ya da gir-cik yapmam gereken bir sure araligi var mi?

dedigim gibi bae'de 6 ay gecirmeden bir gun gir-cik yapsam yetiyor.

ab de boyle mi?

@harrage, olay şu aslında süreli bir oturum verdikleri için süre bitmeden oturumu yenilemen gerekiyor. Giriş çıkış polonya için nasıldır bilmiyorum ama bulgaristan için geçerli değil ki evrak ve oturum uzatmak için giriş çıkış yapıyorsun.

gecici oturma izni almak icin PLde yasamak gerekiyor bir de 1 ay olayi yalan, 6-15 ay arasi surer o is ki cikana kadar ulkeden de ayrilmaman lazim :) ayrica 6 aydan fazla PLde kalmayinca iptal edebilirler evlilik sebebiyle uzun sureli vize veriyorlar diye biliyorum en mantiklisi o.

ben bir şirketin kendi kariyer sitesindeki cv formunu doldurdum, öyle oldu valla. çizmiyorlar demek ki.

ise gore cvyi degistir. firmayi ve pozisyonu incele ona gore one cikart siralamayi vb

non-EU olayi ise gore degisir. sektor ne IT mi?

- on yazi cok onemli, yani on yaziyi okudugunda senin hakkinda bir fikri olmali ve merak uyandirmali ki cv ni detayli incelesin.
- calisma izni veya baska bir ulkeye yerlesme(relocation) konusunda uygunlugunu belirtmen avantaj
- almanya ve kuzey avrupa ulkelerinde genelde is basvurunda istedigin maasi yillik/burut olarak belirtmen avantaj
- sertifikalarin hepsini koyup koymaman sirkete bagli ama koymasan da sertifikalardan bahset, isterlerse iletebilecegini belirt.
- o pozisyonla ilgili seyleri belirt ama pozisyondan alakasiz seyler ise cok ilgi cekici ve onemli degilse bosuna kalabalik yapmasin bence.

Acenta firmaları üzerinden başvuru yap;

Örneğin Almanya için: www.stepstone.de

ne kadar deneyimin var bilmiyorum ama 10 yillik birisinin cv'si 3 sayfayi gecmemeli
yas, cinsiyet ve fotograf gibi bilgiler olmamali
hobiler vb gibi seyler olmamali.

ideal cv (en azindan ingiltere standartlarinda) su kisimlari icermeli

ad soyad, sehir, telefon, email, linkedin
summary/cover letter
achievements/next goals
experience
education

her AB ulkesi icin degil. yabancinin calismasi gerekmiyorsa cok kolay kisa donem ikamet izni cikiyor kalacak yer + bankada para gostermek yeterli.

www.goc.gov.tr

burdan bakabilirsiniz ayrıntılara. kısa dönem oturma izni +1.

turistik amacli kisa donem oturum izni: www.e-ikamet.com

bu imkan yoksa cikip girmek. aksi halde cikarken gun sayisina gore ceza oduyorsunuz.

Kac sene tecrube?
Bir arkadasim 11 e gitti, bir arkadasim 14 u zorladi 12 den fazla veremeyiz dediler. Bunlari 4-5 yillik tecrube gibi dusunebilirsin ama Krakow icin, Katowice yi bilemeyecegim ama maaslar nispi daha dusuktur diye bi tahmin yurutuyorum.

brutto ise elinde 7000 civari gececek vergileri dusunce.. hele katowice icin gayet iyi maas. yazilim disinda maaslar ve giderler genelde TRye yakin fakat ev kiralari cok yuksek: ortalama mahallede 60m2 eve faturalar dahil 3000 PLN civari odeniyor genelde.

gumruge takilir o

Gümrükten geri gider hiç göndermesinler.

yasak

api sağlanırsa ios uygulamasını yazabilirim.

yıllardır beklenendir.

yani resmi bi ok olsa middleware yazarim html parse edip jsona cevirir hic yoktan iyi

hangi urun? bazi urunlerin adaptorleri 120-220 volt destekliyor sadece EU priz cevirici yetiyor

110 voltajdan fazlasini kaldirmazsa urun yanar dikkat et. Cok alet yaktim bu nedenle. 10 dolarlik urunu ornegin tiras makinesini kullandim sonra buraya getirdim. Zaten gozden cikarmistim. Denedim yandi. Bir tek bilgisayarima bunu yapamazdim o nedenle hem 110 hem 220 volt alan sarj aletlerinden aldim.

Adaptörle çalışan aletler genelde geniş bir aralığa sahip oluyor, mesela giriş voltajı 100-230 volt arası olabiliyor. Üzerinde de yazar bu, genelde laptop şarj cihazları veya farklı adaptörler olabilir.

Ama direkt elektrikle çalışan bir alet olursa olmaz, mesela fön makinesi, blendır, mikser vs gibi.

Aletin özelliklerine ya da etiketine bakın.

Basit bir çevirici ile de olmuyor ciddi voltaj regülatörü gerekli.

Elektronikçiye (Bobinajcı) verebilirsin. Uyumlu hale getirebiliyorlar.

boktan ceviricilerle deneyip alet yakmisligim, sigortalari attirmisligim var. saglam para verip voltaj donusturucu alman lazim, ise yarayanlari ucuz degil.

Evet.

Kendi telefonundaki aplikasyondan yönetebilirsin hesaplarını bunda sıkıntı yok. Fakat tr hesabından yabancı hesaba para transferi aynı isme dahi olsa sıkıntı. Swift, Western falan bir sürü yöntem var hepsinde de kesintiler yüksek ekseriyetle.

Daha iyi yöntem bilen varsa yazsın ben de onu kullanırım ayrıca.

Yurtdışında ethereum* bozdurup o ülkenin para birimini bankana yatıran bir borsa bulursan kolay.
(Türkiye tarafı rahat çünkü. Btcturk var fee olmadan yolluyordu en son)

Lakin sürekli bankadan bir yere çıkış, aynı şekilde yurtdışında kripto para borsasından giriş vergi açısından sıkıntı yaratırsa bilemem. Sadece Türkiye içinde kullandım.

*ether deme sebebim de hızlı ve ucuz olması. Bitcoin pahalı ve yavaş.

genelde telefon numarasini degistirmezsen ulasiyorsun. ben yapi kredide yurt disina ciktiktan sonra vekaletle bile degistirtemedim numarayi, hala ulasamiyorum :)

enpara kullanmanızı öneririm. swift'te en az kesintiyi o yapıyor.

Yaklaşık 4 yıldır yaptığım eylem hiç bir sorun yaşamadan yönetebiliyorsun hem mobil uygulaması hem de internet üzerinden yönetiyorum ayrıca debit kartından alışveriş de yapabiliyorsun.

sirf bu is icin ikinci el lumia 532 aldim 70-80 lira civarina, gayet is goruyor

Windows açılışı mı o kadar sürüyor?
Temp klasörünü temizleyerek ve açılışta çalışan programları kontrol ederek başlayabilirsin.

diskin yuzde kaci bos? full dolu ssdler baya yavas calisiyor diye hatirliyorum

ssd'lerin doluyken yavaş çalışması diye bişi yok. muhtemelen başlangıçta saçmasapan bi işlem stuck oluyordur ve açılış uzuyordur.

ccleaner + windows'un disk temizleme zamazingosuyla temizlik var ve sonra başlangıçta çalışan uygulamalardan gözüne gereksiz, şüpheli görünenleri kaldır.

bahsettiğim stuck kalan işlem windows hizmetlerinden de olabilir. gereksiz bi hizmetse onu da kapatabilirsin ya da gecikmeli başlat olarak ayarlayabilirsin.

ssd dediginin de omru var. daha gecen
850 pro’nun. 30mb hiza dustugunu gorup 860 pro ile degistirdim. 850 pro’larin yazma omru 150tb falandi sanirim.

ben de birkaç lira köşeye atıyordum bir yurtdışı seyahati için, iptal ettim.

yurtdısı planım var iptal de edemiyorum girenler girdi

yurtdışı planım var, iptal etmiyorum.. ama yurtdışından iphone falan isteyen olursa getirebilirim diye etrafa duyuruyorum. akmasa damlar :)

Akademisyenim. ABD'de düzenlenen ve geçtiğimiz 4 yıldır gittiğim konferansa bu yıl gitmemeye karar verdim.

Aynı şekilde ben de yurtdışı seyahat planımı iptal ettim.
Almak istediğim şeyler arasındaki "olmasa da olur" diyebileceklerimi almaktan vazgeçtim.

hocam sadece yurtdışı değil ki... buğday bile dolar üzerinden alınıyor. marketteki her şey zamlandı. Kur hayatımızın her anında etkili yani özetle.

Yurtdışı planlarımı azalttım. Normalde 3 gideceksem 1 giderim diyorum. Kıyafet vs. almiim diyorum, gıda vs. evde yemeye özen göstericem vsvs.

birikimimi dolara çevirdim. 84 dolar yabdı.

kanıtım:
img-s1.onedio.com

8 ağustos'ta gittigidiyordan bıçak aldım 22 liraya. şimdi baktım 28 lira olmuş.

urun.gittigidiyor.com

Seçim zamanı ucuzlar diye 2500 liralik bileti almadım şimdi 3800 TL

Kaldı ki yurt dışında da günlük yaklaşık 80-100 dolar harcıyorum

Bu yüzden gelecek yıl büyük ihtimalle yurtdışına gidemeyeceğim

evet.

Yurt dışı gidiş maliyetlerimle beraber dolar kazanma motivasyonum da arttı.

eksiduyu.ru
:'(

Alacati’da kokteyl vs icmek avrupa’da icmekteb daha ucuz su anda. Gurbetci kafasiyla getirdigim azcik para katlanarak artiyor.
Inanamiyorum ve asiir uzuluyorum. Annemin babamin parasi pul oluyorum, benim kici kirik biriktirdigim birkac yuz euro her gun artiyor.

çocuğun ileride amerikada üniversite eğitimi için her ay kenara 1000 usd atmaya çalışıyordum, artık atamıyorum.

Haftaya avrupa planım var, iptal etmiyorum. Çünkü uçak, kalacak yer vs vs hepsini ayarlamıştım, euro olarak para da ayırmıştım. Ha şimdi o euro'yu bozsam büyük kara geçeceğim ama diğer taraftan bilet ve otellerden de zarar edeceğim. İptal etmiyorum o yüzden.

valla yurtdışı planını geçtim bu fiyat artışı temel şeylere yansıyınca 1-2 ay sonra nasıl yaşanır o'nu düşünüyorum.

Bisiklete kadro getirtecektim, vazgeçtim. Sonbahar-Kış gibi kız arkadaşımla bi hafta sonu yurt dışına kaçarız diyordum, o da zor gözüküyor şu durumda.

şimdiye kadar yurtdışına çıkmadım. arkadaşla bu yaz planlamıştık bir yerlere gideriz diye. dolar 7, euro 8 olunca artık ömrümde yurtdışı göremem sanırım:)

Ultra tasarruf moduna gectim. Iki ayri yurtdisi planim vardi ikisi de iptal. Karadeniz yaylalarina bakiyorum su an.

çok bi etkeni olmadı, ama psikolojik olarak var,
her an tetikte hissediyorum.
sanki yurt dışına gitmek istesem de artık gidemeyecek gibiyim.
borçlarım daha çok gözüme battı.
çalıştığım işte emanet gibiyim, gelecek kaygım daha fazla arttı.
ve bu ülkeden nasıl gidebilirimi düşünüyorum hala

Bilgisayar alcaktım ssd alıp elimdeki ile yetinmeye karar verdim

trde bazi borclarim vardi, her ay daha az doviz gonderiyorum.

az kazandıran ama öğrenci için ilaç gibi gelen iki işim vardı. çalıştığım bir yer krizden mi yoksa başka sebepten mi bilmem, topu dikti. diğer işten de şu ara aylık 150-200 liradan fazlasını göremiyorum, normalde 800-1000'e kadar çıkabildiği oluyordu dönem dönem. onun dışında 160usd borcum var. aldığımda 500 küsür liraydı, şu an 1100 lira. şimdilik. normalde ben ve arkadaş çevrem para harcamaktan çekinen insanlar değiliz, bütçemiz el verdiği (hatta bazen el vermediği ölçüde) takılır ederdik. şu ara hiçbirimiz hiçbir yere çıkmıyoruz, ev dışında yemek yiyen lanetleniyor, karnımızı doyurmak için yediğimiz yemek ve mecburi diğer masraflar dışında hiçbir şey yapmıyoruz.

son üç yıldır senede bir ya da iki kez ukrayna'ya gidiyordum. hem arkadaşlarım vardı geziyordum hem de rusça pratiği için çok güzel oluyordu. önümüzdeki 2-3 yıl herhangi bir yerde karadeniz kıyısına bile yaklaşamayacağım.

ben zaten öğrenciyim ve zengin olduğumuz en son dönem 2001 krizinin hemen öncesiydi, ben 6-7 yaşında falanım. o yüzden şimdilik çok derinden sarsmadı ya da vurmadı ama uzun vadede patlatacak gibi beni de. hadi ben garsonluk falan yaparım bir şekilde yürürüm de annem veya babam işten çıkarılırsa ailecek ne halt ederiz onu hiç bilmiyorum.

Oldu.

Kimse beni ziyaret etmek istemiyor, herkes "buraya gel, burada tatil yap, zaten euro da X oldu." diyor.

"Ya aklini kullan arsa al -arsanin degeri cok artiyor 111!" diye akil vermeye calisan da cok oluyor.

Herkes, projeden ve isten cikmis, su an calismayan bir sefil YL ögrencisini bana "zengin, Kibris gazinolarinda para saciyordur o!" muamelesi yapiyor.

Tatile gittim en son. "Orada ne kadar harcadin?" normaldi onceden, simdi "orada zeytinyaginin kilosu kac paradir ya!" diyen var.

Türkiye´dekilerle konusmalar sacma bir hal almaya basladi, onunu alamiyoruz.

sdece yurtışı değil yurtiçi gezilerini de iptal ettim.
dışarıdan yemek yemeyi artık çıkmıyoruz diyecek kadar azalttık.
bir şey alırken "gerçekten ihtiyacım var mı sorusunu" daha net sormaya başladık, öyle ufak şımarıklıklar yapmıyoruz belli bir meblanın üzerinde.

kısmadığımız tek şey kızımızın ihtiyaçları.

İspanya'ya yaz stajına geldim.
Planım marketten beslenip dışarıda kahve + haftada bir ucuz yerlerde yemek yemekti.

Param öyle bir eridi ki şu an marketten suyu ve ekmeği sayılı alıyorum. Türkiye'ye dönmeme 16 gün var ve resmen aç kaldım.

halihazirda almanyada yuksek lisans yapiyorum, bir donemim kaldi. birkac gundur kara kara dusunuyorum onumuzdeki donemim nasil gececek diye. eylul gibi is aramaya baslamayi dusunuyorum. tek tesellim bulundugum ulkede kalip, euroyla maas alacak olmak. kisa vadede hayatimi ciddi anlamda negativ etkiledi.

eylülde yurt dışı tatili yapıcam iptal de etmedim. ekşın olur boşver diye kendimi teselli ediyorum.

Valla onu bilmem ama insan alışıyor hıamına. Genelde bunu bi süre yurt dışında yaşayıp dönenler yapıyor. Neyse bu konuyu hendıl edelim. :D

Böyle konuşan insanlar yarım yamalak boktan bir yabancı dili zar zor öğrenmiş tuhaf insanlar. Gerçekten en az bir iki dile hakim olan, hakikaten yabancı dilde yazıp çizebilen insanlar genelde tertemiz bir Türkçe konuşur.

Bunlar bildiğini sandığı dandik ingilizcesini satmaya çalışıyor. Gerçekten bilenin ise satmaya ihtiyacı yok. Türkçeyi de doğru düzgün bilmedikleri için araya İngilizce sıkıştıracak kadar çapsız insanlar aslında.

aliskanlik, bizim isyerinde de ingilizce terimler kullanildigi icin gunluk hayatta da insan bunu kullanabiliyor, kasti bir durum yok bence.
bilerek yapanlar var mi var ama bu zaten kendini belli ediyor, egreti durur.

dogru duzgun ingilizce bilmiyorlar +1, bir tane bile gormedim.

Babilbalığı +1

az bilenler "bak ben biliyorum" triplerindeler.
Çok iyi İngilizce konuşan adamlarda olmuyor böyle eziklik. Kendilerini kanıtlama zorunda hissetmiyorlar.

Aynı şey Almanca için de geçerli.

babilbalığı +1 demeye geldim benim yazacaklarımı yazmış kendisi
3-5 kelime ingilizcesi ile bu şekilde satmaya çalışıyor işlerini

themes - theme name : parisreview2016 olarak görünüyor.

wordpress
wordpress.org bu tema bazli ozel is

Wroclaw da güzelmiş ben gidemedim. Poznan var. Gdansk'ın yanında Sopot-Gdynia var. İnsanlar Prag ile Viyana, Bratislava, Budapeşte'yi birleştiriyorlar. Viyana ile arada da Brno var. Çek Cumhuriyeti'nin ikinci büyük şehri ama siz bilirsiniz. Ben sevmiştim. Ortaya karışık oldu bunları 10 günde gezilebilecek şekilde ve Prag'a iniyorsanız seçtiğiniz bir yöne sıraya dizersiniz. Kuzeye veya güneye doğru.

Çek Cumhuriyeti'nde Bohemya İsviçresi diye bir yer var. Orası da güzel.

Gdansk'a gidersen Gydnia ve Sopot'a da kesin git. Dip dibeler. Gdansk görünce nasıl sevindim şurada valla, kalp atışım değişti :D

Katowice ve lodza gitmeye degmez. Krakow wroclaw gdansk/gdynia/sopot oneririm. Wroclawa gelirsen guzel mekanlari gonderebilirim

@eksimtrak, alayım.

recuva dene

baska usb portuna tak
recovery programını bilen birine gotur

lastpass

google hesabini biri kaparsa hepsi ucar.
1password ve lastpass kullanimi kolay ama ucretli.
keepass ucretsiz fakat nispeten kullanimi daha zor. ben keepass kullaniyorum tarayici eklentisi vb olmadan. onceden 1password kullaniyorum gayet iyiydi ama para veresim gelmedi artik :)

bu arada guvenlik icin ek oneri: two factor authentication

Samsung Pass

bildiğin notlar kısmında şifreli şekilde duruyor
yani telefonda o sekmeye giren bakan birisi neyin kullanıcı adı neyin şifre olduğunu anlayamaz.

edit:şifre dediğim program değil kripto gibi bir şifre uydurdum o şekilde örneğin tc no:12345 şifre abc ise bende 23456 bcd yazıyor gibi

Hepsi kafamda.

Ücretsiz lastpass kullanıyorum. İşe yarıyor. Yedek olarak ayrı bir not dosyasına kayıtlı tüm şifreler. Bir dosya gmailde arşivde, biri flash bellekte diğeri de bilgisayarda bir klasörde. Ayda bir kez güncelliyorum dosyaları.

1password

KeePassX.

Ben de hepsini hafızamda tutuyorum. Fakat her siteye farklı şifre vermiyorum. Siteleri önem sırasına göre sıralıyorum mesela. Banka şifrelerim farklı. Ama çok önemli olmayan çalınsa umurumda olmayacağım sitelerin şifreleri aynı. Sırf bu siteler için kullandığım önemsiz bir de mailim var. Onları da ayırdım yani. Ben böyle yapıyorum.

@eksimtrak: google hesabimi birinin kapabilecegini sanmiyorum. 19 yillik internet hayatimda tek bir hesabimi bile kaptirmadim kimseye.
keepass'i mac, android, ios'ta ve tarayici eklentisi olarak kurabilir miyiz? guvenli mi biraz daha bilgi verir misin?

@basond: "bildigin notlar" derken neyi kastediyorsun? bir de tum tarayicilarda ve isletim sistemlerinde kullanabiliyor muyuz? mesela bir uygulamanin (ornek: gmail uygulamasi) sifresini nasil hatirlatiyor mobilde?

@arock'm, @veritaslibertas, @kobuzchu, @windowsguvenlikduvari: 4 sayfalik bilgi. Ben her satiri kafamda tutup her gun onlarca hesapla eslestiremiyorum. Sizin kafaniz guzelmis. Keske ben de yapabilseydim. Imrendim dogrusu.

lastpass

@acemi: Bu konuyu dusundum. Aslinda bir program ya da uygulama gibi bir sey aramamin nedenlerinden biri de bu fakat yazida bahsetmedim. Su an acil olan kullanim kolayligi. Cunku dosyayi gunde 298374654983 kez acmam gerekiyor. Cok zaman harciyorum. Ancak cok haklisin.

Google keep'e yazıyorum hafif şifreleyerek. Enpara 123***89** gibi.

kafamda

kişisel olanlar aklımda. işle alakalı keepass.

Lastpass.

Muhtemelen bakiyolardir sifrelerime ama koyverdim gitti napayim.

(Ana e-mail adresim ve bankalar kafamda)

Sanırım burada en güvensiz yolu kullanan benim. Telefonumun notlar kısmında şifresiz yani erişime açık bir şekilde hepsi sırasıyla yazıyor. E devlet şifrem diye başlayan akbinde banka hesaplarinin, mail, ösym, gittigidiyor, idefix, kitapyurdu, sözlük, duyuru şeklinde tüm şifrelerim yazıyor. Yürek yemiş olmalıyım:/

Galiba mavi kart zaten bu yüzden olan bir şey. Yani çifte vatandaşlık vermeyen ülkeler için var. Prosedürü bilmiyorum ama veriliyor olması lazim.

Mavi kart turk uyruklulara verilen bir sey ama?

Mesela turk asilli biri avusturya vatandasi olursa, avusturya cifte vatandasliga izin vermedigi icin TRde rahat yasamak adina mavi kart alabilir. Ex-vatandas karti gibi bisey yani. Ama esiniz hali hazirda yabanci uyrukluymus.
3 yildir trde ikamet ediyormussunuz, alti ustu ikinci alisiniz olacak. Bence cok da buyuk bir problem degil.

@argent dawn

turkiyenin verdigi ex-vatandas kartinin adi da mavi kart.

normalde kaç yıl içinde türk vatandaşı olabiliyor?

Süresiz oturum alması lazım artık.

suresiz oturum +1 normali budur. mavi kart turk vatandisligindan cikmak zorunda olanlar icin, suresiz oturum gibi. farkini bilmiyorum tabi.

guvenlik sorunlarini arastirdin mi?

Tatlı su bitiyor, zengin kesim yine bir şekilde geçinip gidiyor da millet saatlerce sıra bekliyor iki bidon su doldurmak için.

Ayrıca @eksimtrak +1 güvensizliği ile nam salmış bir şehir Johannesburg.

Ben olsam tekrar düşünürdüm.

buyuk, kozmopolitan bir sehir, istanbul veya batida alistigin her turlu konforu rahat bulursun, ancak tek sikintisi guvenligi; her yere arabayla (kapilari kilitli tabii) gitmen gerekir ve guvenlikli site gibi yerlerde bulunman gerekir. oyle rahat bir sehir yasami pek mumkun degil maalesef. genel olarak guney afrika yasamak icin cok eglenceli, bir cok turistik guzelligi olan bir yer ama guvenli bir ev bulmak ve arabayla yasamak gerek.

İçme suyu sıkıntısı büyük.

bir kere hiç ülke dışına çikmamissin ve tr de yaşıyorsun bunlar ciddi handikap. bence ilk önce gitmek istediğin ülkeleri gezip sonra dil okulu falan araştır, 3 ay 6 aylık o sürede de imkanlar oluşursa süre uzatma taleplerinde bulunursun..

yurtdisina gitmis olsaydin bile yasamamis oldugun icin bazi gercekleri goremeyecektib. yurtdisinda gurbetci insanlar yalniz. bu yalnizligi anlaman icin bikac ay yasamani tavsiye ederim. bazi seyleri parayla alamiyosun

Dediginiz gibi yurt disinda hayat kalitesi daha yuksek, Turkiye'de luks olarak gorulen cogu sey ya standart ya da standart alti.

Yurt disina yasayanlar yalniz dusuncesi de dogru degil. Yalniz olan da var olmayan da var. Ayni Turkiye'de yalniz olan ve olmayan insanlar bulunmasi gibi.

Edit: Egitimin, sagligin ucretsiz oldugu pek cok Bati ulkesi var. Mesela Almanya, Isvec, Fransa, Ispanya, Finlandiya vb.

Türkiye de üniversite eğitimi yok bu arada, gençlerin meslek edinme okulları onlar. Üniversite eğitiminin ne demek olduğunu yurtdışında anlarsın. Ortada büyük bir şans yok yani.

baska ulkede o emegi nasil harcayacaksin once onu bir dusun. deneyimin yurt disinda cok aranan turden degilse, bankada bolca paran yoksa cikman imkansiza yakin.

hem rentts hem de crown arti 1.
bir valizle gittigin ulkede istedigin kadar ielts'ten 8 almis ol, iletisim sorunlari yasayakcasin, kultur sorunlari yasayacaksin, yedigin ictigin degisecek, yaptigin is muhtemelen degisecek vs.

herhangi bir isle hayatini rahatca yasarsin, turkiyede luks olan seyleri rahatca alabilirsin. turkiye'de fistik ezmesi luks aq.

@eksimtrak onu merak ediyorum işte. yani aynı şartlar altında yurtdışı vs türkiye. uzun vadede düşünüyorum zaten. hayatımı da buna göre şekillendiricem. yani bir işçi orada daha iyi şartlarda yaşıyorsa burada işçilik yapmaktansa giderim. bir mimar orada daha iyi şartlarda yaşıyorsa burada mimarlık yapmak istemem. bence biraz karamsar bakıyorsun. çıkmak o kadar zor değil. birçok insan gidiyor.

@baldur2 yalnızlık olayına çok katılmıyorum. mutlaka memleket hasreti olur ama o mantıkla kimsenin başka ülkeye göçmemesi gerekiyor. yani japon da aynı durumda fransız da aynı durumda. o kültür sorunları, yalnızlık tüm göçmenler için geçerli.

şunu merak ediyorum. mesela diş hekimisiniz amerika'da mı diş hekimliği yapmak istersiniz yoksa türkiye'de mi? avrupa'da mı mimar olmak istersiniz yoksa türkiye'de mi? avrupa'yı bilmem ama türkiye'de mimar olmak istemem mesela. ya da avrupa'da mı işçi olmak istersiniz türkiye'de mi? aynı şartlar, aynı iş, aynı kazanç karşısında yaşamı merak ediyorum. çünkü belki yurtdışında kolayca elde edebilecek hayatı yaşamak için hayatımı harcamak istemiyorum. abd'de sıradan bir evden daha beter bir eve yıllarca kredi ödemek, tenekeden hallice araca 100 binden fazla vermek istemiyorum.

türkiye'de aylık 10-15 bin aylık gelirim olsa şunları yaparım diye planlarım var. e bunları yurtdışında daha az gelirle yapabileceksem burada debelenmek saçma gibi.

tabiki avrupada yaşamak kolay ve çekici ama herhangi bir avrupa ülkesine gittiğinde direk 2. sınıf vatandaşsın(avrupa için söylüyorum) kültür farklılıkları, konuşma farklılıkları, dışlanmışlık hissi vs. bir sürü sorunda var. araba almak, kişisel haklar vs daha çekici ancak adaptasyonda çok zor.

Lüks kavramı burada ve yurtdışında değişik. Burada araba lüks, atıyorum havuz üyeliği lüks, ama haftada bir temizlikçi çağırmak o kadar da lüks değil. Ama ABD'de ve Almanya'da lüks. Saatlik olarak çağırıyorlar. Lüks kavramı insanların saatlik ücretine bağlı.

Uzun vadede karar verebilmen için kısa vadede çeşitli olanakları kullanarak zorlayarak yurtdışı tecrübesi elde etmen gerek. Staj olsun, değişim programları olsun au pair'lik olsun deneyeceksin ki kendi kafanda bir plan şekillendirebilesin.

@siyamkedisizorro
ona emek somurusu deniyor haci.

Yurtdisinda yasama konusunda bence cok farkli degisken isin icine giriyor. Her seyden once bu arzu neden kaynaklaniyor onu anlamak lazim, zira bu kisinin zorluklara katlanma gucunu de etkileyecektir.

Yurtdisinda gecerli bir meslegi olan, ulkesinde mutlu olan ama maddi acidan iyi bir teklif aldigi icin yurtdisina gidip "Sila hasreti" cekip, oradaki yasama ayak uyduramayip 6 ayda geri donen adam da var mesela...

Para ve yasam kalitesi onemli faktorler ancak madalyonun diger yuzunde de hayata farkli bir kulturel ortamda baslamanin, yabanci, expat, gocmen olmanin maddi ve manevi zorluklari var. Eger para ve yasam kalitesi elde edecek yetenek ve niteliklerin varsa; kulturel sorunlari da hallederim, ben zaten dunya vatandasiyim, gittigim yere ayak uydururum, katlanirim, yaparim diyebiliyorsan bence hic sorun yok.

Birincisi yoksa, yani meslegin ya da niteliklerin para etmiyorsa isler biraz daha zorlasiyor. Yurtdisinda gocmen bir garson, gocmen bir fabrika iscisi olarak yasam savasi vermek kolay olmayacaktir.

guzel bir avrupa veya amerikan sehrinin insanina sundugu en onemli sey 'zaman'. icinde yasayan insana 'zaman' tanimayan sehirde dunyanin neresinde olursa olsun mutlu olamaz kimse cunku zaman olmayinca huzur da olmuyor. sevdigin isi yapiyorsan ve zamanin da var ise iyi araba ya da ev hep isin sonraki detayi ve guzellikleri.

turkiyenin en buyuk problemi zamanin bol oldugu sehirlerde is ve para yok, is ve para olan sehirlerde ise kimsenin zamani yok. maalesef istanbulda calisanin emegi somuruluyor, kimseye zaman kalmiyor, kalan zaman da trafikte, kalabalik alisveris merkezlerinde harcanip gidiyor. alisveris merkezinin otoparkina parkettigin en iyi arabadansa hafta sonu bos yollarda sevdiklerinle keyiflice surecegin herhangi bir araba daha cok daha keyif verir.

sila hasretini de kucumsemeyin arkadaslar. cem uzan eyfel kulesini karsidan goren luks evde yasiyor parisin ortasinda ama turkiye'ye donecek misiniz sorusunda agladi adam.

@baldur2 abi o kadar paran olsa al bir tane ülke ya da ada doldur içine türkleri. kalmaz hasret bence :D

şaka bir yana hasret önemli bir konu ama daha kozmopolit yerlerde bu sıkıntı daha azdır bence. mesela amerika'da kültürel olarak ingiltere'de yaşayacağından daha az sıkıntı çekebilir insan. onun dışında bu ülke çok yoruyor insanı. çalışıyorsun ama bir şey geçmiyor eline. ayda rahat 15 falan kazanman lazım ki oradaki standarta erişesin. insanın hayallerini de kısıtlıyor. çık sokağa okumuş, iyi para kazanan insanlara hayallerini sor çoğunun hayali iyi bir ev ve araba. araba da 20-30 bin dolarlık araba.

onun dışında şiddet, siyaset, hır gür çok yoruyor. dışarda nasıl durum bilmiyorum ama türkiye'de sosyal hayat da zor.

bir kere avrupa'da ikinci sınıf insansın tarafına katılmıyorum. böyle bir genelleme çok yanlış.

yalnızlık olayı da kişiye göre. ben bir yerde 3 ay çalıştım, herkesle kanka oldum. aynısına 1 senede ulaşan adam var. kişi o kültüre ne kadar ayak uydurmaya, insanlarla iletişime geçmeye çalışırsa o kadar hızlı adapte olur.
şunu eklemek istiyorum adamlar sizi ülkelerine davet etmedi. kimseden sizin için özel ilgi beklemeyin. siz "ulan ben daha iyi bir hayat istiyorum" diyip o ülkeye gittiniz. siz çabalamazsanız, o kültüre-dile-hayata adapte olmazsanız kimsenin elinizden tutup "hadi gel seni kardeşle tanıştırayım" hayata sokmasını beklemeyin.

ben buradaki yeme alışkanlığımı türkiye'de sürdüremem çünkü 3bin lira masraf çıkar. ayda 2 şişe viski, her gün et ve türevleri, canım isteyince suşi, canımız sıkıldı akşama restoran vs. 2 kişi tüm mutfak ve evmasrafı+böyle dışarıdan yemek 700-800 euro tutuyor. ki burada malzemeleri de bio alıyoruz.

eğer düz beyaz yaka adam olacaksan avrupa ezer geçer. türkiye'de en az 45 saat çalışırsın, 2hafta tatilin olur. fransa'da 35 saat normal, üstüne çalıştıklarını ya maaş ya da tatil olarak alırsın, 35 günde tatil hakkın var.
türkiye'de işsizlik maaşı max asgari ücret, burada maaşının %80'i gibi bir rakam ve 2 seneye yakın alabiliyorsun. 4 ay çalıştıktan sonra işsizlik maaşını hakedebiliyorsun. sonra taşeronluk; ben taşeron olarak çalıştım 4 ay. sözleşmeyi uzatmak istemedim,bana sözleşme bitiminde 2 maaşa yakın tazminat ödediler, taşeron olarak çalıştığım için.
bu böyle uzar gider.

yok ben kapitalist olucam, ticarete giricem, kendi işimi açıcam dersen türkiye.
ucuz iş gücünü sömür sömürebildiğin kadar. şu an bir arkadaşım işe başladı yeni mezun, haftada 60 saate yakın çalışıyor asgari ücrete. fransa'da kan alırlar. hatta çok basit örnek vereyim çalıştığım bir firmada ben çek cumhuriyetinde bir fabrikadan sorumluydum, arkadaşım fransa'da. ben bugün bir sıkıntı olsun yarının mesaisini artırıp/azaltabilirdim. fransa için ise 2 ya da 3 gün öncesinden olmadığı sürece hiçbir şeyde değişiklik yapamazdın, çünkü sendika...
sonrasında paran varsa mis gibi ülke türkiye. parayı bastır özel hastanede muayene ol, parayı bastır işlerini hallet. gece 2'ye kadar kafede otur, sabah 5'e kadar barda takıl. evine gece 4'de lahmacun söyle.

neyse uzadı. kısacası çalışan adamsan avrupa, çalıştıracak adamsan türkiye.

@logisticsmanager gerçekten iyi bir örnek olmuş. aslında olması gereken o. türkiye'de o hayatı yaşayabilmek için 10-15 bin kazanmak gerek en az. çalışıyorsun, ediyorsun ulaştığın hayat zaten standart olması gereken. bunun için yoruluyorsun. "başarılı" olamazsan da sürünüyorsun. bir arkadaşım 2015'te sıradan bir okulun mühendislik bölümünden mezun oldu. 2-3 yıl çalıştı abd'ye gitti. ne yapıyor tam bilmiyorum ama döneceğini sanmıyorum. burada elde edebileceği pek bir şey yok çünkü. mesela asgari ücretle çalışan arkadaşın da yıllar sonra belki senin şu anki standartlarına erişebilir. onun için de çok çalışması gerek. yani madem bu kadar çalışcaz o emeği amerika'da, almanya'da vereyim en azından hayatım olması gerektiği gibi olsun, düzgün arabaya binebileyim, düzgün beslenebileyim.

ahmet hamdi'nin bir sözü var. "türkiye evlatlarına kendisinden başka bir şeyle meşgul olmak imkânını vermiyor." diye. internet yardımıyla da insan görüyor. aslında türkiye'de insanların yıllardır hayalini kurduğu şeyler abd'de mesela belki de insanların dönüp bakmayacağı şeyler.

soruya cevap degil ama "her ay aselsandan kagit alma" olayi yanlis gibin. yumurtalari tek sepete koymamak lazim

Çok büyük bir meblağ değil dedi diye linç edecek arkadaşlar toplandık mı?

Ben de benzer bir miktarı aylık kenara koyabiliyorum. Enpara'dan vadeli dolar hesabı oluşturdum. Hem dolar artınca kazanıyorum hem de yıllık %2.25 faiz oranından kazanıyorum.

Bu arada neden ASELSAN?

Aselsan hisseleri son 3 ayda yaklaşık %25 değer kaybetti.

i.hizliresim.com

Sadece bugün %1,5'tan fazla değer kaybı var.

@himmet dayi

uzun vadede kazandirir, aselsan demek devlet demek diyorlar. borsadan da pek bir sey caktigim soylenemez, sordum o yuzden. dolar hesabini dusuneyim bi.

ekonomi cok boktan bir dal bence. iyi ki cok paramiz yok.

eğer uzun vadeli yatırım düşünüyorsan yani kısa vadede o paraya ihtiyaç duymayacaksan altın/Euro/dolar alabilirsin. çünkü bunlar uzun vadede değer kaybetmez... altın sayesinde sağlam para kazandım ama bozdurmuyorum. beklemeye devam :)

kenara koyup uzun vade ilgilenmeyeceksen işe yarayacağını düşündüğüm bir tavsiye:
750 TL dolar al
750 TL euro al
750 TL altın al
750 TL bitcoin al
Her ay aynı şekilde ekle.

Valla benim roketsan'da çalışan arkadaşım da "Aselsan balonu yakında patlayacak, aselsan'da çalışan arkadaşımla konuştuk" falan diyor. Aldıkları birçok projede çakılıyorlarmış. Devlet vs. diye güvenmek mantıklı mı bilemedim.

borsayı bitcoini geç.

euro veya dolar al sonra vadeliye at. en garanti yatırım bu dönemde.

evinizde dolar olarak tutun bence.

Araba kiralayabiliyorsunuz hala. (En azindan gecen yaz oyleydi)

diğer ülkeleri bilmiyorum ama Kıbrıs'ta geçiyor.

6 ayligina geciyor. araba da kiraladim, hatta trafik polisine gittim gosterdim ehliyeti.

python ile konsolda basit uygulamalarla basla, dongu fonksiyon daha sonra lamba vb ilerlersin. daha sonra kitap ya da baska bir kaynakla metodolojileri ve design patternleri ogrenirsin. kalani sana kalmis backend/frontend/machine learning vs.

(bkz: istihza.com)

Edit: kapandı ama sitenin birebir kopyasını ve dökümanları nette bulabilirsin.

rez

İstihza kapandı

freecodecamp.com

Genelde yeni başlayanlara C önerilir, çünkü gerçekten herşeyin tam anlamı ile kurallarına uymanız gereken bir dil. Fakat bir diğer taraftan yeni başlayan bir kişinin kendini ilerletebilmesindeki en büyük etken ise motivasyon. Bunu sağlayan şeylerden biri ise, yaptığınız işi görmek. Bir işe yaramıyor dahi olsa da, yaptığınız şeyi görmek. C evet güzel bir dildir, C'yi öğrenen ileride bir çok dilde rahat eder fakat evde tek başına öğrenecek birisi için bence C uygun bir başlangıç değil (Tamamen motivasyonel açıdan söylüyorum bunu, teknik açıdan değil.). Çünkü evdeki 2 bilgisayarınız arasında kullanmak için çok basit bir chat programı yazmaya kalksanız C'de muhtemelen bi kaç yüz bin tane saçınızı yolarsınız.

Java'da güzel bir dildir. Hem bulabileceğiniz kaynaklar açısından hem de javada biraz kendinizi geliştirdikten sonra mobil tarafa doğru kaymak isterseniz android geçişini kolay yapabileceğiniz bir dil olur (Yine android geçişinden kastım, yaptığınız işi elinize alıp butona bastığınızda orda olacak bir atraksiyonun size sağlayacağı motivasyon, gerçek bir android developer olmanızdan bahsetmiyorum). Java'nın başlangıç için bazı dezavantajları da yok değil, direk OOP ile geliyor olması ve bunu zorunlu tutuyor olması OOP'yi tam anlamıyla kavramanızı biraz engelleyebilir.

Ben olsam Java ile başlar ama Java kendimi iyi hissetmeye başladıktan sonra C ve ardından C++ öğrenirdim.

Ek olarak Web dilleri ile başlamanızı tavsiye etmem. Web çok geniş bir dünya ve birden fazla dilin/teknolojinin bir arada kullanılması ile ortaya birşeyler çıkıyor. Büyük resime hakim değilken buna girerseniz eğer öğrenmekten çok ezberliyor olursunuz.

Soruyu takipteyim.

JSON bu

google "java json parse"

Javada Google'in gson kütüphanesi var json için. Native json kütüphanelerinden biraz daha kullanışlı, ona bakabilirsin.

evde monitor baglayip kullanabileceksen 13 (daha portatif), yoksa 15.

maddiyat çok önemli değilse 15 inç almak daha mantıklı. bende 13 inç vardı masada film açıp yatakta izlediğim için göremiyordum(gözüm bozuk değil bu arada). alırım kucağımda film izlerim dersen 13 inçde işini görür.

monitör kullanmayacağım. kucakta takılmayı seviyorum. film için de tv'ye bağlarım zaten.

13 calismak icin biraz ufak kaliyor acikcasi. Monitore baglayip calisma durumu yok diyorsunuz, 15 daha uygun sizin icin bence

13 kullanıyorum memnunum. kod yazarken sıkıntı yaşamadım.

ilk olman lazim

%95 ihtimal fake
%5 ihtimal senden once birisi bir rastlantiyla ayni numaralari siteye girdi.

satıcıya sordum, şöyle cevap verdi;

"Ürün size geldiğinde sorgulama yaptığınız numarayı siz kazıdınız değil mi?
Sistemde neden 2 defa sorgulama görünüyor sebebini bilmiyorum çok fazla sahtesi olan bir ürün ama bizden aldığınız üründen emin olabilşrsiniz direkt Türkiye distribütöründen almaktayız 2 yıl boyunda tüm garanti süreçlerinde bizden destek alabilirsiniz."

Muhtemelen ürün sahte. Tabi adam sahte ürün satıyoruz demeyecektir. Kime sorsan bizimki orijinal diyor.

Powerbankin orijinali ile sahteleri arasinda kucuk tasarim farklari da var. Bir de oyle bak istersen.

xiaomi fake powerbank diye aratırsanız epey bir görsel ve video çıkıyor minik font farklılıkları, girinti çıkıntı işçiliklerinden ak ve kara döt çıkıyor ortaya.

Xiaomi gerçek-sahte ayrımı ile ilgili youtubeda videolar var ona da bak. Gerçi sahteciler çılgın atmaya başladılar son 2 senedir.

Madem o kadar müşteri memnuniyetine önem veren bir firma, yenisini iste bakalım ne yapacaklar.

sahte olsa daha fazla görüntüleme olması gerekir diye düşünüyorum.
adamlar üşenmeyip 1 orjinal ürüne 1 sahte yapmak gibi (ki bunu da satın alıyor mecburen-adam sahte üretip satacak neden yarısını gidip orjinal alsın?) dahiyane bir fikri uyguladılarsa şapka çıkarıyorum.

ben sorguladigimda 1.ydim

bi kaç inceleme vidyosu izledim, çakma ürünlerde detaylarda gizli farklar var. ürünün orijinal olduğuna kanaat getirdim.tabii neden 2. görüntüleme olduğu hep bi soru işareti kalıcak :)

10dk cok kisa bildigim kadariyla. 30dk uzeri gezmek gerekiyor

Akünün ne zaman değiştirildiğine bağlı. 10dk çalışmayla şarj olmaz, arabayla yol yapmana gerek yok, çalışır halde bırakman yeterli. 1 saat bırakırsan bir sonraki marşta çalıştıracak kadar şarj olur.

10 dk az olmuş.

tavan lambası 500ma falandır normalde o aküyü bitirebilmesi için 100 saat açık kalması lazım. aküde ya da şarj sisteminde de bi sorun var gibi.

orpheus +1, akü zaten bahane bekliyormuş sanıyorum. o aküden hayır gelmeyebilir.

1 haftalık aküm ben de tepe lambasını 35-36 saat açık unuttuğum için bitmişti. yine de güç bela arabayı çalıştırdığımda min. 5-10 dk. bekledim akünün yeniden dolması için.

biraz fazla dolaş. olmadı aküyü şarj ettir. en son olarak akünü değiştir.

Dolasmalisin.

yakınlarda atölye falan varsa aküyü çıkar ver şarj etsinler, 10 20 lira bişey isterler muhtemelen.

Rölantide düşük voltaj üretir, biraz devirlenince 14.4 volta çıkar. Ya aküyü şarj ettir, ya da 1 saat kadar dolaş.

Denildiği gibi akü bahane bekliyorsa ömrünü tamamlamış olabilir, 3-4 yıl sonra süpriz yapar aküler.

biz her sene kombi bakımı yaptırıyoruz hiç baca temizlemediler. 5 yıldır hiç bacamız temizlenmedi yani

Dalga mi geciyorsun bizimle.

Eğer kombi dışarı değil de apartman bacasına bağlı olan modellerdense (yeniler öyle yapılmıyor sanırım) apartman bacasının temizletilmesi gerekiyor ama diğer türlü gerek olduğunu ben de sanmıyorum.

Kombi eski tip bacalı ise bacanın temizlenmesi lazım. Yok yeni tip baca borusu camdan/duvardan dışarı çıkan tip ise öyle bir şey yok.

Kombinizin hangi cins olduğuna bakın.

doğalgaz kurum üretebilen bir yakıt değil. 20 senedir aktif kullanılan baca dahi temiz.
hermetik kombi ise zaten öyle bir konu bile mevcut değil.

Bilmiyorum ya. Gözüm kapalı gideceğim tek ülke Amerika oraya da kart yoksa çok para lazım. Yaz sonu Fransa'ya gitme şansım var mesela ama gidecek miyim bilmiyorum, burada da kalabilirim, off, kafam karışık.

tam rahatsız olduğum konu ramazanda 1 ay gece davul çalar.seçim süreci 4 ay seçim arabaları kafa öper parti ayırtetmeksizin.insanlar çok mu pasif yoksa benim anormal karşılamam mı garip.neden bu ülkede herşey ilkokul müsameresi tadında sürekli ben yaptım oldu kafasınd yapılıyor.insanların rutin hayatlarını yaşamalarına neden imkan tanınmıyor anlamıyorum.

"diğer şehirlerde durum ne bilmiyorum ama oralarda da ben yapamam"

istanbul'da yaşayanların genel sıkıntısı türkiye'nin geri kalanından bihaber olmaları bence. bir sürü yaşanabilir şehirler var ilk alternatif olarak yurt dışı düşünmek = zaten gidememek. yani başka şehirde yapamam diyorsun ama başka ülkede yapabileceğinden emin misin?

aslında tabii olabilir neden olmasın ama başka ülke diyoruz çünkü ülke genel olarak gelişmişlik niteliği göstermiyor. mersine veya muğlaya göç etsem iş, sanat, etkinlik, eğlence, üretkenlik merkezleri bulabileck miyim? tamam her yer istanbul olamaz ama beni doyurması lazım. büyük şehirlerde yaşayan herkes aynı şeyi der burayı sevmiyorum ama burdan çıkamamda. alıştırıyor kendine seni. bağımlık yaratan bir zehir gibi.. ama başka ülkeler daha özgür olduğundan daha çok etkinlik eğlence iş ve üretkenlik olanağı olması muhtemel.

her şehrin kendine has sorunları olur, türkiye dışında ülkelerde bu ne orandadır nasıldır bilemem. türkiye'den gitsem de nereye gitsem diye düşünmeyi ben flörte benzetiyorum, hani nasıl flört evresinde bir ilişkinin olmadık şeyler bile göze kulağa tatlı gelebiliyosa; bizzat gidilmiş olsa da olmasa da bir ülkeye göç etmeyi düşünmek de böyle.

bir yerin içinde yaşamadan göremeyeceğimiz sorunlar olabilir, nasıl ilişkimiz olan biriyle aynı evde yaşamaya başlayınca ya da evlenince farklı taraflarını görüyosak.

beklentilerle de ilgili, mızmız biri suçu türkiyeye ya da yaşadığı şehre atıyosa, nereye giderse gitsin mızmız olduğu için, mızmızlanacak bir şey bulur.

ortadogu ulkeleri genel olarak oyle, turkiyeye has degil. sadece gurultu de degil tanidik bulma, siraya kaynak yapma vs uzar gider. 600.000 nufuslu orta avrupa sehrinde yasiyorum. korna sesi yok, minibus yok onun yerine tramvay var her yere. can tehlikesi olmadan rahatca bisikletle 15dk ise gidebiliyorum. kulturel etkinlik, yapacak sey gidecek yer bolca var 600.000 lik nufuslu sehir TRde olsa anca yilda bi belediye mustafa ceceli getirir gibime geliyor.

Hayir giremezler.

Eger bir Schengen ulkesinden oturum kartlari varsa diger Schengen ulkelerine gidebilirler.

Hatta Ingiltere oturum kartiyla Irlanda'ya, Irlanda oturum kartiyla da Ingiltere'ye giremezsiniz. Ikisinin kartiyla da Schengen ulkelerine gidemezsiniz.

vize lazim, UK schengen degil.
ornegin UKde oturum karti varsa da AB icin schengen vizesi lazim

www.youtube.com

Sinirsiz oturum varsa oluyor diye biliyorum ben. Visa4uk sitesinde soru kismi var, mail atiyosunuz, ertesi gun cevap veriyolar. En dogru bilgi orada.

Hayir. Ailenizden biri direkt AB vatandasiysla onla seyahat edebilirsiniz. Ama bunun icin de (ucretsiz) vize alacaksiniz ve sadece o kisi ile seyahat etmeniz mumkun. Yoksa, normal turist vizesine basvuruyorsunuz.

Nickinden utan, giremezler.

anahtar kelime: unpivot

Schengen vizesi ile giriş yapılan ülkelere girebilirsiniz.

ilk giris hollandadan yaptin bundan sonraki girisleri baska ulkeden yapsan da kasmazlar pek, ama icim rahat olsun ugrasmiyim diyorsan hollandadan schengen ici aktarma.

Istedigin ulkeden giris-cikis yapabilirsin.

Sınır kapısındaki polisin her zaman reddetme yetkisi var bunu gözardı etmeyin. Kıl biri çıkar, tipini beğenmez, verdiğin cevaptan tatmin olmaz, sonra al başına belayı. O nedenle ben bu ülkede kalmayacağım, aha otel rezervasyonu, aha dönüş bileti, aha maaş bordrosu, aha seyahat sağlık sigortası vs diye yüzüne çarpacak belgeleriniz yanınızda olsun.

Orada doğmuş büyümüş olabilirler. Orada üni okumuş olabilirler. Alanlarında çok iyi olabilirler ya da cvleri çok doludur. Bunun gibi bir çok sebep olabilir iyi yerlerde çalışan Türkler için. Zaten çoğunluk hizmet sektörüne sıkışıp kalmış.

Gidenler beyaz yaka %90 yazılım sektörü.

Almanya'da İsveç'te Danimarka'da falan maaşlar inanılmaz yüksek, maaş beklentisi de çok yüksek oranın kendi vatandaşları arasında.

Firmalar da ara kıdem elemanlarını Türkiye gibi ülkelerin nitelikli çalışanlarını daha az maaşa anlaşarak karşılıyor böylece. Yani 4000-5000 euro istiyor mesela elin yeni mezun Danimarkalısı, bizim alanında başarılı deneyimli Türk'e aynı işi soruyorlar 3000'e yapar mısın? Adam el mahkum koşa koşa gidiyor.

Bir diğeri de Türkiye'de uluslararası firmada çalışanların zamanla başka Avrupa ülkelerinde aynı firma bünyesinde çalışması.

Türk çalıştırmak mantıklı bu firmalar için maaşlardan ve vize durumundan ötürü. Ericsson İsveç'te Türk mühendisi çalıştırıyor mesela, bu adam cüret edip de başka firma ile görüşemiyor İsveç'te. Deport olma riski var permanent permit çıkmadan evvel.

Elim Bulgar'ından rumeninden daha kaliteli eğitime sahip zaten bu adamlar. İngilizce biliyorlar, akademik kariyerleri var vs.

Etrafımdaki Türkler genelde böyle.

Yazılımcılar kolay gidiyor galiba. Uzak akrabamız yazılımcı genç bir çift daha yeni gitti mesela. Şirketin Türkiye ofisinde çalışıyorlardı öncesinde. Yani öyle işe başvurma, torpil vs olmadı.

Şu sıralar yazılımcıysan çok kolay.
Bırak Almanca'yı İngilizce'yi bile doğru dürüst konuşamadan gelip burada ilerletiyorlar dil becerilerini.
İşinde iyiyse burada tutunma fırsatı var hakkaten.

Bir arkadaşım (yazılımcı değil, wordü bile bilmiyordu) çalıştığı firma aracılığıyla gitti. Hani AB ülkelerinde istenilen kriterde bulamayınca AB dışından aranılıyor, çalışma izni göre çıkartılıyor falan diyorlar ya ben inanmıyorum. Arkadaşımın gittiği ülkede hali hazırda o ülkenin vatandaşı olan Türk arkadaşlarım var, çalıştığı firmada da vardı ama onu gönderdiler. Eğitim ve tecrübe olarak bile diğerlerinden daha düşük profildeydi. Şans herhalde.

Ek olarak

yazilimci cok kolay +1
polonyaya gelmek isteyen backend (.net ve java)/frontend (angular/react) cilere yardimci olabilirim.

Yazılımcılar tamam da networkculere ekmek yok mu

elbette networkculer icin de is var ama bu yazilim kadar degil. su anda calistiigim sirkete 2 network uzamani varken 10 yazilimci calisiyor. yazilim piyasasinda genisleme nedeniyle de calisanlar baska firmalara geciyor ve yer aciliyor. ama networkculer icin oyle degil, calisanlar genalde yillarca ayni is yerinde kaliyor. yazilimci icin bir diger avantaj ise is gorusmelerinde olcme ve degerlendirmenin kolay olmasi. ornegin network isinde teorik deneyim ve pratik deneyim birbirinden uzak olabiliyor, yani bir kisi teoride cok iyi olup pratikte zayif, yada pratikte iyi olup teoride zayif olabiliyor. bu da yurt disindan calisan getirecek firmalar icin bir risk oluyor, kimin iyi kimin kotu oldugunu ilk planda anlayamiyorlar. o nedenle genelde o ulkeden bilinmis firmalrda referansi olan networkculeri aliyorlar. ama yazilimda bu riske girebilyorlar, cunku isi bilen bir yazilimci birkac saatlik online interview, birkac saatlik pratik interview ile bir yazilimcinin iyi mi kotu mu oldugunu tespit edebilir, cunku yazilimda teori ve pratik diger islere nazaran birbiri ile ortusuyor. genelde torpil yok, herkes basvuruyor ya da turkiyede calistigi sirketin referansi ile gidiyor.

Bir diger onemli faktor ise calisma izni almak. o ulkede o is alaninda issizlik var ise calisma izni vermiyor devlet. ama ornegin almanyada yazilim, elektronik, elektrik, makina ve doktorluk alaninda cok isci acigi var ve calisma izni almak kolay oluyor. Bununla beraber network alaninda da is bulmak ve calisma izni almak cok da zor degil, o konuda da ihtiyac buyuk. Linkedin uzerinden is bulmak olasi.

IT sektöründeyim, uzun zaman yazılım geliştirme tarafında çalıştım.

Şu ana kadar başvuru yapmadığım halde Lüksemburg, Danimarka, Polonya (birkaç kurum), Letonya ve en son geçen hafta Belçika'dan iş görüşme önerileri geldi LinkedIn üzerinden. Öte taraftan bundan 2 yıl kadar önce ben Polonya'da bir kuruma başvuru yapmıştım ancak mülakatta elendim. Özellikle Polonya'ya epey Türk gidiyor. Polonya'da bir süre kaldım, orada ciddi açık var yazılım tarafında. Kendi mezunları da özellikle İngiltere'yi hedeflediğinden yabancılara yönelmişler. Kısacası kaçırdığın birşey yok, düzgün cv hazırlayan, İngilizce konuşabilen, makul bir seviye tecrübesi olan insanların gitme şansı son derece yüksek.

Bunun harici Microsoft, Siemens, ING Bank gibi yabancı sermaye firmaların İstanbul ofislerinden Avrupa ofislerine geçenler de çok oluyor. Bence bu yöntem üsttekinden daha da kolay.

Son seçenek de Avrupa'da yüksek lisans yapmak. Muhtemelen ülkesine göre değişmekle birlikte, çalışma hakkı da verdiklerinden birçok Türk Avrupa'da rahatça çalışabiliyor.

Avrupa'da ya da Kuzey Amerika'da master mesela? Torpil degildir hepsi ama, ilgili yerlerde tanıdıgının olması da büyük bir avantaj.

Türkiye'den bir tanıdıgızın alanda olması da avantaj. Söyleki, eyaletimdeki (alanımda) Türkiyeli calısanları ya tanıyorumdur ya tanıdıgını tanıyorumdur. En azından nokta atısı seklinde is ilanı yollarlar, katkıları olur hep.

www.sabitfikir.com

kuru incir, fistik ezmeli lokum, kuru dut vs.

Çok iyi soyledn alcağım şeyi buldum narlı lokum:)

beyaz peynir

Arkadaşınıza sorabilirsiniz aslında bir şeye ihtiyacı olup olmadığını. Bazı şeyler yurt dışında pahalı ama Tr'de ucuz olabiliyor. Belki öyle bir ihtiyacı vardır, ona bu şekild eyardımcı olmus olursunuz. Birçok yerde Türk marketleri oluyor zaten ama narlı lokum iyi bir fikir, çok kolay bulunabilen bir şey değil ama arkadaşınızın seveceğinden eminseniz götürün derim. Ben arkadaşımın bana Türkiye'den gelmesi gereken bir şeye ihtiyacımın olup olmadığını sormasını isterdim.

gazete, dergi.
aline alip okumak daha farkli bence

tarhana bir de:)

Gideceğin sabah simit al taze onu götür, yanına öğlenden önce varıyorsan bir de çok güzel sürpriz oluyor. Türkiye'deyken hiç aradığım birşey değildi, gelenlerden de birşey istemem ama arkadaşım simiti getirince baya hoşuma gitmişti marketten feta alıp yemiştim.

Zaten kitap istedi onu götürücem 2tane yanına bikaç bşi daha koyarım reçel, narlı lokum vs

Sofuluk varsa Eyup sultana gotur

istiklalin eski olayi kalmadi ya. eminonu balik ekmek + vapur olur ya da pierre loti

ortakoyde beltas'ta icsinler caylari. bahsettigin yol genc biri icin bile yorucu. yaslilar cok sevmeyebilir yurumeyi. yemek icin de kircicegi - ortakoy.

tüm turistik olan, olmayan yerler arap kaynıyor biginize

İstiklal hele yaşlılar için iyi bir tercih değil. Ben de boğaz hattını öneririm. Beşiktaş - Ortaköy olur ya da Emirgan civarı olur.

eyüp sultan ve pierre loti tepesine teleferik ile çıkıp çay kahve içebilirsiniz haliç manzarası mükemmel oradan .
çamlıca tepesini de severler gözlemeleri güzel oluyor manzarası da
bebek - emirgan tarafı olabilir emirgan korusu içindeki pembe köşk ya da sarı köşk'de yemek yiyebilirsiniz .

kız kulesi ve ortaköy'ü yazmışlar
ben aile büyüklerimi hep bu güzergahlarda gezdirdim . az yürümeli çok oturmalı güzel manzaralı mekanlar seçiyorum .

taksime hele ki istiklale götürmeyin nolur. istiklal bok gibi ve sadece arap dolu. oturacak bir tane de mekan kalmadı.

boğaz hattı vapuruna binip istediğiniz durakta inebilirsiniz.

çengelköy olur kanlıca olur, avrupa yakasında tarabya olur emirgan olur.

ama lütfen taksime götürmeyin:(