Daha sonra hukuk okurum dersen adalet. Okumayacaksan diğerleri.

matematik kötüyse bulaşmayın bence işletme iktisata :)

hukuk okumam zor. 2 yıllık adalet bölümüyle bişey olmaz mı yani ? Şuan Pdr örgünde okuyorum

eğer özel sektörde çalışırım diyorsan işletme oku her zaman faydasını görürsün.

2 yıllık adalet, sonra 4 yıla iktisat/işletme ile tamamlama.

yani ikinci değil, üçüncü de üniversite.

pdr nin yanına sosyal hizmetler, sosyoloji gibi bir şey daha şık durur bence.

senin kökenin mi benim kökenim mi?

@evrenos gazi hacı sinirlenme.sadece siz ne dersiniz tarzında sordum bu soruyu.akademik bir çalışma yürütmedim tabii ki.ama orta asya insanına benzemiyoruz bu da zorla olacak birşey değil.şahsen orta asya kökenli olmaktansa yunan kökenli olmayı yeğlerim onu da söyleyeyim.

elbette ki hayır. alakası bile yok. hitit neree rum neree bugünün yozgatlısı, ankaralısı nere. ve hatta antik yunan için bile bugünkü yunanlılar demek zor.

anadolu çok büyük bir gen havuzu. büyük bir kısmımız doğu akdeniz, ortadoğu ve balkanların orta asya'dan gelen türklerle karışımıyız.

ulus/ırk kavramı ırkçı kardeşlerimizin belirttiği gibi kesin çizgilerden oluşmamakta yani.

imkanı tabi ki var : )

sadece evet, saf bir etnikten söz etmek sadece türkiye için değil dünya için oldukça zor bugünlerde. bu ise toplumlar arasındaki bağların artışıyla alakalı kuşkusuz.

ancak anadolu için saf bir etnik yapıdan söz etmek iyice zor, dolayısıyla iç anadoluda hitit kökenli batıda rum demek de çok zor.

batıdaki rumlar ne kadar rum öncelikle?

aiol, ion ve dor göçleri olmadan orada yaşayan halklar yok muydu? tabi ki vardı, koca arzawa krallığı, wiluşalılar ve diğerleri... dolayısıyla batı anadolu rumları bu kişilerle karışan bir rum kimliğine sahip, bugünkü batı anadolu yerlisi ise bu karışımla karışmış durumda.

güneydoğu içinse sümer, akad, hatti gibi sayısız karışımdan söz edilebilir. ve kendilerini hattiler olarak adlandıdan hititler de kuzeyden anadoluya geldiklerinde bu halklarla kaynaştılar ve bugünkü yerliler onlardan çok daha sonra bambaşka insnaların karışımıyla, üstüne bu bölgeyle kaynaştılar.

friglere ve taaa orta avrupadan iç anadoluya gelen galatlara(keltlere) hiç girmiyorum bile.

çok geyik bir genelleme olacak ama doğruluk payı mevcuttur:
1) Türklerin Orta Asya'dan gelişi bir anda olmadı. Daha doğuda her boş buldukları yere yerleştiler. Anadolu'ya gelenlerin büyük bölümü ise Kafkaslar ve Hazar civarından onlara katılan kabilelerdi. Yani Azeri, Çerkez, Hazar, Tatar vs. gibi. Tabii araya bol miktarda Gürcü, Ermeni, İranlı da karıştı. Orta asya'dan geldiği kesin ve karışmamış olan tek millet "yörük"lerdir.
2) Omuzların geniş, renkli saçlı veya gözlü, bronz tenli, keskin yüz hatlı, uzun boylu vs. isen safkan orta asyalı olman zor.

annemizden. şüphen mi vardı?

herkes çok güzel açıklamış öncelikle.

ek olarak, türk halkının kültürel olarak orta asya ile bağları çok kuvvetli. esasen bunu inkar etmenin bir gerçeklik payı yok.

ve işte orta asya'dan göç eden halk, anadolu halkları ile karıştı ve günümüz toplumu ortaya çıktı.

göçten kasıt da hurraa diye hepsi birden gelmedi. yavaş yavaş oldu. özellikle selçuklu-doğu roma tarihini iyi okuyunca anlaşılıyor. 10. yüzyıl ve sonrası.

sennin kökenin yerleşik rumlardan veya ermenilerden veya bir başka milletten gelebilir doğrudur, ancak ben incelediğim zaman bizimkilerin ki taa yavuz döneminde yerleştirilen yörüklerden geliyormuş. Yörükler ise konar göçer oğuzlardır. biraz daha araştırınca oğuzların 1071 civarı ve sonrası irandan geldiklerini irandan önce de orta asya ya kadar köklerinin dayandığını öğrenebiliyoruz.


kısaca benim kökenim orta asya.

sana gelince, 1920lerde bayağı tecavüz olmuştu, ermeniler ve yunanlıların uyduladığı. Belkide dölün oradan geliyordur üzülme bence=)

yine bazı arkadaşlar başlığa milliyetçilik kusmuşlar sağolsun.İTÜ İnsan ve Toplum Bilimi bölümü öğretim üyesi, antropolog Timuçin Binder ne demiş bir bakalım.
GELENLER YÜZDE 10-15

* Genetik araştırmaların Türklerle ilgili ortaya çıkardığı en büyük sonuç ne?

Türkiye'de yaşayan insanların büyük bölümünün 40 bin yıl önce de bu topraklarda yaşamış olmaları. Yani Türkler 1071 yılında Anadolu'ya gelmedi hatta 40 bin yıldır buradan kıpırdamamışlar. Bu topraklara aitler, Orta Asya'dan geldiği söylenenler buralı aslında.

* Orta Asya göçü olmadı mı?

Oldu ama gelenlerin sayısı çok az. Gen araştırmaları bugün Türkiye'de yaşayan insanların ne kadarının Orta Asya kökenli olduğunu ortaya çıkartıyor. Buna göre Türkiye'nin genetik yapısı tarih öncesi dönemde bugünkü şeklini alıyor.

* Göç edenler ne kadar az?

Bu rakam ortalama yüzde 10-15 civarında. Yani Orta Asya'dan bu topraklarda yaşayanların yüzde 10-15'i gelmiş ve nüfus yapısını da değiştirememişler. Hiç de Orta Asya'dan Anadolu'ya 'bir kısrak başı gibi uzanan' bir durum söz konusu değil. Orta Asya göçü bir efsane. Zaten gelen az sayıdaki insanın geni de çok daha kalabalık yerli toplulukların içinde kaybolmuş. Ayrıca gelenlerin Türk mü, İranlı mı veya Afgan mı olduğunu da bilmek çok zor.

(bkz: haploid)
(bkz: haplogrup)

(bkz: salak yemin ederim gerizekalı bu çocuk ya)


shop.nationalgeographic.com

tüm insanların afrikadan yayıldığını düşünürsek

hepimiz zenciyiz

kökenimiz karma. göçler, ipek yolu dönemindeki trafik, bir sürü ırka komşu olma, deniz ülkesi olma, ticaret derken kimler kimlerle halvet olmamıştır ki? :)

Meblağ çok yüksekse yollama PayPal ile. Havale ile yollarım adına de. Havale masrafı önemli değil de. PTT ile yollarım de. Ama PayPal deme.

Pek yüksek değil.

Neden ki?

satıcıya güveniyorsan gönderebilirsin bir problem olmaz. ben çinden paypal'le çok ürün getirttim.

Bir şahısa gönderirsen paranı, elinde belge olur. Havale yaparsan mesela açıklama kısmına "numune siparişi bedelidir" diye yazarsın. Sonra dolandırmaya kalkarsa seni o parayı seve seve geri vermek zorunda bırakabilirsin.

Ben paypal ile alışveriş yapmam demiyorum. Yaptım daha önce de zaten. Ama güvenmiyorsan yapma.

Adamı tanımıyorum.

Ama zaten düşündüm de, ikiyüz dolarres için gidip uğraştığıma değmeyecek. Rahat rahat gönderiyorum, ürünü de beklemiyorum. Gelirse süpriz olacak benim için.

Teşekkürler

Gençler ürünler geldi, haberiniz ola.

hayır.

artık çok geç.

küçülür belki, senden küçük birine verirsin

aps hızlı diye biliyordum

nereden ankara'ya? bu da önemli. ulaşım ağına uzak bir yerden gönderiyorsanız bir günü geçebilir, ama büyük şehirlerden diğer büyük şehirlere giden gönderilerde normalde her kargo firması bir günde ulaştırıyor.

bazı kargolar sabah erken saatlerde (erken dediysem öğlen olmadan) teslim ettiğiniz kargoları gün içinde götürme hizmeti gibi bişey sunuyolardı.

şirket fark etmiyor, hepsi aynı.

dikkat ettiyseniz aps'ye hiç değinmedim.

aps 1 gün içinde teslim ediyor. sınav başvurusu ise iadeli taahhütlü de gönderebilirsiniz, o bikaç gün sürüyor ama ulaşmama ihtimali yok.

aras kargo, günaydın kargo hizmeti. sabah 10'dan önce teslim etmiş oluyor, size de haber veriyor.

tabi çıkış noktasına göre mümkünse.

Yurtiçi Kargoya. Ve özellikle belirteyim, erken teslimat şeklinde bi çalışmaları onların. Sabah saatinde teslim ediyolar. Sadece biraz fiyat farkı alıyolar o kadar. Bir sor bence...

kardeş ben saat 4 ten önce mng ye verdim yarın adam ankaradan teslim aldı 8 lira verdim dosya için

bir küçücük kuzucuk olsam ben
yeryüzünde gezinip dursam
serin kırlarda soğuk pınarlarda
yeni yeni arkadaş bulsam.

çocukluğuma götürdün beni hafız.

bütçeyle alakalı tabi ama moda life ucuza ev doldurmak için.
paket halinde yatak odası,salon,yemek odası fln alınca uygun oluyor ama sadece oturma grubu alıncaksa bi dolu yer var onun dısında.
kalite bakımından yorumlarsak;
koltuklarının içindeki süngerler taş gibi.
kumasları boktan.
yemek masasının sandalye ayakları ahşap gibi gözükse de değil,plastik.

modalife markası ile satılan ürünler içinde bir koltuk takımı 700 küsür liradan başlayıp ikibin civarına kadar çıkıyor. bunların hepsi için aynı şeyi söylemek zor.

ucuzları dandik, pahalıları orta derece.

Sadece koltuk takımı. İki, üç kanepe, iki koltuk gibi.

Yani 2000, 3000 lirayı geçmesini istemiyoruz. İkea gibi markalar çok mu pahalıdır? Bir de Mondi nasıldır?

moda life ın ucuz ürünlerinde çıkan sıkıntılarda satış sonrası umursamazlık var, bilginiz olsun.

moda life dandik. alma onlardan.

Teşekkürler, artık bedava verseler de almam ama ne alayım? 2000-3000 aralığında hangi marka alayım?

Ben enza mobilya'da o aralığa çok güzel takımlar görmüştüm ama indirimde miydi o ara bilmiyorum. Enza mobilya yataş'ın, sorun çıkmaz herhalde.

Şöyle mesela: www.enzamobilya.com

İkea'ya o kadar para verilmez.

Edit: Bu oturma grubunu rastgele açtım, başka da vardır elbet.

ikea iyidir, ucuzdur kalitelidir. bir araştırın derim.

alın gitsin ya moda life'tan. bizim salon takımı da moda life yani. kurtarıyor işte, ve adamlar iyi patlama yaptı her yere mağaza açtı reklam veriyor falan.

doğtaş, istikbal, bellona, kilim, merinos, mondi, yataş varken (ki bütçeniz müsait hepsinden almaya) moda life almak gereksiz.

hocam benzin düşünmüyorum açıkçası. ben de isterim tabi alman ama yakıtın sonra başımı ağrıtmasını istemiyorum :)

leon elbet

üsdat o fiyatta dizel alırsın alman boş ver seat ve citroni alman iyidir.

www.sahibinden.com

www.sahibinden.com

bu 2.si nasıl

b ve c sınıfı arasında ne kadar fark vardır çok bilmem ben ama söyleyenler c varken b alınmaz diyorlar.hiç araştırmadım o yuzden poloyu ama arastırıcam. sedan istemiyorum açıkcası.

A segmenti Basic – Mini – Minicar – Şehir arabası-Economy car Peugeot 107 - Fiat Panda - Renault Twingo - Toyota Aygo - Hyundai i10 - Citroen C1 - Chevrolet Spark - Suzuki Alto - Kia Picanto

B segmenti Small – Küçük - Küçük aile arabası Ford Fiesta - Renault Clio - Renault Symbol - Opel Corsa - Fiat Grande Punto - Fiat Palio - Toyota Yaris - Mazda 2 - Chevrolet Kalos - Volkswagen Polo - Peugeot 207- Peugeot 206- Honda Jazz - Nissan Micra - Nissan Note - Hyundai Getz - Dacia Sandero - Mitsubishi Colt - Hyundai i20 - Kia Rio-Skoda Fabia

C segmenti Lower Medium – Alt orta sınıf otomobil Renault Megane - BMW 3 Serisi - Mercedes C-Serisi - Hyundai i30 - Toyota Corolla - Ford Focus - Opel Astra - Honda Civic - Audi A3 - Fiat Bravo - Volkswagen Golf - Kia Cee'd - Peugeot 308 - Mazda 3 - Hyundai Elantra - Kia Cerato - Skoda Octavia - Dacia Logan

c4.

güzel arabadır, (yetkili) servise gitmedikçe.

yer: ankara

nerde okumayi düsünüyosunuz?

haha. sen yaparsan söyle ben de yapacağım :)
sosyal bir bölüm olsun bari yaya yaya bitirirsin

Bende de var muhendislik diplomasi 8 senedir. Ayni durum bende de mevcut. Mimarlik hukuk degil de doktorluk hevesi benimkisi de. O diplomayi da alirsan, anca o zaman tatmin olursun heralde...

@seraberan kıta avruasında bi ülkede

@yilmazyildirim abi mühendislik ne pis bişeymş yaa kendimin bile saygım yok :)

@andrey bolkonski Müdür evrensel olması olmaması sikimde diil ki maksat can sıkıntısını giderip egoyu tatmin etmek :)

Başka alternatif yok mu lan? Sırf ünvanı olsun diye okunacak?

Seneleri harcıyacak bişey yok. Şu anda para kazanıyorum keyfim de yerinde maksat ego tatmini. Hukukçu ya da mimar olmak gibi bir derdim bile yok :)

grafik tasarım

hukuk mantıklı, biraz daha kolayı için işletme de okunabilir.

Güzel olur.

İşin olumsuz tarafları beklentilerinizin büyüklüğü ile doğru orantılıdır. Süper bir yetenek de işe alabilirsiniz veya normal birisi de gelebilir. Şans faktörü dışında bir öğrenciyi hem maddi hem de manevi anlamda memnun ederseniz ki bu pek zor birşey değil bence olabildiğince verim alabilirsiniz.

iyidir iyi, son sınıf öğrencisi alın, şirkete bi canlılık da getirir.. beğenirseniz sene sonunda devam ederseniz yok beğenmezseniz sadece part time düşünüyorduk diye yolcu edersiniz.

"yol+yemek+sigorta"yı karşılıyorsanız neden olmasın sayın işveren...

işte karşılamadan çalıştırcaz. ücret de varmiycez, sadece içerse günde bi bardak çay.

hey allaam.

dostum sana saçma gelebilir ama bu önemli bir şey... bahsettiğin şekilde çalışanlara pek çok firma(hatta kurumsal diyebileceğin firmalar bile) "yol+yemek+sigorta+maaş" dörtlüsünün bir kaçında mutlaka arıza çıkarır, mırın kırın eder, ödemez, vermez. adı konulsun diye yazdım.
hey allaam.

sen de haklısın late viper, ama vercez maaşını, yolunu, yiycek yemeğini, yapcaz sigortasını.

kurumsal değil bizimkisi, derebeyliği.

deme bence hiç gerek yok şu durumda

seni yok yere engellemiş, adam yerine bile koymamış. kırılmakta haklısın amma da çabuk yumuşadın. sen hasta olsan engelini kaldırıp çiçek mi yollardı sence? kuru bi geçmiş olsun de bence. böylece hem kırgın olduğunu anlar hem de insanlığını yapmış olursun.

Kız sana yerini göstermiş; dış kapının mandalısın onun için, gereksiz kibarlık yapıp, ilgi alaka gösterip kendini daha da küçültme. Ha bak sen mesafe koy nasıl yanaşıyor sana. Karı kafası amına koyiim öküz der dururlar sonra nerde maço birini görürler dipleri düşer.

deme tabi ki lan.

hatun bi bok olmadan engelleyecek, konuşmayacak ama geçmiş olsun diyeceğim ha? beter olsun.

ben olsam demezdim. hiç değer vermemiş ki. yokmuş gibi davranırım. insanlık göstermeyenden sen de esirge insanlığını.

deme olm manyak mısın? arkadaş listenden falan da çıkar.

senin için de "herkes gibi biri olsun" ve geçmiş olsun de, doğrudan ama.

deme panpa siktiret

şirkette bire bir çalışmıosanız, sende onu gtalk dan engelle

bence de deme, bi de geçmiş olsun diye arayıp mesaj atsan iyice götü kalkacak, "amma da askıntı oldu ya ezik şey" deyip sağda solda senin üzerinden hava atacak.

not: kadınım

okumadım ama, daha fazla rahatsızlık verme istersen. erkek milleti olarak yüzümüze tükürülmedikçe hep bi umut var diye düşünüyoruz sanırım.. çok feci..

denmez.

(bkz: etekli iktidar)

deme.
ama cok istiyorsan da yanina gidip ozellikle deme yaninda gecerken durmadan kuru bir sekilde de. ama durup da nasil oldun keske gelmeseydin bik bik yapma.
ama bosver bence. sen de sil onu bir yerlerden.

SANA DEĞER VERMEYENE SEN HİÇ VERME.

boş ver deme hacı bundan sonra bağlantını kes.

ses tonunu ayarlayabileceğini bilsem tok bi sesle geçmiş olsun de diye önerecem ama senden o ışığı alamadım,halen olayın duygusallığını taşıyorsun :/

ekmek kızartmak dışında hepsini yapar.

ama nasıl yapılacağını bilmen lazım. mesela su veya süt ısıtabilirsin. mikrodalganın içinde uduran su veya süt öyle mal gibi durur. anaa hiç kaynamamış diye eline alıp hafifçe çalkaladığın anda höförörşş diye kaynamaya başlayabilir. taşıp elini yakabilir. yumurtayı uygun şekilde pişirmezsen öyle güzel patlar ki günlerce mikrodalganın içinden yumurta temizlersin. delik mi açmak lazımdır, bişeye mi sarmak gerekliydi hatırlamıyorum ama var yöntemleri.

buna uygun kupa edinirsen (stoneware) herhangi bir sorun yaşamadan su ve süt ısıtabilirsin. kaynayınca taşmaması için üzerine porselen gibi bişey kapattığın sürece süre ve sıcaklığı kendin bulmalısın.

zira, mikrodalgalar watt üzerinden kontrol edildiği için, verim de sabit olmadığı için süreyi net söylemek mümkün değil, ama bir tabak yemekten farklı değil.

yumurta patlıyormuş, youtube.da videosunu gördüm.

kahve yapmak için suyu ısıtmam kaç derece dk olmalı?
kupama koyuyorum suyu fırına öyle atıyorum. porselen bardakla koymak doğru olan dimi?

eksi: cevabınızı, yazıkdıktan sonra gördüm.

benimkinde bir bardak su 1 dk'da yeterince ısınmış oluyor.

mikrodalgada nefis mantar pişiriliyor. mantarları soy, yık, tuzla, azıcık margarin falan sür üstlerine, istersen kaşar rendele tepelerine ve ver mikrodalgaya. pişince ekmeği al, suyuna ban falan. nefis ;)

kumpir yapılıyor mesela, patatese bi kaç delik aç ve pişir. pişince eldeki malzemeleri koy içine ve ye.

konserve yemekler var, onlar ısıtılınca gayet güzel oluyor.

dondurulmuş pizza, şnitzel falan bok gibi oluyor.

genel olarak, suyu buharlaşıp kauçuk gibi olabilecek şeyler mikrodalgada pek olmuyor.

çeşitli yemekler, çeşitli yollarla pişirilebiliyor makinada, ama nasıl yapıldığını öğrenmen lazım.

www.wikihow.com

bence şu link ilgini çekebilir..(bkz: http://www.hafiftarif.com/mikrodalgada-5-dakikada-kek-tarifi/)

Yumurtayı göz göz kırarsan patlar, ama çırparsan bir şey olmaz. Ben fırın poşetinde tavul yapıyorum, pek güzel oluyor. Mikrodalga'da çikolatalı ıslak kek yapmışlığım vardır. Yemek pişireceğin zaman ya fırın poşetinin içinde olsun ya da carrefour'da filan mikrodalga kapağı satıyorlar, onu kapat üzerine. Çünkü çok yağlı yemeklerin yağları sıçrıyor, pilav ısıtsan pirinç patlağın oluyor. Kahve için suyu MD'da ısıtma, koy cezveye öyle ısıt, daha ucuza gelir.

patlamış mısır, yarım çay bardağı tane mısıra 1 yemek kaşığı sıvıya koy karıştır sonra fırın torbasının içine koy. torbanın ağzını en ucundan iple bağla(torbanın pakedinden çıkan bağlarla bağlama çünkü onların içinde metal olabiliyor), fırının içine koy ve üste kalan kısmına bir iki tane ufacık delik aç(dişinle falan). 3 dakikada falan on numara oluyor ama dikkat et eğer fazla kaçırırsan ısınan mısırlar torbayı yakabiliyor.

yarası kapandıysa alınır
bilemedim

dikişine göre değişir. vikril ile dikilmişse alınmaz, kendi erir. katgüt ile dikilmişse veya stapler ile zımbalanmışsa alınır.

kibritsuyu haklı beyler.

1 hafta 10 gün normal ama bunu doktor yarayı görünce söyler zaten. sonra pansumana yönlendirir ve orada alırlar. bir arkadaşımda 14 gün kalmıştı da dikiş artık yaraya girmeye başlamıştı. alınırken de acıttığını söyledi. normalde sinek ısırığı kadar bile hissedilmemesi lazım.

Şu ana kadar hiç bir iş görüşmesinde bana ortalama sormadılar.
Çift diploma alacağına alanınla ilgili master yap o paraya daha iyi.

3. Zorlaştırmadı veya kolaylaştırmadı işe girişimi. Bakan yok, bölüm birincisi filan olursanız işe yarar ancak.

3.25 filandı galiba, doktoraya filan başvururken bakmışlardır herhalde ama kimse sormadı doğrudan kaç diye. Hele Türkiyede hiç kimse sormadı.

iş başvurularında bakarlar. ortalama üstü şirketlere binlerce başvuru oluyor, bi şekilde eleyip çağıracaklar sizi. bir öğrencinin olayı derstir ve ilk işteki tek referansınız öğrenciliğinizdir.

salsa kursuna hoca arıyorsanız bakmazsınız tabii o ayrı...

2.01

ilk soran da sensin.

elek. elekt. müh. mezunum. 2.14 not ortalamam var.hemen hemen her iş görüşmemde soruldu.hatta öss derecemi bile soran şuursuzlar oldu.hepiniz bana mı denk geldiniz lan!!!

Unilever-P&G falan tarzı bir yere, 5-6 mülakat sonucu işe giren şanslı kesimden değilseniz, kimse üniversite bile sormaz..

3,04
kimse sormadı, halbuki sormalarını istiyordum.

emin misiniz nasıl oluyor öyle yahu? okul önemli degil gpa önemli değil. kendini geliştirmen ve şans mıdır yani? ne diye okuyoruz biz madem? hiç gerçekçi gelmiyor aslında

3,48 hiç kimse sormadı.

30 40 milyara değmez. o parayla çok rahat master'ını yapabilmek varken üstelik. klişe ama dil öğren exceli yut falan. emin ol daha faydalı olur

endüstri mühendisliği, 2.70. soran olmadı. yüksek lisans başvurularında da, iş başvurusunda da.

o alttaki bahsedilen sirketlerden birindeki 5-6 mülakat sonunda giren sansli kesimden biri olarak bana bikac görüsmede soruldu.

bazi alanlarda sorulur.

ama eger dandik üniversite etiketi varsa yapabilecegin en güzel sey iyi bi sirkette stajla baslayip part time ve sonrasinda da iyi bi sirkette calismak olucaktir, iyi bi sirkette 2-3 sene calisma ve basari sonrasinda kimse diploma sormaz kolay kolay.

ayrica cok kalbur üstü yerler iyi notlari olan adam alir cünkü aslinda akademisyen alir o sirketler. bir de sen 3,8 lik ve konusabilen, sosyal bi adami alirsan kimse sana sormaz neden aldin diye, ama 2,7 lik adami alirsan ,hmmm 3,5 ligi mi alsaydik diye sorarlar.

ayni sey gibi ne kadar verirsen ver ama kimse neden mckinseyden danismanlik aldin diye sormaz.

2.70 hiç bi iş görüşmesinde sorulmadı şimdiye kadar. hatta 1 sene uzatarak 5 yılda bitirdim o bile sorulmadı.

goo.gl

bilkent yokuş aşağı yolunandan git, köprünün üstüne çıkmadan sağa (kızılay okuna doğru) dön

o çıktığın yol, eskişehir yolu, dümdüz git.

sağında kocaman bir demir yığını görünce sağa yanaş, konya okuna dön.

baya bi devam et, otoyol köprüsünün altından geç, haymana yoluna dön,

gazi üniversitesi oklarını takiple.

Zaten arayüzü aynen gmail. Diğer bütün özellikleri de var. Ha ben oraya gir çık yapamam tek mail olsun dersen değil bunu herhangi bir pop3/imap destekli email adresini de gmail içinden kullanabilirsin zaten.

mail.google.com burda ayarlar var diğer mailleri eklemek için.

google apps butun dunyada kucuk isletmeler tarafindan en cok kullanilan platform zaten.

kendi gmailinle kullanicini olusturursun, ondan sonra kendi domaininle istedigin mail adresi web sitesi yonetimini yaparsin.

Yani şimdi ben sadece domain ve bu google hizmeti ile kendi domainimde mail alabiliyorum değil mi?

normal pop3 destekli e-mail server sağlayıp kendi gmail hesabına ekleyebilirsin.

bu daha iyi çalışıyor ama.

Yok, birden fazla kişi var çünkü, 7-8 tane adrese ihtiyacım var. Mesela [email protected] diye adres oluşturucam, [email protected] diye oluşturucam, bunların hepsini google apps'ten yapıcam yani özünde. Mail sunucusu parası vermek istemiyorum.

10 kullaniciya kadar ucretsiz google apps.

Kurutma makinesinden dolayı...

ucuz otele gittiğin içindir.

kullanilan güclü enzimler yüzünden olabilir.

(bkz: endüstriyel çamaşır yıkama)

Gel Çankaya da bisiklet kullanda görelim. Bol yokuşlu yollar burası.

Yollardan önce kafaların değişmesi lazım. Bisiklet yolu falan imkansız Ankara gibi özel aracın bol olduğu, hızla da arttığı bir şehirde.

Bisiklet için önerim; Eryaman. Gidin, doya doya sürün bisikletinizi. Trafik yok, yollar alabildiğine geniş ve semte düzen hakim.

sanırım şu işinizi görebilir:

www.facebook.com

Hangi ülke ve şehirden yazıyorsunuz belirtmemişsiniz ama Ankara gerçekten bisiklet kullanmaya müsait bir şehir değil, en azından ulaşım amaçlı olmaz.

Ben amatör bisiklet sporcusuyum, Almanya'da doğdum ve büyüdüm. Önce Ankara'nın fiziki yapısını yorumlayım; Gerçekten çok fazla yükseklik farkı var ve genelde caddelerinde değil bisikletle gezmek yaya gezmek bile imkansız. En basitinden Eskişehir yolundan karşıya bile geçemiyorsunuz vs. Her şey araçlar için tasarlanıyor.

Ha yine de kullanılmaz mı ? ben kullanmıyor muyum ? Ben bisiklet üstünde büyüdüm lakin asla sporcuyum demeye cür'et edemezdim ta ki Ankara'ya yerleşene kadar. Burada bisiklete keyif için binebileceğiniz yerlere bisikletinizle macera yaşamadan veya toplu taşıma ile ulaşmak zaten mümkün değil. En azından keyifli veya sağlıklı değil. Resmen Ekstrem spor. Bisikleti sevdiğim için binmeye devam ettim ve öyle bir kondisyon kazandım ki ! Yarışa katılanlardan eksiğim olmadığı gibi derecelerim de oldu. Lakin ne zaman ara versem iki evimin arasındaki 30 km mesafe benim tüm günlük enerjimi çekip götürmeye yetiyor. Yani keyif ve ulaşım için Ankara'da bisiklete binilmez !


Gelelim bisiklet yollarına; Söylediğim gibi Düsseldorf'ta büyüdüm, ama hiç de her yerde bisiklet yolu yoktu ve hala da yok. Hatta çoğu yerde otoyol var ve oraya çıkmaya çalışırsanız tutuklanıp psiko-testlere girmeyi göze almalısınız. Ödediğiniz cezayı yazmama gerek yok. Herkes ulaşım için biniyor evet, ama mesafeler kısa, şehir derli toplu, rampa yok, gerektiğinde toplu taşıma araçlarını kullanabiliyorsunuz. Spesifik örnekler ve sporcular dışında günde 50+ km yapan kimseyi görmedim, tanımıyorum. O ulaşım için binenler maks 20 - 25km yaparlar. Ankara'da iki evimin arasının 30 km olduğunu söylemiş miydim ? Çeşitli hayvanlar üzerinden esprileri yapılan rampalar da cabası...


Sonra kurallar.. Almanya'da yaya geçidine adım attığınız anda yol sizindir. Oturduğum sokakta hız sınırı 20 (yirmi) KM, 30km ile ceza yiyenleri tanıyorum. Aynı sokakta Kantar var 2 Ton üstü araç geçince ceza yazıyor. Anlayabileceğiniz üzere bisiklet yolu diye bir şeye gerek yok. Otoyol değilse, bisiklet yolu yoksa normal yolda araçlarla aynı kurallara uyarak gidersiniz. Kimse size ne arıyorsun yolun ortasında ? diye sormaz.

Ez cümle; Ankara ulaşım amaçlı bisiklete binmek için her açıdan kötü bir şehir.

yoktur, mümkün de değildir. zira bir iş yapmak için önce niyet lazımdır.

şimdilik en iyi yer odtü kampüsü ile eymir.

yaya için kaldırım bile yok çoğu yerde.. melih gökçek kendi kriterleri ile düşündüğü için... dikmen vadisi güzelleşir, kendi ve devlet kişiliklerinin geçiş yolları düzenlenir (o da kendi zevklerine göre) o kadar... burası ankara dostum!

Sıkıştırıp kumaşa zarar verebilir. Yani yırtılabilir. Ya da temiz yıkamaz.

makina yürüyebilir.

fazla ağırlıktan dolayı zamanla yıkama-sıkma motoru bozulabilir, amortisörler zarar görebilir, bilyeleri dağılabilir. bunlardan birisi meydana gelirse makine aşırı ses çıkartır falan. o nedenle mecbur kalmadıkça yapılmaması lazım.

tambura zarar verebilir, bir süre sonra zaten bozulur

tamburu kırarsın kucağa alırsın makinayı denendi onaylandı sakın yapma.

lekeleri çıkarmaz.

1-sıkamayabilir çamaşırlar cılk su içimde çıkar
2-makine salona yanına kadar gelebilir
3-Kazanı düşebilir(eskilerin tabiri)

www.youtube.com

Tencere - kapak

siyasi olarak büyük bir hata derim. Barzani, PKK taraftarlarının adını Öcalan ile sık sık birarada andıkları kadar Türkiye düşmanı biri, ve algı da pek olumlu değil.

Bu yüzden bir miktar zarar vermesi muhtemel, fakat tamir edilmez bir zarar da değil.

bence kapalı kapılar arkasında anlaşılan şeylere milleti alıştırma süreci başladı.

barzani kuzey irakta bize cok ihale verdi sanirim o yuzden gurur duyorlardir. iragi turkler yapiyorlar. belgeselde gordum erbil dubaiyi gecmis acaip guzel biryer olmus avmler falan dolu butun turk markarinin kuzey irakta magazlari var.

barzaniyi terorden oturu elestiriyorlar ama bence biraz abarti 800 bin kisilik ordu var ozaman kucultun orduyu bu is barzaniye bakiyorsa arkadas. teroristte hicbisey yok bizde tank top var ucak var yetmiyor barzani o da yetmiyor su bu. sacmalik.

cronat ı denemedim de diğerlerine bakmaya bile değmiyor. yine de classic diyeceğim

nescafe gold iyi bence

Jacobs monarch bitanedir.

Gold

iyi?
neye göre iyi? (Yok yok ukalalık olsun diye değil)

fiyat performans oranı en iyi olan dia'dan 100 gr'mı 5 tl'ye alınan Jacobs Cronat.

hazır kahve alacaksanız eğer gidin Tchibo'dan alın Nescafe Gold ve Jacobs Monarch ile nerede ise aynı ya da daha ucuza alabilirsiniz.

100 kisiye gözleri bagli yukaridaki kahveleri icirsem 95 i aradaki farki anlamaz.

bence hangisinin rengi güzelse onu al cünkü aklin eve geldiginde almadiginin renginde kalicak.

filtre kahve al, çok daha iyi.

yalnux +1

jacobs iyidir.

hocam abdalların öyle bir şey yapabilme ihtimali yok bence.
seneler boyunca bizim pederin görevi nedeniyle onlarla aynı yerde yaşadık.
malına , parana , namusuna kesinlikle yan gözle bakmazlar. herhangi birine ya da bir şeye art niyetle yaklaşanı dahi görmedim.

bana da öyle geliyor, gel gör ki beş parmağın beşi bir değil.

banka numarasını iste, direk bankaya faksla

Tapuyu direk versen gene bir şey olmaz.

verme sakın.
aynen bankaya atayım de.
bak zaten vazgeçecektir görürsün.
aha da sonucu buraya yaz.

kiracı tapudan ne koz alabilir ki?
siz vekalet vermediğiniz sürece herhangi bir işlem yapması mümkün değil zaten.
bence bir sakıncası yok.

yahu tapu dediğiniz zaten herkese açık olan tapu kütüğündeki ilgili sayfanın bir nüshasıdır. siz o tapu senedini adama verseniz de vermeseniz de ondaki bilgileri her zaman gidip tapu müdürlüğünden öğrenebilir.

disfircasiyimben'in dediği gibi, tapunun aslını verseniz dahi hukuken hiçbir zararınız olmaz ama vermeyin tabii. fotokopisini verin.

Canavar gibi telefon, kaç yıllık iphone fanboylarına bile aldırttı kendini..

1) bu işlerden anlıyorsan androidi daha da seveceksin demektir, senin bilgin android gibi bi markanın büyüklüğünü görmeni sağlar..

2) tek elle kullanabiliyorsunuz efendim, boyutlarını karşılaştır internetten fikir sahibi olursun öyle kullanışsız falan değil

3) mediamarkta ayın 30 una kadar 1500 tl

4) boya dökülmesi tamamen kullanıma bağlıdır, s3 için şahane kılıfı var samsungun kapaklı bişey komple koruyor telefonu..

asıl mevzu paranı nasıl kullanacağın, iphone 5 te yapıpta s3 te yapamayacağın ve çok gerekli olan bi özellik yok.. ama yok 1500 daha koyar iphonu alırım diyorsan senin bileceğin iş, zaten alanlarda bunu deyip alıyor şu özellikten dolayı iphone diyen çıkmaz..

Zaten iphone 5 pek sarmadı beni şimdiden..

samsung galaxy s3 veya nokia lumia 920 düşünüyorum..nokia da windows soru işareti..stabilite yok falan diyorlar. emin değilim.

1- sever. kullanımı kolay, rahat. ios sınırlamaları yok
2- ekran büyük, ben tek elle kullanabiliyorum.
3- kullanıma uygunsa kontratlı almak mantıklı geldi bana.
4- hayır (beyaz benimki)

değildir

avukatına bakar gibi

Hiç görmedim açık olan ve ben de hiç gitmedim pazar günü ofise ama elbet işi olup da kendi ofisine giden avukat vardır.

sinirlendirmemeye çalışırdım. bebek şampuanından verirdim bi'de. pambuk pambuk sakinleşir belki diye.

altıma sıçarım herhalde. hulk'ı bırak normal tanımadığım bi adam bile çıksa korkarım lan. ne işi var evimde?

geri eric bana olacaksa sakinleştirmeye çalışırdım.

kim odeyecek o kadar masrafi diye dusunurdum

bi kese atıp masaj yaparak rahatlatır ve bruce banner'a dönüşmesini beklerim.

penisini yalamaya başlardım.

selam verirdim önce.

bi kese atıver derim.

Birden nasıl çıkacak, neresine sığacak; bunlar da ayrı meseleler. Yıkanırken birden duvarı kırsa, içeri dalsa kırdığı duvardan bildiğin elime geçen ilk kumaş, havlu parçasını alıp diğer odalara doğru kaçardım. Az sakinleşince (hem ben hem o) neden banyo duvarımı kırdığını sorar, bunun parasını ödemesi gerektiğini belirtirdim. Sonra yollardım. Bana ne Hulktan.
Ha dersen birden Gambit çıksa, adamın helaliyim zaten, herkes bilir; isterse küvetimden çıkar isterse küvetimde yatar. Nışanlım, alyazmalım, böcügözlüm, kartoyuncusum, şehvenigözlüm ldfksdfkldf coşku.

sorduğun soru da bir sıkıntı var, dünyadan uzaklığı niye hareket eden gözlemcilere göre değişsin?

ben başka türlü izah etmeye çalışayım, ışık hızı hiç bir koşuldan etkilenmez. şöyle ki; ışık hızı 300.000km/s, sen bir araçla 100.000km/s hızla giderken yanında geçen bir ışık ışınını 300.000-100.000=200.000km/s hızla görmeyi bekliyorsun, ama yine de ışık senden 300.000km/s ile uzaklaşacaktır. yani sabit gözlemci için de hareketli hatta ışık hızına yakın hızdaki gözlemci için bile ışık hızı 300.000km/s olur.

sen hala bağıl hızı v2-v1 metodu ile hesapladığına göre bunu hakettin;

en.wikipedia.org

okurken empati kuruyordum, kafa yoruyordum ama son kelimeyi görünce bıraktım. sabrına kuvvet.

müşteri kaybetme korkunuz yoksa bence aklınızdan geçeni söyleyin. tabii bu cümleleri duyunca aklınıza "siktir git manyak karı" gibi şeyler gelmiyorsa. ben olsam yaptığım işin ne olduğundan kısaca bahsedip "işinize gelirse, verebileceğim en kısa süre bu, aynı kalitede çeviriyi 3 günde yapabilecek birini bulabilirseniz bana da haber verin" gibisinden minik ayarlar verirdim.

"X Hanım, sizinle uzun zamandır çalıştığımızdan hareketle, beni (ya da kurumsanız kurumu söyleyin bilmiyorum) ve çalışma prensibimi yeterince tanıyor olduğunuzu düşünüyorum. Yine de şimdiye kadar gösterdiğim özeni bundan sonra da koruyacağımı hatırlatmak isterim; bu sayede özellikle işin bitebileceği zaman hakkında sık sık teyit almanıza gerek kalmayacağını ve dolayısıyla ne sizin zihninizin yorulacağını, ne de kendimin vakit kaybı veya demotivasyona uğrayacağımı umuyorum."

gibi bi şeyler?

hepsiyle ayrı ayrı uğraşamazsın, bir kaç kalıp ve prensibiniz olsun ve bunlardan asla dışarı çıkmayın yeterli.

1.c. başka bir sektördeyim, işimi aynı gün veya ertesi gün teslim ederim. en fazla 2 gün olur. ama işle ilgili en fazla 1 kere görüşürüm. ikinci aramasında "lütfen aramayın, ben size haber vereceğim dedim." derim.

2. şu zamanda biter, erken bitmez. her işin ortalama bir süresi var, çok nadir aksilikler olabilir. gecikme veya erken biterse ben sizi ararım diyorum.

Hah vallahi bu cevapların tümünü alır copy-paste ederim..ağzınıza sağlık.

1 - sorunlu durum göremedim. İsini takip etmek hakkı
2 - malesef daha önce mümkün değil der, uzatmam.

Calısmak istemyor isem de yoğunluk nedeniyle su tarih itibariyle sizinle calisamayacagim derim. 4 sene sorunlu musteriye katlandiysan ya mecburdun ya mazosistsin. O donemde mecburdun simdi durum degistiyse de bu durum hatrina nazikce birakmak lazim bence.

Ya evet, müdürü ile aramızda hatır ilişkisi var--taa 96'dan beri çeşitli projelerde çalıştık adamla, eskiden bürokrattı, şimdi özel sektöre itildi (sürüldü)--ama sekreteri böyle. zaten patronunun hatırına katlanıyorum ama demek kırılma noktama gelmişim ki, duyurunun bile başını ağrıttım.

" bir problem olursa ben size haber veririm zaten" minvalinde iğnelerim ben olsam.

sizin sektoru yakından tanıyorum, allah sabır versin işiniz cok zor. bence iice okuzlere saglam bi atar lazım, herkes böle yaparsa onlar da saygı gostermeyi ogrenecek.

vardır. okunuşu çok zor olan birşey vardı o yüzden unuttum ama onun için direk devlet hastanelerinde psikiyatriste gidip uyuyamıyorum çözüm lazım ama bağımlılık, yan etki içeren ilaç istemem demen gerekir diğer bölümler çok uzatır verene kadar uğraştırır. her ilacın illa ki yan etkisi vardır (bu tür ilaçlarda genelde kullandığın sürece %10'luk geçiçi entellektüel zekada gerilik derler) ama ciddiye alınacak kadar büyük değildirler. bağımlılık olayları da var ancak düşük dozlarda fiziksel bağmlılığa sebep olmuyorlar. bir de alırken sor uzun süre kullandıktan sonra ilaçsız uyuyamama sorunu var mıymış bundan emin değilim çünkü. 0.5mg hap yada damla şeklinde verirler

Alerji ilaçlarının zararı minimumdur ve kisiden kisiye değişmekle birlikte uyku getirir. Airus falan bir deneyin derim.

her şeyin yan etkisi vardır. annenizin tiroid seviyeleri ne alemde? hiçbir sağlık sorunu yok mu?

Haklısınız illa yan etkisi olur, kimyasal sonuçta. Sanırım başlığı sığdırmaya cırmalarken öyle bi şey yazdım. Aslında demek istediğim şey iç organlara (karaciğere vs) kalıcı zarar vermeyen ve sersemleştirmeyen, algı bozmayan nitelikte ilaçtı.
Annemin önemli bi sağlık sorunu yok hormonal veya tansiyon, kalp vs gibi.

Bu arada, melisa, papatya gibi her nevi çay denendi.

melisa çayı deneyebilir. bir bakın isterseniz.

aktarlara bir uğrasanız. papatya çayı içiyor mesela halam aynı amaçla

doğadan'ın bir çayı var, direk olduğun yerde sızıyorsun. üstünde "yattığınız yeri beğeneceksiniz" gibi bişey yazıyor, ama adını unuttum.

melisa çayı, kedi otu(valerian root)

papatya çayı denendi demişsiniz ama papatya çayı içilip (hazır olanları değil elbet) bir saat kadar sonrasında yastığa birkaç damla da lavanta yağı damlatılırsa mis gibi bir uyku çekiyor insan.

borcları kapattıysan 2 bankadan da "borcu, ilişiği vs yoktur temizdir" yazısı al; bunu basvuru evrakına ataçla. iyi niyetini belli et. olmadı 5 yıl bekle.

Kartsız yaşamaya alış, en güzeli. Hazır şartlar da zorluyorken hiç bulaşma.

telefon ve kıyafet ihtiyaçlarım ve internetten alışveriş olayı olmasa istemem zaten de...

bankamatik kartı al, en temizi

@eksi sozluk e bir daha geldim: o var zaten. ama onla taksit olayı olmuyor. internetten alışveriş oluyor mu ki? o da olmuyor sanırım.

kara listeye girdiğiniz tarihten itibaren en iyi ihtimalle 5 yıl alamazsınız.

ben de girmiştim o listeye. çocuğa kredi kartı verirsen olacağı budur! (kendimden bahsediyorum)
maaş alsanız da değişen bi şey olmuyor. şirkette maaş çektiğiniz bankadan herkese kredi kartı gelirken size gelmiyor. süre galiba 5 yıl. listeden çıktığımı kredi kartı gelince anlamıştım ben :)

yasal bir dayanağı yok. karşılıklı iletişime bağlı her şey. istemezseniz kimseyi sokmazsınız eve.

önceden sor, uygun olduğum zamanda gelsinler diyip, hiçbir zaman uygun olmayabilirsin.

son ayda göstermesine izin verebilirsiniz onda da haftada bir gün belirlersiniz o gün görmek isteyenleri getirir siz de ona göre hazırlamış olursunuz kendinizi bunların yasal bir şeyi var mıdır hiçbir fikrim yok ama

mayısta 96 dan almıştım 3 ay bekledim cuma 97 olunca hemen sattım. şimdi yükseliyor gibi görünse de benim gibi aylardır bu anı bekleyenlerin satışları gelebilir.

riskli bir durum. ben sizin yerinizde olsam 92 yi beklerdim.

yılbaşına kadar daha da yükselir diye beklenti var, ama 98 son bir kaç ayın en yüksek fiyatı, o yüzden biraz trendi izleyin derim..

alma hacı. burdan düşer artık.

12 eylül'de fed toplantısı var. q3 derlerse gr/tl 110 liraları görür, yok olmazsa gr/tl kademe kademe 91leri görür.

sonuç riskli.

"iki yıl sonra euro olur mu" diye şüphe edenler az değil.

düşer.

eski fed başkanı (hangisi olduğunu hatırlamıyorum) basın toplantısına katılıyor. euro'nun daha yeni çıktığı, yenin hızla yükseldiği zamanlar. gazetecilerden biri doların 5 ve 10 sene projeksiyonlarının nasıl olacağını soruyor. adamın cevap: bu soruya cevap verebiliyor olsaydım, şu anda burda olmak yerine havai'deki yazlığımda, elimde kokteylim sahilde güneşleniyor olurdum.

en sevdiğim ekonomi repliklerinden biridir.

döviz gelirin yoksa döviz borçlanma çok açık ve net. alacağın ne ise onu 1-2 sene geç al tl borçlanarak al.

bırak iki yılı 2 saat sonra euro nun ne olacağını bilsen paranı defalarca katlayacak enstrümanlar var dünyada, sen 2 yıl sonrayı soruyorsun abi. bol şans, lukunku +1

2 yıl sonra euro artışı üzerine vob yapıp paranı sigortalayabilirsin. euro/tl artsa bile vob dan kazanırsın. ama ne kadar maliyet çıkar bilmiyorum. bankaya danışmalı.

Şöyle bir örnek buldum, uyarlanabilir.

Thank you for your email. I will be out of the office starting 7/28/2009 and returning 8/3/2009. During that time I will not have access to email but will respond upon my return. If you require an immediate response, please contact [email protected]

As I will be out of office at 31 August, please redirect your inquiries to [email protected] .

plan güzel de tutmaz. ihbar süresi içinde iş sözleşmesi devam eder. doğal olarak izne de hak kazanırsınız. ama o iznin parasını öyle hop diye çıkartıp vermezler büyük ihtimal. dava açmaya değecek bir para olduğunu da sanmıyorum (maaşınız 5000 tl değilse tabi..) sizi hemen kovsalar izne hak kazanmazsınız ama 14 günlük ücrete (ihb. tazminatı) hak kazanırsınız. onu da öyle hop diye vermezler. siz bi temiz istifa edin, iş arama iznini de toplu kullanmak istediğinizi belirtin.

maalesef yıllık izin kıdem tazminatı gibi kıstelyevm hesabı olmuyor. 1 yıl dolmadan vermiyorlar.

şu tarihte çıkacağım gibisinden yazarsanız yok çalışma şimdi çık derlerse zaten ihbar tazminatı vermeleri gerekir. (sanırım)

brüt alırsınız. 15 günlük çalışmanızdan daha kıymetlidir yani.


imza: işten 3 yıl 11 aylıkken çıkmış insan.

bir ay daha çalış, 2 aylık daha maaş al. denklem basit...

vekalet sahiplerinin ev satmaya da yetkisi var mı ona bakacaksınız. zaten tapuda üstünüze aldığınızda belli olur vekalet durumu. para da genelde banka aracılığıyla verilir. yani ev sahibi ve siz bankaya gidersiniz. adam parayı görür. para ihtiyatlı olarak karşı tarafa geçer. siz ve ev sahibi tapuya gider. tapudaki işlemler bitince bankaya havber verilir. ihtiyat kaldırılır ve para adamın olur.

vekalet iptal edilmiş olabilir mi? kontrolü nasıl yapılır bilmiyorum, ama olabilir gibi bence.

vekaletin geçerliliğini ilgili noterden teyit edin mutlaka. mümkünse noterden yazı alın. yamulmuyorsam bankalar yazı fakslatıyor notere.

mümkünse tapu sahibi her iki kişiyle de telefonda görüşün. evi satmak istediklerini, evin fiyatını, vekaleti olan kişiyi, ödeme yapılcak hesabı vs. sözlü de olsa teyit edin. ters bir durum varsa ortaya çıkar en azından.

çok biliniyor olsa gerek, ama f18 landing var.

agent dash

speedx 3d

temple run. Mutlaka dene hacim.

ben 6 saat/gün sistemine rahat alıştım, ama zaman aldı.

şimdi önce uyku saatlerimizi tespit edip sabitliyoruz. sonra uyumak istediğimiz saatleri belirliyoruz. tam zaman olmalı (i.e. 12:00-06:00 gibi)

sonra kalkış saatini 15 günde bir 15 dakika geri çekiyoruz. kalkış saati istediğimiz noktaya geldiğinde kalkar kalkmaz yapılan bir aktivite koyuyoruz. (i.e. bir bardak su/kahve içmek) ve bunu düzenli hale getiriyoruz.

sonra yatma saatimizi 15 dakika/15 gün gibi değişikliklerle istediğimiz saate getiriyoruz. ilk 20 gün zorlansak da sonrasında uyku saatinde tak diye bünye kendini kapatmaya başlıyor.

paylaşayım dedim.

5 saatle olmaz o.bi hafta kadar idare edebilirsiniz fakat normal bi insansaniz 6 saat minimum olmasi gerekiyo bence.

uyku saatini minimuma cekebilmek icin bence
kilonun uygun olmasi,
yemeklere dikkat edilmesi,
spor,
yas,
dengeli vitamin alimi,
stressiz yasam,
temiz hava
lazim.

büyük sehirler icin bence 6 saat gibi bir sey mümkün oluyo optimizasyonda.

ek olarak günde 4 saat uyku + öglen uykusu da olabilir ama cok verimli degil, beyin cok calismiyo öyle :)

yukarıda yazdıklarınıza gerek kalmadan kafeinle de olayı çözebilirsiniz bence. basitçe çay/kahve yani. zaten yazdığınız ilaçlar/destek ürünleri kesin uyumayı engeller diyebileceğimiz şeyler değil. hiç alakasız olanlar var, ya da yan etkisi uyku olanlar var.. kulaktan dolma bilgilerle hareket etmemenizi öneririm.

kafa yorulacaksa 5 saat cok zor. fiziksel yorulacaksaniz, belki... ha, tavsiye etmem.

vergi dairesinde gördüğün herkes gelir uzmanı veya gelir uzman yardımcısı.
türkiye şartlarında çok güzeldir daha ne olsun.

güzel ruşveti var.

rüşveti temiz kemiksiz para bırakır.

rüşvet yemiyorsak bir manası yok mu yani?

yatışı da iyi..

galaxy nexus. s3 hakkında daha sorunlar pek duyulmuş değil varsa da, ama s2 yerine nexus ya da s3 tercih edin. hatta mümkünse kasımı bekleyin. hem fiyatlar düşer hem de yeni modeller çıkacak.

s3. aldım kullanıyorum ne sorun ne sıkıntı bişey yok.

gg olabilir diye yorumdan kaçınıyorum. anladın sen.

cani sikilmistir, egleniyordur. buyutecek bir sey yok bunda (logout filan) bence.

eğleniyor olabilir lakin böyle eğlenmeyi düşünmek, istemek de bir şeylerin belirtisi değil midir genel olarak troller için ? eziklik, dışlanmışlık gibin. bence öyle çoğu troll için..

yazık lan. adamın yapabildiği en büyük atraksiyon bu işte. gül geç garibe.

trolllük bu değil ki. troll olmakla milleti işletmek farklı şeyler.

troll dediğin adam insanlar için değerli olan kavramları aşağılıyor, sevdiği kişilere hakaret ediyor, inançla, hastalıkla, toplumun sevdiği insanlarla, fiziksel veya zihinsel engelle dalga geçiyor. yok yere insanların değer verdikleriyle oynayıp sinirlendirme yoluna gidiyor.

bu adamın yaptığı ise basit bir şaka. eline ne geçiyor? eğleniyor işte. çok takılmamak lazım. ben de yaptım zamanında. uzun bir entry yazdıktan sonra ctrl+w yaparak gönderirseniz doğrudan başucu eserlerine giriyor" diye entry girdim, 30 saniyede anında zamanın ötesinde birinci sıraya oturdu. eğlendim geçti gitti. küçükken yaptığımız telefon işletmelerinden pek farkı yok. kimsenin değer verdiği şeylere hakaret edip oynamıyoruz burada.

kimlik fotokopisi ya da tc numarası istiyorlar o ad soyadın size olduğuna dair. doğmamış birinin kimliği ve tcn si olmayacağına göre, hayır

Kullanılmıyorsa alabilirsin tabii, lakin yıllık ödemeni yapman gerekir.

parasını şimdiden ödemeye başlamak koşuluyla .com.tr'li olmasa da .com şeklinde alabilirsiniz ama mail adresi almanız daha faydalı olur bence.

maalesef alamazsınız. Adsoyad.com.tr şeklinde domain almak için kişinin bilgilerinin uyuşması lazım. ornegin nemo problemo nun tc kimlik numarası ile sadece nemoproblemo.com.tr ad soyad şeklinde alınabilir.

ad ve soyada ilişkin tek sınıflı bir marka tescili yapar paşalar gibi alırsın.

bilgisiz duyurucular sizi.

vermezdim, orası ayrı. ama illa vermem gerekse ayda 5-6 bin lira.

amortisman süresi 5 yıl olarak alırsak, yıllık 20000 tl olarak karşımıza çıkar .. aylık kirası da 1500-1800 arası bişey çıkar herhalde.. rakam biraz yüksek tabi ama rekabet filan tınlamıyorum tok satıcıyım :D


alternatif kıyaslama ; mevcut faizler yıllık %11 civarında , net ele geçen %10 diyelim..

100000 tl için faizden alacağınız tutar 10000 tl yıllık , aylık 875 civarı gelir demek .. alacağınız kira bundan düşük olmamalı.

@kennym, panpa nası bi hesap böyle bu? amortisman kendi kullandığın/şirketinin kullandığı araba için mantıklı bir ömür/para yöntemidir.

kiralayanlar anasını s.kecek arabanın, s.ker de.. yoksa 25-30 bin liralık arabalara ayda 1200-1300 tl istemezlerdi.

@hope ender

üretici ile anlaşmalıyım hacı kriz ortamında 5 yıl sıfır faizli oto kredisi veriyor fabrika , dolayısıyla hedefim gelecek kira ile aracı kendine ödetmek ve kendini kurtardıktan sonra satmak..


5 yıl sonra gelen edit ; battım lan !!!

not : kimse de 5-6 bin tl ye kiralamaz ama hacı.. hadi 1500-1800 işin maliyet kısmı , sen bunu 2 ye katlasan bile ederi 3000-3500 daha yükseği hayal olur kiralama için ..

@kennym, aga insanoğlu bu, düşmez kalkmaz bi allah, üzülme, işine sarıl :(

2500 tl

www.sahibinden.com

bu link sana yardımcı olabilir bence.

başkasından kiralık isteyeceğim.
araç 10000 $ idi.

5 yaşındayken kaçırıyolar kızları, önce böbreğini midesini ciğerlerini organ mafyasına satıp kalanlarıyla da genelevde çalıştırıyorlar, ne sandın

Halk bizi siker.

Kapatılırsa özel sektör daha da gelişir. :)

"Kerhaneleri kapatalım da, beni mi sikeceniz" -S. Demirel

tecavüz oranı artar. hatta rivayet midir gerçek midir bilmem süleyman demirel tarafından söylendiği söylenen "genelevleri kapatalım da bizi mi .iksinler" sözü var.
kötü olur harbiden.
yasal olanları vaz. sigortalı işçi statüsünde, devlette kaydı olan çalışanlar. herhalde isteklidirler.
zorla yaptırılanları da varmış. yurtdışından gelip de burada kandırılıp pasaportuna el koyulanları varmış. bu söylediklerim ne kadar doğrudur bilmiyorum lakin arada bir duyuruda böyle sorulara denk kgeliyorum. verilen cevaplardan aklımda kalanlar bunlar.

aynı sorudan iki yukarıda da var??

ya bu duyuruyu yaz aylarinda kendini çok zeki sanan ergenlerle doluyor ve midem bulanıyor.

insaf kardeşim ya! midemizi bulandırmak zorunda mısınız? bize ne sizin cinsel sorularınızdan ve sorunlarınızdan. durmadan aynı şeyler.

dışarı çıkın, dışarda bir hayat var. ilk önce yürüyün, insanları görün. spor yapın.

ondan önce şu porno sitelerini kapatın, odanızdan çıkın. anne babanızla bir sohbet edin. bir kere olsun yemek masasını toplayın, yerleri süpürün, pazarda limon satın. hayatı görün. hayat porno sitelerinde tatmin olmaktan ibaret değildir.

ha bunu da siler şimdi süper modlar. silin kardeşim silin. önemli olan ergenlerin cinsel tatmini zaten. bizim midemiz kalkmış önemli değil.

genelevler kapatılırsa millet rus'a sarar. zührevi hastalıklar, AIDS, Hepatit alır yürür gider. Devlete bağlı genelevlerdeki kadınların her biri devlet tarafından kontrol altında.

@mea maxima culpa,

ya ergen de değilim, böyle soru da sormadım hiç ama sizin gibi tahammülsüzleri görünce elim ayağım titriyor arkadaş! nasıl bi' baskı hayranısınız, nası' bi despotluk şakşakçısısınız! sizin gibi tahammülsüz insanlar -abartmıyorum- diktatörlükle yönetilmeli. size demokrasi fazla!

anti-entry silinme editi: kapatılınca çok sorun olacağını sanmam. çünkü bu pazarın büyük bir kısmı sokaklarda. sokağı özel sektör olarak görürsen, özel sektörün pazar payı yaklaşık %80 falandır.

yasadışı genelevler açılır.

@mea maxima culpa,

insanların seks yapması mideni kaldırıyorsa, işin zor dostum.

sevişmek de yemek masası toplamak, limon satmak, yerleri süpürmek kadar sıradan bir olay aslında. bunu idrak edince ergenlikten çıkmış olacaksın.

Neyse o yazılır. bende "ğ" var o da yazmakta

not: gerçi benimki eski pasaport

ü diye yazıyor. söylemesi ayıp ğ bile var pasaportta

ç var bendede bilemedim :O

ş var bende.

kaldı ö ve ı

bende de "ı" var. kaldi mi "ö"?

şunu bilmiyorum, 6 aydan az çalışanlara ihbar tazminatı ödenip ödenmediğini.

yanlız böyle durumlarda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müdürlüklerine gidilip şikayetçi olunabiliyor, eğer uzakta ise, bimer vasıtası ile isim belirtilerek dilekçe veriliyor, sonrasında genelde sosyal çalışma bakanlığı bir faks çekip firmaya ödeyeceksin ulan diyor, 2 günde para elinizde oluyor.imzalamamakla iyi etmiş bence


en son 2 seneden beri çalışan arkadaşımı apar topar işten çıkardılar birde eski 25. maddeden yeni 17. maddeden attılar(firma istifasını istemiş bizimkide vermemiş.)hiç bir şey imzalamadan sosyal çalışma müdürlüğüne gitti, aynen dediğim gibi aynı gün fax çektiler, derhal parayı ödeyin yoksa dava açarız size diye. tüm sosyal haklarını aldı 1 hafta geçmeden.
birde 17 ve 25. madde hırsızlık, fabrika malına kasten zarar, patrona hakaret, iş yerinde kavga gibi bir daha hiç bir işe giremiyeceğiniz tarzdan bir sabıka, o konudada sıkıştırmışlar sen neye dayanarak şöyle böyle yapıyosun, bak adam 15 tane şahit yazdırdı bize falan diye.fabrika göt korkusuna onuda çekti tabi geriye.

gerçi size söyleyebilirler, fakat çıkış belgesi almak için fabrika birşeyler imzalamasını isterse, altına mutlaka yazsın ihbar paramı almadım, ihbar süremi çalışmadım diye.yada paramı eksik aldım tarzında.

noterden protesto çekilecek. şu kadar gün/ zaman şu kadar lira diye bir hesap olacak içinde, makul bir ödeme son günü belirtilecek, eğer ödenmezse yasal hakların kullanılacağı vurgusu yapılacak falan...

eğer değişmediyse 14 günlük olarak brüt aylıktan hesaplanacak tazminat.

vermezlerse sonödemegünü'den itibaren 10 yıl içinde mahkemeye verilebilir :)

bu konuda en sağlıklı bilgiyi alo 170 'den alabilirsin.

odtüde her bokun stickerı farklı diye bildiğimden, master öğrencisi stickerı da vardır.

öğrenci

sadece en ufağından dahi olsa öğretim görevlileri sıfatınız varsa akademik alabilirsiniz, onun dışında öğrenci stickerina tabisiniz.

(bkz: zamzar.org)

tutmaz

tutmaz. hijyen bakımındanda iğrenç

@wantuday, ya ben kırdım kafayı yapcam bunu. türk gibi düşünmeyin ya, soktuğumunun amerikalılarına satarım. tuvalette yaşıyor piçler.

yav adam sıçarken niye monte etsin bi yerlere. cebine koyar gerekirse. amerika'da bile tutmaz.

ısıtmali klozet kapağı yap bence tutma ihtimali daha çok kışın özellikle soğuk klozete oturmaktan nefret eden bir sürü insan var.

bence hijyenik sebeplerden tutmaz.

@mehmet lutfi ısıtmalı klozet uzun zamandır var.

ısıtmalı klozet kapağı var zaten. hatta two and a half men'in bir bölümünde de geçiyor bunun muhabbeti.

ben kullanmam arkadaş.

www.trendir.com
media.bestofmicro.com
www.maximumpc.com
www.cravingtech.com
cnettv.cnet.com

bizim halk üzerine sıçar onun.sen ne diyorsun.

genel kullanım tuvaletleri için olmaz ama ev tuvaletleri için baya iyi bir fikir bence, hani tuvalette tablet ya da laptopla giriyosun işin bitince ya yere ya çamaşır makinası üstüne bırakmak gerekiyor, bir kaç sene önce de bu yüzden laptop u kucağından düşürüp kırmıştı abim, evde kullanışlı olabilir.

tutmaz.

@janavar... gorseller için teşekkürler. halı saha tuvaleti ya da ne bileyim avm tuvaletlerine koymasınlar tabi. lüks oteller, uçak tuvaletleri gibi daha medeni insanların kullandıkları yerlerde ve özellikle evlerde kullanmak için kullanılabilitesi olan bir aparat.

yok bu arabada kayış yok, zincir var. değişme söz konusu değildir de gevşekliğini alıyorlar sadece diye duymuştum.

600 fenaymış ama trigger değişimi içinde olduğunu varsayarak yazdıysan belki biraz daha ucuza gelebilir demek...

cem otomotivi ararsanız onlar rutin değişimleri söylerler ve ekstralar olmazsa ne kadar fatura çıkar onu da öğrenirsiniz.
yağı suyu filtreleri balataları filan değişir diye düşünüyorum.

arkadaş servise gidiyorsun, sana önce bir fiyat listesi çıkartıyolar, fakat sen telefonlada bu bilgiyi alabilirsin, arıcaksın arabam şu şu şu standart 60 bin bakımında neler yapılıyor, kaç para tutuuyor dedinmi, söylerler, istersen mail falanda atarlar.

bir servisi ara, "şirketimizde 17 tane honda jazz var, bakımları için teklif istiyorum" de. detay sorunda 50.000, 60.000 ve 70.000 standart bakımları de.

parça+işçilikte de yüzde üzerinden indirim iste.

ertesi gün teklif gelir, bak ne kadarmış bakım, ne kadarı kazık...