anladığıma göre yurtdışında yaşıyorsunuz ve satacağınız araba türkiye'de. eğer bu şekildeyse satmanız mantıklı, durduğu yerde de bir sürü vergi, sigorta, bakım, muayene, kasko vb. gideri var.

türkiye'de yaşıyorsanız (veya yılda 1 ay ve üstü geliyorsanız) ve çocuklu bir aileyseniz araba çok büyük bir ihtiyaç.

araba satılıp bir kısmıyla gayrimenkul, bir kısmıyla borsa vb. yatırımı yapılabilir, arabanın tek fonksiyonu yatırım olarak kaldıysa.

Arabayi satip parayi Hollanda‘ya götürebilirsiniz. Kaynagi belli para sonucta. Gümrüge bildiriyorsunuz bi vergi ödemiyorsunuz. Hollanda baska olabilir bi ihtimal ama sanmiyorum.

sizin sorduğunuz değil ama şöyle birşey var benzer konulu.

vimeo.com

(bkz: 3 saat)

açev'in kurulma süreci böyle bir deneyle başlıyor aslında. okul öncesinde bakımevi, kreş ve anne yanında olan çocukları bu şekilde gözlemliyorlar. belki budur dediğiniz.

Bahsettiğiniz araştırma hala devam ediyor. Yanlış hatirlamıyorsam 1938 yılında başlamıştı.

TRT belgeselini seyretmedim, bilemiyorum. Araştırmayı videodaki kişinin ismiyle bulabilirsiniz:

youtu.be

bugüne kadar itü maçka, esentepe sınav merkezi, marmara üniversitesi, eyüboğlu koleji ve taksim dil merkezinde girdim. hiç biri mükemmel değldi, fiziki imkanlar açısından en iyisi eyüboğluydu ama en iyi skorumu marmara üniversitesinde alabildim. günündeysen fiziki şartlar çok önemli değil. taksimde 8 yıl önce girdiğimde baya iş makinesi gürültüsü geliyordu ama odaklanınca çok önemli olmadı benim için.

Geçen ben de benzer konuda başka bir maç için arayıştaydım. Eğer galatasaray'ın deplasman maçları için misafir takım tribünü bileti almak istiyorsanız biletleri galatasaray satacak.

Güvenlik söz konusu değilse rakip kulup biletleri verir ve galatasaray satışa sunar.

senede 3 maça gideceksin onlar da şampiyonlar ligi maçları olacak öyle mi :)

yedirirler mi adama? liseliler var, cemiyettekiler var, derin galatasaraylılar var...

O mille anca yurtiçi gidiş dönüş olur. O da promosyon olması lazım. Uzun iş yani değmez.

O miller tek uçuşa bile yetmeyebilir. 8800'e anca yurtiçi bir bilet alabilmiştim.

shopandmiles.com'dan alışveriş çeki alabilirsin. çok karlı değil ama uçuş yapmayacaksan miller boşa gitmesin.

2000 mil karsiligi 100 tl'lik ikea ya da trendyol ceki alabilirsiniz.

Yaklasik 400 tl'ye tekabul eder milleriniz.

artık mil ile promosyon bilet yok gibi bişi. yani 8800 mil + ortalama 200 tl vergi ödeyerek bilet alınabiliyor mil ile. bulur da denk getirirsen izmir'e promosyon business bilet bak. 6250 mil'e boeing 777 ile business uçabilirsin. deneyim olur :)

Önermem. Bu tür modeller insanın sadece kendini marka ve dizayn temelli hoşnutluğunu sağlayacak kadar oldukça pahalı ve gereksiz.

En uygun laptop derken asıl olarak kullanma alanınız ne olacak ? Bu önemli.
Yoksa standart kullanıcı için 4-5 yıl önceki i3 işlemcili notebook bile genel kullanım için oldukça yeterlidir.

www.youtube.com

kanal sahibi fiyat performans analizi yapıyor. bir sitede indirim olduğunda telegram grubunda paylaşıyor.

Casper altından kaplama bir ürün üretse dahi önermem.

yıllarca başı ağrıyan ve leblebi gibi ağrı kesici alan biri olarak söylüyorum. (migren tanım da var.)bence bütün tetikleyici kan şekeri ile ilgili. mide düşkünü biriyseniz yemeyi abarttığınız günler veya aç kaldığınız günler ağrıdığını fark edeceksiniz. tabi bende böyle diye herkeste öyle olacak diye bir kural yok, belki sizinki de bunla ilgilidir diye diyeyim dedim. mutlu yıllar.

bende de migren var. ağrı olduğunda hayat kalitemi düşürüyor, ancak sıklık olarak az, çok şükür.

ışığa, kokuya, gürültüye hassasiyet önemli bir belirti. doktora gitmekten korkacak bir durum yok bence. migren olma ihtimali yüksek.

(bkz: m2tw)

Civilaziton V. Biraz zorlar :)

medievalı çok sevmiştim de 2ye ısınamamıştım. tekrar şans verilebilir sanırım.

civ5 sevemedim ya.

Europa Universalis 4, iyi oyunlar

this war of mine kesinlikle.

Yeni çıkan Iron Harvest var. Üstelik Türkçe dil desteği de var.

store.steampowered.com

Tropico 5

Company of Heroes

rise of nations. Steam'de var. Microsoft'un zaten.
Age of empires'ın modern zamanları da kapsayan hali.

stratejiyi boşver hades diye bi oyun var ona gömül benim en büyük hobim bu aralar.

boyutları farklı

görüntü ikisinde de 2+1 ama 3'lü dediği daha uzun. dikkatli bakarsan 2li deki uzanma koltugu sırt minderi ile diğer minderlerini farkli oldugunu gorebilirsin. zaten max. uzunluk olarak da yaziyor detay. onlarda farkli.

Kivik eskiden muhtesem rahat bir koltukken yeni uretilenlerin bazisi epey rahatsiz (yeni dediklerim son 1 yillik belki). Mutlaka magazada oncesinde deneyip oyle alin, ya da iade ile ugrasmaya razi olun.

Kivik'in guzel minderlerini cikarip Grönlid'e koymuslar sanirim, Kivik'e de daha sert ve daha cabuk yamulan biseyler koymuslar.

Aşağıda özellikler yazıyor, biri 280 cm diğeri 318 cm.

VPN açıkken çok düşüyor hız, bir seferinde açık olduğunu unutup net neden yavaş diye deli olmuştum, arıza kaydı açacaktım ki tesadüf VPN açık olduğunu görüp kapattım.

hocam vpn kullanıyorsanız o bağlantı artık sizin olmaktan çıkıyor, bağlı bulunduğunuz ip ne kadar hızlıysa o kadar hızlı olabiliyorsunuz. bağlandığın ip 4 mbps e kadar ise sen istersen 3947859234857398 mbps internete sahip ol göreceğin hız 4 mbps'dir. vpn açmazsanız güncel hızınızı görebilirsiniz.

www.gbmb.org

itü maçka kampüsü ise sınıfın dışında emanet bırakmalık dolaplar ayırmışlardı. telefon anahtar vs. bırakılabiliyordu. bir dolaba birden çok kişi eşyasını bırakıyordu ama yanına not mu bırakıyolardı sanki isim falan yazan, tam hatırlayamadım.

Millet canından bezdi artık futbol falan umrunda değil insanların.

Seçim olayı, geçim derdi filan önüne geçti her şeyin.

aynen. milletin derdi başka.
eskiden sokaklara gençler dökülürdü kutlamalarda, şimdi gençler instagramda takılıyor..
yaşını başını almışların ise derdi geçinmek.

Galatasaray deli gibi ceza alacak pazartesi günü, şampiyonluğun neyini kutlayacaklar.

Hep gs batacak zaten :) algı muhteşem. Beşiktaş icraya veriliyor, ali koç gs dan fazla borcumuz diyor. Ama gs batan oluyo hep. Süper.

Deli gibi ceza alacak he. Avrupadan menden kurtuldu bu kulüp başkanı sayesinde. Bu en büyük hediye zaten. Diğer gelecek cezaları bekliyoruz zaten.

Bu şampiyonluğun coşkusu olmadı dersenin bunum 1.sebebi 21 tane olmasıdır. 2.si şampiyonlar liginin her şeyden önemli olmasıdır. İnsanlar onu düşünüyor. Daha genel sebepse ülkenin durumu.

Fenerbahçe seçiminin yakın olmasıydı.

Gayet de güzel kutlandı. Son haftalarda zaten çoğu taraftar şampiyonluğa garanti bakıyordu. Çoğu için sürpriz olmadı

bir gs'li olarak, süper finalden beri futbol zaten çok vermiyor. ikinci sebep, takımda sempatik oyuncuların azlığı, muslera ve gomis dışında taraftarın çok sevdiği bir futbolcu yok. ve son olarak, eldeki kadroyla gelecek sene avrupa'da bir başarı gelme olasılığının düşüklüğü.

Norobolim? Noropsikoloji olur, norobiyoloji olur. Bu konularda bir şeyler bilmek hem kendinizi hem de çevrenizdeki insanları daha iyi tanımanıza, anlamanıza yardımci olur.

Antik Mısır tarihi, arkeoloji, botanik, ornitoloji, jeoloji...

anatomi

evrim
www.evrimagaci.org

Kuantum fiziği.
2.dünya savaşı ve nazi almanyası tarihi.

Benimkiler bunlar.

Borsa

Coursera’da yanlış hatırlamıyorsam stanford üni’nin hazırladığı bir beslenme konulu kurs vardı. O ve Coursera’daki diğer her şey olabilir, ücretsiz.

Bence youtubedan video izlemek ya da podcastleri takip etmek daha mantıklı.
Okuma olayı daha çok ön hazırlık istiyor.

Borsa + 1

okumak değilde, belirli bi konuda tutorial izleyip kendini geliştirsen?

herşey olabilir bu, fotoğrafçılık, photoshop vs vs

Nörobilim+1

Borsa denmiş ama; yeni teknolojik gelişmelerle birlikte borsa konusu tamamen boyut değiştirecek gibi görünüyor. Değiştirmiştir veya başlamıştır bile belki.
Bu durum olmasaydı bile borsa konusu "az da olsa geliştireyim" denecek bir konu değil.
www.ted.com

işe alım sürecinde elenme sebebi olabilir.

hicbir etkisi olmaz.

@duygusal pehlivan

bununla ilgili bir kaynak veya ne bileyim duyduğun bir şey var mı? yoksa kendi düşüncen mi bu yönde? çünkü öyle düşünürsek her şey olabilir.

Özel sektörde hiçbir etkisi olmaz.

Hicbir dezavantaji olmaz. Askerlikten muaf olmana neden olan saglik sorunun ise giriste dezavantaj olursa bilmem ama muaf olmanin yasamina ya da isine bir etkisi olmaz.

özel sektörde ikyım, askerliğin muaf olması işimize geliyor, sağlık sebebiyse uygun bir dille nedenini soruyoruz, yapıalcak işe mani değilse, tedavi edilmişse, ilaç ile kontrol altındaysa hiç problem olmuyor.

@acemi nin cevabından sonra editleyeyim, yalan söylemeyin, işe girişte 394539458 tane sağlı raporu istiyoruz, işyeri hekimi işe giriş muayenesi yaparken o sağlık raporlarına bakıyor, adayın ne iş yapacağını bana soruyor, ona göre onay veriyor.

mesela şantiyede çalışacak bir elektrik teknisyeninin kalbinde bir sorun varmış, bunun için çalışailir raporu veremem dedi, adamı işe alamadık. (aldık da 1 gün çalıştı yani)

Olmaz. İşe alımda da eğer sağlık açısından bir risk yok ise problem olmaz. Çünkü tecilli yapıldı muaf şekilde üç seçenek var ve muaf için açıklama kısmı oluyor genelde.

bir bacağı diğerinden birkaç santim kısa diye (yürüyüşündeki çok hafif, yok denecek kadar aksaklık dışında belli olmuyor) bir arkadaşım bir işe alınmamıştı(kesin olarak açıklanmadı ama gayrıresmi açıklama böyleymiş). şimdi daha iyi bir yerde çalışıyor.
2. olarak da çok seyahat edilen işlerde de rutin olarak hastane kontrolü gerektiren sağlık problemleri elenme sebebi olabiliyor.
son olarak, örneğin dışişleri diplomat adaylarında her iklim koşulunda çalışmaya uygundur tarzı bir kriter koyuyor. ne kadar uygulanıyor bilemiyorum.

diğer yandan, işe girdikten sonra pozitif etkisi de olabilir memuriyette. şöyle ki, işe kabul edilip de yine rutin hastane kontrolü gerektiren bir sağlık problemi varsa o birimin olduğu bir büyükşehire tayin için geçerli bir sebep olabiliyor.

3 tane muaf ile beraber çalışıyorum, şimdiye kadar da hiç denk gelmedim kötü gözle bakıldığına.

Askerlikten muaf oldum tek kulakta total işitme kaybından dolayı. Birkaç yere CV yolladım tanıdık vasıtasıyla. Daha doğrusu annem vasıtasıyla. "Engelli alamıyoruz, zaten engelli kadromuz dolu." demişler. Oysa engelli değilim devlet nezdinde ve engelli raporu alsam bile verilemiyor. Ortada kalabiliyorsun duruma göre.

0

Hicbir dezavantajını görmedim. Bazı meslekler (polislik askerlik vb meslekler için engel tabi) hariç sıkıntı olmaz diye düşünüyorum.

Sosyal cevrenizle de ilgili.
Benim için 0

Tek böbrekle doğmuş bir yakınım askerden muaf oldu, kendisi endüstri mühendisi ve hayatına hiçbir aksi etkisi olmadı, sadece evliliği düşündüğü vakit müstakbel eşi ve ailesine söyledi. Muaf sonrası kendi dahil hepimiz unuttuk zaten.

devlet memurluğunda yapacağın işe engel teşkil etmiyorsa sıkıntı olmuyor diye biliyorum.

Malesef işin içine girince çok zor olduğunu anlayacaksınız.

Bir kere çok iyi şekilde anatomi, fizyoloji, egzersiz fizyolojisi, kineztoloji, antrenman bilimi bilmeniz gerek. İnsanlar ilgili ne kadar şey bilirseniz o kadar iyi.

İngilizce bilmeniz gerek çünkü spor sürekli gelişen bir şey her gün makale çıkıyor yeni şeyler gelişiyor bugün doğru dediğin şey yarın yanlış çıkabiliyor takip etmeniz lazım ama türkçe kaynak yok denecek kadar az o yüzden çare ingiliççe.

Sadece futbolla bitmiyor çünkü futbolcular sadece futbol antrenmanı yapmazlar bunun bir de kondisyon kısmı var ağırlık vs çalışırlar, iyi derecede fitness bilmeniz lazım (bu işi o takımın kondisyoneri varsa o da yapabilir)

Türkçeyi iyi şekilde kullanmanız ve özgüveninizin tam olması lazım. Küçük bir çocukla bile konuştuğunda onu yaptığın işe inandırabiliyor olman ve gerçekten iyi biliyor olmak lazım karşındaki profesyonel futbolcu seni neden dinlesin ki ona ne vadediyorsun? Ki futbol camiasının geneli çok varoştur her şeyi bildiklerini zannederler ama iki kelimeyi bir araya getiremezler. Sen bir şeyler biliyorsan dinler seni yoksa yerin dibine sokar acımaz.

Ve tabiki ileri derecede futbol bilgisine sahip olman lazım. Çünkü hareketleri sahada önce göstereceksin ve sonra futbolcular yapacak, ki gösterirken de estetik olman lazım ki yine bir öncekinde dediğim gibi futbolcu seni izlerken bu adam/kadın bir şeyler biliyor desin.

Aynı zamanda maçları çok iyi takip edebiliyor olman lazım. Ben mesela asla maç izlerken zevk alamıyorum çünkü iş olarak bakıyorum. Millet eğlencesine izliyor mesela sen pozisyonları takip ediyorsun. Hangi seti oynadılar, o adama pas vermese nasıl bir oyun kurulurdu gibi.

Ve en önemlisi antrenörlük belgen olması lazım ben basketbol antrenörü olduğumdan futbolu bilmiyorum ama bizde şöyle;
A’dan E’ye kadar antrenörlük belgesi var. E en düşüğü A ise en yüksek olan. Her seviye atladığında arada belli bir süre geçmesi gerekiyor. E den D’ye 2 senede geçiyorsun falan. Ve E aldın diyelim milli takımlarda görev alamazsın en kötü C alman falan lazım.

Bu arada bu kadar şeyi yazdım çünkü tudor için sürekli aktif antrenörlük yapmanız lazım diye biliyorum. Direkt gidip alayım diye bir şey yok yanılmıyorsam (benim branş basketbol olduğundan futbolu net bilmiyorum ama benzer olduğunu düşünerek eklemek istedim)

bu kadar zahmet edip yazdığınız için çok teşekkür ederim. benim esas merak ettiğim nokta; diyelim ki bu saydığınız niteliklerin hepsine sahibim. bu lisansa ya da en üst seviye futbol antrenörü lisansına ulaşmam kaç senemi alır ?

13 yıl

Dünya üzerindeki hiçbir spor kulübü cahillere bu sebeple teslim olamaz. Fenerbahçe ve Beşiktaş da mı lise vesayetindeydi? Aziz Yıldırım ve Yıldırım demirören de mi galatasaray lisesi mezunuydu? Hayır. Vizyon bambaşka bi şey. Bunu lisede öğretmezler.

liseli süzgeci dünya görmüş okumuş yazmış insanları bünyesine almasının yanında üyelik kazandıktan sonra ömür boyu o hakkın devam etmesi kulübü morukların eline düşürüyor ve dinamizmi yok ediyor.
galatasaray artık bu kadar az ve tek tip üyelerle yönetilemeyecek kadar büyük bir kulüp. ve türkiye sadece 1 tane elit mezunlar veren liseden daha fazlasına sahip.
ama statüsko öyle bir kurgulanmış ki gsl mezunları kendi kendilerine sahip oldukları haklardan vazgeçmedikçe bunun değişmesi de imkansız. eşine dostuna referans olmak isteyen zaten oluyor, kimse kulübün ali menfaatlerini geliştirmeye çalışmıyor.

@zirrealist dünya üzerindeki değil de türkiye'deki spor kulüpleri aslında tam da bu sebepten cahillere teslim olur.

galatasaray spor kulübünün genel kurul yapısı fenerbahçe'den de beşiktaş'tan da farklıdır,
ufak iki örnek vereyim:
-3 temmuz sürecinde galatasaray başkanının da şike yaptığı ortaya çıksaydı, sizce genel kurul fenerbahçeliler gibi başkanın peşinden koşup onu savunmaya mı çalışırdı yoksa olağanüstü toplanıp yönetimi erken seçime mi zorlardı?
-adnan polat'ın stad açılışında yediği nanelerden sonra idari ve mali ibrasızlıkla cezalandırılmasını hatırlıyorsunuz. bu tip bir olay başka bir kulübün genel kurulunda meydana gelebilir miydi? mesela aziz yıldırım kendine muhalif kim varsa kulüpten ihrac etti, böyle bir şey galatasarayda mümkün olabilir mi?

işte bu genel kurul'un böyle olması da galatasaray lisesi sayesindedir diye düşünüyorum.

@luchetti, verdiğin örnek çok doğru. galatasaray kültürü ve ahlakı bu ülkenin her zaman üzerinde olmuştur ama bu soruyu tek bir örnekle yanıtlayamıyorum.

peki yine aynı lise değil midir dursun özbek'i başkan yapıp bir de üstüne ibra eden?

kulüpler genel anlamda cahil, bilgili vs gibi insani özelliklerine göre değil, maddi güçlerine göre insanlara bırakılıyo. bana göre kulüpleri böyle dernek gibi başkan, yönetim kurulu seçerek yönetmek çok saçma. başarılar bundan dolayı sürekli olmuyo zaten. galatasaray'a bakıyosun, 2 sene avrupa'da real madrid'e kafa tutuyo, ondan sonraki 5-10 sene tromso'ye östersunds'a eleniyo. başkan, yönetim 3-5 yılda bir değişirse olacağı bu.

sonuçta kulübün lise ile bağı kopsun demiyor kimse. genel kurul'da lisenin ağırlığı azalacak, dışarıdan insanlar daha kolay bir şekilde girecek. bu kadar basit. lisenin tabiî ki önemli bir etkisi olacak yine. ama bugünkü gibi bir vesâyet olmayacak.

@zirrealist haklısınız,
ben galatasaray genel kurulu mükemmel demiyorum, kimse de diyemez herhalde.

ama türkiye için kötünün çok çok iyisidir diyebiliyorum.
başarısız yönetim seçtiğimiz doğru, ama en azından dursun özbek yönetiminin ibra edildiği genel kurulu bir izleyin, bir sürü konuşmacı çıkıp yönetimi çok çok sert bir biçimde eleştirdi ve dursun özbek son dakikaya kadar ibra edilip edilmeyeceğini bilmiyordu, biraz farkla ibra edildi.

tabi ki orada çıkıp eleştiri yapanların hepsi galatasaray liseli de değildi, ancak başı galatasaray liseliler çekiyordu. dediğim gibi, en azından yönetimi eleştirebilen bir genel kurula sahibiz, -diğer kulüplerde böyle bir şey yok- genel kurulda liselilerin ağırlığının azalmasından ziyade üye alımı yapılırken daha fazla şey istenmeli, aidatlar artırılmalı ve gerçekten galatasaray için kafa yoracak insanların üye olması sağlanmalı diye düşünüyorum.

Kısmen doğru. Lise tek başına basiretli yönrticiler çıkarmasa da her zaman Galatasaray'ın dünya üzerindeki en özel ve elit kulüplerden biri olmasını sağlıyo. Böyle bi servet her camiaya nasip olmaz. Benim de Galatasaraylı olmamın sebeplerinden biridir o lise. Dayılarım yıllardır o lisede çalışıyo ki kendileri Fenerbahçelidir ama bende belki de onların liseden getirdiği hediyelerden falan dolayı bi Galatasaray aşkı doğdu.

Genel kurulu canlı izledim. Benzeri fener veya bjkda görülemeyecek türdendi evet. Bunu da lise sağlıyo evet ama çıkıp orada konuşulmasıyla da olmuyo bu işler. Galatasaraysan daha fazlasını yapmalısın. Çıtayı belirleyen takımsın çünkü.

Çok teşekkür ederim dostum, sınav zaten uzun sürüyor bir de ufacık bir odada sıkış tıkış girmek istemiyorum, zaten tavsiye isteme sebebebim de ondan kaynaklanıyor. Sanırım Ticaret Üniversitesi'ni seçeceğim. Oxford da Taksim'de ve Taksim'deki bir dil kursunun fazla bir kullanım alanının olacağını senin de belirttiğin gibi ben de düşünmüyorum.

ikisinde de girdim. itücü'de 2014'te, oxford'da 2016'da girdim. ikisi içindeki iyi olan kesinlikle oxford house college. sınava herkesin aynı anda başlaması için de gayret sarf ediyorlar. itücü'de ise salonda çok fazla kişi olduğundan gürültü çoktu diye hatırlıyorum.

bir amaç uğruna tablolar hazırlamaya çalış ilgi alanlarına göre.
mesela şampiyonlar ligindeki bütün aşamaları excel'de otomatik oluşturmaya çalış, sen sadece maç skorlarını gir gerisini formüller halletsin.
ya da gelir-gider tablosu yap kendin için.
büyük bir data çek tüik'ten, datayı düzenle ve mantıklı regresyonlar ve sonuçlar çıkarmaya çalış.
takıldığın yerlerde de google'dan arama yap bu nasıl yapılır tarzında sorularla.

4 çıktı ikisi çekildi. Temizlersen olmaz bir şey panpa.

Bir tanesi tam çıkmadı. Yarısı gömülü kaldı. Bir yerden okuduğum kadarıyla 20'lik dişler evrimsel olarak körelmiş bir yapıymış. İnsanlar eskiden daha sert şeylerle beslendikleri için o dişlere ihtiyaç duyuluyormuş. Yediğimiz yemekler daha yumuşak hale gelmeye başladıktan sonra o dişlere de ihtiyaç duyulmamaya başlamış. Çene yapısı nedeniyle de onları pek kullanamıyormuşuz. Bana göre çabuk çürümez ama fazla kullanılmadığı için diş taşı oluşumu görülebilir. Fırçanın oraya tam ulaşması gerek.

biri yamuk olmak üzere dördü de çıktı. ve evet acayip hızlı bir şekilde 2 tanesi çürüdü bile. çürüyen üsttekiler bu arada. fırçayla ulaşması üsttekilere daha da bi zor. he bende çürüdüğü halde ağrı falan yapmadı. ben de çektirmedim öyle takılıyoruz. çok da önemsemedim açıkçası.

İki tanesi baş verdi, yıllardır öyleler. Dişçi o ikisine dolgu yaptı. Çürümediği sürece problem yok sanırım.

hic cikmayan birini cerrah aldi; digerlerini cenede yer olmadigi ve cikmis disleri sikistiracagi icin, ilaveten zaten pek de saglikli olmadiklari icin aldilar.

12 yaşında ağrımaya başladı 16 yaşında dördü birden çıkmıştı. hala hiçbir sıkıntıları yok.

4ü de aynı anda belirdi önce sağ alt. sonra sağ üst en son sol üstü çektirdim. şu an sol alt kaldı ameliyatla alınacak diye çok acele etmiyorum.

bir de sağ üstte tekrar çıktı. yani totalde 5 tane var bende.

benimkiler tam çıkmadan çekildi. sürekli kulak ağrısı çekiyordum; doktor bir şey bulamayınca dişçiye yönlendirdi. Film çektiler çapraz yönlenmiş meret, ağrısı kulağa vuruyormuş. sırayla hepsini çektiler. çene cerrahı şart...

çıkmadı hala ara ara yokluyor ama dişçi korkum var gidip gösteremiyorum bakalım ne olacak. bu arada çıktı gibi oluyor sonra bakıyorum tekrar gömülüyor değişik değişik hareketleri var yani seninki de öyle olmasın.

Benim üsttekiler çıkmayacakmış zaten ama alttakiler çıkmaya başladı. Biri yeni gibi ama diğeri bayağı görünüyor artık.

Neden çabuk çürüyorlar bilmiyorum ama ben bir de diş teli kullanmıştım, 20'likler alt dişlerimi bozmaya başladı. Çok iyi de fırçalasam çektirmem gerekecek yani bu yüzden ama çok korkuyorum. Çocukluktan beri hayatta en korktuğum şey diş hekimleri sanırım. Şimdi bu duyuruyu gördüm, iyice tavan yaptı diş hekimi fobim. Bu gidişle nasıl çekilecek o dişler hiç bilmiyorum.

bende yok! 25 yasima kadar çıkmadı. sonra dişçiye gittim, "ne zaman çıkar, çıkmadan almak gerekir mi vb" sorayim diye. muayene etti, röntgen çekti.
yok.


yaş 35 hala yok :)

ya fazla evrildim ya çok şanslıyım.

4 ünü de çıkarttırdım 18 yaşımda. 2şer 2 şer.

galiba genetiğin de etkisi var. benim 4ü de çıktı biri sıkıştırıyor diye çekildi. diğer üçünü de bi ara sıkıştırdığı için çektiricem ama ne çocukken ne de ana dişlerim çıktıktan sonra çok şükür tek bi çürüğüm olmadı. yapısal olarak çabuk çürüyen dişleriniz varsa ekstra dikkat etmek gerekir heralde.

26 yaşındayım, çok şükür hiç çıkmadı. en son dişçiye gittiğimde sende çıkmaz artık demişti ama, belli olmaz tabii.

üç dört sene önce diş röntgeni mi çene röntgeni mi her neyse onun sonucunu görünce orada olduklarını fark ettim. dördü de gömülü ve gömüldükleri iki taraftan diğer dişleri birbirlerine doğru iteliyorlar gibi görünüyordu.

bende hiçbir rahatsızlık yaratmadılar. şu saatten sonra da yaratmazlar sanırım.

20 yaş dişlerini, dişlerin en arka kısmımda olduğundan pek kolay temizlenemez, o yüzden çok kolay çürürler. Pek bir sıkıntısı yoksa çektirmeye gerek yoktur. Ama yine de hekimin değerlendirmesinde fayda var.

benim sadece sağ alt çıkayazdı. yarı gömülüydü ve yamuk çıkıyordu. ben de operasyonla aldırdım. diğerlerini bekliyoruz. 28 oldu hala duruyor diğerleri.

üsttekilerden haberim yok ama alt çenelerdeki 2si de gömülü, bir tanesini cerrahi çekimle aldırdım, diğeri de sürüyormuymuş neymiş, o da sıkıntı çıkaracak dedi doktor ama şu an kötü bir ağrısı yok iyice kötü olunca o da cerrahi çekimle alınır artık

dördü de gömülüydü, operasyonla aldılar. dişleri sıkıştırıp estetiği bozuyormuş. dahası zaten ağzımı tam açamıyordum bile alınmamışken, bir şey çiğnerken cenem kırılıyormus gibi ses geliyordu. çene eklemlerini de kötü etkileyebiliyor.

ilk başta kendi işini kendi görmeyi, araştırmayı öğrenmeli.

Almanca biliyor olsaydı Almanya'yı önerirdim. Sınava girecek Türkiye'de bir bölümü kazanacak ve bu sırada Almanya'daki okullara başvuracak sonra kabul alırsa Türkiye'de kazandığı bölümünü aynısını orada okuyacak. Almanya'da üniversiteler ücretsiz galiba ama aylık 720€ para göstermesi gerekiyor. Bu para bloke hesapta duruyor galiba.

abd, kanada, avustralya'dan birine gitsin. parasını bastırıp okuyabilir.

ben italya'ya gidiyorum bir aksilik çıkmazsa. mühendislik mimarlık istiyorsa politecnico di milano'yu, business ya da political science isterse bocconi'yi araştırsın. okullar kendi sınavını yapıyor milano'da, zor bir sınav değil. sorusu olursa -güzelce araştırdıktan sonra- yeşillendirin.

cok iyi ingilizcesi varsa liseden mezun olmadan planlarini yapip kuzey amerikada universiteye gitmek icin SAT sinavlarina girebilirdi. madem parasi da varmis arkadasinin. Kafasina jeton son senesinde dusmusse, istanbul, ankara ve izmirde cok iyi kaliteli yurtdisi danismanlik sirketleri var. bassin parayi bulsunlar ona guzel bir okul.
Tavsiyem, ABD'de community collegelara bakmasi, 2 senelik, sonra ordan guzel 4 senelik okullara transfer olabiliyorsun, 2 sene de orda okur.

@bioverse bu kolejlerle direkt olarak bu danışmanlık şirketleri vasıtasıyla ıletişim kurulabiliyor?

@sack jparrow gerekirse iletisim de kurabilirler, bazi egitim danismanlik sirketlerinin iletisimde oldugu/daha once ogrenci gonderdigi community college ya da universite programlari mevcut oluyor. Ayrica, en azindan arkadasina okul konusunda fikir verirler ve arkadasin iletisime gecer. Ama bildigim kadariyla bu seneyi kacirdi arkadasin. SAT'ye girmesi lazim, 2017 yaz sonu basvurularini yollasa, 2018 yazinda baslar anca okula. Simdiden mart'a kadar falan bir basvuru bulup yapip sonbaharda baslayabilecegi bir okul bulma ihtimali vardir belki.

Lisenin son senesinde mi kafasina takmis yurtdisina cikmayi?

Evet gündem etkili oldu bu durumda. Bana saçma geliyor tabi.

şu an durumu bilmiyorum ama anadolu lisesinden mezun oldum, hiçbirşey yapmadan lise transkriptimle amerikada üniversiteye başladım.

hangi bölümle ve ne amaçla çap yapmak istiyorsun? ders programı farkından dolayı iki ayrı bölüm okumuş kadar ders alman gerekebilir, hukuk fakültesinin 1. sınıftan sonraki derslerini alan bir bölüm yok gibi.
not: iü hukuk hakkında bir bilgim yok. çap genelde ortak dersleri çok olan yakın disiplinler arasında yapılıyor.

Uluslararası ilişkiler siyaset bilimi gibi

Ben de hukuk mezunuyum ama çap yapan görmedim hiç bizim fakültede.

hayatta hiç bir şey imkansız değil. fakat 3,2 gpa ile çap bitirmiş olmaktansa 3,85 ortalamayla tek bölüm bitirmek bence daha iyidir.
bu söylediğin bölümlerin kombinasyonu kulağa çok hoş geliyor, mezun olunca devlet müsteşarı olacakmışsın gibi geliyor ama pratikte hiçbir işe yaramayabilir. ikisi de derya gibi alanlar ve kesişim kümelerinde iş yapan bir akademisyen, araştırmacı olmayacaksan ikisinde aynı anda derinleşmek çok zor.

seçeceğin dlc'ler tamamen sana kalmış. hepsi seçili de oynayabilirsin, hiçbirini seçmeden de oynayabilirsin. ama yıllardır büyüyor, gelişiyor oyun. son haliyle oynamak istersen hepsini seçmelisin.

fakat insanlar dlc'leri almış olsa da (ya da full paket almış olabilirler) bazı dlc'lerin getirdiği yeni özellikleri, yeni mekaniği beğenmiyorlar mesela. öyle olunca o dlc'yi deaktive etmek için işaretini kaldırıyorlar.

Osmanlı ile oynamak yeni başlayanlar için öneriliyor zaten. Oyunu batırma ihtimalin yok. Özellikle son 1.19 güncellemesi ile Osmanlı hanedan sistemi tarihe uygun oldu ve oyun iyicene kolaylaştı. Sadece kolonileşmek zor ve mantıksız, ticaret yollarının değiştirilemez olmasından dolayı.
Tavsiyem, ilk başta bütün dlc'leri açma. Deneye deneye ilerle, 1 saat dlc'siz, 1'er saat da yeni dlc ekleyerek oyna.
www.eu4wiki.com
sitesinden oyunun mekaniklerini öğrenebilirsin.

çok sağ olun canlar....

okulun kendi dil sınavına da girilebiliyor olması lazım
(bkz: buept)

YDS'yi dil belgesi olarak kabul etmiyor ama doktoraya başlayanlardan YDS, KPDS benzeri bir belge istiyorlar YÖK kaynaklı sanırım.
Bunu haricinde dil belgesi olarak BUEPT, TOEFL ve IELTS kabul ediyor.

Sayisal butun bolumlerin neredeyse hepsi programlama goruyor. c, c+, pascal vb. Yuzeysel ama sadece algoritma mantigini ogretmek icin.

matematik bolumu fen edebiyatta okunacaksa yazilimla oyle bi alakasi yok. mezun olduktan sonra hangi ise girecekse ekstradan egitim alacak cunku matematikte ogrendigi sadece teorik bilgi. odtude cye giris dersi aldik bir donem sadece oyle diyeyim.

hangisinde bölüm 1. olunacaksa o. boğaziçi'nde elektronik'teki çapçı geniuslardan dolayı bölümden soğuma olasılığı var kararlılığı çok yüksek değilse. fakat galatasaray'da da fransızca'dan dolayı dezavantajlı olabilir.

eğer boğaziçi matematik bitirip yazılım yapmaya çalışacaksa, gerek yok bilgisayar mühendisliği okuması daha iyidir. idealist değilse, matematik daha riskli.

son olarak, yazılım konusunda, kendini geliştiren bir lise mezunu veya işletme öğrencisi de yazılımcı olabilir. ama bilg. mühendisi olmak teorik bilgi olarak daha kuvvetli olmasını sağlar.

not: yazılımcı değilim ama çevremde varlar.

puan sıralamalarından çok haberim yok fakat koç bilgisayar filan da bu kalibrededir diye düşünüyorum. imkanlar olarak bence boğaziçi'nden çok daha önde, düşünülebilir.

Mühendislik mezunu adam 2500-3000 tl asteğmen maaşına göz dikmemeli bence çok kötü bir üniversitenin dandik bir bölümünü bitirmemişse. Dışarıda 2000 tl'ye altı ay çalışsa kısa dönem olarak askerlik yaptıktan sonra askeriyede altı ay fazladan kalarak elde ettiği maddi kazançtan maddi olarak değilse de fazlasını kazanır ve psikolojisini bozmamış olur altı ay fazladan.

Uzun dönem istersin, kısa çıkar; kısa istersin, uzun çıkar ihtimallerini GKB bile bilmez.

iş bulamıyorsan, bulamayacaksan uzun dönem git. 3k asteğmen maaşına göz dikmemeli diyen arkadaş iş bulunamaması durumunda karşılaşılacak gerilim/gerginlik durumunu hesaba katıyor mu?

asteğmen olduğunda para harcamadan 30k ile dönebilirsin(30k olmaz 20k olur, askerliğimi yapmadım. olursa bedelli olmazsa kısa dönem isterim) evet hayatının bir dönemi yok olacak ama ihtiyacın varsa kesinlikle yapılabilir.

Bu arada ek bilgi, uzun dönemde maaşı 9 ay alırsın sadece. 3 ay eğitim var.

ilk olarak, tercihi askere gidenler değil devlet yapıyor asteğmenlik konusunda.
ikinci olarak, meslekçi veya takım komutanı-bölük komutanı (tam adı ne bilmiyorum, jandarma karakol komutanlığı veya komando olup dağlarda takım komutanlığı yapmak da var olasılıklar dahilinde bildiğim kadarıyla) olma durumları tamamen farklı birbirinden
üçüncü olarak, asteğmen olsan da er olsan da gideceğin yerdeki komutanlarının nasıl insanlar olacağı ve etrafındaki insanların karakterleri de tamamen şans işi ve askerliğin sıkıntılı geçip geçmemesindeki en önemli faktör bence

son olarak, illa askerlik yapılacaksa bence uzun dönem - asteğmen olarak yapmak hem maddi hem manevi olarak daha mantıklı. askerliği Türk evladına bir işkence olarak görsem de insana değişik hayat tecrübeleri katarak gelişimine, hayata, insanlara bakışına katkıda bulunacağını düşünüyorum. şahsen yeni tanıştığım bir insan askerlik yapmışsa gözümde biraz daha değer kazanıyor.

bazı teknik bilgi gerektiren bölümlerde (hukuk, eczacılık, makine, inşaat mühendisliği vb.) meslekçi olmak yüksek ihtimalken takım komutanı olacaklarda tamamen boy-kilo orantısına bağlı diye biliyorum.

1. kısa dönemler için "sen şubatta değil nisanda git" gibi bir olay yok. uzun dönemleri şube belirliyor olması lazım.

2. son gün de gitsen değişen bir şey olmaz. sistemde arıza olması olasılığı dışında.

bu arada, son bedelli ve üstüne terör olayları sebebiyle askerliğe başvuran kişi sayısı aşırı düştü diye duyuyorum.

hangi mesleği daha çok seviyorsa onu tercih etsin bazı açılardan benzer bazı açılardan çok ayrı meslekler. hastanedeki ortamı mı yoksa ilköğretim ortamını seviyor karar vermesi lazım.

bir de, daha az hırslı bir insansa hemşirelik işe girme açısından daha garanti bir meslek. öğretmenlikse özel ders vs. olayına girilirse daha çok para kazandırabilecek bir meslek.

Hemşirelik zor bir meslek. Tüm gün ayaktasınız, özellikle acil, doğumhane gibi servislerde çalışıyorsanız. Enfeksiyon riskiniz var, nöbetli çalışma sistemi vs. Ama iş garantili sayılabilecek bir bölüm. Yine de herkesin yapabileceği bir meslek olduğunu düşünmüyorum. Geçen sene yoğun bakımda staj yaptığımda psikolojik olarak yıpranmıştım. Bunları hazmedebilecek mi onu düşünsün öncelikle. Sağlık alanında çalışabilmek için gerçekten işini seviyor olmak gerek.

Bu iş anketle olmaz. Biz nereden bilelim arkadaşın hangi mesleği daha çok seviyor, hangisini kaldırabilir. İkisinin de iyi ve kötü yanları hakkında bir liste yapsın. Sadece bugün için değil uzun vadeli düşünsün. Gitsin hemşirelerle ve öğretmenlerle konuşsun, öyle kendi kararını versin.

İngilizce olması sorun olmayacaksa Stuff You Missed In History Class diye bir podcast var 20-30 dakikalık, genellikle batı tarihi ve daha çok son iki yüzyıldan bahsediyorlar ama genel olarak yelpazeleri oldukça geniş. Her konuda howstuffworks.com'da alakalı bir makale çıkıyor zaten ve bazen kitap referansları da veriyorlar.

World Civilizations: The Global Experience

Giris istiyorsan(kucuk punto ile 1500 sf, giris ancak bu kadar)

Norman davies - avrupa tarihi

Akademik olarak bulunabilecek, giris niteliginde, makro duzlemde en iyi eserdir.

Telefondan ekleme yapamiyorum, soruna bir daha bakinca sunlari da ekleyeyim dedim:

Fernand braudel'in butun eserleri(akdeniz cevresi icin onemli)

William mcneill - dunya tarihi

roma'da yuvarlak bi kilise var çok eski, 2000 yıllık filan... mutlaka gez, giriş de beleş...

hocam sen çok yanlış gelmişsin. şöyle yönlendirelim;
sirtcantalilar.com

eyfel kulesinde resim çektir mutlaka.

la sagrada familia

Her gittigin yerde resimli haritalardan al bir tane eline. Senin gibi gezenlerle bol bol muhabbet et oralarda. Zaten gerisi kendiliginden gelir.

bizi imrendirme. bu yeter.

fve bide bu kadar geziyosun ama adryatik kıyılarına uğramaman büyük hata.

dubrovnik - split kıyı şeridi muhteşem manzaraya sahiptir

sagrada familia'ya gitme, yolunun üzerinde değil. yolu baya uzatır.

wikitravel oku. o kadar memleket gezeceksin, ingilizce biliyorsundur herhalde

amsterdamda bisiklete bin, coffee shoplarda hazır sarılmış sigaralardan alma çok kalitesiz oluyor. ot içeceksen al kendin sar. bisiklete güzel kafayla binme kanala düşersin kanalda çok bisiklet enkazı gördüm dipte :)))

vatikan müzesini kesinlikle dolaş

romada sokakları yürüyerek turla. meydanları dolaş bol bol. venedikte de sahili yürüyerek gez arsenale kadar. sonra ana caddesinde dolaş. büyük kanalı dolaş. vaktin kalırsa ara sokaklarda kanallarda kaybol. floransada uffizi'ye gir. köprüden karşıya geç oralara da bak.

paris'te sacré coeur'e çık. montmartre'ı iyicene gez. saint louis adasında seine'e karşı bankta otur, küçük şişe şarap açıp sandviç hazırla kendine. oo yüz tane şey sayarım. louvre piramidinden çık, şanzelize boyunca zafer takına kadar yürü.

brükselde çok bi olay yok. müze seviyorsan grand place'taki (grote markt) şehir müzesini tavsiye ederim. grand place'ta güzel bi selfie çek. zaten her halt o civarda. turkuazlı sarılı logosu olan patatesçiden frites belges ye. belçika pattiz kızartması. sonra akşam olunca delirium'a git ve bir iki şişe duvel iç. çok geç kalma, geceleri brüksel çok tekin değil.

Bu soruyu bu gruba sor. Sana muhteşem şeyler söylesinler.

www.facebook.com

180 derece dönmesi gibi bir durum yok.

taze seçimden sonra anayasanın açıklarını kullanarak ülkeyi kaosa sokmamanın uygun olduğunu düşündüler ve kendi adaylarını gösterip oylamaya katıldılar.

kanka artık kestiler bağlantıyı. giderse bir şekilde takımda kalacaktı.

kanser gibi düşün.

ama yakıştı mı ? hayır.

bkz: hakan şükür fatih terim hsan şaş bizde adet oldu m k

ben de onu diyorum iste. kampa gitmesi engel degildi takimdan kesilmesine. amator takim olsa, masraf cikmasin diye goturmediler derdim ama.. koskoca gs'ye yakismadi bence.

fenerbahceliyim bu arada.

Götürmesinin mantığı neydi, önce onu cevaplamak lazım.

adamin daha 1 yil sozlesmesi var mesela ve takim kaptanin. bu sene degisir kaptanlik orasi kesin de. kaptan iste suan adam.

amator takim olsa parayla ilgilidir diyecegim de, degil iste onu diyorum.

goturmesinin mantigi da: butun futbolcular gider boyle kamplara benim bildigim.

Sabri azmiyle son maçlarda çok formdaydı ve hoca da ilk maçları izlediyse, hem bu arada terlik ve atletli göbekli falan karşılamış hocayı, ilk izlenim de negatif olmuş.

prandelli şunu demiş:

"bu mu koskoca galatasaray takımının kaptanı?"

kaptan dediğin göbekli olmaz, bayrak adamdır. üçlü çektirmez, liderlik yapar. takıma önderlik etmeli, yönlendirmelidir. kaptan steven gerrard gibi olur, sabri gibi olmaz.

bence sabri kendine çeki düzen versin diye almadı kampa. iyi de oldu. takımın kaptanı değil de maskotu gibi. kendine baksın biraz. çocuk değil ki.

kimse hesap sormuyor anasisatiyim ne alaka.

soru demis ki kos koca galatasaray bir ucak bileti fazla alamamis mi. bu yani.

cevabida veriyim sakat,cezali veya gözden cikarilmis oyuncu kampa goturulmuyor turkiye de.

ama cogu yerde gozden cikarilan oyuncular kampa goturulur. hazirlik maclarinda oynatilir vitrin gibi sergilenir. biz de tam tersi.

sabri'ye yanlış yapıldığı konusunda hemfikiriz sanırım ama "göbekli adamdan kaptan mı olur" demiş prandelli. bana sorarsan sabri en kötü yedek olarak kalmalıydı gs'de. tarık transferi olmazsa veysel'e kalacak gs sağ beki ve eboue'nin de gideceğini varsayarsak hamit dışında veysel'i yedekleyecek bi isim yok. sabri düşünülebilirdi bu açıdan. ben olsam kesinlikle bırakmazdım sabri'yi. ne zaman ihtiyacın olursa oynatabilirsin sabri'yi. yedek kalmayı da bu saatten sonra pek problem etmez, etmedi de.

fb: not.

sabrı takım bulsun dıye goturmedıler, ona kolaylık sagladılar bı bakıma. kampa goturup ıstanbula geldıklerınde kovsalardı daha mı ıyıydı? bana kalırsa sezon bıtınce hemen soylemelerı lazımdı, ayrıca sabrıyı ıstemeyen de prandellı degıl unal aysal. kendısı her ne kadar kurumsalız falan dese de aga babası gıbı yonetıyor takımı. ha bana sorarsan cok da ıyı yonetıyor orası ayrı.

Not gs

öncelikle şöyle bir teori var: eksisozluk.com

bence yönetim galatasaray kaptanına internette dalga malzemesi olmasını yakıştıramıyordu. ve bu saatten sonra kaptanlığını alıp da sırf yabancı kuralından dolayı elden çıkaramayıp kulübede oturturlarsa takımda bir yerden sonra huzursuzluk çıkacağını düşünüp yeni hocaya anlattılar durumu o da en azından kampa almamayı, kendisi hakkındaki kararı ise daha sonra vermeyi kabul etti.

bence bundan sonra olacak olan; sağ beke transfer yapılırsa veya hamit - veysel yeterli derse hoca, sabri gönderilir. bunlar olmazsa da kaptanlığı alınıp yola devam edilir.

ayrıca, fiziksel olarak sabri takımda göbekli olacak en son adamdır. senenin son haftasında bile enerjisi ve isteği hiç bitmeyen biri varsa o da sabri'dir.
kıyafetini, duruşunu beğenmedi iddialarına ise prandelli gibi görmüş geçirmiş bir adamın insanları giyim kuşamına göre yargılayabileceğini zannetmiyorum.

bunun prandelli kaynaklı olduğunu düşünenler yanılır.

ünal aysal listeyi çoktan hazırlamış. kimse gelir gelmez 10 oyuncuyu kampa almamazlık yapmaz.

aysal reyis bazı isimlerin silinmsini istedi ve oldu

www.pellegrinoandassociates.com

soru cevap disinda ben de cocacolanin formulunun sir olduguna asla inanmiyorum. bence tamamen bir sehir efsanesi

patenti alırken dikkatli ve az bir değişiklikle yeni bir ürün yapılmasına mahal vermeyecek şekilde açıklaman lazım. bu şekilde yapabilirsen herkes teknolojiyi öğrenir faka kimse senden izinsiz kullanamaz.

coca-cola'nın formülünün olayı ise ticari sır. zaten yanlış bilmiyorsam yiyecek içecek vb. bir ürünün de patenti alınmıyor, daha çok üretim veya tasarlama teknolojisi konularında oluyor patent alma ya da kozmetik vb. gibi kompleks madde üretimlerinde.

yemekten önce tatlı yenmez hacı

hatta ilk filmi de izleseniz daha iyi olur

Türkçe

Niye essay deniyor peki?

bu senekinde de sadece şampiyonluk kutlamaları var...

aradığın şey: www.youtube.com

bir de şu var: www.youtube.com

ben çoğu kaynakta rastlamadım. ama internette bazı dua kitaplarında var. kaynaklar pek sağlam değil mesala 41 kere yasin duasını okuyanınher duası kabul olur gibi tekrar ediyorum ben çoğu yerde şey bulamadım. sen 3 defa oku yada namazlardan hemen sonra oku.

rasyonel bir zeka bunun hiç bir anlamı olmadığını söyler, gerisi size kalmış.

@zastavam76, sadece namaz icin degil tabi bu sorum..

mesela disari cikarken sunu, uyumadan once bunu, korkunca onu, cinlerden korunmak icin otekini, yok basarili olmak icin bi sonrakini, vs vs..

@meso, musluman olup da sacma gelen varsa soyleyebilir tabi :)

(bkz: ebced hesabı)

aratinca bulabiliyorum zaten de, benim sorum sizin ne dusundugunuz ve bunun dogruluguyla ilgili (hangisinden ne kadar okumak degil) saglam kaynagin olup olmadigi.

hemen hiç birinin sağlam bir mesnedi yoktur. arif pamuk vb. kitapları okudum bu sayılarla yahut sayısız duaların faydaları hakkında. diyebilirim ki yüzde yüz uydurmadır.

celcelutiyyesi, cevşen-i kebiri, salaten tüncinası, salat-ı tefriciyesi ayrı ayrı çok sağlam uydurmalardır. diğer ufakları söylemeye gerek bile yok.

uydurma derken, dua zaten uydurma olur da, peygamber'den yahut allah'tan bu duayı edersek şunun olacağına dair vaat aldık iddiaları uydurmadır.

dua/salat yardım isteme, allah'tan istemedir. bunun tek şartı vardır ne istediğini bilmektir. anlamını bilmediğiniz duayı edemezsiniz. etseniz, o dua olmaz.

duanın sayı ile bir ilişkisi olamaz.

yine de ben dua edemem, buna cesaretim yok derseniz www.kurandakidualar.com adresinden kuran'daki dualara ulaşabilirsiniz.

47 – Rabbim! Bilgim olmayan şeyi Senden istemekten Sana sığınırım. Ve eğer beni bağışlamazsan ve bana şefkat göstermezsen kaybedenlerden olurum.

Hud (Hud) Suresi

Bence dene gör

bana hiç mantıklı gelmiyor. bazıları hadi bir ihtimal işte 7 kere ayetel kürsi okuyun yukarı aşağı sola sağa öne arkaya üfleyin korunun tarzı (7. neydi bilmiyorum) ama işte 3 trilyon kere okuyun rüyanızda geleceği görün, çok yakışıklı kocanız olsun'lara inanmıyorum.

dua "allah'tan destek istemek+ isteğin mücadele vermek+ gerisini allah'a bırakmak" şeklinde üç parçalı bir eylem biçimi. Ellerini açıp tanrıya sipariş verince dua etmiş olmuyorsun. O sayı olayları da saçmalık. "ama oldu" diyenler bilinçli ya da bilinçsiz yukarıdaki uygulamayı takip etmiştir.
Yoksa öyle olacak olsa mesela bir sınava hiç çalışmayıp 4444 kez dua edeyim,lys'yi kazanabilir miyim, 1. Olabilir miyim? İnançmeselesi açıklmasını yapanlar buna da evet cevabını vermiş oluyor. Saçmalık.

bilimsel olarak: telkin ve plasebo etkisi diye bir şey var, ama bunları kabul etmeyen bilim insanları da vardır mutlaka

islami inanç olarak da bazı ilim olarak önde olan ve kalp gözü açık olan insanların sözüne kıymet verip vermemene bağlı.

bir de işin tarikatlar yönü var, gerçekten inanarak yapıldığı için vird denen şeylerin bir etkisi oluyor olmalı ki tarikatlar yüzyıllardır varlığını sürdürebiliyor.

hadis olarak da bir çok rivayet var bazı ayet ve sure ve duaların bazı sıkıntılı durumlarda okunursa maddi ve manevi olarak huzura kavuşulacağının müjdelendiği..


son olarak; dua mevzusunda, asla bir garanti yoktur çünkü asıl olan her zaman hayırlısını istemektir ve istenen şeyin hayırlı olup olmayacağını sadece Allah belirler, insana istediğinin verilmemesi onun için bir hayır da olabilir.


ek olarak: dua etmek tabii ki insanın kendi içinden geçen şeyleri arzuhal etmesi şeklinde olur ama bir adabı da olmalıdır, Allah'a hamd ve peygambere salatü selam ile başlayıp bitmesi gibi... ve Kur'an'da da birçok peygamberin ettiği dualar geçmektedir ve bunların aynen aktarılmasının bir hikmeti vardır.
www.gelinkaya.com

maalesef öyle bir yer yok bence. ulus parkını deneyebilirseniz utanmazsanız orada olur. okul güvenliklerinden korkmazsanız da bence helikopter pistine çıkın deli olur.

güney kampüsten bebeğe inen yol üstünde yolun sağında demir bir kapı var, dikkatli bakmak lazım, o kapını oradan girin, kimse bilmez oraları takılın oralarda fakat o yoldan devam ederseniz oranik tarım yapılan yine okula ait bir araziye inersiniz ama oraya kadar inmeyin.

belgrad ormanı.. bahçeköy otobüsü gidiyodu galiba

olur neden olmasın önce sigarayı bırakırsın sonrada cardio antremanları ile kondisyonunu yükseltirsin.

abi bir de direk bi o sahaya bir bu sahaya koşmuşsundur. tempo çok yüksek olunca 5 dk'da kesilmişsindir. tempoyu yavaş yavaş artırsan 60 dakika çıkarırsın.
sigarayı bırak en azından 1 pakete, yarım pakete indir tabii...

bugün yürüyüş yapayım dedim, belediyenin bir ilanı dikkatimi çekti, "koşabiliyorken koşun" diyordu.

bende bel fıtığı var, spor sakatlanması. spor hayatım bitti, basitinden koşamıyorum bile ve bunun için çok üzülüyorum. ama çözümü, geri dönüşü yok. bir şansım daha yok. senin yerinde olsam sigarayı hemen bırakır spor hayatımın eskisi gibi olması için kolları sıvardım. ne güzel şansın var. yakın zaman ne yahu :(

1. kendine güvenle olur.
2. anladığım kadarıyla ciddi ve gülümseme arası bir yüz ifadesi takınılır. omuzlar ve baş dik durur. adımlar seri aynı ölçüde, ne çok hızlı ne çok yavaş şekilde atılır.

emin adımlarla yürümek, gözleri kaçırmamak, dik yürümek, karşıya bakmak. tabii taşlara kazınmış bir tanımı da yok.

başın dik yürümelisin ve biraz da hızlı.

Omuzlar loserlığın aynasıdır.

O kadar sene boşuna "oğlum dik otur" demediler sana.

www.youtube.com

alexander tekniği diye bir şey var, kitabı var ama belki internette de bilgi vardır. tiyatrocuların filan duruşu gibi duruş tarif ediyormuş.

deplasman tribününde olmayacaksanız eskişehirli olduğunuzu belli etmenin ne alemi var...

eskişehirliler maçtan önce toplanıp beraber gider heralde.
www.eskisehirspor.com forumunu araştır.

neden metrodan başka bir şeyle gidesiniz ki? eskişehir formalıysanız korkarım ki her türlü rahatsız edilirsiniz, neticede o stada gireceksiniz. braga maçından sonra metroda sırf türkçe bilmiyor diye 3 kişiyi tartaklamışlardı "bragalı mısınız la siz?" diye. gerçi şaka amaçlıydı ama adamlar tırsmıştı. e sizin eskişehirli olduğunuz da belli, sorun olabilir.

kimse kalkıp bıçaklamaz, dövmeye kalkmaz ama muhakkak laf atarlar, küfürlü tezahürat yaparlar maalesef.

deplasman tribününe gitmeyi düşünüyoruz, haliyle forma da olucak üstümüzde, o yüzden sordum metrodan başka bir şeyi.

kalun burda ya maşallahı var buraların çok güzel.

moruk daha gecelere akacaz, bi yere göndermeyiz sizi

viyanada okumuş 3 tane hocamız var. üçü de beş para etmez hocalar.
viyana diyince tüylerim diken diken oluyor onlar yüzünden.
almanyada oku daha iyi.

wien iyi hos. ucuzca. odan sigortan falan. okuldan atilan bi arkadas (stuttgart),
hopp gezerim ortam yaparim deyi oraya gidikti. orda bi de turk kiz bulmus sevismisler. 8 ay sonra babasi sen okumuyon deyip geri yolladi ist'a. 2 sene boyunca kizla gorusmeye gidip geliyodu.velhasil ucuz guvenli burs bile alabilirsin.
ne okumak istiyon? kariyer planin nedir?

öss de barajı aşamamışların gittiği doğu avrupa okullarına gideceksiniz yani. bütün işverenler bile farkında bu durumun diyim size de.

Psikoloji okumayı düşünüyorum. Derslerim iyi. Aslında boğaziçiydi planım ama bu olay da kafamı çok kurcaladı. Yükseklisansla birlikte psikanaliz eğitimi almak planım.

(bkz: medieval 2 total war) dünya haritası istemiyorum demişsiniz ama quick battle seçeneği var, olursa...

Empire Earth?

Medieval 2 Total War oynadım çok. Onun quick battle'ında orduyu kurup savaşa girişiyorsun öyle istemiyorum. Haritada yaptıklarımızı quick battle'da yapmak istiyorum şehirleri kurmak, teknolojik araştırmalar, üretim düzenlemesi falan.

Empire Earth'ün ekran görüntüleri çok kötü geldi bana ama ilk mesajda yazdığım Empires: DOTMW aynı adamların oyunu galiba ona bakacağım.

valla yazdıklarından civilization çıkıyor ama onun savaş yönetimiyle pek ilgisi yok ve denemişsindir heralde bu sayılan oyunları oynadıysan

sorun yasayabilir, bi arkadasimin pasaportuna el koyup iptal ettilerdi.

zaten kullanmasi da illegal bi durum.

burada eski tarihli sorunlar yazilmis

www.turkhukuksitesi.com

bu arada kardeşimin sigortası yok, çalışmaya başlamadı hiç.

farketmez bu elindeki pasaportu iade etmesi gerektigi egrcegini degistirmiyor.

pasaport.iem.gov.tr

okulu bittiyse iade edilmesi gerekiyor diyor burasi.

25 yaşıma gelmedim, erkek çocuğuyum. Mezunum ve henüz çalışmaya başlamadım. Babadan sigortalıyım. İade mi edeceğim, nedir anlamadım.

esas soruda sigortası olmadığından öğrenci olmadığını kendiliğinden tespit etmeleri mümkün mü? özellikle ülkeye girişte bunu saptayabilirler mi?

bildigim kadariyla ve orada yazan yazidan anladigim kadariyla ögrencilik bittigi zaman pasaport hakki bitiyo.

açıköğretime kaydolsun daha süresi geçmedi galiba. yeni pasaport çıkarmaktan daha karlı olur.

merhaba,
evet öğrenci olmadığı sigorta başlangıcı/bitişi hiç olmasa bile tespit edilir.Türkiye'den çıkarken bir şekilde gözden kaçsa bile geri dönüldüğünde (hava alanında veya daha sonra) mutlaka ortaya çıkar.. Yeşil pasaportla ilgili çok titiz çalışıyorlar.Öğrenci olduğunu ispat edemezseniz de ciddi yaptırımları olabilir zira babanız başvuru sırasında bir anlaşma yapıp çocuğuma kefilim, kuralları/kural ihlalinde neler yapılacağını okudum anladım diye imza atıyor.
Ben de eğer mümkünse açık öğretime kayıt yaptırmasını öneriyorum.

zamanın ötesinden edit:
gidiliyormuş :)

şampiyonlar ligi ve derbilerde atmosfer iyi olur onun dışında 1 2 kere karşılıklı tezahürat olur o kadar.

takım coşarsa seyirci de coşuyor ama gol gelmedikçe herkes gitgide susuyor.

cevaplar için sağolun öncelikle.

@biz boylemi gorduk babamizdan, senin bakış açından bakıyor olsam haklısın derdim, ama huzur ve sükunet içinde maç izlemek istesem televizyon çok daha mantıklı. stadda maç izlemenin %90'ı tezahürat-atmosfer bence.

@duygusal pehlivan, 90'ların sonlarında falan sami yen'de numaralıda kartonlu martonlu koreografi bile yapıldığı oldu. ben hazır takım o yıllara göz kırpıyor, o tarz bi atmosfer olabilir, biletler de keseye uygun zaten diye ezberden giriştim de, bi baktım çoğu zaman doğru dürüst taraftar bile olmuyormuş o blokta, tezahürattan falan geçtim. inşallah dediğin gibi olur da bari o maçlarda güzel olur, ne diyeyim.

"her yaştaki çocuk bilete tabidir" diye kural bulunuyor.

boyu göğsünü geçmiyorsa yapışıp girebilirsin 1 tanesiyle. 9 yaş ideal. ikisini birden sokabilmek şans işi.

@nemtersis yanlış oldu.

hazırlık okuyup yurtta kalacaksan kilyosta kalıp orada okuyacaksın.
yok güneyde okuyacağım diyorsan süperdormda kalacaksın. olmadı evde. olmadı özel yurtta falan fıstık. okulun yurdunda kalamazsın.

okulun yurtları kyk'ya bağlı değil ama, tamamen ayrı bir yurt gibi. ama baktım şimdi sovyetlerden kalma hiç ellenmemiş yerler gibi duruyorlar.

teori olarak doğru ama böyle yapan kimseyi duymadım.
kilyosta kalan kilyosta okur sadece. diğerlerinden beginner'lar kuzey'de, diğer kurlar güney'de...
yani kyk yurduna (veya okula bağlı olmayan herhangi bir yurda) girebilirsen ve beginner olmazsan güney'de okunabilir hazırlık.

Cevaplar gelmiş; ama birbirinden farklı olmuş.

nemtersis'in cevabı için: Hazırlığı Güney'de okuman için kurunun inter. ya da adv. olması da şanslı olman da gerekmiyor.

w a s d doğru yazmış.

duygusal pehlivan: Kuzey-Güney ayrımını bilmiyorum.


KYK yurdunda kalırsan Kilyos'a gitmene gerek yok demektir. Bu durumda hazırlığı Güney'de ya da Kuzey'de okuyacaksın. (Gerçi senin Güney'den kastın sadece 'Kilyos olmaması' anladığım kadarıyla)
Aynı anda başvuru yapabiliyor musun bilmiyorum; fakat ben KYK yurdunda kalan bir kişiye bile rastlamadım.

eşitlenmediniz. anadolu ve fen liselerine göre daha avantajlı hale geldiniz.

adil olan zaten hiç böyle bir puanın olmamasıdır bana göre. örneğin, mezun olmuş ama ilk sene kazanamamış bir adamın hala lise başarısıyla yargılanması çok saçma. üzerinden yıllar geçmiş ama hala eskiden yaptığı hataların cezasını çekiyor mezunlar.

bir de şunu söyleyim her anadolu lisesi için belki geçerli değildir ama bazı çok yüksek puanlılar ve bazı fen liseleri inanılmaz kastırıyor yazılılarda ve bu da diploma notunu düşürüyor.

sus arkadaş vallahi sus.
ben fen lisesinde okudum neyse ki bu olaylara denk gelmedim.
ulan biz oturduk eşşek gibi kazandık fen lisesini 4 sene yok olimpiyat sorusuymuş yok meraklısına matematikmiş sorularla yazılılar geçirdik. kimse kalkıp da bana burada da insanlar kalıyor demesin.bir de alınmış duyuru açıyor. ayıp lan otur gizli gizli sevin.

ha bir de fen lisesinde götünü yırtarak not alan insanlar o düz liselerde götüyle çözerek yüz alırlar.
kaynak:götüm

w a s d +1
Eşitliğe aykırı değil, ben ortaokulda çalışmışım hakkımı kazanmışım, yüksek puan almam nesine aykırı eşitliğin? Asıl aynı puanı almamız eşitliğe aykırı! O zaman lisedeki bütün sınavlar ortak olsun, lise sonda herkes bizim integral sınavlarımıza girsin, herkesin puanlaması aynı olsun. Ama sen, anadolu lisesini kazanamamışsın, -kimi okullarda- öğretmenlere-okula para yedirerek, ya da öğretmenleri tartaklayarak(bunun çok sık olduğunu biliyorum) şöyle böyle liseden 4.65'le mezun olmuşsun. Ben notlarım yükselsin diye haziran sonuna kadar büt kasmışım. EE, neymiş okulların etkisi yokmuş.

İki ucu boklu değnek.
Eşitlik aranıyorsa sikik sınav puanlarında değil eğitim kalitesinde aranmalı. Okulları kolej, fen lisesi, anadolu bilmem ne diye ayırmak eşitlik oluyor da sonunda verilen puanlarda mı eşitlik arıyorsunuz?
Şimdi çalıştık anadolu lisesine girdik eyvallah. Bunun karşılığını zaten daha iyi bir eğitim görerek almadık mı?
Bir fen liseli çıkıp ama bizim sınavlarımız chok zor dememeli bence. 4 yıl boyunca aldığı eğitim, hocaların yaklaşımı vs. aynı değil biliyoruz.
Çalışıp kazandık ayaklarını bırakın o yüzden. Ben de çalıştım isim yapmış anadolu liselerinden birine girdim. Bunun karşılığını da 4 yıl boyunca sike sike aldım bu kadar basit.

Bu olayın değişmesi de değişmemesi de saçma. Çünkü saçmalık sistemin kendisinde.

eşitlikle meşitlikle alakası yok. zaten önceki durumda eşitliğe engel bir durumda yoktu ortada. kural basitti. sen ister x meslek lisesi ol, ister y fen lisesi ol okulunun başarısına göre o puanları alıyordun. yani fen lisesine girmişsin ama iyi sayılmayan bir fen lisesiyse onda da çok düşük puanlar olabiliyordu. yani bu iş biraz öğrenci kalitesiyle alakalıydı.
şimdiki sistem ise tamamen okulun özellikle bu ülkenin düşünen gençlerini yetiştiren anadolu ve fen liselerini bitirmeye çalışan bir güruhun eseridir. yakında imam hatipler bu ülkenin göz bebeği olacaktır sözünü hatırlatırım. ayrıca bu değişikliğin zamanlamasıda gözden kaçmamalı.

kürtaj tartışmasıdır, saçma bakan açıklamalarıdır, uluderedir derken gündem kalabalıkken tak arkadan bunu sessiz sedasız geçirdiler. herkes özellikle şu günlerde daha uyanık olmalı...

(Allahtan) Özel fen lisesi mezunuyum. Ve allahtan öyle uzaydan gelmiş sorularla çok haşır neşir olmadık. Ama şu gerçek ki fen lisesi müfredatını sonuna kadar öğrendik. Bir düz liseli sindirim sisteminden mide bağırsak diye bahsederken biz fen liseliler olarak her bir bokunu öğrendik, durum analizleri yaptık şudur budur.. Bu ne demek? Benim aldığım 80'in senin sınavında tavan puan olması demek. Şimdi sen gel bu iki farklı sınavın sadece notlarına bakarak eşitlendik veya eşitlenmedik de.

Yok ya?

cinsiyet?

çok var. r10.net'e bakabilirsen bir bak.

bayan değilim tahmin ettim önereceğin şeyleri :)

ah be bonjurkes reyiz. sen zaten sevmiyordun bu işi. başka bir işe bakmayı düşünüyor musun ?

ben de son yılların en boktan gününü yaşadım reyis sıkma canını, yalnız değilsin

verılen ayarlara takma hedefıne odaklan. he de gec cok ıstıyolarsa ıs dısında calısmanı tolere edecek ıyılestırmeler yaparlar , kuru ayarla kımseye bısey yaptırılmaz. işin özü haklı olduğunu düşünüyorsan umursama bıle..

wessago bakacam dedim ama hep salladım, dünkü mevzudan sonra moralim bozuktu (ref. eski duyurular) cadaloz kadın 2 dakika önce bana (kendisi ceolardan biri) süpersin bonjurkes diye mail atmış, insanlarla anlaşmayı öğrenmek lazımmış gerçekten.

eskiden ortam güzeldi, ortam kurtarıyordu, iş yerinden kaliteli adamlar çıktı, ortam kalmadı. Patronlardan biri gözünün içine bakarak yalan söylüyor (her konuda), öbürü de geçimi zor birisi. Tak etti canıma artık iş bakacam dedim, bu sefer gaza geldim, bulacam, basacam gidecem, yoksa şirket batacak.

Lan şirket milyon dolar yatırım alıyor, terasta bir şemsiyemiz yok güneşin altında yanıyoruz

eğer bi bokluk olmazsa böyle bi günden sonra yarın bi ayrı güzel gelir.

bugün çok değişikti valla her açıdan. katılıyorum hislerine. izmirde yeni fay çıktı daha nolsun.

(git: 218534)

-2-3 yıl önce babam yılbaşı çekilişinden saat kazanmıştı. hiç ses çıkmadı.
-19 yıl önce gima'dan araba çıkmış bizimkilere. sağolsun getirip koydular evin önüne. (adımız boşuna uğur değil yani.)

@lord esseginziki yazık be hocam adamı sorduğuna pişman etmişler :D biri de 900 bin liralık araba kazandı falan yazmış

muhtemelen daha çoğunuz doğmamış iken solo 1 yıllık ihtiyacınız diye çekiliş yapmıştı. kazanmıştık. kocaman bir koli gelmişti. tuvalet kağıdı kağıt havlu vs vs bi sürü şey vardı.

@ben smyrna valla o da güzel tuvalet kağınada para gidiyo çok.ger gün sıçıyoruz çünkü.

2009 eylülünde hangi maçtı hatırlamıyorum bir milli maç sırasında çıkan "maçın yıldızını doğru seç, ermenistan maçına bedava biilet kazan" diye bir kampanyadan maç bileti kazanmıştım her 5000. kişiye veriyorlardı galiba. lakin maç bursa'daydı ve gidemedim.

geçen sene tivibudan aradılar, 2 kişilik amerika seyahati kazandınız dediler. inanmadım:) valla doğru filan diye ikna etti hatta beni. haberim bile yok meğer film kiralayanlar arasında çekiliş yapmışlar bana çıkmış :) karımı aldım gittik. 1 hafta her şey dahil. var öyle şeyler. ama kimin yaptığına bağlı tabi. dolandırıcılığa da pek müsait bi alan.

80'li yılların sonunda gazetelerin kupon furyasında vestel 37 ekran tv kazanmıştım. çekilişle. gazetede benden bahsedildi. asil listede hem de