her bir paket için 75.
şimdi 24 euroya ürün aldın diyelim, gelecek hafta 75 euro'ya başka bir ürün alabilirsin.

her hafta alamazsın. gumruk mevzuatına gore 2 ayda 1, yılda en fazla 5 kere alabilirsin, bunu çok takip ediyorlar mı bilmiyorum ama dikkat et.

www.yurtdisindan.com

son bir yılda amazon ve ebay'dan 10'dan fazla ürün almışımdır. galiba beni takip etmiyorlar.

her kadının organı farklı.

evet tartmışlar.

bir avuç et 250 gram geldiği için tapçukta avuç içi kadar olduğu için sanırım attım ama oldu sanki ?

hahahahaha.
o sembolik bir rakam ya. hee kesip tartmışlar.

evet ciddi ciddi kesilip tartılmıştır.

Her bir organın, uzvun ağırlığı kadavraların kesilmesiyle hesaplanmıştır. Hacimden her zaman hesaplanmaz çünkü doku yoğunluğu degiskendir.

avratsilah :) çok yaratıcıyımdır :)

düldül

vahşigüzel

başçavuşun atı
nightmare
intikamcı
üsküdar geçen
yel değirmeni

yaralı dilber

jabağı

hiç olmaz ama aklıma himesama nausicaa geldi.

bir de
Hasret Geceleri

aynı zamanda şarap ismi de, ganyancı dayılar sevebilir böyle geyikleri.

keçi.
bobican.

naruto
sasuke
sakura

çorap

öğrenci

düldül +1

en dış kulvardan koyardım.

(bkz: 13637931)

pava

keynes

Ben olsam böyle otantik bir isim olsun diye, romanlardaki yapay dillerden seçerdim. Bu nedenle favorim kalimdor at olarak. Zibilyon tane de isim çıkar.

hertürlü koyardım. :)

Aygırsa nallıhan
kısraksa nallısultan

değil.
bu arada ben de kediebesi için +1 diyorum baştan yazınca şey yapamadım.

konuşma ve yazı dili farklıdır. gideceğim yazar, gidicem diye okuruz.

+1 kedi
trt spikerlerinin hiç biri gideceğim demiyor mesela
en doğrusunu trt spikerleri söyler bu arada

gitçem en dogrusu :)

gidicem doğrusu.
türkçe yazıldığı gibi okunan bir dil değildir aslında :)

konuşma dilinde mi yazı dilinde mi soruyorsunuz belli değil ama, konuşurken "ceğim" diye uzatmak doğru değil diye biliyorum.

bu arada "türkçe'yi" değil "türkçeyi" olacak.

nedir bu ortalarda imla klavuzu gibi dolanmalar hiç anlamıyorum.resmi bir yazıda de ya da konuşmada zaten dikkat edilir.

ama günlük hayatta bu kadar takılmasına yok türkçe elden gidiyor gibi velveleye verilmesine karşıyım açıkçası.

gideceğim yazılır, gidicem okunur. okunurken 'e' yarım ses uzatılır.

bu tip sorularda "türkçe aslında yazıldığı gibi okunan bir değil" diyen çıkmasa şaşarım zaten. tebrikler ilkokulda size öğretilen bir bilgiyi haksız çıkardığınızı sanmanın refahlığına erişmiş olsanız gerek.

@baldur2, öyle sandığımı nerden çıkardın anlamadım? dilbilimi öğrencisiyim, diksiyon eğitimi görmüşlüğüm de var. ha bu demek değildir ki dediğim doğru.

"istisnalar haricinde, türkçe yazıldığı gibi okunan bir dildir. " desem daha mı memnun olacaksın?

inadına söylüyorum "Türkçe yazıldığı gibi okunan bir dil değil." orada gelecek zaman eki (ecek/acak) c'den önceki ünlüyü daraltıyor.

iyi ki de daraltıyor.eceğim acağım duyduğum anda tüylerim diken diken oluyor.

www.turizmgazetesi.com

www.modhotel.com

1- evet. ingilizce de cumartesi sabah oturumuna dahil, girip girmemek sana bağlı.
2- evet. toplam 35 tl

1-evet
2-evet
3-başvuru merkezi listesi klavuzda yazıyor.
4- diploma gerekli. ancak diplomadan sadece mezuniyet tarihine bakıyorlar. Bazı çalışanlar sözle söylenen tarihi de kabul ediyor. ama garanti olsun sen diploma yada öğrenci belgeni götür.

dün biri duyuru açmıştı mühendislere yönelik
diyordu ki pazar günü oturumuna da katılın örneğin istatistik çözün diyordu

bu işi teyit edecek biri var mı
eğer pazar oturumuna girip sadece istatistik çözmek istersek ne kadar yatıracaz

www.kpss.com.tr

www.memurlar.net

ben de yamanıyorum :) kpds'ye girdiysek ingilizceye girmemize gerek var mı ? Birde diplomanın fotokopisi yeterli olur mu ?

öğrenci belgesi de olur.

transkriptinle git. bir de öğrenci belgesi al. altına da 1 sene içinde mezun olması beklenmektedir notu düşsünler.

izmit.

izmit.

izmit

kocaeli/izmit

izmir.

önce deprem geliyor.
cevabım izmit..

izmit, sonra körfez savaşı.

izmit.

körfez savaşı

bodrum geliyor hocam. (bkz: körfez)

izmit.

izmit, izmir'den önce akla gelecek çok şey var.

izmit, izmitte yaşayanlar için çarşı.

iskenderun geliyor hocam direkt.

izmir

izmir
ve basra körfezi kişinin bulunduğu coğrafi mekana göre değişir cevaplar. istanbuldakiler izmit der, benim gibi izmirdekiler ve egeliler izmir der. basra daki körfezde zamanında çok haber seyretmekten olsa gerek.

körfez savaşı

Bodrum (Körfez bar)

edremit körfezi

izmit

izmirli oldugum icin 90li yillarin sonundaki bok kokusu geliyor.

Sadece son 2 sene içinde "başvuru merkezine giderek" KPSS'ye yaptığınız bir başvuru varsa şu anda da internetten başvurabilirsiniz.

Dikkat: Sadece KPSS için gidip başvuru yapmış olmanız gerekir.

Kısacası siz gidip başvuru merkezinde yapmanız gerekiyor.

Kusura bakmayın soruya soruyla cevap olacak ama cevap sizin için de önemli :)
@halilibo; geçen sene ALES'e girmiştim. Bu ay ise KPDS'ye internetten başvurumu yapabildim. Yoksa bahsettiğiniz durum sadece KPSS için mi geçerli?

ben kpss klavuzundaki yazıya göre cevapladım. Klavuzu incelerseniz. Sadece son 2 sene içinde KPSS ye başvurmuş olanlar internetten başvuru yapabiliyorlar. ALES veya KPDS yazmıyor.

Bence herhangi bir sinav icin basvurmus olmaniz yeterli. Sonucta, internetten basvurabilmeniz icin elinizde bir sifreniz, sisteme yuklenmis bir fotografiniz ve girmis oldugunuz bir sinav olmasi yeterli. KPSS sart olmamali.

halilibo +1

sadece kpss ıcın boyle bır sart olabılır, herhangı bır sınav ıcın basvurmus olma yeterlı deıl (gecen sene kpds ye gırdıgım halde) "Son iki yıl içerisinde KPSS Lisans başvurunuzu bir başvuru merkezi aracılığı ile gerçekleştirmediğinizden bu sınava ancak başvuru merkezlerinden başvurabilirsiniz. İnternet üzerinden başvuramazsınız!" hata mesajını aldım cunku.

irbat +1

Aynen bende ilkbahar dönemi ALES internet üzerinden başvurmama rağmen KPSS başvurmak istediğimde "Son iki yıl içerisinde KPSS Lisans başvurunuzu bir başvuru merkezi aracılığı ile gerçekleştirmediğinizden bu sınava ancak başvuru merkezlerinden başvurabilirsiniz. İnternet üzerinden başvuramazsınız!" uyarısı alıyorum. 2 yıl içerisinde ÖSYM merkezinden KPSS başvuru şartı aranıyor sanırım.

"2010 veya 2011 yıllarında ÖSYM'nin yapmış olduğu herhangi bir sınava başvuru merkezlerinden başvurmuş olan adaylar kayıt işlemlerini Aday İşlemleri Sistemi'ni kullanarak yapabilirler." yazıyor aday işlemleri başvuru kısmında. yani internetten başvurmak için ille kpss'ye başvurmuş olmak gerekmiyor.

edit: kpss için daha önce kpss'ye başvurmuş olmak gerekiyormuş. ben kpds sayfasına baktım, kpds'ye başvuracağım için bugün direkt ona gitti elim. :) kpss başvuru kısmında "2010 veya 2011 yıllarında ÖSYM'nin yapmış olduğu KPSS Lisans sınavına başvuru merkezlerinden başvurmuş olan adaylar kayıt işlemlerini Aday İşlemleri Sistemi'ni kullanarak yapabilirler." yazıyor.

@lemmiwikins öyle söylüyor ama sisteme girildiğinde irbat'ın dediği uyarı çıkıyor.

yani arkadaşlar son 2 yıl içinde herhangi bir sınav değil, hangi sınava başvuracaksanız o sınava başvurmuş olmanız gerekiyor netten yapmak için.

ösym ne yaptığını bilmiyor ki anasını satayım. dediğiniz kafa karışıklığını ben de yaşadım. geçen hafta ales'e başvurmak için başvuru merkezine gittim, şimdi kpssye başvurmak için gene gideceğim.

@baldur2: ben yanlış yere bakmışım. yukarıda düzeltme yaptım. kpss'ye başvurmak için kpss'ye başvurmuş olmak gerekiyor. kpds için herhangi bir sınav yeterli.

kpss lisans sınavı olduğu için mezun olduğun üniyi yazacaksın. yüksek lisans kadrosu diye bir şey yok, lisans kadrosu diye bir kavram olduğu için lisans önemli onlar için. yüksek lisans maaş tazminatında falan işe yarıyor sanırım.

3 oturum parası yatıracaksın. cumartesi öğlleden önce : gy+gk+ing 3'ü birarada. pazar öğleden önce iktisat,hukuk,mal,ye, muhasebe,işletme kalanlarda pazar öğleden sonra.

c.tesi öğleden önce oturumu 35 tl pazar günü 20'ser tl toplam 75 tl yatıracaksın.

gayır 95 tl değil 75 tl yatıracaksın. cumartesi günü öğleden sonraki eğitim bilimleri oturumuna girmeyeceksin.

öğretmenler : cumartesi öğlenden önce ve sonra giriyorlar
a grubu meslekler için girenler ise: cumartesi öğleden önce. pazar öğleden önce + pazar öğleden sonra

en az 1 oturuma en çok 3 oturuma girebiliyorsunuz. kaymakamlık vs düşünmüyorsanız pazar öğleden sonra ki oturuma girmeniz de gerekmiyor zaten. uzun lafın kısası kpss ücreti min 35 max 75 tl

temmuz 25 26 gibi başvurman gerekiyor en beç. askerlik şubene gidip erken sevk almak istiyorum diyeceksin.

1-30 haziran arası asal daire başkanlığına dilekçe ile şahsen müracaat etmen ve bunu yapmadan önce muayene olup tecilini bozdurman gerek diye biliyorum.
yine de en doğrusu asal daire başkanlığını araman olacaktır.

be olayı ilk öğrenince ulan ne yavşak takım oldu bunlar da dedim. sonra volkan babacanın yavşaklıklarını gördüm önceden. haketmiş iyi olmuş dedim.

Takımda ki bütün yabancı oyuncuların golü varmış bir Muslera'nın yokmuş. Ona attırmışlar + olarak Volkan'a ilk gol atan kaleci ünvanıda var sanırım. Hiç birinden emin degilim. Muhabbet arası alıntısıdır :)

Rakibin küme düşmüş,prestij maçını oynuyor ve sen dalga geçer gibi kalecine penaltı kullandırtıyorsun,rakibine saygı göstermiyorsun.Herhangi bir lig maçında bunu yapsadı ya da takımın 1. penaltı atan oyuncusu Fernando Muslera olsaydı o zaman kimse sesini çıkartmazdı.O kadar penaltı kullandırtmak istiyorsan kalecine git bunu süper final maçlarında yap,küme düşmüş takıma karşı değil.Fair playden tut,spor ruhuna kadar her şeye aykırı ama zaten galatasaraydan ve fatih terimden farklı bir şey beklemek hata.Kendilerine yakışanı yaptılar.

edit: Tek gol atmayan yabancı muslera diyen arkadaşlara hatırlatırım,lig daha bitmedi 6 hafta daha devam ediyor. yani kısacası musleranın penaltı kullanma şansı olduğu 6 maç daha var.

gs lilerin söylemek istediği bişey vardı şu son bi kaç haftadır; "şampiyonluğa giden yolda gol atmayan oyuncumuz yok, kalecimiz muslera bile"
muslera gol attı, patladılar, rahatladılar.

yoksa normal penaltı dedikleri gibi. dakika 83 skor 2 sıfır rakip 10 kişi. şımarmak başka bişey değil.

baştan söyleyeyim, galatasaraylıyım.

ve yanlış bulmuyorum. sanki manisa muslera'nın penaltısıyla düştü. 3 hafta önceden düştükleri belliydi. muslera'ya bir jest yapıldı, bu kadar.

lig tv'de sağolsun volkan babacan'ın gözlerinin daldığı saniyeleri gösterdi bize; herkes volkan babacan'ın üzüntüsüne taktı ama; adam zaten fenerbahçe'den kiralanmış bir adam. ve sezonun ilk yarısında fernando muslera'yla dalga geçen twitler atmayı biliyordu. aha bu da caps : g1204.hizliresim.com

bunları gördükten sonra "iyi ki muslera atmış, iyi ki volkan babacan'a atmış." diyorum.

manisa saygı duyulacak bir takım mı ?

Kalecisi Muslera'ya atıp, tutsun. Futbolcusu küme düşmesini garantilemiş olmasına rağmen sakatlamaya çalışacak derecede sert oynasın sonra da küme düşen takıma bu yapılır mı densin ?

Yok hacı öyle bi dünya. Zaten yapılan işlemde herhangi bir terslik yok. Terslik bunun sorgulanmasında.

futbol bir sov oyunu kardesim. Sampiyonlugu garantilemis takim genclerle cikinca karsi takimi kucumsemek mi oluyor? o zaman futbolda genc takimla cikmak, penaltiyi plase kullanmak, 4ten fazla tikamak da yasak olsun. niye muslerayi sevindirdiler demiyolar da karsi takimi kucumsediler diyorlar!? bence hep boyle olsun mac 2-3 sifirsa dakka 80-85 ise hep muslera kullansin. Ben de PES oynarken yapiyom cok da guzel oluyor :)

bariz futbol etiğine sığmayan bir hareket.
almanya san marino maçında skor 10-0'ken almanya penaltı kazanmıştı ve kaleci jens lehmann'a attırmak istediler, san marinolu futbolcular itiraz etti, ayıp denen bir şey var diye. lehmann da kullanmaktan vazgeçti. san marinolu futbolculara koyan 10-15 fark yemek değil, küçümsenmek ve alay edilmekti orada.

normal bir şey ya diyenlerin tek savunma argümanı da şu: "ama fenerbahçe şike yaptı."

bu durumu saygısızlık olarak görenlerin gördükleri saygısızlık kendi zihinlerinde. zaten işin özü futbol etiği, saygı da değil sadece rakibe giydirebilecekleri bir alanın varlığını hissetmeleri. bahsolunan saygının nerede başlayıp nerede biteceği muallak. durumun galatasaray'ın rakipten bağımsız, maçı garantiye aldığını hissettiği için, kendi içinde yapmak istediği jest olduğu çok açık. küme düşmüş bir takım değil de, bu son maç ile lig'deki durumu değişmeyecek bir takım olsa "saygısızlık" görenler yine saygısızlık görecekti. futbol, türkiyede insanların objektif olamamayı en çok başardıkları alan. ne taraftarın futbolcuya, ne futbolcunun oyuna saygısının olmadığı bir yerde, açık seçik ilkesizliklerin, yalanın ve riyanın telefon tapeleri ile yerlere döküldüğü yerde, futboldaki saygıyı muslera'nın attığı penaltı üzerinden tartışmak açıkça saçmalık. saygısızlık görmek isteyen buraya bakmayı tercih ediyorsa, ya zeka kıtlığı olduğunu, ya da art niyete sahip olduğunu düşünmekten başka çarem yok. sahaya bıçaklar atılsın, oyuncular oyun içi ahlaksızlıklarda sınır tanımasın, yöneticilerin hepsinin ahlakı allaha emanet ama "muslera o penaltıyı atmayacaktı" öyle mi? bu durumu kendi kelimelerimle tanımlamaya kalksam hakaret derler. halbuki konuya dair duruşları insanlığa hakaret.

Ya abicim bırakın allasen yaa.. Futbol etiği nedir size göre ? Muslera penaltı attı diye o takım rencide mi oldu şimdi? Küçük mü düşürülmüş oldu ?

E bu kadar küçük düşürülmeyi sindiremiyorsun da neden stadına o kadar rakip takım taraftarı alıyorsun kardeşim. Kendi sahanda deplasmanda gibi oynuyorsun ? Para için yapıyorsun sen bunu. Bu seni rencide etmiyor mu ? Biz bütün tribünleri rakip takıma tahsis ediyoruz ama millet bize ne der diye düşünmüyor musunuz?

Kimse etik değildi, rakibi rencide etti demesin abi.

Not: Galatasaraylıyım

bi olay yok ya "angry birds" ağlaması sadece.

bi de mal gibi yiyosa süper finalde, yok efendim maç garanti olmadan önce attırsalarmış. gerizekalılık var sanırım arkadaşta lan adam kaleci (ki hoş ilk penaltıda da onun atmasını istedik-onu da geçtim bu adamın penaltı olursa penaltı atacağı 1 hafta önceden belliydi) maçı riske niye atalım arkadaşım garanti skor olmadan? 1 haftadır gol atsın istiyorduk adam, 2. penaltı oldu biz de attırdık.

rakibine saygısı "0" olan adamlar konuşuyor bi de, kendi kalecisi volkan demirel, öteki kalecisi volkan babacan hey allahım :D

muslera golu atamasaydi suan musleranin uzgun fotograflari esliginde kendisiyle dalga gecilen yazilar okuyorduk. hele o volkan'in twit'lerini tahmin edebiliyorum.

iki yuzlulugun luzumu yok. hakedilen bi kapakti. cuk oturdu. zirlamasin kimse...

ya rogerio ceni ile dimitar ivankov ile ne alakası var?
ivankov ile rogerio ceni dünya futbol tarihinin gelmiş geçmiş en çok gol atan kaleciler listesinde ilk 3'te, 5'teler.
oynadıkları her takımın birinci penaltıcısı oldular.
elmayla armudu karıştırmayın.

dağılın beyler liseli baldur saçmalamaya başlamış gene. he anam he etik değil he.

türkiye'nin coğrafi konumu
türkiye'nin fiziki şekilleri
Türkiye'nin iklimi bitki örtüsü, toprak tipi
Türkiye'de nüfus ve yerleşme
Bölgeler coğrafyası
Türkiye'nin ekonomik coğrafyası(tarım, hayvancılık,ticaret, ulaşım, turizm, madenler ve ormancılık)

tüm konular bunlar.

çok teşekkürler.peki açıklamada çözemediğim kitaptada bilgisi olmayan bir konu var.harita bilgisiyle alakalı soru çıkıyor mu sınavda.? ona göre boşuna çalışmayayım diyorum.zira kitapta soru yok 2012 basımı.

oo az buz değilmiş.çalışalım ona da.teşekkürler.

hayır hepsini yapacaksın ama sana getirdiği puan daha az önceliğin
say1-say2-söz1-söz2 şeklinde

hepsini bitirmeye zamanın olmayacak. say1-say2'yi yap, vaktin artarsa söz1'e bak. yetişmedi diye de üzülme.

sınav kaç dakika?

yapman gereken say 1-2 ve söz 1. ama sınavda önce say 1 ve söz 1i çözmen yararına olacaktır. sonra say2 ye geçmen yararına olacaktır.

Aleste önemli olan neci olduğunuz değil, puanı hangi alanda kullanacağınızdır. Bir mühendis olarak işletme yüksek lisansı yapmak istiyorsanız ea puanı önemlidir. Ya da sözelle alan bir bölümde yüksek lisans düşünüyorsanız sözel puanı önemlidir.

Ales sözel puanı : Söz1 - Söz2 - Say1 testlerinin farklı ağırlıklarından;
Ales sayısal ve ea puanları : Söz1 - Say1 - Say2 testlerinin farklı ağırlıklarından

hesaplanır.

Bu bilgiler ışığında, hangi alanda yüksek lisans yapacağınıza ve o alan için istenen puan türüne göre yapacağınız testleri belirlemelisiniz. Hiç sözel alan düşünmüyorsanız söz2 testini ve hiç sayısal ya da ea alan düşünmüyorsanız say2 testini yapmanızın puan olarak bir faydası olmaz.

Her aday için cevapladığı testlere göre hesaplanabilecek tüm puanlarının hesapladığını da ilave edeyim. Yani söz1 yapıp söz2 yapmazsanız sözel puanı da hesaplanır ama puan düşük olur tabi.

teşekkür ederim.
@baldur2 sınav 180 dakika

bütün kimlik bilgilerini ezbere biliyorsan ona da gerek yok.
görevli kişi sorar sen cevaplarsın, daha hızlı ve kolay olsun diyorsan, netteki başvuru formundan çıktı alıp doldurursun, görevliye verirsin. iki saat sana soracağına, oradan bakarak sisteme girişini yapar.

kimlikle ilgili sadece tc numaranı soruyorlar, kimliğe gerek yok.

ben gece hayatı olan bir adam olarak 2.yi seçerim. 1000 lira için cuma gecemden feragat edemem.

gece hayatında işim yok diyorsan 1.yi seç gitsin.

arabanın benzini de şirketten. birinci iş satış, ikinci iş satınalma.

1. iş bence de.

haftasonu çalışmamak büyük bi şey iyi düşün. parayı ve arabayı kullanacak zamanın olmadıktan sonra içine ediyim ben öyle işin.
pazarlamada geceleri seni rahat bırakmazlar blackberryi verirler biberon gibi onla yatıp kalkarsın.

2.iş cumartesi çalışmamak gibisi yoktur. 1000 tl için değmez.

parasal hedeflerin varsa 1. iş. 1000 lira iyi bir para, değer bence. onun haricinde 1. iş nasıl yükselme olanağı var mı? ya da bazı günler cumartesi yarım gün ya da hiç iş olmama gibi durumlar var mı? araba seçeneği pek belirleyici bir faktör değil gibi, araban olsa bile sadece pazar günü kendin için kullanabileceksin.
zor bir soru, sana bağlı yani. cevaplardan da göreceğin üzere kişiden kişiye değişiyor. bazıları az para kazanayım haftasonu da benim olsun diye düşünür, bazıları ise bir günden bir şey olmaz para daha önemli diye düşünür.

1. işi bana ayarlarmısın.

satış konusunda tecrübelerim var senelerce çalıştım
şuanda volkan inşaat da satın almacıyım aynı tat yok :D

not: ciddiyim

1. ye balıklama atlardım ben.biraz para yapalım önce

2. iş zamanın fiyatı ölçülemez.

Kafadan hesaplaşdım, 2. İs de c.tesi çalırsan +800 gibi bisey farkediyor,
1. İs diyorum

1. seç. para briktir cumartesinin değerini anla. sonra 2. tarzı bir işe girdiğinde cumartesileri dolu dolu değerlendirirsin.

ama yok 2.yi seçeceksen cmt günün işinin olmadığı evde sıkıldığın ve paraya ihtiyacın olduğu anca keske be dersin.

Satış işi yaş iş. satınalma güzel ama.

hele primli bir iş ise satış yani pazarlamacılık aman diyim. bulaşma.

bu sezonun başında geldi.

karşılıklı gol var o bahis. ben iddaadan oynamıyorum ama bayadır var o bahis net tarihini bilmiyorum.

çok zaman oldu çooook

kg olarak kastediyor olmasın?
"karşılıklı gol var" seçeneği var bir süredir.

evet, aynen öyle.

giriyon giriyon. hesap da açabiliyorsun. o sebeple uçurulmuş hesaplarını geri de alabiliyorsun.

168 miydi, tam hatirlamiyorum

200 lira.

hangisi?

tehlike sınıfı en düşük olan işlerde işveren payı %19,5 ayrıca %2 işsizlik sigortası primi oluyor. Prim borcu yoksa %5 indirimden yararlanıyor. 886,50 * 0,165 = 146,27 oluyor. İşçinin ücretinden de %15 kesiliyor toplam 279,25 ödeniyor.

fark şu: üni ts grubunun söylediklerini ve hakaretlerini trabzondaki fenerbahçeliler hak etmiyor.
yukarıdaki eylemlerinden dolayı, üni ts grubuna söylenen sözleri ve hakaretleri ise üni ts grubu hak ediyor.

Hak etmek derken. Kim karar veriyor buna?
O zaman üni-ts bir sözlükçü bulup dayak atsın, sonra gelip sözlükçü de küfretmişti yani haketti diyelim.
Nereye kadar gidecek bu saçma oyun?

ülkenin adeleti adelet olsa polis o yazıyı yazan uni ts lileri tutuklardı. ki bunun ütopya olduğunun farkındayız. ben ve benim gibi çoğu fenerli de bizzat trabzonsporun bu konu hakkında nasıl haketmedileri şampiyonluk için yırtınıyorlarsa bu karaktersizlik içinde tepki göstermeleri lazım kendi taraftarlarına. hadi bunu da yapmıyorlar e izin verin de bu olaya biraz kızalım? kimse bunun üzerine "madem öyle toplanın fenerliler gidip ts lileri dövüyoruz" demedi. kaldı ki uni gfb de, altını çiziyorum "eğer o ktü de fb li taraftarlara birşey olursa biz de boş durmayız" dediler ki bende bunda uni ts nin kisi kadar şerefsizlik göremiyorum. burda suçlu biri varsa adeleti uygulamayandır adalet uygunlanmazsa insanların da eli armut toplamaz mağduriyetlerinin altında. yani uni ts gidip adamları dövüp de kimse birşey demezse o zaman başkaları birşey der. aynı senin evine girip sana zarar veren hırsızı polisin siklememesi gibi.

Biraz kızmakla sövmek aynı şey değil onu bir kabul edin de...

Senin mantığına göre: Sözlükte sövenlerin cezasını üni-ts verebilir yani.
O fotoğrafı paylaşan mantık bu değil mi zaten?

"hocam x benim defterimi çizdi"- "hocam o da benimkini yırttı" vs.

hedef gösterip o kişilerin darp edilecek olma ihtimaliyle hatta ihtimalini geçtim o korkuyu hissetmeleriyle, internetten edilen laflar da sövmeler de bir değil en başta bunu kabul edin de bi.....

şunu düşün bi. o uni ts lileri kim durdurdu? yani o gidin dövün kombine bizden diyen kişierin kararını ne değiştirdi? polis mi sence? neden hala o resimdekiler dayak yemedi. yese anında haberimiz olurdu. "aaa arkadaşlar biz çok yanlış birşey yapıyoruz" mu dediler yoksa başka şey mi dediler.

konu ile ilgili bir bilgim yok. ancak ales sınavı değil, yalnızca ales. alesin açılımında bir tane "sınavı" sözcüğü var zaten. eyyorlamam bu gadar.

soruna cevap değil ama gene de sorayım?
iktisat mezunu biri hangi bölümleri yapmalı?
tüm bölümleri işaretlese bir sıkıntı olur mu?

randevuyla gidilebiliyor gene de.

(git: 390033) böyle bir soru sordum ama.

denizcilik fakültesinde de yapılıyor.

yok bunda gg'lik bir durum.

kanka gg olmayacak şekilde defalarca entry gir. abart. yüzlerce kötüleyen entry gir ama hiçbiri gg olmasın. ama firmayı kötüle. böyle muallak konuş. "bu site hakkında bildiklerimi anlatırsam hakkımda dava açılabilir" falan gibisinden konuş. sanki organ mafyasının kara para aklama paravan şirketiler de sen bunu biliyosun ama susmazsan ailene zarar verecekler falan ama bunu böyle yazazarsan gg olur, bunu ima et..


haklarına entry girmeye korktuğum x
sahibinin mal beyanı vermesi gereken x
yöneticilerinin vergilerini ödeyip ödemedikleri merak konusu olan x
kaç silahlı personel çalıştırdıklarını bilmediğim x



son 3 paragrafı yeniden yaz.

o sana teslim etmedikleri eşya her neyse onu sana bedava gönderecekler. paranı da iade edecekler. racon böyle.

yoksa ben de başlarım o site hakkında bi şeyler yazmaya...


herkes akıllı olacak.

emniyet, doyum, üstün bir insan olmak

(bkz: kendini gerçekleştirmek)

biraz da insanın bakış açısıyla ilgili,
önümde yemeğim, barınacak bir yerim olsa, 3 5 de arkadaşım olsa başka bişi istemem mesela ben. ama insanoğlunun istekleri sınırsızdır, deniz kenarı ister, tatil ister, yatmak ister, ister oğlu ister...

Dinlerin (veya büyük dinlerin) çoğunluğuna göre bir sınav veya sınama yeri burası. Ama dinsiz biri için bu kavram ortadan kalkıyor tabii. iyi yaşamak olabilir. amaçlarını gerçekleştirmek olabilir. inanan biri için de bunlar ek olabilir tabii ki. onun dışında yapmamız gereken birşeyin olması da gerekmiyor. geriye sadece yaşamak kalıyor o zaman.

Kant'ın ödev felsefesine göz at.

herkesin hayatta farklı görevi var bence. kimisi 2. planda yaşıyor hayatını, ama belki asıl kilit işleri yapıyor. tıpkı bir filmin set çalışanları gibi. hayatta da göz önünde olan "başrol"ler var elbet, dünya çapında nam salmış kişileri buna örnek verebiliriz. (bilim adamı, siyasetçi, oyuncu, şarkıcı vs.)
bir de atıyorum, (asla kimseyi diğerinden alt görmek için demiyorum) hayatının 40 yılını bir devlet dairesinde evrak düzenlemekle geçiren insanlar var. ünlü değil, belki dünyaya katkısı az gibi görünüyor, ama aslında onun görevi diğerlerinden az değil, bir düzeninin sürekliliğini sağlıyor.

yani bence, bu dünyada herkesin kendine göre büyük-küçük bir görevi vardır. insanın yaptığı iş, kişiliği, dış görünüşü vs.ye göre değişir.

bu dünyada isteğimiz dışında varız. hayatımızı kendimizce dolu dolu yaşarken, yine isteği dışında bu dünyada bulunan ve birçoğu bu dünyanın cefasını çeken diğer bütün canlıların hayatlarını daha da zorlaştırmayacak şekilde davranmamız, elimizden geldiğince başkalarına yardımcı olmamız, bunu yaparken de herhangi bir din öyle söylediği için değil evrensel ahlak kuralları ve vicdanımız doğrultusunda davranmamız gerekir, benim acizane fikrim budur.

bende xp yüklü hp'de olmuştu ama, adaptör ölmüş olabilir. batarya da tabi anlamsız oluyor bu durumda. tabi bu bir tahmin.

anakart coşmuş olabilir. ya da cortlamış. hangisini seviyorsan.

sorunu çözdüm adaptör ölmüş.

evet. sadece noterden notere değil kişiden kişiye bile değişiyor. yani kadıköy'deki 65 lira almıştır senden ama belki de bir başkasından 80 almıştır.

abi nasıl olur böyle birşey?! devletin adını kullanıp evrak onaylıyorlar böyle birşeye kim nasıl ne hakla izin veriyor!?

neye şaşırıyorsun olm devletin kendisi çok mu normal? vandaki adam elektrik kullanıyor ödemiyor, sen kullanıyorsun kendi paranı ödüyorsun, bir de üstüne onun ödemediğini ödüyorsun.

Onda ne vat bir noter 430 istedi digeri 80 tamamen yapacakalri islemi hangi sinifa koyduklarina gore degisiyr

unkapanı noteri öğrenciler arasında nam salmıştı düşük fiyat politikasıyla..doğru yani var böyle bir şey..

Çevirme ücreti:
Madde 4-1512 sayılı Noterlik Kanunu'nun 103. maddesi hükmü uyarınca, noter tarafından bir dilden diğer dile, bir yazıdan diğer yazıya çevrilen veya çevirtilen kâğıtların her sayfasından 26,66 TL çevirme ücreti alınır.
Bir dilden diğer dile veya bir yazıdan diğer yazıya çevrilen veya çevirtilen kâğıtların 10 veya daha az satırı içeren sayfalarından birinci fıkrada gösterilenin yarısı kadar ücret alınır.


yarın kaymakamlıkta işim var apostil için gitmişken tüketici hakem heyetine de başvuracağım böyle işin içine bacak sokarım keyfe keder iş mi olur!! açık açık yazıyor 26 lira diye bu devletin kendini bilmez çalışanları kim oluyor da 65 lira alıyor kafasına göre!

tek bir çeviriye onay aldım yahu nasıl bu kadar oynar?

makbuzda yazanları aktarıyorum

damga vergisi 6.60
değerli kağıt bedeli ptt giderleri 25lira o_O
sair tahsilat 28.44
toplam 60.04
+ kdv 5.12

yagsiz patlamis misir.

patlamış mısır.

gerçek meyveli yoğurt. ya da ballı yoğut fln.
havuç, salatalık fln. yazın salatalık , tuzla çok güzel gider, soğuk soğuk.

meyve en iyisi.
patlamis misirda epey kalori var, pek onermem. kuruyemis de ayni sekilde. bunlar yenebilir ama porsiyonun bayagi kucuk olmasi gerekir.

pek diyet sayılmaz ama benim favori atıştırmalılarım şöyle:

uzun şeritler halinde doğranan milföy hamurları peynir ve kekik kalışımına bulanır, spiral şeklinde sarılıp 10 dk fırına verilir.

tatlı versiyonunda ise tarçın ve toz şekere bulanıyor..böyle kavonozon içine dolduruyorsun, açıktıkça birer ikişer güzel gidiyor..

milföy diyette pek iyi olmaz. bol tereyağı içeren bir hamur çünkü.

bi avuç kuruyemişin (tek bir çeşit, sadece leblebi gibi) bir zararı yok denir, öyle yiyebilirsiniz belki.
bir de zaten denmiş ama hazır meyveli yoğurt yerine yoğurdun içine taze meyve koyarsınız çok daha sağlıklı olur.

atıştırmalık şeyler yemen diyet'in en önemli gereklerinden biri aslında.
bir avuç fındık
bir adet elma
bir tas çilek (daha çıkmadı da çıkınca yersin)
bir avuç ceviz gibi seçenekleri seçebilirsin.

mavi-yeşil in suntalarını kemirebilirsin.

Fındık, fındık, ceviz ve badem.

(bkz: bonobo)

gece gunduz cakisirlar; 31, oral, anal, emmeli-gommeli her turlu

tavşan

(bkz: tavşan)
(bkz: playboy)

maymunlar da cok sikisken hayvanlardir.

Şimdi akla ilk insan gelebilir ama:

yok canım ne insanı. insan bence en son akla gelir. iş güç mesai ekmek parası kötü alışkanlıklar hobiler okul şu bu derken...

en cok derken, yaşam süresi / ciftlesme sayisi seklinde bir orani da gözetiyorsunuz sanirim. bu durumda yaşam süresi daha kısa olan daha sık seks yapmis olur. insan ilk 15 ve son 15 sene yapamiyor kabaca, bu durumda ömrünün yarisi boşa gecmis oluyor.

ne son 15 senesi, ülkemizde 40 45inden sonra aktif seks hayatı olan kadın erkek yüzdesi, yerlerde sürünüyor.

@truvaiti

cevap insan değil zaten, yani öyle düşünürek öyle başladım yazıya. aklına insan gelenleri uyarma niteliğinde yazdım daha çok. haklısın, yoğun bir türüz :)

@luckystrike

tek cevap aramaya gerek yok illa zaten. farklı durumlara göre farklı cevaplar verilebilir. yaşam boyunca ki cinsel ritüeller, seks sıklığı ve libido yükseliği gibi konulara ayrılabilir.

Yunus diye okumuştum bir yerlerde.

yunus, benim bildiğim insanlar haricinde zevk için seks yapan tek canlı. zevk için de yaptıklarına göre sayı artacağından yunus cevabı da mantıklı.

tavşan bu sebepten playboyun simgesidir ki onun dişisi üstüste hamile kalır. google translte gibi oldu bu.

bi sican turu vardi, en cok ciftlesen hayvan mi bilmiyorum ama erkegi ciftlesme doneminde butun gun farkli eslerle ciftlesiyor ve ayni gunun aksaminda oluyor. olene kadar mokoko bu olsa gerek..

yunus insan dışında sosyalleşmek için seks yapan tek hayvan diye biliyorum ben de.
sorunun cevabına gelirsek ben de tavşan diyorum. hatta avustralya tavşan istilası var.

kesinlik tavşan. zamanında 4-5 tane almıştım, aradan 2-3 ay geçtiğinde 40-50 tane olmuşlardı amk:)

arap bülbülü olabilir.

bilmiyorum sokakta duyuyorum bu sesi. 2-3 saniye sürüyo, son lülü derken ses yükseliyor. bu melodi devamlı tekrarlanıyor.

danimarka, isvec ya da norvec. cunku bazi kizlar cok guzel.

göçebe yaşamak isterdim bir süre, elimde olsaydı

edit: başlıkta özellikle ülke demişsin benim laflara bak.

avustralya. güney yarımkürede olması. adamlar kendi kendine takılıyor gibi.

İrlanda.Yeşil yeşil,mis.

almanya

çünkü tus yok

irlanda

avustralya. hatta araştırmalarım ve çalışmalarım sürüyor.

gezgin asci olup butun ulkelerde belli bir sure kalmak isterdim aslinda. ama bir ulke sec dersen japonya derim. ama hayatimin sonuna kadar degil, turkiye'ye yine donerdim..

ingiltere
amerika
kanada
avustralya

inandırıcı göründü ama bilemiyorum

en.wikipedia.org

öyle gibi. allmusic'te de hakkında yazı var.

(bkz: #11005010)

gerçek

köşedeki simitçiden simit alman kılavuza göre yasak değil.

gobit yap götür panpa.

mangal bile yaparsın.Türkçe testi bitti at bir şiş..dik rakıyı kafaya oyeaah.

simit midendeyse evet, elindeyse hayır.

Hayır.

Ekmegin arasina ne konacagina bagli. Salam sucuk yasak misal.

Avcılar'da. Yanlış hatırlamıyorsam veteriner fakültesindeydi.

edüt: Doğru hatırlıyormuşum: www.osym.gov.tr

onun haricinde aşağıda bir tane daha istanbul üniversitesi yazıyor. orası neresi acaba?

Onu bilmiyorum. Sadece İstanbul Üniversitesi yazmışlar. Fakülte ya da mesken belirtmemişler. Ben işimi Avcılar'da halletmiştim.

Geçtiğimiz sene ALES başvurumu Yabancı Diller Binası'nda yapmıştım ben; lakin oraları biraz karmaşıktır, kampüsün yan kapısının oralarda birilerine soruverin.

Süleymaniye'de bi denizcilik fakültesi var o binanın içinde.Yabancı Diller'in tam arkasına düşüyor

türk kökenli olmayanlar bazı meslekleri yapamıyordu mesela dr bunlardan birisi idi ama yabancı kökenli dr artık mümkün.

ama bu durum azınlıklarda geçerli midir bilmem. fedon - nubar terziyan doktor olmak istese yapmayacaklar mıydı?

yani bu durum yabancı ülke vatandasları ıcın mı yoksa yabancı kokenlı turk vatandasları ıcın mı gecerlıydı bılmıyorum.

gerçi kolsuz agop var.. bu olmadı sanırım.

azınlıkların doktor olmaması gibi bir durum yok, o lisansını kendi ülkesinde alan yabancılarla alakalı bir durum, buradan mezun bir doktorun gidip abd'de doktorluk yapamaması gibi birşey. sadece asker olamıyorlar bir de siyasette kısıtlamalar var sanırım.

laikliğe aykırı tüm uygulamalar buna girer. çünkü aykırı işlem ler.sadece sünni müslünma lar için oluyor genelde.

azınlık bir ülkede o ülkenin vatandaşı olarak yaşayan ancak bazı yönleriyle(din, etnik köken vs.) farklı olan gruplardır. dolayısıyla bir türk vatandaşı olarak türk vatandaşlarının sahip olduğu tüm hak ve yükümlülüklere sahiptirler.
cevaplarda bir yanlış anlaşılma olmuş sanırım bazı mesleklerin yapılması türk vatandaşlarına hasredilmiştir (diş hekimliği, ebelik, hemşirelik, hakim-savcılık gibi ve bunlar arasında doktorluk bulunmuyor.)
sorunuza dönecek olursak benim aklıma azınlık okulları geldi. rum, ermeni ve musevilerin (tabi türk vatandaşı olmak şartıyla) yararlanabileceği okullar var.
olumsuz olarak aklıma çok net bir ayrımcılık gelmiyor genellikle bir kılıf bulunmuş mesela okullardaki zorunlu din dersleri bir ayrımcılık ama yalnızca müslümanlık anlatılmıyor diyorlar.

ben türkiyede jedi dinine inanamiyorum.resmi olarak devlet tanimiyor.

türk vatandaşı olan herkes askerlikle mükelleftir ve şu anda da ermeni ve rumlar askerlik yapmaktadır diye biliyorum ben.

@hukukcu6:

doktorluk da bulunuyordu da yasa cıktı işte yabancı uyruklular dr luk yapsın diye...

"Türkiye Cumhuriyeti dahilinde tababet icra ve herhangi surette olursa olsun hasta tedavi edebilmek için Türkiye Darülfünunu Tıp Fakültesi'nden diploma sahibi olmak ve Türk bulunmak şarttır"

ama işte, yabancı uyruklular için var bu.

rumdur yahudidir vs vs türk vatandası ıse sorun yok.

arama.hurriyet.com.tr

bit.ly

@truvaiti
iran'dan gelen birinin doktor olması yasak olabilir ama, türkiyede yaşayan ermeni ve rumlar azınlık statüsünde olsalar dahi türk vatandaşı olduklarından doktor ve asker olabiliyorlar.

askerden kastım zorunlu görev olan askerlik değil, harp okulunua gidip subay olmak.

@baldur2: ben de onu diyorum. ilk cevabımda da dedim

doktorluk mevzusunda türk vatandaşı olman önemli

ama sonra hukukcu6 doktorluk yok deyince, tekrar söyledim.

ama cok eskıden rum kokenlılere silah falan vermıyorlarmıs.

matrock cafe var, yaş aralığı 17/18 - 30

sahaf cafe olabilir.

orjinal pahalıya mal olur, kalitelisi nasıl oluyor bilmiyorum, ortalama 40 tl civarında "universal" şarj aletleri var. işini görürler.

bende 5920 var. bataryası büyük ihtimal ölüdür veya ölüme yakındır. o yüzden orjinal olmasına çok da gerek yok. orjinal almak istiyorsan 100tl yi gözden çıkartman gerek

daha yeni adaptör aldım: 115 tl orjinal fiyatı. ortalama o civarda oluyor acer için. orjinallerde liteon yazıyor, iyi taklitlerde arkasında For Acer yazıyor. ancak bu zamana kadar sürekli şarj aleti değiştirmek zorunda kaldığımdan teknik servislerde satılan sahte şarj adaptörlerinin orjinallerinden farkı olduğunu söyleyemeyeceğim.

@patiska, sürekli şarj aleti değiştirdiğine göre orijinal de mi yaramaz hacı sence?

turkiye'de halkin %85'i ayi iken sen neyin tesekkurunu bekliyorsun? hal boyle olunca asil senin kart basman ayip olmus.

biz ne bilelim gidip kadina soraydin ya?

üstüne keriz damgasıda yemişsindir.

insanlar ayı, bunun dışında, doğru bir davranış olmasa da, yurtdışında öğrendiğim "bireysellik" kafasında yaşıyorum, hayatımdan mutluyum.

Başkasının başına gelen (sevdiğim biri, ailem hariç) zerre umrumda olmaz, çünkü bilirim ki aynı durum benim başıma gelse kimse iplemez. Bu yüzden başkasına yardım etmeyi düşünmem, otobüslerde centilmeni oynamam, kimseyi iplemem.

Aksi durumda, sen nazik oluyorsun ve karşılık bekliyorsun otomatik olarak, karşılık da bir tebessüm oluyor, sonuçta yaptığın şeyin doğru olduğuna inanıyorsu ve bir onay bekliyorsun, karşıdan beklediğin yanıt gelmeyince de içine dert oluyor.

O yüzden, akbili bitene, ayakta kalana (yaşlısı, sakatı, hamilesi hariç), otobüsün altında kalana dokunmam, umrumda olmaz.

Şimdi birisi çıkıp, toplum duyarsızlaşıyor falan diyecek ama bütün avrupa bu kafada zaten, insanlar bireysel yaşıyor. Başkalarına yardım ettik de ne faydasını gördük?

Ondan dolayı koy götüne gitsin, sana ders olur, bir daha başkasına yardım etmezsin enayi gibi

o kadar farklı nedeni olabilir ki,
ne zaman böyle bir şeyle karşılassam,aklıma
cyrano de bergerac'in burun tiradı gelir, andywarholwindow.blogspot.com
demek istiyorum ki pek çok sebebi olabilir,
sorular türlü çeşitli, yanıtları yine öyle
www.youtube.com

teyzenin bir derdi olabilir misal, ona rağmen bir tebessüm edebilirdi tabii ki, ama işte 60 yaş diyorsun...

Ne fena insanlar böyle. İnanın ben nefret ettim şimdi. Önce illa bir yalvaracak, kimse duymayacak, otobüs şöförü "in aşağı" diyecek (öğrencilere diyorlar) ancak ondan sonra parası karşılığı vereceksiniz. Bak yine de iyilik yapma demiyorum - diyemiyorum çünkü.

işte bu ayıların yüzünden akbil basıverecek yok mu ablalarım abilerim diye etrafa sorunca kimse sallamıyor bizi..

@nucleon bi derdi olabilir. benim o sırada kafamda elli tane sorun vardı. basıp gidebilirdim. onun yerine kalıp yardım etmeyi seçtim. bi sağol demek bu kadar zor olmamalı.

hadi seninki belki yanlış anlaşılmadır ama ... kaba insanlar, yontulmayanlar,bencil,ukala,asosyal insanların üzerine kusmak istiyorummm!..ölünce hepsinin cehenneme gitme olayı beni mutlu ediyor.. tüm kötüler düşüncesizler benden uzak dursun .. ben de uzak yaşamaya çalışmaktan asosyal olacağım ..:((

öncelikle bonjurkes +1

her ne kadar o kafada olsam da ben de yardım ediyorum. malesef "benim başıma gelse.." olayını kaybedemedim henüz. sizin yerinizde olsam ben de basardım. aynı tepkisizlik olsa yaşına başına bakmam "insan bi teşekkür eder, sizin yerinize bastım ben" derdim. ha "basmasaydın" dese ne dicem? hiçbir şey. "la hevle.." der geçerdim en fazla. karşı tarafın umrunda değilken, ben kendi kendime sinir yapmış olurdum ama üzerine gitmezdim çok. öküzle öküz olmamayı öğrendim istanbulda.

insan bir teşekkür eder diyip kolundan tuttuğun gibi atsaydın aşağı...

ben hayatta tepkisiz kalamazdım. ver 3.5 liramı diye yapışırdım yakasına pislik olsun diye. ya da rica ederim iye bağırırdım. ayar oldum.

Sen içindeki iyiliği kaybetme boşver, etrafta birsürü öküz dolaşıyor.

Sabah işyerinde asansöre binersin, günaydın dersin cevap gelmez, çıkarken iyi akşamlar dersin cevap yok, yürürken dar bir noktada karşılaşırsın yol verirsin suratına bile bakmadan geçer giderler, yolda giderken ışıklarda durursun, yandaki arabadaki şöföre bişey söylemek için camı aç işareti yaparsın ya açmaz ya da açsa bile "arka lastiğiniz inik" ya da "arka kapınız açık" dersin "haa" der..
Teyze adına ben teşekkür ederim

60 yaşında olmasa çok sağlam küfrederdim ama, bu tip yaşlı kadın çok var. minibüste yer veriyorsun hiçbişi demiyorlar mesela. yani çok şaşırmadım.

iyilik, insanın kendisi için yaptığı şeydir kanımca
temeli en azından bu bence,
ne kerizliği yahu,işte o otobüste de sizin gibi birilerinin olma ihtimali bu soruları buralara taşıtıyor
eminim vardı o tobüste de hayatı yaşamı bi gram anlamamışlar
yaptığınız herşeyin karşılığı olmak zorunda değil
ki karşılığa siz yaratıyorsunuz
o zaman, kadın o kadar utandı ki cebinde 3.50 tl bile olmamasından (oysa bu sizin için değerli değil ve o bunun farkında, ve o değersiz para cebinde değil)
bu seni rahatlatacak mı?
bence iyilik yapmaktan vazgeçme eğer yapmak istiyorsan
ama bu kadar da yük etme kendine

o teyze teşekkür etmese de ben teşekkür ederim size. boşverin uğraştırmamışsınız işte kadını :) o teşekkür etmediğiyle kalsın.

sli +1 diyorum, ve misal en basitinden, yolda yürüyorum, kaldırım pek geniş değiş malum ya da çok kalabalık, ben yol vermesem millet omuzlayıp geçecek, böyle işte millet...

bireysellik olayını ben de az biraz uyguluyorum ama onun da ayarı olmalı gibi...

bir de akbil bastırıp 50 TL uzatanlar var sopalık.

benimde başıma çok geliyor bu gibi şeyler. odun oldukkları için sanırım. ya da bizim yetiştirilme tarzımız farklı.

herkesin başına gelmiştir benim de başıma toplu taşım araçlarında o kadar çok geldi ki hala da geliyor.. 1.30 saatlik yolu hemde halk otobüsü gibi ızdırap bir araçta ayakta gideceğimi bilme pahasına yer verdiğim bahsettiğin yaş grubundaki bayanlar sanki vazifemmiş gibi bir teşekkürü çok gördü, yüzüme bile bakmadı.. Tamam bu işi teşekkür için yapmıyoruz ama görgü kuralı ve nezaket internette, kitapta öğrenilecek bir şey değildir ve iyilik karşısında teşekkür etmekte bir erdemdir hemde çok basit bir erdem.. Bu sebepten otobüs yolculuklarında nezaketimi hak etmeyeceğine inandığım tarzdaki insanlara yer vermiyorum tanıdığım veya nezaketi hak edeceğine inandığım insanlara yer veriyorum.. 1.30 saati o itiş kakış içersinde balık istifi otobüste, yoğun trafikte dur kalklarla üstüne üstlük ayakta geçirmeye insanlıktan nasibini almamış bir bayan yüzünden hiç mecbur değilim.. Bence yaptığın doğru bir davranıştı ve nezaket kuralları öyle dalgınlıkla, başka bir şeye kafayı takmakla unutulacak bir şeyde değildir tamamen o bayanın kibarlıktan yoksun olmasından mecazi anlamda ayılığından kaynaklanan bir şey.. Hani oldu bittiyle de olan bir şey değil anlattığın kadarıyla kadının gözü önünde basmışsın akbili.. Bir ayı yüzünden insanın içindeki iyilik,güzellikte yok olmamalı boşver gitisin..

bilmiyorum belki başka şehirlerde de böyle midir insanlar ama istanbul gerçekten bir acayip. çok var böyle insanlar ve neden böyle davrandıklarını, hayata karşı nefretlerinin ve memnuniyetsizliklerinin sebebini çözmek çok zor. bu sadece maddi zorluklarla açıklanabilir mi emin değilim. zamanında yengeç sepeti diye bir yazı okumuştum, her bir kelimesi aklıma kazındı. sebepsiz yere aklıma geliyor bu tip durumlarda. paylaşayım: www.yg.yenicaggazetesi.com.tr

o iyilik döner bulur elbet sizi. çok dindar bir insan değilim ama artniyetsiz yapılan davranışların mutlaka bir karşılığı olduğuna inanırım. bir gün bilet basmışsınızdır, ertesi gün tesadüfen bir iyilik görürsünüz beklemediğiniz birinden. yerinizi verirsiniz, o gün o insan teşekkür etmese bile başka bir zaman size yardımcı olan biri olur çevrenizde. günü gelir zor durumda kaldığınız (hiç kalmamanızı umarım elbet) bir an olursa o vakit tesadüfen bir şeyden düzelir işler, sorun çözülür. evet etrafta umursamaz sorumsuz takılan bir sürü insan var ama kıymet bilen birileri de çıkıyor arada. kendiniz gibi olun, birkaç münasebetsiz yüzünden iyi duygularınızı kaybetmeyin n'olur.

Ben olsaydım içime otururdu, giderdim yanına ağzıma geleni söylerdim babamın oğlu değilsin ya insanlık ettik insan bi teşekkür eder diye bozardım valla,nezaketi,nazik olmayı döve döve öğretirim gerekirse hiç acımam

teyze olayı anlamamış olabilir bence. o yüzden dönüp gitmiştir belki. senin yerinde olsam ben de basardım akbili, benim gibi insanlar kaldığını görmek güzel. burada çok görüyorum bu tarz iyilikler yapıp karşılık göremeyenleri, ayılıkları eleştirenleri ama dışarıda pek denk gelmiyoruz birbirimize. terbiyeli, eğlenceli, saygılı, iyilik sever, kültürlü insanlar olarak hep beraber bi mahalleye taşınsak güzel olur bence.

dam. damperli?

dam damper hav.röm de havalı römork olsa gerek

kalanını da edebiyat tarihçisi bulsun

kg kilogram bence

on tane çift damperli 3 yöne damperli lastiksiz
60 ilave havalı römork
4 adet 9000 kilogram arka çeki (75.000) 3 adet 20 kilogram.

tamamen salladım.

on tane cift dingil 3 yone damperli. lastiksiz 60 ic lastik havali romork 4 adet

önce soruyu okuyup sonra paragrafı inceleyin.

kediebesi doğru diyor. önce soruyu oku ki, paragrafı iki defa okumak zorunda kalma.

kediebesi +1
ayrıca bol pratik bu işin ilacı

1. paragrafı tüm okumaktansa her cümlede kendince anahtar kelimeler seç. eğer ki zorlanırsan soruyu çözmekte tekrar o koca paragrafı okuyacağına anahtar kelimelerine bak. paragrafı çıkartacaksın bu şekilde. zaman kazanacaksın.

2. değinilmemiştir, çıkarılamaz sorularında önce şıkları oku sonra paragrafa geç.

3. anlatımın akışını bozma sorularında ise her cümlede kendince konu örüntüsünü çıkar. mesela birinciyi oku hea x'ten bahsediliyor burda de. sonra 2, sonra 3... bu şekilde akışı bozan ortaya çıkar.

4. paragrafın ikiye ayrılması sorularında ise yine üçüncüdeki gibi konu örüntülerini yakala ve birbiriyle bağlantılı olan cümleleri birbirinden ayırmamaya çalış. ayrıca, böylece gibi devam ediyorsa yani o öncekinden ayrılamaz.

benden bu kadar (:

eğer ki cümleler çok uzunsa onları kısalt. paragraf soruları genelde kolay olmasına rağmen zihni feci yorar, sırf onlar yüzünden diğer sorulara gereken dikkati veremeyebilirsin. o sebeple eğer çok uzun cümleler varsa, devrik kurulmuş, anlatımı zorlaştıran cümleler varsa kendi anlayacağın şekilde çevir hikayeyi. bir nevi türkçe - türkçe çeviri yap.

dediğim gibi, genelde kolay olur sorular ama en çok yanlışlara da paragraflar sebep olur (en azından bende öyle) zorlanmamızın sebebi zihni yormasından kaynaklanıyor. dikkatini paragrafa kanalize et, odaklan.

tabiki sağ

(bkz: yapma volkan)

(bkz: hayrettin yapma)

sol

Taktirma. Dusununce bile midem bulaniyor hele taktirmis biriyle ayni ortamda bile bulunmuyorum. Erkeklerin hicbiri de cekici bulmuyor bunu. Hicbiri.

burnunuz kurtlanır. kuzenimde olmuştu. ıyyy böğğ

alt dudaklara yaptır

orta.

çok acıyor ve çıkardığın gibi -1-2 güne hemen kapanıyor. kaç kere adama gidip tekrar deldirdiğimi biliyorum. göbeğimde de var böyle değil ama burun tam bir dertti çıkardım attım ben de 5-6 sene çektim ama. ergenlik işte :p

ilki.

ilki.

ben hristiyanlık yazıyorum.

tabi ki "hıristiyanlık". ingilizcesinde ı yok diye türkçesinde de olmayacak diye bi şey yok.

bi ara tdk öyle bi hareket başlatmıştı sanki tren yerine tiren hristiyan yerine hıristiyan yazcaz falan diye ama tutmadı heralde. veya ben götümden hatırlıyorum bilmiyorum.

www.hristiyan.gen.tr
kendileri "hristiyan" diyorsa öyle olmalı bence.

www.hristiyan.gen.tr
hristiyan.org

ikincisi oluyor bu durumda.
Ayrica tdk da hristiyan diyor.
Cecilia dogru yazmisti bu durumda, neden silindi ki hakikaten?

Ben tdk tanimam, daha iyisini biliyorum demek biraz nevrotik olurdu.

önceden hıristiyandı o eminim. ama tkd kafasına göre değiştirip duruyor kelimeleri. o yüzden şimdi de hristiyan olmuş.

doğrusu hıristiyan'dır. 1980 sonrası tdk'nın pek çok uygulaması yanlış bulunuyor ve ciddiye alınmıyor. tdk bir iki yıl öncesine kadar hıristiyan diye kabul ediyordu; sonradan akıllarına esti ve biz bundan sonra böyle istiyoruz dediler. tabii eski nesiller tdk'yı sallamıyor ama genç nesiller bilmediği için şimdilerde tdk'nın internet sitesi çıktı, mertlik bozuldu. onun yerine, (bkz: ana yazım kılavuzu)

sözlük'ten alıntı yapıyorum:

ısrarla hıristiyan biçiminde yazılması doğru ve yerinde olan sözcüktür. sözcüğün doğrusu hıristiyan. hristiyan biçiminde yazımı tdk'nın birkaç yıllık bir uygulamasıdır ve kimse itibar etmemektedir. tıpkı tdk'nın imla konusundaki diğer tutarsız ve çelişkili uygulamalarına itibar edilmediği gibi.

türk dil kurumunu bu memlekette tek otorite kabul edip herkesi kendisi gibi türk dilini tdk'nın internet sitesinden öğrendiğini sanan cahilleri görmemizi sağlamıştır. 1980 darbesinden sonra yapısı değiştirilmiş, bozulmuş, bünyesindeki akademisyenler dağıtılmış olan tdk'ya kalsa adamsendecilik sözcüğünü "adam sendecilik", dilbilgisi'ni de "dil bilgisi" diye yazmamız gerekirdi. hatta, bende 1980 sonrasının değişik dönemlerine ait imla kılavuzları mevcut; bunlarda "mozambiği" gibi yazımlar dahi var! gerçi bütün bunlar ve şu anki tdk'nın dil mantığına aykırı, tutarsız diğer uygulamaları eski tdk başkanı ömer asım aksoy tek tek çürütmüştü. şu anki tdk, darbecilerin eliyle yozlaştırılmış, içi bozaltılmış bir kurumdur. tıpkı kompresörcülerin bilim kurullarına alındığı tübitak ve memlekette bilim kaynağı olması gereken diğer kurumlar gibi. öyle, sanıldığı gibi içinde de türkçenin noam chomsky'leri falan cirit atmamaktadır.

bütün bunları bilmek için über bir türkçe uzmanı olmaya gerek yok. türkiye'deki dil meseleleri üzerine yazılıp çizilen külliyatı, yazım kılavuzlarının ve dil tartışmalarının tarihini okuyan, yazan, çizen bir adam olmak yeterlidir. yine de söyleyeyim, sözlük bünyesinde gerçekten dil uzmanı, akademisyen vb. olan yazarlar da var. galiba insanlar sözlüğün tamamının kendileri gibi üniversiteye taze adım atmış yeniyetmelerden oluştuğunu sanıyor.

velhasıl, doğrusu hıristiyan olan sözcüktür. tdk'daki yetkinliği sorgulanır birkaç adam, bir iki yıl önce aklına esip "biz vazgeçtik. değiştiriyoruz bunu." dediler diye böyle bir halt yiyemem ben.

p.s. ha, bu arada, incil ve tevrat yayımlayan kitab-ı mukaddes şirketi sözcüğü hıristiyan olarak yazıyor. "kendileri nasıl kullanıyorsa öyle" demişken belirteyim dedim.

bir de şu var: yazarodasi.blogspot.com

en güzeli bence o.

ıspanaklı ve peynirliden sonra 3.sırada tercihim. kıymalıdan 1 üst seviyede. hiç de iğrenç olduğunu düşünmedim.
sen neden iğrenç olduğunu düşünüyorsun ?

hiç denk gelmedim ama patatesli börek güzelse patatesli pide de güzel olabilir ama sağlam kilo aldırır.

pide dediğin kıymalı olur, patates ne yahu.

not: pidenin ana vatanından geliyorum.

herkes mi seviyor yahu, ıssırıyosun böyle sıcak sıcak lapa patates var içinde.

tam ekmek arası ekmek havası.

şakaysa hiç komik değil. yenir mi o yahu.

aga annem bu köy fırınlarında yapar bu kocaman ekmeklerın yapıldığı yerde böyle kıymalı pide gibi değilde kapalısını hani.. hayatımda bişi tercih edecek olsam şu tok halimde 2 tane ondan yemek isterim..

kır pidesiyse çogzel olur normal pideyse etli olcak +1

sade patates güzel olmaz bence ama baharatlandımı güzel olur.

nimete iğrenç demiyim ama kötü.

türkiye'de kimse.
(bkz: adana adliyesi)

teoride jandarma ya da polis.

bizim memlekette adliyede her katta 2-3 resmi bir kaç sivil polis oluyor zaten. geçen biraz sesli konuşanlar vardı hemen geldiler sorun mu var diye.tabi girişte metal hiç bir şey sokulmuyor adliyeye yok eğer gerçekten bir tehdit varsa dilekçe ile başvurulur mahkeme kapısında bir tabur polis hazır edilir

tabi sizin memleket nasıl bilemem

panpa kaymakamlık neyin varsa şikayette bulun ne bileyim ille bu mallardan biri korumayacaksa adam tut adam dövmek isteyen kişi çok hele 20 liraya :))

her yıl aynı tarihte oluyor bu alma, verme. gmt ile de ülkesel olarak belirleniyor. ...diye biliyorum.

saatin değişmesi evrensel (bkz: daylight saving time), uygulamayan ülkeler de var.

bilgisayar gibi sistemlerde de güncelleme yapılır ve türkiye bu uygulamadan çıkarılır.

her yıl aynı tarihte olmuyor.

pomolilik haklı beyler.

ayrıca sana hayatımdan kısa bir anektod anlatayım : yıllar yıllar önce bu saat ileri geri muhabbeti oss sınavına denk gelmişti. o zaman 1 gün geç filan ayarlamıştık ama cihazlar tam gününde ayarlanmıştı filan falan

pomolilik haklı beyler.
ayrıca şöye bişey söyliim. vakti zamanında askerlik yaparken 3-5 silahlık nöbetim bu güne denk gelmişti. saat 3 de silahlığa girdiğimde o da ne birden saat 4 olmuştu. nasıl süper nasıl hiper hissettim anlatamam. birlikteki uzun dönem yavşaklar acaba bu piyango kime vuracak diye önceden düşünüyormuş da benim haberim yokmuş. nöbetten çıkınca gülen yüzler beni tebrik ediyordu. sanki gezegenleri nöbet saatime göre ben ayarladım amk.

aynı gün olmuyor. saatler önümüzdeki hafta pazar günü bir saat ileri alınacaktı fakat lys sınavı olduğu için oluşabilecek karışıkları önlemek için 1 hafta öne alındı.

buna rağmen, telefonum saati ileri attı. ancak saatim atmadı, muhtemelen haftaya pazar o da atacak

işte normalde haftaya olacak iken lys nedeniyle geçen gün alındı ve bu elektronik cihazlar bunu nereden biliyor?

bakanlar kurulu'nda oturan biri, bakanlar kurulu'nun yaz saati uygulamasına ilişkin kararı mı raporluyor, sonra firmalar bu raporu mu okuyor, nedir yani?

normalde her martın son pazarında olur, lys yüzünden bir şey olduğu yok yani. geçen sene sanırım sınav yüzünden bir gün sonraya ertelenmişti, windows bunun için güncelleme çıkardı diye hatırlıyorum. diğer cihazlar çaresiz kalmıştı tabii.

telefonlar baz istasyonlarından kendini güncelliyor.

"on beş yıllık süren"

on beş yıllık ve süren yanyana olamaz. ya on beş yıllık denecek ya da on beş yıl süren

süren kelimesi fazla.

kimse dememiş ben diyeyim "on beş yıllık süren"

ek fazlalığı /kelime fazlalığı

Herkes kendince haklı. Erkeğin de iğrenci var kızın da.. Genelleme de yok... Ee yani? Bir yere varmıyoruz...

dünya büyük iğrenç olmayan birini bul

Aseksuel mısın amk

genelleme değilse bunu bize söylemenin bir faydası yok. gereksiz bir isyan olmuş.

Nietzsche demis ki bu da dahil butun genellemeler yanlistir. O da hakli.

kızlar sütten çıkma ak kaşık ya. o yüzden kızlara yazık. hey allam ya. akşam akşam sinirimi bozdun. aldım ip'ni geliyorum yanına.

Her erkek ve her kız bu genellemeye girmiyor ne demek ? Eğer hepsi girmiyorsa bu nasıl bir genelleme oluyor? Genellemenin anlamını öğrenin bence.

kız sürekli iğrenç adamlarla uğraşıyorsa sıkıntı kendisindedir, seçim yapmayı beceremiyorsa bütün erkeklere bok atmasın.

www.youtube.com george carlinden kadın-erkek tanımı. men are stupid, women are crazy.

(bkz: askerlik erteleme yüksek lisans programı)

ben de yapmak istiyorum... adı hoşuma gidiyor "yüksek mühendis" çok havalı :D hehehehe

Sadece akdemisyen olmaya giden bir basamak değil, iş hayatında artık herkes bir şekilde üniversite mezunu olduğu için diğerlerinden ayrılmanın bir yolu. cv'yi parlatmanın bir aracı.

lisans bitirip mühendis olunmuyor çünkü

yukseklisans sadece akademisyen olmaya giden bir basamak degil mi? Yoksa baska yararlari var mi?

Degil. Mesela devlette daha yuksek maas, ozel sektorde yukselinebilecek pozisyonu yukseltmesi, mesleginde spesifik bir alanla ilgili guncel son gelismeler dahil olmak uzere bilgi sahibi olma ve bilgi haznesine katkida bulunabilme gibi artilari var.

@sijwocaq: is hayati icin en onemli sey is tecrubesi degil mi? 2 senelik egitim yerine 2 senelik calisma tecrubesi cok daha yararli diyor isveren cogu tanidigim.

@lanc: bence master'la da pek olunamiyor. 40 yaslarinda bikac tane yuksek makine muhendisi taniyorum, bugun 2 bilinmeyenli denklem gostersen cozemezler.

@hololop

iş tecrübesi tabii ki etkili olur. ama 4 sene iş tecrübeli yüksek lisans mezunu 6 sene tecrübeli lisans mezundan daha avantajlı hale gelir. kariyer.net'te yer alan yönetsel pozisyonların ilanlarına bakarsanız bazılarında yüksek lisans'ın şart diğerlerinin büyük çoğunluğunda ise tercih sebebi olduğunu göreceksiniz.

Yüksek lisans eğitimini sadece akademisyen olmayan giden bir basamak olduğu fikrine nasıl geldin bilmiyorum. Çok farklı tercihler olabilir;

*Askerliği uzatmak için. Bunu yapan yüzlerce insan var. Hele ki tezli ise idealist akademisyenin uzak durmaya çalıştığı kişilerdir. Pek araştırmaz, pek okumaz, deneyden uzak durur, sadece bilgisayar başında yapabileceği bir tez ister.

*Akademisyen olmak için. Doğal olarak akademisyen olmak için yüksek lisans yapman gerekir ilk adım olarak. Araştırır, okur, duruma göre deneylerini büyük bir istekle yapar. Kadro açılmadıkça umudu kırılır ve aşağıdaki durumdaki insanların yanına katılır.

*Lisans hayatında sevdiği bir konuda/anabilim dalında uzmanlaşmak için. İleride iş hayatında sevdiği ve uzmanlaştığı bir konuda çalışmak istiyor bunlar. Araştırır, okur, duruma göre deneylerini yapar ancak bir önceki tiptekiler bunlara biraz mesafeli davranmaları olasıdır. Bir üstteki tiplerden tek farkı hayali akademisyenlik değil özel sektördür.

* İş hayatından hala çekindiği için. Aslında bu diğer tiplerin her birinde görülen insanlardır. İş hayatının stresinden deli gibi korkarlar, kendini yeni hayata hazır hissetmezler. Araştırır, okur, duruma göre deneylerini yapar ancak zaman geçtikçe gel-gitler yaşar. Bir gün artık çalışacağım der ertesi gün vazgeçer.

Daha da sıralanabilir. Aklıma gelenler bu şekilde. Doğal olarak istisnalar mevcut.

@hunterofphoenix: guzel aciklamissiniz. ikinci madde zaten mantikli ona hic bir lafim yok. ama dediginiz gibi diger maddeler 4. maddenin icine konabilirmis gibi geliyor.

aklima geldi, bir ara engin ardic soyle yazmisti:
www.sabah.com.tr

yurtdışına kapağı atmak için en ideal araçlardan biridir yüksek lisans ayrıca.

Enginar dic a o yazisi uzerine hakaret ettigi binlerce insandan en azindan ozur dilemesi icin mail atmistim ama tabii ki sallamadi. Adamin seviyesi ortada.

evet.

kendi ortağı olduğu şirkette sigortalı olamaz. başka şirkette sigortalı olabilir. isterse başka şirkette sigortalı iken aynı anda kendi bağkurunu da ödeyip çift kat prim ödeyebilir, istemezse başka şirkette sigortalı iken bağkur ödemek zorunda değildir. sigortalı olduğu şirket sigortasını öder zaten.

ama kendi ortağı olduğu şirkette sigortalı olamaz. illa bağkurlu olacak.