okumuyorum. pişmanım. +1

"Örneğin ben roman okumayı zaman kaybı olarak görüyorum.Birisinin kafasında yarattığı bir dünya size ne katabilir ki diye düşünüyorum ?" => farklı bir bakış açısı

sırf bilgi de bi yere kadar. bakış açısını da genişletmek lazım.

eskiden bilgilenmek zorunda hissettiğim için okurdum. böyle olunca romanı zaman kaybı olarak görür, bilimsel, tarihsel, felsefik, dini şeyler okurdum...

sonra baktım bunları okuduğum halde çevremde bunlardan bahsedecek, tartışacak kimse yok. roman okumaya başladım. anladım ki roman okumak kesinlikle zaman kaybı değil. yapacak işlerin varsa tabi ki git onları yap romanla zaman harcama. ama hobi olarak kendine ayırdığın zamanda roman okumak iyidir.

roman okumak, farklı kapılar açıyor insana. dünyanın monotonluğundan kurtuluyorsunuz. tabi çok cafcaflı bir hayatınız varsa orası başka.

yılda 20-30 roman okurum. ayda ortalama 2 taneye denk geliyor.

nadir okuyorum, pişmanım, devamlı okumak istiyorum ama bilgisayar artı üşengeçlik buna engel oluyor. tamamen irade meselesi aslında.

sadece eğlenmek için okuyorum.
gerçeklikten kaçıp farklı bir dünyaya gitmek rahatlatıyor çünkü.

sayı ile ilgili benzeri bir başlık açmıştım zamanında, işte çarpıcı cevaplar: (git: 293021)

okuyorum, pişman değilim. birinin kafasında yarattığı bir dünya (fantastik ya da kurgusal romanlardan bahsediyorsun sanırım) yine de insana bakış açısı sunar, farklı pencereden bakarsın. önyargılarla okumazsan, önyargılarının sınırlarını zorlarsın. etrafındaki insanların düşüncelerini daha iyi anlarsın.

hiçbir kitap senin dünya görüşünü etkileyemez, sen izin vermedikten sonra. ama mesela rus edebiyatından açlığı, fakirliği ve düzenin çarpıklıklarını öğrenebilirsin; rus edebiyatı sana fırsatlar sunar elindekilere daha iyi bakman için.

knut hamsun sana göçebeliği, insan hayatının sınırlarını, hatta anlamsızlığını sunar.

jack london okursan kendini doğada tek başına bulursun; zaman zaman da pis londrayı ziyaret eder, kendi haline şükredersin.

john steinbeck ise sana doğayı sevdirir. küçük mutluluklardan bahseder; onun kahramanlarıyla güler, onun kahramanlarıyla üzülürsün.

j.r.r. tolkien ise kaçırır seni gerçek dünyadan. zaten kendisi de yazdığı türün bir "kaçış edebiyatı" olduğunu söyler. "insan etrafındakilerden, kendi duvarının dışındakileri de düşünebilmeli" der. ihaneti, arkadaşlığı ve güzel çayır ve dağları görürsün.

gibi. kitap hem hoş vakit geçirmek içindir, hem bilgilenmek içindir. kimisi için de bunların ötesine geçip ormanda yürümek, günbatımını izlemek kadar zevk veren bir aktivite olmuştur.

zaman kaybı olarak gördüğün kitap okumanın dışında yaptığın işlerin yüzde doksanı zaten zaman kaybıdır. ne yapalım? istanbul'da yaşıyorum, televizyon mu izleyelim, ya da bilgisayarın başında oyun mu oynayalım?

6 sene kırgızistan'da yaşadım ben. orada devrim de gördüm, iç savaş da gördüm, açlık da çektim, kafama silah da dayadılar. ama şu an akıl sağlığımı korumuş olarak yaşayabiliyorsam, kitaplar sayesindedir.

kitap okumak asla zaman kaybı değildir; benim için bu böyle. eğer küçükken kitap okumaya alışmazsan bir daha kolay kolay alışamıyorsun, bu yüzden okumak sana ters geliyor olabilir.

hiç okumuyorum. oldum olası neftet etmişimdir kitap okumaktan. benim için zaman kaybı kavramında ilk başta yer alır. sinemada bunlardan biri benim için. bunun yerine bilimsel, teknoloji vb. makaleleri, yüksek lisans tezleri falan okuyorum, oyun oynuyorum. çok ta iyi güzel oluyor; kitap okuyanlara da bunları yapmalarını şidddetle tavsiye ediyorum. otobüste, metroda vb. kitap okuyan test çözen herkesi de burdan selamlıyorum. swh

okudugun kitaba gore degisir panpa. kimisi hayal alemine dalmak ister, kimisi rontgencilik ic guduleriyle kitabin sayfalarini acar, kitaptaki insanlarin hayatini merak eder. bir baskasinin hayatini anlama firsati bulursun. kitap okumak insani hissiyat olarak daha duyarli bir hale getirir, olgunlastirir. bunun canli orneklerini gordum..

thracian kitap okumayı zaman kaybı gördüğümü nereden çıkardın.Roman için böyle düşünüyorum sadece.okunan romanının filmini seyretmekle aynı iş yapılmış olmaz mı örneğin

okuyorum az da olsa. aslında okumayıp okumaya çalışanlardanım.

hoşça vakit geçirmek için kitap okumak da nedir? kapitalist, modern, herr ne haltsa işte, bu çağda, bi hobi kategorisi haline getirilmek isteniyor kitap okumak. bunun gibi "boş zamanlarda kitap okumak" gibi bir laf var bir de. ben bu tür yaklaşımların salakça olduğunu düşünüyorum.

bilgilenmektir sizin de değiminizle kitap okumanın amacı. ya da "cahillikten bir nebze daha kurtulmak". esas amaç budur.
bunun farkında bir biçimde okurken insan hoşça vakit de geçiriyorsa ne ala. ya da hoşça vakit geçirerek okumaya başlayıp esas amacı ıskalamıyorsa, böylesi de makbuldür.

roman kısmına değineyim. ben de sizin gibi düşünüyordum bir ara. fakat fikrim değişti. bir başkasının kafasında kurduğu dünya sizin hayal dünyanızda dahi olmayabilir ve siz bu sayede çağlar atlayabilirsiniz onu okudukça. buna benzer bir ifadeyi (bkz: murat menteş), -ki mevzumuz kitap okumaksa onun ismini özellikle anmak isterim- kullanmıştı. mealen, okumak insana görmediği, haberi dahi olmadığı şeylerden haber verir. dolayısıyla insan öğrendikçe ufkunu/zekasını daha çok geliştirir, demişti.

birşeyler daha diyecektim de unuttum. neyse kalın sağlıcakla.

6 aydır almanyadayım. Kitap okumasam yalnızlıktan çıldırmış bir şekilde ülkeme geri dönmüştüm.

oturup safi aşk romanı falan okursam hakikaten birinin kafasında kurduğu dünyadan bana bi gram fayda gelmez. ama kurgu olayların ortasında insana bazı şeyler anlatan, öğreten romanları gayet keyifle okurum. mesela bu anlamda vay beee diye bitirdiğim ilk akla gelen kitap İstanbul Hatırası - Ahmet Ümit.

okumaktan sıçmaya vakit kalmıo

ayda 1 kitap.

okuyorum.
bütün amaçlar değişik zamanlarda amacım olur. hoş vakit geçirmek, can sıkıntısı, bir şeyler öğrenmek, ne demiş bu gereksiz organizma diye meraktan, ....

yanılıyorsun.

saksel, genellikle roman - film karşılaştırmasında işe "tercihler dünyası" karışır. yani sen bir olayı 2 saatte yaşayıp bitirmek istersin, ben günlerce kendi kafamda kurguladığım mekanlar ve karakterlerle yaşarım. bir bakıma iki taraf da birbirini suçlar. sinema tercihinde ısrarcı olanlar, zaman kaybı ve yorucu olarak gördükleri kitaplardan uzak dururlar. kitapseverler ise her zaman sinema uyarlamalarına biraz "yukarıdan" bakarlar; ki hafif de olsa bu kibirin asıl sebebi "sahiplenme" içgüdüsüdür. yani haftalarca içinde yaşadığın bir odanın başkası tarafından 2 saat içinde tüm düzeninin değiştirildiğini düşün; kızgınlık duyabilirsin.

ben ise ikisini de yaparım; yani filmi de izlerim. şu ana kadar film konusunda tek çekincem yüzüklerin efendisi serisi olmuştu. kitabı olağanın dışında sahiplenince filmi ancak çıktıktan 4 sene sonra izleyebilmiştim. fakat yine de farklı bir deneyim olmuştu ve gerçekten iyi iş çıkarmışlardı.

dediğim gibi, tercihler dünyasıdır bu. kimisi balık tutar; ama balık umurunda değildir; kimisi de balık tutana güler ve balıkçıdan güzel bir somon fileto alır ve gider.

www.systemrequirementslab.com

Buradan geliyorum fakat benim istediğim şey sistemi taradıktan sonra ona göre oyun tavsiye etmesi, burada tek tek seçmek gerekiyor.

zaten o systemrequiremntslab bazen doğru sonuç vermiyor.

Tam bir bilgim yok ama bazı NVidia ekran kartlarında böyle bir özellik var. Yani ekran kartının hangi oyunları çalıştıracağının listesini yapmış.. Ekran kartı ayarlarına bak, belki vardır sende de böyle bir özellik.

Edit: ama sadece ekran kartı için geçerli bu. Mesela oyunun sistem gereksinimi 4gb ram istiyorsa fakat sende 1gb ram varsa çalıştırmaz. Çalıştırır ama fps sıkıntısı çekersin ne biliyim

ilk yarı x olabilir ama maç sonucu olmaz gibi.

ilk yarı 2 ikinci yarı 0 oynadım.

ilk yarı 0 ikinci yarı allah bilir.

bu maçta oynanacak en son seçenek x-x'tir. futbolda her şey olur ama bu maçın berabere bitme olasılığı yok gibi. hatta ilk yarının bile berabere bitme olasılığı düşük.

iy0 ms0 oynadım

git skor oyna 2-1 gs alacak maçı. ama yine son dk de gol kaçarsa 1-1 bitebilir :D

normal olan çalışılmaması, çalışılsa bile mesai ücreti karşılığında çalışılmasıdır. ama ne oluyor? orospu çocuğu işverenler bunu da suistimal ediyor.

29 ekim, cumhuriyet bayramında çalışmak yasaktır. diğer resmi tatiller için sözleşmede madde konulması gerekir ama çalışılacaksa bile, tüm gün fazla mesai verilmelidir.

cumhuriyet bayramında çalışmak yasak ama kanunda cezası yokmuş diye duymuştum. harikalar diyarında gibiyiz, ay lov türkiş cumhuriyet.

bizde de çalışılıyor (eğer o gün izinliysen normal şartlarda, çalışmıyorsun elbet) ve çift mesai ücreti yatırılıyor o gün için.

bizde çift mesai falan hiçbir şey yok, hatta cumartesi de öğleden sonraya kadar gidiyoruz ona da yok, maaş desen maaş da iş yok çıksam mı napsam lan sinir oldum adamlara.

bizimki de tatil.

neden?

öyle bi karar olacak mıymış? olsun lütfen yaf.

1 mayıs salı günü resmi tatil. öyle arada olunca birleştiriyorlar ya bazen ona göre hareket edicem. ondan.

dini bayram olsa olurdu

osym.gov.tr'de konu dağılımı yazıyor.

şöyle konu dağılımı değilde kpss de hangi dersten hangi konu başlıkları çıkacak nereden öğrenebilirim ?

google'dan öğrenebilirsin.

konular aynı zaten. evet mat 1 konuları çıkıyor kpss'de. çok fark yok sorular arasında. ben de ekolhoca.com'dan öss için olan videolarla çalışıyorum.

kralını bulursun hele bugün gs derbisi var tek başına tüm salonu kapatırsın yeminle bugün bu maçdan haberi olmayan milyonlarca fenerli var.

yüzde 99,99 bulursun.

salon girisinde bulursun cok ama cok yuksek ihtimal. ben olsam denerdim sansimi. hatta ben muhtemelen deneyecegim :)

Arkadaşlar

Biletix'i aradım bilet kalmadı dediler.

Biletix harici bilet satışı oluyor mu acaba?

Direkt satmak isteyen var mı?

Saolun ,

biletix maç günü bilet satamaz zaten. sinan erdem'in girişinde gişelerde maç bileti vardır. fenerbahçe tribününde kalmadıysa efes tribününde vardır mutlaka. zaten efes'in maçlarında efes tribününe bile diğer takımın taraftarları bol sayıda oluyor. merak etme koca salon dolmaz. ben 2 hafta önce beşiktaş maçına gittim. rahat rahat bilet buldum orada. aynısını yapmanı tavsiye ederim.

eğer fenerin tribününde yer yoksa efes tarafından hiç çekinmeden al bence. efess taraftarı 3 büyükler gibi futbol taraftarı değildir. gerçek basketbol taraftarıdır ve hiçbir sıkıntı yaşamazsın. kefilim

var baya onlardan. öyle işte. o kadar.

(bkz: ingilizce isimlerin kısaltmaları)

O yine iyi Richard'ln kısaltması 'dick'

robert'ın kısaltması da bob :D

robert - bob var mesela. açıklayıcı olarak şöyle bir şeyler yazmışlar;

www.english-test.net
answers.yahoo.com

Because Rick sounds like Dick
Will sounds like Bill
and Rob sounds like Bob

yahoo answers'te verilen cevaplardan bu mantıklı geliyor.

şevket'in kısaltması şevk, mehmet'in kısaltması meh, ahmet'in kısaltması ah.
baldur2 +1
guillaume neden william'a dönüşüyor bir de?

kenardan girse genelde bir şey demezler. yani bir iki adıma. orta sahaya giderse sarı kart.

katılabilir. herhangi bir ceza yok.

katılabilir sorun yok.

sahaya girme hakkı yok, ama gol sevinci için kenarından köşesinden girerse tolere ediliyor

diye biliyorum.

katılamaz diye biliyorum, ama türkiyede hakemler malumunuz.

ben oğlak'tan okumuştum ama sosyal yayınlarınkine iyi diyorlardı. oğlak yayınlarını gittigdiyor ve nadirkitap'ta favorilere kaydederek siteye eklenmesi durumunda haberdar olarak alabilirsiniz ancak. zira oğlak yeni basım konusunda çok aceleci bir yayınevi değil. mesela graham greene'in zor tercih'i uzun yıllardır yok piyasada, basılacak gibi de durmuyor.

kanka o da yok idefix'te kitapyurdu'nda falan.

www.kitapdenizi.com

bu çeviri de iyiymiş

avustralya hükümetinin belirlediği bazı meslekler haricinde, selamü aleyküm ben çalışmaya geldim diyip avustralya'ya gidemiyorsun diye biliyorum. bu uğurda yüksek lisans yapayım öyle yerleşirim diyen nice türk gençleri telef oldu:)
yoksa gidebiliyor musun?

Oyle 300 dolar verip gidip calisamiyorsunuz Turk pasaportuyla. Ozel bir puanlama sistemleri var, orada mesela IELTS'ten bu puani aldiysan 5, su meslege sahipsen 3, yasin buysa 4, su okuldan mezun olduysan 2, is tecruben, daha once Avustralya'da kac sene gecirdigin diye diye puan topluyorsun. Puanlar belirli bir limite ulastiysa basvurmaya hak kazaniyorsun (calisma vizesine degil, sadece basurmaya).

Ve basvurabilmek bile oldukca zor diyebilirim. Insanlar sirf basvurabilmek icin orada cift master yapip 2 sene geciriyor (zira Avustralya'da en az 2 sene gecirmediyseniz yeterli puani toplamaniz oldukca zor oluyor).

Bunlara istisna; eger oraya gitmeden bir ise kabul edilirseniz ve isveren size sponsor olursa vize alabilirsiniz. Bence bu yola ugrasin cunku oraya gideyim sonra is arayayim olayi cok zor.

@crown, basit bir işveren sponsor olursa vize alınabilir mi? yani illa kurumsal bir firma bize sponsor olacak ve biz de kaydadeğer bir mesleğe mi sahip olacağız yoksa bize iş vereceğini taahhüt eden herhangi bir firma olabilir mi?

Kurumsal olmasi sart degil elbette. Kayde deger meslek algisi da farkli bir sey, mesela oralarda kayda deger meslekler klima tamirciligi, citcilik, marangozluk gibi el isi isteyen meslekler daha ziyade. Ama firma sponsor ise her durumda olmasi lazim.

Yalniz is verecegini taahhut etmesi yeterli degildir sanirim, is vermesi lazim. Yani kontratinizi imzalamis olmaniz gerekiyor.

Yalniz Avrupa'daki gibiyse soyle bir sorun olabilir; burada firmanin ulke disinda isci getirmek icin bir sekilde bunun sebebini ulkenin is ve isci bulma kurumuna aciklamasi ve kurumu ikna etmesi gerekiyor. Yani bu ulkede bu ozelliklerde bir adam yok, o yuzden yurt disindan getiriyoruz demesi gerekiyor. Kurum da bakip evet sahiden boyle bir adam yok, o zaman getirebilirsiniz diyor. Avustralya bu konuda daha esnektir ama sanirim.

soyle bir irdeleme var eksisozlukte: eksisozluk.com

ama ne yalan soyliyim, sorunuzu okur okumaz icimden gecenler suna benziyordu:
oi50.tinypic.com
:D

evet

evet ama çok uyduruktan yapıyorlar sanırım.

özel kliniklerde ne kadardır ortalama peki? istanbul'dayım.

Eylül ayında 90 liraya yaptırdım.

beşiktaş dentadres 75 TL'ye yaptırmıştım aylar önce. memnun kaldım, fiyat teyidi alınarak gidilebilir.

ben kaliteli bir elektrikli firca aldim vakti zamaninda. cok memnunum, oneririm cunku kendin 2 dakika fircalamaya sikiliyorsun fakat bu firca ile vakit daha hizli geciyor:) ama basitlerinden almamak lazim. benimkisi phillips sonic falan filan birsey. pili icinde ve sarjli.

kaç para onlar? ve nerden alabilirim?

braun bu konuda daha iyi. fırça olarak oral-b kullanıyor. ancak sizin gösterdiğiniz modeller "giriş seviyesi" denebilecek modeller :) daha atraksiyonlu şeyler var ama daha pahalı. bence d12 olanı alın. kullandıkça ağız spreyi falan olan modellere geçersiniz. bunu da seyahatlerde falan yanınızda götürürsünzü (şarzı 3-5 gün gidiyor ama uzun süre seyhaatte şarjı almak şart)

braun, oral-b triumph'i tek gecerim. su anda yapilan testlerde en iyi sonuclari veren urundur.
bunun disinda oralbnin vitality olanini kullaniyorum ben seyahatlerimde, o da cok guzel bi firca. ozellikle sarj olayi, gunde 2 defa fircalamayla 5 gun rahatlikla gidiyor.

Bu konuda uzman birisi olarak söyleyebilirimki, en ucuz diş fırçasını kullan, en ucuz dediysem gidip bim'den alma. oral-b nin 3 lü paketleri var 5 liraya. onlardan alıp her hafta fırçanı değiştirerek kullanman en iyi sonucu verir.

Bakteri oluşumuna en iyi çözüm budur, kıl demetlerinin sağa-sola savrulması gibi bir sorunda yaşamazsınız.

fark etmediği için en ucuzu hangisiyse onu alıyorum.

curaprox kullanıyorum. yumuşak ve çok fazla kıl var fırçada. arayüz fırçaları da hemen yamulmuyor.

eli eli lema sevaktan +1

wide haklı.
kopya taktiği:kendinizce şifreleme yöntemi bulun onunla harfleri şifreleyip uzunca kopyalar yazın çok sıkıştığınız yerleri hehhe

yahu 7 kağıtmış, nesi var onun. işletme hem de.

ders ezberi olarak düşünme. kitap okuyor gibi düşün. ana fikri kapmaya çalış. hocanın cümlelerini boşver, kendi cümlelerinle çalış sen. zaten kağıda bi göz gezdirdin mi hocanın stilini anlar, kendi cümlelerini onun stilinde yazarsın. yazarak çalış bence.

önce özet çıkar madde madde.
sonra özetin özetini çıkar.
sonra özetin özetinin özetini çıkar.
en son özetin özetinin özetini kısaltarak bir kağıda madde madde yaz.
sonra otur tekrar oku.

özet çıkarıp onları ezberleme fikrine katılıyorum. madde madde yaparsan daha iyi olur.

ezber derslerindeki en iyi yöntem karşına birini alıp soru cevap yapmaktır. yancı yoksa yazarak çalışılabilir.

çalmadım çünkü hırsızlık ayıp bir şey.

çalmadım çünkü hırsızlık ayıp bir şey.

çalmadım. çalanı kınamam.

kitapla başlar diye.

Lisedeyken çalmıştım.ÖSS test kitapları.2 tane kitap çalıp ayrı ayrı iade etmiştim bir de.Neden derseniz bilmiyorum, sadece heyecan içindi.

Sonra ne oldu? 2 yıl sonra büyük bir utançla adamlara durumu anlatıp özür diledim.

lisedeyken okul kütüphanesinden yürütmüştüm. geri vermedim. soran da olmadı.

çalmadım.. kitap çalmak bence kötü bişey değil ama el alışkanlığı olur başka şeyler de çalarsın. her türlüsünden uzak durmak lazım.

çalmadım çünkü hırsızlık ayıp bir şey.

ayrıca duyuru teamüllerini bilmeyen arkadaşların da olduğunu gördüm.

tam çalmak denemez ama, ankara dost kitabevinde 2 kitabı 3 hafta içinde ayakta okuyarak bitirdim

ahah çok sağlam sıkmış senin arkadaş. üstüne bir bardak pancar suyu iç.

sıkmış.

ahaha ya arkadaşın sağlam yemiş , ya da denyolarla arkadaşsın.

(bkz: pancar motor)

evet eskiden pancarla çalışıyordu, artık glikoz şurubu kullanıyorlar. daha ucuz ya ondan.

Şirketin ismidir. www.pancarmotor.com.tr

öyle demeyin, inek çimle çalışıp süt veriyorsa, pancar motor pancarla çalışıp mekanik enerji verebilir :D

seker pancarindan biyoyakit elde edilebiliyor. turkiye'de bir tane fabrikasi var hatta. konya sekere ait cumra entegre seker fabrikasi. fransa falan bu sekilde biyobenzin elde ediyor.

benim bitirme projemdi lan bu! haeuahe.

sunu soylemek gerekiyor. normal motorlarda kullanilabiliyor aslinda bu biyobenzinler. lakin genelde katki maddesi olarak kullaniliyor. bizim ulkede son zamanlarda bir yasa degismediyse %2 oraninda (yanlis hatirlamiyorsam).

ama 1960lı yıllarda , pancar suyunu damıtıp alkol elde edip, yakıt olarak bunu kullanmak söz konus değil yani di mi?

Yok abicim biodizel dediğin olay hala yaygınlaşmadı Türkiye'de kaldıki etse etse 10 senesi vardır yoktur bu ülkede. Pancar motoru 60'lardan beri var.

ben ekstra bilgi verdim arkadaslar. seker pancarindan uretelebiliyor diye. 60'larda oyle bir teknoloji pek tabii yok. 90'lardan sonra ortaya cikiyor aslen.

pancar motorun adi pancar kooperatifinden kaynaklaniyor :) erbakan'la ilgili belgeselde mi izlemediniz?
surada guzel anlatilmis olay: ekonomi.milliyet.com.tr (daha once adresi verilen firmanin sitesindeki su kisimda guzel anlatiyor: www.pancarmotor.com.tr

biyoyakitlarin yayginlasmadigini iddia eden arkadas, yanlis bilgi. brezilya, amerika gibi orneklere bir bakiniz isterseniz. (brezilya'da araclarin %40 biyoetanolle calisiyor ve kaynaklari seker kamisi).
turkiye'de de oldukca fazla uretim var (sadece pancar degil bugdag ve misir). toplam uretim 100 milyon litre/sene'nin ustunde. biyoyakit sadece araclarda kullanilmiyor. haa, 100 milyon litre gozunuze buyuk gelmesin. dunyadaki uretim miktari 50 milyar litre civarinda :)

yalniz ulkemizde bunun yasal engelleri var. kolaylastirma zaten yok. daha once tartismistik yine burada biyoyakit olayini. orada da one ciktigi gibi biyoyakit cok one ciktiginda kaynak sikintisi yasiyorsun.
yani seker pancarina hayvan gibi yuklenirsen cayina katacak seker bulamazsin.
benzer sey misir ve bugday icin de gecerli.

konuyu feci dagittim. neticede pancar motorunun adi pancar ureticileri kooperatifinden geliyor.

tam üstüne bastın

evet

aynen

doğru.

Osym her sene sınav sonrası istatistikleri yayınlıyor, bu sene 2010,2011,2012 karşılaştirmasida mevcut, sınav geçen seneye göre kolaydı, oturup karsilastirin, grafiklerde bakın her sene ortalama biraz daha düşmüş, sebebi sınav değil. Öğrenciler.

burası türkiye hocam.

burası adana !

tam anlamıyla insan bunlar. gerçekten böyle düşünüyorum.

istediklerinin önüne ket çeken şeye karşı koymuşlar.

insanlık bu değil. bu kadar yasayı, medeniyeti millet kendine engel olanı bıçaklasın diye kurmadık herhalde. olsa olsa ilkel insan bunlar. toplum yeteri kadar gelişemeyince birey de geride kalıyor.

(bkz: çok ayıp ediyorlar)

facebook + kezban = olaylar olaylar

çok uygun bir hareket olmuş. hatta keşke biraz daha ileri gitselermiş.
(bkz: doğal seçilim)

hırçın bi gençlik yetişiyor. bunlar, on ya da yirmi yıl sonra "insan nedir" sorusuna apayrı cevap olacak kişiler. bıçaklayan 17yaşında. alttaki yorum da iyi, erkek için kavga etmeleri mi sorun yoksa lilseli kızların bıçak taşıamsı.

çağımız bakır bile değil. evrim tersine işliyor. fiziksel olarak evrimleşen insanlar ruhen tersine dönüyorlar. fiziken ve ruhen çatışan insanlar böyle taşkınlıklar yapıyor. kötü. sövmekle birşey değişmez, burası türkiye deyip yola devam etmek de iyi bi seçenek değil ama yapabileceğimiz de pek birşey yok sanki. keşke insanlar "bilinç" sahibi olsalardı.

dikkatini çekerim ticaret lisesi diyor...

abi nereye gidiyoruz ya?!? şaka gibi..gerçekten şaka gibi!

HAHAHAHAHAHAHAHAAHAHHA

evet böyle düşünüyorum.
ekleme: yok yahu manyak ya da sosyopat falan da değilim ama komik yani... ne insanlar var ya.

hep verdiğim örneği vereceğim:

70lerde fb gs maçları tek (karışık) tribün izlenirmiş.

şimdi (yanılmıyorsam) derbilerde 6-7bin polis görevlendiriliyor. daha da güvenlikçiler var şahsi korumalar var. diyelim ki 10bin insan.

bir komando taburu 400 asker ancak tutuyor. 25 tabur gelmesine rağmen derbi maçlarda yine olay çıkıyor.

türkiye kuzey ırak operasyonlarının sadece bir kaç tanesini bu kadar askerle yaptı. çoğu 3-4 tabur askerle yapıldı.

nereden nereye gelmişiz...

piüüvvvvvvv..

21 yaşımda pasaport şube diye yanlışlıkla ankara emniyetine girerken aramada çantamdam el altından edindiğim maymuncuk seti çıktı. yanlışlıkla orada unutmuşum. hayatımın sıçışını yapmak üzereyken zor bela kurtuldum kodesten.

Lisede kopya çekerek son sınavda kurtardığım defalarca oldu.Kızlardan çektiğim kopyalar ile sayısız kurtarışım oldu.

lise yatılısında gecenin bi vakti çatıda içeceğiz diye okulun 3. katında bulunan penceresinin 4 metre pervazından yürüyüp zıplayıp çatıya çıkmak. aynı yoldan da geri dönmek.
şu anda imkanı yok cesaret edemem.

8 yaşımda kayboldum (s.arabistanda), okuluma bomba yüklü kamyon geldi (s.arabistanda), tehdit edildik (diplomat aile, 2003 ırak savaşı dönemi), 2004'te israile taşınmaktan kurtulduk, 2005 ted ankara kolejinde merih törüner'in gözünün önünde italyan misafir öğrencilerle kavga ettim ama atılmadım, 2007 hayvan gibi dayak yedim ama yırttım, 2008 17 yaşımda ankara'nın gayrımeşru adamlarından birinin oğluna posta koyunca birkaç ay götü kollamak durumunda kaldım, 2009'da arabayla takla attım... çok şükür geldik bu günlere:D

8. sınıfta tarih sınavında 8 sayfalık çalışma notlarımı şeffaf dosya içine koyup sıranın altına bantladım; hoca sıraların altını kontrol edip görmedi. ama ben o heyecana nasıl dayandım bilmiyorum.

ist üni'de bütünlemenin bütünlemesi çıkmasa okulu uzatıyordum, bütün bütünde iki dersi birden verdim ve götü kurtardım.

Düz yolda en sol şeritte 120 km/h giderken (TEM) muhtemelen yola düşmüş yabancı maddeler yüzünden ön iki tekerleğim patladı. Akşam trafiği, milyon tane tır / ağır vasıta varken en sol şeritten en sağ şerite araba savrulmaya başladı. Arkamdan gelen arabamın iki katı bir jip bana çarpıp takla attı ama tekerleklerinin üzerine düştü. Onun çarpmasıyla benim hızım düştü, araba daha stabil hale geldi. En sağ şeritin bariyerlerine sürterek durdum. Kimsenin burnu kanamadı (jiptekiler dahil). Öğrendik ki jiptekiler bir hafta önce bir kursa gitmişler ve "araba takla atarsa ellerinizi kaldırarak tavanı tutun" diye akıl vermişler bunlara. Ve bütün bu olaya karışan araçlarda herkes kemerle bağlıydı (arka koltukta kafesin içindeki kedi dahil).
Emniyet kemeri hayat kurtarır.

arctic monkeys tek geçerim.
amy macdonald ve feist de dinleyebilirsin.

Şimdilik aklıma gelenler:

Beirut
Travis
Muse

Asla eskimeyecek olanlardan ise:

Queen
Jeff Buckley

gotye olabilir.

ama klasik müziği herkese önermekteyim. bir başlayın, seveceksiniz.

incubus
kasabian

(bkz: kaiser chiefs) de olabilir.

the black keys'e bi bak

Keane.

last fmden grubu girip kolaylıkla benzerlerine ulaşabilir ve samplelarını dinleyebilirsin.

sağlık ocağında yoktur.

Aile hekiminizde.

aile hekimim sağlık ocağında ama

aile hekimi ne bilecek göz derecesi bakmayı. otomatik makinesi olsa da sağlıksız olur.

göz kliniği olan bir hastaneye gideceksin.

bazı büyük optikçilerde de göz doktoru oluyor.

aile hekimlerinde göz derecesi ölçüm cihazı yok arkadaşlar, eczaneden ya da göz doktorundan öğrenebilirsin.

gözlüğün varsa gözlükçüye git gözlük almak istiyorum kaç para olur camların fiyatı de gözlüğünü ver onlar ölçer gözlükten sonra vazgeç.

yok.

savcılık

suç duyurusu

sözlük moderasyonu özel mesajlara karışmıyor. ancak bilgiler resmi kurumlar tarafından filan istendiği zaman veriyor o kadar.

drop b.

e kendin yanıtlamışsın işte.

birşey olmadı derken? bir sürü insanın evi uçtu?

hiç duymuyorsun galiba amerika'daki fırtınada x kişi öldü temalı haberleri.

evet orada görece (hortumun gücüne göre) daha az hasar oluyor. ama türkiye hortum ülkesi değil. bu nedenle bu tür bir şeye hazırlıksız olması normal (tabi evler üflesen deverilecek kalitede o başka) ama oradaki hortumlar türkiyede olsa inan 1999 depreminden kötü olur ortalık.
zaten buradakinin teknik anlamda hortum olduğunu sanmıyorum (görmedim ama dedim ya teknik anlamda hortum olmamalı çok şiddetli olsa bile) çünkü hortumu üreten rüzgar okyanusun üzerinde oluşan hava akımı ve ısı değişimleri kaynaklı. bizde de okyanus yok :)

nüfus yoğunluğu da önemli bir etken. oralarda kilometrede bir ev var, kasabalar arası da epey uzak. ki buna rağmen bir sürü hasar oluştu. ayrıca köprü sallanabilen bir nesne, dünyanın her yerinde de bu böyle, en azından o köprünün yapıldığı teknolojiden kalmaları.

Bu soruyu sormak mantıksız çünkü türkiye hortum bölgesi değil, insanlar bunu düşünerek ev yapmazlar, düşünülmesi gereken sey heyelan,sel,deprem ama bunları bile düşünmeyen insanlardan hortum icin daha önceden önlem alınması beklenemez zaten.

o şeyi yazdırmana gerek yokki. kaydı yapıldı

@xeriko YGS'de o kağıt olmadığı için sınava başvurusunu kanıtlayamayanlar oldu. Sınava giremediler.
Sorduğum soru hakkında bilgin olup cevaplasaydın ne güzel olurdu!

bende de oluyor o bazen. yazıcı ayarlarıyla ilgili bir durum. başka bir yazıcıdan çıktı almayı deneyin.

Daha sonra sınav bilgileri ekranı açılacak, nerede sınava gireceğin falan yazacak. o sayfayı yazdıracaksın. kayıt sayfasını değil.

pokerface haklı.

2012 yılı içinde ÜDS, ALES, KPDS ve KPSS ye başvuru yaptım. Şu ana kadar üds ye girdim. Hiçkimse bana göster bakalım kaydını kardeşim demedi.

Bilgimiz varda konusuyoruz.

1. kayit ekranindaki belgenin ciktisi sinav basvurusu ile ilgili bir sorun yasadiginizda bunu ispatlayabilmeniz icindir. bu durum garanti belgesine benzer. bir urun milyon kisiye satilir. herkese garanti belgesi verilir ancak 3-5 nin isine yarar. benzer durum burasi icinde gecerli. herhangi bir aksi durumda o kagidin en altinda yer alan dogrulama kodu olmadan sinava basvurdugunuzu ispatlayamazsiniz.

2. fotografin gorunmemesinin nedeni genelde browerser tabanlidir. genelde chrome de oluyor. ie ile denerseniz fotografiniz da basilir.

3. sinav giris evraki ciktisindan bahsedilmis o ise bambaska bir macera :) ama fotograf basma sorunu ayni nedenden onda da olabiliyor.

@xeriko Sorum hakkında bilgin varsa konuş diyorum sen neyden bahsediyorsun?
O belge olmazsa ösymye karşı hiçbir şey ispat edemiyorsun www.sabah.com.tr

@pokerface ayrı dünyada yaşıyor. Türkçe anlayabiliyor musun emin değilim.

Derdimi bir @balik kraker bir de @helenart anladı.
Kendilerinin cevaplarını da şükelaladım.

huzur

huzur+1

avustralya'da yaşamak.

devamlı sevişmek desem çok mu sorumsuzca olur

bir kedim bile yok.

en büyük hayalim bir insanın düşüne bileceği enbüyük hayalidir başka ne olabilirki

her şeyi bırakıp, müzik yaparak dünyayı gezmeye başlamak, yaşamak isteyeceğim bir yer bulduğumda, bir süre sabit yaşayıp, sıkılınca çıkıp ülke üke, ada ada dolaşmaya devam etmek... bir nevi göçebe yaşam.

dünya barışı, sosyal adalet

evet onlar da var tabi. "evim olsun sevgilim olsun"dan iyidir.

legolar ve chucky'e benzettiğim oyuncak bebeğim Ayşe :D

uzaktan kumandalı araba,
misket
bilyalı
taso

(bkz: kuzey kalesi)

çocukluğun en güzel yanı, sadece doğruların olduğu yalansız bir dünya olması, tek üzüldüğümüz şeyin oyuncağımızı kaybetmek olması. sanırım bnm oynamaktan bıkmayacağım bir oyuncağım olmadı. ama bir bebeğim vardı etli butlu bişey sindy bebek almaya param yetmemişti hemen yanında balık etli bi bebek vardı onu almıştım. yıllarca sakladım onu ama kuzenim kaybetti :(

Tasolar, gazoz kapakları, mahalle maçları, misketler, atariler, kola kutusuyla maçlar, solo testler, sanal bebekler...

Sanırım yaşlanıyorum

mekanik adamlar vardı biz çocukken.

veya adı neyse artık. plastik şeylerdi. ayakları falan hareket ederdi.. diyecektim ki vay be:

erdemcapar.blogspot.com

bende yüzlercesi vardı bunların.

mini mutfak malzemeleri, aralarındaki minik ekmek ve margarin.

looney tunes tasoları.

kırmızı uzaktan kumandalı kamyon

he-man'in kılıcı sandığım kerata. (şöyle bir şey: images.gittigidiyor.com )

kupon biriktirip aldığım legolar.

yeşil saçlı lahana bebek.

gelin-damat ve iki nedimeden oluşan barbie ve ken zımbırtısı ve onlara kot etek-ceket dikme çabası. (burada oyuncaklara kumaşı da katabiliriz o zaman)

bildiğimiz plastik top, lastik oynamak için 2 metre don lastiği, ip atlamak için de nalburdan alınan 3 metrelik ip.

benim çok fazla oyuncağım vardı ama, oyuncaktan ziyade okuldan çıkıp çantayı ve önlüğü bi kenara atı, salça sürülmüş ekmeği aceleyle mideye indirdikten sonra koşa koşa sokağa çıktığımı hatırlıyorum. hava kararıp annem balkondan avaz avaz bağırağana kadar mahalleli çocuklarla oynadığımız oyunlar, oyuncaklarımla oynadıklarımdan çok daha keyifliydi.

kokulu kağıt ve gazetelerdeki burak kut, tarkan'ın vs. 900lü hat ilanlarının kolekyisonu <3

tombiş şirin ile barbi çakması aslı bebeklerim. arı mayalı kokulu silgi, haftalık ünite dergilerinin arkasındaki karikatürler, renkli renkli kabartmalı yapıştırmalar, mıknatıslı kalem kutusu, küçük bir orgu andıran üzerinde sayılar olan müzik aletiyle 3-2-1-3-3-2-1-3-3-3-3 notalarını çalmak, lodos (bursa evet), el örgüsü kazaklar.

Legolarım, sırtında pikap olan oyuncak bebeğim bir de gogoş ayım.
Sonra dışarıda oynadığımız seksek için evden getirip götürdüğüm kaymak taşım.
Bir de 3 arkadaş oynadığımız lastik oyunu için birkaç metrelik don lastiği. Kızım neredeyse 7 yaşında, seksek oynayamıyor :(

çalışmaya başlayabilirsin mesela

Bugün son gün müydü? yuh. ben başvurmadım. uzatırlar di mi bunu :)

yarın son gün. niye uzatsınlar?

Çıktı almaya ne gerek varmış en son?

erkeğim. 9 çiftim var
edit: 10muş

erkek için fazla kadın için normal gibi.

bence çok benim 5 çift erkeğim

dişi: 56 çift (ve evet, hepsini giyiyorum)

17 kadınsı lezbiyenim

(e) benimde o civarda. ama çoğu rafta duruyo. düzenli olarak giydiğim en fazla 5 tane var.

çok değil bence.

2 spor (1'i çok yıprandı)
1 iş yerinde giyilebilecek cinsten
1 tane de bot

dexter vardı bi de, yırtıldı.

4 tane var benim. aliyim mi bikaç tane daha?

erkek için çok kadın için az

terazi burcu olan ablamın 80 90 çift ayakkabısı var belki de daha fazla, ciddiyim.

bende 10 çift ancak, erkeğim.

e kadınlar öyle. bir de terazi. bir de 15 yıldır para kazanınca ablam, zamanla birikiyor...

erkeğin kaç ayakkabısı olacak ki?

kışlık botu spor ayakkabısı spor salonu iş yeri derken e yine en az 8-9 eder... etmez mi?

valla kadın için 13 hiçbir şey, erkek için ideal tabii, çok bile.

benim bi hayli ayakkabım var, saymıyorum nazar değmesin diye :) her ay 2-3 tane alırım ama, canım ayakkabılarım.

bi tane takım elbise altına giyilecek ayakkabım var.
bi tane günlük hayatta giydiğim ayakkabı var.
bi tane halı saha ayakkabım var.
bi tane fitness için ayakkabım var.
bi tane de basketbol ayakkabım var.

5 tane oluyor ama çoğunlukla sadece bir tanesini giyiyorum gördüğün gibi. diğerleri alanlarına özel.

benim de çok ayakkabım var net bilmiyorum sayısını ama 3 hanelilere yaklaşmışımdır, hiç eskimiyor ki bende ayakkabı o yüzden birikiyor.

7 çift. erkeğim.

15 tane 7si iş için. erkek

bir ara saymıştım 30 a yakındı. ne yazık ki totalde 4 5 çiftini giyebiliyorum.

12 çift varmış ama kışın birine(muhtemelen bot) yazın birine(muhtemelen spor) takmak suretiyle yıl boyunca ekstrem durumlar dışında 2 tanesini kullanıyorum.

kaç çift ayakkabım var bilmem ama 3 çift ayakkabıyla geçiriyorum seneyi. hatta bu sene botlarımı bile çıkarmadım, nerede olduklarını dahi bilmiyorum. cevapları okuyunca kadın halimle utandım kendimden.

1 çift, onunda önü patlak.

çizmesi kar botu vs dahil 50 vardır benim de. bağyan kişisi.

Erkek için normal, kadın için hiçbir zaman yetmez :))

ingilizce cumartesi sabah'ı oturumuna dahil. ingilizce için ek ücret ödenmiyor. eğitim bilimlerine gireceksin cumartesi öğleden sonra seçeneğini de işaretleyeceksin. girmeyeceksen 20 tl fazla yatırmışsın.

Daha önce 2 kez girdiğimden dolayı,dil sadece genel kültür ve yetenekten sonra giriyorsunuz.Yani ilk gün sabah.

pazar öğleden sonra sabaha da başvurabilirsin artık bence. para ziyan olmasın en azından.

1- evet sürüyor
2- hayır olmuyor.

pazartesi ve perşembe mi sadece?

evet sadece pazartesi ve perşembe.

ne yapacaksın ki dekonta. Ödeyince direk sisteme düşüyor. Dekonta gerek yok

evet dekonta gerek yok.

hayatımda şahin sucuk kadar güzelini yemedim. ancak çok pahalı, bize de zaten hediye gelmişti :) bu aralar maret aldık fiyatı 30 tl'ydi indirimli, bu da fena sayılmaz. pınar'la ilgili haber çıkmadı hiç, ama güzel bir mesaj olmuştur pınar ve benzeri firmalar için.

canım ciddi anlamda hiçbir şey yemek istemiyor artık bu son haberlerden sonra. sanki yediğimiz - içtiğimiz her şeyde bir pislik var gibi geliyor. sonumuz hayrola. güveniyor musun güven miyor musun diye soruyorsan güvenmiyorum demek geliyor içimden. çünkü güven sağlayamıyorlar ki.

apic fail nedir acaba?

herhalde pınar veya başka markaların ürünlerinde de usülsüzlük bulsaydı bakanlık onları da açıklardı.

adamlar açıklasa bir sorun açıklamasa bir sorun. kimseyi memnun edemiyorlar.

Namet aldım bugün. Simdilik bir yamugunu gormedim.

Bakanlığın açıklamadığı firmalar da olduğu söyleniyor. Zaten et konusunda Uğur Dündar sayesinde kimselere güvenmiyorum. Babamın imalathanesi olsa, ona bile güvenmeyecem. Ha yiyorum löpür löpür o ayrı. Henüz ölmedim..

@mea maxima; epic failin apikoğlu tarafından gerçekleştirileni sanırım "apic fail" oluyor. Harf oyunlu cin duyurucular..

evet. gene de emin olmak için mevzuat'a bak.

geçtin fakat. ileride ortalaman 1.8 altına düşerse o dersi tekrar aldıracaklar. düşmezse sorun yok.

@naylonlee'nin dediği bazı üniversitelerde uygulanıyor, bazılarında uygulanmıyor.

net cevap için yönetmeliğe bak.

bir Akhisarlı olarak Akhisar'ın 2. veya 3. olacağını düşünüyorum ama bence 2. oluruz ve Elazığ ile Akhisar direkt çıkar. Çıkan 3. takım da Kasımpaşa olabilir

rize kesin çıkacak bence. bu hafta konya ile akhisar oynadı kasımpaşa ile de elazığ. bunlar birbirlerini yerken rize evinde sakarya'yı yendi. ayrıca rize önümüzdeki iki hafta küme düşmüş takımlarla oynayacak. elazığ sezon başından beri lider vermezler artık. son takım da konya olur bence.

valla Manisa da düşünce süper ligde ege takımı kalmadı Akhisar'ın çıkmasını bu bakımdan da destekliyorum Elazığ iyidir uzun zamandır çıkamadılar renk katar ama Konya Rize gibi asansör takımlar çıkmasın bence

elazığspor , konyaspor , kasımpaşa

dediğimiz gibi akhisar şampiyon olarak süper ligde..

canın sıkılır hacı. 2 saatlik işi 3 saatte yap tamam da 8 saatte nasıl yapacaksın ki. slow motion hareket etmen gerek.

aynen. yapamazsın ki. hele bilisayarda olan bişeyse. hızlı yazıyorum. olmuyor öyle. hoş artık bi yerde çalışmıyorum o başka.

çalıştığın şirkete bağlı.

Başında biri beklemiyor veya millet senin pcde ne yaptığını göremiyorsa rahatlıkla yapabilirsin.

Ben canım sıkıldığında o gece 5 iş yapabilecek durumdayken 1 iş yaptığım oluyor.

maaşa göre değişir.
benden daha az kıdemli ve donanımlı olupta benden fazla maaş alıyosa diil 8 saat 18 saat'e yayarım, yaydıımda.
ama tam tersi geçerliyse hakkım veriliyorsa zamanında şevkle bitiririm.

yaymam. hemen bitirir geri kalan sürede de yine işle alakalı ama kendimi geliştirebileeğim birşeyle meşgul olurum

Aynen, yaymadan olmuyor. Hemen yapıncada vakit geçmiyor. Biraz vicdanda kısa bi kıpraşım olmuyoda değil :)

ccleaner ile bir tarat bakalım

sistem geri yüklemeyi kapat. fazla yer kaplıyor. ben kapattım mutluyum.
her gün 5 saat arayla pc de birşeyler siliyordum sistem geri yüklemeyi kapatmadan önce.

virtual disk
sistem geri yükleme
bişey daha vardı...

bunların hç biri tam işe yaramadı. 8 gb kazandırdı sadece.

c-d diye ayırmaıysanız belgelrim de bu miktarın içinde olduğunu ahatırlatmak gerekir.

pc değil sorun bendeymiş. neyin ne kadar yer kapladığına bakınca çözdüm olayı. 200 gb. lık dizi ve film indirmiş mal kardeşim torrentten. o imiş sorun. teşekkürler yine herkese.

evet.

ogünün sonunda gece 12de kesilir.

sola evet.

evet doğrusu soluna.

ebay'deki adam çinli ya. ben olsam almam çinli birinden bir şey.

muadil bataryaların yaklaşık 6 ay ömrü oluyor. 6.ayın sonunda hiç şarj tutmaz hale geliyor.

5200 mAh 4400mAh'dan daha uzun süre laptopu çalıştırır. Kapasitesi yüksektir.

ucreti ile alakali bir durum, 75 euro altinda ise sorun cikmaz

kendisi $59 dolar ama $50'da kargo parasi olcak. o sayilmaz di mi?

hayır.

hadi bakalim veriyorum siparisi sagolun.

50 dolar kargo parası verilir mi..naptın sen.

cosla reklamlarindaki "yapma!" diyen kadin gibi biri de cikip durdurmadi ki. verdim iste gecen de canta almistim laptop'a ona da 50 dolar kargo parasi vermistim, 100 dolar gitti.

Gözünü sevdiğim hangi modeli aldın da 110 dolar etti? Soğutacağı yük altında 10-12 derece zaten.

sundan aldim ya: www.targus.com

uc fanli falan oyun sogutucusuymus, 18 inc zaten alet.
yanlis mi yapmisim ne dersin jeyjeyjastika?

oo:
"Features
Precise dial to control fan speeds to optimize cooling; Maximum fan speed is 3000 RPM; Advanced airflowstraighteners focus the airflow directly where its needed for efficiency; LED power indicator light confirms when Chill Mat is on"

laptopun hangi bolgesi daha cok isiniyorsa orayi daha cok sogutmaya gore secebiliyormusuz hava akisini. bence yanlis yapmamisim.

youtube'da kayıtlı olarak kalmayacak mı zaten bu konser?

umarım öyle olur ama sanmıyorum kayıtlı kalacağını.

painkiller - death coverı
cemetery gates - pantera

birçok metal şarkıda olur, mesela: www.youtube.com

not: klibi de ilk defa seyrettim böylece

rockstar dıye bır fılm var onun soundtracklerı superdır sarkılarda ıyıdır. steel dragon dıye arat gorursun

www.youtube.com

www.youtube.com

buda skid row cıglık dedın mı bu grup da duracaksın:d

www.youtube.com

buda fena gazdır
www.youtube.com

bu herıfın sesıde farklıdır

www.youtube.com

birde aerosmithlere bak o herıfın cıglıkları her sarkıda var zaten

tam çığlık olmasa da idare eder:)
www.youtube.com

phantom of the opera - nightwish youtu.be
cradle of filth - no time to cry youtu.be

slayer dikografisi
cradle of filth diskografisi
children of bodom diskografisi

bazı linkin park şarkıları olabilir:

one step closer
crawling
a place for my head
from the inside

gibi gibi... çığlık yerine bağırma da var diyebiliriz bazı yerlerde..

bit.ly

tristania - evenfall

nasıl da bağırıyor vibeke...

aradığın şey: The great gig in the sky- Pink floyd

www.youtube.com

igorrr - pavor nocturnus

Deftones - Knife Prty

king diamond, bilemedin mercyful fate dinle..

tshrt apaci işi şortta kısa olsa iyiydi bence
edit: o kadar insan burda seni rezil olmaktan kurtardı bi tik atmak çokmu? nerde bu devlet?!

tshirt kötü değil de şort fenaymış.

uyum mu ne uyumu ...?

bu şorta beyaz tişört öneriyorum.

bizimle değilsin :(

bu ne hocam ya aman apacı ısı duruyor. butcen varsa zara pull and bear gıbı markalara bak. zaranın cogu seyı guzeldır zaten

elinde telefon, sigara paketi ve cüzdan eksik.

şort değil de kapriye benziyor o. tek başına değerlendirirsek, olabilir. ama üzerindeki tişört gibi olan şey çok kötü. uyumunu soruyorsan.. sorma boşver.

lcw.dan yapılacak kombinasyonlar çok daha güzel olacaktır buna kıyasla.

iğrenç.

şort iyi tişört kötü

uyumlarıysa berbat ötesi

evet yapmayacaksın.

puanının hesaplanması için o puanın içerdiği her testten en az bir soru işaretlemen yeterli. bölümler sadece kendi içinde etkili. yani ingilizceden -2 net yapman senin gk gy puanını etkilemiyor. direkt 0 sayılıyor ingilizce.

boşuna uğraşma hevesini kırmak istemem eme 97 puanla girilmezmi bir yere, girilmez yatırın paracıkları hersene trilyonlar git asmek kurslarına aç küçük bir tezgah tamam zor benimdediğim ama yaşamak zor , aslnın ağzından ekmek almak

www.allmusic.com
vikipedi
last.fm

bunlarda sanatçıyı ya da albümü arat, ulaşırsın istediğin bilgiye.

@baldur2
mesela gripin dalgalandım da duruldum.u öğrenmek istedim 3ü de aradığım sonucu vermedi. sözlükteki ilk entry 2007de yazılmış. 2007de çıktığını anlayablioruz da her müzik için sözlük doğru sonucu vermeyebilir.

Albüme bakarsan eğer, albüm çıkış tarihi isabetli olur.
tinyurl.com
Yayınlanma 22 Mart 2007

www.allmusic.com kullaniyorum ben.

sen neden bakliyat stoğuna başladın, suriye'de mi yaşıyorsun?

soruya odaklanalım. ayrıca (bkz: 2. dünya savaşı)

makarnayı es geçme. bir de bayatlamayan ekmekler çıktı onlardan almak lazım.

rusya ılımlı olmasaydı sesini yükseltirdi , belki bunn için böyle bir yorum yapılıyor yada geri planda amerika ve bm rusya ile gorüştüler , yada bizimkiler ayak yapıyolar kamuoyu algılarını manüpule ediyorlar.

benim bildiğim rusya başından beri karşı ve kendisininde benzer duruma düşürülebileceği yani muhaliflerin dış güçlerce ayaklandırılacağını bildiği için her ortamda bu yöndeki kararları veto ediyor. ama geri planda anlaşılmış olsa gerek bu sıralar pek ses çıkarmıyor..

muhtemelen hakemin faul çaldığı oyuncuyu masaya gösterebilmesi için kullanılmıyor. onlar basamadğı bir elle, birler basamağı öteki elle gösterilir diye biliyorum, 5 parmaktan sonrası kafa karıştırabilir.

tamamen mantık yürütüyorum, çok yanlış gelmiş olabilirim.

evet nba'de yok.

falandankorkmam'ın verdiği cevap doğru.

www.idefix.com

ithaki'den okuduğum gayet hoştu. diğerlerini bilemem.

@blager: sözlükte ithaki çevirisi pek beğenilmemiş gibi geldi. ondan sordum zaten soruyu.

meraktan soruyorum sadece,brave new world'un cevirisi cesur yeni dunya mı?

@GibsonRules: evet.

evet gibson.