hayır.

edit: daha önce de sormuşsun. yaptırmayacaksın hacı işte :D

herkes unutkanlık yapabilir ne olacağğğdı seni dövmesini mi bekliyordun

sonuçta içeride sen varsın. bir sorun yaratmaması gerek.

ne dükkanı?

İnşaat ve emlak ofisi çalıncak kaybolcak bişi yok 4 tane bilgisayarda cep telefonlarından başka.hiç konuşmadan evrak aldı çıktı ona ayar oldum acelesi vardı heralde.

Oluyor bazen. Ben, müstakil evde bir kaç kez anahtarı kapıda unutmuş öyle eve girmiştim. Sabah evden çıkınca farketmiştim. Allah'tan giriş kapısını görmesi zor oluyordu dışarıdan.

genel yetenek, genel kültür.
hangi yayın iyidir o konuda birşey diyemem de ihtiyaç yayınlarını kesinlikle önermem.

genel yetenek alanında:
türkçe ve matematik

genel kültür olaraksa:
coğrafya
tarih ve vatandaşlık.

konu anlatım için ihtiyaç yayıncılık'ı öneririm. soru bankaları içinse yediiklim, yargı ve uzman kariyer iyidir.

red hot chili peppers geliyor

opeth geliyi martta. oy oy oy .

megadeth

(bkz: pelican)
gelecek.
(bkz: dark tranquillity) de gelecek sanırım.

ac dc gelebilir.

Buika,Bobby McFerrin,The Civil Wars,Monica Molina

bir ara ahmet şimşek kolejinde yüzme dersi veriliyordu. devam ediyor olabilir.

kartal stadının arkasında belediyenin havuzu vardı sanki.

kartal hasan doğan spor kompleksinde var havuz.

www.clubswedish.com

bu durum bizi ziyadesiyle üzmüştür
:D :D :D :D :D :D :D :D :D :D

ziyadesiyle müteşekkirim ile karıştırmış olabilir misin? en çok bu iki kelime bir arada kullanılır.

müteessir

edit: evet başlığı okuyup hemen atladım, pardon.

mantığım sezonun daha mart başında kapanmayacağını söylüyor.

kar muhtemelen daha yağmaz ama soğuklar nisanın ortasına kadar bizimle :)

1 ay daha dayan.

bence martta bir kar daha gelir

allahla konuştum haberler iyi.

sinirleniyor, ve masayı deviriyor.

en sondaki kare bir internet meme'i. masayı devirme ile ilgili. başlarda eleman "gelin masamda yatın" diyor. meğerse troll'lük yapıyormuş işte masayı devirme karesiyle troll'lüğünü gerçekleştiriyor.

ağlayan suratlı "yes yes you can", son zamanların moda meme'i.. masa devirme de öyle oldu şimdi.

"yes yes you can" genellikle aşırı şirin canlılar/insanlar karşısında hayır demeye kıyılamayan durumlar için kullanılıyor.

yani adam köpeklere kıyamıyor, masada uyumalarına izin veriyor. sonra troll face ile puşt bir hale dönüşüp masayı deviriyor.. o.ospu çocuğu diyebiliriz yani kendisi için.

tabi tabi otur diyip sonra trollük uğruna masayı deviriyor
(ノಠ益ಠ)ノ彡┻━┻
evet sırf bunu yapmak için cevap yazdım

(git: 369794)

gerçek hayatta bir şekilde tanıyorsan dursun derim. sanaldan tanıştıysan sil gitsin.

en temiz yöntem böyle arada kaldıkların için yeni bir grup oluşturup paylaşımlarından o grubu çıkartmak.

Ben o şekilde yapıyorum.

Artık f.book'un 'acquaintances' yani tanıdıklar diye bir listesi de var. Bu insanları o listeye ekleyebilir ve privacy ayarlarını da bu insanların neler görmesini istediğine göre düzenleyebilirsin.

sil gitsin. ben düzenli aralıklarla öyle temizlik yapıyorum

1-kidem icin en az 1 yil calisma olmaii. ihbar tazminati icinse ihbar suresi beklemeksizin fesih lazim. lakin hakli nedenle fesih olmayacak, fesih sebebini soylerseniz baska parasal imkanlari da degerlendirebilirim ben de.

2- 3 ay ama toplam sigorta süreniz yeterliyse işsizliğe başvurup işsizlik sigortasından faydalanabilirsiniz.

toplam süre nedir.

"Son 120 gün sürekli olmak şartıyla işsiz kalmadan önceki 3 yıl içinde 600 gün prim ödemek."

detaylı bilgi ve başvuru için;
iskur.gov.tr

ben işsizlik maaşı için demiyorum, devlet hastanelerinde ücretsiz muayene olma hakkından bahsediyorum. doğru anladın di mi beni lunador?

muayene tarihinde, geriye dönük 1 yıl içinde 90 gün ödenmiş gss primin varsa yararlanabilirsin. veya yoksa bile, işten ayrılış tarihinden itibaren 10 gün yararlanma hakkın var.

işsizlik maaşı işsizlik sigortası kapsamında zaten yani sadece para değil sağlık güvencesi de sağlıyor.

sike sike sigorta yapacaksanız.

muhtemelen arkadaş 210 civarı falan alıyordur babasından. Şimdi siz o arkadaşı sigortalı yaparsanız o arkadaşın o maaşı kesilecek. Ve o kesilen maaşın 120 lirası falan (daha da fazla veya eksik olabilir, arkadaş sgk ya sorarak öğrenebilir.) annesine bağlanacak. Dolayısıyla arada maksimum bir 100 liralık dezavantajı var çocuğun.
E siz de babası vefat etmiş, kim bilir ne zorluklarla büyümüş bir çocuğa aradaki 100 lirayı da maaşına eklemeyi önerin hem siz rahat ve mutlu olun hem de çocuk mutlu olsun derim.

@enkolaykullaniciad
700 TL civarında aldığını söylüyor. (Babası banka emeklisiymiş).

@enkolaykullaniciadi'na katılmakla birlikte;

belki eleman bir kere sigortalandıktan sonra bir daha işten çıksa dahi maaş alamıyor olabilir.

Kimse şikayet etmediği sürece bu yüzden size yaptırım olacağını sanmıyorum. Elemanın evraklarını hazır bulundurun. Bir sıkıntı olursa evrakları gösterir daha yeni başladı sigortasını yaptırıcaz dersiniz. (bilmiyorum yerler mi)

wouv!

o zaman bilemedim. Ben kendimden yola çıkmıştım. 700 iyiymiş:)
İnşallah ortak bir yol bulursunuz...
ama şöyle bir hesap var emekli maaşı hesaplamasında. şimdi anne artı erkek çocuk babanın yüzde 75 ini alır. eğer çocuk 25 yaşını geçerse veya çalışmaya başlarsa erkek çocuğun maaşı kesilir ve anneye maaşın yüzde 60 i bağlanır.

@birkacyazaronce
yok hocam tekrar bağlanıyor maaş.

riske girmeyin bence. ilerde bi anlaşmazlık olsa gidip beni sigortasız çalıştırıolar diye telefon açması bile yetiyor.

Kategoriler ve adaylar:
En İyi Film
War Horse
Artist
Moneyball
The Tree of Life
Midnight in Paris
The Help
Hugo
The Descendants
Extremely Loud and Incredibly
Close
En İyi Yönetmen
Wood Allen ''Midnight in Paris''
Alexander Payne ''The
Descendants''
Martin Scorsese ''Hugo''
Michel Hazanavicius ''The Artist''
Terrence Mallick ''The Tree of
Life''
En İyi Erkek Oyuncu
George Clooney "The
Descendants"
Demian Bichir "A Better Life"
Jean Dujardin "The Artist"
Brad Pitt "Moneyball"
Gary Oldman "Tinker Tailor
Soldier Spy"
En İyi Kadın Oyuncu
Glenn Close "Albert Nobbs"
Viola Davis "The Help"
Michelle Williams "My Week with
Marilyn
Meryl Streep "The Iron Lady"
Rooney Mara "The Girl with the
Dragon Tattoo"
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu
Kenneth Branagh ''My Week With
Marilyn''
Jonah Hill ''Moneyball'
Nick Nolte ''Warrior''
Christopher Plummer
''Beginners''
Max von Sydow ''Extremely Loud
and Incredibly Close''
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu
Berenice Bejo ''The Artist'
Jessiaca Chastain ''The Help''
Melissa McCarthy ''Bridesmaids''
Janet McTeer ''Albert Nobbs''
Octavia Spencer ''The Help''
En İyi Animasyon Film
"A Cat in Paris" Alain Gagnol and
Jean-Loup Felicioli
"Chico & Rita" Fernando Trueba
and Javier Mariscal
"Kung Fu Panda 2" Jennifer Yuh
Nelson
"Puss in Boots" Chris Miller
"Rango" Gore Verbinski
En İyi Yabancı Film
"Bullhead" Belçika
"Footnote" İsrail
"In Darkness" Polonya
"Monsieur Lazhar" Canada
"A Separation" İran
En İyi Orijinal Senaryo
The Artist - Michel Hazanavicius
Bridesmaids - Kristen Wiig, Annie
Mumolo
Margin Call - J.C. Chandor
Midnight in Paris - Woody Allen
Bir Ayrılık - Asghar Farhadi
En İyi Uyarlama Senaryo
The Descendants - Alexander
Payne, Nat Faxon, Jim Rash
Hugo - John Logan
The Ides of March - George
Clooney, Grant Heslov, Beau
Willimon
Moneyball - Steven Zaillian, Aaron
Sorkin, Stan Chervin
Tinker Tailor Soldier Spy -
Bridget O'Connor, Peter
Straughan
En İyi Görüntü Yönetmeni
The Artist - Guillaume Schiffman
The Girl with the Dragon Tattoo -
Jeff Cronenweth
Hugo - Robert Richardson
The Tree of Life - Emmanuel
Lubezki
War Horse - Janusz Kaminski
En İyi Kurgu
The Artist - Anne-Sophie Bion,
Michel Hazanavicius
The Descendants - Kevin Tent
The Girl with the Dragon Tattoo -
Angus Wall, Kirk Baxter
Hugo - Thelma Schoonmaker
Moneyball - Christopher Tellefsen
En İyi Sanat Yönetimi
The Artist - Laurence Bennett,
Gregory S. Hooper
Harry Potter and the Deathly
Hallows: Part 2 - Stuart Craig,
Stephenie McMillan
Hugo - Dante Ferretti, Francesca
Lo Schiavo
Midnight in Paris - Anne Seibel,
Hélène Dubreuil
War Horse - Rick Carter, Lee
Sandales
En İyi Kostüm Tasarımı
Anonymous - Lisy Christl
The Artist - Mark Bridges
Hugo: Sandy Powell
Jane Eyre - Michael O'Connor
W.E. - Arianne Phillips
En İyi Orijinal Müzik
The Adventures of Tintin
The Artist
Hugo
Tinker Tailor Soldier Spy
War Horse
En İyi Belgesel
"Hell and Back Again"
"If a Tree Falls: A Story of the
Earth Liberation Front"
"Paradise Lost 3: Purgatory"
"Pina"
"Undefeated"
En İyi Belgesel (Kısa)
The Barber of Birmingham
God is the Bigger Elvis
Incident in New Baghdad
Saving Face
The Tsunami and the Cherry
Blossom
En İyi Kısa Film
Pentecost
Raju
The Shore
Time Freak
Tuba Atlantic
En İyi Kısa (Animasyon)
Dimanche/Sunday
The Fantastic Flying Books of Mr.
Morris Lessmore
La Luna
A Morning Stroll
Wild Life
En İyi Müzik
The Artist
The Adventures of Tintin
War Horse
Hugo
Tinker Tailor Soldier Spy
En İyi Şarkı
Man or Muppet ''The Muppets''
Real in Rio ''Rio
En İyi Sanat Yönetimi
The Artist
Harry Potter and the Deathly
Hallows Part 2
Hugo
War Horse
En İyi Kostüm
Anonymous
The Artist
Hugo
Jane Eyre
W.E.
En İyi Makyaj
Albert Nobbs
Harry Potter and the Deathly
Hallows Part 2
The Iron Lady
En İyi Görsel Efekt
Harry Potter and the Deathly
Hallows Part 2
Hugo
Real Steel
Rise of the Planet of the Apes
Transformers: Dark of the Moon
En İyi Ses Kurgusu
Drive
The Girl With The Dragon Tattoo
Hugo
Transformers: Dark of the Moon
War Horse
En İyi Ses Miksajı
The Girl With The Dragon Tattoo
Hugo
Moneyball
Transformers: Dark of the Moon
War Horse

buradan mı bakıp tahmin yürüteceğiz?

The Help - en iyi film

Brad Pitt - en iyi erkek oyuncu

Viola Davis - en iyi kadın oyuncu

Martin Scorsese - en iyi yönetmen

bu saydıklarım almazsa bıyıklarımı kesicem.

@baldur2 onlar adaylar dostum...
Bu konu hakkında fikrin varsa yazarsın.
Isimlerini beğendiğini yaz demedim ki.

onu bunu bilmem ama

best cinematographer ı Emmanuel Lubezki alır o kesin.

bradd pitt e yine vermezler büyük ihtimal. hugo da en iyi filmi alır.

silip doğru başlığa yaz demiş, ben öyle anladım.

neden taşıtmaya izin verilmiyor ki anlamadım. moderasyon işi azalsın diye mi? peki benden başka biri taşıtma isteği gönderse olur mu?

olur

bir soru daha var. başkası taşıtma isteği gönderince bu benim tarihçeme düşüp olumsuz bir izlenim mi bırakıyor?

başıma kötü bişey gelmeyecekse sizden ricam taşıtın o zaman :)

entryden entryye değişiyor ama. büyük ihtimalle not düşülmez.

benim anlamadığım silip neden doğru başlığa yazmıyorsun?
modlarınki mantıklı o zaman, ben uğraşmim modlar uğraşsın mantığıyla hareket edilmesini istemiyorlar demek.

ben tasimanin o kadar bir ugras gerektirdigini düsünmüyorum, tasima talebini geri cevirene kadar o entry tasinirmis gibi geliyor.
entriyi silip yeniden yazmanin entrynin tarihinin degismesi dezavantaji var. o yüzden kendimize ait entriyi tasiyamamizi yanlis buluyorum. keske sebebini ögrenebilsek.

yüzlerce yazarın yüzlerce entry'sini taşıtmak istemesi ciddi bir sorun.

şu sıralar yazıştığım bi kız vardı, tüm ilişkim kesilmişti birkaç gün önce, bugün kafamdan sildim. akşam 5.50'ye kadar uyudum, bütün akşamdır da laptop başında vakit öldürüyorum falan filan. ekşi duyuru twitter vs efbeşledim paso.

okula gittim, çıktım 12'de dersten. yemek yedim arkadaşlarla, biraz ders çalıştım, okulda. sonra çıktım eve geldim. leyla ile mecnun'un son kısmını, himym'ı, shameless'ı izledim. oyalandım durdum. şimdi de ders çalışcam sanırım.

not: herhangi bir günden farkı yok. tıpkı doğduğumuz gün ve öleceğimiz gün gibi. anlamlı kılan sadece içeriğinde yaşanabilecek bir detayın olması.

hiçbir 14 şubat'ta o detaya tesadüf edemedim. çok da önemsemedim. sıkıntı yok yani.

sevgilimle, tropikal bir adanın sahilindeki içi meyvelerle dolu bir çardakta doyasıya seviştik.

31

bn kızla bulusamadm lan. iliski ztn yeni bslamastı babası izin vermedi vs vs.

ulan 5 yasinda misiniz, etrafim sevigliler gununde yalniz oldugu icin aglayan gerzeklerle dolu, benim seviglim var, bulusmadik birsy de yapmadik eksikligini de hissetmedik

Valentine amcamı sevgi ile andık mum yaktık falan dua ettik. de o da nereden bilsin o günlerde yaptığının bugünlerde yalama olcağını. bacak kadar veletlere kadar düşeceğini önemini yitireceğini.

ah valentine amca.. ah.. isa seni kutsasın ama beni değil.

combo breaker -->@mrt26 bence bayıl bi daha da ayılma :D valla evde oturdum hiçbir şeylerin eksikliğini de hissetmedim hatta anladım ki böyle basit şeylere üzülmek için dertsiz olmak gerekiyor ya o kadar sıkıntım var ki başka konularda sevgili olmuş olmamış umrumda bile değil.

derse gittim yemek yedim uyudum ödev yapcaktım yokmuş ödev şimdi de oyalanıyorum

normal bi günden farkı yok yani

sabahtan 20:30'a kadar iş yerinde mesaideydim. 10'da eve geldim, telefonda kız arkadaşımla konuşabildim. başka da birşey olamadı.

okul-dersane-ev-pes-duş-ders-pc

ipod shufflımlan ki kendisi sevgililer günü hediyemdir onunlan takıldım bütün gün sevgilimde mal gbi erkek arkadaşları ile takıldı sevgili de bi b.k a yaramıor

okuldaydım ve tüm okula ''aslında bu gün sevgi günü sevgililer günü değil :)'' gibi sevimsiz hareketlerde bulundum.

sevgililer gününe girmemize 26 dakika kala hatundan "senden hoşlanmıyorum , boşuna benim için uğraşma" diye mesaj aldım. bütün gün evde oturdum , nette takıldım falan filan.

turkiye.gov.tr'ye baksanız belli olur aslında.
ben sigortanın herkes için 30 gün yattığını biliyorum ayrıca.

30 gün.

Şirkete göre de değişir esasında. Puantaj tutuluyorsa eksik de yatabilir.

hafta sonları çalışılmayan bir şirkette full-time çalışıyorum ve 30 gün üzerinden yatırılıyor.

ama yine haftasonları çalışılmayan bir şirkette part-time çalışıyordum ve çalıştığım haftaiçi günü adedi üzerinden yatırılıyordu. 17-18 falan değişiyordu.

hafta tatili çalışma süresine dahildir, sözleşme içeriğindedir, 30 gün üzerinden hesaplanmalı.

30 tabii ki.

Haftalık 45 saat günlük 7,5 saat yani çalışma sonunda hafta tatili kazanılır (bir gün).

SGK bildirim normal çalışmada 30 gün üzerinden yapılır.

Eğer eksik gün bildiriyorlarsa o başka ama hangi sebebi gösterecekler ek-10 a ne yazdiklarina bakmak lazim.Kısmi sureli çalışma akdiniz varsa doğrudur.
Diğer durumlarda o dediginiz mevzuata aykiri.

kimsenin sözüne inanma senin Bordronu heray vermek zorundalar orada var

sözünü ettiğin işletmede çalışan arkadaşın varsa bordrosuna bak

1 numara Guard - oyun kurucu ( jason Kidd )
2 numara Shooting Guard - şutcu :) ( kobe )
3 numara Small Forward - Hucumcu ribaundcu ( hido )
4 numara Power Forward - Block + ribaund ( garnett )
5 numara Pivot. Pota altı defansı ( howard )
Vesselam.

1 - oyun kurandır. pg (bkz: dimitrios diamantidis) topu getirir, ön alanda baskı yapar, setleri yönetir vs....
2 - takımın en skoreri olan, top sürme becerisi üst düzey olan, bazıları zaman zaman 1 numara da oynayan oyunculardır. kobe bryant, carmelo anthony gibi.
3- kısa forvet. hidayet türkoğlu. her şeyden biraz yapan kenar(çizgi) oyuncusudur.
4- power forward. mirsad türkcan. ribaunt canavarıdırlar, şut yönleri genelde gelişmiştir. lior eliyahu gibileri içeriden oynamayı severken, antoine walker gibileri devamlı dışarıdan oynamayı tercih eder. post up yapmayı bileni makbuldür.
5- pivot. pota altı buna emanettir. potaya en yakın olan oyuncu için iyi savunmayı iyi bilmelidir. takımdan takıma değişir bunların hücumdaki etkinlikleri. greg ostertag sadece pota altını kaplasın bir iki savunma yapsın diye yıllarca utah'ta ilk 5 başlamışken, sofoklis schortsanitis oynadığı her takımın en önemli hücum silahlarından biri olmuştur. bunların şutu olmasa da olur pota altından iyi bir bitirici olmalılar.

1 numara point guard'dır. oyun kurucu. takımın en kısası, komutanı. rakip sahaya top taşır, basketin nasıl atılacağına karar verir. top hakimiyeti yüksektir. örn: kerem tunçeri - ender arslan.

2 numara shooting guard'dır. şutör oyun kurucu. oyun kurucudan farkı, daha çok basket atmaya yönelik oynamasıdır. örn: michael jordan.

3 numara small forward. oyun kurucular ve takımın uzunları arasında köprüdür. takımdaki kısaların ve uzunların eksikliklerini kapatmaya çalışır. dış atış kovalar, iyi şut atar. örn: hidayet türkoğlu.

1-2-3 numaralar kısa kabul edilir. oyuncu boyları 1.85 ile 2.05 arasıdır. örn: bu tip oyuncular sahada ise, takım kısaldı denir.

4 numara power forward'dır. güçlü forvet. takımda pota altına yakın oynayan uzun oyuncudur. rakip takımın uzun oyuncusunu pota altından uzaklaştırmaya çalışır, kısa takım arkadaşlarının daha rahat hücum etmesini sağlar. hücumu daha çok pota altından yapar. güçlü olmak zorundadır, mücadelecidir. örn: kerem gönlüm.

5 numara center'dır. pivot. takımın en uzunu, en yapılısı ve en kazmasıdır :] pota altında kule görevi üstlenmesi istenir. savunmada rakip takımdan kimseyi potaya yaklaştırmamak görevidir. hücumda da basket olmayan topları toplaması beklenir. gücünü kullanarak pota altında kendine yer açar. dış atışları iyi değildir. örn: mehmet okur, ömer aşık.

bir takımda en önemli oyuncu hangisi derseniz "kişisel yorumum":
1-5-2-3-4

bazen dişlik(dişleri korumaya yarayan şey) takıyorlar. onun bir parçası olabilir.

bant gibi bişi.

sakal

videonun yorumlarında yara bandı olduğu defalarca söylenmiş :D

iyi bakmıyorsundur. yoksa var hindi eti büyük yerlerde hep.

Teşekkür ederim. Sorun şu ki bizim buralarda büyük marketlerden yok. En kısa zamanda büyük marketlere yolculuk etmek gerekecek demek ki.

beyoğlu ve çevresi hakkında hiçbir fikrim yok ama her yerde tavuk döneri hakkıyla yapan yer bulabilirsin. 1.50 lira ve üzerine satanlar genelde daha temiz diye düşünüyorum ben. ha binbir türlü şey karıştırıp 3 liraya satanı da vardır belki, bilemeyeceğim.

hazır tavuk döner sık sık tükettiğim bir şey. tavuk dönercinin tavuk dönerine hiç benzemez tat olarak ama yine de çok güzel. margarin eritip üzerine karabiber, pulbiber, kekik falan serpip onun üzerine bu döneri ekliyor, öyle pişiriyordum ben. o zaman daha güzel.

2. Hayır..

MM Migros (100.Yıl/ANKARA) da yanlışlıkla tavuk sote yapmak için hindi eti almıştım, o kadar çok var yani.

İstanbul'da real hipermarket var mı bilmiyorum ama yılın her günü real'de hindi satılır. Üstelik göğüsten bonfileye, buttan kalçaya kadar çeşit çeşit.

Tavuk döner adına Wienerwald pahalı da olsa sağlıklı ve lezzetli bir seçim olarak durmakta.

tavuk döner dediğin şey 5 lira olmaz. 2, 2.5, 3 olur en fazla. bunundan ucuzu martı etidir. pahalısı da gereksizdir.
beşiktaş çarşıda bi tane çarşı büfe var. orada bayağı iyi döner ve 2.5 lira.
onun solundan yukarı çıkarken pilav dünyası diye bi yer var, orada da 2 lira oranın döneri da gayet iyi.
hele eminönünde 1.5 liraya satan bi yer var ki, oradaki martıysa artık martı döner de satılmalı.

abi ne martısı ya? ulan sanki martı çiftliklerde yetiştiriliyor, öyle kolayca yakalanıyor da, bir şehir efsanesidir gidiyor. neymiş ucuzsa martı etiymiş. tavuktan daha ucuz ve yetiştirmesi kolay başka hangi hayvan var? yumurtası 25 kuruş lan. ne bekliyorsunuz yani, sikik tavuk dönerin 10 tl olmasını mı?

italyada yarım ekmeği 10 euroya satan bi dönerci varmış. tavuğun etinin en güzel kısmından yapıyorlarmış döneri, tavsiye ederim.

neyden yapıldığına dair en ufak bir fikrim yok ama sirkeci tren garının önündeki büfede yemiştik güzeldi bayağı.

Dark Knight Rises tabiki

Dark Knight Rises tabiki

dark knight rises'ın rekoru ele geçirmesi bekleniyor hatta.

yok.

Kişinin posta kutusuna hiçbir şekilde müdahale edilemeyeceği için sadece kendinizden silmiş olursunuz, o göreceğini görür.

bana kalırsa ben kpss derim. hem yüksek lisans sayesinde okulunun bulunduğu yere atanma şansın olur, hem de memuriyete alışma aşamasında öğrenci olduğun için belirli saatlerde okula gitmene izin verirler.

bitireyim mi diye soruyorsun da bitirebiliyorsan bitir. bu gidişle bitiremeyeceksin gibi görünüyor. o halde bitireyim mi diye sorman saçma.

eğer kadrolu iş buldu isen yemişim yüksek lisansını. kendimden biliyorum, atama yazım gelince yarım bıraktım yüksek lisansı, 10 seneden sonra başka bi anabilim dalında yeniden başladım. sen de duruma ve hayat şartlarına göre değerlendirirsin o anki durumunu.

boşver ya. cumartesi akşamı istiklal'de yürürken ansızın ara sokağa girip nefes almak gibi burası. o binlerce kişilik güruhun buraya akın ettiğini düşünemiyorum. iti var, uğursuz var, trolü var. boşver iyi böyle.

nesi var ki?
gayet iyi.
son zamanlarda dediğin artış oldu sözlükteki kullanıcı sayısının deli gibi artmasına paralel olarak. ama gene de buraya yardımsever insanlar geldiğinden her halükarda burası kalitesini korumayı başarıyor. buranın demirbaşlarından biri olarak görüşüm bu.

işte sorun sorun diyorum ben de okuyayım :))

ben de öyle duyuru f5'çisi olduğum zaman işsiz olduğumun farkına vardıydım :)

illa ki duyuru'da bir moderatör online oluyor yav.

çok kişi olunca duyuru işlevini yitiriyor, az kişi olunca güncelliğini yitiriyor. aradaki dengeyi iyi kurmak lazım. genelde duyuru o denge civarında zaten bence. bugün gerçekten az soru geldi ama ben de fark ettim. daha geçen hafta koyduğum bir ilan ise 30 dakikada ikinci sayfaya düşmüştü ama :)

o elemanların gidiş sebebi belli, artık kesinlikle geyiğe tahammül yok burda. ufak bir laf sokma vs olsun direk siliniyor cevap.
sözlükten de katı oldu burası :)

geyiğe müsamaha gösteriyoruz bence. ciddi sorulara geyik cevaplar gelmeye başlayınca silebiliyoruz çünkü adam ciddi ciddi cevap bekliyor. ama geyik açılmış sorulara tolerans var. misal geçen gün want2die sevilip sevilmediğini sordu. ya da geçenlerde biri bulmaca tarzı şeyler sordu. geyik var da, yapan çok yok :(

önlisans ve lise sınavlarını kazansan bile lisans mezunu olman dolayısıyla tercih yapamazsın.
lisans'tan girmen gerek.

bunu nerden anlıyorlar ki ? peki şimdi mühendislik bitirdik diye 90+ almam mı gerekiyor, yani bin liralık bir memuriyet yok mudur devlette bu lisansımla girebileceğim ?

nasıl nerden anlıyorlar? senin üniversite okuduğunu ya da mezun olduğunu devlet baba bilemeyecek mi?

düz memurluk var. onun için kpss lisans'a girip sadece ilk bölümü yapman gerek. (bkz: kpss b) ya da diğer adıyla.

anladım kpss b. peki bu egitim hakkı denilen şey dogrumduur yani haftanın 2 günü felan izinli olup gidebiliyormuşum ?

öyle birşey yok yüksek yapamazsın tamamen amirine bağlı o iş ama 40 gun mazeret izinin var enfazla 40 gun gitmezsin kanuni hakkınla hele 2 gun izin falan vermezler asla devlet dairesinde
bir de ilk yıl izin hakkın yok

www.memurlar.net yanılmışım izin hakkın asla ve katha yok

izin hakkı amirine bağlı. aynı birimde çalıştığım 2 arkadaşım marmara ve ist. üniv. de yüksek yaptılar. kpss ye girip üniversitelerdeki memur kadrolarına tercih yap bence. sgk da maliye de falan kesinlikle izin vermezler.

o kodumun etiketleri kalsa, o koyulanlar bir hata yapmış sen kaş yapayım derken göz çıkarmasan?

edit: koduğumun ismi lazım olmayan kitapçıları!

bir çakmak al. etikete çok yakın bir mesafede bir süre yak. etiket kararır gibi olunca ateşi kes. sonra etiketi kaldır ve kolonyayla sil.

adamın suçu ne?
kimse kitaplığında ön kapağında koskocaman fiyat etiketi yapıştırılı olan bir kitabı saklamak istemez herhalde.

hocam biri değil hepsi aynı bunların. sanki nidirimli satınca babalarının hayrına bedavaya verdiklerini sanıyorlar. hepside kabak gibi ön kapağın ortasına yapıştırıyor.

O yapış yapış kısmı kolonya ve pamuk ikilisi ile yok edebilirsiniz.

o yapış yapış kısmı silgiyle silerek de halledebilirsiniz.

teşekkür ederim. bunları deneyeceğim.

aranızda anlaşamıyosanız iş mahkemeleri var.

iş sözleşmem falan yok.

sözleşmen yoksa hiçbir hak iddia edemezsin ki. ben mi yanlış biliyorum?

bana da öyle geliyor de gene de bir sorayım dedim.

çalıstıgını belgeleyebiliorsan herangi bi sekilde, sgk ya sikayeet edebilirsin.

illa belge olmasına gerek yok, kaldı ki maaşı asgariden gösteriyorlar dediğinize göre çalıştığınızı zaten belgelemişler

bizim mali müşavir'den bir bordro mu isteyeyim o zaman? en azımdan elimde bu belge bulunsun?
yoksa sgk'daki hizmet dökümüm yeterli olup aynı işlevi görür mü?

işten çıkmayı göze alıyor musun?
eğer alıyorsan, fazla mesai ücretini alabilir, yatmamış olan ssk primini ödettirebilir, eksik yatan primleri de tamamlattırabilirsin.

işvereni bir yere şikayet edecekseniz, öncelikle noterden protesto çekmenizi tavsiye ederim. emin olun o protestoyu alan işveren, azcık aklı varsa sizinle uzlaşır.

iş sözleşmeniz olmasa bile yasal haklarınız saklıdır. iş sözleşmeleri şekil şartı zorunluluğu taşımadığında kağıt üzerinde olup olmaması bir şeyi değiştirmez. madem maaşınızı asgari ücretten gösteriyor demek ki ortada bir işçi-işveren sözleşmesi de mevcuttur. gidin notere durumu açıkça ifade eden bir protesto çekin.

@de jure bir pm'ye baksana hacı.
@sivrisinek o deftere nasıl yani çalıştığım saatleri not alacağım? ben öyle yazınca kanıt oluyor mu cidden?

Diğer çalışanlar ile aranda e-mail yazışması var mı? Şirket e-maili kullanıyor musun?

Maaş bordrosu ve sgk kaydı zaten sözleşme yerine geçer hayli hayli; ama alternatif olarak sadece bu bile bir şeydir bilgin olsun.

İş hukuku, işçiyi işverene karşı kayıran bir yapıya sahip, maça zaten 1-0 galip başlıyorsun bundan ötürü; ek olarak yukarıdaki cevaplarda belirtilen bilgiler de elinde varsa hiç problem olmaz.

Öte yandan o işyerindeki hayatından vazgeçmen gerekecektir tabi ki, bunu sıkıntı etmiyorsan zaten bir problem yok.

istanbul çalışma bölge müdürlüğü'ne dilekçe yaz müfettiş yolluyorlar. gelen cevana göre iş mahkemesine dava aç

yazdıklarında en kritik konu bordroda ücretin düşük gösterilmesi. bunun hapis cezası var bildiğim kadarıyla. asgari ücretten kalan farkını elden mi alıyorsun? bankadan alıyorsan bunu kanıtlaman kolay. elden alıyorsan zor. sadece şirkete "kredi çekeceğini ve gerçek maaşını gözteren kaşeli imzalı bir yazı istediğini" söyleyebilirsin. büyük ihtimalle vermezler ama şansını bir dene. bu kanıtlar varsa istediğini alırsın şirketten.

hurarsiv.hurriyet.com.tr

nothing else matters diye bi' grup duydum, en güzel şarkısı metallica
bir de du hast var.


edit: orospu çocuğu olduğum için tiklememelisiniz tabii ki. benim ne haddime sizin duyurunuzu cevaplamak :((((

keane-everybody changes

scorpions- wind of change
rem- loosing my religion
rhcp- californication
coldplay- clocks
travis- sing

tnt

genellikle otomobil reklamlarında çalıyor böyle şarkılar:
spin doctors - two princes
queen - we are the champions
the killers - somebody told me

the cranberries - zombie
the white stripes - seven nation army

tam aradığının cevabı değil ama araya şunu da sıkıştırayım; rateyourmusic.com

blur - song 2
the verve - bittersweet symphony

(bkz: smells like teen spirit)
(bkz: nothing else matters)
(bkz: the bard's song)
(bkz: in the shadows)

stiltskin - inside
spiderbait - black betty

Muhasebecimiz Net Asgari Ücret + AGİ =701 TL demişti ama bilmiyorum .

asgari ücret net : 634,65 TL
AGİ Bekarlar/eşi çalışan çocuksuz için : 66,49

AGİ Dahil Asgari ücret net : 701,14 TL.

bu soruda da cevaplar %50-%50 olmuş :)

@want2die maalesef bir çok işyerinde bu böyle. patronlara yaradı agi...

herhalde bu sorumun cevabını çalışma bakanı bile bilmiyor olsa gerek :D

Kitap ellerinde varsa evet. Ama böyle bir zorunlulukları yok.

4-5 kitap sipariş verirseniz 1 haftayı bulabiliyor. bütün kitaplar ellerinde yok sanırım ki sipariş durumuna bakınca tedarik sürecinde yazıyor.

orası çok kazık hocam... fiyatları iyice bir araştır derim.

yokumbenburda: Araştırdım, yine de en uygunu Kitapyurdu'ydu.

kitapyurduna kazık diyen, idefix'e hiç girmemiş galiba.

Öncelikle Idefix ya da İlknokta'yı önereyim sana. Sonralıkla; internet kitapçılarının depolarında bulundurdukları kitapların sayısı çok azdır. Genelde sen sipariş verince onlar da yayımcıya sipariş verirler, yayıncıdan onlara, onlardan sana gelir. Kitabın yeni olup-olmadığına, yayımcının kitapçının bürosuna uzaklığına değişmekle beraber genelde 3. gün ürünün elinde olur. Ha, abuk-sabuk kitaplar sipariş edip (baskısı bitmek üzere, epeyce eski ve çok bilinmeyen yayınevine ait) on gün beklemişliğim var.

www.dr.com.tr ye baktın mı? benim bildiğim dr kitapyurduna göre daha ucuz oluyor.

Futbol basit bir oyundur. 22 kişi 90 dakika bir topu kovalar ve sonunda hep Almanlar kazanır.
Gary Lineker

Kefen giyerim sarı-kırmızı formayı giymem.
Elvir Baliç

Köpekler isteyince atlar ölmez.
Mircea Lucescu

bir de ingilizce istersen en.wikiquote.org sayfası var.

teşekkür ederim ama kefen giyerim sarı kırmızı formayı giymem gibi sözlerin "futbol öğrenmek isteyen küçük çocuklardan(11,12 yaş) oluşan bir takımın soyunma odası duvarlarına" asılması pek güzel olmayabilir.

(bkz: #14299793)

my.sporx.com komik olanlar ağırlıkta burada :)
michael jordan'ın çok güzel sözleri var www.brainyquote.com
"I can accept failure, everyone fails at something. But I can't accept not trying." gibi.

türkler başarılı olamaz düşüncesini aşmak için de hidayet türkoğlu'nun sanıyorumki 2009 finallerinden soyunma odası sahnesi vardı. bütün oyuncuların dolaplarında görevler yazıyor, atırorum dwight howard için "ribaund al, sayı yap" gibi, bütün oyuncular 2 veya 3 görev verilmiş. sonra hidayet'in görevlerine bakıyoruzki 7-8 görev verilmiş "oyun kur, top çal, sayı yap, asist yap vs vs" ve takımın başarısında en büyük pay sahibiydi hido belkide.

No pain no gain?
Anonim olabilir

pardon, ben yazında ne için kullanılacağı kısmını görmemişim. belirttiğin tipte, aşağıdaki adreslerde birşeyler mevcut.

www.nazlimcafe.com
www.yeniforumuz.biz
forum.spycoders.com
www.maxicep.com
www.mesajlarsozler.com

kendi isteği ile kendi potasina basket atmak kural ihlalidir, hakem sayiyi gecersiz sayar.

teknik faül çalarlar.

yanlışlıkla sokmuş gibi yaparsa olur

teknik foul calinmiyor, "oyle bir dunya yok" deyip kaldigi yerden devam ediyor.

bunu basketten anlayan insanlar da bilemeyebilir.zor bir soru.

bu sene türkiye kupasında böyle bir maç olmuştu.hatırlamıyorum hangi maç olduğunu ama çok ilginç gelmişti.

cok guzel soru. kaan kural'a ilettim. editleyecegim buraya biliyor ise.

Mesela ribaund mücadelesinde top eline çarptı ve yanlışlıkla topu kendi potana tipledin. Yapcak bişi yok sayı karşı tarafa yazılır. Ammmaaaaa bilinçli olarak Faul atışı kaçırmak dahi yasakken bu dediğinin geçerli olması imkansız gibi geliyor. Zira serbest atışı bilinçli kaçırıldığını sezerse hakem atışı iptal edip topu otomatik olarak karşı tarafa verir.

İş bu noktada benimde kafamı karıştıran nokta şu; Faul atışını hakemin gözüne soka soka bilinçli kaçıran salak adamlar cidden neyin kafasını yaşıyorlar merak ediyorum.

gerçekten baya güzel bi soru olmuş ben olsam
kasti faul yapmaya çalışırdım en iyi şutörlerine

basketbol un bug ını mı buldum yoksa, eheh.
@sedolima kasti faul yapsan nolacak ki? karşı takım da skywalkeremre nin dediği gibi kafası güzel değilse istemsizce kaçırabilir serbest atışları.
ama şimdi düşündüm de ribaund u tiplermiş gibi yapıp adam kendi potasına basket atabilir. tabi ilk serbest da girmediyse.
iyice karıştı, eheh...

...da soyle bir sorun var. ribaundu tiplemesi icin A takiminin, B takiminin maci uzatmaya goturmek icin sayi ataginda bulunmasi gerekiyor. Ben B olsam, sayi atmaya ugrasmaz bu durumda, 24 saniye suremi doldurur top ceviririm. bu da mi teknik faul? degil tabii ki.

dolayisiyla son oyunda ribaundu tipleme pek mantikli degil, B sut atmadikca : )

@la traviata

B'ye hücüm faul yapılır ya da A takımı teknik faul alır bi şekilde. B'nin serbest atış atmasını sağlayarak ribaundu kendi potana tipleyebilirsin.

kaan kural'in cevabidir asagidaki;

--
kural ihlali. ama işin ilginci sayı iptal ediliyor ve cezası teknik faul. yani yine rakibe sayı şansı veriyor:)
--

daha önce söylemiştim yeniden söyleyim, eğer son dönemde değişim olmadı ise teknik faul çalmıyor hakemler. kaan o konuda yanılıyor.

uzatmaya mı gider yani maç?

çalıştığın şirketin kurumsallığına bağlı.

derler

şirkete bağlı ama isterler

genelde istiyorlar anladıgım kadariyla. ya bnm saglık sorunlarımdan dolayi hastane tecil etti yani seneye bi daha caardi. ben simdi iş yeri basvurusunda ilk etapda dürüstcene boyle mi diyim? yani muhtemelen muaf vericekler.

braid
psychonauts

metal gear serisi diyicem ama oynamışındır

çok oyunluk bir şeyi yok ama,
(bkz: to the moon)

edit: snes olursa (bkz: chrono trigger)

sega'da shining force serisi, hatta gamegear'daki ara hikayeler.
snes'deki final fantasy serisi

uncharted serisi

(bkz: mafia)
(bkz: fahrenheit)

Oynadın mı bilemedim ama Silent Hill serisinden daha sağlam hikayeli oyun bilmiyorum herhalde. Özellikle de 2.

Dragon Age.

Eski olacak ve eğer eskilerdensen oynamışsındır ama;

Fallout 1,2 ve New Vegas (kesinlikle 3 değil.)
Baldur's Gate 1 ve 2
Planescape Torment

öneririm. Fallout New Vegas geçen sene çıktı ama oynamadan önce 1. ve 2. oyunları oynarsan yada en azından hikayelerini okursan daha büyük zevk alırsın.

Bunun dışında ben Call of Duty: Modern Warfare 'in hikayesine bayılırım.
Half Life serisi ve Star Wars seviyorsan Knight of the Old Republic 1 ve 2 oynayabilirsin.

Bakınca klasikleri sıralamışım ama gözünden kaçan varsa denemelisin :)

driver serisi olabilir.
(bkz: secret files tunguska)
(bkz: call of cthulhu)
(bkz: still life)

ton balığı.
tavuk göğsü.
lor peyniri.
yumurta.

baldura ek olarak; yeşim yapraklı sebzeler

göz önünde bulundurman gereken bir baska nokta ise protein degerlerinin yanina vucudunun onlari ne kadar sentezleyebildigi.

bircok bitkisel besinlerdeki yanlis bilmiyorsam proteini insan vucudu düsük oranlarda sentezleyebiliyor.

baklagilleri unutma sakın

bodyforumtr ye de bakmanı öneririm

yeşil mercimek yemeği.bundaki protein kırmızı ette yok.

bol protein yenmez, vücut onları sindiremez, proteinin yanında yağ da alman lazım. benim önerim peynir, kabak çekirdeği, ceviz başta olmak üzere tüm kuruyemişler. yumurta, ciğer ve tüm sakatatlar, kırmızı et.

iyi de bunların ikisi bambaşka modeller. 60 dolar ucuz torşın ayakkabı gibi dururken diğer ayakkabıya tasarıma epey kasılmış. ha 150 dolar eder mi? etmez...

www.nbabasketballshoe.com

tamam baba bu da 65 dolar işte. hemen hemen aynı modeller.
nike zoom hyperdunk blake griffin.

birinci cok daha şık.

bende çok beğendiğim bi ayakkabıyı 2. sitede daha ucuz bi fiyata bulmuştum.

@nbilge, aldın mı baba peki? nasıl hizmetleri? ayakkabının orijinalliği falan?

isminin danışman olduğuna bakma, bir nevi pazarlamacılık işte. bu tip işleri bu işe uygun karakterde insanlar yapabilir bence sadece.
ben siksen yapamam mesela, çünkü çekingenim.

git bank asya izle hacı. orası daha zevkli, çünkü hiç 3 pas üst üste yapamıyorlar.

ufak takımlarla neyin oynarken sıkıcı, manu, madrid'le neyin oynasın hep, karşıdaki koca koca topçuların faydasız kalması kendini izletiyor, tabi bir de belki kaybederler düşüncesi.

çok ciddiyim barçanın maçlarını izlerken özellikle barça ataklarında keyfimden kahkahalar atıyorum. bu galaxy de barcelona kadar iyi bi takım hiç olmadı...

zerre keyif almayan kitledenim. Son madrid barca maçının sonlarına doğru madridin oynadığı futbol barcaya 10 basar kanaatimce.

Çok izlediğimiz için o harika sistem sıkıcı geliyor artık. İlk kez görmüş olsaydık adamlar ne top oynuyo derdik.

Not: real madrid sempatizanıyım.

maçın temposu her arttığında topu ayaklarına alıp defansta falan gereksiz yüzlerce pas yapmaya başladıklarında bütün sinirim kalkıyor. yoksa bi sorunum yok

sanat filmi gibi düşün. bazıları izlerken zevk alır, bazıları da sıkılır. (evet bence de sanat icra ediyorlar)

profesyonel futbolcu olmaktan son anda vaz gecmis biri olarak oturup 90dk'mi bir maca asla vermem panpa, tek istisnasi var; denk gelirse barcelona'nin iyi bir takimla oynadigi maclar.

cok iyi bi film izledigimde aligim zevki aliyorum bazen barcelona'yi izlerken.

yapmayin dostlar etmeyin romalilar surada yuzyilin belkide en iyi kadrosuu ve en iyi futbolu var tartismasiz. futbolda dogru olan ne varsa o an yapiyor adamlar. bir futtbol izleyicisi icin harika birsey degil mi bu.

cok basit bir ornek. son barca-r.madrid maci dani alvesin golu...simdi hangi seyirci o gelen topun gelisine tam o noktaya gitmesini istemezki...o akil dolu ara paslardan, adami deliye ceviren uzun capraz paslardan filan bahsetmiyorum bile. kisacasi efsane bir takim diye dusunuyorum. ileride torunlariniza anlatacaginiz cinsten hem de.

futbol oynamıyor ki bunlar top cambazlığı. topu tut hayvani pas yüzdesi. araya kaç. len futbol bu mu. bi madrid bi manu bi city maçı izleyin de komple futbol öğrenin. ezbere oynuyorlar 0 futbol zevki

bu konuda her ne kadar hiç bir bilgiye sahip olmasam da bana olabilir bir şeymiş gibi gelmedi. çünkü ekşi sözlük'te yazılan yazılar siz yazıyorsunuz diye değil ekşi sözlük'te yazılıyor diye okunuyor. sanırım anlatabildim. yani sorumluluk ekşi sözlük'e aittir. tabi hukuk bu işe ne der bilemiyorum.

ekşi sözlüğün maaşlı çalışanı değiliz ki ama yahu. her kafadan farklı bir ses çıkabiliyor. Torrent siteleri nasıl "site benim içeriği yükleyen kullanıcı" diye savunabiliyorsa kendini, aynı mantıkla hareket edemez miyiz?

fikrinizi siteye değil kanun koyuculara iletin. şu anki yasal düzenlemede site sahiplerinin sorumlu olmaması gibi bir durum yok.

siz de bir şeyler söylemek ve sorumluluğu almak istiyorsanız kendi adınıza bir site ya da blog oluşturup oraya yazın yazmak istediklerinizi.

dediğim gibi hukuksal yolların araştırılması gerek. ancak şöyle de bir durum var. her yazar zaten yazdığından sorumlu. son dönemde açılan davaları gördük hepimiz. ekşi sözlük de yayınlayıcı olarak sorumlu mudur? ekşi sözlük nedir? insanların yazılar yazdıkları kamusal bir alan mı? yoksa bünyesinde yazarlar barındıran yayıncı bir kuruluş mu?

sözlük yönetimi zamanında yazar bilgilerini savcılığa verip işten sıyrılabildiğine göre senin istediğin de saçma bir istek sayılmaz.

mesela siteye ulaşım engellenirse ekşi sözlük'ün itibar kaybını nasıl tanzim edeceğinizi de açıklarsanız olabilir bence...

Kanunu ve yonetmeligi okursaniz orada icerik ve servis saglayicilarin hep ayri ayri sorumluluklari var. Sedat efendi iceri girmek istemez sen entryde ne yazarsan yaz.

paypal piyasadan çok azıcık fazla kesiyor da banka da komisyon alıyor bu işlemden

aynen öyle. komisyon almıyoruz diyorlar ama nedense 1,80 olan dolar bunlarda 2.00 tl.

nesne: umut sarikaya

tökezleyen veya saçma sapan şekilde düşen insanlar. yüksekten falan değil de yürürken veya masada otururken düşmekten bahsediyorum. hatta bir çok kişinin de ortak noktasıdır bu.

9gag..

daha fazla spesifik olup, post falan yollamak isterdim ama diğerlerine haksızlık olur.

katil kaldırım....

hoşlandığım kızın başkasıyla ilişkisi olduğunu öğrendiğim an :)

1.dizi : dr house arkadaşını kıskandırmak için onun olduğu bara bir travestiyle gidiyordu ve travesti buna durmadan horse diyordu:)

2.video : şemsiye savaşı

3.karikatüur : zorlama irfan

4.yazı : incideki erenköy kız meslek lisesi başlığı

5. ses : sönmez reyiz.

www.youtube.com bugün buna çok güldüm

Perdeye dolanan mevlevi

cem yılmaz'ın şovlarında her zaman çok gülerim.

burhan altıntop

jim carrey.Kendisi bu görev için yaratıldı.

(bkz: sınırda kaybolan umutlar)
(bkz: cimbom old boys)
www.youtube.com
bu videolar.

(bkz: ekmek teknesi) dizisinin bazı bölümlerinde geberiyordum gülmekten.

hüseyin çelik'in kpss şifre skandalından sonra, ne var atmlerde de şifre var diye açıklama yapması.

(bkz: dövlet bize bokmir) başlığı

boys anılar ile fuat'ın efsane kavgası.

daha çok var aslında da bu kadar yeter.

Video olarak şuradakilerin hepsi: www.youtube.com

Anime:
Detroit Metal City
Nichijou
Level E
Sayonara Zetsubou Sensei
Arakawa Under The Bridge

düşen veya tökezleyenlere çok gülüyorum. (kendime de)
yazarken bile gülüyorum öyle de manyağım

www.youtube.com

şundan dolayı.

iki gün önce marketten dönerken yolda kalan arabayı 7-8 alakasız kişi hiçkimse talep etmediği halde ittirdik.. aracın sahibi -arkadaşlar sağolun dedi ve herkes kendi yoluna dağıldı... nedense iyi hissettim

Ben de bugün otobüste 2 kapalı kadına konuşurken uyuz uyuz bakan bir kadın gördüm. Yüzünde öyle bir ifade vardı ki kaçıp gitmek istedim buralardan. 2 otobüs seferimden birinde oluyor bu düşünün.

ailem..arkadaşlarım
her nerede olursam olayım, olduğum yerde mutlu olmamın tek sebebi budur.

böyle bir güzelliğin hiçbir yerde olmaması:

4.bp.blogspot.com

iş imkanı.

ben bastım gittim valla en son, dayanamadım. ailemi, arkadaşlarımı, istiklal caddesi'ni, kadıköy'ü çok severim ama yok yani geri kalan her şey nefret ettirdi kendisinden.

rakı var ya bu memlekette. bütün derdi kederi ona yükleyebiliyorsun. niye mutsuz olacakmışız ki?

hala aklıma geliyor bu tür konular gördükçe,
kurban bayramının 1. günü işe gitmek için somurta somurta otobüse bindim, şoforun arkasındaki panoda tükenmez kalemle yazılmış "kurban bayramınız mubarek olsun" yazısını gördüm, döndüm, bayramını kutladım. sıcacık sırıttı.

onlineislemmerkezi.ttnet.com.tr

oha facebooku da mı aile filtresine koymuşlar. vay anam vay.

bi de bişi yapmadan mı seçtiniz bu filtreyi? hani bişi yapmazsak filtre uygulanmayacaktı?

abi bu nasıl iş sadece aile profili ile çocuk profilleri mi var? normal bi profil yok mu? illa sansür mü yiyeceğiz?

@vampir
dün giriyordum, biraz önce eve geldim facebooku, twitterı ve bikaç porno siteyi denedim girmiyo uyarı çıkıyo, dns ayarım falan da var ama.

tamam düzelttim, online işlem merkezine girip, güvenli profili kaldır diyormuşuz da bana sormadan ne sikime beni aile profiline eklediler onu anlayamadım.

ikileme denir.

ikileme denir. tür olarak biri anlamsız, diğeri anlamlı kelimeden oluşan ikilemedir.

askerlik + dil okulu.

Kesinlikle askerlik, yaşın büyüdükçe gitmek zorlaşıyor.

askerlik +1

donanımlıysan, askerden dönünce dımdızlak kalmam diyorsan askere git, diğer türlü 2 sene tecil hakkın var, o arada hem bi işte çalışıp hem de kendini geliştirebilirsin.

askerliği uzun dönem yapmak ki burada yedek subaylığı kastediyorsun sanıyorum seçimle değil. Yani dil kursu planların oradan gelecek maaşa bağlıysa (öyle hissettim) şartlama kendini. Ayrıca kafa olarak gidebiliyorsam en iyi askerlik en erken olanı rahat plan yaparsın sonrasında.

kendine güveniyosan is,cünkü iyisen isinde gelince yerin hazirdir

yok ben yapamam diyosan askerlikten sonra is bulma sansini arttirabilirsin.

Ben is aradim okulun son doneminde, bulursam master yapacaktim. Kimseyi ikna edemedim, is bulamadim askere gittim. (True story) :)

askerlik

oha bir de ne çabuk bitirmişsin mak müh'lüğü,

22 yaş ne be!!
askere falan da gitme, çık dolaş gez eğlen, sizin fakültede kız falan da yoktur, biraaz kız peşinden koştur..

öyle ilk gördüğünle evlenirsin de sen şimdi...

askerlik+1

o kadar rahat edersin ki

Ben de yeni mak. müh. mezunuyum, tanıdık vs. yoksa askere gitmeden bir iş bulman çok çok zor. İş ilanlarına bak hep askerliğini yapmış olması şartını görürsün. Direkt askere git derim.

kesinlikle askerlik

askerliğini yap dostum. ben 2 sene çalıştım mezun olduktan sonra, şimdi pişmanım.

genelde fabrikalarda mühendis kadrosu en fazla eğitim alan. en değerli kesimdir. o yüzden firmalar 2sene 3 sene sonra gidecek adama pek değer vermez. o yüzden dostum. sen tez elden git askere. önün çık olsun.

kısa dönem askerlik...

askerlik ama kesinlikle kısa dönem

miles per hour.. hız işte evet. google'da çevirebilirsiniz birimleri.

(bkz: mil)
abd'de km/s yerine kullanılan hız birimi.

1,6 ile çarparak sonuca ulaşırsın. 100 mil ise 160 kmdir gibi.
normalde 1,6küsüratı var ama çok şaşırtmaz seni, 100 mil 161 km gibi bişi yapar. sen 1,6 de yani.

ff gelen dersleri bütte veremezseniz seneye alırsınız.

evet bütte veremedim. o halde seneye alıyorum da, ders seçimi yaparken mi seçicem o alttan dersleri. nası alıcam seneye bu zımbırtıları.

ders seçimi yaparken, evet. dönem için almanız gereken derslerin yanında ff leri hatta isterseniz dc olanı da secebilirsiniz.

peki alttan dersi hangi durumlarda alamam seneye. yani agno'm ne olursa o dersleri seçemem. ve ayrıca seçemezsem ne olur -bu da son sorumdur-.
saygılar.

vala ben mezun olalı epey bi oldu ama iü yönetimi kıllık edip değiştirmediyse en son agno nun 1.8i gecmesi lazımdı dönem alabilmek için. yani siz alttan dersleri her halükarda alırsınız öncelik onları temizlemede olur da agno 1.8 i gecmezse dönem almada sıkıntı olurdu eskiden.
dönem tekrarı söz konusu olmadan temizlersiniz umarım.

bokunu çıkardım farkındayım ama son bi soru daha. bahar yarıyılı için ders seçimi yapıyorum şu an. seçmeli dersi almasam ne olur?

aynı dersleri bi dönem icinde 2 kere alamazsınız zaten.seneye alacaksınız o dersleri.

seçmeli ders almasam ne olur ne demek ya?
o dönem alman gereken kredi 18 ise, bunların 14'ü zorunlu derslerdense, kalan dört krediyi seçmelilerden tamamlayacaksın demek oluyor bu.

bence nöbet geçirdiğini falan düşünür.

x istiyorum y istiyorum diye dolaşmaz zaten, titremeler nöbetler falan gelir, nşa o nöbetleri geçiren maddeyi alacaktır ama bilmediği için nooluyo bana ya diye hastaneye gidecektir büyük ihtimalle.

zekice bir soru.

herhalde şu olur:

gerçi 1 kerede bagımlılık olusturan madde az ama diyelım kı oldu:

adam krıze gırer. dr tanısını koyar ??

ilginç. takip edicem cevapları. tamamen sallamaya dayalı kendi fikrim ise:

madde bağımlılığı tamamen zihinsel illüzyona dayalı bir olaydır. sigara bağımlısı bir kişi nikotin tüketerek kendini tatmin ettiğini zanneder fakat sadece bilinçaltı "sigara içersen rahatlarsın" a yönlendirdiği için bu böyledir.

demem o ki, bahsi geçen deneğin ilerleyen zamanda herhangi bir telaş hissedeceğini zannetmiyorum.

mineral eksikliğinden dolayı toprak yiyen çocuklar örneği var. bundan hareketle nikotin yoksunluğu çeken birinin bundan haberi yoksa canı patlıcan -nikotin içermesi sebebiyle- çekebilir mesela(tamamen salladım)

ek: sigara olayı sadece psikolojik değil, nikotin ciddi anlamda bağımlılık yapabilen bir kimyasal.

1- doktora gider
2- kendisini alkole verir

bu ikisinden birini yapar büyük ihtimalle.

deneme yanılma yöntemi olur mu:)
mr rosebud +1. onun cevabını okurken aklıma aslında ilaç olmayan haplar geldi.
placebo mu ne deniyordu. aynı olay galiba.

televizyonlarda gördüğümüz gibi krizlere girme olayları olmaz. çünkü bağımlılığın büyük bir kısmı psikolojiktir. o krizlerin sebebi daha çok sinirseldir. dolayısıyla adam uyuşturucan habersiz ise uyuşturucu krizine girme gibi bir durum olmaz.

muhtemelen vücudunda gariplikler görür. mide bulantısı,kusma vs gibi. doktora gider. doktor kan,idrar gibi testler yapar. bu şekilde ortaya çıkabilir.

yoksunluk sendromlarının hepsi sempatik sistemin uyarılması ile olur,(morfin eroin vb)titreme, çarpıntı, kızarıklık, nefes darlığı gibi.

hiçbir şey diye bağırmaz, ne oldu lan bana bugün uyuyamıyorum, bir gram uykum yok diye düşünür. anlam veremez, doktora giderse gider işte.
ne fiziksel bağımlı olur ne de psikolojik. hayatına devam eder sonra kaldığı yerden.

yok ama aga:

sigarada bağımlılık sadece psikolojiktir demek HATALIDIR.

sigara, nikotin bir sürü etkisi olan ciddi bağımlılık yapan bir madde.

ona bakarsak adam kumar oynayınca da mutlu oluyor, bağımlı.

kağıtları yemiyor yalamıyor ama kağıt oynayınca vücundaki bazı kimyasallar değişiyor.

ama bağımlık ne tamamen psikolojik ne tamamen fiziksel.

ben şöyle sorsam:

dünyaya göktaşı düşse, sigara nikotin tütün 1 saniyede dünyadan silinse ne olacak? içenler 2-3 gün kızacak sonra ehh bazen akıllarına gelecek.

anladıgımız manada sigara son 200 300 yıldır var.

ama adamı odaya kapasak adam sigaranın var oldugunu bılıyor ıstıyor yalvarıyor.

peki bunu alkole yapsak?

eroin esrar extacy? at yarısı kumar ? internet? ekşi sözlük?

"canım hepsi madde işte dunyadan sil bitti işte"

DEĞİL. bazı uyusturucularda yoksunluk tablosu ciddi vakalar oluyor.

en.wikipedia.org

ama ne olursa olsun bağımlılık çok çok çok ciddi ve karışık bir iş. ve sanırım internet cep telefonu ve dahası kimyasal maddelerin kolay sekılde satılması naklı vs vs derken insan ırkının canına okuyacak bu bagımlılık işleri.

veya şunu sorsam:

deli gibi madde bağımlısı bir osman'ı aldık. hooop hafızasını sıfırladık. geçmişi hatırlamıyor.

dahası hadi dışardan birisi adamı kurcalayabilir.

aldık bizim osmanı, kimsenin onu tanımadıgı bır yere mesela, şili'ye bıraktık.

bu osman 1 gram olsun sıkıntı çekmez mi?

yıllarca kullandıgı x maddesini, nasıl bulunacagını falan bilen, aklı başında osman sıkıntıya girdiğian delirir, ne yapar eder o an maddeyi bulur.

ama hafızası silinen şilili osman

"yaa ne oldu bana yaa" der bir saat sonra unutur?

HİÇ SANMAM.

aslında benim hafıza kayıplı ornegım sızın sorunuzun aynısı.

ama bu sekılde daha bılımsel oldu.

soruyu şu hale getirmek lazım:

hafıza kaybı olan insanın bağımlılık durumu ne olur?

evet.

grup mu konser mi şarkının canlı videosu mu neyini yazalım panpa ?

page & plant - no quarter
iron maiden - a real live one/a real dead one
pantera - 101 proof
manowar - hell on wheels

(bkz: live in la)
(bkz: live shit )
(bkz: the wacken carnage)
(bkz: live at slane castle)
(bkz: rock in rio) - iron maiden

@zareata şarkının canlı videosu

Gary Moore - Empty Rooms Live Solo (Stockholm 1987)

www.youtube.com

mattafix falan var oluyosa.
www.youtube.com

queen wembley konseri www.youtube.com

jethro tull - aqualung
www.youtube.com

rammstein grubu bunun için çok ideal aslında. tabi müzikal açıdan beğenmeyebilirsin, zevkine uymayabilir vs. ama görsel açıdan zengindir konserleri
sahnenin altından ve üstünden fışkıran alevler, seyircilerin elleri üstündeki bir botun içinde bir grup üyesinin gezip tekrar sahneye çıkıp çalmaya devam etmesi, sahnede alev silahıyla adam yakma, küvete adam atıp tepeden alev dökerek patlatma, seyirciye doğru alev okları fırlatma, göğe doğru fişekler fırlatma ve daha niceleri.

hangi birini istersin, ona göre şarkı adı vereyim ^^

(bkz: rammstein)

baba zula, incesaz gider. ben brooklyn funk essentials dinlerdim.

amat? anar?

rammstein

(bkz: mercan dede)

erkan oğur, sumru agiryuruyen

mono,mogwai.

(bkz: mastodon) - (bkz: leviathan )albümünü dinle.

@anestezik

amat, ihsan oktay anar'ın kitabı.

yansimalar