dispute aç hemen full refund iste. paranı iade ederler.

Dispute açtım hemen paramı iade ettiler

dispute toplu olarak olmuyor mu? tek tek fiyatını nasıl hesaplayacağım.

geri görüş kamerası inanılmaz para istemişler.
aracınızın modelini yazmamışsınız ama 1000-1500 arası fiyatlara neredeyse tüm araçlara navigasyonlu geri görüş kameralı multimedya sistemi takıyorlar.

kamera çok pahalı demişler +1

Geri görüş kamerası fiyat: 3000tl
Slogan: gözünüz arkada kalmasın.
Göz nakli mi yapıyorlar sanki :) cepte de bir şey kalmaz ki.
Neyse aracının markasına uyan bir facebook grubuna hemen üye ol. Gereken bilgi ve yardımı çok uygun fiyata verirler.

Hatta şanslısınız bazı gruplarda işi biraz ilerletenlerin araca 2500-3000 tlye takılan multimedya navigasyon cihazı yerine bu işi yerine getiren 200 liralık basit bir tablet ile neler yaptıklarını görebilirsiniz.

Geri görüş kamerası yerine park sensörü yeterli bence. Bayadır geri görüş kamerası çalışmıyor, başlarda zor oldu ama şimdi alıştım. Yine de park sensörü yokken zor oluyor. Park sensörü önemli.

bu şirketler farklı bitcoin borsaları. isterse biri 50k gösterip diğeri 100k da gösterebilir. oranlar global değerler ile bağlantılı ama aynı değil.

Bu borsalarda alis satis rakamlarini kullanicilar belirliyor.

Mesela ben a kullanicisi olarak 76.000 1btc satışa koysam, b kullanıcısı gelip bu miktardan alsa 76.000TL olacak gibi, tabi sistem yöneticileri alttan alım yapıp kara gectikleri durumlarda oluyordur.

siteleri ayrı döviz büroları olarak düşün. hepsi ayrı komisyon koyuyor.

522st'yi kullandığım zamanları düşünüyorum sonra depoyu fulle ağabey diyorum.

mesai saatlerinde toplu ulaşım daima bir tık öndedir bende ne kadar kötü olursa olsun şöför çeker trafik derdini ben müzik dinler hayallere dalarım. metrobüs vs stresi şöför koltuğundaki trafik stresinden daha az.

sapıklık.
bugün sınav mınav bir şey varmış. evden çıkıp bir simit alıp geleyim dedim, yürüyecek kaldırım kalmamış. dağın başı olsa anlarım da moda ya gelmek için toplu taşıma alternatifi baya bol. kimse kıçından taviz vermek istemiyor, devlete çalışıyor böylece.

Alman milli takımı bile metro kullanıyor yeri gelince.

www.youtube.com

Bu adamların her birinin en son model arabayı alacak parası vardır eminim ama toplu taşımayı kullanmayı biliyorlar. Bu ulaşım ağı gelişmiş olan ülkelerde görülen bir durum. Türkiye henüz bu yeterlilikte değil. O yüzden insanlar rezil olmamak için araba alıyorlar ve o süreye katlanıyorlar. Çok sıkıntı çekmediğiniz bir güzergah kullanıyorsanız toplu taşıma daha uygun.

o trafiği yaratanların çok büyük kısmı siizn gibi kiralık şirket aracı kullananlar. sabah köprü trafiğinde araçların plakalıklarına bakın 10 araçtan kaçında rent firmasının ismi yazıyor. şirketler artık müdür satışçı pazarlamacı kim varsa araba veriyorlar

millet keyfinden feragat etmek istemiyor :)

evi isin yakinina tasidim.10 dk suruyor. hayat kalitesi arttirma listesinin ilk sirasinda bu var bence.

sonuncu dışında kabahatli siz değilseniz yapacak bir şey yok.
lokma falan dağıtın =) kazasız belasız sürüşler dilerim.

Geçmiş olsun.
Birilerinin ahını almamaya bak. Kul hakkına girme.

acil hocaya git arabada nazar var büyük ihtimalle

sonuncu dışında sizle bir ilgisi yok. sonuncu da kazadır olur, cana geleceğine mala gelsin. özel bir anlam yüklemek yersiz.

Aynı şekilde kurallara azami özeni göstermeye devam edin. 2 olayda sizin suçunuz yok. Son olayda özel bir durumda olmuş. Hayatın içinde zaman zaman bu tür şeyler olur. Çok fazla takıntı haline getirip mistik bir hava verme yeter.

Hacıyla hocayla olacak iş değil bunlar. Trafikte biraz daha dikkatli araç kullan. Kafan dağınıkken araba kullanma.

epub ise dönüştürmek gerek.

koboda okuyabildiginiz kitaplarin uzantisi epub. calibre programiyla mobi uzantili hale donusturup oyle okuyabilirsiniz.

dosya formatını calibre yada farklı bir yazılım kullanarak mobi yapabildiğiniz tüm ebook larınızı kindle da okuyabilirsiniz.

çekici çağırıp çektirin. özel mülke tecavüz sonuç olarak, hak iddia edemez.
özel mülk olduğuna dair bir tabela yaptırmanızda fayda var.

Park etme aracın çekilir tarzı bir tabela yaptırabilirsiniz. Faydası olur.

gereksiz sinir yapiyorsun kendine,degmeyecek bir is.adam isteyerek istemeyerek arabayi koymus,sende pesine durmusun iste.eninde sonunda gelecek,iki dakika yer degistirirsiniz.sen polisi ara,millete sor et.bu kadar efor sarfettigine degmez,

Bedava yasana bedava olunen bir ulke burasi al bak bir ornegi

www.sabah.com.tr

adam bunu düzenli mi yapıyor ? ilk defa bunu yaptıysa sşz bşr doktora görünün. ha farklı farklı arabalar bunu yapıyor ise, şahsi park yeridir pak edilemz yazın, ya da otomatik bariyer koyun çok bir şey tutmaz ya da zincir çekin.

bunun için kendiizi üzmeye değer mi

www.egsalarm.com

şöyle bişey koyun otoparkın girişine en ucuz yollu böyle çözersiniz.
bunun bi üst modeli kumandalı otopark kapısı.

otoparkının sınırlarını ciz.
icine ve giriş çıkışına parkeden çektirilir de.

Çekici çağr çektirir. Burada “boşuna olay yapıyorsun,” diyenlere hiç aldırma. Herkes haddini, sınırını, özgürlüklerini ve özgürlüklerinin nerede bittiğini bilmek zorunda. Sallaya sallaya ülkeyi bitirdiniz be. Aymazlık, boşvermişlik, araızlık tavan yaptı ülkede.

Not: bu dediklerim senin o park alanının sana ait olduğunu belirten bir levha/yazı koyduğun varsayılarak yazıldı. Elalem müneccim değil; bilemez kim nereye sahip diye.

bu şekilde yorum yapan arkadaşlara söyleyeyim, bunun için canımı boşuna sıkmıyorum. doktora görünmeye de ihtiyacım yok. sadece insanların başkalarının hakkına bu derece pervasızca tecavüz edebilme hakkını kendilerinde görüyor olmalarına deliriyorum. olay nedeniyle, benim yerime park edildiği için ben aracımı bir yere sokamadım. aracımı bir yere sokamadığım için (2km yarı çapında hiçbir yerde park yeri mevcut değil) arabanın başında kaldırımda 2,5 - 3 saat beklemek zorunda kaldım. devamlı aynı kişi park etmiyor, ancak çok sık bu durumla karşılaşıyoruz. zincir yaptırdık, zinciri çalmışlar. demir yaptırdık, kilidi söküldü 2 hafta içinde. bariyer yaptıracağım en aşağı 3-4 bin lira istiyorlar.

neyse, arabamı bu aracın önüne kaldırıma çektim. içinde bekledim. 5 kadın bir adam 3 saat sonra taksiden indiler. bulunduğumuz yere 3-4 km mesafedeki bir restorana gitmişler. yani gelip araçlarını benim otoparka koyup taksiyle yemeğe gitmişler :) hepsinin kafası güzel. aramızda geçen diyaloğu yazıyorum: adam=a, ben=b, kadınlar=k1,k2,k3


a:(cama vurarak) izin verirseniz aracı çıkaracağım.
b: üzgünüm, izin vermiyorum. benim şahsi mülküme park ettiniz. 3 saattir aracımı içeri sokmak için sizi bekliyorum. sizi polise şikayet ettim. yarın sabah gelip aracınızı çekecekler, siz de gidip otoparktan alabilirsiniz. isterseniz size bir taksi çağırayım.
a: (alkollü) offff ama siz anlayışlı bir beysiniz!
k1: ama ya hiç boş yer yoktu.
b: hanımefendi, lütfen boş yer olmaması bir bahane mi? ben sizin salonunuza gelip oturuyor muyum?
a: offf çok özür dileriz hanımlar bi hata yapmış. siz anlayışlı bir beysiniz. bi kahve içelim
b: ne münasebet beyefendi, siz nasıl başkasını zora sokmak hususunda bu kadar pervasız olabiliyorsunuz.
a: yer yoktu beyefendi. özür diledik işte. burası boştu.
b: yahu bizim en üst katta boş, o halde boş buldunuz diye hiç sormadan getirin eşyalarınızı koyun. bu nasıl bir mantık rica ederim.
a: siz anlayışlı bir beysiniz. offff. çok özür dileriz
k2: özür diledik ama..
k3: (ağır teyze) boş yer yoktu teyzecim. valla özür dileriz.
k4: nurtencim hadi görüşürüz ben kaçıyorum.
k1: anne bekle geliyorum ben
a: beyefendi özür dileriz siz valla çok anlayışlı bir beysiniz. offf.valla bi kahve içelim.
b: (hasbinallah) (araba çekilir) yani gerçekten lütfen en azından bundan sonra bir not bırakın, telefon bırakın arabanın üstünde. bakın orada yazıyor apt. otolarına aittir diyor. lütfen. bakın bunca saattir burda sizi beklemek zorunda kaldım. eşimle çocuğumla geçireceğim vakitten oldum. lütfen.
k1: ay ben sola gidicem, ay sola sola...ben çıkayım siz girin.
b: hasbinallah....iyi akşamlar.
a: iyi akşamlar çok özür dileriz. çok özür dileriz. hohhh

bizim binada da sadece biz parkediyoruz otoparka. eskiden sokaktakiler sürekli otoparkın önüne parkederdi. bir de aracımız otoparkta iken, gelir dayardı arabayı. babam ters adamdır. bir kaç tanesiyle tartıştı. şükür ki daha park eden yok. he bir de çözüm olarak otoparkın önüne 2 tane zeytin tenekelerinden duba yaptık. içine doldurduk betonu, taşımak için de tutacak şeklinde demir koyduk. aktif bir otopark olduğu belli olsun diye.

@acemi, okuması varsa ki ehliyet almışsa vardır diye tahmin ediyorum. hani ehliyet için sınav yapıyorlar, motor - ilkyardım - trafik vs. en azından duvarda yazan"falanca apt. otolarına aittir, yabancı araçların park etmeleri yasaktır" yazısını okuyabilecek kadar vardır. ha işi daha felsefik düzeyde, "ohooo her yazana inansak işimiz var kardeşim, ne malum adamın şahsi otoparkı olduğunu, önüne gelen her şeyi yazıyor zaten. hem müneccim miyim ben? bana ne ya koyayım arabamı, en uca koyayım ki arkama da kimse gelmesin" şeklinde ele aldıysa bilemiyorum

çekici getir çektir diyen arkadaşlar için; bu arada çekici öyle kolay gelmiyor. özel mülk olduğu için, "falanca apt park etmek yasaktır" vs yazması yetmiyor çektirmek için. polis gelecek, mülk tapularına bakılacak, şikayet olacak. vs vs vs

mahalle ne nezihlikte bilmiyorum ama zincirle demirin kilidinin çalınması değnekçi işi olabilir gibi geldi, siz her halükarda polis çağırıp o külfete katlanıp çektirin derim, zira bu öküzler bariyere de zarar verebilir.

geçmiş olsun :/

3-4 bin lirayı dert etmişsin ama hukuki yola taşırsan belki de daha fazla cebinden çıkacak, uğraşacaksın, konu uzadıkça uzayacak ve sinirlerin daha fazla bozulacak, sonuç alamazsan daha da üzüleceksin. Haklısın ama bu kadar takılıp sinirlerini yıpratma. Otomatik kapı bariyer bir şey yaptır bitsin kafan rahat olsun sürekli.

yatar kalkar park bariyer idiye araştırırsan bir şeyler bulabilirsin hocam. Ben de memleketteki evin önüne bunlardan düşünüyorum. 2 araba yan yana sığabiliyor. Herkes işe gidince, okullar bölgesinin yanında bulunan evin önü otoparktan farksız oluyor. Saat beşe kadar kalan araba yüzünden de park edemiyor babam, amcam ben ve evde oturan herkes. Biz başka yere koyuyoruz araba akşam gidiyor ama sabah sat yedide aynı araba bir daha geliyor. Bunlardan taktıracağım ben de ilk fırsatta.

tehdit olarak görürse alır. Demek ki tehditti.

Sanirim disney bir demogorgon. Korkunc bi’ sey.

walt disney bey kriyojenik uykusundan uyanmıştır belki, böyle bir gaza gelmiştir...

disney kendi online platformunu kuruyor ayrıca. içerik anlamında da genişlemek istiyor.

netflix de fox un filmlerini göremeyiz artık.

zekatını bana verebilirsin.

220 bin dolar kazanınca anca mı aklına geldi???

degil bi yere bagisla

alın teri dökülmeden 'kazanılan' para helal değildir. faizin haram olmasının sebebi de budur.

haram paranın/malın da zekatı olmaz.

ama siyasal islamcıysan takma bunları.

ek: ortada bir kazanma durumu yok yani, rant var, bir avanta var.

çok kral haram para yerim. istersen deneyebiliriz yakışıklı^^

800 bin lira kazanıp helalini düşünen adam :D

Bence değil. Faiz haram fakat borsa o kadar şey değil. Sonuçta paranı işletmesi için birine vermiyorsun. Bir şey alıyorsun sonra fiyatı değişiyor sana kar bırakıyor bence bu gayet doğal bir şey. Veya ben yanlış bakıyorum.

tabi ki haram. ben halihazırda cehennemlik olduğum için bana gönderebilirsin :/

haram diyenler kiskanclar bence.

bizim faize karsi olan dini butun arkadaslar aliyor btc

Parayla para kazanmanın yolu ne olursa olsun en hafif hali bile rakının yanında içtiğin su/şalgam kadar ''temiz''dir diye düşünüyorum.

diyanet açıkladı işte. harammış. diyanete inanmıyorsun bize mi soruyorsun?

kumarbazların ya da kara para aklamak isteyenler d ebitcoine yatırım yapıyor diyorlar.

EDEMEZ. ilk sözleşmeyi 1 yıllık yaptıysanız yenilendiği zaman 1 yıllık yenilenir.
ancak yeni sözleşmede zam isteme hakkı var, tefe- tüfe oranlarını geçmeyecek şekilde.

zam isteme hakkı olduğunu biliyorum. oranları da biliyorum orada sorun yok, ancak yenileme döneminde zam istemedi. şimdi alakasız bir zamanda yenileme sürecinde zam yapmadığımız için işlem başlatabilir mi? yoksa "belirlenen oranda zam yapılır" ibaresine rağmen yapılmadığı için sözleşme dönemini beklemek mi zorunda?

www.emlakkoalisyonu.com

Kira bedeliyle alakalı sorunlarda, bedelin belirlenmesi için dava açabilmek her zaman mümkündür. Ancak bu dava yeni kira döneminin başlangıcını takip eden otuz günlük süre içinde açılmalıdır. Eğer mal sahibi bu süreçte kiracıya zam yapacağını haber veren bir bildirimde bulunmuşsa, davayı yeni kira döneminin sonuna kadar da açabilme hakkına sahiptir.

Yani diyor ki yeni dönemde ya ilk otuz günde dava açacaktı ya da bildirimde bulunacaktı. Benim buradan anladığım şey o otuz günlük sürede işlem yapmadı ise sonradan geçmiş aylara yönelik kira isteyemiyor. Biraz Google kurcalamak lazım.

zammı evsahibinin değil sizin yapmanız gerekliydi. sözleşme döneminde kanuni artış miktarında zamlı olarak yatırmalıydınız. sözleşmede de yazıyordur zaten. sözleşme otomatik yenileniyor, ama otomatik olarak da üfe oranında zam geliyor. sözleşmede açıkça "belirlenen oranda zam yapılır" ibaresi varken evsahibinin telefon açmasını beklemek saçma.

Eğer sözleşme yenileme tarihinden sonra kirayı zamsız olarak yatırdıysanız, ev sahibi de kabul ettiyse, otimatikman bu yıl zam almamayı kabul etmiş sayılır. Zaten yasal zam oranı, yapılması gereken Maksimum zamdır. İlla i kadar zam yapılacak diye bir kural yok. Önümüzdeki sene, yasal zammınızı yaparsınız. Buna rağmen kiranız, etrafınızdaki rayiç dairelere göre çok ucuz kalıyorsa, ev sahibi "kira tespit" davası açabilir ama o kadar uğraşacağını sanmıyorum.

Çok fazla yoğunluk var bitcoin işlemlerinde. Şu an dünya genelinde blockchain.info 222 bin onaylanmamış işlemler var. Bu da çok uzun zaman alıyor. Aynı şekilde bende 12:34te vermiştim.

binance hesabını kontrol et, bitcoin çoktan geçmiş olabilir. paribu'daki durum çubuğu bazen geç çalışıyor ama bitcoin çoktan transfer olmuş olabiliyor.

yani bitcoin'in transfer olup olmadığını paribu'dan değil binance'ten kontrol edin.

btc de zorluk çok yükseldi ve karlılığı düştü diye miner abiler farklı coinlere yönelmiş. tabi burada büyük minerlar söz konusu. aciliyeti varsa başka bir alt coin üzerinden transfer edin.

@angelofdeath paribu'da altcoin olmadığı için mecburen bitcoin ile transfer ediyordur.

bu arada soruyu cevapladıktan sonra aktarım yaptım 20 dk'da geçti.

@ocanal ipucu için teşekkür ederim, btc'nin geçip geçmediğini doğrudan binance hesabım üzerinden kontrol edeceğim paribu yerine. fakat henüz hala sıfıra sıfırda. beklemedeyim.
sizinki ne iyi 20 dk'da geçivermiş. kendiminki yarın sabah, öteki gün bile geçse sevinecek haldeyim, çünkü şu anda btc'ler uçtu gitti şeklinde hissediyorum :)

@angelofdeath, size de teşekkürler. bir dahaki transferlerimi paribu ve btc yerine başka şirket ve coin'lerle yapmanın daha hızlı işlem getireceğini öğrenmiş oldum.

soundiiz.com

android falan diyor detayli bakamadim, iosta da oluyor mu ? calisma mantigi nasil tam olarak pc üzerinden mi yapmaliyim ?

community.spotify.com

spotify support a mesaj atın bence. ödemenin üzerinden çok geçmediyse parayı iade edebilirler.

urun.n11.com

elektrikçiye gerek yok, çakmak gözüne tak sonrası senin

fm transmitter olması sıkıntı. istanbulda neredeyse tüm radyo frekansları dolu. büyük ihtimalle başarılı olmayacak.

fm transmitter'ların kalitesi için kötü diyorlar, hepsiburada'da ucuz bluetooth'lu teypler var, yorumlara bakarak seçebilirsin. araçta hali hazırda kolon falan varsa amfiye de ihtiyaç duyacağını sanmıyorum, oto elektrikçi de takar evet.

Birkaç sebepten olabilir.

1. Eğitim sistemimiz yaşadığımız coğrafya ve toplum yapımızdan ötürü çoğumuz öyleyiz hatta çoğumuz bu kaygıyı bile yaşamıyoruz. Bu kaygıyı yaşayanlar da genelde disiplinsiz oluyor. Maalesef bizi zorlayan bir şey olmadıkça kendimiz çalışmıyoruz.
2. Olayların ciddiyetini idrak edememiş olabilirsiniz. Bunu yapmadığınızda ne kaybedeceğinizin farkında olmayabilirsiniz.
3. Öğrenilmiş çaresizlik yaşıyor olabilirsiniz. Ne yaparsanız yapın bir şeyin değişmeyeceğini düşünüyor olabilirsiniz.
4. İnsan ne öğrenirse acıdan sıkıntıdan dertten öğreniyor. Motivasyon durduk yere gelen bir şey değil. Büyük kayıplar size büyük şeyler öğretebilir ve gafletten uyanabilirsiniz ve bir anda büyük bir öğrenme güdüsüyle hayatınız düzelebilir. Ya da yavaş yavaş kendinizi disipline edeceksiniz sabırla uzun vadede çözülebilir.

hırslı olunmaz, hırslı doğulur.

git hırslı sevgili yap. istesen de istemesen de motive eder seni.

@but that was
Siz bu gafletten uyanabildiniz mi, uyandıysanız nasıl?

Gerçekçi hedefler koy kendine ve o hedeflere ulaşmaya çalış.

böyle bir şey çok tuhaf geliyor bana. yani kaç yıl kendinle yaşamışsın, sonra bir bakmışsın ki sen ve olmak istediğin kişinin arasında dağlar kadar fark var. ben şahsen insanın, daha doğrusu karakterin değişeceğine çok inanmıyorum.

dolayısıyla elindeki ile mutlu olmaya bak bence :)

Aynı durumu yaşıyorum. Dil öğrenmem, günümün belki yarısını ders çalışarak geçirmem, çaldığım enstrumanları ilerletmem vs. gerekirken bir bakıyorum, sezon sezon dizi izlemişim.

Bazı insanlar bu konularda doğal bir yeteneğe sahip. Kendilerini kapatıveriyorlar ve mesele bitiyor. Bizimse kendimize dağılmamak için sağlam engeller koymamız, bazı teşvikler vermemiz şart.

Mental direnç de zamanla, sporda kazanılan kondisyon misali gelişen bir şey. Bir anda oturup saatlerce ders çalışmak, bu tempoyu aylarca sürdürmek zor. Adım adım.

Benim ilk önerilerimden birisi (bkz: pomodoro tekniği). Bunu uyguladığım zaman gerçekten verim aldığımı hissediyorum. Günde 4 pomodoro toplamda 100 dakikalık çalışma süresi eder, kemiksiz hem de. İyi bir başlangıç.

Bir diğer önerim ise, geçmişe ah vah etmemek olacak. Yaptım, olmuyor. Bırakmak gerek.

konsantrasyon ve en önemlisi motivasyon eksikliği bu.

programlı çalışmak öğretilmiyor sanırım artık ilkokulda. ciddi ciddi hayatınızı planlayın. baya saatlere bölün. sabah kaçta kalkıyorsanız gün içinde yapacaklarınızı saat saat yazın. ve her konuda kendinize hedef koyun. sizi motive edecektir.

-ders çalışmak için şu şu konuya gelene kadar gibi. şu kadar sayfa gibi. bilmiyorum ne çalıştığınızı.
- kendinizi geliştirmek istediğiniz konu ile ilgili interneti kullanın, kitap satın alın, okuyun vs. bunu da mesela ders çalıştıktan 1 saat sonraya planlayın. işin orası size kalmış.
- yukardaki arkadaş enstruman demiş. ona da tavsiyem günde en az 1 saat enstrumanını çalışması. full konsantre ile.

son tavsiyem: bu işleri yaparken telefonlarınızı sizi arayan ve mesaj atanlar dışındaki tüm bildirimlere kapayın. face-insta.. yok böyle şeyler. tv'yi kapatın. biraz kendinizle kalın.

Uyandım. Okula falan pek gitmeyen evde kafasına göre kitap okuyan asosyal birisiydim. Entelektüel ilgi alanlarım ve başarılı bir şekilde bitirmem gerektiğini düşündüğüm bit okulum vardı fakat sürekli bir kaçış prpcrastination durumu olurdu. Erasmusa gittim. Fransanın küçük bir şehrine. Fransızca bilmiyordum ve ingilizcem de pek iyi değildi o dönemler. Dersler fransızca olduğu için okula da yalnızca birkaç hafta gittim. Onun dışında 5 ayım 9 metrekarelik odamda geçti. Kimseyle tek kelime konuşmadan geçirdiğim bir sürü gün oldu. Büyük bir yalnızlık yaşadım ve dil sorunundan dolayı ekmek almak bile probleme dönüşüyordu. Bu geçen 5 ay hep yetersizliklerimi görmemi sağladı hem de bu yetersizliğin bedelinin ne olabileceğini. Bir taraftan da insanları gözlemliyordum tabii. Hem bizden öndeler hem de bizden çok çalışıyorlar diyordum ve bu duruma çok şaşırıyordum. Herkes çok çalışıyordu. Ben ise yapmam gereken hiçbir şeyi yapmadığım için rezil bir hayat yaşıyordum. Hayatımın en kötü ve en çok şey öğrendiğim dönemiydi. Dönünce ilk 1 hafta bunalıma girdim ardından yeniden dünyaya gelmişim gibi bir his oldu. Çok güzel bir histi. Yeni bir hayat vardı önümde ve iyi yaşamalıydım. Sonra çalışmadan bir şey olmayacağını ne yaparsam yapıyım hayatı kandıramayacağımı hayatın kimseye haketmediği hiçbir şeyi vermediğini anladım. Bağ dua değil çapa ister diye bir söz duydum mesela ya da boş duracağına boş çalış dedi babam. Ondan sonra işler biraz daha iyi gitti. Çalıştıklarımın karşılığını aldıkça da daha rahat bir hayat oldu.

Şimdi ara ara kaytarmalarım oluyor tabii ve inanç/değerlerim dışında beni ayakta tutan tek şey özgürlük hissi oluyor ve bir şekilde toparlanıyorum. Kendimi kontrol edebilmeliyim irademi elime alabilmeyim diye düşünüyorum ve yapmam gereken neyse yapıyorum. Diğer türlü sorumluluklarımı yerine getirmediğimde kendimi köle gibi hissediyorum. Bu his en sevmediğim histir.

@but that was just a dream
Çok güzel yazmışsın.
Ben de senin gibi asosyal bir hayat yaşıyorum ama artık bu durumdan hoşlanmadığımı ve her şeyi daha kötü yaptığını keşfettim. Ama kendimi aşmakta zorlanıyorum.


Ayrıca üstteki diğer yorumlar için de teşekkür ederim ayrıca belirtemedim siliniyor çünkü.

Xiaomi Mi6 al geç.
n11 yada hepsiburada dan alabilirsin.

nexus 4'ten sonra mi 6 ya geçtim. nexus 4'te şarj kablosuna bağlı yaşarken mi 6 da günde 1 kere şarj etmem yetiyor. çok fotoğraf çekmedim ancak kamera kalitesi iyi gibi duruyor.

hepsiburadadan aldım ben. ritzy teknik servis garantili geldi. kutunun içinden priz adaptörü ve bir tane silikon kılıf çıkıyor. ancak ben kılıfı çok beğenmedim ayrıca bir kılıf aldım.

xiaomilerin android arayüzü biraz farklı. miui diye araştırın.

Xiaomi Mi6 +

bu cuma black friday indirimleri olacak. iki gün bekleyin derim.

lenovo p2 özelliklerine bak derim. Tavsiye ettigim kişiler memnun

bu cumayı bekle.

Oneplus 5

Kahve fetisisti degilsen ya da boyle en taze kahveyi icmek istiyorum gibi beklentin yoksa 1 haftaya kadar dayanir ama bu en lezzetli kahvenin pesindeysen ayni gun icinde tuketmelisin. Genelde 1 haftadan sonra ortalama birinin fark edebilecegi kadar bir azalma oluyor bence aromada.

hava ile temasını ne kadar keserseniz o kadar uzun süre korur kendini. ben kilitli ve vakumlanmış ambalaj ile kuru ortamda saklıyorum.

15 dakikadan sonra bayatlar. ben icecegim kadar ogutup french presse atip iciyorum

Düşük gramajda daha fazla paket yaptirabilirsiniz, hava aldıkça tadı kaçacaktır

ip.bitcointalk.org

angelofdeath o ne öyle merdiven altı baklava imalathanesi gibi ciddi adayları bekliyorum :D

Madencilikten bahsediyorsanız şöyle hizmet vereni biri var ama tanımam etmem.

bitcointalk.org

Bir projeniz varsa yazın ona göre düşünelim.

(bkz: din)

amerika'nın özgürlükçü yapısı artı din

turizm gelirleri de yüksek olsa gerek.

Gelişime açık coğrafyadan kastın Amerika ise bunun durumla doğrudan alakası yok zira 18. yüzyılın başlarında göç etmeye başladılar.

Birkaç kuşakta sert bir değişim beklenemez zaten amiş nüfusunun toplam nüfusa oranı düşüşte.

onlar kendi aralarında ayrılıyor sanırım. bir bölümü araba, tarım araçları falan kullanıyor. Amerika'da her şey pazarlama üzerine olunca böyle gariplikler oluyor.

Turkiye'de de bircok koyde yasam cok farkli degil. Hatta Istanbul'da bile.

4,5g kullanmıyorum cihazım desteklesede almıyorum lte bandına şu memlekette 1 gb hücresel veri 10 lira ise lte şuan haram

geriye dönük olarak hizmet veriliyor halen.
üzerinden yıllar geçmesine rağmen edge desteği halen geçerli. önce o kalksa bile 3g nin ortadan kaybolması yine yıllar alır.

bu tür veri standartlarını sadece cep telefonu ile düşünmeyin, aynı altyapıyı kullanan çok farklı cihazlar mevcut olduğundan desteğini de kesmiyorlar.

hala edge kullanan çılgınlar var. kişinin kendi tercihi bu. 3g hala mobil kullanım için yeterli band genişliğini sunuyor.

evet besleyemezsiniz. ama karari daha sonra aldilarsa gecerliligi olmaz, beslersiniz. ornek mahkeme kararlari var. haytap.org sitesine girin, hukuki cogu sorunuza cevap bulursunuz.

apartman yönetmeliği ne?
yönetim planından bahsediyorsanız, şayet ilgili madde varsa evet evde evcil hayvan beslemeniz yasak olabilir. apartman yönetiminin bu plan dışında kendi kendine aldığı kararlar çok bağlayıcı değildir. apartman yönetiminin meşruluğu bile tartışılır çoğu durumda.

(kitap arasında kalmış silgi tozu uyarısı ile zorunlu edit)
yönetim planındaki yapılacak bir çok değişiklik maliklerin 4/5 inin rızası ile gerçekleşir. emsal kararlardan yararlanmanız faydalı olacaktır.

@angelofdeath tüm maliklerin beşte dördünün onayı diye düzeltmiş olalım.

apartman yönetmeliğinde köpek sahibi olunamaz maddesi varsa sıkıntı ama yine de belediyeye kayıtlı, karnesi düzgünce takip edilen aşıları yapılan bir köpek olursa ne derece sorun çıkarırlar bilmiyorum ama sorun yaşamak mümkün. öyle bir madde varsa başka bir eviniz olduğunda deneyin şansınızı derim.

sonradan öyle bir madde eklenirse de sizi hiçbir şekilde bu durum ilgilendirmez. tek sıkıntı işte insanların davranışları olur. onun dışında yasal hiçbir işlem yapamazlar.

sonradan eklense de yaptırım uygulanıyor. geçen sene apartman yöneticiliği yapan babama karar aldırtıp bu şekilde uygulamaya geçirttiler. köpek sahibi köpeğini başka bir yere sahiplendirdi.

@ferrarimizolaydisatardik dava acildi ve mahkeme kopegin verilmesi gerektigine mi karar verdi? apartman tabi ki baski yapar ama hukuken bi gecerliligi olmadigina dair ornek davalar var diye bu sekilde biliyorum.

@pide dava açılmadı. ihtarname çekildi. eğer 7 gün içinde gereği yapılmazsa hakkınızda dava açılacak diye. dava açılsaydı sonuç ne olurdu bilemem. ama bizde süreç bu şekilde işledi.

adsl teknolojisi aynı sokakta beni mutlu eder, yan apartmanda sizi mutlu etmeyebilir. eski bakır kablolar, santrale uzaklık, santraldeki makineler, sokak başındaki kutu gibi milyon tane etmen var.

ahmet mutlu olmuş sözlüğe yazmamış ama mehmet iki sayfa giydirmiş olabilir. =)

şayet yakınlarda oturan tanıdık biri varsa kullanıcı deneyimi sorgulamak daha iyi bence. öbür türlü de sizi yıllarca düşük kalite hizmete mahkum etmemek adına sözleşme falan olmadan kullanabileceğiniz bir abonelik araştırın.

türk.net alacaksanız bağlatana kadar büyük sıkıntı yaşıyorsunuz baştan söyleyeyim. 11(evet on bir) iş gününde bağlandı benim internetim. biz taahhütlü internet alamazdık mecburen bekledim. onun haricinde bağlandıktan sonra kopma hiç yaşamadım. ama şöyle bir sorun var internet hızım ttnette iken 24 megabit sabitti. türk.net hala 15'in üstüne çıkartmadı. arayıp kayıt oluşturmak lazımmış ama onunla da ben uğraşmadım.

-10 yıllık bina eski değildir

-network kablosu kullanmak ? pek anlam veremedim, telefon kablosu yeterlidir.

-mahalle elektrikçisine söyleyin o halleder. ehil olmayan ellerde apartmandaki diğer dairelere de sorun yaratan bir iştir çünkü.

-kaliteli malzeme kullansın bir güzel de sabitlesin. bunu yapmadan önce 10-12 metre (artık 3. kata kadar ne kadar kullanacaksa) kablo ile eve kadar çekmeden bir hız testi yapın (modeminizle), sonra eve çektiğinde aynı hızı görmeniz gerekiyor teoride.

bunları söylerken aktif bir abonelik olduğunu düşünüyorum değilse hattı çektirip bağlantı sağlanana kadar test yapamazsınız. saygılar sevgiler

cat 6 değil normal telefon kalosu ile halledeceksiniz işinizi. ama bina ankastresine bıraktıktan sonra telekom onu sizin lokal ile ilişkilendireceksiniz ve kapınıza kadar gelmiş olacak internet modeminizi bağlayacaksınız.

siz bilmiyorsanız bir elektrikci cok rahat halleder. Ayrıca lokal bakırdan dolayı evinizde 35 mbit göremeyeceğinizi bilin zayıflamalar olacaktır.

command ve diğer bantlar için verilen değerler optimum koşullar için geçerli. üstelik bantların açıları ve astığınız ürünün ağırlık merkezi gibi ilk başta akla gelmeyen etmenleri unutmamalı =). bence 15 kg asmak için oldukça ağır. uygun fiyatlı şovale alıp üzerine koysanız (duvara monte sorunu var sanırım) daha sağlıklı olabilir.

ışık biraz kötü ama açık şampanya beyazı yada fildişi gibi görünüyor duvar.

Evet duvarı delmek istemiyordum fakat galiba tek çözüm duvarı delmek gibi duruyor. Şovale hiç aklıma gelmemişti bir de onlara bakayım uygun bir şey bulabilir miyim diye :) Sağ olun vaktinizi ayırıp cevapladığınız için.

arada 380tl fark var ama 4gb ram ssd ve ekran kartı farkı o parayı önemsiz hale getirmiş. tabi ki pahalı olanı seçerim.

4gb elbette, farka değer

o paraya değer bence.

gtx 950 seviyesindeki bi kart için 2gb ya da 4gb olmasının ciddi bir artısı yok. ikisi de 1920 x 1080 zaten artı gtx 950 4K için yetersiz bi kart. onu da geçtim birisini yanlış yazmış da olabilirler. özetle ucuzu alırım ben olsam.

@washe bir de 4gb olan paylaşımlı, 2gb olan paylaşımsız bunu söylemeyi unutmuşum ben. bu da etkiler mi performansı?

paylaşımlı paylaşımsız olayına takılma, vatan'ın sitesindeki bilgiler çok saçma. 4 gb ekran kartı var birinde diğerinde 2 gb. birinde bellek 12 gb diğerinde 16. birinde 128 gb ssd var diğerinde yok. son çıkan oyunların bazılarında ekran kartı belleği inanılmaz önem arz ediyor. örneğin gtx 950m batman arkham knight'ı çok rahat çalıştırır ama 2 gb yer yer fps düşüşlerine sebep olur.

4000 lira bandında 1050'li laptoplar zaten varmış ama düşünmezsen pahalı olanı seçmeliymişsin zira sonradan o 4 gbı ekleme şansın pek olmayabilirmiş diyor yanıbaşımda duran sevgilicaazım

tavsiyede bulunabilir miyim? paranı çar çur etme,

www.monsternotebook.com.tr


www.monsternotebook.com.tr

vatan dışında bir yerden alma ihtimalin varsa bunlar bütçene uygun.

ilkinin ekran kartı www.videocardbenchmark.net

ikincinin ekran kartı www.videocardbenchmark.net

bu da senin almayı düşündüğün laptopların ekran kartı www.videocardbenchmark.net

bu saatten sonra 1000 serisi altı ekran kartı alınmaz. 950 ile 1050 arasında çok fark var.

ayrıca 950'de 2 gb-4 gb farketmez. masaüstünde 750ti ayarına denk gelen bir kart, 8 gb olsa da bir anlamı yok.

hocam etme. 5000 lira verip 950m kartlı bilgisayar alınmaz artık. 1050ti'lı modeller var aynı fiyatlara. 1060'lı casper'ın mı acer'ın mı bi modeli dönüyor vızır vızır televizyonlarda. onlara bak.

ekran kartı ramine takık olduğuna göre oyuncusun. oyun oynayacaksan 900 serisi kartlara para yatırılmaz artık. alacağın kart minimum 1050ti olmalı.

Migros, kipa, carrefour vb. Marketlerin büyük şubelerinde oluyordur.

şarküteri gibi mekanları tercih edebilirsiniz. sorununuz faturalandırma ise hem yemek hemde temel gıda maddesi olarak fatura kesebilir onlar.
örnek:
şütte

Karaköydeki Namlı veya Çerkezköy.İkisi de hem restoran hem de şarküteri.

Köfteci Yusuf tarzı yerler olabilir

büyük ihtimal daha önceden pişirilmiş o etler ve beklemiş. o bekleme esnasında da tat falan kalmıyor. değilse pidenin içinde pişmeme riski var.

bir de pideci diye geçinen tiplerin çoğu iğrenç bir peynir kullanıyor üstüne de 2 kilo yağ atıyor. zaten yediğinin ne olduğunu anlamak zor. yağlı ekmek gibi bir şey.

Oscar kebapçı sanırım. Biliyordur sebebini. Çok küçük doğrandığı için suyunu kaybediyordur ondandır bence. Kıymalıda tad alıyormuşsun gerçi :/ ben bi tad alıyorum ama evet saf et tadı değil. Farklı bir şey.

dananın tranç kısmından yapılır o genelde sert olur çünkü diğer yerlere göre daha ucuzdur. yağı da yoktur, malum ete tadını veren yağ. daha önce pişirilmez, daha önce pişirilse fırına atarsan yanar. kapalı pide yapılacaksa daha önceden pişirilir.

Senle aynı fikirdeyim, gittiğim yerlerde kıymalıyı tercih ediyorum. Gereksiz bir karışım gibi.

Aldığımdan beri ekran koruyucusuz ve kılıfsız kullanıyorum (1.5 seneyi geçti) ekranım çizik değil. Ekran koruyucu ve kılıfın telefonu kalınlaştırıp takozlaştırmasını sevmiyorum.
Çizik falan yok, hiç düşürüp kırmadım da. Düştü tabi de kırılmadı.
Telefona evladım gibi değer verip sarıp sarmalama ihtiyacı hissetmiyorum. Maddi bir şey en nihayetinde.

Bir seneden fazla oldu alalı ve hiçbir çizik yok. Her şey daha güzel, kuşlar ötüyor, atlar kişniyor, ineklerin bahsini bile açmıyorum.

eskiden 6110'um vardı onu kılıflı kullanıyordum ondan sonraki bütün telefonlarımı kılıfsız ve koruyucusuz kullandım. kelimenin tam anlamıyla şımarıklık. Hani şu zaten koruyucuya gerek olsa koca apple koyardı safsatasının ardına sığınmadan, sırf şekli güzel geliyor diye kılıfsız kullanıyorum.

kullandığım telefonun ekranını 1 kez değiştirdim ve şu anda da sağ üst köşesinden diagonal şekilde 2 cmlik bi' derin çizik(çatlağımsı) var.

bulaşık yıkarken eldiven araba alırsanız film, sevişirseniz kondom, telefonda da koruyucu. Ne olursa olsun kılıfsız iş yapmayın.

3 sene ekran koruyucusuz kullandım telefonu. Çok fazla yere düştü bu sürede ama ekranda bir tek çizik bile olmadı. Sadece telefonun son günlerinde bir kez çok kötü düşürdüm ve o zaman da ekranda değil de telefonun kenarında ufak 1-2 çizik oldu.

Bu bahsettiğim telefon iphone 4'tü. Sonra değiştirmek zorunda kalınca daha iyi bir modelini alıp ekran koruyucu taktırdım. Bu sefer eskisinin yanında aşırı hafif kalan bir düşmeyle ekran koruyucusu paramparça oldu bunun.

Demek ki neymiş? Telefon iphone 4 değilse koruyucu şartmış. Ama 4'ümü kullanabilseydim hala senelerce ekran koruyucusuz kullanırdım daha. :(

4 yıldır koruyucusuz kullanıyorum. ekranda çizik yok ama kasada epey çizik var. neden kullanmadım çünkü bu ekranlar zaten çizilmeye, darbeye karşı vs. dayanıklı. telefonum defalarca düştü ama ekranı vs. kırılmadı.

elektronik şirketleri telefonlarının ekranlarını, çözünürlüklerini vs. 1% oranında geliştirmek için milyarlarlarca dolar harcarken 3 liralık bir plastik (veya polikarbon her neyse) koruyucu ile o ekranın verimini düşürmenin anlamı yok.

Kilif kullanmiyorum ekran koruyucu da yok. Ekran da cizik yok ama kapak cok cizildi. Kenarlari filan da soyuldu. Pahali telefon almadigim icin umurumda degil. 2bucuk 3 yil sonra degistiririm.

Kapakli deri kilif var, bu yuzden cizik degil. Onceki telefonumun cizikten ekrani gozukmuyordu. Hor kullanirim.

Ben de koruyucusuz ve kilifsiz kullaniyorum. Telefonlar pahali, ekran tamiri de keza oyle ama telefona 3000-4000 TL verip ondan sonra esek kadar bir kilifa sokmak ya da canim IPS ekranin uzerine dandik cin mali koruyucu yapistirip goruntunun anasini aglatmak mantikli gelmiyor. Ya bunlarin da alitelisini tercih etmek lazim -ki hem pahali hem de hala telefonun kullanilabilirligini baltaliyorlar, ya sigorta falan islerine girmeli (Acikcasi ne kadar iyiler, kullanislilar bilmiyorum), ya da Allah buyuktur deyip korumasiz gitmeli. Ben sonuncuyu tercih ettim, son 5 senede bir vukuat yok.

3000 liralık telefon kullanmıyorum. 1000 liralık işimi görecek f/p telefon kullanıyorum, o yüzden kılıf ekran koruyucu falan takmadım. düşürdüm, ekran kullanımımı etkilemeyecek kadar kırıldı, umrumda değil. pahalı telefon olsaydı, kahrolurdum.

benim aldığımdan beri yaklaşık iki senedir ekran koruyucu vardı. geçen sene ekim kasım gibi yere düştü, kenarlardan kırıldı. ben de rahatsız ediyor diye çıkardım. ondan bir iki gün sonra bi sinir harbinde fırlattım telefonu ve sonuç;
www.eksiduyuru.com

değiştirmedim de öyle kullanıyorum bi senedir.

şu an o kenardan döküle döküle daha da açılmış durumda.

4s den beri koruyucusuz ve kılıfsız kullanıyorum. 1 kere cam kırılma sorunu yaşadım tamamen kendi mallığımdan. iphone alıp kılıfa koyunca büyüyor telefon. ekran koruyucu konusunda da ekran çizmek zaten zor.

1 sene önce Z5 almıştım. Aldığım günden beri telefona kılıf ya da koruyucu takmadım. Aldığım tüm aletlerin aldığım gün jelatin vs ne varsa çıkartır bir daha takmam. Benim yaşam felsefem bu. Bunlar ürünler ve kullanılmaları eskimeleri lazım. Eskidikçe daha mutlu oluyorum bile diyebilirim. Ekranda kılcal çizikler vardır hiç dikkatimi çekmiyo. Ama telefonun yanları normalde grimsi olmasına rağmen şuan çok fazla sayıda siyahlık var. Alttaki metal gözüküyo. Arka tarafı bir hafta önce çatladı. Ama beni rahatsız eden bir şey yok.

Note 8 kullanıyorum. 10 gün oldu. Hem kalem kullanımını sınırladığı için hem de gorilla glass 5 olduğu için
kullanmıyorum.
Sahip olduğumuz malların tadını çıkarmamız gerektiğini düşünüyorum. Keyif > güvenlik

gorilla glass 3 ve sonrası için sorun değil böyle şeyler.
kırılmaz değil ama çizilmesi çok zor.
bende kullanmıyorum

ben hiç kılıf falan kullanmayan bir insandım düşmeler sonucu arkası biraz çizilmişti ama dikkatli bakmadan görünmüyordu, ama samsung kullanmaya başladım ve bu kavramlar hayatıma girdi. bence kullandığın telefonunu böyle kılıflara sarmak hem çirkin hem saçma dayanıklı telefon almak lazım, en kısa zamanda bu telefondan kurtulmayı umuyorum.

Bir önceki telefonumu (Nexus 4) kapaksız ve koruyucusuz kullandım kaç sene bir şey olmadı.

Şimdikini ise (Nexus 5X) sadece orijinal kılıfla kullanıyorum. Çünkü telefonun arka kısmı plastik gibi ve kirlenmeye çok müsait. Bir de bazen elimden kayıyor sık sık, kılıfla kaç defa düştü kalktı bir bok olmadı. Ekran ise Gorilla Glass olduğu için bir tane bile çizik yok, henüz çatlak vs. de yok.

Gaza gelip kılıfı da koruyucuyu da çıkardım hadi hayırlısı.

1. A. Evet çizik. 1. B. 1 yıldır koruyucu kullanıyorum
2. A. Ekran koruyucuya rağmen arkası kırıldı ki çift taraflıydı. Ben de delirdim çıkardım öndekini de. 2. B. Pek etkilemedi hayatımı.

Çok hassas telefon olmasına rağmen s7 edge ve kapaksız kılıfsız koruyucusuz kullanıyorum.

telefon elime geçeli (böyle deyince de çalmışım gibi oldu, babam almıştı ve bir süre kullanamamıştım, ondan öyle diyom) 4-5 ay oldu. herhangi bir yerinde çatlak ya da çizik yok. ilk birkaç gün koruyucu vardı ama o haliyle ağır ve hantal geliyordu, sevmedim. şarj aletini sokmak bile eziyetti. daha önceki hiçbir telefonumda koruyucu kullanmamıştım zaten, bunda da yeni diye heves etmiştim öyle sadece birkaç gün (tehlikeli erkek seven kızlar eklesin).

telefonun başına hiç mi iş gelmiyor? geliyor. şortla koltuğa oturduğumda falan voink diye cebimden çıkıp yere kapaklanıyor şerefsiz, newton yerçekimini icat etmemiş olmasaydı bunların hiçbiri olmazdı... şükür yere yakın olduğu için başına bir iş gelmiyor o mesafeden düşüşlerde. onun dışında da dikkatli kullanmaya çalışıyorum, sert zemine falan düşmedi hiç göklerden.

koruyucu kullanmak lazım aslında ama dediğim gibi bana hantal geliyor. telefon taşımaktan zaten nefret ediyorum. büyük ya da ağır bi şeyi sürekli yanımda gezdirmek istemiyorum. "la koruyucu ne kadar ağır olabilir mna goyum ne mal adamsın" diyebilirsin ama takıntılı adamım ben hoşuma gitmiyo, koruyucuyu skiyim. iyi günler.

network, beymen club

yukarıdakine ilaveten fabrika.

Dufy bisse

Fit bir vücudunuz varsa;
Network'un kesimleri güzel ama kumaş kalitesiz. Sarar'ı da beğeniyorum.
Ama tek seçim yapmak gerekiyorsa Kip derim ben hem kesimleri güzel hem de kumaşı oldukça kaliteli.

Altınyıldız. Boyner de filan indirim oluyor 3 tanesi 100 TL gibi. Beğenmezsen 2 giyer atarsın.

"Form doldurma süresi sona ermiştir. Teşekkür ederiz."

yazıyor bende. siz nereye tıklıyorsunuz?

www.ikdm.hho.edu.tr bu linke?

Server Error

404 - File or directory not found.
The resource you are looking for might have been removed, had its name changed, or is temporarily unavailable.



Bende yazan bu siz nereye tıklıyorsunuz?

404 veriyor da süre bitmiş zaten: Başvurular 17 Kasım 2016 - 12 Ocak 2017 tarihleri arasında internet sitemiz üzerinden alınacaktır.

rusya ve israil sanırım hala aktif

kışladan çıktığınız tarih askerlik hizmetinin bitiş tarihi olmaz. terhis tarihi daha sonraki bir gün olabilir. kısaca o 12 gün hala TSK nın malı sayılıyorsunuz.

terhis belgesi vermiyorlar mi cikista?

hala asker oldugun icin garnizon terk yapman yasak olduğundan cikamazsin. terhis mahiyetinde izin ile cikiyorsun.

yani ben çıkış yaparken beni yurtdışına çıkartmazlar mı sen askersin diye? yoksa çıkıp döndükten sonra fark ederlerse cezası mı olur? bilginiz var mı?

hiç yurt dışına çıkmadım. pasaport kontrolünde neye bakıyorlar, baktıkları yerde bu adam asker görünüyor yazıyor mu bilmiyorum sonuçta. ama şu bir gerçek, tmi olarak çıktığın zaman resmi olarak senin terhis tarihine kadar tmi kağıdında yazan adres ilinde bulunman gerekir. garnizon terk yasaktır. sırf bu sebeple askerler izinli oldukları zaman bulundukları ildeki askerlik şubesi ya da merkez komutanlığına gidip kaşe bastırırlar biz buradayız diye.

teşekkür ederim. askerlik tam martta bitiyor. pegasus %40 yurtdışı indirimi için sordum da almadım riske giremedim neyse darısı başka indirimlere :-)

www.microsoft.com

bu adres size yardımcı olacaktır.

31 aralık 2018'de kalkacak denildi. şu anda akk'yi aşsan da eskiye oranla hızın daha az düşürülüyor yine aynı değişiklikle.

akk yi kaldırıp doğrudan kota uygulamasına geçiyor iss ler.
sözleşme imzalarken dikkat edin. şu aralar kimse 2 yıllık imzalamıyor o yüzden.

zamanında parsel parsel de satılmıştı, yeni bir şey değil. şimdi komple sattılar. ülkede satacak bir şey kalmadı işte, didik didik ediyorlar her şeyi. elde ne varsa çıkarıyorlar.

sallayın. takmayın artık. hakettiğimiz gibi yönetiliyoruz.. yanarım yanarım da hayatımın 15 senesinde bunlar var olacak.. gençliğimde.

dediğim gibi takmayın. vatandaş profili hakediyor bütün bunları

eğer gerçekse para için yapılan bir satış olmadığı ortada. talep Amerika'dan gelmiştir, Türk yetkililer "buyrun buraya yapın" dese de sikinde olmaz onların.
benzer bir projede çalışmıştım, skmeyecekleri eşeğin önüne ot koymaz bunlar.

Rezalet bir olay. Bu arazi vakıf arazisidir, hukuken ve dinen vebali büyük.

Önce toki'ye aktarmışlar, toki'de abd'ye satmış burasını.

Ak-saray'ı da bu araziye yapmışlardı, demek ki parça parça satacaklar...


.

Göz göre göre miras elden gidiyor, yav yeter artık her gün bu kadar da olmaz demekten bıktım. Eylem yapsan biberi ye içeri gir. Bir bok yapmaya da hakkımız yok ki.

nalbura göre değişir. çoğu esnaflık duvarını yıkalı çok olmuş, önüne geleni kazıklama derdinde olduğu için marketten 1.40 a alır size 2.5 a satar.

fiyatını sorun çekinmeyin, işinize gelen yerden alın.

hiç bulaşma nalburlara, anlaşmalı nalburumuz bile arada sırada geçirir bize. dışarıdan gelen sıradan müşteri tam yolunacak kazdır. Yinede yakında varsa sor ama sanmıyorum daha ucuza geliceğini ( toplu alımın hariç tabi)

Daha ucuz olma ihtimali çok düşük aynı miktarda ürün alamadıkları için. Ayrıca küçük esnaf gelen müşteriyi kazıklamaya çalışır. Bunu da katınca iyice zorlaşıyor ihtimal

Fiyatını bilmediğim şeyi esnaftan almamaya çalışıyorum. Denk getirirlerse ayakta sikiyorlar.

önemsiz olduğunu düşünüp doktora 2 gün sonra gittiğim bilek yüzünden aradan 15 yıl geçmesine rağmen zıplarken sorun yaşıyorum.
ortopedist görmeyecekse hiç gitme kas gevşetici ağrı kesici verip gönderirler. yarın git filmini çektir uzmana görün.

bence hemen acile görün. sabah yataktan kalkmaya çalıştığında üzerine hafif bile basamazsın, yardımsız yürüyemezsin. büyük ihtimalle alçıya alınacak.

geçmiş olsun.

gerekirse, ödünç koltuk değneği verebilirim. (istanbul/kadıköy)

milyon kere burktum ayak bileğimi öyle normal yürürken falan da değil spor yaparken dolayısıyla her seferinde de hemen doktora gittim hatta artık o kadar kötü olmuştu ki çok hassaslaşmıştı bileğim normal yürürken çat çut burkulur hale gelmişti bir türlü tam iyileşemediği için o kadar kötü bilekte bile bir şey çıkmadı(mr-röntgen), özetle gerek yok her bilek burkulması için koşa koşa doktora gitmeye. yarın müsait bir vaktinde gidersin.

masada oturmakta bir sıkıntı çekmezsin bilek burkulmasında niye sorun olsun ki? eğer işe giderken çok uzun ve yorucu bir yolun yoksa ayakta kalmanı gerektiren bir sıkıntı olmaz. bu arada yarına daha çok acıyacak haberin olsun.

yandan görüntüsünde ayak tabanına paralel morarma var mı? ben geçen kış burktum ayağımı. tendon subluksasyonu olmuş yani tendon yerinden çıkmış. 1 ay koltuk değneğiyle gezdim.8 ay geçti hala iyileşmedim, kırsam daha iyiydi. demem o ki, doktora görünmekte fayda var. birkaç yastıktan yükselti yapıp ayağını onun üstüne koy, her saatin 15 dakikasında buz kompresi sonra 45 dk normal buzsuz dinlenme şeklinde soğuk kompres yap.

ayak burkulmasi vakaya bagli olarak kiriktan beter olabiliyor.
ozellikle ciddi manada doku hasari meydana gelmisse.
insani gecici olarak koltuk degnegine mahkum ediyor.
yillarca duzelmiyor, tam duzelecek gibi olurken en ufak bi zorlamada yeniden nuksediyor.
acile gidin. muhemelen diyecekleri gibi soguk uygulayin, bandajlayin ve uzerine basmayin. verdikleri ilaclari surun.

o input-output zaten en önemli kısım. kaç volt kaç amper vb. olayları var.
bozulan ile beraber bir elektronikçiye giderseniz (tamir yada yenisini satan) size yardımcı olurlar.

uç kısmı çok nadir ise yeni bir adaptöre onu aktarırlar sorunsuz kullanırsınız.

Orijinal alma durumun yoksa üzerindeki ibarelere ve ucuna bakman lazım. Örn. input 220V AC/ output 9V DC. Max current (maksimum akım) 1A. Bi de ucunun içi ve dışının polaritelerini gösteren bi işaret olur. Genelde dış taraf - iç + dır ama istisna olabilir. Ucunu da aynı uçlu bulman gerek.

Bulamazsan en yaygını ayarlı Ataba adaptörler. Voltaj ayarlanabilir. Değişik uçları mevcut. Maksimum akımı da tutuyor ise onları deneyebilirsin.

çok teşekkür ederim

Degil. Yani bu yonde bulunmus bir kanit yok. Muhtemelen yasanmis bir dogal afetin tasviri, dilden dile yayilmis.

Buyuk bir sel oldugu farkli kulturlerin kaynaklarinda yaziyor. Tabi kimisi bunu ilahi bir sebebe baglamistir kimisi de doga olayi olarak gormustur.

Mesela gectigimiz haftalardaki Istanbul afeti gibi bir sey o zamanlarda yasansa Allah'in gokten kullarini cezalandirmak icin buyuk buz parcalari firlattigi ve tum sehri sular altinda birakarak insanoglunu gunahlari icin cezalandirdigi yazilacakti muhtemelen.

doğal afeti tanrının gazabına yorma. milattan önce bilmem kaç, ....., 99 gölcük, 2004 tsunami diye gider.

Evet fil zurafa dolu gemi dagin tepesine cikiyor. Acayip gercek.

Gerçek değil ise neden bilim adamları belli kanıtlardan yola çıkarak bu gemiyi araştırıyor. Çoğunlukla genel görüş bu geminin Hakkari ya da Ağrı dağı bölgesine oturduğu yönünde. İnsanların çeşitli kavim/ırklara ayrılması yine Hazreti Nuh aleyhisselamın çocuklarına dayanır. Türk soyu Nuh aleyhisselamın oğlu Yafese dayanır. Wiki dahil benzeri yerlere bakabilirsiniz.

Wiki'de yazan da su: "There is no scientific evidence for a global flood, and despite many expeditions, no evidence of the ark has been found."

Insanda irk diye bir kavram yoktur.

Sacmaliklariniza bilimi alet etmeyiniz, sevgiler.

Türün besin piramidindeki yerine göre değişmekle birlikte, birçok memelide aynı türün elemanlarından 1000-2000 tane kaldığında 'Türün devamı tehlikede' deniliyor. 500-600 tane kaldığında 'Türün devamı çok kritik seviyede tehlikede' deniliyor. Örneğin, orangutanların bazı türlerinden 7000 tane kalmış ve 'kritik olarak türün devamı tehlike altında' olarak geçiyor. 100 taneden falan az kaldığında artık tükendi, eli kulağında olarak kabul ediliyor. Dünya üzerinde bir canlıdan iki tane kalması, o canlının yakın zamanda tükenmesi demek.

Dünyada 8.7 milyon tür olduğu düşünülüyor. Hatta hayvan türleri için 3 milyonla 30 milyon arasında alt kırılımları, alt türleri sayanlar var. Tam sayısını bile bilemiyoruz. Hadi, 1 milyona düşüreyim sayısını kıyak olsun diye. 1 milyon tür bir gemiye sığacak. Var olan her ama her hayvandan 2 tane olacak. Onlar bir gemiye alınacaklar planlı bir şekilde. Ayrıca o gemide birbirlerini de yemeyecekler. Kalan her hayvandan 2 taneyle de türlerin devamı sağlanacak. Aslan antilobu yemeyecek mesela, türün devamı garanti altına alınana kadar besin zincirinde kimse kimseyi yemeyecek ama üreyecekler bir şekilde. Etobur bir canlı karnını doyurmak için avının sağlıklı nesiller üretebilmesini bekleyecek ve o arada açlıktan ölmeyecek. Çocuklar arasındaki ensest ilişki sonucu oluşan bireylerde de o türün tüm çeşitliliğini oluşturan her gen olacak. Dolayısla da seçilen hayvanlar melezin melezi cinsten olacaklar.

En iyi ihtimalle, orada birtakım doğal felaketler olmuştur ve bir adam belki birçok insana göre büyük fedakarlıklar yaparak birtakım hayvanları kurtartmıştır.

Wiki den ingilizce alıntı yapıldığında daha inandırıcı olmuyor. Türkçe olarak Yafes başlığına bak. Kur'an-ı Kerim de geçen buna benzer bir çok olay tek tek bilim tarafından da doğrulanmıştır. Ama gündem konusu yapılmak istenmez. Bilim ancak Kur'an-ı Kerimi doğrular. Aksi bir şey beklenemez.
Lut gölü çevresinde yapılan araştırmaları da gözden geçirin isterseniz. Bununla ilgili belgeseller var. Her şeye şüpheyle bakmak boşa vakit kaybetmektir. bazı bilim adamlarının hangi gerçeklerle karşılaştıktan sonra neden müslüman olduğunu araştırın.

bununla alakalı biyoboyut hesabı yapılmıştır bir yerde. dünyadaki tüm yaratıklarıdan bir çift almaya kalkarsanız o geminin boyutu ülke kadar oluyor zaten.

dini hikayelerin %90 ı abartılarla doludur ki insanları daha çabuk etkilesin.

scontent-otp1-1.xx.fbcdn.net

bu mevzunun bilinen ilk versiyonu nil in taşması. var ordan hesapla.

tesekkurler, verilen cevaplardan ve birazcik wiki taramasindan bu meseleninde dinci mucizelerinden biri oldugunu anlamis oldum, ayin bolunmesi, kizildenizin yarilmasi vs..gibi..

spotify da beast mode var. bisiklete binerken kendi listelerim ile onu döndürüyorum.


open.spotify.com

playlist yapalım

trainspotting 2 ost lust for life prodigy remix
www.youtube.com

@angelofdeath eklemeyi unutmuşum; deep house, techno arası birşeyler arıyorum. beast mode'u zaten takip ediyordum. da işte hep olmuyor aynı liste. kendi playlistim de var ama daha yeni birşeyler bakıyorum. bir de bisiklete binerken kulaklık takma yav :/

Spotify'ın running modu var onu denesene. Tempona özel müzik çıkartıyor. İster hazır listelerden, ister kişisel mixini dinleyebiliyorsun.

8 tracks vardı bi ara hala var mı bilmiyorum bayağı iyiydi.

distribütör yok / ithalatçı garantisi yeterli diyorsanız xiaomi listenin başına gelir.
2000tl seviyesinde xiaomi mi6 şu an amiral gemisi diye tabir edilen telefonlar ile aynı seviyede. bir alt seviyesinde mi5s ve mi5s+ var bunlarda 1200-1500 arası

ama yetkili servis vs olsun derseniz 64gb 4gb ramli asus zenfone 3 1500 tl

(git:www.donanimhaber.com )

zenfone 3 64 gb yapıştırın gitsin. şu an piyasada bu fiyatlardaki en iyisi bence. xiaomi de iyidir ama garanti olayı çok problem. ithalatçı garantisi firmasına bağlı, tamamen şans işi bence. zenfone 2 aldırmıştım zamanında 4 akrabama birden. 2-3 de hepsi de çok memnunlar. 2-3 yıldır en ufak bir problem yaşamadan kullandılar.

lenovo p2 aldım, mutluyum

Samsung a7 2017

2 3 gün telefon kovaladım. araştırmadığım telefon kalmadı. huawei p9 2000tl al hiç düşünme yeni aldım.

(git: www.youtube.com

samsung a yanaşma müşteri memnuniyeti iyi ancak telefonlar kronik sıkıntılı lg kullananlarda da memnuniyet oranı düşük eğer 1800-2000 arası arıyorsan sony xa1 ultra yada huawei p9 1500 altı arıyorsan seçenek çok.

Arkadan da saldirilarak.

Okçu yağmuru?

kılıç + kalkan olanların saldırı sonrası defans hattını yarması o mızraklıları bitirir. kılıç kadar etkin kullanımı yok. örnek resimde ilk mızrak saldırısında ön safları kaybetseler bile o kayıp %100 olacağını düşünmüyorum.

www.youtube.com

mızrağın sivri ucundan tutup çekerek.
kalkanlarla birlikte ya düşerler ya da mızrağı bırakırlar.
iki durumda iyidir.

bu taktiğe phalanx deniyor. antik yunanda çokça kullanılmış. en büyük zayıflığı da yanlardan ve arkadan saldırıya açık oluşu.

bu düzene kanatlardan süvarilerle saldırmak gerek. arkaya dolaşırsa iş bitti. ama düzen bozamazlarsa süvariler hapı yutar. yamulmuyor isem

uzak menzilli herbişe=catapult + okçu.

bize de bir adriana düşer mi umutları. umut etmek dünyadaki en tehlikeli şey. insanı vazgeçmekten alıkoyuyor.

iki sene önce, okuldaki bir derste bölüm başkanı bu kitabı okuyup çok beğendiğini söylemiş ve herkese tavsiye etmişti. epey de anlatmıştı. kimi arkadaşlarım okumuştu.

en çok okunanlara girmiş olmasını insanoğlunun populist yaklaşımı olarak görmekle beraber, bu olaylar olmadan önce bu kitabı okuyan, beğenen tavsiye eden insanlar da vardi ki biri epey saygın bir profesördü:)

kitabı okumadım ama bence gerçekten iyi bir kitaptır. yani boş bir kitap için bunca tantana yapılmaz diye düşünüyorum.

ama;
şimdi olanlara bakalım. ben ki tv izlemeyen gazete okumayan insanım, benim bile her şeyin en ince detayından haberim var. geçen hafta metin ve adriana'nın birlikte olduğu haberi çıktı, hemen ardından adriana "kitabını okudum çok etkilendim" dedi. kitap elinde yürürken fotoğrafları çıktı. metin de bu sırada açıklamalar üstüne açıklamalar yapıp kitabını anlatmaya başladı. (konu kitap değildi oysa adriana ile olan ilişkileriydi.) bugün de kitap en çok okunan olmuş. tüm bunlar bir hafta içinde oldu bitti.

pr diye bir şey var ve zaten kendi alanında yetenekli olan insanlar bu yeteneklerini herkese göstermek için bunu kullanıyorlar. al işte nusret bir metin iki.

güzel bir pr calismasi.
kitap bahsedildigi kadar iyi olsaydi listelere girmesi 3 yil sürmezdi.

kitap okumayan insanların kitap okuyorum diyebilmek için aldığı bir kitaptır muhtemelen. o kitabı alıp okuyacağım sürede aldığım nefesi sayarım daha iyi.

edit: ted konuşmasını izleyin hak vereceksniz. böyle kendini beğenmiş ve bomboş bir insan görmedim.

Bebenin anlamsiz bir tedx konuşması var, vaktine acimazsan bi izlemeye çalıs, gulersin o derece. O konuşmayi yapan birinin yazdigi kitabin cok para edecegini sanmam. Bu benim fikrim.
Hakikatten beklentileri karsiliyor mu demissin ya karsiliyordur, cunku bizim milletin listeleri etkileyen okuyan kesiminin beklentisi bu kadar.

stanley kendini kanıtlamış yılların markası sonuçta. ben bir süredir kullanıyorum muhteşem seviyede memnunum. contigo hiç duymadım.

contigo bir süre kullandım, hiç memnun kalmadım. contigo ısıyı korumada çok başarısız. stanley'den şaşmayın derim.

stanley.

arkadaşlar contigo'nun v2 olanını alacaksınız. ilk versiyonda contada erime ve ısı kaçırma sorunları var.

Gözün kapalı Stanley al, Contigo'nun esamesi okunmaz bu karşılaştırmada.

thermos da iyidir evet. çift duvarlı çelik olanlarına bak mümkünse kapağı da bardaklı falan olsun. 12 saat tutuyor öyleleri. ben de 1.2 litrelik thermos marka var kışın -20de kamp yapıp sabah termostaki suyla çay içiyorum

Zojirushi.

zamanında yakınlarım kortizon alırken uyguladıkları diyetler.

tuzsuz ekmek (mümkünse kendiniz yapsanız daha iyi aslında)
yoğurt (yine ev yapımı yada güvenilir marka)
et suyu ve haşlanmış et
çorbalar (yine et suyunu kullanabilirsiniz)
meyve
taze mevsim sebzelerinin haşlama yada sulu yemekleri (salçada tuz vardır dikkat edin)

aklıma gelenler bunlar.

sebzedeki sodyum sayılmıyordur muhtemelen. siz yemekleri tuzsuz yapın yeter.

bol su iç, yemeklere kendin tuz atma, işlenmiş gıda yeme.

Bir de tedavi bittikten sonra en az 2-3 ay daha diyetine devam et. Çünkü etkisi hala kalıyor

tuz yersen şişiyorsun. dikkat et

Gün boyu sadece sebze yesen aldığın tuz 0.2 gramı geçmiyor.

Hazır gıdalar hep tuz, yemekleri tuzsuz pişir, salça falan koyma.
fallopian +1 angelofdeath +1
Yoğurt, süt gibi kalsiyum kaynakları +1
Karbonhidratı fazla tercih etme

tuzsuz fıstık ezmesi, haşlanmış patates (kabuksuz), patlamış mısır, bal, taze meyve (çilek, muz hariç), fasulye ıspanak brokoli hariç taze sebze, içeceklerin hepsi serbest (kırmızı boyalılar hariç), tuzsuz çiğ ceviz hariç kuruyemiş, yulaf ezmesi, yağsız kıyma günde 80 gramı geçmeyecek şekilde..

Hayatımda 2 kez aldım bu tedaviyi. İlkinde dr. tuz konusunda uyardı ve gerçekten çok dikkat ettim ama yine de o aydede diye tabir edilen surata sahip oldum ve kilo aldım. İkincisinde ise doktor yine tuz konusunda uyardı ve şeker konusunda da en az tuz kadar hassas olacaksın ve şekeri tüketmeyeceksin dedi ayrıca karbonhidratı da nispeten az tüketirsen iyi olur dedi. Bu önerileri de dikkate aldım ve sorunsuz bir tedavi dönemi geçirdim. Kilo almadım. Velhasıl tuz hep söyleniyor da, şeker de alma, bal, reçel vs falan tüketme.

Kortizon kullanırken şekeri de kesin. Bazı insanlar şeker de yükseliyor benim yükselmişti. Meyve bile yiyemiyordum. Tamamen tuzsuz. Bol sebze. Et balık ürünlerinde tuz olmadıkça sorun olmamıştı. Paketli şeyler de yeme bi zahmet zaten zararlı. Ben kortizon kullamırken zayıflamıştım

90 derece de kısa programda çalıştırıyorum ben. yıkama modu bitince durdurup pompa modu ile suyu tahliye ediyorum boşuna elektrik harcamasına gerek yok =)

Boş çamaşır suyu ile çalıştırın ama çok koymayın köpürür

Benim iç kapağı kirli, orayı temizleyemiyorum.

dağ bisikletini asfaltta sürmek bisiklete zarar vermez, her türlü koşulda kullanabilirsiniz. ancak diğer seçeneklerinizden daha az konforlu olur. hem sürüş pozisyonu olarak hemde tur bisikletleri gibi rahat bir selesi olmadığını (aksesuar almayacağınızı düşünerek) hesaba katmanız lazım.

siz poponuzun keyfini düşünün bisiklet gider nasılsa.

Dag bisikletini asfaltta kullanmak enerji kaybindan dolayi önerilmez. Yoksa her bisiklet her yolda sürülür.

Yol bisikleti de dag da sürülür, ama caniniz cikar, sürüs keyfi sifira iner. Yol bisikleti, cok düzgün yollarda önerilir, bir de durus pozisyonu dolayisiyla, baslangic seviyesindekiler icin önerilmez.

Aradiginiz sey sehir bisikleti. Yollar düzgünse amortisorsuz sehir bisikleti.

acemi bir bisikletci olarak;

sehir bisikleti almaniz gerekiyor. ben specialized'in sirrus
modelini aldim bir-iki ay once. memnunum.

tur bisikletleri biraz daha profesyonel. lastikleri, agirliklari vs. kaymak gibi yollarda fiyuu diye gitmek icin tasarlanmis.

dag bisikletini atiyorum istanbul'da sahil hattinda kullanabilirsin. ama daha fazla enerji harcarsin. sehir bisikletini toprak yola cikarma bile. bir kere o lastikler direkt patlar. amortisor yok. minicik asfalt bozukluklari bile rahatsiz ediyor insani. yani sehir bisikleti alman gerek. aslinda melez diye tabir edilen bisikletler de var. onlar biraz daha amortisorlu. dolayisiyla bozuk asfalt yollarda daha rahat edersin. ama tabi mtb gibi olmaz melez bisiklet bile.

kimse bu aliexpress ürünlerini çalmayı düşünmez.

kargoda çalınma olayı pek olmuyor bildiğim kadarıyla. olanlar genelde havaalnında oluyor.

kargoyu takipli seçtiyseniz birinin teslim alıp almadığını kontrol edebilir ve satıcıyla iletişime geçebilirsiniz.

baya zamandan kastınız ne bilmiyorum ama bana 60-70 günde teslim olan ürünler oldu

mesela saati 5 aralıkta sipariş etmişim. 90 günü geçmiş.

illaki gümrükte takılmasına gerek yok. bi yerde birisinin malı kayboldu gibi düşünülecek şekilde cebine atma ihtimali de olabilir.

ürünün elime ulaşmaması için hiçbir sebep yok tek neden ürünümün gasp edilmesi gibi geliyor

Evet, benim kindle'ım çalındı mesela Türkiye'ye girdikten sonra. Kayıtsız olduğu için bir hak da iddia edilemiyor maalesef.

evett

ben ne aldıysam geç de olsa geldi. hiç yaşamadım.

$ koymuşsunuz. onları kaldırın düzelir

o kısımların sabit kalması gerekiyor.

Değişmesini istediğim kısım "sum range" kısmı o kısımlar da kitli değil formülde.

mumkun oldugunu dusunmuyorum. sen dikey kaydirirken formulun yatay kaymasini istiyorsun

@sos fistik olsun mu

Evet, formülü bir aşağı çektiğimde, data tablomda bir satır sağa kaysın istiyorum.

İmkansızı mı istiyorum. Bi kolayı vardır elbet?

onumde bilgisayar olmadigindan deneyemeyecegim ama soyle denesen? sum olayini pivotla hallet sonra hlookup yapsan?

data tablomu transpose yaptım olucak gibi.
edit: oldu.

Transpose olmadan da olur. Yani aşağıya çektiğinde sağa doğru ilerlemedi mümkün.

İsterseniz yarın bir dosya paylaşırım örnek.

@birdenbire
Sevinirim teşekkürler.

İki farklı yolla çözdüm Transpose dışında. Ama üstteki örnekte referans hücleler eklemiş olduk gereksiz yere... Alttaki çözüm işinize yarayacaktır.

dosya.co

Hayır satabilirsin. Kredi borcunu kapatip ipotegi kaldirmak icin satiyosan evini banka ile birlikte hareket etmen gerek.

kredi borcu banka ile sizin aranızdaki mevzudur. mülkiyet tapudaki işlemin ardından üzerinize geçer zaten. tapuda taşınmaz üzerine herhangi bir şerh konulmamışsa (bankadan ipotek yada başka bir şey) kimseyi ilgilendirmez o borç. şerh varsa da zaten satınalma esnasında önce o ipotek kaldırılır sonra kalan paranın devri olur. yani önce banka borcunu kapatarak satabilirsiniz.

İpotekli alabilir satabilirsin o ipotek borcu sana geçer, Banka borcu bitmeden terkin etmez ipotek şerhini. Kısaca almak istiyorsanız ipotek alacaklısı bankaya borç miktarını öğrenip alırsın kalan borç miktarı yaptırdıktan sonra ipotekten kurtulursunuz. Artı holosko aynı bankadan kredi kullanıp tek ipotek yapabilirsin. Pek yapılmayan şeyler bunlar

Olayı şu şekilde özetleyeyim:

Bay A, evini X bankasından kullandığı kredi ile almıştır ve X bankasının ipoteği vardır. Bay A evini Bay B ye satmak istemekte, Bay B de bu evi bankadan almak için Y bankası ile çalışmak istemektedir. Evin değeri 300.000 TL, Bay A nın da X bankasına borcı 50.000 TL olsun. Bay A, Bay B, X ve Y bankası avukatları tapuda buluşur. Y bankası avukatının elinde 300.000 TL lik bloke çek vardır. İmzalar atılır, evin üsündeki ipotek kalkar, Y bankası ipotek koyar, evin mülkiyeti değişir, çek el değiştirir. C bankası çekten kendi 50.000 TL sini alır gerisini Bay A ya verir.