vialand'e gidebilirsiniz.

Miniaturk kapalı mı?

Yerebatan Sarnıcı'na gidebilirsiniz. Bugün açık. Çok enteresan bir yer. Eminim ilgisini çeker. Sonrasında da, Sultanahmet vs turu yaparsınız. Yakın zaten.
yerebatan.com

Onun dışında, Kız Kulesi veya Galata Kulesini de ziyaret edebilirsiniz.

Forum istanbul akvuryum ve sonrası en üst katta oyun salonu olabilir

miniatürk'e gittik, çok güzeldi. Sonrasında da kayıkla Eyüp'e kadar geldik, Eminönü tarafına geçeceğiz, beyefendinin tabletine kılıf bakacağız.

Akvaryumları görmüş, vialand'e de ailesi müsaade etmez. Bayramda kendim erken saatte vialand'e gideceğim ya asıl benim istediğim bir yerdi. Yerebatan'ı da bir sonraki gelişinde gösteririm.

Çok teşekkürler herkese önerilerinden dolayı ^^

Cİnsiyetinden bağımsız olarak, başka birinin kullandığı havluyu kullanmam. Bence kadınlar daha temiz gibi bir durum yok. Temizlik pislik, cinsiyetten çok, tamamen kişiye bağlı. Bu arada, enteresan bir biçimde, kadın tuvaletleri, her zaman erkek tuvaletlerinden daha pis olma eğiliminde. Bu durumda, tam tersi bir genellemeye varmak da mümkün.

bu algının olusma sebebi pis erkek sayısının pis kadın sayısından fazla oluşu. yani aslında ' dahalık' bir durum değil.

evet.

Ortalamalarda erkekler daha pis, yani ortalama bir erkek ortalama bir kadından daha pis.

Ancak işler "en" lere gelince değişiyor. En pis kadın kesinlikle en pis erkekten daha pis.

Evet, bkz. tuvalet kullanimi.

tabii ki daha pis. kadınlar çok daha bakımlı. ben erkek halimle başka erkeğin kullandığı havluyu kullanmam, kadın neden kullansın?

genel olarak doğru. @agluna'nın da dediği gibi,cinsiyetten bağımsız bir durum bu ayrıca.

kendim kadar temiz, titiz erkek görmedim. bununla birlikte pis kadınlar da gördüm.

kadın-erkek kimsenin havlusunu kullanmam.

Kadinlarin temiz olmasi erkeklerin de kirli ve daginik olmasi gerektigiyle ilgili toplumsal baski var. Biz ilkokuldayken ogretmen kizlara sinifi temizletirdi erkekler bu sirada disarida top oynardi. Aileler de bu sekilde diger kadinlarin ve erkeklerin birbiri uzerine baskisi da. Tuvalete giderken cantasindan islak mendil cikaran bir erkek gormezsiniz ornegin. Cikarsa da bunu kimseye gostermeden yapar.

ben düşünmüyorum kadın kişisi olarak. dikkat ediyorsa erkek de gayet temiz oluyor.

Pisi temizi bilmem, erkekleri çok daha sorumsuz saygısız ve bencil buluyorum.

İstanbul'da bir AVM'nin temizlik görevlilerinden duyduğum kadarıyla kadınlar tuvaleti erkekler tuvaletine kıyasla kat kat daha pismiş.

evet.
deneyimlerimden yola çıkarak gönül rahatlığıyla evet olarak cevaplayabilirim bu soruyu.

Google translate, İngilizce-Latince kullandım, doğru mu bilemem ama : "Si non habeat fiduciam; confidunt in malum, quia malum non mutat."

otomatik fatura ödeme talimati vs verdiğiniz taktirde hesap işletim ücreti almıyorlar. ama günlük faiz yok, aylık faiz oranları düşük.

yüksek faiz olarak enpara ve cepteteb var. ing turuncu 1 yıl yüksek faiz veriyor.

ceptetebin döviz hesaplarına günlük faiz imkanı var.

iş bankası son 2 senedir çohacayipleşti. her şeyden para almaya çalışıyorlar o nedenle vadesizde para tutsanız bile hesap işletim almaları normal. başka bankaya taşıyın.

Cepteteb kullaniyorum. Hem hes ucreti almiyor. Hem de atmlerden doviz yatirip cekebilitorsun. Tum atmleri doviz cekmeye izun vermiyir olabilir. Ama buyuk sehirlerde sorun olmas. Mobildeyin hep hata hep hata

Akbank'a telefon açmıştım. "Şu an için hesap işletim ücreti almıyoruz, danıştay kararı var." demşlerdi, nitekim 2 senedir de, otomatik ödemelerimi iptal etmeme rağmen, ne TL, ne döviz, ne de serbest hesabımdan ücret almıyor. Ama İş Bankası ne yapar bilmem.

yine de musteri hizmetlerini arayin. talep uzerine sayim yaparlar belki. dediginiz sekilde degil de eksik para verme durumu olmustu bende. ispat da edemedim haliyle. sayim yapip ustunu yatirdilar sonra. sube atmsiydi ama bu.

Şuba atm'si değilse, doğrudan telefon bankacılığını arayıp, durumu anlatın. Eksik para tutarıyla ilgili işlem yaparlar, sayımda ortaya çıkar.

atm bazen parayı eksik sayıyor. iş bankası atmsinde başımıza geldi. müşteri hizmetlerini arayın, onlar belli bi gün gidip sayım yapıp duruma göre parayı hesabınıza yatırıyor.

şube atm'si olup olmaması çok büyük fark yaratmaz. müşteri hizmetlerini arayıp durumu anlatın. onlar ilgili çağrı kaydını oluştururlar. para vb. transferi yapan şirketler atm kasalarını direkt genel müdürlüğüne ya da nakit para akışıyla alakalı birimine götürüyor. orda atm'nin muhasebesi tutulunca durum anlaşılır. Bazen para ne muhasebede ne de müşterinin hesabında filan görünmez. bu da paranın direkt atmnin para yatırma ünitesinde sıkışıp kaldığını gösterir. onda da banka yine gerekli işlemi yapıp müşterinin hesabına yatırır parayı.

Bi arkadasim da 100 tl eksik almış akbanktan. Benim başıma gelmedi ama olabiliyor.

Evet böyle bir durum oluyor, tanıdığımın başına geldi. Şubeye bağlı olmayan tekli atmlerden biriydi, müşteri hizmetlerini arayıp kayıt oluşturdu, sayımdan sonra hesabına yatırıldı eksik tutar.

Çok sağolun. Aradım müşteri hizmetlerini kayıt oluşturdular.
Düşürme ihtimalim %1 gibi bir şey.
Muhtemelen yakında çıkar ortaya.

A380 bileti tabi ki hehe

Plaka tablo gibi bir şey olsa şık bir şey, Last Call to Dinner vb. yazsa ama havaalanı temalı belki mutfağa asılır :D

dodoburd.com

pilotların logbook'ları tipinde not defterleri vardı ifte fuarında çok güzeldi, duvara asılan kokpit posterleri de ilgi çeker.

@Sydney, bu fikri cebe attım ileride kullanmak üzere :)

belki şuradan güzel bir şey bulunabilir:
www.boeingstore.com
www.airbus-shop.com

www.muhurce.com

(bkz: nöroplastisite)

Bağımlılık denen olay beyindeki reward circuit da olan bir evrimsel bir gerçek aslında doğal ancak, 21. yuzyıl şartları altında biraz da evrim "bug"ı gibi bir şey.
Çoğu bağımlılık diyebileceğimiz şeyler (şeker, internet vb.) "mismatch theory" diye adlandırabielceğimiz durumdan oluyor. Evrimsel gerçekliğimiz ile günümüz dünyası şartlarının tamamen çatışması durumu.

en.wikipedia.org

bu noktada farkındalık gayet önemli.

bağımlı olduğunuz şeyle ilişkinizi koparmanız gerekiyor. Daha sonra daha başka yararlı şeylerle (ki tekrar bağımlılık yapacak şeyler olmak zorunda değil) tekrar beyninizi "re-wire" etmeniz gerekiyor. Uzun bir süreç. Bağımlı olduğunuz şeyi hatırlayacak şeylerden uzak durmanız gerekiyor. süreklilik önemli.

Yani sloganımız : "neurons that fire together wire together" işin özeti bu.

hobi,spor (yazmışsızsınız zaten), meditasyon, iş- uğraş, sosyal çevre ve radikal değişiklikler vb. şeylerle meşgul olmak yardımcı olacak şeyler.
Bu nokta da "klişe" diye sınıflandırılabilecek çözüm yöntemleri bilhassa en etkili çözüm yöntemleridir. Örneğin sporu hareketi hayatınıza sokmazsanız zorlanırsınız. Sizi iyi hisseterecek hormonların salgılanmasında önemli rol oynuyor. Çünkü siz bağımlıyken suni bir mutluluk yaratarak o hormonların salgılanmasını sağlayarak kendinizi bağımlı hale getirdiniz.

edit: www.youtube.com burda da bilgilendirici açıklama mevcut ek olarak.

edit2: Eğer gönül işi sorusu olarak bağımlılıktan bahsediyorsanız (ki bir farkı yok aşk da pozitif bir bağımlılık türü) şu makaleye bir göz atmanızı öneririm.
---> journal.frontiersin.org özellikle son başlık işinize yarar.

Bağımlı olunanın, aslında o insan değil, o insan suretinde, beyinde yaratılan mükemmel imge olduğunun farkına vararak.

Bence bağımlılık ihtiyaçtan doğuyor. Sağlıklı bir şekilde gidermediğin ihtiyaçlar sağlıksız bağımlılıklara dönüşüyor. Yaşam tarzı ve fiziksel şartlar da aynı şekilde bağımlılıkları yaratıyor. Yaşam tarzını değiştirmek lazım fakat o da başlı başına bir bağımlılık sayılır.

Sana ilgi gösteren başka insanları sömürerek

de da ile aynı mantık.

bendeki
kaldı ki
öyle ki
sendeki

bak anlam ne kadar farklı. tarif edemiyorum ama içime sinmiş ayırmak. türkçe hocaları göreve...

Olayındaki
Öyle ki

ki eki beraberinde bir açıklama istiyorsa ayrı yazılır.
"Duydum ki unutmuşşun gözlerimin rengini."
(Neyi duydun? Gözlerimin rengini unuttuğunu)

Okullarda öğretilen kural kabaca "-ki'den sonra -ler -lar ekleyince anlam bozulmuyorsa bitişik yazılır" şeklinde.

Örn:
seninki ("seninkiler" yapınca mantıksız bir kelime olmadı, bitişik)
öyle ki ("öylekiler" yapınca mantıksız bir kelime oldu, ayrı)

Bu şekilde öğrenmeyi deneyip uygularsanız bir yerden sonra zaten kuralı düşünmeye hatırlamaya gerek kalmaz, otomatiğe bağlarsınız. Dil kurallarını öğrenmek için çabaladığınız için tebrik ve teşekkür ederim.

neredeki?'' sorusunu yanıtlayan ''ki'' birleşik, diğerleri ayrı yazılır. Kısacası, -ki bağlaçsa, ayrı yazılır. Mesela;
Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer.
-se asla ayrı yazılmaz.

Arkadaş yazmış
sonuna lar ler eki gelince kelime anlamli oluyosa bitisik yazılır aksi halde ayri yazılır.
Ancak bu kuralin da istisnasi som bahcem kodlamasiyla bulunur. Sanki, oysaki, megerki, belki, halbuki, mademki kelimeleri bitisik yazılır

img01.alkislarlayasiyorum.com

@hold short of the runway pratik şekilde söylemiş ve genel olarak doğru ama bazı kalıplaşmış ifadelerde birleşik yazılır: halbuki, mademki, oysaki, sanki.


ayrıca "-sa, -se"yi ayrı yazmak istiyorsak "ise"ye çevirmemiz gerekiyor. onun haricinde ayrı yazılması yanlış olur.

-eğer böyle bir hata yapmışsam... (doğru)
-eğer böyle bir hata yapmış isem... (doğru)
-eğer böyle bir hata yapmış sam... (yanlış)

cümleden -ki yi sil. anlam değişiyorsa o "-ki" yi bitişik yazacaksın, ayırmayacaksın.
"seninki bugün okula gelmedi"

cümleden "-ki" yi silince anlam değişMİyorsa o "ki" yi ayrı yazacaksın.
" o kadar güzeldi ki"

şimdi arkadaşlar açıklamış güzelce. kafanızı karıştırmak gibi olmasın ama ben tdk hazretleri öyle buyurdu diye kalıplaşmamış olan sözleri bitişik yazmayı da doğru bulmuyorum.

halbuki kalıplaşmıştır. sanki kalıplaşmıştır. belki kalıplaşmıştır. çünkü (için ki) kalıplaşmakla kalmamış değişime bile uğramıştır.

ama mademki, oysaki, meğerki kalıp malıp değildir. bunlar da tdk'nın mok yemesidir. "meğerki"yi kalıp diyip bitişik yazıyorsak eğerki, öyleki, kaldıki, hepsini kalıp diyip bitişik yazalım ne farkı var anasını satayım. ben 38 yıllık hayatımca mademki diye kalıplaşmış bir kelime duymadım. kalıplaşanlar halbuki, sanki, belki, çünkü (için ki).

soruyu soran arkadaşın da kafasını bizzat tdk karıştırıyor böyle saçma sapan kurallarla.

Katarakt olabilir mi acaba?

Katarakt olabilir.
www.dunyagoz.com

Dizi güzel konu güzel fakat çok uzun. 1 bölüm 1 film resmen, ben dayanamayıp bırakmıştım. Youtube da 1 bölümün 4dk lık özeti var. Ne kadar boş geri kalan yerler sen düşün.

Güzel bir dizi beğenerek takip ediyorum.
Lakin uzun olması sonradan izleme olayını biraz zorlayabiliyor ben televizyondan izliyorum mesela sıkıntı olmuyor ama internetten tekrar izlerken çok sıkıyor uzunluğundan dolayı.
Ben izlenmeli diye düşünüyorum güzel bir yapım.

Yerli dizi yersiz uzun durumu bu dizide de var ancak, öncelikle oyunculuklar çok iyi. Atmosfer gayet başarılı şekilde ayarlanmış. Ve özellikle, sezon finalinden önceki son 5-6 bölüm gerçekten de çok başarılıydı. Bu sebeple, ben olsam başlardım.

ateşi kısık tutmak gerekir suyunu salsın istiyorsanız, öyle yaptınız mı ?

yok yapmadım ya :(
tam ateşte yaptım tüh

Teşekkür ederim.

Yapılacak tencereyi/tavayı mühürlemek de iş görebilir. Ben mesela içine yağı koyduktan sonra yüksek ateşte 2-3 dakika mühürledikten sonra eti atıyorum, hızlıca bir ters-bir düz yaptıktan sonra altını kısıyorum.

zwiegesprach +1 önce harlı ateşte mühürleyip, sonra kısık ateşte devam edin. Bir de etlere tuzu en son ekleyin, öbür türlü tuz da sertleştirir. Ayrıca, pişirme öncesi, zaytinyağı ve karabiber karışımında yarım saat bekletirseniz daha yumuşak olur.

Hastanenin sitesinden tc kimlik numaranızla girip kontrol edin isterseniz. Çoğu hastane webde sonuçları yayınlıyor.

Aynen alabilirsin. Bu arada CD'sini de alabilirsin. Ola ki başka hastanede bi doktordan görüş almak istedin, lazım olur.

Bildiğim kadarıyla bu sonuç 3 aşama.
Sonucun çıkmasıi. Uzman raporu (Radyoloji). (Sonuç ve raporla doktoruna gidiyorsun.) CD olarak basılması.

Büyük ihtimalle mesaj doktorunuza görünebileceğinizi haber veriyor. Pazartesi giderseniz de CD talebinde bulunabilirsiniz.

Sonuç haftaya bugün derken CD'yi kastettiler mi onu bilmiyorum. O yüzden haftaya gittiğinizde CD hazır değil sonra gel diyebilirler.

(Süreç Medical Park için bende böyleydi.)

Normalde çekimin ardından 15 dk içinde CD'yi yazıp verebiliyorlar. Raporu uzmanın yazması vakit alıyor, en iyi ihtimalle ertesi gün veriyorlar. Ayni hastanede görüntü çekilir çekilmez doktorun ekranına düştüğünden, doktor rapora gerek duymaksızın görüntüye bakarak hemen yorum yapabiliyor, bazısı yapamıyor. Ben de özel bi poliklinikteki tecrübemi yazmış olayım.

Göze vuran ağrılar migren başlangıcı olabilir. Tabii bir de çok bilgisayar kullanmak, tv seyretmekten vs de olabilir. Göz bozukluğundan kaynaklandığını zannetmiyorum.

Anladım, bir müddet deneyeyim duruma göre o halde, ben de başka bir rahatsızlıktan şüphelenmeye başladım, umarım ciddi değildir. Teşekkür ederim cevaplarınız için..

at daha doğru bir kullanım. in diyince kulağı tırmalıyor.
Örneğin: "We had a meeting at Holiday Inn" gibi.

Public place'ler icin genelde at kullaniriz. I am at the hospital dersen hastanedeyim cunku hastayim, I am in hospital dersen isteyim olabilir.

spesifik yer belirtiyorsan at kullanılır.

i am in bathroom at xx hotel.

anlatmayı deneyeyim:

in, bir alanın fiziksel olarak içinde bulunduğunu belirtir. mesela i'm in xyz restaurant dersen o restoranın içinde olduğunu anlarız. ne yaptığına dair bir fikrimiz olmaz.

i'm at xyz restaurant dediğin zaman o restoranda yemek yediğini anlarız.


ha bunun dışında, yabancı olduğun bilindiği müddetçe in/at dersen kimse sallamaz zaten. bir de abd'de at daha çok kullanılıyor.

zilingyuying.files.wordpress.com
profealvarado.com

adıyla bahsetsen de bahsetmesen de at kullanılır:

-we had a meeting at Holiday Inn.

-we had a meeting at a hotel in Philly.

Soslu makarna + salata

Ya da izgara et/firinda somon, yanina salata + makarna/pilav/patates

Bonfile + Fırında Patates veya Kuzu Sote + Pilav yapabilirsiniz. Aslında en risksizi, neyi iyi biliyorsanız onu yapmak.

SinitSl, patates salatasi, yesil salata. Vakit varsa belki bi de zeytinyagli olabilir. Ya da onun yerine tatli olarak su magnolia dedikle4i sey hos olabilir.

"Sonra diğer Avrupa ülkelerine tren ya da kara yolu ile gidilebiliyor mu?": Diger Schengen ulkelerine evet. Her Avrupa ulkesi Schengen'e dahil degil

"Eğer gidiliyorsa diğer ülkeler pasaport kontrolunu nasıl yapıyor?": Schengen ulkesinden diger Schengen ulkesine geciyorsaniz pasaport kontrolu olmuyor. En azindan ben kara, demir ve havayoluyla giderken hic denk gelmedim

"Bir de Avrupada schengen dahil olmayanlara karayolu ile geçmek münkün mğ?": Mumkun. Tabi gececeginiz ulkeden de vizeniz olmasi lazim

schengen içinde gez dolaş, pasaport kontrolü yok... bildiğin yol, yol kenarında da bir tabela o kadar.

schengen dışını bilmiyorum.

evet shengen ülkelerinde eliniz kolunuzu sallayarak gezebilirsiniz,
o bölgede pasaport kontrolü nadir oluyor hatta hiç olmuyor almanya fransa arası istanbul ankara arası gibi

shengen olmayan ülkelere geçeceksen pasaport kontrolü ile geçersin ama dikkat et diğer geçtiğin ülkenin vizesi mutlaka olsun sende yada tc ye vize uygulamayan ülkelere geç.

Evet gidilebiliniyor. Pasaport kontrolü yapılmıyor, sınırlar açık. Ancak arada, polis durdurup, pasaport sorabilir, ama bu çok nadir olur. Mesela Macaristan'dan Schengen alıp, orada Çekya'ya, oradan da Almanya'ya geçmek vs mümkün.

Schengen'e dahil olmayanlar için ayrıca vize almak gerekir. Mesela, Fransa'ya gidip, oradan da trenle İngiltere'ye geçeyim gibi bir durum olmaz.

teşekkürler cevaplar için.

son dönemde almanya başka ülkeden alınmış schengenle hava yolu ile ülkeye girmeye müsade etmiyormuş diye okuyunca acaba bu durum kara yolu için geçerli midir diye sormak istedim

baharatlı yeşil soğanlı içinde ne varsa o (örn; baharatlı yeşil soğanlı patlıcan, patates bv.)

Deniz börülcesi, kırmızı biber turşusu, salatalık, yoğurt, bir de tam olarak tanımlayamadığım, kavrulmuş patates + salça + yeşil soğan + yoğurttan oluştuğunu düşündüğüm bir salata.

levrek marine olabilir gibi.

You were always on my mind

jailhouse rock..istemsizce ayaklarımı oynatasım geliyor hatta(yeri siler gibi)

Heartbreak Hotel
Ayrıca willie nelson cover'ı da çok çok iyidir.

A Little Less Conversation

don't be cruel

Now or never
In the ghetto

Bal porsuğu videosunda fon müziği olarak dinlediğimden beri;
in the ghetto

You were always on my mind
Pocketful Of Rainbows

Jailhouse Rock

maximum'un aidatsızını kullanıyorum. normalde cinemaximum, müzekart gibi kampanyaları var mesela. onlardan yararlanamıyorum. ya da bazı alışverişlerde verilen ekstra taksitler olmuyor. işyeri ne kadar taksit verirse o kadar. muhakkak kullan diyeceğim bi durum yok dolayısıyla. dümdüz kredi kartı :) puan birikmesi yine oluyor, ama o konuda hangi kart daha avantajlı bilmiyorum.

cepteteb iyi

@fakyoras Sadekart ile taksit yapabiliyormusun ?

Bonus flexi

Bonus Flexi. Tabii bir Bonus Kart değil ama yine de taksit vs yapıyor. Ayrıca ekstra 4-5tl ödeyerek, istediğiniz kampanyaya katılabiliyorsunuz.

Evet ben de anlamadım bu neyin telaşı. Geçen gün bankamatik kartımı yenilemek istedim, 10 gün içinde gelir dediler. O sıra eğer internet alışverişlerinizde problem çıkarsa şubeye gelin düzeltelim dediler.

Bence internet alışverişine açık olan herkesin kartları, internet alışverişine kapatılacak. İnternet şubsinden de aç-kapa olayını kaldıracaklar sanırım.

Yoo, sitediğiniz zaman açıp kapattırablirsiniz. Bankaların panik olmalarının sebebi, internet alışverişi yapan bir müşteri, eğer 17 Ağustos'a kada izin vermezse, kartı internete kapatılacak. 18 Ağustos'ta kullanmak isterse, eğer hiçbir şey yapmadıysa, otomatik olarak kapalı olacak yani. Ama tabii 18'inde bankaya telefon edip açtırabilir.

Ben güvenli sitelerde, normal kredi kartıyla alışveriş yapan bir insandım. Şimdi normallerin hepsini internete kapattırıp, sanal kartları açtırdım. Ne olur ne olmaz. Bunca çığırtkanlıktan sonra, herhangi bir online kredi kartı sahtekarlığı olursa, bankaların çamura yatacağı gibi bir şüphe oluştu bende.

bu biraz da devlet zoruyla getirilmiş bir karardı. banka açısından bakacak olursak herkesin kartının internete açık olması en istenilen durum.
Bilinçli kullanıcılardan ziyade yaşı ve/veya bilgisizliği nedeniyle dolandırılan kesim için yapıldı.
Tahminim bu saatten sonra dolandırılma durumlarda bankalar şöyle diyecek: kartını sen internete açtırdın, sorumlusu sensin.

Aç-kapa olayı kaldırılmıyor.yine aç-kapa yaparsınız.

yapılan açıklamaya göre, son zamanlarda artan kart dolandırıcılıkları nedeniyle özellikle kartı olup da internet işlerinden hiç anlamayan emekli amcalar ve teyzelerin lehine bi çalışma bu. tüm kartları toptan bi kez kapatacaklar internet alışverişine, sen ben kullanmak için açtıracağız ama işi olmayanınki kapalı kalacağı için internet üçkağıtçılıklarına maruz kalıp mağdur kalmayacaklar.

Quarry 2. Sezon onayı almadı ama gene de izlwmeue değer. The affair de uyabilir.

Ozark olabilir.

The big little lies kesinlikle

Bron broen
The missing
Night of
Cardinal
The fall.hepsi dehset guzel

@fasulyek the big little lies'ın ilk bölümüne başladım ama bitiremedim. Ozark'a bakacağım.
@a r a m i s the fall, the missing, night of izledim the missing'i listeme eklemeyi unutmuşum onu da çok sevmiştim. cardinal aklımda. bron broen 5 bölüm izledim ama niyeyse devam edemedim. diğer sezonları ilkinden güzelse zorlayayım?

Bloodline
The Affair
Bates Motel
Riviera

The_Handmaid_s_Tale

wilfred

Bron broeni tam guzellestigi yerde birakmissin.efsane guzel. The killing ve manhunt unabomber i da deneyebilirsin.

Midenizi yatıştırmak için bir şeyler mi yeseniz acaba? Peynir-ekmek veya dışardaysanız eti form gibi, mide özsuyunu alacak şeyler iyi gelebilir.

bu gibi durumlarda maden suyu bana iyi geliyor ama size gelir mi bilmem. sorumluluğunu alıp için isterseniz.

Limon için.

Dostum panik atak geçirmiyorsundur umarım. Nabzın vs. ne durumda? Yoğun kafein içerdiği için buna sebep olabiliyor. Anlattıklarına bakınca pek sanmıyorum yalnız, o yüzden diğer konuya geçiyorum.

Filtre kahveyi bir şeyler yedikten hemen sonra veya kısa bir süre sonra içtiğimde hep midem bulanır benim de. Böyle mi yaptın?

Mide bulantını geçirmek için öncelikle leblebi ye. Etkisini göremezsen Emedur bul bir yerden.

Ekmek + yoğurt

Ha bir de ada çayı içmeni öneririm 15 dk falan sonra

bence az az ama sik su icin, hizli icmeyin.

@humanist evet yemekten hemen sonra icmistim.

Biraz su ictim, sonro limonata ictim ve yaninda biraz kurabiye atistirdim kendime geldim.

Tesekkurler herkese. Bir da lanet olası filtre kahvenin yanından bile gecmem arkadas.

yemekle yükselen tansiyon ve nabız kafeinle iyice coşmuş olabilir.

bol su iceceksiniz baska yapabileceginiz birsey yok.
bu durumun ismi de litaraturde caffeine jitter olarak geciyor

"An effective way of getting rid of caffeine jitters is to flush out your system with water. Drinking water can decrease the effects of caffeine in a relatively short time so it’s a good idea to drink up! Try drinking a glass of water for every cup of coffee you had."

lens kullansan da mutlaka yaninda gozluk bulundur. Lens cok pratik olsa da tozdan, deniz suyu, havuz suyundan etkileniyor. her yerde de takip cikartmak pratik olmuyor. lensle uyuya kalmamalisin vs. o nedenle lens kullansan da elinin altinda bir gozluk bulunsun.

Ben 11 yaşındayken, doğrudan lens kullanmaya başladım, bir zararını da görmedim. Önce gözlük sonra lens gibi bir mantık çok saçma...

Doktor, lensi gözlükten sonra öneririm, derken öncelik olarak gözlüğü, gözlüğü kullanamazsan lensi öneriyorum demek istemiştir. Yani tercih sırasını söylemiş.
Lens, dış müdahalelere karşı vücudun oldukça hassas ve savunmasız olan organlarından biri olan göze takıldığından hiçbir doktor kolay kolay uzun süreli kullanımını önermez.
Bir ihtimal gözlüğü kullanmaya başlayıp lense geçmezsin diye böyle bir öneride bulunmuştur. Yoksa tıbbi olarak ilk önce gözlük kullanımına gerek yok.

utopia

utopia +1
inside no 9
fleabag
humans

Eski biraz ama Coupling (UK)

peaky blinders

Hustle
Peaky blinders

Broadchurch (polisiye)
The Fall (gerilim, polisiye)
The Night Of (İngiliz versiyonu, Amerikan remake'ine göre çok daha iyi bence)
Misfits (komedi, fantezi ağırlıklı)

Spaced

Downton Abbey

Black Books
The IT Crowd
Spaced +1
Fleabag +1

Taboo yu tavsiye ederim...

downton abbey +1

Life on mars

Fearless

Snatch vard. Filmi diziye uyarlamışlar. Fena değil diyolardı.

Coupling
Black books
A Young Doctor's Notebook

Luther
Hustle

Babam iki gözünden de ameliyat geçirdi. Lazerle yapılıyor operasyon. Bir aparatla göz sabitleniyor ve lazer uygulanıyor. İki göze de yapılacaksa, bir hafta arayla yapılıyor. 10-15 dakika sürüyor. Gözünüzde bandajla çıkıyorsunuz hastaneden, bir gün sonra (veya aynı günün akşamı) açıyorsunuz. Sonrasında 4-5 tane damla var, onları düzenli olarak kullanıyorsunuz. Biz Veni Vidi'de yaptırmıştık ancak devlet karşılıyor. Bir de Altıntepe Kızılay'ı da önermişlerdi bize, katarakt konusunda.

İzleniyor

Zaten Dunkirk 2d, 3d'si yok. Imax olmayan bir sinemada seyredebilirsiniz.

izleniyor.

Ikea gibi yerlerde ekonomik kuş tüyü yorganlar var. Gayet hafif ve istediğin sıcaklık derecesine çeşitleri var.

Ben sıcak tutan bir şey istemiştim. Kışın en soğuk havada bile don atlet yatıyorum.

Kuş tüyü +1. Ikea ve English Home'da çeşit bulabilirsiniz. Gittigidiyor'dan da araştırabilirsiniz, şimdi yaz diye indirime girmiştir kesin:)

Yukarıdaki 2 arkadaşın kuş tüyü diye bahsettiği zavallı kazların canlı canlı yolunduğu yorgan yastık yapıldığı tüyler sakın almayın

Şu videoya 2sn bakıp kapatan zaten almaz aldırmaz

youtu.be

Yün yorgan en sağlıklısı gramajı azalttırıp kullanmayı dene olmadı pamuk yorgan alırsın

en sağlıklısı yün yorgan.
ben 2014den beri bunu kullanıyorum. üstelik yazlık ve nemli yerde yaşıyorum, ısınmak için sadece klima var. bu yüzden kislar dondurucu soğuk geçiyor. çok ama çok memnunum.

yorumlarında tüy döküyor ve koku olabiliyor demişler. burada rutubetin içinde bile koku yok. alerjik astimim var. tüy de yok. gözü kapalı alın derim. üstelik öyle anneanne yorgani gibi ağır değil. içine dengeli dağıtılmış.

www.hepsiburada.com

herkese teşekkürler arkadaşlar :)

fargo komple bitti mi?

fringe
house md.
good wife
hannibal

Narcos'a başladım neredeyse bitirdim sayılır. Gayet güzel gidiyor.

Six feet under. Bunlara göre sakin kalabilir ama herkesin izlemesi gereken bir dizi bence.

Blacklist.

Mentalist.

House of cards; ben çok önyargılı başladım politik dizileri sevmem çünkü, ama sonra başından kalkamadım.

marco polo

six feet under

fargo komple bitti. 3. sezon 1. ve 2. sezon gibi değildi çok sarmadı ama yine de olay örgüsü çok güzeldi izletti kendini.

black mirror'un ilk bölümünü izledim içimde devam etme isteği uyandırmadı. ediyim mi?
marco polo'yu da aynı şekilde bi iki bölüm izleyip bıraktım.
fringe baya izledim ama farklı konularda hep aynı tavırları sıktı beni. olay örgüsü basitleşti yani.

house of cards +1

shameless yazılmamış 0.0 şaşırdım evet
orange is the new black
the man in the high castle

sopranos ve house of cards.

breaking bad'i cok sevmis, better call saul'a tapan biri olarak diyorum.

Peaky Blinders

Bron/Broen

The Sopranos.

orphan black
how to get away with murder

iki dizide de bi bölüm daha bi bölüm daha olayı var. heycanlı bitiyor sonları.

band of brothers.

Young pope

damages.

ozark, expanse

friends!!!

The Wire
Oz

Oz+1
Person of interest ve the blacklist olabilir.

Person of interest, Narcos, Shameless kesinlikle üçünü de izlemelisin :)

Şurada ayrıntılı olarak açıklamış.
www.youtube.com

Bence evrenin oluşumunu andıran çok güzel bir sanatsal çalışma olmuş. Halı bana ait olsaydı çıkarmazdım herhalde.

Bence güzel duruyor, silmesen de olur gibi bu haliyle.

Yalnız hakikaten soyut bir big bang çalışması gibi olmuş, bence de kalabilir.

jackson pollock geçen bizdeydi der geçersin, kim bilicek

kurumadan nemli bir bezle örtüp en azından kabasını çekmesini bekle derdim ama kurumuş belli ki.

diş fırçası + asetonla kazıyabilirsin. beyaz diş macunu denemiş miydim emin değilim birden aklıma geldi ama :D

farklı renk ojeleri de dökerek özgün bir halıya sahip olma fırsatını kaçırma :)

Şurada çeşitli çözüm önerileri var.
www.eksiduyuru.com

Uğraşacağını sanmıyorum, takma kafana.

bir şey olmaz bana göre de.

Bir şey yapmaz, yapmayacak bence. Senin yaptığın hoş bir davranış değil. Sana güvenip aramayı bıraktıktan sonra yine eleman ihtiyacı çıkınca, işleri sekteye uğradı diye kızmış muhtemelen.

Eğer herhangi bir imza atmadıysanız hukuksal herhangi bir şey yapamaz. ettiği tehditlere gelince mesaj filan atarsa doğru savcılığa başvurun.

şartlar dediğiniz gibi değildi. ben de vazgeçtim işe başlamaktan ' bu cümleyi kuracağına farklı bir iş buldum desen adam kuşkulanmazdı senden

@nawar: ama başından gerçeği söyleseydi ben niye çıkıp geleyim ki? ayrıca bu kadar kaba olan bu adam yüz yüzeyken daha da kötü şeyler yapamaz mıydı?

@nivoandmira: kuşkulanmak derken?

bence yaptığında etik olmayan birşey yok.
karşı taraf yalan söyleyerek kendisine gösterilmesi gereken itinayı ortadan kaldırmış gibi geldi bana.
bu arada bi bok çıkmaz işten bence içini ferah tut.

İmzayı atmış olsaydınız bile, hukuken size hiçbir şey yapamazdı. İşçi ve işverenin, 2 aylık bir nedensiz cayma süresi vardır. Oh ne ala, işveren işçiyi beğenmeyince, ilk iki ay neden göstermeden çıkarabilsin, ama işçi ortamı beğenmeyince, "anlaşma var, çıkmazsın!" densin. zaten başımıza ne geliyorsa, sadece işçiye dayatılan ama işverenin hiç nasibini almadığı etik anlayışımızdan geliyor.

Bir halt olmaz.
Bir alisveris sonrasi adamin biri bana boyle tehditler savurdu, elinde adersim telefon numaram falan da vardi. Adam tehdit etmeye basladigi anda sozunu kesip "dostum, elinde geleni ardina koyma" dedim. Bir halt olmadi.

İşveren gelmeden çıkıp gitmekle hata yapmışsın, Direkt onunla ve o anda konuşman lazımdı. Adam bu nedenle kızmış, yerine birini ayarlama şansı tanımadığın için. Belki diğer çalışanların oyununa geldin, belki onlara öyle sana başka olacaktı ne biliyorsun. Adamla konuşup "çalışanlar böyle böyle dedi anlaşmayı yazılı yapalım" veya "çalışma şeklinizi gördüm, bana göre değil, önceden belirtmeliydiniz, bu koşullarda çalışamam" demen lazımdı.


Yasal olarak bişey yapamaz, Yapabileceği bişey olsaydı telefonda " seni bulup pişman edeceğim" diye tehdit etmezdi.
(Sen gerekirse adama yaptığınız konuşmanın telefonunda kayıtlı olduğunu söyleyebilirsin, tlf. konuşmalarını kaydeden aplikasyonlar var. )

Bana göre de bişey olmaz, telefonunu açmayınca iyice sinirlenmiş sinirini boşaltmıştır.

direk işkuru ara ve bu firma tarafından tehdit edildiğini söyle.

hayat aklini konusacak bir filozof uret +1

Çalışanın dediğini işverenle doğrulaman lazımdı. Bir şey yapamaz. Fuhuştan ihbar edersin, tabi gerçekten öyle bir şey varsa.

teknik öneride bulunan olacaktır, ben şunu diyeyim; hepimiz öyle yapıyoz, raad ol.

1) Kelime dağarcığınızı geliştirmelisiniz.
2) Bazı kelimelerin anlamlarını bilmeseniz bile, konuya bağlı olarak tahmin etmeye çalışın, her seferinde sözlüğe bakmayın.
3) Skim scan reading yapmaya alışın. Bununla ilgili egzersizleri Google'dan araştırabilirsiniz.

beyin yeni bir yeteneği ilk başta öğrenirken zorlanıyor. tekrar ede ede o zorluğun üstesinden kolayca geliyor. bu durum beynin plastisitesiyle alakalı. meselea siz bir bilgisayar oyununu oynamaya başladığınızda bölümleri geçmekte zorlanırsınız. ama sürekli oynarsanız artık otomatik pilota alırsınız. yabancı dilde makale okumak da diğer her şey gibi bu ilkeye uyuyor. okuya okuya aşacaksınız.

bu arada dikkatsiz okumuşum sorunuzu. sürekli sözlüğe bakma kısmını yeni gördüm. yabancı dil öğreninde okumayı geliştirmek için uzmanların tavsiye ettiği bir şey var: sözlüğe bakmadan, cümlenin, paragrafın ve metnin bağlamından ilgili sözcüğü çıkarmaya çalışın.

sözlüğe baka baka gitmeye kalkmanın bir sürü zararı var. mesela o sözcüğe bakar ve sonrasında unutursunuz. sizi yavaşlatır, okumanızı dediğiniz üzere eziyet haline getirir. oysaki sözcükleri metnin bağlamlarından çıkarmaya çalışmak gerek. bir defa yapmayı öğrenince her ingilizce metin okuduğunuzu bunu yapabilmeye başlıyorsunuz. tabii bu, hiçbir zaman sözlüğe bakmayacaksınız demek değil. diyelim ki metin içinde sürekli bir sözcük çıkıyor ama anlamını bir türlü çıkartamıyorsunuz. o zaman sözlüğe bakmak sizin için yararlı olacaktır.

şunu da söyleyeyim: sonuçta okuduklarınızı ders için okuyormuşsunuz. bu tür bir okuma bir roman, öykü vb. edebi bir metni okumaktan farklıdır. sizin için her bir sözcüğün tek tek olmazsa olmaz bir önemi yok. önemli olan metnin bütününü anlamak. okurken bunu da kendinize anımsatarak okuyun.

akademik book review okumanızı önereceğim. mesela alanınızla ilgili son birkaç senede çıkmış önemli kitapların bilinen hakemli dergilerde yayınlanmış review'larına göz gezdirin.

iki tür book review oluyor genelde, biri doktora öğrencilerinin makale yayınlamaya giriş mahiyetinde yaptıkları yazı denemesi gibi olanlar, bunlar çok kısa olur, bir de alana hakim saygın hocaların yaptığı çok detaylı fikir yazısı/review harmanlayan yazılar. işte size lazım olan bu ikinci gruba giren yazılar.

review'ların güzelliği şurda, hem kısadır, hem de sadece kitabı yorumlamakla kalmaz, aynı zamanda kitabı literatür içinde konumlandırır. kısa oldukları için akademik ingilizceyi akıcı ve kıvrak şekilde kullanmak zorundadır, lafı döndürüp dolaştırmazlar.

tarayıcınıza bir sözlük eklentisi kurup bu tarz yazıları egzersiz niyetine okuyabilirsiniz, hem de alanınızda olan bitenleri takip etmek için güzel bir yöntemdir.

ha bir de doktora öğrencileri olumsuz yorum yazamazlar, o yüzden hocaların review'larını okumak daha zevkli çünkü beğenmediyse yerin dibine sokuverir :)

sözcüklere değil genel anlama yoğunlaş. bir süre sonra birçok kelimenin anlamını bilmene gerek kalmayacak ve herhangi bir paragrafa hızlıca göz atman yetecek.

Okuyarak alisacaksin. Okumaya devam

hergun sosyal bilimlerden ingilizce makale okuyorum. Okumak zorundayim. Tez malum. 1. agizdan soyleyim mumkun. Daha o seviyeye gelmemissin demek ki. devam az kaldi merak etme. Ayrica sozluge bakma oranin git gide azalmasi lazim cunku alanin spesifiklesince donuyor dolasiyor ayni terminoloji ayni teknik kelimeler isin icine giriyor.

bilgisayar üzerinden okuyun, çeşitli eklenti ya da programlarla kelimeyi seçip anlamını anında görebilirsiniz, sözlük karıştırmakla zaman kaybetmezsiniz.

Bir de geri dönmeden okumaya çalışın, beyin bir süre sonra geri dönmeyeceğinizi anlayınca tek seferde anlamayı öğreniyor. Ayrıca her kelimeye bakmanıza gerek yok, çok kritik bir kelime ise bakın yoksa cümleden çıkarmaya çalışın.

bir sürü makale okuyunca zaten belirli kalıp, uslüpları öğreniyorsunuz, sonrası daha kolay oluyor, daha hızlı bazen atlayarak okuyorsunuz.

Anneme yapıldı, onun da 17*7mm boyutunda bir nodülü var. İzohipo ekoik nodüllerin iyi huylu olma ihtimali yüksek denmişti bize. 1cm'nin üstündeki nodüllere, standart olarak biyopsi yapılıyor. İğne birkaç kere ilgili bölgeye sokularak örnek alınıyor. Çok az acıma olabilir ama işlem çok kısa sürüyor. Sonucunda da benign, malign, önemi belirsiz foliküler lezyon veya yetersiz materyal çıkabilir. Önemi belirsiz veya yetersiz materyal çıkması durumunda test tekrarlanır. Benign (iyi huylu) çıkması durumunda, yılda bir kontrole gidersiniz.

Sadece sorunuzun ilk kısmına cevap verebileceğim. Kayda değer bir acı hissetmiyorsunuz. Ben, iğne derine indikçe mide bulantısı hissetmiştim diye hatırlıyorum.

Acimiyor korkmayın sadece igne batması işte bir de garip bir his.
Iyi cikarsa boyutu kucuk oldugundan muhtemelen 6 ayda bir filan takip derler. Kötü çıkarsa da kafaniza fazla takmayin tiroidin kötüsü gercek anlamda bir "kötü" değil. Ameliyat+ bir de atom tedavisi diye bir sey var o da basit, bitti gitti.

İncinin cinsine, şekline, rengine vs göre değişir. Ben sizin yerinizde olsam birkaç kuyumcu gezip fiyat alırdım.

Kalk git direkt göster. Bu perma değil ki evde ormussun de acmissin gibi duruyor. İnkar edecek bisey yok ortada.

Kalk git göster +1

Kıvırcık saçlı biri olarak şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Kullandığınız şekillendiriiclere göre saçınızın dalgası çok değişir. Jöle ile başka köpük ile başka briyantin ile başkadır. Saçınızı görmek istediğiniz halinde gösteren şekillendiriciyi bulmak doğal kıvırcıklar için bile zordur. Henüz yeni olduğunuz için belki de saçı nasıl şekillendireceğinizi size uygun ürünü bilemediniz. Bunu da göz önünde bulundurun lütfen. Çünkü kuaförlerde gerçekten güzel bonus dalga yapan ürünler var. Vigo ile köpükle vs. yapıyorlar. Biraz da zaman tanıyın derim ben. Çünkü saçınız doğru ürün ve taramayla yapılmamış göründü bana.

Kişisel önerim saçlar ıslakken duşta taranmalı sonra bir daha hiç taranmadan şekillendirmeli ve öylece kurutmalısınız. Kıvırcık saç bile yıka çık kadar kolay değilken röfle daha da zordur diye düşünüyorum. Yine de süreci giidp kuaförle görüşün.

Bence gidip göster ama tekrar bir işlem yaparsa o saçlar yanık yanık yoluk yoluk olmaz mı :( Belli bir süre sonra yeniden perma yapsın, ama o nasıl garantiye alınır onu bilemedim.

Kuaförün beceriksizliği bir yana ben bu halini de beğendim. Vigo ile falan kurutulursa daha da dalgalı, hoş olur.

@elo, aynı öyle görünüyor gerçekten.

@medre, yıkama, bakım ve kurutma işini kuaförün gösterdiği ve tarif ettiği biçimde yaptım. Hatta o özel bir ürün kullanmana gerek yok demişti, ben onun kullandığı ürünlerden de aldım. Vigoyla kurutmayı gösterirken, kullanma amacının havayı dağıtarak vermek olduğunu, kıvırcık yapar gibi çevirerek değil, yalnızca kurutma amaçlı sabit tutmam gerektiğini söyledi mesela.

static2.hypable.com

bunu yapan adamın düzeltmesine de çok güvenmem ben olsam. arayıp telefonla bi görüşün yine de, gitmeseniz bile haberi olsun.

@hair, bu halindeki sorun şu; saçımı kendi halinde kurumaya bıraktığımda da bu kadar dalgası var zaten, benim amacım homojen ve daha kıvırcık bir görünüm elde etmekti ama bu sefer arkalar eskisi gibi, yalnızca tepesinde bir tutam ise ince kıvırcık oldu.

Yani bildiğin tutmamış bir perma bu o zaman, mutlaka göstermelisin ama aşksız prens de çok haklı, tekrar yaptığından nasıl medet umacaksın? Kuaför yanaşmayacaktır ama iade alabilmek en hayırlısı olacak gibi duruyor. Kendi maliyetini alsın en fazlası, kalanı iade etsin.

1.Sacinizda boya gibi islem var miydi perma oncesi? Islem gormus saclarda perma tutmuyor.
2.sac sarilirken ince ince mi sarildi kalin kalin mi? Kalinsa su dalgasi gibi duruyor inceyse zenci kivircigi. Sizinkisi kalin sarilmis galiba. Ama yine de tutmamis.
3.kokulu bir kimyasal mi kullandilar yaparken? Kokusuz/organik artik ismi her neyse o pek iyi tutmuyor. Belki kullanilan malzeme sikintilidir.
4.keske saci yikamak icin acele etmeseydiniz.
5.islemden sonraki gunlerde saca toka vs taktiysaniz o da etkiliyor. Toplanmadan durmasi gerekiyor sacin.
6.gecmis olsun.
7.islemi tekrarlatmayin perme deli gibi dokuyor ve yakiyor saci.

Perma çok zararlı saça yeniden yaptirma yakabilir saçını kuaför. Medrenin dediği gibi bir süre özel ürünlerle idare et. Bir kaç ay sonra iyi bir kuaföre yaptır.

@nax,
1. Hiçbir işlem yoktu.
2. Başta ben su dalgası gibi bişey istemiştim. Kısa saça olmaz, istersen klasik ince perma yapabiliriz dedi, ben de kabul ettim. En incenin bir kalını ile sardı, arkanın alt kısımları kısa diye en ince ile sardı. İlk sonuç bayaa da hoşuma gitmişti.
3. Çürük yumurta gibi kokan çok keskin buharı olan bi kimyasal kullandı.
4. Saçı 24 saat sonra yıkayabilirsin dedi. Yıkadığımda 30 saati geçmişti ama dediğim gibi düzlüklerin bir kısmı yıkamadan önce de mevcuttu.
5. Toka gibi bişey takmadım hiç.
6. Teşekkür ederim.
7. Peki. Ama tepede çok kıvırcık ve gerisi dalgalı tuhaf bi saçım oldu :/

Tanıdığım ve gördüğüm kadarıyla kuaför yetkin ve becerikli birisi. Bana kalırsa ilaçla ilgili bi noktada bi sorun oldu. Benim fikrim; bu işlem eski moda ve artık pek yaptırılmayan bişey ya, ilaç bozulmuş falan olabilir belki.

büyük ihtimalle olay kimsasal yüzünden 5 yıl once yaptırmıştım. alerjik biriyim saç derim çok kaşındı diye daha o aksam yıkadım saçlarımı. buna rağmen bozulmadı 1 yıl sonra bile su dalgasi gibi kullandım saçlarımı.

ya çok alakasız olacak ama bence çok güzel olmuş saçın kullan böyle işte ne güzel?

@e bana, ben de tam senin gibi düşünüyorum. Kıvırcık ya da homojen dalgalı bişey beklerken tepesi kıvırcık koyun gibi oldum :D özellikle arkası bayaa düz oldu.

Ben saç uzatmaya dayanamayan birisiyim. Saçım iri dalgalı olduğundan ara boylarda çok tuhaf sağa sola meylediyor, öyle olunca fön gerekiyor, ben de düz saç sevmediğimden az uzayınca hemen kestiriyorum. Dedim ki bi permayı deneyeyim, beğenirsem uzatmama da yardımcı olur belki. Kuaför, sana perma olmaz, keselim deseydi de çok takılmazdım, saçıma acımam yani. Ama bu işlem+bakım malzemelerine 300 küsür lira para verdim, dolayısıyla şu an parama daha çok acıyorum :p

@liyakat, fotodan çok anlaşılmıyor sanırım ama tepesi çok komik xD

Sevgili kızlar, fikirleriniz için çok teşekkür ederim. Genel görüşe göre tekrar yaptırmaya girişmiyorum öyleyse. Kuaföre gidip gösteriyorum, ısmarlarsa bi bardak soğuk su içip çıkıyorum, okey midir?

Adama git göster + 1, En azından ne yapamadığını bilsin. Yendien perma yapılırsa saçı ele alma ihtimalin var, o yüzden en az bir süre beklemesi gerek. O sürede saçına ne iyi geliyorsa onunla bakım yapabilirsin. Örneğin, argan yağı gibi şeyler bazı insanlara iyi geliyor, beni hatır hutur kaşındırtıyor. Belki de bir saç bakım merkezine gidip orada bir bakım yaptırabilirsin, olmadı internetten ya da buradan güzel tarifleri olan birileri vardır kesin.

Zamanında su dalgası yaptırmıştım. Saçın gerçekten su dalgası için kısa duruyor, suyun dalgası gelemeden saç biter zaten. Ben omuzdaki saçla gittiğimde 'Oooo, dalgalık yer yok, uzat gel' demişlerdi; sutyen hizasına kadar uzatıp gitmiştim. Kıvırcıklaşınca, kalın kıvırcık, su dalgası olmasına rağmen omuz hizama çekti saç. Yıkayınca 10 santime yakın uzuyordu, kuruyunca o 10 santim geri çekiliyordu. Düze yakın bir saçım olduğu için de 48 saat yıkama demişlerdi, ben 3 gün beklemiştim. Yine de ön kısmında bir parça düz kalmıştı. Orayı kendim akşamları bigudi ile kıvırıyordum. Eğer saç yapımız benzerse, saçın perma için de kısa duruyor biraz. Kıvırcıklaştıkça yuvarlaklar saçı iyice kısaltıyor. Muhtemelen bu saçın yapısına da bağlı bir şeydir ama benim gibi bir saçın varsa sıkı perma yapılırsa bu sefer de Afro gibi olabilir. Arada derede bir şey yapılması lazım. Bu yüzden, bunu şu açıdan fırsat olarak da görebilirsin aslında: Adama gidip çemkirebilirsin '1 ton para verdim, hiçbir halt olmadı' diye. Ya parasını geri isteyebilirsin ya da bir zaman sonra yeniden yapmasını isteyebilirsin. İkinci sefer yaptıracağında biraz daha uzar ve istediğin kalınlıkta yaptırabilirsin ama başka birine yaptırsan daha iyi. Bu adam ikinci kez tutturamazsa bir de onunla uğraşma, saça yazık ama paran da gitmesin istiyorsan, adamdan daha sonra randevu da alabilirsin.

Edit: Uzun istemiyormuşsun saçı. O zaman şu bir seçenek olabilir. Adam gidip çemkir, en azından senden sonra gidene '48 saate kadar' desin. Hani, hiç olmazsa o kurtulsun. Belki adam sana bakım yapar bir sonraki su dalgası için ya da bedavaya keser.

Edit2: Benim de daha öncesinden hiçbir işlemim yoktu, sadece saçım kıvırcık olsun diye gitmiştim.

Çaki saçı gelmiştir diye kapıya asmasın bari :/

@ayço, saçıma daha önce hiç işlem yaptırmadım, sanırım bu yüzden permadan sonra da fena durmuyo, yıpranmış gibi değil. ben de su dalgası istiyordum aslında, hatta bu boydaki saça olur mu diye duyuru da açmıştım. kuaför de olmaz dedi ve ben de perma yapmasını istedim. hatta ilk o tepemde toplanmış görüntüsü de gayet hoşuma gittiydi. ama daha o aşamada bile bazı yerleri ve uçları düzdü zaten, hiç çok kıvırcık olmadı.

verilen öneriler sonucunda ben de senin dediğin gibi yapmayı düşündüm. adamın beceriksiz olduğunu düşünmüyorum aslında, muhtemelen ilaç bozuk olduğundan falan tutmadı. ama sonuçta uzman olan o ve ben ödediğimin karşılığını alamadım bu tabloda. saça takıntılı biri olsa oturur ağlardı belki ama ben şu an verdiğim paraya acıyorum daha çok.

özetle gidip sonucu göstericem ve ileride ücretsiz bi işlem yapmasını talep edicem öyleyse.

Krdş perma demişsin ama bu Yıldız Tilbe'nin uyandıktan sonraki saçı.

Eğer kuaförün vadettiği şey saçlarının dalgalı olmasıysa bence kuaföre dava bile açabilirsin.

Bence adama gidin, paranızı geri isteyin. Bağırın çağırın. Sizi her yerde ifşa ederim diyin. Adam resmen yüzsüz gibi 300TL'nizi alıp, saçınıza hiçbir şey yapmamış. Bu resmen adam kandırmaya girer. "Paranın üstüne soğuk su içerim." gibi tavırlara girmeyin. Biraz hakkınızı arayın. Böyle yaklaşımlardan ötürü, kuaförlerin hepsi tepemize çıkıyor.

@diss, dün gece yıkadıktan sonra bakım kremi sürüp, kurutup yattım.
fotodaki de yataktan kalktığım hali zaten, üzerine tekrardan şekillendirme falan yapmadım. derdim dağınıklığıyla değil de yeteri kadar kıvırcık olmamasıyla ilgili aslında. bu nedenle ekstra bi işlem uygulamadan çektim fotoyu.

@agluna, aslında tam dediğin tipte hakkını arayan biriyim ben de. fakat bu adamın kesiminden ve genel tavrından memnunum aslında. sanırım bu işlemde talihsiz bişeyler oldu. bu nedenle işin raconunu öğrenmek istiyorum, duyuruyu açma sebebim de bu aslında. röfle, gölge gibi maliyetli işlem yaptırıp beğenmeyen bi ton insan oluyor. bunların hepsi, üstüne bi kere daha yaptırdığında saça zarar veriyor duyduğum kadarıyla. özetle çözüm için ne yapmak gerekir bilemedim.

parayı istesem tuhaf bi durum olacak ve bi daha gitmemem gerekecek sanırım. yine en uygunu, gidip konuşup ileride ücretsiz işlem talep etmek gibi görünüyor sanki.

Nasıl gelişmeler?

bilemedim ama güzel olmuş bence..

Dalgalı saça sahip olarak 2-3 kez perma yaptırmışlığım var ve 1 aya kadar çok Kıvırcık olur hiç sevmem. 1 ay sonrası çok tatlı Kıvırcığa dönerek neredeyse 2 yıla kadar kıvraklığı sürer. Su dalgası yapmış resmen! Perma pahalı bi işlem ve mutlaka zaman geçirmeden git 20 gün sonra telafisini yapsın, o kadar zararlı olmaz. Bu arada saçının normalde yapısı nasıl? hiçbi şey kâr etmeyen düz saça sahipsen ancak öyle bu sonuç olur.

@mslyn, saçım iri dalgalı. Daha şekilli dursun diye bu işlemi yaptırdım sözde. Bugün kuaförle konuştum, sonuca dair yeni duyuru açtım.

www.eksiduyuru.com

Emlak balonu patlıyor. Özellikle kiralar, 2015'e göre ciddi anlamda düşük.

hükümetin enerji sektörüne yelken açması da bundan olabilir.

emlak patlıyor hem de ortadan..

ekonominin yokuş aşağı gitmesi işyerlerinin kapanması hepsi üst üste bastırdı..

checkin'de ucagin bagaj kompartmaninda tasinacak valizi veriyorsun, biletini aliyorsun falan. erken orada olmak bagaj teslimi icin onemli. bir de orada gune ve saate gore kalabalik birikebiliyor ki guvenlik kontrolunden gecerken bazen yarim saat belki daha fazla beklemek gerekebiliyor. yurtici ucuslarda 1 saatten daha gec orada olmamaya calismak lazim, yurtdisi icin 2 saat. kural olan bu zaten.

checkin yapmazsan, biletini alamazsin. ucaga binemezsin. online checkin yaparsan, oradan alacagin biletle ucaga kabin bagajiyla girebilirsin. kabin alti bagaji icin yine check-in deskine gitmek gerekiyor online olsa bile.

İnternetten check in yapıp, uçuşa 45-50 dk kala giriş yapmak da mümkün.

Bilet sana check in yapma hakkı verir, check in de uçağa binme hakkı. Check in ile bagajını uçağa verirsin, kendine de koltuk numarası alırsın. Şimdi bir çok firma online check in yaptırıyor, o zaman bagajı fiziksel olarak vermek dışındaki işlemleri online yaparsın.

Özellikle yurtdışı uçuşlarda check in yaptıracağın kontuarlar uçağın kalkmasına belli bir süre kala kapanıyor, o zamanı tutturamazsan ve online check in de yaptırmadıysan uçağa binme şansın yok.

check-in yaparak biletini alıyorsun, bileti kontuarda kontrol ediyorlar o şekilde uçağa binebiliyorsun. erken orda olman da havalimanında girişte x-rayden geç, sonra check-in sırasını gir bagajını ver, sonra kontuarların oraya geçmek için x-ray sırası bekle, uçağa geçmek için sıra bekle falan filan derken 2 saat geçiyor zaten. çok erken değil yani.

hepsiexpress kendi kargosu işte, neyini anlamadın
hepsiexpress.com

evde olmayınca ne yapacaz peki ? yurtiçi olaydı en azından şubeden teslim alırdık

Kapıya yazı yazarsınız, apartman görevlisine bırakırlar.

geçen gün verdiğim sipariş yurtiçiyle geldi

Yurtiçi.

hareket eden ve ses çıkaran bir robot yapabilirsin. sen denk geldikçe de hatta sık sık çıkıp kovalarsan gürültülü bir biçimde bir iki haftaya ayakları kesilir. bir de zift, tiner falan kokular kaçırır bu arkadaşları.

göğerçin değil hacım kumru onlar.
bizim de durum aynı. yüksekte veya zula yerde mümkün olduğunca müsait alan bırakma.

Bizim de balkona güvercinler aynı şekilde dadanmıştı. En son, büyümesine rağmen uçması geciken yavruyu, gözlerimin önünde, 8. kattan aşağı atıp, yeni bir yumurtlama için hazırlıklara girişince, hain anne güvercini süpürgeyle kovalamıştım.

Balkona balon asmak etkili olabiliyor. Bir de etrafa rüzgar gülleri koyabilirsiniz.

Bir de, balkonun açık kalan bölümüne, iki sıra misina geçebilirsiniz. Böylece balkona giremezler.

yavrular uçtuktan sonra hemen temizle balkonu getirdikleri çer çöpü hemen imha et vazgeçerler eninde sonunda.

bu arada güvercinin yuva yaptığı balkonda her türlü pislik oluyor, sanayi tipi bi temizliğe hazırla kendini şimdiden. kolay gelsin :/

Anadolujet'e sormuştum bir adet koltuk parası alıyoruz yanınızda taşıyorsunuz demişlerdi mealen

pegasus, thy, lufthansa, vs. ile cok tasidim. kabin'e koydum, bir sorun olmadi hic. ancak pegasus icin benim anladigim kadariyla o gun yer personelinin psikolojisi ile cok ilgili. 8 kilo'dan fazla olan kabin cantalarinda para aldiklarini falan yazmislardi burada.

gigbag'le taşırsın da biraz çelebi'nin insafına kalıyor o durum.

Pegasus kabine almıyor. Eskiden alıyorlardı ama bu yazdan itiberen yönetmelik değişmiş, enstrüman için de bilet aldırıyorlar.

Bol bol yudum yudum su için. GIda zehirlenmesi teşhisi konulduğunda, kusma için Metpamid, ishal için Reflor veriyorlar.

teşekkür ederim. yanıma metpamid mi alsam acaba uçakta ne olur ne olmaz diye bir sözlükte baktım, bakmaz olaydım :D şimdiye kadar bir belirti olmadı henüz zaten.

Umarım şansınız yaver gider de, korktuğunuz başınıza gelmez. Ama mideniz bulanmaya başlarsa, en azından bir kere kusup, o zehirli gıdayıyı attıktan sonra Metpamid'i almanızı tavsiye ederim.

Keşke zamanında, bankamatikte param sıkıştı diye tutanak tuttursaydınız. Gün sonunda bankamatik sayımında, sizin iddia ettiğiniz kadar para fazla çıkınca, iade yapılıyor. Ama geçen ay diyorsunuz. Neyse ki, 1600TL ödediğinizi söylediğiniz kayıtlar var. Call center'dan, bu kayıtlara istinaden işlem yapmasını rica edebilirsiniz. Ona göre kayıt açılır.

odaya çiçek almıyorlar girişte bir oda oluyor hastanede oraya koyuyorlar, çıkarken unutmazsa hasta gidip çiçeğini alıyor. ona göre düşünün

Saksıda orkide alabilirsin. Hem polen, alerji vs gibi ihtimalleri minimuma indirirsin.

Evet, sim kart değiştirince blokaj oluyor ama bankayı arayıp onay verince blokaj kalkıyor.

the killing.

Boardwalk Empire
Sherlock
Broadchuch
Taboo
The Night Of (İngiliz versiyonu)

Killingin orjinali forbydelsen

Anlaşılan dram seviyorsun.

Black Mirror
Six Feet Under
Borges
Sense8
Skam
Humans izleyebilirsin.

cok zor cikarmasi da do you wear heels diyo gibi geldi de bana ama ondan sonra soyledigi, muhtemelen bu yuzden bakiresin sozuyle topuklu giymenin bir baglantisini kuramadigimdan emin olamadim.

Born in Hills? gibi geldi bana da. Iowa'da Hills diye bir yer var, onu kastediyor sanırım. Oradakiler daha tutucu olduğundan, bakirelikle bir bağlantı kurmuş olabilir.

Agluna arti bir hills dedigi buyuk ihtimalle bir yerlesim yeri.

born in the hills? diye soruyor. bahsettigi yer hollywood hills'de olabilir ama orda dogsa kiz bu kadar lowlife olmazdi

Black Mirror
Humans

the expanse

Legion
Dirk Gently's Holistic Detective Agency
Stranger Things
The OA

Aynı şey babama da oldu, o da Vodafone kullanıyor. Biz de önceleri telefondan sanmıştık. Bİlgilendirme için sağol.

Bulundugun yerle alakalidir.arkadasimin mahallesinde antenler mahkemelik olmus,kaldirmislar.sanirim mesafeyle alakali baktiginda cekiyor gozukuyor ama konusmaya calistiginda ses kayiplari oluyor.bende vodafone kullaniyorum ama dedigin gibi bir problemim yok.

@adivar +1 bana da oluyor. hatta çok sık oluyor.

Ben de bulamamıştım, varolan küçük bir resimden CHP'nin adalet logosunu Illustrator'la büyüttüm.
i.hizliresim.com

Bu da başka fontla yazılmış bir adalet yazısı (a4'ten kesilip, uçları birleştirilerek, kafaya taç gibi geçirilmesi amacıyla tasarlamıştım:))
i.hizliresim.com

Oyuncu mu kötü, karakter mi?

Ali, the evil character from the movie X

eğer karakterse

Oyuncu kötü

Ali, the untalented actor of X Movie.

İnternetten baktığımda, ilgili ilacın üreticisi/ithalatçısı, Eczacıbaşı-Baxter Hastane Ürünleri San. ve Tic. A.Ş. olarak gözüküyor. (0212) 329 62 00'dan şirkete telefon açarsanız, onlar hangi depolarda stokları olduğunu görüp, sizi yönlendirebilirler.