aynı model cihazdan var yaklaşık 6 aydır kullanıyoruz, benzer bir sorun yaşamadık.

içindeki mekanizmayı söküp temizlediğinizde belli bir pozisyonda geri takmanız gerekiyor. acaba o adımda bir sorun olabilir mi ?

Cihazın temizliğinide yaptık ama sorunumuz düzelmedi maalesef.

online oyun bataklığına düşebilirsiniz.

Öyle bir durumum olamaz maalesef.

chatgpt'nin mobil uygulamasında sesli sohbet özelliği var, tavsiye ederim. karşınızda insan olsun istiyorsanız da discord'da English adlı popüler bir server var, ben mikrofon sorunu veya speaking yetersizliğinden olsa gerek verim alamamıştım.

Speaky.

Ben direkt yakınımdaki bir ingilizce kursuna gittim, yabancı hocayla saat bazlı özel ders için anlaştım hep cambly tarzı yerlerden daha uygun hem de saat süreci uzun ve öğretmenler. Sonrasında ise haftasonlar ücretsiz speaking cluplar oluyor yakınım diye onlara da katılıyorum böylece ödediğim saatlik parayı diğer platformlara göre daha çok çıkartıyorum. Bayagı faydalı oluyor uzun süredir devam ediyorum

@esinikaybetmiscorap nerede ya o kulüpler?

Talkparty: ChatGPT'nin konuşmaya yönelik Türk şirketi tarafından yapılan ücretsiz versiyonu.

Reallife English: Günde belli bir dakika ücretsiz olarak senin gibi İngilizce öğrenen dünyanın herhangi bir yerinden biriyle eşleşip konuşuyorsun. Premium olunca süresiz oluyor.

3 duyuru aşağıda benzer bir soru var. orada önerdiğim kulaklığı sizin de inecelemenizi öneririm. özellikle telefonunuz xiaomi olduğu için daha fazla verim alırsınız. ios marketinde uygulaması yok, orada bir ayağı topal gibi çünkü.

@flybutter

O kulaklığın yorumlarına baktım da mikrofon performansını begenmemisler genelde:/

Qcy ht05, tam bir f/p 750 tl civarı ben çok araştırdım enes özen’den izledim tecrübe ettim konuşma, müzik tam karşılıyor her şeyi.

huawei freebuds se 2 telefon görüşmesi konusunda çok başarılı. Silikon kulaklık kriter değil ise kesin bakmalısın.

lecoo ew305 kullanıyorum. tavsiye ederim tam f/p ürünü.

Soundpeats öneririm, memnunum. YouTube'daki incelemelerine de bakabilirsiniz

QCY denen saçmalığı almayın da hangisini alırsanız alın. daha ilk kullanımda sol kulaklığın sesi kısılarak gitti. hayatımda ilk kablosuz kulaklığım. herhalde dedim bir şey yaptım sesini kıstım. çünkü küt diye gitmedi, kısılarak gitti. telefona bakıyorum uygulamasına, öyle bir ayar yok, bağlı gösteriyor, şarjı dolu gösteriyor. bağlantı problemi de değil, şarj da değil. yine de elli kere bağlantıyı kopardım yeniden bağladım, kutuya koydum şarj ettim, kutusunu şarj ettim, resetledim, yeniden kurdum, yok arkadaş sol kulaklığın sesi kesinlikle gelmiyor.

2-3 gün unuttum. sonra aldım tekrar denedim, aaa ses gelmiş, çalışıyor. taktım yine dinlerken kısılarak tekrar gitti. temmuz'da oluyor bunlar. o gün bugündür 1-2 haftada bir deniyorum, yok düzelmiyor.

müşteri hizmeti falan da yok. yani güya var da telefonu yok. siteden şikayet yazdım, telefonumu, mail adresimi yazdım, ona da dönen yok. kulaklık daha bir kere bile kullanamadan elimde patladı.

kükürtlü sabun ile yıkanmanız lazım.

Üniversitede arkadaşların evine gitmiştim 3 gün finallere çalışmıştık. O eforun hediyesi uyuz olmuştu bana da :D

Bir ilacı var, losyon. Adını hatırlayamıyorum şimdi, eczacı bilir. Onu sürüyorsunuz, 2 güne halloluyor.

İşin tuhafı ben uyuzsam siz nasıl değilsiniz diye arkadaşları soruşturunca aslında hatır hatır kaşındıklarını ama hiç oralı olmadıklarını öğrendim. :D o aşamadan sonra bir daha gitmedim evlerine

merhaba, geceleri başlıyorsa ve özellikle genital bölgeye yakın kısımlar deli gibi kaşınıyorsa, uyuz olmuşsunuz.

Bundan çekmiş birisi olarak, size bir merhem verecekler berbat kokuyor 3 gün mangal yellemiş gibi. Onu tüm vücuda sürüyorsunuz ve 3 gün boyunca yıkanmadan tekrar ediyorsunuz. Her yerinize sürün ama nokta kalmasın. Evde dokunduğunuz kılık kıyafet havlu vs. ne varsa yüksek ısıda yıkayıp kuruduktan sonra 1 hafta ağzı kapalı çöp poşetinde bekletiyosunuz. Yoksa uyuzlar tekrardan ürer.

3. günün sonunda yıkanabilirsiniz. Umarım tekrar etmez.

Geçmiş olsun.

ürtiker olabilir gibi geldi bana da, acile gidin eğer ürtiker ise iğne yaparlar ve geçer.

ozellikle el bileklerinde ve karinda kasinma varsa, ve parmak aralarinda ufak ufak baloncuklar varsa uyuzdur. kwellada sampuan alip yikanip sureceksiniz, talimatlar icinde yazar. onun disinda butun kiyafetleri havlulari nevresimleri falan da yikamak lazim.

ellerdeki kabarciklari anlamak icin google imagesdan yardim alabilirsiniz.

bir sürü uyuz çeşidi varmş, o yüzden alacağınız ilaç işe yaramayabilir.

bir de pahalı şeyler 1500 liraya uyuz ilacı alıp tedavi olan arkadaşım oldu.

cevaplar için teşekkür ederim. elbette doktora gitmeden kafama göre ilaç falan almayacağım. şu an aldığım önlemler her şeyi yüksek ısıda yıkamak kurulamak, ortalığı güzelce silmek gibi normal şeyler. tabi bunları tekrar edeceğim uyuz olduğum kesinleşirse.

özellikle geceleri başlıyor, hele sıcak suyla duş alırken dayanamıyorum soğuğa çevirmem gerekiyor. parmak aralarımda baloncuklar yok. kollarımda, omuzlarımda, belimde ve en çok bacaklarımda var. kabarıklıkların boyutları 25 kuruş kadar ve dokununca sertler, ve kızarıklar.

eşimde yok bu arada. 2-3 gün önce "of geceleri çok kaşınıyorum" dediğine eminim ama bu sabah "yok yav bir iki kaşındım geçti" dedi :D

Özellikle bacaklar dediğin için ekleyeyim dedim. Benim de başıma böyle bir şey gelmişti. Evdeki kedim pirelenmiş. Normalde hayvan pireleri insanlara musallat olmuyor ama bazı özel türleri özellikle bacaklara saldırıyormuş. Bahsettiğin gibi sivrisinek ısırığından büyükçe izler ve yanan bir kaşıntı sıkıntım üzerine farkettim. Market ürünleri ile de yok edilebilen bir tür değildi, haşere ilaçlama çağırmak zorunda kaldım yine normalden farklı bir ilaç ile ilaçlama yapılınca çözüldü.

Evde ya da çevrede evcil hayvan varsa bu ihtimali de göz önünde bulundur. Pire olsa görürdüm deme, halılı evde zor farkedilebiliyor.

edit: Benzer vakaların görsel araması: www.google.com

edit 2: Bana doktor mevcut kabarıklıklar için ovadril isimli merhemi vermişti. Baya faydalıydı, evde bulunduruyorum artık hep, sinek vs için de iyi oluyor.

valla evde kedim yok ama bahçemde baktığım bir sürü kedim var, 4-5 gün önce açık bıraktığım kapıdan biri girip yatak odasına seğirtmişti ama yatağa çıkar çıkmaz kovaladım. o ara pire döktüyse bilemem. bu ihtimal aklıma gelmemişti ama görsellere çok benziyor bacağımdaki izler

Kurdesen olabilir mi

Hocam benim geçen sene denemediğim yöntem, krem vs kalmadı en sonunda özel hastanedeki doktorum karışım reçete yazdı ve 1 haftada kurtuldum.
Hemen reçeteyi paylaşayım zaten eczaneler bu kremi yapıyorlar.
Baum de peru 6g
Tale 7 g
Vazelin ve lanolin 30g

Ben yıkanmadan 3 gün üst üste sürdüm 1 gün yıkandım tekrar 3 gün sürdüm ve kurtuldum. Normal krem yazıyorlar kesinlikle uyuzla filan savaşmıyor o yazdıkları klasik kremler.
Nevresimleri yıkama yatağı silme olayını zaten yaparsınız.

bazı uygulamalar bazı tvlerde yok onu iyi araştırmak lazım almadan. çözümü yok maalesef pc falan bağlayacaksınız artık blutv izlemek istiyorsanız ya da tv'nin tarayıcısından gireceksiniz.

blutv'nin uygulaması yok büyük ihtimalle. ben de roku için 2.5 sene önce yazmıştım ama halen applikasyonu yapmadılar. tok satıcılar malesef.

Tizen işletim sistemi, nu7400 55” var onda böyle bir sorun yok. Valla 30 bin para verip bir de mi stick almak istemiyorum :)

merkez bankası farkın açılması için bankalara baskı yapıyor. sizden alırken de düşükten alacaklar.

altın fonu alsaydın sıfır makas yiyecektin. yazık etmişsin.

1-2 ay sonra satmak için döviz ya da altın alırsan makastan zarar edersin. fon veya kkm alsan daha temiz olurdu. eskiden de makas vardı şu an daha fazla var.

Cevaplar için teşekkürler, şu an beklemekten başka çözüm yok sanırım.

www.hepsiburada.com

şunu kullanıyorum çok memnunum. sinekkaydı yapıyor. ben aldığımda 400 liraydı tabi. geçen sene Şubat'ta almışım.

boğaz bölgesini keserken uğraştırıyor biraz. birde şarjı 45 dk gidiyor sadece ama her gün traş olursan 2 günde 1 gece şarja takarsın sabah hazır olur


bu paraya bu kadar kusur olsun. bu bozulursa yine aynısını alırım memnunum baya.

arkadaşın dediğini düşünürsen daha ucuza var:
www.akakce.com
macera severim dersen:
www.akakce.com
böyle bir şey var.

Sanırım tam yazmamışım, sinek kaydı değil de kirli sakal şeklinde çoklu makinelerden kullanıyorum şu an.

Bende de Philips in bir modeli var. 10 yılı devirdi. Bir ara arızalanmıştı. İçimde lehimi kopmuş. Taş gibi çalışıyor hala. 5 yılda bozulacak makine değil bence.

Tamiri mümkün değilse F/p olarak powertec öneririm. Berberler kullanıyor genelde.

1500 liraya şunu almıştım (ki normal fiyat bence şu an) indirime girmiş.
Memnunum bundan epey.

www.amazon.com.tr

www.a101.com.tr

hiç abartmıyorum bu makina mükemmel traş yapıyor
3 senedir mevcut

www.hepsiburada.com

eşin kedilere takmış bence bir kere, artık ağzınla kuş tutsan o kediler gitmediği sürece evin temiz olduğuna inanmayacak. annelik içgüdüsü ile belki daha önce umursamadığı tüydür kumdur bunların bebeğe zararlı olabileceğini düşünüyordur.

kediler eve sokaktan geldiyse de artık alışmışlar, geri sokakta yaşayamazlar. köy ortamında evde takılıp istediklerinde dışarı çıkabileceklerse bu olabilir tabii.

bana şu anda en mantıklı çözüm sahiplendirmek gibi göründü.

eşiniz manevi yönü kuvvetli biriyse (dini inançlı vb. demiyorum, o ayrı bir şey), bebek yüzünden kış gelirken iki ev kedisini sokağa atmayı gerçekten isteyip istemediğini, bu vicdani yükü yüklenmeye hazır olup olmadığını sorun.
bebek geldi diye kediler giderse ve bir de mağdur olurlarsa, çocuğun aile sisteminde durup dururken dengesizlik yaratılmış olur çünkü şu anda bebek olsa da çocuk bu durumu hisseder.
karma gibi bir şeyden bahsetmiyorum, o ayrı bir konu, benim bahsettiğim aile dinamiklerinin dâhil olduğu sistemik yapı.

belki bunu söylediğinizde biraz düşünür veya bir tokat etkisi olur çünkü bence mantıklı düşünemiyor ve bunun altında başka bir şey var.

psikolojik olarak ele alırsak da çocukça davranıyor.
olgun ve üstelik artık ebeveyn olan bir yetişkin olarak aynı çatı altında yaşamanın ortak yolunu bulması veya bir şekilde ayak uydurması gerekirdi.
sonuçta hamile kaldığında da kediler vardı, kediler "evlat edinilirken" de bir gün çocuk yapabileceğinizi biliyordu.

bu yüzden psikolojik olarak ucu başka yere bağlanıyor olabilir diye düşünüyorum çünkü normal şartlarda belli ki aklı başında bir insan ve kendisiyle çeliştiği bir süreçte.
temizlik konusuna neden bu kadar saplandığını bulmakla başlamak işe yarayabilir.
mesela o çocukken ailesinde hayvandan veya hijyen eksikliğinden kaynaklı bir hastalık, ölüm vb. olmuş mu?
ya da kendisinin başına böyle bir şey gelmiş mi?
veya çocuğu koruyamayacağına dair sahip olduğu başka temellere dayanan korkuları mı var?
kendi annesiyle arası nasıl?
hastalık korkusu, koruyamama korkusu, yetersizlik hissi vb. olabilir.
bence oturup bunları da konuşabilir, düğümü bulabilirsiniz.
bu saplantı çok normal değil, belli ki bir nedeni var ve bu bebeğin gelmesiyle birlikte eşiniz bir şekilde tetiklenip regrese olarak başka bir yere gidiyor zihinsel olarak.
konu kediler değil muhtemelen.

Bence bir süre idare edin alttan alın muhtemelen psikolojik bir sorun yaşıyor kendisi. Emekleme sürecinden sonra bence normalleşir diye inanıyorum. Yoksa yaptığı şey çok çirkin küçük kediyi eve alıp alıştırıp göndermek istemek. Ne yazık ki düz tekir olduklarından sahiplendirmek de zor ki kediler evine sahibine bağlıdır yani.

Zor durum. Ancak eş olmak böyle durumlarda uğraş gerektirir. Konu kedi değil diye düşünüyorum. Eşinizin evdeki yükünü hafifletmeniz gerekiyor. Kediler gitse bile, başka problemler çıkabilir (doğum ve hormonlar ve ek işler vs).

Vicdan açısından, kışın sokakta ölürler. Bu kesindir, sizin iyi veya kötü niyetinize bağlı değil. Dışarıda zatürre olurlar en iyi ihtimalde, çünki saklanacak yer bulmayı bile bilmezler. Kar yağarsa, ömürleri yaklaşık 3 gündür malesef (susuzluktan böbrekleri iflas eder).

Eşinize, onu anladığınızı ve yaklaşık 2 ay daha sabretmesini rica edin.

Evin temizlenmesine bizzat katılın, süpürgeyi elinize alın :)

Kış boyunca kedilerin evin bir veya iki odasında (mümkün olduğunca) kalmasını sağlayın. Bu arada sahiplendirmek için elinizden geleni yapın (şikayet etmeniz yarar sağlamaz). Özellikle kedi besleyen yakınlarınıza sorun.

tavrı sadece kediler konusunda mı değişti yoksa genel ruh halinde bir depresiflik-tükenmişlik mi var ?

insanlar ruhen yorgun olduğunda ufak şeyler batmaya başlar. bebek de onu çok yoruyordur.

eğer kedileri yollarsanız kediler gittikten sonra sıra size gelebilir. ondan sonra sizin her yaptığınız göze batacak.

acaba bebek içinde aynı şeyi yapacak mı? biraz büyünce oda etrafı kirletecek, atacak dökecek. bıktım bundan deyip çocuğu da mı sahiplendireceksiniz.

Bu kedileri göndereceksin çok sert olmuş ya.

Yavrudan eve alıştılarsa sokak gerçekten çok zor hatta azcık imkansız artık o hayvanlara, çok yazık olur.

Çok istiyorsan kendin götür at deyin. Yapar mı öyle bi şey?

"ama ne olduysa eşim doğum yaptıktan sonra oldu." evladınız oldu yani?
kediler yalnızların oyalangaçı. şimdi hanımınızın başında insan evladı gibi bir meşguliyet var. kedilere merhametle bakıp ardlarını toplamaya lüzum kalmamış

@orpheus yok davranışı sadece kediler konusunda değişti diyemem aslında. ama konu çok uzayacak diye başta yazmamıştım. genel olarak davranışları değiştiğini gözlemleyebiliyorum. daha çabuk sinirlenen, daha tahammülsüz, daha fazla yakınan biri oldu malesef.

bebekle uğraşmak gerçekten zor. farkındayım, kolay şeyler yaşamadı. bende her ara verdiğimde bebekle ilgilenmeye çalışıyorum, ev işlerine yardım etmeye çalışıyorum. ama inanın elimden bu kadarı geliyor. evden de çalışsam gündüzleri bitirmem gereken işler oluyor.

psikolojik destek alma konusunda ikna ettim son günlerde, bulduğum bi psikologla görüşmeye başlayacak inş.

Cevaplara şöyle bir baktım da gözümden kaçmış olabilir, postpartum depresyon olabilir mi? Genel olarak davranışları değişti dediğiniz için özellikle. Psikologla görüşecek de diyorsanız umarım toparlanır. Kedilere de hiç olmazsa bahara kadar sabretmesini isteseniz o arada belki başka birine sahiplendirirsiniz, belki eşiniz yumuşar vazgeçer.

Sizin için çok zor süreç. Kedileri dışarı atma düşüncesi fikri bir ömür sizin vicdanınızı kemirecek. Ben doğanın bir gücü ve dengesi olduğuna inanıyorum. Böyle bir durum olduğunda da bence o miniklerin ahı sizin üzerinizde olacak. Ben bilimsel açıklama yapabilecek yetkinlikte değilim ama eşiniz bu konuda maalesef çok vicdansız düşünüyor.

Bizimde 1 yaşında kızımız var. Eşim sürekli evden çalışıyor ve evimizde anneanne de var. Aynı katta 2 kedi, bir köpeğimiz bulunuyor. Eşimin annesi tüy ve temizlik konusunda acayip hassas ve biz sürekli dalga geçerdik tüyden ne olacak çocuğun bağışıklığı güçlenir işte vs diye. Ama eşim bile bahsettiğiniz gibi özellikle çocuk emeklemeye başladıktan sonra kedilere ve köpeğe taktı. Tüylerinden, çocuk uyurken bazen gereksiz miyavlamalardan yaramazlıklardan çocuğun uyanmasından epey bir gerildi yer yer atacam hepinizi diyip de durdu. Ancak hiç temelli gönderelim vs demedi.

Ne yapıyoruz peki, sabah daha çocuk emekleme işine girmeden çocuğun dolaştığı her yer baştan aşağı süpürülüyor. Köpek eskiden koltukta yanımızda üstümüzde uyurdu, anne anne izin vermediği için artık köpeğe koltuk yasak, köpek çıkarken kediler koltuğa çıkmıyordu şimdi onlar rahat rahat koltuklarda takılıyorlar. Uyurken ses konusunda miyavlama yaramazlık olunca hemen geçici olarak (özellikle gecenin 3-4 ünde olunca) yan odaya kapatıyorum kedinin birini, köpek zaten aşağıda salonda takılıyor.

Siz zaten temizlik olayında epey bir çaba gösteriyorsunuz gördüğüm kadarıyla. Belki ev müsait ise ideal olmasa da sizde geçici olarak bir odaya kapatma yoluna gidebilirsiniz.

Ama bu durumun herşeyden önce eşinizin şuanki durumundan kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Çocukla, sürekli evde birincil ilgilenen kişi olmak psikolojilerini çok etkiliyor. Ya size ya evdeki başka birşeylere sarıyor. Dolayısıyla sabır edip, onu rahatlatmaya çalışın ve bu sürecin de geçici olduğunu düşünüp ona da bunu hatırlatmaya çalışıın.

Evdeki hayvanın çocugun gelişimi üzerinde de çok olumlu etkileri var. Bu süre geçecek ve o hayvanlarla çok mutlu bir çocucukluk geçiriyor olacak. Bunları da belirtebilirsiniz.

Kedileri tiras ettirmeyi onerebilirsiniz. Evet kedicikler icin hos degil ama bu psikolojik durumda evde durmalarini saglayacaksa :(

doğum sonrası depresyonu diye birşey var, belki eşiniz ona tutulmuştur.
normalde dert etmeyeceği şeyleri dert ediyordur.
bunu bir araştırın çaktırmadan bence.
kediler konusunda, evinizde bir odayı, kedi odası yapsanız, kedilerin o odanın dışına çıkmasına engel olsanız nasıl olur? kediler elbette bu işten hoşlanmaz ama eninde sonunda alışırlar diye düşünüyorum, hele de çift kedi olunca. bir kaç gün/hafta kafa şişirirler ama alışırlar, sokağa düşmelerinden her halde iyidir. zaten bebeğiniz biraz büyüyünce kedilerin gönderilmesini istemeyecektir.

Çünkü D'den boşa almanın büyük bir tehlikesi yok, hatta ihtiyaç halinde hızlıca almak için faydalı bile. Ama boştan R ya da P'ye zart diye almanın tehlikesi var, tetik bu yüzden var.

En eski araçlarda bile bu şekilde sistem, yanlız belirli bir hızdan sonra manuel olarak vitese çarpsak bile yazılım olarak boşa almaması mantıklı bir şey olurdu.

Atıyorum 100 ile gidiyorum ve vites boşa geçiyor, mantıklı değil. Belki de böyle araçlar vardır bile.

valla dostum aşağı yukarı 10 yıldır otomaitk araç kullanırım ilk defa böyle bir şikayet gördüm.

200bin km yol yaptım hiç kimsenin uyuklarken ayağı vitese çarpmadı bu güne kadar. araç nedir ?

Peki benim başlığı “kontrolsüz boşalma” olarak okumam:)

@orpheus, Civic 2013

@Weeze3r, o da çok komik olurmuş :D

merhabalar, yakın zamanda biz de sizin gibi bir seçim zorluğu içindeydik. lg oled 55 ekran aldık. memnunuz. ancak siz de araştırmışsınızdır, oled, qled, neoled gibi bir sürü seçenek var. biz memnunuz. bir mediamarkt'a uğrayarak gözlemenizi tavsiye ederim.

Samsungdan şaşma.Philipse sakın bulaşma.Sakın ama sakın.

Samsung cyrstal uhd serileri gerçekten çok iyi. Bayisine gidin oradan bakın beğendinizi de internetten sipariş edin. Yani kendi gözunle gör oyle al.

LG'de kampanya var bakmak isterseniz. 20-25 bandının üzerinde fiyatlar ancak iyi bir seçenek gibi görünüyor.

Merhaba, bizde evlenirken 5 sene önce oturma mesafese filan çok kafamızı karıştırdılar ve 55” aldık. Şimdiki aklım olsa 65 veya 75” alırdım size de bunu tavsiye ederim. Bu seviyelerde alacağınız herhangi bir marka sizi mutlu eder. Lg, samsung vb.

Bence bu konuda ne olursa olsun ev sahibi ile iletişime geçmeniz gerekiyor.

Termostatların çoğu aslında kombiye sadece aç kapat komutu göndermekten öte bir şey yapmıyor ve haliyle bir zararları da yok. Fakat burası türkiye.

Eca garanti için kendi termostatlarını şart koşmuştu.

Ev sahibi kiraci ilişkilerinin bu derecede gergin olduğu ve kombilerin bu derecede pahalı olduğu dönemde ev sahibi ile iletişimsiz iş yapmayın.

Tabi ev sahibi ile iletişime geçeceğim ön bilgi amaçlı başlığı açtım sadece.

Ya hocam salın allah aşkına. Termostat ne yapacak kombiye. Düzgün baglarsanız hicbir sorun olmaz. Markalar para kazanmak için abuk sabuk uygulamalar yapıyor. Ben aldım eca kombiye internetten cosa akıllı termostat bakıyorum keyfime. Kombiye ac kapa komutu gönderen bir ürün ne yapacak da garanti kapsamından çıkaracak. Kombide bir sorun olursa 2 dkkada sokersiniz termostatı. Öyle cagirirsiniz servisi en kötü ihtimal.

(bkz: ihtiyaç kredisi)

faturaya ek olanlar çok pahalıya geliyor. kredi puanınız uygunsa en mantıklısı kredi çekmek. bazı teknomarketlerin anlaşmalı bankalarıyla alışveriş kredisi kampanyaları oluyor onlara da bakabilirsiniz.

kredi kartı taksitli nakit avans var. faiz oranı 1.36 baya iyi.

@foucauldian abi inan kimse sormadı bunu.
Türkiye’de yaşadığım için tl sürekli eriyor. Tek kalemde 40k çıkmaktansa onu 2 yıla yaymak yok pahasına almak gibi bir şey oluyor. Bu soruya bunu yazabilen megaloman davara neden açıklama yapıyorsam diye de düşünmeden edemedim, neyse.

Kredi kartından taksitli nakit avans çekeceğiniz krediden de uyguna gelebilir. En mantıklı yöntem bu şu an için.
Denedim oradan bilyiorum :)

Sabit TL borcu ile alınca 3-5 ay sonra yarı fiyatına almış gibi olacaksınız. Bizde note 10 plus vardı hanımla onları verdik 2 tane iphone 13 aldık sıfır. Kredi kullanmak en mantıklısı. Seneye bunları satıp iphone 15’e güncellerim diye düşünüyorum.

Şu ortamda nakit vermek ne yazık ki enayilik oluyor. Faizler düştü, taksitli nakit avans 1,36dan veriliyor kredi kartınızda limit varsa.

Telefon almak için kredi çekmezdim

Kredi çekin. Hem kart limitinizden düşmez (fazla olsa bile ne olur ne olmaz kalsın limit), hem de önümüzdeki ay zam alacağınızı varsayarsak aylık ödemeler kuş kadar kalır.

Ben geçen sene temmuz gibi çalışmaya başlayınca kredi çekip telefon ve laptop alacaktım. Burada sorunca çekme gereksiz dediler. Sonuç olarak birkaç ay sonra ayrı ayrı iki kredi çekip aldım bu ikisini ve zarara uğradım döviz kuru artışından dolayı alabileceğimden daha düşük modelleri aldım :)

evet salaklik uzgunum.... telefon degil corap almak icin bile kredi cekilir bu ortamda, sakin nakit ya da tek cekim almayin. gerekirse kredi kartindan nakit avans cekin 1,36 ile 12 ay vadeli oyle alin.

ben karttan cektirip sonradan 3e böldürdüm. nakit de alabilirdim ama.

krediyi yapıştır geç.

Ben geçen hafta öylesine gidip kredi kullandım. Sabit borç her zaman avantaj ülkemizde. Kredi kullanma durumunuz varsa iphone 11 değil 13 ve üzerine yönelin. 11 128gb 17k civarı iphone 13 ben 26kya aldım aradaki fiyat farkına hem güncelleme hem kalite bakımından değer. Bir süre sonra satmak istediğinizde iphone 13 çok daha rahat gider.

Hayatınızda bilgisayarın rolünü bilmiyorum ama 16 ram daha uzun ömürlü bilgisyar demek 10 senesi rahat rahat var sıfır alcaksanız.

telefon 2 senede zaten kaşınmaya başlayacak ben 11 + 16 ram mbp alırdım.

(Ama telefondan tiksiniyorum telefon konuşması olmasa ipad+mac ile her ihtiyacını karşılayan biriyim belki ondan öyle dedim.)

Edit: ipad 9.nesil de kullanıyorum.

Telefondayım o nedenle tahmin yürütüyorum. npm install yapıp sonrasında dener misin npm startı

install yaptım ama yine aynı problemle karşılaştım.

stackoverflow.com

Şuna bakar mısın gelen cevap sorunu çözmüş gibi

iyi pahalanmış ama john frank markadan memnunum

m&s

Ben nbb ürünlerini kullanıyorum gayet memnunum, 1 ay sonra kendinden geçmiyor ürünleri tavsiye ederim.

Kesinlikle namaldi. Bugüne kadar giydiklerim boxer değilmiş. Hayat kalitem arttı. Mutlaka kendi bedeninizden biraz büyük al,daha konforlu oluyor.

dagi

tutku

Lokal 71
Piel Roja
Pub Locale

bültendeki minister
şili meydanı fado

kızılaydaki route

7. Cadde de takılabilirsiniz. Ben eşimle geldiğimde genelde 7. Caddeyi tercih ediyorum.

dyson gercekten cok iyi muhtemelen de parasini hak ediyordur da. ama gercekten cok para. butce meselesi biraz aslinda, biz ayni ikilemde electrolux almistik cok memnunuz 3.5 yildir kullaniyoruz. evcil hayvan sahipleri icin ozellesmis olani kirmizi renklisi. 2 kedisi olan cok titiz bir tanidigima onermistim. her kullanisimda dua ediyorum sana diyor :)) bir bakin o modele derim.

yazmayi unuttum, dikey supurgeden bahsediyorum.

dyson kullanıyorum.
Kedili evde.

Kesinlikle tavsiye ediyorum.
Ben Animal Pro modelini kullanıyorum.

valla biz bosch'un evcil hayvanlar için bir dikey süpürgesi vardı onu almıştık. evde 2 kedi var. pek memnun kalmadık açıkçası. bazen çektiği kumlar dökülüyor içinden. koltuktaki tüyleri falan da pek iyi çekemiyor. bi kere servise gitti, düzeldi gibi oldu sonra yine aynısı oldu.
keşke dyson alsaymışız dedik. hatta dyson v12'yi alacağız gibi.

Kedim var, dyson aldigim gune bin sukur yeminle. Ev temiz yeaaa diye basladigim supurme sonunda cikana ben de inanamiyorum.
Ben carsaf ve yastiklari da uygun basligiyla aliyorum. Resmen hayat kalitesini arttiriyor. Robotu kullanmaz oldum valla. Alinmali butce varsa (benimli v12)

mobil olduğum için editleyemedim. cinetic big ball absolute 2 önerir misiniz? diğerlerinin şarj sorunu beni korkutti

Ben bunu cok arastirdim. Bununla ilgili laboratuvar titizliginde incelemeler yapanlar var.

Hicbiri bir dyson degil. Alacaksan ya dyson al ya hic alma.

Ve evet, gercekten cok iyi. Ama maliyetli tabiim 2 senede bir guzel bir batarya parasi odemek gerekecek.

Olur da seçenekler arasına philips dikey süpürge girerse, uzak dur. dyson'ın düşük modelini al gerekirse ama dyson al.

Philips aldım pişmanım.

ben bunun yerine elektrolux aldım gayette iyi kerata ama ben de diyorum ki dyson al geç

Big ball 2 kullanıyoruz 3 yıldır. Daha önce kullandıklarımız süpürge filan değilmiş onu anladık. 3 kedimiz var ve çok memnunuz. Robot süpürge de var 2 günde 1 onu gezdiriyoruz evde. Şimdi dikey şarjlı alacağım araba filan temizliği için. Ben sizin yerinizde olsam başka markaya bakmam. Parasının hakkını sonuna kadar veren bir marka dyson.

toz alerjisi gibi tıbbi bir durumunuz ya da temizlik hastalığı gibi her yerin kusursuz olmasına dair tıbbi bir takıntınız yoksa, bu alete o paraları vermek çok anlamsız. tozların ve tüylerin %95 toplanması ile 99 toplanması arasında büyük bir fark yok.

(git: 1502813)

sanirim sunu baya seviyorlar.
www.amazon.com.tr

Bu ürünü aldım 1 aydır gelmedi:(

monster al geç

harici monitor varsa masaüstü toplamak daha mantıklı olmaz mı?

zaman zaman mobil de olmam gerekiyor o yüzden laptop daha iyi bir çözüm benim için.
monster markası maalesef güven vermiyor bana.

anlıyorum ama 20k'ya 5 sene oyun sorunu yaşatmayacak bir laptop yok ne yazık ki o yüzden demiştim. en fazla rtx 3050'li bir cihaz alınabilir.

www.youtube.com

god of war gibi iyi optimizasyonu olan bir oyunda bile sonuçlar bu şekilde.

bi ara oluyordu evet. sonra doğru oyunları oynamadığımı fark ettim.

son zamanlarda oynayıp çok keyif aldığım oyunlar:
hades
persona 5
spider-man
resident evil 0, 1, 2, 3(eh işte sırf serinin devamı diye), 4
sekiro

ne oynuyorsun mesela sen?

fifa, bf ve horizon 5 oynuyorum bu aralar.

Oluyor,oldu. Yasla ilgili , hayatin evresiyle ilgili. Ozellikle bir arkadas grubu beraber oynanmiyorsa oluyor. Kafam dolu oluyor ve oyuna musade edebildigim /thammul edebildigim sure azaldi, Ya cok rekabetci olmasi lazim multiplayer oynayalim, onda da sinir katsayisi artiyor hayatin stressi yeterken niye bir de oyundan stress alayim yada singleplayersa da ne cok karmasik olmali ne basit olmali. Ikisine de gelemiyorum. Su an misal Spider- Man oynuyorum, ama tahammul surem 30 dakika. Giriyorum birilerini dovuyorum, belki bir gorev yapiyorum. Tamam. Cunku hayat bekliyor arkada ve bu hep ayni seyi yapiyormus hissi vermeye basliyor. Misal fall guys vb. amacsiz oyunlara tahammulum daha fazla.

Eğer daha önce konsol kullanmadıysanız, konsol kullanma kültürünüz yoksa (Evet öyle bir kültür var) kesinlikle zevk almazsınız.

Bilgisayar oyunları oynamış birisi olarak evde hem PS, hem XBOX hem de nintendo var, kesinlikle üçü de yatıyor kullanmıyorum acaba sorun oyunlarda mı diye üçüne de denedim sorun oyunlarda değil sorun konsolda ve kumandalarında, o kumandalara hakim olmak ve elin oturması çok önemli yoksa oyunlardan keyif alamıyorsun.

Bende de var o his, yaş 30.

Ama yaşla ilgili bişey olduğunu sanmıyorum ya. Kafam işe takılıyo mesela oyuna odaklanamıyorum. Bi de oyun sektörü de çok kendini tekrarlıyor, indie'ler hariç çok hoşuma giden bişeye yıllardır rastlamadım.

yani evet eskisi kadar tabii ki zevk alınmıyor ama o oyunlar da dandik bence ya.

hades içine girmesi baya kolay bir oyun ama baya keyifli. geçen sene 100 saat oynadım. tavsiye ederim.

ha bir de cuphead var, eğer zorlayıcı arcade tarzı oyunları seviyorsan güzel vakit geçirtir bence.

Yaz aylarında oyun oynamak sarmıyor bence. Eylül gibi tekrar deneyin.

ben de 22-23 yaşına kadar acayip oyun oynardım ama sonra hiç içimden gelmedi maalesef. özellikle oyunların sürekli multiplayer'a dönmesi, sürekli bir rank yarışı ve sürekli bi para - add on vs talebi olduğu için soğudum oyun oynamaktan.

Yaklaşık bir yıldır Xbox series s de sadece Battlefield 1 team deathmatch oynuyorum. Benzer kişiler ile sürekli bir rekabet halinde oyun oynarsanız sıkılmıyorsunuz

gündüz oyun oynamak sarmaz. bir kere kesinlikle hava kararmış olacak.
hitman tavsiye ederim mesela. çok basit direkt hedefe yönelik ve çok zevkli bir oyun.

Bende yok. Her gun wow oynuyorum. Haftasonlari hic bitmesin istiyorum. Oynadiginiz oyunu degistirin. Sosyellesin arkadas edinirseniz oynamasi daha zevkli

eksisozluk.com

Buyur buna dair en guzel tespit.

Hayatta baska ugraslar, dertler, zevkler cikiyor karsina lisedeki, unideki dertsiz basin ve bol zamanin yok artik 32 yasindayken.

eksisozluk.com

Buyur buna dair en guzel tespit.

Hayatta baska ugraslar, dertler, zevkler cikiyor karsina lisedeki, unideki dertsiz basin ve bol zamanin yok artik 32 yasindayken.

Edit: evlerin ne zaman teslim edileceğine dair bir bilgi göremedim. Bunu nasıl öğrenebilirim?

kendi aracımdan yola çıkarak aralık 2021 de aldığımda maaşımın 30 katıymış. şu an maaşımın 27 katı. enteresandır araç üstüne 6 ayda 100k ekledi.

tamamen bütçe ile ilgili bence. kendinizi zorlamadan istediğiniz aracı alabilirsiniz acele etmekte fayda var ama üzülerek söylüyorum sürekli fiyatlar tırmanışta. :)

Hatayı 65bg araba alarak yapmışsın. Yerinde olsam leon-golf düşünürdüm. Düşük km 5-6 yıllık. O kadar eski araba almam garanticiyim diyorsan daha modelli polo bak derim.

Piyasası hep canlı en büyük avantaj bu. Iyi kaçar ve otomatik olması daha iyi olur.

benden 570 bin lira civarı çıkıyor. Borca girip (400 bin eksik var) sıfır mercedes a200 almayı düşünüyorum. Sizce boyumu aşar mı?

X maas y kira oranlari kalmadi artik.
Gucunun yettigi en iyi arabayi al bitsin gitsin.
Clioyu satip birkac sene eski daha yuksek beygirli clio alabilirsin.

@bak raist tavsanciklar: hocam 2 ay önce clio'yu aldığımda da dediğiniz durum vardı. eylül'e kadar araba yok denildi. Babam birilerini araya soktu, arabayı 3 gün sonra aldık. Reno ve vag grubu için tanıdıklar var da merso'yu bilmiyorum. Para olduktan sonra bir şekilde bulunur diye düşünüyorum

@divit: clio veya b segment herhangi bir araç almam hocam

Türkiye gibi arabanın fiyatından fazla vergi ödenilen bir ülkede fiyat-vergi-kalite oranı en düzgün model yerli Corolla sanırım ama hiçbir yerde yok. Tanıdığı olan üzerime Corolla atsın.

Almanya'da A200 alınır, Türkiye'de alınmaz:

* Vergisiz liste fiyatı: 465 bin TL
* Vergili fiyatı: 985 bin TL

Maaş araba maaş ev oranı ekonomisi öngörülebilir ülkelerde yapılır, türkiye gibi ülkeler için bu çok ezber bir laf

Ben ilk 2017de sifir corsa aldigimda maasimin 15 katiydi l, arabayi sifirladim yine corsa aldim 2022. Sifir olarak. Simdi kat olarak cok daha yukseldi tabii.
Aylik taksiylere bakarak almak lazim. Ben mesela polo cok costugu icin alamadim, corsa sectim yine ama iyi ki secmisim cok memnunum. Ben olsam polo, seat, corsa filan kovalardim.

ben olsam, 2020 bmw 3 sersisi falan alırım. 1.3e falan.

kredi falan çıkıyorsa aylık 15 ödeme cartcurt olcaksa net alırım ya, bi daha mi gelcez dünyaya. zaten değer de kazanıyor kaybettirmiyor. al geç millet seni konuşsun.

Aileniz ile yaşıyorsunuz, geliriniz iyi bence aracı alın daha sonra düşünün :)
İşin şakası bir yana skoda octavia, scala veya kia modellerine bakabilirsiniz. Uzun süre binerim derseniz yeni kia modelleri daha uygun fiyatlara daha iyi donanımlar sunuyor.

www.instagram.com

Teşekkürler:)

1- başka bir şeye dikkat etmeye gerek yok

2- sıkıntı oluşturmaz. kısırlaştırmak için kızgınlığa girip girmemesi değil, üreme kapasitesine erişmesi bekleniyor. 8 ay uygun.

kısırlaştırma için kızgınlık döneminde olmaması gerekiyor. en ideali ise hiç kızgınlık geçirmeden kısırlaştırılması. henüz çok ufak olduğu için böyle hareketler yapabilir ama tam kızgınlığa girmez.

kısırlaştıktan sonra ilk gün biraz kötü geçecek hazır olun. dişilerin iyileşme süreci biraz daha uzunu sürüyor. arada şişlik, kanama falan varmı diye bir kontrol edin. bazı veteriner yakalık takıyor bazısı takmıyor ama bence taktırın dikişleri açmasın.

popo yalaması normal, bizim kısır erkek kedi de poposunu yalıyor. kızgınlıkla alakalı olduğunu sanmıyorum. kızgınlığa girmiş olsa kesinlikle anlardın zaten emin ol :) ameliyat sonrası tek kalamayabilir, gözlem gerekebilir. yani çalışıyorsan eğer yerinde olsam izin günüme denk gelecek şekilde yaptırırdım ameliyatı.

1 normal buna ek olarak operasyon sonrası dişilerde süreç biraz yorucu biz 2 dişi kedimizi aynı anda kısırlaştırdık. Kanama olmaması için dikkat etmeniz gerekli gözlemleyin durumunu.10 güne zaten operasyon yeri iyileşmeye başlıyor.

Ağustos 2021'de linkteki ürünü 340 TL'ye almıştım. O günden bu yana sorunsuz kullandım. Halen kullanıyorum.
Kaliteli görünen, sorunsuz bir adaptör. MacBook Air M1 için kullandım. Şimdi Macbook M1 Max aldım, onda da sorunsuz.

Fakat M1 ilk çıktığı zamanlarda birkaç ay anakartı yananlar olmuş. Suçu da onaylı olmayan adaptöre bağlamışlar. Anladığım kadarıyla Apple bir güncelleme yoluyla bunu engellemiş. Ama benim içim yine de rahat etmedi. Endişelenmemek için hiçbir zaman bunun üzerinden şarj etmedim, hep orijinal şarj kablosunu direkt bilgisayara takarak şarj ettim.

www.hepsiburada.com

Apple'ın orijinal ürünü yok sanırım, onayladığı markalar var ama fiyatlar uçuk olsa gerek ve yeterince çıkış yoktu onlarda.

Üstteki ürünü kullanıyorum ben de.(3 usb-a, 1 hdmi, 1 power delivery) Ben gerektiğinde üzerinden şarj da ettim.

Gayet memnunum. Bozma ihtimali yok ama tek sıkıntı olabilecek şey güç olayı evet. Garanti olsun dersen onun üzerinden şarj etmezsin.

(bunun 4 usb'li ama hdmi olmayanı vs. bazı farklı modelleri vardı, bazen onlar amazonda daha ucuz oluyordu ara ara bak derim)

Baseus ve Ugreen'lere bak derim.

İlk aldığım ürün kalitesizdi ve 2 ayda arızalandı. Daha sonra belkin marka aldım apple sitesinde de mevcut sorunsuz şekilde kullanıyorum. Sürekli kullanılacak bir ürün için benim gibi ucuza kaçmayın daha sonra mecburen kalitelisini almak zorunda kalıyorsunuz.

usb için kullanacaksanız bence dönüştürücü almayın. onun yerine çeviriciler var. onlar daha kullanışlı. www.amazon.com.tr

dönüştürücü almıştım ama isterseniz 150 liraya vereyim size. www.hepsiburada.com

Daha 2 hafta once aldım. Kaliteli gozukuyor. Usb ve hdmi kısımlarını denedim. Projeksiyonda hdmi kısmı baya basarılı geldi bana. İnceleyebilirsiniz.
Baseus Metal Gleam 4 in 1, Çok Fonksiyonlu Bilgisayar/Telefon Hub Adaptörü, Gri, Bağlantı Sayısı: 4, Giriş: USB Type C, Çıkış: USB Type A 3.0 X 3, USB Type C (PD),Seyahat Boy www.amazon.com.tr

içtiğiniz puronun markası neydi? veya ne kadarlık bir üründü?
denediğim aromalı purolar gerçekten vasattı, bu yüzden merak ediyorum.

öneri olarak toscanello markasını önerebilirim, limencello aromalısı efsanedir.
bir de tekli olarak tüp içinde hediye gelen romeo juliet denemiştim ve çok beğenmiştim.

puro dünyası hakkında neredeyse hiç bir bilgim yok, eyyorlamam bu kadar.

Reddit'te cigars subredditti ideal.
Içtiğiniz şey büyük ihtimal tam puro değil de cigarillo ya da bu ıslak puro tarzıdır.
Ben puro almadan genelde oradan bakıyorum.

İçtiğiniz kimyasal ile aroma edilmiş tütün kırıntısıydı maalesefz puro değildi. Sözlükte bulunan "puro kültürü" başlığı çok işinize yarayacaktır. Hangi şehirde yaşıyorsunuz?

Toscanello marka ve vanilya aromalıydı. Cevaplar için teşekkürler. @oligomer Kütahya'da yaşıyorum.

güvenilir alabilirsiniz

macbook pro almistim sorunsuz.

alınır. Daha önce macbook almıştım, şu an kullanıyorum, şimdi de m1 max siparişimin gelmesini bekliyorum.

Alınır, 2 adet macbook pro aldım hocam. Ürün ile ilgili arayıp stok durumunu öğrenin bence. Bazen site ile stok durumu arasında fark oluyor.

6 yillik bir neato kullanicisi olarak cevapliyorum.

Ne marka alirsaniz alin, kamerali degil lazerli (tepesinde tumsek olan icinde donen gorunmez lazerler olan) supurge alin.

Yolladiginiz linkteki 1 yildiz vermis insanlarin yorumlarini okursaniz nedenini anlarsiniz.

Merhaba, bizde bundan kullanıyoruz 3 kedimiz var ama ana süpürge olarak dyson animal pro var bizde. Günlük süpürür ama derinlemesine dyson gibi temizlik beklemeyin.

www.lastikcim.com.tr burdan girip araba markana gore dogru lastigi bulup siparis edebilirsin, ister aracla bulundugun yere getirip takiyorlar ya da istersen bayiye gonderiyorlar oraya gidip taktiriyorsun

kışlık alacaksan nokian. eğer boyutu varsa

Ben son iki kışlığı petlas aldım. Ankarada gayet işimi görüyor. Bu sene yine orta segment falken'e baktım. En iyisi bridgestonedu.

Puntomda 185/65/15 michelin crossclimate kullanıyorum,istanbul şartlarında işimi görüyor.Daha önce de yazlık michelin energy saver ,kışlık olarak ta pirelli snowmaster kullandım.Michelin kullanma sebebim,punto zaten sert bi araba,mümkün mertebe fazla yanak ve yumuşak hamurlu lastik kullanmaya çalışıyorum.

Lastik olayını ben uzun süre detaylı araştırdım ve gördüğüm kadarıyla iyi marka yok :) herkesin olumlu ve olumsuz tecrübeleri var doğal olarak onları paylaşıyor. Ben petlas aldım, oldukça memnunum.

Yoğun bakımdan çıkarıldığı takdirde uyutulmasına gerek kalmayacak diye tahmin ediyorum çünkü tedaviler onu muhtemelen çok yormuştur. Sizden uzak olmak da fazlasıyla yıpratmıştır çünkü kediler mekan değişikliği olursa zaten depresyona girerler.

Çok üzüldüm, üzüntünüzü çok iyi anlıyorum... yüksek ihtimalle kaçınılamayacak durumda. Maalesef muhakkak yaşanacak bir durum bu, belki kabullenmek gerek.

Bir fikir olarak sunuyorum, iyot çalışmaları var. Lugol isimli bir solüsyon içerisinde %2'lik ve %5'lik iki farklı dozda iyot kullandırılıyor insanlara. Hayvanlarına ve bitkilerinde deneyenler de var, çok olumlu sonuçlar alıyorlar. Hekime bunu danışmak ve denemek ister misiniz diye düşündüm.

Umarım iyileşir...

malesef yapılacak şeyler bütçeniz ile alakalı. veterinere güveniyorsanız tedaviye devam edin. çok iyi hekimler-klinikler var ama fiyat zorlayıcı olabiliyor.

yoğun bakımdan çıkan kedi eğer genç bir kedi ve yaralanma vs sebebi ile yoğun bakımda olsa bu durumda uzun yaşama şansı çok yükseti. ancak kronik hastalıkları olan bir hayvanı eski haline getirme şansı az. bizim 14 yaşındaki kronik böbrek ve şeker hastası kedimizin bir iki yoğun bakım ve iyi beslenme ile ömrünü 1 sene kadar uzatabilmiştik. yani yoğun bakımdan çıkıp hayatına devam edebiliyor. sizinki daha genç şansı bir tık daha fazla diyebiliriz.

kedilerin insanlara kıyasla 5-6x daha az ömrü olduğunu ve hastalıklarının genelde çok geç tespit edildiğini de hesaba katın.

Öncelikle çok geçmiş olsun, veteriner her zaman gittiğiniz yani kedinizin geçmişini bile bir veteriner mi? Siz gönül rahatlığıyla tedavisine güveniyor musunuz? Bizim veterinerimiz kedimizle ilgili olarak " Başka bir yere de gösterin isterseniz." demişti, yani tabi ki kendisine güveniyordu ama başka bir bilenden de fikir alabileceğimizi söylemişti ve biz de öyle yaptık hatta gittiğimiz ikinci veterinerle telefonda görüştürmüştük kendisini. Tabi burda kedinizin durumunu da gözönünde bulundurmanız gerekiyor, götürürken hırpalanır mı, yorulur mu onu da düşünmelisiniz.
Bu tür süreçler çok yıpratıcı evet, maalesef insan çok üzülüyor. Evde başka hayvanınız var mı? Biraz da olsa faydası oluyor çünkü evde başka hayvan yoksa acaip bir boşluğa düşüyor insan.
Biz yine de iyi düşünelim, inşallah sağlığına kavuşur ve beraber mutlu yaşamaya devam edersiniz.
Allah şifa versin.

merhaba, sizin önceki duyurunuzu da hatırlıyorum. çok üzüldüm, üzüntünüzü de çok iyi anlıyorum.

yoğun bakımdan çıkıp iyileşen kedi hikayesi çok var. misal benim çocukta bir sürü ek hastalığın yanı sıra kronik bir üst solunum yolu rahatsızlığı vardı, zaman zaman önce iştahı kesilir sonra nefes alamaz hale gelip olduğu yerde düşer kalırdı. fakülte de dahil olmak üzere bir sürü veterinere götürdük iki yıl içerisinde. yoğun bakımda yapacak bir şey yok bekleyeceğiz lafını çok duydum bu gittiğim yerlerden. ama yapacak çok şey var, gerçekten iyi bir veterinere danışabilirsiniz örneğin. burada kaç kere gözü kapalı tavsiye edilen -ağırlıklı istanbul'da olmak üzere- bir sürü veteriner hekim var. halihazırda yaptırdığınız tetkikler, uygulanan tedavi belli. birkaç hekimden daha görüş alsanız? şu an varsayımda bulunuyorum ama bana hiç güvenilir gelmiyor tetkik yapmadan ezbere serum vermek, ardından yaşanan komplikasyonlar sonucu başka rahatsızlıkların çıkması vs.

ben ilk kedimi kaybettiğimde bir hafta boyunca ailem beni uyutmuştu, çünkü uyandığım anda ağlıyordum. hala ara ara aklıma gelir burnumun direği sızlar. ameliyat ettirmesem kaç sene daha beraber uyurduk, bir başka veterinere gitsem belki ameliyat doğru karar değil derdi diye vicdan azabı çekerim. o zamanlar çocuk sayılırdım, güvendim başka görüş almak gelmedi aklıma, bilemedim doğrusunu. size tavsiyem, sorun soruşturun araştırın danışın. yapabileceğiniz her şeyi yaptığınıza, sorabileceğiniz herkese sorduğunuza emin olmadıkça bırakmayın mücadeleyi.

umarım bir mucize olur ve iyileşir, tüm kalbimle diliyorum. her zaman bir umut vardır.

Geçen yıl 2 ay yoğun bakımda yatan, her gün uzun uzun ziyaret ettiğim kedimi ölmek üzereyken eve getirmiştim. Veterinerle tartıştık, onu ölüme götürüyorsun dedi, şu anda burada kalmasını istemiyorum ne olcaksa evde olsun dedim, giderek kötüleşmişti.
Evde uzun süre inledi, ben de başında ağladım. Ama veterinerin ısrarlarına dayanamadım tedaviye devam ettik.
Günde 2 sefer 1’er saat süren tedavisi vardı, serum alıyordu yemek yemiyordu, sıvı mamayı ve antibiyotiği evde ağzına sıkıyorduk. Tüylerini yalamıyordu 2 aydır, tırnak fırçasıyla hafifçe tarıyordum. Öylece yatıyordu yaşamıyor gibiydi. Sonra yemek yemeye, sonra kendini yalamaya başladı. Burnu kapalı olduğu için yerken tabağa sürüyor yara yapıyordu, avcumla besledim. Gerisi kolayca oldu zaten.
İnancınızı kaybetmeyin, sevginizi eksik etmeyin. Elbette olacağına varır, nasıl sonuçlanacak bilemeyiz ama süreçte kendi iç sesinizi ve bilimi takip edin, o sizin dostunuz siz de onun dostusunuz.

ben de merak etmiştim nasıl olduğunu.

ben önceki duyurudan hatırladığım kadarıyla veterinerinize pek güvenemedim.
biraz yetersiz geldi bana.
bütçeniz yeterliyse, en azından başka birkaç veterinere telefonda dahi olsa danışın derim.
söyledikleri sıvı ve kalpte şekil bozukluğu vb. dışında biyokimya sonuçları nasıl mesela?
içorganları ne durumda?
bunlar sonuç için önemli olan şeyler.

yoğun bakımdan çıkan kedi elbette oluyor, umudunuzu yitirmeyin.
henüz genç sayılır, yani hâlâ şansı var bence.
o yüzden ne yapılması gerekiyorsa yapın derim.

eşiniz için diyecek bir şeyim yok maalesef, çok zor şeyler bunlar.
sabırlı olmaya çalışacaksınız, yapılacak bir şey yok.
umarım bir an önce iyileşir.

Biz küçük bir şehirde yaşıyoruz. Bir süre farkettiğimiz koşarken yorulma vs. Durumları olmuştu kedimizde. Röntgen çekildi bakıldı malesef kansere yakalanmıştı kedimiz. Oksijen küvezinde nefes alamayacak durumdaydı ve acı içindeydi. Uyutma kararı almıştık. Tüm yolları denedik. Hayatımda daha büyük bir acı yaşamadım ve uyutma kararını nasıl verirler diye insanlara kızardım. Ben ilk defa bir canlının o kadar acı çektiğini gördüm.
Burada size tedaviyi bırakın ya da devam edin diyebilmek çok büyük sorumluluk kendi adıma. Umarım kimse acı çekmez.
Acınızı ve durumunuzu anlıyorum ve sizinle acınızı paylaşıyorum.

Benim de bir chinchillam vardı: İpekimu. 10 yaşında öldü maalesef. Benim veterinerler konusunda tecrübelerim çok da iyi değil. İpekimu'nun karnında kitleler çıktığında koşup veterinere götürdük. Kist dedi, tümör dedi, ameliyat dedi. Biz de yaptırdık apar topar. Ameliyattan sonra 3 ay ancak yaşadı. Halbuki Zorro'nun da 10 yaşında bu kistleri çıktığında İpekimu tecrübemizden hiç dokunmadık, dokundurmadık. 17 yaşında şimdi. Kistleri hala var, arttı da ama son 3 ay görme yetisini kaybedene kadar neşesi gayet yerindeydi. Daha dün yine veterinere götürdük gözüne bir damla olabilir mi diye, gayet sağlığı (yaşına göre) yerindeymiş. Ben kedimi yoğun bakıma bırakmak istemem şahsen. 3-5 gün yoğun bakım parası alacaklar, biraz da vak'a görecekler diye veterinerlerin oyuncağı olmayı reddediyorum. En azından evinde huzur içinde elimde verir son nefesini. Orada tanıdığı, seveni yok yanında. Bilemiyorum, ben eve getirirdim. Çok geçmiş olsun.

Arkadaşlar, değerli mesajlarınız ve dilekleriniz için çok teşekkür ederim. Bugün ciğerlerindeki sıvıyı çekmişler ve endoskopi yapılmış, midesinde ve bağırsaklarındaki yaralar görüntülenmiş kesin olarak. 2-3 gün daha yoğun bakımda bırakmaya karar verdik, ciğeri tekrar su toplamazsa kurtulma ihtimali varmış inş. Bekleyeceğiz bakalım.

Cok geçmiş olsun, İstanbul'da Vetyonca var Anadolu yakasında. Cok ilgili kendi canı gibi hayvanları seven tedavi eden bir doktor, ne olur tek bir hekime bağlı kalmayın bir de ona gösterin, cok bilgili, elinden geleni yapacaktır umuyorum

Arkadaşlar güzel mesajlarınız için teşekkürler, durumu paylaşayım biraz daha.

Bugün tekrardan gittik baktık, ciğerlerinde tekrardan sıvı birikmesi yok ancak neden olduğu anlaşılamadı, bu kısım muammasını koruyor. Çok ufak bir ihtimal olarak acaba şırıngayla ilaç verirken biz mi akciğerine kaçırdık diye sorduk ama o zaman hayvan o anda öksürür, aradan 4-5 saat sonra öksürmeye başlamaz diye o ihtimali de eledik.

Mide ve bağırsaklarındaki endoskopi görüntülerine baktık, resmen hayvanın mide ve bağırsak tabakasında yer yer yaralar var. Yabancı cisim ortada olmadığına göre, veteriner hayvan ancak kimyasal bir şey yediği için böyle olabileceğini düşünüyor. Evde de açık duran, kedinin yiyebileceği içebileceği kimyasal hiç bir şey yok, yani bu senaryo da imkansız.

Şu anda hala yoğun bakımda tutuyoruz, en azından nefes alabiliyor, ancak hala çok bitkin ve veteriner eliyle sıvı mama ile besliyor şu an için. Aşırı kan kaybetmiş bu kanama durumunda. Birkaç gün daha bekleyip kendine gelip gelemeyeceğini görmeye karar verdik, yoğun bakımda bıraktık. Ama en azından nefes alıp vermesinin düzelmesi biraz umutlandırdı. Umuyorum bu yoğun bakım sürecinde iyicene kendine gelir ve eve alırız, çünkü şu anda eve alırsak onu hayatta tutmamız zor görünüyor diye düşünüyoruz.

anlattıklarınızdan durumu biraz daha iyi gibi geldi, dediğiniz gibi nefes almasının düzelmesi bile iyi.

bu durumda veterinerde kalmaya devam etmesi bence de daha doğru.
umarım daha da iyi olur.

Veterinerde bırakarak çok iyi yapmışsınız, eğer veteriner yakınsa ve siz de müsaitseniz tabi mümkün olduğu kadar sık görmeye gidebilirsiniz. Zor bir durum belki ama sizi görmek iyi gelebilir.
Allah bir an önce şifa versin, iyileşmesini çok istiyorum.

Arkadaşlar merhaba, maalesef dün üzücü haberini aldık. Zayıf bünyesi daha fazla dayanamamış ne yazık ki. Yeni yıla giremedi güzel kedimiz. Teşekkür ederiz tekrardan mesajlarınız için. Yılbaşında kötü haber vermemek için buraya yazmak istemedim.

çok üzüldüm, başınız sağolsun. Zor bir süreç ama geçecek yapacak bi' şey yok maalesef.

başınız sağ olsun, çok üzüldüm.

çok üzüldüm. başınız sağ olsun, sabırlar dilerim size ve eşinize.

Acınızı paylaşıyorum. Malesef kedilerimizin bünyeleri zayıf oluyor bir süre sonra iyi gözlemlemeli ve tetkikleri düzenli yaptırmalıyız. Emin olun siz elinizden geleni yaptınız ve sizi en iyi şekilde hatırlayacak. Biz kedimiz bizden ayrıldıktan sonra başka bir sokakta yaşayan, köpeklerden kurtardığımız bir kedi daha sahiplendik. (Köpekler de bizim baktığımız mahallemizde) dokunabildiğimiz her hayata dokunmak çok önemli.
Yeniden acınızı paylaşıyorum.

Abi başka kediniz var mı yok mu bilmiyorum ama yoksa eğer kendinizi hazır hissettiğinizde bi' tane sahiplenip beraber yaşamanızı tavsiye ederim, gidenin boşluğu büyük oluyor çünkü. Kendi hikayemi anlatarak vaktinizi almayayam ama bize çok iyi geldi.

bence 700 tl'lik bir canta icin letgo yanlis adres. bir cantaya o fiyatı verecek kisi(ler)in letgo kullandigini sanmam.

Sıfırı ne kadar bilmiyorum ama ben çantaya 700 tl verecek olduktan sonra ( veriyorum) gider sıfır ürün alırım. 200-250 tlye satarsanız iyi bence.

Benim maksimum 3 gün oldu. Benzer bir planım yılbaşında var. Eğer arkadaşım da tatil için şehir dışı planlarsa mecburen 3,5 gün de ben yalnız bırakacağım.

Alternatif birkaç yere mama ve su bırakın. Kapıların kapanmayacağından emin olun ya da tüm kapıları kapatıp mama ve kum kaplarının içerde kalmayacağı bir düzen oluşturun. Kediler biraz sıkılabilir tabii ama mecbursanız yapacak pek bir şey kalmıyor.

yarım günleri saymayın. 3 gün yalnız kalabilir mi diye soruyorsunuz. kalırlar evet. hele iki kedi çok daha rahat kalır. gerekli önlemleri alın.

Ben bırakırdım. Yani mama bitmeyecekse, en fazla halıya bombalarlar.

Muhtemelen sıkıntı olmaz ama sularını devirme, mamalarını bitirme (iştahlılarsa bazen şuursuzca yiyebiliyorlar) ihtimallerine karşı komşuya ya da yakınlarda oturan tanıdığa anahtar bıraksanız mesela cuma günü bi gelip kontrol etse mama su var mı diye. Tuvalet her türlü idare eder ben tatile gittiğimde 10 günlüğüne evdekilere güvenmiştim tuvalete ellememişler sadece kum eklemişler gene de oraya buraya yapmamış tuvaleeti ağzına kadar doldurmuştu.

Öncelikli olarak mama su olayını fazla koyun. Devirme ve buharlaşma ihtimaline karşı.
Kum olayını çözmüşsünüz.
Kapıların kapanma ihtimalini ortadan kaldırın.
Girebilecekleri dolap filan varsa ve sonradan sizin yardımınız olmadan çıkamayacakları yerlerse önlem alın.
Biz bu şekilde yapıyoruz sizde 2 kedi olduğu için sıkılma filan olmaz zaten. Bu önlemler yeterli olacaktır.
Bir de girmesini istemediğiniz oda vs varsa kapısını kilitleyin olur da atlar zıplar açar diye.
Bitki varsa zararlı yiyebilir.
Poşet vs. Bırakmamaya özen gösterin.
Biz günlük Malt veriyoruz eğer sizde öyleyseniz en kötü ihtimal kedi otu ile 3 gün idare edebilirler.

abi burada "hayır olmaz" diyeceklerin büyük bir bölümü, aynı zamanda "emeklilikte yaşa takılanlar" başlığında "40 yaşında emekli mi olunur aq?" diyenlerdir. o yüzden olmaz diyenlere takılma. 40 yaşından sonra profesyonel futbolcu da olursun ama süper lig'de oynayamazsın. böyle düşün. 5 sene adam akıllı çalışırsan ve olursun merak etme.

Mevcut eğitim durumunuza, mesleğinize, yaptığınız işlere bağlı. Eğer hiç yazılımla alakalı bir ortsk nokta yoksa çok zor kendi kendine kurslarla yoğun çalışmayla kendini geliştirmek ve bu işten kazanç sağlamak. Ben olsam üniversite sınavına girip, yazılım, bilgisayar mührndisliği ya da iki senelik yine yazılım ağırlıklı bölümlere kayıt olurdum. Açıköğretimden de kayıt olunabilir. Ama en azından öğrenci olarak öğrenmek ileride iş bulma açısından çok kolaylık sağlar. Kendi kendinize öğrenirken çok zorlanırsınız ve iş verenler için pek güvencesi olmaz. 2 senelik bile mezun olsanız, sizin diplomanız bir güvence olacak. 2 senelik okul mezunu arkadaşım şuan ayda 7-8 bin kazanıyor,emin değilim tam naptığından, galiba internet sitesi hazırlıyordu.

31 yaşındayım, beden eğitimi öğretmeniyim ve son 2 aydır yazılım öğrenme sürecindeyim. front-end uzmanlaşmak istiyorum ve evet öğrenilebilir. 2 ay da düzensiz çalışma ile html ve css kısmını hallettim sayılır. Daha sonra Javascript öğreneceğim.
benim kendime göre avantajım, kardeşim yazılımcı mentorluk yapıyor bana. bazı aşamaları daha hızlı geçmeme fayda sağlıyor.

burada bu işin uzmanı çok sayıda arkadaşımız illaki vardır ama bende sizin gibi başladığım için 2 aylık süreçte olabileceğini gördüm. bitmeyen bir süreç ingilizce bilmek çok büyük avantaj.

yine uzman arkadaşlar söyler 3-5 ayda bizler yazılımda uzman olamayız ama başlamak gerekli.

Valla bence '5 sene adam akilli calisirsan olursun' diyenlere de aldirma. 5 sene oturup adam akilli calisacak adam zaten olsun bi zahmet. Hangi sey olursa olsun gidip 5 sene calisirsan halledersin. O surede lisans+yuksek lisans bile bitirirsin neredeyse.

Neyse, direkt olur ya da olmaz demek mumkun degil. Olay kisinin karakterine ve ozgecmisine bagli.Bazi bolumlerden mezunsan ogrenme sureci daha hizli olabilir. Tabii olay sadece ogrenmek de degil, ogrendigin seyi pratige dokup ortaya urun cikarmakta. O urunun de ya ise yarar bisey olmasi ya da bildigini gercekten gosteren bisey olmasi avantaj saglar. Atiyorum gidip hesap makinesi yapsan bunu cv de gosteremezsin ancak gidip de netflix klonu yaparsan onu gosterebilrsin. Ornek biraz degisik oldu gibi ancak anladin sanirim. Yani sadece bilgin de pek is yapmaz.

Bunun disinda kendini ve bir miktar sektoru de bilmek gerekli. Misal @weezer direkt yazilimci olmak seklinde genis konusmayip bir alan secip o alana yonelik ilerlemeye baslamis. Senin de boyle yapman gerek ilk basta, once hangi alanda calismak istedigini bulmalisin. Ondan sonra da o alana yogunlasmalisin.

Tabii bir de su var, sektor her alanda oldukca talep goren ve mezunlarin bile issiz kalabildigi bir sektor oldugu icin rekabet fazla. Diger kisilerden siyrilmak icin ya digerlerinden daha iyi olman lazim, ya bir aginin olmasi lazim ya da bir miktar sansli olman lazim.

Kisaca 'oyle ogreneyim is bulurum' olayi pek kolay degil. Kendini cok iyi gelistirirsen bulursun ancak o da yukarda saydigim seylere bagli. Sure icin de direkt 'su kadar surede yapabilirsin' denecek bir olay yok. Kisine ve alanina bagli.

40 yaşında aöf de web tasarım ve kodlamaya kaydoldum,bitirdim.Şimdi yine aöf bilgisayar programcılığı okuyorum.Bu bölümler bir Udemy kursu kadar bile bişey katmıyor,inanın.Diplomasının da -hele hele yazılım gibi bi alanda- geçerli olabileceğine inanmıyorum.Öğrenebilliriz bu yaştan sonra belki ama direk uygulamalı/hedef odaklı eğitimler almak lazım.

Açılın yazilimciyim.

Öğrenilir hocam. Sağlam kaynaklar ve istikrarlı çalışmayla (cok degil! istikrarlı ve düzenli) 1 sene içinde sahada çalışacak seviyeye gelirsiniz.

Cok var 35ten sonra bu işlere girişen.

40 yas bir cv olustur sonra ona 1 senelik deneyimler ekle.
Yani 1 sene icinde ne yapacaksan ekle, gecmis deneyimini de yaz.

Sonra onla is bulmaya calis.
Yurt ici disi hepsinde dene.
Bunu 1 ay deneyip gelecek goruyorsan basla.

Herkes her meslege her yasta baslayabilir.
is bulma mevzusu baska olay.

turkiye'de is bulabilecegine inanmiyorum. cunku tum isverenler aralarinda anlasmis gibi yeni baslayan yuksek yasinda kimseyi almiyorlar. istersen yeni programlama dili yaz, ne bileyim dunya capinda oduller falan al hic fark etmez. turkiye hep eski kafaydi hep eski kafa kalacak. ama kendini yurtdisina atabiliyorsan bence oluru var. bu duzgun calismayi saglayabilmek icin bos zaman ve kenarda nakit gerek.

Sektöre yeni başlayan 30+ insanlara fırsat verilmiyor yorumuna katılmadım. Kısıtlı bir küme üzerinden gözlem olsa gerek.

Veriliyor. Çalıştığım şirket geçmişte defalarca bu profilde insanlar aldı. Memnun kaldık. Başla şirketlerde de tanıştım.

Eğer niyetiniz ciddiyse yas önemli değil.

30 yaşındayım, yazılımcıyım.

Olunur.

Yukarıdaki bir arkadaş bahsetmiş, ben de açayım biraz. İş aramaya başladığında "27 yaşını aşmamış" gibi ilanlara çok denk geleceksin, bu malesef bir gerçek.

Türkiye'de ve dünyada diploma geçerliliğini yitirmiş değil, eğer olabiliyorsa okulunu oku derim. Örneğin ben niş bir alanda uzmanım, maaşlar astronomik. Ama lise mezunuyum, bu alanda işe girebilmem mümkün değil. Başvuru yapsam ön filtreyi bile geçemez, direkt elerler. Yazılım olmasa da ucundan kıyısından ilgili bir alandan mezunsan bu yine yeterli olur. Üniversite mezunu olma şartı ilanların %99'undan kaldırılmış değil.

Ama bu demek değil ki iş bulamazsın, bulursun.

amc ne? kariyer yapmak mi, para kazanmak mi, yoksa takilmak mi?

kariyer, para problemin yoktur gider 60 yasinda da okursun. Ama sisteme girmeye calisiyorsan, para lazimsa, ustune bir de "sifir bilgiyle" diyorsan, yas da 40 olmus..Ya zaten sifir bilgi diyorsan konuya 40 yasina gelene kadar pek ilgi de duymamissin...

hadi gittin birseyler ogrendin diyelim tr'de zaten seni kolay kolay ise almazlar, 30'u gecene mal gibi yasli muamelesi cekiyorlar.

yurtdisinda yas problemi yok, zaten soran da yok..ama adaptasyon sureci var ve ozellikle o sektorde rakipler saglam. Karsina cinli, pakistanli abiler cikacak onlari gecmen lazim, herif 20 senedir kod yaziyor.

ben 40'a merdiveni dayamis biri olarak ben olsam bulasmam diyorum..

önemli olan geçmiş tecrübe ile birleştirmek. ayrıca yaşlandıkca öğrenmek oldukca zorlaşıyor. bunu da unutmayın.

örnek bir profil paylaşayım. linkedinden bakabilirsiniz. MY Security Analytics 'in kurucusu Mesut Bey. Emniyet mensubu iken yazılıma nasıl kaydığına bakabilirsiniz.

--

bu arada yazılımcı ilanlarına başvuranlar çok ama çoğu 0. 40 yaşında ben dolu dolu gelecem derseniz her yerde iş bulursunuz diye düşünüyorum. ülkede eğitim kalitesi inanılmaz kötüye gitmiş. 3 büyük ildeki devlet üniversitelerinden bile analitik düşüncesi yerlerde adaylar başvuruyor.

hele bir bilgisayar yüksek mühendisi vardı dandik bi özel üniversiteden mezun. hiç unutmam. gönderdiğimiz case'i açamadığını söylemişti. kız hayatında zipden dosya çıkarmamış sanırım...

Eklemeyi unutmuşum, delta.

www.hizliresim.com

öğrenciler-çocuklar için bunu kullanıyoruz.
erişkin için farklı değildir diye düşünüyorum ama halk sağlığının sitesinde falan bulabilirsiniz.

Ne güzel arabadır roomster yaa. Bence özellikle de soğuk havalarda LPG nin bir esprisi yok şu an.

taktırması ruhsata işletmesi dünya para. litre fiyatı da arttı baya. yılda kaç km yaptıgınıza baglı. ne kadar zamanda amorti edecek ve sizi kara geçirecek...

aracımda lpg var şu an @xrated. :)

LPG hacim olarak %20 fazla yakar benzinden ortalama, 8 TL x 1.20 = 9.6 TL

LPG bir süredir beninden ucuz değil maalesef, benzin kullanın bir süre.

lpg'nin bir avantajı kalmadı.

yaş gelmiş. artık oyundan daha önemli şeyler var para, araba markası, milletin senin hakkında ne düşündüğü falan.

eskiden yani 15 yaşında bunlar zaten olmayacağı için kafaya takmadan oyun oynayabiliyordun

artık bilinç altında 5 yıl oyun oynasan normal hayatında aslında bunun koca bir kayıp olduğunu biliyorsun

o sebeple sana anlamsız geliyor

yoksa oyun sektörü maşallah

Ben sırf bu sebeple her şeyi bıraktım pes fm ve yarış simülasyonu takılıyorum. Arada da gtav zira gtav açık haritasında adam kesmek falan halen az da olsa eğlenceli olabiliyor. Cyberpunk, rdr2 vs. denemediğim aaa oyun kalmadı yok gameplay olarak bir şey sunmuyor bana pek. Geçmişte binlerce saat dota, cs, lol, wow, ko oynamış biriyim rekabet benim için önemli ama yaşlandım artık çoluk çocuğa madara olamam:)

tf2 gibisi gelmez bir daha :D

ben ow oynuyorum biraz, ratchet and clank aldım indirimden. Spiderman iyiydi ama ben de uncharted ve tlou sevmedim, god of war biraz işte.

bende de dönem dönem oluyor böyle. oyun oynamayı pek bırakmıyorum ama rekabetçi oyunlara daha çok vakit veriyorum. zaman yönetimi, yaş, kafanın biraz dolu olması vs. bazen de rekabetçilerden sıkılıp hikayeli oyunlara sarasım geliyor. bir iki oturuşta 10-15 saatlik oyunları deviriyorum. oyun seven bir insansanız dönem dönem olacaktır bunlar.


aksiyonu olan ve hafiften zorlayan star wars jedi faller order tavsiye edebilirim. prodüksiyon kalitesi çok iyi, zorluk seviyesi de soulslar kadar olmasa da yeterli. 1-1,5 saat falan süre vermen gerekiyor ama oyunun içine girip alışana kadar. sonrasında bitene kadar bırakamıştım ben. (gamepass'te var)

farklı bir şeyler oynamak istersen dishonored serisi benim favorimdir. bol mekanikli. zor değil ama eğlenceli bir aksiyonu olan, gerçekten farklı bir oyun. farklı bir şeyler sorduğun için yazdım bunu. herkese gitmez ama bence başyapıt seviyesinde. birincisinden başlayıp sararsa ikinciye geçebilirsin.(gamepass'te var)

tarzı itibariyle başlayıp sonuna kadar gitmeyen, chapter chapter ilerleten ve her bölüm arasında bir soluklanmanıza imkan veren yapısıyla hitman bence harika bir seri. çok hakkının yendiğini düşünüyorum bu serinin, bence her çıktığı sene yılın oyunu ödülüne aday olması gereken oyunlardı (son üçlüden bahsediyorum bu arada). son 3 oyun bence serinin geri kalanının üstüne çıktı. eski oyunlar biraz yorar artık ama son çıkan 3 oyunu denemelisin bence.


fps seviyorsanız ve çatara çutara ateş ede ede gideceğim ben derseniz wolfeinstein serisini tavsiye edebilirim. hem konusu itibariyle alternatif tarih içermesiyle ilginç, hem de saf aksiyon işte bam güm. ama pek farklı bir oyun değil onu söylemeliyim.


metro exodus'u gerçekten ayıla bayıla oynamıştım. çok keyifliydi. ama herkese gitmeyebilir emin olamadım. yarı açık dünyalı, hikayesi eh işte, atmosferi çok iyi olan bir oyun. mekanikler de standart.



bu tarz zamanlarda oyunlara giremememin sebebi çok tekrar ve beynimi yoracak kadar eline alamaması oluyor çoğunlukla. o yüzden biraz daha puzzle tarzı şeylere girebilirsin. inside ve limbo öneriyorum. limbo biraz eskimiş olabilir emin değilim ama inside deneyebilirsin. hem al sana film kalitesinde senaryo.


yine film seviyesinde senaryo istersen "to the moon ". mekanik ve grafik olarak pek bir şey beklememelisin ama. tanıdığım en duygusuz adamlar bile bir kaç damla göz yaşı dökmüştür bu oyunda.

velhasıl sanki biraz ana akım oyunlara yönelmişsin ve dolayısıyla klişe içinde boğulmuşsun da olabilir. last of us, uncharted, tomb raider vs. ana akım oyunlar olduğu için çok karmaşık senaryolara girmezler, mekanikleri zorlamazlar ve oyuncular tarafından sevilmiş tutmuş formülleri uygularlar. bu sebeple farklı bir şey arayan bünyelere hitap etmezler.

Path of exile var dediğiniz gibi sadece. New world de yeni çıktı ama baya sorunlu millet bırakıyor.

ben de tam tersi, cok sık oyun oynamam. cok bilinen oyunlardan iste anca rdr, gta 5, cod, crysis falan oynadim simdiye kadar.

gecen sene 2.95 liraya dustugu icin aldigim alien isolation'i oynuyorum su siralar. uzay, alien, android'ler falan derken baya sardi. döğüşmeli, çarpışmalı degil su ana kadar gerci ama belki ilgini ceker.

epic games bedava vermisti, dying light da parkurla stealth ve zombileri bulusturan bir oyun. belki zombilerin kafasina balta, cekic vurmak falan hosuna gidebilir.

bir de aklima limbo geldi, bu da bulmacali bir sey ama vurdulu kirdili degil.

Last of us konusunda cok ayni fikirde olmasam da ben de benzer hissediyorum. O yuzden son zamanlarda oynayip buyuk keyif aldigim iki oyun onerecegim; biri hades. Aksiyon ve challenge zaten var da eger albert camus, sisifos vs okuduysaniz varolussal felsefe cercevesinde okunabilirligi oyunu cok ozel kiliyor bence. Digeri de forgotten city.

bebekbebesi +1

ne oynarsan oyna sarmayacak. aklındaki şeyi bulsan bile bir basitlik bulup bırakacaksın.

Car mechanic simulator 2021 :)
Sıkıldıkça hurdalıktan bi araba topluyorum. Rahatlıyorum.

Yaş kaç bilmiyorum ama ben 32 yaşındayım. Üniversite ve lise yıllarında deliler gibi oyun oynuyorduk o zaman iş vb. Beklentiler çok yoktu. Şu an eski oyun oynama isteğimin kalmadığını konsolu açmak istememden anlıyorum. Bunu benim gibi delicesine oyun oynayan biri söylüyorsa zamanla bu seviyeye gelinebileceğini düşünüyorum. Zamanın değerini büyük ihtimal daha iyi anlıyoruz. Bir de podcast de dinlemiştim yabancılar da yeni oyunların çok sığ olduğunu, eski zevk unsurlarını içermediğinden dert yanıyorlar.

doom serisi

serious sam serisi

dmc serisi

payday 2 oynuyorum ben online. hikaye mikaye yok. aralıksız adam vurmaca.

Jbl110

merhaba, sadece mikrofon düşünürseniz şu ürün var, çoğu youtuber vs. bundan kullanıyor.
www.hepsiburada.com

Öncelikle kolay gelsin. Ben tez için milli eğitim bakanlığından izin aldım çünkü anketler meb okullarında yapılacaktı. Muhtemelen sizin süreciniz ile ilgili ilaç firması veya sağlık il müdürlüklerinden görüş alınması ve izin gerekebilir. Yapacağınız analiz durumu için kişiler ile görüşme gerçekleştireceksiniz diye düşünüyorum bunun için de bu verilerin paylaşılmasına yönelik bir imza almanız gerekebilir kişilerden.
İsimsiz paylaşılacak ama gereklidir.
Bizde veli onam formu vardı mesela.

En ucuz olani a101deki seg ürünler yanlışın var.

Bütün bulaşık makineleri aynı işi yapıyor yorumlara bak al geç derim. Ben de alacağım birkaç ay içinde. Ekside dediğim ürünü alan arkadaş memnun olduğunu ifade etti. 1800 olmasi lazim fiyatının. 10-15 gün içinde geliyor internetten alırsanız. Vestel servisi getirip kurulumu yapıyor.

seg vestel üretimi olduğu için tercih etmem.
www.hepsiburada.com

servis garantisi yüksek olanı bi de kısa programı 1 saat ve altı olanı tercih edin.
bulaşıkta bi olay müthiş bi teknoloji yok bence.
napacak bardaklarımı mı aşındıracak, aşındırsın?

3 programlı arçelik kullanıyoruz gayet memnunuz. Tavsiye ederim.

Altus aldım a++ 3 programlı. Arçelik üretiyor. memnunum

arçelik ve bosch 2 tane yeni model kullandım son 1 yılda. arçelik bi tuhaf. sepetlerin rayları bile dogru düzgün kaymıyor. yıkamasıda bosch kadar iyi değil. ama ekonomi kasılacaksa regal altus falan düşün bence.

Almayı düşündüğün Arçelik 6133 serisini dört aydır kullanıyorum, ayrıca anneme iki (2017'den beri) ablama da dört (2018'den beri) programlı modelini aldık, sorunsuz çalışıyorlar.

Noter parasını alıcı öder. Ekspertiz ücretini de (talep eden alıcı olacağına göre) yine alıcı öder.

Parayı banka üzerinden göndermesi alıcı için de satıcı için de çok daha güvenli olacaktır. Araç satış bedelinin tamamını hesabınızda görmeden kesinlikle satışa onay vermeyiniz. Etraf dolandırıcı kaynıyor, biliyorsunuz.

banka üzerinden alın ödemeyi. gönderen de açıklamaya 34 abc 1234 plakalı aracı satın alma bedeli diye yazsın muhakkak.

geçen duyduğum bir şey:

www.isbank.com.tr
www.vakifbank.com.tr

bankalar aracılık etmeye başlamış, gittigidiyor sistemi gibi, para gönderiliyor bankada blokeli kalıyor, satış gerçekleşince hesaba geçiyor vs. İki tarafın da güvenini kazanacak bir sistemdir diye düşünüyorum.

ödemenin geldiği hesabın alıcıya ait olduğuna da emin olun. kardeşinden amcasının oğlundan vs. geliyorsa olmaz.

Araç kimin adına alınıyorsa para o kişiden gelmeli. En can alıcılardan biri bu.

İlk olarak arkadaşlar söylemiş, para transferini netleştirin. Para transferinden sonra noter işlemlerini gerçekleştirin. Para amcamda dayımda vs. Hiç aldanmayın böyle şeylere, bahanelerini dinlemeyin kimsenin.
Diğer mesele aracı ekspertize sokarken motor performans testinde hareketsiz şekilde çok yüksek devirlerde zorlandığı için kesinlikle motoru soğutmak için büyük pervaneler olsun. Bunun sebebi arıza olmayan motorda bile arıza meydana getirebiliyor bu motor testi.

- alıcı noter ücretini öder
- ekspertiz ücretini alıcı öder.

notere gideceksiniz, kimlikleri ve ruhsatı teslim edeceksiniz. noter işleme başlayacak, alıcıya plaka değişikliği isteyip istemediğini soracak. bu nedenle alıcı ile baştan konuşun plaka değiştirecekse baştan araçtan plakaları söküp notere öyle gidin. noter işlemlere başlamadan siz noter'e alım satımında bir sıkıntı var mı kontrol edin deyin. baştan harcı borcunu kontrol etsin. ardında son aşamada noter para alışverişini yapın dediğinde size banka üzerinden havale ile ücreti göndersin. belirtildiği gibi alıcı kişinin kendi hesabından gelmesi önemli. bunu kontrol edin mutlaka. açıklama kısmına da "34 xxx xx plakalı aracın satış bedeli yazsın. para hesabınıza yatınca imzanızı atabilirsiniz.

noterin kapanma saatine kalmamaya çalışın, yetişmedi havale zamanı geçti falan gibi şeyler olmasın. sabah erkenden halledin.

Geçen aracımı satarken başıma gelen olayı yazayım. Belki faydası dokunur.

Aracı alacak arkadaş 16:30'da geldi notere. Sıra beklemeydi, belgelerdi vs. derken saat 17.00'ye çok az kala satış işlemini başlattı noter katibi. Adam parayı EFT ile bana transfer ederken önünde kimliğim durmasına ve sahibindendeki ilanda adım soyadım açık şekilde yazmasına rağmen adımı yanlış yazdı (adım yaygın olan bir ismin bir harfinin değişmişi). Ben hemen söyledim tabii ama adam onayı vermişti bile. Sonra bankayı aradı, işlemin iptalini istedi vs. Bankadan SMS geldi 2 iş günü içinde size dönülecek diye. Sonra banka şubesine gidelim oradan halledelim dedi. Şubeye gittik tabii ki kapalı. Sonra bankayı aradı tekrar, isim yanlış olsa da IBAN doğru ise hesaba geçer dediler. Ama bana para gelmedi. Sanırım isim hatasında 1 harfe kadar tolerans oluyormuş. Saat artık 17.30'a doğru gelirken, biz de artık notere geri dönüp işlemi iptal edelim diyecekken para geldi hesaba ve son saniyede satış gerçekleşti.

Buradan çıkarılacak dersler:
1. Asla geç saatte işlem başlatmayın. Para benim hesaba geldikten sonra noter sistemi kapansaydı satış olamayacaktı ve ben hem para hem de arabayla eve dönecektim. Arabayı adama versem birini öldürse ben suçlu olacağım. Araba bende kalsa adamın parası da bende. Dolandırıcı tribine girecekti vs.
2. EFT yapılırken siz de tüm bilgileri kontrol edin. Hatta mümkünse bankaların güvenli satış uygulamasını kullanın. Noter işlemi onaylanınca para hesaba otomatik aktarılıyor.

Series s 4 bin, laptop 13 bin. Series s alıp, macbook u da tutmak en güzeli bence.

Series s + film için mi box s.

Film dizi olayını tvden izliyorum, laptop mobil olması sebebi ile oyun için düşünmüştüm.

Series S parasına göre en fazla oyun deneyimi sunan alet şu an. Rakipsiz bu konuda.

Gaming Laptop denen şey aslında bir ucubelik ancak gereklilik sonuçta. Bende de var 2 tane. Ekran kartı denen hede yüksek güç tüketir.
yüksek güç tüketimi+kısıtlı alanda kısıtlı soğutucu+mobil cihaz=ucubelik.
Fiyatına göre alacağın performans da yerlerde olacaktır. El mahkum ise alınır gaming laptop.

oyun laptopu alacaksan msi en iyilerden biri. tabi ge serisi üzeri daha iyi.

Çıktı mı bilmiyorum ama Steam deck al bence o da bir seçenek olabiliyorsa senin için

Saçacak fazla paranız yoksa şu pahalılıkta sadece oyun oynamak için en az 10K verip oyun bilgisayarı almak çok mantıklı değil bana göre. PC'ye alıştığınızdan konsolda oyun oynayamama veya zevk alamama (mesela ben) gibi bir durum olmayacaksa arkadaşların da dediği gibi Series S oldukça iyi bir seçim.

Bununla birlikte çok büyük paralar para harcamadan da gayet oyun oynayabilirsiniz. İlerleyen teknolojiyle birlikte Geforce Now, Amazon Luna, Xcloud gibi oyunu buluttan stream ederek oynama servisleri ortaya çıkmaya başladı ve çok cüzi fiyatlara (yani bilgisayara harcayacağınız parayla kaç yıllık abonelik alırsınız) abone olarak bilgisayarda veya konsolda oyun oynama deneyimine denk bir seviyede oyun oynayabilirsiniz. Bu sektörün lideri şu anda Geforce Now ve ben 6 aylık aboneliğe 250 TL gibi bir rakam veriyorum. İlk çıktığı dönemkine kıyasla daha az oyun var, çünkü birçok büyük oyun yayıncısı oyunlarını kaldırdı saçma gerekçelerle ama şimdi geri dönmeye başladılar. Geçtiğimiz günlerde EA tekrar teşrif ederek bazı oyunlarını getirdi ve daha çok oyun gelmesi bekleniyor. Battlefield 1 bunlardan biri ve 2 gündür oynuyorum. Bu sistem olmasa oynayamazdım. Macbook'da, eski külüstürde, akıllı telefonda falan her yerde oynayabilirsiniz. Her neyse EA'nin bu hamlesiyle diğer giden büyük yapımcıların çark edip dönme umutları yeşermeye başladı. Ama yine de çok oyun var. Bununla birlikte henüz Türkiye'ye gelmeyen Xcloud var ve yüzlerce oyunun bulunduğu Gamepass üzerinden oyunlarınızı stream ederek oynuyorsunuz. Yine şu an sadece Amerika'da hizmet veren ve erken erişim döneminde olan Amazon Luna var. Amazon sunucularını kullandığı için iyi harika bir deneyim sunuyor. Google Stadia'ya falan değinmiyorum bile.

Bilgisayar almadan önce Geforce Now'ın ücretsiz sürümünü Steam'deki ücretsiz bir oyun ile deneyin bir şey almadan önce. Sonuca göre kararınızı verirsiniz.

Edit: beşiktaşa gideceğim.

90 tl civarında bir geçiş ücreti oluyor.
Ben tatil dönüşü yolun rahatlığını göz önüne alarak paralı yolu kullanıyorum, çok rahat oluyor. Sapanca gölüne gelince resmen istanbul'a geldim artık gözüyle bakıyorum.

Siz kütahya'dan gelecekmişsiniz. Benim yaptığım yolun yarısı mesafe sayılır kütahya-ist. Fakat yine de tercih edilebilir bana göre.

Beşiktaşa gideceksen Kuzey Marmara otoyolunu kullanmana gerek yok. Sen Kütahya'dan çıkıp Bozüyük, Bilecik, Osmaneli, Pamukova sonrasında Sapanca tarafından otobana yani E80 (O4)'e gireceksin o yol zaten Sultanbeyli'den çıkacak. Toplamda 10 lira falan. O yoldan sonra dümdüz anayoldan devam edeceksin yolun orta ve sağ şeridinde kal. Edirne tabelasını görünce sağa dön o yoldan devam et. Zaten FSM'den geçeceksin sonra köprüyü geçince Beşiktaş tabelasını verir oradan Beşiktaş'a gidersin.

Dr_stat +1 74758384 defa kütahya istanbul yaptım kuzey marmaraya girmene gerek yok köprüden de geçip boşa fazla para verme

müdavim kategorisinde: pub 21 bestekar sokakta yakınlarında bolca otopark var.

ODTÜ içine girebiliyorsanız ODTÜ içindeki central çok iyi. Yemekleri çok güzel değil ama. Ortam nezih.

Tepe prime newcastle güzeldir ama aşırı kalabalık oluyor. Maldan ot severim, ot’un yemekleri bence muadillerinden güzel.

Kardeşimin alacaatlıda arkadaşlarıyla gittiği bir kokteyl bar vardı ama adını hatırlayamadım.

Benle nişanlım biraz yaşlı ruhluyuz herhalde daha sakin rahat ve kalabalık olmayan yerleri seviyoruz, çok pub tarzı değil ama Gordion cafe des cafese gidiyoruz genelde ya da dediğim gibi ODTÜ centrala. Yüzüncü yıldaki central da güzel.

Pool pub’a gitmeyin ama asla. Çayyolunda olduğuna bakmayın hayatımda en çok kekoyu burada gördüm.

Route var Kızılay'da. Gayet güzel. Bahçesi falan yer bulursanız süperdir. Fiyatlar nispeten uygundur benzerlerine göre.

Route+1 eşimle gittik ve beğendik. Arabayı hemen yukarıdaki kocatepe camii otoparkına koyarsınız.
Gelen profil gördüğümüz kadarıyla sorunlu değil.

sabah sistemde sıkıntı vardı galiba. eşimi haftaya randevu alabiliyordu, şimdi eylül 10a atmış sistem.

annem ve babama sabah 4. randevuyu aldım, hala randevu gözüküyor. kayınvalideme sabah baktığımda 26 Ağustos'tan itibaren 4. aşı için randevu veriyordu, öğleden sonra alırım dedim. şimdi baktığımda aşılarınız tamamlanmıştır diyor. Cidden suyunu çıkardılar bu işin

Sabah randevu aldım gittim, görevli sistemde sorun var dedi ama sizinki onaylanmış dedi ve 4. Dozu yaptı. Sistem sıkıntısı varmış ama çözülmemiş sanırım.

ahahah hemsehrim cikti hayatimda ilk defa merhaba demek istedim.

izmir tabii ki

Yatırım için alacaksanız İnegöl'de bir içme suyu barajı yapılacak Gülbahçe Mahallesi'nde güzel yerler var.eger düşünürsen bu söylediklerimin doğruluğunu yakınlarına sorarak teyit edebilirsin.

Oo hemşeri +1

Uşak'tan yatırımlık alabilirsin. Kira geliri de olur.

Hemşehrim çıktı+1.
Ben kuşadasını tavsiye ederim, inanılmaz bir gelişme potansiyeli var ve şehir giderek büyüyor.

Onun 2 katini bulup istanbuldan ev al. Kirasiyla istedigin ege yoresinde yasarsin.

Zaten fiyati da deli gibi artacajlk ilerde satip 3 yazlik alirsin.

Yatırım amaçlı alacaksan istanbuldan almanı öneririm ben de. Tatil bölgelerinde fiyatlar inanılmaz şişik durumda, ama istanbul'da boğaziçi veya karadeniz sahil şeridine yakın bir daire her zaman prim yapıyor.

Urla'da arsa zor bulunabilir o fiyatlara şu aralar. Çünkü İstanbul'dan gelen göçle birlikte Urla son 10 yılda inanılmaz pahalı bir yer haline geldi. Şöyle örnek vereyim Çeşmealtı'nda Sizİnn otel yanında bir gecekondu var denize sıfır. 3 aylık 45.000 TL aylık 15.000 TL ve yıllık oturacaksanızda aylık 7.000 TL kira istiyorlar.

Ayrıca Urla'da özellikle İskele mevkiinde dikkatli olmakta fayda var. Arsa alıp kazmayı vurup altından tarihi eser çıkma durumu olabilir.

Mordoğan ve Karaburun'da daha uygunu arsa bulunabilir diye düşünüyorum.

Camlar temiz hocam.

Mercekli led xenon takabilirsiniz. Mercek olmazsa trafikte küfür yersiniz bol bol bknz ben.

Takip :)

Youtube'de birkaç hocanın tez nasıl yazılır, tez bölümleri vs. Diye videoları var. Arama ile ulaşabilirsiniz. Kolay gelsin.

Bilimsel Araştırma dersinde ya da Seminer dersinde bunu işliyorlar. Bizim hocamız da 1-2 tezi açıp tabiri caizse röntgenini çıkarmıştı. Özet şöyle olmalı, Giriş şu kadar, yöntem kısmında terci ettiginiz yönteme göre şu veri toplama araçları kullanılır şeklinde gitmiştik. Ben bunun hazır bir örneğini nette hiç görmedim ama birkaç bilimsel araştırma kitabına bakarsanız orada zaten tez başlıklarının/ bölümlerinin araştırma sorularının vs nasıl olması gerektiği yazar. Örnek olarak Lawrence Neuman' in Toplumsal Araştırma Yöntemleri adlı kitabına bakabilirsiniz. Nette PDF' ini bulabilirsiniz.

Ek olarak yazılmış birkaç tezi de inceleyebilirsiniz. Bir ikisi nitel bir ikisi de nicel olmak üzere karşılaştırmak da faydalı olacaktır diye düşünüyorum.

Yaklaşık 8 aydır kullanıyorum çok memnunum. Jarjı bir gün çok rahat gidiyor. 10 yıllık İphone kullanıcısı olarak iphonelerde yaşadığım en büyük sorun şarj olayıydı, ortadan kalkmış oldu. Kamerası çok iyi ayrıca

Memnunum ama bana da ağır geliyor. Kolum kopuyor bazen taşırken. Onun haricinde sevdim.

Memnunum, androidden geçtim. Artıları:
-Ekranı dayanıklı. İki üç defa düşürmeme rağmen tek bir çizik yok.
-Şarjı bir günü rahat çıkarıyor. Telefondan düzenli Netflix, video vs izliyorum.
-Telefon çok akıcı, hızlı. İçindeki çip neredeyse bilgisayara takılacak seviyede olduğundan bu noktada sorun yaşamazsınız.

Ekran konusunda yukarda yazan arkadaşlar haklılar. Biraz da kişisel tercih bu noktada. Beni rahatsız etmedi. 12 almak yerine 128 ilk 11 aldım.

1,5 yıla yakındır kullanıyorum, çok memnunum. Tasarımı (ya da büyüklüğü) dışında bir eksisi yok. Kullanımı çok pratik, şarjı 1 gün gidiyor, epey hızlı, kamerası gayet iyi. Ha bir de ilk aldığımızda ekranının çok çabuk çizildiğini farkettik hemen koruyucu aldık.

11 aydır kullanıyorum. 5s’ten geçiş yaptım. Gayet memnunum, bir sıkıntı çıkarmadı henüz. Özellikle kamerası mükemmel. Ekran konusunda, telefondan çok fazla film vs. İzleyen biri değilim. Almadan önce çok olumsuz yorum okumuş tereddütte kalmıştım. Ama beni hiç rahatsız etmedi. Beklentiyle alakalı sanırım.

2 ay kullandım, macbook pro ile beraber almıştım ama ekran kalitesi bana göre çok iyi değildi. Daha önce hep note serisi kullanmıştım. 2 ay sonra satıp note 10+ aldım. Şu an gayet memnunum. Apple severler için bildikleri cihaz tam f/p ürünü bence.