Selamlar. Almanca yeterliliği gösteren belli bir sınav var mıdır? Yani toefl gibi falan... Yeterli not alındığı takdirde almanca bildiğimizi gösterebileceğimiz ve yurtdışında da geçerli bi sonuç belgesi alabileceğimiz bir sınav... Var mıdır?

agri kesici icmek istemeyn biri icin.

selamlar efenim, şimdi bi arıza çıkmazsa 15'inde yeni işe başlıyorum. şu an çalışmakta olduğum yerdeki bilgisayarımda bookmark olayının suyunu çıkarmış durumdayım, yüzlerce sayfayı dosyalar oluşturup kaydetmişim. bu bookmarkları alayım, evdeki bilgisayara koyayım istiyorum. burda da evde de firefox kullanıyorum. cevap verecek arkadaşlara başarılar diliyorum. öpüyorum.
geçmişi temizlicem, çöpü boşaltıcam, ışıkları söndürücem. başka birşey var mı çıkmadan yapılacak, aklıma gelmeyen?

Son zamanlarda böyle dedikodular duyuyorum, Kadıköy Tuzla arası evler yıkılacak, bölge baştan yapılandırılacak, ev sahiplerine evin değerinden düşük değer ödenme riski veya alakasız yerlerde ev verilmesi gibi şeylerden bahsediliyor. Buralara oteller parklar yapılıp rant sağlanacak deniliyor. Bunlarda gerçeklik payı nedir? RTE yeni yasa çıkartıpta gelip evlerimizi arsalarımızı elimizden alıp "hadi gidin buradan" diyebilir mi? Yaparsa buna karşı yasal savunma mekanizmaları nedir? AİHM falan mı?

Selam arkadaşlar, sevgilime bir parfüm aldım, yalnız hediye paketi yapıptamı versem, paket yapmadanmı versem kararsız kaldım. çünkü doğum günü vb. değil.

Sen ne düşünüyorsun ?

Münazaravar ben evde oturmalı aileleriyle ilgilenmeli diyeceğim. Görüş ve önerilerinizi öğrenebilir miyim?

16 yasında liseyi 3,5 yılda üniversiteyi bitirp 20 yasında yüksek yapan biri olur mu yoksa sallıyor mudur ?

Mevzu üzerine siz sevgili duyurucuların nabzını tutmak isterim; bir cafeye cafenin güzelliği için mi yoksa çalışan(lar)ının güzelliği için mi gidersiniz?
Şimdiden teşekkürler. Mutlu akşamlar...

Kötülük algınızı merak ediyorum? Sizce kötü cinayet, hırsızlık, tecavüz, gasp, torbacılık vs.. gibi genel ahlak kavramların tamamen dışında marjinal davranışlar sergileyen insanlardan mı ibarettir?

mesela benim için kibirli insan kötüdür.. küstah kötüdür.. dedikodu yapan kötüdür vs..

sizce kötü insan kimdir?

haberlerde bulamadimda arkadasdan duydum bugun tayland da ucak falan dustumu?

selam, sorun şu ki korkunç bir özgüvensizlik içinde kıvranıyorum. sevgilimle bir yıldır beraberiz ve mutluyuz. beni çok sevdiğini biliyorum, ona güveniyorum. her şey süper ama kaldı ki bunu bir türlü kendime anlatamıyorum, deli gibi bir kıskançlık içindeyim. ilişkinin başlarında da bu şekilde bir dönem geçirdik ama sonradan ben düzeldim/kendimi düzelttim her neyse, ama bunu nasıl yaptığımı bilmiyorum. ve ne yazık ki şimdi yeniden bu durum baş gösterdi.

olaysa şöyle; sevgilimin başkalarını beğenmesi bende korkunç bir his yaratıyor. ama bu kesinlikle onları beğenip onlara gidecek beni istemeyecek değil. aslında tamamen benim kendime güvenimle ilgili. yolda başka bir kıza baktığında, ne bileyim tv'de görüp o kız güzel, şu kadın taş dediğinde, veya çok basit konularda bile, ilkokulda bu kızı çok beğenirdim demesi bile yeterli aslında.. bende bir anda mide bulantısı başlıyor veya titreme vs tarzı hislerle mutsuzluktan ölecek hale geliyorum. tabi ona belli etmeyeyim dedikçe daha beter olup içime atıp şişiyorum. ama biliyorum konu o değil. bu benim içimde çözmem gereken bir durum. öyle çirkin bir insan da değilim, erkekler tarafından da beğenildim genelde, peki bu ezikliğim bu mallığım neden. ilişkime zarar vereceğim böyle giderse. ama eskiden nasıl kurtulduğumu bilmediğim gibi şimdi de bu hisleri içimden atamıyorum.

var mıdır benim gibi deliler, bunları hissedenler? valla bu kıskançlıklar beni yiyip bitirdi. ama yineleyeyim burada bana dönmeniz gereken, ama bak adam seni seçmiş senin yanında vs değil, çünkü sorun tamamen benim kendimle olan sıkıntım. o yolda yürürken belki vitrine bakıyor olsa bile ben yandaki kıza baktığını düşünüp kendime işte onu beğeniyor diyerek acı çektirmeyi seçiyorum. her şey kafamın içinde, sürekli durup başka kadınları beğendiğine kendimi inandırıyorum, aslında hiç böyle bir şey olmasa bile.. böyle bir delilik işte..

vallahi çıldırıcam iki gundur püf noktalarını öğrendim..

-ağır olmicak
-seramik taban
-buhar verme miktarı iyi olucak
-2400 wattan yuksek olmalı
-mumkunse buhar kazanlı olmalı
-tefalin tum modelleri önerilmiş nerdeyse duyurularda,şimi ben gidip mağazadan alamicam o yuzden görsel olarak sürpriz olucak..
annem iç çamaşırlarını dahi ütüler şöle kadına kolayca ütüyü keyife dönüştüreceği tarzda bişey almak istiyorum öneriniz varmı? özellikle model belirtirseniz memnun olduğunuz daha çok işime yarar.

limit max 300 tl

Merhaba. Şimdi sürekli zorunlu olarak gördüğüm bir kız var. Seviyorum onu da söyleyeyim gerek olmasa da. Neyse başlarda bana yakın davranır gibi oldu ama şimdi şimdi anlıyorum ki herkese böyle davranıyor. Gerçi hala bazı anlam veremediğim derecede yakın davranışlarını hatırlıyorum ama orası şimdi önemli değil.

Neyse bu kızı sürekli görüyorum, e normal olarak hoşlandığımı ister istemez belli ediyorum. Bir süre sonra soğukluk hissetmeye başlıyorum. Bu süreç kısa değil yaklaşık bir-bir buçuk ay sürüyor. Gittikçe daha kötü oluyor ama yavaş yavaş. En son tek tük konuşuyor hale geliyoruz. Bu dönemde ben buna en az 4-5 kere konuşalım diyorum hep kem küm ediyor ben de erteliyorum. Neyse işte bir gün aklıma geliyor bir hediye alıp veriyorum, o da vaktim var konuşalım diyor. Ama artık kızın yanında eskisi gibi rahat değilim bir de o var. Çünkü tek tük konuşuyoruz. Neyse sonra düşünüyorum ki şimdi sen bana soğuk davranıyorsun böyle böyle demek olmaz hediye verdikten sonra, sonra konuşalım diyorum. Sonra konuşmuyoruz. İşte galiba birkaç gün daha devam ediyor bu soğuk davranma. Hiçbir şey olmamış gibi. Tavırlı bana karşı ama belli etmiyor. Öyle pek muhabbeti olmayan biriymişim gibi davranıyor.

2 hafta önce bugün, pazar günü ben arıyorum onu ama cevap yok (bu arada bir süredir aramalar yapıyorum hatta ilk aramamda sesini duymak istediğim için aradığımı söylemiştim, daha sonra onu çok özlediğimi felan söylediğim oldu. Ama 20 kez aradıysam 10unu açmamıştır. Kalanı da 1i hariç 1-2 dakikalık. O 1'inde ne olduysa 30 dakika konuşmuştuk. Ben gece yürüyüşlerine çıkarım hep bu sırada arıyordum. Mesajlarıma felan da cevap vermez, aramaz da. Öyle ilginç bir istatistik var cep kayıtlarımda. Hiç mesaj atmamış, 2 kere çaldırmış.). Neyse ben bir iki öylesine mesaj attım. Sonra gittim eşek gibi bi mesaj attım. İşte hoşlanacağın birine atacağın bir mesaj. Mutluydum tabi. Ertesi gün uyandığımda tacizci gibi hissettim ama. O gün onu görmedim, aradım açmadı. İyi ki de açmadı çünkü özür dileyecektim.

Sonraki gün onu gördüm, sadece bir kere konuştuk. Ona çocukluk fotoğrafı olup olmadığını sordum yanında, çok merak ettim çünkü. O işte bana doğru değil de yanımda bitene (nerden çıktıysa amk bi dur sana noluyo) çocukluğunda ne kadar tatlı olduğunu anlattı. Ben de bir gün getir biz de görelim dedim. Aynen şöyle: "Yoo, gerek yok." dedi ve sustu. Ondan yediğim ilk ayarlı laf değildi bu ama genelde tatlı bir kızgınlıkla söylerdi bir şey dediğinde. Neyse ertesi gün çıkışta konuşalım dedim bu sefer çıkışta hayırı vurgulayarak hayır, işim var dedi. İşi benim de arkadaşım olan iki kişiyle metroya binip eve gitmek.

Zaten kem küm dediğim buydu. Hep bunu söylerdi, sonra da önemliyse olur derdi ben de madem gönlü yok sittir et derdim kendime. Neyse duyuruyu 4-5 satırda bitirecektim şuraya bak uzatmayayım. Bundan sonra hiç konuşmadık, gerekmedikçe öyle göz göze gelmeler dışında yüzüme bile bakmadı. 2 hafta oldu bugün. Ben üstüne gitmek istemiyorum ama bir yandan zaman geçtikçe iyice kopuyor benden, iyice telafi edilmez oluyor durum. Bir yandan da zaman geçtikçe ben ona karşı kırgın bir hal almaya başladım. Düşünsenize anında silip attığına göre gram değer vermiyormuş demek ki. Öte yandan içimdeki polyanna da madem değer vermiyor niye başta yakın davranıyordu diyor. Kızgınlığı eskisi gibi tatlı bir kızgınlık diyor ama inandırabilmiş değil beni.

Ben bu konuyu onun yakın bir arkadaşına açtım, erkek. Bir şeyler dedi beni teselli etmek için ama konuştuğunu sanmıyorum onunla. O da şaşırdı, çünkü öyle konuşmadığı, uzak durduğu kimse yok kızın.

Şimdi ben bunu niye yazdım. Hem tavsiye almak için, hem de içimi rahatlatmak için. Çünkü her pazar akşamı benim içimde bir onu arama isteği oluyor, elim telefona gidiyor. Geçen pazar aradım, çaldı ama açmadı. Sonra 12-13 dakka sonra aradım meşguldü. Bu meşgul çalmasından 20 saniye sonra aradım yine çaldı ama açmadı. Anladım ki bilerek açmıyor. Belki önceki aramalarımı da bilerek açmıyordu. Bir keresinde ben aramıştım o zamanlar bu soğuk davranmalar daha yeni yeni belirginleşiyor. Çaldı çaldı, kapattım. 10 dakika sonra tekrar aradım meşgule aldı. İlk aramamda o ben kapatırken meşgule almış ben farketmememe rağmen. Birkaç gün bana sebep söylemeden tavır yapmıştı. Sonra aradım sordum öğrendim ki sanki benimle konuşmak zorundaymış gibi meşgule aldığı halde arıyormuşum. Bozulmuştum tabi onu da yazayım dedim. Bu arada çok uzun oldu, canımı sıkacak hepten dalga geçecekseniz hiç cevap yazmayın lütfen her seferinde oluyor öyle çürükler moralim bozuluyor akşam akşam.

size bir şey danışmak istiyorum. Kedinizin hiç bahçeye ya da dışarıya falan çıkmasına izin veriyor musunuz? Şunun için soruyorum, bu zamana kadar bir sürü kedim oldu. Ama genellikle bahçede besledim. Yavru iken sokakta bulup, sahiplendiğim iki kedimde yaklaşık 1 yaşını falan doldurunca beni terketti. Büyüyüp evde sıkılmaya başlayınca hava alsın, gezsin dolaşsın, ağaçlara tırmansın deşarj olsun diye kediyi bahçeye salıyorum. İlk zamanlar genellikle fazla uzaklara gitmeden oynayıp eve geri giriyor. Biraz zaman geçince de gidip bir daha dönmüyor. Köpek gibi değil ki tasma tak gezdir ya da bahçeye bağla. Günlerce arıyorum, bekliyorum ama yok. Bir yakınımı kaybetmiş gibi üzülüyorum.
Şimdilik balkonuma yemek yemeye gelen kedilerle idare ediyorum, onları seviyorum, su, yemek veriyorum. Ama eve de almak istiyorum. Tekrar kaybetmek korkusu yüzünden alamıyorum.
Siz nasıl yapıyorsunuz? Evden hiç çıkarmıyor musunuz?

Bu durumdaki bir tek ben miyim yoksa?

Dudaklarım sürekli kuruyor ve ben yolduğum için kanıyor:(

Bunu engellemenin bir çaresi yok mu ki? Bi yardım edin gözünüzü seviyim çok mağdurum:(((

dipsos yapmak istiyorum; ama belli kriterlerim var. mesela domatesli bişi istemiyorum, acı olmasın. örnek olarak da fasulye püresi ve ekşi kremayı çok severim.

basit kolay ve lezzetli bir öneriniz var mıdır?

merhaba arkadaşlar,

kafama takılan birşey var. diyelim bir eve taşındık. bu evin kapı kilidini teslim aldık. bu evin kilidini değiştirmemiz mi gerekiyor? siz bu durumda ne yaptınız? belki evin sahibi anahtarı çoğalttı bu durumdan kurtulmak en azından kafada soru işareti kalmaması için. yakında bir çilingir bulduk ve anahtar takımını değiştirdik. çilingirde de kilit mevcut olabilir. üst takımı da başka bir çilingir bulup değiştirmek mi mantıklı? bu konuda ne yaptınız? teşekkürler.

selamlar. soru başlıkta.

gramer olarak kısa bir açıklamayla beraber yanıtlarsanız sevinirim. mesela ''kapı kilitli'' nasıl deriz ?

tenks in edvens.

el yazım çok kötü ve yavaş olduğu için notları doğru dürüst tutamıyorum. ben diyorum ki çeşitli kısaltmalarla yazayım bir şekilde, sınav zamanı da temize çekerim hem çalışmış olurum hem de notlar düzenli olur. çıktısını da alırım yanımda taşımak için. ne dersiniz sizce işe yarar mı, daha önce deneyen var mı böyle bir şey? sözlükte pek olumlu bakılmamış ama ne bileyim...

Hepimiz zaman zaman büyük konuşuruz. Büyük konuşup hayatta şunu yapmam, ya da yer yerinden oynasa ben yine şöyle böyle diye bilinçli bilinçsiz söylediğimiz lafların hepsini yutar değil mi bir gün insan? Yaşayanlarınız var mı bunu?

yazın kuzenimin düğünü olacak, neymiş yeşillikler içinde kır düğünü olacakmış falan,neyse.işte bu kır düğünü konseptinde ne giyilir falan bilemiyorum ben,kısa elbise uzundan daha uygun olur gibi.var mı önerisi olan,şunu giy diyen falan.

bir arkadaşım son sınıfta. finalleri kaçırınca bütünlemelere girdi. fakat sınava girdiği derslerden birinin notunun bir türlü açıklanmadığını görünce okulu aradı sordu ve öğrendi ki sınav kağıdı ortada yok. duruma itiraz eden dilekçesini geçtiğimiz cuma günü verdi. ama halen herhangi bir haber (olumlu ya da olumsuz) yok. son sınıf olunca mezuniyeti de gecikecek. bu durumun başka prosedürü nedir ne değildir? açıkçası bu dersin hocasıyla daha önce de başka sorunlar yaşamıştı. olayı en az dallanıp budaklanacak şekilde çözmek ihtiyacındayız haliyle. tavsiyeleriniz nelerdir?

biraz once aradilar. cevahir de bir ankete katilmisim. teyit falan aldilar meslek-yas gibi 1-2 soru sordular. sonra da cekilisle 1 haftalik tatil kazandigimi tanisma toplantisina katilmam gerektigini soylediler? ne is anlamadim? var midir boyle bisi basina gelen?

merhaba arkadaşlar,

tasarımının neredeyse tamamını yaptığım bir artbook'un künyesine patronum (kendince) beni cezalandırmak için adımı koymuyor.

bu haksızlık ile nasıl baş edebilirim sizce? çok sinirlerim bozuluyor, çünkü portföyüme ekleyebileceğim en baba işlerden biri. :(

(ajansların nasıl çalıştığını az-çok bilenlerinizden özellikle bu duruma göre öneri beklerim)

Arkadaşlar selamlar.

Tarih bölümünde okuyorum. Sadece tez dersim kaldı. Bu dönem bu dersi düzenli bir derse çevirdiler ve yarın saat 10:00'da ilk ders yapılacak. Aslında düşündüğüm bir konu vardı fakat içinden çıkamayacağım kadar ayrıntılı olduğunu fark ettim. Bana acil olarak içinden çıkabileceğim ve zevkli bir konu lazım. Çok klişe olmamalı, çok basit olmamalı. İdeal bir şeyler olmalı. Fakat kafa olarak tıkanmış vaziyette olduğumdan bir şey yazamıyorum ben... Ne bileyim Ali Sami Yen'in hayatını yazmak bile geldi aklıma, o derece.

Saygılarımla...

şimdi şöyle bişey kurdum durduk yere ve paylaşıp fikir almak istiyorum biraz. tabi absürd ama fantazi işte sonuçta.

senin çok sevdiğin ama seni tam sevmeyen biri var ve olay yıllardır hiç bitmeden odak noktanda hep. 30lu yaşlarda delice sengin oluyosun misal. ama hakkaten çılgınca bi zenginlik. bu kızın her girdiği işi bozuyosun, gerekirse çalışmaya başladığı heryeri satın alıp işten çıkartıyosun onu. yarın bigün evlense kocasının her iş kapısını kapatıyosun, işverenlerini satın alıyosun. evini barkını satın alıyosun, ailesine benzer şekilde maddi güçle hegomonya kuruyosun gibi bi durum var. hayatını geri istiyosan da diyosun ki benimle olacaksın hep?

ne kadar malca ve hastalıklı di mi? nası bi sonuç doğurur sizce karşı taraf açısından?

küflüsünü yemek adam öldürür mü?

selam herkese,
her sabah simit,poğaca ile kahvaltı yapan biri olarak bundan vazgeçmek istiyorum.fakat sabahları işyerimde kahvaltı yaptığımdan sağlıklı ve işyerinde yenebilir neler var?

annem sürekli abdest aldığı için topukları fena halde çatlamış durumda bir kaç gündür ayak kremi kullanıyoruz ama bildiğiniz daha etkili yöntemleri paylaşabilir misiniz?

istanbulda tahta satranç seti nereden bulabilirim? mümkünse çok pahalı olmayan.

pek saygıdeğer moğol ırkı ve sevgili duyuru sakinleri;

zamanında bir eşeklik edip medya sektöründe çalışmaya başladım, yaklaşık 10 yıl süren bu eşeklik sırasında farklı kurumlarda farklı kademelerde bulunmuşluğum vardır, e ister istemez tüm arkadaş çevrem bu sektör üzerine yoğunlaştı özellikle ankara'da muhattap olmadığım sektör çalışanı kalmadı sayılır.

son bulunduğum kurumda personelim olarak çalışan ve işe alınması için bizzat bastırdığım bir arkadaşımız, medya sektöründeki yavşaklıkla yükselmenin, zeka ve beceri ile yükselmekten daha kolay olduğunun farkına vararak grubumuza yönelik tasfiye hareketinte kendi çıkarları doğrultusunda (patronun istediği şekilde ifade vererek) iş akdimizin sonlandırılmasına yardımcı oldu sağolsun.

kendisi o dönem yaptığı hizmetlerin karşılığını alacağını umarken aynı patron tarafından işten çıkartıldı, bu işten çıkartma olmadan önce "artık düşüksün muhattabım değilsin" minvalli bir mesaj atmayıda ihmal etmedi, bu arkadaşımız yüzünden 20,000TL'lik bir maddi kaybım oldu, ve beraberinde sinir stres vesaire..

neyse efendim, bu arkadaşımız ankara'da yeni yapılanmada olan bir kurumda geçen ay işe başladı, tesadüfe bakınız ki ilgili kurumun genel müdürü değişti ve yakın bir arkadaşım bu göreve getirildi, ve şahsımada bu oluşum içinde bir konum önerildi. önerilen konum itibariye "bu arkadaşla çalışmak istemiyorum" diyerek işine son verme şansım var ve bildiğim kadarıyla ilgili arkadaşın tonla borcu olmakla birlikte ailesinin başka bir gelir kaynağı yok.

esasında işin piçliğine gidecek olursam ankara'da bu arkadaşa sektörü dar etmek gibi bir güç elimde, şimdi siz bir moğol olarak benimle benzer durumda olsanız ne yapardınız?

bu salı günü, tbmm'de yapılacak grup toplantısını izledikten sonra personelle tanışmak için kuruma gideceğim.

ben bunun ağzını gözünü kırayım mı? kırmayım mı?

moğol anayasası bu durum için ne der? yarışmacı arkadaşlara başarılar dilerim.

başlık uygun olmamış olabilir. hani derler ya "azizim, mirim" o tarzda konuşan insanlar başka hangi kelimeleri kullanır? nasıl konuşurlar? "velakin, binaenaleyh" falan da kullanırlar galiba.

şimdi bu marketlerde satılan yoğurtların hiç bir faydası olmadığı söyleniyor ya; bi yoğurt makinesi alsak da evde kendi yoğurdumuzu yapsak o da mı böyle olacak? yoksa onla yaptığımız yoğurt hakiki yoğurt mu olur?

Gerçek güzel derken sadece dış görünüşünü kastediyorum. İç güzelliği geçelim şimdilik. Doğal haliyle gerçekten güzel veya yakışıklı olan kim var? (makyajsız, fotoşopsuz, ışık ayarı oynanmış, kapak fotoğrafı olmayan, hatta günlük doğal hali en güzel/yakışıklı olan, saf güzellik diyelim)

fotoğraf koymanız şükela olur..

Yoksa böyle sakin, boynu bükük mü kıskanıyorsunuz? Sevgilinizi tabi ki, arkadaşı falan diil.

4-5 yıldır iliadin bağımlısıyım. her gittiğim yere onu götürüyorum. hangi doktora gitsem bırak diyorlar. ama bırakmak kolay değilki ya. 3 sene önce ameliyat oldum ama yine tekrarladı. bu yaz tekrar ameliyat olmak istiyorum. ama yine işe yaramamasından korkuyorum. ya bunun kesin çözümü nedir allah aşkına? iliadini bıraksam kendiliğinden geçer mi bu illet?

1.VICKS Vapodry Şurup prospektüsünde;
"Bileşimindeki antihistaminik, alkol ve diğer merkezi deprasan ilaçların yol açacağı sedasyonu arttırabileceğinden, birlikte kullanılmamalıdır." yazıyor.

2. Gripamol Tablet diye bir ilaç verdi; onda ise;
"Alkollü içkiler, tranzklizanlar ve sedatif ilaçlarla birlikte kullanılmamalıdır." diyor.

Şimdi bu iki ilaç birlikte kullanılabilinir mi?

soru başlıkta. aradım biraz ama bulamadım. yani ne diye arayacağımı pek bilemedim.

Selam sevgili Boletarialılar.

Şimdi dükkan açmak isteyen bir tanıdık var. Bir playstation cafe açmak istiyorlar. Güzel bir dükkan bulduk bunlara. Yeri güzel, fiyatında da anlaştılar. Yalnız apartman yöneticisi adam, "biz apartmanımızın altında böyle dükkan istemeyiz" diyor.

O dükkan da baya içlerine sinmişti. Ama yünetici olmaz dedi diye projeyi düşürmeliler mi? Yoksa yöneticiye inat işe girişmeliler mi? Böyle durumlarda apartmandaki insanların onayı yasal olarak gerekli mi?

Düşününce, benim kendi apartmanımın altında bi sürü dükkan açılıp kapanıyor yıllardır bana bir kere bile soran olmadı. O yüzden şaşırdım.

Bu konu hakkında bilgili veya tecrübeli arkadaşların yardımını bekliyorum.

...?

şu an hiç bilmediğim bir mevzuda nadide görüşlerinize ihtiyacım var acele olarak. şöyle ki, çimentonun üretiminden kullanımına kadar süren süreç nedir? bir de birbirine yakın markalar nelerdir özellikle lojistikte? teşekkür ederim.

Selam olsun kediş sahipleri...

merak saldı içimi acaba kedinizi nasıl ve nereden sahiplendiniz?

başrolde iq su çok yüksek bir karakterin olduğu filmler/diziler arıyorum. beyninin normalden fazlasını kullanabiliyor olur, bu sayede iş yaşamında/derslerde falan acayip şeyler yapabilir ya da nesneleri düşünceleriyle hareket ettirebilir vs ne olursa işte.

biraz kabaca bir anlatım oldu farkındayım ama örnek vererek sınırlandırmak istemiyorum sizi, ne gelirse aklınıza yazabilirsiniz.

Sirkeci'de Hamdi mesela, Üsküdar Kanaat, Kadıköy, Beylerbeyi, Taksim ve Beşiktaş için önerileriniz var mı, manzaralı filan olursa iyi olur?