valla kızılay hosta diyorum kim ne derse desin. ankara'da olmadığım için en son yediğim porsiyon fiyatını unuttum. ayrıca döner ekmek arası yenir diyorum.

afiyet olsun. nerden yersen ye, bizim için de ye canımız çekti :)

Ulusta azim Beşiktaş döner. Tek geçerim. Pişman olursan gel parasını ben öderim. O kadar iddialıyım. Porsiyon 15 tl idi galiba çok önce gitmiştim hatırlamıyorum

Pecenek doner, iskitlerde kazim karabekir cd. uzerine tasindi.
cici piknik kumurlar sokak.
ozge piknik gmk bulvari.
Besiktas donercisi anafartalarin arkasinda.

edit: sivas divrigi'de adini hatirlamadigim bi mekanda doner yedim . et'in tadi cok guzeldi. o tarafa yolunuz duserse mutlaka yiyin .

Guvenlik caddesi uzerin mutlu lokantasi. Allahim agzim sulandi gece gece esnaf lokantasi olup 3 gibi doneri bitiyor. Fiyatini hatirlamiyorum ama pahali degildi diye dusunuyorum.

cici piknik kumrular asla pişman olmazsın.

cici piknik. ama lavasa durum ye. oburlerinde porsiyon az oluyor. pecenegi cok ovduler. gitmeye firsat bulamadim. bir de donerci hacibaba var. surumun yogun oldugu gune denk gelirseniz begenirsiniz.

peçenek döner, cici piknik, çankaya lokantası

peçenek biraz pahalıydı diye hatırlıyorum.

pecenek guzel. 1 porisyonu 18 liraydi en son

biri de aspava dememiş hayret. hassas'taki özçelik aspavanın kapalı döneri müttiş.
bi de ulus heykelin arka tarafındaki sanayi caddesinde kebaphan var oranın döneri çogzel.

Pecenek 20 tl ve biraz fazla yağlı. Herkesin damak tadına uymaz gibi. Ben severim o ayrı.

monaco yenilmez,
celtic 1,5 üst,
roma yenilmez,
razgrad +2 handi
legia 1,5 üst olur diyorum

+2 kim atar diyosun?

razgard maça 0-2 önce başlar diyorum ya da en az 1 farkla yenilse veya berabere kalsa da sen kazanırsın diyorumdur. +2 handikap yani

öyle yapacağıma 1,5 üst oynarım.

--maçlar sonuçlandıkça editliyorum.
--kupon kazandı ganyan 2.22
KP Legia Warszawa - Dundalk FC Toplam Goller Alt/Üst 1.5 Üstü 1.5 Beklemede 1.27 --kazandı
AS Roma - FC Porto Asya İlk Yarı Toplam Gol Sayısı Alt/Üst 1 Altı 1 Beklemede 1.93-- geçersiz
AS Monaco - Villarreal CF Asya İlk Yarı Toplam Gol Sayısı Alt/Üst 1 Altı 1 Beklemede 1.7 --kazandı


--kupon yattı
AS Roma - FC Porto Tur Atlayan 1 Beklemede 1.40-- kaybetti
Hapoel Beer Sheva - Celtic FC Tur Atlayan 2 Beklemede 1.07 --kazandı
Wolverhampton Wanderers - Cambridge Utd FC Maç Sonucu 1 Beklemede 1.4 --kazandı

0-0 bitebilir, razgard yatacak

şampiyonlar liginden vazgeçtim, sizce nasıl olmuş?

Burton Albion - Liverpool -- 2
Exeter - Hull City -- X2
Norwich - Coventry City -- 1

dedim.

2.3 oran oldu.

Wolverhampton - Cambridge -- 1
Chelsea - Bristol Rovers -- 1

dedim bir de. 1.9 oran oldu.

roma 2,5ü
monaco 1,5ü

temiz.

@nigeo

abi temiz derken? bir takımın x kadar gol atacağı nasıl temiz ya da garanti olabilir ki?

hani kaleci kardeşim, 3 temiz yiyecek desen anlarım. ama gol üzerine oynanmaz bu. maç sonucu harici hepsi batırır adamı.

tuttu iki kuponda arkadaşlar.

Vallahi ben gelinoyu çok seviyorum. Orada olsam dinlemek isterdim.

hastane önünde incir ağacı bu türküde süper

(bkz: karadeniz'e kalan)
(bkz: karadeniz'e kalan 2)

Ander Sevdaluk

www.youtube.com

Karmate - Yağarsa Yağmur Yağar

www.youtube.com

Karmate - Kara Duman

www.youtube.com

Selçuk Balcı - Deniz Üstünde Fener

www.youtube.com

Halk müziği olarak da var bir sürü ama kafe ortamında Karadeniz müziği daha iyi olur.

Sadece gitarla Karadeniz müziği çalmak da pek iyi bir fikir değil.

www.youtube.com

@dissendium

arkadaş (bkz: klasik kemençe) çalıyor, hareketli karadenizleri çalacak kadar hareketli değil onun tarzı. nasıl yapıcam diye kafayı yemiş durumda. sadece slow duygusal falan gitse müşteri mutlaka hareketli isteyecek diye düşünüyor. bilemedik biz bu işi.

+1 imera fera

Kurtce biliyorsa,
Servet kocakaya - gewre

Bence bu kadar derin düşünme abi.

Buyuk resmi gormussun tebrikler.

kazık yemiyoruz
en azından kapasite ve güncelleme konusunda.
uzun uzun yazmaya üşendim.

vergiler ve ince kazıkları evet yiyoruz.
usa de 120 dolar olan kulaklık bizde 300 dolara satılıyor.
vs vs

carkin devamli donmesi gerek haci. oyle dusun bir de.

nerden geldi bunlar aklına? 16 gb telefon evet ama işletim sistemi de belli bir alan kullanır. istersen işletim sistemini sil 16 gb tertemiz kullan. çok düşündün mü bunu cidden? güncelleme yapmak istemiyorsan o app'ı silersin olur biter. telefon da yavaşlamaz.

Bir özellik koyup, senelerce aynı şekilde devam ettirse ilerleme olmaz. Hep yerinde sayar firma.

Siz fark etmesenizde sürekli güncellenir o uygulamalar.

Elektronik ürünlerden kazık yiyor muyuz yiyoruz ama bunun vergilerle alakası var...


.

günaydın kardeş, 2016'dayız. kaç senedir uyuyosun?

depolama sorunu için:
(bkz: google drive)
(bkz: onedrive)
(bkz: dropbox)
(bkz: yandex disk)
(bkz: box)

@douchebag, tamam şirket ama bu tek bir şirket değil ki hepsi ortak bir sözleşme imzalamışçasına hareket ediyor.

@cekilmis gayfe, abicim biliyorum önbellektir işletim sistemidir. ama sen 16 gb diyip yarısını buna ayırırsan olmaz, evet çok düşündüm. o zaman 16 gb diye pazarlamayacaksın. güncelleme yapmak istemezsen diye bir durum yok bunu zorunlu kılıyorlar, bunu anlamak o kadar zor olmamalı yani. ne dedim normalde stabil olarak çalışıp, zaten olması gereken bir özellikte sorun çıkartılıyor sonra bu durum güncellemeyle gideriliyor. sebep?

@yons, bulut hesaplar çözüm değil malesef

Abi gerçekten çok güzel düşünmüşsün. Cevap vermek gerekirse, ÜST AKIL'ın oyunu olabilir.

hafızadan önce, sözlükte de açılmış başlıktaki gibi mağazalardan kazık yiyoruz.adam 14 liralık ürüne 14.30 yazıyor mesela.ee almıyacakmısın 14.30 görünce? fark etmeyeceksin bile.

yarın gel rasim ozan kütahyalı'nın yanında başla.

güncellemeler ile ilgili bir sıkıntı yok. öyle olmak zorundalar. mesela yorum örneğine gelelim: facebook uygulamasına bir güncelleme geliyor, yorumları etkileyen. adamlar bunun testlerini yapıp yeni sürümü çıkarıyorlar. sonra bi bakıyorlar, bilmem ne cihazında sıkıntı varmış. hop yeni bi güncelleme daha. yani adamlar bilerek bozuk bir yazılım çıkarmıyorlar. uygulamalar oldukça kompleks, ufak bir değişiklik birçok şeyi etkileyebiliyor. kendi testlerini geçse de, gidip alakasız bir cihazda sıkıntı çıkıyor olabilir veya testlerine eklemedikleri bir yerden sıkıntı çıkabilir. yani bu büyük uygulamalardaki güncelleme olayı hep böyle olacak. sebebi sadece bu değil, adamlar sürekli yeni özellik ekliyor. özellik eklemese performans ile ilgili düzenlemeler yapıyorlar.

ama o 16 gb yazıp 7'sinin dolu gelmesi olayına ben de kızgınım. orospu çocukları.

(bkz: planned obsolescence)

mevcut dünya ekonomisinde SINIRLI kaynaklarla SINIRSIZ büyüme hedefleniyor. Sınırsız büyüme dedim dikkat edersen, "müşterinin çıkarına en uygun düşen ürünün üretilmesi" ile "ne yapsak en çok telefonu satabiliriz" kesişmeyeceği için şirket mecburen ikinci seçeneği seçecek. dış dünyadan da bağımsız olmadığı için uyum sağlamak zorunda. birim başı maliyet devamlı düşüyor ama bu onu daha ucuza alacağın anlamına gelmez, aradaki fark kapanana dek (artık zaman dilimi nasıl hesaplandıysa) bundan istifade etmek isterler.

Sınırsız büyüme beklentisi olduğu için de ürünlerin belirli bir ömrünün olması gerek. Telefona 512 GB alan da gömer adam, o büyük bir problem değil. Yalnız soru şu, neden öyle bir şey yapsın ki? Ortalama bir kullanıcıya 5 lazımsa telefondaki depolama alanının 6 gb olması lazım. Seneye bu ihtiyaç 7 gb olacak ama o zaman da 8 gb olan telefonu satacağım zaten. Adam bugün 512 koysa millet yarın 1024 isteyecek. O yüzden bu tür sorunlarla uğraşmamak için bugün 6 koyup seneye de 8 koyuyorlar. Sen "niye 8 lan" diyemiyorsun çünkü medyada çoktan "işte yeni telefon!!! bu adamlar birer dahi olmalı, kutunun dışında, devrimsel ürün, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" diye haberler ve reklamlar dönmeye başlamış oluyor.

hepsi aynı şeyi yapıyor demişsin, çünkü rakip şirketler, birbirlerine göre pozisyon alıyorlar. sen üçüncü bir şirket olarak araya girip çomak sokabilirsin, bu gayet mümkün. o zaman da aşağıdaki senaryoyu yaşarsın yalnız. (yazdığım cevapta "devamlı büyüme" kısmını arat, orada yazmıştım.)

eksiduyu.ru

illüminati

Vergi kısmı evet kazık ama diğer kısımlara katılmıyorum. iPhone 6 kullanıyorum 64 GB. Türkiye ortalamasına göre gayet iyi ve bol bir internet paketim var. Telefon gerekli gördüğünde güncellemeleri filan yapıyor hiç haberim olmaz. (Sanırım geceleri yapıyor) 2 yıl oldu ne hafızada yetersizlik ne de telefonda yavaşlık gördüm. Bunun için ekstra bir çaba göstermedim. Anlattıkların eski general mobile telefonumu aklıma getirdi. Güncelleme gelince deli olurdum. Zaten bir süre sonra uygulama yükleyemez oldum hafıza yetersizliğinden.
Özet olarak şunu demek istiyorum. Teknoloji gelişen bişey. O uygulamalar sürekli bir yenilik getiriyor yada bir açıklarını kapatıyor. Ayrıca 16 GB bir telefon aldığında bunun sana 16 GB yer sağlayacağını düşünmemek lazım. Mesela ben 64 ün 50 sini kullanabiliyorum sanırım ve bu bana fazla fazla yetiyor.

Bana sorarsan her şeyi fazla fazla al ve gerçekten iyi olanını al.

Konuyla ilgisi çok yok ama mesela 9000 lik bir klima almak saçmalıktır. Evime 2 tane 24 binlik aldım. Yaz kış hiç sıkıntı çekmiyorum. Klima ile hem ısınma hem soğutma yapıyorum. Elektrik faturasında hiç kalabalık gelmedi. Halbuki alırken çok söylediler bay efendim fatura çok gelir bay efendim o çok büyük olur vs.

Editleyemiyorun ama şunu da düşün. 10 yıl onda 256 mb hafıza kartları vardı ve o zamanlar 8 GB hafıza kartı çok büyük bir olaydı. Şimdi ise terabyte lardan filan bahsediyoruz ve o 256 mb hafıza kartı artık yok.

Facebook'ta anılarını paylaş şeysi çıktı ya. 2 yil onceki paylasiminizi bildirim olarak gosteriyor mesela. Arkadaşınız paylaşıyorsa görüp onu beğeniyor olabilir mi?

anılarını paylaş +1

ama çok pis stalk da dönüyor olabilir.

yok, anılarını paylaş kesinlikle değil. o turuncu çerçeve falan yok yani.
gitmiş eliyle bulmuş ve basmış beğeniyi resmen. 2013'te paylaştığım bi fotoya yaptılar geçen gün.

arkadaş ekle çıkmıyor mu?

sizin engellemiş olabilir mi? facebooktan engellenmiş kişiler bölümünden bir kontrol edin isterseniz. olmadı gizlilik ayarlarına girip ikiniz de profillerinizi başkalarına açık hale getirin ve tekrar deneyin. bununla ilgili de olabilir.

sadece mesaj butonu görünüyor. mesajlaşabiliyoruz ama ne ben onu ne de o beni ekleyemiyor.

ikinizden biri fb ayarlarından birkaç dakikalığına "beni kimler arkadaş olarak ekleyebilir" kısmını "herkes" yaparsa hallolur gibi. ekledikten sonra eski haline getirirsiniz ayarları.

evet ortak arkadaş olmadığı için ekleme butonu çıkmıyor. yukarıda denileni yaparsanız hallolur.

o bir süre sonra kendiliğinden düzeliyor. bir kere bana da olmuştu (sil ekle sil ekle yalama yaptık bir şahıs ile facebook'u üzerinize afiyet) sonra facebook bizi cezalandırdı yok size arkadaşlık markadaşlık gibilerinden. aradan uzunca bir süre (birkaç hafta) geçince baktık kendiliğinden düzelmiş, ekleştik yeniden.

ben de ne iş bu diyenlerdendim, iyi oldu öğrendiğim. zira türkçe öğretmenlerine sövmek üzereydim artık.

iPhone'un autocorrecti öyle yapıyor. Bende el alışkanlığı oldu bunu yazarken mutlaka autocorrectsiz seçeneği seçiyorum.

Aynı şey "Can'ım", "Oray'a" için de geçerli.

Ne olursa olsun, herşey alttan yakılır. İstisnalar mevcuttur muhakkak.

Çoğu kişi senin gibi yapar. En alta kömürü dizer, sonra üstten ya da sağdan soldan yakmaya uğraşır. Yanmaz. Üstteki çalı çırpı yanıp söner okadar.

Kömürü bir yığın halinde dağ gibi üst üste dizeceksin. Dağ şeklinde olacak. Sonra o kömür dağcığının altına çırayı ve bolca kuru çalı çırpıyı döşeyip yerleştirecek ve yakacaksın. Mümkünse kağıt kullanma. Böylece üstteki kömür dağındaki tüm kömürlere alttan alltan alev gelecek ve yanacak. Bu işlemi yaparken ara ara duruma görw kuvvetli yellemelerle ateş ve közlenme durumu kontrol edilir.

Yanıp közleşen kömür dağı zaten yandıkça kendi kendine dağılır, mangalcı da maşasıyla kömürü zemine yayar ve nihayetinde hazır olur.

ilk once odunu yak. O yaninca komuru ustune at. Hepsini birden koymana gerek yok.

geçen sene bir mangalcı hilesi keşfettim ki sorunsuz çalışıyor.
sıkı durun açıklıyorum; kömürlerin üzerine çok hafifçe tiner damlatıyosun abi, yine çalı çırpı olabilir ama olmasa bile olur. gazeteye kağıda ona buna gerek yok. ellere damlatmadan önlem alarak ateşliyosun ve seri bir şekilde yellemeye başlıyorsun bu kadar. 4-5 kez falan sorunsuz yakmışlığım var bu sayede.

Tiner kolonya gibi malzemeler mangaldilik raconuna terstir,ayip bir seydir.

Bir mangalist santor olarak benim sistemim sudur.yarim gazete sayfasini top haline getir,bunun uzerine varsa 2 ince cirayla beraber kuru tahtalardan bir kac parca koy,kuru komurun parcalarindan uzerine serpistir.yak ve seyret.alev gidince hafifce yellemeye basla gazetenin kullerini sistemden cekelim etlerimize yapismasin.
Varsa bacani atesin uzerine koy ve kendi haline birak.komurler tamamen yandiktan sonra islem tamamdir.

Sisteminde hata var ama komurlerde sansina kotu cikmis.

en kolay yanandan en zor yanana doğru gitmelisin, dayı videoda çok güzel yapmış

www.youtube.com

@jadle o nasıl yakmak ya o nasıl kömürler, oncacık ateşe kömğr yanıyorsa benim kömürler gerzekmiş demek ki..tüm tavsiyeleri dinleyeceğim ve en kısa zamanda tekrar yapıcam, çok içerlendim

yellemek için bişey olması şart. yoksa çok odun ve kağıt gerekiyor.

en alta buruşturduğunuz gazeteleri koyun. (2-3 tam gazete sayfası yeter)
üstüne olabildiğince ince odun parçaları. kuru olmaları önemli. inceden kastım ise kalem kadar olursa güzel olur. üzerlerine biraz daha kalın odun parçaları. tüm odunlar koni olacak şekilde dizilecek.
tüm bunlar yandıktan sonra odunların da kor yaptığını gördüğünde kömürleri odunları boğmayacak şekilde at. az at önce, 4-5 parça koy. ve sonra yellemeye başla, kömürler tütemeye başlayana kadar yelle.

kolay gelsin

Alta kağıt, üste çalı çırpı, üstüne birkaç parça odun. Onlarharlayınca kömürleri at. Odun önemli kömürler yanana kadar onlar ateş sağlar. Sonra alev gider kömürler közlenir falan.

@kakao yakıcı madde kullandığımı belirttim zaten, yarım şişe bitirdim hatta tık yoktu

Ben de çok uğraşıyordum mangalı yakmak için. Yakana kadar mangaldan soğuyordum. Sonra gittim bir küçük tüp aldım bir de nalbura gidip 15-20TL verip şalama, pürmüz de diyorlar, aldım. Artık 5 dakika bile sürmüyor mangal yakmak. Eğer çokça mangal yapıyorsanız, çıraymış, gazete kağıdıymış, tutuşturucu jelmiş uğraşmayın.

gerçek mangal yakmak:

gazeteyi top yap, üstüne mümkünse çam çırası, yoksa kuru ve ince çalı çırpıyı diz, en üste kömürleri koy, gazeteye ver ateşi. gazete tahtaları tutuştursun. tutuşan tahtalardan da kömürlerin ucundan ateşi aldıktan sonra al eline faraşı yelle allah yelle. sıvı tutuşturucular bu işi kolaylaştırır. tek amacımız kömürün uçundan kenarından areşi alması.

gazeteyle odunla uğraşmak istemeyen için mükemmel bir ipucu, yumurta kolisi. bakkaldan iki yumurta kolisi alıp en alta onu, üstüne kömürleri diziyorsun, hem kömürler yuvarlanmadan duruyor, hem uzun yanıyor ve kömürlerin ateli aşması daha kolay oluyor.

kolaycı işi: mangal boruları var. közmatik. üste kömürleri dolduruyorsun, alttan gazeteyi verip ateşliyorsun, kendi kendine yanıyor. ateş en üste ulaşınca alıp mangala dökmek kalıyor. yelleme melleme hiçbir şey yok.

ufak dallardan bir piramit yapiyoruz, piramitin etrafini uzerini de kuru yapraklarla donatiyoruz ve cirayla sagdan soldan tutusturuyoruz. odunlardan koz elde ettikten sonra komurleri azar azar dokersin ustune. dallarla ugrasirken komur piramitin etrafinda olursa iyi olur, isinmis olur biraz.

komur kotu muhtemelen ama atma gene de. baska komur al, bunlari iyice koz olan atese ilave edersin.

fön makinesi hayat kurtarır. kömür bi ucundan köz alsın yeter. 5 dakikada koca mangal dolusu köz hazır oluyor :)

ambalajlı dondurmalardan bahsediyorsak dolap dik olsun, dondurmaların üzerinde de fiyat olsun. akla karayı seçiyoruz, şu kaç liraymış, bu neymiş falan diye. al ve çık abi.. sırf o sandık gibi olan dolabı açıp, dondurma ararken dükkan sahibi "ulan amma da ayırdı dolabı koduğum" demesin diye psikoza giriyorum ve almıyorum net.

açık dondurmaysa, yanında çikolata sosunu barındıran nevale büyük olsun, göze çarpsın, ben burdayım ulan desin, külahta da basite kaçılmasın, arada bi biskivü kokusu yayılsın ortalığa bak gör satışları :)

insanların ya canını çektirmek ya da ilgisini çekmek gerekiyor.

adsoftheworld.com / bu şekilde bir şeyler üretilebilir. dikkat çekici mesajlar.. güncel mesajlar.. herkesin ilgisini çekecek mesajlar.. akp'nin yoğun olduğu bir bölgeyse '15 temmuz darbe girişimini kınıyoruz' yazılabilir :)

mesela ben bir cornetto inlove aldım; aldıktan sonra oralarda bir yerlerde kornettoma şeker, çikolata batırıp süsleyecek şeylerin olmasını isterdim :) küçükken soruyordum.. pastanedeki amcalar çikolataya batırıyor da bunlarda niye yok diye.. yok işte, 2,5 lira para alıyorlar, 10 kuruşluk çikolataya batırmıyorlar. bayılacağımdan değil de, ilgi çekici, severim yani. hoşuma gider. bilinmedik bir markaysa, ön-yargımı kırar. golf mesela.. iğrenç bir logosu var. neyse.

veya yine akp'nin bol bulunduğu yerlerde; galeri12.uludagsozluk.com

ek: stand olarak mümkünse us.123rf.com bu.:))

tey teey çocukken deli gibi maç yapar, orda burda koşturur, tabiri caizse ağzımızı dayayıp musluğa su içerdik. ne güzel suydu o kana kana içilirdi.

ben yaklaşık 10 yıldır falan çeşmeden su kullanmıyorum kokuyor evet. kettle'a falan da damacana suyu koyuyorum.

ya arıtma artık eskisi gibi yapılamıyor nüfustan dolayı falan ya da kimyasallar değişti farklılaştı. bir de boru kaynaklı olabilir, pastı yosundu vs..

birazdan aşşağıya girilmez cevapları gelecek, ama insan kendisi bilir, kendisi için en iyisini.

eğer 1000 lira para hayatını idame ettirirken keşke dedirtmeyecekse, yani lan biz yokluk görmüş insanlarız eskiden de az harcardık diyorsan girilir tabi bunda da işinde bir risk olmaması lazım. yani işten ayrıldığında borcunun olacağı hissi seni özgüven olarak 1 düşürür. bel bağlamış olursun. işin garantiyse, ayrılma restleşme durumları ortaya çıkmayacaksa ve yukarıda bahsettiğim hayat standartlarındaysanız girilir.

ama yok, evlendik ve birazcık da hayat nedir nasıl birşeydir yaşayalım derseniz, ya da hanımın babasının evinde ki standartları sağlamalıyım fikrindeysen de girme. gün olur yeni şeyler çıkar iş değiştirirsin hanım çalışır birlikte yaparsınız birşeyler.

Su an kesinlikle uzak durun bu fikirden. Hem faizler yuksek hem konut fiyatlari siskin. Konut balonu olduguna inanmiyorsanizda onumuzdeki ay devlet bankalari zararina faizleri dusurecekler

bence çocuk doğsun, önünüzü bir görün sonra girin.

çocuk doğsun +1

Cocuktan sonra karar ver+1

mamak için baktım. ortalama 200 bin liraya çok güzel evler alınabiliyor. eğer işiniz garanti ise, 3 sene sonra işten atılma riskiniz yoksa veya atılırsanız dahi taşı sıkar suyunu çıkarırım diyorsanız o evi alın. kızınız doğduktan sonra da şansınız elbet dönecektir bence. çocuğu veren allah rızkını verir der dindar insanlar, benim böyle bir lafı destekleyecek tarafım yok ama bence çocuk size şans getirecektir. eşiniz de doğumdan 1-2 sene sonra çalışabilecekse düşünmeden girin derim. bu saatten sonra faizlerin düşmesi vs. söz konusu olamaz. önümüzdeki 4-5 sene içerisinde bu evi aldınız aldınız, sonrasında işler çok farklı noktalara gidebilir.

eşiniz işe girsin sonra girin bu topa.

ayda 2500 gelir, 1500 kredi, kaldı mı 1000. bunla ne yapabileceksiniz.

eşiniz işe girdiğinde 5000 girecek eve, bunun 2500 ünü krediye yatırıp, kredi ay taksidini azaltır, 5 sene sonra taksidi bitirirsiniz. kalan 2500 fazla gelirse onunda bir kısmını kenara atarsınız isterseniz.

Bence girin. Beklemekle olmuyor. Yarın çocuk olur, başka bir şey çıkar, hanımın işe girer başka bir şey çıkar ama evi bir kere aldınmı ödemek zorundasın ve mecburiyete yönelik plan yapmak daha önemli.

Bir de çok teredüttedeysen üç ay parayı bankaya at. hem kendini tartarsın.

kurnaz +1500

Eşiniz işe girdikten sonra girin borca. Yarın öbürgün bir sağlık sorunu vs olsa acayip bunalırsınız daha doğum var önünüzde riske girmeyin.

Herkes sanırım şu noktayı kaçırmış, alınan evin kredisinin bir kısmı evden gelecek kira kapatılacak. 700 lira kira olsa 800 lira krediye kalıyor, siz de 700-800 liralık evde otursanız; 3000 lira maaş ile bir şekilde geçinilir ama 2500 lira maaşta bayağı kısıtlı yaşamanız gerekecek, bence maaş 3000 ve üzeri ise girin yoksa girmeyin, eşinizin çalışmasını bekleyin.

Bebek doğsun, bebeğin masrafları ile tekrar bir hesap yapın. Dere geçerken at değiştirilmez diye bir laf var.

teşekkür ettim herkese, düşünceleri için.

şinitzel

başka

peynir, çeri domates, salatalık, hindi füme, atom marul..
bi de güzel bi sandviç ekmeği. yapıştır geç.
hatta ben de gidip alayım canım çekti.

OK gidip alayım

a101'den et döner aldım biraz önce. 2 dakika ısıttım mikrodalgada. içine bastım mayonezi. yanına da bira. oh miss.

ton baligi, avokado, tursu, domates, sade ruffles bir de ekmek iste secimizine gore.

tonbaliginin yagini suzup cok az mayonez ve tercihe gore yesil sogan ile karistiyorsunuz, ekmegin tabanlarina avokado surup, alta yine tercihen marul, uzerine ton baligi-domates-ruffles koyup kapatiyorsunuz. ortadan kesin, afiyet olsun

dondurulmuş gıdalardan al ısıt ısıt ye.. tavuk osu busu.. köfte. miss

sakin olursan su seni kaldırır. muhtemelen tuzlu sudan rahatsız olup çırpınıyorsun baya. bi dahaki sefere derin nefes alıp gir ve sakin ol. suya uzan ve hiçbişey yapma.

denizde yüzmek havuzda yüzmekten kolaydır, tuzlu su hiçbi' şey yapmasanız bile sizi kaldırır.
ben denizde kulaç atmayı sevmiyorum, çünkü antremansızım, çok çabuk yoruluyorum. siz de yorulurum paniklerim vs gibi nedenlerle denizden çekiniyorsanız keko gibi yüzün ya da dala çıka yüzün. paniklerseniz sırt üstü yatarsınız.
korkuyu atmak için tekne turlarını da önerebilirim. insanın mis gibi sulara bakıp içi gidince aaaay başlarım ayağımın değmediği yerde yüzemem korkusuna diyip atlayavıveriyor valla korku morku kalmıyor.

bende yuzuyor ama boyumu gecen yerde dinlenmeyi sabit durmayı beceremiyordum. tekneden boyumu geçen yerden denize girerek aştım bu korkuyu. kıyıdan girdiğinizde nerede geçecek diye ayakla yoklama gibi saçma bir şartlanma var. bu da işi çok zorlaştırıyor.

İskele gibi bi sey yapılmış. Millet hem atlıyor hem de merdivenden Filsn iniyorlar. Çözüm olabilir mi acaba?

öncelikle boyunu geçmeyen yerde bi acil kaçış çalışması yap. ben dalıp kıyıya doğru yüzüyordum mesala başta. yani panikledin bir şey oldu vs. derin bi nefes tutup dal ve kıyıya doğru yardır. böylelikle biraz daha güvende hissedersin. yavaş yavaş alışırsın gibime geliyor.

boyunu gecen yerde ne yapacaksan, aynisini gecmeyen yerde yap.

yoruldugunda sirti yuzmek vs. gibin. baktin sorunsuz yapiyorsun, açıl git.

Bi g.t korkusu var da. Bakıcaz bakalım :/ arkadaş sporun her türlüsünde varım. Bi yüzmeye alışamadık. Can'ımı bu sıkıyor:/

Havuzda yüzüyorsan gözlük alıp, havuzun kenarında havuza dalıp dalıp çık. Önceleri kenardan tutarsın, bırakmazsın. Daha sonra elleri bırakarak dibe kadar dal, nefesini ver, çık.

Gözlükle dalıp, gözün açık yaparsan daha etkili olur.


.

Şu an hem Deniz hem havuz avantajım var. Havuzda istediğim gibi dalıp çıkıyorum. Problem denizde. Ayak yere değmezse problemi..

Aziz Yıldırım Feto'nun arkasından atıp tutmuş. O da ona takmış.

Ciddiyim. Hüseyin Gülerce söyledi geçen gün CNN'de.

ihalelerle alakalı olduğu söyleniyor yıllardır. arkadan atıp tutmayla koskoca kulübün kaderiyle oynayacak kadar salak değildir feto bence.

cemaatin himmet adı altında şirketlerden, şahıslardan para talep ettiğini bildiğimize göre, muhtemelen aziz'in de buna karşı çıktığını varsayarsak -ki gs'li eski bir başkan böyle bir açıklama yapmıştı adını unuttum- mantıklı geliyor. tamam fb belki şike yaptı, ki aziz de bunu inkar etmedi, ama bunu şantaj unsuru olarak kullanan cemaatti. aziz karşı çıkınca da ipini çekmeye çalıştılar. şike yapmış olsa da helal olsun diyorum aziz'e ki hiç sevmem.

not: gs

şu ülkede büyük kulüplerden tarihinde şike yapmayan bir tanesi olduğuna inanmıyorum.

şike davasında olanlar gerçek miydi kumpas mıydı bilmem, ama bir yerlerde bir şekilde illa ki şike yapmıştır. aziz yıldırım yapmış mıdır yapmamış mıdır, orası ayrı konu.

galatasaray da, beşiktaş da ve hatta ağlayan trabzonspor da.

ama fethullah'ın bahanesine fenerbahçe yargılandı. diğerleri yargılanmadı. istendiğinde nasıl fenerbahçe ile ilgili bir sürü şey yazılıp çiziliyorsa, pekala diğerleri hakkında da yapılabilirdi, yapılmadı.

beşiktaş ne yaptı bilmem, ki demirören dönemiydi galiba, ünal aysal'ın bilmem kaç kişi galatasaray'dan başbakana oy veriyor diye açıklaması vardı. neden dokunulmadığı belli onlara. aziz onlardan olmadı. bu aziz yıldırım'ın dürüstlüğünü göstermez ama birilerinin adaletin üstünü örttüğünü, haksızlık ve ikiyüzlülük yaptığını gösterir.

ki galatasaray eski başkanlarından birinin, rica ile şike yapılırdı dediği bile vardı, çok eskilerden kalma.

edit: açıklama, 20 milyon galatasaray taraftarı ak parti'ye oy verdi şeklindeymiş, ünal aysal tarafından yapılan.

oyun oynamayacaksan, fotoğraflarla hafızayı doldurmayacaksan, 3-4 uygulamadan fazla kullanmayacaksan tabii ki 16 al. fazlasıyla yeter. cihazı kullanmadığım için yorum yapamayacağım ama bildiğim kadarıyla 6s'le aynı özelliklere sahip (ön kamerası dışında). o yüzden fiyatına göre güzel bence. alacak olsam ben de SE alırım boyutundan dolayı.

donanım olarak iyi, aslında yazılım olarak da en iyisi.
belki benim şansıma ekranda, home tuşunda falan abuk sıkıntılar çıktı. kardeşime verdim.
dediğin özellikler için 16gb yeterli. ilk akıllı telefonsa, ıncığıyla cıncığıyla oynama derdin yoksa ios da iyi zaten.

16 gb alırsan pişman olmazsın. ben senelerdir 16 gb kullanıyorum bol bol foto, video çekmeme rağmen hala boş yerim var.

ben 16 gb kullanıyorum bana yetiyor en önemlisi foto briktirmemek arada ara bellekleri silmek vs kalanı yetiyor.

telefonu görenler aaa 5s mi diyecekler, sen de 5s değil SE diyeceksin.(kasalar aynı) böyle saçma takıntıların yoksa al. hızlı telefon ve dediğin gibi kullanacaksan 16 GB yeter. şarj'ı da hesap et (batarya da 5s'le aynı) telefon hızlı olduğundan daha sık biter.

bunları yapacaksan sony z serisi alsana madem.

@improbable Yılladır tuşlu Nokia'yla gezen insanım ya, "Aaa 5s mi" diyeni mi takacağım :)
@kurnaz Kardeşim Sony Z5 Compact aldı, çok beğenerek isteyerek. Şarjdan çıkarınca %20'ye sabitlendi, sonra kapanıp açılmamaya başladı. Garantiden geçen hafta geldi. Anakart değişmiş. Şimdi yine problemli. Kulaklık girişi bozuk, hiçbir kulaklığı tanımıyor ve güncelleme almıyor hiçbir şekilde. Tekrar garantiye gönderecek.

@gayda

hocam her telefonda sorun var, benim arkadaşımın iphoneunun pili öldü dururp dururken, diğerinin home tuşu göçtü, birinde ekranda renk değişimi oldu etc.

elektronik işinde şans bu biraz.

nivea after shave balsam

nedense balsamlar ya da kremler sivilce yapıyor şeklinde bir inancım olduğundan sadece su kullanıyorum.

ayrıca krem sürüp güneşe çıksan ilerde leke falan olabilir (güneş yanığı, isilik) diye tamamen kendi g.tümden uydurduğum bir inanışa da sahibim.
yıka ve çık diyorum. ya da krem falan dene ama dışarı çıkacaksan yıka ve öyle çık derim.

Gillette in balsamini yada rebul fter shave hassas ciltler icin olani.

Traş kolonyası kesinlikle kullanmayın cildi yıpratır en güzeli balsam.

Bana kurt sorunuyla ilgiliymis gibi geliyor. Akp acilimin kendisine ciddi oy getirecegini, baskanligin kapisini acacagini fark etti. Bu oyu almak icin verdigi tavizler icinde doguda cemaatin temizlenmesi de vardi. Cemaatij kendisine oy olarak pek de faydasi olmadigini gormustu, buyuk ihtimal her konuda da anlasamiyorlar ve tam bir biat goremiyorlardi. O yuzden bu tavizi vermekte beis gormedi. Ama bunun sonu pis bitti. Cemaat ne kadar tehlikeli olabileceginin sinyallerini verdi ve savas basladi.

akp cemaate mecbur kaldı diye bir yazı okumuştum ve mantıklı da geldi açıkçası. yani sağlıklı bir araları zaten yoktu aslında. çünkü akp tek başına iktidara geldiğinde yer yerinden oynamıştı, şeriat mı geliyor vs. diye.. hatta erbakan'ın erdoğana karşı çıkması, muhalefet etmesi de bu yüzden miydi diye sorası geliyor insanın. yoksa erdoğan'ın hocası konumundaki bir adam neden öğrencisinin başarısını kabullenip arkasında olmasın? 28 şubat sürecinde "beceremediniz bırakın" diyen bir adamla işbirliği yapması erbakan'a feci şekilde koymuş olmalı. ancak rte'nin erbakan'a rağmen cemaatle takılması ne kadar yalnız bırakıldığının bir göstergesiydi bence. belki de erbakan'dan daha zekiydi rte ve en başında gayet güzel bir satranç hamlesi yaptı. hatta belki sol kesimle danışıklı dövüş bile yapılmış olabilir, sırf feto tehlikesinin farkında oldukları için.. ama 14 yıllık süreçte o kadar olay oldu ki ergenekon mu dersin, balyoz mu dersin bir sürü önemli olay. o yüzden hangisi doğru, hangisi oyun, hangisi hamle ayırt edemiyorsun. oyun diyip hafife almak da istemiyorum, zira intihar edenler oldu, hapis yatıp şerefsizlikle suçlananlar oldu. -ki eğer o insanlar, tüm bunları göze alıp, türkiye cumhuriyetine boynum kıldan incedir diyerek bu yola girmişlerse asıl kahraman onlardır diyebilirim-

bence erdoğan ya da onu oraya getiren -derin devlet- zaten tehlikenin farkındaydı ve bir süre rol yaptılar. çünkü ne kadar tek başınıza iktidara gelseniz de mevcut konumda önemli yerleri ele geçirmiş olan bazı kesimlerde bulunan insanlara ihtiyacınız olabilir.
feto ya da onu kullananlar, amaçlarının farkedilmediğini sandılar, ama en başında türk milliyetçiliğini, dirayetini, aklını biraz hafife almış olmalılar ki hayatlarının hatasını yapmaya mecbur kaldılar.

ya da her şey bizim çıplak gözle gördüğümüz gibi oldu ve rte artık laikliğin, atatürk ilkelerinin ne kadar önemli şeyler olduğunu anladı. yani güzel düşünmek istiyorum. umarım arkadan iş çevirenlerin, milletin psikolojisiyle oynayanların, hakkını yiyenlerin, hainlerin sonu gelir..

aslında acele etmedi. gayet kendi rutinlerinde devam ediyorlardı. akp ile ortaklaşa gidiyorlardı. sadece bir süre sonra devletteki paylaşım bir doygunluk noktasına geldi. yargı, polis, vs ele geçirebildikleri her yere girdiler ve geldi orada tıkandı. ele geçiremedikleri bir mit vardı. onu istediler. hrant dink suikastının arkasında bulunan cemaatçi polis ramazan akyürek'i erdoğan'a mit müsteşar'ı olarak önerdiler. erdoğan bunu kabul etmeyip kendi istediği adamı getirdi. bu güç palaşımında aslanların bir avı yakaladığında diğer aslanlara kükreyip dediği gibi bu et benim hakkım sen burada dur dedi. ama cemaat tsk'daki gücününde belli bir noktaya geldiğine inandığından ve abd'den de muhtemelen onay aldığından ileriki aşamada fidan'ı indirmeye kalktı. sonra karşı hamle dersaneler falan iş bugüne kadar geldi.

aslında 40 yıldır gizli takılan cemaat son yıllarda kendini gayet ortaya çıkarmıştı.stadyumlarda yapılan türkçe olimpiyatlarından, tv'lerde programlarda konuşulanlardan cemaatçilerin gün yüzüne çıkmaya başladıklarını görüyorduk. bu aslında devleti ne kadar ele geçirdiklerinin de bir göstergesiydi.

bana göre hataları en büyük güce ulaştıklarında topyekün bir taarruza geçmemeleri olmuştur. çok şükür ki olmadı öyle bir şey. erdoğan önce mit'i vermedi, sonra dersaneleri kapattı, ardına emniyeti ele geçidi, tv'lerini kapattı, para kaynaklarına kayyum atadı ve tsk'dakilere operasyon yapılacakken köşeye sıkışan tsk'daki fetocular darbe yaparak son bir hamleyle kurtulmaya çalıştılar. ama öne alınmış bu girişim şükür ki başarısız oldu. bu yılanların başını umarım komple ezeceğiz türk milleti olarak.

yani bence acele etmediler. süreç onları bu şekilde davranmaya itti. kademe kademe bozguna uğradılar.

Feto da yaslaniyo, omru azaldi sabir sabir nereye kadar olmeden su bizim cocuklari bi goreyim gozum acik gitmiyim demistir bence.

isbank'da basima geldi benzer, geri yatar paraniz.

zaten refundu veren de VISA-MASTERCARD oluyor, banka olmuyor yanilmiyorsam. Odemek zorunda da kalmiyorsunuz.

yapi kredi mi? son zamanlarda yapı kredinin çok kartı çalındı.

benim kartımla oyun alınmış, yapı kredideki çağrı merkezi çalışanı beni suçlar gibi konuşup dilekçe yaz filan deyince doğrudan amerikan oyun firmasını aradım. 15 günden az olduğu için ürünleri geri alıp paramı verdiler. yoksa dilekçe vs vs yıllarca bekleyecektim.

@medievalman yok garanti dostum.

@rasputinufuk evet dostum kredi kartım miles and smiles ın amex i idi. Abi umarım çözülür ikimizin sorunu da en kısa zamana.
Sen de dilekçe mi verdin sadece ? Başka bişey yapmama gerek yok di mi ? Sana dilekçeniz işleme alındı vs ile ilgili sms geldi mi ?

bankaya yaptığınız itirazla yetinmeyin, aynı zamanda savcılığa da başvurun ki biraz daha ciddiye alsınlar. savcılık yazı yazar çünkü bankaya. geçmiş olsun

Bugün parayı iade ettiler. 8 günde çözüldü bu iş. Beklediğimden hızlı oldu. Herkese teşekkürler.

+1

10 eylül'e kadar olursa ben de gelebilirim, sonrasında istanbul'a kaçıyorum

o kadar antalyalı yazar var mıdır yav buralarda? uygun olursam belki gelebilirim.

@nice valla geçen ağustos bi 10-15 vardık

Tarih konusunda sıkıntı yok galiba. 15 Ağustos. Mekan tavsiyelerini de alalım. Ben bira içeriz diyorum siz ne dersiniz?

+1

Sevgili arkadaşlar,

Gireceğim hayati önem taşıyan bir sınavın tarihi az evvel 15 Ağustos olarak açıklandı. Zirve tarihini 16 Ağustos'a ötelememizde bir sıkıntı yoksa tarihi bu şekilde güncelleyelim.

Teşekkürler.

12 veya 13 ağustos yapsak nasıl olur? haftasonu cünkü, hafta içi iş olabilir. yoksa 16 ya da okeyim.

15'inden sonraki haftasonuna alabiliriz o zaman gelecek insanların iş güç durumlarına göre. Sınav çok mühim :(

19'u olsun ya da 20'si. mekan benim için farketmez.
bir de +1 ile gelebiliyoruz mu?

19'u Cuma şahane bence. Tabi gelin.

20'si olarak editliyorum duyuruyu.

+1'imle gelirimdir iş güç çıkmaz ise, bira içilir bence de. içilsin hatta sanki.

Takipteyim, geleceğim(z).

15'ti, 20'ydi derken Eylül'ler, Ekim'ler olmasın da ^^

o tarihlerde antalya'da olamayacağım iyi eğlenceler size :)

Tarih kesin şu an. Gelelim asıl konuya. Ben akşamı kahveyle çarçur etmeme düşüncesindeyim. O sebepten kaleiçi Sheffield Pub öneriyorum. Benim sürekli gidip geldiğim, müziklerini sevdiğim bir mekân. Canlı ya da yüksek sesli müzik yok bu sayede muhabbet edebiliriz. Haftasonu bira genelde 15 TL kaleiçinde ama burada 12 TL bu da önemli bir ayrıntı. Görüş ve önerilerinizi bekliyorum.

Sheffield ya da Atölye +1

Çok güzel fıçı biraları var.

20'sinden once tekrar bildirim veya hatirlatma yaparsaniz memnun olur ve katilirim.

Ben gelebilirim ya da gelemeyebilirim. Kimseyi tanımıyorum yalnız.

@komando

Kimse kimseyi tanımıyor ki. Kayın'la da geçen zirvede tanışmıştık. Gelin bence tanışırız.

Güncel yer, tarih ve saat düzenlendi.

+1 haftasonu olduğu sürece katılacağım zirve.

quanche varsa ben de gelebilirim :P

@dessy, :)) gel de alem misafirperverlik görsün ^^

+1

Sevgili arkadaşlar,

Rezervasyon konusunda bir problemimiz olmadığı için kim kesin geliyor kim gelmiyor şeklinde bir yoklama yapmayacağım. Zirve günü için ben saat 17.30 gibi mekanda olurum diye düşünüyorum. Önceden katılıp laflamak isteyen arkadaşlar olursa ben oradayım.

Görüşmek üzere.

Ben de geliyorum. Antalya'ya yeni taşındım sayılır. Pek tanıdığım yok. Yarın kaynaşırız artık :)

side

kaş'a gidin.

antalya'da lara plajı kumdur, iyidir ve de hoştur, illa otel demezseniz ev var, bende kalırsınız :) şaka bi yana side olur, belek olur, ancak bu tatil beldeleri epey sakin bu aralar bilginiz olsun. bir de kemer ve kaş'ın plajı çakıldır yalnız. çok da sakin olmasın diyorsanız araç da varsa merkezden bi otel işinizi görür derim akdeniz düşünürseniz.
ya da sakin olsun kafa dinlicez diyorsanız belek evet, yeni yapılan yol sayesinde merkeze erişim 10 dk. falan. niye merkez diyorum, sıkılabilirsiniz de ondan, in cin top oynuyordu geçen hafta sonu.

Ilıca

Avsallar

kaşım ruhum....

kaş +1

Peki, plajı çakıl olmayan her şey dahil güzel bi otel önerebilir misiniz?

yukarı alınıyor mu burada :(

Dr. Ali Şahingöz.. Dikimevinde, Ankaray'dan indiğinde Cemal Gürsel tarafından çık, Chima'nın üstünde yeri, 1.kat, adam gibi adamdır. hele ön dişler diyorsan kesinlikle memnun kalırsın. selamımı da söylersen üç-beş bir şeyler yapar.

vermeyin, azalrak bitsinler. öyle uygulama mı olur.

cami hocaları bağırarak mı okuyorlar. geçsinler, benim gözümde haraç kesen adam gibiler.

kapı çalarlarsa ki hakları var mı bilmiyorum buna. ben oruç tutmuyorum, ayrıca gece gece de ses yapmanızı sevmiyorum diyin.

vermiyorum vermem de.rahatsız olmuyorum ama benim için çalmıyorlar.

ben oruç tutuyorum da alarmla uyanıyorum. gereksiz bir adet bence. hadi kültür falan diye çalsınlar da bahşişsiz çalsınlar.

önceden verirdim de artık saçma buluyorum. uyuyan var uyumayan var.
vicdan yapmanı anlıyorum, adet gelenek vs. başlığı altında değerlendirilebilir belki ama gerçekçi bakacak olursak bariz saçma

azalarak bitsinler +1

Gecen bizim burdaki mani de soylemeye basladi indim asagi, bagirma dedim devir eski devir degil tutan var tutmayan var ayrica sesin bok gibi deyip 20 lira sikistirdim eline. Dondum uyumaya devam ettim sonra.

Daha 1 hafta olmus gelip isteyen adama bormalde veriyo olaaydim da vermezdim

Bizim burda davulcu yok. Ogrenciyken 1 kere denk gelmistim onda da "abi ben ogrenciyim" demistim

Ben veriyorum,oruc tutmuyorum ancak bize ait bir gelenek oldugu icin yasatilmasi taraftariyim.uzun zamandir ayni evde oturuyorum uzun zamandirda ayni adam geliyor,ilk tanistigimizda saclari vardi simdi kel,yaninda cocuguyla falan geziyor,ramazan basinda ortasinda ve sonunda geliyor,her defasinda harcligini veriyorum.

Birde geceleyin davul sesini duymak,kopeklerin ritmle havlamasi bana gore guzel ritueller,evimdeyim hissiyatini arttiriyor.

Vermiyorum çünkü çaldıklarını duymuyorum anca bayram günü bir sürü davulcu olarak ayrı vakitlerde gelip para istemesini biliyorlar.
Çoğu dolandırıcı.

Bahsis vermiyorum ama ayni ikilemi ben de yasiyorum. Bi yandan ekmek parasi kazanmaya calisiyolar ama bi yandan da duymadigim, ilgilenmedigim bir sey icin niye para vereyim diyorum. Vermiyorum.

vermiyorum, ailemi de vermemeleri için uyardım. gecenin köründe beni uyandır, rahatsız et, ondan sonra gel para iste.

www.facebook.com

bende de var aynısı. şu an bile gözlerim kapanıyor ama diziyi izliycem diye inatlaşıyorum kendimle. yatsam günde 15 saat uyurum diyorum, 8 saatte uyanıp yine uykusuz hissediyorum. çözümünü bulamadım. mevsimle ilgili bence.

(bkz: b12)

mutsuzsun dahası var mı? www.youtube.com

j r r tolkien hayrani +1

bunun ne kadar süredir böyle olduğu önemli. çok fazla değilse bazen böylesi de gerekiyor. sorun olarak görmemek gerek. onun dışında temiz hava ve doğa yürüyüşleri bunu çözebiliyor.

beni ise genelde uyutan şey oluyor. "şimdi yataktan kalkmam için mecburi bir sebep ve amaç var mı?" sorusuna bazen cevap bulamıyor olmak.

B d vitaninlerine baktir bi. Ben bir ay oncesine kadar usengeclikten olecektim. Uyku yoktu ama hicbir isi yapamiyordum ve kendimi zorlayip baslasam bile aman neyse diyip birakiyordum. B vitaminine basladim usenme tembellkk falan pek kalmadi. Yani hamurumda ne kadar varsa o kadari kaldi :)

aynı durumdayım :/

öncelikle aramaya inan.

şekeri karbonhidratı azalt, protein ağırlıklı beslen,
spor yap,
dahiliyeye git b vitaminlerine ve insülin direncine baktır

geçmezde toplanıp dövelim, geçer :)

Tek care spor ve duzgun beslenme

Yürümek koşmaktan daha efektif ve faydalıdır ama hobi için koşuyorsanız zararını minimize ederek kalp sağlığınızı iyileştirebilirsiniz. Koşmak vücutta kas kaybına sebep olabilir. Söz angelus ve arnold'da.

dizini düşünüyorsan sürekli koşmak tehlikeli.

couch to 5k diye bir app var yürüme/koşma karışık başlıyor yavaş yavaş arttırıyor. çok hızlı gittiğini düşünüyorsan tekrar da edebiliyorsun. haftada 3 gün egzersiz yaptırıyor yamulmuyorsam. onu deneyebilirsin belki?

koşmak faydalı, askerde 7-8km koşuyorduk günde ve hayatımda kendimi en zinde hissettiğim günlerdi.

ama kısa sürede diz hastalıklarım başladı. kusursuz zeminde kusursuz teknikle kimse koşamayacağı için, orta vadede düzenli koşu dize çok ciddi zararlar veriyor ne yazık ki

Her gün 30 dakika hafif tempoda koş, 15 dakika yürü. Kalp sorunun yoksa sıkıntı çıkmaz. Sigara kullanıyorsan zorluk çekersin bir süre ama bunu aşabilirsin. Faydalı olmaz olur mu? Geçen antrenmanımda yaptığım üç dört tur parkur sayesinde şu anda bacaklarımı taş gibi hissediyorum.

koşmanın verdiği endorfini başka hiçbir şey vermiyor

HİİT programları uygularsanız faydalı sonuçlar elde edersiniz fakat ben çıkayım allah ne verdiyse yardırayım derseniz vücut çok sağlıklı sonuçlar vermiyor size.

Bunun yanı sıra düz tempolu yürüyüş de yapabilirsiniz ama en faydalı antreman şekli hiit koşu açısından. "hiit running program for beginners" şeklinde nette biraz arama yaparsanız faydalı programlara ulaşabilirsiniz.

indir bi runtastic play.google.com hem koş hem yürü. kilo biraz çokumsuysa ilk başta sadece yürü. yoksa menisküsler paramparça olur. koşuya da hafif tempoyla başla, sonra yardırabilirsin. hafatada üç gün yapılabilitesi var. yapabilirsen sabah yap. akşam da olur ama egzoz dumanı eşliğinde olmasın temiz hava önemli.

Amacın kondisyon ve görsel gelişim ise, çok uzun mesafe olmayan koşuların yardımı olur. Ama ağırlık çalışmalarıyla da desteklemelisin.

Yok ben kafa açayım diyorsan, daha uzun mesafelere çıkmalısın. Yine ana sporun koşu olacaksa da uzun mesafe şart. Ama bunu yaptığında kozmetik ve fitness getirisi biraz ikinci planda kalır. Sağlık açısından da handikaplar başlar ufak ufak.

Dava acican mecbur, 2 tane oç şirket arasında kalmışsın. Dsmarti tehdit et. Kapaticam aboneliği, dava acicam3 heyete de. Çirkef ol

Yeni binaya şebeke takmak turk telekomun işidir. D-smart'ın bir işi yok onda. Ayrıca eğer bahsettiğiniz şey gerçekten şebeke ise yani bina sıfır ve henüz binaya şebeke gelmediyse allah sabır versin diyorum. 1 senede bağlanan gördüm.

22 aydır kullanıyorsan 2 ay kalmış demektir 24 ay taahhüt verdiysen eğer. bence hiç sallama. civarda uydunet varsa onun binaya kendi kutusunu getirip kurması aboneliği vs. daha erken biter..

yok hakkımı arıycam dersen bazı zorluklar var önünde;
telekomun kutu takma sürecine girmiş bulunmaktasınız. bu iş telekomun işi. yalnız müteahhitle olan işiniz henüz bitmemiş olabilir. yani binanın her şeyi tamamsa takıyor turk telekom. projeye bakıyor, topraklama yapılmış mı, bina içi hatlar, borular falan döşeli mi vs..
bunun başvurusunu yazılı şekilde dilekçeyle telekom müdürlüğüne yap. sonra telefonla ara başvurunun durumunu sor. önce keşif ekibi gelir binaya, şu şu eksik birader takmıyoz derler. nabacaz dersin, müteahhitle görüş derler. sonra film kopar zaten. geçmiş olsun.

bu süreçte d-smart aboneliğini durdurmanı tavsiye ederim.

@glamdr1ng hocam 2 ay kaldı tahatün bitmesine. dava açmaya kalksam aylar sürecek maalesef.

@mr.goodcat Müdürlüğe gittiğim de resmen eskiden öyleydi artık özelleştik biz tavrı takındılar. Hizmeti nereden alıyorsan git orası çözsün diyorlar pişkin pişkin.

@Improbable hocam evet 2 ay kaldı, sürekli arıyorlar artık zaten şu paketi verelim şöyle indirim olsun diye ben de her aradıklarında bu sorunumu söylüyorum. Açıkca sorunumu çözün uzatıcam diyorum oldu o zaman iyi akşamlar diyip kapatıyorlar. D-smart internet aboneliğimi nakil sürecinde olduğu için otomatikman dondurmuşlar sanırım sadece tv faturası geldi. Tahattüt bitene kadar da böyle devam eder her halde. 2 ay daha netsizim gibi gözüküyor.

@gilbeys aynen öyle bu durum tamamen dsmart vodofone gibi firmaların el koluyla gerdeğe girmesinden kaynaklanıyor. Olan yine bize oluyor.

binanın durumu. aidatı ne kadar, bina tadilatı için falan ekstra aidat toplanıyor mu, toplanacak mı ona bakardım.

en önemlisi evin iskan ruhsatı var mı? alınmış mı alınmak üzere mi tapudaki durumu nedir falan bunlar önemli, ayrıca taşınma ki en zor kısmıdır onu da eklemelisin listeye nakliye diye.

ben de servisteki kötü muameleler, ekran çizmeler vs için vermek istemiyorum. 1 aylık tabletin kasa kaplaması dökülmeye başladı :/

hddsiz yolla. durumu sor, dosyalar bana lazim, yedeklemekle ugrasamam, su an elimde donanim yok. hddyi sökmem, sizin calismanizi engellemez umarim diye sor, onay alirsan sök hddyi gönder.

tabi ki de açıp bakarlar :) benim içim rahat etmez. 1 yıldır hdd'si bozulan laptop'u tamire veremiyorum bu yüzden. harici hdd olarak bakıp içindekileri almam lazım önce.

seninki madem ki açılır durumda, şifreleyip öyle ver.

harddiski cikarip oyle ver. cok kolay.

edit: yazilmis ama destekleyici olsun diye silmiyorum.

hdd yi başka yere boşaltıp öyle veririm.

bir ara duyuruda birisi bilgisayarcıda çalışırken kızların bilgisayarlarına porno sitelere girmiş mi diye bakıyorduk, diyordu. bakarlar yani bilemezsin.

parçaları da hep kendim topladım, tanıyorum hepsini. o yüzden veririm gerekirse.

amma lakin ki her sorunu kendim hallediyorum. çok zor şeyler değil. öğrenebilirsiniz.

garantiye vermiyorsanız açın sökün hdd'yi. en temizi o. ben de vermem şahsen o şekilde. zaten menteşe sorunuymuş...

ben vermem kendim tamir ederim hep ama verecekseniz disk password protection la hdd yi şifreleyip verin. kimse hdd ye ulaşamaz.

telefondaki fb'u güncelle. olması lazım. albümün yanında ok gibi bir şey var ordan düzenle diyosun, gizliliği düzenle diye bi alt buton olması lazım.

mobilden yapımını tarif ediyorum.
albüme gir sağ üstte menü için 3 nokta var ona bas düzenle ve sil çıkar düzenleye bas. oradan gizliliği ayarla.

Bu malesef benim de başıma gelen birşey ve gerçekten zor bir durum. Kötü bir rüya görünce, "acaba rüyam çıkacak mı yoksa sadece öylesine bir rüya mı" diye düşünmekten nefret ediyorum. Kesinlikle tesadüf veya olan olaylardan etkilenme değil. Ananemde de aynı durum var. Rüyaları hep çıkar. Açıklaması ne, ben de bilmiyorum ve bilmek isterdim. Bununla yaşamak zor.

"haberci rüyalar" diye bir şey duymuştum, gerçek olabilir. aslında birçok kişide olur bu, bazıları sadece farkında değildir. ben de yaşamıştım.
deja vu da olabilir, .
neden olduğu konusunda bir fikrim yok, ama ilgini çekebileceğini düşündüğüm bir kitap tavsiye ediyorum, romandır kendisi.

adam fawer - olasılıksız (entry-nick oldum bu arada)
bu da arka kapağından,
"Bir sabah, yıllardır görmediğiniz bir arkadaşınızı düşünerek uyandınız. Bir saat sonra, onunla sokakta karşılaştınız. Sizce bu sadece bir tesadüf mü, yoksa çok daha farklı bir anlamı olabilir mi? Siz hiç Loto’da büyük ikramiyeyi kazanmadınız. Ama birileri kazanıyor. Hem de sürekli! Onlar sizden daha mı şanslılar?

Şans nedir gerçekten? İçinizde bütün parayı kırmızıya yatırmanız gerektiğini söyleyen bir his var. Bu his bir öngörü müdür? Yoksa daha fazlası mı?

Yolda gidiyorsunuz. Kafanızı çevirip yandaki küçük parkta baktınız ve bir anda bu anı daha önce de yaşamış olduğunuzu hissettiniz. Evet, Deja Vu. Sizce nedir Deja Vu; Geçmiş mi, rüya mı yoksa geleceği mi görüyorsunuz? Eğer siz de kontrolün kimde olduğunu merak ediyorsanız, ‘OlasılıkSız’ tam size göre bir roman.."

abi bu nedir ben anlam veremiyorum ya bunun herhangi bir açıklaması var mı? varsa bilen paylaşabilir mi?

aynı şeyleri bende yaşıyorum. rüyalarda görünen şeyler ile bağlantılı şeyler yaşamakla beraber daha önce bulunduğum yerlerden geçince gözümün önünde flashback'ler canlanıyor birebir onları görüyorum saniyelik patlamalarla.

herhangi bir dini inancım yok bu yüzden ona bağlayamıyorum da. nabıcaz

aslında öyle bir şey olmuyor.

özet olarak milisaniyelik hatta nanosaniyelik gecikmelerle beyin bir kayma yasıyor, gördüğü şeyi önceden gördüğünü zannediyor. bir nevi gerçekler yer değiştiriyor. Beyiin o kadar hızlı çalısıyor ki arada erör veriyor gibi dusunebiliriz.

Bana da oluyor bu zaman zaman.

@anonymice, deja vu degil benimkisi. olan bir seyi "ben bunu onceden yasamistim ya" dusuncesi degil. ruyamda gorduklerimin gerceklesmesinden bahsediyorum.

dejavu değil. mesela rüyamda hiçbir şekilde haber almadığım, 1 senedir konuşmadığımız, okyanus ötesinde yaşayan arkadaşımı gördüm. elimde sadece emaili ve telefonu var, sosyal medyada falan da arkadaş değiliz. ortak arkadaş da yok.
rüyamda gördüm durduk yere, ağlıyordu falan. rüyayı her detayıyla hatırlıyorum, çok net bir rüyaydı. kendimi kötü hissettim. mail attım, "babam kanser olmuştu, 1 hafta önce kaybettik" dedi.

@letheavendangered
o zaman gördüğün rüya şekil değiştiriyor ve o anı gördüğünü düşünüyorsun. Bilinir ki rüyalar unutulur, tam hatırlanmaz, bence bununla alakalı.

ya da erdin sen :)

@anonymice, belki ne demek istedigini anlamiyor olabilirim.

ama bu babaannemle kavga ettigim ruyayi gordum, telefonda anneme anlatsam mi diye dusundum, sonra amaan dedim, ne canini sikacagim kadinin durduk yere. 2 gun sonra annem izmire geldiklerini soyledi ve ben ruyayi o anda hatirlamadim. zaten uyandigimda hatirliyordum o ruyayi. yani eger annem onlarin geligini soylediginde "aa evet ben de ruyamda gormustum" diye bir aydinlanma yasamis olsaydim senin dedigin o beynin milisaniyelik oyunlar olabilirdi.

ben burda tatmin edici bir cevap bulabileceğini düşünmüyorum, çok benzer şeyleri yaşayan arkadaşlarım var. olasılıksız senin olayınla pek ilgili bir kitap değil, bence bir şey katmaz yani. jung tavsiye edebilirim sana senkronisiteyle alakalı bir kitabı var. zor bir durum kolay gelsin delirmemek lazım.

soruna pek cevap olmayacak ama, champix'i hiçbir şey kullanmasan da tavsiye etmem. ne olduğu belli değil. hiçbir yararını görmediğim gibi, birçok zararını da kendimce tespit ettim. afedersin insanın sümüğünün kokusunu bile değiştiriyor. sümüğün kokusu mu olur demeyin, ilginç gelse de öyle. gördürdüğü saçma sapan rüyalar da cabası, kısaca insanın psikolojisini de bozuyor bu meret.

sende veya bir başkasında nasıl etki eder bilemiyorum. ama tavsiyem bulaşmayın.

Yabanci sitede saglam yan etkilerini okumustum.

www.saglikla.net

cevap verme, daha büyük kötülük etmiş olursun.
ümit işkenceyi uzatır.

hazır derinlere girmemişken; sevgilinizden, nişanlınızdan bir şeylerden bahsedin. saçma bi tabir ama ümitlenmesin yani.

Abili konusun ve soylendigi gibi sevgilinizin oldugunu belirtmeye calisin. Napiyorsun falan diyince nisanlimla yemege cikacagim ona hazirlaniyorum gibilerinden. Askerdeki adama yazik ama cok da bulastirmayin kendinize.

cevap vermeyin şu trolle ya. gidip bi son yazdıklarını inceleyin. hey allahım.
edit: analiz yapardım şimdi senin troll olduğuna dair ama inan vaktim yok.

Ne trolu be, burda önemli bir soru sordum. Başka birinin hayatını ilgilendiren bir soru.

Trol varsa da duyurumu trolleyen senden başkasını göremiyorum.

abi demek mantıklı, bir de konuşmanın seyrinde çok sırıtmıcak şekilde mesela napıyosun dediğinde iyiyim nişanlım gelecek akşama ailemle birlikte yemeğe gideceğiz gibi şeyler söyle. o zaten mesajı alır.

aklıma şöyle birşey geldi. ne yapıyorsun dediğinde bugun bizim mezuniyet vardı erkek arkadaşımı ailemle tanıştırdım diyeceğim. biraz sert olacak sanırım:/ sizce olur mu bu? sert mi?

askerde olmasa ve okdr kötü bir bölgede olmasa elbette şimdiye ohooo demiştim birşeyler de benim derdim askerde ve çok kötü bir bölgede olması.

askerlik değişik bir psikoloji. normalde davranman gerektiğinden farklı davranıyorsun. düşün içeri girerken kimliğini alıyorlar. hem resmi hem manevi kimliğini. saçma sapan bir şey yani. bu yüzden hiç kafa karıştırma intihar edeni var bence yazma, eğer sana karşı birşeyler hissediyorsa sen ona "nasılsın" dersin, o hal hatır sormayı alır gönlünde başka yerlere götürür. iyi bir kız ol tamam mı :)

troll.

Et yemeyi birakan arkdaslarim mesela 6 ay sonra et yediklerinde midelerinin hazmedemedigini, etin tadinin da igrenc geldigini soylemislerdi.

Kebap ve lahmacun etinin içine kuyruk yağı koyulur biraz, lezzet vermesi için. Onu biraz fazla kaçırmışlarsa ondan olmuştur. Ben kuyruk yağını çok severim ama fazla yeyince banada aynısı oluyor.

kendiniz kuşbaşı alıp ocakta kısık ateşte pişirin. hiç zor değil. sadece arada bakmnak gerekiyor durumuna. inanın aradaki farkı göreceksiniz.

kebapçılarda kıymalı birşey yemeyin, etlerde başka hayvanlaarın oluyor genelde. koyun dana fln değil. bol baharatla bastırıyorlar hafif tad farkını.

soyaya alerjiniz olabilir. kebapçı ete soya karıştırmış olabilir, o yüzden söylüyorum, epey yaygınlaştı bu durum. bence kebapçını değiştir. et yiyeceksen kaliteden şaşmayacaksın.

kırmızı et yiyeceğin zaman kıyma değil de kuşbaşı ya da biftek tarzı parça et yemen daha sağlıklı olur, ne olduğunun az çok belli olması açısından.

Soya+1

sırf muhammedin karikatürünü çizdi diye adam öldüren müritleri olan bir dinin bayramlarını kutlayacaklarını sanmıyorum.

hayır

Noel'i ve Paskalya'yı kutluyorlar.

her halükarda pc bulunur yahu. bir USB girişi lazım sana sadece. otelin resepsiyonunda bile rica etsen ayarlarlar

1

tabiki laptopu götür.

Sırf yedekleme içinse notebook götürülmez, başa bela.

evrendeki en iyi dizi ekmek teknesi'dir, belki sonra nip tuck gelebilir.

tabi ki de kaygısızlar'dır

Six feet under

7 numara

Six feet under.

(bkz: person of interest)

(bkz: south park)

Black mirror

six feet under

(bkz: battlestar galactica)

Kaygısızlar.

(bkz: battlestar galactica)

Breaking bad

çemberimde gül oya

Doctor who

battlestar galactica ve the wire kapışır. karar veremiyorum.

oz

person of interest ilk 10'a zor girer bence...

arka sokaklar

Aşkı memnu <<<<<333333

Bu gözler ne breaking badler ne six feet underlar gördü, lakin her bölümü 2,5 saat olup da 5 yıldır her yaz kendini sıkmadan baştan izleten bir dizi daha yok <3333

Game of thrones

Black mirror. Hoş pek dizi gibi değil. Devamlılığı olan bir şey soruyorsan fringe ve friends arasında kalıp fringe derim.

muhtemelen 2 yıl ceza alır cezası paraya çevrilir (günlüğü 20tl) sonra da 5 yıl ertelenir. bir mühlette ehliyetine el konulabilir.

tamamen suçsuz olduğunu varsaydığımız için "taksir" var başında zaten. yani ceza alır. muhtemelen biraz sonra tutuklanır da. ama daha sonra adli kontrolle tutuksuz yargılanabilir. yargılama sonucu 6 ay - 1 yıl arası hapis yatabilir birini öldürdüğünden dolayı.

bilirkişi raporunda derseki servis şoförü kusursuz tam kusurlu ölen derse beraat alır.

diyelim ki servis şoförü tali kusurlu (örn.kavşaklara gelirken kontrollü geçiş yeşilde geçip kaza yapanlar için mesela) TCK 85/1 2 YILDAN 6 YILA

not: tevzi olan mahkemenin hakiminin verdiği kararlara göre bile değişebilir alacağı ceza

ben bu konuyu anlamıyorum gerçekten.

bu olay özelinde değil de genel olarak bakıyorum.
diyelim ki yolda tamamen kurallar dahilinde giderken aniden önüme birisi atlasa ve çarpmam sonucu düşüp kafasını kaldırıma vurarak ölse ben yine ceza alır mıyım?
bana saçma geliyor.

Tamamen suçsuz olduğunuz varsaydığı için 'taksir' diyenler oluyormuş, o da güzelmiş.
Taksir, sonucu istememesine rağmen en azından dikkatsiz/hatalı oldugu durumlardır.
Olayınızda hız, araç vs. Durumlarına göre taksir var mı yok mu bakılır.

Tamamen kusursuzsa, @teritori nin sorduğu gibi, tabi ki ceza almaz. Boşverin ceza hukukunu, bir doz mantık yeterli.

aziz dostum, suçun taksirle olup olmadığı bile belli değil. türk ceza kanunu gereğince, dosya hakkında leyh ve aleyhe tüm deliller toplandıktan sonra şoförün hız kurallarına uymamasından dolayı bir kaza meydana gelmişse, burada bilinçli taksir veya olası kasıt gibi durumlar oluşabilir.
açmak gerekirse,

olası kast özetle ;olmaz, olmama ihtimali vardır, olursa da olsun" demektir.
bilinçli taksir ise; yahu birşey olmaz, hız yapalım demektir.

şimdi bu iki kategoriden birisine girmesi halinde cezalarda arttırım söz konusu olacaktır.

şahsın daha önceden sabıka kaydı varsa, bu konuda mahkeme teşdiiden (üst hadden) ceza verebilir ve arttırımlar sonucu şoför kişisi bir ceza yiyebilir. bunun dışında, şoför gayet normal bir hızda seyrediyorsa ve kabahati de asli kusur tali kusur oranındaki oranlar önemli olacaktır ancak 5-10 metre sürüklenen bir adam için hız oranı yüksek gibi duruyor. bu nedenle şoför arkadaş asli kusurlu sayılabilir.

5275 sayılı infaz kanununa göre ve açığa ayrılma yönetmeliğine göre, şoför arkadaş ceza aldığı ve ertelenmediği takdirde cezasının onda birini kapalı ceza infaz kurumunda geçirecektir, şartla tahliye tarihine 1 yıl kala denetimli serbestlik tedbirinden faydalanacak ve özgürlüğüne kavuşacaktır.

tabii bunlar hem farklı görüş ve farklı doktrinler neticesinde değişebilmektedir. bazı hakimler, cezayı basıp geçerler, yargıtay aşamasaında onanır, bazıları daha bir vicdan yapar az ceza verir. ama şunu diyebilirim,

2 yıl ceza alan bir kişi kapalı ceza infaz kurumu yüzü görmeden direkt açık ceza infaz kurumuna ayrılır. oradan da denetimliye çıkar.

5 yıl ceza alan birisi, 6 ay kapalı ceza infaz kurumunda kalır, açık ceza infaz kurumuna ayrılır, şartla tahliye tarihine bir yıl kala açıktan çıkar. böyle bir hukuk sisteminde, kimse size net olarak cevap veremez.

olasılıklar yukarıda yazdığım gibidir.

edit: @teritori isimli yazar arkadaşa da kısa bir cevap olsun.

kurallar dahilinde yaptığınız işlemlerden dolayı sorumlu tutulmanız mümkün değildir, ancak bu konu halen adam gibi işlemiyor. çünkü hakkınızda tutulan tutanak, bilirkişinin varsayımlara ilişkin raporu doğrultusunda kusur oranınız net olarak belirlenmiyor. özellikle sokak arası gibi kamera olmayan yerlerde, karşı tarafın ve tanıklarının hızlı gidiyordu gibi beyanları karşısında ceza yiyebiliyorsunuz. bu açıdan "ispat" çok önemli.

ikinci olarak, çevreyolunda karşıdan karşıya geçen birini çarptığınızda, hızınız ne olursa olsun hakkınızda ceza davası muhtemelen açılmaz. çünkü çevreyolu yayayara yasaktır ve şoförün yola bir yaya çıkmasını öngörmesi mümkün değildir, bu nedenle bu tür durumlarda ceza almama ihtimaliniz yüksek.

@han20 taksirin ne olduğunu biliyoruz koç. tamamen suçsuz olduğunu varsayan ben değilim, soruyu soran arkadaş. oradaki "taksir" de ona gönderme zaten. yani diyorum ki tamamen suçsuz olması gibi bir durum söz konusu olamaz. (adam intihar etmek için atlamadıysa yola ve kameralara da yansımadıysa bu durum oki?)
şehir içinde yokuş aşağı giderken çarpılan bir adam söz konusu. nereye ceza almıyor? hatta adam şu an tutuklu değilse ben de bir şey bilmiyorum.

büyük butona basınca daha çok su, küçük butona basınca daha az su boşalıyor sifondan.
büyük buton: büyük abdest
küçük buton: küçük abdest için.
bence.

edit:ikisi de aynı suyu dökmüyor, bence, hep kullanırım, küçük buton daha az su akıtıyor. yine de hayatta başarılar.

zaaaaaaaaart

değil.

ikisi de aynı suyu döküyor baktım.

ben içini açıp mekanizmasına baktım. küçük olan daha az su dökmeye yarıyor.

büyük butona tüm suyu boşaltmak için 1 kere basman yeterli. küçüğe ise sürekli basmak lazım.

veritaslibertas +1

ikisi de aynı miktarda su döküyorsa sadece görüntüdür o. yapan tesisatçı doğru bağlantıları yapmamıştır ya da uyumlu değildir görüntüdür sadece.

Akacak suyun birbirine oranını düğme büyüklükleriyle göstermişler işte. Bozuk sifonu baz alıyon asdgsf

valla ikea hiçbir zaman ucuz değildi ki, hep böyle bildim ben. ürünler tarz ve denişik olduğu için reklamı döndü. ucuz diye değil.

bi de köfteler möfteler ucuzdu muhabbeti çok dönmüştü.

valla evimi komple ikea'dan düzdüm. ektorp koltuklar gayet uygun fiyatlı. üstelik istikbal-bellona gibi 40+ yaşa değil gençlere hitap ediyor. saklama fonksiyonları iyi. ucuz ürünleri olduğu gibi pahalı ürünleri de var

Öyle mobilyacıdan alır gibi alınca ucuz olmuyor biraz yaratıcılık katmak lazım. Çeşitli ürün serileri premium olduğundan pahalı. Bir de gidip kanepe yatak gibi şeyler ikeadan alınmaz.

sözlükte ağırlıklı olarak dönen muhabbet esnafa para kaptırmadık istediğimizi aldık şeklinde olduğu için heğ ucuz gibi bi beklenti kalmış aklımda ama siteler görmüş bi insan olarak ucuz olduğunu düşünmüyorum.
@la noix
ucuzdan kastımı da açayım. mesela üst seviye kalitede bi koltuk alıcaksındır istikbal de 5000tl dir ikeada 3000tl dir ona bi itirazım yok ama ben bekar evi düzmeye çalıştığım için en ucuz ürünlere bakıyorum sadece ve ucuz değil :)

cok ürünü piyasada benzer ürünlerden daha islevsel, daha ucuz.

neye baktigin önemli. bir de ayni seyler baska nerede var benzer fiyatlar kampanya haricinde. onu söyle.

yoksa ben de gider araba fiyatlarina bakar, bende o para yok, neresi ucuz derim. ama o araba, benzer yakan, benzer gücteki arabalarin yari fiyatidir. herkes ucuz der, bana pahalidir. göreceli özetle.

ikea'nın ürün gamı çok geniş, ucuza da ürün satıyor pahalıya da. tercih edilmesinin sebebi ucuz ürünle pahalı ürünlerinin arasında kalite farkının az, fonksiyon ve stil farkının daha çok olması. 50 liraya sehpa satıyor, bildiğin sehpa. 250 liraya ise o sehpanın deseptikona dönüşen halini satıyorlar, mesela. ürünleri isimlendirmelerinin bir sebebi de bu; bir ürün serisi çıkartıyorlar, ona genel bir isim veriyorlar. o serinin en baz modelini ucuza satıyorlar, en dolu halini pahalıya. bizim alım gücümüzden ötürü hepsi ucuz gelmiyor bize ama ikea'nın global algısı "f/p ürünleri satan yer"dir genelde; çok kaliteli olarak da bilinmez zaten.

mesela ikea kalitesinde bir ürün olan lack model bir rafı 20 liraya alabiliyorsun, onun 8'li uzun halini 140 liraya alabiliyorsun. sade tasarımları genelde ucuz oluyor zaten.

bekar evi düzdüm komple ikeadan. dendiği gibi ucuz ürünleri de var pahalı da. ama ben ortalama ürünlerden seçtim ve gayet de memnunum.çünkü sade tasarım seviyorum.

Ucuz olan ürünleri var pahalı olan ürünleri var. Ama diğer mobilya firmalarında fiyatlar uçmuş durumda. Onların yanında yine ucuz kalıyor.

ikea da sadece belli başlı şeyler ucuz olabiliyor
yada ederinde orjinal şeyler olabiliyor
yoksa ikea ucuz demek doğru değil.

tarz ve görünüm olarak hiç itirazım yok çok güzel şeyler var. ama ucuz olarak hiç birşey kestiremedim gözüme. benim amacım mümkün mertebe ucuz şekilde ev kurmak ama ucuz olarak birşey kestiremedim henuz gözüme. tarzı çok ön plana almayınca bi avantajını göremedim açıkçası mesela 140 liraya sandalye var ama aynısını sitelerde daha ucuza alırım ki. zaten evlenince atılcak ömürlük de almıyorum. hala ucuz bi yönünü görebilmiş değilim yani ama tarz olarak çok güzeller ona lafım yok

şimdi aklıma geldi de yoksa pinti miyim lan ben bütün sorun bu mu

Valla hem bekar hem evli evimi duzdum ikea'dan. Bekar evimdeki cogu seyi evli evimde de kullaniyorum. Hele evlenirken gezmedigim mobilyaci kalmadi (direkt uretici de dahil). En ucuz ikea'ya kapattim cok da memnunum

yemeği ucuz.

bir de küçük masadır raftır onlar uygun olabiliyor duruma göre.

want2die +1

ikeanın sehpadır baş ucu lambasıdır böyle ıvır zıvırları ucuz. mobilyayı biz de evlenirken inegölden aldık 4500'e yemek+salon+yatak odası dahil. 3 kere taşındık 6 yıldır sorunsuz kullanıyoruz. taşınırken hep sökülüp tekar kuruldu dolaplar vs. her gören mobilyacı ne kadar kaliteliymiş dedi. ikea mobilya açısından o kaliteye yaklaşamaz bile. artı piyasadaki o meşmur mobilyacılar aynı kaliteyi hatta daha düşünüğünü 2-3 kat paraya satıyor. aynı dönemde bizim mobilyaları aldığımız fiyata istikbalde salon takımı bile alınmıyordu.

istikbal,bellona gibi yerlere göre çok daha iyi ama siteler yada inegöle göre bi avantajı yok anladığım kadarıyla. özellikle küçük ürünlerde tercih etmek lazım demek ki.

ikea mottosunu kendince ucuz olmasini soyle anlatti, montaj isini musteri ve demonte haliyle depolarda az yer kapladiklarindan dolayi bir algi olusturdu. bunun yaninda kisisel kazanca gore insanlara ucuz gelebilir.

Kesinlikle katılıyorum zaten amaç da o. En başta Kürtler artık mecliste neden terör var diyorlardı şimdi onların dokunulmazlıklarını kaldırarak vekilleri hapse atmayı düşünüyorlar. Bu durumda Kürtler Türkiye'de temsil edilmeyecek.

İkinci olarak böyle bir durumdan milliyetçiler çok memnun ve MHP çok güçsüz. Tüm milliyetçi oyları AKP'ye gidiyor. CHP'liler bile Kürtlerin hapse atılmasından memnun. Bu durum elbette Erdoğan'ın işine yarayacak.

HDP derken Cumhuriyet'e veda edicez!

Edit: İnanmayanlar habere baksın: t24.com.tr

AKP'liler de okusun, onların medyası da yazmış: www.sabah.com.tr

Yerinde mantık yürütmüşsün. Olan bu zaten.

hdp'nin amacı kürtlerin hakkını siyasi çabalarla almak değildir.

hdp, pkk'nın önünü siyaseten açmak ve tanıtım faaliyetleri yapmak için vardır.

çözüm süreci akp'nin veya hdp'nin değil, abd'nin bir projesidir. Amaç kürdistan'ı kurmaktır. bkz : bop projesi...

kimse Atatürk'ün kurduğu mecliste terör propagandası yapamaz, teröre destek verdiğini beyan edemez. sadece meclis için geçerli değil bu durum. bir milletvekili nerede konuşursa konuşsun meclisi temsil eder. bunlar daha önce böyle değildi. demkorasi, cumhuriyet kavramları altında mecliste bulunmalarından rahatsız olmadım hiç. ta ki bu vahim açıklamaları yapana kadar.

bir şeye başlamadan önce ufak adımlarla tahrik edersiniz. akp'den gelme meclis başkanının laiklik üzerine yaptığı açıklamalar gibi. ufak ufak nabız yoklanır önce. hdp'de bunu yapmak istedi, ama olmayacağı belli yani, o yüzden kimse kusura bakmasın milliyetçilik kozu falan hikaye. teröre açık açık destek veren açıklamalar biraz da hdp'nin bindiği dalı kesmesidir.

eksisozluk.com

hdp türkiye'de ne olursa olsun kürdistan'ı oluşturmak için var.

ırak'taki bölgenin aynı suriye'de, türkiye'de ve iran'da oluşturulmak isteniyor. bu plan ise bölge halkının değil.

vatandaşlık-haklar etnisite tanımıyor; tanısaydıkötü olurdu. ülkede çok ciddi bir hukuk sorunu var. sen politik güç oluyorsun, o bölgeyi geliştirmek yerine millete kürt olabilmekten bahsediyorsun, üstelik ülkenin hiçbir sorununu sahiplenmiyorsun. adamın da umurunda değil. siz ne fantezisi yapıyorsunuz bilmiyorum ama oradaki insan hayvancılığı, tarımcılığı geri istiyor. fabrika istiyor, okul istiyor, hastane istiyor, hizmet bekliyor. oradaki okulu bombalayan pkk'nın liderine sen çok yaşa diyen, kendini desteklemeyeni öldüren bir güruhu istediğini iddia edebilmek için elde bayağı verin olması lazım.

ağa çocukları mı kurtaracakmış onları? bırakınız. yüzyılın kuklacılık oyunu burada da oynatıldı, o kadar. söylenecek tonla şey var. ben yazmaktan sıkıldım, en azından şu an uğraşamayacağım. yani yine uzun yazacağım ama sadece "rant" olacak.

ancak kendi içinde yaşadığı ülkede -kendi istediği şeyi elde edebilmek için- söylemlerinin tam zıddını gerçekleştirmiş bir siyasi gruptan bahsediyoruz.

deniz baykal sayesinde rte hapisten çıkıp aday olur ve başa geçer,
akp iktidar olur,
deniz baykal alaşağı edilir ve kılıçdaroğlu geçer,
referandum, açılım vs sonunda herkes evet der.

sonunda herkes evet der.

burada tek bir oyun ve farklı oyuncular var. 83'te haritasını chomsky koymuş, 84'te pkk resmi olarak bir de "kürdistan işçi partisi" olarak kendini ilan etmiş(işçi değil ağa partisiyle beraber bu arada), siz temsilden bahsediyorsunuz.

benim 3 etnik kimliğim var, senin onun bunun şunun kaçar tane var haberin var mı? neden bahsediyorsunuz, neyin özgürlüğü? adamlar "ben zartım zurtum" desinler diye ülke ortaçağa girdi. bütün bu şeylerin birileri için yapıldığını biz biliyoruz, onlar biliyorlar, bir tek siz bilmiyorsunuz.

siz rte'nin dini olduğunu da düşünüyorsunuzdur. ben düşünmüyorum mesela. hepsinin inançsız olduklarını ve bunu bildiklerini düşünüyorum. milletin hebele hübele bunları sahtelikle değil de başka şeylerle eleştirmesi çok komik geliyor. troll beslemeyelim diyenlerin en hakiki trolleri semirttiği bir çağdayız. bu hep böyle olmuş ya gerçi.

hdp'nin ne olduğunu anlamak isteyen lafa değil işe ve uzunca bir döneme bakar.

akp'den kurtulmak istiyorum diye uzun dönem oyun arkadaşı olmuş hdp'yi yüceltecek halim yok.

zaman, rusya ve çin yön değiştirirse, acı acı gösterecek. o zaman da kimse burnundan kıl aldırmayacak.

olm siz anlamıyorsunuz galiba, süreç süreç deyince sürecin ne olduğunu anlamayı reddediyor beyniniz. süreç bozuldu diyorsun. bozulmasa ne olacaktı? ne olacaktı sonunda da bozuldu, 3 bine yakın eyp temizlendi sırf operasyon bölgelerinde, süreç bozulmuş, tüh gördün mü :/

koçum bu süreç iki şekilde sonlanacaktı zaten;

1- daha büyük savaş, ya da terörö deyimiyle serhildan, tr içinde büyük bi kobani(3ün 1ini aldılar)
2- özerk kürdistan

hala süreç bozuldu diyor, la bozulmasa ne olacaktı sizin kafanız mı iyi?

hükümet ve apo kafa kafaya verip ortaya bi program koydu, bi pazarlığa tutuştu, hdp ve pkk bu pazarlığın hiç bi zaman asli unsuru olmadı. akp her seçimde bunları davar gibi güdüp işini karşıya geçti, pkk somut olarak hiç bi bok alamadı. sonunda da işler istenildiği gibi gitmeyince tayyip masayı kendine doğru devirip, bütün kartları topladı.

şimdi de pkk diyor ki, öcalanın uzlaşmacı politikası tutmadı, biz devreye girip savaşacaz. adamların başından beri planı buydu zaten. biz 2013te savaşa hazırdık dedi cemil bayık. öcalan pazarlığa oturunca eli tetikten geri çektik dedi.

sağı solu herkes bunlara "ne pazarlığı yürütoyrsunuz bize de anlatın bu iş şeffaf ilerlesin, böylesi uzun vadede herkese zarar verecek" dediğinde bunlar o sırada hakan fidan kankileriyle chp'ye operasyon çekiyordular.

unutma selonun reyhanlıdan sonra "hükümetin yanında olmalıyız" dediğini. ankra patlamasından sonra aynı selo "kötöl dövlöt" diye kendini paralıyordu.

meydanlarda roboski roboski diye vicdan tüccarlığı yaparken imralıda "ya akp bundan zarar görüyor, bunu öne çıkarmayın, diğer faili meçhullerle birlikte bi torbada dile getirin" diye orada ölen garibanın namusunu satarken iyiydi şimdi mi akp kötü oldu?


türkiye partisiydin, kimlik siyaseti yapmıyorum diyordun noldu, kankandan dayağı yiyince nden "kürdleri mecltec kovüyürler:(((" diye ağlamaya başladın, hemen niye "biji serok apo" diye slogana başladın ?

şimdi de chp'ye diyorsun ki gel beni kurtar. tabi, oldu anam.

hiç sağa sola atmayın. bugün kimin başına ne geliyorsa geçmişte yedikleri hurmaların sonucudur. yok tayyip yaptı, yok pkk bozdu geçiniz.

ha şiddet artacak mı? baş başta ne yazdım. evet artacak. kürdleri dışlıyorlar, direniş :((( ayağına yatan pkk daha fazla sivil patlatacak, daha fazla insanın kanına girecek, daha fazla insanı evinden göç ettirecek..

he cumhuriyeti düşünen adam chp neden kendini yok edip hdp'ye destek olmadı demiycek.

mecliste biji serok apo sloganı atan adamların hiç bir iyi niyetine inanmam. basbaya pkklı olduklarını kabul ediyorlar.

1- upload dahil ediliyor evet :(
2-hangisi daha iyi çekiyorsa onu al bence, turkcell daha iyi çekiyordur büyük ihtimal.
3- çok dizi-film izlemezsen, youtube-facebook'ta 4k video izlemezsen yeter.

ben bu iş için ucuz bir tablet aldım, hattı tablete taktım ve hotspot özelliğini açtım. tablet sürekli şarjda ve başka iş için pek kullanmıyorum. aldığım tablet general mobile discovery gibi bişeydi heralde.

fb videoları falan için 3 aylık 15gb yetiyor bana, arada youtube videoları falan izliyorum.

1-..
2-tablet ya da akıllı telefon +1
modeme para vermektense ikinci el bir android telefon alır modem olarak kullanırdım. bilgisayarın dizüstü değil de masaüstü olduğunu varsayarsak pc'ler için kablosuz bağlantı hedeleri mevcut. 30 lira falan, bi de onlardan patlatırdım mis olurdu.
3-50 gb hayli hayli yeterli olur.

gidene kadar misafirini iyi ağirla. uçacağı zamana denk gelirsen umarim havadaki taklalarini da görürsün.

Buğday verebilirsin bir de. Evde yok alamam diyorsan bulgur da iş görür kısa süreliğine. Uçmuyor olması sıkıntı olabilir ama niye duruyor ki? :/

Yakınlarında kuşçu var demekki. Arada olur öyle, sağa sola konarlar olur olmadık. Normalde acıkınca ve yorgunsa dinlenince geri kümesine dönmesi lazımdı ama hasta ya da yaralanmış olabilir. Kontrol edebilirsen daha iyi olur.
Buğday, mısır, yarma verebilirsin.

Benim kuşlar da bazen öyle giderler 2-3 gün sonra dönerler geri.

Görüntüsünde bir sıkıntı yok. Ben de sakatlandı mı acaba dedim ama düzgün gibi baya. Eğer bi terslik görürsem veteriner bulacağım. Hatta arada uçmaya çalıştı aslında ama daha çok balkonla salon arasındaki cama doğru uçtu. Kafası karışmasın diye perdeyi kapattım, zorlamıyor artık o tarafı. Dış pencere açık isterse gitsin diye.

Mahallede A4'e basıp yapıştırayım. Belki arayanı bekleyeni çıkar.

@1adam Misafirime iyi bakıyorum, valla sandalyelerime sıçtı gıkımı çıkarmıyorum :) Umarım bu ilgi karşılığında görürüm taklaları.

Bence sahibini aramayın,arayacak iseniz de fotoğrafını koymayın hayvanın, koyarsanız gelen insanın gerçekten sahibi olup olmadığını teyit edemezsiniz. Hayvana talip çıkacak birden fazla insan çıkabilir.

Bence mutlu gibi olduğu yerden, bırakın istediğine gitsin, istediği ile kalsın. Yumurta kabuğu ezip yemine katın, kum alın taşlıkları var hayvanların, kuma ihtiyaçları olacaktır. Bir de suyuna kuş vitaminlerinden alıp damlatabilirsiniz, eksiği varsa tamamlar vitamin bakımından.
Yeşillik ihtiyaçları da olur; marul veya maydanoz işinizi görecektir bir yaprak.

@Icha
onlar değerlidir aslinda. bahçesi olanlar gübre olarak kullanır.

kendisi gider. civarda güvercin hastası bi adamındır o.
yem olarak ıslak ekmek de verebilirsin.
bunun bembeyaz olanı geçen hafta bizim balkondaydı, aşık olduk hayvana ama terk etti bizi. bu arada bu misafir eğer bekarsan evliliğe delalet olabilir:)

@Improbable ıslak ekmek koydum ilk. Hiç sallamadı.

Ahaha bir de bu demektir ki 3. ev arkadaşımı da evlendireceğim. Eve gelen evleniyor, ben ise bu yüzden sürekli bir ev arkadaşı arama derdinde :)

hahha valla bizimkiler öyle demişti. beyaz falan ya kesin gelin geliyo diye beni yiyip verdiler gazı.. 3. ev arkadaşına da yol gözüktü o zaman, ama belli de olmaz yani:)

bence ver terziye şort yapsın ya da biraz becerin varsa kendin de yapabilirsin.

Aga gaza getirmiyim ama bana karlı gibi geldi laz müteahhit hesabı yaptığımda... ülen dedim günde ortalama 6 maç olsa yılda 268 k yapıyor. 3 yılda 700 küsür k. senelik masraf 80 bin desen 750-240=490... bundan 120 yi çık 370 bin net... böl 3'e 120 küsür bin adam başı. onu da böl 3'e 40 bin adam başı. onu da böl 12'ye 3.75 civarı aylık maaş. ve çok da ekstra bir iş yapmıyorsun.

Aylık ne kadar elektrik faturası ödüyorlarmış ona bakın. Ayrıca Ankarada kışın halı sahalar ölü malesef. Günde 6 maç fazla bir oran.

yaz-kış ortalamasını 3 al, öyle hesapla. yani 365 gün, günde 3 maç, 120 tl'den. yıllık 131bin yapıyor. eğer kira bedeli diye verdiğin rakam yıllık değilse karlı olur.

ölü sezonda git kurumlara maliye, adliye vs.. buralara ilan falan as ya da tanıdık birileri illaki vardır, yoksa da tanış ve görüş. bu elemanlar kendi aralarında turnuva falan düzenliyorlar, onları kapat falan derken bence karlı iş. servis bile ayarlayabilirsin hatta, adamlar balıklama atlar.

ayrıca elektrik maliyeti +1, araştırmakta fayda var.

Galatasaray fener falan futbol okulu bayilik veriyor. Onlarda da iyi para var. Etrafta yapan yoksa alabilirsin. Hem de on numara reklam oluyor. Bayilik icin para veriyorsunuz ama normal bi' isletme kurs paralarindan cikartip baya kara da geciyor.

3 senelik 120 bin tl
senelik ise 40 bin tl
kişi başı senelik 13.3 bin tl
aylık 1.1 bin tl

1.1 bin tl + elektrik ve su vb giderler.

_______________________________________

günde 3 maç üzerinden yılda 360x3=1800 maç

1800 x 120 tl = 216 bin tl

kişi başı yıllık 72 bin tl

kişi başı aylık 6 bin tl

_________________________________

kazanç = 6 bin tl
gider = 1.1 bin tl + eklektrik su vb.

aylık rahat 4 bin tl kalır.

abi yatırım seni maddi olarak çok zorlamayacaksa göm gitsin ya en kötü arkadaşlarını toplayıp sabah akşam sen maç yaparsın anasını satiyim. halı saha işletmecisi olmak gibisi var mı.

bu işin bütün oalyı çok sükseli turnuvalar çevirmekte.

halısahaya değil, orgnizasyona yükleneceksin. gerekirse böyle kameralı falan fişman turnuvalar yapacaksın. bi bakmışsın 120tl lik halısahadan, turnuvalarda maç başı 250-300 kaldırıyorsun ve kimse çıt çıkarmıyor.

Yapabiliyorsan tek yap
Diğer türlü çok sıkıntı çıkar

Yap gitsin.

o iş çok kârlı olsa belediye işi size bırakmaz, ya kendi işletir ya da akp gençlik kolları başkanlarına dağıtırdı.

bu işte yapılacak en mantıklı şey oradakilere sorarak veya maçları takip ederek günde ortalama kaç maç oynandığını, aşağı yukarı giderlerin ne olduğunu öğrenmek. hesabınızı oradan yola çıkarak yapmanız lazım.

3 ortak diyor, o aylık şu kadar gelir dediğinizi de 3'e bölün. şimdi çok da karlı olmadı di mi?

kimsenin doğduğu yeri, zamanı ve ailesini seçememesi.

güneş ışığı, hava, toprağın verimi, ağaçların gölgesi vs vs
dinler bile adil değil.
Tanrı bile namaz kılanı, ibadet edeni seviyor
Bütün çocuklarını boğup, Nuh'u kurtarmayı seçecek kadar adaletsiz :)

Oksijen diyecektim ama o bile herkese esit gelmiyor:) İnsablarin maskeyle dolastigi sehirler var.

yoktur.

ölüm

Kesinlikle Ölüm. Daha adil bir şey yok.

yanarak ölen bir insanla uykusunda ölen bir insanın ölümünde nerde adillik ya da adalet?

genel bakarsak zaman'dır bence.

ölüm herkes için var evet ama asla adil şekilde değil.
ben de zaman +1 diyorum. Herkes için aynı işliyor.

@Improbable: Hacı ölümün şekli adil demiyoruz ki. Adil olan, istisnasız herşeyin ölmesi.
Bu arada zaman adil değil ölüm kadar. Zira göreli bir şey hıza göre yavaşlayıp hızlanabiliyor.

ölüm adil diyende en ufak mantık yoktur...

yaşamayı bile haketmeyen varlığı sadece zarar olan milyarlarca insan da öldü ölüyor ve ölecek. bu dünyaya katkı sağlamış sosyal kültürel bilimsel vs. büyük katkılar sağlamış iyi insanlar da öldü ölüyor ve ölecek... bu eşittir, ama adaletli değildir...

eninde sonunda ölecek olmayı adaletli saymak saçmadır. ölmeyi haketmeyen birçok insan var tarihte... keşke hiç yaşlanmadan ölmeden sonsuza dek yaşayabilse denecek kişiler... neresi adil?

adil olan tek bir şey bile yoktur. eşit olan vardır sadece. eşitlik adalet değildir...

@poseidon, anladım herkes için var @aquarium'un dediği gibi, hatta senin dediğin gibi her şey için var. peki 3 yaşında bir çocuğun ölümü ile 100 yaşındaki bir insanın ölümünde nerede adillik? ikisi de uykusunda öldü diyelim hatta?

Kardeş bak yine aynı taraftan bakıyorsun. Sen vicdani olarak düşünüyorsun ve küçük bir çocuğun ölmesindense 100 yaşındak biri ölsün diyorsun, vicdani olarak katılıyorum. Ama küçük çocuk 100 yaşındaki adamın yerine ölmüyor ki bu noktayı atlama.
Ölüm kavramı yani adil olan. Ölümün kime, ne zaman, nerede, nasıl, ne şiddette vs. geldiği ile ilgili bir adillikten bahsetmiyorum.

Bu şahsi görüşümdür tabiki. Herkesin doğrusu farklıdır.

Yoktur.

Zaman .

ölüm mü?

lan nesi adil.

douchebag bunu eskimolarla afrikada sıcaktan ve kuraklıktan ölenlere anlatsana?

gobi çölüyle yağmur ormanlarına eşit olan güneş adil mi oluyor? bak yine eşit dedin(ki değil) eşitlik adalet değildir...

doğada adalet ve eşitlik yoktur.

tanrı belki. kimseye etkisi yok, herkese eşit. ama inançlılar bunu reddeder, hayatındaki herhangi bir olayda tanrının etkisinin olduğunu düşünen çok insan var..

uzay olabilir. bilinmezlik ve sonsuzluk. gerçi uzaya da giden var. ya da sonsuzluğu kavrayabilen biri de olabilir.

andromeda galaksisi diyeyim. herkese eşit.

çok sınırlı, hatta yok diye insanlar ahirete inanıyor işte.

bu dünyada mağdurduk diğer dünyada nehirlerden şarap içeceğiz diye.

@pose, vicdanla ne alakası var, 3 yaşındaki çocuk daha birey olamadan ölmüş, aklı bile ermemiş daha hayata, 100 yaşındaki adam hayatın bütün tatlarını tatmış, acısıyla tatlısıyla. çocuk yerine 100 yaşındaki adamın ölmesini istediğim falan yok. kim ölürse ölsün hiçbir zaman adil değildir ölüm.

ben soruya göre cevap veriyorum, ölüm herkese eşit şekilde gelmez. hiçbir zaman da adil değildir.

ölüm doğum hiç bir şekilde adil değildir.
Herkes eşit şekilde eşit sağlıkta doğmaz, herkes eşit şartlarda eşit hızda vs ölmez.
bence bizi tek eşit kılan şey herkes için zamanın aynı olmasıdır. Dünya herkes için eşit sürede dönüyor.

Zamanın göreceli bir kavram olduğu bilimsel olarak kanıtlanmışken, nasıl herkes çin aynı olabildiği sonucu çıkabiliyor anlayamadım. yani bire bir aynı iki kişiyi ele alırsan biri sabit bir yerdeyken diğeri kafasını, parasını vs. kullanıp ışık hızında yolculuk yapmanın yolunu bulmuş ve dünyadan bir süre için ayrılıp geri gelsin. Bu Zaman yolculuk eden kişi için çok yavaş akmış dünyadaki için ise çok hızlı akmış olacak yani yolculuk yapan gençken dünyadaki dede olmuş belkide yaşlılıktan ölmüş olacak. Nerde kaldı zamanın adil olması?

Ayrıca ölümün herkes için varolması adil bir şey bence. Sonuçta herşey ölür.

poseidon kardeş zamanda yolculuğu buldun da bize şekil mi yapıyosun.

kafan çok güzelmiş kardeş güle güle kullan.

Bu arada zaman denen şey aslında yoktur, zaman para gibi insanların uydurduğu bir kavramdır. İlk yorumunda yazdığım zaman kavramı dünyanın herkes için eşit sürede dönmesidir.

"akıl" demiş motaigne, herkes kendininkinden memun olduğu için

zeka en adil dağılmış şeydir.Hiç kimse payına düşenden memnuniyetsiz değil.Herkes memnun.

Kardeş ben hala zamanda yolculuk yapamadim, cevremdeki insanlarla bana ayni verilen şey şu 24 saat .uyuyarak gecirmek de senin elinde ,yaşayarak geçirmek de senin elinde .benim için hala zaman herkese ayni verilen tek şey.

Madem zaman aslında yok, olmayan şeyin adaletindende bahset kardeşim. İnsanlar adil değilken, insanların uydurduğu şey nasıl adil olabilir?

Salaklık bence.
Herkes salak. Eşit derecede.

Ay ışığı.

"moonlight shines upon the guilty and innocent alike" Naisha.

İkinci yorumumu tamamen okursan zaten orada cevabı verdim sırf cevap vermiş olmak için okumadan yazmayın sağlıklı günler
Edit: başında @posedion olacaktı