Ekşi Duyuru

Televizyon Lg Led Tv. Sanırım 42" olması lazım. Herşey bizim 2.5 yaşındaki yaramazın tv'ye spreyle su sıkmasıyla başladı.

1- Tv kumandasını algılamıyor (kumanda çalışıyor). Tv'yi söküp, o algılayıcıyı temizleyip taktığımda çalışıyordu bir süre, artık hiç çalışmıyor.

2-Ekranda mavi renge dönüşüm var.

3- En son kumandayı çalıştırabilmek için tekrar söktüm tv'yi, temizledim ilgili aparatı taktım, kumanda çalışmadığı gibi artık ekranda yatay ve dikey çizgiler oluştu, görüntü tamamen mavi-mora dönüştü.


Bu tv'nin tamirinde astarı yüzünü geçer mi? Mecbur yeni tv mi almak gerekecek?

 

Selamlar.

Soru basliktadir. Teşekkürler.


 

Evrimsel olarak, guzel kadin guzel genleri getirir, bu nedenle cocuk yapmalıyım gibi bir sey var mi?

Yani, birisi var, begendigi her kadından cocugum olsa nasil olur diye dusunuyor ve firsat bulsa gercekten cocuk yapacak.

Bu neyle açıklanır? Bu fikir kendisinin cocuk sahibi olmasından sonra olusmus bir fikir.

 

Bir arkadasim İstanbul'a gelecek ama ben yokum.

Kendisi tek basina gidip biraz balık, bir duble de raki icmek istiyor, sariyer vb civarda yer soruyor.

Bu islerden anlamam ben pek. İlla sise mi aciyorlar rakida. Bir bardak isteyince sadece o kadar getiriyorlar mi?

Tek kisi bir bardak raki, ortalama bir balık ve mezede ne kadar ucret odese kazası kaziklanmaz?

 

14 yillik arkadaşım. Benzer ailelere, ayni dertlere, ayni imkan ve imkansizliklara sahibiz.

Ozellille son 4-5 yilimiz, birebir ayni olan dertlere birlikte aglayip, birlikte isyanla gecti.

Benim onda emegim, maddi manevi destegim haddinden fazladir, onun bendeki maddi manevi destegi haddinden fazladir.

Son 4-5 yilda bizi omuz verip birlikte aglatan dertlerden ben kurtulmaya birkac adim attim. Talih ufaktan yuzume güldü. O gunden beri arkadasim ben aramadikca aramaz, ben sormadikca sormaz oldu. Biz yanyana gelince hicbir fark yok, muhabbet eskisi gibi. Ama omur boyu aramasam daha aramayacak gibi. Ayrica artik halen dertlesmek icim bir araya gelsek bile ben de kalan dertlerimi anlattigim, ki ciddi dertlerdir, hep bir ya benim hayatim bombok bu hala ne anlatiyor, derdini seveyim modunda. Halbuli halwn ortak, benzer konularda dertleeimiz var. Sen hayatini kurtardin, bi sttir git basimdan modu hissediyorum acikcasi. Anlayacaginiz, adam gercek bir kotu gün dostuymus aslinda :)

Neyse, dedim ki dugun telasinda, dugun telasini bosver, abartili maddi sikisiklikta bir nevi zoraki dugun telasina girdi, cok stresli. Ben trip atmiyim,aksine kafasini dagitalim ben arayip sorayim bol bol. Gerci benim dertlerim bitmeye basladiktan sonra dedim ya ban akarsi bu yeni tavri. Hani dugun telasina da yoruyorum ya. Dugun telasi bendeki gelismelerden once de vardi ve hic o zaman soğuk da degildi bana. Dugunle telasla.pek alakali degil yani.

Neyse benim ittirip kaktirmamla muhabbet devam etti. Gecem hafta bir guzel gelisme daha oldu. Laf arasinda o sordugunda soyledim ben de. Hmm hayirlisi oslun dedi gecti. O günden beri cevap falan da vermiyor arayinca.

Kiskanclik oldugunu dusunmuyorum. Ben neden bu kadar sanssizim diyor galiba.

 

Bir otomobil gurusu olarak garip sekilde test etmedigim, kullanmadigim araçlardan biriydi Passat. Gecen gun hakkini vererek test etme sansim oldu.

Cok rafine bir arac. Kotulenecek bir yanimi bulamadim. Fiyat konusuna girmeyelim, artık ucuz araba yok zaten.

Passat parasina x almak mantigina da katilmiyorum. O x'lerin illa ki bazi eksigi oluyor alicisi icin. Mesela o x benzinliyken ayni paraya passatin dizeli oluyor vb.

Ne dusunuyorsunuz Passat hakkinda. İflah olmaz bir Mondeo'cuydum ben aslinda ama tum onyargim kirildi.

 

www.aa.com.tr

Hani bedelli askerlik devamli olmustu. İsteyen istedigi zaman basvurup ödeme yapip, celp bekleyecek diye anlamistim yeni kanunu.

Yeni belirli donemlerde mi olacak başvurular sadece? Bu linktekine göre 16 temmuzda basvurular var. Bir sonraki ne zaman olur?

 

Kara Melek'i bitirince bosluga dustum.

Benzer donemlerde 90'lar sonu (basi ve ortalari da olur) cekilmis, bol İstanbul görüntülü, Turk dizisi onerisi olan var mı?

Bu arada Yasemin degil, Sumru - kalp - ben.

 

Daire sifir, bir sene bos kalmis. Bu surecte havalandirma delikkerinden kuslar iceri girmis yuvalar yapmislar, dogum yapmislar, olenler olmus bir iki tane, her yer alabildigine kus pisligi. Burayi temizletip oyle mi ilaclatmak lazim, yoksa o halde ilaclatip, temizletip, tekrar mi ilaclatmak lazim?

Saglik yonunden risk var mi? İlaclamak yeterli olur mu? Ne tip ilacla ilaclatmak gerekir? Cocuk da var cunku.


 

2000 model corolla var.

i.hizliresim.com

i.hizliresim.com

8-9 aydir kullaniyorum. Benim degildi ama ben kullaniyordum. Cok sukur borcu harci yoluna koyunca araba benim oldu.

Arabanin ederi 30 bin tl. Arabanin konfor, surus keyfi, performansi, sorunsuzlugu, parasina gore "ye kurkum ye ulkesindeki" algisi, o seneye gore yol bilgisayarı, muazzam calisan kliması, airbag, otomatik camlar vs gibi donanımları vb ile tek cocuklu bir aile olan benim icin bicilmis kaftan.

Araba 330 binde, tüm agir bakımları yapili, sorun çıkarabilecek seyleri hep yapılmış durumda.

Birkaç eksisi var:
- 19 yasinda ve artik metal yorgunlugundan ciktigi zamanki güvenliği yoktur bence

- Silindir tup var ve hicbir avmye giremiyoruz. Cocuklu olunca avm onemli malesef.

- Akslardan ses geliyor.

- Km 330 bin. Yag yakma, duman atma ve performanssizlik yok, aksine asiri canli bir motor ama olasi bir komple motor yapimina dair masrafi kaldiramam. Endise ediyorum.

- seyir halinde ayagi gazdan cekince ve tekrar gaza basinca silkeliyor arac ve değil konforu bozmak, tamamen arabadan sogutuyor. Atesleme ile ilgili her ihtimal denendi düzelmedi. Bunla heraber isiklarda beklemelerde rolanti dusuklugi de var. Bu iki sorun bu araclarda kronik. Toyota forumlarinda herkes durumu kabullenmis. Ustam ise kronik ariza disindaki tum unsurlari denedik, geriye gercekten kroniklikten kaynakli olma ihtimali kaldi. Ancak motor acilip subaplar, segmanlar vs ile 4-5 sene bu sorunu yasamadan binebilirsin de bu masrafa gerek var mi diyor.


Şimdi aracin + ve - yonlerini yuzdeye vurursak %85 iyi ve memnun edici, %15 siiintili kisimlari var.



İsin aslina gelirsek, araba icin tek bir kurus kredi cekmeyecek, borclanmayacak biriyim bu saatten sonra. Onceliklerim farkli. Su halde, bu araci satip, kendi parasıyla daha güncel bir sey alayim desem değil guncelini, aynisini bile alamam o parayla. Sadece 2011-2012 model hafif ticari, baz versiyonlar oluyor o paralara. Tamam daha yeni olacak onlar, dizel torku memnun edecek, ne bileyim daha yeni hissettirecek ama bence bu kalite olmayacak. Benim aracimda metal yorgunlugu vardir ama onlarda da tek airbag var, yeni olmasina ragmen esp yok ve yuksek oldugu icin yol tutus da zayif olacak. Yuksek vergisi (kendi araciminki 80 tl alti ayligi), kaskosu, yuksek bakim maliyetleri vb.

Her neyse, diyorum ki yeni yenidir deyip, kalitesiz uretilmis bu araclara mi gecmeli, yoksa peyderpey kendi aracimdaki bu gibi eksikleri duzeltip kendi aracimla 5-6 sene devam mi etmeli sizce? Zira araba bozulmuyor. Hicbir sey yapmayayim olduğu gibi bineyim desen 10 sene yolda kalmadan, para harcamadan bimersin.

Kendi aracima yapmam gerekenler, cam ve kapi fitillerinin degisimi, curume varsa mudahale, bir nevi yarim motor yapimi, ezik ve ciziklerin onarimi. Mevcut durumda baska bir masrafi yok. Kredi ceksek yeni araba icin sadece ona odenecek faizle mevcut arabam abad olur yani.

 

Bir uygulama ya da herhangi birinin telefon kamerama erisip erismedigini nasil anlarim.

Telefondaki izinlere bakıyorum, kameraya izin verdigim bir uygulama yok. Baska?


 

Genital bolgeleri kastedmiyorum. Bildiginiz gogus, kol, bacak vb killari aliyor bircok erkek.

Bunun sebebi nedir? Faydasi mi var?

Sporla ilgilenenlerin aldığını biliyorum da, spor yapmayanlar da aliyor bu killari.

 

Kurumum lojman verecek.

Bir tanesi calistigim yerle karsi karsiya. 8-10 yillik daireler. Ancak dairenin teslimati bir iki ayi bulacak. Benim ise mevcut kirada oturduğum yerde bazi sikintilarim var. Bir gun bile kalmaya tahammulum yok.

Diger lojman ise anadolu yakasinda. Arada baya mesafe var fakat servis var. Tek sikinti esimin isyeri besiktasta. Fakat o da 3 gunde bir ise gidiyor, fazla sorun olmaz. Ayrica buradaki daireler sifir, belki bazisi bir sene kullanilmis. Kapali otopark var. Cevresi nezih. Keyifli bir yer. Ve hemen teslim.

Hangisini secmeliyim sizce?

 

Aileniz, eşiniz, cocugunuz, arkadasimiz? Bunlardan neseli olup umursamaz olanalar mi,sizle beraber oturup aglayacak kadar dertlesen mi, gamsizlar mi, naifler mi? Kim sizi mutlu ediyor?

Su mutsuz hayatımda, hic olmamasi gereken kisi beni hic olmamasi gereken sekildeutlu etmek istiyor ve reddetmek zorunda olduğum icin reddediyorum. O yüzden merak ettim. Sizi kim mutlu ediyor bu vahsi hayatta?


 

Burada BES'e 2017'de giriş yapmış, 100tl/5 ay ödeme yapmışım. Şimdi çıkış yapmak istediğimde şu kesintisi, bu kesintisi derken para alamayacağımı söylüyorlar. Ben bir yerde BES'im olsun da istiyorum ama Garanti'de olmasını artık istemiyorum. Bu parayı buradan nasıl kurtarabilirim? Başka bir BES'e transfer ile mi mesela? Çünkü sistemden çıkınca hiçbir şekilde alamayacağım bu parayı. Orada devam da etmek istemiyorum.

Kazıklanmayacağımı bilsem, 20 aydır ödeme yapmamışım buraya. 20 aylık tutarı da yatırıp, her ay düzenli yatıracağım da, gram güvenmiyorum artık bunlara.

Edit: Gerçi şu BES yerine aynı tutarda altın, döviz vs. alınıp unutulsa daha fazla kazanç getirir sanırım.

 

Arkadaşlar merhaba.

Kendisine bir şey olduğunda çocuğun yaşam, sağlık ve eğitimine ve aynı zamanda da eşine maddi destek olsun amacıyla herhangi bir sigorta ürünü satın alan var mı aramızda?

Bazı sebeplerden ötürü 30 yaşıma kadar herhangi bir birikimim olamadı. Ailelerimizden eşim ve bana intikal edecek birer daire dışında şimdilik herhangi bir şeyimiz de yok.

Artık maddi durumum iyi diyebilirim. Bundan sonrası için bir birikim zaten yapacağım ancak kaza, ölüm, sakatlık her an başa gelebilecek şeyler.

İstiyorum ki ben bu birikimi yapana kadar başıma bir şey gelirse, çocuğuma güzel bir destek/teminat olsun. 2,5 yaşında bir çocuğum var.

Bana önerebileceğiniz bir sigorta paketi var mı? Örneğin ölümüm durumunda çocuğum için ve çocuğun masrafları dışında harcanması engellenecek şekilde hem tek seferde 15-20 bin nakit, hem de aylık en az 36 ay 2-3 bin tl ödeme yapsın sigorta şirketi. Bir sigorta firmasının böyle bir ürünü var ama detaylarına henüz vakıf değilim. Örneğin yıllık 300 tl karşılığında, ölüm durumunda çocuğa bir kereliğe mahsus 50 bin tl, 48 ay boyunca her ay 5000 tl ödeme yapıyor.

Ben istiyorum ki bana bir sakatlık vs. olursa hem benim masrafım karşılansın, hem çocuğum maddi olarak teminat altında olsun, hem de eşim de güvencede olsun. Ayrıca en önemli şart da şu, poliçede çakallıklar yapılmasın. Sözde vadedilen herşey yazıda da alengirsiz şekilde olsun. Olası durumda bin dereden su getirmesinler.

Önerilerinizi bekliyorum.

 

Baslik komik görünüyor farkindayim.

2000 model bir Corolla var bende. Bana ait degil ama benim sayilir. Arabadan asiri memnunum, surus konforunu bozan bir iki sey disinda. 330 bin kmde fakat tek bir sorunu yok ve sorun cikarmiyor da. Her agir bakimi da yapili.

Ancak gerek metal yorgunluğu gerekse de kmnin daha da artmasindan dolayı ileride bsatmanin daha da zorlasacak olmasından dolayi degistirmek istiyorum daha yeni model bir sey ile.

Cocuk ve iki adet de kopegimiz de olunca hafif ticari isime geliyor. Dis gorunuse pek takilan biri degilim ama intibanin onemli olduğu bir yerde calisiyorum.

Neyse kafa kafaya takas edebilecegim bir arac var: sahibinden.com

Arac tanidiktan. O da sorunsuz. Kullandim da. Takas etmeye deger mi?

Bu aracda yolcu airbag yok ama sanırım ve bizim icin onenli bir husus.

Ne dersiniz?

 

Merhabalar,

Çalıştığım kurumun içinde tam teşekküllü spor salonu var. Ücretsiz istifade edebiliyoruz.

Şimdi ilk sorum şöyle: Sporu imkan buldukça sabah mı yapayım (kahvaltıdan önce mi, sonra mı?) sizce? Yoksa öğlen tatilim 1.5 saat. Öğlen tatilinde mi? Benim niyetim ise mesai bitiminde trafikte geçirdiğim süreyi sporda değerlendirmek. Hangisi daha verimli olur?

Sporla amacım şudur: son zamanlarda çok büyüyen göbeğimi eritmek,erimese bile ilerleyişini durdurmak, sırt ağrılarımdan kurtulmak (dr. spor yap dedi), postürümü düzeltmek, kendimi dinç hissetmek. Öyle aman aman kas yapayım, şişeyim gibi bir amacım yok çok fazla. Biraz kollar ve göğüs şişerse güzel de olur tabii.

Spordan pek anlamıyorum. Hangi hareketleri hangi günler ne kadar yapayım, hangi çalışmayı kaç güne böleyim bilmiyorum. Tavsiyeleriniz çok güzel olur.

 

5-6 aylık kutulu cihaz, 1900 tl. Tanıdıktan. Garantisi devam ediyor. Nasıl cihaz sizce?




 

Cikan haberlerde "tsk bunyesinde cesitli statulerde calisan siviller askerligini yapmis sayilir" yaziyordu tamaminda. Merak ettim, meclis sayfasindan kanun teklifini indirdim, bir tane benzer bir madde bile yok.

Kim uydurdu bunu?

Cunku askeri bir kurumda, subay ozluk haklarina sahip olarak sivil statude calisan biriyim. Dedikleri madde beni de ilgilendirecekti.

 

Merhaba,

Bilgisayarım Asus X55Y diye bir alet.

Özellikleri Amd Quad Core A4-7210, up to 2.2 ghz.
4 gb ram.
500 gb hdd.

Bu alet aldığımdan beri üzernde gelen win10 ile çalışamıyor. Şöyle diyeyim bir klasöre tıklıyorum, gidip bir çay içip geliyorum öyle açılmış oluyor.

Tüm gereksiz uygulamaları sildim, gereksiz hizmetleri kapadım, gereksiz başlangıç hizmetlerini durdurdum ama nafile. Sanırım ssd olmadan olmaz bu alet.

Aldığımdan beri bu sebeple hiç kullanmadım 3-4 yıldır zaten. Sıfır cihaz resmen. Yeni bir bilgisayar alacağıma ssd alayım diyorum. Bu teknoloji hakkında bilgim sıfır. Laptop için ne almam gerekiyor? Marka, model olarak vs. Bir de fiyatları ne kadardır benim tarif ettiğim bu bilgisayarın işini görecek olanlar? Gidip kullanmayacağım kadarına da gereksiz para vermeyeyim istiyorum. Bulut sistemi kullanıyorum zaten. Bilgisayarı ofis programları dışında kullanmıyorum. Onu da düzgün yapabilsin yeter. Başlangıç seviye bir şey yeter bana sanırım.

 

88 doğumlu biri olarak hatırlıyorum, eskiden insanlar polislik olmaktan, mahkemeye düşmekten aşırı korkardı ve bugün yüzüne bakmadığımız adi suçlardan içeride yatardı. Bugün bir insanın, kadının, bebeğin bile hayatını karartan insanlar neredeyse suçu sabit olsa bile tutuksuz yargılanıyor, kravat taktı diye ceza indirimi alıyor. Öyle düşünüyorum ki insnaların adalet duygusunu zedelemek için bilinçli yapılan bazı şeyler var.

Büyük resim görme olaylarına karşıyım ama cidden burada büyük resimlik bir şeyler var. Bu konuda üzerimizde oynanan bazı oyunlar olduğunu düşpünyorum. Adalet duygumuzla ve emniyet hislerimizle oynayarak hedeflenen bir şeyler olduğunu düşünüyorum. Yoksa böyle kör göze parmak şeklinde bir insana tecavüz edip, kafasını kesip, vahşice duygularını tatmin eden mnahluklara komik sebeplerle ceza inidirimleri verilmezdi. Tecavüz edene bir şey olmazken, tecavüzcüsünü öldüren kadına müebbet verilmezdi.

Cidden bu konuda bilinçli yapılan bir şeyler mi var? Kimler yapıyor? Neyi hedefliyorlar? İktidar demeyin, adalet dıygusunun yok olması iktidarın da işine gelmez. Kim kendini adaletsiz ortamda bulmak ister ki? 90'lı yıllara ait dizi ve filmleri izliyorum. Çok basit sebeplerden insanların hayatı kayıyordu mahkemelerde (diziler ne kadar gerçeği yansıtıyordu orası muamma tabii. O zamanlar 9-10 yaşlarında çocuktum).

 

Ben bu dizi yayınlanırken 10 yaşında falandım. Hayal meyal hatırlıyorum diziyi. Şimdi youtube'dan izlemeye başladım birkaç haftadır. Neredeyse bitirmek üzereyim. Hem çok basit senaryosu olan hem de aslında çok güzel olan bir dizi. O zamanlar yetişkin olmaya çok özenirdim. Şimdi o zamanlar özendiğim şeylere sahip olabilmenin hazzını yaşayarak izliyorum. Arka arkaya izleyerek bitirmek üzereyim diziyi.

Siz o zamanlarda mı izlediniz, yoksa sonradan yotube'dan izleyen oldu mu? İzlediğinizde neler hissettiniz/hissediyorsunuz?

Bana 90'lı yılların sonları için yaşattığı o duygular çok iyi geliyor. İstanbul'un eski hallerini görmek falan, iletişimin kısmen kısıtlı olduğu fakat cep telefonlarının yeni yeni hayatmıza girdiği o yılları görmek güzel geliyor. Üstüne bir de, dizi ne kadar gerçeği yansıtıyor bilmiyorum ama insanların hukuk kurallarındanm çekindiği, mesela en ufak bir yaralama veya o zamanlar suç sayılan zina suçundan içeride yatmaktan korkmaları, hukuktan gerçekten çekinmeleri falan hoşuma gidiyor.

Ayrıca o zamanlar biz gariban ya da orta direk ailelere lüks gelen, dizide sıklıkla kullanılan japon arabalarının veya diğer o dönem için lüsk sayılan imkanların bugün kimsenin yüzüne bakmadığı imkanlar olması içten içe hoşuma gidiyor. Siz neler düşünüyorsunuz?

Bu arada Sanem Çelik - kalp - ben.

 

Arkadaslar bir devlet kurumuna atamam oldu.

Goreve baslayis tarihim 16.05.2019. Devlette maas onden yatar, senin de maas yatmasi icin maliyeye bildirim yaptik, bugun yarin maas yatar maas günü 15'i gecmis olsa bile hemen yatar, 15'ini beklemezsin ediler. Simdi peki benim durumimda:

1- Bana hemen yatacak para 16 mayis - 31 mayis arasinin uceti olup 14 gunluk maas yatacak, 15 haziran geldiğinde de tam maas mi yatacak? Bu durumda onden yatirmis olmuyorlar o zaman.

2- Bana bugun para yatacak olsa, 16-31 mayis maasi + haziran naasi pesin, yani 1.5 maas mi yatacak?

Bana 2. Secenek gibi geliyor. Cunku devlet maasi onden yatiriri bu karsiliyor bence. Zira ben 15 mayis olan maas gununde ise baslamis olsam, bana yine onden maas alacaksin demislerdi o zaman tam mi yatacakti yani. Ya da belki 15-31 arasi yatacakti belki de bilemiyorum. Simdi bu son cumlem uzerine dusununce de 1 numarali secenek daha gercekci geldi.

 

Arkadaslar merhaba. Banka ve finansman kuruluslari disindaki yerlere olan borc icin acilmis icra dosyalari kkb puanini etkiler mi?

Banka borclari icin açılan icralarin olmasi etkiliyor onu biliyorum.


 

Merhabalar,

Bir vakıf üniversitesinde öğretim görevlisi olarak çalışıyorum. Bir devlet üniversitesine atamam gerçekleşti. Bugün yeni kurumdan haber geldi, işlemleriniz tamam, istifanızı verin, ihbar sürenizi doldurun gelin başlayın diye.

Şimdi şöyle birkaç husus var:

1- Ben vakıf üniversitesinde 15 günlük yıllık iznimi kullanmadım. Ayrılırken bunun ücretini talep edeceğim. İstifa dilekçesinde bunu belirtmeli miyim?

2- 15 günlük yıllık iznimi ihbar süreme sayıp, hemen ilişiğimi kesmek isteyebilirler. Ancak eski kurumda yapmam gereken işler var. Örneğin öğrencilerin final sınavı yaklaştı. Yaklaşık 10 bin öğrencinin sınav sorularını ve cevap kağıtlarını bastırıp hazır etmem gerekiyor ve bu da ortalama zaten 15 gün sürecek. İhbar sürem boyunca çalışmak istiyorum ki işler yarım kalmasın. Bunu da dilekçeye yazmam gerekiyor mu? Yani şu tarihte istifa edeceğim ve 15 günlük ihbar sürem boyunca çalışmak istiyorum diye.

3- İhbar sürem boyunca izinli saymak isteyebilirler. Zorla izin kullandıramayacaklarına göre yine yukarudaki durumu öne sürerek, ihbar sürem boyunca tamamlanması gereken işlerden dolayı yıllık izin kullanmak istemediğimi dilekçede belirtmem gerekir mi?

4- Dilekçeyi şu şekilde mi yazmalıyım?

Şu tarihten itibaren görev yaptığım kurumunuzdan şu şu devlet kurumuna atamam gerçekleştiği için, 15 günlük ihbar sürecinde çalışmaya devam etmek suretiyle şu tarihte görevime son verilmesi gereğini arz ederim.

Yani yeni kuruma geçiş gibi bir sebebi de belirtmeli miyim?


Özetle:

İstifa etmek istiyorum ama ihbar süresi boyunca hem çalışmak, hem de yıllık izin ücretimi de almak istiyorum. Ayrıca Her ayın 10'unda maaş aldığım için içeride şu an 10 günlük mayıs maaşım var, üstüne 15 gün daha çalışınca 25 günlük maaş daha alacağım çıktığımda. Bir de izin paralarımı da almak istiyorum. Bu konuda zorluk yaşama ihtimalim var mı?

İstifa sonucunda alacak verecek kalmadan istifa edilmiş oluyor değil mi? Yani bana ödeme yapmadan benim çıkışımı yapamazlar değil mi? Oradan gelecek o parayı, en azından maaşı bazı ödemelerim için planlıyorum ve tarih sözü vereceğim alacaklılara. Paramı almadan çıkartıp, parayı sonra verme gibi bir durum en azından maaş ödenmeden olmaz galiba? Mahsuplaşılıp öyle ilişik kesilir diye biliyorum.

 

Ne zaman maaş blokesi vs. koyabilirler?

Dosyam bugün açılmış. Hukuk bürosunu aradım, kredi kartı dışında taksitlendirme yapmıyorlar. Bir miktar peşinat vereyim, biraz taksite bölün diyorum dinlemiyorlar.

3900 tl toplam borç var. Bugün 2500 yatırırsanız biraz daha bekleri diyorlar. Aslında 2 aylık vaktim olsa tek seferde ödeme şansım var. Sadece bu ay ödeyemiyorum.

Çarşambaya kadar bekletiyorum, perşembe günü ödeme olmazsa evinize icra memurları gelir vs. gibi klasik korkutma taktikleri.


Beni zora sokan durum ise bir devlet kurumuna atamam yapıldı. Gübenlik soruşturmam temiz şekilde bitti. İşlemlerim tamam. Eski iş yerimde ihbar süremin dolmasını bekliyorum. Tam yeni kurumda banka hesabı açarken, ya da işbaşı yaparken bir bloke vs. yüzünden işe başlamamı engelleyecek bir durum oluşmasından korkuyorum. Yeni maaşımla beraber hepsini ödeyebileceğim çünkü.

 

Odenmemis faturam nedeniyle hattim kapaliydi. Faturayi odedim. 8 saat falan oldu hala hattimi acmadilar. Cagri merkezini ariyorum, hattiniz kapali, odeme icin 1'e basin diyorlar. Basiyorum, odenmemis faturaniz bulunmamaktadir diyorlar.

Basima boyle bir sey gelen oldu mu? Nasil cozecegim bu isi? Çağrı merkezini bile arayamiyorum ki.


 

2000 senesinde girdiği kaza testlerinde en iyi sonuçları almış bir otomobillerden biri, büyük bir kazası belası olmadığı taktirde, iyi bakımlı olduğu halde o seneki güvenliğinin ne kadarını sunabilir halen? Metal yorgunluğu vs. ile artık hiç güvenli değil midir sizce?




 

2.5 yaşında bir kızım var. Benim gözetimimde youtube'da bazı videolar izliyor. İşte renkleri, hayvanları tanıtan vb. videolar. Bir de birkaç çocuk var çocuk şarkılarıyla dans ediyorlar, kızım da ezberliyor.

Bu gibi videoların her biri en az 8-10 milyon izlenmeye sahip. Bu kanalların sahibi ihya mı oluyor şimdi?

Yoksa çocuklar videolarda çok kısa süre kaldığı için (zira çok hızlı şekilde başka videolara geçmek istiyorlar) yeteri kadar kazanamıyorlar mıdır?

Örnek vereyim, adamın biri eline iki peluş oyuncak almış. Bunları kukla gibi konuşturuyor. 21 milyon izlenmiş.

 

Mpi'nin sans oyunlarindan buyuk ikramiyeyi kazanan biri en guvenli sekilde nasil alabilir ikramiyesini?

Zira cekilisin ertesi isngunu oraya gelen vatandasin talihli oldugunun alninda yazmasina gerek yok. Gozu karartan guvenlik gorevlisi bile istese cikista adami kacirip fidye isteyebilir sonucta.

Odemeler illa nakit mi yapiliyor banka hesabına yatiriyorlar mi?

 

Psikolog derdinizle, psikiyatr hastaliginizla ilgilenir degil mi? Dogru mu biliyorum?




 

Yakin bir arkadasim icin soruyorum:

Son birkac senesi asiri stresli. Son bir senedir her gun 2-3 bira iciyor, baska tur icki icmiyor. Sigarayi 1.5 pakete çıkardı. Reflu benzeri mide yanmalari var, cilt kasinmalari var, fastfood besleniyor, uyku duzeni sifir, damaklarinda curuk disler yuzunden iltihaplar var devamli (bu bende de var ya malesef).

Bu iyice b.ku cikmis yasam tarzi oncelikle vücudunda nerelere ciddi hasar vermiştir ki gitsin once oralara baktirsin?

Ben akciger, karaciger baktirmali, diger rahatsizlikkari icin sirayla zaten gider diye dusundum.

Tum stresinin yanında simdi de hastalik fobisi oldu cunku. Ben kesin kanser olcam, gitsem kesin karacigerim bitmistir, bana detayli bakilsa kesin riskli bi hastaligim cikacak deyip duruyor.

Once psikologa gitsin değil mi? :)

 

Eşim gerek kendisi, gerek kızımızla bir yere gitmek istediğinde ne yapıp ne edip refakat etmeden, arabayla kendim götürmeden bir yerlere giderlerse milyon tane felaket senaryosu geliyor aklıma. Yok durakta beklerlerken bir araba durağa dalar, otobüs kaza yapar bir şey olur, sapığın biri dadanır, tinerci yollarını keser, şu bu.

Aslında bunların aklıma gelmesi haksız da bir durum değil. Sokaklarda asayiş yok, olay olduktan sonra da adalet yok.

Herneyse, adım attıkları her yere kesinlikle ben götürüyorum arabayla. Eşim de hafiften bu durumdan sıkılmış durumda ama fazla ses etmiyor.

Bugün izinliydi, kızımla beraber bir arkadaşına öğlen misafirliğine gidecekti. Ben götürecektim. Hafiften bir gerginlik oldu aramızda. Ucundan kenarından bu götürüp, götürdüğün yerden de almakla ilgili bir şey aynı zamanda.

Ben de sinirlendim, ilk defa iyi tamam otobüsle gidersiniz o zaman dedim, çıktım evden. Şimdi kızımın kolu da alçılı zaten.

Aşırı dert oldu içime. Yolda bir şey olsa kendimi suçlayacağım biliyorum. Kayınvalidemle konuşurken oğlum bırak bu kadar el bebek gül bebek etme. Milyonlar toplu ulaşım kullanıyor. Tek kullanan senin eşin çocuğun değil. Bırak böyle yerlere zaten toplu ulaşımla gitsinler. Gideceği yer 2-3 kmlik mesafe. Abartma.
Bir felaket olacaksa senle de olur hem. Psikolojini bozmuşsun resmen. Biraz rahat ol dedi. Ama çocuğun kolu da alçılı dedim. Kolunda alçı olan herkesi babası arabayla götürmüyor. İnsanlar ne ağır hastalarını otobüsle götürüp getirmek zorunda kalıyor. Engellisi, ağır hastası, yaşlısı herkes biniyor otobüse dedi.

Sizce ben bu obsesiflik düzeyindeki takıntımda haksız mıyım?

 

Rusya'da yasamis ya da Ruslar'i iyi tanıyan kimselere soruyorum. Ruslar ne kadar dindar Hristiyanlar sizce?




 

EDİT: Arkadaşlar az önce hastaneden döndük. Tekrar film çekildi. Basit bir kırık, sorun teşkil etmez. Ayrıca alçısı çok güzel yapılmış, yanlış kaynayacak bir durumu şimdilik yok. Zamanla şişlik iner, alçı boşluk oluşturursa diye haftaya gelin, alçıyı ve genel kontrolünü yapalım dediler. İçimize su serpilmiş oldu. Herkese teşekkür eder, sağlıklı günler dilerim.



Dun aksam onla dans edip oynarken dengesini kaybetti, koltuga dogru cok basit sekilde dustu. Esim saglikci oldugundan baktigi an kirik var bunda hemen gidelim hastaneye dedi. Goturduk. Film cekildi. Kirik varmış ve alciya alindi.

Yani bu kadar basit bir düşmeden bu kadar kolay kirigi konduramiyorum bir turlu. Dun zaten ekstra bir enerjisi, keyfi vardi. Sanirim bu kadar etkilenmemin nedeni bu oldu. Allah insanlara sabir versin, nelerle ugrasiyorlar ama yavrumu o kadar eglenirken bir anda boye görmek cok zoruma gitti. Halbuki daha beter seyler olabilecekken basit bir kirik.

Herneyse soruma gelirsek, acil doktoru kirik var hemen alciya alin dediginde alciyi yapan asistan doktor şimdi alci bitince tekrar film cekilecek dedi. Bu film kirigin duzgun kaynamasi icin dogru sabitlenip sabitlenmedigini görmek icin miydi?
Alci odasından cikinca gerek yok tekrar filme dedi. Neden gerek gormedi sizce? Doktoru sorgulamamak icin, sikbogaz etmemek icin sormadim, benim de basiretim baglandi acikcasi. Ayrica hastaneye giderken aglamadi, cikinca da aglamadi. Dun geceden beri birkac kere kolum agriyor dedi ama pek aglamask, ciddi bir agrisi yok sanirim. Fakat doktor agri kesici de vermedi. Onu sormustim, gerek yok dedi. Doktoru sorgulamak icin sormuyorum, merak ettigimden soruyorum. Cidden ağrısı olmayabilecegini de kestirebiliyorlar mi bu sekilde doktorlar?

 

Arkadaşlar selamlar.

Financell'e ait borcum için bir tahsilat aracılık hizmeti veren kurumdan taciz edilip duruyordum. Bildiğiniz bezdirme uygulamaları.

Ve kendileri sıradan bir çağrı merkezi olmasına rağmen ısrarla avukatlık bürosu, hukuk bürosu diye tanıtıyorlar kendilerini. Açıkça söyledim, avukatlık bürosu musunuz, emin misiniz? Evet diyorlar. İstanbul Barosu'ndan sorguladım, öyle bir şey yok. Yaptığınız şey suç dedim. O zaman da yani avukatlarımız var, avukatlarla çalışıyoruz dediler. Bakın sorum net, hukuk bürosu musunuz diyorum, hayır dediler. Ama ısrarla hala avukatlık bürosu diyerek arıyorlar.

Ayrıca icraya vermeye yetkili kurum siz değilsiniz. Financell versin, ben icraya öderim dedikçe işlemi doğal olarak yapamayıp, aramaya devam ediyorlar. Ama her aramada hakaret, aşağılama gırla. "Ödeyene kadar her gün AAAA-RAAAA-NAAAA-CAAAAAK-SIIINNNNN. hADİ BAKALIMMM" gibi konuşmalar vs.


Cimer'e şöyle bir şey yazdım:

"Sayın Yetkili,
XXX aresinde mukim XXX isimli "Tahsilat Aracılık" hizmeti veren kurum, İstanbul Barosu'na kayıtlı herhangi bir avukatlık bürosu olmayıp, herhangi bir avukatlık hizmeti vermemesine rağmen, borçlu kimseleri ve şahsımı da Turkcell Finansman A.ş'ye olan borcum nedeniyle arayarak kendilerini "Avukatlık Bürosu", "XXX Hukuk Bürosu" şeklinde tanıtmaktadırlar. XXX numaralı çağrı merkezleri haricinde XXX vb. birçok numaradan aramakta olup, ilgili numaralar tarafınızca arandığı taktirde, çağrı merkezi elemanlarının çağrılarınızı "Hukuk/Avukatlık Bürosu" şeklinde karşıladıklarını tesbit ve teyit edebilirsiniz. Ayrıca ilgili kurum çalışanları "Borcu ödeyene kadar her gün aranacaksınız" diyerek kişilerin ve şahsımın sükununu bozmakla tehdit etmektedirler. İlgili kurum avukatlık yasasını, TCK 123'ü ve TCK 106/2'yi ihlal ederek şahsımı defalarca taciz etmektedirler. Turkcell Finansman A.Ş'ye olan borcumla alakalı kendilerini "Avukatlık Bürosu" olarak tanıtan bu çağrı merkezinin taciz, tehdit ve yalan beyanlarından dolayı ihbarımı ve gereği hususunu yüce makamınIZA saygılarımla arz ederim."


Cimer'den şöyle bir cevap geldi:
"CİMER başvuru dilekçenizde ileri sürdüğünüz hususlar değerlendirilmek üzere, xxx sayılı yazımız ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Müracaat İşlemleri Bürosuna intikal ettirilmiştir. Başvurunuzu İlgili birimden takip edebilirsiniz.
Bilgilerinize rica olunur."

Şimdi ben bir nevi suç duyurusunda mı bulunmuş oldum? Konunun takibi için savcılığa mı gitmem gerekir? O birimde ne yapılacak?

 

Var mı?

Paranız kaç gün içinde hesabınıza yattı? Bu paraya acil ihtiyacım var. Sözleşmede diyor ki iptal için gerekli evraklarınızın elimize ulaştığı günden itibaren 20 günde iade olur.

Sürpriz yapıp erken yatırabilirler mi yoksa illa ki 20 günü bekletiyorlar mı?

 

Çocuğunuzun erkek mi kiz mi olmasini isterdiniz? Tek cocuk icin konusalim. Ve neden?

Ayrica sizce dünyada cogunluk boyle bir durumda erkek mi isterdi kiz mi? Bana sanki anneler erkek babalar kiz isterdi gibi geliyor.


 

Var mi?

Ne yasayip inancinizi kaybettiniz ve sonra sizi tekrar inanmaya yonlendiren sey ne oldu?

Ek olarak bir yaraticiya inanmiyorsaniz, tesaduf disinda varligimizi siz neyle açıklarsiniz? Neden varız?

 

Merhabalar,

4a hizmet dökümümü inceliyorum. Mesela 2018/3 ay için listede üç satır var. İkisinde asıl, birinde iptal yazıyor. Bu ne anlama geliyor?

Her ay böyle. Her ay için 3 satır var. İkisi asıl, biri iptal. Bazısında da sadece ek yazıyor, 2018/7 , 2018/8 ve 2018/9 için.

Bunlar nedir?

Bir de ben o 30 günlük süreleri topladığımda 434 gün çıkıyor. Yıl 365 gün. Nasıl oluyor bu? :) Hiç anladığım işler değil.

 

Mümkün mü? İlk ay içinde mi çıkılabiliyordu sadece?

İşe başlayalı 13 ay oldu. Otomatik katılım devam etsin diye düşündüğümden çıkmamıştım.

Şimdi acil nakit ihtiyacım var. İçeride aşağıdaki gibi bir birikim var. Halk Emeklilik firmasından. Ben bunun ne kadarını ne kadar sürede alabilirim ayrılmak istesem hemen bugün? İşten çıkmadan ayrılamıyor muyum yoksa?

Toplam Tahsilatınız :1.828,00 TL
Devlet Katkısı Hariç Birikiminiz: 2.022,82 TL
Taahhüt Edilen Düzenli Devlet katkısı: 416,25 TL
Taahhüt Edilen Başlangıç Devlet Katkısı: 1.000,00 TL
Taahhüt Edilen Devlet Katkısı Dahil Toplam Birikiminiz: 3.439,07 TL

 

En son gozetmen olarak gorev yaptigim sinavda inanilmaz bir kalp carpintisi ve bas donmesi yasadim.

Ellerimi basima koyarak kendimi toparlamaya calistim. Biraz uzun surdu. Orada bayilsam o onenli sinavda adaylarin dikkati dagilacak. Gorev yerini terk etsem olmayacak.

Gorev sirasinda uyumak sucuyla ceza vermisler. Itiraz istediler. Ettim. Durumu anlattim. Kabul olmamis.

Evet disaridan bakinca uyuyor gibi göründüğümu biliyorum ama gercekten uyumadım.

Merak ettigim sey, ben gözlemci olarwk da görev aldim osymde. Bunu rapor edecek bir evrak ya da online form yoktu. Cok temel sorulardan olusan anket oluyordu.

Yani birinin rapor ya da sikayet etme durumu olmadigindan eminim. Kameranin ise sikayet olmadikca izlenmedigini düşünüyorum. Izlenip, denk mi geldi sizce? Bu durum nasıl olustu anlayamadim.

 

Yaklasik 4-5 yildir sigara iciyorum malesef. Bugun farkettim ki ben sigarayi gogsume kadar, cigerlere kadar cekmiyorum. Girtlakta kaliyor, ufluyorum. Boğazıma kadar cekiyorum iste.

Bu girtlak kanseri riskini artirir ama cigerler fazla tahrip olmamistir gibi nir durumu ortaya cikarir mi?

Yani öyle bir sey ki ben girtlak kanseri olmaktan daha korkarım akciger kanseri olmaktansa. Psikolojik bir sey.

Cozum sigarayı birakmak ve birakacagim insallah.

 

İstifa edildiğinde iznin karşılığında ücret mi veriyorlar? Çalıştığım kurumda 13. ayımdayım. Sanırım 14 ya da 15 gün yıllık izin hakkım var. Kullanma fırsatım olmamıştı. 1-2 ay içinde başka bir kuruma başlamış olacağım. Bu taktirde yıllık izin karşılığnda ek ücret mi yatırılır?




 

Bu hain köpeğin seçim süreci boyunca ve akabindeki gelişmelerle ilgili hiç sesi soluğu çıkmadı. Normalde bu gibi süreçlerde beddua ve militanlarını teşvik içeren konuşmaları illa ki çıkardı piyasaya.

Yine ülkemize nefret kustu da ben mi kaçırdım?


 

Duygularimizi ne sekilde acikliyor? Ozellikle sevmek, uzulmek, aci hissetmek, sevinmek vb. duygular...




 

Cocukken akran zorbaligi yasadiniz veya yasattiniz mi?

Yasatirken ki motivasyonunuz neydi? Kime ne yaptiniz? Yasadiysaniz o gunlerinizi nasil yasadiniz ve psikolojiniz nasildi? Ne yasadiniz?


 

Bir bakanlığa bağlı bir kuruma atandım. Güvenlik soruşturması da tamamlanmış ve haliyle olumlu çıkmış. Bakan imzasına kalmış iş. Bakanın geciktirmesi için bir sebebi olmaz sonuçta değil mi? Altı üstü imza çünkü. Diyelim ki normal bir zaman dilimi içinde o da imzaladı. Ne zaman başlarım göreve sizce?




 

Bilen bilir zaten maddi sıkıntı cekiyorum. Eski zamanlardan arabamdan kalma bir iki parca vardi. Onlari internetten sattim. Adam ucreti eft yapti 350. Ben de urunleri kargoya vermek icin arabaya yukledim (araban var maddi sikinti diyorsun diyecekler icin not: araba kayinpederin ama ben kullaniyotrum cocuktan dolayi). Kargo sirketinin karsi sokagina cektim arabayi.

Kargoyu verdim geldim, araba yok. Çekmişler. Park yasagi olacak bir yer degil. Tenha, ara sokak. Kapi isgali, kaldirim isgali vs de yok. 350 tl - 100 tl etti mi? Kaldı 250.

Neyse gittik iste cekici ucreti 100 kusuru odedim aldim ya arabayi. Sonra ise gececegim. Arabayi eve biraktim. Metrobuse bindim. Inince cebime baktim. Surpriiiz. 30 yaşındayım. Hayatimda bir tl bile kaybetmemis ben, 200 tl para cebimde yok. Dedim acaba arabada mi kaldi. Dondum baktim arabada da yok. Calindi demek ki cebimden. 50 de kargoya vermiştim. Kaldi bana 0 tl.

Maasa kadar idare eder beni diye sevinmisken iki saat icinde geldi gitti para. Bir lirasini bile harcayamadim. Hatta kargo ucretini bile ben odemis oldum bir noktada. Ustune trafik cezasi da gelecek daha. Yani 350 tl kazanayim derken aslinda 150-200 civarı eksiye dustum. Sansima tukureyim. Kafam allak bullak su an belki yanlis hesapliyorum.

Bugun bu yasadiklarim benim hayatimin ufacik bir ozeti. Bunu daha büyük olaylarla kurguladiginizda ortaya buyuk bir sanssizlik, kismetsizlik, aptallık cikiyor.

O parayla bir suru sey yapabilirdim mesela. Boyle gidecegine Faturalarimi yatirabilir, kizima. Ve esime hediye alabilir, sokak hayvanlarina mama alabilir, bir çocuğu sevindirebilir, guzel bir yemek yiyebilir baska baska bircok sey yapabilirdim. Hic oldu gitti iste. Normalde maddiyata önem vermem ama yokluk zamanlarda insan kiymet veriyor iste ister istemez.

Siz kendinizi nasil avuturdunuz boyle durumda? Bir diger sorum da boyle kucuk capli, olay vb seylerden hayatinin butununu tanimlamak sagliksiz bir dusunce mi? Depresyonda olabilecegimi düşünüyorum. Bu bir belirti sayilir mi?