[]

22 Eylul 2018 YOKDİL Sınavı

En erken ne zaman aciklanir sizce?




 
19 gün sonra açıklanıyor


  • empedokles  (02.10.18 12:28:37) 
cevabı net bilmiyorum ama 4 ekim çok erken. bu kadar hızlı açıklanırsa büyük şaşırırım. bana da 1 ay içinde açıklanır gibi geliyor. @lata hangi sitede gördünüz?


  • ezkaza  (02.10.18 13:45:36 ~ 13:47:23) 
[]

Boyle cekilis sonucu mu olur? (On numara)

www.millipiyango.gov.tr

Sizce de anormal degil mi numaralar?


 
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 gelme ihtimali diğer rastgele 10 sayının gelme ihtimaliyle aynı. hatta ben birkaç kere sıralı 10 sayı oynadım. Anormal gibi ama olabilir de bilemedim.


  • goodz  (01.10.18 22:25:47) 
Anormal degil. Hicbir siralamanin gelme olasiligi digerlerine kiyasla daha yuksek ya da daha dusuk degil.


  • crown  (01.10.18 22:28:15) 
@goodz +1

Sayıların sıralı gelmesiyle, karışık gelme olasılığı aynı.
  • m e b  (01.10.18 22:29:03) 
sen bi pattern gördüğün için sana garip geliyor. 1'den sonra 2'nin geldiğini bilmeyen biri için diğer karışık rakamlar kadar olası.


  • zebragibi  (01.10.18 22:45:56) 
loto çekilişi bu ya. bunun olayı anormal olması zaten


  • Delay Fuze  (01.10.18 23:44:08) 
para vermeyin hep ankara'da belirli bölgelere çıkıyor.


  • rosencruz  (01.10.18 23:52:41) 
Sonuç bu şekilde olabilir ama böyle bir bileti oynayan kişinin olması garip. Art arda işaretlemiş.


  • Lim5  (02.10.18 00:40:21) 
1-2-3
42-43-45
51-52-53-54-55
63-64
71-72-73-74

22 sayıdan biri beşli biri dörtlü biri üçlü seri olarak toplamda 12 sayının ardışık sayı çıkması bence de ilginç.


0-9 arası 3 tane
10-19 arası 0
20-29 arası 3
30-39 arası 1
40-49 arası 3
50-59 arası 5
60-69 arası 2
70-79 arası 5
  • barankovan  (02.10.18 09:03:17) 
olur
insan zihni rastgeleliği tam olarak idrak edemeyip saçma bulabiliyor
işte bir örnek: www.independent.co.uk
  • superb  (02.10.18 09:04:11 ~ 09:04:27) 
Her sayının çıkma ihtimali ne kadarsa o kadar işte, ne anormalliği olacak?

Almanya'da böyle bir loto sonucu olmuştu bir ara, basit ve sıralı bir düzene çıkmıştı sayılar. Hatta bu düzende bir sürü insan oynadığı için loto çok kişiye bölünmüş az kazandırmıştı.

Onu bulamadım ama bir benzeri var şurada ;

www.lottery24.com

Para vermeyin tabi, hep ankara'da belli bölgelere çıkıyor. Yolsuzluk yapanlar gerizekalı, hep aynı bölgeye çıkartıyor sonuçları. "Ulan anlamasınlar her seçimde farklı bir bölgeden çıkartalım" demiyorlar!
  • John Bloor  (02.10.18 09:09:21) 
önceden çekiliş görüntüleri yokken sadece sonuçlar veriliyordu. çok basit bir şekilde sistemde olmayan bir kupona ikramiyenin çıktığını ilan ediyorlardı. özellikle bu sonuçlar Antalya ve Ankara'da aynı bayilere çıkıyordu. Hatta ve hatta bu işin içinde olup sağlam para cukkalayıp yurtdışına kaçan birisi bu dümeni anlatmıştı. şu anda bile güven vermiyor şans oyunları. eskiden Türkiye çok daha güzeldi lan..


  • silah taciri  (02.10.18 09:28:26) 
[]

Spora başlama hazırlığı

Spor yapmaya başlayacağım. Aşırı derecede hamım. Öncesinde tempolu yürüyüş, vücudu tempoya alıştırdıktan sonra da koşu vb. ile bir ön hazırlık gerekir mi? Sonra da bir salona kayıt olup spora başlayayım diyorum.




 
Direk salona başla. Koşu yapma 20 dk tempolu yürüyüşle başla ve geri kalan yarım saati bacak kol omuz ağırlığına ayır ( tabii ağırlığın kg az olsun) 12x3 tekrar yapabilirsin ve bir de aynı şekilde mekik. İlk 3 gün. Çok yüklenmezsen böyle hafif bir programla, hamlığı atarsın.


  • Dylan Murphy  (28.09.18 10:32:51) 
salona yazılacaksanız ön hazırlığa gerek yok, salonda zamanla oluşur.


  • cedex  (28.09.18 10:33:08) 
agridan kaçış yok. care düzenli artan yükleme. en ufaktan başlayacaksın. spor öncesi aktif esnetme, sonrası statik esnetme. ağrıyı aza indirir ve aldığın verimi arttırır. buna
ragmen kimse de yapmaz.

  • hasmetizm 2046  (28.09.18 11:13:41) 
Direkt salona başlayabilirsin. Kardiyovasküler egzersizlerinin yanı sıra ağırlığa da başla. Normalde hiç spor bilgin yoksa tek başına serbest ağırlıklara girme, makinelerle çalış. 3 set, 10-12 tekrar işini görecektir başlangıçta.


  • sylr  (28.09.18 11:15:07) 
Ağrıdan kaçış var bu arada, doğru program ve doğru beslenme.


  • duseyazar  (28.09.18 11:15:26) 
Ön hazırlığa gerek yok. Spor olarak ne yapmayı planlıyorsun bilmiyorum ama salona yazılıp başlayabilirsin direkt. Hamlık zamanla gidecek.

Tempolu yürüyüş her türlü iyidir. Koşu yapmak kolay görünüyor ama vücut adapte olmadan paldır küldür koşmaya başlamak mutlaka sakatlığa neden olur. Koş-yürü şeklinde başlayabilirsin ama koşu jogging temposunda olmalı.

Salonda grup dersleri varsa onlarla başlamanı öneririm.

Kolay gelsin.
  • peggy  (28.09.18 16:35:36) 
[]

YÖKDİL için hafıza tazeleme

3. kez yapılmış olan YÖKDİL'den 75 almıştım. Haftasonu yine gireceğim. Şöyle bir hafıza tazeleyerek girmek istiyorum. Temel şeyleri tekrar hatırlatacak güzel bir site vs. var mı bildiğiniz?




 
+1


  • lorne malvo  (20.09.18 11:46:28) 
[]

Kredi kartindan nakit avans

Bugun cekince 15'inde olan hesap kesim tarihindemi gelir hemen, bir sonraki kesimde mi? Bugun ceksek 5 gun sonra mi oduyoruz?




 
Evet bir sonraki ekstre dönemi hangisiyse o zaman görünür. Yalnız nakit avans zaten günlük faiz işleten bir şey. Yani siz bugün çektiniz, ekstre 15’inde, siz 20’sinde ödediniz. 10 günlük faiz işler. Ekstreye bunun 5 günlüğü ve çekim ücreti yansır, kalan 15 günlük faiz bir sonraki ayın ekstresinde görünür.
Çekebilirseniz taksitli çekin o biraz daha avantajlı

  • mutlusismankedi2015  (10.09.18 16:16:05) 
[]

Tv kanalından ödeme alamamak

Meşhur bir tv kanalına 2 bölüm canlı yayın program yaptım. O dönemki genel yayın yönetmeni bana ulaşmış, program teklif etmişti. 2-3 bölüm yap, performansı görelim sözleşmeyi yapalım, fiyatta anlaşırız demişti. 2. bölüm sonunda gyy görevinden uzaklaştırıldı. Bana da ister devam et şu komik paraya istersen bırak. Çnkü zaten o gyy'nin koyduğu programlar kaldırılacaktı. Bu da sana kıyağımız olsun dediler. Kabul etmedim. Sembolik de olsa 2 bölüme ödeme yapın, bırakayım dedim. Tamam dediler. Aylarca oyaladılar. Lanet olsun dedim peşini bıraktım.

Üstünden 2-3 sene geçmiştir. Youtube'da falan görüntüler duruyor. Mahkemeye falan gitsem emsal program ücretleri üzerinden mahkeme bir ücret belirleyip, yasal gecikme faiziyle güzel bir para koparır mı bana?


 
sözleşme varsa ve parayı ödemedikleri ispatlanırsa alırsın.


  • teritori  (05.09.18 10:20:09) 
sözleşme yok malesef.


  • deveyi diken adamin ta kendisi  (05.09.18 10:21:39) 
sözleşme olmasa da verilen hizmet kanıtlarıyla ortada, mahkeme bunu "sözleşme yok babasının hayrına yapmış demek ki" diye değerlendirmeyecektir; kesinlikle bir avukat bul ve danış.


  • Bruce  (05.09.18 10:28:06 ~ 10:28:17) 
ilamsız icra takibi aç , belki uzatmaz öderler


  • jfc62  (05.10.18 22:57:42) 
[]

Ak Parti Döneminde Yapılıp İsmine Atatürk

Adı verilen bir bina, yapı, kurum, tesis vb. bir yer var mı bildiğiniz?




 
yeni açılan bir yer yok ama kapatılanları sayalım bence:(


  • suicides underground  (05.09.18 09:14:10) 
İzmir'de iki/üç yapı biliyorum. diğer şehirler muamma.


  • kanlakarisikyagmur  (05.09.18 09:14:25) 
Akm sanirim ayni isimle devam edecek


  • brkylmz  (05.09.18 09:16:07) 
Akm aynı isimle devam etse ne olur. Akm kültürünü bitirdiler. sanıyor muyuz ki eskisi gibi olacak:(


  • suicides underground  (05.09.18 09:17:16) 
daha geçenlerde bir yere verilmişti, ancak haberi bulamadım.


  • cliquot  (05.09.18 10:05:12) 
Bildiğim kadarıyla yok.
Keşke hepimizin, bütün mahallelerimizin, apartmanlarımızın, kamu binalarımızın ve caddelerimizin ön adı Mustafa Kemal ya da Atatürk olsaydı! <3 <3

  • Bu ne ya?  (05.09.18 10:14:17) 
Balıkesir Atatürk Şehir Hastanesi ben de şaşaırdım


  • syabk  (05.09.18 10:23:13) 
ben de öyle aman aman reklamlarla bangır bangır duyurulduğunu görmedim.
zaten kaç sene sonra Atatürk demişken.

  • antik depresan  (05.09.18 10:27:02) 
aydın'da atatürk kent meydanı -2014 yılı chpli belediye


  • halanne  (05.09.18 10:49:18) 
[]

Zorunlu BES'ten Çıkınca Hemen Parayı Almak

Merhaba,

Şubat işe girişliyim. Halk Emeklilik OKS ile kesinti yapılıyor. Şimdi çıksa ne tüm kesintiyi alabiliyor muyum? Aynı gün içinde paramı alabilir miyim yoksa süründürürler mi?


 
Sürünmek gibi bir durum söz konusu değil. Benim çalıştığım şirket Garanti Emeklilik ile anlaşmıştı misal. Kesintiyi maaşında gördüğün an anlaşmalı şirketi arayıp çıkmak istediğini söylüyorsun ve çıkıyorsun.

Ödemeyi geri alma konusu ise; 15 gün içinde geri yatıracaklarını söylüyorlar fakat 2 3 gün sonra yatırıyorlar. Yoğunluğu baz alarak süreyi uzun söylüyorlar sanıyorum. Ben Cuma günü aradım çıkmak için, Pazartesi günü paramı iade ettiler.
  • teoridefeminist pratiktegeysa  (31.08.18 12:02:17) 
2 aylık kesintisiz ödeme süresini geçmiş. Belli bir oranda keserler. Garantide ben iptal ettirirken internet şubesinden 2 tıkla halletmiştim işi. Ertesi gün mesai bitimine kadar paranın iade olacağı bildirimi geldi. Öyle de oldu


  • canercuxy  (31.08.18 12:44:37) 
[]

Klima neden çarpmıyor

Herkeste bir klima beni çarpıyor goygoyu var. Valla kendimi bildim bileli hep klimalı ortamdayım. Ev, araba, ofis.

Dün gece klimayı bizim 2 yaşındaki zıpır 18 dereceye almış. Öyle uyumuşuz. Üstümüz açık. Ne ona, ne bize hiçbir şey olmuyor. Daha 5-6 aylıkken arabada klimaya alıştırmıştım zaten kızımı. Şimdi sabaha kadar klima açık kaldığında en fazla üşümüş oluyoruz ama hasta falan olmuyoruz.

Sorun bizde mi, klimanın tuşuna basar basmaz kapat kapat ölürüm yoksa diyenlerde mi?

 
direkt üzerinize vuruyorsa hasta ediyor genelde.


  • elorelia  (29.08.18 08:57:01) 
Hocam 18 derecede üstünüz açık uyuduysanız ve bişey olmadıysa, ya klimada problem var ya da sizde :)

Bir iki gün bekleyin bakalım, inşallah minik üşütmemiştir.
  • John Bloor  (29.08.18 08:57:31) 
@john bloor,

bu yaz defalarca 18 derecede uyumak zorunda kaldık kızım yüzünden :) nasıl başarıyorsa o kumandayı buluyor. hadi buldu, her seferinde de 18'e ayarlıyor. çok şükür hiç hasta olmadık. inşallah yine olmayız. :)
  • deveyi diken adamin ta kendisi  (29.08.18 09:03:49) 
3 gün nezle gezdim klima yuzunden beni carpiyor yetisme ile alakali olabilir


  • basond  (29.08.18 09:09:18) 
yüz felci oldum klimadan. varın siz düşünün. bence bünye ile alakalı.


  • hononu  (29.08.18 09:18:02) 
Ben de ergenliğimde vantilatör son kademesinde direkt üstüme çevrilmiş şekilde yatardım, millet ona bile aman çarpmasın derdi. Antalya'dayım yaz başından beri klima devamlı açık evde, daha kimse hasta olmadı.

Gözlemlerime dayanarak tamamen pintilikten yapıyorlar, bunaldık diyorsun klima açıyorsun, "ya beni çarpar" la git işine dürüstçe söyle faturadan korkuyorum diye. Yoksa antalya sıcağında deli mi skti de klimasız duruyorsun...
  • kimlanbu  (29.08.18 09:19:16) 
aynı fikirdeyim ya. ofiste kimse klime açtırmıyor açınca da montla oturuyolar. ben evde klima karşısında yatıyorum. duş alıp ıslak ıslak klima karşısına yatıyorum.bi bizi çarpmıyor demek ki kardeş:)


  • suicides underground  (29.08.18 09:29:42) 
vücut direnci ve alışkanlığa ek olarak 20'li yaşlarda iken pencere ve klima/vantilatör açma'cıları ben de çok ayıpladım. şimdilerde mesela yazın yattığım oda çok sıcak olduğunda dayanamayıp pencereyi 5 dk açık bıraksam üçbuçuk atıyorum. yazın arabanın klimasını sırf çalışmayı unutup küsmesin diye çalıştırıyorum.


  • puc  (29.08.18 09:49:41) 
bu biraz vücut alışkanlığı ve biraz da yetiştirme ile alakalı bence.
eğer çocukluğunuzdan beri bu durumlara alışıksanız çarpmaz.
ha yok bir damla terlediğinizde bile atletiniz değiştirildiyse çocukken vücudun direnci düşük olabilir. tabi bununla beraber, beslenme gibi etmenler de önemlidir (alerjik durumları saymıyorum).

mesela ofiste odamda balık koy bozulmaz, öyle soğuk içerisi şu an. ama girenlerin bir kısmı donuyor, bir kısmı ise sırf rahatlamaya özel olarak geliyor.
  • teritori  (29.08.18 09:54:47) 
son 1-2 seneye kadar beni de gram etkilemezdi. özellikle bu yaz birkaç kez klimanın beni etkiledini net şekilde hissettim.

bünyeye göre değişiyor etkileri.
  • washe  (29.08.18 09:58:56) 
Yetiştirilme tarzı. Ben de klimanın altına geçip uyurum yıllardır. Bir bok da olmaz. 18 yaşında da değilim. 30 oluyorum gelecek ay.

Geçen duyuru açmışlardır ya toplu taşımalar yazin çok soğuk oluyor diye. Yetiştirilme tarzı işte. Yazın çocuklar akşamlar iki kat giysi ile dışarı çıkarılıyor. Sonra bu çocuklar neden hep hasta? Anneleri babaları hasta hasta büyüyüp sonra kendileri de aynı hatayı yapıyorlar, yine 40 kat giysi ile sokağa çıkarılan zayıf bünyeli çocukları oluyor.
  • Traveller  (29.08.18 10:04:49) 
sanırım klimanın yönü ile de alakalı. eski işimde de klima tam arkamdaydı ve her seferinde boynum tutulurdu. şimdiki işyerimde de arkamda klima ama çarpmıyor. direkt sırtıma boynuma çarpsa rahatsız ederdi.


  • damla sakızlı dondurma  (29.08.18 10:06:34) 
Ben de çarpılmayanlardanım. Yaşla da alakası yok bunun bence.

Bu klima çarpar olayında çarpan bence soğukluğun kendisi değil. Klimanın pis havayı ortama vermesi bence asıl hasta eden. 18 derecede uyuyup hasta olmak garip geliyor bana. 2-3 derece değil yahu, 18 derece. Oda sıcaklığı için 21 derece denmez mi zaten?

Bünyeyle de alakalı galiba gerçekten. İnsanlar üşümeye alıştırılıyor çocuklukta, ben de böyle düşünüyorum.
  • windowsguvenlikduvari  (29.08.18 10:11:56) 
beni çarpıyor valla, önünde oturmasam bile hep bi çok hafif nezle geçiriyorum.(bakımsız klima olmalarından olabilir)


  • neverlose  (29.08.18 10:40:29) 
[]

Ertesi gün hapının zararları

Prezervatif yırtılmış ama uçtan değil, en dış kısmından. Bence hiçbir risk yoktu ama eşim bazı sağlık sorunlarının ikinci bir gebeliğe engel teşkil etmesinden dolayı haklı olarak panik oldu ve Ella isimli ilaçtan kullanmak istedi. 19 aylık çocuğumuz var, hala emiyor. İlacı alınca emziremeyecek de.

Herneyse ilacı aldı. Eşimin sağlığına uzun vadede zarar verir mi? Ayrıca doğurganlığına, olası bir ikinci çocuğa vs. etkileri olur mu? Hepsinden önemlisi ise eşim tabii ki. Ona bir zarar gelsin istemiyorum.


 
Geçmiş olsun. Emzirmeye etkisi konusunda bir bilgim yok ancam yılda 1 defa kullanımında risk minimal düzeydeydi en son araştırdığımda. 3 ve sonrasında kısırlık gibi sağlık sorunları ve hormonal dengesizlikler ortaya çıkıyordu. Yavrunuz büyüyünce doğum kontrol hapı kullanmayı düşünebilirsiniz.


  • farabi  (28.08.18 08:39:08) 
sütünü sağıp atması gerek diye biliyorum.

tek bir ellanın uzun vadede zararı olacağını sanmıyorum.
  • elorelia  (28.08.18 09:45:20) 
doktorunuza sorsaniz bunu daha iyi olmaz mi. biz ne desek burdan bos.


  • crucio  (28.08.18 13:32:26) 
[]

Mavi Yakalılar neden böyle?

İnsan ayrımı yapacak biri değilim. Anlatacaklarım da şahsi değil, genel anlamda bazı davranışların belli bir grupta yaygın görülmesiyle alakalı.

Çalıştığım yerde mavi yakalıların bazı hareketlerini çok anlamsız ve garip buluyorum. Örneğin yemek esnasında neyi ne kadar daha fazla alabilirim derdindeler devamlı (beden gücüyle iş yaptıklarından çok acıkıp porsiyonu fazla almaları değil olay).

Mesela o gün çorbayı beğenmeyip almadıysa, tüketmeyecek bile olsa tatlıdan ya da meyveden iki tane alıyorlar. Yemekhane saatinin bitimine yakın kalan meşrubat, meyve, tatlı vb. şeyleri (tabaklarında kalanı değil, dağıtımda olanları) hızlı hızlı hareketle paketleyip eve götürmeye çalışıyorlar. Şimdi kıt kanaat geçiniyorlar, eve üç beş parça fazla bir şeyi götürmek istemeleri normal demeyin, çok iyi maaş aldıkları bir yer burası.

Mesela Ramazan ayında oruçlu oldukları için yemek yiyemeseler bile kartlarını okutup paketli ürün, meşrubat ne varsa günlük kart istihkakı kadar poşetleyip götürüyorlar. Mesela o vakitler ne oldu? Ben ilaç kullandığım için oruç tutamıyordum. Yemekhaneye her gittiğimde poşetli ekmek, meyvesuyu kalmıyordu. Çünkü o gün yemek yeseler 1 adet meyvesuyu alabilecekken, yemek yemedikleri için kişi başı 4-5 adet alabiliyorlardı.

Akşam işten bir sebeple 5 dk geç çıktılarsa, ertesi gün muhakkak 5 dk geç geliyorlar. Fakat bu kurum işiniz olduğunda, hatta yorgun olduğunuzda sırf daha mutlu hissedin diye karşılıksız izin veren, cidden her konuda yardımcı olan bir kurum. Neden hep alacaklı gibi davranmaya çalışıyorlar? Neden hep ne koparırsam kardır mantığıyla yaklaşıyorlar.

Temizlik ürünlerinin dibinde kalanları kola şişelerine doldurup evlerine götürüyorlar. Cidden maddi imkansızlıktan falan değil. Altlarında arabaları, kiminin aileden evi, ceplerinde üst model cep telefonları var gayet de.

Yemek yerken aşırı hızlı yiyorlar. İkinci tabağı istemek bence ayıp değil. Tabağınızı normal alın, doymazsanız ikinciyi alın. Ama yok, o tabaktan taşıp, yerlere düşecek kadar dolduruyorlar. Açık büfe salata kısmında canlarının çektiği ürünlerden değil, sırf bedava diye her birinden tepeleme tepeleme dolduruyorlar. Mecburen iki tepsiyle falan geliyorlar masaya. Yani çok acayip. Bir şey bedava diye illa tüketilmek zorunda mı?

 
(bkz: açlık)
(bkz: görmemişlik)
(bkz: garibanlık)
(bkz: yokluk)
(bkz: ezilmişlik)

mavi yakayla çalışıp bu kavramlara uzak olmak enteresan, biraz daha iyi gözlemle bence onları. mavi yaka dediğimiz kesim toplumun çoğunluğunu oluşturuyor, onları tanımak içinde bulunduğun toplumu da tanımak demek; ufkunu daha da açar.
  • Bruce  (28.08.18 08:32:54 ~ 08:37:01) 
adamların haklı olduğu tek husus, 5 dk geç çıkmışlarsa 5 dk geç gelmeleri sanırım. adamların yarattığı artı değer zaten kat kat fazla. o yüzden bu normal olanı aslında.

olayı mavi yakaya indirmişsin ama seni şöyle bir her şey dahil otele alayım. bak bakalım insanlar nasıl yemek alıp yiyorlar. işyerinde salata barda takılan berkecan nasıl tepeleme dolduruyor, ay ben çok yiyemem diyen pelinsu nasıl da götürüyor yemekleri aklın şaşar. beyaz yakalılar birbirinden utandığı için böyle davranmıyor ama mavi yakada bu utanılacak değil övünç duyulacak şey.

yemeği hızlı ve çok yemesi tamamen beden yoğun iş olması nedeniyle. eskiden patronlar çalışan seçerken hızlı yiyeni seçermiş zaten.
ha yiyeceği kadar insan gibi alsalar daha iyi tabi ama dediğim gibi herhangi bir herşey dahil otelde de benzer manzaraları görebilirsin. sadece oteldeki kitle hızlı yemiyor.
  • hosein  (28.08.18 08:45:46) 
Ben de Kazak bir iş arkadaşımda görmustum. Evinde örneğin tuvalet kağıdı bitince iş yerinin tuvaletine gidip tuvaletten yarışı kullanılmış bir top alıp evine götürüyordu. Bir de gurur duyuyordu bu yaptığıyla.


  • Traveller  (28.08.18 08:54:36) 
Benim iş yerimde de mavi yaka çalışanlar var. Bahsettiğiniz davranışların bir tekini bile görmedim.
Sizin şirkette 'gelenek' olmuştur belki bu tarz şeyler. Mesela Ramazan ayında birkaç kişi fazla fazla içecek aldıysa diğerleri "Ben enayi miyim?" diye düşünmüştür. Bizim toplumumuzda böyle bir anlayış var nedense.

  • auroraaurora  (28.08.18 08:56:33) 
Fakirlik içine işlemiş demek ki, mavi yaka olmayıp böyle olana da bizzat rastladigim oldu. İyi kazanmak bunu telafi etmez, bir de tek tek bilmek mümkün değil ama işin borç kısmı da olabilir, iyi maaşları ama yarısını ev kredisi çocuğunun yurt okul parasına falan vermeleri sozkonusuysa sonuç yine böyle oluyor olabilir.


  • dafaisss  (28.08.18 09:06:57) 
Mavi yaka, rus vs ayrımına girmek yerine aç gözlü insanlar diyelim. Bedava olan birşeyden daha fazla alabilecekken eksik almayı enayilik olarak algılıyorlar. Bu zihniyet aslında herkesin aleyhine işliyor. Çünkü ben işletme olsam herkes kaliteli gıda yesin isterim, ama yarısı çöpe gidip israf olacaksa en ucuz en dandik ne varsa onu koyarım. Devletin, belediyelerin, firmaların bedava veya sınırlamasız verebileceği birçok hizmet vs. var ama bunlar gerçekleşemiyor, çünkü kötüye kullanım olacağı biliniyor. Hep birlikte kaybediyoruz.


  • mikro patlama  (28.08.18 09:07:10) 
neresiymiş orası ya ben de gelip çalışayım.
ne kadar kazandıkları ve işyerinin bonkör olması mevzu değil. açgözlü olmalarından kaynaklanıyor.

  • orijinal nick bulamadim  (28.08.18 09:59:00) 
Merak ettim ne kadar maaş alıyorlar? Bunun cevabı öyle 6-7 bin tl değilse hiç de öyle aç değiller demeyin. Gayet de açlardır. Telefona arabaya bakma sen borçtan kafayı kaldıramaz gariban takımı aldıklarından sonra. Tasarruf her şeydir.

Ayrıca üç kuruşluk yiyecek içecek için gelip başlık açıyorsun. Bırak çalışsın, yesin, evine de götürsün. 5 dk geç çıkmasın, çıkarsa da geç gelsin.

Bizde giriş çıkış flexible sistem var mesela. Biriken + dakikalar 8 saati bulunca izin yapıyorsun bir gün. Olması gereken de bu zaten.
  • bos gezenin bos ustasi  (28.08.18 10:03:06) 
Bazı yazdıkların şaşırtmasa da bazıları bildiğin suç.
Temizlik ürünlerinin kalanını eve götürmek bildiğin hırsızlık. Ramazan'da bir çok işyeri oruç tutmayanların maaşına ek olarak yemek miktarını ekliyor. Bunu alıp bir de üzerine meyve suyu alıyorlarsa bu da bildiğin hırsızlık.

5 dakika konusunda iş yeri ile mutabakat varsa normal. Yoksa fazladan çalıştığı 5 dakika için mesai talep etmeli, kafasına göre geç gelmek olmaz.

Fazla yemek alıp bunu yiyip bitiriyorsa diyecek bir şey yok. Bedenen çalışan insanlardan bahsediyoruz. Ama "nasıl olsa bedava" kafasıyla alıp yarısı yenmeden çöpe gidiyorsa bu hem terbiyesizlik hem de sorumsuzluk.
Millet olarak çok israfçıyız.

Benzer şeyler beyaz yakalılarda da oluyor. Bu zihniyet ve kültür. Evde doğalgaz faturası çok gelmesin diye kombiyi yakmıyorlar, iş yerinde bütün ısıtıcıları kökleyip, sıcak diye pencere açıyorlar, akşam da öyle bırakıp gidiyorlar.

İşletmenin de uyarabileceği yerler olabilir diye düşünüyorum sizin durumunuzda. Örneğin kişi başı alınabilecek mevye suyu sınırı gibi. daha da doğrusu yiyeceklerin yemekhane dışına çıkarılmaması olabilir. Eğer gerçekten 4-5 tane içecekse içsin, ama eve götürmek ayrı bir hırsızlık bana kalırsa.

Benim gözümde hırsızlığın küçüğü büyüğü olmaz. Devlet yönetimindeki adamın gücü milyonları götürmeye yetiyor, başkasınınki mevye suyu çalıyor. O adam devlet yöneticisi olsa o da milyonlar götürecek.
  • burfak  (28.08.18 10:48:32) 
İyi de bu kokuşmuşlar her yerde.
Ufak hesaplar peşindeler. Asla iyi bir hayat sahibi olamayacak insanlar.
Sürekli tırmalayacak ancak başaramayacaklar.

Bu insanlardan uzak dur. Ellerine geçen ilk fırsatta arkadaşlarını bile satar ufacık menfaat için
  • bana her yer cehennem  (28.08.18 11:16:49) 
Sırf buma cevap yazmak için login oldum.

Tamamen sürü psikolojisi. İlk önce biri bunu yapmıştır, diğeri de neden ben yapmıyorum diyerek devam etmiştir. Ta ki bir gün biri onları uyarana kadar yapacaklar. Hatta başka iş yerine giderlerse orda da yapmaya başlayıp diğerleri yapmıyorsa onun da yapmasını sağlayacaklar
  • buzutku  (29.08.18 05:35:20) 
[]

Madeni Euro'nın yarı fiyatına bozdurulması

İstinye Park'taki döviz bürosunda 5 euro bozduracaktım. Her biri birer euro. Yalnız bunlar 3.20 tl'den bozuluyor dediler. Bizlik bir şey değil her yerde aynı dediler. Kazıklandım mı?


Edit: Fişi duruyor. Şikayet edeyim mi? Nereye şikayet edilir?

 
Geçmiş olsun.


  • himmet dayi  (28.08.18 08:20:32) 
Madeni paraları hep yarı fiyatına bozuyorlar. Hiçbir döviz bürosu gerçek değerinden bozmaz. Yani madeni 1 euroyu 7 TL'ye bozamazsınız. Paranın değeri neyse o diye birşey yok.

Kolayca elden çıkarılamayacak paralar her zaman düşük değerden alınır. Şu anda 1 TL = 16 Sırp Dinarı ama gidip Sırbistan'da TL verseniz en fazla 10-12 dinar alabilirsiniz. Çünkü TL kolayca çevrilemiyor. Aynısı madeni euro için de geçerli.
  • neyehbe  (28.08.18 09:58:18) 
[]

Bugün İstanbul'da ne kadar çok çevirme vardı?

30 dakikalik yolculukta 4 kere gbt bakildi.

Levent-Kavacik-Levent-İstinye yolculugumda oldu bu. Baska baska yerlerde de hem trafik hem asayiş cevirmesi vardi, onlar da cevirmedi Allah'tan. Dikkatinizi cekti mi bu durum?


 
polenezköye giderken vardı, normal bence.


  • imelih  (24.08.18 02:28:00) 
İstanbul da çok fazla terörist var, bence az bile


  • kleider  (24.08.18 03:57:11) 
[]

Trakya'da cadir kurulacak yer

Merhaba.

Cadirimiz, valizimiz hazir. 2 yas cocuk ve eşimle ben Trakya'ya dogru yola cikacagiz İstanbul'dan. Nereye gideceğimize karar veremedik. İgneada'ya doğru yola cikim buluruz bir yer diye dusundum ama tam guneyinden geliboluya dogru da gidebiliriz, tekirdaga dogru da.

Mumkunse denize sifir nerede cadir kurabiliriz? Her imkana yakinsa tesise gerek yok. Yoksa tesis bakacagiz.

 
kastro ve panayır iskelesi olabilir. resimlerine bakabilirsiniz öncesinde, fikir edinirsiniz.

edit: erikli & şarköy.
  • rahip janick  (20.08.18 00:39:23 ~ 00:43:30) 
iğneada'ya gitmeyin diye tavsiyede bulunabilirim. İmkanları zayıf çocukla sıkıntı olur.


  • goodman  (20.08.18 01:27:43) 
İğneada&Kıyıköy görmüş birisi olarak direk Gökçetepe Tabiat parkı diyorum, en sağlıklı tesisin orası olduğunu söylüyorlar.

*2 Yaşında çocuk ile bu aksiyona girdiğin için ayrıca tebrik ederim. Şimdiden mutlu tatiller :)
  • oligomer  (20.08.18 09:22:51) 
gökçetepe +1 ama kamp alanının denizi taşlık. o yüzden deniz ayakkabısı almak lazım. 2 yaş çocukla zor olabilir.

iğneada & kıyıköy karadeniz olduğu için çok dalgalı ve denizinden keyif alır mısınız çocukla bilmiyorum ama doğası çok güzel.

bence erikli'yi deneyin ama tabii ki bayram ve çok çok doludur. enez de güzeldir ama kamp kurulacak kamp alanı göremedim hiç. yıllardır giderim.
  • duyond  (20.08.18 11:14:30) 
Erikli taraflarına bir +1 de ben koyuyorum.
Geçen haftalarda oraya yakın Uzunkum diye bir plajda kamp yaptık 2 gün. Neredeyse sadece etraftaki halkın geldiği, epey sakin ve sessiz bir yerdi. İncelemenizi öneririm.

  • Rochefort  (20.08.18 16:00:52 ~ 16:01:08) 
[]

Şarkı soruyorum hemen silicem

Geçen akşam radyoda bir şarkı duydum. Bir kadın şarkıcının. Yeni bir şarkı galiba ki ilk defa duydum.

Böyle amerikan filmlerinde güzel bir amerikan arabasıyla ağır ağır ilerleyen bir araba görüntüsü olur gece, o tarz bir müzik. Yemin ederim tarif edebileceğim tek şey bu. Şarkı Türkçe.

O çalarken, çok güzel bir kadın, çok güzel bir amerikan arabasında ağır ağır seyrediyordu zten. Kendimi film içerisinde hissettim.

Şarkı sözlerine dair hatırlayabildiğim tek şey "sokağa çıktım, kimseler yoktu" vb. şeyler. Bu bile yanlış olabilir.

 
Azıcık daha ıkınsan şarkının resmini çizeceksin.

Bence sözleri yanlış hatırlıyorsun. Ha gayret.
  • kablelvuku  (16.08.18 11:30:16) 
hangi radyoda olduğunu hatırlayıp belki bulabilirsin çünkü radyolarda hemen hemen aynı şarkılar çalıyor.


  • syd barrett in kedisi  (16.08.18 17:30:20) 
[]

Windows 10 stickerında ürün anahtarım yok

Arkadaşlar merhaba.

Elimde Asus X555Y modeli bir laptop var. Win10 ile fecaat durumda. Ben buna Ubuntu yükleyeceğim. Muhtemelen recovery bölümünü falan da sileceğim. Tekrar win10'a dönmek istediğimde Microsoft'tan iso dosyasını indirir, kurar ve ürün anahtarımı girerim diye düşünüyordum ama cihazda OEM Win 10 olmasına ve stickerının da cihazın altında olmasına rağmen ürün anahtarı yazmıyor.

Böyle bir durum yaşarsam nasıl kurtulurum?

 
donanım olarak otomatik tanıyor şu an üstünde olan aynı versiyon win10 kurduğunda aktivasyon otomatik olacak. üst versiyon kurarsan ürün anahtarı lazım olur.


  • Sir Anthony Hopkins  (16.08.18 10:55:49) 
pilin altına baktınız mı?


  • inheritance  (16.08.18 11:12:37) 
hocam

su anki versiyona bak home mu pro mu diye
yeni kuracagin zaman onu sec otomatik aktif edyiro.

al bi ssd
kur windows 10
  • kingcyrax  (16.08.18 11:47:55) 
Windows etkinleştirmezse telefonla microsoft'u arayıp sorunu çözebilirsiniz.

Aynı durum geçenlerde başıma geldi, bu şekilde hallettim.
  • teknikekip  (16.08.18 12:50:39) 
[]

Video kesme biçme

Bir tv programının kaydı var elimde. Orada sadece bir konuşmacının konuştuğu kısımları alarak tek bir video oluşturmam lazım. bunu en pratik yaptırtacak ücretsiz bir yazılıma ihtiyacım var.

Platform: Öncelikli olarak MacOs, yoksa windows. Ücretsiz olması şart.


 
macos quicktime bile yapıyor trim işlemini aslında. azıcık sequencer göresim var derseniz imovie var, adam olun ulan diye bağırırsanız da final cut pro x var.
(ücretsizi sonradan gördüm tabi, imovie bi şansınızı deneyin açık olabiliyor aldığınız versiyona göre app store'da finalcut için aynı şeyi diyemicem tabi)

beleş olduğunu iddia eden bu var fakat salakça yöntemlerle commercial kullanmayacağınızı ispatlamanızı isteyebiliyor bazı bazı ilk videoyu bitirene kadar saçmalamaz ama muhtemelen

www.nchsoftware.com
  • hedep  (15.08.18 18:54:09 ~ 19:17:15) 
[]

Bunaldiginizda kacip yanina gidip

Dinlediginiz, gormus gecirmis, ve hatta ozellikle felegin cemberinden gecmis, eski bickin delikanlilardan, simdi kendine dervis hayati yasayan vb bir buyugunuz, tanidiginiz var mi? Ya da gidip konusturup dinledikçe rahatladiginiz bir buyugunuz.

Benim bir abim var boyle. Zamanin hizli kabadayilarindan. Sonra elini etegini cekmis. Simdi bir cafenin bas garsonu gibi ama oranin sahibi gibi bir abi. Cok bunalinca kacar giderim onun yanina geceyarisi. Zaten orada konakliyor. Mekan da bogazin dibi. Yerim, icerim, anlatir sabaha kadar dinlerim. Dertlesmeye gittim günler hesap da almaz.

Onu dinleyince acayip hafiflemis, dinginlesmis, resmen olgunlasmis cikarkm yanindan.

 
lisedeyken deli yürek izlerdim, büyük fanıydım. hep bir kuşcum olsun istedim olmadı. iyiki de olmamış, boş boş muhabbetler amk. para kazanmaya yönetici olmaya bak kanka. duygusal geçişlere çok takılma, spor filan yap. hadi selametle.


  • omembo  (15.08.18 01:24:40) 
@omembo, zor girdiğim modu yiktin, eyledin viran. Zaten hep senin kafandayim ben :) az huzurlandim, gitti.


  • deveyi diken adamin ta kendisi  (15.08.18 01:27:40) 
Yıllar önce çok ihtiyaç duyduğum, olsa dediğim bi insan modeli bu. Ama olmayınca olmuyor. Bazıları kendi kendine yol göstermek zorunda.


  • everything has changed  (15.08.18 05:48:54) 
Onembonun dediği maddiyatçı yol yol değil ölümlü dünyada. Onun dedigi yasam hayvandan bile kötü. Senin dedigine gelirsek Okuyarak da bunu yaparsın internet çagındayiz illa kuscu bukmaya gerek yok


  • her gece aç  (15.08.18 06:53:09) 
Dertleşmeye gittiğim arkadaşlarım var ama dizilerin balıkçı, kuşçu karakterleri gibi uzaklara bakıp felsefik kaflar ederse ya da Sıcak Saatler Cehennem Cevdet misali “Martılar Sedat. Martılar ne kadar özgürler. Oysa aşk... Aşk özgür mü dersin?” gibi şairane şairane şeyler söyleyen biri olursa beni gülme tutar zaten. Kadın olmakla ilgisi de olabilir. Bizim aşırı gerçekçi, baskın karakterli bir komşu teyzemiz vardı. O ara ara bizimle konuşurdu. “Kızım, her erkek bir babandır. Evlenince bir iki sene içinde baban ne yapıyorsa aynısını o da yapacak” gibi tavsiyeler verirdi. O tavsiyesinden sonra zaten “Anam anam” deyip birkaç sene kimseyle beraber olmamıştım, kime baksam donla televizyon izlerken “Yemek olmadı mı” diyen bir ses hayal ettim. Yarardan çok zarar bir teyzeydi.


  • aychovsky  (15.08.18 06:54:59) 
Benim gidebileceğim biri var. Fakat durum "feleğin çemberinden geçmiş, 5 leşi var" tipi değil. Benden büyük olduğu için ve her şeye objektif yaklaşamadığım için bana yol gösteren biri.

Onun dışında aynı şekilde birkaç arkadaşım var, küçükler benden. Ne zaman moralleri bozuk olsa "tepeye gidelim mi?" derler. Gelirler konuşurum konuşurum giderler. Bence olay yaşta.
  • kablelvuku  (15.08.18 07:31:47) 
Yok.


  • Amaranta ursula  (15.08.18 08:56:08) 
Yok. Insanlara danismayi pek sevmeyen bir yapim var zaten. Oyle birine ihtiyac duymuyorum. Derdim sikintim oldugunda yakin arkadaslarima anlatirim zaten. Filmlerdeki karateci cocugun hocasi gibi gidip dert yandigim akil danistigim biri yok, kendime danisirim.


  • stavro  (15.08.18 09:03:33 ~ 09:05:22) 
yok, bi ara para verip aliyordum bu hizmeti (psikiyatrist), o da bana kilit sorular sorup kendi kendime dusunduruyordu.


  • orange coffee  (15.08.18 09:30:07) 
etrafımda hiç öyle 90'lardan kalma türk dizisi karakteri yok, olsun da istemem. o ne lan öyle? kusura bakma ama baya low şeyler. çok bunalırsam giderim en yakın arkadaşımla konuşurum, onunla da melankoli yapmam. sorunu nasıl çözeceğimiz üzerine konuşuruz. şu hayatta en tiksindiğim şey boş boş dert dinlemek/dert anlatmak.


  • sir gawain  (15.08.18 11:22:01 ~ 11:24:38) 
[]

Öyle bir youtube video indiricisi lazım ki

Merhabalar,

Bana öyle bir youtube video indiricisi lazım ki;

1- 4 saatlik bir videonun şu şu dakika aralığını, bu bu dakika aralığını, o bu dakika aralığını yazdığımda sadece oraları kessin, arka arkaya birleştirsin ve indirsin

Ya da:

2- 4 saatlik bir videoda sadece belirttiğim dakika aralığını indirsin. Ben hepsini birleştiririm.


Var mı böyle bir şey?

 
ytcropper.com

sen birleştirirsin. Bu dakika aralığını indirir.
  • goodman  (14.08.18 10:57:19) 
[]

İstanbul'da gece ne yapayım

Esimle tartistim, kafam cok bozuk. Carptim kapiyi ciktim. Az sonra maaşım hesabima gececek.

Nerede kalayim, ne yapayım, ufak bir kulusturum var icinde mi sabahlayayim? Gidip bir otelde mi kalayim? Ya da icime çok dert oldu bazi şeyler, kafami bosaltmak icin ne yapayim?

Onu cok seviyorum aslinda ya.

Not: bunu hic yapmamistim. Cikar kafa dağıtır donerdim. Ama bu sefer boyle yapmam gerekiyor bazi seylerin degismesi icin. Eve dön demeyin lutfen.


Edit: Maaşı karıştırmamın nedeni, güzel bir otel vb. olursa bütçem olacak anlamındaydı :)

Maaş yatmadı, ben arabada uyumuşum. Sabah her yerim tutulmuş olarak uyanıp işe geldim.

 
Geceye ak.


  • gölgede aynı  (10.08.18 01:51:35) 
Maaşı niye karıştırdın şimdi anlamadım. 4 tekerlek de var atla dolaş biraz kafanı dağıt. Güven meselesi sarsıntıya gelmez kalma bu gece bir yerde. Bak ne güzel çok seviyorum falan demişsin suçluluk duygusu değildir diye düşünüyorum. şu anda bulunduğun auradan bi çık, sonra sakin sakin konuşursunuz. Ya da yeşillendir konuşalım biraz.


  • Hendrix'e tapan adam  (10.08.18 01:58:29) 
oteli boşver. sabaha kadar gez arabanla. yol rahatlatır. bakarsın eve dönesin gelir.

otel seni daha da boğar. yalnız hissettirir.
  • Delay Fuze  (10.08.18 02:02:17 ~ 02:02:45) 
git bogaza tas at


  • seljax  (10.08.18 02:05:44) 
Deniz kenarına git, bir nefes al, ağırdan bir iki bira yuvarla, sonra da arabanın içinde takıl. (Sakın alkollüyken araç kullanma) ;)


  • dougsampson  (10.08.18 02:07:24) 
Sakın otele gitme. Adama öyle bir kasvet çöküyor ki anlatamam. Gez yol yap. Etrafı izle. Çorba iç.


  • paudi  (10.08.18 02:16:04) 
Değişim istiyorsan kapıyı vurup gitme. İyice sakinleşince tekrar konuşmayı deneyin. Farklı odalarda da sakinleşebilirdiniz aslında. Kimbilir kadın seni nasıl merak ediyordur.


  • for day to break  (10.08.18 09:26:09) 
[]

Mucizelere inanıyor musunuz?

Mesela içine düştüğünüz herhangi bir kötü durumdan hiç beklemediğiniz birinin çekip sizi çıkarma ihtimaline?

Tükendim de biraz...


 
içine düştüğüm herhangi bir kötü durumdan hiç beklemediğim birinin çekip çıkarma ihtimaline inanırım. Kötü giden her durumun bir anda çözülme ihtimaline inanırım yani genel olarak. adı mucize olmak zorunda değil. her an her şey olabilir zaten.


  • aquarium  (09.08.18 13:00:21) 
Peki bu kötü durum coooook uzun surse bile bu ihtimal gecerli olabilir mi @aquarium ?


  • deveyi diken adamin ta kendisi  (09.08.18 13:09:57) 
@aquarium +1 hayat bu tarz sürprizler ile dolu ama görmesini bilene.


  • tabirimekruh  (09.08.18 13:11:17) 
birinin çekip çıkarmasını beklersen hata edersin zaten. çooook uzun sürse bile geçerli evet. asla düzelmeyecek ne olabilir ki


  • aquarium  (09.08.18 13:25:38) 
Ben böyle durumlarda dünya tarihine bakarım ve savaşlarda yıkılmış avrupanın ve japonya'nın dirilişini düşünürüm. O nedenle evet umut hep vardır. İster ülke ol ister insan...


  • ovungec zeus  (09.08.18 21:21:06) 
bahsettiğin şey mucize değil.

mucizelere inanırım.
  • ya ben lan neyse  (09.08.18 21:30:36) 
[]

Çok mu komik yani?

www.youtube.com

Bir insanın müziğinin farkında olmadan dışarı yayılması bu kadar komik bir şey mi ki insanlar gevrek gevrek gülüyor? Neden bu kadar herşeye gülüyoruz?


 
Kulaklığın takılmamasına değil de bence cool görünümlü bitakım heriflerin İsmail Yk falan gibi saçma şarkılar dinliyor olmasına gülüyolar.


  • buff  (30.07.18 10:16:49) 
videoda gülmeyi etkileyen birkaç şey var. birincisi dinlenen şarkı, ikincisi de sesin dışarı çıkıp bunun farkına varmıyor oluşu, üçüncüsü hal ve hareketler. mizah anlayışı herkese göre değişir. ben öyle katıla katıla gülmezdim ama sonuç olarak gülüncüme gidecek bir durum.


  • burty  (30.07.18 10:17:26 ~ 10:18:01) 
Buff +1 valla öyle kafeye gelip müzik dinleyip kitap okuyorum modundaki adam böyle şarkılar dinlese ben de gülerim o an


  • pastörizesüt  (30.07.18 10:20:12) 
yabancı bir youtuber yapıyordu bunu. kütüphanede barbie girl, call me maybe falan dinliyordu. birebir aynısını kopyalamış eleman.


  • sir gawain  (30.07.18 10:23:36 ~ 10:25:53) 
Evet, komik. Dusununce birinin ayagi takilip dusmesi de komik olmamasi gerekiyor ama gorunce komik geliyor.
Bu olay da gayet komik videodaki.

  • stavro  (30.07.18 10:24:06) 
gülmek güzel bir şey, olay da gayet de komik :)


  • altinci nesil caylak  (30.07.18 10:50:19) 
Yarılarak güldüm aşırı komik. Gerçekte de olsa önce yarılır sonra adama haber verirdim


  • taktikmaktikyokbambambam  (30.07.18 11:03:24) 
Ahahah İsmail YK kısmında ben de güldüm valla, ciddi ciddi kitap okurken ismail yk 90-60-90 dinleyen bir adam.


  • peggy  (30.07.18 12:11:04) 
[]

Devletten arazi alınamıyor mu?

İlla gidip bir arazi sahibinden mi almak zorunluluğu var? Bazen düşünüyorum, yol boyunca her taraf uçsuz bucaksız arazi. Benim bir mezar yerim bile yok. Yani zamanında, çok eskiden toprak sahibi olmuş kişiler şanslı bir azınlık ve şu an kendine ait bir toprak, bir evi olanlar illa bu azınlıktan veya torunlarından almak zorunda mı? Bir kere toprak aldılar diye onlar adeta devlet gibi toprak sahibi olup, ayrıca da istemese satmayacak imtiyazına mı sahipler? Yani ben neden birine kira ödemek zorundayım ayrıca? Atam dedem kan dökmüş bu toprakları almak ya da elimizde tutmak için. Gidip bir çadır kursan başına yıkarlar.

Hiçbir değerlenme potansiyeli olmayan, izbe bir toprağı bile olsa gidip devlete müracaat edip, değerini belirle neyse parası ödeyip alayım diyemez miyim?

İnanın kaç kmkarelik memlekette bir mezar yeri kadar toprağımın olmaması ağırıma gidiyor.

 
Akil yurutmende soyle sikintilar var:
1) Bu topraklar 2000 yildir yogun yerlesim goruyor. 2000 yildir yogun tarimsal aktivite var. Arazilerin sahiplenmis olmasi ve birilerine intikal ediyor olmasi gayet dogal. Atalarinin devlet icin savasmis olmasi seni bu konuda imtiyaz sahibi yapmaz. Toprak sahiplerinin de atalari savasmis olabilir.
2) Devletin dusundugun kadar cok topragi yok. O yol boyunca gordugun ucsuz bucaksiz arazilerin cogu sahipli. (Tapu Genel Mudurlugu uygulamasini indir, haritada bak, "tarla" statusunde olan her yer sahiplidir. Devletin elindeki buyuk araziler "orman arazisi" ya da "meralik" statusunde alanlar. Oralarin zaten satilmamasi lazim. SIT alanlari bile parsel parsel tapulu. Yani bos gordugun yerler de zamaninda ozel mulkiyete gecmis, x,y,z nedenle bos duruyorlar.
3) Son olarak: mezarinin yerine sahip olmayi gercekten onemsiyor musun? :) Eger cok meshur, topluma mal olmus biri degilsen, 100 yil sonra mezarinin yerini bilen kimse kalmayacagini biliyorsun, degil mi? Mesela 1918'de olen dedemizin mezarini bilmedigimiz gibi?
  • ebabil curnatasi  (23.07.18 09:34:38) 
Hazine arazilerinde tarım yapacaksan uygun koşulları sağlarsan devlet toprak veriyor sana.

İçine de gömdüdürürsün kendini.
  • bir ileti paylastim  (23.07.18 09:59:08) 
Devletin tarım teşvikleri oluyor.Bazı teşviklerde devlete ait orman arazisini kiralayıp ceviz ekebiliyorsun örneğin.

Bu arada konut kiralamanın aksine tarla kiralama ücretleri çok düşüktür.Sahibinden de kiralasan fazla zorlamaz
  • turkuaz  (23.07.18 10:09:15) 
seninle bizim köyün mezarlığına gidip sana yer ayıralım bu mevzu ağırına gidiyorsa. sıkıntı olmaz.


  • zgrydn  (23.07.18 12:13:55) 
[]

Pratik Olanı Değil Etik Olanı Seçtim Ama

İşimde kusursuz ilerleyen, sıfır hatayla ilerleyen biriyim. Benle aynı pozisyondaki kişi diğer tüm çalışanlarla sorun yaşamış (kim haklıdır bilemiyorum). Ancak benle ilgili hiç sorun yaşamamalarından dolayı en tepedeki yöneticimize benle alakalı çok güzel geribildirimler gitmiş. "İyi ki onu bu kuruma dahil etmişsiniz" diyenler bile olmuş.

En tepede benle ilgili çok olumlu intiba var. Böyle bir durumda, aslında fahiş olmayan, ama telafisi için bir sürece girilmesi gereken bir hata yaptım.

İkinci kademe yöneticinin teklifi "hakkınızda bu kadar olumlu intiba varken gelin şu şekilde üstünü kapatalım, hatanın mağduru tarafının da haberi olmadan bir günde çözülecek bir durum" şeklinde oldu. Ben de ilk etapta madem bu kadar koaly çözülecek neden süreci uzatalım düşüncesiyle makul buldum.

Sonra düşündü m ki, daha yeni başladığın bir iş, en tepe yöneticin senin hakkında çok olumlu ve seni tolere etmemesi için hiçbir neden yok. Adım kadar eminim duysa "bana geldin, bir hata yaptım dedin de başını mı yaktık? Neden el altından iş yaptın" diyecektir. Beni gerçekten sever. Kendimi kötü hissettim. Gittim ikinci kademe yöneticiye, bana bugüne kadar hiçbir baskı yapmamış, çok sıcak davranmış ve makul biri olan yöneticimize yaptığım hatayı izah edebilirim, savunmamı verebilirim, insanlık halidir hatadır diyebilir, bunun açıklaması olur. Ama üstünü kapatma yolunun bir izahı olamaz. Siz de yöneticisiniz, hatayı kabul edersiniz ama diğer seçeneği kabullenmeyebilirsiniz. O nedenle kendimizi yöneticimizin yerine koyalım, ben başıma gelecek herşeye razıyım. Olacağına varsın dedim.

Sizce yanlış mı yaptım? İkinci kademe yöneticim de "kendisine gebe kalmaktan korktuğumu" düşünerek bozuldu, ama yapacak bir şey yok malesef.

Sizce yanlış mı yaptım?

 
bence doğru yapmışsın. üst kademe yöneticin ile durumu konuşmaya bak.


  • babilbaligi  (16.07.18 12:32:07) 
sorumluluk almak güzel ancak her zaman doğru söylemek mümkün olmuyor ne yazık ki. kaldı ki, bu davranışın yöneticinden gelmiş, hesap verilebilirliği var, madem mağdur tarafa ulaşmadan halledilebiliyorsa çok da şeyetmemek lazım.


  • altinci nesil caylak  (16.07.18 12:33:16) 
Doğru yaptın, hata yaptığında söyleyen biri intibasını bırakmak önemli ki üstünü kapatma durumlarında hiç şüphe çekmeyesin. Bundan sonrakilerin hepsini söylemeyeceksin tabii ki.

İş hayatında tamamen dürüst olmanın getirisi götürüsü kadar olmayabilir her zaman, stratejik yalanlar hayat kurtarır çünkü hiçbir yerde sistem asla düzgün işlemez. Doğrucu davutluğa alışma o yüzden, vicdanın rahat olur ama enayi gibi hissettirirler.
  • Bruce  (16.07.18 12:34:58) 
ustunu mu kapadin telafi mi ettin? ikisi farkli cunku.


  • jimicik  (16.07.18 12:43:24) 
ilk sefer için doğru olanı yapmışsın bence de ama her zaman bu tavır işe yaramayabilir. Büyük yalanlar söyleme tabi ki ama halledilebilecek her meseleyi üstlere anlatmaya da gerek yok.


  • aquarium  (16.07.18 12:44:04) 
en iyisini ve doğru olanını yapmışsınız. insanların güvenini kaybetmektense işimi kaybetmeyi göze alırım. güven tamiri mümkün olmayan bişey. şimdiye kadar ne işimle ne de özel hayatımda yalana başvurmadım.


  • naksidil  (16.07.18 12:52:34) 
Telafi edilebilir bir hata ise üst kademenin umrumda olmaz. Gidip konuşursan yoneticine ayıp etmiş olursun.


  • chavezding  (16.07.18 12:57:07) 
belirli bir süre geçtikten sonra fesih halinde bu savunmanın feshin geçerliliğine veya haklılığına bir etkisi olmaz.

doğru yaptın.
  • kitap arasında kalmış silgi tozu  (16.07.18 13:05:59) 
yonetici zaten senin kendisine gebe kalmani isteyen biri degilse, duygusal olarak bozulabilir profesyonel dusununce takdir etmesi lazim. istiyorduysa da zaten bu senin hakliligini gosterir. lakin telafi edilebilir biseyse bosuna suyu bulandirmaya da gerek yok, ust kademeye her seyi yansitmak gereksiz.


  • icim urperiyor  (16.07.18 13:29:23) 
Üstünü mü kapadın, telafi mi ettin? Telafi ederken prosedüre aykırı bir şey mi yapılacaktı?


  • SiyamkedisiZorro  (16.07.18 14:25:14) 
[]

15 Yaşındaki Gence Maneviyat Desteği

Arkadaşlar merhaba.

Yakınımda 15 yaşında bir genç var. Ailesi muhafazakar. Çocuğu ise gayet özgür yetiştirmeye özen göstermiş bir aile. Bu özgür ortama rağmen çocuk ergenliğe girdikten sonra anlaşamıyorlar bir türlü doğal olarak. Çocuk kendini okumaya veriyor. Eve kitap girmeyen bir ortamda çocuk Celal Şengör yazılarıyla tanışıyor. O zamanlara kadar haylaz, dersleri kötü olan çocuk kafayı bilime takıyor. Gece gündüz okuyor. Yaz boyu bir yerde çalıştı ve kazancının tümüyle kitaplar aldı. Herneyse, geçen birkaç sene içerisinde kimseyle paylaşamadığı bir durumu benle paylaştı. Abi dedi, okudukça, düşündükçe ve ailemle beraber yaşadığımız bazı kederlere şahit oldukça, ayrıca dünyada ve ülkemizdeki bazı adaletsizlikleri gördükçe inançtan uzaklaştım. Kendime ne ateist diyebilirim, ne deist, ne teist (evet teist dedi), sadece inancı veya inançsızlığı önemsemeyen biri oldum.

Ama çok huzursuzum. Zor zamanlarda içimi rahatlatacak hiçbir şeyim yok, başıma bir hastalık gelse, çok sevdiğim birisine bir şey olsa, dua edecek, bir anda beklemediğim faydayı sağlayacağına inandığım bir güç olmaması fikri beni çıldırtıyor. Altından kalkamadığım durumlardan beni kurtarması için yalvaracağım bir kudretin varolmaması fikri beni mahvediyor diyor. Manevi destek arıyorum, içim hiç rahat değil diyor.

Ve aynen meramını bu cümlelerle ifade etti. Bu çocuğa nasıl yaklaşmalıyım sizce?

 
O yaşta hepimize oluyordu böyle şeyler. Şaka şaka, biz o yaşlarda günde 10 saat kolasına maç yapıyorduk ayı gibi, Celal Şengör'müş bilimmiş maneviyatmış çok bilmiyorduk, kolasına maç yapınca pırıl pırıl oluyorduk, çözüm kolasına maç, ya da bu dönem kendi akranları ne yapıyorsa onları yapsın, düzelir. Bu yaşta gereksiz yere varoluş sancısı çekiyor.


  • angelus  (13.07.18 11:08:03) 
iki tane dünyamız var, birisi iç dünyamız, birisi de dış dünyamız.

kendini iç dünyasına (yani dünyanın bu genel haline) bu kadar kaptırmasın. biraz dış dünyaya da (o anki fiziksel etrafına mesela parklardaki basket sahaları, basket topu, onu oradan attırabilmek, biraz terlemek filan?) ayık olsun. ayrıca hiçççç bilemez, öyle bir an olur ki (etrafta baya da var) bilim bilim derken bir an kendini ibadet ederken bulan insan sayısı azımsanamayacak kadar çok. (ya da tam tersi)

uçlara çok gitmesin, gri diye de bir renk var.

ayrıca arkadaşlar, sex, deniz güneş, kızlar espiriler falan bunlar da güzel şeyler. yine çok kaptırmıyoruz. herşey dozunda.
  • füt  (13.07.18 11:12:45 ~ 11:14:53) 
bu çocuğa yaklaşmak için en az onun kadar birikim edinilmesi, daha önce bu yollardan geçilmesi ve bu açmazdan çıkabilmiş biri olunması gerekir. Bu özellikleri taşımıyorsanız sadece laf salatası olur en son da "çok düşünmeyeceğn olum gafayı yersin, salla boşver"e çıkar.

Şahsen bende dönem dönem bu çukurlara düşen biri olarak, benzer durumlarda hiç konuşmamayı tercih ediyorum.

Yalnız bırakmayın yeter bence.
  • firemanjonny  (13.07.18 11:15:21) 
karismamani tavsiye ediyorum.

birak kendi sorularina kendi cevaplarini bulsun. arastirsin, okusun, dusunsun kendine bir kisilik olustursun. onu dusunce tembelligi ile tanistirma. sen simdi manevi destek verdiginde sana veya hayati boyunca kafasindaki sorulari/sorunlar icin birine bagimli hale gelecek. hep birinin gelip bu sorunlarini cozmesi icin bir sey soylenmesini bekleyecek.

onu kendi haline birak.
  • tomcruise  (13.07.18 11:26:34 ~ 11:27:44) 
Bence sadece arkadaş olabilirsin. Abi ya da baba olmaya çalışma bence.


  • Traveller  (13.07.18 11:28:14) 
Rana beri-anda kalmak bu kitabı okusun.


  • robernarkha  (13.07.18 11:39:45) 
Süreç benim de yaşadığım bir süreç ama bahsettiğiniz düzeyde okuma yapmadığım için herhal pek derin bir kaygı yaşamamıştım.
Allah her zaman yanında diye yetiştirilmiş birisinin Allah'ın olmadığı düşüncesine gelmesi zor oluyor.
Uçlara gitmek, bunalıma girmek gibi süreçler olmadığı sürece tahmin ediyorum kendisi yolunu bulacaktır.
  • yasasin yemek yemek  (13.07.18 12:09:48) 
Psikolog a gitsin bilimsel yardım alsin.


  • westblack  (13.07.18 13:41:17) 
Bence normal, kabuğunu kırmaya çalışan herkes yaşıyordur o yaşta. Küçükken etrafında safsatalara çok maruz kalanların kırması daha zor oluyor. Halbuki Allah'ın yanında olduğu düşünülünce cihada bile gidebiliyor. Bu kadar etkili bir hissiyatın eksilmesinden bahsediyoruz, kolay olmayacaktır ama bulur elbet yolunu. Endişelenecek bir şey varsa bir psikolog yardımcı olabilir.


  • osssy  (13.07.18 14:39:47) 
[]

Nasil telefon alabilirim ki?

Nakit butce ayiramiyorum.

Tarifeye ek kkb soruluyor. Kkb cok dusuk. Kredi karti kullanmiyirum, ki zaten taksit yok. Evkur vb guvenemiyorum.

Hicbir yer krediyle ya da tarifeye ek vermiyor. Telefonum bozuk. Nasil alacagim ben? Eskiden faturalar duzenliyse aliniyordu tarifeye ek. Faturam yuksek ve duzenli odeniyor. Kkb jsi nereden cikti ya?

Edit: operatörüm turk Telekom. 6 aydan fazladir aboneyseniz kkb bakilmaksizin alirsiniz demislerdi. Simdi oyle demiyorlar. Sadece kkb diyorlar.

 
nakit ya da kredi kartına taksit yoksa mecburen evkur tarzı yerlerden alabilirsiniz sadece.


  • tabirimekruh  (11.07.18 22:20:21) 
kredi çekilebilir


  • Delay Fuze  (12.07.18 01:34:59) 
benim de takipte kredi borcum olmasına rağmen turkcell'den 3 telefon bir de akıllı saat aldım.
iki telefonun borcu bitti. akıllı saatin borcu yaklaşık bir yıl sonra bitecek. son telefonumu iki ay falan oldu alalı.
faturalarım yüksek ve düzenli ödeniyor. bu kkb olayı yeni mi geldi acaba? çünkü daha yakın zamanda aldım son telefonumu.
  • runagain  (12.07.18 03:57:18) 
[]

5 sene sigara içmiş olmak

Selamlar,

5 sene sigara içmiş olan biri bugüne kadar ne kaybetmiştir, bugünden itibaren bırakırsa ne kadar zarardan geri dönmüş olur, artık çok mu geç birçok şey için?


 
Uzman bir doktora muayene olup akciğer, kalp, dolaşım testleri yaptırmadan bunu bilemezsiniz. Buradan alacağınız görüşlerle sağlık konusunda karar vermeyin. Günde kaç paket içiyordunuz, içtiğiniz sigara ağır bir marka mıydı? bunlar önemli. Ayrıca bünyeden bünyeye sigaranın zararlı etkilerinin değişeceğini de unutmayın.


  • redskull  (09.07.18 13:46:05 ~ 13:46:46) 
İlk sorular için doktor+1
Artık çok mu geç? Yoo değil, ben 10+ yıl kullandıktan sonra bıraktım, şahane bir şey.

  • kobuzchu kiz  (09.07.18 13:56:33) 
hiçbir şey için geç değil. babam 30 yıl içip bıraktı. daş gibi. şu ana kadar bir zararınız yoksa tam zamanı bırakmak için.


  • tukenmez adam  (09.07.18 15:51:47) 
akciğer kanseri olmadıysan bu bir kazanç.
demek ki ölmeyeceksin.

  • lonelyman  (09.07.18 16:32:08) 
15 yıl içip bıraktım. sonra spora başladım, bisiklete başladım, sağlıklı beslenmeye başladım. geriye dönüp baktığımda üzülüyorum kendime yaptığım kötülüğe.


  • hasmetizm 2046  (09.07.18 23:38:53) 
[]

Dişimle ilgili doğru mu yapıyorum?

Ömrümde diş ağrısı çektim ama böylesini hiç yaşamamıştım.

Herşey önce inceden inceden bir ağrıyla başladı. Sonra tarifi imkansız bir ağrıya dönüştü. Doktora gittim. Kanal gerekiyor yalnız iltihap aşırı dağınık, ağzının her yerine dağılmış, güçlü bir antibiyotik şart dedi.

Klamoks 1000 mg verdi. Arveles ağrı kesici verdi. Kullanmaya başladım. Fakat ağrı artık diş ağırısı gibi değil. Boğazım, çenem, kulağım, gözüm ağrıyor, dişmi ağrımıyor. Gece acile gidiyorum, uyuşturuyorlar, ağzım dudağım uyuşuyor ama ağrı geçmiyor, hissetmeye devam.

İlaçları sabah akşam birer taneyken, ben doktoruma danışmadan çifter almaya başladım. Çünkü o an ölmek bile tercihlerimin arasında. Ağrı git gide boğazda yanmaya dönüştü. Yani kaynar suyla boğazım ve çenem yanmış ve ben ileri düzeyde yanık acısı çekiyorum. Soğuk suyun anlık olarak baskıladığını keşfettim. Bugün 4. günüm ilaçlarla. Değişen bir şey yok. Bu arada, antibiyotiği içtiğim ilk 30 sn içinde boğazımda aşırı bir ağrı, yanma, uyuşukluk ve şişlik hissi oluşuyor. Anlayamıyorum bunu.


Sadece ağrının pik yapamdığı zamaanlarda önceden ağrım yine çoktu, şu an dayanabilecek bir ağrı var. Pik yapınca yine aynı. Suyu bıraktığım anda gırtlağıma, ateşte dağlanmış kılıçlar kafama boğazıma ağzıma saplanıyor sanki.

Mecburen hemen soğuk su alıyorum. Baskılıyor. 4. günde, çifter çifter kullandığım antibiyotik nasıl hiç ilerleme göstermez anlamıyorum.

Burada yapmamam veya yapmam gereken şey nedir?

 
doktor değilim.. ağrı kesici neyse de antibiyotiği çifter çifter almanın yol su elektrik olarak dönme riski var.. danışmadan iş yapmayın.


  • lcha  (09.07.18 12:23:08) 
dişçi yada doktor değilim. tavsiyelerimi ona göre göz önünde bulundurursun.

soğuk su olayına devam etmen bence yanlış. boğazına zarar verirsin. her bakteri her antibiyotiğe karşı etkili olacak diye bir kural kaide yok. muhtemelen iltihap boğazına filan yayılmış. doğrudan doktora git ve durumu anlat. öncelikli hedef artık iltihabın yayılmasını önlemek. dikkatsiz ve kafaya göre antibiyotik kullanmak çok tehlikelidir. çünkü bakteriler de bir süre sonra antibiyotiğe karşı bağışıklık kazanabiliyor. geçmiş olsun...
  • silah taciri  (09.07.18 12:28:20) 
yanlis yapiyorsun. ilaclarin dozaji bellidir. 2 tane alman gerekse 2 tane alman gerekiyor derdi doktor. gramlik ilac zaten, karacigerini yoruyorsun cift icerek. ben de dis agrisi cok cektim, klamoks ise yarar eninde sonunda.


  • icim urperiyor  (09.07.18 12:41:51) 
Doktor değilim.
Bi aktardan İsveç şurubu alıp birkaç kaşık içince ağrılar kesilecek diyorum. İçip de ağrı hala geçmezse beni bulun. Ama geçecek zaten o kadar diyim.

En azından bu süreçte ağrıdan kurtulursunuz, sonrasına dişçi bakar zaten..
  • lambada  (09.07.18 15:34:02) 
[]

Diş ağrısı için hastaneye gidememek

Dişim inanılmaz ağrıyor. Tarifsiz bir ağrı. Gece acile gidiyoruz, yapacak bir şey yok uyuşturup gönderelim, randevuyla gündüz gelin. Randevu diyorsun, haftalarca yok. Özele gidelim desek bütçe yok. Büyük ihtimalle kanal tedavisi gerekiyormuş.

Ağrı kesici artık fayda etmeyecek durumda. 15 dkda bir içsem belki işe yarayacak. Ben müsait randevuya kadar ağrı mı çekeceğim? Ölmek üzereyim. Bu nasıl bir sistem? Gece neden tedavi yapmıyor devlet hastaneleri (diş hastanelerini kastediyorum ve acilini değil)?


 
sgk anlaşmalı diş hastaneleri oluyor. onlara baksan bir de


  • teritori  (05.07.18 11:14:11) 
suriyeli olsaydın anında müdahele ederler, tedaviye başlarlardı.

evet ciddiyim, suriyeliler hiç bir devlet hastanesinde sıra beklemiyor, acilin acili, en acil hasta olarak işlem görüyor.

ayrıca enfeksiyonlu diş ağırır diye bişey var.

yani dişin çürük de olsa, oyuk da olsa, enfeksiyon kapmadıktan sonra seninki gibi ağrımaz. tabi diş doktoru değilim ama büyük bir oranda böyle olabilir.

bunun dışında diş hastanesi aciline gittiysen muayene edip neden antibiyotik yazmadılar?

sana tavsiye edebileceğim pek bişey yok, enfeksiyon varsa eğer antibiyotiğe başlaman gerekiyor, bu ağrını da dindirecektir. şiddetli ağrılarda ağrı kesicilerin hiç bişeye yaramadığını biliyorum.

ayrıca dolgun düştüyse oyuk falan varsa, karanfil yağı(eczanelerde satılan dişinol) ağrıyı şiddetli bi şekilde keser.

ama oyuk değilse diş içine nüfus edemez haliyle. bir de diş etlerini tahriş eder uzun kullanımda.

yüzde 90 ihtimal de doktora gittiğinde gidebildiğinde, ben bu şekilde müdahele edemem önce enfeksiyonu halletmemiz lazım deyip antibiyotik tedavisine başlayacaktır.

tabi 20 yaş dişi ve farklı bişey de olabilir, detay vermediğin için bilmiyorum.
  • killerbee  (05.07.18 11:21:49 ~ 11:28:50) 
hocam randevu olmadan da hasta alıyorlar diye biliyorum. Gün içinde bir diş hastanesine gidin isterseniz.


  • chaoslord  (05.07.18 11:57:12) 
öncelikle kafana göre antibiyotik alıp kullanma. Zaten dişin enfeksiyonluysa dişçi hemen müdahalede bulunamaz. Tedaviye antibiyotikle başlar. Ağrın çok şiddetliyse bence bir özel dişçi polikliniğine git..


  • silah taciri  (05.07.18 12:08:15) 
Gün içinde aradan hasta olarak alınabiliyor, genelde erken gitmek gerekiyor tabi.
@killerbee suriyeliler de randevu alıyor onlarda bekliyor zaten hekimler başvuranlari ırka, uyruğa göre değerlendirmiyor. Hasta olarak değerlendiriyor.

  • biarkadastanduydum  (05.07.18 17:23:28) 
[]

Ev internet kampanyası

Merhaba,

Turkcell Superonline'dan nihayet kurtuldum. Turk Telekom'dan internet bağlatacağım. Önerebileceğiniz bir tarife, paket vs. var mı? Modemim var. Yalın internet olacak.


 
yalın internet..? internet..? türk telekom..? hahahaha yapma allahını seversen, sabah sabah güldürme bizi.

haftanın 3 günü garanti yok internet. onun dışında hiç bi zaman tahaaüt edilen hızlara ulaşamıyorsun, onu geçtim, 3de 1i ne ulaşırsan öp başına koy.

kafasına göre modem bozuldu derler, modem satmaya kalkarlar, modemin sağlam olduğunu ispatlarsın, bu sefer teknik servis gelir 3 defa 4 defa her geldiğinde servis ücreti ekler faturaya, abi biz bilmiyoruz, bişey bulamadık, tesisattan bu derler giderler. 50 kb download hızı görürsün ararsın, altyapı kalitesi derler.

yürü git kardeşim uydu net varsa al, yoksa hiç bulaşma.
  • killerbee  (05.07.18 11:32:11 ~ 11:34:06) 
türk telekom önermem, internet kesilir tv hd der yayın donar, hız 35 der 20 alırsan dua edersin.

6 sene superonline kullandım 1 kez şikayet için aramamışımdır. mümkünse tt dışında bir şeye geçmeni öneririm.
  • prezarlatif  (05.07.18 11:49:17) 
KabloNET / UyduNET falan belki olabilir ama TT ben de önermiyorum.


  • monogram  (05.07.18 11:51:19 ~ 11:51:37) 
[]

Hiç attan inip eşeğe bindiniz mi?

Edit: Bu duyuruyu okuduktan sonra buna da bakarsanız asıl derdim daha net anlaşılabilir: www.eksiduyuru.com

Hayatta mevcut standartlarınızın daha altındaki bir şeylere mecbur kaldınız mı? Mesele iyi bir semtte otururken, evi barkı satmak zorunda kalıp hiç beğenmediğiniz bir semtte ve evde yaşama zorunluluğu; çok güzel bir arabanız varken çok eski yahut ancak mecburiyetten bineceğiniz bir arabaya binme zorunluluğu, iyi bir işiniz varken alt düzey bir pozisyonda yahut şirkette çalışma zorunluluğu vs. Neler hissettiniz?

Mesela ben henüz öğrencilik yıllarımda eski model arabalarla başlamışken hiç böyle dertlerim yoktu, iyi çalışan, ulaşımımı sağlayan her markaya biner, kimsenin ne düşündüğünü umursamazdım. İleride kendi imkanlarım dahilinde çok güzel ve yepyeni arabalarım oldu. O güzel arabalarla malesef ye kürküm ye misali insanlar sana bir üst sınıftansın hissi yaşatıyor; valeler, benzin pompacıları, trafikte sizinkinden daha düşük arabalar, vs. vs. Şimdi mecburen çok eski bir arabaya geçmek zorunda kaldım. Henüz bir olumsuzluk yaşamadım fakat o eski duygularımdan eser yok. Kendimi saçma bir kast sisteminin en dibine düşmüş gibi hissediyorum. Böyle biri değildim. Trafikte herkesin bana "Allahın fakiri çekil şuradan" diyor gibi, gittiğim yerlerde güvenliklerin, valelerin vs. nerden geldi bu amk ya dermiş gibi baktığını hissediyorum. Ve bunları düşündüğüm için de kendime kızıyorum.

Çıta önceden yükselmiş, şimdi düşünce moral bozukluğu oldu.

 
evde iki araba vardı, ihtiyaç kalmadığı için tek arabaya düştük. moral bozukluğu olmadı, ama yanlış arabayı satmışız.


  • babilbaligi  (02.07.18 11:12:36) 
Attan inip esege binenler dikkat cekmez ama esege binip bakin ben eskiden ata biniyordumu gostermeye calisanlar cok komik gorunur.

Arabayla evle sinif atlanmaz. Mutlu olmaya bakin.
  • brkylmz  (02.07.18 11:15:08) 
iyi okullarda okuyup büyükşehirlerde büyüdüm. sonrasında bi anda doğunun suyu saatle akıp, kışları donan bir köyünde 4 sene yaşadım. hiç gocunmadım. kimsenin de ezik gözüyle baktığını sanmıyorum. yeniden büyükşehirde yaşamaya başladım. köydeki o bin bir zorluklarla yaşadığım günleri özlüyorum. ama yeniden dönmek ister miyim, hayır. hayat iniş-çıkışlarla dolu.


  • dedim ben sana  (02.07.18 11:21:15) 
cok sevdigim bir motorum vardi. calindi. siyah atimdi o. butun birikimimle almistim ve kasko yoktu. o calininca asiri dandik bir sukuter aldim. burada essek sukuter oluyor. essek messek, ayagimi yerden kesti. bir sure yemedim icmedim, biriktirdim, mavi bir at aldim. ama o essegi de sevgiyle aniyorum. kimin ne dusundugu umurumda degil. maddiyat kaynakli degerlendirmeleri cok sig buluyorum. genelde de cahil veya sonradan gorme, parayi sindirememis, kisiligini gelistirememis insanlar para temelli yaklasimda bulunurlar.


  • jimicik  (02.07.18 11:30:23) 
çocukken zengindik. ortaokulu liseyi kolejde okudum. kardeşim ve benim için satın alınmış evler vardı. peder sağ olsun işleri batırdı, evleri vs hileyle hurdayla annemin rızası olmadan satıp harcadı. sonra da sevgilisi için evi terk edip kombo yaptı. elimizde bir tek annemin üzerine olan oturduğumuz ev kaldı. insan başta şok oluyor, gelecekten falan çok korkuyor ama zaman geçtikçe alışıyorsun. sonuçta fakir değiliz ama üst sınıftan orta sınıfa düştük diyebilirim. peki mutsuz muyuz? açıkçası s.kimizde bile değil, hatta daha mutluyuz galiba. evdeki sorunlu kişi gidince herkes bi ferahladı.


  • sir gawain  (02.07.18 11:33:52 ~ 11:34:56) 
Ben olaya mevcut standartların daha altına "mecbur kalmak" olarak bakmıyorum. Ev, araba, motosiklet, eşya, cep telefonu vb. bunlar araç benim için. Hepsi gelir geçer. Metaya endeksli bir mutluluk anlayışınız varsa birçok şeyden tatmin olamazsınız zaten. 911'e biniyorsundur, turbo s görünce vay be şimdi bunun içindeki adam bana ezik muamelesi yapıyordur allah bilir, parası turbo s'e yetmemiş hahaha diyordur diye düşünürsün. turbo s alırsın, gt3 üm olsa keşke dersin, bunun sonu yok.

Zamanında zar zor denkleştirip 10bin liraya aldığım 20 küsür yaşında arabaya da bindim, sıfır km üst sınıf suv'ye de bindim. 10bin liralık arabaya binerken hiç trafikte beni ezikliyorlar hissiyatına kapılmadım açıkçası. Başkasının ne dediği önemli değil, benim ne hissettiğim önemli.
  • battal gemalmaz  (02.07.18 11:46:05 ~ 11:46:23) 
Yaklasik bi 15 senedir falan pek cok Turk vatandasi esege gecis yapti sanirsam, maalesef.


  • superfluid  (02.07.18 12:19:01) 
Dedim ben sana +1

Kendimi bildim bileli durumumuz fena değildi. Hiç yokluk, imkamsızlık çekmedim, standartlarım birçok insana kıyasla yüksekti. Hep büyük şehirlerde yaşadım. Ta ki doğuda çok ücra bir köye tayinim çıkana kadar. Orada her türlü mahrumiyeti tattım. Tam 4 yıl boyunca. Ben de bu durumdan hiç gocunmadım, kendimi ezik görmedim, utanmadım ama şimdiki aklım olsa kesinlikle oraya gidip de o hayatı kendime yaşatmazdım. Benden çok fazla şey aldı götürdü orası. Bana kattıkları da oldu ama bu süre zarfında çok yıprandım.

O yıllar artık geride kaldı. Şimdi tekrar büyük bir şehirde, iyi imkanlarla yaşıyorum. Ancak en genç, en güzel yıllarım orada geçti. Çok pişmanım.
  • i m cool with that  (02.07.18 12:45:55) 
ben çocukken, eve tek maaş giriyordu ve durumumuz çok iyiydi. her hafta ailecek yemeğe çıkardık, alışveriş yapardık, poşet poşet abur cuburlar, etler, antin kuntin şeyler girerdi eve. artık, aynı eve üç maaş giriyor ve her şeyin ekonomik boyundan alıyoruz. 4 kişiye 4 gofret düşüyor akdkdkfkfkff


  • nice tnetennba  (02.07.18 13:51:49) 
[]

Meslegini sevmek

Selamlar.

Kendi meslegime ve calistigim kuruma bakıyorum. Beni asiri mutlu ediyor. Meslegimi de, kurumumu da cok seviyorum. Her sabah keyifle cikiyorum evden. İse gitmeyince canim sikiliyor. Kisisel calismalarim vs icin de kurumum 24 saat bana acik. Cok daha iyi bir is imkani geldi, kurumumu birakasim gelmiyor, o derece.

Arkadaslarimin, baskalarinin yaptigi islere, calistigi yerlere bakiyorum. İcime kasvet cokuyor adeta. Kendimi bu konuda cok sansli hissediyorum.

Sanki bu hayatta yapabileceğim tek is varmis ve iyi ki onu basarmisim, yoksa perisan olurmusum gibi hissediyorum. Nispeten tatmin edici bir maddi getirisi de var isin.

Herneyse, hersey bu kadar mutlu ediciyken, hayatimin issiz kalan donemlerinden kalan bazi olumsuzluklar (borc, issiz kalma korkusu vs) tum mutlulugumu berbat ediyor. Mesela borç. Yani maasla vs odenecek gibi degil. Gelirim tatmin edici duyorum, fakat o geliri kullanamiyorum bile kendim icin.

Herneyse asil meselem su, hayat bir yerden verince başka yerden almak zorunda mi? Gecmisim pesimi birakmiyor. Bugunumle mutlu olmama izin vermiyor. Hani takma kafana illa ki gecer zor gunler denilecek gibi bir durum da yok. Tum şartlar mutlu olmaya ekllverisliyken, tek bir sebebin boyle altust etmesiyle nasil basa cikabilirim?

 
Mesleğinizi ve 24 saat çalışmalara açık kurumu merak ettim.


  • 038576  (26.06.18 09:49:48) 
maaşla ödenemeyecek borç nasıl oldu peki? kumar vs mi? ayrıca borcun ne kadar ve maaşın ne kadar?


  • ayin yazari  (26.06.18 09:50:15) 
@038, universite. Akademik hayat.

@ayin yazari, hayatımda hic kumar oynamadim. Freelance çalıştığım dönemde iflas etmiş babama surekli yardim ettim. O uzulmesin diye kazandim getirdim dedim onun borçlarını kapadim krediler cektim vs. Bir türlü ise baslayamadikca hesaplarim tutmadi ve batik durumdayım. Oyle yapilandirmalarla vs de olmuyor. Yurumuyor yani. Bunlari eski duyurularimda da yazarak buradaki herkesin kafasini sisirmistim. O yuzden detaya girmek istemedim yukarida.
  • deveyi diken adamin ta kendisi  (26.06.18 09:56:49) 
@deveyi diken adamin ta kendisi

o zaman bence biraz rahat bir insan olma vaktin gelmiş. Madem bir çıkar yol yok bu konuda yapacak bir şey de yok demektir. Kafaya taksan gece gündüz düşünsen ne olacak? millet borcunu harcını hiç kafaya takmadan güle oynaya yaşıyor senin de aynısını yapman gerekecek. Hem mutlu olduğun bir işin de varmış işte.

Ben de çok rahat birisi değilim kendimi maddi açıdan güçlü hissetmediğimde, ama bunu boşuna kafaya taktığımızı fark ettim. Herkesin dünya kadar borcu var ama kimse kafaya takmıyor. Sen neden kafaya takıp kendini üzeceksin ki? boşver.
  • ayin yazari  (26.06.18 10:10:39) 
Zaman/bütçe/stres yönetimi, plan ve program yapmak. Çözümsüz olamaz, muhakkak çözüm vardır. B planı olmadıysa c planı, o da olmadıysa d planı gibi gibi. Finansal okuryazarlığı iyi bir dost/arkadaştan destek alabilirsiniz ayrıca. Bir de bu konudan uzaklaşmaya çalışın, spor olur, dost meclisleri olur...


  • Phoebe  (26.06.18 10:11:58) 
[]

Tırnak geçirmekle hastalık bulaşır mı?

Yaabncı bir adamla kavga ettim. Son dakika ayrılırken koluma, enseme tırnağını geçirdi ve kanattı.

Yabancı olduğu için şüpheliyim. Özellikle hiv vb. birşeyler geçebilir mi bu şekilde?


 
Onun da tırnaklarında kan olacak, adam hiv taşıyacak, hiv o esnada oradan sana bulaşacak. İhtimal başına kiremit düşüp ölmen ihtimalinden çok çok daha düşüktür.

(bkz: anksiyete)
  • John Bloor  (25.06.18 15:17:33) 
HIV neredeyse imkansız, çok çok çok düşük ihtimal hepatit A veya bir ihtimal tetanoz olabilir (non spesifik bakteriyel / viral enfeksiyon ihtimali de ayrıca var). Yarayı sabunlu suyla yıkayın, ama tereddütünüz varsa doktora görünün derim.


  • mellotron scratch  (25.06.18 15:22:49 ~ 15:23:13) 
Hiv kan yoluyla bulasan bir hastalik. Yani siksen bulasmaz demeyecem. Siksen bulasir :)


  • korhaydut  (25.06.18 16:20:39) 
[]

Asiri Acil Win 10 Sorunu

i.hizliresim.com

Merhaba.

Su ss'teki olayi nasil kapatabiliriz? Tek klasor uygulama acinca da ayni, altta acik uygulamalar olunca da ayni.

Bir klasore tikliyorsunuz, klasor aciliyor amanekrana bu olay da dusuyor one.

 
alt tab'a bas belki o takılmıştır. olmadı ctrl alt del dene


  • yuto  (23.06.18 01:53:09) 
[]

Bedelli kredisi?

En son bedellide bankalar vermişti. Aylık taksidin 3 katı tutarında maaş alma şartı vardı.

Bunun haricinde kkb falan da bakılıyor muydu yoksa istisnai olarak kkb gözardı edilmiş miydi? Şimdi atıyorum benim 6 bin maaşım var ama hem kredi limitlerim dolu hem de kkb aşırı düşük. Şu an normal krediler çıkmıyor. Bedelli kredisi imkanı çıksa alamayacak mıyım?


 
Alamazsın. O zaman da öyleydi.


  • goodman  (06.06.18 16:24:07) 
alamazsın kkb puanın düşükse. baban/anan/karın çekip verebilir belki tabi kabul ederlerse.

ben 30binken kefille çekmiştim krediyi. kefille verebilirler mi bilemedim. ödeme durumunuza bağlı. kredi kartları dolu ve sadece asgari ödüyorsanız örneğin, çıkmaz.
  • hosein  (06.06.18 17:11:44) 
[]

Kyk kredi burs alanlar bir bakin hele

6'sinda yatacak olsa da 3-5 gun oncesinden edevlette yapilan odemeler kisminda gorunuyordu. Bir bakar mısınız haziran odemesi görünüyor mu?




 
Görünüyor.


  • l arrache coeur  (02.06.18 20:20:53) 
[]

İT'cilerin eski telefon, pc kullanması

Merhaba,

Gerek çalıştığım kurum olsun, gerek zamanında dışarıdan iş yaptığım veya günlük hayatta karşılaştığım olsun; it'ciler, teknolojiyle alakalı işin teknik kısmında olanlar genelde iphone 4, 4s, note 2 vb. eski model telefonları kullanıyorlar. Bilgisayarları da genelde çok eski oluyor.

Yani işleri itibariyle bence çatır çatır kullanabilecekleri bir telefona ihtiyaçları var. Ben bile o kadar ihtiyacım olmamasına rağmen yavaş bir telefonla acil durumda kanser oluyorum. Onların acil müdahale etmesi gereken işler falan oluyor sonuçta. O esnada tuş kilidinin bile bir saatte açıldığı bir telefon sekteye uğratmıyor mu? Neden böyle yapıyorlar?

 
İf it works doesnt fix it.

Genelleme yapmak dogru olmaz hep en yenisine sahip olmak istenler de vardir ama calisan bir sey calistigi surece kullanilir. Kullanmaya devam ediyorlarsa is gordugu icindir. Neden gereksiz yere para harcansin ki?
  • fakyoras  (31.05.18 10:33:59) 
ben ülkenin en büyük teknoloji firmalarından bazılarının ar-ge birimleri ile çalışıyorum. siber güvenlik uzmanlarından kripto şeysi doktorlarına, sistem yöneticilerinden neural network üzerinde takla atanlara kadar ne ararsan var.

daha iPhone 7 ve üzeri bir telefon görmüşlüğüm yok.

zaten kapasite olarak 2010 ve sonrası pek gelişmedi. benim 2011'de aldığım s3 hala çalışıyor, hala üzerinde web sitesi host etmek dahil aklına gelecek her işlemi yapabiliyorsun. çatır çatır iş görüyor.

bunun dışında iki yönü var; birincisi insanlar zaten bütün gün bilgisayar başında çatır çutur doğrudan bilgisayar işleri ile uğraşınca iş dışında pek görmek istemiyorlar. ikincisi de bu işlerden gerçekten anlayan insanların telefonunun tuş kilidi bir saatte açılmıyor.
  • babilbaligi  (31.05.18 10:51:56) 
uc buyuk neden var,
- bu insanlar fayda ve fiyat analizini iyi yapiyorlar. yeni telefonunun veya bilgisayarin getirdigi fayda fiyati ile dogru orantili olmali. yani hicbir ise yaramayacak bir suru ozellik icin ekstra para vermeye gerek yok. ornegin telefonda yuz tanima sistemine merakli biri zaten o telefonu hemen aliyor, ama bircok kisi icin bu ozellik gereksiz, yeterince iyi calismiyor(karanlik ortamlar vs.) o nedenle sirf bu ozelligi sunuyor veya en yenisi diye alinmamamli, gercekten ihtiyac var ise alinmali.
- ikinci en buyuk neden ise bir sistemden diger sisteme gecme zorlugu. yani o kisinin telefonunda ya da bilgisayarinda bircok ozel konfigurasyon oluyor. ornegin bir programci isi geregi sistem dosyalarinda ve kullandigi programlarin ayarlarinda bircok degisiklik yapma geregi duyuyur. bu degisikliklerin ne oldugunu ve ne zaman yaptigini hatirlamiyor. yeni bir sisteme gectiginde bunlari bastan yapmak cok zaman alir. her ne kadar bulut sistemler sayesinde bu degisiklikler tasinabilse de bircok ayar hala bir bilgisayardan digerine tasinamiyor. O nedenle zamani olmayanlar aldiklari bilisayari yillarca kullanmak durumunda kaliyor.
- ayrica bir bilgisayara veya telefona kurduklari tum programlari bir baska bilgisayara aktarmak da cok zaman aliyor. yine bulut sistemlerle bir telefona kurulu tum uygulamalar diger telefona kolayca aktariliyor ama komut satiri uzerinden calisan bircok program tasinamiyor.

Elbette bu bir genelleme, son urunleri cok iyi takip eden IT calisanlari da var. ama takip etmeyenlerin gerekceleri bunlar.
  • emrahday  (31.05.18 10:59:22 ~ 11:05:41) 
Aklınızdaki sorunun net yanıtı: "Önemli olan yeni olması değil iş görmesi. "

iPhone 3Gs'i aldığımda artık üretimi durdurulmuştu. Yıllarca kullandım ki yenileyeceğim zaman iPhone 6 çıkmıştı, android merakı nedeni ile Sony Xperia Z3 aldım (4 yıl kadar önce) hala onu kullanıyorum asla kasmadı zorlanmadı şimdiye kadar.

Bilgisayar kısmı içinde, tasarımcı olduğum için Macbook Pro kulllanıyorum. Şu an ki son seri 1 yıllık daha ama bir önceki 6 yıl önce alınmış ve taş gibi çalışan bir makina idi, 5 yıl kullanıp neden değiştireyim - canavar gibi çalışıyor. Hala onu kullanırdım ama iş değiştirince yeni şirkette yeni makina kullanmaya başladım.

Telefon telefon özelliği için alınır, bilgisayar da ondan beklediğiniz performansa göre alınır. Süsüne, hiç kullanmayacağın abudik gubudik özelliklerine bakılarak değil :)
  • sbryldrm  (31.05.18 11:24:08) 
Pratik nedenlerden;
1- işi teknoloji olunca; caf caflı reklamlara, hiç bir işine yaramayacak özelliklere para vermez. Ürünü dış kabına değil kullanacağı özelliklere göre değerlendirir.
2- Kullandığı ürünü iyi tanıyınca ve de ona gerektiğinde müdahale edebilecek bilgiye sahip olunca, otomatik olarak elinizdeki ürünü de en iyi hali ile kullanabiliyorsunuz. E bir IT uzmanı da elindeki telefon vs'den maksimum verimi alabiliyor.

Sonuç olarak; hem alırken hem kullanıken ne yapması gerektiğini bildiğinden, kullandığı aletlere de hiç bir şey olmuyor.
  • cursor  (31.05.18 11:29:54) 
iyisini almak +1

bi de duygusal bağ gibi bişey oluşuyor sanırım bi süre sonra. 3 yıl kullandığım telefonum bozulmadı, babama verdim o kullanıyor. bazen bi ayarını falan yapmamı istediğinde ve telefonu elime aldığımda tekrar kullanasım geliyor (: şimdiki telefonum daha kötü olduğundan değil de nebleyim, alışmışlık...
  • icim urperiyor  (31.05.18 11:45:30) 
Üşenmekten tabii. Yeni telefon için araştırma + eski telefondakileri yenisine aktarma vs derken o kadar boş vaktimiz olmuyor.


  • goodman  (31.05.18 11:51:16) 
hala thinkpad x200s kullanıyorum (2008 model). bir de bunun 260 ı var. daha kapağını açmadım, sıfır vaziyette kutusuyla duruyor, ihtiyacım olmadığını düşünüyorum.

telefonum iphone 8. bunu da yeni model almamın sebebi emektar 5s'imin bozulması. yoksa hala 5s'e devam ederdim.
  • Tears of Devil  (31.05.18 12:51:49) 
Sadece altı üstü İnternete girmek ya da bir Word dökümanı hazırlamak için ~4000tl yi bir dizüstünde vermek isteyenler bu duyuruyu iyi okumalı. İşi bilenler ihtiyaç duymuyor yenisini almaya.


  • 1adam  (31.05.18 13:08:02) 
it'cilerin ve çoğu yazılımcının yaptığı işler çok donanım gerektirmiyor genelde (burada tabi bazı alanlar tam tersi, game developerlar falan. bu arkadaşlara da selam olsun), dolayısıyla teknolojisi eskidi artık kaldırmıyor alet diye durumlarla çok fazla karşı karşıya kalmıyorlar.

bunun yanı sıra adam zaten cihazdan anlıyor bi sorunu olursa yavaşlarsa falan çözüyor olayı devam ediyor, bloatware ile telefonunu şişirmiyor atıyorum.

baktığın zaman profesyonel seri olarak geçen çoğu bilgisayarın fiyatlarına kıyasla donanımları çok çok güçlü değildir (örn. macbook pro, orta seviye thinkpadler vs.), bunun yerine malzeme kaliteleri yüksektir, kolay kolay bozulmazlar, güvenilirlerdir (reliable).
  • yuto  (31.05.18 16:23:32) 
[]

Sigarayı bırakmaya korkuyorum

Bırakmayı o kadar çok istiyorum ki. Fakat bırakınca molalarımda ne yapacağım, arabada güzel müzik duyunca ne yapacağım, uzun yolda ne yapacağım, mangal sonrası ne yapacağım, üzgün olunnca deniz kenarına gidip sigara yakma ritüelim ne olacak, bıraktıktan sonra hastalıklar çıkarsa (5 yıldır içiyorum, arada bölük pörçük aralar verdim) gibi endişelerden bırakamıyorum. Yoksa içmeyince fiziksel anlamda bir bağlılığım yok. Benimkisi duygusal. Bırakamıyorum. İçmeyince fiziksel olarak bir kriz yaşamıyorum.

Yukarıdaki ritüellerden doğacak boşluk beni dehşete düşürüyor çünkü hayatım bunun üzerine kurulu resmen. Beni mutlu eden şeyler arabda müzik dinleyip sigara içmek, mangal yakıp arkasından sigara yakmak. Yani sigarayla bütün halindeyken benim için güzel bunlar.

Yerine koyacağım hiçbir şey yok. E-sigara şu bu herşeyi denedim. Farkettim ki ben atıyorum mangal yakmaya bile arkasından içeceğim sigara için gidiyorum.

Sigarayı bırakmak istiyorum. Nasıl kurtulacağım? Yardımcı olun.

 
Benim de öyle. Tüm molalar servisten inme maç izleme yemek sonrası vs vs hep onun üzerne. Güzel soru :(


  • brad pitt  (15.05.18 11:26:47) 
Ben de uğraşıyorum ama bırakamadım. Rutinleri ortadan kaldırmak başlangıç olabilir. Mesela ben yemek sonrası mutlaka yakardım. Şimdi yemeklerden sonra 2 3 saat içmediğim oluyor. Hemen o anda yapacak başka birşey bulmak lazım.


  • curukturpkokusu  (15.05.18 11:34:36) 
güzel bir konuya değinmişsin en azından bu duyguyu tanımlayabiliyorsun. sana önereceğim tek ama tek şey şu kitabı okuman:

(bkz: sigarayı bırakmanın kolay yolu) - (bkz: allan carr)

(bkz: the easy way to stop smoking)

tam da bu korkulardan bahsediyor. ben 2008'de bu kitapla bıraktım ve bir daha hiç içmedim.
  • füt  (15.05.18 11:42:59 ~ 11:46:48) 
sigarayı bırakmak buna karar vermek bir nevi eşik gibidir. o eşiği atlayana dek her şey gözünde büyür. bıraktıktan belli bir süre sonra ise amaan ne kolaymış dersin.
tüm bunlar atla deve değil yani. hiç sigara içmeyen veya bırakanlar bununla baş edebilmişse sen de edersin.
örnek vereyim. bizim firmanın en stresli en boktan bölümünün başındaki adamı aklıma getiririm hep. adam hayatında sigara içmemiş, doğal olarak öyle bir ihtiyaç da duymuyor.
yani yukarıda yazdığın tüm ritüelleri yaşaman için sigaraya ihtiyacın yok. söylenenin aksine ben sigarayı bırakınca inadına çaydan kahveden vazgeçmem. günlük düzenimi hiç bozmam.
  • lazpalle  (15.05.18 12:41:11) 
zamaninda sigara birakma konusunda uzmanlasmis bir klinik psikolog ile tanismistim. adam sigara aliskanligini tertemiz olarak ortaya koyuyordu. soyle ki; bu bahsettigin ritueller zaten seni uyaran etkenler. belleginde izi olan anlar yani. sigarayi da bu bellek izi baglantilarini kesmeden birakamazsin. yani tersiyle, sigarayi birakmak istiyorsan bu rituelleri engellemen gerekli ve bunlari cok sevdigimiz icin de cok zorlasiyor mesele. Ben mesela sabah icilen ilk sigaranin hastasiyim, bunu engelleyemedigim icin de gerisi gun icinde geliyor :)

her sey acik net ortada. Zararli oldugunu biliyoruz buna karsin sevdigimiz ritueller var vs vs. Rituellerin olusturdugu yollardan yurumeyip yeniden o yollarin yesillenmesini saglaman gerekli yani.. pehh..
  • oldboy  (15.05.18 13:10:49) 
Şimdi size biraz sigarayı öveceğim.

Ben 7 yıllık sigara içiciliğimde neredeyse her marka sigarayı denedim. Böyle artık triplere falan girmiştim "yok abi o bende öksürük yapar, yok abi o balgam yaptırır" Hatta bir dönem tütün ekspertiymişim gibi arkadaşlarım benden sigara tavsiyesi alırdı. Bunları anlattım ki ne kadar sigara aşığı bir insan olduğumu anla.

Sigara için yaptığım rutinler oluşmaya başladı bir yerden sonra. Eve yürüme rotamı sigara uzunluğuna göre ayarlıyordum, kışın yağan karda müzik acıp içiyordum, alkol ile konusunu zaten açmaya gerek yok. Daha bir sürü şey.

Keyifle içtiğim bu sigara sevdamdan iki üç hafta önce vazgeçtim. O bırakma sürecinde "Ne yapsam bitane içsem mi?" geyiğini çok döndürdüm kendi içimde. Ama içmedim. Şu an sadece haftada bir en fazla iki gün alkolun yanında tüketiyorum. Fakat o da gitmiyor. Yani göğsüme oturuyor artık. Yakında tiksinirim belki bilmiyorum.

Şu bir doğru. Sigara içen insanlar hayatını sigara ile bağdaştırdığı için, bırakınca bi boşluk oluşuyor. Örneğin sinirlendiğim zaman o tütünü sarmaya çalışma histerileri, yemek üzeri çay yanı diye adlandırdığımız keyif sigaralarını, bir yandan ağlamana engel olmaya çalışırken yutamadığın nefesler. Bunlar yok artık. Hala bunları dolduracak bir boşluk bulamadım. Arada içeyim lütfen ya tribine girince sakız çiğniyorum.
  • kablelvuku  (15.05.18 13:30:24) 
[]

Sanal kredi kartına taksit oluyor mu?

Özellikle garanti bonus için soruyorum ama diğer bankalar da olur.

Trafik sigortasını yaptıracağım. Nakitim var ama nakit bana kalsa, taksit yapabilsem harika olur. Kredi kartı kullanmıyorum. sanal kart açsam, tüm bakiyeyi karta yüklesem, taksitle poliçeyi kestirsem. Nakiti sanaldan geriye çeksem. Taksit tarihi geldikçe bakiye yükleyip ödeme yapsam?

Oluyor mu böyle?

 
Kredi kartın yoksa sanal kartın da olmaz.
Sanal karta taksit olur.
Taksit miktarını değil tüm bedeli limit olarak belirlemelisin.
  • oguz altun  (08.05.18 13:52:45) 
Tamam tüm bedeli limit olarak belirledikten sonra, ilk taksit tutarını düşmeyecek mi sanal karttan? hesap kesim tarihine kadar kalan tutarı geri çekemiyor muyum? Taksitin bir amacı kalmaz ki aksi halde?


  • deveyi diken adamin ta kendisi  (08.05.18 13:55:58) 
Sanal kart asil kartin tum ozelliklerini tasir.

Kredi karti olmadan Garanti Bankasinda sanal kart var. Ama hesaba bagli, nakit cekim yapilabiliyo bi tek taksit yok.

Benim bildigim gercek kredi kartina bagli sanal kartta taksit oluyor. Ve o sanal karti kapatsaniz bile tutar asil karttan cekilmeye devam ediyo her ay.
  • bir3iki7  (08.05.18 14:02:47) 
sanal kart, kredi kartının farklı numara atanmış hali. kartın yokken sana verilen bir şey değil yani.


  • kenarortay  (08.05.18 14:08:26) 
1) Garanti ile ilgili bahsedilen sanal kart, sanal kredi kartı değil. Sanal banka kartı. Yani diğer arkdaşların da dediği gibi Asil bir kredi kartınız yoksa açabileceğiniz tek sanal kart hesap kartı oluyor. O da taksit özelliği sağlamaz.

2) tıyorum trafik sigorta bedeli 600 lira. Siz 6 taksit yapmak istiyorsunuz. Kredi kartınıza bağlı bir sanal kredi kartı oluşturup limitini 600 lira yapacaksınız. İlk çekimde 600 liralık limitin tamamı dolacak. Sonra her 100 liralık ödemede o kadar limitiniz açılacak. 2 y ödeme yaptığınızda 200 lira limitiniz olacak gibi...
  • himmet dayi  (08.05.18 14:16:32) 
[]

Trafik Polisi'ni Şikayet, Belediyeyi Dava

Dün arkadaşımla Sarıyer Reşitpaşa'da tek yön olan bir sokağa, doğru istikamette girdik. Yol sola dönüyor. Döner dönmez adı çukur, kendisi kara delik olan bir hendeğe sol ön tekerden düştük. Sol ön teker çakılınca arabanın arkası kalkıp sağa attı kendini. O kadar büyük bir çukur. Ki, hem sola tam dönüş, hem yokuş olduğu için devirsiz ve yavaştık, ona rağmen böyle.

Herneyse, vatandaş geldi. Sizden önce başkaları da düştü. LAstiği yarılanlar, çekiciyle gidenler gırla diyorlar. Aferin dedim. Siz de kimseye ihbar etmediniz, en azından bir su bidonu falan koymadınız ki başkası da mağdur olmasın.

Neyse dedik ki, görünen aksamda hasar yok ama bu araba yürümez bile. Alt takım kesin perttir. Hiç bir şey olmasa jant yamulsa sadece 1000 tl o. Polis gelsin, rapor tutalım kaskodan yaptıralım. İşgüzar Sarıyer Belediyesini de dava edelim. 5 dk içinde polis geldi. ama asayiş. Yoldan geçerken görmüş. Sağolsunlar aşırı ilgilendiler. Kendi görevleri olmamasına rağmen "biz yapmazsak belediye falan gelmez kalır böyle, başaksı düşmesin" diyerek şerit çektiler. Trafik ekibi gelsin raporunuzu tutun deyip, geçmiş olsun deyip ayrıldılar.

Trafik ekibi 1.5 saat sonra geldi. Geldi, ne var, neye çağırdınız yani hayırdır vs. diyor. Çukura düştük diyorum. İyi tamam başka? Hadi hadi beni tutmayın diyor. Rapor tutalım da alt takımda hasar varsa kaskodan yaptırıcaz, kasko şirketi tek taraflı kazada kendi raporumuzu ciddiye almıyor. Ama ondan ziyade ben belediyeyi dava edeceğim o yüzden rapor tutalım diyorum.

Şimdi geçmiş olsun demedi, bakmadı etmedi. Herkesten insanlık beklemiyorum, kabulümdür. Ama ben buna rapor tutmam, usta mıyım ben, ben hasar görmüyoryum diyor. Şöyle böyle derken. Prosedür gereği insan sorarsın, doğrusu budur. Ama soracaksa adam gibi sorar. Önce sorarsın, peşin hüküm veremezsin. Sürücü kim, alkol var mı vs. İnanmazsan da testlerini yaparsın vs. Direkt sürücü olarak kafasında arkadaşımı belirledi. Alkollü yaftasını yapıştırdı (tabii ki alkol yok, ikimiz de üfledik 0 promil).

Araç benim, sürücü de benim. Alkol yok. Takım elbiseliyiz, öğretim görevlisiyiz, öyle bacak arasında birayla gezen apaçi değiliz. Devlet ricalinden çok önemli birinin yanından çıkmışız. Israrla arkadaşımın yanına gidip, şunun tipe bak. alkollü, kaza yapmış bir de polis çağırıyor diyor. Bi dk bi dk dedim. Siz sürücünün kim olduğunu sordunuz mu? Önce soracaksınız sürücü kimdi diye. Sonra şüpheniz varsa üfletin, o olmuyorsa hastaneye gidelim, alkol testi yapılsın ikimize de. Ama o raporu tutacaksınız dedim. Ne yazacam ben buna ya diyor. Yahu ben mi ö ğreteyim, şu plakalı araç, şu sokakta, çukura düşmüş, aracın görünen kaporta aksamında hasar yoktur diye tut sen gerisini ben hallederim dedim.


Uzatmayayım, nihayetinde raporu tuttu. Bastı gitti.

Ben bunları şikayet edeceğim. Sonuç alamam biliyorum da, benim derdim o Sarıyer Belediyesiyle. Bunları dava etmek için hangi mahkeme bakıyor? Savcılığa mı gitmem lazım ilk olarak?

 
Trafik polisinin işi değil. Yaralanma yoksa polis ilgilenmez. Aracınızın üzerinden kamyon da geçse ilgilenmez. Aracıma giden trafikte çarpıp kaçtı. Durduğu sırada fotoğrafını bile çektim polis çağırdım gelmiyoruz dediler iki farklı karakola gittim ilgilenmiyoruz dediler. Trafik mahkemesi dediler öyle bir şey yok. Savcılığa gidip suç duyurusunda bulundum kazayla mala zarar verilemez takipsizlik dediler. Bu ülke böyle. O çukurdan mağdursan alıcaksın kazmayı küreği o çukuru o kadar büyük yapacaksın ki oradan hiçbir araç geçemeyecek işte o zaman ilgilenirler.


  • ThomasJefferson  (08.05.18 18:45:34) 
[]

Ales Salon Baskaniyim Nelere Dikkat Edeyim?

Sınav kurallarini falan hatmettim. Yine de sizler de tecrubelerinizi ve onerilerinizi paylasabilir misiniz daha once bu gorevi ifa etmis arkadaslar?




 
Elinizdeki yönergeyi iyi okuyun. ÖSYM detaylı hazırlamış. Ona harfiyen uyun. Zaten okumuşsunuz sakin olun. Kimileri 120-130 tl alacağım diye yol yordam bilmeden geliyor kendilerini de rezil ediyor çocukların sınavını da tehlikeye atıyor. Aman diyim. Siz zaten okumuşsunuz dk dk ne yapacağınız yazıyor orada.


  • rosencruz  (06.05.18 02:13:21) 
Orada yazan kurallara tamamen uyun. Ales'e giren insanlar yaşça büyük olduğu için hak-hukuk konusunda daha bilinçlidir, iyi niyetli de olsanız kurallardan çıkmayın, sizi sadece kurallar korur, mesela sınav sırasında biri soru sorar normalde yasak konuşmak, birisi şikayet eder zor durumda kalırsınız.


  • gezegen olan pluton  (06.05.18 02:21:00 ~ 02:22:22) 
Ben tavsiyen ÖSYM sınavlarına girmeyin. F/p olarak hiç iyi değil bence. Yaptığınız stresin karşılığı değil kazandığınız para. En iyisi aof :)


  • mezarkabul  (06.05.18 04:24:42) 
[]

Ateist arkadaslara birkac soru

Merhabalar.

Ateizme gecisinizde kirilma noktaniz ne oldu?
Hep inanc sorgulamasi uzerine bir seylere rast gelip okuyoruz da, ateistken inancsizligi da sorguladiginiz oldu mu hic? Yani sundan sundan dolayi acaba inanmali miyim dediginiz, ya da ateizme dair sizi supheye dusuren bir sey var mi?

Neden ve nasil var oldugumuzun cevabini verebiliyor musunuz? Buna cevap veremiyorsak bu durum rahatsiz ediyor mu ya da neden var oldugumuzu onemsememek bunun icin bir cozum yolu sayilir mi?

 
bir kırılma anı olmadı, anlatılan şeyler ilk gençlikte bana yeterli gelmemeye başladı ve sorgulamaya başladım

soruna cevap mı fakat tanrı fikri de bana imkansız gelmiyor, olabilir fakat bu bir simülasyonda yaşadığımız teorisiyle eşdeğer bir yerde duruyor, ikisi için de şimdilik yeterli kanıt yok. ve hayatı elimizdeki bilgilere göre yorumlayabiliyorum şimdilik cevabım da bu şekilde

evet bunlarla ilgilenmemek uğraşmamak da bir çözüm
  • freebird5406_2  (05.05.18 00:45:50 ~ 00:46:42) 
ben hiç bi zaman dine/tanrıya inanmadım. ondan öyle bi kırılma anı yaşamadım. varlıkta bir anlam bulma çabasını saçma buluyorum.


  • ghilleinthemist  (05.05.18 01:01:00) 
kırılma anı yok aslında. zamanla bir yerlerden kopuldu. bazen acaba dediğim zamanlar oldu ama ilk başlardaydı.


  • un  (05.05.18 01:11:44) 
aslında agnostizme daha yakınım ama yine de kendimce cevap vereyim.

çocukken dini olarak çok yönlendirilmedim aslında. bir-iki yaz camiye gittim ama pek beceremedim, sevmiyordum da zaten. lise sona kadar türk insanının çoğu gibi dinin gerekliliklerini yerine getirmemekle beraber müslüman olduğumu düşünüyordum. direkt bir kırılma olmadı ama zamanla inancım zayıfladı, kuran'daki garip ayetler ve peygamberin hayatı üzerine tuz biber ekti. azalarak bitti diyebilirim yani.

şu an evrenin simülasyon olmasının olası olduğunu düşünüyorum. ölümden sonra ne olacağına dair bir cevabım yok ama bu beni (en azından şimdilik) korkutmuyor.
  • mattiadestro  (05.05.18 01:27:46) 
kırılma noktası olarak şunu söyleyebilirim en çok aklıma takılan mevzu dinlerin birbiriyle çelişkisi. abd'nin dindarı ayinde şarap içerken bizim dindarımız ağzına alkol almıyor ve ikisi de kendi kitaplarına göre doğru olanı yapıyor, bu çok saçma gelmişti bana.

ateizme dair şüpheye düşüren bi şey de var kutsal hikayelerde anlatıldığı gibi bu dünyanın ceza olması çok mantıklı geliyor bana, çünkü %100 mutlu bi insan olduğuna inanmıyorum en mutlu gözükenin bile büyük mutsuzlukları tatminsizlikleri var hayatta ve olmaya da devam edicek insan olmanın kanunu bu çünkü. ben de bir topluluğu cennetten sürgün edicek olsam böyle bir yere ederdim. fakat dinlere karşı bi şüphem yok bu şüphem sadece tanrı varlığına karşı dinler kesinlikle saçmalık.

varolmamızın bi sebebi olduğuna inanmıyorum, annemizle babamız sevişti olduk işte kalbimiz vücudumuza kan pompaladığı sürece de olmaya devam edicez yani bu kadar, nasıl kısmı da henüz %100 anlatılamıyor ama şu ana kadar bulunan ve tartışmaya açık olmayan bilimsel gerçekler kutsal kitaplarla çelişiyor yani dinlerin doğru olmadığına dair en net kanıtlardan biri bu. bu konuda henüz karanlıkta olan kısımlar da bir gün aydınlığa kavuşacaktır elbet biz görmesek de.
  • semaforo de medianoche  (05.05.18 01:43:20 ~ 01:48:43) 
- kucuklukten beri tanri ve dine isinmamisti icim. sacma gelmisti bana. buyuyunce arastirdim ve icimdeki supheleri dogruladim.

- oldu. ve ben de bilime inanmayi sectim.

- nasil varoldugumuzun cevabini verebiliyorum ve neden varoldugumuzun cevabini bilimin verdigi cevap kadar biliyorum. ilk insan asla var olmadi. evrildik hep ve hala evriliyoruz bunlarin hepsi birer surec. motolojik hikayere inanmiyorum.

- kisi dogmadan once nasil kendisi icin hicbir sey yok ise; oldukten sonra da oyle olacak. ani-hatiralar-bilinc... tum bunlar beynin elektriksel baglantilari sonucu olusan seyler. olunce elektrik kesilecek ve bunlar da yok olacak.
  • tomcruise  (05.05.18 01:49:08) 
Ta lise yıllarında ateist olduğumdan biraz ergen tepkiselliğinin sonucuydu. Muhafazakar bir aile, muhafazakar bir şehir ve lise bunaltmıştı. Ama geçen yıllar boyunca materyalist okumalar bu profane eğilimimi daha temellendirdi ve sağlamlaştırdı, aynı zamanda islam'a olan tepkiselliğimi de azalttı. Muhammed'i ilgi çekici bir figur olarak görüyorum artık, tevrat ve Kuran'ı önemli tarihsel metinler olarak okuyunca daha ilginç gözüküyor.


  • slhmlr  (05.05.18 01:53:42) 
benim bariz geçişim olmadı. hep br sorgu halindeyim zaten. olayın bütününe bakınca dinlerin masal olduğu kabak gibi ortada. her şeyin nasıl başladığı(insan ile ilgili değil, maddesel olarak) sorusu ise benim için bu hayatın en büyük gizemidir. en çok merak ettiğim şeydir. ancak o konuda da şöyle bir düşüncem var, kanıt manıt yok tabi. bence hiçbir şey başlamadı yani her şey hep vardı. zamanın da başı ve sonu yok. aslında zaman diye bir şey de yok. biz ölümlü olduğumuz için birim kullanmak zorundayız, o yüzden zamanı biz icat ettik. zamanı anlara ayıramıyorsunuz örneğin ne kadar bölebilirseniz o kadar küçülüyor, teorik olarak "an" kavramı ortada olsa da, an kavramına somut olarak yaklaşamıyoruz. geometrideki nokta gibi yani. ama soruların cevabı olmuyor bunlar tabii. bu arada her şey sıfırdan başladıysa yaratan bir güç olabilir. ama bu bizim dinlere dayandırdığımız şeyle alakasızdır diye düşünüyorum. her şey çok karışık. bir dine inanıp bunları çözdüğünü, sebebe-sonuca bağladığını iddia etmek de bana çok salakça geliyor kendimce. herkesin kendi inancıdır tabii sözüm kimseye değil. kendim için konuşuyorum. yani bilmediğin bir şey hakkında varsayım yapıp doğru olduğuna inanmak tamamen insani ego problemidir sanıyorum.


  • tukenmez adam  (05.05.18 02:03:36 ~ 02:13:05) 
İki farklı kültürün arasındaki çekişmeyle geçti çocukluğum. İkisini de seçmemeyi doğru buldum. Çünkü kurallara göre yaşamak saçma. Vicdan yapmak -hiç olmadık konularda- saçma. Dogmalar çok saçma. Her şey saçmaydı bana göre konu din olunca.

Sonra bir gün babam bana www.kitapyurdu.com bu kitabı aldı getirdi 13 yaşındaydım. Sırf yobaz birisine dönüşmeyeyim diye. Ama o kitaptan sonra hepten saldım ben bu din olaylarını.
  • kablelvuku  (05.05.18 10:17:07) 
Okuya okuya, sorgulaya sorgulaya zamanla inançsız biri haline geldim. Çok fazla tutarsızlığa, çok absürt, hiç adil olmayan şeylere denk geliyor insan kurcaladıkça. Sonra her şeyin belli insanları kontrol etmek, kimi zaman onların içine su serpmek için ortaya atılmış koca bir düzmeceden, bir masaldan ibaret olduğunu anlıyor.

Ben her şeye bir anlam yüklemeyi bırakalı çok oldu. Neden ve nasıl var olduk? Çünkü canlılar ürüyor, milyarlarca yıldır doğada gerekli şartlar olgunlaştıkça (bir dişi bir de erkeğin çiftleşmek istemesi ve çiftleşmesi gb.) çeşitli türler var olmaya devam edecek. Bu işte fazla felsefe aramaya gerek yok. Zira her şey aslında çok basit. Olağan şeylere ulvi bir mana yüklemeye gerek yok.

Ama bunu inanan insanlara asla anlatamazsın “Ne yani, boşuna mı yaşıyoruz?? .s.s” “Nasıl yani, kötüler öteki dünyada cezasını bulmayacak mı? .s.s.s” derler. Çünkü buna tutunarak yaşıyorlar. Aksi halde buhrana düşüp kafayı yerler. Dolayısıyla herkesin bu gerçekleri kendinin görebilmesi lazım. İşte bu yüzden ben bu konularda kimseyle tartışmaya girmiyorum.
  • i m cool with that  (05.05.18 10:53:59 ~ 11:55:07) 
Anne ateist, baba deist olunca belli bir dinin öğretileriyle büyütülmedim. Ailem kendi dinimi seçmem konusunda serbest bıraktı. Ortaokulda bir ara museviliğe çok yaklaştığımı hatırlıyorum ama sonunda öğretiyi değil hikayeyi büyüleyici bulduğumu anladım. Ne yaparsam yapayım inançlı bir insan olamadım. Ateist olmam dinleri mantıksız bulmam veya yazılanları bilimsel bir çerçeveye oturtamamamdan ziyade dediğim gibi içimde inanç duygusu kalmamasından kaynaklanıyor. İnançsızlığımı da hiç sorgulamadım.
Varolmamızın sebebini ve nasıl gerçekleştiğini de pek düşünmedim açıkçası. Bilimsel açıdan nasılı biliyorum ama nedenini hiç düşünmedim.

  • dijalli  (05.05.18 22:33:12) 
[]

Gecekondu yapmak, arsa çevirmek

Eskiden nasıl bu kadar kolaydı? bugün imkansız gibi olduğu için mi böyle düşünüyorum sizce?

Hadi İstanbul'da mümkün değildir de, bugün herhangi bir şehirde bir arsayı çevirmek, ne bileyim gecekondu yapmak ve öyle ya da böyle o arsanın sahibi olmak artık mümkün değil mi?


 
Çünkü o zamanlar devlet otoritesi yoktu, ortalama her sene bir seçim olduğu için de siyasi erk vatandaşın üzerine çok gitmiyordu.

Şimdi ise mümkün değil, tapulu ve proje çizip inşaat ruhsatı aldığınız yapıda bile imara aykırı birşeyler yaptığınızda iş bitirmenizi ve iskanınızı alamıyorsunuz.
  • John Bloor  (04.05.18 10:03:05) 
[]

2 adet çok saçma para basma sorusu

Merhaba. Tamamen cehaletimden soruyorum. Devletinm 6 milyar tl bastığı mevzuları üzerine sözlükte paranın pul olacağı, batacağımız üzerine yorumlar var. Oradan hareketle:

1- Devlet bunu habersiz yapsa, kimsenin haberi olmadan piyasaya bol bol para sürülse de aynı etki oluyor mu? Sanki bu ekonomi işleri psikolojik. Hani bilinince aha devletin kasasında karşılığı yok, ama para var. Bu para değersiz moduna geçiliyor, o yüzden kriz oluyor. Ama habersizce el altından sürülse snaki bu olmayacakmış gibi geliyor bana. Ekonomilerde bu işler psikolojik mi gerçekten?

2- Diyelim ki devlet para bastı. Sözlükte yazıldığı gibi paranın değeri düştü ama asgari ücret bile 5-6 bin oldu. Şu durumdakilerin işine yaramaz mı?Maaşım 3 bin tl. Aylık 500 taksitli kredim var. 3000 tl maaşla 500 kredi ödemek ağır geliyorsa, 6-7 bin tl maaşım olunca çatır çatır öderim. Benim gibi milyonlarca adam rahat rahat borcunu öder, kalan parasını da harcayabilir. Ekonomi canlanır? Saçma mı bu?

 
1- gizli basmasıyla açıktan basması arasında bir fark yok. hissedilmesi kısmen zaman alabilir sadece. hatta açıktan basmasından bile daha tehlikelidir gizliden basması. kimsenin pozisyon alacak vakti kalmaz. belirsizlik ekonomiyi daha da siler atar.

2-evet saçma. çünkü insanların aynı mala ödemeye razı gelecekleri miktar artacak. bunun adı fiyatların birbirinden bağımsız olarak genel olarak yükselmesidir. yani enflasyon.

ek- daha teknik anlatacak arkadaşlar vardır, cevaplarım yüzeysel.

ek-2
ikinci soruya cevaben philips eğrisi ile ilgili googlelama yapabilirsiniz. enflasyon sonucu işsizlik ve dolayısıyla asgari ücretin alacağı hal hakkında fikir verebilir.
  • karlmarx  (27.04.18 20:52:30 ~ 20:54:26) 
1- bilmiyorum.

2- maaşın artsa bile ekmek misal bugün 1tl ise yarın 5 tl olacak. yani sen 500 tl ödeyip yine 3bin ile nasıl geçiniyorsan yine öyle geçineceksin 5-6 bin tl ile.
  • susadım çeşmeye varmaz olaydım  (27.04.18 20:59:18) 
1. para çok olursa insanlar bir süre sonra daha fazla harcama eğilimine gireceği için enflasyon sonucu para değerini kaybedecektir. 3 liralık ev 5 lira olacak. asıl psikoloji o zaman başlayacak. "ekonomi batıyor." telaşıyla insanlar bankalara hücum edecek, sabit faizle de kredi veren bankalar iyice şıçızlayacak... gizli de bassan piyasa kendini ona göre ayarlar.


  • ya ben lan neyse  (27.04.18 21:03:17 ~ 21:03:41) 
ben bu soruları çok gereksiz buldum. çok basit bir cevabı var aslında. biz yapay olarak 6 sıfır attık paramızdan. o 6 sıfır atılmadığında miktar olarak milyonlarca paramız vardı ama tuvalete gitmek için 1 milyon lira veriyorduk. sonuçta miktar da artsa pahalılık daha çok artacak.


  • bugisme  (27.04.18 21:24:05) 
oncelikle 6 milyar cok buyuk bir para degil asgari ucreti etkileyecek kadar. turkiye'deki her insana 80TL dusuyor 6 milyar liradan, bir kerelik.

Habersiz yapma konusunda da, pek mumkun degil, yani parayi bastin ama piyasaya nasil ne yolla sureceksin? olayin mekanizmasini dusunursen herhangi bir para yaratan kisinin o parayi ekonomiye caktirmadan sokmasinin imkansiz oldugunu goreceksin.
  • robokot  (27.04.18 21:27:45) 
[]

Şu videodaki gibi toplu eğlenceli akustik şarkı

Lazım.

Video: youtu.be

Çok amatör, çok ergen olmasın ama. Hatta meşhur şarkıcılarınkisi öncelikli diyeyim. Böyle topluca bağıra bağıra eğlenerek şarkı söylendiği videolar arıyorum işte. Özellikle gitarla çalınmalı.

 
Bu geldi aklıma işinize yarar mı bilmiyorum;
youtu.be

  • flaneurist  (27.04.18 12:19:32) 
  • kablelvuku  (27.04.18 12:22:45) 
[]

Kahve falımda Che Guevara çıkması

pixabay.com

Bildiğiniz bu figür çıktı. Neye yoralım?


 
3 vakte kendi çapında bir devrim yapacaksın.


  • false pretension  (25.04.18 14:27:21) 
Yani bu tür şeylere direkt yorum yapılmaz, biraz çevresel etmenlerle incelemek lazım; ama genel yorumlarsak,

Falda Devrimci çıkması:

Falda devrimci çıkması hayatınızda değişikliklerin olacağına delalettir. Bu değişiklikler birinden miras kalması, birden fazla uzak ülkeye seyahate çıkmak gibi büyük şeyler olabileceği gibi, silahlı paramiliter örgüte katılmak gibi ufak değişiklikler de olabilir.

Falda Arjantinli çıkması:

Yakın zamanda oynanacak Boca Juniors maçının üst biteceğine delalettir.
  • g man  (25.04.18 14:30:15 ~ 14:38:27) 
@g man ahaha :D, tersine yorumlanabilir. fasist diktator biriyle birlikte olacagina delalettir. babannem bana el verdi olmeden, yorumlarim tutuyor.


  • bedbed  (25.04.18 14:34:21) 
[]

Nasıl 15-20 bin bulunur

Geliri çok iyi, geri ödeme gücü çok yüksek biri var. Fakat zamanında kredi puanı dibe vurmuş. Kredi çıkmayan, kredi kartı kullanmayan, eşten dosttan el borcu almak haricinde 15-20 bin tl nasıl bulabilir bu kişi? Taksitle ödeyecek. Taahhütle telefon bile çıkmıyor.




 
Böyle birine tefeci bile borç vermez, ama olurda verirse iliğini sömürür. Sakın tefeciye bulaşmasın, yoksa o taksitler bitmez.

Böyle biri ancak ona çok güvenen bir yakınından borç bulabilir, ki böyle birine babası bile borç vermez sanırım.

Bu kadar eksiye düştüyse geri ödeme gücü olsa da sorumsuz biri demek ki.
  • John Bloor  (24.04.18 12:13:47) 
Bazı bankalar belli dönemlerde bilançoyu şişkin göstermek için uçan kuşa bile kredi veriyorlar. Kredi notu aşırı düşük bir arkadaşım insanlık dışı yüksek bir faizle Aktifbank'tan kredi bulmuştu.


  • cleric  (24.04.18 12:21:59) 
hocam
bankalara basvurup kredi notunun icine sıcmasın daha fazla
bu 15-20 bini bir yere borcu varsa

ailesinden alacak atıyorum 5000 tl buldu.
borcu olan yere abi 5000 tl veriyorum kalanını da topluyorum diyecek
ve bu parayı kazanmak icin ugrasacak

bu 15-20 bin bir yere borcu yoksa bir şey alacaksa
almasın
  • kingcyrax  (24.04.18 13:19:42) 
kısa vadede bir önerim yok ama uzun vadede bir kredi kartı alsın. limiti çok zorlamadan kullansın ve son ödeme tarihini geçirmeden o ayki dönem borcunun tamamını ödesin. aksi halde kendi kendine kredi puanı yükselmez.


  • himmet dayi  (24.04.18 14:17:23) 
Geliri çok iyi, geri ödeme gücü çok yüksek biri var.

NEden su anda vurmus dibe kredi puanı?
  • binder dandet  (24.04.18 16:09:30) 
[]

Cok kirli bir ortamdan kopek sahiplendik

Kopek disari cikmiyor, bulundugu yere diskiliyor ve diski ayni ortamda kaliyor, kopek fare, kus falan olduruyor, o leslerle ayni ortamda duruyor. Tek ayrinti su ku asilari, parazitleri düzenli yapılıyor ve bulundugu ortam cok havadar.

Neyse bu hayvani bu ortamdab alip sahiplendik. 1.5 yasinda kizim var. Oynamak istiyor ama bir sağlık problemi olmasindan çekiniyorum. Normalde sokak kopekleriyle de oynatiyoruz, kendi kopegimizle de ama su an pire ihtimali veya su fare kus lesleriyle beraber bulunmus olma durumu endise ettiriyor beni.

Kopegi yikayip oynatsam mi kizimla? Gereksiz evham mi sizce?

 
valla eğer sağlık olarak bir sorunu varsa, yıkadığında iyice ortaya çıkacaktır.

köpekleri yıkadığın zaman dirençleri felaket şekilde düşüyor kaldı ki ağustos temmuz olsa tamam.
  • Photographer  (23.04.18 13:38:39) 
eski ortami temiz ya da kirli fark etmeden, sahiplenilen hayvani oncelikle veterinere goturmeniz, hayvanin parazit asisini, kene damlasini yaptirmaniz gerekir. hatta iki gun su degmemesi lazim damladan sonra, mumkunse veterinerde kalabilir o surede. eve geldiginde de yikarsiniz. diger sorulariniza cevabi da en iyi veteriner bilir.


  • pide  (23.04.18 13:39:15) 
Bence hayvanı geldiği ortamdan bağımsız bir şekilde eve almadan önce sağlık kontrolünden geçirmeli ve aşılarını yaptırmalısınız her durumda. Aşıları düzenli yapılıyor demişsiniz ama birincisi bundan ne kadar emin olabiliriz ikincisi yapılan aşıların koruyuculuğu dışında farklı bir hastalığı da bulunabilir.

Ben sokak hayvanlarıyla yiyişen biri olarak hastalık vs hiç sallamam ama yine de hayvanı eve almadan önce veteriner kontrolünden geçirmenizi tavsiye ederim.
  • buff  (23.04.18 13:42:30) 
[]

Engelli Kpss'de Torpil İsteyen Aday

Bugun osym sinav gorevim vardi. Tek aday giriyor salonumda. Görme engelli kadin aday. Okuyup isaretlemeye yardımcı olacagiz gorevimiz bu.

Kendisi sınav başlamadan once "sorularin cevabını bulmamda da yardımcı olun ne olur" dedi. Kendisini uzmeden görevimizin sadece sorulari okumak ve onun sececegi dogru siklari isaretlemek olduğunu soyledim. Sizi vicdanen de anladim ben saglik olsun vs gibi trip atti.

Belki sorulari anlamama yardimci olunu kasteduyirdur diye önyargılı olmadim. Netekim, arkadaşımız engelsiz adaylarla yarissa kendisine pizutif ayrimcilkk taniyabilirdim ama rakipleri de kendisi ile ayni durumda. Onlarin hakkini yitemezdim hicbir sekilde.

Ama sınav esnasinda farkettim ki, goremedigi icin diger adaylardan da 1-0 geride. Sorulari anlamasini kolaylastiracak izahatlar yaptim. Kararsiz oldugu secenekkerse vurgulamalarimi artirarak biraz isini kolaylastirmaya çalıştım. Ya da soyle ornek vereyim, harita bilgisi isteyen bir soru var. Harita tasavvur edebiliyor musunuz dedigimde hocam hic harita gornedigim icin canlandiramiyorum dedi. Mecburen kendisine harita tarifi yaptim, oradan da soruyu anlayamayinca hic olmadi siklardaki ulkelerin bize kültürel yakinlik uzakliklarini dusunun diyerek soruyu anlamasına yardimci oldum.

Sizce bir yanlisim var mi bu iste? Cunku kendisi ortopedik engelli olsa sadece isaretlemeye destek ihtiyaci olacak. Ama koca koca paragraflari, görsel hafiza gerektiren sorulari aciklamadan, dogruyu soylemek gerekirse biraz destek olmadan anlamasi, bu sınavlara calismasi da mumkun degildi.

Bir problem olur mu sizce? Bence dünyası siyaha burunmus bu kardeslerimiz ortopetik engelli arkadaslarimiza göre nir tik fazla hakediyorlar bence is hayatin girmeyi. Yoksa zaten cok fazla olumsuz psikoloji icerisinde kendimi yerleeine koyuyorum, is hayatinda da olmazlarsa be yapacaklar.

Tamam bunun kararini verecek ben degilim, kopya da vermedim ama olabildigi kadar yardimci oldum.

 
en iyisini yapmışsın. ben de olsam ne kopya verirdim ne de çok umarsız kalırdım. bu ülkede engelli olmak zaten yeterince zor. bu sonavdan bişi çıkmazsa muhtemelen evde oturacak.


  • mayeskuel  (22.04.18 13:55:54) 
Eger yonlendirdigini dusunuyorsan hata yapmissin. Peki siz gorme engelliye sinavi yaptirmak icin egitim aldiniz mi? Boyle bir on egitim var mi? Suan sorulari gozleriniz kapali yapmaya calistiniz ve aday ile empati yaptiniz gibi geldi. Tum sorular cok zor gibi ama gorme engelliye de kpss'ye kadar cografya anlatiliyor ve harita bilgisi de ona gore veriliyor. Bu zamana kadar hic harita gormedim bir cevap degil bence.

Konuyu, adayin bir egitim aldigini dusunerek ve yine engelliler ile yaristigini dusunerek degerlendirdim. Diger negatif durumlari konuya katmadim.
  • ykyt  (22.04.18 13:58:27) 
hayatında hiç harita görmemiş insana böyle bir soru sormak ösym'nin hatası bence.sınav yapıyorsan engelli insanlara uygun sınav yapılmalı.bence yaptığınız pozitif ayrımcılık ve bence gayet anlaşılabilir.


  • valkin rockefeller  (22.04.18 14:13:05) 
Aldigi eğitim meslek lisesi egitimi. Yani engelli sinavinin cozumune dair bir egitimi yok.

Ben engelini one surerek torpil istemesine cok kizdim ama sunu dusunun, birincisi benim onu yanlis anlayip torpil gibi algilama ihtimalim vardi, ikincisi bu hayatta bu hedefinden başka hayatta tutacak seyi yok, yoksa eve kapanacak. Diger adaylar da engelli fakar görme engeli onu daha da geriye itiyor. Boyle bir durumda imtiyaz istemesine kizamadim. Hasta psikolojisini dusundum. Biz saglikli dusunup etik bulmayabiliyoruz ama etik onun icin ikinci plana atilan bir sey ise ben onu da anliyorum.

@valkin'e katiliyorum. Gorme engelli birinin boyle sorularla karsilasmasi zaten ÖSYM hatasi bence. Uzerine gorme engelli birinin meslegiyle alajali kadriya atanmasi icin engeline uygun sekilde sadece mesleki sinava alinmasi gerekli. Ekpss basli basina bence bir hata zaten. Bu kadar aday disi kaynakli hata arasinda bu kardeşimizin işini kolaylastirdim, kopya vermedim.

Tek derdim, benzer durumdaki adaylarin hakkina girmis olma ihtimalim. Aksi durumda da bu adaya duyarsiz kaldigim icin uzulecektim.
  • deveyi diken adamin ta kendisi  (22.04.18 14:21:29) 
benim bildiğim yönerge açık açık etmeyin diyor. başka biri cevabı söylese mesela ne olacak? kime ne kadar yardım edileceğine kim karar verecek?

ben de daha önce girdim ama bu tip bir şey yapmadım. sistem yanlışsa sistem düzeltilir, bireysel etki anlamsız. yine de sıkıntı yapacak bir durum yok.
  • passion rules the game  (22.04.18 16:42:57) 
Salonlarda ses kaydı yok mu?

Onun dışında yapmışsın artık, olan olmuş.
  • elorelia  (22.04.18 17:01:04) 
grafiklerden muaf olmaları lazım; tuhaf. fakat hazırlanmamış olması da tuhaf. ne sorulacağı belli değil miydi?


  • e haliyle  (22.04.18 23:34:34) 
[]

Penisteki cildi rahatsizlik icin kadin cildiyeci

Penisimde surtunme kaynakli başlayan bir tahris, yaraya donustu. Hep iyilesme noktasindayken tekrar kilcal yirtilmalarla surec uzadi. Cildiyeye gitmem gerekliymis.

Anlasmali hastanemde sadece kadin cildiyeci musait. Hazir izinliyken gideyim diyorum da, kadina ayip olmaz mi ya sanki bilerek gitmis gibi. Kadin dusunmez mi baska doktor mu bulamadı, bilerek mi geldi diye.
Tipta ayıp olmaz biliyorum da. Aklima geldi öyle.

 
hocam kusura bakma ama güldüm biraz.

doktora gittiğinde fermuarını açıp içeri dalmayacaksın heralde? doktorla önce bir konuş. o sana tavsiyede bulunacaktır. Muhtemelen "bir süre 31 çekme" diyecektir.
  • himmet dayi  (20.04.18 08:46:05) 
Cildiyeci, ürolog ve jinekologların gördüklerinin haddi hesabı olmadığından dert etmene gerek yok. Derdini efendi bir biçimde anlatırsan ve yeni nesil akp tipi doktor değilse sorun olmaz.


  • cleric  (20.04.18 08:51:10 ~ 08:51:29) 
ayıp falan olmaz.

doktor doktordur, kadını erkeği olmaz.
  • babilbaligi  (20.04.18 09:05:17) 
Soyle dusun. Daha once pis orman gibi killi adamlar gidip gostermistir sen niye cekinesin? Banyonu yap pudrani sur ve goster doktora.


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (20.04.18 11:02:00) 
çıkarıp masaya koymadığın sürece sıkıntı olmaz.


  • Tears of Devil  (20.04.18 11:51:51) 
Yani benimde liken planus hastalığım vardi. Bilerek kadin doktordan kacindim ama doktorlar bu tip konukarda kesinlikle sıkıntı etmiyor diye düşünüyorum. Erkeğe gösterirken dahi rahatsiz oldum ama o muayene bitince onlar icin ne kadar sıradan olduğunu anliyorsun


  • aksach  (20.04.18 13:28:38) 
Sen absürt bir olaymış gibi davranırsan karşındaki kadın doktoru da afallatabilirsin.Normalmiş gibi git ve davran.Çünkü normal


  • turkuaz  (20.04.18 13:58:37) 
daha neler, ya... siz sakin olursaniz hekim de sakin olur. tahrisin yaraya donusmesi cok da normal degil bence; gidin gorunun.


  • e haliyle  (20.04.18 20:31:35) 
ya hocam geçmiş olsun ama ''hep iyileşme noktasındayken tekrar kılcal yırtılmalarla süreç uzadı'' kısmında kahkaha attım.
onun dışında kadının işi bu yani. niye ayıp olsun.

  • neverlose  (21.04.18 10:11:52) 
12345   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.