[]

Kaş'a alternatif tatil önerisi

Selamlar,
Kaş'ı özellikle belirtmemin sebebi daha önce gitmiş olanların beklentimi az buçuk anlayabilmesi için. Geleyim konuya.

Tek başıma gitmeyi planladığım, 5-6 gün kadar kafamı dinleyebileceğim bir tatil ilçesi arıyorum.
Gündüzünde denize girebileceğim, akşamında hem ilçede sakin sakin tur atabileceğim, barında veya bir yerinde oturup vakit geçirebileceğim (mekanlar 1 haziranda açılır ise) veya işte kaştaki deniz feneri gibi sakin biyerde oturup takılabileceğim veya tamamen yürüyüş yapabilmek ve tüm bunları otelime/pansiyonuma yakın bir yerde yapmak istiyorum.

Gündüzleri çalışmam gerekebileceğinden dolayı internete ve elektriğe ihtiyaç duyuyorum o yüzden kamp vb. yerler kesinlikle olmuyor.

-Yine Kaş olabilir tabii ama başka bir yerler de öğrenmek istiyorum. Bodrum kesinlikle istemiyorum. Mesela Datça nasıl, veya İzmir, Kuşadası vb. vb. önerilerinizi bekliyorum.

 
Kaş’a gidip bayılmış biri olarak daha sonrasında datçaya gidip defalarca daha datçaya gitmek istediğim bir yer 2-3 sefer gittim ve her şeyiyle harika özellikle denizi çok güzel.
Burgazada bir de çok severim. Selimiye de çoook güzeldir göcekte harikadır

  • esinikaybetmiscorap.  (24.05.21 22:07:47) 
aslında çok bişey istemiyorsunuz. bu saydıklarınızı hemen her yerde yapabilirsiniz. bodrum gibi kalabalık yerlerde bile bu isteğinizi karşılayacak sakin güzel yerler var.
eski foça önerebilirim. merkezde pansiyon, barlar sokağı, sahil boyu yürüyüş, deniz vs.
fethiye olabilir, kayaköy sakindir. güzel pansiyonları var en yakınında gemiler koyu var efsanedir. sakindir. plajına değil de sahilin solunda orman içine giden patikayı takip ederek ağaç altı sessiz, dinlenmelik kendine ait yerler bulabilirsin.
bunların yanında datça, marmaris, akyaka vs. bi çok seçenek mevcut. bence ulaşım ve bütçe meselesine kalıyor tamamen. bir de söğüt var ki efsanelerin ötesidir. diğerlerine göre tuzlu gelebilir ama kesin beğenirsin. denize sıfır ahtapot restoranda çalışabilir, biranı kalamarını yerken engin maviliklere bakıp sıfır sessizlikte çalışırken bile dinlenme fırsatı verebilir. söğütün bir tık gelişmiş versiyonu da selimiye var.
al istemediğin kadar seçenek. seç, beğen, git :)
  • erty_ksk  (25.05.21 09:57:57) 
[]

Bitince bardak olarak kullanılan bir mayonez markası vardı.

İthal bir marka mıydı değil miydi bilmiyorum ama, hacim olarak çay bardağından biraz büyük, tip olarak da su bardağını andıran, yanlış değilsem kırmızı kapaklı bir mayonez vardı. Mayonez bitince bardak olarak kullanırdık onu.
Çok eskiden bizim evde vardı. Eski çalıştığım yerde de bir tane gördüm sonradan kırıldı. Kim getirdi vs kimse bilmiyor.

Var mı bilen, hatırlayan?

 
mayonez değil de, delizia hardal olabilir.
küçük, kırmızı kapaklı cam kavanoz bana onu hatırlattı.

  • blatta hiberna  (09.04.21 16:18:25 ~ 16:19:31) 
www.google.com
bu arkadaş olabilir mi?

  • amugochi  (09.04.21 16:20:45) 
buraya sorduktan sonra ararken buldum

merak edenler için:
www.hepsiburada.com

teşekkürler :)
  • yanginmerdiveni  (09.04.21 16:22:02) 
tamam da siz mayonez sormuşsunuz ama hardalmış bu?


  • co2s2  (09.04.21 17:49:12) 
[]

Asgariden Maaş + Özel Sağlık Sigortası

Selamlar,

yaptığım bir iş görüşmesinde maaşları asgariden verdiklerini ve birkaç ay sonrasında da özel sağlık sigortası yaptıklarını belirttiler.

Kafama takılan şu: Masraftan(vergiden vs) kaçınmak için düşükten maaş gösterip üstüne özel sağlık sigorta yapıp masraf yapmanın ne gibi bir esprisi var?

Yani özel sağlık sigortasını hiç yapma, maaşları full yatır, aynı şeye gelmiyor mu ortalama? (özel sağlık sigortasının da paketleri vardır elbette ama ben ortalama olarak soruyorum)

edit: imla

 
Selam

İşin uzmanı değilim ama bildiğim kadarıyla;

Çalışan maaşlarını arttığında işverenin ödediği vergi artıyor fakat özel sigorta yaptığında işveren özel sigorta bedelini gelir vergisinden düşürebiliyor.
  • sunriseee  (06.04.21 10:17:45) 
ozel saglik sigortasini gider yaziyorlardir sirkete. maaslari full yatirirsa cikacak olan sgk priminde de degisiklik olacaktir. adamlarin sinegin yagini cikariyor buyuk ihtimalle :)


  • duyulmasi gerektigi kadar  (06.04.21 10:18:05) 
bahsettiği öss muhtemelen tamamlayıcı sigorta. Çalışan sayısına da bağlı tabii, mesela 500 kişilik bir şirket 80-100 lira masrafla bunu yapabiliyor. Maaşa yapacağı zammın yanında bişey değil pek. Ölücüyüm ama piyasadan farkım olsun diyerek yapılmış kendi içinde mantıklı bir hamle bence.


  • Jux  (06.04.21 11:09:04) 
[]

Vegan Sucuk Tarifi

Selamlar,
Vegan sucuk tarifi arıyorum. Evet nette aratınca birçok tarif çıkıyor ama ben x bir tarifi(veya kendi tarifini) deneyip sevmiş kişilerin tariflerini merak ediyorum açıkçası.
Şimdiden çok teşekkürler.


 
Arkadaşım yaptı, ben yedim:) gayet başarılı.
youtu.be

  • boyalı kuş  (02.04.21 19:39:04) 
[]

4 yaşındaki erkek çocuğa hediye

Selam.
4 yaşındaki erkek çocuğa, kişisel gelişimine katkıda bulunabilecek ne hediye alayım?



 
Adeda dikkat güçlendirme seti 4 yaş yazın Google’dan. Bizimkiler çok seviyor, kaliteli ve verimli zaman geçirmek için iyi.


  • megalomaniac  (21.03.21 01:44:35) 
Kişisel gelişimden kastınıza bağlı sanırım biraz, ama bence parmak boyalarının modası asla geçmeyecek çocuklar için.


  • mentuhotep  (21.03.21 09:27:03) 
[]

Nutella / Torku / Sarelle / Çokokrem hangisi?

Selamlar,
"nutellada palm yağı var, palm yağı çok zararlı" muhabbeti dönüyordu bir dönem hala var mı, varsa da zararlı mıdır bilmiyorum ama midem kazındığında ekmeğe sürüp bunlardan (veya başka markalardan) en faydalı demicem, "en az zararlı" ve tadı da güzel olan hangisidir?



 
www.thespruceeats.com

şu tarifi bulabildiğim en kaliteli malzemelerle yapıyorum. oluyor.
  • alperz  (26.01.21 18:45:22) 
sarelle.


  • lemmiwinks  (26.01.21 18:52:43) 
sarelle son zamanlarda cok bozmus ama yine de daha iyisi yok


  • nibba  (26.01.21 18:57:46) 
fiskobirlik - NUGA


  • pccopath  (26.01.21 18:58:16) 
Palm yağı insan sağlığına diğer yağlardan daha fazla zararlı değil. Palm yağının üretim biçimi çevreye zararlı, o hasssiyetle başlamıştı palm yağını tüketmeme şeyi ama sonra bilgi kirliliği doldu.

Ben Nutella diyeceğim. Şu an evde Fiskobirlik nuga var ve hiç sevmedim :/ Torku daha iyiydi Fiskobirlik'ten.
  • kobuzchu kiz  (26.01.21 19:06:29) 
Milka en iyisi ama iki kat pahalı.


  • fikox  (26.01.21 19:19:55) 
Nutella tabii ki


  • otopsicocugu  (26.01.21 19:49:07) 
çokokrem


  • since1907  (26.01.21 19:53:16) 
Sarelle, torku, nuga hepsini denedim. Nutellaya geri dondum, zevk meselesi tabi.


  • pofudukayi  (26.01.21 22:25:05) 
Epeydir krem çikolata yemiyorum, değiştiyse bilmem ama Sarelle.

Nutella'da hala palm yağı var. %90'ını yağ oluşturuyormuş gibi bir tadı var zaten.
içerik: www.nutella.com
ve
bu da Palm yağı kısmını da içeren SSS: www.nutella.com


Sarelle>Çokokrem>Nutella>Torku

Benim sıralamam.
  • nawar  (26.01.21 23:00:19 ~ 23:03:58) 
Torku banada şeker oranı normal ve lezzeti güzel.
Eskiden doldurma olarak alıyorduk diye hatırlıyorum hayal meyal o lezzeti bulamıyorum gerçi

  • kararsızataletfilozofu  (26.01.21 23:28:27) 
Ben sarelle diyorum, yerli girişim düzgün iş yapıyorlar.

Bunlar dışında Tadıbu yu tavsiye ederim.
  • atom karincanin torunu  (26.01.21 23:29:39) 
Torku yiyeceğime çamur yerim. Torku geri kalanlardan en kötüsünün getir götürünü bile yapamaz.


  • alessandro del pieroglu  (26.01.21 23:31:42) 
Diğer üçü ile sarelle'yi kesinlikle ayırmak lazım. Arada inanılmaz fark var, özellikle şekersizi çok iyi.


  • roket adam  (26.01.21 23:34:20) 
Fiskobirlik nuga
Gürsoy

  • 65 derece  (27.01.21 01:37:28) 
Nutellanın üstüne tanımıyorum.


  • Fiyu  (27.01.21 01:49:59) 
[]

French Press'te hangi kahve?

Selam,
eve 330 ml'lik bir french press aldım. Marketlerde satılan her "filtre kahve" french press'e uygun olmuyormuş, bazıları makinelikmiş, French press için daha kalın çekim olmalıymış vs. vs. bir sürü şey okudum.

Şimdi sorum şu: french press'te hangi kahveyi içeyim? Markette satılan da olabilir, "git starbucks'ta bilmemne çektir" diyeceğiniz bir kahve de olabilir.

Çok kahve kültürüm yok ama americano (espresso bazlı mı demeliyim) seviyorum. Starbucks vb. yerlerde espresso çektirsem french press'te içebiliyor muyum? (sanırım onu güzel yapan makinenin basınç ile vermesi ama anlayın işte :) )

 
Espresso çekersen çok ince olur. French Press'te demlersen türk kahvesi gibi telvesiyle birlikte içersin :)

Starbucks'tan çekirdek kahve alacaksın. Kahvenin sol yanında kavrulma derecesi olur.

Blonde Roast: Az kavrulmuş kahvedir. İçimi hafiftir. Sert kahve sevenler beğnemeyebilir.
Medium Roast: Adından belli orta kavrulmuş. Genele hitap eder.
Dark Roast: Çok kavrulmuş kahve. Aroması biraz serttir. 'Acı kahve' dedikleri bence tam olarak bu.

Buna göre istediğin kahveyi al ve kasada çekilmesini iste. Zaten soracaklar nasıl çekelim diye. Sormazlarsa da french prese göre olması gerektiğini söylersen iri çekerler.

Çekim şekline göre kahveler de şu şekilde:
Türk kahvesi: Powder (pudra kıvamında)
Espresso: Super fine (çok ince)
Moka Pot: Fine (ince)
Aeropress: Fine (ince)
Hario V60: Medium (orta)
Kağıt filtre: Medium (orta)
Metal filtre: Medium (orta)
Syphon: Coarse (iri)
Chemex: Coarse (iri)
French Press: Coarse (iri)
Soğuk demleme: Coarse (iri)

Afiyet olsun.
  • himmet dayi  (14.01.21 20:34:45 ~ 20:36:16) 
French presse meyvemsi ve hafif, orta kavrulmus kahveleri seviyorum. Icimi cok daha yumusak ve zevkli.

French press icin cektirin, agir kavrulmus almayin. Espresso bazli icecekleri ben de cok seviyorum, ama fp icin guzel bir secim olmuyor. Kavruk kavruk 400-500 ml icecegi icmek hic zevk vermiyor.

Ulasabiliyorsaniz "direkt trade" alin, iciniz rahat olur, cocuk isciliginin bu kadar yogun oldugu bir alanda, biraz dikkatli secim yapmak lazim.


Starbucks vb. yerlerde espresso çektirsem french press'te içebiliyor muyum?
-Hayir olmaz. Espresso cekimi de kavurmasi da farkli.
  • buf-e kür  (14.01.21 21:13:47 ~ 21:18:58) 
paketin üzerinde "filtre kahve" yazan bütün kahveleri french presste demleyebilirsin, olmuyor diyen kim..


  • strobist  (14.01.21 21:18:00) 
Starbucks Sumatra French press için çektiriyorum, en sevdiğim kahve bu.


  • ludwig boltzmann  (14.01.21 22:40:16) 
www.trendyol.com

12'den sonra fiyatı 42 liraya döner. 2 tane al hemen.

aslında jubilaum önercektim ama onun fiyatı 40'a çıkmış bile.
  • spirit crusher  (14.01.21 22:57:33) 
Ben tchiboya gidiyorum, 100 gr yumuşak içimli french press te demlemelik kahve istiyorum diyorum. Şunu şunu verelim mi diyolar, ben de anlamadığım için ok diyorum. Alıp evde demleyip içiyorum. Eyyorlamam bu kadar.


  • turuncu tonlarda  (14.01.21 23:00:15) 
sanal baharatta fiyatlar fazla uygun değil mi? 1 kg 60tl üstelik kargo dahil. içimi nasıl. bildiğimiz kahvelerden mesela tchibo serilerinden falan hangisine yakın?

edit: kargo hariçmiş. hatta 45tlye bile kahve var.
  • scudman1  (14.01.21 23:14:40 ~ 23:16:38) 
Denediğim kahvelerden en çok coffee department in kahvelerini beğendim tavsiye ederim. İnternetten aldım ben satın alırken seçenekler oluyor frech press, filtre kahve makinesi, v60 gibi aldığınız yere belirtip satın alabilirsiniz. Marketlerde satılan hazır paketlenmiş kahveler yanmış ve bayat oluyor onlardan almak yerine yöresel kahveler satan mağazalardan çekirdek kahveyi kullandığınız demleme aparatına uygun olarak öğüttürüp almanızı tavsiye ederim. Ayrıca hazır paketler 250 gram oluyor. Bu şekilde 3 tane 100 er gram farklı kahveler alıp alternatif tadları deneyebilirsiniz


  • rapisa  (15.01.21 04:23:27) 
[]

Kulaklık takınca sesin kulaklığa geçmemesi.

Selam.
Diyelim ki müzik dinliyorum, ön sokete kulaklığı takınca ses hemen ona geçmiyor. itunes'u kapatıp tekrar açmam gerekiyor sesin kulaklığa geçmesi için. Aynı şey browser veya oyunlar için de geçerli kapat-aç yapmam gerekiyor. Sanırım sağ alttaki ayarlardan manüel olarak düzeltilebiliyor ama ben takar takmaz geçsin istiyorum, nasıl yapabilirim? (Windows 10)



 
sürücülerinizi güncelleyin önce. ses kartının/anakartın kontrol paneli uygulamaları oluyor. jack takıldı napayım diye soruyor size. oradan kulaklık taktım derseniz hemen düzeltiyor. en azından benim latopta öyle


  • argent dawn  (11.12.20 14:36:13) 
Sürücüyle ilgisi yok. Windows'un normal davranışı bu şekilde. Ses kartını markasına göre ek bir yazılım kullanırsanız ancak bu davranış değişir. Atıyorum realtek kart için Realtek HD Audio Manager yazılımı gibi.


  • himmet dayi  (11.12.20 14:50:55) 
[]

İlaç fiyatları eczaneden eczaneye değişiklik gösterir mi?

Selam,

Normalde aldığımız kalp ilacını avrupa yakasındaki bir eczanede 80 tl daha ucuza bulduk tesadüfen. Bu da ilaç fiyatları eczaneden eczaneye değişiklik gösterir mi sorusunu sordurdu bana. Mümkün değilse o eczane sahte ürün mü satıyor, nedir ne değildir bu konu sizce?


 
çalışan ssk'sı varsa ilacın 20%si ödeniyor sadece(eczaneden eczaneye ne kadar farkedebilir ki)
ssk nın dahil olmadığı bi ilaç mıydı

  • esref  (24.11.20 16:52:46) 
değişir. hatta internette satılıyosa daha da değişir.


  • koela  (24.11.20 17:05:43) 
İlaçların fiyatları farklı olamaz. Eşdeğer ilaçlar bile genellikle orijinal fiyatla aynı oluyor. 80 TL ise olmayacak bir fark.


  • pro9it9is9  (24.11.20 17:07:31) 
www.ilacabak.com
Ben buradan bakıp alıyorum. Sektörden olduğumdan belki, eczane kandıramıyor.
80 TL fazla almak açıkça namussuzluk.
  • pro9it9is9  (24.11.20 17:10:07) 
reçeteli ilaçlarda çok fazla bir fark olacağını sanmıyorum ancak bu takviye adı altında satılan ürünler arasında inanılmaz farklar yaşanıyor. bir eczanede 150 liraya satılan bir ürünün, arka caddesindeki başka bir eczanede 50 liraya satıldığını gördüm yakın zamanda.


  • makarnavodka  (24.11.20 17:11:31) 
halen maskede bile aynı marka maskeye bir eczane 45lira derken bir diğeri 75 liradan satmaya çalışabiliyor. yani her şey beklenir.


  • astronom bey  (24.11.20 18:03:12) 
Kalp ilacının sgk ödenen fiyatı, kamu fiyatı, perakende satış fiyatı tüm eczanelerde sabittir. Bazı ilaçların fiyatının tamamını SGK karşılamaz. Bir kısmını hasta kendi cebinden öder. Bazı eczaneler, pahalı ilaçlarda hastayı kendine bağlamak için bu hastanın ödemesi gereken kısmı hastadan almaz; ki bu yasal suçtur. Yani belki de size daha fazla fiyat çıkaran eczane doğru olanı yapıyordur. İlacın adını yazmamışsınız ama size gerçek fiyatını söyleyebilirim.


  • cell_in  (24.11.20 18:31:03) 
Ilacin adini yazarsaniz size dogru cevabi veririz.


  • cedex  (24.11.20 18:44:30) 
Tüp bebek tedavisinde her ilaç için bir sürü eczaneyi arayıp pazarlık ettik. Çok ciddi miktarlarda fark ediyordu.


  • physcos physcos  (25.11.20 02:59:26) 
ilaçların resmi fiyatı var. onun üstüne çıkamaz ama altına inebilir.

yüzde ile çalıştıklarından pahalı ilaçlarda daha çok kazanıyorlar, özellikle böyle ilaçlarda bazı eczacılar pazarlık edebilir.
  • prizmatik  (25.11.20 03:47:34 ~ 03:49:38) 
[]

Sokak köpeklerine hangi mamayı alalım

Selam.
Besleme için 15 kilo olarak satılanlardan birkaç paket alıp dağıtmayı düşünüyoruz orman gibi yerlerde. Goody baktım ama sözlükteki yorumlar korkunç. bütçe olarak 15 kilosu maksimum 100 tl olsun. New Dog, Pupa, Face Dog gibi markalar gördüm sitelerde ama bilemedim. Ne alalım?



 
en ucuzundan alabilirsiniz merak etmeyin. o hayvanlar zaten aç talaş bile yerler demek istemiyorum ama içinde talaş olmadıktan sonra yerler diye düşünüyorum.

sözlükteki yorumlara bakarak film bile izlemiyorum bırakın köpeğe mama almayı.. bir şeyi beğenmezler onlar içiniz rahat olsun.
  • ozdek  (25.05.20 20:30:05) 
Ben üç ay aralikla 15 er kiloluk paw paw marka aldım n11 üzerinden ama kediler için olanından, kediler afiyetle yiyormuş, aynı markanın köpek maması versiyonuna bakabilirsin.


  • candanag  (25.05.20 20:42:35) 
Hepsiburada'dan 15kg'lik newdog kuru mama aldim. Kopekler mamaya yaklasiyor, koklayip gidiyorlar. Bir tanesini bile yerken gormedim. Belki utaniyorlardir ben oradayken. Bizim buradakiler mi tok, anlamadim. 10 kg kadar mama duruyor. Ankara'daysaniz size vereyim, bari ise yarasin.


  • marcelorios  (25.05.20 20:46:02) 
Goody hariç hangi köpek mamasını alırsanız alın üstüne çok az kedi maması serperseniz yiyorlar. Garanti olsun derseniz temizmamadaki kennel lerden alabilirsiniz.


  • hipopotamus  (25.05.20 20:56:13) 
Araya kaynak yapacağım :) Her ucuz mamayı yemeyebiliyorlar. Mesea ben geçen çok cılız bi köpek gördüm markete giriyorken üstümü başımı kokladı yiyecek var mı diye, ben de çıkmadan bu migrostaki sokak hayvanlarına yardım mamasından aldım. Kokladı kokladı bıraktı gitti. BEn de öylece kalakaldım :D Hayır hayvanon da kemikleri gözüküyor yani! Bilmiyorum belki totoları kalktı ama çok miktarda almadan önce az alıp denemeni tavsiye ederim :)


  • superfluid  (25.05.20 20:56:28) 
temizmama kennel
ya da yine temizmama'dan kedi maması mito alınabilir.

  • not dark yet  (25.05.20 20:57:54) 
Enjoy Tavuklu Yetişkin Kedi Mamasi 15 Kg

bu mamayı kedi, köpek, kuş, kirpi her hayvan yiyor.
  • ycaycayca  (25.05.20 21:28:12) 
benim de uzmanlığım kediler ama bir önerim olacak. kedilerde en ucuz yenen mama enjoy, ben olsam bunun köpek için olanını alırdım. veya yakındaki bir pet shop a gidip ondan görüş alıp 1-2 kilo ekonomik açık mama alırdım. eğer yerse o markayı internet ten çuvalla alırdım.


  • surprise  (25.05.20 22:03:30) 
[]

İçinde köpek olan ancak köpek filmi olmayan filmler arıyorum

Selam.

Başrolünde köpek olmayan (hachiko, 101 dalmaçyalı, lessie vb olmayan) ve herhangi bir sahnesinde köpek olan -özellikle 15 yıldan eski- filmlere ihtiyacım var.
Başrol kişinin köpeği olabilir, sahnede yolda görülen bir köpek olabilir vb.
Aklıma ilk gelen film tarkovsky - stalker gibi.

teşekkürler

 
15 yilda eski kriterini saglamaz ama aklima Once upon a time in hollywood geldi.


  • hindistan cevizi  (01.05.20 22:42:39) 
Maske


  • Erva  (01.05.20 22:42:41) 
amores perros


  • glamdr1ng  (01.05.20 22:50:18) 
Geleceğe dönüş


  • gsgsgsgsgsgsgsgs  (01.05.20 22:52:45) 
12 yıl olur mu: Marley & Me www.imdb.com

13 yıl: I Am Legend www.imdb.com

14 yıl: eight below: www.imdb.com

17 yıl: Bruce Almighty www.imdb.com

19 yıl: Legally Blonde www.imdb.com

35 yıl: Back To The Future www.imdb.com (1 de kesin var, hatta adı einstein, serinin diğerlerinde var mı hatırlamıyorum)
  • halanne  (01.05.20 22:59:11 ~ 23:04:47) 
Kate and Leopold
You've Got Mail
İstasyon (Cüneyt Arkın & Hülya Koçyiğit filmi)
The Mask
The Artist (bu 15 yil içinde oldu pardon)
  •   (02.05.20 04:34:58) 
15 yıl değil ama neden kimse John Wick yazmamış..


  • eatpraylaw  (02.05.20 05:52:21) 
[]

Ruhsal rahatsızlıkların teşhisi

Selam.

Çok yüzeysel girmek gerekirse, misal bir mutlu bir mutsuz olduğunu düşünen bir kişi bipolar bozukluk hakkında araştırma yapmaya başlıyor ve araştırdıkça bipolar bozuklukta yer alan belirtileri de kendine yüklemeye başlıyor. Doktora gittiğinde ise sanki hepsi kendinde varmışçasına "bipolar bozukluğu" anlatmaya başlıyor. Bunun sonucunda ise doktor bu teşhisi koyabilir. Ama belki sadece sinirleri bozuk olduğu bir dönemdi ve inişli-çıkışları vardı.

Veya

-Beck testi, rorşah testi gibi testler sanki hastanın yalan söyleyebilmesine çok müsait gibi geliyor. Doktora giden bir depresyon hastasına mesela Beck testi uygulandı diyelim. Bu depresyon hastası, doktora 3. şahıslar zoruyla gidiyorsa, Beck testinin tamamına bir daha doktora gelmemek için olumlu şık işaretleyecek ve testi bitirecek. Doktor da sonuca bakıp doz veya seansı düşürmeye başlayacak vb. Bu da aslında yanlış bir teşhis olmuş olacak.

Yeterince örnekleyebildiysem:
Ruhsal rahatsızlıklar "hasta" kişinin davranışları/anlatması dışındaki testlerle (kan tahlili / xxx tahlili veya medikal bir takım araç gereçlerle) teşhis edilebiliyor mu?

 
genetik yolla taşınanlar; şizofreni, depresyon ve benzeri bunlar detaylı gen taramasında çıkabilir veya detaylı gen taramasına ek olarak muayeneyle ortaya çıkabilir, sorunuza cevapsa.

ama bipolar gibi teşhisler için birden zaten fazla görüşme gerekli, ilk muayenede teşhis koymaz doktorlar.
  • jimjim  (08.01.20 22:02:55) 
Bence dış görünüşten de belli oluyor.


  • epistemic_regress  (08.01.20 22:06:06) 
ruhsal hastalıkların teşhisinde objektif bir yöntem olup olmadığını soruyorsunuz anladığım kadarıyla. şu an için psikiyatrik hastalıkların teşhisinde tüm dünya genelinde en sık olarak dsm sınıflandırma dizgisi kullanılır, sonrasında da benzeri diyebileceğim icd gelir. (biri amerikan, diğeri avrupa birliklerinin oluşturdukları dizgeler) bu dizgelerde hastalıkların tanı kriterleri vardır ve bu kriterlerin belli bir sayısını karşılayan kişide şu hastalık vardır diyebilirsiniz denir. mesela major depresyon için 9 adet kriter sayılmıştır (zevk alamama, uyku değişiklikleri, enerji azlığı vs gibi) ve bunlardan 5 tanesi bir kişide varsa major depresyon denebilir. major depresyonun teşhisini objektif biçimde koyabilecek bir tetkik şu an için yoktur.

bu tarz araştırmalar şu an yoğunlaşmış durumda. machine learning çalışmaları, çeşitli biomarker'lar, endofenotip araştırmaları gibi pek çok çalışmada bu rahatsızlıklara objektif bir tanı koyucu yöntem aranıyor ama şu an için rutin kullanımda bulunan böyle bir yöntem yok.

ayrıca belirtmek gerekir ki bazı testlerin bazı alt indexleri, kişinin yalan söyleme durumuna karşı nispeten duyarlıdır. dolayısıyla kişinin testi yanıltmaya çalışıyor olabileceğiyle ilgili bir veri de sunabilir, %100 doğrulukla olmasa da. ayrıca tecrübeli bir klinisyen de hastasının simülasyon olup olmadığını yine %100 doğrulukla olmasa da, iyi biçimde değerlendirebilir.

konuyla oldukça ilgili olarak şunu da bırakayım:

(bkz: rosenhan deneyi)
  • gibicibicis  (08.01.20 22:10:37) 
Psikiyatride bu çok daha ağırlıklı olmakla beraber zaten tüm tıp beyan üzerine çalışıyor. Bugün acile gitsen, beklemiş tavuk yedim, şimdi çok atesim var ve midem şiddetli bulanıyor desem, doktor hemen gıda zehirlenmesi teşhisini koyacak. gerekli donanım olmayan bir muayene hanede uzağı göremiyorum desen, doktor onaylı miyop raporunu alırsın. Yani adli durumlar dışında hastanın beyanı esastır. Psikiyatride teşhisler ağırlıklı olarak beyan ve davranış üzerinden işlediği için aldatmak nispeten kolay.


  • prizmatik  (09.01.20 01:00:26) 
[]

Postala yan fermuar taktırılır mı?

Hediye gelen askeri tip bir postal var. Lakin bağcıkları tek tek geçirmek/sökmek zulüm oluyor. Hayatımın 15 ayında her gün bunu yaptım daha fazla yapmak istemiyorum.

Bu postalı lostra salonuna falan versek yanlarını kesip fermuarlı tip postallara çevirebilirler mi? Teknik olarak mümkün mü?


 
Mantıken: evet. Kesecek ve fermuar dikecek.


  • prole  (24.12.19 21:38:50) 
Evet. Herkes taktırıyor zaten.


  • Lim5  (24.12.19 21:45:47) 
teknik olarak mümkün elbette ama o ayakkabıya artık postal denir mi orası şüpheli.
postal denilen ayakkabı (kalitelileri tabii. dandikleri değil) dağda bayırda dolaşırken su almayan, düşüldüğünde ayak bileğini kırılmaktan koruyan (denendi ve görüldü) bir ayakkabıdır.

  • tururo  (24.12.19 21:51:02) 
Aynı sebeple iç yandan fermuar diktirdim fakat fermuarı tam tabandan başlatmadığı için sonuna kadar da açsam oradan ayak içeri giremedi bir türlü. Bir de o bölgeden su alabiliyor.


  • uepuey  (25.12.19 02:05:24) 
Evet fakat pek güzel durmadığını belirtmek isterim. Sonradan eklendiği için o kısım fabrikasyon gibi muntazam olmuyor ayrıca kabarık duruyor. (Bir asteğmende görmüştüm)

Onu her ayakkabıcı düzgün yapamaz. Saya makinesi olan bir yer bulmanız lazım.
  • filipis  (25.12.19 02:54:16) 
oldu olacak hava delikleri de deldir :)


  • prizmatik  (25.12.19 04:07:57) 
Düzgün yapacak bir yer bulursan yapılır devamlı bir yere gir çık yapan çoğu personel kestirip fermuar yaptırıyor zaten


  • Diskirminant  (25.12.19 04:20:52) 
Fermuardan su alacak onu bil önce, teknik olarak mümkün tabiki ama ince dişli değil de güçlü kalın dişli bir fermuar taksın yapan usta.


  • John Bloor  (25.12.19 08:04:55) 
[]

Clash of Clans hesabıma ve yetkililere ulaşamıyorum

Merhabalar.
En son android telefonumda bundan en az 4-5 sene önce oynayıp daha sonra devam etmediğim köyümü kaybettim. Oyun içi destek menüsünden hesabımı elde edemiyorum.
Oyuna başladığım dönemde Supercell ID henüz yoktu, dolayısıyla supercell ID'im bulunmuyor.
Olası iki farklı gmail adresimle de giriş yapmaya çalıştığımda köyüm yüklenmiyor. Ve mail inboxlarımda supercell ile alakalı herhangi bir mail olmadığı için hangi mail'e kayıtlı olduğunu bilemiyorum. Şu anda da iphone ile oynayacağım.

Hesabımın ismini, id'sini, belediye binasını ve tecrübe puanını biliyorum.
Kayıp köy kısmında tüm bunları giriyorum lakin en son "klan" soruyor ve klanım yok. Klan yok vb. şeklinde cevap verdiğimde ise konuşma sona eriyor. 2014 yılında oyun içi satın alma yapmışım ispat niteliğinde onu kart ekstremde bile gösterebilirim lakin canlı olarak konuşabilecek birini bir türlü bulamıyorum.

clashofclans.feedback@supercell.com diye bir adres buldum türkçe ve ingilizce mail attım, otomesaj geldi fakat hala aktif mi değil mi ya da çözüm bu mu bilmiyorum.

Hesabımı almak için ne yapmalıyım?

 
suradan yazin altta bize ulasin var
supercell.helpshift.com

  • yoggi  (17.12.19 23:00:49) 
[]

Ünlü resimlerin yüksek çözünürlüklülerini nereden buluruz?

Selamlar,
Monet'dir, Velazquez'dir, da vinci'dir, ünlü ressamların resimlerinin yüksek çözünürlüklülerin bir arada bulunduğu ve indirebileceğim bir site var mıdır?

Google'dan ressamın resmini "yüksek çözünürlüklü ara" opsiyonu dışında bir alternatif aramaktayım.

 
  • panzerkampfwagen iv  (28.10.19 21:24:21) 
Google Arts&Culture: artsandculture.google.com


  • crown  (28.10.19 22:59:52) 
[]

Çantadaki kitap hasar görmeden nasıl taşınır?

Selamlar,
çantamda bölme yok ve kitap ile birlikte başka eşyalar da yer alıyor.
Bu da kitabın köşelerinin kırılmasına, kıvrılmasına yol açıyor. Nasıl hiçbir yerini tahrip etmeden kitap taşıyabilirim? Şeffaf dosyaya falan mı koysam? Ya da bu meseleye özel satılan koruyucular falan mı


 
Cırcırtlı, fermuarlı bir kitap kılıfı ya da enli bir dosya işinizi görür bence.


  • 1286  (01.10.19 12:51:42) 
Kitabın etrafına havlu veya benzeri bir şey sarın iki kat ve en sert diğer iki eşyanın arasında olsun dikey veya yatay.


  • Avoiding The Puddle  (01.10.19 12:53:39) 
plastik zarf şeklinde dosyalar oluyor. ona koyun.


  • elorelia  (01.10.19 12:56:26) 
alışverş için kulanılan küçük bez çantalardan birinin içine koy. çantaya öyle at.


  • sinek kral  (01.10.19 13:57:51) 
Kapax diye marka gördüm ama kullanmadım, ben de küçük bez çantaya koyuyorum.


  • kendi helvasını kavuran zombi  (01.10.19 13:58:51) 
kitapların köşelerini selobant/para bandı ile güçlendiriyorum, kıvırarak yapıştırıyorum


  • freebird5406_2  (01.10.19 14:00:35) 
uygun bir ayakkabı kutusu yardımcı olabilir.


  • ete summera  (01.10.19 14:02:17) 
  • jimicik  (01.10.19 14:29:16) 
buzdolabı poşetine koyarak taşıyorum. yıpranmasını engelliyor.


  • boyalı kuş  (01.10.19 14:34:36) 
Plastik dosyalar iş görüyor. Ama çok kalın bir kitapsa koruyucu etkisi daha az olmakla birlikte bez torbaya geçiyorum.


  • wish i could find a way to disappear  (02.10.19 00:06:52) 
[]

Aliexpress'ten alışveriş yapılabiliyor mu halen?

Selamlar.

Yeni yasalar bi şeyler çıkmıştı, sipariş edilenlerden vergi alınacakmış vs. vs.
Geçen gün de twitter'da okudum, biri 5 liralık bir şey sipariş etmiş 150 lira vergi mi ne kesmek istemişler iade etmiş vs. vs.

Özetle, yine 3-5 liralık şeyler alabiliyor muyuz? Bu vergi mevzusu varsa da üst limit kaçtır?

 
artık 2 dolarlık şeye de aynı vergiyi ödediğimiz için bir esprisi kalmadı. ne güzel telefon kılıfı alıp duruyordum.


  • 9kuyruklukedi  (30.09.19 20:32:45) 
[]

Tişört baskısı için görsel kaç DPI olmalı?

Selamlar,

elimde tişörte basmak istediğim tek renk görseller var fakat hepsi 72 dpi. Vektöre de çevirip büyütemiyorum çünkü çok fazla doku kaybı oluyor.
Tişörte imprint baskı için kaç dpi olması makbuldür? 300 mü olmalı?

 
300 yeterli. Ben 500 kullanırdım hep.


  • Avoiding The Puddle  (13.09.19 16:24:28) 
[]

Fazla uzun olmayan Rus edebiyatı kitapları

Selamlar.
Fazla uzun olmayan (max 200 sayfa) rus edebiyatı yazarları/kitapları tavsiye edebilir misiniz?



 
Cehov - Uc Yil


  • dont eat me  (25.08.19 23:29:44) 
dostoyevski - yeraltından notlar.


  • wishes  (25.08.19 23:40:05) 
tolstoy - ivan ilyiç'in ölümü.


  • nothing in my way  (25.08.19 23:51:57) 
Yeraltından Notlar +1
Gogol'un İş Bankasından çıkan Palto, Burun ve Petersburg Öyküleri. Tek kitapta toplanmış bunlar.

  • black holes in the sky  (26.08.19 00:18:47) 
ivan ilyiç'in ölümü
beyaz geceler
bir yufka yürekli
kadın budalası
  • aziz dostum jack  (26.08.19 00:20:30) 
Beyaz geceler


  • megalomaniac  (26.08.19 00:26:11) 
Kumarbaz


  • Bu vaka baya şi  (26.08.19 01:20:29) 
tolstoy - insan ne ile yasar
dostoyevksi - ecinniler
maksim gorki - benim universitelerim
  • baldur2  (26.08.19 08:01:35) 
Tolstoy-hacı murat
Dosto- kumarbaz
Lermantov- zamanımızın bir kahramanı
  • kojonotsuki  (26.08.19 15:16:35) 
@baldur2: "Ecinniler" nasıl 200 sayfayı geçmiyor ki? Dostoyevski'nin en kalın kitaplarından biri.


  • m e b  (26.08.19 20:20:32) 
@meb
entry nick uyumu :D

pardon kanka.
  • baldur2  (27.08.19 01:56:23) 
[]

PC'de Mac'teki gibi klasör boyama

Selam,
pc'de maclerdeki gibi klasörü renklendirebiliyor muyuz? Bir tane uygulama bulmuştum, sonradan ücretli olduğunu öğrendim ve kullanamadım. Ücretsiz olarak muadilini kullanan var mıdır?



 
foldermarker.com

ücretsiz
  • nahtoderfahrung  (29.07.19 21:01:47) 
[]

Online ders olarak "Resim Okuma ve Üslup Tarihi" eğitimi almak mantıklı mı?

Selamlar,

tesadüfen şöyle bir online sete denk geldim ve ilgimi de çekti.
www.campusonline.com

Fakat lisansta bile zor olduğunu düşündüğüm bir şeyin 10 saatlik bir videoda çözümlenebiliyor olması mümkün müdür? Alınır mı, alındıktan sonra öğrenilebilir mi, yeterli midir?

 
alınır
az da olsa öğrenilir
yetmez
  • halanne  (23.07.19 15:39:51) 
[]

Neden askerden hasta dönülüyor?

Selam,
Acemi birliğinden ya da bedelli askerlikten neden her dönen, mevsim farketmeksizin ağır hastalanmış olarak dönüyor?



 
50-60 kişi aynı koğuşta yatıyorsun, ortam inanılmaz tozlu. spordan sonra üşütmeye müsaitsin, düzenli bir şekilde duş alamıyorsun. koğuştan biri hasta oldu mu yayılması kolay.


  • hayley williams ile evlenecek genc  (22.07.19 18:26:10) 
O kadar insan bi arada oldugundan bence. Ayni nefesi soluyorsun. Kimi cami kapat usuyorum diyor kimi ac diyor. Biri hastalanirsa hop tum kogus hasta. Egitim deniliyor adina da. Evet savas icin egitim. Ama dusman askerleri yatiralim da uyusunlar demez. Insansiz araciyla tepene biner. Biz bunu kavrayamadik henuz. Manuel savas devri kapandi ne yazik ki. Bak yine sinirlendim.


  • baldan kaymak  (22.07.19 18:27:25) 
Biri hastalanmasa, diğeri kesinlikle hastalanıyor. O malum kişi hastalandıktan sonra da ışık hızıyla tüm koğuşa yayılıyor. Askerde hastalık kaçınılmaz


  • cay koy geliyorum  (22.07.19 18:34:04) 
en büyük neden havasızlık. kışın üşür diye yazın sinek girer, ses olur diye camlar açılmayınca herkes aynı havayı solumak zorunda kalıyor!


  • hocam  (22.07.19 18:36:45) 
onbeş ay askerlik yaptım, bu onbeş ay içinde yaz ya da kış, acemi ya da usta birliği sırtımdaki terin bir saniye kuruduğunu hatırlamam. bundan ala da sebep yok, bu sürece alışmak 3 ay istiyor en az, sonra toplu yaşamın hijyenik olmaması, tuvalet banyo, beraber yemek yeme, aynı kantini kullanma, koğuş sistemi yatış, daha ne olsun, ölmediğimize şükretmek lazım. sen son derece hijyenik birisi olabilirsin, kendi hijyenine özen gösteriyor olabilirsin, tek kelime türkçe bilmeyen, poşet çayı bildiğin yırtarak sıcak suyun içine döken insanın tuvaletten çıktıktan sonra ellerini yıkaması, gidip kendi isteğiyle yıkanmak istemesini düşünmek çok çok saçma. hatta 22-23-24 yaşında ilk defa medeniyete inip o vesile ile sünnet olan insanlar da görmüştüm, çok eski değil 2002-2004 arası. medeniyet dediğim adam dağdaki köyünden ilk defa askerlik yüzünden bir yere gidiyor, bu sayede poşet çayı da, bisküviyi de, çeşmeyi açtığında akan suyu da, tuvaleti de banyoyu da görüyor. arkadaş yemekhane temizliği demiş, şöyle bir örnek vereyim, bi kişi büyük yer fırçasıyla masaları süpürüyor, bi kişi masaların üstüne maşrapa ile su atıyor, bi kişi çekpas ile masaların üzerindeki suyu çekiyor masa temizliği tamam. sonra tekrar başa gidip yere su döküp masaların üstlerini temizledikleri fırçalar ve çekpaslar ile birisi önden köpürtüyor, diğerleri çekpasla temizliyor. yani yer ya da masa farketmez, bulaşık dersen suya sok çıkar o kadar, o tabldotların üzerindeki yağ varya en az 20 30 senelik vardır. bi eleman vardı kokudan yanına yaklaşılmıyordu, sonra banyo günlerine dikkatimiz çekildi ulan hiç bi banyoda yok adam, kaldı ki banyo açık biz müsait olduğumuz her an gidiyorduk akşamdan sabah 8 e kadar gidebilirsin, akşam iştimasından sonra, 1 de nöbet dönüşü vb. elemanı yıkanmaya zorladık istemedi, sonra bölük komutanın talimatı ile bölüğün ortasında araba fırçasıyla yıkamıştık. banyolara da zorla götürüyorduk. ondan sonra alıştı, ördek gibi banyodan çıkmaz olduydu eleman.


  • Fodera  (22.07.19 18:55:40 ~ 19:07:25) 
Hicbir onlem alinmadigi icin,kapasitenin cok ustunde askeri tikis tikis kislalara dolduklari icin,mantik olmadigi icin


  • kreatin  (22.07.19 19:11:39) 
pislikten.

hayatında ilk defa diş fırçası gören adamlar vardı askerde.
  • gölgede aynı  (22.07.19 19:13:56) 
bokuyla duvara şafak yazanı gördüm, yeterli olur sanırım.


  • nahtoderfahrung  (22.07.19 19:19:07) 
Pislik içinde yaşıyorsun. Yerden milletin pis çöplerini topluyorsun. Oturma imkanın yok tozun toprağın içine gömülüyorsun. Verdikleri nevresimin temiz olmayışı bile yeterli


  • kablelvuku  (22.07.19 19:20:25) 
Yazacaktim ama en ustteki cevapta tum sebepleri yazilmis zaten. Ben acemilikte kisin ortasinda yagmurun altinda bekletildigimiz icin cok saglam hasta olmuştum.


  • stavro  (22.07.19 19:28:10) 
Kıbrısta askerken gece tuvalete gitmeye üşenip koğuşun önüne sıçan adam vardı. Hasta olmayıp ne yapıcan...


  • Tears of Devil  (22.07.19 19:39:34) 
Kalabalıkta salgın olması doğal. Ben askerdeyken öksürükten komutanın konuşması duyulmuyodu.

Polatılıda 2,5 ay eğitim gördüm. Şubat mart nisanda soğuktu epey. Ben bi kere hasta oldum ama. O da bikaç gün soğukta bi şey olmayınca artist artist gezmemden. 4-5 güne geçmişti. Yanımda götürdüğüm augmentin sağ olsun. Bi de aferin sinüs vermişti binbaşı. Ben böyle bi sinüs boşalması görmedim. Kafam rahatladı resmen. Lol

Ondan sonra kuradan kıbrısı çektim. Aids’e yakalanırım diye bekliyodum ama bi şey olmadı nasıl olduysa.
  • (s)AINT  (22.07.19 19:43:35) 
Bulaşma konusu bir yana asıl problem toz, ciğerler tozu elimine etmek için sürekli balgam ve sümük üretiyor, onu atmak bir hafta sürüyor en az.


  • roket adam  (23.07.19 10:51:07) 
koğuşu temizleyince görüyorsun zaten, her gün temizlediğin koğuşta deli gibi toz birikiyor. e onların bir çoğu da ağzına yüzüne giriyor.

ikincisi komutanların saçma bir hareketi tüm askeriyeyi hasta edebiliyor. Ben bedelliden yeni döndüm, gecen haftalarda yaz gününün ortasında yağmur yağdı ve komutan da sağolsun o gün eğitime çıkarttı. 2 dk ıslandık, diğer komutan ıslanmayalım diye bir çatının altına soktu. Orada da ıslak ıslak rüzgar yedik, 1 gün sonra çoğu hasta oldu. Sonra onlar diğerlerini hasta etti derken yayıldı.

duşlar, tuvaletler sıkıntılı zaten. Tuvaleti temizleyecek yeterli malzemeyi bulamadığın çok oluyor, mecbur su döküp çıkıyorsun. 3 tuvalete 1 fırça düşüyor ve temizlik için izin verilen süre 20 dk. Yüzey temizleyici diye bir şey veriyorlar, bir gün buluyorsun ikinci gün yok.
  • PoscheN  (23.07.19 15:43:29) 
[]

Pul koleksiyonuna başlanır mı? Nereden başlanır?

Selamlar,
Epey zamandır aklımda olan ama bir türlü başlamadığım pul koleksiyonuna başlamak istiyorum. Ucuz ve çok sayıda pul alternatifi olması açısından hoşuma gider gibi geliyor. Pahalı ve tarihi açıdan önemi olan vb. şeylere maddi açıdan girişebileceğimi sanmıyorum.

Fakat:
1) 2019 senesinde buna girişilir mi?
2) Nereden başlanır? (Filateli.gov.tr'de bir sürü şey var. Keza galata tarafındaki dükkanlarda da öyle) Gördüğüm her pulu alıp biriktireyim mi?
3) Her pul biriktirilir mi? Cevap hayır ise koleksiyonu neye göre nasıl oluşturuluyor?

 
Benim gördüğüm pul koleksiyoncuları genelde ülke bazlı gidiyordu. Yani atıyorum Gürcistan'ın çıkardığı her pulu, her sene satın alıyorsun. 10 yıl sonunda elinde 10 yıllık Gürcistan pul koleksiyonu oluyor. Ne kadar çok ülke tamamlarsan o kadar iyi. Geçmişi istersen kovalaman lazım, nerede dönüyor bilmiyorum.

Alışverişleri genelde internet üzerinden yapıyorlardı.
  • plutongezegendegilmi  (10.07.19 15:41:10) 
hobi kolleksiyonu olarak başlayacağın herhangi bir ucuz görüken alan bile zaman geçtikçe çok yüksek fiyatlara çıkacaktır. pul kolleksiyonu yapmak gibi, senin heryerde ucuza bulabileceğin pullar zaten milletin elinde bol ve değersiz gözüken pullar. hani kolleksiyon değeri taşıyan nadir bulunan bir kaç pul fiyatına bak bakalım, kaç tllere çıkacak. bu yüzden ben mantıksız buluyorum.


  • Fodera  (10.07.19 15:48:35) 
1) evet, zevk meselesi. pulları biriktirip, inceleyip, bakmak hoşuna gidiyorsa neden yapmayasın.
2) istediğin yerden başlanır. topladıkça öğrenirsin, özel bir alan hoşuna gidiyorsa oradan geliştirirsin.
3) biriktirilir. genelde pullar damgalı ve damgasız (kulanılmamış) olarak ikiye ayrılır.
Ne kadar iyi kondüsyonda olursa ve ne kadar nadirse o kadar para eder. pullara dokunurken hırpalamamaya dikakt et, bir pul cımbızı edinirsen daha iyi olur.
  • prizmatik  (10.07.19 15:50:50) 
Sadece oneri olarak soyluyorum, klise olayan bir koleksiyon yapsanız?


  • stavro  (10.07.19 16:36:52) 
koleksiyon isinin genetik bir hastalik oldugunu dusunuyorum, dedemde vardi, ondan babama sonra bana gecti.

ne zaman basladiginin onemi yok. elinde hic pul yok ise ben olsam ufak da olsa bir koleksiyon satin alarak baslarim sonra bosluklari doldururum falan, sonu yok.

ben pulcu degilim ama pulun guzel tarafi cok yer kaplamamasi ve cok secenek olmasi.
kolay gelsin, insanin bir hobisinin olmasi guzel.
  • cooperr  (10.07.19 19:17:20) 
merhaba,
şu an hatırımda olmayan ve pullarla alakalı kapsamlı bir kitap vardı. onu edinmenizi öneririm. osmanlı posta tarihi, türk posta tarihi, pul, sürsarj vesaire nedir, önce araştırıp öğrenmenizi tavsiye ederim. ben koleksiyonuma başladığımda elimde genelde türk, rus, bulgar pulları vardı. daha sonra tüm türk pullarını tamamlayınca bıraktım :)
kolaylıklar dilerim, zira bu iş bildiğiniz hastalık

şuradan pulları inceleyebilirsiniz: www.pttpulmuzesi.org.tr

dünyanın ilk sekizgen pulu da bu topraklardan çıkma :)
  • konf  (10.07.19 19:47:17 ~ 19:53:59) 
[]

Puzzle parçası gibi olan meridyen? (coğrafya)

selamlar,
Google maps'ten aldığım bu capsteki meridyenin bir ismi var mıdır? (Meridyen olmuyor herhalde?)
Bir de bu şekilde puzzle gibi olmasının sebebi nedir?


 
  • windowsguvenlikduvari  (03.07.19 15:10:51) 
bildiğim kadarıyla gün değiştirme çizgisi o, orada adalar falan var, aynı dilimde olsunlar diye öyle yapılmıştır.


  • whoosie  (03.07.19 15:11:25) 
www.timetemperature.com
Oradaki adaların kullandığı zaman dilimine göre dolanıyor aralarından.

  • kobuzchu kiz  (03.07.19 15:11:57) 
[]

Yurt dışında kredi kartı kullanmak

Selamlar,
almanya ve hollanda'ya gideceğim.
yanımda fazla nakit döviz taşımak istemiyorum, o yüzden de k. kartı geçen yerlerde kartımı kullanmak istiyorum fakat, işlem o günün "tam" kuruna göre mi yapılıyor yoksa atıyorum kur 1 Euro = 6,67 TL ise 6,7'den yuvarlayarak mı alıyorlar? nasıl oluyor bu işler?


 
banka kur farkından dolayı her türlü geçiriyor. bildiğim kadarıyla ekstre kesim tarihindeki kendi satış kurları baz alınıyor üzerine de masraf ekliyor olabilirler.


  • reanarchy  (01.07.19 17:02:22) 
dostum kur oranı yüksek oluyor, normalde 6.60 ise 6.80 gibi bir kurla hesaplıyorlar. haliyle bu durumda maddi kayba sebep veriyor.


  • re noreno  (01.07.19 17:04:04) 
Çoğu bankada döviz ekstresi isteyebiliyorsun. Öyle yaparsan TL harcamaları TL, Euro harcamaları Euro olarak ödersin dolayısıyla kurdan kazıklamaca yapamazlar.

Bunu yapmazsan başına gelecekler şöyle: Harcama yaptığın pos cihazının bankası kendi kuru üzerinden miktarı Dolar'a çeviriyor ve senin bankana bu kişi şu kadar Dolar harcama yaptı diyor. Senin bankan kendi kurunun %1-2 üzerinden TL'ye çevirip ekstrene yansıtıyor.
  • 10032007  (01.07.19 17:06:32) 
[]

Facebook -Etkinlikleri başkasından gizleme-

Selamlar,
"Katılıyor" yaptığım etkinlik davetlerinin başkaları tarafından görülmemelerini istiyorum. Bu mümkün müdür?



 
eger etkinlik 'public' ise bildigim kadariyla oyle bir imkan yok, bu nedenle etkinligi kaydedebilirsin (yukarida uc noktali kisimda cikiyor), o zaman kimse gormez, ben oyle yapiyorum.


  • kassiopeia  (06.05.19 14:55:35) 
[]

Boykot etmek aslında yanlış bir şey değil mi ?

Selamlar,
fikir ayrılıklarından dolayı, bir mağaza/marka boykotunda ezici üstünlüğün sağlanamayacağı bir gerçek ama varsayalım ki böyle bir marka var, ismi A olsun. A markasının her AVM'de ve ana caddelerde mağazası var.
Bir bok yiyor ve ülke geneli boykot ederek ülkedeki 1000 mağazasını kapatma noktasına getiriyoruz. Sorum ise şu: biz boykot edip bu 1000 mağazayı kapatırken orada çalışan (ortalama 5 kişi olsun) toplamda 5000 kişiyi işsiz bırakmış olmuyor muyuz? Bu yaptığımız kaş yaparken göz çıkarmak olmuyor mu?


 
Baska yerde ise girebilirler. Diger turlu hic protesto etmeden de olmuyor.


  • Traveler  (11.03.19 23:05:51) 
Marka da eşşek değilse basın duyurusu yayınlar, özür diler vb. vb.


  • graywolf  (11.03.19 23:09:04) 
çok etken var bunu doğru cevabı verebilmek için. örneğin a markası abd'de bir marka olsun ve yediği haltta işçilerin hakkını ödeyememek olsun. bu durumda bu markayı protesto etmek boykot etmek mantıklı ve gerekli eylemdir. o işçiler oradaki hukuk kuralları gereği söke söke haklarını tazminatlarını alırlar mağazalar kapansa bile ve çok rahat başka yerlerde iş bulabilirler. ama mevzubahis mağazalar zinciri çinde ise boykot etmek saçmalık olur çünkü şirket yediği haltı önemsememeye devam eder, işçilik bir durum varsa işçi çıkartılır kimse de bir şey diyemez.

türkiye'de ise herkes ipimle kuşağımla çükümle d.ş.ğım modunda olduğu için protesto etsende boykot etsen de bişey değişmiyor
  • avatar is back  (11.03.19 23:11:35) 
Malum dondurmacıya hala gitmiyorum, çalışanlarının da neler yaptığını biliyorum. Ayrıca Çalışanlarının kısa vadede zarar göreceği durumlar vardır tabiki de, ama tepki göstermeden de olmuyor.


  • insomnia  (11.03.19 23:39:07) 
X markasını boykot ediyorsun ama tüketimi değiştirmiyorsun. Boykot ederken Süt alırken pınar değil sek alırsan. Sarılan süt miktarı aynı kaldığından piyasa daralmaya gitmez pınardan çıkan işci sek sütte işe başlamış gibi olur.


  • ZetaStar1903  (12.03.19 02:10:57) 
ciddi zarara uğradığı bi boykot yaşadıysa bi firma ciddi kötü bi olaya imza atmış demektir (tabi x markanın ceo'sunun ateist olduğu öğrenilir dindar halk boykot eder gibi suçsuz yere boykota uğramak da olabilir o üzücü). o kötü zihniyete de para kazandırmak istememek sağlıklı olan. eğer o firma ciddi zarara uğrar ve bi kaç şubesini kapatırsa aynı sektördeki başka firmalar da normal kazancının üstüne çıkar ve yeni şubeler açar. bir tarafta 5000 kişi işten çıkartılıyorsa 5000 kişi diğer tarafta işe girer.

ama türkiye'de o boyutta başarılı bir boykot yaşandığını sanmıyorum halkımızda öyle bi dirayet yok pek. hiç değilse firma bir özür mektubu yazsın ve bi daha öyle bir yanlış yapmadan önce (hem o firmanın hem diğerlerinin) 2 kere düşünsün diye yapılıyor yine de bu da hiç yoktan iyidir.
  • semaforo de medianoche  (12.03.19 02:43:17) 
Bi kere bu devirde kimseyi boykot edemezsin.
Watsonsu boykot edip rossman'dan alirsin, ama ikisinin sahibinin ayni oldugunu 5 sene sonra fark edersin. Mado boykot edildi, ama bim'de satilan tatlilar mado. Belturda satilan dondurmalar mado. Birbirine rakip gozukenler bile ayni sirket.

Boykotun ise yaradigini bi kere gordum o da italyan mallari boykotuydu. Tv destekledigi icin ise yaramisti. Herifler arayi duzeltmek icin fatih terimi aldi sonra :)
  • acemi  (12.03.19 08:04:48) 
Olmuyor.

O mağaza kapansa da o dükkan boş kalmıyor, yerine açılan dükkanda da o çalışan öbüründe çalışmaya devam ediyor.
  • babilbaligi  (12.03.19 10:06:49) 
[]

Hangi şehir neresiyle meşhur (türkiye)

merhabalar,
türkiye'deki şehirler ilk akla gelen tarihi/doğal/turistik anlamda nereler ile meşhur? aklınıza gelebilecek her şehre ihtiyacım var.
örnek: istanbul-ayasofya, denizli-pamukkale, adıyaman-nemrut dağı, şanlıurfa-göbeklitepe gibi.

teşekkürler.

 
aydın-kuşadası ve afrodisyas. izmir-efes-pergamon-çeşme. denizli laodikya-pamukkale.


  • mikahakkinen  (04.03.19 20:48:54) 
Yurtdisinda insanlar Kapadokya'yi biliyor. Mevlana'yi biliyor. Antakya cok bilinen bir sehir Hristiyanlik acisindan ama Turkiye'de olduguni bilmiyorlar. Aklima gelen eslesmeler boyle.


  • Traveler  (04.03.19 20:49:51) 
trabzon-sumela
ankara-anıtkabir
izmir-efes
konya-mevlana
samsun-amisos
çorum-hattuşa
amasya-kral mezarları
aydın-miletos
antep-zeugma
diyarbakır-suriçi
maraş-germenicia
çankırı-ılgaz
kayseri-erciyes veya kültepe
bolu-abant veya kartalkaya
adapazarı-sapanca
izmit-kartepe
antakya-st pierre kilisesi
nevşehir-kapadokya
mersin-st paul kilisesi veya kleaopatra kapısı
antalya-side antik kenti
  • prasinos  (04.03.19 20:55:07) 
kütahya-aizonai ve frig vadisi


  • basond  (04.03.19 21:15:53) 
Bursa - Uludağ, Yeşil Türbe
Edirne - Selimiye Cami
Çanakkale - Truva
  • wish i could find a way to disappear  (05.03.19 03:28:37) 
[]

Filmleri anlamamak?

Selamlar,

bazı yönetmenleri/filmleri anlayamıyorum. Dünyada sanki bir tek ben anlamıyormuşum gibi geliyor millete sormaya da çekiniyorum. İzlediğim filmi sonrasında ekşi'de orada burada "okuma"sını okuduktan sonra anlayabiliyorum.

-Tree of life
-Memento
-Mullholand dr. (david lynch olarak da genelleyebiliriz sanırım)
-seventh seal (bergman olarak da genelleyebiliriz sanırım)
-bazı kim ki duk filmleri
-michael haneke filmleri

Bu tip filmleri anlamak için bir şey yapılabilir mi yoksa tamamen iq -kapasite- meselesi midir nedir?

 
oraya bir de fight club'i ekle


  • duyurunun bug'ı  (02.02.19 00:54:38) 
Bence film izlemek bir tür antrenman işi. Bahsedilen filmler anlaşılması kolay filmler değil kurgusal ve senaryolaştırma anlamında. Yani nasıl ki spor yapmaya başladığımızda hemen maraton koşamaz durumda oluyorsak, filmler konusunda da böyle bir antrenman grafiğine ihtiyacımız olabilir. Zamanla daha ağır ilerleyen, daha farklı kurgulanmış filmleri daha rahat ve severek/anlayarak izlemeniz muhtemel. Şimdilik daha standart kurgulu filmlerle ilerlenebilir.


  • amelie poulain  (02.02.19 01:01:11) 
iq kapasitesi falan değil. filmleri anlamak için önce sinemadan anlamak lazım.
mesela mizansen, ışık, montaj, kamera çekimleri vb. gibi olaylara aşina değilsen sadece filmin vermek istediği mesajla ilgilenirsin, ki seventh seal gibi filmlerde bu çok sıkıcı olur.

bergmanı bir sonraki izleyişinde ışık kullanımına dikkat mesela. ışık nereden vuruyor, gölge nereye düşüyor (sven nkyvist deha görüntü yönetmenlerinden biridir bergmanla çalışmış biri olarak). sonra sonra göreceksin ki kimse insan yüzünü bergman gibi çekememiştir.

ya da nispeten iyi bir film izlerken kamera hareketlerine bak. holivudun aksine insanlar otururken, kalkarken, hoplarken, düşerken, tökezlerken kamera da onlarla hareket eder. holivuddaki gibi boş yere hareket etmez ya da stabil değildir.

ya da lawrence of arabia filmini izle. orada kibritin sönmesinden çöle geçiş sekansı var. işte bunu yapan montajcıdır. bir sahneyi öyle bir yerde kesip peşinden gelen sahneyi öyle bir yerde başlatır ki oha dersin.

ya da mimarı kullanımlara bak. jacques tati filmlerinde mimari kullanım hikayeye nasıl katkıda bulunuyor? mon oncle filmindeki gereksiz ev detayları vb. boşuna mı yapılmış?

ya da dunkirk niye bu kadar övülüyor? neyle çekilmiş, c. nolan o filmle ne gibi yenilikler yapmış falan falan. birçok konu var.

sinemayla ilgilenmiyorsan her şeyi anlayacak değilsin. mesela japon sessiz sinemasından tut da macar sinemasına kadar bir ton film ve yönetmen severim ama hala tarkovskiyi sevebilmiş değilim. sevmemek de bir tercih. sevmek zorunda değilsin.

yukarıda bahsettiğin filmlerin çoğu teknik açıdan değerlendirildiklerinde mükemmel olarak adlandırılıyorlar. tree of life'taki akış klasik sinemadaki olay akışına, kamera kurgusuna benzemiyor. o açıdan çok iyi. memento yine olay kurgusundan dolayı (nolan'ın bu konuda karatahta önünde anlatımı var, bulursun youtube'da). mulholland dr. desen keza o da öyle.

kısacası çok fazla teknik detay var bu tip filmlerde. olay sadece hikayeyi yorumlamadan kaynaklanmıyor.
  • lesmiserables  (02.02.19 01:07:04 ~ 01:10:19) 
Teknik açıdan değil de kurgu ve sembolizm açısından ele alıyorum ben daha çok. Bunların hepsi "tarz"ı oluşturuyor zaten. Bazı yönetmenlerin tarzı farklıdır, alışmak zaman alır, alışamayabilirsin de. Anlama kısmı sonra geliyor. Mesela Lynch'in kafasını çözmek ve yaşamak için Twin Peaks izlemenin sana faydası olur. Bunun gibi örnekler çoğaltılabilir. Bazı filmleri anlamak için de gerçekten yönetmenin külliyatına hakim olmak ve belli bir teknik bilgiyi haiz olmak gerekiyor yukarıdaki arkadaşın söylediği gibi. Bu tarz yönetmenler bellidir ve filmleri külttür. Devamlı denk gelmezsin, gözün korkmasın.

Bunun dışında, bazı filmler dikkatini yeterince vermediğin zaman kaçabiliyor. Dikkatli izlemezsen ve ayrıntıları yakalayamazsan Matrix de kaçar Fight Club da (gerçi Fight Club kurgusal açıdan karmaşık bir film değil).
  • shangrilla  (02.02.19 02:51:08) 
Dun tam da ayni yunetmenin filmleri icin ayni seyi dusunmustum. Tek degilsin.


  • tunaktunaktun  (02.02.19 06:09:18) 
[]

Anadolu Yakası Nörolog

selamlar,
şu linkteki durumdan dolayı anadolu yakası (kadiköye yakın olursa daha da iyi olur) nöroloji birimi arayışım mevcut.
www.eksiduyuru.com

özele mi gitmeliyim devlete mi gitmeliyim? nereye gitmeliyiz?

 
www.lifemed.com.tr

kewinlikle nevzat hocaya gidin. kendisi haydarpaşa gata noroloji kurucularından. çok çok iyi bir doktor ve çok kibar düzgün iyi bir insan. ben annemi götürmüştüm,

hocanın ssk ile anlaşması olması lazım arayıp sorun.
  • oscar  (29.01.19 00:24:32) 
[]

www.tisortfabrikasi.com güvenilir midir?

selamlar,
site güvenilir gibi geldi ama emin olamadım.
instagramda'da 40000 küsür takipçisi olmasına rağmen like sayıları falan da çok düşük.

Alınır mı bişeyler?

 
alınmaz.


  • diffarentiationation  (22.01.19 12:47:22) 
alınır mı alınmaz mı bilmem ama ne gördülerse basmışlar.bi'sen ben yokuz!hayret.


  • jactantia  (02.02.19 01:18:49) 
[]

Annem kelimeleri karıştırıyor ?

Selamlar,
yakın zamandan beri, annem cümle kurarken doğru kelimeleri bulamayıp alakasız kelimeler söylemeye başladı.

-"Fayanslar kirlenmiş" demek isterken "Salamlar kirlenmiş" dedi sonra düzeltti.
-"Dolaptaki tabaklar" demek isterken "Balkondaki tabaklar" dedi sonra düzeltti.
-X ismindeki akrabamızdan bahsedecekken, X diyene kadar V, Y, Z sıradan üç beş tane akraba ismi söyleyip X'i öyle söylüyor.

Bu ve bunun gibi örnekleri çokça yaşamaya başladık. Çok takılmıyordum normalde ama bu tip şeyler bir hastalığın vs. belirtisi olabilir mi ? Yoksa sadece yaşlanıyor mu? (59 yaşında)

 
hepsi normal de fayans yerine salam demesi garip. bir problem olabilir gibi.


  • candide  (07.01.19 17:38:24) 
bana hastalık belirtisi gibi geldi. bir uzmana görünmesinde fayda var elbette.


  • fragile lady  (07.01.19 17:38:57) 
Denk gelmiş de olabilir. Biz buradan ne desek boş. Tabii ki bu bir hastalığın belirtisi de olabilir. Böyle belirtisi olan bazı hastalıklar biliyorum. Ama ne ben profesyonelim ne de internet üzerinden tetkik mümkün bir şey. Yani dediğim şey şu. Hiç buradan cevap alıp evham yapmayın ve bir doktora başvurun. Bir şey çıkarsa ona göre hareket edersiniz. Bir şey çıkmazsa da içiniz rahat olur.


  • windowsguvenlikduvari  (07.01.19 17:44:14) 
ben de çok yaparım bunu. zihnen yoğun mu?


  • damla sakızlı dondurma  (07.01.19 17:44:27) 
lütfen doktora gidin. Erken tanı hayat kurtarır. Şimdi yazmak istemediğim bir şeyin belirtisi gibi.
Umarım hiçbir şey çıkmaz.

  • helena  (07.01.19 17:44:53 ~ 17:45:44) 
Eğer bu aralar ekstra bir yoğunluğu varsa olabilir ancak yoksa alzheimer vs. gibi bir durum olabilir doktora görünmekte fayda var.


  • lcha  (07.01.19 17:45:23) 
annem yıllardır bana önce ablamın ismi ile seslenir, sonra kendi ismimle. birinden bahsederken de senin söylediğim xli denklemden geçiyoruz. ben de kelimeleri çok karıştırırım konuşurken. çok önemli bişey değil gibi. ama yaşlılık belirtisi de olabilir. alzheimer belirtisi de olabilir. yaş 59 olmuş, bi doktora görünebilir yine de.


  • elorelia  (07.01.19 17:46:23) 
@candide,
hemen öncesinde kahvaltıda salam yemiştik, ondan çağrışımla dedi.

@damla sakızlı dondurma
evet zihnen sürekli yoğun, iki farklı evde yaşayan iki farklı yaşlımız var onlarla koşturuyor, üstüne ev işleriyle uğraşıyor ve sürekli kendine yeni işler çıkartıyor. asla dinlenmiyor.
  • yanginmerdiveni  (07.01.19 17:46:26) 
bu dediklerin bende de oluyor her zaman değil kafamın dolu ve yorgun olduğum zamanlar

psikiyatri servisine gözükmekten bir zarar gelmez. psikolog arkadaşımla konuşmuştum bunu, ben dedim bazen yarım cümleler, aşırı devrik cümleler kuruyorum, ahmet yerine mehmet yazıyorum, neyim var demiştim. kafan sürekli meşgul diye oluyor o bişeyin yok demişti.

ileri derece anzeymer hastası anneannem bile annemin yaptırdığı çeşitli testlerde bazı değerlerin düşük çıkması ve ona yönelik tedavi yapılmasıyla bir ileri dereceden normale dönüş sağlanmıştı.

yani bundan bile olabilir.

aynı şekilde annem de bu tür şeylerden kuşkulanıp anneannem de de anzeymer olduğu için şüphelenip psikiyatri servisine gözükmüştü(tam olarak bununla ilgili değil)

ama adam anzeymer ihtimalini de değerlendirip bişeyin yok demişti.
  • killerbee  (07.01.19 17:50:35 ~ 17:57:40) 
bu tip sonucu ciddi olabilecek şeyleri burada sormayın. yani bahsi geçen şey bir nezle, diş ağrısı, karın ağrısı gibi şeyler değil. eğer sizi rahatsız eden bir durum varsa gidin hemen doktora. sizce duyuruda bir nörolog olup da bu başlığı görme ihtimali nedir? cevap verenlerin hemen hemen hepsi "kaynımda da var" kafasıyla verecek cevapları. şimdi siz benim yazdıklarıma göre hareket ederseniz ve allah korusun annenizde sonradan bir rahatsızlık çıkarsa ne olacak? burada yazanları dikkate aldığınız için erken tedavi şansını kaçıracak anneniz.

eğer rahatsız edecek durumdaysa, lütfen doktora götürün annenizi.
  • issiz karga  (07.01.19 17:52:02) 
İnşallah değildir ama hastalık belirtisi olabilir, bir nöroloji uzmanına gidin lütfen.


  • sys coyg  (07.01.19 18:22:42) 
Cokca yasamaya basladik demissiniz. Insallah oyledir ama yogunluktan olmayabilir diye dusunuyorum. Bir an once norologa gorunsun kesinlikle.


  • bxgx  (07.01.19 18:40:38) 
Ön bilgi:30 yaşındayım, doktora yapıyorum.

aynı şeyleri ben de yapıyorum.
Hızlı konuşmama bagliyorum genelde.

Kafamdaki düşüncelerin karisik ve yoğun olduğu zamanlar daha fazla oluyor.

Daha önce hiç böyle bir sey yaşamadıysa bir doktora gözükmekte fayda vardır.
  • emcekare olmadi einstein olsun bari  (07.01.19 18:54:58) 
bxgx +1

Daha sık yaşamaya başladık demişsiniz, gençliğinden beri süregelen bir durum değildi olarak anlıyorum. Normal diyenler için belki hayatları boyunca hep öyleydi ama sizde yeni ortaya çıkan bir durum olduğundan mutlaka doktora görünün, erken teşhis hayat kurtarır.
  • taurina  (07.01.19 20:54:40) 
çokça yaşamak = sürekli böyle oluyor değilse ciddi bişey değildir. ciddi nörolojik problemlerde hasta normal cümle kuramaz yani. öyle olsaydı da gelip burda sormaz doktora giderdiniz. o yüzden yüzde 90 bişey yoktur da geri kalan yüzde 10u elemek için nörologa gitmenizi tavsiye ederim :D


  • fayfim  (07.01.19 21:02:16) 
Dikkatinizi çekecek kadar yoğunlaşmışsa en azından içinizi rahatlatmak adına bir nöroloğa götürün bence. Annenizin yaşı henüz genç olmasına rağmen ihmal etmeye değmez.


  • yorgunpanda  (07.01.19 23:39:14) 
dikkatiniiz çektiğine göre olağan dışı bir durum olabilir. norolog görsün mutlaka


  • oscar  (08.01.19 03:53:24) 
[]

Kot pantolon kalitesini bakarak anlayabiliyor musunuz?

Selamlar,

Geçen hafta mavi jeansten ortalama 200 liraya bir kot aldım. Bugün bi bakayım dedim LCW ya da KOTON'da aynı özelliklerdeki kot ortalama 70 lira.

Dış görünüşüme özen gösteriyorum ve üzerimdekilerin kaliteli görünmesine/olmasına dikkat etmeye çalışıyorum.

Sorum ise şu: birinin üzerinde gördüğünüz standart (kesiksiz/yırtıksız/düzgün taşlanmış/yamasız) kot pantolonun iyi marka mı yoksa kötü marka mı olduğunu anlayabiliyor musunuz? "Şuna bak üstü north face altı LCW" konumunda kalmak istemiyorum. LCW/koton'a mı yöneleyim yoksa mavi'den devam mı ?

 
Valla ben hiç anlamıyorum. Ama piyasada öyle tipler var ki adam kolundaki saati 300 metre öteden görüp "Ooo Grand Seiko takıyorsun" veya "Oooo Levi's pantolon" almışsın falan diyebiliyor. Adamların gözler radar gibi, direkt yakalıyor.


  • hitokiri kenshin  (25.10.18 17:52:34) 
pahalı olan her zaman daha kalitelidir demek istemiyorum tabii fakat lcw'dan aldığınız 70 liralık kotlar görünüşten ziyade, dayanıklı olmayabiliyorlar. çabuk deforme oluyorlar, uzun yıllar dayanmıyorlar vs. ben bu sebeplerle tercih etmiyorum.


  • veritaslibertas  (25.10.18 17:52:50) 
Anlamiyorum. Bir sure giydikten sonra anlasiliyor anca.


  • stavro  (25.10.18 17:55:44) 
Sorunun cevabını bilmiyorum ama lcw için dayanıklı değil diyen ezbere konuşuyor. Mavi lcw'den çok daha dayanıksız.


  • windowsguvenlikduvari  (25.10.18 18:23:38) 
En son aldigim lcw kot 1 haftada ruhunu teslim etti ve ben sok gecirdim. O zamandan beri de oradan kot almadim.

Maviden hic kot almadim.

Farkini da anlamiyorum zaten.
  • kuehles blondes  (25.10.18 18:25:18) 
Mavinin lcw’den hiçbir farkı yok.

Kot ne kadar kalın ve yüzeyi pütürlüyse o kadar kalitelidir bence.

Bana gelsin: m.youtube.com
  • Delay Fuze  (25.10.18 18:35:36) 
Bir başkası için giyinilmez. Elalem ne der denmemeli. Kot pantolonun veya herhangi bir kıyafetin kalitesinin tek göstergesi kumaşın kalitesi değildir. Dikim kalitesidir aynı zamanda. Ayrıca üstüne uymuyorsa, yavan duruyorsa isterse 10 bin tl vermiş ol işe yaramaz.

Lcw da giyebilirsin, Filippa K da giyebilirsin önemli olan marka değil. Önemli olan stil ve yakışıp yakışmaması. Herkes her kıyafeti giymez, giymemeli.
  • bos gezenin bos ustasi  (25.10.18 18:49:34) 
Ha kot pantolonun pütürlü olması kalite göstergesi değildir. Bazı kotlar vardır çok çok yumuşak, pürüzsüzdür, incedir ve aşırı pahalıdır artı kalitelidir.

Bunun mevsimlik olması ile, eskitilmiş olması ile, rengiyle, üretildiği pamukla alakası vardır.
  • bos gezenin bos ustasi  (25.10.18 18:51:38) 
Hayatımda bir kere kota çok para verdim. O da colinsden 60 tl lik bir pantolondu. Cebine kadar yırtıldı, resmen dört ayda üstümde paralandı.

Lcw, kotondan alıyorum bir şey olmuyor.
  • geçerkenugradım  (25.10.18 19:29:38) 
mavi jeans kaliteli kot classinda degil, lcw'den de alsaniz farkli durmayacak.
eger ozellikle kotu bir kot degilse giydiginiz, fiziginiz guzel ise guzel duracaktir. kotlarin tricki bu. fizik super degilse daha onemli iyi kot giymek yani. lee kotlar oyle toparlayici ve hos dururdu ki yillarca lee giymistim.

  • mula  (25.10.18 19:32:19 ~ 19:32:39) 
görünüşten cok anlaşılmıyor bence zara’nın veya koton’un ucuza pantolonları hem üstğme daha iyi oturdugu gibi hem de görünüş olarak bayagı kaliteli olabiliyor. daha cok skinny jean ve koyu renk giyiyorum bu arada klasık mavi jean almayalı yıllar oldu. alırsam da koyu mavi denim’e yöneliyorum. ama; burada büyük bir ama var: bunlar cok fazla sezon idare etmiyor. Ağından zayıflamalar baş gösteriyor delik oluşana kadar.... sen kendini ‘mavi jeans daha kaliteli iç rahatlığıyla giyerim’ şeklinds iyi hissediyorsan hiç kafanı karıştırma bence....


  • maq  (25.10.18 19:35:56) 
ben genelde ağırlığına bakıyorum. bir de kağıt gibi ince olmamasına dikkat ediyorum.


  • mattiadestro  (25.10.18 19:48:00) 
uzaktan bakınca anlıyorum. kumaşının kalitesi, dikimi, kesimi ceplerin yerleşimi ağın derinliği vs. gibi etmenler dikkat çekiyor.

ayrıca mavi'den 200 liraya kot alacağıma indirim bekler network'ten, damat'tan, massimo'dan alırım sizin yerinizde olsam.
  • kullanıcı adı  (25.10.18 23:17:42) 
Yillardir levis 511 giyiyorum. Bu sene icinde 3 tane aldim. Fiyatlari ortalama 300 lira.

Soruna cevap; evet anlasiliyor. Hele erkekde daha fazla. Kadinlar daha sansli onlar icin cok daha fazla marka model var. Bizim ki genelde sabit.

Ha ama bende de senin dediginin tam tersi oluyor. Alti levis, ustu lcw seklinde. Cunku aradigim sade ustu bulamiyorum pek. Buldugumda da marka gozetmeksizin aliyorum.
  • bir3iki7  (26.10.18 14:15:02) 
[]

A. Kurosawa ve A. Tarkovsky'ye filmlerine hangi filmlerden başlanmalı?

Merhabalar,

A. Kurosawa ve A. Tarkovsky filmleri izleyeceğim. Hangi filmlerden başlamalıyım ?


 
Tarkovsky için The Mirror güzel başlangıç olur.


  • levent bilgen  (01.10.18 17:38:59) 
kurosawa için de 7 samurai


  • hosein  (01.10.18 17:39:27) 
tarkovsky için önce solaris ve andriy rublyov.
sonra tarih sırasına göre tümünü izlerdim ben olsam.

  • cedex  (01.10.18 17:47:35) 
seven samurai
yojimbo

  • try again fail again fail better  (01.10.18 18:33:05) 
Kurosawa için yojimbo diyorum ben de


  • mirafiori  (02.10.18 00:06:37) 
tarkovski - mirror
kurosawa - rashomon

  • tepedeki psychedelic adam  (02.10.18 00:15:40) 
[]

Yurt dışı alışkanlıklarınız var mı ?

Yurt dışına çıktığınızda mutlaka yaptığınız/aldığınız bir şey var mı? Magnet, kartpostal, vs vs. ben farklı bira şişelerinin kapaklarını almayı seviyorum mesela.
sizinkileri merak ettim.



 
starbucks you are here collection


  • cedex  (14.07.18 19:11:53) 
Varsa mutlaka Arkeoloji Muzelerini geziyorum. Gittigim birkac yerde vakit problemim vardi, gidemedim. O sehirleri gezmemis gibi hissediyorum resmen.


  • evrim halkasi  (14.07.18 19:27:00) 
mutlaka magnet alıyorum, hepsini biriktiriyorum çok severim.


  • şubatsonrası  (14.07.18 19:57:59) 
Ben tshirt alıyoruum gittiğim müzelerin offical mağazalarından. Hem daha uniq oluyor hem de kaliteli en azından bir kısmı müzeye kalıyor. Bir de eşe dosta magnet.


  • condom kurşunu  (14.07.18 20:00:47) 
Magnet kesin alırım. Onun dışında bulabilirsem şehir haritası, broşür gibi şeyleri de alıyorum.


  • curukturpkokusu  (14.07.18 20:00:55) 
Magnet kesin. Koleksiyon yapıyorum. Bir duyuru uygulaması olsa hemen şimdi buzdolabimin resmini yollardim.


  • Traveller  (14.07.18 20:07:27) 
Magnet, kartpostal, tshirt.


  • aychovsky  (14.07.18 20:09:54) 
Magnet, ama kendime değil annemin buzdolabına, annemin buzdolabında her gittiğim yerden magnet vardır. Koleksiyonum için anahtarlık ve kartpostal. İçki ucuz olduğu için içki, özellikle şarap. Bir de iş yerinde adettendir, yurt dışına giden çikolata getirir, yani ekibime çikolata. Evet her gidişimde bunları alırım.


  • pati  (14.07.18 20:18:18) 
Ben gittiğim ülkede fırsat bulursam yerel lotolarını oynuyorum.


  • senolll  (14.07.18 20:39:08 ~ 20:40:01) 
Şehir haritalarını saklıyorum.


  • bugunku antremanda goz dolduran futbolcu  (14.07.18 21:07:57) 
gittiğim her yerin kendi birasını mutlaka içerim


  • turkuaz  (14.07.18 21:19:36) 
Yerel bir markete girip abur cuburlarına bakarım/alırım.


  • inawen  (14.07.18 21:57:25) 
magnet hem kendime hem eşe dosta muhakkak alırım. bir de son birkaç seyahattir anahtarlık almaya başladım. değişik o ülkeye özgü bir şeyin anahtarlığı.


  • naksidil  (14.07.18 22:37:21) 
@evrim halkasi gibi ben de savaş müzesi varsa oraya gidiyorum. şu ana kadar zaten savaş müzesine gidebilecek kadar vakit geçirdiğim tek ülke ukrayna oldu, orada da bayağı dolaştım bunları. onun dışında sosis yerim kesin. almanların bratwurst'u gibi böyle essahtan sosis diyom. türkiye'de yok maalesef. metro'da, macro'da falan var sanırım ama aşırı pahalı. böyle papates sosis yanına da bira kendi çapımda hem slavlık hem almanlık yapıyorum. her gidişimde muhakkak yaparım, sosis yiyip bira içmeden dönmem. hatta neredeyse sadece onun için gidiyorum bile diyebilirim. genel anlamda "yerel yemekleri tatma" da eklenebilir buna - daha gidemedim ama farklı ülkelere gidersem kesinlikle yerel, klasik yemeklerini yemek isterim. o ülkeden insanlara bizdeki mercimek çorbası, sarma, kuru fasulye gibi yemeklerin karşılıklarını sorarım. hani akşam memur sofraya oturduğunda ne yiyo mesela. hah işte onlardan gömerim.


  • der meister  (14.07.18 22:40:14) 
Yukarida yazan magbet vs ek olarak, Ben eski kiyafetlerimle gidip donuste birakiyorum ve valizi full market alisverisi ile dolduruyorum. Kahve, makarna, soslar, dus jelleri, kremler vs vs.
Ne var ne yok toplarim.

  • durgunfoton  (14.07.18 23:05:26) 
[]

Askeri okullar/rütbeler hakkında birkaç soru:

Selam, birkaç sorum olacak

1) askeri lise çıkışlı olanlar astsubay oluyor di mi ?
2) askeri lise çıkışlı biri özel/devlet üniversitesinde öğrenim görmesi sonucu ne oluyor?
3) harp okulu çıkışlı olanlar subay oluyordu di mi ? harp okulunun sivildeki muadili üniversite mi oluyor?
4) harp okulunun muadili üniversite ise hem askeri lise hem harp okulunda okuyan ne rütbede mezun oluyor?
5) harp okulunun muadili üniversite ise bu öğrenci öncesinde herhangi bir lisede öğrenim görüp mu başvuruyor harp okuluna
6) harp akademisinin sivildeki muadili yüksek lisans gibi mi oluyor? cevap evetse teğmen olarak mezun olmuş birinin harp akademisine gitmesinin sonucu ne oluyor?

edit: soru eklendi

 
1) askeri lise harp okulundan önceki bir aşama. Astsubaylar askeri liseye gitmez.
2) harp okulunu bitirmediyse subay olamıyor. Herhangi bir lise mezunundan farkı yok.
3) evet, ayrıca hepsinin mühendislik, işletme gibi branşı var
4) askeri lise okumadan harbiyeye girmiş de teğmen oluyor, askeri lise ve harbiyeyi bitiren de teğmen oluyor farkı yok
5) harp akademisi sanırım kurmaylık içindi. Birkaç sene terfi alıyordu yanılmıyorsam.
  • yavru tosun  (12.03.18 17:04:07) 
1) askeri lise çıkışlı biri hiçbir şey olmaz.. askeri lise mezunu sivil olur.. astsubaylık; "astsubay hazırlama okulu" mezunu olanların (ki meslek yüksek okulu statüsündedir) veya üstün yetenekli uzman çavuşların sınavlara girmek suretiyle eriştikleri bir rütbedir..

2) hiçbir şey olmuyor.. düz adam..

3) harp okulundan teğmen rütbesiyle mezun olurlar.. sivildeki muadili üniversite lisans eğitimidir evet..

4) yukarıda cevabı verildi..

5) evet özel sınavla giriliyor.. liseden bu sene mezun olacaksanız siz de (gerekli şartları taşıyorsanız) girebilirsiniz harp okullarına (ki artık adı değişti milli savunma üniversitesi oldu)

6) evet.. harp akademisinden mezun olunca kurmay olunuyor..
  • sahlanankoc  (12.03.18 17:06:40) 
[]

sigortam olmamasına rağmen ilaç yazdırabiliyor muyum?

selam,
şu an sigortam yok ve ilaç yazdırdığımda ilacı yine sadece fark ödeyerek alabiliyor muyum?



 
sigorta yoksa ücreti karşılayacak biri de yok demektir. dolayısıyla fark değil ilaç fiyatının tamamını ödeyerek alabilirsiniz.


  • nrmnm  (08.03.18 14:05:30) 
Gss falan var mi?


  • ykyt  (08.03.18 15:48:25) 
[]

Gözlerimi çevirdiğim zaman ses duyuyorum?

Selam, tam olarak nasıl ifade edebilirim bilmiyorum ama, gözlerimi sağa veya sola oynattığım zaman sanki hızla esen bir rüzgar sesi gibi bir ses duyuyorum her seferinde ve sanki anlık olarak dengemi de kaybediyormuşum gibi oluyor.

Nedir bunun sebebi? kulak burun boğazcıya mı gitmeliyim, yoksa başka bir şeye mi gitmeliyim?


 
vertigo hastalığına benzettim.


  • dedimmidemedimmi  (26.02.18 18:15:27) 
KBB'ye bir görün derim.


  • cancoskn  (26.02.18 22:54:09) 
kbb evet. ama göz pınarına bir masaj yap göz yaşı tıkanıklığı olmasın?


  • imelih  (27.02.18 01:09:10) 
[]

Dünyanın sonu aniden gelemez mi ?

Selam,
kafama saçma bi sorular bütünü girdi, biraz kafa açayım dedim.

Diyelim ki biz(insanlık) karıncayız, gözlemleyebileceğimiz evren yaşadığımız bahçe/kaldırım kadar olacak. Şu an 70 yıl boyunca gözlem yapmış bir karınca ne kadar gözlem yapmış olursa olsun, yarın sabah siz işe giderken 3 sokak ötedeki kaldırımda onu ezip ezmeyeceğinizi gözlemleyemez, anlayamaz.

Biz karınca kadar küçüksek, gözlemleyebildiğimiz evren yaşadığımız kaldırım/bahçe kadarsa, yarın işe giderken bizi ezecek birinin olup olmadığını anlayamayız değil mi? Bunu da araştıran insanlar var mı?

 
İste arada sozcude cikiyor da goruyoruz arastiranlari. Şu kadar buyuklukte goktasi carpabilir falan diye.

Evet olabilir dediginiz sey. Dunyanin 100 kati buyuklugunde bir sey once galaksiye sonra gunes sistemine girip bize denk gelebilir.
  • ykyt  (14.02.18 21:04:52) 
Dünya'ya Dünya'dan daha büyük bir gök cismi çarpmadıktan sonra çok zor, Mars'la Jüpiter arasındaki Asteorid Kuşağı'ndaki gök cisimleri bunu yapacak güçte değil, asteroid kuşağındaki gök cisimlerinin kütlesini bir araya getirsen Ay'ın toplam kütlesi kadar ancak ediyor, zor yani. Daha büyük gök cisimleri, ki hepsi birer gezegen büyüklüğünde neredeyse, Kuiper Kuşağı'nda bulunuyor ama onların da Dünya'ya ulaşma ihtimali yok neredeyse Güneş sisteminin sınırında bu kuşak. Bu durumda bu şekilde bi son olmaz. Ha amafarklı şekillerde bir son mümkün. Yani üstündeki yaşam son bulur falan bunlar olabilir.


  • angelus  (14.02.18 21:27:58) 
Gök taşına gerek yok ki. Normalin çok üstünde birkaç güneş patlaması olsa sonumuz hemen gelebilir. Dünyadaki tüm elektronik aletler bozulur. Uzaydaki uydular zarar görür. Hatta aşırı yüksek sıcaklık değerlerine ulaşılırsa tüm dünyada yangınlar çıkabilir. Canlılık belki bitmez ama en az yüz yıl geriye gideriz.


  • dissendium  (14.02.18 22:09:21) 
Öncelikle verdiğin örnek yanlış: Karıncanın insanı değil, evreni algılamasına bakmak lazım;
İnsanın da karıncayı değil yine evreni algılamasını karşılaştırman lazım.

Öte yandan ezerek karıncaları da yok edemezsin, sistematik biçimde herkesi öldürmeden insanlığı insan eliyle de yok edemezsin...

Sorularına gelirsek: İnsanlığın yok olmasına sebep olabilecek maddi, manevi tehlikelerin tamamı üzerinde düşünen, tartışan, atıp tutan veya araştıran insanlar var. Hatta mesela Amerika'da bir felakete karşı sığınaklar yapan büyük bir paranoyak kesim de var.

Buna rağmen böyle felaketleri öngörmek ve durdurmak yerine, 'felaketler gerçekleştiği halde insanlığın devam edebilmesi nasıl mümkün olur?' yaklaşımı daha mantıklı ve pratiktir. Zira depremleri, selleri, tsunamileri, buzul çağlarını veya volkan patlamalarını, göktaşı yağmurlarını... doğayı durduramayabiliriz, fakat doğa olaylarının etkilerinden belli oranlarda kaçınmayı da başarabiliriz.

Bunun için Michio Kaku uygarlık aşamalarından bahsediyordu: www.youtube.com

Bir de düşününce dünyanın sonu geldiğinde eğer yok oluyorsak bunu dert etmenin de alemi yok. Çaresi varsa vardır, yoksa yoktur. Ne yapalım.
  • idexo  (14.02.18 22:30:39 ~ 22:52:11) 
evreni %100 olarak anlayamadığımızı düşünürsek teorik olarak mümkün ama trilyarda 1'lik falan bi ihtimal çünkü asteroid, göktaşı mevzuları güneş'ten gelebilicek potansiyel tehlikeler vs. biliniyor pek soru işareti olan konular değil bunlar ve bu cisimler sürekli gözleniyor o yüzden pratik olarak pek mümkün değil.


  • semaforo de medianoche  (14.02.18 22:43:56) 
dünyanın 100 katı büyüklüğünde veya en azından dünya büyüklüğünde bir şeyin çarpması gerekmiyor.

tüm dinozorları ve o dönemdeki tüm canlıların 75%'ini yeryüzünden sildiği "düşünülen" asteroid yalnızca "10 km" çapındaydı. saatte 50.000 km hızla giden 10 km çapındaki bir göktaşının, çapı 12.700 km olan dünyaya çarptığını hayal edin, dünyanın bir tarafından girip diğer tarafından kolayca çıkamayacağı için neler olacağını, okyanusa düştüğünde yaratacağı dalgalanmayı. ya da hayal etmeyin şunu okuyun.

www.bbc.com
  • givemesomesubstance  (15.02.18 10:29:00) 
[]

İş yerinde oynamalık browser oyunu

Selam, iş yerinde oynamalık, facebook oyunları harici browser oyunu arıyorum.




 
www.hellorun.helloenjoy.com


  • dedimmidemedimmi  (22.12.17 16:37:16) 
  • pilav  (22.12.17 16:37:36) 
zty.pe hem de yazma hızını geliştirir.


  • sporty  (22.12.17 16:38:43 ~ 16:40:16) 
haxball


  • her giriste sifresini unutan adam  (22.12.17 16:48:18) 
  • ocanal  (22.12.17 16:50:53) 
[]

Bir gecede en az 10 kabus görmek

Selamlar,
bu gece kısa kısa ve birbirinden farklı olmak üzere en az 10 kabus gördüm.
6-7 aydır antidepresan kullanıyorum fakat böyle bir yan etkisini bu zamana kadar görmemiştim. Ondan mıdır ya da var mıdır mantıklı bir açıklaması ? (götün açık kalmış xd esprisini yapan ilk kişiye 100 puan)


 
Sadece 1-2 gece olursa o anlık kimyasal/stres durumundan biri olabilir, ben mesela her ameliyattan sonra anestezi geçerken benzer miktarlarda kabus gördüm.

Olay devam ederse bir çeşit uyku bozukluğu olabilir, çeşitli hastanelerin uyku labları var, bir gece misafir olup kontrol ettirebilirsiniz.
  • cleric  (08.11.17 18:13:05) 
Uyku düzenim bozuk olduğu bazı dönemler 4-5 kabus gördüğüm oluyordu. En yakın 2 hafta öncedir. Ve o hafta komple öyle geçiyordu kan ter içinde nefes nefese uyanıyordum. Antidepresan 2-3 ay kadar kullanmışlığım var geçen senelerde ama bıraktıktan sonra da kullanırken de random kabus gördüm.


  • Golden Ratio  (08.11.17 18:23:34) 
fiziksel bir sey olabilir. bende karaciger yaglanmasi var. bunun bir sekilde uykumu etkiledigini dusunuyordum. kabus ve sik sik uyanma vardi. milk thistle tabletleri kullanmaya basladim yaglanma icin ve uykumda rahatladi, kabus da gormemeye basladim.

yukarida bahsettigim nedenin disinda, uyudugun odanin sicakligi da onemli. cok sicaksa ya da cok soguksa da kabus gorursun tecrubelerime gore.
  • ubi dubium ibi libertas  (08.11.17 18:32:33) 
kullandığın antidepi bilmiyorum ama böyle etkileri var, ben cipram'dan yeni prozac'a geçtim, ikisi de baya sağlam rüya/kabus gördürüyor. yine de istersen doktoruna danış. antidepresanların prospektüslerinde de yazar zaten, istersen bir ona bak ilk önce. ek olarak antidepresanların etkileri 6. ayda görülmeye başlar, o yüzden bana normal geldi.


  • pasp  (08.11.17 18:55:10 ~ 18:55:22) 
[]

Orkestra şefi tam olarak ne işe yarar?

Selam,
misal bir orkestra konser verecek, zaten bu konsere hazırlanmak için sayısız kere çalışmıyor mu bu insanlar? Nerede ne şiddette gireceklerini bilmiyorlar mı ? Orkestra şefine neden ihtiyaç duyulur tam olarak?



 
(bkz: #11239023)
(bkz: #20094722) başlığa göz atabilirsiniz bence :)

edit: bir de bu (bkz: #29715187)
  • kobuzchu kiz  (03.07.17 14:18:12 ~ 14:21:44) 
yazıda nasıl çalınacağı kabaca tarif ediliyor. ama aynı orkestrayı iki farklı şef yönetince iki farklı sound çıkıyor.


  • alperz  (03.07.17 14:19:44) 
O olay oyle degil.

Bu dedigin yonetmensiz oyuncular film ceksin nasilsa rolunu biliyor demekle ayni.


Iste o calismalarin hepsini sef yonetiyor. Saniyorsunuz ki gidiyorlar bastan sona uc ay parcalari caliyorlar. Oyle olmuyor.

Parcalar kisim kisim inceleniyor. Sef istediklerini soyluyor ona gore tekrar tekrar prova oluyor. Sefin hareketlerini taniyor elemanlar.

Konserde de sef aylarca duzenledigi ekibin sovunu yapiyor. O ana kadar her seyin kompozisyonu sefte.

Konser aninda bi seyleri olayin ruhuna gore degistirebilir de. O an takip etmek zorunda kisiler.
  • senialanaglasinalsinsikinicaliyabaglasin_yine  (03.07.17 14:20:37) 
Kıyaslama doğru mu olur bilmiyorum ancak, gittiğim tüm okullarda, ayrıca özel kuruluşlarda koro çalışmalarına katıldım yıllarca. Tüm bu süreci yöneten şef olmazsa olmazdık. Karşımızda tüm sesleri net duyan, farklılıkları algılayan bir şahıs var. En yüksek sesli kavgalarımı, sıkıcı ve yorucu tekrarlarımı hep şef ile yaptım. Gerçekten olmazsa olmayız.


  • cliquot  (03.07.17 14:23:02) 
Hocam dışarıdan bakarak anlaşılması zor bence, amatör bir koroda katılımcı olmak lazım.


  • lcha  (03.07.17 14:47:58) 
gireceği yeri biliyor tabi de duymaz onları mesela obuadan sonra kemancı girecek, kemancılar duymaz onu, işte orada şef devreye girer, onlara nerede gireceklerini işaret eder.


  • cekilmis gayfe  (03.07.17 15:59:50) 
senialan +1

ayrıca konser esnasında girişleri ve çıkışların ne zman olacagını şefi takip ederek anlarsın, parça esnasında hangi enstrümanın partisi gelirse şef ona girmesi için işaret eder yani orkestrayı o esnada yönetir, isterse hızlandırır isterse yavaşlatır, mesela koda olan bir yer vardır konser sırasonda şef isterse işaret ederek o kısmı çaldırtmayabilir. Şeften şefe göre yorumlama çok değişkendir, tempoyu o belirler vs vs. Trombonist olarak eyyorlamam bu kadar.
  • mirty  (03.07.17 16:06:59) 
Soruyu görünce aklıma geldi, soruya cevap değil ek bir soru olacak, geçen gün bir söyleşide Ali Poyrazoğlu Borusan Filormani Orkestrası'nı yönettiğinden bahsetti, Cem Yılmaz da yapmıştı aynısını. Bu nasıl olabiliyor?


  • hair freak  (03.07.17 16:11:30 ~ 16:11:55) 
her şey söylenmiş, sözlükteki entryler güzel anlatıyor aslında.
izlemeye gittiğiniz konserler işin sunum kısmıdır, mutfakta neler olduğunu gelin bir de o şefe sorun.
stressli iştir, tüm orkestranın sorumluluğu sizdedir, yanlış çalanı duyup yaşından dolayı duymamazlıktan da gelebilirsiniz rezil de edebilirsiniz size kalmış.
şef bir dj gibi dışarıdan duyulacak müziği ayarlar, tüm ayarlamaları manuel olarak el ve kollarını kullanarak yapar.
izlediğiniz konser dediğim gibi biraz da show içerikli bi şey, sahne sonuçta. orada şef olmasa da orkestra aşağı yukarı aynı şeyi çalar, o kadar provanın üstüne ezberlemiş oluyor zaten.
şeflik önemli bi şeydir efendim, başkomutandır bir nevi.
  • sanrı  (03.07.17 18:37:20) 
[]

Spotify'da indirilen şarkıların kapladığı yer hk.

Selam,
Yüzlerce şarkılık bi liste hazırlamayı ve bunların tamamını -offline dinleyebilmek için - spotify'da indirmeyi düşünüyorum.
Fakat ortalama 5 dakikalık bir şarkı telefonda ortalama ne kadar yer kaplıyor?


 
4-5 MB


  • teknikekip  (24.10.16 10:01:08) 
Bahsettiğim şey mp3 olarak indirmek değil. O kadar yer kaplıyor olamaz.


  • yanginmerdiveni  (24.10.16 10:04:30) 
community.spotify.com

(düşük kalitede) ortalama 3 desek, bin tanesi 3 gb civarı yapar işte sanırım.
  • whoosie  (24.10.16 10:08:09 ~ 10:09:53) 
3288 dakika müziğim var, en yüksek kalitede kayıtlılar ve toplam kapladığı alan 7987,2 mb; matematiğim kötü yap sen hesabı.


  • baba jo  (24.10.16 10:51:13) 
normal 3 mb 96kbps
yüksek 4-6 mb 192-256 kbps
en yüksek 9-12 mb 320 kbps

normal kalite çöp gibi, en yüksekde kaliteli bir ses sitemin yoksa gereksiz. yüksek kalite optimum seçenek bence.
  • mr.brown  (24.10.16 12:16:13) 
[]

Kadiköyde kalabalık olmayan bir yerde rakı içilebilecek yer önerisi.

Selam, kadiköyde etrafta çok gürültü olmayan, saz ekibi olmayan bir yerde rakı içilebilecek yer önerisine ihtiyacım var.

teşekkürler.


 
  • sir gawain  (05.10.16 17:37:20) 
[]

Şehir dışındaki sevgilinin 8 gün boyunca yazmaması

Selam, biraz kafa yakayım.
Kadın kişi, sevgilim yaklaşık 15 gündür şehir dışında çalışıyor. ilk bir hafta az da olsa mesajlaştık. Sonrasındaki 8 gün boyunca tek bir kelime mesaj atmadı, Facebook ve instagrama fotoğraf her gün fotoğraf paylaşıyor bu arada. Zamanı var yani.
8. günün sonunda, "kuzum ben xx günü dönüyorum ist.'e " diye mesaj attı. Kendisine böyle söylemesem de "sikerim senin kuzunu" dedim içimden. Beni aldatmadığını biliyorum. Normalde çok anlayışlı ve sakin bir yapım var. Ancak bu konuda anlayışlı olma sınırımın sonuna geldim.
Sizin başınıza gelse ne yapardınız, ne tepki verirdiniz? Diyecek çok fazla şeyim var ama bi danışayım dedim.
Bu arada cevaplarınız lütfen makul mantıklı cevaplar olsun, erkekliğinizi ispat etmek için sikko sikko yorumlar yazmayın.

 
konuşmadığımız 8 gün boyunca ne yaptın, neler yaptın anlatsana biraz de.
hesap sorar gibi değil de, merak etmiş gibi.
falan.
  • neo  (31.08.16 11:22:22) 
seni aldatmadığını nereden anladığını anlamadım, ama bence çok üstüne gitme. zaten ne varsa çıkar ortaya zamanla. fazla üstüne düşme, sen de fazla arayıp sorma. ben yerinde olsam bozuk atma gibi aksiyonlara girmez, aramamasını sallamıyor bir götüntü çizerdim. işine gücüne hayatına bak, vardır elbet bir sebebi, çıkar ortaya...


  • babilbaligi  (31.08.16 11:22:50) 
ne kadar zamandır sevgilisiniz ?
bence sıkıntı bu durum. yani insan en azından özler. sizin de buna bozulmaya hakkınız var.

  • interview with the vampire  (31.08.16 11:25:42) 
"Konuşmamız lazım" konuşmasına hazır ol. Aldatmaz, onu bunu yapmaz diye de emin olma bence, hiç belli olmaz.

Ayrıca bu konuda hesap sormayıp ne zaman soracaksın? Açık açık ve sakin bir şekilde sor yani; neden yazmadın de.

Bir konu da şu ki; o yazmadıysa sen neden yazmadın anlamadım. Öyle bir durumda bile, onun bir sorması lazımdı "hayırdır" diye.

Bu kadar gururlu olmayın yahu, içinize ata ata hasta olursunuz.
  • piremses  (31.08.16 11:26:42) 
Kız için fazla iyimsersin.


  • arnold schwarzeneger  (31.08.16 11:31:05) 
@interview İki seneye yakınız.
@piremses Tabii ki, yapmış olabilir o ayrı. Sadece böyle bir ihtimal üzerinde durmadığım için böyle dedim. Bir süredir zaten onun ilgisizliği ve "beni istemediği" şüphesine yakalandığım için yazmadım. Bu durumdan da şikayetçi olduğumu ve kafamdaki şüpheleri zaten kendisine bizzat düzgün bir şekilde açıklamışlığım da var.

  • yanginmerdiveni  (31.08.16 11:32:45) 
o zaman piremses in dediği gibi, konuşmanız gerekiyor. belli ki araya baya baya mesafe koymak istemiş ve koymuş. siz de bunun farkındaymışsınız zaten o yüzden yazmamışsınız. direkt sorun bence. neler oluyor diye.


  • interview with the vampire  (31.08.16 11:34:20) 
yolun sonuna gelmişiniz hatta muhtemelen aldatılıyorsundur.


  • cekilmis gayfe  (31.08.16 11:36:25) 
Ben de öyle sık sık mesaj atıp arayan bi tip değilim ama 8 gün boyunca da yazmamazlık etmezdim herhalde.
Siz de yazmamışsınız onu anlamadım, madem mesaj beklediniz siz yazsaydınız ya bir şey.
Belki o da şimdi tatile gittim bak 8 gün boyunca yazmadı diye düşünüyor olabilir.
Çok aptal bir durum evet ama hala karşı taraftan mesaj bekleyen insanlar var, böyle bir durum olabilir mi?

Oturup sakin sakin konuşun ya mesaj beklemekten ziyade altından başka bir şey çıkabilir bunun, olmaması gereken bir durum en azından 2 günde bir kısa da bir iki şey yazar insan.
Arkadaşımla bile 5 gün iletişimsiz kalamıyoruz biz.
  • mutekebbir  (31.08.16 11:37:42) 
"Konuşmamız lazım" konuşmasına bizzat hazırım. Gelip de buluştuğumuzda zaten ortada çok büyük bir yanlış anlaşılma yok ise zaten ayrılmayı düşünüyorum.


  • yanginmerdiveni  (31.08.16 11:37:47) 
başkasıyla yazıştı, onun için fotolar koydu.


  • yue  (31.08.16 11:39:32) 
öncesinde bir tartışma mı oldu ? çünkü bu kadar sosyal ise diğer hesaplarında size gösteriş yapıyor olabilir, bence gurur yapıyorsunuz karşılıklı sebebi kim bilir artık.


  • burchak  (31.08.16 11:44:49) 
[ergen olmadiginizi, 25+ oldugunuzu varsayarak yaziyorum] kendin yazmissin zaten s.im senin kuzunu +1
kadin kisisiyim, oyle telefonla konusmayi falan hic sevmem ama deger verdigim adama 8 gun yazmamazlik asla yapmam. gercekten sevdiginiz insanla yasadiklarinizi paylasmak istiyorsunuz zaten. uzun uzun yazmaktan da bahsetmiyorum, en azindan nasilsin, ne yaptin, vs. kisa kisa.
de ki bir sey oldu yazmadim/yazamadim, sosyal medyada zaten bir paylasim yapmam. sosyal medyaya girecek kadar vaktim var ise ve kendimi iyi hissediyorsam 2 yildir birlikte oldugum adama yazmamak cok cirkin bir sey. o bakimdan da yue +1 diyorum.
  • kassiopeia  (31.08.16 11:46:20 ~ 11:47:10) 
@kassi evet 27 yaşındayım. kendisi de 31 yaşında. çocuk değiliz.
Kenndisi günde en az 15 saat çalışıyor bunu biliyorum. O yüzden telefonda flörtleşelim koklaşalım demiyorum. Benim de beklentilerim (bir önceki şehir dışı işlerindekilerinin tamamında) sohbetlerimiz zaten tam olarak senin yazdıkların kadar. Fazlasını zaten beklemiyorum/istemiyorum.

@burchak tartışma olmadı ama ben onun ilgisizliğinden şikayetçi odluğumu zaten kendisine bizzat söylemiştim yakın zamanda.
Ve bir süredir bu yüzden limoni gidiyordu.
  • yanginmerdiveni  (31.08.16 11:49:47 ~ 11:50:51) 
Aldatan kişi, belli etmemek için günlük olarak mesaj atardı bence. Kendinizi kadının yerine koyun, aldatıyor olsanız instagtam fotoğrafları yükleyip 8 gün boyunca mesaj atmazlık mı ederdiniz, yoksa tam tersi, sosyal medyada sessiz kalıp her gece "aşkım ben yatıyorum" mesajı mı atardınız şüphe çekmemek için?

Aldatmaktan çok, ayrılmaya hazır olmak gibi bu. 2 yıllık ilişkide 8 gün boyunca özlemiyorsa, bıkmış demektir. Bir gün kafa dinlenir, hadi iki gün mesaj atmak unutulur, ama 8 gün atmadıysa aklına geldikçe "amaan konusasım yok" demişir. Sıkılmış, yeni maceralara hazır, ama henüz yeni maceralara atılmamış gibi geldi bana.

"8 gün neden mesaj atmadın?" kavgası yerine "sen benden sıkıldın sanırım, bir süre kafa dinleyelim ayrı ayrı" gibi bişey diyerek bitirmek uygundur.
  • harzem  (31.08.16 11:52:46) 
Ya bu nası ilişki allasen?! 15 gün şehir dışına çıkar çıkmaz satışı yiyorsan, salla gitsin.


  • lcha  (31.08.16 11:58:35) 
"Beni aldatmadigini biliyorum" sesli guldum.


  • Nocturne  (31.08.16 12:03:52) 
Seni aldatmadıysa eğer adam yerine de koymamış demek ki geleceği güne kadar iletişim kurmadıysa, hangisi senin için daha kötü sen karar verirsin artık.


  • angelus  (31.08.16 12:15:12) 
Sevgilim değil 8 gün 1 gün hiç yazmasa, mantıklı ve makul bi sebebi yoksa ayrılırım. Çok net.


  • ekaterina  (31.08.16 12:20:30) 
angelus aşırı haklı, aldatması gerekmiyor illa tabi ki de 8 gün boyunca konuşmadıysanız pek adam yerine konulmuş sayılmazsın.


  • evde liyakat kalmamis  (31.08.16 12:21:58) 
Şöyle söyleyeyim; erkek arkadaşım çin'de ben İsviçre'deyken, kendisinin interneti, telefonu çalışmaz benim internetim sadece evde çalışırken, 1 hafta boyunca günde 5 dakika da olsa bir şekilde konuştuk, konusamasak bile en azından mesaj attık. Aradakı saat farkını saymıyorum hiç.

Kısacası ulaşmak, görüşmek istese, ozlese bir yolunu bulurdu sanki.
  • fraise  (31.08.16 12:24:11) 
Sen de mi yazmadın? Cevap vermiyor mu?
Belki o da aynı şeyi düşünüyordur.

  • bigbadabum  (31.08.16 12:42:06) 
8 gün boyunca senin yazmama nedenin neydi?


  • matrix  (31.08.16 13:32:41) 
@matrix ve @bigbada: ben de yazmadım, çünkü çalışırken yazmıyorum, o fırsat buldukça zaten yazıyordu/arıyordu bundan öncekilerde.
ve bir de yukarıyı okumadığını varsayarak yazıyorum, ilgisizliği davrandığı ile ilgili şehir dışına çıkmadan önce de kendisiyle konuşmuştum. O yüzden direkt olarak kendisinden bekledim.

  • yanginmerdiveni  (31.08.16 13:32:57 ~ 13:33:18) 
Ben olsam ağzına sıçardım. Konuşacak falan bir şey yok yani.


  • petekpare  (31.08.16 15:57:17 ~ 15:57:46) 
aklına bile gelmemişsin. demek ki sensiz keyifli güzel vakit geçirmiş. artık kimle geçirdiyse, gerçi çok da bir önemi yok.


  • foradream  (31.08.16 17:41:31) 
hadi günün her saati konuşma olmaz da bi iyi geceler konuşması da mı olmaz hiç. 8 gün lan. 3 gün yazmasa öldü mü falan derim. 8 gün çok. bitmiş sizin ilişki kusura bakmayın.


  • hononu  (31.08.16 17:45:43) 
harzem'e katılıyorum ben.
ortada bir inatlaşma var gibi de duruyor. o yazacak mı diyor olabilir iki tarafta. biz de çift olarak çok inatçı insanlarız ama bir taraf illa dayanamaz yazar böyle bir durumda. ayrılığa hazırlanıyor gibi bence de. illa aldatıyor demek değil.

  • sanguine mcqaer  (31.08.16 18:47:29) 
dalga mı geçiyorsun birader? ayrıl. bas kıçına tekmeyi.


  • sen git ben geliyorum  (31.08.16 21:39:40) 
herkese teşekkür ederim cevaplar/yorumlar için.
buluşup konuştuk, ayrıldık.

  • yanginmerdiveni  (01.09.16 00:23:59) 
aldatti ya da aldatmadi gibi iddaalarda bulunmayacagim; lakin kanimca en uzun sure 1 gun olmali. msn'le mesajlastigimiz yillarda olsaydi, interneti yoktur derdik, bir bahane bulurduk. oyle bir zamanda bile olsaydik, isteyen gider telefon kulubesinden bile arayip sana ulasabilirdi. kisacasi, karsindaki kisinin onceligi degilsin. yerinde olsam uzerine gitmezdim, baska denizlere yelken acardim.


  • ubi dubium ibi libertas  (01.09.16 00:32:22) 
geçen hafta çok benzer bir durum bana oldu. en son sinir krizi geçirip bağırdım telefonda, bitti dedim. peşinden de anlaşamadık, çok yıpranmış, çok gururu kırılmış. ben de artık yoruldum uğraşmaktan. gün içinde bol bol aklıma geliyor ama unutmaya çabalıyorum. sinir krizi geçirmesen iyi olur bence, sakin kal :)


  • mrsnpr  (01.09.16 00:35:00) 
@yanginmerdiveni doğru olanı yapmışsınız, tereddüt etme hiç.


  • piremses  (01.09.16 08:25:21) 
geçmiş olsun. bence de doğru olanı yapmışsınız. ama ne açıklama yaptı acaba onu merak ediyorum ben çok özel bi soru oldu farkındayım ama.


  • interview with the vampire  (01.09.16 08:42:06) 
yok önemli değil.
o da beni pek özlememiş, yoğun çalıştığı için ve beni de özlememiş olduğu için aklına gelmemişim. zaten ittire ittire gidiyorduk ilişkiyi. araya zamanın girmesi özlemekten çok inceldiği yerden kopmak oldu her ikimiz için de.

  • yanginmerdiveni  (01.09.16 10:08:42) 
senin için iyi olmuş o halde. yakında alışırsın. çok üzülmemeye çalış.


  • interview with the vampire  (01.09.16 10:35:06) 
acısı geçtiğinde ve hayatına yenileri girdiğinde (aynı hataları yapmamayı öğrendiysen) çok daha mutlu olacaksın merak etme.


  • sen git ben geliyorum  (01.09.16 10:48:36) 
sağ olun var olun.


  • yanginmerdiveni  (01.09.16 11:22:34) 
[]

Hangi yumurta markasını tercih edelim?

Selamlar, malumunuz artık tavuk yemeyin diyor birçok insan -ki haklılar da-. En son da rusyaya verdiğimiz bilmem kaç milyon antibiyotikli tavukları bize iade etmişler. bunlardan seebep artık tavuk yemiyorum.
Ancak spor yaptığımdan dolayı her sabah 4 yumurta yiyorum. tavuğun yediği ilaçlı yemler, ilaçlar, antibiyotikler vs.ler (artık onlar her ne ise) yumurtayı da etkiliyormuş. Organik diye satılan yumurtalardan mı alınmalı? Gezen tavuk yumurtası diye satılanlardan mı alınmalı? Gerçekten bu konuda sağlıklı(daha az zararlı) bildiğiniz bir marka var mı güvenle tüketilebilecek?



 
detaylı araştırmaya girdiğinde organik/free range/gezen tavuk yumurtası/köy yumurtası gibi adlarla bir firma bünyesinde veya kişisel olarak satışı yapılan yumurtaların hiçbirine tam olarak güvenilemeyeceğini göreceksin. Bildiğin bir üreticiden almak en mantıklı çözüm olsa da kent hayatında pek mümkün değil, bu durumda, fiyatı tane başına ort. 80 kuruş-1.20 arasında değişen organik-köy yumurtası üreten firmalardan ve kişisel satıcılardan deneme yaparak, tadına bakarak, özellikle de rengine aldanmayarak bir çıkarım yapmaya çalışmak en mantıklısı gibi geliyor bana. Ben kişisel olarak marketten almak zorunda kaldığımda Aybar markasını ve yerel pazardan bir satıcıyı tercih ediyorum, ikisine de %100 güvenmenesem de.


  • candanag  (11.04.16 10:59:13) 
ben zamanında "organik yumurta", "zıplayan tavuk", "havlayan tavuk" gibi bir sürü iddialı sloganı olan markaların yumurtalarını denedim, abartmıyorum 10-15 marka falan denemişimdir, kahvaltı ürünleri satan dükkanlardan "köy yumurtası" adı altındaki şeylerden aldım ama ı-ııh heeeeepsi yalan. bi de ben yeni alıp denediğim yumurtayı tadını daha iyi alabileyim diye önce rafadan, sonra kayısı olarak haşlama yerim, daha sonra da tavada kırarak yerim (evet, her satın aldığım yumurtada bu işlemi yaptım, kendimce bi kalite-kontrol yöntemi) ve şimdiye kadar hiçbiri beni tatmin etmedi.

şu an semt pazarında satılan "ferik yumurtası" adı altındaki yumurtalardan alıyorum, boyutu biraz küçükçe ama şu an piyasada satılan bütün yumurtalardan daha güzel, tavsiye ederim. bizim burdaki pazarda (ataşehir-örnek mah.) tanesi 75 kr.
  • reso aga  (11.04.16 11:09:16) 
her hafta çatalca'ya gelirsen sana anası babası bile özenle seçilmiş, sadece bahçede gezen ve has buğday yiyen tavukların yumurtalarından veririm. (ben getireyim desem bana bile inanma, gel gör)


  • allahsiz kitapsiz  (11.04.16 11:11:41) 
Ben yumurta yemeyi de bıraktım ama yiyorken AB sertifikalı serbest gezen tavukların yumurtalarını yiyordum. Bence tümden bırak.

Daha önce duyduğum bir habere göre, eğer tavuklar insan olsaydı zorla yedikleri yapay maddeler nedeniyle sakallı, dişleri çıkmış bir bebek olurlarmış. Şimdi o tavukları ya da yumurtalarını yemek hiç de akıllıca değil.

Ben yumurtasız kek, pasta yapmaya bile başladım. Hiç de gerek yokmuş.
  • Traveller  (11.04.16 12:07:41) 
çare tavuk. tavuk aldım kafam rahat.


  • nedendir bilinmez  (11.04.16 13:15:26) 
ben de çok anladığımdan, araştırdığımdan değil ama keskinoğlu organik yumurta alıyorum. tadı diğerlerine göre çok daha iyi geldi.


  • gmzo  (11.04.16 13:15:37) 
[]

Kolay okunabilir kitap önerileri

Selamlar,
27 yaşındaki kişi için kolay okunabilir kitap önerilerine ihtiyacım var. kitap okurken ciddi konstrasyon problemi yaşıyorum, o yüzden kolay kitaplar okuyarak bunu yenmek istiyorum.
fakat best seller vs. değil de dünya klasiklerinden vb., gibi insanı kültürel olarak da dolduran kitaplar istiyorum(yerli veya yabancı önemli değil).


 
En son okuduklarimdan richard bach-mavi tüy. Stefan zweig- satranç. İkisinin de sayfa sayısi çok az ve akıp gidiyor.

Edit: marti'yi okumussunuzdur diye yazmamistim, eğer okumadiysaniz önce marti'yi sonra mavi tuy'ü okuyun derim.
  • fraise  (23.03.16 10:19:52 ~ 10:33:32) 
Mark Twain, O'Henry kitapları olabilir.

Türkiye'den Refik Halid, tarihe ilginiz varsa Kemal Tahir olabilir.

Mustafa Kutlu hikayeleri çok kolay okumalık...
  • perferil  (23.03.16 10:20:03) 
richard bach'ın "martı jonathan livingston" kitabını tavsiye ederim. çok ince bir kitaptır. kitap okumaya girişmek için çok ideal bir kitaptır.
ardından ilber ortaylının seyahatname kitabını tavsiye ederim. son okuduğum kitaptır kendisi. sürekli "eskiden osmanlının elindeydi" cümlesini kurmasa daha güzel bir kitap olabilirdi fakat yinede benim hoşuma gitti. ağırlıklı olarak avrupa ve orta doğu ülkelerinden gezileri ve oraların fotoğrafları var.

  • golgi aygıtı  (23.03.16 10:21:20) 
küçük prens
martı +1
samed behrengi'nin kitapları
pal sokağı çocukları (mutlaka oku)

Bunlarla konsantrasyon problemini aşmak için giriş yaparsın sonra daha zorlayacak kitaplara yönelebilirsin.
  • rakicandir  (23.03.16 10:28:38) 
Ulysses.


  • angelus  (23.03.16 10:33:32) 
Göğü Delen Adam


  • harvey  (23.03.16 10:37:08) 
Hahaha ulysses okumaya çalışma sakın bi daha ömür boyu eline kitap almazsın :D

Çavdar tarlasında çocuklar diyeyim ben de.
  • ambrosia  (23.03.16 10:37:54) 
Ernest hemingway, g. Orwell kitapları

Ayrıca mark twain +1
  • lesmiserables  (23.03.16 10:47:37) 
cevaplar için teşekkürler, küçük prens, martı, samed behrenginin bazı kitaplarını zaten okudum. diğer tavsiyelere de bakacağım.
ayrıca ulysses tavsiye eden arkadaş ömrümde hiç kitap okumadığımı düşünmüş olacak ki dalga geçmeyi kendinde hak görmüş.

  • yanginmerdiveni  (23.03.16 11:21:17 ~ 11:21:51) 
Dickens - Büyük Umutlar
dili bu kadar sade ve kendini okutan az dünya klasiği vardır. kesinlikle okumanı öneririm.

  • battal gemalmaz  (23.03.16 12:24:10) 
Sineklerin Tanrı'sı, çavdar tarlasında çocuklar aradığın akıcılığa çok uygun tavsiyeler. Beyaz diş, fareler ve insanlar da gayet akıcı. Ama insanı kültürel olarak dolduran kitapları sadece dünya klasikleri olarak sınırlandırırsan çok şey kaçırırsın.


  • a r a m i s  (23.03.16 12:27:56) 
göğü delen adam +1


  • nice tnetennba  (23.03.16 12:31:39) 
dan brown kitapları dicektim. bende konstantre olamam cok zor. bu adamın kitaplarını 2 gunde falan bitirmiştim.


  • t joe  (23.03.16 12:55:23) 
Hayvan çiftliği
Otomatik portakal
Sineklerin tanrısı
Gogol, petersburg öyküleri (bir delinin hatıra defteri adıyla satılıyor)

Türkçe:
Sait Faik'ten lüzumsuz adam, Alemdağda var bir yılan. Öykü kitabı bunlar, öykü okumanız daha iyi olabilir şu aşamada hatta.
Haldun taner, ay ışığında çalışkur
Sevgi Soysal, Tante rosa
  • mutlusismankedi2015  (23.03.16 19:12:32) 
[]

Kadınlar bunu neden yapıyor(sunuz)?

selamlar, kadınlara hitaben konuşuyorum, isteyen cevaplayabilir tabii:
sevgiliniz var, mutlusunuz/idare ediyorsunuz.
size aleni bir şekilde asılan bir(veya daha fazla) arkadaşınız var (flörtleşir bir dille tabi, abazan bir dille değil). sevgiliniz olmasına rağmen adama üstü kapalı/açık şekilde dur demek yerine neden "bi kenarda dursun"vari bir şekilde konuşup onu cebinizde tutuyorsunuz? yarın bi gün ayrılırım korkusu yaşamak yerine sevgilinizle dertlerinizi sıkıntılarınızı çözmek varken neden bunu yapıyorsunuz? adamın neden size yakın davranması hoşunuza gidiyor? adamın, atıyorum, "gözlerin çok güzel" demesi neden sizi tatmin ediyor? sevgilinizin demesiyle değil bu adamların demesiyle mi mutlu oluyorsunuz? cevabınız evet ise neden sevgilinizden ayrılmıyorsunuz? sevgilinizi fikir olarak bile aldattığınızı düşünmüyor musunuz? sorunun cevabı kesin net olarak: "çünkü kadınlar..." olduğunu biliyorum ama bunu okuyup buna dürüstçe cevap verecek insanların özellikle kadınların yorumlarını merak ediyorum.


 
ben bu yazdıklarını yapmıyorum. ama gözlemlediğim kadarıyla genelde ilişkisinde bu noktalar eksikse yapılıyor bu. yani sevgilisiyle artık flörtleşmiyorsa, başkasıyla flörtleşiyor. zaten bir insan flörtleşmeden nasıl yaşayabilir ki? insana enerji, heyecan, istek uyandıran birşey bana göre. ama nedense birçok insanın ilişkisi bir süre sonra '50 yıllık evli' moduna dönüyor. sıkılıyorlar birbirlerinden, başlardaki heyecanı kaybediyorlar falan. neden ayrılmıyorlar kısmı ise şöyle bana göre; birçok insan sevgililiği evliliğe giden adım olarak görüyor. evlilik için belirledikleri kriterlere uyan insanlarla birlikte oluyorlar. ayrılmak yerine evlenmeyi, ilişkilerinin heyecanını korumak yerine ise başkalarıyla flörtleşmeyi tercih ediyorlar. bu da bir ilişkiden ne beklediğine bağlı işte. haz almak, mutlu olmak mı yoksa evlenilecek adam/kadın bulup zamanı geldiğinde evlenmek mi? buna benzer duyurulara da yazdım hep, bilirkişi değilim :) saçmalamış olabilirim. 8 senelik, tek bir ilişki yaşamış bir kadın olarak gözlemlerim bu yönde sadece :)


  • sheridans  (06.11.14 22:36:07) 
buna istediğin samimiyette cevap verecek kadın yok dostum.


  • lengerius  (06.11.14 22:36:39) 
Hayatta yapmayacağım ibneliktir (gay kardeşler alınmasın tabir gereği dedim) sevgili seçerken kriterleriniz en oynak kız hangisi olursa sonuç böyle olur, şahit olduklarım öyle en azından.

De abijim, asıldığı kız "sefgilim var tamammıaa" yaptığı vakit Kezban diyenleriniz de var. Siz bunu niye yapıyonuz?
  • emirkulu  (06.11.14 22:37:00) 
kadinim ama bu soruya verrcek cevabim yok. yani neden böyle yapiyotuz bilmiyorum. belki egoyla alakalidir. ama sanirim bunu bir tek kadinlar yapmiyor.


  • eylul  (06.11.14 22:37:26) 
ilgiye aşıklar.

flörtleştikleri adamdan hoşlandıklarından değil, o yavşakların gösterdiği ilgiyi kaybetmek istemiyorlar.

rakipleri (diğer kadınlar) arasında ''o kadar süslenip püsleniyor, yarışıyorum sizle ama bu adam/adamlar sizi değil beni seçip benimle ilgileniyorlar. HIH!! '' diyerek psikolojik mastürbasyon yapıyorlar. sevgilileri veya kocaları olup olmaması önemli değil. beğenildiklerini hissetsinler gerisi yalan.

sonuç: küçükken anne babaları kendi sorunlarını çocuklarına yanıtmayıp bunları yeterince sevse, büyüyünce de ilişkilerinde ego savaşı yerine anlayışı baz alsalar böyle olmazlar aslında. yapacak birşey yok kadın kadındır..

(ps: erkeğim)
  • Fayfa  (06.11.14 22:39:52 ~ 22:41:41) 
bu arada yazim yanlislari için afedersiniz. mobilden yaziyorum, düzenleme yapamadım. soru kadinlara sorulmuş ama cevaplayanların çoğu erkek. :D


  • eylul  (06.11.14 22:42:39) 
bunun erkek veya kadını oldugunu sanmıyorum. insanın egosuyla ilgili bir olay. kızlar tarafından talep gören tiplerinde götü kalkık ve ayran gönüllü oldugunu görüyoruz etrafta.

sadece, bu kızlarda daha yaygın gibi duruyor cünkü arz-talep dünyasında onlar önde.
  • fransızkalanadam  (06.11.14 22:44:35) 
Tam olarak yaptığım bu değil ama sevgili durumlarında, dışarıdan birine "Sevgilim var" deme zamanını belirleyemiyorum. Erken söylesem veya ima etsem Kezban oluyorum, geç söylesem veya ima etsem "Ben sana asılmıyordum ki arkadaşız biz. Hemen de üstüne alındın" oluyor. Hiç söylemesen kaşar oluyorsun, bu anlattığından oluyor. Tabii bu genelde "Gülücüğe odaklan" felsefeli kişilerde oluyor. "Öyle durumlarda kafamda bir ilişki durumu bölmesi olsa ya da taksi şapkası gibi bir şey olsa, onu yandırsam-söndürsem" diye içimden geçirmiyor değlim.

Bir de beğenilmek güzeldir de suyunu çıkarmamak gerek.
  • aychovsky  (06.11.14 22:45:31 ~ 22:45:57) 
cevabım hoşuna gitmeyecek belki ama maalesef çünkü kadınlar... minvalinde olacak.

bahsettiğin şey senin anlattığın dille dinleyince kötü duruyor farkındayım ama göründüğü gibi değil.( en azından aldatma meyili olmayan sevgilisini seven kadınlar için)

evrimsel süreçte her zaman, her canlı için birden fazla erkek bir kadın için savaşmıştır, hala savaşıyor. birden fazla erkek kadının gönlünü etmek için uğraşıyor ama kadın birini seçiyor eş olarak. nasıl erkeğin doğası tek eşlilikten yana değilse kadın da bu yüzden birden fazla erkeğin beğenisine ihtiyaç duyuyor. hala tercih edilebilir olduğunu bilmek hoşuna gidiyor. bu cebimde bulunsun anlamına gelmez her zaman.

öte yandan erkek arkadaşının eşinin iltifat etmesi yeterli değil mi? aslında yeterli ama ilişkinin ilerleyen zamanlarında çiftler gerçek anlamda onaylamasa da birbirlerini onayladıklarını söylemeye devam ediyor. bu da inandırıcılığın yitmesine sebep oluyor. bu durumda tamamen farklı ve herhangi bir kazancı olmayacak biri gelip durduk yerde iltifat ettiğinde daha tatmin edici oluyor. çünkü bir erkek başka bir erkeğin kadınına boş yere efor sarfediyor risk almış oluyor. gurur okşayıcı bir durum.

tüm bunların yanında ben sanmıyorum ki erkekler de aynı ego tatminini yaşamıyor olsun. kadınlar daha az iltifat eden varlıklar olduğu için erkeklerde aynı durumu gözlemleme fırsatımız olmuyor sadece.


olayı başka bir açıdan değerlendirecek olursak, sevgilisi olan bir kadına hiçbir art niyet gözetmeden, ne kadar güzel gülüyorsun dediğinde kadının sana ne diye karşılık vermesini bekliyorsun. üzülmeli mi? sana ne be salak mı demeli? öyle olduğunda kezban damgası yer ve zaten beğenilmek herkesin hoşuna gittiğinden bu tepki saçma olur.


ama senin dediğin tipte kadınlar yok mudur? elbette var. ama ben onların duygu durumlarını hiç bilmiyorum.
  • biyik  (06.11.14 22:45:41) 
sorulara genel olarak cevabim hayir.

ama elbette ki ilgi, iltifat gormek guzel seyler.

kabul edelim.

Fakat ben net olmayi biraz seviyorum. Bu yuzden bana ilgi gosteren olursa sayet,

arkadas,

benim iliskim var. cok seviyorum. üstelik bir o kadar da sadigim. bunu bil. arkadasliksa arkadaslik. ama daha ötesi icin ümit beslememen senin icin daha iyi olur.

diye, cat diye söyledim daha gecen hafta.

bu tarz durumlarla cok sik karsilasmiyorsun zaten. orda burda cok takilmiyorsan, belirli cevren varsa falan.

ama karsilasinca da cok net oluyorum.

Not: Kadinlar biraz tuhaf yaratiklar. Sevmek, sevilmek herkesin hosuna gider ama kadinlarin ayri bir gider...

bir de sevgilisi oldugu halde, ona bu sekilde yaklasan, ilgi gosteren baska birine karsi bu tutum(ilgiyi yanitsiz birakma-ma ya da kestirip atmama), sevgiliyle olan iliskide problem oldugunu gosteriyor bana. sonucunda da aldatma cikiyor iste ortaya.
  • market_arabasıyla_terör_estiren_trafik_canava  (06.11.14 22:47:08) 
genel yazacağım ama elbetteki herkes böyle değil, biliyorum. belirteyim.

çünkü tüm erkeklerde ve kadınlarda bu yavşaklık/orospuluk ya da adı ne boksa vardır. bir çok erkek sevgilisi olmasına rağmen başka bir kız da olsa yok demez. fırsatları kollar. ben ise bir erkek olarak sevgilimden başka bir kızı hayal bile edemezdim. suyumda yok olmuyor. denedim bile, aşmak istedim bu durumu ama olmuyor. ama kimisi de vardır dediğim gibi önüne gelene "acaba/ya olursa" diyerekten yavşar. bunlar orospu çocugudur.

sokakta yürüye her 5 kadından 6 sı ykarıda sorunda belirttiğin şeyi yapmaktadır. bunu gördüm, bunu biliyorum. çok az kadın gerçekten beraber olduğu kişiye karşı tam dürüsttür. öyle bir kadın bulursan hayatını onunla yaşamlısın. ama çok zor. ben şahsen bulabilecğeimi sanmıyorum.

bu durumun bir çok sebebi vardır, sosyo kültürel sebepleri var. tabi bunları burada tartışmak mümkün değil. egodan tut, yetiştirilme tarzından, ezik geçen çocukluktna tut... evrimsel ve biyolojik sebepleri de var. ve son derece de önemli sebepler bunlar. ama hiç biri modern hayatta sağlık bir ilişki yaşıyorsak, haklı kılmaz. neyse, kanımca en büyük etken ego tatmini. sorsan kendilerine çok temiz dürüst kızlardır tabi.

kimi gerizekalılar da bunu farkında olmadan yapıyor. ciddiyim. bir başka erkekten ilgi görünce, harika bir ilişkisi olsa dahi, bi aptallaşıyor, bi gevşiyor, hoşuna gidiyor. bkz: eski kız arkadaşım :P
annemde de vardı, kız arkadşaımda da vardı. hepsini gördüm. etrafımdaki tüm kızlarda ve kadınlarda var.

edit. diğer cevapları okuyunca yazdıklarımda haksız ve sert olmadığıma emin oldum. çünkü düşünüyordum kendi kendime acaba yanlış düşündüğüm noktalar var mı diye. belirtmek istedim.
  • mahone  (06.11.14 22:51:00 ~ 22:52:53) 
Find the vegan oyunu gibi oldu bu. Find the slut oyunu.


  • emirkulu  (06.11.14 22:57:38) 
ok by'ı kara listeye alın, ben aldım, zaten Türkçe bilmiyor, bundan sonraki tüm cevapları otomatik olarak "irrevelant" olmuştur.


  • devorgilla the gunslinger  (06.11.14 22:58:12) 
Zetacan senin feromonlara karşı koyamıyolardır adsdafsd


  • emirkulu  (06.11.14 23:05:41) 
insan dediğin biraz da midesiz bir canlı dostum. ilgiden hoşlanır. hele bir de yaşı küçük ise aklı daha çabuk karışabilir, kadın veya erkek ilgi gördükçe şımarabilir.

kadın ve erkek diyorum bak, zira benim kadından ziyade erkek arkadaşlarım var onlardan hoşlanan kadınlar olduğunu bildiği halde uzaklaştırmayıp ama arkadaşlıktan fazla ilgi alaka da göstermeyip bir şekilde dolaylı yoldan hayatında tutan (sevgilileri yokken).

amaç cepte tutmaktan ziyade kalp kırmamak sanıyorum, en azından benim hayatımda öyle idi. sevgili olsun olmasın fotoğrafın içerisinde, gelip etrafında dolanıyor, oturduğun masa boşsa çayını kapıp geliyor, hal hatır soruyor, gereğinden fazla gülüyor, güldürmeye çalışıyor. hal hatır sorularına kısa kısa ''iyi, hoş, güzel'' diyorsun başka tarafa bakarak ve ikinci dakikaya kalmadan bir bahane bulup masadan kalkıyorsun, çoğu zaman kovalamaca oynuyorsun ama adam anlamıyor. sevgilin olunca da var bu tarz tipler.kalp kırmamaya çalışıp görmezden gelmek bana en pürüzsüz yol gibi geliyor çoğu zaman. amma velakin o zaman da benim karnıma ağrılar gırıyor.

bazen insan anlamayabiliyor, ama anladığın noktada uzaklaştırmak taraftarı oldum her daim. bir de ben bu ilgi gösteren insana üzülüyorum açıkçası, keyfin içi onu etrafında dolandırmak, öyle veya böyle umut vermek acımasızca ve insanlıktan uzak geliyor.
  • kaymaktutmayansicaksut  (06.11.14 23:27:46) 
Masum iltifatlarda sorun yok, söylenirse hoşuma gider, gülümserim kibarca ama iş bir adım öteye götürülmeye çalışılıyor ise o durumda karşı tarafı da kırmadan bir şekilde sevgilim olduğunu ima ederim, cümle içinde kullanırım, yükleme soru sorarım vs.

Ama ben "bir kenarda dursun" bakış açısında da büyük sorunlar görmüyorum. Belli ki kendi ilişkisinde sorunlar var ve yalnız kalabilme gücü yoksa da o kadar "aman yarabbi" bir durum değil. Herkes eninde sonunda kendinden yanadır. Ama kadının gerçekten mutlu olduğu bir ilişkisi var ise ve 17 yaşında falan değilse, zaten bu sayılan durumların hiç biri olmaz, kadın dönüp bakmaz bile, inanın. Bu cepte dursun diyorsa, kendi ilişkisinden ümidi kesmiştir.
  • fengari  (06.11.14 23:28:12) 
@fengari, kendi ilişkisinden ümidi kesen ilişkiyi de kesecek, öyle rebound guy'ım bench'te dursun ben 5 faul'den sepetlediğim sevgilim yerine onu sokarım oyuna diyerek olmaz o işler, iğrenç diye addedilen bir şeyi meşru kılmak için neler yapacaksınız daha çok merak ediyorum.

saygısızlık.
  • devorgilla the gunslinger  (06.11.14 23:37:27) 
tamamen karakter meselesi.


  • aferin cok iyi dusunmussun  (06.11.14 23:45:46) 
kadınlar erkekler gibi masum değildir. şartlar elverişliliğini bozarsa yeminleri bozup siktiri çeker .bunu yaparken diğer seçeneğe masummuş, çekingenmiş ayakları yapmaya başlamıştır bile.


  • emm  (06.11.14 23:46:18) 
Bana asıldığından emin olduğum biriyle görüşmeyi tamamen kesiyorum ama emin olana kadar vakit geçiyor tabi. Konuşmanın en başında/alakasız bir yerinde nişanlı olduğumu söyleyemiyorum "herkes beni ... istiyor" düşüncesine sahip olduğum zannedilmesin, kezbanlık yapmayayım diye.

Emin olamadığım durumlarda benim yerimde nişanlım olsaydı, bu sözler ona söyleniyor olsaydı rahatsız olur muydum diye sorgulayıp ona göre davranıyorum.

Bir de, "gözlerin çok güzel" demeden "gözlerin çok güzel" demeye fark var. Flört maksatlı olmuyor iltifatlar her zaman.

İlave: Reddetmek için somut bir teklif almış olmak gerekiyor. Teklif yoksa neyi, nasıl reddedeceğiz? Teklif aşamasına gelene kadar karşı tarafa bir şey demeyip cesaretlendirmek istemediğimiz için "sevgilim var/nişanlıyım" demek istiyoruz. Bu yüzden zamanlama sıkıntı oluyor. Onlardan bahsetmeyip, onlar yokmuş gibi davranarak sevgilimize/nişanlımıza da haksızlık etmiş oluruz. İlişkisi olmayıp da reddetmek ayrı bir durum.
  • m e l t e m  (06.11.14 23:50:55 ~ 07.11.14 00:32:12) 
ilgi orospulugu. baska bir sey degil. ben erkek halimle sevgilim oldugu icin apacik sevisme teklifini reddediyorum. dusun yani, bir erkegin basina kac kere gelebilir ki bu bir kadina kiyasla? ama iki dugmesini acsa on kisi salyalarini akitarak yazdigi halde, yine kesin bir reddedis olmuyor bazi kadinlarda. neden? cunku onlar ilgi orospusu.

ayrica kizlarin "sevgilim var" diye kezbanlik yapmasina gerek yok. kibarca reddedilebilir. hala israr ediliyorsa cevap verilmez. bu kadar basit.
reddetmek icin sevgilim var denmesine gerek yok.
  • bohr atom modeli  (07.11.14 00:12:56 ~ 00:15:43) 
@devorgilla the gunslinger: benim hiçbir şeyi meşru kılmak gibi bir derdim yok hacı. siz bu kadın milletini kesinlikle anlayamıyorsunuz; ya melek oluyor gözünüzde, ya da şeytan. ortasını bir türlü bulamıyorsunuz. iyi bir şey yaptığı zaman nerelere koyacağınızı bilemediğiniz gibi, sizinle beraberken başka bir adamın iltifatı hoşuna gitti diye de orospu ilan ediyorsunuz. böyle bir iki uç arasında gezen bir cins yok dünyada. size öyle görünüyor olabilir, bir kadın olarak bana nasıl göründüğünü, ne düşündüğümü anlatmaya çalıştım.

her insanın mutlaka zaafları vardır, yapabilir, insanlık halidir bu. ilişki dediğin şey öyle kesin çizgiler ile belirlenmiş, başı sonu belli bir time table değil en nihayetinde. bitme yoluna girmiş ama hemen kopulamayan ilişkiler oluyor, alışkanlık oluyor ayrılamıyorsun, ümid bitse de belki diyorsun vs. ya da basit ve net olarak bazı kadınlar yalnız kalamıyor, korkuyor arkadaş. ben sevgilisini aldatsın, daldan dala konsun, benchten girsin, rebounddan çıksın demedim. rica ediyorum bir metni okurken olabildiğince nesnel yaklaşın, bir kadın sizin hoşunuza gitmeyen şeyler dedi diye tuhaf tuhaf yakıştırmalar yapmayın, ayıptır.
  • fengari  (07.11.14 00:34:34) 
@fengari. ilişki dediğin kesin çizgilerle belirlenmiş bir time table'dır, seviyorsundur ya da sevmiyorsundur, seviyorsan bunu yapmazsın, sevmiyorsan da bunu yapabilecek şeyi hissettiğin an orada bir durur ilişkiyi bitirirsin, sonra gider ne istiyorsan onu yaparsın zaten, bunu sorgulamıyoruz.

bak genellemişsin, "siz böyle düşünüyorsunuz tü kaka" diye, nereden biliyorsun? beni tanıyor musun mesela? hayır. ama bunu yapan kadına bakış açısı aynıdır, yani olması gereken bakış açısı aynı, sevgilisi olan kadın gidip başkasından duyduğu iltfattan hoşlanıp sonra eksen kayması yaşıyorsa kusura bakma ama senin gibi "insanlık hali" gibi bir söylemle onu hafif hale getiremem, getirilmemeli de, bu kötü bir şeydir, öznel olarak değerlendirildiğinde "kötü" olarak yaftalanmalıdır, başka bir anlamı yoktur.

seninle ikidir anlaşamıyoruz, ikidir zıt düşüyoruz, demek ki kafa yapılarımız oldukça farklı, ben daha da senin söylemlerine antitez üretmeye çalışmayacağım, zira bunun gibi iğrenç bir şeyi "insanlık hali ya" diye nitelendiremiyorum.

this conversation is over, gn.
  • devorgilla the gunslinger  (07.11.14 00:44:03 ~ 00:45:21) 
@devorgilla the gunslinger: nerede anlaşamamıştık daha önce? (vallahi hatırlamıyorum, dalga geçmek için değil.)

herkesin her konuda anlaşması gerekmiyor. ancak asgari müştereği fikirlere saygı duymak ve karşı tarafa hakaretamiz laflar etmemek olarak belirlersek hiçbir sıkıntı olmaz.
  • fengari  (07.11.14 00:53:51) 
kendi adıma;
böyle bir şey yapmadım hiç, yapacağımı da sanmıyorum. Ama böyle yapan çoğu kadının nedeni, ''ego''dur. başka bişeye yoramadım yani. o kadar şeytan olamayız.

  • hain kostokk  (07.11.14 01:09:38) 
iyi de herhangi bir iltifata "ama bnm svglm vr :s.s" diye cevap vermenin gereksiz ve saçma olduğunu düşünen bir tek ben miyim? bu tür şeylerin bir tek cevabı vardır bence, "teşekkür ederim".
flörtleşmeden kasıt nedir onu tam olarak bilemiyorum, aslında sanırım ben orda biraz sıkıntı da yaşıyorum; kişilik olarak biraz flörte yatkın olduğumdan mıdır nedir, bazen ayarı kaçırdığım oluyor galiba, işte o zaman "sevgilim var" açıklaması gerekli oluyor. bu sefer de ne hikmetse "yanlış anlamış" oluyorum, Kezban oluyorum, bir şey oluyorum. ne bileyim lan bak sinirlendim şu an. o tip durumlarda açıklama falan yapmadan direkt ortadan kaybolmak işime geliyor galiba.

  • mangelwurzel  (07.11.14 02:09:16) 
Kadınların özgüven kaynağı erkeklerin aksine "kendileri" değildir. Dışarıdan beslenmeleri gerekir. Kişilik zayıfladıkça buna ihtiyaçları da artar. Ve evet, burada buna samimi cevap alamazsın.


  • arnold schwarzeneger  (07.11.14 07:50:41) 
[]

sigarasız yaşam detoksu.

selamlar.
sigarayı bıraktım. ic organlarıma verdiğim hasarı -olabildikce- en kısa zamanda fixlemek ve sağlıklı olayım istiyorum.
yoğurt akciğeri temizler, bilmemne karaciğere iyi gelir tarzı, x besinlerin hangi organlara iyi geleceğini öğreneyim diyorum.

edit: eklemeyi unutmusum cevap gelince farkettim. kendi capımda sporcuyum aynı zamanda

 
kekik suyu diyorum ama içmek cesaret ister:)


  • hlt85  (26.03.12 16:15:47) 
spor hepsine iyi gelir sanki.


  • kobretti  (26.03.12 16:18:52) 
lungrepairsmoking.com

mumkun oldugu kadar cesitli baharat kullan.

kirmizi, mor, koyu yesil gibi rengi olan ve fabrikada uretilmemis, toprakta, agacta yetismis yiyeceklerden tuket. bir yiyecek ne kadar az islenmis/muamele gormusse, o kadar iyi.

sarmisak ve yesil sogana ozel bir onem ver.

akdeniz diyetine agirlik ver.

cesitli kuruyemis ye (findik, fistik, badem, ceviz vb). ama bunlari abartirsan kilo alirsin.

abartmadan egzersiz yap.

dedigin gibi yogurt banko tabii.

demek ki, her aksam cacik yiyecen. zeytinyagli, naneli, kekikli, sarmisakli, dereotlu tarafindan.
  • compadrito  (26.03.12 16:28:07) 
[]

saksafon solo içeren şarkılar.

selam,
içerisinde saksafon solo olan şarkılar arıyorum,
mümkünse durduk yere adamın cebine koyan saksafon soloları olsun,
ikincisi biraz kısa da olsa, bildiğim örnekler:
korhan futacı&kara orkestra - geleneksel mahşer günüwww.dailymotion.com
bonnie tyler - why www.youtube.com

 
wearing the inside out


  • humin zararlisi  (07.06.11 01:18:30) 
aradığın şarkı king crimson - starless.

biraz uzun şarkıdır yalnız, sabırla sonuna kadar dinle.
  • resistance is futile  (07.06.11 01:55:12) 
tayfun - hadi yine iyisin.


  • dergus  (07.06.11 02:12:19) 
piirpauke - cokertme herkes dinlemeli,harikulade olmus :) bulamazsaniz ben yollarim,mesaj atin


  • gadlemler  (07.06.11 02:19:53) 
old and wiseda giriyor sonlara doğru saksafon solosu ama cd kaydında değil konserlerde var galiba sadece. youtubedan bulabilirsiniz.


  • aliscan  (07.06.11 03:06:55) 
O saksafon solo albüm kaydında da var.

Ayrıca şunda da birşeyler var:
Top 10 1980s Pop/Rock Sax Solos
www.youtube.com
  • jesterdvine  (07.06.11 06:51:50) 
12  Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.