Öncelikle verdiğin örnek yanlış: Karıncanın insanı değil, evreni algılamasına bakmak lazım;
İnsanın da karıncayı değil yine evreni algılamasını karşılaştırman lazım.
Öte yandan ezerek karıncaları da yok edemezsin, sistematik biçimde herkesi öldürmeden insanlığı insan eliyle de yok edemezsin...
Sorularına gelirsek: İnsanlığın yok olmasına sebep olabilecek maddi, manevi tehlikelerin tamamı üzerinde düşünen, tartışan, atıp tutan veya araştıran insanlar var. Hatta mesela Amerika'da bir felakete karşı sığınaklar yapan büyük bir paranoyak kesim de var.
Buna rağmen böyle felaketleri öngörmek ve durdurmak yerine, 'felaketler gerçekleştiği halde insanlığın devam edebilmesi nasıl mümkün olur?' yaklaşımı daha mantıklı ve pratiktir. Zira depremleri, selleri, tsunamileri, buzul çağlarını veya volkan patlamalarını, göktaşı yağmurlarını... doğayı durduramayabiliriz, fakat doğa olaylarının etkilerinden belli oranlarda kaçınmayı da başarabiliriz.
Bunun için Michio Kaku uygarlık aşamalarından bahsediyordu:
www.youtube.com 
Bir de düşününce dünyanın sonu geldiğinde eğer yok oluyorsak bunu dert etmenin de alemi yok. Çaresi varsa vardır, yoksa yoktur. Ne yapalım.