iq kapasitesi falan değil. filmleri anlamak için önce sinemadan anlamak lazım.
mesela mizansen, ışık, montaj, kamera çekimleri vb. gibi olaylara aşina değilsen sadece filmin vermek istediği mesajla ilgilenirsin, ki seventh seal gibi filmlerde bu çok sıkıcı olur.
bergmanı bir sonraki izleyişinde ışık kullanımına dikkat mesela. ışık nereden vuruyor, gölge nereye düşüyor (sven nkyvist deha görüntü yönetmenlerinden biridir bergmanla çalışmış biri olarak). sonra sonra göreceksin ki kimse insan yüzünü bergman gibi çekememiştir.
ya da nispeten iyi bir film izlerken kamera hareketlerine bak. holivudun aksine insanlar otururken, kalkarken, hoplarken, düşerken, tökezlerken kamera da onlarla hareket eder. holivuddaki gibi boş yere hareket etmez ya da stabil değildir.
ya da lawrence of arabia filmini izle. orada kibritin sönmesinden çöle geçiş sekansı var. işte bunu yapan montajcıdır. bir sahneyi öyle bir yerde kesip peşinden gelen sahneyi öyle bir yerde başlatır ki oha dersin.
ya da mimarı kullanımlara bak. jacques tati filmlerinde mimari kullanım hikayeye nasıl katkıda bulunuyor? mon oncle filmindeki gereksiz ev detayları vb. boşuna mı yapılmış?
ya da dunkirk niye bu kadar övülüyor? neyle çekilmiş, c. nolan o filmle ne gibi yenilikler yapmış falan falan. birçok konu var.
sinemayla ilgilenmiyorsan her şeyi anlayacak değilsin. mesela japon sessiz sinemasından tut da macar sinemasına kadar bir ton film ve yönetmen severim ama hala tarkovskiyi sevebilmiş değilim. sevmemek de bir tercih. sevmek zorunda değilsin.
yukarıda bahsettiğin filmlerin çoğu teknik açıdan değerlendirildiklerinde mükemmel olarak adlandırılıyorlar. tree of life'taki akış klasik sinemadaki olay akışına, kamera kurgusuna benzemiyor. o açıdan çok iyi. memento yine olay kurgusundan dolayı (nolan'ın bu konuda karatahta önünde anlatımı var, bulursun youtube'da). mulholland dr. desen keza o da öyle.
kısacası çok fazla teknik detay var bu tip filmlerde. olay sadece hikayeyi yorumlamadan kaynaklanmıyor.
0