[]

son günlerde yeşil erik aldınız mı? nereden, kaça aldınız?

s.b.




 
Aldım. Kozyatağı semt pazarı. Kilosu 20 TL.


  • himmet dayi  (13.05.21 11:46:16) 
Alıyorum sık sık. Yeni açılan manavdan; kilosu 20 lira.


  • fraise  (13.05.21 11:52:02) 
Gecen cumartesi pazardan aldim. Kilosu 15lira. Bursa.


  • dedim ben sana  (13.05.21 12:47:54) 
Kırklareli, kilosu 20 lira.


  • hayirsiz  (13.05.21 14:03:14) 
Çanakkale Kepez Manav kilosu 50 tl. Kazıklanmışız burdan görünce anladım:)


  • suicides underground  (13.05.21 14:54:23) 
bizim de manav (izmir) kilosu 44 TL'ye satmaya çalıştı, almadık, kazıklamaya çalıştığı tescillenmiş oldu :)


  • la lykia  (13.05.21 15:00:57) 
çanakkale de manada 30 liraydi pazar da 25


  • all girls dream  (13.05.21 22:22:19) 
[]

formal ingilizce mail içeriğinde şu nasıl denir?

"Fiyat teklifimizi inceleme şansınız oldu mu?"

Şöyle diyeyim dedim ama google'ladığımda daha önce hiç böyle cümleler kurulmamış :)

Have you had a chance to consider our quotation?
Have you had a chance to view our price offer our?
I would like to kindly ask you if you have had a chance to view our price offer?

 
I was wondering if you have had a chance to look at the offer yet? please let me know if it requires any further clarification, happy to set up a quick walkthrough session. thanks

(2,cumle optional)
  • camussar  (10.05.21 15:29:36) 
Did you have an opportunity to-
Have you found time to-
Have you had a moment to-
Have you been able to-

Istersen baslarina I was wondering getirip if ile devam ettirebilirsin. Daha kibar olur.
  • dimanche  (10.05.21 17:28:42) 
view degil review demelisiniz.


  • hot potato  (10.05.21 17:51:21) 
sanırım google translate'ten çevirmişsiniz. "quotation" sözcüğü "teklif edilen fiyat" anlamında kullanılıyormuş ama ben pek rastlamadım, belki olaya yabancı olduğum içindir.

ikinci cümle ise hepten yanlış. sondaki "our" sözcüğü oraya nasıl gelmiş bilmiyorum. ancak o sözcüğü kaldırdığınız zaman manası olan bir cümle ortaya çıkıyor.

üçüncü cümledeki "I would like to kindly ask you" kısmı bence biraz abartı derecesinde kibar olmuş.

"have you had a chance to consider our price offer?" gibi bir cümle kurulabilir belki. ama biraz kaba kaçıyor galiba, dimanche'nin dediği gibi eklemeler yapılsa daha iyi olur.
  • isabella was a ginger  (10.05.21 18:05:01 ~ 18:07:50) 
[]

covid19 geçirenlerde akciğer hasarı kalıcı mı?

yani örneğin diyelim ki mart 2020'de hastalığı geçirmiş birinde şu an tomografi çekilse o dönemde oluşmuş bir hasar olduysa çıkar mı?

yoksa oluşan hasar aylar içinde geçiyor ve akciğer eski haline dönüyor mu?


 
Doktorum zaman içinde akciğerlerin kendini onaracağını söylemişti.


  • ruhen hastayim ben  (09.05.21 18:19:15) 
24 kasım 2020'de hastaneye yattım 1 aralık 2020'de taburcu oldum, hâlâ ara ara nefes darlığı, fazla yorgunluk ve sıkça unutkanlık, kopukluk yaşıyorum.


  • 1bir1bir1  (09.05.21 18:21:32) 
arkadaşım 7 sene önce sigarayı bırakmış.
doktor tomografi yada röntgene bakıp 7 sene önce sigarayı bırakmışın dedi.
sigaranın hasarı bile kısa sürede gitmiyor,
kovid hasarının kolayca slineceğini sanmam. bekleyip göreceğiz.
zaten önceliğim hasar kaç senede geçerden ziyade kovidden ölmemek.
  • aslindasorunumpsikolojik  (10.05.21 00:29:33) 
[]

ingilizce lojistik terimi olarak "malın tıra yüklenmesi" nasıl denir?

s.b.




 
Loading the goods on the truck.


  • himmet dayi  (02.05.21 15:46:03) 
vanning de deniyor. hatta

www.quora.com
  • chezidek  (02.05.21 21:13:58) 
[]

ingilizce fiyat teklifi mektubu nasıl denir?

google'da cok arastirdim ama en formal ve dogru olani hangisidir emin olamadim.

(bir makine icin makinenin fiyatini ve teknik detaylarini, garanti ve teslimat sartlarini vb iceren resmi teklif formati iletecegim.?


 
Quote ya da Price Offer


  • himmet dayi  (02.05.21 14:47:49 ~ 14:49:01) 
İhalelerde Request for Quotation diyorlar.

Quotation da kullanılabilir
  • cuma  (02.05.21 21:50:48) 
[]

tam kapanmada 65 yaş 10-14 arası market için sokağa çıkabiliyor mu?

s.b.
genelgede 65 yaş ile ilgili madde bulamadım bir türlü.
varsa, paylaşabilirseniz çok sevinirim, çok teşekkürler.


 
Az önce markete gittim, ortalık 70-80 yaş doluydu. Polis, zabıta, bekçi falan da yoktu. Bu konuda bir kısıtlama okumadım. Markete gitmede bir yaş kısıtı yok diye biliyorum.


  • prole  (01.05.21 13:59:25) 
[]

emekli işverenin sgk girişi zorunlu mu?

bir limited şirketinin işvereni için, bağkurdan emekli olduktan sonra tekrar sgk girişi yapılmalı mıdır?

sgk girişi yoksa e-devletten yasakta çalışma izni nasıl alınacak bilen var mı acaba? (üretim sektörü)

çok teşekkür ederim.

 
evet, sgdp, sosyal güvenlik desteleme primi olarak prim ödeyeceksiniz.


  • liberal  (29.04.21 21:12:00) 
Emekli olsun veya olmasın, şirket ortağı kendi şirketinde sgk'lı olamaz.

Ortaklığını kanıtlayan herhangi bir belge ile izin alabilir.
  • kibritsuyu  (29.04.21 22:57:56) 
[]

çeşme'yi iyi bilenler pırlanta plajı nasıldır?

deniz genelde dalgalı mıdır?
temiz midir?
iğne atsan yere düşmez diyecek kadar çok kalabalık olur mu?
araba koyacak yer var mıdır?

ailem pırlanta plajına yakın bir ev bakıyor, serakent sitesindeymiş, nasıl bir yer bilen var mıdır acaba?

çok teşekkür ederim.

 
Pırlanta Kitesurf ve Windsurf'un yapıldığı yerlerden biri, sakin havası da oluyor ama geneli rüzgarlı. Geçen yaz Bayram tatilleri hariç çok bir kalabalık olmadı.

Arabayı yol kenarına park ediyorsun. Özel bir park yeri yok.
  • Northern Mariner  (26.04.21 22:19:49) 
cok güzel bir yer ama yazin cok kalabalik olur.


  • spivak  (26.04.21 22:20:28) 
Ben gittiğimde bomboştu. Çok güzel denizi var ama ıssız. Gerçi bakanlık plaj falan yapmış diyorlar 2019'da gittim ben.


  • biravekahve  (26.04.21 22:43:37) 
[]

ev temizliği için kablosuz dikey süpürge önerisi olan var mı?

şarjı en az 45 dakika rahat yeten,
toz haznesi pratik temizlenebilen,
max 3000 TL civarlarında

kablosuz dikey süpürge arayışındayım.

en önemlisi, süpürgeyi "şuraya bir şeyler döküldü bir geçivereyim" diye el süpürgesi olarak kullanmayacağım, normal ev temizliğinde kullanacağım.

şimdiden çok teşekkür ederim.

 
dediklerinize Dyson v11 uyuyor fakat fiyattan dolayı sizin kriterleri karşılamıyor


  • sunriseee  (24.04.21 18:08:17) 
6 sene dyson v6 kullandıktan sonra şuna geçtim, bu daha kullanışlı geldi bana.

Başlığı sağa sola katı şeyleri fırlatmıyor. Işığı da güzel. Doldurması boşaltması da güzel.

www.hepsiburada.com

Düşük modda 1 saat çalışıyor. Bizim evde halı olmadığı için düşük mod gayet yeterli. Çok nadir orta veya en yükseğe alıyorum. Bu şekilde 45dk gidiyordur herhalde hiç süre sıkıntısı yaşamadım 2 katlı evde.
  • ananiyimioguz  (24.04.21 18:20:35 ~ 18:22:13) 
v11 olmak zorunda değil, v8 de gayet yeterli ama fiyatı 3500 civarında.
şarjı kullanım gücüne göre 45-60 dk gidiyor.
iki yıl oldu alalı sanırım, performans kaybı, çekiş gücünde azalma yaşamadım.
  • blatta hiberna  (24.04.21 20:22:09) 
www.hepsiburada.com

Aynısını değil ama benzer bir modelini kullanıyorum, çok memnunum. Dyson’a o kadar para vermeye gerek yok bana kalırsa. Hiçbir eksiği yok zira.
  • orient blue  (24.04.21 20:33:59) 
Dyson v7 motorhead kullanıyoruz çok memnunuz.


  • monkey  (24.04.21 21:30:15) 
Malesef ben de dyson demeye geldim. Bütçeyi biraz açabilirseniz dyson alın rahat edin.


  • suicides underground  (24.04.21 22:14:47) 
[]

konut kredisinde para alıcıya geçmeden bankadan satıcı hesabına mı?

geçiyor direkt?




 
Evet


  • pispinti  (24.04.21 12:56:25) 
Benim kendi hesabıma geçti önce ben gönderdim. Hatta eft limitimi arttırmam gerekmişti.


  • ekaterina  (24.04.21 13:17:28) 
direkt satıcıya geçti geçen sene çektiğimde


  • oekuklu  (24.04.21 13:47:27) 
Bankacı satıcıya gider demişti ama bizim hesaba geçti para. Biz çekip elden verdik.


  • baal  (24.04.21 13:50:41) 
benim aldığım evin üzerinde ipotek vardı para direkt ipotek hesabına gitti , ama benım kredi çekitğim banka ile ipotek sahibi banka aynıydı.


  • Diskirminant  (24.04.21 16:44:59) 
Benim bankamda alıcı hesabına geçiyor. Ordan eft yapılması gerekiyor.


  • hrvl  (25.04.21 01:41:38) 
[]

şirketteki "evden çalışma mesaisi" çılgınlığından çıldırmak üzereyim :(

nispeten kurumsal denebilecek bir şirkette çalışıyorum ve memnunum aslında. bu zamana kadar birkaç olay dışında ayrılmayı düşündürecek kadar çok ciddi bir sıkıntım olmadı.

aslında bu zamana kadar nispeten daha insanca bir çalışma ortamı vardı ama son 6 ayda şirket her geçen gün saçmalamaya başladı. "madem evdeler, 7/24 çalışsınlar, evden de asla çıkmasınlar" salgını bizim şirkete de sirayet etti.

bişini en düzgün şekilde yapmaya gayret eden, yeri geldi mi mesai de yapan, hafta sonları da çalışan biriyim. işimi seviyorum, ortamdan memnunum düşüncesi ile kariyer de hedeflediğim için çok çalışmaktan hiç şikayet etmedim ama ben bile artık isyan noktasına geldim.

son birkaç aydır özellikle yöneticilere bir haller oldu. herkes 7/24 çalışıyor vaziyette, kimse de şikayet etmiyor. hadi özel hayatı geçtim, kimsenin evinde işi gücü yok mu anlamıyorum. görüntülü görüşmeler ancak 7'de bitiyor, akşamları sabaha yetişecek işler isteniyor. bu insanlar ne zaman yemek yapıyor, evdeki diğer işlerini hallediyor?

öğle yemeği zaten kalmadı. gün içinde 15 dakika tuvalete gidince telefonu açmadığımız süre bile dikkat çekip espri ile karışık laf konusu oluyor.

08:00 - 18:00 çalışıyoruz. şu anda evden çalışanların mesai saatleri içinde evinden çıkması izne tabii. ofisteyken olan 1 saatlik öğle arası da yalan oldu. ofisten çalışanlar zaten servis ile gidip geliyor, ofis şehir merkezine uzak. yani kimsenin markete, eczaneye vs gitmesine imkan yok.

geceleri, haftasonları mail trafiğini anlatmıyorum bile zaten.

benim anlamadığım bizim şirket örneğin böyle bir şirket pek değildi. tamam yoğunuz ama 7/24 çalışacak kadar değiliz. bazı insanlara ya kendinize gelin pandeminin ortasındayız, neden tek derdiniz 5 günlük işi 5 saatte bitirmekmiş gibi davranıyorsunuz diye sorasım geliyor.

herkesin ekonomik kaygıları var, geçim sıkıntısı, işi kaybetme korkusu var, onu da çok iyi anlıyorum çünkü benim de var. ailemin işleri çok bozuldu, 1 senedir neredeyse aileme ben baktım. işimi kaybetmemek benim için de çok önemli ama bu kadarı da insanlıktan çıkmak değil mi?

derdim de keyif değil hiçbir şekilde. tek derdim evde aileme karşı yemektir, temizliktir, doğru düzgün yardımcı olamamak. insanlara soruyorum, bekarlar dışarıdan söylüyor, çocuklu ailelerde anneanne, babaanne varsa, yakındalarsa, haftada 1-2 onlardan destek alınıyor. yakında değillerse çocuklu anneler de bu şekilde çıldırmış durumda zaten. çocuk yoksa öğünler geçiştiriliyor...

çok uzun oldu ama sözün özü salgında özellikle evden çalışanlar için, mesai saatleri haricinde yapmamız gereken işlerin olduğu gerçeğine bozulan yöneticilere artık dayanamıyorum.

benzer hisleri, durumları yaşayan var mı, nasıl başa çıkıyorsunuz, idare ediyorsunuz?
sizin şirkette bu durumlar nasıl gidiyor?

 
"...yeri geldi mi mesai de yapan, hafta sonları da çalışan biriyim."

üzgünüm, kendin alıştırmışsın. Patron-müdür tayfası olaya senin baktığın gibi bakmıyor.

"benim anlamadığım bizim şirket örneğin böyle bir şirket pek değildi."

Çalıştığın yere etten kemikten bir insan muamelesi yapmamanı öneririm. Hayır öyleydi, sen yeni anlıyorsun. Yapman gerektiği kadarını yapıp hakkını talep et, bu kadar.
  • temasettin  (20.04.21 01:12:23) 
ilginç bir şekilde uzaktan çalışmaya geçildiğinden beri kafam hiç olmadığı kadar rahat. şirkete giderken sürekli mesai yapmam gerekiyordu, yöneticiler de dediğiniz gibi işkolik. ekibin zaten eve gitme huyu yok, ortalama çıkış saati 8 civarıydı.

uzaktan çalışmayla beraber zamanı yönetebilir hale geldim. işe odaklanacağım zaman mesajlaşmayı kapatıyorum, 30-40 dk açmadığım oluyor. yeni mesaj geldiyse cevap vermek için ara ara açıp sonra yine kapatıyorum.

9-10 saatlik mesaim 4-5 saat net çalışmaya düştü. hafta sonu yazılanlara yine çok acil değilse hafta içi cevap veriyorum. öğle araları yazılanlara cevap vermiyorum mesela, 1 saat boyunca. o saatlerde kahvaltıyı hazırlıyorum genelde.

siz de bu yaklaşımı deneyebilirsiniz. kendi saatlerinizi kabul ettirin. şirket alev almadıysa sizden kaynaklı bir durumdan dolayı, cevap vermeyin. mobil bildirim varsa kapatın, ara ara kendiniz bakın mesela. işleri aksatmadığınız sürece sorun olacağını düşünmüyorum.
  • nehara  (20.04.21 01:36:04 ~ 01:36:34) 
Aynııı durumdayız hele yöneticiler hiç çıkmıyor bir de skype olduğu için sürekli online olma durumu söz konusu, o yöneticilerin hepsinin evinde yardımcısı var o yüzden yok yemekmiş felan anlaması çok zor ama ben bazen diyorum yemek yapıcam temizlik yapıcam geç açarım açamıcam diye belli ediyorum yoksa canımızı alıcaklar


  • esinikaybetmiscorap.  (20.04.21 08:29:54) 
yani tabii ki kabili kıyas değil ama ben öğretmenim ve haftalık 20 saat derse girerken şu an zorla etüt metüt diye öğrencilere resmen bedava özel ders verme ayağına tamı tamına 30 saat derse giriyorum.

kaldırabilecek noktayı çoktan geçtim. günde 6 saat non stop konuşup, ilkokul öğrencilerini kameranı aç, mikrofonunu kapat demek kadar yorucu bir şey yok. artık cidden okuldan sonra konuşasım hatta nefes alasım gelmiyor. cumartesi pazarları, nasılsa evde olduğumuz için sürekli toplantı geliyor. en son cuma günü bilgisayarı akşam 8'de kapattım ertesi gün sabah 9'da sınav gözetmeniydim.

delirmemek elde değil cidden.
  • wild honey suckle  (20.04.21 08:49:57) 
Sizi çok iyi anlıyorum. Eşim böyle çalışıyor. Şimdi bir de ramazanda ne de olsa sahura kalkıyorlar diye sahur mesaisi çıktı. Yöneticiler sürekli online bu adamlar ne yiyor ne içiyor çoluk çocukları ne yapıyor merak ediyorum.
Marketler 6da kapanıyor mesela. Ben evden çıkamıyorum, eşimin de mesaisi bitmediği için alışveriş yapamıyoruz. Saçma sapan bir hal aldı. Gece 1de aramayı gayet normal görüyorlar mesela. Uyuyorken biri arayıp bir şey soruyor falan. Daha ne kadar dayanıcaz bilmiyorum iyice abarttılar. Sektör yazılım.

  • suicides underground  (20.04.21 09:11:24) 
**kimse şikayet etmiyor**
**mesai yaparım, haftasonu da çalışırım**
**geçim sıkıntısı, iş kaybetme korkusu**

işte bu üçünü birleştirince böyle bir sıkıntı yaşanması çok doğal. "benim bir özel hayatım, bakmam gereken bir ailem var, kusura bakmayın bu iş burada yetişmez" deyip ara ara net bir çizgi çekmediğin sürece bunu yaşamaya devam edeceksin. iş hiç bir zaman bitmez, biten bir şey değil, sadece akşam değil gece de çalışsan iş zaten bitmeyecek. çizgi çizmek zorundasınız, espriyle karışık falan değil net bir çizgi.
  • roket adam  (20.04.21 09:44:20) 
Maalesef bizde de benzer bir durum var. Bir de uluslararası bir şirket olduğumuz için saat farkı konusu ekleniyor. Normalde 08:00-18:00 gibi olan mesai 19,20 lere kadar sarkıyor. Toplantı yapmaktan iş yapamaz hale geldiğimi görüyorum. Pandemi öncesi de organize biriydim ama pandemi benim organize ettiğim pek çok şeyi altüst etti. Normalde haftada bir gelen temizlikçiyi bir süre (korkudan) çağıramayınca kadıncağız haliyle başkasını buldu (benim hatam). Şimdi bana ancak iki haftada bir geliyor. O geldiği günler ofiste çalışıyorum, çocukları dedenin yanına gönderiyorum. Akşam yemeği çocukların ve benim öğle yemeğimiz oluyor. Ama akşama sarkan toplantı varsa fena, akşamın 9'unda ben salondaki masada toplantı yaparken eşim-çocuklarım masanın öbür ucunda yemek yiyorlar. Rezalet.
Bu arada şirkette sürü sepet "midfullness, resilience" eğitimleri veriliyor. "Kendinizi depresif hissetmeniz normal. Biraz yavaşlayın vs" deyip akabinde gerçek hayat koşullarıyla başbaşa kalıyoruz.
Ben haftamı planlarken araya yemek, kendi kendime çalışmak gibi toplantılar koymaya başladım. Bu arada arayan olursa da reddedip sonra geri arıyorum. Ama globalin akşam toplantılarına maalesef bir çözüm bulamadım.
  • SiyamkedisiZorro  (20.04.21 09:57:51) 
işlerin bu noktaya gelmesine biraz da sen izin vermişsin. tepkini göstermeliydin. ben de mesai yaparım, içimden geliyorsa veya o işin yetişmesi benim sorumluluğumdaysa sabaha kadar da bilgisayar başında oturduğum olur. ama bunu ben öyle istediğim için yaparım ve kimse de bana neden mesai saatleri dışında çalışmıyorsun/maile cevap vermiyorsun gibi şeyler soramaz.

ama bizim şirkette de bazıları tam olarak senin temponda 7/24 online çalışıp/çalıştırılıp sonra gelip ağlıyorlar.

ben iki seçenek görüyorum, ya sizler de içten içe işkoliksiniz. 7/24 çalışmaktan gerçekten hoşlanıyorsunuz. ya da sesinizi çıkartıp hakkınız savunmuyorsunuz.

mesai saatleri dışında ve hele ki haftasonları çalışmayacaksın. içinden geliyorsa mesai saatleri dışında da çalışsan bile, mail atmayacaksın. online olmayacaksın. kimseye mesai saatleri dışında çalıştığını çaktırmayacaksın. mesai saatleri dışında telefonları açmayacaksın. öğle aralarında ulaşılabilir olmayacaksın, aradık ulaşamadık derlerse de "öğle arasında alışveriş yapayım dedim/yemek yapıyordum/biraz hava almaya çıkmıştım" vs gibi, hatta "öğle arasına çıkmıştım" kadar bile basit cevaplar verip işe geri döneceksin.

demek istediğim, madem onlar mesai saatleri dışında çalışmanızı sizlerin kafasında bu derece normalleştirdiler, sen de mesai saatleri dışında çalışmamayı normalleştireceksin. zira, olması gereken ve normal olan da asıl bu. şu an öyle bir alıştırmışlar ki sizi, bunu göremiyorsun.

bu yüzden seni işten çıkaracaklarını mı düşünüyorsun? anladığım kadarıyla beyaz yaka kalifiye bir elemansın. işi bilen yetişmiş elemanı çıkarmak o kadar kolay değil. şirkete bir sürü masraf.

"derdim de keyif değil hiçbir şekilde. tek derdim evde aileme karşı yemektir, temizliktir, doğru düzgün yardımcı olamamak."
bunu asla ofiste kimseye bu şekilde aktarma. senin hiçbir sorumluluğun olmasa da, tek derdin mesai saatleri dışında yatıp çizgifilm izlemek olsa da bu da senin hakkın ve konuyu saptırmadan mesai saatleri dışında çalışmak zorunda olmamandan yürü. hem kendine keyif için zamanlar yaratmaz ve böylesine kaygıyla çalışırsan çok yakın zamanda ruh sağlığından olursun. kendi kendine şunu sor, şirketin senin bozulan psikolojini düzeltmek için psikolog masraflarını ödeyecek mi? hadi diyelim ödedi, psikolog seni sağlığına kavuşturabilecek mi?
  • istanbul kanatlarimin altinda  (20.04.21 10:22:51) 
işler yavaşladı ve karlılık çok düştü. yönetim kurulu ciddi şekilde küçülmeye karar vermek istedi. küçülmemize gerek yok diyebilmek için daha çok çalışıyoruz.

yepyeni mecralara açılmaya çalışıyoruz çünkü işbirliği yaptığımız bazı kurumlar dayanamadı, bazı alanlardan da umudumuz kalmadı. Bu nedenle de daha çok çalışıyoruz.

Tek bir kişi bile maaşını ikramiyesini eksik almadı, tek bir kişi ücretsiz izne çıkarılmadı. Yıl sonu, yöneticiler hem zamdan hem ikramiyelerinden feragat ettiler, yönetim kurulu ne huzur hakkı ne kar payı ne ikramiye aldı, buna karşılık şirket herkes uzaktan çalışabilsin diye teknoloji yatırımına gitti.Yani herkes bir şekilde taşın altına elini koydu. Direnebilmeye devam etmek için daha çok çalışıyoruz.

Hafta içi saatler herkes için hayli uzadı. Hafta sonu ise sadece yöneticiler çalışıyor.
  • latchet  (20.04.21 11:36:25 ~ 11:41:35) 
Beyaz yakalılılar sendikalaşmayı hep es geçti çünkü kendini "işçi"den saymadı.

Şimdi acısı çıkıyor. Benim çalıştığım sektörde sendikalı "işçi" saati doldu mu şalteri kapatıp gidiyor. O havalı beyaz yakalılar yani biz uyumadığımız her saat çalışıyoruz.
  • anten  (20.04.21 15:09:27) 
[]

evde çok basit işler için renksiz arızalanmayacak ucuz yazıcı önerisi?

olan var mıdır?

haftada belki maksimum 20 sayfa renksiz word çıktısı alacağım o kadar.

salgın nedeniyle kırtasiyelerde uğraşmak istemiyorum, evden çıkmaya da vakit olmuyor zaten.

ucuz olsun, kronik sorunu olmayan bir model olsun, uzun süre kullanabileyim, bir de mümkün olursa çok yer kaplamayan bir model olsa yeter.

şimdiden çok teşekkürler.

 
brother dan herhangi bir yazıcı.
www.n11.com

not ben bunu 400 e almıstım 3 yıl once. oha.
  • Techsavvy  (19.04.21 12:48:24 ~ 12:50:52) 
Lazer olmasına dikkat edin.


  • mahsus mahal  (19.04.21 12:49:00) 
artı bir ile @Techsavvy

şiddetle öneririm.
  • evimin paspasi  (19.04.21 13:09:54) 
Brother demeye geldim. Wifi olmasına dikkat edin. Kablo falan olmayınca çok rahat oluyor.


  • ykyt  (19.04.21 14:08:33) 
Ricoh sp-111 var bende,yıllardır sorunsuz kullanıyorum,ilk toneri bile daha bitmedi.Vakti zamanında 50₺ ya bimden almıştım.Renkszi,lazer ancak wifisi yok.


  • arenas  (19.04.21 18:59:19) 
[]

alım, satım, emlakçı süreçlerinden anlayanlar, ne olur bir yardım :(

İzmir'de bir ev alma niyetimiz var. Emlakçı aracılığı ile bir ev gördük.

Ama biraz karışık bir durum, bu işlerden hiç anlamadığım için internette araştırdıkça kafam çok karıştı. Yardımcı olabileceklere şimdiden çok teşekkür ederim.

İstediğimiz muhitte ve özelliklerde şu an için tek ev. Satılık evin çok az olduğu, fiyatların hızlı arttığı bir yer. Onun için de ciddi alıcıyız, kaçırmak istemiyoruz.

Ev sahibi İngiltere'deymiş. satış için gelmeyecekmiş. İstanbul'da ablası varmış, ablasına vekalet vermiş.

Emlakçı kadın da ev göstermeye Balıkesir'den geldi, ev sahibinin yakın arkadaşıymış, onun için yardım ediyormuş, normalde artık emlakçılık yapmıyormuş.

Bizim şimdi bu süreçte kontrol etmemiz gereken evraklar nelerdir? (ablanın vekalet örneği, abla ile emlakçı arasındaki sözleşme, tapu kaydı vb. gibi)

Bir de kaporayı kime vereceğiz? Ev sahibine mi, ablaya mı, emlakçı kadına mı?

 
Hocam çok büyük paraların döndüğü bu durumlarda işi sağlam yapmak gerekir bence. Bu aşamada avukata verilen paraya acımamak gerekir.


  • armagan abanuz  (17.04.21 17:30:23) 
kural bir. elden vermeyin. banka ustunden aciklamaya kapora yazin.


  • camussar  (17.04.21 17:42:23) 
Tapuyu gördükten ve noter onaylı vekaletnameden bir asıl nüsha aldıktan sonra vekile, kaporayı banka ile gönderin ve dekontun açıklama hanesine adres belirterek evin satışı için kapora olarak gönderilmiştir yazın.


  • Mirket  (17.04.21 17:45:17) 
Kaporayı göndermeden önce alıcı, satıcı vekili ve emlakçının imzaları bulunan, kapora miktarı, evin fiyatı, evin açık adresi tapu fotokopisi, alım satım vergilerinin taraflarca ödeneceği ibaresinin olduğu, emlak komisyonunun miktarı, evin hangi aşamada boş olarak teslim edileceği bilgilerinin olduğu sözleşme imzalayın. gerekirse birkaç kez istanbula gidin. bunları sonraya bırakmayın.


  • Mirket  (17.04.21 17:51:18) 
Bence de kesinlikle acele etmeyin. "ev sahibi yurtdışında" muhabbeti en klasik dolandırıcılık yöntemlerinden biri. gerekirse bir avukattan yardım alın, a'dan z'ye süreci yönetsin sizin için. alacağı para 2-3 bin tl para.


  • roket adam  (17.04.21 19:13:21) 
[]

4-5 gündür geçmeyen boğaz ve eklem ağrısı için test yaptırsak mı?

annemde de bende de 4-5 gündür müzmin bir boğaz ve eklem ağrıs, halsizlik var.
bunlar dışında hiçbir şey yok.
ateş hiç çıkmadı, tat koku duyuları yerinde, durumda kötüleşme yok.
kalabalık ortama girmek gibi riskli bir durumumuz yok.

bir de ikimizde de kronik farenjit var, boğazımız ara ara hep ağrır, sadece bu sefer uzun sürdü.

düşünüyorum; bu ara sıcaklıklar bir indi, bir çıktı, özellikle birkaç gündür havadaki nem oranı da rüzgar ile çok düştü. önce ona bağladık ama bu tablo covid olabilir mi acaba?

(annem 67 yaşında ve kronik hastalıklarından dolayı risk grubunda, evden çıkarıp teste götürmek de risk, test yaptırmamak da bir risk.)

 
öncesinde şüpheli temasınız oldu mu ki?


  • hayal fazlasi  (12.04.21 01:19:16) 
Anne risk grubunda, aşı olmadı mı?
Testi sen yaptır, pozitif çıkınca eve annene de test yapmaya geliyorlar. Aradıklarında söylersin annemde de belirti var diye.

  • Jux  (12.04.21 01:32:21) 
Cuma günü bana da pozitif teşhisi kondu öncesinde sadece cok hafif öksürük şikayetim vardı. Teşhis tomografi ile koyuldu. Perşembe ve tomografinin çekildigi cuma günü yapılan pcr testleri negatif cıktı.
Ciddiye almak lazım annenizdeki belirtileri, çünkü ben de hafif bir öksürük vardı bu corona değildir heralde diye düşünüyordum ama öyleymiş malesef.
hastalık herkeste ayrı belirtiler ve sonucları cıkarıyor. Ateş, tat koku kaybı vs. hiç olmadı suanda da öksürük dısında hersey normal
  • skoylu  (12.04.21 01:45:28) 
Çok geçmiş olsun. Bir an önce test isteyin.

1 nisanda valide ameliyat oldu, 3 nisanda çıktı hastaneden ve eve getirdik.
7-8 nisan öksürük başladı, ardından nezle gibi burun akıntısı ve hapşırık. Aradık covid hattını, ameliyatlı ve 65 yaş üstü eve gelip test yapar mısınız dedik bugüne kadar gelen gideni bırakın arayan bile olmadı. bu sabah özel hastaneden evde test talep ettik sabah eve gelip test yaptılar, akşamına POZITIF sonuç geldi.
filyasyon ekipleri geldi eşim ve bana da test yaptılar, sonuç bekliyoruz şimdi.

kısacası devleti beklerseniz çok beklersiniz, zaten bekleyeceğiniz için biran önce başvurun.
  • erty_ksk  (12.04.21 01:56:14) 
@erty_ksk hangi hastaneyi aradiniz


  • tunaktunaktun  (12.04.21 08:19:30) 
annem ikinci doz aşısını tam 1 hafta önce pazartesi günü oldu.

acaba aşı yan etkisi olabilir mi o da aklıma geldi ama bu kadar uzun sürer mi?

hafta içi çarşamba günü sadece 1 kişi ile görüştü. bugün sabah az önce o kişinin eşinin pozitif olduğunu öğrendik. (eşiyle bir teması olmadı, görüştüğü kişide birşey yokmuş)

bende de boğaz ağrısı geçti gibi, halsizlik dışında bir şey yok ama annem için endişe ettim, bugün test yaptıralım, çok teşekkürler yanıtlarıniza.
  • la lykia  (12.04.21 08:53:19) 
[]

grade 3/4 karaciğer yağlanması yaşayan var mı?

alkol almamak haricinde

nelere dikkat ettiniz/ediyorsunuz?

aldığınız ilaç/takviye var mı?
karaciğer enzimleriniz ne kadar yükselmişti?
sağ üst batın ağrısı yaşadınız mı?

 
Düzenli olarak alkol kullanıyorum. Karaciğer yağlanması yaşadım mı henüz bilmiyorum ama yakın zamanda bi kontole gideceğim. Enginar içerikli besin desteklerinin değerler üzerinde olumlu sonuçlar verdiğini pekçok yerde okumuştum. Alkol ertesi limon+enginar sirkesi alıyorum, siz de bi araştırın isterseniz.


  • msb  (10.04.21 23:06:29) 
Bu karışımı aç karnına alacaksam da öncesinde mutlaka 1 kaşık tahin yutuyorum.


  • msb  (10.04.21 23:07:31) 
biraz soruya kuyruk olmak için yazıyorum. bana da çok nadir alkol kullanmama rağmen orta ileri seviye yağlanma teşhisi koyuldu. ağrım hiç olmadı. ilaç falan verilmedi, kilo verme ve daha fazla hareket tavsiyesi verildi yalnızca. IF yaparak 4 ayda 11 kilo verip normal kilo aralığıma indim. takviye olarak deve dikeni içindeki silymarin'in buna karşı etkili olabileceğini dair çalışmalar var. deve dikeni tohumunu çekip, yutuyorum. bunların bir faydası oldu mu birkaç ay daha geçtikten ve 5-6 kilo daha verdikten sonra gidip göreceğim.


  • kakam gelmis olamaz mi  (10.04.21 23:36:49 ~ 23:37:34) 
Bir hekimin youtube videosundan deve dikeni tohumundaki bir maddenin karaciğer için çok faydalı olduğu yorumunu gördüm. İnternetten arayıp buldum. Çayı yapılırmış. Gelen ürün inanılmaz kötüydü. Birkaç kez çayını demleyip içtim, güvelenince attım. Temiz bir ürün linki veren olursa minnettar kalırım.
Birçok yerde günde bir adet olacak şekilde 40 gün enginar yemenin çok faydasının olduğunu değerleri anında normale çevirdiğini gördüm, izledim, okudum. Metro marketlerde 25 tane dondurulmuş ithal enginar 75 TL. Günde 1 tane buharlı pişiricide haşlayıp limon sirke eşliğinde yiyorum.
Fazla alkol tüketimi dışında ve teşhisi konmuş bir sorunum olmadığını da belirteyim bu arada :)
  • Mirket  (11.04.21 00:15:15) 
[]

Teams toplantı katılımcı sayısı max 250 mi 300 mü?

kimi yerlerde hala 250 diye geçiyor, kimi yerlerde 300'e çıkarıldı deniyor.

bilgisi olan varsa şimdiden çok teşekkürler.


 
250


  • e mice  (05.03.21 15:24:41) 
docs.microsoft.com

burda meetings and calls başlığı altında 300 diyor. ama sadece görüntülemeyse (view-only) daha çok kişi olabiliyormuş. ayrıca Teams for Government için limit hala 250 diyor.

balık tutmayı öğret: google'da ara: teams maximum participants
  • curious mind  (05.03.21 15:42:16) 
[]

Avukatlık danışmanlık ücretleri hangi rakam aralığında?

Konu hakkında hiç bilgim yok, bir taban - tavan fiyat var mı?
Alanında çok meşhur iyi avukatların danışmanlık fiyatı nereye kadar çıkıyor?

Yani örneğin şu anda prof doktorların muayene ücreti 500-600'den başlıyor, 1500'e kadar çıkabiliyor gibi bir şey demek mümkün müdür?

 
www.barobirlik.org.tr

1 saat; 540 lira; birliğin belirlediği fiyat. üstü olur altı olmaz. tarifede diğer detaylar var.

elbette tanıdık ya da tanıdığın tanıdığı bulmak iyidir.

edit: saatine 5bin isteyen de olur adamın popülerliğine bağlı.
  • phonex  (04.03.21 16:56:15 ~ 16:58:26) 
[]

yatağınızı yani yatak minderini nasıl ve ne sıklıkta temizliyorsunuz?

s.b.




 
hiç


  • papuayenigine02561  (28.02.21 15:02:57) 
Hiç +1
Kaç kat koruması var

  • yarey  (28.02.21 15:11:34) 
Valla senede 1 :/ hafif nemli bir bezle silip bekletiyorum.


  • invictae  (28.02.21 15:15:50) 
hiç +1
alez var, onu çamaşır makinesinde yıkıyorum.

  • pati  (28.02.21 15:24:12) 
Ayda 1. Fakat bunu sulandırılmış çamaşır suyu püskürtüp silerek yapıyorum.

2 ay önce mayt alerjisi olduğumdan beri korkuyorum. Önceden ben de hiç temizlemezdim.
  • Unde bach canim  (28.02.21 15:31:19) 
alezi düzenli olarak yıkasam da, yatağın kendisini ancak yılda 3-4 kere elektrikli süpürgenin kumaş/koltuk süpürme aparatını yıkadıktan hemen sonra, başka hiçbir yere değdirmemişken, bir üstünden geçiyorum.

çok fazla toz da çıkmıyor aslında ama işte aklıma geldikçe, nevresimi değiştirmeden koltuk aparatını yıkamama denk gelirse yapıyorum.
  • blatta hiberna  (28.02.21 15:31:26 ~ 15:32:28) 
koruyucu kullaniyorum. onun haricinde hic.


  • baldur2  (28.02.21 15:34:34) 
bende hiç temizlememiştim ama temizlemek lazımmış uzun bir süre her sabah kalktığımda devamlı hapşırıyorumdum daha sonra güzelce karbonat döküp iyice temizledim o günden beri hapşurmuyorum. bu mayt olayları ciddi alerjik reaksiyonlar yapa biliyormuş.


  • astronom bey  (28.02.21 21:00:16) 
[]

decathlon forclaz markasını / montu nasıl bilirsiniz?

soğuk havada yürüyüş yaparken giyebileceğim, terlediğimde rahatsız etmeyecek bir mont arıyordum, bütçem de max 500 TL civarı olduğu için pahalı markalar zaten direkt saf dışı kaldı.

Şu montu buldum: www.decathlon.com.tr

denediğimde de çok beğendim ama olumlu/olumsuz deneyimi, duyumu olan var mıdır sormak istedim.

 
Bu mont için değil ama genel olarak decathlon montlarımdan çok memnunum. Hepsi tam fiyat/performans ürünü. Üstüne müşteri memnuniyetleri de cabası, 1 yıl deli gibi giydiğim kaz tüyü montun içi boşalmaya başladı, tüy vs. kalmadı. Götürdüm, anında yenisi ile değiştirdiler. O yüzden pişman olmazsınız diye düşünüyorum.


  • tss  (27.02.21 13:46:21) 
bende de bir wedze var. ömrü hayatımda satın alıp da fiyat/performans anlamında en tatmin olduğum şeylerden biri oldu mont.

decathlon'dan aldığım şeylerin haddi hesabı yok. bir kere bile pişman olmadım.

20 liraya sattıkları tişörtler filan süper dandik ama belirli bir standardın üzerindeki ürünleri alınır.
  • filteria  (27.02.21 17:39:18) 
[]

tereyağında kavrulmuş mantar buzdolabında saklanır mı, kaç gün?

tekrar ısıtsak örneğin omlete falan koyup bir şey olur mu?

(migrostan alınmış dilimli kültür mantarı)


 
saklanır tabii ki.
2-3 gün idare eder.

  • blatta hiberna  (21.02.21 20:23:49) 
[]

pour over/v60 kettle'ı yerine...

bu kaz boyunlu denilen pour over/v60 kettle'ları maalesef çok pahalı :(
bir ikamesi veya ucuz versiyonlarını aradım, bulamadım.
bilen var mıdır veya böyle bir şey var mıdır?


 
çaydanlık

edit: www.hepsiburada.com

bu da mı pahalı?
  • Anjelik  (13.02.21 17:06:25 ~ 17:08:03) 
ben de şundan almıştım, gayet güzel

urun.n11.com
  • cowboy  (13.02.21 17:40:24) 
Eğer pro bir damak tadına sahipseniz bence gooseneck kettle’ı alabilirsiniz. Ancak günlük kullanımda normal bir çaydanlık da kontrollü bir döküşle benzer tadı veriyor. Forumlarda illa alın diyenler de var gerek yok diyenler de. Kısacası bu işr ne kadar ciddi yaklaştığınız ve damakla alakalı. 150 tl altında ürün görmedim yükselen trendlerden dolayı.


  • ned flanders  (13.02.21 22:40:29) 
[]

youtube'da düzenli takip ettiğiniz, beğendiğiniz ekonomist, analist vb.?

kanallar neler?




 
  • frostpunk  (13.02.21 16:06:33) 
Ahmet Mergen'i takip ediyorum. Her hafta Pazartesi, Çarşamba, Cuma günleri 16:00'da EkoTürk'te program yapıyor. Birkaç saat sonra da youtube'a düşüyor. EkoTürk youtube kanalı.


  • himmet dayi  (13.02.21 20:17:11) 
[]

kişisel tahmininiz: 6 ve 12 aylık dönemde dolar sizce kaç olur ve neden?

sorma nedenim sadece kişisel yorum ve tahminleri merak etmem.

bu dönemde bilen bilmeyen tarafından çok farklı ve birbirine tam ters yorumlar dolaşıyor.

siz ne düşünüyorsunuz?

yatırım tavsiyesi amaçlı sorulmamaktadır:)

 
1 yıl sonra 2 lira artar bence.


  • indifferent  (30.01.21 17:06:43) 
temmuz 8.5 aralık 9.5


  • papuayenigine02561  (30.01.21 17:14:05) 
Kişisel tahmin 6 ay içinde 7.20
12 ay içinde 8

  • himmet dayi  (30.01.21 17:44:57 ~ 17:45:22) 
teknik analize göre yılda aşağı yukarı yüzde 20 artıyor. O da bugüne göre 6 ay sonra 8,25, 1 yıl sonra 9 tl yapıyor. temel analiz işin içine girdiği zaman yılda bir iki kere direnci hızlıca kırdığı görülüyor. yani altı ay sonra 8,25 teyken birden pandemi, siyasi vb... olay yüzünden 10 tl ye gelip sonra tekrar yavaş yavaş 9 lira bandına yaklaşır ve bir süre orada kaldıktan sonra, tekrar yüzde 20 lik mesaisine başlar.


  • silver apple  (30.01.21 17:48:29) 
2018 yilinda da dolar 6.6 civarina kadar cikmisti (forexde 7.2 sanirim), sonrasinda merkez bankasi faiz arttirdi ve 5.15'e kadar geri indi.

Simdi gene merkez bankasi 8.60 civarindayken faiz arttiracagini belli etti ve 7.30'a kadar dustu.Tahminim 7-7.15 arasi bir yerde anlik olarak dibi gorecek sonrasinda da faizler inene kadar (tahmini 1 sene) dolar fazla artmayacak.Fazla artmayacak derken vadeli mevduattan az getirecek diyorum.

Merkez bankasi faizleri %20'ler seviyesinde iken inatlasmayin derim.2019 yilinda da hatirlarsaniz vadeli mevduat dolari yenmisti.2021'de de aynisini beklerim.

ABD-TR iliskilerinde baz senaryom iki tarafin da isbirligi/cozum arayislarina girismesi. ABD gemileri yakarsa ustteki analizim gecersizdir. RTE'nin gemileri yakma luksu yok


Edit: yazdiktan sonra farkettim. Himmet dayi'nin ustte yazdigi rakamlar benim analizimle birebir uyumlu
  • turkuaz  (30.01.21 18:08:37 ~ 18:10:30) 
eğer ABD para basıp halkına dağıtmaya devam ederse düşebilir. Fakat Türkiye kendi başına aldığı yanlış kararlarla dolardan daha hızlı değer kaybedip yani "doların yükselmesini" sağlayabilir. :D

6 ay içinde 7 - 7.20 lira arası, 12 ay sonra 8 küsur.(Dünya toparlamaya başlarsa ve biz toparlayamazsak)
  • nhk ni youkosu  (30.01.21 18:40:02) 
Büyük ihtimal düşecek zaten şu an pandemi vs. gibi olağandışı sebeplerle gerçek değerini çok üzerinde. MB ve uluslararası kuruluşlarında tahminleri USD'nin düşeceği yönünde. USD'nin yükseleceğini iddia edenlerin dayanağı nedir acaba?


  • acebi  (30.01.21 19:26:15) 
ocak enflasyonu yüksek gelir. şubat ppk'da 1 kez daha faiz arttırırlar. dolar gelirse 7-7,10lara gelir. temmuz toplantısına kadar faiz sabit kalır sonra indirmeye başlarlar. dolar sonbahar gibi hareketlenir. 2018 v2
doların güçsüz olacağı bir sene. pandemi gerginliği azaldıkça bir süre boşta uçuşacak trilyon dolarlar olacak. yazın fazlaca turist gelebilir. bunlar 2018'e göre olumlu
olumsuz olan mb'nın boş kasasını doldurması gerekliliği
6 ay sonra 7,50 yıl sonu 8,20 diyorum. arada dalgalanabilir tabii. 2022'de fed faiz arttırır 10'a gider
ileride açıp bakarım kehanetlerime. buradan kimse yatırım tavsiyesi çıkartmasın
  • asbe  (30.01.21 20:21:35) 
[]

muhit mi ev mi?

hangi evi satın alırdınız, neden?

aradığınız kriterler açısından kötü olarak nitelendireceğiniz ve hiç taşınmak istemediğiniz bir muhitte ama aradığınız tüm kriterleri olmasa bile kriterlerin %90'ını karşılayan çok güzel bir ev.

muhit olarak tüm kriterlerinizi karşılayacak, bildiğiniz, sevdiğiniz, konut fiyatlarının çok hızlı yükseldiği bir muhitte neredeyse hiçbir kriterinizi karşılamayacak kötü bir ev mi?

(evi alıp sonradan tadilat yaptırma şansınız yok orta-uzun vadede, aldığınız gibi kullanacaksınız, ayrıca tadilat ile de değiştiremeyeceğiniz dezavantajları var, sadece bunlar değil ama çok basit bir örnek ile ev arka eve bakıyor, gördüğünüz tek şey diğer evin odaları, balkonu, mutlaka çift tuvalete ihtiyaç var ama tek tuvaletli gibi gibi, değiştirilemeyecek yapısal dezavantajlar biraz)

fiyatlar aynı.

edit: deprem ile ilgili; kötü muhitteki ev deprem bölgesinde, hatta bölgedeki büyük faya çok yakın ama bu yıl yapıldı, 0 ev ve en üst standartları karşılayan bir inşaat kalitesi var.

iyi muhitteki ev deprem açısından güvenli bir bölge, zemin iyi ama inşaat kalitesi bilinmiyor, ev eski baya.

 
kötü bir evdense dandik bir muhiti tercih ederim. kötü bir evin derdi kesinlikle bitmiyor, evin özellikle altyapısının yeni ve bakımlı olması çok önemli.


  • roket adam  (27.01.21 12:50:29) 
2 yıl beylikdüzü'nde yaşadım, 2 yıldır Kozyatağı'nda yaşıyorum.

Beylikdüzü'ndeki ev efsaneydi. Ama Beylikdüzü :/
Şimdiki ev güzel ama bina eski. Daha kötü olsaydı da Kozyatağı derdim. Yakın arkadaşım Acıbadem'de yaşıyor. Evin içi 'yapılı' değil. Ama muhit olarak çok iyi olduğu için görmezden gelirdim evdeki olumsuzlukları. Komple tadilat olmasa bile ufak ufak (lavobo, klozet, mutfak vs.) yaptırılır.
  • himmet dayi  (27.01.21 12:55:09) 
Ben ikinciyi tercih ederim, ediyorum, ettim.


  • pati  (27.01.21 12:57:43) 
Öncelikle 2 eve de deprem ve rutubet açısından bakmak lazım, kriter karşılamama durumu binanın allaha emanet olması veya evde rutubet lekeleri olması ise baştan yatar muhit işi. Ki bunu muhitinden ayrılmamak için fahiş kira ödeyen biri olarak söylüyorum.


  • whoosie  (27.01.21 13:01:46) 
Muhit! Bu sonuca kotu seyler yasayarak ulastim.


  • buf-e kür  (27.01.21 13:08:23) 
deprem ile ilgili; kötü muhitteki ev deprem bölgesinde, hatta bölgedeki büyük faya çok yakın ama bu yıl yapıldı, 0 ev ve en üst standartları karşılayan bir inşaat kalitesi var.

iyi muhitteki ev deprem açısından güvenli bir bölge, zemin iyi ama inşaat kalitesi bilinmiyor, ev eski baya.
  • la lykia  (27.01.21 13:10:52) 
muhit demişken biraz daha bilgi vermek lazım hocam. sarıgöl ile suadiye'yi mi karşılaştırıyoruz yoksa atıyorum maltepe ile suadiye'yi mi karşılaştırıyoruz? arada ciddi fark var.

bu arada deprem konusu da yabana atılmamalı. "baya eski ev"in depremde yıkılma riski çok daha yüksek. 2000 öncesi evlerde bu risk her zaman var.
  • roket adam  (27.01.21 13:17:54) 
Tecrübeyle sabit
Muhit tercih edilmeli.
İnsan her zaman ev dışında vakit geçirmek için imkan yaratmaya çalışır. Kötü bir muhitte eve tıkılır kalırsın.

Kadıköy moda’da en yeni ev 50 yıllık.
Ama kiralar 3.000’den başlıyor ve genel olarak ev bulmak zor.
Fındıklı’da en eski ev 15 -20 yıllık. Kiralar 1.000’den başlıyor.

İnsan doğası her zaman iyi konum ister
  • otopsicocugu  (27.01.21 13:19:56) 
Çevrenin değeri evin değerinden daha yüksek. Kötü ev, kötü semt kadar çekilmez bir şey olsa da evin kötülüğünü bilirsin ama çevrenin kötülüğünü bilemezsin. Evi öyle yada böyle düzeltme şansın var, çevreyi düzeltemezsin.


  • alfred  (27.01.21 14:07:14) 
Evin icini degistirebilirsin ama muhitini degistiremezsin


  • fakyoras  (27.01.21 14:10:29) 
Kötü muhitten ev alınmaz, iyi muhitteki evde olmazsa olmazlarınız tadşlatla giderilemeyecekse, evin 5 sene içinde kentsel dönüşüm şansı da yoksa o ev de alınmaz. Demek ki bu evler alınmayacak. İyi muhitte başka evleri kovalayın.


  • SiyamkedisiZorro  (27.01.21 14:20:32) 
Evin içi ne kadar iyi olursa olsun, bulunduğu muhitin kalitesi de yaşam standardınızı o kadar yükseltir. Sadece 4 duvar içinde değil o çevrede yaşam süreceksiniz. Bu şartlarda ikisini de almaz, iyi muhitte ev bakınmaya devam ederdim.


  • onune3012  (27.01.21 15:54:14) 
eğer muhit ciddi kötü değilse yeni ev derdim. ben de yeni ev almış biri olarak istediğim semtte deprem sonrası ev bulamadığım için hiç aklımda yokken Maltepe'ye taşındım ama çok kötü değil, memnunum. tabii ki bu paraya maks 10 yıllık suadiye erenköy hatta bostancı'da bulsaydım oraya giderdim ama olmayınca olmuyor.


  • Flaneur  (27.01.21 16:13:28) 
  • esref  (27.01.21 16:37:13) 
pandemi olduğu için kötü muhit iyi ev. çünkü çoğu zaman eve geçiyor.


  • mikahakkinen  (27.01.21 16:53:24) 
tabi ki muhit tartışmaya bile girmem.


  • jamswety  (27.01.21 17:43:42) 
muhit +1
cunku etrafindaki insan kalitesi binanin yeni olmasindan daha degerli.

  • cooperr  (27.01.21 18:04:56) 
[]

bir bankadan ne kadar kredi çekebileceğimizi öğrenme süreci?

aslında tam olarak şunları araştırıyorum:

örnek bir durum vermeye çalışacağım:

diyelim ki 800.000 TL civarında bir ev almak istiyorum.
600.000 TL nakdim var, 200.000 TL civarında da konut kredi kullanmak istiyorum.

sürekli çalıştığım x, y, z bankaları bana 200.000 TL civarında bir konut kredisi verir mi vermez mi bu bilgiyi ögrenip ev arama sürecine o şekilde başlamak istiyorum.

bankalara sanırım bu şekilde bir ön kredi başvurusu yapılıyordu bir ara ama şu anda bu sürecin detayları nelerdir? sıfırdan basitçe anlatabilecek varsa harika olur.

bir de bankaya böyle bir soru sormanın dezavantajları var mıdır?

sanki bir ara dezavantaj yaratabilecek bazı kurallar vardı,
6 ay içinde bir kez önbaşvuru yapabilirsin
veya önbaşvuru yapıp 1 yıl içinde kredi kullanmazsan kredi puanın düşer,
veya şimdi bir önbaşvuru yapıp olumsuz cevap alırsan daha düşük bir tutar için 6 ay sonra önbaşvuru yaptığında olumsuz yanıt alma riskin artar gibi gibi.

böyle bir şeyler var mı veya geçmişte bir ara var mıydı yoksa ben mi karıştırıyorum?

 
Her bankaya hatta bir bankanın çalıştığınız şubesine göre bile değişir. Bankacınıza sorarsanız söyleyebilir size kredi limitlerinizi. Finansal geçmişiniz, gelir belgeleri, ipotek edebileceğiniz mallar ve kefil durumlarına göre çekeceğiniz kredinin miktarı değişebilir.


  • pass  (23.01.21 16:59:51 ~ 17:01:11) 
Kredi puanı önemlidir. Maaş aldığın bankadan kredinin çıkması daha kolaydır. Kredi limiti diye bir şey vardır. Mevcut maaşın, bankacılık sistemindeki toplam borcun ve limitin.. hepsi birbiriyle bağlantılı zaten. Zırt pırt istihbarat yapmana gerek yok. En doğru bilgiyi şubeye gidip alabilirsin..


  • silah taciri  (23.01.21 17:30:41) 
Her bankaya tek tek sorarsan yaptıkları kredi notu sorgusu yüzünden kredi notun bir miktar düşebilir. Bir dönem maasının/gelirinin %70i taksit tutarı olabilir(tüm taksitlerin toplamı tabii) gibi bir rasyo vardı ama o değişmiş olabilir şimdi. Bankadan öğrenebilirsiniz günceli.


  • primetime  (24.01.21 03:14:57) 
[]

biri size "geline oyna demişler, yerim dar demiş, seninki de o hesap" dese

gerçekten iyi niyet ile çaba gösterdiğiniz, iş yaptığınız ortak bir proje grubu diyelim ki.

üzerinize düşen her şeyi yerine getiriyorsunuz.

sizin sorumluluğunuzda olan işlerden birinde sizin kontrolünüz dışında bir pürüz çıktı, daha önce konuşulduğu gibi yapılamayacak çünkü öyle yapılırsa yasal olarak bir miktar riskli olduğunu öğrendiniz.

başka bir yol bulmak gerekti, o yolu da buldunuz paylaştınız.

öyle yaparsak yasal olarak riskli olacak, bunu böyle yapalım diye önerinizi paylaştınız.
yeni önerinizi grubun onaylaması gerekiyor.

gruptan biri de çıktı dedi ki:

"geline oyna demişler, yerim dar demiş, seninki de o hesap, bu konu daha önce konuşulmuştu zaten."

bu lafı google'layıp anlamına bakıyorum: "Kendisinden beklenen işi beceremeyen kişi, türlü nedenler ileri sürer. Çıkan engellerin işini güçleştirdiğini söyler. Böylece, yeteneksizliğini belli etmemeye çalışır."

tepkiniz ne olur?

(diyen kişi sizinle eş seviyede, ortada zaten bir ast üst ilişkisi de yok, iş yeri değil, gruptan çıkma durumunuz da yok)

 
Bu kişi, o lafı ederken, sizin sonrasında o lafı düşünmede harcadığınız zamanının yüzde birini harcamamıştır. Çok ciddiye almamanızı öneririm.


  • the coon  (17.01.21 19:34:26) 
Ben bu uslubu takinmiyorsam karsimdakinden de aynisini beklerim diyerek haddini uygun dille bildiririm.
İsi yapamadiginizi dusunseydi ve iyi niyetli olsaydi ucuz imalara da girmezdi zaten.

  • oksijensiznefes  (17.01.21 19:46:21) 
insanların deyimleri ve atasözlerini gerçek anlamlarını bilerek doğru zamanda doğru yerde kullandığını mı düşünüyorsunuz. arkasından ettiği "bu konu daha önce konuşulmuştu zaten." lafı ile birlikte düşünülünce bence bu deyimin anlamını bile bilmiyor. boşuna kafaya takmışsınız. dimyata pirince giderken elinizdeki bulgurdan olmayın bence ;)


  • halanne  (17.01.21 20:14:45) 
Birak ya boyle gelinli deyimi cok samimi olunmayan kisiye karsi herkesin icinde kullanan insandan hayir gelmez zaten. Atiyorum evde annen musakka yap aksama der sen sinavim var dersin o sana bunu soyler falan. Ki cok riskli bir deyim asli: Oynamasını bilmeyen gelin "yerim dar" yani beceriksizlik ustune mazeret bulma anlami varmis deyimin. Ben ilk duydugumda sadece mazeret, bahane bulma sanmistim.


  • neverletyougodown  (17.01.21 21:02:22 ~ 21:06:43) 
Dam üstünde saksağan vur beline kazmayı seninki de o hesap...
Derdim.

  • benim bir gizli bildiğim var  (18.01.21 00:33:42) 
hiç tepki vermezdim, zaten laf olsun diye söylemiş. ayrıca grubun diğer üyeleri de tuhaflığı görmüşlerdir, sizin açınızdan negatif bir durum yok. unutulur gider, boşverin..


  • evanka  (18.01.21 00:53:43) 
uygun ortami buldugunda, ben bu sorunun cözümünü ifade ettim ama böyle bir karsilik aldim bu ucuz imalari hic yakistiramadim gelinli melinli diye yapistir gitsin. muattap olma, üstlere söyle.
ama daha iyisini biliyosa gelsin kendi yapsina hic girme, cözümünüz varsa söyleyin de gec.

  • wishmaythşngs  (18.01.21 01:20:30) 
[]

gayrimenkul satışında kaparo ve emlakçı süreci nasıl yürüyor?

internette her yerde kaparo sözleşmesi yapılmadan kaparo verilmemelidir uyarısını okuyorum, bu tamam, çok anlaşılır.

peki ev sahibinin farklı lokasyonda olması, satışın yapılacağı lokasyona gelmemek için emlakçı ile çalışması durumunda kaparo sözleşmesi kimle yapılır, kaparo kime verilir?

bazı yerlerde kaparo sözleşmesi kesinlikle satıcı ile veya satıcı vekili ile alıcı arasında yapılır, emlakçı ile yapılmaz yazıyor. (yani emlakçı ile de yapılacaksa satıcının noterden emlakçıya vekalet vermiş olması lazım) hatta bir de şahit olmalıymış.

bazı yerlerde ise hiç böyle bir şey yazmıyor, emlakçı kaparo alabilir, satıcının ve alıcının emlakçı ile sözleşme yapması yeterlidir yazıyor.

ve araştırırken bu konuda bir sürü dolandırıcılık hikayesine denk geldim, sözleşme ile emlakçıya kaparo verme işi çok aklıma yatmadı.

alım satım süreci ile ilgili detaylı bilgisi olanlar varsa minnettar kalırım.

 
kapora ne kadar istiyorlar? yani bugün alacağınız evin fiyatı ne olursa olsun 10bin üzeri kapora vermeyin. hatta normal bir ev için 5bin sınır olmalıdır.

remax, coldwell vb. emlakçıları zaten size sözleşme imzalatırlar. orada içiniz rahat olsun.

fakat, normal bir emlakçı ise, siz bir a4 kağıda:
- gayrimenkulun mahalle/ada/parsel bilgisi ve bağımsız bölüm numarası
- sahibinin ismi, adresi ve TCsi
- gayrimenkul satış tutarı için mal sahibinin EFT/havale iban bilgileri
- vekil (sizin durumunuzda bu emlakçıya vekalet vermiş diyorsunuz) ismi, adresi ve TCsi
- vergiler, komisyonlar dahil satış tutarı
- ve satış tutarının içinden düşülmek üzere verilecek kapora

diye basit bir sözleşmeyi emlakçı ile imzalayın. arkasına emlakçının vekaletnamesini iliştirin ve sonra kapora gönderin.

zaten sizin gönderdiğiniz kaporayı o komisyon yapacak. eğer eksik kalıyorsa da üzerini ev sahibinden alacak. (veya ev sahibine eft yapılırken, içinden şu kadar daha bana gönder diyecek) o yüzden kapora 5bin'i geçmemeli. onlar da zaten razı olurlar buna. dikkat etmeniz gereken, satış tutarını ev sahibinin hesabına yollamanız. emlakçıya giderse o para belki sonra davalık olursunuz.

emlakçıyı tanıyorsanız veya referansı varsa bunları da yapmanıza gerek yok, ama eve dediğiniz gibi dolandırıcılıklar yapmak isteyenler olabilir.
  • malheiros  (12.01.21 22:12:11 ~ 22:14:15) 
Son 10 yılda onlarca daire aldım sattım, 20 yıldır aldığım sattığım araç ve motosiklet sayısını bilmem.

Hiç kimseden kapora almam, kimseye de kapora vermem.

Ben Satıcıyken;
- Abi biz bi miktar kapora verelim, x günü gidelim notere/tapuya satışı yapalım.
+ Gerek yok kardeşim, x gününe kadar beklerim sizi.

Ben Alıcıyken;
- Siz bi miktar kapora verin, bağlayalım evi/aracı.
+ Gerek yok, x günü gelirim direkt satışı yaparız. Ben alana kadar başka müşteri çıkarsa da kısmet artık.

Peki neden? Çünkü siz kapora verseniz de sizden iyi bir fiyata alıcı çıkarsa zaten ona satarlar, sizin de kaporanızı geri verirler. Bir anlamı yok bizim toplumda, kaporanızı geri alamamak da var.

Hele ki emlakcıya kapora vermek, emlakcı aldı kaporayı bir yerlere kullandı diyelim. Oldu da ev sahibi evi başkasına sattı ya da başka bir emlakcı daha iyi bir müşteri buldu.

Siz kaporanızı geri alana kadar sinir stress sahibi olursunuz.
  • John Bloor  (13.01.21 11:09:50) 
[]

gayrimenkul alırken şu detayları nereden nasıl kontrol ediyoruz?

tapu dairesine gidip ben şu adresteki gayrimenkulu almaya niyetliyim deyince bu bilgileri veriyorlar mı?

ya da ne yapmak gerekiyor?


Tapuda kaydı
Gayrimenkulün kime ya da kimlere ait olduğu
Gayrimenkule ilişkin hisse oranları
Üzerinde irtifak (kullanım) hakkı olup olmadığı
İpotekli olup olmadığı
Satışa engel bir tedbir kararı bulunup bulunmadığı
Kat mülkiyetinin olup olmadığı
Yüzölçümü
Gayrimenkulün yönetim planı ve arsa sahibinin müteahhide uyguladığı tapu şerhleri
İmar durumu
Gayrimenkulün son imar durumu, 1/1.000, 1/5.000 ölçekli imar planları ile daha üst ölçekli imar planlarının bulunup bulunmadığı
İnşaat ruhsatı
Ana gayrimenkulün ve satın alınmak istenen bağımsız bölümün mevcut imar durumu ve projeye uygunluğu
Gayrimenkulün birikmiş vergi borcu olup olmadığı
Gayrimenkulün son emlak beyanname değeri (Emlak beyanname değeri, tapu alım satımı sırasında ödenecek en az harç miktarının belirlenmesinde önemli olacaktır.)
Gayrimenkulün Anıtlar Kurulu Kararı'nı ilgilendirecek bir hususun olup olmadığı
Gayrimenkul üzerinde doğrudan ya da dolaylı olarak İSKİ, Çevre ve Orman Bakanlığı gibi herhangi bir resmi merciin tasarrufunun bulunup bulunmadığı
Konutun iskânının bulunup bulunmadığı ya da iskân alımını engelleyen bir husus

 
şimdi tek tek ayıramayacağım, bu bilgilerin bir çoğu tapuda var, gidip öğrenebilirsiniz. tapu kayıtları alenidir. randevu olayı var, onu bir araştırın, randevunuz olmadığı için sıkıntı çıkartabilirler.

tapuda olmayan iskan vb. durumları belediyeden öğrenebilirsiniz. tapu bilmez taşınmazın iskanının olup olmadığını.
  • trajikomix  (11.01.21 23:30:39) 
Tapu gitmeden de öğreniliyor. Sanırım tapu bilgileri ile tapu ve kadastro sayfasından ulaşabiliyorsunuz.


  • makarnacanavari  (11.01.21 23:43:36) 
siz kendiniz giderseniz bu bilgilerin birçoğunu gizlilik nedeniyle size vereceklerini zannetmiyorum. zaten hepsini tapudan da alamazsınız, bir kısmı belediyeden alınacak bilgiler bunlar. ancak bu kadar araştırmaya değecek pahalı bir gayrimenkul alacaksanız, satıcı (mal sahibi) ile birlikte tapu ve belediyeye gidip kafanızdaki soruların cevaplarını alacaksınız.

ama sorularınız bir kısmının cevaplarını zaten mevcut tapu senedinde göreceksiniz. mülkiyet mi, şerh var mı, yüzölçümü, hissesi, kime ait falan... tapu eğer mülkiyet ise ve buna ek olarak yapı kullanma izin belgesini de size verirse zaten geriye önemli bir tek yönetim planı kalıyor, onu da müteahhit veya yöneticiden görebilirsiniz.
  • malheiros  (11.01.21 23:44:28 ~ 23:45:48) 
ben de internette araştırdığımda artık tapuda 3. kişilere bu bilgileri vermediklerini gördüm ama net bir bilgi de bulamadım.

mülk sahibi şehirdışında, bu durumda vekalet verdiği emlakçı ile tapuya gitmek gerekir diye anlıyorum.

öncesinde de emlakçı ile mülk sahibi arasındaki sözleşmeyi ve vekaleti görmek lazım sanırım.

doğru mu düşünüyorum acaba?
  • la lykia  (11.01.21 23:53:05) 
benim tanıdığım emlakçılar size kendi sözleşmelerini veya vekaletnamelerini göstermezler. sizin yerinizde olsam hiç yorulmam. eğer ciddi iseniz, emlakçıya bu bilgileri size getirmesini isteyin. zaten onun için komisyon alacak. ama siz ciddi değilseniz zaten gidelim deseniz de gelmez onlar...


  • malheiros  (11.01.21 23:58:50) 
[]

babamın bu durumu nörolojik bir hastalık başlangıcı olabilir mi?

babam 65 yaşında, hala kendi işinde çalışan bir mühendis.
herhangi bir sağlık sorunu yok çok şükür ve dinç.

ancak son aylarda maalesef ciddi bir sorun yaşamaya başladık kendisiyle.

birkaç örnek üzerinden anlatmaya çalışacağım ama bunları evlat şikayeti olarak düşünmemenizi rica ederim.

sadece tuhaf bulduğum ve endişe ettiğim için aklıma takılıyor.

bu örnekler kendi başına çok küçük ve önemsiz şeyler, sürekli olarak tekrarlanmaları beni düşündürüyor.

örnek 1- babam ile bir konuda bir detay konuşuyoruz. hatta 2-3 kez tekrarlanıyor bu konuşma. diyelim ki pazartesi saat 5'de x'e gidelim dedik. ve bir hafta öncesinden defalarca konuşuldu bu program. pazar günü 1 gün kala konusu açıldığında babam ilk kez duymuş gibi benim işim var yarın saat 5'de gidemem diyor. baba kaç kez konuştuk, tamam dedin, herşeyi ona göre ayarladık diyoruz diyoruz. hayır pazartesi gideriz dedik, saat konuşmadık diyor. hatırlatmaya çalışıyoruz hani şöyle şöyle konuşmuştuk ya diye, hayır öyle konuşulmadı diye kestirip atıyor.

bu birçok konuda defalarca tekrarlandı.

örnek 2- yazlıkta mutfakta birşeyler yiyor, yere, tezgaha kırıntılar dökülüyor, bahçe katı olduğu için kimse görmezse de birkaç saat öyle kalırsa anında karıncalar sinekler üşüşmeye başlıyor. annem babamdan rica ediyor, birşey yerken ayakta yeme lütfen, tabak al, bak kırıntı dökülmüş diye. babam hayır o kırıntıları ben dökmedim valla billa diye yemin ediyor. ama ondan sonra mutfağa kimse girmedi gerçekten.

bu olay neredeyse her hafta yaşandı. ben birkaç kez babamı çağırıp gösterdim, bak buraya ne kadar çok dökülmüş diye. hayır bunları ben dökmedim dedi. ama o saatlerde evde ondan başka kimse bir şey yemedi ya da mutfağa girmedi.

örnek 3- eve çikolata alınıyor, konulduğu bir kutu var. mutfakta tezgahın bir tarafında tezgah altı buzdolabı var, üzeri de baya ısınıyor haliyle, oraya çikolataların içinde durduğu kutu konulursa direkt eriyor. o abur cubur kutusunu da oradan uzakta tutuyoruz.

babam o kutudan her bir şey aldığında kutuyu buzdolabının üstüne koyuyor ve herşey eriyor. defalarca söyledik ve rica ettik, bak kutuyu aldığın yere koy, burada bırakma diye. az önce fark ettim yine oraya koymuş. dün alınanlar yine erimiş.

örnek 4- mutfak dolabından bir şey aldığında dolap kapaklarını hep açık bırakmaya başladı. ya da bazen bulaşık makinesini o boşaltıyor, bir bakıyoruz sonra mutfakta ne kadar dolap, çekmece varsa açık bırakıp salona gitmiş. aa unutmuşum kapatmayı diyor, birşey demiyoruz.

böyle anlatınca çok saçma durduğunun farkındayım ama konu burada kırıntı, karınca, çikolata, dolap kapağı değil, sonuçta babamdan kıymetli değil, kırıntı olsa ne olacak, sileriz geçer.

konuyu böyle anlayacak olan, amaaan bu kadar ufak şeylere mi takılıyorsunuz, dert ettiğiniz şeye bak diyecek olan varsa en baştan söyleyeyim, konu o değil.
konu bu davranışların sürekliliği ve sıklığının tuhaflığı.

artık babamla iletişim kuramamaya başladığımızı hissediyoruz. babamla yalnız yaşasam ben gerçekten akıl sağlığımdan şüphe ederdim. o kadar inanarak gerçekçi bir şekilde inkar ediyor ki olan veya konuşulan birşeyi, insan ne yapacağını şaşırıyor o an.

ilkinde unutmuştur diyorsunuz, ikincisinde adamın kafası kaç yerde birden, olur böyle dalgınlık diyorsunuz, üçüncüsünde ben ondan kaç yaş gencim ben bile herşeyi unutuyorum diyorsunuz. ama aylarca sürünce ve birbirinden çok farklı konularda defalarca başınıza gelince artık bu normal mi demeye başlıyorsunuz.

bu arada babam işini ve mesleğini çok seven bir insan. emekli ama şu an işini kapatıp evde oturmaya başlasa çöker gerçekten, işi onu hayata bağlıyor.

ticaretle uğraşıyor, alacak, verecek, çek senetle uğraşıyor, her gün git gel 100 km araba kullanıyor, sanayi işi ve dalgınlığın ciddi tehlike, risk yaratabileceği bir iş. bu nedenle de endişeleniyorum.

konu belirli bir dalgınlık, unutkanlık hali, bir de inkar ve inatlaşma.

ve bunların birçok nörolojik hastalığın ilk belirtileri olduğunu daha önce okumuş, duymuştum. bu nedenle bu konuda bilgisi, deneyimi olan varsa anlatmak ve danışmak istedim.

 
üzülmeyin diye size söylemediği başka bir problem de olabilir. işiyle alakalı falan bence. öyle durumlarda genç insanın bile kafa gider. babanızı oturtun ve böyle böyle yapıyorsun, endişeleniyoruz diye konuşun.

mesela evden ayakkabılarını giymeden çıkıyor falan deseniz acilen götürün doktora derim ama yaptıkları biraz "ben nelerle uğraşıyorum, bunlar dert edilecek şeyler mi" kafası gibi geldi bana...
  • malheiros  (08.01.21 15:43:56) 
@malheiros onu da yaptım

birkaç kez, baba son zamanlarda ne konuşsak unutup inkar ediyorsun, çok dalgın oldun, aklın burada değil gibi, bilmediğimiz bir şey mi var vs vs konuşmaya çalıştım.

onu da inkar etti. yooo sana öyle gelmiş, ben öyle bir şey yapmıyorum diyor.

bu arada işinde ne olup bittiğini biliyoruz çünkü idari işlere annem de yardımcı oluyor. iş yerinde ne oldu ne bitti, kaç para girdi çıktı bazı konularda babamdan daha hakim hatta.

dediğim gibi konu asla anlattığım detaylar değil. sürekli, periyodik olarak aynı şeylerin tekrarlanması gerçekten çok tuhaf duruyor.
  • la lykia  (08.01.21 15:54:56) 
özellikle 3. ve 4. maddeler bir nöropsikiyatrik bzk başlangıcı "ihtimaline" işaret ediyor "olabilir".

mümkünse çalışma ortamı ve varsa iş arkadaşarıyla ilgili de gözlem yaparak doğrudan/dolaylı bilgi toplamanızda fayda var. iş alanında da zamansal olarak örtüşen değişiklikler farkediliyorsa "ihtimal"in anlamlı hale geleceğini söyleyebilirim.
  • qaram  (08.01.21 16:09:17 ~ 16:11:54) 
Eğer buna benzer davranışları hep varsa, sorun olduğunu sanmıyorum. Bazı insanların yapıları, karakterleri böyle. Bu verdiğiniz örnekleri okurken ilk aklıma babam geldi. Benim babamda böyle birisi ama hep böyleydi. Bazen üşengeç, huysuz, tembel yanları böyle ağır basıyor.

Nörolojik değil ama psikolojik olarak zor bir süreç geçiriyor olabilir. İş yerinde bir sorun olmasına, evinde sorun olmasına gerek yok. Karşınızdaki insan yaşlanıyor, yapacakları, anlayacaklar şeyler zamanla azalıyor. Belki bulaşık makinesini boşalttıktan sonra dolap kapaklarını kapatmak onun gözünde sadece ağır geliyordur.

Birde lütfen yanlış anlamayın, ama belki üzerine gittiğinzi için böyle davranıyor olabilir. Yani babanızı, çocuk gibi mutfağa çağırıp azarlar gibi bak buraya kırıntılar ne kadar dökülmüş demeniz pek hoş değil. Sürekli olarak duyuruda babanızı defalarca uyardığınızı yazmışsınız. Belki bu yaşta birine bu şekilde defalarca uyarılmak ağır geliyor, o da tepkisini bu şekilde gösteriyor. Sonuçta bu uyarmalarla kendisini ister istemez yetersiz, azarlanmış hissediyordur.
  • GoodMorningTeacher  (08.01.21 19:05:51) 
1 ve 2 ayni sorun. Ne zaman ciktigi onemli. Son zamanlarda ciktiysa unutkanlik falan baslangici dersiniz ama huyu suyu hep boyle idiyse gaslighting bu.


  • 2oda1salon  (08.01.21 19:15:40) 
Ailede nörodejeneratif hastalık öyküsü varsa bir hastalık belirtisi olma ihtimali yükselir. Ama en iyisi nörolog ile görüşmek. Yine de size söylemediği bi stres faktörü olabilir hayatında.


  • benim bir gizli bildiğim var  (08.01.21 23:11:40) 
[]

yürüyüş için mont önerisi

yürüdüğüm yer rüzgarlı, tepe denilebilecek bir bölge.
akşamları ortalama 10-15 derece sıcaklıkta yürüyorum.

üşümeye, terlemeye uygun özellikte, tercihen kapüşonlu mont arıyorum.

bütçe: mümkün mü emin değiim ama 500 TL civarı
33, kadın

şimdiden teşekkürler.

 
İnsanı bulunduğu iklimin olumsuz etkisinden koruyan şey mont değil içine giydikleri, boynunu göğsünü sırtını yeterince koruyup korumadığı, ne kadar hareket ettiği ve terini soğutmadan üstünü değişip değişmediğidir bence. Yoksa mont tek başına sportif veya gezmelik hareketten veya iklimden korumaz insanı. Kafana göre kendini kouyacak şekilde giyin, gönlüne göre bir mont giy ve çık bence. O 500 lirayı da spor ayakkabısına harca derim.


  • 1bir1bir1  (03.01.21 20:30:59) 
Sürekli hareket halinde olacağınız için ‘gönlünüze göre bir mont’ ya da kalın mont giymemelisiniz. Outdoor mağazalarında satılan ince rüzgar ve su geçirmez montlar var. Softshell mont diye arama yapabilirsiniz. İçinize giyeceğiniz kıyafeti de yine hareket edeceğinizi göz önünde bulundurarak doğru tercih etmelisiniz. İçlik ve üzerine ince bir polar yeterli olur.


  • hepbiarayisicinde  (04.01.21 03:35:27) 
[]

cam masada mouse ile çalışmak için ne yapayım?

mouse pad kullanmayı tercih etmiyorum, sevmiyorum.

bir tür kaplama veya gerçekten asla takılmayacak mouse tavsiyesi veya farklı bir önerisi olan var mı?

çok teşekkürler.

 
Camda çalışan mouse modelleri olmakla birlikte. Mobilya kaplama için mat filmler var. onlardan alıp kullanacağınız kısma yapıştırırsanız elinizdeki de çalışacaktır, en ince şekilde halletmiş olursunuz.


  • hedep  (02.01.21 17:34:19) 
logitech'in darkfield lazerli modelleri camda calisiyor. simdiye kadar bir sikinti yasamadim


  • crucio  (02.01.21 19:22:30) 
Mouse Pad kullanmak en iyisi


  • gray walker  (02.01.21 19:45:47) 
[]

laptop'ın şarjı bitip kapandığında laptop'u kaldığı yerden nasıl açıyoruz?!

Başlık sanırım pek anlaşılır olmadı, nasıl ifade edeceğimi bilemedim :(

Eski laptop'umda şöyle bir şey vardı: şarjı bitiyordu, kapanıyordu, şarja takıp tekrar açtığımda hiçbir dosya kapanmamış oluyordu. Örneğin excel dosyaları, outlook, outlook'tan açtığım e-maillar. yani laptop tam kapanmadan önce ne açıksa tekrar başlattığımda aynen oradan devam ediyordu, dosyalar açık geliyordu.

eski laptop'da sanki tesadüfen böyle bir ayar yapmıştım ama net hatırlayamıyorum. yeni laptop'da böyle bir ayar bulamadım.

bir fikri olan var mı acaba?

(lenovo thinkpad X270 windows 10 enterprise)

 
türkçesi "hazırda beklet", ingilizcesi "hibernate".

güç ayarlarından "pil bitince ne olsun" seçeneğine bunu ayarla.
  • kibritsuyu  (28.12.20 00:10:32) 
Pil belli bir seviyenin altına inince bilgisayar otomatik olarak uykuya dalar. Kapanmaz. Eğer bilgisayarın uykuya dalma özelliği kapalı değilse sonradan ayarlamana gerek yok. Varsayılan olarak zaten bu istediğini yapıyor olması lazım.


  • himmet dayi  (28.12.20 00:11:32) 
[]

sevgili adayı/sevgili/flört vb ile ilk buluşmada...

bu konuda insanların çok farklı bakış açıları olabiliyor malum;

yakından tanımak için neler sorarsınız?
neleri ilk buluşmada sormazsınız?
hangi konulara girersiniz, kendiniz ile ilgili nelerden bahsedersiniz?
ilk buluşmadan şu şu konulara girilmesi, şu soruların sorulması beni rahatsız eder dediğiniz şeyler var mı?

yaş/cinsiyet ile bahsederseniz ne güzel olur hatta.

 
flört buluşmasına iş mülakatına girer gibi gitmek hiç hoş değil, muhabbet nereye giderse onun üstüne merak ettiğimi sorarım. bunca yıllık insanım, bir gün bir flört buluşmasına giderken "şunu sorayım" demedim. böyle hesaplı kontrollü olunca samimiyeti kaçıyor işin.
sorulmasından hoşlanmayacağım sorular tam da böyle, gelmeden önce hesaplanmış sorulardır.

  • Jux  (06.12.20 22:34:14) 
ilk buluşmada yüzeysellik normal. derinlere girmeden zaman geçirip geçirmediğini keşfetmek önemli. dolayısıyla anlam aramadan/vermeye çalışmadan akışa göre ilerlemek daha doğru bence.


  • sanzelize canavari  (06.12.20 22:40:22) 
playing star again +1


  • himmet dayi  (07.12.20 16:46:53) 
kazançla ilgili herhangi bir şeyi ne ilk konuşmada ne de sonraki konuşmalarda sirmam. Bana sorulursa, ima edilirse, herhangi bir şekilde bahsi geçirilirse rahatsız olurum. Mesela bir malla ilgili bile pahalı, ucuz yorumu yapmam. Çünkü onu pahalı, uygun, ucuz bulmam benim kazancım ile ilgili birazdan. Belli edecek herhangi bir şeyden kaçınırım. Evimin büyüklüğü, arabanın modeli, bilmem ne. Bunlardan bahsetmem gerekirse tamamen genel, niteleme olmadan bahsederim. Bazen bunun ucunu o kadar kacırıyorum ki ailem çiftlikte yasıyordu bir ara. Onun yerine sürekli bahçe diyordum, büyüklüğünden hic bahsetmedim. ve ziyarete gelen birinin yaşadıgı şaşkınlığı hala unutamıyorum. Insanları yanıltabiliyorum. Kısaca para mal mülk konuşmam.


  • velvetmorning  (07.12.20 17:04:29) 
Akışına bırakıyoruz. Laf lafı açıyor, açmazsa çevrede görülen şeylere yorum yapılıyor. Geçen böyle böyle oldu veya tee ben çocukken şunu bunu yaptım. İşinle alakalı tespitler, özellikle insanlar üzerine tespitler çok konuşturan konular.

Girilmeyecek bölgeler; para, geçmiş aşk hayatının ayrıntıları.
  • Amory Lorch  (07.12.20 17:58:06) 
[]

beyaz eşya vb kurulumu için gelen servis elemanlarına bahşiş verir misiniz?

evet ise ne kadar verirsiniz?




 
50


  • duptıs  (06.12.20 20:00:18) 
tek parca ise 20 lira yeterli, ama buzdolabi, cam. bul. mak. birlikteyse 50 tl atesleyebilirsin


  • exlibris  (06.12.20 20:03:32) 
Beyaz eşyaya vermem ama mobilya kurulumu için olana verilebilir. En kotu yemek ismarlanir.


  • elorelia  (06.12.20 20:03:39) 
genelde 2 kisi gelirler 20'ser tl veririm. urun pahali bir seyse 50'ser de olabilir.


  • msb  (06.12.20 20:06:55) 
daha önce hiç vermemekle beraber ilk defa böyle bişey duydum. ancak mobilya için kuruluma vs gelen kişiler yorulup ağır iş yapıyorsa vermek gerekir bence de.

geçenler de buzdolabı geldi 4-5 kişi geldiler mesela, bunu bilseydim de veremezdim ki bilemedim şimdi.
  • avatar is back  (06.12.20 20:13:47) 
hiçbirine vermem. sen verirsin 2 gün sonra vermeyen veya "vermeyeceğini" düşündüğü daha fakir görünen bir insanın evinde baştan savma iş yapmaya başlar.


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (06.12.20 20:22:51) 
Fişini takıp çalıştırıyorlar. Niye para vereyim ki?


  • fikox  (06.12.20 21:08:00) 
tek parçada sadece kurulumsa 10 TL.
taşıma işin içine giriyorsa 20.
ama mesela setüstü ocak için bir boru bağlayıp giden yetkiliye 5 TL verdim geçen.
harcanan efora göre rakam değişiyor benim gözümde.
  • filteria  (06.12.20 23:38:26) 
evet. miktar bilemedim. 50 iyi gibi. büyük cihazlar için.


  • kitap arasında kalmış silgi tozu  (06.12.20 23:39:20 ~ 23:39:51) 
20-30-50 lira veriyorum, ya da bazen ıvır zıvır bir şeyler satıyorlar para mı vereyim bunu mu alayım diyorum, onlar karar veriyor.


  • roket adam  (07.12.20 11:03:58) 
İlk defa duydum.


  • yineiyisinoxford  (07.12.20 11:07:56) 
[]

pulse oksimetre için kaliteli bir marka/model tavsiyesi olan var mı?

s.b.
şimdiden teşekkürler.



 
www.hepsiburada.com

Bu ürünü yorumlarına bakarak sipariş verdim dün. Daha teslim edilmedi ama en azından yorumlar kısmı sizinde işinize yarayabilir.
  • synax  (25.11.20 20:17:12) 
ben synax'ın link verdiğinden aldım, bir de onun biraz daha pahalısından da alayım deneyeyim, karşılaştırırım diye şundan aldım:

www.hepsiburada.com

aynı ölçümü veriyorlar. ölçümlerin doğruluğu hakkında hiçbir fikrim yok.

bazılarının yorumlarında ölçümleri tıbbi cihazların verileriyle falan karşılaştırdığını söyleyenler oluyor. ama doğruluk payını bilemiyorum.
  • nimberjack  (25.11.20 21:26:23) 
Biz bunu kullanıyoruz.
www.hepsiburada.com
Evde profesyonel hasta monitörü de var, ikisi de aynı sonucu veriyor.
  • PhoenixRising  (25.11.20 22:57:14) 
[]

Amazon Türkiye'den telefon alınır mı? Deneyimi olan?

Daha önce Amazon'dan hiç alışveriş yapmadım.
Genelde yorumlar çok iyi ama MNG kargo ile çalışıyor olması beni korkutuyor, sanırım kargo işi biraz şans işi :(
Pahalı elektronik ürün alıp olumlu deneyimi olan veya sorun yaşayan var mı?


 
hangi ildesin? mng, agt ve kolay gelsin olmayan yerlerde var sadece. bir sorun yaşamazsın, yaşasan bile güzelce seçerler. ben sırf bu yüzden daha pahalı olmasına rağmen amazondan aldım.


  • jelly bear  (23.11.20 10:42:43) 
iki kere amazon.com.tr üzerinden satıcısı amazon olan telefon aldım. ikisi de "kolay gelsin" kargo firması tarafından 1 günden kısa süre içerisinde elime ulaştı. şimdiye kadar telefonlarla ilgili bir sorun olmadı.


  • kırmızıgözlüağaçkurbağasıyeşili  (23.11.20 10:43:54) 
iphone 11 aldım herhangi bir sorun yaşamadım. büyük şehirlerde kargo işi zor tabi. küçük şehirlerde daha sakin olduğundan kargolar daha iyi çalışıyor


  • avatar is back  (23.11.20 10:47:56) 
Satıcı amazon ise alınır. Verdiğim siparişlerin hepsi kolay gelsin ile geldi.

Değil ise, kargo şirketi değişikliği talep edilir bence satıcıdan. Bir de ürünün amazon garantisi altında olup olmadığına bakın. Satıcı ve gönderici bilgisinin altında yazıyor garanti altında diye.

Bu garanti ürünün sağlam gelmesini falan garanti ediyor, yoksa 2-3 senelik ürün garantisi değil diye biliyorum.
  • Novice  (23.11.20 10:55:29) 
1 ay önce sipariş etmiştim ertesi gün iptal etmislerdi. Paramı hemen yatirmislardi.


  • bepicolombo  (23.11.20 10:55:58) 
Çok teşekkürler öncelikle.

@Jelly bear, İzmir'deyim, şurada gördüğüm kadarıyla İzmir'de varmış kolaygelsin ve agt.

www.amazon.com.tr

ikisinden (kolaygelsin ve agt) birini seçebiliyor muyuz, hangisi daha iyi acaba?

Şu telefona bakıyorum:

www.amazon.com.tr

"Amazon tarafından satılır ve gönderilir." ibaresi var.

@Novice, dediğiniz ibare bu mu acaba?

@bepicolombo, neden iptal etmişlerdi?
  • la lykia  (23.11.20 11:25:24) 
ben geçen aldım bir sorun olmadı


  • duyurukullanıcısı  (23.11.20 11:29:12) 
iPhone XS aldım. Çok memnunum.
Sadece alışveriş yaparken kredi kartını kabul etmedi güvenlik için. 2 tane birden alacaktım. Sonra hesabı kapattı. Sonra açmaya çalıştım müşteri temsilcisiyle. Açıldı. Sinir bozucu bir deneyimdi ancak fiyatı çok uygundu. Razı oldum. Teslimat çok hızlıydı.

  • cliquot  (23.11.20 12:25:30) 
Bana bir kere agt geldi. İzlenimim, kolay gelsin daha iyi fakat agt ile de sorun yaşamadım.

Evet, bahsettiğim buydu. Amazon kendisi satıyorsa muhatap belli olur.
  • Novice  (23.11.20 13:16:52) 
Satıcısı Amazon olan pahalı elektronik eşya aldım. Kargo da zaten Kolaygelsin


  • nhtzmc  (23.11.20 13:31:55) 
[]

samsung'un online mağazasından telefon alınır mı? deneyimi olan var mı?

galaxy s10 plus almayı düşünüyorum, şu an online mağazasında indirim var.
öte yandan bulunduğum yerde sorduğum birçok mağazada ya indirimli değil, ya stokta yok.
samsung'un online mağazası güvenilir midir? olumlu/olumsuz bir deneyimi, duyumu olan var mı?


 
Ben aldım problem olmadı


  • Mistyimage  (22.11.20 20:07:40) 
ben de aldım m51 1 ay kadar önce, özel kargo ile geldi normal bir şekilde.


  • The_Lollok  (22.11.20 20:14:33) 
İkinciyi sipariş ettim sürünüyoruz. Aman sakın no no no


  • Mistyimage  (05.12.20 00:03:06) 
[]

ikisinden birini seçecek olsanız: samsung note 10 lite vs s10 plus

hangisini seçerdiniz ve neden?




 
s10 plus


  • infernalcadre  (21.11.20 21:11:57) 
s10 plus elbette. ip68 bile yeter.


  • signore  (21.11.20 21:52:12) 
S10+


  • freebird5406_2  (21.11.20 22:33:14) 
s10+ , note10+ kullanıyoruz hanımla. Çok fazla teknik detaydan anlamam teknolojide , o kalemle işlem yapmaktan memnun , ben onun eski telefonunu kullandığım için mecbur memnun :)

Bana göre s10+ daha güzel fotoğraf çekiyor geri kalan özellikler aynıdır herhalde.

@signore'nin dediği zıkkım müthiş işe yarar bir şey; ben 2,3 kez komple dolu çay döktüm üzerine , 2 kerede su. Kağıt havlu ile silip devam ettim , note'da 2 kere sıvı teması oldu onda da en ufak sorun çıkmadı.
  • synax  (21.11.20 23:00:22) 
S10+


  • Topalordek  (21.11.20 23:07:44) 
[]

samsung note 5 dengi telefon öneriniz var mı?

2016 yılından beri sorunsuz ve çok severek kullandığım telefonum ömrünü tamamlıyor yavaş yavaş.

5000 TL civarı bütçe ile bu telefona benzer (android, google destekli) telefon öneriniz var mıdır acaba?

en önemli detay pil ömrü: hiç oyun oynamıyorum ama arama, whatsapp, sosyal medya, internet vb. gün içinde yoğun kullanıyorum. birkaç ay sonra günde 2-3 kez şarj etmek zorunda kalmak istemiyorum.

note 5'den daha kötü bir kamerası olmasını istemem tabii, çok çok üstün olmasa bile en azından dengi olsa ne iyi olur.

spen kullanmayı sevdiğim için samsung note 10 lite'a bakmıştım, bir de s10 plus'ı inceledim ama ikisi için de pil ömrü ile ilgili kötü yorumlar okuyunca çok tereddüt ettim.

önerileriniz için şimdiden çok teşekkürler.

 
Telefonculardan temiz bir mi note 10 alınır.8 ay kullandıktan sonra Üzerine imei repair yapılır. Kalan 1500-2000 lira cebe atılır.


  • soru icin geldim  (21.11.20 01:32:44) 
başka önerisi olan var mıdır?


  • la lykia  (21.11.20 11:26:27) 
[]

ekonomik bir adım sayar&nabız ölçer bileklik tavsiyesi olan var mı?

ve tabii mümkün mertebe gerçeğe yakın ölçüm yapan.
şimdiden çok teşekkürler.



 
Ben honor band 5 kullanıyorum Huawei'nin, bayağı da memnunum, tavsiye ederim.


  • Psykhês iatreîon.  (15.11.20 12:11:12) 
mi band 1


  • alperz  (15.11.20 12:33:11) 
mi band 3 kullanıyorum
çok memnunum

  • megacracker  (15.11.20 14:03:45) 
[]

Satıcı olarak satış aracılığı (emlakçı) sözleşmesini nasıl feshedebilirim?

Satılacak mal özel nitelikli bir taşıt.

Haziran ayında imzalandı.
İptal etmek isteme sebebimiz kendimiz satmaya karar verdik.
Bu süre zarfında hiç ciddi alıcı çıkmadığı gibi malı görmek isteyen alıcılara da aracının hiçbir şey anlatmamış olduğunu fark ettik. İşlerin yoğunluğundan telefon görüşmelerine vakit ayıramayız demiştik ama şimdi de telefonda biz anlatıyoruz her şeyi. Aracı şöyle şöyle bir alıcı var diyor bize. Alıcıya da benim numaramı veriyor. Alıcı beni arıyor ve aradıklarında hiçbir bilgileri olmuyor ilgili mal hakkında. Yani aracı düşündüğümüz işe yaramadı.

Sözleşmede hiçbir cezai şart yer almıyor.
Sadece aşağıdaki madde var:

İşbu sözleşme imza tarihinden itibaren 6 ay süreyle geçerlidir. Bu süre sona ermeden en geç 1 ay önce taraflardan uzatılmayacağına ilişkin yazılı ihbar yollanmadığı sürece 6 aylık dönemler halinde uzayacaktır.

 
Mantık 5..ayda ihtar çekmeyi söylüyor.
Çakallik ise, evi kiraya verip kiracı ile konuşup kirayı bir süre elden alıp sonra ihtar çekip sözleşmeyi bitirip kira kontratıni o zaman Yapmayı söylüyor. (bu durumda şu dogalgaz vs ev sahibinin üzerine olmalıdır)
Cezai şart olmayabilir ama anlaşma kira bedeli üzerinden komisyon ise siz kiraladiginizda zararı tazmin yoluna gidebilir diye düşünüyorum. Bu ceza değildir.
  • kisa  (17.08.20 09:53:35) 
@kisa Merhaba, yanıt için çok teşekkürler.

Ancak bizim sözleşmemiz kirayla ilgili değil. Satış ile ilgili.

Ev değil, özel nitelikli bir taşıt, örneğin karavan gibi.

Satmak istiyoruz, satışı için bir firma ile sözleşme imzalamıştık, öncelikle alıcılarla onlar konuşsun diye.
  • la lykia  (17.08.20 11:01:29) 
Merhaba,
Sabah sabah dikkatli okumamışım.

Alıcı razı gelirse aranızda anlaşma vs yapabilirsiniz ama pek kolay olmayabilir.

En temizi 5. Ay da ihtari çekmek.
Daha önce yaparsanız dediğim gibi kaybettiği zarari tazmin yoluna gidebilir.
Bir de haklı fesih imkanı olabilir bunun için sözleşmeler hukuku bilen bir avukat yardımcı Olabilir.
Sonuçta sözleşmenin bir de ruhu var, burada firma gerekli desteği, yükümlülüğü sağlamıyorsa bu da fesih konusu olabilir diye düşünüyorum. (hukukçu değilim)
Sözleşmede aracı yükümlülükleri yazıyor mu?
Çok uzun bir sözleşme değilse amatör gözüyle bir bakabilirim isterseniz. (Guzel.mail@gmail.com)
  • kisa  (17.08.20 11:12:36) 
Sözleşmenin diğer maddeleri de önemli, belki kendi bulduğunuz müşteriye kendinizin satmanızda bir sakıncanın olmayacağı bir madde görürüz.


  • John Bloor  (17.08.20 12:47:30) 
[]

sadece öksürürken tek taraflı boyun & baş ağrısı neden olur?

normalde boynumda hiçbir ağrı, tutukluk yok.

bir-iki haftadır ne zaman öksürsem, hapşırsam veya tuvalette boynumun sağ tarafına tek bir noktaya korkunç şiddetli bir ağrı giriyor, başımın sağ yarım küresine yayılıyor, 5-10 dakika içinde de tamamen geçiyor.

bu ne ağrısıdır acaba?

 
Öksürmeye bağlı nükseder mi bilmiyorum ama migrenin diğer ismi yarım başağrısıdır zaten


  • Erva  (24.02.20 20:09:32) 
Boyun fıtığı? Masa başı iş veya çok ders çalışmaktan?

Başı geriye çekince, (varsa eğer fıtığı rahatlatınca) ağrı azalıyorsa, dahiliye, nöroloji, fizik tedavi, beyin cerrahisi, ortopedi farketmez randevu alın da bi mr istesinler.
  • masseter  (24.02.20 21:11:02) 
[]

Bu hareketler topluma uyum sağlamamak mı başka bir şey mi?

Örneğin giyim kuşam ile alakalı;

(Erkek olarak) Saçını beline kadar uzatıp annesinin ördüğu tek örgü saç ile gezmek
Kışın hiç palto giymemek, karşı olmak
10 derecede şort parmak arası gezmek
Kışın botun içine çorap giymemek
Bir ay aynı kıyafetlerle dolaşmak

Örneğin yeme içme ile alakalı;

Restoranda yemeğe uzaktan bile görünecek kadar baharat döküp yemeği bulamaç haline getirmek
Yine restoranda pizzaya barbekü, hardal vb. soslar ile kat çıkmak, masadaki sosları bitirmek her seferinde.
Masadaki tüm peçete, tek kullanımlık poşet, tuz gibi şeyleri almak, masaya gelen ekmekleri peçeteye sarıp eve götürmek

Mülakata işi alırsam zaten keseceğim diye darmadağın bir taliban sakalı ile gitmek.

İş aranan dönemlerde bir dil kursu veya spor, parttime iş, farklı bir aktivite vb yapmak yerine evde oturup anneyle evde fasülye ayıklamak

Dışarıda sürekli sessizce balgam çıkartmak, yere değil, nasıl olsa organik atık diye saksıya, bitkiye vs tükürmek

vb vb

Eleştirdiğimden değil de profil olarak bir tuhaf yani, anlam vermeye çalıştım; acaba basitçe bir "marjinallik, ben topluma uymam, kimseyi takmam" modu ile açıklanabilir mi yoksa tuhaf bir ruh hali mi sizce?

Okuyunca gözünüzde nasıl bir insan canlandı? Ne düşündünüz?
(Maddi durumu iyi bir ailenin 30+ erkek evladı)

 
Normal gibi. Tek eksik yazmadığınız "annesi banyoya sokup yıkıyor" kalmış.


  • malheiros  (03.12.19 00:46:09) 
Bana biraz akli dengesi çok yerinde değil gibi geldi. Bilemedim.


  • muhayyer divan  (03.12.19 00:54:30) 
  • Hakan1980  (03.12.19 00:58:02) 
Saksıya tükürmekte sorun göremedim. Asıl antisosyal davranış yere tükürmek. Gerçi bizimki gibi memleketlerde bu türden davranışlar norm kabul ediliyor.


  • microfiction  (03.12.19 01:03:47) 
Premium denyo. Sopası eksik.


  • heidi'nin dedesi  (03.12.19 01:08:49) 
Kışın palto giymeye neden karşı olunur ki? Mevsimlerin bizim nasil giyinmemiz gerektiğini belirmesine mi içerlemiş. Yemekler konusundaki tercihine bir şey diyemicem olabilir yani bol baharatlı, soslu seviyordur.
Ama genel olarak bir aykırılık var evet. Gözümde dağınık, düzensiz, biraz aylak bi tip belirdi.

  • Alyoşa  (03.12.19 01:11:13) 
delilikten çok ergenlik gibi geldi çoğu. asosyallik de var. fazla konfor alanında kalmış.


  • sir gawain  (03.12.19 09:30:29 ~ 09:38:55) 
amaaan, tam dayaklık...


  • SiyamkedisiZorro  (03.12.19 09:35:07) 
herkesin hayatina kimse karisamaz nasil yasiyorsa yasasin beni ilgilendirmez ama bu anlattigin tipi karsidan gorsem yolumu degistiririm en olmadi karsi kaldirima gecerim.


  • in vino veritas  (03.12.19 09:40:40) 
Spor yapmak veya kursa gitmek yerine evde durmak. Aman ne ilginç ne ilginç.
Kışın parmakarası terlik giymek hariç hepsi anlaşılır. Baharatı çok döküyormuş bak sen.

Yere tüküren kişiler sayıca çok fazla iken bu herifin saksıya tükürmek gibi aslında daha mantıklı(sessiz yapıyor demişsin) bir iş yaptığı halde onu, buraya yazacak kadar yadırgıyor olman daha ilginç.
  • owaki  (03.12.19 10:08:45) 
her seyin bahanesi var da bir ay ayni kiyafetle dolasmanin yok. balgaminizi da bir zahmet peceteye mendile falan cikarin. organik atik diye saksiya sicalim mi ya?

ciddi olmamakla birlikte anne ve/veya babasi tarafindan buyumesine izin verilmemis, kimlik bunaliminda, sosyal zekasi gelismemis bir insan canlandi gozumde.
  • tanaka  (03.12.19 10:53:11) 
çok ergen lan piüv
"ben yarış atı değilim, ben bir bireyim"
of çok ergen
duyuruda da buna uygun 100 kişi bulursun hemen
hepsi de anasının evinde, kokuşmuş donuyla oturup oyun oynuyor harçlığı ile.
ayakları üzerinde durup, böyle denyo olan yok zaten dünyada

"onlar beni istemiyor değil, ben aslında onları istemiyorum"
savunması
istenilmediğini, kalifiye olmadığını, tercih edilebilinir olmadığını
"aslında ben istemediğimden" diye kendince tölere ediyor
  • Corc  (03.12.19 11:36:20) 
ilgi çekme çabası gibi duruyor. tam dayaklık ama ha. babası olsam sanayide 1 ay çırak olarak verirdim, fabrika ayarlarına dönerdi.


  • brkylmz  (03.12.19 11:41:43) 
Bence bir psikoloğa gitse kesin ciddi bir hastalığı olduğu ortaya çıkar.

Kışın mont giymeye karşı olmak nedir ya :O
Bir ay aynı kıyafetle dolaşmak. Bir insan temiz kıyafet giymemeye nasıl bir açıklama getirebilir acaba!
Mülakata taliban sakalıyla gitmek ve yere tükürmek, balgam çıkarmak sosyal zeka düşüklüğünün göstergesi olabilir ancak.

Organik diye bitkiye tükürmek ne :O
Öfff valla midem bulandı.
  • chitosan  (03.12.19 12:42:49) 
Biraz obsesif bozukluk oldugunu dusundum. Asiri ciddi bir mesele degil. Takintilari ve tuhaf huylari olan acayip biri iste. Bir de uyuz tabii.


  • stavro  (03.12.19 12:44:21) 
Bana da psikolojik sıkıntıları var gibi geldi. Ayrıca içimde dayak atma isteği uyandırdı :/


  • epistemic_regress  (03.12.19 14:16:08) 
Daha da arttırabiliriz yani bu arada

Trafik ile ilgili bir örnek

Bu arkadaş trafikte sinyal vermeye de karşı, "döneceğim zaman arkamdaki döneceğimi anlayabileceği şekilde araç kullanıyorum" diyor.

Starbucks ie ilgili bir örnek

Her gittiğinde dopio espresso çektirip kahveyi alırken baristadan bir shot daha rica ediyor. Ama ara sıra değil hep. Çünkü bunun baristaların inisiyatifinde olduğunu, onlara hiçbir zararı olmadığını, tek shot için koca Starbucksa ekstra para vermeyeceğini söylüyor, gerekirse baristaya trip atıyor falan.

Kişisel bir örnek

Her gün duş alıyormuş ama saçların yıkamıyormuş, gereksizmiş, saçlarını 2-3 haftada 1 yıkıyor.
Su içmeye de karşı, asla su içmiyor.

bu arada baharat kısmında konu baharatlı yemek yemesi değil aslında, yesin tabii ama konu "yemekli baharat" olunca çevredeki herkes tuhaf tuhaf bakıyor. her restoranda masaya dolu gelen tüm baharat kavanozlarını yemeğe boca edip bitiren biriyle yemek yemek de tuhaf oluyor.

yani aslında özet olarak ilk bakışta tuhaflığı zaten farkediliyor.

ama bu psikolojik bir sorun mudur, kişilik bozukluğu mudur yoksa herkesin hayatına kimse karışamaz denilip geçilecek basit değişiklikler mi işte bu noktada farklı fikirler çıkabiliyor. çevresi de sanırım farklı fikirlerde ki, kimi hiç üzerinde durmuyor, kimisi de arasına mesafe koymuş. bir tuhaf durum.
  • la lykia  (03.12.19 14:50:18) 
Birisinden hoşlanmiyorsaniz ondan uzak durmayi seçebilirsiniz.ergen gibi uzun uzun insanlarin yaşayiş biçimlerini eleştirmek mide bulandirici bir şey , dayaklik yazan bile var. Sorsan kendini modern bir insan olarak tanimlar. apartman teyzeni kafasini birakip kendi hayatiniza odaklanin. Ve bu igrenç zihniyetiniz karşisinda birisinin size sanane amk dedigini düşünün. Ve modern birisi olmaya çalişin.Zor ama deneyin.


  • uzunincemalbrodayim  (03.12.19 15:48:53) 
bu arada ben kendi adıma eleştiriyorum veya normal buluyorum demiyorum, son derece nötr kaldım.

sadece davranışlarının başka insanlar tarafından nasıl algılanacağını merak ettim.

zira bu kişi bazı konularda benden fikir almak istedi, ilk işleri kalıcı olamadı, anlaşmazlık yaşadı çıktı, iş bulamıyor ne zamandır, ben uzun süredir çalıştığımdan yardım akıl vs rica etti.

ben eleştirmak bir yana sadece bu konuların tuhaf karşılanıp sosyal hayatta ve iş hayatında ona zorluklar çıkaracağını düşünüyorum. bu riski alıp almamak tabii yine kendisinin bileceği şey ama bu durum ona böyle anlatılmalı mı acaba yardım için ve insanlar acaba nasıl algılıyor bu önemli. işin bu noktası tartışmaya en açık yer.

maalesef çoğu şey artık iyiden iyiye bir algı yönetimine dönüşüyor.

sanırım ya oyuna girmeyeceksiniz, ya oyunun kurallarına kafa tutacak kadar güçlü zeki zengin çalışkan vs olacaksınız veya oyunun kurallarına uyacaksınız.
  • la lykia  (03.12.19 17:35:33) 
[]

Vodafone MüzikPass Paketinde Spotify'da kitaplığa şarkı indirme?

İnternet kotasından düşer mi yoksa pakete o da dahil mi?




 
spotify üzerinden yapılan hiç bir işlem ücretlendirilmiyor. sorunuzun cevabı: pakete dahil.


  • patates  (30.07.19 14:21:41) 
[]

Ltd ortaklık ortaklar arasında fikir ayrılığı varsa nasıl biter?

Hikaye: İki ortaklı (Ahmet ile Mehmet olsun) ltd bir şirket.

Ahmet ve Mehmet 65 yaşında, 40 yıllık bir ortaklık. Kar eden başarılı bir şirket. Anadolu'da küçük bir KOBİ.

Ahmet şirketin beyni, şirketin ana faaliyetlerini yürütüyor ama başka işlerden hiç anlamıyor.
Mehmet ise finans ve idari işlere bakıyor.

Mehmet ortaklığı bitirmek istiyor. Ahmet'e hissemi al ya da kendi hisseni bana sat diyor. Mehmet'in tuzu kuru, zengin, başka mal varlıkları, kira geliri var. İşten de artık bunalmış. Emeklilik hayatı yaşamak istiyor.

Ahmet'in Mehmet'in hissesini alacak parası yok. Kendi hissesini Mehmet'e satmak istese Mehmet çok az bir rakam teklif ediyor. Ahmet'in başka gelir kaynağı yok, mal varlığı yok, işini de çok seviyor, daha emekli olmak istemiyor. Bu yaştan sonra başka iş bulması veya yeni bir ticari oluşum içine girmesi de mümkün değil. Mehmet'in hissesini almak için borca girmesi de mümkün değil.

Ahmet Mehmet'e "tamam sen çalışma, istediğin bir müşavir, denetçi ekibi her ay şirket karına baksın, hesaplar incelensin, karın %50'si hesabına yatsın, keyfine bak ama şirketi devam ettirelim" diyor. Mehmet bunu istemiyor. Ya kendi gitmek istiyor, ya da Ahmet'in gitmesini.

Şirketi satın alacak bir yatırım şirketi vb. de bulamıyorlar.

Soru 1 - Bu ortaklığın bitme şekilleri nelerdir? Her iki tarafın da en az zararla çıkması nasıl sağlanır?
Soru 2 - Ortaklardan biri ortaklığı bir neden bulup haklı sebeple bitirmek isterse diğerine tüm haklarını ödüyor mu? İşleyiş nasıl oluyor? Emsal haklı sebepler nelerdir?

 
ortaklıklar her zaman sıkıntılıdır. mehmet sermaye arttırımı yapıp ahmeti kapı önüne koyabilir. anlaşma yoluna gitmeliler. ahmetin mehmeti ikna etmesi şart. eğer olmuyorsa ahmet payını mehmete satıp eline geçen parayla aynı işi devam ettirsin.


  • scudman1  (13.06.19 15:07:08) 
sermaye arttırımı durumunda ahmet arttırıma katılmaz ise ne oluyor? Mehmet hakkını verip gönderiyor mu yoksa ortaklık payı mı azalıyor?


  • la lykia  (13.06.19 15:21:48) 
Ahmet şirketi ve varlıklarını kefil gösterip kredi çeksin. Aldıgı parayla Mehmetin hissesini alsın.
2. Alternatif: sıralı uzun vadeli çekler/senetler versin.
3. Alternatif: kendine yeni ortak bulsun, Mehmetin hisselerini aldırsın.
  • 507  (13.06.19 15:38:58) 
Sirketin degerini bu ikili mi hesapladi?


  • brkylmz  (13.06.19 15:47:49) 
@brkylmz evet, aslında bir de şirketin mali müşaviri var, o da hesaplamaların içinde. Bir de bu mali müşavir ile Mehmet kanka. Eski hesaplarda bir iş olduğundan şüpheleniyor Ama Ahmet'in bunu kanıtlayabilecek delili yok. Eski hesaplar incelensin istiyor ama Mehmet ile inatlaşmaya da cesareti yok. @scudman'ın dediği gibi suyuna gitmeye çalışıyor.

@507 Evet belki şirket üzerinden kredi çekmek bir fikir olabilir. Ahmet yeni ortak arıyor ama henüz umut yok. Piyasa da malum çok kötü. Yaşı 65 olduğu için uzun vadeli çek / senet işine girmeyi riskli buluyor. Bir hastalık vb. durumunda çalışmaya devam edemezse borcu nasıl ödeyeceğim diye korkuyor.
  • la lykia  (13.06.19 16:25:46) 
degerlemeyi su yuzden sordum,

- ya yuksek fiyat konmustur o zaman ahmet diyecek ki tamam ver o parayi bana ben ayrilayim (ki mehmet yanasmaz buna da olta atiyor iste)
- ya cok dusuk bi bedel konmustur ki bu ahmet'in isine gelir alsin hemen.
- ya da duzgunce hesaplanmistir, ahmet almak istese de alamiyordur (bu sefer de yine mehmet'e sen al diye teklif edecek, mehmet de almayacak. ahmet de daha dusuk bi fiyat teklif edip alacak)

bu tur ayriliklar da iki tarafin da hak hukuku gozetmesi cok onemli. yoksa degil 40 yillik ortaklik, kardesler bile birbirine giriyor. insallah temiz bir sekilde-sirkete zarar vermeden hallolur.
  • brkylmz  (13.06.19 18:54:16 ~ 18:55:31) 
[]

akşamdan omlet harcı hazırlayıp buzdolabına koysak bozulur mu?

Sabah hızlıca omlet yapmak için akşamdan yumurta, peynir, ot vb gibi malzemeleri çırpıp omlet harcı hazırlasak ve buzdolabına kaldırsak bozulmaz veya tadı kötü olmaz değil mi?




 
ertesi gun hemen yapacaksan sorun olmaz ama yumurta yine de riskli,

diger malzemeleri hazirlayip kaldir, sabah yumurtayi ayrica kirar eklersin,

ama yumurta riskli tadi bile bozulabilir
  • exlibris  (10.06.19 17:35:52) 
yumurta bayat değilse dayanır ama omlet iyi olmaz. bence de diğer malzemeleri hazırla üstüne yumurtaları ekle. zaten esas malzemeler zaman alıyor.


  • espandon  (10.06.19 18:42:55) 
[]

Silikon kokusundan zehirlenilir mi?

Bugün yazlık evde birkaç tamirat işi için bir yarım saat kadar şeffaf silikon kullandım.
İş bitince de yazlık evden ayrıldım, şehire döndüm zaten. Yani ortamdaki kokuyu solumadım.
7-8 saat geçmesine rağmen boğazım ve genzim yanıyor ve işin tuhafı burnuma sürekli silikon kokusu geliyor.
Daha önce de silikon ile iş yapmıştım, böyle olmamıştı.
Zehirlenmiş veya solunum yolumu tahriş etmiş olabilir miyim ve ne yapmalıyım acaba?

 
Silikon ve doğal formları (SiO2 falan) toksik değil. Bence sadece nem kapmışsınız bişey olmaz :)


  • superfluid  (10.06.19 01:34:05) 
defelarca yarim saatten fazla silikon ile hasir nesir oldum, zehirlenme falan olmadi hayattayiz hala. biraz osuruktan nem kapma durumu var sizde.


  • cooperr  (10.06.19 06:08:56) 
Öncelikle Silikon ile Silisyum ayrımını yapalım. Araştırınız.

Silisyumun zararsız olduğuna dair araştırmalar var ancak sentetik bir form olan şeffaf silikon türevleri endokrin bozucu kimyasallar salgılayabilir. Özellikle sıcak silikondan kaçınmak gerekir.
  • goodz  (10.06.19 08:01:03) 
[]

Araç kullanırken cep telefonu ekranına bakmak suç mu?

Geçen gün gideceğim yeri bulabilmek için cep telefonundan navigasyona bakıyordum.
Cep telefonu elimdeydi.
Bugün cep telefonu ile konuşmaktan eve ceza geldi.
Konuşmuyor olsak da ekrana bakmak suç mudur?
Benzer ceza yiyen var mı daha önce?

 
Cep telefonu ekranına bakmak ya da telefonla konuşmak tek başına suç değil. Mesela telefonu arabaya sabitleyip navigasyona bakabilirsiniz ya da sesi hoparlöre verip konuşabilirsiniz.

Ama telefonu elinizde tutuyorsanız ister konuşun, ister mesaj yazın, ister navigasyona bakın, eliniz sürekli dolu olduğu için sürüş hakimiyetiniz düşüyor ve potansiyel tehlike yaratıyorsunuz.

Benzer şekilde araba sürerken bir elinizde simit tutup atıştırıyorsanız ya da kahve içiyorsanız bu da ceza sebebi. Telefona özel bir durum değil yani.

Zamanında babam araba sürerken simit yedi diye ceza yemişti :)
  • crown  (17.04.19 12:49:56 ~ 12:50:55) 
peki gerçekten bilmediğim için sormak istedim;

bunlar (tek el ile araç kullanmak, kahve içmek vb.) trafik güvenliğini tehlikeye sokan hareketler suçuna mı giriyor yoksa başka bir madde mi var acaba?
  • la lykia  (17.04.19 12:54:12) 
Cep telefonunun elinde olması sürüş esnasında cep telefonu kullandığın manasına geliyor. Elinde tutuyor olmandan kaynaklı bir sıkıntı var.


  • roket adam  (17.04.19 13:39:40) 
[]

1 saniyelik tek taraflı çok şiddetli baş ağrısı

zaman zaman başımın bir tarafına 1-2 saniyelik çok kuvvetli bir ağrı giriyor ve hemen geçiyor. bazen sağ yarım küreye, bazen sol yarım küreye giriyor.

Trigeminal nevralji ile ilgili şeyler okudum ama benim ağrım kesinlikle yüzde, gözde, dişte değil. görme ile ilgili de bir sorun yok.

bir kez doktora gitmiştim, damarsal bir ağrıya benziyor, olmayabilir de, çok artarsa gel dedi sadece.

benzer bir ağrı yaşayan, nedir ne değildir bilen var mı acaba?

 
aniden bırakılan antidepresan ilaçlardan sonra olabiliyor.


  • yazar yazmaz yazan yazar  (14.11.18 10:16:51) 
Aynı şeyden mi bahsediyoruz bilmiyorum ama çocukluğumdan beri, çok uzun aralıklarla, genelde boynumun sağ ve ya sol arka üst tarafından bahsettiğiniz türden aşırı şiddetli, anlık bir ağrı yaşıyorum. Bu şey çok anlık ve iki - üç saniye başımı hareket ettiremez hale geliyorum.

Ne olduğundan ben de emin değilim.
  • rahip janick  (14.11.18 10:25:17) 
bende de beyindeki kılcal damarlarda tıkanıklık çıkmıştı. hatta beynin bir bölümünde kemikleşme görülmüştür diye bir şey söylemişlerdi. ölen kısım kemikleşmiş sanırım.


  • yemrem  (14.11.18 10:26:04) 
Aynı ağrı bende de oluyor max 3 saniye sürüyor. Önemsememiştim hiç.


  • sacrilegious  (14.11.18 14:57:48) 
[]

bacak röntgeninde fissür hattı taklit eden lüsens hat ne demek?

SAĞ FEMUR AP-LATERAL GRAFİLERİ
Femur orta kesimde kortekste ince vasküler yapıya ait olduğu düşünülen fissür hattını taklit eden lüsens hat dikkati çekmiştir.



 
fissür kanal gibi bişe galiba genelde makatta oluşan kanal gibi deliğe dendiğini duymuştum.


  • mikahakkinen  (10.01.18 10:32:08) 
fissürün çatlak olduğunu biliyorum, lüsen/lusen de karanlık demekmiş sanırım. bu bacakta çatlak olabileceği anlamına mı gelir acaba dedim. doktora da ulaşamadım.


  • la lykia  (10.01.18 11:03:05) 
fissür yarık demek, vasküler yapıya ait fissür kemikte seyreden damar yatağı damar yarığı gibi bir şey demek. nehir yatağı gibi düşün. bişey yok sonuç olarak.


  • shotgunwoman  (10.01.18 21:28:40) 
1234   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.