[]

çeko vs uluslararası ticaret ve finansman

yakın bir arkadaş bu iki bölüm arasında kaldı, çeko'yu sakarya'da uluslararası ticaret ve finansman'ı pamukkale'de tercih edecek hangisi daha iyi sizce, kendisi bayan olmakta.




 
sakarya'da çeko okumuş bi arkadaşım pek memnun değildi bölümünden. söyleyim dedim..


  • beerserk  (28.07.09 17:35:13) 
finansman yeni açılcak paü'de. arkadaşının gelecek planlarını bilemiyorum ama işletme ya da iktisat düşünmez mi?


  • emrag  (28.07.09 18:07:24 ~ 18:08:21) 
sakarya çeko aslında bünyesinde çok baba hocaları barındırır. Sakarya İİBF bu sene yeni binasına da geçiyor eski binanın hemen yanında bu bina. Tahmin edildiği üzere göl manzaralı. Son 5 yılda büyük bir ivme ile şaha kalkmış vaziyette okul. Rektör Mehmet Durman'ın bunda katkısı büyük. EFQM(Avrupa Mükemmelik Ödülü denen bi zımbırtı) de 4 yıldız alan tek türk üniversitesidir an itibariyle. He, diyeceksin ki ne işime yarayacak benim bu? Bu yıldızlar boşa alınmamış derim hemen. Şöyle ki çoğu üniversite öğrencisi ders kaydı için evinden kalkıp taa bilmem neredeki kampüsüne giderken Saü öğrencisi evinden online olarak yapar bu kaydı(Danışman onayı, bilmem ne falan da yok) Böylece evinde fazladan 1 hafta geçirmiş olursun. Hasılı okul altyapı ve bilişim sistemleri olarak çoğu devlet unisiyle kapışacak seviyede. Erasmus programında da son 3 senedir en yüksek hibeyi bu okul almakta. Spesifik olarak da Saü Çeko iyidir.(Saü İİBF de başka bir bölüm düşünürsen bu İşletme olsun derim)


  • yasin b  (28.07.09 20:58:13) 
@yasin b, bina ve bilişim olarak ne kadar güçlü olduğunu ben de biliyorum yeni bir saü mezunu olarak, bilgi işlem'de çalışmıştım ben de, hatta o bilgi sistemimizi başta boğaziçi olmak üzere bi ton okula da sattık o ayrı, ama bölüm bölümün hocalarında bitiyor iş, o yüzden sordum teşekkürler bilgilerin için, bi de o efqm'nin daha bi hayrını görmedik neyse:)


  • abtash  (08.08.09 17:58:41) 
[]

msn seçen bilgisayar

bir bilgisayar var, w, x, msn'lerini açmıyor. y ve z'yi açıyor. bu w ve x msn'leri başka bilgsayarda açılıyor. sorun nedir? hata kodunu bilmiyorum, bilgisayar bu durumda geldi, şu an test edip hata kodunu almam mümkün değil.




 
download.cnet.com şu araçla taratıp temizleyin. vakti zamanında aynı sorunu düzeltmişti.


  • ztpz  (25.07.09 16:14:07) 
[]

ÖSS tercih konusunda yardım ( biraz farklı)

Merhabalar duyuru ailesi, yıllar geçti öss'den baya uzaklaştık, bi tanıdık var bu sene giren, bişiler araştırırım sana dedim, lakin iş güç derken vakit bulamadım, şimdi vakit buldum ancak, çok karışık geldi sistem yardımınıza ihtiyacım var.

pdr istiyordu daha önce, puan düşük olunca şimdi de çalışma ekonomisi namı değer çeko düşünüyor, puan tablosunu resimde verdim, tavsiye edeceğiniz bölüm ve üni'lere şiddetle ihtiyacım var. yoksa bu puandan hiç bişi olmaz bekle mi dersinz, bekleyeceğini sanmıyorum.

gitsin kendisi baksın dediğinizi duyar gibiyim, lakin buralarda öss'ye girmiş bir sürü genç olduğunu biliyorum, işin içinde olanların daha fazla yardımı olur diye düşündüm. bu ara pek bakamıyorum duyuruya ama sanırım bunun gibi tonla soru gelmiştir, kirlilik yaptıysam şimdiden kirlilik için özür dilerim ancak muhtacım sana duyuru!
öss başlığına resim eklenmiyordu, tablo eklesem patlayacaktı o da başlık açmamda sebep oldu, zilyon tane şeye başlık açıyoruz şurada, tutup buna ayar verme şeklinde cevap girmeyelim lütfen ihtiyacımız var napalım.

 
Sayısal olsaydı seve seve yardımcı olurdum ama çekodan anladığım kadarıyla ea öğrencisi :)


  • cor3n  (28.04.10 10:11:52) 
[]

kopya veren salon başkanını ihbar etme

üni'den doloayı sürekli ertelediğim ehliyet işini halletmeye karar verdim. cumartesi günü sınava girdim. en arkada oturuyordum, salon görevlisi daha başlarda geldi yanımdaki kızın başında durdu 1-2 dakika kadar, yürü git diyecektim dedim durayım şimdi sınavı bok etmeyelim. adam tam hareket ederken parmağıyla kağıda işaret koydu ve kız da onu optik forma geçti. adam adımını attığında yaptığınızın yanlış olduğunuzu biliyorsunuz değil mi dedim, sen işine bak karışma bi sıkıntı varsa şikayet edersin dedi pişkince. ben de edicem zaten dedim, adam gitti dışarı 15 dk gelmedi, geldiğinde de yanıma yaklaşmadı pek. sınavı bitirdim çıkmak için 45 dk'yı bekledim, o ara yanımdaki kız da 1 veya 2 konudan girdiği belli olan sınavı bitirdi ve kaçmak için pusu kurdu:) erken davrandım 45 dk olurken kalktım, salon görevlisine kağıdı verdim, kızın adına ve sırasına baktım, bina sorumlusu nerde dedim, kekeledi falan, neyse sorunlu salon başkanı geldi, ben göstereyim dedi pişkince, iki kat altta öğretmenler odasında olduğunu söyledi. indim aşağı tutanak tutturdum, teşekkür etti hikayeden, tutanağın fotokopisini istedim, daha tamamlanmadığı için olmayacağını söyledi. kartını veya numarasını istedim mırın kırın ederek telefon numarasını verdi. aşağıda polis vardı ona da anlattım olayı, aynı şekilde çok teşekkür ederiz ilgilenicez cart curt. yapılacak daha bişi var mı, yoksa uğraşmaya değmez mi? randevum olmasa bekleyecektim salon görevlsini sınav bitimine kadar ama kısmet işte.




 
Sanirim bu sinavi milli egitim bakanligi yapiyor. Oraya sikayet edin bence. Ordaki göbekli amcalarin hepsi ayni kahvede okey oynuyor aksamlari.


  • neronas  (06.07.09 16:22:19) 
sürücü kursunuzdan hangi ilçeye bağlı olduğunu öğrenin ve o ilçenin milli eğitim müdürlüğü'ne bahsettiğiniz olayı anlatan bir dilekçe yazın. Aldığınız isim ve numaraları da altına ekleyip mümkünse elden veya direk kişi adına e-posta ile ulaştırın.
Yüksek ihtimal başvurunuz ciddiyetle dikkate alınacaktır.

  • icemanr  (06.07.09 16:32:18) 
[]

rapidshare yine sıçıyor mu bana mı sadece?

20-30 kb arası iniyor bende şu an, hız 4 mb, test için nvidia'dan bişiler denedim 400'ü vuruyor nerdeyse. premium hesaptan indiriyorum bu arada.




 
1mb , 102kb indiriyor bende sorun yok yani.ankaradayım.


  • layer26  (16.06.09 01:23:54) 
bende de 1mb, 100 le indiriyor.


  • dragon1653  (16.06.09 01:41:51) 
bağlantı 1mb, 110-107 kb arası indiriyorum. modeme reset at bence hocam. premium suz indiriyorum.


  • eternal_soul  (16.06.09 01:55:52) 
880 - 900 ile indiriyorum. hızım 100Mbit ama hiç daha üstünü göremedim, bütün serverları da denedim.


  • dozi  (16.06.09 02:20:53) 
premium değilim ama 250 falan görebiliyorum. premiumla 800-900 u geçebiliyormuşuz.


  • ozdek  (16.06.09 08:25:29) 
premium olmadan 200'ün üzerini göremiyorum. 32 mbit var bende. buradan ben de bir soru sormak istiyorum. eğer premium olursam trilyor hızla çekebilir miyim? yoksa 200'le mi devam ederim? bilen cevaplasın.


  • co2s2  (16.06.09 10:27:33) 
@nuphoto

2 mb ile 400-500 kb anca anlık olur, ya da kilobit.
  • abtash  (16.06.09 12:29:38) 
4mbit var bende. son günlerde 320-330lardayım. 400ü görmek hayal oldu.


  • blackdog  (16.06.09 13:29:29) 
ewt ya çıldırıcam benim de premium var , 2 mb , bi türlü 200 ü bulamıyorum , hep 150 lerde saçmalık yani , eskiden böle değildi.


  • faideli bilgiler  (16.06.09 13:56:16) 
[]

3'den 4'e geçen çocuğa tatil kitabı ne almalı

duyurudaki başka bi duyuruyu görünce aklıma geldi. bizim yeğene tatil kitabı alınması gerekiyormuş, zambak falan var mı bi tavsiyeniz? he eğitimci duyurucular??? test falan çözmesi lazım sanırım. yazık lan.




 
öğretmeni söylememiş mi?


  • ne bok yedim ben  (15.06.09 11:13:30) 
hakikaten testi falan boşverin. zaten o tatil kitapları asla çözülmüyor. ben ilkokul hayatım boyunca test çözdüğümü hatırlamam tatilde. öğretmenler sanki kontrol ediyor da... haytalık yapma sonun fabrika olur diyorlardı bak üniversite son sınıftayım. yine sanayide çalışcaz gerçi. ama boşverin siz bi blokflüt alın çocuğa tatil için, komşuların kafasını şişirsin.


  • ne bok yedim ben  (15.06.09 11:18:52) 
eskiden küçük okuma kitapları vardı. şimdi zorunlu okutuyorlar galiba ama bana bir tatilde sen de 20 ben diyeyim 30 tane dünya klasikleri babında bir kitap seti gelmişti ama hep çocuk serileriydi. define adası, robinson crusoe, jules verne falan ne varsa vardı. hayatımın en eğlenceli yazıydı. kitaplar da öyle okkalı falan değil bilemedin 100 sayfa civarıydı.
güzel tatil kitaplarımız da vardı. ben çözerdim be. :)

  • ozdek  (15.06.09 11:21:50) 
tom sawyer, zıkkımın kökü, pal sokağı çocukları, dünyanın merkezine seyahat vs vs. hepsi akıcı su gibi biten cinsten. kitap okuma alışkanlığını en güzel kazanabileceği yıllarda yardımcısı olur sanırım.


  • tai  (15.06.09 11:32:45) 
(bkz: pal sokağı çocukları)

sadece kitap okuma aliskanligi degil; kisilik, erdem, dostluk, fedakarlık gibi kavramlari da kazandirir. ama o yastaki cocuk icin erken olur mu bilemedim simdi
  • alpinsamuray  (15.06.09 11:39:05 ~ 11:42:24) 
tatil kitapları die kitaplar mevcut...çocuklar hem eğleniyo hem soru çözüyo hem anne babalarını mutlu ediyo...kuzenim öğretmendir ve çocuklarına bunlardan alır her sene...robin ve arya nın bir kez olsun ana avrat sövdüklerini duymadım.


  • werwee  (15.06.09 12:15:14) 
uykusuz için pek bi erken geldi bana...otis abi okuyup,ipek erdemle tatiline keyif katması olası değil kanımca...


  • werwee  (15.06.09 12:16:36) 
odtü'nun matematik gezegeni veya macera gezegeni diye bir tatil test kitabı var, onu tavsiye edenler çok (benim oğlan 2. sınıfta kullanmıştı, çok da sıkılmadan bitirmişti). her sınıf için mevcut. morpa'nın da tatil kitapları fena değildir, sadece test değil, işte tatilde yapabilecekleri deneyler, aktiviteler filan vardı (mesela, domates soslu makarna pişirin, her adımı yazın filan vardı bi tane)

yaprak testlerin de böyle tatil kitapları var - ama onlar sadece test içerikli.

okuması için www.sezim.k12.tr adresinde "yaz kitapları önerisi" diye bir duyuru var, orada kitap isimleri var. benim tavsiyem, roald dahl kitapları, tam bu yaş için!
  • zkurmus  (15.06.09 12:58:43) 
  • hayali arkadaş  (15.06.09 13:15:36) 
@ne bok yedim ben

öğretmeni uyuşuk olduğundan, siz bilinçli velilersiniz ne alacağınızı bilirsiniz dedi. şımarığın biri özel okul olacak bi de. tepem attı anasını satiim.

ben de karşıyım tez çözerek bu güzel yıllarının heba olmasından ama, 2 sene sonra sbs sınavlarına girmeye başlayacak, başlaması lazım bi yerden.
  • abtash  (15.06.09 13:26:52) 
4 ten 5 e geçen kardeşim var kitap okumayı sevmiyor ama muzaffer izgü olunca okuyor yani
muzaffer izgü den alabilirsiniz
bi de dili ağır da olsa ömer seyfettin okutun yaşlı başlı amcalarla konuştuğunda söylenenleri anlayabilir ileride :)
bunun dışında tübitak ın çıkardığı kitaplar oluyor uygun fiyatlı hemde eğlenceli bilim tadında onları da tavsiye ederim bizim ufaklık onları da severek okuyor
  • fletch  (15.06.09 13:53:41 ~ 13:54:48) 
size tavsiyem odtü yayıncılığın kitaplarından edinin.şu linklere bakarak karar verebilirsiniz www.metupress.com.tr ve www.metupress.com.tr


  • akustik cinayet  (15.06.09 15:24:37) 
zihinden problemler


  • ykyt  (15.06.09 15:40:45) 
[]

yedek subay askerlik yapma isteği

merhabalar,

öncelikle askerlik yazıp iki sayfa duyuruyu okudum, lakin bişi bulamadım.

bu cuma diploma töreni var ve mezun oluyorum. askerliğe haziran ayının sonuna kadar başvurmam gerekli sanırım, (ağustos'ta gitmek için). ben kısa dönem yapmak istemiyorum. sebebi er olmak istemiyorum, öyle ya da böyle askerde sürünmek istemiyorum. uzayacak kısalacak kalkacak hikayesi sırasında tahminimce, ciddi oranda başvuru olmuştur, şimdi ben gidip yoklama yaptırıp yedek subay (veya başka bişi ne bilim) olmak istiyorum desem, olma şansım nedir? 12 ay rahat yaparken, cebime bikaç kuruş girsin istiyorum açıkçası. nedir yedek subay yapma durumum? çevre mühendisliği mezunuyum, ancak bilgisayar bilgim iyi derecede, direkt diplomaya mı bakarlar, yoksa mülakatta bi katkısı olur mu bilgisayar bilgimin? çalışmışlığım falan var bu alanda. son olarak da, kısa dönem yaparsak da 10 başı olarak mı başlıyoruz nedir durumun aslı? olası ihtimaller hakkında biraz fikir verebilir misiniz?

 
sınav formunda yedek subay olmak istiyorum seçeneğini işaretlemekten başka yapabileceğiniz bir şey yok. ayrıca tüm kısa dönemler sürünüyor astekler paşa gibi bir durum da yok. astekler de tabi mukayese sayılmaz ama bolca süründürülür. (hem fiziken hem iş yükü bakımından) kısa dönem olursa onbaşı girip kısa süre sonra çavuş oluyorsun.


  • serseri marti  (15.06.09 10:01:18 ~ 10:01:44) 
ağustos celbinde gitmek için 25 hazirana kadar başvurunu yapabilirsin. çevre müh.leri bildiğim kadarıyla genelde kısa dönem gidiyorlar. hep denir ya, askerlikte mantık yok. bu da öyle birşey. kısa dönem yapan dişçi de oluyor, uzun dönem yapan arkeolog da :)))
senin elinde olan birşey değil yani nasıl yapacağın.

  • crowley  (15.06.09 10:10:30) 
bence bu sıralar olma ihtimalin çok yüksek değil(tabi benm şu an söylediklerim ve birazdan söyliyceklerim mantıklı tahminden öteye geçmeyecek) şu sıralar işsizlik yoğun olarak üni mezunlarının belini büktüğünden senin gbi düşünen insanların sayısı oldukça fazla. (maaş en az 1700 olunca haklı olarak) ama o formda işaretlersin tsk nın yedek subay ihtiyacına bakarlar ona göre alırlar. o formda işaretlemen de formalite gbi bişi yani. bilgisayar mühendisi olsaydın yedek subay olma ihtimalin baya bi artardı. ayrıca çok doğru düşünmüşsün er olup uzman çavuştan astsubaydan fırça dayak vs yiyceğine paşalar gbi astek olarak yap.


  • rentts1  (15.06.09 10:52:07) 
327. dönemde yedek subay işaretlemeyen, kısa dönem tercih eden pek çok insanı bile yedek subay olarak aldıklarına göre; isteyeneleri de alıyor olsalar gerek. tabii hiç belli olmaz yine de.


  • kirliyesilkazak  (15.06.09 11:06:02 ~ 11:06:31) 
acemiliği bitiriyorsun sonra onbaşı olarak ustabirliğine geliyosun.askerliğin bitimine 3 ay kalada çavuşluğun geliyor.
bu işler şans işi birazda.kısa yapmak isteyen uzun yapıyo uzun isteyen kısa...
bence kasma o kadar...155 gün yapsanda çok ezileceğin söylenemez.dert etme yani okumuş çocuk gözüyle bakıldığından kimse ezmeye çalışmaz seni.
  • werwee  (15.06.09 11:08:22) 
şunu belirteyim ben her şeyden önce. cuma günü diploma törenin olabilir ama hemen çıkışını alamayabilirsin. yani 25'ine yetişmeyebilir.
ayrıca kısa dönemde sürünmek istemiyorum demişsin ama uzun dönemin de acemiliği 4 ay sürüyor bildiğim kadarıyla. yamuluyor da olabilirim tabi. ha kısa dönemde de sürünmezsin merak etme. üniversite mezunlarını çok fazla ezmezler.

  • teritori  (15.06.09 11:22:15) 
Bir de meslek kurası diye bi olay var, genellikle mühendisler giriyor bu kuraya. Sınav günü erken gidip kontenjanlar dolmadan başvurursanız belki bu konuda bi şansınız olur...


  • selimse  (15.06.09 11:23:20) 
tamamen şans işi. en kral yerde sürünebilirsin, en kötü yerde de kral olabilirsin. etrafımda kısa dönem yapıp da süründüm diyen çok az kişi gördüm, gerçi bitince herkes kralım diyor:) yedek subay bile olsan çok şey koyabiliyor insana. ben de kraldım, deniz mühendis asteğmendim, öyleyken bile ters olaylar illa ki oluyor. ast-üst ilişkisinin olduğu bir mekanizmada kimse rahat değildir. sonuç olarak; başladı mı bitiyor...


  • surprise  (15.06.09 11:38:20) 
yedek subay çıkması tamamen şansa bakar senin meslekte. inşaat mühendisliği veya makina mühendisliğinde yedek subay olma ihtimali daha fazla. elektronik veya bilgisayarın çoğunu yedek subay alıyorlar.
yedek subay olursan sürünmeyeceksin diye bir durum yok. sürünme durumu tamamen düştüğün yerle alakalı ki benim bugüne kadar duyduğum ve gördüğüm üzere yedek subayların acemilik eğitimi baya bir sıkı haldeydi . malum adamı subay olarak yetiştiriyorsun, esas duruşu, komutları iyi bilmek zorunda.
bir diğer durumda (ki burda söylemek ne kadar doğru bilmiyorum:) torpil sayesinde yedek subay yapma şansı var. hatta yedek subay seçilip kısa döneme çevirme olayı da var. boşver bence düşünme bunları hayırlısı çıksın de geç:)
  • son nefes  (15.06.09 11:41:05) 
dustugun yere gore yedek subaylik da cok rahat olmayabilir; ama olabilir de, sans isi biraz. tum adaylar arasindan sadece %5i yedek subay seciliyor, neye gore oldugu ise karisik. ogretmenler ve bilgisayar/elektronik muhendisleri agirlikli secilir derler ama cok alakasiz mezunlarinda astek oldugu oluyor.


  • alpinsamuray  (15.06.09 11:49:54 ~ 11:51:12) 
uzun dönemde yani asteklikte meslek kurasına tabi olursan (benim gibi) 18 gün acemilik yapıyosun. evet sadece 18 gün. ve bazı arkadaşlar bunu bilmeden 3 ay acemilik yapcak gbi gelmişlerdi bavullarla çantalarla vs. max acemilik 3 ay sürüyor. şans işi genelde ama bilgisayar mühendisi, avukat, hakim, savcı, gbi bi mesleğin varsa büyük ihtimalle meslek kurasına tabi oluyosun. iktisat işletme vs gbi elemanlar da 3 ay acemilik yapıyor genelde. istisnalar tabi ki var ben acemiliği 2 sınıf arkadaşımla yapmıştım ama başka bi sınıf arkadaşım ısparta dağ komando okuluna gitmişti. şans.


  • rentts1  (15.06.09 13:11:36) 
Tamamen şans uzun kısa olayı. Ben de yedek subay yapmak istemiştim olmadı.


  • tekosin  (15.06.09 13:29:53) 
Bu aralar kriz sözkonusu olduğu için birçok kişi uzun yapmak istiyor...


  • pass  (15.06.09 16:10:38) 
[]

photoshop açılış hızı

dün seven 32 bit'ten 64 bit'e geçeyim dedim, geçtim. eskiden 3-5(yazıyla üç-beş) saniyede açılan fotoşop artık 8-10 sn'de falan açılır oldu, ilk açılış süresinden bahsediyorum. windows'u kapatmadan programı kapatıp açınca normal olarak hala 2-3 saniyede açıyor. sinirlendim tekrar 32 bit'e geçtim, fotoşop hala aynı şekilde açılıyor sinir oldum. gerçi bu hız normal gibi ama eskiden 3-5 sn'de açılması süperdi nedir sorun, bir de kullananlardan yaklaşık açılmas süresi alabilir miyim? ps versiyonu cs4. ps'nin 64 bit veya 32 bit olması fark yaratmamıştı 64 bit 7'de. ikisi de aynı hızdaydı. pirince giderken eldeki bulgurdan olduk resmen.




 
kendi donanımının özelliklerinden bahsedersen daha sağlıklı olur sanırım. çnkü açılış süresi biraz ona da bağlı. ram miktarı, işlemci, harddisk kapasite ve rpm i de önemlidir. cevap verenler de kendi donanımlarının özelliklerinden bahsederse karşılaştırma yapılabilir.
c2d 2.4ghz 3gb ram 7200rpm harddiskle 6sn de açıldı ama cs3 bendeki. ha bi de xp 32 bit.

  • rentts1  (12.06.09 12:51:49 ~ 12:52:09) 
entry'i tekrar okurken bir şey unuttum demiştim buymuş:)

centrino duo p 8400 2.27 ghz

3 gb ram

nvidia 9650 m gt 1 gb ekran kartı

5400 rpm 250 gb hdd
  • abtash  (12.06.09 12:54:17) 
core 2 2.53 intel t9400 işlemci
4gb ram
hd3650 ekran kartı
5400rpm hdd
2sn de açıldı. cs4. vista ultimate 64bit kullanıyırum.
  • rurouni  (12.06.09 16:27:31 ~ 16:49:04) 
Harddisk'te kendine alakasız bir alanda yer bulmuştur. Defrag candır, açılışını hızlandırabilir.


  • skatheist  (13.06.09 01:36:49) 
kendine geldi şerefsiz, eskisinden daha iyi 2-3 sn'de açıyor. seven 32 bit.


  • abtash  (13.06.09 09:18:21) 
[]

Teknik sorular ve combofix cevabı

şöyle bir durum var hemen her trojen-virüs mağduruna combofix öneriliyor en başta ve genelde başarılı oluyor. böyle tonla duyuru var, tonla da cevap. teknik duyuru eklerken bilgisayarınızda virüs vb. sorun yaşıyorsanız combofix'i deneyin sonra duyuru ekleyin diye bir cümle eklense iyi olmaz mı? hatta bir de sistem geri yükleme?




 
olmaz.


  • alpha05  (06.06.09 12:04:59) 
[]

bulaşığına pes oynadık sonuca varamadık

merhaba duyuru ailesi. yaklaşık 4 saat bulaşığına pes oynadık 3 arkadaş. bir türlü sonuncu çıkmadı, herkes birbirini yendi. yine uzatmaya götürmek için bir maç kazanmam gerekiyordu o maçı kazandım, sonra diğer arkadaşla yeni serinin ilk maçını yaptık, onu da kazandım. diğer iki arkadaş üst üste iki maç kazandığımı görünce, benim yeni seride iki maç kazandığımı sandı ve yapacakları maçta kaybeden bulaşıkları yıkayacaktı, ben de sesimi çıkarmadım ehehe. neyse maç bitti, ben maçı kaybedenle bi maç yapmak istedim, tamam dedi, tekrar yendim onu, ve aslında şimdi kazandığımı söyledim, çamura yattım bi nevi. ceza olarak bulaşıkları bana yıkmaya çalışıyolar, ben de duyura yazalım, duyuru hakem olsun ona göre yıkarım dedim.

oylar gelsin efem.(aslında ben de kendimi suçlu görüyorum ama neyse, siz bunu okumadınız)


 
sen yıka. kılım evet.


  • cro magnon  (05.06.09 02:42:50) 
Hepiniz birlikte yıkayın bence. O ne öyle ya okurken kendimden geçtim:S


  • eloy86  (05.06.09 02:43:42) 
Bizde de benzer durumlar oluyordu. Benim düşüncem bulaşığı sen yıkamalısın. Çünkü ortada iddianın olmadığı maçta eleman kasmamıştır. Kastı desen de bunu kanıtlayamazsın.

Sonuç: Çamur, hile ve sportmence olmayan davranışlardan bulaşığa mahkum ediyorum. İnşallah bulaşıklar 3 haftalık falan değildir.
  • tekosin  (05.06.09 02:44:53) 
ertesi güne kalır, çamura yatmanın dorukları yaşanır.


  • hikaye mesture  (05.06.09 02:51:40) 
zar atın. kart çekin. taş makas kağıt yapın.


  • cruor  (05.06.09 03:01:54) 
Bu bulaşığı yıkayan, takip eden 4 bulaşığı yıkamasın!


  • girisimci ruh  (05.06.09 03:15:15) 
bi' dahakine amele gibi sonucu bulamayacağınıza lig yapın averaj da dahil olsun her şey belli olsun ;)


  • only alcoholica  (05.06.09 03:17:16) 
@only alcoholica
ikili averaja bakıyoruz, onlarda da sadece galibiyetlere bakıyoruz. prensip eheh

  • abtash  (05.06.09 03:24:51) 
kim yıkadı bulaşığı?


  • ykyt  (05.06.09 05:31:44) 
4 kibrit çöpü alın, üçünün altını kırın, onlar Messi olsun. Uzun olan Ronaldo olsun, Ronaldo'yu çeken bulaşıkları yıkasın.


  • sui  (05.06.09 09:11:09) 
üç kişiyeniz önce iki kişi birbiriyle maç yapsın. yenilen kenarda dursun. yenen kişi diğer bekleyenle maç yapsın. bu sefer yenen ayrılsın (o birinci oldu, kurtuldu ma bize sonuncu lazım). ilk yenilenle son yenilen de maç yapsınlar, yine yenilen yıkasın.


  • kibritsuyu  (05.06.09 09:22:11 ~ 09:50:49) 
@yky
sonuncu yıkadı hehe, yani tekrar yenip söylediğim arkadaş yıkadı. bu 4 saat içinde bi kez çamura yatmıştı o yüzden kabullendi.

  • abtash  (05.06.09 10:27:39) 
kısa çöpü çekmeliydiniz.


  • faideli bilgiler  (05.06.09 10:55:40) 
[]

Tezsiz yüksek lisans ücretleri

çok büyük farklar var mı üniversiteler arasında?

sakarya üniversitesi e-bilişim için dönem başına 1500 tl imiş.

boğaziçi üniversitesi yazılım mühendisliği için mail attım hala cevap alamadım.

diğer üniversiteler için de aşağı yukarı fiyat bilgisi olan var mı?

 
Boun'da kredi başına 475 TL gibi bir şey olması lazım, dönemlik 5-6 bin tl gibi bir şey denk gelir sanırım. ODTÜ de bu fiyat yaklaşık olarak.


  • crown  (03.06.09 17:14:39) 
evet oldukça uçuk farklar olabiliyor bildiklerimden bazalarını söyleyeyimi;(ekonomi ve türevi bölümler için)

kredi başına ücretlerini bilemiyorum aşağıda yazanlar toplam ücretlerdir. boğaziçi telefonla alınmış marmara ve kadir has okuyanlar dan öğrenilmiş galatasaray ise kulaktan dolmadır.

boğaziçi: 28.500
kadir has: 12.000
marmara 8.000

galatasaray'da tam emin değilim ama 18.000 civarı diye duydum.
  • gebara jackson  (03.06.09 17:30:14 ~ 04.06.09 10:27:43) 
@ rocko: tezsizde para da ödüyorsun.


  • merry shelly  (03.06.09 17:30:21 ~ 17:30:48) 
@rocko
tez yazmadığın için daha fazla ders veriyorlar.

  • argent dawn  (03.06.09 17:32:34) 
daha önce sorduğum duyuruda, kibritsuyu tezli yapmış, diplomada tezli tezsiz diye bir şey yazmıyormuş. ancak doktora için tezsiz sorun çıkarabiliyormuş.


  • abtash  (03.06.09 17:53:18) 
gazi üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü
hede hödö (adım soyadım yazıyor)
muhasebe bilim dalı yüksek lisans programında gerekli çalışmaları başarı ile tamamlayarak yüksek lisans derecesini tanınan bütün yetkileri ile birlikte almaya hak kazanmıştır

prof. dr. kadri yamaç
rektör

prof. dr. şiir yılmaz
enstitü müdürü

tezli yüksek lisans diplomasında tam olarak yazan bu.
  • kibritsuyu  (03.06.09 17:59:27) 
galatasaray'da gecen yıl yaklasık 10.000 TL idi. bılgı'de ıse 15.000 Tl idi mesela. degısıyor yanı okulda okula.


  • think martini  (03.06.09 19:13:34) 
tezsiz olması doktora da sorun çıkarmaz. ancak araştırma görevlisi olarak kalacaksan işe alınma mülakatında belki.. ama yasal bir engel kesinlikle yok.


  • modesttiago  (03.06.09 19:20:46) 
[]

bilge adam vs yüksek lisans

evet biraz abartıyorum belki ama kararsız kaldım. hangisini tavsiye edersiniz? bilgisayar alanında tezsiz yüksek yapmayı düşünüyorum. bilge adam'da veya alternatifinde bi kurs da tercihlerim arasında. hangisi bana daha fazla şey katar ve, cv'de daha faydalı olur. web dışında bir şey düşünmüyorum, web programlama ve tasarımla uğraşıyorum, ama uzman değilim uzmanlaşmak istiyorum.




 
bilge adama vereceğin parayı çatır çatır harcayıp yüksek lisansını yap bence. yüksek lisans yapmış olmak her zaman daha iyi emin ol. işverenin gözünde daha ayrıcalıklı olursun.


  • ency  (03.06.09 15:27:27) 
Boğaziçi'nde tezsiz yazılım mühendisliği master programı var, oraya bak derim.


  • crown  (03.06.09 15:44:29) 
[]

yüksek lisans başvuruları hakkında

yeni mezun olaraktan, bilgisayar alanında yüksek lisans yapmak istiyorum. artık tezsiz yüksek lisans olur falan tam bilmiyorum. bu tezsiz yüksek lisans denen şey, yüksek lisansa eş değer midir? yani bunu bitirip bi yere başvurduğumda, hadi oradan sen tezsiz yüksek lisans yapmışın gibi bir durum olur mu?

istanbul, izmir, kocaeli, sakarya, ankara veya trakya'daki üniversitelere başvurabilirim. oradaki üniversitelerle ilgili bilgi-tecrübeleri olanlar yardımcı olabilir mi? kendi bölümüm çevre müh. olduğu için sanırım bilgisayar alanında sadece tezsiz yüksek lisans oluyor. kendi üniversitem olan sakarya üniversitesinde araştırdım öyle. tezsiz e-bilişim diye bir yüksek lisans uygulaması var, dersler hoşuma gitti açıkçası. üniversitenin bilgi işleminde çalıştığım için dekandı falan baya tanıdık var, onlara sordum, o bölüme kesin girersin rahat ol dediler. lakin ben öncelikle istanbul'da bir üniversite istiyorum. itü'ye baktım sitesi güncel değil, ön kayıt demişler bir de, mayıs civarı falan, e ön kayıt için diploma istiyolar falan kafam karıştı. bir hocamdan öğrendim ki, benimle aynı bölümden arkadaş şu an itü'de yüksek lisans yapıyor, üstelik ortalaması da pek iyi değilmiş, mülakatla girmiş yani. mülakat bu derece önemli midir?

son olarak tekrar söyleyeyim, bilenler kendi üniversitelerinin başvuru tarihlerini yazarlarsa süper olur, itü'nün sitesi güncel olmayınca aramaktan soğudum açıkçası. he bir de bu tezsiz yüksek lisansın fiyatları nedir? saü e-bilişim dönem başına 1500 tl dedi, ki bu bence çok uygun. ikinci öğretime bile zaten dönemlik 800 falan veriyordum.

 
yüksek lisans diplomamda tezli tezsiz diye bir şey yazmıyor. tezli yaptım ama tezsin yapanların da diplomasında özellikle belirtildiğini sanmıyorum.


  • kibritsuyu  (03.06.09 14:31:10) 
Yüksek lisansı kariyer basamaklarında daha hızlı ilerlemek amacıyla yapıyorsanız tezsiz olmasının pek bir önemi yok işverenler açısından. Ha sonra doktoraya devam ederim, akademik kariyer yaparım derseniz, o zaman biraz problem olabilir. Olacak diye bir şart yok ama tezli yapmış adamı tercih edebilir üniversiteler.


  • sui  (03.06.09 14:39:26) 
Mesela İtü'de tezsiz yüksek eğitimi veriyor ancak doktora için tezsiz yüksek lisans mezunu öğrencileri kabul etmiyor.


  • pijamaliantigone  (03.06.09 16:14:38) 
[]

host domain yasal sorumluluklar

şöyle bir soru var. www.qad.com diye bir sitemiz olsun ve bu site kendisine ait a server'ında host ediliyor olsun. www.alt.qad.com adlı bir subdomain'i olsun ve bu domain başka alakasız bir yerde host ediliyor olsun. alt.qad.com'un yaptığı bir yamuktan dolayı qad.com diğer bütün domain suçlu sayılır ve yaptırıma uygulanır mı yoksa sadece, alt.qad.com mu etkilenir. benzer bir şekilde www.qwe.com adlı site www.qad.com'un kendi server'ında olsun ve yaptığı yayından dolayı kapatılacak olsun, server sahibi www.qad.com bundan etkilenir mi? blogger'ın egellenmesi akla geldiğinde, herhangi bir subdomain'in yediği halt server farklı da olsa yanında diğerlerini de götürür gibi geldi ama yine de sorup emin olmak istedim.




 
sub-domain konusunda emin olamadigim icin bir sey yazmak istemiyorum fakat qwe.com gibi bir siteye mahkeme karari ile (turkiye'de tabi) engelleme gelirse, qad.com'a bir sey olmaz.
cunku turk telekom sadece dns server'larinda qwe.com'un yonlenecegi ip adresini kendi server'larinin ip adres(ler)i ile degistiriyor, yaptigi o. qad.com'u etkilemiyor yani.

  • sourlemonade  (02.06.09 02:09:45) 
hakimden hakime değişir. şuan oturmuş bir sistem yok fakat eğer sub-domain block yerse ana domain de block yer. tabii sub-domain'e özel ip tahsis etmediyseniz. çünkü block işlemleri ip üzerinden yapılıyor. fakat sub-domain sağlayıcısı olduğunuz için sorumluluk payınız tabii ki var. yaptırıma uğramanız muhtemeldir. wireless internetinize şifre koymadığınızda apartmanınızdan birisi girip çalıntı kredi kartı ile alışveriş yaptıysa sorumlu siz olursunuz, çünkü internetinizi korumak sizin göreviniz. o internet üzerinden yapılan her hareket telefon kimin adınaysa o kişiyi bağlar. bu durumda da aynı mantık geçerli.

tekrar ediyorum, henüz oturmuş bir internet hukuku yok ülkemizde. bu yüzden hakimden hakime ve bilirkişi'nin görüşüne göre değişecektir. ama %99 ihtimal sorumlu tutulursunuz.

edit : blogger'ın engellenmesine sebep olan blog farklı sunucuda tutuluyordu. sadece domain yönlendirmesi yapılıyordu. yani ip farklıydı.
  • cevaps  (02.06.09 02:19:40 ~ 02:22:05) 
alt.qad.com olmalı ideal bir dünyada. Ama tc hakimleri genelde toptan buduyor o siteyi. Wordpress.com'un başına gelmişti. alt.wordpress.com'da mustafa kemal hakkında biri zırvalamıştı. Bütün wordpress.com'a erişim uçmuştu.


  • pichoscosama  (02.06.09 03:23:30) 
Eger o subdomain spam email gonderiyorsa, paylasimli IP adresiniz blok yer diger sekillerde size o subdomaini durdurmaniz gerektigi soylenebilir. Sonucta yetkili kisi sizsiniz hersey sizin elinizde. Zaten subdomainleri baskalarina acacaksaniz surekli kontrol altinda tutmakta fayda var.


  • ergecsenturk  (02.06.09 15:28:06) 
[]

Pes 2009 görüntüde dalgalanma

Merhabalar,

Pes 2009 oynarken oyunda bir dalgalanma oluyor şöyle ki, uzun mesafeli top geçtiğinde görüntü dalga halinde geçiyor, sürekli değil yani. sürekli olmuyor ama yine de oluyor, 9650 m gt ekran kartı, 3gb ram p 8400 işlemci var. örneğin photoshop cs4'ü takır takır kullanıyorum bir sorun yok, undercover'da da öyle, ancak bu oyunu oynarken böyle bir gıcıklık var, en düşük çözünürlüğe getirdim yine tık yok, nedendir acaba? benimkinden daha dandik bir notebookta böyle sorun vermiyor aynı oyun. reloaded cracklı olanı kullanıyorum. ekran kartı driver'ı da güncel. mevcut işletim sistemim seven, ancak vistada da aynı durumda. bahsettiğim dandik notebook da vista.


 
vsync kapalı olabilir. oyunun ayarlarına gir.

img29.picoodle.com

Wait for vsync seçeneğini aktif hale getir. eğer burada olduğu gibi seçilemiyorsa ekran yenileme hızını 60 hz yapıver.
  • thalamus  (01.06.09 11:27:38) 
donanımında bir sorun yok, çözünürlük azaltma boş yere.

pes 2009 setup ayarındaki vsync ile oyna.
  • desdinova  (01.06.09 11:27:47) 
[]

photoshop'ta kolayca nesne uçurma

www.youtube.com

şu video'da başta yapılanları photoshop'ta content aware scale'den basitçe yapıyorum, ancak videonun sonlarına doğru 4. dakikada resimden adamları bir tıkla uçuruyor. o yaptığı şeyin adı nedir ve nasıl yapılır, gimp'te bu işler çok eskiden beri yapılıyor, biliyorum ama gimp'le pek işim yok.


 
yaptığı işlem maskeleme de, bilmiyorum en son cs2 kullandım, o şekil maskeleyip silince silinen adam kadar boşluk oluşuyor. bu adamın yaptığında o boşluk sağdan soldan otomatik daraltılıp yok ediliyor.


  • kibritsuyu  (29.05.09 13:46:38) 
[]

com.tr alan adı tescili hala odtü'den ?

yakın zamanda haberlede, com.tr'nin artık odtü tarafından verilmeyeceğini duymuştum,(başka bir kurum, şimdi unuttum) bugün bir com.tr başvurusu yapmam gerekti, yine odtü ile iletişime geçtim sonunda. nedir işin aslı?




 
Merhaba,
Benim girdiğim tüm .tr uzantılı siteler boşlarsa www.nic.tr adresine yönleniyorlar. Sanırım o da zâten ODTÜ'nün bir parçası. Bir bakın isterseniz oraya. Alan tahsisi vesaire gibi konular mevcut.
Kolay gelsin.
  • nuage  (21.04.09 16:41:17) 
evet, ben e zaten nic.tr(odtü aracılığıyla aldım) com.tr alan adını odtü'den aldılar diye duymuştum ondan sordum teşekkürler.

www.cumhuriyet.com.tr
  • abtash  (21.04.09 17:32:03) 
Adres
Nic.tr (".tr" Alan Adları) Yönetimi
ORTA DOĞU TEKNİK UNİVERSİTESİ
Enformatik Enstitüsü
B Blok - Zemin Kat
İnönü Bulvarı
06531
ANKARA - TÜRKİYE
  • omer460  (21.04.09 18:14:51) 
bu ne yav o zaman.

www.bilisimruzgari.com
  • ocanal  (21.04.09 22:55:06) 
[]

türkçe > fransızca çeviri

aşağıdakileri fransızca'ya çevirmek gerekli, hepsini tek kişinin yapması zor olur. vakti olan kısım kısım çevirse imece usulü falan çok güzel olur.


Misyonumuz


Şirketimizin yetenek ve kapasitesi doğrultusunda, müşterilerimizin tüm ürün eklentilerini dünya standartlarında karşılamak.
Müşterilerimizin, çalışanlarımızın memnuniyetlerini artırmak.
Amaçlarımızı çevreye ve doğaya zarar vermeden, ilişkide olduğumuz kurum ve kişilerle uyum içerisinde gerçekleştirmek.
Dünya, ülke ve bölge ekonomisine katkıda bulunmak
Mevcut ve yeni ürünlerimiz ile faaliyet bölgelerimizin gelişiminde önemli roller alarak, sürekli girişimci olmak
Tekstil sektöründeki global gelişmelere katkıda bulunmak
Tekstil sektörüne Ar-Ge, üretim, satış faaliyetlerini entegre ederek gelişme.

Değerlerimiz ve İş İlkelerimiz


FİRMA İSMİ iş kültürü, itibarı ve ideallerini yüceltmek
Müşteri memnuniyetini her şeyin üzerinde tutmak
Ekonomi, büyüme ve karlılığın önemine inanmak
Değişime ve gelişime açık olmak
Konusunun en iyisi olmaya dair inançlı ve hevesli olmak
Üstün iş ahlakı ile dürüst çalışmak
En önemli sermayemizin insan kaynağı olduğunu vurgulamak
Sürekli gelişmek için fon ve kaynak yaratma çabasında olmak



Kalite Politikamız



Müşterilerimizin değişen, gelişen isteklerini karşılayacak ürünleri araştırmak, mevcut ürün ve hizmetleri geliştirmek için takım anlayışının oluşturduğu güç birliğini sürekli kılmak
Şirketimizin bütün maddi ve manevi kaynaklarını ve yeteneklerini, mükemmelliğe erişmek için sürekli canlı tutmak, tüm gücümüzü en iyi ürünler için seferber etmek
Ürün kalitesi ve güvenirliliğinin, ürünnlerin ömrü ve kalitesi ile bağlantılı olduğunun bilinci ile çalışmak
Şirketimizin ve müşterilerimizin uzun vadeli ve sürekli başarısında en etkili faktör olduğuna inandığımız ürün ve hizmet kalitemizin üstünlüğünü sürekli kılmak

 
ne kadar teşekkür etsem az. yarını beklerim acelesi yok:)


  • abtash  (21.04.09 17:49:17) 
[]

birden çok metin dosyasında arama

şöyle bir sorunum var, aradığım şey yaklaşık 200 adet metin dosyasının herhangi bir yerinde. tek tek hepsinde arama yapmak istemiyorum. google desktop search vb. program yükleyip cache yapamayacak kadar yoğun bilgisayar. daha kolay bir çözümü var mı?




 
  • yirtik foto  (09.03.09 19:42:19) 
notepad++ 'da bu işi çok güzel yapıyo. klasörde ara diyosunuz metin dosyası php bilmem ne farketmeksizin darmadağın ediyo resmen :)


  • iterator  (09.03.09 20:06:25) 
Bilgisayarın normal arama fonksiyonunu açın (Başlat> Ara> Dosya ya da Klasör), Neyi aramak istiyorsunuz sorulara Tüm dosya ya da klasörler deyip, solda açılan opsiyon kutucuklarında "Dosyadaki sözcük ya da deyim" kısmından aramanızı yapın, yani dosya adıyla değil de, dosya içindeki kelime araması. Zaten dosyayı bulunca, içinden normal alamayla bulursunuz aradığınız şeyi.


  • sui  (09.03.09 20:32:44) 
(git: 62349) (verdigim yanit isine yarayacaktir)


  • trimpot  (09.03.09 20:40:52) 
[]

firefox 3.0.7 logmein

firefox son güncellemeyi (3.0.7) yaptıktan sonra, logmein ile tam ekran olmaz oldu. ie7'de bir sıkıntı yaşamıyorum. logmein eklentisinde de sorun yok. acaba sorun 3.0.7'de mi? o güncellemeyi yapıp logmein'e girene kadar geçen sürede bir arkadaşa verdim notebook'u acep o mu bişiler karıştırdı?

resimler ektedir.

edit: resimlere edit yapmadım sanki ikinci resmi editlemişimi gibi görünmüş uzakten görüntü alındığı için öyle o. demeiyin şimdi orayı kestin diğerleri niye kaldı.

 
(logmein nedir bilmiyorum) firefox güncel sürümüyle uyumlu değildir belki


  • enter saltman benim  (08.03.09 15:44:06) 
[]

mikro dalga fırında yapılabilecek yemekler

mikro dalga fırın var, ocak yok. ne yapabilirim ben bununla, hazır yemekler dışında. bugün öğrendim ki(fırında makarna dışında normal gibi yani) makarna yapılıyormuş. görmesem tadından anlamazdım fırında yapıldığını. çorba yapsam olur mu? bi de kaç derecede yapmak gerekir. patates de severim. haydi yap'a git demeyin size sığındım.




 
mikro dalga fırınlar gönderdiği dalgalar ile yiyeceğin içindeki su moleküllerini çıldırtıp, titreştirip, birbirine sürttüre sürttüre ısınmalarını sağlıyor..
bütün moleküller bir anda sürtünüp ısındığı için şip şak anında ısınıyor yemek..

bu sebeple bu fırında içinde su olan her şey yapılır yani (gibime geldi)..
  • fuck milk get beer2  (07.03.09 17:02:58) 
simit/açma/poğaça alınır; içine kaşar domates sucuk vs. konulup mikrodalgada ısıtılır. başka hiç bir yemeğe falan gerek olmaz sanırım


  • reeper redeemer  (07.03.09 17:06:44) 
@fuck milk get beer2
elektrik elektronik açıklaman için teşekkürler.

peki hangi yemekleri, hangi derecede yapabiliriz, kapağında yazmıyor. evdeki fırında yazıyordu. bi de aşırı koku yapmayacak şeyler olsa süper olur.

patates yapmak istiyorum çok severim, ne kadar suyla, kaç derecede kaç dakika gerekir?

patates derken hani şu fırında tavuk-patates oluyor ya ondan. yapılır mı mikrodalga'da? suya gerek yoktur belki bunun için.
  • abtash  (07.03.09 17:07:18) 
mikrodalgaların ayrıca "fırın" özelliği olanlarla başarılı yemekler elde etmek mümkün. evdeki mikrodalgalarla en fazla kıymanın buzu çözülür, pilav ısıtılır, hazır yemekler pişirilir yenir.

çok emin olmamakla birlikte bir arkadaşım mikrodalgada kumpir yaptığını iddia etmişti. bir patatesin içini de pişirmek için ne kadar süre orada tutmak gerekir bilemiyorum.

bir de mikrodalga tostu denilen bir şey var. tost ekmeğinin üzerine kaşar falan koyup yapılabilir. ancak mikrodalgada ısıtılan poğaça, ekmek türü gıdalar 10 dakika içinde taş kesilmekte. mikrodalganın pişirme konusunda pek iyi bir araç olduğunu söyleyemem.
  • holly golightly  (07.03.09 17:28:20) 
ben tavuk filan pişiriyodum, oluyo da tadı bi acaip oluyodu sanki. deneme yanılma yöntemiyle zamanını ayarlıyodum, 5 dk ya ayarlıyoodum, baktım olmamış bi 5 dakka daha yapıyodum ama sanırım 5 dk yeter.


  • kanuniye  (07.03.09 18:17:33) 
(git: www.devletsah.com)

bu adreste bazı tarifler var. özellikle bir brownie tarifi var ki gerçekten çok başarılı.

muhtelif sitelerde makarna ve kestane pişirildiğini, mısır patlatıldığını görmüştüm. balık buğulama da yapılabiliyor.
  • aklimdan zorum var  (07.03.09 20:08:23 ~ 20:14:51) 
  • endless dream  (07.03.09 20:41:13) 
[]

autocad dosyalarını jpg'ye çevirip yollayacak yardımsever

s1.dosya.tc

bu linkten indirdiğiniz rar'ı açınca 3 adet autocad dosyası çıkacak. dosyaları daha önce hiç açmadım, ancak bunları resim olarak sitelerine koymam istendi. rapidshare vb. yerlere erişimim sıkıntılı. başka programlarla da açmak mümkün dwg'leri ancak onları yükleyeceğim yere de erişimim engelli. vakti olan varsa şunları açıp tekrar dosya.tc'ye upload edip link koyabilir mi, mail atarsa da olur.

aman ha rapidshare'e atmayın yanlışlkla, erişimim sıkıntılı oraya.

bu arada çizimler nasıl bilmiyorum ama siz siteye konacak bi hale getirip atarsanız minnettar olurum.

mcsamirs
-----
hotmail
********
com

 
su programi bir deneyin bakalim

anydwg.com
  • yirtik foto  (06.03.09 22:14:16) 
ctrl+p yapip dwg to eps veya pdf deyip eps ya da pdf uzantili bir hale getirebilirsiniz dosyayi. oradan da photoshop ile jpeg e cevirebilirsiniz.


  • cisterna  (07.03.09 02:23:16) 
[]

notebook ekran kartı arıyorum

toshiba m100-165 model notebook için ekran kartı arıyorum. ati 512 mb'tı modeli(256+256) tam hatırlamıyorum sanırsam ati 1400. neyse anlayan anlar zaten m100'den

alınık satılık olarak açmamamın sebepleri bir yer önerirseniz o da olur diyerekten.

montajı kendi yapmak isterse olur, olmazsa montajı ben kendim de yapabilirim. uygun başka ekran kartı diyorsanız(kesin olacaksa yani) o da kabulum çalışsın artık şu meret.

mcsamirs
--------
hotmail
-----
com

 
www.dataservis.net`e goz atabilirsiniz. Eger sitede gorunmuyorsa telefon acarak da danisabilirsiniz.


  • murat mc  (07.03.09 18:22:22) 
[]

kontrol panel hakkında

bir siteyi yeniden elden geçiereceğim, eski uğraşan yok yine ortalıkta.

kontrol panele bağlanmam gerek ancak hosting tarafından yollanan bilgilere girdiğimde

www.siteismi.com


bağlanır gibi oluyor ancak sonra bağlantı kesildi hatası veriyor. bir şekilde disable edildi diye düşünüyorum. ftp'den bağlanıp çözmek mümkün müdür, yoksa hosting şirketi mi çözer bunu mail attım hostcini'ye hala cevap vermediler 3 saat oldu be. daha önceden bu konuda tecrübeli olan vardır belki?

 
cevap verdiler nihayet de üye ol öyle sor diyorlar delirmek üzereyim yok ticket micket. ulan her yerde mi karşıma çıkacak bu ticket. nedir bu sorun söylemiyorlar adama yahu.

edit: kampüsten(ulaknet) bağlandığım için böyle bir sorun oluşmuş. başaklarının işine yarar diye silmiyorum.
  • abtash  (05.03.09 22:46:54 ~ 23:06:49) 
[]

doğum gününde arayan eski sevgili

Merhaba gece kuşları, hikaye uzun baştan kaçabilirsiniz ancak yardımınıza ihtiyacım var, özellikle bayan suser'ların. saat 12'ye 1-2 dk kala yurt görevlisi geldi imza için aşağı çağırdı, indim attım tam içeri gelirken telefon çaldığını fark ettim açamadan sustu. arayan eski sevgiliydi, ayrılalı 1.5 sene oldu en son bayram'da sıradan bir mesaj atmıştık o kadar(ha bir de onun dışında geçen ay rüyamda gördüm kötü olduğunu sandığım için mesaj attım iyiyim dedi o kadar). geçen sene doğum günümde aramamıştı beni, onun doğum günü temmuz'daydı ben yanına gittim (yazlıklarına). sahilde birlikte oturduk falan, kah hüzünlendik kah güldük güzel geçti, amma velakin yeni sevgilisi ile hala görüştüğünü sonradan öğrendim ve bu adam benimle görüştüğünü öğrenince baya kızmış, doğum günü için aldığım armut koltuğu bile atmasını istedi falan, neyse o arada üstte belirttiğim 2 sefer dışında hiç görüşmedik. neyse ben aradım onu dedim kontör yok arayabilir misin? aradı 2 saate yakın konuştuk (yeni kapadım). havadan sudan eskilerden falan konuştuk, konuşma arasında anladım ki 1 yıldır çıktığı çocuktan ayrılmış. ancak bana diyor ki sakın umutlanma, kesinlikle dönmem. ben hala deli gibi sevmekteyim o da farkında ve şaşırıyor nasıl hala bu kadar seviyorsun falan. seviyorum işte. kesinlikle dönmem diyor, ancak benim ona karşı içimdekileri bile bile doğum günümde aradı beni ve 2 saat konuştuk, geçen yılların hatırına aradı diyelim ki, niye bu kadar uzun sürdü o zaman? bana kesinlikle ümitlenme seni incitmek istemiyorum diyor ama o benim hayatımın bi parçası. çok büyük bir umut oldu içimde ona karşı, ama söyleyemedim tabi, kendini suçlu sorumlu hissetmesin diye.. dünyalar tatlısı iyisi bir insandır kendisi, cidden. sürekli kendisini hak etmediğimi falan söyler. ha bir de onun hemen hemen benim kadar eski çok yakın bir erkek arkadaşı var, benden daha yakın belki. başlarda sorundu benim için ama artık kardeşim gibi o da. sevdiceğim, o arkadaşını çok sevmesini kendine yediremiyor falan filan.

ey suserlar, umutlanmakta haksız mıyım, haklı mıyım? bu olay olmasa da ben zaten içimde yaşıyordum bazı şeyleri. ama bu olay çok sevindirdi beni, geçen sene aramayan insan bu sene aradı ve 2 saat konuştuk.

buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ediyor ve düşüncelerinizi bekliyorum.

 
geçen sene daha ayrılığınız tazeymiş, aramak istememiş. ama o arada görüşmüşsünüz, konuşmuşsunuz, sen aramışsın vb. aranızdaki ilişkiyi artık bitmiş olarak görüyor ve seni cana yakın bir dosta çevirmiş zihninde. eski sevgililer bazıları için düşman olur, bazıları için potansiyel gecesibirlik ilişki olur, sevişdeş olur vb., bazısı için de candan dost olur. seni dost olarak görmüş iki saat konuşmuş. belli ki kendisinin de sorunları var ve arayacak kimsesi yok. maalesef diyorum ki umutlanma.


  • beccaria  (05.03.09 01:26:25) 
bir süre umursamamayı başarırsanız, hatta yeni bir kız arkadaş bulursanız tekrar size dönecektir..
şahsi görüşümdür, muhtemel başarı %90dır ama gene de sorumluluk kabul etmem :)

  • erostrada  (05.03.09 01:31:41) 
umursamamayı başaramam malesef, çünkü ihtiyacı olduğunda yalnız kalmasına gönlüm el vermez, ileride tekrar birlikte olmak için bile. o kadar seviyorum uleen.


  • abtash  (05.03.09 01:33:32) 
ilk olarak cidden ümitlenme. bu kadar aradan sonra arayıp "kendisini hak etmediğimi falan söyler." bu tarz cümleler koruyosa gerçekten öyle düşündüğü içindir. fazla üstüne hayatından tamamen cıkmasını saglama daha kötü oluyo :D (acaba nerden biliyorum)


  • rurouni  (05.03.09 01:34:56) 
doğum gününüz kutlu olsun öncelikle.

dönmeyeceğini açık açık beyan eden biriyle mevcut ilişkinizi de gözden geçirin derim hatta, eğer her görüşmenizde böyle dalgalanmalara sebep olacaksa içinizde.
  • uyuzcan  (05.03.09 01:39:44) 
eğer sizi beccaria nın dediği gibi sadece çok acaip yakın arkadaş mertebesine koyduysa ve üstelik bunu; onu cok sevdiğinizi bile bile yaptıysa yani ı ııııhh demek ki sandığınız kadar iyi biri değil, dünya üstünde arkadaş mı kalmadı ayrıca yahu? bana göre eski dostumu bi arayayım olayından fazlası var bu durumun içinde. ha tabi 2 saatlik bi konuşmadan acaip derin manalar çıkarmamak da lazım hevesli tazeler gibi atlamayın olayın üstüne biraz ağırdan alıp işi oluruna bırakın mesela o sizi ne güzel aradı değil mi? ben olsam 1 hafta sonra da kendim ararım "naaptını merak ettim geçen şöle demiştin ya noldu o nasılsın?" derim nabız yoklarım, sen de istediğin zaman ara seninle böyle rahatca konuşmak çok güzel yani aslında falan derim. Ha buarada kesinlikle geri birleşmek istiyorum şeklinde konuları kendiliğinizden açmayın yani bence direk işkillenir kendisini suçlar aradım diye böyle olmuş der aramaz :) 1 yıldır sanırım doğru düzgün bir şekilde hayatında yoktunuz değil mi işte size harika bir fırsat tekrar hayatına girmek için. ama nolur 1 aya çıkcam tekrar onunla modunda girmeyin olaya bırakın size alışsın bi süre hayatında yer açsın, varlığınız mutlu etsin falan haa bunları yaparken belli bi snırı gizemi mutlaka koruyun ama yav bi anda can dostu olarak görmeyecek kadar gizemli oln arada falan merak etsin kimle naaptı acaba gibi. ama yakın davranın güldürün işte. zaten bi süre sonra olay şu anki muğlaklığından çıkar daha net olur herşey. kolay gelsin.


  • sleep may be the enemy  (05.03.09 01:41:15) 
haksızsın.
geçen sene sevgilisi yüzünden aramamıştır: ya arayamayacak kadar kafası doludur ilişkisiyle, unutmuştur ya da ararsa çocukla araları bozulabilir diye yapmamıştır. kavga gürültü ayrılmadığınızı varsayarsak iki saat konuşmanız da gayet doğal. bir zamanlar aşık olduğun insanla tabi ki diğer insanlardan çok daha fazla konuşacak şeyin olur; ki son görüşmeniz üzerinden uzun bir zaman geçmiş, hem konuşacaklar birikmiştir, hem de özlenmişsindir normal olarak.
seni haketmediğini söylüyorsa haketmiyordur, ama tabi bu işlerde adalet aranmıyor; sen onu seviyorsan, senin için en iyisi odur.
iyi biri olduğunu söylüyorsun, umutlanma diyorsa da vardır bir bildiği. umutlanma.
  • simona  (05.03.09 01:41:31) 
erostrada'nın söylediğini yaparsan olur.. seni güzel bi hatunla görmesini sağlarsan şansın on kat artar. yoksa sen kovaladıkça kaçacaktır. yani ben aksini göremedim henüz..


  • wolkymus  (05.03.09 01:52:07) 
ya peki sence umutlan diyebilir miydi ki? hadi neyse saçma bi soru oldu senin çooook sevdiğini biliyorsa sana en ufak işaretinde olayın tamamen son hızlda gelişeceğini bildiği için direk önlemini almış ne deseydi yani? bunlar klasik şeylerdir ben seni haketmiyorum falan filan... ayrıca da çok sevdiğinizi biliyorsa niye arasın? biri beni çok sevse ümit vermemek için aramam 2 saat de konuşmam. yani bence böyle dedi ben umudu keseyim o zaman diye bakmayın olaya yav biraz üstüne gidip bakın bakalım yüzeyde böyle gözüküyor ama biraz kazısan altından ne çıkcak? uğraşmaya değer mi anlarsın zaten.


  • sleep may be the enemy  (05.03.09 01:53:15 ~ 01:54:31) 
(bkz: hic gelmeyecek birisini beklemek) siradan bir konu ba$ligi degildir, senin ba$indan gecenlerin benzerini ya$ami$ o kadar cok insan var ki, bir goz at derim ben.
ayrica yeni bitmi$ ili$kiden sonra, maziyi yad etmek sikca yapilan bir eylemdir. bu ki$inin yakin gecmi$inde sen varsan ve dostca yakla$mi$san, belli ki seni dertle$ecek biri olarak gormu$. donmuyorlar arkada$im, donseler bile eski tadi kalmiyor. icin buruk bir halde, ukteler ile dolu bir gonul ile oyle $uursuz dola$iyorsun.
biraz gaddarca yorum yaptim ama soylediklerimin aksi $ekilde geli$en bir olay ya$amadim, gormedim. ben de umutlanma diyorum.
ps: kiskandirma olayi aklindan bile gecmesin. olacagi varsa da olmaz.
  • karaktersiz  (05.03.09 01:57:40 ~ 01:59:57) 
bayan dusuncesı ıstemısın belırteyım;
gecen sene aramamıs ıhtımaller ana hatları ıle 2 tane ve belırtılmıs 1 sevgılısı 2 ayrılgın yenı olması
bu sene aramıs ıhtımaller yıne 2 tane
1 gercekten dost canlısı yaklasıyor
buraya kadr hersey normal
2. ihtımal o sevgılsınden yenı ayrılmıs bır kızdır ve malum bır kız davranısı olaraktan eskılerı bır yokluyor olabılır. çokça yapılan hata ise bu yoklamalara erkek cınsı tarafından kanmaktır.
arkdasım ozel degılse ayrılan kımdı sızın ılıskıde
yanı ıkı taraf ortak kararıdır ama bı taraf daha bı domınantır. eger kız ayrıdlıysakı oyle gozukuyor uzak dur derım. bır kere bırakan için bırdaha bırakmak pekte zor degıldır. ustelık bırseyler başlarda bırakılıp senden sonrakı eskı sevgılıye gerı donersekı -tuzak ıcınde tuzak- pek hoş olmaz.

bunlar kızlar tarafından yapılan tıpık oyunlardır. yutmamak gerekır.

ama ınsalah ben yanılıyorumdur.

dıp not: eger kızcagız sızın ona karsı zaafınızı bılıyorsa benım tezım guçlenır haberın ola

iyi geceler
  • piqolet  (05.03.09 02:02:21) 
sana bişi diyeyim. hayatından tamamen çıkmasını sağla. yazından anladığım kadarıyla sen benim lacivertimsin. eğer onu görmeye, onla konusmaya devam edersen sadece kendine acı cektirmis olacaksın. hatıralarını sil önce. onun eşyalarını çöpe atarak başla. bir yere kaldır demiyorum bak. çöpe at ona iade et, ulaşamıyacağın bir yerlere yolla anlıyacağın. sonra kendini eve kapama, hayatına özen göster. gerekirse anti-depresan al. hayat tarzını değiştirmeden olabildiğince yalnız kalmamaya bak.

ama onu unutabilmek için ilk önemli şey unutmak istemen. sen en zor evreleri atlatmışsın zaten. unutma kısmı kalmış bir tek sende. neredeyse aynı yoldan ben geçtim. doğum günümde "doğum gününüz kutlu olsun isim soyisim" şeklinde bir mesaj attı. o mesajdan sonra unutucam dedim hırslanıp. o kadar gaza gelmişim ki iki gün sonraki doğum gününü unuttum kızın. kendine gazlanacak bir sebep bul.

yanlış anlama ama o kız seni hazır lokma olarak görüyor. yarın kimse ile beraber olamazsa ilişkileri düzgün gitmezse sığınabileceği bir limansın sen. seni haketmiyordum, yok sen benim için hala çok değerlisin gibi laflarla seni kendine daha da çok bağlıyor. düşme bu tuzaklara aç gözünü. hayatından tamamen çıkar, yoksa hep acılar içinde kıvranacaksın. çok ciddiyim.

duygusallığa romantizme yer yok hayatında şu anda. alabildiğine realist ol. bir çift gördüğünde biz de böyle olabilirdik yerine, -inanmasan da- zaten ayrılacağınız ne bu çifti kumruluk de içinden. realistik ol bir numaralı kural. telefon rehberinden ismini ad soyada değiştir. resmiyet koy kendi içinde onun ile arana. aklına her geldiğinde bir uğraş bul. 2 sene çektim bu illeti.

unutmaki asla tamamen unutamayacaksın. hep bir iz kalacak kalbinde. ama 3 günlük sevgilide de kalır 30 senelikte de. of keşke yüzyüze olsaydık! burdan çok zor oluyor birşeyler anlatmaya çalışmak. unutmaya çalış, tek kural bu. boşuna da ümitlenme o kız senin için bitti artık. hayatında ne kadar uzun kalırsa o kadar unutamayacaksın. sanki 6-7 ay önceki halimsin ya. oğlum bak çıkar onu hayatından. çektiğinden kat kat fazla acı bekliyor yoksa seni.
  • ayiadam  (05.03.09 02:06:46) 
yorum bildiren herkese teşekkürler.

3 senelik bi ilişkinin sonlarında dalgalanmalar oldu ve terk edildim. 1.5 yıl oldu ayrılalı dedim, ancak ayrılmadan 1 hafta önce her şey çok iyiydi. ve ayrıldığı gibi başka birisi ile çıkmaya başladı, pek tabi uzun sürmedi sebebi beni unutmaktı. 4-5 ay sonra seni seviyorum hala diye mesaj attı, sonra kıvırdı arkadaş olarak falan, üzerine gitmedim yine, zamana bıraktım. şimdi yine zamana bırakmayı düşünüyorum, başka kızla kıskandır falan denildi ama yediremem onu kendime ve, karşımdakileri (sevdicek, ve kıskanılacak kişiyi) kandıramam.

geçen rüyamda gördüğümde aramamı istisna olarak saymazsak ben onu arayamam. sebebi gurur değil, rahatsız etmekten, sıkmaktan korkma. zamanla olsun olacaksa istiyorum. sleep may be the enemy'nin dedikleri en yakın geldi bana bilmiyorum.

bu arada eski sevdiceğim diye demiyorum, kesinlikle sinsilik yoktur onda, çok saf ve içten biridir, ona karşı zaaflarım olduğunu biliyor ama bunları kullanmayacağına eminim, belki bilinç altı olabilir olursa o kadar.

doğum günü için ayrıca teşekkürler uyuzcan.




edit:
@ayiadam

kendime zarar verdiğimin farkındayım o da farkında ve unut o günleri artık diyor. ama asıl sorun bende, kesinlikle unutmak istemiyorum hatta unutmamak için uğraşıyorum. neden bilmiyorum ama sürekli bir umut var içimde, tam umut dibe vurduğunda bir yerlerden çıkıyor bir şekilde, ne yapacağımı ben de bilemedim, şu an iki dost gibiyiz. böyle ne kadar gider bilmiyorum.

o diyor ki, dönmek istesem bile eskisi gibi olmayacağı için dönmeyeceğim kesinlikle.

onun iyi biri olduğuna nasıl inandırabilirim insanları bilmiyorum, sevdiğim için öyle geliyor diyeceksiniz ama öyle değil, daha öncekilerde kötü niyet hissettiğim an unutabiliyordum. ben bu sevdiceğin ilk aşkıyım. kendimden daha eminim onun bana karşı kötü bir şey düşünmediğini.

ama arayamam işte... gidemem de..
  • abtash  (05.03.09 02:13:59 ~ 02:21:10) 
çok afedersınız bıraz konu dışı ama soylemeden edemıyecegım. bu kızlar cok fena arkadasım. sana soylerken ''fena'' dıyorum ama içimden fena yerıne başka bır kelıme kullanıyorum eskı kız arkadasına zan altında bırakmamak ıcın


  • piqolet  (05.03.09 02:15:26) 
@piqolet

belki çok klasik olacak ama bu kız o kızlardan değil.. of ulan of, kapatmayı düşünüyordum doğum günümde telefonu aramadığını öğrenmemek için, şimdi aradı daha mı iyi oldu daha mı kötü oldu bilmiyorum konuştuklarımızdan sonra.
  • abtash  (05.03.09 02:23:01) 
ya o sana karşı kötü birşey düşünmüyor zaten. tek düşündüğü senle de olur ama ya daha iyisi çıkarsa karşıma. sen el altındasın zaten. kızların pek sevdiği bir olay bu. erkek çıldırana kadar gayet iyi işliyor.

uçmazsak daha çok buralardayız. bu akşam yazdıklarını okuyup çok güleceksin emin ol.
  • ayiadam  (05.03.09 02:28:33) 
abtash kardeşim keske senın dedgın gıbı olsa ama bak acık soyluyorum kızlar cok sever bunu. sil kapat defterı.
o bır kere sılmıs senı 1 hafta sonra neden tekrar senı sevıyorum demıs madem sevıomus neden ayrılmış. sende bu duygular var oldugu mudetce yan yana gelmemenız en dogrusu cunku yıne uzuleceksın. ama kendıne guvenıyorsan ve kendını tutabılecegıne ınanıyorsan arkadasca gorus nasıl olursa bılmıyorum ama 3 bıraya bakar oda
malesef bence gercek bu. yınede sen bılırsın =)
  • piqolet  (05.03.09 02:30:16) 
analiz
1) bir kere sizi gozden cikarmis, ustune ustluk baskasi ile de cikmis. yani sizde icine sinmeyen bazi ozellikler bulmus. o eksiklikleri baskasiyla doldurmaya calisiyor.
2) kiz sevdildigini biliyor ve bu konuda senin fedakarlik yapabilecegini biliyor. yani hic yoktan kizin hayatinda bir jokersin. evlenecek insan bulamazsa sen de dunden razisin zaten.

tavsiyem
1) sevgin istismar ediliyor, hemde bal gibi. anliyorum seni, kizla beraber olmak seni mutlu ediyor, onunla vakit gecirmek filan. fakat kizlar boyle iste, icine sinmedikleri bisi olunca cart diye birakiyorlar, gene birakilacaksin.
2) onun icin sen de oyununu oyna; madem seni mutlu ediyor, tekrar beraber olma sansin varsa beraber ol, ama sakin ciddi bisiler dusunme, gonlunu eglendir.
3) 4s kurali metaforik olarak dogrudur.

p.s.: hic bir kiz iyi degildir. onu iyi sanan sensin.
  • yirtik foto  (05.03.09 02:57:46 ~ 02:58:38) 
Umutlanmakta haksiz degilsin de, umut edebilecegin daha az can yakacak seyler varken bunda israr etmen pek mantikli gelmiyor.

Su hususa dikkat etmek gerekiyor;

Insanin bir sonraki sevgilisi, kendi acisindan her zaman daha mukemmel olacaktir... Kimse attan inip esege binmez, en azindan boyle oldugunu dusunyorsa bunu 1 sene devam ettirmez... (Gelen gideni aratir dusuncesinin islevsellik kazanmasi 1 yildan daha kisa surecektir ki senden hemen sonra bilikte oldugu sahsi buraya oturtabiliriz)

Dolayisiyla kronolojik acidan, senden sonra birlikte oldugundan mutevellit bir onceki sevgilisine donme ihtimali bile sana donme ihtimalinden kat be kat fazla gorunyor...


Birlikte olmanizi saglarsa onu hala seviyor olman saglar; onun bu durum karsisindaki saskinligini da bir ipucu olarak gorebiliriz. Ama artik sevgili secebilitesini (sevmek oluyor sanirim / upgrade) kaybettigini dusunup "beni sevsin yeter" dusuncesiyle seninle birlikte olacaksa (kadinlar icin 28-30 yas ve uzeri, test edebildikleri kadar erkegi test ettikten sonra begenilmemeye basladiklari donem) eline gecen ilk firsatta seni terk edecektir. Bunu da goz ardi etme.

Neyse onu bunu birakalim. Ya fena halde mazosistsin ve bu durumdan zevk aliyorsun, ya da kendine guvenin sifira yakin vaziyette ve daha iyisini bulamayacagini dusunuyorsun. Yanlis anlama senin o 'umudun sifira yaklastigi anda bir yerlerden umut fiskirmasi' olayini yaklasik dort yil yasamisligim var. Su yazdiklarina cevap verip de yasamayan yok gibidir gerci... Sonunda utopyalarimi susleyen biriyle birlikteyim :) Arkaya bakma, ilerle biraz, paragrafin basinda dile getirdigim olasiliklardan olan 'mazosist' biri degilsen.

Dogum gunun kutlu olsun, iyi sabahlar.
  • narquis de sade  (05.03.09 04:13:59) 
affına sığınarak(bkz: montla sic)

senin için ne kadar hassas bi konu olduğunu bildiğim için tekrar özür dilerim. bütün cevapları okudum ve ben de sleep may be the enemy ve ayıadam ve piqoletçilerdenim. özellikle yırtık fotonun ikinci tavsiyesini dikkate almanı tavsiye ederim. oluruna bırakmak en güzeli. oluruna dediysem keyfine bakarak oluruna bırakmak, umut ederek değil. çünkü seni haketmiyorum'un anlamı seni sevmiyorumdur, bir gram fazlası değildir. bütün bunların iyi veya kötü biri olmayla alakası yoktur ayrıca. seversin ya da sevmezsin, açık değil mi? bunun için aşktirik duygular hissetmediğin yakın bir arkadaşının sana aşık olduğunu düşün. ona ne söylerdin? yaşanmışlıklar var diyeceksin ama o yaşanmışlıklar sevdiceğim diye bahsetmekten vazgeçmen gereken ama hala öyle anmakta ısrar ettiğin insanı mutlu etmiş olsaydı yaşanmaya devam ederdi ama bitmiş. bu arada yeri geçti ama ayrılığınızın üstüne başkasını bulması, seni unutmak için değil de seni unuttuğu için olabilir. gönül bu alkol gibi şişelenip hapsedilmez, üstelik daha uçucudur.

hem senin yaşadıklarını yaşamış hem de seni haketmiyorum demiş bir dost..
  • memati atese  (05.03.09 04:24:20) 
böyle bir şey için düşünüp karar vermek çok yanlış olur.

beyninle değil, kalbinle karar vereceksin.

kızı sıkmadan, yormadan, seni yanlış anlamamasını umarak.

eğer içinde en ufak bir umut kırıntısı varsa, en azından ara bir iki kere daha, konuşun, buluşun.

ama karar verme sakın. karar kendi kendine gelir sana..
  • co2s2  (05.03.09 08:19:09) 
görüşler için tekrar teşekkürler.

çok mantıklı şeyler geldi gerçekten, hesaplamadım ama yaklaşık % 70 unut gitsin artık diyor. belki doğrusu da bu bilemiyorum ama bana hala oluruna bırakmak daha doğru geliyor. dün 4-5 gibi yattım sabah 9'da kalktığımda uzun zamandır olmadığım kadar mutluydum, sırf bunun için bile değer diyorum. belki biraz mazoşistim, çok acı çektim tamam. böyle giderse daha da çekeceğim onu da biliyorum ama yine devam edeceğim. yaşantıma engel değil işimi gücümü yapıyorum ne de olsa.

narquis de sade ayrıca teşekkür ederim.
  • abtash  (05.03.09 09:33:26) 
abtash kızma ama en kibar şekilde şunu diyeceğim sevdiceğinin kişiliği tam olarak oturmamış maalesef. sen ondan daha olgunsun. yani bana göre kişiliği oturan bir insan olsaydı -senin ona karşı hislerini bildiğini söyledin- arayıp 2 saat konuşmazdı. doğum günü "bahanesiyle" sana ümit vermezdi. evet sana karşı boş değil ama artık ayrılırken ne yaşadıysanız onların etkisinden de kurtulamıyor. şuan bu ilişkiye başlasanız bile çok süreceğini sanmıyorum. ama ileride okulunuz bitsin şu gençlikten yetişkinliğe doğru adımlarınızı atın o da ne istediğini bilir siz de. daha dengeli, daha dürüst birşekilde bir ilişkiye başlarsınız belki. herşey olacağına varır. geçmez denen dertler bitiyor. unutamam denilenlerin üstüne toprak atılıyor.

ayrıca doğum günün kutlu olsun. umarım yeni yaşın istediğin tüm iyi şeylerin gerçekleştiği bir yaş olur. ve gene ayrıca atrin in yazdıklarının hepsine katılıyorum.
  • philosophia  (05.03.09 09:34:42 ~ 10:07:25) 
kardeş öncelikle doğum günün kutlu olsun nice yaşlara. sadece şunu bilmeni isterim önceden vazgeçilmez gibi görünen şeyler belli bir zaman sonra unutulabiliyor. unutup daha iyilerine kavuşmak içinse arkaya bakmadan yürümek ve böylece önündeki çukurlara düşmemek gerekiyor. en tatlı, saf ve nazik kızın bile içerisinde beğenilmek gibi kötü bir parça vardır ve bunlar ona kendilerinin güzelliğini diğer kızlardan farkını sürekli fısıldar. "hala seviyor, hala beğeniyor" bunlar aslında kendi kendisine güzel ve çekiciyim diyen mekanizmalar. şöyle ki madem seninle olmayacağını belirtmiş ama "kesinlikle" belirtmiş bu demek oluyor ki seninle ilişkinin altını kısmış kardeşim. tam ateşte yanarken seni kaynatmış ve şu an olduğun gibi tutuyor. er geç o tüp biter sen de ısındığınla kalırsın benden söylemesi. =) (garip oldu biraz benzetmeler farkındayım ama rejimdeyim ve çok açım affedin hsajhda)


  • atrin  (05.03.09 09:55:34) 
yaşadıklarının hemen hemen aynısını yaşamış bir insan olarak söylüyorum, hayatından çıkar abicim, her başı sıkıştığında arar, kendini hatırlatır unutmana izin vermez, ümitlenirsin, ama en sonunda elinde bir hiç olur.
zamanında kendini kullandırmış bir insan olarak söylüyorum, kullandırma kendini.

  • izaleisuyuu  (05.03.09 09:59:50 ~ 10:01:03) 
bence kız direk olarak sevilmemekten korktuğu için seni aramış. yazdıklarından anlaşıldığı kadarıyla hayatının bütün dönemlerinde sürekli birileri tarafından sevilen bir kız. bu sebeple sevilmediğini hissettiği anlarda senin doğum gününü bahane edip aramış. doğum gününün bahane olmasını düşündüren bir önceki sene aramamış olması ve 2 saat süren konuşma.

şimdi bence yapılacaklara gelirsek kaçan kovalanır her zaman çalışan bir kuraldır. tabi sevgi varsa eğer kovalamazsa zaten sevgi yoktur. benim tavsiyem, uygulanması seven kişi tarafından imkansıza yakın olsa da umursamıyor gibi gözüküp arada umursadığını hatırlatıp sonra tekrar öyle gözükmek. başarı oranı çok yüksek ama...
  • comf  (05.03.09 12:01:56) 
bir kiz olarak yorum yapip sonra da genel olarak gorusumu soyleyecegim.

bir kere bir kiz birini seviyorsa asla ama asla ondan ayrilamaz. oyle bir sey anca filmlerde olur. goruldugu uzere kiz seni artik sevmiyor ancak demek ki senin kadar deger vereni bulamadi ki sana siginiyor yani bir bakima cepte tutmaya calisiyor. senin her istediginde ona gidecegini biliyor. yazik...

bir de bunlari asmak zor degil inan. karsindaki insan bir kere seni incitecegini bile ile bir seyler yapiyorsa o inan dunyalar tatlisi falan olamaz. ileride bir gun bunlari astiginda ne malmisim diyeceksin bahse girerim.

insan boyle seyler kendi basina gelince mantikli dusunemez. etraftakiler akillica konusunca da kimse beni anlamiyor tribine girer. diyecek lafim yok bunlarin cook daha kotusunu yasadim. ama insan bir sure sonra asiyor ya her yara kapanir sen habire acaba kapanmismi diye bakmadikca. biraz yalniz kalmani ve o sure icinde kimseyle gorusmemeni tavsiye ederim...
  • jeanne hebuterne  (05.03.09 12:36:12) 
hemen hemen senin yaşadıklarının aynısı da benim başıma geldi..

şöyle ki, eski sevgilimle birbirimizi her doğumgününde ilk kutlayanları olurduk.. ayrıyken de dahil.. geçen sene benim doğum günümde hiç beklemememe rağmen -bi senedir falan görüşmüyorduk, kavgalıydık- yabancı bi numaradan, onun adından bi mesaj geldi. numara değiştireceğine ihmal vermeyerek kimmiş bu diye aradım, o çıktı. haliyle sohbet muhabbet ettik ama öyle kalmış idi.. benim doğum günümden 2 hafta sonra da onun doğum günüydü, aradım tekrar konuştuk.. ertesi hafta da buluşmul idik zaten..

aynı şekilde o da benim onu haketmediğini söylüyordu, hatta ayrılmamzın sebeplerinden biri de onun beni benim onu sevdiğim kadar sevmediğini söylemesiydi.. lakin gene bir oldu iki gönül, ama her eski sevgili muhabbetinde olduğu gibi anca 6 ay falan yürüdü gitti.. zaten bana söylemeden gidip kendisine yavşayan bi herifle çıkmaya başlamış, seninkine sözüm yok zaten, benimkinin karakteri bu..

diyeceğim o ki, eğer bi kız ben seni haketmiyorum muhabbetine girdiyse onun aklını çelmek ayrı, çeldikten sonra bunu devam ettirebilmek ayrı bi dert.. herhangi bi olayda sırf bu nedenle bitirmek isteyebilir, üstüne bi de "ben demiştim" diyebilir felan..

senin gibi ben de bu 1,5 senelik süre boyunca ümidimi kesmek istemedim, bekledim..
şansım olsa da bi kızla beraber olmadım, sırf sağdan soldan duyup onu beklemediğimi sansın diye.. layık değilmiş, kendime üzüldüm..

diyeceğim şudur ki, kendini şartlama.. umudun seni uzun vadeli olarak süründürebilir, canını yakabilir.. insan emin olmak istiyor, dönecek mi dönmeyecek mi diye; ona göre şekillendirmek istiyor kendini ama o da pek mümkün değil zaten..
  • thefalloftekin  (05.03.09 13:18:16) 
doğum günün kutlu olsun.
zirve yapsak sanki daha iyi olacak?

  • skplgl  (05.03.09 13:35:50) 
benim duruma en yakın thefalloftekin çıktı. halimden o anladı en iyi sanırım. şu an açıkçası berbat durumda değilim, dün değildim, 1.5 sene öncesi gibi değilim yani, günlük işlerimi yapıyorum hatta bugün o kadar yoğundum ki, sabah 10.30'dan sonra yeni nefes alabildim yemek bile yemedim o derece. günlük işlerimi aksatmıyor, ama oradan buradan illa hatırlıyorum. (isterseniz aptallık diyin) şifrelerimin hepsi o'nun adının kombinasyonları olduğu için çıkıyor hep bir yerden. sırf o da değil 50 tane şey var. eski yeni bütün şarkılar falan. ama şu an bunlar bana zarar vermiyor. dövünmüyorum yani, sadece başkaları ile birlikte olmamı engelliyor! bu düşünce ondan da rahatsız değilim, varsın kaçan fırsatlar olsun:)

şunu biliyorum ki, beni ona bağlayan onun masumluğuydu, 5 sene önce tanıştık ve onun ilk aşkıyım, en masum halini gördüğüm için hep öyle kaldı benim için. biliyorum şu an eskisi gibi değil, bu haliyle iken tanışsaydım başlar mıydık diye soruyorum kendime, hayır cevabını alıyorum. ancak bu haliyle de devam etmeye dünden razıyım. thefalloftekin teşekkürler. gerçekten zirvelik oldu. bu kadar şeyi okuyup yorumlarını esirgemeyenlere teşekkür ederim tekrar. davranışlarımı değiştirmeyecek, yani beklemeye devam. ama daha mantıklı bakıyorum artık.


ha bu arada, 2 arkadaşı var onun çocukluktan beri birlikteler, onlarla da baya samimiydik hep birlikte kartinge giderdik falan, ilişki bittikten sonra ara ara görüşür olduk. nereye gelicem bakın, 5 senedir sadece ilk sene doğum günümü kutladılar(ben de onların öyle, şu an hatırlamıyorum onlarınkini) bu sabah daha samimi olduğumuz mesaj attı. 40 dakika kadar önce de diğer arkadaşı attı. gel de delirme arkadaş. hadi sabah atanı belki hatırlamıştır diyelim(3 sene kutlamayıp şimdi kutlamak!) ama öğleden sonra atanın doğum günümü hatırlamadığına eminim, ki zaten onunla o kadar samimi değiliz. öyle ki numarasını sildiğimi sanacak sonuna ismini yazdı, o derece.



neden bu kutlama şimdi arkadaş????
  • abtash  (05.03.09 15:44:57) 
Liman erkek konumundasın. Daha fazla zarar görmeden bırak, hiç görüşme. Arasa takma. Ya da ben unutabilirim diyorsan işine bak. Ama hiç görüşmemen en iyisi. Yoksa çok zarar görürsün, kıza bir şey olmaz.


  • ataturkiye  (05.03.09 17:24:35) 
o bahsedilen 2 arkada$in dogum gununu kutlamasi hakkinda bir-iki fikir:

1: bu arkada$lar facebook'da listende ise, ve son 1 sene icine listene almi$ isen, dogumgununu kutlamak, facebook'ta gorunce akillarina gelmi$ olabilir. onceki senelerde kutlanmayi$inin sebebi budur belki.

2: seninle yaptigi sohbetten bahsetmi$tir arkada$larina, onlar da pas gecmeyip kutlami$lardir dogumgununu. kizlar boyle cetrefilli du$uncelere bayilirlar. genelleme gibi olmasin da. ya da olsun. aksini iddia eden cikmayacaktir bana gore.

ps: dogum gununu es gecmeyelim, mutlu yillar.
  • karaktersiz  (05.03.09 17:48:46 ~ 17:49:33) 
@karaktersiz teşekkür ederim efenim:)

bu arada facebook falan öyle yerlerde hesabım yok, doğum günümü o şekilde öğrenmiş olamazlar, kesin onunla konuşup öğrenmişlerdir. ancak kızları anlayamıyorum arkadaş, ne ara geçti bu konu. neyse. bu arada karaktersiz,nickini copy paste yaparken yanlışlıkla msn'e karaktersiz yapıştırıp enterladım, ben bir bahtsız bedeviyim!
  • abtash  (05.03.09 20:15:03) 
"vazgeç gönlüm"
diye bir şarkı var.bunu dene.

  • skplgl  (05.03.09 21:37:45) 
@skplgl
az dinlemedim. ama nedense herşey yaklaştırıyor beni ona. anlamadım gitti.

  • abtash  (05.03.09 22:03:18) 
@abtash

oha, bizimki baya baya aynı lan..

biz de 4 sene önce tanışmıştık, birbirimizin ilkiydik..
aynı şekilde onun da çocukluktan arkadaşları vardı, ara ara görüştüğüm.. beraber sürpriz doğum günü bile düzenlemiştik felan.. ilişki bitince sık görüşmez oluyosun haliyle onlarla da..
seninkilerin doğum gününü kutlama sebebi ise kızdan duymaları, akla gelmişken de kutlayayım demeleri.. altında bişi arama yani..

madem birbirimize çok benzeyen ama benim önden gittiğim bi ilişki var ortada, "keşke yapmasaydım" dediğim tek şeyi seninle paylaşayım; onu beklemek..

ben 1,5 sene boyunca onu unutmayı denemedim.. "nası olsa bir olcaz tekrar, mutlu mesut olucaz" havasında ne başka bi kıza baktım ne de sevgimi azalttım.. bekledim yani sıkılmadan, kıvılcım çıksın diye.. bok yemişim, bildiğin.. sen bari yapma..

bu "ondan nefret et, unutmaya kas" demek değil.. ümit bağlama sadece, bekleme..
normal biri gibi kalsın.. bir daha beraber olmayacağın, eski bi sevgili olarak kalsın..

tekrar bir olup 6 ay sonra daha beter bi şekilde ayrılmak yardımcı oldu bunu atlatmama açıkçası, ama sen buna mecbur değilsin..

ben de çok seviyordum, bi kız için bi daha yapamayacağım şeyler yaptım..
şimdi sadece güzel anı olarak kaldı kafada..
bunu tekrar birlikte olmadan becerebilirdim diyorum şimdi..
sen niye yapamayasın?
  • thefalloftekin  (05.03.09 23:06:11) 
[]

Cengaver piton ibneler bayanların gözdesi

yaklaşık 5 sene önce rep'ti sanırım bi şarkı vardı. bendeki kaydında, söyleyen "cengaver" şarkının adı da "piton" yazıyor. o şekilde aramalar yaptığımda bir şey bulamadım.

sözlerinden hatırlardıklarımı yazıyorum:

ibneler bayanların gözdesi böylelikle kadınlar aralarında özleşti

(bunu yazınca google'da facebook çıkıyor, facebook hesabım yok, ancak tıkladım baktım aptal bi grupmuş, şarkı yok, belki var benim hesabım olmadığı için göremedim blmiyorum)


entel olmaya çalışanlar...


bunlar kalmış aklımda, şarkı kısaydı sanırım.

hadi canlar, cananlar.. yeter beynimi kemirdiği.

 
"Cengaver & Pit10 - Pop10" olabilir mi? oluyorsa eğer= www.msxlabs.org
bu linkte 3. partta senin şarkın olsa gerek.

aramanı pit10 şeklinde yaparsan belki bir sonuca varırsın.
  • pesimist adam  (01.03.09 18:01:33) 
çok sağol buldum verdiğin linkten, şarkıyı beğenip beğenmemek değil de, 5 yıl önce bu şarkıyla dalga geçiyorduk bir arkadaşla, o yıllara götürdü beni. (söylemesem içimde kalırdı)


  • abtash  (02.03.09 17:29:59) 
[]

Toshiba A135 S2356 Password

yukarıda yazdığım bilgisayarı açar açmaz şifre istemekte(bios şifresi). bu hale getirmiş birileri, var mı bunun süper password'u falan? nasıl çözebiliriz?




 
bios pilini çıkart?


  • eyke  (02.04.09 20:34:48) 
[]

Yurtlarda imza sorunu

Yurtlarda imza atmanın mecburiyeti nedir? devlet bunu şart mı koşuyor yoksa yurtlar kendileri mi yapıyor bunu. neden sordum, 3 sene devlet yurdunda kaldım şu an kampüsün özel yurdundayım 4 senedir imza atıyorum bıktım. normal yurtlarda kalan arkadaşlara yok böyle bir muamele. o yurtlar yapmayarak sorumluluk mu alıyor, yoksa imza isteyen yurtlar imza koleksiyonu mu yapıyor? temel anlamda imza gerekliliğini düşününce, öğrenci imza atmamış dışarıdaydı bir sorumluluğumuz yok falan. peki neden bu değişik uygulamalar?




 
kyk'da iken akşam 10'dan sonra yurttan çıkış yasaktı. 10'da imza defteri açılırdı buradayız diye imza atardık( chip'li karta 6'şar lira verdik 3 yıl boyunca ama kullanılmadı o ayrı)

şimdiki yurtta iş biraz daha gevşekti defter 10'da açılıyordu ancak dışarı çıkma yasağı falan yoktu, imzayı atıp arkadaşlara gittiğim de çok oldu. uyanmış olacaklar ki şimdi imza saatini gece 11.30'a almışlar. ulan 11.30'da kalkıp imzaya mı gelicem sizin için. (uykum var diyip dilediğim vakit atıyorum bu imzayı yine)

sorunum şu, nedir bu imza olayı hala, diğer özel yurtlar yoklamayı takmazken neden kampüs ve kyk yurtları sayıyor?
  • abtash  (25.02.09 23:47:10 ~ 23:48:06) 
o alkol maddelerin hemen altında 3 gün üst üste mazeretsiz imza atmassanız atılırsınız yazıyordu(kyk için diyorum) kimse atılmazdı o ayrı tabi. para cezasına çevrilirdi.


  • abtash  (26.02.09 00:21:34) 
biz de aylik atardik ama pesin pesin degil, biten ayin imzasini. zaten basina bisey gelen imzasini atamamis oluyordu. sokaklarda sabahladim gecelerce, yurttan kimse sen neredesin dostum demedi.

yurt ankara tahsin banguoglu yurdu idi. sene 1996/1997. sonra da baydi zaten ciktim yurttan, bekledigim disiplini bulamadim, imza yok bisey yok, oyle yurt mu olur.
  • fdegir  (26.02.09 10:27:21) 
yıllar geçti durumlar değişti, toplu imza yok, en azından bizim yurtlarda, gelmeyince çiziyorlar.


  • abtash  (26.02.09 20:09:05) 
[]

müzikleri enstrümanlara göre ayırmak

şöyle bir program arıyorum. ben müzik dosyasını vereceğim, o bana bas gitar, insan sesi falan hepsini perde perde kaldırma, değişiklik yapma imkanı verecek. çok profosyonel olmasına gerek yok. sadece bana istediğim enstrüman veya insan seslerini kaldırma imkanı verse de olur. öyle düşünüyürum ki, normal şartlarda bu işlemler mp3'lere olmayabilir sıkıştırılmış olduğu için. o işi de görebilecek bir çözümünüz varsa süper olur.
nasıl arayacağımı bilemedim google'da anahtar kelimeleri bulamadım.



 
midileriyle yetirim diyorsan guitar pro tarzı bir program kullanabilirsin.


  • burfak  (17.02.09 16:34:25) 
Halihazırda öyle bir teknoloji bildiğim kadarıyla bulunmamakta. Celemony Melodyne, Direct Note Access diye bir muhabet ile istediğine yakın birşeyi yapabileceğini anlatan birkaç video çıkardı ama program daha piyasaya çıkmadı.


  • skatheist  (17.02.09 21:08:13) 
mp3 veya wave farketmez, bir kaydın içerisindeki kanalları ayrı ayrı müdahale etme imkanı sadece eq ile olabilir.eğer istemediğiniz bir davul kicki varsa davul kickinin olduğunu frekansı bulup yokediniz sorun baya çözülecektir. bu minvalde şarkıdaki solistin ortalama frekanslarını da indirip az çok hallolabilir, ama arkada gerek efekt dönüşlerinde, gerekse diğer enstrumanların titreştiği noktalarda kalacağı gibi şarkı tümüne bakıldığında da eski vokalin %50küsürü de en iyi ihtimalle kalacaktır; veya olması gereken enstrumanlar, kanallar gidecektir...
bunu karaoke yapma amaçlı yaptığını iddia eden bir takım programlar dediğim gibi iddia ediyorlar, ama şunca yıllık müzisyenim, görmedim duymadım...

  • jeanluc  (17.02.09 22:56:43) 
[]

Mide Bulantısı/Hamilelik

hamilelik döneminde sürekli mide bulantısı oluyor. normal damacana suyu bile bulandırıyor. reklam gibi olmasın erikli bulandırmıyor bir tek. ne yapmak lazım?
(bkz: kendim icin degil bi arkadasa lazimdi)



 
Hormonlardan, yapacak bir şey yok fazla. Az az yiyecek, yağlı yemeyecek, hamur işi vb. yemeyecek, kokusuna hassaslaştığı şeylerden uzak duracak ve bekleyecek. 12. haftadan sonra azalması gerekir normalde.


  • sui  (17.02.09 09:37:42) 
tavsiyem nefes kontrolü. midesi bulandığında derin derin ve burnundan nefes almayı denesin (ki zaten hamilelikle alakası yok bunun). ayrıca belirtmek isterim ki bu soruna bulunacak net bir çözüm, yanında nobel tıp ödülünü getirir.


  • gxix  (17.02.09 11:18:49) 
öncelikle sağlıklı bir yavru dilerim. bulantı refleksini bastırabilen şeylerden biri de acı nanedir. mesela polo şekerlerini çiğneyerek acı nane dediğim esansa ulaşabilirsiniz. yok birşey yemeyeyim diyorsa, mouthwash denen ürünleri koklamayı deneyebilir (bu ikincisinin işe yararlığı tecrübeyle sabittir [hamilelik olarak değil tabi ki :) ] )
özellikle içinde alkol olanlar, haliyle daha etkili oluyor (parfümdeki alkolü düşünün). benimkinin markası colgate di sanırım, mavi bir sıvı kendisi, ufak bir şişesini yanında taşıyabilir, ister bir damla ağzını çalkalar ağzına acı nane tadını çalar, isterse de direk burnunun önünde tutar 1 dakika falan onun kokusundan nasiplenir, bulantı falan kalmaz.

  • lhun  (17.02.09 20:07:58) 
sabahları, yataktan birdenbire ayağa kalkmadan önce, daha oturuyorken üç-beş beyaz leblebi.


  • cedilla  (17.02.09 20:23:54) 
kaçıncı haftada?

aç kalmaması gerekiyor kendisinin kısaca... az ve sık sık yemeli. midesi bulanınca limon yalasın bi de.
  • mentirosa  (17.02.09 21:36:55 ~ 21:47:08) 
4. hafta falan olması lazım ne yese bulanıyor midesi. daha geçen gün serum takmak zorunda kaldık.


hepinize teşekkürler birkaç güzel şey öğrendim.
  • abtash  (17.02.09 22:15:43) 
bu arada annesi hamileliğini nasıl geçirmiş ona sorsun... çoğunlukla aynı oluyor... genelde 3 buçuk ayda geçer.. biraz daha sabretmesi lazım...


  • mentirosa  (18.02.09 19:24:13) 
ablam olur kendileri. bu ikinci çocuk olacak inş. ilkinde bu kadar olmamıştı.


  • abtash  (19.02.09 23:56:47) 
[]

Donanım Uzmanları Bakın Hele

Minicik sony vaio'mun ekranında sorun var. belirli (aslında belirsiz) kullanımdan sonra ekran titremeye başlıyor, çalışmak işkenceye dönüyor. bazen bir hafta bir şey olmuyor, sonra bir bakıyorsun baş göstermiş. açim kurcalayayım kapatayım dedim bişi fark etmedi. harici bir monitöre çıktı verdiğimde sorunsuz şekilde görüntü alıyorum. ancak o minicik vaio'ya zamanında o kadar para vermişiz hayvan gibi bi monitöre bağlamak koyuyor insana. işin erbabı sandığım bir notebook'çuya götürdüm anakart dediler. bana mantıklı gelmedi sonuçta dışa bağlantı verince çalışıyorsa sorun ekranda değil midir? anakart soketinde olabilir belkim. neyse var mı bu işten anlayan, parasını bastırıp yaptırabileceğim? bu arada modeli: pcg 4b1p




 
ekran kartı suruculerını guncelle bi. dell de diagnostic vardı, tum donanımı denetliyordun ordn. onun gibi bi yazılımı varsa ekran ve ekran kartını dene bi. ikisinden birisinde imho.


  • bryan fury  (16.02.09 18:03:10) 
recovery cd'sinden yükleme yaptım ama deneyeyim yine. dış görüntü birimine aktarınca sorun olmamasından ekran kartında sorun yokmuş gibi geldi bana.


  • abtash  (16.02.09 18:04:58) 
recovery den degil de sitesinden guncel surucuyu kur.


  • bryan fury  (16.02.09 18:06:19) 
orjinal sitesinden indirip de denemiştim, o olmayınca recovery yapmıştım. driver'la olacağını pek sanmıyorum.


  • abtash  (16.02.09 18:18:59) 
sanki flash patlıyor ekranda, ama siyah bir flash.


  • abtash  (16.02.09 19:06:33) 
ya parlıyor ekran ara ara, siyahlıklar gelip gidiyor. sonuçta sorun ekranda diye düşünüyorum ve donanımsal, yapacağına inandığınız bir tamirci yok mudur?


  • abtash  (17.02.09 08:30:03) 
[]

Temel Bilgi Teknolojileri Anlatımı

merhabalar duyuru ahalisi, temel bilgi teknolojileri dersine gayri resmi asistan olarak gireceğim (4. sınıfım) 2 haftada bir uygulama olarak gireceğim derse, hocadan bağımsız olacak. nasıl anlatmam gerektiğine karar veremedim, dersin hocası bu konuyu bana bıraktı. bu ders 1. sınıf dersi. bilgisayar mühendisliği bölümü olmadığı için temelden birşeyler anlatmayı düşünüyorum. ilk dönem office uygulamaları görmüşler.

ben istiyorum ki adam akıllı bir şey olsun. ilk hafta genel bir giriş yapmak istiyorum, donanım olsun, network olsun, programlama olsun, tasarım olsun, işletim sistemleri falan. daha sonra öğrencilere sormayı düşünüyorum hangisi ilgilerini çekerse ondan devam etmek konusunda. sizce onlara sormak iyi mi olur yoksa, yok se kendi belirleyeceğim bir konuyu anlatmak mı? şöyle bir şey de olabilir, her konuya 1-2 hafta ayırıp hepsi hakkında genel bilgi vermek. sonra herkes kendi ufkunu geliştirecek şekilde yapara birşeyler. zaten üstte saydıklarımın hepsinde uzman değilim, belirli bir yere kadar tabi. ancak onlara anlatacak kadar yeterli olduğunu düşünüyorum.

sizin fikriniz nedir?

bir de böyle derslere giren bir öğretim görevlisi/araştırma görevlisi falan varsa ders notlarını sunabilir mi buraya link olarak (mahsuru yoksa tabi, olmadı en bi kısmını ya da planı falan)önümde bir klavuz olması açısından.
üniversitenin uzaktan eğitim biriminde bi ton bilgi var da, onları süzmek falan vaktimi alacak oldukça, ona varana kadar kendim hazırlasam daha rahat olur.

şimdiden teşekkürler.

 
genelde şu şekilde dallandırılır.

önce input ve output nedir onu anlatırsın, sonra sırayla input olan cihazları anlatırsın, sonra output cihazlarını... ekran kartından, lcd monitöre, plotterdan klavyeye, scanner a kadar, kameralardan hepsini anlatmış olursun. bil müh bölümlerinin introduction to computers dersinin içeriklerine bi göz atarasan hazır sunumları bile bulabilirsin.
  • berhan  (16.02.09 15:07:24) 
uzaktan eğitim okuyorum ben,geçen sene bu dersi gördüm ve 14 haftalık konular pdf formatında var.işinizi görür mü ?görürse iletişim adresinizi yazın mail olarak atayım.


  • szqnn  (16.02.09 21:27:33) 
mcsamirs (et) hotmail.com


  • abtash  (17.02.09 08:30:47) 
[]

10 yıllık domain tescili

yaptığım bir sitenin sahibi 10 yıllığına sitenin domaini üzerime tescil et diyor. siteyi geçen sene nisan'da yaptım. bu sene nisan aynın beklemem lazım?

domain ve hostingi aynı yerde yapmıştım, onlarla irtibata geçtim, bana 10 yıllık domain alabiliriz sizin adınıza ancak hosting'i de yapmalısınız dedi. şart mı dedim sadece domain alsak yok olmaz dediler. dedim 10 yıl boyunca burada olacağınıza dair bir garanti var mı, sonuçta 10 yıl uzun süre kim öle kim kala, domain'i sonuçta üzerime kaydediyorsunuz ama hosting?? dediler bizde böyle nasıl garanti vermemezi istiyorsun, söyle verelim, dedim ok byeee..

başka bir yer ise sadece 10 yıllık domain satabileceklerini söyledi. kafama şu takıldı acaba bunlar benden 10 yıllık domain parasını alıp her sene yenileyecek mi? öyle ise hosting'ten farkı yok, yine risk almış oluyoruz.
yani domain tescili konusu, her sene gel yenile mi(ben öyle biliyordum ne yalan söyleyeyim) yoksa peşin veriyorsun 10 sene bir işlem gerektirmeden çalışıyor mu?

bu domain tescili adım olarak nasıl oluyor? yani sertifakalandırmış, akredite edilmiş şirketler var, onlar belirli bir havuza mı kayıt yapıyor? yoksa yeterli ingilizcesi olan herkes girip yerinden yapabilir mi? öyleyse ben yapabilir miyim bunu, öyle değilse 10 yıllığına senin domainini tek seferde şu kadara yaparım arkadaş diyen varsa tekliflere de açığım?

 
godaddy'ye taşı önce domain'ini. sonra da orada 10 yıllık tescil ettir. yenilemek falan gerekmez.


  • loststone  (15.02.09 16:36:06) 
nisan ayını beklemene gerek yok. (edit: zaten nisan gelmeden uyarılman lazım yenile artık şunu diye)

bazı yerler domaini de hostingi birlikte satayım ikisinden birlikte kar ederim mis gibi olur deyip adam sikiyorlar. domaini de hostingi de aynı yerden almanıza gerek yok fakat gün gelir de hostingi taşımaya kalktığınızda yeni taşıdığınız yer de domainin bende değil onu da taşıman lazım falan diyebilir.

her sene gel yenile şeklinde de yapabilirsiniz yıllık kaydederseniz. birkaç yıllık kaydetme imkanınız da var. 10 yıllık yenileme yapılabilir yani bir seferde. yenilemenin yapılıp yapılmadığını da whois sitelerinden anlayabilirsiniz.

elinde bir kredi kartı varsa (hatta sitesine göre paypal da olabilir, hatta türk sitesiyse havaleyle de olabilir) başka ve güvenilir bir siteden çok rahat yapabilirsin. şu anda domainin kaydını yapan kişinin sana domain paneli için kullanıcı adı şifre vermesi gerekiyor ki istediğin zaman girip dns ayarlarını, adres ıvır zıvır bilgilerini değiştirebilesin. böyle bir şey vermediyse kendisi bir yere kayıt yaptırmış ve sen hostingini taşımak istediğinde problem çıkartabilecek birisi olabilir.
  • sanal uyku  (15.02.09 16:36:22 ~ 16:37:16) 
[]

rapidshare nasıl oluyor da kapanmıyor?

öncelikli şunu söyleyeyim, şikayet edilen dosyaların silindiğini bu sayede sorumluluğu bir nevi üzerlerinden attıklarını biliyorum, amaçlarında da yazmışlar tatil fotosu, iş dosyaları cart curt. bunları atacak olanlar rs server'ına güvenir mi(en azından ben güvenmiyorum, mail falan atıyorum) bir firmanın bariz bir şekilde yasadışı yollar yaptığı ortada iken nasıl oluyor da müdehale edilemiyor? hukuk denen şey tamamen cansız mıdır yani? hiç mi yorum yeri yoktur, hakimlerin hiç mi insiyatifi yok, herşey ortada. rapidshare linkleri yayınlayan siteler kapanırken rapidshare vb sitelere bir şey olmuyor. megaupload tr tarafından engellendi, onun sebebi şikayet dosyalarını silmemek olabilir diye düşünüyorum. ancak şu var, rapidshare içeriğinin %99'u (abartmıyorum öyle düşünüyorum) korsan içerik, nasıl oluyor da bir yaptırım uygulanmıyor, şikayet edilen dosyaları hızlı bir şekilde silerim demek nasıl yetiyor? bir de şu var, dosyalar parça şifrelemesi ile yüklenince(rar şifresinden bahsetmiyorum) silinmiyor bildiğim kadarıyla. nasıl oluyor da bütün dünya'da bu kadar serbest at koşturuluyor? (torrent'lere girmeyelim efenim)

bu arada rapide karşı değilim sadece merak. bizi rapide mecbur bırakanları da kınıyorum fahiş telif haklarından dolayı.

bitti.

 
türk telekom ve ttnet't görev yapan 3 yöneticinin internetin geleceği hakkındaki sunumlarına katılmıştım. kullandıkları grafiklerde üstlerini de logolarını yerleştirerek %23 rapishare, %12 bittorent(rakamları salladım) diyerek korsan hakkında izahat verdiler. internet kullanımının yaklaşık 3te 2si(yaklaşık olarak - hafızam beni yanıltmıyorsa) dosya paylaşımı için. korsanı engellemek içinse güya ttnet müzik'i yaratıyorlar falan filan. neden her şey bu kadar açıkken yasal şikayette bulunmuyorlar korsanı engellemek için? çünkü korsanın tamamen engellenmesi gerçekten başarılırsa bundan en büyük darbeyi internet servis sağlayıcılar görür. yani rapishare ve benzerlerini en az dosya paylaşanlar kadar seven başkaları da var.


  • surtunme kuvveti  (15.02.09 15:49:16) 
@surtunme kuvveti
haklısın yoksa ttnet'İn 32 mb'Lik internetini kim ne yapsın(büyük şirketler alıyo falan o ayrı, hedef başka)

ancak ttnet bir devlet kurumu değil ki(kaldı ki olsa ne olur), devlet siteleri ttnet için mi kapatıyor? yasalar nerde? yasa koyucular nerde(telif haklarını savunanlar nerede)? youtube'un tarfiğini de yazsaydın çok güzel olurdu, youtube'un kapatılma sebebi arasında gösteriliyor bu trafik olayı. kampüste ulaknet kullanıldığı için youtube'a girişe bir engel yok, portlardan kapatıldığında internet hızı uçtu resmen, (youtube'un yanında rapidshare de gitti gerçi, onun da etksi büyük)

kökünden kazınması mümkün değil mi bunun?

ayrıca benim şöyle bir düşüncem var rapidshare trafiği 10 gb'dan 2.66 gb'a çekerken sanki bi yerlerden ihtar aldı yavaştan kapatmaya ya da gerçekten yasal içerik sunmakla sınırlandırmaya hazırlıyor kendini, warezcilere yavaştan gidin diyor sanki. 2.66 gb kota mı olur be!
  • abtash  (15.02.09 15:58:00) 
öncelikle hak ve özgürlüğün ne olduğunu konuşmamız gerekiyor galiba. insanların telif hakkını gözetmeden bir ürünü yasadışı paylaşması bir özgürlük değildir. youtube örneği bambaşka.. bence zaten youtube'un ve muadili diğer global sitelerin kapatılmasının izi bu sektörün iştah açıcı pastasından daha büyük pay almak isteyen türk rakiplerinde de aranmalı.. tabi bu tamamen şahsi bir kanaat, hatta komplo teorisi..


  • surtunme kuvveti  (15.02.09 16:46:43) 
youtube olayında ben trafikten bahsediyorum kapatılması haklıdır diye bir şeyden bahsetmiyorum. merak ediyorum telif hakkı olan bir şey üretseniz ve bunu ertesi gün rapidshare vb. yerlerde görseniz tepkiniz yine böyle olur muydu? ben işin yasal tarafını merak ettim, nasıl cambazlık yapıyorlar avkukatları diye. çünkü sadece türkiye için geçerli bir şey değil bu.
ayrıca evet kafa aynı kafa! yakın zamanda dünyanın en büyük torrent sitelerinden biri benim kafamla aynı yönde düşünenler tarafından kapatılıyor. şu kafaları "çok modern çalışan" avrupa ülkelerinde açılan davalardan dolayı.

  • abtash  (15.02.09 17:00:50) 
kısa süre içinde bir alternatifinin çıkacağını bildiklerinden kapatmıyorlardır belki de. kotayı azaltıp belli bir seviyenin altında tutmaya çalışıyorlar

telif hakkına saygı duymakla beraber, yaşamsal ihtiyaçların karşılanamadığı bir dünyada pek önem arzettiğini düşünmüyorum. bir kaç yüz yıl sonra işler yolunda gider ve dünya diye bir yer kalırsa, o zaman fikir ve sanat eserlerinin hakları ciddi bir şekilde korunabilir.
  • makineci  (15.02.09 17:35:48 ~ 17:40:30) 
bu yurt dışında da ciddi ciddi tartışılan bir konu.

benzeri bir çok paylaşım sitesi dışarıda da mahkemelik oldu, kapatıldı.
komplo teorilerine geçmek için yeter sebep çoktan oluştu.
  • can see  (15.02.09 18:21:29) 
işin mevzuat boyutu hakkında ayrıntılı bilgim olmasa da yılların internet kullanıcısı olarak şunu söyleyebilirim:
internet vasıtasıyla kişiler veri alışverişi yapar.bu verinin içeriği bilinmediği müddetçe veriye yasak konulamaz. sözkonusu alışveriş rapid ve muadili sitelerde had safhaya varmış durumda. bütün bu alışverişin tek tek kontrolü mümkün olamaz. kaldı ki, bu siteler şikayet halinde, şikayet konusu verileri sunucularından siliyorlar. yani, sorumluluk almıyorlar ve bunu da kullanım sözleşmeleriyle zaten işin başında belirtiyorlar. yani niyetleri, korsan yayın yapmak değil ama buna olanak sağladıkları bir gerçek. yalnızca ortada bir ihtimal var diye, suç saptanmadan ceza varilmesini ben makul bulmuyorum. ha şikayet olur ve buna rağmen şirket gerekeni yapmazsa o zaman kapatılma durumuna dayanak sağlanmış olur.
burada en önemli nokta, internette neyin suç olup neyin olmadığının saptanmasıdır. henüz çerçevesi çizilmemiş bir alandan bahsediyoruz ve hala uygulamada altyapı eksiği mevcut.bu sitelerin, yukarıda bahsettiğim şekilde, sırf suça veya kanuna aykırı fiillere yol açabildiği bahanesiyle kapatılması demek, internetin toptan yasaklanmasına bile gidebilir. msn vasıtasıyla da kişiler birbirlerine dosya transfer edebiliyor. facebookta insanlar başkalarına ait fotoğrafları profil resmi olarak kullanabiliyor. interhet bir paylaşım platformuysa, bunun engellenmesi olanaksızdır. rapid kapatılsın, başkası açılır.kısacası, hukuki altyapı yok. kaldı ki, rapid gibi siteler sayesinde insanlar bilgilerine istedikleri yerden ulaşabilme olanağına sahip oluyor. bu açıdan da bakılmalı. son olarak, insanların film, müzik vs. "paylaşması" yasaklanamaz. asıl çıkmaz budur çünkü sonunun nereye varacağını kestiremezsiniz. yapılsa şimdiye kadar yapılırdı zaten.
  • piirsikli  (15.02.09 18:41:10) 
ekmek bıçağı ile çok rahat adam öldürülebiliyor. (yaptım ordan biliyorum)
bıçak üretimi durdurulamaz ama. böyle savunuyordur avukatları.

  • serseri marti  (15.02.09 19:49:16) 
[]

Asi ruhumu dizginlemek istiyorum

Merhabalar duyuru ailesi, başka bir problemle tekrar karşınızdayım.

Şöyle bir şey var bende, yapmam gereken işleri (zamanında) yapmak gelmiyor içimden.

Daha açayım, lisede iken fizik sınavı olurdu, önceki gün matematik çalışırdım, o gün fizik çalışmak işkence gibi gelirdi. başka dersler için de aynı şey tabi. üniversite'de de hala aynı sorun var son döneme geldik şurada hala adam akıllı çalışamıyorum zamanında.

Şimdi okul bitiyor o neysede iş yapma konusunda da aynı şeyler var. Günün önemli bir bölümü bilgisayar-internet başındayım(iş icabı). Kendi kendime çalışıyorum bişiler yapıyorum. Bütün bir gün zevk için site yapmakla uğraşabiliyorum bazen. Ancak iş para ile yapmaya gelince bir üşengeçlik başlıyor. İşle uğraşmak yerine giriyorum duyuruya sözlüğe onlarla vakit geçiriyorum.

Başkalarına karşı sorumluluk dahilinde yaptığım işler çok bayıyor beni(ss yapıyorum resmen). Aynı işleri kendim zevk için yaptığımda ise sorun olmuyor.

Önerilerinizi bekliyorum.

 
Kronik tembelliğe yakalanmışsınız :P

Şaka şaka. Genelde herkes sorumluluklarını bayıla bayıla yapmıyor. Bence sorumluluk dailine giren işleri yaparken bunun gerekliliğini de getireceklerini de düşünün derim.
  • trista  (14.02.09 14:03:59) 
Bunun adina erteleme davranisi deniyor. Genelde tembellikten kaynaklandigi dusunulur ama aslinda mukemmelliyetci tiplerde falan daha cok rastlanilir, kisi yaptigi isi tam ve super yapmak istediginden ve bunun ne kadar cok emek ve zaman alacagini bildiginden dolayi erteler de erteler.o yuzden de okul-is hayatinda daha cok ortaya cikar ama ayni isi hobi olarak yapinca ertelemez kisi. Kurslar falan var bunu yenmek icin (en azindan burada Hollanda'da var, eminim sizin yasadiginiz yerde de biseyler vardir, internetten bakmak lazim). Bu kurslardan super memnun kalan arkadaslarim da oldu, eeeh diyenler de. Denemeye deger bence.


  • abhinna  (14.02.09 14:29:04) 
evet ,aynı sorun bende de var.İş hobi boyutunda olunca çok verimli istekli olurken para kazanmaya gelince inanılmaz üşengeç korkkak ve de çekingen oluyorum;aslında tembel de değilimdir.Hadi bakalım ,ben de bekliyorum cevapları


  • denisse  (14.02.09 16:26:20) 
sen bu haldeyken o ilkokul ortaokul lise ve üniversiteyi halletmişin ya da da bişi demem ben sana.ha bide üstüne üstlük bu tembellikle para kazanmaya da başlamışsın helal sana:)


  • nhl  (14.02.09 20:04:00) 
[]

10 satırlık bir Çeviri(cik)

Gramerde sıçmamak için buradan yardım alayım dedim. google transtlate demeyin lütfen, ben ondan daha iyi çeviririm grameri düzgün olsun istedim.

vaktim yok demeyin, vakti olmayan bir bölüm çevirsin imece yapalım.

tr->eng

1)

Firmamız kargo taşımacılığı, inşaat malzemeleri, elektrik tesisat malzemeleri, her türlü ev elektroniği, temel gıda maddeleri, tekstil, mobilya alanında hizmet vermektedir.

2)

Yurtiçinde ve yurtdışında faaliyet gösteren firmamız daha çok Irak ile ithalat-ihracat yapmaktadır.


3)

Firmamız 2006 Yılında Tamamı Ödenmiş 600.000 YTL sermaye ile kurulmuş olup her geçen gün kendi alanında ilerlemeye ve büyümeye devam etmektedir.

4)

Firmamız gerek yurtiçi gerek yurtdışı piyasalarda alanının en iyi olma hedefine güçlü ve kararlı adımlarla yoluna devam etmektedir.

5)

Firmamız yurtdışında genel olarak Irak ile ticaret yapmaktadır. Uzun yıllardan beri edindiğimiz tecrübe ve deneyim sayesinde bu pazarda dahada ilerlemekteyiz.

 
Our company provides services on cargo transportation, construction materials, electrical materials, all kinds of home electronics, staple food items, textiles and furniture.
Our company operates both domestic and international and has mostly import-export connections with Iraq.
Our company was established with an all paid capital of 600.000 TL and keeps growing in its own field everyday.
Our company proceeds on the way of becoming the best on both domestic and international market with its strong and decisive steps.
Our company generally does business with Iraq abroad. With our experience and expertise for many years in this market we keep moving on in our field.

Öyle genel bi şekilde çevirdim, çokça hata çıkar herhalde ama bi iskelet oluşturur..
  • erostrada  (14.02.09 12:50:26) 
[]

outlook express gönder al

outlook express'de gönder al yapınca gelen maillere bilgisayara kaydedip server'daki mailleri siliyor ya hani, ben server'dan silmesin istiyorum orada dursun. mümkün müdür?
ayarlarda şöyle bir gezindim bulamadım.



 
gmail üzerinden yapıyorsan gmail de ayar var
maillerin kopyası serverda kalsın diye

  • efruz  (10.02.09 21:27:38) 
tüm outlook sürümlerinde bu ayar aynı yerde olmasa bile account ayarlarını yaptığın menü içinde gelişmiş ayarların içinde var.


  • drip nick i zaten kullanilmakta  (10.02.09 22:14:40 ~ 22:15:03) 
ilgili posta hesabının ayarlarına gir. gelişmiş sekmesinde en altta "iletilerin bir kopyasını sunucuda bırak" diye bir seçenek var, onu işaretle.


  • kibritsuyu  (11.02.09 09:18:44) 
[]

menfaatçi arkadaş

şöyle bir sorunum var.
lise'deyken en yakın olmasa da samimi bir arkadaş vardı, kafası iyi çalışırdı sağolsun sınavlarda kopya falan da verirdi, birlikte takılırdık grup halinde işte, ben kola onlar her türlü içki falan sabah ettiğimiz çok oldu birlikte. birbirimizin evinde kaldık, birlikte güneye tatile gittik falan.(aşık olmadım şimdi konu yanlış yerlere gidiyo)

neyse lise bitti biz ara ara tekrar buluştuk falan işte. ama böyle çok samimi değil artık, 2-3 kişilik buluşmalarda buluşuyoruz sadece. daha yakın arkadaşlarımla buluşurken buluşuyoruz işte. ancak buluşunca gayet samimiyiz, bi soğukluk yok.

(sadete geliyorum iyice roman oldu)
msn'de nerdeyse hiç görüşmüyoruz bu arkadaşla. bu sene (hazırlık +3 yani lise biteli 4 yıl oldu) 3. sınıfa geçti bilgisayar okuyor arkadaş, ara projede yardımcı olabilir misin falan dedi eylül gibi tamam dedim ben de. bir süre hazırlık yaptık falan sonra ortadan kayboldu, böyle birkaç hafta ses seda gelmiyor birden işi düşüyor ve msn'den telden nbr şöyle şöyle falan giriyor konuya, sevdiğim için gereğinden fazla vakit ayırıp elimden geleni yapıyorum. ancak bu adam beni 4 yıldır bir kere bile nasılsın diye aramadı,(buluşmaları saymıyorum onlar organize işler oluyor) zoruma gidiyor kendimi enayi gibi hissediyorum. durumum nedir? çocuk da iyi biri ama sırf bu durumlarda araması sinmiyor işte içime. düşündüm kendi kendime sadece isi dusenlerin aradigi insan kategorisinde de değilim eski olsun yeni olsun normal görüşüyoruz işte arkadaşlarla.

bu arkadaş bana yanlış mı yapıyor, ben mi evhamlanıyorum?

 
arkadaş sana yanlış yapıyo. hikaye bana tanıdık..


  • hia  (10.02.09 20:49:55) 
yanlış yapıyor aslında ama hepimizin ara ara bazı şeylere ihtiyacı oluyor ve haliyle aklımıza önce eski arkadaşlar geliyor o konuda yardımcı olabilecek. yani bunu hep yapıyor olsaydı arkadaşlık felan kesilir hallolurdu ama ilk defa işi düştüğüne göre bundan sonraki davranışlarını incelemek lazım. bir dahaki sefere kadar tekrar aramazsa menfaatçi biri olduğu, eğer bu konudaki yardımlarınızdan da faydalanarak değerinizi yeniden anlarsa fena biri olmadığı anlaşılır gibi geldi bana.
dediğim gibi biraz tepki koymadan önce zamana bırakıp iyi niyetli düşünmek gerekir.


edit:
öyle yazmışım ki menfaatçilerden gibi gözükmüşüm. aslında ben genelde yardım istenenlerdenimdir ama hep iyi niyetli düşünmeye çalışırım yoksa kafayı yerim :)
  • prodeq  (10.02.09 20:57:32 ~ 20:58:21) 
direk meseleye gelmesi bence cok daha durustce. sen yardim eder ya da etmezsin ama bana gore adami esas enayi yerine koyma durumu, konuya naber abi nasilsin, neler yaptin diye girilen durumlardir.


  • nochristrequiress  (10.02.09 21:03:28) 
@nochristrequiress

zaten bi giriş yapıyor, naber nasılsın falan, aha diyorum bu sefer slm verecek sadece, sonradan konuya geliyor işte. o koyuyor. adam her ç.içi olduğunda tedirdin olmaya başladım.
  • abtash  (10.02.09 21:09:21) 
selam naber yazdığın da cevap verme bi kerelik ama uzun süre. ne yapcağını gör. eğer hala derdini anlatmadıysa kısa cevaplar ver işim var de. bir kerelik savsakla onu. ne yapacağını görmek adına


  • hia  (10.02.09 21:19:22) 
benim de var böyle bir arkadaşım. msnde bana laf attığı an anlıyorum ki kesin ya derslerle ya ödevlerle ilgili bir şeyler soracak. bir de konuşmaya "canım nasılsın?" diye başlamıyor mu... huyunu çaktığım için artık selam verince "sor bakalım" "evet, ne takıldı kafana?" falan diyorum artık. cevabına eriştiği zaman da iki üç cümle daha yazıp kayboluyor ortadan. en iyisi böylelerine fazla yüz vermemek çünkü tepene çıkmakta üstlerine olmuyor eğer yüz verir ve her istediğini yaparsan.

bir gün de sen ondan bir şey iste bakalım ne yapacak? :)
  • daysleeper  (10.02.09 21:20:10) 
sen de ondan bişey yapmasını iste. büyük bişey olsun. bak bakalım tepkisi nasıl olacak...


  • kabablanka  (10.02.09 21:39:50) 
ben senin yerinde olsam bi dahaki isteğinde direkt olarak "olm bi kerede işin olmayınca ara dişimi kırıcam lan" derim. eğer kasten böyle davranıyosa ehe mehe yapıp aynı tavrı göstermeye devam eder ve ben de direk mallar sürüsüne eklerim arkadaşı, ama arkadaş farkında olmadan böyle bir tutum içine girdiyse, hanzoluğunu farkeder ve tavrını değiştirirse samimiyeti çıkar ortaya ve arkadaşlığa devam ederim.


  • hevipeyra  (10.02.09 21:52:42) 
adam besbelli kullanıyor. sinir oldum bak şimdi. kullandırmayın kendinizi, efendim. normalde bir selamı esirgeyen adama yardım etmeyin.ısrarla başınızdan savınız. yazdığında esc tuşuna basın. arayınca telefonun sesini kapatın. öyle adama böyle muamele.


  • girl in a coma  (10.02.09 22:14:17) 
sen de ayni sekilde yardim iste, ayni ictenlikle yardim ediyorsa tamamdir, bir de arkadaslarin dedigi gibi yardim etme bi kere de nasil davranacak sonra, yani deneme yanilma yollariyla olculur durum, iyi sanslar. ha oyleyse de dunyanin sonu degil, cogu insan yapiyor bunu zaten.


  • ermanen  (10.02.09 22:24:38) 
bence şöyle düşün; bu kişi msn'e milletle muhabbet etmek yerine "yazan-eden, soru soran olursa cevaplayayım, beklediğim kişiler de netteyse bi kaç sorunum var çözebilecekleri onları konuşayım tarzında giriyorsa" ve de aynı şekilde telefonu da bu amaç için kullanıyorsa --- (çünkü benim de düşünce tarzım bu, oturup insanlarla msnden millete naber nasılsın falan diye muhabbet açmayı pek sevmem, yazanı cevaplarım, aynı şekilde telefon konuşmalarımı da kısa keserim.) --- yani seni kullanmasından değildir, genel yaşam anlaşıyı böyledir. asıl önemli olan seninle beraber olduğunda nasıl davrandığı. ha her yan yana geldiğinizde de arada bişeyler isteyip duruyorsa onun amacı bellidir, ama dediğim gibi eğer arkadaş ortamlarında gayet normal davranıyorsa yoktur bişey. takma bu kadar.


  • 3 atli 7 katli  (10.02.09 22:45:54) 
yazılanların hepsini okudum ve sana laflar hazırladım :P
şaka maka, tavsiyelerden uyguladığın olursa sonuçlarını yazarsan çok makbule geçer.
benim tavsiyem kendisine sor. açıkça söyle, sonra aynı şekilde hissediyorsan yol ver gitsin. ne gerek var uğraşmaya, 6 milyar insanız şuracıkta, seç beğen al.
  • electropie  (11.02.09 03:08:35) 
yanlış anlama abtash sadece sunu soracağım. anlattığına göre senin burada selam veren taraf olman gerekiyor. daha önce kaç kere selam verdin bu arkadaşa da sallamadı önce onu bir bilmek lazım. zira insanlar içerisinde 2 kategori var bu çeşit muhabbetlerde. 1 selam verenler 2 selam alanlar. ben kendimi her zaman selam veren kategorisinde görmüşümdür. vefa benim için önemlidir hani arkadaşlarımın arada onları düşündüğümü bilmesini isterim. diğer insanlar ise genellikle arkadaşlarını düşünmekten ziyade hayatlarına konsantre olurlar ama bu da onların arkadaşlarını düşünmüyorlar anlamına gelmez. anlatmadığım bir 3. kategori daha var ama onlardan tiksindiğim için buraya yazma gereği duymadım zira ne arar ne sorar işi düşünce arar. şimdi bunları da düşünmek lazım. eski arkadaşlıklar hatrına gelip yardım istemiş olabilir. o adamın yerinde sen de olabilirdin sonuçta. kızdırmak amacıyla sormuyorum sadece meraktan sizin hiç görüşme girişiminiz oldu mu kendisiyle?

yani daha geçenlerde ortaokulda çok sevdiğim ama lise yıllarının bizi ayırdığı 2 arkadaşımla görüştüm ve kaldığımız yerden devam ettik. bu adamlar bana bir iş verse seve seve yaparım ve benim bir işim düştüğünde de ellerinden geleni ardlarına koymayacaklarını bilirim. bu insanın bu işinde ilk akla gelen siz olabilirsiniz "ya bu işi yapsa yapsa...." gibi ya da ilk önüne çıkan olabilirsiniz "lan şuna bir sorayım"...

sizin bu konudaki hatanız şu olabilir aslında samimi olmadığınız bir insana yardım ediyorsunuzdur o size batıyordur. Arkadaşına söyle "ya ben bunca yıldır senden bir merhaba bekledim muhabbet için (tabi bu muhabbeti kurmak için çaba da sarf ettiğiniz anlamına geliyor arada selam falan vererek) ama sen yıllar sonra sadece işin düşünce geldin. git bi daha da gelme"

çok fazla kafa yormaya gerek yok ya değecek insan vardır değmeyecek insan vardır. değmeyecek insansa zaten uğraşmayın.
  • atrin  (11.02.09 09:22:12 ~ 09:34:44) 
adamın yaptıgı o kadar kötü bişey değil, senin yaptıgın da enayilik değil. ben de oyle durup dururken aramam kimseyi, işim olunca ararım, hem sohbet muhabbet, hal hatır sorarım hem işimi sorarım, hem de adamla gorusmus olurum. çok samimi oldugum iki üç arkadas dısında kimseyi arayıp da naber nasılsın demem yani. bana da sitem edenler oluyor işin düsünce arıyorsun diye ama birbirimizi yanlıs anlayacagımız insanlar değiller. öyle birisinden arayıp da bişey istemem zaten kolayca. ama bunlar zamanla hem kişinin kendi kişiliği, genel tavırlarının oturması hem de çevresinin kendisi gibi insanlardan oluşmasıyla oturan şeyler. yıllar içinde düzene giren bir şey. beni de birisi arayıp bir yardım istese, bu adam beni işi düsünce arıyor diye düsünmen. elimden gelen birşey varsa ardıma koymam yardım ederim.

bence bunu düsünme hiç, ne geliyorsa içinden onu yap. kullanılıyorsan da bir süre sonra yardım etmek içinden gelmez olur, sallarsın gider biter.
  • tcyx  (11.02.09 11:12:14) 
Klasik hikaye.

Yanlış falan yapmıyor o arkadaşın. Bunu ilerleyen yıllarda anlıyor insan. Organize görüşmelerde de olsa, ilişkinizde başka sorun yoksa, bu anlattıkların, büyük şehir yaşam kültürünün, insanları içinde kalmak zorunda bıraktığı kapanlar, tuzaklar aslında. Pop kültürün sorunu, sistemin sorunu yani.

Bence tabi...
  • delikan76  (11.02.09 15:40:08) 
[]

ekşi duyuru ile ilgili

duyuruya şöyle bir özellik eklense güzel olmaz mı?

diyelimki biri duyuruda bir şey sordu, ben de ona cevap yazdım. ancak cevabı alan kişi daha fazla ayrıntılı cevap istiyor. bu durumda, benim yazdığım cevapta bir düğme olsa, o düğmeye basıldığında bana duyuruya tekrar girdiğimde bir uyarı gelse olmaz mı? veyahut, cevap yazdığım duyuruya yeni mesaj geldiğinde ahanda cevap yazdığın duyuruya yeni mesaj geldi dese bana duyuru? tüm bunlar opsiyonel olsa harika olmaz mı?

zaman zaman eski duyurulara bakıyorum biri @abtash şunu demişsin ama şu nasıl olur falan şeklinde. bazen gözden kaçıyor ve her zaman vakit bulmak zor buna.

ekşi duyuru'ya eklenen duyuruya gelen cevaplar için ekşi sözlük'teki mesaj kutusuna gelen mesajlara benzer bir durum işte. ne cümle oldu sondaki ama!

saygılar efenim.

açık söylüyorum bu kez araştırmadım, çünkü duyuruda araştırmak zor, keşke duyurudaki arama da sözlükteki gibi iyileştirilse, neyse o başka duyurunun konusu.

 
o kadar özellik olursa, paralı maralı yaparlar neme lazım, bulaşma bence


  • zubundy  (10.02.09 19:20:50) 
"benimkiler" ile halloluyor bu iş. En azından ben öyle hallediyorum.


  • endless dream  (10.02.09 20:08:24) 
uğraşılır mı bilemem de duyuru üzerinden 1-2 gün geçince zaten fazla yazan olmuyor, benimkiler kısmıyla idare edilebiliyor aslında. yine de olursa hoş olur tabi.


  • sanal uyku  (10.02.09 22:36:09) 
[]

linux internet bağlantı sorunu

centos dağıtımını kullanan bir hoca var, daha önceden linux kullanarak internete girebiliyordu uzun süredir işi olmadığı için girmiyordu, geçen biraz karıştırdıktan sonra girmeyi denemiş ne yaptığını bilmiyor. şu an internet bağlantısı yok. ağ ayarlarına baktığımda, ethernet'İn yanında inactive yazıyor aktif etmeye çalıştığımda yetkin yok diyor root olarak giriyorum, et bakalım diyorum bağlanılamadı fail1 falan diyor nedir sorun tam olarak.

dns'i falan görüyor kablo takılı diye, nasıl bir iş anlamadım.


 
netconfig'e girip eth0'i tekrar tanımlar mısın, hata vs veriyor mu, ne oluyor?


  • rygard  (10.02.09 12:09:58 ~ 12:11:21) 
Sorunu çözer mi bilmiyorum ama wicd'i deneyebilirsiniz.
wicd.sourceforge.net

  • edge_nabby  (10.02.09 12:35:20) 
şu an hocanın yanına gitmeye vaktim yok(üst katta gerçi ama) müsait olup denediğimde olumlu olumsuz yazarım buraya, teşekkürler.


  • abtash  (10.02.09 14:42:33) 
[]

cute ftp alternatifi

cute ftp alternatifi tavisiyeleriniz bekliyorum. upload edene kadar canım çıkarıyor yok mu daha hızlı bir şey? arada verdiği hatalar da cabası. ya da şöyle yapsan daha hızlı ve sorunsuz yüklersin derseniz o da olur.




 
firefox'un ftp eklentilerine bi bakın isterseniz.


  • deckard  (09.02.09 21:59:39) 
(bkz: core ftp)

sade, üstüne tanımam.
  • cevaps  (09.02.09 22:32:13) 
CuteFTP'nin üstüne tanimam ama Flash FXP'yi önerebilirim.

Bir de CuteFTP'de yasadigin sorun sanirim hizli dosya transferi sirasinda sunucu tarafindan engellenmen. bir nevi flood korumasi. bunu düzeltmek için global options bölümünden menüden connection'i tikla ve sag tarafta "global max..." ve "per site max..." degerini "1" yapip tekrar dene.
  • trimpot  (10.02.09 00:17:39) 
fireftp

firefox'un bir eklentisi.
  • sinuzit  (10.02.09 08:21:42) 
total commander canımdır.


  • darknum  (10.02.09 08:36:44) 
[]

netbook işimi görür mü

asus'umu çaldırıp toshiba'mın ekran kartını yaktıktan sonra yeni bir dizüstü alma ihtiyacım doğdu. hazirana kadar fazla para harcamama niyetindeyim ama dizüstü olmadan da yapamıyorum. atom işlemciler konusunda pek tecrübem yok, alanlar fikirlerini paylaşabilirler mi?

standart office programları dışında kasmasını beklediğim programlar;
zend studio, photoshop, dreamweaver, adobe flash, autocad, visual studio.

nasıl reaksiyon veriyor bu programları çalıştırırken? son sürat çalışmasını beklemiyorum tabi ki, ama en azından fazla yük olmadığı anlarda normal şekilde çalışır mı? gerektiği kadar ram takviyesi yaparız aldıktan sonra sorun değil. yoksa ekran kartı yüzünden tam bir kasıntı mıdır?

kıyıda köşede kalmış ama bu işleri görecek dediğiniz bir netbook var mı?

 
asus eee 1000h kullandim. standart office uygulamalarini akici bir sekilde calistiriyor. pili de 5 saat falan gidiyor. ama iste flashli bir web sitesinde dagitabiliyor, ve tabii ki multi tasking biraz sorun oluyor. photoshop falan cok hantal kalir sanki.
bahsettiginiz programlarin cogunu dual core toshiba laptopumda kullaniyordum. deliler gibi isiniyordu, sonunda gpu yandi rahatladim. size tavsiyem laptop'a desktop iskencesi yapmayin dayanamiyor zavallilar.

  • cench  (08.02.09 21:46:27) 
kasıntı olur mu olmaz mı bilemem de işin hep çizimle, netbook verimli olmayabilir yani pek.


  • sanal uyku  (08.02.09 21:51:04) 
bende de 1000h var. office kullanıyorum, arkada da flashget torrent vs. çalışıyor, bir de mediaplayer veya lastfm... daha fazlasını bekleme bence, 700 liralık cihazla bunlar yapılabilecek olsa kimse tonla para verip çift çekirdek almazdı


  • zubundy  (08.02.09 23:09:29) 
1- netbookla o dediklerini kullanamazsın
2- ha oldu da o programları kasmadan çalıştıracak netbook yaptılar o ekran boyutunda zaten o programları kullanamazsın.

  • atrin  (09.02.09 00:43:53) 
boyle birsey varmis belki gozunuzden kacar diye link vereyim:
www.eksiduyuru.com

  • cench  (09.02.09 02:40:02) 
[]

başka sitenin duyurularını siteye ekle

www.dtm.gov.tr?

şu adresteki duyuruları gerçek zamanlı almam mümkün mü? kodlara baktım bişi bulamadım veriyorlar mı dışarı bu duyuruları?


 
biraz kod yazarak parse ettirebilirsin tabiki


  • jay kay  (05.02.09 01:42:38) 
[]

avrupa yakası 4 şubat'ta eski bölüm mü

internetten biraz baktım bu hafta geçen haftaki bölümün tekrarı varmış sanırım doğru mudur?
(youtube'dan izliyorum televizyonum yok o yüzden soruyorum, reklam falan yeni bölümün mü)



 
şubat ın son haftasına kadar eski bölüm diye biliyorum ben.


  • oceano  (04.02.09 17:56:13) 
[]

ayakkabı garantisi

şu ayakkabılarda garanti olayı tam olarak nedir? bugüne kadar hiç kullanmadım bu hakkımı, ama bu sefer kullanacağım mümkünse. ayakkabıyı alırken biraz sıkıyordu ayağımı, üst numarası yoktu satıcı da spor ayakkabı bu açar bişi olmaz dedi. 1 hafta olmadı daha ama ayağımı sıktığını hissediyorum, e dışarıda da giydim geri götürsem alırlar mı, ısrar etmeli miyim? paldır küldür kullanıp "oğlum o kadar para verdim garantili gittim değiştirdim" diyenler duyuyorum doğru mudur?

cevaplarınızı yarın okuyacağım şimdiden teşekkürler.


 
Burada birkaç şikayet var ayak sıkmasıyla alakalı. Bazıları çözülmüş bazıları hala askıda. Belki durumunuz için fikir oluşturabilir. Bakmakta fayda var.


www.sikayetvar.com
www.sikayetvar.com
www.sikayetvar.com
www.sikayetvar.com
www.sikayetvar.com
www.sikayetvar.com
www.sikayetvar.com
  • iustitia omnibus  (03.02.09 22:49:20 ~ 22:50:09) 
flo da çalışıyorum, o yüzden sadece bizim prosedürleri anlatacağım.

öncelikle ayakkabı dışarıda kullanılmadıysa, sorgusuz sualsiz değiştiriliyor. derseniz ki ayakkabı bu nerde kullanıcaz; alıp evde deneyin, bir kaç saat giyin, rahatsız olursanız getirin diyoruz.

ayakkabıların tümü 6 ay boyunca tamirat ve tadilat garantilidir. bu herhangi bir problemde tamir istenirse (tabanda açılma, boya problemi, renk farkı gibi) sorunsuz yapılacağı anlamına gelir. ürün değişimi istenirse eğer ayakkabı incelemeye gönderiliyor. müşteri hatası değilse eğer yenisi veriliyor. fakat ;
spor ayakkabıyı yıkadığınız tespit edilirse (makinada ya da elde farketmez),
müsteri tarafından darbe aldığı tespit edilirse (çizilme özellikle rugan ayakabılarda),
ürün amacı dışında kullanıldıysa (koşu ayakkabısı ile futbol oynanmaz misal),
ürününüz işlem yapılmadan geri gönderiliyor.
genellikle müşterilere 15 gün süre söylense de 1 aya kadar uzayabiliyor bu süreç. sinir katsayınız yükselebilir. çalışan olarak samimice söylemem gerekirse, müşterileri idare etmemiz söyleniyor. tabi bu arada müşteriler bize patlayabiliyor (azarı biz yiyoruz yani).
iadeyi oranlarsam genel olarak değişimi istenen ürünlerin yüzde 30 u na yeni ürün verilebiliyor. genelde müşteri hatası diye dönüyor.

tüm bu işlemleri yapmak isterseniz faturanızı ibraz etmek zorundasınız. faturasız kesinlikle işlem yapılmıyor, yapılamıyor.

şahsi olarak önerim her zaman ayağınıza uyan ayakkabıyı almanız. parmak ucundan ve topuktan sıkarsa evet yara yapar. deri ayakkabılar yanlardan esneyebilir. ama kabul etmek gerekir bu ayakkabının şeklini de bozar. ayağınız taraklıysa incecik ayakkabılar almayın (özellikle bayanlar bu konuda beni deli edebiliyor maalesef). hele ki spor ayakkabı alıyorsanız rahatlığa kesinlikle önem vermeniz gerekli.

son olarak benim sizden ricam var;
satış danışmanlarına iyi davranın. kararsız olmayın. almaya niyetiniz yoksa denemeyin. boş müşteriyle kaybettiğimiz vakitte başka birisine satış yapabileceğimizi unutmayın. en baba tabirle ekmek parası için çalışıyoruz (prim çok düşük olsada başka çaremiz yok. mesela biz her 10 milyonluk satışa 75 lira para alırız. 15 günde filan anca olur bu satış).

saygılarımla...
  • soul cancer  (03.02.09 23:04:51) 
[]

Youtube Jacker nasıl çalışıyor?

bu programın çalışma prensibi nedir? hosts dosyasını değiştirmek falan değil. o dosyayı değiştirince youtube, megaupload'a falan girmiyor(güvenliği yüksek ağlarda). ancak youtube jacker'ı yükleyince takır takır giriyor. Youtube Jacker 2 versiyonuna bir kaç site eklemiş ancak rapidshare hala yok. nasıl sıkıştırırız bunu araya?




 
ultrasurf var. biraz kurcala istersen.
www.ultrareach.com

  • fayntenks  (03.02.09 21:36:25) 
[]

rapidshare'e erişim sorunu

youtube'a youtubejacker gibi programlar veya ayarlamalar ile girmek mümkün. zaten ttnet'in engellerini geçmek pek sorun değil ancak, kampüs iş yeri vb. yerlerde ağdan engellemeleri geçmek daha zor. dns yasaklandığı için youtube'a dns işe yaramıyor, ytjacker diye program yapmışlar onunla girmek mümkün. sorum şudur rapidshare içinde youtube jacker diye bir program var mıdır, ya da anlayan biri bikaç kodla halledebilir mi?

akşam 5'e kadar erişim yasak rapidshare'e. diğer siteler üzerinden yapılınca da sorun çıkarıyor arada.


 
Öncelikle youtube'a girmek için program yüklemenize gerek yok. hosts dosyanıza youtube'un ip'sini girdiğiniz zaman sorunsuz erişebiliyorsunuz. hosts dosyası linux'ta /etc/ klasörünün içindedir, windows'ta c:\\windows\system32\drivers\etc\ klasöründedir. Bu dosyayı not defteriyle açıp sonuna istediğiniz sitenin ip'sini ekliyorsunuz. Ama kaydederken not defteri uzantı olarak txt koyabilir, bu uzantıyı silmelisiniz. Yani dosya hosts.txt değil, hosts olmalıdır. (Dosyaların uzantılarını görebilmek için klasör ayarlarına girin ve "bilinen dosya uzantılarını gizle" seçeneğini kaldırın.)

Youtube için hosts dosyasının sonuna eklemen gereken satırlar şöyle:
208.117.236.70 youtube.com
208.117.236.70 www.youtube.com

Bu değişikliği yaptıktan sonra windows'u yeniden başlatmak gerekebilir, emin değilim.

Aynı şeyi rapidshare için yaparsan belki olur. Rapidshare'in ip'si: 195.122.131.2
  • edge_nabby  (03.02.09 18:59:02) 
normal ağlarda ben de program yüklemeden o yazdığın şekilde giriyorum ancak kampüste bir işe yaramıyor bu malesef.


  • abtash  (03.02.09 19:32:20) 
@emcedeltate

youtube jacker'i biliyorum ve o sayede youtube'a giriyorum zaten. ben, benzer bir uygulama ile rapidshare'e de girme çabasındayım. ne yapar bu y.jacker nasıl çalışır ne değiştirir?
  • abtash  (03.02.09 19:47:35) 
[]

90 lı yılların şarkıları

90 lı yıllarda çıkan ve akıllarda yer etmiş parçaların bir listesi var mı? 1-2 ay önce okan'ın programında bir kısmı çıkmıştı ama ben liste istiyorum. şöyle de olabilir; kral tv eskiden güzel şeyler çalıyordu zaten başka alternatif de yoktu o zamanların top 20 top 10 listeleri falan.




 
(git: 40949)


  • weeping guitar  (03.02.09 09:42:18 ~ 09:42:26) 
[]

ekşi sözlük'teki başlık

üniversite'de okuduğu bölümle ilgili diyaloglar şeklinde bir konu vardı sözlükte, arattım bulamadım. başlık neydi?




 
sozluk.sourtimes.org
bu mudur acep?

  • 8kobe8  (02.02.09 17:59:21) 
  • endless dream  (02.02.09 18:01:00) 
[]

recovery console yapmak istiyorum

ben kendi kurduğum bilgisayarların bir partition'ına image'ini alıp gerektiğinde bilgisayar açılışında tek tuşla bu image'i kullanarak bir kurulum yapmak istiyorum. ayrıca bu partition normalde windows altında görünmesin, işi olmayanlar karıştırıp silmesin diye. linux'un kullandığı dosya formatlarından birini kullansam sanırım bunu çözerim, yani fat, ntfs falan kullanmayarak. peki image'i bunlara atınca norton, acronis veya başka bir image-clone programı ile bu partiton'ı görebiliecek miyim?

komplike ve karışık oldu biraz sanırım ama anlayan anlamıştır.


 
benzer birşeye benim de ihtiyacım olmuştu ben şöyle bir yol izledim. imaj dosyası için harddiskte 10 gb lık bir partition oluşturup imaj dosyasını bunun içine kopyaladım. daha sonra disk management tan bu partition u kaldırdım böylece normalde bilgisayarım içerisinde görünmüyordu. daha sonra imajı geri yüklerken acronis bootable cd ile bilgisayarı açıp bu partition daki imaj dosyasını gösterip yedek alabiliyordum. ama bu işlem malesef tek tuşa basarak olmuyor mecburen imaj dosyasını göstermek gerekiyor. tek tuşla olabilen bir çözümü varsa ben de öğrenmek isterim...


  • alan shearer  (31.01.09 02:04:41) 
abi şans eseri kullanmış olduğum Acronis True Image 11.0 bu işlemi yapıyor.
programı kurduktan sonra tools menüsü altında "Activate Acronis Startup Recovery Manager" çalıştırarak bu işlemi yapman mümkün oluyor.

  • alan shearer  (03.02.09 20:43:04) 
123   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.