Ekşi Duyuru

genel cerrahi.

Bir gün daha bekleyeceksen, zeytinyağı sür

kullaniyorum, hatta uzerine bir de arayuz fircasi kullaniyorum. sanirim son 1 yildir duzenli olarak kullaniyorum bu ikisini her fircalamadan sonra. kullanmadigim zamanlarda dislerim nasil olmus da komple curuyup dusmemis hayretler icinde kaliyorum her dis ipinden sonra :)

dis ipine alternatif agiz dusu seysi var ama onu hic kullanmadim, ben de bilmiyorum. mutlaka dis ipinden daha iyidir ama ben fircalama ustu ip+arayuz fircasi rutinimden memnunum simdilik, sadece elektrikli dis fircasi alicam ben de degisiklik olarak.

diş ipi oldukça önemli. bana kalırsa diş fırçalamakta bile önemli. yıllar önce diş hekimim yemek artıkları genelde dişlerin arasında birikiyor diş yüzeyinde değil. o günden beri diş ipini düzenli kullanıyorum ve bir tane bile yeni çürüğüm oluşmadı. diş ipi olarak Oral-B Pro-Expert Clinic Line'ı tavsiye ederim. oldukça kolay ve ferahlatan bir kullanımı var.

Kürdan şeklinde diş ipleri var. Eskiden sadece Rossmannda falan oluyodu şimdi süper marketlerde bile görüyorum. Normal iple arkalara ulaşmak bence de zor, bununla kürdan kullanır gibi diş ipini kontrol ediyorsun çok rahat oluyor. Rossmannda satılan prokudent marka olanları tavsiye ederim özellikle. Bazı markalarınkiler çok sert olabiliyor

Diş ipini dişin arasına sokup dişi U harfi oluşturacak şekilde sarıp yukarı sıyırmak şeklinde kullanmak gerekiyor.

Kürdan şeklinde olanlar hiç kullanmamaktansa iyi ama normal diş ipi kadar faydalı değil.

Diş ipinde
www.trendyol.com

Kürdanlı diş ipinde
www.hepsiburada.com

Dil temizleyicide
www.trendyol.com

Tavsiye ederim.

Kürdanlı diş ipinden kullanıyorum hem kullanması kolay hemde diğer ipler girmiyor diş aralarıma.
Marka olarak stopever yada marketlerde ucuz olanlardan alıyorum.
Amaç fiziksel olarak oradan besinleri uzaklaştırmak olduğundan fazla para vermiyorum

Ağız duşu kullanabilirsiniz. Ağız duşu kullanıldığında diş ipine gerek olmadığı söyleniyor.

hacettepeden mezun, 45 yaş üzeri bir psikologa gittik yorumları da güzeldi ama memnun kalmadık.. biraz da şans işi sanırım.

klinik psikoloji yüksek lisans büyük oranda özel üniversitelerde var bu arada. o yüzden yüksek lisansı bu tarz okullardan birçok klinik psikoloğun. devlet okullarında kontenjan çok az çünkü. bir de bir çoğunda yok. boğaziçi'nde psikoloji bölümü var ama klinik yüksek lisansı yok.

gec bu 3 maddeyi.
bu olcutlerden gecen birine gidiyorum su an. bu tamamen sans isi galiba.
ben de yenisini arastiricam gozukuyor.
ben bir de ilk seansi ucretsiz on gorusme seklinde olan birini istiyorum her seyden bagimsiz.

1) Üniversite doğrudan fikir vermez. Ama en azından ben gidecek olsam psikoloji lisansı (yüksek lisanstan bahsetmiyorum) devlet üniversitesi mezunu ya da burslu vakıf üniversitesi mezununa giderdim. Bir de ilk maddenize ek olarak devlet üniversitelerinde klinik psikoloji yüksek lisansı kontenjanı toplamda 200 kişi civarı falan. Yılda 5 bin psikolog mezun oluyor. İnsanlar devlet üniversitelerinde yüksek lisans yapamadığı için 300 bin gibi devasa paralar verip vakıf üniversitelerinde yüksek lisans yapıyor. Oralara kabul almak da kolay değil çünkü talep çok fazla, ayrıca o parayı bulmak birçok potansiyeli olan iyi psikologlar önünde engel.

2) Özgeçmişini incelerdim. Çalışkan olup olmadığını anlamaya çalışırdım, bana göre çalışkan (alanla doğrudan ya da dolaylı olarak ilgili alanlarda eğitimler, kurslar, etkinlikler yapmış mı) diye bakardım.

3) Çalıştığı ekolleri incelerdim. Ama burada da yine maddi durum faktörü giriyor; mesela 1000 liraya da BDT var, 50.000 liraya da var. Kimisi çok nitelikli, kimisi niteliksiz. Aldığı eğitimleri hangi kurumlardan aldığı önemli. Belirli ekollerin belirli yetkin dernekleri var. Bunları bir danışanın bilmesi zor ama iyi terapist arıyorsa bilmeli.

4) Psikolog kişinin sosyal medyası varsa (Instagram, Twitter, Linkedin) onlara bakardım. "Psikolog" vb. unvanını yazdığı hesapta mesleki olmayan kişisel şeyler paylaşıyorsa, bir bakıma danışanlarına kişisel hayatına girme izni vermiş gibi algılardım ve ona gitmezdim. Etiğe ne kadar uyuyor onu incelerdim.

5) Ön görüşme yapmayı teklif ederdim. Sorunumu kabaca anlatır ve nasıl ilerleneceğini, neler yapılacağını, hangi ekolü kullanacağını, sorunumda ilerleme kaydedilmezse ne yapılacağını sorardım. Ön görüşmede bana dürüst, güvenilir, yargılamayan ve bilmediği konuları bilmediğini kabul edecek alçakgönüllülükte gelirse profesyonel olduğunu düşünürdüm.

6) Evet yaş arttıkça tecrübe artar ve bu da iyi bir şeydir. Ama "20'lik velet ne bilebilir hayat hakkında" kısmına katılamıyorum, siz hayat hakkında bir şey bileni aramayacaksınız; siz sizin hakkında olanı size anlatabilecek olanı arayacaksınız. Genç terapistin hevesli olma, dinamik olma, özverili olma, görece daha ulaşılabilir olma gibi zamanla azalacak avantajlarını göz ardı etmemek lazım.

7) Seans ücretine ve popüleritesine bakardım. Çok popülerse asla gitmezdim. Seans ücreti ortalamanın çok çok üstündeyse asla gitmezdim. İyi terapist her zaman hak ettiğini alan değildir, terapist bir esnaf da değildir. Her zaman topluma bakar ve kendi yaşamını zora sokmayacak en uygun fiyatı belirlemeye çalışır.

8) Son olarak, klinik psikoloji yüksek lisansı bir insana yetkinlik vermez, yani onu daha iyi terapist yapmaz. Sadece klinik ile daha ilgili bir terapist yapar. Kimilerinin psikoloji lisans eğitimi hocaları sayesinde psikoterapi havasında geçer. İyi terapist bol bol okuyan, öğrenen, kendini geliştiren, her terapi ekolü hakkında bilgiye sahip, psikoloji tarihini anlatabilecek, terapi ekollerinin bilimsel olarak karşılıklarını açıklayabilecek, sağaltım oranları hakkında bilgi sahibi ve kendisinin yetkinliğini ve yeterliliğini bilen kişidir. Bu becerileri hiçbir okul vermez, bu becerileri kişinin kendisi kazanır.

Doğru terapisti seçmek zor iştir ama o kişi bulunursa buna değer.

kesinlikle kişisel referans önemli.

hangi üniversiteden mezun olduğu hiç önemli değil. yaş tabi bir kriter 20 yaş ile 40 yaşında tecrübeli insan bir olamaz ama 20 li yaşlarda tüm ilgisini size verecek bir psikolog bazen daha faydalı da olabilir.

bu işin bütçesinin bir kısmını doğru terapisti bulmaya ayırın. gidip tanışın güven duymazsanız devam etmeyin.

Bi tansiyon ölçerdim ben bu durumda gün içinde, bulantı esnasında.

agir yuklenme eger alisik degilsen kusturur kardes..
ilk 1-2 ay fazla zorlama, ufak ufak dereceyi arttiracaksin.

özele gidip kan değerlerine bir baktır. durduk yere kortizol salgılıyor sanırım vücudun. gece bu esnada uykun olmasına rağmen uykuya da dalamıyorsan kortizol olabilir. o da cooper beyin dediği gibi aşırı yüklemeden.

bir de idmandan sonra limonlu tuzlu su içmeyi dene. gün içinde yine bir iki bardak daha tuzlu su içebilirsin. tuz çok enteresan bir madde. saçma sapan her şeyden dolayı eksikliğini görüyoruz. stres yapar o da.

Sabah yapılan idmanın gün sonunda kusturması normal değil. Sadece rutinden çıkıp yeteri kadar beslenmemek, su veya mineral ihtiyacında kardiyo yüzünden eksiklik oluşturmak buna sebep olabilir.

Antibiyotik kullanıyor musunuz sık sık?

ben.

Bi şu uzun COVID/Long covid meselesine bakın isterseniz:/

Sanatoryuma gidin. Atatürk göğüs hastalıkları hastanesi diye geçer. Keçiörende.

Sanatoryum +1

Yaşınız küçük ama bir kardiyoloji ile de görüşseniz fayda var. Aortta daralma gibi bir çok kalp sorunu nefes darlığı öksürük gibi yan etkiler yaratıyor.

Özele gidecekseniz başkent hastanesine gidin, üniversite hastanesi olduğu için tanı tedavi konusunda daha iyi desteklenirsiniz.

Deterjanlarla ilgili olarak ben yaşıyorum ama daha çok kış aylarında.

parmak katlandığında içeride kalan sertleşmiş deriyi tırnak makası ile kesin. Olabildiğince deriyi nemli tutun. El yıkmadan sonra bölgenin çok ıslak kalmamasına dikkat edin.

Amerikan hastanesi haldun karagoz hocayla gorusun derim.

Cem alhan kalp damar cerrahisinde ülkede bir numara olarak görülür. Babam da şeker hastası, bir dolu başka hastalığı da var. Kendisi ameliyat etti, kalp kapakçığı değişti. Kendisi bile %60 ihtimalle masadan kalkarsın demişti, operasyonu sorunsuz geçti ve 4 senedir sorun yaşamadı.

Vücudumuzda bulunan bazı benlerden melanom dediğimiz cilt kanseri gelişebiliyor. Özellikle el ve ayakta gelişen Akral Lentijinöz Melanom denen alt tip var. Sizin çıkartılan beninizde kötüye dönme gibi bir durum yok ama patolog emin olmak için immünohistokimyasal boyama denen yöntemleri yapmış. Melan-a ve HMB45 pozitifliği kötü bir şeyi göstermiyor. Melan-a deriye rengini veren pigmenti üreten hücre olan melanositlerin ürettiği bir protein. Geçmiş olsun.

teşekkür ederim.

Haftada bir gün paça çorbası. Doğal olandan şaşmamak lazım.

www.instagram.com
Şu linke yine ekşi duyuru'da denk gelip izlemiştim, bu adam "isterseniz kemik suyu, paça falan da için, o da bir işe yaramaz" gibi bir şey diyordu, tam hatırlayamadım şimdi.
Anlattığı molekül ağırlığı mevzusuna bakıp supra multi collagen complex aldım. Üstelik kolajen alma niyetim de yoktu, sırf burada gördüm izledim diye aldım. -_-

Kocam kelleyle paçayla olmuyo o işler, enerji olarak yakarsınız kolajenleri.
Doğru formda, doğru zamanda falan almak gerekiyor. Kobuzcu kızın attığı videoyu atmaya gelmiştim.

Benim söylediğim omuz eklemi için. FTR uzmanı tavsiyesi.
İşin kırışıklık, güzellik konularını bilemem.

kuzu haşlama

geçen hafta ortopedi doktoru yılda iki defa üçer aylık periyotlarda shot kolajen içmemi istedi. tip 2 mutlaka bulunsun, şeker katkısı olmayan bir tanesini seç dedi. araştırdım, gerçekten shot şeklinde olduğunu görünce de çok şaşırdım.

faranjit oldugumda zencefil çayı içiyorum, tahriş olmuş bölgede yanma hissi veriyor, dezenfekte ettiğini düşünüyorum. belki benzer bölge olduğundan zencefili deneyebilrsiniz.

Doktor antibiyotik tedavisi uyguladı mı? Sıradan bir şeyse antibiyotik ile geçer normalde.

Şeker ve basit karbonhidrat ile besleniyor bu mantarlar, onları kesiyorlar genelde iyileşme için. Bir araştırın.

Abi aslında önce devlet hastanesine gittim, sonra onun sallamadığını hissedince özel hastaneye gittim ama o da direkt aynı kremi verdi bana. yani elimle gösteriyorum kontrolde bak geçmiyor diyorum biraz daha kullan deyip gönderiyorlar valla bezdim ya. Fakat bana şampuan vermediler hangi şampuan o acaba?

Mantarın farklı formları var mı bilmiyorum ama ben de terlemeden dolayı olabiliyor bazen. Ketoral şampuan ile köpürtüp bi 5 - 10 dakika bekletiyorum duşta, geçiyor. Aslında bana hep hemen bu şampuanı veriyorlar, sizinki farklı mı acaba bilemedim ama bende durum bu.

Bilmiyorum ki ikisi de baktı işte travazol krem verdi geçti, yani doktordan daha iyi bilecek halim yok ama geçmedi tabii 6 ay oldu, insan üzülüyor biraz.

Ne mantari?? Yani nerede? Deri mantari mi? Ayak mantari mi? Genital mantar mi?

Duruma göre farkli „gücte“ tedavi yapilabiliyor

A evet belirtmemişim affedersiniz, kasık mantarı bu.

Kasık mantarına şu şekil virerseniz %100 geçiyor:

1 hafta arayla 2 zolax tablet icilecek
1 ay boyunca
Her Sabah bölgeye ve etrafına Pers-mant jel uygulanacak
Her Akşam bölgeye canesten krem uygulanacak (ilk hafta travacort da gerekebilir)

Her uygulama öncesi bölge su, sabun ve sulandırılmış baticon ile yıkanacak.

İç çamaşır sabah ve akşam mutlaka değişecek. Yüksek ısıda yıkanacak.

Bölge mutlaka hep iyi kurutulup asla ıslak yahut nemli bırakılmayacak.

Bu yol haritasını kullandığınız başka ilaçlarla, olası alerjileriniz yahut karaciğer sağlığınız gibi sebeplerden ötürü, bir doktora danışı0 uygularsanız bir ay içinde sorun çözülür.

(Her havlu/bornoz kullanımından sonra makinede yıkayın. Kullandığınız havluyu kurutup da tekrar kullanmayın)

altıntepe kızılayın cildiye iyi, ya da bana iyi geldi

Doç. Dr. Demet Akpolat. Gereksiz işlem yapmıyor, ya da yüzü dolgu ile şişirmiyor, öneririm.

parizad rostam , hifu işlemi arkadaşım yaptırdı sonuçtan çok memnun

hifu ve ulthera gibi islemler yuzdeki yagi eritiginden komplikasyon cikabiliyor. Ultrason ve radyofrekans iceren islemlere (thermage da dahil) bu yasta baslamayin bence. Ben 36 yasinda bbl hero’dan cok memnunum, kendisi digerlerine gore oldukca anti aging odakli ve ayni zamanda lifting saglayan bir foto-islem. Stanford arastirmasina bakmanizi oneririm. Istanbul’da Mustafa karatas’ta yaptiriyorum, oneririm.

Babamdan bahsediyorsunuz. İmkansiz. Öldükten sonrasını bile hesapliyorlar

mirasçıları iyi yer. hatta miras için kavga ederler..

bağış filan da mı yapmıyor
ordan yürüyün

@deer hunter,

Peki aile içi ilişkiler devam ediyor mu? Bizde tamamen koptu çünkü. Bu şekilde ben hariç hiçbir evladı yanına yaklaşmıyor bile, tüm sorumluluk, yük bana kalıyor, çok zorlanıyorum.

bir yaştan sonra insanların özellikleri kemikleşiyor o sebeple çok zor. yani bu insanın para harcamama dürtüsü kendi konfor alanı o sebeple harcamaz.

siz niye beziyorsunuz orasını anlamadım sadece. çok özel değilse dm'den yazarsınız bi duruma bakarız. bir kaç durum var bu insanlar ile ilgili.

@bi soru sorcam, zaman zaman kurbanda depremde vb ufak ufak yapıyor.

bu yastan sonra zor bence de.
belki mutevazi bir yasam hosuna gidiyordur. ve parasini da kendisinden sonra hosuna giden bir vakfa gidecek sekilde ayarlamistir bu yuzden ne kadar cok birikirse o kadar iyi diye dusunuyordur?
ne sorunlar acti ki bu durum ona? sorun acsa harcardi bence. sizin sorun dediginiz sey onun icin sorun olmayabilir.

konu istifçilik, sebebi ise kendini güvende hissetmeme ve kötü şartlara karşı bilinçsizce yapılan hazırlık. düzelir mi ? bence düzelmez, kendi istemesi lazım.

bu saatten sonra insan değişir mi ya ben 35 yaşındayım ben bile bu saatten sonra değişmem.

tolerans testi ozelinde bilmiyorum ama synlab fiyatlari iyiydi sanki

Biz özel bir hastanede 15 dakikada halletmistik. İki sene önce 150 lira civarı bir ücret odemistik. Bence bu kadar ugrasmaktansa özelde halletmek daha mantıklı.

Normalde akciğer raporu istenen bir sey ve zorunlu diye biliyorum.

Evet zorunlu...iş sağlığı güvenliği için doktor ve klinikler var. Çok ucuz oluyor ben kadıköyde bunlara çektirmiştim.
dışarda otoparkta seyyar bi kasada film çekmişlerdi.

bazı kaynaklarda yazıyor bazı kaynaklarda yazmıyor bu film. 2019 biz vermedik mesela. rapor alabileceğiniz aile hekiminden farklı başka kurumlar oluyor. direkt oraya gidin bence.

spor bitti dediğinizde vücut için aslında bitmiyor. aktif olan dolaşım devam ediyor.
spor sonrası dinlenme süresini arttırın ve sonrasında duşa girin terlemenin azaldığını olmadığını göreceksiniz.
ayrıca duş alındığında vücut ve çevresinde nemlenme normale göre daha yüksek olduğundan en ufak oluşan ter ortamdaki ve vücut yüzeyindeki nemle büyüyerek aşırı terleme olarak hissediliyor.
duştan önce ya da sonraki dinlenme süresini uzattığınızda her şeyin normale döndüğünü göreceksiniz. aynı sorunu yıllarca yaşadım. böyle çözüm bulabildim.

Spor sonrası en az yarım saat 45 dakika dinlenmeden duş almıyorum. Sebep aynı. Vücut için hayat, ancak normale dönüyor.

Ben sana çok basit bir örnek vereyim nedenini sen o şekilde kendin bulursun. Ortalama bir insanın günlük bazal metabolizma için ihtiyaç duyduğu kalori miktarı 1500-1600 civarıdır, bu 1600 kalorinin ortalama 1000 kalorisi sadece vücut sıcaklığını sabit tutmak için kullanılır geri kalanı da vücudun çalışan diğer mekaniklerinde kullanılır, yani dolaşım sisteminin çalışması dalağın böbreğin işini yapması gibi. Yani vücut sıcaklığının sabitlenmesi sistem için oldukça önemli ve mesaisini büyük oranda bunun için harcıyor, bu yoğun çabanın işgücünün de haliyle bir geri dönüşü oluyor. Şimdi senin eşin antrenman yapıyor vücut sıcaklığı yükseliyor ssitem terleyerek soğutmaya çalışıyor, sonra duşa giriyor vücut sıcaklığı düşüyor o zaman da sistem sıcaklığı yükseltmek için uğraşıyor, yani sistem bi noktada "bu ne yapıyor birader" deyip makineyi çalıştırıp iklimlendirmeyi başlatarak vücut sıcaklığını fix'lemeye çalışıyor, o yoğun mesai de ter olarak geri dönüyor. Sonra o ter hala sıcak cilt yüzeyine çıkınca nem artıyor o zaman da o "yapış yapış" süreç başlıyor. Çözüm arkadaşların dediği gibi antrenmanı bitirsin bi protein shake yapıp içsin aynada falan "ulan ne güzel biceps'lerim çıktı hee hay maşallah" diyerek oyalansın, vücut sıcaklığı biraz düşünce duşa girip ılık/serin bi suyla duşunu alsın yeter.

spordan hemen sonra antrenman esnasında çalıştırdığınız kaslar için esneme hareketleri yaparsanız hem vücuda "tamam artık dinlenme konumuna" geçiyoruz mesajı verirsiniz nabzınız da kontrollü bir şekilde düşer, hem de esnettiğiniz kaslar daha sağlıklı bir dinlenme/yenilenme dönemi geçireceğinden sakatlanma riskiniz azalar.

Bildiğim kadarıyla:

O yaşta kireçlenme normal değil.

Hafif kireçlenme de venöz yetmezlik de yürüyemez hale gelmeni açıklamaz.

MR çekildi mi? İyi bir ortopediste gitmeni öneririm.

Mirket tesekkurler oncelikle. Bazı günler sadece 1 buçuk 2 saat ara vererek günde 8 9 saatim ayakta geçiyor. O günlerde diz kapaklarım sızlıyor ve mola verdikten sonraki 4. Saatte falan artık bacaklarımın üzerinde durmak acı vermeye başlıyor. Kireçlenme oldugu için uzun saatler zorlanmaya dayanamadığını düşündüm bacaklarımın. Olmaz mı diyorsunuz bu?

Röntgen çektiler, kıkırdak yumuşamış o yüzden ayakta durdukca zedeleniyor hafif düzey kirecleme dedi doktor.

8-9 saat uzun bi süre. Varis çorabını ihmal etme de,

Dizin için ben olsam iyi bi ortopediste daha giderdim. MR falan çektirsin, iyi bi baksın diye.

Gittiğin doktora kötü demiyorum ama yine de emin olmak isterdim.

1. 7-8 sayfalık bir sonuç veriyorlar. Devlet hastanesi ve e nabız kısmında ne oluyor bilemem.

2. Rahat ol, her zaman ne yapıyorsan onu yap. Canlı bomba sanan olmadığı sürece sorun yok.

3. Hayır.

4. X-Ray'lerden geçmek bir sıkıntı yaratıyor mu bilmiyorum. Ben hep güvenliğe holter var deyip rica ettim, yandan geçtim.

İlave; Tansiyon holteriyse sorun yok da ritm holteriyse ve kıllı biriysen göğüs kıllarını almanda fayda var. Bir de takılı olduğu süre içinde yoğun terlememeye gayret et. yapışkanlar kendini koyverebiliyor.

@mirket

esas soracağım soruyu unutmuşum ama sağolasın cevaplamışsın, evet 1 sene önce eforlu ekg yaptırırken de göğüs kıllarını kes demişlerdi, riske etmemek gerek dediğin gibi:)

yalnız hava çok sıcak bir de o file gibi şeyi de geçirecekler sanırım terlememem imkansız

edit: tansiyon değil ritm holteri :(

Günlük hayatına devam et. Tavsiyem bu. Bir yerde oturursan bir anlamı olmaz.

Bugün Holter takıldı yarın cikarilacak yalnız sonuçlar 15 gün sonra çıkacak dedi hemşire hanim.

Normal mi? Sizlerin sonuçları ne kadar zamanda çıkmıştı?

Ayrıca edevlet e konamiyormus ekg gibi bir çıktısı olduğundan fiziki olarak kağıtları almak gerekiyormuş..

İlk defa duydum 15 gün olayını. Aleti bilgisayara bağlayıp 7-8 sayfalık çıktı alma süresi kadar sürmüştü benimkiler.
Kardiyolog görüp rapor yazacak desek, zaten o çıktıyı kardiyoloğa götüreceksin.
Anlamsız geldi bana ama sistemi kuranlar bir şey biliyordur elbet :)

@mirket

ben de 15 gün denince, aynı radyoloji uzmanları gibi heralde bunun da uzmanları var ve tüm gün kaydedilen ekg kayıtlarını özet hale getiriyorlar falan diye düşünmeye başlamıştım..

teşekkür ederim cevap için yarın gene zorlarım ben :)

yakın zamanda ankarada güvendiğim bir diş hekimi bana 7500 vida + 1500 diş porseleni için toplam 9000 fiyat verdi. dolar 21.5 idi o zaman

Iki sene önce aynı paraya yaptırmıştım

Markasına göre değişiyor implantlar. Alman, Çin, İsviçre ve Türk firmaları genelde kullanılanlar. En iyisi ve uzun ömürlüsü Alman ve İsviçre firması oluyor. En uygunu Türk firması oluyor ama kalite olarak kötü değil. Yabancılar dövizle olduğundan sürekli artar fiyatları. Uygun istiyorsanız yerli firmanın implantını yapan bir doktor bulun ona yaptırın.
Yerli olan bildiğim iyi marka İmplance var. Belki bulunduğunuz şehirde bu markanın temsilcisine ulaşıp doktor önerisi alabilirsiniz.

Yerli 5000 ithal 500 Euro fiyat aldim

Önceden yapıyorlardı. En son gittiğimde yapmadılar.

temizliyorlar. tıp fakültelerine gidebilirsin. ön muayene randevulu olmuyor. oraya gidip sıra alıyorsun. ön muayeneden sonraki branş randevuları online oluyor.

bunun yanında ağız ve diş sağlığı merkezleri var yine devlet. onlardan da sıra alabilirsin.

Bugün temizlettim. Ağız diş sağlığı hastanesinden genel diş randevusu almıştım.

yoğunluk yoksa yapıyorlar ama cila işlemi yok
ve hızlı yapıyorlar extra kanıyor

6 ayda bir yapıyolar. perşembe günü gidicem. beykoz ağız ve diş sağlığı merkezi.

periodontoloji sanırım ama direkt randevu alınamayabilir.

Ağız ve Diş Sağlığı Merkezileri yapıyor.

23andme sonucu FMF taşıyıcılığını gösteriyor. bir ya kolsişin kullandım işe yaramadı. oradan sağlamasını yapabilirsiniz ama iyi bir romatalog bulmanız lazım

@spankenstein teşekkürler, 23andme'den aldığınız sonuçları başka bir yerde mi işlediniz yoksa 23andme kendi portalında mı bunu direkt gösteriyor?

Kendi portalında diğer bir çok sağlık bilgisi ile birlikte gösteriyor

Bayındır Diş Kliniği var Joker'in yanında hemen. Ben de eşim de oraya gidiyoruz memnunuz.

Fiyatları bir tık pahalı olabilir bilginiz olsun.

Ekşi sözlükte başlığı var. Uzun uzun artık bununla yaşamayı öğrenmekten başka seçeneğimiz olmadığı anlatılmış.

Aramıza hoşgeldin ve Geçmişolsun.

Youtube'da bol miktarda karanlık ekranlı fırtına sesi videoları var. Rain rain adlı bir uygulama da var. Onları dinleyerek uyumayı dene. İşe yarıyor.

aynı duruma bir yakınım düştü. yıllarca uğraştılar. dediğiniz gibi nöroloji, kbb, iç hastalıkları, kardiyoloji aklınıza ne gelirse sevk edildi fakat bulamamışlardı. en son murat kınıkoğlu tiroid kaynaklı olduğunu bulmuştu.

her hasta, her hastalık özel durumlar içerebilir. bir fikir vermesi açısından en azından tiroid hormonlarınıza baktırabilirsiniz.

Eşiminki kan fazlalığından çıktı.
Boyuun kaslarınızın ve kemiklerinizden da olabilir.
kayropraktikçiler iyileştirdiklerini iddia ediyor.

ben de 2 yil once tetanoz yaptirdim. hic kart falan vermediler. tek doz dediler. 5 yil gecerliymis. dedigin gibi bi tetanoz uygulamasi duymadim. belki de karistiriyorsun baska bir asiyla

tetanosu yapan bakteri oksijensiz ortam sever. içerde kalan metal kısım ise zerre riske girmezdim. teşhiş noktasına gelen durumda pek kurtuluşu olmadığı gibi eski bir bilgi var aklımda. hiç değmez riske.

yazılmış tekrar yazayim
tetanoz bakterisi doğada bulunur pas şart değildir

pas sadece yüksek risk içerir nedeni de genelde doğada dışarda bulunan metal parçalarında bulunması ve bu metal parçalarının insanla teması halinde batma süretiyle yaralanmaya sebeb olması, pas yüzeyinin oldukça pürüzlü olması ve tetanoz bakterileri dahil olmak üzere diğer bakteriler için de yuva olabileceği

Riske girmeye değmez.
Toprakta bile olan bakteriden bahsediyoruz, bisikletten düşüp kanayan dizinin toprağa teması sonucu tetanozdan ölen bir çocuğun belgeseli vardı.

cevaplar için teşekkürler..

aşı oldum ama biraz sıkıntılı oldu, şöyle;

sabaha karşı 4 gibi elimi kestim, sonra yattım uyanınca giderim diye. günlerden pazar tabi sağlık ocağı vs açık değil. mediyeköy'de oturuyorum, bir sürü poliklinik hastane eczane gezdim hiçbirinde yok. şişli etfal'e gittim oranın da konsepti değişmiş orada da yok.

en sonunda seyrantepe'ye gittim acil'de 1 saat sıra bekledim ancak o şekilde olabildim saat 18:00-19:00 gibi.

yani aklınızda olsun cumartesi pazar tetanoz aşısı olmanız gerekirse mutlaka devlet hastanesi aciline gideceksiniz başka yerde yok çünkü..

www.saglik.gov.tr

alakalı mı bilmiyorum ama bakanlığın sitesinde şöyle bir bilgi mevcut, farklı sitelerde de bir yıl geçerli olduğu söylenmiş. Bana sorarsan bir problem olmaz kullanılır.

6 ay

İş yeri hekiminin kanaatine bağlı. Genelde 6 aylık içindekileri kabul ederler.

Tetanoz aşısı veya pnömokok gibi ekstra tahliller istemiyorlarsa bence kabul ederler. Ben işe girerken 1 kaç aylık olanı kabul etmişlerdi.

antibiyotik dışında bir ilaç duymadım bu konuda. onda da bir süre iltihapı vb geçirip operasyon öncesi rahatlatıyordu. malum onu da anca doktor yazabiliyor

Augmentin yazıyorlar genelde

Oran olarak bilmiyorum ancak İstanbulda 700-1000 TL arasında ücret ödeyen tanıdıklarım var.

yani bence bunu aslında doktor belirlemeli, mesela ilk iki ay her hafta sonraki aylar ayda bir hatta iki ayda bir e kadar düşebilir. yada her ay düzenli gel diyebilir.

benim de bildiğim 800-1000 arası genelde. istanbul lüks yerler 2000-2500 falan.

2000-2500 iyiymiş :) maddi olarak zorlayacak terapi bi süre sonra yıpratıcı da olmaya başlıyor. orası insanın çok yüksek harcama yaptığı için sterse girdiği bir yer değil aksine rahatladığı bi yer olmalı diye düşünüyorum.

1000tl/seans şeklinde gidiyordum daha önce, çevremde 500-700 civarına giden de var. konum istanbul.

haftada bir 500 ilra veriyorum.

bir arkadaşım 750 tl veriyormuş şu anda. ben bir kaç yere sormuştum, bundan 2 3 ay öncesi olmasına rağmen 900-1000tl fiyat çekmişlerdi. haftada bir seans için bu fiyatlar çok geliyor açıkcası. işin tuhaf yanı bu uzmanların çoğu online terapide de aynı fiyatı çekiyor

Benim danıştığım psikoloğa uzun zamandır görüştüğüm için bana özel indirim yapıldı.

Normalde; 2000tl +kdv
Bana; 1000 (Kdv yok)

Min seans ücreti 600 tl gibi, o da az tecrübeli birine gidiyorsanız. Temmuzda 600 tl olanlar arttıracak tabii ki.

Terapi çok zorlayan bir şey olmamalı ama ihtiyaç gibi de bakılmalı, gidip rahatlayacağınız bşr her değil aksine çözemediğiniz sorunları ihtiyaç dahilinde çözeceğiniz bir yer. Gerekiyorsa mide ameliyatı olmak gibi, ne yazık ki.

Doktor değilim ama;

MR'da, bir görüntü farkedilmiş ama Demiyelinizan hastalıktan ötürü mü, yoksa, damar tıkanıklıklarından ötürü oluşan bazı bölgelere kanın az gitmesinden ötürü mü anlaşılamamış. Bu arada, emiyelinizan hastalık, MS tarzı hastalıklara deniyor.

Bunları araştırmak için, MR anjiyo yaparlar sanırım. Geçmiş olsun.

Günde iki diş fırçalama ve mutlaka diş ipi kullanmak gerekiyor.

Fırçalamayı da diş ipi kullanmayı da usulüne uygun yapmak ayrıca gerekiyor.

Başka bişeye gerek yok.

dis ipi ile ugrasamiyorum derseniz sunlari tavsiye ederim
tinyurl.com

Diş taşı doğrudan taş olarak oluşmuyor, önce plak oluşuyor, plak temizlenmezse sertleşerek diş taşı oluşuyor. Yani ağzınızdaki plak oluşumu çeşitli etmenlere bağlı olabilir ancak temizlik süreci tamamen mekanik.

Fırça tipi ya da diğer bakım ürünlerinin mekanik etkisi minimum. Dişeti sağlığınız için iyi ürünler kullanın tabi ama neticede en kritik nokta dişlerinizi düzgün metotlarla ve düzgün sürelerde fırçalamanız, fırçalama süresini önerilen seviyede tutmanız.

Önerilen süreler günde en az 2 kere ve her seferinde 2 dakika boyunca fırçalamak. Diş hekiminiz gerekli görüyorsa günde bir kere yatmadan önce diş ipi kullanmak. Uygun metotlara da youtube'daki diş sağlığı medyalarından bakabilirsiniz.

Yani siz en kötü (ama temiz) fırçayı da kullansanız diş taşı oluşumu büyük oranda azaltılabilir bir durum.

Günde iki kez fırçalıyordum. Doktor 3 kez diye uyardı, benim için yetersizmiş.
Dediğiniz gibi çok kısa sürede fırçalıyorum, bunu uzatmam gerekiyor sanırım. Sabah işe yetişmek için, gece uykulu şekilde hızlıca fırçalayıp bitiriyordum..

Özellikle şu diş fırçası plaklara veya taşa iyi geliyor diyebileceğiniz bir fırça varsa onu da öğrenmek isterim.

benim diş doktorum fırça sertliğini doğrudan benim dişlerime göre önerdi. doğru yöntemle fırçalama (süpürme), diş ipi ve arayüz diş fırçası da önerdi düzenli kullanmam için. arayüz fırçasının numarasını da verdi.

ezcümle, bence genel bir öneridense size uygun olanları sormanızda fayda olabilir hekime.

2-3 hafta çay/kahve içmeyip
yemek yedikten sonra dişini fırçalarsan daha kalıcı olur

Benim diş hekimim oral-b orta sert fırçalarını önermişti bana.

Ama fırça tipi diş eti hassasiyetiniz yoksa cidden çok önemli değil. Dünyanın en gelişmiş fırçasını da kullansanız o plakları temizlemezseniz diş taşı problemi olur. Diş etine yakın yerlerin, diş arkalarının, arkada kalan azı dişlerinin ve diş aralarının temizliği çok önemli, buralara çok uğraşılmadığı için taşlar buralarda oluşuyor en fazla.

Plaktan kasıt dişinizin üstünde biriken bakteri kolonileri; bunlar beyaz, macun kıvamında ince bir film oluşturuyor dişlerinizin çevresinde. Tırnağınızla kazıyabileceğiniz bir şey. Gözle görünüyor yani, hergün devam eder bu süreç. Hepsini temizlemelisiniz.

ben de bugün diş taşı temizlettim. eski fırçamı atıp yeni fırçaya geçmemi ve dört beş gün boyunca majezik gargara ya tuzlu suyla gargara yapmamı istedi diş hekimi. benim dişlerimde şu siyah noktacıklardan çok olurdu. üç sene önce temizlikten sonra şarjlı diş fırçasına geçtim ve o noktalar tekrarlamadı. ama bir ay önce fırçam bozuldu ve ben yenisini alana kadar noktalar yeniden oluştu. bu sebeple şarjlı fırçadan asla vazgeçmem. bir de diş hekimim mutlaka diş ipi kullanmam gerektiğini söyledi. dişlerimin arası boşluklu olduğu için fırça giremiyor kalıntı kalıyormuş bu da plak ve sonrasında diş taşı demek. çürüğe kadar yolu var fırçalamaktan bile önemli diş ipi dedi.

muhtemelen bir şey olmaz.
prospektüsünde yazan yan etkiler görülürse doktorunuza başvurunuz.

naptın bi şişe cinle mi içtin bi yudumla mı?

yaklaşık 1 senedir çekiyorum, kbb uzmanı mr'a gönderdi ve sonuca bakıp "burada sorun yok ilaç kullanalım bir süre" dedi ve kullandım fakat hiç bir faydası olmadı.

bugün de dahiliyeye gidip tansiyon şeker vs. ölçtürmek için şikayetlerimi saydım kulak çınlamasından bahsederken "konu dahiliyeye ne zaman gelecek?" dedi :D

sonuç olarak yarın kan vercem ertesi gün de kan tahlillerime bakıp sonucu söylücek. umarım şeker tansiyon vs. bişey çıkar da şu çınlama işini buna bağlayıp çözümünü bulurlar.

Geçmiş olsun, 38 yıllık çınlama kullanıcısı olarak atlatamadım. Saf ses tedavisi, vitamin aklınıza gelebilecek bütün kocakarı ilacı fayda etmedi.

Şu aralar bu kütletmeci fizyoterapistlerden bir kaçı çınlamayı tedavi ediyoruz diyor ama hiç ikna olmadığımdan denemedim.

Yok.

Tebokan ile geçti

Vichy dercos zamaninda cok iyi gelmisti bana, dermatolog onermisti.

images.app.goo.gl
Kepek ve kaşıntı için Konazol şampuan

ek olarak sulfatsiz sampuan kullanmak benim sorunlarimi cozmustu

yeşil dercos +1

aku suyunda (saf su) hic mineral yok evet. ama aritma cihazlari kirecin tamamini almiyor. yanlis hatirlamiyorsam 4 Fransiz sertliginde icme suyuna ihtiyacimiz var ama bizim musluk sulari 30-50 arasinda degisiyor. yani ben aritma cihazi severim. ne kadar sagliklidir bilmem ama icine ne koyuyolar biliyorsun en azindan. damacanada daha once mevlute ayran mi yapildi, yoksa baska bir sey mi bilmiyorsun. kaldi ki bekleyen su iyi degil. musluk suyunda klor var en azindan. ve en basit aritma cihazi bile o kloru aliyor (hatta pamuk taksaniz musluga onda bile fark ediyor)

Kesinlikle zararlı. Hiçbir minerali ve faydası olmuyor. Uzun vadede zararlı. Bebekler ve çocuklar kesinlikle doğal kaynak suyu içmeli.

Cesme suyunu bi saat bekletip icin. Damacana ve aritma sudan daha sağlıklıdır.

Topraktan yapılmış küp suyu kendine getiriyor.
Su arıtma cihazları hakkında ben de iyi şeyler okumadım.
Bir de üçgen peynirler..

Biz de aynısını duyduk ama arıtma suyuna başlayınca başka su içemiyorsunuz. Paketli su tadı bana çok kötü geliyor. Damacana da pis geliyordu güvenmiyorduk. Şimdi her gün maden suyu içerek mineral almaya çalışıyoruz.

heralde 25-30 yıldır artıma suyu kullanıyoruz ailecek ancak öyle musluk ucuna takılanlardan değil, rainsoft gibi ürünler kullanıyoruz. Mineralleri de ekliyor içine, damacana suyu asla tercih etmem.

Hocam kapalısını bilmiyorum ama bypass ameliyatında vücut kalp akciğer makinesine bağlanıp kalp ve akciğerler durduruluyor. O yüzden ameliyat boyunca çalışmayan akciğerler sönüyor.

Ameliyat sonrası bildiğimiz lastik balon ve triflo denen aletle nefes egzersizi yapıp ciğerleri yeniden eski haline getirmesi gerekiyor. Bunu aksatmayın.

Geçmiş olsun.

Çok yakınım yıllar önce açık bypass geçirmişti, süreçte yanındaydım hep. Öncelikle geçmiş olsun babanıza.

Triflo olayı kapalıda da geçerli mi bilmiyorum, ama doktor verdiyse harfi harfine uygulayın, aksatmayın.

Kan değerleri gerekli takviyelerle düzene girecektir, takipte kalınsın mutlaka. Kontrolleri aksatmayın.

Ameliyattan sonra hiç geçmeyecekmiş gibi geliyor, hem hastaya hem yakınlarına. Dağ gibi adamlar iki adım atınca yorulur hale geliyorlar, yatağından kalkacakken size bakıp elini uzatıyor kalkmasına yürümesine yardım edin diye, , içiniz gidiyor. üzülmeyin. Biliyorum. Ama geçiyor. Hepsi geçiyor. Süreç bitince sapasağlam oluyorlar merak etmeyin. Tekrar geçmiş olsun.

Bi de benim gördüğüm, moralleri çok bozuluyor ya bu süreçte :) bi şekilde keyiflenmesini sağlamaya çalışın :)

Ve kapalı olduğu için çok şanslısınız :) açık baypassta boydan boya kesilen koca kaburgaların geri kaynaması için hastanın bir dünya hareket kısıtlaması oluyordu.

Aklıma tavsiye niteliğinde başka bir şey gelirse yazarım yine :)

Aşırı tüketimden kaçının diyor zaten, hatırladığım kadarıyla zararlı olması için tek seferde kilolarca çekirdek yutman gerekiyor bu da mümkün değil

Yani tek tük tüketimde bir zarar yoksa yazı da sıkıntı yok çok fazla. Ben de minnak yeğenim bir kere elma çekirdeği yuttu sanmıştım(sonra buldum çekirdeği çok şükür yutmamış)o zaman bi zararı var mı diye bakarken görmüştüm ve biz çocukken çıkarmaya üşenip yutardık arada erik, kiraz çekirdeği falan o yüzden de şaşırmıştım hatta iyi bize bişey olmamış demiştim. Şimdi de bu yazıyı görünce "ee hani 1 tanesini bile yutsak zehirleniyorduk" dedim. Her gördüğünü şakkadanak yapan çok insan var memlekette o açıdan sormak istedim

Zehirleyebilmesi için dış kabuğunun kırılmış olması gerekiyor.
Biz bütün halinde yutunca bütün halinde çıkarıyoruz o çekirdeği.

Ee peki mide asiti kabuğunu eritmiyor mu? Çoğu şey için mide asiti kuvvetli eritebilir vs deniyor mesela. Yuttuktan sonra kabuğun bütünlüğünün bozulma ihtimali yok mu? Eğer varsa bu bayağı büyük bir risk olmuyor mu? Riskin ciddiyeti belirtilemeden bu tarz bir yazı bana sakıncalı geldi ilk okuyunca o yüzden zaten gelip sormak istedim. Mesela kabuk bütünlüğünün yuttuktan sonra bozulduğu senaryoda kaç adet çekirdek risk teşkil eder? "Yani sonuç olarak kiraz çekirdeğini yutmak zararlı olmasa da bazı durumlarda kötü sonuçlara yol açabilir." Yazıyor bi yerinde. 1-2 tanesi güvenli sınırsa hadi bu cümleler gene neyse de eğer 1 tanesi bile ciddi risk ise bu basite alma çok tehlikeli değil mi?
Bir de
"Ayrıca çekirdeği toz haline getirip bu şekilde de tüketme şansınız vardır." Da yazılmış yazıda. Yani kabuğun koruyuculuğundan bağımsız kaç adet çekirdek güvenli sınır olarak kabul edilebilir? Şu yazıyı okuyup çekirdeği öğüten de çıkar diye düşündüm. Mideyi temizlemek için sıvı sabun yutanlar var neticede.
Not: bu arada yazıyı okuduktan sonra cidden merak ettim konuyu o yüzden bu detayları soruyorum.

Taze kayısı ve kiraz çekirdeğinde özellikle 15 yaş altı ve 65 yaş üstünde çok yemek riskli.

Tane halinde yutulduğunda bu tip şeyler sindirilemediği ya da sindirimi zor olduğu için safra kesesini ve karaciğeri yorabilir. Bunun kabuğunu sindiremiyorum bildiğim kadarıyla. Aynı şey sindirimi zorlayan diğer ürünler için de geçerli. Çekirdeğin kabuğunu kırıp içindekini yersen içindeki amigdalin, sindirilirken siyanür ortaya çıkarıyor. Miktarı arttığında zehirler tabii ki. Haberde de kabuğuyla birlikte kaynatmak ya da suyunu süzmek gibi şeylerden söz etmiş zaten.

İyi de alıntıladığım yerlerden birinde öğütmekten bahsediyor. Sadece kaynatma vs olsa neyse hadi

Kardiyoloji olabilir
Nörolojik olabilir
Uyku apnesi olabilir.
Susuzluk veya insülin direnci olabilir
Buradan cevap aranacak bir konu değil bence. Ciddi bir şekilde bir uzman doktorla gorusmelisiniz. Kardiyolog ve beyin damar cerrahi ya da nörolog olmali

Doktor arkadaşım çarpıntı ile uyanmayı çok takma kafana demişti. Ama tansiyon vs ilginçmiş gözükün bi dahiliyeye orası yönlendirir uygun gördüğü yere bi kaç tahlil yapıp.

Bro onların çoğu "tokatlama" odaklı şeyler, senin yüzündeki sakalın nasıl çıkacağı sen daha doğmadan önce genetiğine kodlanan bir olay, ekim falan yaptırmayacaksan diğerleri nafile bir uğraş olur.

Ektirmek dışında hepsi hikaye +1

benim kuaförüm kaşlarımdaki boşluklara ustura geçiyor. her gün yap bunu çıkar bunlar dedi hatta. tabi ben unutuyorum o yüzden ayda bir ustura görüyor :P dene istersen
kaş usturası ile yapıcan minicik bi jilet gibi düşün. gratis vbde satılıyor

minoxil sakal için de etkili diye biliyorum. kullanmayınca ama çıkardığı saç eski haline geliyor. bir inceleyebilirsin.

ondan evvel magnezyum bisglisinat almayı dene yatmadan önce. bir de yataktan bir saat önce 1 litre suya 1 çay kaşığı tuz 1 çay kaşığı karbonat atıp iç öyle yat. susuz kaldığın için uyanıyor olabilirsin. ben içki içtiğim gecelerde az uyuyorum çünkü susuz kalıyorum su içmek için kalkıyorum.

Magnimore plus alıyorsun eczaneden, akşam yuvarlıyosun bi tane. Bebek gibi uyuyosun.

benim bildiğim melatonin uyku sırasında salgılanan bir zımbırtı, az uyuyanlarda az salgılandığı için sonradan takviye alıyorsun, uykuyu uzatmaya ya da kalitesini arttırmaya yönelik değil. tabi atıyor da olabilirim.

Hiçbir işe yaramıyor denedim, önce bir sonra iki ve en sonunda 3 tane aldım. Sıfır uyku. 25mg seroquelin yerini tutamadı.

Az uyuduğum için melatonin desteği alıyorum. Doktor tavsiye etti.

Ben kullaniyorum uykuya dalmada ise yariyor

30 yaşındayım, benim 20likler de çıkmadı.

alt çenemde yer olmadığı için doktor alttakileri çıkarken çekmişti. üstte yer varmış. iyi görünüyorlar ellemeyelim dedi. bu olay 16 yaşımdayken oldu. 20 sene önce. çürük çarık bir şey yok.

Amcam 60 yaşında çektirdi ilk 20liğini apse yaptıktan sonra :) Zaten apse ile uğraşma diye çekilmesini öneriyorlar. Benim 3 tane vardı :D 2sini çektirdim apse yaptı çünkü, biri hala duruyor.

27 yaşındayım 4’ü de çıktı. Ağrı sızı yok. Çürüme de olmadı.

yaş 36. alttakilerin birini 15 sene önce, diğerini bu sene çektirdim. ikisinin de yanındaki diş çürümüş.

edit: kablelvuku'nun cevabını görünce aklıma geldi. babam da zamanında ihmal etmiş, çene kemiği erimiş. ingiltere'den özel kemik tozu getirtmişler.

Annem 20'lik dişlerini 40 küsür yaşına kadar çektirmedi hep erteledi. Dişi çürüdü önce, sonra kemik erimesi çıktı. 20'lik dişi çene kemiğine yapıştır. Estetik ameliyat ile çene kemiğinin ilgili bölgesini alıp kalçasındaki kemikten ek yaptılar bölgeye. Anlatınca ya bi saçmalama diyebilirsiniz fakat doktora tezi olarak yayımladı ameliyatı yapan doktor bunu. Haliyle annem müthiş bir istisna olsa da ciddi problem olabilir çektirmeyişiniz.

4 tanesini de çektirdim ben 2 tanesi çok kolay geçti bir tanesi aşırı zor, kalan biri de nispeten zor idi. Bıçaklık bir durum yok aslında. zaten kafası çıktıysa kolaylıkla alıyorlar gömülüyse biraz uğraştırıyor. bence bekletmeyin. zamanla ağrı da yapar koku da.

benim sol üst gömülü kalan dişim kökleri sinüsü delip enfekte olduğunda yaşadığımı ben bilirim. en son sinüs ameliyatı ile sonuçlandı.

üçünü gömülüyken çektirdim iltihap yaptıkları için, diğeri şimdilik sorunsuz duruyor

Ayakkabında sorun olabilir,yere basışında sorun olabilir,kilolusundur,vücudun hamdır.önce ayakkabını değiştir bir dene.

ayakkabı ile alakası yok. gayet normal. ayaklarının altı yanar bileğine baskı çok uygulandığı için baldırın ağrıyabilir gayet doğal.

ben on dakika yürüsem çok fena ağrılarım oluyordu. ortopedi doktoruna gittiğimde çukur tabanın tam tersi olduğunu söyledi ayaklarımda. özel tabanlık yaptırınca bu problem geçti sonra. bi doktora görünün yine de.

duptıs +1

ayakkabı ile çok ilgisi var. herkesin ayağı bir değil ama ayakkabıların çoğu tek tip iç ve dış tabanla üretiliyor. ayağınızın içe/dışa/düz basma durumuna göre uygun bir koşu/yürüyüş ayakkabısı alırsanız eklemlere binen yükü bariz azaltır.

pronation / supination diye aratınız.

Ne kadar hareketli olduğunuzu, vücut yapınızı, kilonuzu bilmeden öylece sallıyoruz.

Uzun süredir kullandığınız, kotun altına falan giydiğiniz ve şimdiye kadar sorun yaşamadığınız bir ayakkabıysa, ayakkabıdan olma ihtimali pek yok.

Kiloluysanız, başka sebep aramaya gerek yok.

@kablelvuku'nun sözünü ettiği gibi tarak çökmeniz olsa, şimdiye kadar haberiniz olurdu. Uzun süre ayakta durmalarınız falan zor olurdu.

Dağ tepe yürüdüyseniz, alışkın değilseniz ve outdoor ayakkabı değilse, gayet normaldir.

Durup durup bir anda iki saat yürüdüyseniz, yani vücudunuz hamsa gayet normal bir durum. Kısa mesafelerle başlayıp süreyi sonra uzatın.

Yaşınız ileriyse eklemler kireçlenmeye ya da aşınmaya başlamıştır. Ondandır.

Kadın kişisiyseniz ve menapoz dönemi civarı bir yerdeyseniz kemik sayımı yaptırın.

Amalgam dolgu ve kırılan projeksiyon lambasının parçalarını yemediyseniz tespit edilebilir düzeyde bir ağır metal birikimi olduğunu zannetmiyorum. Şelasyon tedavisi doğrudan ağır metal zehirlenmeleri ve vücutta demir birikimi (sürekli kan nakli olan hastalarda demir birikimi oluyor) durumlarında uygulanan bir tedavi. Benim bildiğim 2 ya da 3 ilaç var. Birisi karına pompa ile bağlanıyor, biri efervesan tablet şeklinde. İstendiği zaman hastanın talebiyle yapılabilen birşey değil. Uygulayan varsa da ağır metal birikiminden değil o insanın yapmaya çalıştığı şeyden daha çok endişe ederim.

saymak istemediğim öyle şeyler yedim içtim soludum ki siz lamba parçalarını sorunca bi düşündüm. peki ağır metal ve mineral testleri hakkında ne diyorsunuz, so/check (oligoscan) ya da kandan - idrardan yapılan testler? bunlardan hangisi sonuç doğruluğu açısından tavsiye ediliyorsa, laboratuvar yada klinik tavsiyesi de olur, gidip görüneceğim. bir aksiyon almam gerek artık, bu ihtimali elemeden diğerlerine devam etmek istemiyorum hakaten yaşam kalitem çok düştü.

oda tozlu olabilir. hali falan kaldirip silip supurun

yaz ayı geldiği için oksijen salgılayamıyosun ve burun tıkanıyor. hemen kbb'a git sana bi burun spreyi yazsin

Alt çene kemiğinden çekildi ise biraz ağrılı bir süreç olur.

Geçen zaman içinde yara kapanıp çekilen yerden ara ara kan gelirse ve dil ile yokladığınızda sert, sivri pürüzlü bazı parçalar oluşursa kendinizde (biraz dişinizi sıkarak :) o sivri ve sert parçaları alabilirsiniz.

Kamu spotu olarak
Sigaraya hayır.. diyoruz bu arada.

Annem 6-7 yıl önce benzer şikayet ile mersin sistem tıp a gitti. sıvı enjeksiyon denendi. 2-3 yıl sorun yoktu ama bundan 3 yıl önce tekrar sorun oluştu. O zaman Medicalpark a gidildi ve PRP denendi. Ama şuan tekrar sıkıntı yaşamaya başladı. Şuan ilaç ve fizik tedavi ile nispeten rahatladı. fakat sanırım tekrar PRP yapılacak. Ağrıların devam etmesi durumunda son çare olarak protez düşünülüyor.

şuan yaş 69

Türkiye'de diz ve kalça protezi ameliyatları çok sayıda yapılıyor (du). Artık firmalar devlete protez satmıyor. Yine de başka bir doktora daha danışırdım ameliyat öncesi. Ameliyat gerçekten şu aşamada tek çözüm mü diye. Sectalon gibi ürünler bir süre daha idare edebiliyor hastayı. Ama kesin çözüm değil çünkü vücut oraya verilen sıvıyı zamanla emiyor ve absorbe ediyor.

Kök hücre tedavisi düşünülebilir, araştırın derim.